Cukurova Medical Journal Pnömoni tanısıyla değerlendirilen çocuk

advertisement
Cukurova Medical Journal
Cukurova Med J 2017;42(4):702-708
DOI: 10.17826/cutf.325718
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ
ARAŞTIRMA / RESEARCH
Pnömoni tanısıyla değerlendirilen çocuk hastaların kardiyolojik
bulguları
Cardiological findings of pediatric patients with the diagnosis of pneumonia
Soner Sertan Kara1, Ufuk Utku Güllü2, Ali Fettah3
1Erzurum
3Çocuk
Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, 2Çocuk Kardiyoloji Kliniği,
Hematoloji Kliniği, Erzurum, Turkey
Cukurova Medical Journal 2017;42(4):702-708
Abstract
Purpose: Pneumonia is an important health problem.
Cardiovascular system is involved variously during course
of disease. This study aims to investigate children with
community-acquired pneumonia.
Material Methods: Children aged one month-16 years
were prospectively evaluated about some of their clinical,
laboratory, radiological, and echocardiographical findings.
Also, children with non-cardiac chronic diseases were
compared with children having no chronic disease.
Results: Median age of patients was 32 months.
Fortyeight (76.2%) patients were hospitalized. One fourth
of children had congenital heart disease. Among these, 5
(31.2%) had hemodynamically instable cardiac defect,
while 11 (68.7%) had hemodynamically insignificant
cardiac lesions. Tricuspid insufficiency was present in 14,
various degrees of pulmonary hypertension were present
in 10 (15.9%) patients. One third reported recurrent
pulmonary infections. Eighteen (28.6%) patients had noncardiac chronic diseases. Mostly lobar infiltration (49.2%)
was present. One quarter had pulmonary complications,
most of which were parapneumonic effusion. Patients
with non-cardiac chronic diseases had more prevalent
recurrent pulmonary infections, tricuspid insufficiency and
pulmonary hypertension, and hospitalization than children
having no chronic disease.
Conclusion: Serious cardiac complications can be
encountered during course of pneumonia. Presence of an
underlying non-cardiac chronic disease increase both
recurrence and morbidity of pneumonia.
Key words: Child, community-acquired pneumonia,
echocardiography, pulmonary hypertension.
Öz
Amaç: Pnömoniler önemli bir sağlık sorunudur. Hastalığın
seyrinde kardiyovasküler sisteme ait değişik düzeyde
etkilenmeler görülebilir. Bu çalışmayla toplum kökenli
pnömoni tanısı konulan çocuk hastaların değerlendirilmesi
amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Bir ay–16 yaş arası çocuklar prospektif
olarak değerlendirilmiş, bu hastaların bazı klinik,
laboratuvar, radyolojik ve ekokardiyografik bulguları
araştırılmıştır. Ayrıca altta yatan kalp-dışı kronik hastalığı
olan hastalarla, olmayanlar karşılaştırılmıştır.
Bulgular: Hastaların ortanca yaşı 32 aydı. Kırksekiz
(%76.2) hasta yatırılarak izlendi. Hastaların yaklaşık dörtte
birinde konjenital kalp hastalığı mevcuttu. Bu hastaların
5’inde (%31.2) kalpte hemodinamik instabilite oluşturan
yapısal defekt varken, 11’inde (%68.7) hemodinamik
önemi olmayan yapısal lezyonlar mevcuttu. Ondört
(%22.2) hastada triküspit yetmezliği, 10 (%15.9) hastada
değişik derecelerde pulmoner hipertansiyon saptandı.
Hastaların üçte birinde tekrarlayan akciğer enfeksiyonu
bildirildi. Onsekiz (%28.6) hastada kalp-dışı kronik hastalık
mevcuttu. Hastaların akciğer grafilerinde çoğunlukla lober
tutulum (%49.2) gözlendi. Dörtte bir hastada akciğerlerde
pnömoniye bağlı komplikasyon gözlenirken, bunların
çoğunluğu parapnömonik efüzyondu. Altta yatan kalp-dışı
kronik hastalığı olan hastaların, tekrarlayan akciğer
enfeksiyonu
geçirme,
ekokardiyografide
triküspit
yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon bulunma ve
hospitalizasyon oranlarının, kronik hastalığı olmayanlara
göre daha yüksek olduğu saptandı.
