Diplomasi ve İslam töreni

advertisement
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Diplomasi ve İslam töreni
Batı protokolü ile karşılaştırmalı bir çalışma
Yazar
Dr.Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al Saud
1
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yazarın yayınlanmış kitaplarıAllahın yardımıyla : 1- Suudi Arabistan Krallığında siyasi gelişmesi , ve Şura Meclisine
değerlendirilmesi.( Veliaht Majesteleri Prens Sultan bin Abdülaziz ve
Başbakan Yardımcısı onun önsüzü yazdı). (ve Amerika Birleşik
Devletlerinde İngilizce diline onu tercüme edilmiştir , ve Nelson Mandela
onun önsözü yazdı ).
2- Suudi Arabistan Krallığı politikasında yönetimine açık meclisleri ve İslam
kavramı. (Majesteleri Prens Salman Bin Abdul Aziz ve Riyad bölgesi Emiri
onun önsüzü yazdı ) .
ve İngilizce diline tercümesi ve yayınlanması Stratejik Araştırmaları
Körfez Merkezi tarafından yapıldı-Londra.
3- tavhid davetinin imamler Mesajları-Fazla iki yüzyıl boyunca üç döneminde
Suudi devletin hükümdarının bazı mesajlar)Farsça ve Urducaya tercüme edilmiştir.
4- Nimetlerin Devamı Sırı- (Urducaya tercüme edilmiştir ).
5- İkinci Güvenlik- (Urducaya tercüme edilmiştir ) .
6- Kral Suud Dua ve Azarından Cenneti isteyenl (Urducaya tercüme
edilmiştir ) .
7- Diplomasi ve İslam töreni ( Batı protokolü ile karşılaştırmalı bir çalışma )
1426 H. ve Allah’ın emriyle yakında İngilizce'ye tercüme edilecek.
2
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al Saud
Yayıncılık sırasında Kral Fahd Milli Kütüphanesi indeks yapan
Al Saud. Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz
Diplomasi ve İslam töreni , Batı protokolü ile karşılaştırmalı
bir çalışma./ Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al
Saud. Riyad ,1426 H.
256 S,17x24 cm
ISBN :5-825-49-9960
1- İslam sistemleri 2- Diplomasi A-Adres
DEWEY 257,1
1426/6865
Dosyalama : 1426/6865
ISBN :5-825-49-9960
Telif hakkı
birinci Baskı
2006 AD- 1427 H.
Yazarla iletişim
posta kutusu:90000
Riyad :11692
Suudi Arabistan
3
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
“Bismillahirrahmânirrahîm!“
4
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪5‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Aallah dedi : (hidayetiyle bizi kavuşturan allah'a hamdolsun!
allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizin doğru yolu
bulacak değildik) (KUR'AN: A'raf Suresi ; Sure 7, Ayet 43)
6
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
'Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi
kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı
en çok olan Sensin Sen. (Al-i İmran Suresi 8. Ayeti)
7
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah'a hamdolsun
Ey Allahım sana hamd olsun. sen bizi yarattın bıze rızık verdin bize ıkramlar
ettin bize bilmediklerimızi öğrettin bıizi tehliklerden korudun ve bize başarılar
verdin.Ey Allahım İmana erdirdiğin için müslüman olduğumuz için kuranı
bize verdiğin için ve bize aile,mal ve sağlık verdiğin için sana hamd ederiz.
düşmanlarmızı bastırdın
rızkımızı genişlettin.ayrılıklarımızı giderdin bizi
topladın.sağlık verdin bize.senden ne istediysek hepsini verdin.bütün
bunlardan dolayı sana çok çok hamd ederizTüm nimet için eski ya da
modern,gizli ya da alenen,özel ya da genel ,ölüyen ya da yaşan,mevcut ya da
yok teşekkür ederiz.
Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e,
O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır. (1)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Şeyh İmam İbn-i Kayyim-Allah ruhunu korusun-onun kitabında S163 dedi : Hasan el-BasriAllah ruhunu korusun-konuşması başlaınıca Allah'a hamd olsun Ey Allah….diyordu.
8
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hadis Şerif
Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
“Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların
inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir
keler deliğine girecek olsalar siz de onları takib edeceksiniz.” ( muslim)
9
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Kitabın Fikri
Yazar , törnler ve protokolün içerdiği yayınlardan, yayıınlayan kişilerin kişisel
seviye üzerinde ve görgü kuralları , resmi seviye üzerideki diplomasiyi farketti.
Ve batı kültürünün tatbik ettiği ve sanki islam kültürü ve arap kültürü gibi
tatbik ettığımiz bu uygulamaları terketmemiz gerektiğine dikkatını çekti bizim
bu durumda yabancı müstehcen anlayışına karşı çekimser kalmamız
gerekir.ve işlerin birbirine karışması denilebilir ki,iletişim organları kişisel
ilşkiler ve uluslararası buluşmalar.bu konudaki görüşümüz şu ;biz ümmetin
fikrine dayanmamız gerekir.En başında da kitap ve Peygamberıimizin
sünneti.ayrıca selefıne davranışlarına dayanmamız gerek.bunu durumumuzu
düzeltmek doğru yolumuzu bulmak ıçin yapmalıyız.yazar, bu kitabında
kütürümüzü anlamamızı hedeflemektedır.bu manada kültürümüz kurumadı
yolumuzu aydınlatmaktadır.böylece terimlerimize anlayıslarımıza
yeniden
değerlerimizin yeniden kurulmasına düşkün oluruz.bunun açıklaması güçlü
dayanaklarımızın programlarına dönmemize sebep olur.güçlü dayanklarımız
ise Allahın kitabında ve Rasulullahın sünnetınde vardır.bunun anlamı edep
kurallarını bütün işlerimizde ve başkaları ile olan ilişkilerımizde uygulamaktır.
kültürel ve dini mirasımızda olan ahlak ve hazınelerimizi paylaşmamız
gerektigini.böylece allahın rızası hayrın yayılması ve pek çok güzelliğin ve
faydalı ahlakın gerektiğini bu kitap bize düşündürdü. ilmimizle bize dayda
vermesini
bize faydalı olan şeyleri öğretmesini allahtan istiyorum.Bütün
işlerimiz allah rızası içıin olsa ve yazar bütün hayatı boyunca bu şekilde
davansa o allahın rızasına kavuşur.Amin .. Salat ve selam peygamberlerin en
değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır.
11
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪11‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ـ‬Önsöz
Ey Rabbim ! Zâtının Celâline ve Saltanatının büyüklüğüne yakışır şekilde Sana
hamdolsun.ve Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz
Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır.Allah kitabında Hz
Muhammed hakkında dedi: (ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin) (Kalem
suresi: 4) ve o Kuran zemin üzerinde yürüyordu. Peygamberimizin ahlâk ve
yaşayışı Hz. Aişe annemize sorulduğu zaman "Siz Kur’an okumuyor musunuz?
O’nun ahlâkı Kur’an’dan ibâret idi." (2) diye cevap vermiştir. (1)Hz.
Muhammed üstün kişiliği, güvenilirliği , insana değer vermesi , hakkı
gözetmesi , sabırlı ve hoşgörülü oluşuyla en güzel örnektir.Hz. Muhammedin
en önemli özelliği , başkalarına önerdiği öğütleri ve ahlak kurallarını önce
kendi yaşamında uygulamasıdır. O , kendini başkalarından üstün görmemiş ,
Kuranın öğütlerini ve yasaklarını yaşamının her anında uygulamıştır.
bugün islam aleminin durumu ve yaşadığı krizler düşünüldüğünde en
tehlikelisi kimlik krizidir.diğer sektörlerin sahip olduğu şeyi alırsa ve faydalı
ilmin bulgularını isterse müslümanların hayatlarını ıslah etme saygı ve
temizlik kuralları konusundaki gelenekleri (isterse) fayda ve çıkar sağlayan,
müslüman adam görünümündekine iyilik getiren sistemin görünüşü yaşadığı
toplumsal hayatta ve evinde ve hayatının sahnesi olan çevrede ,şüphesiz ki
bunların hepsi bizim dinimize çağıran ve inancımız bizi ona davet
etmektedir.Dinimizin yasakladığı tehlikeli şeyler Kör taklidi Formaliteler
amacı ve çıkan olumsuz etkileri ve doğru olduğuna bakılmaksızın Bazıları
tarafından alındığı Sözel davranış ve pratik tezahürlere dinimizin çizdiği
davranış kurallarına muhalifyenilikten uzak durmalıyız.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari’den rivayet edildiğine göre.Abdul Razzak ve İbn CerirAhmed’den rivayet edildiğine
gore , Kalem Suresi Tefsiri’nde , Müslim’den rivayet edildiğine göre. (746) , Ebu Davud’dan
rivayet edildiğine , sehih elcami’ye de bak 4 / 238 ( 4678)
12
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hayatımızda özgünlük kaynakları aramak için arayış içinde üzerimize düşen
nedir bireysel ve kamusal yaşam reform, ve biz onları hayatımızın ölçüsü
güncellemeleri ne temellerini göstermek ve bizim ilişkileri, diğer ulusları
ölçmek için belirli miras yapmalıyız.Aynı zamanda, kendimizi kaptmayız ve
iyilik reddetmeyız.Hikmet müminin yitik malıdır,nerede bulursa alır.
Yazar görevlerini
tesbit etti.bunlar günlük yaşantımızda aslıldan, milli
kaynaklaradan kuran ve sünettle beslenen sağlam zevten, islamı fikir
kaynaklarımızdan ve arap kultur kaynaklarındanuzaklaşmaya karsı uyanık
olma dersini aldığını belirtmektedır.. islam, güzel nasihat ve tatlı sözle davet,
kolaylaştırma, şefkat ve rahmmetle hayatı islah etmek için geldi. Ve işbirliği ve
dayanışma, beraberlik ve yumuşak yabancılaşmamak ve eli ağır ve aşırı giden
ve tedbir üzerinde genellikle İslam toplumu ve insani topluluk kurdu.
Bilinmesi gerek ki, ,diplomatik,nezaket,merasimler,karşılamalar,misafirleri ve
heyetleri selamlama ve ikram etme kuralları,butun ayrıntılarıyla abbasıler
emeviler ve peygamberımızın kurduğu devlet zamanında bilinıyor ve
uygulanıyordu.Hatta bütün ayrıntıları ile başka devletler de bu üsülleri
görerek öğreniyorlardı.
müslümanlar ınsanlığa onurlu olmanın yolunu gösterdiler, ınsalnlık ,güvenlik
ve barışlık ve refahlığı elde etti, ve insan ilişkileri Tarihin en iyi aşamasında
gelişti.
İnsanlık tarihine bir göz atacak olursak onların güçleri ve ıtıbarları vardı.Bu
dinlerini tatbık etmenin sonucu ıdı.Ve din onları misafire ıkram etmeye tesvik
ediyordu.
13
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ne olursa olsun bazıları, ınsanlarla ilişkilerde gelişme göstermektedirler.Biz bu
ahlakı gelişmişliğin çok örneğini ıslam ahlakında görürüz. ama ne yazik ki
müslümanlar bu ahlak kurallarını ihmal ettiler ve onlara artık uymaz oldular.
Diğerleri bundan yararlandılar ve pratik hatta uyguladılar ve bunun saysınde
başardılar, Mesela verilen sözde durma , işte dürüstlük , doğruluk ve büyük bir
dereceye kadar iş ve pratik hayatta vefalı olmak gibi.üzülerek ifade edeyim ki
islam ülkelerindeki müslümanlar ihtilaflarla uğraştılar ve sadece başkalarını
taklit ettiler.bizden başka hiçbir milllet bu kadar başkalarını taklit
etmedi.ettiler.özelikle batıyı beğenmiş insanlara soruyorum ve onlara diyorum
ki,islamda olduğu gibi onların anayasaları var mı? Onlarda hayatı kuşatan
kurallar var mı ? mesela oturma adabı konuşma adabı şu içme adabı hatta
uyuma adabı daha başka tuvalete girme adabı ,ihtiyaç giderme adabı ,nasıl
uymak gerek yemede ve içmede ölçü.aile içi ilişkıler ve cima adabına
varancaya kadar ve daha baskaalrı.hepsi ıslam adabından. okuyorum ve
dıyorum islamda yaşamla ilgili hayatı kurallar var.İslamdan başka hangı
millet ve hangı dinde bu konular bu şekilde acık acık var? Dinimiz islamın
ortaya koyduğu gibi bunları ortaya koyan hangı din hangı millet ev kurandan
başka hangı kitap var.
yazdığım doğru olursa allahdan ,eğer yazdığım yanlış olursa kendim ve
şeytandandır.Yardım allahtandır.
ve Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e,
O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır.Son dua Allah'a şükür.
yazar
15/10/1426.
14
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪15‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
özel davet
turistik gezi,eğitim,iş gezisi,resmi gezi yapan ülkesini temsil eden
herhangi
bir Müslüman iyi davranışlar gösterirse allaha hamd olsun .Belki sorulacaktır
bu özellikleri nasıl kazandın bu özellikleri sana kazandıran senin ilk kaynağı
nedir? Bu durumda iş allaha dayanmaktadır.çünkü o müslümanı yarattı ,
nimetleri ile onu terbie etti.onun için her türlü imkanı oluşturdu, ona rahmet
peygamberini gönderdi.Bu ahlakın kaynağının anne ya da baba olduğu
söylenemez.bu fazılet herhangi bır insana verilemez.çünkü onlar yaratılmıştır
ve onlar insandır.bütün bunları veren sanı yüce olan allah verdi.o allah kı her
turlu nıksanlıklarda uzuaktır,o bızı terbıye edendır,o bize öğretendir,o bizi
hidayete erdirendir.özet olarak bütün fazıletler,üzeremizdeki bütün nimetler
ondandır.ve O bize peygamberi ve kuranı gönderdi peygamberinin her zaman
taze olan yardımına bizi eristirdi.
O
salım
dindir
şeriattır.ounun
kuralları
ile
büyüdük
ve
doğruyu
bulduk.annemizin sütünü emdik.ve o şekilde büyüdük.Bize müslüman olmayı
nasıp eden ve bizi fıtrat üzere büyüten allaha hamd olsun.
(Insanları) allah'a çağıran iyi iş yapan ve ben müslümanlardanım diyenden
kimin sözü daha güzeldir ? (fussilet suresi – 33).
Fatiha suresinde ve besmelede ifade edildiği gibi bu allahın müslümanlara
özel olarak ve bütün yaratılmışlara genel olarak allahın rahmetıdır.
16
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪17‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Birinci Bölüm
İslam'da diplomasinin temelleri
18
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪19‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
birinci bölüm
İslam'da diplomasinin temelleri
birinci: Genel Elemanları :
İslam diploması ülkeler, haklar ,ve fertler arasındaki gerçek ilişkilerin tüm
esaslarının temsil edildiği birkaç ana esasa dayanır.Her türlü noksanlıklardan
beri
olan
allah
taala
insanlığı
yüksek
değerlere
yaratılmışların en hayırlsı ve son peygamber olan
kavuşturmak
için
muhammed (s.v)
aleyhısselamı gönderdi.Ve Hidayet hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allahın
katından indirilen korunmuş kuranla geldi. iyi örnek şerefli peygamberin
hayatı ile geldi.ve onlar Kıyamet gününe kadar ınsanlığına ışıktır.
Bazıları batı diplomasısının yenilik olduğunu sanıyor.gerçekte ise batının
sahip olduğu iyi değerler bozulmamış islamın bütün esalarıyla,gerçeklıği ile
ve her şeyi kuşatmasıyla koyduğu değerlerdir.medeniyetin kaynakları Doğuda
Çin'e , batısında Atlantik Okyanusu , kuzey Endülüs'e Ve Avusturya'nın
başkenti eteklerinde uzanır.Bügün dünyada vahyın besigi,müslümanların
kalplerini kuşatan kabeye dönülerek namaz kılınmayan allahın birliğini ılan
temeyen ve minarelerinden ezan yükselmeyen çok az devlet var dünyada.
Bu allahın bir fazlıdır.eğer biz temellerimiz sağlam konursa devletler
arasındak iilişkilerin nasıl olması gerekiğini aşrımız da bilecek.batı ülkelerinin
koyduğu
lkelerin
kökleri
farklı
farklıdır.batı
doğurdu,savaşlarda mılyonlarca ınsan oldu.
21
ilkeleri
savaşları
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
aşagdaki bu Yüksek ilkeleri:
(1) Insan ırkının birliği :
bu birliği Allah'nın sözleri Nisa suresi başlangıçta gösterir : (Ey insanlar! Sizi
bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler
ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden
dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de
sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. (Nisa suresi : 1)
Insanlık kardeşliği iman kardeşliği ile örğülenip güçlendirilirse
müslümanların kıymetı ve gücü geri gelir. Bu ayette gösterilir: (Mü'minler
ancak kardeştir).(HUCURÂT Suresi:10)Abdullah ebin Ömer (r.a.)'den rivâyet
edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi:“Müslüman müslümanın
kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim, din
kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir…” (1)
Zira bu ahlak bütün ınsanlığı kuşatır.böylece ınsanlığın değeri yükselir.eğer
farlılıklar one çıkarılırsa ınaçlar da farklılasır.vaatn,dil farklılığı,renk,cinsiyet
farklılığı ınsanlığı yükselten seylerdir, Bu ayette gösterilir : (İşte bundan dolayı
(Tevrat'ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında
olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse,
muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını
kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsun
ki Resûl'lerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan
birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular).
(MÂİDE Suresi:32)
(2)
Doğruluk ve Adalet için tanışma ve işbirliği :
mademki insanlığın aslı bir ınsanalrın kabilelere ayrılması,dünyanın her
yerine yayılması,ınsanların birbirleri ile ayrılıklara düşmesine bazılarının
bazılarını ıstıla etmesine sebep olmamalı.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) (Buhârî, “Mezâlim”, (2262 , 6437 ); Müslim, “Birr”,4677.)
21
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sevgi ve yardımlaşmayı davet eder.takva ve allaha imanla bağlandıkları için
birbirlerinden artık ayrılmazlar.bu ayette gösterilir : ( Ey insanlar doğrusu biz
sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi
kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız,
Ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden
haberdardır.’’) (HUCURAT suresi-13)
Allah bu ilkeleri ilkele dinler olmasına rağmen koydu ki ınsanlar arasında
adalet ve doğruluk ilişikıleri oluşsu.bu ayette gösterilir : (Allah, sizinle din
uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve
onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.)
(MUMTEHİNE SURESI :8) tefsirlerde , din hususunda savaşmayanların ,Hz.
Peygamber'le anlaşma yapan ve ona sadakat gösteren huzaa kabilesi olduğu ,
çoğunlukla ifade edilmiştir bazılarına göre bunlar Mekke'de iman eden fakat
hicret etmeyenler veya kadınlar ve çocuklardır . Ayet , Hz. Ebubekir'in kızı
Esma'nın Mekke'de kalan müşrik annesinin , kendisi ziyaret için geldiğinde
kabul etmemesi üzerine nazil olmuştur . ancak ayetin hükmü umumidir. Esma
Bintu Ebî Bekr (r. anhâ) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi.
Hz. Peygamber’den (sas) sorarak: “Annem geldi, görüşüp konuşmayı arzu
ediyor, anneme iyi davranayım mı?” dedim. “Evet” dedi, ona gereken hürmeti
göster.”(1)
hadiste geldiği gibi:Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle nakletmiştir:Yanımızdan bir
cenaze geçmişti. Resulullah (asv) hemen o cenaze için ayağa kalktı. Biz de (ona
uyarak) kendisi ile beraber ayağa kalktık ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu bir
Yahudi kadınının cenazesidir." dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(asv):"Şüphesiz ölüm korkunç bir şeydir. Cenazeyi gördüğünüzde hemen ayağa
kalkınız." buyurmuşturKays b. Sa'dv'in (r.a.) rivayetinde İbn Ebu Leyla şöyle
nakletmiştir:Kays b. Sa'd ile Sehl b. Huneyf, Kadisiyye'de bulunurlarken
yanlarından bir cenaze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine; bu cenaze,
bu yer halkından (yani zımmilerden) dir, denildiğinde Kays ile Sehl de:
Resulüllah'ın (asv) yanından bir cenaze geçmişti. Allah Resulü, ayağa kalktı.
Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine bildirildiğinde: "Bu da bir insan
değil mi?" buyurdu.
islam , müslüman ve müslüman olmayan arasında barış yaptırdı. Bu ayette
gösterilir: (Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül
et, çünkü O işitendir, bilendir.) (ENFÂL SURESI – 61)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) (Buhârî, Hibe ( 2427), Edeb 5978) (5979) , Müslim , Zekat (1671)
(2) .(Buhârî, Cenaiz, 78,Hadis no:1229). .(Müslim, Cenaiz, 78,Hadis no: 1596)
22
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(3)
İslam evrensel bir dindir :
islam öncesi her peygamberin masajı sadece kavmine Kavmineymiş, ve Bu
ılahi yol ile ınsanlık hayatı yakınlaştı.o hıdayet yolunu peygamberler ve en
sonunda peygamberimiz getirdi.Bu ayette gösterilir : ((Yerine göre)
müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler gönderdik ki insanların
peygamberlerden sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah izzet ve
hikmet sahibidir.) (NİSÂ SURESI- 165 ) da Allah dedi : (Biz seni müjdeleyici
ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı
(peygamber) bulunmuştur.) (FÂTIR SURESI– 24Bu ilahi vahıy neyirler
gibidir.onlar göllere dökülür.ve muhammedin risalet mesajının ağzına
ulaşır.Allah dedi : (Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nuh'a
tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye
ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a
ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve
kendisine yöneleni de doğru yola iletir.) (ŞÛRÂ SURESI- 13 ). Böylece, islam ,
öncedeki dinler tamamlamak için bütün insanlara geldi.Allah dedi : (De ki: Ey
insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın
elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve
ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman
edin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız.) (A'RÂF SURESI - 158 ) da Allah
dedi : (Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o,
Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla
bilendir.) (AHZÂB suresi- 40).
Islamın amacı evrensel mesaj vermektır.dıplomatık amacı bütün ınsanlara
hıtap etmektır.Mükemmel sıyaseti ınsanlarla iletişım yoları oluşturmaktı
bunun için Allah en iyi yönetimi seçti. Ve o dedi : (Resûlüm!) Sen, Rabbinin
yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!
Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok
iyi bilir.) ( NAHL suresi - 125 ) da Allah dedi : (Kullarıma söyle, sözün en
güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın
apaçık düşmanıdır.) ( İSRÂ suresi- 53 ) Allah HZ. Muhammed'e diyor :(O
vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı
yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları
affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin
zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp
güvenenleri sever.) ( ÂLİ İMRÂN SURESI – 159 ) çok ınsanlar islam dini
girmek için yumuşak davranla allaha ınsanların devat etin.
23
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
allah taala iyi bir örnek olmaya önem verir.Allah dedi : (Andolsun ki,
Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı
çok zikredenler için güzel bir örnektir.)
( AHZÂB SURESI- 21 )allah
kolaylaştırmayı amir verdi,çünkü islam insanın doğasına uygun ve şidetten
nefret eder.Allah dedi:(Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti;
din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde
(de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız
için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size
"müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a
sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!)
(HACC SURESI- 78) ,Abu Hurairah (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre
Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi:( Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz,
nefret ettirmeyiniz”) (1) Bu Peygamber'in emri gerçek davranış olması
gerekir.Hz. Aişe der ki: “Resülullah iki seçenek arasında özgür bırakıldığında,
günah olmadığı sürece mutlaka en kolayını seçerdi. Günah olursa bundan en
uzak insan o olurdu.”(2).
Ve bu üç ilke temsil eder :davette yumuşak davranma, iyi örnek , kolaylık ve
kritik olmama.Diğer etkili iletişim ve diyalog sanatı güçlü bir unsurudur.ve
Batılı psikoloji ve sosyoloji ve iletişim çalışmaları ve araştırma esasdır.Küdretli
allah kullarının ve milletlerinin gittıği yolu karekterlerini ve ibadetlerii bilir ve
görür.
(4)
sözleşme ve vaadini tutma:
Islam vefayı söz verme olarak kabul eder.söz verme ve mesüliyet ınsanı
bağlar.büyük söz kısının ahdine bağlı kalmasıyla alakalıdır.o da allahın
birlğini bilmeye.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhariİman bölümüde (38).
(2) Buhari ‘den rivâyet edildiğine göre (3296) , edep , (5661) Müslim'den rivayet edildiğine
göre.(4294)
24
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah dedi : (Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir
düşmanınızdır demedim mi? Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur demedim
mi?) (YÂSÎN SURESI 60- 61 )Bu şekilde verilen sözlerle sorumluluğunu bilme
anlayışı gelişir.verilen sözlerde durma devam ettikçe işlerde ıhtılaf olmaz.vefa
allahın farz kıldığı gibi ınsanlar arasında gelişir.Allah dedi : (Rüşd çağına
erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve
tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz
söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü
tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.) (EN'ÂM suresi –
152) da Allah dedi : (Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin
ve Allah'ı üzerinize şahit tutarak, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın.
Şüphesiz Allah, yapacağınız şeyleri pek iyi bilir.) (NAHL SURESI - 91 )
(Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın.
Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.)
(İSRÂ - 34 ) Verilen sözlerde durmak allahın kesın olarak bizden
istediklerindendir. Verılen
sözde durmak hükümlere sıkı bir şekilde
sarılmaktır.
Allah maide suresinde diyor: ( Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine
getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size
okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helâl kılındı. Allah dilediğine
hükmeder.) (MÂİDE SURESI
1) Bu allahın kulları ile yaptığı bır
sözleşmedir.ve onları hükümleriyle bağlar.başlangıçta batıya ait terim olarak
bilinen modern batı kanunlarını adlı ve ıslamın halklar ve fertler arasındaki
ilişkilerini düzenleyen fıkıh esaslarının yerine koydu. 1969 yılında Antlaşmalar
Hukukuya göre Viyana Sözleşmesi temelidir.
İslama göre vefa sözünde durmak
güvenmek ve ıtımat etmektir.Hz.
Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Emanete riâyeti olmayanın imanı
yoktur, sözünde durmayanın da dini yoktur.”(1)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ahmed bin Hanbel , dört yerde onu rivayet etmiş : ( 11935 ) , (12722 ) , (12722) ,
(12722) , (13145) , Sehih Elcami 6 / 132 (7056)
25
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdular : Dört huy vardır ki bunlar kimde
bulunursa o kişi tam münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa,
onu terk edinceye kadar o kişide münafıklıktan bir sıfat bulunmuş olur:
Emanete ihanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verince sözünden
döner. Düşmanlıkta haddi aşar haksızlık yapar." Kaçınılmaz olarak İlişkilerde
karşılıklı memnunıyetin oluşması için iyi nıyeti olmak ve güven duymak
sarttır.
Allah dedi : (Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali
müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek)
yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.) (NİSÂ
SURESI – 29) Islam dini aynı zamanda sözleşmelere sadık kalma ve vaadını
yerine getirme konularına dikkat etmektedir.Allah dedi : (Bir toplum diğer bir
toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir
fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın)
gibi olmayın. Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkında ihtilafa
düşmekte olduğunuz şeyi kıyamet gününde mutlaka size açıklayacaktır.)
(NAHL SURESI – 92).Eğer bu hatalar bilinirse Husumet düşmanlığın ve
gururun ve Verdiğiniz kendinize ait sözleri yerine getirin ve hatırlayın kı
toplum esitlik yaygınlaşsın Allah dedi :((Antlaşma yaptığın) bir kavmin
hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde
bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez) (ENFÂL suresi 58 ) Resûlüllah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi:“Kim bu hıyanetliği yaparsa,
kıyamet gününde hıyanet ettiği şeyle gelir.)
Ikinci : islam diplomasına ampirik yöntemler :
Aşağıdaki gibi temsil eden :
(1) Başarma isteği ınsanı mötive eder:
Kureyşliler , Allah'ın peygamber sahiplerine karşı sertleşmiş. ve bu mesele h.z
muhammedi çok üzmüş.Habeşistan dini Hristiyanlık imiş.Habeşistan’ın
hıristiyan kralı en-Necâşî hakimiyeti altında yaşayanlara iyi davranan adaletli
bir hükümdarmış.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari iman,33, Müslim iman 88
(2))Buhari 'den rivayet edildiğine göre.(5709) ve( 5710 ).müslim ' den rivayet edildiğine göre.
Cihad ,(32669) ve (3268).müslim de başka bir telaffuz ile rivayet etmiş (2265)
26
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bu duruma işaretle Hz. Peygamber ashabına şöyle buyurdu: “ Habeşistan’a gidin.
Zira orada ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir hükümdar iş başındadır. Orası
bir doğruluk ve dürüstlük ülkesidir.Allah bir kolaylık verinceye kadar orada kalın."(1)
.İslâm’da ilk hicretmiş.bu hicret kafirler umudunu kesmiş, kefirler eziyatından
müslümanları korumuş , Nagaci islam dinine girmiş ve İslam yüzden destekçileri ve
yardımcıları kazanmış.
(2)Sözleşme ve biat Antlaşması:
düşünceyi geniş ve anlaşılır sunmak diplomasının kurallarındandır.Ve insanlarla
iletişim kurma ve onlarınla konuşma.böyle peygamber yapmış:
Peygamber Efendimizi himaye eden amcasi Ebu Talib`de vefaat edince
Kureys
musrikleri
iyice
azitmislardi.Bunun
üzerine
Resulullah
(s.a.v.),nubuvvetin onuncu yllında, Saban ayının bitmesine üç gece kala, Zeyd bin
Harise`yi (r.a.) alip, Mekke`ye yaya yürüyüşüyle bir günlük mesafedeki Taif`e gitti.
Orada bir ay kadar Sakifilileri islam`a ve iman`a davet etti.Taiflilerden hiçbiri
iman etmedi
Peygamberimiz (a.s.m.) her yıl hac mevsiminde çevreden gelen insanlara İslamiyet’i
anlatıyor, onları Müslüman olmaya davet ediyordu. Çoğu onu red­dediyor, iman
etmeye
yanaşmıyordu.
Fakat
Peygamberimiz
ümidini
yitirme­den,
durmak
dinlenmek bilmeden davasını tebliğ ediyordu.
Medi­ne’de canla başla tebliğ vazifesinde bulundular, birçok kimsenin İslam’la
müşerref olmasına vesile oldular. Bir yıl sonraki hac mevsiminde de 12 kişilik bir
heyetle Akabe’de Peygamberimizle buluştular. Peygamberimizin isteği üzere, hiçbir
şeyi
Allah’a
ortak
koşmayacaklarına,
hırsızlık
etmeyeceklerine,
çocuk­larını
öldürmeyeceklerine, iftirada bulunmayacaklarına, hiçbir hayırlı işe muhalefet
etmeyeceklerine dair Re­sû­lul­lah’a söz verdiler. Bir müddet sohbet et­tikten sonra
da Re-sû­lul­lah’tan izin alarak oradan ayrıldılar. Peygamberimiz de, İslamiyet’i
öğretmesi için büyük sahabi Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) onlarla Medi­ne’ye gönderdi.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Fethu'l-Bariye bak 7/268 , Ömdet El-kari 70/268 ve hadis siyar ve Mağazi’de
S.123İbn İshak, 'den rivâyet edildiğine gore , İbn Hişam Biyografi 1/ 80 veya 1 / 413 ,
Dr Mehdi Rizkallah onun kitabında (Peygamber Biyografi ) S.197 : bu hadis iyidir
dedi.
27
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ertesi yıl hac mevsiminde 73’ü erkek 2’si kadın 75 kişilik bir heyetle Aka­be’ye
geldiler. Re­sû­lul­lah ile buluşup sohbet ettiler. Peygamberimiz onların arasından 12
temsilci seçti. Es’ad bin Zürâre’yi de bu 12 kişinin temsilcisi olarak tayin etti.
Temsilciler, temsil ettikleri gruplarla konuştular. Onlara, Re­sû­lul­lah’a yapacakları
biatın önemini anlattılar. Sonra da temsil ettikleri grubun önüne düşerek
Re­sû­lul­lah’a biat ettiler. Hz. Es’ad biat ederken şöyle diyordu:“Ben Allah’a ve
Allah’ın Resûl’üne verdiğim sözü tamamlamak, yerine getir­mek, yardım
hususundaki sözümü fiilimle gerçekleştirmek üzere biat ediyo­rum.”Biat işi
tamamlanınca Medineli Müslümanlar oradan ayrıldılar. Medine’ye hareket ettiler.
İman faaliyetine başladılar.(1)
Medine’ye hicret etmesi için zemin hazırladılar. ve İslami Dawada iki dönem arasında
dönüm noktası tarıihli bir olaydır.
Birinci :Mekke'de Jaahili toplum islama düşmandır.
Ikinci :peygamberlik diplomasi aşağıdakide başardı : Evs ve Hazrec arasında barış
sağladı , Muhacirler Ensar ile birleştirdi ve şartları altında Yahudilerin Antlaştı.Bu
sözleşme bir şehir devleti için tasarlanan bir anayasa olmakla birlikte İslam’ın
evrensel kurallarını da içermektedir.Fakat özel anlamda, Medine’de yaşayan
topluluğun savunma, kanun koyma, yardımlaşma, adalet işleri ve savaş hukuku gibi
tüm temel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v) kurulan
bu şehir devletinin başı durumundaydı. Sahabileri de “yöneticiler zümresi” diye ifade
edilebilen bir konumdaydılar. Bazılarının aklına gelebileceği gibi Resulüllah (s.a.v)
lüks bir hayat sürmek ve kendisine bağlı olanları daha müreffeh dünyevî bir hayata
kavuşturmak için bir çaba içinde değildi. Onun amacı insanların güvenliğini ve
herkesin güven içinde istediği yere seyahat etmesini sağlamak ve adaleti yaymaktı. Bu
dönemde başta Hz. Peygamber (s.a.v.) olmak üzere bütün Müslümanların hayat
düzeyinin daha zahidane ve mütevazı olmak mecburiyeti vardı. Çünkü kadın, erkek,
genç, ihtiyar her Müslüman günde beş vakit namaz kılmak zorundaydı. Resulüllah’ın
(s.a.v) devlet başkanı olması, asayişi ve güvenliği sağlama ve toplumun hayatını
hukukî bir düzene sokması açısından önemlidir. Eğer böyle bir devlet nizamı
kurulmamış olsaydı, özellikle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Medine’ye teşrifinden sonra
Medine sokakları ve çevresi tamamen güvensiz olacaktı.
(3)Barış ve adalet temelleri bina etme:
devletle ilgil ilişkiler Rasulullah daveltini sağlam delillere dayandırdı ve onu
müsamaha esasaları üzeriıne bina etti ve şimdi uluslararası ilişikler ilimi
bilinmektedir. ve bu diplomasinin temel taşlarından biridir.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Hişam:Peygamber (s.a.v) Biyografi.10 / 446
28
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İbnu Hişam, İbnu İshak'tan naklen şöyle diyor: "... Bir antlaşma yapmak üzere
Kureyş kabileleri birbirlerini davet ettiler ve Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde
toplandılar.
Şerefine
ve
yaşına
hürmeten
toplantı
onun
yanında
yapıldı.(1)Haşimoğulları, Muttaliboğulları, Esed ibnu Abdiluzza, Zühre ibnu Kilab ve
Teym ibnu Mürre gerek Mekke halkından, gerek Mekke dışından oraya gelen biri
zulme uğradığında onun yanında yer alacakları konusunda yemin ettiler. Zulmü
defedinceye kadar zalimin karşısında dikileceklerdi. İşte bu antlaşmaya Kureyşliler,
Hılfu'l-Fudul adını verdiler." İbnu İshak diyor ki: "Muhammed ibnu Zeyd ibni
Muhacir'in Talha ibnu Ubeydillah ibni Avf'tan onun da Zühri'den rivayet ettiğine göre
Zühri, Resulullah (s.a. s.)'in şöyle dediğini duymuştur: "Ben Abdullah ibnu Ced'an'ın
evinde yapılan bir antlaşmada hazır bulundum. Böyle bir toplantıda hazır bulunmam
benim için kırmızı develere sahip olmamdan daha sevimlidir. (2)İslam'da da böyle
bir antlaşmaya davet edilsem yine icabet ederim. Arap kavmi arasında en şerefli
antlaşma olarak kabul edilen antlaşma işte bu antlaşmadır. Bu fikri ilk defa ortaya
atan ve insanları böyle bir antlaşmaya ilk davet eden Zübeyr ibnu Abdilmuttalib'dir.
Hendek Savaşı kazanmasından sonra resullah üç karar aldı :
Diğer cepheler,
medinedeki yahudiler ve Kuzeyde Albezintah devlete dikkat etmek için Kureyş ile
savaşı durdurma .
onundan yakın amacı umre idi sonra :
(1) kuzey cephesinde (hayberde) kışkırtıdığı yahudilere
dikkat etmek için güney
cephesinde savaş durdurma.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ahmed'den rivâyet edildiğine göre.3/121 (1567).Elelbani onu doğru hadislerde
koydu 1900 , Sehih El-cami’e bak 3 / 230 (3611) , El-rod El-enf’e 1/156 , 155
(2) Buhari'den rivâyet edildiğine göre.cihad , (2529) Ahmed’den rivâyet edildiğine
göre.(18166) ve ( 18152 )
29
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(2) Hac ve Umrede Müslümanların hakkını kanıtlama.
(3) Kureyş ile geçici barış anlaşması imzalanması çünkü bu antlaşma ile ilk defa
Müslümanların varlığını tanımış oldular ve birçok kişi, islam diniye girdi, ve Bu
zaferin diplomasiyle elde etmiş.
bu iş uzak amcı ise , Kureyşe demek : Mekke putperestliğin bir ev değildir.Bunun için
,Hz. Peygamber'in ve Müslümanların umre için Medine'den Mekke'ye hareketini ve
antlaşmadan evvel Hudeybiye'de gerçekleşen Rıdvan Bîatı'nı ele almamız gerekir. Hz.
Peygamber, hicretin 6. Yılı Zilkade ayının başında, rüyasında Kâbe'yi tavaf ettiğini
gördü. Bunun üzerine umreye gitmeye karar verdi. Yerine Abdullah b. Ümmü
Mektum’u bırakarak 1500 civarında sahâbî ile birlikte Medine’den hareket etti.
Müslümanlar yanlarına yolculuk silahı olarak sadece kınlarına sokulmuş olan
kılıçlarını aldılar. Hz. Peygamber gerekirse savaşmak için silah alınması yolundaki
teklifleri kabul etmedi. Kurbanlık olarak yetmiş deve aldı. Hâli vakti yerinde olan bazı
sahâbîler de kendi kurbanlıklarını aldılar. Hudeybiye'ye kadar Zülhuleyfe, Melel,
Ravhâ, Ebvâ, Cuhfe, Harrâr ve Usfân güzergâhı takip edildi. eygamberimiz bazı
sahâbîlerle birlikte Zülhuleyfe'de umre için ihrama girdi. Sahâbenin bir kısmı da
Cuhfe'de ihrama girdiler. Peygamberimiz, içlerinde Abbâd b. Bişr’in de bulunduğu
yirmi kişilik bir süvârî birliğini öncü olarak ileri gönderdi. Umre yapmak maksadıyla
yola çıktıklarını Mekkelilere haber vermek üzere, Huzâa kabilesinden olup o sırada
Medine'ye gelen ve buradan kendisiyle birlikte hareket eden Büsr b. Süfyan’ı
Mekke'ye gönderdi ve topladığı bilgilerle geri dönmesini istedi. Ebvâ'ya uğrayarak
annesinin kabrini ziyaret etti. Büsr b. Süfyan, Usfân yakınlarındaki Gadîru’l-Eştât
denilen yerde Hz. Peygamber'e gelerek tespitlerini anlattı. Büsr, Kureyş müşriklerinin
Müslümanların geldiklerini duyduklarını, korkuya kapılarak çevreden asker
topladıklarını, Mekke’deki dağ başlarına gözcüler diktiklerini, Müslümanları Mescid-i
Haram'a sokmak istemediklerini, savaş için hazırlık yaptıklarını ve Halid b. Velid’i bir
grup süvari ile gönderdiklerini ayrıntılı olarak haber verdi. Gerçekten Halid b. Velid
iki yüz atlı ile Gamîm mevkiine geldi. Müslümanlar namazlarını korku namazı
hükümlerine göre kıldılar. Hz. Peygamber, Büsr'ün getirdiği haber üzerine, doğruca
Kâbe’ye ilerlemek veya Kureyş’e destek veren kabilelerin üzerine yürümek hususunda
sahâbîlerin görüşüne başvurdu. Hz. Ebû Bekir, doğruca Kâbe’ye yürünmesi, şayet
engel olunursa çarpışılması yönünde görüş beyan etti. Mikdad b. Amr ve Üseyd b.
Hudayr da bu doğrultuda sözler söylediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Biz
kimseyle savaşmak için değil, umre için yola çıktık" dedi ve Mekke'ye doğru
yürümeye karar verdi. Müşriklerin keşif kollarına yakalanmadan, Mekke'ye 17 km.
mesafede bulunan Hudeybiye kuyusuna ulaştı. Burada konakladığı sırada Huzâalı
Büdeyl b. Verkâ, kabilesinden bazı kimselerle Hz. Peygamber'in yanına geldi. Büdeyl,
Mekke'de bir evi bulunduğu için müşriklerin Müslümanlar aleyhindeki
faaliyetlerinden haberdardı. Nitekim müşriklerin ne pahasına olursa olsun
Müslümanları Mekke'ye sokmamakta kararlı olduklarını haber verdi. Hz. Peygamber
ona savaşmak amacıyla değil, Kâbe'yi ziyaret için geldiklerini, şayet engel olan olursa
savaşacaklarını söyledi. Büdeyl doğruca Mekke'ye giderek bu bilgiyi müşriklere
aktardı. Bundan sonra Hz. Peygamber'le Kureyş arasında karşılıklı elçiler gidip geldi.
31
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamberimiz sadece umre için geldiklerini, Kâbe'yi tavaf edip geri döneceklerini,
yanlarında kurbanlıkların bulunduğunu ve kimseyle savaşmak istemediklerini
bildirmek üzere Hırâş b. Ümeyye’yi Mekke'ye gönderdi. Fakat müşrikler ona çok kötü
davrandılar. Hatta öldürmek istediler. Hırâş geri dönerek durumu Hz. Peygamber'e
anlattı.
Bu
arada
Kureyşlilerin
Müslümanlardan
birini
yakalamaları
için
gönderdikleri kırk veya elli kişilik bir birlik, İslâm askerlerinin etrafında dolanırken
sahâbîler
tarafından
yakalanarak
Hz.
Peygamber'in
huzuruna
getirildi.
Peygamberimiz onları affetti ve serbest bıraktı. Halbuki onlar Müslümanlara taş ve
ok atıyorlardı.Peygamberimiz geliş amacını Kureyş müşriklerine iletmek üzere bu
defa elçi olarak Hz. Ömer’i göndermek istediyse de o, Mekke’de kabilesinden
kendisini
savunacak
akrabası
bulunmadığı
ve
Kureyş'in,
kendilerine
olan
düşmanlığını ve sertliğini bildiği için gitmek istemedi ve Hz. Osman'ı önerdi. Bunun
üzerine Peygamberimiz Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke'ye gönderdi. Akrabasından o
zaman henüz Müslüman olmayan Ebân b. Saîd, Hz. Osman'ı karşılayarak himayesine
aldı. Müşrikler bu ziyarete izin vermeyeceklerini Hz. Osman’a da bildirdiler ve şayet
isterse sadece kendisinin Kâbe'yi tavaf edebileceğini söylediler. Hz. Osman bunu
kabul etmedi; bunun üzerine ona da kızdılar ve kendisini tutukladılar. Bu arada Hz.
Peygamber’e, Hz. Osman’ın öldürüldüğü şeklinde bir haber ulaştı.(1)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Imam ahmet 'den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve ( 18152 )
31
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
bu gelişme üzerine yeni bir savaş ihtimali belirmiş oluyordu. Peygamberimiz,
müşriklerle savaşmadan oradan ayrılmayacaklarına dair sahâbeden bîat almaya karar
verdi.(1)Hudeybiye’deki
konaklaması
esnasında
gölgelendiği
ağacın
altında
sahabeden, bir rivayete göre “ölüm üzerine”. Orada bulunmayan Hz. Osman'ın yerine
de, kendi sağ elini sol elinin üzerine koyarak bîat etti. Öte yandan, Müslümanların
Hz. Peygamber’e bağlılıklarını ve onun yolunda ölümü göze aldıklarını ortaya koyan
bu bîat hakkında Mekke'ye haber ulaştığında, müşrikler telaşa kapılarak Hz. Osman’ı
serbest bıraktılar. Ardından Süheyl b. Amr, Huveytıb b. Abdüluzzâ ve Mikrez b.
Hafs'tan oluşan elçilik heyetini barış yapmak üzere Hudeybiye'ye gönderdiler. Buna
göre, barış şartları içinde bu sene umre yapmamak kaydı mutlaka olacaktı. Karşılıklı
müzakereler sonucunda Hz. Peygamber ile Kureyş heyeti arasında İslâm’ın kısa
sürede Arap Yarımadası'nda yayılmasına ve Müslümanların yaklaşık yirmi iki ay
sonra Mekke’yi fethetmesine zemin hazırlayacak olan bir antlaşma imzalandı.
Fakat bu son durum, artık Müslümanların üzüntülerini dayanılmaz hâle getirmişti.
Hepsinin sinirleri gergindi. Hz. Ömer dayanamadı. Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna
gelerek: -Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden
bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s): -Evet ben
Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim
yardımcımdır, diye cevap verdi.(2)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn İshak, 'den rivâyet edildiğine göre.Ağacı Taahhüdü , 3/ 202 , İbn Abd alBarrönsöz’de 12/148 , Buhari’den ' rivâyet edildiğine göre.( 4169) , müslim’den rivâyet
edildiğine göre.( 1856)
(2) Imam Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre.( 18166) ve ( 18152) , Buhari’den rivâyet
edildiğine gore ( 2529).
32
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Süheyl ile Peygamber Efendimiz uzun uzun müzakerelere daldılar. Sonunda bir
uzlaşmaya varıldı. Hz. Ali’yı çağırıp ona “Bismillâhirrahmânirrahîm” diye yazmaya
başlamasını söyledi Allah’ın Resulü. Süheyl hemen itiraz etti. (1)“Bizim âdetimizde
böyle bir şey yok. Bunun yerine “Bismikallahümme” (Senin adınla Allah’ım) diye
yaz.” dedi. Hz. Ali, Süheyl’in dediği gibi yazdı.
Ardından Efendimiz “Bu, Allah’ın Resulü Muhammed’in Süheyl b. Amr ile yaptığı
barıştır.” diye yazmasını istedi Hz. Ali’den. O da yazdı. Süheyl buna da itiraz etti: “Biz
senin Allah’ın Resulü olduğunu bilmiş olsaydık zaten seninle savaşmazdık.(2) Bunun
yerine sadece kendi adını ve babanın adını yaz.” Efendimiz sabır taşlarını çatır çatır
çatlatan bu itiraza da hak verdi ve Hz. Ali’ye kâğıttaki “Allah’ın Resulü” ifadesini
silmesini emretti. Hz. Ali’nin dahi sabrı taşmıştı. “Ebediyyen silmem” dediğini
kaydediyor kaynaklar.
hudaibiya barışı , çok dersleri içerir en önemlisi aşağıdaki:
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) imam Ahmet'den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve ( 18152 )
(2) Buhari'den rivâyet edildiğine göre.(4251)
33
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
a- vaatı tutmamaya ve hainlik halinde sedece savaş açma ,Peygamberimiz savaş
amacıyla değil, sâdece Kâbe'yi ziyâret için gelmişti. Kureyş'le görüşmek üzere
Hz.Osman’ı Mekke'ye gönderdi.Hz. Osman'ın gecikmesi, Müslümanları
telâşlandırdı. Öldürüleceğine dâir söylentiler çıktı. Böyle bir ihtimâle karşı
Peygamberimiz (s.a.s.) gereken tedbirleri aldı.
b- Diğer taraf zaman ve savaşın yerini dayatmaya izin vermme ve provokasyon
tuzağnda düşmeme. peygamber , Allah"ın mesajı Hudeybiyede almış. Allah
dedi : (Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen
kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini
henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek
çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı
önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar
birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba
çarptırırdık.) ( FETİH SURESI- 25)Bu müslümanların kanların terör işleri
için
akıtan
ve
onların
şehit
olmalarına
sebep
olanlara
açık
bir
cevaptır.Hudeybiye'de on günden biraz fazla kaldıktan sonra Medine'ye
dönmek üzere yola çıktılar. Yolda Dacnân mevkiine geldiklerinde umre seferi,
Rıdvan Bîatı ve Hudeybiye Barışı'ndan bahseden Fetih Sûresi nâzil oldu.iki yıl
geçti bu şekilde şartlar hazırlanmıştı.kararlaştırılan vakitte müslümanların
tarafında on bin savaşcı toplanmıstı.
c-
Diğer tarafın hakkında bilgi toplama , onu gözlemeleme , casus gönderme ve
o savaş ya da barış istimesi bilme.
34
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
d- Şura meşrutur , Ama bağlayıcı değildir.bu mesele, bu ayet ile aksini kanıtlamar. (iş
hakkında onlara danış). ancak peygamber Allahtan emir almış ,Hz. Ömer deyince ve
Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna gelerek: -Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim
dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz.
Peygamber (s.a.s): -Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a
isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap verdi. (1)Peygamber üç
şey elde etmiş :
1- Hac ve Umrede Müslümanların hakkını kanıtlama.
2- Öte yandan Hudeybiye Barışı, Hayber Yahudilerini kuvvetli müttefikleri olan
Mekke müşriklerinden ayırmıştır.Çünkü bu antlaşmadan sonra, eskiden birbirlerine
müttefik gözü ile bakan Hayber Yahudileri, Kureyş, Gatafan ve Fezâre gibi kabileler
arasındaki işbirliği bozulmuştur.
3- Ayrıca, Müslümanların Kureyş müşrikleri tarafından resmen tanınmasını
sağlamıştır. Nitekim müşrikler, o zamana kadar tanımadıkları Müslümanları bu
antlaşma ile siyâsî bir güç olarak kabul etmişlerdir.
e-Resûlullah’ın hükümdarlara yazdırdığı mektuplar, gerek hitap tarzı gerekse
meramını ifade bakımından büyük bir diplomatik incelik taşıdığı gibi elçilerinin de
diplomatik
maharete
sahip
oldukları,
hükümdarların
huzurunda
yaptıkları
konuşmalardan anlaşılmaktadır. İbn Hudeyde, Hz. Peygamber’in elçi ve kâtiplerine
dair el-Misbâhu’1-mudî adlı eserinde kırk sekiz elçiyle ilgili bilgi verir. Resûl-i
Ekrem’in gelen elçileri karşılarken en güzel elbiselerini giydiğine, getirilen hediyeleri
kabul ettiğine ve misafirleri uğurlarken kendilerine azık hazırlatıp hediye verdiğine
dair kaynaklarda zengin malzeme vardır.
f-Diğer tarafa
nezaket
kendini kandırmaktan dönmek için bir şans verme için hoşgörü,
ve cömertlik göstermeli.Abu bakr öyle demiş ) en büyük zafer islamda
Hudeybiyedir.Peygamber bilyordu ki Kureyş on yıl boyunca ateşkesi tahammül
etmeyecek.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ahmed’den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve (18152) , Buhari 'den rivâyet edildiğine
gore, cihad ( 2761 ) ( 2529).Müslim’den rivâyet edildiğine göre.(1785)
35
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
g- Hz. Peygamber'in diplomatik açıdan büyük bir başarısıdır. Bütün bunlara ek
olarak Hudeybiye Barış Antlaşması'ndan sonraki ortamda İslâmiyet hızla yayılmıştır.
Öyle ki, antlaşmanın ardından gelen iki yıl zarfında İslâm'a girenlerin sayısı, o
zamana kadar Müslüman olanlardan daha fazladır.
hudaibiya barışı , Peygamberlik diplomatik dersleri sağlar:
a-Düşman tartışmada şiddeti ile yumuşak arasında dengeyi sağlar.peygamber ,
kureyş ile güçlü ayanı zamanda yumuşak idi.peybamber dedi : (Yazıklar olsun şu
Kureyşlilere, savaş onları yedi bitirdi. Benimle Araplar arasından çıksalar ne
kaybederler? Eğer Araplar beni ortadan kaldırsalar, istedikleri olmuş olurdu. Eğer
Allah beni onlar karşısında üstün getirse, bol servete kavuşmuş olarak İslâm'a
girerlerdi. Yok, eğer böyle yapmak istemeseler, güçlü oldukları hâlde savaşırlardı.
Kureyşliler ne sanıyorlar? Vallahi, Allah'ın benimle gönderdiği din uğruna cihat
etmeye devam edeceğim. Ya Allah bu dini üstün getirir veya şu bindiğim deve yalnız
kalır [canımı bu yolda veririm.]"(1)
Peygamber, dört Kureyş elçileri yumuşakle davranmış,ilk elçisini (Hrash İbn Ümeyye
)Kureyş yaptığına reğman. ama Osman ölümü yalancı haberi ulaştığında,şiddetli
olmuş.Bu arada Hz. Osman (r.a)'nın tutuklandığı ve öldürüldüğü haberi yayıldı. Bu
haber üzerine peygamber Efendimiz, bütün mü'minlerden "ölüm" üzere bey'at aldı.
Ashab-ı Kirâm'ın ölüm için yarışırcasına bey'at etmelerini müşriklerin casusları da
görüyorlardı. Bu durumu süratli bir şekilde Mekke'ye bildirdiler.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari : (5/351) -Ahmet- : ( 4/328) İbn Hişam : (323/3 )
36
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
elçileri
b--
iyice
seçme
ehabiş’in(1)akrabasından.sonra
:
Hraş
Osman
ibn
İbn
Ümeyyey’i
Affan’ı
seçildi.ve
o
seçildi.Resûlullah’ın
hükümdarlara yazdırdığı mektuplar, gerek hitap tarzı gerekse meramını ifade
bakımından büyük bir diplomatik incelik taşıdığı gibi elçilerinin de diplomatik
maharete sahip oldukları, hükümdarların huzurunda yaptıkları konuşmalardan
anlaşılmaktadır. İbn Hudeyde, Hz. Peygamber’in elçi ve kâtiplerine dair elMisbâhu’1-mudî adlı eserinde kırk sekiz elçiyle ilgili bilgi verir. Resûl-i Ekrem’in
gelen elçileri karşılarken en güzel elbiselerini giydiğine, getirilen hediyeleri kabul
ettiğine ve misafirleri uğurlarken kendilerine azık hazırlatıp hediye verdiğine dair
kaynaklarda zengin
malzeme vardır. Peygamberimiz geliş
amacını Kureyş
müşriklerine iletmek üzere bu defa elçi olarak Hz. Ömer’i göndermek istediyse de o,
Mekke’de kabilesinden kendisini savunacak akrabası bulunmadığı ve Kureyş'in,
kendilerine olan düşmanlığını ve sertliğini bildiği için gitmek istemedi ve Hz.
Osman'ı önerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke'ye
gönderdi. Akrabasından o zaman henüz Müslüman olmayan Ebân b. Saîd, Hz.
Osman'ı karşılayarak himayesine aldı. Müşrikler bu ziyarete izin vermeyeceklerini
Hz. Osman’a da bildirdiler ve şayet isterse sadece kendisinin Kâbe'yi tavaf
edebileceğini söylediler. Hz. Osman bunu kabul etmedi; bunun üzerine ona da
kızdılar ve kendisini tutukladılar. Bu arada Hz. Peygamber’e, Hz. Osman’ın
öldürüldüğü şeklinde bir haber ulaştı.osman da Mekke'de imana gelmiş bir kısım
erkeklere ve kadınlara varıp fethi müjdelemesini ve Allah Teâlâ'nın dininin yakında
Mekke'de ortaya çıkacağını haber vermesini de emretti. (2)Hudeybiye büyük zaferin
başlangıcıdır.H.z Ömer Resullah'a demek bunu teyit etmiş("Sen bize Allah'ın nusret
buyuracağını, gidip Kâbe'yi hep beraber tavaf edeceğimizi va'd etmiş değil miydin?"
"Evet,
vaad
etmiştim.
Ancak,
bu
yıl
gidip
tavaf
edeceğimizi
söylemiş
miydim?""Hayır.""O halde tekrar ediyorum: Sen muhakkak Mekke'ye gidecek ve
Kâbe'yi tavaf edeceksin."(3)
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ehâbiş adı verilen çeşitli kabilelerle ittifak antlaşmaları yapmışlardı.
