Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların İzlenmesi

advertisement
İNSAN HAKLARI İZLEME KILAVUZU
BÖLÜM 20
EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLARIN İZLENMESİ
EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLARIN İZLENMESİ
A.
Temel Kavramlar ..............................................................................................................3
B.
Giriş .................................................................................................................................4
C.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izlemek için kullanılabilecek bilgi ve araçlar ..............5
1.
2.
3.
Bilgilerin Ayrıştırılması ................................................................................................................. 6
Bilginin kalitesi ve şeffaflığı ......................................................................................................... 8
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların göstergeleri ..................................................................... 9
D.
İttifaklar oluşturma ve ortak çalışma .............................................................................. 11
E.
İzleme yöntemleri .......................................................................................................... 13
1. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin mevzuatın izlenmesi ............................................ 14
2. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin kamu politikalarının izlenmesi ............................. 17
3. Bütçelerin izlenmesi ve bütçe bilgilerinin kullanılması.............................................................. 21
4. Belirli vakalarla bağlantılı olarak ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerinin izlenmesi ........ 24
5. Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların mahkemeler ve adli benzeri mekanizmalar aracılığıyla
izlenmesi ........................................................................................................................................... 27
F.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesinde stratejik yaklaşımların seçilmesi....... 32
1. Sadece bir hak ve bir nüfus grubuna odaklanmak .................................................................... 32
2. Ortak sahaları kapsayan konulara odaklanma .......................................................................... 33
3. Uluslararası insan hakları mekanizmalarının haritalanması ...................................................... 33
4. Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Kullanılması ................................................................................. 35
5. Birleşmiş Milletler programlama döngüsünün kullanılması ...................................................... 37
Ek I: İnsan hakları gösterge matrisi örneği ........................................................................................ 39
Ek II: Zorla tahliyelerin izlenmesine ilişkin rehber ............................................................................. 42
A.





Temel Kavramlar
İnsan hakları birbirlerine bağlıdır ve bölünemez. Medeni, kültürel, ekonomik, siyasal ve sosyal
hakların izlenmesi için kullanılan yöntem, araç ve stratejiler çoğu zaman aynıdır. İnsan hakları
görevlilerinin (İHG’ler) uzmanlığından tam anlamıyla faydalanabilmek için ekonomik, sosyal ve
kültürel hakları; medeni ve siyasi haklardan ayrı görme eğilimini yenmek gerekir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan yararlanırken karşılaşılan ayrımcılık türlerini tespit
etmek, izlemek ve raporlamak için ayrıştırılmış bilgiler gerekir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izlemek için göstergeler kullanmakta fayda vardır, özellikle
de bu göstergelerin aşamalı olarak hayata geçirilmesini izlemek gerekir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi bazen yeni ortaklıklar kurulmasını
gerektirebilir. Daha önceden insan hakları alanında çalışmamış uzmanlarla (örneğin, şehir
planlamacılar, halk sağlığı uzmanları veya beslenme uzmanları vb.) işbirliği kurulması
gerekebilir. Stratejik karar alma sürecinde, çeşitli alanlarda çalışan yerel, ulusal ve uluslararası
paydaşlarla yeni ittifaklar ve ortaklıklar kurulması teşvik edilmelidir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izlemek için kullanılan bazı yöntemler şunlardır:
 Mevzuat ve politikaların izlenmesi;
 Bütçelerin izlenmesi;
 Belirli vakalarla bağlantılı olarak ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerinin izlenmesi;
 Yargı ve yargı benzeri mekanizmalar vasıtasıyla ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
izlenmesi.

Sahadaki kişi ve kuruluşlar, hangi yöntemi veya yöntemleri kullanacaklarına stratejik ve
gerçekçi bir şekilde karar vermelidir. Tespit ettiği ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlara en iyi
yanıtı verebilecek yöntemleri seçmeli, bu seçimi yaparken mevcut kapasitesini de göz önünde
bulundurmalıdır.
B.
Giriş
Bu bölümde ekonomik, sosyal ve kültürel haklar izlenirken göz önünde bulundurulması gereken
özel hususlar ele alınmakta ve uygulamaya dönük rehber ilkeler sunulmaktadır. Etkin bir izleme
çalışmasında yararlanabilecek yöntem ve yaklaşımlar belirlenmekte; bu hakların izlenmesi için
yaygın bir şekilde kullanılan araç ve kaynaklara da dikkat çekilmektedir. Medeni ve siyasi haklar;
ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla iç içe geçtiğinde oluşan sorunların çözümü için başvurulan
kaynaklar da ele alınmaktadır. Sahada çalışan çeşitli kuruluşların, ulusal insan hakları kurumlarının
(UİHK), diğer BM kuruluşlarının ve ulusal mahkemelerin faaliyetlerine ve deneyimlerine ilişkin
örnekler sunulmaktadır.
Bu bölümde sunulan yöntemlerin çoğu medeni ve siyasi hakları izlemek için de kullanılabilir.
Burada bu yöntemlere yer verilmesinin nedeni, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesine
yönelik bir dizi yaklaşımı kapsamlı bir şekilde sunmaktır.1
BMİHYK; medeni, kültürel, ekonomik, siyasi veya sosyal insan haklarının tümüne eşit öncelik
tanımaktadır. İzleme çalışmaları, genelde bütün insan hakları için aynıdır. İnsan hakları ihlal
edildiğinde belgeleme, savunma ve harekete geçme amacıyla yararlanılan araç ve beceriler
benzerdir. İnsan hakları alanında çalışan kuruluşlar kendi yönergelerine, mevcut kaynak ve
kapasitelerine, karşılaştırmalı üstünlüklerine, öncelikli konu ve gruplara ilişkin analizlerine, mevcut
ya da potansiyel ortaklıklarına ve katma değer analizine bağlı olarak kendi stratejilerini
oluşturmalıdır. 2 Bu, sahadaki kuruluşların, tek bir yaklaşıma ya da tek bir hakka odaklanması
gerektiği anlamına gelmez; çeşitli yaklaşımları birleştirmek de stratejik bir tercih olabilir. Bir insan
hakları stratejisi ekonomik, sosyal ve kültürel haklara odaklanmıyorsa veya kısmen odaklanıyorsa
insan haklarının durumu sağlıklı bir şekilde değerlendirilemez. Aynı zamanda BMİHYK’nın tüm
faaliyetlerini yönlendirmesi gereken uluslararası insan hakları standartlarının da sınırlı bir şekilde
uygulanmasına neden olabilir.
1
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin daha fazla kaynak, belge ve araç için, bakınız www.ohchr.org.
2
Analiz hakkındaki bölüme de bakınız.
C.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izlemek için
kullanılabilecek bilgi ve araçlar
Daha fazla ayrıntı için Bağlamsal Bilgilerin Toplanmasına ilişkin bölüme de bakınız.
Bağlamsal bilgilerin toplanması bölümünde de tartışıldığı üzere, bir insan hakları sorununa etkili
bir yaklaşım getirilebilmesi için çeşitli bilgi katmanlarının döngüsel olarak toplanması gerekir.
Toplanan bilgiler analiz sürecini besler, yapılan analizler bir insan hakları stratejisi oluşturmak için
kullanılır, bu strateji de eylemlere yön verir. Bir stratejinin başarılı olabilmesi için çoğu zaman bu
stratejinin temelini oluşturan bilgilerin kaliteli olması gerekir. Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
izlenmesi, yukarıdaki şemada gösterilen üç katman hakkında bilgi toplamayı gerektirir.
İnsan hakları görevlileri, geleneksel olmayan kaynaklar da dahil olmak üzere çeşitli bilgi ve
kaynaklara açık olmalıdır. Örneğin, sağlık hakkıyla ilgili olarak mevzuat ve onaylanan sözleşmeler
hakkında bilgi edinmekte fayda vardır, ama enfeksiyon riski taşıyan toplumsal kesimleri tespit
etmek için epidemiyolojik veriler de gerekir. Çeşitli alanlardan kapsamlı bilgiler toplanması, sağlık
hakkı konusunda atılacak somut adımların belirlenmesine yardımcı olur. Örneğin hastaneler için
belli protokollerin geliştirilmesi, personel de dahil olmak üzere ilave kaynak tahsis edilmesi,
toplumun savunmasız kesimlerine öncelik verilmesi, önleme ve bilinçlendirme kampanyalarında
hedeflerin daha iyi seçilmesi gibi somut eylemler belirlenebilir.
İnsan hakları kuruluşları ister ekonomik, sosyal ve kültürel haklar üzerinde çalışıyor olsunlar ister
medeni ve siyasi haklar alanında, genel bağlamı anlamak için çaba göstermeli; sosyo-ekonomik
durumu, yoksulluk düzeylerini ya da demografik bilgileri dikkate almalıdır. Bununla birlikte, bu tür
bilgiler devletin ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin yükümlülüklerini izlemek için tek başına
yeterli değildir.
Benzer şekilde, kapsamlı fakat ayrıştırılmamış bilgiler de belirli bir ihlali tespit etme konusunda
yetersiz kalabilir veya belli bir olayı anlamak için gereken ayrıntıları (örneğin bir mahalledeki
okulun kapatılmasının etnik azınlık üzerindeki etkisi vb.) sağlamayabilir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar; bazen medeni ve siyasi hak ihlallerine ilişkin “bağlamsal
bilgiler”den ibaretmiş gibi görülebilmektedir. Örneğin, yerlerinden edilmiş kişilerin kaldığı
kamplardaki su kaynaklarının yeri, su taşırken cinsel şiddete veya diğer fiziksel şiddet türlerine
maruz kalabilecek kadınlar için bir risk faktörü olarak görülse de bu durum kadınların su içme ve
sağlık hakkına yöneltilmiş bir tehdit olarak algılanmayabilir. Bununla birlikte, güvenli içme suyuna
erişimin olmaması başlı başına bir insan hakları ihlalidir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi; temel gereksinimlerle ilgili genel eğilimlerin
değerlendirilmesi ile de karıştırılabilmektedir; örneğin aşırı yoksulluk koşullarında yaşayanların
oranı veya ekonomik krizin temel sosyal hizmetlere erişim üzerindeki etkisi gibi. Bu eğilimler ve
veriler; ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlaline ilişkin bir gösterge olarak kabul edilebilse de,
bir ihlalin gerçekten olup olmadığını tespit edebilmek için devlet yükümlülüklerinin, uygulamadaki
yasal ve siyasi çerçevelerin, belirli kişilerin ya da grupların durumunun ayrıntılı bir şekilde analiz
edilmesi gerekir.
Bu doğrultudaki çalışmalarda temas kurulacak paydaşlar, medeni ve siyasal haklar ile ilgili olarak
temas kurulan paydaşlardan farklı olabilir. Örneğin, sahada çalışanlar; genel grevler, çiftçi
protestoları, toplulukların yerlerinin değiştirilmesi gibi olayları gözlemleyebilir ve okullara, sağlık
merkezlerine, hastanelere, kayıtdışı yerleşim yerlerine, fabrikalara, çiftliklere veya beslenme
merkezlerine ziyaretler düzenleyebilirler. İnsan hakları kuruluşlarının bir dizi örgüt ve dernekle ve
çeşitli bireylerle etkileşimde bulunmasına olanak sağlayan yerlere gidebilirler. Tüm bunlar
ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi açısından faydalı olabilir. Çeşitli yetkililerle
görüşmeler de yapılabilir. Bunlara devlet bakanlıkları; sağlık, eğitim, çalışma, tarım, ormancılık ve
balıkçılık, kalkınma ve planlama bakanlıkları ve yerel yönetimler de dahildir. Özel sektör, sendikalar
ve meslek odaları ile de görüşülmelidir.
1.
Bilgilerin Ayrıştırılması
Bilgilerin ayrıştırılması hem ekonomik, sosyal ve kültürel hakların hem de medeni ve siyasi hakların
izlenmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Sosyo-ekonomik istatistikler gibi ayrıştırılmamış nicel
veriler genel bir durum değerlendirmesi yapmaya yardımcı olabilse de ülkenin çeşitli bölgelerinde
yaşayan farklı toplumsal kesimler arasındaki eşitsizliği maskeleyebilir. Ayrıştırılmış verilerin önemi,
bağlamsal bilgilerin toplanması ve toplumsal cinsiyeti insan hakları izleme çalışmalarına
eklemlemeye ilişkin bölümlerde de vurgulanmıştır.
Ne yazık ki, ayrıştırılmış bilgiye ulaşmak her zaman mümkün olmamaktadır. Sahada çalışan kişi ve
kuruluşlar, verileri etkili ve sistematik bir biçimde toplamaları için ulusal makamları teşvik edebilir.
Onlardan verileri çeşitli ölçütlere göre ayrıştırarak halka sunmalarını isteyebilirler. Çocuk Hakları
Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi gibi antlaşmalarla kurulan kurumlar da
taraf devletlere ulusal istatistik/veri toplama sistemlerini geliştirmeleri gerektiğini sık sık
hatırlatmaktadır.3
Ayrımcılığı tespit etmeye yönelik izleme çalışmaları; devletin yükümlülükleri ile bireyler veya birey
gruplarının fiili durumları arasındaki boşluğu belirli ölçütlere göre analiz etmeyi de gerektirir: yaş,
cinsiyet, etnik veya dini köken, engellilik, sosyo-ekonomik durum, medeni hal, cinsel yönelim, vb4.
Bu boşlukların belirlenmesi, mevcut politika veya yasalardaki eksikliklere de işaret eder.
Yükümlülük sahiplerinin görevlerini ve atılacak adımları belirlemeye yardımcı olur.5 – Buna
marjinal grupların ve alt grupların sorunlarının çözülmesi için alınması gereken geçici özel önlemler
de dahildir.6
3
Birleşmiş Milletler belgeleri Evrensel İnsan Hakları Endeksi’nde (www.universalhumanrightsindex.org)
“ayrıştırılmış” veya “istatistik” sözcükleri araştırılarak buna benzer tavsiye kararlarına ulaşılabilir. Medeni ve Siyasi
Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme'nin 19. Maddesi uyarınca ifade özgürlüğü; bilgi edinme ve bilgi alma hakkını
da kapsamaktadır. Buna devletlerin kamu bilgilerine (demografik, epidemiyolojik, mali vb.) erişim sağlama
yükümlülüğü de dahildir.
4
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme'nin 2. Maddesinde ırk, renk, cinsiyet, dil,
din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ya da diğer statüler nedeniyle
ayrımcılık yapılması yasaklanmıştır. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin ekonomik, sosyal ve kültürel
haklarda ayrımcılığa ilişkin 20 Sayılı Genel Yorumunda (2009) engellilik, yaş, uyruk, medeni hal ve ailevi durum,
cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, ikamet yeri, ekonomik ve sosyal durum “diğer
statüler” kapsamında yorumlanmaktadır.
5
Bazı temel öğelere ilişkin geçici özel önlemler için bakınız Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Komitesi'nin 25 Sayılı (2004) genel tavsiye kararı
6
Eşitlik ve ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla ilgili olarak kadınlara karşı ayrımcılık yapmama ve eşitlik
Ayrıştırılmış veri ve istatistiklere erişimin bulunmayışı, toplumdaki marjinal toplulukları ve
kesimleri daha da savunmasız kılacaktır. Bu grupların fiili durumları raporlarda ve toplu grafiklerde
görünmeyeceğinden dolayı politika oluşturma süreçlerini de etkileyemeyecektir. Ayrıştırılmış
bilgiler, tarafsızmış gibi görünen bazı politika ve yasaların ayrımcı doğasını da ortaya çıkarabilir.
Nitelikli sağlık personelinin yardımıyla gerçekleştirilen doğum oranının bir gösterge olarak
kullanılması
Cinsel sağlık ve üreme sağlığı; sağlık hakkının tamamlayıcı unsurlarıdır. Kaydedilen gelişmeyi
ölçmek için kullanılabilecek birçok gösterge vardır. Bunlardan biri de uzman sağlık personeli
yardımıyla gerçekleştirilen doğumların oranıdır. Devlet, bu göstergeyi cinsel sağlık ve üreme
sağlığı hakkının hayata geçirilme düzeyini ölçmek için kullanabilir, örneğin:
Ulusal veriler, uzman sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen doğum oranının yüzde 60
olduğunu göstermektedir.
İlk ayrıştırma: kent merkezlerinde yüzde 70, kırsal alanlarda yüzde 50;
İkinci ayrıştırma: Kırsal alanlarda etnik kökene göre: egemen etnik grup için yüzde 70, fakat
azınlık etnik grup için oran sadece yüzde 40’tır.
Bu örnek; ayrımcılığı tespit etme açısından ayrıştırmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya
koymaktadır. Veriler ayrıştırıldığında bu gösterge; kırsal alanlarda yaşayan ve etnik azınlığa
mensup olan kadınların daha dezavantajlı bir durumda olduğunu ve özel bir dikkat gerektirdiğini
doğrulamaktadır.
Devlet, sağlık hakkını aşamalı olarak hayat geçirme ilkesi doğrultusunda, ülkedeki (hem kentsel
hem de kırsal alanlardaki) tüm etnik gruplar için beş yıl içerisinde yüzde 70 oranına ulaşmayı
hedefleyebilir. Bu gösterge için, yani nitelikli sağlık personeli yardımıyla gerçekleştirilen doğum
oranı için, hedef yüzde 70'tir. Devlet, beş yıl içerisinde yüzde 70 hedefine ulaşmak için politika
ve programlar geliştirecek ve bunları uygulayacaktır. Veriler, bu politika ve programların kırsal
kesimde yaşayan azınlık gruba ulaşmak için özel olarak tasarlanması gerektiğini ortaya
koymaktadır.
Yüzde 70 hedefi doğrultusunda kaydedilen ilerlemeler yıllık bazda takip edilmeli ve gerekli
olduğu takdirde politikalarda periyodik ayarlamalar yapılmalıdır. Beş yıl sonra, bir izleme ve
hesap verebilirlik mekanizması kentsel ve kırsal alanlardaki tüm etnik gruplar için yüzde 70
hedefine ulaşılıp ulaşılmadığını tespit edecektir.
Bu hedefe ulaşıldığı takdirde, devlet, sağlık hakkını aşamalı olarak gerçekleştirme yükümlülüğü
doğrultusunda, bir sonraki beş yıllık dönem için daha hırslı bir hedef belirleyecektir.
Herkes için yüzde 70 hedefine ulaşılmadığı takdirde, bunun nedenleri tespit edilerek düzeltici
adımlar atılmalıdır.
Daha da önemlisi, bir hedefe ulaşma konusundaki başarısızlık, devletin uluslararası
yükümlülüklerini ihlal ettiği anlamına gelmeyebilir. Devlet kendi kontrolü dışındaki nedenlerden
dolayı hedefine ulaşamamış olabilir. Bununla birlikte, izleme ve hesap verebilirlik mekanizması,
örneğin sağlık sektöründe yolsuzluk nedeniyle hedefe ulaşılamadığını ortaya koyduğu takdirde
o zaman devletin sağlık hakkı konusundaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğine
hükmedilebilecektir.
Kaynak: E / CN.4 / 2006/48.
hükmünün bir analizi için, Yüksek Komiser'in Ekonomik ve Sosyal Konsey'e (E / 2008/76) sunduğu rapora bakın.
2.
Bilginin kalitesi ve şeffaflığı
Resmi veriler önem taşısa da insan hakları görevlileri, hükümetlerin tüm bilgileri paylaşmak
konusunda isteksiz olabileceğini ya da istatistiksel bilgileri manipüle edebileceğini göz önünde
tutmalıdır. Veriler, ciddi sorunları yansıtmayacak şekilde sunulmuş olabilir. Bunun yanı sıra, anlamlı
verilerin toplanmasına engel olan başka şeyler de olabilir: yetkililerin bilgi paylaşımına hazır
olmaması (örneğin ücretler veya bürokratik engeller gibi), güvenilmez verilerin toplanması ya da
resmi verilerin bulunmaması vb. Bu gibi durumlarla başa çıkmak için çeşitli stratejiler
uygulanabilir.7
İnsan hakları görevlileri uluslararası kanallardan (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Dünya
Bankası, Dünya Sağlık Örgütü vb.), bölgesel kanallardan, uluslararası bağışçılardan ya da diğer
kaynaklardan (akademik çalışmalar, gazeteler, sivil toplum kuruluşlarından vb.) bilgi talep
edebilirler.
Antlaşmalarla kurulan tüm kurumlar, kendi periyodik raporlarında kullanmak üzere taraf
devletlerden istatistik ve veri talebinde bulunmaktadır.8 Özel raportörler de birçok durumda
istatistikî veri talebinde bulunmakta ve devletlerin ilgili verileri toplaması ve geliştirmesi için
tavsiyelerde bulunmaktadır. Bu taleplere her zaman uyulmayabilir. Devletlere, özellikle de bu
talepler hakkında bilgisi olmayan veya bir insan hakları mekanizmasının bu önerileri yapma
nedenlerini bilmeyen bakanlıklara bu talepleri hatırlatmakta fayda vardır.
7
Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Resmi İstatistiklere ilişkin Temel İlkeler, faydalı bir
kaynak ve savunuculuk aracıdır. Bu belgede, iyi bir resmi istatistik sisteminin uyması gereken genel ölçütlerin bir
listesi sunulmaktadır. Verilerin korunması ve kalitesi, tarafsızlık, etik, istatistiklerin kötü yönde kullanılması gibi
konulara
da
değinilmektedir.
Bu
belgeye
şu
adresten
erişilebilir:
http://unstats.un.org/unsd/methods/statorg/FP-English.htm (erişim tarihi 11 Ekim 2011).
8
Örneğin, bakınız antlaşmalarla kurulan kurumlar tarafından kabul edilen ve taraf devletlerin raporlamalarına
ilişkin genel ilkeler (HRI / GEN / 2 / )
Değişiklik 6, paragraflar. 12-15, 26) ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin gözden geçirilmiş ve
sözleşmeye özel genel ilkeleri (E / C.12 / 2008/2 para.) 3) taraf devletlerden HRI / MC / 2008/3 (bakınız dipnot
9)'de belirtilen BMİHYK metodolojisine göre göstergeler ve ölçüt talep etme.
3.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların göstergeleri
Hem nitel hem de nicel insan hakları göstergeleri; ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi
açısından önem taşır.
BMİHYK, insan hakları yükümlülüklerinin uygulanması konusunda kaydedilen ilerlemeleri ölçmeye
yönelik insan hakları göstergelerinin belirlenmesi ve kullanılması için çalışmalar yürütmektedir. Bu
çalışmalar sonucunda ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi haklara ilişkin bir dizi açıklayıcı
gösterge geliştirilmiştir.9 Bu göstergeler hem zaman içerisinde kaydedilen ilerlemeleri takip
etmeye hem de toplumun farklı kesimlerinden insanların haklarından yararlanırken karşılaştıkları
eşitsizlikleri tespit etmeye yardımcı olur. Yasal reformlar ve politikalar arasında paralellik
kurulmasını sağlar ve belirli bir hakkın hayata geçirilmesine katkıda bulunur. Göstergeler, insan
hakları ve politikaları planlama ve izleme çalışmalarının daha verimli ve şeffaf hale gelmesini sağlar.
İnsan hakları göstergeleri, diğer sosyal ve demografik göstergelerin aksine, uluslararası insan
hakları sözleşmelerinin hükümlerini esas alır. Göstergeler; ayrımcılık yasağı, katılım, çözüm
yollarına erişim, hesap verebilirlik ve insan haklarının bölünmezliği gibi insan hakları ilkelerine
dayanır. Bu bölümde ekinde gösterildiği üzere, BMİHYK'nin kavramsal ve metodolojik
çerçevesinde yer alan göstergelerde, taraf devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmek için attığı
adımların değerlendirilmesi esastır:



