Sakarya Üniversitesi İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ ON ÜÇÜNCÜ HAFTA REEL KONJONKTÜR TEORİSİ VE KONJONKTÜR TEORİLERİ Doç. Dr. Ömer Karaoğlu 2015 2 Sakarya Üniversitesi On üçüncü Hafta Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri Hedefler Bu bölümü çalıştıktan sonra. Reel Konjonktür Teorisi’ni Genel olarak makro ekonomide konjonktür dalgalanmalarına farklı yaklaşımları öğreneceksiniz. . Temel Kavramlar Konjonktür Reel Konjonktür Teorisi Paranın yansızlığı Tersine nedensellik Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri 3 İçindekiler Hedefler ................................................................................................................. 2 Temel Kavramlar................................................................................................... 2 İçindekiler .............................................................................................................. 2 1 KONJONKTÜR KAVRAMI ................................................................................ 4 2.KONJONKTÜR TEORİLERİ ............................................................................. 5 3.REEL KONJONKTÜR TEORİSİ ........................................................................ 7 4.KONJONKTÜR DALGALARINA DAİR DEĞERLENDİRME ........................... 9 Ne Öğrendik? Özetleyecek Olursak… ................................................................ 10 Değerlendirme Soruları ........................................................................................ 11 Yararlanılan Kaynaklar ....................................................................................... 12 Sakarya Üniversitesi 1.KONJONKTÜR KAVRAMI Ekonomide üretim hacminde görülen artış ve azalışların bir ifadesidir. Bir başka deyişle ekonomide büyüme ve daralmaların dönemsel olarak (dönüşümlü) yaşanması anlamına gelmektedir. Ekonomide genellikle 6 ay (ortalama) devam eden azalmalara durgunluk/resesyon adı verilirken giderek derinleşen daha uzun süreli azalışlara bunalım/depresyon adı verilmektedir. Örnek olarak 1929 dünya bunalımı bir depresyon iken 1974 krizi bir resesyon olarak nitelenmektedir. a.Öncü göstergeler: Henüz reel GSMH’da değişiklik ortaya çıkmadan bir takım makro göstergelerde meydana gelen olumsuz değişmeler öncü göstergeler olarak adlandırılmaktadır. -İmalat sanayinde ortalama haftalık çalışma saati -İşsizlik sigortası için başvurular -Tüketim malları üretimi için verilen yeni siparişler -Mal tesliminde ertelemeler -Kurulan yeni işletme sayısı -Makine ve teçhizat satın alınması için yeni siparişler -Alınan inşaat ruhsatları -Hisse senedi fiyat indeksi -Para arzı -Stoklardaki değişme -İşletme kredileri ve tüketici kredileri hacmindeki değişme Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri 5 b. Eş-zamanlı göstergeler: Bunlar reel GSMH ile aynı zamanlar içinde değişim sergileyen makro ekonomik değişkenlerdir. -Tanım dışı sektörlerde ödenen ücretler -Kişisel gelir -Sanayi üretim indeksi -İmalat ve ticaret sektörlerindeki satış hacmi c. İzleyen Göstergeler: Reel GSMH’daki değişmeden sonra değişiklik gösteren makro ekonomik değişkenlerdir. Takipçi gösterge olarak adlandırılabilecek bu makro ekonomik değişkenlerden bazıları şunlardır: -Ortalama işsizlik süresi -Birim işgücü maliyeti -Stokların satışlara oranı -Ticari kredi hacmi -Kredi faiz oranı -Ticari kredilerin kişisel gelire oranı 2.KONJONKTÜR TEORİLERİ Konjonktürel dalgalanmalar öncelikle piyasadaki çıktı düzeyi, istihdam düzeyi ve fiyatlar gibi göstergelere