T.B.M.M. B : 15 14.10,1992 0 : 1 Ben burada şunu ifade ediyorum

advertisement
T.B.M.M.
B : 15
14.10,1992
0:1
Ben burada şunu ifade ediyorum; Sayın Genç, şimdi, dinleyin açıklamamı...
KAMER GENÇ (Tunceli) — Bana anlatma, Meclise anlat.
YUSUF BOZKURT ÖZAL (Devamla) — Ama size anlatmam lazım; çünkü, siz itiraz ettiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) — Bak, beni fazla şey etme!..
BAŞKAN — Sayın Genç, lütfen...
ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) — Müdahale etme Kamer, çık kürsüye, konuş... Sen bu şekilde
konuşturmaya zorluyorsun.
BAŞKAN— Ülkü Bey, lütfen...
YUSUF BOZKURT ÖZAL (Devamla) — Şimdi, dışarıya kişileri tayin ederken bile, çoğu
zaman Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor; ama, burada öyle bir yetki alınmış ki, bırakın kişile­
ri tâyin etmeyi, koca temsilcilik kurulacak, Bakanlar Kurulu kararına ihtiyaç duyulmayacak,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan karar verecek!..
Bu kadar büyük bir yetki, niçin alınmak isteniyor?
Onun için, ben burada, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu bakan yerine,
Bakanlar Kurulu kararıyla yapışıl diye öneri getirdim; yoksa, Müsteşarlıkla Bakanlar Kurulu
arasında böyle bir ilişki elbette yok; zaten saçma olur. Yani, burada, "dış temsilcilik kurulması
meselesinde Bakanlar Kurulu yetkilidir" demek istiyorum. En azından, şöyle olması lazım :
"Dışişleri Bakanlığıyla görüşülerek, nerede kurulacağına karar verilir," Burada o da yok. Doğ­
rudan doğruya, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan karar verir, tespit
eder. Bu ülkenin dış politikası nasıl bir bütünlük içinde yürütülecek? Bir müddet önce Sayın
Coşkun Kırca ifade ettiler, "Johannesburg'ta da kuracağız" diye yazılmış. Var mı bir ilişki­
niz? Belki olacak; ama bu, Dışişleri Bakanlığıyla konuşulmuş, efendim, Dışişleri Bakanlığın­
dan bize yazı geldi diye ifade edildi; fakat kanun tasarısının kendisinde, kanun tasarısı metnin­
de, Dışişleri Bakanlığıyla bu işin nasıl yürütüleceği konusunda hiçbir şey yazılmıyor. Bugün
tendiniz gidersiniz, bunu Dışişleri Bakanlığına sorarsınız; yarın bakanlık değişir, yeni bir ba­
kan gdir, "Efendim, benim burada yetkim var, benim Dışişleri Bakanına sormaya hiç ihtiya­
cım yoktur, sormuyorum" der. Esasen biz bunu biliyoruz; yurt dışında elçilik nezdinde çeşitli
bakanlıkların personeli çalışır; ateşe olarak çalışır, müşavir olarak çalışır, daimî temsilci yar­
dımcısı olarak çalışır. Çok yakinen biliyorum, elçilik mensuplarıyla büyükelçi ve Dışişleri men­
supları arasında devamlı problem vardır, geçimsizlik vardır. "Efendim, ben kime bağlıyım?.."
Hatta öyle hadiseler bilirim ki, karşılıklı küfürleşmeler ve tokatlaşmaîar bile olmuştur. Bunla­
rı biliyoruz. Tabiî, kanunları böyle çıkarırsak bu işe biz çanak tutmuş oluruz. Yani, bir bakan­
lığa yetki vereceksiniz. -Dışişleri Bakanlığı dış politikanın koordinatör bakanlığıdır- ondan sonra
onun yetkisi elinden gidecek. Yani, ben anlamıyorum, aslında Dışişleri Bakanı Sayın Hikmet
Çetin burada olsalardı, şu kanun tasarısının bu maddelerine kesinlikle, "hayır" derlerdi; ama
şimdi kendisi yurt dışına gönderilmiş vaziyette; haberi yok, burada bu maddeler geçiyor.
TURHAN TAYAN (Bursa) — Bakanlar Kurulundan geçiyor.
YUSUF BOZKURT ÖZAL (Devamla) — Bakanlar Kurulundan nasıl geçtiğini, Bakanlar
Kurulu kararlarının nasıl alındığını biz de biliyoruz. Çoğu zaman kararlar aceleyle imzalanır.
Bunu açıkça konuşalım.
KAMER GENÇ (Tunceli) — Beş dakika geçti Sayın Başkan, beş dakika.
YUSUF BOZKURT ÖZAL (Devamla) — Ama, 41 maddelik bu kanun tasarısının bütün
maddelerinin teferruatını bakanlar bilmezler; bürokratlar söylerse bilirler.
TURHAN TAYAN (Bursa) — O sizin zamanınızda idi.
— 179 —,
Download