Tiroit Tedavisi - BitkiselDestek.com

advertisement
Tiroit Tedavisi
http://bitkiseldestek.com/tiroit-tedavisi/
Tiroit Tedavisi
Tiroit Tedavisi Hakkında Genel Bilgiler
Tiroit tedavisi;tiroit tedavisi hakkında merak ettiklerinizi ve daha fazlasını aşağıda sizin için hazırladığımız yazımızda görebilirsiniz....
YÜZDEN FAZLA HASTALIK İÇİN HAZIRLANAN BİTKİSEL KÜRLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN.....
Tiroid hormonları:
Serbest T3, Serbest T4 ve TSH düzeylerine bakılarak hastanın
hormonlarında düşüklük veya yükseklik olup olmadığı
(hipertiroidi-hipotiroidi) anlaşılır.
Tiroid hastalıkları hakkında bitikisel bitkisel tedavi yöntemleri için tıklayınız
TİROİD HASTALIKLARININ BELİRTİLERİ
TİROİD HASTALIKLARI KALBİ ETKİLER Tiroid bezesi, tiroksin adında
bir hormon salgılar. Bu hormon, kalbin 1 dakikadaki atım sayısını
(nabzı) ve kalbin bir atımda pompaladığı kanın miktarını (debisini)
düzenler.
Tiroid Hormonunun Fazla Salgılandığı Tiroid Hastalığında (Zehirli
Guatr’da) Ortaya Çıkan Kalp Hastalığı Tıbben hipertiroidizm denilen
zehirli guatr kalp atımı artar (taşikardi) ve ritmi bozulur (aritmi).
Bunun sonucunda hasta çarpıntı hisseder. Ayrıca, guatr tedavisinde
kullanılan tiroid hormonu gereğinden yüksek doz kullanılırsa aynı
şekilde kalp ritmini bozar. Zehirli guatr tedavisinden sonra hastanın
ilk farkettiği şey kalp çarpıntısının hızla normale dönmesidir. Tiroid
hastalığına bağlı olduğu bilinmeden, bu hastalara, genellikle, uzun süre
ritm düzeltici tedaviler uygulanır ancak sonuç almak pek mümkün olmaz,
zira, asıl neden olan tiroid hastalığı tedavi edilmeden bu kalp
hastalığı normale dönmez.
Ayrıca, kalbin bir atımda pompaladığı kan miktarı artar. Bunun
sonucunda zorlanan kalp büyür. Bu büyüme maalesef geriye dönmez. Zehirli
guatr kısa sürede tedavi edilmezse kalp büyümesi kalp yetmezliğine
dönüşür, bu da ölümle sonuçlanır. Ülkemizde görülen kalp
yetmezliklerinin önemli bir bölümü bu nedenle ortaya çıkmaktadır.
Zehirli guatr tedavi edildikten sonra kalp büyümesi düzelmez ancak
ilerleyip kalp yetmezliğine girmesi önlenmiş olur. Kalp yetmezliğine
kadar giden zehirli guatr tedavi edilmezse hasta kısa sürede
kaybedilebilir, tek başına kalp yetmezliği ilaçları bu hastalarda etkili
olmayabilir.
Bu hastalarda, kalp hastalığı tanısı konulurken tiroid hastalığı da
araştırılmalı, tedavi aşamasında öncelikle tiroid hastalığı tedavi
edilmeli, sonra veya aynı anda kalp hastalığı tedavisi yapılmalıdır.
Aksi halde akıntıya karşı kürek çekilmiş olur.
Tiroid Hormonunun Az Salgılandığı Tiroid Hastalığında (Tiroid
Yetmezliği) Ortaya Çıkan Kalp Hastalığı Tıbben hipotiroidizm denilen
tiroid hormon yetmezliğinde kalp atımı yavaşlar, dakikada 70’in altına
düşer, kalp yavaşlar. Ayrıca, hastanın kolesterol yükselir. Bu yüksek
kolesterol diyet ve ilaçlarla da düşmez. Hastanın tiroid yetmezliği kısa
sürede tedavi edilmezse yükselen kolesterol kalp ve beyin damarlarını
tıkar, kalp krizi ve beyin inme olasılığı artar. Gerek kalp atımı yavaş
olan hastaların tedavi öncesi tetkikinde gerekse yüksek kolesterolün
tanısı aşamasında tiroid hastalığı yönünden inceleme yapılmalı, bu
hastaların tedavi aşamasında tedavisi için yeterli dozda tiroid hormonu
verilmelidir. Bu tedavi ömür boyunca yakın takiple sürmek zorundadır.
TİROİD HASTALIKLARINDA KEMİK ERİMESİ Tiroid hastalarında kemik erimesi üç ana nedenle oluşur:
1) Kullanılan tiroid ilaçlarına bağlı,
2) Tiroid hastalığına bağlı,
3) Ameliyat sonrasında.
