Tam Metin - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
POMZA VE ZEOLİT KATKILI YÜKSEK DAYANIMLI BETONLARIN
ASİT VE TUZ ETKİLERİNE KARŞI DAYANIKLILIĞININ
ARAŞTIRILMASI
Kürşat YILDIZ
DOKTORA TEZİ
YAPI EĞİTİMİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KASIM 2009
ANKARA
Kürşat YILDIZ tarafından hazırlanan POMZA VE ZEOLİT KATKILI YÜKSEK
DAYANIMLI BETONLARIN ASİT VE TUZ ETKİLERİNE KARŞI
DAYANIKLILIĞININ ARAŞTIRILMASI adlı bu tezin Doktora tezi olarak
uygun olduğunu onaylarım.
Prof. Dr. Atila DORUM
Tez Danışmanı, Yapı Eğitimi Anabilim Dalı
Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile Yapı Eğitimi Anabilim Dalında
Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.
Prof. Dr. M. Yaşar KALTAKCI
………………….
İnşaat Müh. Yapı Anabilim Dalı, Selçuk Üniv.
Prof. Dr. Atila DORUM
Yapı Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniv.
Prof.Dr. Metin ARSLAN
………………….
Yapı Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniv.
Prof. Dr. H. Yılmaz ARUNTAŞ
………………….
Yapı Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniv.
Doç. Dr. İ. Özgür YAMAN
İnşaat Mühendisliği Bölümü, O.D.T.Ü.
Tarih: 06/11/2009
Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Doktora derecesini
onamıştır.
Prof. Dr. Nail ÜNSAL
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
……………………………….
TEZ BİLDİRİMİ
Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde
elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak
hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin
kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.
Kürşat YILDIZ
iv
POMZA VE ZEOLİT KATKILI YÜKSEK DAYANIMLI BETONLARIN ASİT
VE TUZ ETKİLERİNE KARŞI DAYANIKLILIĞININ ARAŞTIRILMASI
(Doktora Tezi)
Kürşat YILDIZ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
(Kasım 2009)
ÖZET
Betonun hizmet ömrünü artıran yöntem ve malzemelerin araştırılması
günümüzde oldukça önem kazanmıştır. Hizmet ömrünü olumsuz yönde
etkileyen zararlı su ve kimyasallar dayanıklılığı etkileyen etkenlerin
başında gelmektedir. Betonun kimyasal etkiler altındaki dayanıklılığı
alanında yapılan çalışmalar çoğunlukla betonarme yapı elemanı olan
çeliğin
üzerinde
dayanıklılığı
üzerinde
yapılan
dayanıklılık
yoğunlaşırken,
çalışmaları
beton
tam
dayanıklılığı
olarak
netliğe
kavuşmamıştır. Bu çalışmada, pomza (P) ve zeolit (Z) gibi zengin yer altı
kaynaklarına sahip olduğumuz minerallerin yüksek dayanımlı beton
üretiminde değerlendirilmesi ve farklı çevresel etki şartlarında betonun
dayanım ve dayanıklılığı üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
Bu
amaçla
bağlayıcılar
üzerinde
kimyasal,
fiziksel,
mekanik,
minerolojik, moleküler, elektrokinetik ve simultane termal analizler
gerçekleştirilmiştir. 0P15Z (%0 pomza + %15 zeolit), 5P10Z, 10P5Z ve
15P0Z olmak üzere dört farklı türde beton üretilmiştir. Farklı oranlarda
çimentoya ikame edilmek suretiyle üretilen betonlarda %1.3 oranında
Glenium 51 süper akışkanlaştırıcı katkı (SAK) bağlayıcı ağırlığı
cinsinden betona ilave edilmiştir. Üretilen her bir beton türü üzerinde
v
çökme ve birim ağırlık taze beton deneyleri yapılmış, daha sonra 10x20
cm’lik silindir kalıplara yerleştirilmiştir. 24 saat kalıpta tutulduktan
sonra kalıptan çıkarılarak 23±2 °C kirece doygun suda 28 gün
bekletilmiştir. Daha sonra sudan çıkarılan beton numuneleri 7500 Mg/L
MgSO4, %5 H2SO4, %5 NaCI çözeltilerine ve 23±2 °C kirece doygun suya
alınarak deney tasarımında belirlenen esaslar çerçevesinde 28, 56 ve 90
gün çevresel etkilere tabi tutulmuştur. Bu sürelerin sonunda her bir
beton türü üzerinde birtakım dayanım ve dayanıklılık özellikleri
araştırılmıştır.
Sonuç olarak, pomza, zeolit ve her ikisinin birlikte kullanımıyla yüksek
dayanımlı beton (YDB) üretilebileceği görülmüştür. Gerek dayanım
gerekse dayanıklılık parametreleri üzerinde çevresel etkilerin bozucu
etkileri farklı gerçekleşmiş, en fazla bozucu etkiyi H2SO4 çözeltisi
yapmıştır. NaCI ve MgSO4 çözeltilerinin bozucu etkileri ise betonun
ilerleyen yaşlarında ortaya çıkmıştır. Bozucu ortamlarda dahi çok
yüksek dayanım istenilen durumlarda 0P15Z ve 5P10Z beton türlerinin,
yüksek dayanım istenilen durumlarda ise 10P5Z ve 15P0Z beton
türlerinin kullanılabileceği görülmüştür. Ayrıca pomza ve zeolit’tin
yüksek dayanımlı beton üretiminde sıkça kullanılan uçucu kül, silis
dumanı, yüksek fırın cürufu gibi puzolanlarada alternatif olabileceği
tespit edilmiştir.
Bilim Kodu
:714.1.143
Anahtar Kelimeler :Yüksek dayanımlı beton (YDB), pomza, zeolit,
dayanıklılık.
Sayfa Adedi
:139
Tez Yöneticisi
:Prof. Dr. Atila DORUM
vi
INVESTIGATION OF THE DURABILITY OF PUMICE AND ZEOLITE
ADDED HIGH STRENGTH CONCRETE AGAINST ACID AND SALT
EFFECTS
(PhD. Thesis)
Kürşat YILDIZ
GAZİ UNIVERSITY
INSTITUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY
November 2009
ABSTRACT
Presently, research on methods and materials that prolong the service
life of concrete has gained significant importance. Harmful chemicals
and water that adversely affect the service life of concrete can be
counted as the primary factors which affect service life. Most of the
researches on the strength of concrete against chemical effects of
concrete under the effect of chemical substances have been
concentrated on the effect of chemicals on the reinforcement, but not
on the concrete it self of the concrete. This subject still has not been
demystified. In this research utilization of minerals that are highly
available in our country such as pumice (P) and zeolite (Z) in
production of high performance concrete and effect of these minerals
on strength and durability of concrete under different environmental
factors were investigated.
For this purpose chemical, physical, mechanical, mineralogical,
molecular, electrokinetic’s, and simultaneous thermal analyses were
performed on the binders. Four different types of concrete have been
produced with the constituent combinations of: 0P15Z (0% pumice +
vii
15% zeolite), 5P10Z, 10P5Z and 15P0Z. Glenium 51 super plasticizer
was added to each produced concrete in 1,3% of total weight. Several
fresh concrete tests have been performed on the produced concrete
types and then fresh concrete was placed to 10x20 cm cylinder moulds.
After keeping in the mould for 24 hours, the concrete samples have
been taken out of the moulds and placed in lime saturated water bath
for duration of 28 days under a temperature of 23±2°C. Next, the
samples were put into 7500 mg/l MgSO4, 5%H2SO4, 5%NaCl solutions
and 23±2°C lime saturated water bath and each sample had been
subjected to environmental effects for 28, 56, and 90 days. After the end
of
these
periods,
on
each
of
the
concrete
types
particular
characteristics of concrete strength and durability were investigated.
In conclusion, results of analyses have shown that using binders like
pumice, zeolite or both contributes high strength concrete could be
produced. In all the mixture types high strength concrete classes have
been obtained. The destructive effects of variable environmental
conditions on the strength and durability parameters realized differently
and the worst effect have come from H2SO4 solution. NaCl and MgSO4
solutions have shown their destructive effects on the concrete in later
ages. It is anticipated that 0P15Z and 5P10Z concrete types could be
used for very high strength concrete and 10P5Z and 15P0Z types could
be used for high strength types. In addition, pumice and zeolite can be
considered as an alternative to pozzolans such as fly ash, silica fume,
ground granulated blast furnace slag, etc.
Science Code
Key Words
Page Number
Adviser
: 714.1.143
:High strength concrete (HSC), pumice, zeolite,
durability
: 139
: Prof. Dr. Atila DORUM
viii
TEŞEKKÜR
Çalışmalarım boyunca bilgi ve tecrübeleriyle beni yönlendiren ve bu süreçte
daima sevgi ve hoşgörü sergileyen değerli hocam Prof.Dr. Atila DORUM’a,
değerli katkıları ve yönlendirmelerinden ötürü Sayın bölüm başkanım Prof.Dr.
Metin ARSLAN’a tez izleme komitesi üyesi Sayın Prof.Dr. Mevlüt Yaşar
KALTAKCI’ya teşekkür ederim. Deneysel çalışmalarımda yardımlarını
esirgemeyen değerli mesai arkadaşlarıma, sevgili öğrencilerime, bağlayıcılar
üzerinde yapmış olduğum analizlere desteklerinden ötürü Sayın Dr. Yılmaz
KOÇAK’a
teşekkür
ederim.
Doktora
çalışmam
süresince
maddi
desteklerinden ötürü TÇMB kurumuna, ayrıca doktora çalışmalarım boyunca
teşviklerini ve desteklerini esirgemeyen amcam sayın Prof. Dr. Cemil
YILDIZ’a, hiçbir zaman manevi desteğini esirgemeyen anneme ve babama,
kendilerine yeterince zaman ayıramadığım halde, gösterdikleri sabır, sevgi ve
destekle beni diama güçlü kılan sevgili eşim Elif, birtanelerim Göktuğ ve
Orhan Alptuğ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
ix
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET………………………………………………………………………………...iv
ABSTRACT…………………………………………………………………………vi
TEŞEKKÜR………………………………………………………………………..viii
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………ix
ÇİZELGELERİN LİSTESİ…………………………………………………………xii
ŞEKİLLERİN LİSTESİ…………………………………………………………....xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR………………………………………………...xvii
1. GİRİŞ.......................................................................................................... 1
2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMASI ............................. 4
2.1. Yüksek Dayanımlı Beton..................................................................... 4
2.2. Yüksek Dayanımlı Betonların Bileşenleri ............................................ 5
2.2.1. Agrega...................................................................................... 5
2.2.2. Su / çimento oranı .................................................................... 6
2.2.3. Puzolan .................................................................................... 7
2.2.4. Süper akışkanlaştırıcı katkı (SAK) .......................................... 15
2.3. Yüksek Dayanımlı Betonların Dayanımı ve Dayanıklılığı .................. 17
2.3.1. Basınç dayanımı..................................................................... 17
2.3.2. Aşınma dayanımı.................................................................... 18
2.3.3. Kimyasal aşınma .................................................................... 19
2.3.4. Kılcal su emme geçirgenliği .................................................... 22
x
Sayfa
2.4. Yüksek Dayanımlı Betonun Bozulma Direncine Etki Eden Faktörler
……………………………………………………………………………23
2.4.1. Puzolanların etkileri ................................................................ 23
2.4.2. Geçirimlilik, su-çimento oranı ve boşluk yapısının etkileri....... 25
2.4.3. Süper akışkanlaştırıcı katkıların etkileri .................................. 26
2.4.4. Kür şartlarının etkisi................................................................ 27
2.4.5. Zararlı su ve kimyasalların etkileri .......................................... 28
2.5. Pomza ve Zeolitin Çimento ve Beton Üretiminde Kullanımına İlişkin
Daha Önce Yapılmış Çalışmalar....................................................... 30
2.6. Arayüzeylerde Moleküler, Zeta Potansiyel ve Simultane Termal
Analiz…. ........................................................................................... 39
3. MATERYAL VE METOT........................................................................... 44
3.1. Materyal ............................................................................................ 44
3.1.1. Agrega.................................................................................... 44
3.1.2. Çimento .................................................................................. 45
3.1.3. Puzolanlar .............................................................................. 45
3.1.4. Süperakışkanlaştırıcı katkı (SAK) ........................................... 46
3.1.5. Karışım Suyu .......................................................................... 47
3.2. Metot................................................................................................. 47
3.2.1. YDB örneklerinin hazırlanması ............................................... 47
3.2.2. Taze beton deneyleri .............................................................. 49
xi
Sayfa
3.2.3. Çevresel etkiler için oluşturulan kimyasal çözeltiler ................ 50
3.2.4. Bağlayıcılar üzerinde yapılan analizler ................................... 51
3.2.5. Sertleşmiş beton deneyleri ..................................................... 53
4. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME ........................................................ 59
4.1. Bağlayıcılardan Elde Edilen Özellikler .............................................. 59
4.1.1. Kimyasal, fiziksel ve mekanik özellikler .................................. 59
4.1.2. Mineralojik özellikler ............................................................... 61
4.1.3. Moleküler özellikler ................................................................. 63
4.1.4. Elektroknetik özellikler (Zeta potansiyeli)................................ 65
4.1.5. Simultane termal özelliler ....................................................... 66
4.2. Taze Beton Deneyleri ....................................................................... 68
4.3. Sertleşmiş Beton Deneyleri............................................................... 69
4.3.1. Basınç dayanımı..................................................................... 69
4.3.2. Statik elastisite modülü ve poisson oranı................................ 76
4.3.3. Ultrases geçiş hızı .................................................................. 82
4.3.4. Schmidt çekici ile yüzey sertliği .............................................. 85
4.3.5. Birim hacim kütlesi.................................................................. 89
4.3.6. Görünür boşluk oranı.............................................................. 92
4.3.7. Kapiler su emme miktarı......................................................... 96
xii
Sayfa
4.3.8. Aşınma dayanımı.................................................................... 99
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER................................................................... 103
5.1. Sonuçlar.......................................................................................... 103
5.2. Öneriler ........................................................................................... 106
KAYNAKLAR ............................................................................................. 107
EKLER
EK-1
EK-2
EK-3
EK-4
Deformasyon kontrollü beton basınç dayanımı deneyi
Statik elastisite modülü ve poisson oranı tayini deneyi
Aşınma dayanımı tayini deneyi
Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda beton basınç
dayanımı verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-5 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda statik elastisite
modülü verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-6 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda poisson oranı
verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-7 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda ultrases geçiş
hızı verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-8 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda Shmidt çekici
ileyüzey sertliği verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-9 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda birim hacim
kütlesi verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-11 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda kapiler su emme
deneyi verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-12 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda aşınma
dayanımı deneyi verilerine ait Duncan testi sonuçları
EK-13 Her bir parametre üzerinde ölçülen ortalama deney sonuçları
EK-14. Her bir parametre üzerinde ölçülen ortalama deney sonuçları
(devam)
123
124
125
135
ÖZGEÇMİŞ
136
126
127
128
129
130
131
132
133
134
xiii
ÇİZELGELERİN LİSTESİ
Çizelge
Sayfa
Çizelge 2.1. Bazı yönetmeliklere göre yüksek dayanımlı beton dayanım
sınırları....................................................................................... 4
Çizelge 2.2. Türkiye pomza yataklarının rezerv miktarları ve katagorileri ... 11
Çizelge 2.3. Türkiye'de tespit edilmiş olan zeolit yatakları ve türler ............. 15
Çizelge 3.1. Kullanılan agrega üzerinde yapılan deneyler........................... 45
Çizelge 3.2. Bağlayıcıların kimyasal, fiziksel ve mekanik özellikleri............. 46
Çizelge 3.3. Glenium 51 SAK’nın teknik özellikleri ...................................... 46
Çizelge 3.4. Puzolan türü ve oranlarına göre beton grupları ....................... 48
Çizelge 3.5. Her bir beton grubu için 1m3 karışıma giren malzeme miktarı . 48
Çizelge 4.1. Zeolit, pomza ve CEM I 42,5 R çimentosunun çeşitli sıcaklık
aralıklarında % ağırlık kayıpları ............................................... 67
Çizelge 4.2. Taze beton parametrelerine ait veriler ..................................... 69
Çizelge 4.3. 28. gün beton basınç dayanımı verilerine ait açıklayıcı
istatistikler................................................................................ 70
Çizelge 4.4. 28. gün beton basınç dayanımı verilerine ait varyans
çözümleme tablosu.................................................................. 70
Çizelge 4.5. 28. gün beton basınç dayanımı verilerinin beton türüne bağlı
değişimini veren Duncan testi sonuçları .................................. 70
Çizelge 4.6. İstatistik analizlerde kullanılan beton kodları............................ 72
Çizelge 4.7. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda beton basınç
dayanımı verilerine ait varyans çözümleme tablosu ................ 73
Çizelge 4.8. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda statik elastisite
modülü verilerine ait varyans çözümleme tablosu ................... 76
Çizelge 4.9. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda poisson oranı
verilerine ait varyans çözümleme tablosu ................................ 79
Çizelge 4.10. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda ultrases geçiş
hızı verilerine ait varyans çözümleme tablosu ....................... 83
xiv
Çizelge
Sayfa
Çizelge 4.11. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda Shmidt çekici ile
yüzey sertliği verilerine ait varyans çözümleme tablosu ........ 86
Çizelge 4.12. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda birim hacim
kütlesi verilerine ait varyans çözümleme tablosu................... 90
Çizelge 4.13. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda görünür boşluk
oranı verilerine ait varyans çözümleme tablosu..................... 93
Çizelge 4.14. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda kapiler su
emme deneyi verilerine ait varyans çözümleme tablosu ....... 96
Çizelge 4.15. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda aşınma
dayanımı deneyi verilerine ait varyans çözümleme tablosu. 100
xv
ŞEKİLLERİN LİSTESİ
Şekil
Sayfa
Şekil 2.1. Kimyasal katkıların ayrıştırıcı etkisi ............................................. 16
Şekil 2.2. SAK’ların taze ve sertleşmiş beton özelliklerine etkileri ............... 17
Şekil 3.1. TS 802 standart eğrileri ve kullanılan agrega granülometri eğrisi. 44
Şekil 4.1. CEM I 42,5 R, pomza ve zeolite ait tane boyut dağılımları........... 60
Şekil 4.2. CEM I 42,5 R çimentosunun XRD analizi..................................... 61
Şekil 4.3. Zeolit’in XRD analizi ..................................................................... 62
Şekil 4.4. Pomza’nın XRD analizi................................................................. 62
Şekil 4.5. Bağlayıcıları FT-IR spektrum analizleri......................................... 64
Şekil 4.6. CEM I 42 R çimentosunun zeta potansiyeli.................................. 65
Şekil 4.7. Puzolanların zeta potansiyelleri.................................................... 65
Şekil 4.8. Zeolit, pomza ve CEM I 42,5 R çimentosunun DTA ve TG
analizleri ....................................................................................... 68
Şekil 4.9. 28. gün ortalama basınç dayanımı verilerine ait grafik ................. 71
Şekil 4.10. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
beton basınç dayanımı verilerine ait grafik................................. 74
Şekil 4.11. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
statik elastisite modülü verilerine ait grafik ................................. 77
Şekil 4.12. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
beton basınç dayanımı verilerine ait grafik................................. 80
Şekil 4.13. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
ultrases geçiş hızı verilerine ait grafik ........................................ 84
Şekil 4.14. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
Shcmidt çekici ile yüzey sertliği verilerine ait grafik .................... 87
Şekil 4.15. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
birim hacim kütlesi verilerine ait grafik........................................ 91
xvi
Şekil
Sayfa
Şekil 4.16. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
görünür boşluk oranı verilerine ait grafik .................................... 94
Şekil 4.17. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
kapiler su emme verilerine ait grafik........................................... 98
Şekil 4.18. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama
aşınma dayanımı deneyi verilerine ait grafik ............................ 100
xvii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte
aşağıda sunulmuştur.
Simgeler
Açıklama
ζ
Zeta potansiyeli
F
F testi değeri
p
Anlamlılık düzeyi
Kısaltmalar
Açıklama
0P15Z
%0 pomza + %15 zeolit
5P10Z
%5 pomza + %10 zeolit
10P5Z
%10 pomza + %5 zeolit
15P0Z
%15 pomza + %0 zeolit
DTA
Fark esaslı termal analiz
FT-IR
Fourier transformlu kızılötesi spektroskopisi
P
Pomza
S/B
Su-bağlayıcı oranı
S/Ç
Su- çimento oranı
SD
Silis dumanı
SAK
Süperakışkanlaştırıcı katkı
STA
Simultane termal analiz
TG
Termal gravimetri
XRF
X ışını spektroskopisi
XRD
X ışını difraksiyonu
YDB
Yüksek dayanımlı beton
Z
Zeolit
1
1. GİRİŞ
Günümüz Türkiye’sinde, hızlı ve dinamik işleyen inşaat sektörü, inşaat
malzemesi üretimi ve tüketimi ekonomik açıdan düşünüldüğünde önemli
derecede katma değer sağlamaktadır. Bu bağlamda düşünüldüğünde
betonarme yapı tasarımının vazgeçilmez malzemesi beton çok daha efektif
ve verimli kullanılmaktadır. Yüksek dayanımlı beton kullanımı şu anda
Türkiye’de yaygın olmamakla birlikte üniversitelerde ve araştırma bazında
konuyla ilgili birçok çalışma vardır ve devam etmektedir. Önümüzdeki yıllarda
bu konunun daha çok ilerleyeceği ve yüksek dayanımlı beton kullanımının
artacağı aşikârdır.
Beton üretimi düşünülürken hemen dayanıklılık özelliği dikkate alınmayabilir.
Dayanıklılık, beton sertleşip hizmete girdikten sonra hatta bazen uzun bir
süre geçince kendini gösteren bir niteliktir. Oysa dayanıklılık mukavemet ve
ekonomi gibi, iyi beton yapımında beton işçiliği ile ilgili hatırda tutulması,
dikkate alınması gereken bir beton niteliğidir. Gerekli dayanıklılığa sahip
olmayan beton iyi bir beton olamaz. Genel kaide, dayanıklı bir beton elde
etmek için düşük s/ç oranı ile beton yapmak, iyi seçilmiş sağlam agrega
kullanmak, betonu yerleştirirken iyi işçilik ve uygun inşaat yöntemleri ile
kaliteli, yoğun beton elde etmek, dökülen betonu yeterince kür etmektir [1].
Günümüzde, betonun çok değişik ortamlarda kullanılması sonucu betondan
beklenilen özellikler de artmıştır. Bu nedenle betonun kullanıldığı ortamda
karşılaştığı fiziksel ve kimyasal etkiler göz önüne alındığında betonun
dayanıklılık özelliği sonucu ortaya çıkan “hizmet ömrü” kavramı oldukça
önem kazanmaktadır. Betonun çevrenin etkisinde ilk şeklini, özelliklerini ve
performansını kaybetmeden devam ettirebilme yeteneği olarak tanımlanan
hizmet ömrü, betonun teknik ve ekonomik tasarımı sonucu ortaya çıkmış bir
kavramdır. Bu amacın gerçekleşmesi betonun üretim öncesi, üretim süreci ve
üretim sonrasındaki kalite kontrol ve denetimleri ile sağlanabilir. Betona etki
ederek tahribata yol açan fiziksel ve kimyasal etkenlerin betona tesiri, ya
2
betonun üretim süreçlerinde ortaya çıkan aksaklıklar sonucu başlangıçta ya
da özellikle dış fiziksel etkenler ile sonradan meydana gelmektedir. Beton
malzemesinin standardı, sistemin tasarım dayanımı ilkesinin en önemli
girdisini oluşturmaktadır [2].
Yüksek dayanımlı betonun özelliği olan, yüksek mukavemet daha çok göz
önüne alınmasına rağmen betonun giderek artan kullanım sahasından dolayı
dayanıklılığının geliştirilmesi daha fazla önem kazandırmıştır. Şu ana kadar,
sülfat, asit ve tuz etkilerine karşı yüksek dayanımlı betonu korumak için pek
çok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmalar, yapıyı kaplamak yada dış etkilerden
koruma şeklinde olmuştur. Bu yaklaşımın yerine yüksek dayanımlı betonu
maruz kalabileceği bozucu etkilere karşı dayanıklı hale getirmek daha
önemlidir [3].
Yüksek dayanımlı betonlar gerek taze, gerekse sertleşmiş geleneksel
betonlardan işlenebilirlik, dayanım, dayanıklılık gibi bir çok özelliği daha üstün
olan betonlardır. Yüksek dayanımlı betonlar kaliteli agrega, kaliteli çimento,
süper akışkanlaştırıcı katkı, düşük S/Ç oranı ve S/D, uçucu kül gibi puzolanik
madde gerektiren yüksek işlenebilirliğe sahip özel bir betondur [4-6].
Betonu zararlı dış etkilerden korumak için yapılan yalıtım uygulamaları
oldukça zor ve pahalı olmaktadır. Bu nedenle günümüzde bir çok araştırmacı
beton malzemesine olumsuz yönde etki eden fiziksel ve kimyasal tesirlere
karşı daha dayanıklı beton üretebilme arayışı içerisine girmişlerdir. Zararlı su
ve hava yoluyla, kimyasal sebeplere dayalı betonun bozulması, fiziksel
etkilerinde ortaya çıkmasıyla daha büyük boyutlara ulaşır [7].
Beton çeşitli atmosferik olaylara, zararlı kimyasal maddeler içeren su ve
toprağa ve daha birçok kimyasal hasar tiplerine karşı yeterli dayanım
sağlayabilir. Ancak bazı durumlarda kaliteli bir betonun bile ömrünü
kısaltabilecek kimyasal ortamlar olabilir. Böyle durumlarda özel önlemler
3
alınmalı ve hasara sebep olan etkiler azaltılmalıdır. Beton kuru ve katı
kimyasal maddelerden daha çok, çözelti halindeki zararlı kimyasal hasara
açıktır. Bunlar belirli bir yoğunluğun üzerinde olduğu durumda hasar ortaya
çıkar. Basınç altındaki betonda hasar daha belirgindir. Çünkü zararlı
çözeltinin beton içerisinde ilerlemesi daha kolaydır [8,9].
Bugüne kadar yüksek dayanımlılı beton tasarımı konusunda yapılan ulusal
ve uluslararası çalışmalarda, beton kalitesini artırmak amacıyla çoğunlukla
S/D, yüksek fırın cürufu ve uçucu kül gibi yapay puzolanların kullanımı yoluna
gidilmiştir. Yüksek dayanımlı beton tasarımında doğal puzolanlardan pomza
ve zeolit gibi yüksek puzolanik aktiviteye sahip ve yeraltı kaynakları
bakımından zengin olduğumuz puzolan kullanımı yoluna gidilmemiştir. Bu
bağlamda çalışmamızda puzolanik madde olarak çimentoya ikame yoluyla,
literatürde belirtilen oranlarda, pomza ve zeolit kullanımı yoluna gidilmiştir.
Bununla beraber beton yapısının bozulması konusunda yapılan çalışmalar,
çoğunlukla betonarme yapı elamanı olan çeliğin bozulması üzerine
yoğunlaşmıştır. Betonun bozulması üzerine yapılan çalışmalar henüz tam
olarak netliğe kavuşmamıştır. Bu amaçla pomza ve zeolit minerallerinin
yüksek dayanımlı beton üretiminde puzolan olarak değerlendirilmesiyle elde
edilen yüksek dayanımlı betonların bir takım çevresel etkilere karşı dayanım
ve dayanıklılığı araştırılmıştır.
4
2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMASI
2.1. Yüksek Dayanımlı Beton
Günümüzde birçok mühendislik yapısında kullanılan yüksek dayanımlı
betonun üretiminde geleneksel betonlardan farklı olarak S/D ve mineral
katkılar, s/ç oranını 0,25 civarına düşürmek için süperakışkanlaştırıcılar,
yüksek dayanımlı en az CEM I 42,5 portland çimentoları ve kaliteli agrega
kullanılmaktadır [10].
Bazı ülkelerin yüksek dayanımlı beton olarak kabul ettikleri dayanım sınırları
Çizelge 2.1’de verilmiştir. Bu değerlerin üst sınırını aşan dayanıma sahip
betonlar ise çok yüksek dayanımlı betonlar olarak adlandırılmıştır [10-12].
Çizelge 2.1. Bazı yönetmeliklere göre yüksek dayanımlı beton dayanım
sınırları[10-12].
Yönetmelik
En Küçük
Basınç
Dayanımı(MPa)
En Büyük
Basınç
Dayanımı(MPa)
TS 500
ACI 318–89
CEB-FIP
DIN 1045
BS 8110
50
62-69
60
55
60
--80
80
115
110
Numune Tipi
Ø = 150 mm, h=300 mm, silindir
Ø = 150 mm, h=300 mm, silindir
Ø =150 mm, h=300 mm, silindir
a=150 mm küp
a=150 mm küp
Yüksek mukavemetli betonların elde edilme yöntemlerinin sunulduğu bir
çalışmada, bu tür betonlarda kimyasal ve mineral katkıların önemine
değinilmişir [13].
Yüksek dayanımlı betonlar diğer betondan farklı kılan dayanıklılık olgusu,
yapı kalitesinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Dayanıklılık tasarımı çevresel
etkiler ile bunların betonun kimyasal ve fiziksel özelliklerine etkileri (örneğin
nem ve ısı) ve betonda yol açtığı bozulma modelleriyle ilgili bilgiler gerektirir.
5
2.2. Yüksek Dayanımlı Betonların Bileşenleri
2.2.1. Agrega
Günümüzde bayındırlık faaliyetlerinin hızla artması, kullanılacak agrega
niteliğinin önemini de arttırmıştır. Ülkemizde oldukça geniş alanlarda
yüzeylenen
bazaltlar,
dünyada
alternatif
agrega
olarak
yaygınca
kullanılmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar bazaltların daha dayanımlı
olmaları nedeniyle, asfalt ve yüksek dayanımlı beton agregası, ile demiryolu
balast malzemesi olarak kullanımının daha uygun olacağını ortaya koymuştur
[14-15].
Agregalar, bilindiği üzere mineral kökenli, genellikle 100 mm'ye kadar çeşitli
boyutlarda tanelerden oluşan, beton yapımında çimento ve su karışımından
oluşan bağlayıcı madde yardımıyla bir araya getirilen, organik olmayan, çakıl,
kırmataş gibi doğal kaynaklı olan malzemeler olarak tanımlanmaktadır.
Agrega malzemesi, beton hacminin % 60-80’ini, ağırlığının ise yaklaşık %
80’ini oluşturduğu için betonun bileşimini tayin eden en büyük faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Betonun istenen mukavemet değerlerine sahip olması
ise 1. derece deprem kuşağında bulunan bölgemizdeki yapı sağlamlığını
doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, uygun bir agreganın sahip olması
gereken özellikler ve agreganın betonda sağladığı işlevleri incelemekte yarar
vardır [16].
Agreganın betonla ilintili tarifi gereği betonun ¾’ünü oluşturmasına karşın
kalitesinin çok daha önemli olduğunu açıklamaktadır. Agreganın sadece
betonun dayanımını sınırlamakla yetinmeyip, istenmeyen özellikleri içermeleri
halinde dayanım ve yapısal performansını olumsuz yönde etkilemesi
kaçınılmazdır. Betonda dayanımsızlık yaratabilen minareler (kil minareleri,
mikalar, feldspat minareleri, sülfat veya demiroksit minarelleri gibi) agrega
olarak kullanılan kayaçların (mağmatik, metamorfik ve sedimanter) mineral
6
bileşimlerini ve bu minerallerin ayrışma dereceleri betonun taşıma gücü
yönünden fiziksel ve mekanik özelliklerini doğrudan etkilediğini belirtmektedir
[17].
Değişik tip agregalar üzerinde yapılan deneysel bir çalışmada Bazalt, granit
ve kireçtaşı agrega kullanılmış ve üretilen betonlar üzerinde basınç dayanımı,
elastisite modülü, çekme gerilimi ve eğilme deneyleri yapmışlardır. Bu
deneylerde betonun iç bağındaki çözülmeler ve süreksizlik sınırları
incelenmiştir.
Beton
iç
bağındaki
çözülmelerin
nedenini
agreganın
temizliğine, sıkıştırılmasına, karışımına ve agrega türüne göre değiştiği,
süreksizlik sınırının ise agregaya göre değişmediği iddia edilmektedir.
Bununla birlikte, daha sert kayaçlardan elde edilen agregaların, mukavemet
değerlerinin de yüksek çıktığı belirtilerek, bazalt, granit ve kireçtaşı
içermeyen
betonların,
mukavemet
değerlerinin
düşük
çıkacağını
belirtmektedirler [18].
Farklı agrega tiplerinin betonun dayanım ve dayanıklılığı üzerine etkisi
üzerine yapılan bir çalışmada; karışım oranları ve kullanılan malzemeleri aynı
olan fakat kimyasal ve mineralojik yapıları farklı olan 10 farklı agrega
grubuyla oluşturulan numunelerde en iyi beton özelliklerini %80 - 95 SiO2
(silisyum dioksit) ve en az %0,5 - 3,4 CaCO3 (kalsiyum karbonat) içeren
agregaların verdiğini belirtmişlerdir [19]. Literatüre genel olarak bakıldığında
siyah ve beyaz kireçtaşı, granit, bazalt, siyenit, kuvarsit gibi doğal taşların
kaliteli beton agregası olarak kullanılabileceği görülmektedir.
2.2.2. Su / çimento oranı
Beton basınç dayanımını belirleyen en önemli etken s/ç oranıdır. Bu oran
aynı zamanda durabiliteyide etkiler. Alman normuna göre standart çimento
harcının 28 günlük basınç dayanımı, en yüksek dayanımlı çimentonun
kullanılması ve s/ç oranının 0,4 olması halinde basınç dayanımı 65 N/mm2’ye
7
ulaşırken, böylesine iyi tasarlanmış bir betonda s/ç oranının 1,0’e yükselmesi
halinde basınç dayanımı 25 N/mm2’nin altına düşmektedir [20].
İngiliz Beton Birliği’ne göre, endüstriyel zeminlerin aşınma yüzeylerini
oluşturan betonların s/ç oranı 0,55’i geçmemelidir. Amerikan Beton
Enstitüsü’ne göre bu oran donma çözülme etkisine maruz betonlar için 0,5 ve
buz çözücü tuz etkisindeki betonlar için 0,45’den küçük olması gerektiği
belirtilmiştir [21].
ABD deki Stratejik Otoyol Araştırma Programına (SHRP, 1991) göre yüksek
dayanımlı beton, dayanımı, dayanıklılıkğı ve S/B oranı bakımından aşağıdaki
gibi tanımlanabilir;
9 Çok erken dayanımlı beton: 4 saatlik basınç dayanımı ≥ 17,5 MPa; çok
yüksek erken dayanımlı beton: 24 saatlik basınç dayanımı≥ 35 MPa; çok
yüksek dayanımlı beton: 28 günlük basınç dayanımı ≥ 70 MPa,
9 ii) durabilite çarpanı ≥ %80 ( donma-çözülmenin 300 tekrarından sonra),
9 iii) S/B oranı ≤ 0,35 [22].
2.2.3. Puzolan
Puzolanlar kimyasal olarak SiO2 ve az miktarda Al2O3’den oluşan
maddelerdir. Suyla karıştırıldıklarında çamur haline gelir, kuruduktan sonra
tekrar eski hallerine dönerler. Ancak bunlar kireçle karışırlarsa bağlayıcılık
kazanır ve suda erimeyen bir kalsiyum silikat tuzuna dönüşürler. Eğer bir
malzeme kalsiyum hidroksit ile reaksiyona girebiliyorsa, o malzeme için
puzolanik aktiviteye sahiptir denilir ve puzolan diye adlandırılır [23].
