T.B.M.M. B:112 15.6.2005 0:1 Muğla İlindeki özel çevre koruma alanlarıyla alakalı, planlamayla alakalı, köylerimizin sıkın­ tılarıyla alakalı söz almış olan değerli milletvekili arkadaşım bölgedeki tabloyu ortaya koydu. Bakanlığımızın ve Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının buradaki geliştirmiş olduğu inisiyatifi de bizlerle birlikte paylaştı. Biz, çözümden yana olduğumuzu... Talimatlarımıza uyan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı arkadaşımız bugüne kadar bölgedeki çözümsüzlüklerin kay­ nağına inerek, olayın tam özüne parmağını basmış ve de meseleyi -değerli milletvekili arkadaşımın da ifade ettiği gibi- önemli ölçüde çözüme kavuşturmuştur. Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Muğla il sınırlan içerisinde kalan özel çevre koruma bölgelerinde 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, kurum tarafından onay­ lanan 1/25 000 ölçekli çevre düzeni planlan doğrultusunda hazırlanan alt ölçekli planların uygulan­ ması aşamasında aşağıdaki sebeplerden dolayı uygulama sorunları yaşanmaktadır: Kıyı Kanunu ve kanunun uygulanmasına dair yönetmelik hükümleri gereğince, sahil şeridinin ilk 50 metresinde herhangi bir yapılaşma söz konusu olamamaktadır. İkinci 50 metre içerisinde kalan, günübirlik kullanımlar için yapılması zorunlu olan alan içinde kalan mevcut köy yerleşimin­ de de, buralarda, ancak, konut yapılanna mevzuata uygun olması halinde müsaade edilmektedir. Bölge içindeki kırsal yerleşimlerin büyük kısmının doğal arkeolojik ve kentsel SİT alanları ol­ masıyla... Bu doğal SİTlerle alakalı birkaç şeyi ifade etmek istiyorum. Değerli milletvekili ar­ kadaşım da bu konunun üzerinde durdular. Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'nin önemli sorunlanndan biri de doğal SİT'lerdir. Bu doğal SİT'lerin, şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığının tasarrufunda olan doğal SİTlerin doğal SİT olarak ilan edilmesi sürecine baktığımızda, işin uzmanlannm yeterince bu işin içerisinde olmadığının, kararlannın verilmesi aşamasında gerekli incelemelerin yapılmadığının, konunun ihtisasını yapmış insanlar olmaması münasebetiyle de çok ciddî sıkıntılann ülkemizin dörtbir tarafında olduğunun, burada değerli milletvekili arkadaşlarım ve kamuoyu tarafından bilinmesinde fayda vardı. Bu, son derece hassas bir konudur; çünkü, bu konuyla alakalı o kadar şikâyet alıyoruz ki, doğal SİT'lerle alakalı, bilhassa, ülkemizin güney sahilleri ve Ege sahillerinde bu konuyla alakalı o kadar yoğun bir sıkıntı var ki, bu, öyle zannediyorum ki önümüzdeki uzun olmayan bir süre içerisinde, yapmış olduğumuz çalışmalarla kalıcı bir çözüme kavuşacaktır. Ancak, burada, Özel Çevre Koruma Kurumunun Muğla'da yapmış olduğu uygulamalarla alakalı birkaç hususu sizlerle daha geniş olarak paylaşmak istiyorum. Geçiş dönemi yapılanma koşullarına göre verandalar ve müştemilat hariç, en fazla TAKS'ın 0,20; en fazla bina yüksekliğinin 6,50 olması ve 2 kat koşulunun sağlanması şartıyla, bir parselde her bir yapı taban alanı maksimum 85 metrekare olmak üzere, en fazla 2 yapıya izin verilecektir. Bununla şunu hedefliyoruz... Müteaddit defalar bölgeye gittiğimizde görüyorduk ki, köydeki tar­ lasını ekerek, biçerek, çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak durumunda olan yöre halkının, askerden gelen çocuğunu evlendirmesi için, evinin penceresinin doğraması çürümüş olmasına rağmen değiştir­ mek istediği halde, koruma kurullan müdahale ediyor ve vatandaş -yeni bina yapmayı şöyle bir tarafa koyun- eskimiş, çürümüş penceresinin çerçevesini dahi değiştiremiyordu. Mahalline gittiğimizde, gör­ düğümüzde, incelediğimizde, vatandaşın taleplerinin son derece yerinde olduğunu gördük. İşte, bu, yerinde yapmış olduğumuz tespitler doğrultusunda da, bugün burada, Özel Çevre Koruma Kurumunun, öncelikli olarak Muğla bölgesinde ve de diğer illerimizde, benzer sıkıntılarla halkımızın daha fazla boğuşmaması için böyle önemli bir karan aldık. Ancak, özel çevre alanlanyla alakalı size birkaç hususu daha bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Özel çevre alanlan, gelişmiş ülkelerin üzerinde hassasiyetle durmuş oldukları bir husustur. Çünkü, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi açısından, endemik türlerin korunması ve gelecek kuşak­ lara sağlıklı bir şekilde intikal ettirilmesi açısından, mutlaka ve mutlaka korunması gereken alanlann sürekliliğinin temin edilmesi açısından, özel çevre alanları son derece önemlidir. Bu konuda -511-