Reasürans Nedir

advertisement
T.C.
BAŞBAKANLIK
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI
REASÜRANS DENETİMİ:
ÜLKE ÖRNEKLERİ ve TÜRKİYE UYGULAMASI
UZMANLIK TEZİ
Zerrin KELEŞ
(zerrin.keles@hazine.gov.tr)
Sigortacılık Genel Müdürlüğü
ANKARA
Haziran 2007
ÖZET
REASÜRANS DENETİMİ:
ÜLKE ÖRNEKLERİ VE
TÜRKİYE UYGULAMASI
Uzmanlık Tezi
KELEŞ, Zerrin
Haziran 2007, 163 Sayfa
Finansal
etkisiyle,
piyasalardaki
hızlanarak
devam
entegrasyon
süreci,
etmektedir.
Finansal
küreselleşmenin
piyasaların
de
önemli
öğelerinden olan sigorta ve reasürans piyasaları da küreselleşmenin getirdiği
bütünleşme ve dışa açılım trendlerinden payını almakta; iş hacimlerinin de
artması
sonucunda,
rekabetin
ve
istikrarın
sağlanması
ve
piyasa
belirsizliklerine karşı tüketicilerin korunması için bu piyasalarda denetimin
gerekliliği
giderek
artmaktadır.
Sigorta
ve
reasürans
piyasalarındaki
denetimin en önemli unsurlarından biri ise reasürans denetimidir.
Reasürans denetiminde ise, sigorta şirketleri üzerinden yapılan dolaylı
reasürans denetimi ve reasürans şirketleri üzerinden yapılan direkt reasürans
denetimi olmak üzere iki yaklaşım öne çıkmaktadır.
Bu çalışmada, reasürans denetimi, ülke örnekleri ve Avrupa Birliği
düzenlemeleri çerçevesinde incelenerek; Türkiye’de reasürans denetiminin
unsurlarının belirlenmesine yönelik önerilerin oluşturulması amaçlanmıştır.
i
Bu çerçevede, öncelikle reasürans ve reasürans denetimi ile ilgili genel
kavramlar hakkında ve reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları risklere ilişkin
bilgi verilerek, sigorta ve reasürans şirketlerinde reasürans denetiminin
gerekliliği sunulacak; daha sonra dünyanın çeşitli ülkeleri ile Avrupa Birliği
ülkelerinde ve Birlik mevzuatında reasürans denetimine ilişkin uygulamalar
ve düzenlemeler incelenecek; yapılan bu incelemelerin ardından da
Türkiye’de reasürans denetimi alanındaki mevcut durum yansıtılarak, ülkeler
bazında yapılan analizler sonucu oluşturulan teorik çerçevede Türkiye’de
reasürans denetimine ilişkin öneriler geliştirilecektir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Reasürans, Reasürans Şirketleri, Reasürans
Denetimi, Reasüransın Dolaylı ve Direkt Denetimi.
ii
ABSTRACT
REINSURANCE SUPERVISION:
COUNTRY CASES AND
TURKISH PRACTICE
Thesis
KELEŞ, Zerrin
June 2007, 163 Pages
The integration process within the financial markets is perpetuated and
accelerated with the impact of globalization. The process of opening-up and
integration brought by globalization also affects insurance and reinsurance
markets, which are vital elements of financial markets; and at the same time,
the increase in volume of operations necessitates the need for inspection and
supervision of these markets in order to provide competition and stability and
protect customers against market uncertainties.
Regarding the reinsurance supervision, it could be claimed that, there
are two approaches, which are the indirect reinsurance supervision over
insurance
companies
and
the
direct
reinsurance
supervision
over
reinsurance companies.
Broadly speaking, departing from several country cases and European
Union regulations, this study aims to present suggestions on the features of
reinsurance supervision in Turkey.
iii
In this respect, first of all, some preliminary information on reinsurance,
reinsurance supervision and the risks that reinsurance companies face will
be given to substantiate the necessity and vitality of reinsurance supervision.
Secondly, reinsurance supervision in different country cases, EU member
states and EU acquis communitaire will be investigated. Lastly, the current
situation of the reinsurance supervision in Turkey will be shown in order to
present suggestions within the theoretical framework formed by analyzing the
country cases.
KEYWORDS:
Reinsurance,
Reinsurance
Companies,
Supervision, Direct and Indirect Reinsurance Supervision.
iv
Reinsurance
İÇİNDEKİLER
ÖZET
............................................................................................... i
ABSTRACT
............................................................................................. iii
İÇİNDEKİLER .............................................................................................. v
TABLO, GRAFİK ve ŞEKİL LİSTESİ......................................................... viii
EK LİSTESİ
............................................................................................. ix
BÖLÜM 1.
GİRİŞ .................................................................................... 1
BÖLÜM 2.
REASÜRANS, REASÜRANSIN TARİHÇESİ VE
REASÜRANS YÖNTEMLERİ............................................... 4
2.1.
Reasüransın Tanımı ve Tarihçesi...............................................................4
2.1.1.
Sigorta ve Reasürans .................................................................................... 4
2.1.2.
Reasüransın Tarihçesi ................................................................................... 5
2.2.
Reasüransla İlgili Genel Bilgiler ..................................................................6
2.2.1.
Reasüransın Fonksiyonları ............................................................................ 6
2.2.2.
Koasürans ve Retrosesyon............................................................................ 7
2.3.
Reasürans Metotları ...................................................................................8
2.3.1.
Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları ................................................................. 9
2.3.2.
Bölüşmesiz Reasürans Anlaşmaları ............................................................ 16
2.3.3.
Diğer Reasürans Metotları ........................................................................... 19
BÖLÜM 3.
SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİNDE
REASÜRANS DENETİMİ ................................................... 22
3.1.
Sigorta Şirketlerinde Saklama Payının ve Reasürans Stratejilerinin
Belirlenmesi ..............................................................................................22
3.1.1.
Sigorta Şirketlerince Saklama Payının Belirlenmesi.................................... 22
3.1.2.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Korumaları İçin Stratejileri ......................... 23
3.2.
Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler......................................24
3.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Bireysel Olarak Maruz Kaldıkları Riskler ............... 25
3.2.2.
Reasürans Piyasasının Maruz Kaldığı Sistematik Riskler ........................... 27
3.2.3.
Bölgesel ya da Global Ekonomiden Kaynaklanan Sistemik Riskler ............ 27
3.3.
Reasürans Şirketlerinin Denetlenmesinin Gerekliliği ................................28
3.4.
Dolaylı ve Doğrudan Reasürans Denetiminin Unsurları ...........................32
3.4.1.
Dolaylı Reasürans Denetimi ........................................................................ 32
3.4.2.
Reasürans Şirketlerinin Doğrudan Denetimi................................................ 33
v
BÖLÜM 4.
ÇEŞİTLİ DÜNYA ÜLKELERİ VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE
REASÜRANS DENETİMİ ................................................... 39
4.1.
Dünyada Reasürans Piyasası ..................................................................40
4.2.
AB’de Reasürans Denetimi.......................................................................43
4.2.1.
AB Ülkelerindeki Reasürans Denetimine Genel Bir Bakış........................... 43
4.2.2.
AB’nin 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi ............................................. 44
4.3.
Reasürans Sektörünün ve Denetiminin Ülke Örnekleri Bazında
İncelenmesi...............................................................................................53
4.3.1.
Portekiz ........................................................................................................ 53
4.3.2.
Almanya ....................................................................................................... 59
4.3.3.
Çek Cumhuriyeti........................................................................................... 63
4.3.4.
Norveç.......................................................................................................... 68
4.3.5.
Avustralya .................................................................................................... 72
4.3.6.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ................................................................ 78
BÖLÜM 5.
TÜRKİYE REASÜRANS PİYASASI VE REASÜRANS
DENETİMİNE İLİŞKİN MEVZUAT VE DÜZENLEMELER.. 82
5.1.
Türkiye’de Reasüransın Tarihçesi ............................................................82
5.1.1.
Cumhuriyet Öncesi Dönem.......................................................................... 82
5.1.2.
Milli Reasürans T.A.Ş.’nin Kuruluşu............................................................. 82
5.1.3.
Türkiye’de Kurulmuş Diğer Reasürans Şirketleri ......................................... 85
5.2.
Türkiye Reasürans Piyasasının İncelenmesi............................................86
5.2.1.
Sigorta Şirketlerinin Saklama Payları ve Reasürans Korumaları ................ 86
5.2.2.
Reasürans Şirketlerinin Bazı Göstergeleri ................................................... 88
5.2.3.
Türkiye Reasürans Piyasasındaki Diğer Yapılar ......................................... 89
5.3.
Türkiye’deki Reasürans Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetimi .........91
5.3.1.
Reasüransın Dolaylı Denetimine İlişkin Mevzuat ve Düzenlemeler ............ 92
5.3.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Direkt Olarak Denetlenmesine ve
Düzenlenmesine İlişkin Mevzuat.................................................................. 93
BÖLÜM 6.
TÜRKİYE İÇİN REASÜRANS DENETİMİNİN
UNSURLARININ BELİRLENMESİ ....................................102
6.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Düzenlenmesi ve
Denetlenmesine İlişkin Öneriler ..............................................................102
6.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesine
İlişkin Öneriler .........................................................................................106
6.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu, Yetkilendirilmesi, Ruhsat Alması ve
Ruhsat İptali ............................................................................................... 107
6.2.2.
Hisse Edinim ve Devri İşlemleri ................................................................. 110
6.2.3.
Kurumsal Yönetişim ................................................................................... 111
vi
6.2.4.
Grup İçi İlişkilerin ve İşlemlerin Denetimi ................................................... 116
6.2.5.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler .................................................... 116
6.2.6.
Yatırım Politikasına İlişkin Düzenlemeler................................................... 119
6.2.7.
Sermaye Yeterliliğine ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin Düzenlemeler . 120
6.2.8.
Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler ..................................... 121
6.2.9.
ART Mekanizmasına (Özel Amaçlı Araçlar ve Finansal Reasüransa) İlişkin
Düzenlemeler ............................................................................................. 123
6.2.10.
AB’ye Üye Ülkeler ile İletişim ve Bilgi Alışverişi ......................................... 126
BÖLÜM 7.
SONUÇ ..............................................................................127
KAYNAKLAR ...........................................................................................134
EKLER
...........................................................................................140
vii
TABLO, GRAFİK ve ŞEKİL LİSTESİ
ŞEKİL 2.1:
Sigorta, Reasürans ve Retrosesyon İşlemlerinde Riskin Devri
ve Paylaşımı ......................................................................... 8
ŞEKİL 2.2:
Reasürans Metotları.............................................................. 9
ŞEKİL 3.1:
Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler ................ 25
ŞEKİL 3.2:
Özel Amaçlı Aracın (SPV) İşleyiş Mekanizması.................. 37
TABLO 4.1:
İlk 15 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan
Reasürans Primine Göre Sıralanması ................................ 41
GRAFİK 4.1:
İlk 5 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan
Reasürans Primine Göre Dağılımı (%)................................ 41
GRAFİK 4.2:
Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı................................................ 42
GRAFİK 4.3:
Hayat Sesyon Dağılımı ....................................................... 43
GRAFİK 5.1:
Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%)
(1996-2005) ........................................................................ 87
GRAFİK 5.2:
Sigorta Şirketlerinin Sigorta Dalları İtibariyle Saklama Payı
Oranları (%) (2005) ............................................................. 87
TABLO 5.1:
Türkiye’de Faaliyet Gösteren 17 Hayat-dışı Sigorta Şirketinin
Reasürans Korumalarında Tercih Ettiği Şirketler ................ 88
viii
EK LİSTESİ
EK-1:
Reasürans Terimleri Sözlüğü.............................................141
EK-2:
Ülkelere Gönderilen Reasürans Düzenleme ve Denetleme
Anketi.................................................................................144
EK-3:
Bazı Ülkelerdeki Reasürans Şirketlerine İlişkin Veriler (2003)
...........................................................................................145
EK-4:
OECD Ülkelerinin Saklama Payı Oranları (Hayat&Hayat-Dışı)
(%) .....................................................................................146
EK-5:
Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta Şirketlerinin Saklama
Payı Oranları (%) (1986-2005)...........................................147
EK-6:
Reasürans Şirketlerinin Kâr-Zarar Tablosu ........................148
EK-7:
Türk Reasürans Şirketlerinin Bilanço Büyüklükleri.............149
EK-8:
Saklama Payına İlişkin Tablo .............................................150
EK-9:
Şirket Riskinin Değerlendirilmesine İlişkin Tablo................151
EK-10:
Reasürans Şirketi Kuruluş Ön İzni Başvurusu Sırasında
İstenen Bilgi ve Belgeler ....................................................152
EK-11:
Reasürans Şirketlerinden Faaliyet Ruhsatı Başvurusunda
İstenen Bilgi ve Belgeler ....................................................155
EK-12:
Reasürans Şirketi Hisse Devri Başvurusunda İstenen Bilgi ve
Belgeler..............................................................................157
EK-13:
Sermaye Yeterliliği Tablosu ...............................................158
EK-14:
Reasürans Şirketlerinin Değerlendirilmesine İlişkin Rehber
...........................................................................................161
ix
BÖLÜM 1.
GİRİŞ
Son yıllarda, ilerleyen teknoloji, gelişen ekonomi ve sosyal yaşamdaki
değişimlerin de etkisiyle sigortacılık piyasası giderek büyümüş ve gelişmiştir.
Bu değişimler sonucunda, sigortalanan risk grupları çeşitlenerek, sigorta
şirketlerinin iş hacimlerinin artması ve dolayısıyla da sigorta şirketlerinin
aldıkları riskler itibariyle kapasitelerinin yetersiz kalması gündeme gelmiştir.
Bu aşamada, reasürans, önemli bir risk transferi mekanizması olarak, sigorta
şirketlerinin ihtiyaç duydukları korumayı sağlamak amacıyla devreye girmiştir.
Bununla birlikte, küreselleşmenin de etkisiyle, sigorta ve reasürans
piyasasında reasürans işlemleri ve faaliyetlerinin hacmi giderek arttığı ve
geliştiği için, bu piyasalarda reasürans denetiminin gerekliliği artmıştır.
Reasürans denetimi, hem sigorta şirketlerinin reasürans stratejilerinin
ve politikalarının denetimini (dolaylı reasürans denetimi), hem de reasürans
şirketlerinin
faaliyetlerinin
denetimini
(direkt
reasürans
denetimi)
kapsadığından, oldukça geniş bir kavramdır.
Geçmiş dönemlerde, dolaylı reasürans denetiminde, denetim otoriteleri
sigorta şirketlerinin uyguladıkları reasürans stratejilerini ve politikalarını
inceleyerek, sigorta şirketleri üzerinden, şirketlerin çalıştıkları reasürans
şirketleri hakkında bilgi sahibi olabilmekteydi. Ancak, reasürans piyasasının,
şirket sayısının ve iş hacimlerinin artması sonucu giderek büyümesi,
ürünlerin çeşitlenmesi ve portföylerin globalleşmesi sonucunda karmaşık bir
hal alması nedeniyle; düzenleyici ve denetleyici otoriteler için sigorta şirketleri
üzerinden yapılan dolaylı reasürans denetimi yetersiz kalmaya ve reasürans
şirketlerinin de, sigorta şirketlerinde olduğu gibi, ayrı bir denetime tabi olması
gerektiği görüşü ağırlık kazanmaya başlamıştır.
Reasürans şirketlerinin denetimi ise, 2000’li yıllara kadar Avrupa’da
sadece İngiltere ile sınırlı iken, son yıllarda, özellikle de bölgesel tek pazarın
1
gelişmesiyle, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde önem kazanmaya başlamıştır.
Özellikle de AB’de, üye ülkeler arasında standart bir mevzuat oluşturulması
ve tek pazarın tam ve etkin işlemesi için finansal piyasaların önemli
unsurlarından biri olan reasürans piyasasına dair çıkarılan 2005/68/EC sayılı
Reasürans Direktifi ile reasürans denetimine farklı bir boyut getirilmiştir.
Türkiye’de ise bugüne kadar reasürans piyasası, piyasa koşulları ve
uygulanan politikalar nedeniyle yeterince gelişmemiş olduğundan, reasürans
şirketleri ile sigorta şirketlerinin faaliyetleri ortak olarak düzenlenmiş ve
denetlenmiştir. Ne var ki, reasürans şirketlerinin denetimine yönelik bir
mevzuatın bulunmaması, hem global reasürans piyasasına entegrasyon,
hem de AB mevzuatına uyum açısından bir eksiklik olarak ortaya çıkmaya
başlamıştır. Nitekim, bahse konu mevzuat eksikliği, Avrupa Komisyonu’nun
08.11.2006 tarihinde yayımladığı 2006 Türkiye İlerleme Raporunda da
vurgulanan noktalardan biri olmuştur. Gelinen noktada, Türkiye’de reasürans
denetiminin bir bütün olarak tam ve etkin yapılabilmesi için, reasürans
şirketlerinin direkt denetiminin yanı sıra, uygulamada gelişen piyasa
koşullarının gerisinde kalan ve etkin bir şekilde yapılamayan reasüransın
dolaylı denetimine ilişkin de düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın konusu, reasürans denetiminin, ülke
örnekleri ve AB düzenlemeleri çerçevesinde incelenerek; Türkiye’de
reasürans
denetiminin
unsurlarının
belirlenmesine
yönelik
önerilerin
oluşturulmasını içermektedir. Bu kapsamda, çalışma giriş ve sonuç bölümleri
hariç olmak üzere beş ana bölümden oluşmaktadır.
İkinci bölümde, reasüransın tanımı ve reasüransa ilişkin bilgilerin yanı
sıra, reasüransın fonksiyonları ve tarihçesi ile uygulamadaki reasürans
metotlarına ilişkin bilgilere yer verilecektir.
Üçüncü bölümde, reasürans denetimine ilişkin teorik çerçevenin
oluşturulması amacıyla, ilk olarak sigorta şirketlerinin saklama paylarına ve
reasürans stratejilerine ilişkin genel bilgi verildikten sonra, reasürans
şirketlerinin maruz kaldıkları riskler kapsamında, reasürans şirketlerinde
2
denetim ihtiyacı incelenecek olup, dolaylı ve direkt reasürans denetiminin
unsurları analiz edilecektir.
Dördüncü bölümde, öncelikle dünya reasürans piyasası hakkında
genel bir bilgi verilecek ve çalışmanın temelini oluşturan unsurlardan biri olan
2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi incelenecektir. Bunun ardından,
reasürans denetimi açısından daha geniş bir perspektife ve analiz gücüne
sahip olmak amacıyla, 33 ülkeye gönderilen anket formu ve çeşitli ülke
mevzuatlarının yardımıyla, AB ülkesi olup reasürans şirketlerinin denetiminin
daha ayrıntılı yapıldığı Portekiz ve Almanya’nın, AB’ye yeni üye olan Çek
Cumhuriyeti’nin, Avrupa ülkesi olup AB üyesi olmayan ancak reasürans
şirketlerinin denetimine ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri olan Norveç’in ve
reasürans piyasaları oldukça gelişmiş olan ABD ve Avustralya’nın reasürans
denetimine ilişkin düzenlemeleri analiz edilecektir.
Beşinci bölümde, Türkiye’de reasüransın tarihçesi ve Türk reasürans
piyasası hakkında istatistiklerden yararlanılarak bilgi verildikten sonra,
Türkiye’de reasürans faaliyetlerinin dolaylı ve doğrudan denetlenmesine
ilişkin mevzuat incelenerek, mevcut durum açıklanacaktır.
Altıncı bölümde, Türkiye’de reasürans denetimine ilişkin mevzuattan
kaynaklanan
eksiklikler
ve
uygulamada
oluşabilecek
sorunlar
ve
olumsuzluklar tespit edilerek, AB mevzuatı ve incelenen ülke örnekleri
çerçevesinde, reasürans denetiminin daha etkin bir şekilde yapılmasına
yönelik olarak, hem sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının, hem de
reasürans
şirketlerinin
faaliyetlerinin
denetlenmesine
ilişkin
öneriler
geliştirilecektir. Reasürans şirketlerinin denetiminin geçmişi diğer ülkelerde
de oldukça yeni olduğundan, uygulamaya dönük önerilerde, sigorta
denetimiyle ilgili deneyimlerden de esinlenilecektir.
Sonuç bölümünde ise, çalışmanın genel bir değerlendirmesi yapılarak,
tespit ve öneriler bir bütün halinde özetlenecektir. Bununla birlikte, söz
konusu önerilerin uygulamaya yönelik muhtemel etkilerinin analizi ayrı bir
çalışma
konusu
olduğundan,
sonuç
değinilecektir.
3
bölümünde
bu
konuya
kısaca
BÖLÜM 2.
REASÜRANS, REASÜRANSIN
TARİHÇESİ VE REASÜRANS YÖNTEMLERİ
2.1.
2.1.1.
Reasüransın Tanımı ve Tarihçesi
Sigorta ve Reasürans
“Reasürans nedir?” sorusuna cevap vermeden önce sigortanın ne
olduğunu açıklamakta fayda vardır. Sigorta; bireyler grubunun eşit katılımlar
sistemi yoluyla, bütün grubun karşılayabileceği belirli ölçülebilir riskleri
azaltma ya da ortadan kaldırma olanağını veren bir mekanizmadır. (Gökşan,
1993) Bir diğer tanıma göre ise sigorta; aynı türden tehlike ve/veya riskle
karşı karşıya olan kişilerin belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan
tutarın, sadece o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu bilfiil zarara uğrayanların
zararını karşılamada kullanıldığı ekonomik bir düzendir. (Nomer ve Yunak,
2000, 14)
Sanayileşme ve katastrofik risklerin artmasıyla birlikte sigorta şirketleri
daha büyük riskler için teminat vermeye başlamış, ancak bu risklerin tümünü
taşımaya tek başına pek çok sigorta şirketinin kapasitesi yetmemiştir. Hatta,
bu riskleri karşılamaya bölgesel sigorta piyasalarının toplam gücünün de
yetmeyeceği söylenebilir. Bu aşamada reasürans, sigorta şirketlerine ihtiyaç
duydukları korumayı sağlamak için devreye girmiştir. Reasürans, en kısa ve
öz tanımları ile “sigortacının sigortalanması” veya “sigortacının yüklenmiş
olduğu riskin sigortalanması”dır.
Reasürans, sigorta şirketlerinin kabul ettikleri riskleri sigortalamaları,
yani teminat veren sigortacının üzerindeki sorumluluğun bir kısmını ya da
tamamını belirli bir oranda reasüröre devretmesi işlemidir. Reasüransın en
önemli fonksiyonu olan risk transferi, sigorta şirketlerinin (sedan) kendi
4
yazdıkları her bir işi ya da bu işlerin bir bölümünü reasüröre devretmesi ile
gerçekleşir.
2.1.2.
Reasüransın Tarihçesi
Sigorta olmadan reasürans düşünülemeyeceğine göre, reasürans
tarihinden önce sigortacılığın tarihinin incelenmesi faydalı olacaktır. Bugünkü
uygulamaya pek benzemese de, sigortanın başlangıcına M.Ö. 4500
yıllarında Mısır’da rastlanmaktadır. Mısır’da bazı esnaf gruplarının bir sandık
meydana getirerek içlerinden ölenlerin ailesine bu sandıktan para yardımı
yaptıklarına dair kanıtlar bulunmuştur. (Acinan, 1998, 13) Modern anlamda ilk
sigorta poliçesinin ise, 1347 yılında İtalya’nın Cenova limanından hareket
eden “Santa Clara” adlı geminin taşıdığı yükü sigortalamak için yapıldığı
söylenmektedir.
Reasürans uygulamasına ilişkin bilinen en eski kayıt ise, 1370 yılında
Cenova’dan Kuzey Avrupa’daki Flanders Kontluğu’na ait Sluys limanına
giden bir geminin tümünün sigortacısı tarafından nakliyat sigortası yani
reasürans yaptırılması olayına aittir. (Acinan, 2005, 6) Dolayısıyla sigortacılık
ile reasüransın tarihçelerinin birbirine paralel gittiğini söylemek doğru olur.
18. yüzyılda sıkça kullanılmaya başlanan reasürans, 19. yüzyıla
gelindiğinde sigortacılığın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Reasürans yeni
gelişmeye başladığından, önceleri risklerin teker teker koruma altına alındığı
“ihtiyari
reasürans”
metodu
kullanılmıştır.
Ancak,
daha
sonraları
sanayileşmenin getirdiği gelişmeler sonucu sigortacıların iş hacimlerinin
büyümesi ve risk gruplarının çeşitlenmesi üzerine, sigortacının otomatik
olarak yararlanabileceği “trete” reasüransının kullanımı yaygınlaşmaya
başlamıştır. İlk reasürans tretesi 1821 yılında Fransa’da “Compagnie Royal”
ile Brüksel’deki “Compagnie des Proprietaires Reunis” arasında akdedilmiştir.
(Alanya, 1993, 13)
19. yüzyılda trete reasüransı gelişerek kullanım alanı artsa da, ihtiyari
reasüransın kullanım ağırlığını sürdürdüğü görülmüştür. Ne var ki, 20.
yüzyılın başlarında ilerleyen teknoloji, gelişen ekonomi ve sosyal yaşamdaki
5
değişimler sigortacılığı derinden etkilemiştir. Bu gelişmeler sonucu büyük
kapsamlı korumalara duyulan ihtiyacın artması ve ihtiyari reasüransın
ihtiyaca cevap veremeyecek duruma gelmesi, hasar fazlası (excess of loss)
ve daha sonra hasar oranı fazlası (stop loss) reasüransı ile havuz (pool)
yöntemlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Özellikle, 1906 San Francisco
depreminden sonra büyük afetlere karşı korunmak için, hasar fazlası
reasüransı geniş uygulama alanı bularak gelişmiş ve bugün trete
reasüransında en çok kullanılan metotlardan biri olarak yerini almıştır.
Reasürans tarihçesinin önemli bir parçası olan reasürans şirketleri ise,
18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerek sigorta şirketlerinin kapasitelerini
aşan risklerin artması, gerekse rekabet ve reasüransa olan ihtiyacı arttıran
diğer nedenlerle, kurulmaya başlamıştır. Reasürans şirketlerine ilk örnekler,
1843 yılında Almanya’da kurulan Weseler Rückversicherungverein ve
İsviçre’de kurulan Swiss Reinsurance Company’dir. İlk bağımsız reasürans
şirketi
1852’de
Almanya’nın
Rückversicherungs
Köln
Gesellschaft’dır.
kentinde
İngiltere’de
kurulan
ise
Kölnischer
1764-1864
yılları
arasında reasüransa getirilen yasak nedeniyle koasürans yaygınlaşmış ve
Kıta Avrupasına göre reasürans şirketlerinin kurulup faaliyete başlaması
geciktiğinden, ilk reasürans şirketi Mercantile Genera adı ile 1907 yılında
kurulabilmiştir. (Nomer ve Yunak, 2003, 11)
Ülkemizde kurulan reasürans şirketlerinin başında ise, 1929 yılında
kurulan Milli Reasürans T.A.Ş gelmektedir. Onu, 1945 yılında kurulan Destek
Reasürans T.A.Ş, 1979 yılında kurulan İstanbul Reasürans A.Ş. ve 1980
yılında kurulan Halk Reasürans A.Ş. izlemiştir.
2.2.
2.2.1.
Reasüransla İlgili Genel Bilgiler
Reasüransın Fonksiyonları
“Sigortacı
kendini
neden
sigortalar?”,
veya
diğer
bir
deyişle
“Sigortacılar neden reasüransa ihtiyaç duyar?” sorularına cevap vermek
üzere, sigortacının reasürans korumasına ihtiyaç duymasının başlıca
6
nedenleri ve bu bağlamda reasüransın işlevleri aşağıda belirtilmiştir. Sigorta
şirketi;
-
Sermayesini ve hissedarlarının katılım paylarını korumak,
-
Hasarlardaki ani dalgalanmalardan ya da dengesizliklerden korunmak,
-
Sorumluluğunun bir kısmını reasüröre devrederek bazı branşlarda iş alma
kapasitesini arttırmak (kapasite artınca daha büyük risklere teminat
verebilir),
-
Kanuni ve gerekli minimum yeterlilikleri sağlamak ve daha çok teminat
verebilmek,
-
Risklerini değişik coğrafi alanlara dağıtarak, hasar gerçekleşmelerinde
kendisine ve ülke ekonomisine zarar gelmesini önlemek
için reasüransa başvurmaktadır.
2.2.2.
Koasürans ve Retrosesyon
2.2.2.1.
Koasürans
Sigorta sözleşmeleri ile reasürans anlaşmaları arasındaki farklar
anlatılırken de söz edildiği üzere, reasürans anlaşması sigortacı ile reasürör
arasında geliştiğinden, sigortalının reasürans akdinden doğan herhangi bir
hak ya da yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu özellik koasürans ile reasürans
arasındaki farkı da açıkça ortaya koymaktadır.
Koasüransta (birincil risk paylaşımı), birden fazla sigortacı aynı sigorta
poliçesi üzerinde birleşerek sigortalıya teminat verir. Her koasürör kendi
sorumluluğu ölçüsünde sigortalıya karşı doğrudan sorumludur ve jeran (lider)
şirkete işi yönetmesi için bazı yetkiler verir. Bu yetkiler genellikle diğer
sigortacılar adına primin toplanması ve bazı duyuruları yapma yetkisidir.
Koasüransta, her bir sigortacı sigortalı ile doğrudan hukuki ilişki içindedir.
Koasürans riskin birincil (primary) paylaşımı, reasürans ise ikincil (secondary)
paylaşımıdır. Ancak uygulamada reasürans koasüranstan çok daha önemli
bir yere sahiptir. (Alanya, 1993, 8; Pfiffer, 1992, 18)
7
2.2.2.2.
Retrosesyon
Reasürör, sigortacının sorumluluğunu paylaştığı bazı yüksek riskli
işlerde, almış olduğu yükümlülüğün kapasitesini aşması halinde retrosesyona
başvurabilir. Retrosesyon; reasürans yolu ile devir alınan sorumluluğun
reasürörce kısmen veya tamamen başka bir şirkete devredilmesi işlemidir.
(Nomer ve Yunak, 2003, 7) Bu yolla reasürör riskini azaltarak portföyünün
daha dengeli olmasını sağlar. Retrosesyona “ikinci kademe reasürans”
(secondary reinsurance) da denebilir.
Sigorta, reasürans ve retrosesyon işlemlerinde riskin devri ve
paylaşımı ŞEKİL 2.1’de net olarak görülebilmektedir.
ŞEKİL 2.1:
Sigorta, Reasürans ve Retrosesyon İşlemlerinde Riskin
Devri ve Paylaşımı
SİGORTALI
Riskini
devrediyor.
SİGORTA
ŞİRKETİ
(Sedan)
SİGORTA
Riskinin bir
kısmını
devrediyor.
REASÜRANS
REASÜRANS
ŞİRKETİ
(Reasürör)
Riskinin bir
kısmını
devrediyor.
SİGORTA veya
REASÜRANS
ŞİRKETİ
RETROSESYON
RİSK
Diğer taraftan, yukarıda tanımlanan veya çalışmanın devam eden
kısımlarında bahsi geçecek olan reasürans kavramlarının ve terimlerinin
açıklamalarına ilişkin olarak oluşturulan Reasürans Terimleri Sözlüğü EK1’de yer almaktadır.
2.3.
Reasürans Metotları
Reasürans metotları temelde bölüşmeli reasürans anlaşmaları ve
bölüşmesiz reasürans anlaşmaları olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır.
8
ŞEKİL 2.2:
Reasürans Metotları
REASÜRANS
METOTLARI
BÖLÜŞMELİ
REASÜRANS
Bölüşmeli İhtiyari
Reasürans
2.3.1.
BÖLÜŞMESİZ
REASÜRANS
Bölüşmeli Trete
Reasüransı
Bölüşmesiz
İhtiyari
Reasürans
Kotpar Trete
Reasüransı
Eksedan Trete
Reasüransı
Eksedan/Kotpar
Kombinasyonları
İhtiyari/Mecburi
Trete Reasüransı Açık Kuvertür
Bölüşmesiz
Trete Reasüransı
Hasar Fazlası Trete
Reasüransı
Toplam Hasar
Fazlası Reasüransı
Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları
Bölüşmeli Reasürans Anlaşmalarında, sedan şirket1, üzerine almış
olduğu risklerin saklama payını2 aşan kısımlarını önceden belirlenmiş oranlar
dahilinde reasüröre devreder. Bu durumda primler ve hasarlar da, sigorta
şirketinin toplam sigorta bedeli üzerindeki saklama payı (konservasyon) ve
reasürörün katılım payı ile aynı oranlarda sigortacı ile reasürör arasında
bölüşülür. Risk gerçekleştiğinde, sedan şirket hasarlara saklama payı
oranında iştirak ederken, reasürör de hasar tazminine devraldığı sorumluluk
oranında katılır. (Özer, 1997, 27)
1
Sigortalıya karşı üstlendiği sigortanın bir kısmını veya tamamını reasürans yoluyla
devreden şirkettir.
2
Şirketin, üstlendiği teminat için kendi üzerinde tuttuğu net kısımdır.
9
Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları, İhtiyari Reasürans Anlaşmaları ve
Trete Reasürans Anlaşmaları olmak üzere 2 ana alt başlık altında
incelenebilir:
2.3.1.1.
Bölüşmeli İhtiyari (Facultative) Reasürans Anlaşmaları
İhtiyari reasürans anlaşmasının en önemli özelliği, ihtiyaç duyulduğu
zaman her bir poliçe için ayrı ayrı ve tamamen sedanın isteğine bağlı olarak
yapılabilir olmasıdır. Bu yöntemde, sedan şirket dilediği reasüröre iş verebilir.
Sedan şirketin herhangi bir risk üzerinden devir zorunluluğu olmadığı gibi,
reasürörün de kabul zorunluluğu yoktur. Anlaşılacağı üzere, her iki taraf için
de kabul veya red konularında bir mecburiyet yoktur. Bu reasürans metoduna
daha çok trete kapasitelerinin yeterli olmadığı durumlarda başvurulur.
Bir bölüşmeli ihtiyari reasürans işlemi yapılırken, sedan ile reasürörün
sorumluluk payları, prim hesaplaması ve hasar halinde hasarın paylaşımına
dair bir örnek vermekte fayda vardır:
Örnek 2.1:
Sedan şirket sigorta bedeli 5 Milyon YTL olan bir sanayi
kuruluşunu yangına karşı sigortalamaktadır. Sedan şirketin üzerinde tuttuğu
risk (saklama payı) 250.000 YTL’dir.
Saklama Payı (YTL)
250.000
İhtiyari Reasürans (YTL)
4.750.000
Toplam Sigorta Bedeli (YTL)
5.000.000
Sorumluluğun Paylaşımı (%)
Sedan Şirketin Sorumluluğu (%)
Reasürörün Sorumluluğu (%)
%5
%95
Toplam teminat olan 5 Milyon YTL’nin 250.000 YTL’lik kısmı sedana,
geri kalan 4.750.000 YTL’lik kısmı ise reasüröre aittir. Sedan bu riski A, B ve
C gibi üç reasürör arasında sırasıyla %35, %40 ve %20 oranında
paylaştırabilir. Sigortalının ödeyeceği primin 5.000 YTL olduğu ve poliçenin
yürürlük süresince 30.000 YTL’lik bir hasar meydana geldiği varsayılırsa;
riskin reasürans, prim ve hasar dağılımları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
10
Dağılım
(YTL)
Reasürans
Prim
Hasar
2.3.1.2.
Sedan
(%5)
Reasürör A
(%35)
Reasürör B
(%40)
Reasürör C
(%20)
250.000
1.750.000
2.000.000
1.000.000
5.000.000
250
1.750
2.000
1.000
5.000
1.500
10.500
12.000
6.000
30.000
TOPLAM
Bölüşmeli Trete (Treaty) Reasüransı / Mecburi (Obligatory)
Reasürans / Otomatik Reasürans Anlaşmaları
Bölüşmeli trete reasüransı anlaşmalarında, sedan şirket sesyon3
vermek, reasürör de trete (anlaşma) esasları çerçevesinde reasüransı
yapılan riskten pay kabul etmek zorundadır. Bu tür reasürans anlaşmaları,
sedanın, reasürör ile başlangıçta anlaşmaya vardığı şartlar çerçevesinde,
belli bir branştaki tüm işlerinin saklama payını aşan kısımlarını belli bir limite
kadar bir veya birden fazla reasüröre otomatik olarak devretmesini
öngörmektedir. (Gediz, 1995, 10) Bölüşmeli trete reasüransında sigorta
bedeli üzerinden bir sorumluluk paylaşımı söz konusudur ve sedan ile
reasürör sigorta konusu üzerindeki hisseleri oranında prim ve hasarı da
bölüşürler.
Bölüşmeli Trete Reasüransı Anlaşmaları; Kotpar (Quota Share) Trete
Reasüransı,
Eksedan
(Surplus)
Trete
Reasüransı,
Eksedan/Kotpar
Kombinasyonları, İhtiyari/Mecburi (Facultative/Obligatory) Trete Reasüransı /
Açık Kuvertür (Open Cover) olmak üzere 4 ana grupta toplanmaktadır.
2.3.1.2.1.
Kotpar (Quota Share) Trete Reasüransı
Kotpar trete reasürans anlaşmasının en belirgin özelliği, belli bir sigorta
dalında ve belirli bir sürede yazılan tüm primlerin (kesilen her bir sigorta
poliçesinin) -trete kapsamına girmesi koşuluyla- önceden tespit edilmiş belirli
bir oranının reasüröre devredilmesi ve reasürörün de devredilen bu hisseyi
kabul etmek zorunda olmasıdır. (Kiln, 1991, 33)
3
Reasürans yoluyla devredilen iş miktarıdır.
11
Kotpar trete reasürans anlaşmasının işleyiş biçimi, sayısal bir örnekle
daha açık bir biçimde görülebilir:
Örnek 2.2:
Bir kotpar trete reasürans anlaşmasında;
-
Tretenin azami limiti her bir poliçede 2 Milyon YTL’dir.
-
Sedan Şirketin saklama payı her bir poliçede %30’dur.
-
Geri kalan %70, Reasürör A (%45) ve Reasürör B (%25) olmak üzere
reasürörler arasında paylaştırılacaktır.
Bu verilere ek olarak, sigorta bedeli 1 Milyon YTL, poliçenin primi
8.000 YTL ve poliçe hasarı da 500.000 YTL olduğunda sorumluluk, prim ve
hasarın sedan ve reasürörler arasındaki bölüşümü aşağıdaki tablodaki gibi
olacaktır:
Dağılım
(YTL)
Sorumluluk
Prim
Hasar
Sedan
(%30)
Reasürör
A
(%45)
Reasürör
B
(%25)
TOPLAM
300.000
450.000
250.000
1.000.000
2.400
3.600
2.000
8.000
150.000
225.000
125.000
500.000
Yukarıda da görüldüğü gibi; sorumluluk, prim ve hasar taraflar
arasında tretede belirtilen oranlar dahilinde paylaşılmaktadır. Ancak, bazen
hasarın azami trete limitini geçtiği durumlar ortaya çıkabilir. Bu gibi
gelişmelerde ihtiyari reasüransa başvurularak azami trete limitini geçen
miktar da koruma altına alınabilir.
2.3.1.2.2.
Eksedan (Surplus) Trete Reasüransı
Kotpar reasürans tretelerinde olduğu gibi bu reasürans türünde de belli
bir oran dahilinde sorumluluk, prim ve hasarlar sedan ile reasürör arasında
paylaşılmaktadır. Ancak, kotpar tretelerinde her bir poliçe üzerinden devir
mecburiyeti varken, eksedan tretelerinde devirler sedanın saklama payını
aşan kısım üzerinden yapılmaktadır. Kısacası, sedan şirket sigortalılardan
almış olduğu her riski reasüröre devretmek zorunda değildir. Eksedan trete
reasüransında, sedan şirket mali gücüne ve teknik birikimine dayanarak
12
üzerine almış olduğu risklerin ağırlığına göre saklama payını belirler ve
anlaşma kapsamına giren tüm işlerin saklama payını aşan kısmını trete
limitine kadar reasüröre devreder. (Riley, 1997, 15)
Diğer taraftan, bu tretenin işleyişinde azami kapasite unsuru çok
önemlidir. Bir eksedan tretesinin azami kapasitesi sedanın saklama payına
eşit meblağların adedi ile ölçülür. Buna “dilim” ya da “plen” adı verilir ve
reasürörlere yüklenebilecek azami sorumluluk miktarı, bu plenin katları olarak
ifade edilir. Örneğin, nakliyat sigortasında sedan risk başına azami saklama
payını (konservasyon) 5.000 YTL olarak belirlemiş ve eksedan tretesinin
kapasitesi 15 plen olarak tespit edilmiş ise; tretenin bir risdeki azami
kapasitesi 5.000*15= 75.000 YTL’dir.
Eksedan trete anlaşmasının işleyiş biçimi, aşağıdaki örnekte daha açık
bir biçimde görülebilmektedir:
Örnek 2.3:
Bir eksedan tretesinde belli başlı unsurlar şunlardır:
-
Sedanın saklama payı 20 Milyon YTL
-
Tretenin azami limiti 20 plen
-
Reasürörlerin payları : 10 plen Reasürör X
: 5 plen Reasürör Y
: 5 plen Reasürör Z
-
Sigorta bedeli: 100 Milyon YTL
-
Poliçe primi: 250.000 YTL
-
Poliçenin yürürlük süresince 60 Milyon YTL’lik hasar meydana geliyor.
Görüldüğü üzere trete üç reasürör arasında paylaştırılmıştır. Buna
göre Reasürör X’in tretedeki hissesi %50 (10/20), Reasürör Y’ninki %25
(5/20) ve Reasürör Z’ninki de %25’tir (5/20).
Sorumluluğun, primin ve hasarın paylaşımı aşağıdaki tablolarda
gösterilmiştir:
13
Toplam Sigorta Bedeli (YTL)
100.000.000
Sedanın Saklama Payı (YTL)
20.000.000
Reasürör X (%50*80.000.000 YTL)
40.000.000
Reasürör Y (%25*80.000.000 YTL)
20.000.000
Reasürör Z (%25*80.000.000 YTL)
20.000.000
Sorumluluğun Paylaşımı (%)
Sedan Şirket (20.000.000YTL/100.000.000 YTL)
%20
Reasürör X (40.000.000YTL/100.000.000 YTL)
%40
Reasürör Y (20.000.000YTL/100.000.000 YTL)
%20
Reasürör Z (20.000.000YTL/100.000.000 YTL)
%20
Dağılım
(YTL)
Sedan
(%20)
2.3.1.2.3.
Reasürör
Y
(%20)
Reasürör
Z
(%20)
TOPLAM
50.000
100.000
50.000
50.000
250.000
12.000.000
24.000.000
12.000.000
12.000.000
60.000.000
Prim
Hasar
Reasürör
X
(%40)
Eksedan/Kotpar Kombinasyonları
Yüksek sigorta bedelli riskleri sigortalayabilme imkanına sahip olmak
isteyen, ancak yeni ve/veya küçük olmaları nedeniyle bu işleri tek başlarına
üstlenemeyen şirketler için son derece uygun bir reasürans metodudur.
(Swiss Re, 1986, 76) Bir başka deyişle, düşük saklama payı tutabilen ve bu
nedenle kotpara başvuran, ancak portföyünün gelişmesi için büyük risklerin
de sorumluluğunu almak isteyen sigorta şirketlerince kullanılır. Kotpar trete
limiti bir brüt dilim olarak kabul edilerek bunun birkaç misli eksedan tretesi
düzenlenir. Sigorta şirketleri kotpar anlaşmasına devir yaptığı zaman
saklama payını saptar. Bu pay da eksedan anlaşmasına yapılacak devirlerin
tutarını belirlemektedir. Sonuçta, her reasürans anlaşması için ayrı ayrı
saklama payı hesaplanmaz.
Eksedan/kotpar
kombinasyonunun
nasıl
işlediğini
bir
örnekle
açıklamakta fayda vardır:
Örnek 2.4:
Azami limiti 700 Milyon YTL olan bir kotpar tretesinde şirketin
saklama payını %25, reasürörün payını %75; 700 Milyon YTL’yi aşan riskler
14
için ise ihtiyaca göre plen adedini 12 olarak saptamak koşuluyla bir
eksedan/kotpar tretesinin işleyişi aşağıdaki tablodaki gibidir:
Risk
Sigorta Bedeli
(YTL)
Saklama Payı
(YTL)
Kotpar
(YTL)
Eksedan
(YTL)
1
500.000.000
125.000.000
375.000.000
-
2
1.000.000.000
175.000.000
525.000.000
300.000.000
3
8.000.000.000
175.000.000
525.000.000
7.300.000.000
Görüleceği üzere, 500 Milyon YTL’lik ilk poliçe kotpar tretesinin
kapsamında kaldığından, paylaşım esasına göre 500 Milyon YTL’nin %25’i
olan 125 Milyon YTL sedanın ve %75’i olan 375 Milyon YTL’si de kotpar
reasüröründür.
1 Milyar YTL’lik ikinci sigorta bedelinde, 700 Milyon YTL’lik kotpar
tretesi yine %25 ve %75 oranında bölüştürülmüş ve geri kalan 300 Milyon
YTL eksedan tretesine devredilmiştir. Son poliçenin bedeli 8 Milyar YTL
olduğu için bunun 700 Milyon YTL’si yine belirlenen oranlar çerçevesinde
sedan ve kotpara, kalan 7,3 Milyar YTL’si de eksedan tretesine
devredilmiştir. (Bu örnekte, eksedan tretesinin kapasitesi 700.000.000 YTL *
12 = 8.400.000.000 YTL’dir.)
2.3.1.2.4.
İhtiyari/Mecburi (Facultative/Obligatory) Trete Reasüransı ve
Açık Kuvertür (Open Cover)
Günümüzde
uygulamasına
pek
rastlanmayan
bu
reasürans
metodunda; sedan açısından böyle bir treteye devir yapmak ihtiyari iken,
reasürör
için
bu
treteye
yapılan
devirleri
kabul
etmek
mecburidir.
