Oğuz Kutlu ve ark. 249 _____________________________________________________________________________________________________ Gebeliğinde sitalopram kullanan annenin bebeğinde gözlenen klitoral priapizm: İlaç etkisi mi, idiopatik mi? Alev OĞUZ KUTLU,1 Fatih AKBIYIK,2 Sami ERBAY,3 Semra ÇETİNKAYA1 _____________________________________________________________________________________________________ ÖZET Priapizm, penisin uzun süreli ve genellikle ağrılı ereksiyonu olarak tanımlanır ve yayınlanan tüm yeni doğan priapizm olguları erkek bebeklerdir. Literatürde kız bebekte yeni doğan klitoral priapizmi yoktur. Bir günlük kız hasta klitoromegali nedeniyle muayene edildi. Klitoris erekte, sert idi ve 16.4 mm olarak ölçüldü. Öyküde annenin hamileliği döneminde düzensiz olarak sitalopram kulllandığı öğrenildi. Doğumdan 48 saat sonraki kontrolde klitorisin yumuşak ve küçüldüğü görüldü, 6.4 mm olarak ölçüldü. Neonatal klitoral priapizm, özellikle doğumdan hemen önce annenin düzensiz kullandığı citalopram nedeniyle olabilir. (Anadolu Psikiyatri Derg 2009; 10:249-251) Anahtar sözcükler: Priapizm, klitoral priapizm, yeni doğan, gebelikte ilaç kullanımı Priapism observed in a baby whose mother used citalopram during pregnancy: idiopathic or the effect of maternal medication? ABSTRACT All of the newborn cases reported with priapism which is defined as the long duration and mostly painful erection of penis are males and there is no report about neonatal clitoral priapism by the date. A female newborn whose clitoris was hard and erected and measured as 16,4 mm. on the first day of her life is presented. Irregular citalopram usage during the pregnancy was reported in maternal history. The genital examination in the 48th hour revealed that the clitoris had got smaller and softer with a length of 6,4 mm. Clitoral priapism might resulted from irregular and/or high dose citalopram usage especially during the last days prior to birth. (Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:249-251) Key words: priapism, clitoral priapism, newborn, maternal medication _____________________________________________________________________________________________________ GİRİŞ de bildirilmiştir.3 Priapizm, genellikle ağrılı ve uzun süreli penil ereksiyon olarak tanımlanır. Bu durum, orak hücreli anemi, penil travma,1-2 postoperatif analjezi amacıyla epidural kateter takılması, malignensiler, penil arteriokavernoz fistül veya kavernozit sonucu oluşabildiği gibi, idiopatik priapizm Priapizmde anatomik olarak, corpus spongiosum ve glans sağlamdır, sadece corpus cavernosum etkilenmiştir. Tablo, arterial veya venöz dolaşımın engellenmesi sonucunda penil/klitoral hemodinaminin bozulması ile gelişir. Bu düzenekle arteriel-yüksek akımlı veya venöz-düşük _____________________________________________________________________________________________________ 1 Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Pediatrik Endokrinoloji Kliniği, 2 Çocuk Cerrahisi Kliniği, 3 Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Ankara Yazışma adresi/Address for correspondence Dr. Fatih AKBIYIK, Bülbülderesi Cad. 50/5 06660 K.Esat/Ankara E-mail: akbiyik@isbank.net.tr Anadolu Psychiatry Derg 2009; 10:249-251 250 Gebeliğinde citalopram kullanan annenin