(2) Waaqidi-Muhammed Gazali :Dar İslami kitaplar.Kahire 1982 AD , S. 250 , Waaqiditarihinde ( 130-207 H ) 601 , 606
(3) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre. Cihad ( 2731 ) ( 2529 )
37
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
c- Sabır , tereddüt etmeme ve ve iman gücü. Örnek : Rasûlullah (s.a.s) Hz. Ömere
dedi : Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır.(1)
Oldukları gibi olaylar :
Hz. Ömer dayanamadı. Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna gelerek:
-Sen Allah'ın
Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz,
neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s): -Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu
yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap
verdi. Sonra Hz. Ömer, o günkü halet-i ruhiyesini ve sonradan duyduğu nedâ­meti
şöyle anlatır:“Ben, hiçbir zaman o günkü gibi bir musibete uğramadım. Peygambere
(a.s.m.), hiçbir zaman başvurmadığım bir biçimde başvurmuştum. Eğer o gün, kendi
görüşümde bir topluluk bulsaydım, bu musalaha ve muahede yüzünden hemen
bunların içinden ayrılır, onların yanına varırdım! Nihayet, Allah Teâlâ, işin sonunu
hayır ve rahmet kıldı. Re­sû­lul­lah (a.s.m.) ise, işin böyle olacağını çok iyi
biliyormuş. O gün, Re­sû­lul­lah’a (a.s.m.) karşı sarfetmiş olduğum sözle­rim­den
duyduğum korkudan dolayı neticenin hayır olmasını ümit ederek oruç­lar tutmaktan,
sadakalar vermekten, namazlar kılmaktan ve köleler azat et­mekten geri
durmadım.(2)
üçüncü : Müslüman olmayanlar ile İlişkiler :
peygamberin
döneminden
beri
İslam
devleti
ilişkileri
hoşgörülülük
kurulmuş.Müslüman olmayan ile davranış yönetimi tespit etmiş.islami uluslararası
ilişikleri bütün dünyaya işbirliğini teyit emiş.ve Müslüman olmayan ülkeleri ikrar
etmiş.
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Waaqidi (2/606)
(2) Imam ahmet 'den rivâyet edildiğine göre. (18152)
38
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İslam'da
Habeşistan'a ilk hicrettir. peygamber Habeşistan’ın hıristiyan kralı ile
mektup yazışmış.Resullan, Habeşistan’ın hıristiyan kralıyı hakimiyeti altında
yaşayanlara iyi davranan adaletli bir hükümdardı böyle tarif etmiş.Resullah Kureyşi
böyle tarif etmemış.Suhayli dedi (birçok krallardan
Yemen ve Umman kralları
muhammedi izlediler,bazılardan ile hediyeleşdiler Alqoks Hertel gibi, ve bazılardan
onu reddetti Kisrâ ve Ghassanih kralları gibi.)(1)Peygamber bu ülkelerin
siyasi
varlığı tanıması gösterir, ve bazılardan ile antlaşma yaptı.
Fakihler ,eski imam atfedilen görüşlerine göre , diğer Müslüman ülkelerle orijinalin
ilişkisi barış teyit ettiler. ve durumlara göre onlar barış yababilirler.Allah dedi :
(Ancak (şunlara dokunmayın). . . Ya sizinle onlar arasında mîsak (anlaşma) olan bir
kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi kavimleri ile savaşmak
istemediklerinden sadırları (içleri) sıkılarak size gelenler. . . Eğer Allâh dileseydi,
elbette onları size musallat ederdi de (onlar da) sizinle savaşırlardı. . . Eğer (onlar)
sizden uzaklaşırlar, sizinle savaşmazlar ve size barış beyan ederlerse, artık Allâh
onlara zarar vermenize müsaade etmez.) (NİSÂ SURESI- 90 )(2)
eski müslümanlar düşmanları islama davet ediyordu , eğer islami reddettiler , barış
yapıyordular.Bilgelik ve iyi bir tavsiye islam ilkeleridir. Allah dedi : (Resûlüm!) Sen,
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!
Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi
bilir.) ( NAHL SURESI- 125 )
Ve Peygamber tarafından düzenlenen antlaşmalar tüm ateşkesler değildi,Ama
bazıları iyi komşuluk antlaşmaları ya da güvenlik antlaşmalardı.
(İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve
(muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir
kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye
kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden
yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın
(o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla
görmektedir.) (ENFÂL SURESI- 72 )
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Hişam Peygamber'in biyografisini açıklaması.: Abdul Rahman Al-Sahli ( 851 ) ,
Mısır 1333 H : ( 1 / 250 )
(2) Ali Mnsour İslam hukuku: S.378 -Şibani, büyük Biyografi S. 165 ,Aserhi, Mabsoo (
10 / 86 )t-farklı bilim adamları kıtabı ,Taberî : S 19.
39
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allahû Tealâ, sahâbeyi ikiye ayırıyor burada. İki taraf da âmenû olmuş, Allah'a
ulaşmayı dilemişlerdir. Onlardan bir kısmı, Mekke'den Medine'ye göç etmişler; bir
kısmı, Mekke'de kalmışlardır. Mekke'de kalanların yardım dilemesi halinde onlara
yardım etmek, sahâbenin üzerine farz kılınmıştır.
“Mekke'de kalanlara yardım konusunda üzerinize bir vazife yüklemedik. Onlar da
sizin gibi Resûl'ünüz ile beraber hicret etmeliydiler. Etmediklerine göre sizin onlara
bir sorumluluğunuz yoktur. Siz de tehlikedesiniz, onlar da tehlikede. Ama evvelâ göç
etmeyi başaranlar, Resûl'ü yalnız bırakmayanlar, onunla birlikte olanlar, onlar asıl
sorumluluğu taşıyanlardır. Mekke'de kalanlar, gelmeye cesaret edemeyenler sizden
yardım isterlerse, bu yardımı mutlaka yapmakla mükellefsiniz.” diyor, Allahû
Tealâ.(1)
Hanbeli, Maliki ve bazı henfiye dedi ki: islam devletinde sedece halife veya vekili
ateşkes ve antlaşma yapabiliyordular.çünkü ateşkes ve antlaşma yapma Tehlike
şeyleri içerir:kavga farızası bırakma gibi, bunun için karar alma ancak halife
elindedir.ayarıca ateşkes Müslüman olmayan bir grup ile güvenlik antlaşmadır ve
çünkü bu ciddi sorumludur ancak halife antlaşma yapabilir ..(2)
peygamber göçmenler ,Ensar ve Yahudiler arasındaki ilişkiler Hicretin ilk yılı olan,
miladi 623'te bir antlaşma imzalanmıştır. Bedir Savaşında putperestlik gidermek için
İslam devlet önemi almış. İslam Devleti lideri , bu antlaşma sayesinde devletini
korumuş.ve meddine nüfusu çalışmak için birleşmiş.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr Muhammed Sadık Afifi : İslam ve uluslararası anlaşmalargeçen kaynak:
74- 78 , Zad-ül Maseer Tefsir Ilmi’de Abe Faraj bin Abdul Rahman bin
Cevzî (596 H.) , Beyrut 1964 , AD : (3/386).
(2) İbn kudamah , Elmağni : 8/461 , Fethu'l-Kadir , 4/293 . Afifi Muhammed Sadık (İslam ve
antlaşmalar) : 79.
41
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Çünkü Peygamber millet devleti bin etme istedi.Hz. Peygamber (s.a.v), Medine’ye
varır varmaz ilk olarak yaptığı işlerden biri, Medine ve çevresinde yaşayan ve
birbirine düşman olan unsurlardan, barış içinde yaşayan, düzenli bir cemaat
oluşturmak olmuştu.bunun için vasıka başlangıcta dedi :( biz insanlar arasında bir
ümmettir)Amr bin Şuayb babasından, dedesinden rivayetle diyor ki resullaha
Muhacirler ve Ensar arasında bir kitap yazmış , şudur ki :Müslümanlar birbirlerine
yardım etmeli, esir düşen din kardeşlerini kurtarmalı ve toplulukta ihtiyaç içinde olan
kimse bırakmamalıdırlar.)(1). bu sözleşme tarihte ilk anayastır. Resulüllah (s.a.v) bu
çalışmasıyla, kendisinin başkanı olduğu bir şehir devletini kurmak istemişti.
Müslümanların hak ve sorumluluklarını, ayrıca başta Yahudiler olmak üzere
Medine’de yaşayan herkesin hak ve sorumluluklarını ihtiva eden bir anayasa, aynı
zamanda sözleşme niteliğinde olan bir beyanname yayınlamıştı.İbn İshak dedi :
(resullah ensar, muacırler ve yahudiler arasında bir kitap yazdı) (2)
Anayasanın 1. maddesi, düzenli bir İslam topluluğunu meydana getirmeye yönelik
ifadeler taşımaktadır. Anayasada ayrıca bu vasıfları taşıyan bir topluluk, diğer
insanlardan ayrı özelliklere sahip olduğu için 2. maddede, “İşte bunlar, diğer
insanlardan ayrı bir ümmet (camia) teşkil ederler” şeklinde, “Ümmet” gibi daha
seçkin bir kavramla ifade edilmiştir. Vesikada yer alan birçok madde (3–12) harpte
esir düşenlerin hürriyetlerine kavuşturulmaları için kurtuluş akçesi (fidye-i necat)
vermek, öldürme veya yaralama gibi hallerde kısas yerine kan bedelini (diyet)
ödeyebilmek için bir sosyal sigorta kurumunu öngörmektedir. Muhacirlerle ilgili olan
3. maddede şöyle denilmektedir: “Kureyş’ten olan Muhacirler, kendi aralarında adet
olduğu şekilde kan diyetlerini ödemeye iştirak ederler.” 15. maddede ise
“Müminlerin diğer insanlardan ayrı olarak birbirinin mevlası (dostu, sahibi)
durumunda” oldukları ifade edilmiştir. Bu madde, “Sadece müminler kardeştirler. O
halde ihtilafa düşen kardeşlerinizin arasını düzeltin”12 ayetinin ifade ettiği hükme
uygundur. Bu ayet, dünyanın neresinde olursa olsun bütün müminlerin kardeş
olduğunu ve gerçek kardeşliğin ancak müminler arasında olabileceğini ifade ediyor.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Imam Ahmet' rivayete göre.1/271 (2317) , 6610 , ve Dr Mehdi Rizkallah
Biografiy kitabında S 306:318 bu antlaşmanın romanları çalışıp
belirtti.1/272 : 298
(2) Müsned Ahmet.: (1 / 271)
41
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
4.maddede vasıkadaki tüm katılanların hakları ve onlar için güvenliği sağlama.(1)
Bu sözleşme bir şehir devleti için tasarlanan bir anayasa olmakla birlikte İslam’ın
evrensel kurallarını da içermektedir. Fakat özel anlamda, Medine’de yaşayan
topluluğun savunma, kanun koyma, yardımlaşma, adalet işleri ve savaş hukuku gibi
tüm temel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v) kurulan
bu şehir devletinin başı durumundaydı. Sahabileri de “yöneticiler zümresi” diye ifade
edilebilen bir konumdaydılar.Aslında bu sözleşme ile Müslümanların maddi ve
manevi hayatları dengelenmişti. bu anayasa birçok ilkeleri içerir , kişisel sorumluluk
ilkesi gibidir .Ayette belirtildiği gibi:(Kim bir günah kazanırsa onu ancak kendi
aleyhine kazanmış olur. Allah her şeyi bilicidir, büyük hikmet sahibidir.) (NİSÂ
SURESI- 111 ) da eşitlik ilkesi, ve sosyal sorumluluk ilkesi.
Medine Vesikasının maddesinde yer alan ifade,4 yasanın kendi kendisini “Kitab”
şeklinde tanıttığını göstermektedir. İfade şöyle: “Bu kitap (yazı) Peygamber
Muhammed tarafından Kureyşli ve Yesribli müminler ve Müslümanlar ve bunlara
tabi olanlarla, yine onlara sonradan iltihak etmiş olanlar ve onlarla beraber cihad
edenler için (olmak üzere tanzim edilmiştir).” Bundan başka vesikanın ileriki
maddelerinde yasa, sekiz yerde kendisini “Sahife” olarak da tanımlamaktadır.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Afifi, Muhammed Sadık , İslam ve antlaşmalar, geçen referans , 201-208
42
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Müslüman olmayanlarla İslam devletinin edebi :
1- zima sözleşmesi , güvenlik ve barış sözleşmedir.
2- inanç özgürlüğü ; Allah'ın iradesinin dışında, hiç kimse, kimseye zorla birşey
yaptıramaz. Herkes kendi iradesiyle Allah'ın yolunda bir şeyler yapar veya
yapmaz.
3- Özel yaşamında özgürlük.
4- Ibadet yerlerine saygı duyma.
5- Kişisel durumlar ve mahkemelerine saygı duyma.
6- Evlerini ve yerlerini koruma.
7- iyi davranş din kurallarına göre.
8- Hıristiyan ve Yahudi kadınlar ile evlenmek Müslümana izin verme.
43
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İkinci Bölüm
İslamda Tören ve Elçilikler
44
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪45‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İkinci Bölüm
İslamda Tören ve Elçilikler
İslam ,uluslararası ilişkilerde barışı esas alır.bu devletler arasındaki ilişkinin aslı da
budur, ama eğer islam ülkelere saldırırsa, savaş olacaktır.ve kontrol etmek ,
genişletmek , ganimet, veya çatışmaları çözmek savaşla yapılıyordu. İslam bu anda
geldi . savaş durumu Normal ilişkiler için kuraldı. ancak İslam iç ve dış barışına
davet eder ,devletlerin ilişkilerinde istikrar ister ve müminler, diğer ülkelerde İşlerine
müdahale için izin verilmez.İslam , onun takipçileri savaş isteme ya da
hatta
saldırganlarla savaşa davet etmeyi yasaklar.eğer savaşsız düşmanlıklar sona ererse
allah savaşın şerlerinden müminlerı korudu
Ebu'n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebî Evfâ (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) düşmanla karşılaştığı günlerden birinde,
güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıp yanındakilere şöyle dedi: "Ey insanlar,
düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah'tan afıyet dileyin. Ancak karşılaşacak
olursanız sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesindedir."En sonda Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) sözlerini şöyle tamamladı:"Ey Kitab'ı indiren, bulutları
yürüten, (Hendek Savaşı'nda düşman müttefikler olan) Ahzâb'ı hezimete uğratan
Rabbimiz, bunları da hezimete uğrat ve onlar karşısında bize yardım
et".1Müslümanlar provoke edildikleri zaman bile elçiler halifelerle peygamber
arasında ve diğer devletler arasında elçiler önemli bır iletişim organı olmuşlar.ve
elçiler , diğer ülkeler ve toplumlar ile daha iyi ilişkiler kurmak için gidip gelmişlerdi.
İslamda savaşta bile hukukı bir kuralı ahlakı yöntemi var. onu ordularının liderleri
disiplin direktiflerde , halifelerin emirinde , müslümanların alimleri tarafından
Kur'an ve Peygamberin sünnet metinlerinden aldığı bulunmaktadır
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buharî, Cihâd (2744), Temennî (6696); Müslim, Cihâd 20, (3276)
46
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Birinci : Elçileri gönderme :
Mısır, Babil, Çin, Hindistan, Yunanistandaki eski uygarlıklar aralarında Ittifaklar
kurlmak,var olan sorunları çözmek ve ticarı organizeler yapmak için birbirlerine
elçiler göndermişlerdi.Peygamber(asv)zamanından beri islam bu ınsanı geleneği
tesbit etmiş ve onu geliştirerek yeni bir yön kazandırmıştır.İslam'ın
toleranslı
ilkelerini kullanarak islamı yaymak bu elçilikler ana hedefı olmuştu.
Bu elçiliklerin oluşturulma kuralarına Peygamber(asv) önem veriyordu.Aşağıdaki
çeşitli unsurlara dayanmış:
a- elçileri iyi seçme:
Peygamber, doğru zihinli , höşgürülü ,ilim sahibi , iyi davranışlı , arkadaşlarından
elçileri seçermiş.Peygamber(asv)elçinin kişiliği, işe liyakati ve tebliği kabilıyetini
arasında Düzenlermiş.Halifeler ve
takipçileri , bununda Huda el-İslam ve
peygamberin(asv) sünneti izlemişler.Ebu Ali Hüseyin Bin Muhammed, Bin El
Faaradan bu mübarek dönemden miras kalan hıkmetlı programları almış,ve liderin
kitabında yazmış( kralların elçileri ve kim daha uygun elçiliğe)
kurallardan biri hakkında şunları söylemiş:
(yerine birini seçerken tartışma durumunda işinde barış zamanında barış yaparken
elçini iyi seç,o elçi edebi konuşan,geniş yürekli,akıllı, bir şey unutmayan ,düsüncesi
sağlam,fırsatçı, beliğ , dikkatl ,kalbı temiz,işleri iyi yapabilen biri olsun.eğer bir şeyi
isterse , onu iyi bir şekilde alır . eğer bir şeyi giderme isterse , onu iyi bir şekilde
giderir, beliğ konuşan ,kanıtlandıran, düşmanın sözünü geçersiz kılan , işlerini hakla
yapan haksızlara haddını bildiren şahısında haksızlığı verir,
haksıza karsı
düşmandan daha düşmandır, o tartışma sırasında ve entrikalar karşısında zeki olur,
bütün bunlarınla iyi bir örnek olmak için tüzük ve Sünen ayrıca koşulları hakkında
bilgili sahibi olur, sadaka , hesaplar ve diğer işleri bilir.)
47
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Onurlu insanlar, şerefli ve önemli insanlardan olmalı,o adamlarından biri olsun ve o
işin doğru yapar ve ona güven.
Bin Elfaraa ,İbn el-Belhîdan aktardı :
((elçieleri
yakışıklı,tecrübeli,iffetli,edebi
konuşan,keskin
zekalı,krallarla
konuşabilecek, gönderildiği ülkenin dilini konuşabilen, ,kendisine bakılınca
küçümsenmeyen kimselerdi.)
Allah aldıkları işı başaramayan elçileri azarladı.Allah dedi : (Allah, şu iki kişiyi de
misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir
yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda
yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?) (NAHL SURESI - 76 )
Bin El-Faraa ekler :
((elçilerin vücutlarının yapılı,büyük bedenlı olmalı.küçük yaplı olurlarsa sözleri
bedenlerinin altında saklanır,çünkü beden yapısı konuşmadan daha etkilidir.öyle ki
güzel bir vücut deliliği bile gizler.bu nedenle Ömer ibn el-Hattab dedi : (sizden elçi
olarak gelen kimse güzel isimli ise biz ona izin veririz,bizim huzurumuza gelen güzel
bir
yüzle
konuşsun,konuştuğunuz
zaman
diliniz
sizin
kim
olduğunuzu
belirtir)…tarihte anlatıır ki , El-şaabi , El-hcacın mesajını Mervan bin Elmalığa
getirdiğinde mervan onu gördüğünde onun zihni ve bilgeliği test edilmeden önce onu
küçülttü..( Ey şuabi sen çirkinsin )dedi..
48
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Şuabi nazikçe Ey halife : çirkin olduğumu nedenile annemin karınınla tıkandım diye
ona cevap Verdi. Abdul Malik bin Mervan(1) bu zeki cevabı beğendi.
Anlatmış ki Peygamber idarecilerine yazmış : (eğer bana bir elçi gönderirse , güzel
yüzlü ve güzel isimli gönder)(Bazzar bunu hatırladı ve Suyutı Elcami Elsağırda bunu
rıvayet etti)
b- Peygamber (sav) ve diğerleri temsil etme:
Resulullah , iyi konuşun diye tavsiye ederdi.onlara Allah rahmetiyle beni gönderdi.
siz de beni temsil edin allah sizi rehmet etsin, Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz,
müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz dedi.(2) bu hadisden eliçılerin peygamberi temsiıl
ettiği anlaşildi
c- Elçiler ve mesajlar: ilk aşama:
(1) Mus'ab bin Umeyr bin Haşim bin Abd Manaf: İslam'da ilk elçitir.
Peygamber, birinci Akabe bîatında medineye onu gondermiş. medinenin halkına
İslam'a davet etmiş. Medine'de ilk cuma namazı kıldıran.Kur'an'ı okuyan ile
bilinmektedir.güzel kokular sürermiş.Müslümanlar, Ebu Musab El-hayır ona adını
vermişler. Mekke'de müslümanların toplandığı Erkam bin Ebi'l-Erkam'ın evine gitti.
Resulullahı görür görmez Müslüman oldu.Annesi( hanas bnt malık) ile akrabalarina
bildirmiş. Bunun üzerine akrabalari yakalayip hapsetimişler.Habesistan'a hicret eden
ilk kafileye katilincaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkani çıkınca, dinini
daha rahat bir şekilde yasayabilmek için Habesistan'a hicret etmiş.orada bir süre
kalıp sonra Mekke'ye dönmüş.Resûlullahın izniyle yine Habeşistan'a hicret etmiş.
‫ـــــــــــــــــ‬
(1) Şam tarihi kitapta anlattı-Bbin Asaakir 25/340,Büyük Sınıflar 6/947, soylular Biyografi 4/297Elhafaaz Bileti 4/297.
(2) Peygamber Biyografi ve Sünnet kitaplardan.
49
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Peygamber önemli görev için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirmiş:Medine'ye
elçisi olmak,büyük hicret gününe medine hazırlamak için birinci Akabe bî'atında
Müslüman olan Medînelileri Hz. Mus'ab onlara hem namaz kıldıracak, hem Kur'an
ögretecek, hem de diğer insanlara islâm'i anlatacakmış ve yeni kimseleri islâm'a davet
edecekmış. bu zamanda Resûlü'nün sahipleri ondan daha eski ve daha ondan daha
yaşlıymış.ama peygamber onu seçmiş. büyük görevi onu görevlendirmiş.ve
meddine'de onun ellerinde İslam'ın kaderi atmış.Hz. Mus'ab b. Umeyr Medineye
gelince sadece on iki müslüman varmış. Mus'ab b. Umeyr, ikinci hac mevsiminde
peygamberi görüşmek için Mekke'ye yetmiş müslüman göndermiş. ellerinde Sa'd bin
badet ,Said Bni Abd El-Şhel ,Sa'd bin Muâz , Üseyd bin Hudayr ve çok medine
sakinlerininden islama girmişler.Medine peygamberin gelmesi için hazırlamış. İslami
Dava , Devleti kurmak , ve yönetişim temellerini atmak için yeni bir faz girmiş.
Hz .Rasûlullah, Uhud savaşında
sancağı taşmak için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i
seçmiş.büyük gayret ve kahramanlık göstermiş.Resulullah korumak için kendine
düşman dikkatini çekmiş.Bin kamaa, Mus'ab b. Umeyr'in
sag kolu kesilmiş, ve
Mus'ab d'yormuş : ( ve Muhammed sadece bir Resûl'dür. Ondan önce de resûller
gelip geçmiştir.) Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etmiş sonra sol eli de
kesilmş,bu defa vücuduyla sancağa sımsıki sarılmış,ve yukarıdaki ayeti okumaya
devam etmiş,sonunda müşriklerin bir mizrak darbesiyle şehid olmuş.Hz Peygamber,
savaş sonunda onun vücutunun yanında durup demiş : (Müminler içinde Allah'a
verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o
yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde
(sözlerini) değiştirmemişlerdir.) Sonra Hz. Peygamber
amcası Hamza ve diğer
şehidlere (Allah'ın peygamber, kıyamet gününde şehit olduklarını ifade verir) (İbn
Hişam Biyografi 1/501- 507, Ormanın Aslan 5/181-Dersler 5/1)
51
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(2) hraş bin Ümeyye :
Hudeybiyede Kureyş'e Peygamber'in elçesidir.İbn İshak, demiş : ((Hz. Peygamber
kendi tarafından bir elçi göndermiş. fakat Kureyş, elçiyi kötü karşılamış, devesini
öldürmüşler, ona da hücum etmişlerse de Kureyş’in müttefiki olan Huleys’in
adamları tarafından kurtarılmış. ve böylelikle müslümanların yanına sağ sağlam
dönmek imkânını bulmuş.) İbn Hişam Biyografi 2-314)
(3) Osman İbn Affan:
Hz. Ömer’in tavsiyesi üzere Mekke’de birçok akrabası olan Hz.Osman’ı elçi olarak
göndermiş. Hz.Osman, Mekke’ye girmiş ve Kureyş’e Hz. Peygamber’in maksadını
tekrar
izah
etmiş
Kureyş
ona:“eğer
istersen
gelmişken
sen
Beyt’i
tavaf
edebilirsin.”dedi. O da:“Peygamber tavaf etmedikçe ben tavaf edemem(1). Biz onu
toptan tavaf etmeğe geldik. Kurbanlarımız da yanımızda.Tavaf edip kurbanlarımızı
kestikten sonra dönüp gideceğiz.” dedi.Kureyş bunu kabul etmemiş. Görüşme uzayıp
gitmiş. Hz.Osman Kureyş yanından dönmeyince onun hapsedilerek öldürüldüğüne
dair ortaya bir şayia çıkmiş. bu şayiayı duyunca Hz. Peygamber, Kureyş’in bu
yaptığını yanına bırakmak istemeyerek bütün ashaptan islam davası uğrunda
canlarını feda için biat istemiş.
Osman İbn Affan bin Ebi Aas ibn Abd Şems ibn Abd Manaf bin Qusai ,Kureyşli
Emevili
olmuş.Hz.Peygamberin
büyük
arkadaşlarından
birimiş.Mekke'de
doğmuş.peygamberlik misyonundan biraz sonra islam'a girmiş.Hz. Osman, cahilida
zengin olmuş. en büyük işinden Ceys'ul-Usra techiz etmiş. Hz. Peygamber(s.a.s),
Tebük Savaşı'nda bu ordu ile mücadele edilmiştir. Hz. Osman peygamberimizin
üçüncü halifesi vecennetle müjdelenen bahtiyarlardan biriymiş.onun saltanatında
Afri­ka, Ermenis­tan , Azerbaycan ve
Kibris'I fethedilmiş.Romayı kara ve deniz
yoluyla işgali başlmış.ve yirmi yedi AH yılında,Endülüs'ün işgali için denizli
kampanya göndermiş.Avrupa'ya girmeye amacıyla İspanya'nın sahil işgalini
emretmiş.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari rivayet'e göre Hudeybiye kapında- Maghazide-(4169) ve Müslim rivayet'e göre.
(1856).
51
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Osman, değisik eyaletlerde, Kur'an-i Kerim'in okunması üzerine ortaya çikan
ihtilaflari ortadan kaldırmak için çalısmalar başlatmış. Kur'an-i Kerim ilk olarak Hz.
Ebû Bekir zamanında tedvin edilmişti. Zeyd b. Sabit'in basşkanlığında yapılan bu
çalısmada, Kur'an-i Kerim bir kitap haline getirilmişti. Bu ilk mushaf, Ebû Bekir
(r.a)'dan sonra Ömer (r.a)'a geçmis, onun sehadetinden sonra da Hafsa (r.anh)'nin
elinde kalmıştı.iki ay süren bir muhasara sonraZilhicce ayıda öldürülmüş.82
yaşındayken.(1)
Ikinci aşama: bölgelere ve krallara peygamber 'in(s.a.s) elçeleri:
El-Waaqidi anlattı ki : bu Hudeybiye Umresi sonra Zilhicce Hicret’in 7. senesi
olmuş.ve Beyhaki rivayeti göre: Mutah savaşından sonra olmuş. Ve aralarında hiçbir
anlaşmazlık yoktur.ama Muhammed bin İshak anlattı ki : Hudeybiye ve
Peygamber'in ölümü arasındaki olmuş.Diğerleri Hudaibiya sonra gün olduğunu
anlatmış, bu Ayetin vahiy sonra : (Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer
bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan
koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.) (MÂİDE SURESI
- 67 ).
Peygamber (s.a.s), İslam'a davet etmek için komşu ülke krallarına ve hükümdara
elçiler göndermiş. Münzir bin Sawi Bahreyn Amiri,cevap verip islam'a girmiş.Rum
Kayseri ve Mısır Firavunu Mukavkıs ,güzel bir yanıt vermişler.Kisrâ, Efendimizin
mübarek mektubunu yırtmakla da kötü bir yanıt vermiş, Şarhabeel Ghassan Emiri,
peygamber'e küstah davranıp elçisi Haris bin Amir el-Azdı öldürmüş.bu ileri
aşamada peygamber tarafından
tehlikelerle dolu bu göreve cesaretle elçileri
gönderilmiş ve bu elçiler peygambere en yakın en iyi ve en karekleterli kişilerden
seçiliyor.Mesajlar, hak din olan islama ve allah'ın birliğine davet etti Alıcılar mesajları
reddetmeleri durumunda sorumlu olacaklarını bildirmişti.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İsabaya bak 2/ 455 ( 5450)
52
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
bu mektuplar net oluşları talebin iyi ifede edilmiş olması yönleriyle diplomatik
yazışmalar alanında çok kıymetli örneklerdir.(1)
aşağıdaki peygamberin elçiliklerine sunulacak :
(1) Habeş Necâşîsi Asha­me’ye peygamberin elçiliği :
Biyografi kitapları anlatar ki : Peygamber Efendimiz (s.a.s), Hicret’in 7. senesi,
Muharrem ayında, Amr b. Ümeyye’yi, bir mektuble Habeş Necâşîsi Ashame’ye
göndermiş.ve Amr b. Ümeyye Araplardan güçlü biriymiş.Uhud ve Bedir savaşında
müşrikmiş.ancak Uhud savaşı'ndan sonra islam'a girmiş.ve Medineye Müslüman
olarak gitmiş.Peygamber (s.a.s),onun mesajları onu gönderiyormuş.
Amr b. Ümeyye, Necâşîsiye girip okumuş :
“Allah Resûlü Muhammed’den, Habeş Meliki Necâşîye.“Ey Melik! Müslüman olmanı
dilerim.“Ben, senin nâmına, Lâ ilâhe İllâ Hû, Melîk, Kuddûs, Selam, Mü’min,
Mü­heymin (sıfatlarını hâiz) olan Al­lah’a hamdü senâ ederim.Ey Melik! Seni, eşi,
ortağı olmayan tek bir Allah’a imana ve O’na ibadete, bana uymaya ve Allah
tarafından bana gönderilenlere inanmaya davet ediyorum. Çünkü ben, Allah’ın
bunları tebliğe memur elçisiyim. Seni ve halkını, Azîz ve Celîl olan Allah’a (imana)
davet ediyorum.( (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek
olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım
ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz
çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN
SURESI – 64)“Şimdi ben size tebliğ ettim ve nasihatte bulundum; siz de nasihatimi
kabul ediniz.“Selam, hidayete tâbi olanlara olsun”)(2)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr Mehdi Biyografi Kitabına bak S.513
(2) Müslim ‘den rivayet edildiğine göre.(1774).krallara
(3) Peygamberin (s.a.s) Mesajları ,Cihada bölümünde..(1774)Muslim rivayet'e gore. Dr Mehdi
Biyografi Kitabına bak S.515
53
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bazı rivayetlere gore : Necâşîsi ,gözleri üzerinde mektubu koyup yere inmiş.ve Amr b.
Ümeyye tarafından islam'a girmiş.Ama zamanda bu rivayet belirsiz,çünkü yaygın
kanaate ki Necâşîsi ölümünden önce islam'a girmiş.diğer rivayt'e göre : Necâşîsi ,
gizlice islam'a girmiş ve bunun kanıtı :Amr bin Âs,Ümeyye’yi öldürmeye karar
verinceNecâşîsi ,elinile onun burnuna vurmuş.peygamber (s.a.s), haber alınca cenaze
namazı
kılmış(1).Aslında,
müşriklerin
ezâları
dayanılmaz
bir
hal
almıştı.
Müslümanlar serbestçe ibâdet edemiyorlardı. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.s.)
Müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verip orada ülkesinde hiç kimseye
zulmedilmeyen bir hükümdar demiş(2).ikinci hicrette kafile başkanı Hz. Ali'nin
ağabeyi Câfer'miş.ve o iyi bir şekilde kouşan ve cesur vaiz 'miş.Medineye döndüğünde
peygamber hudeybiye barışından sonra hayberin fethini kutluyordu.peygamber ona
sarıldı ve şöyle dedi:bilemiyorum caferın gelişi mi yoksa hayberin fethi mi benidaha
cok sevindiriyor.
Ve bu Hicret’in 7. Senesinde olmuş.ve bundan sonra peygamber ve onun
arkadaşlarinle mekke'ye gidip ve onlarla hudaibiyadan sonra umre yapmış.ve Mutah
Savaşı'nda katılmış.Iki yüz bin savaşçıları içeren Roma ordusunun karşısında
Müslüman ordusunun sancağı taşımış. mute savaşında kumandanken sancağı almış,
savaşırken iki elini de kaybederek şehid olmuştur.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Necâşîsi islami Sahbahynda anlattı. Mehdi Biyografi Kitabına bak S.211.
(2) Fatih Bariye bak 7/188.Omdat El-kariye bak 70-268.İbn İshak,savaş kıtabına bu hadis anlattı
S.123.İbn Hişam Biyografiye bak 1/280 veya 1/413
(3) El-hakım rivayet'e gore, Mehdi Biyografi Kitabına bak S.508
54
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Abdullah b. Ömer der ki: 'Câ'fer b. Ebi Tâlib'i şehitler arasında aradık. Bedeninde
doksandan fazla mızrak, ok ve kılıç yarası bulduk.'Hz. Cafer'in iki kolunun da
kesilmesi üzerine, şehadetinden sonra Rasûlullah ona Cennet'te iki kanat takıldığını
haber vererek şöyle buyurmuştur: 'Câfer'i, Cennet'te meleklerle birlikte uçarken
gördüm.'Bundan sonra, kuş gibi kanatlanıp Cennet'te uçtuğu hadisle sabit olan
Câ'fer'e 'çok uçan Câfer' anlamında 'Câfer-i Tayyâr' lâkabı verilmiştir.o resûlullaha
çok benzermiş.
Cafer Bin Ebi Talib (r.a) (1)Hicretten önce Necâşîsiye İslam'ın ilk gerçek
elçisiymiş.Kureyş, Habeşistan'a Müslümanların hicreti öğrenmiş.Kureyş müşrikleri,
muhacirleri Habeşistan'dan geri çevirmek üzere Abdullah b. Ebi Rabîa ile Amr b. elÂs'ı (İslam'da girmeden önce )değerli hediyelerle Habeşistan'a göndermişler.
Kureyş elçleri : ("Bizden bazı aklı ermez gençler,atalarının yolundan ayrıldılar. Sizin
dininize girmedikleri gibi, yepyeni bir dinle ortaya çıktılar.biz onları geri istemek
üzere kavmimiz tarafından gönderildik. Ey Hükümdar! Aramızdan çıkıp, işlerimizi
bozan bu adamlar şimdi de buraya senin dinini, ülkeni ve halkını bozmak için
gelmişlerdir. Seni bu hususta ikaz etmeye geldik.)
Necâşîsi,müslümanları sormuş .sonra 'Câ'fer b. Ebi Tâlib demiş :
(("Ey Hükümdar," dedi, "biz cahiliyyet üzere olan bir millet idik. Putlara tapar, lâşeler
yerdik. Akla gelebilecek her türlü kötülüğü işlerdik. Hısım ve akrabalarımızla ilgimizi
keser, komşularımıza kötülükte bulunur, zaifleri ezerdik.bizler bu hal üzere iken,
Allah içimizden birini bize peygamber gönderdi. Nesebini, asâletini, doğruluk ve
eminliğini, iffet ve nezâhetini bildiğimiz bir peygamber.
______________
(1) Isabaya bak 1/229(1166)
55
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
O, bizi Allah`ın varlık ve birliğine inanmaya, Ona ibadete, bizim ve atalarımızın
Allah`tan başka tapına geldiğimiz putları ve taşları terk etmeye davet etti.Doğru sözlü
olmayı, emânetleri yerine getirmeyi, akrabalık haklarını gözetmeyi, komşularla güzel
geçinmeyi, günahlardan ve kan dökmekten sakınmayı bize emretti. Fuhuştan,
yalandan, yetim malı yemekten, namuslu kadınlara iftirâ etmekten bizi menetti.biz de
ona îmân ettik ve dâvâsını tasdik ettik. Onun Allah`tan getirip bildirdiği şeylere tabi
olduk.
Bu yüzden kavmimiz bize düşman kesildi, zulmetti. Bizi dinimizden vazgeçirmek,
Allah`a ibadetten alıkoyup, putlara taptırmak için türlü türlü işkencelere ve
mihnetlere uğrattılar.Biz de bütün bu sebeplerden dolayı yurdumuzu, yuvamızı terk
ederek ülkene geldik. Sana sığındık. Seni başkalarına tercih ettik. Senin yanında
zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ümid etmekteyiz))
Necâşî, bir müddet düşündükten sonra Hz. Câfer`e, "Yanında bu bahsettiklerinden
bir şey var mı?" diye sormuş Hazret-i Ca`fer, "Evet var," dedi ve Meryem Sûresinin
baş taraflarını okumuş.Okunan âyetler, Necâşî`nin ruh dünyasına, gözlerinden yaşlar
akıtacak kadar tesir etmişç Hatta akan yaşlar sakalını bile ıslatmış. Hazır bulunan
rahipler de gözyaşlarını tutamamışlar.Kur`ân-ı Kerim`in manevî cazibesine kapılan
iç âlemi bir nebze teskin olduktan sonra, Necâşî, "Vallahi," dedi, "bu aynı kandilden
fışkıran bir nurdur ki, Musâ da, İsâ da onunla gelmişti.Bu haklı itirafından sonra da
müşrik elçilere dönerek, "Vallahi, ben ne onları size teslim ederim, ne de onlar
hakkında herhangi bir kötülük düşünürüm" dedi.
Buna rağmen elçiler, bilhassa Arab`ın siyaset dâhisi kabul ettikleri Amr bin As, bu
işin peşini bırakmayacağını söyledi ve yeni bir taktik uygulamaya karar verdi.ertesi
gün tekrar Necâşî`nin huzuruna çıkarak, Müslümanların Hazret-i İsâ hakkında çok
garip şeyler söylediklerini anlattı. Hükümdar, yine Müslümanlarla konuşmayı uygun
buldu ve onları yanına çağırttı. Temsilci olan Hazret-i Câfer`e, "Hazret-i İsâ hakkında
ne düşünüyorsunuz?" diye sordu.Hz. Câfer ºu cevabı verdi:"Biz Hz. İsâ hakkında
Peygamberimizin bize Allah`tan getirip bildirdiğini söyleriz.O, Allah`ın kulu, Resûlü
ve Allah`ın (sâir ruhlar gibi yarattığı ve) gönderdiği bir ruhtur. O, dünyadan ve
erkekten vazgeçen iffetli bir kız olan Meryem`e ilka edilmiş olan Allah`ın bir
kelime`sidir. (Yani Cenâb-ı Hakkın "Kün" emriyle babasız dünyaya gelmiştir.)
Meryem oğlu İsâ`nın hâli ve şânı bundan ibârettir.
Müslümanların Hz. İsâ hakkındaki bu kanaatları Necâşî`yi oldukça sevindirdi. Eline
bir çubuk aldı ve yere bir çizgi çizerek: "Bizim ile sizin aranızda, bu hususta, şu çizgi
kadarcık bir fark var. Zaten biz de onu sizin söylediğinizden başka bir şekilde telâkki
etmiyoruz" dediElçiler Necâşînin himâyeden vazgeçmesini beklerken hayal
kırıklığına uğradılar.Necâşî Müslümanlara da, "Sizi ve yanından geldiğiniz zâtı tebrik
ederim ki, o, Allah`ın Resûlüdür. Zaten biz onun vasıflarını kitabımız olan İncil`de
okumuştuk. O peygamberi, Meryem oğlu İsâ da insanlığa müjdelemişti. Allah`a
yemin olsun ki, eğer o bu ülkemde bulunmuş olsaydı, ayakkabılarını taşır, ayaklarını
yıkardım" dedi.Hak ve hakikatı görüp idrâk eden Necâşî, Peygamberimizin Risâletini
tasdik eden sözlerinden sonra, bundan böyle Müslümanlara karşı takınacağı tavrı da
şu sözleriyle ifâde etti:"Gidiniz! Ülkemin el sürülmemiş kısmında her tecâvüzden
mahfuz, emniyet ve huzur içinde yaşayınız."Size kötülük eden helâk olur. (Bu
56
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
sözlerini üç kere tekrarladı.) "Ben sizden herhangi birinizi üzüp de, bir dağ kadar
altına sahip olacağımı bilsem, yine de buna teşebbüs etmem.
Necâşînin bu kesin ve kararlı sözlerinden sonra, elçilere elbette gerisin geri Mekke`ye
dönmekten başka yapacak birşey kalmamıştı. 'Câ'fer b. Ebi Tâlib ve arkadaşları
Habeşistan'da kalmış.sonra Necâşî, dönmek için izin vermiş.( El-iilam:2/118, Taberî
:2/37,İbn-Aseer:234,İbn Hişam Biyografi:2/93,El-ısaba:1/2485).
Geçenden şunu anlıyoruz ki, 'Câ'fer b. Ebi Tâlib elçiliği, Amr bin Ümeyye elçiliği
başlangıçtır.
(2) Hâtıb b. Ebî Beltaanın, Mısır Firavunu Mukavkıs’a elçeliği:
Hatıb b. Ebî Beltaa, Peygamber Efendimizden aldığı Mukavkıs'a hitaben yazılmış
İslâm'a davet mektubuyla Mısır'a doğru yola çıkmış.Hâtıb b. Ebî Beltaa peygamberin
(s.a.s)Ashabın büyüklerindendir.Peygamber (s.a.s) ile tüm gerçekleri görmüş.Büyük
kahramanlıklar göstermiş.peygamberin (s.a.s) ashablarindan arasında güçlü okçu
biriymiş.Abdul Rahman bin Zeyd bin Eslem, babasının sena Yahya bin AbdulRahman bin Haatib babası ve dedesi Haatib bin Ebi Balta'a rivayet'e göre (1) :
((Peygamber efendimiz, beni Mısır kralı Mukavkis’a gönderdi ( ve onun adı Carih bin
mati El-Kıpti) Resulullah (s.a.s)mesajnı ona verdim.ve evinde beni misafir etti.sonra
Mukavkis, o sırada adamlarıyla bir meclis kurmuş bulundu.sonra beni sordu :
arkadaşın gerçekten bir Peygamber midir ?
evet Peygamberdir diye cevap verdim.
kendisini öz yurdundan çıkarıp, başka bir yere sığınmak zorunda bırakan kavminin
aleyhinde niçin bedduâ etmedi? diye beni sordu.
Sen, Îsâ bin Meryem’in bir Peygamber olduğuna inanıyorsun, değil mi? diye onu
sordum .
evet diye cevap Verdi.
O, kavmi kendisini yakalayıp, öldürmek istediğinde, buna rağmen onlara bedduâ
etmedi ve Cenâb-ı Hak, onu, dünya semâsına kaldırdı. Mükâfatlandırdı. Halbuki, o,
kavminin helâk edilmesi için Allahü teâlâya duâ etse olmaz mıydı?. Ona dedim
_________
(1) Isabaya bak 1/299(1538)
57
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Çok güzel cevap verdin. Gerçekten sen, hikmet sahibi bir zatın yanından gelen hakîm
bir kimsesin.hemen memleketine, sahibinin yanına dön! Onun için üç
câriye,gönderilmesini emrettim .bana dedi.Bunlardan biri İbrahim annesi Resulullah
(s.a.s)oğlusu.ikinci câriyeyi Resulullah (s.a.s), Eby Jahm bin Huzaifa Eladawy'a
vermiş.ve üçüncü cicâriyeyi Hasan İbn Sâbit el-Ensari'ye vermiş.İbn İshak, anlattı ki :
Resulullah'a (s.a.s) dört câriyeyi vermiş.bunlardan biri Um İbrahim Mariadır.ve diğer
Şîrîn’i Eshâbından, “Şâir-i Nebî” olan Hassân bin Sâbit’e vermiş.ve o ,Abdulrahman
bin Hassan'ı ona doğmuş.))(1)
Mukavkis, Peygamber efendimize ayrıca billûr bir kadeh, kokulu bal, sarık, Mısır
keten kumaşı, öd, misk gibi güzel kokular, baston, bir kutu içinde sürmelik, gül yağı,
tarak, makas, misvak, ayna, iğne ve iplik de hediye etti.dedim))
Peygamberimizin mektubu :
Bismillâhirrahmânirrahîm, Allahın kulu ve resûlü Muhammed’den Kibt’in [Eski
Mısır halkının] büyüğü Mukavkis’a, Allahü teâlânın hidâyetine tâbi olana selâm
olsun. Bundan sonra; ben seni İslâma dâvet ederim. Müslüman ol ki, selâmet
bulasın! Allahü teâlâ sana iki kat ecir versin. Eğer yüz çevirirsen, bütün Kibt’in vebâli
senin üzerinedir.: ((Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek
olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım
ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz
çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN
SURESI – 64)
‫ــــــــــــــــــ‬
(1) Mısır Firavunu Mukavkıs’aPeygamberimizin mektubu İmam Zayla'i rivayet'e göre.4/421.ve
esmer oğlu hadisiMüslim'den rivayet edildiğine göre.(2771)
58
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamberimizin mektubu okununca, Mukavkis, Hâtib hazretlerine, “Hayırlısı
olsun!” , Ben gelecek bir Peygamber kaldığını biliyordum. Fakat onun Şam’dan
çıkacağını sanıyordum. Çünkü daha önceki Peygamberler hep oradan çıkmışlardı.
Gerçi son Peygamberin Arabistan’da, sertlik, darlık, yokluk ülkesinden çıkacağını da
kitaplarda görmüştüm.dedi
böylece, İslam'ın elçileri, İslam'a devati ve mesajı açıklaması ana rol oynamış.
(3) Dıhye b. Halife el-Kel­bî’yi Rum Kay­seri Heraklius’a elçeliği :
Dıhye bin Halife bin Farwa bin Fadale bin Zeyd bin Imrii Qais bin Khazraj bin Bekr
bin Amer bin Auf el-Kel­bî(1). Bedir gazasından önce müslüman olduğu halde bu
savaşa katılmamış fakat Uhud gazvesinden itibaren önemli savaşlarda bulunmuş bir
seriyyenin de kumandanlığını yapmıştır.Enes rivayet'e göre :Peygamberimiz (s.a.v)
"Gördüğüm kimselerden Cibril'e en fazla benzeyeni Dihyetül Kelbi'dir"
buyurmuşlardır.''(2) Taberî rivayeti.
Bizans İmparatoru Hirakl'e yazılan mektup, Dihye b. Halife tarafından hicretin
yedinci yılı Muharrem'inde götürülmüştür.
Peygamberimizin mektubu :Sufyan ibn Harb rivayet'e gore:
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Resûlullah yoluna tâbi olanlara selam olsun! Hidayet
yoluna tâbi olanlara selam olsun!“Bundan sonra (Ey Rûm milletinin büyüğü)! Seni,
İslam’a davet ediyorum! Müslüman ol ki selamette bulunasın. Müslüman ol ki Allah,
senin ecrini iki kat versin. Eğer bu davetimi kabul etmezsen, yoksul çiftçilerin, bütün
te­baanın günahı senin boynunadır.
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1) Isabaya bak 1/463(2390)
(2) Taberî 'den rivâyet edildiğine göre.
59
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
((Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze
geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı
bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o
zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN SURESI – 64). Dıhye
(r.a.), Rum Hükümdarı Heraklius’a Resûlullah’ın mübarek mektubunu kısa zamanda
ulaştırdı.Mektup okunurken, hükümdarın alnında terler boncuk boncuktu.
“Süley­man Peygamberden sonra, ben böyle ‘Bismillahirrahmânirrahîm!’ diye
başla­yan bir mektup görmüş değilim!” dedikten sonra mektubu öpüp başına koydu.
O anda hiçbir şey izhar etmedi; araştırıp soruşturmayı uygun buldu.Araştırıp
soruşturma kararı veren Heraklius, etrafına, “Peygamber olduğunu söyleyen şu
kişinin kavminden buralarda kimse yok mudur?” diye sordu.O sırada ticaret
münâsebetiyle, Ebû Süfyan, Kureyş’ten bazı adamlarla Şam’da bulunuyordu. Onu
arkadaşlarıyla alıp, yine o sırada Şam’da bulunan Kayser’in huzuruna getirdiler.
Hadisenin geri kalan kısmını Ebû Süfyan şöyle anlatmıştır:“Hirakl’in huzuruna
girdik. Bizleri önüne oturttu ve tercüman vasıtasıyla, ‘Peygamber olduğunu söyleyen
bu zâta neseben en yakın hanginizdir?’ diye sordu. ‘Neseben en yakınları benim!’
dedim.“Beni önüne oturttular; arkadaşlarımı da arkama...“‘Bunlara söyle: Ben,
peygamber olduğunu söyleyen o zât hakkında bu adamdan bazı şeyler soracağım. Bu
bana yalan söylerse siz onu tekzib ediniz!’“Vallahi, arkadaşlarım tarafından yalanımın
öteye beriye yayılmasından korkmasaydım, Peygamber hakkında o zaman muhakkak
yalan uydururdum!”Sonra da hükümdar ile Ebû Süfyan arasında sorulu cevaplı şu
konuşma geçti:“Sizin içinizde, onun nesebi nasıldır?”“İçimizde onun nesebi pek
büyüktür!“Ecdadı içinde bir melik varmıdır?”“Hayır!”“Peygamberlikten evvel, onu
hiç yalanla ittiham ettiniz mi?”“Hayır!”“Ona kimler tâbi oluyor? Halkın ileri gelenleri
mi, yoksa fakir kimseler mi?”“Daha çok halkın zayıf ve fakirleri tâbi oluyor!”“Ona
uyanlar artıyor mu, eksiliyor mu?”“Eksilmiyor; bilâkis artıyorlar!”“Onlardan, onun
dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden dönen var mı?”“Hayır,
yoktur!”“Kendisinin hiç sözünde durmadığı, ahdini bozduğu vâkî midir?”“Hayır, vâkî
değildir. Ancak biz şimdi onunla çarpışmayı bir müddet için bırakarak muahede
yapmış bulunuyoruz. Bu müddet içinde ne yapacağını bilmiyoruz. Bu yol­daki ahdini
bozmasından korkuyoruz!”(Ebû Süfyan der ki:“Vallahi, verdiğim cevaplara bu sözden
başka bir şey ilave etmek imkânını bulamadım!”)“Onunla hiç harp ettiniz mi?”“Evet,
ettik.”“Yaptığınız savaşlar nasıl neticelendi?”“Harp talii aramızda nöbet nöbet olur.
Bazen o bize zarar verir, Bazen biz ona...”“Sizden, ondan önce peygamberlik
iddiasında bulunmuş bir kimse var mı­dır?”“Hayır, yoktur!”“O, size neler
emrediyor?”“Yalnız bir Allah’a ibadet etmeyi ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamayı
em­rediyor. Atalarımızın tapmış bulundukları şeylerden de bizi nehyediyor. Na-maz
kılmayı, doğru olmayı, kimsesiz fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şeylerden
sakınmayı, ahdinde durmayı, emaneti sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi ve
onları görüp gözetmeyi emrediyor.”
61
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bütün bunlardan sonra, Heraklius, tercümanı vasıtasıyla Ebû Süfyan’a şöy­le
dedi:“Nesebini sordum; içinizden yüksek neseb sahibi olduğunu beyan ettin.
Pey­gamberler de, zaten böyle, kavimlerinin en soyluları içinden seçilip
gönde­rilirler.“Ben, babaları ve dedeleri içinde bir melik gelip gelmediğini sor­dum.
Sen, ‘Hayır, yok’ dedin. Eğer, babalarından, dedelerinden bir melik olsaydı, ‘Bu da
babalarının mülkünü geri isteyen bir kimsedir!’ diye hükmederdim.“Ben,
peygamberlik iddiasında, ondan önce içinizde bu­lunanın olup olma­dığını sordum.
‘Hayır, yoktur’ diye cevap verdin. Eğer, ondan önce bu sözü söyleyen biri olsaydı, ‘Bu
da, belki kendisinden önce söylenmiş bulunan bir söze ittiba etmek istemiş bir
kimsedir!’ diye düşünürdüm.“Ben, ona kimlerin tâbi olduklarını sordum. Sen, ‘Ona
tâbi olanlar halkın zayıflarıdır’ dedin. Peygamberlere tâbi olanlar da onlardır.“Ben,
peygamberlik davasında bulunmadan evvel onun bir yalan söylemiş olup olmadığını
sordum. Sen, ‘Hayır’ dedin. Ben ise, kat’î olarak bilmekteyim ki insanlara karşı yalan
söylemeyi irtikâb etmemiş bir kimse Allah’a karşı da yalan söylemez.“Ben, ‘Onun
dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden geri dönenler var mıdır?’ diye sordum.
Buna da, ‘Hayır’ cevabını verdin. İman da böyledir. İmanın icabı olan iç ferahlık ve
neşe kalbe karışıp kökleşince böyle olur.“Benim, ‘Onlar artıyor mu, yoksa eksiliyor
mu?’ soruma, sen, ‘Artıyorlar’ cevabını verdin. İman keyfiyeti tamamlanıncaya kadar
hep bu minval üzere gider.“Ben, ‘Onunla hiç savaştınız mı?’ diye sordum. Sen,
savaştığınızı, savaş ne­ticesinin nöbet nöbet değiştiğini, bazen onun size, bazen de
sizin ona zarar verdiğinizi söyledin. Zaten peygamberler de hep böyledir: Onlar
belâlara uğ­ratılırlar; ama sonra da güzel ve makbul âkıbet onların olur.“Ben, ‘O zât
ahdini bozar mı?’ diye sordum. Sen, ‘Sözünde dur­ma­mazlık etmez’ dedin.
Peygamberlerin hali budur: Hiçbir zaman verdikleri sözde durmamazlık
etmezler.“Ben, ‘O size neler emrediyor?’ diye sordum. Sen, ‘Onun Allah Teâlâ’ya
iba­det etmeyi, O’na hiçbir şeyi eş ve or­tak koşmamayı size emrettiğini v.s.
de-din.“Bütün bu anlattıkların, peygamberlerin vasıflarıdır! Eğer o zât hakkında bu
söylediklerinin hepsi doğru ise, şüphesiz, o bir peygamberdir! Zaten ben, bir
peygamberin çıkacağını biliyordum; fakat sizden çıkacağını tahmin etmez­dim!”Bu
karşılıklı konuşmadan sonra da, Heraklius açıkça, “Eğer, onun yanına
va­rabileceğimi bilebilsem, kendisiyle buluşmak için her türlü zahmete katla­nırdım;
yanında olsaydım, hizmet ederek, ayaklarını yıkardım! Yemin ederek söylüyorum ki
onun mülkü, iktidarı şu ayaklarımın altında bulunan yerlere muhakkak gelip
ulaşacaktır”diye konuştu.Bu sözlere muhatab olan Ebû Süfyan’ı, bir korku ve telâş
sardı; dışarı fırla­yıp, arkadaşlarına, “İbni Ebî Keb­şe’­nin[4]işi gerçekten gittikçe
büyüyor! Şu mu­hakkak ki Be­nî Asfar Hükümdarı bile ondan korkmaktadır!”dedi.
61
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Rum Hükümdarı Heraklius, artık beklenen peygamberin, Efendimiz Hz.
Mu­hammed (a.s.m.) olduğu kesin kanaatine varmıştı. Kavmine, “Geliniz, ona tâbi
olalım, dünya ve ahirette selamete erelim!” dedi. (1)
Ancak Heraklius’un bu daveti netice vermedi; hatta Rumların hiddetine sebep
oldu.Bunun üzerine Heraklius, iman ettiği halde dünya saltanatı için imanını gizli
tutmak yolunu tercih etti.
