“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”na katılalım

advertisement
İletişim adresi:
Cumhuriyet Mh.
Tennuri Cad.
Çetin Apt. No:7
Tel: 0 535 496 72 50
İşçi Bülteni Özel Sayý: 1047
Ekim 2013 - Fiyatý 25 Kr.
“Taşeron İşçiliğine Karşı
Mücadele Sempozyumu”na
katılalım, haklarımıza ve
geleceğimize sahip çıktığımızı
gösterelim!
Dizginsiz ve kuralsız sömürü düzenine, taşeron işçilik köleliğine,
insanca yaşamaya yetmeyen asgari sefalet ücretine, insanca olmayan
çalışma koşullarına karşı gücümüzü ve direnme kararlılığımızı
göstermek için “Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”na
katılalım.
Taşeron işçilik köleliğine karşı mücadele! Çünkü binlerce işçi daha
fazla kâr uğruna asalak patronlara kurban edildi. İş cinayetlerine kurban
verdiğimiz binlerce sınıf kardeşimize sahip çıkıyoruz. Kapitalizmin
çarklarının kanımız ve canımızla dönmesine “artık yeter!” demek için
“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”na katılalım.
Taşeron işçilik köleliğine karşı mücadele! Çünkü sermaye sınıfının
temsilcisi AKP hükümeti, elimizi kolumuzu bağlamak için taşeronluk
yasası çıkarmak istiyor. Mahkeme kararlarına rağmen sendikalaşma
hakkımızı tanımıyor, toplusözleşme ve grev hakkımızı tırpanlıyor, hak
arama mücadelemizin önüne engeller koyuyor. Yasakları parçalamak,
engelleri aşmak, taşeronluk köleliğine karşı isyanımızı haykırmak, hak
ve özgürlüklerimize sahip çıkmak için “Taşeron İşçiliğine Karşı
Mücadele Sempozyumu”na katılalım.
Mücadele! Çünkü birlik olmazsak, her geçen gün ağırlaşan
baskıdan, sömürü zincirlerinden, taşeron işçilik köleliğinden
kurtulamayız. Birlik olmadığımız için asalakların sırtımıza bindirdikleri
yük her geçen gün artarken, boynumuzdaki zincirler daha da kalınlaşır.
Ücretlerimiz düşerken soframızdaki ekmek küçülür. Sefaletimiz büyür.
Esneklik ve taşeron işçilik uygulamalarıyla hayatlarımız karartılır.
“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”nda, birbirine
karşıt iki dünya, insanca bir yaşam ve gerçek özgürlük uğruna mücadele
eden işçi sınıfı ve emekçiler dünyası ile sömürü, kölelik ve eşitsizliğin
kaynağı olan asalak patronlar dünyası hesaplaşacak. İşçi sınıfının birliği
yolunda bir adım atılacak. Savaş ve sömürüye karşı halkların kardeşliği
haykırılacak. Taşeron köleliğine karşı mücadele çağrısı yükseltilecek. 27
Ekim’de düzenlenecek olan Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele
Sempozyumu’na omuz ver!
“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”
Hazırlık Komitesi…
Kayseri İşçi Bülteni’nden...
Merhaba
Taşeron İşçiliğine Karşı
Mücadele Sempozyumu’na
hazırlanıyoruz. İşçi bülteninin
Ekim sayısında Taşeron
İşçiliğine Karşı Mücadele
Sempozyumu ile ilgili yazılara
ve işçi mektuplarına yer
verdik.
Kayseri’de ve ülkemizde
taşeronluk belası ur gibi
büyümektedir. Taşeronluk
belasından kurtulmanın yolu haklarımıza ve geleceğimize sahip
çıkıp mücadeleyi büyütmektir. Taşeron İşçiliğine Karşı
Mücadele Sempozyumu mücadeleyi büyütmek yolunda atılmış
bir adımdır. 27 Ekim Pazar günü yapılacak toplantıya katıl,
geleceğinin karartılmasına izin verme!
