Şubat 1988 REGAİB KANDİLİ VE ÜÇ AYLAR Lütfi Şentürk ك ِعبَا ۪دي َعن۪ي َفاِن۪ي َ ساَ َل َ َواِ َذا ان ٌۜ َق ۪ر ِ يب َد ْع َو َة ال َّد ِِۙ اع اِ َذا َد َع ُ يب ُا ۪ج يبوا ۪لي َو ْل ُي ْؤ ِم ُنوا ۪بي ْ ََف ْلي ُ س َت ۪ج َّ ون ُ م يَ ْر َ ش ُد ْ َل َعل ُه Muhterem kardeşlerim! Allah-u Teâlâ'ya hamdolsun ki üç ayları idrak etmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızda üç ayların müstesna bir yeri vardır. Çünkü Kurban Bayramı ve Mevlid-i Nebî gecesi dışındaki mübarek gün ve geceler bu aylar içindedir. İnsanlık için bir hidayet kaynağı olduğunda şüphe olmayan Kur'an-ı Kerim bu aylardan biri olan Ramazan ayında Sevgili Peygamberimize (s.a.v.) inmeye başlamıştır. İslam'ın beş temel ibadetinden biri olan oruç da bu aya tahsis edilmiştir. Üç aylar aynı zamanda kulluk hayatımızdaki eksikliklerin ve kayıpların telafi edildiği zaman dilimleridir. Her emrinde biz kulları için sayısız yararlar bulunan yüce Rabbimiz, belli gün, gece ve ayları emirlerine uymamıza ve rızasına ermemize vesile kılmıştır. Aziz kardeşlerim, dua ve niyaz, Resûlü Ekrem Efendimizin ifadeleriyle ibadetin iliği ve özüdür. Kur'an-ı Kerim, peygamberlerin dualarına geniş yer vermiş, en sıkıntılı zamanlarında ve takatlarının tükendiği yerde Allah-u Teâlâ’ya yalvardıklarını ve bu yakarışı en özlü ve anlamlı kelimelerle yaptıklarını bildirmiştir. Dua, her zaman için makbul olmakla birlikte bu gibi zamanlarda daha çok kabule şayandır. Yeter ki dua yapan, dua için gerekli tavrı almış, duasının makbul olacağı inancını taşımış ve içtenlikle Cenab-ı Hakk'a yönelmiş olsun. Nitekim Bakara Sûresi'nin 186. ayet-i kerimesi bu hususu bildirmektedir. Mealen şöyledir: "Ey Muhammed, kullarım beni sana sorarlarsa bilsinler ki ben, şüphesiz onlara yakınım. Ben, isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana inansınlar ki hak yolda yürüyenlerden olsunlar."3 Değerli kardeşlerim, Bu gibi mübarek gün ve gecelerde bir taraftan yüce Rabbimizin bizi affetmesi için kendisine dua ederken, diğer taraftan anne ve babalarımızın hayır dualarını almaya, akrabalarımızla olan ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışmalıyız. Allah'ı tanımaktan ve O'na ibadetten sonra ikinci derecede ebeveynimize karşı saygılı olmanın, onları incitici söz ve davranışlardan sakınmanın dini bir vecibe olduğunu hiçbir vakit dikkatten kaçırmayalım. Değerli kardeşlerim, Üç ayların birincisi Recep ayıdır. Resûlü Ekrem Efendimizin Recep ayı girdiğinde "Allah'ım Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına kavuştur"1 diye dua ettikleri bilinmektedir. Recep ayının ilk cuma gecesi, İslam dünyasında Regaib Gecesi olarak kutlanan seçkin gecelerimizden birisidir. Önümüzdeki Perşembe gününü cumaya bağlayan gece bu mübarek geceyi idrak etmiş olacağız. Diğer yönden, felakete uğramış zavallı insanları, bakıma muhtaç kimsesiz yavruları, yetimleri, ıstırap çeken hastaları hatırlamalı, gereken şefkati gösterip, yardımı yapmalıyız. Regaib; özlenen, değeri yüksek iyiliklere ve bağışlara erme anlamına gelmektedir. Her şeyde bizlere en güzel örnek olduğu Kur'an-ı Kerim de bildirilen Resûlü Ekrem Efendimiz, böyle gecelerde dua ile meşgul olmuşlar ve yapılacak duaların makbul olacağını bildirmişlerdir. Nitekim Hadiste: "Recep'in ilk gecesi, Şaban'ın on beşinci gecesi, Ramazan ve Kurban bayram geceleri yapılan dualar geri çevrilmez, kabul olunur"2 buyurulmuştur. Hiç şüphe yok ki bütün bunlar yüce Rabbimizin rızasına ermemize vesile olacağı gibi, ahlakımızın güzelleşmesinde ve duygularımızın derinleşmesinde olduğu kadar, milli birlik ve bütünlüğümüzün pekişmesinde de müessir olacaktır. Dünya işleriyle yorulan dimağlar, günahlarla bunalan ruhlar, ancak böyle feyizli gecelerde Yaratana yönelmek, O'ndan af ve bağış dilemekle dinlenme imkânı bulur. Mübarek gecenin aydınlığında kırılan gönülleri onarmalı, dargın olduğumuz kardeşlerimizle barışmalıyız, Ölülerimizi de rahmetle anarak ruhlarını şad etmeliyiz. Bu duygularla hepinizin Regaib kandilini kutlar, bu güzel gecenin aziz milletimiz ve yurdumuz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan dilerim. Keşful-Hafa. Beyrut, 1301, I, 186. Süyuti, Fethu'l-Kebir,II, 92. 3 Bakara, 186. 1 2