M. Meclisi 11 . 1 . 1973 B : 38 rulan akademi bilimsel özerkliği 'haizdir. Bilim­ selliğin gereği, vazgeçilmez zorunlu unsuru, öğesi nedir? Elde ettiği sonuçlar emperatif ola­ rak toplum hayatını dtkili ikılmak mıdır? Etki­ li kılmak için çalışmak. Yani akademi bir sonuç elde edecek, Atatürk'le ve onun inkılâp devrimiy­ le ilgili olarak, onun tarih görüşüyle ilgili ola­ rak bir sonuca varacak. Bu sonucu toplum ha­ yatını etkileyecek biçimıde, doğrultuda empe­ ratif olarak kullanacak. Şimdi, burada bu yumuşak gibi görünüyor. Kanun çıktıktan ve akademi kurulduktan ve siyasal otoritenin eline 'böyle bir yasa geçtikten sonradır «ki, tatbikatta bunun giderek nasıl taş­ lanacağını, nasıl sent, rijit bir anlayışın karşı­ lığı olacağı görülecektir. Bundan çekinilmek lâzımdır. Bilimsel olmanın niteliği; elde ettiği sonuçları kamuoyunun açık tartışmasına arz et­ mektir. Kamuoyunun açık tartışmasına arz edil­ meyen. elde edilen sonuçlar doğrudan doğruya emperatif nitelikte 'topluma telkin ediliyor; kabul ettirilmek isteniyor've yegâne görüş bu­ dur anlamına gelen bir tavır alınıyorsa, o, el­ de edilmiş olan sonuç bilimsel hir sonuç değil­ dir. Bilimsellik niteliğinin vazgeçilmez zorunlıığıı, onun kamuoyuna, kamuoyunun açık tar­ tışmasına sunulmasıdır. Hem yukarda 1 nei madde de bilimsel özerkliği haiz 'bir akademi kuracağız, hem de onu takibeden maddede el­ de edilen Sonuçlan emperatif olarak toplumu et­ kileyecek ıbiçimde kullan ! dırtmak yetkisini ka­ nunla bu akademiye vereceğiz. Bu birbirleriyle çelişir arkadaşlarım. HiçJbir eisaslı değişiklik yapmadan maddede gelen unsurlardan 'dil haraç bütün unsurları beğenmiş olarak, alma 1 nei maddedeki bilim­ sel özerkliğin gereği olduğu için (D) bendinin böyle .değiştirilmesini istirham ediyorum, ruh­ sat vermtenizi rica ekliyorum. Komisyonun bunu böylece kaibul etmesini istirham ediyorum. Bu­ rada. «yukardaki fıkralarda belirtilen» diyor, «yukardaki bentlerde» denmek lâzımdır. Ka­ nun yapma tekniğinin de gereği budur, bu hu­ susu da istirhamıma ilâve ediyorum. Saygılar sunarım. ••»• O : 1 BAŞKAN — Sayın Gül ey'in (D) fıkrasının değiştirilmesine müteallik önergesine komisyon ve Hükümet katılmadıklarını beyan ettiler, önerge sahibi de mücmelen izah etti. Önergeyi Genel Kuralım tasviplerine 'sunuyorum. ıKalbul edenler... Kabul etmeyenler... Kaibul edilnıemitşir. Yine Sayın Ferda Güleyi'n, Sayın Nuri Çe­ lik Yaızıcıoğlu'nun ve biraz evvel Sayın Meh­ met Ali Aybar'rn önergelerinde - Mehmet Ali Aybar'ın önergesinin birinci 'bölümünde - ge­ çen ve 2 nei maddenin çeşitli bentlerinde kulla­ nılan «İnkılâp» sözü yerine, Türkçe sözcük olan «Devrim» sözcüğünün konulmasına mütedair önergeleri var. Bu... İLHAN ERSOY (Kütahya) — Biraz evvel reddedildi. BAŞKAN — Hayır, bunları yeni işleme ko­ yuyorum. Bu önergelerin her üçü de sözcükle ilgili olduğu için birlikte işleme koyuyorum. Biraz evvel okuttum, yalnız bu noktaya taal­ lûk ediyor, yeniden okutmuyorum. Aşağı yu­ karı beyanım önergede geçen sözlerin tekrarı niteliğinde oldu. Bu itibarla Hükümet ve ko­ misyonun bu önergelere katılıp katılmadıkları­ nı soruyorum. PLÂN KOMİSYONU ADINA NACİ ÇE­ REZCİ (Niğde) — Katılmıyoruz. BAŞBAKANLIK KÜLTÜR MÜSTEŞARI MEHMET ÖNDER — Katılmıyoruz efendim. l ^ > » 10$ BAŞKAN — Hükümet ve komisyon katıl­ mıyor. Her üç önergede önerilen hususu Genel Kurulun tasvibine -sunuyorum. ıKalbul edenler... Kaibul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Başka önerge yok. 2 nei maddeyi okunmuş bulunan metindeki şekliyle tasvipleriniz© sunu­ yorum. Kaibul edenler... Ka'bul etmeyenler... Kaibul edilmiştir. Çalışma süremiz 'bitmiş (bulunduğundan bu­ gün öğleden sonra saat 15,00'te toplanmak üze­ re Birleşime ara veriyorum. Kapanma* saati : 13,00 ......