bebeğinde gözlenen klitoral priapizm… _____________________________________________________________________________________________________ akımlı priapizm oluşabilir.4 Bu yazıda, hamileliğinin son dönemlerinde düzensiz ve yüksek dozda sitalopram kullanan anneden doğan bebekte gelişen klitoral priapizm tartışılmıştır. OLGU Doğum sonrası, bebek iki saatlikken çocuk hastalıkları uzmanı tarafından rutin muayenesi sırasında saptanan kliteromegali nedeniyle, pediatrik endokrinoloji konsültasyonu istendi. Hasta 24 saatlikken endokrin uzmanı tarafından görüldü. Hastanın, 29 yaşındaki annenin ikinci gebeliğinden, spontan vaginal yolla, 39 hafta 5 günlük olarak doğduğu öğrenildi. Hastanın anne ve babası arasında akrabalık yoktu. Postpartum dönemde emmesi zayıf olan hastanın diğer fizik muayene bulguları normal olarak değerlendirildi. Aşırı huzursuz olan bebeğin fizik muayenesinde klitoromegali dışında patoloji saptanmadı. Genital muayenesinde labialarda her iki gonad nonpalpabl, hiperpigmentasyon yok, vaginal açıklık normaldi. Klitoris 16.4 mm olarak ölçüldü. Klitoris muayenesi sırasında hastanın ağlamasının arttığı görüldü. Klitoris sert, erektil idi, ama endokrin hastalık düşündürecek bir bulgu ya da hiperpigmentasyon görülmedi. Kliteromegali etiyolojisi için anneden öykü alındı ve annenin fizik muayenesi yapıldı. Annenin spontan gebeliği olduğu, ailede kuşkulu genital yapı öyküsü bulunmadığı, ilk çocuğun sağlıklı bir erkek çocuk olduğu, annede ya da yakınlarında infertilite ya da kıllanma gibi hastalık bulunmadığı öğrenildi. Annenin, hamilelikten önce ağır depresyon tanısıyla sitalopram içeren bir antidepresan aldığı, hamilelik süresince de düzensiz olarak kullandığı ve son iki aydır, depresif yakınmalarının artması nedeniyle günde 20-30 mg kullandığı öğrenildi. Bunun dışında annenin kullandığı herhangi bir ilaç yoktu. Annenin fizik muayenesinde patoloji saptanmadı. total testosteron: 42.5 ng/dl, DHEA-SO4: 321 g/dl, ACTH: 21.8, kortizol 16.3 mg/dl olarak bulundu. Kan biyokimya ve hemogram kontrolünde Hb: 17.7 gr/dl, HCT: 53, Na: 139 mE/l, K: 5.3 mEq/l, BUN: 8 mg/dl ve kreatinin: 0.9 mg/dl idi. Tam idrar tetkikinde dansite: 1006, pH: 7 ve mikroskopi normaldi, idrar kültüründe üreme olmadı. Yapılan tüm kan endokrin ve biyokimya testleri normal sınırlar içindeydi. Hasta, ilk üç gün sık muayenelerle izlendi. Klitoromegalinin iki gün içinde kaybolduğu gözlendi. Bu dönemde tüm laboratuar bulguları normaldi. Doğum ya da sonrasında herhangi bir travma öyküsünün olup olmadığı sorgulanarak diğer etiyolojik nedenler de dışlandı. Bu bulgulara göre, hastada var olan klitoromegali, annenin citolapram kullanımına bağlı gelişen klitoral priapizm olarak kabul edildi. TARTIŞMA Yeni doğanlarda 10 mm üzerindeki klitoris, klitoromegali olarak değerlendirilir ve bir endokrin hastalık belirtisi olabilir. Konjenital adrenal hiperplazi gibi enzim hastalıkları veya inutero androjen maruziyeti klitoromegali ile sonlanabilir.5 Yeni doğan döneminde gerçek priapizm çok nadirdir.6 Yeni doğan erkek bebeklerde, üretra irritasyonu veya mesane doluluğu ile yalancı priapizmin görülebileceği bilinmektedir; bu durum idrar yapılması ile sona erer. Literatürdeki tüm bebek priapizm olguları erkektir, kız bebekte neonatal klitoral priapizm