ORTA VADELĠ PROGRAMA ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRME (2012 -2014) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 13 Ekim 2011 tarihinde 2012 – 2014 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ı (OVP) açıklamışlardır. 2011 yılı gerçekleşme tahminlerini ve önümüzdeki üç yıla ilişkin Hükümetin planladığı makroekonomik çerçeveyi çizen metin dünya ekonomisine ilişkin ikinci bir dip yaşanmayacağı ancak global büyümenin zayıf seyredeceği varsayımıyla hazırlanmıştır. I- Dünya Ekonomisine ĠliĢkin OVP Öngörüleri OVP’de kullanılan küresel ekonominin görünümüne ilişkin varsayımlarda büyük ölçüde IMF’nin Eylül ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’ndaki tahminler dikkate alınmıştır. Küresel ekonomik aktivitenin son dönemde önemli ölçüde yavaşladığını belirten IMF, gelişmiş ülkelerde işgücü piyasalarındaki toparlanmanın oldukça yavaş gerçekleştiğini, özel tüketim harcamalarında iyileşme sağlanmasının uzun sürebileceğini ifade etmiştir. 2011’in ilk yarısında genel olarak güçlü bir büyüme performansı sergileyen gelişmekte olan ülkelerde ise önümüzdeki dönemde daha yavaş bir büyüme beklenmektedir. IMF’nin öngörüsüne paralel olarak OVP’de de 2012 yılı global büyüme tahmini %4 olarak dikkate alınmıştır. Ayrıca, OVP hazırlanırken IMF tahminleri paralelinde 2012 yılında ABD’nin %1,8, Euro Alanı’nın %1,1 ve gelişmekte olan ülkelerin %6,1 oranında büyüyeceği varsayılmıştır. Özellikle, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı Euro Alanı’nda büyümenin zayıf seyredeceği öngörüsü dikkat çekmektedir. Genel olarak OVP’nin global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, önümüzdeki dönemde global büyümenin tedrici olacağı, buna karşılık Türkiye’nin ticaret ortaklarının daha ılımlı büyüyeceği, yükselen piyasa ekonomilerine sermaye girişinin devam edeceği ve uluslararası piyasalarda emtia ve ham petrol fiyatlarının yatay bir seyir izleyeceği öngörülmüştür. Nitekim, Program dönemi boyunca ham petrol fiyatının $/varil 100 civarında seyredeceği varsayılmıştır. 1 IMF Tahminleri (%) 2011 Büyüme Dünya 4,0 GeliĢmiĢ Ülkeler 1,6 ABD 1,5 Euro Alanı 1,6 Japonya -0,5 GeliĢmekte Olan Ülkeler 6,4 Çin 9,5 Brezilya 3,8 Enflasyon Gelişmiş Ülkeler 2,6 Gelişmekte Olan Ülkeler 7,5 7,5 Dünya Ticaret Hacmi ArtıĢı Kaynak: IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu – Eylül 2011 II- 2012 4,0 1,9 1,8 1,1 2,3 6,1 9,0 3,6 1,4 5,9 5,8 OVP’nin Temel Hedefleri OVP’nin temel hedefleri - istikrarlı bir büyüme sürecinde istihdamı artırmak, - mali disiplini sürdürmek, - yurtiçi tasarrufları artırmak, - cari açığı azaltmak ve böylece makroekonomik istikrarı güçlendirmek olarak belirlenmiştir. OVP’de belirlenen hedefler Bölümümüz tarafından, belirli riskler içermekle birlikte büyük ölçüde ulaşılabilir olarak değerlendirilmektedir. 2012 yılı için öngörülen %4 düzeyindeki reel GSYH artışı bir miktar piyasa tahminlerinin üzerinde belirlenmiştir. Görece yüksek büyüme beklentisine paralel, cari açığın GSYH’ye oranındaki iyileşmenin de, dış talepteki toparlanmanın da yavaş olacağı varsayımı altında tedrici olacağı öngörülmüştür. 