Resûli Ekrem’in elçisi ve davetini son derece güzel karşılayan Rum Hükümdarı
Heraklius, kendisine gelen İslam’a davet mektubunu da atlas bir ipeğe sararak, derin
saygısının bir tezahürü olarak altın bir borunun içine koyup sakladı.Rum
hükümdarları katında nesilden nesile intikal edegelen bu mübarek mektubu, Alfonso
b. Ferdinand’ın Tuleytula üzerine yürüyüp Endülüs beldelerinden birçok yeri eline
geçirdiği tarihe kadar onun yanında bulunuyordu. Ondan da torununa intikal
etti.Aynı mektubu, Avrupa kralı yanında gördüğünü Seyfüddin Kılıç da ifade
etmektedir. Avrupa kralının kendisine şöyle dediğinden de bahseder:“Bu,
Peygamberinizin, atam Kayser’e göndermiş olduğu mektubudur. Biz, onu bugüne
kadar elden ele tevârüs etmekten geri kalmadık. Bize atalarımızdan ve
babalarımızdan tavsiye edilmişti ki: Bu mektup yanımızda bulunduğu müddetçe,
saltanat bizde kalacaktır! Bu sebeple ona son derece hürmet göstermekte ve
muhafazasına dikkat etmekteyiz. Saltanamızın devam edip gitmesi için de, onun
yanımızda bulunduğunu Hıristiyanlardan saklı tutmaktayız.
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre.(7), Müslim 'den rivâyet edildiğine göre.(1773)
(2) Fethu'l-Bariye bak 1/42.
62
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
4- Abdullah bin Huzâfe (r.a.) ,İran Kisrâsaya elçeliği:
Resûl-i Kibriya Efendimiz, ashap-tan Abdullah bin Huzâfe bin kais bin El-sihamy Elkoraşi El-mikany Abu Huzafe’yi de İran Kisrâsı Per­viz b. Hürmüz’e elçi olarak
göndermiş.İlk Müslümanlardan olan ve Hz. Peygamber’in yakın arkadaşlarından
biriymiş.Habeşistan'a hicret edip daha sonra Medine'ye dönmüş.Hz. Peygamber, İran
kisrasına onu göndermiş. o ,Şam savaşlarına katılmış. Kaesareada esir
düşmüş.Bizanslılar kralı, ona ellerine geçirdikleri esirlere önce Hı­ristiyanlık telkini
yapar, kabul ettiği takdirde serbest bırakırlar.Fakat Abdullah bin Huzâfe bu
tekliflerin hiçbirisine kulak asmamış.Etrafta bulunanlar ve Hz. Abdullah, yanan
kemik cızırtılarını duymuş. Sonra kazanın yanına Hz. Ab­dullah getirilmış.Bu esnada
Hz. Abdullah ağlamaya başlamış. Kral, Hz. Abdullah’ın korkusun­dan ağladığını
zannederek, tekrar Hıristiyan olmasını teklif etmiş. Hz. Abdullah yine tekliflerini
reddetmiş. Kral:“O hâlde niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Bu soruya Hz. Abdullah’ın
ce­vabı şu oldu:“Ben korkumdan ağlamış değilim. Biz Müslümanlar, Allah yolunda
ölümden kork­ma­yız. Benim ağlamamın sebebi şudur ki ' ‘Başımdaki saçlarım
adedince canlarım bulunsa da, onlardan her biri böyle Allah yolunda ölüme gitse!’
diye düşündüm ve böyle bir düşünce beni ağlamaya sevk etmiş.”kral şöyle bir teklifte
bulunmuş: “Hıristiyan olmayı kabul ettiğin takdirde, kızımı verir, seni saltanatıma ve
mülküme ortak ederim.”Hz. Abdullah yine tekliflerini reddetmiş. kral yeni bir teklifte
bulunmuş : “Başımdan öpersen, seni ve seksen müslümanların esirinden serbest
bırakacağım.”Hz. Abdullah, kralın başını öpmüş ve o da sözünde durarak seksen
müslüman esiri serbest bırakmış.Hz. Ömer tarafından karşılandı. Hz. Ömer,
Abdullah’ı tebrik etmiş ve orada bulunan Müslümanlara hitaben:“Abdullah, kralın
başından öperek 80 Müslüman kardeşimizin kurtuluşuna vesile ol­muştur. Onun
için, Abdullah’ın başından öpmek, her Müslüman’a bir vazifedir. İşte ilk önce ben
öpüyorum!” dedi ve başından öpmüş.Hz. Osman devrinde Mısır’da vefat etmiş.
Peygamberimizin(sav) mektubu :
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den Farsların Büyüğü
Kisrâ’ya!“Doğru yola gidenlere, Allah’a ve Peygamberine iman edenlere, bir
Al­lah’tan başka ilâh olmadığına, O’nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve
Mu­hammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şe­hâ­det edenlere selam olsun!“Ben,
seni Allah’ın dinine İslam’a davet ediyorum; çün­kü ben, bütün in­san­lara ‘hayatı
olan kişilere (gelecek teh­likeleri) haber ver­mek ve kâfirlere o söz hak olmak için
azap sözü gerçekleşmesi için peygamber ola­rak gönderildim.“Müslüman ol ki
selamete eresin! Eğer davetimden yüz çevirirsen, Mecusi kavminin günahı senin
boynuna olsun!”
63
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
yazid İbn Ebî Habib anlattı ki : Bu hitap, Kisrâ’yı son derece hiddetlendirdi.
Mektubun devamının okunması­na müsaade etmeden ve muhtevasını öğrenmeden,
“Şuna bak! Be­nim kulum, kölem olan kişi, (hâşâ) kalkıyor da bana mektup yazıyor!”
diyerek Hz. Resûlullah’ın mübarek mektubunu alıp ortadan küstahça yırttı :sonra da
had­dini aşarak, elçi Abdullah b. Huzafe’ye, “Mülk ve saltanat bana mahsustur!
Be­nim bu husus­ta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından asla
endişem ve korkum yoktur! Firavun, İsrailoğullarına hâkim olmuştu! Siz, onlardan
daha güçlü değilsiniz! Sizi derhal hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var?
Ben, Firavun’dan daha iyi ve güçlüyümdür!” diye hitap etti ve onu adamları
vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı.
Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamber Efendimizin İslam’a davet mektubunu Kisrâ’ya
vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz
hemen bineğine atlayarak Medine’nin yolunu tuttu.O sırada Kisrâ’nın öfkesi bir
nebze dinmiş olacak ki onu bulup getirmelerini adamlarına emretti. Ancak Hz.
Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.Medine’ye gelen Hz. Abdullah, Resûli Kibriya
Efendimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, “Yâ
Rabbi! Nasıl o benim mektubumu parçaladı, sen de onu ve onun mülkünü parçala!”
diye Kisrâ’ya beddua etti.Bu bedduanın tesiriyledir ki Kisrâ Perviz’in oğlu Şîreveyh,
hançerle onu parçaladı. Sa’d İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını
paramparça etti. Sasanîye devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.Resulullah (sav)
buyurdular ki: "Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü
ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zatı Zülcelal`e yemin olsun,
siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız."(Müslim rivayet'e
gore,) (ormanın aslan : 3/211) (Ahmed bin Hanbel : 3/161).
5- Peygamber Efendimizin Mûnzir Bin Sava´ya Gönderdiği Mektup :
Peygamber Efendimiz, İslam’a davet etmek üzere, Alâ’ b. Had­ra­mî’yi, bir mektupla
Bahreyn Hükümdarı Münzir b. Savâ’ya gönderdi.
64
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamber Efendimiz, İslam’a davet etmek üzere, Alâ’ b. Had­ra­mî’yi, bir mektupla
Bahreyn Hükümdarı Münzir b. Savâ’ya gönderdi.
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Hidayete uyanlara selam olsun!“Ben, seni İslam’a davet
ederim! Müslüman ol, selamete er! Allah, iki elinin altında bulunan (hükümdarlığını)
yine sende bırakır.“Şunu da bilmiş ol ki benim dinim, develerin ve atların
gidebilecekleri yerlere kadar uzanacak, hâkim olacaktır.”
Alâ’ b. Hadramî ile aralarında geçen kısa bir konuşmadan sonra Münzir b. Sâva,
Mecusi din başkanı Sibuht’la birlikte Müslüman oldu.Böylece Münzir, dünya
saltanatı yanında uhrevî saltanatı da temin edecek imanı elde ediyordu.Hükümdar ve
dinî reisle birlikte halktan birçok kimse de İslam’la şereflendi.Hükümdar Münzir,
Peygamber Efendimize bir mektup gönderdi. Müslü­man olduğunu, peygamberliğini
de tasdik ettiğini bildirdikten sonra, Müslü­man olmayanlar ve ülkesinde bulunan
Mecusilerle Yahudiler hakkında nasıl davranması gerektiğini soruyordu.Peygamber
Efendimiz, böyle cevap verdi :“Yahudilik ve Mecusiliklerinde devam etmek
isteyenlere gelince... Onları cizyeye bağlarsın.Resûl-i Ekrem Efendimizin emri
gereğince, Alâ’ b. Had­ramî burada kaldı ve Müslüman olanlardan öşür,
müş­riklerden ise cizye almakta devam etti.Yine Hicret’in 8. yılında etraf kabilelerden
birçok heyet Medine’ye gelerek Müslüman olduklarını, Hz. Re­sû­lul­lah’ın
huzurunda izharda bulundular.
Alâ bin Hadramî (r.a.),ilk Müslümanlardandı. İyi bir hatipti.Hz. Alâ bin Hadramî,
hitabet ve tebliğde olduğu gibi, idarecilikte de örnek bir şahsiyetti. İslam’ı bir hayat
nizamı hâline getirmek için çok üstün gayret göster­di. Çok geçmeden Bahreynlilere
kendini sevdirdi. Hükümdar Münzir ve rahi­bin yardımlarıyla İslamiyet’in
Bahreyn’de kökleşmesini temin etti.H.z ömer onu Basra’ya gönderdi ama yolda vefat
etti.ve o Bahreyn'de öldü söylendi.(Yıl 21H. için Başlangıç ve Bitiş,Bin El-kasir:
Başlangıç ve Bitiş,Riyad,T2,1978 AD:İbn Hişam Biyografi).
6- Şuca b. Vehb, Gassan Meliki Münzir b. Hâris b. Ebî Şe­mir’e elçiliği :
Resulullah (s.a.s), ) Şuca b. Vehb’i(1),Şam hükümdarı Gassan Meliki Münzir b. Hâris
b. Ebî Şe­mir’e gönderdi.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ibn Saad Katmanları 2/261.Mehdi Rizkallah Biyografi kitabınına bak S.519.
65
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Waaqidi anlattı ki : Resulullah (s.a.s), Gassan Meliki Münzir b. Hâris b. Ebî
Şe­mir’emektubu gönderdi. bu mektup şöyle idi :
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den Hâris bin Ebî
Şemir’e:Allah’ selâmı, hidâyet yoluna girmiş bulunan, Allah’a inanan ve bunu ikrâr
edenin üzerine olsun! Bilesin ki, senin mülkünün (yani ülken ve krallığının) senin
elinde kalması için, hiç bir şeriki ve ortağı bulunmayan bir ve Tek’lik sıfatında olan
Allah’a inanmaya seni davet ederim.".Resûlullah’ın bu mektubuyla Hıristiyanlık
duygularının rencide olduğunu düşünen el-Hâris Medine’ye bir hücum tertipleme
tehdidinde bulunduysa da, belki de Bizans İmparatorundan yardım göremediği için
teşebbüsünü gerçekleştiremedi.
7- Hâris bin Umeyr el-Ezdî, Gassan sultânı Şürahbil 'e elçiliği :
Resulullah,Busra valisine de Ashabdan Hâris bin Umeyr el-Ezdî göndermiş.Mü'te
köyüne varınca Şürahbil bin Amrü'l-Gassanî'nin onu öldürmüş.Elçisinin şehid
edildiği haberini alan Resûl-i Zişân son derece müteessir olmuş. Zirâ, o ana kadar
Resûl-i Kibriyâ Efendimizin hiçbir elçisi öldürülmemiş.bu nedenle Mutah savaşı
olmuş. .(TaberîYıl 7H. için Başlangıç ve Bitiş : 2/37).
Resûl-i Ekrem Efendimiz, derhal bir ordu teşkil etmiş; üç bin mücahitten meydana
gelen bu ordunun başına da, kendi azatlısı olan Zeyd b. Hârise’yi tayin etmiş.
8-
Amr ibn El-Aas, Ummân sultânı Ceyfer ile kardeşi Abdi'ye elçiliği :
Amr b. el-Âs b. Vâil b. Hişâm b. Saîd b. Selhem b. Amr b. Kusay b. Ka'b b.Lüey,Adı,
Amr, künyesi Ebu Abdullah veya Ebu Muhammed'dir.Kureyş kabilesinin
Sehmoğullarındandır.Amr, müşriklerin zulmünden uzaklaşmak için Habeşistan'a
hicret eden müslümanların tekrar Mekke'ye geri gönderilmesi maksadıyla Necâşi'ye
gönderilen elçi heyetine başkanlık etmiş.Amr, Hicretin 8. yılı (629) Medine'ye gelmiş.
Hz. Hâlid b. Velid'le birlikte aynı gün Hz. Peygamber'e bey'at etmiş.Filistin'in
fethinde yararlıklar göstermiş.Mısır fetihi halife Hz. Ömer (r.a.), ona görev vermiş.
Hz. Osman zamanında Mısır valiliğinden azledilmiş.Muâviye zamanında yine Mısır
valiliğina dönmüş .93 yaşındayken Mısır'da ölmüş.
66
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Resûlullah’ın(sav) mektubu:
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın
Resûlü
Muhammed
b.
Abdullah’tan
Cülenda’nın oğulları Ceyfer ve Abd’e!“Hidayete uyanlara, doğru yolu tutmuş olanlara
selam olsun!“Bundan sonra derim ki:“Ben her ikinizi İslam’a davet ediyorum!
Müslüman olun ki selamete eresiniz!“Ben, sağ olanları ahiret azabıyla korkutmak,
kâfirler hakkında da Allah’ın hükümlerini tatbik etmek için Allah’ın bütün insanlara
gönderdiği Resûlüyüm!“Eğer İslam’ı kabul ederseniz, hükümdarlığınız size bâkî
kalacaktır; eğer Müslüman olmaktan uzak durursanız, şüphesiz, hüküm­darlığınız
elinizden çıkacak, süvariler meydanınızı çiğneyecek ve peygamberliğim sizin mülk ve
saltanatınızı mağlup edecektir!.
Ceyfer ile kardeşi Abd, önce Müslüman olup olmamak hususunda tereddüt geçirdiler;
bir müddet sonra da bu tereddütlerinden kurtularak, İslamiyetle şe­reflendiler ve
Efendimizin risâletini tasdik ettiler. Bununla da kalmayan Cü­len­daoğulları, halkı da
Müslüman olmaya çağırdılar. Bu daveti duyan halk da se­ve seve Müslüman olmayı
kabul ettiler.Bunun üzerine, Peygamber Efendimizin emir ve tavsiyeleri gereğince,
Amr b. Âs Hazretleri, buranın idarî işlerini üzerine aldı. Amr (r.a.), Müslüman
zen­ginlerden zekât ve sadaka toplayacak, onları fakirlere dağıtacaktı; ayrıca
Me­cusilerden
cizye
alacak,Müslümanlar
arasındaki
davaları
da
halledecekti.Peygamber Efendimizin vefatına kadar, Hz. Amr, bu işleri yürütmek
üzere Umman’da kaldı.(1)
9-
Salit b. Amr, Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali'e elçiliği :
O Salit b. Amr Bin Abd Şems El-kuraşi El-Amiridir.Hz.Ömer,oğlusuna muhacir ibn
El-muhacir ad vermiş.ömerden önce islam'a girmiş.Habeşistan'a hicret etmiş.Bedir
Savaşında katılmış.ve Yemame gününde şehit olmuş(2).
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Taberî 2/29,İbn Saad1/2/18,İbn Hişam Biyografi 4/254.
(2) İbn İshak ve İbn Kalbi rivayet'e gore,( Taberî2/644, İbn Saad:1/818)
67
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Efendimizin(sav) mektubu :
“Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den, Hevze b. Ali’ye!“Doğru
yolda gidenlere selam olsun!“Şunu iyi bilmelisin ki benim dinim yakında dünyanın en
uzak ufuklarına kadar parlayacaktır! Binaenaleyh, ey Hevze, sen de Müslüman ol ki
selamete eresin! Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana
bırakayım!”Hevze, bu daveti kabul edemeyeceğini nâzik bir üslûpla ifade etti. Ancak
Salit (r.a.), bu hareketinin yanlış olduğunu söyleyerek onu davete icabete çağırdı.
Fakat Hevze, saadet dairesinden uzak kaldı. Şüphesiz, bu uzak kalışta saltanatta
kalma arzusu büyük rol oynuyordu. Bunu, kendisi de, bizzat bir Hıristiyan büyüğüne
şöyle ifade etmişti:“Ben, kavmimin hükümdarı bulunuyorum; ona tâbi olaydım, o
takdirde hükümdarlık yapmayacaktım!”Bununla birlikte Hevze, Peygamber
Efendimize verilmek üzere, bir mek­tupla birtakım hediyeleri elçi Hz. Salit vasıtasıyla
gönderdi.mekke fetihinden sonra Cebrail (a.s.) gelip, Efendimize, Hev­ze’­nin
öldüğünü haber verdi.
10-
Muâz bin Cebel (r.a.),Yemen'e elçiliği :
Hibbaan,Abdullah, Zakaria ibn İshak,Yahya bin Abdullah bin Sıfy, Ebi Maabd Molly
İbn Abbas,İbn Abbasdan Buhari dedi ki: Muâz bin CebelYola çıkmadan önce
Peygamberimiz ona şöyle buyurdu: - Sen ehli kitaptan ya'nî Yahûdîlerden ve
Hıristiyanlardan bir kavimle karşılaşacaksın. Onların yanına varınca, onları önce,
Allahtan başka ilâh olmadığına ve benim Allahın Resûlü olduğumu tasdîke da'vet et.
Eğer bunu kabûl ederlerse, onlara, Allahü teâlânın beş vakit namazı farz kıldığını
haber ver. Bunu da yaptıkları takdirde, Allahü teâlânın, zenginlerin fakirlere zekât
vermesini emrettiğini bildir. Bunu da kabûl ederlerse, zekât alırken sakın mallarının
sadece en iyilerini seçme! Mazlumun âhını almaktan çekin. Çünkü Allahü teâlâ
mazlumun duâsını hemen kabûl eder.(1)
Bazı rivayetlere göre:bu elçiliği veda hacı sonrası yapılrmış.İmam Ahmed diyor ki
:Sena Abu Elmağıra Sena Safvan ,Raşid bin Saad bin Hamid El-Skony,Muâz bin
Cebelden rivayet'e göre ,Resûlullah efendimiz vedâlaşırken buyurdu ki: - Yâ Mu'âz,
sen belki bu seneden sonra beni bir daha göremezsin. Belki dönüşünde burada benim
mescidime ve kabrime ziyâret için gelirsin.Bunu işiten Mu'âz bin Cebel hüzünle
gözyaşı dökmeye başlayınca
‫ــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre, Zekat bölümünde (1395) ,ve Müslim rivayet'e
göre,Imanda (19).
68
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamberimiz buyurdu ki: Ağlama yâ Mu'âz!, ağlamak şeytandandır(1).Resûlullah
efendimiz Mu'âz ile bir mil kadar yürüdü ve son olarak şu nasîhati yaptı:akvâ
sâhipleri ve Allahü teâlâya hakkıyla kulluk edenlerdir.
İmam Ahmed anlatımdaki : Mu'âz ağlayınca, Peygamberimiz buyurdu ki:- Ağlama yâ
Mu'âz! Feryâd ederek ağlamak şeytandandır.
İmam Ahmed de anlatımdaki : Maaz diyor ki : ((Resulullah (s.a.s), Yemen'e beni
gönderdi.ve buyurdu ki : Belki dönüşünde burada benim mescidime ve kabrime
ziyâret için gelirsin.Ben ince kalplı kavime seni gönderdim.onlar iki kere hak için
savaç açarlar. onlardan sana itaat eden ile sana itaat etmeyen'e savaş aç.))
bu hadis'ta açık bir işaret ki bundan sonra maaz peygamber(s.a.s) ile görüşmez. maaz
yemendeyiken veda haccı yapılmıstı. peygamber 81 sonra gün büyük hacdan sonra
vefat etmişti.( Başlangıç ve Bitiş : beşinci bölüm)
peygamberin elçi sçiminde faydalı dersler var o elçiler peygamberin mesajlarını
yaşadıkları zamanda krallara krallarına büyük insanlarına ulaştırdılar..o elçiler belli
özellkleri olan
bu işe uygun ınsanlardan seçiliyordu.haberleinden ulaştığı
aşağıdakiden anlıyoruz ki :
(1) Uslup ve Görünüm Güzelilği.
(2) Belagat ve Retorik.
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1) İmam Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre5/235.Elelbanionu inceledi ( 2497)
69
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
Akıllılık,anlama yeteneği ve iyi davranışlık.
Doğru telaffuz eden ve iyi konuşan.
Dürüstlük ve şeffaflık. Dış görünüş, kişisel gerçeğinine işaret eder.
İman dürüstlülüğü, İman gücü ve hakkı gözetme.
Cesaretlilik,Tutarlılık ve Vefakarlık.
Arap,bütün bu nitelikler İslam'den önce övüyordu.islam, bu nitelikileri tevhid
doktrinine bağlayınca ovünç arttırdı.
İkinci : elçileri karşılama temeli.
İslam devleti, peygamberin döneminde çok hükümdarların elçilerini ağırladı.mekke
fethi yılından sonraki yıl(sekizinci/dokuzuncu H./629/630 AD )elçiler yılı adı altında
bilindi.Mekke fethi, büyük tarihli bir olay oldu.arap kabileleri, bundan sonra islam'a
girişine gereksinim duydu.ve bu kabileler Allah'ın dinine girdi.İbn Sa'd anlattı ki :
peygamberi görmek için geldiği heyetler toplamı atmışı daha yüksek oldu.Şami dedi
ki : yüz heyetler oldu. birincisi Sakif heyetidi.Sonra Benî Tamim heyeti sonra Bani
Abdul Kais heyetidi ve diğerleri.ve onların ziyaretleri İslam'a girişine erdi.
İslam diplomasi araçları, heyetlerin alımı bakımından temel unsurlarından oluştu.
bu temeller bugüne kadar devam eder.ve bu temeller aşağıdaki gibidir:
(1) misafirperverlik ve karşılamyı düzenlemesi :
Peygamber döneminde, misafirhanede heyetleri düzenlemesi oldu.bu misafirhaneye (
Dar El-Difan ) adı koydu.Humaid bin Abdul Rahman bin Auf evidir.
71
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bazı rivayetlere göre : Ramlet Binr El-Haris El-Nsarieh, veya El-Moğıra Bint Şoba evi
idi.büyük Camii bazen misafirperverliği için kullanıyordu.
(2) Resulullah(s.a.s) , ile misafir karşılaması düzenleme.
Bilal bin Rabah ve Halid bin Said bin Aas, Nebevi töreni temelidiler.onlar ve diğerleri
, Ebu Bekir'in gözetiminde çalışıyordu.Ebu Bekir karşılama müdürüdü. Aşağıdaki
dokuzuncu yılında H. Sakif heyeti hikayesi İbn İshak rivayet'e göre:(1)
((
Abdi Yalil başkanlığındaki Sakif heyeti, Medine’ye gelince, muğire bin şube,
onların görmüş. onların gelmelerini haber vermek için Resulullah'a gitmiş.Ebu Bekir
ona şöyle dedi: ben Resulullah'a haber vermeyi istiyorum. muğire bin şube, Kabul
etti.sonra Ebu Bekir Resulullah'a haber vermiş.Ebu Bekir, Resulullah'a nasıl selam
etmek için onlara gitmiş.ama Resulullah'a cehalet selamı etmişler.Mavla Ebu Suud
el-Hanefi rivayet'e göre: Ebu Bekir, Resulullah'a selam etmek heyetleri öğretmiş.ve
Resulullah huzurunda Huzur ve saygıyı olnarı emretmiş.bu bizi anlatar ki : Ebu
Bekir karşılama bakanı idi.(2)
(3) Peygamber, heyetleri karışlaması:
Peygamber
(s.a.s)
ve
Halifeleri,
Mescid-i
Nebevînde
heyetleri
karışlamışlar.peygamber sahipleri , heyetleri karışlayınca en iyi kıyafetlerini
giymişler.(İran) hükümdarı -ki Kisra , müminlerin emiri Hz. Ömer’e bir mektup
iletmek üzere bir elçi göndermişti. Elçi Medine’ye varınca
Hz. Ömer'i başında bir
ağacın altında uyuyorken buldu.Elçi Ömer’in başı ucunda dikildi, şaşkın şaşkın onun
içinde bulunduğu huzur ve sükuna hayran kaldı ve dudaklarından şu sözler
döküldü:“-Adaletle hükmettin, halkına huzur verdin, bu huzur ortamında sen de
huzur buldun, tatlı tatlı uyursun, ya Ömer!”.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr Mehdi Rizkallah Biyografine bak S.659.
(2) Şeyh Abdul Hai Kanani : Sivil Hükümet Sistemi,Beyrut,(1/39).
71
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
buna reğman,H.z Ömer, Romalılar ve Pers valilerinden onun yaşıtlarına onun
görünümünü uygun gelmek için yılda on bin dinar tahsis etmeyi Muaviye talebine
kabul etmiş.H.z Ömer bundan amacı ki muhalifleri korkutmak için İslam devletinin
nüfuzunu ve gücünü gösterme bulmuş.Rivayetlerde Halife Hz. Ömer,Şam'a gitince ,
Muaviyeye nasıl böyle bir hayat sürdüğünü sorduğunda,de halife ona “Arabın
Kisrası” demekten kendini alamamıştır. Muaviye gerekçe olarak düşmana yakın
olmasını, casusların bulunduğunu, heybetli bir sultan imajı vermek gerektiğini ileri
sürmüştür .sonra H.z Ömer, bunda ona izin vermiş.Abbasi döneminde, elçilerini
karışlamasında lüks fenomeni artmış.
Resulullah, heyetleri karışlamasında
iyi giysi giyordu.ama bundan abartı nefet
etmiş.Ömer (ra) satılmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu Resulullah (sav)'a getirip:
"Ey Allah'ın Resulü! Bunu satın al da bayramlarda ve taşradan gelen heyetlerin
karşılanması sırasında tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (sav): "Bu, (ahirette)
nasibi olmayanların giysisidir" buyurdular.(1) bu hadis açıklamasında İbn Hacer'e
göre :Resulullah, ipek giymeye yasak etti.ama güzelleştirilmeye yasak etmedi.(2)
toplantı yapıldığı bina kapısından Peygamber veya heyeti ile çıkması hiçbir engel
yoktur.konuk ile olduğu gibi:Ebu Hureyre dedi: Ebû Hureyre (ra)’den rivayet
edildiğine göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: Allah’a ve ahiret gününe iman eden
kimse, komşusuna iyilik etsin.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari, Libas 5835,
(2) İbn Hacer El-Askallaani: Fethu'l-Bari,Buhari açıklaması, (10,411)
72
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret
gününe iman eden kimse, hayır söylesin yahut sussun”(1)de Rasûlullah (sav) şöyle
buyurdu: ( Misafiri kapıya kadar uğurlamalıdır)(2),Hadis-i şerifte (Misafiri adım
geçirene, Cehennemin kapısı kapanır. adım geçirene,Cennet kapısı açılır ve dilediği
kapıdan girer) buyuruldu.Ebu Katade rivayet'e gore: Habeş kralı Necâşî'nin bir heyeti
Peygamberimizi ziyârete gelmişti.Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bizzât onlara hizmet etmeye
başladı. Bunu gören Ashâb-ı Kirâm:“Biz varız, siz oturunuz, Yâ Resûlallâh” deyince
Efendimiz aleyhisselâm:“Hayır, asla. Çünkü onlar benim Ashabıma (Habeşistan’da)
ikrâm ettiler, ben de bizzat mukâbelede bulunmak isterim.’ buyurdular.(1) Hâtıb b.
Ebî Beltaa,Resulullah'a söyledi ki: Mukavkis ,onu iyi karşıladı.
misafirperverlik karşılama görevi ile ilişkili olur.abdulkays heyeti Resulullah'a geldiği
zaman, Resulullah (s.a.s), onlara dedi ki : (("Hoş geldiniz, Ailah sizleri utandırmasın,
pişman etmesin.".Buhari S.50
Peygamber, elçileri gönderen hükümdara saygı duymalı buyurdu.Resulullah,
elçilerim hoşnut oldukça, ben de hoşnut olurum.dedi(4)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde (5673),Müslim 'den rivâyet
edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde(3255).
(2) İbn Mâce 'den rivâyet edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde S.1114
(3) İmam Gazali :Din bilimi canlandırma(4/676)
(4) İbn Hadıda El-Ansari : peygamber (s.a.s)ve krallara elçileri kıtabında.:406.
73
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Üçüncü : İslam'da elçilerin dokunulmazlıkları
İslam
devleti,Peygamberlik
döneminden
beri
elçilerin
dokunulmazlarını
sağladı.bunun kanıtı ki Peygamber(s.a.s), Müseylimetü’l-Kezzâb islam'a girmek için
Amr İbn Ümeyye ile ona bir mektup gönderdi.( Kalbi ve İbn Sa'd rivayet'e
göre),Müseylimetü’l-Kezzâb , İbn El-Navha ve İbn Esal ile bir mekup gönderdi
.Müseylimetü’l-Kezzâb bu mektupta dedi : "Allah'ın Resulü Müseylime'den, yine
Allah'in Resulü Muhammed'e, Sana selam olsun. Ben, seninle birlikte peygamberlik
vazifesine ortağim. Yeryüzünün yarısı bize, yarısı da Kureys Kabilesine âıttır. Ancak
Kureyş haddini asan bir kavimdir."
Peygamberimiz
bu
satırları
okuyunca,
onu
getiren
elçilere:"Eğer
elçilerin
öldürülmeyecegine dâir bir kâide olmasaydı, sizin boynunuzu vurdururdum" demiş
.(1)
Abi Rafinden peygamber'in konumu bunun teyit eder.Kureyş, hudaibiya sırasında
Resulullah'a(s.a.s) Abi Rafii gönderdi.Abi Rafi'in kalbinde iman girdi.sonra o
Resulullah'a (s.a.s)dedi : ((Ey Resulullah,Ben onlara geri dönmek istemiyorum,
sizinle kalmak istiyorum)).
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre 276, Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre
3/487.Şawkaani , Nil El –Avvtaar 8/29 , İbn-i Kayyim : 2/75 , Sehih Elcami ( 9331)
74
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ebu Rafi’ anlatıyor: Kureyş beni Hz Peygambere (elçi olarak) gönderdi onu görünce
kalbime İslam sevgisi düştü Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Ben bir daha onlara
dönmem Şöyle buyurdu: Ben yaptığım sözleşme ve anlaşmaları bozmam ve (bana
gelen) elçileri yanımda alıkoymam Şimdi sen (Kureyş’e) geri dön, görevini tamamla
Sonra şu anda içinde hissettiğini yine hissedersen döner gelirsin Bunun üzerine
Kureyş’e geri döndüm Görevimi bitirdim Sonra tekrar gelip müslüman oldum.(1)
El-Hatabi anlatıyor ki : sözleşme müslümanı ile dikkate aldığı gibi de kafiri ile aynı
zamanda dikkate alır.Güvenlik, İslam'da elçilerin dokunulmazlığı
temelidir.((bu
nedenle onu güvenli olmalısın.ve kan veya para ona suikast etmemelisin.)) (ElHatabi, Ebu Davud 3/189).
(elçileri yanımda alıkoymam) manası ki kafirler tarafından gönderilen mesajı bir
cevap gerektirir. mesajı ulaştığı elçi ile ikinci taraf'a cevabı ulaşmalıdır.ve o kavimine
cevap ile dönmeli.ve bu onu korumak oldu.ve hatta peygamber (s.a.s)elçiyi hapse
attığı, ya da Kureyş elçisi
İslam'a girdiğini sebebi hayatında korkumak için
söylenmez.( Shawkaani 8/20, Şa'rani 2/164).
Halifeler, elçileri korumasında bu peygamberliğin yöntemini izledi. daha önce
göstermişiz ki Resulullah (s.a.s), Hz. Osman'ın şehid edildiği haberi ulaşınca, bunun
üzerine Peygamberimiz (s.a.s) müslümanları bîat etmeye çağırdı. de daha önce
göstermişiz ki Peygamberimiz’in gönderdiği elçisi Haris Bin Umeyr , vali Şurahbil
tarafından öldürülmüş elçisinin öldürüldüğünü haber alınca son derece üzülen
Peygamberimiz (Salallahu Aleyhi ve Sellem) hemen azatlı kölesi Zeyd Bin Harise
Hazretlerini kumandan tayin ederek sancağı eline verdi. ve üç bin kişilik sahabe
ordusunu Mute’ye doğru sefere çıkardı. Abdullah bin Ravahah ve Cafer Bin Ebi Talib
Mute savaşında şehit oldular.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre, Vaatler bölümünde (2277) , Ebu Davud Sehihi (2758)
75
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İmam Ali'in Fetvası bunu teyit etmek için geldi. Saeed bin Jubair dedi : kâfirlerden
bir adam, Ali bin Ebi Talib'a gelip dedi : eğer bizden bir adam sizden bir şey isterse ,
onu öldürecek misiniz? İmam Ali ona dedi : hayır çünkü Allah diyor : (Ve eğer
müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar
ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere
ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.)
(TEVBE SURESI – 6) El-Kartabi : (8/76)
Daru'l-İslam ihtiyaç için gelen kafiri öldürmek caız olmadığını imam Alİ Kuranla
tesbit etti.İslam devleti, Daru'l-İslam'a gelen Kâfirleri islam'a gelen şekilde davet etti :
Nazikça Allah'a davet etme.bunun üzere, Hanfia , Şafii, Hanbeli ve Zeydi elçiyi
öldürmek caiz olmadığını ifade etmişlerdir.(1)
fekihler, yabancı elçiler Daru'l-İslam'a güvenle girebilir dediler.dediler de ki elçinin
geçici göreviınde dokunulmazlık hakkı vardır.bazılar, onun göerv dönemi bir kameri
yıldan daha fazla olmaz dediler.ama şartıylacasusluk,sılah satın alıp savaş evine
nakletmek gibi şeylerden kaçınması yasaklananan şeylerı yapmaması gibi şeylere
uyması gerekir.
eğer ülkesi adına elçi olduğunu kanıtladıysa, elçi Daru'l-İslam'a girdiğinde devletin
güvencesi altındadır.
Ebu Yusuf ve Muhammed ibn el-Hasan Ebu Hanifenin sahipleri derler ki ))
Müslümanlar Valileri, elçiyle karsılastıklarında ona adını sormalılar, eğer derse :
((Ben Kral elçisi Müslümanların kralına için beni gönderdi.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr. Muhammed El-Sadık Afifi : İslam'da diplomatik karşılaşma gelişmesi , Mısır Anglo
Kitabevi, kahire, 1986 , S.85-88
76
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ve bu kralım mektubu, bende olan hayvan,köle ve yadigarlar hepsi hediyedir. Bu
durumda, ona inanılır.sıkıntıya sokacak bir şey yoktur, ve onu sıkıntıya sokmaz, eğer
müslümanlar denizde bir gemi esir alsa gemidekilerden birisi biz kralımızın
elçileriyiz dese müslümanlar onlara sıkıntı vermezler )) (Ebu Yusuf : 203 , büyük
biyografi açıklama 2/471).
fekihler, elçilerin kişisel dokunulmazlıkları konusunda farklı düşünmüşlerdir.fakat
İslam'da sabittir. yolsuzluk ve hasarı gidermek için ona güvence verdikten sonra
islami şeriatı onu bağlayıcı olurlar.bu talimat Daru'l-İslamde ikamet edeni bağlar.
Hhanefi mezhebi fakihler der ki :
insanların hakkına ihlal suçu işleyen islam
kanunlarına göre yargılanır.veya özel hak adı altında
hırsızlık gibidir.Alaha ait
suçların onları affeteder.ama cinayet cezası lazımdır.
Şafiî mezhebi fakihler der ki : bozuluyan eşyelerine garanti verebilir. ama cinayet
cezası lazımdır.ama Allah hakkı olduğu zina ve alkol içme cezası ile ilgili onda had
yoktur.
Alhanlbe mezhebi fakihler der ki : güvence verilen kimse hırsızlık yapar veya birini
öldürürse ve ülkesine gider sonra islam ülkesine yeniden geri gelirse yakalanır ve
hakkında hüküm verilir.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr. Muhammed El-Sadık Afifi , geçen kaynak, S.92-95.
77
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
1961 yılında imzalanan ve 1980 yılında Suudi Arabistan Krallığı tarafından onaylanan
Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi 14 asır önce islamin uyguladığı elçilerin
çalışmalarını düzenleyen ilkelerden ibarettir. En önemlisi olan elçileri ve heyetleri
karşılama ve kabulde misafır devlete hürmet gösterme ve onların içişlerine
karışmamaktır.sözleşme İslam hukukunda diplomatik ilişkilerde karşılıklılık valinin
davranışlarının kuralalrını belirlerdi.
Allah dedi: (Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan
korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.) ( BAKARA SURESI – 194) ve de
dedi: (Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama
sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.) (NAHL SURESI – 126) ve
dedi: ( Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa,
onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.) (ŞÛRÂ SURESI –
40).Waaqidi rivayet'e gore : Allah'ın Resulü , Hudeybiye görüşmeler sırasında Kureyş
tarafından gönderilen müşriklerini tutu.ailelerini ziyaret etmek için Mekke'ye giden
onbir Müslümanları serbest bırakıncaya kadar, Kureyş müşriklerini bırakmayı
reddetti.Peygamber(s.a.s)
Kureyş'in
kelçisine
böyle
dedi
:
((arkadaşlarımı
gönderinceye kadar onları göndermem)) Kureyş ,müslümanları serbest bıraktı (1). ve
Peygamber (s.a.s), barış planı için Kureyş müşriklerini serbest bıraktı. ve haram
aylara hürmet sebebiyle o aylarda kan dükülmez.
Sözleşme,elçilrin
halklar arasındaki ilişkılerin güçlendirilmesi ile ilgili görevleri
islam dini belırlendiği onayladı.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Waaqidi : (2/604) , Taberî: (2/630) , İbn Hişam , (3/329).
78
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪79‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Üçüncü Bölüm
İslam'da diplomasi Araçları
81
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪81‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Üçüncü Bölüm
İslam'da diplomasi Araçları
Birinci : Diplomatik yazışmaları:
Resulullah insanlar arasında en güzel konuşandı.konuşma temellerini açıkladı.sözü
ayrıntılı olarak ifade etmek, rahat konuşmak ve kelimeleri kesık kesık konuşmamak
gibidir. konuşmacı ve dinleyicinin düşünmesi için onun konşması arasında
susuyordu. önemli kelimeleri dinleyici tam anlasın (ezberlesın) için üç kere tekrar
söylüyordu.Konuşmacı konuşmasında abrtıyı ve ifadelerle oynamayı sevmıyordu.Ebu
Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular
ki:"Kim, insanların kalbini çelmek için kelamın kullanılışını öğrenirse, Allah kıyamet
günü, ondan ne farz ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez!"
AÇIKLAMA:Hattâbî, hadis metninde geçen sarfu'lkelam tabirini ihtiyaç fazlası kelam
diye ifade etmiştir. Bu durumda mana: "Kim insanların kalbini çelmek için ihtiyaç
fazlası söz öğrenirse." olur. Halbuki sarf kelimesinin çevirmek, kullanmak gibi daha
geniş bir kullanımı var. Sözgelimi ayet-i kerimede "Allah kalplerini çevirdi" tabiri
geçer.Sarraf kelimesi altını gümüşe, gümüşü altına, parayı dövize çeviren manasında
halen kullanılmaktadır. Keza tasarruf da sarfın mübalağalı kullanımıdır. Yani demek
istiyoruz ki, sadedinde olduğumuz hadiste geçen sarfu'lkelam tabirini kelamı
kullanma manasında anlamak da mümkün olacaktır. Öyleyse hadisten : "İnsanların
kalplerini çelmek için kelamı kullanmayı öğrenmenin yasaklandığını" anlayabiliriz.
Böylece günümüzde geliştirilen propaganda, reklam gibi, insan tabiatının birkısım
zaaflarını istismara dayalı meslek ve sanat ve hatta geçim dallarının din nokta-i
nazarından değerlendirilmesi daha kolay bir hal alır.Esasen, Hattâbî'nin
açıklamasının devamı da hadisten anladığımız bu manayı dolaylı olarak te'yid eder.
Der ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sarfu'l kelamı mekruh addetmiştir.
Çünkü (bu ziyade sebebiyle) kişi, sözüne riya ve yapmacıklık sokmakta, yalan ve
fazlalıklar karıştırmaktadır. Bunu önlemek için sözün ihtiyacı görecek kadar
olmasını, ilavede bulunmamasını, zahirinin batınına, sırrının aleniyetine muvafık
olmasını emretmiştir." Resulullah'ın bu yasağında reklam ve propagandanın ferdî,
ailevî ve içtimâî zararlarının da maksud olduğu söylenebilir.Hadiste geçen
mevzumuzu tamamlayan ikinci kilit kelime, çelme diye tercüme ettiğimiz istiba
kelimesidir. Bu kelime düşmanı esir etmek manasına gelen seby mastarından gelir.
Yani kalpleri çelme tabiri yerine kalpleri esir etme tabirini kullansak asla daha
uygundur. Şu halde hadiste, kalpleri esir etmek maksadıyla belagat ve fesahatin
kullanılması yasaklanmaktadır.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre, edeb bölümünde (4353)
82
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Rasûlullâh şöyle buyurdu : (“Bana en sevgili olanınız ve bana ahirette de en yakın
olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır. Sizden en çok kızdıklarım ve ahirette bana en
uzak olanlarınız da, ahlakı kötü olanlar, gevezeler, böbürlenenler ve boş boğazlardır.)
(1). Gevezeler : Onlar çok kere fasih dilde konuşuyorlar .(2).Peygamber (s.a.s) , çok iyi
dinleyicidi. diğer taraf konuşması bitmeyinceye kadar konuşmuyordu. sonra onu
soruyordu : ((Konuşmayı bitirdirdin mi)) (3). Karşı tarafın de demek ıstediğini tam
anladıktan sonra konuşmaya baslıyordu.
Elçiler ile kabile başkanlarına ve devlet başkanlarına gönderdıği elçilerin konuşma
hedeflerinin belirlenmesi,sözün edebi ve açik olması gibi mesajların biçimi belirlenip
teyid edildi. ve bu belirsizlik anlamlar taşımayan yeni diplomasine bir ışık oldu.
Peygamberlik sünnet , Kur'andan bunu aldı.Anlatıcılar diyor ki : Biz
Süleyman
İbibiğiden daha nezik bir elçiyi ve onun kitabini bimeyiz.Allah dedi : (Mektup
Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.Bana baş
kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır). ( NEML SURESI 30
– 31 ).
Peygamber (s.a.s) , önceden metinler sunulan mesajlarını Kuran hidayetini takip etti.
yazar
kendini
tanıtmak
insanlar
arasında
mesajlarında
peygamber(s.a.s),
sünnetinden oldu.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre, Ahlak bölümünde (1941) , Abu Issa dedi : Gevezeler : sık
sık konuşmak olanlardır.
(2) Dr.Sohail Hussain Fatlavvi : Peygamber Muhammed (s.a.s) diplomasisi. Dar El-Fikir El-Arabi
, Beyrut , 2001 , S. 88-89.
(3) Ebu ili 3/ 349 , İbn Kesir 'den rivâyet edildiğine göre.
83
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İmam Elnavavi ekler : Peygamber (s.a.s) , Heraklius'ya onun mesajında Rûm
milletinin büyüğü adına yazdı Romalıların kralı yazmadı çünkü ona ve başkasına
krallık yok , sdece islam dini emirle , ve hiç kimseye sultanlık yok sedece
allah'a.sedece Heraklius söylemedi ama onun naziketen Rûm milletinin büyüğü
söyledi. İmam Elnavavi ekler : Allah , yumuşakla islam'a davette emretti. Allah dedi :
((Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel
şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete
erenleri de çok iyi bilir.) (NAHL SURESI 125) Allah de dedi : (Ona yumuşak söz
söyleyin ) (TÂHÂ SURESI- 44)(1).
Peygamber (s.a.s) , mektublarında yazı biçimine dikkat ediyordu.bir rivayette :Anas
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Allah
rizası için ve sizin ihtiyaçlarınızı karşılamak için , bir mektup yazırsanız , başinda
Besmele yaz .başka rivayette : Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ( Besmele ile başlamayan her mühim işin
bereketi güdüktür.) (3).
O mektuplarına selamla başlamaya önem veriyordu.çünkü o mektuplarını
müşriklerlere veya ehli kitaba gönderiyordu.selamla başlama onların islama
girmelerine ilgi içindi. bunun üzere , Allahü teâlânın hidâyetine tâbi olana selâm
olsun , Al­lah’tan başka ilâh olmadığına, O’nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve
Mu­hammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şe­hâ­det edenlere selam olsun
sözlerini kullanıyordu.ve selamlama bittikten sonra konuya giriyordu.Besmeler ile
başlamak sonra selam ve sonra konuya girererek yazmak bügün hala diplomatik
yazışmalardabu usul kullanılmaktadır.
__________
(1) Müslim 'den rivâyet edildiğine göre, Elnavavi açıklamasıyla , Dar Arap mirasını canlandırma
, Beyrut 1972 : ( 12/ 108 ).
(2) Ben bu şekilde bulamadım , ama bu şekilde ((eğer bir kimse Bismillahirrahmanirrahim yazdı
Elrahmanı uzatarak bir şekilde yazsın)) buldum.
(3) İbn Mâce 'den rivâyet edildiğine göre
84
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
peygamberlik mesajları, Krallara , hükümdara ve kabilelerin reislerine hayavan
derininden özel bir tür üzereine yazılıyordu. bu uzun yollara ve sefer durumna uygun
geliyordu. fırçalanmış Yumuşaktan yapıldı.yazıda siyah mürekkep ile yazıldı.özel
organik malzemelerden yapılıyordu.Kalemler ise
yumuşak kafalarla tırtıklı
kamışlardan yapılıyordu. bu mektuplar doğal malzemelerle yazıldığı için bu güne
kadar bazıları Dünya müzelerinde korunurabilmiştir.
Peygamber döneminde , diplomatik mesajlar arapça ile yazıyordu .mesajlar,mesajları
açıklasın diye gidilecek ülkenin dilini bilen elçilerle gönderiliyordu. ve bu, bunlar
nedenlerle yapıldı :
Birinci : Arapça , Kuran dilidir.
İkinci : İslam evrensel bir dindir. bütün insanlar için geldi. ve tüm Mesajlar İslam'a
devet etmeyi içerir.
Üçüncü : Arapça en iyi dildir. Onunla en gelişmiş şekide meram ifade edilebilir.
Dörtüncü : devletin prestiji diline kendi saygınlıgındadır. bunun üzereine peygamber
(s.a.s) , müslümanları Kuran diline saygı göstererek devletlerineine saygı göstermeye
dikkat etti.
bu geleneği bu güne kadar tüm dünya ülkelerinde izlenir.diplomasi editörleri
gönderen ülkenin resmi dilinle kaydedilir. ve onunla gönderilen ülke dili ile resmi
olmayan tercüme gönderir . Peygamber (s.a.s) , gerekli açıklamak için bu dillerin
öğrenmesine dikkat etti.
Peygamber (s.a.s) , Krallar ve aşiret büyüklerinin yaptığı mektuplarında İslam'a
davet etti. şirk ve sapıklığı uyardı.islam'ın evrenselliğini teyit etti.mülk veya mal
vazgeçmek onları sormadı.ve Peygamberin (s.a.s) ,mektupları mülklerin için savaşım
vermedi. ama inançların için savaşım verdi.
Bu mektupların bazılarının içeriğini mektubu götüren bilir. Ayrıca işret edilmektedir
kı mektubu götren kişinin memnun edilmesı peygamberi memnun etmek gibidir.ve
peygamber (s.a.s) , bazı mesajlarında tariht kayıt etmeye dikkat etti. rivayetler'e göre
: peygamber (s.a.s) , Necran Hıristiyanları için bir mektup yazdığı zaman , Ali ibn Abi
Talip’e Hicri 5.yılın tarihini koymasını emretti. ve Ömer ibn el-Hattab onda onu
izledi.
85
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Enes b. Mâlik (r.a.) bu hususu şöyle anlatır: “Resulüllah (s.a.s) Roma ve Acem
diyarına mektup yazmak istediğinde kendisine, ‘Eğer mektubunuz mühürsüz olursa
onlar bunu asla kabul etmezler.’ denildi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.s) gümüşten
bir yüzük yaptırdı. Yüzüğün kaşında [Muhammed Allah’ın Rasûlüdür] ibaresi
nakşedilmişti. Parmağındaki gümüş yüzüğün ışıltısı hâlâ gözümün önündedir.”(1).
Müzelerde bulunan peygamber'e (s.a.s)ait mektuplar üzerinde Muhammed Allah'ın
Resulü , yazıları olan mühürle mühürlendi..yukarıya aşağıdan okunuyordu.Ve mühür
daire şeklindeydi. Hz Resulüllah (s.a.s) , metup yazılıktan sonra
mühürlüyordu.sedece gönderilen kişiye okumak için nemli toprak malzeme üzerine
katlandıktan sonra yeniden mühürleniyordu.
Hz Resulüllah'ın (s.a.s) ölümünden sonra Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman ,
yüzüğü kullandılar.Bir defasında Hz. Osman Erîs kuyusunun başına oturmuştu.
Yüzüğü mahallinden çıkarmış, elinde çeviriyordu. Derken yüzük kuyuya düştü. Hz.
Osman’ın nezaretinde üç gün boyunca kuyunun suyunu çekerek boşaltmamıza
rağmen onu bulamadı.sonra Hz. Osman başka bir yüzük yaptırmıştır.Hz. Ali bin Ebi
Talib, Hz. Osman'ın şehitlikten sonra bu yüzüğü kullandı.
Peygamber (s.a.s) , krallara , hükümdara ve kabile büyüklerine göndereceği
mektubları yazdırmak için katiplerini Vahiy katipleri arasından seçiyordu. Hz. Ebû
Bekr, Hz. Ömer , Hz. Osman ve Hz. Ali bin Ebi Talib onlardandı. da Aban bin Said
bin Aas El-Mevi onlardandı.ve Ebu Bekir İbn Ebî Shaybah dedi ki ((Allah'ın
Resûlü'nün ilk vahiy katipleri Abi Bin kaab ve Zaid İbn Thabet idiler.ve Osman
,Halid bin Said ve Aban bin Said ona yazılar.))
Abdullah ibn Erkam ibn Ebi El-Rkam El-Mahzûni (2) de vahiy kâtiplerindendi.Fethi
yılında islam'a girdi. ve peygambere yazdı.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) (Buharî, Libâs 63; Müslim, Libâs 2902).
(2) İsabay'a bak 2/295 (4525).
86
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Muhammed ibn İshak ibn Yasar , Muhammed Bin Cafer Bin Zübeyr , Abdullah bin
Zübeyr rivayetlere göre Seleme dedi ki , hükümdarlardan gelen mektupların
okunması, saklanması, cevaplarının hazırlanmasında Hz. Peygamber'e hizmet etti ve
onun güvenini kazandı. Bundan dolayı Abdullah'ın yazdığı bazı cevabî mektupları
Peygamberin tekrar okutmaya bile lüzum görmediği rivayet edilir.Diplomatik
yazışmaları idare etme görevine Ebû Bekir'in hilâfet yıllarında da devam etti. Halife
Ömer tarafından beytülmâl emirliğine (hazine müdürlüğü) tayin edildi.Hz. Osman
onu, Beytu’l-Mal’in (Hazine) başına geçirmiş ve üç yüz bin dirhem vermişse de o
bunu kabul etmemiş ve şöyle demiştir: “Ben Yüce Allahiçin çalıştım ve benim
ecrim/ücretim sadece Allahtarafından verilecektir.”(1) .
Beyhakî dedi : Hz. Peygamber’e gelen bir mektuba yazdığı cevabı beğenen
Peygamberimiz: “İsabet ettin, güzel yazmışsın. Allah’ım onu muvaffak kıl!” diye Duâ
etti.ve Beyhakî de dedi : Hz.Ömer ona şöyle demiştir: “Eğer daha evvel Müslüman
olsaydın, kimseyi sana takdim etmezdim.Allah’tan, Abdullah b. Erkam’dan daha çok
korkan birini görmedim.”
İbn İshak, dedi : Zeyd bin Sâbit Peygamberimizin birinci kâtibi idi.ve ikinci kâtibi
Abdullah ibn Erkam idi.Ömer , Ali , Zeyd, Elmoğira ibn Şoba, muaviye , Halid ibn
Said ibn Aas ve Abdullah bin Zeyd el-Ensari Khazraji peygamberimizin kâtibilerinden
idi
rivayetler'e göre : Abdullah ibn Erkam onun görevi sırdaş idi.Huzaifa ibn El-Yaman
sır tutan idi. Peygamber (s.a.s) ve Hz. Ebû Bekr onların güvenini kazandı.ve
tarfaından yazılan masajları onların güvenin kazandı.El-Aamaş dedi : İbn Seleme
kardeşine : Peygamberimizin (s.a.s) kâtibi kimdir ?diye sordum , Abdullah ibn
Erkamdır diye cevap verdi.kadisiyahden Ömer mektubu geldi. mesajın alt kısmında :
((Abdullah ibn Erkam kâtibidir ))(3).
_____________
(1) İbn Kesir, İmad el-Din İsmail bin Ömer (774 H.) : Başlangıç ve Bitiş,beşinci bölüm, kahire
1351 H..
(2) geçen kaynak : beşinci bölüm.
(3) İbn Kesir : geçen kaynak.
87
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
çağdaş diplomatik yazışmaları bu geleneğini izler.
Emevi devleti mesajlar divan olarak bilinen düzenledi.valilerden gelen mesajlar
alıyordu.Halifeden
yabancı
ülkelere
taahhütlerini
ve
sözleşmeler
gönderiliyordu.Halifeler,mektup kâtiblerini peygamber gibi seçtiler.kâtibler,
Halifenin bilgi depoları , onun aklındakılerı ve düşündüklerini bilen kimseler oldular.
Abbasi dönemi ise, masajları yazısı bakanları emrediyordu.Bazıları hatta ikli
başkanlıkla bilindi : yazı başkanlığı ve başbakan.
Divan mesajlar ile bir divan da var , mühür divan halife emerleri ve kayıtlarını
kaydetmek için.
muaviye , onun adını taşıyan bir yüzük yaptırmak emretti.Divan’ul hatem , büyük
divanlardan diplomatik çalışmaları işe ilgli kalıyordu. Emevi ve Abbasi döneminde en
önemli divanlar : zekât işleriyle Divanü's-Sadaka , askeri işlerle Divanü'l-Ceyş ,
devlet görevlilerinin ücretleriyle Divanü'n-Nafaka, saray giderleriyle Divanü'l-Hazine,
posta ve gizli haberalma işleriyle Divanü'l-Beridi .
İbn Haldun diyor ki : (( Yazar, bütün kayıtları yazardı ve onun adını sonunda
yazardı, ve Sultan'ın mührü ile mühürledi , mühürü sulu kırmızı kilinde koyur ,
mühür kili adlı ve kaydın her iki tarafına üzerinde baskı yapıldı.))(1)
Abbasi döneminde , diplomatik yazışmaları belirli bir türü kağıt üzerinde ve özel
mürekkep ile yazılırdı.
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Haldun : Giriş , Lübnan Kitap Evi , Beyrut 1967 AD : S.426
88
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İkinci : Yabancı dili öğrenmek :
yabancı dil öğrenmek diplomasi başarısı için büyük önem taşır.farklı ırklar ve
milletlerden
insanlar
arasındaki
iletişim,
muamele
ve
etkileşimi
kolaylaştırır.geçmişte, Araplar dedi : ((Her dil, bir insandır)). Risalet ve insanoğlunun
hepsine yönlendirdiği için genel insan tabiatı göz önüne alındığında özellikle İslam
çerçevesinde bunun önemine kanaat getirir.
muhakkak ki hz. peygamber kendisine gelen mektuplara cevap vermek için yabancı
dil öğrenilmesine teşvik etti.(( Peygamber Efendimiz, Zeyd bin Sabit’e Yahudî
yazısını, yani İbraniceyi öğrenmesini emretti "Ben yazılarımı, onların
değiştirmeyeceklerinden emin değilim" buyurdu.Bunun üzerine Hz. Zeyd, 15 gün
içinde İbraniceyi öğrendi, hatta onda maharet sahibi oldu. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz,
bundan sonra Yahudîlere birşey yazacağı zaman, onu Hz. Zeyd'e yazdırır,
Yahudîlerden gelen yazıları da ona okuturdu.)) (1).
