ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi hücre

advertisement
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HÜCRE DIŞI DNA’NIN SALMONELLA BİYOFİLMLERİNDEKİ ROLÜ
Caner ÖZDEMİR
BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI
ANKARA
2015
Her hakkı saklıdır
ETİK
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına uygun olarak
hazırladığım bu tez içindeki bütün bilgilerin doğru ve tam olduğunu, bilgilerin
üretilmesi aşamasında bilimsel etiğe uygun davrandığımı, yararlandığım bütün
kaynakları atıf yaparak belirttiğimi beyan ederim.
24/07/2015
Caner ÖZDEMİR
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
HÜCRE DIŞI DNA’NIN SALMONELLA BİYOFİLMLERİNDEKİ ROLÜ
Caner ÖZDEMİR
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyoloji Bölümü
Danışman: Prof. Dr. Mustafa AKÇELİK
Bu çalışmada 17 faklı Salmonella serovarında, eDNA’nın Salmonella biyofilmlerindeki rolü
değerlendirilmiştir. DNaz I enzimi (50µg/mL) kullanılarak eDNA’nın Salmonella biyofilmine olan
fonksiyonel ve yapısal etkilerini göstermek amaçlanmıştır. Mikrobiyal adezyonun başlangıç
aşamasında eDNA’nın rolü, bazı Group C1, Kentucky, Infantis, Nchanga, Roughform, Virchow ve
S. Typhimurium SL1344 gibi Salmonella serotiplerinde, biyofilm oluşumunun erken aşamasında
28°C (24 h) DNaz I varlığında daha fazla biyomas oluşturmaktadır. eDNA’nın bu serovaryeteler
üzerinde önemli ölçüde olumsuz bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Tüm olgun biyofilm örnekleri
yüksek DNaz konsantrasyonunda (50 µg/mL) ortalama % 45,8 oranında eradike edilmiştir.
Böylece olgun Salmonella biyofilmlerinde eDNA’nın önemli bir rolü olduğu gösterilmiştir. Bizim
gözlemlerimiz daha önce yapılan çalışmaların aksine, eDNA’nın biyofilm oluşumunda önemli ve
pozitif rol oynadığı yönündedir. eDNA biyofilm oluşumunun erken aşamasında Salmonella
serovarları arasında negatif etki göstermektedir, birçoğu da eDNA yokluğunda biyofilm üretme
yeteneğindedir. Buna ek olarak, biyofilm yapısında eDNA bulunmaması olgun Salmonella
biyofilm örneklerinde destabilizasyona yol açmaktadır. Ekstrakte edilen eDNA profili diğer
Enterobacteriaceae üyelerine benzer olarak 28 kb molekül büyüklüğüne sahiptir. Özet olarak,
Salmonella biyofilmlerindeki eDNA’nın rolü serotiplere bağlı olarak farklılık göstermektedir.
Temmuz 2015, 109 sayfa
Anahtar kelimeler: Salmonella, biyofilm, hücre dışı DNA; mikrobiyal adezyon
ii
ABSTRACT
Master Thesis
ROLES OF EXTRACELLULAR DNA ON SALMONELLA BIOFILMS
Caner ÖZDEMİR
Ankara University
Institute of Natural and Applied Sciences
Department of Biology
Supervisor: Prof. Dr. Mustafa AKÇELİK
In the present study, 17 different Salmonella serovars were monitored to evaluate the roles of eDNA in
Salmonella biofilms. It was aimed to illuminate the effects of eDNA on functionality and structurality of
Salmonella biofilms by using DNase I enzyme (50µg/mL). The assays for evaluating the roles of eDNA
on the initial microbial adhesion showed some of Salmonella serotypes, such as Group C1, Kentucky,
Infantis, Nchanga, Roughform, Virchow, and S. Typhimurium SL1344, formed significantly more
biomass in the presence of DNase I during early stages of biofilm formation at 28 °C (24 h). It was
observed that eDNA had a notable negative effect on the initial attachment of these serovars. All preestablished biofilm samples of serovars were eradicated by 45,8 % on the average at high concentrations
of DNase I (50 µg/mL). Hereby, the remarkable role of eDNA in the structurality of mature Salmonella
biofilms was demonstrated. Our observation stands in contrast to previous studies which show that eDNA
plays an important and a positive role on biofilm formation. We concluded that eDNA has a notable
negative effect among some Salmonella serovars during the early stages of biofilm formation, so many of
them are more capable of producing biofilm in the absence of eDNA. Additionally, the absence of eDNA
leads to destabilizing of the mature biofilm samples of Salmonella. The extracted eDNA has a 28 kb
molecular weight similar to other Enterobacteriaceae members’ eDNA profile. In summary, the
functional role of eDNA in Salmonella biofilms is dependent on the serovars.
July 2015, 109 pages
Key Words: Salmonella, biofilm, extracellular DNA, microbial adhesion
iii
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans eğitimim süresince, çalışmalarımı yönlendiren, araştırmalarımın her aşamasında
bilgi ve önerileri ile bilimsel gelişmeme başından sonuna kadar katkıda bulunan; hayata
yaklaşımıyla bizlere örnek olan, bilgi ve deneyimlerini her zaman bizimle paylaşan Hocam Prof.
Dr. Mustafa AKÇELİK’e (Ankara Üniversitesi, Biyoloji Bölümü),
Çalışmalarım süresinde yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Nefise AKÇELİK’e (Ankara
Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü),
Çalışmalarımın deneysel aşamalarına olan katkılarının yanı sıra arkadaşlıklarıyla da bana destek
olan başta Arş. Gör. Başar KARACA (Ankara Üniversitesi, Biyoloji Bölümü) olmak üzere;
Prokaryot Genetiği Laboratuvarındaki arkadaşlarım Arş. Gör. Neslihan KARATUĞ (Ankara
Üniversitesi, Biyoloji Bölümü) ve Fatma Neslihan Yüksel’ e,
Desteklerini benden esirgemeyen annem, babam ve kardeşime,
Teşekkürlerimi sunarım.
Caner ÖZDEMİR
Ankara, Temmuz 2015
iv
İÇİNDEKİLER
TEZ ONAY SAYFASI
ETİK……………………………………………………………………………………i
ÖZET…………………………………………………………………………………...ii
ABSTRACT…………………………………………………………………………...iii
TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………...iv
ŞEKİLLER DİZİNİ…………………………………………………………………...ix
ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………………….………xi
1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
2. KAYNAK ÖZETLERİ ............................................................................................... 3
2.1 Salmonella Cinsinin Genel Özellikleri ..................................................................... 3
2.2 Biyofilm Tanımı ......................................................................................................... 6
2.3 Biyofilm Oluşum Aşamaları ..................................................................................... 6
2.4 Biyofilm Matriksi ...................................................................................................... 9
2.5 Salmonella Biyofilmleri ........................................................................................... 13
2.6 Salmonella Biyofilmlerinin Yapısal Bileşenleri…………………..……………..19
2.7 Hücre Dışı DNA ....................................................................................................... 26
3. MATERYAL VE YÖNTEM .................................................................................... 31
3.1 Materyal ................................................................................................................... 31
3.1.1 Bakteriler .............................................................................................................. 31
3.1.2 Besiyerleri ............................................................................................................. 32
3.2 Yöntem ..................................................................................................................... 36
3.2.1 Kongo kırmızısı içeren LB agar besiyerlerinde Salmonella suşlarının
biyofilm morfotiplerinin belirlenmesi ................................................................ 36
3.2.2 Polistiren yüzeylerde biyofilm üreticisi Salmonella suşlarının belirlenmesi .. 36
3.2.3 Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilm oluşumu üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi.................................................................................................. 38
3.2.4 Hücre dışı DNA’nın Salmonella’nın olgun biyofilmleri üzerindeki
etkilerinin değerlendirilmesi ............................................................................... 39
3.2.5 Farklı orijinlerden gelen DNA'nın Salmonella'nın biyofilm oluşum
sürecine olan etkilerinin değerlendirilmesi …………………………………...38
v
3.2.6 DNaz I enziminin Salmonella hücrelerinin canlılığı üzerindeki olası
etkilerinin araştırılması ....................................................................................... 40
3.2.7 Genomik DNA izolasyonu ................................................................................... 40
3.2.8 Hücre dışı DNA izolasyonu ................................................................................. 41
3.2.9 Rastgele çoğaltılmış polimorfik DNA polimeraz zincir reaksiyonu (RAPDPZR) analizleri ..................................................................................................... 42
3.2.10 İstatistik analizleri……………….…………………………………………….41
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ...................................................... 44
4.1 Kongo Kırmızısı İçeren NaCl’siz LB Agar Besiyerlerinde Salmonella
Suşlarının Biyofilm Morfotiplerinin Belirlenmesi ............................................ 44
4.2 Polistiren Yüzeylerde Biyofilm Üreticisi Salmonella Suşlarının Belirlenmesi .. 48
4.3 Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilm oluşumu üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi.................................................................................................. 59
4.4 Hücre Dışı DNA’nın Salmonella’nın Olgun Biyofilmleri Üzerindeki
Etkilerinin Değerlendirilmesi ............................................................................. 74
4.5 Farklı Orijinlerden Gelen DNA'nın (ekzojen) Salmonella'nınBiyofilm
Üretimi Sürecine Olan Etkilerinin Değerlendirilmesi …………………….....84
4.6 DNaz I Enziminin Salmonella Hücrelerinin Canlılığı Üzerindeki Olası
Etkilerinin Araştırılması ..................................................................................... 88
4.7 Hücre Dışı DNA’ nın Elektroforetik Tekniklerle Gösterilmesi .......................... 89
4.8 Hücre Dışı DNA ve Genomik DNA Orijinlerinin RAPD-PZR Tekniği Esas
Alınarak Karşılaştırılması ............................................................................................ 90
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 93
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………….……109
vi
SİMGELER DİZİNİ
%
µg
µL
µM
∞
AdrA
AgfD
ATM
BapA
bcs
bdar
bp
C
c-di-GMP
CF
CR
csg
CTAB
Da
dH2O
DNA
E.
eDNA
EDTA
ENP
Envz
EPS
g
GTP
HCl
IHF
kb
KCl
KH2PO4
kob
LB
LPS
mL
mm
mM
Na2HPO4
NaCl
NarL
ng
nm
yüzde
mikrogram
mikrolitre
mikromolar
sonsuz
AgfD regulated A
ince agregatif fimbriya
adhesion test medium
big adhesion protein A
bacterial cellulose synthesis
(brown, dry and rough) kahverengi, kuru ve pürüzlü
baz çifti
Celcius
siklik-di-guanozin monofosfat
kalkoflor
Kongo kırmızılı agar
curli synthesis gene
setil trimetilamonyum bromid
dalton
distile su
deoksiribonükleik asit
Esherichia
hücre dışı DNA
etilendiamin tetraasetik asit
hücre dışı nükleasyon presipitasyon yolağı
membran bağlı sensör kinaz
hücre dışı polimerik bileşen
gram
guanozin trifosfat
hidroklorik asit
bütünleşmiş ana faktör
kilo baz çifti
potasyum klorür
potasyum mono fosfat
koloni oluşturan birim
Luria Bertani
lipopolisakkarit
mililitre
milimetre
milimolar
di Sodyum Hidrojen Fosfat
sodyum klorür
nitrate reductase L
nanogram
nanometre
vii
OD
OmpR
P.
pdar
PDEs
pGpG
pH
PVC
PZR
RAPD
rdar
rpm
RpoS
S.
saw
SDS
SF
STMH
TE
U
UV
V
β
optik dansite
dış membran protein R
Pseudomanas
pembe, kuru ve pürüzlü
fosfodiestereraz
fosfoguanil guanozin
power of hydrogen (hidrojenin gücü)
poli vinil klorür
polimeraz zincir reaksiyonu
rastgele çoğaltılmış polimorfik DNA
red, dry and rough (kırmızı, kuru ve pürüzlü)
(revolutions per minute) dakikadaki devir sayısı
RNA polymerase sigma S
Salmonella
smooth and white (düz ve beyaz)
sodyum dodezil sülfat
serum fizyolojik
serinhidroksimetilaz
tris EDTA
unit
ultra viyole
volt
beta
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1 Salmonella Typhimurium’un renklendirilmiş elekron mikrograf görüntüsü (Rocky
Mountain Laboratories, NIAID, NIH).......................................................................................... 3
Şekil 2.2 Biyofilm oluşumunun beş basamaklı aşamaları ve bu aşamaları gösteren mikrograflar............... 7
Şekil 2.3 Salmonella biyofilmlerindeki hücre dışı matiks bileşenlerinin regülasyonu
(Kristina vd. 2007). .................................................................................................................... 16
Şekil 4.2 Salmonella suşlarının farklı inkübasyon sıcaklıklarındaki morfotip dağılımları ......................... 47
Şekil 4.4 Salmonella suşları arasındaki biyofilm üretim davranışlarının dağılımı (24 saatlik
inkübasyon süresi). ..................................................................................................................... 58
Şekil 4.5 Salmonella suşları arasındaki biyofilm üretim davranışlarının dağılımı (48 saatlik
inkübasyon süresi). ..................................................................................................................... 59
Şekil 4.6 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının biyofilm
üretimi üzerindeki etkileri (20ºC/24 saat) ................................................................................... 60
Şekil 4.7 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının biyofilm
üretimi üzerindeki etkileri (28ºC/24 saat)................................................................................... 61
Şekil 4.8 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının biyofilm
üretimi üzerindeki etkileri (28ºC/48 saat)................................................................................... 61
Şekil 4.9 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının biyofilm
üretimi üzerindeki etkileri (37ºC/24 saat)................................................................................... 62
Şekil 4.10 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının biyofilm
üretimi üzerindeki etkileri (37ºC/48 saat).................................................................................. 62
Şekil 4.11a Salmonella Enteritidis (DMC3), DNaz I enzim uygulamasının (50 µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 63
Şekil 4.11b Salmonella Typhimurium (DMC4), DNaz I enzim uygulamasının (50 µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi ................................................................................................... 63
Şekil 4.11c Salmonella Virchow (DMC5), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 64
Şekil 4.11d Salmonella Infantis (DMC12), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 64
Şekil 4.11e Salmonella Roughform (DMC13), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 65
Şekil 4.11h Salmonella Corvallis (DMC36), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 66
Şekil 4.11i Salmonella Thompson (DMC44), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 67
Şekil 4.11j Salmonella Group C1 (DMC50), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 67
ix
Şekil 4.11k Salmonella Senftenberg (DMC55), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................ 68
Şekil 4.11l Salmonella Agona (DMC59), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 68
Şekil 4.11m Salmonella Telaviv (DMC66), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 69
Şekil 4.11n Salmonella Bispebjerg (DMC78), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 69
Şekil 4.11o Salmonella Montevideo (DMC88), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 70
Şekil 4.11p Salmonella Montevideo (DMC90), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi .................................................................................................................. 70
Şekil 4.11r Salmonella Salford (DMC93), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi ................................................................................................................. 71
Şekil 4.11s Salmonella Typhimurium SL1344 (M43), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi .................................................................................................. 71
Şekil 4.12a DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC3 S. Enteritidis’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ....................................................................................................................................... 75
Şekil 4.12b DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC4 S. Typhimurium'un 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri ........................................................................................................................... 75
Şekil 4.12c DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC5 S. Virchow'un 24 saatlik biyofilmleri üzerine etkileri 76
Şekil 4.12d DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC12 S. Infantis’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine etkileri 76
Şekil 4.12e DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC13 S. Roughform'un 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri .......................................................................................................................... 77
Şekil 4.12f DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC15 S. Nchanga’nın 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ........................................................................................................................................ 77
Şekil 4.12g DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC34 S. Kentucky’nin 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri ........................................................................................................................... 78
Şekil 4.12h DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC36 S. Corvallis’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ........................................................................................................................................ 78
Şekil 4.12i DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC44 S. Thompson'un 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ....................................................................................................................................... 79
Şekil 4.12j DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC50 S. Group C1’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ....................................................................................................................................... 79
Şekil 4.12k DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC55 S. Senftenberg’in 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri ........................................................................................................................... 80
Şekil 4.12l DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC59 S. Agona’nın 24 saatlik biyofilmleri üzerine etkileri 80
Şekil 4.12m DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC66 S. Telaviv’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ........................................................................................................................................ 81
x
Şekil 4.12n DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC78 S. Bispebjerg’in 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ........................................................................................................................................ 81
Şekil 4.12o DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC88 S. Montevideo'nun 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri ........................................................................................................................... 82
Şekil 4.12p DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC90 S. Anatum‘un 24 saatlik biyofilmleri üzerine
etkileri ........................................................................................................................................ 82
Şekil 4.12r DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC93 S. Salford'un 24 saatlik biyofilmleri üzerine etkileri . 83
Şekil 4.12s DNaz I enziminin (50 µg/mL) S. Typhimurium SL1344’ün 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri ............................................................................................................................ 83
Şekil 4.16 P1254 primeri ile elde edilen RAPD-PZR profilleri (G; genomik DNA, E; hücre dışı
DNA, rakamlar da suş kodlarını yansıtmaktadır). ..................................................................... 90
Şekil 4.17 P1283 primeri ile elde edilen RAPD-PZR profilleri (G; genomik DNA, E; hücre dışı
DNA, rakamlar da suş kodlarını yansıtmaktadır) ...................................................................... 91
xi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1 Bakteriyal biyofilmlerdeki hücre dışı polimerik bileşenlerin
fonksiyonları……………………………………………………………………………...….11
Çizelge 2.2 Salmonella’nın biyofilm oluşumunda kritik rolü olan bazı yapısal matriks
bileşenleri……………………………………………………………………………….……20
Çizelge 3.1 Çalışma dahilinde kullanılan Salmonella suşları …………………………………….………31
Çizelge 3.2 Biyofilm üretim kapasitelerinin değerlendirilmesinde kullanılan “cut off” (sınır değer)
dönüşümleri ............................................................................................................................ 37
Çizelge 3.3 RAPD-PZR çalışmaları için optimize edilmiş reaksiyon bileşenleri ...................................... 42
Çizelge 3.4 RAPD-PZR çalışmaları için tercih edilen primerler ve dizileri .............................................. 42
Çizelge 3.5 RAPD-PZR reaksiyon koşulları .............................................................................................. 42
Çizelge 4.1 Çalışma dahilindeki farklı Salmonella serovaryetelerinin üç farklı sıcaklıkta içerdiği
biyofilm morfotipleri .............................................................................................................. 44
Çizelge 4.3a S. Enteritidis’in (DMC3) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 49
Çizelge 4.3b S. Typhimurium’un (DMC4) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 49
Çizelge 4.3c S. Virchow’un (DMC5) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 50
Çizelge 4.3d S. Infantis’in (DMC12) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 50
Çizelge 4.3e S. Roughform’un (DMC13) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 51
Çizelge 4.3f S. Nchanga’nın (DMC15) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 51
Çizelge 4.3g S. Kentucky’nin (DMC34) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 52
Çizelge 4.3h S. Corvallis’in (DMC36) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 52
Çizelge 4.3i S. Thompson’un (DMC44) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 53
Çizelge 4.3j S. Group C1’in (DMC50) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 53
Çizelge 4.3k S. Senftenberg’in (DMC55) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 54
Çizelge 4.3l S. Agona’nın (DMC59) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 54
xii
Çizelge 4.3m S. Telaviv’in (DMC66) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 55
Çizelge 4.3o S. Montevideo’nun (DMC88) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 56
Çizelge 4.3p S. Anatum’un (DMC90) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri ................................................................................................................... 56
Çizelge 4.3r S. Salford’un (DMC93) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm
üretim kapasiteleri .................................................................................................................... 57
Çizelge 4.3s S. Typhimurium SL1344’ün (M43) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri ..................................................................................................... 57
Çizelge 4.4 Salmonella serovaryetelerinin DNaz I enzimi varlığında (50 µg/mL) farklı
inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm üretim profilleri. ........................................ 72
Çizelge 4.5 Olgun biyofilm örneklerinin (24 saatlik) DNaz I enzimi ile muamelesi sonucu 24
saat sonunda kontrol grubuna nispeten (DNaz I ile muamele edilmeyen) biyomasta
meydana gelen azalma(%)…………………………………………………………...…...….83
Çizelge 4.6 DNaz I enziminin Salmonella’nın canlılığı üzerindeki etkileri.. ........................................... ..89
xiii
1. GİRİŞ
Bakteriyel biyofilmler; bir nesneye, ara yüzeye ya da birbirine yapışık halde bulunan
bakteri toplulukları olarak tanımlanmaktadır. Biyofilm içerisinde bulunan hücreler,
kendi ürettikleri ve dış çevreye karşı kimyasal ve mekanik koruma sağlayan bir matriks
içerisine gömülü olarak bulunmakta ve üzerlerinde çok çeşitili bileşiklerin birikmesine
neden oldukları için hem endüstriyel hem de tıp alanında büyük sorunların ortaya
çıkmasına neden olmaktadırlar (Møretrø vd. 2009). Biyofilm içerisindeki bakterilerin
dezenfektanlara ve kurumaya karşı oldukça dirençli oldukları bilinmektedir (Matthysse
vd. 1981, Zogaj vd. 2001). Salmonella enfeksiyonları çapraz kontaminasyonlar
nedeniyle hızlı bir yayılma özelliği göstermektedir. Özellikle endüstriyel sanitasyon
uygulamalarında, biyofilm oluşturma yeteneklerinden kaynaklanan dirençlilik sayesinde
Salmonella suşları, canlılıklarını konakçı dışındaki çevrelerde de sürdürebilmektedirler.
Bu da Salmonella kontaminasyonlarının hızlı bir şekilde yayılmasına neden olmaktadır.
Biyofilmler içerisinde bulunan mikroorganizmalar, kendi ürettikleri sulu hücre dışı
polimerik bileşenler (EPS) içerisine gömülü vaziyette, kendi ideal dış çevrelerini
yaratarak yaşarlar. EPS, genellikle polisakkaritlerden, proteinlerden, nükleik asitlerden
ve lipitlerden oluşmaktadır. Bu yapısal bileşenler, biyofilmlere mekanik bir stabilite
sağlar, yüzey adezyonunu kolaylaştırır ve kohezif bir sistem oluşturur. Güncel
araştırmalar birçok mikroorganizmanın üretebildiği ve bir hücre dışı polimerik bileşen
olan hücre dışı DNA’nın, matriks bileşenlerinin birbirine bağlanmalarında ve in vitro
biyofilm yapılarındaki stabilizasyonun sağlanmasında önemli fonksiyonları olduğunu
göstermektedir (Allesen-Holm vd. 2006). Gram-negatif ve Gram-pozitif birçok
bakterinin polimerik bir matriks bileşeni olarak hücre dışı DNA ürettiği bilinmektedir.
Günümüze dek bu bağlamda yürütülen birçok çalışma, hücre dışı DNA’nın biyofilm
sistemlerinin kararlılığında ve fonksiyonelliğinde müspet katkıları olduğunu vurgular
niteliktedir. Ancak Salmonella cinsinde hücre dışı DNA’nın fonksiyonelliğine ve
orijinine ilişkin henüz netleşmemiş bulgular, Enterobacteriaceae familyasında biyofilm
yaşam biçiminin açıklığa kavuşturulmasında ciddi bir sorun yaratmaktadır. Zira hücre
dışı DNA başlıca matriks bileşenlerinden bir tanesidir. Dolayısıyla biyofilm yaşam
biçiminin başlangıç aşamasını teşkil eden mikrobiyal adezyonda, diğer majör matriks
bileşenleriyle olan olası etkileşimlerinde ve biyofilmin üç boyutlu yapısallığının
1
tesisinde hücre dışı DNA’nın ne düzeyde bir rolünün olduğunun belirlenmesi kritik bir
öneme haizdir.
Tez çalışmasında, 17 farklı Salmonella serovarına dahil suşların biyofilmlerinde hücre
dışı DNA varlığının araştırılması, hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilmlerindeki
yapısal ve fonksiyonel etkilerinin saptanması ve son olarak da Salmonella
biyofilmleriyle mücadelede hücre dışı DNA’yı hedef alan muhtemel stratejilerin
geliştirilmesi için başlangıç niteliğindeki araştırmaların yapılması amaçlanmıştır. Hücre
dışı DNA’nın Salmonella biyofilmlerindeki rolü henüz netlik kazanmış değildir. Bu
matriks bileşeninin varlığı S. Typhimurium ve S. Typhi gibi iki önemli serovarda
saptanmıştır ancak; diğer bazı önemli serovarların biyofilmlerinde bu bileşenin varlığı
henüz saptanmamıştır. Ayrıca hücre dışı DNA’ nın bahsi geçen Salmonella
serovarlarının biyofilmlerinde biyofilm oluşumunun başlangıcında elzem bir aşama olan
mikrobiyal adezyona katkı sağlamak yerine, adezyonu engellediğini gösteren bulgular
mevcuttur.
Hücre dışı DNA’nın adezyon aşamasından sonra Salmonella biyofilmlerinin
olgunlaşmasında ve kararlılığında ne düzeyde etkinlik gösterdiği henüz netlik
kazanmamıştır. Bu bağlamda çalışmada kullanılacak olan Salmonella suşlarının zengin
bir serovar çeşitliliği göstermesi ve bu farklı serovarlarda hücre dışı DNA’nın
Salmonella biyofilmlerinin oluşumundaki ve olgunlaşmasındaki muhtemel etkilerinin
saptanması bu konudaki belirsizliği giderebilecek mahiyette olacaktır.
2
2. KAYNAK ÖZETLERİ
2.1 Salmonella Cinsinin Genel Özellikleri
Salmonella ilk olarak 1880 yılında Eberth tarafından tanımlanmıştır ve 1884 yılında
Gaffky tarafından kültüre alınmıştır (Burrows 1959).
Salmonella cinsi Enterobacteriaceae familyasına dahil olup, Salmonella enterica ve
Salmonella bongori olmak üzere iki tür içermektedir. Salmonella enterica alttür
enterica’nın altı alt türü vardır ve memeli hayvanlarda en çok hastalığa neden olan
serovarları kapsamaktadır. Diğer Salmonella enterica alt türleri salamae, arizonae,
diarizonae, houtenae ve indica’dır. Bu alt türün üyelerinin birçoğu insanlar için sıklıkla
patojenik niteliktedir ve genellikle sıcakkanlı (polikiotermik) hayvanların bağırsak
kanalında bulunmaktadırlar (Popoff vd. 2005, Threfall vd. 2005).
Salmonella fakültatif anaerobik, gram negatif, düz, çubuk şeklinde (0,7-1,5 x 2,0-5,0
µm), hareketini genellikle peritriş flagella ile sağlar. Salmonella Pullorum ve
Salmonella Gallinarum haricinde hepsi peritriş flagellaya sahiptir (Anonymous 1990,
Halkman vd. 1994) (Şekil 2.1).
Şekil 2.1 Salmonella Typhimurium’un renklendirilmiş elekron mikrograf görüntüsü
(Rocky Mountain Laboratories, NIAID, NIH).
3
Bazı ekstrem durumlar haricinde Salmonella 7-48 °C sıcaklık aralığında gelişme
gösterir. Bu bakteriler asidik stres, düşük su aktivitesi ve yüksek sıcaklık gibi koşullara
adapte olarak çeşitli yüzeylerde canlı kalabilmektedirler (Kaufman 1998, White vd.
2006).
Salmonella türleri enfeksiyon yoluyla hastalığa sebep olmaktadır. Organizma konakçı
vücudunda gelişir, çoğalır ve konakçının hücreleri veya dokuları üzerine yerleşir.
Salmonella bağırsakta çoğalır, koloni oluşturur ve sonuç olarak tüm bağırsak dokularını
istila eder, ateş reaksiyonuna ve diyareye sebep olur (D’Aoust 1997). Salmonella
konakçının doğal bağışıklık sistemine karşı kendini koruyabilmekte, kan doku ve
lenfatik sisteme yerleşerek birçok ciddi semptomun gelişmesine neden olabilmektedir.
S. Typhi insanlarda tifoid ateşin etkenidir. S. Typhimurium ise insan gastroenteritine
neden olan en yaygın serovarlardan biridir. Hayvan konakçılarda S. Typhimurium
tercihen bağırsak epitelindeki Peyer plaklarını istila etmektedir. Bakteriler, epitel
dokuyu, makrofajların içine girerek geçerler. Salmonella suşları, makrofajlar içerisinde
kalarak replike olurlar ve mezenterik lenf nodüllerine, dalağa ve karaciğere
yayılabilirler (Zhang vd. 2000). Salmonella esas olarak insan ve hayvanların bağırsak
sisteminde bulunan bir patojendir. Bazı Salmonella üyeleri konağa adapte olmuş ya da
konak spesifiktir. Bunun en tipik örneği insanları enfekte edebilen S. Typhi’ dir. Konak
spesifik diğer serovaryeteler: Paratyphi ve Sendai (insan), Pullorum ve Gallinarum
(kanatlılar), Dublin (sığırlar), Choleraesuis (domuzlar, ancak insanları da enfekte
edebilmektedir), Typhimurium ve Enteritidis (insan, sığır, kanatlılar, koyun, domuz, at
ve yabani kemirgenlerde) ana hastalık etmenleridir. (Singleton ve Sainsbury 1996, Wain
vd. 2005). İnsan salmonellozuna genellikle hayvansal orijinli kontamine gıdalar sebep
olmaktadır (RIVM 2011, EFSA 2011). Son yıllarda yapılan çalışmalar; kontamine
meyve
ve
sebzelerin
de
Salmonella’ya
bağlı,
gıda
kaynaklı
hastalıkların
epidemiyolojisinde etkili olduğunu göstermektedir (Berger vd. 2010, EFSA 2011).
İnsan salmonellozunun yaklaşık olarak % 95’i et, kümes hayvanları, yumurtalar, süt,
deniz ürünleri ve hazır gıdalar gibi kontamine ürünlerin tüketimiyle ilişkili
bulunmaktadır. Salmonella; abdominal ağrı, bulantı, kusma, diyare ve baş ağrısı ile
karakterize edilen gastroenterit ve tifoidal ateşi kapsayan birçok farklı hastalık
4
semptomlarına neden olabilmektedir. Enfeksiyonun tedavisinde genellikle antibiyotik
terapi uygulanmaktadır (Foley vd. 2007).