İhtiyari/Mecburi trete anlaşmalarına genellikle sedanın mevcut eksedan
anlaşmalarından sonra başvurulmaktadır. Bu tür reasürans anlaşmaları
eksedan tretesinin kapsamına girmeyen bazı riskli işlerde yardımcı bir unsur
olarak ortaya çıkmaktadır. Sedan şirket, masraflı ve zaman gerektiren ihtiyari
reasürans yerine bu tür anlaşmaları tercih eder. İhtiyari/Mecburi tretelere
verilebilecek azami miktar, eksedan tretesinde olduğu gibi, sedanın
15
konservasyonunun katları, yani dilim adedi olarak veya parasal bir limit olarak
ifade edilir.
Sedanın hiç konservasyon tutmadığı işler treteye yüklenmiş ise o trete
“açık kuvertür (open cover)” olarak adlandırılır. (Özer, 1997, 39) Açık
kuvertürün bir başka özelliği ise, azami limitinin miktar ya da parasal olarak
ifade edilmesidir.
2.3.2.
Bölüşmesiz Reasürans Anlaşmaları
Bölüşmesiz reasürans anlaşmalarının ana konusu tek tek risklerin ya
da primlerin oransal bölüşümü yerine hasarların bölüşümüdür. Poliçelerin
uğrayabilecekleri hasarların önceden belirlenmiş bir miktarı veya oranı
aşması halinde reasürörün sorumluluğa katılması söz konusudur. Sorumluluk
ve hasar miktarları arasında orantılı bir paylaşım olmadığı gibi, primlerin
paylaşılması da önceden tespit edilmiş bir orana göre yapılmamaktadır.
(Özer, 1997, 44) Sorumluluk, prim ve hasar, “hasar bedeli” üzerinden
paylaşılmaktadır.
Bölüşmesiz ihtiyari reasürans anlaşmalarının, Bölüşmesiz İhtiyari
Reasürans
ve
Bölüşmesiz
Trete
Reasüransı
olmak
üzere
2
türü
bulunmaktadır.
2.3.2.1.
Bölüşmesiz İhtiyari Reasürans Anlaşmaları/İhtiyari Hasar Fazlası
(Facultative Excess Of Loss Reinsurance)
Bu
yöntemde
ihtiyari
reasürans
ile
bölüşmesiz
reasürans
anlaşmalarının özellikleri birleştirilmiştir. Sedan reasüransa iş vermekte
serbest, reasürör de kendisine verilen işi kabul edip etmemekte serbesttir.
Bütün bölüşmesiz reasürans anlaşmalarında olduğu gibi, ihtiyari hasar
fazlasında da sorumluluk, prim ve hasarın paylaşımı belli bir orana göre
belirlenmemektedir.
16
2.3.2.2.
Bölüşmesiz Trete (Treaty) Reasüransı / Mecburi (Obligatory)
Reasürans / Otomatik Reasürans Anlaşmaları
Bölüşmeli reasüransta olduğu gibi, her iki taraf için de mecburi nitelik
taşıyan bu tür reasürans sözleşmesinde, sedan anlaşma konusuna giren tüm
işlerden pay vermeyi, reasürör de anlaşmada belirtilen limitleri aşan bir hasar
olması durumunda, aşan kısmı teminat limitine kadar otomatik olarak
karşılamayı taahhüt eder.
Bölüşmesiz
trete
reasürans
anlaşmaları,
Hasar
Fazlası
Trete
Reasürans (Excess of Loss) ve Toplam Hasar Fazlası Trete Reasürans
(Stop Loss) anlaşmaları olmak üzere 2 ana gruba ayrılmaktadır.
2.3.2.2.1.
Hasar Fazlası Trete Reasüransı (Excess of Loss - X/L)
Hasar fazlası anlaşmaları, ihtiyari reasürans metotları ile eksedan ve
kotpar gibi reasürans anlaşmalarının yeterli olmadığı işlerde, sigorta
şirketlerinin ihtiyaçlarına daha iyi cevap verdiği için yaygınlaşmıştır.
Bu tür reasürans anlaşmalarında, reasürörün sorumluluğu, meydana
gelecek hasarların önceden tespit edilmiş bir alt limiti geçmesi halinde
devreye girer ve reasürör payına düşen kısmı anlaşmada kararlaştırılan üst
limite kadar ödemekle yükümlüdür. Diğer bir deyişle, reasürörün hasarla ilgisi
ancak hasarın belli bir miktarı (sedanın hasardaki saklama payını) aşması
halinde başlar ve reasürör tretede belirlenmiş olan alt ve üst limit arasında
kalan hasarlardan sorumludur. (Acinan, 2005, 72)
Hasar Fazlası reasürans anlaşmasının işleyişi aşağıdaki örnekte
gösterilmektedir:
Örnek 2.5:
Sedanın saklama payının 400 Milyon YTL olduğu varsayılarak
dilimler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. Dilim: 400 Milyon YTL üzeri 800 Milyon YTL
2. Dilim: 1.200 Milyon YTL üzeri 2.000 Milyon YTL
3. Dilim: 3.200 Milyon YTL üzeri 4.800 Milyon YTL
17
4. Dilim: 8.000 Milyon YTL üzeri 18.000 Milyon YTL
Önce dilimlerin izahını yapalım: Birinci dilimde reasürörün sorumluluğu
400 Milyon YTL üzerinden başlamakta ve 800 Milyon YTL’lik bir kapasite
görülmekte, ikinci dilim 1.200 Milyon YTL’den başlayarak onun üzerinden
2.000 Milyon YTL’ye kadar, üçüncü dilim 3.200 Milyon YTL’den başlayarak
onun üzerinden 4.800 Milyon YTL’ye kadar ve nihayet son dilimdeki duruma
gelince, 8.000 Milyon YTL’den başlayarak 18.000 Milyon YTL’ye kadar
çıkmakta, toplam kapasite de 26.000 Milyon YTL olmaktadır.
Hasar
Hasar
Tutarı
(YTL)
Sedanın
Net
Saklama
Payı (YTL)
1. Dilim
(YTL)
2. Dilim
(YTL)
3. Dilim
(YTL)
4. Dilim
(YTL)
1
300 Milyon
400 Milyon
-
-
-
-
2
600 Milyon
4.500
Milyon
9.000
Milyon
400 Milyon
200 Milyon
800 Milyon
400 Milyon
800 Milyon
1.300
Milyon
4.800
Milyon
-
400 Milyon
2.000
Milyon
2.000
Milyon
3
4
1.000
Milyon
Yukarıda da görüleceği üzere, 300 Milyon YTL’lik ilk hasarın tamamı
net saklama payında kalmış; 600 Milyon YTL’lik ikinci hasarın 400 Milyon
YTL’si sedanda 200 Milyon YTL’si ilk dilimde absorbe edilmiş; 4.500 Milyon
YTL’lik hasar da yine ilk iki dilimin kapasitesini aştığından 3. dilime 1.300
Milyon YTL’lik hasar düşmüş; 9.000 Milyon YTL’lik hasarda ise ilk üç dilimin
kapasitesi aşıldığından 4. dilime 1000 Milyon YTL düşmüştür.
2.3.2.2.2.
Toplam Hasar Fazlası Trete Reasüransı (Aggregate Excess of
Loss / Stop Loss / Excess of Loss Ratio)
Toplam hasar fazlası anlaşması, sedanın belli bir zaman dilimi
(genellikle 1 yıl) içinde uğrayacağı hasarların oranının, önceden tretede tespit
edilmiş bir oranı (limiti) aşması halinde, aşan kısmın belli bir orana kadar
reasürör tarafından karşılanmasıdır. (Pfeiffer, 1992, 63) Hasar fazlası
reasüransından farkı, hem belli bir süre zarfında vuku bulan hasarları
kapsaması, hem de belirlenmiş bir limit yerine belli bir yüzdenin
18
kullanılmasıdır. Toplam hasar fazlası reasüransının işleyişini sayısal bir
örnekle somutlaştırmak faydalı olacaktır:
Örnek 2.6:
Bir toplam hasar fazlası reasüransı anlaşmasında, reasürör,
hasar oranının %65’i aşması halinde, hasarın %100’üne kadar %80 oranında
teminat sağlamaktadır. İlgili yıl primi 2.000.000 YTL, hasarı da 2.800.000
YTL’dir. Hasarın sedan ve reasürör arasındaki paylaşımı şöyle olacaktır:
Hasar
2.800.000 YTL
-------- = ---------------------- = %140
Prim
2.000.000 YTL
Hasar
(YTL)
Sedan
(YTL)
Reasürör
(YTL)
Toplam
(YTL)
%65*2.000.000
1.300.000
-
1.300.000
%35*2.000.000
140.000
560.000
700.000
%40*2.000.000
800.000
-
800.000
140%
2.240.000
560.000
2.800.000
Yukarıda da görüleceği üzere, hasar oranının %65’lik kısmı için
reasürans anlaşması devreye girmeyeceğinden, bu orana karşılık gelen
1.300.000 YTL’lik kısım sedanın üzerinde kalmaktadır. Teminatın üst limiti
olan %100’e kadarki %35’lik bölümü oluşturan 700.000 YTL tutarındaki
hasarın %80’i olan 560.000 YTL reasürör tarafından karşılanırken, %20’si
olan 140.000 YTL sedan tarafından üstlenilmektedir. Teminat üst limitini aşan
800.000 YTL tutarındaki hasar ise tümüyle sedanın sorumluluğundadır.
Sonuçta, 2.800.000 YTL’lik hasarın 560.000 YTL’si reasürör, 2.240.000
YTL’si ise sedan tarafından karşılanacaktır.
2.3.3.
Diğer Reasürans Metotları
Bölüşmeli ve bölüşmesiz reasürans metotları dışında Karşılıklı İş Alış-
Verişi
(Reciprocity),
Havuz
(Pool-Pooling)
anlaşmaları
Reasürans da uygulanan diğer reasürans teknikleridir.
19
ve
Finansal
2.3.3.1.
Karşılıklı İş Alış-Verişi (Reciprocity)
Sedanın reasüröre verdiği reasürans işi karşılığında reasürörden aldığı
reasürans veya retrosesyon işidir. Diğer bir deyişle, bir şirketin reasürans
yoluyla devrettiği işe karşılık aynı hacim ve nitelikte iş istemesi sonucu
karşılıklı iş alış-verişi doğar. Burada amaç, bir portföydeki kötü sonuçların bir
diğer portföydeki iyi sonuçlarla dengelenmesidir. Riskin etkin bir biçimde
yayılması için bu iş alış-verişlerinin farklı piyasalarda çalışan ve farklı
portföylere sahip şirketler arasında yapılması gerekmektedir. (Nomer ve
Yunak, 2003, 122)
2.3.3.2.
Havuz (Pool-Pooling) Yöntemi
Havuz (pool) anlaşmaları da iş alış-verişi esasına dayalı olmalarına
rağmen, hem amaç hem de organizasyon yapısı yönünden karşılıklı iş alışverişlerinden farklıdır. Sigortacılar ve reasürörler belirgin tehlike gösteren
büyük risklerde, anlaşma konusu işlerini bir merkezde toplayarak paylaşırlar
ve risklerini azaltmak amacıyla birlik ya da havuz (pool) anlaşmaları yaparlar.
(Pfeiffer, 1992, 81) Bu anlaşmalar bölgesel ve uluslararası olabileceği gibi
ulusal da olabilir. Ülkemizde bulunan Tarım Sigortaları Havuzu ulusal havuza
bir örnektir.
2.3.3.3.
Finansal Reasürans (Financial-Finite Reinsurance)
Finansal Reasürans alanındaki ürünler çok çeşitli olduğundan, bu
reasürans türünü tanımlamak zorlaşmaktadır. Ancak, en genel hatlarıyla
finansal reasürans “paranın zaman değeri” üzerinden tanımlanabilir. (IAIS,
2005a) Belirli bir meblağın zaman içinde işletilerek sağlayacağı yatırım
getirisinden hareket edilerek, finansal reasürans, zararları zamana yayarak
sedana yıllar itibariyle mali istikrar kazandırma işlevini gerçekleştirmektedir.
(http://www.gillroeser.com)
Finansal reasürans; sedanın reasüröre ödediği ve reasürans primini
oluşturan meblağın, devredilen sorumluluklar karşılanana kadar reasüröre
yatırım geliri kazandırması esasına dayanır. Reasürör, hasar ödenene kadar,
20
yatırım gelirinden yararlanacağı için, başlangıçta sedanın finansal reasürans
primi olarak ödediği tutar devrettiği sorumluluktan daha düşük miktarda
olacaktır. Böylece, sedana mali açıdan bir ferahlık sağlanmış olur.
Finansal reasürans anlaşmaları bir yıldan uzun bir süreyi kapsayan
sözleşmelerdir ve sedanın hasar portföyünün dengelenmesi için genelde 3-5
yıllık süreler için yapılır. Bu reasürans türünde, prim daha yüksektir ve primin
belirlenmesinde yatırım geliri beklentisi büyük önem taşır.
1970’li yılların sonlarında başlayan ve özellikle ABD’de mahkemelerin
sorumluluk davalarında çok yüksek tazminat tutarlarına hükmetmeleriyle
kendini gösteren gelişmeler, hasarın tasfiyesinin uzun zaman aldığı (long-tail)
işlerde geleneksel reasüransın yetersiz kalmasına ve finansal reasürans
araçlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Daha sonra, 1980’li yılların
ikinci yarısında doğal afetlere bağlı hasarların hızlı bir artış göstermesi,
geleneksel reasürans piyasalarının kapasite ve fiyat düzeyi bakımından
istikrarsız bir görünüm kazanmasına neden olmuştur. Sedan şirketlerin
istikrar arayışları, alternatif bir seçenek olarak ortaya çıkan finansal
reasürans ürünlerinin gelişmesi, için uygun bir ortam yaratmıştır. (Nomer ve
Yunak, 2003, 172)
21
BÖLÜM 3.
SİGORTA VE REASÜRANS
ŞİRKETLERİNDE REASÜRANS DENETİMİ
Reasürans denetimi denince akla ilk olarak sigorta şirketlerinin
reasürans
politikalarını
ve
saklama
paylarını
belirlemelerine
yönelik
çalışmalarının denetimi gelmektedir. Halbuki, reasürans denetiminin en
önemli
unsurlarından
biri,
sigorta
şirketlerinin
reasürans
işlemlerinin
denetiminin yanı sıra reasürans şirketlerinin doğrudan denetimidir. Zira,
reasürans ve sigorta piyasasının birbirine entegre tek bir piyasa gibi çalıştığı
düşünüldüğünde, denetim unsurlarından birinin eksik olması diğer denetim
unsurlarının da etkin şekilde çalışmasını engelleyebilecektir. Dolayısıyla,
sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının denetiminin (dolaylı reasürans
denetimi)
etkin
bir
şekilde
yapılabilmesi
için
reasürans
şirketlerinin
denetiminin (direkt reasürans denetimi) de bir o kadar iyi yapılması
gerekmektedir.
Bu bölümde, ilk olarak sigorta şirketlerinin saklama paylarını nasıl
belirledikleri ve reasürans korumalarında dikkat edecekleri unsurlardan
bahsedilecektir. Daha sonra, reasürans şirketlerinin neden denetlenmesi
gerektiği açıklanacak; ardından da reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları
riskler bağlamında, reasürans şirketlerinin denetiminde üzerinde durulması
gereken unsurlara ve reasüransın dolaylı denetimine değinilecektir.
3.1.
Sigorta Şirketlerinde Saklama Payının ve Reasürans Stratejilerinin
Belirlenmesi
3.1.1.
Sigorta Şirketlerince Saklama Payının Belirlenmesi
Sigorta şirketleri yapmış oldukları sigorta akitleri nedeniyle üzerlerine
aldıkları yükümlülüklerin bir kısmını bazı aktüeryal hesaplar dahilinde kendi
22
bünyelerinde tutmakta ve kapasitelerini aşan kısımları da reasürans yoluyla
başka şirketlere devretmektedirler. Sigortacının üzerinde tutacağı risk
miktarına saklama payı ya da konservasyon (retention) denilmektedir.
Bir sedan şirketin saklama payını tespit ederken göz önüne alması
gereken faktörler;
-
Portföyün büyüklüğü, prim geliri ve portföy karlılığı,
-
Portföy yapısı, portföy dağılımı, hasar ihtimali ve hasar tecrübesi,
-
Hasar büyüklüğü, hasarların sıklığı ve sigortacının hasar içindeki payı,
-
Sermaye ve rezervler ile bunların gelirleri ve sermayenin alternatif
maliyeti4,
-
Şirketin likit varlıkları,
-
Şirketin kabul edebileceği iflas noktası,
-
Reasürans maliyeti,
-
Yatırım politikası,
-
Reasürans politikası ile ilgili uzun vadeli planlar
olarak sıralanabilir. (Nomer ve Yunak, 2003, 156; Alanya, 1993, 123)
Tüm bu parametrelerin ağırlıkları şirketten şirkete değiştiğinden,
saklama payı (konservasyon) rakamını herkes tarafından kabul edilebilen bir
formül yardımıyla tespit etmek kolay değildir. Ancak, sigortacının fon ve
rezervi fazlaysa, prim oranlarının genel seviyesinde bir artış gözleniyorsa ve
portföy içinde büyük hasarların ağırlığı az ise saklama payı miktarı da o
kadar büyük olmaktadır.
3.1.2.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Korumaları İçin Stratejileri
Düzgün işleyen bir sigorta şirketinde reasürans stratejisi şirketin iş
kabul politikasının bir parçasıdır ve yönetim kurulunca her yıl onaylanır.
4
Şirket açısından özkaynak ve serbest rezervleri korumak ve sermayeden beklenen karı
elde etmek en önemli amaçlardan olduğundan, özkaynaklardan elde edilen gelir ile alınan
primler ve ödenen hasarlar arasında bir denge kurulması gerekmektedir.
23
Ayrıca, şirketin reasürans analizlerini ve kabullerini sistematik bir şekilde
yapabilmesi için bir reasürans politikası bulunur. (IAIS, 2002a, 5) Diğer
taraftan, şirket yönetim kurulu da, bütün hukuki ve düzenleyici gerekliliklerin
sağlanması için şirketin reasürans nedeniyle alacağı net risk ve anlaşılan
reasürörden sağlanacak öngörülebilir maksimum reasürans korumasına bazı
limitler koyabilmektedir. Bu şekilde oluşturulan stratejinin işleyip işlemediğinin
ve aksaklıklar olup olmadığının incelenmesi için de, şirket bünyesinde bir iç
kontrol mekanizması bulunmaktadır.
Ayrıca, iyi bir sigortacı, reasürörü ile anlaşmaları devam ettiği sürece
ve yükümlülükler tamamlanana kadar reasürörünün faaliyetlerini yakından
izler. Eğer reasürörün mali durumu anlaşma süresi içinde kötüleşirse,
sigortacı yarı dönemli bir iptale gidebilir. Bu yüzden sigortacı, reasürörünün
reytingini, kâr fazlasını, varlıklarını, rezervlerini, prim hacmini, ortaklık
yapısını, yönetimini, şirket hakkındaki raporları, hasar ödeme performansını
ve diğer bilgileri takip eder.
3.2.
Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler
Reasürans şirketlerinin maruz kaldığı riskler; şirketlerin bireysel olarak
maruz kaldıkları riskler, reasürans piyasasının maruz kaldığı sistematik
riskler ve bölgesel ya da global ekonomiden kaynaklanan sistemik riskler
olarak 3 başlık altında incelenebilir:
24
ŞEKİL 3.1:
Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler
İş Kabul Riski
Retrosesyon Riski
Kredi Riski
Reasürans
Şirketlerinin
Bireysel Olarak
Maruz Kaldıkları
Riskler
Yatırım Riski
Piyasadaki
Fiyatlama Trendi
Büyük Bir
Reasürörün Hata
Yapması
Ekonomik
Durgunluk
Politik
İstikrarsızlık
3.2.1.
Reasürans
Piyasasının Maruz
Kaldığı Sistematik
Riskler
Bölgesel ya da
Global
Ekonomiden
Kaynaklanan
Sistemik Riskler
Global Portföy
Riskleri
Döviz Kuru Riski
Zamanlama Riski
Reasürans ile
Sigortacılık
Piyasası
Arasındaki
Etkileşimler
Faizlerdeki
Değişimler
Ekonomik
Dalgalanmalar
Reasürans Şirketlerinin Bireysel Olarak Maruz Kaldıkları Riskler
Reasürans şirketlerinin bireysel olarak maruz kaldıkları riskler; iş kabul
riski (underwriting risk), retrosesyon riski, kredi riski, yatırım riski, global
portföy riskleri (globalised risk portfolios), döviz riski ve zamanlama (timing)
riskidir.
• İş Kabul Riski (Underwriting Risk): Reasürörün maruz kalabileceği en
temel risktir. Reasürans sözleşmesinden doğan hasarların, sözleşme
yürürlüğe girip fiyatlandırıldıktan sonra beklenen tutardan fazla olarak
gerçekleşmesi riskidir. İş alma politikasındaki bu sorun, reasürörün hem
az prim almasından, hem de yatırım yapacak ve hasar ödemelerini
karşılayacak kadar yeterli fonunun olmamasından kaynaklanmaktadır.
Reasürans şirketi iş kabul riskini; iş kabul politikasının kontrolü ve kalitesi,
şirket teknik kadrosunun uzmanlığı ve portföyde uygulanacak havuz
yöntemi ile ya da riskleri farklılaştırarak azaltabilmektedir.
25
• Retrosesyon Riski: Reasürör, kendi açısından risk paylaşımının bir
parçası olarak retrosesyon ile reasürans hizmeti alır, ancak şartları
düzgün ve uygun olmayan bir retrosesyon programı kendisi için büyük risk
teşkil edecektir.
• Kredi Riski: Retrosesyon sözleşmesinden olan alacakların, iflas ya da
geri ödeyememe durumunda reasürans şirketi tarafından retrosesörden
geri alınamaması, kredi riskini oluşturur.
• Yatırım Riski: Reasürörün varlıklarına etki eden bir risktir ve bu riskin
önemli faktörlerinden biri piyasa riskidir. Piyasada oluşan olumsuz
koşullar
nedeniyle
reasürörün
varlık
ve
yükümlülüklerinde
değer
değişikliği olabilir. Yatırım riskine sebep olan unsurlar; beklenenden daha
az faiz getirisi, varlık kayıpları (sistemik risklerden dolayı yatırımların
değerinde düşüş olması), nakit akımı ve finansman riskleridir.
• Global Portföy Riskleri: Reasürans global bir iş olduğundan, reasürör
dünyanın çeşitli coğrafi bölgelerinden risk kabul etmektedir. Reasürörler
bu riski dağıtmak için portföylerindeki riskleri çeşitlendirme yoluna gitseler
bile, farklı coğrafi bölgelerde oluşabilecek yüksek hacimli felaketlerden
olumsuz etkilenebilmektedirler.
• Döviz Kuru Riski (Currency Risk): Reasürörler genellikle global
portföylere
sahip
yapmaktadırlar.
olduklarından,
Portföylerinin
bu
çeşitli
döviz
çeşitliliğinden
cinslerinden
dolayı
işlem
reasürörler
yükümlülüklerini karşılayabilmek için aynı para biriminden yatırım yapmak
zorunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla, reasürans şirketleri yatırımlarını farklı
para birimleriyle yaptıklarından ve para birimlerindeki değişimlerden aynı
değer
karşılığını
sağlayamayabildiklerinden,
döviz
riskine
maruz
kalmaktadırlar.
• Zamanlama (Timing) Riski: Zamanlama riski hem iş kabul riski, hem de
yatırım riski ile bağlantılıdır. Yatırımların dönüşü ile hasar ödeme süreleri
arasındaki zamanlamanın iyi yapılmaması ödemelerde gecikmeye yol
açarak şirketi zor durumda bırakabilir. (EC, 2002)
26
3.2.2.
Reasürans Piyasasının Maruz Kaldığı Sistematik Riskler
Sistematik
risk
bütün
piyasayı
etkileyen
riskleri
içermektedir.
Reasürans piyasası için sistematik riskler; piyasadaki fiyatlama trendi,
reasürans ile sigortacılık piyasası arasındaki etkileşimler ve piyasadaki büyük
bir reasürörün hata yapması gibi gelişmeler sonucu oluşabilmektedir.
• Piyasadaki Fiyatlama Trendi (Market Pricing Trends): Reasürans
piyasasında, zaman zaman arz ve talep değişimlerinden dolayı fiyatlarda
dalgalanmalar olmaktadır. Özellikle de katastrofik reasürans fiyatları,
esnek olmadıkları için, piyasada oluşan arz ve talep hareketliliklerinden
çok etkilenmektedirler.
• Reasürans ile Sigortacılık Piyasası Arasındaki Etkileşimler: Sigorta
piyasasında, sigortacı aleyhine olabilecek tazminat ödemelerindeki bir
gelişme, reasürans piyasası için de bir kayıp demektir. Zira, herhangi bir
hasar nedeniyle oluşabilecek aşırı bir dalgalanmanın sigortacı tarafından
tanınması reasürans piyasası tarafından da kabul edilmesini gerektirir.
• Büyük Bir Reasürörün Hata Yapması: Reasürans şirketlerinin global
yönü nedeniyle, büyük bir reasürörün mali bir hatası sonucu oluşabilecek
olumsuz şartlar bütün reasürans piyasasını, hatta sigorta piyasasını
etkileyebilmektedir.
3.2.3.
Bölgesel ya da Global Ekonomiden Kaynaklanan Sistemik
Riskler
Sistematik risk bir piyasa ile sınırlı iken, sistemik risk bütün ekonomiyi
ilgilendiren
bir
risk
olduğundan,
bütün
piyasa
elemanlarını
etkileyebilmektedir. Dolayısıyla sistemik riskten, hem sigorta hem de
reasürans piyasası olumsuz etkilenebilmektedir. Sistemik riskler aşağıda
özetlenmiştir:
• Ekonomik Durgunluk: İktisadi durgunluk sonucu oluşan olumsuz
ortamda
reasürans
ve
sigorta
gerçekleşir.
27
ürünlerine
olan
taleplerde
düşüş
• Politik İstikrarsızlık: Politik istikrar, satın alma gücü için önemli bir faktör
olarak ekonominin genel performansını etkilemektedir. Ekonomi istikrarlı
olduğu zaman satın alma gücü artar; ülke zenginleştikçe de sigortaya ve
dolaylı olarak reasürans piyasasına talep artmaktadır.
• Faizlerdeki Değişimler: Faizlerdeki hareketlilikler reasürans şirketlerinin
yatırım gelirlerinden gelen kazançlarını etkilemektedir.
• Ekonomik Dalgalanmalar: Büyük bankaların veya sigorta şirketlerinin
iflas etmeleri sonucu mali sektörün çökmesi ve ekonomide dalgalanmalar
oluşması da sistemik riskler arasındadır. (TSRSB, 2005, 50)
3.3.
Reasürans Şirketlerinin Denetlenmesinin Gerekliliği
Reasürans,
sigorta
şirketlerinin
kabul
ettikleri
risklerin
ya
da
sorumlulukların büyük bir kısmını ya da tamamını dünya çapında dağıtılarak
sigorta
şirketinin
kapasitelerini
arttırdığı,
şirketlerin
hasarlardaki
ani
dalgalanmalardan ya da dengesizliklerden korunmasını sağladığı ve sermaye
kayıplarını
engelleyip
sigorta
sektörünün
dengeleyicisi
konumunda
olduğundan, reasüransın finansal istikrar anlamında büyük bir rolü
bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezine yapılan
terörist saldırılar sonucu uğranılan kayıplardan dolayı5 Standart&Poor’s ve
Moody’s bazı reasürans şirketlerinin notlarını düşürmüş, ülkemizde de önemli
bir varlığa sahip olan ve özellikle bölüşmeli reasürans kapasitesi sunan bazı
uluslararası reasürans şirketleri (Copenhagen Re, Royalsunalliance’ın
reasürans bölümü ve en son olarak da Gerling) faaliyetlerine son
vermişlerdir. Bu gelişmeler, sigorta fiyatlarının artmasına ve geçici bir dönem
de olsa kapasitelerin yetersiz kalmasına neden olduğundan reasürans
piyasasının kırılganlığını ön plana çıkarmış ve reasürans şirketlerinin
faaliyetleri
mercek
altına
alınmıştır.
Ayrıyeten,
doğal
afetlerin
yaşanmasındaki sıklığın giderek artacağı beklentisi ve risk altındaki
5
Terörist saldırılar New York’ta 70 Milyar ABD Dolarına mal olmuştur.
28
değerlerin, sadece şehirleşme ve alt yapıdaki gelişmelerden değil, aynı
zamanda sigorta ürünlerinin yaygınlaşmasına bağlı olarak da artması,
reasürans şirketlerinin daha şeffaf ve analitik portföy ve kümül kontrolü
taleplerini gündeme getirmektedir.
Sonuç olarak, dünyanın birçok ülkesinde reasürans faaliyetleri dolaylı
olarak denetlenirken, son yıllarda yukarıda sayılan nedenlerden dolayı,
reasürans faaliyetlerinin önemi giderek artmış ve reasürans şirketlerinin aynı
sigorta şirketleri gibi ayrı bir düzenleme ve denetime tabi olması gerektiği
görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu konuda özellikle AB bünyesinde birçok
çalışma yapılmış olup, 2005 yılında reasürans şirketlerinin faaliyetlerini
düzenleyen 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi yayımlanmıştır.
Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlemesi ve denetlenmesine
neden gerek duyulduğu aşağıda başlıklar altında ayrıntılı olarak incelenmiştir:
• Sistematik Risklerin Varlığı: Büyük bir reasürans şirketinin hatasının bir
domino etkisi yaratarak bütün reasürans ve hatta sigorta piyasasını
etkileyip
istikrarı
bozduğuna
dair
yaşanmış
bir
örnek
olay
bulunmadığından, bu yönde bir sistematik risk bulunduğuna dair bir kanıt
da yoktur. (Nebel, 2002, 116) Ancak, benzer bir akıl yürütmeyle, bunun
tersinin de söylenmesi mümkündür. Nitekim, ülkemizde yaşanan 2001
krizi nedeniyle birçok bankanın ve onlarla aynı grupta bulunan birçok
sigorta şirketinin iflas ederek piyasadan çıkmasının sektörde yarattığı
dalgalanmalar sistematik krize en güzel örnektir.
• Piyasa Belirsizlikleri (Market Imperfection): Özellikle küçük sigorta
piyasalarına sahip gelişmekte olan ülkelerde, sigortacılar ile reasürörleri
arasında veri akışının düzgün bir şekilde yapılmadığı bir gerçektir. Her ne
kadar bu sigorta şirketleri çoğu zaman tanınmış ve güvenilir reasürans
şirketlerini tercih etseler de, zaman zaman maliyetleri düşük olan
deneyimsiz veya off-shore merkezlerde bulunan reasürans şirketleri de
tercih edilebilmektedir. Bu durum reasürans faaliyetleri hakkında teknik
bilgisi az olan bir sigorta şirketi için birtakım olumsuzlukların gelişmesine
neden olabilmektedir. Aynı şey retrosesyon anlaşmaları için de geçerlidir.
29
• Tüketicilerin
Korunması:
Sigortalılar,
sigorta
sözleşmelerindekinin
aksine, reasürans anlaşmalarında doğrudan bir taraf konumunda değildir.
Ancak, reasürans işlemlerinde reasürörler ile sigortalılar arasında
sigortacılar aracılığıyla kurulan dolaylı ilişki nedeniyle, genel anlamda
sigortalıların menfaatlerinin korunmasını amaçlayan kamu otoritelerince
reasürans şirketlerinin denetlenmesi önem taşımaktadır. (Nebel, 2002,
117)
• İtibar ve Güven: Devlet denetimi ile belli standartlar dahilinde çalışan iyi
bir reasürans piyasasının itibarının artacağı bir gerçektir. Sigorta şirketleri,
reasürans şirketlerinin denetlendiği ve izlendiği bir piyasayı kendi
güvenlikleri için daha çok tercih edeceklerdir. Bu şekildeki düzenlemelerin
getirdiği uygun bir ortamda reasürans şirketlerinin daha karlı çıkmaları
beklenebilir.
• Serbest ve Adil Rekabet: Yeni yapılanan ve oligopolistik yapıya sahip
piyasalarda devlet denetimi ve kontrolünün olması hem destekleyici hem
de küçük şirketlerin aşırı rekabetten zarar görmelerini önleyici bir
unsurdur. Ancak, düzenleme ve denetim unsurlarında dikkat edilecek
nokta, düzenlemelerin hem iç hem de uluslararası piyasada rekabet
üstünde olumsuz etki yapmaması ve ticari engel oluşturmamasıdır.
• AB Tek Pazarı: AB’de finansal entegrasyonun etkin işlemesini sağlayan
prensip, çok taraflı birbirini tanımadır. Bu özelliğinden dolayı AB sigorta ve
reasürans piyasası, hem AB hem de 3. ülkelere açık olmakla beraber,
reasürörlerin sınır ötesi işlemlerine de izin vermektedir. AB, reasürans
işlemlerin bir standarda oturtulması ve tek pazar anlayışının daha etkin bir
şekilde işleyebilmesi amacıyla 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifini
2005 yılında yayımlamıştır. Direktifin amacı, hem AB içinde hem de
uluslararası
alanda
reasürans
faaliyetlerinin
düzenlenmesi
ve
denetlenmesi için birtakım standart düzenlemeler getirerek, rekabetin
daha adil bir şekilde yapılmasını sağlamak ve maliyetlerin daha az olduğu
off-shore piyasalarına olan ilgiyi on-shore piyasalara kaydırmaktır. (Alisse,
2001, 1) AB’nin dışında reasürans şirketleri için düzenleyici bir çerçevenin
oluşturulması için Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (The
Organization for Economic Cooperation and Development - OECD),
30
Dünya Bankası (World Bank) ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği
(International Association of Insurance Supervisors - IAIS) gibi kuruluşlar
da çalışmalar yapmaktadır.
• Finansal
Bütünleşme
(Financial
Convergence):
Finansal
bütünleşmenin en büyük meyvesi büyük holding ya da şirket gruplarının
oluşmasıdır. Diğer yandan, grup şirketlerinin en büyük dezavantajı,
şirketlerin mali yapılarının birbirlerine bağlı olması ve bir şirketin riskinden
bütün grubun etkilenmesidir. Günümüzde bir gruba ya da holdinge bağlı
birçok reasürans şirketi bulunduğundan, reasürans şirketleri de grup içi
şirketlerden birinin maruz kalabileceği risklere açık olmaktadır. Ayrıca,
reasürans
şirketlerinde
sermaye
hareketleri
ile
yatırım
ve
kredi
politikalarının çok önemli olması ve genellikle grup içi işlemlerle
yürütülmesi nedeniyle, denetim otoritelerince direkt olarak hem reasürans
şirketlerinin faaliyetlerinin hem de şirketin grupla olan işlemlerin yakından
izlenmesinde fayda vardır.
• Finansal Reasürans ile Alternatif Risk Transferi (ART) Metotlarının
Kullanımındaki Artış: Denetleme olgusunu öne çıkaran diğer bir unsur
da, finansal reasürans ile Alternatif Risk Transferi6 (ART) metotlarının
kullanımının sigortacılık faaliyetlerini düzenleyenlere karşı bir meydan
okuma
aracı
haline
gelmesidir.
Finansal
sektördeki
çeşitlilik
ve
küreselleşmenin getirdiği dezavantajlar nedeniyle finansal reasürans ve
ART ürünlerinin takibi ve denetimi, denetim otoritelerince tam olarak
yapılamamaktadır. (Rossi ve Lowe, 2002, 124) Dolayısıyla, düzenleme ve
denetimin olmadığı ART piyasasında, bazı risklerin hatta yolsuzlukların
yaşanması olasıdır. Bu nedenle, denetim otoritelerinin finansal reasürans
6
Sigorta, teknik olarak, risklerin belli bir miktar para ödemesi (prim) karşılığında, bu risklerle
karşı karşıya olan kişilerden, sigortacıya transfer edilmesi sistemidir. Ancak, zaman içinde
kişilerin (sigortalılar) karşı karşıya oldukları risklerin muhtemel mali sonuçlarına karşı
sigortanın dışında ve ona alternatif bazı sistemler geliştirilmiştir. Alternatif Risk Transferi
Sistemi, genel olarak, gerçekleşebilecek risklerin klasik sigorta sisteminden farklı bir
şekilde teminat altına alınmasıdır. Bu yöntem, bağlı bir sigorta şirketi kurmak olabildiği
gibi, çeşitli mali araçlar kullanılarak da yapılabilmektedir.
31
ve ART ürünleriyle ilgili gelişmeleri daha yakından takip etmeleri
gerekmektedir.
3.4.
Dolaylı ve Doğrudan Reasürans Denetiminin Unsurları
Günümüzde, reasürans piyasası giderek büyüdüğü ve geliştiği için,
reasürans şirketlerinin sigorta şirketleri üzerinden dolaylı denetimi yetersiz
kalmaya ve reasürans şirketleri için direkt denetim unsurları da uygulanmaya
başlanmıştır. Ne var ki, dolaylı denetim de bazı unsurları ile halen etkinliğini
sürdürmeye devam etmektedir.
3.4.1.
Dolaylı Reasürans Denetimi
Dolaylı reasürans denetimi, sigorta şirketleri üzerinden yapıldığından,
daha çok sigorta şirketlerinin reasürans programlarının incelenmesi ve
reasürans devirlerine sınırlamalar getirilmesi gibi unsurları içermektedir.
Dolaylı denetimin etkin bir şekilde yapılabilmesi için bazı parametreler
kullanılmaktadır. Bu parametreler aşağıda ayrıntılı olarak incelenmiştir:
• Sigorta Şirketlerinin Reasürans Programlarının ve Anlaşmalarının
İncelenmesi: Denetim otoritelerinin, sigorta şirketlerinin reasürans
anlaşmalarının içeriklerini analiz etmeye ve bu anlaşmalarla sağlanan
korumalara sigorta şirketinin ne kadar güvendiğini ve anlaşmaların
güvenirliliğini sorgulayabilecek donanım ve yetkilere sahip olmasıdır.
(IAIS, 2003a)
• Maksimum Korumaların Sınırlandırılması: Denetim otoritelerince,
sedan şirketin reasürans korumasının güvenliğinin sağlanması için,
şirketin maksimum korumalarına sınırlama uygulanmasıdır. Örneğin;
şirketin üstünde kalan riskin (teminatın) şirket özkaynaklarının %5’ini, likit
varlıklarının
%20’sini
ve
bir
branştaki
prim
üretiminin
%10’unu
geçmemesine dair sınırlandırmalar getirilebilmektedir.
• Reasürör Varlıklarının Sigortacının Güvenliği İçin Kabul Edilebilirliği
ve Yeterliliği: Sedan şirketin reasürans yoluyla devrettiği riskle ilgili
32
olarak, reasürörden alacağı hasar miktarını tahmin etmek kolay
olmadığından, reasürörün hasarları ödeyebilme kabiliyetini sağlayan
sermayesini ve sahip olduğu varlıkları takip etmek güçleşmektedir.
Finansal piyasalar ve yatırım koşulları çok esnek olduğundan, getirilerin
uzun vadede ne olacağını tahmin etmek de zorlaşmaktadır. Ancak,
reasürans şirketlerinin yatırım politikalarının sedan şirket tarafından iyi
izlenip
denetim
otoritelerine
bilgi
verilmesi
yoluyla,
sedan
için
zamanlamadan kaynaklanan olumsuzlukların etkileri azaltılabilmektedir.
(IAIS, 2002a, 7)
• Reasürans
Korumaları
İçin
Farklılaştırma
Gerekliliği:
Denetim
otoriteleri, reasüransın temerrüt riskini önlemek için tek bir reasürörden
alınacak teminata sınırlamalar getirebilmektedir. Reasürans korumaları
farklı reasürörler arasında paylaştırılarak hem risk dağıtılabilmekte, hem
de tek reasüröre bağımlı olunması engellenebilmektedir.
• Reyting Kuruluşlarının Analizlerinin Kullanılması: Denetim otoriteleri,
sigorta şirketlerinin uygun reasürörlerle çalışıp çalışmadıklarını analiz
etmek
için
reyting
kuruluşlarının
derecelendirmelerine
başvurabilmektedirler. (EC, 2002)
• Denetlenmeyen ve Yetkisiz Reasürörlerin Kullanımına Kısıtlama
Getirilmesi: Denetim otoriteleri, sigorta şirketlerinin güvenliğini sağlamak
için şirketlerin denetlenemeyen reasürörlerle çalışmalarına, ABD’de
olduğu gibi, sınırlama getirebilmektedir.
Reasürans Şirketlerinin Doğrudan Denetimi
3.4.2.
Reasürans şirketlerinin muhatap oldukları kişiler poliçe sahipleri yerine
sigorta
şirketleri
olduğu
için,
faaliyetlerinin
denetlenmesi
sigorta
şirketlerininkinden farklıdır. Reasürans şirketlerinin denetim modeli aşağıda
özetlenecek olan unsurları içermektedir:
• Ruhsatlama:
Ruhsatlama
yöntemi
ile
denetim
otoriteleri
şirketin
reasürans faaliyetlerini ve minimum sermaye ve yönetim gerekliliklerini
sağlayıp sağlamadığını inceler. Böylelikle reasürans faaliyetleri açısından
33
direkt bilgi alma yetkisi sağlanmış olur. Bu prosedür, piyasadaki
güvenilirliği arttırmakta ve dolayısıyla da piyasada etkinliğin ve istikrarın
sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.
• Kontrol
Değişimleri
ve
Grup
İşlemleri:
Denetim
otoriteleri,
sermayedarların şirketi kişisel çıkarları ve reasürans faaliyetleri dışında
kullanmasını engellemek için, hisse değişimlerini onaylama yetkisini
kullanarak bazı kriterler getirebilir. Bu kriterler; yeni ortakların ve
yöneticilerin uygunluğu ve yeni iş planının güvenilirliğidir.
Diğer taraftan, sayıları giderek artan bağlı reasürans şirketleri7 (captive
reinsurance companies) ve bu şirketlerin grup içi işlemleri de reasürans
şirketleri için risk arz ettiğinden, denetim otoriteleri grup bazında ek
denetim fonksiyonlarını kullanarak, grubun sermaye analizini ve grup içi
işlemlerden
kaynaklanan
risk
transferini
denetleme
yoluna
gidebilmektedir. (IAIS, 2002b, 8)
• Kurumsal Yönetişim, Risk Yönetimi ve İç Kontrol: OECD’ye göre
kurumsal yönetişim; şirketin yöneticileri, hissedarları ve diğer paydaşları
arasındaki ilişkiler bütünüdür. Reasürans şirketi de kurumsal yönetişim
ilkeleri doğrultusunda işini bilen, profesyonel ve deneyimli kişilerce
yönetilmelidir.
Denetim
otoritesi,
şirket
faaliyetlerinin
mevzuata
uygun
yapılıp
yapılmadığını ve şirket yöneticilerinin şirketi kendi menfaatleri için
reasürans faaliyetleri dışında kullanıp kullanmadıklarını incelemek için
yönetim kurulundan kurumsal yönetişimin uygulanmasına, uygulanan
prosedürün şirketin stratejik amaçlarına uyup uymadığına ve şirketin
7
Büyük ölçekli şirketlerin ya da holdinglerin kendi sigorta veya reasürans ihtiyaçlarını,
kendilerine ait sigorta veya reasürans şirketi kanalıyla teminat altına alma düşüncesinden
doğmuş sigorta veya reasürans şirketidir. Bazı durumlarda, birden fazla büyük ticari grup
tarafından da kurulabilmektedir. Bu tür bir sigorta veya reasürans şirketi kurmaktaki amaç,
grubun tamamen kendi hasar tecrübesini esas alan sigorta veya reasürans primi ödemek
ve sigorta veya reasürans şirketinin idare ve diğer masraflarına katılmamaktır.
34
kendine özgü bir risk yönetimi prosedürünün olup olmadığına dair bir
rapor isteyebilir.
Diğer taraftan, reasürans şirketlerinde reasüransın, sınır ötesi işlemleri ve
sözleşme çeşitliliğinden dolayı kompleks olması, reasürans alanında her
geçen gün ürün çeşitliliğinin artması ve reasürörlerin farklı operasyonel
faaliyetlerinden kaynaklanan risklerinin fazla olması ve mali bünyelerinin
kırılganlıklara açık olması gibi nedenlerden dolayı, denetim otoriteleri,
reasürans
şirketlerinin
kendi
risk
analizlerini
ve
risk
yönetimi
değerlendirmelerini yapan ve şirketin devamlılığını inceleyen bir iç kontrol8
mekanizmalarının bulunmasını zorunlu tutmaktadır.
• Yatırım ve Likidite (Varlıklarda İhtiyatlı Kurallar): Reasürans şirketleri,
global çalışmaları nedeniyle iş
aldıkları farklı coğrafi
bölgelerde
yükümlülüklerini karşılamak amacıyla yatırımlarını farklı para cinslerinden
yaptıkları için döviz riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu bağlamda,
reasürans şirketleri için varlık-yükümlülük yönetimi çok önemlidir. (IAIS,
2005b, 6) Dolayısıyla, denetim otoriteleri yatırımların farklılaştırılması
gerekliliği ile şirketlerin tek yatırıma yönlenmesini ya da gerekli bir
yüzdeden
fazlasını
tek
varlığa
yatırmasını
engelleyebilmek
için,
reasürörlerin yatırım politikalarına müdahalede bulunabilmektedirler.
