Nas*l Verimli Dü*ünebiliriz? Prof. Dr. Hüsnü Erkan

advertisement
Verimli Düşünme Nedir?
Nasıl Verimli Düşünebiliriz?
Prof. Dr. Hüsnü Erkan
T.C. Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Verimlilik Genel Müdürlüğü
Verimlilik Programları /Faaliyetleri Eğitimi ve Çalıştayı
25-28 Ekim 2016- ANTALYA
Giriş:Sorular….
• Hiç Düşündünüz mü, yaşadığımız Uygarlık düzeyini bugünlere
taşıyan nedir?
• Sonsuz Uzayı turlayan uzay gemilerini üreten insanlık hangi
yeteneklerinden yararlanıyor?
• Bugün Dünyanın bir ucundan diğer ucuna ışık hızında bilgi
aktaran teknolojileri insanlar nasıl sağladı?
• Görmediğimiz Doğa olan mikro kozmos dediğimiz atom altının
dinamik işleyişi ve elektro dalgaları insanlığın hizmetine sunan
insani güç nerden kaynaklanıyor ?
• Milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki Nano Teknolojileri,
insan genom haritasını, görünmez doğanın gizleri olan DNA
şifrelerini hangi güçle çözdü?
• Nihayet, ülkeler arasındaki küresel ekonomik yarış ve rekabetin
lokomotifi olan verimlilik ve yenilikleri devreye sokan gücü
insanlar nerede buluyor?
Cevap : İnsan beyninde tetiklenen Düşünme ve
öğrenme gücü:
Bütün bu soruların tek bir cevabı var: İnsanı insan
yapan; hayvan olmaktan kurtaran Beyin ve tüm
yaşanmışlıkların birikimi ile şekillenen insan
zihninin sınırsız yeteneği.
İnsan Beyni ve Zihni, bilinen evrendeki en gelişmiş
ve en karmaşık yapılanma.
Yüz milyarı aşkın sinir hücresinin her birinden
dallanan çok sayıdaki dendritler arası, fizikokimyasal etkileşim mekanizması .
Trilyonlarca bağlantı kurma yeteneği ve elektriksel
ateşlemelere eşlik eden 50’den fazla kimyasal
ileticinin karmaşık işlevsel etkileşimi.
Nihayet bir Beyinde üç beyin.
Bir beyinde üç beyin
Üç Beynin uzmanlaşmış işlevleri
• Beyin sapı=Sürüngen beyni; biçim ve işlev olarak, ast-üst tavrını, kendine
özgü mekanı tanıma, savunma, kodlanmış otomatik tepkilerin kaynağı
olarak işlev görür.
• Alt düzey (ilkel ve temel) ihtiyaçlar : hayatta kalmaya odaklanma, gıda,
seks ve kaba kuvvet (güç) ve benzeri işlevler.
• Vejetatif göstergelerin belli bir eşik değeri aşması ile ör. acıkmada kan
şekeri; üşümede ısı gibi; yorgunlukta, korku ve tehlikede, uyarım
yönlendirici mekanizma olarak devreye girme işlevi.
Orta beyin veya Limbik sistem:Duyguların merkezi
• Evrim sürecinde oluşan ikinci beyin .Memeli beyni veya limbik sistem.
• Memeli varlıkların orta düzey ihtiyaçları olan, bağlanma, birlikte yaşam,
şefkat ve özsaygı işlevleri: Duygusal varlığın merkez istasyonu.
• Cinsel istek, öfke, sevinç, bunalım ve zevk duygularımız.
• Üst beyine (neokortekse) gönderilecek bilgilere karar verme.
• Canlının temel davranışlarını koordine eden organizasyonları üstlenme.
• Evrimle gelen arayış, öfke, korku ve panik gibi temel duygu ve davranış
kalıp ve programlarını depolama. Rutin görevleri kalıplara göre çözme.
• Özne merkezli ve özne evreni ile sınırlı iletişim evreni. Değişmez
içgüdülerle çevreye bağlanma.
• içgüdüler milyonlarca yıl denenmiş varlığın güvencesi davranış reçeteleri.