Çoğu betonlar ve harçlar asıl bileşen olarak normal portland çimentosu ihtiva
ederler. Sağlam bir mikro-yapı oluşumu, s/ç oranına, karışım oranına ve kür
şartlarına bağlıdır. Ancak, normal portland çimentolu karışımlar : (a) su ve
8
kimyasal hücumunun hızlı geçişine müsaade eden çimento hamuru ve ara
yüzey geçiş bölgesi boşluğu, (b) hidratasyon esnasında yüksek seviyede
kalsiyum hidroksit üretimi, gibi olumsuzluklara hassas olabilirler. Kalsiyum
hidroksit az çözülebilen ve reaktif bir malzemedir. Beton karışımına puzolan
ikamesi yoluyla kalsiyum hidroksit seviyesi düşürülmektedir. Çimento
bileşiminin mikro-yapısında yapılan bu değişim, dayanıklılık ve hizmet ömrü
özelliklerini olumlu yönde etkilemektedir [24-25].
Yapılan çalışmalar, CaO, MgO ve SO3 gibi bazı zararlı maddelerin hacim
genleşmesini tetikleyen etkenler olduğunu ortaya koymaktadır. Bu zararlı
maddelerin çimentoda belli sınırların altında tutulmaları gerekmektedir. CaO
miktarı kütlece %3, MgO miktarı ise kütlece %4,5’ten fazla olmamalıdır. İşte
bu noktada doğal puzolanlar, inceliklerine bağlı olarak CaO, MgO ve SO3 gibi
zararlı maddelerle tepkimeye girmekte ve bunların çimento içerisindeki
oranlarını düşürmektedir [26, 27].
Doğal puzolanlar ince öğütülme yetenekleri sayesinde çimento hamurundaki
mikro boşluklara kolayca girmekte ve çimento hamurunun iskelet yapısını
değiştirerek dayanıklılığını artırmaktadırlar. Buna ilaveten doğal puzolanlar,
ince
taneli
olmaları
sayesinde
çimento
harcı
ve
beton
üzerinde
kayganlaştırıcı bir etki de ortaya koymaktadırlar. Bu etki taze betonun
kıvamını
ve
dolayısıyla
işlenebilirliğini
iyileştirmektedir.
Ancak
doğal
puzolanlar, çimentonun toplam özgül yüzeyini artırdıkları için su ihtiyacını da
artırabilmektedirler [28-31].
Pomza
Pomza taşı, volkanik faaliyetler esnasında ani soğuma ve gazların bünyeyi
aniden terk etmesi sonucu oluşan, oldukça gözenekli bir yapı içeren ve
dünya endüstrisinde yeni olmamakla beraber, ülkemiz endüstrisine son
yıllarda girmeye başlayan ve değeri yeni anlaşılan volkanik kökenli bir
9
kayaçtır. Asidik pomza, beyaz veya kirli beyaz renkte iken, bazik pomza ise
yabancı kaynaklarda scoria olarak geçen, Türkçe’de ise bazaltik pomza
olarak bilinen kahverengi veya siyahımsı renkteki pomza türüdür. Asidik
pomzanın yoğunluğu 0,5-1,0 g/cm3 arasında iken, bazaltik pomzanınki 1,02,0 g/cm3 arasında değişmektedir. Ülkemiz dünyanın en zengin pomza
yataklarının bulunduğu ülkeler arasında (3 milyar m3 rezerve sahip yer
almakta olup) kullanım alanları olarak 15-20 yıl öncesine kadar sadece briket
elemanı
olarak
değerlendirilmekteyken,
günümüzde
çeşitli
sanayi
sektörlerinde hammadde olarak kullanılmaktadır [32-34].
Hafif ağırlıklı agregaların hava boşlukları sayesinde bu malzemeyle üretilmiş
betonun daha yüksek dayanım, daha iyi yarma dayanımı kapasitesine, düşük
ısıl genleşme katsayısına, üstün nitelikli ısı ve ses yalıtımı özelliklerine sahip
olduğu yapılan çalışmalarla belirlenmiştir [35-36]. Taşıyıcı hafif betonun tüm
agregası pomza olacağı gibi, sadece kaba agregası pomza, ince agregası
doğal kum da olabilir. Bu şekilde çalışmalar yapılmış, kaba agregası pomza
olarak hazırlanan karışımların dayanımlarının taşıyıcı hafif beton sınıfına
girdiği belirlenmiştir [37]. Son yıllarda çimento üretiminde kullanılan yakıt
fiyatlarındaki yükselmeler çimento maliyetini olumsuz yönde etkilemiş olup,
üretici firmaların puzolanlara yönelmelerine neden olmuştur. Pomza, birim
ağırlığının düşük olması nedeniyle hafif beton üretiminde kullanılmakla
beraber doğal puzolan olma özelliğiyle de çimentoda katkı maddesi olarak
kullanılmaktadır [38].
Doğal puzolanların portland çimentosu ile belirli oranlarda yer değiştirerek,
betonun dayanımına yaptığı katkıyı inceleyen çalışmalar yapılmış ve
puzolanik aktivitenin ilerleyen kür yaşlarında ortaya çıktığı, fakat çimentonun
azalmasından
kaynaklanan
görülmüştür [39,40].
bir
dayanım
düşmesinin
de
olabileceği
10
Pomza volkanik orijinli bir doğal puzolandır. Puzolanik özelliğine rağmen
çimento endüstrisinde yeterince kullanılmamaktadır. Beton üretiminde hafif
agrega olarak kullanımına yönelik birçok çalışma bulunmasına rağmen,
çimento üretiminde mineral katkı olarak kullanımına yönelik yapılan çalışma
sayısı oldukça kısıtlıdır. Yaptığımız literatür taraması sonucunda, pomzanın
çimento içerisinde puzolan olarak kullanılmasına yönelik sınırlı sayıda
çalışmaya rastlanmıştır. Pomza tozunun %15’e kadar çimento ile ikame
edilerek portland volkanik pomza çimentosu üretilebileceği ileri sürülmüştür
[40].
Volkanik kül ve volkanik pomza tozunun katkılı çimento üretimi için
uygunluğunun araştırıldığı bu çalışmada kullandığı portland çimentosunu %0%50 arasında değişen oranlarda volkanik kül ve volkanik pomza tozu ile
ikame etmiştir. Araştırma taze ve sertleşmiş beton üzerinde yapılan testleri
kapsamaktadır. Volkanik kül ve volkanik pomza tozu ikameli karışımlar
üzerinde yapılan standart deneyler, uçucu küllü çimentolara kıyasla daha
cesaret verici sonuçlar sağlamış ve %20 ikameye kadar daha yüksek priz
süresi ve daha düşük hidretasyon ısısı sağlayan katkılı portland volkanik
küllü çimento ve katkılı portland volkanik pomza çimentosu üretiminde iyi bir
potansiyel göstermiştir [41]. M.T.A. Genel Müdürlüğü’nce ülke çapında
yapılan pomza ile ilgili jeolojik etüt çalışmalarından elde edilen verilere göre,
ülkemizde varlığı bilinen pomza yatakları ve bunların rezerv durumları
Çizelge 2.2’de verilmiştir.
11
Çizelge 2.2.. Türkiye pomza yataklarının rezerv miktarları ve katagorileri [42]
Yeri
Nevşehir-Avanos-Ürgüp
Derinkuyu
Kayseri-Gömeç
Kayseri-Develi
Kayseri-Talas-Tomarza
Kayseri-Talas-Tomarza
Bitlis-Tatvan
Bitlis-Ahlat
Van-Erciş-Kocapınar
Van-Mollakasım
Ağrı-Patnos
Ağrı-Doğubeyazıt
Kars-Iğdır-Kavaktepe
Kars-Digor
Kars-Sarıkamış
Ankara-Güdül-Tekköy
Isparta-Gölcük
Erzincan
Rezerv Miktarı (m3)
404 412 834
48 660 500
13 250 000
58 500 000
241 000 000
284 000 000
1 100 000 000
210 000 000
154 625 000
5 950 000
27 812 000
26 875 000
40 156 250
11 718 750
1 875 000
8 070 000
30 983 250
9 989 450
Rezerv Kategorisi
A+B
C
A+B
A+B
A
B
A+B
A+B
A+B
A+B
A+B
A+B
B
B
B
A+B
A+B
---
Zeolit
Yirminci yüzyıl teknolojisinin giderek artan hammadde gereksiniminin en çok
yansıdığı alan endüstriyel hammaddeler olmuştur. Bunlar içinde ise yoğun
araştırmaların yapıldığı ve en çok zincirleme buluşların birbirini izlediği
hammaddelerden biri zeolitlerdir. Zeolitler kristal yapıları ve kimyasal
özellikleri nedeni ile günümüz endüstrisinin yeri tutulmaz hammaddeleridir
[42].
Zeoliti 1756'da İsveç'li mineralog Cronstedt keşfetmiş ve doğal zeoliti
sınıflandırmıştır. Keşfettiği zeolit ısıtıldığında çok çabuk su kaybeden
yapısından dolayı Latince "zeo" ve kaya parçalarının ısıtılmasına da "lithos"
denilmesinden dolayı malzemeye zeolit adını vermiştir [43].
Ancak endüstriyel kullanımı bu kadar önemli olan zeolit minerallerinin doğada
volkanik kayaçların boşluklarında, müzelerde saklanabilecek kadar az
miktarda
bulunduğunun
bilinmesi,
araştırıcıları
yapay
zeolit
üretme
olanaklarını araştırmaya itmiştir. 1948'de Union Carbide Corporation'un
başlattığı araştırmalar olumlu sonuçlanmış ve yapay zeolitler üretilmeye
12
başlamıştır. Fakat yapay üretimlerinin pahalı oluşu, büyük miktarlarda üretim
yapılabilecek doğal zeolit yataklarının aranmasını hızlandırmıştır.
Zeolit minerallerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerinden başlıcaları iyon
değiştirme, adsorpsiyon ve dehidratasyon özellikleri ile silis içeriği olarak
sıralanabilir. Her zeolit minerali için farklılıklar gösteren bu özellikler, iskelet
yapısı
ile
kanal
veya
boşluk
sistemlerinin
katyonik
bileşiminin
bir
fonksiyonudur. Doğal zeolitlerin tüm ticari uygulamalarında, bu fiziksel ve
kimyasal özelliklerin bir veya birkaçından yararlanılmaktadır. Endüstriyel ve
tarımsal teknolojide bu özelliklerden en çok kullanılanları katyon değiştirme,
adsorpsiyon, dehidratasyon ve buna bağlı ısıl kararlılıktır [44].
9
İyon değiştirme
Zeolitlerde tetraederlerden oluşmuş iskelete zayıf bağlarla bağlanmış olan
katyonlar, zeolitin içinde bulunduğu çözeltideki katyonlarla kolaylıkla yer
değiştirebilirler. Bu nedenle zeolitler etkin iyon değiştirici olarak bilinirler.
Zeolitlerin iyon değiştirme kapasiteleri 3-4 miliekivalen/g’a çıkabilir. İyon
değiştirme kapasitesi iskelet yapısındaki Si yerine gelen Al miktarının bir
fonksiyonudur. Diğer bir deyişle, Al miktarı arttıkça, daha fazla yük eksikliği
ortaya çıkacak, sonuçta da yapıdaki alkali ve toprak alkali elementlerin
miktarı yükselecektir. Bu iyon değiştirme kapasitesi katyon türlerinin cins,
boyut, değerlilik ve yapıdaki görevlerine; sıcaklığa; çözeltideki katyon
türlerinin yoğunlaşmasına ve zeolit minerallerinin cinsine bağlıdır [44].
9
Adsorplama
Zeolitlerin en önemli özelliklerinden biri bal peteğine benzeyen mikro
gözenekli bir yapıya sahip olmalarıdır. Mikro pencerelerle birleşerek bir
boşluk ve kanal sistemi oluşturan bu mikro gözenekler, normal oda
sıcaklığında su molekülleri ile doludur. Zeolitik su olarak adlandırılan bu su
13
molekülleri zeolitler ısıtıldığında yapıdan uzaklaşır. Bu olay, zeolitlerin büyük
bir kısmında kristal yapıda değişikliğe neden olmaz. Genellikle 350-400 °C'de
ısıtılarak buharlaştırılan suyun kristal yapıda bıraktığı boşluklar, bu boşluklara
sığabilecek büyüklükteki gaz ve sıvı molekülleri ile doldurulabilir. Ancak
zeolitlerin, homojen bir mikro pencere ve kanal giriş çapına sahip olmaları
nedeniyle, bir gaz veya sıvı karışımından sadece bu pencerelerden
geçebilecek büyüklükteki moleküller adsorplanır, daha büyük olanlar zeolit
yapısının dışında kalır. Bu özelliklerden dolayı zeolitlere "moleküler elek" adı
verilir. Zeolitlerde adsorpsiyon olayı bir yüze tutunmadan çok mikro
gözeneklerin
doldurulmasıdır.
Adsorpsiyon
olayını
denetleyen
mikro
gözeneklerin alanı, bir kaç yüz m2/g mertebesindedir. Zeolitler kuru
ağırlıklarının %30’una kadar gaz veya sıvı molekülünü adsorplayabilirler [44].
9 Dehidratasyon
Zeolitler
ısıtıldıklarında,
yapılarındaki
zeolitik
suyu
verebilmekte
(dehidratasyon) ve soğutulduklarında bu suyu tekrar alabilmektedirler
(rehidratasyon). Zeolitler, 100°C'nin üzerinde gerçekleşen dehidratasyon
sırasındaki davranışlarına göre iki gruba ayrılırlar.
a) Kristal yapılarında belirgin değişiklik göstermeyen, buna karşın sıcaklığa
bağlı olarak devamlı bir ağırlık kaybına sahip olanlar. (Doğal zeolitlerden
şabazit, mordenit; erionit ve klinoptilolit'in 700-800°C'ye kadar kristal
yapılarında önemli bir değişiklik gözlenmez. Bu mineraller bu sıcaklıklara
kadar zeolitik, yani dehidratasyon / rehidratasyon özelliklerini koruyabilirler).
b) Kristal yapı değişimi ile birlikte sıcaklığa karşı sürekli ağırlık kaybı
gösterirler.
(Natrolit
grubu
mineraller,
300°C'nin
altında
dehidrate
edildiklerinde tekrar su moleküllerini adsorbe edebilirler. Daha yüksek
sıcaklıklarda yapısal değişiklik nedeniyle bu minerallerin zeolitik karakterleri
kaybolur). Bu nedenlerle, zeolit minerallerinin dehidratasyon özelliklerinden
14
yararlanılan teknolojik uygulamalarda, bu minerallerin ısıl kararlılıklarının
bilinmesi gerekir [45].
Dünya zeolit rezervlerini belirlenmiş rakamlarla vermek mümkün değildir.
Rezervler 1950’lerden sonra belirlenmeye başlanmıştır. 1989 yılında 250.000
ton olan dünya doğal zeolit üretimi 1991 yılında 1.000.000 tona ulaşmıştır.
Dünya üretiminin yaklaşık % 60'ı Küba tarafından gerçekleştirilmektedir.
Diğer önemli üreticiler Japonya, ABD, G. Afrika, Macaristan, Bulgaristan ve
İtalya'dır. Dünyada 1756 yılından bu yana bilinen zeolitlerin ülkemizdeki
varlığı 1971 yılında belirlenmiştir. Ülkemizdeki zeolit oluşumları klinoptilolit,
heulandit ve analsim minerallerinden oluşmaktadır. Diğer zeolit minerallerine
daha az rastlanılmıştır. Çizelge 2.3’de Türkiye'de belirlenmiş zeolit yatakları
ve mineral türleri verilmiştir [44].
Dünyada doğal zeolitlerin kullanımı ve üretimi artarken Türkiye'deki zeolit
yataklarının büyüklüğü, kalitesi, işletilebilirliği ve kullanım alanları ile ilgili
bilgilerin azlığı zeolit kaynaklarının değerlendirilmesini engellemektedir.
Balıkesir Bigadiç yöresindeki sahada 50 milyar ton civarında toplam rezerv
tespit edilmiştir. Bigadiç yöresinden boratlı seviyeler üzerindeki zeolitli üst tüf
biriminden üretilen zeolit yurtdışına ihraç edilmektedir [46].
Türkiye her ne kadar özellikle Batı Anadolu Bölgesi'nde zengin zeolit
yataklarına sahip ise de zeolitin endüstriyel kullanımı henüz tam olarak
geliştirilememiştir. Son yıllarda Türkiye'de zeolit kullanımı daha çok atık
suların sertliğinin giderilmesi ve zirai amaçlar üzerine yoğunlaşmıştır [44].
15
Çizelge 2.3. Türkiye'de tespit edilmiş olan zeolit yatakları ve türleri [44]
Zeolit Yatakları
Bahçecik, Gölpazarı, Göynük
Polatlı, Mülk, Oğlakçı, Ayaş
Nallıhan, Çayırhan, Beypazarı, Mihalıççık
Kalecik Çandır Şabanözü Hasayaz, Yozgat
Balıkesir - Bigadiç
Emet - Yukarı Yoncaağaç, Kütahya
Kütahya - Şaphane
Geniz, Hisarcık, Kütahya
Gördes,Manisa
İzmir-Urla
Kapadokya yöresi (Tuzköy-Karain)
Türleri
Analsim
Analsim
Analsim
Analsim
Klinoptilolit
Klinoptilolit
Klinoptilolit
Klinoptilolit
Klinoptilolit
Klinoptilolit
Klinoptilolit, Şabazit
2.2.4. Süper akışkanlaştırıcı katkı (SAK)
Betonarme bir yapıda betonun görevi basınç yüklerini karşılamak ve içindeki
çelik donatıları korumaktır. Betonun basınç dayanımı s/ç oranına göre
değişir. Örneğin betonun m³’üne 10 lt fazla su ilave edilmesi basınç
dayanımının yaklaşık %10 azalmasına yol açar. Glenium olağanüstü su
azaltması ile elde ettiği düşük s/ç oranı ve mükemmel işlenebilme ile yüksek
basınç dayanımına sahip yüksek dayanımlı beton elde edilmesini mümkün
kılar [47].
Kimyasal katkı maddeleri, çimento ile elektriksel, fiziksel yada fizikokimyasal
bir etkileşime girip çimento hidratasyon hızını ve oranını değiştirirler.
Kimyasal katkılar, çimento hamuru ile kimyasal tepkimeye girmemekte fakat
dolaylı yoldan çimento hamurunun hidratasyonunda hızlandırıcı veya
yavaşlatıcı etki gösterebilmektedir. Bu etkiler araştırmacılar tarafından farklı
mekanizmalarla (çökelme, iyon yoğunlaşması değişimi, ayrıştırma ve
kümeleştirme, yüzey alanını kaplayarak hidratasyonu engelleme vs.)
açıklanmaktadır [48]. Topaklaşmaya meyilli çimento tanecikleri kimyasal
katkının ayrıştırıcı etkisiyle (bu etki elektrostatik itki olarak adlandırılır) dağılır
ve su ile temas eden yüzeyleri artar. Böylece hidratasyon kolaylaşır.
Kimyasal katkıların ayrıştırıcı etkisi Şekil 2.1’de verilen mikrofotoğraflarda
açıkça görülmektedir [49].
16
Şekil 2.1. Kimyasal katkıların ayrıştırıcı etkisi [49]
Akışkanlaştırıcı kimyasallar, beton üretiminde genelde sabit işlenebilirlikte su
azaltma amacıyla kullanılmaktadırlar. Bazı durumlarda ise örneğin yüksek
işlenebilirliğe sahip kendiliğinden yerleşen beton uygulamaları gibi sadece
işlenebilirliği
artırmak
amacıylada
kullanılabilirler.
Beton
içerisinde
akışkanlaştırıcı katkının taze ve sertleşmiş beton özelliklerine etkisi şematik
olarak
Şekil 2.2’de
tanımlanmıştır. Uygun kimyasal katkının uygun
miktarlarda kullanımıyla olumsuz hava koşullarına karşı önlem alınabilir. Bu
optimum değerlerin tespitinde, her katkının kullanılacağı malzemeden,
özellikle çimento ile uyumluluğu ve hava sıcaklığıyla etkinliğinin nasıl
değiştiği laboratuar deneyleri ile tespit edilmelidir [50].
17
Dayanım Artırma Amaçlı
(+Çimento)
• DÜŞÜK S/Ç ORANI
• YÜKSEK DAYANIM
• YÜKSEK DAYANIKLILIK
• YÜKSEK RÖTRE VE HİDRATASYON
ISISI
• İŞLENEBİLİRLİK AYNI
• DÜŞÜK S/Ç ORANI
• YÜKSEK DAYANIM
• YÜKSEK DAYANIKLILIK
• İŞLENEBİLİRLİK AYNI
Dayanım Artırma Amaçlı
(-Su)
İşlenebilirliği artırma amaçlı
(+ Çimento,+ su)
KONTROL
BETONU
Çimento Tasarrufu Amaçlı
(-Çimento, -Su)
• DAYANIM DAYANIKLILIK &
İŞLENEBİLİRLİK AYNI
• DÜŞÜK RÖTRE VE
HİDRATASYON ISISI
İşlenebilirliği artırma amaçlı
(Karışım oranlarında değişiklik yok)
• DAYANIM& DAYANIKLILIK
AYNI
• İŞLENEBİLİRLİKTE ARTIŞ
• AYNI DAYANIMDA VE
İŞLENEBİLİRLİKTE ARTIŞ
• YÜKSEK RÖTRE VE HİDRATASYON
ISISI
KATKISIZ
KATKILI
Şekil 2.2. SAK’ların taze ve sertleşmiş beton özelliklerine etkileri [50]
2.3. Yüksek Dayanımlı Betonların Dayanımı ve Dayanıklılığı
2.3.1. Basınç dayanımı
Herhangi bir kompozit sistemin yapısal davranışının belirlenebilmesi için
ihtiyaç duyulan en temel veri, bu kompozit sistemi oluşturan yapı
elemanlarının sahip olduğu malzeme özellikleridir. Diğer bir deyişle, kompozit
18
bir sistemin genel dayanımı ve stabilitesi, bileşenleri olan malzemelerin sahip
oldukları dayanımlar (basınç ve çekme) ile malzeme parametrelerinin
(elastisite modülü, Poisson oranı, v.b.) değerleri ile doğrudan ilişkilidir. Buna
ek olarak, sistemi oluşturan malzemelerin birbirleri arasındaki etkileşim ve
aderans da kompozit sistemin davranışı açısından belirleyici olmaktadır.
Ayrıca, malzeme davranışı ortama, zamana, sıcaklığa, yükleme durumuna ve
maruz kaldığı kimyasal etkilere göre büyük değişimler göstermektedir [51].
Beton üretiminin bitmesi ile birlikte betonun bakım ve kontrolüne başlanmış
olmalıdır. Beton, üretiminden sonraki günlerde titiz bir bakıma ihtiyaç
duymaktadır. Basınç mukavemeti üzerine etkiyen faktörlerden biri de beton
yapıldıktan sonraki bakım şeklidir. Beton numuneleri değişik şekilde kür
edilirlerse değişik mukavemetler verirler. Beton kalitesini etkileyen unsurlar
çimento, granülometri, sıkıştırma, kür ve beton üretim şekli olarak
sıralanmaktadır. Bu faktörlerin herhangibirisinin ihmali betonda dayanım
düşüşüne neden olacaktır [52].
2.3.2. Aşınma dayanımı
Aşınma direnci, aşınmaya maruz kalabilecek bütün yüzeyler için önemli
görülmektedir. Aşınma direnci s/ç oranına, yüzey işlemleri ve betonun kürüne
bağlıdır. Ayrıca çimento hamuru direnci, agrega fiziksel ve karışım özellikleri
de betonun aşınma direncinin oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Çoğu
durumda beton yüzeyleri yıpranmaya maruzdur. Yıpranma, kayma, kazıma
veya vurmadan kaynaklanan sürtünmelerle gerçekleşebilir. Su yapılarında
bulunan beton elemanlarda su tarafından taşınan aşındırıcı maddelerin
hareketi genellikle erozyona neden olur. Akan suyun neden olduğu beton
hasarının diğer bir sekli ise oyulma olarak bilinmektedir. Beton kabuğunun
homojen bir yapıda olması gerekmektedir. Aksi takdirde, farklı seviyelerde
aşınma ve oyulma meydana gelecektir [8,53].
19
Oyulma hasarına karsı en iyi direnç, yüksek basınç mukavemetli betonun
kullanımı ile sağlanabilir. Agrega maksimum boyutunun 20 mm’yi geçmemesi
gerekmektedir. Çünkü oyulma daha geniş partikülleri çıkarma eğilimi gösterir.
Erozyonda olduğu gibi agrega sertliği önemli bir faktör oluşturmaz. Fakat
agrega ile harç arasındaki yapışma özelliği hayati önem taşımaktadır. Uygun
beton kullanımı, oyulmadan kaynaklanabilecek hasarı azaltabilirken sonsuz
olarak oyulmaya dayanabilecek bir beton elde edilemez. Bu nedenle oyulma
hasarı problemlerinin çözümü, öncelikle oyulmayı oluşturan faktörlerin
azaltılmasına bağlıdır. Bu girinti-çıkıntılar, ekler ve doğrultu değişimi gibi
düzensizlikleri bulunmayan ve pürüzsüz, iyi tesviye edilmiş beton yüzeyleri ile
sağlanabilir. Yüzey aşınması ihtimali olan yerlerde hafif agrega oldukça
kullanışsızdır. Çok az miktarda kusmuş beton daha güçlü bir yüzey
tabakasına sahiptir ve böylece aşınma için daha dirençlidir [8,54].
2.3.3. Kimyasal aşınma
Zararlı kimyasal etki, betonu kimyasal yolla etkileyerek dayanım ile ilgili
özelliklerde kalite düşmesine ve hizmet ömrünün azalması sonucunu
doğuran her türlü etkidir. Beton çeşitli atmosferik olaylara, zararlı kimyasal
maddeler içeren su ve toprağa ve daha birçok kimyasal hasar tiplerine karşı
yeterli dayanım sağlayabilir. Ancak bazı durumlarda kaliteli bir betonun bile
ömrünü kısaltabilecek kimyasal ortamlar olabilir. Böyle durumlarda özel
önlemler alınmalı ve hasara sebep olan etkiler azaltılmalıdır. Beton kuru ve
katı kimyasal maddelerden daha çok, çözelti halindeki zararlı kimyasal
hasara açıktır. Bunların belirli bir yoğulaşmanın üzerinde olduğu durumda
hasar ortaya çıkar. Basınç altındaki betonda hasar daha belirgindir. Çünkü
zararlı çözeltinin beton içerisinde ilerlemesi daha kolaydır [9,55].
Betonun bileşenleri birbirleriyle ve betonun temas halinde olduğu kimyasal
maddelerle, özellikle sulu ortamda, çeşitli etkileşmelere girerler. Bunun
sonucu olarak beton yapı elemanı işlevini yerine getirebilmesi için gerekli
20
olan özelliklerini zamanla yitirebilmektedir. Betonun bozulmasına neden olan
etkileşmeler yer değiştirme, çözünerek yapıdan uzaklaşma ve şişen ürünler
verme tepkimelerini zamanla değişen oranlarda içerirler. Bu üç ana tepkime
grubu içyapının bozulması ile mukavemetin azalmasına, boşluk oranının
artmasına, büyük yerel şekil değiştirmeler sonucu kabarma, çatlama ve
kapak atmalara veya kısaca betonun korozyonuna yol açarlar [56].
Sülfat, çimentonun bazı bileşenleri ile reaksiyona girerek betonun zamanla
bozulmasına neden olur. Bu saldırı sülfat iyonlarının, sertleşmiş betondaki
alüminli ve kalsiyumlu bileşenlerle kimyasal reaksiyona girmesi, etrenjit ve
alçı taşı oluşturması ile gerçekleşir. Reaksiyon ürünleri betonda genleşme
yaratarak çatlaklara ve dağılmaya yol açar, agrega çimento aderansının
etkilenmesiyle betonun mukavemeti düşer. Magnezyum sülfat ile beton
boşluklarında doygun çözelti halinde bulunan kalsiyum hidroksit ile birleşmesi
sonucu, beton içerisinde %15 oranında hacim genleşmesine sebep olan
kalsiyum sülfatın oluşmasına sebep olur. Reaksiyon aşağıdaki gibi
özetlenebilir.
Ca(OH)2 + MgSO4
CaSO4 + Mg(OH)2
(2.1)
Sülfatın beton üzerindeki asıl zararlı etkisi, kalsiyum sülfat ile klinker
bileşiklerinden
trikalsiyum
alüminat
(C3A)
arasında
meydana
gelen
reaksiyondur. Reaksiyon aşağıdaki gibi özetlenebilir.
3CaOAl2O3.12H2O + 3CaSO4 + 16H2O
3CaOAl2O3.3CaSO4.31H2O (2.2)
Bu reaksiyon sonucunda 31 mol kristal suyu içeren trikalsiyum sülfoaliminat
(Candlot tozu) hiç mukavemeti olmayan ve beton içerisinde % 227 oranında
hacim genleşmesi meydana getirir. Sülfat saldırısına uğramış betonun
karakteristik görünümü, özellikle köşe ve kenarlardan başlayarak tüm kütleye
21
yayılan beyaz lekeler, çatlaklar ve dökülmelerdir. Böylece betonun kolayca
ufalanabildiği ve yumuşadığı görülür [56].
Denizlerde köprü, iskele, rıhtım, fener gibi birçok beton veya betonarme
yapılar yapılmaktadır. Bu yapılar deniz suyunda mevcut ve beton için
genellikle zararlı olan bir takım tuzların etkisi altındadır. Bu yapıları meydana
getiren betonlarda kimyasal mukavemeti bakımından gerekli önlemlerin
alınmaması halinde yapı çok kısa bir zamanda hasara uğrayarak işlevini
yerine getiremez hale gelir. Beton yapı temellerinin sahil alanlarında, tuzlu
yeraltı suyu seviyesinin altına yapılması, kılcal su emme ve buharlaşma
nedeniyle toprak altındaki betonda kristalleşmelere sebep olur. Bunlarda
çimento hamurunda kimyasal hasara ve çeliğin korozyonuna sebep olur [57].
Klorürler sülfatlar kadar tehlikeli olmamakla beraber muhtelif türlerin bazı
hallerde beton ve betonarme yapılar üzerinde zararlı etkileri olduğu
bilinmektedir. Kalsiyum klorür, sodyum klorür (NaCI), potasyum klorür (KCI),
magnezyum klorür (MgCI2) betonda zarar meydana getiren belli başlı
klorürlerdir. Na+ ve K+ iyonları çimentodaki silis jelinin yüzeyi tarafından
tutulur. Jel bileşiminde alkali oranının zamanla artmasıyla bu jel hidrate
halinde çözeltiye karışır ve ayrışmaya başlar. Magnezyum klorür (MgCI2) ise
aşağıdaki reaksiyonu göstererek kalsiyum klorür (CaCI2) oluşmasına sebep
olur. Kalsiyum klorürün oranının beton içerisinde artmasıyla kalsiyum
kloroalüminat oluşmasına sebep olur ki buda beton için son derece
sakıncalıdır [58].
MgCI2 + Ca(OH)2
Mg(OH)2 + CaCI2
(2.3)
Kalsiyum klorür az miktarda su içinde eriyik halinde bulunduğu takdirde prizi
çabuklaştırmak suretiyle mukavemet artışını hızlandırır. Buna karşılık CaCI2
yoğunlaşmasının yüksek olduğu sular çimentolar için belirli derecede
zararlıdır. Sodyum klorür (NaCI) ve potasyum klorür (KCI) genellikle çimento
22
üzerinde zararlı etki yapmaz. Ancak bu tür klorürüler iyon değiştirme yolu ile
zararlı etkiler gösterebilir. Na ve K iyonları çimentodaki silis jelinin yüzeyi
tarafından tutulur. Alkali maddelerin yoğunlaşmasının zamanla artmasıyla bu
jel hidrate halde çözeltiye karışarak ayrışmanın başlamasına neden olabilir
[59].
MgCl2, bu maddenin su içinde yoğunlaşmasının %5-15 civarında olması
durumunda, betonları sürekli olarak tahrip eder. MgCl2, ayrıca HCl asidini
meydana getirmek suretiyle, zararlı etkisini ortaya koyar. Bundan başka
MgCl2’nin Ca(OH)2 ile yaptığı reaksiyon sonunda meydana gelen CaCl2
yukarıda açıklanan zararlı etkileri yapar. Diğer klorürlerden olan baryum
klorür çözeltilerinin çimentolar üzerinde zararlı etkileri görülmemiştir. Buna
karşılık amonyum klorür ve demir klorür çimentoların ayrışımına neden
olabilir [8,60].
2.3.4. Kılcal su emme geçirgenliği
Yapıların hizmet ömrü boyunca suyun zararlı etkilerinden korunabilmesi için,
yapı üzerindeki her nokta, su etkisine karşı direnç gösterecek detaylar ve
malzemeler ile üretilmeye çalışılmaktadır. Zeminin de yapı kadar etkili
olduğu, özellikle suyun uzun süreli kullanımında ve zemin suları ile olan
sürekli temaslarında korozyon vb. etkilerin ön plana çıkarak yapıyı
kullanılmaz duruma getirmektedir. Yapı üzerinde oluşturduğu tahribatlar göz
önünde bulundurulduğu zaman, bu etkileşimindeki en büyük rolü basınçlı
yeraltı suyunun oynadığı görülmektedir [61].
Betonun niteliğindeki yetersizlik, kılcal boşluk ve betonun işlenebilirliği için
konulan gereğinden fazla suya bağlanmaktadır. Bu iki olumsuz faktörün
aşağı çekilmesiyle betonun niteliğinde önemli artışlar sağlanabilmektedir.
Kılcal boşlukları küçültmek ve fazla suyu sonradan almak veya çimento
23
tanelerini homojen bir şekilde dağıtan bir takım akışkanlaştırıcılarla s/ç
oranını düşürmek beton niteliğini arttırıcı önlemler olarak görülmektedir [62].
2.4. Yüksek Dayanımlı Betonun Bozulma Direncine Etki Eden Faktörler
2.4.1. Puzolanların etkileri
Günümüzde, oldukça yaygınlaşan yüksek dayanımlı beton üretiminde
puzolanik malzemeler sıklıkla kullanılmaktadır. Beton üretiminde kullanılan
puzolanların çoğu endüstriyel atık malzemeler veya yan ürünlerdir. Elde
edilen bu ürünler 1950’lerden beri betonun dayanım ve dayanıklılık
özelliklerinin iyileştirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Metakaolinin çimento
harcında puzolan amaçlı olarak kullanımı ise 1960’lı yıllara dayanır; 1990’lı
yıllardan itibaren ise sağladığı yüksek dayanım ve dayanıklılık özellikleri
nedeniyle beton üretiminde kullanımı yaygınlaşmıştır [63].
SD ise, silisyum metalinin veya ferrosilisyum alaşımlarının üretimi sırasında
kullanılan elektrik ark fırınlarında, yüksek saflıktaki kuvarsitin indirgenmesi
sonucu elde edilmektedir. Fırınların düşük sıcaklıktaki üst bölümlerinde SiO
gazı hava ile temas ederek hızla okside olur ve amorf SiO2 olarak
yoğunlaşarak
SD’yi
oluşturur.
Oluşan
SD
taneciklerinin
boyutu
bu
yoğunlaşma olayına ve alaşımdaki silisyum içeriğine bağlı olarak değişir.
Alaşımdaki safsızlıkların az olması durumunda SD’nin en büyük tane boyutu
bir mikronun altındadır [64]. Ancak üretilen alaşım özellikleri ve ilave
safsızlıklar nedeniyle SD’de daha iri taneler de bulunabilmektedir. Literatürde
SD kullanımının çimento harcı ve betonun mekanik özelliklerini olumlu yönde
etkilediğini gösteren pek çok araştırma bulunmaktadır [64-65]. Ancak SD
fiziksel ve kimyasal özellikleri gereği çimento harcı ve betonun su ihtiyacını
arttırmaktadır. SD’nın verimli kullanılması amacıyla, karışım suyu ihtiyacını
önemli derecede arttırmayacak en uygun kullanım oranı belirlenmelidir.