2011 yılında %9,4 düzeyinde gerçekleşmesi beklenen söz konusu oranın 2012 yılında %8’e gerileyeceği, 2014 yılsonunda ise ancak %7 düzeyine indirilebileceği varsayılmıştır. Önceki yıllardaki OVP’lerde belirlenen cari açığa ilişkin tahminlerin büyük ölçüde hedeflerden sapması nedeniyle, son OVP’de bu konuda daha gerçekçi bir yaklaşım izlendiği dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, OVP’de genel çerçevenin sürdürülebilir büyüme ve cari açık çerçevesinde çizildiği görülmektedir. 2 Programda, cari açığın yapısal bir sorun olduğu vurgulanırken, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak politikalar sıralanmıştır. OVP’ye göre önümüzdeki üç yıllık dönemde sıkı maliye politikaları devam edecektir. Bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasının ve ekonominin öngörülenden daha güçlü bir biçimde toparlanmasının yanı sıra ithalat üzerinden alınan vergilerin önemli ölçüde artması 2011 yılında kamu gelirlerine olumlu yansımıştır. Bu çerçevede, merkezi yönetim bütçe açığının yılsonunda hedeflerin altında ve GSYH’ye oran olarak %1,7 gerçekleşeceği tahmin edilmiştir. Söz konusu oranın, 2012 yılında %1,5 düzeyine indirilmesi hedeflenmektedir. Önceki yıllardaki bütçe performansı dikkate alındığında, bu hedefin ulaşılabilir olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, birçok ülkenin yüksek bütçe açığı verdiği ve borç stoklarını indirmede zorlandığı global konjonktürde, Türkiye’nin kamu maliyesindeki güçlü performansı ve önümüzdeki dönem için hedeflenen seviyeler, uluslararası arenada Türkiye ekonomisine ilişkin güveni artıracağı düşünülmektedir. Kamu maliyesi tarafında, dikkat çeken bir diğer husus da özelleştirme gelirleridir. Bir önceki OVP’de 2011 yılı için TL13,7 milyar olarak öngörülmesine karşılık sadece TL4,3 milyar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilen özelleştirme gelirlerinin 2012-2014 döneminde toplam TL37,9 milyara ulaşması hedeflenmiştir. Özelleştirme gelirlerinin önemli bir kısmının doğrudan yatırımlar şeklinde gerçekleştiği dikkate alındığında söz konusu gelirler cari açığın finansmanı için de önem arz etmektedir. Ancak, global konjonktür dikkate alındığında 2012’de TL12,5 milyar düzeyinde gerçekleşmesi tahmin edilen özelleştirme gelirlerine ulaşılmasının zor olabileceği düşünülmektedir. TL’deki değer kaybına bağlı olarak enflasyonun 2011 sonunda %7,8 düzeyine yükseleceği tahmin edilmiştir. Bununla birlikte, bu durumun geçici olduğu ve 2012 sonunda enflasyonun %5,2’ye kadar gerileyeceği öngörülmüştür. III- Temel Makroekonomik Hedefler ve Politikalar - Büyüme ve istihdam OVP’de, küresel ölçekte giderek artan belirsizlikler nedeniyle 2011 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye ekonomisindeki büyüme hızının nispi olarak yavaşladığı tahmin edilmiştir. Bu yavaşlamaya rağmen, ilk yarıdaki güçlü performansa bağlı olarak 2011 yılının tamamında büyümenin %7,5 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Küresel büyümeye ve bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin giderek 3 derinleşmesi 2012 yılında küresel ekonomide yeni bir yavaşlama riskini artırmıştır. Bu çerçevede, OVP’de geçtiğimiz yıl %5 olarak öngörülen 2012 yılı GSYH artışı %4 seviyesine çekilmiştir. 