Zeyd bin Sabit Peygamberimizin tercümanı oldu. Hatta Zeyd Hazretlerinin dil
öğrenme konusundaki üstün yeteneği sayesinde İbranice'den başka Rumca, Habeşçe,
Süryanice , Farsça ve Mısırlıların dillerini de biliyordu, diye rivayet edilmiştir.
O zamanlar Kitaplar ve Peygamber’in (s.a.v) mektupları daha önce de ifade ettiğimiz
gibi Arapça yazılıyordu. Şu anda izlenen yol da budurİbn Rüşd, El-Beyan ve’t-tahsîl
isimli kitabında Mâlik’in ve Ömer ibn. Hattâb’ın Persler’in dilini kullanmayı
zemmetmesinin sebebini açıkladı ki : Persler’in dilini kullanmayı zemmetmesinin
sebebini öğrenmede yarar yok.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud (2715) (Tarmizi 2715).
89
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İbn Yunus dedi : Ömer ibn. Hattâb’ın acem dilini konuşmayı yasaklamasının sebebi,
onların bu dili mescidde konuşmalarıdır. )) (1).
Üçüncü : Kodu Kullanmma :
Sonuca götürücü bilgilere uşacak iletişim araçlarının birınin kodunu açıkladı.O
kodlar diplomatik yazışmalarda,Dışişleri bakanlığında,bakanlıklar arasında
kullanılan ve ülkedesindaki misyon temsilciliklerinde kullanılan kodlardı.gelişmiş
ülkeler gizli bilgileri korumak için sistemlerini son teKnolojı ürünleriyle
yenilerler.ayarıca savaş bölgesinde ordu birimlerın komutanları arasında iletişim ve
casusluk işlerinde de kullanır
Müslümanlar , peygamber (s.a.s) döneminden beri kodu kullandı. Hendek Savaşı
sırada müslümanlarla anlaşma içindeki Benu Kurayza kabilesinin anlaşmayı bozarak
geceleyin Medine üzerinde baskin yapmak için hazırlandıkları söylentisi yayıldı.Rasûl
aleyhisselam durumun açıklığa kavusturulması için Kurayza kabilesine Sa'd b. Muaz ,
Saad ibn ibadet , Abdullah ibn Ravvahah ve Havaat ibn Jubair'i gönderdi. Bu haber
müttelik müslümanlar ordulara göre arasında büyük bir endişeye neden olmamak
için Eğer Benu Kurayza anlaşmayı bozduklarını teyit ederse , açıkça onlara
soylememi emretti.
ka`b ibn malik ra.den: Peygamber Efendimiz'in, bir gazâya gitmek isteyince, gideceği
ciheti ve maksadını tevriyeli (başka mânâya da gelebilecek) kelimeler içinde gizlemek
âdeti idi. (2)
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Şeyh Abdul Hai Kettani : Sivil Hükümet Sistemi : S.202-205
(2) Müslim(4973) ,Buhari (2728 )ve Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre
91
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
San'aani diyor ki : ((: Allah Rasûlü (s.a.v.) bir gazveye çıkmak istediğinde asıl hedefi
söylemez, nereyi hedef seçtiğini önceden belli etmezdi Hattâ hedefinin başka bir yer,
düşmanın başka bir düşman olduğu hissini verirdi. Bu gazvede ise gidilecek yer ve
savaşılacak düşman konusunda bilgi vermiş, hedefini belli etmişti.ve Rasulullah
(s,a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Savaş hiledir."(1) ))
El-Kalkaşandi diyor ki : (( kod , Mesajlarda sırları gizlemektedir )). ve Şibani diyor ki
: bu yalan anlamına gelmez , çünkü İslam'ın içinde yalan haramdır , ve Hiçbir
Müslüman yalan söylememeli. Şibani da diyor ki : sakif heyeti, peygamber'e (s.a.s)
geldiğinde namaz kılmamak şart ile biz inanacağız dediler.Bu işin önceki sözü
geçersiz kıldığını gördü. yalan söylemeden muhalıf davrandı.bu muhalefet özellikle
savaşlarda caizdir. (2).
Dörtüncü : hediyeleşmek :
Hediyeleşme , diplomasi sanatında tanıdık geleneklerindendir. İslam , peygamber
döneminden beri müslümanlar arasında gerekli kuralları koyarak hediyelşemeyi
müslümanlar arasında yerleştirmışti.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre,(2804) Müslim 'den rivâyet edildiğine göre.(1771)
(2) Şibani açıklaması. ( 4/211)
91
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Kur'an, neml suresinde hediye ve reddetmesine işsaret etti.Balkis Saba Kraliçesi
,Süleyman mesajı aldığında kavimile karar verdi ki Kraliçe sözleriyle : (( Ben (şimdi)
onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.))
NEML SURESI – 35.Süleyman dedi ki bu hediye rüşvettir ve onu reddetti. elçilerin
başındaki kimse diyerek elçileri geri döndürdü , onların patron söyleyerek : (( onlara
dön )) Kraliçe ve takipçine : ((Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla
karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde
oradan çıkarırız!)). NEMLSURESI - 37.
Süleyman mesajı islam ve hidayet'e davet ediyordu.Kraliçe Hediyeleri davet
reddetmek için idi.bunun üzereine herşeyin yapılabilmesinin bir sebebi olmasndan
dolayı reddedildi.
Peygamber (s.a.s) , hediyeleşmeye önem verdi.Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.(1) .
Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır, Hediyeleşin, çünkü hediye,
dostluğu artırır, kini, düşmanlığı giderir.Ali bin Ebi Talib (r.a.) den : Kisra ,
Peygamber'e (s.a.s) hediye etti ve peygamber ondan kabul etti , Kayser , Peygamber'e
(s.a.s) hediye etti ve peygamber ondan kabul etti , ve krallar , Peygamber'e (s.a.s)
hediye ettiler ve peygamber onlardan kabul etti.Hz. Aişe (ra) anlatıyor:“Resulullah
(asm), hediyeyi kabul eder, ona karşılıkta bulunurdu.”(2)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Malik 'den rivâyet edildiğine göre (1413) ,Sehih Eledep 269 ( 594 ve ( 463)
(2) Tirmizî ve Elbani bu hadis zayıf dediler.
(3) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(3536) , Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(1953)
92
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Abdullah bin Zübeyrden (1).diyor ki : Abdul Uzza ibn Esed ibn Melek ibn Hasl
kızı kabilesi geldi Asma bnt Ebu Bekir'e kabile hediyeleri kabul etmedi sonra
Hz.Âişe Peygamber'e sordu sonra Allah dedi : (Allah, sizinle din uğrunda
savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil
davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.)MUMTEHİNE
SURESI- 8.sonra peygamber (s.a.s) hediye kabul etmesini emretti. (Hafız
Heysemî :Kahire 1353 H.)
El-ibşhmy diyor ki :
2.Allah diyor ki : (Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli
ile selamlayın; yahut aynı ile karşılık verin.)NİSÂ SURESI- 86.Bazılar hediye ile
yorumlanır.Peygamber (s.a.s) buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır,
düşmanlığı giderir.(2). Peygamber (s.a.s) buyurdu : hediye ortaktırResulullah (sav)
buyurdular ki: Kim ALLAH adına sığınma talebinde bulunursa ona sığınma verin;
kim ALLAH adına isterse ona verin; kim sizi davet ederse ona icabet edin; kim
size bir iyilik yaparsa karşılıkta bulunun; şayet verecek bir şey bulamazsanız
kendinizi, ona karşılık vermiş görünceye kadar dua edin.(3) ve Resûlullah
hediyeyi kabul eder, karşılığını da verirdi.(4). Etaadan .Peygamber (s.a.s) buyurdu:
(( Kime bir kardeşinden taleb etmediği halde bir iyilik gelirse, onu kabul etsin,
geri çevirmesin. Zira o, kendine Allah'ın gönderdiği bir rızıktır. Hediye, değersiz
bile olsa kabul edilmeli"))(5). Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle
dedi:“Ömer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh)’ı işittim dedi ki:−Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana atiye verirdi.Ben:−Onu benden daha fazla
ihtiyaç sahibine verseniz derdim.
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Ebu Davud rivayet'e göre (1168), Buhari 'den rivâyet edildiğine gore (5521)
Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre1953.
Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre5109…elcamiElsagır(2/556 ..(8411) Sahih Elcami 6021
Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre2536
İbn Hayyan 'dan rivâyet edildiğine gore , Sahih Elcami 1324.
93
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Nihayet bana bir keresinde bir mal vermiş ve ben de:−Onu benden daha fazla
ihtiyaç sahibine verseniz dedim.Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):−‘Onu al! Hırs gösterici ve talep edici olmadığın halde sana gelen malı al!
Böyle gelmeyen mala nefsini ona tabi kılma!’ buyurdu.”(1).Um hakim Elhzaiyeden Peygamber (s.a.s) buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır,
düşmanlığı giderir.(2)
O da Saîd İbni Cubeyr’den tahdîs etti ki, İbni Abbas (R): O perşembe günü,o
perşembe günü ne acı gündü! Dedi, sonra da gözyaşı çakıl taşlarını ıslatıncaya
kadar ağladı ve şunları söyledi: O perşembe günü Rasûlullah'ın hastalığındaki
ağrısı artmıştı da:— "Bana yazacak bir şey getirin, size bir yazı yazdırayım ki,
on¬dan sonra yolunuzu hiç şaşırmayasımz!" buyurdu.Bunun üzerine orada
bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) çe¬kiştiler. Rasulullah:—
"Hiçbir
peygamberin yanında çekişmek yakışmaz" buyurdu. Oradaki sahabelerden
bazıları:— Rasulullah sayıkladı, dediler.Rasulullah:— "Beni kendi hâlime
bırakınız. Benim içinde bulunduğum hâl, sizin beni davet etmekte olduğunuz
şeylerden hayırlıdır" buyurdu.Ve Rasulullah vefatı zamanında üç şey vasiyet
etti:— "Bütün müşrikleri Arap yarımadasından çıkarınız; gelecek heyetlere benim
izin verip hediyeler ikram etmekte bulunduğum tarzda siz de icazet ve hediyeler
vermek suretiyle hürmet gösteriniz" buyurdu.İbni Abbas: Ben üçüncü vasiyeti
unuttum, demiştir.(3)
Peygamber (s.a.s) heyetleri iyi karşılama emretti. El-Kadi Ayaz dedi : Alimler
dedi ki : Müslüman veya kâfir kim olursa olsun heyetleri iyi karşılamalı çünkü
kâfir de olsa hem kendi işlerinin hem de bizim işlerimizin iyiliği için gelirler.))(4)
Yahya İbn Adem Al-Kuraşi diyor ki : elçiler ve heyetler'e hediyeler hazinden
verilirdi.Peygamber (s.a.s) , Peygamber (s.a.s) , Hayberi fetheddiğinde ganimetleri
otuz altı parçaya bolmuştu.Yarısı müslümanlar ve peygamber için yarsı da gelen
heyetler içindi.))
Halifeler ve takipçiler , hediyeler ile ilgili peygamber sünnetini izlediler.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Mlik , Beyhakî , Sehih Eltargib ( 846)
Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre1953
Buhari 'den rivâyet edildiğine göre.2825Muslim 'den rivâyet edildiğine gore , 2089
Muslim'den rivâyet edildiğine gore.Arap mirasını canlandırma Dar , Beyrut 1972, (6/94)
94
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ebu Bekir , Yezid ibn Ebi Süfyana su tavsiyelerde bulundu: ((Düşmanlarına gâlib
gelemez. Siz düşmanla karşılaştığınız zaman "Onlara arkalarınızı çevirmeyin,
kaçmayın.))(1)
Fakihler, Müslüman olmayandan hediye alma konusunda farklı düşündüler.üç
görüş vardır : Sahnoun Maliki diyor ki : eğer imam'a hediye verilirse , onu kabul
etme sakınca yoktur.Awzai diyor ki : Hediye Müslümanlar için ve hazinden aynı
miktarda verir.üçüncü görüş Shafi'ie diyor ki : kâfirlerden hediye verilen imam'a
veya ordu amir'e ganimettir.
uygun görüş ve şu anda devletlerin çoğunluğu onu izlerler ki elçilerine hazinden
hediye verilir.takip eden ve takip edilen kurallara göre.(2)ve aşağıdaki örnekler
bunu desteklenmektedir :
Ebu Hamid es-Saidi şöyle diyor: "Peygamber (s.a.a) Ben-i Esed kabilesinden İbn-i
Utbiyye adlı birini zekat toplamakla gö-revlendirdi.O zekat mallarını getirince
şöyle arzetti: "Bu sizin içindir, bu da bana hediyeedil-miştir."Allah Resulü (s.a.a)
min-bere çıktı… Allah'a hamdu sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ne olmuş da
memur gönderi-yorum geri geldiğinde şöyle di-yor: "Bu sana aittir, bu da bana!
Neden anne babasının evinde oturduğu takdirde kendisine he-diye getirilip
getirilmediğine bakmıyor. Canım elimde olana yemin olsun ki o memur aldığını
kıyamet gününde her ne kadar güçlü bir deve böğüren bir inek veya meleyen bir
koyun da olsa sırtında taşıyacaktır."(3).
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) El-Masoudi : Ebu'l-Hasan Ali (346 H.). : Meroj Elzahab , BoulaK , Kahire 1283 H. (2.209)
(2) Ahmed Ebu'l-Vefa Muhammed : İslam diplomatık hukuku.Kahire 1992 AD. S.158-164.
(3) Buhari 'den rivâyet edildiğine gore.
95
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Rum kralı savaşı bıraktığı, ve Ömer'e elçileri gönderdi , Ummu Gulsum binti Ali
Ömer eşi , rum Kraliçesine hediyeyi gönderdi , rum kraliçesi onun hediyesını
aldığında , hediye ve lüks bir külçe altın ona gönderdi, Ömer ibn el-Hattab, onu
hazıneye göndermeyi emretti ve Ummu Gulsum'a onun hediyeyi harcayacağı
kadarı verildi.(1).
Bu yüksek davranış , çağdaş diplomasine ışık oldu.çeşitli dünyan ülkeleri, elçilere
resmi görevleri sırasında hediyeler sunmaktadırlar.Devlet, onlara bu amac'a devlet
bütçesinden bir miktar ayırır.Hediyeler aşırılıktan uzaktır.ülkenin kültürünü
yanşıtan el sanaltlarından seçilir genellikle.devletler, aralarındaki sevgi ve dostluk
artırmak için elçilere sembolik anlamdaki hediyeleri kabul etmeyi izin verir.devlet
, hediye basit olsa onları tutmak için izin verir.ama değeri bir yüz dolar aşıyorsa ,
devlet Hazine vermeil.nakit para almak sağlamak veya kabul etmesi rüşvet olarak
algılanacağı için daha yakın olduğu için bütün devletler tarafından
yasaklanmıştı.Peygamber (s.a.s) konutanların hediye almasını dostluğu ve sevgiyi
pekiştirmeye vesile olacağı için uygun buldu.
‫ـــــــــــــــــــــ‬
(1) İsabaya bak 4/468 ( 1481).
96
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪97‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Dörtüncü bölüm
diplomatik Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları
98
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪99‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Dörtüncü bölüm
diplomatik Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları
birinci araştırma
Protokol : Batı kavramda dil ve deyimsel
Protokol kavramını açıklaması ( Törenler ) :
protokol kelimesi latince bir kelimedir ve manası : askeri askeri ve diplomatik
töreni sistemi.Bu tanım, diplomatik anlamı ve törenler anlamını açıklama
gerektirir.Diplomasi
devletler
arasında
müzakere
sanatı
anlamına
gelir.davranış ve konuşma güzeli da anlamına gelir.müzakere sanatı
unsurlarından iki unsurlarıdır.
Tören anlamı ise : Başkaları ile yaşama sanatı ve davranış anayasasıdır.veya :
devletler
ve
fertler arasındaki
davranışında
kullanılan
Kanunlar
ve
yönetmeliklerdir.
medemki protokol kavramı diplomatik töreni sistemidir. Bazen diplomasi ya
da diplomatik ve törenleri kısaltır.
İlk diplomasi anlamını açıklayacağım.sonra törenler ve görgü kuralları
hakkında konuşacağım.ve hepsi protokol kavramıdır.
111
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ilk talep
diplomasi
Diplomasinin iki kavramı vardır.İlk kısa ya dar bir tanım İkinci geniş ya da
daha genel bir tanımdır.
kısa tanım : diplomatik , Farklı hükümetler arasındaki resmi temsilcileri
aracılığıyla
haberleşme
sistemidir.onların
arasındaki
ortak
çıkarların
başlangıçından.
Daha geniş tanımı ise : diplomasi
hükümetleri arasında temsilcileri
aracılığıyla bir iletişim tarzıdır.Tüm tarzlar ve doğru araçlar uluslararası
sistemin genişliği çeşitli açılar dış ilişkiler'e kapsamaktadır.Bu tanım, çağdaş
diplomatik ilişkilerin mevcut gerçekliğe daha yakın sayılır.Iletişim ve etkileşim
yönetimler çeşitler trazları alır.bölgesel ve uluslararası örgütlerini takas ve
temsil, müzakere ve pazarlık, uyuşma ve anlaşma içerir modern diplomasinin
unsurları temsil eder.
diplomasi kelimesi kapsamlı tanımından Dr Smouha tanımı (1) : ((Kurallar,
uluslararası geleneği , prosedürler , törenler ve uluslararası hukuk insanlar
arasındaki ilişkileri düzenleyen tarzları kümesi temsil eder.onların hak ve
görevleri , ayrıcalıkları , Resmi görevleri çalışması koşulları , uluslararası
hukuk hükümleri ve ilkeleri uygulama için beli ilkeleri takip edilmelidir,
oldukları gibi farklı devletlerin çıkarlarını arasında uzlaştırma, uluslararası
konferans ve toplantılarda siyasi müzakereleri yürütmesi ve sözleşme yapması
açıklama ile. ))
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1) Modern diplomatik , Birinci Baskı , Arap Uyanışı Darı 1973 AD. S.3.
111
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bu tanım, uluslararası gelenek yerleştiği diplomatik davranış unsurlarını
içerir.töreni veya protokol , uygunluk , görgü kuralları ve nezaket gibidir.bu
unsurlar diplomatik elçilerin yoluyla iletişim araçlarını oluşur ve onların hak ,
ayrıcalıkları , dokunulmazlıkları , görevlerini de oluşur.
ikinci talep
tarih boyunca diplomasi
Burada ortaya çıkan soru : Diplomasi geç yaş insanlık uygarlıklarının sadece
mevcut dönemde ile sınırlı olur mu ? ya da daha önce belirtildiği gibi,
Diplomasi eski insan birlikteliği
Kadar ve ihtiyaçlarından ihtiyaçtır ? eğer
diplomatik hem de , Diplomatik tarihin evrimine atıfta olmalıdır. diyoruz ki
eski uygarlıklardan Babil ve Asur, Mısır gibi diplomat elçilerin sistemini
bildi.ve onlar, Anlaşmaları ve ittifaklar sözleşiyorlardı .müzakere , temsil ve
iletiºiminin görevi oluyordular. diplomatik belgelerin varlığını
arkeolojik
keşifleri bunu ispat eder.o zamanda ticaret ve diplomasi dili Aramice ile çivi
harflerle yazılırdı. ve yumuşak kağıt üzerine yazılırdı.1278 M.Ö. Hititler ve
Ramses II arasında yapıldı Antlaşması, bu belgelerin en ünlüdür.bu antlaşma,
barış şartları , komşulu mahkumların
değişitirme ,
ganimet dağılımı ,
savaştan sonra nüfuz alanlarını tespit etme ve ticari çıkarları ve askeri
ittifakların düzenlemesi yaptı.
Yunan dönemin girişi ile şehir ve devlet olarak bilinen yeni bir gelişme ile
büyüdüm.Ilişki kişiler birlikte bazen çatışma oldu ve dış tehdit karşısında
diğer zamanlarda uzlaşma ve ittifak oldu.bu durum , milattan önce altıncı
yüzyıldan büyük İskender'in gelmesi sürdü.ve o büyük bir imparatorluk
birleştirmek ve kurmak başardı.uzak doğu İndus Nehri olarak ve güney Mısır
ve Kuzey Afrika'yı kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
112
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ve Yunan uygarlığı, felsefe, tarih , diplomatik ve siyasal fikiri zengin bir miras
bıraktı.ve diplomasi alanında, büyük bir katkı katkıda bulunmuştur.elçileri
nasıl seçilir ve elçiliklerini gönderme , ve diplomatik dokunulmazlıkları
kavramının gelişimini tespit etti. diplomat elçi gönderen devlet'e hukukuna
tabi itaat etmeme gibidir.konsolo işlevi koydu.zeytin dalından Barış işaretine
alındı. görüşmeler , konferans ve ittifaklar modern yöntemleri kurdu.bu
dönemde, Katlanmış metal bir parça elçi özelliğini kullanıldı.ve parça diploma
adlına bılındı ve daha sonra bundan diplomasi kelime türetildi.daha sonra
imparatorluk Romanya Yunan mirası taşındı.M.Ö. birinci yüzyılda doruğuna
çıktı .ve MS 476 yılına kadar sürdü.bu yılda, Roma çöktü. ve Imparatorluk
doğu ve batıya bölündü.Bu döneminden ilk aşaması sözleşme ve ittifaklar ile
tanımlamıştır.ve sadece Avrupa , Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da ona egemenlik
vardı.ve ayrı ayrı her halk'a yasa ve yönetmeliklerin geliştirmesine önem
verdi.elçiler karışılama ve konaklama ve onlara gerekli ayrıcalık ve
dokunulmazlıklardan vermek için diplomatik törenlerini geliştirdilergüç ,
hegemonya ve egemenlik diğer halklara ve elçilerin ile kötü davranma Empire
Romanya'da diplomatik uygulama dezavantajıdı.diplomatik ,hegemonya ve
tahakküm davranışında bir düşüş geçti.imparatorlar, Kurnazlığa dolu yeni
yöntemleri geliştirdi.
imparatorlar, Bizans uygarlıkta dışişler işleri için düzenlenen bir cihaz
geliştirdi.ve diplomasi için yeni bir görev getirdi. bilgi toplama görevidir.ve
onlar, diplomatik çalışmalarına ayırt unsurlara eğitim verdi.o profesyonel
diplomasi tarihinde ilk kez ortaya çıktı.
113
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ve onunla daimi elçilikler ortaya çıktı.diplomat görevleri , ülke'ye gönderilen
uzun süreli kalması gerektirir.Bizanslılar da diplomatik uygulama varlıkları
geliştirdiler.ve protokollar ve törenler ve kutlamalar'a inem verdiler.ve bu işler
için özel bir departmanı kurdular.Komşu ülkelerini dağıtmak için yalan ,
aldatma , rüşvet ve ikiyüzlülüğü kullandılar.onlar diğer ülkelerin elçilerini
karşıladığı zaman , Silah taşıyan silahlı kuvvetlerini geçmek büyük bir askeri
kutlama yapıyorlar.sonra yeni askeri birimleri olarak elçini aldatmaya niyetle
diğer silah taşıyen kapı girip ve başka kapından çıkır.(1).
Orta Çağ'da ve İtalyan Bölgelerde diplomatik törenlerine önem verildi.o
zamanda 1513 yılında Nicolo Machiavelli , (Prens) adlı bir kitap yayınladı.
Diplomatik hilesi ve iktidar uğruna ahlak ve değerlerle tezat olan törenleri bu
kitapta gösterdi.kitapta gelen konulardan biri : vali, onun iktidarını yerel ve
uluslararası ahlaksız kanıtlamak. vali, iktidarını pekiştirmek için yalan
söylebilir.ve
diğerini
aldatabilir.o
zamanda
bu
kitap
birçok
devleti
etkiledi.bilgi edinme için rüşveti yayıldı. önemli belgeleri çalmayı yayıldı ve
gizli işlerini da yayıldı.
1851 yılında Viyana Sözleşmesinde elçilerin kıdemi sorunu yerleşti.ve onlarıı,
elçiler , Papa'nın temsilcileri , müzakere eden elçiler , ikamet eden bakanlar ve
Maslahatgüzar'a böldü.ve onaylama kağıt sağlaması kabul ederek koyuldu.
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) daha bilgili almak için : Dr Mahmoud Halaf , diplomatiK, Arap Kültür Merkezi, Beyrut 1989
AD. Jamal Barakat , diplomatiK , Riyad , 1985 AD.
114
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Üçüncü Talep
Çağdaş diplomasi
Çağdaş diplomasi , tarih boyunca devletler , gruplar ve fertler arasında
insanlık ilişkilerinin bir devamıdır.ve uygarlık Insanlık fikri gelişmesi
tezahürüdür.Insan zihnin , kurallar ve yasaları icat etti.bu kurallar uluslararası
diplomasi temeli kurdu.bunlaradan en çok önemli :
a- Diplomatik
taktik
gelişiminde,
uluslararası
gelişmelerden
yararlanma.iletişimi geliştirmek için diplomasi stili geliştirmeli idi.
çünkü her şey kolay olarak bilme oldu diplomatik protokole ilgili
yöntemlerin geliştirilmesi yönünde bastırdı.
b- diplomasi uygulama etkinliğini kurmak için , çöküşü ve eski
sömürgecilik çöküşü yararlanma.Hindistan, Mısır, Sudan, Fas, Levant
ve Latin Amerika ve Afrika ülkeleri gibi dünyanın birçok ülkesinde
Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan olan sömürgecilik, diplomatik
faaliyet geliştirmek için bu kolonicilik askeri gücüne dayalı olduğunu
hiç şüphe yoktur.bu nedenle, bu ülkelerden kolonicilik gidince,
diplomatik faaliyeti geliştirdi.
c- ikinci dünya Savaşı'nın bittirmesinden yararlanma.Diplomasi ilkelerini
kurulan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kurludu.bu ilkelerden : gizli
olmayan diplomasisi takip etme, gizli antlaşmalar vazgeçmesi , Insanlar
kendi kaderini tayin hakkı vermesi, uluslararası ilişkilerin geliştirmesi ,
egemende eşitliği tanıması , diplomatlar elçileri dokunulmazlıkları teyit
etmesi ve dünya kamuoyuna saygı gösterme.
diplomatik
ilkelerini kristalleşmeye çeşitli faktörler yardımcı
olmuştur.en önemlisi : teknolojik gelişmesi, Iletişim ve ulaşım
gelişmesi, özgür fikir yayılması, uluslararası ve yerel kamuoyu etki
gücü, medya Etkinin büyüklüğü , ekonomik bloklarını ortaya çıkması,
115
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Avrupa birliği ve bölgesel sendikaları, haber verme hızı , globallik
uluslararası bir gerçeklik haline geldiği yayılması, Sovyetler Birliği'nin
çöküşü ve parçalanması , Amerika Birleşik Devletleri tarafından temsil
edilen birlik uluslararası kutup fikiri göstermesi ve modern diplomasi
modellerinin ortaya çıkması. Bunlardan :
1234567-
konferanslar diplomatiği.
bölgesel, uluslararası örgütler.
halklı organları diplomatiği.
Parlamento ve kültürel heyetleri.
sivil ve halklı derneği.
krallar diplomatları ve özel elçiyi çıkması.
Zirve toplantısı sözleşmesi.
d- Mevcut Modern araçlarından yararlanma :
1- Diplomasi bazen kral veya devlet başkanı sayesinde doğrultma.
2- Zirve diplomasisini onaylama.
3- Dışişleri Bakanı rolüne önem verme.
4- Devletler kralına veya Devlet Başkanına özel Danışmanı sistemini
onaylama, ve diplomatik rolü genişletme.
e- yürütme organlarıdan yararlanma :
Dışişleri Bakanlığı ilk diplomatik yürütme organıdır.ve dışişleri bakanı
yetkilerinden :
1- Dış politikasını gelişimine katılma.
2- Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar ve diğerinde yurt dışında
ülkesini temsil etmesini sayesinde uluslararası ilişkilerini denetleme.ve
ve diğer ülkelerle diplomatik ve konsolosluk temsilcilikleri de
sayesinde.
116
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
3- Diğer ülkelerinde yurt dışında ülkesini tanımlama.
Bunlar dışişler bakanı görevleridir.Bakanlığın işlevleri ise , uluslararası
faaliyetlerini tüm yönleriyle ilgilenen yönetimi düzenlemedir.Bunun bir
örneği, dışişleri bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğunu uluslararası
düzenildi.ve onda 59 bir yönetim var en önemlisi : Konut yönetimi,
silahsızlanma yönetimi, Kültürel değişimi yönetimi, savunma yönetimi,
maliye yönetimi, medya için yönetimsel işleri yönetimi, haberler yönetimi,
fertler hizmetleri yönetimi ve batılı kuruluşlar yönetimi.
f- diplomatik misyonu oluşturma sisteminden yaralanma :
Diplomatik misyonu , misyonu reisi ve diplomatik farklı sınıflarda reis
yardımcısınden oluşur.ayrıca misyon teknik ofislerini içerir. Bunlardan :
askeri ofisi , ticari ofisi , kültür ofisi , basın ofisi , ve diğer ofisler, işçi ,
endüstriyel , tarım , bilimsel , sağlık ve siyasi gibidir.
Her devlet'e diplomatik sistemi fonksiyonel yapısı vardır.
g- diplomatik işlevi ve görevlerinden yararlanma :
1961 Viyana Sözleşmesi'nin ikinci madde metninde belirtildiği gibi en önemli
işlevlerinden : dostça veya dostsız araçlar'a göre devletin çıkarlarına dikkat
etmesi ve devletin temsilini fonksiyonudur.
dost araçlardan : Müzakereler , iyi çabalar , soruşturma , arabuluculuk ,
uzlaştırma , tahkim ve yargı ile ilgili sorunlar çözümü.
dostsız araçlardan : elçiyi çağırtma ya da onu geri alma , diplomatik ilişkileri
kesme ve vatandaşları çekme , diğer ülkelerin vatandaşları kovma , varlıkları
dondurma , Ticari ilişkileri dondurma ve ekonomik ablukası.
117
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Vatandaşların çıkarların bakımı ve diplomatların çalışmalarında
konsoloslukların rolü :
Konsolosluklar , ticari çıkarları ve yurtdışındaki vatandaşların çıkarları
bakımında önemli bir rol vardır.Diplomat , kişisel iletişimi ,açık ve gizli
kaynaklı raporlar yazmak gerekir.rapor açık ve objektif olmalıdır.Rapor
yazarken , güncel olaylarını takip etmelidir.
Iletişim ve diplomatik müzakerelerin rolü :
Uluslararası ilişkilerde iletişim ve diplomatik müzakerelerin önemli bir rol
vardır.diplomatik ofisleri , Iletişim'e normal araçlarındandır.ve obirkaç
belirtilere sahiptir : resmi kitap , yazılı not , oral not , yardım eden not ve
anlatan not. Yarı-resmi ve resmi müzakereleri diplomatik hayatında önemli
bir rol oynar. diplomat , Diğer ülkelerle dostane ilişkiler geliştirmek amacıyla
sosyal yükümlülüklerine önem vermeil.ve ülkesinin kültürünü yaymak
gerekir.
Dördüncü Talep
Diplomatik ayrıcalıkları ve dokunulmazlıkları uluslararası hukukta
Diplomat özel ve iyi nitelikleri sahip olduğunu hiç şüphe yoktur.diplomat kişi ,
Kişisel düzeyde keskin zeka , bilgelik ve sakin olur.ve toplumsal düzeyde
Incelik , görgü , iyi davranış, uyumluluk ve uzlaştırma olur.
118
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yasa , Karşılıklı uluslararası işbirliği standardına göre birçok ayrıcalık ve
dokunulmazlar ona verdi.bu ayrıcalık ve dokunulmazlıklar diplomat elçisine
fonksiyonel iş gereksinimlerinden oldu. Viyana Sözleşmesi 1961 onun önsözde
bunun teyit edilmiştir.ve o öngörmektedir ki : bu tür ayrıcalık ve
dokunulmazlıklardan hedef bireylerin yararına değil, ama devletleri temsil
olarak diplomatik misyonların fonksiyonlarına etkin performans sağlamak
için.ve bu sözleşmede açıkça tarafından düzenlenmeyen konuların
düzenlenmesinde uluslararası teamül hukukunun kurallarını devam etmek
gerektiğini vurguladı.Bu yazıda, diplomatik elçileri ve onların merkez
yetkilisine verildi en önemli dokunulmazlık ve ayrıcalıkları açıklarız.
Bunlardan : Bağışıklık siyasi sığınma sağlanmasını gerektirir.yani mülteci
diplomatik misyonu evinde sığınabilir ve onun güvenliğini sağlamalı.çünkü
siyasi mülteci adaletten kaçak değil, zulüm ve intikam kaçmak için yabancı
diplomatik misyonlara görüş düşünür tesisi aykırı olduğu için.
ve bunlardan de : Diplomatik dokunulmazlıkları ve ayrıcalıkları mutlak
değildir.ama onda belli bir süre vardır bittiğinde bitti.yani atadıktan sonra
bşlar.gönderilen devlet sınırlarına girerken ve bu Fbana 1961 tarihinde
Sözleşmenin 39 uncu maddesine göre.bu dokunulmazlık diplomatik
misyonunun sona erdikten sonra sona eriyor.
ve bunlardan de : 1928 Havana Sözleşmesi'ne gore diplomat'a kara yol trafiğe
sırasında nazikçe davranışmalı.Transit Devletlerine resmi olarak haber
vermeil.
119
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Dokunulmazlık bu insanların hepsini içerir : Misyon Başkanı ve ailesinin
üyeleri , yöneticiler çalışanlar , misyon teknisyenleri.
Bunlardan de : Dokunulmazlıkların çeşitliliği ve çokluğu , Bu şudur :
Bağışıklık kişisel koruma sağlar , Iletişim özgürlük bağışıklığı , Sembolik ve
diplomatik mesajlarla iletişimi bakımı , Dolaşım özgürlük bağışıklığı ama
kısıtlı alanlar'a girmekten önceden izin almalı , adli takibatlar bağışıklığı ,
Sivil adalet muafiyet ilkesine 1961 Viyana Sözleşmesi, üç istisna durum Madde
31 tarafından bildirilmiştir :
Birinci durum : bazı davalar , ama özel veya gayrimenkul davaları omalı.
Ikinci durum : Bazı kişisel durumu davaları : Kalıtım ve miraslar davaları.
üçüncü durum : Sivil ve ticari faaliyeti ile ilgili davalar.
tanıklık etmeden muafiyet bağışıklığı , ama takınlık etmeyi hakkına sahiptir.
Vergilerden muafiyet bağışıklığı , Kişisel ve resmi malzemeler için gümrük
vergilerinden muafiyet bağışıklığı , Bu muafiyet depolama maliyetleri, ulaşım
ve eskort ve sigorta primleri Hariçtir.
111
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ikinci araştırma
protocol veya törenler
biz diplomasisi hakkında konuştuk sonra törenler hakkında konuşmak
gerekir.Törenin tanımı ile başlayalım :
birinci talep
protokol tanımı
Başkaları
ile
birlikte
yaşama
sanatıdır.ve
gelenekler devletin kralları ve başkanları için
düzenler.(1)
Kanunlar,
kurallar,
resmiyet kutlamaları
Aşağıdaki tören nezaret eden kişi özellikleri : akıllı , duyarlı , yüksek zevk ,
dikkatli gözlem , hızlı hareket , hızlı anlayış , iyi davranış ,saygılı , neşelilik ,
incelik ve zerafettir.
Protokol İşleri günlük uygulama birkaç temel kuralları ihtiyacı var.bunlardan
: Miras deneyimlerine saygı gösterme , her ülkenin durmuna riayet etme ,
sakin pratik , aşırı olmama , uluslararası toplum durumlarla uyumu , çağdaş
günlük hayattına önem verme , tanıdıkta aşırı olmama , devletler arasındaki
kin unutma , karşılıklı saygı ,
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) daha fazla bilgi için bakın : törenler, elçi Salah Abus , Mekke kütüphanesi.
111
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ikinci talep
Her ülkede törenler işleri yönetimleri
Her ülkede törenin işleri için yönetimler var. üç yönetim var :
Birinci : Kraliyet Sarayı , Devlet Başkanlığı , Saltanat veya Emirlikte törenler
yönetimi.
Ikinci : Başbakanlığında törenler yönetimi.
Üçüncü : Dışişleri Bakanlığında törenler yönetimi.
Bu yönetimlerin yetkileri her devlet protokol kurallarına göre değişir.
Devlet Başkanı tarafından bu etkileri bölünür. böylece en önemli törenileri alır
: tahta çıkmak törenleri , Kral karşılama ve vedalaşması törenleri , Krallar,
başkanlar ve ziyaretçiler resmi törenleri , Kral ziyareti programı düzenleme ,
telgrafları düzenleme , yeni elçilerin kimlik bilgilerini sağlama törenleri ,
elçilerin yemin etmesi törenlerini düzenleme , Kral katıldığı törenlerine
gözetme , Kral ziyaretleri düzenleme , ziyafet düzenlemeleri düzenleme ,
protokol kayıtlarını düzenleme ve Kraliyet Sarayı'nda törenleri yönetimi.
başbakanlıkta törenler yönetimin yetkileri ise aşağıdaki en önemli şeydir:
yabancı hükümetlerin başkanları karşılama törenlerini düzenleme , Yabancı
hükümetlerin başkanları vedalaşma törenlerini düzenleme
112
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
uluslararası kişilerden gelen telgraflar ve mektupları düzenleme , ziyaretçiler
için görüşmeleri düzenleme.
ayarıca Kraliyet Sarayında protokol yönetimi ve dışişler bakanlığındaki
törenler arasında ortak görevler vardır.ve de batılı ülkelerde dışişler
bakanlığındaki törenler yönetimi ile ortak görevler var.
ve
dışişler
bakanlığında
törenler
konuşalım.dışişler bakanlığında törenler
yönetimi
yetkileri
hakkında
yönetimi ,diğer protokol ve
törenlerde ortak bir unsurdur.ve her ülkenin düzenlemelerine göre öncelik
kurallarını uygulamak için çalışıyor.bu yönetim, yabancı diplomatik misyonu
için önemli bir role sahiptir.ve onda da temsilcisi fonksiyonları veya idari veya
uluslararası var.
bu yönetimin temsilci fonksiyonlarından : her durumlarda tüm diplomatik
misyonlarda dışişleri Bakanlığı'nı temsil etme.
idari fonksiyonlarından : Yeni yabancı elçilerin aday göstermesi ve onların
kabul etmesi ile ilgili tüm işlemleri tamamlanması , Yeni diplomatik
misyonların başkanları ve tüm elçileri karşılama , Diplomatik misyonların
başkanları ve tüm elçileri vedalaşma , Dışişler Bakanıa, tüm yeni elçiler
tanıtma , her yeni elçilerine ayrıntılı verileri ve onun tarafından resmi
ziyaretler listesi ile teslim etme , yeni elçilerin kimliği sunulması sırasında
töreni için özel arabada alma , Diplomatik plaka numaralarını yenileme .
113
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Her dört ay tüm elçilikler'e bir liste verilme. bu liste, resmi ulusal bayrağı ,
tüm diplomatik misyon üyeleri ve adreslerin ve onların işe başlama tarihi ,
Konsolosluk organlar üyelerinin isimleri ve onların adreslerin ,ulusal marşının
notası ve telefon numaraları, teleks, faks ve web sitesi ve e-posta dahil
elçiliğinin adresini içerir.
Münhasıran uluslararası fonksiyonlarından : Diplomatik dokunulmazlık ve
ayrıcalıklar ve muafiyetlerin tüm işlerini idare etme ve Her dört ay tüm
elçilikler'e , bölgesel ve uluslararası örgütlerin listesi üyelerinin isimi ve
adreslerini ile verilme.
ve törenlerin fonksiyonlarınden : Yeni yabancı elçilerin aday göstermesi ve
onların
kabul etmesi ile ilgili tüm işlemleri tamamlanması ve Dışişler
Bakanına elçi ve ülkesinin hakkında bilgileri verilme.üstelik , Dışişleri
Bakanlığının , yerel misyonlar için işlerine işaret etmeli : yurt dışında kabul
edilecek yerel diplomatik misyonların belirli üyeler için belgeleri hazırlama ,
yerel elçisine yurt dışına seyahat etmeden önce yemin etme işlerini hazırlama ,
Diplomatik çalışmaları Üyelerine diplomatik pasaportları çıkarma , yurt
dışında tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına, törenler ile ilgili mevcut
tüm talimatları verilme ve Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının isimleri ve
yurtdışındaki misyonlar ve konsolosluklar üyelerinin isimleri ve onların
adreslerini içeren bir liste verilme.
114
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
elçiler ve misyonlar başkanları adaylığı ile ilgili tüm işlevleri tamamlama.
Krallar ve devlet başkanları ile ilgili törenler :
Bu törenlerin en önemlisi : ziyaret programı koymak için ziyaret edilecek
devletin elçisi ile koordine etme.
Ziyareti ile ilgili bu açıklamalı : ziyaretin günü ve ona hazırlanan programı,
Konuğına eşlik ettiği kişilerin isimleri , Konuğına eşlik ettiği yerel misyonu
isimleri.
Düzenlemeler ile ilgili olarak ise çok çeşitlidir ve en önemlisi : havaalanı ulusal
bayraklar ve konuk devletin bayraklarını süslenme , alay geçeceği sokaklarını
iki ülkenin bayrakları ile süslenme , konuğunun meslektaşı tarafından
karşılama , karşılan ülkede konuk devletin elçisi protokol başkanı ile konuk
karşılamak için uçağa binme , Konuk Devlet ulusal marşını çalmaktan sonra
karşılan devlet marşını çalma , şeref muhafızları gösterimi , bayrağı
selamlama , muhafız Başkanı ile tokalaşma , karşılanlar ile tokalaşma , konuk
ve karşılan içecekler içemek için şeref salonu'na gime , karşılan arabası ile yer
bırakma , karşılan misafirperverlik mola merkezini bırakma ve konuk onunla
vedalaşma ve karşılan, konuk için bir akşam yemeği parti kurma.
115
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Üçüncü araştırma
Batı'da Görgü ve protokol kuralları
sosyal davranış ve diplomatik protokol değerleri , Insanlık ve dini ilkelerinden
türetilmiş üç ana şeyler ile sınırlı olur.bunlar : saygınlık , zevklilik ve
düzenlilik.bu ilkeler bireyler arasındaki birlikteliği temsil eder.
Akademisyenler ve araştırmacılar söylüyorlar : Protokol kuralları , ziyafetler
ve resmi sosyal toplantıları yöneten bir dizi ilkeleri içerir.(1).
bu kurallr, iyi ahlakı vurgulamaktadır.
birinci talep
Görgü ve protokol kuralları
Nezaket, dünyada protokol ve görgü en önemli kurallardandir.ve o samimiyet,
sadelik ve duyguları içerir.nezakette aşağıdaki işleri dikkate almalıdır :
başkalarının önünde övünmeme , çok soru sormama , duygularını ince kelime
ile ifade etme , misafirperverlik maliyetlerinde aşırı gitmeme ve konuğun
sıkıntısını çekmeme.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) daha fazla bilgileri almak için : Sosyal ve Diplomatik protokolü , birinci Baskı , Arap gelecek
evi 1987 AD.Hassan Kamel.
116
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Başkalardan nezaketi kabul etme , engelli ya da yaşlı bir kişine yardım
sağlanmasınde aşırı gitmeme , tebrik etmek isterdiğin insanların olayları ,
tarihleri, isimleri ve adresleri kanunlaştırma, tebrik kartları göndermesine
dikkate alma ve tebrikler'e hızlı cevap vermeli.
ikinci talep
öncelik
protokol önceliği, yerel ve uluslararası kurallarına göre, resmi kurumlarda
işçiler ve diplomasi uluslararası kişiler arasında önceliğni dikkate almaktadır.
Uzmanlar, öncelik sistemi aşağıdaki durumlarda geçerli olduğuna inanıyorlar
: devlet başkanları , krallar ve devletler arasında , ya da yabancı ülkelere
diplomatik ve politikacılar temsilcileri arasında , değerli partiler ve araba
koltuklarınde ve yürüyüşte öncelik olur , masalarda öncelik olur ve görüşme
ve tebriklerde öncelik olur.
Üçüncü talep
Tanışma ve Tokalaşma
Birinci : Tanışma :
insan , tanışma sayesinde dostluklar kazanabilir ve çeşitli ortamlarda
kültürleri keşfedebilir.ama tatsız olaylarda tanışmayı tavsiye edilmez.çünkü ,
tanışma iyi ilişkiler kurmayı hedefliyor.
117
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
bir üçüncü şahıs tarafından tanışma olabilir.Resmi durumlarda , tanıştıran
kişi iki tarafın tanışmaktan memnuniyetini emin olmalı.büyük bir yaşlı başka
kişi ile tanışmaktan önce onda izin almalı.bayanından kişi ile tanıştırmaktan
önce izin almalı çünkü engel nedenleri onda olabilir.
normal durumlarda ise , karşılan kişi bazı Konuklar ile özgürce
tanıştırabilir.özel toplantıda gruba yeni gelen kişi, onun adı ve görevlerini
sunmalı.Avrupa ülkelerinde, karşılan kişi davetliler ile tanıştırır.
birisi büyük bir makamde kişiyi tanımak istiyorsa , onun yerine eşdeğer kişi
sayesinde onunla tanışabilir. yöneticilerinden biri özel sekreteri, ziyaretçiler
onunla tanıştırır.ve birisi ile birlikte olursan , başka bir kişi görüşrse onlarla
tanıştırmalısın.
tanıştmaktan sonra konuşmak gerekir.aracı olmadan tanışma ise buna özel
kurallar var.bunlardan : tören'e girdiğinden beri kendini tanışmalı ve
karşılanlar ile tokalaşmalı.gülümseme ile selamlama.
İkinci : Tokalaşma :
Tokalaşma , resmi ve popüler düzeyde insanlar arasında ilişkileri
güçlendirmeye bir aracıdır.ve o hoşgörü ve konuksever ve sportmenliği
şekillendirir.barış anlaşmaları hoşgörü ifadesi olarak tokalaşma ile biter.
118
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Tokalaşmakta genel kurallar var. bunlardan : erkekler dururken
tokalaşırlar.oturan bayan tokalaşmak için durmaz.bayan veya yaşlı biri
tokalaşmak için elini uzatırsa acele edilmez.ortak toplantıda bayanlar ile ilk
tokalaşırırlar sonra erkekler ile tokalaşırırlar.büyük törenden gidince bütün
davetlilerle tokalaşmak gerekmez.ödül sol elle teslim eder.bir kişi ödül ya da
sertifikayı aldığında sağ eli ile tokalaşırır.
Üçüncü : Nasıl tokalaşırız :
Kurallarından : Tokalaşırken el açık olmalı.tokalaşırken yönün tokalaştığın
kişinin yönüne doğru olmalı.ve tokalaşmak için uzatılan el havada
bırakılmamalı.
Dörtüncü : bayanların eli :
Batı'da bazı durumlarda bayan elini öpünür.ve bayan elini adam gözlerini
kadar kaldırır.adam, evli bir kadının elini öpmez.genel yolda bayan elini
öpmez.eli öpmeyi sevmeyenlere göre , düz olarak durur ve hafifçe başını
eğrilip onunla tokalaşır.Ancak, eli öpmeyi diplomat müslümanı için geçerli
değildir , çünkü islam dini ve Arap geleneklerde hiçbir temeli yoktur.
Beşinci : Diğer görgü :
Batı'da bayanlarla davranışı özel kurallar var.bu kurallar , kişi eğitimi
vebayanlarla görgü kuralları bilmesini gösterir.
119
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
bu kurallar bayanlarla , ziyafet , halka açık yerler , yol ve ulaşım araçlarında
icra eder.ve mesela ulaşım araçlarında bu kurallardan : bayan bindiğini için
kapıyı açılır. ve indiğini zaman ona kapıyı açılır.Bayan, arabanın sağ
tarafından biner. ve adam, arabanın sol tarafından biner.adam , bayandan izin
almaktan sonra onun sol oturur. çanta taşıyana bayan'a yardım edilir.oturan
kişi bayan için koltuğu tahliye edilir.
batı'da da takip edilen diğer kurallardan : Tebrik kartı ile hediye verilmesi,
diğerinin varlığı sırasında hediye açılmaz , ama başka kimse bulunursa ,
hediye veren kişiyi teşekkür etmek için hediye derhal açılmalıdır.ve eğer
hediye tatlılardan olursa, onu açılmalıdır.
gülüş ile ilgili diğer kurallardan da : onlar gülüşü , açık , ağır , yapay, maktum
ve deliye bölünürler.bu türlerden daha iyi açık gülücüktür.
gülücük iş adamını ayırılmamalı.hatta bazı işadamları bu sözleri yazarlar :
tebessüm et.ve gülüş, selamlaşma ve vedalaşma ihtiyaçlarındandir.
Dörtüncü Talep
Ziyafet Verme
birçok ziyafetler, partiler ve siyasi ve toplumsal durumlar ve milli ve dini
bayramlarda verilir.bu ziyafetlerde kurallar var.ve protokoldan kurulan
geleneklerden biridir.ve bireyler ve kurumlar arasındaki bağlantıları
güçlendirir.
121
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
aşağıdaki en önemli ilkeleri uyulmalıdır : durumların tarhini
tutmalı.davetlileri belirleme listeleri tutmalı. yemeği biraz bıraktığında çatal
ve bıçağı taşınmaz.yemek tamamlandıktan sonra elin parmakları
yıkamalı.yemekten önce menüsü tanımalı.
yiyecek ve içecek özel bir kurallar onu uyulmalıdır.Menü özel ziyafetlerde
yiyeceklerden çok türleri içerir.bunlardan : havyar , mercimek , balık , kuşlar ,
salatalar , tatlılar , dondurma , meyve , kahve ve çay.
Beşinci Talep
bayrakları yükseltmesi törenleri
Bayrak devlet amblemi ve onun bağımsızlık ve egemenlik sembolüdür. onun
yükseltmesi özel törenler var çeşitli türlerine göre : ulusal Bayrağı , devlet
Başkanına özel bayrağı , Silahlı kuvvetlerin Bayrakları , polis Kurumun
Bayrakları , kuruluşların Bayrakları ve Devlet elçiliği ve konsoloslukları
üzerinde uçan bayrakları.
121
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ulusal bayrağı ile ilgili gözlemlerden : Ulusal bayrağı ticari marka olarak
kullanılmaz , bayrak zemin dokunmaz , bayrak üzerinde Yürünmez , başka
bayrak onun üzerinde yükseltmez , kutlamalar masaları kapak olarak bayrağı
kullanmaz , Yırtığı durumda onu yanmalı , uygun bir şekilde onu yükseltmeli ,
üzerinde hiçbir şey yazılmaz , şehitleri ulusal bayrakla sarılabilir , güvenli bir
yerde onu muhafaza edilmelidir , bayrağı indirilmez sedece ulusal yas
durumunda indirilir.Suudi Arabistan bayrağı hiç indirilmez.çünkü onun
üzerinde'' Allah birdir muhammed onun kulu ve elçisidir'' yazılır.
Hukuk , ulusal bayrağı hakaretin cezası yasa çıkarır.ve da ulusal marşına,
ulusal olaylarda oynadığı işaret etmeli.ayrıca onun amblemine işaret etmeli.
122
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪123‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
beşinci bölüm
İslamî davranşın törenlerinin manası
124
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪125‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
beşinci bölüm
İslamî davranşın törenlerinin manası
birinci araştırma
geneller
birinci : Sosyal davranışı meşruiyet kurallarından parçasıdır :
Sosyal davranışı ve terbiyelilik kuralları islam meşruiyeti kurallarından
parçadır.bu kurallar, Müslümanların Hidayeti davranışından ahlaki bir
yoldur.bu kuralları tutan kişi dünya ya da öbür dünyada yolu kaybetmez.Allah
dedi : (Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı
olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.)(1).meşruiyet
kuralları , Kur'an ve Sünnet'te Allah tarafından kanunlaşmaktadır.ya da
Peygamber (s.a.s)ölümünden sonra bilim adamları tarafından anlaşmalıdır.
genel ahlak kaynakları, islam meşruiyetine ana kaynaktır.bunun nedeni, genel
ahlak, islam hukukunndan bir parçadir.bu yüzden , islam'da şeriat inançtan
ayrılmaz.bu ana yönü, Allah'ın kanunu tüm zemin sistemlerinden farklılaşır.
ve nezaket yazılı kurallar değildir.ama o duygudur.ve başkaları sevindirmekte
istektir.Başkalarının kalbini ulaşabilen kişi nezakette başarılıdır.
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) TÂHÂ SURESI - 124 .
126
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Protokol kuralları doğru davranışı gösterir.bu davranış , sadelik ile güzellik ve
iyilik ile hassaslık arasını birleştirir.da bu kurallar iyi nitelikleri sanatı olarak
tanımlanabilir.
protokol , yazılı ve yazısız kurallar ve ilkeleridir.ve bu kurallar, çeşitli
durumlar, partiler ve resmi ve sosyal ziyafetlerda önceliği düzenler.
bu kurallar, doğru davranışı gösterir.ve bu davranış , sadelik ile güzellik ve
iyilik ile hassaslık arasını birleştirir.
görgü kuralları iyi nitelikleri sanatı olarak tanımlanabilir.ve nezaket hoşnutluk
sanatıdır.ve her zaman her kalbine kendi yolunu bulur.
kişi, başkaların duygu, hak ve isteklerini dikkate aldığı esasına dayanmaktadır.
Sadelik , terbiyelilik ve nezaket iyi temeli gösterdiği beli niteliklerindendir.
Bu yüzden övünmekten kaçınmalı çünkü kötü alışkanlıklarından olduğu
için.(1)
Genel ahlak bilinmesi dünya ve ahiretin mutluluğu elde edilir.çünkü bilim, iş
derecesi ilkdir.kim öğrenip çalıştı , allah yöntemi elde etti , peygamber
sünnetini tuttu , iyilik yolunu takip etti ve kötülükten uzak durdu.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İslam'da görgü ve protokol Ahlakı.Kamal Muhammed Ali.Baskıya Dar garip.Kahire 2000.
127
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sosyal edepleri , ruh sağlığı , zihin rüşdi ve fiziksel sağlığını elde edilir.çünkü
edep, insanlarda her iyi niteliklerini toplar.çünkü o kapsamlı bir edebdir.Allah
ile sonra Resulullah (s.a.s) ile sonra insanlar ile başlar.ve Allah ile edep üç
şeyle olabilir. Allah isimleri ve özellikleri ile bilmeli.Allah'ın dini ve yasaları ile
bilmeli.Allah , hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri ile bilmeli.daha sonra bütün
şeyler ile , yumuşak ve hazır bir insan olduğu gerektir ve hakkı kabul etmeye
hazır olur.(1).
Resulullah (s.a.s) ile edep ona teslimiyet mükemmel olarak , emirleri
uygulama ,ona iman etme ve onun sünneti takip etme olur.
edep , insanların rütbesine göre olur. Ebeveynler ve konuklar ile özel edep
olur.ve bütün insanlarla iyi davranmalı.(2). bunun üzerinde sosyal davranışı
ve terbiyelilik kuralları islam meşruiyeti kurallarından parçadır.
Sosyal davranışı : insan, Allah ile ve Resulullah (s.a.s) sünneti ile ve bütün
insanlarla takip ettiği iyi davranıştir.ve bu ahlaklı bir davranıştır.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ("Ben, ancak güzel ahlakı
tamamlamak için gönderildim.)(3).bu demektir ki, sosyal görgü bakış açısıyla ,
insanlarda ahlaki gelişimi Peygamber misyonunu hedeflerindendir.ve
ilişkilerde mükemmellik yolunda onları koyur.ve hayatlarında onları öngörülü
yaptırır.bu nedenle, din ve ahlak ile ilişkili olur.bu nedenle bazı araştırmacılar
söylerler ki : ahlak dinidir.davranış kuralları biçiminde somutlaşır.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Medarik El-Saalikeen : (2/ 378)
(2) Medarik El-Saalikeen : (2/ 378)
(3) (İmam Ahmed Müsnedi; c: 2, hadis no: 318. Elbânî de, 'Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha';
hadis no: 45'te hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.).
