Danışma Meclisi B : 135 Sayın Parlak madde üzerinde açıklama hakkını kul­ lanmak ister. 'Buyurun efendim. ÖZBR GÜRBÜZ — Beş kişiye indiren önergeye ben de katılıyorum. A. ASIM İĞNECİLER — Evvela bu önergeyi oylayalım.. BAŞKAN — Müsaade ederseniz sayın İğneciler mümkün değil. En aykırı olan maddenin metinden çıkartılmasıdır. 'Bu itibarla onu müzakereye almam mümkün değildir. Sayın Gürbüz, siz maddenin çıkartılmasından sarfınazar ediyorsunuz?. Evet. Sayın Parlak, buyurun. EVLİYA PARLAK — Sayın Başkan, Danışma Meclisinin değerli üyeleri; Anayasa Tasarısına konulan bu 59 uncu madde­ nin liillk defa kanunlarda yer almış olduğunu görüyo­ ruz. ıBundan önceki mevzuatla ilgili kanunlarda, tü­ züklerde, yönetmeliklerde ve hatta toplu iş sözleşme­ lerinde bile yer almamıştır. Bu sebeple, bunun özel­ likle gerekçesini inceledim ve bu gerekçeyi inceledi­ ğimde de şu neticeye vardım1: Bu maddenin burada yer almaması ve çıkarılma­ sı gerektiği kanısı ile bu önergeyi verdim. Gerekçe­ de deniliyor ki; «Bu madde ile küçük işyerlerinde ça­ lışanların tümünü himaye etmek amacı bulunmak­ tadır.» Ve bunun gerekçesi de (Himaye amacının neticesi de) sendikal faaliyetlerin temelini teşkil eden toplu iş sözleşmesinden, grev ve lokavt haklarından onları alıkoymak. Yine gerekçede "kinci fıkrada, «Sa­ yıları pek çok olan 10 işçi çalıştıran işyerlerinde, top­ lu sözleşme yapılması esasen nadir rastlanan bir ih­ timaldir.» deniyor. O halde, niçin bu hükmü Ana­ yasaya alıyoruz? Demek ki, işçimiz dağınık durumdaki, özellikle kırsal kesimde, ekonomik, sosyal" ve kültürel alanlar­ da gelişmemiş yörelerdeki küçük işyerlerinde çalı­ şanlar sendika bilincine varmamıştır. Bunun aksi ifa­ de edildi, «Aidatların ödenmesi konusunda işçiler bilinçlenmiştir, sendikasına aidatını öder» dendi. Hal­ buki, bu ifadeyle, bu açıklama ile işçilerimizin büyük çoğunluğu henüz sendikanın önemini anlayamamış ve sendikal hakkını bugüne kadar yasalar verdiği halde kullanamamış demektir. İkinci bir ihtimal olabilir; işçi, işvereni ile iyi iliş­ kiler içindedir; İşveren, işçi bu hakkını kullanamamış, tamamen insani duygularla karşılıklı hüsnüniyetle an­ laşma içerisinde bugüne kadar bu haklarını bu şe­ 25 . 8 . 1982 O:3 kilde sürdürmüşler. O halde, biz de bunu Anayasay­ la ellerinden almayalım. İsteyen işçi, sendika men­ faatini yararlı gören veya kayıtlı olmaya öngören iş­ çi sendikalı olabilsin; normal ilişkilerle, işverenle olan ilişkilerini bugüne kadar sürdürmek isteyen veya bun­ dan sonra da sürdürmek isteyenlere imkân tanıya­ lım. Aksi halde, acaba işverenlerin gösterdiği bu iyi niyet, bundan sonra üç veya beş işçi olan yerde sen­ dikaya kayıt olma hakkı da olmayacağına göre; işve­ ren aynı iyi niyetli tutumunu sürdürecek midir?.. Gerekçede üçüncü fıkraya bakıyoruz; «Grev ve lokavt uygulaması ise çalışanlar bakımından büyük sakıncaları beraberinde getirmektedir.» diyor. Ben çok şaşırdım, eğer grev ve lokavt uygulaması çalı­ şanlar açısından sakıncalı ise, iki gündür niye biz tar­ tışıyoruz ki? Biz sakıncalı bir ortam yaratmak için çaba sarf etmiyoruz, çalışanlar için yararlı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. O halde, yalnız beş işçi için değil, tüm işyerlerinde bunu yasaklayalım, o zaman sakıncalı durum ortadan kalkar, yararlı durum her halde ortaya çıkar. Yine, gerekçenin son cümlesi şöyle diyor: «Bu himaye ile her halde çok yaygın bir işçi topluluğunu kapsayacaktır.» Bunu, ben şu şekilde yorumlamak durumunda kaldım veya kalabiliriz. Bu madde ile çok yaygın bir işçi topluluğundan, toplu iş sözleş­ mesi, grev ve lokavt haklarını alıyoruz anlamı çıkı­ yor. Biz, 62 nci maddeye baktığımızda, ülkemizde gö­ rülen memur-işçi arasındaki farklılığı, dengesizliği gi­ dermeyi amaç eden bir hüküm görüyoruz. Bu mad­ deye bakıyoruz, işçiler arasında denge ve farklılık im­ kânını ortadan kaldıracak; birtakım işçi toplu söz­ leşmeli olacak, grevli olacak, lokavt hakkı uygulana­ bilecek ve dolayısıyla kendini savunacak bir araca, bir güvenceye sahip olacak; bir grubu ise, toplu iş sözleşmesinden uzak, sadece işverenin vicdanı ile karşı karşıya bırakılacak. Memur-işçi ayırımını gidermeyi amaç edinen bu Anayasada bu hükmün böyle yer alması, bence çeliş­ kili bir zihniyetin ifadesidir. Saygılarımla arz ederim. A. ASIM İĞNECİLER — Sayın Başkan, aleyh­ te konuşmak istiyorum. BAŞKAN —Buyurun Sayın İğneciler A. ASIM İĞNECİLER — Sayın Başkan, çok de­ ğerli arkadaşlarım; — 599 —