2
10. Çalışma Meclisi toplantısı gerçekleşti…
Sermayenin gündeminde gasp var!
10. Çalışma Meclisi toplantısı, 26-27 Eylül tarihleri arasında sermaye,
hükümet ve sendika temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Geçtiğimiz
günlerde yayınlanan 10. Çalışma Meclisi Sonuç Bildirgesi ile de “kıdem
tazminatı”, “alt işverenlik-taşeron çalıştırma” ve “özel istihdam büroları
aracılığı ile geçici iş ilişkisi” başlıklarının tartışıldığı ilan edildi.
Yayınlanan sonuç bildirgesinden kıdem tazminatı hakkının patron
üzerinde bir yük olarak görülmesi ve bu hakkın gaspı üzerine ayrıntılı
tartışmalar yapıldığı anlaşılmakta. “Alt işverenlik” başlığı altında ise işçi ve
emekçiler açısından güvencesiz çalışmanın diğer adı olan taşeron sistemi
“Taraflar, ilke olarak alt işverenliğin çalışma hayatının bir gerçeği
olduğunu kabul etmektedir” denilerek meşrulaştırılmaya çalışılmakta ve
bundan sonraki süreçte taşeron çalıştırmanın yaygınlaştırılacağının sinyalleri
verilmektedir. Bunu “özel istihdam büroları aracılığı ile geçici iş ilişkisi”
başlığı altında yapılan tartışmalar tamamlamaktadır. Güvencesiz ve esnek
çalışmanın önünü açacak olan özel istihdam büroları ile ilgili ayrıntılı
düzenlemelerin yapılması hedeflenmektedir.
Kısacası sermaye hükümetinin işçi ve emekçilere “hiçbir kaybınız
olmayacak, mağduriyetleriniz giderilecek” söylemleri ile tanıtımını yaptığı
paketin arka planında açık bir şekilde işçi sınıfına yönelik hak gasplarının
hayata geçirilmesi ve güvencesizleştirme planları yapılmaktadır.
Yeni düzenlemelerle işçi sınıfı sömürü koşullarının katmerlenerek
büyümesi tehdidi ile karşı karşıya bırakılırken sermaye hükümeti
cephesinden bu saldırıların Ekim ayı sonunda meclise getirileceği açıklandı
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik şöyle dedi: “Sendikalar
da çalışıyor, işverenler de çalışıyor. Çalışma Meclisi’nde bunlar tartışıldı,
tekrar nihai olarak taraflarla bir görüşeceğiz. Biz de mutfakta çalışmamızı,
bürokrasi ve bütün bakanlıklar ile yaptık. İşçi ve işveren taraflarıyla
görüşeceğiz, sonra Başbakan’a sunacağız”
Hazırlıkları yapılan saldırı paketinin engellenmesinde kuşkusuz ki
sendikalara önemli görevler düşmektedir. Başta DİSK olmak üzere
sendikalar yaptıkları açıklamalarda bu saldırılara izin vermeyeceklerini
belirtmektedirler. Ancak sendikaların mevcut tablosu ve mücadele pratikleri
göz önünde bulundurulduğunda işçi ve emekçilerin öncelikle kendi öz
gücüne güvenmek zorunda olduğu açıktır. Bu geniş kapsamlı saldırı paketi
ancak işçi ve emekçilerin kararlı duruşu ve sokakta verilen bir mücadele ile
parçalanabilir.
