262 Kitap / Tez / Toplant TÜRK YE’N N FELSEFEYLE MT HANI -21. Dünya Felsefe Kongresi’ne Bir Son BakBM- Mehmet HARMANCI GR 21. Dünya Felsefe Kongresi, 10-17 A8ustos 2003 tarihlerinde, stanbul Lütfi K rdar Uluslararas Kongre ve Sergi Saray nda yap ld . Kongrenin ana baIl 8 “Dünya Sorunlar KarI s nda Felsefe” idi. Kongreye kat lan kat l mc lar n say s n tam olarak tespit etmek mümkün olmad . Çünkü bas nda farkl , kongre organizasyonu yetkililerinin demeçlerinde farkl , muhtelif neIriyatta farkl rakamlar dillendirilmiIti. Ancak sonunda 1600’den az 2000’den çok olmayan bir tebli8ci/kat l mc /konuImac söz konusuydu. 1900 y l nda ilki, Paris’te yap lm I olan Felsefe Kongresinin tam bir as r sonra, yani yeni bir ça8 n baI nda ça8 dönümünün ilk toplant s stanbul’da yap lm It , böylece, 21. Kongreyle. Sekseni aIk n ülkeden kat l m n oldu8u kongrede sabah dokuzda baIlay p akIam sekize kadar süren oturumlar, 13 salona, Iu ana baIl klarla da8 t lm It : • Felsefenin Rolü: Ayd nlanma, Postmodern DüIünce ve Di8er Perspektifler • GloballeIme ve Kültürel Kimlik • nsan Haklar , Devlet ve Uluslararas Düzen • Bilim ve Teknolojideki Yeni GeliImelerde KarI laI lan Etik ve Felsefi Sorunlar Bu ana oturumlar n d I nda pek çok ara oturum ve konferansta felsefenin problemleri üzerinde duruldu, filozoflardan konuIuldu. BASIN VE FELSEFE Bu kongreye gösterilen ilgi, özellikle de bas n n/medyan n gösterdi8i ilgi, pek çoklar n IaIk nl 8a sürükleyecek denli oldu. Çünkü kongre üzerine yaz p çizip konuIanlar n ço8undan, hatta kongre yönetiminden bu yönde de8erlendirmeler duyduk, okuduk. Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi mharmanci@selcuk.edu.tr Kitap / Tez / Toplant 263 lginin, nicel yan ne denli hayretâmiz olsa ve beklenmedik Iekilde zuhur etse de niteli8i, hep tart Imaya yol açm It . Bas n mensuplar n n; do8al olarak pek de/hiç de uzman olmad klar , hatta mesleki anlamda neredeyse hiç karI laImad klar bir konuda, felsefe ile ilgili, haber üretmeleri gerekince, buna bir de kongrenin resmi dilleri aras nda Türkçe’nin olmay I eklenince ve simültane tercüme de yap lmay nca; eleItiri oklar na hedef olmas kaç n lmazd . Bunlar n da ötesinde “ ‘felsefe aç s ndan ilginç olan’ ile ‘kamuoyu aç s ndan ilgiçekici olabilece8i düIünülen’ aras nda bazen derin yar klar aç labiliyor” 2 olmas da bas n n baI na iI açan noktalardan biriydi. (Bu meyanda, bas n yay n organlar nda yer bulan Kapkaç haberinin felsefeyle pek ilgisi yoktu ama muhabirlerin aray p da bulamayacaklar tarzdayd . Belki de bundan dolay bu haber baIl baI na ve tekrar tekrar medyam zda kendisine yer bulabilmiIti.) Yine de bu aç klanabilir ve belki affedilebilir durumlar n d I nda, insan kuIkuland racak denli yanl I anlaI lm I/çarp t lm I haberler de ç kt ortaya. Bu haberler karI s nda kongreyi izliyor olman z bile, dinlediklerinizle anlad klar n z aras nda sa8lam ve sahih bir iliIki kurdu8unuz konusunda kuIkuya düImekten sizi kurtaramayabilirdi. Çünkü ayn oturumu de8erlendiren farkl bas n kuruluIlar , birbiriyle alakas z manIetler atabiliyor, haberler verebiliyorlard . Özellikle de konu Amerika, kapitalizm, küreselleIme, sömürgecilik, v.b. olunca. Bunun en çarp c örne8iyse kongrenin star haline gelen/getirilen Alman Filozof Jürgen Habermas’ n konuImas n n bas na yans yan halindeydi. Aktar lan cümleler birbirini