bildirilmemiştir. Doğum travması, forceps ile doğum, respiratuar distres sendromu, umblikal arter kateterizasyonu, polisitemi ve konjenital sifiliz neonatal priapizm nedenleri sayılmasına karşın, olguların çoğu idiopatiktir.4,7 Hasta, doğum sonrası 48. saatte kontrol amaçlı yeniden muayene edildi. Yenidoğan refleksleri canlı ve emmesi aktifti. Hastanın genital muayenesinde, klitorisin duyarlılığının kaybolduğu, küçüldüğü ve yumuşadığı gözlendi. Klitoris uzunluğu 6.4 mm olarak ölçüldü. Yazıda tartışılan hastada yukarıda sayılan etiyolojik etkenler yoktur. Yapılan kan ve idrar analizleri normal sınırlardadır. Herhangi bir endokrinolojik hastalık tablosu gelişmemiştir. Prenatal öyküye göre, anne citalopram içeren bir antidepresan ilacı düzensiz kullanmıştır. Klitoral priapizm erişkin kadınlarda genellikle cinsel uyarıdan bağımsız oluşur. Fluoksetin, sitalopram, nefazodon, trazodon, bupropion ve bromokriptin gibi bazı psikotrop ilaçların bu duruma yol açtığı bilinmektedir.8-10 Kliteromegali etiolojisine yönelik olarak endokrin nedenleri tarama amaçlı hormon analizleri 48. saatte yapıldı. Bu analizlerde FSH: 5.22 mIU/ml, LH: 0.385 mIU/ml ve estradiol: 20.5 pg/ml ve Sitalopram, 5-HT reseptörlerine düşük afiniteli, seçici serotonin gerialım inhibitorü (SSRI) bir antidepresandır. İlacın yarı ömrü 30-35 saat kadardır ve plasental geçişi yüksektir. Bağlandı- Hastanın acil koşullarda yapılan pelvik ultrasonografisi yaşıyla uyumlu ve normaldi. Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:249-251 Oğuz Kutlu ve ark. 251 _____________________________________________________________________________________________________ ğı reseptörlere göre değişmekle birlikte, serotonin, ereksiyonu hem uyarma, hem engelleme kapasitesine sahiptir. Deney hayvanlarında, serotoninin santral 5-HT1C reseptörleri ve spinal/ korporal 5-HT2C reseptörleri uyararak ereksiyonu stimüle ettiği gösterilmiştir.11 Erişkin kadınlarda sitalopram kullanımına bağlı klitoral priapizm bildirilmiştir.9 Priapizm ve sitalopramın ilişkisi, 58 yaşında bir hastada, yanlışlıkla üç adet 20 mg sitalopram tablet alımından sonra gelişen priapizm bildirilmiştir.12 Sitalopram serotonin geri alımını engelleyerek serotonerjik aktiviteyi başlatır, priapizme bu yolla neden olduğu düşünülür.11 Doğum öncesi yüksek miktarlarda SSRI’a maruz kalan bebeklerde, doğum sonrası 1.-2. haftalarda, antidepresan çekilme bulguları bildirilmiştir.13,14 SSRI’lar plasentadan geçer.15 Çalışmalarda hem kord kanında, hem de amniyon sıvısında yüksek miktarda SSRI ve metabolitleri saptanmıştır. Umblikal kord kanında, maternal serum konsantrasyonunun %29-89’u kadar ilaç ve metabolite rastlanmıştır.16 Annenin bu tür ilaçları kullandığı gebeliklerden doğumlarında, yeni doğanda doğrudan serotonin etkisi, ya da serotonin çekilme bulgularına rastlanabildiğinden, doğum öncesi son 7-10 gün fetusun ilaca maruz kalmaması için, bu tür ilaçların dozunun son trimestre girildiğinde azaltılması önerilir.17 Deney hayvanlarında yapılan çalışmalarda, SSRI’ların gebelikte kullanımının yeni doğan döneminde olduğu gibi, sonraki yıllarda da etkilerinin olabileceği gösterilmiştir. Magiac ve arkadaşları erken dönemde SSRI maruziyetinin, serotoninin sinaptik aralığında artışını sağlayarak, serotonin otoreseptörlerinin