Sonuç: Pnömoniler önemli kardiyak komplikasyonlara yol
açabilmektedir. Altta yatan non-kardiyak bir kronik
hastalığın varlığı, pnömoninin hem rekürens riskini hem de
morbiditesini artırmaktadır.
Anahtar kelimeler: Çocuk, ekokardiyografi, toplum
kökenli pnömoni, pulmoner hipertansiyon.
Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Soner Sertan Kara, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Erzurum, Turkey. E-mail: drsoner@yahoo.com
Geliş tarihi/Received: 18.01.2017 Kabul tarihi/Accepted: 15.03.2017
Pnömonisi olan çocuklarda kardiyolojik bulgular
Cilt/Volume 42 Yıl/Year 2017
GİRİŞ
GEREÇ VE YÖNTEM
Akciğerin intersitisyel dokusunun ve alveollerin
inflamasyonu sonucu ortaya çıkan pnömonilerde
hastaların en sık başvuru şikayetleri öksürük, ateş,
göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. Bu durum, tüm
dünyada özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda önemli
bir sağlık sorunudur. Her yıl dünya genelinde
yaklaşık 155 milyon çocuk pnömoni geçirirken, 5
yaşın altında 2 milyondan fazla çocuk bu nedenle
kaybedilmektedir1.
Çalışma prosedürü
Çalışmaya, 01 Haziran 2015-31 Mayıs 2016 tarihleri
arasında Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde (EBEAH) TKP tanısı alan 1 ay – 18
yaş arası çocuk hastalar prospektif olarak dahil
edildi. Pnömoni tanısı konulan hastaların tedavisi ve
yönetimi, Amerikan Enfeksiyon Hastalıkları
Cemiyeti (IDSA) önerileri doğrultusunda yapıldı8.
Çalışmaya fizik muayenede müphem bulguları ya da
komplikasyon şüphesi olduğu için posteroanterior
ve lateral akciğer grafisi çekilen veya hospitalizasyon
endikasyonu olan hastalar dahil edildi. Bilinen
konjenital kalp hastalığı olan, akciğer grafisinde
pnömoni bulgusu olmayan ve yenidoğan ya da
erişkin (>18 yaş) yaş grubunda olan olgular
çalışmaya dahil edilmedi.
Toplum kökenli pnömoni (TKP), pulmoner
parankimin toplumdan kazanılmış etkenlerle akut
enfeksiyonudur. Neden olan mikroorganizmalar yaşa
ve altta yatan hastalıklara göre değişen TKP’ye en sık
neden olan virüsler respiratuvar sinsisyal virüs
(RSV), parainfluenza ve influenza virüsleri iken, en
sık görülen bakteriyel etkenler S. pneumoniae ve H.
influenza’dır2,3.
Lokal etik kurul onayı (EBEAH Etik Kurul onay no:
2017-03-20) ve hastaların ebeveynlerinden çalışmaya
katılım için onam alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, altta
yatan kalp ve kalp-dışı kronik bir hastalığı olup
olmadığı ve varsa tipi, tanı anındaki EKO, akciğer
grafisi ve laboratuvar (beyaz küre sayısı [WBC] ve
trombosit sayıları, hemoglobin, C-reaktif protein
[CRP], eritrosit sedimentasyon hızı [ESH] değerleri)
bulguları ve hospitalize edilip edilmediği hem
hastane dijital kayıtlarına hem de çalışma formlarına
kaydedildi.
Enfeksiyonlara karşı duyarlılığı hem hastaya ait
(küçük yaş, düşük doğum yaşı ve tartısı,
malnütrisyon, altta yatan hastalık varlığı, D-vitamini
eksikliği, bazı gen polimorfizmi varyantları), hem de
çevresel (anne sütü alamama, düşük sosyoekonomik
düzey, kalabalık yaşam koşulları, yetersiz
bağışıklama, sağlık hizmetlerine ulaşamama, sigara ve
diğer ortam hava kirliliklerine maruziyet) faktörler
artırır4,5.
Hastalığın seyrinde bazı komplikasyonlar karşımıza
çıkabilmektedir. Akciğerlere sınırlı (parapnömonik
efüzyon, akciğer absesi, gibi) ve sistemik
komplikasyonlar görülebildiği gibi santral sinir
sistemi, kemik-eklem sistemi gibi farklı vücut
bölgeleri de etkilenebilmektedir6. Pnömonili
hastalarda perikardit, miyokardit ve endokarditin
yanı sıra, sol ventrikül fonksiyonlarında azalma,
aritmiler, akut koroner sendrom, artmış pulmoner
arter basıncı, kardiyovasküler otonomik reflekslerde
bozulma ve artmış prokoagülan aktivite gibi
kardiyovasküler sisteme ait etkilenmeler de
bildirilmiştir6,7.
Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğinde
pnömoni tanısı konulan hastaların akciğer grafilerine
ait özellikler Radyoloji bölümü uzmanlarınca da
yorumlandıktan sonra kaydedildi. Tüm hastalara ilk
başvuru gününde, tedaviye başlanmadan önce
kardiyolojik
değerlendirme
(fizik
inceleme,
elektrokardiyografi [EKG] ve EKO) aynı Çocuk
Kardiyoloji uzmanı tarafından yapıldı. Hastaların
tamamı Vivid S5 EKO cihazı kullanılarak tetkik
edildi. Triküspit geri kaçış hızı, sağ ventrikül
dilatasyonu
ve
morfolojisi
değerlendirilerek
pulmoner hipertansiyon (PH) varlığı ve derecesi
belirlendi. PH’nin non-invaziv olarak tanısında temel
tarama testi olan EKO yapıldı. PH tanı kriterleri
olarak Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti’nin (ESC)
belirlediği PH tanı ve tedavi kılavuzu kulllanıldı9.
Buna göre triküspit gerikaçış hızı ve kardiyak
morfoloji baz alındı. Parasternal uzun eksen bakıda
yapılan M mod ölçüm ile sağ ventrikül çapı ölçüldü.
Bulunan değerin kiloya göre Z skoru bakılarak sağ
ventrikül dilatasyonu tanısı konuldu.
Bu çalışma ile amaçlanan, çocuk polikliniklerinde
TPK tanısı konmuş hastaların tanı anındaki bazı
klinik, laboratuvar, radyolojik ve ekokardiyografik
(EKO) bulgularının araştırılması ve altta yatan kalpdışı kronik hastalığı olan ve olmayan çocukların
birbirleriyle arasındaki farkların incelenmesidir.
Buradan çıkacak sonuçla, pnömoninin tanı anında
çocuk hastalarda kalp üzerindeki etkisinin
gösterilmesi amaçlanmıştır.
703
Kara ve ark.
Cukurova Medical Journal
Çalışmada kronik hastalığı olup, hemodinamik
önemi olan kalp hastalığı olmayan hastalar Grup-1,
kalp-dışı kronik hastalığı ve hemodinamik önemi
olan kalp hastalığı olmayan hastalarsa Grup-2 olarak
tanımlandı. Her iki grup bazı klinik ve
ekokardiyografik özellikleri açısından karşılaştırıldı.
yetmezliği, 10’unda (%15.9) değişik derecelerde
pulmoner hipertansiyon saptandı (Tablo 2).
Hastaların üçte birinde tekrarlayan akciğer
enfeksiyonu bildirildi. Kalp hastalıkları dışında,
kronik hastalığı bulunan 18 (%28.6) hasta mevcuttu.
Bu hastaların 5’i (%27) serebral palsi, 3’ü (%16.6)
bronkopulmoner displazi, 3’ü (%16.6) orta-ağır
malnütrisyon, 3’ü (%16.6) bronşial astım, 2’si
(%11.1) kistik fibrozis, 2’si (%11.1) spinal müsküler
atrofi, 1’er (%5.5) hasta da opere yarık damakdudak,
opere
meningomyelosel
+
ventriküloperitoneal şant ve Down sendromu
tanılarıyla izlenmekteydi.
İstatistiksel analiz
Çalışma verilerinin istatistiksel analizi Statistical
Package for Social Science (SPSS) 18.0 paket
programında yapıldı. Değişkenlerin normal dağılıma
uygunluğu
Kolmogrov-Smirnov/Shapiro-Wilk
testleri ile değerlendirildi. Normal dağılan
değişkenler için ortalama±standart sapma, normal
dağılmayanlar değişkenler için ortanca (minimummaksimum) değerler verildi. Kategorik veriler “%”
olarak gösterildi. Gruplar arasındaki sıklıklar
bakımından fark bulunup bulunmadığı Ki-kare testi
kullanılarak karşılaştırıldı. p <0.05 istatistiksel olarak
anlamlı olarak kabul edildi.
