M. Meclisi B s 72 Muhterem arkadaşlar, işçi tarifine elbette biz bu kanunda bir kesin çizgi getiremeyiz. 657 sayılı bu Kanun, Devlet Memurları Kanunudur; Devlet me­ murlarının statüsünü tanzim eden bir Kanundur. Bu kanunda, esas itibariyle Devlet memurları tarif edil­ melidir. İşçinin tarif edileceği kanun, elbette fş Ka­ nunudur. iş Kanununda ona kesin bir tarif getirmek lâzım gelir. Hassasiyetimiz (D) bendi üzerinde değil­ dir; çünkü, işçinin tarifinin iş Kanununda yapılması­ nı istediğimizden, (D) bendi üzerinde değildir. Bizim hassasiyetimiz, (A) bendi üzerindedir. Bu hassasiyet de, 36 ncı maddedeki o çerçeveyi içine alıyor mu, al­ mıyor mu bakışı açısından ortaya çıkan bir hassasi­ yettir. Bugüne kadar birtakım yollara gidilmiş, şimdi bu­ gün bu noktaya gelinmiş. Çalışma Bakanımızın birta­ kım alternatifler üzerinde çalışmalar yaptığı ifadesi­ nin cevabını, aslında, Çalışma Bakanımızın veya Hü­ kümetten bir arkadaşın vermesi lâzım. Yalnız, Çalış­ ma Bakanımıza bu alternatifleri, bu konu üzerinde çalışmalar yaptığımız için biz vermiştik, bunu Hükü­ met içinde oluştursun diye vermiştik. Bu alternatifler şunlar.... İSMAİL HAKKI BtRLER (Tokat) — Siz Hükü­ met adına mı cevap veriyorsunuz? ŞEVKET KAZAN (Devamla) — Hayır efendim, alternatifler üzerinde cevap. BAŞKAN — Lütfen tamamlayınız Sayın Kazan, süreniz doldu, tamamlayın lütfen. ŞEVKET KAZAN (Devamla) — Son ifadelerimi kullanıyorum. Alternatifler : 12 sayılı Kararname ile getirilen biçimi aynen ka­ bul etmek. Şu 12 Sayılı Kanun Hükmündeki Karar­ nameyi, Cumhuriyet Halk Partisi - Millî Selâmet Par­ tisi Koalisyon Hükümeti olarak hazırladık. Bu bir alternatiftir. Bu bir., ikincisi... İSMAİL HAKKI BİRLER (Tokat) — Sayın Ka­ zan, Çalışma Bakanından soracağım her şeyi bundan sonra sizden sorayım. BAŞKAN — Rica edeyim Sayın Birler, rica ede­ rim efendim. ŞEVKET KAZAN (Devamla) — ikincisi, memu­ ru tarif eden (A) bendinde bir değişiklik yaparak, «bu kişilere bağlı olarak yardımcı ve sürekli görevler­ de çalışanlar» ibaresini çıkarmak ki, bugün Bütçe Plan Komisyonunda yapılan değişiklik bu alternati­ fin bir aksi, inikası olarak karşımızdadır. 6 . 5 . 1975 O : 1 Bunun yanında, üçüncüsü, 7 Sayılı Kararnamenin getirdiği kıstasa dönüştür. Dördüncüsü de, bu (D) bendinde şu ifadeyi kul­ lanmak, «1475, 506, 274 sayılı Kanunlara göre işçi sayılıp da, bu Kanuna göre memur sayılmayanlar» tarzında bir ifade koymak. Biz de grup olarak bu alternatifler üzerinde, grup olarak kesin görüşümüzü ortaya koymak bakımından uzun uzadıya düşündük; ama biraz evvel arz ettiğim gibi, işçinin tarifinin kısa zamanda İş Kanununda yapılmasını çok daha güçlü bir hareket olarak kabul ettiğimizden, bugün Bütçe Plan Komisyonunda yapıl­ mış olan bu değişikliği grupça aynen benimsediğimizi ifade eder, hepinize saygılarımı arz ederim. BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Kazan. Şahsı adına Sayın Hikmet Baloğlu. H İ K M E T BALOĞLU (İçel) — Vazgeçtim efen­ dim, BAŞKAN — Peki efendim. Şahsı adına Sayın Ülker, buyurun efendim. REŞİT ÜLKER (Isanbul) — Değerli arkadaşla­ rım, işçi - memur ayırımı, aslında bilimsel olarak çözülmesi ve üzerindeki konuşmaların da hiçbir za­ man politika içine sokulmaması lâzım gelen bir konu idi; ama maalesef bu, 12 sayılı Kararname konusun­ da en büyük iddialardan birisi olarak ortaya atıldı ve 200 000 Türk işçisinin işçi niteliğinin kaybedildiği uzun süre tekrar edildi, hem de en yetkili ağızlar tarafından. Değerli arkadaşlarım, işin temelinde, işçi - me­ mur ayırımının temelinde bir Anayasal hak ve bir Anayasa meselesi yatmaktadır. 1961 Anayasasındaki, memurların sendika kurma haklan, Anayasa değişik-: ligi ile kısıtlanınca, öbür tarafta sendikal haklarını kullanan ve tş Kanunu kapsamına giren Türk işçileri, birçok haklarını elde eder duruma geldiler. Türk memurları ise, sendikal haklan olmadığı için, hiç­ bir haklarını savunamaz durumda kaldılar; ancak, parlamenterler veya baskı gruplarının, meseleleri Parlâmentoya anlatabildikleri ölçüde bazı şeyleri or­ taya koyabilmek durumuna geldiler. Bundan dolayı da, memur statüsünde bulunan pek çok kimse hak­ lı olarak hakkını istiyor, hakkını alamıyor; bun­ dan dolayı da işçi statüsünün daha cazipliği üzerinde duruyor. Bir defa, bu temel meseleyi çözmedikçe, yani me­ murlara sendika nakları verilmedikçe ve bütün çalı­ şanlar bir bütün olarak toplumda ele alınmadıkça, 602 —