• Teknik
Karşılıklar
(Yükümlülüklerde
İhtiyatlı
Kurallar):
Teknik
karşılıklar konusunda reasürans şirketlerinin durumu sigortacılardan
farklıdır. Reasürörlerin portföyleri homojen olmadığından, riskler uzun
vadeli teminat altına alındığından ve sigortacıdan gelen bilgi akışında
ertelemeler olduğundan, reasürörlerin teknik karşılıklarını izlemek çok
önemlidir. Bu nedenlerle, denetim otoriteleri düzenleme ve denetim
unsurlarını belirlerken; şirketlerin gerçekleşmiş ancak bildirilmemiş
8
İç kontrol; sigorta ve reasürans şirketinin tüm iş ve işlemlerinin, özellikle yürürlükteki
kanun, yönetmelik, tebliğ, tarife ve talimatlar, genel şartlar ile diğer mevzuata, şirketin iç
yönergeleri ile yönetim stratejisi ve politikalarına uygunluğunun sürekli kontrol edilmesi,
denetlenmesi ve hata, hile ve usulsüzlüklerin önlenmesi ve tespiti amacıyla oluşturulan
sistemi ifade eder.
35
(Incurred but not reported-IBNR)9 muallak hasar karşılıklarını ayırırken
aktüeryal hesaplamalar yapmasını ve hasar rezervi analizleri yapılması
için aktüer bulundurulmasını isteyebilmektedir. (IAIS, 2003b)
• Sermaye İhtiyacı: Denetim otoriteleri, sermaye ihtiyacı belirlenirken,
reasürans şirketlerinin iş kapasitesi ve sermayenin farklılaşmasından
kaynaklanan risk profilini göz önünde bulundururlar. Eğer bir şirketin belli
risklere karşı duyarlılığı fazla ise, daha iyi bir risk yönetimi analizi
yapılarak şirketin finansal yapısı güçlendirilir. Örnek olarak, hayat
branşında teknik karşılıklar yatırım ile koruma altına alındığından,
faizlerdeki herhangi bir artış ile ekonomik risk arttığında, sermayenin ona
göre yeterli olması sağlanır. Diğer taraftan, özellikle hayat-dışı işlerde
uzun dönemli karşılıkların yetersizliğinin önlenmesi ve riske duyarlılığı
azaltmak için, dinamik finansal analiz metotları ile belirlenen risk odaklı
sermayenin10 kullanılması uygun görülebilir. (EC, 2002)
• Alternatif
Risk
Transferi
(ART)
Mekanizmaları
ve
Finansal
Reasürans: Finansal sektördeki dinamiklik ve çeşitlilik nedeniyle, denetim
otoriteleri açısından, finansal reasürans ve ART mekanizmasının
ürünlerinin takibi ve denetimi zor yapıldığından, düzenleyiciler özellikle
ART ürünlerini daha iyi tanıyıp, bu tekniklerin mekanizmalarını daha iyi
analiz etmeye çalışmaktadırlar. Günümüzde, bazı ülkelerde reasürans
şirketlerinin kullandıkları ART metotları denetim otoritelerince periyodik
olarak denetlenerek; işlemlerin mevzuata uygun olarak ve menfaat
karıştırılmadan yapılıp yapılmadığı incelenmektedir. Diğer taraftan,
İngiltere ve ABD gibi ülkelerde ise, ART metotlarından olan ve
yatırımcılara borç senedi ihraç ederek, reasürörün alternatif sermaye
kaynaklarına erişmesini sağlayan ve ŞEKİL 3.2’de işleyişi gösterilen özel
9
Hesap döneminin sonunda, sigorta şirketinin portföyünde bulunan poliçeler kapsamı
içinde meydana gelmiş birtakım hasarlar söz konusu olmakta; ancak, bu hasarların varlığı
ve maliyeti konusunda sigorta şirketinin herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Sigorta
şirketi, meydana gelmiş ancak kendisine bildirilmemiş olan bu hasarlar için dönem
sonunda belli bir karşılık ayırmaktadır.
10
Şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için gerekli minimum sermayedir.
36
amaçlı reasürans araçlarında11 (Special Purpose Vehicle - SPV) devlet
kontrolünün güçlendirilmesi için yatırım ilişkilerinin bağımsız finans
kuruluşlarınca yapılması öngörülmektedir. Böylelikle ihraç edilen borç ile
alacak arasındaki dengeyi reasürans şirketi yerine bağımsız bir kuruluş
gözetecek, dolayısıyla da reasürörün yatırımcılara geri ödemesinde sorun
çıkması engellenmiş ve ihraç işlemlerinde gerçekleşen prosedür de
denetim otoritesince kontrol edilmiş olacaktır.
ŞEKİL 3.2:
Özel Amaçlı Aracın (SPV) İşleyiş Mekanizması
Para
Sigorta ya da
Reasürans
Şirketi
Sigorta bağlantılı senetler (Securities)
Özel Amaçlı Araç
(SPV)
Hasarları ödeme taahhüdü
Yatırımcılar
Para
Sigorta Bağlantılı
Senet ve Hasarlar
İçin Teminat Olarak
Tutulan Fonlar
• Finansal
Raporlama:
Reasürans
şirketleri
belli
periyotlarla
mali
tablolarını ve raporlarını denetim otoritelerine sunmaktadırlar. Bu raporlar
ve tablolar denetim otoritesinin şirketin mali yeterliliğini analiz etmesi ve
herhangi bir olumsuzlukta erken müdahale etmesi için çok önemlidir.
• Denetim Otoritesince Yerinde Denetim ve Bağımsız Dış Denetim:
Yerinde denetim, denetim parametrelerinden biri değil, denetimin daha üst
bir seviyesidir. Denetim otoriteleri, yerinde denetim fonksiyonu ile
reasürans şirketinin faaliyetlerini, yönetimini, iç kontrol mekanizmalarını,
11
Özel amaçlı araçların temel rolü sigortalanabilir riski yatırım riskine dönüştürmektir. Ayrıca
bu araçlar sigorta veya reasürans şirketlerinden ve yatırımcılardan aldıkları paraları faiz
ödemesi ve hasar ödemeleri için teminat olarak tutarlar.
37
faaliyetlerine dair tüm teknik altyapısını ve mali durumunu mevzuat
açısından ayrıntılı bir şekilde denetleyebilmektedir. (IAIS, 2002b, 9) Diğer
taraftan,
denetim
otoritelerince,
yerinde
denetim
fonksiyonunun
tamamlanması için dışarıdan bağımsız denetim firmalarından da destek
alınmaktadır.
38
BÖLÜM 4.
ÇEŞİTLİ DÜNYA ÜLKELERİ VE AVRUPA
BİRLİĞİ’NDE REASÜRANS DENETİMİ
Bu bölümde, ilk olarak dünya reasürans piyasası ele alınacak, daha
sonra
getirdiği
düzenlemeler
çerçevesinde
araştırmada
önerilerin
geliştirilmesinde önemli bir yeri olan Avrupa Birliği’nin 2005 yılında
yayımladığı 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi incelenecektir. Bu direktif,
özellikle AB içinde bir standart yakalanması ve reasürans şirketlerinin
faaliyetlerinin denetlenmesi için AB’ye üye ülkeler ve Türkiye gibi aday ülkeler
için oluşturulmuş en kapsamlı kurallar bütünüdür. Bu nedenlerle, söz konusu
Direktife neden ihtiyaç duyulduğu, Direktifle nelerin amaçlandığı ve Direktifin
ne gibi yeni unsurları kapsadığı soruları detaylı bir biçimde irdelenecektir.
Daha sonra, reasürans denetimi, AB ülkeleri ağırlıklı olmak üzere,
çeşitli ülkeler bazında analiz edilecektir. Mevzuatın diğer dillere tercüme
edilmemiş olması ve diğer birtakım faktörlerden dolayı ülke mevzuatlarına
erişimde zorluklar yaşandığından, detaylı bilgilerin elde edilebilmesi için EK2’de yer alan standart bir anket formu düzenlenmiştir.
Söz konusu anket, AB ülkelerinden Belçika, Fransa, Almanya, İtalya,
Hollanda, Danimarka, İrlanda, İngiltere, Yunanistan, Portekiz, İspanya,
Avusturya, Finlandiya, İsveç, Estonya, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti,
Polonya, Slovakya, Slovenya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan; Avrupa
ülkesi olup AB üyesi olmayan Norveç, İzlanda, İsviçre ve Avrupa dışından
Avustralya, Kanada, ABD, Meksika, Japonya, Malezya olmak üzere toplam
33 ülkedeki finansal piyasaları düzenlemek ve denetlemekle görevli
kurumlara gönderilmiştir. Ancak, gönderilen anketteki sorulara Almanya,
Norveç, İtalya, İsveç ve Avustralya’dan eksiksiz; Letonya, Macaristan,
Kanada, Meksika, İrlanda ve Estonya’dan ise sınırlı yanıt alınabilmiştir.
39
Bu çerçevede, araştırmada incelenen ülkelerden Almanya, Norveç ve
Avustralya’nın reasürans denetimlerine ilişkin başlıca unsurlar bu anket
sonucu gelen cevaplar ile; ABD, Çek Cumhuriyeti ve Portekiz’in reasürans
denetimine ilişkin düzenlemeleriyle ilgili bilgiler ise internet yoluyla elde edilen
kaynakların incelenmesi ile oluşturulmuştur.
4.1.
Dünyada Reasürans Piyasası
Dünya reasürans piyasasının yakın dönemi incelendiğinde; 1999
sonrası reasürans piyasası performansının birçok olumsuz olay nedeniyle
ciddi anlamda bozulduğu görülmektedir. Bu olumsuzluklar arasında;
piyasalardaki olumsuz gelişmelerin iş kabulleri üzerindeki negatif etkileri,
yatırım getirilerindeki düşüşler, sermaye piyasalarındaki dalgalanmalar ve
2000 yılından sonra gerçekleşen terörist saldırılar (11 Eylül 2001 vd.)
bulunmaktadır. Ancak, 2002 sonrasında, bu olumsuzluklar şirketlerin
kapasitelerini arttırmalarını, prim tarifelerini güçlendirmelerini, yeni sermaye
akımları yaratmalarını ve iş kabul performanslarını düzeltmelerini sağlamıştır.
2005 yılına gelindiğinde ise, şirketlerin performansı, toplamda 55-85 Milyar
ABD Doları maliyet yarattığı tahmin edilen Karayipler’deki ve Meksika
Körfezi’ndeki büyük kasırgalardan (Katrina, Rita ve Wilma) olumsuz
etkilenmiştir. (Swiss Re, 2006, 3)
Dünya reasürans piyasasına ilişkin 2005 yılı istatistiklerine göre; dünya
çapında aktif olarak çalışan 220 reasürans şirketi bulunmaktadır ve bu
şirketler primlerin (net reinsurance premium written) yaklaşık olarak 149,4
Milyar ABD Dolarını yazmaktadırlar. Bu primlerin %90’ı da, reasürans
merkezleri olan Bermuda, Fransa, Almanya, İrlanda, Japonya, İsviçre,
İngiltere ve ABD’de yazılmaktadır. (Standard&Poors, 2006, 24-46)
TABLO 4.1’de görüleceği üzere, 2005 yılı itibariyle dünyadaki ilk 15
reasürans şirketi/grubunun yazdığı prim tutarı 105 Milyar Dolara ve bu
şirketlerin toplam prim içindeki payları %71 gibi büyük bir orana ulaşmaktadır.
40
TABLO 4.1: İlk 15 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan
Reasürans Primine Göre Sıralanması
Net Yazılan Reasürans
Primi
(Milyon USD)
Şirket/Grup
Net Yazılan Reasürans
Primi
(%)
Munich Re
22.602
%15
Swiss Re
21.203
%14
Berkshire Hathaway Re
10.041
%7
Hannover Re
9.190
%6
GE Insurance Solutions
6.697
%4
İlk 5 Toplam
69.733
%47
İlk 15 Toplam
105.954
%71
43.466
%29
149.420
%100
Diğer
TOPLAM
Kaynak: Standard&Poor's, Global Reinsurance Highlights 2006 Edition.
Prim üretiminde ilk 5 şirket olan Munich Re, Swiss Re, Berkshire
Hathaway Re, Hannover Re ve GE Insurance Solutions adlı reasürans
şirketleri/gruplarının toplam prim içindeki payını gösteren GRAFİK 4.1’e göre,
bu 5 şirketin toplam primin yaklaşık %47’sini ürettiği görülmektedir. Özellikle
Munich Re, Swiss Re ve Hannover Re’nin Avrupa şirketleri olduğu göz önüne
alınırsa,
toplam
prim
üretiminin
1/3’ü
Avrupalı
şirketler
tarafından
yazılmaktadır.
GRAFİK 4.1: İlk 5 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan
Reasürans Primine Göre Dağılımı (%)
Net Yazılan Reasürans Primi (%)
15%
30%
14%
4% 6%
24%
7%
Munich Re
Sw iss Re
Berkshire Hathaw ay Re
Hannover Re
GE Insurance Solutions
İlk 6-15
Diğer
Kaynak: Standard&Poor's, Global Reinsurance Highlights 2006 Edition.
41
Diğer taraftan, reasürans sesyonlarının hayat ve hayat-dışı arasındaki
dağılımı incelendiğinde; hayat-dışı reasürans sesyonları toplam sesyon
içindeki %80’lik payı ile bütün reasürans piyasasına hakim görünmektedir.
Hayat reasüransının payı ise hayat-dışına göre azdır. Bunun sebebi, hayat
sigortalarının meblağ sigortaları olması nedeniyle reasüransa göreceli olarak
daha az başvurulmasıdır.
GRAFİK 4.2’deki hayat-dışı sesyon primlerinin bölgesel dağılımına
bakıldığında, sesyonların yarısının Kuzey Amerika kaynaklı olduğu, Batı
Avrupa’nın sesyonların %34’üne sahip olduğu, kalan %17’lik payın çoğunun
ise Asya’dan geldiği görülmektedir.
GRAFİK 4.2: Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı
Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı (%)
9%
5%
49%
34%
3%
Kuzey Amerika
Latin Amerika
Batı Avrupa
Asya
Diğer
Kaynak: Swiss Re Economic Research&Consulting.
Hayat reasüransında ise devredilen primlerin yaklaşık üçte ikisi (%67)
Kuzey Amerika kaynaklı iken, Batı Avrupa’nın payı %25’lerde kalmaktadır.
Kuzey Amerika’nın hayat-dışı reasüransta bu kadar baskın olmasının nedeni
doğal afetlere daha çok maruz kalması ve önemli ölçüde üçüncü şahıs
sorumluluk sigortasının (third party liability insurance) Amerika’da ağırlıklı
olarak reasüre edilmesinden kaynaklanmaktadır.
42
GRAFİK 4.3: Hayat Sesyon Dağılımı
Hayat Sesyon Dağılımı (%)
3%
4%
25%
1%
67%
Kuzey Amerika
Latin Amerika
Batı Avrupa
Asya
Diğer
Kaynak: Swiss Re Economic Research&Consulting.
4.2.
4.2.1.
AB’de Reasürans Denetimi
AB Ülkelerindeki Reasürans Denetimine Genel Bir Bakış
AB ülkelerinin reasürans düzenlemelerine ilişkin ulusal mevzuatları
incelendiğinde, bazı ülkelerin reasürans şirketlerini sigorta şirketlerinden ayrı
olarak detaylı bir düzenlemeye tabi tuttuğu, bazılarının reasürans şirketleri
için ruhsat prosedürünü dahi içermeyen basitleştirilmiş düzenlemeleri seçtiği
ve son olarak bazı ülkelerin reasürans faaliyetlerine dair hiçbir denetleyici
unsurunun olmadığı görülmüştür.
AB
ülkelerinin
reasürans
düzenlemelerindeki
seviyelerine
göre
sınıflandırılması aşağıda ayrıntılı olarak görülmektedir:
-
Reasürans şirketlerini sigortacılara uyguladıkları gibi ayrı bir düzenlemeye
tabi tutan ülkeler: İngiltere, Danimarka, Finlandiya, Portekiz ve Fransa.
-
Reasürans şirketleri için, sigorta şirketlerine uygulanan düzenlemelere
göre daha sınırlı kurallar uygulayan ülkeler: Almanya ve Hollanda.
43
-
Reasürans şirketleri için, basit yetkilendirme ve sermaye yeterliliği
düzenlemeleri olan ülkeler: Avusturya, İtalya, İspanya ve İsveç (son iki
ülkede sermaye yeterliliği düzenlemeleri bulunmaktadır.)
-
Reasürans denetimi olmayan ülkeler: Belçika ve Yunanistan. (Alisse,
2001, 2)
4.2.2.
AB’nin 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi
Avrupa Topluluğu’nda reasürans faaliyetlerine ilişkin ilk düzenleme
64/225/EEC sayılı Reasürans ve Retrosesyon Alanlarında Yerleşme ve
Hizmet Sunma Serbestisine Yönelik Kısıtlamaların Kaldırılmasına İlişkin
25.02.1964 tarihli Konsey Direktifidir. Bu direktif, hem reasürans faaliyetinde
bulunan sigorta şirketlerini, hem de reasürörleri kapsamaktaydı. 1964
yılındaki bu düzenlemeden sonra reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesine
ilişkin herhangi bir gelişme yaşanmamıştır. Ancak, Aralık 1998’de tek pazarın
tam ve etkin işlemesi için finansal piyasaların ihmal edilmiş unsurlarından biri
olan reasürans piyasasında bütünlüğü sağlamak, reasürans güvenliğini
arttırmak ve reasürörler için tek pasaport uygulamasına yönelik bir standart
oluşturulmasını sağlamak amacıyla, İngiliz ve Alman sigorta birliklerinin de
teşvikiyle, Avrupa Komisyonu Sigorta Komitesi, reasürans faaliyetlerinin AB
bünyesinde düzenlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Komisyon ilk olarak, reasürans faaliyetleri ile uğraşan kişilerin
deneyimlerinden yararlanmak için Eylül 2000’de bir seminer düzenlemiştir.
Birçok katılımcı tarafından bildirilen görüşlerde ortak nokta, uyumlaştırılmış
bir reasürans denetimi modeli ile reasüransın AB ve hatta dünya çapında
daha büyük bir faaliyet alanı olabileceği yönünde olmuştur. 2001 yılı Ocak
ayında düzenlenen Komisyon toplantısında da, Komisyon ve üye ülkeler bu
karışık ve ayrıntılı sürecin incelenmesi ve Sigorta Komitesi Reasürans Alt
Komitesine bir öngörü sağlanması amacıyla KPMG12 şirketi ile anlaşarak bir
araştırma yapılması için ilk adımları atmışlardır. KPMG raporundan çıkan
12
Çok uluslu bir danışmanlık şirketidir.
44
olumlu sonuçlar doğrultusunda Avrupa Komisyonu tarafından gerekli altyapı
çalışmaları başlatılmıştır.
Yapılan çalışmalar sonucunda, Avrupa Parlamentosu tarafından 2005
yılı Haziran ayında onaylanan Reasürans Direktifi 17.10.2005 tarihinde
Konsey tarafından benimsenmiş ve 09.12.2005 tarihinde AB Resmi
Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten itibaren Birliğe üye
ülkelerin Direktifin gereklerini yerine getirmeleri için iki yıl süreleri
bulunmaktadır.
Direktifle ilk kez, 30 Avrupa ülkesini kapsayan (AB üyesi ülkeler ile
İzlanda, Norveç ve Liechtenstein) ve reasürans işlemlerini yasal bir
çerçeveye oturtan bir düzenleme yapılmaktadır.
Direktifin, reasürans şirketleri ve bağlı (captive) reasürans şirketlerinin
faaliyetlerini yasal bir düzenlemeye oturtarak, reasürans piyasasına ve
dolayısıyla da sigorta piyasasına belli bir oranda istikrar getireceği ve sigorta
şirketlerinin iflası ya da mali açıdan zor duruma düşmesiyle çok yakından ilgili
olan sigortalıların zarara uğrama ihtimalini azaltacağı düşünülmektedir.
(Çuhacı, 2006, 10)
Diğer yandan, Direktif ile topluluk hukukunun sigortacılık kısmı
harmonize edilerek; topluluk bünyesinde tek yetkilendirme ile ülkelerin
denetim yapabilme prensibi getirilmektedir. Direktif, yetkili otoritelerin denetim
gücünü ve denetim araçlarını netleştirmektedir.
2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi, 1964 tarihli Reasürans
Direktifi’ne göre oldukça uzun ve kapsamlı nitelikte olup, 10 başlık altında 66
maddeden
oluşmaktadır.
Direktifin
içeriği
aşağıda
başlıklar
halinde
incelenmiştir:
4.2.2.1.
Kapsam ve Tanımlar
Direktifin uygulama alanı reasürans şirketlerini ve bağlı (captive)
reasürans şirketlerini kapsamaktadır. Doğrudan sigorta faaliyetleri ile uğraşan
hayat ve hayat-dışı sigorta şirketleri kapsam dışındadır. Ayrıca, reasürans
45
alanındaki faaliyet hacimleri büyük olan sigorta şirketleri Direktifin uygulama
alanına girmektedirler.
4.2.2.2.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Direktifte, reasürans şirketlerinin yetkilendirilmesine dair aşağıdaki
unsurlar belirlenmiştir. Bunlar:
-
Şirketlerin resmi olarak yetkilendirileceği,
-
Yetkilendirmenin başvuru yapan şirketin bulunduğu ya da kurulduğu ülke
(home member state13) tarafından yapılacağı,
-
Verilen yetkinin tüm topluluk içinde geçerli olacağı (tek pasaport sistemi),
-
Şirketin, reasürans yetkisini alırken üye ülkenin ya da AB’nin belirlediği
unsurlar çerçevesinde değerlendirileceği,
-
Yetkili merci tarafından yetkilendirme aşamasında istenen iş planının;
reasürans şirketinin üstlendiği riskin niteliğini, reasürans anlaşmalarını,
retrosesyon için rehber prensipleri, minimum garanti fonunu oluşturan
öğeleri, şirketin idari giderlerini ve bu giderleri karşılamak için yaratılan
kaynakları içermesi ve ayrıca, iş planının ilk 3 mali yıldaki yönetim
giderlerini, prim, katkı payı ve hasar tazminatı tahminlerini, öngörülen
bilançoyu ve son olarak mali kaynaklar ile taahhütlerin yerine getirilmesi
için gerekli sermayeyi kapsaması gerektiği,
-
Faaliyet izni verilirken reasürans şirketinin diğer gerçek ve tüzel kişilerle
olan ilişkisinin denetim fonksiyonlarını etkilememesi gerektiği,
-
Üye ülkelerin yetkili mercilerinin kuruluş için izin verirken şirketlerin
hissedarları ya da ortakları hakkında iyi bilgi edinmesi gerektiği,
-
Üye ülkelerin yetkilendirme ve faaliyet izni verme konularında birbirlerine
danışıp fikir alışverişi yapabileceğidir.
13
Başvurunun yapıldığı ve başvuran şirketin genel müdürlüğünün bulunduğu menşe ülkedir.
46
4.2.2.3.
Reasürans Faaliyetlerini Düzenleyen Esaslar
Direktifte reasürans faaliyetlerini düzenleyen esaslar 4 kısımdan
oluşmaktadır:
4.2.2.3.1.
Mali Denetim Metotları ve Prensipleri
Direktife göre, reasürans şirketinin faaliyetlerinin denetiminden, o
şirketin bulunduğu üye ülke sorumludur. Üye ülke denetim otoriteleri, mali
denetimde, şirketin sermaye yeterliliğine, teknik karşılıklarının yeterli olup
olmadığına,
yönetim
kadrosunun
iyi
olup
olmadığına,
muhasebe
prosedürlerine uyulup uyulmadığına ve iç denetim mekanizmasının verimli
çalışıp çalışmadığına bakmakla yükümlüdürler. Ayrıca, mali denetimde,
reasürans şirketlerinin yetkili mercilere yıllık hesaplarını, mali durumlarını ve
sermaye yeterliliklerine ilişkin bilgileri göndermeleri gerekmektedir.
Mali Denetim Metotları ve Prensipleri içinde bulunan diğer bir husus da
reasürans şirketlerinin yetkilendirildikleri ülkelerin denetim otoritelerine
portföy transferlerini onaylatma yükümlülükleridir.
Hisse devri işlemlerine ilişkin olarak, devir ve satışlarda %20, %33 ve
%50’yi aşan kısımlar denetim otoritesinin onayına tabi olup, yetkili mercinin
hisse devri ve edinim başvurularını en fazla 3 ay içinde değerlendirip onay
vermesi gerekmektedir.
Bu kısımda yer alan diğer bir husus da, diğer üye ülkeler ve 3. ülkelerin
denetim birimleri ile profesyonel gizlilik esaslarına uyulmak kaydıyla bilgi
alışverişi yapılabileceğine dair düzenlemelerdir.
47
4.2.2.3.2.
Teknik Karşılıklarla İlgili Kurallar
Direktife göre, reasürans şirketlerinin 91/674/EEC sayılı Direktif ile
düzenlenen kazanılmamış prim karşılığı14, muallak hasar karşılığı15, bonus ve
indirimler karşılığı16 ve hayat matematik karşılığı17nı ayırmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, üye ülkeler reasürans şirketlerinin 73/239/EEC sayılı
Direktifte belirtilen kredi sigortası (kredi ihracı, mortgage, tarım kredisi ve
kısmi ödeme kredisi) ve katastrofik riskler için dengeleme rezervi ayırmalarını
zorunlu kılmaktadır. Ancak, kredi reasüransında alınan primler toplam
primlerin %4’ünden az ise -ya da 2.500.000 Euro’dan az ise- üye ülke,
reasürans şirketini dengeleme rezervi ayırmaktan muaf tutabilmektedir.
Teknik karşılıklarla ilgili diğer bir önemli unsur da karşılıkların
yatırılacağı varlıklardır. Direktife göre, üye ülke denetim otoritesi; reasürans
şirketinin teknik karşılıkları karşılayabilecek aktif yapısının, şirketin faaliyet
unsurları ile ilgili yatırımlara yönlendirilmiş likit, güvenli ve karlı yatırımlar ile
ekonomik koşullara uyabilen farklılaştırılmış varlıklardan oluşmasını ve
yatırım riskini azaltan araçları kullanabildiği bir yapıya sahip olmasını gerekli
kılmalıdır. Diğer taraftan, reasürans şirketinin teknik karşılıkları karşılayan
varlıklarına belli oranlarda sınırlamalar getirebilmektedir. Bu sınırlamalar
aşağıda belirtilmiştir:
-
Brüt teknik karşılıkların en fazla %30’u teknik karşılıkların düzenlendiği
diğer bir para cinsinden varlıklara yatırılabilir.
14
Şirketlerin yıl içerisinde çeşitli tarihlerde yazmış veya yenilemiş olduğu poliçelere ait,
henüz kazanılmamış olduğu kabul edilen primlere karşılık olmak üzere ayrılmış rezervdir.
15
Şirket tarafından dönem sonu itibariyle henüz tasfiye edilmemiş, ancak eldeki bilgilere
göre ödenmesi muhtemel hasar miktarını yaklaşık olarak yansıtacak şekilde ayrılmış
karşılıktır.
16
Şirketlerin ikramiye ve indirim uygulamasına gitmesi durumunda cari yılın teknik
sonuçlarına göre ayrılan karşılıktır.
17
Hayat sigortaları gibi uzun vadeli sigorta sözleşmelerinde, aktüeryal hesaplamalara göre
meydana gelmesi muhtemel sorumlulukları karşılamak üzere ayrılan karşılıktır.
48
-
Teknik karşılıkların en fazla %30’u düzenlenmiş bir piyasada işlem
görmeyen sırasıyla hisse senedi, tahvil ve bonoya yatırılabilir.
-
Yatırımların en fazla %5’i aynı işletmeye ait hisse senedi, bono ve
sermaye piyasası enstrümanlarına ve en fazla %10’u aynı yatırım
grubuna ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına
yatırılabilir.
4.2.2.3.3.
Sermaye Yeterliliği ve Garanti Fonuna İlişkin Kurallar
Sermaye yeterliliği, sağlık ve ferdi kaza branşları da dahil olmak üzere
hayat-dışı branşlarda, yıllık prim ya da son 3 yılda gerçekleşen hasarların
ortalamasına dayanılarak hesaplanır ve bunlardan büyük olanı kabul edilir.
Ancak, kredi ve tarım (fırtına, dolu, don) sigortaları için hesaplamada son 7
yılda gerçekleşen hasarların ortalaması esas alınmaktadır. Prim esasına
göre hesaplamada; uçak sorumluluk, gemi sorumluluk ve genel sorumluluk
branşlarında prim %50 oranında arttırılabilmektedir.
Direktifte düzenlenen diğer bir unsur da, garanti fonudur. Reasürans
şirketleri, 3.000.000 Euro’dan az olmamak kaydıyla sermaye yeterliğinin 1/3’ü
kadar garanti fonu ayırmalıdırlar.
Sermaye yeterliliğinin prim ve hasar esaslarına göre hesaplaması
aşağıdaki şekilde yapılmaktadır:
• Prim Esasına Göre: Son bir yıllık süre içinde net yazılan primlerden
(vergi ve harçlar hariç) fesih ve iptaller düşüldükten sonra kalan tutarın 50
Milyon Euro’ya kadar olan kısmının 0,18, geri kalan kısmının ise 0,16 ile
çarpılmasından sonra bulunan sonuçların toplamının; son üç yıllık süre
içinde şirket üstünde kalan hasar tutarının brüt hasara oranı %50’den
aşağı ise 0,5, büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda bulunan
tutardır.
• Hasar Esasına Göre: Son üç yıllık sürede net ödenen hasarlara son yıl
muallak hasarlar karşılığı (direkt ve endirekt işler için ayrılan dahil)
eklenerek, bir önceki yıl ayrılan muallak hasar karşılıkları düşüldükten
sonra tespit edilecek miktarın, yukarıda üç ve yedi yıl olarak belirtilen risk
49
gruplarına göre 1/3’ü veya 1/7’si ayrılarak ilk 35 Milyon Euro’ya kadar olan
kısmının 0,26, kalan kısmının ise 0,23 ile çarpılması sonucu bulunan
tutarlar toplamının son üç yıllık sürede şirket üzerindeki net hasar tutarının
brüt hasar tutarına oranı %50’den küçükse 0,5, büyükse bulunan oranla
çarpılması sonucunda bulunan tutardır.
Hayat branşında gerekli sermaye yeterliliği hesaplamasında öngörülen
yöntemler
hayat-dışında
öngörülen
kurallarla
aynıdır.
Ancak,
hayat
reasüransında, yaşam ve vefat sigortası, evlilik sigortası ve doğum sigortası
yatırım
fonları
ile
yakından
ilişkili
olduğundan,
sermaye
yeterliliği
hesaplamasında hayat-dışında uygulanan teknik yerine, hayat sigorta
şirketleri için uygulanan teknik kullanılabilmektedir.
4.2.2.3.4.
Zor Durumda Olan Reasürans Şirketlerine İlişkin Tedbirler ve
Şirketlerin Yetkilerinin Geri Alınması Durumu
Direktife göre, eğer bir şirketin gerekli sermaye yeterliliği garanti
fonunun altına düşüyor ve şirket finansal zorluğa giriyorsa, üye ülkenin yetkili
mercii gerekli önlemleri almalı ve şirketten bir finansal yapılanma planı
sunmasını istemelidir. Finansal yapılanma planı, en az üç yıllık süreyi
kapsayacak şekilde hazırlanarak, yönetim gideri tahminleri, karlılık-sermaye
tahminleri, bilanço tahminleri, finansal kaynak yaratma çalışmaları ve
retrosesyon politikalarına ilişkin bilgileri içermelidir.
Şirketin durumu daha da kötüye giderse, yetkili otoritelerin şirketten
daha yüksek sermaye yeterliliği istemeye, şirketin retrosesyon politikasına
müdahale etmeye ve şirketin varlıklarının serbest kullanımını yasaklayıp,
durumdan diğer üye ülkeleri haberdar etmeye yetkisi bulunmaktadır.
Eğer şirket, faaliyetinin devamı için gerekli koşulları yerine getiremez
ve istenilen sürede gerekli tedbirleri alamazsa, denetim otoritesi şirketin
yetkisini iptal edebilmektedir.
50
4.2.2.3.5.
Finansal Reasürans (Finite Reinsurance) ve Özel Amaçlı
Araçlar (Special Purpose Vehicles) ile İlgili Şartlar
Direktife göre, üye ülke, aşağıda ifade edilen hususların temininin
sağlanması amacıyla, finansal reasürans faaliyetleriyle ilgili bazı koşulların
sağlanmasını şart koşabilmektedir. Bunlar:
-
Bütün sözleşmelerde yer alacak bazı zorunlu koşullar,
-
Güçlü yönetim ve muhasebe süreçlerinin temini,
-
Yeterli iç denetim mekanizmasının ve risk yönetim koşullarının yerine
getirilmesi,
-
Muhasebe, ihtiyatlılık ve istatistiksel bilgi koşullarına uyum sağlanması,
-
Yeterli, güvenilir ve objektif teknik karşılıkların tesisi,
-
Yapılan reasürans faaliyetine ve hasar işlemlerine göre likiditenin ve
karlılığın korunmasını teminen teknik karşılıkların yatırılacağı varlıkların
uygun olması,
-
Reasürans şirketlerinin finansal reasürans işlemlerinde gerekli sermaye
ve garanti fonu gereksinimlerini karşılamasıdır.
Direktifte bahsedilen diğer yeni bir unsur da hem sigorta hem de
reasürans piyasasında sıkça kullanılmaya başlayan Özel Amaçlı Araçlardır
(Special Purpose Vehicle-SPV). Direktife göre, üye ülkeler kendi ülkesinde
Özel Amaçlı Araçların oluşturulmasına izin verebilir, ancak bu araçların
düzenlenmesi ve denetlenmesi için üye devletin aşağıdaki hususlara ilişkin
koşulları belirlemesi gerekmektedir:
-
Yetkilendirmenin kapsamı,
-
Bu araçları yönetecek olan kişilerin itibar ve deneyimleri,
-
Hissedarların ve üyelerin yeterlilik düzeyleri,
-
Güçlü yönetim ve muhasebe süreçlerinin temini,
-
Yeterli iç denetim mekanizmasının ve risk yönetim koşullarının yerine
getirilme düzeyi,
-
Muhasebe, ihtiyatlılık ve istatistiksel bilgi koşullarına uyum derecesi,
-
Özel Amaçlı Araçlar için sermaye yeterliliği.
51
4.2.2.3.6.
Yerleşme Hakkı ve Hizmet Sağlama Özgürlüğü ile İlgili Şartlar
Ev sahibi üye devletin (host member state)18 denetim otoriteleri,
reasürans şirketinin o ülkede geçerli olan yasal hükümlere uymadığını tespit
ederlerse, bu durumun giderilmesini talep edebilmektedir. Eğer alınan
önlemlerin yetersiz kaldığı görülürse, yetkiyi veren üye ülkeye haber
verildikten sonra şirket nezdinde daha sıkı önlemler alınabilmektedir.
4.2.2.3.7.
Genel Merkezleri Bölge Dışında Kurulmuş Olup Bölge İçinde
Faaliyet Gösteren Reasürans Teşebbüsleri
Direktife göre, AB dışındaki ülkelerde yetkilendirilmiş ve AB’de
faaliyette bulunan reasürörlere, ayrımcılık yapılmaması ve bu reasürörlere
diğerleri ile aynı hüküm ve şartların uygulanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile, finansal
hizmetlere ilişkin yasal düzenlemelerde reasürans açısından mevcut olan
eksikliği
gidermek
amacıyla,
reasürans
şirketlerinin
faaliyetlerinin
düzenlenmesine ilişkin asgari şartlar oluşturularak, uyumlu bir reasürans
piyasası
öngörülmüştür.
uyumlaştırılmış
denetim
Nitekim,
Direktif
unsurlarını
reasürans
tanıtarak,
piyasası
uluslararası
için
muhasebe
standartlarının uygulamasına yönelik olarak ülkeler arasında belli bir standart
yakalanmasını sağlayacak ve reasürans piyasasında işlem bazında şeffaflığı
arttıracaktır. Direktif ayrıca, ülkeler arasında ayrımcı uygulamaları azaltarak,
ticari engellerin aşılmasına ve AB’nin sigorta ve reasürans birliklerinin diğer
ülkelere karşı pazarlık gücünün artmasına yardımcı olacaktır.
18
Reasürans şirketinin şubesinin bulunduğu ya da hizmet sağladığı üye ülkedir.
52
4.3.
Reasürans Sektörünün ve Denetiminin Ülke Örnekleri Bazında
İncelenmesi
Çalışmanın bu kısmında, AB üyesi olan ve reasürans denetiminin daha
ayrıntılı ve sigorta şirketlerine yakın yapıldığı ülkelerden Portekiz ve
Almanya, AB’ye yeni üye olan eski Doğu Bloku ülkelerinden Çek
Cumhuriyeti, Avrupa ülkesi olup AB üyesi olmayan, ancak sigorta ve
reasürans şirketlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri bulunan Norveç ile
reasürans piyasaları oldukça gelişmiş olan Avustralya ve ABD ülke örneği
olarak incelenecektir.
4.3.1.
Portekiz
Portekiz’de 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK-
3’teki tablodan görüleceği üzere %91,44 (hayat&hayat-dışı) civarındadır.
Devredilen primler hayat branşında 106 Milyon Euro19 ve hayat-dışında 706
Milyon Euro olmak üzere toplam 812 Milyon Euro’dur. Diğer taraftan, 2003 yıl
sonu itibariyle 1 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir.
Portekiz’de reasürans şirketleri sigorta şirketleri ile aynı düzenlemelere
tabidirler. Sigorta ve reasürans şirketlerinin faaliyetleri Maliye Bakanlığı ve
Portekiz Sigorta Enstitüsü (Instituto de Seguros de Portugal - ISP) tarafından,
hem sigorta hem de reasürans şirketleri için uygulanan Sigortacılık
Faaliyetlerini
Düzenleyen
Kanun
tarafından
düzenlenmekte
ve
denetlenmektedir. (http://www.isp.pt)
4.3.1.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Portekiz Sigortacılık Faaliyetlerini Düzenleyen Kanun’da dolaylı
reasürans denetimine ilişkin doğrudan bir hüküm bulunmamaktadır.
19
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Euro
1,8604 YTL’ye karşılık gelmektedir.
53
4.3.1.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
4.3.1.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin faaliyette bulunmak
için yetki izni almaları gerekmektedir. Yetkilendirme süreci iki aşamadan
oluşmaktadır. Yetki almak için öncelikle şirketlerin aşağıda belirtilen şartları
sağlıyor olmaları gerekmektedir:
-
Şirketler anonim şirket statüsünde olmalıdır.
-
Sermayenin; sadece hukuki sorumluluk branşında faaliyet gösterilecekse
500 Milyon Esküdo20’dan (~2,5 Milyon Euro), hem hukuki sorumluluk hem
de başka bir hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 1.500 Milyon
Esküdo’dan (~7,5 Milyon Euro), hayat branşında faaliyet gösterilecekse
1.500 Milyon Esküdo’dan (~7,5 Milyon Euro), hem hayat hem de hayatdışı branşlardan bir ya da daha fazlasında faaliyet gösterilecekse 3.000
Milyon Esküdo’dan (~15 Milyon Euro) fazla olması gerekmektedir.
-
Sermayedarlar ve yöneticiler düzgün kişiler olmalıdır.
-
İnsan kaynakları yapısının uygun olması gerekmektedir.
-
Şirketin, faaliyette bulunulacak branşlara göre hem teknik hem de mali
açıdan yeterli kaynağı olması gerekmektedir.
-
Şirketin merkez teşkilatının Portekiz’de olması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen şartlar sağlandığında, şirket yetkilendirme için
başvurusunu Maliye Bakanlığı’na ya da Portekiz Sigorta Enstitüsü’ne
gönderir. Yetkilendirme aşamasında, şirketten istenen bilgi ve belgeler; şirket
ana sözleşmesi, hissedarlar ve şirketteki payları hakkında bilgi, hissedarların
ve yöneticilerin adli sicilleri hakkında bilgi, hissedarların ve yöneticilerin daha
önce iflas etmediklerine ve düzgün kişiler olduklarına dair bilgi ve belge,
şirket eğer bir şirketler grubuna dahil ise, grubun yapısı hakkında ayrıntılı
bilgi, faaliyette bulunulacak branşlar, taahhütler ve riskler, eğer hayat
20
Portekiz Esküdosu tedavülden kalkmış olup, 1 Euro 200,482 Esküdo’ya denk gelmektedir.
54
branşında
faaliyette
bulunulacaksa
karşılıkların
aktüeryal
olarak
hesaplanması ve teknik karşılıkların uygunluğu, minimum garanti fonunu
oluşturan unsurlar, şirket organizasyon yapısı hakkında bilgi, ilk 3 mali yıl için
öngörülen bilanço ve kar zarar hesapları (ödenmiş sermaye, yatırımlar, teknik
karşılıklar, reasürans işleri), prim geliri, yatırım geliri, maliyetler, çalıştırılacak
tahmini kişi sayısı, nakit akışı, teknik karşılıkları sağlayacak mali kaynaklar
tahmini, sermaye yeterliliğini sağlayacak mali kaynaklar tahminidir.
Yetkilendirmeye ilişkin bütün bilgi ve belgeler Portekiz Sigorta
Enstitüsü’ne gönderildikten sonra, değerlendirme 6 ay içinde yapılmaktadır.
4.3.1.2.2.
Yöneticilere İlişkin Bilgiler
Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin yönetim ve denetim
kurulu üyeleri ile yöneticilerinin görevlendirilmeleri için; yeterli deneyim ve
bilgi birikimine sahip olmaları, hırsızlık, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma,
çek yolsuzluğu, borsada manipülasyon gibi suçlardan ulusal ve yabancı
mahkemelerde
yargılanmamış
ve
suçlu
bulunmamış
olmaları
ve
Portekizce’ye hakim olmaları gerekmektedir.
4.3.1.2.3.
Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali
Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketleri ruhsat almak zorunda
olmayıp, faaliyet gösterecekleri iş alanında yetki almaktadırlar. Ancak,
aşağıdaki hallerin gerçekleşmesi durumunda şirketlerin yetkileri geri
alınmaktadır:
-
Şirketin faaliyetlerini 6 aydan fazla bir süre için devam ettirmemesi,
-
Yetkilendirmede gerekli olan unsurları artık yerine getirememesi,
-
Şirket yönetiminde yolsuzluklar olması ve iç kontrol sisteminin bozulması,
-
Sermayenin yarısından fazlasının kaybedilmesi ve sermaye yeterliliği
koşullarının yerine getirilememesi,
-
Minimum garanti fonunda düzensizlikler oluşması,
-
Yönetici değişikliklerinin bildirilmemesi,
-
Brüt primlerin minimum %50 azalması.
55
4.3.1.2.4.
Hisse Devri İşlemleri
Bir reasürans şirketinde, sermayedarlardan birinin payının %20, %33
ve %50’nin üstüne çıkması veya altına düşmesi sonucunu doğuran hisse
edinim ve devir işlemleri Maliye Bakanlığı’na bildirilmektedir.
4.3.1.2.5.
Portföy Devri ve Tasfiye
Portekiz mevzuatında, reasürans şirketlerinin portföy devri ve tasfiye
işlemlerine ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
4.3.1.2.6.
Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim
Şirketlerin
iyi
işleyen
iç
kontrol
mekanizmalarının
olması
gerekmektedir. Diğer taraftan, şirketlerin her yıl bağımsız dış denetim
raporlarını
Portekiz
Sigorta
Enstitüsü’ne
göndermeleri
gerekmektedir.
Bağımsız denetçiler, denetledikleri şirketin artık yetkilendirme aşamasındaki
gerekli unsurları yerine getiremediğini, faaliyetlerinin devamlılığını engelleyen
durumlar oluştuğunu veya mevzuata aykırı faaliyetlerde bulunduğunu tespit
ettikleri takdirde, Enstitü’yü bilgilendirmekle yükümlüdürler.
4.3.1.2.7.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Şirketlerin öngörülebilir bütün taahhütleri için yeterli düzeyde teknik
karşılık
bulundurmaları
gerekmektedir.
Bunlar;
kazanılmamış
primler
karşılığı, hayat branşları için aktüeryal yöntemlerle hesaplanan matematik
karşılık ve yaşlanma karşılıkları (ageing provision) (hastalık sigortası için
hesaplanır), muallak hasar karşılığı, bonus ve indirimler karşılığı ve
dengeleme karşılığıdır. Kazanılmamış primler karşılığı ve muallak hasar
karşılığı bazı istatistiki metotlarla hesaplanır ve şirketlerin kullandıkları
metotlar açısından Enstitü’yü bilgilendirmeleri gerekmektedir. Ayrıca, şirketler
Enstitü’yü her yıl Mart ayı sonuna kadar teknik karşılıklarının durumu
hakkında da bilgilendirmekle yükümlüdürler.
Diğer taraftan, teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklar şirketlerin
yükümlülüklerini tam ve yeterli oranda karşılamalı, bunun yanı sıra
56
karşılıkların yatırılacağı varlıkların coğrafi dağılımının AB ile sınırlı olması
gerekmektedir.
4.3.1.2.8.
Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler ve Minimum Garanti
Fonu
Portekiz mevzuatına göre, hayat-dışında faaliyet gösteren reasürans
şirketlerinin sermaye yeterliliği hesaplamaları, genel anlamda, önceki
kısımlarda bahsedilen AB Reasürans Direktifinin hayat ve hayat-dışı
reasürans şirketleri için öngördüğü prim ve hasar esasına göre sermaye
yeterliliği hesaplamasına benzer bir şekilde yapılmaktadır. Ancak, Portekiz
mevzuatı henüz 2005/68/EC sayılı Direktife tam olarak uyum sağlamamış
olduğundan,
hayat-dışı
reasürans
şirketlerinin
sermaye
yeterliliği
hesaplamaları sigorta şirketlerindeki formülasyonla yapılmakta ve bu
nedenle, AB Reasürans Direktifinden farklı olarak, prim esasına göre
hesaplamada net yazılan primler yerine brüt yazılan primler; hasar esasına
göre hesaplamada ise net ödenen hasarlar yerine brüt ödenen hasarlar
dikkate alınmaktadır.