Ancak kemik erimesi "Her tiroid hastasında ortaya çıkacak" diye bir
kural yoktur. Özellikle erkek hastalarda tiroid hastalığı ve tiroid
ilaçlarına bağlı kemik erimesi daha seyrek görülür. Beyaz tenli,
sarışın, şişman, spor yapmayan menopozdaki kadınlarda tiroid hastalığı
olmasa da, tiroid ilacı kullanmasa da, zaten kemik erimesine eğilim
artmıştır. Bu gruba giren kadınlar tiroid ameliyatı olduktan sonra,
tiroid hastalığı varsa veya tiroid ilacı kullanıyorsa kemik erimesi
oldukça hızlı ve şiddetli gelişir.
İlaca Bağlı Kemik Erimesi Tiroid hormon bozukluklarında kullanılan
tiroid hormonu dozu gereğinden fazla olursa kemiklerde erime yapar. Kısa
süreli yüksek doz tiroid hormonu kullananlarda kemik erimesi hemen
başlamaz ancak uzun süreli yüksek doz tiroid hormonu kullananlarda kemik
erimesi olabilir. Normal dozda tiroid hormonu kullanan ve kemik
erimesine neden olabilecek başka bir neden yoksa tiroid ilaçları kemik
erimesi yapması söz konusu değildir.
Hastalığa Bağlı Kemik Erimesi Zehirli guatr (hipertiroidizm) da tiroid
hormonu gereğinden fazla üretilir. Bu fazla hormon kemiklerde erime
yapabilir. Zehirli guatr tedavi edildikten sonra kemik erimesi yapan
faktör ortadan kalkar ama ondan sonra verilecek tiroid hormon ilacı dozu
iyi ayarlanmayıp yüksek dozda verilirse kemik erime olasılığı devam
eder veya artar.
Tiroid Ameliyatı Sonrasında Kemik Erimesi Tiroid isimli organın arka iç
yüzüne yapışık olarak bulunan kalsiyum bezeleri (paratiroid bezeleri)
parathormon isimli bir hormon üretir. Kalsiyum bezelerinin tiroid
arkasındaki yeleşim yeri ve sayısı kişiden kişiye göre değişir. Bazı
hastalarda tek bir kalsiyum bezesi varken bazılarında 7 tane
bulunabilir. Ortalama olarak, her insanda 4 adet kalsiyum bezesi var
olduğu kabul edilir. Tiroid ameliyatı sırasında tiroidin arka iç yüzüne
yapışık veya gömülü olarak bulunan bu kalsiyum bezelerinin çıkarılan
tiroid dokusu ile beraber alınması sonucunda kalsiyum dengesi bozulur,
kemik erimesi başlayabilir. Ameliyattan uyanan hastanın ilk fark ettiği
şey el parmaklarında uyuşmadır. O nedenle, bir çok hastanede, ameliyat
sonrasında hasta uyanırken hemen kalsiyum iğnesi (enjeksiyonu) yapılır.
Ameliyat sonrasında gelişen bu kemik erimesini önlemek için tiroid
ameliyatı olan hastaların ömür boyunca kalsiyum ve bazı hastaların kemik
erimesini önleyen ayrıca ilave ilaçlar kullanması uygundur.
TİROİD HASTALIKLARI ADET DÜZENSİZLİĞİ YAPAR
Adet düzensizliği milyonlarca kadının sorunudur. Alışılandan daha fazla
ve daha sık kanama da beklenen kanamanın olmayışı da içten içe yaşanan
kadınsı bir huzursuzluk nedenidir.
Adet düzensizliği; adet sıklığının artması veya azalması, adet görülen
gün sayısının artması ve azalması, adet kanama miktarının artması veya
azalması olarak tanımlanabilir. Düzenli adet görebilmek için
vücudumuzdaki bir çok hormonun sağlıklı bir denge içinde olması gerekir.
Ancak, adet düzensizliği denildiğinde ilk olarak cinsiyet
hormonlarındaki bozukluklar, yani kadındaki östrojen ve projesteronun
kandaki seviyesi ve dengesi akla gelir. Bu bir çok vakada doğru iken
milyonlarca hastada cinsiyet hormonları normal olduğu halde tiroid
hormonlarının yetersiz (hipotiroidizm) veya aşırı olarak salgılanmasına
(hipertiroidizm) bağlı olarak adet düzensizliği görülebiliyor.
Henüz ayrıntıları bilimsel olarak yeni yeni netleşip tanımlanmaya
başlanan hipofiz-tiroid-yumurtalık ilişkisi mevcuttur. Bir kadının
kanında tiroid hormonunun yetersiz veya fazla olması bu ilişkiyi
bozuyor. Bunun sonucunda hastalarda adet düzensizliği görülebiliyor.
Tiroid hormonu bozuklukları genellikle tiroid bezesinde büyüme, yani
guatrla beraber olabiliyor ama bu büyüme her zaman hastanın aynada
kendinsin veya yakınlarının fark edeceği kadar bariz olmayabiliyor.
Tiroid bezesinde büyüme bazen nodüllü bazen de nodülsüz olabiliyor.
Tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) olduğu durumlarda adet
düzensizliğine ilaveten hastada şişmanlık, ciltte kuruluk, çarpıntı,
saçlarda matlaşma ve tırnaklarda kırılma ile kabızlık sık görülüyor.
Tiroid hormon yetmezliği en sık; tiroid ameliyatlarından sonra hastalara
yeterli tiroid hormon desteği verilmediği durumlarda, Hashimato
hastalığında, lityum gibi bazı psikiyatrik ilaçların kullanılması
sonrasında, zehirli guatrın devamlı ilaç (anti-tiroid ilaçlar) kullanımı
veya radyoaktif iyotla tedavisi sonrasında yeterli tiroid hormon
desteği verilmediği durumlarda görülmektedir. Tiroid hormonu
düşüklükleri bazen sınırda (border-line), bazen belirtisiz (subklinik)
düzeyde bazen de çok belirgin (overt) olabiliyor. Bu nedenle laboratuar
referans aralıklarına bakarak normal-anormal kararı vermek bazen
yanıltıcı olabiliyor.
Tiroid hormonunun kanda fazla olduğu (hipertiroidizm, zehirli guatr)
durumlarda adet düzensizliğine ilaveten kilo kaybı, saçlarda dökülme,
çarpıntı, ishal, yüksek tansiyon yaygındır. Zehirli guatr, çoğunlukla
kendiliğinden oluşur, ancak bazen hastaya verilen tiroid hormonun
gereğinden daha yüksek dozda olması veya gerekmediği halde tiroid
hormonu verilmesi nedeniyle de kanda yüksek hormon nedeniyle
iyatrojenik (doktor eliyle) zehirli guatr da görülebilir.
İlginç olan ve konuyu daha da karmaşık hale getiren diğer bir durum da,
tiroid hormon düzeyi düşük olan ve adet düzensizliği yaşayan kadınlarda
tiroid hormonu verildikçe östrojen ve projesteron seviyelerindeki
artıştır.
Tiroid hormon bozukluğunun teşhisi için kanda tiroid hormon düzeyi
ölçülmelidir. Bu ölçümlerden en değerlisi de kanda TSH düzeyinin
ölçümüdür. Eğer tiroid hormonu yetersiz veya gereğinden fazla ise
öncelikle bunun nedeni ve türü modern tekniklerle ortaya konmalı, sonra
guatrın çeşidine göre tedavi yapılmalıdır.
Tiroid hormonu bozukluğuna bağlı adet düzensizliklerinde klasik
östrojen-projesteron tedavisi çoğunlukla başarılı olmaz. Bu hastalarda
öncelikle tiroid hormon bozukluğu tedavi edilip 3-6 aylık bir süreden
sonra adet düzensizliğinin düzelmesi beklenir.
KISIRLIK VE TİROİD HASTALIKLARI Tiroid hormon bozuklukları
kadınlarda yumurtlama fonksiyonunu bozulur, adet düzensizleşir ve
kısırlık oluşabilir. Hem tiroid hormon fazlalığında (zehirli guatr) hem
de tiroid hormon yetmezliğinde kadınlarda doğurganlık bozulur. Bu
nedenle kısırlık olan kadın hastalarda tedaviye başlamadan önce tiroid
hastalığı araştırması yapılmalıdır.
ERKEKLERDE KISIRLIK Erkeklerde görülen tiroid hastalıklarında
sperm olarak adlandırılan erkek üreme hücrelerinde hareket bozuklukları
(motilite) saptanmıştır. Sperm hareket bozuklukları ise erkeklerde
kısırlık nedeni olabilmektedir.Bu nedenle kısırlık olan erkek
hastalarda tedaviye başlamadan önce tiroid hastalığı araştırması
yapılmalıdır.
HAMİLELİK PLANLIYORSANIZ TİROİD MUAYENESİ OLUN! Hamile kalmaya
karar verdiyseniz veya hamile kaldığınızı anladığınız zaman ilk olarak
yaptırmanız gereken kan tahlillerinde biri açlık kan şekeri, diğeri de
tiroid hormonları ölçümüdür. Eğer tiroid hormonlarında anormallik varsa
guatr konusunda deneyimli bir uzman tarafından muayene edilip daha ileri
tetkikler yapılmalıdır. Böylece mevcut tiroid hormon bozukluğunun
nedeni ortaya çıkarılıp doğru ve yeterli tedavi yapılır. Bu safhadan
sonra hamilelik planlanmalıdır.
EĞER HAMİLEYSENİZ En kısa sürede kadın doğum uzmanınızla görüşüp
serbest T3, serbest T4 ve TSH isimli hormonlarınızın ölçülmesini talep
edin. Bunlarda bir anormallik varsa guatr konusunda deneyimli bir
uzmanla görüşün.
