ESI in the press Zaman, 16.02.2006 Küreselleúme, øslam ve Türkiye (I) Emin Fuat Keyman Zaman February 16, 2006 “European Stability Initiative” adlı düúünce kuruluúu tarafından hazırlanan, Kayseri örne÷inde Müslüman kimlikli iúadamları üzerine yapılan, ve bu yolla Türkiye’de øslam-serbest pazar kapitalizmimodernleúme-küreselleúme iliúkisi üzerine bir yorumda bulunmaya çalıúan “øslami Calvinistler: Orta Anadolu’da De÷iúim ve Muhafazakarlık” adlı rapor önemli ve gerekli bir tartıúmayı baúlattı. Raporun kendisi çok kapsamlı ve derin bir bilgilendirmeyi sunmasa da, øslam-modernlik-kapitalizm iliúkisi üzerine bir tartıúma baúlattı÷ı için faydalı oldu. Yapılan tartıúma ve raporun kuramsal ve yöntemsel ana hatları üzerine, ùükrü Hanio÷lu’nun Zaman gazetesinde, 2.2.2006 günü çıkan çok önemli ve ö÷retici “Max Weber-øslami Calvinistler” adlı yazıyı, bu konuya ilgi duyan herkese öneririm. øslammodernlik-kapitalizm iliúkisine, Hanio÷lu’nun yazısındaki kuramsal ve yöntemsel çerçeveyi temel alarak, bu yazıda farklı bir yerden yaklaúmak istiyorum. Muhafazakar øslami bir çevrede serbest pazar temelli iktisadi giriúimcili÷in geliúmesi sorusuna yaklaúırken, iki yol izleyebiliriz. Bir yol “din sosyolojisi” temelinde olup, øslam ile modernlik ve kapitalizm arasındaki iliúkinin dinin düzenleyici, tanımlayıcı ve kurucu ilkelerine gönderimle tartıúılmasını içerir ve giriúimcili÷in nereye kadar bu ilkelere uygun olup olmadı÷ı üzerinde durur. øslami Calvinistler üzerine yapılan tartıúmalarda, özellikle Müslüman kesim içinde, bu yol tercih edildi ve bence bu temelde de önemli bir yöntemsel hata yapıldı. Di÷er yol ise “dinsel hareketin sosyolojisi”dir ve yapılmak istenen, bir toplumsal hareket, bir ekonomik/kültürel kimlik olarak øslam’ın modernlikle, ekonomik yaúamla ve küreselleúme ile iliúkisinin sosyolojik ve siyasal-ekonomi temelli çözümlemesidir. Bence, anlamlı tercih ikinci yoldur ve øslami kimli÷in son 20 yıldır Türkiye’de çokboyutlu, modernli÷e içsel ve küreselleúmeyi içeren geliúimi ve yükselmesini anlamak temelinde yapılan bir çözümleme, øslam-kapitalizm-modernleúme-küreselleúme iliúkisini anlamlı ve tutarlı bir temelde yorumlamıú olur. MÜSøAD ve SøAD’lar... Bu ba÷lamda, Kayseri örne÷ini de içeren, en önemli geliúme 1990’lı yıllar içinde ekonomik yaúamda ortaya çıkan ve øslami ve muhafazakar de÷erleri taúıyan sanayii ve iúadamları dernekleridir. Kendilerini hem “ekonomik baskı grubu” hem de Türkiye’nin genel sorunlarına ve demokratikleúmesine katkıda bulunan bir “sivil toplum örgütü” olarak tanımlayan, ekonomik küreselleúme olgusuna olumlu bakan ve ekonomik ve kurumsal kimliklere sahip bu yapılar, bir taraftan bugün MÜSøAD diye bilinen güçlü ve Türkiye’ye yaygın bir oluúuma, di÷er taraftan da úehir ve bölge temelinde örgütlenmiú, yereli temsil eden SøAD’lar dedi÷imiz oluúuma anlam vermektedir. Bu kurumsal kimliklere bakmak, bize hem øslam ile modernlik, kapitalizm ve küreselleúme arasında günlük yaúam temelinde bir çeliúki olmadı÷ını, hem de ve daha da önemlisi, Japonya, Çin, Malezya, Endonezya gibi örneklerde de gördü÷ümüz gibi, øslami geleneksel ve muhafazakar de÷erlerle serbest pazar arasında uyum