2013 ve 2014 yıllarında ise büyümenin potansiyel seviyesine yaklaşarak %5 düzeyine ulaşması hedeflenmektedir. Özel tüketim ve özel yatırım kaynaklı olması öngörülen büyüme hedefine ulaşılabileceği düşünülmektedir. OVP’de işsizlik oranına ilişkin öngörülerin ihtiyatlı olduğu görülmektedir. 2012-2014 döneminde toplam istihdamın 1,3 milyon kişi artırılması planlanmaktadır. Buna karşılık, işgücüne katılımın artması nedeniyle 2011 yılında %10,5 oranında gerçekleşeceği tahmin edilen işsizlik oranının 2012 yılında %10,4’e indirilmesi planlanmaktadır. - Kamu maliyesi Maliye politikasının uygulanmasında mali disiplinden taviz verilmeyeceğinin altı çizilmiştir. Bu kapsamda, GSYH’ye oran olarak, 2010 yılında %42,2 düzeyinde gerçekleşen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun 2011 yılında %39,8 düzeyine gerilemesi beklenmektedir. Söz konusu oranın 2012 yılsonunda %37’ye gerileyeceği öngörülmektedir. Ekonomi yönetiminin geçmiş performansı dikkate alındığında kamu maliyesi hedeflerinin ulaşılabilir olduğu düşünülmektedir. Ancak, 2012 yılında ekonomik büyümenin tahminlerin altında kalması halinde vergi gelirlerinin olumsuz etkilenmesi ve 2012 yılı için öngörülen TL 12,5 milyar özelleştirme gelirleri hedefine ulaşılmasında sorunlar yaşanması durumunda bütçe performansı olumsuz etkilenebilecektir. - Ödemeler dengesi OVP’de 2011 yılında $71,7 milyar ve GSYH’ye oran olarak %9,4 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilen cari açığın tedrici olarak azaltılması ve 2012 sonunda $65,4 milyar, GSYH’ye oranının da %8’e indirilmesi hedeflenmektedir. Program dönemi boyunca öngörülen yıllık $50 milyar civarındaki yakıt ithalatının cari açıktaki iyileşmeyi sınırlamada önemli bir faktör olduğu görülmektedir. 2011 yılında %27,7 artacağı tahmin edilen ihracatın 2012 yılında %10,2 artış göstereceği öngörülmektedir. Dış pazarlardaki zayıf talep koşulları dikkate alındığında ihracat artışının yavaşlayacağı öngörülmüştür. 2011 yılında %42,4 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilen ithalat artışının ise 2012 yılında %5’e düşeceği ve Program dönemi boyunca ortalama %7,7 olarak gerçekleşeceği öngörülmüştür. İthalat artış oranındaki yavaşlamanın gerçekleştirilmesi güç olabilecektir. OVP’nin genel çerçevesinin büyük ölçüde cari açığı azaltmaya yönelik politikalara odaklandığını söylemek mümkündür. Nitekim, 4 OVP’nin açıklanmasından hemen önce alkollü içkilerde maktu vergi oranının, cep telefonları, elektrikli araçlar hariç 1.600 cc üzeri otomobiller ve yük taşımacılığında kullanılan araçlarda ÖTV oranının artırılması ve kabul kredili vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta KKDF oranının %6’ya yükseltilmesi ithalatı kısıtlamaya ve sıkı maliyesi politikasını desteklemeye yönelik tedbirler olarak algılanmıştır. Açıklanan bu tedbirlerin yanında ara malı ve yatırım malında yurtiçi üretim kapasitesini artırmak, Türkiye Girdi Tedarik Stratejisi kapsamında girdi tedarikinde ülke ve bölge bazlı bağımlılığın azaltılması, ithalatta piyasa gözetimi ve denetiminin artırılması, kamu alımlarında yerli ürünlerin tercih edilmesi gibi bir dizi mikro önlem de OVP’de yer