Yapısal göstergeler: Uluslararası insan hakları yükümlülüklerinin ve bu konudaki mevzuatın
kabul edilmesi ve bunlara riayet edilmesi (örneğin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin
Uluslararası Sözleşme'nin 14. Maddesinde öngörüldüğü üzere ücretsiz ve zorunlu ilköğretim
uygulaması için bir eylem planı benimsenmesi vb.) .
Süreç göstergeleri: Devletin yükümlülüklerini yerine getirmek için gösterdiği çabalar (örneğin
ilkokula kayıt oranı, mümkünse yasaklanmış ayrımcılık gerekçelerine göre ayrıştırılmış bir
şekilde);
Sonuç göstergeleri: Hak sahipleri tarafından deneyimlenen sonuçlar (örneğin, ayrıştırılmış
okuryazarlık oranları veya ortalama eğitim süresi).
Daha da önemlisi, göstergeler yaygın olarak kabul edilen nesnel veriler sağlayabilse de “resmin
bütününü” sunamaz. Göstergelerin neye işaret ettiğini analiz etmek ve yorumlamak şarttır.
İnsan hakları göstergeleri ulusal düzeyde birden çok amaca hizmet edebilir:
(a)
İnsan haklarının izlenmesi için kullanılabilecek nesnel ölçütler sunar.
(b)
İnsan haklarının hayata geçirilmesi konusundaki eğilimleri belirlemeye yardımcı olur.
(c)
Toplanması gereken bilgi türünü tespit etmeye yardımcı olur. Bu da rapor hazırlamak için
toplanması gereken bilgiler konusunda antlaşmalarla kurulan kurumlara faydalı olabilir. Birleşmiş
Milletler Ülke Takımı (UNCT) bu göstergeleri antlaşmalarla kurulan kurumlar için rapor hazırlamak
ve devlet aktörlerini ya da diğer aktörleri desteklemek için kullanabilir.
(d)
Göstergeler ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ne ölçüde gerçekleştirildiğini ölçmeye
yardımcı olur;
(e)
Göstergeler; yasal hükümlerin ve araçların çok soyut olduğunu, dolayısıyla ölçülebilir
birimlere ve işlevsel bileşenlere bölünemeyeceğini düşünen devlet yetkilileri ile görüşme olanağı
sağlar, somut ve uygulamaya dönük giriş noktaları sunar.
(f)
Uluslararası insan hakları belgelerinde yer alan yükümlülükleri ulusal kanunlara
dönüştürmeye yardımcı olabilir.
9
Medeni, kültürel, ekonomik, politik ve sosyal haklara ilişkin bir gösterge listeleri de dahil olmak üzere
BMİHYK'nin çalışmaları ve metodolojisi hakkında daha ayrıntılı bilgi için bakınız:www.ohchr.org.
(g)
Belirli bir ilin ya da bölgenin veya toplumunun belirli bir kesiminin özel bir durumunu
izlemeye yardımcı olabilir.
(h)
İnsan hakları önceliklerinin nesnel parametrelere göre ölçülmesini kolaylaştırabilir.
D.
İttifaklar oluşturma ve ortak çalışma
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi için ulusal yetkililerin katılımının yanı sıra şu kurum
ve kuruluşlarla da birlikte çalışmak gerekebilir: STK'lar, Ulusal İnsan Hakları Kuruluşları, topluluk
temelli kuruluşlar, araştırma kurumları, sendikalar ve diğer meslek odaları, tüketici kuruluşları,
Birleşmiş Milletler kuruluşları ve BM Ülke Takımı'nın bir parçası olan kurumlar, uluslararası sivil
toplum örgütleri ve bağışçılar.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları ilgilendiren konularda işbirliği yapılabilecek paydaşlar;
“geleneksel” insan hakları aktörlerinden (adalet bakanlığı, dışişleri bakanlığı, hâkimler, avukatlar
ve insan hakları örgütleri vb.) ibaret değildir. İşbirliği yapılabilecek diğer paydaşlar şunlardır: sağlık
uzmanları, kadın hakları alanında çalışan topluluk temelli kuruluşlar, öğretmenler, tarım ve
beslenme uzmanları, engellilerle ilgili kuruluşlar, karasal ve çevresel toplumsal hareketler, kültürel
miras kurumları, vakıflar, özel sektör, su yönetimi uzmanları ve şehir planlamacılar vb.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar alanında bilgi toplanması ve bunların doğrulanması10 veya
insan hakkı ihlallerinin artmasını önlemek için zaman zaman belli bir uzmanlığa ya da teknik
beceriye sahip profesyonellerin desteğini almak gerekebilir. Örneğin, haklı bir tahliyeden sonra bir
alan yeniden yerleşime uygun hale getirilirken karşılaşılabilecek teknik güçlükleri mimarlar ve şehir
planlamacılar daha iyi anlayabilirler. Kalkınma amaçlı tahliyeler ve yer değiştirmelere ilişkin temel
ilkeler ve BMİHYK’nın Zorla Tahliyelere ilişkin Veri Tablosu gibi araçlar11 Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Haklar Komitesi'nin 7 Sayılı Genel Yorumu'na (1997) dayanmaktadır ve bu faaliyetler için
özellikle faydalıdır.
Ulusal kurum ve kuruluşların katılımına ilişkin bölümde, Ulusal İnsan Hakları Kuruluşları (UİHK) ile
işbirliği sahadaki insan hakları çalışmalarının önemli bir yönü olarak ele alınmakta ve bu konuda
kılavuzluk sağlanmaktadır. Bu bölümde devletlerin ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin
yükümlülüklere uymasıyla ilgili meselelere de değinilmektedir. Bazı UİHK'ların bu bağlamda açık
bir yetkiye sahip olduğunu vurgulamak gerekir.12 Kamu politikalarını izleme veya bunlara
müdahale etme gibi yetkileri de bulanabilmektedir. Örneğin bazı UİHK’lar çevreyle veya
tüketicilerle ilgili alanlara müdahale edebilir, bu alanlar çoğu zaman su hakkı, sağlık hakkı, yeterli
gıdaya erişim hakkı gibi haklarla da ilişkilidir. Söz konusu UİHK’lar bu konuda gereken bilgi, beceri
ve kapasiteleri geliştirmişlerdir ve güçlü ortaklar olabilirler.
10
Bakınız Analiz hakkındaki bölüm.
11
A / HRC / 4/18, ek I.
12
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının korunmasında ulusal insan hakları kurumlarının rolüne ilişkin
Komite'nin genel yorumuna (1998 tarihli ve 10 sayılı yorum) da bakınız.
Uganda
Uganda İnsan Hakları Komisyonu, 1995 yılında anayasal bir kuruluş olarak kurulmuştur.
Komisyon; sağlık hakkının izlenmesi, hesap verebilirliğin teşvik edilmesi ve Özel Raportörün
2005 Uganda ziyaretinde sağlık hakkına ilişkin yaptığı tavsiyenin takibi için (E / CN.4 / 2006/48 /
Ek 2) bir sağlık hakkı birimi kurdu. Bu birim; ihmal edilmiş hastalıklarla ilgili politika, program ve
projeleri izlemenin yanı sıra sağlık hakkı ile ilgili tüm aktörlerin hesap verebilirliğinden de
sorumludur. Birim tarafından sağlık hakkıyla ilgili bir araç seti de geliştirilmiştir.
Birim, bu araç setini kullanarak sağlık hakkına ilişkin yükümlülüklere ne ölçüde riayet edildiğini
izlenmek ve değerlendirmek için sistemler geliştirebilecektir. Bu araç seti; Birim'in izleme ve
değerlendirme çalışmaları için gereken temel verileri toplamasına ve ölçütler belirlemesine
yardımcı olacaktır. Bu, uzun vadede, Komisyon'a veya Uganda Devleti'ne güvenilir bilgi
sağlayacak ve Uganda'da sağlık hakkının uygulanmasına yönelik politika ve programların
iyileştirilmesi için kullanılabilecektir.
BMİHYK Uganda Temsilciliği; Özel Raportör'ün ziyaretinden, Sağlık Bakanlığı başkanlığında bir
görev gücü kurulmasına kadar bir dizi faaliyete destek vermiştir. Aynı zamanda Sağlık Hakkı
Birimi'ne kapasite geliştirme konusunda yardım ve teknik destek de sağlamıştır. Ulusal
mekanizmaların güçlendirilmesine yönelik taahhütte de bulunmuştur.
Doğu Timor
2006 yılında, İnsan Hakları Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Takımı ve Doğu Timor Birleşmiş
Milletler Entegre Misyonu (UNMIT) Geçiş Dönemi Adaleti Bölümü; 13 insan hakları STK'sı,
akademisyenler ve öğrenciler ile birlikte Doğu Timor'da ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
izlenmesine ilişkin bir kılavuz geliştirmeye başladı. Takım 2008 yılında kılavuzu halka tanıttıktan
sonra, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte başkent Dili'de ve Doğu Timor'un
çeşitli bölgelerinde çalıştaylar düzenledi. STK'ların yanı sıra İnsan Hakları ve Adalet Provedoria'sı
ve Doğu Timor Ulusal İnsan Hakları Kurumu da başta besin, sağlık, konut ve eğitim hakkı olmak
üzere ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi ve savunulması için bu kılavuza başvurdu.
Kılavuz; hem İngilizce olarak hem de Doğu Timor'un resmi dillerinde (Portekizce ve Tetumca)
yayımlanmıştır.
2009 yılında İnsan Hakları ve Geçiş Dönemi Adalet Bölümü tarafından ekonomik, sosyal ve
kültürel hakların izlenmesi konusunda Provedoria'ya eğitim verilmiştir. Sonuç olarak, Provedoria
gıda hakkı ve eğitim hakkı uygulamalarını izlemeye başlamış ve gıda hakkının izlenmesine ilişkin
ilk raporunu 2010 yılının başında hazırlamıştır.
E.
İzleme yöntemleri
Ulusal kanunlar
Bütçeler
Uluslararası
insan
hakları Kamu
politikaları,
sözleşmelerinin onaylanması
planları vb.
eylem
Uluslararası insan hakları sözleşmeleri, anayasalar ve ulusal kanunlar; politikalar, programlar,
eylem planları ve bunların uygulanmasını sağlayacak idari tedbirler ile birlikte bir bulmacanın
parçalarını oluşturmaktadır. Resmin bütününü görebilmek için tüm parçalara bakmak gerekir.
Devletlerin ekonomik, sosyal ve kültürel hakları uygulama yükümlülüklerini aşağıdaki yönlerden
incelemek gerekir:






Belirli bir konu için hangi (ulusal, bölgesel ve uluslararası) yasal çerçeve uygulanır? Hak
sahiplerinin hakları ve bunlarla ilgili devlet yükümlülükleri nelerdir? Hangi (yerel veya belediye,
ulusal, federal) devlet kurumu veya güçler bu yükümlülüklerin yerine getirilmesinden
sorumludur?
Hangi kişi veya gruplar haklarından yararlanamazlar? Özellikle hangi toplumsal gruplar,
bireyler veya birey grupları risk altındadır?
Haklarından niye ve nasıl mahrum kalırlar?
Hangi türde ihlaller tespit edilebilmektedir?
Durumun düzeltilmesi için alınan önlemler nelerdir? (Örneğin, sorunu çözmek için geliştirilmiş
bir politika çerçevesi, program veya adli mekanizma var mı? Bunlar uygulanıyor mu?)
Alınan önlemlerin ne gibi etkileri var? Başka ne gibi önlemler almak gerekir? Toplumun farklı
kesimleri için ayrımcılığı önlemeye yönelik özel önlemler alınması gerekiyor mu?
1.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin mevzuatın izlenmesi
Uluslararası insan hakları standartları ve ilkeleri onaylandıktan sonra atılacak ilk adım bunları ulusal
mevzuat kapsamında güvence altına almaktadır. Dolayısıyla halihazırdaki ulusal mevzuat,
uluslararası sözleşme yükümlülükleri ile uyumlu hale getirilmelidir. Mevzuat ve yönetmelikler;
sağlık, eğitim, barınma, çalışma ya da sosyal güvenlik gibi alanlarda hizmetlere erişim haklarını
tanımlamak açısından da önemlidir. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası
Sözleşme'de bu hakların tam olarak hayata geçirilmesini sağlamak için yasal önlemler alınmasının
önemi vurgulanmaktadır (Madde 2(1)). Mevzuatı benimseme konusundaki başarısızlık ya da
yetersiz veya eksik bir mevzuatın benimsenmesi ise büyük olasılıkla uluslararası insan hakları
yükümlülüklerini yerine getirilmesini engelleyecektir.
Ulusal mevzuat; konuyla ilgili sivil toplum örgütleri ve diğer aktörleri içeren bir ulusal bir istişare
sürecinin sonucunda geliştirilmelidir.
Bağlamsal bilgilerin toplanmasına ilişkin bölümde “sağlık, eğitim, ayrımcılıkla mücadele, kadın
erkek eşitliği, konut ve gıdayla ilgili yasal çerçevelerle de dahil olmak üzere ekonomik, sosyal ve
kültürel haklarla açıkça ilişkili birçok mevzuat türü listelenmektedir.” Bununla birlikte, ekonomik,
sosyal ve kültürel haklardan yararlanma düzeyinin değerlendirilmesi için diğer türdeki mevzuatlara
bakmak da gerekebilir. Örneğin, medeni kanunlar; çocuk, kadın ve engellilerin sağlık hizmetlerine
erişim konusundaki rızasına ve hukuki ehliyetlerine ilişkin hükümler içerebilmektedir. Tüketici
haklarıyla ilgili yasalarda gıda ve ilaçların ambalajlanması, içeriği ya da besin değerleri, son
kullanma tarihleri gibi hususlara ilişkin kurallar ve güvenceler getirilmektedir. Bunlar, yeterli gıdaya
erişim ve sağlık hakkının korunmasıyla da ilişkilidir.
Sahada çalışan kişi ve kuruluşların, yasal süreci veya reformu uluslararası insan hakları hukuku
açısından izleme konusunda karşılaştırmalı bir üstünlüğü olabilir. Hukuki gelişmeleri ya da yasal
reformları izlerken yürütülebilecek bazı faaliyetler şunlardır:
(a)
Anayasa taslağı veya reform süreçlerine ilişkin yasal görüşmelerin izlenmesi;
(b)
Halihazırdaki mevzuatın uluslararası insan hakları standartlarına uygunluğunun
incelenmesi;
(c)
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların korunması açısından mevzuattaki boşluk ve
eksikliklerin belirlenmesi;
(d)
Halihazırdaki süreçler, karşılaştırmalı analizler ve bunun gibi konularda bilgi paylaşımı da
dahil olmak üzere, yasamayla ilgili süreçlere STK'ların ve özel çıkar gruplarının katılımının
kolaylaştırılması;
(e)
Mevzuatta uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olan kısımların belirlenmesi;
Kanun tasarıları gözden geçirilirken, sahada çalışan kuruluşlar genelde teknik destek ve yardım
sağlar. Temel girdiler, yorumlar veya karşılaştırmalı hukuk analizi (komşu ülkelerden, benzer
geleneklere veya benzer tarihe sahip ülkelerden ya da belirli konulardaki mevzuatı iyi olan
ülkelerden örnekler) sunarlar. Sahada çalışan kuruluşlar, kanun tasarısını ya da değişiklik taslağını
ülkenin uluslararası ve bölgesel insan hakları yükümlülükleriyle ilişkilendiren bir analiz de sunabilir.
Ulusal aktörlerin yasama süreçlerine katılımını kolaylaştırabilir ve katılımlarının etkin olabilmesi
için kapasitelerinin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Göçmen işçilerin çocukları ve eğitim hakkı
Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunması Komitesi, ayrımcılık ve eğitim
hakkı ile ilgili çeşitli kaygılarını taraf devletlere iletmiştir:


2007 yılında Komite, Mısır'da belgelenen göçmen işçilerin çocuklarının çoğunun devlet
okullarına erişiminin olmadığını, belgelenmeyen göçmen işçilerin çocuklarının ise ne devlet
okullarına ne de özel okullara erişiminin bulunmadığını dile getirmiştir. Komite, Anayasa'nın
40. Maddesinde, sadece Mısır vatandaşlarına karşı ayrımcılığa atıfta bulunulduğunu da ifade
etmiştir. (CMW / C / EGY / CO / 1)
2007 yılında, Komite, benzer şekilde Ekvator’da da çok sayıda göçmen çocuğun, özellikle de
düzensiz işlerde çalışan göçmen işçilerin çocuklarının, eğitim sistemine erişimi
bulunmadığını belirtmiştir. Bu durum çocukların çok azının doğumda veya doğum
sonrasında nüfusa kaydettirilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Çünkü düzensiz işlerde çalışan
ebeveynleri sınırdışı edilme korkusuyla veya düzensiz göçmen statüsü nedeniyle kayıt işlemi
kabul edilmediğinden dolayı çocuklarını kaydettirememiş olabilir. Komite, Sözleşme'nin 29.
Maddesi (CMW / C / ECU / CO /) uyarınca, göçmen çocuklarının bir isme ve ülke genelinde
nüfus kaydı hakkına sahip olması için Ekvator’a çabalara arttırmasını tavsiye etmiştir.
Her iki örnekte de Komite, göçmen işçilerin çocuklarının eğitim hakkından yararlanabilmelerini
sağlamak için mevzuattaki boşluklara ya da mevcut politikalardaki eksikliklere dikkat çekmiştir.
İnsan hakları görevlileri de benzer değerlendirmelerde bulunabilir.
Bu boşluklar; ulusal makamlar ve kuruluşlar ile birlikte yürütülen katılımcı bir sürecin (bir seminer,
bir dizi toplantı ya da çok sektörlü bir görev gücü vb.) sonucunda da tespit edilebilir. Sahadaki
kuruluşlar; antlaşmalarla kurulan kurumların genel yorumları, açıklamaları ve insan hakları
mekanizmalarının önerileri gibi temel bilgilere erişimi kolaylaştırabilir. Uzmanlar tarafından
hazırlanan raporlar ve değerlendirmeler de boşlukların tespit edilmesi açısından önemli bir rol
oynayabilir.
Aşağıdaki öneriler, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin mevzuatın izlenmesine yardımcı
olabilir:

13
Devlet tarafından onaylanan uluslararası ve bölgesel insan hakları sözleşmeleri ile
görüşülmekte olan mevzuatla ilgili özel hükümleri dikkatli bir şekilde inceleyin. Sadece
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme'de değil, bütün uluslararası
insan hakları sözleşmelerinde ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla ilgili hükümler
bulunmaktadır. Genel yorumlar ve tavsiye kararları, her hakkın kapsamını, içeriğini ya da belirli
bir konuyla ilgisini açıklamaya yardımcı olur.13 Genel yorumlarda belirlenen temel asgari
yükümlülüklere de bakmak gerekir.
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin genel yorumlarına şu adresten erişilebilir: www.ohchr.org.




Kanun tasarısıyla ilgili belirli konuları ele alan şu belge ve raporlar da analiz açısından önem
taşır: Antlaşmalarla kurulan kurumların sonuç gözlemleri; devletlerin antlaşmalarla kurulan
kurumlara sunduğu raporlar; BM Ülke Takımı (BMÜT), UİHK'lar, uluslararası STK'lar veya diğer
kurumların hazırladığı alternatif raporlar. Bu türde bilgileri derleyerek görüşmelere katılan
ulusal kurum ve kuruluşlara sunun.14
Belirli bir mevzuatla ilgili yükümlülükleri içeren bir kontrol listesi veya tablo hazırlayın ve
mevzuatın bu zorunlulukları yerine getirip getirmediğini kontrol edin.
Yasa ile belirlenen tesislere, mal veya hizmetlere erişimi engellenen bireyler veya birey grupları
varsa mevzuatta onlara yönelik çözüm yolları sunulup sunulmadığını inceleyin.
Eksiklikleri ve boşlukları tespit edin ve gerektiğinde yasa değişikliği tekliflerini içeren bir
raporda bunları bir araya getirin.
Tüm bu faaliyetler sahada görev yapan kuruluş tarafından doğrudan gerçekleştirilebilir veya bu
alanlarda uzman olan kişilerden yardım alınabilir. Özel ağlardan ve uygulayıcı topluluklardan girdi
de talep edilebilir. Bu çalışmanın uzmanlık gerektiren yönleri konusunda BMİHYK genel
merkezinden tavsiye ve danışmanlık almak da faydalı olacaktır.
Mevzuat analizi tamamlandıktan sonra, sahadaki birimler aşağıdaki adımları atabilir:






14
Mümkün olduğu takdirde, yeni mevzuatın veya önerilen reformların toplumun farklı
kesimlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel hakları üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerine dair
somut ve uygulamaya dönük örnekler sunabilir.
Görüşülen kanun ve sürece ilişkin, BMÜT içerisinde veya barış harekatı kapsamında bir
farkındalık yaratabilir; bu kanunların ekonomik, sosyal ve kültürel hakların korunması ve
desteklenmesi açısından risklerini ve faydalarını açıklayabilir. Diğer BM kuruluşları da uzmanlık
alanları doğrultusunda kanun teklifine girdiler sağlayabilir. Bu kuruluşlardan bazıları şunlardır:
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); Birleşmiş Milletler HIV / AIDS Ortak Programı (UNAIDS);
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF); Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü (UNESCO), Dünya Sağlık Örgütü ya da Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı
(UN-Habitat).
Çeşitli ulusal aktörler arasında yapıcı bir diyalog ortamı oluşturulması için olanaklar sunabilir.
Yasa teklifinin ekonomik, sosyal ve kültürel haklar üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini
vurgulamaya yardımcı olabilecek fırsat pencerelerini tespit edebilir veya Genel Sekreter /
İnsani Çalışmalar Koordinatörü / Daimi Koordinatör Özel Temsilcisi tarafından yürütülebilecek
iki taraflı savunuculuk olanaklarını belirleyebilir.
Yeni veya gözden geçirilmiş yasanın uygulanmasına yönelik etkili planlar, politikalar ve
programlar geliştirilmesi için çeşitli aşamalar önerebilir. Mümkün olduğu takdirde bunların
uygulanması için mali kaynak tahsis edilmesi önerilebilir.
Devletle görüşmeler yürüten ve savunuculuk faaliyetlerinde bulunan özel görev sahiplerinin
analize ve gelişmelere dikkat etmesi sağlanır.
Yukarıda sözü edilen Birleşmiş Milletler belgelerinin Evrensel İnsan Hakları Endeksi antlaşmalarla kurulan
kurumların sonuç gözlemlerini ve görev sahiplerine verilen özel prosedür yükümlülüklerini aramak için faydalı bir
araçtır.
Orta Asya
2009 yılının Mart ayında, Bişkek'te yeterli konut hakkı üzerine bir çalıştay gerçekleştirildi.
Kırgızistan ve komşu ülkelerden gelen devlet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve saha
temsilcileri de bu çalıştaya katıldı. Çalıştayda Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'daki STK'ların
ve insan hakları savunucularının yeterli konut hakkına ilişkin bir eğitime ihtiyaç duyduğu tespit
edildi. Çalıştayın ardından, bu eğitim Haziran ayında gerçekleştirildi. Uluslararası normların
içeriği ve kapsamına ilişkin bu faaliyetler ve bilinçlendirme çalışmaları sonucunda yeterli konut
hakkı; Kırgızistan'ın yeni konut kanununa eklemlendi. Yeni kanun, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklar Komitesi'nin genel yorumlarından alınan belirli unsurları da içeriyordu. BMİHYK'dan ilave
teknik destek vermesi de talep edildi.
Kaynak: BMİHYK Orta Asya Bölge Temsilciliği.
Nepal
2009 yılında, BMİHYK Nepal Temsilciliği; BMÜT ve Kurucu Meclis üyeleriyle eşgüdümlü bir
şekilde, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yeni Anayasa'ya eklenmesi için görüşmelerde
bulundu. Bu görüşmeler, Nepal'in onayladığı insan hakları sözleşmelerine dayanan ekonomik,
sosyal ve kültürel hakların kapsamını ve içeriğini belirlemeye yönelik girdi sağladı. Bu türdeki
hakların mahkeme edilebilirliği ve hukuki çözüm yollarına erişim gibi önemli konular da yeni
anayasaya dahil edildi. BMİHYK, diğer anayasalara ve reform süreçlerine ilişkin karşılaştırmalı
örnekler sağladı.
BMİHYK Nepal Temsilciliği ekonomik, sosyal ve kültürel haklar konusunda sivil toplum
örgütlerine destek verdi. Sivil toplum kuruluşlarının yeni Anayasa'daki bu hakları daha iyi
korumasına ve desteklemesine yardımcı oldu. Örneğin, kilit önem taşıyan bir paydaş olduğu
tespit edilen Nepal Barosu'na eğitim verdi. Barodaki kadın avukatlar için düzenlenen çalıştay
sonrasında ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin bir sözleşme hazırlandı ve Kurucu
Meclis'in Temel Haklar Komitesi'ne sunuldu. Bu Komite, Anayasa'daki temel haklar ile ilgili
bölümünün hazırlanmasından sorumluydu.
2.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin kamu politikalarının izlenmesi
Sektörel eylem planları (örneğin istihdam, konut, sağlık ya da eğitim alanlarındaki planlar), ulusal
ya da yerel çalışma planları, yoksulluğu azaltma stratejileri ya da ulusal kalkınma stratejileri gibi
kamu politikaları da ekonomik, sosyal ve kültürel haklar konusundaki yükümlülüklerin yerine
getirilmesi açısından önemli araçlardır. Kamu politikaları; soyut sözleşme metinlerini, insan
haklarını hayata geçirmeye yönelik bağlamsal planlara ve özel önlemlere dönüştürür. Birçok
durumda, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara yönelik uygulamaların çerçevesini oluşturur. Uzun
vadeli kapasite geliştirme stratejilerini ve insan haklarını; karar almanın merkezine koymak için de
giriş noktalarıdır.
Kanada
2008 yılında, Ontario İnsan Hakları Komisyonu; ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin ilk
raporunu yayımladı. “Evdeki Hak” başlıklı rapor, eyalet çapında yürütülen istişareler sonucunca
hazırlandı. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme'ye ve Özel
Raportörün yeterli konut hakkına ilişkin 2007 yılı görevine (A / HRC 7 / Add.3 / / 10) çok sayıda
atıfta bulunan Komisyon; yeterli konut hakkı konusunda Ontario yetkililerine tavsiyelerde
bulundu ve tavsiye kararlarını yayımladı.
Komisyon; Özel Raportörün ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin tavsiyeleri
doğrultusunda konut hakkının yoksulluğu azaltmayı amaçlayan kapsamlı stratejilere
eklemlenmesi için çağrıda bulundu. Özellikle de dar gelirli insanları ve savunmasız grupları
korumayı amaçlayan ve ölçülebilir hedefler içeren eyalet konut stratejilerinin benimsenmesini
talep etti. Komisyon; fonlama oranları, program, yasa ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesini
ve düşük gelirli kiracıların ortalama düzeydeki kiralarını ödeyebilmesine, gıda ve diğer temel
gereksinimlerini karşılayabilmesine olanak verecek şekilde iyileştirilmesini istedi. Bu doğrultuda
Ontario Eyaleti'ni somut olarak şunları yapmaya çağırdı:






Asgari ücretin enflasyona endekslenmesi ve tam zamanlı çalışan düşük gelirli insanların
yoksulluk sınırının üzerinde yaşamasının sağlanması;
Sosyal yardımlar kapsamındaki barınma ödeneğinin ortalama kira bedelini karşılamaya
yetecek şekilde ayarlanması;
Ödenmiş paranın geri alınması gibi uygulamaların sosyal yardım ödemelerinden kaldırılması;
Taşınabilir konut ödeneklerinin daha çok kullandırılması;
Kiracıların depozito ödemesine ve ödenmemiş borçlarını kapatmasına yardım eden kira
bankalarının yaygınlaştırılması;
Kira kontrolü ve kira serbestliğinin etkilerinin değerlendirilmesi.
2009 yılında, Komisyon “İnsan hakları ve kiralık konut politikası” hakkında bir takip raporu
yayımladı ve konut hakkı konusunda halkı bilinçlendirme kampanyası başlattı.
Kaynak: Ontario İnsan Hakları Komisyonu, bakınız www.ohrc.on.ca/en/issues/housing.
Kamu politikalarını izlenme çalışmaları çeşitli aşamalara bölünebilir: Kamu politikalarını
benimseme sürecinin izlenmesi, kamu politikalarının içeriklerinin izlenmesi ve bunların
uygulanmasının izlenmesi. Kamu politikalarını benimseme sürecinde, izleme çalışmaları kamunun
bilgilendirilip bilgilendirilmediğine ve paydaşların katılımı için olanaklar yaratılıp yaratılmadığına
odaklanır. İçeriği izleme çalışmaları, politikaların uluslararası insan hakları normlarına ve ilkelerine
uygun olup olmadığı üzerinde durur. Uygulamaların izlenmesi, kamu politikalarının hayata
geçirilme şekline odaklanır.
Kamu bilgilerine erişim, kamu politikalarının izlenmesi açısından önemli bir ön koşuldur.
Çalışmalara etkin bir katılım sağlanması için UİHK'lar da dahil ulusal aktörlerin, sivil toplum
kuruluşlarının ve meslek kuruluşlarının düzgün bir şekilde bilgilendirilmesi gerekir. Bu; belirli sosyal
güvencelere yönelik kampanyaların, savunuculuk ve takip çalışmalarının etkili olabilmesi için de
gereklidir. Özel raportörlerin çalışmaları da yeni kapılar açabilir, belirli bir konudaki farkındalığı
arttırabilir veya bir stratejiye destek verilmesini ya da bir politika değişikliğine doğru ilk adımın
atılmasını sağlayabilir.


Sahadaki bir kuruluş, stratejik olarak belirli bir politikayı veya ekonomik, sosyal ve kültürel
haklarla ilgili bir stratejiyi izlemek istediğinde, insan hakları örgütleri şunları yapmalıdır:
Halihazırda görüşmelerde yer alan veya yer alabilecek aktörlerin belirlenmesi (kamu
politikasından olumsuz bir şekilde etkilenme ihtimali olan topluluklar ve destek grupları da
dahil);
Destek gruplarını temsil ettiğini iddia eden kişilerin gerçekten o grubun temsilcisi olup
olmadığının belirlenmesi;
Katılımın anlamlı kılınması için halka ve kamu politikasından doğrudan etkilenen kişilere
konuyla ilgili tüm bilgilerin karar alma aşamasından önce sunulup sunulmadığının
değerlendirilmesi;
Yeni kamu politikasının; uluslararası insan hakları hukuku, ulusal mevzuat ve antlaşmalarla
kurulan kurumların gözlem sonuçlarına uygun olup olmadığının analiz edilmesi;
Diğer insan hakları belgeleri veya araçlarının belirlenmesi ve erişime açılması;15
Politikanın uygulanması için yeterli bütçe, tahsis ve süreçlerin planlamaya dahil edilmesini
sağlamak
Ayrımcılığa veya ihlallere yol açabilecek ya da olumsuz bir etkisi olabilecek eksikliklerin ve
boşlukların tespiti: Bazı politikalar cinsiyet yönünden tarafsız görünebilse de kadınlara karşı
dolaylı ayrımcılığa sebebiyet verebilir, örneğin:
Görüşülen seçeneklere örnek teşkil edebilecek, diğer alanlardan benzer politikalara dikkat
çekilmesi;
Toplumun çeşitli kesimlerinin özel durumları ve ihtiyaçları hakkında ayrıştırılmış bilgilerin
dikkate alınması;
Politikanın savunmasız, marjinal ya da ihtiyaçlı insanların durumunu dikkate alıp almadığının
değerlendirilmesi;
Politikayı uygulanamaz hale getirebilecek yasa veya uygulamaların dikkate alınması;
Hesap verebilirlik mekanizmaları konusunda bir tartışma başlatılmasını ve mümkün olduğu
takdirde bu mekanizmaların hayata geçirilmesini sağlamak;
Mümkün olduğu takdirde belirli bir politikanın uygulanmasına ilişkin gerçekçi bir maliyet
hesaplaması hazırlayabilecek ve bunları açıklayabilecek uzmanların veya kuruluşların
belirlenmesi;
Politika benimsendikten sonra, insan hakları norm ve ilkelerine uygun bir şekilde uygulanıp
uygulanmadığının değerlendirilmesi (örneğin, politika ayrımcılık yapmama ilkesine uygun bir
şekilde uygulanmaktadır ya da politikanın uygulanması diğer insan haklarını etkilemez vb.).