Develi’de sempozyum toplantısı
Kıdem tazminatı için 13 günlük brüt maaş üzerinden hesaplama
talebi gündemde
Sermaye hükümeti adına yapılan açıklamaların ardından konunun
gündeme gelmesi ile birlikte kıdem tazminatı hakkının gaspı anlamına gelen
“Kıdem Tazminatı Fonu Sistemi” üzerine de tartışmalar başladı. Sermaye
hükümetinin açıklamalarının ardından işçi sınıfı cephesinden endişeler
artarken işçiler emeklilik talebinde bulunmaya başladılar. Bu gelişmelere
paralel olarak sendika yönetimleri de bir biri ardına açıklamalar yaptılar.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay “Kimse huzurunu bozup emekliliğe
müracaat etmesin. Bunlar işyerlerinde verimi düşürecek açıklamalar. Ne
bunun altına imza atarız, ne o toplantıya katılırız, şiddetle karşı çıkarız”
derken, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ile genel sekreter Arzu Çerkezoğlu
da 10. Çalışma Meclisi Sonuç Bildirgesi’ne muhalefet şerhi koyduklarını
yazılı bir açıklama ile duyurdular. Açıklamada şöyle denildi: “Sadece
itirazlarımız değil somut önerilerimiz de metinde yok. Kıdem tazminatı hakkı
mevcut haliyle korunmalı, taşeron ilişkisine son verilmeli ve bu işçiler asıl
işverene bağlı sayılmalı, özel istihdam bürolarıyla değil var olan yasal
mevzuata uygun istihdam yaratılmalı, örgütlenmenin önündeki engeller
kaldırılmalı.”
Mevcut kıdem tazminatı sisteminin sorunlu yanlarını ve özellikle de
taşeron işçilerin yaşadıkları mağduriyetleri çözeceği iddiası ile sermaye
hükümeti tarafından reklamı yapılan “kıdem tazminatı fonu sistemi”nin ise
güvencesiz çalıştırmayı derinleştirmekten başka bir sonuç yaratmayacağı
açıktır. Son olarak gündeme gelen ve Hak-İş’in bile “Kazanılmış hak geri
döndürülemez. Bunu kabul etmeyiz, tartışma konusu bile yapmayız” diyerek
karşı çıkmak zorunda kaldığı, patronların “kıdem tazminatının 30 günlük
brüt maaş yerine 13 günlük brüt maaş üzerinden hesaplansın” talebi bunun
en açık göstergesidir. Sermaye sınıfının bu talebi kendi üzerlerinde bir yük
olarak gördükleri kıdem tazminatını bu vesile ile üzerlerinden atma
planlarını tüm açıklığı ile gözler önüne sermektedir.
Haklarımız için mücadeleyi yükseltelim!
Sermaye hükümeti AKP’nin sermaye ile kol kola girerek patronların
çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda hazırlıklarını hızlandırdığı bu saldırı
paketi karşısında işçi ve emekçilerin mücadele yolunu tutmaktan başka bir
seçenekleri bulunmamaktadır.
27 Ekim’de gerçekleştirilecek olan sempozyum için tanıtım
toplantıları Develi’de de gerçekleştirildi.
Karayolları Kayseri 6. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı 62. Şube
şefliğinde çalışan taşeron işçileri sempozyumla ilgili olarak
bilgilendirildiler.
Toplantının başında sempozyum sözcüsü Taşeron İşçiliğe Karşı
Mücadele Sempozyumu ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu.
Sözcü sunumda şunları ifade etti: “Taşeron Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik yaptığı açıklamayla taşeron işçilik
sorununu çözeceklerini ifade etmişti. Bu açıklama taşeron işçilerin
umutlanmasına yol açmıştı. Aradan geçen onca aya rağmen taşeron
işçilerin sorunlarını çözmeye yönelik tek bir adım atılmadı.”
Bu gerçeğin farkında olan öncü işçiler olarak 27 Ekim Pazar
günü Kayseri’de “Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Sempozyumu”nu
gerçekleştirmeyi kararlaştırdıkları, sempozyumun taşeronluğa, kölece
çalışmaya karşı örgütlü bir mücadelenin yükseltilmesi hedefi
doğrultusunda atılmış bir adım olduğu belirtildi.