Üst Düzey Bilincin Merkezi: Ön Beyin (neokorteks
)
• İnsana özgü neokorteks (üst beyin), insanın üst düzey ihtiyaçları olan
bilinç, özgecilik, toplumsal bütün için çalışmak, soyut düşünme,
planlama, analiz, sentez, karar verme ve imgelem (hayal kurmak) ve
kendini gerçekleştirme işlevlerini üstlenir. Bir çok insan için etkin
kullanımı henüz yeterince öğrenilememiş olabilir.
• Etkin kullanımı ile insanın kendisi, çevresi ve toplum için; gelecek planları
ve stratejiler ile bilinçli olarak gelecek ve uzak amaçlı planlar yapar.
• Üst beyinde; hazır, depolanmış programlar yoktur. Ayrı konularda
uzmanlaşmış alanlar ve merkezler: görmenin, işitmenin, dilin,
uzmanlaşmış merkezleri vardır. vücudun her bölgesinin, üst beynin iki
yarım küre korteksinde bir izdüşümü bulunur.
• Ön beynin ön lopları akli özgürlüğünün organıdır, işlev üstlenme
anlamında var olan boş alanlar insana en özgü, insani niteliklere
karşılıktır. Belirlenmiş tekil bir amaca değil; her amaca açıktır, esneklik ve
uyum sağlama yeteneği yüksektir. Ön alın lopları, soyut, yaratıcı ve
bilinçli düşünmenin merkezidir.
• Prefrontal korteks, insanda en büyüktür, memeli evriminde geri gittikçe
küçülür; burası bütün bilgileri dikkatlice toplar, bütünleştirir,
formülleştirir, uygular, denetler, değişiklikler yapar ve yargılar.
Beynin evrimi
Beynin Evrimibeyin
Beynin CEO’suÖn loplar ve Dorsolateral
• Beynin CEO’su
Beynin Etkileşim ağı
• Beyinde etkileşim
Düşünce üretimi ; üst beynin odaklandığı zihnin bütüncül işlevidir
• İnsan beyni, ön beynin parçalı bütünselliği ve üç beyin yapısının
her birinin inter-aktif etkileşim işlevselliğinin devrede olduğu
karmaşık bir işleyiş mekanizmasına sahiptir.
• Beyin sapında işlevsel öncelik, vücudunun vejatatif işleyişine;
• Orta beyinde, varlığı korumaya yönelik kalıplaşmış davranışların
içgüdüsel kullanımına; ve İnsan bağlamında kendi varlığı ve
varlığı ile ilgili inanç ve değerlerin korunmasını ön gören kalıplara
oluşturmaya;
• Üst beyin ise; orta beynin ölümüne ateşlediği duyguları
ketleyerek aklın ve üst düzey bilincin kullanımına odaklıdır.
• Odaklanmış akıl olarak düşünme ve düşünce üretimi; üst beynin
aktif olarak devreye girdiği, odaklı beynin bütüncül bir işlevidir.
Düşünme Yaklaşımları 1: Hızlı ve Yavaş Düşünme
Hızlı ve Yavaş düşünme ;Daniel Kahneman: (Thinking Fast and Slow,
Penguin,2012) Nobel ödülü 2002.Hızlı Düşünme =Sistem 1: Korku ve öfke gibi
olası tehlike ve ciddi duygusal durumlar için allt beyin bölgelerindeki sinyal ve
tetiklemeler üzerinden beynin komuta merkezi uyarılır. Sistem 1, canlının hayatta
kalmasını sağlayan kalıplar içinde sürekli aktif çalışır. Alt düzeydeki beyin bölgeleri
tehlikeyi hızlıca değerlendirir, ön beyin kontrolü olmadan yaratılan duygulara
ışık hızında “iyi veya kötü“ tepkisi verilir. Otomatiktir,istem dışıdır. Çevreyi
kontrol altında tutar. Çağrışım, bağlam oluşturma, kalıp ve hikayeler yaratarak
kestirmeden ve sınırlı bilgi ile hüküm verir.