Salmonella bulaşısı genellikle fekal-oral yolla gerçekleşmekte ve insanlarda en yaygın
gıda kaynaklı hastalık olan ‘‘salmonelloz’’ un ortaya çıkmasına neden olmaktadır
(Veldman vd. 1995, Anonymous 2008). Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verileri
değerlendirildiğinde, dünyada her yıl binlercesi ölümle sonuçlanan salmonelloz
vakasının ortaya çıktığı görülmektedir.
Salmonella cinsi üyeleri ile kontamine olmuş gıdalar; hayvanlarda, Salmonella
enfeksiyonlarının ortaya çıkmasının yanı sıra, bu hayvanlarla beslenen insanlarda da
hastalık oluşumuna neden olduğu için büyük risk oluşturmaktadır. Özellikle endüstride
uygulanan sanitasyon çalışmaları ile bakteri kontaminasyonunu en aza indirmek için
çalışmalar yapılsa da, bazı Salmonella cinsi üyeleri, biyofilm üretme özellikleri
sayesinde, dezenfeksiyon uygulamaları sonucunda dahi canlılıklarını sürdürebilmektedir
(Ronner vd. 1993, Møretrø vd. 2003).
Gıdalarda ve gıda katkı maddelerindeki Salmonella kontaminasyonu dünya genelinde
büyük bir sorun teşkil etmekte ve bu durum hayvanlarda ve hayvansal gıdaları tüketen
bireylerde Salmonella enfeksiyon riskini arttırmaktadır (Crump vd. 2002). Salmonelloz
vakalarının bir kısmının, kanatlı hayvan etlerinin yanı sıra, marul, kavun, pastörize
edilmemiş portakal suyu, domates gibi çeşitli meyve ve sebzelerin tüketilmesi sonucu
ortaya çıktığı bilinmektedir (Cook vd. 1998, Brunett ve Beutchat 2000). Gıda üretiminin
gerçekleştiği fabrikalarda, Salmonella kontaminasyonunu ortadan kaldırmak için büyük
yatırımlar yapılmasına karşın, bazı klonların fabrika koşullarında yıllarca varlığını
sürdürebildiği belirlenmiştir. Ayrıca bu klonların biyofilm oluşturma yeteneklerinden
dolayı dezenfektanlar aracılığı ile de üretim yapılan yüzeylerden uzaklaştırılamadığı
saptanmıştır (Ronner vd. 1993, Moretro vd. 2003).
Tifoid Salmonella enfeksiyonu etkeni S. Typhi, insan konakçılarda safra taşlarının
üzerinde biyofilm oluşturmak suretiyle asemptomatik olarak hayatta kalmaya devam
etmektedir. Bu nedenle asemptomatik konakçılarda antibiyotik uygulamasıyla patojenin
5
yok edilmesi çoğu kez yetersiz bir uygulama olmaktadır. Tifo etkeni olmayan
Salmonella serovaryeteleri de aynı zamanda laboratuvar koşullarında safra taşı üzerinde
kolonize olabilmektedir ve HEp-2 hücreleri üzerinde biyofilm oluşturabilmektedirler
(Prouty vd. 2002).
2.2 Biyofilm Tanımı
Biyofilm en genel ifade ile birbirlerine, abiyotik-biyotik yüzeylere ya da ara yüzeylere
bir matriks aracılığı ile tutunan bakteriyel popülasyonlar olarak tanımlanabilir. Daha
özgül bir ifade dahilinde ise biyofilmler, bakteriyel popülasyonların ara yüzeylere,
birbirlerine ya da bir substrata geri dönüşümlü olarak tutunmaları ve ürettikleri hücre
dışı polimerik matriksin içine gömülmeleri sonucu gelişme oranı ve genetik ifade ile
ilişkili biçimde değişen bir fenotip sergileyen yapılar, olarak adlandırılabilir (Costerton
ve Donlan 2002).
Biyofilmler bakteriyal üremenin ve yayılmanın baskın formudur. Bu durumu en iyi
açıklayan veri, enfeksiyon hastalıklarının %80’inin biyofilm kaynaklı olduğunun
belirlenmesi sonucu elde edilmiştir (Davies 2003, Hall-Stoodley ve Stoodley 2009).
Biyofilmler, cansız (inert) ya da canlı yüzeylere kendi ürettikleri polimerik matriks ile
tutunan ve bu matrikse gömülü vaziyette bulunan bakteri hücrelerinin yapısal
komüniteleri olarak adlandırılmaktadır (Costerton vd. 1999, Donlan ve Costerton 2002,
Hall-Stoodley vd. 2006, Hoiby vd. 2010). Biyofilmler içerisindeki bakteriler, genellikle
çevresel streslere, antibiyotiklere, dezenfektanlara ve konakçı immün yanıtına karşı iyi
bir şekilde korunmuş olup, eradikasyonları oldukça zordur (Hoiby vd. 2010, Jensen vd.
2010).
2.3 Biyofilm Oluşum Aşamaları
Biyofilm oluşumunun ilk aşaması, bakterilerin uygun bir yüzeye tutunmalarıdır. Doğal
tip suşlar, çeşitli çevresel koşullarda hayatta kalabilmek ve kendini koruyabilmek için
biyofilm oluştururlar. Herhangi bir yüzeyle etkileşime girecek olan bakteriyal hücreler,
tutunmadan önce yüzeyi keşfedebilmek için yüzey boyunca hareket ederler. Yüzeyle
6
etkileşimden sonra bakteriler bir araya gelerek mikrokoloniler oluşturabilmek için, tek
tabakalı hücre hatları meydana getirirler. Biyofilmler, aynı türden bakterilerin bir araya
gelmeleriyle oluşabileceği gibi farklı türlerin bir araya gelmesiyle oluşan kompleks bir
yapıda da olabilirler. Tutunma süreci aktif bir süreç olup, bu süreç bakterinin yüzeye ve
diğer bakterilere geri dönüşümlü bir biçimde bağlanabilmesi için hücre dışı polimerik
matriksin sentezini gerektirmektedir. Bakterilerin geri dönüşümlü bir biçimde
bağlanmalarının ardından bakteriyal hücreler çoğalır ve ekzopolisakkarit üretirler
(Costerton 1999).
Biyofilmler beş temel aşamada oluşturulurlar. Bunlar: bakterilerin yüzeyle temasa
geçmeleri, bakterilerin geri dönüşümlü olacak şekilde sıkıca tutunabilmeleri için hücre
dışı polimerik matriks üretmeleri, biyofilm yapısının erken gelişimi, biyofilm
olgunlaşması, olgun biyofilm hücrelerin koparak ayrılmasıdır (Stoodley vd. 2002)
(Şekil 2.2).
EPS
Mikroorganizmalar
Şekil 2.2 Biyofilm oluşumunun beş basamaklı aşamaları ve bu aşamaları gösteren
mikrograflar
Bakteriyal türlere bağlı olarak biyofilmlerin takriben %10-25’i bakteri hücrelerinden,
%75-90’ı da ekzopolisakkarit matriksten oluşur. Olgun biyofilmlerin üç boyutlu
yapılarında bakteriyal kümeler arasında su dolu kanallar bulunmaktadır, bu su dolu
kanallar primitif bir dolaşım sistemine analog olacak şekilde metabolik süreçlerde
üretilen toksik maddelerin atılmasında ve besinsel öğelerin alınmasında görevlidir.
Biyofilmlerin ilerleyen safhalarında biyofilmden kopmalar görülebilir. Biyofilm hücre
7
topluluğundan köken alan yavru hücreler hayatta kalabilmek ve yeniden kolonize
olabilmek için biyofilmden ayrılabilirler (Costerton 1999).
Uzun süreli yapısal ve fonksiyonel araştırmalar sonucunda, mikroorganizmaların zorlu
çevre koşullarında neden biyofilm sistemleri halinde organize oldukları daha iyi
anlaşılmıştır. Bu koşullar daha çok doğal, endüstriyel ve medikal çevrelerdeki koşullar
olup, mikroorganizmalar bazı durumlarda bu çevrelerdeki biyotik ya da abiyotik
yüzeylerde kolonize olarak komünite davranışı sergilemeye yönelebilirler. Biyofilm
yapılarında en dikkat çekici özelliklerden biri, polimerik matriks içerisine gömülü
vaziyette bulunan bakterilerin planktonik yaşam tarzlarından farklı olarak. fenotipik ve
morfolojik farklılıklar sergilemesidir (David 1999). Biyofilm yapısındaki bakteriler ve
planktonik bakteriler arasında yaklaşık olarak % 1-10 düzeyinde gen ifadesi farkı vardır.
Gen ifade düzeyleri ve metabolizma, aynı şekilde biyofilm oluşumunun farklı
safhalarında çeşitlilik gösterir (Schembri vd. 2003, Webb vd. 2003, Beloin ve Ghigo
2005). Gram negatif bakterilerde çeşitli çevresel koşullarda (örneğin: besin arzı, konakçı
metabolitleri, kolonize olunan yüzeylerin fiziksel ve kimyasal nitelikleri, sıcaklık,
oksijen gerilimi, tuz konsantrasyonu ve ozmolarite) ve bakterinin kendi ürettiği sinyaller
(örneğin: indol, siklik-diguanilat, asetil fosfat ve N-asilhomoserin laktonlar) biyofilm
oluşumunda, olgunlaşmasında ve dağılmasında rol oynar (Prouty vd. 2002, Shirtliff vd.
2002, Hammer ve Bassler 2003, Martino vd. 2003, Wolfe vd. 2003, Tischler ve Camilli
2004).
Biyofilm oluşumu en az üç mekanizma ile açıklanan bir süreçtir. Bunlardan bir tanesi
yüzey hareketi neticesinde tutunmuş hücrelerin yeniden dağılmasıdır. İkinci bir oluşum
mekanizması, tutunmuş bakteri hücrelerinin ikiye bölünmesiyle ilgilidir (Heydorn vd.
2000). Hücre bölünmesiyle birlikte yavru hücreler tutundukları yüzeyden biyofilm
dışına ve yukarı istikamette yayılırlar ve kolonizasyonla yeni hücre kümeleri
oluştururlar. Üçüncü mekanizma ise sıvı fazda planktonik halde bulunan bakterilerin
gelişmekte olan biyofilm üzerine birikmesi ile ilgilidir. Bu mekanizmaların görece
katkıları mevcut bakterilerin türüne, kolonize olunan yüzeyin doğasına ve çevrenin
fizikokimyasal koşullarına bağlıdır. Biyofilmlerin fiziksel boyutlarının ölçülmesi ve
görsel karşılaştırmalarının mikroskobik yöntemlerle yapılması sonucunda ortalama on
8
gün gibi uzun bir süreçte oluştukları anlaşılmıştır. Bu nedenle biyofilm oluşum
başlangıcında rol alan tek tek genlerin susturulmasıyla elde edilecek fenotiplerin
biyofilm oluşumuna sağlayacağı veriler, süreci açıklamakta yetersiz kalmaktadır
(Costerton 1999).
Olgun biyofilmler; biyofilmin lokasyonuna, içerisindeki mikroorganizmaların türüne ve
ortamdaki besinsel niteliğe göre çeşitlilik gösterir. Bu çeşitliliğe, dental plaklardaki ya
da üriner kataterlerdeki kalın ve düz yapılı biyofilmler veya oligotrofik sular üzerindeki
ince tabakalı biyofilmler örnek teşkil edebilir. Biyofilm organizasyonu için en ideal
modeli oluşturan P. aeruginosa suşlarında biyofilm bir substrata tutunmuş vaziyettedir
ve biyofilm üzerinde besinlerin sürekli akış halinde olduğu sulu bir faz vardır. Bu
yapıda tutunmuş hücreler, mikro kolonilerin teşkili için ekzopolisakkarit üretir ve
biyofilmin yayılabilmesi için mikroorganizmalar yüzey boyunca yavaşça göç ederler.
Mikro koloniler mantar şeklini andıran sütun formunda yapılar inşa ederler. Primitif
dolaşım sistemine paralellik gösteren su dolu kanallar mikro koloniler arasında
oluşturularak
besinsel
gereksinimlerinin
sağlanmasına
ve
toksik
atıkların
uzaklaştırılmasına olanak sağlar. Bu kompleks ve organize yaşamsal yapının nasıl
düzenlenebileceğine ilişkin sorular hala güncelliğini koruyan çalışmalara kaynak teşkil
etmektedir (De Beer vd. 1994).
2.4 Biyofilm Matriksi
Biyofilm oluşumu kompleks bir süreçtir ve bu süreçte hücre dışı matriks oluşumu bir
çok çevresel faktörden etkilenir. Matriks hücre desikasyonunun önlenmesine, kimyasal
dezenfeksiyon ajanları gibi çeşitli çevresel streslere karşı biyofilm içerisindeki
hücrelerin korunmasına olanak sağlar (Zogaj vd. 2001, Anriany vd. 2006, White vd.
2006, Gibson vd. 2006, Steenackers vd 2012).
Biyofilmler içerisinde bulunan mikorganizmalar, kendi ürettikleri sulu hücre dışı
polimerik bileşenler (EPS) içerisine gömülü vaziyette kendi ideal dış çevrelerini
yaratarak yaşarlar. EPS genellikle, polisakkaritlerden, proteinlerden, nükleik asitlerden
ve lipitlerden oluşmaktadır. Bu yapısal bileşenler, biyofilmlere mekanik bir stabilite
9
sağlar, yüzey adezyonunu kolaylaştırır ve kohezif bir sistem oluştururlar. Bu üç boyutlu
polimerik ağ, biyofilm içerisinde hücrelerin etkileşimini sağlar ve immobilize eder.
İlave olarak, biyofilm matriksi, eksternal bir sindirim sistemi gibi de fonksiyon gösterir.
Hücrelerin yakınında bulunan hücre dışı enzimler, çözülmüş, kolloid yapıda ve katı
biyopolimerlerin metabolize edilmesine yardımcı olmaktadır. Matriksin tesis ettiği bu
karmaşık organizasyon düzeyi, mikroorganizmaların dünya üzerindeki en başarılı
yaşam formlarından birisi olmasını sağlamaktadır (Donlan ve Costerton 2002).
Mikrobiyal agregatlar, genellikle sıvı-hava ya da katı-sıvı ara yüzlerde sulu EPS matriks
yapılarına gömülü vaziyette akümüle olan yapılardır. Bu ifade doğrultusunda biyofilm
tanımından farklı olarak, flok (yüzen biyofilm yapıları) ve silaj yapıları da paylaştıkları
bazı karakteristikler bağlamında biyofilm örnekleri olarak gösterilebilirler. Çok hücreli
biyofilmler stabil bir mikrokonsorsiyum oluşturabilirler. Bu oluşum içerisinde,
fizikokimyasal gradiyentler oluşmakta, yatay gen transferleri meydana gelmekte ve
hücre-hücre iletişimi gerçekleşmektedir. Bu konsorsiyum aynı zamanda yüksek
rekabetçi bir çevre meydana getirmektedir (Flemming ve Windenger 2010).
Mikroorganizmalar doğada ayrı ayrı hücrelerin saf kültürleri halinde bulunmazlar.
Çoğunlukla, yüzeylerde ya da ara yüzeylerde akümüle olarak film, mat, flok, silaj ya da
biyofilm gibi polimikrobiyal agregatlar oluştururlar (Neue ve Flemming 1999).
Biyofilm içerisinde mikroorganizmalar %10’dan daha az bir kütleye karşılık gelirken,
matriks bileşenleri bu yapının yaklaşık % 90’ını oluşturur. Hücrelerin gömülü olduğu
hücre dışı matriks materyalleri çoğunlukla biyofilmi oluşturan hücreler tarafından
üretilir. Matriks hücre dışı polimerik bileşenler olarak bilinen farklı tipteki
biyopolimerlerin birikimiyle oluşmaktadır. Bu birikim üç boyutlu yapının iskeletini
oluşturur. Bu iskelet, yüzey adezyonundan ve kohezyondan sorumludur. Biyofilm
oluşumu, bütünüyle planktonik fazdan farklı bir yaşam biçimi oluşturmaktadır (Karatan
ve Signals 2009). EPS’nin çeşitli fonksiyonları biyofilm yaşam biçimine geniş ölçekte
katkı sağlamaktadır. EPS biyofilm hücrelerini immobilize eder ve bu hücreler
birbirlerine olabildiğince yakın durur. Fiziksel yakınlık hücre-hücre iletişimini ve
sinerjistik mikrokonsorsuyum gibi etkileşimleri beraberinde getirir. Hücre dışı
enzimlerin immobilize edilmesi çok yönlü bir dış sindirim sistemi meydana getirir ve bu
10
sistem çözünmüş ve partikül yapıdaki bileşenlerin sulu fazdan alınması ve besin-enerji
kaynakları olarak kullanılmasına imkan tanır. Matriks aynı zamanda lize edilen
hücrelerin bileşenlerini tuttuğu için geri dönüşüm merkezi olarak da işlev görür. Bu
bileşenleri başında yatay gen transferleri için kaynak teşkil eden DNA gelmektedir. Bazı
bileşenleri çok güç metabolize olmasına karşın EPS aynı zamanda besinsel bir kaynak
olarak da işlev görür. Matriks bileşenlerinin bütünüyle metabolize edilebilmesi için çok
çeşitli bir enzim sistemi gerekmektedir. Matriks organizmaları kurumaya, oksidasyona
ya da yüklü biyositlere, bazı antibiyotiklere ve metalik katyonlara, UV radyasyona,
birçok protozoon saldırısına ve konakçının immün savunmasına karşı korur. Ekolojik
olarak, EPS’deki boşluklara hapsolmuş rekabet ve korporasyon populasyonların stabil
adaptasyonuna olanak sağlar. Biyofilmin, biyofilm yapısındaki tüm hücrelere ekolojik
bir avantaj sağlayıp sağlamadığı belirsizdir. Biyofilmin içerisindeki rekabetin
simülasyonunda
polimer
üreticileri
için
üretici
olmayanların
giderlerinin
karşılanmasında güçlü evrimsel bir fayda açığa çıkmaktadır. Muhtemelen polimerlerden
ötürü, polimer üretici yavru hücreler oksijence zengin bölgelere itilirler (Xavier ve
Foster 2007). EPS, çok çeşitli biyopolimerlerden oluştuğu ve analizlerinin güç
olmasından kaynaklı olarak biyofimlerin karanlık maddesi olarak adlandırılmaktadır
(Flemming vd. 2007). EPS biyofilm sistemleri içerisinde mikroorganizmaların tipine,
mevcut akış kuvvetlerine, sıcaklığa ve besinsel bileşenlerin varlığına göre çok geniş bir
çeşitlilik sergilemektedir. EPS başlangıçta “hücre dışı polisakkaritler” olarak
adlandırılırken; proteinlerin, nükleik asitlerin, lipitlerin ve diğer biyopolimerlerin
varlıklarının keşfedilmesinden ötürü yeniden adlandırılmıştır (Allison vd. 1998, Neue
ve Flemming 1999). Flagella, pilus ve fimbriya gibi hücre dışı bakteriyal yapılar
matriksin stabilizasyonuna yardımcı olur (Zogaj vd. 2001). Gram negatif bakterilerin
dış membranlarından köken alan membran vezikülleri çeşitli enzimleri ve DNA’yı
ihtiva etmektedir. Bu bileşenler bazı durumlarda, yok edici veziküllerin rekabetçi
biyofilm organizmalarını hedeflemesi gibi, matriksin niteliklerini değiştirebilmektedir
(Schooling ve Beveridge 2006). Bakteriyal biyofilmlerdeki hücre dışı polimerik
bileşenlerin fonksiyonları çizelge 2.1’de özetlenmiştir.
11
Çizelge 2.1 Bakteriyal biyofilmlerdeki hücre dışı polimerik bileşenlerin fonksiyonları
Fonksiyon
Adezyon
Biyofilmle olan ilişkisi
Başlangıç aşamasında biyotik ve abiyotik
kolonizasyona imkan tanır ve biyofilmlerin uzun
süre yüzeylere tutunmalarını sağlar.
İçerdiği EPS bileşenleri
Polisakkaritler, proteinler,
DNA ve amfilik moleküller
Hücre
agregasyonu
Hücreler arasında köprü kurulmasını, geçici
immobilizasyonu, yüksek hücresel yoğunluğun
sağlanması ve hücre-hücre tanınmasını sağlar.
Polisakkaritler, proteinler ve
DNA
Kohezyon
Mekanik stabiliteyi düzenleyen sulu bir polimer ağı
oluşturur ve biyofilmin mimarisini belirler.
Nötral ve yüklü moleküller,
proteinler (amilodler ve
lektinler gibi) ve DNA
Suyun
hapsedilmesi
Yüksek oranda sulu mikroçevreleri oluşturur ve
kurumaya karşı koruma sağlar.
Hidrofilik polisakkaritler ve
bazı muhtemel proteinler
Koruyucu
bariyer
İnfeksiyon süresince spesifik ve non-spesifik
konakçı savunmalarına karşı direnci sağlar ve
çeşitli antimikrobiyal ajanlara karşı toleransı artırır.
Oksidasyon ve avcı stresinden korur.
Polisakkaritler ve proteinler
Organik
bileşenlerin
emilimi
İnorganik
bileşenlerin
emilimi
Çevreden besinlerin akümülasyonunu sağlar ve
zenobiyotiklerin emilimini kolaylaştırır (çevresel
detoksifikasyon)
Polisakkaritlerin jelleşmesini ve iyon değişimini
sağlar, mineralleşmeye imkan tanır ve toksik
molekülleri akümüle eder (çevresel
detoksifikasyon)
Besinsel ihtiyaçların giderilmesi için ekzojen
makromoleküllerin sindirimi ve yapısal EPS
bileşenlerinin sindirimi (biyofilmden hücrelerin
ayrılmasına imkan tanır).
Yüklü ya da hidrofobik
polisakkaritler ve proteinler
Besin kaynağı
Biyofilm komünitesindeki hücreler için karbon,
azot ve fosfor kaynağı teşkil eder.
Potansiyel olarak tüm EPS
bileşenleri
Genetik bilginin
değişimi
Biyofilm hücreleri arasındaki yatay gen transferini
kolaylaştırır.
DNA
Elektron vericisi
ya da alıcısı
Biyofilm matriksi içerisinde redoks
reaksiyonlarının gerçekleşmesini sağlar.
Proteinler (pilus ve
nanotüpler) ve muhtemel
nemli bileşenler
Hücre
bileşenlerinin
taşınması
Metabolik değişimlerin sonucu olarak hücre
bileşenlerinin açığa çıkarılması.
Nükleik asit,
lipopolisakkarit, fosfolipit
ve enzimleri içeren
membran vezikülleri
Fazla enerjinin
depolanması
Dengesiz karbon ve nitrojen oranlarında fazla
karbon kaynaklarının depolanması.
Polisakkaritler
Enzimlerin
bağlanması
Polisakkaritlerle olan etkileşimlerinin sonucunda
enzimlerin akümüle olması, depolanması ve
stabilize edilmesi.
Polisakkaritler ve enzimler
Enzimatik
aktivite
12
Fosfat ve sülfat bileşenleri
içeren yüklü polisakkaritler
ve proteinler
Proteinler
Yapısal çok hücreli mikrobiyal komünitelerin oluşumunda ve sürdürülmesinde EPS’nin
üretimi ve miktarı önemlidir (Sutherland 2001). Konsantrasyon, kohezyon, yük, emilim
kapasitesi, özgüllük ve matriksin üç boyutlu yapısıyla birlikte (yoğun bölgeler, porlar ve
kanallar) tek tek EPS bileşenlerinin doğası belirli bir biyofilmin içerisindeki yaşam
biçimini belirler. Biyofilm morfolojisinin sonucunda, pürüzsüz ve düz, pürüzlü, kabarık
ya da filamentli morfometrik özellikler görülebilir ve biyofilmler aynı zamanda
porozitenin derecesine, su dolu kanallarla çevrili mantar benzeri makrokolonilerle
karakterize edilebilir.
2.5 Salmonella Biyofilmleri
Salmonella’nın yüzey ilişkili kompleks komüniteleri olarak adlandırılan biyofilmleri,
Salmonella’ya konakçı ve konakçı dışı sistemlerde dirençlilik ve süreklilik sağlar. Söz
konusu biyofilmler özellikle gıda çevreleri için son derece önemlidir (Steenackers vd.
2012).
Gerçekleştirilen çok yönlü birçok çalışmada; Salmonella’nın polimer, çelik ve cam gibi
yüzeylerin yanı sıra maydanoz gibi organik yüzeylerde de biyofilm oluşturma
yeteneğinde olduğu belirlenmiştir (Moretro vd. 2009).
Çeşitli biyolojik yüzeylerde laboratuvar koşullarında biyofilm oluşturma yeteneklerinin
yanı sıra Salmonella, bitkiler gibi biyotik; plastik ve metal gibi abiyotik yüzeylerde de
biyofilm oluşturabilmektedir (Hood ve Zottola 1997, Momba ve Kaleni 2002, Brandl
2006). Salmonella türlerinin doğal mikroflora ile birlikte içme suyu borularında
ölçülebilir düzeyde biyofilm oluşturduğu saptanmıştır (Schmeisser vd. 2003).
Salmonella’nın hayvan konakçıların dışındaki biyofilmler içerisinde hayatta kalabilmesi
ve çoğalabilmesi, Salmonella ile ilgili gıda ve su kaynaklı gastroenteritin sürekliliğini
açıklar niteliktedir (Brandl 2006, Teplitski 2006).
Birçok çalışmada, konakçı haricinde plastik (Joseph vd. 2001, Mireles vd. 2001,
Stepanovic vd. 2004, Hurrell vd. 2009, Vestby vd. 2009), lastik (Arnold ve Yates 2009),
13
çimento (Joseph vd. 2001), cam (Solano vd. 2002, Prouty ve Gunn 2003) ve paslanmaz
çelik (Joseph vd. 2001, Ramesh vd. 2002, Giaouris ve Nychas 2006, Moretro vd. 2009)
gibi mezbaha, gıda işleme üniteleri, mutfak, tuvalet ve banyo gibi yerlerde kullanılan
abiyotik yüzeylerde Salmonella’nın biyofilm oluşturabildiği kanıtlanmıştır. Salmonella
biyofilmleri desikasyon ve birçok çevresel stres faktörlerine karşı daha fazla dirençlidir.
Salmonella’nın bu tip abiyotik yüzeylerde biyofilm üretebilmesi konakçı dışında da
hayatta
kalabilmesine
kolaylaştırmaktadır.
Bu
imkan
tanımakta
hipotezi
ve
desteklemek
yeni
adına
konakçılara
yem
olan
geçisini
ve balık
ürünleri
fabrikalarından izole edilen 111 adet Salmonella suşunun biyofilm üretim kapasiteleri
ile fabrika çevrelerinde hayatta kalmaları arasında pozitif bir korelasyon saptanmıştır
(Vestby vd. 2009). Salmonella’nın konakçı dışında uzun süre hayatta kalabildiğine
yönelik bir diğer çarpıcı örnek; özellikle banyo ve tuvaletlerde kalıcılık kazanan
Salmonella biyofilmlerinin saptandığı evlerde, aile bireylerinin tekrarlayan salmonelloz
atakları geçirmesidir Tekrarlayan salmonelloz ataklarında Salmonella’nın biyofilm
materyali içerisinde inkorpore olduğu, diyare semptomunun sonlanmasından dört hafta
sonrasında dahi temizlik ürünlerinin kullanılmasına karşın hayatta kalabildiğini
saptanmıştır (Barker ve Bloomfield 2000).
Bitkiler genellikle insan konakçısı olan patojenler için ideal substratlar değildir. Ancak,
bazı Salmonella salgınlarının kontamine bitkiler ile ilişkili olduğu gelişmiş ülkelerin
raporlarında mevcuttur. Endüstrileşmiş ülkelerde Salmonella salgınları kontamine filiz
tohumları (örneğin; alfa alfa (Mahon vd. 1997, Taormina vd. 1999, Van Beneden vd.
1999), taze sebze ve meyveler (örneğin; kantalop (kavun) (Bowen vd. 2006) ve kişniş
(Campbell vd. 2001, Brandi ve Mandrell 2002) gibi bitkilerin tüketimi ile
ilişkilendirimiştir. Kontamine bitkilerde Salmonella’nın altı aya kadar hayatta
kalabildiği belirlenmiştir (Teplitski vd. 2009). Salmonella’nın ve diğer enterik
patojenlerin epifit olarak bitkilerin dış yüzeylerinde bulunabilmesi, bu bakterilerin söz
konusu yeni ekolojik nişlerine kolaylıkla adapte olabilmelerine bağlıdır (Beuchat 2002).
Bitki yüzeylerindeki biyofilmler yalnızca epifitik olmayıp endofitik de olabilmektedir
(Gandhi vd. 2001, Dong vd. 2003, Lang vd. 2004, Klerks vd. 2007). Endofitik bakteriler
bitkilerin iç dokularına girmeden de dokular arası boşlukları kolonize edebilmektedir.
Iniguez ve ark. (2005) yaptığı bir çalışmada özellikle endofitik Salmonella’nın yüzeyi
14
sterilize edilmiş 10 g alfaalfa filizinin tüketilmesinin salmonelloza neden olabileceği
saptanmıştır. Kutter ve ark. (2006), S. Typhimurium LT2 ve DT104h suşları ile
yaptıkları bir çalışmada kök kolonizasyonundan sonra bu suşların sistemik bir şekilde
bitkide yayıldığını saptamışlardır.
Salmonella aynı zamanda epitel hücreleri üzerinde tutunarak olgun biyofilmler, mikro
koloniler, bakteriler koloniler oluşturabilmektedir. Bu durum konakçılarda mukozal
enfeksiyonların oluşmasına ve bu enfeksiyonların uzun süre devam etmesine neden
olmaktadır. Söz konusu biyofilmlerin aynı zamanda hayvanlarda bağırsak yolu ile
sürekli taşınması da sürekli bir riskin etkenidir (Althouse vd. 2003, Ricke 2003, Morgan
vd. 2004).
