Tarih Okulu Dergisi (TOD) Eylül 2016 Yıl 9, Sayı XXVII, ss. 589-599. Journal of History School (JOHS) September 2016 Year 9, Issue XXVII, pp. 589-599. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh985 DİJİTAL ÇAĞIN HİYEROGLİFLERİ: EMOJİLER Ayşe BİLGİNER KUCUR Şeyma BİLGİNER ERDOĞAN Özet İletişim teknolojilerinde yaşanan değişimle, sınırların ortadan kalkarak zaman mekân engellerinin dahi aşıldığı yeni bir medya evreninde yaşamaktayız. İletişimin dijitalize olmasıyla insani duyguların yansıması da bu dijital ortamda kendine yer bulmuştur. İnsanın kendini ifade ederken kelimeleri kifayetsiz bulduğunda bilinçli veya bilinçsiz olarak başvurduğu beden dili, internet ortamında yeni bir çehreye bürünmüştür. Duygu ve düşüncelerin ifade edilmesinde neredeyse tüm internet kullanıcılarının başvurduğu emojiler, beden dilinin dijitalize olmuş haliyle karşımıza çıkmaktadır. İnsanoğlunun kendini ifade etmede ilkçağlardan beri başvurduğu resim ve imgeler, dijital çağda yine en iyi ifade araçlarından biri olarak kabul görmektedir. İnteraktivitenin de etkisiyle her geçen yıl genişleyen emoji sözlüğü, ekstra zaman ve çaba harcamadan herkes tarafından bilinen küresel bir dilin oluşumunun yolunu açmıştır. Bu çalışmada, emojilerin beden diliyle olan bağlantısı açıklanarak, emojilerin kullanım amaçları incelenmiştir. Anahtar Kelimeler; Beden Dili, Dijitalleşme, Emoji, İnternet, Teknoloji Hieroglyphs of Digital Era:Emoticons Abstract We are living in a new media universe that by exceeding the limits and spacetime with changes taking place in communications technology. Communication with being digitized, a reflection of humanistic emotions find place in the digital environment. Body language that while a person express oneself consciously or unconsciously employed, it has taken a new face on the internet environment. In the expression of feelings and thoughts, almost all internet users refers to emojis that have Öğretim Görevlisi, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi,Radyo-TV ve Sinema Bölümü Araştırma Görevlisi, Atatürk Üniversitesi İleitşim Fakültesi, Temel İletişim Bilimleri Ayşe Bilginer Kucur – Şeyma Bilginer Erdoğan emerged a form of body language has been digitized. While in human beings are expressing themselves, pictures and images of the applicants since the ancient times, they are regarded as one of the best means of expression in the digital age also. With the effect of interactivity, every year expanding emoji dictionary paved the way for the formation of a global language that without spending extra time and effort and known by everyone. In this study, it has been examined intented purpose of emojis, by explaned connection with the body language of emojis. Keywords; Body Language, Digitization, Emoticons, Internet, Technology Giriş 2000’li yıllardan sonra internetin herkes tarafından ve her yerde kullanım imkânının elde edilmesiyle çeşitli internet kullanıcı profilleri ortaya çıkmıştır. Müzik dinlemek, program yüklemek, oyun oynamak, chat yapmak, araştırma yapmak, haberleri takip etmek, iletişim kurmak gibi çok çeşitli sebeplerle internet kullanılmaktadır. Merkezi kontrolün söz konusu olmadığı bu ortamda sınırsız