Yavaş Düşünme :Sistem 2
• Asıl düşünme olgusu yavaş düşünmedir. İstemli ve bilinçlidir, geleceği planlar.
Sistem 1’in aktardığı izlenimler üzerine sıra dışı durumda yardıma koşar. Onları
bastırır ve hataları engellemeye çalışır. Yetersiz kalabilir, ancak gelişime açıktır.
Beklentiler ve riskli durumlarda karar verirken her zaman mantıklı ve akılcı
olamayabilir. Duyu merkezleri ve hafıza kayıtları ve sezgiler devrede olup,
düşünme sürecinin CEO’su olan ön alın lopları devrededir. Bu bölge; bellek,
planlama,idrak, soyut düşünce, uygun davranış seçme, uygunsuzu engelleme,
kural öğrenme, uygun duyuları seçme ile ilgilidir (Kaku;2014).Sistem 2, çaba
ve enerji gerektirir; bu nedenle tembel yaradılışta olup enerjiyi tasarruf eder;
odaklı çalışır.
Düşünme Yaklaşımları 2: Dünya Bankası Yaklaşımı
• Dünya Bankası, “Worl Development Report 2015”,”Flagship
Report”: “Mind, Society and Behavior.” 215 s.
• Kahneman Yaklaşımı,Otomatik Sistem ve Deliberative Düşünce
sistemi adını alır:
• Otomatik Sistemde düşünme, zihinde dar çerçevede (kalıp olarak),
bir çaba gerektirmeden, çağrışımsal ve sezgisel olarak devreye girer.
• Deliberative (etraflı) Düşünme Sistemi, temel faktörleri geniş
çerçevede, gayret (çaba) göstererek, mantık (muhakeme) temelli
düşünceler olarak kendini yansıtır.
• Kahneman’ın 2’li yaklaşımını, insan ve toplum bağlamında karar
verme davranışları olarak 3 düşünme sistemine dönüşür:
• 1 Otomatik düşünme, 2. Sosyal düşünme ve 3. Zihinsel Model.
•Otomatik düşünme kalıpları insanların karar ve davranışlarına
güçlü ve kesin etkiler olarak yansır. ön yargı ve hatalı varsayımların
farkında olmadan otomatik kalıplara uyum gösterir. Otomatik
düşünce kalıpları, yaşamın sadece bir yönüdür.
Sosyal düşünme ilkesi
• Sosyal düşünme ilkesi, insanın sosyal bir varlık tır.
Sosyal tercih, sosyal ağ, sosyal aidiyet ve sosyal
normlardan etkilenir.
• İnsanlar yaşadığı sosyal ortama uygun davranış ve
karar içinde olmak ister.
• Sosyal davranış ve kararları otomatik olarak taklit
eder.
• Başkalarının düşünce ve beklentileri, bizim
düşünce ve karalarımız üzerinde etkilidir.
• Toplumsal değer ve ahlak kurallarına uyum ve
katılım, sosyal normlar olarak davranış kalıplarına
dönüştürür.
Zihinsel Modeller üzerinden düşünmek
• Zihinsel Model İlkesi: Çoğu insanın düşünceleri, kendi yarattığı
konseptler (kavramlar) olmak yerine, yaşadığı toplumunun
ortaya koyduğu kavramlar, kategoriler, grupsal kimlikler, rol
modelleri, kişisel imaj oluşturma, öyküler ve dünya
görüşlerinden köklerini alır.
• Zihinsel modeller, kişinin bulunduğu ortamdaki
yaşanmışlıklardan algılanan zihinsel yorumlar olarak şekillenir.
• Kişiler somut olguları, kendi zihinsel algı modelleri içinde
yeniden üretirler. Bu modeller, çocukluktan beri yaşanan
deneyimlerin getirdiği, kişisel bilişsel birikimdir. Toplum
kültürü, kişisel olarak içselleştirilen öznel kalıplar olarak karar
ve davranışlarına yansır.