Karayolları'nda yaşanan özelleştirme sürecinin devam ettiğini
belirten sözcü, mahkeme kararlarına rağmen, taşeron işçilerin
sorunlarını hükümetle uzlaşı içinde çözme tutumunu sürdüren Yol-İş
Sendikası yöneticilerinin tutumunu eleştirdi.
Hazırlık toplantısında söz alan işçiler taşeron işçiliğe karşı
mücadelenin sadece taşeron işçilerin meselesi olmadığını, işçi
sınıfının tümünü ilgilendirdiğini belirttiler. Sempozyumu
güçlendirmek için çaba göstereceklerini belirttiler.
Kayseri İşçi Bülteni
Yeni yasa tasarısı Taşeronluk
3
köleliğine onay veriyor!
Yeni taşeronluk yasasında, taşeron işçi çalıştıran bir şirkette işçinin
hangi işe verileceği üzerine daha net tanımlamaların olacağı söyleniyor.
Yani asıl iş ile yardımcı işlerin daha net tanımlanacağı belirtiliyor. Ancak
biz günümüzden de biliyoruz ki kağıt üzerinde üretimde veya asıl işte
taşeron işçi çalıştırmak yasak. Ancak bunun kendisi artık olağan bir
durum. İşin kendisinin Çalışma Bakanlığı tarafından sürekli takip
edilecek olması hiçbir şey değiştirmez. Aynı şekilde iş müfettişlerinin
şimdi vermiş olduğu kanuna aykırılık belgesinin artık mahkeme
tarafından verilecek olması da yaşanacakları değiştirmeyecek.
Bugün Kayseri’de 3’te 1 veya 4’te 1 oranında taşeron işçi çalıştıran
fabrikalar var. Bugün nasıl bu kadar işçi yardımcı işlerde çalıştırılıyor
gösterilip, durum “sümen altı” edebiliyorlarsa, yarın da aynı şeyin
yaşanacağı kesindir.
Yeni yasada kanuna aykırı taşeron kullanılması durumunda son
sözü mahkeme kararı belirleyecek ve iş mahkemesinin kararı
Yargıtay’a gidebilecek. Mahkeme, taşeron işçinin yaptığı işi asıl iş
olarak tespit ederse, hem işverene hem de taşerona 14 bin TL idari
para cezası verecek. Taşeronda çalışan işçilerin aylarca ücret
alamadığı, sigortaların eksik veya hiç yatmadığı, yani taşeron
şirketlerin kârlarına kâr kattıkları bir düzende 14 bin TL’nin
aslında göstermelik bir meblağ olduğu ve işçileri
kandırmaktan başka bir anlam taşımadığı açıktır.
Bir başka düzenlemede ise taşeron işçisine ödenen
ücreti bundan sonra asıl patronun denetlemesi
düşünülüyor. Düzenlemeye göre; “işveren, taşerona
verilen her işte işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini
aylık olarak kontrol edecek, ödenmeyen ücret varsa
işçinin banka hesabına yatıracak.” Yani “bozacının şahidi şıracı” hesabı
kimin kime soracağı belli olmayan bir düzenleme getiriliyor. Ödenmeyen
ücretlerden bundan sonra asıl patronun da sorumlu olması yasada anlamlı
olsa da, ücretlerin gecikmeli veya eksik ödenmesinin önünü kapatan veya
ücretler ödenmediği zaman asıl patronun ücreti ödeyeceğini garantileyen
bir düzenleme değil söz konusu olan.
Yeni yasa taşeron işçisine yıllık izin hakkını kullanmanın önündeki
engelleri kaldıracağını da vaat ediyor. İşverenin sürekli değişmesi
nedeniyle yıllık izin diye bir şey göremeyen taşeron işçisinin, bundan
sonra taşeronu değişse bile fabrikaya girdiği tarih baz alınarak yıllık
izinlerini kullanabileceği ifade ediliyor. Patronlar için yıllık izinler
esnek üretimin bir parçası halinde kullanıldığı için yasa bu
şekliyle geçse dahi işçiler için bir kazanım söz konusu
olmayacaktır.