Safra taşları Salmonella’nın biyofilm oluşturabildiği iyi bilinen bir diğer biyotik
örnektir. S. Typhi bağırsak epitelyum hücre hattını geçtikten sonra patojeni karaciğer ve
safra kanalına taşıyan makrofajları istila edebilmektedir (Tsolis vd. 2008). S. Typhi
insan tifo ateşinin etyolojik etkenidir ve dünya genelinde yılda yaklaşık yirmi milyon
insanı etkilemektedir. Bu patojen safra taşı üzerindeyken hem aktif (kolesistitis) hem de
kronik (taşıyıcılık) enfeksiyonlara neden olabilmektedir. S. Typhi ile enfekte olan
insanların yaklaşık %5’i asemptomatik kronik safra kesesi taşıyıcısı olmaktadır.
Asemptomatik Salmonella taşıyıcıları özellikle gelişmekte olan ülkelerde gıda ve su
desteklerini kontamine edebilmekte ve bu durum sürekli tekrar eden Salmonella
enfeksiyonlarının nedeni olmaktadır. Söz konusu taşıyıcı aşamanın antibiyotikler ile
tedavi edilmesi son derece güçtür ve sıklıkla Salmonella’nın tutunabildiği safra taşı gibi
safra kesesi anormallikleri ile karşılaşılmaktadır (Levine vd. 1982, Lai vd. 1992, Dutta
vd. 2000). Çoğunlukla safra kesesinin alınması ile sonuçlanan safra kesesi cerrahisi,
hastaları bu gibi kronik enfeksiyonlardan kurtarmanın tek yoludur.
Salmonella cinsi ve diğer Entereobacteriaceae ailesi üyeleri, doğal yaşam döngülerinde
biyotik ve abiyotik yüzeylerde biyofilm oluşturma kabiliyetindedir (Prouty ve Gunn
2003, Ledeboer ve Jones 2005). Birçok Salmonella serovaryetesi hücre dışı matriks
bileşenleri olan; selüloz ve kıvrımlı fimbriyalarla karakterize edilmiş çok hücreli bir
davranış durumu sergilemektedir (Römling, 2005). Çok hücreli davranış biçimi, CsgD
15
(kıvrımlı fimbriya alt ünite geni) tarafından pozitif şekilde regüle edilir. Salmonella’da
biyofilm bileşeni olarak önemli bir rol sergileyen selüloz, bakteriyal selüloz sentez
operonu olan bcsABZC ve selüloz biyosentezinin aktivatörü olan adrA operonunun
ifadeleriyle düzenlenir. CsgD, selüloz biyosentezini dolaylı bir şekilde adrA aracılığıyla
yapar. c-di-GMP’nin üretiminin uyarılması adrA tarafından gerçekleştirilir ve c-di-GMP
bcsB alt ünitesine bağlanıp, selüloz üretimini başlatır. Selüloz kompleksi bcsA ve bcsB
tarafından oluşturulurken bcsZ selülaz vazifesi görür. CsgD kıvrımlı fimbiryanın
sentezine de katılır ve promotora bağlanarak csgBAC operonunun transkripsiyonunu
başlatır (Solano vd. 2002, Römling 2005).
Salmonella’nın hücre dışı matiksinde protein yapısında major bileşen olan kıvrımlı
fimbriya üretilmektedir (Barnhart ve Chapman 2006). Kıvrımlı fimbriya; yüzeye
tutunma, hücre agregasyonu, çevresel etkenlere karşı direnç ve biyofilm oluşumunu
içine alan amiloid fiber yapısıdır (Austin vd. 1998, Römling vd. 1998). Salmonella
enterica’nın ikinci önemli matriks bileşeni ise selülozdur (Zogaj vd. 2001, Solano vd.
2002). Kıvrımlı fimbriya ve selüloz sentezi kompleks bir regülasyon ağı içerisinde kilit
rol oynayan CsgD tarafından düzenlenmektedir (Römling vd. 2000) (Şekil 2.3).
Kıvrımlı
fimbriya
BapA
Selüloz
Şekil 2.3 Salmonella biyofilmlerindeki hücre dışı matiks bileşenlerinin regülasyonu
(Kristina vd. 2007).
16
Hücre dışı polimerik matriksin oluşumu birçok çevresel faktörden etkilenir.
Salmonella’da hücre dışı matriks; çeşitli proteinlerden, ekzopolisakkaritlerden,
lipopolisakkaritlerden, hücre dışı DNA’dan ve yağ asitlerinden oluşmaktadır. Bu
matriks biyofilm olgunlaşması, hücrelerin desikasyonunu önleme ve kimyasal
dezenfeksiyon uygulamaları gibi çesitli çevresel streslere karşı koruma sağlamaktadır
(Zogaj vd. 2001, Anriany vd. 2006, White vd. 2006, Gibson et vd. 2006, Steenackers
vd. 2012).
Salmonella biyofimlerinin hücre dışı matriks yapısı üzerine yapılan çalışmalar
çoğunlukla kıvrımlı fimbriya ve selüloz üzerinedir. Bu yapılar Salmonella’ nın çok
hücreli davranış biçimi sergilemesinde ve “rdar”(red, dry and rough; kırmızı, kuru ve
pürüzlü) morfotipini oluşturumasında çok önemli bileşenlerdir (Römling vd. 1998,
Gerstel ve Römling 2003, Römling 2005).
Kıvrımlı fimbriya ve selüloz Salmonella ssp., Escherichia coli, Shigella ssp.,
Enterobacter ssp., Citrobacter ssp. gibi Enterobacteriaceae familyasına dahil birçok
mikroorganizmada ifade edilmektedir (Gerstel ve Römling 2003, Bokranz vd. 2005,
Solomon vd. 2005).
Kıvrımlı fimbriya; epitel hücreleri ve bitki yüzeyleri gibi biyotik yüzeylerde ve abiyotik
yüzeylerde biyofilm oluşumuna aracılık eden ve yüksek adezif özelliğe sahip hücre dışı
bir proteindir (Zogaj vd. 2001, Ledeboer vd. 2006, Berger vd. 2010, Hermans vd. 2011).
Kıvrımlı fimbriya birçok biyokimyasal özelliği ile ökaryotik amiloid fiber yapılarına
benzemektedir.
CsgD, Salmonella biyofilmlerinin matriksindeki özgül bileşenlerin sentezlenmesinde
fonksiyonel esas regülatördür (Gerstel ve Römling 2003). CsgD transkripsiyonel
regülatörü, alıcı bir N-terminal bölge ihtiva etmektedir. Bu bölgede korunmuş bir
aspartat (D59) rezidüsü bulunmaktadır. C-terminal kısmında ise LuxR benzeri sarmaldönüş-sarmal (helix-turn-helix) motifi bulumaktadır. Bu motif FixJ/NarL protein
ailesine dâhil bir DNA bağlanma proteindir. csg operonu, csgBAC ve csgDEFG
operonlarını içeren divergent bir sistemdir. csgD mutant suşları, bütünüyle çok hücreli
17
davranış tarzından yoksun olabilmektedir. Bu mutantlar Kongo Kırmızılı (CR) agar
ortamlarıda “saw” (smooth and white; düz ve beyaz) fenotipi sergilemektedir (Römling
vd. 2000). csgD promotor bölgesinde meydana gelebilecek nokta mutasyonları (csgB ve
csgD genleri arasındaki 521 bp’lik bölgede) korunmuş promotor bölgesini yüksek
düzeyde regüle olan biçimden yarı korunumlu bir biçime çevirebilmektedir (Römling
vd. 1998). csgD geni üzerinde gerçekleştirilen insersiyonal mutasyon çalışmalarında bu
genin susturulması sonucunda suşlar Luria Bertani (LB) sıvı besi ortamlarında pelikül
yapısı oluşturamazken, ATM (Adhesion Test Medium; adezyon test besi ortamı) besi
ortamlarında biyofilm oluşturabilmektedirler (Solano vd. 2002). csbB-csgD ara
bölgesinde gerçekleştirilen bir insersiyonal mutasyonda alfaalfa (kaba yonca bitkisi)
bitkisiyle yapılan bir çalışmada, bu suşların bitki yüzeylerinde ilk tutunmayı
gerçekleştiremediği saptanmıştır (Barak vd. 2005). Cam yüzeylerde yürütülen biyofilm
deneylerinde CsgD’nin biyofilm üretimi için elzem olduğu saptanmıştır (Grantcharova
vd. 2010).
S. Typhimurium ve E. coli kıvrımlı fimbriya operonları arasındaki nükleotid ve protein
düzeyindeki yüksek benzerlik ve korunmuşluk; bu genlerin; bu mikroorganizmaların
ortak atasında da bulunabileceğini akla getirmektedir (Römling vd. 1998). csgB-csgD
ara bölgesi esas alınarak yapılan karşılaştırmalı genetik analizler, S. bongori izolatları
dışında hemen hemen tüm Salmonella suşlarında yüksek düzeyde benzerlik ve
korunmuşluk sergilemektedir. Bu ara bölgede görülebilen değişimler ise genetik
sürüklenmenin
neticesinde
gerçekleşen
nötral
mutasyonların
sonucudur.
Bu
mutasyonlar laboratuvar koşullarına uyarlanmış suşlarda daha sık gözlenmekte ve
muhtemel mutasyonel etkilerin sonucunda “rdar” (red, dry and rough; kırmızı, kuru ve
pürüzlü) morfotipi kaybolmaktadır. Doğal tip suşlarda ise bu mutasyonel değişimler
daha az sıklıkta gözlenmektedir. Bu değişim, Salmonella suşlarının zengin besi
ortamlarında ve laboratuvar koşullarında uzun nesiller süresince pasajlanması
sonucunda görülebilmekte ve “rdar” morfotipi kaybolabilmektedir (Davidson vd. 2008).
CsgD’nin Salmonella biyofilmlerinde kıvrımlı fimbriya biyosentezinde pozitif bir
transkripsiyonel regülatör olduğu uzun süredir bilinmektedir (Römling vd. 1998). In
vitro koşullarda yürütülen bazı çalışmalarda asetil fosfat ile yönlendirilen fosforilasyon
18
sonucunda fosforillenen CsgD’nin promotor bölgesine olan afinitesini azaldığı ve Nterminal bölgedeki korunmuş aspartat (D59) rezidüsünün in vivo ve in vitro koşullarda
CsgD’nin fonksiyonelliği için son derece önemli olduğu belirlenmiştir. Salmonella’da
kıvrımlı fimbriya sentezi ve hücre dışı ortama taşınması, hücre dışı nükleasyon
presipitasyon yolağı (ENP) aracılığıyla olmaktadır (Hammar vd. 1996).
Selüloz, β,1-4 glikozid bağı içeren bir polisakkarit yapısıdır. Kıvrımlı fimbriyada
olduğu gibi selüloz da çeşitli biyotik ve abiyotik yüzeylerde biyofilm oluşumu için
gerekmektedir (Zogaj vd. 2001, Ledeboer vd. 2006, Barak vd. 2007). Selüloz
biyosentezi için gerekli temel bileşenler, bcsABZC ve bcsEFG operonları tarafından
kodlanmaktadır.
Bakteriyal membranın iç yüzeyinde meydana gelen selüloz biyosentezi CsgD’nin
doğrudan adrA’ ya (AgfD tarafından regüle edilen gen) bağlanmasıyla pozitif yönde
regüle edilmektedir (Zogaj vd. 2001, Zakikhany vd 2010). Fosforile olmamış CsgD,
adrA promotoruna özgül bir biçimde bağlanmaktadır (Zakikhany vd. 2010). Bu
bağlanma paterni CsgD’nin kıvrımlı fimbriya operonuna bağlanmasından biraz daha
farklıdır. Bu matriks bileşenlerinin farklı transkripsiyonel regülasyonlarının, bu genlerin
promotor dizilerindeki farklılıklardan kaynaklı olduğu düşünülmektedir. AdrA;
bcsABZC operonunu regüle ederek selüloz biyosentezini başlatmaktadır (Zogaj vd.
2001, Simm vd. 2004). AdrA, post-transkripsiyonel düzeyde hücresel c-di-GMP
düzeyini değiştirmektedir (Zogaj vd. 2001, Robbe-Saule vd. 2006). AdrA, membran
bağlı GGDEF bölgesini kodlamaktadır. Bu protein guanilat siklaz aktivitesi gösterir ve
hücresel c-di-GMP düzeyinin ayarlanmasıyla ilişkilidir. Salmonella’da bcsABZC
operonunun hemen yakınında selüloz biyosenteziyle ilişkili bcsEFG operonu
bulunmaktadır (Solano vd. 2002). Her iki operonda meydana gelebilecek mutasyonlar
LB ve ATM besi ortamlarında pelikül ve biyofilm oluşumlarını etkilemektedir. Selüloz
üretimi açısından mutant suşlar besi ortamlarında kalkoflor (CF) bağlayamamaktadır
(Zogaj vd. 2001, Solano vd. 2002, Römling vd. 2003).
Selüloz
biyosentezinin
bazı
koşullarda
CsgD’den
bağımsız
olabileceği
düşünülmektedir. Gastroenterit etkeni olarak izole edilmiş bazı S. Enteritidis suşlarında
19
CsgD ile ilişkili olmayan selüloz biyosentezi gözlenmiştir (Römling vd. 2003). Bu
suşların bazılarında, adrA, rpoS, csgD ve ompR mutasyonlarına karşın ATM
koşullarında biyofilm oluşumu belirlenmiştir (Solano vd. 2002, Garcia vd. 2004).
Ancak bu suşlardaki selüloz üretimi belirtilen mutasyonel koşullarda dahi diguanilat
siklaz aktivitesinden bağımsız değildir. LPS (lipopolisakkarit) üretimi bakımından
mutant suşlarda görülen aşırı selüloz üretimi de CsgD’den bağımsız biyofilm üretimine
başka bir alternatif sunmaktadır (Anriany vd. 2006). Bu alternatiflerin CsgD’den
bağımsız olduğu ancak RpoS, YedQ global regülasyon (GGDEF bölgesini içeren
membrana bağlı bir protein) ve c-di-GMP düzeyinden bağımsız olmadığı kesindir.
2.6 Salmonella Biyofilmlerinin Yapısal Bileşenleri
Salmonella’nın biyofilmlerindeki matriks bileşenlerinin ifadesi ve varlığı biyofilmin
bulunduğu substratın fizikokimysal özelliklerine ve biyofilmin bulunduğu çevrenin
koşullarına önemli ölçüde bağlıdır (Çizelge 2.2).
Çizelge 2.2 Salmonella’nın biyofilm oluşumunda kritik rolü olan bazı yapısal matriks
bileşenleri
Yüzey
Agar plakalar
(rdar morfotipi)
Epitel hücreleri
İlgili substrat üzerinde regüle edilen önemli yapısal
bileşenler
1) Kıvrımlı fimbriya (csgDEFG-csgBAC)
2) BapA (bapABCD)
3) Selüloz (bcsABZC-bcsEFG)
4) O-Ag-kapsülü (yihU-yshA ve yihW)
5) Diğer kapsüler polisakkaritler
6) LPS
1) Tip I fimbriya (fim)
2) Plazmid kodlu fimbriya (pef)
3) Kıvrımlı fimbriya (csg genleri)
4) Uzun polar fimbriya (lpf)
5) Bovin kolonizasyon faktörü (bcf)
6) Sth fimbriya (sth)
7) Kolanik asit (wca genleri ve wza, wzb ve wzc)
8) Selüloz (bcsABZC-bcsEFG)
20
Referans
1) (Römling vd.
1998)
2) (Latasa vd. 2005)
3) (Zogaj vd. 2001)
4) (Gibson vd.
2006)
5) (deRezende vd.
2005)
6) (White vd. 2003,
deRezende vd.
2005, Gibson vd.
2006, Anriany vd.
2006)
1) (Boddicker vd.
2002, Ledeboer ve
Jones 2005, Ledeboer
vd. 2006)
2, 3, 4, 5, 6, 7, 8)
(Prouty vd. 2002,
Prouty ve Gunn 2003,
Crawford vd. 2008,
Crawford vd. 2010)
Çizelge 2.2 Salmonella’nın biyofilm oluşumunda kritik rolü olan bazı yapısal matriks
bileşenleri (devam)
Safra taşları
1) Flagella
2) O-Ag-kapsülü (yihU-yshA ve yihW)
3) Tip I fimbriya (fim)
Cam
1) Selüloz (bcsABZC-bcsEFG)
2) LPS
3) Tip III salgı aparatı
4) Flagella
Bitki Yüzeyleri
1) Kıvrımlı fimbriya (csg genleri)
2) Selüloz (bcsABZC-bcsEFG)
3) O-Ag-kapsülü
1, 2, 3) (Prouty vd.
2002, Prouty ve
Gunn 2003,
Crawford vd. 2008,
Crawford vd. 2010)
1, 2, 3, 4) (Prouty
ve Gunn, 2003,
Crawford vd. 2008)
1, 2, 3) (Barak vd.
2005, Barak vd.
2007)
“Rdar” biyofilm morfotipi Salmonella’nın çok hücreli davranış desenlerini kavramak
üzere en çok tercih edilen biyofilm morfotiplerinden biridir. “Rdar” morfotipinin
protein ve ekzopolisakkarit olmak üzere iki major bileşeni bulunmaktadır. Protein
fraksiyonu adhezif nitelikte kıvrımlı fimbriyadan [(eski adlandırılması; ince agreagatif
fimbriya
(Tafi)]
ve
BapA
proteininden
oluşmaktadır
(Latasa
vd.
2005).
Ekzopolisakkarit fraksiyon ise geniş ölçüde selülozdan oluşmaktadır (Zogaj vd. 2001).
Selülozun yanı sıra O-antijenik kapsülü, diğer ilave ekzopolisakkaritler ve
lipopolisakkaritler bulunmaktadır (Collinson vd. 2003, deRezende vd. 2005, Anriany
vd. 2006, Gibson vd. 2006). Fimbriyalar (tip 1 (fim), plazmid kodlu fimbriya (pef),
kıvrımlı fimbriya (csg), uzun polar fimbriya (lpf), bovin kolonizasyon faktörü (bcf),
kolanik asit ve selüloz Salmonella’nın epitelyum hücreleri üzerinde biyofilm
oluşturabilmesi için zaruridir (Boddicker vd. 2002, Ledeboer ve Jones, 2005, Ledeboer
vd. 2006). Flagellanın alt üniteleri ve O-Ag-kapsülü de hidrofobik karakteristikteki
safra taşları üzerindeki biyofilm oluşumları için son derece önemlidir (Prouty vd. 2002,
Prouty ve Gunn, 2003, Crawford vd. 2008, Crawford vd. 2010). Selüloz, LPS, tip III
salgı sistemi (TTSS) ve flagellar hareket ise cam gibi hidrofilik karakteristikteki
substralar üzerindeki biyofilm oluşumları için kritiktir (Prouty ve Gunn 2003, Crawford
vd. 2008). Bitki yüzeylerine tutunma ve etkin bir biyofilm üretimi ise kıvrımlı fimbriya,
selüloz ve O-Ag-kapsülünün ifadesine bağlıdır (Barak vd. 2005, Barak vd. 2007).
Flagella da benzer şekilde Salmonella-bitki interaksiyonlarında bazı serovarlar için
önemli bir role sahiptir (Berger vd. 2009).
21
Kıvrımlı fimbriya (csgBAC-csgDEFG) yüksek agregatif özellikte, dallanmayan, amiloid
benzeri bir hücre yüzey protein olup, konakçı kolonizasyonunda, persistansta, harekette
ve invazyonda son derece kritik rollere sahiptir (Barnhart ve Chapman, 2006).
Salmonella’daki kıvrımlı fimbriya hücre-hücre etkileşimlerini ve yüzey adezyonunu
teşvik ettiği için biyofilm üretiminde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Kıvrımlı
fimbriyanın β-zincir yapısı içeren CsgA ve CsgB alt üniteleri hidrofobik bir boya
Kongo kırmızısı ile etkileşime girerek katı besiyerlerinde tipik “rdar” biyofilm
morfotipini belirlemektedir. Kongo kırmızılı katı besiyerlerinde kıvrımlı fimbriya
ifadesi olmayan mutant suşların içerdiği morfotip “pdar” (pembe, kuru ve pürüzlü)
morfotipidir (Römling vd. 1998). Kıvrımlı fimbriyaya ilave olarak S. Typhimurium
genomunda biyofilm üretimi için kritik öneme haiz ilave 12 fimbriyal operon daha
bulunmaktadır (McClelland vd. 2001). Örneğin; HeP-2 epitel hücrelerinin ve tavuk
bağırsak epitel hücrelerinin model alındığı biyofilm çalışmalarında Tip 1 fimbriyanın
epitel hücrelerine tutunmada ve biyofilm oluşumunda fonksiyonel olduğu anlaşılmıştır
(Boddicker vd. 2002, Ledeboer ve Jones 2002). Epitel hücreleri üzerindeki biyofilm
oluşumu fimH geninin farklı allellerini ifade eden S. Typhimurium suşlarında farklılık
göstermekle birlikte, ilgili genin fonksiyonundan yoksun mutantlarda biyofilm üretimi
epitel hücreleri üzerinde gerçekleşmemektedir. Söz konusu genetik determinant FimH
adhezinini ifade ederek mannoz rezidülerine olan adezyona imkan tanımaktadır.
Plazmid kodlu fimbriya (pef) ve kıvrımlı fimbriya (csg) biyosentezinden yoksun
mutantlar plastik, HEp-2 ve tavuk bağırsak epiteli gibi abiyotik ve biyotik substratlar
üzerinde biyofilm üretememektedir. Kıvrımlı fimbriya mutantları aynı zamanda murin
epitelyum hücre hatlarına tutunmada da yetersizdir (Sukulpolvi vd. 1997). Uzun polar
fimbriya (lpf) üretiminden yoksun mutantlarda ise HEp-2 hücre hatları ve plastik
üzerinde biyofilm üretim kapasitesi açısından orta düzeyde bir azalma saptanırken,
tavuk bağırsak epitel hücrelerinde biyofilm üretiminde çok ciddi bir azalma
görülmektedir. Diğer yandan sth mutantlarında ise biyofilm üretimi açısından kayda
değer bir eksiklik görülmezken, bcf mutantlarında plastik yüzeylerde, HEp-2 hücre
hatları ve tavuk bağırsak epitelyum hücrelerinde biyofilm üretiminde kayda değer bir
artış saptanmıştır. Biyofilm üretiminde rol alan genetik determinantların etkinliklerinin
saptanmasına ilişkin yapılan in vitro çalışmalar sonucunda; tip 1 fimbriya, plazmid
kodlu fimbriya, kıvrımlı fimbriya, uzun polar fimbriya ve Bcf gibi bileşenlerin in vivo
22
koşullardaki biyofilm üretimine ilişkin benzer rollere sahip olduğu anlaşılmıştır
(Ledeboer vd. 2006). Tip 1 fimbriya domuzlarda in vivo kolonizasyonda da önemlidir
(Althouse vd. 2003). Tüm bu sonuçlar fimbriyaların biyofilm üretiminde her birinin
kendisine özgü fonksiyonları olduğunu ve biyofilmin abiyotik ve biyotik substralar
üzerinde olgunlaşmasında tamamlayıcı rolleri olduğunu kanıtlamaktadır. Fimbriyanın
biyofilm oluşumu ile ilgili en mühim tarafı, fimbriyanın biyosentezinin biyofilmin dahil
olduğu sistemin koşullarına doğrudan bağlı olmasıdır. Fimbriyal operonlardaki (fim,
csg, lpf ve pef) mutasyonlar, safra taşları üzerindeki biyofilm üretimini doğrudan
etkilemezken, tip 1 fimbriyanın fazlaca ifade edilmesi (fimW insersiyonal aktivasyonu
aracılığıyla) kolesterol ve safra taşları üzerinde biyofilm olşumunu ve olgunlaşmasını
olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak aynı durum, cam ve plastik gibi abiyotik
substratlar üzerinde görülmemektedir (Prouty vd. 2002, Crawford vd. 2010). S.
Enteritidis’te kodlanan, büyük (386 kDa), prolin-treonin amino asitlerince zengin, çok
bölgeli BapA proteini Staphylococcus aureus’taki Bap (biyofilm ilişkili protein) yüzey
proteini ile homoloji göstermekte ve benzer bir fonksiyon içermektedir. BapA proteini,
“rdar” morfotipinin kıvrımlı fimbriyadan sonraki ikinci önemli protein fraksiyonudur.
BapA proteini özellikle LB koşullarında bakteriyal agregasyonda ve sıvı-hava ara
fazında pelikül oluşumunda son derece kritik bir role sahiptir. bapABCD operonundan
kodlanan ve BapBCD tip 1 protein salgı sistemi aracılığı ile salgılanan BapA proteini,
bakteri yüzeyine gevşek bir şekilde tutunmaktadır. BapA proteini yüksek düzeyde ifade
edildiğinde pelikül oluşumu ve biyofilm üretimi de artmaktadır. BapA ile yüksek
düzeyde homoloji gösteren STM4261 proteini (siiE) Salmonella genomundan ifade olan
en büyük iki proteinden bir diğeridir ve S. Enteritidis’te BapA’da olduğu gibi biyofilm
üretimi ile doğrudan bir ilişkisi yoktur. Kısaca söz konusu iki protein dizileri arasında
yüksek homoloji olmasına karşın, ikisinin fonksiyonelliği birbirinden oldukça farklıdır.
BapA proteinin biyofilm matriksinde her ne kadar ikinci önemli protein fraksiyonu olsa
da tek başına kıvrımlı fimbriyanın ya da selülozun noksanlığını biyofilm üretimi
açısından giderebilecek potansiyelde bir bileşen değildir (Latasa vd. 2005).
Selüloz β-1-4-D-glikoz polimeri olup, Salmonella’da bcsABZC-bcsEFG operonundan
kodlanmaktadır. Selüloz Salmonella biyofilm matriksindeki en önemli polisakkarit
bileşenidir. Selülozun biyofilm sistemindeki etkisi, hücre-hücre interaksiyonlarını tesis
23
ederek yapışkan ve kompozit bir matriks ağı oluşturmaktır (Römling vd. 2000, Zogaj
vd. 2001, Solano vd. 2002). Matrikste selüloz noksanlığı olması halinde Kongo kırmızlı
agar besiyerlerinde gözlenen morfotip “bdar” morfotipidir, matrikste major bileşen
olarak sadece selüloz ihtiva eden biyofilmlerin aynı besiyerlerinde gözlenen morfotipi
ise “pdar” morfotipidir. Selüloz biyofilm oluşumunun erken safhalarında ilk tutunmada
kritik bir role sahip olmasının yanı sıra biyofilmin olgunlaşmasında da elzemdir. Zira
bcsB mutantlarının kullanıldığı çalışmalarda Salmonella’da biyofilm üretiminin ciddi
düzeyde azaldığı saptanmıştır (Ledeboer vd. 2006). Benzer bir çalışmada abiyotik
substratların yanı sıra biyotik substralarda (Hep-2 hücreleri ve tavuk bağırsak hücreleri)
üzerinde de bcsB mutantlarının biyofilm üretim kapasitesinin düştüğü gözlenmiştir
(Ledeboer and Jones 2005). Selülozun abiyotik substratlara tutunma üzerine olan
fonksiyonunun saptanmasına yönelik başka bir çalışmada ise, bcsA mutantlarının (S.
Enteritidis ve S. Newport) alfaalfa gibi bitkilerin yüzeylerine daha az tutunabildiği ve
daha az miktarda biyofilm üretebildiği saptanmıştır (Barak vd. 2007). Bitki
yüzeylerinde bulunana ve matriksinde hem selüloz hem de kıvrımlı fimbriya ihtiva eden
Salmonella biyofilmleri kontamine suların sulamada kullanılması durumunda biyofilm
yapıları içerisinde bu suyu muhafaza ederek uzun vadeli sürekli kontaminasyonlara da
olanak sağlamaktadır (Lapidot ve Yaron 2009). Bitkilerle simbiyotik ilişkide bulunan ve
bitkiler için patojenik olan birçok bakterinin matriks bileşeni olarak ürettiği selüloz bitki
yüzeylerindeki adezyonda son derece kritik bir öneme sahiptir. Zira bitki yüzeyinde
bulunan bakteriyal orijinli selüloz yapışkan tabiatından ötürü biyofilm üreticisi olmayan
patojenlerin de bu lokasayonlara selüloz aracılığı ile tutunarak bitkilerde hastalalık
etmeni olabileceği bilinen bir diğer durumdur (Rodrigues vd. 2007). Selülozun söz
konusu fonksiyonelliklerinden ve yüzey adezyonundaki rollerinden farklı olarak,
selüloz Salmonella’nın safra taşlarının yüzeyine tutunmasında öncelikli bir role sahip
değildir (Prouty ve Gunn 2003).
Salmonella’da selülozun fonksiyonlarına benzer bir şekilde kolanik asit de biyotik
susbstratlar üzerinde biyofilm üretimi için gerekmektedir (Danese vd. 2000). Ancak
kolanik asit Salmonella’nın abiyotik yüzeyler, safra taşı (wcaA mutantı) ve bitki
yüzeylerinde (wcaJ mutantı) biyofilm üretebilmesi için zorunlu değildir. Bu sonuçlar
ilgili bileşen için Salmonella’nın hayvan ve bitki epitel hücreleri üzerinde farklı bir
24
biyofilm davranış modeli sergilediğini kanıtlar niteliktedir (Prouty ve Gunn 2003,
Ledeboer ve Jones 2005, Barak vd. 2007).
Kolanik asitten sonraki bir diğer önemli polisakkarit bileşeni anyonik O-Ag-kapsülüdür.
O-Ag-kapsülü lipitlere kovalent modifikasyonlar aracılığı ile bağlanmaktadır (White vd.
2003, Gibson vd. 2006). O-Ag-kapsülü 2300 adet tekrar eden tetrasakkarit
birimlerinden oluşmakta ve lipid bir çapa aracılığı ile membrana bağlanmaktadır
(Snyder vd. 2006). O-Ag kapsülü (yihU-yshA ve yihVW aracılığı ile kodlanan) S.