24
Öte yandan uygun özellikte ve miktarda SD kullanımı geçirimliliği azaltır,
dolayısıyla dışarıdan gelebilecek zararlı kimyasal maddelerin girişini engeller,
[66-67].
Puzolan, tek başına bağlayıcılık özeliği olmayan ancak ince öğütülüp normal
sıcaklıktaki nemli ortamda kalsiyum hidroksitle kimyasal reaksiyona girerek
bağlayıcılık özeliği gösteren malzeme olarak tanımlanır [68]. Puzolanlara
örnek olarak uçucu kül, öğütülmüş yüksek fırın cürufu, tras, SD gösterilebilir.
Bu puzolanların kullanımı yalnızca ekonomik değil, teknik olarak da büyük
yararlar sağlar ve birçok beton özelliğini etkiler. Puzolanik malzemelerin
betonda iki önemli etkisi vardır: I) puzolanik etki, II) boşlukları doldurucu etki
(filler). Bazı araştırmacılara göre filler etkisi puzolanik etkiden daha önemlidir
[69]. Puzolanik ürünler köken, yapı, kimyasal ve mineralojik bileşenleri
bakımından oldukça farklıdırlar; sulu ortamlarda bağlayıcı özelliğe sahip
kararlı yeni hidratasyon ürünleri oluşturmak için kireçle birleşme eğilimine
sahiptirler [70].
Yüksek dayanımlı betonda kimyasal ve mineral karışımların kullanımı,
betonun boşluk yapısının düşmesine neden olabilir. SAK’lar betonun karışım
suyunu %25’lere varan oranlarda azaltırken SD, uçucu kül vb mineral
karışımlar, betonun porozitesindeki düşmenin yanında, harç yapısı ve agrega
ara yüzeyindeki boşlukların azalmasını sağlarlar [71].
Portland çimentosu ile birlikte kullanıldıklarında, mineral katkı maddelerinin
beton bünyesindeki iri boşlukları küçültebilme ve betonun geçirgenliğini
azaltabilme
kabiliyetleri
en
önemli
özellikleridir.
Puzolanların
geçirgenliğini indirgemekte çok etkili olduklarıifade edilmektedir [72].
beton
25
2.4.2. Geçirimlilik, su-çimento oranı ve boşluk yapısının etkileri
Silis duman ile üretilen 105 MPa’lık çok yüksek dayanımlı bir betonda
çimento hamuru matrisi bütünüyle homojen ve amorf görünüşlüdür. Çimento
taneleri arasında üniform dağılmış SD tanecikleri hidratasyon ürünlerinin
oluşum odaklarıdır. Normal betonlarda sürekli ağ yapısına sahip olan kapiler
boşluklar SD katkılı betonlarda azalmış ve süreksiz olmuştur. Hem filler hem
de puzolan rolü üstlenen SD tanecikleri çimento hamuru-agrega aderans
bölgesini yoğun bir yapıya kavuşmuştur[73].
Betonun mikro yapısal özellikleri doğrudan dayanıklılığını ve durabilitesini
etkilemektedir. Betonun dayanımı haricinde geçirimsizlik, betonun potansiyel
durabilitesinin en iyi göstergesidir. Çünkü beton geçirgen ise içine zararlı
maddeler nüfuz edebilir. Zararlı maddeler, betonarme demirinin korozyonunu
meydana getiren sülfat, karbonatlaşma ve klorürün nüfuzuna neden
olmaktadır. Uygun çimento tipi ve içeriği, düşük S/Ç oranı, taze betonun
uygun sıkıştırılması ve bakımı, betonun geçirimsizliğine katkısı olan faktörler
arasında yer almaktadır [74].
Değişik kür durumlarında SD katkılı betonların mukavemet ve permeabilite
özelliklerini incelemişler ve buhar kürü ile birlikte su içersinde kür edilen
numunelerde permeabilitenin azaldığını, havada kür edilen numunelerde ise
arttığını bildirmişlerdir. Permeabilitedeki değişikliğin SD miktarıyla güçlü bir
bağlantısı olduğunu bildiren araştırmacılar, %30 SD kullanılan ve havada
kürlenen numunelerin permeabilitesinde önemli önemli bir artış olduğunu
vurgulamıştır [75].
Mineral katkıların yüksek dayanımlı betonlar üzerindeki etkilerini inceleyen
araştırmacılar normal portland çimentosuna SD ve uçucu kül ilavesi ile
ürettikleri betonlara ait boşlukluluk, basınç mukavemeti ve geçirgenlik
parametrelerini ölçerek yaptıkları değerlendirmede, uzun dönemde %10 SD
26
ve %30 uçucu külün basınç mukavemeti gelişimine katkılarının az olduğunu
fakat
geçirgenlik
özelliklerine
oldukça
önemli
bir
oranda
katkıda
bulunduklarını ifade etmişlerdir [71-76].
Değişik S/Ç oranlarında toplam 32 farklı karışım ile hazırladıkları betonlarda
optimum SD miktarının bütün S/Ç oranlarında farklı olduğunu, mineral katkılı
betonların basınç mukavemeti tahminlerinde geleneksel betonlarda kullanılan
kanunların doğrudan uygulanamayacağını, bunların modifiye edilmesinin
gerektiğini belirtmişlerdir [77].
Betonun 28 günlük dayanımını artırmayı amaçlayan çalışmalarda SD’nin
genellikle çimentonun %5-%20'si oranlarında betona katıldığı ve gerekli
işlenebilmeyi sağlamak için %10'dan yukarı miktarların süperakışkanlaştırıcı
katkılarla birlikte kullanıldığı görülmektedir. Yüksek dayanımlı betonlarda SD
çimentonun ağırlıkça yaklaşık %15’i yerine katılmaktadır. Bu betonlarda
çimento dozajını 400-500 kg/m3 sınırının üstüne çıkarmak veya S/B oranını
0,30'un altına indirmek gibi zorlamalar fazla yarar sağlamamaktadır [64-76].
Karbonatlaşma, CO2 gazının betona nüfuz etmesi sonucunda ortaya
çıkmaktadır. Bu nüfuz, betonun geçirgenlik ve gözeneklilik özellikleriyle
bağlantılıdır. Bu nedenle, betonun hem gözenekliliği hem de geçirgenliği
karbonatlaşma mekanizmasında önemli rol oynamaktadır. S/B oranını 0,250,40 arasında değiştirdikleri betonların 3,5 yıl sonundaki karbonatlaşma
derinliğini ölçmüşler ve 0,25 S/B oranına sahip betonlarda herhangi bir
karbonatlaşma görememişlerdir [77].
2.4.3. Süper akışkanlaştırıcı katkıların etkileri
Akışkanlaştırıcı kimyasal katkılar aynı işlenebilirlikte daha az miktarda
karışım suyu kullanılarak beton üretimine olanak sağlar. Böylece S/Ç oranı
azaltılarak dayanım ve dayanıklılık açısından daha üstün özelliklere sahip
27
beton elde edilir. Akışkanlaştırıcı katkılar kimyasal yapılarına göre farklı su
kesme performansı gösterirler. Deneysel olarak kesilecek su miktarı katkı
dozajı s/ç oranı, ortam sıcaklığı ve kullanılacak agrega gradasyonunun bir
fonksiyonudur [78-79].
Üç farklı kimyasal kökene sahip akışkanlaştırıcı katkının su kesme
performansları ile mukavemet ilişkileri harç yayılma ve basınç dayanımı
deneyleri ile incelenmiş ve elde edilen bulgular genel olarak su kesme oranı
ile basınç dayanımı arasındaki ilişkiyi ortaya koymuş ancak kimyasal katkı
türüne göre bu ilişki değişkenlik göstermiştir [79].
Süperakışkanlaştırıcı katkılar, yüksek akıcılık sağlanması ve S/B oranının
düşürülmesini sağlamak amacı ile kullanılır. Uzun polimer zincirlerine sahip
olan yeni kuşak süperakışkanlaştırıcılar, ince taneciklerin yüzeyinde birikerek
(adsorbe olarak), elektriksel itki ve sterik etki yolu ile çimento tanelerinin
dağıtılmasını sağlar [80-81].
2.4.4. Kür şartlarının etkisi
Çimentonun hidratasyonunu maksimize etmek için bu etkenleri kontrol altına
almak
gerekmektedir.
Dolayısıyla
betona
uygulanacak
kürün
önemi
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. %5 ve %10 SD içeren harçlarda
dayanımların kür şartlarından çok etkilendiği gözlenmiştir. Hava kürünün,
basınç dayanımlarında %40’a varan azalmalara neden olduğunu rapor
etmişlerdir. Yeterli hidratasyon oranına ulaşmadan önce kesilen kür rejiminin
SD içeren yüksek dayanımlı betonun basınç dayanımını, normal dayanımlı
betona göre daha fazla etkilediği görülmüştür. Bu sonuç iyi bir kür rejiminin
YDB için çok daha fazla önemli olduğunu göstermektedir [82-83].
Beton’da kür etkisini görmek amacıyla yapılan araştırmalar, betonun
kimyasal etkilere ve bozulmalara karşı yüksek dirence sahip olması için,
28
betonun üretildiği aşamadan başlayarak zararlı etkilere karşı betonun
direncinin arttırılması ve uygun şekilde bakım edilmesinin gerekliliğini ortaya
koymuştur. Yüksek kalitede beton üreten fabrikalar, üretikleri betonu, en
uygun kür koşullarında muhafaza etmekle, normal koşullarda yerine dökülen
betondan kimyasal etkilere daha dirençli malzemeler elde ettiklerini
görmüşlerdir [8].
2.4.5. Zararlı su ve kimyasalların etkileri
Zararlı kimyasal etki, beton veya donatılı betondan yapı elemanın betonunu
kimyasal yönden etkileyecek, bu elemanın başta dayanım olmak üzere diğer
özelliklerini olumsuz yönde etkileyerek kalitesini düşüren ve hizmet süresini
azaltan kimyasal etkilerdir. Beton hizmet süresince, zararlı sulara maruz
kalabilir. Birçok ülkede en sık rastlanan zararlı iyon, herhangi bir katyon ile
bileşik oluşturabilen sülfattır. Çeşitli sularla gelen asitler ve kimyasal yan
ürünler, betona etki edebilir. Bazı yerlerde beton deniz suyu veya acı- tuzlu
sularla temas halindedir. Bu sulardaki klorürler, beton içine sızdıklarında,
betonun ve beton içerisindeki çelik donatının korozyonuna sebep olurlar [884].
Betonun bileşenleri birbirleriyle ve betonun temas halinde olduğu kimyasal
maddelerle, özellikle sulu ortamda, çeşitli etkileşmelere girerler. Bunun
sonucu olarak beton yapı elemanı, işlevini yerine getirebilmesi için gerekli
olan özelliklerini zamanla yitirebilmektedir. Betonun bozulmasına neden olan
etkileşmeler 1. yer değiştirme, 2. çözünerek yapıdan uzaklaşma ve 3. şişen
ürünler verme tepkimeleri şeklindedir ve bunlar zaman içinde değişen
oranlarda ortaya çıkarlar. Bu üç ana tepkime grubu iç yapının bozulması ile
mukavemetin azalmasına, boşluk oranının artmasına, büyük yerel şekil
değiştirmeler sonucu kabarma, çatlama ve kapak atmalara veya kısaca
betonun korozyonuna yol açarlar [8-85].
29
Sudaki, zemindeki ve deniz suyundaki sülfat iyonları beton yapılarda
bozulmaya yol açabilir. Sülfat saldırısının zararlı etkisi, sülfat iyonlarının
sertleşmiş betondaki alüminli (C3A) ve kalsiyumlu (Ca(OH)2) bileşenlerle
kimyasal reaksiyona girerek, hacmi çok artan etrenjit ve alçı oluşturmasından
kaynaklanmaktadır. Reaksiyon ürünleri, sertleşmiş betonda genleşme
yaratarak
agrega-çimento
hamuru
aderansının
olumsuz
yönde
etkilenmesine, çatlak oluşumuna ve geçirimliliğin artmasına yol açar. İleri
derecedeki etkilenmelerde ise betonun tamamen dağılması söz konusudur
[57-86].
SD ve silissi uçucu kül katkılarını içeren harç ve betonların sülfat dirençleri
ASTM C 452 ve C 1012 metodlarına ilâveten, numuneleri % 10'luk sodyum
ve % 8,4'lük magnezyum sülfat çözeltileri içinde bekleterek yapılan bir
araştırmada, çimento yerine % 16 oranında katılan SD ile sodyum sülfata
karşı en iyi direnç elde edilmiştir. Katkı maddeleri ve özellikle SD magnezyum
sülfata karşı direnci olumsuz etkilemişlerdir [87].
Bir araştırmada doğal olarak tahrip edici etkiye sahip ortamlar sülfürik,
hidroklorik, nitrik, asetik ve fosforik asitlerle birlikte sodyum ve magnezyum
sülfatlı karışımlarla benzerlik oluşturarak SD, metakaolin ve düşük kalsiyumlu
uçucu küllerle hazırlanan harçların davranışı incelenmiş ve %1’lik hidroklorik,
sülfürik ve nitrik asit çözeltilerinde SD, metakaolin ve uçucu külün bu
kimyasallara karşı direnci arttırdığı fakat, %5’lik sülfirik, asetik ve fosforik asit
çözeltilerine karşı daha düşük bir direnç gösterdikleri bildirmiştir. Genel olarak
düşük kalsiyumlu uçucu külün SD ve metakaolinden daha düşük bir direnç
gösterdiğini belirtmişlerdir [88].
Düşük S/B oranına sahip betonların katkısız, lateksli ve çimentonun %15’i
kadar SD içeren türlerinin çeşitli asitlere karşı dirençlerini araştırdığını ve SD
katkılı betonların asit çözeltilerine karşı diğer iki betondan daha iyi direnç
gösterdiğini belirtilmiştir [64-76].
30
Sertleşmiş çimento hamuru, şiddetli derecede asitli sulardan etkilenir. Bu asit
saldırısı sonucunda, sertleşmiş çimento hamuru yüzeyinde, kimyasal bir ürün
tabakası (kalsiyum tuzları) gelişir. Bu tabakanın özelliklerinin yapının
porozitesine, hacim yoğunluğuna, saldırgan asitin tipine, pH yoğunlaşmasına,
asit çözeltisinin değerine, çimento ve diğer faktörlerin kompozisyonuna bağlı
olduğu belirtilmiştir [7-89].
2.5. Pomza ve Zeolitin Çimento ve Beton Üretiminde Kullanımına İlişkin
Daha Önce Yapılmış Çalışmalar
Nevşehir pomzasının jeolojik, fiziksel, mekanik ve kimyasal özellikleri
belirlenerek
yapı
malzemesi
olarak
hafif
betonda
kullanılabilirliği
araştırılmıştır. Beton örneklerinin test sonuçlarından pomzanın yapılar için
uygun malzeme olduğu belirlenmiştir [90].
Pomza kullanarak ACI standardına göre orta mukavemetli hafif beton
üretebilmek için bir deneysel çalışma yürütmüşlerdir. Yaptıkları çalışmada
A16 ve C16 gradasyon eğrileri (TS 706) arasına düsen gradasyon eğrilerini
kullandıklarında ve süper akışkanlaştırıcı ile hava sürükleyici katkılar ilave
ettiklerinde taze iken işlenebilirliği yüksek, sertleştiğinde ise minimum basınç
dayanımı 6,56 N/mm2 ve yoğunluğu 1300 kg/m3 olan hafif beton bloklar elde
etmişlerdir [91].
Elazığ yöresi pomzası ile hidratasyon reaksiyonu yapabilmesi için çimento
inceliğinde öğütülüp, ağırlıkça %5, %10, %15 ve %20 oranlarında çimento ile
yer değiştirilerek yeni karışımlar oluşturulmuştur. SD’nin basınç dayanımına
yaptığı katkıyı gözleyebilmek için kontrol betonu hariç tüm serilere, %10 SD
ilave edilerek ikinci bir seri daha hazırlanmıştır. Pomzanın basınç dayanımına
etkisinin kür yaşlarına bağlı olarak değişimini tespit etmek için numunelerin 3,
7, 28 ve 90 günlük basınç dayanımı değerleri kaydedilmiştir. Ayrıca 28
günlük beton numuneler porozite ve ultrasonik test deneylerine tabi
31
tutulmuştur. Çalışma sonucunda, pomzanın %20 oranına kadar çimento ile
ağırlıkça yer değiştirmesi ile çimento miktarındaki azalmadan dolayı
numunelerin basınç dayanımlarının kontrol betonuna göre daha düşük çıktığı
görülmüştür. Fakat kür yaşı arttıkça dayanımdaki bu düşüş azalmıştır. Bu
durum
ileri
yaşlarda
pomzanın
puzolanik
aktivite
göstermesinden
kaynaklanmaktadır. Pomza ilavesiyle özellikle erken yaşlarda meydana gelen
bu düşme, betonun erken yaşlardaki dayanımına olumlu yönde etki eden
SD’nin kullanılmasıyla engellenmiştir [92].
Hafif beton yapı elamanı üretmek için Karaman-Madenşehiri pomza taşı
agregasi ile Soma B termik santrali uçucu külü kullanılmıştır. Karışıma giren
çimento miktarı ağırlıkça (%) olarak 0, 10, 20, 30 ve 40 oranlarında
azaltılarak çimento yerine uçucu kül ilave edilmiştir. Bu uçucu kül oranlarıyla
%50 iri, %50 ince agrega ile birinci karışım ve yalnız ince agrega kullanarak
ikinci
karışım
ile
hafif
beton
üretilmiştir.
Deney
sonuçlarına
göre
karışımlardan en uygun olanı %10 uçucu küllü hafif beton karışımı olmuştur.
%10 uçucu küllü beton karışımlarına ait 28 günlük sonuçlar; HBK2 basınç
dayanımı 123 kN/m2, eğilme dayanımı 29.37 kN/m2 ve birim ağırlığı 16.8
kN/m3 olarak bulunmuştur. HBJ2 ise basınç dayanımı 77 kN/m2 eğilme
dayanımı 35.50 kN/m2 ve birim ağırlığı 16.85 kN/m3 olarak tespit edilmiştir.
[93].
Çimento inceliğinde öğütülen bazik karakterli pomza agregasının ve SD’nin
betonun basınç dayanımı üzerinde yaptığı etki yapay sinir ağları (YSA) ile
modellenmiştir. Çimento, pomza, SD ve kür yaşı parametrelerinden oluşan
ve farklı alternatiflerle oluşturulmuş eğitim seti kullanılmıştır. Bu amaçla ilk
olarak Elazığ yöresinden temin edilen bazik karakterli pomza agregası
çimento inceliğinde öğütülmüştür. Bu öğütülen pomza, %5, %10, %15 ve
%20 oranlarında çimento ile yer değiştirerek karışımlara ilave edilmiştir.
Ayrıca, pomza ile birlikte SD’nin da etkisini gözlemek amacıyla bu serilere ek
olarak %10 SD katkılı seriler de hazırlanmıştır. Kür yaşının etkisi ise 3, 7, 28
32
ve 90 günlük seriler hazırlanarak incelenmiştir. Ağ yapısı olarak, geri yayılımlı
yapay sinir ağı tercih edilmiştir. Veriler normalize edilerek ağa sunulmuştur.
Modelleme MATLAB paket programının ANN toolbox’ı ile yapılmıştır. Ağdan
elde edilen çıkışlar ile deneysel çalışma sonucu bulunan basınç dayanımı
değerleri karşılaştırılmış ve YSA’nın %98 oranında başarılı sonuçlar verdiği
görülmüştür [94].
Farklı çimento dozajlarının, slamplarının ve pomza agrega oranlarının
betonun basınç dayanımına ve yoğunluğuna etkileri üzerine yaptıkları
deneysel çalışmada a) normal agrega yerine hacim olarak %25, %50, %75
ve %100 oranlarında pomza agregası ikame etmişler, b) dozajı 200, 250, 350
,400 ve 500 kg/m3’te, c) slampı ise 3±1, 5±1 ve 7±1cm’de sabit tutmuşlardır.
Test sonuçlarının analizi pomza agregası artışının betonun yoğunluğunu
%41,5’e kadar azalttığını göstermiştir. Karışımdaki çimento dozajının
artırılması ile betonun yoğunluğu %3,2’ye kadar, basınç mukavemeti ise 200
kg/m3’lük dozaja göre %265’e kadar azalmıştır [95].
Pomzanın taşıyıcı olmayan hafif beton üretiminde, hafif agrega olarak
kullanımını ve pomza kullanılarak üretilmiş hafif betonların belirli bir sıcaklık
etkisine maruz kaldıktan sonraki dayanım değerlerindeki değişimleri
incelemektedir. Türkiye’de, değişik türde pomza yataklanmaları mevcuttur.
Bu çalışma için, bu türlerden Kayseri ili Talas ilçesi’nden, Nevşehir ili Göre
Beldesi’nden çıkarılan pomzalar ve İzmir ili Menderes ilçesi’nden çıkarılan
perlitik pomzalar seçilmiştir. Çalışmada kullanılan türlerin, hafif agrega
özellikleri incelendikten sonra, belirlenen 26 karışıma ait 3 farklı çimento
oranında, 78 ayrı hafif beton dökümü yapılmış ve elde edilen hafif beton
numunelerinin kuru birim hacim ağırlık, su emme, dayanım, sıcaklık etkisinde
dayanım gibi bazı teknik özellikleri belirlenmiştir. Araştırmada kullanılan
Nevşehir-Göre,
Kayseri-Talas
pomzası
ve
İzmir-Menderes
perlitik
pomzasından üretilen hafif beton numuneleri üzerinde yapılan deneysel
çalışmaların sonucunda, çimento oranının hafif beton numunelerinin
33
dayanımına ve birim hacim ağırlığına etkisi, sıcaklığın hafif beton
numunelerinin dayanımına ve kuru birim hacim ağırlığına etkisi, hafif beton
numunelerinde kullanılan pomza türlerinin sıcaklık etkisindeki karakteristiği
ve pomza türlerinin birbirleri ile kıyaslanması hususunda irdelemeler
yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, pomza türleri ve bu türlerden üretilen
hafif betonların sıcaklık etkisinde bazı özellikleri ile ilgili çıkarımlar elde
edilmeye çalışılmıştır [96].
Bazaltik pomza agregası ile yapılan ve mineral katkı malzemeleri içeren
yüksek-mukavemetli
hafif
beton
üretmek
için
yaptıkları
laboratuar
çalışmasında, bağlayıcı olarak Portland çimentosu kullanarak hafif bazaltik
pomza agregası ile kontrol hafif beton karışımı hazırlamışlardır. Kontrol hafif
beton karışımı çimentonun %20’si uçucu külle yer değiştirilerek ve
çimentonun %10’u SD ile yer değiştirilerek ayrı ayrı modifiye edilmiştir. Ayrıca
hafif beton karışımı çimentonun %20’si uçucu külle, %10’u da SD ile ikame
edilerek tekrar modifiye edilmiştir. Kontrol amacıyla ikide normal ağırlıklı
beton dökülmüştür. Laboratuar test sonuçları mineral katkılar ve bazaltik
pomza birlikte kullanılarak yapısal hafif beton üretilebileceğini göstermiştir
[97].
Hafif pomza taşı betonunun yapısal kullanımı açısından bazı özelliklerini
araştırmışlardır. Pomzanın gerçekten yaygın olan yapay hafif agregaların bir
alternatifi olarak düşünülüp düşünülemeyeceğini göstermek için, deneysel
çalışmalar yapmışlardır. Yapısal hafif pomza betonu, genleştirilmiş hafif kil
betonu ve normal ağırlıklı betonlar kullanılarak üç farklı tür donatılı duvar
paneli yapılmıştır. Test sonuçlarının analizi, en azından bu tip yapısal
betonlar için pomzanın beton üretiminde agrega olarak kullanılmasının bir
olumsuz etkisi olmadığını göstermiştir [98].
Yapılan bu deneysel çalışmada, Manisa-Gördes yöresinden elde edilen
doğal zeolitin ve Soma Termik Santral atığı olan taban külünün çimento
34
üretiminde puzolanik malzeme olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. ManisaGördes doğal zeolitinin % 10, % 20, % 30, doğal zeolit katkılı (ZKÇ) ve doğal
zeolit+taban külü katkılı (ZTKKÇ) çimentoların Fiziksel, kimyasal ve mekanik
özellikleri yönünden birbirleriyle ve kontrol çimentoları olan CEM I 32.5 ve
CEM I 42.5 ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar ZKÇ ve ZTKKÇ’ların
ilgili Türk Standartları TS 10156, TS 26 ve TS 640’a uygun olduğunu ve
dolayısıyla ile doğal zeolit ve taban külünün çimento üretiminde katkı
malzemesi olarak kullanılabileceğini göstermektedir [99].
Doğal zeolit (Klinoptilolit) kullanılarak üretilecek hafif betonların fiziksel,
mekanik
ve
termal
özellikleri
belirlenerek,
tarımsal
yapılarda
kullanılabilirliğinin saptanması amaçlanmıştır. Bu amaçla 300 dozlu olarak
üretilecek hafif betonun hazırlanmasında agrega karışımına %25, %50, %75
ve %100 oranında doğal zeolit ilave edilmiştir. Üretilen beton örneklerinde 28.
gündeki basınç dayanımı, birim ağırlığı, su emme oranı, dona dayanıklılığı ve
ısı iletkenlik katsayıları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda üretilen hafif
betonların basınç dayanımlarının farklı karışım oranlarına bağlı olarak 136235 kg/cm2 arasında, birim ağırlıkların 1500-1900 kg/cm3 arasında değiştiği
belirlenmiştir. Üretilen tüm hafif betonlar dona dayanıklı çıkarken, su emme
oranlarının %8 in altında kaldığı görülmüştür. Ayrıca üretilen hafif betonları ısı
iletkenlik katsayılarının 0,5-0,8 kcal/m 0Ch arasında değiştiği belirlenmiştir.
Sonuç olarak, doğal zeolit, hafif beton üretiminde dayanım, dayanıklılık ve ısı
yalıtımı
açısından
tarımsal
yapılarda
kullanılabilecek
potansiyel
bir
malzemedir [100].
Farklı malzemelerden üretilen hafif betonlar ile zeolit kullanılarak üretilen hafif
beton karşılaştırıldığında; zeolitli betonların basıç dayanımı ve birim ağırlık
açısından daha iyi sonuçlar verdiği görülmektedir. Özellikle zeolit miktarının
%50 nin altında tutulması durumunda elde edilen basınç dayanımının normal
agregalı betonların dayanım değerlerine çok yaklaştığı diğer bir ifade ile
yapısal hafif beton (170 kg/cm2<) (Kosmatka ve Panarese 1992) olarak
35
kullanılabilecek düzeye ulaştığı söylenebilir. Zeolit miktarının %50 den fazla
olduğu durumlarda ise üretilen betonun orta dayanımlı (70-170 kg/cm2) hafif
beton sınıfı içerisine girmektedir (Kosmatka ve Panarese 1992). Üretilen hafif
betonların tamamı Topçu (2006)’ya göre 3.sınıf veya en yüksek dayanımlı
hafif betonlar içerisinde yer almıştır. Ünal ve Uygunoğlu (2007) de belirtilen
sınıflandırmaya göre ise, zeolit ile üretilen betonlardan zeolit miktarı %50 ve
üstünde olması durumunda hafif taşıyıcı yalıtım beton (101-203 kg/cm2),
%50’ den az olması durumunda hafif taşıyıcı beton sınıfı içerisinde yer
almıştır [101,102,103].
Zeolitik, perlitik ve bunlara alternatif diğer yakın çevre puzolanlarıyla TS 24 'e
uygun olarak katkılı çimentolar hazırlanmıştır. Katkı oranları Balıkesir SET
Çimento Fabrikası işletme koşullarına uygun %24, %26,%28 olarak
belirlenmiştir.
Zeolitik
tüflerin
puzolanik
aktiviteleri
yüksektir.
Kolay
öğütülürler. 28. gün sonunda basınç mukavemetleri yüksektir. Buna karşılık,
perlitik
tüflerde
puzolanik
aktivite
yüksek
olmakla
beraber,
zor
öğütülebilmekte ve 28. gün sonunda basınç mukavemetleri standartları
aşmakta fakat zeolitik tüflere göre çok daha düşüktür. Zeolitik tüfler kaliteli bir
puzolandır. Perlitik tüfler ise kullanılabilir bir puzolan olmakla beraber, zeolitik
tüflerle uygun bir harmanlamayla kullanılmalıdır. Ayrıca doğal puzolanların 7
günlük mukavemetleri hiç etkilemediği fikrinin de tartışılabileceği görülmüştür.
Zeolitik ve perlitik tüf katkılı çimentolar ve portland çimentosunun dayanıklılık
özelliklerini belirlemek için %24, %28, %32 katkılı çimentolar ve aynı
klinkerden portland çimentosu (şahit çimento) üretilmiştir. Bu çimentolarla
hazırlanan harçlar 28 gün normal şartlarda su içinde, 28. gün (0. başlangıç
yaşı) den sonra 12 hafta su ve sülfat çözeltisinde kür edilmiştir. Elde edilen
sonuçlara göre katkılar, portland çimentosuna göre sülfatlı ortamda harcın
dayanıklılığını arttırmıştır. Özellikle zeolit katkılı harçlarda bu özellikler daha
belirgindir. Fakat çimentoya katılacak katkı miktarı çok önemlidir. X-Ray
Difraktometre incelemelerinde şahit harçda etringit oluşumuna rastlanırken,
36
katkılı harçlarda rastlanmamıştır. Bu da katkılı çimentoların sülfatlı ortama
dayanıklı olduğunu birkez daha ortaya koymuştur [104].
Hem çevre konuları için hem de çimento üretiminin daha düşük maliyetli
olması için hidrolik çimentolara puzolan katılması uygundur. Yapılan bu
deneysel çalışmada, Manisa-Gördes yöresinden elde edilen doğal zeolitin
çimentoda katkı uygunluğu araştırılmıştır. Manisa-Gördes doğal zeolitinin
%0, % 15 ve %30 doğal zeolit katkılı ve doğal zeolit + süperplastikleştirici
katkılı çimentoları fiziksel ve kimyasal özellikleri yönünden birbirleriyle ve
kontrol çimentosu olan CEM I 42,5 ile karşılaştırılmıştır. Hazırlanan zeolitli
hamur numuneleri üzerinde X-ray difraksiyon ve SEM fotoğraf araştırması
yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar %15 doğal zeolit katkılı numunelerin
çimentoda uygun olduğu görülmüştür [105].
Alkali
silika
reaksiyonu,
betonda
kullanılan
çimentodan
veya
dış
kaynaklardan gelen alkali hidroksitlerle, beton içindeki agregaların içerdiği
reaktif bileşenler arasında, nem varlığında meydana gelen ve zamanla
betonun genleşmesi sonucu betona zarar veren bir kimyasal reaksiyondur.
Aktif silis içeren reaktif karakterli agregalar opal, kalsedon, kristobalit gibi
mineraller içermektedir. Bu çalışmanın ilk aşamasında, mineral katkı olarak
kullanılacak malzemeler ve bu malzemenin en uygun kullanım oranları
belirlenmiştir. Alkali silika reaksiyonunun (ASR) zararlı etkilerini azaltmak
amacıyla mineral katkı olarak çimento yerine pomza, perlit ve zeolit farklı
oranlarda kullanılarak, ASTM C1260 hızlandırılmış harç çubuğu metodu ile
çimento-agrega-mineral katkı bileşiminin reaktivitesi belirlenmiştir. Harç
örnekleri üzerinde yapılan deneyler sonucunda perlitin, genleşmeleri
azaltmada pomza ve zeolit kadar etkili olmadığı görülmüştür. Bu nedenle
çalışmanın sonraki aşamasında, reaksiyonun zararlı etkilerini azaltan ve belli
bir orandan sonra harç örneklerinin genleşme değerlerini, standarttaki
genleşme limitinin altına düşürebilen pomza ve zeolit kullanılmıştır.
Çalışmanın son aşamasında ASR’nin zararlı etkilerini azaltmak için mineral
37
katkı olarak kullanılan pomza ve zeolitin betonun durabilitesine etkisi, yapılan
deneylerle incelenmiştir [106].
Doğal zeolit tozunun inceliği arttıkça ortamın pH’ı azalmaktadır. Kullanılan
zeolit tozunun miktarı arttıkça alkali iyon yoğunlaşmaları azalmakta, bu
sayede
alkali
silikat
jelinin
oluşumunu
önlemektedir.
Alkali
iyon
yoğunlaşmasının azalma nedenleri; iyon değişimi, absorblanma ve puzolanik
reaksiyondur. İyon değişimine ek olarak doğal zeolit tozunun gözenekli
olması da alkalinitenin azalmasında etkili olduğu belirtilmiştir [107].
İlave bağlayıcı malzemelerin katkılı çimentolardaki veya betondaki miktarları
arttıkça, bu malzemelerin kullanımıyla sağlanan yararların büyüklüğü de
artmaktadır. Ancak ilave bağlayıcı malzemelerin bağlayıcı sistemlerdeki
miktarı, özellikle doğal puzolanlar için, su ihtiyacındaki artış ve dayanım
kazanma hızındaki azalma gibi faktörler tarafından kısıtlanmaktadır. Bundan
dolayı katkılı çimentolarda veya betonda kullanılan doğal puzolan miktarını,
dayanım kaybı olmaksızın mümkün olduğu kadar artırmak amacıyla
araştırmalar gerekmektedir. Bu amaç yaygın olarak kullanılan doğal
puzolanlardan daha reaktif doğal malzemeleri içeren bağlayıcı sistemler
üzerinde çalışılmasını gerektirmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki iki
farklı rezervden temin edilmiş doğal zeolitlerin (klinoptilolit) puzolanik
aktivitelerini ve bu zeolitlerden düşük (%15 ikame), orta (%35 ikame) ve
yüksek (%55 ikame) düzeyde içeren bağlayıcı ve sistemlerin özelliklerinin
araştırılmasıdır. Çalışma, doğal zeolitlerin karakterizasyonunu, puzolanik
aktivitelerinin diğer yaygın kullanılan mineral katkılar ile karşılaştırmalı olarak
değerlendirilmesini ve düşük, orta ve yüksek düzeyde zeolit içeren çimento
hamuru, harç ve beton karışımlarının özelliklerini kapsamaktadır. Doğal
zeolitlerin Ca(OH)2 ile olan reaktivitelerinin, uçucu küllün ve zeolitik olmayan
puzolanın reaktivitelerinden daha yüksek, SD’nin reaktivitesinden ise bir
miktar düşük olduğu tespit edilmiştir. Doğal zeolit içeren katkılı çimentolar şu
önemli özellikleri ile karakterize edilmişlerdir: portland çimentosundan daha
38
hızlı priz, sertleşmiş hamurlarda düşük Ca(OH)2 miktarı ve düşük miktarda 50
mm’den büyük gözenekler, portland çimentosu hamuruyla karşılaştırıldığında
göreceli olarak yoğun mikro yapı, naftalin bazlı akışkanlaştırıcıya kıyasla
melamin-bazlı akışkanlaştırıcı ile daha iyi uyumluluk ve çok iyi basınç
dayanımı performansı. Portland çimentosunun belirli miktarlarda doğal zeolite
ile ikamesi yoluyla hazırlanan beton karışımları şu özellikleri ile karakterize
edilmişlerdir; sadece 180 kg/m3 portland çimentosu ve 220 kg/m3 zeolit
dozajı ile (%55 ikame) 7. günde ~25MPa, 28.günde 45-50 MPa basınç
dayanımı, normal portland çimentosu betonu ile karşılaştırılabilir ölçüde
elastik modül değeri, düşük ve yüksek ikame oranları için sırasıyla “düşük” ve
“çok düşük” klor iyon geçirgenliği olduğu belirlenmiştir [108].