128
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Resulullah (s.a.s) müslümanlar için ahlaki ve iyi örnek tam şeklidir.ve bu iyi
örenği takip etmeli.ve müslümanlar Resulullah (s.a.s) ahlakı takip
etmelidir.Allah dedi : (Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.)(1). Allah da
dedi : (Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı
umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.)(2).ve Allah dedi :
(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve
esirgeyicidir.)(3).
İkinci : Resulullah'ı takip etmesi , islam'da sosyal ahlaki davranışı
temelidir.
bir yandan , insan için dünya ve öbür dünyada iyiliği toplar.Bazı alimler şöyle
dedi: (( ahiretin iyiliği , iyi ahlak ve dünyanın bilgeliğini istersen , Resulullah'ı
takip et. ))(4).öte yandan, ahlak alanı ya da inançta insanları salih ataları takip
ettirir.hepsi saf tevhidin kaynağına götürür.Resulullah'ın arkadaşları ve
onların takipçileri, Kur'an ve Peygamber (s.a.s) sünneti takip ederdiler.ve
onlar hak için kazanırdılar.sonra rütbelerini yüksedi.ve sadece hakkı
söylediler ve yaptılar .ve inançlarını yüksedi.niyetlerini net oldu.Bu nedenle
onlar dünyada efendilerden oldu ahirette de Allah katında makbul
kimselerden oldular.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
kalem suresi , 4. Ayeti.
"AHZÂB suresi, 21. Ayeti.
ÂLİ İMRÂN suresi, 31. Ayeti.
İbn Hazm araçları 1/345.
129
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
üçüncü yöndan ise o : Gayrimüslimlere Müslüman inançı hakkında iyi bir fikir
verir.ve biz birçok örnek vereceğiz.Bu, Allahın dininin-hükümlerinin
büyüklüğünü beyan etmek için Allaha davet eden araçlardır.şimdi hayvanlar
ile İslamın uygar davranışına kısaca işaret edeceğiz. çünkü islam insan
haklarına saygi gösterir gibi hayvan haklarına da saygı gösterir.ne büyük şeriat
!.ve ne büyük islamı edepleri!.
Hz. Âişe anlatıyor: Peygamber’imiz bir gün Hz. Âişe’ye, hırçın ve sanki sert bir
kömür parçası gibi siyah bir deve verdi. Ona dokunup bereket getirmesi için
dua etti. Sonra şöyle dedi:“Bu deveye bin ve ona yumuşak davran. Şüphesiz
bir şeyde yumuşaklık varsa, onu süsleyip güzelleştirir. Bir şeyde yumuşaklık
çekilip alınırsa onu lekeler.”(1).Cerir bin Abdullah rivayet ediyor.
Peygamberimiz şöyle buyurdu:"Muhakkak Allah Teâlâ sertlik ve kabalığa
vermediği şeyleri (mükâfatı) rıfk ve yumuşaklığa verir. Allah bir kulu sevdiği
zaman da ona rıfkı ihsan eder. Rıfktan mahrum olan bir ev halkı her şeyden
mahrum olurlar."(2).
hayvan ile islam davranışı kapsamlı bir davranıştır.ve Allah kayvanlara kötü
davrananlara azap eder.Abdullah b. Ömer'den yapılan rivayete göre,
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:"Bir kadın, kedi
yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden
cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin
haşerelerinden yemesi için salıvermişti." (3)
Abdullah b. Cafer (ra) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (sav) beni hayvanının
terkisine almıştı. Ensardan birinin bahçe duvarının yanına geldik. Orada bir
deve duruyordu. Resûlullah (sav) devenin inlediğini duydu. Bunun üzerine
devenin yanına gitti ve gözlerinin yaşla dolmuş olduğunu görünce hayvanın
başını okşadı. Devenin iniltisi kesilmişti. Allah Resûlü; “Bu devenin sahibi
kim, bu deve kimin?” diye sordu. Ensardan bir genç gelerek, “Benimdir yâ
Resûlallah!” diye cevap verdi. Resûlullah; “Allah’ın sana bahşettiği bu hayvan
hakkında Allah’tan korkmaz mısın? Bak o bana seni şikâyet ediyor; sen onu aç
bırakıp ona eziyet ediyormuşsun.” buyurdu.Tabi ki, hayvanın dili yoktu. Ancak
onun halinden ıstırabı anlaşılıyordu. Dolayısıyla Allah Resûlü (sav) hayvanın
sahibine yaptığı yanlışı bu şekilde anlatmak istemiştir.(4)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Müslim'den rivâyet edildiğine göre
131
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(2) Müslim 'den rivâyet edildiğine gore , yumuşak bölümünde (4695)
(3) (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 224). Buhari rivayeti (3071)
(4) Ebu Davud 'den rivâyet edildiğine göre2549 VE 2186 , Ebu Davud Sehihi 2549
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hayvanlarınızın sırtını minberler yerine
koymayın. Şurası muhakkak ki tek başınıza güçlükle gidebileceğiniz bir yere
sizi götürmeleri için Allah onları sizlere musahhar (hizmetçi) kıldı. Arzı da
sizin (durma yeriniz) kıldı, öyleyse ihtiyaçlarınızı (duran hayvanının sırtında
değil) arz üzerinde görün.".(1).
uluslararası konferanslarda gayrimüslimler, islam hayvanları kestiğinde
bunlara şefkat göstermeye emrettiği duyduğunda , bu ahlaki yüksekliğine
şaşırırlarResûîüllah (Sailallahü Aleyhi ve SeHem)'den belledim. Buyurdular ki
:«Şüphesiz Allah herşeyde iyiliği farz kiîmıştır. O halde siz öldürdü¬ğünüz
vakit, öldürmeyi iyi yapın. Kestiğiniz zaman da kesmeyi iyi bece¬rin. Her
biriniz bıçağını bilesin. Ve kestiği hayvana rahat versin!»(2)
konuşma edebinde islam'ın kuralları :
1- konuşmaya saygı göstermeli ve konuşma önemine dikkat etmeli.Allah
dedi : (İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır
bir melek bulunmasın.) (3).
Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur:“Allâh'a ve âhiret
gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun! ” (4)
Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur: (İnsan, önemsiz
sandığı bir söz söyler. Bu söz ALLAHü teâlânın rızasına muvafık düştüğü için
kıyamete kadar ondan razı olur. Bir başkası da hiç önem vermediği bir söz
yüzünden kıyamete kadar ALLAHü teâlânın gazabına uğrar.)
2- alçak bir sesle ile konuşma islam ahlakındandır. ve dinleyicileri rahatsız
etmemek için yüksek sesle konuşmaktan kaçınmalı.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Ebu Davud 'den rivâyet edildiğine göre2549
Müslim 'den rivâyet edildiğine göre3615
KAF suresi, 18. Ayeti.
daha önce anlatılır S.61'de
Tirmizi 'den rivâyet edildiğine göre
131
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah dedi : (Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın
kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir
mükâfat vardır.)(1)
İslam, her zaman Allah'ından korkusu ahlakı davranışı ile bağlar.ve bu ayet bu
davranış Allah'ından korkusu ile bağlar.
dinleyiciyi anlatmak için bazı ifadeleri tekrar eder.
Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur Mümin lanet etmez,
kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz”.
konuşmada gevezelik etmekten kaçınmalı .Hz. Rasûlullâh şöyle buyurdu :
(“Bana en sevgili olanınız ve bana ahirette de en yakın olanınız, ahlakı en güzel
olanınızdır. Sizden en çok kızdıklarım ve ahirette bana en uzak olanlarınız da,
ahlakı kötü olanlar, gevezeler, böbürlenenler ve boş boğazlardır.)
fısıltı ile söylemekten kaçınmalı. İbn Mesud radıyallahu anh’den: Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Üç kişi olduğunuz zaman içinizden
ikisi, üçüncünüzü katmadan aralarında fısıldaşmasın. Zira böyle bir hareket
onu üzer.”
-
buluşmakta güler yüzlü ile ve iyi konuşmalı.
Allah dedi : (ve müminlere alçak gönüllü ol.)(2).
Da Allah dedi : (O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın!
Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp
giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara
danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah,
kendisine dayanıp güvenenleri sever.) (3).
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Hucurât Suresi,3.
(2) el-Hicr sûresi, 88. âyet-i.
(3) ÂLİ İMRÂN – 159.
132
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Güzel söz sadakadır
.(1).Resulullah buyuruldu ki:(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi
şeyler
öğretmek,
kötülük
yapmasını
önlemek
birer
sadakadır.)(2).Kardeşinin yüzünü tebessüm ettiğinde, ona sevgini
hisseder. Resulullah buyuruldu ki : ((Mümin kardeşinin yüzüne
tebessüm etmek sadakadır.))(3)
Anlaşılır bir dille konuşmalı.
Dinleyici anlamak için sakince konuşmalı.
önemsiz konışmamalı.uygun sözleri seçmeli.Rasülüllah şöyle buyurdu:
Allah Teâlâ hayır söyleyip kazanan veya susup selamet bulan kimseye
rahmet eylesin.(4)
alçak bir sesle konuşmalı.
dedikodu ve gıybetten uzak durmalı.Allah dedi : (Biriniz diğerinizi
arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten
hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun.
Şüphesiz
Allah,
tevbeyi
çok
kabul
edendir,
çok
esirgeyicidir.)(5).başkalarla alay etmemeli.Allah dedi : (Ey müminler!
Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar,
kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar.
Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın,
birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü
bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.)(6).
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
Buhari'den rivayet edildiğine göre.2767 . Muslim , Zekat 1677
Müslim'den rivayet edildiğine göre.1677
Tirmizî' den rivayet edildiğine göre. 1879 , Tirmizî Sehihi 1956
İbn El-Mübarek'den rivayet edildiğine göre .Elalban’ 3496
HUCURÂT suresi, 12. Ayeti.
HUCURÂT suresi, 12. Ayeti.
133
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah , alay ve dedikodudan uzak durmak için kadın kelimesini iki kez söyledi.
-
-
konuşma , dinleyicinin kültürü ve akıllarına uygun olmalı.
iyi dinlemeli hem de iyi konuşmalı.
Bilgelerden biri dedi ki : ( Ey çocuk güzel konuşmayı öğrendiğin gibi
güzel dinlemeyi de öğren. acele konuşmaya dikkat et ).Allah dedi : (ve
İnsanlara güzel söz söyleyin )(1).
Abdullah bin Mesud şöyle der:“Sizleri çok konuşmanın tehlikelerine
karşı uyarıyorum. Siz işinizi görebileceğiniz kadar konuşun. Allah’a
yemin ederim ki yeryüzünde uzun süre hapsedilmeye, dilden daha
müstahak bir nesne yoktur.”
Oturma Âdâbı
çok kişi şuna ınanır kişinin başkalarının yanında yaşadığı çevreye zıt olarak
oturma tarzı farklıdır. bunun için Aşağıdaki alışkanlıklarını takip etmelidir:
-
-
_ bir yerden bir yere tanışmadan ya da başkalarına bakmadan ;
çünkü bu sağlam zevk ile ve oturma kurallarına uymayan ve sukunetle
oturmak gerekir.
_ patronunle toplantıda bacak bacak üstüne atarak oturma,çünkü o
bunu ona değer vermediğin şeklinde anlar.
_ resmi toplantılarda dili çiğnemek,tesbih çıkarmak,veya alakasız bir
şeyle ilgilenmek kişinin saygınlığını,konumunu bitirir.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) BAKARA SURESI – 83.
(2) Tabaraani'den rivayet edildiğine göre.
134
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
_ ne olursa olsun sandalyenın kenarına oturma çünkü görüştügün kişi
önemli biri olabilir.
_ ne olursa olsun görüşme resmı olmayan :
•
sandalyenın kenarına oturma.
•
bacağını sandalyenın altına dayayarak oturma.
•
Ayakkabılarını çıkarma.
•
Başka bir kişinin karşısında ayakkabılarını koyma.
•
senin diz veya uyluk hareket ettirme.
_ resmi konumda ayaktayken ya da oturken kişinin elbisesin düğmesini
kapatması adettendir.
müslümanın uyması gereken oturma kuralları aşağıdakı gibidir :
_Salihlerle Otur : müslman oturduğu ve sohbet ettği kişıyi iyi seçer . onları
takva sahibi ,mümin ve allaha ıtaatı bilen ona ibadet edenlerden seçer.
müslman edepsız ve dınsız arkadaşlar ile arkadaşlık etmez. çünkü arkadaş
arkadaşı etkilidi. Ebu Hüreyre
radıyallahu anh anlatıyor:"Resülullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse
her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin."(1).bunun için ahlaksız ,
içkiye bağımlı , ve işsizden uzak durmalı. Abu Saeed radıyallahu anh
anlatıyor:"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: sadece müminle
arkadaş ol ve azıgın takva olsun.(2).rasulallah, iyi arkadaş misk taşıyıcıya
benzetti , kötü arkadaş ateşe üfleyen ve arkadaşına sıkıntı veren kimse gibidir.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud, edeb 19, ( 5019); Tirmizi, Zühd 45 ).Ahmed 7685
(2) Ebu Davud den rivayet edildiğine göre.4192.Elelbani 2395 , Sehih Elcami 7341
135
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Resülullah aleyhissalâtu vesselâm dedi : İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir.
Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan
faydalanırsın.Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş
kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.) [Buharî].(1)
_ selam ver ve meclisin sonuna otur : müslüman kavımın bulunduğu meclise
girince onlara selam verir ve meclisin sonunda bulduğu yere oturur , konumu
ne olursa olsun birisinin onun için yerinden kalkması doğru değildir ; ınsanlar
ademden adem de topraktandır aralarında fark yoktur. İbni Ömer radıyallahu
anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:“Sizden biriniz bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra
onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.”
(2).müsüman meclisin otasına oturmaz, Bir adam halkanın ortasına
oturmuştu. Huzeyfetu'bnul-Yeman (ra) dedi ki: "Halkanın ortasında oturan,
Muhammed (sav) diliyle lahetlenmiştir." (3) müslüman izıini olmadan iki
kişinin arasına oturmaz , Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kimsenin, izin
almadan iki kişinin arasına oturması helal olmaz." [Tirmizi'nin rivayetinde:
"İzinleri olmadan iki kişinin arasını açması kişiye helal olmaz" .(4)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Buhari'den rivayet edildiğine göre.1959 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4762
Buhari'den rivayet edildiğine göre.5798 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4044
Ebu Davud 'den rivayet edildiğine göre.4826 , S, 476
Ebu Davud 'den rivayet edildiğine göre.4845 ve Tirmizî 'den rivayet edildiğine göre.2752
136
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
-
Sokaklar ve pazarlarda oturmaktan uzak durmalı.Peygamber , çünkü
bu insanlara eziyet vermek için buna uyardı.ve eğer bir kişi sokaklar ve
pazarlarda oturmaya zorunda kalırsa , yol hakkını dikkate
almalı.Rasûlüllah Ashabı; "Ya Rasûlüllah, yolun hakkı nedir?" diye
sordular da Hz. Peygamber (s.a.v): "Haramdan göz yummak, halka eza
vermekten ictinab etmek, selam verenin selamını iade etmek, maruf ile
emredip münkerden nehyetmek (iyiliği emredip kötülükten
yasaklamak), sorana yol göstermek, mazluma yardım etmektir"
buyurdu.
Yerler şüpheleri uzak durmalı : Müslüman, kahvehanede sedece ihtiyaç
durumunda oturur.ve eğlence merkezleri ve gece kulüplerinden de uzak
durmalı.
gelene yer açmak : Allah dedi : (Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer
açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin).(1)
gelenleri yüceltmek için durmamalı :ebeveynler , büyük bir adam , ya
da profesör ve tokalaşmak için durabilir.
Bir Meclisten (sohbet veya bir toplantıdan) Kalkarken Okunacak Dua:
Müslüman her zaman onun meclisinde Rabbini anmalı.Ebû Hüreyre
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:“Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü
faydasız ve mânasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan
önce, Sübhâneke Allahümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente
estağfiruke ve etûbu ileyke: Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan
tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını
kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim,
derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır."(2).
Meclis emaneti : Müslüman meclis sırlarını tutar.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) MUCÂDELE SURESI – 11.
(2) Ahmed 'den rivayet edildiğine göre.8462 ,Tabaraani'den rivayet edildiğine göre.4487
137
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) belirli yerlerde oturmalı.
(2) İzinleri olmadıkça iki kişinin arasına oturulmaz.
(3) sakince oturmalı.iyi dinlemeli.konuşmada başkaların sözlerini
kesmemeli.Kendisi hakkında çok konuşmamalı.
(4) meclisten gitmekten önce izin almalı.ve selam vermeil.
Konuşma Âdâbı :
konuşma, bireyin davranışınında etkilediği sosyal edeplerindandir.Eğer
güzel konuşursa cemaat onu sever ve ona hürmet eder. Şayet kötü
konuşursa insanlar ondan nefret ederler.
Topluluklarda konuşmak iletişimin en doğru araçlardandandır.ve ilişklerin
kurulması ve sağlam dostlukların en kolay araçlarındandır.sağlam dil ve
çeşitli dilleri öğrenme güçlü silahlarından biridir.
sağlam dil konuşma sanatı kurallarındandır.ve iyi dinlemek de
konuşmanın sanatı edeplarındandır.bize konuşan kişiler ilgiyle onları
dinlemeliyiz.Konuşma, güzel bir sanattır ama sessizlik , konuşmaktan daha
güzel bir sanattır.(1).
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İslam'da davranış edepleri Kamal Muhammed Ali.
138
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Konuşurken edepli konuş! Küfür ve kötü sözlerden uzak dur! çünkü iyi
kişisel, kötü sözleri söylemez.el ve baş hareketleri konuşmaya sırasında
eşlik edilemez.nezaket konuşmaya sırasında eşlik edilebilir.Nezaket edepli
davranışların en genişidir çünkü günlük hayat munasebetlerin hepsini
kapsar. ve toplumsal ilişkiler ve insanlik bağları başlangıç noktasıdır.
Allah dedi : (Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz
Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve
büyük bir mükâfat vardır.)(1).biz Müslümanlar, konuşmamız konuşma
edebte Kur'an ayetlerinden eğitim ve ahlak davranışlarını ilham
etmeli.ayet
,Allah'ın
elçisinin
huzurunda
seslerimizi
kısalamaya
emreder.ayetten öğreniriz ki : bizim ebeveynler ,öğretmenler ve eğitimciler
ile sesi kısalama bütün insanlarla iyi davranıştır.çünkü yüksek ses
ahlaksızlığı delalet eder. Kur'an ,uygun ses saygından olduğu bildirir.
Bu yüzden Lokman Hekimin oğlune tavsiyesi böyle oldu : (Yürüyüşünde
tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin
sesidir.)(2).
-
Peygamber(s.a.v) buyuruyorki:çok sükut etmeye gayret et. Çünkü sükut
şeytanı uzaklaştırır ve din işlerinde sana yardımcı olur.(3).
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) HUCURÂT SURESI – 3.
(2) LOKMÂN SURESI – 19.
(3) Tabaraani 'den rivayet edildiğine göre. zayıf Elcami elsağır 221
139
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
konuşan kişinin yüzüne bakmak gerekir.
yüksek sesle konuşmamalı.
Konuşmacı ne dedi kelimeyi tekrarlamak zorlamamak için da çok alçak
sesle konuşmamalı.
dinleyicinin yüzününe yakın olmamalı.
dinleyiciyi rahatsız etmemek için hızlı bir şekilde konuşmamalı.ve da
dinleyici canını sıkılmamak için yavaş konuşmamalı.
Aynı anda iki kişi ile konuşmamalı.
konuşan kişi sözlerini kesmemeli çünkü bu çok kötü davranıştır.ama
meselesi önemli ve gerekli olursa , müsaade edilir.(1).
İkinci araştırma
Resulullah (s.a.s) ahlaklarından
eğer tüm insanlar Resulullah ahlakı öğrenirse , tamamen ve kısmen toprak
yüzünü değiştirir.
Birinci : Resulullah (s.a.s) güzel ahlakı :
Allah'ın sözleri Resulullah (s.a.s) hakkında ne büyük. (ve sen elbette yüce bir
ahlâk üzeresin.)(2).
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İslam'da davranış edepleri Kamal Muhammed Ali.
(2) KALEM SURESI – 4.
141
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Resulullah (s.a.s) ahlakı insanlar'a büyük bilgeliği gösteriir.bunlardan en
önemlisi görgü kuralları üzerinde insanlar ilişkileridir.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu : ( ("Kıyamet günü, müminin
terazisinde, güzel ahlâktan daha ağır bir şey yoktur. Allah teâlâ, çirkin
konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder."))(1).
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:"içinizden en çok sevdiklerim
ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, ahlâkça en
güzel olanlarınızdır.(2).En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en
uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır Onlar
büyüklük taslayan kimselerdir."(3).
3- İbni Mes’ud (ra) anlatıyor;Resulullah (sav) şöyle buyurdu: ’’Mümin;
kusur bulan, lanetleyen ve müstehcen söz söyleyen kimse değildir.(4).
4- Enes bin malik Radyallahü anh der ki,Ben Resulullah s.a.v. Efendimize
on yıl hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi..yaptığım bir
şey için, niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın
demedi.
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
İbn Ebî Asim ,sünnet kıtabinda 783 .
Tirmizî'den rivayet edildiğine göre.1941 , Sehih Elcami 2 / 24 (2197)
Ahmed'den rivayet edildiğine göre.6735 , Buhari’den rivayet edildiğine gore edep, 275
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 3559 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.2321
141
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Enes bin malik Radyallahü anh der ki,Ben Resulullah s.a.v. Efendimize on yıl
hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi..yaptığım bir şey için,
niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın demedi.Hazret-i Enes
(radıyallahu anh) demiştir ki:
- "Ben Allah'ın Resulünden daha güzel bir
kimse görmedim. Mübarek yüzünde sanki güneşin nurları parlardı. O güzel
yüzünde parlayan letafet nurları, gülümsedikçe lâtif dişlerinden saçılan
berraklık parıltıları, karşısında bulunan duvarlara yansırdı."(1).
İkinci : Peygamber'in (s.a.s) Yüksek Tevazuu , cömertlik ve hayâsı :
Resulullah , tevazu , cömertlik ve utangaçlıktan çok büyük örnek
bıraktı.Müslümanlar bu ahlakı takip ederse , ahlaklarını yüksek
olur.Peygamber (s.a.s)ahlaklarından :
-
-
Ömer Radyallahü anh'dan Resulullah s.a.v. şöyle dedi : Hıristiyanların
Meryem oğlu İsa'yı övmede aşırıya gittikleri gibi sizler de beni övmede
aşırıya gitmeyin. Ben sadece bir kulum. Benim için sadece 'O, Allah'ın
kulu ve Resulü'dür' deyin"(2)
Hazret-i Ebu Said-i Hudri buyurdu ki:(Resulullah efendimizin hayası,
bakire İslam kızlarının hayalarından daha çoktu.)(3).
Ashabın alimlerinden Abdullah İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatmıştır:
"Rasûlüllah (s.a.s.) insanların en fazla cömert olanı idi.Onun bu
cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil (a.s.) karşılaşınca
daha da artardı. Cebrâil (a.s.) Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece
Resûlüllah (s.a.s.) ile buluşur, Resûlüllah (s.a.s.) ona Kur'ân'ı arzeder /
okurdu.Resûllüllah (s.a.s.) Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet
getiren rüzgardan daha çok cömert ve daha fazla faydalı olurdu."(4).
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Buhari' den rivayet edildiğine göre.5578, ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4269
Buhari' den rivayet edildiğine göre.3189
Buhari' den rivayet edildiğine göre.3298 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4284
Buhari' den rivayet edildiğine göre. Vahy 5 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4268
142
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
Câbir b. Abdullah şöyle derdi: "Rasûlullah (s.a.s.) kendisinden herhangi
bir şey istendiğinde, asla, 'hayır!' dememiştir."(1).
-
musa bin enes babasının şöyle dediğini rivayet etti :Rasûlüllah
sallallâhü aleyhi vesellem’den Müslüman olmak üzere, her kim bir şey
isterse, istediğini ona verirdi. Hatta bir kimse, O’ndan istekte bulundu.
Bunun üzerine Nebî sallallâhü aleyhi vesellem, iki dağ arasındaki zekât
koyunlarından ona, çok miktarda verilmesini emretti. Daha sonra bu
kişi kavmine dönünce “Ey ahâli! Müslüman olun. Muhammed
sallallâhü aleyhi vesellem, fakirlikten korkmadan bol bol dağıtıyor”
dedi.(2).
Üçüncü : Peygamber(s.a.s.) merhamet'i :
Resulullah , eylem , konuşma , güzel ahlakta Allah'ın emirlerine itaat
ederdi.Allah dedi : ((İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben
müslümanlardanım" diyenden kimin sözü daha güzeldir?.İyilikle kötülük
bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle
arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost
olur.).FUSSİLET SURESI -33- 34.
Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Allâh
merhametlidir, merhameti sever.”(3).
- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin."(4).
‫ــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Buhari' den rivayet edildiğine göre.5574
Müslim den rivayet edildiğine göre.4275
Buhari' den rivayet edildiğine göre.6415 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4897
Buhari' den rivayet edildiğine göre.5660 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.3264
143
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Aişe der ki: “Resülullah iki seçenek arasında özgür bırakıldığında, günah
olmadığı sürece mutlaka en kolayını seçerdi. Günah olursa bundan en uzak
insan o olurdu.(1).
Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre şöyle dedi:«— Resûlüllah (SallallafıÜ
Aleyhi ve Sellem), Alî'nin oğlu Hasan'ı öptü, yanında da Temîm kabilesinden
Akra' îbni Habis oturuyordu.» Akra' de*di ki:«— Benim on çocuğum var,
onlardan hiç birini öpmedim.» Resul üllajı (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona
baktı, sonra şöyle dedi: «— Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.»(2).
Resulullah (s.a.s), çocuklar , hizmetçiler ve bütün insanlar bile düşmanları
merhamet ederdi.
bu Zerr'i gördüm, üzerinde bir takım (hülle) vardı, kölesi de aynı şekilde bir
takım giyiyordu. Bunun sebebini sordum. Bana şu cevabı verdi: "Resulullah
(sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştim: "Onlar sizin kardeşleriniz ve yakın
adamlarınızdır. Allah Tedla Hazretleri onları ellerinizin altına (emaneten)
koymuştur. Kimin kardeşi eli altında ise, yediğinden yedirsin, giydiğinden
giydirsin, yapamayacağı iş buyurmayınız, eğer buyurursanız onlara yardım
edin.")(3).
Çocuğa karşı yumuşak davranmak Allah Resulü'nün adetlerindendi.Ebû
Katâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kızı
Zeyneb 'in kerimesi olan torunu Ümâme 'yi omuzunda taşıdığı halde halka
namaz kıldırırdı. Secdeye varınca çocuğu (yana) bırakır, kıyâm için
doğrulunca tekrar omuzuna alırdı.''(4).
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem dedi ki:Biriniz bir cemaate imam olduğu
vakit, namazı hafifletsin (kısaltsın); çünkü arkasında çok ihtiyarlar, zayıflar ve
sakatlar bulunabilir; fakat yalnız başına kıldığında istediği kadar
uzatabilir.(5).
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Buhari' den rivayet edildiğine göre.2327
Buhari' den rivayet edildiğine göre.5538 , Müslim den rivayet edildiğine göre.4282
Buhari' den rivayet edildiğine göre.2359 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre. 3139
Buhari' den rivayet edildiğine göre.5996 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.543
Buhari' den rivayet edildiğine göre.703 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.476
144
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Resulullah (s.a.s.)çocuklara çok merhamet ederdi.Akra’ b. Hâbis Hz.
Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı öperken görünce: “Benim on çocuğum var
onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.):
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu.
Enes (R) şöyle demiştir: Bir Yahûdî çocuğu vardı, Peygamber'e hizmet ederdi.
Bir ara çocuk hastalandı. Peygamber (S) ona hasta ziyaretine geldi ve başının
yanında oturdu. Ve çocuğa hitaben: "İslâm'agir" buyurdu. Çocuk yanında
bulunan babasının yüzüne baktı. Babası: Ebû'I-Kaasım'a itaat et (yânî O'nun
emrini kabul et), dedi. Bu­nun üzerine o çocuk hemen (şehâdet kelimelerini
söyleyip) müslümân oldu. Müteakiben Peygamber hastanın yanından
çıkarken: "Bu çocu­ğu cehennem ateşinden kurtaran Allah'a hamdolsun"
diyordu.(1).
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Ümmetine Şefkat ve Merhameti.(Andolsun size
kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok
ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.)
.(TEVBE SURESI- 128).
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem dedi ki :“Benimle sizin misaliniz, ateş
yakan bir adamın misali gibidir ki; hemen pervaneler, kelebekler o ateşin içine
düşmeye başlarlar. O bunları kovar. Ben de ateşten korumak için sizin
eteğinizden tutuyorum. Halbuki siz elimden kaçıyorsunuz”(2).
.Dörtüncü : Peygamber (s.a.s) Sabrı :
Peygamber'in zevcesi Âişe (R) şöyle tahdîs etmiştir: Âişe, Peygamber(S)'e:—
Sana Uhud gününden daha şiddetli olan bir gün erişti mi? dedi. O da:—
"Yemin olsun ki kavmin Kureyş'ten gelen birçok zorluklarla karşılaştım. Fakat
onlardan Akabe günü karşılaştığım zorluk hep­sinden şiddetli idi. Şöyle ki:
Ben (Kureyş'ten gördüğüm ezâ üzerine Taife gidip) hayâtımın korunmasını
Abdu Kulâl'in oğlu İbnu Abdu Yâlîl'e teklif etiğim zaman o benim dileğime
cevâb vermemişti. Ben de kederli ve hayretli bir hâlde yüzümün doğrusuna
(Mekke'ye) dön­müştüm. Bu hayretim Karnu's-Seâlib mevkiine kadar devam
etti. Bu­rada başımı kaldırıp (semâya) baktığımda beni gölgelendirmekte olan
bir bulut gördüm.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari' den rivayet edildiğine göre.(1356).
(2) Müslim den rivayet edildiğine göre.(2285).
145
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Buluta (dikkatle) baktığımda bunun içinde Cibril bulunduğunu gördüm. Cibril
bana nida etti de:Allah, kavminin Sen'in hakkında dediklerini ve Seni
koru­mayı reddettiklerini muhakkak işitti. Ve A ilah Sana şu Dağlar Meleği'ni
gönderdi. Kavmin hakkında ne dilersen ona emredebilirsin, dedi. Bunun
üzerine Dağlar Meleği bana nida edip selâm verdi. Sonra:— Yâ Muhammedi
Cibril'in bu söylediği bir hakikattir. Sen ne istersen emrine hazırım. Eğer (Ebû
Kubeys ile Kuaykân denilen) şu iki yalçın dağı Mekkeliler üzerine
kapaklamamı istersen (onu da emret), dedi.Buna karşı Peygamber:— Hayır,
ben Allah 'in bu müşriklerinin sulblerinden yalnız Al­lah 'a ibâdet eder ve
Allah 'a hiçbirşeyi ortak kılmaz (tevhîdci) bir ne­sil meydana çıkarmasını arzu
ederim, dedi".(1)
Habbâb ibnu'l-Erett (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) Ka'be'nin gölgesinde
kaftanını yastık ederek dayandığı bir sırada kendi­sine (Kureyş müşriklerinin
işkencelerinden) şikâyet etmiştik:— Yâ Rasûlallah! Bizim için Allah'tan nusrat
dileyemez misin? (Bunların zulmünden) kurtulmamız için Allah'a duâ edemez
misin? demiştik.Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu:— "Sizden önceki
ümmetler içinde öyle (mazlum) kişi bulunmuş­tur ki, müşrikler tarafından
yakalanır, onun için yerde bir çukur ka­zılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü.
Sonra büyük bir testere geti­rilir, onun başı üzerine konulurdu da başı iki
kısma ayrılırdı. (Bir baş­kasına da) demir taraklar ile etinin altındaki kemiği
ve sinirleri tara­nırdı da, bu işkenceler o mü'mini dîninden çevirmezdi.
(Sahâbîlerim!) Allah'a yemîn ederim ki, şu İslâm Dîni, herhalde ve muhakkak
su­rette kemâle erecektir. Hattâ o derecede ki, bir süvârî (tek başına)
San'â'dan Hadramevt'e kadar (selâmetle) gidecek de Allah'tan baş­ka
hiçbirşeyden korkmayacaktır ve bir de yolcu (koyun sahibi ise) koyunu üzerine
kurt saldırmasından korkacaktır. Fakat sizler acele ediyorsunuz!"(2)
Beşinci : Peygamber'in gülüş, öfke ve ağlayışı :
Cerir b. Abdullah (r.a.)İslâm'a girdiğimden beri hiçbir vakit Allah Resulü (a.s.)
beni huzuruna girmekten menetmedi. Beni gördüğünde de muhakkak
gülmüştür, demiştir.(3).
Âişe (ra) validemiz, Peygamber Efendimiz'in gülüş tarzlarını şu şekilde
anlatmışlardır: "Rasûlullah Efendimiz'in küçük dili gözükecek şekilde,
kendinden geçercesine güldüklerini hiç görmedim. O'nun gülüşü, tebessüm
şeklinde idi.")(4).
‘Bir gün Resulullah’ı namaz kılarken gördüm’ diyordu Abdullah İbni Şıhhîr,
‘öyle ağlıyordu ki, göğsünden bir tencerenin kaynayarak fokurdaması gibi ses
geliyordu.’(5)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 3231 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.1795
Buhari' den rivayet edildiğine göre.6943
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6089 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.2475
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6092 , ve Müslim den rivayet edildiğine gore 899
Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.904 , 769 , Nisai , 1199 veya 1214 , Sehih Ebu Davud
904
146
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah Resu¬lü (sav) İbni Mesud'a (ra) şöyle dedi: Kur'an oku! O da şaşırarak
şöyle dedi: O sana indirilmişken ben nasıl sana okuyabilirim? Allah Resulü de
(sav) şöyle buyurdu: Onu, başkalarından dinlemeyi sevi¬yorum. O okurken
Allah Resulü'nün (sav) gözleri yaşarıyordu. Bu durum tam 'Her ümmetten bir
şahit getirdiğimizde, seni de onlar için şahit olarak getirdiğimizde' (Nisa/41)
ayetini okurken oldu".(1).
Peygamber'in öfkesi :
Ebu Mesud Ukbe ibni Amr el Bedri (Allah Ondan razı olsun)şöyle demiştir:
Bir adam peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: “Ben filanın
namazı uzatması yüzünden sabah namazına gelemiyorum dedi. Ben
peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’i hiç bir konuşmasında o günkü kadar
öfkeli görmedim. Şöyle buyurdu: “Ey insanlar aranızda insanları namaz ve
ibadetlerden usandıranlar var sizden kim imamlık yaparsa namazı kısa
kıldırsın zira arkasında namazı kılanlar arasında yaşlı olanı, çocuğu olanı ve iş
güç sahibi olanı var.” (Buhari, İlim 28, Müslim, Salat 128).
Altıncı : Peygamber (s.a.s), cesaret ve adaleti :
Hz. Ali şöyle diyor: “Bedir gününde müşriklerden, Hz. Peygamber’e sığınmak
suretiyle korunuyorduk. Cesaret ve kahramanlık yönünden insanların en
şiddetlisi Hz. Peygamber’di.)(3).
Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Mahzûm oğullarından bir kadın hırsızlık
yaptı da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e getirildi. Kadın el kesilme
cezasından kurtulmak için Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşi
Ümmü Seleme (Radiyallahu Anha)’ya sığındı.Bunun üzerine Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):−‘Şayet Muhammed’in kızı hırsızlık yapmış
olsaydı elbette onun da elini keserdim!’ buyurdu ve kadının eli kesildi.”)(4).
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 5050 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.800
Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6110 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre. 466
Ahmed'den rivayet edildiğine göre.2 /81 ( 654)
Buhari' den rivayet edildiğine göre. ( 3475 ) ve Müslim den rivayet edildiğine gore 1688
147
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yedinci : Peygamber'in ikna gücüsü :
Peygambe(s.a.s) konuşmada başkaları ikna yeteneğine sahiptir.Ebu Umame
ra’den rivayet edilmiştir: Genç bir delikanlı Peygamberimizin meclisine
gelerek “Ey Allah’ın Resulü ! Zina etmem hususunda bana izin ver!” dedi.
Bunun üzerine orada bulunanlar “Sus, sus!” diye onu engellemeye çalıştılarsa
da, Peygamberimiz asv “Bırakın da yanıma gelsin!” dedi. Gencin yanına
gelmesi üzerine de ona “Annenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?”
buyurdu. Genç “Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Allah beni sana
feda kılsın” karşılığını verdi. Hz. Peygamber “(Sen nasıl istemiyorsan) diğer
insanlar da annelerinin zina etmelerinden hoşlanmazlar. Peki kendi kızının
zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç ““Hayır! Allaha yemin
olsun ki (hoşuma gitmez) Ey Allahın resulü! Allah beni sana feda kılsın”
cevabını verdi. Peygamber as bu kez “Sen hoşlanmadığın gibi diğer insanlar da
kızlarının zina etmelerinden hoşlanmazlar. (Söyle bakalım) kızkardeşinin zina
etmesi senin hoşuna gider mi?” dedi. Genç buna da “Hayır istemem ey
Allah’ın Rasulü! Canım sana feda olsun. Tabii ki bunu da istemem” dedi. Hz.
Peygamber’in “İnsanlar da kız kardeşlerinin zina etmesini istemez. Peki
teyzenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurması üzerine, yine “Canım
sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Bunu da istemem” cevabını verdi. Bunun
üzerine Hz. Peygamber “Diğer insanlar da senin gibi, teyzelerinin zina
etmelerini istemez” dedikten sonra mübarek elini onun omzuna koyarak
“Rabb’im! Bu kulunun günahlarını bağışla, kalbini her türlü kötülükten
arındır, Onu zinadan koru!” diye dua etti. Bundan sonra hiç kimse bu gencin
kadınlara dönüp baktığını görmedi.Ahmed, Taberani.
bu konuşma, Bilgelik , şefkat , sağduyula ikna etmeye gösterir.Peygamber
(s.a.s) fikirleri , çocuğun vicdanı dokundu ve onun normal içgüdünü
uyandı.erdemli İş benimsenmesi onda arzusu gönderdi.
Sekizinci : Peygamber'in (sav) iyi örneğisi :
Şimdi geçen kadar yeterli.çünkü amaç anlatı değildir.ancak, amaç
Peygamber'in (sav)
bilgeliğini göstermek.Allah dedi : (Andolsun ki,
Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı
çok zikredenler için güzel bir örnektir.). ve İnsanlar bu nitelikleri anlamalı.ve
insanlar bu nitelikleri takip ettiğini onlara aşağıdaki faydaları elde eder :
148
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
1- Peygamber'i (s.a.s) takip etmesi :
Peygamber (s.a.s) takipçileri elde ettiği en önemli şey, Allah'ın sevgisidir.ve ne
büyük sevgi! çünkü O günahın bağışlanması ile birleşir.Allah dedi :
((Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve
esirgeyicidir.De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse
bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.)ÂLİ İMRÂNSURESİ 31- 32.
Ayrıca, Müslüman Resulullah (s.a.s) tarafından çağrılan değerli nitelikleri
takip etmeli.ve böylece ilahi hedayetini arıyor.Allah bu hedayeti Resulullah
takipçilerine verir.Allah dedi : (De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin
hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı
yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan
Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki
doğru yolu bulasınız.)A'RÂF Suresi 158. Ayet.
Peygamber'i takip eden cennete girer :
Tüm alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamberimiz (sav) de, hadisi şeriflerinde itaatin önemini hatırlatmış ve şöyle buyurmuştur:"Kim bana
itaat ederse, muhakkak ki Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan ederse
muhakkak ki Allah'a isyan etmiştir.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“İstemeyenler dışında,
ümmetimin tamamı cennete girer” buyurdu. Bunun üzerine:– Ey Allah’ın
elçisi, cennete girmeyi kim istemez ki? denildi. Peygamber Efendimiz:– “Bana
itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş demektir”
buyurdu.(2).
Allah'ın cezası görmemek için Resulullah'ın takip etmeli.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ahmed'den rivayet edildiğine göre. ( 7386 ) , Buhari' den rivayet edildiğine göre. ( 7137 )ve
Müslim den rivayet edildiğine göre.1853
(2) Ahmed'den rivayet edildiğine göre. (8511) Buhari' den rivayet edildiğine göre.7280
149
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah dedi : (Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan
da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.)( HAŞR SURESİ7) ve Allah de dedi : ((Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi
çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri
muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar,
başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet
etmesinden sakınsınlar.) NÛR SURESI – 63.
2- davet davranışını çeşitli yerlerinde yayılma:
insan kendini ile başlamak daha iyidir.ancak Allah insanlar kendileri ile
başlamakta başarılı kılırsa ve onların arasında islami edeplerini yayılır.Allah'a
davet etmesine taşımak gerekir.ve bu çeşitli yerlerinde takipçilerin davranışını
yayılması.
Bu süre içinde belki de herkes Allah'ın dinini desteklemeye çalışma.islam'ı
zarar olanlardan bu din istismarı düzeltmeye çalışma.islamın genel olarak
mazlum yada savaş esnasında insanların öldürülmesi kaçırılma olaylarında
temize çıkması.ne yazık ki İslam ve herhangi bir bağlantı öğretileri ile ilgili
olmayan.ve islam bundan masumdur.
turistik gezi,eğitim,iş gezisi,resmi gezi yapan ülkesini temsil eden herhangi
bir Müslüman iyi davranışlar gösterirse allaha hamd olsun .Belki sorulacaktır
bu özellikleri nasıl kazandın bu özellikleri sana kazandıran senin ilk kaynağı
nedir? Bu durumda iş allaha dayanmaktadır.çünkü o müslümanı yarattı ,
nimetleri ile onu terbie etti.onun için her türlü imkanı oluşturdu, ona rahmet
peygamberini gönderdi.Bu ahlakın kaynağının anne ya da baba olduğu
söylenemez.bu fazılet herhangi bır insana verilemez.çünkü onlar yaratılmıştır
ve onlar insandır.bütün bunları veren sanı yüce olan allah verdi.o allah kı her
turlu nıksanlıklarda uzuaktır,o bızı terbıye edendır,o bize öğretendir,o bizi
hidayete erdirendir.özet olarak bütün fazıletler,üzeremizdeki bütün nimetler
ondandır.ve O bize peygamberi ve kuranı gönderdi peygamberinin her zaman
taze olan yardımına bizi eristirdi.
151
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
salım dindir şeriattır.ounun kuralları ile büyüdük ve doğruyu
bulduk.annemizin sütünü emdik.ve o şekilde büyüdük.Bize müslüman olmayı
nasıp eden ve bizi fıtrat üzere büyüten allaha hamd olsun.
O
islam edepleri dünyaya hakim olmalı çünkü o daha iyidir.ve egemenliğin ilk
aşamaları insanlar tarafından tanımlanır.şeriat büyük bir hazinedir.İslam
edepleri ile ilgili Hazineleri çeşitli birçok alanda :
-
-
-
İslam'ın yayılması ve kökenlerini anlama alanı.
Yeme ve içme alanı , çünkü bazı gurbetçi diğerlerinden biraz iyi
alışkanlıkları ve bazı kötü alırız.Ama bunlar islam'ın büyüklüğü alanına
kadar ulaşamaz.Başkaları doğru yiyecek ve içecek İslam edeplerini
büyüklüğünü bilseydiler , gerçekten her şeyin bunları alırlar.
Seyahat edebi alanı : ve bunda ahlaki kuralları , Sünnetin metinleri ,
alimlerin çalışmaları ve şimdiye kadar pratik Resulullah (sav)
tarafından gelen iş düzeyde üzerinde uygulamalar var.
uyku ve uyanma alanı ve diğerleri : uykuya görgü ve hükümler
var.uyanmada da Resulullah (sav) sünnetini takip etmeli.
Ayrıca, rüyaya edepler var , yoluya edepler var , izin edepler var , hasta
ziyaretina edepler var ve giyim islami edepleri Müslüman'ın hayatında
önemlidir. bu nedenle, bu kuralları takip etmeli ve onlara Kur'an ve Sünnet
sayesinde davet etmeli.
151
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
altıncı bölüm
İslami davranışının diplomatik edebi
152
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪153‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
altıncı bölüm
İslami davranışının diplomatik edebi
islam, rabbani metoda uygun olarak, insan hayatı için kapsamlı bir sistem
oluşturmaktan kaynaklanır.islam;en dogru doktrin,saf tevhid akidesiyle hayatı
düzenleyen yasaların tamamlanması,güvenliği ,barışı insan onuru ve insan
haklarına saygının korunması amacıyla geldi. İslam Devleti , bireylerin ve
azınlıkların davranışınınde dikkate alınan edepler ve uluslararası ilişkilerinde
güçlü temelinde kuruludu. Insan , kur'anı-ı kerim'in klavuzluğuyla saygıdeğer
insanlık onurunu , tüm bireylerine ,insan hakları ve belirli temel özgürlükleri
saygı gösterir. Aşağıdaki hakları ve temel özgürlükleri özetlenebilir :
1- yaşam hakkı : İnsan yaşamı koruma altındadır. onun ortadan kaldıran
düzenleyen hükümler hariçtır. ve o beş temelerdendir. ve şeriat onu
kurtarmak için ve kötülükleri önlemek ve çıkarlarına getirirmeye geldi.
2- kişisel özgürlüğü : temel haklar ve onuru koruma bakımıdır.ve Halkın
özgürlüğü şeriat hükümleri sınırlarında dahilinde korunmaktadır.
3- ev dokunulmazlığı : başkanlar, evleri korumalı. İzinsiz evler'e giremez.
ve casusluk yapamaz.
4- görüş özgürlüğü : bu Peygamber (s.a.s) sünnetidir. ondan sonra
arkadaşları ve halifeleri onu takip ettiler.
5- öğrenme ve kültürel yaratıcılığı hakkı : islam yaptığı gibi başka bir din
bu hakkı dikkate almaz.(1)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Kaynak : Samir Elih , İslam'da Devlet edebler ve bakışlerı , karşılaştırmalı bir çalışma , birinci
Baskı , Beyrut , çalışmalar yayıncılık ve dağıtım üniversite kurumu , 1408 H.-1988 AD.S.114142.
154
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
6- mülkiyet hakkı : İslam bu hakkı sağlar.ama onu mutlak bir hak
yapmadı.Hayatın istikrarı sağlamak için sosyal ve ekonomik
fonksiyonları onu sınırladı.
7- çalışma hakkı : İslam çalışmak ve kazanmayı doğruladı.helal yolu
sayesinde kazanç parçasını doğruladı.haram kazancı mahrum etti.ve
işçiler ve işverenler arasındaki ilişkileri düzeltti.
8- muhtaç ile sosyal dayanışması : İslam şefkat ve dayanışma ve doğruluk
ve sevgi dinidir.ve onun ahlakı metodu , metotlar arasında zirvededir.
diplomatik kelimesi , mevcut koşullarda belirli bir devletin dış
politikasına gösterir.bir yanında bilgelik ve diğer taraftan bireyler
arasında iyi bir davranışı kapsamlı.Diplomatik temsilcilerinin
çalışmalarına gösterir.ve onlar : Misyon başkanları ve üyeleri , elçilikler
üyeleri ve komisyonlar , Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilileri ve
uluslararası konferanslara heyetlerin başkanları. diplomatlar
formalitelerden kapsamlı bir iskelette yaşarlar.bu formaliteler iki ana
bölümlere ayrılmıştır :
1- töreniler veya protocol : temel haklar ve onuru korumaktadır.ve Halkın
özgürlüğü şeriat hükümleri sınırlarında dahilinde korunmaktadır.
2- Terbiye edepleri : yani genel olarak diplomatik ya da uygar insanlara
çeşitli sosyal durumlarda iyi davranıştır.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr.Mohammed Nader Attar , Diplomatın hayatında terbiye edebi ve islam mirasında
kökenileri , birinci Baskı , 1408 H. S.4.
155
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Biz diplomat hayatında terbiye edeplerine işaret ederiz.ama törenler veya
protokol son bölümde takip edilecek. söylenir ki terbiye edepleri kelimesi
temeli yunanca Stikos kelimesidir.sistem ve dereceler düzenlemeyi dikkate
alma anlamıdır.Almanlar , kelime temeli alamancadan söylerler.fransız kelime
temeli fransızcadan söylerler.İngilizler kelime temeli ingilizlecedan
söylerler.terbiye , sağlam görgü ve güzel ahlakı tarafından dayatılan
davranıştır.İslam terbiye edeplerine işaret eder.çünkü o şeriat kurallarından
gelen güzel ahlak'a gösterir.ve o da tecrübeli adam'a, sosyal davranışlarında
güzel ahlakına gsterir.(1)
Aşağıdaki gibi bu edepler en önemlisine gösterir :
Birinci : sefer edebi :
burada amacımız Batı'da sefer edebini açıklama değil.ama amacımız islam'da
sefer edebini açıklamaktır.çünkü batı biziden onu almak ve İslam'ın oğulları
onu anlamak için.ve biz başkaların mirasına ihticayimiz yok.ve bizde ne var
Fadlallah ile yeterlidir.Aşağıdaki gibi sefer edeblerineden en önemlisi :
1- Allah'a güvenme :
bunu insan allah'a tevekkül ettiğinde elde edilir.çünkü hiç kimse yarın ne
kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez.bu yüzden
bununla seferden önce aşağıdaki ile başlamalı :borçlarını ödemeli , ailesine
nafaka vermeil (2), halal paradan yemeli , yoldaşlarına onun yiyceklerinden
vermeil , güzel ahlakı ile davranmalı ve çok iyi konuşmalı.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Dr.Mohammed Nader Attar , Diplomatın hayatında terbiye edebi ve islam mirasında
kökenileri.S.5
(2) İbn kudamah El-makdisi , isteyenler yönetim kısası , Kahire S.116.
156
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
2- yoldaşı seçme ve arkadaşlar ile vedalaşma :
yoldaşı seçme ise önemli bir şeydir.çünkü yoldan önce yoldaş.(1) önce yoldaş, sonra
yol. Peygamber (s.a.s) , tek başına adam seferi yasakladı.Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre
radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:“Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!”.(2)
Abdullah el-Hatmî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
birisiyle vedalaştı mı şöyle derdi: "Dininizi, emânetinizi ve işlerinizin âkibetini
Allah'ın muhafazasına bırakıyorum."(3) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber’e:- Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak
istiyorum, bana öğüt ver, dedi. Hz. Peygamber ona:- “Allah’a karşı saygılı ol ve her
tepeye çıktığında Allahü ekber de! buyurdu.Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Melekler, içinde
köpek ve çan bulunan kafileye arkadaşlık etmezler." Bir diğer rivayette şöyle
denmiştir: "Çan şeytanın mizmarları (çalgıları)dır."Ebû Dâvud'un bir diğer
rivayetinde: "Melekler, içerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez"
buyurmuştur.(3)
3- iki rek’at namaz kılsın :
Cabir b. Abdullah’tan (radıyu anh) rivayet edildiğine göre kendisi şöyle demiştir.
Resulullah (Sallu aleyhi ve sellem) kur’an dan sure öğretir gibi bize istihare’yi
(duasını) öğretiyordu:‚‘ Sizden birinizin karar veremediği bir işi olduğu zaman farz
olmayan iki rek’at namaz kılsın, ve namaz kıldıktan sonra şöyle desin (dua etsin): ‚‘
ALLAH’ım, bu işimin ( not: burada yapılması düşünüşen iş söylenir. K.ş) hakkımda
hayırlı olacağını yalnız Sen bildiğin için bana doğrusunu göstermeni niyaz ediyorum.
Senin sonsuz kudretine iltica ediyor, yardım bekliyorum. Yüce lütfundan ihsan
etmeni istiyorum. Muhakkak Senin her şeye gücün yeter; ben ise hiçbir şeye güç
yetiremem. Sen her şeyi bilirsin, ben ise hiçbir şey bilmem; Sen bütün gaybları
bilirsin, ALLAH’ım, bu iş benim dinim, yaşayışım, işimin âkibeti, dünyam ve âhiretim
hakkında hayırlı ise bunu bana nasip eyle. Sonra bunda benim için feyiz ve bereket
vücuda getir. Şayet bu iş ( not: burada yapılması düşünüşen iş söylenir. K.ş) benim
dinim, yaşayışım, işimin âkibeti, dünyam ve âhiretim hakkında hayırlı değilse, bunu
benden, beni bundan vaz geçir. Bu hususta gönlümde bir meyil bırakma. Benim için
hayırlısı ne ise onu kolaylaştır. Sonra da beni takdir buyurduğun bu hayırla hoşnut
eyle.‘‘ Bu bağlamda, yani eğer biriniz yola çıkmaya arzu duyduğu zaman ve bunda
sıkıntı var iki rekât namaz kılsın.(5)
4- sefer duası :
bnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm),
seferden dönerken, uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkadan da:
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Shahabuddin Muhammed bin Ahmed Abul Fatih.nazik , her nazik sanatından.Kahire 1379H. ,
S.38
(2) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre. Ebu Davud Sehihi 2/ 494 (2272)
(3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2113)
(4) Doğru Tahajud el-Buhari Camii rivayet(3/40)
(5) Saeed Mohammed Elhaham.kısa açıklama.İbn-i Kayyim kitabı (Zaad ELmiaad).Şeyh Mohamed
Abdel Wahab tarafından yazıldı.Dar el fikir.1410 H.S.97.
157
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hamd, Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih
ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, (âhirette) Rabbimize
döneceğiz."Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel
dileriz. Allahım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın
kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin. Allahım! Yolculuğun
meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile
karşılaşmaktan) sana sığınırım."Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde)
dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.") (1).
bnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: " seferden dönerken, Hamd,
Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih
ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, (âhirette) Rabbimize
döneceğiz. Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel
dileriz. Allahım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın
kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin. . Allahım! Yolculuğun
meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile
karşılaşmaktan) sana sığınırım. ."Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde)
dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.") (2).
Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç
yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.”Ey Allahım! Biz, bu
yolculuğumuzda senden iyilik ve takvâ, bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip
etmeni dileriz.Ey Allahım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağını yakın et!Ey
Allahım! Seferde yardımcı, geride çoluk çoçuğu koruyucu sensin.Ey Allahım!
Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda,
çoluk çocuğumuzda kötü haller görmekten sana sığınırım.”(3)
5- Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Makbul olduğunda
şüphe bulunmayan üç dua vardır:Mazlumun duası; misafirin duası; babanın
çocuğuna duası.”(4)
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2392)
ZUHRÛF Suresi 13 , 14 Ayeti.
Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1342)
Tirmizî den rivayet edildiğine göre.(1828) , Sehih Tirmizî 3/156 , 2741
158
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
deniz yoluna çıkan allahdan güvenliği istemeli. Resulullah şöyle buyurdu : gemiye
binerken okunan dua - Ve kâlerkebû fîhâ bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ, inne rabbî
le gafûrun rahîm(rahîmun)O nun yürümesi ve durması Allah'ın adıyladır Rabbim
bağışlar ve merhamet eder"(1)
6- yolcunun , işini bitirdikten sonra ilesinin yanına dönmekte acele
etmesi :
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:“Yolculuk bir çeşit azâbtır. Doğru dürüst yiyip içmekten ve
uyumaktan sizi alıkor. Herhangi biriniz işini bitirince, evine dönmekte acele etsin!.(2)
7- yolculuktan dönen kişinin doğruca en yakın mescide gidip orada iki
rek'at namaz kılması :
Kab İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem, bir yolculuktan döndüğü zaman ilk iş olarak mescide uğrar ve iki
rek’at namaz kılardı.(3)
İkinci : yurtdışında nasıl davranmalı :
1- gerekli ihtiyaçları alma ve Dolandırmama :
bir Müslüman ülkesiniden başka bir ülkeye gidebilir. ve tüm İslam değerleri ve görgü
kurallarına sahip olmalıdır. çünkü o her ülkeyi ziyaret ettiği islam elçisidir.bilindiği
gibi , Arap yarımada tüccarları iyi davranışları ile Allah'ın dinini yaydılar. onlar
sedece doğruyu söylerdiler. tüm ilişkilerinde allah'in ahlakını temsil edilmektedir.ve
bu davarınşı takip etmeli. Atalar , fazla yedi yüzyıllardan önce yurtdışında terbiye
edeplerinden takip ettiği ahlakları bize emretmiştir. yolcu seferinde onun
ihtiyaçlarını öğrenmeli. ve eğer o elçi olursa , onun ihtiyaçlarını öğrenmeli. büyüklere
yazışmalarının edeplerini öğrenmeli. hediyelerden ona caiz ve ona caiz değil
öğrenmeli , ve ve tavsiye dikkate almalı.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İmam Muhyiddîn Aba Zakaria Yahya İbnŞerafeddin Elnavavy Eldimişki.Resulullah sözlerinden
seçilmiş Azkar.Şam 1401 H.S.(294-295)
(2) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(3001) . Müslim'den rivayet edildiğine
göre.(1927).
