“İYİ” VE “KÖTÜ”NÜN KÖKENLERİ Hayatın asıl etik anlamı, bizim iyi ve kötü sözcükleriyle tanımlayarak yol almaya çalıştığımız soyutluklardadır. Bu derece soyut ve kökenleri sıra dışı olan kavramlarla uğraşmak gerçekten de zahmet vericidir. S ARTUR SCHOPENHAUER “Ben insanların hareketlerini inceleyerek ortak taraflarından ahlakın son prensiplerini bulmaya çalışacağım. Ahlakı ancak tecrübe sayesinde temellendirmek mümkündür. İnsanlarda gözlediğim merhamet fedakarlık ve adalet hislerini tetkik ederek onlardan hakiki bir ahlak temeli çıkarmaya çalışacağım. İyi duyguları ilk kaynaklarına kadar takip edeceğim.” ARTUR SCHOPENHAUER İnsanda üç temel etik içgüdü vardır: 1‐Bencillik, 2‐Kötülük, 3‐Merhamet. FRIEDRICH NIETZSCHE Çocuksu 13 yaşlarımda bile iyinin ve kötünün kökeni ile ilgili problem peşimi bırakmıyordu. İnsan hangi koşullar altında “iyi” ve “kötü” değer yargılarını yarattı. FRIEDRICH NIETZSCHE Bugüne dek ahlakın kökenine ulaşmaya gayret eden bu İngiliz Psikologlar ne demek istiyorlar? Ahlakın soykütüğü ile ilgili kaba beceriksizlikleri,“iyi” fikrinin kökeni konusundaki değerlendirmelerinde hemen ortaya çıkıyor; “İnsan ilk başta” diye buyuruyorlar “bencil olmayan eylemleri onayladı. Daha sonra bu onaylamanın kökeni unutuldu ve alışkanlık nedeniyle bencil olmayan eylemler iyi olarak kabul edildiler‐ sanki içsel bir iyilik taşıyorlarmış gibi”. FRIEDRICH NIETZSCHE • “Benim konum ahlakın değeriydi ve bu konuda büyük öğretmenim Schopenhauer ile aynı fikirde olduğum derin bir düşünce içerisindeydim” • “Ama bu içgüdüye karşı gittikçe artan bir güvensizlik, bu içgüdüyü derinden eşeleyen bir kuşku ruhumdan ses vermeye başladı. Bu içgüdüde insanlığın en büyük tehlikesini, sonun başlangıcını, durağanlığı, geriye doğru bakan yorgunluğu, yaşam karşıtı istemi, kendisini lime lime eden melankoli biçimindeki hastalığı gördüm” FRIEDRICH NIETZSCHE Oysa iyi ve kötünün kökeni şudur ; Yüksek, egemen (aristokrat) ırkın alçak, aşağı ırkla ilişki kurması. İYİ VE KÖTÜNÜN KÖKENİNE DAİR ÜÇ GÖRÜŞ 1‐YARARCI GÖRÜŞ 2‐İÇGÜDÜCÜ GÖRÜŞ 3‐SINIFSAL GÖRÜŞ ZİHİN/KAVRAM/KÖKEN • Zihin “İkilik” üzerinden algılar ve kavram üretir. • “İkilik” insan zihninin a priori niteliğidir. • İlk insanların zihninde bizim kullandığımız anlamda iyi/kötü kavramları yoktu. • İlk insanların zihnindeki temel ikilik, Kutsal Olan/Kutsal Olmayan ikiliğiydi. Kutsalın Kurallandırılamayan Karmaşık Görünümleri Aslında kutsalı belirlemek ve tanımlamak istiyorsak belli miktardaki kutsallık olgusunu, yani kutsal olguyu toparlamamız gerekir. Daha başlangıçta kafa karıştıran bu “kutsal olguların” çeşitliliği bir süre sonra incelemeyi felç etmektedir. Çünkü söz konusu olan şey, ayinler, mitler, ilahi biçimler, simgeler, kozmolojiler, tapınılan nesneler, mukaddes insanlar, kutsal yerler ve benzerleridir. Her kategorinin karmaşık ve zengin bir morfolojisi vardır. Son derece geniş ve hiçbir kurala uymayan bir kaynakçayla karşı karşıya kalırsınız. Her belge kutsalın kipliğini ortaya koyduğu, yani var olan sayısız çeşitlilik içinde kutsalın deneyimlenmesini ifade ettiği sürece bir hiyerofani olarak kabul edilebilir. MİRCEA ELIADA • Kutsal Olan/Kutsal Olmayan ikiliğinin kaynağı ise Numinotik olarak adlandırabileceğimiz ruhsal yaşantıdır. • Zihin en yalın haliyle bir duyumu farklılaşmış diğer bir duyuma nispetle algılar. Bu anlamda mesela boş uzay ya da mutlak sessizlik algılanamaz. • Zihnin bir şeyi diğer bir şeye nispetle algıladığı doğruysa ‘İKİLİK’ insan zihni için ilksel olmalıdır. Dolayısıyla insan zihni ikilik üzerinden algılar ve ikilik üzerinden kavram oluşturur. ZİHNİN “İKİLİK”İ KODLAMA BİÇİMLERİ • FARKLILIK: Ayrışma silik. Farklılıklar süreklilik içinde bütünlüğün çatışmasız parçaları. • KARŞITLIK: Ayrışma belirginleşiyor ama karşıtlıklar yine de bir sürekliliğin iki ucu. Çatışmalı olduğu kadar uzlaşımsal. • ZITLIK: Süreklilik yok. Tümüyle ayrışmış zıt iki yapı. Uzlaşımsal değil. Çözümsüz ebedi bir çatışma. Olguları açıklamak için nedenselliğin ışığında geriye, daha geriye en geriye doğru gitmeye çabalarız. Yolun bittiğini düşündüğümüz yere de ‘köken’ deriz. Köken, ruhumuzun anlam arayışının zihindeki yankısıdır. Köken kavramı zihnin hem mükemmel bir icadı hem de lanetidir