Zeolitik mineral katkılı yüksek dayanımlı ve akışkan betonlarda, % 10
oranında çimento yerine zeolit katılıp ve karışımın (S/Ç = 0.31- 0.35)
tutularak, süper akışkanlaştırıcı katılırsa beton dayanımı 80 MPa ve çökmesi
18 cm olmaktadır. Bu dayanım, normal portland çimentolarının basınç
mukavemetinin %10’dan % 15’e kadar çıkartmaktadır. Aynı zamanda
kanama, ayrışma da olmamaktadır [109].
Otoklav ile hava sürüklenmiş betonlarda zeolitin etkisi incelenmiştir. Söz
konusu çalışmada, hava sürüklenmiş betonlarda (AAC) zeolitin etkisi
araştırılmıştır. AAC betonlarda quartzit yerine zeolit kullanılmıştır. Zeolitli
hava sürüklenmiş beton (ZAAC) numunelerinin yoğunluğu 270–500 kg/m3
olarak hazırlanmıştır. Numuneler, XRD, X-ray florosan ve termal analizlere
maruz bırakılmıştır. Yoğunluk, basınç testi ve termal iletkenlik gibi
parametreler araştırılmıştır. Bu sonuçlara göre, AAC betonlara tobermorit,
quartz ve anhidrit karıştırılmıştır. Fakat ZAAC beton numuneleri tobermorit ve
quartz yanında klinoptilolit (zeolit) ve reakte olmayan anhidrit (alçı)
katılmamıştır. ZAAC betonun 700–1000 oC de ısıtıldığındaki davranışlarında
wollastonit, gehlenit ve ortoclase’in yeni faz formları XRD’de elde edilmiştir.
AAC betonlarda quartz yerine zeolit kullanıldığında otoklav ürünlerin termal
39
iletkenliğinde gözle görülür bir düşüş olmuş, basınç dayanımında ise 1,22–
3,34 N/mm2 oranında iyileşme gözlenmiştir [110].
2.6. Arayüzeylerde Moleküler, Zeta Potansiyel ve Simultane Termal
Analiz
Moleküler Bağ Karakterizasyonu
Moloeküler bağ karakterizasyonunu belirlemek için infrared (titreşim)
spektroskopisi (IR) kullanılmaktadır. İnfrared spektroskopisi, maddenin
infrared ışınlarını absorplaması üzerine kurulmuş olan bir spektroskopi
dalıdır. Bu hızlı, ekonomik ve tahrip edici olmayan bir fiziksel yöntemdir. IR
tekniği hem kristal kafes tanımlamalarının fiziksel parametrelerinin kaynağı
hem de numuneler arası saf deneysel nitel ilişkilerin açığa çıkarılması
bakımından çok yönlüdür Katı yüzeyindeki gaz ve sıvı adsorbsiyonunun
incelenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır [111- 113]. Bir madde
monokromatik infrared ışın bandı ile aydınlatıldığında, moleküllerin titreşim
hareketleri nedeniyle, infrared ışınlar az veya çok adsorbe edilirler.
Deneylerde dalga boyu ile adsorpsiyon arasında çizilen grafik maddenin bir
karakteristiğidir ve onun tanımlanmasında kullanılabilir. İnfrared ışınlarının
dalga boyları 1000-300000 nm arasında olmasına rağmen infrared
spektroskopisinde, genellikle dalga boylan 2500-25000 nm arasında olan
ışınlardan yararlanılır. Bu aralığa yakın infrared ve infrared bölgesi denir.
İnfrared spektroskopisinde ışınlar dalga boyları ile değil, daha çok dalga
−
sayılarıyla verilir. Dalga sayısı ν =
−
boylan aralığı ν =
1
⋅ 10 −7 =
2500
1
λ
(cm-1) dir. Buna göre yukardaki dalga
−
4000 cm-1 ve ν =
1
⋅ 10 −7 =
25000
400 cm-1 dir.
Dalga sayıları 400 cm-1 den daha küçük ışınların enerjileri rotasyon (dönme)
enerjileri seviyesinde olduklarından, havadaki moleküller tarafından bile
kolaylıkla adsorbe edilirler [111- 113].
40
Moleküler analizler FT-IR (Fourier transformlu kızılötesi spektroskopisi)
tekniği kullanılarak tanecik yüzeylerindeki molekül gruplarını tanımlamak için
kullanılabilir. Bu amaçla yapılan çimento, katkılı çimento ve puzolanlarla ilgili
çalışmalarda
infrared
spektrumu
başlıca
4
geniş
band
bölgesinde
değerlendirilmektedir. Bunlar Si-Al, S, C ve OH titreşim ve deformasyon
bağlarındaki titreşim sayılarından oluşmaktadır [114]. Bu dalga boyundaki
titreşim sayıları aralarındaki farklar bölgesel olarak değerlendirilmektedir.
FT-IR analizlerindeki birinci bölge 400-1100 cm-1 bölgesidir. Bu titreşim
dalgaları Si (Si-O ve Si-O-Si) ve Al (Al-O, Al-O-Al) bağlarına karşılık
gelmektedir. Çimentonun bileşenlerinden kalsiyum silikatlar 930, 1000-1010
cm-1 dalga sayılarında, kalsiyum ve karbon titreşimleri ise 2920-2930 ve
2850-2855 cm-1 dalga sayıları aralığında daha yoğundur. Bu kalsiyum silikat
titreşimleri bütün çimentolarda görülmektedir. Fakat referans çimentoların
titreşim bandları 1000-1010 cm-1 dalga sayısı arasında daha yoğundur [114115].
İkinci bölge ise S (kükürt) bölgesidir. S titreşim dalgaları üç bölgede (11001300, 1620-1685 ve 3100-3600 cm-1) S-O bağı olarak görülmektedir
[111,114,116].
Bu
bağlar
çimento
içeriğindeki
alçı
taşından
kaynaklanmaktadır.
700-1500 cm-1 titreşim dalgaları üçüncü bölgeyi göstermektedir. Bu bölgede
C (C-O) titreşim bağları vardır. Ancak ikinci bağlar 2500-3000 cm-1 dalga
sayısı aralığında bulunmaktadır. Bu, çimentonun karbonasyonunun bir
sonucu olarak ortaya çıkmaktadır [112,116,117].
Su moleküllerini gösteren bölge ise dördüncü bölgedir. Bu bölgedeki titreşim
ve deformasyon bağları (O-H) 3400-3450, 1620-1650 cm-1 dalga sayılarında
bulunmaktadır. Bu bölgede katkısız çimento harçlarında daha düşük dalga
sayılarında (3409-3414 cm-1) görülür. Bu susuz bileşiklerin varlığını
41
göstermektedir. Bunun aksine CEM I harçlarında daha yüksek dalga
sayılarında (3441-3446 cm-1) oluşmakta ve daha az oranda susuz bileşikleri
göstermektedir. Hidrate edilmiş çimentolarda portlandit ve tobermorite
sırasıyla 3650 ve 3630 cm-1 dalga sayılarında görülmektedir [115,116,117].
Bu bölgelerde oluşan dalga sayıları yardımıyla minerallerdeki moleküler bağ
karakterizasyonu belirlenebilmektedir.
Zeta potansiyel
Elektrokinetik özellikler, elektriksel çift tabakanın çözelti kısmında; mineral
tarafındaki sabit tabaka ile diğer hareketli dağılmış iyonlar tabakasını ayıran
kayma yüzeyi üzerindeki potansiyel büyüklüğüne bağlıdır. Yüklü mineral
tanecikleri ile etrafındaki sulu çözeltinin birbirlerine göre hareketlerinde,
çözelti-tane
arasındaki
kayma
yüzeyindeki
ölçülebilen
potansiyele
“Elektrokinetik Potansiyel” veya “Zeta Potansiyel” denir [118-123].
Bazı
yazarlar
kayma
yüzeyini
Stern
tabakasıyla
üst
üste
olarak
göstermelerine karşın gerçekte Şekil2.9’da görüldüğü gibi kayma (kesme)
yüzeyi, sabit yüzeye göre Stern düzleminden daha uzakta oluşmaktadır. Bu
nedenle zeta potansiyeli ( ζ ), Stern potansiyelinden mutlak değerce biraz
daha düşüktür. Çift tabaka teorisi incelenirken genellikle ψ δ ile ζ eşit kabul
edilebilmektedir. Yapılan deneysel çalışmalarda bu kabullenmenin getirdiği
hata oldukça düşük kalmaktadır. Ancak ψ δ ve ζ potansiyel değerleri çok
yüksek olduklarında, iki büyüklük arasında belirgin bir fark oluşabilmektedir
[118-124].
Zeta potansiyel, elektriksel çift tabakanın kontrol altında tutulabildiği ve
deneysel olarak ölçülebilen bir büyüklüktür. Özellikle kolloidal sistemlerde,
flokülasyon, koagülasyon ve stabilite, flotasyonda reaktiflerin adsorbsiyonu,
hava kabarcıklarının mineral tanelerine yapışması olaylarının açıklanması ve
42
zeta potansiyeline göre korelasyonları her zaman yapılmaktadır [118-125].
Zeta potansiyel aşağıdaki yöntemlerden birisi ile kontrol altında tutulabilir
[126].
9 Farklı iyonların yoğunlaşmalarının ve değerliklerinin etkisi zeta potansiyel,
elektrolit yoğunlaşması (elektriksel çift tabaka kalınlığının azalmasından)
ve eklenen katyonların değerliliği arttıkça, düşer.
9 Potansiyel belirleyen iyonlar zeta potansiyel doğrudan yüzey elektrik
yüküne ve bu da potansiyel belirleyen iyonların miktarına bağlı
olduğundan, bu iyonların ilavesiyle zeta potansiyelin hem işareti hem de
yükü kolaylıkla değiştirilebilir.
9 Aynı değerlikli iyonların atomik çapı aynı değerliliğe sahip iyonlarda
atomik yarıçap arttıkça zeta potansiyel düşer.
9 Hidrojen iyonu, yüksek değerlikli iyonlar ve kompleks organik katyonlar
kuvvetli
olarak
zeta
potansiyeli
azaltır
ve
hatta
çok
düşük
yoğunlaşmalarda bile işaretini değiştirir.
9 Yüzey aktif maddelerin zeta potansiyele etkisi çok belirgindir.
Simultane Termal Analiz
Simultane termal analiz (STA), sisteminde iki veya daha fazla termal analiz
tekniğinin
aynı
anda
tek
bir
numune
üzerine
uygulanmasıyla
gerçekleştirilmektedir. Bu teknikler, fark esaslı termal analizler (DTA) ile
termal gravimetri (TG) yada fark taramalı kalorimetri (DSC) ve termal
gravimetri (TG) şeklinde yapılabilir.
DTA, uzun zamandan beri kil mineralleri, karbonatlar, sülfatlar ve zeolitler gibi
minerallerin
tanımlanmasında
kullanılmaktadır.
Ayrıca
bu
yöntemle
çimentoyu oluşturan ana bileşiklerin, hidratasyonda ısının etkisiyle birlikte
meydana gelen dönüşümleri de izlenebilmektedir. DTA’de reaktif numune ile
reaktif olmayan referans madde arasındaki ısı farkı (oC) zamanın fonksiyonu
43
olarak belirlenmekte ve tepkimelerin sıcaklıkları, termodinamiği ve kinetiği
hakkında önemli bilgiler vermektedir. TG ise, sıcaklığın fonksiyonu olarak gaz
ayrılması veya adsorbsiyonu nedeniyle yoğun fazların oluşumu veya ağırlık
kaybının belirlenmesini sağlamaktadır [111-112].
DSC sıcaklığın fonksiyonu olarak termal tepkimelerle bir numuneden çıkan
veya numune içinden geçen ısı akışı arasındaki farkı ölçmektedir. DSC
olarak tanımlanan bu yöntem kalorimetri olarak isimlendirilen analizin farklı
bir grubudur. Kalorimetri bir maddenin spesifik ısı veya termal kapasitesini
ölçer ve DTA ile yakın bir ilişkisi vardır. DSC, her ikisi de kontrollü şekilde
ısıtılan numune ve referans madde arasındaki sıfır sıcaklık farkını tespit
etmek için gereken enerji miktarını ölçmektedir [111-112].
DSC ve DTA eğrileri birbirine benzemektedir. Isıtma işlemi sırasında
numunede endo ve ekzotermik tepkimeler oluşur. Endotermik reaksiyonda
numune enerji almakta, ekzotermik reaksiyonda ise numune enerji
vermektedir [111-112].
STA ile ilgili yapılan daha önceki termal analiz testleri CEM I 42,5R
çimentosu, mineral katkılı ve kimyasal katkılı çimento harcında meydana
gelen temel reaksiyonların, genel olarak aşağıdaki sıcaklık aralıklarında
meydana geldiklerini göstermektedir [127-128].
0-100 °C: Gözeneklerdeki kimyasal ve fiziksel suyun dehidratasyonu
(endotermik),
100-450 °C: Kalsiyum silikat hidrat (C-S-H), kalsiyum alümina silikat hidrat
(CASH, etrenjit), alüminat, alüminasilikat ve diğer hidratların dehidratasyonu
(endotermik),
450-580 °C: CH (Ca(OH)2)’ın dehidroksilasyonu (endotermik),
750-825 °C: CaCO3’ın dekarbonasyonu (ekzotermik).
44
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
3.1.1. Agrega
Çalışmada Ege yöresine ait 0/2 ve 2/4 bazalt kırma kum, 4/8 ve 8/16 bazalt
kırma
taş
agregası
kullanılmıştır.
Agregaların
tamamı
Aydınlar
madencilik(İzmir) firmasından temin edilmiştir. Çalışmada bütün beton
türlerinde tek tip granülometri kullanımı yoluna gidilmiştir. Agrega tane
dağılımı, en büyük tane büyüklüğüne (Dmax =16 mm) bağlı olarak TS 802’de
belirtildiği gibi gösterilen ideal bölgeye gelecek şekilde seçilmiş ve
granülometri eğrisi standart eğrilerle birlikte Şekil 3.1’de verilmiştir. Kullanılan
agrega türü üzerinde birtakım deneyler, ilgili standartlar dahili’nde yapılmış ve
Çizelge 3.1’de verilmiştir.
100
Elekten geçen % (yığışımlı)
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
0,25
0,5
1
2
4
8
16
32
Elek göz açıklığı (mm)
Kullanılan
C16
B16
A16
U16
Şekil 3.1. TS 802 standart eğrileri ve kullanılan agrega granülometri eğrisi
45
Çizelge 3.1. Kullanılan agrega üzerinde yapılan deneyler
Deney Türü
Organik kökenli madde
tayini
Birim
Gevşek, g/cm3
Ağırlık
Sıkışık, g/cm3
Özgül
ağırlık ve
su emme
oranı
İlgili Standart
TS EN 1744-1
TS 3529
Kuru özgül
ağırlık
Doygun Kuru
Yüzey Özgül
Ağırlık
Su Emme oranı
(%)
Doğal nem (%)
Deney Raporu
Renksizden açık sarıya doğru, organik
madde zararsız.
1,48
TS EN1097-6
1,66
0/2
2,55
Agrega Sınıfı
2/4
4/8
2,52
2,50
8/16
2,47
2,59
2,56
2,53
2,51
1,47
1,55
1,61
1,65
1,25
1,32
1,41
1,63
3.1.2. Çimento
Araştırmada, Ankara Set Çimento fabrikasında TS EN 197-1’e [129] uygun
olarak üretilen, CEM I 42,5 R kullanılmıştır. Çimentoya ait kimyasal, fiziksel
ve mekanik analizler Çizelge 3.2’de verilmiştir.
3.1.3. Puzolanlar
Çalışmada pomza ve zeolit olmak üzere İki tür doğal puzolan kullanılmıştır.
Çalışmada kullanılan pomza Nevşehir yöresine ait olup üçler madencilik
firmasından, zeolit ise Balıkesir-Bigadiç yöresine ait olup Türk zeolit
madencilik firmasından elde edilmiştir. Her iki puzolanda topaklaşma
seviyesine kadar Ankara Set çimento fabrikasında bilyalı değirmende
öğütülmüştür. Pomza ve zeolite ait kimyasal, fiziksel ve mekanik analizler
Çizelge 3.2’de verilmiştir.
46
Çizelge 3.2. Bağlayıcıların kimyasal, fiziksel ve mekanik özellikleri
Özellik
Fiziksel ve mekanik özellikler
Blaine İnceliği m2/kg
Özgül Ağırlık kg/m3
Priz (dk)
Başlangıç
Bitiş
Basınç Dayanımı
7 gün
(MPa)
28 gün
Kimyasal bileşenler
SiO2
Al2O3
Fe2O3
CaO
MgO
SO3
Na2O
K2O
Kızdırma Kaybı
Bogue Kompozisyonu
C3S
C2S
C3A
C4AF
CEM I 42,5 R
Pomza
Zeolit
314
3,11
145
230
38,80
45,78
474,9
2,39
---------
290,5
2,23
---------
(%)
20,31
5,64
3,27
64,02
1,64
2,86
0,87
0,80
2,17
(%)
71,93
13,14
1,07
0,76
0,73
0,02
4,10
4,42
4,11
(%)
77,54
13,25
0,936
2,156
0,945
0,06
0,05
3,39
12,77
55,55
16,50
9,41
1,48
-
-
3.1.4. Süperakışkanlaştırıcı katkı (SAK)
Süper akışkanlaştırıcı katkı olarak polikarboksilik eter esaslı, yüksek oranda
su azaltan, betonda kıvam kaybı önlemesi istenen, yüksek dayanım ve
dayanıklılığa gereksinim duyulan, TS EN 934-2 ve ASTM C 494-92 Tip F
“Akışkanlaştırıcı beton katkısı” standardına uygun, Degussa yapı kimyasalları
sanayi A.Ş. firmasına ait Glenium 51 türü yeni nesil süper akışkanlaştırıcı
beton katkı malzemesi kullanılmıştır [130,131]. Glenium 51 tipi SAK’nın +20
0
C’de %50 bağıl nem koşullarında elde edilen teknik özellikleri ilgili firmadan
alınmış ve Çizelge 3.3’de verilmiştir.
Çizelge 3.3. Glenium 51 SAK’nın teknik özellikleri
Malzemenin yapısı
Renk
Yoğunluk
Klor içeriği % (EN 480-10)
Alkali içeriği % (EN 480-12)
Polikarboksilik eter esaslı
Amber
1,082-1,142 kg/litre
< 0,1
<3
47
3.1.5. Karışım Suyu
Araştırmada karışım suyu olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi içme suyu
şebekesinden temin edilen su kullanılmıştır. Kullanılan karma suyu TS EN
1008’e uygundur [132].
3.2. Metot
3.2.1. YDB örneklerinin hazırlanması
Beton karışım hesabı, istenilen kıvam, işlenebilme, dayanım, dayanıklılık,
hacim sabitliği ve diğer aranan özelliklere sahip, en ekonomik betonu elde
edebilmek amacıyla gerekli agrega, çimento, su, hava ve gerektiğinde katkı
maddesi miktarını tespit edebilmek için yapılan hesaptır [7].
Beton karışımında yer alacak malzeme miktarlarının hesaplanmasına dair
değişik ülkelerin standartları tarafından önerilmiş olan değişik yöntemler
bulunmaktadır. Türk Standartları Enstitüsü tarafından önerilen yöntem TS
802 nolu standardında belirtilmektedir [133]. TS 802’deki yöntem Amerikan
Beton Enstitüsünün ACI 211.1 nolu standardında belirtilen yöntemle bazı
küçük ayrıntılar dışında tamamen benzerdir [134]. Bu iki literatür ve yüksek
dayanımlı beton kriterlerini içeren literatür, göz önünde bulundurularak
karışıma girecek malzeme miktarları belirlenmiştir. Betona kütlece ikame
edilmek suretiyle kullanılan puzolanların, türü ve oranına göre dört grup
beton tipi üretilmiştir (Çizelge 3.4). Her bir beton grubu için 120 adet (10 x 20)
cm ebadında silindir numune üretilmiş ve 1m3 karışıma giren malzeme
miktarları Çizelge 3.5’de verilmiştir.
Çizelge 3.4. Puzolan türü ve oranlarına göre beton grupları
Grup No
Kütlece ikame oranı (%)
Puzolan türü
Beton kodu
0
15
5
10
10
5
15
0
Pomza
Zeolit
Pomza
Zeolit
Pomza
Zeolit
Pomza
Zeolit
0P15Z
I. Grup
II. Grup
III. Grup
IV. Grup
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çizelge 3.5. Her bir beton grubu için 1m3 karışıma giren malzeme miktarı
Malzeme
Adı
Tip
Özgül
Ağırlık.
Ağırlık
15P0Z
(kg)
Hacim
15P0Z
3
(m )
Agrega
oranı
15P0Z
(%)
Ağırlık
10P5Z
(kg)
Hacim
10P5Z
3
(m )
Agrega
oranı
10P5Z
(%)
Ağırlık
5P10Z
(kg)
Hacim
5P10Z
3
(m )
Agrega
oranı
5P10Z
(%)
Ağırlık
0P15Z
(kg)
Hacim
0P15Z
3
(m )
Agrega
oranı
0P15Z
(%)
Kırma Kum
0-2
2,55
543,737
0,213
40,549
555,99
0,218
40,549
568,314
0,223
40,549
580,695
0,228
40,549
Kırma Kum
2-4
2,52
201,503
0,080
15,027
206,04
0,082
15,027
210,611
0,084
15,027
215,199
0,085
15,027
Kırma Taş
4-8
2,50
266,538
0,107
19,877
272,54
0,109
19,877
278,585
0,111
19,877
284,655
0,114
19,877
Kırma Taş
8-16
2,47
329,174
0,133
24,548
336,59
0,136
24,548
344,053
0,139
24,548
351,548
0,142
24,548
1340,95
584,05
103,06
0,00
8,93
206,13
0,533
0,1896
0,0431
0,0000
0,0080
0,2061
0,02
1
1371,1
567,04
66,71
33,35
8,67
200,1
0,545
0,184
0,028
0,015
0,008
0,200
0,02
1
1401,56
550,02
32,35
64,70
8,41
194,12
0,557
0,1785
0,0135
0,0290
0,0075
0,1941
0,02
1
1432,09
533,01
0,00
94,06
8,15
188,12
0,569
0,1730
0,0000
0,0421
0,0073
0,1881
0,02
1
Çimento
Puzolan
Puzolan
SAK (%1,3)
Su
Hava miktarı
Toplam agrega
CEM I 42.5
3,08
Pomza
2,39
Zeolit
2,23
Glm. 51
1,112
İçme suyu
1
Toplam malzeme
2243,14
100
Teorik
Birim
Ağırlık
2,243
2247,0
100
Teorik
Birim
Ağırlık
2,247
2251,1
100
Teorik
Birim
Ağırlık
2,251
2255,4
100
Teorik
Birim
Ağırlık
2,255
48
49
Her bir beton grubu için karışım oranları Çizelge 3.6’da belirtildiği gibi tespit
edildikten sonra, Elektrik motorlu 150 litre kapasiteli betoniyere agregalar
sırasıyla (8-16, 4-8, 2-4 ve 0-2) konulmuştur. Daha sonra Çizelge 3.5’de
belirtilen puzolan türü ve oranına bağlı kalınarak toplam bağlayıcı (çimento)
miktarına ikame edilmek suretiyle pomza ve/veya zeolit ilave edilmiş ve
yaklaşık 1dk süreyle betoniyerde karıştırılmıştır. Daha sonra gerekli olan su
ve toplam bağlayıcı oranının %1,3’ü oranında SAK miktarı 1g hassasiyetli
tartılarak karışıma ilave edilmiştir. Ayrıca agregaların az nemli durumdan
doygun kuru yüzey durumuna gelmesi için ilave edilmesi gereken≈920 g su
karışıma ilave edildikten sonra betoniyerde üç dakika daha karıştırılarak
beton
üretimi
gerçekleştirilmiştir.
Üretimi
gerçekleştirilen
betonun
ayrışmasına izin vermeyecek şekilde alınarak (10x20) cm’lik sert silindir sert
plastik kalıplara yerleştirilmiştir. Kalıpta 24 saat bekleyen betonlar 23±2 oC
kirece doygun suda 28 gün bekletilmiştir.
Daha sonra sudan çıkarılan beton numuneleri 7500 Mg/L MgSO4, %5 H2SO4,
%5 NaCI çözeltilerine ve 23±2 0C
kirece doygun suya alınarak deney
tasarımında belirlenen esaslar çerçevesinde 28, 56 ve 90 gün bekletilmiştir.
Daha sonra bütün numuneler 56, 90 ve 120 gün yaşlarında tahribatlı ve
tahribatsız testere tabi tutulmuştur.
3.2.2. Taze beton deneyleri
Beton randımanlı dökülebilecek, homojen bir kütle teşkilini ve işlenebilirliğini
sağlayacak en düşük kıvamda olmalıdır. Özellikle de yüksek dayanımlı
betonlarda, işlenebilirliği sağlayacak en düşük kıvamda olmalıdır.
Kıvam tespiti
Taze betonun kıvam deneyi, betonun işlenebilirliğini hem laboratuar hem de
şantiyede tespit etmeye yarayan pratik bir deneydir. Bu nedenle dört tip
50
beton türü üzerinde beton karışımlarının kıvamı çökme deneyi ile
belirlenmiştir.
Ölçüleri belirli (h = 305 mm, taban çapı = 203 mm, üst çapı = 102 mm) tepesi
kesik koni şeklindeki metal bir kalıp içine üç çeşit tabaka halinde ve her
tabakası 25 kez özel bir çubukla (60 cm uzunlukta, 16 mm çapında)
şişlenerek standart olarak doldurulan taze betonun, ilk yüksekliği ile kap
kaldırıldıktan sonraki yüksekliği arasındaki farkın ölçülmesi esas alınmıştır.
Taze betonda kıvam tespiti TS EN 12350-2’e göre üretilen her karışım grubu
için ayrı ayrı tespit edilmiştir [135].
Taze birim ağırlık
Taze betonunun birim ağırlığı, bir birim hacim içerinde yer alan taze betonun
ağırlığıdır. Betonun birim ağırlığı, genellikle kg/m³ veya ton/m³ olarak ifade
edilmektedir. Taze betonun birim ağırlığının belirlenmesinde hacmi ve ağırlığı
belli olan bir kap kullanılmıştır. Taze beton bu kaba yerleştirilmiştir. Daha
sonra 25 defa şişlenerek sıkıştırılmıştır. Tartılarak dolu ağırlığı bulunmuştur.
Dolu ağırlığından kabın kendi darası çıkartılıp kabın kendi hacmine bölünerek
taze birim ağılık tespit edilmektedir. Taze betonda birim ağırlık tespiti TS
2941’e göre üretilen her karışım grubu için ayrı ayrı tespit edilmiştir.
3.2.3. Çevresel etkiler için oluşturulan kimyasal çözeltiler
Magnezum sülfat (MgSO4) çözeltisi
Literatür ışığında yapılan incelemelere göre yer altı suyu, deniz suyu ve
yüzeysel sularda mevcut olduğu belirtilen Mg+2 iyon yoğunluğu göz önünde
bulundurularak 7500 mg/L MgSO4 çözeltisi hazırlanmıştır. Hazırlanan
çözeltinin pH’ı 9,51olup pH deney süresince sabit tutulmaya çalışılmıştır.
51
Sülfirik asit (H2SO4) çözeltisi
Doğada en bilinen şekliyle, betona bozucu etki yaptığı bilinen asit yağmurları,
özellikle endüstri bölgelerinde kükürtdioksit gazlarını atmosfere veren ( çinko,
bakır vb) üretim tesisleri, bunun yanı sıra termik santraller ve baca gazları,
yağışlı havalarda asit yağmuru şeklinde bozucu ortam oluştururlar. Bu
şekliyle artış gösteren asit yoğunlaşmaları betonarme yapının temeline, yer
ile temas eden kısımlarına ve atmosterle temas eden yapı yüzeylerine etki
edeceği düşünülerek topraktaki asit yoğunlaşmasına yaklaşık bir değer %5
H2SO4 (sülfirik asit) içeren çözelti laboratuar şartlarında hazırlanmıştır.
Hazırlanan çözeltinin pH’ı 2,17 olup pH deney süresince sabit tutulmaya
çalışılmıştır.
Sodyum klörür (NaCI) çözeltisi
Çevresel etkiler su yapıları açısından düşünüldüğünde deniz suyunun %3-5
arasında değişen tuzluluk değeri göz önüne alınarak %5 lik NaCI çözelti
hazırlanmıştır. Hazırlanan çözeltinin pH’ı 12,62 olup pH deney süresince
sabit tutulmaya çalışılmıştır.
Kirece doygun su
Ayrıca deney programında kıyas numuneleri 23±2 oC kirece doygun suda
bekletilmiştir. Hazırlanan çözeltinin pH’ı 12,95 olup pH deney süresince sabit
tutulmaya çalışılmıştır.
3.2.4. Bağlayıcılar üzerinde yapılan analizler
Kimyasal, fiziksel ve mekanik analizler
Çimento ve puzolanların kimyasal analizleri ARL marka 8680 S model X-Ray
spektrometresi (XRF) ile yapılmıştır [136]. Fiziksel analizler TS EN 196-6’ya
52
göre yapılmıştır. Yüzey alanları, Blaine değerleri olarak Toni Tecknic marka
6565 model Blaine cihazı ile özgül ağırlıkları ise Quantachrome marka MVP3 model cihaz ile belirlenmiştir [137]. Mekanik analizler ise TS EN 196-1’de
belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenmiştir [138].
Mineralojik ve moleküler analizler
Mineralojik özellikler Rikagu marka miniflex model XRD cihazı ile Cu Kα
(λ=1.54 A°) ışıması kullanılarak belirlenmiştir. CEM I ve puzolan örneklerinin
kafes ve moleküler yapısının belirlenmesi için Fourier transformlu kızılötesi
spektroskopisi (FT-IR) analizleri yapılmıştır. Bu test Bruker marka Vertex 70
model cihaz kullanılarak 400-4000 cm-1 dalga sayısı aralığında 1 cm-1
aralığında ölçülmüştür.
Simultane termal analizler
Numunelerin simultane termal analizleri (DTA-TG), 20 °C/dk ısıtma hızı ile
1000 °C maksimum sıcaklığa çıkılarak gerçekleştirilmiştir. Analizlerde azot
gazı ve yaklaşık 50 mg’lık örnekler kullanılmıştır. STA’ler Perkin Elmer marka
S II model cihaz kullanılarak D.P.Ü. Seramik Mühendisliği laboratuarında
belirlenmiştir.
Elektrokinetik analizler
ζ potansiyel, elektroforez yöntemine göre çalışan Zeta-Meter System 3.0 +
marka cihaz kullanılarak yapılmıştır. Bütün hammaddelerden 0,5 g
numuneler, ayrı ayrı beherler içindeki 50 ml saf su içine konulmuş ve 10 dk
karıştırılarak H2SO4 ve NaOH ile pH’ları ayarlanmıştır. Daha sonra iri
tanelerin çökelmesi için 5 dk dinlendirildikten sonra ζ potansiyelleri
ölçülmüştür. Çalışılan her pH değerinde yeteri kadar (min. 10) tanenin
hareket hızlarına göre cihazın mikro işlemcisi tarafından hesaplanarak ζ
potansiyel değerlerine dönüştürülmüş ve cihaz tarafından ortalama ζ
potansiyel değerleri belirlenmiştir.
53
3.2.5. Sertleşmiş beton deneyleri
Basınç dayanımı tayini
56, 90 ve 120 gün yaşlarında yukarıda belirtilen çevresel etki şartlarında
bekletilen
numuneler
Numunelerinde
üzerinde
Basınç
TS
Dayanımı
EN
Tayini”
12390-3
“Sertleşmiş
standardına
uygun
Beton
olarak
gerçekleştirilmiştir [139]. Deneylerde 3000kN yükleme kapasiteli dijital
kumanda üniteli ve yükleme hızı ayarlanabilen tek eksenli beton basınç test
cihazı kullanılmıştır (EK-1). Deney Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi
Yapı Eğitimi Bölümü beton laboratuarında gerçekleştirilmiş ve kırılan beton
numunelerin basınç dayanımlarının hesaplanmasında Eş. 3.1 kullanılmıştır.
fc =
F
Ac
(3.1)
Formülde;
fc= Basınç dayanımı, MPa
F= Kırılma anında ulaşılan en büyük yük, N
Ac= Numunenin en kesit alanı, mm2 olarak ifade etmektedir.
Statik elastisite modülü ve poisson oranı tayini
Numuneler
üzerinde
beton
basınç
dayanımı
tayin
edilirken
beton
numunelerinin yük altındaki boyuna ve enine deformasyonlarını belirlemek
için komparatör düzeneği takılarak data loger ile 1 sn aralıklarla yük, boyuna
deformasyon
ve
enine
deformasyon
değerleri
eş
zamanlı
olarak
kaydedilmiştir (EK-2). Bu verilerden faydalanarak TS 3502 “Betonda Statik
Elastisite modülü ve Poisson Oranı Tayini” standardında belirtilen esaslara
uygun
olarak
gerçekleştirilmiştir
[140].
Statik
elastisite
modülünün
hesaplanmasında Sekant yöntemi kullanılmıştır. Gerilme-birim deformasyon
(σ - ε ) grafiği üzerinde bir ucu 0 noktasında olan diğer ucu ise betonun
54
maksimum gerilme değerinin %50’sine karşılık gelen gerilme değerinde olan
doğrunun
oluşturduğu
eğim
elastisite
modülünün
hesaplanmasında
kullanılmıştır
Elastisite modülünün hesaplanmasında Eş 3.2 kullanılmıştır.
E=
σ
ε
(3.2)
Formülde;
E= Elastisite modülü, MPa
σ = Gerilme, MPa
ε = Birim deformasyonu ifade etmektedir.
Poisson oranının hesaplanmasında ise Es.3.3 kullanılmıştır.
μ=
εy
εe
(3.3)
Formülde;
μ = Poisson oranı,
ε y = Eksenel yük nedeniyle oluşan yanal birim deformasyonu,
ε
e
= Eksenel yük nedeniyle oluşan eksenel birim deformasyonu ifade
etmektedir.
Ultrases geçiş hızı tayini
Deney her bir çevresel etki altında bulunan, dört tip beton türü üzerinde 56,
90 ve 120 gün yaşlarında beton presinde kırılacak numuneler üzerinde,
ASTM C-597-83 “Standard Test Method for pulse Velocity Through
Concrete” standardında belirtilen esaslara uygun olarak yapılmıştır [141].
Numuneler verici ve alıcı uçların arasına yerleştirilmiş ve ultrases geçiş
55
süresi mikro saniye cinsinden ölçülmüştür. Beton örneklerinden ultrases
geçiş hızı (V) hesaplanmasında Eş. 3.4 kullanılmıştır.
V =
L
t
(3.4)
Formülde;
V= Ultrases geçiş hızı, (km/sn)
L= Numune boyu, (km)
t= Numune boyunca ultrases geçiş süresini, (sn) ifade etmektedir.
Schmidt çekici ile yüzey sertliği tayini
Deney her bir çevresel etki altında bulunan, dört tip beton türü üzerinde 56,
90 ve 120 gün yaşlarında beton presinde kırılacak numuneler üzerinde,
Schmidt yüzey sertligi okumaları yapılmıştır. Bütün beton türlerinde her bir
zaman aralığı için 25 adet olmak üzere toplam 2000 adet yüzey sertliği
okuması gerçekleştirilmiştir. Schmidt yüzey sertligi deneyi, 56, 90 ve 120 gün
yaşlarında çevresel etki işleminden sonra ASTM C805-97 “Standard Test
Method for Rebound Number of Hardened Concrete” standardında belirtilen
esaslara uygun olarak düşey pozisyonda uygulanmıştır [142].
Birim hacim kütlesi tayini
Beton yoğunluğunun tayini deneyi, her bir çevresel etki altında bulunan, dört
tip beton türü üzerinde 56, 90 ve 120 gün yaşlarında, TS EN 12390-7
“Sertleşmiş betonun yoğunluğunun tayini” standardında belirtilen esaslara
uygun olarak gerçekleştirilmiştir [143]. Betonların yoğunluk değerlerinin
hesaplanmasında Eş. 3.5 kullanılmıştır.