• Zihinsel modeller ve toplumsal inançlar ile yaşanmışlıklar,
insan kişiliğini derinden etkiler. Çoğu zihinsel model “yararlı ve
olumlu”, diğer bazıları “olumsuz ve yararsız” olarak şekillenir.
• Aynı insan, aynı anda bir biri ile çelişen çok sayıda zihinsel
modele sahip olabilirler.
• Algılar değiştikçe zihinsel model ve yorumlar da değişebilir.
Düşünme Yaklaşımları 3: Geleneksel ve Bilimsel Dünya Görüşleri
• Türkiye’nin sorunlarına çözüm arayışı için 1990’lı yıllarda “Toplumsal
Sorunlara Entegre Sistemler yaklaşımı” adlı analiz paradigmam içinde
şekillendi. Ben konuyu iki düzlemde analiz ediyorum. Günlük yaşam
karşısında insan beyninin, pratik dünya görüşü olarak geleneksel
kullanımı ve odaklı üst düzey kullanım düzlemi.
Günlük yaşam karşısında insanlar;
• ekonomik açıdan çıkarlarını,
• Politik açıdan ideolojilerini,
• Kültürel açıdan değerlerini ve
• sosyal açıdan bağımlılıklarını gözeten kişilik yapısı içinde, kişisel dünya
görüşü olarak belli kalıpları ve bunun uzantısı davranışları oluşturur.
• Her insanın yaşadığı ortam ve duruma göre bunların biri veya birkaçı ağırlık
kazanır: iş dünyasında ekonomik çıkarlar; siyasette ideolojiler,
muhafazakar aile ve insanlarda değerler ve bağımlılıklar öne çıkar.
• Pratik Dünya görüşü, ortam ve zamana göre yaygınlık ve değişim
gösterebilir: Türkiye’de 1980 öncesinde ideolojiler; sonrasında çıkarlar ve
son dönemde bunlara inanç değerleri ve bağımlılıkların eklendiği ve
ağırlık ve yaygınlık kazandığı söylenebilir.
Şekil 3 : BİLİMSEL VE GELENEKSEL DÜNYA GÖRÜŞLERİ
ppp
Bilim Düzeyi
Bilim Dili
 Bilgi Edimli Bakış Açısı (Doğanın Keşfi)
 Dışa – İçe Dönük (Olgusal) Düşünme
 Beynin (Tam) Kullanımı
Yaşanan Dünyanın Algılanışı
-Bilim Bazlı Reform,
Strateji ve Politikalar
Bilimsel Karar Süreci
Uygulama:
Amaç
Araç
Planlama:
Neden
Analiz:
Sonuç
Yaşanan Dünyanın Algılanışı
ğeleri
Ö
Bilim Bazlı Dünya Görüşü
Teknoloji Üretimi=Organize Düşünce Üretimi
Bilim Bazlı
 Sistemleşme
 Yapılaşma
 İşleyiş
Ekonomik Alan
“Çıkarlar”
Geleneksel
-Kişisel
-İnanç Bazlı
-Bağımlı
-Çıkara
Dayalı(Fırsatçı)
Yapılanma ve İşleyiş
Politik Alan
“İdeolojiler”
Geleneksel
Dünya
Görüşü
Sosyal Alan
“Bağımlılıklar”
Kültürel Alan
“Değerler”
Geleneksel Dünya Görüşünün Öğeleri
Çıkarlar + İdeolojiler + Değerler + Bağımlılıklar
.
Kaynak: H. Erkan (2000), yapılması düşünülen “Düşüncede Devrim” çalışması için geliştirilmiştir
Olgusal Düzey
Gözlem Dili
•
•
•
•
•
•
•
Beynin Üst Düzey Kullanım Düzlemi:Üst Beyinin Aktif Kullanımı
Beynin üst Düzey kullanım Düzlemi, pratik yaşam ötesinde ve üstünde zihnin
özel olarak odaklanma, caba gösterme, öğrenim ve bilgi birikimi ile gerçekleşen
düşünme olgusudur. Bu da 3 alanda kendini ortaya koyar:
Bilimsel Düşünme; zihnin yoğun odaklanması ile doğa, evren, toplum ve yaşamın
işleyiş mekanizmasını “açıklayan “ bilgi ve teknoloji üretimini sağlar. Bilginin,
doğa ve yaşama uygulanması için formatlanması, teknoloji olarak doğaya
egemen olmaya yöneliktir.