(3) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4418) . Müslim'den rivayet edildiğine
göre.(716).
159
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Dolandırıcılık, aldatma ve ikiyüzlülükten uzak durmalı.(1)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu : İman, altmış küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah
(ALLAH’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici birşeyi
yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : İman, yetmiş
küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (ALLAH’tan başka ilah yoktur)” sözüdür,
en düşük derecesi de rahatsız edici birşeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da
imandandır.(2)
İmam Buharî, Câbir (r.a)’ın şöyle dediğini riayet etti: Hz. Fahr-i Cihan (a.s.v)
buyurdular ki: “Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kovandan
ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasna boşaltman da bu tür iyiliklerdendir.”(3)
Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi
vesellem) bana şöyle dedi: “Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa
hiçbir iyiliği küçük görme!.(4)
Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi
vesellem) bana şöyle dedi: kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip
kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen
sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için
sadakadır.(5)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İmam Muhyiddîn Aba Zakaria Yahya İbnŞerafeddin Elnavavy Eldimişki. Resulullah sözlerinden
seçilmiş Azkar. Şam 1401 H.S.(296)
(2) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(8) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(51).
(3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1673).
(4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4760).
(5) Tirmizî den rivayet edildiğine göre.(1879).
161
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
2- güler yüzlü ve insanlara iyi davranış :
Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) şlöyle buyurmuştur:Gerçekten siz,
mallarınızla insanları (memnun etmeğe) güç getiremezsiniz. Ancak, onları güler yüz
ve güzel huyunuzla kendinizden memnun bırakabilirsiniz.(1), Resûlullah (s.a.s.)
şlöyle buyurmuştur: Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha
ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen
kimseden nefret eder"(3)
İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:“Cehenneme kimin girmeyeceğini veya cehennemin kimi
yakmayacağını size haber vereyim mi? Cana yakın olan, herkesle iyi geçinen,
yumuşak başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri cehennem yakmaz.” (4)
Üçüncü : girerken izin alamkta davranışın sanatı :
Birinci : kapıyı çalma adabı :
1- selamsız izin almadan evlere giremez : selam kişisel özgürlüklerini korur.
İbnü'l Cevzî dedi ki : başkaların evlerine izin almadan giremez.Allah dedi : Ey
iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp)
ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde
(bunu) düşünüp anlarsınız.(5)
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
hakim’den rivayet edildiğine göre.297(2043)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3559) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2321).
Buhari’den rivayet edildiğine göre.(6035) .
Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2/4(2022)
NÛR suresi – 27.
161
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara
yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.)
Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin
evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın
evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz
yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde
veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah
tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize)
selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar.(1)
2- izin isterken kabından uzak durmalı ve kapıyı çalan kendini tanıtmalı. Bir ev
halkından, girmek için izin isteyen kişinin, kapının karşısında yüzü kapıya
dönük olarak durmaması, kapının sağında veya solunda durması gerekir. Zira
Allah Resulü (sav) bir kavmin kapısına geldiği zaman, kapının karşısında yüzü
kapıya dönük olarak durmazdı. O, kapının sağ veya sol tarafında durur.
"Es?Selamu Aleyküm, Es?Selamu Aleyküm" derdi. Çünkü, o zaman evlerin
kapılarında perde yoktu. Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) şlöyle
buyurmuştur : Göz içeri girdi mi artık izin yok. İzin istemek görme
sebebiyledir.(2)
3- izin istemenin üç kere olması gerektiğinde, üç kere tekrar edilirse daha iyi
işitilir ve iyi anlaşılır. Hz. Peygamber de (sav) anlaşılması için sözleri üç kere
tekrar ederdi. Allah Resulü (sav) selam verdiğinde, üç kere selam verirdi.
Çünkü bu, söze hakim olurdu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İzin
isteme üç defa olur.Ben ensarın bir meclisinde oturuyordum. O sırada Ebu
Musa geldi. Sanki dehşete kapılmıştı. Abi Saaid Elhodari dedi ki :"Ben
Ömer'den üç defa izin istedim, bana izin vermedi. Bunun üzerine geri
döndüm. Ömer "Neden geri döndün?"diye sordu. Ben de "Üç defa izin
istedim, bana izin verilmeyince de döndüm. Çünkü Hz. Peygamber "Herhangi
biriniz üç defa izin istediğinde, kendisine içeri girmek için izin verilmediğinde
geri dönsün"buyurmuştur"dedim. Ömer "Allah'a yemin ederim ki, sen bu
hadis için şahit getireceksin. Yoksa yakanı bırakmam"dedi. Bunun izin sizden
yardım istiyorum. Herhangi biriniz Peygamber'den bunu işitti mi?"dedi.
Bunun üzerine Übeyy b. Kâ'b "Allah'a yemin ederim ki, en küçüğümüz bile
sana şahitlik edebilir"dedi. Oradakilerin en küçüğü ben olduğum için kalkıp
Ebu Mûsa ile Ömer'in yanına gittim ve "Ey Mü'minlerin Emiri! Hepimiz bunu
Hz. Peygamber'den işittik"dedim.(4)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Nur Suresi.61Ayeti.
Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.972(4310)
Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.(2586)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5867) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4006).
162
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İkinci : Misafirperverin adabı onun kapısıdır :
(1) kapıcıya işleri bırakmama ve kapıyı çalanı nezaket gösterme :
Mervan oğluna Abdul Aziz mısır hükümdar kıldığında ona dedi : ey oğlum senin
kapıcı emret ki her gün kapının kim çalır sana söylesin , sen izin veren ve izin
vermeyen kişi ol , halk sana düzleşmek için onlarla nazikçe konuş , eğer bir
durumda kafasın karıştırsa ve hızlı ceza verme.(1)
(2) mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderime :
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini
giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire
kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir
müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve âhirette örter. Kişi kardeşinin
yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak
düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir
grup, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah'ın
evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekîne iner ve onları rahmet
kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb
meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz.(2)
(3) gelen için ayağa durmak :
Elhataabi dedi ki : Hazret-i Hatice -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in dayısının oğlu ve
ilk muhacirlerden olan Abdullah bin Ümmü Mektum -radiyallahu anh- ne zaman
yanına gelse, Resulullah Aleyhisselâm: "Ey Rabb'imin beni kendisi hakkında sitem
ettiği kişi! Merhaba, hoş geldin!" diyerek ona yakınlık gösterir, iltifatta bulunur,
ridâsını altına yayar ve ihtiyacını sorardı.(3)
H.z ayşe'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber evimde iken Zeyd bin Hârise
Medineye girdi sonra evimin kapyısını çaldı ve Hz. Peygamber onun için ayağa
kalktı.(4)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.10.
" Müslim, Zikr 38, (2699); Ebû Dâvud, Edeb, ( 2074).
İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.37.
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2732
163
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ömer b. es-Sâib'in haber verdiğine göre (birgün) Rasûlullah (s.a.) otururken süt
babası çıkagelmiş, bunun üzerine (Hz. Peygamber) onun için elbisesinin bir ucunu
yere sermiş, o da üzerine oturmuş, sonra süt annesi çıkagelmiş, (bu sefer de)
elbisesinin öbür tarafını yırtıp onun altına sermiş, o da bunun üzerine oturmuş, sonra
süt biraderi çıkagelmiş, Rasûlullah (s.a.) onun için ayağa kalkmış ve onu önüne
oturtmuş.(1)
Beyhakî dedi : İkrıme bin ebu cehil peygamberimizin (s.a.) yanına müsluman ve
mühacır olarak gelince peygamberimiz sevinerek ayağa kalktı.(2)
Beyhakî dedi : Alimler için ayağa kalkma caizdir.Ka’b bin Malik (ra) tövbsei içinTalha
bin Ubeydullah (ra) ayağa kalktı, koşarak geldi,.Sa"d radıyallahu anh bir merkep
üzerinde geldiği zaman, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: "Efendinize ayağa
kalkın ya da en iyinize ayağa kalkın.(3)
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki : ashabı ıle peygamber bir mecliste bizımle beraber oturuyordu bizimle
beraber oturmuş sohbet ediyordu o kalkınca biz de kalktık onu eslerinden bazılarının
evine girerken gördük.(4)
Alimler için ayağa kalkma caizdir.ayağa kalkma yasağı çok hadisler var.
ibn imama (radıyallâhu anh) anlatıyor : Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki : Birbirinizi tazim eder şekilde acemlerin birbirlerine kalktığı gibi sizde
kalkmayın.(5)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.5145
(2) Malik’den rivayet edildiğine göre.7/187
(3) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3043) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1768). İbn
Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.35.
(4) Ahmed’den rivayet edildiğine göre4775.
(5) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(1120)
164
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Enes (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabına Rasûlullah (s.a.v.)’den
daha sevimli bir kimse yoktu fakat buna rağmen kendisini gördükleri zaman kendisi
için ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı.”
(Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.(1)
İbn Abbas (ra) Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Küçüğümüze
şefkat etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen, iyiliği emredip, kötülükten de
nehyetmeyen bizden değildir.”(2)
İbn elü Cevzî dedi ki : Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabına Rasûlullah (s.a.v.)’den daha
sevimli bir kimse yoktu fakat buna rağmen kendisini gördükleri zaman kendisi için
ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı.(3) ve
Selefiler davranışı oldu.sonra uygun olanlara ayağa kalkma caizdir.
Şeyh Takiyüddin Mısır'da fetvalarda dedi ki : tekrarlı görüşmada ayağa kalkmamalı ,
insanlar devamlı ayağa kalırlarsa ise , yanlış bir şey yoktur.düşmanlığı gidermek için
ayağa kalkmalı.veuzlaştırmaya bunu sünnetini takıp etmeli.
Dörtüncü : alçakgönüllülük
karşılaştırma :
ve
iyi
ahlâklar
batı
protokolü
ile
Genel olarak Alçakgönüllülük islam edeplerinden en önemlidir ve özellikle terbiye
edeplerindendir.bu nedenle, bazı örnekler Zikredilebilecek.
Birinci : geneller :
1-
güzel ahlakı insanın onurudur : Ali ibn Ebi Talib (r.a.) oğluna dedi : Zihin
para daha önemli , cehalet yoksulluktan daha zordur.ve güzel ahlakı onurdan
daha büyüktür.(5)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.946 , Tirmizî 2754
doğru hadis tir.Sehih Elcami S. 957 , ( 5444) , S. 958 ( 5445)
Ahmed’den rivayet edildiğine göre.3: 313 ,
İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.27.
İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.323.
165
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
alçakgönüllülük ,sedece cömertler’e olur.Tevazu tüm erdemler içinde ulaşılması en
zor olanıdır. İnsanın kendi hakkında iyi düşünme arzusu kadar zor olan hiçbir şey
yoktur.Her kim Allah için alçakgönüllülük yaparsa, Allah muhakkak onun derecesini
yükseltir.Hz. Lokman oğluna şöyle tavsiye etmişti: "Kibirlenip insanlardan yüzünü
çevirme. Yeryüzünde çalımla yürüme; çünkü Allah kurulup öğünenlerin hiç birini
sevmez.ve bazılar dedi ki “Kendi kendine alçalmayan kimse, başkası yanında
yükselemez.”
2- Malik bin Dinar dedi ki “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan
nasibi yoktur.”Ahmağı tanımakta en kesin ... İnsanoğlu topraktan
yaratılmıştır, eğer toprak gibi alçakgönüllü olmazsa insan değildir.
İkinci : Şerife peygamberlik temeller :
1- Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:Allah için affedenin
şerefi artar, tevazu eden de yücelir.(2)
2- Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
3- "iman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve
ailesine en güzel davrananlardır."(3)
4- Bir gün sahâbeden bâzıları Hz. Âişe (r.a.) vâlidemize : ” Allah (c.c.) Resûlü
(s.a.v.)’nün ahlâkı nasıldı?” diye sordular. Hz. Âişe (r.anha.) validemiz: “Sizler
hiç Kur’an okumaz mısınız.? ; O (s.a.v.)’nun ahlâkı Kur’an’dı.” Cevabını
vermişlerdir.(4)
5- Aklında bir şeyler olan bir Kadın vardı. Bir gün Resulullah (sav)`a: “Ey
Allah`ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!” dedi. Aleyhissalatu vesselam:
“Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını göreyim” dedi.
Kadınla birlikte bir sokağa gitti, Kadın da ihtiyacını arzetti.Kutubu sitte, Ravi:
Enes, Hadis 3434 Ben Hz. Enes (ra)`in yanında idim. Onun yanında bir kızı
vardı. Enes dedi ki: “Resulullah (sav)`a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti
ve: “Ey Allah`ın Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?” dedi.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.321.
(2) Müslim'den rivayet edildiğine göre.1/443
(3) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.322
(4) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3043) . Müslim'den rivayet edildiğine
göre.4/238(4687)
166
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bunun üzerine Enes`in kızı: “Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!” dedi.
Enes: “Hayır, o senden daha hayırlı! Resulullah`a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona
arzetti” buyurdu.(1)
5-Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:"Bana bir koyunun inciğe kadar ayağı
hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeği yemeye çağrılsam icabet ederim." (Tirmizî,
(2) "
Ahkâm 10).
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular
(3)
ki "Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır."
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) diyordu ki : Allah'ım, yaratılışımı (suretimi) güzel
yaptığın gibi ahlâkımı da güzel yap."(4)
Peygamberlerin diğer bir üstün özelliği de halim, yumuşak huylu ve geçimli olmaları,
insanlara yakın olup onları sevmeleri ve onlar tarafından sevilmeleridir. Bu konuya
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) pek çok hadislerinde özellikle vurguda
bulunmuştur. Bunlardan bazıları şöyledir:“Kendisi ateşe haram edilen ve kendisine
de ateşin haram kılındığı kimseyi size haber vereyim mi? Ateş, kolay geçimli,
yumuşak huylu, insanlara yakın olan ve onlara kolaylık gösterenlere haram
kılınmıştır.”(5)
Ebu Ümâme (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:"Ben, haklı bile olsa
münakaşayı terkeden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka
bile olsa yalanı terkedene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da
cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.(6)
Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi
vesellem) bana şöyle dedi: “Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa
hiçbir iyiliği küçük görme!”(7)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
Müslim'den rivayet edildiğine göre. (2326)
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(2380)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2321)
Ahmed’den rivayet edildiğine göre.(2657)
Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2/4(2022)
Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.
Müslim'den rivayet edildiğine göre. (2626)
167
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
“Allah cömerttir, cömerdi sever. Güzel ahlakı sever. Düşük ahlaktan nefret eder.”(1)
Beşinci : Yiyecek ve içecekte islami davranışı :
müslüman kişi genç yaşta zevki öğrenmeli. gerekli şeylerden genç insanlara
güzellikleri öğretmeli. Allah'ın Kitabı güzellik ihtişam ve zafer görüntülerini içerir.
göz , güller, çiçekler , ağaçlar, nehirler , kokular ve renklerde güzelliği tadına alışık
olacak.(2)
Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. ve Kardeşi
ve sahibi ve bir arkadaşı arasında tefrik etmeme.Allah dedi : (Daha önceden
Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine
göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık
hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih
ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.(3)
İslam başkalarla mutlu bir görüşmeye davet eder. bu kalpleri birleşirir.Fudale ibni
Ubeyd'den rivayet edildiğine göre,Peygamber (Sav) şöyle buyurdu :Süvari piyadeye,
piyade oturana ve azlık çokluğa selâm verir.(4)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Hakim’den rivayet edildiğine göre. 1 /4 8Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir
8Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir çalışma..Kahire 1995.
(2) HAŞR Suresi- 9.
(3) Buhari’den rivayet edildiğine göre…Fetih 14 : 11 ( 6231) , Muslim 2160
168
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
insan onun boş evlerine girerken de selam söylemeli.ve Es-Selâmü aleyk -bize selâm
olsun.-” ve iyi insanlar da selâm olsun , söylemeli.eğer bir meclise de girirse selam
söylemeli ve eğer meslisten giderse de selam söylemeli.ve işaret etmeli ki kadınlar ile
tokalaşıramaz.sedece sözlü olarak selam söylemeli.Bir erkeğin kendisine nikâhı
düşebilen yabancı bir kadınla; bir kadının da baba, kardeş ve amcaları gibi
mahremleri sayılan erkeklerin dışında, diğer erkeklerle tokalaşması caiz
görülmemektedir. Bu hususta Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) nasıl hareket ettiği
bizim için şaşmaz bir ölçü durumundadır. Efendimiz (asv), kendisine bîat için gelen
sahabî hanımlara şöyle buyurmuşlardır:“Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz
kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir.”erkek erkekler ile
tokalaşırabilir ve kadın kadınlar ile tokalaşırabilir.
İslâmda tokalaşma sünnettir; Rasûl-i Ekrem (s.a.)'in hem emir ve tavsiyesi, hem de
bizzat uygulaması ile sünnet olduğu tesbit edilmiştir. Kâ’b bin Malik’in (ra) tövbesini
izleyelim:Ka’b bin Malik (ra) ile birlikte üç sahabî Tebük seferi ile ilgili Peygamber
Efendimizin (asm) çağrısına her nasılsa zamanında katılmamışlar, geri kalmışlardı.
Tövbe etmeye başladılar. Allah’tan af bekliyorlardı. Kâ’b bin Mâlik’i (ra)
dinleyelim:“İşte tam bu sırada Seli’ dağı üzerinden birisinin, en yüksek sesiyle:‘-Yâ
Kâ’b bin Mâlik! Müjde!’ diye olanca kuvvetiyle bağırdığını işittim. Hemen secdeye
kapandım.“Halk bölük bölük beni karşılıyorlar, tövbemin kabulünü tebrik
ediyorlardı. Bana:‘-Allah’ın tövbeni kabulünü tebrik ederiz!’ diyorlardı.“Mescide
girdim. Resûlullah (asm) mescidde oturuyordu. Etrafında halk yer almıştı. Talha bin
Ubeydullah (ra) ayağa kalktı, koşarak geldi, benimle musâfaha yaptı ve beni tebrik
etti.Nitekim el-Berâ b. Âzib'in rivâyetine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"İki müslüman karşılaşıp tokalaştığı, Allah'a hamdedip yarlıgamasını diledikleri
zaman her ikisi de yarlıganır (günahları bağışlanır)" Yine aynı râvinin naklettiği bir
başka hadiste de "Karşılaşıp tokalaşan hiç iki müslüman yoktur ki ayrılmadan önce
bağışlanmış olmasınlar" buyurulmuştur.(1)Rasulullah (a.s) buyurdular ki: (Müsafeha
edin(tokalaşma), müsafeha kini, kırgınlığı giderir. Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi
artırır, düşmanlığı giderir.(2)
İslam insan temiz olması için davet eder ve her zaman onun koku güzel olmalı.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.5212 , Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den
rivayet edildiğine göre. Sehih Ebu Davud.(4343)s979
(2) Buhari’den rivayet edildiğine göre. 4418 , Müslim'den rivayet edildiğine göre.ka'b tüvbesi
(2120) , Muslim 2769.
169
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
insan, her zaman ciddi olması gerekli değildir.ama o şaka olabilir ve insanlarla
olabilir.islam sık şaka yapması severmez rağmen , çünkü şaka saygıyı giderir.
İslam edeplerinden : büyük İnsanlara saygı gösterme ve küçük insanlara merhamet
etme.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:“Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel
elbisenizi giyin.”A’raf 31.Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):‘Sarmısak ya da soğan yiyen bizden ayrı dursun’ buyurdu.”Başka
bir hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:“Soğan ya da
sarmısak yiyen, mescidimizden uzak dursun, evinde otursun.”(2) Yine Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:“Soğan, sarmısak ve pırasa yiyen
mescidimize yaklaşmasın. Çünkü melekler, Âdemoğlunun rahatsız olduğu şeyden
rahatsız olur.”
İmam Gazali kitabında kuran temeli kuran temeli iki unsura incelemeye çalıştı.birisi
bilgi ile ve ikincisi davranış ile.ve sonucuna birinci tip Kur'an ve 763 ayet ve ikincide
741 ayeti kısıtladı.
İslam , Ruh, fikir , felsefe ve davranıştır.ve bu davranış, yeni çağın gereklerine
muhalefet etmez ama onunla uyumlu davranır.ve aşağıdaki bölümlerde islam’da
görgü kuralları ve protokol’ü özel ve kamusal yaşamda konuşacağız.(3)
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir çalışma..Kahire 1995.
(2) Buhari’den rivayet edildiğine göre. 853 , Müslim'den rivayet edildiğine göre…1/396 (564)
(3) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları.
171
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Halk sağlığının korunması için yiyecek ve içecek İslam edepleri :
kabın içine üflemeden üç defa nefes alarak içmenin ve ilk içenden
itibaren kabı sağ tarfta oturanlar:
Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem kabın içine solumayı yasakladı.(1) Buhârî, Vudû’ 19; Müslim, Tahâret 65,
Eşribe 121. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Eşribe 20; Tirmizî, Eşribe 15, 16; Nesâî, Tahâret
42.
Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem kabın içine solumayı yasakladı.(2)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki, üç nefeste için. Bir
şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da elhamdü lillah deyin.”(3)
Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem kabın içine solumayı yasakladı.(4)
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
Müslim'den rivayet edildiğine göre.267
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.1889 , Sehih Tirmizî 1888
Tirmizî’den rivayet edildiğine gore , Sehih Tirmizî 1887
Buhari’den rivayet edildiğine göre.10/92 (5630) , Müslim'den rivayet edildiğine göre.267
171
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın
ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.”(2)
Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem’in dört kişinin taşıyabildiği garrâ adlı bir yemek kabı vardı. Kuşluk vakti girip
kuşluk namazı da kılındıktan sonra, içinde tirit bulunan bu yemek kabını getirdiler.
Ashâb-ı kirâm da etrafına toplandı. Sahâbîler çoğalınca Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem diz çöktü.Bunu gören bir bedevî:- Bu nasıl oturuş? diye sordu.Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem de:- “Allah Teâlâ beni inatçı bir zorba değil, şerefli bir kul
olarak yarattı” buyurdu. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözüne şöyle
devam etti: “Yemek kabının kenarlarından itibaren yiyin. Üstünden yemeyin ki,
yemek bereketli olsun.”(2)
(1) eğer bir yiyecek bir yerinden yeme ama çeşit yiyecek halinde bir
çok yerinden yeme caiz :
Abdullah İbnu İkrâş İbnu Züeyb babasından naklediyor: "Kavmim Benî Mürre İbnu
Abîd, benimle mallarının sadakasını Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gönderdi.
Medine´ye gelince O´nu (aleyhissalâtu vesselâm) Muhacir ve Ensar´ın arasında
oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anhâ´nın evine
götürdü. Varınca: "Yiyecek bir şey var mı " diye sordu. Bize, içerisinde bolca serîd ve
(kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle
kabın her tarafını yokladım. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) önünden yedi. (Bir
ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: "Ey İkrâş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki
yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)" buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve
kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye
başladım. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın eli ise, tabağın her tarafında
dolaşıyordu. Bana da: "Ey İkrâş! Dilediğin yerinden (alıp) ye.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebû Dâvûd, Et’ime 17; Tirmizî, Et’ime 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et’ime 12.(3206)
(2) Ebû Dâvûd, Et`ime 17. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 6.(3207)
172
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Çünkü (tabağın içindekilerin hepsi) aynı çeşit değil" buyurdu. Sonra bize su getirildi.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) elini yıkadı elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve
başını meshetti ve: "Ey İkrâş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken)
abdesttir" buyurdu.(1)
Allah dedi : (Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin,
eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.)(2) , Ömer İbni Ebû Seleme
radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle
buyurdu:“Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) "[21] [Tirmizî, Et´ime 41, (1749); İbnu Mâce, Et´ime 11, (316).] –210
(2) BAKARA Suresi – 172.
(3) Buhârî, Et`ime 2, 3; Müslim, Eşribe( 5376). Ayrıca bk. Tirmizî, Et`ime 47; İbni Mâce, Et`ime
8.(2022)
173
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu
söyledi:“Biriniz yemek yerken besmele çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele
çekmeyi unutursa, hatırladığı anda ‘baştan sona bismillah’ desin.(1)
Sahâbî Ümeyye İbni Mahşî radıyallahu anh şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in yanında birisi yemek yiyordu. Adam son lokmaya kadar besmele çekmedi.
Son lokmayı ağzına götürürken “bismillâhi evvelehû ve âhirehû” (baştan sona
bismillâh) dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güldü ve şöyle
buyurdu:“Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu. Adam besmele çekince, şeytan
yediklerini kustu.”(2)
Müslim’de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir kimsenin ayakta su içmesini
yasaklamıştır(3).Enes radıyallahu anh’ın rivayetine göre Resûl-i Ekrem sallallahu
aleyhi ve sellem bir kimsenin ayakta su içmesini yasaklamıştır.Râvi Katâde şöyle
dedi:- Biz Enes’e, ya ayakta yemek nasıldır? diye sorduk. Enes:- Ayakta yemek daha
beter (veya kötüdür), dedi.(4) , Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem “Ayakta su
içmeyi yasaklamıştır” ifadesi, Müslim’in bir başka rivayetinde “Ayakta su içmekten
men etmiştir” (zecere) şeklinde geçmektedir.(5)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e
zemzem verdim. Onu ayakta içti.(6)
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Tirmizî, Et`ime 718s2/(3202)
Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, Âdâbü’l-ekl, 15.(806)
Müslim’den rivayet edildiğine göre.
Müslim, Eşribe (2025). Ayrıca bk. Tirmizî 1 Eşribe (3774).
Müslim, Eşribe 2025.1879
Buhârî, Hac 20206, Eşribe 76; Müslim, Eşribe (2027)(3777). Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 166;
İbni Mâce, Eşribe 21.
174
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
En–Nezzal b. Sebre şöyle tahdis etti:“Ali (r) öğle namazını kıldırdı. Sonra insanların
hacetleri için Kufe mescidinin geniş yerinde ikindi namazı vakti gelinceye kadar
oturdu. Sonra kendisine su getirildi. Ondan içti, yüzünü ve ellerini yıkadı. Ravi, başını
ve ayaklarını da zikretti. Abdest aldıktan sonra ayağa kalktı, artan suyu ayakta içti.
Sonra: İnsanlar ayakta içmeyi kerih görüyorlar. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şu
benim yaptığımın mislini yaptı dedi.” Buhari.(1)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in zamanında, yürürken bir şey yer, ayakta iken de su içerdik.(2) Enes
radıyallahu anh şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yemek yediği zaman
üç parmağını da yalar ve şöyle buyururdu:“Herhangi birinizin lokması yere düştüğü
zaman onu alsın; üzerine yapışan şeyleri temizledikten sonra da yesin; onuşeytana
bırakmasın.”Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize tabağın sıyırılmasını
emrederek:“Çünkü yemeğin neresinde bereket olduğunu bilemezsiniz” derdi.(3)
(6)yemek ve içmekten sonra Allah’a hamd olsun :
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, kulunun bir şey yemesi veya içmesinden sonra
hamdetmesinden hoşnut olur.”(4) Ebû Hüreyreradıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yemekte hiçbir zaman kusur aramazdı. İştahı
varsa yer, canı çekmiyorsa yemezdi.(5)
Vahşî İbni Harb şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı:- Yâ
Resûlallah! Yemek yiyoruz, fakat doymuyoruz, dediler.Resûl-i Ekrem onlara:
“Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz!” diye sorunca:- Evet, öyle yapıyoruz, dediler.Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de:- “Yemeği birlikte yiyiniz; besmele
çekiniz;yemeğiniz bereketlenir” buyurdu.(6)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5185)
Tirmizî, Eşribe 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 2/127(1533)
Müslim, Eşribe 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 49; Tirmizî, Et`ime 11.(2033)(3793)
Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4915)
Buhârî, Menâkıb 23; Et`ime 21; Müslim, Eşribe 187, 188. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 13; Tirmizî,
Birr (3844)
(6) Ebû Dâvûd, Et`ime 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime (3199)717/2
175
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği
yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden
Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.”(1) , Ebû Ümâme radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını kaldırdığı zaman
şöyle derdi:“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan
geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.”(2) , . Ebû Ümâme
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını
kaldırdığı zaman şöyle derdi:“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip
artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.”(3)
(7) .doktorlar belirtildiği gibi süt çok faydalı..Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
a bir kap süt getirildi, Rasulullah ondan içti ve: ‘Sizden biri bir taam yediği vakit
‘Allahumme Barik Lena Fîhi Ve Etimnâ Hayran Minhu’ desin. Süt içtiği zaman da
‘Allahumme Barik Lena Fîhi Ve Zidnâ Minhu’ desin. Çünkü yiyecek ve içecekten
süte kifayet edecek başka bir şey yoktur’ buyurdu.”(4)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e
süt içti sonra mazmaza yaptı.(5)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebû Dâvûd, Libâs 1; Tirmizî, Daavât 56. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 159/3(2751).
(2) Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime
(5458)(5037)
(3) Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime
(5459)(5038)
(4) Buhari’den rivayet edildiğine göre. Müslim'den rivayet edildiğine göre.472..5(3455)
(5) Buhari’den rivayet(204)(437)
176
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(8) Temizlik :
islamda yemekten önce ve yemekten sonra elleri yıkamak isalam
edeplerindendir.Selman’dan (r.a.) rivayete göre, şöyle demiştir: Tevratta; yemeğin
bereketinin, yemekten sonra elleri yıkamak olduğunu okudum. Sonra bu konuyu
Resûlullah’a (s.a.) hatırlatarak tevratta okuduğumu haber verdim. Bunun üzerine
Resûlullah (s.a.), “Yemeğin bereketi, yemekten önce ve sonra elleri yıkamaktır”
buyurdular.(1) , Beyhakî dedi : yemekten sonra elleri yıkamak hadis iyidir ama
yemekten önce bir hadis gelmedi.(2) Muhakkak ALLAH ( Celle celalühü) güzeldir,
güzeli sever. Temizdir, temiz olanı sever. Kerimdir, kerim olanı sever. Çok cömerttır,
cömert olanı sever. Öyleyse evlerinizi ( evlerinizin avlusunu, önünü, çevresini) temiz
tutun. Süprüntü ve pislikleri evlerinde toplayan yahudilere benzemeyin (onlara
muhalefet edin).‘‘(3) , Ebû Hüreyre radıyallahu anh´den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Ümmetimi (veya insanları) zora
sokmaktan endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde misvakla dişlerini
temizlemelerini emrederdim."(4) , ve de diş fırçası kullanmalı.Allah dedi : (Ey Adem
oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf
etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.) A'RÂF Suresi – 31.
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1)Ebu Davud , bu hadis zayif dedi.370s(804)
(2)İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 3.S 371.
(3)Abu Issa , bu hadis zayif dedi.5/103(2799)
(4) Buhârî, Cum´a 8, Temennî 9, Savm 27; Müslim, Tahâret 42. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 25;
Tirmizî, Tahâret 18; Nesâî, Tahâret 6, Mevâkît 20; İbni Mâce, Tahâret 7.
177
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:"Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise
namazda kılındı."(1) , Sarımsak, Soğan, Pırasa Veya Bunlara Benzer Bir Şey Yiyen
Kimsenin Mescide Gelmesinin Yasak Olması
Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) Şöyle
buyurmaktadır:“Kim şu sebzeden yani sarımsaktan yerse kokusu gidinceye kadar
sakın mescitlerimize yaklaşmasın.” Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edildiğine göre,
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:“Kim şu bitkiden yerse sakın bize
yaklaşmasın ve bizimle birlikte namaz kılmasın.”Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet
edilmiştir:“Resulullah (s.a.v.) soğan ve pırasa yemeyi yasakladı. Bir defasında bize
ihti*yaç erişmişti. Bu sebeple bunlardan yedik. Bunun üzerine Resulullah
(s.a.v.):“Kim bu pis kokulu bitkiden yerse sakın mescidimize yaklaşmasın. Çünkü
(yanımızda bulunan) melekler, insanların eziyet gördüğü şeylerden eziyet görür”
buyurdu.
(9) Yemeği sıcak yememek lazımdır :
Yemeği sıcak yememek lazımdır. Bunun için, Resûlullah (s.a.v.) söyle
buyurdu:"Temeği soğutunuz. Sıcak yemek bereketsizdir." Yemeği sıcak yememek
lazımdır. Bunun için, Resûlullah (s.a.v.) söyle buyurdu:"Temeği soğutunuz. Sıcak
yemek bereketsizdir."(2)
(10)
HERKES DOYMADAN SOFRADAN KALKILMAZ :
davetçiler sofradan kalkmaktan önce kaldırmemeli.Resûlullah (s.a.v.) söyle
buyurdu:"
yemekten
kalkma
önce
sofradan
kalkmamalıdır.(3)
Sofra kuruldu mu hiç kimse sofra toplanıncaya kadar yemekten kalkmasın. Doysa
bile, herkes bırakmadan, yemekten elini çekmesin, yemeğe devam etsin. Çünkü kişi,
erken çekilirse, arkadaşını mahcup eder, o da bırakır. Hâlbuki arkadaşının daha
yemeğe ihtiyacı vardır.
(11)
sofra edeplerine önen vermeil :
Alimler diyor ki : yürürken yemek yememeli , başkalara yerken bakmamalı , Yemekte
korkunç ve iğrenç şeyler söylememelidir. Ölümden, hastalıktan, Cehennemden
konuşmamalıdır.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) [Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).] , kadın sevgisi 3878 , Sehih Nesâî 3/827 ( 3680).
(2) Beyhakî’den rivayet edildiğine göre.7/280(1958)
(3) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.3294 , 3285 .
(4) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.3295 , 3286.
178
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sarımsak, Soğan, Pırasa Veya Bunlara Benzer Bir Şey Yiyen Kimsenin Mescide
Gelmesinin Yasak Olması.(1)Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre,
Resulullah (s.a.v.) Şöyle buyurmaktadır:“Kim şu sebzeden yani sarımsaktan yerse
kokusu gidinceye kadar sakın mescitlerimize yaklaşmasın.
(12)
HER İSTEDİĞİNİ YEMEK İSRAFTIR :
Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur “Her
iştah duyduğunu yemen israftandır.(2) ,Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:“Hiçbir kişi, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa
insana kendini ayakta tutacak bir kaç lokma yeter. Şayet mutlaka çok yiyecekse,
midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine
ayırmalıdır.”(3)
bn Ömer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:“"Mü'min bir mideyle (bir kişilik) yer (içer), kâfir ise yedi kişilik
yer (içer)" buyurdular.(4)
(13)
çekirdek hurma ile bir tabakta koymamalı :
temizlik için çekirdek hurma ile birlikte bir tabakta koymamalı ve bu yeme
edeplerinden en önemlidir. Enes'den r.a.) rivayet edildiğine gore : çekirdek hurma ile
birlikte bir tabakta koymaktan nefret etti.(5) , İbnü'l yeme edeplerinde Cevzî dedi ki :
çekirdek hurma ile birlikte bir tabakta koymamalı.ve de çekirdek ellde koymamalı.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
.İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 353.354
ibn Mâce’den rivayet edildiğine göre.2/122
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2380
Buhârî’den rivayet edildiğine göre.5393, Muslim , 2064
ibn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 374
179
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur :
Yanınızda oruçlar iftâr etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin ve melekler size dua
etsin.(1)
Ebu Davud'un Hz. Cabir (radıyallahu anh)'den kaydettiği diğer bir rivayette şöyle
denir: "Ebû'l-Heysem bir Yemek hazırladı, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve
Ashabın'ı (radıyallahu anhüm) davet etti. Hz. Peygamber Yemekten kalkınca:
"Kardeşinizi mükafaatlandırın!" buyurdu. Ashab: "Mükafaatı da ne?" diye sordular.
Efendimiz: "Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev sahibi için dua
edilir. İşte bu onun mükafaatıdır" cevabını verdi."(2)
(14)
nimete şükür ve saygı gösterme :
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:“Her kim, sağlımı yerinde mal ve namus güvenliği
içinde ve o günlük yiyeceği yanında sabahlarsa, sanki bütün dünya onunmuş gibi,
Allah'a şükretsin.(3)
(Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta Allah’a şükrederse, Allahü teâlâ da,
onun her şükrüne karşı yeniden sevap verir. Kim de başına gelen musibeti her
hatırlayışta, "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" âyetini okursa, Allahü teâlâ da, onun
her okuyuşunda sevabını artırır.) (4)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ahmed Abdel-Razzak 1425 ve Ahmed 3/138 ve Beyhakî 7 / 2287.İbn Hibbaan 5296.ve o doğru.
(2) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.S.381 , (830)
(3) ibn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 380
(4) Tirmizi’den rivayet edildiğine göre.1/312
181
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
16- yemekten sonra hemen dağılma :
Allah dedi : ( Yemeği yediğinizde hemen dağılın )(1)Cevzî dedi ki : onlar yemekten
sonra uzun zamana sohbete dalırdılar ve bu Peygamber'i üzmekte, fakat o size bunu
söylemekten utanmaktadır.Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez.oturmak için izin
alabılır.ev sahibi tarfından bunu izin verilebilir.(2)
17- yemekten sonra misafir ile ev kapına çıkmalı :
ve bu islam edeplerinden en önemlidir.Ev sahibi, misafire hizmet etmeli, yolcu
edeceği zaman da onu kapıya kadar geçirmelidir. Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet
edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin, misafirini evin
kapısına kadar çıkıp uğurlaması Sünnettendir." (3)
İbn Abbas'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"Bir kimsenin, misafirini evin kapısına kadar çıkıp uğurlaması Sünnettendir.(3)
18- cimrilik etmekten uzak durmalı :
a- Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur
:“Zekatı veren, misafiri ağırlayan ve sıkıntı zamanında veren nefsinin cimriliğinden
kurtulmuştur” buyurmuştur(4)
b- İbnu Ömer anlatıyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hitab
ederek şöyle buyurdular: "Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler
bu huy yüzünden helâk oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen
cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru
yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar.(5)
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) AHZAP SURESi 53.Ayeti.
(2) ibn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 2.S 382
(3) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.
(4) İbn Abd al-Barr tarafından belirtilmiştir
(5) İbn Cerir Taberi’den rivayet edildiğine göre.
(6) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre. B.16, S.43 , 44
181
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
c- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Sehâvet sahibi Allah´a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır,
cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah´tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten
uzaktır, cehenneme yakındır. Câhil sehâvet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden
daha çok sever.(1)
Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre Peygamber aleyhisselâm
þöyle buyurdu:“Her Allah’ýn günü iki melek iner. Bunlardan biri:- Allah’ým! Malýný
verene yenisini ver! diye dua eder. Diðeri de:- Allahým! Cimrilik edenin malýný yok
et! diye beddua eder.”(2)
19- Peygamber sünneti :
a- başkaları içirme :
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’e, içine su katılmış süt getirildi. O sırada Peygamberaleyhisselâm’ın sağında
bir bedevî, solunda da Ebû Bekir radıyallahu anh oturuyordu. Sütten içtikten sonra
onu bedevîye verdi ve:“Herkes sağındakine versin!” buyurdu.
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Tirmizi’den rivayet edildiğine göre.1884 ,
(2) Buhari’den rivayet edildiğine göre.1351 , Muslim 1678.
182
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sehl Ýbni Sa`d radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e içecek bir þey getirdiler. O da içti. Bu sýrada sað tarafýnda bir
çocuk, sol tarafýnda yaþlýlar oturuyordu.Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
çocuða dönerek:- “Bunu yaþlýlara verebilir miyim?” diye sordu.Çocuk:- Hayýr,
vallahi olmaz, Yâ Resûlallah! Senden kazanacaðým hayrý kimseye baðýþlayamam,
dedi.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de kabý çocuðun eline verdi.(1)
b- altın ve gümüş kaplarla su içmeyi yasaklama :
Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi:Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize
hâlis ipek ve atlas kumaştan elbise giymeyi, altın ve gümüş kaplarla su içmeyi
yasakladı ve şöyle buyurdu:“Bunlar dünyada kâfirlerin, âhirette de sizin olacaktır.”(2)
c- başkalarla yeme :
Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği dört
kişiye, dört kişinin yiyeceği ise sekiz kişiye yeter.”(3)
e- hizmetçi ile yeme :
Ebu Hureyre'den: "Birinize hizmetçisi, hazırladığı yemeği getirdiği zaman, eğer onu
kendisi ile birlikte yemeğe oturtmuyorsa, ona o hazır yemekten birkaç lokma veya bir
iki yudum ikramda bulunsun. Çünkü (önüne getirilen) o yemek o (hizmetçi)nin
emeği ile meydana gelmiştir."
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhârî, Þirb ve’l-müsâkât 1, 10, Mezâlim 1218 Hibe 22, 23; Eþribe, 19; Müslim, Eþribe 3783
(2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.5006
(3) Müslim’den rivayet edildiğine göre.3836
183
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ma'rûr İbni Süveyd şöyle dedi:Ben, Ebû Zer radıyallahu anh'ı üzerinde değerli bir
elbise ile gördüm. Aynı elbiseden kölesinin üzerinde de vardı. Kendisine bunun
sebebini sordum; Ebû Zer, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında bir
adama sövdüğünü ve onu annesinden dolayı ayıpladığı-nı anlattı. Bunun üzerine
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:"Sen, kendisinde Câhiliye huyu
bulunan bir kimsesin. Onlar sizin hizmetçileriniz ve aynı zamanda kardeşlerinizdir.
Allah onları sizin himayenize vermiştir. Kimin himayesinde bir kardeşi varsa, kendi
yediğinden ona yedirsin, giydiğinden de giydirsin. Onlara üstesinden gelemeyecekleri
şeyleri yüklemeyiniz. Şayet yükleyecek olursanız kendilerine yardım ediniz."(1)
f- akşam namazı önce akşam yemeğini yeyin :
Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:"Akşam yemeği sofraya konulduğu
zaman, yatsı namazı kılınmaya başlanmışsa, önce akşam yemeğini yeyin."(2)
h- içirene dua etme :
Allahım, bana yedirene yedir, bana içirene içir.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhârî, Îmân 22, Itk 15; Müslim, Eymân 40. Ayrıca bk. Buhârî, Edeb 44; Ebû Dâvûd, Edeb
124; Tirmizî, Birr 29; İbni Mâce, Edeb 10(2370)
(2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.631 , Muslim , 868.
(3) Müslim, Eşribe, (3831)
184
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Özet
yeme adabı ve müslümanın davranışı :
Gıda insan hayatı esastır.Allah gıda insan yaşamında nedeni yapılmış. Yemeğe
başlarken, Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı olmak, dinimizi, ebedi
saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmeli
yemekte peygamber sünnetini takip etmeli.ve en önemlisi :
-
-
-
-
Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.Yerken ve içerken besmele çekmeli.ve
dua etmeli : Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim
olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları
bağışlanır.”
sağ elle yemeyi ve içmeyi bir müslüman âdeti ve özelliği kabul etmeli ve bu
sünneti yaşatmalıdır.
Yemeği beğenmemek kibirden, lükse ve israfa düşkünlükten kaynaklanan
kötü bir huydur.Ebu Hureyre(ra)anlatıyor:“Resulullah (asm) hiçbir vakit
herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna
gitmeyen bir yemekse terkederdi (yemezdi).”(Buhari, Et'ime 21).
Yaşı veya mekem ne olursa olsun , Her iki hadiste de İslâm geleneğinde sağın
önemi gösterilmekte ve buna bağlı olarak ikramların sağdan başlayıp sağ
tarafa doğru devam etmesi gerektiği belirtilmektedir.
Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:“Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep
önünden ye!”.Buhârî.
185
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
El–Mikdam b. Ma’di Yekribe şöyle dedi:“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) ı işittim şöyle buyuruyordu: ‘İnsan karnından daha şerli bir kap
doldurmamıştır. Adem oğluna belini doğrultacak biraz yiyecek kifayet eder.
[Adem oğluna nefsi galip gelir] mutlaka yemesi gerekirse, o takdirde
midesinin üçte birini taamı için, üçte birini içeceği için ve üçte birini de nefes
alıp vermesi için yapsın.”
meyve yeme yemekten önce daha iyidir.Allah dedi : ((Onlara) beğendikleri
meyveler, Canlarının çektiği kuş etleri, ) VÂKIA suresı- 20-21.
Yemekte ve yemekten sonraki meyveler, midede fermantasyona yol açarak,
gıdaları vücuda yük haline getiren Gaz üretimine neden oluyor.
Lokmayı iyice çiğnemek.İyi hazmetmek için çok çiğnemek, yani ağır ağır
yemek gerekir. Yemeği iyi çiğneyerek yemek sünnettir. Bu sünnete uyunca,
mide ağrısı, gaz gibi şikâyetler görülmez.
Yiyip içerken ağzını çok açmamalıdır.
büyük lokma almamalı, lokmayı ağzına alır almaz.
yemek yerken konuşma mideye faydalıdır.
Çok hızlı yemeyin.başkalara nasip bırakmalı.Allah dedi : (Kendileri zaruret
içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. )
edeplerden davetliler outrmadan önce yememeli.Resulullah Sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurmuştur;-“Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin)
kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.”Buhari (r.a.) Müslim
(r.a.).
-
186
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
-
Misafiri rahat ettirmek, rahatça, çekinmeden gönül huzuru ile yemek
yemesini sağlamak, ev sahibinin görevidir.
Ev sahibi, misafire hizmet etmeli, yolcu edeceği zaman da onu kapıya kadar
geçirmelidir.Misafir, sofraya gelen yemeklere dikkati çekecek şekilde
bakmamalıdır.
Doyduğu halde yemeğe devam etmek, [Misafiri varsa, onun yemesine mani
olmamak için, yer gibi davranmak gerekir.
Yemekte israf etmek, [Gıda maddelerini, lüzumu kadar ölçerek almalı,
ölçüsüz, çok almamalıdır.
Yemeği beğenmemek kibirden, lükse ve israfa düşkünlükten kaynaklanan
kötü bir huydur.Ebu Hureyre(ra)anlatıyor:“Resulullah (asm) hiçbir vakit
herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna
gitmeyen bir yemekse terkederdi (yemezdi).”(Buhari, Et'ime 21).(1)
. Ebû Cühayfe Vehb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Ben bir yere dayanarak
yemek yemem.”
Kaldırılıncaya kadar sofradan kalkmamak“Sofra kurulduğu zaman,
kaldırılıncaya kadar kimse kalkmasın. Kişi doysa bile, elini herkes yemeği
bitirinceye kadar sofradan çekmesin. Çünkü aralarında utanan kimse bulunur
da doymadığı halde yemekten kalkar.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.477/9 , Muslim 2064
187
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin;
şayet oruçluysa yemek sahibine dua etsin; oruçlu değilse yesin.”
Davet edilen yere gitmemek günahtır. Davetsiz yere gitmek hırsızlık olur.)
[Beyheki].
Yemeğe davet ederken, Allahü tealanın rızası gözetilmelidir. Başka maksatlar
gözetilmemeli. Yemeğe giden de, sünnet olduğunu, mümin kardeşini
sevindirmeye niyet ederek gitmeli. (Allah rızası için, niyet etmeden yemeğe
davet edene bir günah yazılır. Niyet etmeden gidene, iki günah yazılır)
buyurulmuştur.
Başkasının lokmasına ve yediğine bakmamak.
yemek mal halaldan olmalı.(2)
Ziyaretlerin vakti iyi seçilmelidir. Uyku, yemek ve iş zamanlarında ziyarete
gidilmemelidir.
ev hanımı evi düzenletmek için yemekten sonra çıkmalı.
tek başına yerken yeme adabine de dikkat vermeil.
Bir hadiste bildirildiğine göre de Allah Rasülü (sallallahu aleyhi ve selem), bir
gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve
zeytin çıkarıp Rasülullah’a ikram etti. Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ)
bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:“Evinizde hep oruçlular iftar etsin,
yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.(3)
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Müslim ‘den rivayet edildiğine göre.1431 , veya 2584
(2) islam’da dosyal edeplerine bak.
(3) (Ebû Dâvûd, Et’ime, 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm, 45)(3263)
188
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
Gümüş ve altın kaplarla su içme haramdır.Ümmü Seleme radıyallahu
anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:“Gümüş kaplarla su içen kimse, karnına cehennem ateşi doldurmuş
olur.”Buhârî, Eşribe 28; Müslim, Libâs 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Eşribe 17
“Peygamber (asm) oturuyordu, bir adam da yemek yiyordu. Besmele
çekmemişti. Yemekten geriye tek lokması kalmıştı ki:
“Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi “Başında da sonunda da Allah’ın adıyla”
dedi.” Sonra Peygamber (asm) güldü ve şöyle buyurdu:
“Şeytan da onunla beraber yiyordu, sonunda adam besmele çekince, şeytan
karnındakini kustu.(1)
yemeklerden sonra el ve ağızı yıkamalı.
Yemeğin sonunda (Elhamdülillah) demek.Muâz İbni Enes radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:“Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği yediren, sonucu
etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd
olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.”
içme adabi ise :
İçtikten sonra da elhamdülillâh demelidir.Peygamber Efendimiz’in yaptığı ve
tavsiye ettiği gibi, suyu üç nefeste içmek en uygunudur.nes b. Mâlik (r.a.)’den
rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), bir kaptan su içerken; üç kere nefes alarak
içer ve bu şekilde içmek daha kandırıcı ve sıhhîdir” buyururdu. (İbn Mâce,
Eşribe: 18; Dârimî, Eşribe: 20)
Altıncı : başkalar'a saygı gösterme ve izin alma sanatı :
Birinci : izin isteme :
izin alma islam edeblerinden en büyüktür.aşağıdaki gibi :
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Ebu Davud (3276)s371(806)
(2) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları.
189
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) uzun süre evinden ocağından ayrı kalmış bir kimsenin, birden bire gecenin bir vaktinde
evine dönmesini doğru bulmamakta, böyle yapılmaması gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:“Uzun bir süre ailesinden ayrı kalan kimse, evine
gece vakti ansızın gelmesin!”Bir başka rivayette (Müslim, İmâre 184),
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yolculuktan dönen kimsenin evine
geceleyin dönmesini yasakladı denilmektedir.(1)
Câbir b. Abdullah'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet
olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle
buyurmuştur:"Yolculukt an gece döndüğünde bir beldeye girdiğin zaman,
kocası kendisind en uzakta kalmış kadın etek traşını oluncaya ve saçı-başı
dağınık kadın, saçını tarayıncaya kadar evine girme."(2)
haber verme imkânı olmayan yöre ve zamanlarda bu hususa dikkat
edilmelidir. En doğrusu ne zaman döneceğini önceden haber vermektir.Bu
davranış hem evdekilerin kendilerini şeklen ve rûhen hazırlamaları hem de
eve çeki düzen vermeleri için son derece önemlidir.
(2) tanıdık tanımadık her müslümana selâm vermek :
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Bir adam,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: – İslâm’ın hangi özelliği daha
hayırlıdır, diye sordu Resûl-i Ekrem:“Yemek yedirmen, tanıdığın ve
tanımadığın herkese selâm vermendir” buyurdu.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
uhârî, Nikâh (2842), Umre 16; Müslim, İmâre 183. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zâ (3558).
Buhârî den rivayet edildiğine göre.(3557)
doğru hadistir.
Buhârî, Îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, Îmân (11) Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Nesâî,
Îmân 12 –
191
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(3) kalplerini birleştirmek için ,müslümanlar birbirleri ile karşılaşınca selamlaşır ve tokalaşır.
Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayýca az olan
çok olana selâm verir.”Buhârî’nin bir rivayetinde: “Küçük büyüðe selâm verir” ilâvesi
vardýr.(2) Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurduBineğe binen yürüyene, yürüyen oturana ve
az olan topluluk, çok olan topluluğa selâm versin.(2)
(4) O geceleyin gelerek Öyle bîr selâm veriyordu ki. uyuyanı uyandırmak, fakat uyanık olana
îşîhirirdi :
Bize Efaû Bekr b- Ebî Şeyhe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şebâbe b. Sevvâr rivayet etti.
(Dedi ki) : Bize Süleyman b. Muğîre Sabitten, o da Ahdurrahman b. Ebî Leylâ'dan, o
da Mikdad'dan naklen rivayet etti. Mikdâd (şöyle demiş) ; Ben ve iki arkadaşım
yoldan geldik. Açlıktan gözlerimiz, kulaklarımız gitmişti. Kendimizi Resûlüllah
($alUıllahü Aıeyhive Sellenı) 'in ashabına arzetmeye başladık. Ama onlardan hiç biri
bizi kabul etmiyordu. Derken Peygamber (Seüallahü Aleyhi ve Sellem)'e gel-dik, bizi
hanesine götürdü, bîr de baktık üç keçi!.. Peygamber (ScülaUahü Aleyhi ve
Sellem):«Şu sütü aramızda (paylaşmak üzere) etıgtrtl» buyurdu. Attık sütü sa­ğıyor
ve bizden her birimiz nasibini içiyordu. Peygamber (Saîlaiiahü Aleyhi ve Sellem)!e de
nasibini takdim ediyorduk. O geceleyin gelerek Öyle bîr selâm veriyordu ki. uyuyanı
uyandırmak, fakat uyanık olana îşîhirirdi.(3)
(5) Üç kere izin istenir cevap gelmezse geri dönülür :
Ebû Musa, Ömer İbnu'l Hattab'ın izin verilmezse yanına girmek için üç kere izin
istedi. Ses çıkmayınca döndü gitti. Ömer, adamı gönderip Ebû Musa'yı çağırttı ve
"?Niçin dönüp gittin?" dedi. Ebû Musa da "Ben Rasûllah (s.a.)ın, "kim üç kere izin
ister de kendisine izin verilmezse dönsün" buyurduğunu işittim" dedi. Rasulullah
(as.) şöyle buyuruyor;‘Üç kere izin istenir cevap gelmezse geri dönülür’.(4)
‫ــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhârî, Ýsti’zân 5,6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, Ýsti’zân
14(2160)
(2(Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4019)
(3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(3831)
(4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(5776) Buhari' den rivayet edildiğine göre.(4006)
191
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(6) boş evlere girerken de selam söylemeli :
insan onun boş evlerine girerken de selam söylemeli.ve Es-Selâmü aleyk -bize selâm
olsun.-” ve iyi insanlar da selâm olsun , söylemeli.(1)
Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği
olarak kendinize (birbirinize) selâm verin.(1)
(7) alimler için özel selam söylemeli :
İbnü'l Cevzî dedi ki : alimlerin meclisine girirse onlara özel selam söylemeli.(2)
(8) vedalaşırken özel selam söylemeli :
gelenler ve vedalaşanlara özel selam söylemeli.
(9) selam söylememe halinde özür dilemeli :
selam söylememe halinde özür dilemeli.ve selam söylememe nedeni söylemeli.
(10) arasındaınız selam yay :
canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde
birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”(3)
(11) hastaya selam söylemeli :
Hz. Peygamber bir hadisinde; Allah için bir hastayı veya bir müslümanı ziyaret eden
kişinin Cennetteki yerini hazırladığını haber vermiştir.
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) NUR SURESi 61AYETI.İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 482.
(2) Geçen Kaynak .S482.
(3) Tabaraani 'den rivayet edildiğine göre.10/182 ( 10391) , Bazzaz 5/174 .
192
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
aba Abdullah hasta olunca Ziyaretçilerine işaretle selam söyledi(1).ve bu selam
veremeyen caizdir.
(12)
İmrân b. Husayn (ra)’den rivayete göre, bir adam Rasûlullah (sav)’e
geldi ve “Esselamü Aleyküm” (Allah’ın selamı üzerine olsun) , dedi.
Peygamber (sav) de “On” buyurdu. Bir başka adam daha geldi “Esselamü
aleyküm ve rahmetüllahi.” (Allah’ın selam ve rahmeti üzerinize olsun) dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Yirmi” dedi. Bir başka adam daha geldi ve
“Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh” (Allah’ın selamı rahmeti ve
bereketi üzerinize olsun) dedi. Rasûlullah (sav) de “Otuz” buyurdu. Yani
değişik şekillerde selam verenler, değişik miktarlarda sevap kazandılar.(2)
İkinci : başkalarına saygı göstermeli :
(1) alaya alma ve ayıplamaktan uzak durmalı :
Allah dedi : (Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de
onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki
onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü
lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe
etmezse işte onlar zalimlerdir.) (3)
(2) uzlaştırmaya yalan söylenebilir :
sedece uzlaştırmaya yalan söylenebilir. aksi halde yalan söylemek haramdır. İbnü'l
Cevzî dedi ki : uzlaştırmaya yalan söylemek caizdir.eğer bu zorunlu , zorunlu
olur.arkadaşlar arasında uzlaştırmaya bu halde yalan söylemesi zorunludur.cinayeti
önlemeye de yalan söylemek caizdir.(4)
‫ــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 488.
