143 İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:143-146 KALP HASTALIKLARININ PSİKOSOSYAL YÖNÜ Prof. Dr. Serap Erdine Uzm. Dr. Nurver Turfaner Çeşitli araştırmalar aşağıdaki olaylar ile akut myokard infarktüsü (AMI) arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir: Yaşam olayları Depresyon Vital Exhaustion (Yaşamsal tükenme) ve demoralizasyon A Tipi kişilik yapısı Yaşam olayı: Kişinin sosyal veya kişisel çevresinde olan önemli bir değişiklik Akut myokard infarktüsü (AMI) olgularında stresli yaşam olayları kontrol grubundan daha çoktur. Sağlıklı bireylerde yüksek düzeyde yaşam stresi ve sosyal izolasyon ile kardiovasküler olaylar arasında bir bağlantı saptanmıştır. Emeklilik, parasal sorunlar gibi stresli yaşam olayları AMI’ dan önceki yılda AMI habercisi olarak kabul edilir. AMI ile Bağlantılı Olaylar 1. Kişinin yaşamına girenler; evlilik gibi yeni insanlarla birliktelik. Kişinin yaşamından çıkanlar; yakın bir aile bireyinin ölümü gibi kişinin sosyal çevresinden bir kişinin eksilmesi. 2. Sosyal açıdan istenen (işte ilerleme) veya istenmeyen (majör mali problem) bir olay. 3. Kontrollü (olayın başlangıcı kişinin kontrolündedir veya kişinin seçimine bağlıdır) veya kontrolsüz (kişinin kontrolünde olmayan veya istememesine rağmen olan) olaylar. Girişler dışındaki diğer tüm olayların ilk KKH atağını geçiren kişilerde kontrollere göre sıklığı daha fazladır. 144 Kalp Hastalıklarının Psikososyal Yönü Birçok çalışmada stresli yaşam olaylarının kişiyi KKH’ya daha duyarlı hale getirdiği gösterilmiştir. Koroner kalp hastalığı olanların, hastalık öncesinde yaşadıkları kötü olayları daha yoğun olarak anımsadıkları düşünülmektedir. Bazı hastalarda yaşam olayları ve duygudurum belirtileri arasındaki etkileşimler kardiak olay riskini arttırır. Depresyon: Çalışmalar, depresyonun da koroner kalp hastalığı (KKH) öncesinde görülebildiğini kanıtlamıştır. Sağlıklı bireylerde depresyonun KKH’ya neden olup olmadığı kesin değildir. Depresyonun umutsuzluk boyutuna özel bir önem atfedilmiştir. Umutsuzluğu olan bireylerde zaman içinde carotis aterosklerozunun anlamlı derecede daha sık geliştiği gösterilmiştir. Kardiak hastaların yaklaşık %20-30’unda depresif bozukluk mevcuttur, %13-16’smda ise majör depresyon saptanmıştır. Depresif hastalarda kalp hızındaki değişkenlik azalır (azalmış parasempatik sinir sistemi aktivitesinin göstergesi) ve bu olay depresyonun bireylerde ventriküler aritmi ve artmış morbiditeye yol açma mekanizmalarından biri olarak değerlendirilmelidir. Psikolojik faktörlerin, hiperkolesterolemi ve diğer majör risk faktörlerine yakın düzeyde KKH riskini arttırdığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Koroner kalp hastalıkları sonucu gelişen depresyon ve sinirlilik kişiler arası sürtüşmeye ve ayrılıklara neden olabilir. Daha önce depresyonu olan kişilerde AMI sonrası depresyon oluşma riski fazladır. Myokard infarktüsünü izleyen depresif semptomlar, rehabilitasyonu bozabilir ve yüksek mortalite oranları ile morbiditenin artışına neden olu Hastalar iyileştikçe psikolojik faktörlerin ağırlığı azalmaktadır. Sonuç olarak depresyonla birlikte olan ve olmayan stresli yaşam olaylarının KKH oluşmasında rol oynadığı gösterilmiştir. Yaşamsal Tükenme: Halsizlik, artmış sinirlilik ve demoralize olma. Bu durum özellikle kardiak olaylarda spesifiktir ve AMI riskinde artış ile birliktedir. Son çalışmalarda, akut myokard infarktüsünden önce hastaların 1/3’ünde demoralizasyon saptanmıştır. Klinik depresyona bağımlı olan bu sendromsuz durum, kardiak hastalarda kötü sonuçlarla ilişkilidir. Koroner kalp hastalığı ve Tip A kişilik yapısı Aşın çalışma, belirli bitirme süresi olan aktivitelerle fazla uğraşma Zamansızlık duygusu Zaman baskısı altında olduğunu ifade eden motor hareketler sergilemek Düşmanlık ve eleştiri İrritable duygu-durum Fizik aktiviteleri arttırma eğilimi Zihinsel aktiviteleri arttırma eğilimi Basan ve tanınma için yoğun istek duymak Fazla yarışmacılık Prof. Dr. Serap Erdine, Uzm. Dr. Nurver Turfaner 145 Koroner kalp hastalığı Amerika Birleşik Devletlerinde 40 yaş üstü kadınların en sık ölüm nedenidir ve erkeklerden daha kötü bir prognoza sahiptir. Bu hastalığın psikolojik nedenleri arasında depresyon, panik bozukluk, genel anksiyete bozukluğu, anoreksiya nervosa, uyku bozukluğu, seksüel disfonksiyon, düşmanlık ve Tip A davranışı sayılabilir. Psikososyal faktörler, özellikle psikiyatrik bozukluklar ve semptomlar ile kadınlarda koroner kalp hastalığının gelişimi ve tekrarı arasında bağlantı bulunmuştur. Kaynaklar 1. Rafanelli C, Rancuzzi R, Milaneschi Y, Tomba E. Stressfül Life Events, Depression and Demoralization as Risk Factors for Acute Coronary Heart Disease; Psychother Psychosom 2005: 74(3) 2. GA Fava, N Sonino. Emerging Trends and Perspectives; Psychother Psychosom; 2000: 69(4) 3. Reus V.I. Mental Disorders.in: Braunwald E, Fauci A.S, Kasper D.L et al; eds. Harrison’s Principles of Internal Medicine.Nevv York 15th Ed.McGraw- Hill; 2001:2548. 4. Bonkier B, Andrew B. Littman. Psychiatric Disorders and Coronary Heart Disease in Women-A Stili Neglected Topic: Revievv of the Literatüre from 1971 to 2000; Psychother Psychosom 2002: 71(3)