Enteritidis’teki LPS O-Ag-kapsülü ile tekrar eden şeker dizileri itibariyle benzerlik
göstermektedir, ancak ilgili yapı toplam yük karakteristiği, lipitlere bağlanma motifleri
ve immün reaksiyonları açısından LPS O-Ag kapsülünden farklılık göstermektedir
(White vd. 2003, Gibson vd. 2006, Synder vd. 2006). O-Ag-kapsülü bakteriyi
desikasyona karşı olan toleransını artırmakta, ancak çok hücreli davranış motifinin
ifadesinde ve katı besiyerleri üzerinde hücre dışı polimerik matriks bileşenlerinin
tesisinde önemli bir rol üstlenmemektedir. Bunun yanında, biyofilm sistemlerinden
bağımsız olarak O-Ag-kapsülü Salmonella’nın dış çevrede hayatta kalmasına katkı
sağlayan bir bileşendir (Gibson vd. 2006). O-Ag-kapsülü S. Typhimurium ve S.
Typhi’de safra taşları üzerindeki biyofilm üretiminde kritik bir fonksiyona sahipken,
cam ya da plastik gibi abiyotik yüzeyler üzerindeki biyofilm oluşumu için kritik değildir
(Crawford vd. 2008). O-Ag-kapsülünün alfaalfa gibi bitkilerin yüzeylerine tutunmada
ve biyofilm oluşumunda önemli katkıları vardır, ancak benzer katkının epitelyum
hücrelerine olan tutunmada olup olumadığı henüz netlik kazanmamıştır (Barak vd.
2007).
Farklı yağ asitlerinin (doymuş ve doymamış yağ asitlerini içeren yaygın LPS
komponentleri S. Enteritidis suşlarının “rdar” morfotipi ifade eden suşlarında EPS
fraksiyonu olarak bulunabileceği saptanmıştır (Gibson vd. 2006). LPS ve yaygın
enterobakteriyal antijen ya da onların biyosentetik üretim sürecine dahil olan bazı
komponentleri Salmonella’da LB koşullarında biyofilm üretimi için gerekmekte iken,
ATM koşullarında gerekmemektedir (Solano vd. 2002). LPS üretimi açısından mutant
S. Typhimurium LT2 suşları doğal tip suşlara nispeten PVC gibi abiyotik yüzeyler
üzerinde daha fazla biyofilm üretmektedir (Mireles vd. 2001). galE ve rfaD mutantları
25
ile yapılan çalışmalarda LPS O-Ag sentezi açısından yetersiz suşlarının hidrofobik
karakteristikteki safra taşları üzerindeki biyofilm üretiminde önemli bir değişim
saptanmazken, hidroflik karakteristikteki cam gibi yüzeylerdeki biyofilm üretiminde
azalma saptanmıştır (Prouty ve Gunn 2003). galE şeker metabolizmasında merkezi bir
rolü olan ve galaktoz ve nükleozid öncüllerinin biyosentezinde rol alan uridin
difosfogalaktoz-4-epimeraz enzimini kodlamaktadır. Galaktoz yalnızca LPS üretimi ile
ilişkili olmayıp (dış kor kısmı ve O-antijen sentezi) kolanik asit ve O-Ag-kapsül
biyosentez süreçleri ile de ilgilidir. Bu nedenle ilgili enzimi kodlayan gen (galE)
üzerinde meydana gelebilecek anlamlı tek bir mutasyon dahi yüzey yapılarının
regülasyonunda ve biyofilm oluşumunda birçok etkiye neden olacaktır. LPS ifadesinin
regülasyonu ile ilişkili determinantlardan biri olan rfbA geninde meydana gelecek bir
mutasyon eksik bir LPS profilinin eksik ifadesine neden olmakta, bu durum “rdar”
biyofilm morfotipinin eksik bir şekilde ifadesine, yetersiz pelikül oluşumuna ve PVC
gibi abiyotik yüzeyler üzerinde zayıf bir biyofilm oluşumunun görülmesine yol
açmaktadır (Danese vd. 2000, Gibson vd. 2006).
2.7 Hücre Dışı DNA
Biyofilm içerisinde gelişen bakteriler kimyasal ve mekanik strese karşı kendilerini
korumaktadır. Biyofilm yapısının büyük bir kısmı hücre dışı polimerik bileşenlerden
oluşmaktadır.
Hücre
dışı
matriks
farklı
kimyasal
içerikli
proteinlerden,
polisakkaritlerden ve hücre dışı DNA’dan oluşmaktadır (Peterson vd. 2013).
Kimyasal ve mekanik strese karşı biyofilmler tarafından korunan organizmalar hücre
dışı polimerik matriks içerisine gömülüdür. Kimyasal ve mekanik stres, biyofilmler
üzerinde deformasyona sebep olmak ile birlikte biyofilm oluşumunu teşvik edecek
nitelikte
de
olabilir.
Bakteriler
neredeyse
tüm
doğal
ve
yapay
yüzeylere
tutunabilmektedir. Bakteriler yüzeye tutunduklarında biyofilm içerisinde kimyasal ve
mekanik stresten korunmak için hızlıca gelişmektedir (Peterson vd. 2013). Matriks
bileşenleri adezyon, kohezyon, su tutma, kimyasal değişimlere karşı koruma, iyon ve
bileşikleri içinde tutma gibi özelliklere sahiptir (Flemming ve Wingender 2010).
26
Ekzopolisakkaritler hayvan ve bitki dokularında hücre dışı matriksin ana bileşeni
olmakla birlikte mikrobiyal biyofilmlelerin de ana kurucu unsurlarıdır (Sutherland
2001). Son yıllarda hücre dışı DNA’nın biyofilm sistemlerindeki yapısal ve fonksiyonel
rollerini kavramaya yönelik yapılan çalışmalar, hücre dışı DNA’nın da bahsi geçen
diğer matriks bileşenleri kadar elzem olduğu kanıtlanmıştır. Farklı birçok biyofilm
örneğinde
hücre
dışı
DNA’ya
(eDNA)
rastlanmaktadır.
eDNA’ya
atık
su
sistemlerindeki biyofilm örneklerinde de büyük miktarlarda rastlanmaktadır (Frolund
vd. 1996). Hücre dışı DNA birçok bakteri türünün biyofilminde bulunmakta ve biyofilm
yapılarında önemli bir yapısal eleman olarak fonksiyon göstermektedir. Hücre dışı
DNA, çoğu durumda biyofilm komponetlerinin hücre hücre bağlantısı işlevini yerine
getiren rastgele kromozomal DNA’dan köken almaktadır (Allesen-Holm 2006).
Hücreler, biyofilm mikrokolonileri içerisinde otolizise maruz kalmaktadır. Ancak hücre
dışı DNA’nın ve biyofilm gelişiminin otolizise bir katkısı olup olmadığı henüz netlik
kazanmamıştır (Webb vd. 2003). Hücre dışı DNA’nın biyofilm matriksi içerisindeki
varlığı katyon gradiyentine, genomik DNA’nın serbest kalmasına ve antibiyotik
direncine bağlı olabilmektedir (Mulcahy vd. 2008). Hücre dışı DNA biyofilm
sistemlerinde çoğunlukla lize olan hücrelerden gelen kalıntı DNA parçalarından
oluşmaktadır ve ilk tutunmadan biyofilmin olgunlaşmasına dek olan tüm süreçlerde
önemli bir bileşen olarak rol almaktadır. Nükleik asitlerin mikrobiyal agregasyondaki
rolü özellikle diğer major matriks bileşenleri arasındaki bağlantıların oluşturulması ile
ilişkilidir. Örneğin Rhodovulum cinsi bakterilerin biyofilmlerine nükleolitik enzimler
uygulandığında biyofilmler çok hızlı bir şekilde dağılabilirken, aynı cinsin
biyofilmlerine proteinleri ve karbohidratları degrade eden enzimler uygulandığında
biyofilm dağılmamaktadır (Watanabe vd. 1998). Hücre dışı DNA benzer şekilde P.
aeruginosa biyofilmlerinde de hücre-hücre etkileşimlerinin sağlanmasında önemli
rollere sahiptir (Yang vd. 2007). Hücre dışı DNA biyofilm sistemlerindeki yapısal ve
fonksiyonel katkılarının saptanması için yapılan çalışmalarda; DNaz I enzim
uygulaması sonucunda P. aeruginosa ve B. cereus’un biyofilm oluşumlarının başlangıç
safhalarında mikrobiyal adezyonu engellendiği görülmüştür. Elde edilen bulgular
DNA’nın ilk tutunmada bir adezin gibi rol üstlendiğini kanıtlar mahiyettedir
(Whitchurch vd. 2002, Vllain vd. 2009). Hücre dışı DNA yapısal ve fonksiyonel
etkilerinin yanı sıra, antimikrobiyal bir ajan gibi de davranabilmektedir. Hücre dışı
27
DNA, katyonları şelatlayarak lipopolisakkaritlerin ve dış membranın stabilizasyonuna
katkı sağlamaktadır (Mulcahy vd. 2008).
Hücre dışı DNA’nın biyofilmlerdeki lokalizasyonu çeşitlilik göstermektedir örneğin; P.
aeruginosa’da örgü benzeri yapılar oluşturup organize olurken, başka bir bakteri de
filamentöz yapılar halinde organize olabilmektedir (Allesen-Holm vd. 2006, Böckelman
vd. 2006). Haemophilus influenza biyofilmlerindeki hücre dışı DNA su kanallarını
destekleyen sıkı bir ağ yapısı halinde organize olmaktadır (Jurcisek ve Bakaletz 2007).
Hücre dışı DNA esasen zamana bağlı olarak biyofilm sistemleri içerisinde farklı yerlere
lokalize olmaktadır. P. aeruginosa biyofilmlerinde hücre dışı DNA, olgunlaşma
safhasında karakteristik mantar benzeri yapının tesisine sap ve baş kısımları arasındaki
bağlantıyı güçlendirerek katkı sağlamaktadır (Allesen-Holm vd. 2006). Sap kısmında
lokalize olan yapılanmayı güçlendiren hücre dışı DNA aynı zamanda dış çevreden gelen
ya da biyofilmin iç yapılarından göç eden bakterilerin buralara tutunmasını sağlayarak
güçlü ve olgun biyofilmlerin oluşmasına olanak sağlamaktadır.
Erken biyofilm oluşum aşamasında hücre dışı DNA’nın rolü hakkında bilinenler
yetersizdir (Doern vd. 2009). Hücre dışı DNA’nın biyofilm oluşumunun başlangıcında,
konakçı-bakteri etkileşiminin erken evresinde ve enfeksiyon sürecinin başlamasında
payı bulunmaktadır (Brady vd. 2008, Dongari- Bagtzoglou 2008). Olgun biyofilmlerin
yeni yüzeylere kolonize olması için biyofilmlerden kopmalar meydana gelmesi
gerekmektedir (Klausen vd. 2006, Kirkov vd. 2007). Hücre dışı DNA’nın intrinsik ya
da dışsal etkilerle yıkımı olgun biyofilmeden kopmalara, yeni nişlerin istilasına ve
konakçı organizmada sürekliliği sağlamaya sebep olmaktadır (Costerton vd. 1999,
Furukawa vd. 2006, Thomas vd. 2006).
Hücre dışı DNA’nın biyofilmlerle ilişkisine bakıldığında nükleik asitlerin sesil
hücrelerin besin ve enerji gereksinimlerinin bir kısmını da temin ettiği görülmektedir
(Finkel ve Kolter 2001, Mulcahy vd. 2010). Hücre dışı DNA’nın besinsel krize yönelik
gereksinimin bir kısmını sağlamasının yanı sıra yatay gen aktarım süreçlerini de teşvik
ettiği bilinmektedir (Spoering ve Gilmore 2006, Conover vd. 2011). Hücre dışı DNA
hemen hemen tüm bakterilerde biyofilm oluşumunun başlangıcı olan ilk tutunmada çok
28
önemlidir. Zira çok düşük miktardaki hücre dışı DNA’nın bulunması dahi güçlü bir
biyofilm oluşumu için yeterlidir.
Çalışmalar hücre dışı DNA’nın karakterizasyonu ve biyofilm gelişiminin potansiyel
işlevi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ancak ilgili çalışmalarda hücre dışı DNA’nın
ekstraksiyonu süresince lize olan hücrelerden gelen olası genomik DNA bulaşısı çoğu
kez bu tip analizlerin yapılmasını güçleştirmektedir.
Hücre dışı DNA’nın orijinine yönelik genel kanı biyofilm içersindeki hücrelerin lizisi
sonucu açığa çıkan genomik DNA parçaları olduğu şeklindedir (Steinmoen vd. 2002,
Hamilton vd. 2005, Patton vd. 2005, Rice vd. 2005, Yang vd. 2005). Örneğin; S.
epidermidis’te hücre dışı DNA’nın alt popülasyonlardaki bakterilerin lize olmasıyla
oluştuğu görülmektedir. Alt popülasyonların lizisi çift fonksiyonlu bir otolizin (AtlE)
aracılığıyla gerçekleşmektedir. Lize olan alt popülasyonlardan açığa çıkan hücre dışı
DNA kalan popülasyonların biyofilm üretim kapasitesini artırmakta ve teşvik
etmektedir. Bu fenomen hücre dışı DNA’nın bazı biyofilm sistemlerinde son derece
önemli bir yapısal bileşen olduğunu gözler önüne sermektedir (Molin ve Tolker-Nielsen
2003).
Bunun dışında bazı bakteri türlerinde eDNA’nın özel bazı hücre dışı salgılama
mekanizmaları tarafından biyofilm ortamına salındığı yönündedir (Renelli vd. 2004,
Hamilton vd. 2005, Draghi ve Turner 2006, Abajy vd. 2007). Bu yöndeki araştırmalarda
hücre dışı DNA’nın biyofilm matriksi oluşumuna katkı sağlayacak şekilde aktif taşıma
sistemleri aracılığı ile salgılandığına işaret edilmektedir (Witchurch vd. 2002). Hücre
dışı DNA’nın orijinini kavramaya yönelik olarak “Rasgele Çoğaltılmış Polimorfik DNA
Polimeraz Zincir Reaksiyonu (RAPD-PZR) ve restriksiyon endonükleaz analizleri
kolaylıkla kullanılabilmekte ve eDNA-genomik DNA farklılıkları gösterilebilmektedir
(Bockelmann vd. 2006).
Hücre dışı DNA’yı ekstraksiyon işlemi boyunca açığa çıkan genomik DNA’dan ve
hücre dışı polimerik matriksin diğer bileşenlerinden ayırmak yüksek saflıkta hücre dışı
DNA elde edilmesi açısından önem arz etmektedir. Biyofilm örneklerinden hücre dışı
29
DNA izole etmek için yüksek hızda santrifüj ve membran filtrasyonu gibi yöntemler
birçok çalışmada kullanılmaktadır (Steinberger ve Holden 2005, Allesen-Holm vd.
2006, Bockelmann vd. 2006).
Hücre dışı DNA, hücre dışı polimerik matrikste çeşitli fiziksel veya kimyasal
etkileşimler tesis ederek hücre dışı proteinler, polisakkaritler ve diğer polimerler ile
ilişkili olabilir. Hücre dışı polimerik matriksin protein ve polisakkaritlerden oluşan
yapısal bileşenlerinin hücre dışı DNA ile olan sıkı etkileşimleri, hücre dışı DNA’nın
EPS matriksten kolaylıkla ayrılmasına engel olmaktadır (Jianfeng ve Chuanwu 2009).
Hücre dışı DNA’nın nükleik asit kompozisyonuna ve modifikasyonlarına bakıldığında,
özellikle bazı bakteri türlerinde, genomik DNA’dan son derece farklı olabildiği
görülmektedir. Örneğin; Bacillus subtilis biyofilmlerinde hücre dışı DNA’da genomik
DNA’dan farklı olarak yüksek düzeyde metillenmemiş CpG’lere rastlanmaktadır
(Olishevsky vd. 2004).
Hücre dışı DNA salınımı erken eksponansiyel büyüme fazında başlamakta ve durağan
fazda en yüksek konsantrasyona ulaşmaktadır. Örneğin; Pseudomonas aeruginosa
biyofilm üretiminin başlangıcında gerekli olan aljinat biyosentezi süresince yüksek
miktarda hücre dışı DNA sentezlemektedir (Steinberger vd. 2002, Whitchurch vd.
2002).
Enterobacteriaceae familyasına üye bakterilerin biyofilm yapılarındaki hücre dışı
DNA’nın hemen hemen tüm üyelerde ortak olmak üzere yaklaşık 30 kb’lik bir
büyüklüğe sahip olduğu bilinmektedir. Hücre dışı DNA’nın biyofilm oluşum
aşamalarında elzem bir rol oynadığı DNaz I enziminin varlığındaki biyofilm oluşumuna
ilişkin çalışmalarda; biyofilm kütlesinde, biyofilm devamlılığında ve biyofilmin
antibiyotik toleransında ciddi azalmaların saptanmasıyla anlaşılmıştır. Biyofilm
oluşumunda hücre dışı DNA’nın DNazI enzimi tarafından yıkımı mikrobiyal topluluğun
başkalaşmasına yani çevresel faktörlere karşı toleransının azalmasına yol açabilmektedir
(Tetz vd. 2009, Victor ve George 2010).
30
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Materyal
3.1.1 Bakteriler
Tez çalışmasında kullanılan farklı serovaryetelere dahil tüm Salmonella suşları (n=18;
17 adet DMC kodlu, 1 adet Salmonella Typhimurium SL1344 suşu) Ankara
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Prokaryot Genetiği Laboratuvarı
bünyesinde oluşturulan kültür koleksiyonundan sağlandı. Stok kültürler -80ºC’ de % 60
gliserol ilave edilen Luria-Bertani (LB) sıvı besiyerinde saklandı. Biyofilm çalışması
süresince denenecek kültürler, NaCl içermeyen LB sıvı besiyerinde [bacto-tryptone 10
g/L (Merck, Almanya), maya ekstraktı 5 g/L (Merck, Almanya)], 37°C’de bir gece
geliştirildikten sonra denemeye alındı (Römling vd. 1998). Kültür koleksiyonundan her
bir serovarı temsil eden ve biyofilm üretim kabiliyeti olan suşların listesi çizelge 3.1’de
verilmiştir.
Çizelge 3.1 Çalışma dahilinde kullanılan Salmonella suşları
Suş kodu
Suş adı
DMC3
Enteritidis
DMC4
Typhimurium
DMC5
Virchow
DMC12
Infantis
DMC13
Roughform
DMC15
Nchanga
DMC34
Kentucky
DMC36
Corvallis
DMC44
Thompson
DMC50
Group C1
DMC55
Senftenberg
DMC59
Agona
31
Çizelge 3.1 Çalışma dahilinde kullanılan Salmonella suşları (devam)
DMC66
Telaviv
DMC78
Bisbepjerg
DMC88
Montevideo
DMC90
Anatum
DMC93
Salford
M43*
Typhimurium SL1344
* M43 Salmonella Typhimurium SL1344 (referans suş)
3.1.2 Besiyerleri
Luria Bertani (LB) Broth ve Agar (Merck, Germany)
İçerik
g/L
Tripton
10 g
Maya ekstraktı
5g
Sodyum klorid
10 g
Agar
15 g
Distile su ile 1000 mL’ ye tamamlanır. Sterilizasyondan önce pH 7.0 ± 0.2’ ye ayarlanır.
Broth besiyeri cam tüplere dağıtıldıktan, katı besiyeri ise agar ilavesinden sonra
otoklavda (121°C/15 dakika) sterilize edilir. Katı besiyerleri 55C’ ye kadar
soğutulduktan sonra petrilere dökülür.
Luria Bertani (LB) Broth ve Agar (NaCl’siz)
İçerik
Tripton
g/L
10 g
Maya ekstraktı
5g
Agar
15 g
32
Distile su ile 1000 mL’ ye tamamlanır. Sterilizasyondan önce pH 7.0 ± 0.2’ye ayarlanır.
Broth besiyeri cam tüplere dağıtıldıktan, katı besiyeri ise agar ilavesinden sonra
otoklavda (121°C/15 dakika) sterilize edilir. Katı besiyerleri 55C’ye kadar
soğutulduktan sonra petrilere dökülür.
Kongo Kırmızısı İçeren (40 µg/mL) Luria Bertani (LB) Agar (NaCl’siz)
İçerik
g/L
Tripton
10 g
Maya ekstraktı
5g
Kongo kırmızısı
0,04 g
Agar
15 g
Distile su ile 1000 mL’ye tamamlanır. Sterilizasyondan önce pH 7.0 ± 0.2’ye ayarlanır.
Çözülen içeriğe 0,04 gram Kongo kırmızısı ilave edilir. pH ayarı yapılıp 15 gram agar
ilavesinden sonra besiyeri 121C’ de 15 dakika sterilize edilir. Katı besiyerleri 55C’ ye
kadar soğutulduktan sonra petrilere dökülür.
PBS (Fosfat Salin Tamponu)
NaCl
g/L
8g
KCl
0,2 g
Na2HPO4
1,44 g
KH2PO4
0,24 g
Distile su ile 1000 mL’ye tamamlanır. Sterilizasyon işlemi 121°C’ de 15 dakika süre ile
yapılır.
33
SF (Serum Fizyolojik)
NaCl
g/L
8,5 g
dH2O
1000 mL
Alkol/Aseton Çözeltisi
100 mL
Saf etanol
70 mL
Aseton
30 mL
100 mL
Glasiyel asetik asit çözeltisi
% 33‘lük Glasiyel asetik asit
100 mL
CTAB/NaCl
g/100mL
NaCl
4,1 g
CTAB
10 g
dH2O
100 mL
NaCl 80 mL distile su
içerisinde çözülür. 10 g CTAB yavaş yavaş eklenir. CTAB’ın çözünmesi için çözelti
aralıklarla 65°C’ye kadar ısıtılır. Son aşamada toplam hacim distile su ile 100 mL’ye
tamamlanır.
Tris/HCl (0.5 M EDTA pH:8)
g/L
Tris
1,21 g
EDTA
0,37 g
Distile su ile 1000 mL’ye tamamlanır. pH 7.0 ± 0.02 (Sterilizasyondan önce) ayarlanır.
Sterilizasyon işlemi 121°C’ de 15 dakika süre ile yapılır.
34
% 10’luk SDS Çözeltisi
g/100mL
SDS
10 g
dH2O
100 mL
DNA Jel Yükleme Tampon Çözeltisi
Bromfenol mavisi
g/100mL
0.25 mL
Sakkaroz
40 g
dH2O
100 mL
Fenol/Kloroform/İzoamil Alkol Çözeltisi
Fenol
Kloroform
25 mL
24 mL
İzoamil alkol
1 mL
Kloroform/ İzoamil Alkol Çözeltisi
Kloroform
24 mL
İzoamil Alkol
1 mL
3.1.3 Primerler
P1254
5’-CCG CAG CCA A-3’
P1283
5’-GCG ATC CCC A-3’
35
3.2 Yöntem
3.2.1 Kongo kırmızısı içeren LB agar besiyerlerinde Salmonella suşlarının biyofilm
morfotiplerinin belirlenmesi
Salmonella suşları (n=18; 17 adet DMC kodlu, 1 adet Salmonella Typhimurium SL1344
suşu) -20°C stoğundan alınarak 5’er mL’lik LB sıvı besiyerlerine % 1 inokülasyon
oranıyla aktarıldı ve bir gece (18 saat) çalkalamalı koşullarda (200 devir/dakika)
37°C’de inkübasyona bırakıldı. Bir gecelik inkübasyondan sonra aktif kültürlerden % 1
oranında alınan inokülumlar 5’er mL’lik NaCl’siz LB sıvı besiyerlerine [bacto-tryptone
10 g/L (Merck, Germany), maya ekstraktı 5 g/L (Merck, Germany)] aktarıldı ve suşlar
37°C’de bir gece inkübasyona bırakıldı (Römling vd. 1998). İnkübasyondan sonra daha
önceden hazırlanmış, biyofilm matriksinin bileşenleri için indikatör özellik gösteren
Kongo kırmızısını (40 µg/mL) (Sigma, USA) içeren NaCl’siz LB agar besiyerlerine
aktif kültürlerden 20’şer µL damlatıldı. Petriler daha sonra Salmonella’nın biyofilm
üretiminde ve gelişiminde kritik olan üç farklı sıcaklıkta (20-28-37°C) en az 8 gün
süreyle inkübasyona bırakıldı (Römling ve Rohde 1999). Tüm petriler stereo
mikroskobunda (Leica, Germany) inkübasyon süresince her gün görsel olarak incelendi.
Çalışma iki paralel ve iki tekrarlı olarak gerçekleştirildi. Suşların içerdiği morfotipler:
biyofilmin matriksinde kıvrımlı fimbriya ve selüloz bulunduran “rdar” (kırmızı, kuru ve
pürüzlü), yalnızca kıvrımlı fimbriya bulunduran “bdar” (kahverengi, kuru ve pürüzlü),
yalnızca selüloz bulunduran “pdar” (pembe, kuru ve pürüzlü) ve her ikisini de
bulundurmayan “saw” (düz ve beyaz) olmak üzere kategorize edildi. Çalışma iki tekrarlı
olacak şekilde gerçekleştirildi.
3.2.2 Polistiren yüzeylerde biyofilm üreticisi Salmonella suşlarının belirlenmesi
Salmonella suşlarının polistiren üzerinde biyofilm oluşturma özelliklerinin incelenmesi
için Vestby vd. (2009) ve Stepanovic vd. (2000) tarafından önerilen yöntemler modifiye
edildi. Bu amaçla, NaCl içermeyen 5 mL’lik LB sıvı besiyerlerinde 37°C’de,
çalkalamalı koşullarda (200 rpm/saat) bir gece boyunca (18 saat) geliştirilen aktif
kültürlerden, 15’er µL alınarak 115 µL NaCl’siz LB besiyeri ihtiva eden kuyulara
inoküle edildi. Bakteri süspansiyonlarını içeren mikrotitre plakalar, 24-48 saat süresince
36
ve 20-28 ve 37°C’de statik koşullarda inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon süresi
bitiminde, kuyular 2 defa steril fizyolojik serum (%0,85 NaCl) (Merck, Almanya) ile
yıkandıktan ve plakalar oda sıcaklığında kurutulduktan sonra % 95’lik metanol ile 10
dakika süresince fikse edildi.130 µL % 0,1’lik kristal viyole kuyulara aktarıldı. Boya
inkübasyonu için plakalar oda sıcaklığında 30 dakika bekletildi. Daha sonra plakalar,
steril distile su ile 2 kez yıkandı. Biyofilm tabakasına bağlanan boyaların çözünmesi
için kuyulara 130 µL % 33’lük glasiyel asetik asit aktarıldı ve plakalar 30 dakika oda
sıcaklığında inkübe edildi. İnkübasyon bitiminde çözünen kristal viyole boyası,
OD595nm’ de Elisa okuyucusunda (Biorad, USA) ölçüldü. Bu deneme, tüm suşlar için
sekiz paralel ve iki tekrar olacak şekilde gerçekleştirildi. Biyofilm ölçümlerinin sonucu
her sekiz paralelden alınan OD değerlerinin ortalamasından, kontrol (yalnızca NaCl’siz
LB sıvı besiyeri içeren kuyular) kuyularının OD değerlerinin ortalamasının
çıkarılmasıyla hesaplandı.
Suşlar aynı zamanda “cut off” (sınır) değerlerinin dönüşümleri de esas alınmak
suretiyle, biyofilm üretimleri açısından “üretici olmayan”, “zayıf”, “orta” ve “güçlü”
olmak üzere değerlendirmeye tabi tutuldu. Sınır değerleri, mikrotitre plaka ölçüm
esasına dayalı yöntemlerde negatif test gruplarından gelen ölçüm sonuçlarının istatistiki
sapma değerlerini ifade eden bir değerdir. Biyofilm üreticisi suşların biyofilm üretim
kapasiteleri aşağıda ifade edilen sınır değerlerin dönüşümleriyle ifade edilmektedir
(Çizelge 3.2).
Çizelge 3.2 Biyofilm üretim kapasitelerinin değerlendirilmesinde kullanılan “cut off”
(sınır değer) dönüşümleri
OD ≤ ODc
üretici değil
ODc < OD ≤ 2xODc
zayıf üretici
2xODc < OD ≤ 4xODc orta düzey üretici
4xODc < OD
güçlü üretici
37
3.2.3 Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilm oluşumu üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi
Bu yöntem Stephanovic vd. (2000) yöntemi esas alınarak gerçekleştirilmiştir. Yöntem
uygulanırken bazı modifikasyonlar gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamada çalışılacak
Salmonella suşları bir gece boyunca (18 saat) çalkalamalı koşullarda (200 rpm/dakika)
NaCl’siz LB sıvı besiyerlerinde geliştirildi. Bir gecelik aktif kültürlerden 15’er µL
alınıp içerisindeki son konsantrasyonları 100, 50, 25, 12.5, 6.25, 3.12, 1.56 ve 0.78
µg/mL olan ve DNaz I enzimi (Sigma, USA) içeren NaCl’siz LB sıvı besiyeri ihtiva
eden kuyulara (115 µL) transfer edildi. İnokülasyondan sonra mikrotitre plakalar 20-2837°C’de 24 ve 48 saat sürelerince inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sürelerinin
sonunda mikrotitre plaka kuyuları aseptik koşullarda aspire edildi ve kuyular iki kez
serum fizyolojik (150 µL) ile yıkandı. Yıkama işleminden sonra kurutulan mikrotitre
plakalar 10 dakika süresince steril kabinde kurumaya bırakıldı. Kurutulan mikrotitre
plakalar %95’lik metanol ile 10 dakika süresince fikse edildi. Bu işlemden sonra
kuyulara 140 µL % 0,1’lik kristal viyole çözeltisi aktarıldı ve plakalar 30 dakika
süresince inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon bitiminde tutunamayan boyaların
uzaklaştırılması için kuyular distile su ile yıkandı. Yıkanan plakalar oda koşullarında
kurutulduktan sonra tutunan boyaların çözünmesi için kuyulara 140 µL % 33’lük
glasiyal asetik asit çözeltisi transfer edildi. Çözünen boya ELISA okuyucusunda 595 nm
dalga boyunda ölçüldü. Test kuyuları belirtilen konsantrasyonlarda DNaz I enzimi
içerirken, kontrol kuyuları enzim içermemektedir. Enzim aktivitesine bağlı olarak
biyofilm üretim miktarında meydana gelebilecek olası değişimler [(C-B)-(T-B)]/(C-B)
formülü esas alınarak hesaplandı (C; pozitif kontrol, yalnızca inokülüm ihtiva eden
kuyulardan elde edilen optik dansite değerleri. T; uygun konsantrasyonlarda enzim
ihtiva eden kuyulardan elde edilen optik dansite değerleri. B; yalnızca besiyeri ihtiva
eden kuyulardan elde edilen optik dansite değerleri). Her bir serovaryete için birer
kontrol ve test grubu oluşturulmuştur. Deney deseni üç paralel üç tekrar olacak şekilde
düzenlenmiştir.