özgürlüğün etkisiyle insanlar düşüncelerini, fikirlerini ve paylaşımlarını sansürsüzce yayınlayabilmektedir. Özellikle Web 2.0’ ın verdiği imkânla sosyal medyanın her zaman&her yerde (anywhere&anytime) etkisi interneti oldukça demokratik bir ortam haline getirmiştir. Demokratik ortamın getirisi kadar götürüsünün olduğunu söylemek mümkündür. Örneğin, bilgi kirliliğine yol açması, yanlış yönlendirmelere açık bir ortamının olması, çocuklar ve gençlerin ruhsal gelişimini etkileyebilecek zararlı içeriklere ulaşımın kolay olması, hackerlerin kişisel bilgi güvenliğini tehdit etmesi gibi birçok problem internet ortamının temel sorunlarıdır. Bu ortamın en önemli sorunlarından biri de vücut dilinin kullanılamamasından kaynaklanan yanlış anlama veya eksik anlaşılma sorunlarıdır. E- maillerde, chat odalarında, bloglarda, sosyal medya ortamlarında, anlık mesajlaşma vs. programlarda yüz yüze iletişim imkânı olmadığından duyguların iletilmesi bakımından bir eksiklik yaşanmaktadır. Son teknolojik cihazlarla kameralı görüşmeler rahatlıkla yapılabilse de her ortam ve her zaman diliminde kullanım imkânı yoktur. İşte emojilerin ortaya çıkışının ve herkes tarafından tercih edilmesinin altında yatan gerçek, duyguların gerçekçi bir şekilde ifade edilmesi beklentisidir. Duygu ikonları da denen emojiler (emoticons), ilk zamanlar klavye yardımıyla sonraları akıllı cihazlara kayıtlı veya sonradan yüklenebilen programlar aracılığıyla geliştirilmiştir. Peki, insan neden iletişim kurmada beden diline ihtiyaç duymaktadır? Jest ve mimiklere başvurmadan iletişime geçmek mümkün değil midir? Elbette bu durumlarda da iletişim kurmak [590] Dijital Çağın Hiyeroglifleri: Emojiler mümkündür. Ancak beden dili iletişimde kullanılan ilk dildir. İnsan doğduğu andan itibaren annesiyle iletişim kurmada beden dilini kullanmaktadır. İşitme ve konuşma engellerinin olduğu durumlarda ve konuşma dili farklı olan iki insan iletişime geçmek zorunda kaldığında yine başvurulacak ilk yöntem beden dili olmaktadır. Sözsüz iletişim de dediğimiz beden dili, anlatımı güçlendirmesi bakımından insanın bilinçli veya bilinçsiz olarak kullandığı bir iletişim yöntemidir. Bilinçsiz kullanıldığında konuşulanlar ve konuşan hakkında küçük ipuçları veren beden dili, bilinçli kullanımda ise söylenen sözün etkisini artırmaya yönelik etki bırakmaktadır. Navarro (2007:22), insanların sözel olmayan bir şekilde de iletişimde olduklarını her zaman fark edemediklerinden dolayı, beden dilinin, bilinçli olarak oluşturulan sözlü bildirimlerden çok daha gerçek bilgiler içerebildiğini belirtmektedir. Cüceloğlu, insanların ağızlarıyla yalan söyledikleri durumlarda bedenlerinin onları ele verdiğini söylemektedir (1994). “Bir resim bin kelimeye bedeldir” atasözü de beden dilinin etkin kullanımına dikkat çekmektedir (Rezabek, Cochenour, 1998:202). McNeil (2005) ise bir adım daha ileri giderek jestlerin konuşulan dilden ayrı olduğunu düşünmenin bir hata olduğunu belirtmekle birlikte, jestlerin konuşma ile senkronize bir yapıda olduğunu da eklemektedir. Jestler, mimikler, ses tonu veya vurgular, dokunma, vücudun duruşu vs. iletişim kurmada zaman zaman söylenen sözden daha etkin konuma geçmektedir. Beden dili toplumlara, zamana