Tablo 1. Hastaların demografik ve klinik özellikleri
Özellik
Yaş (ay) (ortanca [minimum-maksimum])
Erkek cinsiyet
Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu öyküsü
Altta yatan kalp-dışı kronik hastalıkβ
Konjenital kalp hastalığıα
İnferior kaval tip multipl ASD+PAPVDA
Ağır AK+ağır MY+orta MS+ince PDA
Total anormal pulmoner venöz dönüş
anomalisi
Orta ASD
Hemodinamik önemi olmayan lezyonlar
Hospitalizasyon
BULGULAR
Çalışmaya 63 hasta dahil edildi. Hastaların yaşları 1
ay ile 17.6 yaş arasında değişmektediydi ve ortanca
yaşı 32 aydı. Erkek çocuklar çoğunluktaydı,
kız/erkek oranı 0.61 idi (Tablo 1). Kırksekiz (%76.2)
hasta yatırılarak tedavi edildi. Sekiz hastanın
izleminde yoğun bakım ihtiyacı oldu. Serebral palsi
ve ağır pulmoner hipertansiyon (primer?) tanısı olan
bir hasta hastaneye yatışının ikinci gününde
kaybedildi. Hastaların yaklaşık dörtte birinde
konjenital kalp hastalığı mevcuttu. Bu hastaların
5’inde (%31.2) kalpte hemodinamik instabilite
oluşturan yapısal defekt varken, 11’inde (%68.7)
hemodinamik önemi olmayan yapısal lezyonlar
mevcuttu (küçük atriyal septal defekt [ASD] ve
patent foramen ovale [PFO]).
n (%)
32 [1-212]
39 (61.9)
21 (33.3)
18 (28.6)
16 (25.4)
1 (6.2)
1 (6.2)
1 (6.2)
2 (12.5)
11 (68.7)
48 (76.2)
α, ASD, atrial septal defekt; PAPVDA, parsiyel anormal
pulmoner venöz dönüş anomalisi; AK, aort koarktasyonu; MY,
mitral yetmezlik; MS, mitral stenoz; PDA, patent duktus
arteriozus
Hastaların akciğer grafilerinde çoğunlukla sağ
akciğer (%50.8) ve lober tutulum (%49.2) gözlendi
(Tablo 2). Dörtte bir hastada akciğerlerde
pnömoniye bağlı komplikasyon gözlenirken,
bunların çoğunluğu parapnömonik efüzyon
şeklindeydi. Efüzyonu olan hastalardan 6’sı göğüs
tüpü takılarak izlendi. Hastaların hiçbirisinde plevral
sıvı kültürlerinde üreme saptanmadı. Hastalara ait
başvuru anındaki laboratuvar bulguları Tablo 3’te
gösterilmiştir. Hastaların beyaz küre ve trombosit
sayıları, hemoglobin ve C-reaktif protein değerleri
ortalama veya ortanca değerleri normal aralıkta
görülmekte iken eritrosit sedimentasyon hızı
ortalama değeri normal aralığın hafif üstünde
saptandı. Çalışmada Grup 1 ve 2’nin karşılaştırılması
Tablo 4’te gösterilmiştir. Altta yatan kronik hastalık
varlığının, daha yüksek oranlarda tekrarlayan akciğer
enfeksiyonu geçirme, EKO’da triküspit yetmezliği
ve
pulmoner
hipertansiyon
bulunma
ve
hospitalizasyon ile ilişkili olduğu saptandı (sırasıyla,
p<0.0001, p=0.005, p=0.001 ve p=0.01).
Çalışma sırasında 3 hasta (Birinci hasta kardiyak tip
total anormal pulmoner venöz dönüş anomalisi,
ikinci hasta inferior kaval tip multipl ASD+parsiyel
anormal pulmoner venöz dönüş anomalisi ve
üçüncü hasta ağır aort koarktasyonu+ağır mitral
yetmezlik +orta mitral stenoz+ince patent duktus
arteriozus) kardiyak sorunları nedeniyle opere edildi.
Hastaların geneline bakıldığında sol ventrikülde
dilatasyon sadece ağır aort koarktasyonu+ağır mitral
yetmezlik+orta mitral stenoz+ince patent duktus
arteriozus olan hastada [n=1 (%1.6)] görülürken, sağ
ventrikül dilatasyonu 7 (%11.1) hastada gözlendi.