Hayat branşında faaliyet gösteren reasürans şirketlerinin sermaye
yeterliliği ise yükümlülüğe ve riske göre yapılan hesaplamalarda elde edilen
sonuçların toplamı olup, bu hesaplamalar aşağıdaki gibi yapılmaktadır:
1- Yükümlülüğe Göre Hesaplama: Hayat matematik karşılığı (direkt ve
endirekt işler dahil) ile bir yıllık hayat sigortaları için ayrılan kazanılmamış
primler karşılığının toplamının %4’ünün, son bir yıl için ayrılan net matematik
karşılıklar ile son bir yılda bir yıllık hayat sigortaları için ayrılan net
kazanılmamış primler karşılığının toplamının brüt matematik karşılıklar ile bir
yıllık hayat sigortaları için ayrılan brüt kazanılmamış primler karşılığının
toplamına oranı %85’ten küçükse 0,85; büyükse bulunan oranla çarpılması
sonucunda elde edilen tutardır.
2- Riske Göre Hesaplama: Ölüm halinde sigortalıya ödenecek meblağdan
matematik karşılıklar ile kazanılmamış primler karşılığının düşülmesi
sonucunda bulunan risk kapitalinden;
57
-
Sigorta süresi azami üç yıla kadar olanların %0,1,
-
Sigorta süresi üç yıldan fazla beş yıldan az olanların %0,15,
-
Sigorta süresi beş yıldan fazla olanlar için %0,3
ile çarpılmaları sonucunda elde edilen tutarlar toplamının, son bir yıldaki
reasürans
devirlerinden
sonraki
toplam
risk
kapitalinin
reasürans
devirlerinden önceki toplam risk kapitaline oranı %50’den küçükse 0,5;
büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda bulunan tutardır.
Hesaplanan sermaye yeterliliğinin 1/3’ü kadar garanti fonu ayrılması
gerekmektedir. Ayrılan garanti fonu tutarı faaliyette bulunulan branşlara göre
değişmektedir.
4.3.1.2.9.
Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
Şirketin Enstitü’ye teknik karşılıkları yetersiz olduğu zaman bir kısa
mali durum planı, sermaye yeterliliği yetersiz olduğu zaman iyileşme planı,
garanti fonu yetersiz olduğunda ise mali durum planı sunması gerekmektedir.
Şirketin mali durumunun kötüye gittiğinin tespit edilmesi halinde
aşağıdaki önlemler uygulanmaktadır:
-
Şirketin teknik karşılıklarını düzeltmesi istenebilir.
-
Bazı reasürans faaliyetlerine, kredi kabullerine ve temettü ödemelerine
kısıtlama getirilebilir.
-
Bazı faaliyetlerde bulunmak için Enstitü’den izin alma yükümlülüğü
getirilebilir.
-
Şirketin yönetici kademelerinde değişiklik yapılabilir.
-
Şirketin faaliyetlerine son verilebilir.
Mali bünye durumlarında iyileşme sağlanamayan şirketler için, şirketin
varlıklarının tasarruf hakkının kısıtlanmasına ve bir sonraki tedbir olarak da
şirkete geçici yönetici atanması ya da yönetim kurulunun değiştirilmesi
tedbirlerine başvurulmaktadır.
58
4.3.1.2.10. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların
Raporlanması
Portekiz mevzuatına göre, her şirketin bilanço ve gelir tablosunu,
denetim komitesinin görüşlerini, muhasebe kayıtlarını, konsolide edilmiş diğer
hesaplarını ve bağımsız dış denetim raporunu yıl bitiminde Enstitü’ye
göndermesi gerekmektedir.
4.3.1.2.11. Grup İçi İşlemlerin Denetimi
Şirket bir gruba ait ise, denetim otoritesi için önemli olan, grup
yapısının denetime elverişliliğidir. Şirketlerin Enstitü’ye, bağlı bulundukları
grubun organizasyonu, yapısı ve gerçekleşen grup içi işlemlere dair gerekli
bilgileri bildirmeleri gerekmektedir.
4.3.2.
Almanya
Almanya’da 31.12.2005 tarihi itibariyle 51 reasürans şirketi faaliyette
bulunmaktadır. Sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te görüleceği üzere
%84,13 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Devredilen primler hayat branşında
8.129 Milyon Euro, hayat-dışında ise 24.995 Milyon Euro olmak üzere toplam
33.124 Milyon Euro’dur.
Almanya’da reasürans şirketleri, sigorta şirketlerinin aksine, daha
sınırlı denetime tabidirler. Reasürans şirketlerinin faaliyetleri Federal Finansal
Denetim
Otoritesi
(Bundesbank
und
Bundesanstalt
für
Finanzdienstleistungsaufsicht - BaFin) tarafından Sigortacılık Denetim
Kanunu ile düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Kanun, reasüransın hem
dolaylı hem de direkt denetimini kapsamaktadır. (http://www.bafin.de)
4.3.2.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Alman mevzuatına göre, sigorta şirketlerinin reasürans politikaları ve
reasürans işlemleri hem yetkilendirme aşamasında hem de yerinde denetim
aşamasında denetlenmektedir. Sigorta şirketleri yetkilendirme sürecinde,
59
reasürans politikaları hakkında denetim otoritesini bilgilendirmelidir. Böylelikle
şirketin yeterli bir reasürans politikasının olup olmadığı anlaşılmaktadır.
Şirket yönetim kurulu uygun reasürörlerin seçiminden sorumlu
olduğundan, kurul üyelerinin reasürans faaliyetlerinin işleyişini anlayabilmek
ve analiz etmek için yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmaları gerekmektedir.
Yönetim kurulunun ayrıca, reasürörün yeterli bilgi ve deneyime sahip olup
olmadığını, aynı şirket grubundan ise, karar almada bağımsız olup
olmadığını, retrosesyonu sık kullanıp kullanmadığını, reasürörün risklerini
nasıl dağıttığını, mali istikrarını ve hasar ödemeleri performansını yakından
incelemesi gerekmektedir.
Denetim otoritelerince sigorta şirketlerinin, denetim otoritelerince
yerinde denetimi yapılırken, şirketin özellikle reasürans faaliyetlerine ilişkin
muhasebe işlemleri ile reasürans politikasındaki değişimler incelenmektedir.
Ayrıca, ayrıntılı denetimlerde denetim otoritesi, yukarıda yönetim kurulu için
belirtilen sorumlukların yerine getirilip getirilmediğini, doğru reasüransın alınıp
alınmadığını ve doğru reasürörün seçilip seçilmediğini analiz etmekte;
reasürans anlaşmalarında sigortalananların menfaatlerini tehdit edecek
unsurlar tespit ederse, sözleşmelerin değiştirilmesini ya da iptal edilmesini
isteyebilmektedir.
4.3.2.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
4.3.2.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Reasürans şirketleri halka açık limited şirket (public limited company),
dayanışma birliği (mutual society), anonim şirket (corporation) ve kamu
hukukuna tabi kurum (institution under public law) olarak kurulabilmektedir.
Şirketlerin kuruluş ön izni başvurusunda BaFin’e aşağıdaki unsurları
içeren bir çalışma planı sunmaları gerekmektedir. Bunlar;
-
Şirket ana sözleşmesi,
-
Şirketin kurulma amacı ve faaliyet gösterilecek iş alanının tanımı,
60
-
İlk yıl için tahmin edilen bilanço ve gelir tablosu,
-
Reasürans faaliyeti ile hangi tür risklerin kabul edileceği ve reasürörün
daha önce çalıştığı sigortacılar ile hangi çeşit reasürans sözleşmesi
akdettiği,
-
Şirketin hasar ödemeleri, muhasebe prosedürü, yatırım şartları ve
reasürörün varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler,
-
Retrosesyon çeşidi ve korumasına ilişkin bilgiler,
-
Yöneticilerin güvenilir ve deneyimli olup olmadıklarının değerlendirilmesi
için gerekli bilgiler,
-
Şirketin hakim ortaklarının isimleri, şirketteki payları ve başka bir şirket
grubuna da mensup iseler, mensup oldukları şirketin grup yapısı ve diğer
iştiraklerinin son 3 yılı içeren mali tabloları ve bağımsız denetim raporları,
-
Reasürans şirketinin varsa diğer şirket ve gerçek kişilerle ilişkilerine dair
bilgilerdir.
4.3.2.2.2.
Yöneticilere İlişkin Bilgiler
Alman mevzuatına göre, şirket yönetim kurulunun asıl işlevi, şirketin
mevzuata uygun olarak iyi yönetilmesine özen göstermek ve şirketin dışarıya
karşı iyi tanıtılmasını sağlamaktır.
4.3.2.2.3.
Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali
Alman mevzuatına göre reasürans şirketleri ruhsat almak zorunda
olmayıp faaliyet gösterecekleri iş alanında izin almaları yeterlidir. Diğer
taraftan, reasürans şirketlerinin faaliyet gösterdikleri branşlardaki yetkileri;
şirket tasfiye sürecine girerse ya da yetkiyi aldıktan sonra 12 ay içinde
faaliyete geçmez veya 6 ay boyunca faaliyette bulunmazsa, yetkilendirmede
gerekli olan unsurları, sigortacılara olan yükümlülüklerini, sermaye yeterliliği
ile ilgili tedbirleri yerine getiremez ve mevzuata aykırı işlemlerde bulunursa
iptal edilmektedir.
61
4.3.2.2.4.
Hisse Devri İşlemleri
Hisse devri ve edinim işlemlerine ilişkin mevzuat AB ve Portekiz’in
düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır.
4.3.2.2.5.
Portföy Devri ve Tasfiye
Alman mevzuatında reasürans şirketlerinin portföy devri ve tasfiye
işlemlerine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır.
4.3.2.2.6.
Bağımsız Dış Denetim ve İç Denetim Mekanizması
Alman mevzuatına göre tüm şirketlerin her yıl bağımsız denetim
yaptırması gerekmektedir. Ancak küçük şirketler iş hacimlerine bağlı olarak 3
yılda bir denetim yaptırabilmektedirler.
Denetim otoritesi gerekli görürse, bağımsız denetim raporlarını
düzenleyen denetçi ile görüşebilir ve masraflar şirket tarafından karşılanmak
üzere, bazı unsurların ayrıntılı olarak denetlenmesini talep edebilmektedir.
Diğer taraftan, şirketlerin etkin işleyen bir iç kontrol ve risk yönetim
sistemleri olması zorunludur.
4.3.2.2.7.
Aktüer Bulundurulması
Hayat, hastalık ve ferdi kaza branşlarında faaliyette bulunan tüm
şirketlerin aktüer bulundurma zorunluluğu vardır.
4.3.2.2.8.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Reasürans
şirketlerinin,
sedan
ve
retrosesyonerlere
karşı
yükümlülüklerini karşılayabilmek için yeterli düzeyde teknik karşılık (muallak
hasar karşılığı, matematik karşılıklar ve kazanılmamış primler karşılığı)
ayırmaları gerekmektedir.
Teknik karşılıkları karşılayan varlıkların “nitelikli varlıklar” olması
gerekmektedir. Reasürörün mali yapısı ve grup içi ilişkileri de göz önüne
62
alınarak, yatırıma yönlendirilen varlıkların yeterli derecede dağıtılmasına ve
güvenli ve likit olmalarına dikkat edilmelidir.
4.3.2.2.9.
Sermaye Yeterliliği ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin
Düzenlemeler
Sermaye yeterliliği ve minimum garanti fonu hesaplamasına ilişkin
mevzuat AB ve Portekiz’in düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır.
4.3.2.2.10. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
Alman
mevzuatında,
reasürans
şirketlerinin
mali
bünyesinin
güçlendirilmesine ilişkin tedbirlere yönelik düzenleme bulunmamaktadır.
4.3.2.2.11. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların
Raporlanması
Mevzuatta, reasürans şirketlerinin hesapları bireysel anlamda ayrıntılı
denetime tabi değildir. Ancak, reasürans şirketi bir grup şirketine üye ise
hesapları grup denetimine tabi tutulmaktadır. Bu şirketlerin muhasebe ve
diğer finansal tablolarını hesap bitimlerinde, yatırım gelişmelerini ise 3 ayda
bir BaFin’e sunmaları gerekmektedir.
4.3.2.2.12. Grup İçi İşlemlerin Denetimi
Şirketlerin, yılda en az bir kere önem arz eden ve sermaye yeterliliğini
etkileyen grup içi işlemlerine (kredi, garanti ve bilanço dışı işlemler, yatırım ve
maliyetlerin paylaşılmasına dair anlaşmalar) ilişkin gelişmeleri denetim
otoritesine bildirmeleri gerekmektedir.
4.3.3.
Çek Cumhuriyeti
2003 yılı itibariyle, Çek Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren reasürans
şirketi bulunmamaktadır. Sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te
görüleceği üzere %81,02 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat branşında
63
devredilen primler 755 Milyon Çek Korunası21 (Czech Koruna - CZK), hayatdışında da 19.356 Milyon CZK olmak üzere toplam 20.111 Milyon CZK’dir.
Çek Cumhuriyeti’nde reasürans şirketleri, sigorta şirketleri ile aynı
düzenleme
ve
denetim
kurallarına
tabidirler.
Reasürans
şirketlerinin
faaliyetleri Maliye Bakanlığı tarafından Sigortacılık Kanunu ile düzenlenmekte
ve denetlenmektedir. (http://www.mfcr.cz)
4.3.3.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Çek Cumhuriyeti Sigortacılık Kanunu’nda dolaylı reasürans denetimine
ilişkin doğrudan bir hüküm bulunmamaktadır.
4.3.3.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
4.3.3.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Çek Cumhuriyeti’nde reasürans faaliyetinde bulunacak reasürans
şirketleri anonim şirket olarak kurulmak ve faaliyette bulunabilmeleri için de
Maliye
Bakanlığı’ndan
yetki
ve
ruhsat
izni
almaları
gerekmektedir.
Yetkilendirme ve ruhsat başvurusunda aşağıdaki bilgi ve belgelerin
sunulması gerekmektedir:
-
Şirket ana sözleşmesi,
-
Kayıtlı sermaye tutarı,
-
Hangi branşlarda faaliyette bulunulacağı,
-
Faaliyet planı,
-
Sigorta priminin hesaplanma metodu,
-
Hayat branşında istatistiki data bilgileri,
21
Avrupa Merkez Bankası 2006 yıl sonu kurlarına göre, 1 Euro 27,485 Çek Korunası’na
karşılık gelmektedir. 2006 yıl sonu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Euro/YTL kuru
1,8604
olduğundan,
1
YTL
yaklaşık
hesaplanmaktadır.
64
olarak
14,7737
Çek
Korunası
olarak
-
Teknik karşılık hesaplama metodu,
-
Minimum garanti fonunun bileşenleri,
-
İdari masraflar, satış ve dağıtım ağı harcamalarının tahmini,
-
İlk 3 mali yıl için; tahmin edilen gelir ve harcamalar, tahmin edilen yazılan
prim ve hasar ödemeleri, teknik karşılıklar, tahmin edilen bilanço,
yükümlülükleri karşılayacak tahmini mali kaynaklar,
-
Şirket sahipleri, kurucuları, yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve aktüere
ilişkin bilgiler ile yönetici ve kurucuların kredibilite koşullarını sağlayıp
sağlamadığı.
4.3.3.2.2.
Ruhsatın İptali ve Hisse Edinim ve Devri
Ruhsat iptalini gerekli kılan koşullar ile hisse edinim ve devrine ilişkin
prosedür Alman mevzuatı ile paraleldir.
4.3.3.2.3.
Portföy Devri
Çek mevzuatına göre, eğer bir şirket alınması gereken tedbirleri yerine
getiremez, yükümlülüklerini karşılayamaz duruma gelir ve yetkisi elinden
alınırsa; şirketin portföyünü devretmesi gerekli görülebilmektedir. Şirket,
portföy transferi için bir öneri oluşturarak, onay için Bakanlığa sunmaktadır.
4.3.3.2.4.
Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye
Mevzuata göre, şirket mali durumu nedeniyle faaliyetlerine devam
edemeyecek duruma gelirse, iflas kararı alabilmektedir. İflasın gerçekleşmesi
için de Bakanlıkça bir tasfiye memuru atanmaktadır.
4.3.3.2.5.
Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim
Reasürans şirketlerinin iyi işleyen bir iç kontrol mekanizmasının olması
gerekmektedir.
İç
kontrol
sistemi;
reasürans
şirketinin
faaliyetlerinin
mevzuata uygun ve düzgün yürütülüp yürütülmediğini, şirketin maruz kaldığı
risklerin analiz edilmesini, muhasebe ve veri sisteminin doğruluğu ve
güvenilirliğini ve yönetimin faaliyetlerini incelemekle görevlidir.
65
Diğer taraftan, bağımsız denetimde denetçi tarafından şirketlerin yıllık
hesapları incelenerek Bakanlığa bir rapor sunulmaktadır. Bakanlık eğer
raporların güvenilirliğine dair olumsuzluklar tespit ederse, şirketin incelenmesi
için Bakanlıktan bir denetçi atamaktadır.
4.3.3.2.6.
Aktüer Bulundurulması
Şirketler hem hayat hem de hayat-dışı faaliyetleri için aktüer
bulundurmak zorundadırlar. Reasürans şirketlerinde aktüer, teknik karşılık ve
sermaye yeterliliği hesaplamaları ile reasürans faaliyetlerinin aktüeryal
hesaplamalarından sorumludur.
4.3.3.2.7.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Reasürans
şirketlerinin,
reasürans
anlaşmalarından
doğan
yükümlülükleri ile orantılı olarak, kazanılmamış primler karşılığı, muallak
hasar karşılığı, hayat sigortası prim karşılığı, bonus ve indirim karşılığı,
dengeleme karşılığı ve hayat-dışı prim karşılığı ayırmaları gerekmektedir.
Muallak hasar karşılığı, hayat sigortası prim karşılığı ve hayat-dışı prim
karşılığı aktüeryal ve istatistiki metotlar kullanılarak hesaplanmaktadır. Teknik
karşılıklara
karşılık
olarak
gösterilebilecek
varlıklarda22
sınırlamalar
mevcuttur.
22
Teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklar; Çek Cumhuriyeti ya da Çek Ulusal Bankası
tarafından ihraç edilen bonolar, bankalarca ya da yabancı bankaların şubelerince ihraç
edilen bonolar, halka açık şirket tahvilleri (publicly negotiable corporate bonds), hazine
bonoları, halka açık belediye bonoları (publicly negotiable municipal bonds), banka
garantisi ile ciro edilen kambiyo senetleri, Çek Cumhuriyeti’nde bulunan gayrimenkuller,
tescilli mortgage bonoları (registered mortgage bonds), halka açık ciro edilebilir ticari
bonolar (publicly negotiable shares), Çek Cumhuriyeti’nde faaliyette bulunan bankalarca
verilen mevduat ve mevduat sertifikaları, sanatsal ve kültürel değeri olan varlıklar, AB üye
ülkelerince ya da merkez bankalarınca ihraç edilen devlet tahvilleri ile Avrupa Yatırım
Bankası, Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası ya da Uluslararası Kalkınma ve İmar Bankası
tarafından ihraç edilen bonolar, AB ülkelerinin düzenlenmiş piyasalarında işlem gören
yabancı senetlerdir.
66
Reasürans şirketleri, yükümlülüklerini ve hasar ödemelerini Çek
parasından başka bir para birimi ile ödemeyi taahhüt ettiyse, teknik
karşılıklara kaynak olarak o para cinsinden varlık ayırması gerekmektedir.
Ancak, varlıklar bu karşılıkların %7’sini, o döviz cinsinden olan bütün
taahhütlerin de %20’sini geçmiyor ve döviz cinsi yatırıma uygun değilse bu
koşul uygulanmamaktadır.
4.3.3.2.8.
Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler ve Minimum Garanti
Fonu
Sermaye yeterliliği ve minimum garanti fonu hesaplamasına ilişkin
mevzuat AB ve Almanya’nın düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır.
4.3.3.2.9.
Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
Denetim otoritesi tarafından, şirkette bazı yolsuzlukların yapıldığı ve
şirketin mali durumunda olumsuzlukların olduğu tespit edilirse, şirkete belli bir
süre verilerek yönetici kademelerinde değişiklik yapılması istenmektedir.
Eğer şirketin mali durumundaki kötüleşme devam ederse, şirket nezdinde
aşağıdaki önlemler alınmaktadır:
-
Şirketin faaliyetlerindeki olumsuzlukları ve bu olumsuzlukların nedenlerini
içeren yeniden yapılanma planı sunulması istenebilir.
-
Zorunlu yönetim uygulaması ile genel müdür değiştirilebilir.
-
Reasürans sözleşmesi yapma yetkisi geçici olarak kaldırılabilir.
-
Şirketin portföyünü başka bir şirkete devretmesi istenebilir.
-
Şirketin yetkisi iptal edilebilir.
4.3.3.2.10. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların
Raporlanması
Reasürans şirketlerinin yıllık hesaplarını, teknik verilerini, teknik
karşılıklarının hesaplanma metotlarını ve sermaye yeterliliği tablolarını
denetim otoritesine göndermeleri gerekmektedir.
67
4.3.3.2.11. Grup İçi İşlemlerin Denetimi
Denetim otoritesi, grup içi işlemlerin bir grup şirketine ait reasürans
şirketinin mali durumunu etkileyip etkilemediğini anlamak için tamamlayıcı
denetim yapmaktadır. Bu denetim yapılırken grup içi işlemlerin bütün
unsurları değerlendirilmektedir. Tamamlayıcı denetim, şirketin garanti ve
bilanço dışı işlemlerini, likiditesini etkileyen faaliyetlerini, yatırımlarını,
retrosesyon işlemlerini ve masrafların paylaşımı anlaşmalarını içermektedir.
Ayrıca, şirketlerin bir önceki mali yılda gerçekleşen önemli işlemleri ile ilgili
olarak 31 Marta kadar bir rapor sunmaları da gerekmektedir.
4.3.4.
Norveç
Norveç’te 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK-
3’te görüleceği üzere %89,45 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Devredilen
primler hayat branşında 1.335 Milyon Norveç Kronu23 (NOK), hayat-dışında
ise 8.127 Milyon NOK olmak üzere toplam 9.462 Milyon NOK’tur. 2005
itibariyle 1 reasürans şirketi bulunmaktadır, ancak şirket 3 yıldır tasfiye
sürecindedir.
Norveç’te reasürans şirketleri, sigorta şirketleri ile aynı düzenleyici ve
denetleyici hükümlere tabidirler. Reasürans şirketlerinin faaliyetleri Norveç
Finansal Denetim Otoritesi (Kredittilsynet) tarafından Sigortacılık Faaliyetleri
Kanunu, Mali Kurumlar Kanunu ve Garanti Planı Kanunu ile düzenlenmekte
ve denetlenmektedir. (http://www.kredittilsynet.no)
4.3.4.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Norveç mevzuatında, sigorta şirketlerinin reasürans politikalarına
yönelik herhangi bir kısıtlama ya da sınırlama bulunmamaktadır. Ancak,
23
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Norveç
Kronu 0,22542 YTL’ye ve 8,2351 Euro’ya karşılık gelmektedir.
68
şirketlerin yerinde denetimi esnasında reasürans korumalarını da içine alan
büyük riskleri kontrol edilmektedir.
4.3.4.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
4.3.4.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Reasürans şirketlerinin, özel limited şirket, halka açık limited şirket ya
da mütüel şirket olarak kurulmaları gerekmektedir. Şirketler Kredittilsynet’in
yetkilendirmesi olmadan faaliyette bulunamamaktadırlar.
4.3.4.2.2.
Yöneticilere İlişkin Bilgiler
Şirketlerin yönetim kurulunun en az 4 kişiden oluşması gerekmektedir
ve genel müdür yönetim kurulunun doğal üyesidir. Yönetim kurulu üyelerinin
çoğunluğunun aynı şirket grubundaki bir şirkette ya da başka bir şirkette
çalışması yasaktır.
Şirketlerin en az 12 kişiden oluşan temsilciler komitesinin olması
gerekmektedir. Bu komite yönetim kurulundan ayrı bir oluşumdur. Temsilciler
komitesi,
sektörden
kişilerden,
paydaşlardan
ve
çeşitli
kişilerden
oluştuğundan, değişik çıkar gruplarını temsil etmektedir.
Diğer taraftan, şirketlerin en az 3 kişiden oluşan bir kontrol komitesi de
olması gerekmektedir. Kontrol komitesi, şirketlerin faaliyetlerinin düzgün ve
mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmektedir. Komite
raporlarını yılda en az bir kez temsilciler komitesine ve Kredittilsynet’e
göndermekle yükümlüdür.
4.3.4.2.3.
Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali
Norveç mevzuatına göre, şirketlerin ruhsat alabilmesi için genel
merkezlerinin
Norveç’te
bulunması
gerekmektedir.
Şirketlerin
ruhsat
başvurusunda, ilk üç yıl için öngörülen faaliyetleri kapsayan bir faaliyet
raporu, şirket ana sözleşmesi, şirket kuruluş sözleşmesinin (memorandum of
69
association) onaylanmış kopyası ve şirket genel kurul tutanağının (minutes of
the statutory meeting) onaylanmış kopyasını sunmaları gerekmektedir. Diğer
taraftan, şirketin ruhsatı aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde iptal
edilmektedir.
-
Yönetim kurulu ya da yöneticileri görevleri ve sorumlulukları ile ilgili olarak
mevzuata karşı ihlaller gerçekleştirmesi,
-
Şirketin yönetim ve faaliyetlerinde kanunsuz hareketlerin olması ve
şirketin kötü yönetilmesi,
-
Şirketin mali durumunun yeterli olmaması,
-
Şirketin artık reasürans faaliyetini gerçekleştiremez duruma gelmesi.
4.3.4.2.4.
Hisse Devri İşlemleri
Norveç mevzuatına göre hisse devri ve edinimleri Kredittilsynet’in
onayına tabidir. Hisse edinim ve devirlerinde onay için alt sınır %10 ve
üstüdür. Aynı şekilde, hisse edinim ve devri %20, %25, %33 ve %50’nin
üzerine çıktığı ya da altına indiğinde de onay gerekmektedir. Hisse edinim ve
devrine ilişkin talebe 3 ay içinde cevap verilmelidir. Diğer taraftan, %25 veya
üstü hisse edinimlerinde, hisse edinen kişinin önceki iş tecrübelerinin ve mali
kaynaklarının yetersiz görülmesi veya hisse devrinin şirketin ticari çıkarları
açısından diğer kuruluşlarla olan bağımsızlık ilişkisini bozacağının tespit
edilmesi halinde, Kredittilsynet söz konusu talebi reddedebilmektedir.
4.3.4.2.5.
Portföy Devri
Şirketlerin portföy devri Kredittilsynet’in onayına tabidir. Eğer portföy
devri Avrupa Ekonomik Alanı içindeki şirketler arasında yapılacaksa, portföy
devri, şirketin bulunduğu ülkenin yetkili otoritesi tarafından onay verilmesi
halinde gerçekleşmektedir.
4.3.4.2.6.
Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye
Şirketlerin iflas kararı Kredittilsynet tarafından onaylanmaktadır. İflas
kararı onaylandığı andan itibaren, şirketin yeni reasürans sözleşmesi yapma
yetkisi de iptal edilmiş olmaktadır.
70
4.3.4.2.7.
Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim
Norveç mevzuatına göre, toplam aktifi 10 Milyar NOK (yaklaşık 1,21
Milyar Euro) olan tüm şirketler iç denetim birimi oluşturmakla yükümlüdürler.
Oluşturulan iç denetim biriminin direkt olarak Kredittilsynet raporlama yapma
zorunluluğu yoktur, ancak Kredittilsynet’in gerekli görürse iç denetim biriminin
hazırladığı raporları inceleyebilmektedir. İç denetim mekanizmasında yönetim
kurulunun görevi, uygun ve etkin bir iç kontrol biriminin oluşturulmasını
sağlamaktır. Genel müdürün görevi ise, iç kontrol mekanizmasının yönetim
kurulunca belirlenen çerçevede etkin işleyip işlemediğini incelemek ve bazı
durumlarda gerekli önlemleri almaktır.
Diğer taraftan, yıllık hesaplar kapandıktan sonraki 7 ay içinde
Kredittilsynet’e
şirketin
bağımsız
denetim
raporunun
sunulması
gerekmektedir.
4.3.4.2.8.
Aktüer Bulundurulması
Norveç mevzuatına göre, şirketlerin hem hayat hem de hayat-dışı
faaliyetlerine ilişkin aktüer bulundurmaları zorunludur.
4.3.4.2.9.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Norveç mevzuatında hayat teknik karşılıklarına ilişkin düzenleme
bulunmamaktadır. Hayat-dışı teknik karşılıklar ise sırasıyla; kazanılmamış
primler karşılığı, muallak hasar karşılığı ve dalgalanma karşılığıdır24.
Şirketlerin söz konusu karşılıkları temel risk metotları (basic risk theoretical
methods) kullanarak hesaplamaları ve 3’er aylık periyotlar sonunda
Kredittilsynet’e bildirmeleri gerekmektedir.
24
Dalgalanma karşılığı = Teknik yükümlülük (Şirketin kendi hesabında, gelecekte belli bir
zaman diliminde oluşacak bütün hasarlarını ödeme olasılığı)- [ Prim yükümlülüğü
(Kazanılmamış prim karşılığı) + Hasar yükümlülüğü (Muallak hasar karşılığı)]
71
4.3.4.2.10. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler
Sermaye yeterliliği hesaplamasına ilişkin mevzuat AB ve Almanya’nın
düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır. Diğer taraftan, Norveç
mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin minimum garanti fonu ayırma
zorunlulukları bulunmamaktadır.
4.3.4.2.11. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
AB uygulamaları ile uyumlu olarak, şirketlerin mali bünyelerinde
olumsuzluklar tespit edildiğinde, şirketlerden mali yapılandırma planı
istenmektedir. Bu plan; gelecek üç yıl için öngörülen giderleri, gelirleri, şirket
bilançosunu, yükümlülükleri ve gerekli sermayeyi karşılayacak finansal
kaynaklar tahminini içermektedir. Şirketin mali durumunda bir düzelme
kaydedilmezse, bir sonraki tedbir olarak şirketten sermaye artırımı yapması
istenebileceği gibi, şirketin varlıklarının tasarrufuna da tedbir konabilmektedir.
4.3.4.2.12. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların
Raporlanması
Şirketlerin hesaplarını her yıl konsolide ederek, bilanço ve gelir
tablolarını Kredittilsynet’e sunmaları gerekmektedir.
4.3.4.2.13. Grup İçi İşlemlerin Denetimi
Norveç mevzuatına göre, aynı gruba dahil şirketlerin grup içi
işlemlerinin normal ticari işlemler gibi yapılması gerekmektedir. Eğer bu
işlemler ticari olmaktan çıkıp özel grup içi işlemlere dönüşürse, Kredittilsynet
bu işlemlere son verilmesini isteyebilir.
4.3.5.
Avustralya
Avustralya’da 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları
EK-3’te görüleceği üzere %83,55 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat ve
72
hayat-dışı branşında devredilen primler toplamı 10.349 AUD25’dir. Diğer
taraftan, 2003 yıl sonu itibariyle 30 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir
Avustralya’da reasürans şirketlerinin faaliyetleri aynı sigorta şirketleri
gibi düzenlemektedir. Sigorta ve reasürans şirketlerinin hayat ve hayatdışındaki faaliyetleri, mali sektörü bir bütün olarak denetleyen Avustralya
Düzenleme Kurumu (Australian Prudential Regulation Authority-APRA)
tarafından, Sigortacılık Kanunu (Insurance Act) ve Hayat Sigortası Kanunu
(Life
Insurance
Act)
ile
düzenlenmekte
ve
denetlenmektedir.
(http://www.apra.gov.au)
4.3.5.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Hayat-dışı sigorta şirketlerinin reasürans korumalarına ilişkin herhangi
bir sınırlama ya da kısıtlama bulunmamakla birlikte, sermaye yeterliliği
belirlenirken APRA, sigortacının reasürörden alacakları için ek sermaye
tutmasını istemektedir. Diğer taraftan, hayat-dışı şirketlerin risk yönetimi
politikalarının bir parçası olarak, belirli bir reasürans yönetimi politikası
oluşturularak, reasürans işlemlerinin izlenmesi gerekmektedir.
Hayat
şirketlerinde
ise,
aktüerlerin
onayı
olmadan
reasürans
anlaşmaları gerçekleştirilemez. Diğer taraftan, şirketlerin her yıl APRA’ya bir
reasürans raporu sunmaları ve bazı branşlardaki sözleşmelerde APRA’nın
onayını almaları gerekmektedir.
4.3.5.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
Avustralya mevzuatına göre, hayat ve hayat-dışı branşlarda faaliyet
gösteren reasürans şirketlerinin faaliyetleri ayrı ayrı düzenlenmekle birlikte,
bazı alanlardaki uygulamalar birbiriyle paraleldir.
25
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Avustralya
Doları (AUD) 1,1159 YTL’ye karşılık gelmektedir.
73
4.3.5.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi
Avustralya mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin yetki almak için
APRA’ya başvurmaları gerekmektedir. Şirketler yerel anonim şirket olarak
faaliyet gösterebilecekleri gibi, yetki izni alıp yabancı reasürans şirketlerinin
şubesi olarak da faaliyet gösterebilmektedirler.
4.3.5.2.2.
Yöneticilere İlişkin Bilgiler
Avustralya mevzuatına göre, yönetim kurulunun ve yöneticilerin
reasürans faaliyetleri ile ilgili gerekli bilgi ve deneyime sahip olmaları
gerekmektedir. Diğer taraftan, yönetim kurulunun etkin çalışabilmesi için
kurul üyelerinin çoğunluğunun faaliyetlerinde bağımsız olması şartı da
getirilmiştir.
4.3.5.2.3.
Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali
Avustralya mevzuatında ruhsatlama prosedürü yerine yetkilendirme
prosedürü uygulanmaktadır. Yetkilendirme için aşağıdaki bilgi ve belgelerin
sunulması gerekmektedir:
-
Şirkete ilişkin bilgiler,
-
Hissedarlar, yönetim kurulu ve yöneticilere ilişkin bilgiler,
-
Yetkilendirme başvurusunun denetçiler ve aktüer tarafından onaylanması,
-
Mali projeksiyonları içeren 3 yıllık iş planı,
-
Retrosesyon ve reasürans politikaları hakkında bilgi,
-
Şirketin etkin risk yönetim mekanizması olup olmadığına dair bilgi,
-
Şirketin muhasebe sistemine ilişkin bilgi,
-
Bilgi işlem altyapısına ilişkin bilgiler.
Yetkilendirilmiş bir reasürans şirketi, yetkilendirmede gerekli olan
unsurları artık yerine getiremiyorsa, iflas etmiş ya da edeceği kesinleşmişse,
sermayesi yetersiz hale gelmişse veya yetkiyi aldıktan sonraki 12 ay içinde
faaliyet göstermez ise APRA şirketin yetkisini iptal etmektedir.
74
4.3.5.2.4.
Hisse Devri İşlemleri
Avustralya mevzuatına göre, %15 ve üzerindeki hisse edinim ve
devirleri onaya tabi olup, talep eden kişi edinilecek/devredilecek hisse
miktarını
ve
hisse
edinim/devrine
ilişkin
nedenlerini
bildirmekle
yükümlüdürler.
4.3.5.2.5.
Portföy Devri
Hayat-dışı reasürans şirketlerinin portföy devri için APRA’nın onayını
almaları gerekmektedir. Portföy devri için, aktüeryal değerlendirmeleri içeren
bir plan sunulması gerekmektedir.
Hayat işlerine dair portföy devirleri ise, mahkeme kararı olmadıkça
yapılamamaktadır. Devrin gerçekleşebilmesi için mahkemeye APRA’ca
onaylanmış bir planın sunulması ve bu planın mahkemece kabul edilmesi
gerekmektedir.
4.3.5.2.6.
Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye
Bir hayat-dışı reasürans şirketinin iflas kararı alabilmesi için yetkisinin
veya ruhsatının APRA tarafından iptal edilmiş olması gerekmektedir. Bu da
ancak şirketin yükümlülüklerinin başka bir şirkete geçtiği (portföy devri) ya da
devredildiği hallerde mümkündür.
Hayat
reasürans
şirketlerinde
ise,
kendi
kendine
iflas
kararı
alınamadığından, iflas kararı ancak mahkeme onayı ile verilebilmektedir.
APRA, şirket hakkında bir değerlendirme yaptıktan sonra, iflası uygun
görürse, mahkemeye iflas için başvurabilmektedir.
4.3.5.2.7.
Şirketlerin İç Denetim Mekanizması
Avustralya mevzuatına göre, bütün şirketlerin yeterli kaynağa sahip,
etkin işleyen bağımsız bir iç kontrol mekanizmasının olması gerekmektedir. İç
kontrolün görevi de, şirketin etkin ve yeterli bir risk yönetimi sisteminin olup
olmadığını incelemek ve sonuçlarından denetim kuruluna bilgi vermektir.
75
4.3.5.2.8.
Bağımsız Dış Denetim
Avustralya
mevzuatına
göre,
hayat
ve
hayat-dışı
reasürans
şirketlerinin bünyelerinde APRA tarafından görevlendirilmesi uygun görülmüş
bir dış denetçi bulundurulması gerekmektedir. Denetçinin sorumluluğu
objektif ve adil bir değerlendirme yapmak, yıllık hesapları incelemek, şirketin
APRA’ya güvenilir veri vermesini sağlamak, denetim sonucu bulduğu
hususlarla
ilgili
şirkete
rapor
sunmak,
tespit
ettiği
aksaklıkları
ve
olumsuzlukları yönetim kuruluna ve üst yönetime bildirmek ve yöneticiler
mevzuat dışı faaliyetlerde bulunuyorlarsa, bu durumu APRA’ya bildirmektir.
Bağımsız
denetim
raporlarının
periyodik
olarak
gönderilmesi
gerekmektedir. Periyodik bildirimlere ek olarak, gerekli bilgiler istendiğinde ya
da şirket faaliyetleri ile ilgili olarak APRA’yı ilgilendiren bir gelişme olduğunda
da rapor sunulması gerekmektedir.
4.3.5.2.9.
Aktüer Bulundurulması
Toplam yükümlülükleri az ve kısa vadeli olan şirketler haricindeki
hayat-dışı şirketlerinin ve hayat reasürans şirketlerinin aktüer bulundurmaları
zorunludur. Mevzuata göre, aktüer;
-
Şirketle ilgili her türlü bilgiye ulaşma ve şirket çalışanlarından bilgi ve
belge isteme yetkisine sahiptir.
-
Şirket yöneticileri toplantısına katılarak, sermaye yeterliliği durumu
hakkında görüş ve önerilerde bulunabilir.
-
Şirketin yıllık hesaplarının ve mali durumunun değerlendirildiği genel kurul
toplantılarına katılabilir.
-
Şirket yönetim kurulu ve yöneticileri mevzuata aykırı işlemlerde bulunuyor
ve dolayısıyla da şirketin mali durumu kötüye gidiyorsa, gerekli önlemlerin
alınması için APRA’yı bilgilendirmelidir.
4.3.5.2.10. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Avustralya mevzuatına göre hayat-dışı şirketlerin hasar ve prim
yükümlülükleri bulunmaktadır. Her iki yükümlülük değeri, istatistiksel modeller
76
kullanılarak
aktüer
tarafından
hesaplanmaktadır.
Hayat
reasürans
şirketlerinin ise, yükümlülükleri için ek sermaye ve fon tutmaları gerekmekte
olup, yükümlülük hesaplamaları sözleşme türüne göre değişebilmektedir.
Diğer taraftan, teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklara ilişkin bir sınırlama
bulunmamaktadır.
4.3.5.2.11. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler
Hayat-dışı reasürans şirketlerinin minimum sermaye yeterliliği iki
yöntemle hesaplanmaktadır. Bunlar, İç Modele Dayalı Metot (Internal Model
Based Method) ile Öngörülen Metot (Prescribed Method)’ tur.
İç modele dayalı metot hesaplamalar APRA’nın onayına tabidir. Bu
modelin özü, şirketin varlık ve yükümlülüklerini etkileyecek risk faktörlerinin
belirlenmesidir. Bunlar yatırım riski26, reasürans riski27, ve operasyonel
riskler28dir. Şirketin sermaye ölçüm modeli bütün bu risklerin tahmini etkilerine
ve riskler arasındaki ilişkilerin boyutuna bağlıdır. Şirket belli senaryolar
çerçevesinde, risklere duyarlılığını analiz etmektedir. Buna “stres test” de
denir. Oluşan duyarlılıklara göre sermaye ölçüm modeli oluşturulmaktadır.
Sonuç olarak, minimum sermaye yeterliliği, reasürans riskinin, yatırım riskinin
ve konsantrasyon riskinin sermayeye yüklediği sorumluluk toplamlarıdır.
26
Yatırım riski, varlıklarla ilgili nakit akımların zamanlamasının beklenenden farklı olmasıdır.
Bu risk incelenirken, varlıkların piyasa değeri, vade yapısı, likiditesi ve faizlerin varlık nakit
akımlarına etkisi göz önüne alınmalıdır.
27
Reasürans riski, yükümlülüklerle ilgili nakdi akımların zamanlamasının beklenenden farklı
olmasıdır. Bu risk incelenirken; muallak hasar riski (gerçekleşen hasarların hesaplama
öncesi beklenenden farklı olması), prim riski (alınan primlerin yükümlülük karşılamada
yetersiz kalması), hasar projeksiyon riski (gelecek hasarların yükünün öngörülememesi),
konsantrasyon riski (katastrofik olayların maliyetinin öngörülememesi), retrosesyon riski
(uygun fiyatta retrosesyonerin bulunabilirliği) ve maliyet riski (maliyetlerin beklenenden
farklı olması) göz önüne alınmalıdır.
28
Operasyonel risk, hatadan oluşabilecek mali kayıp, çalışanlardan kaynaklanan sorunlar, iç
kontrol, kurumsal yönetişim ve dış faktörleri içermektedir.
77
Hayat reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği hesaplaması, hayatdışından farklı olarak, aktüeryal olarak yapılmaktadır. Yeterlilik için iki
kademeli bir sistem oluşturulmuştur. Bunlar; likidite standardı (solvency
standard) ile sermaye yeterliliği standardıdır. İlki şirketin likiditesini sağlarken,
ikincisi şirketin mali yapısını güçlendirmektedir.
Likidite
standardının
yükümlülüklerini
amacı,
karşılayacak
şirketin
düzeyde
özkaynaklarının
olmasıdır.
Sermaye
bütün
yeterliliği
standardının amacı ise, şirketin faaliyetlerini yerine getirebilmesine yönelik
olarak yeterli sermayeyi sağlayacak varlıklara sahip olmasıdır.
Sermaye yeterliliğini yerine getiremeyen şirketlerden ek sermaye
artırımı
yapmaları
istenmektedir.
Şirket
öngörülen
tedbirleri
yerine
getiremediğinde ise, yetkisi iptal edilmektedir.
4.3.5.2.12. Grup İçi İşlemlerin Denetimi
Avustralya mevzuatına göre, hayat-dışı şirketler grup içi işlemlerde
bulunuyor ya da anlaşmalar yapıyorlarsa, işlemler gerçekleştikten sonraki 20
iş günü içinde APRA’yı bilgilendirmeleri gerekmektedir. Anlaşma ve işlemler
sonucunda oluşabilecek riskler ve bu risklere yönelik alınacak önlemlere
ilişkin de bilgi verilmelidir. Hayat reasürans şirketlerinin grup içi işlemleri ise
denetlenmemektedir.
4.3.6.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
1980’lere kadar ABD’de reasürans düzenlemeleri eyaletler arasında
büyük farklılık göstermekteydi. Bu farklılıkların azaltılması ve reasürans
faaliyetlerinin
düzenlenmesi
ve
denetlenmesine
ilişkin
olarak
bazı
hükümlerde standart yakalanması amacıyla, 1984 yılında Ulusal Sigorta
Komisyonu
Üyeleri
Birliği’nce
(National
Association
of
Insurance
Commissioners-NAIC) hazırlanan ve reasürans düzenlemelerine ilişkin ilk
kanun olan Reasürans İçin Teminat Kanunu (Credit for Reinsurance Law)
yürürlüğe girmiştir. Mevcut durumda, reasürans şirketlerinin denetlenmesi
78
eyaletler tarafından sigorta şirketlerindekine benzer bir şekilde yapılmaktadır.
(http://www.naic.org)
ABD’de 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te
görüleceği üzere %86,29 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat branşında
devredilen primler 93.706 Milyon USD29, hayat-dışında 93.657 Milyon USD
olmak üzere toplam 187.364 Milyon USD’dir. 2003 yılı itibariyle 188
reasürans şirketi faaliyet göstermektedir.
4.3.6.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi
Önceki dönemlerde, Amerikan şirketleri tarafından devredilen işlerin bir
kısmı ABD’nin denetim alanı dışında olan yabancı reasürans şirketlerine
gittiğinden denetim birimleri için bu işlemleri takip etmek gitgide zorlaşmıştır.
NAIC bu durumu telafi etmek için yayımladığı Maddi İşlemler Modeline Dair
Kanun (Disclosure of Material Transactions Model Act) ile sigortacıların
bulundukları eyalete rapor sunmalarını öngörmüştür. Bu düzenlemeye göre;
-
Yenilenen, iptal edilen ya da revize edilen reasürans anlaşmaları
hakkında bilgi verilmelidir.
-
Önemli ve yeni reasürans devri anlaşmaları hakkında bilgi verilmelidir.
-
Yetkili bir reasürörün yetkisiz bir reasürör ile değiştirilmesi ya da teminat
unsurlarının azaltılması hakkında rapor sunulmalıdır.
-
Sedan şirketlerin düzenli olarak reasürörlerinin mali durumlarını izlemesi
ve 3 aylık ya da yıllık olarak, sedanların kendi mali sonuçları ile
reasürörün mali sonuçlarını ayrıntılı olarak yetkili otoritelere sunması
gerekmektedir. (Iuppa, 2002a, 7)
29
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 ABD
Doları (USD) 1,4124 YTL’ye karşılık gelmektedir.
79
4.3.6.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesi
4.3.6.2.1.
