hayatıniçinden moral ve motivasyonlarının yüksek tutulabilmesi ve hastalık düşüncesinden uzaklaşabilmeleri için değişik etkinliklerde yer almalarının sağlanması gerekmektedir. Bu açıdan da toplumun tüm kesimlerinin kapsayıcı olması sağlanmalıdır. 4- Uluslararası Alan Küresel bir hastalık olan kanserle mücadele konusunda tıp dünyası uluslararası işbirliği alanı içerisinde çalışmaktadır. Uluslararası işbirliği çalışmalarının, sivil toplum kuruluşlarının etkin mücadele edebildiği sosyal alanlara da taşınması gerekmektedir. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına (STK) önemli görevler düşmektedir. STK’ların kanserle mücadele konusunda güçlü roller üstlenmeleri, değişik ülkelerin deneyimlerinden yararlanmaları, kanserle mücadele alanını güçlendirecektir. Kansere Karşı Küresel Eylem BEN BAŞARDIM, SİZLER DE BAŞARABİLİRSİNİZ Salih YÜCE Genç Birikim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün 2003 yılında kanser üzerine yayınladığı raporda, Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde kanser hastalarının oranının 2020 yılına kadar %50 artış göstereceği tahmin edimektedir. Sınır tanımayan bir hastalık olan kanserle etkin bir şekilde mücadele edilmediği taktirde, öngörülemeyen durumlar da gözönüne alındığında bu rakamların daha da yükseleceği kuvvetle muhtemeldir. Bugun kanserle etkin bir mücadeleye başladığında, kanser teşhislerinde %20 civarında bir azalma olabileceği tahmin edilmektedir. 56 SAĞLIK ve İNSAN / OCAK 2016 Kanserle mücadele konusunda büyük aşamalar kaydeden, büyük başarılara imza atan tıp dünyası kanser hastalarının alternatifi olmayan, en önemli ve vazgeçilemez umut kaynağıdır. Kanser hastalığını yenebilmek için tıp dünyası büyük gayret içerisindedir. Bununla birlikte kanserle mücadele konusu; sosyal, kültürel, ekonomik v.b. birçok değişkene bağlı bir konudur. Tıp dünyasının belirlediği alan dışında, dört ana eksen etrafında mücadeleyi ele almak mümkündür. 1- Kanser Öncesi (Bilinçlendirme ve Koruma) Kansersiz bir yaşam için gençlerin, ailelerin ve çocukların eğitimi ve doğru bilgilendirilmeleri hastalığın önlenmesi açısından çok önemlidir. Böylelikle, kanser teşhisini azaltmak mümkün olabilecektir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; Harekete geçmezsek; 2020 yılında 10 milyon kişi kanser nedeniyle ölebilir! 2020 yılında 2 milyon, 2040 yılında 6.5 milyon kişinin hayatını şimdi harekete geçilerek kurtarılabilir! Dünya Sağlık Örgütü’nün bu verileri- nin iyi okuması ve her ülkenin kendine göre yorumlaması gerekmektedir. Kanserle mücadele; devletin, bilim insanlarının, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının, konuyu birbirinden kopuk bir anlayışla ele almaması gereken, dünyanın geleceğini tehdit eden ve sürekli gündemde kalması gereken oldukça önemli bir sağlık problemdir. Genç Birikim Derneği olarak hedeflerimizin başında, toplumun kaynağı olan çocukları ve gençleri kansere karşı korumak ve hastalar için savunuculuk yapmak geliyor. Kanser çok tehlikeli bir sağlık problemi ve erken teşhis kanser tedavisini kolaylaştırıyor. Bu nedenle kansere karşı ailelerin, çocukların ve gençlerin doğru bilgilendirilmesi hastalığın önlenmesi ve erken teşhis açısından oldukça önemli. Kanser, psiko-sosyal ve ekonomik tarafları olan çok yönlü bir sağlık sorunudur. Bu nedenle ailelerin, gençlerin