HAMİLELERDE HANGİ TİROİD HASTALIKLARI GÖRÜLÜR? Daha önce mevcut
olan tiroid hastalıkları hamilelik sırasında daha belirgin bir hale
gelir ve daha gürültülü seyreder. Bu da hem hamilenin hem de bebeğin
sağlığını ve hatta hayatını tehdit edebilir. Bu nedenle tiroid
hastalıkları hamilelik öncesinde tedavi edilip kontrol altına
alınmalıdır. Ayrıca, tiroid hastalığı olduğu bilinen bir kadın hamile
kaldığında kadın doğum uzmanı tarafından en kısa sürede bir deneyimli
bir guatr uzmanına yönlendirilip hasta hamilelik boyunca guatr ve kadın
doğum uzmanlarınca yakından takip edilmelidir. Yine de hamilelerde daha
önce mevcut olmasa da her türden tiroid hormon bozukluğu ortaya
çıkabilir.
HAMİLELERDE ZEHİRLİ GUATR Hamilelerde tiroid hormonları aşırı
düzeyde üretilirse bu duruma zehirli guatr (hipertiroidizm) diyoruz. Bu
hastalık hamileliğin erken döneminde ortaya çıkarsa bebeğin anne
karnında ölümü ve düşük görülebilir. Eğer hastalık hamileliğin son
aylarında ortaya çıkarsa annenin hayatı bebekten daha fazla tehlikeye
girer. Yine de doğum olursa çok özel tedbirler ve guatr konusunda
deneyimli bir uzman işbirliği ile doğum veya sezeryan
gerçekleştirilmelidir. Bu durumda bebeğin zeka düzeyinin düşük olması
çoğunlukla mümkün değildir.
Bu hamilelerde tedavi oldukça zor olup sonucu da çoğunlukla hastayı da
hekimi de tatmin etmez. Bu hastalarda ameliyat çoğunlukla yapılmaz,
çünkü yüksek tiroid hormonları varlığında anestezi vermek çok risklidir.
Bu hastalarda radyoaktif iyot (RAI) tedavisi kesinlikle uygulanmaz. Bu
hastalarda sadece tiroid karşıtı ilaçlar kullanılır ancak bu ilaçlar hem
çok etkili olmaz hem de bebek üzerine zararları olabilmektedir. Zehirli
guatrı hafif düzeyde olan hamilelerde pasif takip yani ilaçsız yakın
takip yapmak ve gerekince ilaçla müdahale etmek de mümkündür.
HAMİLELERDE TİROİD HORMON YETMEZLİĞİ (HİPOTİROİDİZM) Hamilelerde
tiroid hormonlarının düşük, TSH ın yüksek olduğu durumlar ciddi alarm
belirtisi olup yakından izlemek gereken bir tablodur. Bu durum tiroid
hormon yetersizliği yani hipotiroidizm belirtisidir. Ancak bazen TSH
normal iken dahi kandaki tiroid hormonları düşük olur. Bu durumda
tedaviye derhal başlanmalıdır. Aksi halde hem annenin tiroid bezesi
büyür, gereğinden fazla kilo alır, kabızlık başlar, hem de anne
rahmindeki bebeğin zihinsel ve fiziksel gelişimi bozulabilir. Bu
hamilelerde yeterli tiroid hormonu verildiğinde bebeğin normal zeka ve
fiziksel gelişimi sağlanır.
Hamilelerde tiroid hormon yetersizliği sanıldığından çok daha
yaygındır. En önemlisi de ne yazık ki bu yetersizlik çoğunlukla ne kadın
doğum uzmanının ne de hastanın aklına gelmemektedir. Bir de üstelik
henüz ülkemizde yeni doğan bebeğe tiroid taraması yapılmadığı için
tiroid hormon yetmezliği doğum sonrasında da tedavi edilmeyip bebeğin
zeka fiziksel gelişimi daha da bozulmaktadır.
HAMİLELERDE TİROİD NODÜLÜ Hamilelerde her tür nodül
saptanabilir. Bu nodüllere yönelik tedavi doğum sonrasına
ertelenmelidir. Çünkü hamilelerde tiroid kanseri çok nadir bir
durumdur. Hatta hamilelerde bütün kanserler nadirdir. Bu nedenle
hamilelerdeki nodüller ultrasonografi ile incelenmeli, aynı anda tiroid
hormonları yüksek (zehirli guatr) yoksa başka bir işlem yapılmadan pasif
takip yapılmalıdır.
HAMİLELERDE NE TÜR TİROİD TETKİKİ YAPILMALIDIR? Diğer
insanlardan farklı olarak, tarama amacıyla sadece TSH ölçümü hamilelerde
yeterli olmaz! Çünkü TSH cevabi bir hormon olup hamilenin hızla değişen
tiroid hormon düzeyine cevap olarak ancak aylar sonra yükselmeye başlar
ki bu dönemde bebek tiroid hormonsuz kalabilir. Bu nedenle hamilelerde
TSH, serbest T3, serbest T4 hormonları ölçülmelidir.