Yetkilendirme ve Ruhsat Alma
ABD’de
reasürans
şirketlerinin
yetkilendirme
ve
ruhsat
alma
prosedürleri sigorta şirketleri ile aynıdır. Yetkilendirme için şirketin yönetici
kadrosunun ve yönetim kurulunun düzgün kişilerden oluşması gerekmektedir.
Yetkilendirilen şirketler, muhasebe kurallarına uymak, mali raporlama
yapmak ve denetim otoritesine istenildiğinde bilgi vermek zorundadır.
Diğer
taraftan,
ABD,
yetkisi
olan
ve
olmayan
şirketlerin
yetkilendirilmesi ve faaliyette bulunmalarına yönelik olarak reasürans için
teminat mekanizması ile işleyen ve reasürans işlemlerini düzenleyen bir
sistem geliştirmiştir. Bu mekanizmada, reasürör ya ruhsat alıp reasürans
düzenlemesine tabi olmakta ya da sedan şirketlere karşı olan sorumluluğu
çerçevesinde teminat tutmaktadır. (Hall ve Kading, 2002, 13)
4.3.6.2.2.
Raporlama ve Gerekli Bilginin Sunulması
Reasürans şirketleri sigorta şirketlerine göre daha az raporlamaya
tabidir ve mali tabloların ve diğer hususların raporlanması şirketin bulunduğu
eyalete göre değişmektedir.
Reasürans
şirketlerinin
kendi
eyaletlerindeki
yetkili
denetim
otoritelerine, bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, branşlara göre prim
üretimini gösteren teknik gelir tablosu, havuz anlaşmaları, detaylı yatırım
tabloları, muallak hasar ve rezerv tabloları, retrosesyon yolu ile devredilen
primler ve retrosesyona ilişkin detaylı bilgi sunmaları gerekmektedir. (EU,
2002, 65)
4.3.6.2.3.
Sermaye Yeterliliği
Sermaye yeterliliği hesaplaması, NAIC tarafından düzenlenen riske
dayalı sermaye metodu ile yapılmaktadır. Şirketlerin sermaye yeterliliğinin
denetimi bağlı olduğu eyaletteki denetim otoritesince yapılmaktadır. NAIC’in
80
geliştirdiği sermaye modeli karmaşık bir modeldir ve birçok riskin analizini
bünyesinde
barındırmaktadır.
Ayrıca,
hayat
ve
hayat-dışı
reasürans
işlemlerine ilişkin ayrı risk parametreleri kullanılmaktadır. (IAIS, 2006, 72)
4.3.6.2.4.
Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların
Raporlanması
NAIC bazı çalışma grupları ve komiteler yoluyla finansal bilginin önemi
hakkında hem düzenleyici birimleri hem de sektörü bilgilendirmektedir.
Özellikle Muhasebe Uygulamaları ve Prosedürü Çalışma Kolu muhasebe
sorunları için çözümler bulmaya ve muhasebe uygulamaları ve finansal
tabloların raporlanması açısından yeknesaklığı sağlamak için bir rehber
oluşturmaya çalışmaktadır. ABD’de finansal raporlama ve muhasebe
standartları açısından yeni muhasebe prensipleri (Generally Accepted
Accounting Principles - GAAP) uygulanmaktadır. (Iuppa, 2002a, 9)
4.3.6.2.5.
Alternatif Risk Transferi Metotlarının Düzenlenmesi
NAIC, on-shore menkul kıymetleştirmeyi (securitization) teşvik etmek
için iki ayrı model kanun oluşturmuştur. Bunlardan ilki Korunan Birim Modeli
Kanunu (Protected Cell Model Act), diğeri ise Özel Amaçlı Reasürans Aracı
Modeli Kanunu’dur. (Special Purpose Reinsurance Vehicle Model Act)
Korunan Birim Modeli Kanunu’nda, sigorta şirketleri “korunan birim”
vasıtasıyla riskin plasmanı için menkul kıymetleştirme yapmaktadır. Korunan
birim ancak sigortacının genel hesabı dahilinde yazılan riskleri kabul
edebilmekte ve daha sonra bu riskleri korunan birim mekanizması ile menkul
kıymetleştirmektedir. Bu sistemin, hem sigorta şirketinin yükümlülüklerini hem
de yatırımcılara olan yükümlülükleri güven altına alacak şekilde dizayn
edilmesi gerekmektedir. (Iuppa, 2002b, 3)
Özel Amaçlı Reasürans Aracı Modeli Kanunu ise, özel amaçlı
reasürans araçlarının yaratılmasını amaçlamaktadır. Sigorta riskleri bağımsız
ve özel bir reasürans şirketi (special reinsurance entity) tarafından menkul
kıymetleştirilmektedir.
81
BÖLÜM 5.
TÜRKİYE REASÜRANS PİYASASI VE
REASÜRANS DENETİMİNE İLİŞKİN MEVZUAT VE
DÜZENLEMELER
Bu bölümde, ilk olarak Türkiye’de reasüransın tarihçesi incelenecek
olup, daha sonra istatistiki verilere dayanılarak reasürans piyasasının yapısı
hakkında bilgi verilecektir. Son olarak da, Türkiye’de reasürans faaliyetlerinin
hem dolaylı hem de doğrudan denetlenmesine ilişkin mevzuat incelenecektir.
5.1.
5.1.1.
Türkiye’de Reasüransın Tarihçesi
Cumhuriyet Öncesi Dönem
Reasüransın tarihçesi kısmında, reasüransın modern sigortacılık ile
paralel olarak geliştiği ve kökeninin 14. yüzyıla dayandığından bahsedilmişti.
Reasüransın dünyadaki ilk örnekleri bu kadar eskiye dayanırken, Türkiye’deki
gelişimi ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra mümkün olabilmiştir.
Cumhuriyetin ilanından önce, Türkiye’ye 1873 yılında yabancı şirketler
tarafından getirilen reasüransın ne şekilde yapılacağına dair herhangi bir
yasal
düzenleme
bulunmamaktaydı.
Dolayısıyla,
sigorta
şirketlerinin
yazdıkları primlerin çoğu yurtdışındaki reasürörlere aktarılıyor; bu da önemli
ölçüde gelir kaybına yol açıyordu. Bu sebeple, Cumhuriyetin ilanından sonra
ele alınması gereken en önemli konulardan biri sigorta ve reasürans olarak
değerlendirilmiştir.
5.1.2.
Milli Reasürans T.A.Ş.’nin Kuruluşu
Cumhuriyetin ilanından sonra, ulusal bir sigorta piyasasının tam
anlamıyla gelişmediği ve mali olanakları son derece zayıf milli sigorta
82
şirketlerinin var olduğu bir ortamda; devletin bir tekel kurarak reasürans
işlemlerine müdahale etmesi gerekmekteydi.30 Reasürans tekelinin kurulması
ile hem sigorta şirketlerince teminat altına alınan risklerin nasıl ve ne oranda
reasüre edileceği konusundaki esaslar belirlenecek, hem de şirketlerin
denetimi yoluyla yıkıcı rekabet önlenerek, ulusal sigorta pazarının gelişiminin
daha sağlıklı olması sağlanacaktı. Dolayısıyla, bu amaçlar doğrultusunda,
25.06.1927 tarih ve 1160 sayılı Mükerrer Sigorta Hakkında Kanun ile “Türkiye
Cumhuriyeti dahilinde faaliyette bulunan yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin
yazdıkları her nev’i sigorta miktarlarında mecburi akdedilen kısmının
mükerrer sigorta altına alınması” hükme bağlanmış olup, reasürans tekelinin
25 yıl süreyle işletilmesi için 26.03.1929’da Milli Reasürans T.A.Ş.
kurulmuştur. 1160 sayılı Kanun’un gerekçesinde yer alan amaçlar; sigorta
şirketlerinin hasar ödemeleri, uyguladıkları tarifeler başta olmak üzere her
türlü faaliyetlerinin denetimi, istatistiksel verilerin tek elde toplanması ve
sigorta şirketlerinin kullanımına sunulması, yurtiçi reasürans ve saklama payı
kapasitelerinin arttırılması, reasürans tekel işleticisinin ödeyeceği aidatlar ve
kar payı ile Hazine’ye gelir sağlanması ve milli sigortacılık piyasasının
geliştirilmesi olarak belirtilmektedir. (Elveren, 1994, 25)
İlk başta, reasürans tekelinin işletilmesinin 25 yıllık31 bir süreyi
kapsaması planlanmış olmasına rağmen, bu konuda yayımlanan muhtelif
kararnameler ile tekelin işletilmesi 10’ar yıllık periyotlar halinde uzatılmıştır.32
16.10.1991 tarih ve 21023 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta
Yurtiçi Saklama Payı ve Reasürans Kapasitesini Artırma Sistemine İlişkin
30
Tekelin
amaçları,
sigorta
şirketlerinin
kapasitelerinin
yetersizliği
sonucunda
konservasyonlarının çok düşük olması nedeniyle reasüransa devredilen önemli ölçüdeki
primin ülkede tutularak döviz tasarrufu sağlanması, ülkede reasürans kapasitesi
yaratılarak sektörün gelişmesinin sağlanması, sektörün kontrolü ve yönlendirilmesi, hasar
ve tarife kontrolü, sigortacılığın millileştirilmesi, devlete gelir sağlanması ve teknik eğitim
ve bilgi birikimi sağlanması idi.
31
Sigorta sektörünün kapasitesinin artması ve sektörün gelişmesi için öngörülen ortalama
bir süredir.
32
10’ar yıllık dönemlerdeki konjonktürel gelişmeler ve ekonomik nedenlerden dolayı, sürenin
uzatılması ilgili bakan tarafından uygun görülmüştür.
83
Bakanlar Kurulu Kararı ile de, 01.01.1992 tarihinden 31.12.2001 tarihine
kadar sistemin işletilmesine ve yönetilmesine Milli Reasürans T.A.Ş.
tarafından devam edilmesi uygun görülmüş, bu konuda hükümet adına ilgili
Devlet Bakanı ile adı geçen Şirket arasında sözleşme düzenlenmiştir. Diğer
taraftan, söz konusu düzenlemelere istinaden Milli Reasürans T.A.Ş.’ye
yapılacak zorunlu devirler, “I. Bölüm İşlere İlişkin Devirler”33 ve “II. Bölüm
İşlere İlişkin Devirler”34 olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.
Yukarıda sözü edilen 1991 yılında çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı’nın
yürürlük süresinin 2001 yılı sonunda tamamlanması nedeniyle, tekel
sisteminin tedrici olarak kaldırılmasına yönelik olarak, eski Kararın kapsamı
daraltılmak suretiyle, 30.12.2001 tarih ve 24626 (Mükerrer) sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2001/3480 sayılı Sigortacılıkta Yurt
İçi Reasürans Havuzu Sistemine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararında; Birinci
Bölüm İşlerle ilgili devir mecburiyeti tamamen kaldırılmıştır. İkinci Bölüm
İşler35 için ise devir zorunluluğu kalkmış; ancak, bir geçiş dönemi olarak 5 yıl
daha devamı öngörülen İkinci Bölüm İşlerde yurtdışı reasürörlere gidilmeden
33
Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devredilecek Birinci Bölüm Sigorta İşleri; “Türkiye’de faaliyette
bulunan sigorta şirketleri ve yabancı sigorta şirketlerinin Türkiye’deki şubelerinin
akdettikleri her nev’i sigorta sözleşmesinden, sermaye ve yedek akçeleri toplamına göre
Hazine Müsteşarlığı’nca onaylanan saklama payı tablolarına uygun olarak kendi
üzerlerinde bilfiil net olarak tuttukları kısımlardan kalanının %15’ini (eksedan) ve otomobil
sigortalarında kot-par (hayat-dışı sigortalar) olarak %10’unu” oluşturmaktaydı.
34
Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devredilecek İkinci Bölüm Sigorta İşleri; ‘‘Türkiye’de faaliyette
bulunan sigorta şirketleri ve yabancı sigorta şirketlerinin Türkiye’deki şubelerinin, sermaye
ve yedek akçeleri toplamına göre Hazine Müsteşarlığı’nca onaylanan saklama payı
tablolarına uygun olarak kendi üzerlerinde bilfiil net olarak tuttukları miktarlarla, Sisteme
devrettikleri Birinci Bölüm Sigorta İşleri dışında kalan sigortalardan, yurtdışına devir
konusu olan (hayat hariç) her türlü reasürans sözleşme ve anlaşmalarının (nispi trete,
nispi olmayan anlaşmalar- hasar fazlası, aşkın hasar oranlı ve benzeri-ihtiyari ve diğer)
%20’sini oluşturmaktaydı.
35
İkinci Bölüm İşlerle ilgili devir sistemi şu şekilde uygulanmaktadır: Önce, sigorta
şirketlerinin her biri devredeceği kısmı hesaplayarak Milli Reasürans T.A.Ş.’ye
devretmekte, daha sonra Milli Reasürans T.A.Ş. devraldığı bu risklerin isteyen sigorta
şirketlerine belli oranlarda devrini (retrosesyon) sağlamaktadır.
84
önce sigorta şirketlerince Milli Reasürans T.A.Ş.’ye, yurtdışına devir konusu
olacak kısmın %20’si için teklifte bulunma şartı getirilmiştir. Bu çerçevede,
tekel sistemi ulusal bir havuz (pool) şekline getirilerek, bir kısım primin
yurtiçinde kalması sağlanmıştır.
5.1.3.
Türkiye’de Kurulmuş Diğer Reasürans Şirketleri
• 19.07.1945’de İş Bankası, Anadolu Ankara ve Güven Sigorta Şirketleri ve
Milli
Reasürans
T.A.Ş.’nin
iştirakiyle
Destek
Reasürans
T.A.Ş.
kurulmuştur. Destek Reasürans, kurulduğu yıllarda çeşitli ülkelerde
bulunan reasürans şirketleri ve sigorta aracılarıyla iş münasebeti içinde
bulunarak, Asya ve Afrika ülkeleri içinde ikinci sıraya yerleşmiştir. Sonraki
yıllarda, rekabet ortamının da getirdiği olumsuz koşullar nedeniyle, Destek
Reasürans T.A.Ş.’nin iş kabulleri giderek azalmış ve 07.07.2005 tarih ve
25868 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı üzere, şirketin T. İş Bankası
A.Ş. portföyünde bulunan ve sermayesinin %98,23’ünü teşkil eden
hisselerinin
Milli Reasürans T.A.Ş.’ce alınmasını
takiben,
Hazine
Müsteşarlığı’nca, Şirketin tüm hak, borç ve yükümlülükleri ile birlikte Milli
Reasürans T.A.Ş.’ye devredilerek birleşmelerine izin verilmiştir.
• 21.11.1979 tarihinde İstanbul Reasürans A.Ş. kurulmuştur. İstanbul
Reasürans A.Ş.’nin 1997 yılından sonra, özellikle 1999 yılında iş kabulleri
ve kârlılığı azaldığından, mali bünyesinde bozulmalar başlamış ve Şirket
ciddi anlamda özkaynak sıkıntısına girmiştir. Şirket 2001 yılında kendi
isteğiyle tasfiye kararı almıştır.
• 24.01.1980 tarihinde Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve Halk Sigorta A.Ş.‘nin
iştiraki ile Halk Reasürans A.Ş. kurulmuştur. Halk Re de rekabet ortamının
getirdiği olumsuz koşullar ve kârlılık koşullarındaki yetersizlik nedeniyle
2000 yılı başında yeni iş kabulünü durdurmuştur. 2005 yılında Yapı ve
Kredi Bankası’nın Koçbank A.Ş. tarafından satın alınmasıyla, Koçbank
Halk Reasürans’ın %32’lik dolaylı ortaklığına sahip olmuştur.
85
5.2.
5.2.1.
Türkiye Reasürans Piyasasının İncelenmesi
Sigorta Şirketlerinin Saklama Payları ve Reasürans Korumaları
Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketlerinin büyük bir kısmı
saklama paylarına ve reasürans korumalarına ilişkin planlarını genel kabul
görmüş yöntemlere göre standart olarak belirlemektedirler.
EK-4’teki OECD ülkelerinin saklama payları tablosundan ve EK-5’teki
Türk sigorta şirketlerinin saklama payları tablosundan görüleceği üzere,
gelişmiş ülkelerde %80’lerin üzerinde seyreden hayat ve hayat-dışı
branşlardaki
saklama
payı
oranları,
Türk
sigortacılık
sektöründe
özkaynakların yetersiz olması nedeniyle, GRAFİK 5.1’den görüleceği üzere
%50’yi ancak 1989 yılında aşabilmiş ve 2005 yılında %71,1 olarak
gerçekleşmiştir.
GRAFİK 5.1 ve GRAFİK 5.2’de gösterildiği üzere, 2005 sonu
rakamlarına göre saklama payı oranı hayat-dışı branşında %66,1 ve hayat
branşında %97,2 olarak gerçekleşmiştir. Dallar itibariyle saklama oranları
incelendiğinde, hasar / prim oranı yüksek oranda değişim gösteren riskli
branşlar ile katastrofik teminatlar içeren ve verilen teminat miktarlarının
yüksek olduğu yangın, makina-montaj, dolu ve hayvan-hayat branşlarında
saklama payı düşük; trafik ve kaza gibi hasar frekansının istikrarlı ve teminat
tutarlarının
düşük
olduğu
dallarda
(http://www.sigortacilik.gov.tr)
86
yüksek
olduğu
görülmektedir.
GRAFİK 5.1: Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) (1996-2005)
Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%)
100,0
90,0
80,0
70,0
60,0
50,0
40,0
30,0
20,0
10,0
0,0
1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006I
Hayat Dışı
Hayat
TOPLAM
Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr
GRAFİK 5.2: Sigorta Şirketlerinin Sigorta Dalları İtibariyle Saklama Payı
Oranları (%) (2005)
90,0
Saklama Payı Oranları (%)
80,0
70,0
60,0
50,0
40,0
30,0
20,0
10,0
0,0
Yangın
Nakliyat
Kaza
Ferdi
Kaza
Hastalık Hukuksal
Koruma
Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr
87
Kredi
MakinaMontaj
Trafik
Dolu
Hayvan
Hayat
Diğer taraftan, Türkiye’de faaliyet gösteren 17 hayat-dışı sigorta
şirketinin 2006 yılı saklama payı tasdik tablolarının incelenmesinden,
şirketlerin daha çok yangın, nakliyat, kaza ve mühendislik branşlarında
reasürans
koruması
aldıkları
ve
reasürans
korumalarında
bölüşmeli
reasürans ve hasar fazlası reasürans metotlarını tercih ettikleri anlaşılmıştır.
Ayrıca, sigorta şirketlerinin reasürans korumalarında en çok tercih ettikleri
şirketleri gösteren TABLO 5.1’den de anlaşılacağı üzere, şirketler en çok
Avrupa kökenli ve iyi dereceli reasürans şirketleri ya da grupları ile
çalışmaktadırlar.
TABLO 5.1: Türkiye’de
Faaliyet
Gösteren
17
Hayat-Dışı
Sigorta
Şirketinin Reasürans Korumalarında Tercih Ettiği Şirketler
Şirket
5.2.2.
Ülke
Ağustos 2006 itibariyle
derecesi (Standard&Poor's)
Axa Re
Fransa
AA-
Best Re
Tunus
BBB
Converium
İsviçre
BBB+
Everest Re
Bermuda
AA-
GE Frankona
Danimarka
A
Hannover Re
Almanya
AA-
Korean Re
Güney Kore
BBB+
Labuan Re
Malezya
Derecelendirilmemiş (NR)
Lloyd's
İngiltere
A
Mapfre Re
İspanya
AA-
Milli Reasürans T.A.Ş.
Türkiye
Derecelendirilmemiş (NR)
Munich Re
Almanya
A+
Odyssey Re
A.B.D
A-
Partner Re
Bermuda
AA-
Scor
Fransa
A-
Swiss Re
İsviçre
AA-
Transatlantic Re
A.B.D
AA-
Reasürans Şirketlerinin Bazı Göstergeleri
31.12.2005
itibariyle
ülkemizde
1
reasürans
şirketi
faaliyet
göstermektedir. Reasürans sektörünün prim üretimi incelendiğinde, EK-6’daki
reasürans şirketlerinin kar-zarar tablosundan görüleceği üzere, 1997 yılında
88
39.086.959 YTL olan direkt prim üretimi 16 kattan fazla artış göstererek 2005
sonu itibariyle 634.689.414 YTL olarak gerçekleşmiştir.
Sektörün teknik karlılığına baktığımızda, 1997’de -1.337.633 YTL olan
toplam teknik kar/zarar 2000 yılında artıya geçmiş ve 2005 yılı sonu itibariyle
de teknik kar 14.232.565 YTL olmuştur.
EK-7’deki reasürans sektörünün bilançosu incelendiğinde, 2005 yıl
sonu itibariyle, nakit değerlerin aktif içindeki payı %26,9, menkul değerlerin
payı %31,5 ve sabit değerlerin payı da %12,1’dir. Reasürans şirketlerinin
toplam aktifleri 31.12.2005 itibariyle 995.743.138 YTL olup, bir önceki yıla
göre %60,9 artış göstermiştir.
Sektörün özkaynaklarına baktığımızda, özkaynakların bilançodaki payı
%46,8 olup, 2005 yıl sonu itibariyle bir önceki yıla göre %169,8 artış
göstererek 465.702.249 YTL olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye Reasürans Piyasasındaki Diğer Yapılar
5.2.3.
5.2.3.1.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve çok büyük can ve mal
kaybına neden olan Marmara depreminden sonra, kamu otoritesince deprem
zararlarının en aza indirilmesi amacıyla birçok tedbir alınmıştır. Bu tedbirlerin
en önemlilerinden biri de Zorunlu Deprem Sigortası’na ilişkin düzenlemedir.
27.08.1999 tarih ve 4452 sayılı Doğal Afetlere Karşı Alınacak Önlemler
ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak
Düzenlemeler Hakkında Yetki Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanılarak
hazırlanan 587 sayılı “Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname" 27.12.1999 tarih ve 23919 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu KHK ile 27.09.2000 tarihinden
itibaren kapsamdaki meskenler için deprem sigortası yaptırmak zorunlu hale
getirilmiş olup, bu sigortayı sunmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz Doğal
Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kurulmuş ve DASK anılan tarihten itibaren
teminat sunmaya başlamıştır. Halen 27 yetkili sigorta şirketi ve bu şirketlerin
89
acenteleri DASK nam ve hesabına Zorunlu Deprem Sigortası36 yapmaktadır.
(http://www.dask.gov.tr)
Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması ile; konut sahiplerine konutları
ile ilgili olarak, Devletin bütçe imkanları ile ilişkili olmaksızın ve maddi
kayıpları derhal telafi eden somut bir güvence temin edilmektedir. Aynı
zamanda,
ödenen
küçük
miktardaki
sigorta
primleri
yoluyla
sosyal
dayanışmanın gereği en iyi şekilde gerçekleştirilmiş olmakta, ülke çapında
risk paylaşımı ve dayanışma sağlanmakta, yeterli iç kaynaklar birikinceye
kadar riskin belli bir kısmı reasürans yoluyla uluslararası piyasalara plase
edilmektedir.
Deprem gibi katastrofik riskler çok büyük boyutlarda teminat sunumunu
ve bunu karşılamak üzere büyük kaynak birikimini gerektirdiği için, bu tür
risklere maruz ülkelerde “Sigorta Havuzu” adı verilen teşkilatlanmalara
gidilmektedir. DASK da bu anlayış esas alınarak ve dünyadaki örnekleri
incelenerek, Dünya Bankası kredisi desteğiyle kurulmuş bir kurumdur.
DASK'ın kendine özgü organizasyon yapısı, ülkemizde sık rastlanmayan
kamu ve özel sektör işbirliğinin en somut örneklerinden birini oluşturmaktadır.
5.2.3.2.
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM)
Tarım sektörü, dünya nüfusu açısından kritik önem taşımaktadır.
Tarımın insanlığın beslenmesindeki fonksiyonunu etkili bir şekilde yerine
getirmesi; tarımsal üretimi tehdit eden risklerin yönetimiyle doğrudan ilişkilidir.
Bu nedenlerle, gelişmiş ülkeler, uyguladıkları çeşitli korumacılık politikaları ve
"Tarım Sigortaları Uygulamaları" ile risk paylaşımını ve transferlerini
gerçekleştirmektedirler. Ülkemizde de tarım sektörünü tehdit eden risklerin
teminat altına alınabilmesi amacıyla bir sigorta mekanizmasının devreye
36
Zorunlu Deprem Sigortası yeni bir vergi türü değildir. Zorunlu Deprem Sigortası, depremin
yol açtığı maddi zararın karşılanmasını sağlayan ve tamamen sigorta tekniğine uygun
olarak oluşturulan yeni bir sigorta ürünüdür. Aksi halde, risk paylaşımının ve uluslararası
reasürans piyasalarından temin edilen büyük miktardaki reasürans korumasının
sağlanması mümkün olamayacaktı.
90
sokulması düşünülmüş ve bu amaçla 14.06.2005 tarih ve 5363 sayılı "Tarım
Sigortaları Kanunu" çıkarılmıştır. (http://www.tarsim.org.tr)
Tarım Sigortaları Kanunu ile kapsama alınan riskler ile ilgili olarak bir
Sigorta Havuzu kurulmuştur. Bu havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu havuza
katılan sigorta şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları Tarım Sigortaları
Havuz İşletmesi A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Sigorta şirketleri poliçeleri
kendi adlarına düzenlemekte, ancak riskin ve primin %100’ünü zorunlu olarak
havuza devretmektedirler. Devlet, bu Kanun kapsamında yapılacak sigorta
sözleşmelerine münhasır olarak çiftçi adına sigorta primine destek
sağlamaktadır. Havuz uygulaması ile, bir sigorta şirketinin tek başına
üstlenemeyeceği kuraklık ve don gibi katastrofik risklerin teminat kapsamına
alınabilmesi, reasürans katılımının teşvik edilerek reasürans kapasitesi ve
kapsamının genişletilmesi, Devletin prim ve hasar fazlası desteğinin etkin
şekilde kullanılması, fiyatlarda haksız rekabetin önlenmesi ve sigortaya
katılımın artırılması amaçlanmıştır.
Tarım Sigortaları Kanunu ile kapsama alınan devlet destekli bitkisel
ürün sigortası, devlet destekli sera sigortası, devlet destekli hayvan hayat
sigortası ve devlet destekli kümes hayvanları sigortasında poliçede yazılı
primin %50'si Devlet tarafından karşılanmaktadır.
5.3.
Türkiye’deki Reasürans Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetimi
Türk sigortacılık tarihi boyunca reasüransa özgü çıkarılan iki yasal
düzenlemeden biri 25.06.1927 tarih ve 1160 sayılı Mükerrer Sigorta
Hakkında Kanun, diğeri ise 13.07.1929 tarih ve 1240 sayılı Mükerrer Sigorta
Murakabe Yönetmeliği’dir. Nitekim, bu düzenlemelerden sonra reasürans
faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin herhangi bir gelişme olmamıştır.
Mevcut durumda, Türkiye’de kurulu reasürans şirketleri, sigorta
şirketleri ile aynı mevzuat ve düzenlemelere tabidirler ve şirketlerin
faaliyetlerini düzenleyen ve denetleyen ayrı bir mevzuat ve kurallar bütünü
bulunmamaktadır. Hem sigorta şirketlerinin, hem de reasürans şirketlerinin
faaliyetleri, başta 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu ve 26.12.1994 tarihli
91
Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği
olmak üzere, yönetmelik, genelge, tebliğ ve diğer mevzuat türleriyle
düzenlenmekte
ve
denetlenmektedir.
Dolayısıyla,
aşağıda
belirtilecek
hususlar sigorta şirketleri için de geçerlidir.
5.3.1.
Reasüransın Dolaylı Denetimine İlişkin Mevzuat ve
Düzenlemeler
Türk sigortacılık mevzuatında sigorta şirketlerinin reasürans işlemlerini
ve stratejilerini düzenleyen bir hüküm bulunmamakla birlikte, saklama
paylarına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. 26.12.1994 tarih ve 22153 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanarak 01.01.1995 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta
ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinin
“Saklama Paylarına İlişkin Tablolar” başlıklı 31. maddesi gereğince, sigorta
şirketlerinin müteakip yıl içinde branş bazında uygulayacakları EK-8’de
sunulan saklama paylarına ilişkin tabloları, onaylatmak üzere Hazine
Müsteşarlığı’na göndermeleri gerekmektedir. Onay sürecinde, hayat-dışı
şirketlerin saklama payı tablolarında incelenen unsur, şirketin üzerinde kalan
net risk tutarının (o branşta yapmış olduğu bölüşmeli devir ve hasar fazlası
koruması düşüldükten sonra üzerinde kalan net risk tutarı) özkaynaklara
oranıdır. Şirketin yükümlülüklerini yerine getirebilmesini teminen, bu oranın
%5’in altında olması tercih edilmektedir. Hayat şirketlerinin saklama payı
tablolarının onayında ise, Meidell ve Landre adı verilen iki formül
kullanılmaktadır. Hayat şirketlerine ait bazı veriler bu iki formülden oluşan
tablolara girilerek saklama payı için uygun aralık tespit edilmekte ve şirketin
öngörmüş olduğu rakamlar söz konusu aralıkta ise tablolar tasdik
edilmektedir.
Diğer taraftan, sigorta şirketlerinin, yüksek riskli branşlarda yeterli
miktarda ve kalitede reasürans teminatını ya da risklerini karşılayacak
düzeyde özkaynağa sahip olup olmadıklarının tespit edilmesi amacıyla,
şirketlerin bir sözleşmeden kaynaklanan ve özkaynaklarının %5’ini aşan
miktarda üzerlerinde tutmuş oldukları risklere ilişkin bilgileri içeren EK-9’da
yer alan tabloyu ve ayrıca özkaynaklarının %10’unu aşan risklere ilişkin
92
olarak, bu riski alma gerekçelerini Hazine Müsteşarlığı’na bildirmeleri
gerekmektedir.
5.3.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Direkt Olarak
Denetlenmesine ve Düzenlenmesine İlişkin Mevzuat
Reasürans
şirketlerinin
faaliyetlerinin
düzenlenmesine
ve
denetlenmesine ilişkin mevzuat aşağıda başlıklar halinde incelenmiştir:
5.3.2.1.
Kuruluş İzni ve Kurucularda Aranan Nitelikler
7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu uyarınca Türkiye'de bir
reasürans şirketinin kurulması veya yabancı ülkelerde kurulmuş bir reasürans
şirketinin Türkiye'de faaliyette bulunması Hazine Müsteşarlığı’nın iznine
tabidir. Kurulacak olan reasürans şirketi için aşağıdaki koşulların yerine
getirilmesi gerekmektedir.
-
Yalnız
reasürans
işleri
yapmak
üzere
anonim
ortaklık
şeklinde
kurulmaları,
-
Kurucularının hapis veya birden fazla ağır para cezasına mahkum
edilmemiş, yüz kızartıcı suçlar ile resmi ihale ve alım satımlara fesat
karıştırma, istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları,
Devlet sırlarını açığa vurma, vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına
teşebbüs suçlarından dolayı hüküm giymemiş ve iflas ve konkordato ilan
etmemiş olmaları,
-
Ödenmiş sermayelerin 10,3 Milyon YTL’den az olmaması,
-
Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve nama yazılı olması,
-
Ana sözleşmelerinin Kanun hükümlerine uygun olması.
Yabancı reasürans şirketleri ise, Türkiye'de ancak şube açmak
suretiyle faaliyet gösterebilmektedir.
Kuruluş ön izni veya şube açma izni için Hazine Müsteşarlığı’na
yapılan başvuruların sonuçları, EK-10’da sunulan gerekli tüm bilgi ve
93
belgelerin tamamlanmasından itibaren 2 ay içerisinde başvuru sahiplerine
bildirilmektedir.
5.3.2.2.
Yöneticilere İlişkin Düzenlemeler
Yürürlükteki
mevzuata
göre,
reasürans
şirketlerinin
yönetim
kurullarının en az beş kişiden oluşması ve şirketin en az iki denetçisinin
olması gerekmektedir. Genel müdür de yönetim kurulunun doğal üyesidir.
Yabancı reasürans şirketlerinin Türkiye’deki merkez şubelerinde, yönetim
kurulunun yetki ve sorumluluklarını taşıyan ve şube müdürünün de dahil
olduğu en az üç kişilik bir müdürler kurulu bulunmaktadır.
Yönetim kurulu veya müdürler kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlasının;
genel müdür, genel müdür yardımcıları ve denetçilerin ise tümünün bilgi ve
deneyim sahibi kişiler arasından seçilmesi gerekmektedir.
Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler, genel müdür ve yardımcıları ile
müdürler kurulu üyeleri ve müdür yardımcıları, kurucularda aranan özelliklere
sahip olmalıdır. Bu kimselerin atamaları, gerekli niteliklere sahip olduklarını
gösterir belgeler ve EK-10’da sözü edilen bilgiler ile birlikte bir ay içerisinde
Hazine Müsteşarlığı’na bildirilmektedir.
5.3.2.3.
Ruhsat Verilmesi ve İptali
Reasürans
şirketlerinin,
faaliyete
başlamadan
önce
faaliyette
bulunmak istedikleri branşla ilgili olarak EK-11’de toplu halde sunulan bilgi ve
belgelerle Hazine Müsteşarlığı’na başvuruda bulunarak ruhsat almaları
gerekmektedir. Reasürans şirketleri, faaliyet göstermek istedikleri her bir
branş için ayrı ayrı ruhsat almak durumundadır. Hazine Müsteşarlığı’nca
talepleri uygun bulunan şirketlere ruhsat verilmesine ilişkin onay yazılı olarak
bildirilmektedir.
Diğer
taraftan,
Sigorta
Murakabe
şirketlerinin;
94
Kanunu’na
göre;
reasürans
-
Aralıksız olarak bir yıldan fazla süre ile yeni reasürans sözleşmesi
akdetmemeleri,
-
Kuruluş veya ruhsatın verilmesi için gereken şartları artık yerine
getirememeleri,
-
Mevzuata aykırı hareketleriyle sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye
düşürdüklerinin tespiti
hallerinde, Hazine Müsteşarlığı’nca sürekli veya bir yıldan fazla olmamak
üzere geçici olarak ilgili branşta veya tüm branşlarda ruhsatları iptal
edilebilmektedir.
5.3.2.4.
Hisse Edinim ve Devri İşlemleri
Bir kişinin, bir reasürans şirketinin sermayesinin %10 veya daha
fazlasını temsil eden payları edinmesi, bir ortağa ait payların bu Şirketin
sermayesinin %10’unu, %20’sini, %33’ünü ya da %50’sini aşması sonucunu
doğuran hisse edinimleri veya bir ortağa ait payların yukarıdaki oranların
altına
düşmesi
sonucunu
doğuran
hisse
devirleri
için
Hazine
Müsteşarlığı’ndan izin alınmaktadır.
Başvurularda, EK-12’de sunulan, işlem konusu hisselerin miktarıyla bu
işlemden önceki ve sonraki durumda şirket sermayesinin ortaklara göre
dağılımını gösterir bilgilerin; devir işleminin bir kişiye ait hisselerin
sermayenin %10’unu aşmasına sebep olacağı hallerde ise ayrıca, bu kişilerin
kurucularda aranan nitelikleri haiz olduğunu gösterir belgelerin sunulması
gerekmektedir. İzin başvuruları uygun bulunduğu takdirde onay, başvuru
sahibine ve hisseleri devre konu olan şirkete bildirilmektedir.
5.3.2.5.
Portföy Devri
Yürürlükteki mevzuata göre, bir reasürans şirketinin portföyünü kısmen
veya tamamen diğer bir reasürans şirketine devretmesi için Hazine
Müsteşarlığı’ndan
izin
alması
gerekmektedir.
Portföy
devrine
ilişkin
anlaşmada, devredilecek reasürans sözleşmeleri ve bu sözleşmeler ile ilgili
tüm hususlar, devredilecek varlıklar ve özellikle portföyle ilgili karşılıklar,
95
yatırım gelirleri ve teminatların tabi olacağı hükümler ve portföy devrin geçerli
olacağı tarih açıkça belirtilmektedir. Portföy devri talepleri, Resmi Gazete'de
ve Türkiye çapında basımı ve dağıtımı yapılan en az iki günlük gazetede
birer hafta ara ile en az ikişer defa yayımlanmak suretiyle duyurulmaktadır.
5.3.2.6.
Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
Bir reasürans şirketinin sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini
yerine getirememesi veya şirketin mali bünyesinin faaliyetlerini tehlikeye
düşürecek şekilde zayıfladığının37 herhangi bir suretle tespit edilmesi
hallerinde, uygun bir süre verilerek ilgili şirketten;
-
Sermayenin artırılması,
-
Gayrimenkul ve verimsiz iştiraklerin elden çıkarılması,
-
Mali bünyesinin güçlendirilmesi,
-
Tespit edilecek gündemle genel kurulun toplantıya çağrılması
hususlarında tedbir alınması istenmekte, verilen süre içinde mali bünye
durumlarında iyileşme sağlanamayan şirketlere Sigorta Murakabe Kanunu
kapsamında nihai olarak,
-
37
Şirket yönetim kuruluna üye atanması,
Şirketin mali bünyesinin faaliyetlerini tehlikeye düşürecek şekilde zayıflaması;
- Yapılan yerinde denetim sonucu düzenlenen raporla veya Hazine Müsteşarlığı’nca
belirlenen finansal analiz oranlarına göre yapılan değerlendirmeler sonucunda tespit
edilmesi,
- Herhangi bir nedene dayanmaksızın, hasar ve tazminatlarını yasal süreleri içerisinde
ödememe veya geç ödeme uygulamasını mutat ve yaygın hale getirmesi,
- Özellikle riski yüksek branşlarda bu riskleri karşılayacak oranda özkaynağa sahip
olmaması,
- Bünyesinde, faaliyetlerinin kapsam ve yapısıyla uyumlu, değişken koşullara cevap
verebilecek nitelik, yeterlilik ve etkinlikte iç denetim sistemlerinin bulunmaması,
- Bilgi işlem ve veri tabanı altyapısının gözetim ve denetim için gerekli özelliklere sahip
olmaması
şeklinde tanımlanır.
96
-
Şirketin yeni reasürans sözleşmesi yapma yetkisinin kaldırılması,
-
Şirket portföyünün devri
gibi tedbirler uygulanmaktadır.
5.3.2.7.
Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye
Reasürans şirketleri, faaliyetlerine son vermek ve işlemlerini tasfiye
etmek istedikleri takdirde, Hazine Müsteşarlığı’ndan izin alarak durumu
Türkiye çapında basım ve dağıtımı yapılan en az iki günlük gazetede ilan ve
sigortalılar ile alacaklılarına tebliğ etmeleri gerekmektedir. Faaliyetlerine son
vermek üzere izin alan şirketlerin ruhsatları, izin tarihinden itibaren
kendiliğinden geçersiz olur ve bu husus Ticaret Sicili Gazetesinde ilan
ettirilmektedir.
5.3.2.8.
Şirketlerin İç Denetim Mekanizması
Sigorta ve reasürans şirketlerinin iç denetim birimlerinin faaliyetleri
“Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin İç Denetim Sistemlerine İlişkin Genelge”
ile düzenlenmektedir. Reasürans şirketlerinin bünyelerinde, faaliyetlerinin
kapsam ve yapısıyla uyumlu, değişen koşullara cevap verebilecek nitelik,
yeterlilik ve etkinlikte iç denetim sistemini kurmaları, idame ettirmeleri ve
geliştirmeleri gerekmektedir.
İç denetim biriminin görevleri; reasürans şirketi içinde tüm varlıkların,
hesap ve kayıtların, belgelerin, personelin ve reasürans şirketinin güvenliğini
etkileyebilecek diğer tüm unsurların yerinde incelenmesini; çeşitli kontrol
dokümanları ve araçları üzerinden genel veya özel gözlemlere ve izlemeye
dayalı kontrol ya da inceleme yapılmasını; yönetici ve personelin verilen
hedeflere uyum bakımından başarılı olup olmadıklarının belirlenmesini;
izledikleri, denetledikleri ve kontrol ettikleri hususlara ilişkin olarak reasürans
şirketi personelinden ilave açıklama istenilmesini ve gerekli görüldüğünde
reasürans
şirketinde
bulunan
diğer
kapsamaktadır.
97
birimlere
uyarıda
bulunulmasını
5.3.2.9.
Bağımsız Dış Denetim
Türkiye’de reasürans şirketlerinde bağımsız denetime ilişkin olarak,
“Sigortacılık Bağımsız Denetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik” ile “Sigorta ve
Reasürans Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelik”
08.09.2003 tarih ve 25223 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir.
Bağımsız denetim; şirketlerin hesap ve kayıtlarının kuruluşlarca
Yönetmeliklerde düzenlenen denetim ilkelerine göre incelenmesi ve bu
inceleme sonuçlarına dayanılarak oluşturulan hesap ve kayıtların Sigorta
Murakabe Kanunu’na göre yürürlüğe konulan hesap ve kayıt düzenine ilişkin
mevzuata uygunluğu hususunda oluşturulan görüş çerçevesinde rapora
bağlanmasıdır. Bağımsız denetim uygulaması yıllık38 ve özel denetim39 olarak
iki türlü yapılabilmektedir.
5.3.2.10. Aktüer Bulundurulması
Yürürlükteki mevzuata göre reasürans şirketlerinin aktüer bulundurma
zorunluluğu bulunmamaktadır.
5.3.2.11. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Mevzuata göre düzenlenen teknik karşılıklar; Cari Rizikolar Karşılığı,
Muallak Hasar ve Tazminat Karşılığı, Matematik Karşılıklar ve Deprem Hasar
Karşılığıdır.
38
Yıllık Denetim; şirketlerin yıl sonları itibariyle düzenlenen mali tablolarının kapsamlı olarak
ve gerekli tüm denetim teknikleri kullanılarak denetlenmesidir.
39
Özel Denetim; vergi mevzuatı hariç olmak üzere, şirketlerin mali tablolarının, tabi oldukları
sigortacılık ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde bağımsız denetim raporu
düzenlenmesi zorunlu tutulan tasfiye, devir, birleşme, sermaye artırımı, menkul kıymetlerin
halka arzı gibi özel hallerde, ilgili mevzuat hükümleri, bu Yönetmelikte düzenlenen
denetim ilkeleri ve yetkili mercilerin taleplerinde belirtilen esaslar çerçevesinde
denetlenmesidir.
98
Şirketlerin, deprem teminatı primleri, bir yıldan uzun süreli hayat
sigortalarının primleri ve bir yıldan uzun süreli hayat sigortalarının birikim
primleri dışındaki primler için cari rizikolar karşılığı ayırmaları gerekmektedir.
Matematik karşılıklar ise, yürürlükte bulunan her bir sözleşme için
tarifedeki teknik esaslara göre ayrı ayrı hesaplanan aktüeryal matematik
karşılıklar40 ve kar payı karşılıkları41 toplamından oluşmaktadır.
Şirketlerin, tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş ancak daha
önceki hesap dönemlerinde veya cari hesap döneminde fiilen ödenmemiş
hasar ve tazminat bedelleri (veya bu bedel hesaplanamamış ise, tahmini
bedelleri) ile gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat
bedelleri42 için muallak hasar ve tazminat karşılığı ayırmaları gerekmektedir.
Ayrıyeten, şirketlerin her hesap döneminde branşlar itibariyle muallak hasar
ve tazminat karşılığı yeterlilik tablosu43 hazırlamak ve diğer mali tablolarıyla
birlikte yayımlatmaları gerekmektedir.
Son olarak, şirketlerin, yıl sonu itibariyle yangın ve mühendislik sigorta
branşlarında verdikleri deprem teminatı karşılığında yazdıkları ve kendi
40
Aktüeryal matematik karşılıklar, şirketin üstlendiği risk için aldığı primler ile sigorta
ettirenler ve lehdarlara olan yükümlülüklerinin peşin değerleri arasındaki farktır.
41
Kar payı karşılıkları, şirketlerin kâr payı vermeyi taahhüt ettikleri sözleşmeler için sigorta
ettirenler ve lehdarlara olan yükümlülüklerine istinaden ayrılan karşılıkların yatırıldıkları
varlıkların gelirlerinden, onaylı kâr payı teknik esaslarında belirtilen kâr payı dağıtım
sistemine göre hesaplanan teknik faiz geliri ile sınırlı olmak kaydıyla, garanti edilen kısmın
dışında kalan miktar ile önceki yıllara ait birikmiş kâr payı karşılıklarından oluşmaktadır.
42
Gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat bedellerinin hesaplanması
sırasında, reasürans şirketlerinin bu bedellerle ilgili olarak en az son beş hesap
dönemindeki sonuçları dikkate alınır.
43
Bu tablo, şirketlerin son beş yıl boyunca ayırdığı muallak hasar ve tazminat karşılığının, bu
karşılıkların konusu olan dosyalara ilişkin olarak tüm gider payları da dahil olmak üzere
fiilen ödemiş olduğu hasar ve tazminatlar bedeli toplamına oranı olan muallak hasar ve
tazminat karşılığı yeterlilik oranını gösterir. Muallak hasar karşılığı yeterlilik oranının; cari
hesap dönemi hariç olmak üzere, son beş yıllık ortalamasının %90’ın altında olması
halinde, sigorta şirketlerince cari hesap döneminde, bu oran ile %90 oranı arasındaki fark
tutarı kadar muallak hasar ve tazminat karşılığı yeterlilik farkı ilave edilir.
99
üstlerinde kalan primlerin 1/3’ünü ödenen komisyon ve diğer masraf payı
olarak düştükten sonra kalan tutarın %50’sini 15 yıl süre ile deprem hasar
karşılığı olarak ayırmaları gerekmektedir.