(Dârimî, İstizan, 27).(811)299
HUCURÂT SURESI – 11
İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 44.45.
193
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(3) masumu korumak için yalan yere yemin edebilir :
Süveyd bin Hanzala radıyallahu anh anlatıyor: Resulûllah aleyhisselâmı ziyaret
etmek için yola çıkmıştık. Valî bin Hucr radıyallahu anh de bizimle beraber
bulunuyordu. Yolda kendisine hasım olan biri çıkıp onu yakaladı. Vail, kendisinin
Vail olmadığını söylemişti de, hasmı: — O'nun Vail olmadığına yemin edin, hemen
salıvereyim, demişti. Arkadaşlar yalan yere yemin etmekten kaçındıkları için yemin
etmek istemediler. Ben ise, Vail'in. Vail olmayıp kardeşim olduğuna dair yemin ettim,
bunun üzerine hasmı da Vail'i salıverdi. Peygamber aleyhisselâmın huzuruna gelince,
hadiseyi anlatıp arkadaşların, Vail'in Vail olmadığına yemin etmek istemediklerini ve
kendimin Vail'in kardeşim olduğuna dair yemin ettiğimi söyledim. Peygamber
aleyhisselâm da: — Doğru söylemişsin; müslüman müslümanın kardeşidir,
buyurdular.(2)
(4) ısrarlı tartışmaya girmemeli ve haksızla birlikte yaşamamalı :
lokman oğlunadedi ki : hakim ile tartışma girme , ısrarlı tartışmaya girme , ve
haksızla birlikte yaşama ve suçlu dost olma.
(5) yalan söylememe : Sufyan İbn Esid el Hadrami demiştir ki ;
Ben rasulullah saw'i şöyle derken işittim:''Sana inandığı halde bir (din) kardesine
kendisini kandıracak yalan bir söz söylemen ne kadar büyük bir hıyanettir! (ebu
davud).(3)
(6) savaşta yalan söylenebilir :
Haram olan bazı şeyler savaşta caiz olur.( Yalan üç yerde caizdir: Savaşta; çünkü
savaş hiledir. İki müslümanı barıştırmak için, bir de, hanımını idare etmek için.)(4)
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 44.45
(2) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.( 2834 ).İbn Mâce'dan rivayet edildiğine
göre.2/628(2791)
(3) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.( 4971 ).(4320)s489(1058)
(4) Buhari'den rivayet edildiğine göre.(2804).(1771)
194
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Esmâ Bintu Yezîd radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:"Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine
düşmeye sevkeden şey nedir? Halbuki, üç yer hariç yalanın her çeşidi âdemoğluna
haramdır: Bu üç yere gelince:1. Erkeğin, rızasını sağlamak için hanımına yalanı,2.
Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden ibarettir.3. İki müslümanın
arasında sulhü sağlamak kasdıyla söylenen yalan."(1)
(7) Kitap ehlinin sözlerini ne tasdik ediniz, ne de yalanlayınız :
İbn Ebî Nemle el-Ensârî'nin babasından rivayet olundu ğuna göre;Kendisi (bir gün)
Rasûlullah (s.a)'ın yanında oturuyormuş. (Hz Peygamber'in) yanında bir yahudi
varmış. Derken oradan bir cenaz< geçmiş. Bunun üzerine (yahudi):Ey Muhammed,
cenaze kabirde konuşur mu? diye sormuş.Rasûlullah (s.a):"ALLAH daha iyi bilir"
cevabını vermiş. Yahudi ise;Kesinlikle cenaze konuşur, demiş.Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuş:"Kitap ehlinin sözlerini ne tasdik ediniz, ne de
yalanlayınız. (An cak) biz ALLAH'a ve peygamberlerine inandık deyiniz,(Eğer onların
sözü)asılsız ise tasdik etmemiş olursunuz. Eğer doğru ise o sözü yalanla mamış
olursunuz.(2)
(8) zülumden uzak durmalı :
Câbir radýyallahu anh’ den rivayet edildiðine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem þöyle buyurdu:“Zulümden sakýnýp kaçýnýnýz. Çünkü zulüm, kýyamet
gününde zâlime zifiri karanlýk olacaktýr. Cimrilikten de sakýnýnýz. Çünkü cimrilik
sizden önceki ümmetleri helâk etmiþ, onlarý birbirlerinin haksýz yere kanlarýný
dökmeye, haramlarýný helâl saymaya sevketmiþtir.”(3)
(9) ya hayır söylesin yahut sussun :
Ebu Hüreyre (ra)'den: Resulullah (sav)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kim Allah'a
ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun.(5)
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki "Kul (bazan), Allah'ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet
vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul
(bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin
sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar.
‫ــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Tirmizî'den rivayet edildiğine göre.Ahmed'den rivayet edildiğine göre.(1939)6/454(26289)
Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.(3159)(786)362
Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.İbn Mâce'den rivayet edildiğine göre.(3123)s355(772)
Buhari'den rivayet edildiğine göre.6019
" Buharî, Rikak;, 2/195 (985); Tirmizî, Zühd 10, (2501).
195
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yine kul (bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet
vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya
atar.(1)
Abdullah ibn-i Ömer (ra)’dan rivayete göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:“Zikrullahdan başka şeye ait konularda çok çok konuşmayınız. Zira, Allah’ın zikrinin
dışındaki konularda çok konuşmak, kalbi katılaştırır. Allah’dan en uzak olan kimse
ise, kalbi kasvetli, katı olan kimsedir.(2)
(10)mümini onun tavrı ile bilinir :
İbn Abd al-Barr'dan H.z Ayşe Resulullaha diye soru Ey Resulullah (s.a.s) mümini
nasıl bilinebilir ?, Resulullah (s.a.s) onun tavrı , yumuşak ve doğru konuşması ile
bilinebilir , diye cevap Verdi.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:“
“Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin
olamazsınız.(3)
(11) daima takvayı seçmeli :
Hz. Ebû Bekir (ra) Hz. Ömer’i (ra) halife yapmak istedigi zaman onu huzuruna davet
edip sunlari söyledi :« Benden sonra senin halifet vazifesini üzerine almana davet
ediyorum. Hilafet makamı, hilafeti yüklenen kişiyi çok yorar. Ey Ömer (ra) Allah’tan
kork, O’na itaat et, daima takvayı seç, çünkü takva emniyettir, koruyucudur. Hilafet
makami onun icabini yerine getirebileceklere teklif olunur.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari'den rivayet edildiğine göre.5997 , Muslim 5304
(2) ” (Tirmizî, 4.525 , Zayif Tirmizî S.272 , (2536)
(3) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 82.
196
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bir kimse başkalarına hakkı emredip, kendisi batilin peşinden giderse, kendine tabi
olanlara iyiliği emredip, kendisi kötü fiileri işlerse çok sürmez güvenilirligini
kaybeder ve yaptıkları yok olur.Halkın işini üzerine aldığın zaman, ellerini
kanlarından, mideni mallarından uzak tut, diline sahip ol, haysiyetlerini kirma, güç
ve küvvet ancak Allah’in (cc) elindedir.(1)
melik ibn enes ( radiyallahu anh ) demiş : batil hakki mağlup ederse bozukluk yerde
ortaya çikar.(2)
_ (12) MÜMİN ZAN VE FERASETİNDEN KORKULMALI :
abi said ilhudari demiş peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem buyurdu ki
mümin ferasetinden korkun çünkü allah’in nuru ile bakar sonra (düşünen keskin
anlayişlilar için ibretler vardir )kiraat etmiş ,abu ise bu hadis gariptir , bu yönden
bunu biliriz ve bazi ehli ilimden bu ayet (düşünen keskin anlayişlilar için ibretler
vardir ) tefsirinde rivayet dilmiş ferasetliler 1 demiş.
ibn saud demiş ki : bildiğim gibi en ferasetli üç insan :
_aziz , hz . yusufu feraset ederken karisina demiş :(buna güzel bak . bize faydali
olabilir , ya da evlat ediniriz .).
_ hz . musa aleyhisselam yol arkadaşi dediğinde : ( babaciğim ! onu ücretle (çoban
)tut . çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse , bu güçlü ve güvenilir adamdir .
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 85.86.
İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 85.86.
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre. B.16 5/278 (3127) , Zayif Tirmizî S.387 (607)
Yusuf Suresi : 21 ayetinde.
El kass suresi..26ayetinde.
197
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
ve abu bekir radiyallahu anh , ömer’i radiyallahu anh feraset ettiğinde ve onu halife
yapmiş.
abu hüreyre rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem buyurdu ki
( zannin kötüsünden sakinin . zan en yalan sözdür . birbirinizi istememezlik etmeyin ,
casusluk etmeyin ,rekabet etmeyin , hased etmeyin , buğz etmeyin , birbirinize sirt
çevirmeyin . allah indinde birbirinizle kardeş olun , kalbini işaret etti , ona hakeaet
etmez . müslümanin müslümana cani , irzi , mali haramdir )2.
yedinci : fisldaşmk ve sirlari tutmakta diğerler takdir ve davraniş üslubu :
islamiyetin kendi kendine konuşmasi ve sirlari tutmak için ortaya çikardiği protokol
kurallarinin edepleri var ve en önemlisi şöyle :
1_ ÜÇÜNCÜ KİŞİ KONUŞMADAN İKİ KİŞİNİN FISLIDAŞMAMASI :
Abdullah bin amr rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aley ve sellem
buyurdu ki başka talaki ile kadinin nikahlanmasi helal olmaz ,adamin onu
kazandirincaya kadar arkadaşinin sattiği halde satmasi helal olmaz ve birisi onlara
emredinceye kadar üç kişinin engin bir yerde araya gelmesi helal olmaz ve üç kişi
engin yerde bir araya geldiğinde diğer kişi konuşmadan fisildaşir helal olmaz 3
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 92 , 93.
(2) Buhari'den rivayet edildiğine göre.5606Müslim’den rivayet edildiğine göre.4646
(3) Ahmed’den rivayet edildiğine göre.4/445(6360)
198
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
2_İŞİTTİĞİNE SÖYLEYİŞ EMANETİ TUTULMASI :
Gebir bin Abdullah rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem
buyurdu ki adam söylediği zaman sonra çevirdi .o,emanettir 4.
abi ildardaa rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki
bir adamdan söylemesi istemediği söyleyişi işiten o ,emanettir hatta tutarmazsa 5 .
ilabbes bin abdilmüttalib radiyallahu anh ,oğlu abdullah’a ey oğlum , emirilmüminin ,
yani : ( ömer bin ilhattab radiyallahu anhu ) , sana yaklaşıyor , benden üç şey
ezberlemelisin onun sırrını açığa vurma , onda hiç bir insanı gaybet etme ve senden
yalanı görmez . ve aksem bin sayfi demiş ki senin sırrın kanındandır , onu nerede
dökersin bilsin .
deniliyor ki tedbiri tamamlayan en iyi şey ,sır tutmasıdır , dolayısıla aleyh selam
savaşı hazırladığında ,bunu saklıyor 6 .
SEKİZİNCİ İSLAMİYETİN UYKU VE UYANMA EDEPLERİ :
İslamiyet ,uyku vaktinde genel kurallar ve edeplerini ortaya çıkarmış, şunlar :
lambalar söndürmesi , kapılar kapatması , kap kapağı kabatması ,yemekler ve
içecekler örtmesi ,eller yıkması , avuçlar tplayıp içinde üflemesi ve kuranı kerim bazı
ayetlerini okuması , uyku vaktinde kürsi suresi okuması , tekbir getirmek, tespih
çekmek ve hamdetme , yatak silkmesi , abdest almak ve sağ yana yatmaktadır ve
insan uyandığında peygamber efendimizin buyurduğu gibi demeli ve geceleyin
1-
ABU DAVOD EDEP’TE FİNAKLİ İLHADİS BABİ ( 4225) S]NEN AB’ DAVOD 3 _ 92 (4075 2) VE SAH’HUL
CAMI 1 _ 146 ( 486 ) .
2AHMED 6 _ 445 (26227) RİVAYET ETMİŞ .
3İBN MUFLİ İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK C 2 S 390 .
199
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yatakta merak ederse veya çevirirse peygamber efendimiz
dediği gibi demelidir .
müslümanın yapması gerektiği uyku edeplerinden :
1_ YATMADAN ÖNCE LAMBALAR SÖNDÜRMESİ ,KAPILAR KAPATMASI VE YAĞLARDAN
ELLERİ YIKAMASI :
Gebir rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki
yattiğiniz zaman lambalari söndürün , kapıları kabatınız ,kap kapağini kapatiniz
,yemekler ve içecekleri örtünüz 7 .
abi hüreyre rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu
ki biriniz yattığında ellerinde et yağı kokusu varsa ellerini yıkamadı , ona zara
verildiğinde kendini harcı ayıplamaz 8.
2_YATAK SİLKMESİ ,IŞIĞI SÖNDÜRMESİ VE SAĞ YANA YATMASI :
Abi Hüreyre , rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem
buyurdu ki biriniz yatağına yatağı zaman elbisenin bir ucuyla yatağını silksin . öünkü
yatağından ayrıldıktan sonra oraya hangi zararlayan girdiğini bilemez . sonra
“allah’ım ,senin adınla yanımı yatığıma koydum , senin izniyle onu kaldırım . eğer
nefsimitutarsan ona merhametle muamele et ,eğer gönderirsen sali kullarını
korduğun şeylerle onu da koru” desin9.
1-
MÜTTEFEKÜN ALEYH BUHARİ İLEŞRİBE’DE KAP KAPATMASI BABINDA 5193 RİVAYET ETMİŞ VE
MÜSLİM İLEŞRİBE’DE 3756 RİVAYET ETMİŞ
2BUHARİ ,MÜZEKKİRE’DE RİVAYET ETMİŞ VE BULUNDUM Kİ TİRMİZİ YEMEKLER’DE MEKRUH OLANLAR
BABİNDE 1783 RİVAYET ETMİŞ VE İBN MECE YEMEKLER’DE ELLERİNDE ET YAĞI KOKUSU İLE YATAN
BABİNDE 3288 RİVAYET ETMİŞ VE ADİRAMİ YEMELER’DE YEMEKTEN ABDEST BABİNDE 1974 RİVAYET
ETMİŞ VE SÜNEN SAHİHÜLTİRMİZİ ET YAĞI KOKUSU İLE YATMASI BABİNDE 1515 .
3MÜTTEFEKÜN ALEYH BUHARİ DUALAR’DA YATMAK VAKTİNDE SIĞINMAK VE OKUMAK BABİNDE 5845
RİVAYET ETMİŞ VE MUSLİM , ZİKRETMEK VE DUA’DA YATMAKTA NE DENİR 4889 RİVAYET ETMİŞ
211
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bera bin azib , rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem
buyurdu ki yatacağın zaman önce namaz abdesti gibi abdest al , sonra sağ tarafına
uzanıp yat .daha sonra da şöyle dua et : allah’ım sana teslim oldum .işimi de sana
havale ettim .seni sevdiğim ve senden korktuğum için sana dayandım . ancak sana
sığınırım . kurtuluşum da sendendir .indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere
iman ettim .eğer bu şekilde hareket edip o gece ölürsen , müslüman olarak ölmüş
olursan . öyle ise son sözlerin bunlar olsun .dedim ki gönderdiğin elçi ile hatırlıyorum
, gönderdiğin peygamber ile ) , müslim telaffuzu bera ibn azib rivayet etmiş ki
peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki yatacağın zaman önce
namaz abdesti gibi abdest al , sonra sağ tarafına uzanıp yat .daha sonra da şöyle dua
et : allah’ım sana teslim oldum .işimi de sana havale ettim .seni sevdiğim ve senden
korktuğum için sana dayandım . ancak sana sığınırım . kurtuluşum da sendendir
.indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim .eğer bu şekilde hareket
edip o gece ölürsen , müslüman olarak ölmüş olursan . öyle ise son sözlerin bunlar
olsun ezberlemek için tekrar tekrar söyledim dedim ki gönderdiğin elçiye iman ettim
demiş ki gönderdiğin peygambere iman ettim desin 10.
2_ KURANI KERİMDEN ŞEY OKUMASI , TEKBİR GETİRMEK , TESPİH ÇEKMEK VE ALLAH
HAMDETMEK :
Ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve
sellem her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar , onlara üfler ,daha sonra “
kul hüvallahu ehad , kul euzü birabbi ilfelak ,kul euzü birabbinnasi”yi okur , sonra
elleri ile ,başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği yere kadar vücudunun her
tarafın meshederdi .bunun üç defa yapardı .
1-
MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ ABDEST’TE YATAN İYİLİKLERİ 239 RİVAYET ETMİŞ VE MUSLİM
ZİKRETMEK VE DUA’DA YATMAKTA NE DENİR 4884 RİVAYET ETMİŞ .
211
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Buhari müzekkire’de rivayet etmiş , şöyle buldum : buhari fadail kuran’da fadli
ilmuavzet babinde( 4630 ) rivayet etmiş ve trmizi rivayet etmiş ve tirmizi telaffuzu :
ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve
sellem her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar , onlara üfler ,daha sonra “
kul hüvallahu ehad , kul euzü birabbi ilfelak ,kul euzü birabbinnasi”yi okur , sonra
elleri ile ,başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği yere kadar vücudunun her
tarafın meshederdi .bunun üç defa yapardı , abu ise demiş ki bu hadşs hasan garip
sahih11 .
abi hüreyre radiyallahu anhu ,rivayet etmiş ki allah’ın rasulü ramazan zekatini
korumak için beni tayın etmiştir kimse yemekleri dört eller ile yükleyerek hızlı geldi
,onu aldım ,dedim ki allah’raslüne bildireceğim ,anlattı , buyurdu ki yatağına
geldiğinde kursi ayetini okusun ,allah ,sabaha kadar şeytan şerrinden korur
pegamber efendimiz dedi ki seni doğrulayan yalan o şeytandır 12.
buyurdu ki yatağına geldiğinde kursi ayetini okusun ,allah ,sabaha kadar şeytan
şerrinden korur pegamber efendimiz dedi ki seni doğrulayan yalan o şeytandır 13.
ali ,ibn abi leyle’den rivayet etmiş ki fatima aleyha selam buğday öğütmesinden
şekayet etti allah rasulünün esir getirdiğini bilmiş ona gitti ve hizmetçi olmak ondan
sordu ama radetti ayşe’e söyledi ve allah’ın rasulü geldi ve ayşe ona bildirdi ve yatak
odalarımıza girdik ve dedi ki yerinde kalsın sorduğunuzdan daha iyi bildirecek miyim
yatağınıza geldiğinde otuz dört kere allah tekbir getirsin ve otuz üç kere allah
hamdetsin ve otuz üç kere tespih çeksin , o sorduğunuzdan daha iyidir 14.
1-
TİRMİZİ DUALAR’DA KURANI OKUYAN HAKKINDA BABİNDE 3324 RİVAYET ETMİŞ .
BUHARİ FADAİL KURAN’DA BAKARA SURESİ FAZİLETİ BABİNDE 4624 RİVAYET ETMİŞ .
3BUHARİ 5017 RİVAYET ETMİŞ .
2-
4-
BUHARİ İLNAFAKAT’TA KARININ KOCASI EVİNDE ÇALIŞMASI BABİNDE 4924 RİVAYET ETMİŞ .
212
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
huzeyfe ,rivayet etmiş ki peygamber efendimiz yattığı zaman diyor ki senin ismi ile
,allahım ölürüm ve daha dirilirim uyandığında demiş ki bizi oldürdükten sonra
diriltenallah’a hamd olsun onun huzurunda toplanılcaktır .15 .
ferve bin nüfel , babasından rivayet etmiş ki peygamber efendimiz nüfel’e buyurdu ki
ey kafirler okusun sonra sonuna tamalaysın çünkü o , şirk’tenkoruyucudur 16 .
hafsa peygamber efendimizin karısı rivayet etmiş ki allah rasulü yattığında sağ elini
yanağı altında koyardı sonra dıyordu allahım kullarınızı dirilteceğin günde
azabından koru üç kere 17.
enes radiyallahu anhu ,rivayet etmiş ki peygamber efendimiz yatağına geldiğinde
diyordu bizi yediren içiren yeten sığan allah’a hamd olsun ,allah’tan başka yeten ve
sığan yoktur 18.
peygamber efendimiz demi ki :allahım kendimi yarattın ve sen öldürürsün işte
öldürülmesi ve dirilişi ,onu diriltirsen korusun , öldürürsen bağışlasın ,afiyeti
soruyorum 19.
1-
BUHARİ DUALAR’DA SABAHTA KALDIĞINDA NE DENİR 5848 RİVAYET ETMİŞ .
ABU DAVO UYKU’DA YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 4396 RİVAYET ETMİŞ VE SAHİH SÜNEN ABİ
DAVOD’A BAK YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 3_ 953 ( 4227 ) .
3ABU DAVO UYKU’DA YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 4388 RİVAYET ETMİŞ VE SAHİH SÜNEN ABİ
DAVOD’A BAK YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 3_ 951 ( 4218 ) .
4MUSLİM 2715
5MUSLİM 2712
2-
213
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bizden borcu gider ve bizi fakirlikten kurtarip zenginlştir. Abu Huraira bunu revaiyet
etmişti, Hz peygamberımızdendir. Uydugunda curaır hadisini söyleyin .Hz
peygamberimiz buyurdu ki Ya Rabbi alnından tuttuğun şerrinden size sığınıyorum
beni muhafaza edinizç.(1)
Allahım sen evvelsin, senden önce hiç bir şey yoktur. Sen ahırsın senden sonra hıç bir
şey yoktur. Zahirsin senden üstte hiç bir şey yokttur . sen batınsın senden öte hiç bir
şey yoktur.bızden borcu gıder ve bizi fakirlikten kurtarip zenginlştir.(2)
_Müslüman ytağa girdiginde söylemesi şeyler.
Huzaıfa Bın Elyamam buyrmuştur ki : Resullah (s.a.a) dedi, Allahım senın adınla ölür
ve senin adınla yaşarım. Uykudan kalktığı ise şöyle buyurdu bizi öldürdükten sonra
tekrar hayat veren allaha hamd olsun )ancak uyku ve uyanlık arasında insana bazi
şeyler gözüküyor .çevirebilir yada korkabılır .ancak her şeyin bir duasi var.(3)
Ibade bin elşamit buyurmuştu ki resuullah s a a dedi kimin gecenin kalktginda ve
bunu (5) dese.(allahtan başka hiç bir ilah yoktur hamd ona ...
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Müslim bu hadisi rivayet etmiş dua ve zikirde … uykuda söylenen (4888)
(2) Müslim bu hadisi rivayet etmiş .2712.
(3) Şeihler Müslim ve Buharı rivayet etmiş (4886).
(5) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre .2711
214
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪215‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
mahsustur mülk onundur. ve o her şeye kadırdır . )allaha hamd olsun , ve tum
noksanlıklardan tenzih ederim, allahtan başka bir yaratan yoktur, allah büyük, sadece
yüce ve büyük olan allahın yardımıyla elde edilir allahım beni affet dese ve abdest alıp
namaz kılarsaonun namazını ve ibadatlerini kabul eder . (6)
Ömer Bin Şuaıb buyurmuştur ki: dedesinden resul allah (s a a) den
Allahım fazabınden insanlarin şerrinden şeytanların dürtüştürmelerindenve yanımda
bulunmalarından allah tealanın tastamam kelimelerine sığınırım.
Abdullah Bin Amr (r.a )büyük çocuklarına bu oğretir küçük çoçuklarının da yazarak
üzerlerinde taşımlarını sağlardı .(1)
Uykunun adabi var ona dikkat etmeliyiz:
1- Erken uyumak aktif uynamak için yardımcı olur sahar buyurmuştur ki hz
peygamberimiz şoyle buyurdu ( allahim işine erken gidennin çalışmasını
bereketlı kıl )
peygamberimiz bir ordu göndermek istıyorsa hep sabahta gönderirdi (gündüzün
başında )
sahir tüccardi' .ticaet için göndermek isterse sabah gönderirdi. (1)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(6) Buhari bu hadisi rivayet etmiş 1086
(1) Abu İsa iyi ve tuhaf bir hadis olduğu söylemişti (3451)
(1) Abu Davud ve Elturmezy bu hadisi rivayet etmiş 2/494 (2270)
216
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
2- Albarra ibn azıb ra allah resulunun( a s )şöyle buyrduğunu nakletmişti
.yatağına gıdeceğin zaman namaz abdest al sonra sağ yanın üzerine yat ve şu
duayı oku.(allahım kendim sana teslim ettim yüzümü sana çevirdim isimi
sana ısmarladım rızanı isteyerek azabından korkaraksırtımı sana dayadım
sana siğindim sana karşi yine senden başka sığınmak yoktur indirdiğin kıtab a
ve gönderdiğin peygambere inandım ). gece ölsen iç güdüyle ölürsün.onları
hatırlamak için söyledim gönderdiğin peygamberini inandım bana
gönderdiğin peygamberini..) (1)
3- Müslüman in gündüzde yaptiği için uyumadan önce kendini muhasebe etmeli
çünkü allah gözlerin hain bakışını da bılır gönullerin gizlediğini de.
4- Müslüman farz yapmadan önce uyumamalı onu kaçırmamak için zaman
olmadan önce uyorsa bittiginde kalkırsa farz kaçırmiş olur ondan böyle
zamanda uyku yasak.
5- Uyanık insanların yanında uyumamalı çünkü insanlarin nefret ettiği şey
ondan çıkabılır burda saygısızlık var ınsana uyku geldığınde başka bir yere
gitmeli.
6- Yüz üstü yatması saglıklı olmadıgı için hiç hoş degil nefes engelliyor. ve
bunlardan daha fazlasi vardir. Ayrıca ona cehenem sahıplerı uykusına denir.
7- Uykucu iyi bir rüya görse ,allaha hamıd etsın ve arkadaşlarına anlatsın kötü
bir rüya görse anlatmasın allaha şeytandan sıgınsın. Abı Saeed Alhdary Allah
resullunun (s.a) şöyle buyrduğunu söyledi: içinizden her hangi biriniz sevdiği
bir rüya görduğu zaman allaha hamd etsın .çünkü o ruya allahtan , ve
arkadaşlarına anlatsın .sevmediği bir ruya gördüğünde ise o ruyayı kımseye
açıklamasın kendisine zarar vermez hz peygamberımız şoyle buyurdu
müslüman sevmediği bir rüya görünce sol tarafina uç defa tükürsün
şeytandan ve onun şerrinden allaha sığınsın ondan kendisine zarar gelmez .
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari ve Muslimin ittifak etmiş buharı abdest kapısında onu rıvayet etmiş ve muslım duada
ve zıkkırde onu rivayet etmiş 4884
217
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
8- Müslüman gecenın sırasında kalkarsa abdest alırsa teheccüt namazı kılarsa
güzell olur burda büyük bir ecir vardir .
9- Anneler ve babalar erkek . Ocuklarina, zel ve ayri yataklar saglamali kizlar da
ayni erkekler büyük olunca ne erkeklerle uyusunlar ne de kadinlarla yataklari
ayri olsun ayri uyumalilar amro ibn şuaıb buyurdu ki: çocuk yedi yaşındayken
namaz kilmayi öğretiniz on yaşında bastığı halde kılmasa cezalandırınız ve
ayrı ayrı uysunlar . (2)
10- Uykucu uykundan kalktığında bu dyua söylesin (bizi öldürdükten sonra tekrar
hayat veren allaha hamd olsun ) (3)
Çocuklar müslümanin evrelerini evinde saygi duymaları aliştırmak (düzelletmek) :
bu şanslı islami ınancının büyüklüğünden müslümanin evdeki vakitleri ve özellikleri
düzeltmesidir.
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ
çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin
elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri
zaman) sizden izin istesinler.
Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz
girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır.
Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah,
hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(6470).Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4195)
(2) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.
(3) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları.
218
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Allah de dedi : (Çocuklarınız ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler
(büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle
açıklar. Allah alîmdir, hakîmdir.) NÛR SURESİ – 59.
çünkü Ömer ibn el - Hattab çocuklar izinsiz giren Resulullah’a (s.a.s) şikayet edince
bu ayet ortaya çıktı.Ayet özellikle bu üç vakti belirliyor çünkü, bu vakitler her
zamandan çok mahrem yerlerin açık olabilecekleri vakitlerdir. Ayrıca zorluk
çıkarmamak için hizmetçi ve çocukların her zaman için izin istemeleri zorunluluğunu
da getirmiyor.
Çünkü yaşlarının küçüklüğü, ya da hizmet görmeleri nedeniyle evlére sık sık girip
çıkmak durumunda kalırlar.“Birbirinizin odalarına rahatça girebilirsiniz.”Böylece
hem mahrem yerlerinin görünmesi önlenmiş oluyor, hem de büyüklerde olduğu gibi
her zaman için izin isteme zorunluluğu getirilmeyerek evin iç düzeninde bir zorluğun,
bir meşakkatin oluşmasına meydan verilmemiş oluyor.Ancak küçükler erginlik
çağına girince, daha önce geçen izin isteme kuralını içeren ayetin genel hükmü
uyarınca her zaman için izin istemeleri gereken yabancıların durumuna düşerler. bu
üç vakti aşağıdaki gibi :
1- Şafak namazından once : çünkü bu uyanma zamanı ve pijama çıkarmak ve iş
elbiseleri giymek.
2- öğleden sonra : bu işin yorgunluktan dinlenmek zamanıdır.
219
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
3- 3 _ akşam NAMAZINDAN SONRA : ÇÜNKÜ İŞ VE UYANIKLIK BİTTİĞİ
VE UYKUYA HAZIRLANDIĞI VAKİTTİR .
O vakitlerde olmazsa , çocuklar ve hizmetçilerin izinsiz girmesine suç yoktur.mümin
, O vakitler harcı kendi odasındayken onu çocuk,aile ve hizmetçinin görmesi ,ona
zarar vermez . işte allah , kullar çıkarları ile ilgilenip onlara kurandaki edepleri
öğreterek hükümler şeriatlerini belirttiği gibi din edeplerni belirtirir . sizden olan
çocuklarınız ,on beş yaşı veya ihtilam ile erginlik çağına girdiklerinde büyüklerin
,diğerler evlerine girmeden önce izin istedikleri gibi hep onlar da ister avret
vakitlerinde ister başka vakitlerde izin istesinler .
Allah ,bize hükümler şeriatlarının nimeti verdi ve sadece allah bildiği gibi hayatımzı
düzenleyen ve bizi mutlu eden edeplerini belirti20 .
dokuzuncu :islamiyette hasta ziyaretinin edepleri ve batı protokolda bulumaması :
islamiyette müşrk olsa bile hasta ziyareti meşrudur ,kadının ,fitneden
uzaklaşıldığında adama ziyareti caizdir , çünkü hasta ziyareti büyük iyiliğidir ,insan ,
hasta gördüğünde peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurduğu gibi
demeli , o, da hasta için dua etmeli ve ona öğyütleri sunmalı ve peygamber efendimiz
sallallahu aleyhı ve sellem sünneti şöyle :
1 _HASTA MÜŞRİK VEYA KADIN ADAMA OLSA BİLE HASTA ZİYARETİ MEŞRUDUR :
Bera bin azib radiyallahu anhu rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı
ve sellem emretti ki cenazelerinin peşinde gitmek , hastayı ziyaret etmek ,davete
icabet etmek , mazluma yardım etmek , yemin edene yardımcı olmak ,selam yaymak
ve hapşurana hayır dilemek ve gümüş kaplarda su içmek ,altın yüzük ,iplik ve
ibrişim elbise giymek istibrak kumaşlar giymekten nehy etmiş 21.
12-
GEÇEN KAYNAK .
MÜTTEFEKÜN ALEYHI 1239 MUSLİM 2026
211
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Enes radiallahu anhu rivayet etmiş ki peygamber efendimizin yahudi hizmetçi vardi
,hasta olduğunda peygamber efendimiz ona ziyaret etmiş ve onun başina oturdu
islami kabul et ona demiş , babasına bakmış , aba ilkasımı sallallahu aleyh ve sellem
itaat et ona dedi , sonra peygamber efendimiz onu cehnnemden koruyan allah‘a
hamd olsun diyerek çikmiş 22.
ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve
sellem medine’e geldiğinde abu bekir ve bilel hasta olmuş ,abu bekir ateşi olduğunda
diyordu ki her insan ailesi arasinda uyandiğinda ölüm nalin tasmasindan ona daha
yakin ve bilal ateşten şifa bulduğunda diyordu ki :
Ne şiirim keşke bir gecede bir vadide
büyük ve ulu yapılar arasında yatacak mıyım
Bir günde mecne suyunu iserir miyim
şeme ve tufil gibi bana görünecek mi
demiş ki şebih bin rabia , ütbe bin rabia ve ümeyye bin halaf’ı lanet olsun çünkü
bizleri veba yerina yerimizden tart ettisonra peygamber efendimiz demiş ki allah’ım
mekkeyi sevdiğimiz gibi veya daha çok medineyi bize sevdirsin ,allah’ım ona bereket
versin bizim için onu düzenlesin ve korusun demiş ki medin’e geldiğinde allah’ın en
çok vebalı yeridir 23.
2_ HASTA ZİYARETİNİN BÜYÜK İYİLİKLERİ VAR :
Suben radiyallahu anhu ,rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyı ve sellem
hasta ziyaret eden dönmesine kadar hala cennet yolundadır 24.
1-
BUHARİ 1356 .
MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ MEDİNE FAZİLETLERİNDE 4 _99 İLFETİH 1889 RİVAYET ETMİŞ VE
MEDİNE’DE OTURMAK İÇİN İSTEK UYANDIRMAK 1376 RİVAYET ETMİŞ .
3MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ 5654 VE MUSLİM 1376 ORTAYA ÇIKARMIŞ
2-
211
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir:Bir müslüman, hasta olan bir müslüman
kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet
okur. Eğer akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar
istiğfar eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır”.(1)
Hz.Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim Allah rızası için bir arkadaşını ziyaret eder veya bir hastaya
geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münâdi ona şöyle nidâ eder: "Dünya ve
âhirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer
hazırladın. (2)
4- hastanın kendine karşı hakkı :
a- kendinin hakkı : düşen Birisini gören kimse dua :
." Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz buyurmulard‎r ki:"Sizden
biriniz uykudan uyand‎‎zaman yle desin:Bana ruhumu geri veren, vücûdumu afiyette
k‎lan ve kendisini zikretmeًe müsaade eden, Allah'a hamd olsun."(3)
b- hasta hakkı :
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem, (vefat etmiş olan) Ebû Seleme’nin yanına girdi. Gözleri
açık kalmıştı, onları kapattı. Sonra şöyle buyurdu:“Ruh çıkınca gözler onu izler.”Tam
bu sırada Ebû Seleme’nin aile fertlerinden bazıları bağıra-çağıra ağlamaya başladılar.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;“Kendinize hayırdan başka bir
şeyle dua etmeyin. Çünkü melekler dualarınıza âmin derler” buyurdu. Sonra şöyle
dua etti:“Allah’ım! Ebû Seleme’yi bağışla. Derecesini hidâyete ermişler seviyesine
yükselt! Geride bıraktıkları için de sen ona vekil ol! Ey âlemlerin Rabbı! Bizi de onu
da bağışla!. Kabrini genişlet ve nurla doldur!”(4)
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“- Hasta veya ölünün başında bulunduğunuz zaman
güzel sözler söyleyiniz. Zira melekler sizin dualarınıza âmin derler”.Ümmü Seleme
dedi ki, Ebû Seleme vefat edince Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve:Ey Allahın Resûlü! Ebû Seleme öldü, dedim. Bana şöyle buyurdu:“Allahım, beni ve
onu bağışla! Ve bana ondan daha iyi birini nasip et!” diye Allah’a yalvar.” Hz.
Peygamber’in dediği gibi yaptım. Neticede Allah Teâlâ bana Ebû Seleme’den daha
hayırlı olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i eş olarak verdi.(5)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.(2655)
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(2008). İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.(1443).
Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(4231). İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.(3892).
Müslim’den rivayet edildiğine göre.(920)
Müslim’den rivayet edildiğine göre.(919)
212
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ayşe, hasta için ve ölmüş kimse üzerine hüzünlü olan insan için daima telbine
bulamacı yapmasını emrederdi. Çünkü ben Resûlullah (s.a.v)'dan: " Şüphesiz telbine
bulamacı hastanın gönlüne rahatlık verir. Bir kısım hüzün ve kederi de giderir.”
buyururken işittim.(1)
-
hastaya Rukiye :
Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre peygamber (sallallahu
aleyhi vesellem) aile ferdlerinden bazısı hastalandığında sağ eliyle hastayı sıvazlar ve
şöyle buyururdu: “Allahım! Sen bütün insanların hayatlarını programlayansın,
Rabbimizsin. Bu hastanın ızdırabını gider, şifa ver, şifayı veren ancak sensin. Senin
şifandan başka şifa verecek yoktur. Buna hiçbir hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa
ver.(2)
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hastaya okuduğunda: “Allah'ın yardımı
ve izni ile bizim toprağımız bazımızın tükrüğü ile şifa bulur,”(3)
Abi Said Al Hudri itibaren, dedi, Hani, Cebrail aleyhisselamın Salam Peygamber geldi
ve şöyle dedi: 'Ey Muhammed! Eğer Sakitkah? ' Peygamber dedi ki: 'Evet.' Cebrail.
dedi ki: "Allah'ın adıyla, sana olur ve aynı zamanda her bir ruh veya kıskanç göz
kişinin herhangi bir hastalık size Rukayye yalvarıyorum. Tanrı sizi iyileşir. Allah
adına, ben sizin için Rukayye yapacağız. ' (Müslim).(4)
-
Hastaya Yönergeleri :
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir
deva bulunmasın.(5)
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5294). Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4066).
” (Buhari, Merda 20, Müslim, Selam 53010.
(Zübdetü'l-Buhari, Hadîs No: 4069)
Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4056).
[Buhârî, Tıbb 5255; Müslim, Selam 4104)
213
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İbni ‘Abbas (r.a)’ dan rivayet edilir ki Resulullah (s.a.v) : “İsra (Miraç) gecesi hiçbir
meleğin yanından geçmedim ki bana “ey Muhammed ümmetine hacamatı tavsiye et!”
.demesin”, buyurmuştur.(1)
Ebu Abdullah Osman b. Ebüi-Âstan (r.a.v) rivayet edilmiştir ki, bu şahıs Rasûlullaha
(s.a.v) bedeninde duyduğu bir elemden müştekî oldu. Rasû­lullah (s.a.v) ona; "Elini,
bedenindeki elem duyduğun yere koy (üç kere) şöyle de Bismillah ve yedi defa da
Duyduğum ve sakındığım elemin şerrinden, Allahın izzet ve kudretine sığınırım de"
buyurdu. (Müslim(2)
Hastaya dua etme :
bni Abbas Ebu Hüreyre (Allah Onlardan razı olsun)'den rivayet edildiğine göre
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Her kim henüz eceli gelmemiş
bir hastayı ziyaret eder de, onun başucunda yedi kere: Büyük arşın Rabbi olan yüce
Allah’tan sana şifa vermesini dilerim, derse. Allah onu o hastalıktan kurtarır.(3)
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
(1)Tirmizi hadis no.5249 İbni mace hadis no 4086.
(2)Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4182)
(3) (Ebu Davud, Cenaiz, Tirmizi, Tıb 32 4/357(2083).2/210(1698).
214
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yedinci Bölüm
beyan sunulmasında islam ve batı
215
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪216‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Yedinci Bölüm
Beyan Sunulmasındaİslam ve Batı
İslamın kadına bakışı batı’da değişiklik gösterir ,çünkü isalm kadına onun güzelliği
açısında
bakmaz , amakadına din,ahlak ve kültür açısnda kadına
bakar.İslam,kadının güzelliği alışverişte gerçek standart olmadığı için kadına örtü
giyme zorunluluğu getirdi .
Batı,sadece sarışın ve güzel kadınlara iş verip ,sadece güzel kadınlara vasıtasıyla
reklamlarıyayınlanıp , ve medya dünyasinda sadecegüzellere fırsat vermez .bu şekilde
kadın reklam ,gazette ,magazine ve televızyon kanlalarındakı mal ve programların
propagandasını yapmak için ucuz mal oldu.Medyanın bu türü,kadının yüzünü
,bedenini ve ses güzelliğini erkeklerin içgüdülerinin çekilmesinde kullanıp ,mal ,
radio ve basılı medya programların propaganda yapması için Kadınlarınen büyük
sayıçekilir,onlar kadının bedenine bakar ,ruhuna bakmaz .Maalesef ,şu medya
aygıtları güzellerProgramlarının başarısı gerçek nedeni zanettiğinden güzeleri
çeilmesi için yarışmaya girdi.ayrıca batıda kadın Mağazalarda kulanır.bu yüzden ,
etik standratlaralçalmadıgı için müslüman erkekler yürüşte kadinin önüne
geliyor.İsrailoğullarından peygamberi olan Musa)sav(Şuaybın kızı Safaviye ile bunu
yaptı .
Batı yürüşte kadının ön sıradayürümesini terich eder ,amaislam erkek ön sırada
yürümesini tercih eder . Bu Kadınlarahakaretsayılmaz,çünküAdam kadınlar
içinkoruma sağlayıp,kadınlar için yolu açmalıdır.Çölde ,arap erkek,kadın yerine ilk
darbeleri alar ,Bu nedenle , erkek ön sırada yürür ,ama yol güvenli olsa,kadın ön
sırada gelir.
217
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İSLAMİYETTE KADIN :
M.ö.altıncı yüzyılda genellikle insan özellikle kadın hayataı dğişmeyi görmüş .allah (c
c) ,insanları zulüm ,bocalamak ve kaybolmaktan kurtarmak için semavi şeriatı indirdi
.
Kadın ,islamyiet uygarlığı önceki eski uygarlıkta zulüm ve kahretmekten şekayet
ediyordu . Kadın ,yunanistanda evden çıkması yasaktı ,kültürü görmemiş .ancak ,
islamiyet adama haklar ve görevler konusunda eşitleyerek iffetini korudı . İslamiyet
,kültür yönünden ise ilmi adama farz kıldığı gibi ona da farz kıldı ,peygamber
efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki ilim öğrenmek her müslüman erkek
ve kadın üzerine farzdır 25.
ısbarta’da ise kadınlar ,adamlar savaşa çıktığı için müstehcenliğe ulaşıncaya kadar
hürriyetini görmüi , her şey hatta ırzını satmak için sokaklara çıkmış , sokrat demiş
ki ısparta ,kadının genel hayatta bulunduğu için düşmüş .
Roman çağında levhalar kanunları , kadının ne parası ne kendine yetikimi
olmadığına işaret etmiş , onu satmak veya kovmak veya acı getirmek veya öldürmek
için adama koca veya baba veya oğul olarak hak verilmiştir , koca yetikimi onu
korumak için değil ama ona sahibi olmak için oldu .
İslamiyet ise kendine ve parasına onu yetkilendirmiştir , sadece kabul etiği zamanda
evlenir , zulüm gördüğü veya kocasından nefret ettiği zaman ona talak hakkı
verilmiştir , parasına sahip olmak yönünden ise sadece kendi parasına sahip olur .
1-
SAHİHÜLCAMİ İLSAĞIR’A 1 _ 726 (3913) BAKIN .
218
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Kadın ,hommurabi şeriatında çiftlik hayvanlarına
sayılır ,onu öldürülmesi suç
olmamış ayrıca öldüren ,onu öldürmek ve köle edinmek için öldürülen kadın
efendisine kızı verirmiş .kadın ,hindistan uygurluğunda onun eşi öldükten sonra
öldürülürmüş ayrıca ölen esiyle yakılırmış .
Yahudilik ve hıristiyanlık gibi semavi dinler kadını desteklemek için geldi ,o dinler
tahrif etiği için kadın zulüm görmüş , yahudilerde hizmetçi gibi olmuş , onu satmak
hakkı babaya verilmiş ve mirastan mahrum olmuş .
Hırisiyanlar ise incil yolunu terketmiş , kadinin şeytan kapi olduğunu belirtmiş ,
böylece güzelliğinden mahcup olmalı,çünkü iblis silahıdır . Aziz susnem demiş ki
kadın olması gerken şerd, sevilen yara ,kozmetik malzemeleriyle süslenen tehlikedir
,makon konsili mariyem harcında kadının sadece ruhu olmayan bir bedendir .
Islamiyet adama onu eşitleyerek kadını kutlamış , bazen onu ayrıyor , modern çağ
ilgilenmediği cinsel haklar bile özel sorunları ele almış ,peygamber efendimiz
buyurmadı mı ? “ hayvanlar gibi karılarınıza girmeyin ,aranızda haberci olsun ; ey
rasuluallah ne haberci denmiş ? Öpüş , veya biriniz havanlar yaptığı gibi karısına
anıdan girme ve aralarında haberci olsun ; ne haberci denmiş ? Öpüş ve söz ,veya
birinizin hyvanlara girdiği gibi karısına girme aranızda haberci olsun yani öpüş . Bu
telaffuzla onun ortaya çıkmasıdan vurgulamdım ama okşama olmadan önce
sevişmekten nehy edilmiş telaffuzla ortaya çıkmış .(1)
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) HATİB RİVAYET ETMİŞ 13 –221 TARİHİNDE 8188 TERCUMESİ SUYUTİ CAMİUS SAĞIRDA 2 –
694 (9430) GETİRMİŞ HATİB DOĞRULAMIŞ VE ALBANİ ZAİFUL CAMİDA DEMİŞ
SAYFA,872(6065)KONU ,ESİLSİLE İLZAİFEDE DE 1 –430 (432).
219
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamber efendimiz (s.a.m) adamların karılar için güzelleşmasını emretmiş,koca
karısından faydalandığı gibi onundan faydalanmak için karısına yol açmalıpeygamber
efendimiz buyurdu ki saçlarınızdan alın ,misvak kullanın , israiloğulları bunu
yapmadıkları için kadınları zina etmiş .
Cinsel ilişkide ise peygamber efendimiz insan karısının bitirmesinden önce
bitirmememli çünkü bu durum aileye psikolojik halleri aksettirir , modern psikoloji
bunu vurgular ve freud (üç teori cinste) adlı kitabında belirtmiş .
Peygamber efendimiz buyurdu ki (biriniz karısıyla seviştiği zamanda onu tatmin
etmek lazimdir , önce bitirdiğinde karısın acele etmemelidir ) (1)peygamper
efendimiz emretmiş ki adam kadına saygı göstermeli çünkü erkekler kadınların
koruyup kollayıcıdırlar.ebu hüreyreden rivaiyet edildiğine göre peygamber efendimiz
buyurdu ki (kadınlara hayırhah olun zira kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır .
Eyeği bırakırsan eğri halde kalır . Öyleyse kadınlara hayırhah olun ).ebu hüreyreden
rivaiyet edildiğine göre peygamber efendimiz buyurdu ki (allaha ve ahiret gününe
iman edenler bir konuda bulundğunda hayır söz etsin veya sussun ve kadınlara
hayırhah olun kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır . Eyeği bırakırsan eğri halde
kalır . Öyleyse kadınlara hayırhah olun).(2)
Peygamber efendimiz (iyi insan harcı hiç kimseyi mağlup etmez hiç kimse kötü insan
harcı onları yenmez)buyurarak onlara merhamet etmesi ve tepeden bakmamasını
teşvik etmiştir .
(1) ABD İLRAZİK NİKAH BÖLÜMÜNDE CİMA KONUSUNDA 6 _194 RİVAYET ETMİŞ .
(2) MUTTEFEKUN ALEYH PEYGAMBERLER HADİSLERİ , ADEM VE NESLİ BÖLÜMÜ (3084) VE
MUSLİM RİZAADA KADINLARA VASİYET BÖLÜMÜ – SAHİHULCAMİİLSAĞIRA BAK 1-1-226
(960) .
221
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
MODERN ÇAĞDA MÜSLÜMAN KADIN :
Kötü yolların , ayartmalar , islah ehli azalması , iman zayıflığı ve ümmetin eşi
benzeri olmayan kütürel işgal olduğu için elbette müslüman kadın adam gibi veya
daha çok şekilde büyük meydan okumaları karşılar . Bundan istenen , ümmetin
kuvveti zayıflaştırması , onun sanarlar ve ayartmalar yolundan güçlü noktalara karşı
durup engeller , elbiselerini açma ve bariz olmasına davet , adamlarla karışma ve
onların kuvvetler ve iradesini zayıflayayn çok şeyler . İşte islam toplumuzda yayılan
batılaşma fitnesine onları getirir , iki cinse tehlikeli oldu .
Ama bu çağda müslüman kadına karşı karşıya gelen gerçek ve tehlikeli meydan
okuma , toplum, medya , dışarıya yollamak ve kadınlarla karışmak yolundan kocasına
gelen çok ayartmalardır .
Bu ayartmalar adamı ayarır , sayılmaz çok türler ve şekillere bakar , dolayısıyla adam
ne yazık ki ister meşru çok eşlilik ister gayri meşru ilişkiler( allah korusun )yolundan
karısını ikna etmez .bunun olmasına rağmen karılar buna daha önem vermez ,
kocalarıyla güçlü temaslar kurmak için onlara gelen tehlikeyi bilmez , ne yazık ki
güzlliğini göstermek için evine çıktığı zaman harcı en iyi ve güzel elbise giymediği ,
parfüm sürmediğini görürüz , yalnız evinde kocası ve şekline önem vermez , buna
ters doğru oldu , peygamber efendimiz sünnetine karşıdır.
NASIL ANNE , BABA VE KADINLA DAVRANMAK :
İslamiyette kadın (anne) ve baba ile çok olması gereken tavırları sunuyoruz :
221
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
1_ONU KUTLAMAK İÇİN RAHİM BAĞLANTILARA TEŞVİK :
A- Abu abdallah dömek ve rahim bağlantı arasında seçeneğinde bulunana demiş ki
(selam bile rahim bağlantılarınızı gerçekleşin)(1)
B- Musne abo abdallaha adam kadınlarına akraba olur kadınlar,olması gereken
davranmaz , o zaman nasıl onunla davranır ?sormuş .iyilik ve selam demiş .
C- Peygamber efendimiz abo hureyradan edildiğine göre “ kadın halasıyla veya
teyzesiyle , bir nikah altında tutulamaz “buyurarak rahim bağlantıları kesmekten
nehy etmiş .(2)
(2)
ALLAH (CC) BUYURDU Kİ( ANNE VE BABAYA İYİLİK EDİN )
(BANA , ANANA VE BABANA ŞÜKRET).
(3)
(4)
(3) ANNE İYİLİK KONUUNDA İNSANLARIN BAŞINDA :
Abu hureyre (radiyallahu anh) şöyle dedi : bir adam , rasulullah (sallaallahu aleyhive
sellem )’e geldi ve:insanlar arasinda kendisine en iyi davranmam gereken kimdir ?
Diye sordu . Rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu : annendir adam :
sonra kimdir ? Dedi , rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu :
annendir , adam : sonra kimdir : dedi ,rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle
buyurdu : annendir , adam sonra kimdir ? Dedi , rasulullah (sallallahu aleyh’ ve
sellem ) şöyle buyurdu : babandır “26.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) BURAZ (1877) ORTAYA ÇIKARMIŞ ELKEŞİF VE İBN ODAY ELKAMİLDE 6_ 2168)
(2) MUSLİM NİKAHTA KADINDA TOPLAMAK (2518) RİVAYET ETMİŞ _SAHİH SÜNENİ TERMEZİ ,
NKAH KİTABI KADIN HALASIYLA NİKAH ALTINDA TUTULMAZ BÖLÜMÜ 1_ 328 (899) .
(3) İSRA SURESİ AYET 23 .
(4) LOKMAN SURESİ AYET 14 .
(5) MÜTTEFEKÜN ALEYHİ BUHARİ EDEBİYETTE KEDİNİ BEĞENEN KİM EN APTAL İNSAN
BÖLÜMÜNDE RİVAYET ETMİŞ (5514) _ MUSLİM İYİLİK VE RAHİM BAĞLATMA , ANNE VE BABA
İÇİN İYİLİK (4621) .
222
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬

Peygamber efendimiz sahih hadislerde buyurdu ki “ en güzel iyilik , adamın
ölmüş baba ehline rahim bağlamasıdır “ (1)
peygamber efendimiz buyurdu ki : “ öldükten sonra babasına bağlamak
isteyen , babasının kardeşlere bağlasın “ (2)
peygamber efendimiz buyurdu ki “ kul ışığını söndüren üç , babasının ehli
rahim bağlamaması , bir sunnet değiştirmesi ve odalara bakmaktır “(3)


(4) BABA ÖNÜNDE YÜRÜMEMEK VEYA ÖNCESİ OTURMAMAK VEYA ADIYLA ÇAĞRMAMAK :
Abu hureyre adam arkasında yürüyen bir adamı görmüş ve demiş ki : bu kim? ,
babam demiş , adıyla çağırma ,öncesi oturma ve önünde yürüme demiş .(4)
(5) KIZLAR İYİDİR VE FAZİLETLERİ VAR :
Muhamet ibn suleyman demiş ki :erkekler nimettir , kızlar iyidir ve allah (cc) nimet
için hesaba çeker ve iyilik için mükafatlandırır.ömer ibn as bir kızı olan muavieye
girdi , ey müminlerin emiri vallahi düşmanleri doğdukları , uazakolanlar
yaklaştırdıkları ve nefretleri yaydıklarını harcı bilmedim demiş .muaviye demiş ki ey
amr bunu deme vallahi onların gibi hastaları tedavi eden , ölülere mersiye söyleyen ve
dertleşen hiç kimse yoktur , yeğen dayısına fayda gtirebilir.(5)
(6) AĞA BABA MAKAMINA GETİRMEK :
Peygamber efendimiz buyurdu ki “ağa hakları küçük kardeşe , erkeğe baba hakları
gibidir “(6)
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
MÜTTEFEKÜN ALEYHİ 2552
MUSLİM ORTAYA ÇIKARDI 1/759
GEÇEN KAYNAK 1/759
MECLİS SEVİNCINDA GÖSTERİLMİŞ S 83 .
İBN MOFLİH İLMAKDİSİ , GEÇEN YAZAR CUZ 2 SAYFA 84
MÜTTEFEKÜN ALEYHİ 3009
223
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(7) ÇOCUKLARA VE AİLELERE BEDDUA ETMEMELİ :
Peygamber efendimiz( a.s.m) "kendinize beddua etmeyiniz ,çocuklarınıza beddua
etmeyiniz ,ailelerinize beddua etmeyiniz ,mallarınıza da beddua etmeyiniz .
dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de allah bedduanızı kabul edverir "
27buyurarak onlara beddua etmekten kaçınırdı .(1)
(8) İSLAMİYETİN CARİYEYE OKUMA YAZMA ÖĞRETME ,TERBİYE ETME VE AZAT ETMEYİ TEŞVİK
ETMESİ :
İslamiyet cariye azat etmesine yol açmış ve kölelik kapıları kapatmış ve
uzunzamandır hiç bir köle yok .ebi musa radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre ,
peygamber efendimiz (s.a.m) şöyle buyurdu :üç sınıf insan vardır ki ,onların
sevapları iki kattır :kitap ehlinden olup da hem kendi peygamberine hem de
muhammed (s.a.m)’e iman eden kimse ; hem allahın hakkını hem de efendisinin
hakkını yerine getiren köle ; cariyesi bulunan ve bu cariyeyi güzelce terbiye eden ,
iyice eğitip öğreten ,sonra da azat edip kendisiyle evlenen kimse . İşte bunların iki
kat ecri vardır .” (2)
(9)KADIN MAHCUPLUĞU DİNİ FİKİH OKUMAKTAN ONU MEN ETMEMELİ:
H.Z Ayşe )R.A)Anlattı :Allah İlansar Kadınlarırahmet Eylesin ,Haya Din Bilmek Ve
Fikih Etmekten Onları Men Etmemeiştir .28
(10) KADIN VE ADAM HAYATI , DUYUSAL OLMASINDAN ÖNCE AHLAKLI , PSİKOLOJİK VE DİNİ
MESAJDIR VE ORTALIK GEREKTİR :
İnsanlar iki türdür ,bir tür kaprisler olduğu için işte yavaştır,diğer tür doğru yolda
olduğunu zanneden cahil insandır , işte çoğu insan , emir şeriata karşı geldiğinie
gözlerin önünd koymayarak hükmünü önemser ve fakih rakibini kahretmek için
ortalıkları düzeltiyor ve yazar dinleyiciye zevk vermek için sözleri süslemeye çalışır
ve zahit elleri öpülmek ve onu kutsanmak için dindarlikle açıklığını süslemeyi
amaçlar .tüccar , para toplamak için ömrünü sürdürür , sözleşmeler doğruluğuna
bakmadan bunu düşünür , şehvete düşkün bazen yiyeceler bazen sevişmek yolundan
ne istediğine ulaşmaya çalışır ,ömür bu şeyler için gittiğnde , kalp buna ulaşma ile
meşgul olduğunda, acaba ne zaman günahlardan kurtarıp kendini hesaba çekip
kederlerden kurtarıp ölmeden önce azık toplarıp fazilete ulaşmakta
erken
davranırsın .