ve sivil toplum kuruluşlarının kanserle mücadele sürecinde etkin olarak yer alması, kanserle mücadele alanını genişletmekte, güçlendirmekte ve toplumsal bir bilinç yaratılması konusunda yapılan çalışmalara katkı sağlamaktadır. Sınır tanımayan bir hastalık olan kanser alanında, uluslararası ve ulusal düzeyde deneyimlerin ve iyi örnek- lerin paylaşımı da büyük önem taşımaktadır. Bir ülkenin kanser alanında yaşadığı tecrübe, bir diğer ülke için rehber niteliğinde olabilmektedir. Dernek olarak çalışmalarımızı bu eksen içerisine oturtmaya gayret gösteriyoruz ve kanserle ilgili olarak elimizden geldiğince her platformda yer almaya çalışyoruz. KANSERE KARŞI EL ELE PLATFORMU Kanserle mücadele alanına sivil toplum kuruluşlarının dahil olabilmesi için Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz yıllarda çok önemli adımlar attı. Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ve Sağlıkta Umut Vakfı tarafından 6-7 Haziran 2008 tarihlerinde Ankara’da “Kanserle Savaşta Elele” başlıklı bir çalıştay düzenlendi. Kanserle mücadele konusunda sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği ve eşgüdüm sağlanması üzerine düzenlenen çalıştay oldukça başarılı oldu. Çalıştayda kanserle mücadele konusunda birlikte ve bir koordinasyon içerisinde hareket edilmesini kararlaştırıldı. Tarafların birlikte çalışma isteğinin net bir şekilde ortaya konması sonucunda, kanserle mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 24 Şubat 2010 tarihinde “Kansere Karşı El Ele Federasyonu” kuruldu. 2- Erken Teşhis Gençlerin, ailelerin ve çocukların kanserle mücadele konusundaki eğitimi ve bilinçlenmeleri hastalığın erken teşhisinin sağlanması açısından da oldukça önemlidir. Bu aşamada kanseri yenmek daha kolay olmaktadır. 3- Hastalık Aşaması Hastalık aşamasında tıp dünyasının benimsediği hastayı destekleyecek ve tıp dünyasına hastalıkla mücadele konusunda yardımcı olabilecek yeni destek alanları yaratabilmek için, konuyu bir sosyal alan çerçevesi içinde ele almak gerekmektedir. Kanser hastalarının toplumla bütünleşebilmesi, SAĞLIK ve İNSAN / OCAK 2016 57 Federasyonun amacı kansere karşı toplumsal bilinç, farkındalık ve duyarlılık geliştirmektir. Kanseri önleme, tarama, erken teşhis, tedavi, tedavi sonrası takip konularında “insan odaklı” politikalar olmasının sağlanması amacıyla etkin çalışmalar yaparak devlet ile STK işbirliğini sağlamak federasyonun hedeflerini oluşturmaktadır. Kansere Karşı EL Ele Federasyonu’nuna bugün Türkiye’nin değişik bölgelerinden 21 sivil toplum kuruluşu üyedir. Bende federasyonun 2. Başkanlığını yürütmekteyim Şimdi sizlere gençlik yıllarında kanserle umutsuzluk içerisinde mücadele eden birisi durumundan, Kanser Karşı El Ele Federasyonu’nun 2. Başkanlığı pozisyonuna nasıl geldiğimin küçük hikâyesini anlatmaya çalışacağım. Yaklaşık 10 yıl önce yakalandığım yumuşak doku kanseri “rabdomyo sarkom” nedeni ile uzun bir sure kemoterapi ve radyo terapi tedavisi gördüm. Tedavi süreci sonunda eğer kanseri yenebilirsem; bir hasta, bir baba ve birey olarak edindiğim tecrübeleri, toplumla ve kanser hastalarıy- 58 SAĞLIK ve İNSAN / OCAK 2016 la paylaşmayı ve kanserle mücadele konusunda Türkiye’de toplumsal bir eylem planı oluşturulması ve uygulanması üzerine çalışmayı planladım. İnsan hayata kıl payı tutunduğu en zor zamanlarda, küçük