Diğer
taraftan,
Türkiye’de
kurulu
reasürans
şirketleri;
sigorta
şirketlerinden poliçe bazında bilgi alamadıklarından, muallak hasar, cari
rizikolar ve hayat matematik karşılıklarını yukarıda belirtilen yöntemler ile
hesaplayamamaktadırlar. Bu karşılıklar sigorta şirketlerinden alınan bilgi
dahilinde derlenerek tahakkuk ettirilmektedir. Ancak, riske dayalı 1 yıldan
uzun
hayat
poliçelerinde
kar
payı
karşılıkları
aktüeryal
yöntemlere
dayanılarak hesaplanabilmektedir.
5.3.2.12. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler
Sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketlerinin mevcut ve
potansiyel riskler nedeniyle oluşabilecek zararlarına karşı yeterli miktarda
özsermaye bulundurmalarının sağlanması amacıyla hazırlanan Sigorta ve
Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve
Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik 23.03.2006 tarih ve 26117 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yönetmelik, AB’nin hayat ve hayat-dışı şirketler için
uyguladığı sermaye yeterliliği kuralları ile esas açısından paralel olup, ek bir
unsur olarak sermayenin risk odaklı hesaplanması getirilmiştir. Yönetmelik iki
yöntemden
oluşmaktadır
ve
gerekli
özsermaye,
EK-13’teki
tabloda
hesaplaması gösterilen birinci ve ikinci yöntemden elde edilen sonuçlardan
yüksek olanıdır. İlk yöntem AB’nin düzenlemeleri ile paralel olan yöntemdir.
İkinci yöntem olan risk odaklı sermaye hesaplamasında ise; aktif riski,
reasürans riski, aşırı prim artışı riski, muallak hasar karşılığı riski, yazım riski
ile faiz ve kur riski dikkate alınmaktadır.
Aktif riski hesaplamasında aktif hesap kalemleri bazı risk ağırlıkları ile
çarpılmaktadır. Reasürans riski hesaplaması, reasüröre devredilen toplam
bölüşmeli
reasürans
primi
ile
yapılmaktadır.
Aşırı
prim
artışı
riski
hesaplamasında, toplam yazılan primin bir önceki yıla göre artış oranı, sektör
100
artış oranının %50’sinden fazla ise aşan kısma 0,2 risk ağırlığı; muallak
hasar karşılık riski hesabında, branşlar itibariyle net muallak hasar karşılığı
tutarına belirlenen risk ağırlıkları; yazım riski hesaplamasında, branşlar
itibariyle alınan primler tutarlarından varsa bölüşmeli reasürans için reasüröre
devredilen primler indirilerek, kalan bakiyeye belirlenen risk ağırlıkları
uygulanmaktadır. Faiz ve kur riskini karşılamak üzere, yukarıda yer alan
riskler için hesaplanan toplamın 0,03 risk katsayısı ile çarpılması suretiyle
bulunan tutar, gerekli sermaye hesabında dikkate alınmaktadır. Son olarak,
aktif riski, reasürans riski, aşırı prim artışı riski, muallak hasar karşılığı riski,
yazım riski ile faiz ve kur riski sonuçlarının toplamı ikinci yönteme göre
gerekli özsermaye tutarını oluşturmaktadır.
5.3.2.13. Finansal Tabloların Raporlanması
Reasürans
şirketleri,
bilançoları
ve
kar-zarar
cetvellerinin
denetçilerince onaylanmış birer örneğini, genel kurullarınca onaylandığı
tarihten itibaren bir ay içinde yurt çapında basımı ve dağıtımı yapılan en az iki
günlük gazetede ilan etmek; yönetim kurulu ve denetçi raporlarının birer
örneğini ise Hazine Müsteşarlığı’na ve Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliği’ne (TSRSB) göndermek zorundadırlar. Hayat sigorta şirketleri
tarafından gönderilecek bilanço ve kar-zarar cetveline, yetkili bir aktüer
tarafından onaylanacak matematik karşılıkları ve sigortalılara dağıtılacak kar
payının özetini gösteren bir belge eklenir.
Diğer taraftan, reasürans şirketleri Hazine Müsteşarlığı tarafından
belirlenecek esaslara uygun olarak düzenledikleri üçer aylık hesap özetlerini,
genel müdür ve muhasebe müdürü veya sorumlu muhasebeci tarafından
imza edilmiş ve denetçiler tarafından onaylanmış olarak iki ay içinde Hazine
Müsteşarlığı’na gönderirler.
101
BÖLÜM 6.
TÜRKİYE İÇİN REASÜRANS
DENETİMİNİN UNSURLARININ BELİRLENMESİ
Bu
bölümde,
AB
müktesebatı
ve
incelenen
ülke
örnekleri
çerçevesinde, sigortacılık sektöründeki uygulamalardan edinilen deneyim ve
birikimlerden de yararlanılarak, Türkiye’de reasürans denetiminin unsurlarının
nasıl olması gerektiğine dair öneriler oluşturulacaktır.
6.1.
Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Düzenlenmesi ve
Denetlenmesine İlişkin Öneriler
Beşinci bölümde bahsedildiği üzere; mevzuata göre, Türkiye’de
faaliyette bulunan sigorta şirketleri44 reasürans politikalarının denetimi için her
yıl, takip eden yılda uygulayacakları saklama paylarına ilişkin tabloları Hazine
Müsteşarlığı’na göndererek tasdik ettirmekle ve yeterli miktarda ve kalitede
reasürans teminatına ya da bu riskleri karşılayacak oranda özkaynağa sahip
olup olmadıklarına ilişkin bilgileri bildirmekle yükümlüdürler.
Yukarıda bahsedilen saklama payı tablolarının tasdik edilmesi
işleminin
günümüzde
alındığında,
yeni
artık
hiçbir
mekanizmaların
ülkede
kullanılmadığı
oluşturulması
gerekliliği
göz
önüne
ön
plana
çıkmaktadır. Özellikle de, Türkiye’de şu anda faaliyette bulunan yalnızca 1
adet reasürans şirketi olduğu ve bu nedenle de Türk sigorta şirketlerinin
büyük çoğunluğunun yabancı reasürans şirketleri ile çalıştığı dikkate
44
Türkiye’de kurulmuş sigorta şirketleri ile yabancı ülkelerdeki sigorta şirketlerinin
Türkiye’deki şubelerini kapsamaktadır. AB’ye üye ülke olmadığımızdan, mevzuatımız şu
an için AB’nin Reasürans Direktifine uyumlu değildir. Dolayısıyla, burada sözü edilen
düzenleme ve denetim unsurları sadece Türkiye’de faaliyette bulunan reasürans
şirketlerini kapsamaktadır.
102
alındığında, yukarıda söz edilen eski uygulamaların etkin bir reasürans
denetimi için yeterli olmadığını söylemek doğru olacaktır.
Diğer
taraftan,
şirketlerin
yüksek
riskli
branşlarda
aldıkları
yükümlülükler için yeterli kaynakları olup olmadığına ilişkin bilgi vermesi,
şirketlerin reasürans risklerini analiz etmek için yeterli gözükse de, şirketlerin
etkin bir reasürans stratejisinin olmaması ve stratejilerin denetiminin de bir
bütün halinde yapılmaması, mekanizmanın etkin işlemesini engellemektedir.
Bu nedenle, reasürans denetiminin tam anlamda, bütünleyici bir yaklaşımla
yapılması gerekmektedir.
Türkiye’de sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının tam ve etkin bir
şekilde
denetlenebilmesi
için,
şirketlerin
reasürans
politikalarının
ve
reasürans işlemlerinin hem yetkilendirme aşamasında, hem de yetkilendirme
sonrasındaki yerinde denetim aşamasında incelenmesi gerekmektedir. Bu
çerçevede,
sigorta
şirketleri,
yetkilendirilmeleri
sürecinde,
reasürans
politikaları hakkında Hazine Müsteşarlığı’nı bilgilendirerek, yeterli bir
reasürans politikasına sahip olduklarını kanıtlamalıdırlar. Ayrıca, şirketlerin,
kuruluş aşamasından sonra, kendi bünyelerinde reasürans işlemlerinin
yönetimine dair bir reasürans yönetimi stratejisi geliştirmeleri hususu ikincil
mevzuat ile düzenlenmelidir.
Yukarıda bahsedilen reasürans stratejisi şirketin iş kabul politikasının
bir parçası olması gerektiğinden, yeterli deneyime ve tecrübeye sahip Şirket
Yönetim
Kurulunca
her
yıl
onaylanması
gerekmektedir.
Şirketlerce,
reasürans analizlerinin ve kabullerinin sistematik bir şekilde yapılabilmesini
sağlamak amacıyla;
-
Satın alınacak reasürans, saklama payı ya da azami limit hesaplaması
sonucu ihtiyaç duyulacak koruma miktarı ve doğru reasürans metodunun
belirlenmesi,
-
İhtiyaç duyulan reasürans korumaları için reasürörlerin seçimi ve bu
seçimlerde güvenilirliğin nasıl sağlanacağı,
-
Teminatların nasıl belirleneceği,
103
-
Reasürans programının nasıl izleneceği ve denetleneceği (raporlama ve
iç kontrol sistemi),
-
Reasürans anlaşmalarının dokümantasyonu vb.
unsurları içeren reasürans yönetimine ilişkin yazılı bir prosedür oluşturulması
ve şirketlerin bu reasürans stratejilerini reasürans anlaşmaları başladıktan
sonraki 2 ay içinde, yıllık olarak Hazine Müsteşarlığı’na sunmaları
öngörülmelidir.
Reasürans denetimine ilişkin olarak, uygulamada eksik olan başka bir
unsur da, yönetim kurulunun reasürans stratejisi kapsamındaki görevidir.
Mevzuat
kapsamında,
yönetim
kurulu
şirketin
her
türlü
reasürans
faaliyetinden ve sonuçlarından sorumlu olmasına rağmen, stratejinin
oluşturulması ve yönetimi aşamasında kurulun pasif durumda kaldığı
görülmektedir. Bu nedenle, mevzuatta düzenlemeler yapılarak, yönetim
kurulunun görevleri arasına; uygun reasürörlerin seçilmesi sorumluluğu ve
bütün hukuki ve düzenleyici gerekliliklerin sağlanması için şirketin reasürans
nedeniyle alacağı net riske ve anlaşılan reasürörden sağlanacak öngörülebilir
maksimum reasürans korumasına bazı limitler koyabilme yetkisi münhasıran
eklenmelidir. Ayrıca, şirket yönetim kurulu üyelerinin sigortacılık faaliyetlerini
analiz edebilmek için gerekli deneyime sahip olmaları zorunlu kılınabilir ve
kurulun daha aktif bir rol oynaması sağlanabilir. Yönetim kurulunca belirlenen
stratejinin uygun bir şekilde izlenmesi ve yürütülmesi için de Genel Müdürün;
-
İş alınan sigorta branşları, bu işlerin süresi ve koşulları ile sigorta branşına
göre toplam hasar tahminlerini içeren iş kabul prosedürünün belirlenmesi,
-
Reasürans ile koruma altına alınacak sigorta türleri ve tutarlarının
sınırlandırılması (sigorta şirketleri saklama paylarını belirledikten sonra,
reasürans aşamasında da bu tür sınırlamalar getirerek güvenliklerini
sağlamaktadırlar),
-
45
İhtiyari (fakültatif) reasürans koruması için kriterlerin belirlenmesi45
İhtiyari reasüransa genelde, bölüşmeli ve bölüşmesiz trete anlaşmalarında kapasiteyi
aşan ya da koruma dışında kalan miktarlar için başvurulduğundan ve işleminde de uzun
104
gibi unsurları içeren reasürans politikasının genel hatlarının belirlenmesinden
sorumlu tutulması gerekmektedir.
Oluşturulan stratejinin işleyip işlemediğinin ve sistemde aksaklıklar
olup olmadığının incelenmesi için şirket bünyesinde iç kontrol mekanizması
oluşturulmalıdır. Halihazırda sigorta ve reasürans şirketleri bünyelerinde iç
denetim birimi kurmakla yükümlüdürler; ancak, bahse konu iç denetim
birimleri,
görev
tanımları
yapıldığı
halde,
uygulamada
pek
etkin
çalışmamaktadır. Dolayısıyla, bu birimlerin, sigorta şirketleri için önem arz
eden reasürans stratejilerinin işleyişine dair gerekli analizleri yapıp kontrol
etmeleri için sorumlulukları önemle vurgulanmalıdır.
Mevzuatta yeteri kadar vurgulanmayan, iç denetim biriminin reasürans
stratejisinin incelenmesine dair görev tanımı; hasarların reasüröre düzgün ve
düzenli bir şekilde iletilip iletilmediğini, reasürörce hasar ödemelerinin düzgün
bir şekilde yapılıp yapılmadığını, reasürans sözleşmelerinin ve faaliyetlerinin
kanunlara uygun işleyip işlemediğini ve risklerin aktüeryal analizi sonucu
devirlerin uygun olup olmadığının kontrol edilmesini de içerecek şekilde
yeniden düzenlenmelidir. İç denetim birimince yapılan denetim sonucunda,
reasürans korumasının ve hasar ödeme sisteminin etkinliğine dair ayrıntılı
raporlar hazırlanarak yönetim kurulu ve Hazine Müsteşarlığı’na düzenli olarak
sunulması gerekmektedir.
Hazine Müsteşarlığı’nca yetkilendirilen denetçiler tarafından şirketlerin
yerinde denetimi yapılırken, şirketin reasürans ile ilgili iç muhasebe işlemleri
ile reasürans politikasındaki değişimler incelenmelidir. Denetçi, yukarıda
yönetim kurulu için belirtilen sorumlukların yerine getirilip getirilmediğini,
doğru
reasüransın
alınıp
alınmadığını
ve
doğru
reasürörün
seçilip
seçilmediğini analiz etmelidir. Hazine Müsteşarlığı, denetim sonucu çıkan
tablodan reasürans anlaşmalarında sigortalananların menfaatlerini tehdit
sürmesinden dolayı, şirketlerin reasürans stratejilerinde sonradan zorda kalmamaları için
ihtiyari reasüransa devredilecek miktarı önceden belirlemeleri gerekmektedir.
105
edecek unsurlar tespit ederse, bu durumun düzeltilmesini istemeye yetkili
olmalıdır.
Ayrıca, sigorta şirketleri üzerinde yapılan analizlerde, hasar fazlası
(excess of loss) reasürans anlaşmalarının sedan şirketi belli bir limiti aşan
hasarlara karşı koruduğu, ancak belli bir limitin altında kalan hasarların
adedinin artmasının sedana ağır yükler getirebileceği, bu reasürans sistemini
kullanan şirketlerin güçlü bir mali bünye ve özkaynak yapısına sahip olmaları
gerektiği
sonucuna
varılmıştır.
Şu
anki
mevcut
sermaye
yeterliliği
düzenlemesinde, riske dayalı sermaye hesabında reasürans riski mevcut
olmakla beraber, bu kalem sadece bölüşmeli reasürans anlaşmaları için
çalıştırıldığından, bölüşmesiz reasürans anlaşmalarından kaynaklanabilecek
mali bünye üstündeki ağır riskleri içermemektedir. Dolayısıyla, mevzuatta,
sigorta şirketlerinin sermaye yeterliliğini belirlerken, reasürans anlaşmalarının
mahiyetine göre reasüranstan alacakları için ek bir miktar sermaye
tutmalarını zorunlu kılacak bir hüküm eklenmeli ve tutulacak bu ek sermaye
miktarının, reasürans korumasının boyutuna ve anlaşılan reasürörün reyting
notuna dayanılarak belirleneceği ifade edilmelidir.
Son
olarak,
yürürlükteki
mevzuatta
sigortacıların
reasürörlerini
seçerken hangi kriterleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini açıklayan ve
reasürans anlaşması yapılmadan önce sigortacıların nasıl bir prosedür
izlemesi gerektiğini belirten bir rehber kılavuz bulunmamaktadır. Özellikle,
büyümeye çalışan ve piyasayı yeni tanıyan küçük sigorta şirketlerinin
bulunduğu Türkiye sigortacılık sektöründe, sigorta şirketlerinin reasürörlerini
daha iyi değerlendirebilmeleri için içeriği EK-14’te sunulan bir rehber
oluşturulabileceği düşünülmektedir.
6.2.
Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve
Denetlenmesine İlişkin Öneriler
Dünya reasürans piyasası sürekli geliştiğinden ve büyüdüğünden,
düzenleyici ve denetleyici otoriteler için reasüransın dolaylı denetimi yetersiz
kalmakta, dolayısıyla reasürans şirketlerinin yakından izlenmesi gerektiği
106
düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde de reasürans şirketlerinin
faaliyetleri düzenlenmekte ve denetlenmekte, ancak reasürörler sigorta
şirketleri ile aynı mevzuata tabi tutulduğundan ve mevzuat sürekli gelişen
piyasa şartlarının gerisinde kaldığından46, düzenleme ve denetim açısından
eksiklikler oluşmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin global reasürans
piyasasına entegrasyonu ve AB’ye uyum çalışmaları kapsamında, reasürans
şirketlerinin faaliyetlerinin ayrı bir mevzuat ile düzenlenmesi ve denetlenmesi
ihtiyacı doğmaktadır. Nitekim, Avrupa Komisyonunun 08.11.2006 tarihinde
yayımladığı 2006 Türkiye İlerleme Raporunda da, Türkiye’de reasürans
şirketlerinin
denetlenmesine
yönelik
özel
bir
mevzuatın
olmadığı
vurgulanarak, bu alandaki eksikliğe dikkat çekilmiştir.
Beşinci bölümde, Türkiye’de reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin
düzenlenmesi ve denetlenmesine ilişkin mevzuat kısmında, reasürans
şirketlerinin tabi olduğu mevzuat başlıklar halinde incelenmiştir. Dolayısıyla,
bu kısımda da söz konusu başlıklar üzerinden gidilerek analiz yapılacak ve
reasürans şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin düzenleme ve denetimin mevcut
düzenden ayrı olarak nasıl olması gerektiğine ilişkin öneriler getirilecektir.
6.2.1.
Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu, Yetkilendirilmesi, Ruhsat
Alması ve Ruhsat İptali
6.2.1.1.
Kuruluş ve Yetkilendirme
Yürürlükteki mevzuatta, şirketten kuruluş aşamasında; şirkete ait
bilgiler, belli bir ödenmiş sermaye ile kurulması, yapılabilirlik raporu ve
kuruculara ilişkin bilgi ve belgeler istenmektedir. Söz konusu bilgi ve belgeler
ile gerekli koşullar birçok AB ülkesi ile aynı standartlarda olsa da, bazı eksik
ve uyumsuz faktörler bulunmaktadır.
46
Dünyanın çeşitli ülkelerinde, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskleri ve
kırılganlıklarını göz önünde bulunduran daha detaylı düzenleme ve denetim unsurları
uygulanırken, ülkemizde bazı alanlarda halen standartlaşmış düzenleme ve denetim
unsurları bulunmaktadır.
107
İlk olarak, reasürans şirketlerinden kuruluş aşamasında minimum bir
ödenmiş sermaye marjı istenmesine dair ön koşulun gözden geçirilmesi
gerekmektedir. Zira, reasürans şirketlerinin sermaye yapısının kuvvetli olması
beklense de, sermaye ve özkaynak koşullarının kuruluş aşaması yerine,
ileride bahsedeceğimiz ruhsat alma aşamasında değerlendirmeye alınması
daha doğru olacaktır. Nitekim, incelenen ülke örneklerinde ve AB’de de esas
olan uygulama bu yöndedir. Faaliyette bulunulacak her bir branş için
özkaynak koşullarının belirlenmesi ile şirketlerin kapasiteleri ile orantılı
özkaynak tutmaları sağlanmış olacaktır.
İkinci olarak; EK-10’da bir örneği sunulan kuruluş ön izni içinde yer
alan yapılabilirlik raporunda (iş planı) aşağıdaki unsurların da bulunması
gerekmektedir:
-
İnsan kaynakları yapısının uygun olması,
-
Reasürans faaliyeti ile hangi tür risklerin kabul edildiği ve şirketin
reasürans sözleşmesi çeşitleri,
-
Reasürörün daha önce çalıştığı sigortacılar hakkında bilgiler,
-
Şirketin retrosesyon ve reasürans politikası hakkında bilgiler,
-
Şirketin etkin bir risk yönetim mekanizmasının olup olmadığına dair
bilgiler,
-
Şirketin muhasebe sistemine ilişkin bilgi,
-
Bilgi işlem altyapısının uygunluğuna ilişkin bilgi,
-
Şirket eğer bir şirketler grubuna dahil ise, grubun yapısı hakkında ayrıntılı
bilgi,
-
Minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar hakkında bilgi,
-
Teknik karşılıklar için mali kaynaklar,
-
Sermaye yeterliliği için mali kaynaklar,
-
Yatırım politikası ve şirketin varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler.
Yapılabilirlik raporuna eklenen yukarıdaki faktörlerden; risk yönetimi,
bağlı şirketin (captive reinsurance) grup yapısına ilişkin bilgilendirme,
minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar ve yatırım politikası çerçevesinde
varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler, yürürlükteki mevzuat açısından
yeni olan kavramlardır.
108
6.2.1.2.
Ruhsat Alma ve Ruhsat İptali
Mevcut mevzuattaki reasürans şirketlerinin ruhsat alma ve ruhsat iptali
prosedürleri incelendiğinde; izlenen prosedürlerin incelenen AB ülkeleri ve
diğer ülke örneklerinin uygulamaları ile hemen hemen aynı standartta olduğu,
ancak bazı eksikliklerin bulunduğu görülmektedir.
Ruhsat alma prosedürüne ilişkin olarak, kuruluş izni ve yetkilendirme
kısmında da ifade edildiği üzere, reasürans şirketleri ruhsat izni almak için
başvurduklarında, şirketlerden faaliyette bulunacakları branşlara göre yeterli
sermaye istenebilmeli ve reasürans şirketlerinin ödenmiş sermaye tabanları,
5 Milyon YTL’den47 az olmamak koşuluyla, kademe kademe Hazine
Müsteşarlığı’nca yükseltilebilmelidir. Örneğin, sermaye tabanı; eğer tek bir
hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 5 Milyon YTL’den, birden fazla
hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 10 Milyon YTL’den, hayat
branşında faaliyet gösterilecekse 10 Milyon YTL’den ve hem hayat hem de
hayat-dışı branşlardan bir ya da daha fazlasında faaliyet gösterilecekse 15
Milyon YTL’den az olmamak üzere belirlenebilir. Nitekim, 03.06.2007
tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Sigortacılık Kanunu
Tasarısı’nda da faaliyette bulunulacak branşlar için sermayenin 5 Milyon
YTL’den az olmamak üzere Hazine Müsteşarlığı’nca belirleneceği ifade
edilmiştir.
Diğer taraftan, AB müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında,
reasürans
prosedürün
şirketlerinin
ruhsat
oluşturulması
talebinin
değerlendirilmesine
gerekmektedir.
Bu
ilişkin
prosedürde,
bir
ruhsat
başvurusunun reddedileceği koşullar (kurucular ile yöneticilerin uygun
olmaması, iş planında belirtilen yükümlülüklerin karşılanmasında yetersiz
kalınması ve şirketin yeterli teknik altyapı ve insan kaynağına sahip
olmaması) belirtilerek, bütün prosedürün hem şirket hem de Hazine
Müsteşarlığı açısından daha şeffaf ve öngörülebilir olması sağlanmalıdır.
47
Söz konusu rakamlar AB düzenlemelerine uygun olarak belirlenmiştir.
109
İncelenen birçok AB ülkesi ve diğer ülke örneklerinde mevcut olup,
yürürlükteki mevzuatta eksik olan faktörlerden biri de prosedürlere ilişkin
sürelerdir. Reasürans şirketlerinin ruhsat talebinin kabulü ya da reddi için
öngörülen bir sürenin belirlenmesine yönelik olarak, düzenlenecek olan
mevzuatta “Şirketlere, ruhsat talebine ilişkin başvuru tarihinden itibaren 3 ay
içinde cevap verilir. Bu sürenin aşılmasına rağmen herhangi bir cevap
verilmemesi durumunda, talep onaylanmış kabul edilir.” şeklinde bir hükme
yer verilmesi yararlı olacaktır.
Son olarak, mevzuatta ruhsat iptaline ilişkin olarak birtakım maddi
gerekçeler belirlenmiş olsa da, bu gerekçeler sınırlı kalmaktadır. Ruhsat
iptalinin, şirkete müdahale sürecinde en son aşamalardan biri olduğu göz
önüne alınırsa, iptal kararının daha ayrıntılı değerlendirilebilmesi için iptale
ilişkin mevcut gerekçelere ek olarak aşağıdaki unsurlar da eklenmelidir:
-
Sermayenin %50’nin üzerinde azalması ve sermaye yeterliliği koşullarının
artık yerine getirilememesi,
-
Minimum garanti fonunda düzensizlikler oluşması,
-
Brüt primlerin %50’sinden fazlasının kaybedilmesi,
-
İş planında belirtilen hedeflerden ve planlardan uzaklaşılması.
6.2.2.
Hisse Edinim ve Devri İşlemleri
Yürürlükteki mevzuata göre reasürans şirketlerinin hisse edinim ve
devri ile portföy devri ve tasfiye işlemlerine ilişkin süreç bu çalışmada
incelenen ülkelerin mevzuatları kapsamında değerlendirildiğinde, söz konusu
üç mekanizmanın da AB ve diğer ülkelerdeki uygulamalar ile hemen hemen
aynı olduğu görülmüştür. Ancak, hisse edinim ve devri, ilerleyen kısımlarda
incelenecek olan grup içi işlemler ve bağlı reasürans şirketlerinin faaliyetleri
açısından da önemli olduğundan, bu sürecin inceleme ve onay prosedürünün
daha ayrıntılı olmasında fayda vardır. Özellikle, hisse edinimi ve devrine
ilişkin onay verilirken EK-12’de belirtilen hisse devri için gerekli koşullara ek
olarak, aşağıdaki unsurların da göz önüne alınması gerekmektedir. Bunlar;
110
-
Hisse edinen kişinin önceki iş tecrübelerinin, ilişkilerinin ve mali
kaynaklarının yeterli ve uygun olması,
-
Hisse edinenin şirket üzerindeki nüfuz ve hakimiyetini kendi çıkarı için
kullanıp kullanmayacağının analizi,
-
Hisse edinim ve devrinin, şirketin ticari çıkarları açısından, bağımsızlığını
bozup bozmayacağı,
-
Hisse edinim ve devrinden sonra, şirket organizasyon yapısının etkin
denetim fonksiyonlarını engelleyip engellemeyeceğidir.
Diğer taraftan, hisse ve portföy devri mekanizmalarında, şirketlerin
geleceğe dair öngörülerde bulunulabilmesi ve mevzuatta söz konusu
prosedürler için bir standardın yakalanabilmesi amacıyla, yapılan işlemlere
ilişkin süre kavramı çok önemlidir. İncelemelerin ve değerlendirmelerin
şirkete mevzuatta garanti edilen belli bir süre zarfında bildirilmesi, hem
şeffaflık hem de sorumluluk açısından gereklidir. Bu nedenle, düzenlenecek
olan mevzuatta Hazine Müsteşarlığı’nın “hisse edinim ve devri ile portföy
devrine ilişkin taleplerle ilgili değerlendirmesini 3 ay içinde yapıp onay ya da
red kararını şirkete bildirmesi gerektiği, aksi takdirde süre aşımında talebin
onaylanmış kabul edileceği” hükmü konmalıdır. Böylelikle, hem şirketin
Hazine Müsteşarlığı’na, hem de Hazine Müsteşarlığı’nın şirkete olan karşılıklı
sorumlulukları taahhüt edilmiş olacaktır.
6.2.3.
Kurumsal Yönetişim
Kurumsal yönetişim; şirket yöneticileri, yönetim kurulu, hissedarlar,
çalışanlar ve diğer paydaşlar arasındaki ilişkiler bütünüdür. Kurumsal
yönetişim, şirketin amaçlarının gerçekleştirilmesi için gerekli araçların ve
kaynakların sağlanmasını ve performansın izlenmesi ve devamı için etkin
işleyen
bir
organizasyon
yapısının
oluşturulmasını
amaçlamaktadır.
Dolayısıyla, kurumsal yönetişim; disiplin, şeffaflık, bağımsızlık, sorumluluk,
adalet ve sosyal sorumluluk kavramlarının yönetim aşamasında etkin
kullanılmasını gerektirmektedir. Altınbaş’a (2004, 128) göre, finansal krizlerin
ve şirket skandallarının arkasında yatan nedenler arasında kötü yönetim
olduğu görüşü, kurumsal yönetişim kavramını öne çıkarmıştır. Bu nedenle,
111
yatırım kararlarında finansal performans kadar, kurumsal yönetişim kalitesi
de dikkate alınmalıdır.
Reasürans şirketleri global anlamda değişik coğrafi bölgelerde
çalıştıkları ve farklı alanlardaki faaliyetleri nedeniyle riskleri çeşitli ve fazla
olduğundan, şirketlerin özellikle kurumsal yönetişim mekanizmalarının etkin
çalışması gerekmektedir.
Mevzuatta, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi ve
denetlenmesi kapsamında, şirket yöneticilerinin sorumluluklarına, şirket iç
denetim mekanizmasına, bağımsız denetime ve şirket aktüerinin görevlerine
yönelik
düzenlemeler
bulunmaktadır.
Ancak,
Hazine
Müsteşarlığı’nca
şirketlerin denetiminin daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayacak
kurumsal
yönetişim
altyapısı
maalesef
şirketlerce
düzgün
organize
edilememektedir. Kurumsal yönetişimin etkin işleyebilmesi, dolayısıyla da
denetim faktörlerinden maksimum derecede verim alınabilmesi için, yukarıda
sayılan
birimler
arasında
bir
sinerji
yaratılmasını
öngören
bazı
düzenlemelerin mevzuatta hükme bağlanması gerekmektedir. Bu nedenle,
reasürans şirketlerinde kurumsal yönetişimin geliştirilmesi için Hazine
Müsteşarlığı’nca söz konusu birimlerin sorumluluklarına ilişkin tanımların açık
ve net olarak yapılması gerekmektedir.
Söz konusu düzenlemeler yapılırken, Hazine Müsteşarlığı kendi
denetim araçlarını maksimum ve etkin bir şekilde uygulayabilmek için
kurumsal
yönetişimin
temel
unsurlarını
ve
birimlerin
karşılıklı
sorumluluklarına ilişkin asgari faktörleri belirlemelidir. Dolayısıyla, kurumsal
yönetişimde,
yapılacak
düzenlemelere
temel
olacak
yönetim
kurulu,
yöneticiler, denetim kurulu, profesyonel denetçiler ve aktüerler önemli bir
yere sahiptir.
Kurumsal yönetişim çerçevesinde, yönetim kurulu için;
-
Yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin faaliyetlerinde bağımsız
olması,
-
Kurulda finansal işlerde deneyim sahibi en az 1 bağımsız üyenin olması,
-
Genel Müdürün yönetim kurulunun doğal üyesi olmaması,
112
-
Şirketin maruz kaldığı risklerin analiz edilmesi, uygun ve düzgün işleyen
risk yönetimi ve iç denetim biriminin kurulması,
-
Şirkete uygun kurumsal yönetişim politikasının belirlenmesi,
-
Kurul
üyelerinin
reasürans
faaliyetlerine
yönelik
yeterli
bilgi
ve
tecrübelerinin olması
gibi yeni sorumluluklar ve koşullar öngörülmelidir.
Yukarıda bahsedildiği üzere, yönetim kurulu üyelerinin en az üçte
birinin faaliyetlerinde bağımsız olması koşulu getirilerek, yönetim kurulu
üyelerinin genel müdür hariç tümünün hissedarlardan oluşması şartı
kaldırılmalıdır. Ülkemizdeki uygulamada, yönetim kurulu üyeleri genellikle
şirkete sadece hissesi oranında katılan ve kar elde eden paydaşlar olarak
gözükmektedir. Ayrıca, reasürans faaliyetleri açısından deneyimli ve tecrübeli
olmadıklarından,
şirket
yönetimine
pek
bir
katkıları
olmadığı
gibi,
deneyimsizlikleri nedeniyle şirket yöneticileri tarafından da zaman zaman
yanlış yönlendirilmektedirler. Diğer taraftan, bazı durumlarda, hissedarlar
şirketleri kendi menfaatleri doğrultusunda, sermaye aktarımı için paravan
olarak kullanmakta ve şirketin geleceği açısından olumsuz sonuçlar
doğuracak işlemler gerçekleştirmektedirler. Bu nedenlerle, yönetim kurulunun
en az üçte birinin reasürans işini bilen bağımsız üyeler olmasında fayda
vardır.
Üzerinde durulması gereken diğer bir unsur da, reasürans şirketinde
yönetim ve icranın aynı birimde toplanmasının, kurumsal yönetişimin şeffaflık
ve bağımsızlık felsefesine ters düşmesidir. Özellikle de icranın denetlenip
faaliyetlerinin yönetim kurulunun değerlendirmesine sunulduğu hallerde,
yönetimde icranın en üst düzeydeki temsilcisinin (genel müdür) de yer alması
çelişki yaratmaktadır. Diğer taraftan, deneyimsiz ve bilgisiz yönetim kurulu
üyelerinin
karar
alma
sürecinde
genel
müdür
tarafından
yanlış
yönlendirilmeleri de şirket çıkarlarının zedelenmesine yol açabildiğinden,
yönetim ve icranın ayrılması kurumsal yönetişimin etkinliği açısından oldukça
önemlidir.
113
Yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarına eklenmesi önerilen diğer
bir yeni unsur da risk yönetimi biriminin kurulması ve işletilmesidir. Risk
yönetimi birimi; reasürans şirketinin maruz kaldığı iş yazma ve operasyonel
risk gibi risklerin analiz edilmesi ve yönetilmesinden sorumlu birimdir.
Reasürans şirketlerinin birçok farklı riske maruz kaldığı göz önüne alınarak,
yürürlükteki mevzuatta reasürans şirketleri için; risklerin belirlenmesi, analiz
edilmesi ve risk yönetimi mekanizmasının oluşturulması için risk yönetimi
biriminin oluşturulması ve bu birimin kararlarının yönetim kurulunca
onaylanması zorunlu tutulmalıdır.
Kurumsal yönetişimin iyi işleyebilmesi için mevzuatta görev ve
sorumlulukları sınırlı olan şirket denetçileri yerine bir şirket denetim kurulu
oluşturulmalıdır. Reasürans şirketinin faaliyetlerinin işleyişinin incelenmesi
amacıyla oluşturulan denetim kurulunun yapısı ile görev ve sorumlulukları da
aşağıdaki gibi olmalıdır:
-
Denetim kurulu üyelerinin en az üçte biri faaliyetlerinde bağımsız
olmalıdır.
-
Kurulda finansal işlerde deneyim sahibi en az bir bağımsız üye
bulunmalıdır.
-
Denetim kurulu, yönetim kuruluna denetlenen birimlerin etkinliği ve risk
yönetimi çerçevesinde yapılan analizler sonucu raporlar hazırlayarak
yardımcı olmalıdır.
-
Kurul, iç denetim ve dış denetim raporlarını düzenli olarak inceleyerek,
gerekli olan her unsurun bahsedildiğinden emin olmalıdır.
-
Kurul, iç ve dış denetimin bağımsızlığını incelemelidir.
-
Kurul
tarafından
muhasebe
sistemi
ile
iç
kontrol
ve
denetim
mekanizmasının etkin çalışması için politikalar üretilmelidir.
Kurumsal yönetişimin yukarıdan aşağıya doğru işleyişi çerçevesinde,
genel müdürün görevi de, reasürans faaliyetlerini mevzuata uygun olarak
oluşturulan amaçlar doğrultusunda yakından takip etmek ve yönlendirmek ve
yönetim kuruluna amaçların gerçekleştirilmesi ve iş planının işleyişine dair
önerilerde bulunmak olarak tanımlanmalıdır.
114
Mevzuatta, iç ve dış denetim mekanizmasının işleyişine ilişkin
düzenlemeler AB müktesebatı ve üye ülkelerin kendi mevzuatı ile büyük
oranda uyum içerisindedir. Ancak, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin
düzenlenmesine ilişkin bir mevzuat oluşturulurken, bu birimlerden oluşan
sistemin daha da güçlendirilmesine yönelik ek düzenleyici unsurlar
getirilebilir.
İç ve dış denetim mekanizmalarının uygulamada daha etkin ve
sorumlu çalışmalarını sağlamak ve bu birimlerin gerçek anlamda bağımsız
olmalarına
yapılmalıdır.
yönelik
İç
unsurların
ve
dış
gerçekleştirilmesi
denetim
birimlerinin
için
düzenlemeler
görevi,
sorumlulukları
çerçevesinde, objektif ve adil bir değerlendirme yapmak, hesapları
incelemek, şirketin Hazine Müsteşarlığı’na güvenilir veri göndermesini
sağlamak, şirketin faaliyetleri, risk yönetimi ve mali işlemleriyle ilgili özel
hususları incelemek ve raporlamak olmalıdır. Ayrıca, iç ve dış kontrol
mekanizmaları, şirket faaliyetlerini analiz ederlerken, yönetimin rolünü de
sorumlulukları çerçevesinde sorgulamalı ve mevzuat dışı uygulamaları direkt
olarak Hazine Müsteşarlığı’na raporlamalıdırlar.
Diğer taraftan, kurumsal yönetişim çerçevesinde iç kontrol ve bağımsız
dış denetim sistemlerinin etkin bir şekilde çalışmaları sağlanırsa, Hazine
Müsteşarlığı’nca görevlendirilen denetçiler tarafından reasürans şirketlerinin
periyodik olarak denetlenmesine de gerek kalmayabilir. Şirketin durumu
hakkında piyasada ya da mali göstergelerde oluşabilecek herhangi bir
olumsuzluk
durumunda
başvurulabilecektir.
Ancak,
denetçi
reasürans
görevlendirilerek
şirketlerinin
denetimi
denetime
yapılırken
aktüeryal hesapların incelenmesine yönelik bir aktüerin de görevlendirilmesi
gerekmektedir.
Son olarak, risk yönetiminin işleyişine ilişkin olarak; reasürans
şirketlerinin maruz kaldıkları riskleri analiz ederek risk yönetim modelleri
geliştirmek ve ileride değinilecek olan teknik karşılıkların aktüeryal metotlarla
hesaplamasını gerçekleştirmek üzere, reasürans şirketlerinin hem hayat hem
de hayat-dışındaki faaliyetlerinden sorumlu aktüer bulundurmaları zorunlu
tutulmalıdır.
115
6.2.4.
Grup İçi İlişkilerin ve İşlemlerin Denetimi
AB’de,
2005/68/EC
sayılı
Reasürans
Direktifi
ile,
reasürans
şirketlerinin bağlı oldukları grup şirketleri ile olan ilişkileri ve işlemleri özellikle
mercek altına alınmıştır. Dolayısıyla, AB’ye uyum sağlanabilmesi açısından,
düzenlenecek olan ikincil mevzuatta reasürans şirketlerinin grup içi
ilişkilerinin ve işlemlerinin denetlenmesine yönelik hükümlere yer verilmesi
gerekmektedir.
Hazine Müsteşarlığı, bir grup şirketine ait reasürans şirketlerinin mali
yapısının grup içi işlemlerden etkilenip etkilenmediğini anlamak için,
tamamlayıcı
denetim
yapabilmelidir.
Düzenlenecek
olan
tamamlayıcı
denetim, şirketlerin bilanço dışı işlemlerini48, likiditesini etkileyen faaliyetlerini,
yatırımlarını, retrosesyon işlemlerini ve masrafların paylaşım anlaşmalarının
tümünü içermesi gerekmektedir. Ayrıca, şirketlerin Hazine Müsteşarlığı’na bir
önceki mali yılda gerçekleşen önemli grup içi işlemleri ile ilgili olarak yılda bir
kez rapor sunmasının zorunlu tutulması gerekmektedir.
6.2.5.
Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler
Yürürlükteki mevzuatta, mevcut teknik karşılıklar ile AB mevzuatının
öngördüğü teknik karşılıklar karşılaştırıldığında, arada bazı farklılıklar
bulunduğu görülmektedir. Kazanılmamış Primler Karşılığı (Cari Rizikolar
Karşılığı), Hayat Matematik Karşılığı ve Muallak Hasar Karşılığı, AB
düzenlemelerinde de öngörülen uyumlu karşılıklardır. AB mevzuatında
öngörülen ancak mevzuatımızda mevcut olmayan karşılıklar ise; dengeleme
48
Bilanço dışı işlemler doğrudan bilanço içinde yer almadan şirketi kar zarar hesabı
aracılığıyla etkileyen işlemlerdir. Bilanço dışı işlemler genel olarak ikiye ayrılabilirler: 1)
Borç araçları (kredi taahhütleri-garanti ve taahhütler), 2) Türev ürünler (Forward, futures,
swap, opsiyon sözleşmeleri gibi işlemleri içerir.)
116
karşılığı49 ve ikramiyeler ve indirimler karşılığı50dır. İkramiyeler ve indirimler
karşılığı, şirketlerin ikramiye ve indirim uygulamasına gitmesi durumunda cari
yılın teknik sonuçlarına göre ayrılan karşılıktır. Dengeleme karşılığı ise kredi
sigortası (iflas, ihracat kredisi, mortgage kredisi, tarım kredisi ve kısmi ödeme
kredisi) ve katastrofik riskler için ayrılmaktadır.
AB Reasürans Direktifine uyum sağlanması amacıyla, reasürans
şirketlerinin
sedan
ve
retrosesyonerlere
karşı
yükümlülüklerini
karşılayabilmek için yeterli düzeyde teknik karşılık bulundurmaları ve AB
mevzuatının
öngördüğü
ancak
yürürlükteki
mevzuatta
yer
almayan
ikramiyeler ve indirimler karşılığı ile dengeleme karşılığı gibi teknik karşılıkları
da ayırmakla yükümlü olmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, reasürans şirketleri sigortacılara göre katastrofik risklere
daha çok maruz kaldıklarından, şirketler açısından katastrofik karşılıklar
büyük önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, reasürans şirketlerinin bu tür
katastrofik şokların etkilerine maruz kalmalarını önlemek için; şu an AB’de
kredi sigortası ve katastrofik riskler için ve bazı ülkelerde de dolu ve don
sigortaları için kullanılan dengeleme karşılığını ek bir rezerv olarak ayırmaları
zorunlu kılınmalıdır.
Hazine Müsteşarlığı, AB Reasürans Direktifinde öngörüldüğü üzere,
reasürans şirketlerinin kredi sigortası branşı (kredi ihracı, mortgage kredisi,
tarım kredisi ve kısmi ödeme kredisi) ve katastrofik risklere ilişkin dengeleme
rezervi ayırmasını zorunlu tutmalıdır. Dengeleme karşılığı hesaplaması da
yine 73/239/EEC sayılı AB Direktifinde belirtilen dört metottan biri olan ve
49
Şirketler açısından katastrofik olaylar veya hasar miktarındaki anormal artışlar nedeniyle
ilgili şirketlerin bilançolarına yansıyan olumsuz gelişmeleri önlemek amacıyla ayrılan
karşılıkları ifade eder.
50
30.12.2004 tarih ve 25686 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2005 tarihinde
yürürlüğe giren Sigortacılık Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ’de hesap planı
içerisinde dengeleme ve ikramiyeler ve indirimler karşılığı hesapları bulunmakla birlikte,
uygulamada bu karşılıkların hesaplanma zorunluluğu ile nasıl hesaplanacağına dair bir
açıklama olmadığından, bu karşılıklar şirketlerce hesaplanmamaktadır.
117
dengeleme karşılığı minimum miktarının51, son beş mali yıldaki yıllık
primlerden sesyonların düşülüp, reasürans kabullerinin eklenmesi sonrasında
kalan primlerin aritmetik ortalamasının %134’ü olacağı şekilde hesaplandığı
yöntemdir. Bu yöntemde, ayrılan karşılık minimum miktara ulaşana kadar,
her yıl teknik fazlanın (karın) %75’i karşılıklara eklenmelidir. Ancak, AB
mevzuatı çerçevesinde, kredi ve katastrofik risklere ilişkin reasüransta alınan
primler toplam primlerin %4’ünden veya 4.650.000 YTL52’den az ise,
reasürans şirketi Hazine Müsteşarlığı’nın izni ile dengeleme rezervi ayırma
sorumluluğundan muaf tutulabilmelidir.
Diğer taraftan, teknik karşılıklar açısından reasürans şirketlerinin
durumu sigortacılardan farklıdır. Portföyleri homojen olmadığı, riskler uzun
vadeli teminat altına alındığı ve sigortacıdan gelen bilgi akışında aksamalar
olduğundan, reasürörlerin teknik karşılıklarını izlemek çok önemlidir.
Dolayısıyla, reasürans şirketlerinin özellikle de muallak hasar karşılıklarına
yönelik denetim unsurları belirlenirken; şirketlerin gerçekleşmiş ancak rapor
edilmemiş (IBNR) karşılıklarını ayırırken aktüeryal hesaplamaları kullanmaları
zorunlu tutulmalıdır. Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı’nca reasürans şirketlerinin
uyguladıkları teknik karşılık metotları sıkı bir denetime tabi tutulmalı, şirketin
yeterli düzeyde teknik karşılık tutup tutmadığı iyi analiz edilmeli ve şirketlerin
teknik karşılıklarını hesaplarken, kredi, iş yazma, döviz kuru, yatırım ve
zamanlama gibi riskleri değerlendirip değerlendirmediğine dikkat edilmelidir.
Teknik karşılıklarla ilgili önemli bir başka unsur da karşılıkların
yatırılacağı varlıklardır. Hazine Müsteşarlığı, AB Reasürans Direktifindeki
düzenlemeye benzer bir şekilde, reasürans şirketinin teknik karşılıklarını
karşılayabilmesi için, aktif yapısının şirketin faaliyet unsurları ile ilgili, likit,
güvenli ve karlı yatırımlardan oluşmasını isteyebileceği gibi, ayrıca şirketin
ekonomik koşullara uyabilen bir aktif yönetiminin olmasını gerekli kılmalıdır.
51
Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenecektir.
52
2.500.000 Euro karşılığı olarak belirlenmiştir. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006
yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Euro 1,8604 YTL’ye karşılık gelmektedir.)