EKO’da hastaların 14’ünde (%22.2) triküspit
704
Pnömonisi olan çocuklarda kardiyolojik bulgular
Cilt/Volume 42 Yıl/Year 2017
Tablo 2. Hastaların ekokardiyografik ve radyolojik özellikleri
Özellik
Ekokardiyografi bulguları
Sol ventrikülde dilatasyon
Sağ ventrikülde dilatasyon
Triküspit yetmezliği
Hafif
Orta
Ağır
Pulmoner hipertansiyon
Hafif
Ağır
Akciğer grafisi bulguları
Akciğer grafisinde pnömonik tutulum bölgesi
Sağ akciğer
Sol akciğer
Bilateral
Akciğer grafisinde pnömonik tutulum şekli
Parakardiyak
Lober
İnterstisyel
Akciğerde komplikasyon
Parapnömonik efüzyon
Atelektazi
Akut respiratuvar distres sendromu
n (%)
1 (1.6)
7 (11.1)
14 (22.2)
10 (71.4)
2 (14.2)
2 (14.2)
10 (15.9)
5 (50)
5 (50)
32 (50.8)
16 (25.4)
15 (23.8)
20 (31.7)
31 (49.2)
12 (19)
16 (25.4)
10 (62.5)
5 (31.2)
1 (6.2)
Tablo 3. Hastaların laboratuvar bulguları
Beyaz küre sayısı (/uL) (ortalama±SD)
Hemoglobin değeri (gr/dL) (ortalama±SD)
Trombosit sayısı (/uL) (ortalama±SD)
C-reaktif protein değeri (0-5 mg/dL) (ortanca [min-maks])
Eritrosit sedimentasyon hızı (0-20 mm/saat) (ortalama±SD)
12,093±1897
12.1±1.8
406,900±168,229
1.8 [0.3-21.0]
22.8±12.7
SD: standart deviasyon, min: minimum, maks: maksimum
Tablo 4. Altta yatan kalp-dışı kronik hastalık varlığının hastaların bazı klinik ve ekokardiyografik özellikleriyle
ilişkisi
Parametre
Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu
Akciğerde pnömoni komplikasyonu
Triküspit yetmezliği
Pulmoner hipertansiyon
Hospitalizasyon
Grup 1 n=17 (%26.9)
15(71.4)
5(31.3)
9(64.3)
8(80.0)
20(41.7)
Grup 2 n=41 (%65)
6(28.6)
11(68.8)
5(35.7)
2(20.0)
28(58.3)
p değeri
<0.0001*
0.83
0.005*
0.001*
0.01*
*, istatistiksel olarak anlamlı; Grup 1: Kronik hastalık var, hemodinamik önemi olan kalp hastalığı yok; Grup 2: Kronik hastalık ve
hemodinamik önemi olan kalp hastalığı yok
TARTIŞMA
tekrarlayan akciğer enfeksiyonu geçirme, EKO’da
triküspit yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon
bulgularının ve bu ataklarında hastaneye yatma
oranlarının kronik hastalığı olmayan çocuklara göre
daha yüksek olduğu bulundu. Hafif şiddette de olsa,
pnömoni sırasında mutlaka kalp-damar sisteminde
etkilenmeler olabilmektedir. Literatürde pnömoni
nedenli hastaneye yatan erişkinlerin dörtte birinde
Bu çalışma ile pnömoni tanısı konulan çocuk
hastalar klinik, laboratuvar, radyolojik ve
ekokardiyografik özellikleriyle incelendi. Hastaların
%25.4’ünde konjenital kalp hastalığı, %28.6’sında
altta yatan bir kalp-dışı hastalık saptandı. Kronik
(kalp-dışı) hastalığı olan pnömonili çocukların,
705
Kara ve ark.
Cukurova Medical Journal
hastanede yatış sırasında akut majör bir kardiyak
komplikasyonun geliştiği ve bu durumun kısa
dönemde mortaliteyi %60’lara varan oranlarda
artırdığı bildirilmiştir7. Akciğerlerin enfeksiyonu
sırasında kalp ve damar sistemi birçok mekanizma
ile etkilenebilmektedir. Öncesinde herhangi bir
hastalığı bulunmasa da, kanda dolaşan inflamatuvar
mediatörler (sitokinler, endotoksinler vs) ve kalbin
ön ve art yükünü etkileyen vasküler cevap nedeniyle
sol ventrikül fonksiyonlarında geçici bir baskılanma
olmaktadır10. Bu esnada kanda troponinler, Bnatriüretik peptid ve atriyal natriüretik peptid
düzeylerinde
artış
görülmektedir7.