Yukarıda da belirtildiği gibi, saha çalışanları bu adımları atmak için özelleşmiş ağlardan ve BMİHYK
genel merkezinden tavsiye alabilirler.
Ulusal izleme kapasitesini güçlendirmek için teknik yardım sunma seçeneğinin dikkate alınması:
Politika izleme konusunda teknik destek teklif edilmesi, uluslararası insan hakları raporlamasının
yanı sıra izleme politikalarına ilişkin kapasite geliştirmeye dair de fırsatlar sunulması.
Doğu Timor
2008 yılının Aralık ayında UNMIT İnsan Hakları ve Geçiş Dönemi Adaleti Birimi bünyesindeki
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Takımı; Doğu Timor'da gıda hakkı üzerine tematik bir rapor
yayımladı. Doğu Timor; gıda hakkı konusundaki yükümlülüğünü yerine getirmeyi ulusal bir
öncelik olarak kabul etse de bu konuda çeşitli zorluklarla karşılaşmıştır. 2006 yılındaki siyasi kriz,
2007 yılındaki çekirge istilası ve 2008 yılında patlak veren küresel gıda krizi bu zorluklardan
bazılarıdır. Birim; yerel topluluklar, satıcılar, tüketiciler ve yerel yönetimlerle sistematik
görüşmeler yürüterek saha izleme çalışmaları yapmıştır. Ayrıca pirinç sübvansiyon politikasının
15
Örneğin, HIV / AIDS/HIV ve İnsan Haklarına ilişkin Uluslararası Kılavuz: 2006 Bütünleştirilmiş Versiyon,
“Voluntary Guidelines to support the progressive realization of the right to adequate food in the context of
national food security of the Food and Agriculture Organization of the United Nations”, El kitabı: Mülteciler ve
Yerinden Edilmiş Kişilere Konut ve Mülkiyet İadesi - “Pinheiro İlkeleri”nin uygulanması.
uygulanmasını da takip etmiştir. Birim'in raporunda ulusal politika ve stratejilerin
erişilebilirliğinin yanı sıra bunları uygulamak için kullanılan kurumsal çerçeve de analiz edilmiş
ve değerlendirilmiştir. Birim, bu analizlere dayanarak, ulusal ve uluslararası paydaşlara yönelik
tavsiyeler yayımlamıştır.
2009 yılında, Doğu Timor'un 13 bölgesinden 6'sında bu tavsiyelerin uygulanışını izlemiştir. Gıda
güvenliğinin arttırılmış olduğu tespit etmiş ve devletin çabalarının daha etkili olması için
çözülmesi gereken sorunları belirlemiştir.
2009 yılından bu yana, Birim'in ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izleme görevi yerel aktörlere
destek vermeye doğru kaymıştır. Birim, Gıda Hakkı Ağı'nın kurulmasına destek vermiştir. Bu ağ;
Oecusse bölgesindeki yerel STK'lar ve topluluk kuruluşlarından oluşmaktadır. Ağ; alt
bölgelerdeki gıda hakkını da izlemektedir. Bu çalışmalara devlet tarafından sübvanse edilen
pirincin dağıtımı, okul beslenme programı, doğal afetler sonrasında gıda temini ve tarım
makineleri ve araçlarının devlet tarafından dağıtımının izlenmesi dahildir. Ağ; 2010 yılının Ekim
ayında bir rapor hazırlamıştır. Hükümet, Dünya Gıda Programı'nı (okul beslenme programı)
yeniden başlatmıştır. Bu programın, yerel aktörlerle birlikte yürütülen savunuculuk çalışmaları
sonucunda yeniden başlatıldığı düşünülmektedir.
Bazı örneklerde mahkeme kararları da yeni kamu politikalarının geliştirilmesini sağlamıştır.
Nitekim ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yasal olarak korunması sayesinde mahkemeler;
kamu politikalarının ulusal hukuk ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine uyumlu olmasını
sağlamak için devlet kurumlarına genel ilkeler sunmaya başlamıştır. Bazı mahkemeler kararlarının
uygulanışını denetlemek için takip mekanizmaları da kurmuştur. Bu türdeki mahkeme kararlarının
uygulanışını izlemek şu amaçlara hizmet edecektir: (A) mahkeme kararının uygulanmasını
izlenmesi ve (b) bunun yanı sıra, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin politikanın yarattığı
etkilerin izlenmesi.
Kolombiya
Kolombiya'da yerlerinden edilmiş binlerce kişinin ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını
ilgilendiren bir davada Anayasa Mahkemesi, devletin bu topluluğun ihtiyaçlarına yanıt
verebilecek bir kamu politikası uygulama konusunda başarısız olduğuna hükmetmiştir.
Mahkeme kararı, kamu politikalarının reformu da dahil olmak üzere karmaşık ve uzun vadeli
önlemler alınmasını gerektirmekteydi. Anayasa Mahkemesi düzenli olarak takip oturumları
gerçekleştirmiş ve devlete ilgili hakların hayata geçirilmesi konusunda kaydedilen ilerlemelerin
ölçülmesini sağlayacak göstergeler benimsemesini emretmiştir.
Anayasa Mahkemesi davada karara bağlanan çözüm yollarına uyulup uyulmadığını takip etmek
için emirler de yayımlamıştır. Yerlerinden edilmiş kişiler arasında özel bir ilgiye ihtiyaç duyan
gruplara ilişkin özel tedbirler konusunda BMİHYK ve diğer BM kuruluşlarını bilgilendirmiştir. Bu
gruplara kadınlar, çocuklar, yerli halklar, Afrika kökenliler ve engelliler de dahildir. Mahkeme,
BMİHYK'dan ve diğer BM kuruluşlarından devletin ilgili mahkeme emirleri doğrultusunda özel
tedbirlere uyup uymadığını izlemesini istemiştir.
BMİHYK, yerli halklarla ilgili tedbirlerin uygulanışını izlemeyi taahhüt etmiş ve teknik destek
sunmuştur. 2009 Nisan'ında, BMİHYK, ilgili meclis komitesine bir teklifte bulunmuştur. Bu meclis
komitesi, Mahkeme tarafından emredilen tedbirlere uyulmasını sağlamak üzere kurumlar arası
bir grup oluşturma teklifini onaylamıştı. Bu grup, BMİHYK ve BMMYK da dahil olmak üzere
Birleşmiş Milletler'in gözetiminde olacaktı. Grupta sivil toplum örgütleri, Parlamenterler ve ilgili
devlet kurumlarının üyeleri yer alacaktı. BMİHYK, sürecin BMİHYK'nın tavsiyeleri doğrultusunda
ve diğer Birleşmiş Milletler kuruluşları ile koordineli olarak çalışacak bir Daimi Koordinatör
tarafından denetlenmesini teklif etmiştir.
Kaynaklar: BMİHYK-Kolombiya. Bakınız Kolombiya Anayasa Mahkemesi'nin web sitesi (www.
Corteconstitucional.gov.co/ sadece İspanyolca)
3.
Bütçelerin izlenmesi ve bütçe bilgilerinin kullanılması
Devletler; ekonomik, sosyal ve kültürel hakların tam olarak kullanılmasını aşamalı olarak sağlamak
amacıyla mevcut kaynakların azamisini kullanmakla yükümlüdür. (Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme; Madde 2(1)).16 Bütçeler (federal, ulusal, bölgesel ya da yerel)
politika yapımının temel araçlarıdır ve genellikle merkezi devletin çeşitli birimlerinin yanı sıra
yasama organları, bölgesel yönetimler ve özerk kurumları da ilgilendirir. Devlet yetkilileri, kamu
bütçeleri aracılığıyla önceliklerini belirleyebilir ve somut eylemler konusundaki kararlılıklarını
gösterebilirler. Bu eylemler, bazı sosyal güvencelerden yararlanma düzeyini arttırabilir ya da
azaltabilir.
16
“Mevcut kaynakların azamisinin kullanımı” da dahil olmak üzere, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
“aşamalı olarak kullanılmasının sağlanması” kavramı ile ilgili daha ayrıntılı tartışma için Yüksek Komiserliğin
Ekonomik ve Sosyal Konsey'e sunduğu rapora bakın. (E / 2007/82) Ayrıca Bakınız OHCHR Fact Sheet No. 33,
Frequently Asked Questions on Economic, Social and Cultural Rights, özellikle de soru 7 ve 19. Soru 11, 12, 13,
14 ve 17 de konuyla ilgilidir.
Kamu politikaları, plan, program ve yasaların amaçlarına ulaşması için gereken kaynaklar
(maliyetler) de göz önünde bulundurulmalıdır. Genellikle, yasalar veya politikalar kağıt üzerinde
eksiksiz olmalarına rağmen fon yetersizliği veya diğer kaynakların eksikliği nedeniyle
uygulanmamaktadır. Özellikle de düşük gelirli ülkelerde kamu politikalarının etkili bir şekilde
tasarlanması ve uygulanabilmesi için ekonomik, sosyal ve kültürel hakların hayata geçirilmesi ile
sınırlı kaynakların tahsisi arasında bir denge kurmak gerekir.
Bütçe izleme yollarından biri de ayrıştırılmış veriler bulmaktır, böylece tahsislerin nasıl yapıldığı ve
hangi harcamaların dahil edildiği incelenebilecektir. Uzman olmayan kişilerin erişimine açık olan
ayrıştırılmış bütçe bilgileri, örneğin bir su ve sanitasyon projesi için ayrılan bütçe arttırılmış olsa
bile, aslında kaynakların çoğunun başkentin orta gelirli mahallelerine gideceğini
gösterebilmektedir. Öte yandan banliyölerde yaşayan ve çeşme suyuna erişimi olmayan kesimlere
bütçenin çok az bir bölümü gidiyor olabilir. Ayrıştırılmış bütçe bilgilerinin demografik ve coğrafi
verilerle birlikte kullanılması, kağıt üzerinde iyi görünen bir bütçe tahsisinin aslında gerçek
ihtiyaçları karşılamadığını veya ayrımcı bir etki yarattığını ortaya çıkarabilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde HIV / AIDS bütçeleri
2004 yılında, dokuz Afrika ve Latin Amerika sivil toplum kuruluşu ve araştırma kurumları, beş
yıllık dönemde (1998-2003) HIV / AIDS salgını için ayrılan kaynakları analiz etmek ve izlemek için
ortak bir girişimde bulunmuştur. Her ülkenin kendine özgü yasal çerçeveleri, bütçe döngüleri ve
ulusal sağlık sistemi sorunları olsa da araştırmacılar ülkeler arasında ilginç benzerlikler
bulmuştur.
Örneğin, rapora göre, Latin Amerika ülkelerinde HIV / AIDS yaygınlığı yüzde 1'in altındadır.
Devletin HIV / AIDS harcamalarının büyük bir bölümü virüse karşı kullanılan ilaç tedavilerine
ayrılmıştır. Ulusal AIDS bütçelerinin önemli bir kısmı (Arjantin'de yüzde 90, Şili'de yüzde 80,
Ekvator’da yüzde 74 ve Nikaragua'da yüzde 54) tedavi ve bakım hizmetleri için tahsis edilmiştir,
önlemeye ayrılan kaynaklar oldukça kısıtlıdır.
Afrika devletleri, 2001 yılındaki Abuja Afrika Birliği Zirvesi'nde yıllık bütçelerinin yüzde 15'ini
sağlık sektörüne ayırmayı taahhüt etmişlerdi. Raporda, vaka çalışmalarına dahil edilen Afrika
ülkelerinin yüzde 15 hedefini tutturamadığına da işaret edilmektedir. Aslında devlet
bütçelerinde sağlık harcamalarına ayrılan pay ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir: Bu oran
Kenya'da yüzde 6 iken Mozambik'te yaklaşık yüzde 15'tir, Güney Afrika'da ise bu oranının yüzde
12'nin biraz altında olduğu tahmin edilmektedir. Nikaragua dışındaki Latin Amerika ülkelerinde
sağlık bütçeleri genelde devlet gelirleri ile finanse edilmektedir. Güney Afrika dışındaki Afrika
ülkelerinde ise sağlık bütçeleri için çoğu zaman bağışçıların fonlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
durum devletin salgına yönelik müdahalesinin tutarlılığına ve sürdürülebilirliğine zarar
verebilmektedir.
Kaynak: Fundar (Meksika) ve Idasa (Güney Afrika), “Funding the fight: budgeting for HIV/AIDS
in developing countries” (2004).
Devlet kurum ve kuruluşları; bütçelerin tasarlanma şekillerinden, kurumlara yapılan tahsislerden
ve özel bütçe doğrularından sorumlu tutulmalıdır.
Bütçe tahsislerini analiz ederken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. İlk olarak, sadece
tahsisler değil, fiili ödemeler de takip edilmelidir. Bunun yanı sıra, çeşitli sektörlere ayrılan bütçenin
büyüklüğü, hizmetlere ve tesislere daha iyi erişim sağlandığı anlamına gelmeyebilir; zira başka
faktörler de devreye girebilmektedir. Genellikle, asıl mesele ne kadar ödenek ayrıldığı ve ne kadar
harcama yapıldığı değil; kimin için nerede harcama yapıldığı ve bu sürecin ne kadar şeffaf
olduğudur (örneğin maaşlar, faaliyetler ya da altyapı, coğrafi konuma verilen öncelik vb.). Son
olarak, uygulama oranlarının orijinal plandan büyük ölçüde farklılık gösterebileceği de akılda
tutulmalıdır. Örneğin yapısal sınırlamalar belirli bir bakanlık ya da yerel yönetimin kendilerine
tahsis edilen kaynakları kullanmasını zorlaştırıyor olabilir. Merkezi yönetim, parayı geç (çok geç)
bıraktığında da bu durum ortaya çıkabilir.
Ulusal bütçeler dışındaki ekonomik ve mali parametrelere de bakmak gerekir. Finansal kurumlar
ve onlar tarafından finanse edilen makroekonomik politikalar ve programların halkın haklarından
yararlanma düzeyi üzerinde (veya yararlanamamalarında) büyük bir etkisi vardır.
Tüm bu zorluklara ve kısıtlara rağmen, ayrıştırılmış göstergelerle desteklenmiş bütçe rakamları
(bkz. yukarıdaki Bölüm C ) ekonomik, sosyal ve kültürel hakların kullanılmasını sağlamaya yönelik
devlet çabalarını izlemek açısından faydalıdır. Sahada çalışan insan hakları kuruluşları, kullanabilir
kaynakların fiili düzeyinin tanımlanması gibi karmaşık konulara girmeden, özgül sorunlara açıkça
işaret etmelidir. Örneğin politika hedefleri ve bütçe tahsisleri arasında uyumsuzluk olduğunda
ortaya çıkan finansman sorunları, belirli grupların ve bölgelerin kamu fonlarını kullanımında
eşitsizlikler olarak tezahür edebilir veya bazı sektörlerde ciddi fon kesintileri ekonomik, sosyal ve
kültürel hakların daha az korunmasına yol açabilir.
Bütçeleri insan hakları perspektifinden analiz etmek için paranın hem kağıt üzerinde nasıl tahsis
edildiğine (planlama vb.) hem de gerçekte nasıl harcandığına (yani yürütme) bakmak gerekir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakları izlemek için bütçe bilgileri ve bütçe analizini kullanmak isteyen
İnsan Hakları Kuruluşları en azından şunları yapmalıdır:






Mali bilgiler, devam eden projeler, kamu ihaleleri, ulusal ve bölgesel bütçeler ve denetimler de
dahil olmak üzere, kamu bilgilerine erişimi güvence altına alan ulusal mevzuatı bilmelidir.
Sahadaki kuruluşların hangi türde bilgilere erişebileceğini bilmek ve hak sahiplerini bu bilgilere
erişim talep etmeleri için teşvik etmek önem taşır;
Bütçe döngüsünü anlamalıdır. Örneğin, bütçeler hangi zamanlarda planlanıyor, görüşülüyor ve
onaylanıyor? Bölgesel / yerel düzeylerde ve federal / merkezi düzeylerde kimler sorumlu? Bir
önceki bütçe döngüsündeki faaliyetlere ilişkin bilgiler ne zaman kamuya duyuruluyor?
Çeşitli aktörlerin bütçeler hazırlanırken, onaylanırken ve uygulanırken oynadığı rolü
anlamalıdır. Bazı ülkelerde, örneğin, sadece maliye bakanlığı kurumlara fon kullandırıyor
olabilir. Bu; bir bütçe doğrusu meclis tarafından kabul edilse bile önemli gecikmeler veya
kesintilerin gerçekleşebileceği anlamına gelir.
Diğer ülkelerdeki deneyimleri tespit etmek (örneğin komşu ülkeler veya benzer bir gelir ve
kalkınma düzeyine sahip ülkeler) ve bu ülkelerdeki katılımcı bütçe süreçlerinin etkinliğini
değerlendirmek gerekir.
Sosyal yatırımların yeterli olmasını ve kaynakların şeffaf bir şekilde kullanılmasını
sağlayabilecek (bağımsız denetim dahil) hesap verebilirlik mekanizmalarını belirlemek gerekir.
Genellikle yolsuzlukla mücadele amacıyla kurulmuş olan bu türdeki mekanizmaların bulguları
ve analizleri, insan haklarıyla ilgili amaçlar için de bütçelerin izlenmesine yardımcı olabilir.
Bütçe bilgilerini ve analizini “tercüme” edebilecek ve açıklayabilecek akademik kurumları veya
araştırma kuruluşlarını ve STK'ları araştırmak gerekir.
Anne ölümleri ve insan hakları konusunda çalışan uluslararası girişim
Farklı alanlardan sivil toplum kuruluşları, anne ölümleri üzerinde çalışmak için insan hakları
araçları geliştirmek üzere bir araya gelmiş ve bir ağ oluşturmuştur. Bu ağ; anne ölümleri ve insan
hakları konusunda çalışan uluslararası girişim olarak da bilinmektedir. Bu kuruluşlardan bazıları
(Analiz ve Araştırma Merkezi ve Uluslararası Bütçe Ortaklığı- Fundar vb.) yıllar içerisinde bütçe
çalışmalarında uzmanlaşmış, bütçe ve insan haklarını birbirine bağlayan metodolojik yaklaşımlar
geliştirmiştir.
Bu ağ, 2009 yılının Mayıs ayında, devletlerin anne ölümlerinin azaltılması konusundaki
yükümlülükleri doğrultusunda sorumlu tutulması için bütçelerin nasıl kullanılacağına ilişkin bir
bilgi notu yayımlamıştır. Yazarlara göre kamu bütçesi, bir hükümetin gerçekteki sosyal ve
ekonomik politika önceliklerini yansıtır. Bu bilgi notunda, bütçe analizi konusundaki sivil toplum
çalışmalarının önemi ve savunuculuk faaliyetleri açısından potansiyeli vurgulanmıştır.
Çalışmada üç yeni sivil toplum kuruluşu örnek olarak ele alınmaktadır: Fundar, Meksika'daki
Analiz ve Araştırma Merkezi; Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti’ndeki Kadınların Onuru kuruluşu;
Hindistan'daki Bütçe ve Yönetişim Sorumluluğu Merkezi. Bu kuruluşların çalışmaları ve
deneyimlerinden çıkartılan dersler şunu ortaya koymaktadır: Anne ölümlerini azaltma
konusunda gerçek bir ilerleme kaydedilememesi, devletlerin bütçelerinde anne sağlığına öncelik
verme konusundaki başarısızlıklarıyla ilişkilidir. Bu kuruluşların bulguları, bu sorunun çözümü
için kaynaklar mevcut olsa dahi anne ölümlerinin devam ettiğini-ve artmayı sürdürebileceğini,
dolayısıyla bu kaynakların düzgün bir şekilde tahsis edilmemiş veya etkili bir şekilde
harcanmamış olabileceğini gözler önüne sermektedir.
Kaynak: http://righttomaternalhealth.org.
4.
Belirli vakalarla bağlantılı olarak ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerinin
izlenmesi
Bu Kılavuzun en önemli mesajlarından biri şudur: İnsan hakları ihlallerini belgelemenin asıl amacı
sorunu çözmeleri yetkilileri için harekete geçirmektir. Söz konusu amaç; ekonomik, sosyal ve
kültürel hakların yanı sıra medeni ve siyasi haklar için de geçerlidir. Bu bölümde belirli vakalarla
bağlantılı olarak insan hakları ihlallerinin izlenmesini önemini yinelenmekte ve vaka-tabanlı
izlemenin sadece medeni ve siyasi haklar ihlalleri için değil, ekonomik, sosyal ve kültürel hak
ihlalleri için de mümkün olduğu vurgulanmaktadır.
Aşamalı olarak gerçekleştirme ilkesi kapsamında, çoğu zaman belli bir zaman dilimi içerisindeki
sosyoekonomik veriler ve diğer yönetimsel istatistikler analiz edilir. Bununla birlikte ekonomik,
sosyal ve kültürel hak ihlallerini izleme çalışmaları, genelde bir olayın somut koşullarını
belgelemeye ve açıklamaya dayanır. Örneğin eğitim hakkının aşamalı olarak hayata geçirilmesinin
izlenmesi, bazı göstergelerdeki gelişimi dikkate almayı gerektirir (örneğin ilköğretime kayıt veya
okul bırakma oranlarını izlemek gibi). Bu doğrultuda, belirli bir zaman dilimi içinde bu
göstergelerde bir iyileşme olup olmadığı değerlendirilir. Belirli ihlal vakalarını izleme çalışmaları ise
istatistiklerden ziyade somut olaylara odaklanacaktır (Örneğin yer olmadığı için bir grup çocuğun
okuldan eve geri dönmesi, hamile bir öğrencinin keyfi bir şekilde okuldan atılması veya engelli
çocuklara uygun düzenlememeler sağlanmaması vb.). Bununla birlikte, ekonomik, sosyal ve
kültürel hak ihlallerinin belirlenmesi için bu iki yaklaşımın birleştirilerek kullanılması da
mümkündür.
Genellikle, bir insan hakkı ihlali belgelenirken “kimin kime ne yaptığını” belirlemek için bilgi
toplanır. Mümkün olduğu takdirde, bu bilgiler şunları içerir:






Mağdurun veya mağdurların kimliklerinin belirlenmesi;
Sorumlu yetkililerin belirlenmesi;
İddia edilen hak ihlaline karışmış diğer aktörlerin belirlenmesi (örneğin özel şahıslar gibi);
Olayların ayrıntılı raporu
Vakayla ilgili ek bilgiler, yetkililerin savunması ve yapılan her türlü düzeltici işlem ve
Etkilenen haklar ve ihlal edildiği iddia edilen yükümlülükler ve vakadaki olaylarla nedensel
bağlantısı
Ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerine ilişkin bazı vakalarda, özellikle de bir grup bireyi içeren
vakalarda, devlet kaynakları bulunmasına rağmen, yükümlülüklerinin yerine getirmediğini
kanıtlamak için istatistikler ve nicel veriler gerekebilir. Örneğin, nicel veriler, iş yerinde etnik köken
ve cinsiyete dayalı olarak fiili ayrımcılık yapıldığı iddiasını kanıtlamak için kullanılabilir. Benzer
şekilde, okul sayısının yetersiz kaldığı yerleri gösteren veriler, bir çocuğun eğitim hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddiayı desteklemek için kullanılabilir.
Batı Şeria ve Gazze
Sağlık profesyonelleri, genellikle insan hakları çalışmalarının ön sıralarında yer almaktadır. Silahlı
çatışma durumlarında, sağlık hizmetlerinin çalışmaya devam etmesi ve nüfusun bu hizmetlere
erişime sahip olması elzemdir.
İsrail'in Aralık 2008 ile Ocak 2009 tarihleri arasında Gazze'de gerçekleştirdiği askeri saldırı
sırasında Gazze Şeridi'nde yer alan 11 hastane hasar görmüş, 29 ambulans tahrip edilmiştir.
Sürekli güç kesintileri yaşanmış ve yollara barikatlar kurulmuş, 16 sağlık çalışanı da vazife
başında öldürülmüştür. Günler boyunca tüm sağlık ekiplerinin Az Zaytun gibi bazı bölgelere girişi
yasaklanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ), Filistin Sağlık Bakanlığı ile yakın istişare ve işbirliği
içerisinde, üç bölümden oluşan şu stratejiyi uygulamaya koymuştur:



Koordinasyon: (a) tüm aktörlerin (Birleşmiş Milletler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, STK'lar,
donörler vb.) koordine edilmesi için bir sağlık kümesinin hayata geçirilmesi ve (b) Sağlık
Bakanlığı Acil Servisi'nin 24 saat çalışan birincil teknik uygulama birimi olarak hayata
geçirilmesini kapsamaktadır. Sağlık kümesi, sağlık risklerinin ve tehditlerinin izlenmesi,
lojistik ve operasyonel destek sağlanması ve çatışmanın sağlık bakımından etkilerinin
değerlendirilmesi konularına odaklanmıştır.
Bilgi: çatışma sırasında, bilgi güvenilir, zamanında ve tüm ortakların erişimine açık olmalıdır.
Bu süreçte odaklanılan konular bilginin sürekli olarak toplanması, iyi seçilmesi ve düzenli ve
geniş alanda dağıtılması olmuştur. Bu amaçla, DSÖ günlük bir durum raporu oluşturmuş ve
Gazze'deki DSÖ yetkililerinden medyaya ve diğer ortaklara ve DSÖ genel merkezine, bölgesel
ve yerel ofislerine bilgi akışı sağlamıştır.
Savunuculuk: Sağlık hizmetlerine erişim ve bu erişimin önüne geçen engellere ilişkin
bilgilerin analizine dayanarak, DSÖ tüm taraflarla birlikte diyalog ve savunuculuk için belirli
alanları ve aynı zamanda uluslararası toplumun harekete geçirilmesine ilişkin konuları ilgili
belirlemiştir.
Toplanan ve sistematik hale getirilen bilgilerin bir kısmı DSÖ Gazze Şeridi için Özel Sağlık
Misyonu (21 Mayıs 2009) ve Goldstone Raporu (A/HRC/12/48) ile karara bağlanmış Birleşmiş
Milletler Gazze Çatışmasında Gerçekleri Araştırma Misyonu'na (İnsan Hakları Konseyi kararı S9/1) yardımcı olmuştur.
Sağlık hakkı sadece sağlık bakımının ulaştırılması konusu değildir; sağlık profesyonelleri aynı
zamanda bireylerin ve o bireylere ait insan haklarının korunması konusunda aynı derecede
öneme sahip başka roller de oynamaktadırlar.
Kaynak: DSÖ Batı Şeria ve Gazze, İnsan Hakları ve Savunuculuk Birimi.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerine ilişkin belirli vakaların belgelenmesi şu amaçlarla
kullanılabilir:








Olağan iç raporlama süreçleri yoluyla raporlama;
İlgili özel prosedür görev yetkisi sahiplerine, Birleşmiş Milletler insan hakları sözleşmesi
kurumlarına ve diğer insan hakları mekanizmalarına raporlama;
BMİHYK Uganda tarafından hazırlanan çatışma sonrası kuzey Uganda'da arazi, konut ve
malvarlığı raporları gibi tematik raporlar hazırlama;
Kaygıları ortaya koymak ya da durumun çözümlenmesini kolaylaştırmak amacıyla basın
bildirileri ve kamuoyu açıklamaları yapma (o alandaki oluşum tarafından ya da küresel düzeyde
Yüksek Komiser/İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından);
Bahsedilen durumların görünür olmasını sağlama paydaşların bir araya gelerek taleplerini açık
bir şekilde ifade etmelerini sağlama;
Daha geniş çapta eğilimlere veya eksikliklere örnek oluşturabilecek sembolik durumlara dikkat
çekme. Bunun karşılığında, bu belirli durumlara çözüm sağlamak başkalarının benzer
durumlarda aynı yaklaşımı tekrarlamasına yardımcı olabilir;
Çözümler veya çareler bulma amacıyla yetkili makamlarla savunuculuk çalışmaları, ve
gelecekte yaşanabilecek ihlallerin önlenmesi için önlemler alınmasını önerme;
Teknik işbirliği ile, kısmen de olsa, çözüm bulunabilecek insan hakları açıklarını tanımlama.
Sudan
Uzun yıllar boyunca, Birleşmiş Milletler Sudan Misyonu'nun (UNMIS) insan hakları bileşeni Nil
nehri üzerinde gerçekleştirilen iki hidroelektrik baraj projesi nedeniyle zorla tahliye edilen
toplulukları yakından izlemiştir. Bu bağlamda, insan hakları bileşeni bu topluluklar ve
temsilcileriyle görüşmüş, etkilenen alanlarda çeşitli değerlendirme misyonları gerçekleştirmiş,
gözaltına alınmış temsilcilerin durumunu izlemiş, yerlerinden edilen insanların insani
durumlarını izlemiş, durum hakkında düzenli olarak raporlar sunmuş, barışçıl bir çözüme varma
amacıyla tüm taraflarla bağlantı kurmuş ve devletin yerlerinden edilen insanlara yardım ve
tazminat sağlama konusundaki taahhütlerini uygulayışını izlemiştir. UNMIS o alanda çalışan
şirketleri ve ilgili büyükelçilikleri bilgilendirmiş ve yetkili makamlara, uluslararası topluma,
özellikle de projelere fon ya da destek sağlayan üye devletlere, ve onlarla ilişki içinde olan
finansal kurumlara ve şirketlere bir takım önerilerde bulunmuştur.
Sudan Hükümeti'ne iletilen bir dizi bildiride belirtildiği üzere (bkz. A/HRC/4/18/ Add.1, para. 5559, A/HRC/7/16/Add.1, para. 113-119, A/HRC/10/7/Add.1, para. 80), yeterli konut konusuyla
ilgilenen Özel Raportör bu zoraki tahliyeler ve yer değiştirmelerle ilgili kaygılarını dile getirmiş,
ve yeterli konut hakkının ihlalinin nasıl şiddete, keyfi tutuklamalara, işkence ve ölümlere ve
katılım ve danışma hakkı, basım özgürlüğü ve ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere geniş çapta
diğer insan hakları ihlallerine yol açtığını belirtmiştir.
5.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların mahkemeler ve adli benzeri
mekanizmalar aracılığıyla izlenmesi
Davalar, UİHK ya da idari kurum ve kuruluşlara yapılan şikayetler gibi yargı ya da yargı benzeri
kurumlar nezdindeki şikayetlerin ortaya konulması, ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerinin
izlenmesi için faydalı yöntemlerden bir diğeridir. Benzer bir biçimde, ulusal ve uluslararası
aktörlerin ve ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerine ilişkin örnek davalar açmaları konusunda
kapasite geliştirmeleri için teşvik edilmeleri de bu hakların yasal yollarla korunması açısından ilginç
bir yöntemdir.
Adli ve adli benzeri şikayetler genellikle iddialarına bir dayanak olarak ekonomik, sosyal ve kültürel
hak ihlallerinin belirgin bir tanımlamasını gerektirir. Ancak, farklı yasal sistemler bireyselden
topluya ya da grup davalarına kadar değişen çeşitli iddialara imkan tanımaktadır. Bazı yasal
sistemler yalnızca bireysel mağdurların mahkemeye başvurmasına izin vermektedir. Diğerleri ise
grup davaları, kamu yararı temsilleri veya toplumun yararı gözetilerek üçüncü şahıs tarafından
açılan davalar (bazı davalarda herhangi bir kişinin mahkeme huzurunda iddia ortaya koymasına
izin verilmesi) da dahil olmak üzere, gruplara izin vermektedir.
Bazı yargı yetkisi alanlarında, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar hala yargılanabilir olarak kabul
edilmemektedir ve bu hakların ihlallerine ilişkin iddialara karşı yeterli çözüm sağlanmamaktadır.
Ancak diğerlerinde, artan sayıdaki içtihatlar, mahkemelerin ve adli benzeri kurumların, kanunların
ve kamu politikalarının tasarımı ya da uygulanmasındaki eksikleri ortaya çıkarma ve mağdurların
maruz kaldığı haksızlıkları giderme konusundaki potansiyelini göstermiştir.
Arjantin
Haziran 2006'da, Arjantin Yüksek Mahkemesi Matanza-Riachuelo nehrinin kirletilmesinin
olumsuz etkileri hakkında bir karar vermiş ve insan haklarına saygı duyulmasına olanak sağlayan
bir politika tepkisini teşvik etme amacıyla bir mekanizma oluşturmuştur. Bu nehir Buenos Aires
şehrini de kapsayan geniş çaplı bir alanda akmakta, yaklaşık 3 milyon yerli halkı etkilemektedir.
Mahkeme kararını bir mekanizma kurulması ve çeşitli ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
korunmasını sağlamak için yeterli prosedür uygulamasının izlenmesi üzerine yoğunlaştırmıştır:




İlk olarak, Mahkeme politikaların takdire bağlı ya da ayrımcı olmasını engellemek amacıyla
mağdurlardan oluşan grubun en zayıf üyelerine bakmıştır.
İkinci olarak, Mahkeme şehir, taşra ve ulusal düzeydeki yetkililerden ortak bir biçimde ve
her birinin sorumluluktan pay alacağı şekilde bir plan geliştirmelerini talep etmiştir.
Üçüncü olarak, Mahkeme bu planın istişari ve kapsayıcı bir biçimde geliştirilmesini
emretmiştir: Mahkeme'de durumdan etkilenen toplumsal örgütlerin ve bireylerin yanı sıra
insan hakları ve çevre STK'larının da aktif katılımıyla üç adet kamuya açık oturum
gerçekleştirilmiştir.
Dördüncü olarak, Mahkeme planın uygulanmasına ilişkin bir toplumsal kontrol mekanizması
oluşturmuştur. Plan ve uygulaması ölçülebilir kısa, orta ve uzun dönem hedefleri
içermektedir.
Bu yaklaşımın bir faydası da Mahkeme'nin devletin diğer kısımları (yürütme ve yasama kolları)
için insan hakları standartlarına uygun önlemler almaları için ortam yaratması ile demokratik
katılımın güçlendirilmesi olmuştur. Politika belirleme aşamasına geçmeksizin, mahkemeler
politika belirleme sürecini ve sonucunu anayasal ve uluslararası insan hakları sözleşmesi
standartlarına paralel olarak izleyen bir konumda olabilirler.
Kaynak: Mendoza, Beatriz Silvia y otros c/ Estado Nacional y otros s/ danos y perjuicios (danos
derivados de la contaminacion ambiental del Rio Matanza - Riachuelo), 20 Haziran 2006 tarihli
karar. Erişim: www.csjn.gov.ar (Sadece İspanyolca dilinde).
Adli prosedürlerin izlenmesi üzerinde bu şekilde yoğunlaşabilmek, ön koşul olarak şeffaf, etkin ve
toplumlar ya da bireyler ve onların örgütleri için erişilebilir olarak kabul edilen bir adli sistemi
gerektirir. Açık bir şekilde, adalete erişim insan haklarının bölünmezliği ve birbirine bağlılığının esas
olduğu bir alandır. Bu alanlardaki oluşumların ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin adli ve
adli benzeri süreçleri izlerken aşağıdaki konuları dikkate almaları gerekmektedir:

Çözümler mevcut mudur? İlk adım, elbette ki, yerel yasal sistemin ekonomik, sosyal ve kültürel
hak ihlallerine, adli ve adli benzeri mekanizmalar aracılığıyla yeterli çözümler sunup
sunmadığının değerlendirilmesidir. Mevcut çözüm türlerinin ve erişebilecekleri uzaklığın
haritalandırılması anlamlı bir izleme çalışmasına yönelik önemli bir adımdır. Unutulmamalıdır
ki, adli çözümlerin mevcut olmadığı ya da kısıtlı olduğu yargı yetkisi alanlarında bile, UİHK’ların
genellikle hak ihlallerine ilişkin şikayetleri kabul etmelerine izin verilmektedir.
(a)
Eğer çözümler mevcutsa, alandaki oluşumlar bu tür davalarda karar vermeleri için
hakimlerin ve bu çözümleri kullanmaları için sivil toplum örgütlerinin kapasitelerini
artırmalarına yardımcı olabilir. Ancak, dava açmak masraflıdır ve uzun sürer, sonucu her
zaman tahmin edilemez ve lehte kararlar normal seyrinde uygulanamayabilir ya da
mağdurlar için etkin ve anlamlı çözümler sağlamayabilir. Dolayısıyla dava açma seçeneği
sadece diğer tüm yollar araştırıldıktan sonra tercih edilmeli ve şikayetçilerin sonuç
hakkındaki beklentileri yükseltilmemelidir.
(b)
Eğer çözümler mevcut DEĞİLSE, ya da mevcut çözümler açıkça etkisiz ya da aşırı
derecede yavaşsa, ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlallerine ilişkin şikayetlerin mahkeme
ya da diğer kurumlar huzurunda izlenmesi bu tür ihlallerin giderilmesi için etkili bir yol
değildir. Bununla beraber, çözümlerin bariz bir şekilde eksikliğinin ya da sistemin
yavaşlığının izlenmesi yasal boşlukların ve mağdurların haksızlıklarının giderilmesinin
önüne geçen engellerin altının çizilmesi açısından önemli olabilir.
Alandaki oluşumların davaları izleme kapasiteleri zaman ve kaynak kısıtlamaları tarafından
sınırlandırılabilir. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin olağan adli ya da adli benzeri
içtihatların tamamının izlenmesi mümkün olmayabileceği için, alandaki oluşumlar aşağıdaki
sembolik davalara odaklanmayı tercih edebilirler:



Yüksek mahkeme ya da anayasa mahkemesi tarafından karar verilen emsal davalar;
UİHK'lar tarafından karar verilen emsal teşkil eden şikayetler;
Kamuoyunun geniş ilgisini kazanmış kamu yararı davaları.
Adli ve adli benzeri davaların izlenmesi, mahkeme kararlarının uygulanışının izlenmesini de
kapsayacak şekilde genişletilebilir. İhtiyaç duyulan çözümüm karmaşık olduğu ve kanunların,
yönetmeliklerin ve planların değiştirilmesini, yeni hizmetlerin, yeni bütçe tahsislerinin tedarik
edilmesini ya da farklı devlet departmanları ve kurumlarının koordine edilmesini gerektirdiği
durumlarda, mahkeme kararlarının uygulanması uzun zaman alabilir. Farklı yargı yetkisi
alanlarından bir takım sembolik davalar, özel mahkeme komiserlerinin atanması, UİHK'lara izleme
fonksiyonlarının verilmesi veya siyasi şubelerin mahkemelerin adli kararlarının uygulanış süreçleri
hakkında rapor hazırlamaları için belirli göstergeler geliştirilmesi gibi yeni prosedürel gelişmelerin
ortaya çıkmasını sağlamıştır. Yukarıda bahsedilen Arjantin Yüksek Mahkemesi davası (nehir kirliliği
hakkında) ve Kolombiya Anayasa Mahkemesi davası (ülke içinde yerinden olmuş kişiler) bu eğilime
örnek göstermektedir.
Alanlardaki oluşumlar aynı zamanda mağdurların uğradıkları haksızlıkları gidermeyi amaçlayan adli
kararların uygulanışını izleme konusunda da rol oynayabilirler. Örneğin Birleşmiş Milletler
oluşumları, çatışma sonrası ortamlarda konutların geri iadesindeki ayrımcı uygulamalara ilişkin
kararları izlemişlerdir.17
Ulusal kararların uygulanmasının önemli olmasının yanı sıra, Dünya Bankası'nın Denetim Paneli
veya Uygunluk Danışmanı/Ombudsmanı'nın kararları da dahil olmak üzere uluslararası kararlar da
ekonomik, sosyal ve kültürel hakların gerçekleştirilmesine ilişkin hayati hükümler ve ilkeler
içerebilir. Bu durum sadece özellikle bu haklar üzerinde yoğunlaşan kararlar için değil, işkence
mağdurlarının tıbbi ya da psikolojik hizmetlere erişimi, ya da kültürel olarak yeterli toplu onarım
gibi, öncelikli olarak medeni ve siyasi haklarla ilgili olan ancak ekonomik, sosyal ve kültürel haklar
üzerinde de olumsuz etkilere sahip kararlar için de geçerlidir.
17
Bakınız örneğin, Handbook: Housing and Property Restitution, s. 79-80 ve 87-88.
Inter-Amerikan sistem içindeki yerli halklar
Inter-Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi, devletlere, özel bir ahlaki gereklilik yöntemi olarak,
kararlarını yerel dillere çevirmesini ve dağıtmasını emretmiştir. Bakınız, örneğin Guatemala
aleyhine Plan de Sanchez katliamı davası, 19 Kasım 2004 tarihli karar (Onarımlar, para. 102-103).
Benzer bir biçimde, Sawhoyamaxa Yerel Halkı davası v. Paraguay, 29 Mart 2006 tarihli karar
(Esaslar, onarımlar ve masraflar, para. 230) için de, Mahkeme devlete “Kilometro 16”
yerleşimindeki çocuklar için geçici bir okul kurulması amacıyla “Santa Elisa” okulu yerleşimine
gerekli tüm materyalleri ve insan kaynaklarını sağlamasını emretmiştir. Mümkün olduğu
derecede, eğitimin yerel halkın ve Paraguay'ın kültürel değerlerine saygı göstermesi ve biri Exent
dili ve diğeri ise Halk'ın takdirine göre İspanyolca veya Guarani dilinde olmak üzere iki dilde
olması gerekmiştir.
Genellikle, uluslararası adli ve adli benzeri mekanizmaların bir hak ihlalini olduğunu düşündükleri
durumlarda, devlet belirli çözümlere karar vermede gecikme yaşamaktadır. Uluslararası
mahkemeler ve antlaşma kurumları bu tür konuları takip etmede çok az kapasite sahibidirler. Bu
alanlardaki oluşumlar devletin bu tür uluslararası mekanizmaların kararları ve tavsiyelerine uyma
amacıyla attığı adımları izlemede önemli bir rol oynayabilirler.
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin bazı özelliklerin gerçekleştirilebilmesi için gereken bazı
politika değişikliklerinin sağlanabilmesi için açılan davaların başarılı olması şart değildir. Bazı
durumlarda, dava açmak, bir konuya ışık tutulmasını ve kamuoyu farkındalığı ve tartışmaların
ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu tür “yenilgi”lerden doğan kamu politikası ve hatta mevzuat
değişiklikleri veya gelişmeleri yaşanmış ve hükümetin idari veya yasama kollarına koruma veya
uygulama konusundaki bazı boşluklara yeterli düzeyde tepki vermeleri için yol göstermiştir.
Avustralya
Yeni Güney Galler İnfaz Hizmetleri Departmanı hapishanelerinde prezervatif dağıtımına karşı
çıkmıştır. Yetkililer HIV hastalığının önlenmesine karşı önlem olarak birincil olarak eğitime
güvenmişlerdir. 1995 yılında 50 mahkum politikalarını yenilemesi için bölgesel yönetime baskı
yapmayı denemiştir. Somut anlamda, davacılar prezervatiflerin Yeni Güney Galler Devleti
tarafından sağlanmasını talep etmişlerdir. Mahkumlar, prezervatif tedarik edilmemesi kararının
veya erkek mahkumların prezervatif bulundurulmalarına ya da kullanmalarına izin vermemenin
anlamsız olduğunu ve gücün dengesiz kullanımı anlamına geldiğini, gözaltına almaların
meşruiyetinin sorgulanması ihtiyacını doğurduğunu ve Departman'ın mahkumlara karşı
üstlendiği sağlık hizmetlerini de kapsayan özen görevinin ihlaline neden olduğunu
savunmuşlardır. Üç gerekçe de Avustralya Yüksek Mahkemesi de dahil olmak üzere farklı
mahkemeler tarafından reddedilmiştir. Ancak, reddin sebebi prosedürel nedenlere
dayanmaktadır ve ihmale dayalı savlara değinilmemiştir.
Mahkemeler tarafından reddedilmesine rağmen, bu dava önemli politika değişikliklerine vesile
olmuştur: 1996 yılında, Yeni Güney Galler hükümeti prezervatifleri tüm hapishanelerde mevcut
hale getirme kararı almıştır. DSÖ'nün hapishanelerde HIV enfeksiyonu ve AIDS'e ilişkin rehber
ilkelerine göre (1993), hapishanelerde prezervatif tedarikine ilişkin kısım oldukça nettir.
Hapishanelerde - yasak olsa bile- cinsel ilişkiler yaşandığı için, prezervatiflerin tüm mahkumların
erişimine açık olması gerekmektedir ve tüm mahkumlar cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı
önleyici tedbirler de dahil olmak üzere sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir.
Kaynak: Mahkeme Hakları: HIV ile Yaşayan Kişilerin İnsan Haklarına ilişkin Açılan Davalar Konulu
Örnek Olaylar (Kanada HIV/AIDS Yasal Ağı ve UNAIDS, 2006).
F.
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesinde stratejik
yaklaşımların seçilmesi
Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar pek çok hakkı ve durumu kapsamaktadır: işgücü, sosyal
güvenlik, sağlık, yiyecek, eğitim, konut, su ve kültürel hayat. Katma değer, mevcut kaynaklar,
ortaklıklar veya fırsat pencereleri gibi stratejik kaygılar, o alandaki oluşumların ayrımcılık gibi
sadece belirli haklara ya da konulara odaklanmalarını gerektirebilir. Dikkatli bir analizden sonra,
çalıştıkları ülke ve bölgenin kendine özgü bağlamına göre, ilgili konuları ve giriş noktalarını
seçmeleri gerekir. Aşağıda bazı öneriler mevcuttur.
1.
Sadece bir hak ve bir nüfus grubuna odaklanmak
Alan oluşumları dikkatlerini tek ya da birden fazla hak üzerinde yoğunlaştırabilirler. Ekonomik,
sosyal ve kültürel hakların korunması ve tanıtılması ile ilgilenen alan oluşumlarının pek çoğu bu
yolu seçmiş ve sağlık hakkı, yiyecek hakkı ya da konut hakkı gibi belirli bir hakkı ya da hakları öncelik
olarak belirlemişlerdir. Ancak bu tek seçenek değildir. Alan oluşumları, kadınlar ve sağlık hakkı,
çocuklar ve eğitim hakkı, engelli kişiler ve sosyal güvenlik hakkı, veya göçmenler, yerel halklar ya
da azınlıklara ilişkin benzer kararlar gibi nüfusun bir kesiminin belirli haklarına odaklanmayı ve
yerel ve ulusal olarak ilgili belirli boyutları vurgulamayı da tercih edebilirler.
Bu odaklanma daha iyi hedeflenmiş faaliyetlerin gerçekleştirilmesine ve belirli bir alt bölge ya da
topluluğa özel olabilecek pilot projelere girişilmesine imkan tanır. İnsan hakları yetkilileri en acil
görünen konuların belirlenmesi için anketler, küçük odak grupları veya gayri resmi tartışmaların
yanı sıra yetkili makamlarla daha resmi danışmalar ve tartışmalar da gerçekleştirebilirler.
Uganda
Kuzey Uganda'daki çatışmalar 22 yıl boyunca şiddetini sürdürmüş, 2 milyon insanı yerlerinden
ederek ÜİYOK kamplarına taşımıştır. 2006 yılında, gerçekleştirilen ateşkes ile, bazı insanlar
kampları terk ederek evlerine dönmeye başlamıştır. Bu kişiler, güvenlik eksikliği ve dönüşlerini
kolaylaştıracak kamu hizmetlerinin olmayışı gibi çeşitli engellerle karşılaşmışlardır (okulların
olmayışı, hastanelerin olmayışı, tamire muhtaç durumda suya erişim noktaları). Buna ek olarak,
geri dönenlerin konut hakkını doğrudan etkileyen arazi anlaşmazlıkları kalkınma projeleri için
büyük imtiyazlar içermiş (yol inşaatları gibi) ve bazı bölgelerde petrol kuyularının keşfedilmesi
arazilere el konulmasına ve tahliyelere yol açmıştır
BMİHYK-Uganda konut hakkının korunması için bir strateji geliştirmiştir. Eylem çizgilerinin bir
kısmı şu şekildedir:






Anayasayı, uygulanabilir yasa ve politikalarını analiz etmek;
Arazinin gerçek hak sahipleri ile istişare eksikliği, arazi sahiplerine yeterli tazminat
verilmemesi, arazi yargılama mekanizmalarının etkili olmayışı ve mevcut politikaları
uygulamada yaşanan başarısızlıklar gibi yasa ve uygulamadaki boşlukları tanımlamak;
Mümkün olan yerlerde, tahliyelerin durdurulması için acil önlemler alınmasını sağlamak, ya
da mağdurlara yeterli tazminat sağlamak ve ÜİYOK'lerin yer değiştirmesi için alternatif
bölgeler sağlamak;
Dönüş, yeniden yerleşme ve yer değiştirmelerin gönüllü olmasını ve ulusal ÜİYOK
politikasına paralel olarak kalıcı çözümlere vesile olmasını sağlamak;
Hükümeti, ulusal ÜİYOK politikası ve Pinheiro İlkeleri de dahil olmak üzere mevcut
politikaların uygulanması yoluyla arazi anlaşmazlıklarını çözmesi için teşvik etmek;
Kalkınma ortakları ve donörlerine evsizliğe yol açan konut hakkı ihlallerinin önlenmesi için,
mevcut mevzuatı gözlemlemelerini, mevcut kalkınma planları konusunda halka
danışmalarını ve yerel yönetimle yakın temas halinde çalışmalarını önermek.
2.
Ortak sahaları kapsayan konulara odaklanma
Bir takım ortak sahaları kapsayan konular da faydalı yaklaşımlar sunmaktadır. Örneğin, ekonomik,
sosyal ve kültürel haklara ilişkin çözümlere ve adalete erişim, bu tür hakların hem ulusal hem
uluslararası olarak yargılanabilirliği konusunu ortaya atmaktadır. Alan oluşumları ekonomik, sosyal
ve kültürel hakların yargısal korunması için deneyimler ve engeller üzerinde ya da Ekonomik,
Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme'ye Ek İhtiyari Protokol gibi, uluslararası
şikayet mekanizmalarının tanıtılması üzerinde yoğunlaşabilirler.
Eşitlik ve ayrımcılık yapmama konuları da ilgilenilebilecek önemli platformlar sunmaktadır.
Örneğin, ilgili yasaklanmış ayrımcılık gerekçelerini (örn. cinsiyet, ırk, siyasi veya dini inanç, sosyal
köken, engellilik, milliyet, sağlık durumu ya da cinsel yönelim) bir ya da birden fazla çeşitli
ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla (örn. sağlık, eğitim, işgücü, konut, yiyecek veya su) bağlantılı
olarak önceliklendirmek mümkündür. Diğer ortak sahaları kapsayan konular bilgiye erişim,
danışma ve katılım ve UİHK'ların güçlendirilmesidir.
Arazi ve mülkiyet. Araziye erişim; konut, yiyecek, su, çalışma ve sağlık hakları da dahil olmak üzere
bir takım haklar için temeldir. Doğal kaynaklara, geleneksel kültürel ve dini alanlara ve doğrudan
araziye bağlı belli bir yaşam türüne erişim, çiftçiler ve yerel halklar da dahil olmak üzere geniş insan
grupları için olmazsa olmazdır. Araziye erişimin güvenli hale getirilmesi, insanları yatırım yapmaya
ve konutlarını ve araziyi geliştirmeye teşvik eder. Aynı zamanda insanların kamu hizmetlerine ve
kredilere ulaşmasını sağlayabilir. Araziler çoğunlukla gerginliğe neden olur ve çözümlenmeyen
arazi anlaşmazlıkları genellikle şiddete ve çatışmaya dönüşür. Araziler aynı zamanda çatışma
sonrası durumlarda, özellikle de madenciliğin azınlıklar, yerel halklar, hükümet görevlileri ve kamu
ve özel sektör kuruluşları arasında yüzleşmelere neden olduğu durumlarda hayati bir rol oynar.
3.
Uluslararası insan hakları mekanizmalarının haritalanması
Alan oluşumları ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi konusunda mevcut insan hakları
mekanizmalarından faydalanmalıdır. Bu mekanizmalar antlaşmalarla kurulan kurum
mekanizmaları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin özel prosedür görev yetkileri (tematik
ve ülkeye özel), Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) ve bölgesel insan hakları
sistemleri altındaki antlaşmalarla kurulan kurumlar gibi diğer izleme mekanizmalarını kapsar.
Özel raportörler ya da bağımsız uzmanlar tarafından gerçekleştirilen ülke ziyaretleri gibi raporlama
mekanizmaları ya da özel izleme imkanları, alan oluşumlarına Birleşmiş Milletler ülke ekibi de dahil
olmak üzere, farklı paydaşların dikkatini çekme konusunda stratejik imkanlar tanır. Bu tür imkanlar
süregelen izleme çabalarının belirginleşmesine ve görünür hale gelmesine yardımcı olabilir. Benzer
biçimde, alan oluşumları uluslararası insan hakları mekanizmaları tarafından yapılan tavsiyelerin
uygulanmasını takip etme veya gözlemleri sonuçlandırma konusunda karşılaştırmalı üstünlük
sahibidir.
Peru
Özel Raportörün yeterli konut üzerine gerçekleştirdiği görevden üç yıl sonra, Peru'daki STK'lar
gösterilen gelişimi ve raporda yer alan tavsiyelerin durumunu belgelemişlerdir. Bu rapor
STK'ların faaliyetlerini koordine etmelerine ve stratejilerine karar vermelerine yardımcı
olmuştur. Bilgiler kendinden sonra gelen kişiye ulaştırılmış, o kişi de bu bilgileri İnsan Hakları
Konseyi'ne sunduğu takip raporunda kullanmıştır.
Kaynak: A/HRC/10/7/Add.2.
Sadece Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme değil, diğer pek çok
uluslararası insan hakları antlaşmaları da ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin hükümler
içermektedir. Dolayısıyla, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi ve raporlanması
aşağıdaki kurumları da ilgilendirebilir:







Çocuk Hakları Komitesi;
Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi;
Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi;
Göçmen İşçiler Komitesi;
Engelli Kişi Hakları Komitesi;
İşkenceye Karşı Komite; ve
İnsan Hakları Komitesi.
Antlaşmalarla kurulan tüm bu kurumlar, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla yakından ilgili
konuları sık sık dikkate almışlardır. Örneğin, hastane koşulları konusu aynı zamanda yiyecek hakkı,
sağlık hakkı, su hakkı ve temizliğe erişim konularına da temas etmektedir. İnsan Hakları Konseyi
tarafından gerçekleştirilen EPİM'ler de ekonomik, sosyal ve kültürel hakların raporlanmasına ilişkin
yeni imkanlar sunmaktadır.
İnsan Hakları Konseyi de ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ve bu haklara ilişkin yiyecek, eğitim
ve sağlık hakkından kültürel haklar ve su hakkına kadar değişen bir yelpazedeki konulara dair
gittikçe artan sayıda özel prosedür görev yetkilerine sahiptir.18
Alan oluşumlarının devletin farklı uluslararası insan hakları mekanizmalara karşı raporlama
yükümlülüklerini, gelecekteki raporlama yükümlülüklerini veya zamanı geçmiş raporların varlığını
içeren zaman çizelgesinden haberdar olmaları gerekir. BMİHYK raporlama çabalarını koordine
etmeleri için her zaman Hükümetleri ve UİHK'ları destek sağlamalı ancak süreci yönetmemelidir.
Alan oluşumlarının izleme faaliyetleri, her iki sürecin de birbirini güçlendireceği ve tamamlayacağı
biçimde insan hakları mekanizmalarının faaliyetleri ile koordinasyon içinde olmalıdır.
18
BMİHYK web sitesi ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin görev yetkileri de dahil olmak üzere, tematik
özel prosedürlerin bir listesini sunmaktadır (www.ohchr.org).
Alan oluşumları antlaşmalarla kurulan kurumlar, özel prosedür görev yetkisi sahipleri ve EPİM
tarafından sağlanan gözlemler ve tavsiyelerin devletler tarafından ne şekilde takip edildiğinin
izlenmesi konusunda önemli bir rol oynayabilirler. Alanın içinde olmaları onlara bir devlet raporu
değerlendirmesinin ya da bir ülke ziyaretinin takibine dair kısıtlı kapasiteye sahip olan
antlaşmalarla kurulan kurumlara ve özel prosedür görev yetkisi sahiplerine karşı karşılaştırmalı
üstünlük sağlamaktadır. Antlaşmalarla kurulan kurumlar genellikle önerilerinin dikkate alınıp
alınmadığını değerlendirebilmek için devlet tarafının bir sonraki incelemesini beklemek
zorundadır, öte yandan alan oluşumları önerin uygulanması sürecinde Hükümetleri devamlı
destekleyebilirler ve desteklemelidirler.19 Bu durum Hükümetin daha az teknik bilgiye ya da kısıtlı
kapasiteye sahip olduğu ekonomik, sosyal ve kültürel haklar için de geçerlidir.
Özel prosedür görev yetkisi sahiplerinin ülke misyonlarını takip etmeleri kaynak kısıtlamalarından
dolayı her zaman kolay değildir. Bazıları takip görevleri gerçekleştirmişlerdir. Diğerleri, işkenceye
ilişkin Özel Raportör ya da yeterli konuta ilişkin Özel Raportör gibi, önceki misyonların takibine dair
İnsan Hakları Konseyi'ne periyodik raporlar sunmayı tercih etmişlerdir. Bu amaçla, devlet
yetkililerinden, sivil toplumdan ve alan oluşumları da dahil olmak üzere uluslararası örgütlerden
güncel bilgiler sunmalarını talep etmişlerdir. Bu uygulama alan oluşumları da dahil tüm paydaşlar
tarafından gerçekleştirilen misyondan beri gösterilen gelişimin ve olası ek tavsiyelere duyulan
ihtiyacın değerlendirilmesi için bir imkan sunmaktadır. Pek çok durumda, kendi önceliklerine ve
kapasiteleri bağlı olarak tavsiyelerin ne şekilde uygulandığını izleyen kurumlar genellikle alan
oluşumları olmaktadır.
Guatemala
BMİHYK-Guatemala sivil toplum örgütlerine eğitim hakkına ilişkin tavsiyelere, özellikle de Özel
Raportör'ün eğitim hakkına ilişkin verdiği tavsiyelere sistematik bir biçimde uymaları için
kapasitelerini geliştirmeleri için yardım etmiştir. Uluslararası standartlarda bir takım sivil toplum
örgütlerini eğitim hakkı ve izleme teknikleri hakkında eğitmiştir. Bu kapasite geliştirme sürecinin
tavsiyelerin uygulanmasını sağlamak amacıyla farklı devlet kuruluşları ile diyaloglar kurulmasını
sağlayacağını ummaktadır.
4.
Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Kullanılması
Kalkınma hedeflerine ilişkin ilerleme bilgileri ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi
açısından güçlü ve faydalı olabilir ancak diğer göstergeler ve bilgiler tarafından da desteklenmesi
şarttır. Bazı devletler Binyıl Kalkınma Hedeflerini (BKH) tartışma konusunda, uluslararası insan
hakları sözleşmesi raporlamasına bir bütün halinde odaklanmaktan daha isteklidirler ve bazı
durumlarda BKH ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar arasındaki bağlantıların vurgulanması
köprüler kurmanın da bir yolu olabilir.
BKH'nin gerçekleştirilmesi ya da yoksulluk azaltma stratejilerinin uygulanması sürecinin izlenmesi
genellikle ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesine denk olarak algılanır. 20 BKH ve
yoksulluk azaltma stratejileri gibi pek çok kalkınma hedefleri ve süreçleri ekonomik, sosyal ve
kültürel haklar da dahil olmak üzere insan haklarının gerçekleştirilmesine dair destekleyici bir
19
Yukarıda bahsedilen Evrensel İnsan Hakları Endeksi farklı insan hakları kurumları ve mekanizmalar tarafından
belirli ülkelere verilen tüm tavsiyelerin bulunması için ya da belirli haklara ya da konulara ilişkin bilgi danışmak
için faydalı olabilir.
20
Daha fazla tartışma için, bkz. BMİHYK Bilgi Notu No. 33, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Sıkça
Sorulan Sorular (soru 15) ayrıca bkz. Binyıl Kalkınma Hedeflerini Talep Etme: Bir İnsan Hakları Yaklaşımı
(Birleşmiş Milletler basımı, Satış No. E.08.XIV.6).
bağlam sağlayabilirken, kalkınma hedeflerine ulaşılması ve insan haklarının gerçekleştirilmesi
arasında farklar mevcuttur. Bu farkların temelinde şu nedenler vardır:
(a)
Devletler tarafından verilen taahhütlerin niteliği;
(b)
Konuların kapsamı,
(c)
Ölçülen şeyin nitel ve nicel özellikleri;
(d)
Zaman çerçevesi; ve
(e)
Coğrafik kapsam (aşağıdaki kutuya bakınız).
BKH'lerinin İzlenmesi

Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların izlenmesi
“Siyasi taahhüt”ün izlenmesi: devletlerin  Devletlerin insan hakları kanuna göre
verdikleri bağlayıcı yasal taahhütler izlenir.
BKH'ler altında verdikleri taahhütler yasal
yükümlülükleri ile net bir biçimde bağlı
olmayabilir.

