BĐLĐMCE Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI mustafa.kaymakci@ege.edu.tr KÜRESELLEŞ(TĐR)MEYĐ NASIL ALGILAYALIM? Son 15-20 yıl içinde toplumuzda sıkça sözü edilen kavramlardan biri de küreselleşme. Küreselleşmeye olumlu işlevler yükleyen ve kaçınılmaz olarak kabul edenler olduğu gibi karşı çıkılması ve direnilmesi gereken bir yaklaşım diyenler de var. Küreselleşmenin Felsefi Kökeni Nedir bu küreselleşme? Kimileri, nasıl doğadaki yasaları açıklamaya yarayan bir “Doğa Bilimi” var ve bu yasalar genelde her yerde geçerli ise; tarihi, toplumu ve onlara egemen olan yasaları da ortaya koyan bir “Sosyal Bilim” de vardır diyor. Bunlara göre, tarihin, toplumun ve ekonominin de evrensel yasaları vardır ve bu yasalar doğa yasaları gibi genel geçerdir. Bir başka deyişle, “genel”in doğada olduğu üzere, sosyal bilimlerin bütün dalları için de geçerli olduğu iddia / kabul ediliyor. Küreselleşme Đdeolojisi Nasıl Genelleşti? Bu felsefi yaklaşım, eş zamanlı olarak ekonomide de tek ve biricik gerçeğin liberalkapitalist bir düzen olduğunu, evrenselci bir söylem olarak ortaya çıkardı ve dayattı. Reel sosyalizmin bunalıma girmesi ve çöküşü ile dünyanın tek kutupluluğa dönüşmesi de liberal-kapitalist sistemin başarısı olarak görüldü. Bu bağlamda, liberalkapitalizm dünyanın eriştiği en mükemmel sistemdi. Bunun yerine başka bir sistemin geçmesi artık söz konusu olamazdı. Bu anlamda tarihin sonu gelmişti. Bu şekilde kapitalizm bir dünya dinine dönüştürüldü. Bu dönüştürmede, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya’daki kimi düşünürler (!) önemli rol oynadılar. Arkalarındaki tekelci firmaların desteğiyle bu ideolojilerini yaygınlaştırmak için vakıf, enstitü ve iletişim ağı kurdular. Kimi bilim adamlarını, yazarları ve siyasetçileri fonladılar. Bu ideolojik çalışmalarla liberal-kapitalizm, büyük bir kesim tarafından normal ve doğal bir sürecin parçası olarak kabul edildi. Özetle bu konuda önemli düzeyde kültürel egemenlik kuruldu. “Đnsanların beyinlerini işgal edebilirseniz, kalpleri ve elleri de arkadan gelecektir” deyişi gerçekleşti. Küreselleşme Terimi Doğru mu? Küreselleşme politikalarının araçları ve sonuçları, daha sonraki yazılarda irdelenecek. Ancak bu terim yerine küreselleş(tir)me teriminin kullanılması daha doğru. Nedeni, şu; öncelikle küreselleşme kaçınılmaz bir olgu değil. Olgular doğada oluşur ve oluşumlarında insanoğlunun doğrudan müdahalesi söz konusu olamaz. Örneğin doğal afetler gibi. Buna karşılık küreselleşme, merkez (zengin) ülkelerdeki üretim biçimi ve ilişkilerin teknolojik ilerlemelerle birlikte ortaya çıkardığı bir süreçtir. Bunun sonucu olarak, mal, hizmet ve sermaye bir denetime tabi olmaksızın zengin ülkelerin çıkarlarına göre üçüncü dünya ülkelerine girip çıkmaktadır. Yaratılan bu politikalar, üçüncü dünya ülkelerine de, başka çareleri olmadığı kabul ettirilerek benimsetilmektedir. Burada, özellikle üçüncü ülkeler ve yoksul kesimler için bir yaptırım (zorlama) vardır. Bu nedenle uygun terim, küreselleş(tir)me olmalıdır.