Hamilelerde bazen TSH çok düşer. Bu ciddi bir klinik durumdur. Çünkü bu
hamilelerin gerçekten bir tiroid hastalığı nedeniyle mi (örneğin
zehirli guatr) yoksa normal bir gelişim nedeniyle mi (örneğin hamilenin
kanında normalde artan beta HCG etkisiyle) TSH düşüklüğü olduğu
anlaşılmalıdır. Zira çoklu hamileliliklerde (örneğin ikiz ve üçüz) kanda
artmış olan gonodotropinler TSH düşüklüğü nedeni olabilir. Bu
çoğunlukla yanlış anlaşılıp hamilede zehirli guatr var şeklinde
yorumlanıp hamileliğin sonlandırılmasına kadar giden karalar
verilmektedir.
Hamilelerde tiroid sintigrafisi uygulanmaz. Nodüle ince aspirasyon biyopsisi yapılması da tavsiye edilmez.
HAMİLELERİN TİROİD HASTALIKLARI YÖNÜNDEN TAKİBİ Hamilelerde
hormonal sistemlerin tümünde ciddi değişim olması kaçınılmazdır. Tiroid
de bu değişimlerden nasibini almaktadır. Bu çerçevede vücudun iyot
ihtiyacı ve tiroid hormonu ihtiyacı artmaktadır. Bu nedenle hamilelerde
tiroid hormonlarının her 3 ayda bir ölçülmesi gerekir; zira her üç aylık
dönemlerde tiroid hormon ihtiyacı değişiklik göstermektedir. En
önemlisi, hamilelik öncesinde tiroid hastalığı olanların, hamilelik
süresince bir kadın doğum uzmanına ilaveten bir de guatr uzmanınca
yakından takibi gerekir.
LOHUSALIK VE TİROİD Lohusalık döneminde tiroid hastalıklarının
ortaya çıkması sık karşılaşılan bir durumdur. Bazı hastalarda daha önce
mevcut olan ancak hasta tarafından bilinmeyen bir tiroid hastalığı
lohusalıkta kendini belli eder hale gelir. Geriye kalan hastalarda ise,
lohusalık öncesinde hastada tiroid hastalığı olmadığı halde lohusalıkta
tiroid hastalığı ortaya çıkabilir.
Lohusalığın tiroid hastalıklarını tetikleyen bu etkisi bilinmesine
rağmen nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bir çok neden öne sürülmekle
beraber en ikna edici ve inanılır olanı; hamileliğin sonlanması ile
hormon dengelerinin birden alt üst olmasıyla tiroid hormonu da dahil tüm
hormon sisteminin etkilenmesidir. Diğer bir teoride, hastada lohusalık
sonrasında gelişen depresyonun bu tiroid hormon değişimleri sonucu veya
sebebi olduğu belirtilmektedir.
Lohusalıktan sonra en sık görülen tiroid hastalığı Haşimato
hastalığıdır. Haşimato hastalığında tiroid hücrelerinde iltihap ve
harabiyet oluşur, hasta hızla kilo alır ve hamilelik sonrasında hasta
kilo vereceğine kilo artışı görülür.
Lohusalarda tiroid hormon bozluklukları emziren annenin kısa sürede sütten kesilmesine neden olur.
EMZİREN KADINLARDA GUATR İLACI KULLANIMI Zehirli guatrda RAI
kullanılmaz. Tiroid karşıtı ilaçlar ise sütle bebeğe geçebilmektedir. Bu
nedenle annedeki zehirli guatrın tedavisi sırasında bebeğin sütten
kesilerek suni mamaya geçmesi gerekir.
Emziren kadınlar tiroid hormonu kullanabilir. Tiroid hormon
yetmezliğinde kullanılan tiroid hormonu benzeri sentetik ilaçlar (Tefor,
Levotiron, L-thyroxin) emziren kadınlarda emniyetle kullanılır, hatta
kullanılmalıdır. Önemli olan kullanılan bu ilacı doğru dozda
uygulamaktır. Emziren annenin kullandığı bu ilaçların dozu fazla olursa
bebekte huzursuzluk, kilo almakta güçlük, aşırı terleme, ishal ve kusma
görülür. Bu ilaçlar emziren annenin sütünü azaltmaz.
BEBEKLERDE TİROİD HASTALIKLARI Bebeklerde görülen tiroid
hastalıkları genellikle annenin hamile iken geçirdiği tiroid
hastalıklarının ve bu nedenle anneye uygulanmış olan tedavinin sonucunda
ortaya çıkar. Bazen annede hiçbir tiroid hastalığı yokken dahi yeni
doğan bebekte zehirli guatr, tiroid hormon yetmezliği ve tiroid nodülü
görülebilir. Nadiren de olsa bebekte tiroid bezesi hiç gelişmeyebilir
(tiroid aplazisi). İlginç bir durum da tiroid bezesinin yanlış bir yerde
yerleşmesidir (ektopik tiroid).
Yenidoğan Bebeklerde Tiroid Hormon Yetmezliği (Neonatal Hipotiroidizm)
Bebeklerde, en sık karşılaşılan ve en çok korkulan tiroid hastalığı
tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıdır. Hipotiroidizm olarak
adlandırılan bu klinik tabloda, bebeklerin tiroid bezesinden yeterli
tiroid hormonu salgılanmaz ve bebeğin fiizksel ve zeka gelişimi geri
kalır. Bu bebeklerde başarılı tedavi genellikle tam sonuç verirken
tedavi edilmeyen bebeklerde dramatik gelişme geriliği kaçınılmazdır.