Belki yasada işçiler lehine anlamlı olabilecek tek bir madde
var. O da taşeron işçinin asıl işlerde çalıştırıldığı tespiti halinde
asıl işverenin işçisi sayılacağı ve geçmişe dönük izin-ücret vb.
farklarını alabilecek olması… Ancak işten atma tehditleri vb. gibi
durumlar düşünüldüğünde, işçinin mücadele etmeden
herhangi bir hakkı alamayacağı ortadadır.
Taşeronluğa son verecek güç işçilerde vardır.
Yeterki işçiler güçlerini birleştirsinler! Taşeron
işçiliğe karşı mücadeleyi yükseltsinler. 27 Ekim
Pazar günü gerçekleştirilecek Taşeron İşçiliğe Karşı
Mücadele Sempozyumu’na katıl, gücünü göster.
Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Sempozyumu
Hazırlık Komitesi’nden bir işçi
Kıdem tazminatının gaspına geçit vermeyeceğiz!
AKP’nin uzun zamandır gündeminde olan kıdem tazminatının gaspını içerecek yasanın çalışmalarında son aşamaya gelinmiş durumda.
AKP hükümetinin kıdem tazminatının kaldırılmasının artık gündemlerinde olmadığını açıklamasına rağmen, uzun bir süredir üzerinde
çalışılan yasa tasarısı bir-iki oynamayla gönderildi.
AKP’den önceki birçok sermaye hükümeti bu konuyu gündeme getirmesine
rağmen, işçi sınıfının mücadelesinden korktukları için herhangi bir girişimde
bulunamamışlardı. Ama AKP iktidarı kıdem tazminatı hakkının gaspı için gözünü
karartmış bir şekilde saldırıya geçti. Yapılan bu son düzenlemelerin göz boyamak,
işçilerdeki tepkiyi dizginlemek ve sendikalara işçileri kandırabilecek bahane
sunmaktan başka anlam taşımadığı açıktır.
Ayrıca taşeronun çalışma yaşamında gittikçe yaygınlaştığı ve taşeron çalışan
sayısının 1 milyonu geçtiği bir durumda taşeron çalışanların gözünü boyayacak
maddelerin yasaya eklenmesi yasanın içeriğini hiçbir şekilde değiştirmiyor.
Amaçlanan, taşeronluk sistemini daha kalıcı hale getirmek ve kıdem tazminatının
artık patronlar için bir yük olmaktan çıkartılmasıdır.
27 Ekim Pazar günü düzenlenecek olan Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele
Sempozyumu’nda kürsü işçilerin olacak. İşçiler kıdem tazminatının gaspına yönelik
tepkilerini ortaya koyacaklar.
Birleşen işçiler yenilmezler!
Öncü bir metal işçisi
Taşeron işçisine müjde yalanlarına
kanmayacağız!
1980’li yıllardan itibaren artmaya başlayan taşeron işçilik,
AKP döneminde ayyuka çıktı. 2002’de 358 bin olan taşeron
işçi sayısı bugün 1 milyon 700 bine ulaştı. Bununla da
yetinmeyen hükümet, taşeronu asıl işleri de kapsar hale
getirerek yaygınlaştırmak için elinden geleni yapıyor. En son
sendikalarla yapılan ve konu ile ilgili toplantının ardından
‘Taşerona müjde’ başlıkları ile sunulan tasarıda müjde değil,
hile ve kandırma olduğu kısa sürede ortaya çıktı.
Bakanlık teklifine göre, “şletmenin gereği” ve “işin
gereği” olmasa da asıl işler taşerona verilebilecek. Ayrıca,
“teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” koşulu da
yasadan çıkarılıyor. Bunun yerine “asıl işin teknoloji veya
uzmanlık gerektiren bölümlerinin” başkaca bir koşul
aranmaksızın alt işverene verilmesi sağlanıyor. Teknoloji veya
uzmanlık gerektirmeyen asıl iş neredeyse yok mertebesinde
olduğu için, her iş bu gerekçeyle alt işverene verilebilecek.