oldu÷unu bize göstermektedir. Önemli olan øslami kimli÷in Calvinist olup olmadı÷ı de÷il, tarihsel geliúme içinde kendisinin modernlik, kapitalizm ve küreselleúme ile iliúkisinin hangi temelde kuruldu÷unu ve toplumsallaútı÷ını anlamaktır. MÜSøAD ve øslam-küreselleúme iliúkisi 1990 yılında on iki iúadamı tarafından, merkezi østanbul olmak üzere kurulan MÜSøAD, hızla üye sayısını artırmıú, önemli bir ekonomik aktör konumuna yükselmiú ve bugün TÜSøAD’a alternatif bir kuruluútur. 2000 yılında üye sayısı 3000’i geçen ve Türkiye genelinde 30 úubesi bulunan MÜSøAD, TÜSøAD’dan farklı bir oluúum içinde, a÷ırlıklı olarak küçük ve orta-ölçekli iúletmeleri, ama aynı zamanda büyük iúletme temsilcilerini de temsil etmektedir. MÜSøAD, ideolojik olarak Sünni øslam’ı kendisine referans almakta, “ekonomik ve kültürel øslami kimli÷i” kurumsal temelde harekete geçirmekte ve øslam ile serbest pazarın eklemlenmesinin olasılı÷ını baúarıyla yaúama geçirmektedir. Bu anlamda, kuruluúundan beri, (a) øslami kimli÷in yeniden-canlanması ile ekonomik yaúam arasındaki ba÷lantının kurulmasında, (b) øslami kimli÷in ekonomik çıkarlarının desteklenmesi ve korunmasında, ve (c) øslami temelde bir toplum vizyonunun ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıútır. Aynı zamanda, øslami kimli÷e sahip iúadamları ve sanayiciler arasında “güven iliúkilerine dayalı güçlü bir iletiúim ve ba÷lantı a÷ı kurarak”, MÜSøAD hem øslam’ın fakirleútirici de÷il zenginleútirici bir din oldu÷u düúüncesinin kabul görmesi ve yaygınlaúması, hem de øslam’ın rahatlıkla serbest pazar kuralları ve teknolojik geliúmeye dayalı Batı ekonomik rasyonalitesiyle eklemlenebilece÷i düúüncesinin güçlenmesi için güçlü bir kurumsal temeli hazırlamıú ve yaratmıútır. MÜSøAD’ın kurdu÷u ba÷lantı ve iletiúim a÷ı, a÷ırlıklı olarak “reel ekonomi”yi, dolayısıyla “üretim sektörü”nü içermekte, fakat bununla birlikte finans sektöründe etkin olan ekonomik aktörleri de kapsamaktadır. Bu anlamda, MÜSøAD “Homo Islamicus” söyleminin, di÷er bir deyiúle serbest pazarın bireysellikle de÷il, fakat dinsel kimlikle, gelenekle ve organik toplulukla eklemlenebilece÷i düúüncesinin temel aktörlerinden ya da taúıyıcı öznelerinden birisidir. MÜSøAD’ın güçlü bir ekonomik aktör olarak kurulmasına ve geliúimine önemli katkılarda bulundu÷u alternatif øslami modernite savı aúa÷ıdaki saptamaları ve önerileri içermektedir: MÜSøAD küreselleúmeyi dünyada karúılıklı-ba÷ımlılık iliúkilerini yaygınlaútıran ve derinleútiren, sermaye ve ticaret iliúkilerini ulus-devlet sınırlarının dıúına taúıyan, özünde ekonomik ama toplumlar üzerinde siyasi ve ESI in the press kültürel etkileri olan bir süreç olarak görmektedir. Küreselleúme nesnel bir gerçekliktir, yeni ekonomik yaúamın tarihsel ve kurucu ba÷lamıdır ve ekonomik “oyunun yeni kurallarını” belirleyen bir toplumsal olguyu tanımlamaktadır. Bu yeni kurallar Batı modernitesine içsel olan, “rasyonel düúünce, uzun-dönemli stratejiler yaratmak, ve teknolojik ve örgütsel kapasiteye sahip olmaktır. MÜSøAD, øslami ilkeler temelinde hareket eden, Sünni øslami kimli÷i taúıyan, ve üyeleri arasında güven ve dayanıúma duyguları temelinde bir “organik