tutmad 8 gibi öne ç kar lan konular da farkl yd .3 Oysa Kongre Bas n Bürosunda konuIma metninin ngilizce asl da8 t lmaktayd . SLAM FELSEFEC LER VE KONGRE Dünya çap nda bir organizasyonun ülkemizde yap lm I olmas , bu çapta bir organizasyonun felsefe alan nda gerçekleItirilmesi elbette ki önemli ve sevindiriciydi. Ancak organizasyonun çap konusunda ç kan tart Imalar dünyaya uzan rken kendimizden uzak m kald k düIüncesini do8urdu. Çünkü kongreye slam Felsefecileri ça8r lmam It . Öte yanda Türkiye’nin yetiItirdi8i, felsefe dünyas nda yer etmiI önemli isimlerden kimilerinin de ça8r lmad 8 ortaya ç km It . slam felsefecilerinin ça8r lmamalar ayn zamanda slam felsefesinin de kongreye davet edilmedi8i, kongrede slam felsefesine yer verilmedi8i anlam na gelmekteydi ki esas problem buradayd . Türkiye gibi bir ülkeden dünyaya aç lmak amac yla organize edilen bir etkinlikte bu ülkenin felsefi miras n n önemli bir k sm n teIkil eden slam felsefesinin yer almamas do8al olarak söyleneceklerin köklü ve orijinal olmas n tart I l r hale getirecekti. Bu da bir yana, felsefe tarihini hem tarihsel bir dönem olmas ile, hem etkisi bat y saran ak mlara kaynakl k etmesiyle, hem de lkça8 Yunan felsefesinin anlaI l p yorumlanarak ortaya ç kar l p insanl 8a ulaIt r lmas ndaki yads namaz rolüyle slam felsefesi, felsefenin istese de vazgeçemeyece8i/terk edemeyece8i bir gerçeklik olmuIken böylesi bir kongrede (yeterince) yer almamas tart Imalar da beraberinde getirdi. Kongrenin organizasyon komitesi baIkan Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi, kimseye karI bir ayr m yapmad k- 2 3 Füsun Akatl , Bas:n:n Felsefeyle mtihan:, Radikal Gazetesi, 17.08.2003 Pazar. Bu konuda daha geniI bilgi ve örnekler için bkz: Sefa Kaplan, Habermas Çeviriye mi yoksa deolojiye mi Kurban Gitti?, Hürriyet, 15.08.2003 Cuma. 263 264 Kitap / Tez / Toplant lar n savunurken4, Füsun Akatl da, “Kongreye yöneltilen eleItirilerin en ciddi kisvelilerinden birinin, böyle bir kongrenin ilk kez bir slam ülkesinde toplanm I olmas ile, kat l mc lar aras nda slam felsefesi uzmanlar n n bulunmamas aras ndaki çeliIki(!) olarak sunulmas ‘eleItiri’ s n rlar n zorlamakta. Belki sadece Iu iki noktay belirtmek yeterli olacak: Birincisi, Türkiye bir slam ülkesi de8il, anayasa teminat alt nda laik bir ülkedir. kincisi, bütün üniversitelerin felsefe bölümlerine ve felsefenin bütün dallar n n uzmanlar na, ayr m yap lmaks z n, duyuru ve davetiye ulaIt r ld 8 n biliyorum.”5 Dedi. Ancak bu aç klamalarla nas l uzlaIt r p/uylaIt raca8 m z bilemedi8imiz baIka aç klamalar da eksik olmad . “Dünya Felsefe Kongresi bir slam ülkesinde ilk kez toplan yor. Bir slam ülkesi, bir Ortado8u devleti böyle bir etkinli8e ilk kez ev sahipli8i yap yor. Bu sevindirici olay, felsefecilerimizin baIar s ndan oldu8u kadar, topluma yol gösterici olarak seçti8imiz Ayd nlanma düIüncesinin özelliklerinden de kaynaklanmaktad r.”6 diyen Arslan Kaynarda8’ n yaz s bize Akatl ’n n savlad 8 “laik devlet” ile “ slam ülkesi” ifadelerinin karI karI ya getirilmeden de anlaI labilece8ini gösterirken; Prof. Dr. Bekir Karl 8a (M.Ü. lahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü B9k.)’n n, “Müslüman bir ülkedeki felsefe kongresinde slam düIüncesi ve slam felsefesi hakk nda geniI oturumlar olmas n beklerdik. 