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) (MUSLİM 3009(
(2) (MUSLIM 154 , İBN HAYYAN 227 , BUHARI 3011 )
(3) (MUSLIM 332 , ABO DAVOD 316 , IBN MAGA 642 ).
224
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bu ,doğru olsa o zaman mukemmel lezzet şöyle :
-
Ilim .
Gerçekleri bilmek .
Düşmanlarda intikam .
ancak affet lezzeti daha iyi olabilir ; çünkü kahredilen zelil harci olmaz .
Her fazilete ulaşmak ve her reziletten uzaklaşmaktan sabir .
şeyler akibetini gözetmek .
Himmet,fazilete sebep olan amaca ulaşmakta kusurlu olma.
Dünya gittiği ve cennette insanlarin mertebelerinin düyada işlerine göre olduğnu
bilen , oraya ulaşmadan önce onlara rakip oldu ,düşünen çok cennet ehlin ayrica
onlardan daha üstün olanlarin kusurlu olduğunu bilecek , ancak kusurlu olduklarini
bilmez ama halini kabul etmiş ve bu gün bunu biliriz .
O zaman lezzetler hissi ve manevi lezzetlere bölür , şerefliler hissi lezzetlere değer
vermez , erke nikahı , zararli meraklar geçmesi , tedavi ve beslemek için yemek ve
hazirlamak , ihtiyaç ve insanlardan istememek iöin para gibi olmak istenir ,
Aynı lezzet almak için istenirse huyun adımları var ,ancak her hissi lezzetin neredeyse
lezzeti bozan afetleri var , nikah bir saat lezzettir kuvvet gitmesi , gusül külfeti ,
kadına merhamet ve ona ve oğullarına para harcamak , buna sonuç olaraktır .
Lezzet şimşek gibidir yıldırım ona sonuç olur ...böyle bütün hissi lezzetler gerekli
olanları alınmalı ,manevi lezzetler ise bunu kazana afiyet olsun (1) .
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İBN MOFLİH İLMAKDİSİ , GEÇEN YAZAR CUZ 2 SAYFA 348
225
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(11) KADIN EL ELE TUTUŞMAK VE KIZ ÖPÜŞÜ KONUSUNDA İSLAMİYET EDEPLARI :
Bura demiş : abu bak ile ailesine girdim , oğlu ayşe yatıyordu ateşe yakalanmış ,
babasının yanağı öptüğnü gördüm nasıl kızsın demiş .(1)
Maruzi demiş : abu abdullah’a el öpüşünü sordum . Demiş : dindarlık olrak olsa
problem yok , abu obeyde ömer ibn hatab elini öptü , dünya yolu olarak kılıcı ve
kamçısında korkan harcı hayır .
Hasan basri demiş adil imamın eli çpüşü itaattır . Ali ibn abi talib radiyallahu anh
demiş ki oğul öpüşü rahmettir , kadın öpüşü şehvettir ve adam öpüşü din
kardeşliğidir.(2)
Şanlı olduğu için alim ve asıl ve efendinin sultanın elini öpülmesi , caizdir , zengin
olduğu için elini öperse şöyle rivayet edilmiş : zengin olduğu için bir zengine tevazu
gösten dinin üçte biri boşa gider .şeyh vajih ildin abu ilmaali da demiş : sırt
bükülmesi durumunda selam caizdir , denmiş : meleklerin adem’e secdeleridir ...ibn
ömer şam’a gittiği zamanda ehli zimmet ona böyle selam etti ve onları nehy etmemiş
ve bu ,müslümanların büyüklemesidir demiş .(3)
Ama termizi enes’ten rivayet edip doğrulamış : bir adam demiş ey rasulullah
brimizden adam kardeş veya arkadaş ile karşlaştığında , bükülür mü ? hayır demiş
,öper mi demiş , hayır demiş , elini tutup selamlar mı ? evet demiş.(4)
İbn mansur ,abu abdullah’a demiş ki : adam mehremi öper mi ?yolculuktan gelse
korkmadı , halit ibn valid hadisini zikretmiş ,ishak ibn rahuye demiş ki peygamber
efendimiz seferden geldiğinde fatma’yı öperek yapmış 29 , ama ağızdan hiç yapmaz
,alın veya baş ve bakr ibn muhammet babasından , abi abdullah’tan demiş ki : kız
kerdeşi öpen adam konusunda sorulmuş ? halit ibn ilvalit kız kardeşini öpmüş
demiştir .(6)
‫ـــــــــــــــــــــ‬
(1) BUHARI ORTAYA ÇIKARMIŞ 3917 VE ABU DAVOD 5222 .
(2) İbn-Makdisi eski Mofleh tarafından kaleme K2 S 378-379
(3) GEÇEN KAYNAK SAYFA 380-381
(4) AHMET RİVAYET ETMİŞ 3 _ 198 VE İBN MEGE 3702 VE TERMİZİ 2728 VE KONUMU ZAYIF
İMAM AHMET HANZALE İBN İLSUDUSİ YASALARINDAN SAYMIŞ .
(5) İBN MUFLİH İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK CUZ 2 SAYFA 388 .
(6) İBN MUFLİH İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK CUZ 2 SAYFA 388 .
226
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
KADINLARIN CADDE ORTASINDA YÜRÜMESİ :
ABU AMR İBN HAMAS , PYEGAMBER EFENDİMİZDEN RİVAYET ETMİŞ .
-
-
Abu ilhasan ibn ilfazıl ilkattan , abdullah ıbn jafar bize belirtmiş , yakub ibn
sufyen bize belirtmiş ,abdullah ibn mesleme ve muhammed bin osman
iştennuhi bize belirtmiş , abdilaziz bin muhammed bize belirtmiş , abi
ilyemeni’den , şedded bin abi amr bin hemes’ten , babasından , hemze bin abi
seyid ilansari’den , babasından , peygamber efendimizin mescitten çıktığında
kadınlar caddede adamlarla karışmış ( caddeyi gözlerinden geçirme , cadde
kenarlarına yürüsün ) kadınlara buyurduğunu görmüştü.kadın , onun duvarla
çok yapıştığı için elbisesi (şeye)* yapışıyor bile duvarla yapışıyordu .
bin ömer’den (adamlar, ika kadın arasında{ yürümesinden }nehy edilmiş )
*rivayet ettik .
EVLİLİK SEVİŞME EDEBLERİ :
Allah ( c c ) insanları bir tek nefisten yarattı ve ondan eşini yaratt , iki bölüme
bölündüğü zamanda her bölüm diğer bölümi özler .
Adam , kadının birbirileri ile bütünleşerek ondan bir bölüm olmak için adem
kaburgaların bir kaburgadan yarattığını bilmeli , kaburga koca yeri olan kalbe
çok yakın , duygu kaynağı olan kalbi ile onu davranmalı , adamı kadın ile
bağlayan güç bağlantı , sevgi _ acıma _ merhamet _ muhabbettır .kadın da
kalbi ve duygusu yolundan karısına konumunu bilmeli . Peygamber efendimiz
adamlara kadınlarını vasiye ederek buyurdu ki ( siz onların ferçlerini allah ve
resulu sünneti kelimesi ile helal saydınız yüzüne dövmeyin ve onları
çirkinleştirmeyin ).(tirmizi rivayet etmiş ) .
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(*) KÖŞELİ PARANTEZ İÇİNDE : ASILDAN DÜŞMÜŞ , KENRA YAILMIŞ .
(*) KÖŞELİ PARANTEZ İÇİNDE : ASILDAN DÜŞMÜŞ , KENRA YAILMIŞ .
227
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Adam ,hep kocasının beden ve ruh olarak beslemesine önem vermeli , beden beslemesi
ecir ve sevaptır ,peygamber efendimiz buyurdu ki (karısının ağzına yemekleri getirmek
bile ). (buhari rivayet etmiş ).
Ruh beslemesi ise ince duyguyu heyecanlandıran iyi ve güzel kelimeler yolundandır ,
ömür geçerse geçsin sevgi ve beğenme kelimelerinden sıkılmaz.(1)
Elbette evlilikte iyi niyet olmalı , iki damat iffeti niyet etmeli ve haram ypmaktan
korumak .
Evlilik sevişmenin edebleri var , koca hazırlamadan karısı ile tek bir kez sevişmemeli . Bu,
kuş ve hayvanlarda bile gördüğümüz fıtrat ve içgüdüdür , örneğin tavus dişisi ile
sevişmeden önce dişisinin önünde eteğinin yeleğini kabartır ve çok kibirli yürür .
O zaman ‘nsan nasıl olur ? Kocan karının olduğu gibi süslemeli ve parfüm sürmeli .
Karıkoca çıplak olarak seviştiğinde edepli ve vakarlı bir şey değildir peygamber
efendimiz buyurdu ki ( sizinden biri karısıyla iki şeytan gibi çıplak olarak sevişme ) (bin
meje ).
Adamın Karısıı İle Belli Yerden Sevişmesi , Evlilik Edeplerdendir , Onun Dübüründen
Onlara Varmasın , Bu , Kadına Hakert Eder Ama Ekin Yeri Olan Fercinden Olan Varmalı ,
Allah Buyurdu ( İyice Temizlendikleri Zaman İse Allahın Emrettiği Yerden Onlara Varın )
( Bakara:222)
Adam karısına vardığı zamanda allah’ı zikretmeli ve kovulmuş şeytan’dan allah’a
sığınmalı peygamber efendimiz buyurdu ki ( eğer sizden biriniz ehline yaklaşacağı zaman
“ bismillah allahüme cennibni şeytane ve cennibni şeytan ma razektena” diye dua eder ,
bu münasabetten de bir çocuk doğarsa ,o çocuğa şeytan hiç bir zaman zarar veremez ).
(buharı) .
(1) İslamiyette terbiye _ yesin ruşdi .
228
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Bu konu ile ilgili edeplerden ,adamın evlilik ilişkileri hakkında hiç kimse ile
konuşmamas , ailesi veya koca ailesi veya arkadaşlarına karısını şekayet
etmemesidir , çünkü onun karakterinin zayıf olmasını ifade eder , böyle bu şekayet
sonuçları ve karısının ihanet ve hakaret duymasıdır ;dolayısıyla o şeylerden
uzaklaşmak için anlaşılmalı .
Kadın , aybaşından sonra temizlemeli , en güzel ve parlak şekilde olmalı , kocasının
ne nefrettiği veya zarar veren ne kokladığı veya nefret uyandrıcı olan ne işittiği ondan
görmemeye çalışmalı , allah’a yaklaştığı en iyi itaatın peygamber efendimiz
buyurduğu gibi karının kocasını itaat etmesini bilmeli .
Koca , hatta nezakat gösterirse ve sadakatsız olsa karısını övüp sevgi , yumuşak ve
meveddet kelimelerle onunla konuşmalı , o durumlarda karını mutlu etmek için
onunla gerçek olmayan kelimeleri ile konuşabilir .
Adam cimri olmak yasaktır çünkü karı , ona adamın cimrilik etmesinden çok nefret
eder _karı da süslemeden onu kocasının görmesinden nefrt eder , dolaysıyla
abulkasim (sallalahu aleyh ve sellem ) sizden biri tarayana ve hazırlayana kadar
geceleyin ailesine kapıyı vurmayın ) bu demek ki koca yolladığı zaman onu
karşılamak için hazırlamadn karısına anı gelmemeli , karısını en güzel ve iyi şekilde
görmek için taranana ,güzelleşene ve süsleyene kadar geleceği vakti bildirmeli.(1)
İslamiyetin karı ile davranış açıklaması : diğer protokol ve sosyal örgütler islamiyet
gibi bu konuyu ele almadı , islamiyet peygamber efendimiz yolundan bu edeplerini
bize öğretti .
(1) Kaynak :islamiyette davraniş edepleri _ kemal muhammed aleyyeh .
229
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İnnisai , abdullah bin serges’ten rivayet etmiş ,peygamber efendimiz buyurdu ki (
biriniz karısı ile cinsi münesebette bulunurken bir şey (57_b)giysin ,yabani eşekler
gibi soyunmasın).
Bu hadşs bin abdullah’ta doğru , zuhir bin muhammed’de kuvvetli değil , zayifdir .
Abu ahmed bin odey’in , abbed bin kesir’den muhammed bin gebir bin talk’tan
babasindan rivayet edildiğine göre peygamber efendimiz buyurdu ki ( biriniz
hanımıyla beraber olduğunda , iytiyacını gidermesini sevdiği gibi ihtiyacini
giderinceye kadar acele etmesin ).
Bu senedte olan abbed bin kesir şem’dandir , zayiftir ,muhammed bin gebir ise
,ondan şube , sevri ,ayub ve diğerleri gibi imamlar rivayet etmiş .
Ilgazali ,ihya kitabinde demiş ki : peygamber efendimizin tavsiye ettiği cima
edeplerden : koca boşaldiktan sonra karisin boşalincaya kadar beklemeli , bu anda
kari boşalmadan gitmek ona zara verir .
Demiş ki :boşalma vakti farkliliği , koca önce boşaldığında nefreti doğurur ama karı
önce boşalırsa ona zarar verilmez .
Demiş ki :boşalma vaktinin tevafuku , ondan kocasinin kendisiyle meşgul etmek için
kariya göre daha iyidir , kari mahcup olabilir .
İlgazali demiş ki cima edeplerinden de onu kutsamak için kıbleye yönelmemek ve
boşalmadan önce okşamalı ve güzel kelimeler ile konuşmalı ve öpmeli .
bu konuda peygamber efendimiz buyurdu ki ( biriniz hayvanlar girdiği gibi karısına
girmez , aralarında haberci olsun ) ya rasulullah ne ? Denmiş ( öpüş ve kelimeler )
demiş.
231
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Peygamber efendimiz buyurdu ki ( üç şey vardır ki , bunlar kişinin acizliğinden
kaynaklanır . Tanıması gereken biriyle bir araya gelip onun ismini ve soyunu
öğrenmeden ondan ayrılmak , biri kendisine ikram ettiği halde ikramını geri
çevirmek , kişi karısına yaklaşp onunla konuşmadan ,onunla sevişmeden önce onunla
cinsi münasebet kurup onun ihtiyacını düşünmemek ) .
Demiş ki : ayın üç gecesinde kişi için cinsi münasebette bulunmak mekruhtur . Ayın
birinci gecesi , ayın sonuncu gecesi , ayın ortanca gecesi .
Deniliyor ki , bu gecelerde yapılan cinsi münasebette şeytan hazır bulunur .
Demiş ki bunun mekruh olması ,ali ( radiyallahu anh ) , muavye ve abi hüreyre’den
(radiyallahu anhum ) rivayet edilmiş .
Peygamber efendimizin buyurduğu ( yıkan ve yıkanan ) yerine getirmek için
alimlerden bir kısmı , cuma gününde cinsi münasebette bulumayı müstehab
görmektedir .
- Muslim , abi said elhudari’den demiş peygamber efendimiz buyurdu ki (
kıyamet gününde allah indinde mertebe olarak insanların en kötüsü ,karısına
sırrını açan kaoca ve o da ona sırrını açar sonra sırrını açığa30 vurur ) .
BİR Rivayette :
( Kıyamet gününde allah indinde en büyük emanetlerden , karısına sırrını açan
kaoca ve o da ona sırrını açar sonra sırrını açığa (2) vurur ) .
-
‫ـــــــــــــــــــــــ‬
(1) , (2) ASLINDA SIRRINI AÇIKLAMAK.
-252 Ithaf dindar beyler (5/373)
_ 253 MUSL’M ( 2 – 1060 ) .
_ 254 MUSL’M ( 2 _ 1061 ) .
_ 256 ABU DAVOD ( 2174 ) .
_ 257 İLNİHAYE Fİ GARİB İLHADŞS ( YEDİ ) İBN İLESİR DEMİŞ Kİ ÇOK CİMA ETTİĞİ İÇİN
KİBİRLENMEK .
_ 259 ABİ OSMAN BİN ELMÜBERAK İDDARİR İLKOFİ’NİN İNNEKAİD KİTABISI (İDAHİLMEKNON).
231
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Muslim , ömer bin hamza ilemeri’den ortaya çıkarmış , ibn mein onu zayıflaştırmış ,
ibn hanbel demiş ki hadisleri meçhuldur .
-
Ayyad _ allah rahmet eylesin_ ilikmel’de nunu nehy edilmek için çok
hadisler görülmüş , demiş : nehy edilen ise , yaptığını nitelemektedir ve onu
açıklamaktadır , o durum bakış veya nitelik yolundan avret gösterildiği gibidir
, sadece cima zikretmesi ve insanlara söylemesi ise bir fayda için olsa münker
değil .çünkü peygamber efendimiz buyurdu ki :
(Ben onu yaparım ve bu ) .
Fayda olmadan bunu açıklaması , güzel ahlaklardan ve asıl insanların
özelliklelerinden değildir .
Abu davod , abi hüreyre’den _ radıyallahu anh _ rivayet etmiş , peygamber
efendimiz ( sallallahu aleyh ve sellem ) mescitte , iki adam sıra ve bir kadın
sır , veya iki kadın sıra ve bir adam sıra ( 1 _ 59) , namazını kıldıktan sonra
adamlara yöneldi ve buyurdu ki : kapsını kapatıp gizleyip allah örtmesi ile
örtünerek karısı ile cima münasebette bulunan adam sizden mi ) demiş ki evet
, demiş : ( bundan sonra şöyle yaptım böyle yaptım der ) demiş susmuş .demiş
( konuşan sizden mi ?) Diye sonra kadınlara yönelmiş susmuş , bakire kız diz
çökerek peygamber efendimize geldi ( bu ne gibi biliyormusunuz ? Bu , dişi
şeytan caddede erkek şeytan ile buluştuğunda her biri ihtiyacını giderdi ve
insanlar onlara bakıyor ) . Ve hadisi tamamladı .
-
İlhattabi garibilhadis’ta abi ilheysem’den abi said ilhudari’den _ radiyallahu
anh _ peygamber efendimizin çakaldan nehy edildiğini rivayet etmiş .
-
İlhattabi demiş ki çakal demek cima ile kibirlenmek ve adamın karısıyla
ilişkileri açığa vurmaktadır .adam çakallaştırması manasından alınmış ve
demek ki onu gaybet ettim ve nefrettiğini açıkladım , çünkü cima açıklaması
nefretedildiğindendir (59_ b) ve insanlara bunu açıklamamalı . İlhattabi
söylemesi bitmiş .
232
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
-
-
-
İNŞALLAH sonra zikredeceğimiz hadisin başka tabiri var . Evlilikte ilk sabah
ailesine ‘nasıl oldu‘ diye soran adamın suçu yok ,işte gelenekler olmuş . Melik
bin haris ilaştar , bu konuda ali’e radiyallahu anhusormuş ve durumunu ona
bildirmiş ,karını riza etmediği eksikliğk veya ayıp görürse veya kocasının
ahlakına uyumlu değilse genellikle söylemesine müstehaptır . Çok güzellik
veya iyilik ve güzel ahlak bulursa çok salakların yaptığı gibi aşırıca bildirmesin
nitelemesin çünkü bu ,zayıflık ve aşağılıktır ve bundan dolayı çok zararlar
olabilir .
Abu osman ilnakaid kitabında anlatmış ki : mabed ilsuliti’nin rizem bin melik
bin hanzale kavimden olan hamide adlı çok güzel karısı var ilhaccac misyon
için harasan’a onu gönderdiğinde arkadaşlara karısının güzelliğinden
bahsetmiş ve ona onları özletmiş , dolayısıla atik kavimiden olan havt çok
sevmiştir (1_60) mabed’edemiş ki basıra’a gitmek istiyorum ,hamide’ye
verceğin yazıyı yazacağım , ona kocasınınkitabiniona vermek için geldiğinde
onunla konuşup onun için kendi kalbinin duyduğu duygularını dile getirmiş
,bir yıl boyunca kaçıp gizlenilceye kadar onu aldatmıştır ,ailesi onu bulmuş ve
hamile olmuş ,ilhaccac’ın polislerden olan abdulrahman bin ilabesi’e getirilip
taşlanmıştır .
Kadın ,iffetli olsa ,bu konuda endişelenildiği insanlardan değilse niteliklerini
işiten böyle olsa ona karşı onu yaklaştırabilen belalar gelmesini bekleyebilir
,ona ulaştırabilen meşru şeyleri beklemektedir : kocasının ölmesi veya talak ,
o zaman kocasının nitelikleri yolundan onunla evlenir , bu konuyu gözün
önünde koysun ,ve allah muvaffak etsin1.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(1) GEÇEN KAYNAK .
233
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪234‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sekizinci Bölüm
Diplomatik Davramışta İslam Adabı
235
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪236‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Sekizinci Bölüm
Diplomatik Davranışta İslam Adabi
Diplomatik davramışta İslam adabi, İslam genel liyakati adablarından
bölünmeyen bir parçasıdır. İslam, biçimsel ve içeriksel diplomat işina bakıyor.
İslamdaki görünüş ve cevher bölünmez. İslam şariatında liyakat en önemli adabi
ve gereksiminleri, çok olayları dolaşıyor.
Bunlardan:
1-Diplomat görüşünün ilgilenmesi:
Kişisel yetenek diplomat yeterli olmuyor, ama görünşü camiye gidince doğru
olmalı. ( Ey Ademoğulları!, her mescid yanında ziynetlerinizi alın.)(1) Her zaman
ziyneti almak gerektir. Özellikle diplomata :
Allah Teâlâ '' ( De ki: '' Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim
haram kılmış? '' De ki: '' bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet
gününde ise yalnız onlaradır. '' İşte biz ayetleri bilenler için böyle açıklıyoruz.)(2) ''
diyor
Araştırmacılar, '' Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) salhi aileniden ve güzel
şeklinde elçilerini Rum çarıya gönderiyordu, Dahya Kalabi onun elçisini
seçti.İnsanların en güzel ve iyi olanı kimdir.(3) '' der.
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1) A'RÂF SURESİ – 31 Ayetinden.
(2) A'RÂF SURESİ – 32 Ayetinden.
(3) Elçi Abdelkader Salama , Çağdaş Diplomatik Davranış Kuralları-1997 AD.S 126.
237
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Alimler, '' elçi doyu doğru ve azman olmalı, zayif olmamalı. Krallar gözleri örtü
sahiplerini önce davranar. o yakışıklı olmak çalışın.''(1)
Tüm yukarıda anılan sözler, Sünnet'te bildirir.
Kur'an-i Karim'in yanında, Câbir( Radıyallahu anhu ) anlatıyor
''Rasûllullah(sallallahu aleyhi ve sellem) bir adam gördü, saçları
darmadağınıktı. ''bu adam saçlarını düzeltip tertibe sokacak bie şeyi bulamadı
mı?'' buyurdu. Derken, o sırada bir diğer adam gördü. Bunun da isti başı
kirliydi. Bunun hakkında da: ''şu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor
mu?'' dedi''(2)
2- Cevher ilgilenmesi.
Cevher, özellikle manevi olaylar İslam ilgilenmesini kazandı. Bütüne göre ,
Şimdi diplomat üzerinde olduğun için yeterli oluyoruz.
1) zeyreklik ve iyi konuşma.
İlk diplomatık iş adabiyati belki, diplomat zeki olmadır. Sağduyu, hikmet,
akıllılık ve zekilik en önemli baskın özellikleri yapılıyor. Ne sözünde zulüm
etmeden ne hafiflik veya acele seni kontrol altına almaz. Sadece güler yüzle iyi
konuşma olmadır.
Allah Teâlâ '' Allah'ın rahmeti sebebiyle onlara yumuşak davrandın; eğer
kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafından dağılırlardı.''diyor.(3)
‫ــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Elfaraa ( Ebu Ali el-Hasan ibn Muhammed ) kralların elçilerinin Kitabı ve elçiliğine kim
uygundur.Salah El-minacid soruşturması.Dar yeni bir kitap 179 . S 47.
(2) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(4062) .
(3) Âl-i İmrân Suresi : 159 Ayeti.
238
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪239‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Ebu Zer ( Radıyallahu anhu ) şöyle dedi: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)
bana buyurdu ki:“Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabii) bir iyiliği
bile sakın küçükgörme!”(1)
2) Başkaların iyi muaşereti.
Müslüman ya da Müslüman olmayan, iyi muaşeretle başlangıçta olan
müslümandr. Müsliman iyi muaşeret, ihtiyacını görme, sıkıntıyı giderme ve
sürçmeleri örtmele daha uygundur. Abdullah İbni Ömer ( Radıyallahu anhu
)’den rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle
buyurdu:“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık
yapmaz, onu yalnız bırakmaz. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren
kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı
giderirse, Allahuteala o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini
giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allahuteala da o
kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (2)
3) İlim.
Allah Teâlâ '' Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri
derecelerle yükseltsin. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.''diyor(3)
İbn Abbas ( Radıyallahu anhu )’dan; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
şöyle buyurmuştur'' Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda
büyük bir anlayış (kabiliyeti) verir.''(4)
4) Sabır.
Diplomat sabıra ihtiyacı var. Çünkü, çok sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Eğer bu sıfat varmazsa, ülkesine ve inancına zarar verir.
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 1677 ) .Tirmizî’den rivayet edildiğine göre 2/195
.(1634)
(2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre2442 , Müslim’den rivayet edildiğine göre2580
(3) mücadele suresi .11
(4) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre71 , Müslim’den rivayet edildiğine göre1037.
241
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
5) doğruluk.
Doğruluk erdeminde Allah Teâlâ '' Bu doğruların doğruluklarının fayda
vereceği gündür. Onlar için altından nehirler akan cennetler vardır. Orada
ebedi kalıcıdırlar. Allah onlardanı razı olmuştur; onlar da O'ndan razı
olmuşlardır. İşte bu en büyük kurtuluştur.''diyor. (1)
Ebu Hureyre ( Radıyallahu anhu )'den nakledildiğine Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: '' Güçlü kimse, güreşte güçlü
olan değil, kızgınlık anında kendisine hâkim olandır.''(2)
Abdullah ( Radıyallahu anhu )’tan rivayet edildiğine göre Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Doğruluğu elden
bırakmayınız. Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür.Kişi
doğru söylemeye ve doğruluğu araştırmaya devam ederse Allah katında en
doğrukişi olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan kötülüğe götürür.
Kötülük de cehennemegötürür. Kişi yalan söylemeye ve yalanı araştırmaya
devam ederse Allah katında enyalancı olarak yazılır.”(3)
Söyleniyor ki: bazen diplomat durumlara ihtiyacı gösterdiği yalana ihtıyacı
var. biz sanırız ki: doğruluk mutlak bir mana ve erdemi da mutlaktir. Allah
Teâlâ '' Bu doğruların doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlar için
altından nehirler akan cennetler vardır. Orada ebedi kalıcıdırlar. Allah
onlardanı razı olmuştur; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu en büyük
kurtuluştur.''diyor.(4)
6) Yumuşaklık.
Belki yumuşaklık en gerekli diplomat nitelikleridir.
(sallallahu aleyhi ve sellem)yumuşaklık önemini belirledi.
‫ـــــــــــــــــــــــــ‬
(2)
(3)
(4)
(5)
Maide suresi : Ayet 119.
Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre6114 ve 2609.
Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2607)
Maide suresi : Ayet 119.
241
Resulullah
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪242‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Hz. Âişe ( Radıyallahu anhu )’den naklen Allah Resulüllah (sallallahu aleyhi ve
sellem) şöyle buyurmuştur:'' Muhakkak ki Allah nezaketle muamele eder,
nezaket ve ağırbaşlılığı sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini
nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.''(1)
Hz. Âişe ( Radıyallahu anhu ) anlatıyor: Rsûlullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) buyurdular ki: '' Rıfk (yumuşak huy) bir şeye girdi mi onu mutlaka
süsler, bir şeyden de çıkarıldı mı onu mutlaka çirkin kılar.'' (2)
7- Cömertlik.
O uluslararsı ilişkilerde hesaplanan cömertliktir. Ama bu cömertlik
devlet idaresine büyük bir ait var. O ne sefih değil, ne sebepsiz harcamadır.
Ama o devlet idaresine durakları elde etmek için bir tanışmadır. Kasıt
cömertlik, gerekli bir performans, tanışma gerçekleştirilmesi, arkadaşlıklar
etmesi veya mezaket yanıtlaması için yerine koymaktır.
Diplomatik işte cömertlik, islam'ın başkalara onu emir ettiği
cömertlikten farkılıdır. Diplomatik cömertlik amaç ve gaye olduğu dünyevi bir
cömertliktir. Aslında islam'da cömertlik hayırlı yüzlerde ve allah yolunda bir
infak iken, O devlet'e acil bir lehi gerçekleştirmekten başka bir şey
amaçlamıyor. Müslüman devlet hizmeti, islâmi davet hizmetine sebep olup.
Devlet tutumları tespit eder. Ve o çok önemli bir lehdir. Umumiyetle kur'an-ı
kerim bizi cömertliğa davet etti. Allah Teâlâ '' ve (dilediginden de) kısar. Siz
hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine baskasını verir.''der.(3) ve ''
Hayırdan her ne infak ederseniz, muhakkak ki Allah onu hakkıyla bilir.''der.(4
)
‫ــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre6927 ve Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2593
(2) Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2594)
(3) Sebe' Suresi : 39 Ayeti
(4) Bakara Suresi : 273 Ayeti.
243
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
8) büyük günahlardan kaçınma.
(İçki içmek gibi anormal davranışlar bulunur. Sıradan kişi ve diplomat üye
tarafından onlardan kaçınma gerektir.)(1) ki din haram ediyor. ve başka
diplomat alanda özel bir soruna sebep olduğu konulardan, Bu şiddetli
hastalığa bulanandan devletin hakkında bilgileri elde etmeye başkaların
yeteneğidir. İçki, kumar oynama ve para harcamasına ilk yoldur. Sağlığa
ölümlü, para kayıp eden ve şeriat muhaliftir. Allah içki ve başkalardan
kaçınmayı emir etti. Allah Teâlâ sözünde '' 90) Ey iman edenler! Muhakkak ki
içki, kumar, putlar ve fal oklarışeytanın pis işlerindendir. O halde onlardan
kaçınınız ki kurtulusa eresiniz.
91) Muhakkak ki şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve
kin sokmak sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık
vazgeçiyorsunuz degil mi? ''der.(2)
9) Diğer genel özellikler.
Hırs, uyanıklık, iş mükemmelliği, başkanlara itaat, korumada
vatandaşların arasında genel adaleti gözetmesi, görev yapmada ve
meslektaşlar arasında adaleti icra etmesi gibi. Bütün İslam şeriatında istikrarli
ilkeleri ifade ediyorlar. İslami edebiyetlerde bunu bulunur. Onlar özetle
söyleriz. Hırs ve uyanıklıkten deriz ki: gizlilik, cevherleri ve etkililiklerinin
temelidir. İbn Abd-ı Bar Rsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den '' gizlilikle
ihtiyacını karşılama yardım et.''dedi. her nimet sahibi nazar
değmiştir.''(2)Ama iş mükemmelliği kur'an kerim onu ve sevbına ulaşmasına
teşvik etti. Allah Teâlâ '' De ki: “Yapıp-edin. Allah sizin yapıp ettiklerinizi
görecektir. Rasulü ve mü’minler de. Yakında gaybı ve müsahade edilebileni
bilene döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir''der.103
‫ــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Elçi Abdelkader Salama , Çağdaş Diplomatik Davranış Kuralları-1997 AD.S174.
(2) Maide suresi : Ayet 90-91.
(3) İbn Hayyan (Ravdet El-okala)’da S.187 onu rivayet etmiş.
El-sahmy (Gorgan tarihi )’de S.223 onu rivayet etmiş.ve İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 2.S
283.
244
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
De ki: Size, (yaptıkları) isler bakımından en çok
ziyana ugrayanları bildirelim mi?
104) (Bunlar;) iyi isler yaptıklarını sandıkları halde,
dünya hayatında çabaları bosa giden kimselerdir.''(1)
Hakta başkanlara itaat, aranandır. Allah Teâlâ sözüne göre ''Ey iman
edenler, Allah’a itaat edin, Rasul’e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine
de''(2)
Genel adaleti gözetmesinde ise,Allah Teâlâ sözünde '' Ey iman edenler,
kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için sahidler
olarak adaleti ayakta tutun.'' (3)
Bu islami nitelikler, ne tasvir eden işlerde ne kurallar bir destek yoktur.
İslam'da durum olduğu gibi, bunu için diplomat, bu işlerden ifade etme ve
başkalara onu bildirmeye layıktır. Sadece Allaha davet yolunde yok, aynı
zamanda ele getiremeyen şer'i metinlere dayandığı doğru anlayış İslam
gerçeklerini anlmasi yüzünde insanlara genel hayırlı gerçekleşme de. Ve onlar
metinler temel niteliklerle anlatılıyor. En ömenli onlardan:
1-onlar ilahi kaynak var. Kur'an kerim, Nabimiz Muhammed (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e indirilen, Fâtiha-i Sûresi ile başlayan, Nas-i Sûresi ile
bitirilen, okumasına tapan, insan ve cine meydan okuma Allah Teâlâ
sözleridir.
Ve sünnet vahyiye cevap ediyor '' (3) O, hevadan konusmaz (4) O, yalnızca
vahyolunmakta olan bir vahiydir (5) Ona, üstün bir güç sahibi ögretmistir. ''
Bunu için diplomatik alanda İslam kuralları, geleneksel ve vaziyet kurallara
üstün geliyor. Sadece islam kurallarının kanağı yüksekliği yok, aynı zamanda
bu kurallar şümül, daima adaleti ve hak nitenlendiği onlardır. İnsanlardan
özel zarfları, sosyal durumlarına bakmadan eşitlik gerçekleşmesi hedefliyor.
Ama onların inançlarına bakma ile, ne tefrika ne temyiz.
245
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ـــــــــــــــــــــــــــ‬
1- Kehf Suresi : 103-104 Ayeti.
2- NİSA SURESİ : 59 Ayeti.
3- NİSA SURESİ : 135 Ayeti.
Bu edebiyat, sürekli adelet ve hak olmak için, özel şartlerına bakmaz
insanların arasında eşitliğinin uygulaması amaçlanır, yada toplamsal
şartlarına, ama dinine görmesi, fark etmez ve ayırt etmez.
10- allah’ın öfkesi ile insanların rizası istemez :
Diplomat, bazılarına riza etmek yada geleneklerine saygılandırmak yada
diplomatik alanında riayetli koyulan edebiyat için içki içmek ondan istebilir,
yada beyanlarla oturması, onlara dostluk bağları, özellikle halklarının
büyüklerinden olursa, bu meşru ihlal edilmez kötü geleneklerinden
olur.Muaviye r.a dan rivayet olundu: Kendisi Aişe “r.anhüme” mektup yazdı
Bana yaz Bir mektup O mektupta nasihat et Çok olmadan uzatmadan Aişe
Velidemiz yazdı .selam senin üzerine olsun Bundan sonra Ben Rasulüllah
s.a.v den işittim ki O şöyle söylüyordu Kim Allahın Rızasını dilerse İnsanların
öfkesi ile rağmen) Hz.Allah ona kafidir İnsanların eziyetinden Kim ki
insanların rızasını dilerse Hz.Allahın gazabına rağmen Hz Allah Onu
insanlara bırakır Selam üzerine olsun doğru söylemiştir (1)
Ali İbn Ebi Talib dedi ki krallık ve din kardeştir , hiç ayırılmaz , din esastir ,
kralık koruyucudur esassız bir şey olursa , şüphesiz yıkılacak , ve eğer bir şey
koruyucu olmadan şüphesiz kaybedilecek.(2)
11- sözünü tutması
Allah dedi : (İsmaile allah övgüsünden ispat edildi.)(3)
İbn Abd al-Barr dan’rivayet edildiğine göre bir adam Resulullah'ı söz verdi ve
onu gündoğumudan gündoğumuya bekleti.(4)
12 - ne olursa olur hakkı tutması :
Hz. Ebu Bekir (r.a.) ölüm hastalığına yakalanınca, yerine geçmesi için Hz.
Ömer (r.a.)’e haber gönderdi.
246
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre (2414).İbn
edildiğine göre276
(2) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 243.
(3) MERYEM SURESİ : 54 Ayeti.
(4)
Ebu Davud’dan rivayet edildiğine
kübra’da bölüm 10.S.198.
Hayan’dan
gore
rivayet
499.Beyhakî
Ona şöyle vasiyet etti: Ben sana öyle bir vasiyet edeceğim ki, eğer onu
tutarsan, sana mutlaka gelecek olan ölüm gelince, senin için ondan daha
sevimli bir şey olmayacaktır. Eğer onun tutmaz, zayi edersen, elbette mâni
olamayacağın ölüm gelince senin nazarında ondan daha çirkin bir
şeyolmayacaktır.Allah’ın senin üzerinde geceleyin bir hakkı vardır ki, onu
gündüz kabul etmez. Üzerine farz olan vazifeleri eda etmediğin müddetçe
yapacağın hiçbir nafile ibadet kabul olunmaz. Kıyamet gününde terazilerinin
sevap kefesi hafif gelenlerin hüsranı, ancak dünyada kendilerine asla ağır
gelmeyen batıla tabi olmaları sebebiyle hafif gelmiştir. Tabiatıyla ancak batılı
tartan terazide hayır kefesinin hafif gelmesi yerinde bir olaydır. Terazileri ağır
tartanların terazisi de ancak dünyada hakka tabi olmaları sebebiyledir. Böyle
terazinin de ağır gelmesi yerindedir. Eğer sen benim bu vasiyetimi tutarsan
senin nazarında ölümden daha sevgili bir gaip olamaz. Zira ölüm her ne kadar
gaip ise de mutlaka gelecektir. Eğer sen beni bu vasiyetimi tutmazsan
gelmesine mâni olamayacağın ölüm senin için en çirkin şey olur.(1)
İslam, hakka tutunğuda önemli alametlerinden, islami devletlerinde ve islami
toplamında azınlıklarına ince davranışları, islam müslümansız azınlıkları
koruyor ve ona hakkları, hayattını ve güvenliğine olur.
Ecnabiler islamda üç gurubu aşağidaılar:
Birincisi: zimetliler ve taahüt edenler ve ikincisi: güvenlenen ve üçüncüsü:
harpçılar.
Zimetliler allah’ın taahüdü ve paktı, müslümanların aynı gibi davranışı yapılır,
zimetliler içerisine olmadan islami devletlerinde oturanlar ve onlara vakitli
247
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
taahüdü, taaütlerin tutulursa kanlarını ve durumlarını koruyor. Zimetlilerine
ve güvenlilerin ecnebi kelimesi onlara adlandırır. Ama harpçılar, islam
devletinde oturmazlar onlarla anlaşma yok, islam onlara - daha sonra geldiği
gibi - onların hakkları oriayet etmek gerekir.(3)
12- barışa yolunu kesilmez
Diplomatikli, diğer icabet etmeleri ile icabetini onunda değiştirir durumlarına
maruz kalır, suluh ve geri dönmesinin yollarına bulunmaz sınırı hikmetinden
bildirmek olunca ona gerekir, halktan çok ihtiyah edilen diplomatiklidir.
‫ـــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 84.86.
(2) Kaynak : Samir Aliya , Devlet Kuramı ve İslam edeplerini , geçen
kaynak , S.152
Abd Elbarr oğlu dedi ki: daha once söylemiştir ki: mağlup kötüde kazan, Aba
Zer bir adam küfür etmiştir ona söylemiş ki: ( Ah sen, bize küfür etmek
boğmayın, barışa bir yer bırakın, ona allaha itaat ederiz bize allah itaatsizlik
olan ödül etmeyiz).(1)
İslami törenlerinde genel öğütleri ve vesiyetleri
* özellikle islami doğu geleneklerinin alanında, her resmi toplam
münasebetlerinde, özellikle resepsiyon törenlerinde ve öğle yemeği ve akşam
yemeği ziyafetlerinde, takip etmek gereken heysiyet ve tam sayıgılık gerekir,
törenlerin içinde takip etmek gereken meşru kuralları ile ihlal etmez, özellikle
sunulunca ( Münker) içkilerinden ve diğerlerini , daha saygılı içki içmek redd
etmez, gerekmesi halinde suyu yerine olabilir.
* akrabalarına yaralanmaz ve ihanet etmez diğer duygularını saygılanır, oruç
önünde yemez duyguları saygılarından, üzücü önünüde gülmeyin, şaka
istemeyen ciddi ile şakalamayın, hasta önünde sigare içmeyin, yada yoldaş
sigare içmekten sıkıntılanır, kimsenin küfür etmeyin yada lanet etmeyin.
Utanma iyi ahlaki ve iyi sifatıdır, onunla göterilmesi gerekir.
İman ve utanma bir birine bağlanır, birisi yükselirse diğeri yükselir.Haya
imandandır, iman ise cennete götürür. Ahlaksızlık ise cefadandır. Cefa ise
sahibini cehenneme götürür." (2)
Aşağdaki noktalarında diplomatik müslümanının ahlaklari olur ki:
1- güler yüzü: açık yüz – gülümseme onu Peygamber Selamı Ona
Olsun.tarafından tavsiye edilen ve o çok iyi bilinmektedir.
248
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(1) geçen kaynak , bölüm 2.S.96.
(2) Tarmizi’den rivayet edildiğine göre.(1932). Tarmizi sünnetine bak
2/195 (1634)
(2) selam (selamlama): islam sıfatınlarından iyi sıfattır, karşılanlar ve
toplantılan arasında engelleri uzaklaşma kırılmasında çok psikolojik
tedavilerinden üstesinden gelen yada çözülen selamlama çok toplam
bilimcilerinden zikr edilmiştir, bu da aynı tanıtıdığına yada tanıtığımaza
büyük ve küçük ve zengin ve fakire selamalama söylenen alçak gönüllülük
rehberidir - dostluk ve rahmet ve huzur için selamalamanın söylesinde bu
islamın hikmetidir,
(3) el sıkışmak: kardeşinin seviniciyle Mü'minin sevincinden ifade etmek
sevinci yada mutluluğun varınca yada onu seyahattan geldiği zaman olursa
selamlamadır, annenin ve babanın başını öpmek kız yada erkek ve ellerinin
öpmesi mustahabbdır, Bunun aynı gibi büyük kardeşi ile yada amacası ile
yada dayı ile yada ona hakkı olan ve ondan daha büyük yaşındadır.
(4) Ziyaretci sayısı ön planda tutulmak için üstleri kurulu üstündeki büyük
halkları oturması asli arap ve islami geleneklerindendir, hakimler ve
emirlerinin kurulunda onlarından en üst olan, bu konseyinde devletinde özel
görevleri onlara bakanları gelirse, herkesin heysiyetini vermesine korumak
için sol ve sağ tarafına onlardan ilgili kişiler ayrımlarını törenleriyle ilgili
taraflar bulunmaktadır.
(5) tören ve seremonilerinde askeri sistemleri, sınıflarına göre sistemli ve
dikkatlı sistemleri çok sistemlerinden ve sınıfında daha eskiliktir, barış ve
harptaaskeri sistemlerinin metnini belirlediği, belirli selamlamadan
araştırmak yaptığın zaman bu alanında araştırıcına önemli mercidir.
249
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
(6) islami diplomatic işleriyle uyugulamaz davranış batı diller ve ana dili (
arapça dili) arasında karıştırır; arapsını ve didnini diplomatik heysiyetini iki
kat olur- diğer kişi aynı dili ile konuşur, övünmek ve göstermek için yabancı
kelimeleriyle ana dili eklenmez,
(7) Diplomatik müslüman, onun ülkelerinin temsil edilediği ülkelerinde resmi
festival içinde onun ülkesine üniformanın giymek olmalıdır, onun vatanı ve
dini gurur duyması kaynak teşkil edildiği ulusal elbisesinin değiştirmez; çünkü
biz müslüman ülkelerimizde onun elbiselerinin değiştirler başka ülkelerinin
diplomatik görmüyoruz, ama geleneksel elbisesiyle tutucu olmuşlar batı
ülkelerinde çoğu halklar ve azınlıklar görüyoruz pazarlarda ve sokaklarda
yürüyorlar.
(8) tanıtmak için partilarında ecnebiler davranışı, beyanlarının öpmesinden,
dans etmesi, belinden sarması, daha geniş alanında serbest yapmasıyla
çağrılan başkalarının eşleri ve adamlarının arasında iyi ile kötü karışması,
müslüman diplomatik yüce ahlaki değerlerine ve asli arap alicenaplığına
bağlanmaz.
(9) beyanları el sıkışınca beyanlarının ellerini öpmesinden çok batı
ülkelerinden alışkılagelmiş, müslümanlık ve arap alışılmaz, müslümanlık
gelenekselleriyle uygulamaz için müslüman diplomatik olmamalıdır, onu
yapılmazsa diplomatik kurallarıyla ne olursa olur ihala edilmek yanlış mana
vermez, yada diğer yoluyla müslüman onur verdiği kadınlarına saygısızdır.
Yukarıdaki ek olarak aşağıdakilar:
251
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
Af kelimesi, kalpleri yıkanan güzel bir kelime kızgından kapatıldığı olursa
kaldırır, herkesin kalplerinde sevgi gösteren güzel ahlaki sana kötü davranışan
gerçek aftır.
- diğerler ile davranışında orta olun, sitem etmek için bir alan bırakın geri
dönmesi ve dostluk kişi nefret edinse, aranızda her ipleri kesmeyin, bir günde
senin nefret olursa aşkınız aşk olun ve bir günde aşkınız olursa nefretiniz
nefret olun söylenmiştir.
- sen hapşırsan onları zarar olun diğerlerine sprey uçuşmaz için senin ağızına
ve burununa koyun peçete tutmak gerekin, önünde olursa yemekten ve
insanlarından yüzün çevirmek daha iyi olur, hapşırınca insan sesini
kısaltmalıdır, sonra der ki:” şükürler olsun” mevcut olanlarına gereken
derlerki:” çok yaşa” onlara cevap eder ki: “ hepininz birlikte”.
- esnemek sana mağlup olursa, senin ağzına elin koyun, olabildiğine kadar
engellebilirin ses yapmayın.
- arkadaşları kalan hesabına kişisel tanıtım için başkan önünde kendisini
övgüsünde abartmaz, çünkü başkan hızlı gerçek bilecek, aynı kişisine zarar
olacak, başkanlara iki yüzlülük davranışı yada övgüsünde abartma takip
etmez; bu davranıştan sana riza gösteren en az başkanlarından ama devamsız
riza, küçük kişilerinden baskılı senin şahsiyetini baskılırlar.
- Bir kişinin aylık maaşı yada yaşı yada özel bir hediyenin fiyatı yada onun
misafırlarının isimleri gibi özellerinden sormayın.
- ailenin karışıklıklarında öğüt ile girmeyin senden talep ederse.
251
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
- diğerlerine kötü yada iyi olursa ailen gizlerini söylemen.
- karşılık derecesi ne olursa olur iyi ile diğerlerinin önünde eşin davranış olun.
- senin başkanın çekiştirmeyin, görevsel yada ailenin aslinden sormayın.
- merdivana inen kişiyle yada kapıya giren karşılaması ve çatışması önlemeyin
çünkü ona öncekidir.
Müslümanlık edebiyatından türetilen saudi gelenekler ve görenekleri :
- buyrun gir evinin kapı önünde duran davet etmesi.
- arap kavesi sunulması, onunla tamir, genel halklarında.
- tütsü ve misafır parfüm sürmesidir.
- misafir ikram eder, yeterli yemek sunulur, kuzu ( koyun) kesilir, küçük
devesi, onun ikraminda fazla eder, arap ve islam gelenekleri ile tutulur.
- misafir ile misafirperver oturmaz kabile alışkanlıklarından ama onun
hizmetine yapılır.
- saudi alışkanlıklarından: konseyinde küçüğüne büyük sunulur, büyük
yaşlarının öncesi konseyinin önünde oturmaz.
- saudili alışkanlıklarından: misafir yada baba yada ağbey öncesinden çay
fincanı yada kave yada su pardağı almaz, kendisine fadakardır.
252
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
- Baba , amcalar, yaşlılar ve büyük kişilerinin önünde sigara içmek yasaktır.
- yemek ile yada cemaat öncelemesi tekenlenmez, mevcutlu yada seyahat
gurubunda olursa, kimin yaparsa kendisinin hakkında kusur eder.
- saudililer, sayahat yada yerde ( çöl), ihtiyacını yapınca gelenek: konseyinden
uzaklaştırır, mevcutlularından, rüzgar üstü arasını oturanlar ve arkadaşlar
arasında olur, aksi değildir.
- saudililerinden kusurundan: insanlarının önünde yukaridaki elbise
döğmelerini açması, batı elbiseleri giymesi, şal giymezden baş açan gezmesi.
- büyük sorumlular ve kişiler görüşünce maşaleh ( bişot) giymesi
saudililerinde kişileri saygılarının edebiyatlarından, toplamsal payramlarında
ve festivellerinde da, cüma namazı katılır.
- Saudililerinden edebiyatlarından: genel yerlerde sigara içmez, düğünlerinde,
büyük kişilerinde, onunla itiraf eder.
- Saudililerinden edebiyatlarından: baba ve amca ellerini öpmesi, yada metan
( omuz) ve baş öpmesi; onlara saygılamak için, onları teşekkür etmek
tanınması, ağbey, öğrencilerinden yeri sahipları ve emirlilerdir.
- Saudililerinden edebiyatlarından: konseyinde konuşan kesilmez, onunla
dinlmesi, aynı zamanda çok gurublarından konuşlarıyla konseyinde anarşi
yada kalapalık yapmaz, mevcutlularının ve konseyi prestijinden dağılmadan
olur.
253
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
- Saudililerinden edebiyatlarından: yemek masasına misafir ile çocuklar
oturmaz.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: yemeğine komşuları davet etmesi,
komşuları ziyaret etmesi da, durumlarına sorması, ihtiyaclarını yapması,
kuran karim’inden islam dini visayet etmesi gibidir, muhammed payğamberin
sünnetindedir.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: yaya yolcu yardım etmesi, muhtaç
ihtiyac edilen , ailesinden kesildiği seyahat edilen ve garip yada ecnepi.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: konseyinde ayaklarını uzatmaz yada
diğerine ayak koymaz.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: akrabalarının ve ailelerinin
- Saudililerinden alışkanlıklarından: ihtitaçların yapmak için yardım eder, ev
inşaa etmek yada evlenmek gibidir, mali sıkıntısını zamanında, ailerşerine
önemli olan borç yada diya, zayifları ve ailerinin yardım etmek için hayri
fonları kurumasına yapmışlar çok ailelerinden, akrabalar ve aileler
yapmaktadır, onlardan zenginliler ve kudretliler gerekenler destek olur.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: yeni evi yerleşince akrabalarına ve
komşularına ( inenler) gönderir, her elinden geleni yapar.
- Saudililerinden alışkanlıklarından: kanepesine dayanında baba yada en
büyük kardeş yada ağbey misafir yada kimin saygılanılan ilgili olmaz yada
yerinde oturursa ayakları uzatmaz.
254
‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‪Diplomasi ve İslam töreni‬‬
‫‪255‬‬
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
İçindekiler
9
11
15
19
25
37
46
69
73
81
88
89
90
99
Kitabın Fikri
törenden Ve İsalm’da davranış edebiyatından söylemesinin önemi ilgili önsöz
Özel davet
Birinci bölüm: İslam'da diplomasinin temeller
Birinci araştırması: Genel Elemanları
İkinci araştırmasıislam diplomasına ampirik yöntemler
Üçüncü araştırması: Müslüman olmayanlar ile İlişkiler
İkinci bölüm: İslamda Tören ve Elçilikler
İlk araştırması: Elçiler gönderme
ikinci araştırması: heyetler ve elçileri karşılama temeli
Üçüncü araştırması: islam’da elçilerin dokunulmazlıkları
Üçüncü bölüm: İslam'da diplomasi Araçları
İlk araştırması: diplomatik yazışmaları
ikinci araştırması: yabancı dilleri öğrenmesi
Üçüncü araştırması: şifresinin kullanması
dördüncü araştırması: hediyeleşmek
Dördüncü bölüm: Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları
İlk araştırması: protokol: batın anlamında dil ve deyimsel
256
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
100
101
104
107
110
110
111
115
115
116
116
119
120
Birinci talep: diplomatik manası
İkinci talep: tarih içinde diplomatik
Üçüncü talep: çağdaş diplomatik
Dördüncü talep: : Diplomatik ayrıcalıkları ve dokunulmazlıkları uluslararası hukukta
İkinci araştırması: protocol veya törenler
Birinci talep: protokol tanımı
İkinci talep: Her ülkede törenler işleri yönetimleri
Üçüncü araştırması: Batı'da Görgü ve protokol kuralları
Birinci araştırması: Görgü ve protokol kuralları
İkinci talep: öncekiler
Üçüncü talep: Tanışma ve Tokalaşma
Dördüncü talep: Ziyafet Verme
beşinci talep: : bayrakları yükseltmesi törenleri
Beşinci bölüm: İslamî davranşın törenlerinin manası
125
125
128
139
139
141
142
144
145
146
147
147
Birinci araştırması: geneler
birinci talep: Sosyal davranışı meşruiyet kurallarından parçasıdır
ikinci talep: Resulullah'ı takip etmesi , islam'da sosyal ahlaki davranışı temelidir
İkinci araştırması: Resulullah (s.a.s) ahlaklarından
birinci talep: Resulullah (s.a.s) güzel ahlakı
ikinci talep: Peygamber'in (s.a.s) Yüksek Tevazuu , cömertlik ve hayâsı
üçüncü talep: Peygamber(s.a.s.) merhamet'i
dördüncü talep: Peygamber (s.a.s) Sabrı
beşinci talep: Peygamber'in gülüş, öfke ve ağlayışı
Altıncı talep: Peygamber (s.a.s), cesaret ve adaleti
Yedinci talep: Peygamber'in ikna gücüsü
Sekizinci : Peygamber'in (sav) iyi örneğisi
257
Diplomasi ve İslam töreni‫ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
155
158
160
164
167
188
197
198
208
216
219
219
225
235
236
244
248
Altıncı bölüm: İslami davranışının diplomatik edebi
Birinci: sefer edebi
İkinci: yurtdışında nasıl davranmalı
Üçüncü: : güler yüzlü ve insanlara iyi davranış
Dördüncü: batısel törenleriyle karşılaştırması işareti iyileri ahlak ve alçak
gönüllü davranmak
Beşinci: Yiyecek ve içecekte islami davranışı
Altıncı: başkalar'a saygı gösterme ve izin isteme sanatı
Yedinci: diğerlerinin özellikleri değerlendirmesi ve münagatında ve sırrları
korumak davranış sanatı
Sekizinci: uyandırınca ve uyunca islam edebiyatları
Dokuzuncu: islam’da hastanın ziyareti edebiyatları batısel görgüsünde yoktur
Yedinci bölüm: beyan sunulmasında islam ve batı
Birinci araştırması: islam’da beyan
İkinci araştırması: bu çağdaşta müslüman beyanı
Üçüncü araştırması: anne ve baba ile davranış edebiyatları
Dördüncü araştırması: evlenme birlikte yaşamasının edebiyatları
Sekizinci bölüm: diplomatik davranışta islam edebiyatları
Birinci araştırması: diplomatik görgüsüyle önemidir
İkinci araştırması: asil önemidir
Üçüncü araştırması: islam törenlerinde genel visayetleri
Dördüncü araştırması: Müslümanlık edebiyatından türetilen saudi gelenekler ve
görenekleri
258
Download