38
3.2.4 Hücre dışı DNA’nın Salmonella’nın olgun biyofilmleri üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi
Bu çalışmada 28°C’de mikrotitre plakalarda geliştirilen Salmonella biyofilmleri
kullanıldı. Biyofilm örneklemesinde, yukarıda biyofilm üretim miktarlarının tercih
edilen yöntem esas alındı. İnkübasyon bitiminde aseptik koşullarda mikrotitre plaka
kuyularından planktonik fazdaki bakteri hücreleri uzaklaştırıldı ve kurutularak hazır
hale getirilen biyofilm örnekleri üzerine 50 µg/mL konsantrasyonda 130 µL’lik DNaz I
enzim solüsyonları uygulandı ve biyofilm örneklerini içeren plakalar 1, 2, 3, 4, 6, 8, 12
ve 24 saatlik sürelerde inkübasyona bırakıldı. Kontrol örneklerini (yalnızca biyofilm
örneği) içeren kuyulara yalnızca belirtilen hacimlerde fizyolojik serum transfer edildi.
İnkübasyon bitiminde kuyular steril distile su ile yıkandıktan sonra tekrar kurumaya
bırakıldı ve kurutma işleminden sonra biyofilm miktarlarının saptanmasında yine
yukarıda özetlendiği üzere kristal viyole bağlanma süreci esas alındı. Enzim aktivitesine
bağlı olarak biyomas miktarında meydana gelecek olası değişimler [(C-B)-(T-B)]/(C-B)
formülü esas alınarak hesaplandı. Yöntem üç paralel ve üç tekrar olacak şekilde
gerçekleştirildi.
3.2.5 Farklı orijinlerden gelen DNA’nın Salmonella’nın biyofilm oluşum sürecine
olan etkilerinin değerlendirilmesi
Bu çalışmada farklı orijinden gelen yabancı DNA’nın biyofilm ortamına ilavesi sonucu
Salmonella’nın biyofilm yanıtında meydana gelecek olası değişimlerin saptanması
amaçlandı. Bu bağlamda hücre dışı DNA’nın biyofilm oluşumunun başlangıç
safhasında farklı etkileşimler yarattığı (inhibe edici ve stimüle edici) DMC4 kodlu S.
Typhimurium ve DMC12 kodlu S. Infantis suşları çalışma için tercih edildi. Yabancı
DNA örneklerinin biyofilm üretim sürecine olan etkilerinin değerlendirilmesinde
biyofilm üretim miktarlarının belirlenmesinde tercih edilen ve yukarıda özetlenen
mikrotitre plaka yöntemi esas alındı ve modifiye edildi. Yabancı DNA kaynağı olarak
biyofilmlerin geliştirildiği besi ortamlarına farklı canlı gruplarını yansıtacak şekilde S.
Infantis hücre dışı DNA’sı, S. Typhimurium hücre dışı DNA’sı, Staphylococcus aureus
genomik DNA’sı, Enterococcus faecalis genomik DNA’sı, Candida albicans genomik
DNA’sı, bitki DNA’sı (Dianthus) ve makrofungus (Coprinus comatus) DNA’sı ilave
39
edilmiştir. Yukarıda özetlenen yöntem dahilinde farklı olarak mikrotitre plaka test
kuyularına yabancı DNA örnekleri son konsantrasyonları 50, 25, 12.5, 6.25 µg/mL
olacak şekilde ilave edildi. Pozitif kontrol kuyularına yalnızca ilgili suşlar inoküle
edildi. Mikrotitre plakalar 24 saat süresince 28°C’de inkübasyona kaldırıldı. İnkübasyon
bitiminde yine aynı şekilde yıkama ve boyama işlemi yukarıda anlatıldığı üzere
gerçekleştirildi. Yöntem üç paralel ve üç tekrar olacak şekilde gerçekleştirildi.
3.2.6 DNaz I enziminin Salmonella hücrelerinin canlılığı üzerindeki olası
etkilerinin araştırılması
Bu aşamada, “Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilm oluşumu üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi” yönteminin uygulandığı süreçte biyofilm üretim miktarlarının
saptanması aşamasından önce en yüksek konsantrasyonda DNaz I enzimi (100 µg/mL)
içeren test kuyularının ve kontrol kuyularının (DNaz I enzimi içermeyip yalnızca
inokülüm içeren) planktonik hücre formlarını içeren süspansiyonlarından 100’er µL
alındı ve bir seri dilüsyon yapıldı. Dilüsyon işleminden sonra hazırlanan bakteri
süspansiyonlarından kültürel sayım gerçekleştirildi. Sayım sonucunda kontrol ve test
gruplarının sayım sonuçları karşılaştırıldı (Harmsenn vd. 2010).
3.2.7 Genomik DNA izolasyonu
Çalışılan bakteri 5 mL LB broth ortamına % 1 oranında inoküle edildi ve 37°C’ de 200
rpm çalkalama hızında 12 saat süre ile geliştirildi. Bu süre bitiminde 1,5 mL kültür
mikrofüj tüplerine alındı ve 12000 rpm’ de 2 dakika santrifüj edilerek bakteri hücreleri
çöktürüldü. Üst sıvı ortamdan uzaklaştırıldıktan sonra hücre çökeltisi 567 µL TrisEDTA tampon içerisinde çözüldü. Üzerine 30 µL % 10 SDS ve 3 µL proteinaz K (20
mg/mL, Sigma Chem Co. USA) aktarılıp karıştırıldı ve 37 °C’ de 1 saat tutuldu. Ortama
100 µL 5 M NaCl ilave edilerek karıştırıldı. 80 µL CTAB/NaCl çözeltisinin ilavesinin
ardından kesik mikropipet uçları kullanılarak beyaz partikül yapısı oluşuncaya kadar
iyice karıştırılan tüpler, 65°C’ de 10 dk tutuldu. Bu ortam üzerine 0,75 mL
kloroform/izoamil alkol (24/1 hacim/hacim) aktarılıp karıştırıldı. 12000 rpm’ de 5 dk
santrifüj edilen ortamın üst fazı yeni mikrofüj tüplerine alındı. Alınan faz üzerine 0,75
40
mL fenol/kloroform/izoamil alkol (25/24/1 hacim/hacim) ilave edildi ve 12000 rpm’ de
5 dk santrifüj işlemine tabi tutuldu. Santrifüj işleminin sonunda tüplerdeki üst sıvı yeni
mikrofüj tüplerine aktarıldı ve bu sıvının üzerine hacmin 0,6’sı (~350 µL) oranında
izopropanol ilave edildi. Tüpler öne arkaya hareket ettirilerek karıştırıldı ve -20°C’ de
20 dakika bekletildi. Daha sonra 12000 rpm’de 5 dakika santrifüj işlemi uygulandı. Üst
sıvı döküldükten sonra çökelti üzerine 350 µL % 70 etanol eklenerek tekrar 12000
rpm’de 5 dakika santrifüj işlemine tabi tutuldu. Üst sıvı dikkatli bir şekilde ortamdan
uzaklaştırıldı ve genomik DNA örneği oda sıcaklığında kurutuldu. Son aşamada DNA
çökeltisi 100 µL TE tampon içerisinde yaklaşık 1 saat muamele edilerek çözüldü
(Wilson 2001).
3.2.8 Hücre dışı DNA izolasyonu
Biyofilm matriksi içerisinde bulunma olasılığı olan hücre dışı DNA’ nın izolasyonu için
genomik DNA izolasyonunda kullanılan prosedürün bazı aşamalarından yararlanıldı.
NaCl’siz LB agar ortamlarında 1 gün boyunca 28°C’de geliştirilen biyofilmler
inkübasyon sonunda steril kürdanlarla agar yüzeyinden kazınarak 3 mL serum
fizyolojik ve 5 adet steril cam boncuk (r:3 mm) içeren cam tüplere aktarıldı. Daha sonra
cam tüpler en yüksek devirde 2 dakika süresince karıştırıldı (IKA Genius Vortex 3,
Germany). Karıştırma aşamasından sonra elde edilen biyofilm homojenatları 5 mL’lik
santrifüj tüplerine aktarıldı ve 12000 rpm’de 2 dakika boyunca 1 kez santrifüj işlemine
tabi tutuldu. Üst faz, santrifüjden sonra geriye kalan olası bakteri hücresi kalıntılarını
uzaklaştırmak üzere 0,22 µm por çaplı membran filtrelerden (Sartorius, Germany)
geçirildi. Filtre edilen üst fazlarda genomik DNA izolasyonunda belirtildiği üzere
kloroform/izoamil alkol ve fenol/kloroform/izoamil alkol çöktürmeleri yapıldı,
izopropanol ilave edilen tüpler beyaz çökelti oluşuncaya kadar karıştırıldı, 20 dakika
süresince -20°C’de bekletildi ve 12000 rpm’de 5 dk santrifüj işlemi yapıldı. Üst sıvı
döküldükten sonra çökelti üzerine 350 µL % 70’lik etanol eklenerek tekrar 12000
rpm’de 5 dakika santrifüj işlemine tabi tutuldu. Üst sıvı dikkatli bir şekilde ortamdan
uzaklaştırıldı ve hücre dışı DNA olması muhtemel örnekler oda sıcaklığında kurutuldu.
Son aşamada DNA çökeltisi 100 µL distile su içerisinde muamele edilerek çözüldü
(Wilson 2001).
41
3.2.9 Rastgele çoğaltılmış polimorfik DNA polimeraz zincir reaksiyonu (RAPDPZR) analizleri
RAPD-PZR analizleri için Lin vd. (1996) tarafından önerilen yöntem kullanıldı. Bu
çalışma dahilinde öncelikle reaksiyon bileşenlerinin optimizasyonu gerçekleştirildi.
Optimize reaksiyon bileşenleri, reaksiyon koşulları ve reaksiyonlarda tercih edilen
primer dizileri çizelge 3.3- 3.5’te verilmiştir (Lin vd. 1996).
Çizelge 3.3 RAPD-PZR çalışmaları için optimize edilmiş reaksiyon bileşenleri
Steril dH2O (Nuclease free water, Bioshop)
10X PCR Tampon –MgCl2 +KCl (Fermantas)
Primer (10µM, Sentegen)
dNTP (10 mM her biri için, Fermantas)
MgCl2 (25 mM Fermantas)
Taq DNA Polimeraz (5 U/mL Fermantas)
DNA (40ng)
17,5 µL
5 µL
10 µL
2 µL
10 µL
0,5 µL
2 µL
TOPLAM
50 µL
Çizelge 3.4 RAPD-PZR çalışmaları için tercih edilen primerler ve dizileri
5’-CCG CAG CCA A-3’
5’-GCG ATC CCC A-3’
P1254
P1283
Çizelge 3.5 RAPD-PZR reaksiyon koşulları
94 oC ……4 dakika
35 oC ……4 dakika
4 döngü
72 oC ……4 dakika
94 oC …...30 saniye
35 oC .…..60 saniye
30 döngü
o
72 C …... 2 dakika
72 oC …....5 dakika
4 oC …... 
42
RAPD-PZR reaksiyonları esas alınarak elde edilen genomik ve hücre dışı DNA’ların
bant profillerinin karşılaştırılmasında, hücre dışı DNA’nın orijinine yönelik tahminlerde
bulunulması amaçlanmıştır.
Bu işlem sonrasında; 10 µL PZR ürünü, 2 µL 6X yükleme boyası karıştırıldı, kuyulara
transfer edildi ve % 2 oranında agaroz içeren jel sistemlerinde 80 V elektrik akımı
uygulanarak 1,5 saat yürütüldü. Elektroforez işlemi sonrasında agaroz jeller, 0,2 μg/mL
etidyum bromit (Sigma Chem. Co., USA) çözeltisinde 20 dakika süre ile boyandıktan
sonra 366 nm dalga boyunda UV ışık altında görüntülenerek fotoğrafları çekildi (Kodak
Gel Logic 200 Imaging System).
3.2.10 İstatistik analizleri
Sonuçların değerlerilmesinde tercih edilecek istatistiki testler SPSS 22.0 (IBM, USA)
paket yazılımı kullanılarak gerçekleştirildi.
43
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
4.1 Kongo Kırmızısı İçeren NaCl’siz LB Agar Besiyerlerinde Salmonella
Suşlarının Biyofilm Morfotiplerinin Belirlenmesi
Çalışma kapsamında değerlendirmeye alınan ve farklı serovarlara dahil Salmonella
suşlarının üç farklı sıcaklıkta içerdiği biyofilm morfotipleri çizelge 4.1’de ve şekil
4.1’de verilmiştir.
Çizelge 4.1 Çalışma dahilindeki farklı Salmonella serovaryetelerinin üç farklı sıcaklıkta
içerdiği biyofilm morfotipleri
Suş
Kodu
Suş adı
Enteritidis
DMC3
DMC4 Typhimurium
DMC5
Virchow
DMC12
Infantis
DMC13 Roughform
DMC15
Nchanga
DMC34
Kentucky
DMC36
Corvallis
DMC44
Thompson
DMC50
Group C1
DMC55 Senftenberg
DMC59
Agona
DMC66
Telaviv
DMC78
Bisbepjerg
DMC88 Montevideo
DMC90
Anatum
DMC93
Salford
Typhimurium
M43
SL1344
İçerdiği morfotip İçerdiği morfotip
(20°C)
(28°C)
İçerdiği
morfotip
(37°C)
rdar
rdar
saw
rdar
rdar
bdar
pdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
bdar
bdar
rdar
bdar
rdar
rdar
rdar
bdar
bdar
pdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
bdar
bdar
rdar
bdar
rdar
rdar
saw
saw
saw
saw
saw
bdar
bdar
bdar
saw
saw
saw
saw
saw
saw
saw
saw
rdar
rdar
saw
44
Bu yöntem ile Enterobacteriaceae ailesine dahil olan ve genellikle Salmonella ve E.
coli gibi enterik mikroorganizmaların içerdikleri biyofilm morfotiplerinin taranması
mümkündür. Tüm biyofilm çalışmalarında besiyeri olarak NaCl içermeyen LB sıvı
besiyeri kullanılmıştır. Suşların bu ortamda geliştirilmesinin nedeni, artan ozmolariteyle
Salmonella’nın biyofilmin matriksinde önemli bir yapısal ve fonksiyonel görevi olan
kıvrımlı
fimbriya
(curli)
genlerinin
transkripsiyonel
düzeyde
ifadelerinin
engellenmesidir (Olsén vd. 1993). Çalışmada morfotip analizi için tercih edilen
NaCl’siz LB agar besiyerinde aynı zamanda Coomassie brillant blue (20 µg/mL) ve
kıvrımlı fimbriyanın bağlanabildiği ve biyofilm morfotipi için indikatör bir boya
özelliği gösteren Kongo kırmızısı (40 µg/mL) bulunmaktadır.
NaCl’siz LB broth
ortamlarında 37°C’de çalkalamalı koşullarda bir gece boyunca üretilen suşlar, Kongo
kırmızısı içeren NaCl’siz LB agar ortamlarına inoküle edilmiştir. İnokülasyondan sonra
suşlar biyofilm oluşturmaları için üç kritik sıcaklıkta yani 20, 28 ve 37°C’de 8 gün
boyunca inkübasyona bırakılmıştır (Römling 2005, Vestby vd. 2009). 8 günlük
inkübasyon sonunda suşlar içerdikleri morfotiplere göre değerlendirilmiştir. Kongo
kırmızılı agar ortamlarında Salmonella’nın farklı biyofilm morfotipleri oluşturabildiği
saptanmıştır. Bunlar: rdar (kırmızı, kuru ve pürüzlü) morfotipi; hücre dışı matriks
bileşenleri olarak selüloz ve kıvrımlı fimbriya üreten, bdar
(kahverengi, kuru ve
pürüzlü) morfotipi, hücre dışı matriks bileşenleri olarak kıvrımlı fimbriya üreten, pdar
(pembe, kuru ve pürüzlü) morfotipi, hücre dışı matriks bileşeni olarak selüloz üreten
morfotiplerdir (Şekil 4.1). Bu morfotiplere ilave olarak biyofilm üreticisi olamayan ve
hücre dışı matriksinde selüloz ve kıvrımlı fimbriya bileşenlerini bulundurmayan saw
(düz ve beyaz) morfotipi de tanımlanmıştır (Römling vd. 1998, Solano vd. 2002).
45
Şekil 4.1 Salmonella suşlarında çalışma dahilinde saptanan üç farklı morfotip. a) rdar b)
bdar c) pdar
“Bdar” ve “rdar” morfotiplerinin matriksinde bulunan kıvrımlı fimbirya (curli),
Enterobacteriaceae familyasına dahil bakterilerin dış yüzeylerinde bulunmaktadır
(Olsén vd. 1989, Barnhart ve Chapman 2006). Kıvrımlı fimbriya, Eschericha ve
Salmonella türlerinde yüksek agregasyon özelliği gösteren esnek fiber yapılar
oluşturmaktadır.
Kıvrımlı fimbriya, hücre-hücre ve hücre yüzey etkileşimini sağlayarak memeli ve bitki
hücrelerindekinin yanı sıra cam, plastik ve paslanmaz çelik gibi inert yüzeylerde
bakteriyal adezyonu gerçekleştirir (Barnhart ve Chapman 2006, Cegelski vd. 2009).
Selüloz üretimi olmayan mutantlarla yapılan çalışmalarda, selüloz üretiminin
Salmonella’nın patojenitesiyle ilişkisi olmadığı saptanmıştır. Ancak selüloz üretimi
bakımından mutant suşların klor gibi bazı dezenfektanların etkilerine karşı çok daha
duyarlı olduğu bilinmektedir. Selülozun biyofilm içerisindeki varlığı, Salmonella’nın
çevresel yüzeylerde hayatta kalabilmesi için önemli bir faktördür (Solano vd. 2002).
“Bdar ve “rdar” morfotiplerinin uzun süre hayatta kalabilme kabiliyetleri farklıdır.
“Rdar” morfotipindeki bakterilerin “bdar” morfotipine kıyasla olumsuz çevresel
koşullarda daha uzun süre hayatta kalabildiği ve birçok kimyasal ajana karşı daha
dirençli olduğu bilinmektedir (Vestby vd. 2009). Morfotip analizine tabi tutulan farklı
serovarlara dahil Salmonella suşlarının morfotip içeriklerinin saptanması, serovarlar
arasında hücre dışı DNA’nın biyofilm üretiminde ve yapısallığındaki farklılıkların
belirlenmesinin yanı sıra çeşitli morfotip içeriklerinin de söz konusu süreçlerdeki
46
rollerinin ve hücre dışı DNA ile ilişkilerinin anlaşılması için gerekli bulgulardır. Zira
farklı biyofilm morfotiplerinin ihtiva ettiği farklı matriks bileşenlerinin özellikle olgun
biyofilmlerde hücre dışı DNA ile olan etkileşimlerinin belirlenmesi bu bağlamda kritik
bir önem arz etmektedir. Morfotip içeriklerinin dağılımı göz önünde bulundurulduğunda
20°C ve 28°C’de baskın morfotipin “rdar”, 37°C’de ise baskın morfotipin biyofilm
üreticisi olmayan suşların içerdiği bir morfotip olan “saw” morfotipi olduğu
Salmonella suşları (n=18)
görülmektedir (Şekil 4.2).
saw
pdar
bdar
rdar
20°C
0
1
4
13
28°C
0
1
6
11
37°C
15
0
3
0
Farklı inkübasyon sıcaklıklarındaki biyofilm morfotip dağılımları
Şekil 4.2 Salmonella suşlarının farklı inkübasyon sıcaklıklarındaki morfotip dağılımları
Bu noktada kültür ortamında DNaz I enziminin bulunması halinde seçilecek bazı
serovarların morfotip içeriklerindeki muhtemel farklanmaların saptanacak olması
bilinenin dışında yeni morfotip içeriklerinin tanımlanabilmesi gibi sonuçları beraberinde
getirebilir. Zira hücre dışı DNA’nın varlığına ya da yokluğuna göre Salmonella
suşlarının biyofilm üretim durumlarındaki farklılıklar, kıvrımlı fimbriya ve selüloz gibi
majör matriks komponentlerinin dışındaki diğer minör matriks bileşenlerinin
varlıklarının hücre dışı DNA ile doğrudan ya da dolaylı yollardan ilişkisi olabileceği
ihtimalini düşündürmektedir.
47
4.2 Polistiren Yüzeylerde Biyofilm Üreticisi Salmonella Suşlarının Belirlenmesi
İlerideki çalışmalarda tercih edilecek suşların seçilmesi açısından öncelikli olarak her
bir serovarı temsil eden suşların ideal birer biyofilm üreticisi olmaları elzemdir. İdeal
üretici suşların tespitinin yanı sıra bu suşların Salmonella için kritik önem arz eden
inkübasyon sıcaklıklarında (20-28 ve 37°C) biyofilm üretim kapasitelerinin araştırılması
da
hücre
dışı
DNA’nın
Salmonella
biyofilmlerinin
yapısallığındaki
ve
fonksiyonelliğindeki rollerinin değerlendirilmesi açısından gereklidir. Zira biyofilm
çalışmalarındaki inkübasyon sıcaklıkları DNaz I enziminin aktivitesiyle de doğrudan
ilintilidir. DNaz I enziminin optimum aktivite gösterdiği sıcaklık 37°C’dir. Biyofilm
örneklemelerinin yapıldığı kültür ortamlarında enzimin optimum aktivite göstermesi,
hücre dışı DNA’nın olası etkilerinin değerlendirilmesini doğrudan etkileyecek bir
faktördür. Bu bağlamda üç farklı sıcaklıkta biyofilm örneklemelerinin yapıldığı
inkübasyon koşullarında DNaz I enzimin varlığına bağlı olarak değişecek biyofilm
üretim kapasitelerinin karşılaştırılacak olması, hücre dışı DNA’nın değişen inkübasyon
sıcaklıklarına bağlı olarak farklanabilecek davranışlarının anlaşılmasına imkan
tanıyacak mahiyette olacaktır. Çalışılacak suşların seçimi için laboratuvarımızda tez
öncesi denemelerde kültür koleksiyonumuzdaki tüm Salmonella suşlarının biyofilm
üretim kapasitelerinin belirlenmesi için yapılan analizlerin sonuçları her bir farklı
serovarı temsil edecek şekilde baz alınmıştır. Sonuçlar Çizelge 4.3a-4.3s’te verilmiştir.
Sonuçlar üç farklı inkübasyon sıcaklığını ve iki farklı inkübasyon süresini (24 saat ve 48
saat) yansıtacak mahiyettedir.
48
Çizelge 4.3a S. Enteritidis’in (DMC3) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
0,118
± 0,051
0,069
Zayıf
Enteritidis
0,336
± 0,053
0,044
Güçlü
DMC3
Enteritidis
1,142
± 0,058
0,066
Güçlü
DMC3
Enteritidis
1,401
± 0,105
0,074
Güçlü
DMC3
Enteritidis
0,000
± 0.000
0,153
Üretici değil
DMC3
Enteritidis
0,025
± 0,011
0,120
Üretici değil
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
DMC3
Enteritidis
DMC3
Suş
kodu
S. Enteritidis suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir
biyofilm üretimi görülmüş olup, 28°C’ de, hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise söz konusu
inkübasyon sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3b S. Typhimurium’un (DMC4) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve
sürelerindeki biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş
kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC4
Typhimurium
0,403
± 0,047
0,069
Güçlü
DMC4
Typhimurium
1,920
± 0,299
0,044
Güçlü
DMC4
Typhimurium
0,325
± 0,036
0,066
Güçlü
DMC4
Typhimurium
0,822
± 0,071
0,074
Güçlü
DMC4
Typhimurium
0,000
± 0,000
0,153
Üretici değil
DMC4
Typhimurium
0,000
± 0,000
0,120
Üretici değil
49
20°C ve 28°C’de S. Typhimurium suşu güçlü bir biyofilm üretim davranışı gösterirken,
37°C’de biyofilm üretimi söz konusu olmamıştır.
Çizelge 4.3c S. Virchow’un (DMC5) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş
kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC5
Virchow
0,151
±0,016
0,069
Orta
DMC5
Virchow
0,265
±0,077
0,044
Güçlü
DMC5
Virchow
0,379
±0,078
0,066
Güçlü
DMC5
Virchow
0,863
±0,094
0,074
Güçlü
DMC5
Virchow
0,000
±0,000
0,000
Üretici değil
DMC5
Virchow
0,000
±0,000
0,120
Üretici değil
S. Virchow suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir
biyofilm üretimi görülmüş olup, 28°C’de, hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise söz konusu
inkübasyon sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3d S. Infantis’in (DMC12) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC12
Infantis
0,674
± 0,062
0,069
Güçlü
DMC12
Infantis
1,563
± 0,165
0,044
Güçlü
DMC12
Infantis
1,128
± 0,353
0,066
Güçlü
DMC12
Infantis
1,355
± 0,087
0,074
Güçlü
DMC12
Infantis
0,102
± 0,013
0,153
Üretici değil
DMC12
Infantis
0,147
± 0,041
0,120
Üretici değil
50
S. Infantis suşu 20°C ve 28°C’de her iki inkübasyon süresi bitiminde güçlü bir biyofilm
üretimi davranışı göstermiştir. 37°C’de biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3e S. Roughform’un (DMC13) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20 °C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC13
Roughform
0,158
± 0,030
0,069
Orta
DMC13
Roughform
0,081
± 0,019
0,044
Zayıf
DMC13
Roughform
0,834
± 0,066
0,066
Güçlü
DMC13
Roughform
1,845
± 0,077
0,074
Güçlü
DMC13
Roughform
0,004
± 0,004
0,153
Üretici değil
DMC13
Roughform
0,015
± 0,007
0,120
Üretici değil
S. Roughform’un güçlü bir biyofilm üretebilmesi için ideal inkübasyon sıcaklığının
28°C olduğu saptanmıştır.
Çizelge 4.3f S. Nchanga’nın (DMC15) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC15
Nchanga
0,323
± 0,061
0,069
Güçlü
DMC15
Nchanga
0,356
± 0,083
0,044
Güçlü
DMC15
Nchanga
0,763
± 0,077
0,066
Güçlü
DMC15
Nchanga
2,372
±0,067
0,074
Güçlü
DMC15
Nchanga
0,000
± 0,000
0,153
Üretici değil
DMC15
Nchanga
0,007
± 0,006
0,120
Üretici değil
S. Nchanga, hem 20°C ve hem de 28°C’de güçlü bir biyofilm üreticisidir.
51
Çizelge 4.3g S. Kentucky’nin (DMC34) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
DMC34
Kentucky
0,168
± 0,026
0,121
Zayıf
DMC34
Kentucky
0,824
±0,132
0,091
Güçlü
DMC34
Kentucky
0,296
±0,026
0,083
Güçlü
DMC34
Kentucky
1,832
±0,128
0,061
Güçlü
DMC34
Kentucky
0,000
±0,000
0,168
Üretici değil
DMC34
Kentucky
0,000
±0,000
0,112
Üretici değil
S. Kentucky suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir
biyofilm üretimi görülmüş olup, 28°C’de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise inkübasyon
sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3h S. Corvallis’in (DMC36) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC36
Corvallis
0,396
± 0,111
0,121
Orta
DMC36
Corvallis
1,695
± 0,136
0,091
Güçlü
DMC36
Corvallis
2,525
± 0,111
0,083
Güçlü
DMC36
Corvallis
2,965
± 0,007
0,061
Güçlü
DMC36
Corvallis
0,439
± 0,027
0,168
Zayıf
DMC36
Corvallis
0,227
± 0,039
0,112
Zayıf
S. Corvallis suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir
biyofilm üretimi görülmüş olup, 28°C’de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
52
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise inkübasyon
sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3i S. Thompson’un (DMC44) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC44
Thompson
0,233
±0,087
0,121
Zayıf
DMC44
Thompson
1,650
±0,034
0,091
Güçlü
DMC44
Thompson
0,423
±0,087
0,083
Orta
DMC44
Thompson
1,395
±0,039
0,061
Güçlü
DMC44
Thompson
0,000
± 0,000
0,168
Üretici değil
DMC44
Thompson
0,000
± 0,000
0,112
Üretici değil
S. Thompson suşunda güçlü biyofilm üretiminin ideal koşullarının 20°C ve 28°C için 48
saatlik inkübasyon süresi olduğu saptanmıştır.
Çizelge 4.3j S. Group C1’in (DMC50) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC50
Group C1
0,130
± 0,047
0,121
Zayıf
DMC50
Group C1
0,926
± 0,335
0,091
Güçlü
DMC50
Group C1
0,405
± 0,047
0,083
Güçlü
DMC50
Group C1
1,351
± 0,060
0,061
Güçlü
DMC50
Group C1
0,000
± 0,000
0,168
Üretici değil
DMC50
Group C1
0,000
± 0,000
0,112
Üretici değil
S. Group C1 suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir
biyofilm üretimi görülmüş olup, 28°C’de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
53
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise inkübasyon
sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3k S. Senftenberg’in (DMC55) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır
) değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC55
Senftenberg
0,044
± 0,010
0,121
Üretici değil
DMC55
Senftenberg
1,284
± 0,166
0,091
Güçlü
DMC55
Senftenberg
0,270
± 0,110
0,083
Orta
DMC55
Senftenberg
1,467
± 0,088
0,061
Güçlü
DMC55
Senftenberg
0,000
± 0,000
0,168
Üretici değil
DMC55
Senftenberg
0,004
± 0,013
0,112
Üretici değil
S. Senftenberg suşunda güçlü biyofilm üretiminin ideal koşullarının 20°C ve 28°C için
48 saatlik inkübasyon süresi olduğu saptanmıştır.