Felsefi Düşünme; kavramlar (konseptler) üzerinden, zihnin yoğun kullanımı ile
yaşamın anlam arayışının “kişisel yorumlarını “ortaya koyarak; insanın yaşama
bir anlam yüklemesine ve kendini anlamasına hizmet eder.
Sanatsal Düşünme; insanın algılam ve duygulam evreninde yaşadıklarını, zihnin
yoğun kullanımı ile bir kompozisyon dünyasına aktararak, yarattığı resim ,
müzik ve benzeri eserlerle insan zihninin sakinleşmesini sağlar.
Bu üç alan karşılıklı etkileşim ve alış-veriş ilişkisi içinde bir birine hizmet eder.
Ancak beynin her üç alandaki aktivitesi, yaşam kaosu ile girilmiş çok çetin bir
kavgadır.
Beyin, kaosla yaşadığı bu kavga sürecinde stres hormonu salgılar. Bu stresli
sürece girmeye cesaret etmek gerekir.
İnsan, yeni bilgi ve teknoloji ürettiğinde, yeni bir sanat eseri yarattığında veya
yaşımın gizlerine anlamlı ve mantıklı yorumlar getirdiğinde, beyin bu kez başta
dopamin ve benzeri hormonlarla kendini ödüllendirir.
Beynin Savunma Gücü: Kalıplar üzerinden Sakinleşmek
• Canlının varlığını korumaya çalışan iki alt beyin işlevleri, sürekli ve otomatik
olarak, çevrenin iz düşümüne sahip olarak onunla uyumlu , zahmete
girmeden sezgisel olarak ve canlıyı milyonlarca yıl hayatta tutan temel
kalıplar beyinde kodludur.
• Ayrıca , sosyal düşünme ve zihinsel model ile “pratik dünya görüşünü”
oluşturan değer, norm ve inançlar da kalıplara dönüşür.
• İnsan pratik yaşamda toplumdan aldığı “ iyi ve kötü” olarak kazandığı değer,
norm, taklit ve benzeri davranışları yine standart kalıplara dönüştürür.
• İnsan, yaşamı kolaylaştırmak için sürekli “davranış kalıp ve standartları” arar.
• Yaşam boyunca kullanılan bu kalıplar inançlara dönüşür .
• İnançlar sürekli kendini doğrulayıcı gerekçeler arar.
• Ortak kalıpların toplumda paylaşılması, sosyalleşme etkisi yaratır.
• Kalıpsal davranışlar risk ve belirsizliği giderir. Paylaşılan kalıplar sosyalleşme
etkisi yaratır.
• Her iki durumda da beyin serotonin hormonu ile sakinleşir.
• İnançlar ve inanılan her düşünce, sorunla kavgayı engeller; serotonin
üzerinden beyni sakinleştirici bir işlev görür.
•
•
•
•
•
•
•
Verimli Düşünmek için Düşünmeye Cesaret etmek.
Sonuç: beyninin ilk ve temel işlevi: tehdit altında olup olmadığını
belirlemektir. Bunu kalıpsal davranışla ortaya koyar.
Bu nedenle beynin önceliği inanç ve inanç kalıpları üretmektir.
Canlı beyni tehditsiz bir ortamda, serotonin ile sakinleşir.
Bilim, sanat ve felsefe yapmak gibi üst düzey beyin odaklanması ile,
geleceği planlayan , strateji geliştiren üst düzey yöneticiler,CEO’lar yaşam
kaosu ile kavgaya girişirler .
Yaşamla çelişkiye düşerek bu kavgayı yaratan ve yürüten, öncelikle üst
beynin ön loplarının işlevidir. Bu süreç stres hormonu salgılayarak insan
bünyesini gergin olmaya iter. Herkes bu yolculuğa cesaret edemez.