Bizim
çalışmamızda
bu
belirteçlerin
düzeylerine
bakılamadı. Pnömoniye de sık sebep olan bazı
mikroorganizmalar
(influenza
virüs,
RSV,
adenovirüs,
enterovirüsler,
Mycoplasma
pneumoniae,
Chlamydophila
pneumoniae,
Staphylococcus aureus, pnömokoklar ve Legionella
spp) direkt miyokardit yaparak kalp hasarı
oluşturmaktadır7. En sık pnömoni etkeni olan
pnömokokların, miyokart içine invazyonla ya da
miyonekroz yapan pnömolizin veya hidrojen
peroksit salgılayarak kardiyotoksisite oluşturabildiği
gösterilmiştir11. Bunların yanı sıra pnömoniler
sırasında oluşan hipoksemi ve konsolide akciğer
parankimi sonucunda pulmoner ventilasyonperfüzyon bozulur ve pulmoner arter basıncı artar12.
Solunum yolu enfeksiyonu olması durumunda PH
semptom ve fizik bulguları artış gösterebilir.
Önceden de var olan PH artabileceği gibi,
enfeksiyon döneminde ilk defa PH başlamış olabilir.
Bulguların duyarlılığı tartışmalı olsa da, sağ kalp
odacıklarının boyutlarının artması, interventriküler
septum biçim ve işlev anormallikleri, sağ ventrikül
duvar kalınlığında artış ve dilate ana pulmoner arter
de PH’yi düşündürür9. Bizim çalışmamızda da altta
yatan konjenital kalp hastalığı olmayan hastalarda sağ
ventrikülde dilatasyon, triküspit yetmezliği ve
pulmoner
hipertansiyon
bulguları
saptandı.
Pnömoniler sırasında aritmiler de izlenebilmektedir.
Hem enfeksiyonun kendisi, hem de tedavide
kullanılan bir makrolid ya da florokinolon grubu
antibiyotik, QT uzaması ve ventriküler taşiaritmi gibi
aritmiler yapabilir13. Çalışmamızda yer alan
hastalarda miyokardit ve aritmiye rastlanmadı.
bağlı olarak kalp yetmezliği ortaya çıkabileceği gibi,
öncesinde kalp yetmezliği bulunması da pnömoni
oluşmasını kolaylaştırır. Hâlihazırda mevcut bir kalp
hastalığı varsa tedavide kullanılan antibiyotiklerin
yan-etkileri ve oksijenasyon bozukluğu miyokardiyal
talebi arttırabilir11. Çalışmamızda konjenital kalp
hastalıkları, serebral palsi, bronkopulmoner displazi,
malnütrisyon ve bronşial astım en sık saptanan
hastalıklardı. Ülkemizde tekrarlayan pnömonisi olup
hospitalize edilen çocuk hastalar Solmaz ve
arkadaşları
tarafından
yapılan
çalışmada
değerlendirilmiş ve en sık etiyolojik nedenler olarak
konjenital kalp hastalığı, gastroözofageal reflü,
aspirasyon sendromları (yabancı cisim aspirasyonu,
serebral palsi ve kas hastalığı), bronşiyal astım ve
kistik fibrozis bulunmuştur14. Bizim çalışmamızda
kalp-dışı
kronik
hastalığı
olan
hastaların
hospitalizasyon oranları da daha yüksek saptandı. Bu
durum, bu hastaların göreceli olarak daha düşük
kardiyorespiratuvar kapasiteye sahip olmalarına bağlı
oldukları ya da bu pnömoni ataklarını daha ağır
geçirdikleri şeklinde yorumlandı.
Pnömoniye yatkınlık, sistemik ya da sekretuvar
bağışıklık azaldığında artmaktadır. Tüm dünyada en
sık etkilenen yaş grubu duyarlılığın en yüksek olduğu
dönem olan 5 yaşın altındaki çocuklardır. Bu
çalışmada da hastaların yaş ortancası da 32 ay olarak
saptandı. Bakteriyel pnömoninin en sık radyolojik
bulgularından olan lober pnömoni, bu çalışmada da
hastaların yaklaşık yarısında saptanmıştır. Diğer sık
infiltrasyon şekilleri, bakteriyel pnömonilerin
solunum yolu ve çevre intersitisyumu primer olarak
infiltre edebilmesi iken, sıklıkla viral pnömonilerin
intersitisyel ve/veya parankimal infiltrasyonudur15.