Çizelge 4.3l S. Agona’nın (DMC59) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC59
Agona
0,089
± 0,016
0,121
Üretici değil
DMC59
Agona
0,833
± 0,053
0,091
Güçlü
DMC59
Agona
1,565
± 0,016
0,083
Güçlü
DMC59
Agona
1,498
± 0,050
0,061
Güçlü
DMC59
Agona
0,000
± 0,000
0,168
Üretici değil
DMC59
Agona
0,005
± 0,015
0,112
Üretici değil
S. Agona suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir biyofilm
üretimi görülmüş olup, 28°C’de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
54
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise söz konusu
inkübasyon sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3m S. Telaviv’in (DMC66) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC66
Telaviv
0,062
±0,007
0,060
Zayıf
DMC66
Telaviv
0,514
±0,028
0,207
Orta
DMC66
Telaviv
1,278
±0,007
0,212
Güçlü
DMC66
Telaviv
2,627
±0,074
0,087
Güçlü
DMC66
Telaviv
0,000
± 0,000
0,163
Üretici değil
DMC66
Telaviv
0,037
±0,028
0,071
Üretici değil
S. Telaviv suşunda 37°C’de biyofilm üretimi saptanmazken, güçlü biyofilm üretimi
davranışı yalnızca 28°C’de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon sürelerinin
bitiminde saptanmıştır.
Çizelge 4.3n S. Bispebjerg’in (DMC78) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
20°C/24
saat
DMC78
Bispebjerg
0,198
± 0,017
0,060
Orta
20°C/48
saat
DMC78
Bispebjerg
0,722
± 0,098
0,207
Orta
DMC78
Bispebjerg
1,478
± 0,017
0,212
Güçlü
DMC78
Bispebjerg
1,798
± 0,093
0,087
Güçlü
37°C/24
saat
DMC78
Bispebjerg
0,000
± 0,000
0,163
Üretici değil
37°C/48
saat
DMC78
Bispebjerg
0,003
± 0,007
0,071
Üretici değil
28°C/24
saat
28°C/48
saat
55
S. Bispebjerg suşunda güçlü biyofilm üretim eğilimi yalnızca 28°C’de 24 ve 48 saatlik
inkübasyon sürelerinin her ikisinde de saptanmıştır.
Çizelge 4.3o S. Montevideo’nun (DMC88) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve
sürelerindeki biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC88
Montevideo
0,293
± 0,009
0,060
Güçlü
DMC88
Montevideo
1,080
± 0,127
0,207
Güçlü
DMC88
Montevideo
1,947
± 0,009
0,212
Güçlü
DMC88
Montevideo
2,820
± 0,005
0,087
Üretici değil
DMC88
Montevideo
0,007
± 0,000
0,163
Üretici değil
DMC88
Montevideo
0,072
± 0,084
0,071
Zayıf
S. Montevideo suşunda 28°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda biyofilm
üretiminde görülen düşüş dikkat çekicidir. Ayrıca 48 saatin sonunda 37°C’de zayıf da
olsa bir biyofilm üretimi görülmektedir.
Çizelge 4.3p S. Anatum’un (DMC90) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
DMC90
Anatum
0,262
± 0,049
0,060
Güçlü
DMC90
Anatum
1,106
± 0,086
0,207
Güçlü
DMC90
Anatum
0,860
± 0,049
0,212
Güçlü
DMC90
Anatum
2,143
± 0,129
0,087
Güçlü
DMC90
Anatum
0,017
± 0,003
0,163
Üretici değil
DMC90
Anatum
0,059
± 0,011
0,071
Üretici değil
S. Anatum, hem 20°C ve hem de 28°C’de güçlü bir biyofilm üreticisidir.
56
Çizelge 4.3r S. Salford’un (DMC93) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki
biyofilm üretim kapasiteleri
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
Suş kodu
Suş adı
Biyofilm
üretim
miktarı
DMC93
Salford
0,038
± 0,001
0,067
Üretici değil
DMC93
Salford
0,457
± 0,031
0,065
Güçlü
DMC93
Salford
0,512
± 0,001
0,061
Güçlü
DMC93
Salford
1,209
± 0,051
0,071
Güçlü
DMC93
Salford
0,040
± 0,019
0,055
Üretici değil
DMC93
Salford
0,055
± 0,097
0,102
Üretici değil
S. Salford suşunda 20°C’de 48 saatlik inkübasyon süresinin sonunda güçlü bir biyofilm
üretimi görülmüş olup, 28°C’ de hem 24 saatlik hem de 48 saatlik inkübasyon
sürelerinin sonunda güçlü biyofilm üretimi saptanmıştır. 37°C’de ise söz konusu
inkübasyon sürelerinin bitiminde biyofilm üretimi saptanmamıştır.
Çizelge 4.3s S. Typhimurium SL1344’ün (M43) farklı inkübasyon sıcaklıkları ve
sürelerindeki biyofilm üretim kapasiteleri
Suş
kodu
20°C/24
saat
20°C/48
saat
28°C/24
saat
28°C/48
saat
37°C/24
saat
37°C/48
saat
M43
M43
M43
M43
M43
M43
Suş adı
Typhimurium
SL1344
Typhimurium
SL1344
Typhimurium
SL1344
Typhimurium
SL1344
Typhimurium
SL1344
Typhimurium
SL1344
Biyofilm
üretim
miktarı
STD
“Cut
off”(sınır)
değeri
Biyofilm
üretim
kapasitesi
0,857
± 0,065
0,067
Güçlü
0,531
± 0,016
0,065
Güçlü
0,497
± 0,065
0,061
Güçlü
0,520
± 0,018
0,071
Zayıf
0,052
± 0,014
0,055
Üretici değil
0,000
± 0,000
0,102
Üretici değil
57
Referans bir Salmonella suşu olmasından ötürü çalışma kapsamına dahil edilen S.
Typhimurium SL1344 suşunda güçlü biyofilm üretim eğilimi 20°C’lik inkübasyon
sıcaklığında görülmüştür. Tüm suşların belirtilen inkübasyon sıcaklıklarında ve
sürelerindeki biyofilm üretim kapasitelerinin genel eğilimlerine baktığımızda kısa süreli
inkübasyon sürecinde ideal biyofilm üretim sıcaklığının 28°C olduğu tespit edilirken,
uzun süreli inkübasyon sürecinde (48 saat) 20°C ve 28°C inkübasyon sıcaklıklarında
tüm suşlarda, biyofilm üretim profillerinin artış eğiliminde olduğu belirlenmiştir (Şekil
SALMONELLA SUŞLARı (N=18)
4.4 ve 4.5).
Güçlü
Orta
Zayıf
Üretici olmayan
20°C
7
4
4
3
28°C
15
2
1
0
37°C
0
0
2
16
SALMONELLA SUŞLARI ARASINDAKI BİYOFİLM ÜRETİM
DAVRANIŞLARININ DAĞILIMI (24 SAATLİK İNKÜBASYON SÜRESİ)
Şekil 4.4 Salmonella suşları arasındaki biyofilm üretim davranışlarının dağılımı (24
saatlik inkübasyon süresi).
58
SALMONELLA SUŞLARI (N=18)
Güçlü
Orta
Zayıf
Üretici olmayan
20°C
15
2
1
0
28°C
15
0
1
2
37°C
0
0
2
16
SALMONELLA SUŞLARI ARASINDAKİ BİYOFİLM ÜRETİM
DAVRANIŞLARININ DAĞILIMI (48 SAATLİK İNKÜBASYON SÜRESİ)
Şekil 4.5 Salmonella suşları arasındaki biyofilm üretim davranışlarının dağılımı (48
saatlik inkübasyon süresi)
Çalışmada kullanılan ve daha önceki çalışmalarda Türkiye’de açıkta satışa sunulan
tavuk ve kırmızı et örneklerinden izole edilmiş ve serotiplendirilmiş suşların biyofilm
üretim kapasiteleri değerlendirildiğinde, literatürdeki diğer çalışmalar ile benzer
bulgulara ulaşılmıştır. Örneğin; hayvan, insan ve gıda kaynaklarından izole edilen S.
Typhimurium ve S. Enteritidis serovarlarının kullanıldığı bir çalışmada, ideal gelişim
sıcaklığının altındaki inkübasyon sıcaklıklarında (22°C ve 30°C) Salmonella
suşlarınının 37°C inkübasyon sıcaklığına kıyasla daha fazla biyofilm ürettiği
saptanmıştır (Stepanovic vd. 2003). Yine benzer şekilde balık yemi üretimi yapılan
fabrika çevrelerinden izole edilen Salmonella suşlarında (serovar Agona, Montevideo,
Senftenberg, Typhimurium) oda sıcaklığı koşullarında yüksek bir biyofilm üretim
eğilimi görüldüğü saptanmıştır (Vestby vd. 2009).
4.3 Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilm oluşumu üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi
Çalışmanın başlangıcında Salmonella suşlarının biyofilm oluşturma kabiliyetleri
üzerindeki
etkilerinin
değerlendirilmesi
59
açısından
etkin
bir
DNaz
I enzim
konsantrasyonunun
saptanması
amaçlandı.
Bu
bağlamda
en
yüksek
enzim
konsantrasyonu 100 µg/mL olacak şekilde 100-50-25-12,5-6,25-3,12-1,56-0.78 µg/mL
konsantrasyon
gradiyenti,
biyofilm
oluşumu
üzerinde
enzimin
etkinliğinin
belirlenebilmesi için değerlendirmeye tabi tutuldu. Ön deneme çalışması, iyi bir
biyofilm üreticisi olan ve tez öncesinde öne sürülen hipotezlerin sınanması için yapılan
deneme çalışmalarında kesin olarak hücre dışı DNA ürettiği saptanan tek bir suş
üzerinde yapıldı (DMC12, S. Infantis). Enzimin biyofilm oluşumu üzerindeki
etkinliklerinin saptanmasında 20-28 ve 37°C olmak üzere üç farklı inkübasyon sıcaklığı
ve 24-48 saat olmak üzere iki farklı inkübasyon süresi tercih edildi. 20°C inkübasyon
sıcaklığında gerçekleştirilen denemede enzim etkinliğinin oldukça düşük olduğu
saptandı (Şekil 4.6) (Tek yönlü varyans analizi, p=0.034). 20°C’de 48 saatlik
inkibasyon süresinin bitiminde DNaz I enzim aktivitesi itibariyle biyofilm üretim
profillerine bakıldığında, farklı konsantrasyonlarda enzim ihtiva eden kuyulardaki
biyofilm miktarları ile kontrol kuyularındaki (enzim ihtiva etmeyen) biyofilm miktarları
arasında anlamlı bir fark kalmadığı saptanmıştır.
OD595nm dalga boyundaki byofilm üretim miktarı
DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri 20ºC/24 saat
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Sütun1
kontrol
(DNazI
0,78 µg/mL 1,56 µg/mL 3,12 µg/mL 6,25 µg/mL 12,5 µg/mL 25 µg/mL
enzimi
içermeyen)
0,530
0,533
0,556
0,583
0,642
0,667
0,686
50 µg/mL
100 µg/mL
0,692
0,761
Şekil 4.6 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri (20ºC/24 saat)
60
28ºC ve 37ºC’lik inkübasyon sıcaklıklarında ise 24 ve 48 saatlik inkübasyon süreleri
sonunda enzimin daha yüksek düzeyde aktivite gösterdiği saptandı (Şekil 4.7-4.8-4.9-
OD595nm dalga boyundaki byofilm üretim miktarı
4.10).
DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri 28ºC/24 saat
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Sütun1
kontrol
(DNazI
0,78 µg/mL 1,56 µg/mL 3,12 µg/mL 6,25 µg/mL 12,5 µg/mL
enzimi
içermeyen)
0,934
0,723
0,725
0,708
0,889
0,797
25 µg/mL
50 µg/mL
100 µg/mL
0,929
1,152
1,221
OD595nm dalga boyundaki byofilm üretim miktarı
Şekil 4.7 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri (28ºC/24 saat)
DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri 28ºC/48 saat
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Sütun1
kontrol
(DNazI
0,78 µg/mL 1,56 µg/mL 3,12 µg/mL 6,25 µg/mL 12,5 µg/mL
enzimi
içermeyen)
1,839
1,862
1,889
1,926
1,966
2,018
25 µg/mL
50 µg/mL
100 µg/mL
2,252
2,394
2,486
Şekil 4.8 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri (28ºC/48 saat)
61
OD595nm dalga boyundaki byofilm üretim miktarı
DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNazI enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri 37ºC/24 saat
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Sütun1
kontrol
(DNazI
enzimi
içermeyen)
0,78
µg/mL
1,56
µg/mL
3,12
µg/mL
6,25
µg/mL
12,5
µg/mL
25 µg/mL
50 µg/mL
100 µg/mL
0,148
0,131
0,148
0,168
0,229
0,345
0,527
0,571
0,592
Şekil 4.9 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri (37ºC/24 saat)
OD595nm dalga boyundaki byofilm üretim miktarı
DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNazI enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri 37ºC/48 saat
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Sütun1
kontrol
(DNazI
enzimi
içermeyen)
0,78
µg/mL
1,56
µg/mL
3,12
µg/mL
6,25
µg/mL
12,5
µg/mL
25 µg/mL
0,169
0,133
0,110
0,115
0,127
0,224
0,360
50 µg/mL 100 µg/mL
0,408
0,456
Şekil 4.10 DMC12 S. Infantis suşunda farklı DNaz I enzim konsantrasyonlarının
biyofilm üretimi üzerindeki etkileri (37ºC/48 saat)
Bu sonuçlar dahilinde 37ºC gibi bir inkübasyon sıcaklığında biyofilm üreticisi olmayan
bir suşun artan DNaz I enzimi konsantrasyonuna bağlı olarak bu inkübasyon
sıcaklığında biyofilm üretim eğilimi göstermesi dikkate değer bir bulgudur. Bundan
sonraki aşamada diğer tüm Salmonella suşları için yapılan denemelerde 28-37ºC
62
inkübasyon sıcaklıkları ve 50 µg/mL DNaz I enzim konsantrasyonu tercih edilmiştir
(Tek yönlü varyans analizi, 24 saat ve 28°C için p=0.00; 48 saat ve 28ºC için p=0.00; 24
saat ve 37°C için; p=0.012; 48 saat ve 37°C için p=0.007). Söz konusu denemelerin
sonuçları şekil 4.11a-4.11s’te verilmiştir.
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Enteritidis, DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL) biyofilm
üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,546
0,197
28ºC/48
saat
1,907
0,647
37ºC/24
saat
0,165
0,143
37ºC/48
saat
0,124
0,082
Şekil 4.11a Salmonella Enteritidis (DMC3), DNaz I enzim uygulamasının (50 µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Typhimurium (DMC4), DNaz I enzim uygulamasının
(50 µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,525
0,312
28ºC/48
saat
0,911
0,490
37ºC/24
saat
0,045
0,024
37ºC/48
saat
0,007
0,042
Şekil 4.11b Salmonella Typhimurium (DMC4), DNaz I enzim uygulamasının (50
µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
63
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Virchow (DMC5), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24 saat
0,203
0,432
28ºC/48 saat
0,911
0,490
37ºC/24 saat
0,000
0,048
37ºC/48 saat
0,027
0,040
Şekil 4.11c Salmonella Virchow (DMC5), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Infantis (DMC12), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24 saat
1,016
1,296
28ºC/48 saat
1,303
1,500
37ºC/24 saat
0,237
0,592
37ºC/48 saat
0,155
0,389
Şekil 4.11d Salmonella Infantis (DMC12), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
64
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Roughform (DMC13), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24 saat
0,700
1,003
28ºC/48 saat
1,992
2,029
37 ºC/24 saat
0,123
0,229
37 ºC/48 saat
0,375
0,408
Şekil 4.11e Salmonella Roughform (DMC13), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Nchanga (DMC15), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,669
0,860
28ºC/48
saat
2,459
1,593
37ºC/24
saat
0,079
0,204
37ºC/48
saat
0,317
0,189
Şekil 4.11f Salmonella Nchanga (DMC15), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
65
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Kentucky (DMC34), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,272
0,403
28ºC/48
saat
1,799
0,920
37ºC/24
saat
0,007
0,010
37ºC /
48 saat
0,036
0,027
Şekil 4.11g Salmonella Kentucky (DMC34), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Corvallis (DMC36), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
2,649
1,510
28ºC/48
saat
3,036
1,141
37ºC/24
saat
0,111
0,044
37ºC/48
saat
0,522
0,098
Şekil 4.11h Salmonella Corvallis (DMC36), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
66
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Thompson (DMC44), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,479
0,430
28ºC/48
saat
1,587
0,974
37ºC/24
saat
0,205
0,207
37ºC/48
saat
0,411
0,179
Şekil 4.11i Salmonella Thompson (DMC44), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Group C1 (DMC50), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,519
0,564
28ºC/48
saat
1,281
0,886
37ºC/24
saat
0,141
0,214
37 ºC /
48 saat
0,296
0,213
Şekil 4.11j Salmonella Group C1 (DMC50), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
67
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Senftenberg (DMC55), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,198
0,130
28ºC/48
saat
1,575
0,651
37ºC/24
saat
0,003
0,053
37 ºC /
48 saat
0,000
0,050
Şekil 4.11k Salmonella Senftenberg (DMC55), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Agona (DMC59), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
1,655
0,801
28ºC/48
saat
1,537
1,355
37ºC/24
saat
0,274
0,076
37ºC/48
saat
0,554
0,178
Şekil 4.11l Salmonella Agona (DMC59), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
68
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Telaviv (DMC66), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
1,387
0,396
28ºC/48
saat
2,734
1,048
37ºC/24
saat
0,212
0,035
37 ºC /
48 saat
0,351
0,026
Şekil 4.11m Salmonella Telaviv (DMC66), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Bispebjerg (DMC78), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
1,501
1,080
28ºC/48
saat
1,964
1,869
37ºC/24
saat
0,029
0,040
37 ºC /
48 saat
0,196
0,131
Şekil 4.11n Salmonella Bispebjerg (DMC78), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
69
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Montevideo (DMC88), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
2,000
0,614
28ºC/48
saat
2,959
1,924
37ºC/24
saat
0,189
0,179
37 ºC /
48 saat
0,405
0,227
Şekil 4.11o Salmonella Montevideo (DMC88), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Anatum (DMC90), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,965
0,704
28ºC/48
saat
2,304
2,018
37ºC/24
saat
0,973
0,712
37 ºC /
48 saat
0,507
0,160
Şekil 4.11p Salmonella Montevideo (DMC90), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
70
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Salford (DMC93), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/24
saat
0,510
0,802
28ºC/48
saat
1,268
1,171
37ºC/24
saat
0,518
0,610
37ºC/48
saat
0,693
0,418
Şekil 4.11r Salmonella Salford (DMC93), DNaz I enzim uygulamasının (50µg/mL)
biyofilm üretimi üzerine etkisi
OD595nm'de biyofilm üretimi
Salmonella Typhimurium SL1344, DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
4
3,5
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
Kontrol (DNaz I içermeyen)
DNaz I (50 µg/mL)
28ºC/2
4 saat
0,500
1,290
28ºC/4
8 saat
0,584
1,043
37ºC/2
4 saat
0,016
0,098
37ºC/4
8 saat
0,022
0,037
Şekil 4.11s Salmonella Typhimurium SL1344 (M43), DNaz I enzim uygulamasının
(50µg/mL) biyofilm üretimi üzerine etkisi
Bazı kontrol grupları ile (yalnızca inokülüm ihtiva eden) test gruplarının (DNaz I enzimi
ve inokülüm içeren) biyofilm üretim miktarları arasındaki farklanmalarına bakıldığında;
özellikle biyofilm üretiminin söz konusu olmadığı 37°C’lik inkübasyon sıcaklığında
biyofilm üretimindeki bariz artış önem arzetmektedir. 37°C’de biyofilm üretim
miktarlarındaki söz konusu artışlara özellikle Infantis, Roughform, Nchanga ve Group
71
C1 serovaryetelerinde rastlanmıştır. 28°C inkübasyon sıcaklığında gerçekleştirilen
denemelerde birçok serovarda görülen eğilim biyofilm üretim miktarlarında görülen
azalmadır. Ancak Virchow, Roughform ve Kentucky gibi serovaryetelerde ilk 24 saat
içerisinde kontrol gruplarına kıyasla biyofilm üretimlerinde görülen artış dikkate değer
bir diğer bulgudur.
Çizelge 4.4 Salmonella serovaryetelerinin DNaz I enzimi varlığında (50 µg/mL) farklı
inkübasyon sıcaklıkları ve sürelerindeki biyofilm üretim profilleri.
Çizelgede verilen değerler her bir denemede kontrol ve test grupları
arasındaki biyofilm üretim miktarlarının yüzde (%) farklanmalarını
yansıtmaktadır (*Kontrol grubuna (DNaz I enzimi ihtiva etmeyen) kıyasla
test grubunun biyofilm üretimindeki artış, — test ve kontrol gruplarının
biyofilm üretimleri arasında fark yok, T test; p<0.05).
28ºC/24 saat
28ºC/48 saat
37ºC/24 saat
37ºC/24 saat
DMC3 (Enteritidis)
%63.92
% 66.07
%13.35
%33.87
DMC4 (Typhimurium)
%40.57
%46.21
—
—
DMC5 (Virchow)
*%112.8
%46.21
—
—
DMC12 (Infantis)
*27.56
*15.12
*149.79
*150.97
DMC13 (Roughform)
*43.43
*1.86
*86.18
*8.8
DMC15 (Nchanga)
*28.55
35.22
*158.23
40.38
DMC34 (Kentucky)
*48.16
48.86
—
—
DMC36 (Corvallis)
42.98
62.42
60.36
81.23
DMC44 (Thompson)
10.23
38.63
—
56.45
DMC50 (Group C1)
*%8.67
*%30.83
*%51.77
%28.04
DMC55 (Senftenberg)
*34.34
%58.66
—
—
DMC59 (Agona)
%51.60
%18.20
%19.80
%67.87
DMC66 (Telaviv)
%71.45
%61.67
%83.49
%92.60
DMC78 (Bispebjerg)
%28.05
%4.84
—
%33.16
DMC88 (Montevideo)
%69.3
%34.98
%5.29
%17.80
DMC90 (Anatum)
%27.05
%12.41
%26.82
%68.44
DMC93 (Salford)
*%57.26
%7.65
*%17.76
%39.68
*%158
*%78.60
—
—
SalmonellaTyphimurium
SL1344
Güncel araştırmalar birçok mikroorganizmanın üretebildiği polimerik bileşen olan hücre
dışı DNA’nın, matriks bileşenlerinin birbirine bağlanmalarında ve in vitro biyofilm
yapılarındaki stabilizasyonun sağlanmasında önemli fonksiyonları olduğuna işaret
72
etmektedir (Allesen-Holm vd. 2006). Gram-negatif ve Gram-pozitif birçok bakterinin
polimerik bir matriks bileşeni olarak hücre dışı DNA ürettiği bilinmektedir. Günümüze
dek bu bağlamda yürütülen birçok çalışma, hücre dışı DNA’nın biyofilm sistemlerinin
kararlılığında ve fonksiyonelliğinde müspet katkıları olduğunu vurgular niteliktedir.
Hücre dışı DNA’nın Salmonella biyofilmlerindeki rolü henüz netlik kazanmış değildir.
Bu matriks bileşeninin varlığı S. Typhimurium ve S. Typhi gibi iki önemli serovarda
saptanmıştır ancak; diğer bazı önemli serovarların biyofilmlerinde bu bileşenin varlığı
henüz saptanmamıştır. Wang vd. (2014) yaptığı çalışma Typhimurium ve Typhi gibi
serovarlarda hücre dışı DNA’nın biyofilm oluşumunun başlangıç aşaması olan ilk
tutunmayı engellediğini gösterir mahiyettedir. Söz konusu çalışmada biyofilm üretim
aşamasında tercih edilen inkübasyon sıcaklığı 30°C’dir. Bizim çalışmamızda kullanılan
S. Typhimurium suşlarının biyofilm oluşturmalarında (28°C) hücre dışı DNA’nın etkisi,
bu çalışmadaki bulgularla bazı noktalarda uyuşacak mahiyette bir eğilim göstermiştir.
Çalışmamızda kullanılan Infantis, Roughform, Nchanga, Kentucky, Group C1, ve S.
Typhimurium SL1344 suşları söz konusu olduğunda, bu suşlarda özellikle ilk 24 saat
içerisinde biyofilm üretim miktarlarındaki artış hücre dışı DNA’nın biyofilmin
başlangıç safhalarındaki ilk tutunmayı engeller nitelikte bir etkiye sahip olduğunu
kanıtlamaktadır (Çizelge 4.4). Özellikle Wang. vd. (2014) bu yöndeki çalışmasında S.
Typhimurium serovarında ilk 24 saat içerisinde bizim çalışmamızdakine benzer
eğilimde mikrobiyal adezyonda bir azalma eğilimi görülmektedir. Ancak hem
literatürdeki hem de çalışmamızda elde edilen bulgular; hücre dışı DNA’nın matriks
içerisinde bulunup bulunmamasına bağlı olarak değişen adezyon paternlerinin serovar
düzeyinden de öte suş düzeyinde dahi farklanmalara yol açtığına işaret etmektedir.
Çalışmamız dahilindeki S. Typhimurium DMC4 suşunda hücre dışı DNA’nın giderimi
neticesinde literatürdeki bulgulardan farklı olarak biyofim üretiminde önemli oranda bir
azalma olduğu saptanmıştır (Şekil 4.3a, Çizelge 4.4). Bir diğer önemli bulgu, 37°C
inkübasyon sıcaklığında Infantis ve Nchanga gibi serovarlar sırasıyla zayıf üretici ya da
üretici olmayan biyofilm üretim profilleri sergilerken, hücre dışı DNA’nın kültür
ortamından eliminasyonuna bağlı olarak biyofilm üretimlerinde artış görülmesi ve
bunun sonucunda biyofilm üretici bir profile dönüşmeleridir (T test; p<0.05). Hücre dışı
DNA, bazı serovarlarda biyofilm oluşumlarının başlagıcında önemli bir aşama olan
mikrobiyal adezyona katkı sağlamak yerine mikrobiyal adezyonu engellemektedir.
73
Diğer birçok bakteriden farklı olarak Salmonella’da hücre dışı DNA, bazı serovarlarda
mikrobiyal adezyonu engeller nitelikte bir etki gösterirken, tüm serovarların olgun
biyofilmlerinde yapısallığa net bir katkı sağladığı kesindir. Bazı serovarlarda hücre dışı
DNA’nın giderimine bağlı olarak biyofilm üretiminde görülen artış, Salmonella
biyofilm matriksinde ana bileşenler olan kıvrımlı fimbriya ve selüloz gibi bileşenlerin
dışında diğer minör matriks bileşenlerinin hücre dışı DNA ile serovar ya da suş
düzeyinde bir farklılığı yansıtacak şekilde, çeşitli etkileşim desenleri oluşturabileceği
ihtimalini akla getirmektedir. Bazı Salmonella serovarlarının biyofilmlerinde bulunan
hücre dışı DNA’nın ilk tutunma aşamasında fonksiyonel olabilecek, ana bileşenler
haricinde, matriks bileşenlerinin adhezif özelliklerini baskılayacak etkileşimlerde
bulunması yine muhtemeldir. Ancak ilgili görüşlerin kanıtı için daha ileri analizlerin
yapılması zorunludur.
Ayrıca bu denemeler sonucunda elde edilen bulgular, çalışılan 18 farklı serovarın hücre
dışı DNA ürettiğini dolaylı yoldan kanıtlar mahiyettedir. Zira biyofilm kültür
ortamlarındaki DNaz I enziminin varlığı bu serovarların biyofilm üretimlerinde artış ya
da azalış düzeyinde anlamlı farklanmaların meydana gelmesine neden olmuştur.
4.4 Hücre Dışı DNA’nın Salmonella’nın Olgun Biyofilmleri Üzerindeki Etkilerinin
Değerlendirilmesi
Bu çalışma kapsamında tüm Salmonella serovarlarının 24 saatlik biyofilmlerine 1, 2, 3,
4, 6, 8, 12 ve 24 saat sürelerince DNaz I enzim (50 µg/mL) uygulaması yapıldı.
Geliştirilen biyofilm örnekleri yukarıdaki yöntemde belirtildiği üzere hazırlandı.
Hazırlanan biyofilm örneklerine DNaz I enzimi belirtilen sürelerde ve 37°C’de
uygulandı. Enzim uygulamalarından sonra biyofilm (biyomas) miktarlarındaki değişim,
kontrol (enzim muamelesi yapılmayan) gruplarından elde edilen biyofilm (biyomas)
miktarlarıyla karşılaştırıldı (Şekil 4.12a-4.12s).