veya içeriğe bağlı olarak değişkenlik gösterse de genellikle tüm dünyada ortak bir iletişim dili olarak kullanılmaktadır. Örneğin gülümsemek hemen hemen tüm zihinlerde sevinç göstergesi olarak algılanmasına rağmen bazen de alaya almanın işareti olabilmektedir. Bu nedenle jest ve mimiklere bakarak mesajı anlamlandırmak her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Ancak beden dili kullanmadan anlaşmaya çalışmak; duygu ve düşünceleri olmayan robotların bilgi aktarımını çağrıştırmaktadır. Öyleyse yukarıda bahsedilen emojilerin çıkış noktasına geri dönecek olursak, klavye tuşlarının eğlenceli şekiller çıkarma amaçlı kullanılmadığını, duygusal aktarımların yapılabilmesi için en basit yöntemlerle aktarım sorununun çözülmeye çalışıldığı görülmektedir. Dijital İletişimde Beden Dili Vücut dilinin internet ortamında kullanılamaması zaman zaman yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermekle birlikte iletişim kurmada bazı aksaklıkların yaşanmasına da neden olmaktadır. Fiziksel görüntünün bir fotoğrafla sınırlı [591] Ayşe Bilginer Kucur – Şeyma Bilginer Erdoğan olduğu bloglar, chat odaları ve benzeri ortamlarda yalnızca yazışarak iletişim kurulabilmektedir. Duygu eksikliğinin olduğu bu sanal ortamlarda duyguların ve mimiklerin anlaşılabilmesi için duygu ikonları da denilen emojiler kullanılmaktadır. Kameralar aracılığıyla yüz yüze de sayılabilecek bir iletişim kurulabilmektedir. Ancak kameralı görüşmenin her zaman her yerde mümkün olmadığı ve konuşmanın mahremiyeti düşünüldüğünde yazışarak iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Rezabek ve Cochenour (1998:202), emojilerin yüz yüze iletişimdeki mimiklerin alternatifi olarak bilgisayar aracılı iletişime entegre edildiğini belirtmektedir. “Bilgisayar Aracılı İletişimde Görsel İpuçları” adlı çalışmada kelimeler, gramer, bağlam ve deneyim, sözel sinyaller ve diğer tüm ipuçlarının bir mesajın anlamına katkıda bulunduğunu dile getirmektedir. Emojiler genellikle duyguların sözsüz göstergeleri olarak görülür. Bağlı oldukları metnin gücünü göstermektedir, bu nedenle dilsel iletişimin bir parçası olarak kabul edilmelidir (Dresner, Herring, 2010). Duygusal bir yüz ifadesini göstermek için klavye karakterlerinin tasarlanmış kombinasyonlarından (Crystal, 2001) oluşan emojiler, aslında duyguların sıradan tipografik sembollerle görsel ipuçlarına dönüşmesidir (Rezabek, Cochenour, 1998). Yani, emojilerin kullanım amacı bir yazarın ruhsal durumunun kelimelerle anlatımı değil, karakter kombinasyonuyla anlatılmaya çalışılmasıdır. Bilgisayar aracılı iletişimde, duygulara eşlik eden grafik işaretlerinin yazılı basına eklenmesinin “ :-) ” ve “ :-)” simgeleriyle başladığını söyleyebiliriz. Bilgisayar aracılı iletişim hız kazandıkça binlerce simge gelişmiş ve bu simgeler zamanla kendi sözlüğünü oluşturmuştur (Dresner, Herring, 2010). İlk emojinin ne zaman ve kim tarafından kullanıldığı konusunda kaynaklar farklı bilgi sunmaktadır. Örneğin; Steven Barrett, internet üzerinden kurulan iletişimde yaşanabilecek sorunlardan bahsederken Carnegie Mellon Üniversitesi’nin bilgisayar bilimleri bölümünde çalışmalarını yürüten Scott Fahlman’ın e-postalarda şakayla karışık yazılan bir cümlenin