İhtilâle sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün

advertisement
Sorularlarisale.com
"İhtilâle sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü
dağıtır, genişletir. Cihad, dinî de olsa, kâfirlerin çoluk
çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganimet olabilir;
Müslümanlar, onları kendi malikiyetine dahil edebilir.
Fakat İslâm dairesinde birisi dinsiz olsa, çoluk çocuğuna
hiçbir cihetle temellük edilmez, hukukuna müdahale
edilmez..." İzah eder misiniz?
Bahsi geçen mektupta Üstad Hazretleri, hem kendinin hem de talebelerinin neden o
zamanın kuvvetli cereyanlarından birisine tabi ve dahil olmadığının sebeplerini ve
gerekçelerini izah ediyor.
Bu sebeplerinden birincisi ihlastır ki; iman hakikatleri ve ona hizmet etmek,
öyle kudsi ve yüksektir ki, hiçbir şeye ve hiçbir cereyana alet edilemez ve
edilmemelidir.
Başka cereyan ve fikriyatlara körü körüne tabi olmaya mani olan ikinci sebep;
Risale-i Nur mesleğinin en önemli bir esası olan şefkattir, yani başkalarına yapılan
zulüm ve zarara alkış tutmamaktır. Bu esası açmak için Üstad Hazretleri bu
paragrafı örnek olarak veriyor:
"Müslümanlar içinde tarafgirâne cereyanlar yüzünden, böyle
mâsumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtilâle sebebiyet
veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir. Cihad, dinî
de olsa, kâfirlerin çoluk çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganimet
olabilir; Müslümanlar, onları kendi malikiyetine dahil edebilir. Fakat
İslâm dairesinde birisi dinsiz olsa, çoluk çocuğuna hiçbir cihetle
temellük edilmez, hukukuna müdahale edilmez. Çünkü o mâsumlar,
İslâmiyet rabıtasıyla dinsiz pederine değil, belki İslâmiyetle ve
cemaat-i İslâmiye ile bağlıdır. Fakat, kâfirin çocukları, gerçi ehl-i
necattırlar; fakat hukukta, hayatta pederlerine tâbi ve alâkadar
olmasından, cihad harbinde o mâsumlar memlûk ve esir
olabilirler."(1)
İhtilala zemin hazırlayan fikri hareket ve cereyanlar, zulmün ve baskının yayılmasına
ancak vesile ve araç olurlar. Mesela; Mısır'daki siyasal İslam Mısır diktatörlüğünün
pekişmesinde ve masumlara yapılan zulme önemli bir sebep ve gerekçe yapılmıştır.
Bu tip hareketler İslam adına ve cihad için yapılmış da olsa bu zulüm ve baskıdan
page 1 / 2
hali kalamıyorlar. Bu da şefkat esasına aykırıdır. Bu sebeple bizim bu tarz siyasi
hareketleri kalben ya da fiilen desteklememiz mümkün değildir.
Mesela; Müslümanlar bir savaşta kafirlere galip gelse, İslam hukukuna göre o kafirin
mülkü ve çocuğu Müslüman’a ganimettir. Bunda zulüm ve haksızlık olmaz. Çünkü
İslam’a savaş açmış bir kafirin riyasetinde bulunan her şey ganimet hukukuna göre
galip gelen Müslüman’a verilmiştir. Kafirin çocuğunun ahiret noktasından masum ve
cennetlik olması, dünya hukuku noktasından ganimet olmasına mani değildir.
Ama İslam dairesinde dinsiz olan birisini öldürsek, onun mülkü ve çocukları ganimet
olamaz. Zira o dinsiz adamın hanımı ve çocuklarının hak ve özgürlükleri Müslüman
olmalarından dolayı o adamın sorumluluğunda değil İslam’ın himayesindedir. Her
Müslüman’ın temel hak ve özgürlükleri kendine aittir, vasisi olan ana ve babasına ait
değildir. Bu yüzden irtidat eden bir adamın çoluk çocuğu masumdur, babasından
ötürü ganimet hukukuna tabi edilemez.
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, (18. Mektup)
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download