Tüm ekonomik, sosyal ve kültürel hak 
konuları kapsanmaz (örn. yüksek eğitim,
kültürel hayata katılım veya zorla tahliyeye
karşı koruma konularından bahsedilmez).
Uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve
ulusal yasalar korunması söz konusu
ekonomik, sosyal ve kültürel hakların
kapsamlı bir listesini sunar.

Kaç kişinin etkilendiği izlenir (örn. milli 
ortalama).
Sadece kaç kişinin etkilendiği değil kimlerin
etkilendiği de izlenir, olası ayrımcılık örnekleri
ortaya koyulur. Kimlerin etkilendiğinin
izlenmesi ayrıştırılmış bilgi gerektirir.

Belirli bir zaman çizelgesinde aracı bir 
hedef izlenir (örn. BKH 7 güvenli suya
sürdürülebilir erişimi olmayan insanların
oranının
yarıya
indirilmesini
gerekmektedir).
Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların tam
anlamıyla gerçekleştirilmesi sağlanana kadar
devletlerin devamlı çabaları izlenir (örn. su
hakkı herkesin güvenli ve uygun fiyatlı suya
erişimini gerektirir).

Genellikle gelişmekte olan ülkelerdeki 
durumlara odaklanılır.
Onayladıkları antlaşmalara bağlı olarak tüm
ülkelerdeki, yani hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerdeki durumlar izlenir.
Uyarlama: Binyıl Kalkınma Hedeflerini Talep Etme, s. 3.
5.
Birleşmiş Milletler programlama döngüsünün kullanılması
Kalkınma işbirliği ve programlama konusunda insan haklarına dayalı bir yaklaşım, insan hakları
standartlarının programlara, faaliyetlere ve planlara entegre edilmesini amaçlayan metodolojik bir
yaklaşımdır. Bu anlamda, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar medeni ve siyasi haklarla aynı
derecede bu yaklaşımın merkezinde yer almaktadır.
Normalde bir insan hakları alan oluşumu, Ortak Ülke Değerlendirmesi (CCA)21 ve Birleşmiş Milletler
Kalkınma Yardımı Çerçevesi (UNDAF).22 gibi Birleşmiş Milletler ortak ülke programlama süreçlerine
katılır. Bu süreçler şu konularda giriş noktaları olarak kullanılabilir: (a) bir takım insan hakları
konularına ilişkin bilgi ve verilerin toplanması ve analiz edilmesi; (b) Birleşmiş Milletler kuruluşları
ile ortaklıklar ve işbirlikleri kurmak ve güçlendirmek; ve (c) daha fazla ve daha iyi insan hakları
çalışmalarını içerecek şekilde bu kurumların gündemlerini etkilemek.
İnsan haklarının Birleşmiş Milletler programlama döngüsüne entegre edilmesi dar anlamıyla
izleme çalışması değildir. Ancak, özellikle üstlenilen bilgilerin toplanması ve analizinin yanı sıra
insan hakları boşluklarını kapattığı veya insan hakları ihlallerini önlediği ya da haksızlıkları giderdiği
öngörülebilen düzeltici faaliyetlerin bir parçası olarak uluslararası aktörlerle ortaklık kurmanın
stratejik yanları göz önünde bulundurulduğunda izleme ile yakından bağlantılıdır.
Aynı şekilde, insan hakları konularının ve kaygılarının UNDAF'lara entegre edilmesi, BMÜT'lerin
Hükümete ve diğer ulusal aktörlere ekonomik, sosyal ve kültürel haklar da dahil olmak üzere insan
haklarının izlenmesi ve gerçekleştirilmesi konularında daha güçlü bir destek sunmasını sağlayabilir.
Ek olarak, CCA'ların ve UNDAF'ların düzenli döngüleri ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel haklar
da dahil olmak üzere insan haklarının korunması ve tanıtılması konularındaki başarılarının
değerlendirilmesi için imkanlar sunar. Aynı zamanda bir insan hakları alan oluşumunun hükümet
görevlilerine, yerel veya ulusal yetkililere ve diğer Birleşmiş Milletler kurumlarına insan hakları
standartları ve bu haklara ilişkin olası eylemlere ilişkin, diğer tavsiyelerle (örneğin antlaşmalarla
kurulan kurumlar ve özel raportörlerin tavsiyeleri) ilişkili olmak üzere maddi girdiler sunabileceği
yerlere de dikkat çekerler.
Uganda
Mayıs 2009 tarihinde, BMİHYK-Uganda, Uganda'nın taslak UNDAF'ı üzerinde bir insan hakları
denetimi hazırlamıştır (20102014). İnsan haklarına dayalı bir yaklaşım kullanarak, UNDAF'ın şu
özellikleri değerlendirilmiştir: (a) temeldeki nedenlerle ilgilenip ilgilenmediği ve kalkınmadaki
eşitliği etkileyen kurallar ve yapılarda temelli değişimler arayıp aramadığı; (b) katılım, eşitlik,
hesap verebilirlik ve güçlenme ilkeleriyle ilgilenip ilgilenmediği; ve (c) insan hakları
göstergeleriyle ilgilenip ilgilenmediği.
Bu çalışmanın sonucu ve tavsiyeleri UNDAF ülke program sonuçlarındaki insan haklarının daha
iyi bir biçimde anaakımlaştırılmasını sağlamış ve performansı artırmıştır. Bu insan hakları
denetiminin gerçekleştirilmesi için, Birleşmiş Milletler Ortay Anlayışı'nın her bir unsuru insan
haklarına dayalı yaklaşımın çeşitli UNDAF çıktı gruplarının sonuç matrislerinde ne derece
yansıtıldığının anlaşılması için bir kaç rehberlik sorusu ile elde edilmiştir. Örneğin, önerilen
UNDAF müdahalelerinin kalkınmanın insan hakları standartları ile tutarlı olmasının sağlanması
21
Ortak Ülke Değerlendirmesi, Birleşmiş Milletler kurumlarının, ulusal Hükümete danışılarak hazırlanan ve
ülkenin kalkınma durumuna ilişkin analitik bir değerlendirme sunmayı amaçlayan ortak bir aracıdır.
22
Birleşmiş Milletler Kalkınma Yardımı Çerçevesi, Birleşmiş Milletler ülke ekipleri için bir stratejik program
çerçevesidir. Bir Birleşmiş Milletler ülke ekibinin ulusal kalkınma çerçevesindeki önceliklere - Birleşmiş Milletler
ülke ekibinin analitik katkısından etkilenmiş olabilecek önceliklere- olan kolektif karşılığını tanımlar.
ile ne derece ilgilendiğine karar verilmesi için denetçi/değerlendirici şu sorularla
yönlendirilmiştir:




Öngördüğü katılım mekanizmalarının niteliği nedir? Haklara dayalı hesap verebilirliği
vurgulamakta mıdır (görev sahiplerinin hak sahiplerine karşı)?
UNDAF kaynak kısıtlamalarını göz önünde bulunduran haksızlık giderme mekanizmalarını
güçlendirmekte midir?
UNDAF yaklaşımı eşitlik ve ayrımcılık yapmama konularında ne kadar titizdir?
UNDAF güç ilişkilerine eleştirel bir gözle bakmakta mıdır ve dezavantajlı ve dışlanmış
grupların güçlendirilmesinin sağlanması için açıkça bir çaba göstermekte midir?
Ek I: İnsan hakları gösterge matrisi örneği
Sosyal güvenlik hakkına ilişkin göstergeleri içeren bu matris BMİHYK tarafından geliştirilen insan hakları göstergelerine ilişkin çalışmaların bir örnek
gösterimidir. Bu çalışma aynı zamanda detaylı olarak BMİHYK web sitesinde de tanımlanmaktadır: www.ohchr.org.
Sosyal güvenlik hakkına ilişkin örnek göstergeler (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 22)
Çalışanlar için gelir güvenliği




Y

A
P

I
S
A
L

Sağlık hizmetlerine uygun
fiyatlı erişim
Aile, çocuk ve bağımlı yetişkin
desteği
Hedeflenen sosyal yardım
sistemleri
Devlet tarafından onaylanan sosyal güvenlik hakkına ilişkin uluslararası insan hakları ve ILO sözleşmeleri
Sosyal güvenlik hakkının anayasadaki ya da diğer bir tür yüksek yasadaki yürürlüğe giriş tarihi ve kapsamı
Hastalık, yaşlılık, işsizlik, işle alakalı yaralanmalar, doğum izni, babalık izni, engellilik veya geçersizlik durumları, hayatta kalanlar ve
öksüzler, sağlık hizmetleri (üreme sağlığı da dahil olmak üzere) ve aile ve çocuk desteği konularını kapsamak üzere sosyal güvenlik hakkının
uygulanmasına ilişkin yerel kanunların yürürlüğe giriş tarihi ve kapsamı
Sosyal güvenlik hakkının evrensel uygulamasına ilişkin politikanın zaman çerçevesi ve kapsamı
Sigortanın ya da vergiye dayalı 
sosyal güvenlik sisteminin yürürlüğe
giriş tarihi ve kapsamı
Yasal olarak öngörülen hak kazanma
süresi, katkı payı oranı, süre(örn. 
doğum izninin süresi) ve farklı
sistemler altındaki yardım oranı
Sosyal güvenlik yardımlarının (çifte
vergi de dahil olmak üzere) göçmen
işçilerin
ve
ailelerin
menşe
ülkelerine
ihracına
ilişkin 
uluslararası antlaşmaların yürürlüğe
giriş tarihi ve kapsamı
Zorunlu hayat sigortasına 
ilişkin
yönetmeliğin
yürürlüğe giriş tarihi ve
kapsamı
Üreme sağlığı ve engelli
kişiler de dahil olmak üzere
sağlık ve sağlığa erişime 
ilişkin ulusal politikanın
zaman
çerçevesi
ve
kapsamı
Eşdeğer ilaçlar da dahil
olmak üzere ilaçlara ilişkin
ulusal politikanın zaman
çerçevesi ve kapsamı
Tek ebeveynli aileler, 
çocuklar
ve
bağımlı
yetişkinler de dahil olmak
üzere, aileler için kamu
desteğinin yürürlüğe giriş
tarihi ve kapsamı
Yasal olarak öngörülen hak
kazanma süresi, katkı payı 
oranı, süre ve ödenek oranı
Özel ihtiyaç sahibi kişiler
için sosyal yardım ve
primsiz sistemlerin zaman
çerçevesi ve kapsamı (örn.
ÜİYOK'ler, mülteciler, savaş
mağdurları, uzun süreli işsiz
kişiler, evsizler)
İşsizliğe ilişkin politikanın
zaman
çerçevesi
ve
kapsamı
Sosyal güvenlik hakkına ilişkin örnek göstergeler (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 22)
Çalışanlar için gelir güvenliği



S

Ü
R

E
Ç


Sağlık hizmetlerine uygun fiyatlı
erişim
Aile, çocuk ve bağımlı
yetişkin desteği
Hedeflenen sosyal yardım
sistemleri
Ulusal insan hakları kurumu, insan hakları ombudsmanı ya da diğer ilgili mekanizma tarafından sorgulanan ve yargılanan sosyal güvenlik
hakkına ilişkin alınan şikayetlerin oranı ve bunlar arasında Hükümet tarafından etkili bir biçimde karşılık görenlerin oranı
Hedeflenen nüfusun uygulanabilir sosyal güvenlik sistemleri altında sahip oldukları haklara ve yardımlara (ayni veya nakdi olarak) ilişkin
uygun bir biçimde bilgilendirilmiş olan kısmının oranı
Bu hakkın uygulanması için alınan ya da sosyal güvenlik için kamu harcamasının ya da gayrisafi milli gelirim bir kısmı olarak sağlanan net
resmi kalkınma yardımı
Raporlama
döneminde
sosyal
güvenlik sistemine katılımcı olarak
yeni kaydedilen çalışanların sayısı
Raporlama döneminde incelenen ve
karşılanan yardım taleplerinin (örn.
işsizlik yardımı, emekli maaşı) oranı
Kuruluşların
sosyal
güvenlik
yükümlülüklerini ilgilendiren ve
etkin bir biçimde Hükümet ya da ilgili
sosyal güvenlik kurumu tarafından
karşılık verilen vakalar ya da
şikayetlerin oranı
Yerel sosyal güvenlik yönetmelikleri
tarafından kapsanan kuruluşların
oranı ve bunların arasından idari bir
eyleme ya da kovuşturmaya konu
olmuş olanların oranı





Birincil sağlık tesisleri (üreme 
sağlığı da dahil olmak üzere)
ve temel ilaçlar için kişi
başına
düşen
kamu
harcaması
Raporlama döneminde sağlık 
sigortası sistemine katılımcı
olarak yeni kaydedilen hedef
kişilerin sayısı
Sağlık
ürünleri
ve
hizmetlerine harcanan ve
sağlık sigortası/kamu desteği 
tarafından karşılanan ev
harcamalarının oranı
Yetenekli sağlık personelinin
katıldığı doğumların oranı *
Hedef nüfusun sağlık ve
yardımcı sağlık personeli ve
ilgili sağlık tesislerinin X
saat(ler)i içindeki oranı
Aile, çocuk ve bağımlı 
yetişkin ödeneği için
kamu harcaması veya
yararlanıcı başına yardım
sistemleri

Kamu desteği tarafından
karşılanan çocuk ve
bağımlı
yetişkinlere
yönelik ev harcamaları 
(yiyecek, sağlık, bakım
evi, eğitim, konut) oranı
Raporlama döneminde
hedeflenen nüfus ya da
bölgelere yönelik çocuk
yuvası/çocuk
bakım
merkezlerinin ve huzur
evlerinin çokluğu(ndaki
gelişme)
Yararlanıcı
başına
hedeflenen sosyal yardım
sistemleri
için
kamu
harcamaları
Hedeflenen sosyal yardım
sağlayan idari ofislerin ve
personelin çokluğu(ndaki
gelişme)
İncelenen ve karşılanan
sosyal yardım (örn. gelir
transferi,
sübvansiyonlu
konut,
afet
yardımı)
taleplerinin oranı
Sosyal güvenlik hakkına ilişkin örnek göstergeler (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 22)
Çalışanlar için gelir güvenliği
S
O
N


U
Ç
Sağlık hizmetlerine uygun fiyatlı
erişim
Sosyal
güvenlik
sistem(ler)ine 
katılan işgücü oranı
Raporlama
döneminde
sosyal
güvenlik yardımları talep eden ve 
alan, sosyal güvenlik kapsamındaki
çalışanların oranı