yanlış anlamaya müsait olduğunu, bu nedenle karşı tarafın durumu yanlış yorumlayabileceğini belirtmiş, “:)” gülen yüz ifadesinin olası yanlış anlamaları ortadan kaldıracağını savunmuştur. Barrett hepimizin bildiği ilk emoji olan “:)” gülen yüzün ve ardından somurtkan yüzün “:(“ 19 Eylül 1982’de Fahlman tarafından gönderildiğini belirtmektedir (Barrett, 2002:34). Buna karşın farklı kaynaklarda ilk emojinin “-)” 1979’da Kevin Mackenzie tarafından metnin yavan ifadesine canlılık kazandırmak için gönderildiği ifade [592] Dijital Çağın Hiyeroglifleri: Emojiler edilmektedir. 1980’lerin ortalarında ise grafiklerle oluşturulan iki boyutlu resim ve avatar olarak bilgisayar sistemlerinde görülmeye başlandığı belirtilmektedir (Preece, Krichmar, Abras 2003: 2–3). Sonraki aylarda birkaç emoji daha e- posta ve internet sitelerinde görülmeye başlanmış, böylece emojiler internet üzerinden yapılan yazılı iletişimi kolaylaştırmıştır. Farklı bir yaklaşıma göre ise, The Wall Street Journal’deki yazısında Mayumi Negishi emojilerin ilk olarak 1990’lı yılların sonlarında Japonya’da ortaya çıktığını yazmıştır. Emoji mucidinin adı Shigetaka Kurita adında bir Japon olduğunu, ilk emojiyi 1998 yılında Japonya’da faaliyet gösteren NTT Docomo adlı bir firmanın i-mode adlı mobil cihazında kullandığını ifade etmektedir. Kurita, Docomo’da çalışırken, bir mobil internet platformu oluşturmak için hava durumu, haberler, e-posta ve rezervasyon gibi bağlantı sayfaları tasarlarken emojiler üzerinde çalışmış ve bu kavramın gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Geleneksel olarak uzun mektup yazarak iletişim kurmaya çalışan Japon halkı, e-postanın iş hayatında geniş kullanımı sonrası cümlelerini kısaltarak az cümleyle çok şey anlatmaya çalışmıştır. Bu durum zaman zaman yanlış anlamalara sebep olmuş, Kurita da bu durumu fark ederek ruhsal ve duygusal durumları değerlendirmek için yüz yüze iletişim ve telefon sohbetlerini inceleyerek ipuçları elde etmeye çalışmıştır. Yaptığı çalışma sonrasında yanlış anlaşılmaların yol açtığı iletişim eksikliklerinin ortada kalkması için insanların birbiriyle daha fazla irtibatta olması gerektiğini belirterek yazılarına emoji eklemeyi alışkanlık haline getirmiştir (Negishi, 2014). Benzer görüşte olan Kelly ve Watts (2015), ilk olarak Japonya’da geliştirildiğini düşündükleri emojilerin, yüz yüze iletişimde örtük olabilmesine rağmen yazılı metinde saklanabilen duygusal niteliklerin genişletildiği bir palet gibi olduğunu belirtmektedirler. Kaynaklar farklı bilgiler içerse de emojilerin kullanım amacı konusunda bir fikir birliği olduğu görülmektedir. Yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak veya duygusal durumlar hakkında net bilgi verebilmek amacıyla emojilere ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Emoji kullanımının Japonlara dayandırılmasının haklı gerekçesi kaomojilere dayanmaktadır. Kaomoji (yüz işaretleri) Japon kültürüne özgü vertikal yüz işaretleri “ ˆ_ˆ ”, toplumda yıllardır yaygın olarak kullanılmaktadır. Batı kültüründe kullanılan yüz işaretleri ise yatay “: -)” şekildedir ve kaomojiler kadar eski değildir (Dresner, Herring, 2010). Son dönemlerde kullanım sıklığı ve amaçları ile ilgili yapılan