74
2
1,5
1,052
0,390
0,350
0,480
0,450
0,451
0,480
0,5
0,460
1
0,520
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC3 S. Enteritidis'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12a DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC3 S. Enteritidis’in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
2
0,170
0,233
0,231
0,244
0,251
0,321
0,5
0,346
1
0,375
1,5
0,649
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC4 S. Typhimurium'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12b DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC4 S. Typhimurium'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
75
2
1,5
0,165
0,160
0,183
0,200
0,255
0,254
0,258
0,5
0,311
1
0,410
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC5 S. Virchow'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12c DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC5 S. Virchow'un 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
1,101
1,043
0,975
1
1,225
1,153
1,185
1,5
1,339
2
1,490
2,5
2,000
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC12 S. Infantis'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12d DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC12 S. Infantis’in 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
76
1,50
0,998
2,00
1,200
0,314
0,235
0,405
0,414
0,346
0,50
0,350
1,00
0,403
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC13 S. Roughform'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,00
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12e DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC13 S. Roughform'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
2
1,5
0,476
0,461
0,359
0,320
0,348
0,362
0,372
0,5
0,405
1
0,560
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC15 S. Nchanga'nın 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12f DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC15 S. Nchanga’nın 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
77
2,00
1,50
0,152
0,175
0,177
0,196
0,192
0,283
0,272
0,50
0,290
1,00
0,401
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC34 S. Kentucky'nin 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,00
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12g DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC34 S. Kentucky’nin 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
2,5
0,85
0,81
0,84
1,01
0,94
0,97
1
1,05
1,5
1,36
2
1,82
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC36 S. Corvallis'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12h DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC36 S. Corvallis’in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
78
2,000
1,500
0,260
0,257
0,181
0,212
0,184
0,197
0,232
0,500
0,231
1,000
0,380
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC44 S. Thompson'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,000
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12i DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC44 S. Thompson'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
2
1,5
0,263
0,289
0,292
0,357
0,359
0,366
0,361
0,5
0,475
1
0,534
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC50 S. Group C1'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12j DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC50 S. Group C1’in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
79
2
1,5
0,120
0,126
0,123
0,116
0,123
0,130
0,125
0,5
0,152
1
0,220
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC55 S. Senftenberg' in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12k DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC55 S. Senftenberg’in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
2
0,70
0,72
0,70
0,68
0,68
0,96
0,91
1
1,01
1,5
1,08
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC59 S. Agona'nın 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12l DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC59 S. Agona’nın 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
80
1
1,097
1,024
0,875
1,154
1,347
1,451
1,5
1,470
1,580
2
1,530
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC66 S. Telaviv'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12m DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC66 S. Telaviv’in 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
2
0,579
0,570
0,614
0,676
0,806
0,825
0,842
1
0,871
1,5
1,010
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC78 S. Bispebjerg'in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12n DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC78 S. Bispebjerg’in 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
81
1,460
1,463
1,463
1,447
1,454
1,5
1,453
1,504
1,515
2
1,660
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC88 S. Montevideo'nun 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
1
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12o DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC88 S. Montevideo'nun 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
1,211
1,133
1,169
1,134
1,5
1,202
1,503
1,658
1,710
2
1,820
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC90 S. Anatum'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
1
0,5
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12p DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC90 S. Anatum‘un 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
82
2
0,370
0,279
0,322
0,308
0,310
0,5
0,327
0,362
1
0,383
1,5
0,670
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC93 S. Salford'un 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12r DNaz I enziminin (50 µg/mL) DMC93 S. Salford'un 24 saatlik biyofilmleri
üzerine etkileri
2
1,5
0,180
0,162
0,160
0,171
0,150
0,162
0,214
0,5
0,195
1
0,440
OD595nm'deki biyofilm miktarları
DNaz I enziminin (50 µg/mL) S. Typhimurium SL1344'ün 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
0
Kontrol 1. saat 2. saat 3. saat 4. saat 6. saat 8. saat 12. saat 24. saat
Enzim uygulama süreleri
Şekil 4.12s DNaz I enziminin (50 µg/mL) S. Typhimurium SL1344’ün 24 saatlik
biyofilmleri üzerine etkileri
83
Bu bulgulara göre DNaz I enzim uygulaması, özellikle enzim muamele süresinin
artışına bağlı olarak, hemen hemen tüm Salmonella serovaryetelerinin olgun biyofilm
miktarlarında azalmaya neden olmuştur. Ancak 24 saatlik enzim inkübasyonu süresinin
bitiminde yalnızca DNaz I enziminin etkisi ile tam bir biyomas giderimi
sağlanamamıştır.
Elde
edilen
bulgular
tüm
Salmonella
serovarlarının
olgun
biyofilmlerinde hücre dışı DNA’nın dikkate değer yapısal bir bileşen olduğuna işaret
etmektedir (Çizelge 4.5). DNaz I enziminin olgun biyofilmler üzerindeki etkinliğinin
değerlendirilmesinde bazı biyofilm karakteristiklerinin göz önünde bulundurulması
(biyofilm miktarı, yoğunluğu, kalınlığı, morfotip farklılığı), önemli bir noktadır. Olgun
biyofilm örneklerinin DNaz I enzimi ile muamele edilmesine bağlı olarak biyomasta
saptanan azalma miktarlarına bakıldığında, biyofilm örneklerinde meydana gelen
parçalanmaların morfotip içeriklerinden bağımsız olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.5).
Salmonella’da “rdar” biyofilm morfotipinin “bdar” biyofilm morfotipinden farklı olarak
daha kompozit ve rijit bir biyofilm ağını tesis ettiği bilinen bir durumdur (Römling ve
Rohde 2005). Biyofilm yapısallıklarında saptanan çözülüş, hücre dışı DNA’nın
Salmonella’nın abiyotik yüzeylere olan tutunmasındaki değişken rolünden farklı olarak
olgun biyofilm sistemlerinin sürekliliğinde ve tesisinde önemli katkıları olduğunu net
bir şekilde kanıtlamaktadır. Çalışma kapsamındaki bir diğer ilginç durum, enzim
inkübasyon süresince zamana bağlı olarak biyofilm örneklerinde meydana gelen
istikrarsız ve büyük kopmaların görülmesidir. Söz konusu durum hücre dışı DNA’nın
diğer matriks komponentlerinin birbirleri ile olan interaksiyonlarında oldukça önemli
bir ara eleman gibi rol üstlendiğine işaret etmektedir. Enzim muamelesi sonucunda
biyomas giderimindeki en yüksek düzey, matriksinde major komponent olarak yalnızca
selüloz ihtiva eden (pdar morfotipi) S. Roughform DMC13 suşunda saptanmıştır
(%74.17). Selüloz Salmonella biyofilm matriksindeki en önemli polisakkarit bileşenidir.
Selülozun biyofilm sistemindeki etkisi, hücre-hücre interaksiyonlarını tesis ederek
yapışkan ve kompozit bir matriks ağı oluşturmaktır (Römling vd. 2000, Zogaj vd. 2001,
Solano vd. 2002). Selüloz biyofilm oluşumunun erken safhalarında ilk tutunmada kritik
bir role sahip olmasının yanı sıra, biyofilmin olgunlaşmasında da elzemdir. Bitkilerle
simbiyotik ilişkide bulunan ve bitkiler için patojenik olan birçok bakterinin matriks
bileşeni olarak ürettiği selüloz, bitki yüzeyleri gibi biyotik yüzeylerdeki adezyonda son
derece kritik bir öneme sahiptir. Zira bitki yüzeyinde bulunan bakteriyal orijinli selüloz
84
yapışkan tabiatından ötürü Salmonella’nın da dahil olduğu patojenlerin bitki
yüzeylerine selüloz aracılığı ile tutunmasına, bitkilerde hastalık etmeni olmasına ve bu
bitkilerin tüketilmesine bağlı olarak enfeksiyon hastalıklarının sirayetine imkan
tanımaktadır (Rodrigues vd. 2007). Ayrıca selülozun yem fabrikası çevrelerinden izole
edilen S. Agona ve S. Typhimurium serovarları için biyofilm yapısı içerisinde major bir
bileşen olmadığı ancak; az miktarda bulunan selülozun matriksin organizasyonuna ve
yapısallığına yüksek düzeyde bir katkı sağladığı bilinmektedir (Vestby vd. 2009).
Çalışmamız kapsamında elde edilen bulgu, matriksinde major bileşen olarak yalnızca
selüloz ihtiva eden Salmonella suşlarının biyofilm sistemlerinin tesisi için selülozun
inşa ettiği ağın devamlılığında hücre dışı DNA’nın selüloz ile önemli interaksiyonlar
kurabileceği ihtimalini düşündürmektedir.
Çizelge 4.5 Olgun biyofilm örneklerinin (24 saatlik) DNaz I enzimi ile muamelesi
sonucu 24 saat sonunda kontrol grubuna nispeten (DNaz I ile muamele
edilmeyen) biyomasta meydana gelen azalma (%)
Suş kodu/Serovar
DMC3/Enteritidis
DMC4/Typhimurium
DMC5/Virchow
DMC12/Infantis
DMC13/Roughform
DMC15/Nchanga
DMC34/Kentucky
DMC36/Corvallis
DMC44/Thompson
DMC50/Group C1
DMC55/ Senftenberg
DMC59/Agona
DMC66/Telaviv
DMC78/Bispebjerg
DMC88/Montevideo
DMC90/Anatum
DMC93/Salford
SL1344/Typhimurium
Morfotip içeriği (28°C)
rdar
rdar
bdar
bdar
pdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
rdar
bdar
bdar
rdar
bdar
rdar
rdar
rdar
85
Biyomastaki azalma
yüzdeleri
%62.86
%73.85
%58.54
%45.00
%74.17
%14.29
%62.10
%53.30
%31.58
%50.75
%45.45
%35.19
%28.23
%42.25
%12.05
%33.52
%42.84
%59.09
Güncel araştırmalar birçok mikroorganizmanın ürettiği hücre dışı DNA’nın matriks
bileşenlerinin birbirine bağlanmalarında ve in vitro/in vivo biyofilm yapılarının
stabilizasyonunda önemli fonksiyonları olduğunu göstermektedir. Hücre dışı DNA’yı
uzaklaştırmak için DNaz’ların kullanılması günümüzde özellikle konakçı sistemleri
içerisindeki biyofilmler ve onların neden olduğu enfeksiyonlar ile mücadelede etkin bir
antibiyofilm stratejisi olarak düşünülmektedir (Allesen-Holm vd. 2006). DNaz’lar
özellikle kompakt biyofilm yapılarının gevşetilmesinde ve diğer biyofilmlerle mücadele
ajanlarının etkinliklerinin artırılmasında kombine ajan olarak tercih edilmektedir
(Ramsey vd. 1993). Çalışmamızda elde edilen bulgular, benzer şekilde Salmonella
biyofilmleri ile mücadelede etkin bir stratejinin geliştirilmesi için DNaz I’in tek başına
olmasa da diğer kombine ajanlarla birlikte efektif bir şekilde kullanılabileceğine işaret
etmektedir. Özellikle hücre dışı DNA’nın Salmonella’da antimikrobiyal dirençliliği
indüklediği göz önünde bulundurulursa (Johnson vd. 2013) DNaz’ların Salmonella
biyofilmleri ile mücadelede tercih edilecek olmasının isabetli olacağı ortadadır.
4.5 Farklı Orijinlerden Gelen DNA’nın (ekzojen) Salmonella’nın Biyofilm Üretimi
Sürecine Olan Etkilerinin Değerlendirilmesi
Çalışma kapsamında hücre dışı DNA’nın varlığına bağlı olarak polistiren yüzeylerde iki
farklı tutunma paterni sergileyen DMC4 (Typhimurium) ve DMC12 (Infantis) suşları
kullanıldı. Belirtilen suşların biyofilmlerinin geliştirildiği besi ortamlarına ayrı ayrı yedi
farklı yabancı orijinli DNA örnekleri dört farklı konsantrasyonda (6.25, 12.5, 25 ve 50
µg/mL) ilave edildi. Çalışmadan elde edilen bulgular Şekil 13 ve Şekil 14’te verilmiştir.
86
1
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
Kontrol
50 µg/mL
25 µg/mL
12.5 µg/mL
6.25 µg/mL
Şekil 4.13 Farklı DNA kaynaklarının S. Typhimurium’un biyofilm üretim sürecine olan
etkilerinin değerlendirilmesi
1
0,9
0,8
0,7
0,6
0,5
0,4
0,3
0,2
0,1
0
Kontrol
50 µg/mL
25 µg/mL
12.5 µg/mL
6.25 µg/mL
Şekil 4.14 Farklı DNA kaynaklarının S. Infantis’in biyofilm üretim sürecine olan
etkilerinin değerlendirilmesi
87
Bu çalışmada elde edilen bulgular hücre dışı DNA’nın biyofilm üretim sürecine olan
etkilerinin araştırılması için yürütülen çalışmadan elde edilen bulgularla paralellik
göstermektedir (Wang vd. 2014) Zira biyofilmin geliştirildiği ortamlara ilave edilen
Infantis ve Typhimurium hücre dışı DNA’ları, Typhimurium serovarının biyofilm
üretimine katkı sağlarken, Infantis’in biyofilm üretimini zayıflatmıştır. Biyofilm üretim
miktarlarındaki anlamlı düzeydeki değişimler yalnızca aynı türe dahil Infantis ve
Typhimurium serovarlarının hücre dışı DNA’larının ilavesi ile mümkün olmuştur
(Mann Whitney U Testi, p<0.05). Diğer yabancı orijinli DNA’ların ise, Salmonella’nın
biyofilm üretiminde kayda değer bir etkisinin olmadığı saptanmıştır (Şekil 13 ve Şekil
14). Infantis ve Typhimurium hücre dışı DNA’larının biyofilm üretimine bu denli bir
etki göstermesinin ardındaki nedenlerin daha ileri analizlerle kanıtlanması zorunludur.
Zira bu etki Salmonella’daki hücre dışı DNA’da matriks komponentleri ile özel
etkileşimleri tesis eden spesfik nükleik asit serileri olabileceği ihtimalini de
düşündürmektedir. Mikroorganizmaların biyofilmlerindeki hücre dışı DNA’nın orijini
üzerine iki temel görüş bulunmaktadır. Bunlardan ilki hücre dışı DNA’nın biyofilm
sistemi içerisinde lize olan hücrelerinin genomik DNA kalıntılarından oluştuğu
(Watnick ve Kolter 2002), ikincisi ise hücre lizisinden bağımsız olacak şekilde özel
membran vezikülleri ile hücre dışı DNA’nın matriks ortamına salgılandığıdır (Liao vd.
2014). Çalışmamızda elde edilen verilerin ileri analizlere tabi tutulması halinde, bu
öngörülerin hangisinin gerçek sistem olduğu kanıtlanabilecektir.
4.6 DNaz I Enziminin Salmonella Hücrelerinin Canlılığı Üzerindeki Olası
Etkilerinin Araştırılması
Bu çalışma kapsamında biyofilm örneklerinin bulunduğu kültür ortamlarından
planktonik fazdaki hücreleri ihtiva eden süspansiyon örnekleri alındı. Süspansiyon
örnekleri en yüksek konsantrasyonda DNaz I enzimi (100 µg/mL) içeren kuyulardan ve
kontrol kuyularından (enzim içermeyen) hazırlandı. Hazırlanan süspansiyonlardan bir
seri dilüsyon yapıldı ve kültürel sayım işlemi gerçekleştirildi. Elde edilen sonuçlar
doğrultusunda DNaz I enziminin üç farklı inkübasyon sıcaklığında (20-28 ve 37°C) tek
başına Salmonella hücrelerinin canlılığı üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığı saptandı
(Çizelge 4.6).
88
Çizelge 4.6 DNaz I enziminin Salmonella’nın canlılığı üzerindeki etkileri
24 saat
48 saat
DNaz I enzimi
içermeyen
DNaz I enzimi içeren
(100 µg/mL)
DNaz I enzimi
içermeyen
DNaz I enzimi
içeren (100
µg/mL)
20°C
1,6 x 109 kob/mL
1,45 x 109 kob/mL
2,2 x 109 kob/mL
2,35 x 109
kob/mL
28°C
2,7 x 109 kob/mL
2,5 x 109 kob/mL
1,9 x 109 kob/mL
1,55 x 109
kob/mL
37 ° C
1,0 x 109 kob/mL
1,85 x 109 kob/mL
3,05 x 108 kob/mL
3,0 x 108
kob/mL
4.7 Hücre Dışı DNA’ nın Elektroforetik Tekniklerle Gösterilmesi
İzole edilen genomik ve hücre dışı DNA örnekleri %1’lik agaroz jellerde 80 V
uygulanarak koşturuldu. Bant büyüklerinin hesaplanmasında 1 kb’lik markör referans
alındı. Elde edilen bant profilleri analiz edildiğinde hücre dışı DNA’nın jelde genomik
DNA bantlarının yukarısında bir bant profili verdiği görüldü. Markör referans alınarak
hücre dışı DNA örneklerinin moleküler büyüklüklerinin hesaplanması sonucunda, hücre
dışı DNA’nın ortalama tüm serovarlarda genomik DNA’nın biraz altında, 28 kb’lik bir
büyüklükte olduğu saptandı (Şekil 4.15). Ulaşılan bu veri, literatür verileriyle de
bağdaşmaktadır. Zira başta E. Coli olmak üzere Enterobacteriaceae familyasına dahil
üyelerin hücre dışı DNA’ları yaklaşık 30 kb büyüklüğündedir (Tetz ve Tetz 2009).
Şekil 4.15 Salmonella serovarlarında ortak saptanan hücre dışı DNA. (1 kuyu; Markör,
2. kuyu; genomik DNA, 3. kuyu hücre dışı DNA
89
4.8 Hücre Dışı DNA ve Genomik DNA Orijinlerinin RAPD-PZR Tekniği Esas
Alınarak Karşılaştırılması
Genomik ve hücre dışı DNA’ların RAPD profilleri Şekil 3.16a-3.16b ve 3.17a-3.17b’de
verilmiştir. Her bir serovaryetenin genomik ve hücre dışı DNA örneklerinden elde
edilen RAPD-PZR reaksiyon ürünleri karşılaştırma yapabilmek adına yan yana
yürütüldü. RAPD-PZR reaksiyonlarında P1254 ve P1283 primerleri kullanıldı. Bulgular
Şekil 4.16-4.17’de verilmiştir.
Şekil 4.16 P1254 primeri ile elde edilen RAPD-PZR profilleri (G; genomik DNA, E;
hücre dışı DNA, rakamlar da suş kodlarını yansıtmaktadır).
90
Şekil 4.17 P1283 primeri ile elde edilen RAPD-PZR profilleri (G; genomik DNA, E;
hücre dışı DNA, rakamlar da suş kodlarını yansıtmaktadır)
Typhimurium (DMC4), Infantis (DMC12) ve Telaviv (DMC66) serovarlarının dışında
diğer tüm serovarlarda her iki primer ile yürütülen RAPD-PZR reaksiyonları
neticesinde elde edilen genomik ve hücre dışı DNA’ların farklı bir profil sergilediği
saptanmıştır. Bu bulgular söz konusu suşlarda hücre dışı DNA’nın genomik DNA esaslı
olmadığına işaret etmektedir. RAPD-PZR ile elde edilen parmak izlerinin kıyaslanması
hücre dışı DNA’nın kökeninin araştırılmasında sıklıkla tercih edilen yöntemlerden bir
tanesidir (Böckelman vd. 2005, Wu ve Xi 2009). Bant profillerinde saptanan
farklanmalar genomik DNA ile hücre dışı DNA’nın farklı kaynaklardan kökenlendiğini
dolaylı yoldan kanıtlayacak niteliktedir. Ancak bu yöntem kendi içindeki bazı sınırlayıcı
faktörleri beraberinde getirmektedir. Örneğin; biyofilm matriksinden etkin bir şekilde
hücre dışı DNA izolasyonu ve olası genomik DNA bulaşısını asgari düzeye indirgemek
için enzimatik izolasyon yöntemleri gibi daha etkin yöntemler tercih edilmelidir (Wu ve
Xi 2009). Enzimatik izolasyon protokollerinin esas alınmadığı, kimyasal ve mekanik
91
süreçlerin dahil olduğu geleneksel izolasyon yöntemlerinde hücre dışı DNA’nın
genomik DNA ile kontaminasyonu ya da izolasyon süresince DNA’da meydana
gelebilecek kırılmalar son derece olasıdır. Söz konusu olasıklar, RAPD-PZR ile elde
edilecek genomik DNA ve hücre dışı DNA parmak izlerinin farklı olmasına neden
olabilecek niteliktedir. Bu nedenle çalışmamızda elde edilen bulguların kesinlik
kazanabilmesi için daha hassas izolasyon yöntemlerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
92
KAYNAKLAR
Abajy, M.Y., Kopec, J., Schiwon K., Burzynski M., Doring, M., Bohn, C. and
Grohmann, E. 2007. A type IV-secretion-like system is required for conjugative
DNA transport of broad-host-range plasmid pIP501 in gram-positive bacteria.
Journal of Bacteriology, 189, 2487-2496.
Allesen-Holm, M., Barken, K.B., Yang L., Klausen, M., Webb, J.S., Kjelleberg, S.,
Molin, S., Givskov, M., Tolker-Nielsen, T. 2006. A characterization of DNA
release in Pseudomonas aeruginosa cultures and biofilms. Mol. Microbiol, 59,
1114-1128.
Allison, D.G., Sutherland, I.W. and Neu, T.R. 1998. In Biofilm Communities: Order
from Chaos? (eds McBain, A. et al.) BioLine, 381-387.
Althouse, C., Patterson, S., Fedorka-Cray, P., and Isaacson, R.E. 2003. Type 1 fimbriae
of Salmonella enterica serovar Typhimurium bind to enterocytes and contribute to
colonization of swine in vivo. Infection and Immunity, 71(11), 6446-6452.
Anonymous. 2008. Scientific Opinion of the Panel on Biological Hazards on request
from the Health and Consumer Protection, Directory General, Europan
Commission on Microbiological Risk Assesment in feeding stuffs for food
producing animals. EFSA J., 720, 1-84.
Anonymous. 1990. The Oxoid Manual. 6th Edition. Unipath Limited, Wade Road, An
international outbreak of Salmonella infections caused by alfalfa sprouts grown
from contaminated seeds. The Journal of Infectious Diseases, 175(4), 876-882.
Anriany, Y., Sahu, S.N., Wessels, K.R., McCann, L.M., Joseph, S.W. 2006. Alteration
of the rugose phenotype in waaG and ddhC mutants of Salmonella enterica
serovar Typhimurium DT104 is associated with inverse production of curli and
cellulose. Appl. Environ. Microbiol., 72(7), 5002-5012.
Arnold, J.W., and Yates, I.E. 2009. Interventions for control of Salmonella: Clearance
of microbial growth from rubber picker fingers. Poultry Science, 88(6), 12921298.
Austin, J.W., Sanders, G., Kay, W.W., Collinson, S.K. 1998. Thin aggregative fimbriae
enhance Salmonella Enteritidis biofilm formation. FEMS Microbiol. Lett, 162(2),
295-301.
93
Barak, J.D., Gorski, L., Naraghi-Arani, P., and Charkowski, A.O. 2005. Salmonella
enterica virulence genes are required for bacterial attachment to plant tissue.
Applied and Environmental Microbiology, 71(10), 5685-5691.
Barak, J.D., Jahn, C.E., Gibson, D.L., and Charkowski, A.O. 2007. The role of cellulose
and O-antigen capsule in the colonization of plants by Salmonella enterica.
Molecular Plant–Microbe Interactions, 20(9), 1083-1091.
Barker, J., and Bloomfield, S.F. 2000. Survival of Salmonella in bathrooms and toilets
in domestic homes following salmonellosis. Journal of Applied Microbiology,
89(1), 137-144.
Barnhart M.M., Chapman M.R. 2006. Curli biogenesis and function. Annu. Rev.
Microbiol, 60, 131-147.
Beloin, C. and Ghigo, J.M. 2005. Finding gene-expression patterns in bacterial biofilms.
Trends Microbiol, 13, 16-19.
Berger C.N., Sodha S.V., Shaw R.K., Griffin P.M., Pink D., Hand P., Frankel G. 2010.
Fresh fruit and vegetables as vehicles for the transmission of human pathogens.
Environ. Microbiol, 12(9), 2385-2397.
Berger, C.N., Shaw, R.K., Brown, D.J., Mather, H., Clare, S., Dougan, G., et al. 2009.
Interaction of Salmonella enterica with basil and other salad leaves. The ISME
Journal, 3(2), 261-265.
Beuchat, L.R. 2002. Ecological factors influencing survival and growth of human
pathogens on raw fruits and vegetables. Microbes and Infection, 4(4), 413-423.
Bockelmann, U., Janke, A., Kuhn, R., Neu, T.R., Wecke, J., Lawrence, J.R., and
Szewzyk U. 2006. Bacterial extracellular DNA forming a defined network- like
structure. FEMS Microbiol. Lett, 262, 31-38.
Boddicker, J.D., Ledeboer, N.A., Jagnow, J., Jones, B.D., and Clegg, S. 2002.
Differential binding to and biofilm formation on, HEp-2 cells by Salmonella
enterica serovar Typhimurium is dependent upon allelic variation in the fimH
gene of the fim gene cluster. Molecular Microbiology, 45(5), 1255-1265.
Bokranz, W., Wang, X., Tschape, H., Römling, U. 2005. Expression of cellulose and
curli fimbriae by Escherichia coli isolated from the gastrointestinal tract. J. Med.
Microbiol, 54(12), 1171-1182.
94
Bowen, A., Fry, A., Richards, G., and Beuchat, L. 2006. Infections associated with
cantaloupe consumption: A public health concern. Epidemiology and Infection,
134(4), 675-685.
Brady, R.A., Leid, J.G., Calhoun, J.H., and Shirtliff, M.E. 2008. Osteomyelitis and the
role of biofilms in chronic infection. FEMS Immunol. Med. Microbiol, 52, 13-22.
Brandl, M.T., and Mandrell, R.E. 2002. Fitness of Salmonella enterica serovar
Thompson
in
the
cilantro
phyllosphere.
Applied
and
Environmental
Microbiology, 68(7), 3614-3621.
Brandl, M.T., 2006. Fitness of human enteric pathogens on plants and implications for
food safety. Annu. Rev. Phytopathol, 44, 367-392.
Burnett, S.L. and Beuchat, L.R. 2000. Human patogens associated with raw produce
and unpasteurized juices, and diffuculties in decontamination. J. Ind. Microbiol.
Biotech, 25, 281-287.
Campbell, J.V., Mohle-Boetani, J., Reporter, R., Abbott, S., Farrar, J., Brandl, M., et al.
2001. An outbreak of Salmonella serotype Thompson associated with fresh
cilantro. The Journal of Infectious Diseases, 183(6), 984-987.
Cegelski, L., Pinkner J.S., Hammer, N.D., Cusumano, C.K., Hung, C.S., Chorell, E.,
Aberg, V., Walker, J.N., Seed, P.C., Almqvist, F., Chapman, M.R., Hultgren, S.J.
2009. Small-molecule inhibitors target Escherichia coli amyloid biogenesis and
biofilm formation. Nat. Chem. Biol, 5, 913-919.
Collinson, S.K., Clouthier, S.C., Doran, J.L., Banser, P.A. and Kay, W.W. 1996.
Salmonella enteritidis agfBAC operon encoding thin, aggregative fimbriae.
Journal of Bacteriology, 178(3), 662-667.
Conover, M.S., Mishra, M., Deora, R. 2011. Extracellular DNA is essential for
maintaining Bordetella biofilm integrity on abiotic surfaces and in the upper
respiratory tract of mice. PLoS ONE, 6, 16861.
Cook, K.A., Dobbs, T.E., Hlady, W.G., Barret, T.J., Puhr, N.D., Lancette, G.A.,
Bodager, D.W., Toth, B.L., Genese, C.A., Highsmith, A.K., Pilot, K.E., Finelli, L.
and Swerdlow, D. 1998. Outbreak of Salmonella serotype Hartford infections
asociated with unpasteurized orange juice. Jama, 280, 1504-1509.
Costerton, J.W., Stewart, P.S., Greenberg, E.P. 1999. Bacterial biofilms: a common
cause of persistent infections. Science, 284, 1318-1322.
95
Crawford, R.W., Gibson, D.L., Kay, W.W. and Gunn, J.S. 2008. Identification of a bile
induced exopolysaccharide required for Salmonella biofilm formation on
gallstone surfaces. Infection and Immunity, 76(11), 5341-5349.
Crawford, R.W., Reeve, K.E. and Gunn, J.S. 2010. Flagellated but not hyperfimbriated
Salmonella enterica serovar Typhimurium attaches to and forms biofilms on
cholesterol-coated surfaces. Journal of Bacteriology, 192(12), 2981-2990.
Crawford, R.W., Rosales-Reyes, R., Ramirez-Aguilar Mde, L., Chapa-Azuela, O.,
Alpuche- Aranda, C. and Gunn, J.S. 2010. Gallstones play a significant role in
Salmonella spp. gallbladder colonization and carriage. Proceedings of the
National Academy of Sciences of the United States of America, 107(9), 43534358.
Crump, J.A., Griffin, P.M. and Angulo, F.J. 2002. Bacterial contamination of animal
feed and its relationship to human foodborne illness. Clin. Infect. Dis, 35, 859865.
Danese, P.N., Pratt, L.A. and Kolter, R. 2000. Exopolysaccharide production is required
for development of Escherichia coli K-12 biofilm architecture. Journal of
Bacteriology, 182(12), 3593-3596.
D'Aoust, J.Y. 1997 Salmonella species In Food Microbiology, Fundamentals and
Frontiers. (Eds M. P. Doyle, L. R. Beuchat and T. J. Montville). ASMPress, 129,
158. Washington.
Davidson, C.J., White, A.P. and Surette, M.G. 2008. Evolutionary loss of the rdar
morphotype in Salmonella as a result of high mutation rates during laboratory
passage. The ISME Journal, 2(3), 293-307.
Davies, D. 2003. Understanding biofilm resistance to antibacterial agents. Nature
Reviews. Drug Discovery, 2(2), 114-122.
De Beer, D., Stoodley, P., Roe, F. and Lewandowski, Z. 1994. Effects of biofilm
structures on oxygen distribution and mass transport. Biotechnology and
Bioengineering, 43(11), 1131-1138.
de Rezende, C.E., Anriany, Y., Carr, L.E., Joseph, S.W. and Weiner, R.M. 2005.
Capsular polysaccharide surrounds smooth and rugose types of Salmonella
enterica serovar Typhimurium DT104. Applied and Environmental Microbiology,
71(11), 7345-7351.
96
Doern, C.D., Roberts, A.L., Hong, W., Nelson, J., Lukomski, S., Swords, W.E. and
Reid, S.D. 2009. Biofilm formation by group A Streptococcus: a role for the
streptococcal regulator of virulence (Srv) and streptococcal cysteine protease
(SpeB). Microbiology, 155, 46-52.
Dong, Y., Iniguez, A.L., Ahmer, B.M. and Triplett, E.W. 2003. Kinetics and strain
specificity of rhizosphere and endophytic colonization by enteric bacteria on
seedlings of Medicago sativa and Medicago truncatula. Applied and
Environmental Microbiology, 69(3), 1783-1790.