almıştır. Ancak, söz konusu önlemlerin detayına OVP’de yer verilmemiş olup herbir alanda çalışmalar tamamlandıkça kamuoyu ile paylaşılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca, tarihi düşük seviyelere gerilemiş olan yurtiçi tasarruf oranının yükseltilmesine yönelik önlemler alınacağı, bu çerçevede özellikle bireysel emeklilik sisteminin geliştirilmesine ve hane halkı borçluluk oranının düşük seviyelerde tutulmasına önem verileceği vurgulanmıştır. İhracatın ithalattan daha hızlı artışı öngörüsünün yanında, turizm gelirlerinde artış beklentisinin de cari açığı olumlu etkileyeceği düşünülmektedir. - Enflasyon Toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının 2012-2014 döneminde devam edeceği ve emtia fiyatlarının büyük ölçüde yatay seyredeceği öngörülmektedir. Politika faizlerinin dönem boyunca tek haneli düzeylerde kalması, gıda enflasyonunun yüzde %7 seviyesinde dalgalanması ve petrol fiyatlarının $/varil 100 civarında seyretmesi beklenmektedir. Bu çerçevede, TÜFE yıllık artış hızının, 2012-2014 yıllarında orta vadeli hedef olan %5 civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ekonomik büyümedeki yavaşlama paralelinde talep baskısının olmayacağı ve döviz kurlarındaki artışın büyük ölçüde yansıtıldığı dikkate alındığında enflasyon hedefleri ulaşılabilir görülmektedir. Programda, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmenin yanında destekleyici bir amaç olarak finansal istikrarın da gözetilmeye devam edileceği vurgulanmış; bu kapsamda, para politikasının fiyat istikrarı ile çelişmeyecek şekilde büyümeyi ve istihdamı destekleyecek şekilde uygulanmaya devam edileceği ifade edilmiştir. Bu çerçevede, enflasyon hedeflemesi ve dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına bu dönemde de devam edileceği belirtilmiştir. 5 IV- Genel Değerlendirme Genel olarak, Hükümetin OVP’de belirttiği hedeflerin bir miktar iyimser olmakla birlikte gerçekleştirilebilir ve kendi içerisinde tutarlı olduğu düşünülmektedir. OVP, önümüzdeki üç yıla ilişkin makroekonomik çerçeveyi çizerek özel sektörün ve yabancı yatırımcıların karar almasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, önceki yıllarda özellikle kamu maliyesi alanındaki hedeflerden daha olumlu bir performans gerçekleştirilmesi sonucunda piyasalarda ekonomik hedeflere ulaşılacağına yönelik güven artmış durumdadır. Bununla birlikte, bazı risk unsurlarına da dikkat çekilmesinin gerekli olduğu düşüncesindeyiz. OVP, global büyümenin yavaşladığı ancak ikinci bir dip yapmadığı bir senaryo altında hazırlanmıştır. Ancak, özellikle başlıca ticaret ortağımız Euro Alanı’ndaki gelişmeler dikkate alındığında global ekonominin 2012 yılında tahmin edilenden daha olumsuz bir görünüme girmesi olasıdır. Ayrıca, OVP’de cari açığın ancak tedrici bir şekilde daralacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi önümüzdeki üç yıl boyunca önemli miktarda dış finansmana ihtiyaç duymaya devam edecektir. Global ekonomide risk algısındaki değişimler Türkiye’ye yönelik sermaye akımlarını olumsuz yönde etkileyebilecek ve ekonomik aktivitenin azalmasına neden olabilecektir. Bu durumda, OVP’de öngörülen özelleştirme