araştırmada emojilerin yalnızca duyguların ve düşüncelerin doğru aktarımına [593] Ayşe Bilginer Kucur – Şeyma Bilginer Erdoğan yardımcı olmak amaçlı kullanılmadığı hem iş hayatında hem günlük hayatta hemen herkesin sıkça başvurduğu bir iletişim yöntemi olduğu görülmektedir. Whatsapp ve Facebook gibi mobil mesaj uygulamalarında da çok yaygın ve popüler olan emoji kullanımı, duygusal iletişim ortamının gelişimine de katkı sağlamaktadır. Küresel çapta kabulü biraz zaman alsa da emojiler Unicode Consortium organizasyonu tarafından 2015’te listeye alınmış ve şu şekilde tanımlanmıştır: Emojiler, metin tabanlı iletişim ortamlarında katılımcılar arasında duyguların net bir şekilde yanlış anlaşılmalara fırsat vermeden anlatılabilmesi için tasarlanmış piktogramlardır (www.unicode.org). Sternbergh’e göre (2014); emojiler küçük bir ekranda daha kolay bir tarzda duyguları ifade etmeye yardımcı olmaktadır. Özellikle kısa metin mesajlaşmalarında yazışmanın hacmini küçülterek mesaj yazma süresini kısaltır. İlk bakışta çocuksu gibi görünen bu karikatürler, görülür görülmez tanınmakta ve ortak bir dil oluşumuna destek olmaktadır. Sternbergh, herkes tarafından anlaşılırlık durumu olan emojilerin, dilsel engellerin aşılmasında yeni dönemin en önemli araçlarından biri olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda çeşitli medyalar vasıtasıyla küresel bir iletişim döneminin yaşadığımız günümüzde küresel bir beden dilinin oluşumunun gerçekleştiğini rahatlıkla söylenebilir. Yine son dönemlerde emojilerin sosyal sorumluluk ve halkla ilişkiler kampanyalarında kullanıldığı görülmektedir. Bir hastalığın oluşumuna dikkat çekerek halkı bilgilendirme amaçlı tanıtım çalışmalarından (Diyabet, AIDS, tansiyon gibi), toplumsal bir olaya dikkat çekmeye değin (cinsel istismara uğramış çocuklar, çocuk işçiler, kadın hakları, şiddet ) emojiler her platformda yaygın olarak başvurulan bir iletişim yöntemi olmuştur (Skiba, 2016). Herkes tarafından kullanılıp bilinmesiyle birlikte emojilerin kullanımı öylesine bir ortak dil oluşturmuştur ki, TLC adlı televizyon kanalı, programlarının tanıtımını yaparken logosu eşliğinde sürekli değişen emojilere yer vermektedir. Küresel çapta bu işaret ve sembollerin kullanımı, kendi sözlüğünü oluşturmaya çalışan bilgisayar aracılı iletişimin aşağı yukarı tüm türlerinde ve [594] Dijital Çağın Hiyeroglifleri: Emojiler geleneksel yazılı metinlerde emojilere yer verilmektedir. Messenger, Whatsapp, e- posta, bloglar, sohbet odaları ve daha sayılabilecek anlık mesajlaşma ortamlarının tümünde el yazılarında, billboardlarda, afişlerde, el ilanlarında, reklamlarda emojiler kullanılmaktadır. Emojilerin kullanım sıklığı ve kullanım amaçları üzerine yapılan birçok araştırmayla da küresel bir dil oluşturduğu görülebilmektedir. Derks, Bos ve Grumbkow (2004), yaş ortalamasının 16.5 olduğu 158 ortaöğretim öğrencisi ile yaptıkları ankette gençlerin emoji kullanma sıklığını ölçmeye çalışmışlardır. Daha önce yapılan pilot çalışmanın sonuçlarını dikkate alarak öğrencilerden en çok kullanılan emojiler arasından (gülümsemek, üzülmek, göz kırpmak vs.) seçim yapmalarını istemişlerdir. Yapılan çalışma ile duyguların ifade edilmesinde internette