D=
m
V
(3.5)
56
Formülde;
D= Numunenin yogunlugu, g/cm3,
m= Numunenin, deney esnasındaki durumuna baglı kütlesi, g,
V= Numunenin özel metotla tayin edilen hacmi, cm3
ifade etmektedir.
Görünür boşluk oranı tayini
Görünür boşluk oranı tayini deneyi her bir çevresel etki altında bulunan, dört
tip beton türü üzerinde 56, 90 ve 120 gün yaşlarında, TS 3624 “Sertleşmiş
betonda özgül ağılık su emme ve boşluk oranı tayin metodu” standardında
belirtilen esaslara uygun olarak gerçekleştirilmiştir [144]. Boşluk oranının
hesaplanmasında Eş. 3.6 kullanılmıştır.
B0 =
C−A
.100
C−D
(3.6)
Formülde;
B0= Görünür boşluk oranı, %
C= Kaynatmadan sonraki doygun kuru yüzey ağırlığı, g
A= Etüv kurusu ağırlığı, g
D= Kaynatmadan sonraki sudaki ağırlığı, g
ifade etmektedir.
Kapiler su emme miktarı tayini
Kapiler su emme deneyi her bir çevresel etki altında bulunan, dört tip beton
türü üzerinde 56, 90 ve 120 gün yaşlarında sabit ağılığa gelinceye kadar 105
C0 ±5’ hava sirkülasyonlu etüvde bir gün bekletilmiş daha sonra numuneler 5
mm suya batacak şekilde bekletilmiştir. 30, 60, 90, 120, 150,180, 210, 240,
270, 300, 330, 360, 390 ve 420 dk lık sürelerde, numunelerin yüzeylerindeki
serbest su bir bezle alınarak 0,01 g hassasiyetle tartılarak kütle artışları
57
belirlenmiştir. Numunelerin başlangıçdaki ağırlıklarına göre, ağırlık farkları
hesaplanarak
kapiler
katsayılarının
su
emme
hesaplanmasında
değerleri
Eş.
hesaplanmıştır.
Kapilarite
kullanılmıştır.
Deneyin
3.7
gerçekleştirilmesinde TS 4045, “Yapı Malzemelerinde Kapiler Su Emme
Tayini” standardında belirtilen esaslara uyulmuştur [127].
K=
Q2
A 2 .t
(3.7)
K= Kapilarite katsayısı, cm2/sn
Q= Kılcallık yoluyla emilen su miktarı, cm3
A= Suyla temas eden alan, cm2
t = Kılcal su emmenin tamamlandığı zamanı, sn
ifade etmektedir.
Aşınma dayanımı tayini deneyi
Aşınma dayanımı deneyi her bir çevresel etki altında bulunan, dört tip beton
türü üzerinde 56, 90 ve 120 gün yaşlarında, ASTM C 944-99 “Standard test
Methot for abrasion resistance of concrete or mortar surface by the rotating –
cutter
method”
standardında
belirtilen
esaslara
uygun
olarak
gerçekleştirilmiştir [146]. Numuneler 197 N’luk kuvvet oluşacak şekilde ağırlık
altında 200 devir/dakika hızında dönen aşındırıcılara 6 dakika boyunca
maruz bırakılmıştır (EK-3). Deney sonunda numunelerdeki kütlece ağırlık
kayıpları ölçülerek sonuçlar “% ağırlık kaybı” olarak hesaplanmıştır. Ağırlık
kayıplarının hesaplanmasında Eş. 3.8 kullanılmıştır.
%A =
m1 − m2
.100
m2
Formülde;
%A= Ağırlık kaybı
(3.8)
58
m1 = Aşındırma öncesi numune ağırlığı, g
m2 = Aşındırma sonrası numune ağırlığı, g
ifade etmektedir.
59
4. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME
4.1. Bağlayıcılardan Elde Edilen Özellikler
Yüksek dayanımlı beton tasarımında kullanılan bağlayıcılar üzerinde
kimyasal, fiziksel, mekanik, minerolojik, moleküler, termal ve elektroknetik
analizler uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar ilgili bölüm başlıkları altında
değerlendirilmiştir.
4.1.1. Kimyasal, fiziksel ve mekanik özellikler
CEM I 42,5 R çimentosu kimyasal olarak yüksek oranda CaO ve SiO2 düşük
oranda Al2O3, Fe2O3 ve SO3 bileşiklerinden oluşmaktadır. Pomza’da ana
bileşen SiO2’dir ve ağırlıkça SiO2/Al2O3 oranı (S/A) 5,47 dir. Zeolitin ana
bileşen yine SiO2dir ve S/A oranı 5,85 dir. Zeolitte K2O’nun Na2O den daha
yüksek olması K+ iyonlarınca zengin olduğunu göstermektedir. Pomzada ise
hem K2O’nun hem de Na2O’nun yüksek olması K+ ve Na+ iyonlarınca zengin
olduğunu göstermektedir. Blaine değerlerine göre en ince malzemenin
pomza daha sonra ise CEM I 42,5 R ve zeolit olarak sıralandığı
görülmektedir.
Ayrıca minumum %70 olması istenilen S+A+F toplamı pomza’da yaklaşık
%86, zeolit’te ise yaklaşık %91 olarak tespit edilmiş ve kimyasal açıdan
puzolanik özelliklerinin olumlu olduğu görülmüştür [147].
Fiziksel analizlerde tane boyut dağılımı, Blaine değerleri (özgül yüzey
alanları) ve özgül ağırlıkları belirlenmiştir. Puzolan örneklerinden olan pomza
ve zeolitin tane büyüklüğü, özgül yüzey alanı ve özgül ağırlıkları farklı
değerler almaktadır.
CEM I 42,5 R, pomza ve zeolit mineralinin tane boyut dağılımları Şekil
4.1’de, verilmiştir. Tane boyut analiz değerlerine bakıldığında, en ince
malzemenin pomza olduğu, daha sonra ise CEM I 42,5 R ve zeolit olarak
60
sıralandığı görülmektedir. Pomza, CEM I 42,5 R ve zeolit %50 elek altı
oranlarına göre sırasıyla 12, 20 ve 30 μm tane boyutlarına sahiptirler. Buna
göre en küçük boyutlu hammadde pomzadır. Daha sonra sırası ile CEM I
42,5 R ve zeolit gelmektedir. Tane boyu dağılımlarına göre, %20 elek altı
oranına göre ise sırasıyla 4, 10 ve 7 μm tane boyutlarına sahiptirler. Bu
durumda %20 elek altı oranında göre zeolitin CEM I 42,5 R çimentosundan
daha ince tane boyutuna sahip olduğu görülmektedir (Şekil 4.1). Blaine
değerlerine göre en küçük boyutlu hammaddenin yine pomza olduğu
görülürken daha sonra CEM I 42,5 R ve zeolit şeklinde sıralandığı
görülmektedir (Çizelge 4.1). Ayrıca düşük özgül ağırlığa sahip olan pomza ile
elde
edilen
betonların
yoğunluğu,
zeolit
katkılı
betonlara
nazaran
azalmaktadır. Sonuç olarak daha küçük taneciklere sahip olan pomzanın
CEM I 42,5 R çimentosuna katılması ile oluşan katkılı betonlar en küçük
tanecikli fiziksel yapıya sahip olarak elde edilmiştir.
CEM I 42,5 R
Pomza
Zeolit
100
Elek altı kalan (%)
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
1
10
100
1000
Tane boyutları (mikrometre)
Şekil 4.1.CEM I 42,5 R, pomza ve zeolite ait tane boyut dağılımları
61
4.1.2. Mineralojik özellikler
CEM I 42,5 R çimento, pomza ve zeolitin mineralojik analizi, Rikagu marka
miniflex model XRD (X-Işınları difraksiyonu) cihazı ile Cu Kα (λ=1.54 A°)
ışıması kullanılarak 1o /dk çekim hızı ile Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Seramik Mühendisliği Bölümü laboratuarında tespit edilmiştir.
Bağlayıcılara ait XRD analizleri sırasıyla Şekil 4.2, Şekil 4.3 ve Şekil 4.4’de
10
20
30
40
C3S, C2S
C2S
CH, Cc
Cc
C3S
C2S
C3S, C2S
C3S, CH
C3S, C2S
C3S, Cc
1000
900
800
700
600
500
400
300
200
100
0
C3S
Yoğunluk
verilmiştir.
50
60
2 Theta (derece)
Şekil 4.2. CEM I 42,5 R çimentosunun XRD analizi
Şekil
4.2.
incelendiğinde
CEM
I
42,5
R
çimentosunun,
[C3S-Alite
(3CaOSiO3), C2S-Belit (2CaOSiO3), Cc-Kalsit (CaCO3) ve CH-Portlandit
(Ca(OH)2)]’lerden oluştuğu görülmüştür.
62
C
700
600
Q
C
400
C
300
C
Q
C
C
C
100
Q
Q
C
200
Q
Yoğunluk
500
0
10
20
30
40
50
60
70
2 Theta (derece)
Şekil 4.3. Zeolit’in XRD analizi
Şekil 4.3. incelendiğinde zeolitin, Q: Kuvars [SiO2], C: Clinoptilolite
[KNa2Ca2(Si29Al7)O72.24H2O]’ lerden oluştuğu görülmüştür. Zeolitin genel
minerolojik yapısının düzenli (kristal) olduğu görülmektedir.
A
800
700
500
400
Q
Yoğunluk
600
300
AMORF
200
Q
100
0
10
20
30
40
50
60
70
2 Theta (derece)
Şekil 4.4. Pomza’nın XRD analizi
Şekil
4.4.
incelendiğinde
[(Na,Ca)Al(Si,Al)3O8]
lerden
pomzanın
oluştuğu
Q:
Kuvars
[SiO2],
A:
görülmüştür.
17-38o
bölgesinde
SiO2’den (SiO2.nH2O) oluşan amorf yapı gözlenmektedir.
Albite
63
4.1.3. Moleküler özellikler
Bağlayıcıların tanecik yüzeylerindeki molekül gruplarını tanımlamak için
Fourier transformlu kızılötesi spektroskopisi (FT-IR) tekniği kullanılmıştır. Bu
amaçla yapılan çimento, katkılı çimento ve puzolanlarla ilgili çalışmalarda
infrared spektrumu başlıca 4 geniş band bölgesinde değerlendirilmiştir.
Bunlar Si-Al, S, C ve OH titreşim ve deformasyon bağlarındaki titreşim
sayılarından oluşmaktadır. Bu dalga boyundaki titreşim sayıları aralarındaki
farklar bölgesel olarak değerlendirilmiştir [148]. Yapılan analizlerden elde
edilen FT-IR sonuçlarından moleküllerin yüzey yapıları belirlenmiş ve Şekil
4.5’de şematik olarak gösterilmiştir.
FT-IR spektroskopisinde katı kafeslerini oluşturan atomların titreşimleri 4001600 cm-1 de, moleküler titreşimler ise 1600-4000 cm-1 bölgesinde
görülmektedir. Çimentonun FT-IR analizi sonucunda 462, 524, 662, 924,
1151, 1426, 1622, 3400 ve 3616 cm-1 dalga sayılarında titreşimler
görülmektedir. Si-O ile birlikte bulunan Al-O bağları 462 ve 521 cm-1 simetrik
titreşimler yapmaktadır[149]. Kafes yapılarındaki Si-O bağları 924 cm-1 dalga
sayısında simetrik titreşimler şeklindedir [150]. CEM I 42,5 R çimentosunda
alçıyı gösteren Kükürt-Oksijen bağları (S-O) 662,1151 ve 1622 cm-1 de
görülmektedir [149]. 1426 cm-1 de ise CO3-2 görülmektedir [149]. Yapısındaki
su
iyonları
ve
molekülleri
3400
ve
3616
cm-1
dalga
sayılarında
bulunmaktadır.
Zeolitin FT-IR analizi sonucunda 442, 521, 597, 796, 1002, 1627, 3442 ve
3628 cm-1 dalga sayılarında titreşimler görülmektedir. Si-O-Si ve Si-O-Al
bağları 442 ve 1002 cm-1 dalga sayılarında titreşimler yapmaktadır [151]. SiO ile birlikte bulunan Al-O bağları ise 521 cm-1 titreşim yapmaktadır[149].
Yapılarda Al-O-Al bağları 597 cm-1dalga sayısında titreşim şeklindedir. 796
cm-1 dalga sayısında Si-O-Si bağı simetrik titreşimler şeklindedir [152].
64
Zeolitik su (H-OH) 1627 cm-1 ve Hidrojen köprüleri ile bağlı su (OH) ise 3442
ve 3628 [134] cm-1 dalga sayılarında titreşimler tespit edilmiştir[153].
Şekil 4.5. Bağlayıcıları FT-IR spektrum analizleri
Pomzanın FT-IR analizi sonucunda 435, 542, 781, 996, 1368 ve 1740 cm-1
dalga sayılarında titreşimler görülmektedir. Si-O ile birlikte bulunan Al-O
bağları 435 ve 542 cm-1 görülmektedir [149]. 781 cm-1 dalga sayısında su
moleküllerinin deformasyonu görülmektedir [154]. O-Si-O bağları 996 cm-1
dalga sayısında titreşim yapmaktadır [149]. C-H bağları 1368 cm-1 [136] ve
C=0 bağları ise 1740 cm-1 dalga sayılarında tespit edilmiştir [155].
65
4.1.4. Elektroknetik özellikler (Zeta potansiyeli)
CEM I 42,5 R çimentosuna yapılan ζ potansiyel ölçümleri Şekil 4.6’da, zeolit
ve pomza’ya yapılan ζ potansiyel ölçümleri ise Şekil 4.7’de verilmiştir.
0
Z.P. (mV)
-10
-20
PÇ R2 = 0,95
-30
-40
-50
-60
10
11
12
pH
Şekil 4.6. CEM I 42 R çimentosunun zeta potansiyeli
Z.P. (mV)
0
-10
Zeolit R2 = 0,94
-20
Pomza R2 = 0,88
-30
6
7
8
9
pH
10
11
12
Şekil 4.7. Puzolanların zeta potansiyelleri
Yapılan araştırmalara göre, çimentonun yüzey yükü genellikle negatif [156158], ancak yapısına göre pozitif [159-161] de olabilmektedir. Çalışmadaki
CEM I’sunun negatif yüklü olmasının nedeni jips’ten (CaSO4) gelen SO42iyonları ile kendi yapısında bulunan CO32-, OH- ve Si-O bağlarıdır (Şekil 4.5).
66
Bu nedenle Ca2+, H+, OH- ve SO42- CEM I için potansiyel belirleyen iyonlardır.
Puzolanik
malzemelerin
ζ
potansiyelleri
incelendiğinde
bütün
pH
değerlerinde negatif yüzey yüküne sahip olduğu görülmektedir. Zeolitin yüzey
yükü pH 6 civarında -4,96 mV’dan, pH 12 civarında -27,9 mV’a mutlak değer
olarak artmıştır. Pomzanın yüzey yükü ise pH’ı 6 ile 12 arasında -19,6ile -29,7
mV arasında değişmektedir. Zeolit ve pomzanın Si-O-H bağları ve bunların
3400-3600 cm-1 bölgelerindeki yansımaları
ζ
potansiyel değerlerinin
negatifliğini artırmaktadır (Şekil 4.5). Tanelerin birbirlerine olan etkileşimleri,
DLVO teorisine [162,163] göre yüzey yüklerine ve aralarındaki mesafeye
bağlıdır. -25 ile +25 mV arasında yüzey yüklerine sahip taneler, birbirlerine
yaklaştıklarında elektriksel çift tabaka kuvveti ve Van der Waals kuvvetleri
nedeni ile birbirlerini çekerler [159,162,164] yani koagüle olurlar. Bunun
tersinde ise disperse (dağılırlar) olurlar. Fakat ortamda farklı yüzey yüküne
sahip taneler girdiğinde yukarıda belirtilen olaylara ilave olarak devreye zıt
yük veya aynı yük olayı da girer. Yani elektrostatik olarak zıt yüklü taneler
birbirlerini çekerken aynı yüklü taneler birbirlerini iterler. Burada da ortam
pH’sı 12 civarında CEM I 42,5 R ayrı ayrı aynı ortamda bulunan zeolit ve
pomzanın birbirlerini itmesi gerekmektedir. Fakat burada puzolanların yüzey
yükleri de -25 ile +25 mV civarında olduğundan devreye elektriksel çift tabaka
kuvvetleri ve çok küçük etkiye sahip Van der Waals kuvvetleri de girmektedir
[159,162,165]. Bu nedenle puzolanların CEM I ile uyumlu olduğu genel olarak
söylenebilir.
4.1.5. Simultane termal özelliler
Çimento ve puzolanların simultane termal analizler (STA), 20 °C/dk ısıtma
hızı ile 1000 °C maksimum sıcaklığa çıkılarak gerçekleştirilmiştir. Analizlerde
azot gazı ve yaklaşık 50 mg’lık numune örnekleri kullanılmıştır.
STA’lar Perkin Emler marka S II model cihaz kullanılarak D.P.Ü. Müh. Fak.
Seramik Mühendisliği laboratuarında belirlenmiştir. Zeolit, pomza ve CEM I
67
42,5 R çimetosunun fark esaslı termal analiz (DTA) ve termal gravimetri (TG)
eğrileri Şekil 4.8’de verilmiştir. Şekil 4.8’deki TG eğrilerinin verilerinden çeşitli
sıcaklık aralıklarındaki ağırlık kayıpları hesaplanmış ve Çizelge 4.1’de
verilmiştir.
Çizelge 4.1. Zeolit, pomza ve CEM I 42,5 R çimentosunun çeşitli sıcaklık
aralıklarında % ağırlık kayıpları
Hammaddeler
25-200°C
200-400°C
400-700°C
700°C üzeri
Zeolit
Pomza
CEM I
6,63
0,45
0,34
3,47
2,01
0,22
1,75
1,29
0,78
0,92
0,06
1,15
25-1000°C
Toplam
12,77
3,81
2,49
DTA eğrilerinden CEM I 42,5 R çimentosunda 119, 411 ve 755 °C’de, zeolitte
125 ve 750 °C’de, pomzada ise sadece 275 °C’de belirgin endotermik pikler
görülmektedir. TG eğrilerinden çeşitli sıcaklıklardaki ağırlık kayıplarına
bakıldığında gözenekler ve yapıdasındaki fiziksel ve kimyasal suyun
dehidratasyonunun en fazla zeolitte, daha sonra pomzada ve CEM I 42,5 R
çimentosunda
olduğu
belirlenmiştir.
Karbonat
fazlarının
(CaCO3)
dekarbonasyonunu gösteren belirgin piklere çimentoda (755 °C) ve zeolitte
(750 °C) rastlanırken, pomzada belirgin bir pike rastlanmamıştır. Toplamda
en fazla ağırlık kaybının sırasıyla zeolit (% 12,77), pomza (% 3,81) ve CEM I
42,5 R çimentosunda (% 2,49) meydana geldiği hesaplanmıştır.
68
TG
CEM I 42,5 R
119 OC
411 OC
755 OC
Zeolit
Ağırlık (%)
TG
DTA
DTA
750 OC
C3S
125 OC
TG
Pomza
DTA
275 OC
100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000
Sıcaklık (0C)
Şekil 4.8. Zeolit, pomza ve CEM I 42,5 R çimentosunun DTA ve TG analizleri
4.2. Taze Beton Deneyleri
Yüksek dayanımlı beton üretiminin en önemli girdilerinden olan düşük s/ç
oranı ve puzolanik katkı maddesinin bir arada kullanılabilmesi ancak SAK
kullanımıyla mümkün olabilmektedir. Çalışmada ele alınan taze beton
parametreleri ve bu parametrelerden elde edilen veriler her bir beton türü için
Çizelge 4.3’de verilmiştir.
69
Çizelge 4.2. Taze beton parametrelerine ait veriler
ÖZELLİK
S/Ç oranı
SAK (toplam bağlayıcı miktarı %)
Çökme (cm)
Teorik Birim Ağırlık (kg/m3)
Ölçülen Birim Ağırlık (kg/m3)
15P0Z
0,3
1,3
2
2243
2295
Beton Türü Kodu
10P5Z
5P10Z
0,3
0,3
1,3
1,3
7
11
2247
2251
2357
2356
0P15Z
0,3
1,3
17
2255
2293
Puzolanların ikame oranları dikkate alındığında, beton içerisinde pomzanın
ikame oranı düşmesine karşın zeolit ikame oranının artışına bağlı olarak
betonun çökme degerinde artış başka bir deyişle işlenebilme kolaylaştığı
gözlenmiştir. Buda pomzanın blaine inceliğinin çimento ve zeolite göre daha
yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. İşlenebilme özelliğindeki bu artış
aynı zamanda pomzanın özgül ağırlığının zeolit’den yüksek olmasının yanı
sıra her iki puzolanında özgül ağırlığının çimentodan düşük olmasıyla da
açıklanabilir (Çizelge 4.2). Bunun yanı sıra zeolitin bünyesinde bulunan
yapısal ve kristal su miktarının pomzaya göre çok daha fazla olması
işlenebilme özelliğini arttırmaktadır (Çizelge 4.1). Karışım içerisinde pomza
ikame oranının düşürülmesine karşın zeolit ikame oranının artırılması, teorik
ve ölçülen birim ağırlıklarında 15P0Z ve 0P15Z beton türlerinin birim
ağırlıkları birbirlerine yakın değerler sergilerken,10P5Z ve 5P10Z beton türleri
diğer beton türlerine nazaran ≈%2,65 oranında artış gözlenmiş ve bu iki
beton türünün birim ağırlık değerlerinde birbirine çok yakın değerler
sergilemiştir. Bütün beton türlerinde kalıplara yerleştirme esnasında betonun
kohezyonu mükemmel olmuş ve herhangi bir ayrışma gözlenmemiştir.
4.3. Sertleşmiş Beton Deneyleri
4.3.1. Basınç dayanımı
Basınç dayanımı deneyi, dört farklı beton türü üzerinde, 28. güne kadar 23±2
o
C kirece doygun suda bekletilen numuneler üzerinde ve daha sonra ortam
faktörünün dört düzeyi (H2SO4, MgSO4, NaCI, H2O), beton yaşı faktörünün
70
üç düzeyi (56, 90 ve 120 gün)’lerde gerçekleştirilmiştir. 28. güne kadar 23±2
o
C kirece doygun suda bekletilen numuneler üzerinde gerçekleştirilen beton
basınç
dayanımı
verilerine
ait
açıklayıcı
istatistikler
Çizelge
4.3’de
verilmektedir.
Çizelge 4.3. 28. gün beton basınç dayanımı verilerine ait açıklayıcı
istatistikler
Beton türü
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
N
5
5
5
5
Ortalama (MPa)
79,456
75,280
64,672
58,202
Std. hata
1,2798
1,6289
1,7470
,9063
Minimum
75,56
70,06
60,05
55,41
Maksimum
83,45
80,13
69,42
60,26
Çevresel etkiye maruz kalmamış beton türleri arasında, basınç dayanımı
açısından istatistik olarak önemli bir fark olduğu görülmüştür (p<0,05)
(Çizelge 4.4). Bu farkın hangi gruplar arasında olduğunun belirlenmesinde
çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi kullanılmıştır (Çizelge 4.5).
Ayrıca ortalama beton basınç dayanımı değerlerine ait grafik Şekil 4.9’da
verilmiştir.
Çizelge 4.4. 28. gün beton basınç dayanımı verilerine ait varyans çözümleme
tablosu
Varyans
Kaynağı
Gruplar arası
Grup içi
Genel
Serbestlik
Derecesi
3
16
19
Kareler
Toplamı
1417,233
163,300
1580,533
Kareler
Ortalaması
472,411
10,206
F
46,287
Anlamlılık
Düzeyi (p)
0,000
Çizelge 4.5. 28. gün beton basınç dayanımı verilerinin beton türüne bağlı
değişimini veren Duncan testi sonuçları
Beton türü
N
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
5
5
5
5
Farklı olan gruplar
1
2
3
79,46
75,28
~
~
~
~
~
58,20
~
~
64,67
~
71
85
Max. 79,20 MPa
Basınç Dayanımı (MPa)
80
75,28 MPa
75
70
%16,40
65
64,67 MPa
60
55
%5,54
%11,11
Min. 58,20 MPa
15P0Z
10P5Z
5P10Z
0P15Z
Beton türü
Şekil 4.9. 28. gün ortalama basınç dayanımı verilerine ait grafik
Beton türleri arasında gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi
sonuçlarına göre beton basınç dayanımı bakımından;
9 Çevresel etkiye maruz kalmamış beton türü faktörünün her düzeyinde
istatistik olarak fark olduğu,
9 OP15Z ve 5P10Z beton türünün istatistiki anlamda birbirinden farklı
olmadığı ancak 10P5Z ve15P0Z beton türlerinin birbirinden ve (OP15Z,
5P10Z) beton türlerinden farklı olduğu,
9 28. günde 15P0Z beton türünün 58,20 MPa ortalama ile en düşük beton
basınç dayanımına sahip olduğu,
9 28. günde 0P15Z 79,20 beton türünün MPa ortalama ile en yüksek basınç
dayanımına sahip olduğu,
9 28. günde beton içerisinde pomza ikame oranının azalmasına karşın
zeolit ikame oranının artması ortalama beton basınç dayanımında
sırasıyla %11,11, %16,40 ve %5,54 artış sağladığı görülmüştür.
İstatistiki analizlerin daha anlaşılabilir olması için beton türüne bağlı kalınarak
beton yaşı ve çevresel etki değişkenleri göz önünde bulundurularak
kodlanmıştır. Referans ortamı diğer çevresel etkilerden ayırt edebilmek için
72
gri tonlama yapılmıştır. Kodlamalara ait açıklayıcı bilgiler Çizelge 4.6’da
verilmiştir.
Şekil 4.10. İstatistik analizlerde kullanılan beton kodları
Beton türü
0P15Z
(A)
5P10Z
(B)
10P5Z
(C)
15P0Z
(D)
Çevresel etki
H2O (Referans)
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O (Referans)
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O (Referans)
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O (Referans)
NaCI
MgSO4
H2SO4
Beton yaşı/ Beton Kodu
56
90
120
A1
A2
A3
A4
A5
A6
A7
A8
A9
A10
A11
A12
B1
B2
B3
B4
B5
B6
B7
B8
B9
B10
B11
B12
C1
C2
C3
C4
C5
C6
C7
C8
C9
C10
C11
C12
D1
D2
D3
D4
D5
D6
D7
D8
D9
D10
D11
D12
Bütün sertleşmiş beton deneyleri çevresel etki faktörünün dört düzeyi (H2SO4,
MgSO4, NaCI, H2O), beton yaşı faktörünün üç düzeyi (56, 90 ve 120 gün) ve
beton türü faktörünün dört düzeyinde (0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, 15P0Z)
gerçekleştirilmiş ve sekiz farklı deney verilerine varyans çözümlemesi
yapılmıştır. Ayrıca varyans çözümlemesi sonucunda oluşan grupların
arasındaki farklılığı belirlemek için Duncan testi kullanılmıştır.
Beton basınç dayanımı verilerine ait varyans çözümlemesine göre her beton
türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında istatistik
olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.7). Bu farklılığın hangi gruplar
arasında olduğu çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi kullanılarak
belirlenmiştir (EK 4). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton yaşlarında
beton türlerinin ortalama beton basınç dayanımı değerlerine ait grafik Şekil
4.10’da verilmiştir.
73
Çizelge 4.6. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda beton basınç
dayanımı verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
Gruplar arası
11
2380,470
216,406
10,564
0,000
Grup içi
48
983,260
20,485
3363,730
3,645
0,001
6,585
0,000
8,514
0,000
Genel
59
Gruplar arası
11
1699,950
154,541
Grup içi
48
2034,996
42,396
Genel
59
3734,946
Gruplar arası
11
1309,818
119,074
10P5Z
(C)
Grup içi
48
868,012
18,084
Genel
59
2177,830
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
1635,898
148,718
Grup içi
48
838,444
17,468
Genel
59
2474,342
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre beton
basınç dayanımı bakımından:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A12, A11, A7), (A11, A7, A4, A3),
(A4, A3, A8, A10), (A8, A10, A11, A5, A9) ve (A1, A5, A9, A6, A2) kodlu
beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir
beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-4),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B12, B11, B2, B4, B1, B8, B10),
(B11, B2, B4, B1, B8, B10, B3), (B2, B4, B1, B8, B10, B3, B6, B7) ve (B8,
B10, B3, B6, B7, B5 ,B9) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde
birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı
olduğu (EK-4),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C11, C3, C1, C7, C2), (C3, C1, C7,
C2, C12, C4, C6, C8), (C2, C12, C4, C6, C8), ve (C4, C6, C8, C5, C10,
C9) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı,
ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-4),
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D7, D11, D1, D3, D12, D8, D2),
(D12, D8, D2, D5), (D2, D5, D4), (D5, D4, D9, D10) ve (D4, D9, D10, D6)
74
kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak
her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu görülmüştür. (EK-4),
90
85
80
75
70
Ref. Ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
Gün:
56
60
120
65
90
Ortalama beton basınç dayanımı (MPa)
95
Çev. etki: MgSO4 Çev. etki: H2SO4
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Şekil 4.11. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama beton
basınç dayanımı verilerine ait grafik
9 Ayrıca referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında,
maksimum ortalama basınç dayanımı değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, ve 15P0Z’de olduğu, ancak 90 ve 120
gün yaşlarında ise sırasıyla 5P10Z, 0P15Z, 10P5Z, ve 15P0Z’de olduğu,
(Şekil 4.10),
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama basınç dayanımı bakımından sırasıyla
%0,20, %0,54 artış olduğu, 5P10Z betonunda %13,76, %0,11 artış
olduğu, 10P5Z betonunda %15,26, %0,65 artış olduğu ve 15P0Z
betonunda %10,12, %5,08 artış olduğu (Şekil 4.10),
75
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama basınç dayanımı bakımından
sırasıyla %5,25, %3,93 artış %4,79 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda
%1,75, %5,58 ve %9,46 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %2,41 artış
%5,82, %0,34 düşüş olduğu ve 15P0Z betonunda % 5,68, %9,28, %1,54
artış olduğu (Şekil 4.10),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama basınç dayanımı
bakımından sırasıyla %9,49, %12,9, %14,66 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %4,33 artış %3,76, %17,40 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda
%0,18, %11,83, %18,80 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %1,09 artış
%12,23, %16,47 düşüş olduğu (Şekil 4.10),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama basınç dayanımı
bakımından sırasıyla %10,27, %5,90, %19,85 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %1,05, %10,11, %19,46 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda
%7,94, %4,05, %9,17 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %12,28 artış
%7,39, %12,26 düşüş olduğu (Şekil 4.10),
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da 56 günlük beton basınç dayanımı, 28 günlük beton
basınç dayanımıyla benzerlik göstediği, buna karşın 90 ve 120 günlük
betonlarda gerek puzolanik reaksiyonların kendini göstermesi gerekse mikro
yapıdaki iyileşmeler sonucu 5P10Z betonunu 0P15Z betonundan daha
yüksek basınç dayanımı sergilemiştir. NaCI çevresel etkisindeki betonlardan,
referans ortama (H2O) göre 15P0Z betonu basınç dayanımı bakımından
sürekli bir artış göstermiştir. Bu durum pomza’nın zeolite nazaran daha ince
oluşuna bağlı olarak beton içerisinde filler etkisi yaparak Na+ ve CIiyonlarının geçişini engellemiştir. MgSO4 çevresel etkisindeki betonlardan,
referans ortama (H2O) göre 56 gün yaşına kadar 5P10Z ve 15P0Z beton
türlerinde
beton
içerisine
sülfat
iyonlarının
geçişi
zorlaşmış
basınç
76
dayanımında azda olsa artış gözlenmiştir. 90 ve 120 gün yaşlarında ise
değişik oranlarda basınç dayanımı düşmüştür. Bu durum sülfat iyonlarının
C3A
ve
Ca(OH)
ile
reaksiyon
gösterip
trikalsiyum
sülfo
alimünat
(3CaOAl2O3.3CaSO4.31H2O) ve kalsiyum sülfat (CaSO4) gibi genleşen
ürünler oluşturmasından meydana gelebilir. H2SO4 çevresel etkisindeki
betonlardan, referans ortama (H2O) göre 56 gün yaşında filler etkisinden
ötürü 15P0Z betonu dayanım kazanmaya devam etmiştir. Bunu dışındaki tüm
beton türlerinin dayanımı düşmüştür. Özellikle ilerleyen yaşlarda yüzeysel
kabarmalar gözlenmiştir.
4.3.2. Statik elastisite modülü ve poisson oranı
Statik elastisite modülü verilerine ait varyans çözümlemesine göre, her beton
türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında istatistik
olarak farklı olmağı görülmüştür (Çizelge 4.8). Gruplar arsında farkın
olmadığını daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden
Duncan testi kullanılmıştır (EK-5). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama statik elastisite modülü verilerine ait
grafik Şekil 4.11’de verilmektedir.
Çizelge 4.7. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda statik elastisite
modülü verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
11
44424688,0
4038608,00
Grup içi
48
192208080,4
4004335,00
Genel
59
236632768,4
5P10Z
(B)
10P5Z
(C)
15P0Z
(D)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
Gruplar arası
11
32625465,8
2965951,43
Grup içi
48
387937585,6
8082033,03
Genel
59
420563051,4
Gruplar arası
11
27571311,2
2506482,84
Grup içi
48
171840208,4
3580004,34
Genel
59
199411519,6
Gruplar arası
11
32241683,8
2931062,16
Grup içi
48
184453311,6
3842777,32
Genel
59
216694995,4
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
1,009
0,453
0,367
0,963
0,700
0,732
0,763
0,674
77
36500
Ortalama elastisite modülü (MPa)
36000
35500
35000
34500
34000
33500
33000
32500
Ref. Ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
31500
90
32000
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: MgSO4 Çev. etki: H2SO4
Şekil 4.12. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama statik
elastisite modülü verilerine ait grafik
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen varyans ve Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre
statik elastisite modülü bakımından:
9 Her beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton
yaşlarında istatistik olarak farklı olmağı,
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşının her düzeyinde elastisite modölü
değerlerinin beton basınç dayanımına paralel olarak artma ve azalma
eğilimi serğilediği ve bu ilişki düzeyin pearson korelasyon katsayısına
göre sırasıyla 0,840 0,874 0,857 0,835’le yüksek derecede ilişkili olduğu,
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında
maksimum ortalama elastisite modülü değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, ve 15P0Z’de olduğu ancak 90 ve 120
gün yaşlarında ise sırasıyla 5P10Z, 0P15Z, 10P5Z, ve 15P0Z’de olduğu,
(Şekil 4.11),
78
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama elastisite modülü bakımından sırasıyla
%0,003 düşüş %0,406 artış olduğu, 5P10Z betonunda %1,532, %0,962
artış olduğu , 10P5Z betonunda %3,005, %0,582 artış olduğu ve 15P0Z
betonunda %2,180, %1,252 artış olduğu (Şekil 4.11),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama elastisite modülü bakımından
sırasıyla %0,66, %0,04 ve %3,25 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %2,34,
%1,47 ve %3,99 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %0,59,%1,68 ve %0,95
düşüş olduğu ve 15P0Z betonunda % 1,75, %2,03, %0,68 artış olduğu
(Şekil 4.11),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama elastisite modülü
bakımından sırasıyla %3,32, %4,32, %5,51 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %0,69, %0,05, %5,51 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %2,75,
%0,05, %5,58 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %0,69, %3,97, %4,70
düşüş olduğu (Şekil 4.11),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama elastisite modülü
bakımından sırasıyla %3,36, %1,60, %9,10 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %4,18, %3,03, %5,88 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %1,58,
artış %0,309, %2,80 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %3,510 artış,
%2,89 ve %5,09 düşüş olduğu (Şekil 4.11),
görülmüştür.