Radyografi, 12 ayın altındaki veya tanının
kesinleştirilemediği, ya da ağır hastalık bulgusu olan,
komplikasyon geliştiği düşünülen ve hospitalize
edilen hastalarda çekilmelidir15. Bu çalışmada da bu
endikasyonlarla grafi çekilen hastalar dahil edildi.
Pnömonilerin laboratuvar tanısında pek çok
belirtecin hassasiyet ve özgüllüğü araştırılmıştır.
Rutin kullanımda en sık parametreler olan WBC,
periferik yayma incelemesi, CRP ve ESH gibi
belirteçlerin, çoğu invaziv bakteriyel enfeksiyonda
arttığı gibi, bakteriyel nedenli toplum kökenli
pnömonilerde de artması beklenir. Ancak bunlar tek
başlarına enfeksiyon - enfeksiyon dışı nedenlerle,
viral - bakteriyel etken ayrımında yeterli değildir16.
Çalışmada bu belirteçlerin ortalama/ortanca
değerlerinin normal aralıkta veya hafif yüksek
saptanması, olguların pnömoni etiyolojisinde viral
Çeşitli kronik hastalıkları olan hastalarımızda, lokal
veya sistemik olarak immünitenin baskılanması,
aspirasyon riskinin artması, akciğer alveol ve
intersitisyel yapının bozulmuş olması ve mukosiliyer
klerensin azalması gibi nedenlerle tekrarlayan akciğer
enfeksiyon riskinin arttığı düşünüldü. Pnömoniye
706
Pnömonisi olan çocuklarda kardiyolojik bulgular
Cilt/Volume 42 Yıl/Year 2017
etkenlerin rol oynadığını ya da olguların kliniğinden
kardiyolojik sorunlar gibi diğer etkenlerin sorumlu
olabileceğini düşündürdü. Bu çalışmada bu
belirteçler açısından olgular arasında herhangi bir
karşılaştırma yapılmadı.
5.
Parapnömonik efüzyon ve plevral ampiyem
TKP’nin en sık komplikasyonlarıdır. Aşılamanın
yaygın olduğu ülkelerde bile Streptococcus
pneumoniae en sık etiyolojik etkenken onu sırasıyla
Streptococcus pyogenes ve Staphylococcus aureus
takip etmektedir17. Bizim çalışmamızda da en sık
gelişen komplikasyon parapnömonik efüzyondur.
Bu hastaların 6’sı antibiyotik tedavisine ilaveten
göğüs tüpü ile takip edilmiştir ancak hastaların
çoğunluğu
hastanemize
başvuru
öncesinde
antibiyotik tedavisi aldığı için plevral sıvı
kültürlerinde üreme saptanmadığı düşünüldü. Dünya
genelinde 7- ve 13-valanlı konjüge pnömokok
aşılaması sonrası pnömoniye bağlı hastaneye
yatışlarda ve mortalitede azalma göstermiştir18.
Ülkemizde konjüge pnömokok ve Haemophilus
influenzae tip B aşısının da içinde bulunduğu beşli
karma aşının aşılama hızları son verilerde %96-97
gibi yüksek oranlarda bildirilmiştir19. Bizim
çalışmamızda hastaların aşılanma durumu ile ilgili
veri bulunmamaktadır ve aşılama durumunu
bilmediğimiz bir hastada mortalite izlenmiştir.
6.
7.
8.
9.
Sonuç olarak, birbiriyle yakın ilişkisi olması sebebiyle
akciğer enfeksiyonlarında kardiyovasküler sistem de
değişik derecelerde etkilenmektedir. Altta yatan nonkardiyak bir kronik hastalığın varlığı, pnömoninin
hem rekürens riskini hem de morbiditesini
artırmaktadır. Bu durumun önemi iyi bilinmeli ve
özellikle risk grubundaki hastalarda pnömoninin
önlenmesi ve geliştikten sonra yakın takibi
konusunda dikkatli olunmalıdır.
10.
11.
12.
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
13.
World Health Organization. Pneumonia. Fact sheet
No.
331.
2009.
Available
from
http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs331/
en/index.html (accessed May 2016).
Das A, Patgiri SJ, Saikia L, Dowerah P, Nath R.