emojilerin kullanımıyla ilgili deneysel alan araştırması hedeflenmiştir. Bu araştırma sonucunda varılan sonuçları şu şekilde sıralamak mümkündür: - İnsanlar emojileri sosyo-duygusal bağlamda kullanmaktadır. - Negatif durumlarda veya bir problemi çözmek için daha fazla iletişime gerek duyulan durumlarda emojiler yeterli değildir. - İnsanlar negatif durumlarda negatif anlamlı emojileri, pozitif durumlarda da pozitif anlamlı emojileri kullanmaktadır. - Bilgisayar aracılı iletişimde kullanılan emojiler, yüz yüze iletişimdeki yüz ifadelerine benzemektedir. Yapılan araştırma sonucunda dijital yerlilerin (digital native), mobil iletişimi ve sosyal ağları kullanarak, karşısındakine ya da sosyal medyada takipçilerine hitap ederken bir emoji karakteriyle kendini ifade etmeye çalıştığı görülmektedir. Prensky (2001:3), dijital doğanların (digital born) doğar doğmaz sanal ortamla uyum içinde olduklarından dolayı farklı deneyimlere açık bir zihinsel yapıda olduklarını, sosyal iletişim kurmak amacıyla internet kullandıklarını belirtmektedir. Emojilerin en çok kullanıldığı sanal ortamlardan biri de Twitter’dır. Bu duruma bağlı olarak Twitter, emojilerin kullanımı ile ilgili olarak bir araştırma yaparak, en çok kullanılan emojileri aşağıdaki gibi kategorize etmiştir: [595] Ayşe Bilginer Kucur – Şeyma Bilginer Erdoğan En çok tweetlenen yüz emojileri En çok tweetlenen el emojileri Yemek hakkında çok tweetlenenler en Benzer bir araştırma da pazarlama ve araştırma ajansı www.fikrimuhim.com tarafından Türkiye’de 79 ilde, 7 bin 252 kişiyle yapılmış, araştırma sonuçlarına göre emoji kullanan kesimin %80’i kadın %20’si erkek olarak tespit edilmiştir. Emojilerin en yoğun kullanıldığı yerler ise Whatsapp, Facebook ve Messenger olarak görülmüştür. Türkiye’de en fazla tercih edilen emojiler ise yüzdeleriyle birlikte şöyle sıralanmıştır (www.fikrimuhim.com): [596] Dijital Çağın Hiyeroglifleri: Emojiler Sonuç İnsanlığın iletişim kurma yöntemleri bakımından geçirdiği aşamaları ve yaşadığı ilerlemeleri göz önüne alarak Barry, insanoğlunun ilk metinlerinin aslında resimler olduğunu ve yazılı iletişimin bir dizi imaj ve resimlere dayalı olduğunu belirtmektedir. Yazılı iletişimin hâkimiyetine rağmen imaj ve resmin iletişim araçlarına hâkim konumda bulunduğunu ifade eden Barry, 21. yüzyılda yazılı dilden görüntü tabanlı bir dile dönüşüme dikkat çekmektedir. Teknoloji ise, görüntünün baskın olduğu bu iletişim şeklinde anahtar konumda yer almaktadır (Barry, 2007: 1). İletişim teknolojilerinin yaygınlığı toplumsal hayatta bireylerin, algılama biçimlerini, yaşam tarzlarını, konuşma biçimlerini, davranış kalıplarını etkileyerek inkâr edilemez bir etki bırakmaktadır. Çünkü imgeler, teknolojiler tarafından üretilmekte ve kültür içinde içselleşmektedir (Çakır, 2014:187). Uzamın zamansallaştığı dijital çağda mekânlar yeni yüzlere dönüşürken dijital uzam kendine özgü bir nitelik kazanmaktadır. Geleneksel kitle iletişim araçlarının tek yönlü akışı yerini interaktiviteye bırakarak çok sesliliğe imkân vermektedir (Alanka, 2015). Dünyadaki tüm dillerin ve unutulmuş dillerin sayısını düşünerek geldiğimiz noktada dijitalize olmuş hayatlarla yeniden resimlerle iletişim kurma yöntemine geri