Meclisi Mebusan I : 36 29 Kanunuevvel 1327 (1911) adetim, bir adamın gıyabında söz söylememek olduğu ve bilhassa mensup olduğum kavmin adetine, o sureti hareketin külliyen münafı bulunduğu için, mecburen ondan bahsetmeyeceğim. Yalnız Osmanlı doğduğum gibi... RIZA PAŞA (Karahisarı Sahip) — Canım... HASAN TAHSİN BEY (Devamla) — Müsaade buyurun Paşa Hazretleri! bu meseleler, biliniz ki hayaü millete taalluk eden meselelerdir. hükümferma olmadığı yerlerde mantıktan bahsetmek izaaı evkattan başka bir neticeyi müntiç olmadığını taslim ve itiraf etmekle beraber, derim ki, Kanunu Esasi, ne Padişahm, ne Kuvvei tcraiyyenin, ne Mebusan ve Ayanındır, sırf milletin malıdır. Onun hukuku sarihasına tecavüz etmek, onu milletin aleyhinde tadil ve tağyire uğratmayı istemek üe Kuvvei Teşriiyye vazifei vekaletini suiistimal etmekten başka bir şey yapmaz zannederim. Evet, o kanun, ancak RIZA PAŞA (Karahisarı Sahip) — Zatı alinize söyle- milletin aleyhinde değil, lehinde olarak tadil edilebilir, miyorum. Bilakis senin sözünü kestiğinden dolayı Esat Pa- ^ şaya söylüyorum. HASAN TAHSİN BEY (Devamla) — Ben, Osmanlı olarak doğdum, Osmanlı olarak mezara girmek istediğim için bu gibi acı hakikatlerden bahsetmek istiyorum. Emin olunuz Paşa Hazretleri, biz de işte o noktai nazardan muhakematımızı yürüterek bir istizah takriri vermiştik. O vesile ile beş on kişinin Divanı Aliye gideceğini pek güzel takdir ettiğiniz için ona yanaşmaktan çekindiniz. Yani istizah takririmizin mevzuubahs ettirilmemesi suretiyle birçok hakikatlerin inkişafına mani oldunuz. REİS — Kabul olundu ya efendim. ÖMER FEYZİ EFENDİ (Karahisarı Şarki) - Kabul ., ,, oiundu ama, akamete mahkûm oldu. A HASAN TAHSİN BEY (Devamla) - Kabul olundu ama, onu müteakip 35 inci madde takdimen ve tercihan ruz­ nameye kondu. Mamafih bendeniz, bu mesele hakkında daha ziyade izahat vermek suretiyle sizin meyusiyyetinizi celp etmek istemiyorum. Çünkü eğer o mesele mevzuubahs olaydı, o zaman birçok hakikatlere ıttıla hasıl edebilecektiniz ve o ıttıla hasıl olmakla beraber, belki Arnavutluğun hastahğına bir ilaç bulabilecektiniz ve Arnavutluğu kurtarmaya muvaffak olabilecektiniz. Hakikat Arnavutluk ilelebet Osmanlılığın müdafiidir, ' onda katiyen ve katıbeten şüphe yoktur. Fakat arz ettiğim gibi o siyasî fırıldıklara kapılmamak için bu gibi esbaba tevessül etmek lazım geldiğini uzun uzadıya izah etmeye ve o suretle Kuvvei tcraiyenin de nazarı dikkatini celbetmeye ve o siyasî fırıldaklara maruz kalmak korkusundan kurtarmaya belki de muvaffak olacaktık. Fakat siz istizah takririmizi mevkii müzakereye koymamakla birçok hakikatlerin ademi inkişafına sebep oldunuz. Artık o babdaki günah ve mesuliyetin bize mi, yoksa size mi ait olduğunu tarih muhakeme etsin. Sadede geleyim. Reis Beyefendi birkaç defa ihtar buyurdular ki 35 inci maddeye dair söz söyleyeyim. Binaenaleyh, bu 35 inci madde hakkındaki mütalaatımı gayet mustasar bir surette arz edeceğim. 35 inci maddenin ademi tadüi hakkında rüfekayı muhteremem, filhakika birçok mantıkî ve makul mütalaat beyan buyurdular. Fakat mantığın — 464 C : 1 fcu n a z i r e y e d ü s t u r u h a r e k e t [ t û h j a e d i l m i ş s e > K a _ nunu Esasinin ilamndan maksut olan gayeyi de temin etmek, fikrimce kabil değildir. Bahusus yine bu devrei intihabiyyede milletin lehine olarak bu maddeyi tadil ettik. Şimdi nasıl oluyor da tekrar 2-2,5 sene sonra aleyhinde olarak tadil edelim? Zaten bu mesele, matbuat sütunlarına da geçmiş bulunuyor. Ancak, ikinci bir ihtihapta girecek olan Mebuslar bunu tadil edebilir; çünkü Mebus olarak gelecek olanlar, milletin bu babdaki hissiyatını bilerek gelmiş bulunacaklardır ve ancak o zaman millet bunu arzu ediyor mu, etmiyor mu anlaşılabilecektir. Fakat, bugün katiyyen anlaşılamaz. Yok, eğer buyurulacak olursa ki, telgraflar geH y 0 r r İ c a e d e r İ m 0 telgraflardan bahsetmeye lüzum yoktur. Eğer biz de o mesleki hasiseye müracaat etmek istesek, biliniz efendiler ki, on imzaya karşı yüz imza ile telg^ . g e t i r t e b i I i r i z F a k a t ciddiyetimizi ihlal etmek istemediğimiz için bu 8 vesaite müracaat etmedik, etmeyiz ve etmeyeceğiz. Yok, eğer > y kanunsuzlukta devam etmek ister ve ' 'evet bu olacak!" derseniz, biliniz ki her kuvvetin fevkinde olan kanun bir gün sizden davacı olacak ve yine o kanun muhalifinin bile rikkatini celbedecek bir surette sizleri ezecektir, Şüphe etmemelisiniz ve o kanunsuzluğun devamı ile bu memleketin bir ka'r-ı girdab-ı felakete doğru yuvarlandığı* dediğimiz kabulamayacağınızdan bihakkın e n a l e y h , vatanınıza, ahfadınıza ve ecdadınızın b e r i n e acıyınız. Daha doğrusu Tarihin lanetlerinden * "kmünüzü veriniz. (Sol taraftan alkışlar) OHANNES VARTEKS EFENDİ (Erzurum) — Efendiler, bendeniz 35 inci maddeye sırf bir prensip noktasından bakacağım. Bu babda hiçbir tarafın efkarını kabul etmiyorum. Güya 35 inci madde bir maksat ile tadil olunuy ° veyahut başka bir cihet için tebdil olunuyor veyahut müolunuyor. Ben bu gibi sözlerden bir şey anlayamıyove bu içtihatların da ne kadar doğru veyahut yanlış olduğunu bil etraf tayin edeceğim. O suretle ki, bu gibi meselelerde, yani prensip meselelerinde başka siyasî entrikakarışürmak veyahut siyasî noktalara bakmak bence — i b i s i z l e r i n e 0 o n a m n v e u n 0 u h a I n d e v a m e t t i k ç e b i l e m a h a I l i k o r k u l u n k o r k a r a k b u ü n t a d i l e t m e k t a t b i k i n i Bina o n a o r e h r d a f a a r u m , a r TBMM KUTUPHANESI