İşte bu nedenle erken teşhis çok önemlidir. Bu hastalığın görülme
sıklığı ülkeden ülkeye ve kullanılan tarama testinin hassasiyetine göre
değişmektedir. Avrupada her 3300 bebeğin birinde tiroid hormon
yetmezliği olduğu kabul edilmektedir. Düşük doğum ağrılıklı bebeklerde
bu hastalık daha sık görülmektedir.
Zeka Geriliği Tiroid hormonu yetersiz olan bebeklerde tedavi yapılmazsa
zeka geriliği ve boy kısalığı dikkat çekmektedir. Zeka geriliği ve boy
kısalığı, kandaki hormonun düşüklüğü ile paralel gitmektedir; hormon
düzeyine kadar düşükse zeka geriliği ve boy kısalığı da o kadar düşük
olmaktadır. Bu bebeklerin dilinin büyük olduğu görülür. Zeka düzeyi
düşüklüğünün nedeni, tiroid hormon eksikliği sonucunda beyinde oluşan
hasara bağlıdır. Zeka düzeyi belirteci olan IQ çoğunlukla 85in altında
olmakta, ancak bazen 55 in bile altına inebilmektedir. Aynı şekilde boy
kısalığı aile tarafından fark edildiğinde artık geçen süreyi geriye
döndürmek mümkün olamamakta, sadece ondan sonraki dönemde beklenen
gelişme tedavi ile önemli ölçüde sağlanabilmektedir.
Belirtileri Nelerdir? Doğum sonrasında uzayan sarılık, vücutta
şişlik (ödem), doğumun gecikmesi, doğum ağırlığında düşüklük, vücut
ısısında düşüklük, kafa arkasının büyük olması, emme güçlüğü, beslenme
zorluğu, kilo almada yavaşlık, yavaş hareket, uykuya eğilim çok fazla
olması, ısrarcı kabızlık, karın bölgesinin gergin ve şiş görünümü,
solunum zorluğu, cilt kuruluğu, dil büyüklüğü, ağlarken sesinin kalın ve
bozuk çıkması gibi belirtilerin bir kısmı görülebilir. BU belirtilerin
tümünün bir bebekte olması şart değildir.
Nasıl Tanı Konulur? Tarama testi çok önemlidir, çünkü tarama
testi ile ortaya çıkan tiroid hormon yetersizliği vakalarının bir
kısmında muayene ile hiç bir anormallik gözlenmemektedir. 1981 yılından
beri gelişmiş ülkelerde yeni doğan bebeklerde neonatal tarama testi
yapılarak bebekte topuktan alınan kanda bulunan TSH ve T4 hormonu ölçümü
yapılmaktadır. Bu tarama testi gelişmiş ülkelerde doğum sonrası yapılan
zorunlu testlerdendir. Bu sayede bu ülkelerde tiroid kökenli gelişme
geriliği ortadan kalkmıştır.
Nasıl Tedavi Edilir? Yeni doğan bebeklerdeki tiroid yetmezliği
(hipotiroidizm) tedavisinde, eksik olan tiroid hormonunu bebeğe ağız
yoluyla vermek esastır. Tedavinin takibi önemli olup verilen dozun
yeterli olup olmadığının devamlı takibini gerektirir. Yeterli verilmezse
gelişim geriliği devam ederken fazla verilmesi durumunda yan tesirler
ortaya çıkabilir.
Bebeklerde Zehirli Guatr ve Diğer Tiroid Hastalıkları Bebeklerde
zehirli guatr nadir de olsa görülür. Tedavisi oldukça yüksek uzmanlık
bilgisi isteyen bir ekiple yapılabilir. Bebeklerde bugüne kadar tiroid
karşıtı ilaçlar kullanılmaktadır. Son zamanlarda düşük doz RAI tedavisi
de önerilmektedir.
Bebeklerde tiroid bezesinin yetersiz gelişmesi (hipoplazi), hiç
gelişmemesi(plalzi), yanlış yerde yerleşmesi (ektopi), nodül, tiroid
bezesinin iltihabı gibi hastalıklarda görülebilir ancak nadirdir.
Bebeklerde Hangi Testler Yapılmalı? Bebeklerde ve çocuklarda tiroid
sintigrafisi yapılmaz. Sadece ektopik tiroid şüphesi olanlarda
sintigrafi yapılabilir. Ultrasonografi etkili bir yöntem olarak bebek
tiroid hastalıklarının tanısında kullanılır. Bebeklerde tiroid
hormonları ve antikorları da kanda alınarak yapılabilir.