yansımakta ve toplum üzerinde etkileri ortaya çıkmaktadır. Ekonomide refah yönünde veya ekonomiyi sekteye uğratan dalgalanmalara “konjonktür dalgalanmaları” denmektedir. Konjonktür dalgalanmaları temel faktör olarak yatırımlar ve sermaye birikimi ile ilişkili görülür. Konjonktür teorileri genel olarak ikiye ayrılır: 6 Sakarya Üniversitesi 1-Toplam talebe ilişkin konjonktür teorileri 2-Reel Konjonktür Teorisi Toplam Taleple İlgili Konjonktür Teorilerini üç ana teorik yaklaşımla ele almak mümkündür: a-Keynesyen Konjonktür Teorisi: Ekonomik dalgalanmaların ardında yatan temel faktör bekleyişlerdeki değişkenliklerdir. Teorinin itici gücü gelecekteki satışlara ve kara ilişkin bekleyişlerdir. Keynesyen teoride konjonktür mekanizmasının iki temel bileşeni vardır. Bunlardan ilki yatırımlardaki değişmenin yarattığı çarpan etkisidir. İkinci bileşeni ise toplam talepteki değişme karşısında toplam arzın gösterdiği tepkidir. Çarpan ve hızlandıran arasındaki farklardan veya dönemler arasındaki değişmelerden konjonktür devrelerinin ortaya çıkıp çıkmayacağının tahmin edilebileceğini ileri sürmektedir. Azalan veya artan büyüme, azalan veya artan dalgalanma şeklinde ayrımlar yapmıştır. Yani “Beklentiler”; yatırımları, sermaye mallarının fiyatını, yatırımın beklenen getirisini ve piyasadaki faiz oranını belirleyen bir işleve sahiptir. Keynes’e göre dalgalanmalar, gelecekteki beklentilerde ortaya çıkan belirsizliklerden kaynaklanır. Tüketim ve yatırım düzeyleri etrafında etkili olan bu durum konjonktürel kriz ya da genişleme (canlanma) olarak ortaya çıkar. Kötümser beklentiler durumunda oluşacak krize devlet müdahele etmeli (kamu harcamalarını artırmak, vergi oranlarını düşürmek, para arzını artırmak vb.) b- Monetarist Konjonktür Teorisi: Ekonomik dalgalanmaların ardında yatan temel faktör para arzındaki dalgalanmalardır. Monetarist Konjonktür Teorisi, Milton Friedman ve onu izleyen iktisatçılar tarafından geliştirilmiştir. Bu teorideki Monetarist iktisatçılara göre itici güç para miktarının artış oranıdır. Hızlanarak artan para hızı ekonomide canlanmayı, gittikçe yavaşlayan parasal gelişme ise ekonomide durgunluğu beraberinde getirir. Para arzı artış oranının değişmesinin ardında yatan faktör ülke merkez bankası tarafından izlenen para politikasıdır. Monetaristler 1929 krizini zamanında ve yeterince artırılamayan para arzıyla açıklarken, 1973 krizinde gereğinden fazla para arzını sebep olarak göstermişlerdir. Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri 7 c- Rasyonel Bekleyişler Teorisi’nin Konjonktür Yaklaşımı: Dayandığı temel görüş parasal ücretin, fiyatlara ilişkin rasyonel bekleyişler tarafından belirlenmesidir. Ekonomik konjonktürle ilgili olarak birbirinden oldukça farklı iki rasyonel bekleyiş yaklaşımı söz konusudur. Lucas tarafından geliştirilen Yeni Klasik Konjonktür Teorisi'ne göre; ekonomik dalgalanmaların nedeni toplam talepte beklenmeyen dalgalanmalardır. Rasyonel bekleyişleri esas alan bir diğen yaklaşım olan Yeni Keynesyen Konjonktür Teorisi'ne göre; ekonomide yaşanan dalgalanmaların ardında yatan faktör ise toplam talepte ortaya çıkan beklenen ve beklenmeyen dalgalanmalardır. Rasyonel bekleyişlere ilişkin konjonktür teorisini diğer konjonktür teorilerinden ayıran temel fark bu yaklaşımın konjonktürün itici gücü olarak toplam talepte ortaya çıkan beklenmeyen değişmeleri görmesidir 3.REEL KONJONKTÜR TEORİSİ 1980’lerde ortaya çıkan bu yeni teoriye göre ekonomik dalgalanmaların ardında yatan temel faktör verimlilikte ortaya çıkan tesadüfi