Yararlı ve katma değer yaratıcı “verimli düşünce” olarak bilgi üretimi,
kalıplar üzerinden sakinleyen beynin değil; yaşamla kavgaya tutuşma
cesareti gösteren; geleceği arayan, sorunlara çözüm arayan, bilinçli
strateji peşinde koşan; yani üst beyni ve ön lopları daha etkin kullanan,
kalıplar ve sloganlar aramak yerine, bu kalıplarla kavgaya giren
beyinlerin işidir.
Verimlilik ve yenilik beynin düşünmeye odaklanıp öğrenmesinden geçer.
Verimli Düşünmek kalıpları kırmaktan geçiyor.
•
•
•
•
•
•
•
Büyük Düşünürümüz Mevlana, “ Hayattan Ne Öğrendim” isimli şiirinin bir bölümünde
şöyle der:” Düşünmeyi öğrendim
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim”
İşte, Verimlilik de, yenilik de beynin çekinmeden ve cesaretle, kendine güvenerek,
yaşam kaosuna dalarak, kendi bilgi ve deneyimlerini devşirmesinden geçiyor..
Üst otorite olarak görülen kişi ve bilim insanlarının görüşlerini aktarmakla yetinmekten
değil; onlarla da kavgaya girip onları aşmaya çalışmaktan geçer.
Bilimin bu noktada yol göstericiliği, sanayi uygarlığında, olay ve olgulara karşıdan
bakarak, nedenle sonuç arasındaki mantıksal bağı kurmaktan geçiyordu. Ancak
bununla aldığımız yol bugün yetersiz kaldı. Görünen doğanın noktasal ve mekanik
nedenselliği de kalıplar üretti.
Bugün artık bilim, kuantum mantığının atom altının mikro kozmosu ve evrenin makro
kozmosunda çoklu değişkenlerin dinamik etkileşiminin olasılık evreninde verimli
düşünceye kanat açarak , bugünün bilgi teknolojilerini bize taşıyor.
Biz de toplum olarak bu yola koyulmalıyız. Düşünme süreci de ,verimli düşünmeyi
öğrenmek de cesaretle yola koyulmaktan ve bunun için, çocuk eğitiminden
üniversite ve işletmelere kadar, kalıpsal düşünce yerine özgür düşünceyi, bir zihniyet
devrimi ile yakalamamız ve bunun uygun ortam ve iklim yaratmamız gerekiyor..
Daha kısa bir deyimle, orta beynin yaklaşımına dayalı kalıplar yerine ,üst beyni
kullanmaya cesaret etmeliyiz. Ya da bilgi üretme yolculuğuna koyulmalıyız.
Bilgi Üretme Yolculuğu: Veriden Örtük Bilgiye Uzanan Süreç
• Bilgi, bilimsel bilgi ile desteklenmiş, kurumlarda uygulanabilir
olan ve değer yaratan Nasıl’ın bilgisi ( Know–How) olarak
ortaya çıkar.
• Bilgi edinme yolculuğu: sinyaller ve duyumlarla başlar, ,
Veriler (potansiyel enformasyon) olarak toplanır. Verilerin
işlenmesi = enformasyon üretimi olarak, veriye bilişsel bir
çerçeve; bağlam kazandırarak bilgiye ulaşılır. Bilimsel ve
bilişsel çerçeveye oturmuş enformasyon bilgi olarak, değer
yaratan bir konuma ulaşır. Bilgi; anlam, içerik ve işe yararlığı
açısından kişisel algı ve değerlendirme süreciyle birlikte örtük
bilgiye dönüşür.
• enformasyonu işleyen kişinin bilişsel bilgi birikimi önemli.
• Kurumlarda genellikle enformasyon bolluğu vardır.
Enformasyonun kullanılabilir duruma dönüşebileni bilgi olduğu
için bilginin fazlası olmaz. Kurumlarda bilgi kirliliği değil,
enformasyon kirliliği bulunur. Kullanılamaz olan enformasyon
kafa karıştırıcıdır.