Sağlık sigortası tarafından 
kapsanan nüfus oranı (kamu
veya özel)
Geçmiş 12 ay boyunca
ekonomik nedenlerle sağlık
hizmetlerinden feragat etmiş
olan nüfusun hizmetlere
göre oranı (örn. diş bakımı,
tıbbi konsültasyon, ilaçlar,
ameliyat)
Temel ilaçlar da dahil olmak
üzere*, sürdürülebilir bir
şekilde uygun fiyatlı sağlık
hizmetlerine erişime sahip
nüfusun oranı
Aile, çocuk ve bağımlı
yetişkin desteği
Kamu yardımı alan hak 
sahibi aileler, çocuklar ve
bağımlı
yetişkinlerin
oranı
Hedeflenen sosyal yardım
sistemleri
Özel ihtiyaç sahibi olan ve
yiyecek, konut, sağlık
hizmetleri, eğitim, acil
servis
veya
yardım
hizmetleri
için
sosyal
yardım alan nüfusun oranı
Sosyal transferler öncesi ve sonrasında ulusal yoksulluk sınırının altında olan kayıtlı veya kayıtsız ekonomideki bireylerin oranı.*
Tüm göstergeler, uygun olduğu şekilde, yasaklanmış ayrımcılık gerekçelerine göre ayrıştırılmalı ve meta veri dosyalarına yansıtılmalıdır.
* BKH ile ilgili gösterge.
Ek II: Zorla tahliyelerin izlenmesine ilişkin rehber
Aşağıda Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi genel yorum No. 7'ye (1997), kalkınmaya
dayalı tahliyelere ve yerinden etmelere ilişkin yeterli konut konusuyla ilgilenen Özel Raportör
tarafından hazırlanan Temel prensipler ve rehber ilkelere ve BMİHYK'nin çalışmalarına dayanan bir
rehberlik aracı sunulmaktadır.
Zorla tahliyelerin bağlamlaştırılması
Her gün dünyanın bir yerinde zorla tahliyeler gerçekleşmektedir. Ancak bu tahliyelerin
gerçekleştiği çevre ve bağlam vakadan vakaya büyük ölçüde farklılık göstermektedir. Yasal ve
yapısal problemlerin ele alınması bu durumların tekrarlanmasını önleyebilir: zorla tahliyelere karşı
önleyici bir yaklaşım, süreç başlatıldıktan sonra sorunu çözmeye çalışmaktan daha etkilidir.
Yasal bağlam:
1. Yeterli konut hakkının ülkenin mevzuatındaki durumu/tanınması nasıldır?
2. Mülkiyet kanunlarından ayrı olarak, yeterli konut hakkı unsurlarını doğrudan ya da dolaylı
olarak ele alan başka bir mevzuat mevcut mudur?
3. Kiracıları koruyan bir mevzuat mevcut mudur?
4. Ülkenin tahliyeler konusundaki yasal ve düzenleyici çerçevesi nedir?
5. Zorla tahliyelere karşı kanunlar, politikalar ya programlar mevcut mudur?
6. Yukarıda bahsedilen kanunlar uygulanmakta mıdır?
Konut bağlamı:
7. Kentsel ve kırsal alanlarda konuttan sorumlu yetkili makam(ler) kimdir?
8. Devletin yeterli konut konusundaki yetkinlikleri ve sorumlulukları net bir biçimde tanımlanmış
mıdır?
9. Ulusal bir konut politikası mevcut mudur? Bu politika özellikle en dezavantajlı grupların
ihtiyaçlarına hitap etmekte midir? [Kentsel ve kırsal özellikler ve durumlar göz önünde
bulundurulmalıdır.]
10. Kayıtdışı yerleşimlerin yasallaştırılması için bir program mevcut mudur?
11. Gecekonduların iyileştirilmesi için bir program var mıdır?
12. Yeterli oranda uygun fiyatlı konut (kamu ve özel) mevcut mudur?
13. Uygun fiyatlı konuta erişimde, ayrımcılık da dahil olmak üzere, belirli gruplara özel engeller var
mıdır?
14. Kırsal ve uzak alanlardaki konutlar ve yaşam alanlarına ilişkin, atalardan kalan topraklar, kamu
hizmetlerine erişim ve üretim kaynaklarına ve istihdama erişim ile de ilgili olmak üzere hangi
politikalar mevcuttur?
15. Kırsal alanlardaki konut durumu nedir ve bu alanlarda temel hizmetlere erişim mevcut mudur?
16. Araziye el koyma da dahil olmak üzere, konut ve arazi konusunda spekülasyon var mıdır?
17. Kentsel planlama nüfusun farklı kesimlerini kapsamakta mıdır yoksa konumsal ayrıma mı yol
açmaktadır?
18. Nazım imar planları gibi bilgilere herkes tarafından ücretsiz ve kolay erişim mümkün müdür?
19. Karar verme sürecine katılma hakkı konut ve arazi konularında da uygulanmakta mıdır?
20. Dezavantajlı grupları da kapsamak üzere, yeterli konut konusunda hangi göstergeler,
istatistikler ve veriler mevcuttur?
21. Ulusal yasa altında hangi çareler ve haksızlık giderme yöntemleri mevcuttur?
Genel bağlam:
22. Tahliye mağdurları ayrımcılık veya ırkçılık gibi başka insan hakları sorunlarıyla da yüzleşmekte
midir?
23. Zorla tahliyelere ilişkin kamuoyu görüşü nedir?
24. Tahliye konusu siyasi veya seçimlerle ilgili nedenlerle kullanılmakta mıdır?
25. Zorla tahliyeleri soruşturma ve raporlama konusunda basın ne kadar özgürdür?
26. Konut veya zorla tahliye konularında çalışan STK'lar var mıdır? Özgür bir biçimde çalışabilmekte
midirler? [Hem ulusal hem de uluslararası.]
27. İnsanlar ve topluluklar - tahliye tehlikesi altında olanlar da dahil olmak üzere - özgürce
örgütlenebilmekte midirler?
28. Genel anlamda etkili bir yargı sistemi ve çözümlere etkili bir erişim mevcut mudur?
29. Görevliler ve devlet temsilcileri (polis güçleri de dahil olmak üzere) insan hakları eğitimi
almakta mıdırlar?
Değerlendirme anketi
Tahliye sürecinde insan hakları ihlallerinin gerçekleşmesi mümkündür. Bu ihlaller tahliye
safhalarına göre şekil ve yoğunluk bakımından farklılık gösterebilirler: tahliye öncesi (proje
hazırlanması safhası da dahil olmak üzere), tahliye sırasında ve tahliye sonrası.
Sonuç olarak, insan hakları müdahalesinin amacı şunlar olabilir: (a) örneğin tahliyeyi durdurarak,
insan hakları ihlalini önlemek; (b) tahliyenin yasal olarak gerekçelendirildiği kabul edilebiliyorsa,
sürecin etkilenen yerleşik kişilerin insan haklarına ve haysiyetlerine saygılı bir biçimde
yürütüldüğünden emin olmak; (c) koruma ve şikayet makamlarına başvurma yoluyla yaşanan insan
hakları ihlallerinin ele alınması, ve (d) eğer tahliye süreci yeterli yeni yerleşim yerleri ya da güvenlik
olmaksızın gerçekleştiriliyorsa, acilen tahliye edilen kişilerin, özellikle de en dezavantajlı olanların
ve hayatı, güvenliği ya da sağlığı tehdit altında olanların, konut ve yaşam koşullarına müdahale
etmek.
Aşağıdaki anket mağdurlar, topluluklar, STK'lar, uluslararası kuruluşlar, devlet ve yerel yönetimler
ve özel şirketler vb. ile gerçekleştirilen görüşmeler sırasında bahsedilebilecek çeşitli insan hakları
ihlallerinin ve konularının bir gösterimini sunmaktadır. Aynı zamanda çeşitli taraflar ile somut
diyaloglar için bir temel de sunabilir. Bağlama, duruma ve görüşülen kişiye bağlı olarak her soru
her zaman ilgili olmayabilir. Bir noktanın netleştirilmesi ya da diğer potansiyel insan hakları
ihlallerinin incelenebilmesi için sorular uyarlanmalı ve yeni sorular eklenmelidir.
Cevaplar size şu konularda yardım sağlayabilir: (a) bir durumun uluslararası standartlara göre zorla
tahliye olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine karar verme; (b) hangi insan haklarının
ihlal edildiğinin araştırılması ve bu ihlallerin durdurulması ya da haksızlıkların giderilmesi için neler
yapılması gerektiği; (c) orta ve uzun vadede üzerinde çalışılması gereken konuların ortaya
çıkarılması; (d) durumun izlenmesi; ve (e) raporlama (antlaşmalarla kurulan kurumlar ve özel
prosedür amaçları da dahil olmak üzere).
A.
Proje tasarımı ve tahliye öncesi
30. Tahliyenin alternatifleri hiç düşünülmüş müdür, düşünülmediyse neden?
31. Yeniden imar planlarında projenin tamamlanmasından sonra tahliye edilen kişilerin tekrar aynı
yere yerleştirilmesi ihtimali düşünülmüş müdür? [Dolayısıyla sadece projenin uygulandığı
sırada geçici olarak yerlerinin değiştirilmesi]
32. Tahliye etki değerlendirmesi yapılmış mıdır? Eğer yapıldıysa, detay veriniz. [Ne zaman yapıldı,
kim tarafından yapıldı, kime danışıldı vb.?]23
33. Zorla tahliyenin kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, hasta ve tedavi gören kişiler ve diğer özel
ihtiyaç sahibi gruplar üzerindeki farklı etkilerinin ölçülmesi için ayrıştırılmış veriler, istatistikler
ve göstergeler mevcut mudur?
34. Topluluklar proje ve olası tahliyeler konusunda nasıl, ne zaman ve kim tarafından
bilgilendirilmiştir? Projeye ilişkin tüm bilgilere ulaşmak ne kadar kolaydır?
35. Herhangi bir aşamada topluluklara danışılmış mıdır? Ne zaman ve nasıl? Hangi yetkili
makamlar tarafından? Tüm topluluklara danışılmış mıdır, yoksa sadece bir kısmına mı yoksa
sadece topluluk temsilcilerine mi danışılmıştır?
36. Etkilenen yerleşik kişilere/topluluklara tahliye nasıl duyurulmuştur? Ne şekilde (yazılı, sözlü,
kamuya açık ilan tahtaları, gazeteler, radyo, vb.) duyurulmuştur? Ne kadar önceden
duyurulmuştur? Potansiyel olarak etkilenen tüm kişilerin anlayabileceği bir dil kullanılmış
mıdır?
37. Duyuru kararın gerekçesini içermekte midir? Neden tahliyeden başka bir alternatif olmadığının
açıklamasını içermekte midir? Yeniden yerleştirme konusunda bilgi içermekte midir? Tazminat
konusunda bilgi içermekte midir? Karara itiraz etmek için yasal yollar ve bu yollara nasıl
ulaşılacağına dair bilgi içermekte midir?
38. Bu kararlara itiraz etmek için idari veya adli inceleme mekanizmaları mevcut mudur? Hiç
kullanılmışlar mıdır? Zamanında ve etkili çalışmakta mıdırlar? Ulaşılabilir ve uygun fiyatlı
mıdırlar?
39. Etkilenen bireyler ve topluluklar gerekliyse ücret ödemeksizin avukata erişime sahip midirler?
40. Etkilenen kişilerin tahliye gerçekleşmeden önce müracaat mekanizmalarına ulaşmak için
yeterince zamanı var mıdır?
41. Tahliye kararının incelenmesi sırasında sürecin askıya alınması mümkün müdür?
42. Yıkılması beklenen ya da potansiyel olarak hasar görebilecek mülkiyetler, yatırımlar ve diğer
maddi eşyalar hakkında bir envanter hazırlanmış mıdır?
43. Etkilenen kişiler/haneler malvarlıklarını boşaltmak için destek/tazminat alacaklar mıdır?
Kendileri ya da temsilcileri bu önlemler hakkında bilgilendirilmiş midir?
44. Hangi önlemlerin onları evsiz kalmaktan ya da diğer insan haklarının ihlallerine açık hale
gelmekten koruması öngörülmektedir? Kendileri ya da temsilcileri bu önlemler hakkında
bilgilendirilmiş midir?
45. Etkilenen kişilerin/hanelerin yeterli konuta sahip olmasının sağlanması için hangi kısa ve uzun
dönem çözümler öngörülmektedir? Etkilenen kişiler ya da temsilcileri bu önlemler hakkında
bilgilendirilmiş midir?
46. Hangi yer değiştirme/yeniden yerleşim önlemleri öngörülmektedir? Etkilenen kişiler ya da
temsilcileri bu önlemler hakkında bilgilendirilmiş midir?
47. Çocukların okullarının aksamaması için hangi özel önlemler öngörülmüştür?
48. Tıbbi tedavi altında olan kişiler için hangi özel önlemler öngörülmüştür?
49. Engelli kişiler için hangi özel önlemler öngörülmüştür?
23
Etki değerlendirmesi tahliyenin maddi maliyetinin ötesinde gerçek maliyetinin ölçülmesi açısından özellikle
önemlidir. Bkz. Kalkınmaya dayalı tahliyeler ve yerinden etmelere ilişkin Temel prensipler ve rehber ilkeler, para.
32 ve 61-63.
50. Yeniden yerleştirme alanlarının yeterliliği konusunda etkilenen kişilere/topluluklara danışılmış
mıdır?
51. İleride kullanılacak yeniden yerleştirme alanında yerleşik kişilere danışılmış mıdır?
52. Yeniden yerleştirme alanındaki yaşam koşulları en azından önceki alanla aynı seviyede midir
ve yeterli konut hakkının temel unsurlarına uygun mudur? Temel hizmetlere erişim var mıdır?
Yeniden yerleştirilen kişilerin yaşam şartları garanti altında mıdır? [Örneğin, eğer
gecekondulardan ya da benzer bölgelerden fakir insanların ve toplulukların yerleri
değiştiriliyorsa, yeni alanda bu kişilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi için çaba
gösterilmelidir. Hiç bir şart altında öncekinden daha kötü şartlar olmamalıdır.]
53. Tahliye gerçekleştirilmeden önce yeniden yerleştirme alanı tam işlevsel halde midir?
54. Yeniden yerleştirme tahliye edilen toplulukların ayrımcılık ve dışlanmaya maruz kalmasını
önleyecek bir biçimde planlamış mıdır?
55. Etkilenen topluluk ya da grup sosyal ağlarını bozacak şekilde gruplara ayrılıp farklı alanlara mı
yerleştirilecektir?
56. Eğer etkilenen yerleşik kişilerin yeniden imar projesinin bir parçası olma şansı varsa, oturma
biçimi değişmiş midir (örneğin kiracıdan ev sahibine)? Bu oturma biçiminin (örneğin, devlet
sübvansiyonları) özellikle fakir ve düşük gelirli kişiler açısından sürdürülebilirliğinin sağlanması
için önlemler öngörülmüş müdür? [Bazı durumlarda tahliye edilen kişilere yeni bir yeniden
imar projesinde konut satın alma imkanı sunulabilmektedir - bu durum kişilerin gelirlerine ve
çalışma durumlara bağlı olarak sürdürülebilir olmayabilir.]
B.
Tahliye sırasında
57. Tahliye ne zaman gerçekleşmiştir? [Zaman, tarih, kötü hava durumunda, resmi tatil sırasında,
vb.]
58. Tahliyeyi kim yürütmüştür? [Bazı durumlarda polis güçleri alanı kapatır ancak evleri yıkan
buldozerler özel firmalara aittir.]
59. Tahliye için resmi bir yetkilendirme gösterilmiş midir?
60. Bağımsız gözlemciler alanda bulunmuş mudur (sivil toplum örgütleri, uluslararası örgütler,
medya, vb.)?
61. Tahliye(ler) nasıl gerçekleştirilmiştir? [Açıklama ve detaylar.]
62. Yetkililer tarafından şiddet uygulanmış mıdır? [Açıklama ve detaylar. Hangi araçlar
kullanılmıştır? Bu araçlar orantılı mıdır?]
63. Hayatlar tehdit altına sokulmuş mudur? [Örneğin, buldozerlerin içinde insanlar olan evleri
yıkması gibi.]
64. Tahliyeye maruz kalan kişiler şiddet içeren bir direnme göstermişler midir? [Açıklama ve
detaylar.]
65. Malvarlıkları yok edilmiş midir? [Bu varlıklar kimlikler ve resmi belgeler, büyükbaş hayvanlar
ve kümes hayvanları, taşınmaz eşyalar vb. olabilir.]
66. Tahliyeye maruz kalan kişiler kendi sığınaklarını ve malvarlıklarını yok etmeye zorlanmış mıdır?
67. Geride bırakılan malların yıkıma, yasa dışı el koymalara ve kullanımlara karşı korunması için
önlemler alınmış mıdır?
68. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere kimsenin saldırılara ya da başka şiddet türlerine maruz
kalmaması için gerekli adımlar atılmış mıdır? [Örneğin başka topluluklardan saldırılar gibi.]
69. Tahliyenin kadınlar, bebekler, çocuklar, yaşlılar, engelli bireyler ve hasta kişiler üzerindeki
travmatik etkilerinin en aza indirilmesi için ne önlemler alınmıştır?
70. Olaya ilişkin görüntü, şahitlik ya da başka türlü bir bilgi mevcut mudur?
71. Tahliye tamamlanmış mıdır yoksa başka tahliyeler de planlanmakta mıdır?
C.
Tahliyeden sonra
72. Tahliyeden hemen sonra, güvenlik, yiyecek, sığınak, giyecek, tıbbi hizmetler ve diğer temel
malzemelerin sağlanması için hangi önlemler alınmıştır?
73. Tahliye edilen kişiler yeniden yerleştirme alanına götürülmüş müdür? Eşyaları yanlarında
mıdır?
74. Tahliye edilen kişiler tahliyenin sonucunda ne gibi somut sorunlarla yüzleşmektedirler?
Özellikle, insani ihtiyaçları nelerdir? [Diğer kurumların yardımıyla, yetkili makamlardan acil ve
somut eylemler talep edebilmek için temel oluşturabilecek, barınağa ve soğuk ve sıcağa karşı
korumaya, yiyeceğe ve yemek pişirme imkanlarına erişime, suya ve temizliğe erişime,
topluluğun sağlık durumu ve çocuklar için tıbbi hizmetler veya eğitime ilişkin sorunların bir
listesini hazırlayın.]
75. Tahliye edilen kişiler tahliyenin ve/veya yeniden yerleşmenin herhangi bir maliyetine
katlanmak zorunda kalmış mıdır?
76. Medya olayları tarafsız bir biçimde anlatabilmekte, araştırabilmekte ve raporlayabilmekte
midir?
77. Devlet tahliye edilen kişilerin durumunu izlemekte midir? [Yeniden yerleştirilmiş olsunlar ya da
olmasınlar.]
78. Yeniden yerleştirilen topluluklar ve o alanda daha önceden yaşayan topluluklar arasında
herhangi bir gerilim/çatışma yaşanmış mıdır?
79. Yeniden yerleştirilen toplulukların yaşam şartları üzerinde kısa, orta ya da uzun süreli olumsuz
etkiler olmuş mudur?
D.
Çözümler
80. Eğer vaka hakkında bir adli kovuşturma ya da duruşma yapıldıysa, bu süreç usulüne uygun
olarak adil ve tarafsız adalet kriterlerini karşılamış mıdır?
81. Mağdurlar ya da temsilcileri tahliyelere karşı çıktıkları için herhangi bir şekilde taciz ya da tehdit
edilmişler midir?
82. Maddi (kişisel, gerçek veya diğer malvarlıkları ve eşyalar gibi) ve manevi (yaşam şartları,
istihdam, eğitim ve sosyal yardımlar, psikolojik ve sosyal hizmetler) tüm kayıplar için dürüst ve
adil tazminat sağlanmış mıdır? [Daha fazla detay için bkz. Kalkınmaya dayalı tahliyeler ve
yerinden etmelere ilişkin Temel prensipler ve rehber ilkeler, para. 60-63.]
83. Kayıplar ve tazminatlar nasıl hesaplanmıştır? Bu süreç kimin sorumluluğu altındadır?
84. Eğer kişilerin geçimleri konutlarına ve arazilerine bağlıysa - etkilenen yerleşik kişilere de
danışılarak- kişilerin üretim kaynaklarına ve istihdama erişmeye devam edebilmeleri için hangi
önlemler alınmıştır? [Balıkçılıkla uğraşan topluluklarda denize, göllere ve nehirlere erişimin de
konuyla ilgili olduğu unutulmamalıdır.]
85. Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini de kapsamak üzere, tazminatlar nasıl ulaştırılmıştır?
[Zamanında olma, idari prosedürler, yolsuzluk göz önünde bulundurulması gereken konular
olabilir.]
Fotoğraflarla katkıda bulunanlar:
Ön kapak fotoğrafları (yayın boyunca tekrarlanmıştır): BMİHYK Fotoğraf/Robert Few; BMİHYK
Fotoğraf;
BM Fotoğraf; BM Fotoğraf/Pierre Virot; BM Fotoğraf/Marie Frechon; BM Fotoğraf/Martine Perret;
UNHCR/H. Caux; ve BM Fotoğraf.
Bu yayında kullanılan unvanlar ve sunulan materyaller Birleşmiş Milletler Sekreterliği tarafından
herhangi bir ülkenin, bölgenin, şehrin ya da alanın ve buna ait yetkili makamların hukuki statüsüne
ya da hudutlarının veya sınırlarının kısıtlanmasına ilişkin hiçbir görüşünün ifadesini beraberinde
getirmez.
Tüm hakları saklıdır. Kılavuz'un güncellenen baskısında yer alan materyaller kaynağın uygun bir
biçimde belirtilmesi şartıyla alıntılanabilir. Kılavuz'un güncellenen baskısının bütün ya da kısmi
olarak -satış ya da ticari olmayan dağıtım için- çoğaltılması ya da tercüme edilmesi için izin talepleri
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Palais des Nations, 8-14 avenue de la Paix, CH1211 Cenevre 10, İsviçre adresine iletilmelidir (e-posta: publications@ohchr.org). Kaynak olarak
Kılavuz'dan alıntı yapılan her türlü yayının bir kopyasını almaktan büyük memnuniyet duyarız.
HR/P/PT/7/Rev.1 © 2011 Birleşmiş Milletler Dünya çapında tüm hakları saklıdır
İnsan Hakları İzleme Kılavuzu
Bu bölüm gözden geçirilmiş İnsan Hakları İzleme Kılavuzu'nun bir kısmını oluşturmaktadır. 2001
yılında yayınlanan ilk baskının elde ettiği başarının akabinde, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Yüksek Komiserliği insan hakları görevlilerinin Komiserlik tarafından geliştirilen ve uygulanan
yaklaşıma uygun olarak izleme çalışmaları gerçekleştirmeleri için en güncel ve en alakalı iyi
uygulamaları sunma amacıyla Kılavuzu güncellemiş ve yeniden yapılandırmıştır.
Gözden geçirilen Kılavuz, özellikle Birleşmiş Milletler alan operasyonları olmak üzere insan hakları
izleme konusunda ihtisas sahibi kişiler için uygulamalı rehberlik sunmaktadır. Bu yayın insan hakları
izleme döngüsünün tüm safhalarını kapsamlı bir biçimde ele almakta ve izleme fonksiyonunun
etkin bir şekilde yürütülmesi için profesyonel standartları ortaya koymaktadır Aynı zamanda
izleme fonksiyonunun insan haklarının korunmasına olan katkısını maksimum seviyeye getirmek
için stratejiler sunmaktadır.
Her bir bölüm birbirinden bağımsız olmakta birlikte, diğer bölümlerle olan bağlantılar yayın
boyunca belirtilmiştir. Dolayısıyla insan hakları izleme sürecinin tam anlamıyla anlaşılabilmesi için
Kılavuz'un tamamının okunması önerilmektedir.
Bu araç sahadaki Birleşmiş Milletler insan hakları görevlilerinin günlük ihtiyaçlarına göre
hazırlanmıştır. Bununla beraber sunulan metodoloji insan hakları izleme fonksiyonları ile
görevlendirilmiş diğer tüm kişiler için de geçerlidir. Bölgesel örgütler, ulusal insan hakları
kuruluşları, sivil toplum örgütleri, ilgili devlet kurumları de diğerleri tarafından kullanımı ve
uygulanması şiddetle teşvik edilmektedir.
Download