Dongari-Bagtzoglou, A. 2008. Pathogenesis of mucosal biofilm infections: challenges
and progress. Expert Rev. Antiinfect. Ther, 6, 201-208.
Donlan, R.M. and Costerdon J.W. 2002. Biofilms: survival mechanisms of clinically
relevant microorganisms. Clin. Microbiol. Rev, 15, 167-193.
Draghi, J.A. and P.E. Turner. 2006. DNA secretion and gene-level selection in bacteria.
Microbiology, 152, 2683-2688.
Dutta, U., Garg, P.K., Kumar, R. and Tandon, R.K. 2000. Typhoid carriers among
patients with gallstones are at increased risk for carcinoma of the gallbladder. The
American Journal of Gastroenterology, 95(3), 784-787.
Finkel, S.E., Kolter, R. 2001. DNA as a nutrient: novel role for bacterial competence
gene homologs. J. Bacteriol, 183, 6288-6293.
Flemming, H.C., Neu, T.R. and Wozniak, D.J. 2007. The EPS matrix: the “house of
biofilm cells”. J. Bacteriol, 189, 7945-7947.
Flemming, H.C. and Wingender, J. 2010. The biofilm matrix. Nat. Rev. Microbiol, 8,
623-633.
Foley, S.L., Lynne, A.M., Nayak, R. 2008. Salmonella challenges: prevalence in swine
and poultry and potential pathogenicity of such isolates. J. Anim. Sci, 86, 149162.
Frølund, B., Palmgren, R., Keiding, K. and Nielsen, P.H. 1996. Extraction of
exopolymers from activated sludge using a cation exchange resin. Water
Research, 30, 1749-1758.
Furukawa, S.S., Kuchma, L. and O’Toole, G.A. 2006. Keeping their options open: acute
versus persistent infections. J. Bacteriol, 188, 1211-1217.
97
Gandhi, M., Golding, S., Yaron, S. and Matthews, K.R. 2001. Use of green fluorescent
protein expressing Salmonella Stanley to investigate survival, spatial location, and
control on alfalfa sprouts. Journal of Food Protection, 64(12), 1891-1898.
Garcia, B., Latasa, C., Solano, C., Garcia-del Portillo, F., Gamazo, C. and Lasa, I. 2004.
Role of the GGDEF protein family in Salmonella cellulose biosynthesis and
biofilm formation. Molecular Microbiology, 54(1), 264-277.
Gerstel, U., Römling, U. 2003. The csgD promoter, a control unit for biofilm formation
in Salmonella Typhimurium. Res. Microbiol, 154(10), 659-667.
Giaouris, E.D. and Nychas, G.J. 2006. The adherence of Salmonella Enteritidis PT4 to
stainless steel: The importance of the air–liquid interface and nutrient availability.
Food Microbiology, 23(8), 747-752.
Gibson, D.L., White, A.P., Snyder, S.D., Martin, S., Heiss, C., Azadi, P., Surette, M.,
Kay, W.W. 2006. Salmonella produces an O-antigen capsule regulated by AgfD
and important for environmental persistence. J. Bacteriol, 188(22), 7722-7730.
Grantcharova, N., Peters, V., Monteiro, C., Zakikhany, K. and Römling, U. 2010.
Bistable expression of CsgD in biofilm development of Salmonella enterica
serovar Typhimurium. Journal of Bacteriology, 192(2), 456-466.
Halkman, K.A., Doğan, B.H., Rahati Noveir, M. 1994. Gıda maddelerinde Salmonella
ile E.coli arama ve sayılma yöntemlerinin karşılaştırılması, Gıda Tek. Der, 21, 93.
Hall-Stoodley, L. and Stoodley, P. 2009. Evolving concepts in biofilm infections.
Cellular Microbiology, 11(7), 1034-1043.
Hall-Stoodley, L., Hu, F.Z., Gieseke, A., Nistico, L., Nguyen, D., Hayes, J., et al. 2006.
Direct detection of bacterial biofilms on the middle-ear mucosa of children with
chronic otitis media. Jama, 296(2), 202-211.
Hamilton, H.L., N.M. Dominguez, K.J. Schwartz, K.T. Hackett, and J.P. Dillard. 2005.
Neisseria gonorrhoeae secretes chromosomal DNA via a novel type IV secretion
system. Mol. Microbiol, 55, 1704-1721.
Hammar, M., Bian, Z. and Normark, S. 1996. Nucleator-dependent intercellular
assembly of adhesive curli organelles in Escherichia coli. Proceedings of the
National Academy of Sciences of the United States of America, 93(13), 65626566.
98
Hammer, B.K. and Bassler, B.L. 2003. Quorum sensing controls biofilm formation in
Vibrio cholerae. Mol. Microbiol, 50, 101-114.
Harmsenn, M., Lappann, M., Knochel, S. and Molin, S. 2010. Role of Extracellular
DNA during Biofilm Formation by Listeria monocytogenes. Appl. Environ.
Microbiol, 76(7), 2271-2279.
Hermans, K., Nguyen, T.L., Roberfroid, S., Schoofs, G., Verhoeven, T., De Coster, D.,
Vanderleyden, J., De Keersmaecker, S.C. 2011. Gene expression analysis of
monospecies Salmonella Typhimurium biofilms using differential fluorescence
induction. J. Microbiol. Methods, 84(3), 467-478.
Heydorn, A., Ersboll, B.K., Hentzer, M., Parsek, M.R., Givskov, M., Molin, S. 2000.
Experimental reproducibility Antibiotic resistance in biofilms 111 in flowchamber biofilms. Microbiology, 146, 2409-2415.
Hoiby, N., Bjarnsholt, T., Givskov, M., Molin, S., and Ciofu, O. 2010. Antibiotic
resistance of bacterial biofilms. International Journal of Antimicrobial Agents,
35(4), 322-332.
Hood, S.K. and Zottola, E.A. 1997. Adherence to stainless stain by foodborne
microorganisms during growth in modl food systems. Int. J. Food Microbiol, 37,
145-153.
Hurrell, E., Kucerova, E., Loughlin, M., Caubilla-Barron, J. and Forsythe, S. J. 2009.
Biofilm formation on enteral feeding tubes by Cronobacter sakazakii, Salmonella
serovars
and
other
Enterobacteriaceae.
International
Journal
of
Food
Microbiology, 136(2), 227-231.
Iniguez, A.L., Dong, Y., Carter, H.D., Ahmer, B.M., Stone, J.M. and Triplett, E.W.
2005. Regulation of enteric endophytic bacterial colonization by plant defenses.
Molecular Plant–Microbe Interactions, 18(2), 169-178.
Jensen, P.O., Givskov, M., Bjarnsholt, T. and Moser, C. 2010. The immune system vs.
Pseudomonas
aeruginosa
biofilms.
FEMS
Immunology
and
Medical
Microbiology, 59(3), 292-305.
Johnson, R.P., Wilson, J.B., Michel, P., Rahn, K., Renwick, S. A., Gyles, C. L. and
Spika, J.S. 1999. Human infection with verocytotoxigenic Escherichia coli
associated with exposure to farms and rural environments. In Escherichia coli
99
O157:H7 in farm animals. Edited by Stewart, C.S. and Flint, H.J. CABI
Publishing, 147, 168. New York.
Joseph, B., Otta, S.K., Karunasagar, I. and Karunasagar, I. 2001. Biofilm formation by
Salmonella spp. on food contact surfaces and their sensitivity to sanitizers.
International Journal of Food Microbiology, 64(3), 367-372.
Jurcisek, J.A. and Bakaletz, L.O. 2007. Biofilms formed by nontypeable Haemophilus
influenzae in vivo contain both double-stranded DNA and type IV pilin protein. J.
Bacteriol, 189, 3868-3875.
Karatan, E. and Watnik, P. 2009.Signals, regulatory networks, and materials that build
and break bacterial biofilms. Microbiol. Mol. Biol. Rev, 73, 310-347.
Kaufman, M.E. 1998. Pulsed-field gel electrophoresis, Moleculer Bacteriology, 33, 50.
Totowa
Kirov, S.M., Webb, J.S. and O’May, C.Y. 2007. Biofilm differentiation and dispersal in
mucoid Pseudomonas aeruginosa isolates from patients with cystic fibrosis.
Microbiology 153, 3264-3274.
Klausen, M., Gjermansen, M., Kreft, J.U. and Tolker-Nielsen, T. 2006. Dynamics of
development and dispersal in sessile microbial communities: examples from
Pseudomonas aeruginosa and Pseudomonas putida model biofilms. FEMS
Microbiol. Lett, 261, 1-11.
Klerks, M.M., Franz, E., van Gent-Pelzer, M., Zijlstra, C. and van Bruggen, A.H. 2007.
Differential interaction of Salmonella enterica serovars with lettuce cultivars and
plant–microbe factors influencing the colonization efficiency. The ISME Journal,
1(7), 620-631.
Kutter, S., Hartmann, A. and Schmid, M. 2006. Colonization of barley (Hordeum
vulgare) with Salmonella enterica and Listeria spp. FEMS Microbiology
Ecology, 56(2), 262−271.
Lai, C.W., Chan, R.C., Cheng, A.F., Sung, J.Y. and Leung, J.W. 1992. Common bile
duct stones: A cause of chronic salmonellosis. The American Journal of
Gastroenterology, 87(9), 1198-1199.
Lang, M.M., Harris, L.J. and Beuchat, L.R. 2004. Survival and recovery of Escherichia
coli O157:H7, Salmonella, and Listeria monocytogenes on lettuce and parsley as
100
affected by method of inoculation, time between inoculation and analysis, and
treatment with chlorinated water. Journal of Food Protection, 67(6), 1092-1103.
Lapidot, A. and Yaron, S. 2009. Transfer of Salmonella enterica serovar Typhimurium
from contaminated irrigation water to parsley is dependent on curli and cellulose,
the biofilm matrix components. Journal of Food Protection, 72(3), 618-623.
Latasa, C., Roux, A., Toledo-Arana, A., Ghigo, J.M., Gamazo, C., Penades, J.R., et al.
2005. BapA, a large secreted protein required for biofilm formation and host
colonization of Salmonella enterica serovar Enteritidis. Molecular Microbiology,
58(5), 1322-1339.
Ledeboer, N.A. and Jones, B.D. 2005. Exopolysaccharide sugars contribute to biofilm
formation by Salmonella enterica serovar Typhimurium on HEp-2 cells and
chicken intestinal epithelium. J. Bacteriol, 187(9), 3214-3226.
Ledeboer, N.A., Frye, J.G., McClelland M., Jones, B.D. 2006. Salmonella enterica
serovar Typhimurium requires the Lpf, Pef, and Tafi fimbriae for biofilm
formation on HEp-2 tissue culture cells and chicken intestinal epithelium. Infect
Immun 74(6), 3156-3169.
Levine, M.M., Black, R.E. and Lanata, C. 1982. Precise estimation of the numbers of
chronic carriers of Salmonella Typhi in Santiago, Chile, an endemic area. The
Journal of Infectious Diseases, 146(6), 724-726.
Lin, A.W., Usera, M.A., Barrett, T.J. and Goldsby, R.A. 1996. Application of random
amplified polymorphic DNA analysis to differentiate strains of Salmonella
Enteritidis. J. Clinical Microbiol, 34(4), 870-876.
Mahon, B.E., Ponka, A., Hall, W.N., Komatsu, K., Dietrich, S.E., Siitonen, A., et al.
1997. An International Outbreak of Salmonella Infections Caused by Alfalfa
Sprouts Grown from Contaminated Seeds. J. Infect. Dis, 175 (4), 876-882.
doi: 10.1086/513985.
Martino, P.D., Fursy, R., Bret, L., Sundararaju, B., and Phillips, R.S. 2003. Indole can
act as an extracellular signal to regulate biofilm formation of Escherichia coli and
other indole-producing bacteria. Can. J. Microbiol, 49, 443-449.
Matthysse, A.G., Holmes, K.V. and Gurlitz, R.H. 1981. Elaboration of cellulose fibrils
by Agrobacterium tumefaciens during attachment to carrot cells. J. Bacteriol, 145,
583-595.
101
McClelland, M., Sanderson, K.E., Spieth, J., Clifton, S.W., Latreille, P., Courtney, L., et
al. 2001. Complete genome sequence of Salmonella enterica serovar
Typhimurium LT2. Nature, 413(6858), 852-856.
Mireles, J.R., Toguchi, A. and Harshey, R.M. 2001. Salmonella enterica serovar
Typhimurium swarming mutants with altered biofilm-forming abilities: Surfactin
inhibits biofilm formation. Journal of Bacteriology, 183(20), 5848-5854.
Molin, S., and Tolker-Nielsen, T. 2003.Gene transfer occurs with enhanced efficiency
in biofilms and induces enhanced stabilisation of the biofilm structure. Curr. Opin.
Biotechnol, 14, 255-261.
Momba, M.N.B. and Kaleni, P. 2002. Regrowth of survival indicator microorganisms
on the surface of household container used for storage of drinking water in rural
communities of South Africa. Water Res, 36, 3023-3028.
Møretrø, T., Midtgaard, E.S., Nesse, L.L. and Langsrud, S. 2003. Susceptibliy of
Salmonella isolated from fish feed factories to disinfectans and air-drying at
surfaces. Vet. Microbiol, 94, 207-217.
Møretrø, T., Vestby, L.K., Nesse, L.L., Hannevik, S., Kotlarz, K, and Langsrud, S.
2009. Evaluation of efficiency of disinfectans aganist Salmonella from the feed
industry. J. Appl. Microbiol, 106, 1005-1012.
Morgan, E., Campbell, J.D., Rowe, S.C., Bispham, J., Stevens, M.P., Bowen, A.J., et al.
2004. Identification of host-specific colonization factors of Salmonella enterica
serovar Typhimurium. Molecular Microbiology, 54(4), 994-1010.
Mulcahy, H, Charron-Mazenod, L., Lewenza, S. 2010. Pseudomonas aeruginosa
produces an extracellular deoxyribonuclease that is required for utilization of
DNA as a nutrient source. Environ. Microbiol, 12, 1621–1629.
Mulcahy, H., Charron-Mazenod, L., Lewenza, S. 2008. Extracellular DNA chelates
cations and induces antibiotic resistance in Pseudomonas aeruginosa biofilms.
PLoS Pathogs, 4: e1000213. doi:10.1371/journal.ppat.1000213.
Olishevsky, S., Kozak V., Yanish Y., Potebnya G., Lisovenko G., Olexienko I., Mazur,
O., Rybalko, S. and Shlyakhovenko, V. 2004. Characteristics of extracellular
DNA containing unmethylated CpG motifs isolated from Bacillus subtilis culture
medium filtrate. Exp. Oncol, 26, 265-270.
102
Olsen, A., Jonsson, A., Normark, S. 1989. Fibronectin binding mediated by a novel
class of surface organelles on Escherichia coli. Nature, 338, 652-655.
Olsen, A., Arnqvist, A., Hammar, M., Sukupolvi, S., Normark, S. 1993. The RpoS
sigma factor relieves H-NS mediated transcriptional repression of csgA, the
subunit gene of fibronectin-binding curli in Escherichia coli. Mol. Microbiol, 7,
523-536.
Patton, T.G., Rice, K.C., Foster, M.K. and Bayles, K.W. 2005. The Staphylococcus
aureus cidC gene encodes a pyruvate oxidase that affects acetate metabolism and
cell death in stationary phase. Mol. Microbiol, 56, 1664-1674.
Peterson, B.W., van der Mei, H.C., Sjollema, J., Busscher, H.J., Sharma, P.K. 2013. A
distinguishable role of eDNA in the viscoelastic relaxation of biofilms. mBio,
4(5);e00497 13.doi:10.1128/mBio.00497-13.
Popoff, M.Y. and Le Minor, L.E. 2005. Genus XXXIII Salmonella. Bergey’s manual of
systematic bacteriology, 2, 764-787.
Prouty, A.M. and Gunn J.S. 2003. Comparative analysis of Salmonella enterica serovar
Typhimurium biofilm formation on gallstones and on glass. Infect. Immun,
71(12), 7154-7158.
Prouty, A.M., Schwesinger, W.H., and Gunn, J.S. 2002. Biofilm formation and
interaction with the surfaces of gallstones by Salmonella spp. Infection and
Immunity, 70(5), 2640-2649.
Ramesh, N., Joseph, S.W., Carr, L.E., Douglass, L.W. and Wheaton, F.W. 2002.
Evaluation of chemical disinfectants for the elimination of Salmonella biofilms
from poultry transport containers. Poultry Science, 81(6), 904-910.
Renelli, M., Matias, V., Lo, R.Y. and Beveridge, T.J. 2004. DNA-containing membrane
vesicles of Pseudomonas aeruginosa PAO1 and their genetic transformation
potential. Microbiology, 150, 2161-2169.
Rice, K.C., Nelson, J.B., Patton, T.G., Yang S.J. and Bayles, K.W. 2005. Acetic acid
induces expression of the Staphylococcus aureus cidABC and lrgAB murein
hydrolase regulator operons. J. Bacteriol, 187, 813-821.
Ricke, S.C. 2003. The gastrointestinal tract ecology of Salmonella Enteritidis
colonization in molting hens. Poultry Science, 82(6), 1003-1007.
103
Robbe-Saule, V., Jaumouille, V., Prevost, M.C., Guadagnini, S., Talhouarne, C.,
Mathout, H., et al. 2006. Crl activates transcription initiation of RpoS-regulated
genes involved in the multicellular behavior of Salmonella enterica serovar
Typhimurium. Journal of Bacteriology, 188(11), 3983-3994.
Rodriguez-Navarro, D.N., Dardanelli, M.S. and Ruiz-Sainz, J.E. 2007. Attachment of
bacteria to the roots of higher plants. FEMS Microbiology Letters, 272(2), 127136.
Ronner, A.B. and Wong, A.C.L. 1993. Biyofilm devolepment and sanitizer inactivation
of Listeria monosytogenes and Salmonella Typhimurium on stainless-steel and
Buna-N Rubber J. Food Prot, 56, 750-758.
Römling, U., Rohde, M., Olsen, A., Normark, S., Reinkoster J. 2000. AgfD, the
checkpoint
of
multicellular
and
aggregative
behaviour
in
Salmonella
Typhimurium regulates at least two independent pathways. Mol. Microbiol, 36(1),
10-23.
Römling, U., Sierralta, W.D, Eriksson, K., Normark, S. 1998. Multicellular and
aggregative behaviour of Salmonella Typhimurium strains is controlled by
mutations in the agfD promoter. Mol. Microbiol, 28(2), 249-264.
Römling, U. 2005. Characterization of the rdar morphotype, a multicellular behaviour in
Enterobacteriaceae. Cell Mol. Life. Sci, 62(11), 1234-1246.
Römling, U., Bokranz, W., Rabsch, W., Zogaj, X., Nimtz, M. and Tschape, H. 2003.
Occurrence and regulation of the multicellular morphotype in Salmonella serovars
important in human disease. International Journal of Medical Microbiology,
293(4), 273-285.
Römling, U. and Rohde, M. 1999. Flagella modulate the multicellular behavior of
Salmonella Typhimurium on the community level. FEMS Microbiol. Lett, 180,
91-102.
Schembri, M.A., Kjaergaard, K. and Klemm, P. 2003. Global gene expression in
Escherichia coli biofilms. Mol. Microbiol, 48, 253-267.
Schmeisser, C., Stockigt, C., Raasch, C., Wingender, J., Timmis, K.N., Wenderoth, D.
F., Flemming, H.C., Liesegang, H., Schmitz, R.A., Jaeger, K.E. and Streit, R.
2003. Metagenome survey of biofilms in drinking-water networks. American Soc.
for Microbiol, 69, 7298-7309.
104
Schooling, S.R. and Beveridge, T.J. 2006. Membrane vesicles: an overlooked
component of the matrices of biofilms. J. Bacteriol, 188, 5945-5957.
Shirtliff, M.E., Mader, J.T. and Camper, A.K. 2002. Molecular interactions in biofilms
Chem. Biol, 9, 859-871.
Simm, R., Morr, M., Kader, A., Nimtz, M. and Römling, U. 2004. GGDEF and EAL
domains inversely regulate cyclic di-GMP levels and transition from sessility to
motility. Molecular Microbiology, 53(4), 1123-1134.
Snyder, D.S., Gibson, D., Heiss, C., Kay, W. and Azadi, P. 2006. Structure of a capsular
polysaccharide isolated from Salmonella Enteritidis. Carbohydrate Research,
341(14), 2388-2397.
Solano, C., Garcia, B., Valle, J., Berasain, C., Ghigo, J.M., Gamazo, C., Lasa, I. 2002.
Genetic analysis of Salmonella Enteritidis biofilm formation: critical role of
cellulose. Mol. Microbiol, 43(3), 793-808.
Solomon, E.B., Niemira, B.A., Sapers, G.M., Annous, B.A. 2005. Biofilm formation,
cellulose production, and curli biosynthesis by Salmonella originating from
produce, animal, and clinical sources. J. Food Protect, 68, 906-912.
Spoering, A.L., Gilmore, M.S. 2006. Quorum sensing and DNA release in bacterial
biofilms. Curr. Opin. Microbiol, 9, 133-137.
Steenackers, H., Hermans, K., Vanderleyden, J., de Keersmaecker, S.C.J. 2012.
Salmonella biofilms: An overview on occurrence, structure, regulation and
eradication. Food Res. Int., 45(2), 502-531.
Steinberger, R.E., Allen, A.R., Hansma, H.G., and Holden, P.A. 2002. Elongation
correlates with nutrient deprivation in Pseudomonas aeruginosa unsaturated
biofilms. Microbiol. Ecol, 43, 416-423.
Steinberger, R.E. and Holden, P.A. 2005. Extracellular DNA in single and multiplespecies unsaturated biofilms. Appl. Environ. Microbiol, 71, 5404-5410.
Steinmoen, H., Knutsen, E. and Havarstein L.S. 2002. Induction of natural competence
in Streptococcus pneumoniae triggers lysis and DNA release from a subfraction of
the cell population. Proc. Natl. Acad. Sci. USA, 99, 7681-7686.
Stepanovic, S., Vukovic, D., Dakic I., Savic, B. and Svabic-Vlahovic, M. 2000. A
modified microtiter-plate test for quantification of staphylococcal biofilm
formation. J. Microbiol. Methods, 40, 175-179.
105
Stepanovic, S., Cirkovic, I., Ranin, L. and Svabic-Vlahovic, M. 2004. Biofilm
formation by Salmonella spp. and Listeria monocytogenes on plastic surface.
Letters in Applied Microbiology, 38(5), 428-432.
Stoodley, P., Sauer, K., Davies, D.G., Costerton, J.W. 2002. Biofilms as complex
differentiated communities. Annu. Rev. Microbiol, 56, 187-209.
Sukupolvi, S., Lorenz, R.G., Gordon, J.I., Bian, Z., Pfeifer, J.D., Normark, S.J., et al.
1997. Expression of thin aggregative fimbriae promotes interaction of Salmonella
Typhimurium SR-11 with mouse small intestinal epithelial cells. Infection and
Immunity, 65(12), 5320-5325.
Sutherland, I.W. 2001.The biofilm matrix an immobilized but dynamic microbial
environment. Trends Microbiol, 9, 222-227.
Taormina, P.J., Beuchat, L.R. and Slutsker, L. 1999. Infections associated with eating
seed sprouts: An international concern. Emerging Infectious Diseases, 5(5), 626634.
Teplitski, M., Al-Agely, A. and Ahmer, B.M. 2006. Contribution of the SirA regulon to
biofilm formation in Salmonella enterica serovar Typhimurium. Microbiology,
152(11), 3411-3424.
Teplitski, M., Barak, J.D. and Schneider, K.R. 2009. Human enteric pathogens in
produce: Un-answered ecological questions with direct implications for food
safety. Current Opinion in Biotechnology, 20(2),166-171.
Tetz, V.V. and Tetz, G.V. 2010. Effect of Extracellular DNA Destruction by DNase I
on Characteristics of Forming Biofilms. DNA and Cell Biology. 29(8), 399-405
doi:10.1089=dna.2009.1011.
Tetz, G.V., Artemenko, N.K. and Tetz, V.V. 2009. Effect of DNase and antibiotics on
biofilm characteristics. Antimicrob. Agents Chemother, 53, 1204-1209.
Thomas, M.S., John, G. and Nakaishi, L.A. 2006. Managing the complexity of a
dynamic biofilm. Am. Dent. Assoc, 137, 10-15.
Threlfall, E.J. 2005. Topley and Wilson’s Microbiology and Microbial Infections.
Bacteriology, 1398-1434.
Tischler, A.D. and Camilli, A. 2004. Cyclic diguanylate (c-di-GMP) regulates Vibrio
cholerae biofilm formation. Mol. Microbiol, 53, 857-869.
106
Tsolis, R.M., Young, G.M., Solnick, J.V. and Baumler, A.J. 2008. From bench to
bedside: Stealth of enteroinvasive pathogens. Nature Reviews. Microbiology,
6(12), 883-892.
Van Beneden, C.A., Keene, W.E., Strang, R.A., Werker, D.H., King, A.S., Mahon, B.,
et al. 1999. Multinational outbreak of Salmonella enterica serotype Newport
infections due to contaminated alfalfa sprouts. Jama, 281(2), 158-162.
Veldman, A., Vahl, H.A., Borggreve, G.J. and Fuller, D.C. 1995. A survey of the
incidence of Salmonella species and Enterobacteriaceae in poultry feeds and feed
components. Vet. Rec, 136, 169-172.
Vestby, L.K., Møretrø, T., Langsrud, S., Heir, E., Nesse, L.L. 2009. Biofilm forming
abilities of Salmonella are correlated with persistence in fish meal and feed
factories. BMC Vet. Res, 5, 20.
Wain, J., House, D., Zafar, A., Baker, S., Nair, S., et al. 2005. Vi antigen expression in
Salmonella enterica serovar Typhi clinical isolates from Pakistan. J. Clin.
Microbiol, 43, 1158-1165.
Wang, H., Huang, Y., Wu, S., Li, Y., Ye, Y., et al. 2014. Extracellular DNA inhibits
Salmonella enterica Serovar Typhimurium and S. enterica Serovar Typhi biofilm
development on abiotic surfaces. Curr. Microbiol, 68, 262-268.
Watanabe, M., Suzuki, Y., Sasaki, K., Nakashimada, Y., Nishio, N. 1999. Flocculating
property of extracellular polymeric substance derived from a marine
photosynthetic bacterium, Rhodovulum sp. J. Biosci. Bioeng, 87, 625-629.
Watnick, P. and Kolter, R. 2002. Biofilm, city of microbes. J. Bacteriol, 182, 26752679.
Webb, J.S., Thompson, L.S., James, S., Charlton, T., Tolker-Nielsen, T., et al. 2003.
Cell death in Pseudomonas aeruginosa biofilm development. J. Bacteriol, 185,
4585-4592.
Whitchurch, C.B., Tolker-Nielsen, T., Ragas. P.C. and Mattick, J.S. 2002. Extracellular
DNA required for bacterial biofilm formation. Science, 295, 1487.
White, A.P. and Surette, M.G. 2006. Comparative genetics of the rdar morphotype in
Salmonella. Journal of Bacteriology, 188(24), 8395-8406.
White, A.P., Gibson, D.L., Collinson, S.K., Banser, P.A. and Kay, W.W. 2003.
Extracellular polysaccharides associated with thin aggregative fimbriae of
107
Salmonella enterica serovar Enteritidis. Journal of Bacteriology, 185(18), 53985407.
Wilson, K. 2001. Preparation of genomic DNA from bacteria. Curr. Protoc. Mol. Biol.
Chapter 2:Unit 2-4.
Wolfe, A.J., Chang, D.E., Walker, J.D. and 7 other authors. 2003. Evidence that acetyl
phosphate functions as a global signal during biofilm development. Mol.
Microbiol, 48, 977-988.
Wu, J. and Xi, C. 2009. Evaluation of Different Methods for Extracting Extracellular
DNA from the Biofilm Matrix. Applied And Environmental Microbiology,
75(16), 5390-5395.
Xavier, J.B. and Foster, K.R. 2007.Cooperation and conflict in microbial biofilms. Proc.
Natl Acad. Sci. USA 104, 876–881.
Yang, L. et al. 2007. Effects of iron on DNA release and biofilm development by
Pseudomonas aeruginosa. Microbiology, 153, 1318-1328.
Yang, S.J., Rice, K.C.,. Brown, R.J., Patton, T.G., Liou, L.E., Park, Y.H. and Bayles,
K.W. 2005. A LysR-type regulator, CidR, is required for induction of the
Staphylococcus aureus cidABC operon. J. Bacteriol, 187, 5893-5900.
Zakikhany, K., Harrington, C.R., Nimtz, M., Hinton, J.C. and Römling, U. 2010.
Unphosphorylated CsgD controls biofilm formation in Salmonella enterica
serovar Typhimurium. Molecular Microbiology, 77(3), 771-786.
Zhang, X.L. and Yip, C.M. 2000. Salmonella enterica serovar Typhi uses type IV B pili
to enter human intestinal ephitelial cells. Infections and Immunity, 68, 3067-3073.
Zogaj, X., Nimtz, M., Rohde, M., Bokranz, W. and Römling, U. 2001. The multicellular
morphotypes of Salmonella Typhimurium and Escherichia coli produce cellulose
as the second component of the extracellular matrix. Molecular Microbiology,
39(6), 1452-1463.
108
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı
: Caner ÖZDEMİR
Doğum Yeri
: ANKARA
Doğum Tarihi : 17.02.1984
Medeni Hali
: Bekar
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise : Dikmen Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi (2002)
Lisans : Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji (2009)
Yüksek Lisans :Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitisü, Biyoloji Ana Bilim Dalı
(02/2013-)
Uluslararası Kongre Sunum
The Role of Extracellular DNA in Salmonella Biofilms: is It in Intimate Relationship
with Matrix or Initial Adhesion? ECCMID (European Congress of Clinical
Microbiology and Infectious Diseases), Copenhagen, Denmark. (28 April 2015).
109
Download