BEBEKLERDE TARAMA TESTİ ŞART! (Neonatal Screening) Bebeklerde
doğar doğmaz topuktan alınan kanda N-TSH ve T4 isimli hormonlar
ölçülmelidir. Bebeklerin damarından kan alınarak bu tarama testi
yapılmaz! Topuktan alınan kanda bu testi yapmak için özel laboratuar
kitleri vardır.
Ortalama her 3300 yeni doğan bebeğin birinde tiroid hormon yetmezliği
görülmektedir. Batı ülkelerinde bu nedenle yeni doğan bebeklere tiroid
hormon yetmezliği taraması yapılmaktadır. Ortalama her 3500 yeni doğan
bebeğin birinde görülen fenilketanürü hastalığı için Batı ülkelerinde ve
ülkemizde tarama testi yaklaşık son 15 yıldır zorunlu hale gelmiş
durumda. Fenilketanüri hastalığında bu tarama testini yerleştirmeyi
başaran Türkiye, en az onun kadar yaygın tiroid hormon yetmezliğinde de
yeni doğan bebeklerde, aynı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, bu tarama
testini uygulamaya koymalıdır. Aksi halde geçen hafta olduğu gibi bazı
ırkçı Alman Profesörlerin diline düşmekten kurtulamayız!
TİROİD HORMON YETMEZLİĞİ TIRNAKLARIN BOZULMASINA NEDEN OLUR
Tırnaklar, günümüz kadının çok özen gösterdiği vücut parçasıdır. Çünkü
bakımlı tırnaklar sağlıklı ve güzel bir elin en ön planda dikkat çeken
unsurlarıdır. Tırnakların genel görünümü hekimlere kişinin sağlığı
hakkında önemli bilgiler verir.
Tiroid hastalıkları, özellikle de tiroid hormon yetmezliği
(hipotiroidizm) bütün ektodermal dokuların sağlığını bozar. Tırnaklar,
deri ve saçlar da ektodermal dokularımızdandır. Tiroid hormon yetmezliği
olan hastalarda tırnakların çabuk kırıldığı, kat kat soyulduğu,
zayıfladığı, beyaz lekelerin oluştuğuna şahit olmaktayız.
Tırnaklarda görülen bu şikayetlere genellikle vitamin eksikliği tanısı
konulup vitamin takviyesi yapılır ama sorun genellikle çözülmez ve devam
eder zira tırnakları hasta edecek kadar yüksek düzeyde vitamin
eksikliği nadir görülen bir durumdur. Günümüz beslenme ve yaşam tarzı
tırnakları da içine alan vitamin eksikliklerine zaten izin vermez.
Halbuki tırnaklardaki kırılma, soyulma, zayıflık ve beyaz lekelerin en
az bilinen ancak en yaygın olan nedeni ise tiroid hastalıklarıdır.
Maalesef, tiroid hastalıklarının tümü kadınları sever; hastaların %80 i
kadındır.
Tiroid hormonun yetersiz olduğunda (hipotiroidizm) tırnaklardaki bu
şikayetlerin yanında ayrıca saçlarda matlaşma, kepeklenme, şişmanlık,
ciltte pullanma ve kabalaşma ve cilt kuruluğu da görülür. Amerikan
istatistiklerine göre tiroid hormon yetmezliği toplumun %10unda görülür.
Bu veriyi ülkemize uyarlarsak Türkiye’de yaklaşık 7.5 milyon insanda
tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) vardır.
Ağız yoluyla günde bir kez sabahları alınacak yeterli düzeyde tiroid
hormonu ile diğer şikayetlerin yanında tırnaklar da sağlıklı görünüme
kazanır. Ancak, bu hastalarda tiroid hormonu dikkatle ve ne eksik en
fazla prensibi ile verilmelidir. Çünkü fazla verilirse bu defa saçlar
dökülmeye başlar, eksik verilirse şikayetler devam eder. Bu ilacın
standart dozu yoktur, her hastada ölçümle ve yakın takiple verilmek
zorundadır.
TİROİD HASTALIKLARI İLK OLARAK SAÇLARI VURUR Saç, bir kadının
ilk dikkat çeken görüntüsünün en önemli unsurudur. Bu nedenle olsa gerek
her kadın saçlarına ayrı bir özen gösterir. Günde ortalama 100 adet
civarında saç dökülmesi normaldir. Bu dökülme, sağlıklı saç değişiminin
sonucudur. Ancak, günde ortalama 150 den fazla saç dökülmesi çoğunlukla
altta yatan başka bir hastalığa bağlıdır (patolojiktir).
Peki bu sayıyı nasıl belirleyeceğiz? Dökülen saçları teker teker
toplayıp sayamayacağımıza göre saçını tarayan bir kadının daha
öncekilere göre veya yaşıtlarına göre daha fazla saçının döküldüğünü
fark etmesi çok zor değildir. Kaldı ki normal düzeydeki saç dökülmesi
genellikle teker teker dökülme şeklindedir. Halbuki bir hastalığa bağlı
saç dökülmesi (patolojik saç dökülmesi) tutam tutam dökülme tarzındadır;
yani birden fazla sayıda saçın aynı anda ele gelmesi veya tarağa
takılması şeklinde kendini gösterir.