83 ülkeden ülkemize gelen insanlar sormazlar m Türkiye’de felsefe ad na bir Iey yok mu diye? Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin felsefecilerinin slam felsefesi hakk nda söyleyecek sözü yok mu diye sormazlar m ?” demesi ve di8er felsefecilerden de benzer aç klamalar n gelmesi7 asl nda ilgili herkesin bu kongreye davet edildi8i yarg s n n tart I l r oldu8unu gösteriyordu. TÜRKÇE VE FELSEFE Gönül isterdi ki, yukar da k saca de8inip geçmeye çal It 8 m z konu de8il de Türkçe’nin felsefe dili ol(a)ma(ma)s, daha çok ve daha dikkatle tart I ls n. Türkçe, ne kongrenin resmi dilleri aras nda yeri olan, ne de kongre boyunca çeviriye konu olan olarak, kongre kapsam nda unutulmuIlu8a terk edilmiIken bu dilin yurdunda, dünya çap nda bir kongrenin yap lm I olmas yla k vanmak ne denli anlaml olabilir? Yine de Türkçe’nin felsefele mesi, felsefenin Türkçele mesi üzerine baz giriIimlerin bu kongre arac l 8 yla baIlam I olmas bile sevindiricidir8. Y NE DE... Bunun yan nda bu kongrede gençlik oturumlar n n ihdas edilmiI olmas , bir felsefe etkinli8inin bu denli merak uyand rm I olmas , Philosophy Now, DAO: A Journal Of Comparative Philosophy, Journal of Chinese Philosophy, Social Epistemology, PFA Philosophy For All, Kluwer, v.b. dergi, kurum, kuruluI ve yay nevlerinin Kongre merke4 http://www.nethaber.com/haber/haberler/0,1082,94489_3,00.html Füsun Akatl , Bas:n:n Felsefeyle mtihan:, Radikal Gazetesi, 17.08.2003 Pazar. 6 Arslan Kaynarda8, Ba9ar:l: Geçen Kongre, Cumhuriyet Gazetesi, 14.08.2003 PerIembe. 7 Bu konuyla ilgili tart Imalar hakk nda ayr nt l bilgi için bkz: http://www.nethaber.com/haber/haberler/0,1082,94489_3,00.html; AfIar Timuçin, “Toptanc:l:k”, (Nazan Özcan,Türkiye’den Felsefe Geçti, Radikal ki, 17.08.2003, say : 358’in içinde). 8 Galatasaray Üniversitesinden Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un öncülü8ünde baIlat lan, Türkçe’nin felsefe dili olmas yönündeki çal Imalar, bu noktada hat rlanabilir. Ayr ca Bkz.: “Türkçe, felsefe dili olabilir mi?”, Zaman Gazetesi, 14.08.2003 PerIembe. 5 Kitap / Tez / Toplant 265 zinde kendilerini do8rudan tan t m imkan bulmuI olmalar ve felsefe okurunun/merakl s n n baIka dünyalara aç lmalar n kolaylaIt rmalar bile baIl baI na bir kazan m olarak de8erlendirilebilir. SON BAKI BaIl kland r rken yaz y , son bak ile demek istedi8imiz, ayr nt l bir bak I de8ildi. Genel bir de8erlendirme yapmak bile de8ildi merâm m z. Belki bir bak I f rlatmak kadar k sac k ama sonland r lm Il 8a dair bilginin verdi8i avantajlar da kullanarak kiIisel perspektifimizden kongreye bak I m z yans tmak, orada bize göre dikkat çekici olanlara de8inmekti murad m z. Ancak dünya ve Türkiye’nin entelektüel gündemini bu denli meIgul eden bir konuda ne kadar konuIulsa/yaz lsa da hep tavzihe muhtaç birIeyler kal yor. Son bir bak I f rlatmay istemiI olmak da bu sonu gerçek bir son yapm I say l(a)m yor. KONGRE Ç N KÜÇÜK KAYNAKÇA: Cumhuriyet Felsefe, 26 Eylül 2003; Kongre çin Özel Ek. Evrensel Kültür; Say : 41, Eylül 2003; DOSYA: “KüreselleIme Felsefesini Ar yor”. Hürriyet Gösteri, Say :251, Eylül 2003; DOSYA: “21.Dünya Felsefe Kongresi”. Milliyet Sanat, Say : 533, A8ustos 2003; DOSYA:“Felsefenin Türkiye Ç karmas ”. Radikal ki, Say :358, 17 A8ustos 2003; Haftal k Gazete Eki. Varl k, Say :1151, A8ustos 2003; DOSYA: “Dünya Sorunlar KarI s nda Felsefe”. 265