anormal uyarılmasına neden olup, nöro-davranışsal indekste değişiklikle sonuçlandığını göstermişlerdir.18 Gebelikte annenin kullandığı SSRI’a bağlı yeni doğan döneminde gelişen priapizm henüz rapor edilmemiştir. Yeni doğan priapizminin gelişiminde bu ilaçların rolünü tam olarak belirleyebilmek için ileri düzey çalışmalar gereklidir. Bununla birlikte sunulan olguda, klitoral priapizmin idiopatik olabileceği de akılda tutulmalıdır. Sonuç olarak, gebelik döneminde sitalopram türü ilaç kullanan annelerin bebekleri yakından izlenmeli, priapizmle karşılaşılabileceği unutulmamalıdır. KAYNAKLAR 1. Imamoglu A, Bakirtas H, Conkbayir I, Tuygun C, Sarici H. An alternative noninvasive approach for the treatment of high-flow priapism in a child: Duplex ultrasound-guided compression. J Pediatr Surg 2006; 41:446-448. 2. Weatherall MW, Higgs DR, Weiss H, Weatherall DJ, Serjeant GR. Phenotype/genotype relationships in sickle cell disease: a pilot twin study. Clin Lab Haematol 2005; 27: 384- 390. 3. Pitetti RD, Nangia A, Bhende MS. Idiopathic priapism. Pediatr Emerg Care 1999; 15:404-406. 4. Cherian J, Rao AR, Thwaini A, Kapasi F, Shergill IS, Saman R. Medical and surgical management of priapism. Postgrad Med J 2006; 82:89-94. 5. Carillo AA, Damian M, Berkovitz G. Disorders of sexual differentiation. F Lifshitz (Ed.), Pediatric Endocrinology, New York, Informa Health Care, 2007, p.365-386. 6. Mentzel HJ, Kentouche K, Doerfel C, Vogt S, Zintl F, Kaiser WA. High-flow priapism in acute lymphatic leukaemia. Pediatr Radiol 2004; 34:560563. 7. Meijer B, Bakker HH. Management of priapism in the newborn. Urology 2003; 61:224. 8. Brodie-Meijer CC, Diemont WL, Buijs PJ. Nefazodone-induced clitoral priapism. Int Clin Psychopharmacol 1999; 14:257-258. 9. Berk M, Acton M. Citalopram-associated clitoral priapism: a case series. Int Clin Psychopharmacol 1997; 12:121-122. 10. Doksat MK. Üçüncü Nesil Antidepresanları Kul- lanma Kılavuzu. İstanbul, 2008, s.97. 11. Tompson JW, Ware MR, Blasfield RK. Psychotropic medication and priapism: a compherensive rewiev. J Clin Psychiatry 1990; 51:430-433. 12. Dent LA. Citalopram-induced priapism. Pharmacother 2002; 22:538-541. 13. Nordeng H, Lindemann R, Perminov KV, Reikvam A. Neonatal withdrawal syndrome after in utero exposure to selective serotonin reuptake inhibitors. Acta Paediatr 2001; 90:288-291. 14. Sanz EJ, De-las-Cuevas C, Kiuru A, Bate A, Edwards R. Selective serotonin reuptake inhibitors in pregnant women and neonatal withdrawal syndrome: a database analysis. Lancet 2005; 365:482-487. 15. Gentile S. Escitalopram late in pregnancy and while breast-feeding. Ann Pharmacother 2006; 40:1696-1697. 16. Hendrick V, Stowe ZN, Altshuler LL, Hwang S, Lee E, Haynes D. Placental passage of antidepressant medications. Am J Psychiatry 2003; 160:993-996. 17. Koren G, Matsiu D, Einarson A, Knoppert D, Steiner M. Is maternal use of selective serotonin reuptake inhibitors in the third trimester of pregnancy harmful to neonates? CMA 2005; 24:172. 18. Maciag D, Coppinger D, Paul AI. Evidence that the deficit in sexual behavior in adult rats neonatally exposed to citalopram is a consequence of 5-HT1 receptor stimulation during development. Brain Res 2006; 1125:171-175. Anadolu Psikiyatri Derg 2009; 10:249-251