gelirine ulaşılması da güçleşebilecektir. Ayrıca, global emtia ve ham petrol fiyatlarının beklenenden daha dalgalı bir seyir izlemesi cari açığı ve enflasyonu olumsuz etkileyebilecektir. Söz konusu riskler gerçekleştiği takdirde OVP’deki tahminlerin güncellenmesi gerekebilecektir. Nitekim Programın açıklanması sırasında aşağı yönlü bu risklere de vurgu yapılarak koşullardaki değişiklik durumunda OVP hedeflerinin de gözden geçirilebileceği ifade edilmiştir. Ġktisadi AraĢtırmalar Bölümü Ekim 2011 6 Ek Tablo 1: Temel Ekonomik Büyüklükler 2011 2012 2013 2014 BÜYÜME VE ĠSTĠHDAM GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) 1.281 1.426 1.572 1.733 GSYH (Milyar Dolar, Cari Fiyatlarla) 766 822 888 952 Kişi Başına Milli Gelir (GSYH, Dolar) 10.363 10.973 11.716 12.412 GSYH Büyümesi (1) 7,5 4,0 5,0 5,0 Toplam Tüketim (1) 6,2 3,0 3,5 3,4 Kamu 6,5 3,1 3,4 2,2 Özel 6,1 3,0 3,5 3,5 Toplam Sabit Sermaye Yatırımı (1) 19,3 6,2 8,8 8,5 Kamu 7,7 -0,6 7,7 3,8 Özel 22,3 7,7 9,0 9,4 Toplam Nihai Yurtiçi Talep (1) 9,3 3,9 4,9 4,8 Toplam Yurtiçi Talep (1) 9,4 3,9 4,8 4,7 Nüfus (Yıl Ortası, Bin Kişi) 73.950 74.885 75.811 76.707 İşgücüne Katılma Oranı (%) 49,9 49,7 49,7 49,7 İstihdam Düzeyi (Bin Kişi) 23.925 24.257 24.752 25.264 İstihdam Oranı (%) 44,7 44,5 44,6 44,8 İşsizlik Oranı (%) 10,5 10,4 10,2 9,9 DIġ TĠCARET İhracat (FOB) (Milyar Dolar) 134,8 148,5 165,7 185,1 İthalat (CIF) (Milyar Dolar) 236,9 248,7 272,5 295,9 Dış Ticaret Dengesi (Milyar Dolar) -102,1 -100,2 -106,8 -110,8 İhracat / İthalat (%) 56,9 59,7 60,8 62,6 Dış Ticaret Hacmi / GSYH (%) 48,5 48,3 49,3 50,5 Turizm Gelirleri (Milyar Dolar) 24,0 26,0 29,0 31,0 Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar) -71,7 -65,4 -67,0 -67,1 Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) -9,4 -8,0 -7,5 -7,0 Ham Petrol Fiyatı (Dolar/w) (2) 104,7 97,0 101,5 102,2 Enerji İthalatı (27. Fasıl, Milyar Dolar) 49,6 49,5 53,6 56,8 ENFLASYON GSYH Deflatörü 8,0 7,0 5,0 5,0 TÜFE Yıl Sonu % Değişme (Tahmin) (3) 7,8 5,2 5,0 5,0 (1) Sabit fiyatlarla yüzde değişimi göstermektedir. (2) İthal edilen ham petrolün ortalama maliyetini yansıtmakta olup Kalkınma Bakanlığı tarafından tahmin edilmiştir. (3) 2012 ve 2013 yılı rakamları TCMB Enflasyon Raporu 2011-III’te yer alan tahminlerdir. 7 YASAL UYARI Bu rapor Bankamız uzmanları tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. Bu raporda yer verilen görüş ve değerlendirmeler, hiçbir şekilde Türkiye İş Bankası A.Ş.’nin kurumsal yaklaşımını yansıtmamakta olup, raporu kaleme alan uzmanların kişisel görüş ve değerlendirmeleridir. Türkiye İş Bankası A.Ş. bu raporda yer alan bilgi, görüş ve değerlendirmelerin doğru, değişmez ve eksiksiz olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. Türkiye İş Bankası A.Ş. bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan Türkiye İş Bankası A.Ş. hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. İşbu rapor üzerinde Bankamızın telif hakkı olup, Bankamızın yazılı izni alınmaksızın herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir amaçla, kısmen veya tamamen çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya yayımlanamaz. Tüm haklarımız saklıdır.