118
Reasürans işinin global bir iş olması nedeniyle, şirketlerin teknik
karşılıklarını yatıracakları varlıklara ilişkin detaylı kısıtlamalar getirilmesi fiilen
etkin olmayacağından; sigorta şirketlerinin teknik karşılıklarının yatırılacağı
varlıklar
için
reasürörlere
AB
sigortacılık
doğrudan
mevzuatında
uygulanması
öngörülen
doğru
sınırlamaların
olmayacaktır.
Nitekim,
2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi’nde de reasürans şirketlerinin
teknik karşılıklarını yatıracakları karşılıklara ilişkin sınırlamalar minimum
düzeyde tutulmuştur. Dolayısıyla, Hazine Müsteşarlığı AB mevzuatı ile
paralellik yakalamak amacıyla, reasürans şirketlerinin teknik karşılıklarını
karşılayan varlıklara aşağıda belirtilen belli oranlarda sınırlamalar getirebilir:
-
Brüt teknik karşılıkların en çok %30’unun teknik karşılıkların düzenlendiği
diğer bir para cinsinden varlıklara yatırılabilmesi,
-
Teknik karşılıkların en çok %30’unun düzenlenmiş bir piyasada işlem
görmeyen sırasıyla hisse senedi, tahvil ve bonoya yatırılabilmesi,
-
Varlıkların en fazla %5’inin aynı işletmeye ait hisse senedi, bono ve
sermaye piyasası enstrümanlarına ve en fazla %10’unun aynı yatırım
grubuna ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına
yatırılabilmesi.
6.2.6.
Yatırım Politikasına İlişkin Düzenlemeler
Reasürans şirketleri global olarak çalıştıklarından, farklı coğrafi
bölgelerden aldıkları risklere ilişkin yükümlülüklerini karşılamak için farklı para
birimlerinden yatırım yapmakta ve döviz riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
Bu nedenle, reasürans şirketleri için varlık-yükümlülük yönetimi çok
önemlidir.
Dolayısıyla,
yapılacak
mevzuat
düzenlemelerinde,
Hazine
Müsteşarlığı’nın reasürörlerin yatırım politikalarına sınırlı müdahale etme ve
politikalarını
denetleme
yetkisi
bulunmalıdır.
Reasürans
şirketlerinin
yatırımlarını farklılaştırmalarını sağlayabilmek için, şirketin tek yatırıma
yönlenmesi ya da belirli bir yüzdeden fazlasını tek varlığa yatırması
engellenmelidir.
Diğer
taraftan,
şirketin
varlık-yükümlülük
dengesinin
bozulmaması ve sermaye yeterliliği sıkıntısına girmemesi için, likit olmayan
spekülatif varlıklara yönelik yatırımları engellenebilir. Ana hatları çizilen bu
119
düzenleyici ve denetleyici yapının etkin işlemesi için ise, reasürans
şirketlerinin yatırım politikalarına ilişkin bilgilerin periyodik olarak istenmesi
faydalı olacaktır.
6.2.7.
Sermaye Yeterliliğine ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin
Düzenlemeler
Yürürlükteki mevzuatta, hem sigorta hem de reasürans şirketlerinin
sermaye yeterliliklerinin ölçülmesi için kullanılan hesaplama tekniği AB
düzenlemeleriyle uyumludur. Hatta gerekli sermaye hesaplama işlemi risk
esaslı faktörleri de içerdiğinden, AB düzenlemelerinin bir adım önündedir.
Beşinci
bölümde
de
bahsedildiği
üzere,
sermaye
yeterliliği
hesaplaması iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, AB’nin sermaye yeterliliği
uygulamasının aynısıdır. İkinci bölümde ise şirketlerin maruz kaldıkları
risklere göre gerekli sermaye hesabı yapılmaktadır.
AB’nin 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile getirdiği kurallar
çerçevesinde, daha önceden hayat ve hayat-dışı sigorta şirketleri için
uygulanan sermaye yeterliliği unsurları, hesaplama yöntemlerinde yapılan
ufak değişikliklerle reasürans şirketlerine adapte edilmiştir. Ancak, hayat
reasüransı
ile
uğraşan
şirketlerin
hayat-dışı
sermaye
yeterliliği
hesaplamasına tabi olması öngörülmüştür. Dolayısıyla, mevzuatta yapılacak
düzenlemelerle,
hayat
ve
hayat-dışında
faaliyet
gösteren
reasürans
şirketlerinin sermaye yeterliliklerini, AB tarafından ana hatları oluşturulan ve
mevzuatta mevcut olan hayat-dışı sermaye yeterliliği hesaplama metoduna
uygun olarak prim ve hasar esasına göre hesaplamaları gerekli görülmelidir.
Diğer taraftan, Direktifte de bahsedildiği üzere, yaşam ve vefat sigortası,
evlilik sigortası ve doğum sigortası yatırım fonları ile yakından ilişkili
olduğundan, hayat reasüransı sermaye yeterliliği hesaplamasında hayatdışında uygulanan teknik yerine, hayat sigorta şirketleri için uygulanan
tekniğin kullanılmasına izin verilmelidir.
Öte yandan, AB mevzuatından bağımsız olarak, mevcut sermaye
yeterliliği hesaplamasının ikinci bölümünde, reasürans şirketlerinin maruz
120
kaldıkları riskler göz önüne alınarak, riske göre gerekli sermaye hesaplaması
kısmında reasürans şirketleri için ayrı bir düzenleme oluşturulması
gerekmektedir.
Reasürörlerin aktif riskine sigorta şirketlerinden daha fazla maruz
kalabilecekleri göz önüne alınarak, aktif riski kısmında bulunan yatırıma
yönlendirilecek varlıkların ağırlıkları arttırılabilir. Ayrıca, grup içi ilişkiler
reasürörler için daha riskli olduğundan, reasürans şirketinin kendi sermaye
grubuna ait hisse senetlerinin katsayısı da yükseltilmelidir.
Muallak hasar karşılık riskinde ise, reasürörler için önem arz eden ve
yükümlülükleri diğer branşlara göre daha ağır olan; hayat, hukuksal koruma
ve kredi sigortaları ile katastrofik riskleri içeren yangın ve tarım branşlarında
katsayıların sigortacılara uygulanan katsayılardan daha büyük olması
gerekmektedir.
Yazım riski ise retrosesyon işlemlerinin riskini ölçtüğünden; yine
özellikle yangın, kredi, hukuksal koruma ve tarım branşlarında katsayıların
yükseltilmesi gerekmektedir.
Reasürans şirketlerinin asli görevlerinden biri varlık-yükümlülük
dengesinin kurulması olduğundan, bu dengeyi etkileyen faiz ve kur riski,
reasürörlerin yatırım politikaları için oldukça önemlidir. Dolayısıyla, reasürans
şirketleri için faiz ve kur riskinin katsayısının arttırılması daha uygun olacaktır.
Son olarak, AB Reasürans Direktifi ile reasürans şirketleri için
öngörülen bir diğer düzenleme de minimum garanti fonu ayrılması
yükümlülüğüdür. Bu çerçevede, mevzuatımızda yapılacak düzenlemelerle,
reasürans şirketlerinin gerekli sermaye yeterliğinin en az 1/3’ü kadar garanti
fonu ayırmaları gerekli kılınabilir.
6.2.8.
Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler
Yürürlükteki mevzuatta, reasürans şirketlerinin mali bünyelerinin
güçlendirilmesine ilişkin aşamalı tedbirler zinciri mevcut olsa da, AB mevzuatı
ile karşılaştırıldığında bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Mali bünyenin
121
güçlendirilmesine ilişkin tedbirler mevzuatta iki aşamadan oluşmaktadır.
Ancak daha etkin bir müdahale süreci oluşturulabilmesi için, bu sürecin üç
aşamadan oluşması ve aşağıda bahsedilen şekilde formüle edilmesi
gerekmektedir.
Yürürlükteki mevzuatta, mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin ilk
aşama, şirketten mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin tedbirleri almasını
içermektedir. Halbuki, bir reasürans şirketinin gerekli sermaye yeterliliği
garanti fonunun altına düşer ve şirket teknik karşılıklarını ve yükümlülüklerini
karşılamayacak duruma gelirse, Hazine Müsteşarlığı ilk olarak şirketten
gerekli önlemlerin alınması için bir finansal plan sunmasını istemelidir. Söz
konusu finansal yapılanma programı, en az üç yıllık süreyi kapsayacak
şekilde hazırlanmalı ve aşağıdaki unsurları içermelidir:
-
Yönetim gideri tahminleri,
-
Öngörülen gelir ve harcamaların ayrıntılı planı,
-
Karlılık-sermaye tahminleri,
-
Bilanço tahminleri,
-
Yükümlülükler
ve
gerekli
sermaye
için
finansal
kaynak
yaratma
çalışmaları,
-
Retrosesyon politikaları.
Bu plan şirketin maruz kaldığı risklere ve olumsuzluklara göre
çeşitlendirilerek üç ana gruba ayrılabilir. Teknik karşılıklar yetersiz olduğu
zaman şirket Hazine Müsteşarlığı’na bir kısa mali durum planı, sermaye
yeterliliği yetersiz olduğu zaman iyileşme planı, garanti fonu yetersiz
olduğunda ise mali durum planı sunabilir.
Uygulamada, şirketlerin sermaye yetersizliği içinde oldukları tespit
edildiğinde, şirketlerden bir sermaye artırım ve ödeme planı sunulması
istenmektedir. Ancak, bu plan yukarıda bahsedilen finansal planın bir parçası
olduğundan ve kapsamlı olmadığından, tek yönlü bir önlem gibi olmakta ve
tam
anlamıyla
verim
alınamamaktadır.
Bu
nedenle,
mali
bünyenin
güçlendirilmesini teminen ilk olarak şirketten kapsamlı bir finansal plan
122
istenerek, şirketin mali bünyesini düzeltmesi ve yeniden yapılanması için
olanak sağlanmalıdır.
Yukarıda sayılan olumsuzlukların alınan tedbirlere rağmen devam
ettiği anlaşıldığında, şirketin;
-
Varlıklarının serbest tasarrufu sınırlanabilir.
-
Mali durumunu ve likiditesini güçlendirecek önlemler alması istenebilir.
-
Gerekli sermaye yeterliliği için sermayesini arttırması gerekli görülebilir.
-
Retrosesyon politikasına müdahalede bulunulabilir.
Yukarıda bahsedilen tedbirler çerçevesinde, şirkete mali bünyesindeki
olumsuzlukları gidermesi için zaman tanınmalıdır. Eğer şirket gerekli
tedbirleri belirlenen süre içerisinde yerine getiremez ya da getirmede isteksiz
davranır, mali bünyesindeki olumsuzluklar devam eder ve ödemelerini
yapamama riski oluşursa, Hazine Müsteşarlığı’nca şirketin;
-
Yönetici birimlerinde değişiklik yapılmasına,
-
Reasürans sözleşmesi yapması yetkisinin kaldırılmasına ve ruhsatının
iptaline veya
-
Portföyünün devrinin yapılmasına
karar verilmesi gerekmektedir.
Mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin 3 aşamalı bir prosedür
oluşturularak, hem standartlaşmış bir tedbir süreci tanımlanmış olacak, hem
de AB mevzuatı ve AB ülkelerinin uygulamaları ile paralellik sağlanacaktır.
6.2.9.
ART Mekanizmasına (Özel Amaçlı Araçlar ve Finansal
Reasüransa) İlişkin Düzenlemeler
2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile yürürlükteki mevzuatta
denetimi öngörülmeyen Alternatif Risk Transferi (Alternative Risk TransferART) ve finansal reasürans mekanizmalarına ilişkin standartlaştırılmış
düzenleme
ve
denetim
mekanizmalarının
vurgulanmıştır.
123
oluşturulması
gerektiği
Mevcut durumda, ART mekanizmaları sigorta ve reasürans piyasamız
için çok yeni mekanizmalardır. Ancak, finansal piyasalardaki gelişmeler
sigorta ve reasürans piyasası için Alternatif Risk Transferi mekanizmalarına
olanak
sağlayacağından,
buna
ilişkin
faaliyetlerin
düzenlenmesi
ve
denetlenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bahse konu Direktif çerçevesinde, ART mekanizmaları arasında yer
alan finansal reasürans ve Özel Amaçlı Araç (Special Purpose Vehicle SPV)
faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesine
ilişkin
koşulların
belirlenmesi
reasürans
şirketlerinin
gerekmektedir.
Finansal
reasürans
işlemleri
yapan
faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin olarak, şirketlerin aşağıda belirtilen
gerekli unsurları yerine getirmeleri zorunlu tutulmalıdır:
-
Finansal Reasürans sözleşmelerinde yatırıma yönlendirilecek riske ve
sözleşmenin genel hatlarına ilişkin bilgi sunulması,
-
Güçlü muhasebe sistemi, iç denetim mekanizması ve risk yönetimi
olması,
-
Yeterli miktarda teknik karşılıkların ayrılması,
-
Yapılan reasürans işine ve hasar işlemlerine göre likiditenin ve karlılığın
korunmasını teminen teknik karşılıkların yatırılacağı varlıkların uygun
olması.
Ayrıca, finansal reasürans işlemleri yapan reasürans şirketlerinin de,
Direktif doğrultusunda gerekli sermaye yeterliliği ve garanti fonu hesaplaması
yapmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, Direktif, üye ülkelerin düzenleme ve denetim politikaları
çerçevesinde, Özel Amaçlı Araç (SPV) piyasasının oluşturularak yeni bir
rejimin kurulmasını hedeflemektedir. Dolayısıyla, Direktifin öngördüğü şekilde
Özel Amaçlı Araç oluşturulması için Hazine Müsteşarlığı’ndan yetki izni
alınmalı ve bu araçların işleyişine ilişkin koşullar Hazine Müsteşarlığı’nca
belirlenmelidir. Ancak, oluşturulacak bu yeni rejimin etkili bir denetim
mekanizması ile kontrol edilmesi gerekmektedir. Özel Amaçlı Araçlar için
gerekli koşulların belirlenmesine geçmeden önce, bu mekanizmada devlet
124
kontrolünün
güçlendirilmesi
için
yatırım
ilişkilerinin
bağımsız
finans
kuruluşlarınca yapılması gerektiğini vurgulamakta fayda vardır. Böylelikle,
ihraç edilen borç ile alacak arasındaki dengeyi reasürans şirketi yerine
bağımsız bir kuruluş ayarlayacak, dolayısıyla da reasürörün yatırımcılara geri
ödemesinde sorun çıkması engellenmiş olacaktır.
Direktifte
belirtilen
asgari
koşulların
sağlanması
için,
Hazine
Müsteşarlığı’nca Özel Amaçlı Araç faaliyetinde bulunacak şirketler için bir
yetki formu oluşturulmalı ve bu form ile şirketin iyi bir yönetiminin ve yeterli bir
iç kontrol mekanizmasının ve risk yönetiminin olup olmadığı ile muhasebe
standartlarının uygulanışı incelenmelidir. Yetkilendirmeye yönelik olarak,
aşağıda ayrıntılı olarak anlatılacak esas ayrıntılar formu ile kontrol ve
denetim formunun doldurulması ve iş planının hazırlanması zorunlu
tutulmalıdır.
Esas ayrıntılar formu; sözleşmenin detaylarına (avukat, hukuki
danışman, denetçi), şirketin hukuki şekline (tüzel kişiliğinin olması), grup
yapısına ve yönetim organları ile iş profiline ilişkin bilgileri içermelidir. Kontrol
ve denetim formunda ise, Özel Amaçlı Aracın faaliyetlerini yönetecek ve
denetleyecek kişiler hakkında bilgi verilmelidir. Son olarak, şirketin iş planı
aşağıdaki unsurları içermelidir:
-
SPV’nin amaçları, koruma altına alınacak riskler ve şirketin yapısı ve
sorumluluklarına ilişkin bilgi,
-
SPV’nin tam olarak fonlandığına dair mali projeksiyonlar; varlıkların,
operasyonel maliyetler hesaba katıldığında öngörülebilir senaryolar
dahilinde yükümlülüklerden fazla olup olmadığı,
-
SPV operasyonlarına bağlı anlaşmaların hukuki olarak etkin olduğuna dair
bağımsız hukuki onay,
-
Yeterli iç kontrol mekanizmasının olması,
-
SPV tarafından ileride gerçekleştirilebilecek yeni iş alanlarının, yetki
aşamasında geniş bir taahhüt ile önceden ortaya konması,
-
SPV işlemlerinden kaynaklanan risklerin detayları.
125
Özel
Amaçlı
Araç
faaliyetinde
bulunacak
şirketlerin
Hazine
Müsteşarlığı’nca yetkilendirilme süreci kısa (maksimum 2 ay) olmalı ve
yetkilendirme,
şirketin
denetçisi
ve
hukuki
danışmanlarının
görüşleri
doğrultusunda yapılmalıdır.
SPV bir sigorta ya da reasürans şirketi olmadığından, SPV için,
varlıkların her zaman yükümlülüklere eşit ya da fazla olmasını zorunlu kılan
basit bir sermaye yeterliliği kuralı uygulanmalıdır. Şirket eğer Türkiye’de
faaliyet gösteriyor ise, SPV’nin denetimi, aynı sigorta ve reasürans
şirketlerinin faaliyetlerinde olduğu gibi, Hazine Müsteşarlığı’nca yapılmalıdır.
6.2.10. AB’ye Üye Ülkeler ile İletişim ve Bilgi Alışverişi
AB Reasürans Direktifi ile reasürans şirketlerinin AB sınırları içerisinde
özgür ve serbestçe faaliyette bulunması için tek pasaport sistemi
geliştirildiğinden, üye ülkelerin yetkili otoritelerinin reasürörlerin faaliyetlerini
etkin bir şekilde izleyebilmesi için birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmaları
gerekli kılınmıştır. Dolayısıyla, bu aşamada AB üye ülkeleri ile imzalanacak
olan karşılıklı bilgi alışverişi ve işbirliği anlaşmaları çerçevesinde, AB
ülkelerinin yetkili denetim otoriteleri ile iletişim ve bilgi alışverişine olanak
sağlayan bir mekanizmanın oluşturulmasıyla, şirketlerin yetkilendirilme ve
denetlenme aşamalarında bilgi paylaşımı yoluna gidilerek, etkin bir
değerlendirme ve gözetim yapılabilecektir.
126
BÖLÜM 7.
SONUÇ
Reasürans, sigortacılık ve reasürans piyasası için önemli bir risk
transfer yöntemi olduğundan, bu piyasalarda faaliyet gösteren şirketlerin
birtakım olumsuzluklara maruz kalmalarının önlenmesini teminen, reasürans
denetiminin etkin ve düzgün bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Reasürans denetiminin iki ayağı bulunmaktadır. İlki, sigorta şirketleri
üzerinden yapılan reasüransın dolaylı denetimi, diğeri ise reasürans
şirketlerinin direkt denetimidir.
Sigorta şirketlerinde reasürans denetimi (dolaylı reasürans denetimi)
kapsamında; şirketlerin reasürans programları ve reasürans devirleri
incelenerek, gerekli görülürse şirketin reasürans politikasına belli ölçülerde
müdahalede bulunulmaktadır. Bunların yanı sıra, dolaylı denetimde, bazı
parametrelerin yardımıyla hem sigorta şirketlerinin reasürans stratejilerinin ve
korumalarının yeterliliği kontrol edilebilmekte, hem de reasürör hakkında elde
edilemeyen bazı bilgiler sigorta şirketleri üzerinden alınabilmektedir.
Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi (direkt reasürans
denetimi) de reasürans denetiminin etkin bir şekilde yapılabilmesini sağlayan
diğer bir unsurdur. Sigorta şirketlerinin bilgi yetersizlikleri yüzünden piyasa
belirsizliklerinden olumsuz etkilenmelerini önlemek, sigorta ve reasürans
piyasasında oluşabilecek sistemik riskleri minimuma indirmek ve piyasada
güven
ve
itibarı
arttırmak
için
reasürans
şirketlerinin
denetlenmesi
gerekmektedir. Nitekim, direkt reasürans denetimine yönelik olarak yapılan
çalışmalardan en önemlisi olarak görülen AB’nin reasürans faaliyetlerinin
düzenlenmesi ve denetlenmesine yönelik olarak 2005 yılında çıkardığı
2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile de, topluluk hukukunun sigorta ve
reasürans düzenlemeleriyle ilgili kısımları uyumlaştırılarak, düzgün işleyen bir
reasürans piyasası oluşturulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak, söz konusu
127
Direktif ve IAIS ve OECD başta olmak üzere uluslararası alanda
gerçekleştirilen çalışmaların etkisi ve gelişen piyasa koşulları altında sigorta
şirketleri üzerinden yapılan dolaylı reasürans denetiminin yetersiz kalması
nedeniyle, reasürans şirketlerinin aynı sigorta şirketleri gibi ayrı bir
düzenleme ve denetime tabi olması gerektiği görüşü giderek ağırlık
kazanmıştır.
Türkiye’de ise, dolaylı reasürans denetimine ilişkin olarak, sigorta
şirketlerinin saklama payı tablolarının tasdik edilmesi işleminin günümüzde
artık kullanılmaması, ayrıca şirketlerin aldıkları yükümlülükler için yeterli
kaynakları olup olmadığına ilişkin olarak verdikleri bilgilerin denetim
mekanizmasının gerektiği gibi yapılması için yetersiz kalması nedeniyle,
şirketlerin reasürans politikalarının denetimine ilişkin yeni düzenlemeler
yapılması gerekli hale gelmiştir. Direkt reasürans denetiminde ise, reasürans
şirketlerinin
faaliyetlerinin
denetlenmesine
ilişkin
bazı
uygulamalar
yürütülmekle birlikte, reasürörlerin sigorta şirketleri ile aynı mevzuata tabi
tutulmaları nedeniyle, uygulamada düzenleme ve denetim açısından bazı
eksiklikler oluşmakta ve mevcut mevzuat yetersiz kalmaktadır.
Bu nedenlerle, Türkiye’de reasürans denetimine ilişkin öneriler
oluşturularak, mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu amaca
yönelik olarak, bu çalışmada AB ile Almanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti,
Norveç, Avustralya ve ABD’nin mevzuat ve düzenlemeleri incelenerek,
sigortacılık sektöründe sürdürülmekte olan uygulamalardan elde edilen
deneyim ve birikimlerden de yararlanılarak, Türkiye’de reasürans denetiminin
nasıl olması gerektiğine dair öneriler geliştirilmiştir. Bu kapsamda, reasürans
denetimi hem sigorta şirketlerinin reasürans işlemlerini hem de reasürans
şirketlerinin faaliyetlerini kapsadığından, öneriler de bu iki unsuru içerecek
şekilde derlenmiştir.
Dolaylı reasürans denetimi kapsamında, Türkiye’de sigorta şirketlerinin
reasürans politikalarının tam ve düzgün bir şekilde denetlenebilmesi için,
şirketlerin reasürans politikalarının ve stratejilerinin hem kuruluş ve
yetkilendirme aşamasında, hem de yetkilendirme sonrasında incelenmesi
gerekmektedir. Kuruluş aşamasında talep edilen “Yapılabilirlik Raporu”
128
içerisinde reasürans stratejisine ilişkin gerekli unsurların bulunması zorunlu
kılınmalıdır. Kuruluş aşamasından sonra ise; şirketler reasürans işlemlerinin
yönetimine dair kendi bünyelerinde bir reasürans stratejisi yönetimi
geliştirmeli, oluşturulan bu sisteme yöneticilerin aktif olarak katılmasını ve
sistemin işleyip işlemediğinin periyodik olarak denetlenmesini sağlamalıdır.
Direkt reasürans denetimi alanında ise, reasürans şirketlerinin
faaliyetlerine ilişkin olarak; yetkilendirme, ruhsat prosedürü, hisse edinim ve
devri, kurumsal yönetişim, grup içi işlemlerin denetimi, teknik karşılık ve
sermaye yeterliliği hesaplaması, mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin
prosedür ve Alternatif Risk Transferi ve finansal reasürans mekanizmalarının
işleyişine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
Kuruluş ve yetkilendirme aşamasında reasürans şirketlerinden istenen
minimum ödenmiş sermaye marjının kuruluş aşaması yerine ruhsat alma
aşamasında değerlendirmeye alınması ve yine kuruluş aşamasında gerekli
görülen yapılabilirlik raporunda risk yönetimi, bağlı şirketin (captive
reinsurance) grup yapısı, minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar ve
yatırım politikası çerçevesinde varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgilerin
sunulmasına
yönelik
yeni
hükümlerin
mevzuata
adapte
edilmesi
gerekmektedir.
Ruhsat prosedürüne ilişkin olarak, şirketler ruhsat izni almak için
başvurduklarında, şirketlerden faaliyette bulunacakları branşlara göre yeterli
sermaye istenebilmeli ve faaliyet alanlarına göre ödenmiş sermaye alt limitleri
oluşturulmalıdır.
Hisse edinim ve devri işlemleri, grup içi ilişkiler ve bağlı reasürans
şirketlerinin faaliyetleri açısından önemli olduğundan, bu işlemlerin grup içi
ilişkiler açısından analiz edilmesi ve etkilerinin öngörülebilmesi için, hisse
edinim ve devrinin incelenmesi aşamasının daha ayrıntılı yapılması
gerekmektedir.
Reasürans şirketleri farklı alanlardaki faaliyetleri nedeniyle çeşitli
risklere
maruz
kaldıklarından
ve
Türkiye’de
şirketlerin
en
kronik
sorunlarından biri kötü yönetim olduğundan; reasürans şirketlerinin kurumsal
129
yönetişim mekanizmalarının iyi çalışması gerekmektedir. Kurumsal yönetişim
yapısının düzgün işleyebilmesi için yönetim kurulunun yapısına ilişkin
düzenlemelere gidilmelidir. Yönetim Kurulu üyelerinin reasürans faaliyetleri
açısından deneyimli ve tecrübeli olmadıkları ya da şirketi kendi menfaatleri
doğrultusunda kullandıkları durumlarda şirketin geleceği açısından olumsuz
sonuçlar oluşabileceğinden, yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin
faaliyetlerinde bağımsız olması koşulu getirilerek, yönetim kurulunun
tamamen hissedarlardan oluşması şartı kaldırılmalıdır. Diğer taraftan,
reasürans şirketinde yönetim ve icranın aynı birimde toplanması kurumsal
yönetişim mekanizmasının işleyişini engelleyebileceğinden, genel müdürün
yönetim kurulunda yer almamasında yarar görülmektedir. Ayrıca, kurumsal
yönetişimin etkin işleyebilmesi için, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları
riskler çerçevesinde risk yönetim birimleri oluşturmaları ve bu birimin
işleyişinin şirket aktüeri ve iç ve dış denetim mekanizmaları ile desteklenmesi
gerekmektedir.
Grup içi işlemlerin denetimi kapsamında, bir grup şirketine ait
reasürans
şirketinin
bilanço
dışı
işlemlerinin,
likiditesini
etkileyen
faaliyetlerinin, yatırımlarının, retrosesyon işlemlerinin ve masrafların paylaşım
anlaşmalarının periyodik olarak denetlenmesi uygun olacaktır.
AB Reasürans Direktifine uyum sağlanması amacıyla, yürürlükteki
mevzuatta yer almayan ikramiyeler ve indirimler karşılığı ile dengeleme
karşılığı gibi teknik karşılıkların da karşılık olarak ayrılması öngörülmelidir.
Reasürans şirketleri sigortacılara göre katastrofik risklere daha çok maruz
kaldıklarından,
dengeleme
rezervi
ayırmaları
bu
yönden
de
önem
taşımaktadır. Diğer taraftan, şirketlerin kendi bünyelerinde oluşturdukları
aktüeryal metotlarla teknik karşılıklarını hesaplamaları ve uygulanan bu
hesaplama
metotlarının
sıkı
bir
denetime
tabi
tutularak
sonradan
oluşabilecek olumsuz koşulların minimuma indirilmesi için gerekli tedbirler
alınmalıdır.
Reasürans global bir iş olduğundan, şirketlerin teknik karşılıklarını
yatıracakları varlıklara ilişkin sınırlandırmalar getirilmesi yerine, reasürans
şirketinin teknik karşılıklarını karşılayabilmesi için, aktif yapısını likit, güvenli
130
ve kârlı yatırımlardan oluşturması gerekmektedir. Diğer taraftan, reasürans
şirketleri faaliyetleri itibariyle döviz riski ile karşı karşıya kaldıklarından, varlıkyükümlülük yönetimi oluşturmaları zorunlu kılınmalıdır.
Mevcut sermaye yeterliliği hesaplamasındaki “riske göre gerekli
sermaye hesaplaması” yönteminde, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları
riskler göz önüne alınarak, reasürans şirketleri için ayrı bir düzenleme
oluşturulması gerekmektedir. Reasürans şirketleri sigorta şirketlerine göre
aktif riski ve faiz-kur riskine karşı daha kırılgan olduklarından ve bu şirketlerin
riskli branşları farklı olduğundan, muallak hasar karşılık riski ve yazım riski
katsayılarının daha yüksek tutulması gerekmektedir.
Yürürlükteki mevzuatta, reasürans şirketlerinin mali bünyelerinin
güçlendirilmesine ilişkin tedbirler zinciri 2 aşamalı olduğundan; daha etkin bir
müdahale süreci oluşturulmasını teminen, bu tedbirler zincirinin 3 aşamadan
oluşacak şekilde formüle edilmesi gerekmektedir. İlk olarak şirketten gerekli
önlemlerin alınması için finansal yapılanma programı istenmeli, daha sonra
diğer aşamalara geçilmelidir.
2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi ile öngörülen ancak
yürürlükteki mevzuatta denetimi öngörülmeyen Alternatif Risk Transferi ve
finansal
reasürans
işlemlerine
ilişkin
standartlaştırılmış
denetim
mekanizmalarının oluşturulması için gerekli koşullar belirlenmelidir.
Diğer taraftan, Türkiye’de düzgün işleyen ve etkin bir reasürans
denetimi
mekanizmasının
oluşturulabilmesine
yönelik
olarak
önceki
bölümlerde detaylı olarak işlenen ve yukarıda kısaca özetlenen önerilerin
sigorta ve reasürans şirketlerine muhtemel etkilerinin incelenmesi ayrı ve
detaylı bir çalışma konusu olarak değerlendirilmektedir. Yine de, çalışmanın
bu son kısmında söz konusu etkilerle ilgili genel bir değerlendirme
yapılmasında fayda görülmekte olup, bu değerlendirmeler aşağıda kısaca
özetlenmektedir.
Sigorta şirketlerinde dolaylı reasürans denetimine ilişkin geliştirilen
öneriler
sonucunda,
denetleneceğinden,
şirketlerin
şirketler
reasürans
reasürans
131
politikaları
stratejilerine
detaylı
ve
olarak
reasürans
korumalarına ilişkin kararlarında daha ihtiyatlı olacak ve reasürans stratejileri
daha güçlü olacaktır. Diğer taraftan, reasürans stratejilerinin belirlenmesi
sürecine yönetim kurulunun dahil edilmesi ve bu stratejilerin etkinliğinin iç
kontrol mekanizması tarafından aktif bir şekilde değerlendirilmesi sonucunda,
sigorta
şirketleri
giderek
daha
düzgün
reasürans
stratejilerine
kavuşacaklardır.
Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin geliştirilen
öneriler sonucunda ise; mevcut yapının aksine, reasürans şirketlerinin
yükümlülükleri daha da artacaktır. Kuruluş ve yetkilendirme aşamasındaki
şartların yerine getirilmesi kapsamında, şirketlerin bünyelerinde risk yönetim
mekanizmaları oluşturmaları zaman alacağından bu süreç biraz sancılı
geçebilecektir. Ancak, risk yönetimi mekanizmasının oluşturulması, şirketin
bireysel olarak maruz kaldığı riskleri tespit ederek, bu risklerin yönetimine
ilişkin politikalar oluşturulmasına olanak sağlar ve bunun sonucunda da
şirketin kurumsal ve mali yapısındaki kırılganlıklar azaltılabilir.
Kurumsal yönetişim kapsamında geliştirilen öneriler sonucunda,
yönetim kurulunun yapısına ilişkin düzenlemelere şirketlerin adapte olması
zaman alacaktır. Yönetim kurulu üyelerinin bir kısmının bağımsızlığına ve
genel müdürün yönetim kurulunun doğal üyesi olmaması gerektiğine ilişkin
yapılacak düzenlemelerin ilk başlarda şirketlerin hissedarları ve yöneticileri
başta olmak üzere sektörden tepki alma olasılığı yüksektir. Ancak, zamanla
bu düzenlemeler yerine oturacağından, kurumsal yönetişim mekanizması
daha etkin işleyecek ve kötü yönetim politikalarının olumsuz etkileri
azalacaktır.
Reasürans şirketlerinin teknik karşılıklarına ilişkin geliştirilen öneriler
sonucunda, şirketler mevcut duruma göre bir miktar daha fazla yükümlülük
altına gireceklerdir. Mevcut mevzuatta uygulaması olmayan dengeleme
karşılığı kapsamında ek rezerv tutma yükü artacağından, şirketlerin mali
bünyelerinin
şirketlerin
etkilenmesi
karşılıklarını
kaçınılmazdır.
aktüeryal
Ayrıca,
olarak
yapılan
düzenlemeler
hesaplamalarını
zorunlu
kılacağından, şirketlerin teknik altyapıları aktüeryal hesaplama modelleri
oluşturulması için yetersiz kalacak ve şirketler zorlanacaktır. Dolayısıyla,
132
teknik karşılıklara ilişkin şirkete özgü modellerin oluşturulması zaman
alacaktır.
Diğer
taraftan,
şirketler
tarafından
oluşturulan
karşılık
hesaplamalarına ilişkin modeller Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenip
onaylanacağından, mevcut yapıdaki çalışan sayısının azlığı ve bilgi ve
deneyim yetersizliğinden dolayı denetim otoriteleri de uzun vadede
zorlanacaktır. Ancak, standart yöntemler yerine, şirketlerce oluşturulacak ve
uygulanacak aktüeryal teknik karşılık hesaplama metotları sayesinde şirketler
kendi
bünyelerindeki
yükümlükleri
daha
doğru
ve
uygun
tespit
edeceklerinden, gerekli teknik karşılık hesaplamaları gerçeğe daha yakın
olarak belirlenecektir.
Sermaye yeterliliğine ilişkin geliştirilen öneriler sonucunda, reasürans
şirketlerinin yükümlülükleri riske dayalı sermaye hesaplamasına göre
artacağından, gerekli sermaye hesaplaması mevcut durumdan daha yüksek
olabilecektir. Reasürans şirketlerinin yükümlülükleri yukarıda geliştirilen
öneriler çerçevesinde artacağından, bu artışa bir de sermaye yeterliliğine
ilişkin düzenlemenin etkisi eklenince, şirketlerin özkaynaklarında azalma
gerçekleşmesi muhtemel olacaktır. Bunların sonucunda, şirketler sermaye
kaynaklarını daha etkin kullanmak ve sermaye yaratım mekanizmalarını
geliştirmek üzere gerekli önlemleri alarak, özkaynak yapılarını daha da
güçlendireceklerdir.
Son olarak, Alternatif Risk Transferi mekanizmalarının uygulanmasına
yönelik kriterler oluşturularak, reasürans şirketleri tahvil ve bono gibi
borçlanma araçları sayesinde kendilerine ek kaynak yaratma olanağı
sağlayacaklarından, Türkiye’de ART mekanizmalarına yönelik talep artacak
ve çeşitli risk transferi mekanizmalarının geliştirilmesi için uygun ortam
oluşacaktır.
Sonuç
olarak,
çalışmada
dile
getirilen
önerilerin
uygulamaya
geçirilmesi, uzun vadede etkin, etkili, rekabetçi ve şeffaf bir reasürans
piyasasının oluşturulması için gerekli olmakla birlikte; sigorta ve reasürans
şirketlerine belli bir geçiş süresi tanınması yararlı olacaktır. Bu sürecin,
kademeli geçiş suretiyle beş yılda tamamlanabileceği düşünülmektedir.
133
KAYNAKLAR
ACINAN, H. (1998), “Sigortanın Temel Prensipleri”, İstanbul.
ACINAN, H. (2005), “Reasürans”, Güneş Sigorta, İstanbul.
ALANYA, Ç. (1993), “Reasürans Notları”, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı,
İstanbul.
ALISSE, J. (2001), “Heading Towards the Standardization of Reinsurance
Supervision”, La Tribune de I’assurance, September 2001 p:44-50,
ALTINBAŞ,
M.
(2004),
“Sigortacılıkta
Riske
Dayalı
Denetim”,
Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, Hazine Müsteşarlığı, Ankara.
BARAN, F. T. (1982), “Sigorta ve Reasüransa Bir Yaklaşım”, Milli Reasürans
T.A.Ş. Yayınları, İstanbul.
BAYDAR, V. (1965), “Türkiye’de Reasürans İnhisarı”, İstanbul İktisadi ve
Ticari İlimler Akademisi, İstanbul.
ÇUHACI, K. Y. (2006), “Avrupa Birliği 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi”,
Reasürör Dergisi - Temmuz 2006, İstanbul.
ELVEREN, H. A. (1994), “Türkiye’de Hayat Sigortaları: Yapısı, Sorunları ve
Çözüm Önerileri”, Hazine Müsteşarlığı (Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi).
European Commission, (2002), “Study into Methodologies for Prudential
Supervision of Reinsurance with a View to the Possible Establishment of an
EU Framework, KPMG.
European Commission, (2006), “Turkey 2006 Progress Report”, Commission
Staff Working Document.
134
Financial Regulator, (2005), “Guidance on Minimum Corporate Requirements
for
Reinsurance
Undertakings”,
Consultation
Paper
CP12.
(http://www.ifsra.ie)
Financial Regulator, (2006), “Consultation on Transitional Requirements for
Non-life
Reinsurance
Undertakings”,
Consultation
Paper
CP16.
(http://www.ifsra.ie)
Financial Regulator, (2006), “Transitional Requirements for Life Reinsurance
Undertakings”, Consultation Paper CP20. (http://www.ifsra.ie)
FSA, (2006), “Implementing the Reinsurance Directive”, Financial Services
Authority Consultation Paper. (http://www.fsa.gov.uk)
FSA, (2006), “Reinsurance Directive Implementation”, Financial Services
Authority Insurance Standing Group. (http://www.fsa.gov.uk)
GEDİZ,
E.
(1995),
“İngiltere’de
Temel
Reasürans
Kavramları
ve
Uygulamaları Hakkında Rehber Bilgiler”, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı
Yayınları, İstanbul.
GOLDING, E. C. (1987), “Golding: The Law and Practice of Reinsurance”,
Edited by K.V.Louw, Witherby & Co. Ltd., London.
GÖKŞAN, N. (1993), “Hayat Sigortalarında Reasürans Uygulamaları”, T.C.
Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Sigortacılık
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Güven Sigorta T.A.Ş. (1990), “Dünya’da ve Türkiye’de Sigorta ve Reasürans
Tarihçesine Kısa Bir Bakış”, İstanbul.
HALL, D., KADING, L. B. (2000), “U.S. Alternative Risk Management
Products: A Reinsurance Perspective”, The Geneva Papers on Risk and
Insurance Vol:25 No.3, p:439-450, Oxford.
HALL, D., KADING, L. B. (2002), “Reserves and Solvency Management of
Reinsurance Companies”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in
China.
135
IAIS, (2002a), “Supervisory Standard on the Evaluation of the Reinsurance
Cover of Primary Insurers and the Security of their Reinsurers”, International
Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2002b), “Principles on Minimum Requirements for Supervision of
Reinsurers”,
International
Association
of
Insurance
Supervisors.
(http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2003a), “Insurance Core Principles and Methodology”, International
Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2003b), “Standard on Supervision of Reinsurers”, International
Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2005), “Global Reinsurance Market Report 2004”, International
Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2005a), “Guidance Paper on Risk Transfer, Disclosure and Analysis of
Finite Reinsurance”, International Association of Insurance Supervisors.
(http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2005b), “Standard on Disclosures Concerning Investment Risks and
Performance for Insurers and Reinsurers”, International Association of
Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IAIS, (2006), “Global Reinsurance Market Report 2006”, International
Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org)
IUPPA, A. (2002a), “Direct Supervision of Reinsurance: Supervision of
Reinsurance Companies”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in
China.
IUPPA, A. (2002b), “Alternate Risk Transfer (ART)”, OECD Technical
Meeting on Reinsurance in China.
KILN, R. (1991), “Reinsurance in Practice”, Witherby & Co. Ltd., London.
136
MCISAAC, A. D., BABBEL, F. D. (1995), “The World Bank Primer on
Reinsurance”,
World
Bank
Policy
Research
Working
Paper.
(http://www.worlbank.org)
NEBEL, R. (2002), “The Case for Liberal Reinsurance Regulation”, The
Geneva Papers on Risk and Insurance Vol:27 No.1, p:113-121, Oxford.
NOMER, C., YUNAK, H. (2000), “Sigortanın Genel Prensipleri”, Milli
Reasürans T.A.Ş., İstanbul.
NOMER, C., YUNAK, H. (2003), “Reasürans”, Milli Reasürans T.A.Ş.,
İstanbul.
OECD, (2004), “Insurance Statistics Yearbook: 1994-2003”
ÖZER, U. (1997), “Reasürans ve Reasürans Muhasebesi Notları”, Hazine
Müsteşarlığı (Yayımlanmamış)
PFEİFFER, C. (1992), “Reasürans Giriş”, Destek Reasürans A.Ş., İstanbul.
RILEY, K. (1997), “The Nuts and Bolts of Reinsurance”, LLP Professional
Publishing, London.
ROSSI, L. M., LOWE, N. (2002), “Regulating Reinsurance in the Global
Market”, The Geneva Papers on Risk and Insurance Vol:27 No.1, p:122-133,
Oxford.
RUGE, T. (2002), “Indirect Supervision of Reinsurance”, OECD Technical
Meeting on Reinsurance in China.
SERGİCİ, E. (2001), “Türklerin Tarihi ve Sigortacılık”, İstanbul.
SIGMA, (2006), “World Insurance in 2005: Moderate Premium Growth,
Attractive Profitability”, Swiss Re. (http://www.swissre.com)
SOUSSAN, G. (2004), “EU Regulations: Drafting Directives”, Lebouef Lamb.
Standard&Poor’s, (2006), “Global Reinsurance Highlights”, A Reactions
Publication. (http://www.standardandpoors.com)
137
Swiss RE, ( ), “An Introduction to Reinsurance”, Swiss Re Technical
Publishing. (http://www.swissre.com)
Swiss RE, ( ), “Non-life Reinsurance in Germany”, Swiss Re Technical
Publishing. (http://www.swissre.com)
Swiss RE, ( ), “Understanding Reinsurance: How Reinsurers Create Value
and Manage Risk”, Swiss Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com)
Swiss RE, (1986), “A Reinsurance Manual of the Non-life Branches”, Swiss
Reinsurance Company, Zurich.
Swiss RE, (2006), “Reinsurance and International Financial Markets”, Swiss
Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com)
T.C. Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulu, (1974), “Türkiye’de
Reasürans Tekeli”, T.C. Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulu Yayınları
No.14, İstanbul.
TİRYAKİ, T. (2004), “IAIS Prensipleri Çerçevesinde Reasürans İşlemlerinin
Denetimi”, Reasürör Dergisi Temmuz 2004, İstanbul.
TSRSB, (2005), “Mali Yeterlilik Açısından Risk Yönetimi”, TSRSB Sigorta
Araştırma ve İnceleme Yayınları-2, İstanbul.
(http://www.apra.gov.au)
(http://www.bafin.de)
(http://www.ec.europa.eu/internal_market/insurance/reinsurance)
(http://www.fsa.gov.uk)
(http://www.gillroeser.com)
(http://www.iaisweb.org)
(http://www.ifsra.ie)
138
(http://www.isp.pt)
(http://www.kredittilsynet.no)
(http://www.mfcr.cz)
(http://www.naic.org)
(http://www.sigortacilik.gov.tr)
(http://www.standardandpoors.com)
(http://www.swissre.com)
(http://www.worlbank.org)
139
EKLER
140
EK-1: Reasürans Terimleri Sözlüğü
Dilim (Lines, Plen): Direkt sigortacının konservasyonuna eşit miktardır.
Reasürör kabulünü bunun bir nispetiyle ifade eder.
Eksedan (Surplus): Aynı sigorta dalında yer almakla beraber, bünyesi veya
özellikleri gereği birbirinden farklı sigorta konuları üzerinden, sedanın farklı
“Saklama Payı” tutabildiği ve bu miktarları geçen kısımların reasüröre devrine
imkan veren bölüşmeli otomatik bir reasürans anlaşması şeklidir.
Hasar Fazlası (Excess of Loss): Belli bir miktarı geçen hasarların teminat
altına alındığı bölüşmeli olmayan bir reasürans anlaşmasıdır.
İhtiyari Reasürans: Her reasürans konusu teklifin reasürör tarafından tek tek
incelenip kabul veya reddedilmesidir.
Jeran Şirket: Sigorta veya reasüre edilecek riskin, ilk ve en büyük bölümüne
teminat veren, dolayısıyla teminat koşullarını ve fiyatını belirleyen sigorta
şirketidir.
Kar Komisyonu: Reasürans anlaşmasının karlı sonuçlar verdiği yıllarda,
reasürörün bu karı sedan ile paylaşması amacıyla sedana ödemiş olduğu
ilave komisyondur.
Karşılıklı İş (Reciprocity): Sedanın devrettiği işlere karşılık olarak,
reasürörün de sedana iş devretmesidir.
Koasürans: Birçok sigortacı tek bir poliçenin ortak sigortacıları olarak riske
teminat vermesidir. Her koasürör, poliçe sahibine karşı kendi hissesi
oranında sorumludur.
Kotpar (Quota Share): Reasüröre kesilen her poliçeden önceden tespit
edilmiş muayyen bir limit dahilinde ve sabit bir orana göre devir yapılmasına
imkan veren bölüşmeli otomatik bir reasürans anlaşmasıdır.