Bacterial pathogens associated with communityacquired pneumonia in children aged below five
years. Indian Pediatr. 2016;53:225-7.
Michelow IC, Olsen K, Lozano J, Rollins NK, Duffy
LB, Ziegler T et al. Epidemiology and clinical
characteristics of community-acquired pneumonia in
hospitalized children. Pediatrics. 2004;113:701–7.
Kocabaş E, Doğru Ersöz D, Karakoç F, Tanir G,
14.
15.
16.
17.
707
Cengiz AB, Gür D et al. Türk Toraks Derneği
çocuklarda toplumda gelişen pnömoni tanı ve tedavi
uzlaşı raporu. Türk Toraks Dergisi. 2009;S3:1-24.
Salnikova LE, Smelaya TV, Moroz VV, Golubev
AM, Rubanovich AV. Host genetic risk factors
for community-acquired pneumonia.
Gene.
2013;518:449-56.
Lee GE, Lorch SA, Sheffler-Collins S, Kronman MP,
Shah SS. National hospitalization trends for pediatric
pneumonia and associated complications. Pediatrics.
2010;126:204-13.
Corrales-Medina VF, Musher DM, Shachkina S,
Chirinos JA. Acute pneumonia and the
cardiovascular system. Lancet. 2013;381:496–505.
Bradley JS, Byington CL, Shah SS, Alverson B,
Carter ER, Harrison C et al. The management of
community-acquired pneumonia in infants and
children older than 3 months of age: clinical practice
guidelines by the Pediatric Infectious Diseases
Society and the Infectious Diseases Society of
America. Clin Infect Dis. 2011;53:e25-76.
Galiè N, Hoeper MM, Humbert M, Torbicki A,
Vachiery JL, Barbera JA et al. 2015 ESC/ERS
Guidelines for the diagnosis and treatment of
pulmonary hypertension: The Joint Task Force for
the Diagnosis and Treatment of Pulmonary
Hypertension of the European Society of Cardiology
(ESC) and the European Respiratory Society (ERS):
Endorsed by: Association for European Paediatric
and Congenital Cardiology (AEPC), International
Society for Heart and
Lung
Transplantation
(ISHLT). Eur Heart J. 2009;30:2493-537.
Kumar R, Wallace WA, Ramirez A, Benson H,
Abelmann WH. Hemodynamic effects of
pneumonia. II. Expansion of plasma volume. J Clin
Invest. 1970;49:799-805.
Benson H, Akbarian M, Adler LN, Abelmann WH.
Hemodynamic effects of pneumonia. I. Normal and
hypodynamic responses. J Clin Invest. 1970;49:791–
98.
Brown AO, Millett ER, Quint JK, Orihuela CJ.
Cardiotoxicity during invasive pneumococcal disease.
Am J Respir Crit Care Med. 2015;191:739-45.
Light RB. Pulmonary pathophysiology of
pneumococcal pneumonia. Semin Respir Infect.
1999;14:218–26.
Ray WA, Murray KT, Hall K, Arbogast PG, Stein
CM. Azithromycin and the risk of cardiovascular
death. N Engl J Med. 2012;366:1881-90.
Çelebi S, Hacımustafaoğlu M, Albayrak Y, Bulur N.
Çocuklarda tekrarlayan pnömoni. Çocuk Enf Derg.
2010;4:56-9.
Mani CS, Murray DL. Acute pneumonia and its
complications. In Principles and Practice of Pediatric
Infectious Disease, 4th ed (Eds SS Long, LP
Pickering, CG Prober): 235-45. Pennsylvania,
Churchill Livingstone, 2012.
Nohynek H, Valkeila E, Leinonen M, Eskola J.
Kara ve ark.
Cukurova Medical Journal
with parapneumonic pleural effusion and pleural
empyema due to community acquired pneumonia. J
Infect Chemother. 2016;22:292-7.
19. Griffin MR, Zhu Y, Moore MR, Whitney CG,
Grijalva CG. U.S. hospitalizations for pneumonia
after a decade of pneumococcal vaccination. N Engl
J Med. 2013;369:155–63.
Erythrocyte sedimentation rate, white blood cell
count and serum C-reactive protein in assessing
etiologic diagnosis of acute lower respiratory
infections in children. Pediatr Infect Dis J.
1995;14:484–90.
18. Krenke K, Urbankowska E, Urbankowski T, Lange
J, Kulus M. Clinical characteristics of 323 children
708
Download