Katma Değer Merdiveni
i
Bilginin Türleri
• Niçin’in Bilgisi (Know-Why); olay ve olguların işleyişini
açıklayan bilgi, bilimsel bilgi = açık bilgidir.
• Açık bilgi Kodlanmış, yazılmış ve aktarılabilen.
• Nasılın Bilgisi (Know-How) , yapabilirliğin, yani
uygulamanın bilgisi olarak, bizzat ilgili konuya
odaklanmış insanlarda yurtlanık olan bilgidir. Çoğu kez
örtük bilgi olarak.
• Bir işi, kimin yapabileceğine ilişkin bilgi, (Know-Who).
• Ne’ye ait veya Neyin bilgisi. (Know-What).
• Nasıl’ın bilgisi (Know-How) ile Niçin’in bilgisi (KnowWhy) karşılıklı etkileşim sürecinde birbirine
dönüştürülebilir bilgi türleridir.
Bilgi Öğrenme Süreci
Bilginin öğrenme sürecinde öne çıkan 3 aşama:
• Bilginin Edinimi; kişinin öğrenim, deneyim, beceri sezgi ve ilişkilerinin
yaratılıp geliştirilmesinin sonucunda kazandığı uzmanlıktır. Enformasyon
ve bilişim teknolojileri bilgi edimini kolaylaştırır.
• Bilginin Paylaşımı;bilgi kendi kendini yenileyen ve tüketirken de,
paylaşırken de ve artar ve birikir ve farklı bilgi ve uzmanlıklar birbirini
tamamlar. Üniversite eğitimi de kuşaklar arası bir bilgi paylaşımıdır
• Bilginin Kullanımı; öğrenilen bilginin, değer yaratmak için kullanımıdır.
Paylaşım da bir bilgi kullanımıdır. Bilişim teknolojileri bilginin, edinim,
paylaşım ve kullanımını kolaylaştırır.
• Bilgi Sarmalı:Açık ve örtük bilgilerin edinim, paylaşım ve kullanım
bağlantısı
• Örtük Bilgiden Örtük Bilgiye Geçiş (ÖB  ÖB): Sosyalleşme.
• Örtük Bilgiden Açık Bilgiye Geçiş (ÖB  AB): Dışsallaşma.
• Açık Bilgiden Örtük Bilgiye Geçiş (AB  ÖB): İçselleşme.
• Açık Bilgiden Açık Bilgiye Geçiş
(AB  AB): Birleştirme
İ
Bilginin Kullanılabilirlik düzeyleri ve Bilginin Desteklenmesi
Bilginin Teknolojiden Farkı
• Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır ve sinerjik etkileşimle yenilenme
hızı artar ve İnsan beyninde ve açık kaynaklarda birikir.
• Teknoloji, kullanılabilir açık bilginin belli amaçlar için belli bir
format içinde organize edilmiş, hatta hapsedilmiş durumudur.
• Teknoloji, bir yöntemde, bir alet, edevat veya makinede
somutlanır. Bilginin kullanıldığı format içinde sunulur.
• Zihnin ürünü ve değer yaratıcı bir akım değişkeni olan bilgi,
yaratılan format içinde yurtlandırılır. Teknoloji, piyasada alınır
satılır; örtük bilgi olan nasılın bilgisi beyinlerde entelektüel
sermaye olarak , sürekli yenilenmeye hazır olarak bulunur.
• Teknolojik değişme, var olan format ve düzlemin her defasında
bir üst veya farklı boyuta ve farklı içerikle taşınmasıdır. Ancak
her değişimin temelinde bir akım büyüklük olan yeni bilgi
vardır.
• Değer yaratma özelliği bilgiye aittir. Bilgi, belli bir format
kazanıp teknolojik donanıma dönüşünce donuklaşır ve kolay
taklit edilir. Oysa bilgi, mevcut teknolojik donanımı yeni
formatlar içinde sürekli ileriye taşıyan akım değişkenidir.
Verimlilik ve Yenilik Bilgi Kullanımından geçer
•
Bilgi odaklı ekonomik birim ve kurumlar, sürdürülebilir verimlilik artışı ve
yenilikçilik için amaç ve süreç odaklı çalışırlar.
