T.C. DANIŞTAY Dördüncü Daire Esas No : 2009/2694 Karar No

advertisement
T.C. DANIŞTAY
Dördüncü Daire
Esas No
: 2009/2694
Karar No
: 2012/955
Anahtar Kelimeler : Limited Şirket , Şirket Ortağı, Kanuni Temsilci, Ödeme Emri, Özeti :
Limited şirketlerin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci ve ortakların
takibinde bir öncelik sırasının bulunmadığı hakkında.
Temyiz Eden : Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı (Pamukkale Vergi Dairesi Müdürlüğü)
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … Boya Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2007 ve 2008 yılına
ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen 28.4.2008
tarih ve 2008/2, 5, 8, 11, 14, 17, 20, 23, 26, 29, 32, 35, 41, 44, 47, 50, 53, 57, 62, 66, 71, 75,
79 ve 83 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Denizli Vergi
Mahkemesinin 4.11.2008 günlü ve E:2008/505, K:2008/968 sayılı kararıyla; davacının ortağı
olduğu … Boya Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ödenmeyen vergi borçlarının
yükümlü şirketten tahsil imkanı kalmadığı ileri sürülerek şirket ortağı sıfatıyla davacıdan
tahsili amacıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, ancak vergi borçlarının
öncelikle şirketten tahsili yönünde her hangi bir işlem yapılmadığı gibi şirketin malvarlığının
tespiti amacıyla tapu sicil müdürlükleri ve bankalar nezdinde herhangi bir araştırma da
yapılmadığından, şirket hakkında yasal takip yollarının tüketilmediği, kaldı ki ortaklardan
önce kanuni temsilciler hakkında takip yolları tüketilip, amme alacağının tahsil edilememesi
halinde şirket ortağından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, henüz kanuni temsilciler
hakkında yapılan takip sonuçlanmadan ve amme alacağının kanuni temsilcilerinden tahsil
imkanı kalmadığı belli olmadan davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde
hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, hukuka
aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi B.Barış Özkanay'ın Düşüncesi : 6183 sayılı Kanunun 35 inci ile 213 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesinin birlikte incelenmesinden, limited şirketten tahsili olanaksız hale
gelen kamu alacaklarının takibinde, kanuni temsilciler ile ortaklar arasında bir öncelik
sırasının öngörülmediği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, Vergi Mahkemesi kararının
öncelikle kanuni temsilci hakkında takip yollarının tüketilmesi gerektiği gerekçesinde yasal
isabet bulunmamakla birlikte şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmediği anlaşıldığından
kararın bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince
verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: … Boya Kimya Sanayi
ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2007 ve 2008 yılına ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla
davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen 28.4.2008 tarih ve 2008/2, 5, 8, 11, 14, 17, 20, 23, 26,
29, 32, 35, 41, 44, 47, 50, 53, 57, 62, 66, 71, 75, 79 ve 83 takip numaralı ödeme emirlerini
iptal eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10
uncu maddesinde, tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi
tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara
düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa
bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine
getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya
kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin
varlıklarından alınacağı, temsilciler veya teşekkülü idare edenlerin bu suretle ödedikleri
vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilecekleri hükmüne yer verilmiş, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte bulunan 35 inci
maddesinde ise; limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme
alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun
hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemelerin ve bu
düzenlemelere ilişkin yerleşik yargı kararlarının birlikte değerlenmesinden; limited şirketten
tahsili olanaksız hale gelen vergi alacağının kanuni temsilcilerin takibi suretiyle tahsiline 213
sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca çalışılması gerektiği ve kanuni temsilcilerin şirketin
vergi borçlarının tamamından sorumlu olduğu, limited şirketten tahsili olanaksız hale gelen
vergi borçlarından dolayı şirket ortaklarının ise, 6183 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi
uyarınca takip edilebileceği, bu takibin de şirketin borçlarının tamamı için değil ortakların
sermaye hisseleri oranında olacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda metni yazılı hükümlerde
birbirinden bağımsız olarak, kanuni temsilciler ve ortaklar için farklı takip usulleri
öngörülmüştür. Kanuni temsilci ve limited şirket ortaklarının takibinde, vergi borcunun
öncelikle şirket tüzel kişiliğinden tahsili yoluna gidilmesi her iki Kanunun birbirine paralel
hükümleri olup, borcun tahsilinin mümkün olmaması halinde ise kanuni temsilci veya ortak
arasında bir öncelik sırası öngörülmemiştir. Kaldı ki 6183 sayılı Kanunun anılan 35 inci
maddesinde, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından limited şirket ortaklarının
sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri
gereğince takibe tabi tutulacakları açıkça ifade edilmiştir. Bu durumda, Vergi Mahkemesi
kararının, şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmiş olsa dahi önce kanuni temsilciler
hakkında takip yolları tüketilip, amme alacağının tahsil edilememesi halinde şirket ortağından
tahsili yoluna gidilmesi gerektiği yolundaki gerekçesinde yasal isabet bulunmamakla birlikte,
şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmeden ortağın takibine geçilemeyeceğinden ödeme
emirlerini iptal eden Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık
görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, Denizli Vergi Mahkemesinin
4.11.2008 günlü ve E:2008/505, K:2008/968 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle
onanmasına 22.3.2012 gününde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını
sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının aynı
gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla kararın gerekçesine karşıyız.
Download