dalgalanmalardır. Verimlilikte ortaya çıkan dalgalanmaların ise genel olarak teknolojik değişmelerden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Buna karşın verimlilikte gözlenen değişmelerin uluslararası alanda ortaya çıkan dengesizlikler, iklimde gözlenen dalgalanmalar ve doğal afetler gibi başka sebepleri de.olabilir. Reel Konjonktür Teorisi'nin gelişimi genellikle Prescott, Kydland, King ve Plosser gibi günümüz iktisatçılarına atfedilmektedir. Reel konjonktür teorisine göre itici güç teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan verimlilik artışıdır. VARSAYIMLARI: Ekonomik istikrarsızlıkların ardındaki temel sebep teknolojik şoklardır. Parasal veya talep odaklı değil teknolojiyle ve prodüktivite (verimlilik) açıklanan arz yanlı faktörlere vurgu yapılmıştır. 8 Sakarya Üniversitesi Konjonktür dalgalanmaları esas olarak büyüme ile ilgilidir. Ekonomide büyüme, teknolojik gelişme, nüfus artışı ve işgücüne katılım oranı gibi faktörlere bağlıdır. Bunlardaki değişmeler üretime etki ederek konjonktürel dalgalanmalara yol açar. Paranın Yansızlığı ve İçsel Para Arzı Bu yaklaşıma göre para hem kısa hem de uzun dönemde yansızdır. Buna rağmen monetaristler, Yeni Keynesyenler ve Yeni Klasikler para arzının ekonomiye etkilerini ele almışlardır. Monetaristlere göre yanlış para politikaları istikrarsızlıklara yol açmakta, para arzı büyümeden fazla artırılırsa enflasyon, büyümeden az artırılırsa da deflasyona neden olmaktadır. Yeni Keynesyenlerde, öngörülen ya da öngörülmeyen para politikaları ekonomide çıktı seviyesini artırır. Öngörülmeyen para politikası daha fazla artırıcı etkiye sahiptir. Yeni Kalsikler ise öngörülen para politikasının çıktıya etkisi olmayacağını ancak sürpriz ve öngörülmeyen para politikasının çıktı düzeyini kısa süre için artıracağını belirtirler. Karar birimleri yanıltılabildiği sürece etkili olabilecektir. Para arzı endojen (içsel) bir değişkendir ve Kydland ve Prescott’a göre parasal sektörün reel sisteme katılması anlamsızdır. Bu iktisatçılar geleneksel sistemdeki para arzı artışının üretim artışına etkisi yaklaşımına inanmazlar. Değişimin yönü üretimden para arzına doğrudur (tersine nedensellik ilkesi) Paranın dışsal olarak artırılmasının çıktıya etkisi olmayacağını ancak içsel para arzının (banka mevduatlarının) reel üretimi pozitif olarak etkileyeceğini söylerler. Paranın yansızlığı görüşüne rağmen bankaların mevduat stokları ile reel üretim arasında güçlü bir ilişki olduğunu ileri sürerler. Reel Konjonktür teorisinde, ücretler ve fiyatlar kısa dönemde daha esnektir. Kısa dönemde oluşan denge, doğal üretim seviyesinde gerçekleşecek ve kısa dönem toplam arz eğrisi dikey eksene paralel (dik bir konumda) olacaktır. Reel Konjonktür Teorisi’ne göre para stoku Merkez Bankasının tam kontrolünde olmayıp nominal para miktarı finansal kurumlarla halk arasındaki ilişkilerce belirlenmektedir. Toplumun reel gelirlerindeki artış karşısında banka hizmet işlemlerinde talep artışı olacak ve bu durumda bankalar işlem üretimini ve mevduatlarını artıracaklardır. Bu, içsel para arzı artışı demektir. Merkez Bankasının denetimi alanı dışında, banka sistemi ve reel gelir etkisiyle belirlenmiş olacaktır. Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri 9 Ancak teoriye göre içsel para miktarı artışı fiyatlar düzeyini etkilemez. Fiyatlar düzeyini dışsal para arzı artışı etkiler. Üretimde cari dönemde meydana gelen ve gelecekte olması beklenen değişmeler, para talebini etkiler (para arzını değil). Örneğin petrol fiyatlarında bir düşüş olursa ekonomi canlanır ve verimlilik şoku sebebiyle gelecekte gelir artışı beklentisiyle para talebi artar. Merkez Bankası bu duruma para arzını artırarak cevap verir. Üretim arttığı için para miktarı artmış olur. 4.KONJONKTÜR DALGALANMALARINA DAİR DEĞERLENDİRME Klasik okul, piyasa verimliliği ve optimizasyon ilkesi nedeniyle dalgalanmaların geçici olacağını ileri sürer. Keynes çarpan-hızlandıran mekanizmalarına dayanarak yaptığı açıklamada, bunlar arasındaki farklılıklar ve dönemsel değişmelerden dolayı dalgalanmalar yaşanacağını belirtir. Piyasa yetersizliği temel sebeptir. Beklentiler ve yatırımlar, faiz oranı gibi dayanaklarla açıklama yaparak tüketim ve yatırım düzeylerine dair gelecek beklentilerdeki belirsizlikler konjonktürel dalgalanmaların sebebidir. Monetaristlere göre ise dalgalanmalar para arzı ile ilgilidir ve devletin hatalı para ve maliye politikaları krizlerin temel sebebidir. Yeni Klasiklerde Lucas’a göre tam rekabet piyasasında eksik bilgilenmeler dalgalanmaların nedenidir. Ekonomide beklenmeyen parasal müdaheleler, dalgalanmalara yol açar. Lucas, Sargent, Wallace ve Barro gibi Rasyonel Beklentiler taraftarları, parasal ücretlerin rasyonel bekleyişlerce belirlendiğini ve toplam talep beklenenden daha fazla artış eğilimi içindeyse genişleme, beklenenden daha küçük bir artış eğilimindeyse daralma (resesyon) ortaya çıkar. Kydland ve Prescott ise teknoloji ve piyasa şoklarının öncelikli etkiye sahip olduğunu belirtirler. Ayrıca siyasi şokların etkili olduğu bir açıklama ortaya koyarlar. Dalgalanmada etkinin yönü üretimden para arzına doğrudur. 10 Sakarya Üniversitesi Ne Öğrendik? Özetleyecek Olursak… Bu derste öğrendiklerimiz aşağıdaki şekilde özetlenebilir; 1. Konjonktür; ekonomide üretim hacminde görülen artış ve azalışların bir ifadesidir. Bir başka deyişle ekonomide büyüme ve daralmaların dönemsel olarak (dönüşümlü) yaşanması anlamına gelmektedir. Ekonomide refah yönünde veya ekonomiyi sekteye uğratan dalgalanmalara “konjonktür dalgalanmaları” denmektedir. 2. Klasik yaklaşımda piyasa verimliliği ve optimizasyon ilkesi nedeniyle dalgalanmaların geçici olacağı, süreklilik göstermeyeceği ileri sürülmüştür.. 3. Keynes’e göre ekonomide dalgalanmalarda piyasa yetersizliği temel sebeptir. Beklentiler ve yatırımlar, faiz oranı gibi dayanaklarla açıklama yaparak tüketim ve yatırım düzeylerine dair gelecek beklentilerdeki belirsizlikler konjonktürel dalgalanmaların sebebidir. 4. Monetaristlerde dalgalanmalar, para arzı ile ilgilidir ve devletin yanlış para ve maliye politikaları krizlerin temel sebebidir. 5. Reel Konjonktür Teorisi'nin gelişimi genellikle Prescott, Kydland, King ve Plosser gibi günümüz iktisatçıların eseridir. Reel konjonktür teorisine göre itici güç teknolojik gelişmeler (şoklar) sonucu ortaya çıkan verimlilik artışıdır . Reel Konjonktür Teorisi ve Konjonktür Teorileri 11 Değerlendirme Soruları 1. Reel Konjonktür dalgalanmaları yaklaşımına göre ekonomide dalgalanmalar hangi unsurdaki değişikliklere bağlıdır? Ekonomide istikrarsızlıkların nedeni nedir? 2. Belli başlı Reel Konjonktür Teorisi (RKT) temsilcileri kimlerdir? 3. RKT’ ne göre para nasıl görülür, para-üretim ilişkisi nasıl işler? 12 Sakarya Üniversitesi Yararlanılan Kaynaklar Vural Fuat Savaş-İktisadın Tarihi, Liberal Düşünce Topluluğu, İstanbul 1997 Yüksel Bilgili- Karşılaştırmalı İktisat Okulları, Ders Notları, 9. Baskı, İkinci Sayfa, İstanbul 2013 Emine Fırat- “Konjonktür Teorileri Işığında Türkiye’de İktisadi Dalgalanmalar”, International Conference on Eurasian Economies-2012, ss.406-413