topluluk” kurmaya çalıúan bir niteliktedir. Bu niteli÷i içinde MÜSøAD, organik toplulu÷un bireyselli÷e, adaletli-ahlaki benli÷in atomistik ve çıkarcı bireye, topluluk iliúkilerini düzenleyen etik kodların bireysel farklılıklara karúı normatif öncüllü÷ünü savunmaktadır. Bu anlamda, øslami ilkelerin bireycilikten daha fazla serbest pazar iliúkilerine uyumlu oldu÷unu öne süren MÜSøAD, ekonomik büyüme ve kalkınmanın, Güney Asya örne÷inde oldu÷u gibi, geleneksel ahlak anlayıúıyla serbest pazar arasında kurulacak “stratejik bir ba÷” ile olanak kazanaca÷ını düúünmektedir. Bu stratejik ba÷ küreselleúmenin yarattı÷ı bir olasılılıktır; çünkü küreselleúme sadece bireyselli÷i de÷il aynı zamanda da toplulukçu vizyonları da olası kılmaktadır. Ahlaki benlikle ve etik kodlarla doldurulmuú bir ekonomik büyüme modeli bugünün dünyasında yaúama geçebilir; Güney Asya modeli buna en açıklayıcı örne÷i oluúturmaktadır. Bu ba÷lamda da, modernite tek de÷ildir, artık sadece Batı’yla özdeúleútirilmemelidir, alternatif modernite modelleri olasıdır ve sürdürülebilir kalkınma modeli serbest pazar kurallarının ahlaki benlikle yeni bir anlam kazanmasıyla gerçeklik kazanır. Bu sav Türkiye ba÷lamında úu anlama gelmektedir: 1980’lerden beri yaúanan ekonomik yapı üretime dönük de÷ildir, rant Zaman, 16.02.2006 ekonomisiyle haksız zenginleúmeyi sa÷lamıútır, siyasidir; çünkü devlet-merkezci siyaset anlayıúı popülist politikalarla rant ekonomisine zemin hazırlamıú ve siyaset alanını laiklik ve istikrar istenciyle daraltarak üretim yapan küçük ve orta iúletmelere kaynak aktarmamıútır, “ahlakî”dir; çünkü var olan sistem rant ekonomisinden zenginleúmiú küçük bir azınlı÷ın ve bu azınlı÷ı çerçeveleyen hukuksal ve ekonomik yolsuzlukları yaratırken, fakirli÷in, eúitsizli÷in, dıúlanmanın niteledi÷i büyük bir nüfuzu kapsayan “öteki Türkiye”yi de yaratmıútır. Bu anlamda, serbest pazar kurallarının ahlakî benlikle eklemlenmesi gerekir. MÜSøAD bu ahlakî benli÷in øslami ilkeler temelinde kurulabilece÷ini savunarak, aynı zamanda da modernitenin temel ilkelerinden “örgütsel rasyonelli÷i” sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkelerinden biri olarak kabul ederek, alternatif bir modernite savını øslami ilkeler yoluyla yaúama geçirmeye çalıúmaktadır. Bu anlamda da, øslami modernite globalleúme sürecine olumlu bakan, Türkiye’nin Avrupa Birli÷i’ne entegrasyonunu bu sürecin bir parçası olarak gören bir niteliktedir. MÜSøAD tarafından 19 ùubat 2001 krizi sonrası geliútirilen anti-IMF pozisyon, anti-globalleúmeci bir pozisyon de÷ildir. IMF “yapısal uyum” politikalarına eleútiri, bu politikaların üretim sektörüne dönük olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu ihmali “rehin alınan üretim”i yaratmaktadır. MÜSøAD’ı oluúturan küçük ve orta-ölçekli iúletmelerin krizden büyük yara almaları, bu iúletmelerin varlık koúullarının üretime ba÷lı olması ve buna karúın ekonomik yeniden-yapılanma programının makroekonomik istikrarı sa÷lamada finans sektörüne a÷ırlık vermesi, MÜSøAD’ın IMF eleútirisini gerekli kılmaktadır. MÜSøAD’ın “rehin alınanlar”ı temsil etmesi, yaptı÷ı IMF eleútirisinin temel nedenidir. KOÇ ÜNøVERSøTESø ÖöRETøM ÜYESø