141
Reasürans Komisyonu: Sedan şirketin istihsal giderleriyle bir kısım genel
masraflarının
karşılanması
amacıyla
reasüröre
devrettiği
prim
tutarı
üzerinden aldığı komisyon.
Reasürans Primi: Sedan şirket tarafından reasüröre devredilen prim
miktarıdır.
Reasürans: Sigortacının üstlendiği sorumluluğun bir kısmını veya tamamını
diğer bir sigortacıya devretmesi.
Reasürör: Poliçeden doğan sorumluluğun bir kısmını sedandan reasürans
yoluyla devralan şirkettir.
Retrosesyon: Reasürans yoluyla devralınan sorumluluğun kısmen veya
tamamen başka bir şirkete devredilmesidir.
Risk: Gerçekleşmesi mutlak olmayan (veya ölüm gibi, gerçekleşmesi mutlak
olmakla birlikte, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan), sigortalı ve
sigortacının iradesi dışında ve ileride meydana gelebilecek bir olaydır.
Saklama Payı (Konservasyon, Retansiyon): Şirketin, üstlendiği teminat
üzerinden herhangi bir reasüransa başvurmaksızın, kendi üzerinde tuttuğu
net kısım.
Sedan Şirket: Sigortalıya karşı üstlendiği sigortanın bir kısmını veya
tamamını reasürans yoluyla devreden şirkettir.
Sesyon (Devir): Reasürans yoluyla devredilen ve dolayısıyla reasürör
tarafından kabul edilen iş miktarıdır.
Sigorta Bedeli: Sigorta sözleşmesinde belirtilmek kaydıyla, sözleşmenin
taraflarınca kararlaştırılan, bir riskin gerçekleşmesi durumunda sigortacının
karşılamayı taahhüt ettiği teminatın azami tutarıdır.
Sigorta Değeri: Sigorta edilen kıymetin gerçek değeridir. Sigorta bedelinin
sigorta değerine eşit olması prensip olmakla birlikte, uygulamada sıkça
görülen, bu eşitliğin her zaman sağlanamadığıdır.
142
Sigortacı:
Sigorta
teminatını
sigortalıya
taahhüt
eden
ve
sigortalı
cephesinden sorumluluğun tamamını üstlenen sigorta şirketidir.
Trete Reasüransı (Mecburi Reasürans): Direkt sigortacı ile reasürör
arasında yapılan sözleşme gereği, bu anlaşmada belirtilen şartlar dahilinde
sedanın tüm işlevleri devre ve reasürörün de bunları kabul etmeye mecbur
olduğu reasürans türüdür.
143
EK-2: Ülkelere Gönderilen Reasürans Düzenleme ve Denetleme Anketi
Country
Contact Name
Department
Date (mm/dd/yy)
(1) Insurance Companies
Explanation
a) Supervision of Reinsurance Policies of Insurance Companies
- Are there any limitations on reinsurance cover policies of insurance companies?
(How are the policies supervised? Please explain.)
b) Statistical Information (last 3 years)
- Retention rates by branches
- Preferred reinsurance companies or groups by insurance companies
c) URL for Additional Information
http://
(2) Reinsurance Companies
Explanation
a) Legal Form of Reinsurance Companies
- How are they established? (ex: joint stock company)
- Are there any limitations for captive reinsurance companies?
b) Please explain Registration and License Procedures (If it is granted)
- Whether business plan is required, and if it is required, its contents.
c) Expiry of License
- How it expires and in which conditions (Please Explain)
d) Revocation of License
- In which conditions it is revoked (Please Explain)
e) Shareholders
- Which preconditions are required for being a shareholder? (Please explain)
- Please explain the procedure of share transfer and in which conditions
companies are obliged to ask permission.
f) Transfer of Portfolio
- Please explain the procedure.
- In which conditions portfolio is transferred?
g) Internal Audit for Companies
- How internal control body of company works and is it responsible to Supervisory
Authority, if it is, how? (please explain)
h) External Audit
- Please explain the external audit procedure of companies and the evaluation
procedure of reports by Supervisory Authority.
i) Responsible Actuary
- Whether actuary is required for life and non-life business.
j) Management and Supervisory Board
- Their responsibilities to company and supervisory authority (Please explain)
k) Please explain the Winding Up Procedure
-In which conditions, the procedure starts?
l) Solvency Margin
-How it is calculated for life and non-life business?
-Which measures are taken against insolvency by Supervisory Authority
m) Is Guarantee Fund Required Additional to Capital?
- If it is required, please indicate the amount in dollar by braches.
n) General Provisions on the Technical Provisions
- Indicate the name and the calculation of the technical provisions (Please
explain)
o) Cover of Technical Provisions
- Are there any limitations on assets which cover technical provisions? Please
indicate the limitations.
p) How Accounts are Consolidated?
q) Supervision of Intra-Group Operations
- Are there any limitations? (Please explain)
r) Statistical Information about Reinsurance Companies (last 3 years)
- Number of reinsurance companies (domestic and foreign, separately)
- Premium written
- Investment portfolio
- Revenues
- Assets
- Capital
- Technical provisions
s) URL for Additional Information
http://
144
EK-3: Bazı Ülkelerdeki Reasürans Şirketlerine İlişkin Veriler (2003)
ABD
Almanya
Avustralya
Çek
Cum.
İtalya
İsveç
Norveç
Portekiz
188
46
30
....
10
5
2
1
Reasüransa Devredilen
Primler (Hayat&Hayatdışı)
(Milyon)
187.364
(USD)
33.124
(EUR)
10.349
(AUD)
20.111
(CZK)
7.038
(EUR)
13.402
(SEK)
9.462
(NOK)
812
(EUR)
Reasüransa Devredilen
Primler (Hayat)
(Milyon)
93.706
(USD)
8.129
(EUR)
....
755
(CZK)
2.373
(EUR)
1.664
(SEK)
1.335
(NOK)
106
(EUR)
Reasüransa Devredilen
Primler (Hayatdışı)
(Milyon)
93.657
(USD)
24.995
(EUR)
8.284
(AUD)
19.356
(CZK)
4.665
(EUR)
1.1738
(SEK)
8.127
(NOK)
706
(EUR)
Sigorta Şirketlerinin
Saklama Payları
(Hayat&Hayatdışı)
(%)
%86,29
%84,13
%83,55
%81,02
%93,22
%93,49
%89,45
%91,44
Reasürans Şirketi Sayısı
Kaynak: OECD, Insurance Statistics Yearbook 1994-2003.
145
EK-4: OECD Ülkelerinin Saklama Payı Oranları (Hayat&Hayat-Dışı) (%)
ÜLKELER
Avustralya
ABD
Almanya
Avusturya
Belçika
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
Finlandiya
Fransa
Güney Kore
Hollanda
İngiltere
İrlanda
İspanya
İsveç
İsviçre
İtalya
İzlanda
Japonya
Kanada
Lüksemburg
Macaristan
Meksika
Norveç
Polonya
Portekiz
Slovakya
Türkiye
Yeni Zelanda
Yunanistan
NAFTA
AB (15)
OECD
1994
..
90,47
81,66
78,45
87,36
91,06
..
89,91
91,60
96,27
88,37
84,95
89,03
89,54
..
..
84,95
66,53
89,71
84,72
86,54
79,64
80,57
..
72,68
91,01
..
79,87
89,96
78,55
90,19
84,28
88,04
1995
..
88,95
82,43
80,79
90,06
88,12
..
92,05
91,57
96,53
90,28
87,64
87,91
90,11
..
..
86,06
68,47
89,52
85,78
94,61
78,99
77,91
..
75,22
91,61
..
80,43
87,72
78,90
88,79
85,50
87,35
1996
91,67
89,85
82,65
80,87
91,24
86,71
94,07
94,17
92,50
96,69
91,40
89,30
88,82
90,73
..
87,15
86,94
70,61
89,00
84,45
86,03
81,48
77,50
90,58
75,22
91,20
..
81,36
..
81,10
89,59
88,05
89,03
1997
92,95
92,10
82,98
78,58
92,60
85,85
..
94,17
93,03
96,80
91,79
90,33
91,82
91,71
90,76
91,02
88,28
71,42
89,75
84,30
92,16
86,66
79,46
91,04
75,13
90,78
81,58
81,00
..
84,13
91,79
87,28
89,94
1998
90,98
90,12
83,84
80,46
94,02
84,59
..
94,97
92,57
97,01
91,51
90,92
92,63
91,98
91,57
88,29
90,34
73,54
95,76
84,80
94,33
83,53
83,13
89,62
81,48
90,49
81,02
65,50
..
..
89,94
87,43
90,02
Kaynak: OECD, Insurance Statistics Yearbook 1994-2003.
146
1999
90,60
89,89
82,87
80,94
95,19
85,06
..
95,60
92,66
96,46
92,81
91,30
90,52
92,90
..
93,10
91,73
77,45
..
87,65
95,47
83,12
84,83
89,00
79,83
91,69
84,57
86,73
..
86,77
89,75
88,22
75,46
2000 2001 2002
90,37 87,94 85,97
89,57 86,82 85,31
84,02 84,14 83,69
81,06 80,25 82,49
96,36 96,43 104,56
78,43 78,58 78,94
..
92,24 92,09
95,93 94,68 94,43
92,64 91,94 90,83
95,50 93,36 93,07
92,56 113,07 92,44
90,80 85,13 86,35
89,03 83,12
..
93,84 92,95 92,43
93,61 94,28
..
91,51 88,38 87,66
91,89 92,43 92,79
81,14 83,86 82,08
95,35 95,33 94,05
87,37 85,37 83,81
87,60 90,76 91,88
84,13 83,05 82,20
85,65 82,11 83,25
84,04 87,95 86,99
84,06 86,17 89,46
..
90,38 90,48
84,69 84,75 78,88
87,36 86,68 62,18
84,23 88,86
..
86,11 84,13 84,34
89,43 86,71 85,20
88,78 89,18 88,40
90,16 88,67 87,65
2003
83,55
86,29
84,13
79,19
96,85
81,02
..
94,65
89,43
92,58
98,91
81,86
81,14
90,46
93,49
..
93,22
81,21
93,02
84,13
93,26
82,49
81,59
89,45
90,10
91,44
79,54
65,68
78,26
84,06
86,14
85,59
85,50
EK-5: Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı
Oranları (%) (1986-2005)
YIL
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
6.2006
Hayat
94,0
95,4
78,8
97,0
95,6
95,7
96,2
95,5
98,6
93,4
93,3
94,3
95,4
96,0
96,1
96,6
96,9
97,7
97,3
97,2
96,8
Hayat-Dışı*
35,6
38,5
41,5
43,4
48,6
54,2
54,1
55,5
67,6
57,1
56,8
57,8
59,6
58,9
60,6
56,2
54,3
57,6
62,7
66,1
65,4
TOPLAM
38,6
42,5
43,9
50,6
57,7
62,5
62,0
61,2
69,7
61,7
62,1
63,5
65,6
65,5
67,1
63,7
62,2
65,8
69,0
71,1
70,5
Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr
(*): Hayat-Dışı Branşlar: Yangın, Nakliyat, Kaza, Makina-Montaj, Dolu, Hayvan Ölümü,
Hastalık, Hukuksal Koruma, Ferdi Kaza.
147
EK-6: Reasürans Şirketlerinin Kâr-Zarar Tablosu
YIL
DİREKT PRİM
ÜRETİMİ (YTL)
TEKNİK KÂR
(YTL)
KÂR
(YTL)
1997
39.086.959
-1.337.633
2.337.691
1998
62.842.254
-2.345.375
3.719.457
1999
104.928.236
-7.591.028
4.329.285
2000
162.054.104
897.337
4.660.088
2001
255.784.187
-4.777.502
26.822.504
2002
310.861.000
12.304.011
21.496.184
2003
459.905.000
-35.897.000
3.220.000
2004
463.754.000
-13.967.899
11.700.493
2005
634.689.414
14.232.565
36.921.125
6.2006
403.856.602
219.372
21.147.584
Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr
148
EK-7: Türk Reasürans Şirketlerinin Bilanço Büyüklükleri
YIL
AKTİF
TOPLAMI
(YTL)
NAKİT
DEĞERLER
(YTL)
NAKİT
DEĞERLER/
AKTİF
TOPLAMI (%)
MENKUL
DEĞERLER
CÜZDANI
(YTL)
MENKUL
DEĞERLER
CÜZDANI/
AKTİF
TOPLAMI (%)
SABİT
DEĞERLER
(NET)
(YTL)
SABİT
ÖZKAYNAKLAR
DEĞERLER/ ÖZKAYNAKLAR
/
AKTİF
(YTL)
AKTİF
TOPLAMI (%)
TOPLAMI (%)
1997
32.660.185
4.820.645
14,8
4.554.735
13,9
4.595.695
14,1
5.384.196
16,5
1998
59.070.816
7.114.828
12,0
9.706.397
16,4
9.781.259
16,6
13.648.203
23,1
1999
116.757.977
18.709.094
16,0
28.883.004
24,7
14.951.707
12,8
18.887.028
16,2
2000
162.720.522
11.143.550
6,8
41.166.892
25,3
27.923.604
17,2
29.461.612
18,1
2001
314.669.410
35.276.959
11,2
104.408.473
33,2
46.418.395
14,8
47.433.316
15,1
2002
410.472.942
61.844.993
15,1
161.405.357
39,3
70.411.504
17,2
92.563.418
22,6
2003
553.797.000
72.265.000
13,0
300.098.000
54,2
83.386.000
15,1
137.732.000
24,9
2004
618.675.611
121.315.886
19,6
347.820.934
56,2
61.972.630
10,0
172.607.089
27,9
2005
995.743.138
267.895.204
26,9
314.034.502
31,5
120.870.743
12,1
465.702.249
46,8
1.013.018.160
311.595.564
30,8
323.608.993
31,9
119.202.474
11,8
436.986.467
43,1
6.2006
Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr
-
Nakit Değerler: Kasa
Menkul Değerler Cüzdanı: Hazine Bonosu, Devlet Tahvili, Gelir Ortaklığı Senetleri, Yatırım Fonları Katılma Belgeleri, Özel Sektör Tahvili, Finansman
Bonosu, Hisse Senetleri, Emeklilik Yatırım Fonları, Diğer Menkul Değerler
Sabit Değerler: Gayrimenkuller, Menkuller, Diğer Sabit Değerler (Net), İştirakler
Özkaynaklar: Ödenmiş Sermaye, Kanuni Yedek Akçeler, İhtiyari Yedek Akçeler, Yeniden Değerleme Fonu, Zarar (Dönem Zararı + Geçmiş Yıl Zararları),
Geçmiş Yıl Karları
Teknik Karşılıklar: Cari Riskler Karşılığı, Muallak Tazminat Karşılığı, Hayat Matematik Karşılığı, Hayat Muallak Tazminat Karşılığı, Deprem Hasar Karşılığı,
Bonus ve İndirimler Karşılığı
149
EK-8: Saklama Payına İlişkin Tablo
ŞİRKET ADI:
ÖZKAYNAKLAR:
BRANŞ VEYA SİGORTA TÜRÜ:
ASGARİ
AZAMİ
BÖLÜŞMELİ
DEVİR ORANI
HASAR FAZLASI KORUMA
(USD)
ŞİRKETİN ÜZERİNDE
KALAN NET RİSK
TUTARI
ŞİRKETİN ÜZERİNDE
KALAN NET RİSK
TUTARI/ ÖZKAYNAK
I.DİLİM ARALIĞI
II.DİLİM ARALIĞI
III.DİLİM ARALIĞI
IV.DİLİM ARALIĞI
V.DİLİM ARALIĞI
VI.DİLİM ARALIĞI
BÖLÜŞMELİ REASÜRÖRLER
REASÜRÖRÜ DEĞERLENDİREN KURULUŞ ve DEĞERLEME
NOTU
HASAR FAZLASI KORUMA REASÜRÖRLERİ
KURULUŞ ve DEĞERLEME NOTU
150
EK-9: Şirket Riskinin Değerlendirilmesine İlişkin Tablo
Verilen Teminat
Toplam Tutar
(YTL)
Hasar Fazlası Koruma
(YTL)
Şirketin
Bölüşmeli
Üstlendiği Net
Devir Oranı
Risk Tutarı
(%)
(YTL)
Şirketin
Özkaynak
Tutarı
(YTL)
Şirketin
Teminatın
Üstlendiği
Verildiği
Reasürans
Net Risk
Tarih ile
Anlaşmasının
Tutarı /
Branş veya
Türü
Özkaynak
Sigorta
Tutarı
Türü
(%)
I. Dilim Aralığı
II. Dilim Aralığı
1
III. Dilim Aralığı
VI. Dilim Aralığı
TOPLAM
I. Dilim Aralığı
II. Dilim Aralığı
2
III. Dilim Aralığı
VI. Dilim Aralığı
TOPLAM
I. Dilim Aralığı
II. Dilim Aralığı
3
III. Dilim Aralığı
VI. Dilim Aralığı
TOPLAM
I. Dilim Aralığı
II. Dilim Aralığı
4
III. Dilim Aralığı
VI. Dilim Aralığı
TOPLAM
I. Dilim Aralığı
II. Dilim Aralığı
5
III. Dilim Aralığı
VI. Dilim Aralığı
TOPLAM
151
Anlaşma
Yapılan
Reasürörler
Reasürörün
Derecesi Ve
Derecelendirme
Kuruluşu
EK-10: Reasürans Şirketi Kuruluş Ön İzni Başvurusu Sırasında İstenen
Bilgi ve Belgeler
1. KURULACAK ŞİRKETE İLİŞKİN ŞARTLAR
Şirketin;
-
Anonim şirket veya kooperatif şirket şeklinde kurulacak olması
-
Ödenmiş sermayesinin asgari 10.3 Trilyon TL olması
-
Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve nama yazılı olması
-
Faaliyet konusunun sadece sigortacılık ve reasüransla bağdaşan işler
olması
gereklidir.
2. ŞİRKET ANASÖZLEŞMESİ
(Kurucu ortaklar tarafından imzalı ve noterden tasdikli 2 nüsha)
3. YAPILABİLİRLİK VE ÇALIŞMA ESASLARI RAPORU1
4. KURUCU ORTAKLARA AİT BİLGİ VE BELGELER
a) Gerçek kişi kurucular için2;
-
Ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer kişisel bilgiler)
-
Nüfus cüzdanı sureti
-
İkametgah belgesi
-
Savcılık kaydı belgesinin aslı
1
Asgari içeriği ilişik formda belirtilmektedir.
2
Nüfus cüzdanı sureti, ikametgah, savcılık kaydı, iflas etmediğine ve konkordato ilan
etmediğine dair belgelerin düzenleniş tarihlerinin, başvuru tarihi itibariyle 6 aydan eski
olmamaları gerekmektedir.
152
-
İflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin asılları
-
Gerçek kişi kuruculara ilişkin bilgi formu (Hazine Müsteşarlığından
alınacak)
b) Tüzel kişi kurucular için;
-
İştirakle ilgili Yönetim Kurulu kararının bir örneği
-
Ana sözleşmenin bir örneği
-
Faaliyet alanları, varsa son yıla ilişkin faaliyet raporu
-
Son üç yıla ilişkin bilanço ve kar-zarar tabloları3
-
Şirketin ortaklık yapısı4
-
Konkordato ilan etmediğine dair belgenin aslı
-
Tüzel kişi kuruculara ilişkin bilgi formu (Hazine Müsteşarlığından alınacak)
5. YÖNETİCİLERE İLİŞKİN BİLGİ VE BELGELER
Yönetim kurulu üyeliği, genel müdür, genel müdür yardımcılığı ve denetçiliğe
atanacaklar için ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer
kişisel bilgiler)
6. ÖN İNCELEME SONRASINDA MÜSTEŞARLIKÇA İSTENECEK DİĞER
BİLGİ VE BELGELER
7. YABANCI REASÜRANS ŞİRKETİNİN TÜRKİYE’DE ŞUBE OLARAK
FAALİYETTE
BULANACAK
OLMASI
HALİNDE
İLAVE
OLARAK
İSTENECEK DİĞER BİLGİ VE BELGELER
Yabancı reasürans şirketinin;
-
Ana sözleşmelerinin tasdikli bir nüshası,
-
Türkiye’de şube açılması için, şirketin yetkili organları tarafından alınmış
kararın tasdikli bir nüshası,
3
3 yıldan daha yeni şirketler için, mevcut bilanço ve kar-zarar tabloları.
4
Şirketin tüzel kişi ortakları bulunması durumunda, bunlara ilişkin ortaklık yapısını gösteren
tablo da eklenir. Gerek duyulduğu takdirde, şirketin %40 veya üstünde hisselerine sahip
tüzel veya gerçek kişi ortaklarına ilişkin ilave bilgi istenebilecektir.
153
-
Son üç yıla ait tasdikli bilançoları ile kâr-zarar cetvelleri
8. YAPILABİLİRLİK
VE
ÇALIŞMA
ESASLARI
RAPORU
(Raporda
Bulunması Gereken Asgari İçerik)5
a) Amaç
b) Pazar etüdü
c) Beklentiler, sektöre kazandırılacak yenilikler, yeni ürün ve hizmetler
d) Kurucular ve mali durumları hakkında ayrıntılı bilgiler
e) Şirketin çalışma esasları ve faaliyet politikaları
-
Şirketin organizasyon yapısı
-
Yurtiçi ve yurtdışı örgütlenme şeması ve politikası
-
İstihdam edilecek personel ve teknik donanıma ilişkin bilgiler
-
Faaliyette bulunulması öngörülen branşlar ve sebepleri
-
Faaliyet politikaları (reasürans, tanıtım vs.)
-
Kaynakları değerlendirme ve yatırım politikası
f) Kuruluş masrafları
g) Yönetim giderleri ve genel giderlerle ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık)
h) Yatırım türleri ve bunlara ilişkin gerçekçi gelir tahminleri (3 yıllık)
i) Prim tahsilatı ve hasar ödemeleri ile ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık)
j) Gerçekçi varsayımlara dayanan bilanço tahminleri (3 yıllık)
5
Yapılabilirlik ve çalışma esasları raporu, kuruluş ön izni değerlendirmesine esas teşkil
eden en önemli faktörlerden biri olduğu için ayrıntılı ve gerçekçi bilgiler ihtiva etmesi
gerekmektedir.
154
EK-11: Reasürans
Şirketlerinden
Faaliyet
Ruhsatı
Başvurusunda
İstenen Bilgi ve Belgeler
A. YENİ BİR BRANŞTA RUHSAT ALACAK ŞİRKETLERDEN İSTENEN
BİLGİ ve BELGELER1
-
Ruhsat istenen branşla ilgili pazar değerlendirmesini, şirket amacını,
faaliyet politikasını, örgütlenme şemasını, 3 yıllık prim üretimi hedeflerini
ve söz konusu branşta şirketçe yapılması düşünülen katkıları içeren
yapılabilirlik raporu
-
Teknik rezervler ve fonlara ilişkin yatırımların detayını gösterir belgeler
-
Ruhsat istenen branşta uygulanacak özel şartlar ve poliçe örnekleri
-
Ruhsat istenen branşta istihdam edilecek personele ve teknik donanıma
ilişkin bilgiler
B. YENİ KURULAN ve İLK DEFA RUHSAT ALACAK ŞİRKETLERDEN
YUKARIDAKİLERE EK OLARAK İSTENEN BİLGİ VE BELGELER
-
Şirketin Ticaret Siciline tescil edildiğine ilişkin sicil belgesi ile tescilin ilan
edildiği T. Ticaret Sicili Gazetesi'nin birer nüshası
-
Asgari ödenmiş sermaye miktarının tamamının ödendiğine ilişkin belgenin
tasdikli bir örneği
-
Ödenmiş sermayenin asgari %20'si oranındaki teminatın tesis edildiğine
ilişkin belgenin tasdikli bir örneği
-
Yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve
denetçiler tarafından doldurulacak “Yönetici ve Denetçilere İlişkin Bilgi
Formu” ile söz konusu kişilere ait savcılık kaydı belgeleri, iflas ve
konkordato kaydı belgeleri ve tasdikli diploma örnekleri2
1
Yapılacak değerlendirmede, ruhsat istenen branşa göre şirketin sermaye yeterliliği de
dikkate alınacaktır.
2
Yabancı ülke okullarından alınan diplomalara tercümesi de eklenecektir.
155
C. YAPILABİLİRLİK
VE
ÇALIŞMA
ESASLARI
RAPORU
(Raporda
Bulunması Gereken Asgari İçerik)3
a) Amaç
b) Pazar etüdü
c) Beklentiler, sektöre kazandırılacak yenilikler, yeni ürün ve hizmetler
d) Kurucular ve mali durumları hakkında ayrıntılı bilgiler
e) Şirketin çalışma esasları ve faaliyet politikaları
-
Şirketin organizasyon yapısı
-
Yurtiçi ve yurtdışı örgütlenme şeması ve politikası
-
İstihdam edilecek personel ve teknik donanıma ilişkin bilgiler
-
Faaliyette bulunulması öngörülen branşlar ve sebepleri
-
Faaliyet politikaları (reasürans,tanıtım vs.)
f) Kaynakları değerlendirme ve yatırım politikası
g) Kuruluş masrafları
h) Yönetim giderleri ve genel giderlerle ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık)
i) Yatırım türleri ve bunlara ilişkin gerçekçi gelir tahminleri (3 yıllık)
j) Prim tahsilatı ve hasar ödemeleri ile ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık)
k) Gerçekçi varsayımlara dayanan bilanço tahminleri (3 yıllık)
3
Yapılabilirlik ve çalışma esasları raporu, kuruluş ön izni değerlendirmesine esas teşkil
eden en önemli faktörlerden biri olduğu için ayrıntılı ve gerçekçi bilgiler ihtiva etmesi
gerekmektedir.
156
EK-12: Reasürans Şirketi Hisse Devri Başvurusunda İstenen Bilgi ve
Belgeler
1. Hisse devredecek şirketin devir talebine ilişkin yazısı
2. Hisse devralacak gerçek veya tüzel kişiler için
a) Gerçek kişiler için1;
-
Ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer kişisel bilgiler)
-
Nüfus cüzdanı sureti
-
İkametgah belgesi
-
Savcılık kaydı belgesinin aslı
-
İflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin asılları
-
Ortağı bulunduğu diğer şirketlerin adları,faaliyet alanları ve ortaklık payı
b) Tüzel kişiler için;
-
İştirakle ilgili Yönetim Kurulu kararının bir örneği
-
Ana sözleşme örneği
-
Faaliyet alanları, varsa son yıla ilişkin faaliyet raporu
-
Son üç yıla ilişkin bilanço ve kar-zarar tabloları2
-
Şirketin ortaklık yapısı3
-
Diğer iştirakleri
-
Konkordato ilan etmediğine dair belgenin aslı
3. Devir sebebine ilişkin açıklayıcı bilgi
4. Çalışma plan ve programını içeren rapor
1
Nüfus cüzdanı sureti, ikametgah, savcılık kaydı, iflas etmediğine ve konkordato ilan
etmediğine dair belgelerin düzenleniş tarihlerinin, başvuru tarihi itibariyle 6 aydan eski
olmamaları gerekmektedir.
2
3 yıldan daha yeni şirketler için, mevcut bilanço ve kar-zarar tabloları.
3
Şirketin tüzel kişi ortakları bulunması durumunda, bunlara ilişkin ortaklık yapısını gösteren
tablo da eklenir. Gerek duyulduğu takdirde, şirketin %40 veya üstünde hisselerine sahip
tüzel veya gerçek kişi ortaklarına ilişkin ilave bilgi istenebilecektir.
157
EK-13: Sermaye Yeterliliği Tablosu
EK-13/A: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (Birinci Yönteme Göre) (YTL)
PRİM (p)
HASAR (h)
A = Son Bir Yılda Brüt Yazılan Primlerden (Vergi ve Harçlar Hariç) Fesih ve İptaller
Düşüldükten Sonra Kalan Tutar
B = [Son 3 Yıllık Sürede Brüt Ödenen Hasarlar (Tarım ve Kredi Sig.da 7yıl) + Son Yıl
Muallak Hasar Karşılıkları (direkt ve endirekt işler için ayrılan dahil) - Rücu Yoluyla Tahsil
Edilen Tazminatlar - Bir Yıl Önce Ayrılan Muallak Hasar Karşılıkları (Tarım ve Kredi Sig.da
6.Yılda)] /3 ya da /7(Tarım ve Kredi Sig. İçin) Sonucu Çıkan Tutar
I. HAYAT DIŞI
BRANŞLAR
(HDY )
C = Son Üç Yılda Şirket Üzerinde Kalan Hasar Tutarının Son Üç Yılda Brüt Hasar Tutarına
Oranı
1- Prim Esasına Göre (HDY1)
A < p ise : P = (Ax0,18) --- A => p ise : P = [(px0,18)+(A-p)x0,16]
C<= 0,5 ise : HDY1 = Px0,5 --- C > 0,5 ise : HDY1 = PxC
2- Hasar Esasına Göre (HDY2)
B <h ise : H = Bx0,26 B => h ise : H = [(hx0,26)+(B-h)x0,23]
C< = 0,5 ise : HDY2 = Hx0,5 --- C > 0,5 ise : HDY2 = HxC
I. HAYAT DIŞI BRANŞLAR İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE
(HDY= HDY1 => HDY2 ise : HDY = HDY1; --- HDY1 < HDY2 ise : HDY = HDY2)
M =[Ayrılan Toplam Matematik Karşılıklar (direkt ve endirekt işler) ile Bir Yıllık Hayat
Sigortaları İçin Ayrılan Kazanılmamış Primler Karşılığı Toplamı]
Mt = Son Bir Yıl İçin Ayrılan Matematik Karşılıklar ile Bir Yıllık Hayat Sigortaları İçin Ayrılan
Kazanılmamış Prim Karşılığının Toplamı
Ms = Mt tutarından Reasürörler Payı Düşüldükten Sonra Kalan Miktar
Ms / Mt
R1 = Sigorta Süresi Azami 3 Yıla Kadar Olan (3 Yıl Dahil) Sigortalarda Ölüm Halinde
Sigortalıya Ödenecek Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler Karşılığı
Düşüldükten Sonra Kalan Tutar
R2 = Sigorta Süresi 3 Yıldan Fazla 5 Yıldan Az Olan (5 Yıl Dahil) Sigortalarda Ölüm
Halinde Sigortalıya Ödenecek Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler
Karşılığı Düşüldükten Sonra Kalan Tutar
II. HAYAT BRANŞI R3 = Sigorta Süresi 5 Yıldan Fazla Olan Sigortalarda Ölüm Halinde Sigortalıya Ödenecek
Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler Karşılığı Düşüldükten Sonra Kalan
(HY)
Tutar
Rt = Reasürans Devirlerinden Önceki Risk Kapitali
Rs = Rt tutarından Reasürörler Payı Düşüldükten Sonra Kalan Risk Kapitali
Rs / Rt
1) Yükümlülüğe İlişkin Sonuç (HY1)
Ms/Mt<= 0,85 ise: HY1 = Mx0,04x0,85 --- Ms/Mt > 0,85 ise: HY1 = Mx0,04x(Ms/Mt)
2) Riske İlişkin Sonuç (HY2)
Rs/Rt <= 0,5 ise: HY2 = ((R1x0,001)+(R2x0,0015)+(R3x0,003))x0,5
Rs/Rt > 0,5 ise: HY2 = ((R1x0,001)+(R2x0,0015)+(R3x0,003))x (Rs/Rt)
II. HAYAT BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE
(HY) = HY1+HY2
III. EMEKLİLİK B= Katılımcılara Ait Bireysel Emeklilik Hesaplarındaki Birikim Tutarı
BRANŞI
III. EMEKLİLİK BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE
(EY)
(EY) = B*0,005
BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = HDY + HY + EY
158
85.000.000
60.000.000
EK-13/B: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (İkinci Yönteme Göre) (YTL )
Kasa (100)
Bankalar (101 + 102 + 103 + 109 + 117.08)
112.03 + 117.02+117.03 )
+ 111.07 + 112.07 + 117.07)
(110.01+ 112.01 + 117.01)
117.01)
Özel Sektör Bonoları (110.04 + 111.04 + 112.04 + 117.04)
Yatırım Fonu Katılma Belgeleri (A tipi) (110.06 + 112.06 + 117.06)
Yatırım Fonu Katılma Belgeleri (B tipi) (110.06 + 112.06 + 117.06)
Bağlı Menkul Kıymetler, İştirakler, Bağlı Ortaklıklar ve Müşterek Yönetime Tabi Ortaklıklar (Sigorta ve
Reasürans
ile Emeklilik
ğ
y
, Şirketleri
ş
,Hariç)
ğ (250+251+253+255)
ş
( g
Reasürans ile Emeklilik Şirketleri) (250+251+253+255)
I. AKTİF RİSKİ
(AR)
Diğer Finansal Varlıklar (110.05+110.99+111.05+111.99+112.05+112.99+117.05+117.99)
Krediler(Diğer) (115+116+225+226)
İkrazlar
İkrazlar(Hayat) (125+126)
Bankalarca Garanti Edilen Kredi Kartı Ödemeleri ve Devlet Borçlanma Senetlerinin %100'ü,
Gayrımenkullerin %25'i)
(120+121+127.01+127.03+127.04+127.05+128+129+220+221+227.01+227.03+227.04+227.05+228
Reasürans Faaliyetlerinden Alacaklar ve Depolar (122+123+124+222+223+224)
(131+132+133+134+135+136+137+138+139+231+232+233+234+235+236+237+238+239)
Diğer Alacaklar(Finansal Kiralama Alacakları, Verilen Depozito ve Teminatlar, Diğer Çeşitli Alacaklar)
(141+142+145+146+147+148+149+241+242+245+246+247+248+249)
Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller (260+261+268.01)
Kullanım Amaçlı Gayrimenkuller (262+268.02)
Gayrimenkuller Hariç Olmak Üzere Maddi Varlıklar, Maddi Olmayan Varlıklar ve Yukarıda Sayılmayan
Diğer Aktifler)
(180+181+183+189+192+193+194+195+196+197+198+199+257+258+263+264+265+266+267+268
.03+268.04+268.05+
I. AKTİF RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (AR)
Riski =Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi
II. REASÜRANS
Tarım Sigortaları Havuzu için =Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi
RİSKİ
Diğer Derecelere Sahip Reasürörler için= Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi
(RR)
III. AŞIRI PRİM
ARTIŞ RİSKİ
(APR)
II. REASÜRANS RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (RR)
Toplam Alınan Primin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı, Sektör Artış Oranınından %50 Fazla
İBir Önceki Yılın Prim Miktarı (Brüt Yazılan Prim) (600.01)
Cari Yılın Prim Miktarı (Brüt Yazılan Prim) (600.01)
Sektör Ortalaması
III. AŞIRI PRİM ARTIŞI RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (APR)
Net Hayat Muallak Hasar Karşılığı (-631.01.1-631.02.1)
702.02.2.2.1)+(-703.02.2.1.1-703.02.2.2.1)
711.02.2.2.1)+(-712.02.2.1.1-712.02.2.2.1)
( ğ )
ş ğ (
) (
) (
720.02.2.1.1-720.02.2.2.1) + (-721.02.2.1.1-721.02.2.2.1)+(-723.02.2.1.1-723.02.2.2.1)+(724.02.2.1.1-724.02.2.2.1)+ (-725.02.2.1.1-725.02.2.2.1) +(-726.02.2.1.1-726.02.2.2.1)+(727.02.2.1.1-727.02.2.2.1)+(-728.02.2.1.1-728.02.2.2.1)+(-729.02.2.1.1-729.02.2.2.1)+ (-730.02.2.1.1730.02.2.2.1) + (-731.02.2.1.1-731.02.2.2.1)+(-732.02.2.1.1-732.02.2.2.1)
Net Mühendislik Muallak Hasar Karşılığı (-765.02.2.1.1-765.02.2.2.1)+(-766.02.2.1.1-766.02.2.2.1)+ (767.02.2.1.1-767.02.2.2.1)+ (-768.02.2.1.1- 768.02.2.2.1)+ (-769.02.2.1.1-769.02.2.2.1)
IV. MUALLAK
HASAR
KARŞILIĞI RİSKİ
Net Hukuksal Koruma Muallak Hasar Karşılığı (-760.02.2.1.1-760.02.2.2.1)
(MHR)
Net Kredi Muallak Hasar Karşılığı (-755.02.2.1.1-755.02.2.2.1)+(-756.02.2.1.1-756.02.2.2.1)
Net Ferdi Kaza Muallak Hasar Karşılığı (-750.02.2.1.1-750.02.2.2.1)
780.02.2.2.1)+(-781.02.2.1.1-781.02.2.2.1)
786.02.2.2.1)
Net Kaza (Kasko) Muallak Hasar Karşılığı (-717.02.2.1.1-717.02.2.2.1)
IV. MUALLAK HASAR KARŞILIĞI RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (MHR)
V. YAZIM RİSKİ
(YR)
Ferdi Kaza Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (750.01.1.1)
(Ferdi Kaza Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Hayat Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (620.01)
(Hayat Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Yangın Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (701.01.1.1+ 702.01.1.1+ 703.01.1.1)
(Yangın Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Nakliyat Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (710.01.1.1 + 711.01.1.1 + 712.01.1.1)
(Nakliyat Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
720.01.1.1+ 721.01.1.1+ 723.01.1.1+ 724.01.1.1+ 725.01.1.1+ 726.01.1.1+727.01.1.1+
728.01.1.1+ 729.01.1.1+ 730.01.1.1+ 731.01.1.1+ 732.01.1.1)
(Kaza (Diğer) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Trafik Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (714.01.1.1+ 715.01.1.1+ 716.01.1.1)
(Trafik Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
767.01.1.1+ 768.01.1.1+ 769.01.1.1)
(Mühendislik Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devrdilen Prim)
Hukuksal Koruma Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (760.01.1.1)
(Hukuksal Koruma Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
781.01.1.1)
(Tarım(Havuz Retro) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Kredi Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (755.01.1.1+ 756.01.1.1)
(Kredi Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Sağlık Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (785.01.1.1+ 786.01.1.1)
(Sağlık Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Tarım Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (775.01.1.1+ 780.01.1.1+ 781.01.1.1)
(Tarım Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
Kaza(Kasko) Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (717.01.1.1)
(Kaza(Kasko) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim)
V. YAZIM RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (YR)
VI. FAİZ-KUR RİSKİ
(FKR)
(AR + RR + APR + MHR + YR)
VI. FAİZ ile KUR RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSRMAYE (FKR)
İKİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = AR + RR + APR + MHR + YR + FKR
159
EK-13/C: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (SONUÇ) (YTL)
Tablo Adı
Tablo Kodu
Şirket Ünvanı
Şirket Kodu
Yıl (YYYY)
Tablonun Müsteşarlıkça Sisteme(Portala) Yüklendiği Tarih
Şirketlerce Tablonun Sisteme(Portala) Yüklenebileceği Son Gün
Frekans
BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE
I- HAYAT DIŞI BRANŞLAR
1- Prim Esasına Göre (HDY1)
2- Hasar Esasına Göre (HDY2)
I. HAYAT DIŞI BRANŞLAR İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE
(HDY = HDY1 => HDY2 ise: HDY = HDY1; HDY1 < HDY2 ise: HDY = HDY2)
II- HAYAT BRANŞI
1- Yükümlülüğe İlişkin Sonuç (HY1)
2- Riske İlişkin Sonuç (HY2)
II. HAYAT BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (HY1+HY2)
III- EMEKLİLİK BRANŞI
III. EMEKLİLİK BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (EY)
BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = HDY + HY + EY
İKİNCİ YÖNTEME GÖRE
1- AKTİF RİSKİ (AR)
2- REASÜRANS RİSKİ (RR)
3- AŞIRI PRİM ARTIŞI RİSKİ (APR)
4- MUALLAK HASAR KARŞILIĞI RİSKİ (MHR)
5- YAZIM RİSKİ (YR)
6- FAİZ İLE KUR RİSKİ (FKR)
İKİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = AR + RR + APR + MHR + YR +
FKR
ŞİRKET İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE TUTARI
ÖZSERMAYE (YTL) *
Ödenmiş Sermaye = Ö (500+ 501)
Sermaye Düzeltmesi Olumsuz Farkları = Ö ( 503)
Kar Yedekleri = KY (540+ 541+ 542+ 543+ 545+ 549)
Sermaye Yedekleri=SY (520+ 521+ 524+ 525+ 529)
Vergi Karşılığından Sonraki Dönem Karı ile Geçmiş Yıllar Karları Toplamı = K (570
+590)
Deprem Hasar karşılığı = DHK (459)
Sermaye Benzeri Kredilerin %30 u = SBK
Dönem Zararı ile Geçmiş Yıllar Zararları Toplamı = DZ (580+ 591)
ÖZSERMAYE = Ö+KY+SY+K+DHK+SBK-DZ
ÖZSERMEYE (DÜZELTME FARKLARI İLE) = Ö+KY+SY+K+DHK+SBK-DZ
SERMAYE YETERLİLİĞİ SONUCU
SERMAYE YETERLİLİĞİ SONUCU (DÜZELTME FARKLARI İLE)
160
SERMAYE YETERLİLİĞİ
EK-14: Reasürans Şirketlerinin Değerlendirilmesine İlişkin Rehber
Bu
rehber,
sigorta
şirketlerinin
reasürörlerini
daha
iyi
değerlendirebilmelerine yardımcı olmak amacıyla oluşturulmuştur.
Reasürörün Kapasitesinin ve Faaliyetlerinin İncelenmesine İlişkin
Kurallar
1) Temel Prensipler
i) Yayınlar
Sigorta şirketi, reasürörün kapasitesini, faaliyetlerini ve güvenilirliğini
inceleyip değerlendirme yapabilmesi için, şirketin mali tablolarına ve faaliyet
raporlarına ulaşabilmelidir.
Söz
konusu
düzenlemeleri
mali
göz
tablolar
önünde
şirketin
kendi
bulundurularak
ülkesindeki
muhasebe
incelenip,
reasürörün
yükümlülüklerini karşılayabilecek düzeyde olup olmadığı tespit edilebilir.
ii) Diğer Bilgi Kaynakları
Reasürans
şirketi
ile
anlaşma
yapılmadan
önce,
sigorta
şirketi
değerlendirmeye kaynak oluşturabilecek broker ve reyting kuruluşlarının
değerlendirmelerinden yararlanabilir.
iii) Değerlendirmenin Kapsamı
Değerlendirmenin
kapsamı
reasürörden
reasüröre
değişmektedir.
İncelemenin boyutu reasürörün faaliyette bulunduğu piyasalarda itibarının
olup olmadığına göre değişmektedir. Reasürörün itibarı arttıkça ve deneyimli
olursa daha az değerlendirme yapılabilir. Diğer taraftan, şirket ve şirketin
bulunduğu ülkenin piyasası hakkında az bilgiye sahip olunduğu durumlarda
daha ayrıntılı araştırma yapılmalıdır.
Bunların yanı sıra, inceleme yapılırken bir sigorta grubuna ait reasürans
şirketinin grup şirketleri ile olan ilişkisi de inceleme kapsamına alınmalıdır.
161
2) İnceleme Kriteri
Bir reasürör değerlendirilirken aşağıda bahsedilecek olan alanlarda
gerekli ve yeterli bilginin toplanması gerekmektedir:
i) Hukuki Gereklilikler:
Reasürans şirketinin şirketler hukukuna göre kurulup kurulmadığı ve
şirketin yetkisinin veya ruhsatının olup olmadığından emin olunmalıdır. Yeni
kurulmuş ve çok bilinmeyen yabancı reasürörler hakkında daha çok bilgi
toplanmalıdır.
ii) Kapasite ve Mali Kaynaklar
Reasürans şirketinin mali tabloları ve yayımlanmış hesapları dışında
analistlerin ve reyting kuruluşlarının şirket hakkında yayımlanan makaleleri ve
değerlendirmeleri
ile
şirketin
diğer
şirketlerle
karşılaştırmaları
değerlendirmede kullanılabilmektedir. Diğer taraftan, reasürans şirketinin
teknik karşılıkları, mevcut kaynakları ve yatırım politikası da ayrıntılı
incelenmelidir.
iii) Bağımsız ve Düzgün Yönetim Kurulu
Sedan şirket açısından incelenecek olan diğer bir unsur da, reasürans
şirketinin iş kabul politikasında ve faaliyetlerinde üçüncü kişilerin etkisinden
ne kadar bağımsız olduğudur. Şirket hissedarlarının ve yöneticilerinin şirketi
kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp kullanmadığı incelenmeli, gerekirse
şirkete
grup
içi
kontrol
ilişkilerinin
olup
olmadığına
ilişkin
sorular
sorulabilmelidir. Eğer bu tür ilişkiler mevcut ise, şirket yöneticilerinin bilinçli ve
bilgili olup olmadığına bakılmalıdır. Diğer taraftan, reasürans şirketinin
yönetim kurulunun gerekli teorik, pratik ve profesyonel bilgi ve deneyime
sahip güvenilir kişiler olması gerekmektedir.
iv) Piyasa Davranışı
Reasürörün iş hacmi ve çalıştığı sigorta şirketleri değerlendirmede
kullanılmalıdır. Ayrıca, reasürörün iş yazma politikasında ne kadar ihtiyatlı
162
olduğu, risklerin ne kadarının devredildiği1 ve risklerin dağılımının da
incelenmesi gerekmektedir.
v) Reasürörün Bulunduğu Ülkedeki Hukuki, Ekonomik ve Politik Koşullar
Reasürörün bulunduğu ülkedeki koşulların uygun olması da çok önemlidir.
Reasürans faaliyetleri, sermaye akımları, yatırım serbestliği, hasar ödeme
işlemleri ve sermaye kazançları üstünde kısıtlama olmaması gerekmektedir.
3) Dokümantasyon
Şirketlerin çalışılacak reasürans şirketi hakkında yaptıkları araştırmayı
belgelendirmeleri gerekmektedir. Böylece, yetkili bir üçüncü kişi fazla zaman
harcamadan araştırmayı inceleyerek tam bir analiz yapabilecektir.
1
Retrosesyona çok başvurulması hasar ödemelerindeki gecikmeleri arttırdığından pek
olumlu bir durum değildir.
163
Download