Bilinçli Sürdürülebilir ve Akıllı Konut Sahibi Kimdir?

advertisement
Bilinçli sürdürülebilir ve akıllı konut sahibi kimdir?
AYDAN HACALOĞLU*
13 Mayıs 2007 tarihli Radikal İki’de “Türkiye’nin Enerji Konut Haritası” adlı bir yazı
yayınlamıştım. Bu yazımda, küresel ısınmayla ilgili bildiğimiz gerçek olguları dört ayrı
durumda sıralayıp, yerküre üzerinde CO2 gazının oluşumuna en büyük katkıyı uzun ömre
sahip binaların yaptığını ve bundan sonra halihazırda kullanılan geçerli yapı standartlarına,
imar hukukuna ve devlet politikalarına dayalı olarak üretilecek her yeni bina ile durumun
daha da kötüye gideceğini ve durumun son derece kritik olduğunu belirtmiş, bizim de içinde
bulunduğumuz tüm toplumların bu duruma çözüm üretmelerinin bir zorunluluk haline
geldiğini söylemiştim. Bu yazıda, ilk olarak şimdiki konut tiplerine alternatif sürdürülebilir
kimlik taşıyan konut tipinin ne demek olduğundan, sonra çevre bilinçli konut alıcısına
sürdürülebilir ve akıllı konut alırken hangi hususlara dikkat etmeleri gerektiğinden, en son
olarak da bu tür binaların ekonomik ve politik yönünden kısaca söz etmek istiyorum.
Sürdürülebilir ve Akıllı kimlik taşıyan konut tipi nedir?
Kendi enerjisini kendi üreten konuta sürdürülebilir konut/bina denir. Sürdürülebilir
binalardaki ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, sulama, emniyet alarm
sistemlerinin kullanılması, kontrol edilmesi işlemleri bilgi sayar ile otomasyona bağlanmış
konutlara ise akıllı konut/bina denilmektedir. Binanın ne kadar akıllı olduğu da ne kadar çok
alternatif sistem kullanıldığına ve ne kadarının otomasyon sistemine bağlı olduğuna
bakılarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de büyük kentlerde emlak piyasasının doruğa erdiği bu
günlerde, medyada kamuoyuna aşağıda saydığım nitelikleri içermeyen ama konutu uzaktan
yönetme ve izleme olanağı sağlayan, sadece doğalgaz (ki bitecek) ve geri dönüşümlü
yağmur suyu (ki azaldı) kullanan bu geleneksel konutlar akıllı ev sıfatı ile halka sunuluyor.
Bu konutlar bu niteliklerinden doğru normal konut ve bina tiplerine alternatif olarak
pazarlanarak daha da fazla paraya satılmaktadırlar. Bu reklamları ve konutları tasarlayan,
yapan, satanların da bilinçli olarak akıllı ve sürdürülebilir konut tanımını tam bilip
bilmediklerini bilmiyorum ama Türk kamuoyuna sunulan akıllı ve sürdürülebilir konutların
nitelik ve kalite açısından eksik olduğunu düşünüyorum. Bizim artık havaya CO2 gazı
salmayan sürdürülebilir konutlar üretmemiz gerekiyor. Bu nedenle, bu tür konut sahibi
olmak isteyen çevre bilinçli insanların aşağıda belirttiğim hususlara dikkat etmeleri önem
kazanmaktadırlar:
1) Binanın ısıtılıp, soğutulması, havalandırılması, aydınlatılması için kullanılan enerjinin
sürdürülebilir (doğal kaynaklar; güneş, rüzgar, su, yerküre) olmasına, binalarda
kullanılan temiz enerji ile sıvı ve katı atıkların gaz (özellikle CO2 gazı)
salgılamamasına,
2) Bina tasarımında, binanın bulunduğu iklim koşullarına göre doğal enerjiyi kullanıp
binayı ısıtan, soğutan, havalandıran pasif sistemlerin “ölçümü” yapılarak entegre
edilip edilmediğine,
3) Bina arsasının yerinin, bina konumunun doğal enerji kaynakları ile olan ilişkisinin
ölçümünün ve kontrolünün yapılmasına, (bina etrafında binaya gelecek gün ışığının,
yılın her mevsiminde gereken hakim rüzgarın binanın etrafındaki bina, ağaç, tepe gibi
objeler tarafından kesilip kesilmemesine, binanın doğal kaynaklarla ısıtılması ve
soğutmasına),
4) Binanın elektro-manyetik dalgalara maruz kalmamasına (binanın etrafında elektrik
direklerine, elektrik trafolarına, telefon antenlerine uzaklığı sağlık açısından önemli
olduğu için, eğer binanın dibinde trafo varsa, orada yaşayan insanlar on yıllarca bu
elektro-manyetik alanda yaşarlarsa kanser olma riskleri çok daha fazlalaşıyor),
5) Binada içilecek su kalitesinin kimyasal katkısına bakılıp su kalitesinin 7ph ve üstünde
olmasına, yağmur suyunun toplanıp temizlenip geri dönüşümlü kullanılmasına, banyo
ve mutfakta kullanılan gri suyun geri dönüşümünün sağlanarak, bahçe sulanmasında
ve araba yıkanmasında kullanılmasına, susuz tuvaletler kullanarak biriken katı
organik atığın bahçede gübre olarak kullanılmasına, az su kullanan tuvalet
rezervuarları ve duş başlıklarının olup olmadığına,
6) Binaların kendi enerjilerini değişik pasif sistemlerle üreterek bu sistemlerin hepsinin
otomasyona bağlanması ile üretilen akıllı binalar olduğuna,
7) Gün ışığından yararlanarak aydınlatma için elektrik enerjisini depolamasına, az
elektrik harcayan elektronik aygıtların kullanılmasına,
8) Sürdürülebilir yerleşimlerde sürdürülebilir ulaşım yolları araçlarla ulaşım yolları
sağlanıp sağlanmadığına (bisiklet ve yaya yolu olup olmadığına),
9) Bahçelerin ve yeşil alanların ‘perma culture’ tekniği ile sürdürülebilir bahçe veya alan
haline sokulup sokulmadığına.