Patolojik dökülmesinin en az bilinen ancak en yaygın olan nedeni ise
tiroid hastalıklarıdır. Saçlarımız, tiroid hormon bozukluklarından ilk
etkilenen vücut parçamızdır. Maalesef, tiroid hastalıklarının tümü
kadınları sever; hastaların %80 i kadındır.
Tiroid hormonlarının fazla olması durumunda (bu duruma zehirli guatr
veya tıptaki adıyla hipertiroidizm diyoruz) saçların dökülmesi ilk
görülen belirtilerdir. Bu hastalar saçlarının tutam tutam döküldüğünü ve
kel kalmaktan koktuğunu belirtir. Bu dökülme saçın genelini
ilgilendirir, yerel ve küçük odaklı dökülme şeklinde değildir. Tiroid
hormonunun fazla olduğu bu hastalıkta saç dökülmesine ilaveten ayrıca
kalp çarpıntısı, çabuk yorulma, hafif düzeyde ama ısrarcı bir bulantı
ile kilo kaybı görülür. Tiroid bezesinin bu hastalığı tedavi edilip
hormonları normale gelmeden saça dönük hiçbir tedavi dökülmeyi
durduramaz. Bu hastalarda yüksek tiroid hormonlarını durduran tedaviler,
örneğin RAI kapsül tedavisi uygulandığında ise ilk geçen şikayetleri
saç dökülmesi, ondan sonra da kalp çarpıntısı gelir.
Tiroid hormonun yetersiz olduğunda (hipotiroidizm) ise saçların
dökülmesi daha nadir olmakla beraber saçların kalitesi önemli ölçüde
bozulur. Bu hastalarda saçlar matlaşır, kabalaşır, kalınlaşır, çabuk
kırılır, kepeklenme görülür. Tiroid hormonunun yetersiz olduğu
hastalarda ayrıca tırnaklarda beyaz lekeler, soyulmalar, çabuk kırılma
görüldüğü gibi ciltte pullanma, kabalaşma ve şişmanlık da dikkat çeker.
Amerikan istatistiklerine göre tiroid hormon yetmezliği toplumun %10
unda görülür. Bu veriyi ülkemize uyarlarsak Türkiye de yaklaşık 7.5
milyon insanda tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) vardır. Bu
hastalar, saç kepeklenmesi için şampuan kullandıkça matlaşma artar ve
hatta saçlar birbirine yapışır. Altta yatan tiroid hormon yetmezliği
ilaçlarla tedavi edilmedikçe sorun çözülmez. Ağız yoluyla günde bir kez
sabahları alınacak yeterli düzeyde tiroid hormonu ile saçlar tektar eski
parlaklık ve güzelliğine kavuşur, kepeklenme durur. Ancak, bu
hastalarda tiroid hormonu dikkatle ve ne eksik en fazla prensibi ile
verilmelidir. Çünkü fazla verilirse bu defa saçlar dökülmeye başlar,
eksik verilirse saçlardaki matlaşma ve kepeklenme devam eder. Bu ilacın
standart dozu yoktur, her hastada ölçümle ve yakın takiple verilmek
zorundadır.
ŞİŞMAN HER 4 KİŞİDEN 1 İNDE GİZLİ TİROİD YETMEZLİĞİ (SUBKLİNİK HİPOTİROİDİZM) VAR.Şişmanlıkla
en yakın ilişki içinde bulunan tiroid hastalıkları göz ardı edilirken
bilimsel olarak, tiroid, bu alanda en önce dikkat çekilmesi gereken
organımızdır. Şişmanlık; basit (beslenme alışkanlıklarındaki
bozukluklara bağlı) veya patolojik obezite (hastalıklara bağlı)
olabilir.
Basit Şişmanlık Şişmanlık basit bir kilo alma sorunu değildir.
Şişmanlık, vücudunuzda bazı şeylerin yanlış ve hatalı yürüdüğüne işaret
eder. Bu yanlışlık bazen sizin beslenme alışkanlıklarınızdadır. Örneğin,
az sayıda öğünle (günde bir veya iki defa) yemek yediğiniz halde kilo
alabilirsiniz. Akşam saat 19:00 dan sonra yemek, kuruyemiş, dondurma,
tatlı, meyve ve hatta şekerli çay kilo almanız için yeterlidir. Sebze ve
meyve yemeyen veya az yiyenlerin kilo alması doğaldır. Uzun süre aç
dolaşıp ondan sonra doyurucu yemek yemek kilo aldırır. Bunun en tipik
örneği, Ramazan ayında oruç tutan kişinin kilo almasıdır.
Ayrıca, sizi üzen, strese sokan durumlarda salgılanan hormonlar
nedeniyle çabuk acıkabilir ve ihtiyacınız olan kaloriden daha fazlasını
alırsınız. Bunun farkına bile varmayabilirsiniz.
Ruhsal açıdan çökmüş (depresyonda) olan bazı kişiler, yemek yiyerek,
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download