• Bilginin kullanımı ile başarı arayan firma ve kurumlar amaçlarını
gerçekleştirmek için 3 temel sürece odaklanır (Von Korgh, G., Ichijo, K. Ve
Nonaka, I.; 2002: 297-301):
• Riski en aza indirgemek,
• Verimliliği artırmak ve
• Yenilikçilik .
köklü ve radikal yenilikçilikte başarı oranı bilindiği gibi oldukça düşüktür.
Kurumlar, bilgi kullanımı ile öncelikle riskleri en aza indirmek ve rakiplere
karşı rekabet yarışında üstünlük kazanmak için önce verimliğine ve verimlilik
artışı ile birlikte adımsal yeniliklere odaklanırlar.
• Riski en aza indirme amacındaki bir kurum, çalışanların donanım
durumlarından yola çıkarak elde var olan bilginin yakalanması ve kullanımına
odaklanır. Bu amaçla, var olan bilgiye ilişkin veri depolama, bunun kullanım alanı
ve değeri ile bunların kullanım sistem ve denetimi ağırlık kazanır. Risklere karşı
konum ve durum saptaması önemlidir. Şirket içi kilit kişi ve grupların bilgisine
odaklanır. Bilgi daha çok, pazarlama, finans , üretim gibi oparasyonel sorunların
çözümü için kullanılır..
Verimliliği Artırmak
• Verimliliği arttırma amacı, eldeki bilgiyi tüm çalışanların
•
•
•
•
erişimine ve yeni kullanım alanlarına açmaya , paylaşımı
arttırmaya ve yaygınlık sağlamaya odaklanır.
Burada amaç maliyet avantajı yakalamak için en iyi
deneyim ve uygulamaları kurumda yaygınlaştırılır.
Şirkette sistem düşüncesi, bilgi paylaşım kültürü, bilgi
çalıştayları, kurum içi ve kurum dışı ağ bağlantıları ile
bilgi, teknoloji ve sistem transferleri yaygınlık kazanır.
Kıyas yöntemlerinden yararlanılarak en iyi uygulama
programları geliştirilir
Yeni kullanım alanları yakalanarak adımsal yeniliklere
fırsat yaratılır.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yenilik için Bilgi Üretiminin Desteklenmesi
Yenilikçilik amacında kurum yeni bilgi üretiminin
desteklenmesine yönelir.
Burada yeni bilgiye ve bilgi süreçlerine odaklanma
gerçekleşir.
Bilgi burada stratejik önem kazanır.
Bilgi üreticileri sürekli desteklenir, çalışanlar motive edilir.
bilgi üretimi için uygun ortam oluşturmak ve bunu sürekli
geliştirmek.
Yenilikçilik için yeni çalışma ve örgütlenme biçimleri devreye
girer.
Bilgi üretimini desteklemek; bilgi ve yenilik vizyonu
belirlemek,
Yenilik ve iletişim ağları oluşturmak
Bilgi çalışanlarını harekete geçirmek ve
Yerel bilginin küreselleşmesini sağlamakla gerçekleşir.
Süreç odaklılık
şş
• y
Bilgi üretiminin desteklenmesi
3) Yenilikçilik
2) Verimlilik
Kurum içi yaygınlaştırma
arayışı
1) Riski
azaltma
Açık bilginin
Örtük bilginin
yaygın kullanımı
açığa çıkarımı
Bilgi
odaklılık
düzeyi
Bilgi çağında Rekabet
• Bu günün bilgi çağın dinamik çeşitlilik ve belirsizlik ortamında
rekabet etmek, bilgi üretimine dayalı olarak, bilinçli dinamik
stratejiler geliştirmekten geçiyor. Hızlı değişim ortamında
uyulması gereken strateji, kaosun içine düşmeden, uygun
yapıların sağladığı zemin içinde, durağanlığa sıkışmadan
kaosun eşiğinde konumlanan, stratejik planlama ve rekabet
stratejisi olar yapılanmak durumundadır..
Eşikte rekabet
Download