dönüldüğü görülmektedir. Emojilerle oluşturulan evrensel bir dilin oluşumunda henüz sona gelinmiş değildir. Tüm dünya vatandaşlarının katkısıyla gelişmekte olan bu iletişim yönteminde emoji listesinin tamamlandığını söylemek büyük bir iddia olur. Anlam oluşturmak için hazır seçili listeden bir tuşla emoji seçmek kolaydır ancak her kullanıcının kendini aynı şekilde ifade etmeyi kabul ettiği veya edeceği konusunda evrensel bir anlaşma yoktur. Bu nedenle anlam oluşturma açısından emojilerin çeşitlenme potansiyelinin yüksek olduğu ortadadır. İnternet ortamında her bireyin kendini rahatlıkla ifade edebildiği ortamların çokluğu düşünüldüğünde eklenebilecek yeni emojilere sanal mekânda her zaman yer vardır. [597] Ayşe Bilginer Kucur – Şeyma Bilginer Erdoğan KAYNAKÇA Alanka Ö. (2015), Dijital Karnavalesk Uzam:Twitter, İletişim Çalışmalarında Dijital Yaklaşımlar Twitter, İçinde Ed. Selva Ersöz Karakulakoğlu, Özge Uğurlu, Heretik:Ankara. Baron S.N. (2000), Alphabet to E-mail, Routledge: London and New York. Barrett S. (2002), Overcoming Transactional Distance as a Barrier to Effective Communication over the Internet, International Education Journal, Sayı 3/No:4. Barry N. (2005) Talking Pictures, https://www.ceeol.com/search/articledetail?id=5226. Crystal D., (2003), Language and the Internet, Cambridge University Press: Melbourne. Çakır M. (2014), Görsel Kültür ve Küresel Kitle Kültürü, Ütopya:Ankara. Derks D., Bos E.R, Grumbkow J. (2004), Emoticons and Social Interaction on the Internet: The Importance of Social Context, www.sciencedirect.com. Dresner E. Herring S.C.(2010), Functions of the Nonverbal in CMC: Emoticons and Illocutionary Force, Communication Theory sayı: 20 s.249268. Kelly R., Watts L., Characterising the Inventive Appropriation of Emoji as Relationally Meaningful in Mediated Close Personal Relationships. McNeill, D. (2005). Gesture and Thought. http://mcneilllab.uchicago.edu/writing/publications.html. Navarro J.,(2007), Beden Dili, Eski FBI Ajanından İnsanların Bedenini Okuma Rehberi, Alfa Yay. Negishi M.(2014). Meet Shigetaka Kurita, the Father of Emoji, TheWall Street Journal, 26 Mart 2014. Preece J., Krichmar D.M., Abras C.(2003), History and Emergence of Online Communities, In B. Wellman (Ed.), Encyclopedia of Community. Berkshire Publishing Group, Sage. Prensky M. (2001), Digital Natives, Digital Immigrants, MCB University Press, Sayı: 9 No:5. [598] Dijital Çağın Hiyeroglifleri: Emojiler Rezabek, L., & Cochenour, L. (1998). Visual cues in computer mediated communication: Supplementing text with emoticons. Journal of Visual Literacy, 18, 201–215. Skiba D. J. (2016) Face with Tears of Joy Is Word of the Year: Are Emoji a Sign of Things to Come in Health Care? www.neponline.net. Sternbergh, A. (2014). Smile, You’re Speaking Emoji: The Rapid Evolution of a Wordless Tongue. In New York Magazine. http://nymag.com/daily/intelligencer/2014/11/emojis-rapid-evolution.html. “Top Emojis By Country”. https://twitter.com, Erişim Tarihi: 18 Temmuz 2016. “Türk İnsanı Hangi Emojileri Kullanıyor?”, www.fikrimuhim.com , Erişim Tarihi: 10 Ağustos 2015. Unicode Glossary, http://www.unicode.org/glossary, Erişim Tarihi: 17 Ağustos 2016. [599]