Ayrıca biri geleneksel diğeri sürdürülebilir ve akıllı aynı ölçeklerde olan iki konut tiplerinin
kullandıkları bir yıllık enerji miktarı ve bu enerji için harcanacak paranın her iki konut tipinde
karşılaştırılmasıda önemli sonuçlar vermektedir. Çevreye duyarlı, bilinçli sürdürülebilir ve
akıllı konut sahibi, konutunu alırken yukarıda saydığım tüm hususları göz önünde
bulunduranlardır.
Türkiye’nin sürdürülebilinir kalkınma politikasının önemi
Sürdürülebilirlik, her toplumun kendi sosyal ve ekonomik yapısına dayandırılarak mümkün
olabilir. Beklenmedik doğal afet durumları ile değişen bina yapı standart etikleri arasında
ilişkiler bulunmaktadır. Türkiye’de salgın hastalıkları önlemek için kanalizasyon alt yapı,
binaların değişik nedenlerden dolayı yanmasını önlemek için özel yangın önleme standartları
konmuştur. 1999’da Marmara bölgesinde yaşanan şiddetli deprem felaketinden sonra bu
bölge için değişen yapı standartları çalışmaları halen sürmektedir.
Bundan sonraki büyük depremde eğer gerekli önlemler alınmazsa binlerce kişinin öleceğinin
bilinmesine rağmen bu depremi yaşayan halkın tekrar kısırdöngüye dönüp depreme
dayanıklı olmayan binaları yükselen konut fiyatlarına karşın hala sorgusuz, sualsiz, bilinçsiz
bir tavırla konutları almaları akıl almaz haldedir. Küresel ısınma ve onun getirdiği çevresel
sorunlar öyle bir boyuttadır ki, sadece belirli demokratik kitle örgütlerinin, belli derneklerin
sorunu değildir; bu durum aynı zamanda ülkenin siyasal yapısıyla ilgili bir sorundur. İnsanlar
çevre sorunlarını dışlamayıp, bu çevre konusunu her olaya entegre etmelidirler. Önerilen her
bir çözüm çevre merkezli olmak zorundadır. Çevre sorununa çare bulmadan veya çevre
sorunu olmayan, geleneksel yolda devam eden devlet politikası yine kısırdöngüdür.
Bugünkü sürdürebilinir konut yapımı fiyatı, geleneksel binanın %1 veya 2 katı daha pahalıya
mal olmaktadır. Bu fiyatların indirilmesi ancak çevre bilinçli halkın bundan böyle sürekli
sürdürebilir ve akıllı konut/bina arzı ile bu tip binaların artık geleneksel konut tipi haline
gelmesi halinde, devlet kredi desteği, yardımı, politikaları, yeni imar yasa ve yapı
standartları ile mümkündür. Artık tehlikeli boyutlara ulaşan çevre felaketleri dünya
üzerindeki insan da dahil tüm canlı türlerinin yaşamlarını tehdit eder hale gelmiştir. Bu
nedenle, sağlıklı çevre tasarımı yapabilen mimarların, çevre bilinçli tasarımcıların ve tüm
kamunun desteği gerekmektedir.
Sonuç olarak, çevre bilinçli halkın sürdürebilir konut arzının talebi, ancak sürdürülebilinir
kalkınma devlet politikası ile mümkün olacaktır.
*Y. Mimar-Oregon Üniversitesi-ABD
Çevresel, Sosyal, Ekonomik Bilinçli Akıllı Sürdürülebilir Mimari ve Yerleşimler - Enerji & Yapı Fiziği
Teknolojileri Tasarım Danışmanı – İstanbul, Türkiye. aydanhacaloglu@gmail.com
www.aydanhacaloglu.com
Download