Asıl işte taşeron çalıştırmanın önünde neredeyse hiçbir engel
kalmayacak. Bu değişiklik ile Türkiye adeta bir taşeron
cenneti haline gelecek ve taşeron uygulamasında patlama
yaşanacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taşeronluk yasa
tasarısı teklifine göre, taşeron denetiminde iş müfettişlerinin
yetkisi kaldırılıyor. Böylece yasada yer alan “muvazaa”
(hile) kavramı “kanuna aykırılık” olarak değiştirilerek, hileli
taşeron suçu hafifletiliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taşeronluk yasa tasarısı teklifine göre, “Bireysel kıdem hesabı sistemine geçilecek ve tüm
işçilerin kıdem tazminatı sorunu çözülecektir.” Taşeron işçilerin de yasal hakkı olan kıdem tazminatı bir lütuf olarak sunuluyor. Bir kritik
unsur, geçici iş ilişkisi adıyla getirilmek istenen “kiralık işçilik” uygulamasıdır. Mevcut taşeron sisteminin daha pervasız ve esnek bir
uygulaması anlamına gelen “geçici iş ilişkisi” ile ülkemiz tam bir taşeron cumhuriyetine dönüştürülmek isteniyor.
Taşeronluğun yasaklanması için 27 Ekim Pazar günü yapacağımız sempozyuma katıl, haklarına ve geleceğine sahip çıktığını göster!
“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”
Hazırlık Komitesi…
2013
Sempozyum tarihi: 27 Ekim
Pazar
Saat: 14:00
ltür
Yer: Hacı Bektaş Veli Kü
Derneği toplantı salonu
Birleşelim, güçlenelim!
Kayseri İşçilerin Birliği Derneği
Otel Almer Yanı Vakıflar İş Merkezi
Kat:4 No:402
Melikgazi / Kayseri
TEL NO: 0535 496 72 50
Sempozyuma hazırlık toplantısı…
Kayseri’de farklı iş kollarından 24 temsilcinin katılımıyla
düzenlenen sempozyum hazırlık toplantısı düzenlendi. Sempozyum
temsilcisinin açıklamasıyla başlayan toplantıda taşeron işçiliğinin
hızla arttığına, yol, sağlık, inşaat vb. sektörlerde yaklaşık 70 bin
taşeron işçisi çalıştığına dikkat çekildi. Taşeron işçilik gerçeği
konusunda işçilerin asgari bir bilince sahip olması
gerektiğinedeğinilerek bu mücadal farkında olan öncü işçiler 27
Ekim Pazar günü Kayseri’de ‘Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele
Sempozyumu’nu gerçekleştirmeyi kararlaştırdılar” dedi.
Sempozyum sözcüsü: “Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele
Sempozyumu”nda işçilerin bilgilendirilmesi ve AKP iktidarının
taşeron işçiliğe son verme vb. söylemlerinin koca bir yalandan
ibaret olduğu gerçeğinin gün yüzüne çıkarılması amaçlanıyor” dedi.
“Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Sempozyumu”nun Suriye’ye
yönelik savaş tehditlerinin arttığı bir dönemde gerçekleştirileceğini
belirten sempozyum sözcüsü “Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele
Sempozyumu aynı zamanda emperyalist savaş karşıtı duruşun,
işçilerin birliği halkların kardeşliği haykırışının da kürsüsü
olacaktır” dedi.
Toplantının son bölümünde sempozyum çağrısının işçi sınıfına
taşınmasının önemi üzerinde duruldu. İşyeri toplantıları planlandı.
Kayseri İşçi Bülteni
İşçi Bülteni Özel Sayı Özel Sayı: 1047 * Fiyatı: 25 Kr * Ekim 2013 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddesi Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul *
Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92
Download