Poisson oranı verilerine ait varyans çözümlemesine göre, her beton türü
kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında istatistik olarak
farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.9). Gruplar arsında farkın olmadığını
daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi
kullanılmıştır (EK-6). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton yaşlarında
79
beton türlerinin ortalama Poisson oranı verilerine ait grafik Şekil 4.12’de
verilmektedir.
Çizelge 4.8. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda poisson oranı
verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
11
0,113
0,010
Grup içi
48
0,008
0,000
0,121
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
Genel
59
Gruplar arası
11
0,044
0,004
Grup içi
48
0,017
0,000
0,061
Genel
59
Gruplar arası
11
0,075
0,007
10P5Z
(C)
Grup içi
48
0,008
0,000
Genel
59
0,083
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
0,120
0,011
Grup içi
48
0,008
0,000
Genel
59
0,128
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
61,666
0,000
11,104
0,000
38,473
0,000
66,035
0,000
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre poisson
oranı bakımından:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A12, A13), (A9, A5, A10, A2), (A5,
A10, A2, A7, A8, A11), (A4, A1) ve (A6) kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-6),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B7, B6, B1, B2, B5), (B2, B5, B10,
B8, B9, B11, B3) ve (B10, B8, B9, B11, B3, B12, B4) kodlu beton
gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton
grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-6),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C1, C2), (C12, C8, C2), (C8, C2,
C7, C11, C9, C5), (C7, C11, C9, C5, C4), (C10, C6) ve (C6, C3)kodlu
beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir
beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-6),
80
0,32
0,30
0,28
Ortalama poisson oranı
0,26
0,24
0,22
0,20
0,18
0,16
0,14
0,12
Ref. Ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
0,08
90
0,10
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: H2SO4
Şekil 4.13. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama beton
basınç dayanımı verilerine ait grafik
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D9, D12), (D4, D6, D1, D2, D11),
(D6, D1, D2, D11, D3), (D1, D2, D11, D3, D5), (D2, D11, D3, D5, D7)
(D11, D3, D5, D7, D10) (D3, D5, D7, D10, D8) ve kodlu beton gruplarının
kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-6),
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında,
maksimum ortalama poisson oranı değerleri beton türlerine göre sırasıyla
0P15Z, 15P0Z, 5P10Z ve 10P5Z, 90 gün yaşında 15P0Z, 10P5Z, 5P10Z
ve 0P15Z, 120 gün yaşında ise sırasıyla 5P10Z, 10P5Z 0P15Z, ve
15P0Z’de olduğu, görülmüştür (Şekil 4.12),
9 Ayrıca referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama poisson oranı bakımından sırasıyla %24,25,
%7,389 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %13,11 artış, %10,62 artış
81
olduğu, 10P5Z betonunda %47,36 artış, %0,89 düşüş olduğu ve 15P0Z
betonunda %11,36 artış, %51,83 düşüş olduğu (Şekil 4.12),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama poisson oranı bakımından
sırasıyla %20,89 düşüş, %48,76 ve %8,5 artış olduğu, 5P10Z betonunda
%10,38 artış, %14,49 ve %1,31 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda
%30,26, %20,98 ve %10,36 artış olduğu ve 15P0Z betonunda % 2,72
artış, %13,87 düşüş ve %116,10 artış olduğu (Şekil 4.12),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama poisson oranı bakımından
sırasıyla %40,29 düşüş %8,86 ve %22,34 artış olduğu, 5P10Z betonunda
%30,05 artış, %15,45 düşüş ve %1,74 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%83,55 artış ve %7,58, %1,80 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %6,81,
%3,67, %94,91 artış olduğu (Şekil 4.12),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama poisson oranı bakımından
sırasıyla %3,73 düşüş, %10,34 artış ve %27,13 artış olduğu, 5P10Z
betonunda %40,44, %10,14, %10,92 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%49,34 artış, %12,50 düşüş ve %22,97 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda
%5,91 düşüş, %4,49, %6,78 artış olduğu (Şekil 4.12),
9 Çevresel etkiler dikkate alındığında, referans çevresel etkide maksimum
poisson oranı değeri 56 gün yaşında 0P15Z betonunda, minimum
poisson oranı değerinin ise 120 gün yaşında 15P0Z betonunda olduğu,
NaCI çevresel etkisinde maksimum poisson oranı değerinin 90 gün
yaşında 0P15Z betonunda, minimum poison oranı değerinin ise 90 gün
yaşında 5P10Z betonunda olduğu, MgSO4 çevresel etkisinde maksimum
poisson oranı değerinin 56 gün yaşında 0P15Z betonunda, minimum
poison oranı değerinin ise 56 gün yaşında 5P10Z betonunda olduğu,
H2SO4 çevresel etkisinde maksimum poisson oranı değerinin 90 gün
yaşında 15P0Z betonunda, minimum poison oranı değerinin ise 120 gün
yaşında aynı beton türünde olduğu (Şekil 4.12),
82
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşının her düzeyinde poisson oranı
değerlerinin elastisite modülü ile ilişkisinin pozitif yönde sırasıyla (0,453 –
zayıf), (0,367 – zayıf), (0,270 – zayıf) ve (0,187 – çok zayıf) olduğu,
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşının her düzeyinde poisson oranı
değerlerinin basınç dayanımı ile ilişkisinin pozitif ve negatif yönde
sırasıyla (0,509 – orta), (0,140 – çok zayıf), (0,297 – zayıf) ve (-0,027 –
çok zayıf) olduğu,
görülmüştür.
Katkı türüne, ikame oranına ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değişmediği
görülmüştür. Referans ortam (H2O)’da statik elastisite modülü basınç
dayanımıyla paralel davranış sergileği görülmüştür. NaCI ve MgSO4 çevresel
etkilerinde genel olarak statik elastisite modülü düşmüştür. Bu durum CI- ve
SO4- iyonlarının klinker bileşenleriyle oluşturduğu reaksiyon ürünlerinin
betonu gevrek bir yapıya sokmasından kaynaklanabilir. H2SO4 çevresel
etkisinde pomza katkılı beton türlerinden 10P5Z ve 15P0Z statik elastisite
modülünü azda olsa yükseltmiş, fakat diğer beton türlerinin özellikle ilerleyen
yaşlarda statik elastisite modülü değerleri düşmüştür. Bu durum beton
yüzeyinde oluşan kalsiyum tuzlarının dökülmesi sonucu numune boyutlarında
meydana gelen küçülmeden kaynaklanabilir. Poisson oranının katkı türüne,
ikame oranına ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği görülmüştür.
4.3.3. Ultrases geçiş hızı
Ultrases geçiş hızı deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine göre, her
beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında
istatistik olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.10). Gruplar arasındaki
farkı daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan
testi kullanılmıştır (EK-7). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama ultrases geçiş hızı deneyi verilerine ait
grafik Şekil 4.13’de verilmektedir.
83
Çizelge 4.9. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda ultrases geçiş
hızı verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
0P15Z
(A)
Gruplar arası
Grup içi
Genel
Gruplar arası
Grup içi
Genel
Gruplar arası
Grup içi
Genel
Gruplar arası
Grup içi
Genel
11
48
59
11
48
59
11
48
59
11
48
59
0,511
0,188
0,699
1,195
0,254
1,450
0,336
0,113
0,449
0,307
0,173
0,481
0,046
0,004
5P10Z
(B)
10P5Z
(C)
15P0Z
(D)
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
11,882
0,000
0,109
0,005
20,498
0,031
0,002
12,977
0,028
0,004
0,000
0,000
7,729
0,000
Beton türü, yaşı ve çevresel etkina göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre ultrases
geçiş hızı bakımından:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A12, A11), (A11, A8, A7, A3, A5,
A4, A2, A10), (A8, A7, A3, A5, A4, A2, A10, A6), (A4, A2, A10, A6, A1) ve
(A2, A10, A6, A1, A9) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden
farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu
(EK-7),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B4, B2, B1, B3, B6, B11), (B11,
B12, B8, B7) ve (B12, B8, B7, B10, B5, B9) kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-7),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C12, C7, C11, C8, C10), (C11, C8,
C10, C1, C3, C6), (C10, C1, C3, C6, C2, C4, C5) ve (C2, C4, C5, C9),
kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak
her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-7),
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D7, D11, D12, D8), (D12, D8, D5)
ve (D12, D8, D9, D6, D2, D1, D4), ve kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-7),
84
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında
maksimum ortalama ultrases geçiş hızı değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 0P15Z, 15P0Z, 10P5Z ve 5P10Z, 90 gün yaşında 5P10Z,
10P5Z, 15P0Z, ve 0P15Z, 120 gün yaşında ise sırasıyla 10P5Z, 0P15Z,
5P10Z, ve 15P0Z’de olduğu, (EK-7),
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama ultrases geçiş hızı bakımından sırasıyla
%1,41 düşüş, %1,64 artış olduğu, 5P10Z betonunda %7,21 artış, %0,41
artış olduğu, 10P5Z betonunda %1,24 artış, %1,43 artış olduğu ve 15P0Z
betonunda %1,62 düşüş, %0,82 artış olduğu (Şekil 4.13),
5,10
Ultrases geçiş hızı (km/sn)
5,00
4,90
4,80
4,70
4,60
Ref. ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
4,40
90
4,50
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: H2SO4
Şekil 4.14. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama ultrases
geçiş hızı verilerine ait grafik
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama ultrases geçiş hızı bakımından
sırasıyla %2,22 düşüş, %0,41 artış ve %2,02 düşüş olduğu, 5P10Z
85
betonunda %0,66, %5,91 ve %1,01 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda
%0,62 artış, %1,22 ve %3,21 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda % 0,20
düşüş, %1,23 ve %0,20 artış olduğu (Şekil 4.13),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama ultrases geçiş hızı
bakımından sırasıyla %3,23, %0,42, %4,44 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %0,66 artış, %1,83 ve %5,07 düşüş olduğu, 10P5Z
betonunda %0,00 değişme olmazken, %3,46, %4,62 düşüş olduğu,
15P0Z betonunda %1,01, %2,87, %3,26 düşüş olduğu (Şekil 4.13),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama ultrases geçiş hızı
bakımından sırasıyla %2,63, %1,04 ve %7,26 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %1,09, %2,44, %2,84 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %1,03
artış, %2,85 ve %5,02 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda değişme
olmazken, %0,82, %1,83 düşüş olduğu tespit edilmiştir (Şekil 4.13).
Referans ortam (H2O)’da 5P10Z beton türü ultrases değerine sahipken 90
gün yaşında 0P15Z, 120 gün yaşında ise 15P0Z en iyi ultrases değerine
sahip oludu görülmüştür. Bu durum puzolanik reaksiyonların ilerleyen
yaşlarda ortaya çıkmasından kaynaklanabilir. NaCI, H2SO4 ve MgSO4
çevresel etkileri altında her ne kadar ultrases değerlerinin iyileştiği görülsede,
çevresel etkilerden kaynaklanan reaksiyon ürünlerinin beton boşluklarını
doldurmasından kaynaklanabilir. MgSO4 ve H2SO4 çevresel etkileri altında
10P5Z ve 15P0Z beton türleri optimum ultrases verilerine sahip olduğu
görülmüştür.
4.3.4. Schmidt çekici ile yüzey sertliği
Shmidt çekici ile yüzey sertliği deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine
göre, her beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton
yaşlarında istatistik olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.11). Gruplar
86
arasındaki farkı daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden
Duncan testi kullanılmıştır (EK-8). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama Shmidt çekici yüzey ile sertliği deneyi
verilerine ait grafik Şekil 4.14’de verilmektedir.
Çizelge 4.10. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda Shmidt çekici ile
yüzey sertliği verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
Grup içi
29928,545
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
11
10118,102
919,827
1488
19810,442
13,322
69,044
0,000
208,096
Genel
1499
Gruplar arası
11
31577,449
2870,677
Grup içi
1488
20513,128
13,795
Genel
1499
52090,576
Gruplar arası
11
43266,506
3933,319
10P5Z
(C)
Grup içi
1488
24505,001
16,479
Genel
1499
67771,507
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
91224,340
8293,122
Grup içi
1488
30060,519
20,216
Genel
1499
121284,859
0,000
238,680
0,000
410,235
0,000
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre Shmidt
çekici ile yüzey sertliği bakımından:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A4), (A8,A2), (A2,A3), (A3,A9,A1),
(A9,A1,A12,A10), (A5,A7), ve (A6,A11) kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-8),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B3), (B1), (B2) (B8,B11), (B11,B4),
(B4,B9,B12), (B10,B5) ve (B6,B7) kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-8),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C1), (C2), (C3), (C4), (C8,C9),
(C10,C11,C12), (C6,C5) ve (C7), kodlu beton gruplarının kendi içerisinde
87
birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı
olduğu (EK-8),
45
40
Schmidt yüzey sertliği
35
30
25
20
Ref. Ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
10
90
15
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etkiH2SO4
Şekil 4.15. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama Shcmidt
çekici ile yüzey sertliği verilerine ait grafik
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D4,D2), (D1), (D3), (D9), (D9),
(D8), (D12,D5), (D11) ve (D10,D6,D7)), ve kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu görülmüştür (EK-8),
9 Ayrıca referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün
yaşında, maksimum ortalama Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerleri
beton türlerine göre sırasıyla 0P15Z, 5P10Z, 15P0Z, ve 10P5Z 90 gün
yaşında 0P15Z, 10P5Z, 5P10Z, ve 15P0Z, 120 gün yaşında ise sırasıyla
0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, ve 15P0Z’de olduğu, (Şekil 4.14),
88
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama Shmidt çekici ile yüzey sertliği bakımından
sırasıyla %8,62 artış, %8,92 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %40,34
artış, %5,39 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %74,53 artış, %9,01 düşüş
olduğu ve 15P0Z betonunda %59,84 artış, %9,85 düşüş olduğu (Şekil
4.14),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama Shmidt çekici ile yüzey sertliği
bakımından sırasıyla %4,23 düşüş, %2,58 ve %2,40 artış olduğu, 5P10Z
betonunda %5,34, %4,22 ve %3,63 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%8,30 artış, %1,75 düşüş ve %3,81 artış olduğu, 15P0Z betonunda %
20,76 düşüş, %9,77 ve %21,05 artış olduğu (Şekil 4.14),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama Shmidt çekici ile yüzey
sertliği bakımından sırasıyla %2,28 düşüş, %0,06, %14,03 artış olduğu,
5P10Z betonunda %6,89 düşüş, %4,56 artış ve %3,72 düşüş olduğu,
10P5Z betonunda %36,75, %3,55 ve %5,69 artış olduğu, 15P0Z
betonunda %25,90, %10,17, %14,59 artış olduğu (Şekil 4.14),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama Shmidt çekici ile yüzey
sertliği bakımından sırasıyla %10,89, %14,20 düşüş ve %1,52 artış
olduğu, 5P10Z betonunda %30,87 artış, %1,42 düşüş ve %0,25 artış
olduğu, 10P5Z betonunda %50,18 artış, %9,39 düşüş ve %5,95 artış
olduğu, 15P0Z betonunda %23,40 düşüş, %6,15 düşüş, %8,51 artış
olduğu (Şekil 4.14),
9 Çevresel etkiler dikkate alındığında, referans çevresel etki ortamında
maksimum Shmidt çekici ile yüzey sertliği değeri 90 gün yaşında 0P15Z
betonunda, minimum Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin ise 56 gün
yaşında 15P0Z betonunda olduğu, NaCI çevresel etkisinde maksimum
Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin 90 gün yaşında 0P15Z
betonunda, minimum Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin ise 56 gün
89
yaşında 15P0Z betonunda olduğu, MgSO4 çevresel etkisinde maksimum
Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin 120 gün yaşında 0P15Z
betonunda, minimum Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin ise 56 gün
yaşında 5P10Z betonunda olduğu, H2SO4 çevresel etkisinde maksimum
Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin 120 gün yaşında 0P15Z
betonunda, minimum Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin ise 56 gün
yaşında 15P0Z betonunda olduğu, (Şekil 4.14),
9 Referans çevresel etki ve diğer çevresel etkiler genel olarak göz önüne
alındığında Shmidt çekici ile yüzey sertliği değerinin 90 gün yaşında
birbirine yakın değerlerde gruplaştığı, ve bu gruplaşmanın özellikle
MgSO4 ve H2SO4 çevresel etkisinde daha da belirginleştiği
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da pomza ikame oranın yüksek olduğu beton
türlerinde yüzey sertliği düşüktür. H2SO4 MgSO4 çevresel etkileri altında 90
gün yaşında düşen yüzey sertliği verileri 120 gün yaşında tekrar artması ise
beton kabuğunun dökülerek agregaların yüzeye çıkmasının bir sonucudur.
4.3.5. Birim hacim kütlesi
Birim hacim kütlesi deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine göre, 0P15Z
beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında
istatistik olarak farklı olmadığı, buna karşın 5P10Z, 10P5Z ve 15P0Z beton
türlerinin kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında istatistik
olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.12). Gruplar arasındaki farkı daha
net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi
kullanılmıştır (EK-9). Ayrıca farklı çevresel etki koşullarında, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama birim hacim kütlesi deneyi verilerine ait
grafik Şekil 4.15’de verilmektedir.
90
Çizelge 4.11. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda birim hacim
kütlesi verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
11
0,005
0,000
Grup içi
48
0,048
0,001
0,053
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
Genel
59
Gruplar arası
11
0,006
0,001
Grup içi
48
0,008
0,000
0,014
Genel
59
Gruplar arası
11
0,003
0,000
10P5Z
(C)
Grup içi
48
0,002
0,000
Genel
59
0,005
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
0,005
0,000
Grup içi
48
0,009
0,000
Genel
59
0,014
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
0,484
0,904
3,474
0,001
7,650
0,000
2,120
0,037
Buna göre:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A4, A10, A7, A12, A3, A11, A8, A9,
A1, A5, A6, A2), kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı
olmadığı (EK-9),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B12, B5, B1, B8, B2, B6, B9), (B5,
B1, B8, B2, B6, B9, B7, B4, B1, B10, B3), kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-9),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C6, C3, C10, C5, C9), (C3, C10,
C5, C9, C7, C1, C2, C11), (C9, C7, C1, C2, C11, C4, C8) ve (C7, C1, C2,
C11, C4, C8, C12), kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden
farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu
görülmektedir (EK-9).
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre birim hacim
kütlesi bakımından;
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D7, D5, D6, D1, D9, D3, D12, D11,
D4, D2, D8), (D5, D6, D1, D9, D3, D12, D11, D4, D2, D8, D10), kodlu
91
beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir
beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-9),
2,39
2,38
Ortalama yoğunluk (gr/cm3)
2,37
2,36
2,35
2,34
2,33
2,32
2,31
Ref. ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
2,29
90
2,30
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: H 2SO4
Şekil 4.16. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama birim
hacim kütlesi verilerine ait grafik
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, beton yaşı faktörünün
her düzeyinde maksimum ortalama birim hacim kütlesi değerleri beton
türlerine göre sırasıyla 15P0Z, 10P5Z, 5P10Z,0P15Z, olduğu (Şekil 4.15),
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama birim hacim kütlesi bakımından sırasıyla
%0,02 artış, %0,08 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %0,02 düşüş,
%0,42 artış olduğu, 10P5Z betonunda %0,36 düşüş, %0,15 artış olduğu
ve 15P0Z betonunda %0,08 düşüş, %0,18 artış olduğu (Şekil 4.15),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama birim hacim kütlesi bakımından
92
sırasıyla %0,15, %0,12 artış ve %0,74 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda
%0,33, %0,38 ve %0,52 artış olduğu, 10P5Z betonunda %0,00 değişim
olmazken, %0,30 düşüş ve %0,21 düşüş olduğu, 15P0Z betonunda %
0,61, %0,06 ve %0,91 artış olduğu (Şekil 4.15),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama birim hacim kütlesi
bakımından sırasıyla %0,25, %0,58, ve %0,10 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %0,94, %0,64 ve %0,42 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%0,48 düşüş, %0,30, %0,24 artış olduğu, 15P0Z betonunda %0,14,
%0,36 ve %0,24 artış olduğu (Şekil 4.15),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama birim hacim kütlesi
bakımından sırasıyla %1,27, %0,17 ve %0,20 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %0,65, %0,35 artış ve %0,99 düşüş olduğu, 10P5Z
betonunda %0,18, %0,55 ve %0,59 artış olduğu, 15P0Z betonunda
%0,34, % 0,72 ve %0,07 artış olduğu (Şekil 4.15)
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da zeolite nazaran yoğunluğu daha yüksek olan
pomza ile üretilen ikame oranının artışına bağlı olarak beton yaşının her
seviyesinde yoğunluk artmıştır. Bütün çevresel etkiler genel olarak göz önüne
alındığında yoğunluktaki değişimler çok küçük değerlerde gerçekleşmiştir. Bu
da bütün beton türlerinin homojen ve yoğun bir yapıda olduğunun bir
göstergesi olmakla beraber, geçirimliliğin düştüğünün de bir işaretidir.
4.3.6. Görünür boşluk oranı
Görünür boşluk oranı deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine göre, her
beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında
istatistik olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.13). Gruplar arasındaki
farkı daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan
93
testi kullanılmıştır (EK-10). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama görünür boşluk oranı deneyi verilerine ait
grafik Şekil 4.16’da verilmektedir.
Çizelge 4.12. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda görünür boşluk
oranı verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
Grup içi
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
11
11,825
1,075
48
17,296
0,360
Genel
59
29,121
Gruplar arası
11
13,799
1,254
Grup içi
48
7,803
0,163
21,602
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
2,983
0,004
7,717
0,000
Genel
59
Gruplar arası
11
70,961
6,451
10P5Z
(C)
Grup içi
48
28,326
0,590
10,932
0,000
Genel
59
99,286
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
106,408
9,673
12,365
0,000
Grup içi
48
37,551
0,782
Genel
59
143,959
Buna göre:
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A3, A2, A4, A12, A11, A1, A9, A8),
(A4, A12, A11, A1, A9, A8, A10), (A11, A1, A9, A8, A10, A7, A6), (A1,
A9, A8, A10, A7, A6, A5) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde
birbirinden farklı olmadığı (EK-10),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B8, B10, B9, B4, B3, B2, B1, B12),
(B10, B9, B4, B3, B2, B1, B12, B7), (B9, B4, B3, B2, B1, B12, B7, B6),
(B5, B11) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı
olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-10),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C8, C7, C9), (C7, C9, C10, C4,
C12, C3), (C9, C10, C4, C12, C3, C1), (C10, C4, C12, C3, C1, C2), (C3,
C1, C2, C11), (C11, C5), (C5, C6), kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu görülmektedir (EK-10).
94
6,0
5,5
Ortalama görünür boşluk (%)
5,0
4,5
4,0
3,5
3,0
2,5
2,0
1,5
Ref. ortam: H2O
Çev. etkiNaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
0,5
90
1,0
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: H2SO4
Şekil 4.17. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama görünür
boşluk oranı verilerine ait grafik
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre birim hacim
kütlesi bakımından;
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D8, D9), (D9, D4, D10, D1, D3),
(D4, D10, D1, D3, D12, D11), (D12, D11, D2), (D2, D5), (D5, D6, D7)
kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak
her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-10),
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında
maksimum ortalama görünür boşluk oranı değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 10P5Z, 5P10Z,15P0Z, 0P15Z, 90 gün yaşında 15P0Z, 10P5Z,
5P10Z, 0P15Z, 120 gün yaşında 0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, 15P0Z, olduğu
(Şekil 4.16),
95
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama görünür boşluk oranı bakımından sırasıyla
%22,27 artış, %15,15 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %32,62 artış,
%32,22 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %45,36 artış, %56,83 düşüş
olduğu ve 15P0Z betonunda %84,19 artış, %62,46 düşüş olduğu (Şekil
4.16),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama görünür boşluk oranı bakımından
sırasıyla %25,91, %2,38 düşüş ve %5,52 artış olduğu, 5P10Z betonunda
%2,33, %16,92 ve %0,87 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %7,39,
%21,66 düşüş ve %31,77 artış olduğu, 15P0Z betonunda % 50,49,
%14,23 ve %39,00 artış olduğu (Şekil 4.16),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama görünür boşluk oranı
bakımından sırasıyla %26,25, %4,06 ve %16,06 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %6,74, %18,84 düşüş %56,96 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%6,06, %60,67 düşüş, %105,44 artış olduğu, 15P0Z betonunda %1,02,
%14,36 ve %91,33 artış olduğu (Şekil 4.16),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama görünür boşluk oranı
bakımından sırasıyla %22,16, %11,69 ve %20,96 düşüş olduğu, 5P10Z
betonunda %9,82, %36,50 düşüş ve %13,09 artış olduğu, 10P5Z
betonunda %14,88, %76,51 düşüş %37,06 artış olduğu, 15P0Z
betonunda %4,18, % 79,50 düşüş ve %89,45 artış olduğu (Şekil 4.16)
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da 56 ve 90 gün yaşlarında 0P15Z beton türü en
düşük boşluk yüzdesi sergilerken, betonun ilerleyen yaşlarında pomza
ikamesi fazla olan beton türleri 10P5Z ve 15P0Z en düşük boşluk yüzdesine
sahip olmuştur. Bu durum zeolit ikame oranını yüksek beton türlerinde
zeolitin puzolanik özelliğinin pomzaya nazaran yüksek oluşunun yanı sıra,
96
pomzanın boşlukları daha iyi doldurma özelliği ile açıklanabilir. NaCI, H2SO4
ve MgSO4 çevresel etkileri altında ise özellikle ilerleyen yaşlarda boşluk
oranının düşmesi bozucu ortamların oluşturduğu reaksiyon ürünlerinin
boşlukları doldurma etkisinden kaynaklanabilir. Olumlu gibi görünen bu
durum ileride bozucu etki yapacağı kaçınılmazdır.
4.3.7. Kapiler su emme miktarı
Kapiler su emme deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine göre, 0P15Z
beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında
istatistik olarak farklı olmadığı, buna karşın 5P10Z, 10P5Z ve 15P0Z beton
türlerinin kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında istatistik
olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.14). Gruplar arasındaki farkı daha
net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi
kullanılmıştır (EK-11). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton yaşlarında
beton türlerinin ortalama kapiler su emme deneyi verilerine ait grafik Şekil
4.17’de verilmektedir.
Çizelge 4.13. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda kapiler su emme
deneyi verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
0P15Z
(A)
Gruplar arası
Grup içi
5P10Z
(B)
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
11
130,680
11,880
48
375,509
7,823
Genel
59
506,188
Gruplar arası
11
439,995
40,000
Grup içi
48
43,894
,914
Genel
59
483,889
Gruplar arası
11
37,252
3,387
10P5Z
(C)
Grup içi
48
6,004
,125
Genel
59
43,256
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
144,024
13,093
Grup içi
48
101,019
2,105
Genel
59
245,043
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
1,519
,156
43,741
,000
27,073
,000
6,221
,000
97
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre kapiler su
emme bakımından;
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A2, A3, A1, A11, A10, A9, A6, A12,
A5, A8, A4, A7) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı
olmadığı (EK-11),
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B10, B9, B6, B11, B1, B8, B12),
(B2, B3, B4), (B3, B4, B7) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde
birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı
olduğu (EK-11),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C7, C8, C9, C1, C3, C2), (C8, C9,
C1, C3, C2, C10), (C1, C3, C2, C10, C5), (C2, C10, C5, C4, C11), (C11,
C12), (C12, C6) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı
olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-11),
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D9, D8, D10, D12, D11, D5, D1,
D7), (D10, D12, D11, D5, D1, D7, D3, D4), (D10, D12, D11, D5, D1, D7,
D3, D4, D6), (D5, D1, D7, D3, D4, D6), kodlu beton gruplarının kendi
içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-11),
9 Referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında
maksimum ortalama kapiler su emme değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 15P0Z, 5P10Z, 0P15Z, 10P5Z, 90 gün yaşında 0P15Z,15P0Z,
5P10Z,10P5Z, 120 gün yaşında 0P15Z, 5P10Z, 10P5Z, 15P0Z, olduğu
(EK-11),
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama kapiler su emme bakımından sırasıyla
%217,02 artış, %20,98 düşüş olduğu, 5P10Z betonunda %19,33 ve
%46,65 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %95,27 artış, %61,92 düşüş
olduğu ve 15P0Z betonunda %14,62 ve %91,71 düşüş olduğu (Şekil
4.17),
98
10,0
Ortalama kapilerite katsayısı ((cm2/sn)x10-6)
9,0
8,0
7,0
6,0
5,0
4,0
3,0
2,0
1,0
Ref. Ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
-1,0
90
0,0
Çev. etki:H2SO4
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Şekil 4.18. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama kapiler
su emme verilerine ait grafik
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama kapiler su emme bakımından
sırasıyla %51,20, %16,21 düşüş ve %23,24 artış olduğu, 5P10Z
betonunda %220,09 artış, %35,10 ve %11,79 düşüş olduğu, 10P5Z
betonunda %47,08, %115,51ve %132,92 artış olduğu, 15P0Z betonunda
% 73,90, %62,12 ve %334,35 artış olduğu (Şekil 4.17),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama kapiler su emme
bakımından sırasıyla %18,15 düşüş %52,64 artış ve %50,35 düşüş
olduğu, 5P10Z betonunda %247,18, %455,14 ve %58,47 artış olduğu,
10P5Z betonunda %3,12 arış, %77,26 düşüş, %232,58 artış olduğu,
15P0Z betonunda %18,66, %24,04 ve %837,26 artış olduğu (Şekil 4.17),
99
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama kapiler su emme
bakımından sırasıyla %321,24, %1,07 ve %7,66 artış olduğu, 5P10Z
betonunda %264,60, %65,65 ve %239,44 artış olduğu, 10P5Z betonunda
%127,38, %63,65, %376,46 artış olduğu, 15P0Z betonunda %25,61, %
89,94 ve %717,69 artış olduğu (Şekil 4.17)
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da beton bünyesindeki kılcal kanallar yoluyla emilen su
miktarı inceliği pomza ve CEM I 42,5 R çimentosundan daha yüksek olan
zeolit yoğunluklu betonlarda artarken en ince malzeme olan pomza
yoğunluklu betonlarda kılcal yolla emilen su miktarı düşük değerlere
ulaşmıştır. H2SO4 çevresel etkileri altında bütün beton türlerinde beton
kabuğunun
bozulmasından
dolayı
suyun
kılcal
kanallara
ulaşması
kolaylaşmış ve kapiler su emmesi artmıştır.
4.3.8. Aşınma dayanımı
Aşınma dayanımı deneyi verilerine ait varyans çözümlemesine göre, her
beton türü kendi arasında farklı çevresel etki ve farklı beton yaşlarında
istatistik olarak farklı olduğu görülmüştür (Çizelge 4.15). Gruplar arasındaki
farkı daha net görebilmek için çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan
testi kullanılmıştır (EK-12). Ayrıca farklı çevresel etkilerde, farklı beton
yaşlarında beton türlerinin ortalama görünür boşluk oranı deneyi verilerine ait
grafik Şekil 4.18’de verilmektedir.
Beton türü, yaşı ve çevresel etkiye göre kodlanmış betonlar arasında
gerçekleştirilen Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre aşınma
dayanımı bakımından;
9 0P15Z beton türünde istatistik olarak (A2, A1, A3, A4, A8, A5, A7), (A3,
A4, A8, A5, A7, A9), (A4, A8, A5, A7, A9), A10) kodlu beton gruplarının
100
kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun
birbirinden farklı olduğu (EK-12),
Çizelge 4.14. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda aşınma
dayanımı deneyi verilerine ait varyans çözümleme tablosu
Beton türü
Varyans
Kaynağı
Serbestlik
Derecesi
Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması
0P15Z
(A)
Gruplar arası
11
0,144
0,013
Grup içi
48
0,038
0,001
Genel
59
0,183
Gruplar arası
11
0,357
0,032
Grup içi
48
0,521
0,011
5P10Z
(B)
Genel
59
0,878
Gruplar arası
11
0,294
0,027
10P5Z
(C)
Grup içi
48
0,404
0,008
Genel
59
0,698
15P0Z
(D)
Gruplar arası
11
0,415
0,038
Grup içi
48
0,030
0,001
Genel
59
0,445
F
Anlamlılık
Düzeyi (p)
16,589
0,000
2,993
0,004
3,171
0,003
60,737
0,000
0,35
Ortalama ağırlık kaybı (%)
0,30
0,25
0,20
0,15
0,10
Ref. ortam: H2O
Çev. etki: NaCI
Çev. etki: MgSO4
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
90
Gün:
56
120
Gün:
56
0,00
90
0,05
0P15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
Çev. etki: H2SO4
Şekil 4.19. Beton türü-çevresel etki-beton yaşı ilişkisine ait ortalama aşınma
dayanımı deneyi verilerine ait grafik
101
9 5P10Z beton türünde istatistik olarak (B9, B8, B10, B6, B7, B2, B3, B5,
B11, B1, B4), (B6, B7, B2, B3, B5, B11, B1, B4, B12) kodlu beton
gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton
grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-12),
9 10P5Z beton türünde istatistik olarak (C2, C1, C3, C7, C8, C9, C10, C12,
C6, C4, C11), (C3, C7, C8, C9, C10, C12, C6, C4, C11, C5) kodlu beton
gruplarının kendi içerisinde birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton
grubunun birbirinden farklı olduğu (EK-12),
9 15P0Z beton türünde istatistik olarak (D7, D2, D10, D8, D1, D4, D3, D9),
(D12, D6), (D6, D11, D5) kodlu beton gruplarının kendi içerisinde
birbirinden farklı olmadığı, ancak her bir beton grubunun birbirinden farklı
olduğu görülmüştür (EK-12).
9 Ayrıca referans çevresel etki olarak alınan su ortamında, 56 gün yaşında
maksimum ortalama ortalama ağırlık kaybı değerleri beton türlerine göre
sırasıyla 5P10Z, 15P0Z, 10P5Z, 0P15Z, 90 gün yaşında 15P0Z, 10P5Z,
5P10Z, 0P15Z, 120 gün yaşında 10P5Z, 0P15Z, 15P0Z, 5P10Z, olduğu
(Şekil 4.18),
9 Referans çevresel etki ortamında, beton yaşı faktörüne bağlı olarak
0P15Z betonunda ortalama ortalama ağırlık kaybı bakımından sırasıyla
%112,77 ve %14,61 artış olduğu, 5P10Z betonunda %47,69 ve %67,51
düşüş olduğu, 10P5Z betonunda %312,81 artış, %54,43 düşüş olduğu ve
15P0Z betonunda %277,19 ve %69,17 düşüş olduğu (Şekil 4.18),
9 NaCI çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel etkiye
bağlı
olarak
0P15Z
betonunda
ortalama
ortalama
ağırlık
kaybı
bakımından sırasıyla %7,41düşüş %86,33 ve %16,75 artış olduğu, 5P10Z
betonunda %55,96, %28,60 düşüş %68,21 artış olduğu, 10P5Z
betonunda %22,73, %22,47düşüş %21,16 artış olduğu, 15P0Z betonunda
% 38,89, %13,03 ve %35,79 düşüş olduğu (Şekil 4.18),
9 MgSO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama ortalama ağırlık kaybı
bakımından sırasıyla %27,08, %3,93 ve %63,37 artış olduğu, 5P10Z
102
betonunda %54,32, %26,91 ve %263,46 düşüş olduğu, 10P5Z betonunda
%69,00, %68,59 düşüş, %90,80 artış olduğu, 15P0Z betonunda %0,65
artış %75,03 düşüş ve %195,12 artış olduğu (Şekil 4.18),
9 H2SO4 çevresel etkisinde, beton yaşı faktörüne ve referans çevresel
etkiye bağlı olarak 0P15Z betonunda ortalama ortalama ağırlık kaybı
bakımından sırasıyla %50,41 artış %1,63 düşüş ve %84,10 artış olduğu,
5P10Z betonunda %7,57 artış %59,56 düşüş ve %673,53 düşüş olduğu,
10P5Z betonunda %225,89 artış %59,44 düşüş ve %58,05 artış olduğu,
15P0Z betonunda %0,44 artış %75,03 düşüş ve %128,01 artış olduğu
(Şekil 4.18)
görülmüştür.