bir desteğin bile hayati önem taşıdığını anladım. Bu nedenle kanser hastalığını yendikten sonra kendi köşeme çekilmedim, diğer hastalara destek olabilmek için çalışmanın yollarını aradım. Benim yaşadığım şehir olan Muş Türkiye’nin doğusunda küçük bir şehir. Muş ekonomik göstergeler açısından Türkiye’nin diğer illerine oranla daha alt sıralarda yer alıyor. İlk olarak Muş’da “Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Sevgi Derneği”ni kurarak çalışmalarımıza başladık. Ardından kansere karşı mücadelede özel olarak çocukları ve gençleri hedefleyen, onların sosyal ve kültürel yaşamlarını zenginleştirmeyi amaçlayan “Genç Birikim Derneği”ni kurduk. Bu iki dernek vasıtasıyla 2004 yılından bugüne değin kanserle mücadele konusunda çok sayıda çalışma gerçekleştirdik. Bunlardan bazılarını size örnek olarak vermek istiyorum: Uluslar arası Onkoloji Günleri İlkini 2007 yılında Muş’da gerçekleştirdiğimiz Uluslararası “Yeşeren Bir Bitki” Onkoloji Günleri, dernek olarak çocukların ve gençlerin kansere karşı korunması üzerine yaptığımız en önemli uluslararası çalışmaların başında gelmektedir. Kamu kurumları, bilim adamları, sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, gençlik merkezleri ve gençlik sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla her yıl farklı bir temayla düzenlediğimiz Uluslararası “Yeşeren Bir Bitki” Onkoloji Günleri, uluslararası alanda iyi örnekler ve deneyimlerin paylaşıldığı, kanserle mücadele alanındaki gelişmelerin tartışıldığı bir paltform özelliği taşımaktadır. 2012 yılında beşincisini düzenleyeceğimiz Uluslararası Onkoloji Günleri’ni “Çevre ve Kanser” teması üzerine gerçekleştireceğiz. Mobil Mamografi Projesi: Son yıllarda Muş’da ve yakın diğer illerde kanserli hasta sayısının artışı, kanserin koruma ve erken teşhis üzerine daha fazla çalışmamız gerektiğini ortaya koydu. Ortaya çıkan bu acil ihtiyaç neticesinde Japonya Büyükelçiliği Kalkınma Programına başvurduk ve Novarstis Oncology’ nin de desteği ile mobil kanser tarama aracı projesini hayata geçirdik. Proje çerçevesinde içinde mamogrfi cihazı bulunan tam donanımlı bir araç oluşturduk. Şu anda aracımız bölgemizde yer alan 12 ilde meme kanseri taraması yapmaya başladı. Mobil aracımızla her yıl düzenli olarak 4000 kadına tarama yapacağız ve tarama yaptığımız şehirlerde 2.000 genç kadına meme kanseri konusunda eğitim vereceğiz. ECPC üyeliği 2006 yılında Avrupa Kanser Hastaları Koalisyonu-European Cancer Patients Coalition (ECPC)’na üye olduk. ECPC üyeliğimizle birlikte Türkiyedeki çalışmalarımızı yerel ve ulusal boyutan çıkarak uluslararası bir düzeye çıkmıştır. ECPC sayesinde Avrupa’da Kanserle ilgili gelişmeleri ve çalışmaları yakından takip etme ve bunlara katılma imkânı bulduk Onkoloji Yaşam Merkezi Projesi Kanser hastası olan gençlerin ve çocukların topluma dahiliyetini kolaylaştırmak, kendilerine güvenlerini arttırmak, sosyal ve kişisel gelişmelerine yönelik destekleyici faaliyetlerde bulunmak amacıyla Onkoloji Yaşam Merkezi’ni oluşturduk. Onkoloji Yaşam Merkezi’nin faaliyetleri arasında kanser hastası olmayan gençlere, çocuklara ve ailelerine yönelik farkındalık yaratma ve bilinç arttırma programları da yer almaktadır. Onkoloji Yaşam Merkezi’nin faaliyetleri 3 temel grupta toplanmaktadır; 1- Kapasite geliştirme ve bilinçlendirme 2Sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetler 3- Kanser konusunda gençlerin, çocukların ve ailelerin farkındalıklarını arttırma. Merkez, Muş ilinde yaşayan çocukların ve gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasını ve bireysel ve sosyal birikimlerini arttırmakta, kanser teşhisi konmuş çocukların ve gençlerin tedavi sürecinde sosyal hayattan kopmamalarını sağlamaktadır. Böylelikle kanser hastalığıyla mücadele konusunda gençlere, çocuklara ve ailelerine önemli bir destek hizmeti sağlanmaktadır. Hastalarla BİRLİKTE Sorunlarımıza yönelik çözümler üretmek için, hastalarla düzenli olarak bir araya gelerek neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Ulusal Kanser Haftası, Dünya Kanser Günü gibi özel günleride fırsat bilerek karar verenlerle buluşup tespit etiğimiz sorunlara yönelik çözüm önerilerimizi sunuyoruz. Bu kapsamda, Muş’da Erken Tanı Merkezinin ve Devlet hastanesinde Kemoterapi Merkezinin kurulmasını sağladık. Madi düzeyde sorunları olan hastaların daha iyi koşularda tedavilerini alabilmeleri için Muş Valiliği nezninde sürekli girişimlerde bulunuyoruz. Hastalarımızın sorunlarını yerel ve ulusal medyada gundeme getirip destek verilmesini sağlamak için çalışıyoruz. Kanser hastalığım size bu anlattığım çalışmaları yapmamı sağladı... Kanser olmamayı çok isterdim ama eğer kanser olmasaydım, bunları yapmayacaktım. Bazen şunu düşünüyorum; hasta olduğumu öğrendiğim ilk günlerde Allah ile ölmemek için surekli pazarlık yapıyordum! Ölmemek için hep yeni bir şans diliyordum... Bugun o günlere dönüp baktığımda ise, ben kanserle mücadele etmeyi öğrenmek ve öğretmek için kansere yakalandım diyebiliyorum... Kanser hastalığıyla tek başına mücadelenin ardından, kanser hastalarının kendilerini yanlız hissetmemelerini sağlayabilmek amacıyla; gençleri, çocukları ve kadınları kansere karşı korumaya çalışan bir sürecin içerisine girdim. Dernek olarak bugün yaşadığım şehir olan Muş’dan, Türkiye’den ve uluslararası alandan birçok kişi ve kuruluştan oluşan çok geniş bir networke sahibiz. Kanserle mücadele konusunda hastalığım sürecide dahil olmak üzere 11 yıldır, birçok çalışmanın koordinasyonunda aktif roller üstlendim. Kanser hastalarına şunu söylüyorum; ben başardım, sizlerde başarabilirsiniz yeterki buna gerçekten inanın... Kanser çok tehlikeli ve ölümcül bir hastalık, kanser teşhisi alanların yaşamı çok zorlaşıyor... ben bunu yaşadım. Gençlere, çocuklara ve kadınlara sağlığınıza dikkat edin diyorum! Herkes kanser hastası olabilir. Günümüzde olumsuz yaşam koşulları, yanlış beslenme, tütün kullanımı, olumsuz çevresel faktörler ve çoğaltabileceğimiz birçok sebep buna yol açabilir... Bugün kanser hastası olmak yıllar öncesine göre daha kolay, diğer taraftan sağlıklı ve daha uzun yaşayabilmek de geçmiş yıllara göre daha fazla mümkün. Bu açılardan ben gençlere, çocuklara ve kadınlara önce kanser olmamayı öğretmeye çalışıyorum! Kanser hastası olanlara da “rol model” olmaya, onların yaşama umudunu kaybetmemesine ve her koşulda yaşamla olan bağlarının güçlü olmasını sağlamaya, tıbbi tedavi programlarını eksiksiz uygulamalarına gayret gösteriyorum. Kanser tıbbi dünyasındaki gelişmeler neticesinde yenmeyi başarabileceğimiz bir hastalık haline de geldi. Bunu başaran insanları görebilmek beni çok mutlu ediyor... SAĞLIK ve İNSAN / OCAK 2016 59