Referans ortam (H2O)’da pomza ikame oranının artışına bağlı olarak aşınma
artmıştır. Aşınma dayanımı yüzey sertliği ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla
pomza ile üretilen beton türlerinde yüzey sertliği düşük olduğundan aşınma
fazla gerçekleşmiştir. NaCI ve MgSO4 çevresel etkileri genel olarak
incelendiğinde gerek çevresel etkilerin kimyasal reaksiyon ürünleri gerekse
puzolanik reaksiyonların ürünleri 90 gün yaşına kadar aşınma dayanımı
üzerinde olumlu bir etki yapmıştır. Fakat bu olumlu gibi görünen bu etki 120
gün yaşında sona ermiştir. H2SO4 çevresel etkileri altında ise 56 gün yaşında
beton kabuğu yüzeyinde meydana gelen bozulma bütün beton türlerinde
aşınmayı artırmıştır. 90 gün yaşında ise yüzeyde belirginleşen agregalar
aşınma dayanımını düşürmüştür. 120 gün yaşında ise asit etkisiyle deforme
olan agrega ve çimento pastası aşınma değerlerini yükseltmiştir.
İstatistik değerlendirmelere tabi tutulmamış her bir parametre üzerinde
ölçülen ortalama deney sonuçları EK-13 ve EK-14’de ayrıca verilmiştir.
103
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
5.1. Sonuçlar
Bağlayıcılar üzerinde yapılan analizlere göre;
9 Pomza ve zeolit puzolanik özellikler açısında olumlu olduğu,
9 Pomza’nın en yüksek özgül yüzey alanına sahip olduğu,
9 CEM I 42,5 R ve zeolitin kristal, pomza’nın amorf yapıya sahip olduğu,
9 CEM I 42,5 R, pomza ve zeolitin yüzey yükleri açısından uygun olduğu,
9 CEM I 42,5 R ve pomza elektroknetik açıdan daha uyumlu olduğu
görülmüştür.
Taze beton deney sonuçlarına göre;
9 Zeolit ikame oranının artışına bağlı olarak çökmenin arttığı,
9 Zeolit ikame oranının artması işlenebilirliği olumlu yönde etkilediği,
9 15P0Z ve 0P15Z beton türlerinin birim ağırlıklarının yakın olduğu,
9 Bütün beton türlerinde kohezyonun mükemmel olduğu, herhangi bir
ayrışmanın gözlenmediği görülmüştür.
Sertleşmiş beton deneyleri sonuçlarına göre;
Çevresel etkiye maruz kalmamış betonlarda basınç dayanımı değerlerinin:
9 Katkı türüne, ikame oranına ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği,
9 28 gün yaşında 15P0Z betonunun en düşük, 0P15Z betonunun en yüksek
sahip olduğu,
9 Zeolit ikame oranının artışına bağlı olarak sırasıyla %11,11, %16,40 ve
%5,54 artış olduğu görülmüştür.
Çevresel etkiye maruz kalmış betonların basınç dayanımı değerleri referans
ortama kıyasla:
9 Referans ortam (H2O)’da 56 günlük beton basınç dayanımı, 28 günlük
beton basınç dayanımıyla benzerlik gösterdiği,
9 90 ve 120 günlük betonlarda 5P10Z betonunu 0P15Z betonundan daha
yüksek basınç dayanımı sergilediği,
9 NaCI çevresel etkisindeki betonlardan, 15P0Z betonu basınç dayanımı
bakımından sürekli bir artış gösterdiği,
104
9 MgSO4 çevresel etkisindeki betonlardan, 56 gün yaşına kadar 5P10Z ve
15P0Z beton türlerinde basınç dayanımında azda olsa artış gözlendiği,
9 H2SO4 çevresel etkisindeki betonlardan, 56 gün yaşında 15P0Z betonu
dayanım kazanmaya devam ettiği, bunun dışındaki tüm beton türlerinin
dayanımı düştüğü ve özellikle ilerleyen yaşlarda yüzeysel kabarmalar
gözlendiği görülmüştür.
Statik elastisite modülü ve poisson oranı değerlerinin;
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değişmediği,
9 Referans ortamda statik elastisite modülü basınç dayanımıyla paralel
davranış sergilediği,
9 NaCI ve MgSO4 çevresel etkilerinde genel olarak statik elastisite modülü
düştüğü,
9 H2SO4 çevresel etkisinde pomza katkılı beton türlerinden 10P5Z ve
15P0Z statik elastisite modülünü azda olsa yükseltmiş, fakat diğer beton
türlerinin özellikle ilerleyen yaşlarda statik elastisite modülü değerleri
düştüğü,
9 Poisson oranının beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı
olarak değiştiği görülmüştür.
Ultrases geçiş hızı değerlerinin;
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği,
9 Referans ortamda 5P10Z beton türü en iyi ultrases değerine sahipken 90
gün yaşında 0P15Z, 120 gün yaşında ise 15P0Z en iyi ultrases değerine
sahip oldudu,
9 NaCI, H2SO4 ve MgSO4 çevresel etkileri altında her ne kadar ultrases
değerlerinin iyileştiği görülsede, bunun çevresel etkilerden kaynaklandığı,
9 MgSO4 ve H2SO4 çevresel etkileri altında 10P5Z ve 15P0Z beton türleri
optimum ultrases verilerine sahip olduğu görülmüştür.
Yüzey setliği değerlerinin;
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği,
9 Referans ortamda pomza ikame oranın yüksek olduğu beton türlerinde
yüzey sertliği düştüğü,
105
9 H2SO4 MgSO4 çevresel etkileri altında 90 gün yaşında düşen yüzey
sertliği verileri 120 gün yaşında tekrar artığı görülmüştür.
Birim hacim kütlesi değerlerinin;
9 0P15Z beton türünün farklı çevresel etki ve yaşlarda farklı grup
oluşturmadığı,
9 Referans ortamda zeolite nazaran yoğunluğu daha yüksek olan pomza ile
üretilen ikame oranının artışına bağlı olarak beton yaşının her seviyesinde
yoğunluk artığı,
9 Bütün çevresel etkiler genel olarak göz önüne alındığında yoğunluktaki
değişimler çok küçük değerlerde gerçekleştiği görülmüştür.
Görünür boşluk oranı değerlerinin;
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği,
9 Referans ortamda 56 ve 90 gün yaşlarında 0P15Z beton türü en düşük
boşluk yüzdesi sergilediği,
9 Betonun ilerleyen yaşlarında pomza ikamesi fazla olan beton türleri
10P5Z ve 15P0Z en düşük boşluk yüzdesine sahip olduğu,
9 NaCI, H2SO4 ve MgSO4 çevresel etkileri altında ise özellikle ilerleyen
yaşlarda boşluk oranının düştüğü görülmüştür.
Kapiler su emme değerlerinin;
9 0P15Z beton türünün farklı çevresel etki ve yaşlarda farklı olmadığı,
9 Referans ortamda beton bünyesindeki kılcal kanallar yoluyla emilen su
miktarı inceliği pomza ve CEM I 42,5 R çimentosundan daha yüksek olan
zeolit yoğunluklu betonlarda artarken en ince malzeme olan pomza
yoğunluklu betonlarda kılcal yolla emilen su miktarı düşük değerlere
ulaştığı,
9 H2SO4 çevresel etkileri altında bütün beton türlerinde kapiler su emme
değerlerinin arttığı görülmüştür.
Aşınma dayanımı değerlerinin;
9 Beton türü, çevresel etki ve beton yaşı faktörüne bağlı olarak değiştiği,
9 Referans ortamda pomza ikame oranının artışına bağlı olarak arttığı,
106
9 NaCI ve MgSO4 çevresel etkileri genel olarak incelendiğinde 90 gün
yaşına kadar aşınma dayanımının arttığı,
9 H2SO4 çevresel etkileri altında ise 56 gün yaşında beton aşınmayı
artırdığı, 90 gün yaşında aşınma dayanımını düşürdüğü ve 120 gün
yaşında ise aşınma değerlerini yükselttiği görülmüştür.
Bu bağlamda bozucu ortamlarda dahi çok yüksek dayanım istenilen
durumlarda 0P15Z ve 5P10Z beton türleri kullanılabileceği gibi, yüksek
dayanım
istenilen
yerlerde
de
10P0Z
ve
15P0Z
beton
türlerinin
kullanılabileceği görülmüştür. Ülkemiz pomza rezervi yaklaşık 3 miyar m3,
zeolit rezervi sadece Balıkesir Bigadiç yöresinde 50 milyar ton olduğu göz
önünde
bulundurulursa,
pomza
ve
zeolitin
beton
sektöründe
kullanılabilirliğinin ortaya konulmasının isabetli olacağı, uçucu kül, yüksek
fırın cürüfu, SD vb. puzolanlara da alternatif olacağı tespit edilmiştir.
5.2. Öneriler
Bu çalışmada elde edilen sonuçlar ve çalışma sürecinde karşılaşılan
problemler dikkate alınarak, bu alanda çalışma yapacak araştımacılar için
birtakım öneriler yapılabilir. Pomza ve zeolit (SD, uçucu kül ve yüksek fırın
cürufu)
gibi
puzolanlarla
beraber
ilgili
literatür
ışığında
bir
arada
kullanılmasıyla yüksek dayanımlı beton üretilebilirliğinin araştırılması faydalı
olacaktır. Farklı tip ve gronülometriye sahip agregalar kullanılarak yüksek
dayanımlı beton üretimi gerçekleştirilip birbiriyle kıyaslanabileceği gibi süper
akışkanlaştırıcı katkı tipi ve kullanım oranlarıda farklı seçilip birbirleriyle kıyası
çalışılabilir. Çevresel etki şartlarını temsilen oluşturulan çözelti tipleri ve
uygulama şekilleri değiştirilerek dayanım ve dayanıklılık testleri yapılabilir.
Bunun yanı sıra donma çözülme ve yangın dayanıklılıklarının araştırılması
faydalı olacaktır.
107
KAYNAKLAR
1.
Hilsdorf, H. K., “Introduction and problem statement”, Performans
Criteria For Concrete Durability 2nd ed., Hilsdorf, H., Kropp, J., Rilem E
& FN spon, London, 5-13 (1995).
2.
Ugurlu, A., “Zararlı kimyasal etkilere dayanıklı beton yapım kuralları”,
DSİ Teknik Bülteni, Ankara, 86: 13-15 (1997).
3.
Sommer H., “Present problems of durability of high performance
concrete”, Durability of High Performance Concrete 3nd ed., Rilem 3C
cordinating committee, Vienna, 14-15 (1994).
4.
Taşdemir M. A., Bayramov, F.,”Yüksek performanslı çimento esaslı
kompozitlerin mekanik davranışı”, İtü Dergisi / Mühendislik, 1 (2):
125-144 (2002).
5.
E,G.
Nawy,
P.E.,
”General
performance
characteristics”,
nd
Fundamentals of High Performance Concrete 2 ed., John Wiley &
Sons, Inc., Canada, 2-10 (2001).
6.
Koca, C., “Yüksek performanslı beton üretiminde mikrosilis, cüruf,
klinker karışımı çimento kullanımı”, IV. Ulusal beton kongresi,
İstanbul, 381-394 (1996).
7.
Türkmen, İ., “Korozif etkiler altında yüksek fırın cürufu ve silis dumanı
katkılı yüksek dayanımlı betonların mekanik özellikleri ve dayanıklılığı”,
Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum,
1-6 (2002).
8.
Subaşı, S., “Farklı yüzey astarları ile kaplanmış drenaj özelliği bulunan
kalıpların betonun bazı fiziksel özellikleri üzerine etkileri”, Doktora Tezi,
Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 20-21 (2005).
9.
Akkaya, Y., “Zararlı bir ortamda betonun uğradığı hasarın hasar
mekaniği ile incelenmesi”, Y.Lisans tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 30-45 (1994).
10.
Durmuş, A., Dahil, H., Arslan, E, M., “ Yüksek başarımlı beton – donatı
aderansının karşılaştırmalı olarak incelenmesi” Türkiye Mühendislik
haberleri dergisi, Ankara, 441: 45-46 (2006).
11.
Pul, S. “Doğu Karadeniz Agregalarıyla Yüksek Performanslı Beton
Üretimi ve Özelliklerinin Diğer Betonlarla Karşılaştırmalı Olarak
İncelenmesi”, Doktora Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü,
Trabzon., 16-25 (1999).
108
12.
E,G. Nawy., “A fundamental approach”, Reinforced concrete, 4th ed.
Prentice hall, Upper Saddle River, N.J. 89-120 (2000).
13.
De Larrard, F. ve Malier, Y. “Çok Yüksek Mukavemetli Betonların
Mühendislik Özellikleri”, 2. Ulusal Beton Kongresi, İstanbul, 76-113
(1991).
14.
Tasong, WS., Lynsdale, CJ., Cripps, JC., “Aggregate – cement paste
interface II: Infuluence of aggregate physical properties” Cement and
concrete research, 28 (10): 1453-1465 (1998).
15.
Özturan, T., Çeçen, C., “Effect of coarse aggregate type on
mechanical properties of concretes with different strengths”, Cement
and concrete research, 27 (2): 165-170 (1997).
16.
Akpınar, Ş,A., Konak, G., Pamukçu, C.,” Değişik Kökenli Agregaların
Beton Kalitesi Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi” 5 Endüstriyel
Hammaddeler Sempozyumu, İzmir, 374-382 (2004).
17.
Neville A.M., “Properties of aggregate”, Properties of Concrete, Forth
and Final Edit., John Wiley, G. Sons, Canada, 56-80 (1996).
18.
Giaccio, G., et al., “High-Strength Concretes Incorporating Different
Coarse Aggregates”, ACI Materials Journal, 89: 242-247 (1992).
19.
Özkahraman, H. T., and Işık, E. C., ‘‘The Effect of Chemical and
Mineralogical Composition of Aggregates on Tensile Adhesion
Strenght of Tiles’’, Constraction and Building Meterials, 9 (4): 251255 (2005).
20.
Garber, G. “Design and Construction of Concrete Floors”, John Wiley
& Sons, New York, 154-159 (1991).
21.
The concrete society, “Concrete industrial ground floors”, A guide to
desing and construction, 3nd ed.Technical report 34, Berkshire,139
(2003).
22.
SHRP-C/FR, “High Performance Concretes, a State of the Art Report”,
Strategic Highway Research Program, National Research Council,
Washington, 91-103 (1991).
23.
Mindess, S., Young, J. F., “Concrete, Prentice-Hal”l, Inc. Englewood
Cliffs, New Jersey, 194 (1981).
24.
Mehta, P.K., Monteiro J.M., “Effect of aggregate, cement and mineral
admixtures on the microstructure of the transition zone”, in: S.
109
Mindess, P.S. Shah (Eds.), Bonding in Cementitious Composites,
Materials Research Society, Pittsbugh, 65-75 (1987).
25.
Ourard, L., Darimont, A., Schouterden, Ferauche, M., Willem F. X.,
Degeimbre, R., “Durability of mortars modified with metakaolin”,
Cement and Concrete Research, 33: 1473-1479 (2003).
26.
Çavdar, A., Yetgin, Ş., “Tane inceliğinin traslı çimento özelliklerine
etkisi”, Türkiye İnşaat Mühendisliği 17. Teknik Kongresi, İstanbul,
451-454 (2004).
27.
Canpolat, F., Yılmaz, K., Köse, M., Sümer, M., Yurdusev, M., “Use of
Zeolite, Coal bottom ash and fly ash as replacement materials in
cement prodiction”, Cement and concrete research, 2324:1-5 (2003).
28.
Pan, S., D. Tseng, C., Lee, Lee, C. C., “Influence of the fineness of
sewage sludge ash on the mortar properties”, Cement and concrete
research, 33, 1749-1754 (2003).
29.
Shannag, M., “High Strenght Concrete containing natural pozzolan
and silica fume”, Cement and concrete comp, 22, 399-406 (2000).
30.
Sabir, B., Wild,S., Bai, J., “Metacaolin and calcined clays as pozzolan
for concrete: a review”, Cement and concrete comp, 23: 441-454
(2001).
31.
Vu, D., Stroeven, P., Bui, V., “Strenght and durability aspects of
calsined caolin – blended portland cement mortar and concrete”,
Cement and concrete comp, 23: 471-478 (2001).
32.
Davraz, M., Gündüz, L., “Isparta Yöresi Pomza Taşının Hafif Yapı
elemanı Olarak Değerlendirilmesi Üzerine Bir Analiz”, I. Isparta
Pomza Sempozyumu, Isparta, 61-67 (1997).
33.
Tolgay, A.,Yaşar, E.,Erdoğan,Y., “Nevşehir Pomzasının Agrega olarak
Kullanılabilirliğinin Araştırılması”, 5. Endüstriyel Hammaddeler
Sempozyumu, İzmir, 345-354 (2004).
34.
Yaşar, E., Erdoğan, E., “Asidik(Nevşehir) ve Bazik(Osmaniye)
Pomzaların Yapı Sektöründe Değerlendirilmesi”, Türkiye 19.
Uluslararası Madencilik Kongresi ve Fuarı, İzmir, 409-418 (2005).
35.
Topçu, İ.B., “Semi-Lightweight Concretes Produced by Volcanic
Slags”, Cement and Concrete Research, 27: 15-21 (1997).
110
36.
Al-Khaiat, H., Haque, M.N., “Effect of ınitial curing on early strength
and physical properties of Lightweight Concrete”, Cement and
Concrete Research, 28: 859-866 (1998).
37.
Yazıcıoğlu, S., Bozkurt, N., “Pomza Taşı ile Elde Edilen Taşıyıcı Hafif
Betonun Mekanik Özelliklerinin Araştırılması”, Türkiye Pomza
Sempozyumu ve Sergisi, Isparta, 153-157 (2005).
38.
Ersoy, A., Atıcı,U., Yünsel, T.Y., “Pomzanın Çimento Sanayinde Katkı
Maddesi Olarak Kullanımı”, Türkiye Pomza Sempozyumu ve Sergisi
Isparta, 105-111 (2005).
39.
Mehta, P.K., “Studies On Blended Portland Cements Containing
Santorin Earth”, Cement and Concrete Research, 4: 507-518 (1981).
40.
Khandaker,M., Hossain, M.A., “Properties of volcanic pumice based
cement and lightweight concrete”, Cement and Concrete Research,
34: 283-291 (2003).
41.
Hossain, M. A., “Blended cement using volcanic ash and pumice”,
Cement and Conrete Research, 33 (10): 1601-1605 (2003).
42.
Sarıiz, K., Nuhoğlu, İ., "Endüstriyel Hammadde Yatakları ve
Madenciliği", Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No:636,
Eskişehir, 26-42 (1992).
43.
Erdem, E., Donat R. ve Çetişli, H., “Zeolit Katkılı Çimentoların
Hidratasyon ve Mekanik Özellikleri”, Çimento ve Beton Dünyası, 17:
22-28, Ankara, (1999).
44.
Çetinel, G., “Dünyada ve Türkiye'de Zeolit”, M.T.A., Fizibilite Etütleri
Dairesi, 37-55, Ankara, (1993).
45.
Şahin, R., Demirboğa, R., Uysal, H., Gül, R., “The Effects of Different
Cement Dosages, Slumps and Pumice Aggregate Ratios on the
Compressive Strength and Densities of Concrete”, Cement and
Concrete Research, 33 (8): 1245-1249 (2003).
46.
Mumpton, F.A., “World Wide Deposits and Utulisation of Natural
Zeolites”, Industrial Zeolites, 2-11 (1973).
47.
Yılmaz., D. A., “Yeni Kuşak Hiper Akışkankanlaştırıcı Beton Katkıları”
Türkiye Mühendislik Haberleri, 426:125-129 (2003).
48.
Ramachandran, V. S., Malhotra, M.,” Concrete Admixtures Handbook
part 7; Superplasticizers”, Noyes Publications, 462-463 (1984).
111
49.
Mehta, P.K., Monteiro, P. J. M., “ Concrete Microstructure Properties
and Meterials”, Chapter 8: Admixtures”, İndian Conrete Institute,
Chennai, 256-271 (1997).
50.
Yamada, K., Yanigisawa, T., Hanehara, S., “ Influence Of Temperature
On The Dispersibility Of Policarboxylate Type Süperplasticizer For
Highly Concrete” First International Symposium On Self –
Compacting Concrete, Rilem Publication S.A.R.L., 437-448 (1999).
51.
Yazıcı, Ş., Göktepe, A. B., Altun, S., Karaman, V., “An Evaluation on
Ts-10465 And Ts En 12504/1 For The Determination of Compressive
Strength of Hardened Concrete” Deü Mühendislik Fakültesi Fen Ve
Mühendislik Dergisi, 8 (1): 119-128 (2006).
52.
Binicik, H., Kaplan, H., Görür, E. B., “Türkiye’de Yaşanan Son
Depremlerde Malzeme Kalitesi ve Kötü İşçiliğin Neden Olduğu
Hasarlar” Deprem sempozyumu, Kocaeli, 703-706 (2005).
53.
Arslan M., “Betonarme elemanların dayanıklılığı üzerine araştırmalar”,
T.C. Başbakanlık DPT, Proje Kodu: 96K120750, Ankara, 1-29
(1997).
54.
Mindess, S., Joung, J.F., Darwin, D., “Concrete”, Second Edition
Prentice Hall, London, 499-504 (2002).
55.
Ugurlu, A., “Zararlı kimyasal etkilere dayanıklı beton yapım kuralları”
DSİ Teknik Bülteni, Ankara, 86: 13-15 (1997).
56.
Skalny, J., Marchand, J., Odler, I., “Sulfate attack on concrete”, Spon
Press, London, 31-43 (2002).
57.
Baradan, B., Yazıcı, H. ve Ün, H., “Betonarme yapılarda kalıcılık
(Durabilite)”, D.E.Ü. Müh. Fak. Yayınları, I.Basım, İzmir, 298: 67-73,
152-153, 158-170, 176-198 (2002).
58.
Neville, A. M., “Properties of concrete”, Fourth and Final Edition,
Pearson Prentice Hall, England, 303-306, 391-394, 504-505, 581585, 605-609, 610-624 (2003).
59.
Malhotra, V.M., “Significance of test and properties of concrete and
concrete making materials”, Editors: Klieger P. and Lamond, J.F.,
ASTM Publication, USA, ASTM-STP 169C: 326-327 (1994).
60.
Nawy, E.G., “Fundamentals of High-Performance Concrete, Second
Edition, John Wiley&Sons, Inc., New York, 204-245 (2001).
112
61.
Şimşek, Zl., Akıncıtürk, N., “Betonarme Yapı Elemanları Üzerindeki
Basınçlı Yeraltı Su Geçirimliliğine Puzzolan Katkı Maddelerinin Etkisi”
Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 11(2):
15-19 (2006).
62.
Akyüz, S., “Boşluk oranı ve geometrisinin betonun basınç dayanımına
etkisi ve yüksek dayanımlı betonda boşluk yapısı”, 2.Ulusal Beton
Kongresi (Yüksek Dayanımlı Beton), İstanbul, 142-149 (1991).
63.
Barness,P., Bensted,J., “Structure and Performance of Cements.
Chapter 15: Metakaolin as a pozzolanic addition to concrete”, T.R.
Jones. Florance, KY, USA: Routledge, 372, (2001).
64.
Yeğinobalı,A., “Silis dumanı ve çimento ile betonda kullanımı”, TÇMB
ARGE Yayınları, Ankara 3 (64): 15-21 (2003).
65.
Rao,G.A., “Investigations on the performance of silica fumeincorporated cement pastes and mortars”, Cement and Concrete
Research, 33: 1765–1770 (2003).
66.
Mazloom,M., Ramezanianpour,A.A., Brooks,J.J., “Effect of silica fume
on mechanical properties of high-strength concrete”, Cement and
Concrete Composites, 26: 347–357 (2004).
67.
Tosun,K., “Uçucu Kül ve Silika Tozunun Alkali Silika Reaksiyonuna
Etkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, 122-130 (2001).
68.
ASTM C 618-85, “Standard Specifications for Fly Ash and Raw or
Calcined Natural Pozzolan for Use as Mineral Admixture in Portland
Cement Concrete”, ASTM, Philadelphia, 1-10 (1985).
69.
Goldman, A. ve Bentur, A., The influence of microfiller on
enhancement of concrete strength, Cement and Concrete Research,
23: 962-972 (1993).
70.
Turriziani, R., “Aspects of Chemistry of Pozzolanas”, The Chemistry of
Cements, Taylor, H. F. W. (Edit.), Academic Press, London, 27-83
(1964).
71.
Hassan, K. E., Cabrera J. G., and Maliehe R. S., “The effect of mineral
admixtures on the properties of high performance concrete”. Cement
and concrete composites, 22: 267-271(2000).
113
72.
Cabrera, J. G., “The Use of Pulverized Fuel Ash to Produce Durable
Concrete Improvement of Concrete Durability”, Thomas Telford
Limited, 29-57 (1985).
73.
Malıer, Y., Yüksek Performanslı Beton, 2. Ulusal Beton Kongresi
Yüksek Dayanımlı Beton Bildiriler Kitabı, TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası, İstanbul, 15-22 (1991).
74.
Hooton, R. D., “Influence of Silica Fume Replacement of Cement on
Physical Properties and Resistance to Sulfate Attack, Freezing and
Thawing and Alkali-Silica reactivity”. ACI Material Journal, 92 (2):
143-151, (1993).
75.
Toutanji, A. H., Bayasi, Z., “Effect of Curing Procedures on Properties
of Silica Fume Concrete”. Cement and Concrete Research, 29 (4):
497-501 (1999).
76.
Özcan, F., “Silis Dumanı İçeren Harç Ve Betonların Özellikleri Ve
Hızlandırılmış Kür İle Dayanım Tahmini” Doktora Tezi, Çukurova
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana, 15-25 (2005).
77.
Bhanja, S., Sengupta, B., “Modified Water-Cement Ratio Law for Silica
Fume Concretes”, Cement and Concrete Research, 33(3): 447-450,
(2003).
78.
Ferraris C.F., “Measurement of the Rheological Properties of High
Performance Concrete”, State of the Art Report, Journal of the
National Institute of Standards and Technology, 104: 461-478
(1999).
79.
Felekoğlu B., Baradan B., “Akışkanlaştırıcı Katkıların Harçta Su
Kesme Performansı–Mukavemet İlişkisine Etkileri” İmo Teknik Dergi,
254: 3869 -3872 (2006).
80.
Uchikawa, H., Harehara, S., ve Sawaki D., “The role of steric repulsive
force in the dispersion of cement particles in cement paste prepared
with organic admixture”, Cement and Concrete Research, 27 (1): 3750 (1997).
81.
Yoshioka, K., Sakai, E., Damian, M., Kitaharu, A., “Role of steric
hindrance in the performance of superplasticizers for concrete”, 5th
American Ceramic Society Journal, 80 (10): 2667- 2771. (1997).
82.
Meloleepszy, J., Deja, J., “The Effect of Variable Curing Conditions on
the Properties of Mortars with Silica Fume”, ACI SP-132, 2: 1075-1087
(1992).
114
83.
Aitcin, P.C.; Laplante, P., Bedard, C., “Development and Experimental
Use of a 90 Mpa Field Concrete”, High Strength Concrete ACI SP-87,
Detroit, 51-70 (1985).
84.
Neville, A., “Su ve beton: bir sevgi nefret ilişkisi. Teknik not, Çimento
ve beton dünyası, TÇMB, 6 (29): 35-43 (2001).
85.
Skalny, J. and Marchand, J., Odler, I., “Sulfate attack on cancerete”,
Spon Press, London, 31-43 (2002).
86.
ASTM C 1012-95a: “Standard Test Method for Length Change of
Hydroulic-Cement Mortars Exposed to a Sulfate Solution”, USA, 1-10
(2004).
87.
Yeğinobalı, A., Dilek, F. T., “Silis Dumanı Katılmış Çimento Harçlarının
Sülfat Direnci”. Tübitak Proje No: İNTAG-608. Sonuç Raporu,
Ankara,15-55 (1994).
88.
Roy, D. M., Arjunan, P., Silsbee M. R., “Effect
of
Silica
Fume,
Metekaolin and Low-Calcium Fly Ash on Chemical Resistance of
Concrete”, Cement and Concrete Research, 31(12): 1809-1813
(2001).
89.
Pavlik, V., “Corrossion of hardend cement paste by acetic and nitric
acids part III. Infuluence of water cement ratio”, Cement and concrete
research, 26 (3): 475-490 (1996).
90.
Tolğay, A., Yaşar, E., Erdoğan, Y., “Nevşehir Pomzasınm Agrega
Olarak Betonda Kullanılabilirliğinin Araştırılması” 5. Endüstriyel
Hammaddeler Sempozyumu, İzmir, (2004)
91.
Sarı, D., Paşamehmetoğlu, A. G., “The effects of gradation and
admixture on the pumice ligtweight aggregate concrete, Cement and
Conrete Research, 35 (5): 936-942 (2005).
92.
Yazıcıoğlu, S., Demirel, B.,” Puzolanik Katkı Maddesi Olarak
Kullanılan Elazığ Yöresi Pomzasının İlerleyen Kür Yaşlarında Betonun
Basınç Dayanımına Etkisi” Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi, 18
(3): 367-374 (2006).
93.
Şimşek, O., Aruntaş H.Y.., Eroltekın V., “Uçucu Külün Hafif Beton Yapı
Elemanı Üretiminde Kullanımı ve Mekanik Özelliklerine Etkisi”
Teknoloji, 2 (3-4): 15-23 (1999).
94.
Ekici, B. B., Demirel, B., “Determination Of The Effects Of Grounded
Pumice On Compressive Strenght Of Concrete With Artificial Neural
115
Networks” E-Journal Of New World Sciences Academy, 3 (1):169175 (2008).
95.
Uysal, H., Demirboga, R., Sahin, R., ve Gül, R., “The Effects of
Different Cement Dosages, Slumps and Pumice Aggregate Ratios on
the Thermal Conductivity and Densities of Concrete”, Cement and
Concrete Research, 34 (5): 845-848 (2004).
96.
Ceylan, H., Saraç, M. S., “Farklı Pomza Agrega Türlerinden Elde
Edilen Hafif Betonun Sıcaklık Etkisindeki Bazı Özellikleri Üzerine Bir
Araştırma” Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü
Dergisi, 10 (3): 413-421(2006).
97.
Kılıç, A., Atıs, C. D., Yaşar, E. And Özcan, F., “High-Strength
Lightweight Concrete Made with Scoria Aggregate Containing Mineral
Admixtures”, Cement and Concrete Research, 33 (10): 1595-1599
(2004).
98.
Cavalari, L., Miraglia, N. and Papia, M., “Pumice concrete for structural
wall panels”, Engineering Structures, 25 (1): 115-125 (2003).
99.
Yılmaz, K., Canpolat, F., Arman, H., “Taban Külü Ve Doğal Zeolitin
Puzolanik Çimentoda Katkı Olarak Kullanımı” Beton 2004 Kongresi,
İstanbul, 10-12 (2004).
100. Şişman, C. B., Kocaman, İ., Gezer, E., “Doğal Zeolitten Üretilecek
Hafif Betonun Tarımsal Yapılarda Kullanılabilirliği Üzerine Bir
Araştırma” Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 5 (2): 20-25 (2008).
101. Kosmatka S.H. and W.C.Panarese,. Desing and Control of Concrete
Mixture. Portland Cement Association Publication, Illinois, USA.
358 (1992).
102. Topçu İ.B., “Beton”, İnşaat Müh. Odası Eskişehir Odası Yayınları,
Uğur Ofset A.Ş. Eskişehir, 183-185 (2006).
103. Ünal O., Uygunoğlu,T., “Diyatomitin Hafif Beton
Kullanılması”. İMO Teknik Dergisi, 1: 4025-4034 (2007).
Üretiminde
104. Okucu, A., “Bigadiç Ve Turnatepe (Balıkesir) Yörelerindeki Zeolitik Ve
Perlitik Tüflerin Puzolanik Özellikleri” Doktora Tezi, Balıkesir
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Balıkesir, 30-60 (1998).
105. Yıldırım, F. S., “Puzolanik zeolitin çimentoda katkı uygunluğunun
araştırılması” Y. Lisans tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Hatay, 45-75 (2007).
116
106. Gürkan, A., “Pomza ve zeolitin alkali silika reaksiyonu üzerine etkisi”,
Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, ,
İzmir 100-115 (2006).
107. Naiqian, F., Hongwei, J. ve Enyi, C. “Study on the suppresion effect of
natural zeolite on expansion of concrete due to alkali-aggregate
reaction”,Magazine of Concrete Research, 50 (1): 17-24 (1998).
108. Uzal B., “Properties And Hydration Of Cementitious Systems
Containing Low, Moderate And High Amounts Of Natural Zeolites”,
Doktora Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara, 40-45 (2007).
109. Feng, N.Q., Li, Z., G., Zang, X. W., “High–strength and Flowing
Concrete with a Zeolite Mineral Admixture”, Cement and Aggregates,
ASTM, 12: 61–69 (1990).
110. Albayrak, M., Yörükoğlu, A., Karahan, S., Atlıhan,S., Aruntaş, H. Y.,
and Girgin, İ., “Influence of zeolite additive on properties of autoclaved
aerated concrete” Building and Environment, 42 (9): 3161-3165
(2007).
111. Koçak, Y., “ Çimento-Puzolan Etkileşiminde Moleküler ve Elektroknetik
Davranışların Araştırılması” Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 35-60 (2008).
112. Karakaya, M. Ç., “Kil minerallerinin özellikleri ve tanımlama
yöntemleri”, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 541- 595 (2006).
113. Gündüz, T., “İnstrümental analiz” Bilge Yayıncılık, Ankara, 122-123
(1990).
114. Puertas, F., Fernandez-Jimenez, A., Blanco-Varela, M.T., “Pore
solution in alkali-activated slag cement pastes. relation to the
composition and structure of calcium silicate hydrate”, Cement And
Concrete Research, 34 (1): 139-148 (2004).
115. Puertas, F., Fernandez-Jimenez, A., “Mineralogical and microstructural
characterisation of alkali-activated fly ash/slag pastes”, Cement &
Concrete Composites, 25: 287–292 (2003).
116. Gomes, C.E.M., Ferreira, O.P., “Analyses of microstructural proporties
of va/veova copolymer modified cement pastes”, Polimeros: Ciencia
E Tecnologia, 15 (3): 193-198 (2005).
117
117. Varast, M.J., De Buergo, M.A., Fort, R., “Natural cement as the
precursor of portland cement: methodology for its identification”,
Cement And Concrete Research, 35: 2055-2065 (2005).
118. Shaw, D. J., “Introduction to colloid and surface chemistry”,
Buttenvorths, Second Edition, 231 (1970).
119. Fuerstnau, M. C., Miller, J. D., Kuhn, M.C., “Chemistry of flotation,
society of mining engineers”, AIME, New York, 177 (1984).
120. Leja, J., “Surface chemistry of froth flotation”, Plenum Press, New
York, 758 (1983).
121. Uçar, A., “Kolloid ve yüzey kimyası”, Ders Notu, Kütahya, 138-155
(2004).
122. Mackenzie, J.M.W., “Zeta potential studies on mineral processing
measurement techniques and applications”, Min. Sci. Engrs., 25-43
(1971).
123. Atak, S., “Kalsit ve şelitin flotasyon özellikleri”, Doktora Tezi, İstanbul
Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 79 (1979).
124. Atalay, M. Ü., “Surface properties of chromite and concentration of
chromite gravity tailing”, Doktora Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 129 (1986).
125. Fuerstnau, D. N., Chander, S., “Thermodynamics of flotation,
advences in mineral processing”, Arbiter Symposium, New Orleans,
Louisiana, 121-136 (1985).
126. Adamson, A.W., “Physical chemistry of surface”, Interscience
Publishers, U.S.A., 247 (1967).
127. Saikia, N.J., Bharali, D.J., Sengupta, P., Bordoloi, D., Goswamee,R.L.,
Saikia, P.C., . Borthakur, P.C, “Characterization, beneficiation and
utilization of a kaolinite clay from Assam, India”, Applied Clay
Science, 24: 93– 103 (2003).
128. Skripkıunas, G., Sasnauskas, V. Dauksys, M., Palubinskaite, D.,
“Peculiarities of hydration of cement paste with addition of
hydrosodalite”, Materials Science, 25 (3): 627-635 (2007).
129. TS EN197-1, “Çimento-Bölüm 1: Genel Çimentolar-bileşim, özellikler
ve uygunluk kriterleri”, Türk standartları Enstitüsü, Ankara, 5-10
(2002).
118
130. TS EN 934-2, “Kimyasal Katkılar- Beton, Harç ve Şerbet İçin- Bölüm 2:
Beton Katkıları- Tarifler ve Özellikler, Uygunluk, İşaretleme ve
Etiketleme” Türk standartları Enstitüsü, Ankara, 5-12 (2002).
131. ASTM C 494-92, ‘‘Standard Specification for Chemical Admixtures for
Concrete’’, Annual Book Of ASTM Standarts, Vol: 04.02, Concrete
and Aggregates, American Society for Testing and Materials,
Phildelphia, 251-259 (1994).
132. TS EN 1008 “Beton-karma suyu-numune alma, deneyler ve beton
endüstrisindeki işlemlerden geri kazanılan su dahil, suyun, beton
karma suyu olarak uygunluğunun tayini kuralları” Türk Standartları
Enstitüsü, Ankara, 2-11 (2003).
133. TS 802 “Beton karışım tasarımı hesap esasları ” Türk Standartları
Enstitüsü, Ankara, 1-15 (2009).
134. ACI 211.1, “Standard practice for selecting proportions for normal,
Heavyweight, and mass concrete, ACI Manual of Concrete practice,
Part 1, 1-38 (1994).
135. TS EN 12350-2 “Beton- Taze Beton Deneyleri- Bölüm 2: Çökme
(Slamp) Deneyi “ Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 1-9 (2002).
136. TS EN 196-2 “Çimento Deney Metotları- Bölüm 2: Çimentonun
Kimyasal Analizi” Türk Standartları Enstitüsü,Ankara,1-7 (2002).
137. TS EN 196-6 “Çimento Deney Metotları-Bölüm 6 :İncelik Tayini”
Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 2-9 (2000).
138. TS EN 196-1 “Çimento Deney Metotları- Bölüm 1: Dayanım” Türk
Standartları Enstitüsü, Ankara, 3-11(2009).
139. TS EN 12390-3, “Beton-Sertlesmis Beton Deneyleri-Deney
numunelerinde basınç dayanımının tayini”, Türk Standartları
Enstitüsü, Ankara, 2-10 (2002).
140. TS 3502 “Betonda Statik Elastisite Modülü ve Poisson Oranı Tayini”
Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 1-10 (1981).
141. ASTM C597-97, “Standard Test Method for Pulse Velocity Through
Concrete”, American Society For Testing And Materials, USA, 1-11
(1997).
119
142. ASTM C805-97, “Standard Test Method for Rebound Number of
Hardened Concrete”, American Society For Testing And Materials,
USA, 2-11 (1997).
143. TS EN 12390-7, “Beton-Sertleşmiş Beton Deneyleri-Sertleşmiş
Betonun Yoğunluğunun Tayini”, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara,
1-10 (2002).
144. TS 3624, “Sertlesmis Betonda Özgül Agırlık,Su Emme ve Bosluk
Oranı Tayin Metodu”, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 2-11
(1981).
145. TS 4045, “Yapı Malzemelerinde Kapiler Su Emme Tayini”, Türk
Standartları Enstitüsü, Ankara, 1-10 (1984).
146. ASTM C944-99, “Standard Test Method for Abrasion Resistance of
Concrete or Mortar Surfaces by the Rotating-Cutter Method”,
American Society For Testing And Materials, USA, 1-10 (1999).
147. ASTM C 618, “Standart Specification for Coal Fly Ash and Raw or
Calcined Natural Pozzolan for Use as a Mineral Admixture in Portland
Cement Concrete”, Annual Book of ASTM Standards, Pennsylvania
1-10 (2002).
148. Varast, M.J., De Buergo, M.A., Fort, R., “Natural cement as the
precursor of portland cement: methodology for its identification”,
Cement And Concrete Research, 35: 2055-2065, (2005).
149. Gomes, C.E.M., Ferreira, O.P., and Fernandes, M.R., “Influence of
vinyl acetate-versatic vinylester copolymer on the microstructural
characteristics of cement pastes”, Material Research, , 8 (1): 51–56
(2005).
150. Govin, A., Peschard, A., and Guyonnet, R., “Modification of cement
hydration at early ages by natural and heated wood” Cement
Concrete Composites, 28 (1): 12-20 (2006).
151. Perraki Th. and Orfanoudaki A. Mineralogical study of zeolites from
Pentalofos area, Thrace, Greece. Applied Clay Science, 25 (1-2): 916 (2004).
152. Karakaya, Ç.M., “Kil minerallerinin özellikleri ve tanımlama yöntemleri”,
Bizim Büro Yayınevi, Ankara, 542-591 (2006).
120
153. Blanco Varela, M.T., Martınez Ramırez, S., Ereña, I., Gener, M., and
Carmona, P., “Characterization and pozzolanicity of zeolitic rocks from
two Cuban deposits”, Applied Clay Science, 33 (2): 149-159 (2006).
154. Bardakçı, B., “Monitoring of monochlorophenols adsorbed on metal
(Cu and Zn) supported pumice by Infrared Spectroscopy”, Springer
Science, 148: 353-357 (2009).
155. Akbal, Ö.F., Akdemir, N., Onar N.A., “FT-IR spectroscopic detection of
pesticide after sorption onto modified pumice”, Talanta, 53: 131–135
(2000).
156. Viallis-Terrisse, H., Nonat, A., Petit, J.C., “Zeta-Potential study of
calcium silicate hydrates ınteracting with alkaline cations” Journal of
Colloid and Interface Science, 244 (11): 58-65 (2001).
157. Neubauer, C.M., Yang, M. Jennings, H.M., “Interparticle potential and
sedimentation behavior of cement suspensions: effects of admixtures”
Advanced Cement Based Materials, 8 (1): 17-27 (1998).
158. Yoshioka, K., Tazawa, E., Kawai, K., Enohata, T., “Adsorption
characteristics of superplasticizers on cement component minerals”
Cement and Concrete Research, 32 (10): 1507-1513 (2002).
159. Nachbaur, L., Nkinamubanzi, P.C., Nonat, A., and Mutin J.C.,
“Electrokinetic Properties which Control the Coagulation of Silicate
Cement Suspensions during Early Age Hydration” Journal of Colloid
Interface Science, 202 (2): 261-268 (1998).
160. Zhang, T., Shang, S., Yin, F., Aishah, A., Salmiah, A., Ooi, T.L.,
“Adsorptive behavior of surfactants on surface of portland cement”
Cement and Concrete Research, 31 (7): 1009-1015 (2001).
161. Termkhajornkit, P., Nawa, T., “The fluidity of fly ash–cement paste
containing naphthalene sulfonate superplasticizer” Cement and
Concrete Research, 34 (6): 1017-1024 (2004).
162. Gabrovsek, R., Vukb, T., Kaucica, V., “Evaluation of the hydration of
portland cement containing various carbonatesby means of thermal
analysis”, Acta Chim., 53: 159–165 (2006).
163. Skripkıunas, G., Sasnauskas, V. Dauksys, M., Palubinskaite, D.,
“Peculiarities of hydration of cement paste with addition of
hydrosodalite”, Materials Science, 25 (3): 627-635 (2007).
121
164. Drazan, J., Zelic, J., “The effect of fly ash on cement hydratıon in
aqueous suspensions”, Ceramics− Silikaty, 50 (2): 98-105 (2006).
165. Pan, Z., Cheng, L., Lu, Y., Yang, N., “Hydration products of alkaliactivated slag–red mud cementitious material”, Cement and Concrete
Research, 32: 357–362 ( 2002).
122
EKLER
123
EK-1. Deformasyon kontrollü beton basınç dayanımı deneyi
124
EK-2. Statik elastisite modülü ve poisson oranı tayini deneyi
125
EK-3. Aşınma dayanımı tayini deneyi
126
EK-4. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda beton basınç dayanımı
verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton kodu
N
A12
A11
A7
A4
A3
A8
A10
A1
A5
A9
A6
A2
B12
B11
B2
B4
B1
B8
B10
B3
B6
B7
B5
B9
C11
C3
C1
C7
C2
C12
C4
C6
C8
C5
C10
C9
D7
D11
D1
D3
D12
D8
D2
D5
D4
D9
D10
D6
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
Farklı olan gruplar
1
2
3
4
5
6
68,30
72,7000
73,8000
~
~
~
~
~
~
~
~
~
71,9000
73,7600
77,0200
77,5800
78,4200
80,1600
80,8400
~
~
~
~
~
64,7000
68,5800
68,7000
69,8000
70,3600
~
~
~
~
~
~
~
63,6800
63,6800
65,8600
66,5600
66,9200
67,1800
69,6000
~
~
~
~
~
~
72,7000
73,8000
75,9000
76,5400
~
~
~
~
~
~
~
~
73,7600
77,0200
77,5800
78,4200
80,1600
80,8400
81,7600
~
~
~
~
~
~
73,8000
75,9000
76,5400
79,7600
~
~
~
~
~
~
~
~
77,0200
77,5800
78,4200
80,1600
80,8400
81,7600
84,2000
85,8200
~
~
~
~
~
~
70,3600
72,4000
74,1400
74,5600
75,9800
~
~
~
~
~
~
~
~
~
69,6000
72,5400
73,9600
~
~
~
~
~
~
75,9000
76,5400
79,7600
81,1400
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
80,1600
80,8400
81,7600
84,2000
85,8200
89,1800
89,3200
~
~
~
~
~
~
74,1400
74,5600
75,9800
79,2000
79,4400
79,7200
~
~
~
~
~
~
~
72,5400
73,9600
76,2200
77,3800
~
~
~
~
~
~
79,7600
81,1400
84,5800
84,7400
85,2200
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
73,9600
76,2200
77,3800
79,2800
~
~
~
~
~
~
~
84,5800
84,7400
85,2200
88,0800
89,0200
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
68,5800
68,7000
69,8000
70,3600
72,4000
74,1400
74,5600
~
~
~
~
~
~
~
~
66,9200
67,1800
69,6000
72,5400
~
~
~
~
127
EK-5 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda statik elastisite modülü
verilerine ait Duncan testi sonuçları
N
Beton
kodu
Farklı olan
gruplar
1
Beton
kodu
Farklı olan
gruplar
1
Beton
kodu
Farklı olan
gruplar
1
Beton
kodu
Farklı olan
gruplar
1
5
A12
32302,80
B12
33730,80
C11
32497,60
D11
5
A11
33578,80
B11
33839,60
C7
32802,00
D7
32497,60
32802,00
5
A9
33733,00
B2
34145,20
C3
32907,80
D3
32907,80
5
A7
33863,80
B10
34409,60
C2
33029,80
D2
33029,80
5
A4
34216,00
B8
34421,60
C1
33228,40
D1
33228,40
33459,20
5
A3
34219,80
B3
34722,40
C12
33459,20
D12
5
A10
34383,40
B1
34964,20
C6
33650,60
D6
33650,60
5
A8
34826,80
B6
34975,40
C4
33754,60
D4
33754,60
5
A5
34985,40
B7
35479,40
C8
34120,60
D8
34120,60
5
A2
35161,00
B5
35500,00
C5
34226,80
D5
34226,80
5
A6
35381,00
B9
35842,00
C9
34426,40
D9
34426,40
5
A1
35397,00
B4
36087,00
C10
34756,00
D10
34756,00
128
EK-6 Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda poisson oranı verilerine
ait Duncan testi sonuçları
Beton
kodu
N
A12
A3
A9
A5
A10
A2
A7
A8
A11
A4
A1
A6
B7
B6
B1
B2
B5
B10
B8
B9
B11
B3
B12
B4
C1
C12
C8
C2
C7
C11
C9
C5
C4
C10
C6
C3
D9
D12
D4
D6
D1
D2
D11
D3
D5
D7
D10
D8
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
0,13680
0,15980
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,17520
0,17720
0,18240
0,20200
0,20740
~
~
~
~
~
~
~
0,15180
0,17120
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,11800
0,12620
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2
~
~
0,18840
0,20320
0,20440
0,21240
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,20200
0,20740
0,22560
0,22760
0,22920
0,23320
0,23780
~
~
~
0,17120
0,19580
0,19800
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,20680
0,21060
0,22000
0,22600
0,23020
~
~
~
~
~
Farklı olan gruplar
4
5
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,25800
~
0,26780
~
~
0,30160
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,19580
~
~
0,19800
~
~
0,20760
0,20760
~
0,21800
0,21800
0,21800
0,22240
0,22240
0,22240
0,22420
0,22420
0,22420
~
0,22700
0,22700
~
~
0,24500
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,21060
~
~
0,22000
0,22000
~
0,22600
0,22600
0,22600
0,23020
0,23020
0,23020
0,23560
0,23560
0,23560
~
0,24460
0,24460
~
~
0,25360
~
~
~
~
~
~
3
~
~
~
0,20320
0,20440
0,21240
0,22100
0,22380
0,22980
~
~
~
~
~
~
~
~
0,22560
0,22760
0,22920
0,23320
0,23780
0,25360
0,25680
~
6
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,24500
0,27080
~
~
~
~
~
~
~
0,23020
0,23560
0,24460
0,25360
0,25460
~
7
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
0,27080
0,27880
~
~
~
~
~
~
~
0,23560
0,24460
0,25360
0,25460
0,25900
129
EK-7. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda ultrases geçiş hızı
verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton kodu
N
A12
A11
A8
A7
A3
A5
A4
A2
A10
A6
A1
A9
B4
B2
B1
B3
B6
B11
B12
B8
B7
B10
B5
B9
C12
C7
C11
C8
C10
C1
C3
C6
C2
C4
C5
C9
D7
D11
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
4,6040
4,7380
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
4,5280
4,5480
4,5780
4,6140
4,6160
4,6820
~
~
~
~
~
~
4,7240
4,7360
4,7520
4,7700
4,8160
~
~
~
~
~
~
~
4,7260
4,7540
2
~
4,7380
4,7480
4,7780
4,7900
4,7980
4,8160
4,8340
4,8600
~
~
~
~
~
~
~
~
4,6820
4,7880
4,7920
4,8200
~
~
~
~
~
4,7520
4,7700
4,8160
4,8440
4,8460
4,8560
~
~
~
~
~
4,7540
Farklı olan gruplar
3
~
~
4,7480
4,7780
4,7900
4,7980
4,8160
4,8340
4,8600
4,8780
~
~
~
~
~
~
~
~
4,7880
4,7920
4,8200
4,8760
4,9160
4,9360
~
~
~
~
4,8160
4,8440
4,8460
4,8560
4,8800
4,8980
4,9120
~
~
~
4
~
~
~
~
~
~
4,8160
4,8340
4,8600
4,8780
4,9500
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
4,8800
4,8980
4,9120
4,9800
~
~
5
~
~
~
~
~
~
~
4,8340
4,8600
4,8780
4,9500
4,9580
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
D12
5
4,8200
4,8200
4,8200
~
~
D8
D5
D10
D3
D9
D6
D2
D1
D4
5
5
5
5
5
5
5
5
5
4,8260
~
~
~
~
~
~
~
~
4,8260
4,8720
~
~
~
~
~
~
~
4,8260
4,8720
4,8980
4,9000
4,9100
4,9260
4,9400
4,9460
4,9460
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
130
EK-8. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda Shmidt çekici ile yüzey
sertliği verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton
kodu
N
A4
A8
A2
A3
A9
A1
A12
A10
A5
A7
A6
A11
B3
B1
B2
B8
B11
B4
B9
B12
B10
B5
B6
B7
C1
C2
C3
C4
C8
C9
C10
C11
C12
C6
C5
C7
D4
D2
D1
D3
D9
D8
D12
D5
D11
D10
D6
D7
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
125
1
32,64
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
25,06
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
21,68
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
17,11
17,70
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2
~
34,23
35,09
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
26,92
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
23,48
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
22,34
~
~
~
~
~
~
~
~
~
3
~
~
35,09
35,79
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
28,37
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
29,65
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
28,13
~
~
~
~
~
~
~
~
Farklı olan gruplar
4
5
~
~
~
~
~
~
35,79
~
36,24
36,24
36,63
36,63
~
36,79
~
37,11
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
33,74
~
34,41
34,41
~
35,23
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
32,56
~
~
34,29
~
34,43
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
32,19
~
~
33,51
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
6
~
~
~
~
~
~
~
~
39,76
39,81
~
~
~
~
~
~
~
35,23
35,74
35,83
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
35,74
36,39
36,48
~
~
~
~
~
~
~
~
~
34,83
35,68
~
~
~
~
7
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
40,82
41,33
~
~
~
~
~
~
~
~
37,04
37,80
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
37,56
37,84
~
~
~
~
~
~
~
~
36,89
~
~
~
8
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
39,38
39,52
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
39,17
~
~
~
~
~
~
~
~
~
38,97
39,19
39,31
131
EK-9. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda birim hacim kütlesi
verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton kodu
N
A4
A10
A7
A12
A3
A11
A8
A9
A1
A5
A6
A2
B12
B5
B1
B8
B2
B6
B9
B7
B4
B11
B10
B3
C6
C3
C10
C5
C9
C7
C1
C2
C11
C4
C8
C12
D7
D5
D6
D1
D9
D3
D12
D11
D4
D2
D8
D10
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
2,302
2,313980
2,319520
2,326480
2,326640
2,328760
2,329180
2,331240
2,332620
2,333260
2,336120
2,336260
2,320500
2,333960
2,334520
2,342320
2,342340
2,343000
2,343940
~
~
~
~
~
2,334000
2,338300
2,339760
2,341240
2,344840
~
~
~
~
~
~
~
2,3465600
2,3551800
2,3567800
2,3571000
2,3595000
2,3604400
2,3613000
2,3653000
2,3653600
2,3715000
2,3721400
Farklı olan gruplar
2
3
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2,333960
~
2,334520
~
2,342320
~
2,342340
~
2,343000
~
2,343940
~
2,349000
~
2,349720
~
2,353860
~
2,356220
~
2,356640
~
~
2,338300
~
2,339760
~
2,341240
~
2,344840
2,344840
2,348480
2,348480
2,349800
2,349800
2,349800
2,349800
2,350480
2,350480
~
2,354220
~
2,354300
~
~
~
~
2,3551800
~
2,3567800
~
2,3571000
~
2,3595000
~
2,3604400
~
2,3613000
~
2,3653000
~
2,3653600
~
2,3715000
~
2,3721400
~
2,3811000
~
4
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2,348480
2,349800
2,349800
2,350480
2,354220
2,354300
2,358920
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
132
EK-10. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda görünür boşluk oranı
verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton
kodu
A3
A2
A4
A12
A11
A1
A9
A8
A10
A7
A6
A5
B8
B10
B9
B4
B3
B2
B1
B12
B7
B6
B5
B11
C8
C7
C9
C10
C4
C12
C3
C1
C2
C11
C5
C6
D8
D9
D4
D10
D1
D3
D12
D11
D2
D5
D6
D7
N
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
1,8778
1,8863
1,9819
2,0877
2,1935
2,5460
2,6414
2,7492
~
~
~
~
2,3980
2,5370
2,5592
2,5676
2,6553
2,7810
2,8472
2,8942
~
~
~
~
,9856
1,6500
1,8111
~
~
~
~
~
~
~
~
~
,9669
1,7701
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2
~
~
1,9819
2,0877
2,1935
2,5460
2,6414
2,7492
2,7872
~
~
~
~
2,5370
2,5592
2,5676
2,6553
2,7810
2,8472
2,8942
3,0648
~
~
~
~
1,6500
1,8111
2,3864
2,4569
2,4823
2,7114
~
~
~
~
~
~
1,7701
2,4530
2,4605
2,5605
2,5866
~
~
~
~
~
~
Farklı olan gruplar
4
~
~
~
~
~
2,5460
2,6410
2,7492
2,7872
2,9865
3,0389
3,1130
~
~
~
~
2,5592
~
2,5676
~
2,6553
~
2,7810
~
2,8472
~
2,8942
~
3,0648
~
3,1370
~
~
3,7761
~
4,0122
~
~
~
~
1,8111
~
2,3864
2,3864
2,4569
2,4569
2,4823
2,4823
2,7114
2,7114
2,8862
2,8862
~
3,0995
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2,4534
~
2,4605
~
2,5605
~
2,5866
~
3,3535
3,3535
3,3860
3,3869
~
3,8534
~
~
~
~
~
~
3
~
~
~
~
2,1935
2,5460
2,6414
2,7492
2,7872
2,9865
3,0389
5
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2,7114
2,8862
3,0995
3,7207
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
3,8534
4,7163
~
~
6
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
3,7207
4,1956
~
~
~
~
~
~
~
~
~
4,7163
5,3870
5,3934
7
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
4,1956
5,1044
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
133
EK-11. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda kapiler su emme
deneyi verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton
kodu
A2
A3
A1
A11
A10
A9
A6
A12
A5
A8
A4
A7
B10
B9
B6
B11
B5
B1
B8
B12
B2
B3
B4
B7
C7
C8
C9
C1
C3
C2
C10
C5
C4
C11
C12
C6
D9
D8
D10
D12
D11
D5
D1
D7
D3
D4
D6
D2
N
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
,55340
,92816
1,13406
1,41044
2,18040
2,84072
3,01246
3,05834
3,59534
3,63394
4,77722
5,48796
,72586
,82290
1,00098
1,30412
1,54258
1,91222
2,55540
2,79326
~
~
~
~
,31256
,49974
,52358
,70416
,72614
1,03568
~
~
~
~
~
~
,21898
,26582
,95110
1,79050
2,13116
2,64298
3,09558
3,27842
~
~
~
~
2
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
6,12096
6,63894
6,97208
~
,49974
,52358
,70416
,72614
1,03568
1,21958
~
~
~
~
~
~
~
,95110
1,79050
2,13116
2,64298
3,09558
3,27842
3,67348
3,88860
~
~
Farklı olan gruplar
3
4
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
6,63894
~
6,97208
~
8,56346
~
~
~
~
~
~
~
,70416
~
,72614
~
1,03568
1,03568
1,21958
1,21958
1,37502
1,37502
~
1,60110
~
1,74136
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
1,79050
~
2,13116
~
2,64298
2,64298
3,09558
3,09558
3,27842
3,27842
3,67348
3,67348
3,88860
3,88860
4,28492
4,28492
~
5,38340
5
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
1,74136
2,49456
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
6
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
2,49456
2,96338
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
134
EK-12. Beton türlerinin farklı çevresel etki ve yaşlarda aşınma dayanımı
deneyi verilerine ait Duncan testi sonuçları
Beton
kodu
N
A2
A1
A3
A4
A8
A5
A7
A9
A10
A6
A11
A12
B9
B8
B10
B6
B7
B2
B3
B5
B11
B1
B4
B12
C2
C1
C3
C7
C8
C9
C10
C12
C6
C4
C11
C5
D7
D2
D10
D8
D1
D4
D3
D9
D12
D6
D11
D5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
1
,03940
,04260
,05412
,06404
,08912
,09060
,09416
~
~
~
~
~
,03744
,04660
,06298
,08230
,08424
,09704
,10064
,11524
,13610
,22034
,23704
,04978
,06442
,07202
,08350
,10784
,12118
,14682
,19152
,20616
,20994
,23122
,03466
,04326
,05288
,06670
,07082
,07112
,07128
,08236
~
~
~
~
2
~
~
,05412
,06404
,08912
,09060
,09416
,10382
~
~
~
~
~
~
~
,08230
,08424
,09704
,10064
,11524
,13610
,22034
,23704
,28964
~
~
,07202
,08350
,10784
,12118
,14682
,19152
,20616
,20994
,23122
,26592
~
~
~
~
~
~
~
~
,18778
,23234
~
~
Farklı olan gruplar
3
~
~
~
,06404
,08912
,09060
,09416
,10382
,12122
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
,23234
,24304
,26714
4
~
~
~
~
~
~
~
~
,12122
,16882
,16962
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
5
~
~
~
~
~
~
~
~
,16882
,16962
,19118
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
~
135
EK-13. Her bir parametre üzerinde ölçülen ortalama deney sonuçları
Çevresel
etki
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
Çevresel
etki
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
Çevresel
etki
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
Beton
yaşı
56
90
120
Deney türü / Beton türü
Beton Basınç Dayanımı (MPa)
5P10Z
10P5Z
15P0Z
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
84,60
89,00
76,50
75,90
84,70
88,10
73,80
79,70
85,20
81,10
72,70
68,30
78,38
77,01
81,78
77,56
89,17
84,19
85,82
80,15
89,27
80,82
73,74
71,90
68,69
70,35
68,56
74,15
79,18
74,56
69,80
75,96
79,70
79,42
64,71
72,38
65,86
69,61
66,58
73,95
72,53
79,27
63,66
67,17
76,22
77,40
63,66
66,88
35396,98
35160,99
34219,75
34215,95
35395,62
35380,97
33863,55
34826,72
35539,51
34383,48
33578,91
32302,66
34964,31
34145,08
34722,38
36087,09
35500,18
34975,30
35479,45
34421,84
35841,88
34409,52
33839,69
33730,88
33228,00
33029,57
32907,66
33754,65
34226,70
33650,60
32802,02
34120,81
34426,18
34755,92
32497,57
33459,18
32917,92
33494,88
32690,10
34073,63
33635,54
34318,53
32298,24
32661,40
34056,72
34288,56
32454,15
32320,68
Deney türü / Beton türü
Beton
yaşı
56
90
120
Poisson oranı
90
120
Ultrases geçiş hızı (km/sn)
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
0,27
0,21
0,16
0,26
0,20
0,30
0,22
0,22
0,19
0,20
0,23
0,14
0,18
0,20
0,24
0,26
0,21
0,18
0,18
0,23
0,23
0,23
0,23
0,25
0,15
0,20
0,28
0,23
0,22
0,27
0,21
0,20
0,22
0,25
0,22
0,17
0,22
0,23
0,24
0,21
0,24
0,21
0,25
0,26
0,12
0,25
0,23
0,13
4,95
4,84
4,79
4,82
4,80
4,88
4,78
4,75
4,96
4,86
4,74
4,60
4,58
4,55
4,61
4,53
4,91
4,62
4,82
4,79
4,93
4,88
4,68
4,79
4,85
4,88
4,85
4,90
4,91
4,85
4,74
4,77
4,98
4,82
4,75
4,73
4,95
4,94
4,90
4,95
4,87
4,93
4,73
4,83
4,91
4,90
4,75
4,82
Deney türü / Beton türü
Beton
yaşı
56
Statik elastisite modülü (MPa)
OP15Z
3
Schmidt yüzey sertliği
Birim hacim kütlesi (g/cm )
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
36,63
35,09
35,79
32,64
39,79
40,82
39,82
34,14
36,24
37,11
41,33
36,79
26,92
28,37
25,06
35,23
37,78
39,38
39,51
33,46
35,74
37,04
34,41
35,83
21,68
23,48
29,65
32,56
37,84
37,18
39,18
34,28
34,43
35,74
36,39
36,48
22,34
17,70
28,13
17,11
35,71
39,20
39,34
33,51
32,19
38,97
36,89
34,93
2,33
2,34
2,33
2,30
2,33
2,34
2,32
2,33
2,33
2,31
2,33
2,33
2,33
2,34
2,36
2,35
2,33
2,34
2,35
2,34
2,34
2,36
2,35
2,32
2,35
2,35
2,34
2,35
2,34
2,33
2,35
2,35
2,34
2,34
2,35
2,36
2,36
2,37
2,36
2,37
2,36
2,36
2,35
2,37
2,36
2,38
2,37
2,36
136
EK-14. Her bir parametre üzerinde ölçülen ortalama deney sonuçları (devam)
Çevresel
etki
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
Çevresel
etki
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
H2O
NaCI
MgSO4
H2SO4
Deney türü / Beton türü
Beton
yaşı
56
90
120
90
120
-6
Kapilerite katsayısı ((cm /sn)x10 )
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
2,55
1,89
1,88
1,98
3,11
3,04
2,99
2,75
2,64
2,79
2,19
2,09
2,85
2,78
2,66
2,57
3,78
3,14
3,06
2,40
2,56
2,54
4,01
2,89
2,89
3,10
2,71
2,46
4,20
5,10
1,65
0,99
1,81
2,39
3,72
2,48
2,56
3,85
2,59
2,45
4,72
5,39
5,39
0,97
1,77
2,46
3,39
3,35
1,13
0,55
0,93
4,78
3,60
3,01
5,49
3,63
2,84
2,18
1,41
3,06
1,91
6,12
6,64
6,97
1,54
1,00
8,56
2,56
0,82
0,73
1,30
2,79
0,70
1,04
0,73
1,60
1,38
2,96
0,31
0,50
0,52
1,22
1,74
2,49
3,10
5,38
3,67
3,89
2,64
4,28
3,28
0,27
0,22
0,95
2,13
1,79
Deney türü / Beton türü
Beton
yaşı
56
2
Görünür boşluk (%)
Aşınma dayanımı (%)
OP15Z
5P10Z
10P5Z
15P0Z
0,04
0,04
0,05
0,06
0,09
0,17
0,09
0,09
0,10
0,12
0,17
0,19
0,22
0,10
0,10
0,24
0,12
0,08
0,08
0,05
0,04
0,06
0,14
0,29
0,06
0,05
0,07
0,21
0,27
0,21
0,08
0,11
0,12
0,15
0,23
0,19
0,07
0,04
0,07
0,07
0,27
0,23
0,03
0,07
0,08
0,05
0,24
0,19
137
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı
:YILDIZ, Kürşat
Uyruğu
:T.C.
Doğum tarihi ve yeri
:18.03.1978 Sarıkamış / KARS
Medeni hali
: Evli
Telefon
: 0 505 319 20 20
Faks
: 0 312 212 00 59
e-mail
:kursaty@gazi.edu.tr
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet
Yüksek lisans
Gazi Üniversitesi / Yapı Eğitimi
2003
Lisans
Gazi Üniversitesi / Yapı Eğitimi
2000
Lise
Ş.K.Ö. End. Mes. Lis / Elektronik
1995
Yıl
Yer
Görev
2001-devam ediyor
Gazi Üniversitesi / Ankara
Arş. Gör.
İş Deneyimi
Yabancı Dil
İngilizce
Yayınlar
1. Gökdemir, A., Yıldız, K., “Farklı pva tutkalı ile yapılan birleştirmelerde
basınç altında çekme deneyi üzerine bir çalışma”, Niğde Üniversitesi
Mühendislik Bilimleri Dergisi, 1/5, 51-61, (2001).
138
2. Özgan, E., Yıldız, K., “Asfalt Betonunda Bitüm Yüzdesinin Stabiliteye
Etkisi Üzerine Bir Araştırma” Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri
Dergisi, 5, 229-246, (2003).
3. Özgan, E., Ulusu, H., Yıldız, K., “Trafik Kaza Verilerinin Analizi Ve Kaza
Tahmin Modeli” SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 8-1, 160-168, (
2004).
4. Yıldız, K., “The performance of sılıca fume admıxtured concrete under the
effect of ammonıum sulfate”, e-Journal of New World Sciences
Academy, 3:2 (2007).
5. Yıldız, K., Gökdemir, A., “The effect of ferrochrome waste and
polypropılen fıber admıxture on the strength of adobe” e-Journal of New
World Sciences Academy, 2:4 (2007).
6. Gökdemir, A., Yıldız, K., “Microcem 525 çimento enjeksiyonunun düşük
poroziteli zeminlerin basınç dayanımına etkisi” e-Journal of New World
Sciences Academy,2:2, 135-145, (2007).
7. Gökdemir, A., Yıldız, K., “Farklı Katkılı Çimento Enjeksiyonunun Düsük
Poroziteli Granule Zeminlerde Basınç Dayanımına Etkisi” Yapı
Teknolojileri Elektronik Dergisi, (1) 23-37 (2008).
8. Yıldız, K., Gökdemir, A., “Asfalt Betonu Aşınma Tabakasının Bitüm
Yüzdesi Tayini İçin Tahmin Modeli” Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi,
20 (1), 127-134, (2008).
9. Yıldız, K., Çavuş, M., “ Kapı Köşe Birleşimlerinde Çekme Dayanımı Ile
Kereste Türü Arasındaki Ilişkinin Analizi”, Yapı Teknolojileri Elektronik
Dergisi, (2) 63-70, (2008).
10. Yıldız, K., “A research on the productıon of sılıca fume adobe” e-Journal
of New World Sciences Academy,4:1, 23-29, (2009).
11. Yıldız, K., “Asfalt betonu binder tabakasınında bitüm yüzdesinin
istatistiksel metotla belirlenmesi”, e-Journal of New World Sciences
Academy,4:1, 13- 25, (2009).
12. Yıldız, K., Özgan, E., “Farklı Ortamlara Maruz Kalan Bazı Ahşap Esaslı
Levhaların Mühendislik Özelliklerinin İncelenmesi” Teknik-Online Dergi,
8-1, 8-29, (2009).
13. Özgan, E., Yıldız, K., “Krom Mağnezit Tuğla Tozunun Portland
Çimentosunun Priz Başlama ve Bitiş Sürelerine Etkisinin Bulanık Mantıkla
139
Tahmini” G. Ü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 24-2,257-264,
(2009).
14. Dorum, A., Yıldız, K., “ Pomza ve Zeolitin Yüksek Dayanımlı betonlarda
kullanılabilirliği” Teknik Dergi, (2009). Hakemlerde.
15. Çullu, M., Subaşı, S., Yıldız, K., “Uçucu Kül İçerisindeki CaO Ve MgO’in
Çimento Genleşmesine ve Mekanik Özelliklerine Etkisi” Kocaeli
Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Ulusal Teknik Eğitim,
Mühendislik ve Eğitim Bilimleri Genç Araştırmacılar Sempozyumu,
642-646, (2007).
16. Yıldız, K., Subaşı, S., Çullu, M., “Suda Bekletme Sürelerinin Seramik
Duvar Karolarının Yapışma Mukavemetine Etkisi” Kocaeli Üniversitesi
Teknik Eğitim Fakültesi Ulusal Teknik Eğitim, Mühendislik ve Eğitim
Bilimleri Genç Araştırmacılar Sempozyumu, 629-632, (2007).
17. Özgan, E., Gökdemir, A., Subaşı, S., Yıldız, K., “Düşük Poroziteli
Zeminlerde Mıcrocem 900H Çimento Enjeksiyonu Uygulaması”
International Earthouake Symposıum, Kocaeli, (2007).
18. Özgan, E., Emiroğlu, M., Beycioğlu, A., Yıldız, K., “Asfalt Betonunda
Rijitlik Modülünün Belirlenmesi İçin Bir Yaklaşım” 5. Uluslararası İleri
Teknolojiler Sempozyumu, 13-15 Mayıs (2009).
19. Can, Ö., Durmuş,G., Subaşı, S., Yıldız, K., Arslan, M., “ Lif Katkılı
Betonların Aşınma Direnci Üzerindeki Etkileri” 5. Uluslararası İleri
Teknolojiler Sempozyumu, 13-15 Mayıs (2009).
Download