MEME KANSERİ PROGRAMI UET Merhaba sevgili Radio Shema dinleyicileri, yeni bir umut engel tanımaz programıyla daha sizlerle birlikteyiz. Bildiğiniz gibi her hafta önemli bir konu seçerek, haber ve makalelerle, uzman görüşleriyle konu hakkında detaylı bir şekilde bilgi sahibi oluyoruz. İşte bugün de yine oldukça önemli bir konu var umut engel tanımaz programında: Bu hafta konumuz Meme Kanseri. İlk olarak uzmanımıza kulak vererek konuyu işlemeye başlayalım: Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sevil Öz anlatıyor. Sevgili Radio Shema dinleyicileri Uet Programında bu hafta konumuz meme kanseri dedik. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sevil Öz e kulak verdik. Konuyu işlemeye haber ve makalerle ve çok özel bir paylaşımla devam edeceğiz öncesinde sizin için seçtiğimiz parçayı dinleyelim, ilk müzik aramızı verelim. Müzik Sevgili Umut Engel Tanımaz dinleyicileri, güzel bir müzik arasının ardından bu hafta konumuz olan meme kanseri hakkında bir kaç habere bakalım birlikte; Sarışın ve bekarsanız dikkat! Bu insanlar kanser riski taşıyor İzmir Meme Hastalıkları Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Ömer Harmancıoğlu, Ege ve Marmara bölgelerindeki kadınlarda daha sık rastlanan meme kanserine evlenmemiş, çocuk doğurmamış, sarışın ve şişmanların daha yatkın olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Harmancıoğlu, son yıllarda Türkiye ve dünyada meme kanseri görülme sıklığının yükseldiğini, Türkiye'de bu hastalığa yakalanma yaşının 40-50 yaş aralığına gerilediğini belirtti. Meme kanseri konusunda Türkiye'de istatistiki verilerin yeni önem kazanmaya başladığını aktaran Harmancıoğlu, yapılan araştırmaların Ege ve Marmara bölgelerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma oranının daha yüksek olduğunu ifade etti. Meme kanseri ve sosyo-ekonomik seviye arasında ilişki olduğuna işaret eden Harmancıoğlu, şöyle konuştu: "Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu'nun yaptığı çalışma meme kanserinin Ege ve Marmara'da daha sık olduğunu ortaya koyuyor. Üstelik yakalanma yaşı Avrupa ve Amerika ülkelerine daha erken. Ege ve Marmara'daki kadınların sosyo-ekonomik seviyesi daha yüksek. Doğum sayıları daha az ve emzirme süreleri daha kısa. Bu da meme kanserine yakalanma sıklığını yükseltiyor. Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki aile yapıları ise daha geniş. Büyük bir ailenin 6-7 çocuğu olabiliyor. Hamilelik süresince östrojen hormonunun memeye etkisi azalıyor bu da kanser oranını düşürüyor." Ömer Harmancıoğlu, doğu illerde yaşayan ve 5- 6 çocuk sahibi olan kadınların, batı illerde yaşayan evlenmemiş veya hiç doğum yapmamış kadınlara oranla meme kanserine daha az yakalandığını ifade etti. Yemek alışkanları ve meme kanseri arasında da ilişki olduğuna değinen Harmancıoğlu, "Yağlı beslenen, kızartma tüketen, alkol kullananlardaki meme kanseri sıklığı da diğer gruplara oranla daha fazla. Araştırmalar, sarışınların da meme kanserine daha yatkın olduğunu gösteriyor. Ancak bunun nedeni konusunda henüz kesin bilgiye sahip değiliz" dedi. ANGELINA JOLIE'DEN SONRA TÜRKİYE'DE DE BIÇAK ALTINA YATAN OLDU Meme kanserine yakalanmak istemeyenlerin çeşitli önlemler alabileceğini vurgulayan Harmancıoğlu, ailesinde meme kanseri öyküsü bulunanların risk grubunda yer aldığını hatırlattı. Hollywood aktristi ve BM İyi Niyet Elçisi Angelina Jolie'nin de koruyucu cerrahi operasyonu tercih ettiğini anımsatan Harmancıoğlu, "Angelina Jolie'ye yapılan işlem meme derisini koruyup meme içini boşaltmak şeklinde özetlenebilir. Angelina Jolie'den sonra Türkiye'de de bıçak altına yatanlar oldu. Bizim hastalarımız da kanser riskine karşı operasyon talebiyle artık doktora başvuruyor" dedi. İlk haberimiz böyleydi geçelim ikinci haberimize; Erkeklerde daha ölümcül 8 binden fazla vaka üzerindeki araştırmanın sonuçları EÜ Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Ayfer Haydaroğlu, son yılda 8 binden fazla vaka üzerinde araştırma yaptıklarını,kadınların da erkeklerin de kansere yakalandığını, ancak erkeklerdeki kanser hastalığının daha ölümcül olduğunu belirtti. Erkek ve kadınlarda rastlanan kanser türleri arasında farklılık bulunduğunu söyleyen Haydaroğlu, kadınların "meme", erkeklerin ise "akciğer" kanserine daha sık yakalandığını ifade etti. Türkiye'de erkeklerin sigara içme oranının yüzde 48 olduğunu söyleyen Ayfer Haydaroğlu, akciğer kanserine yönelik bir tarama testinin de olmadığını hatırlattı. Prostatın, erkeklerde en çok rastlanılan kanser türü arasında ikinci sırada yer aldığına dikkati çeken Haydaroğlu, "Prostat kanseri kolayca tanınıyor. Erkeklerin 50 yaşından sonra sürekli tarama yaptırması gerekiyor. Ancak prostat kanseri muayenesinden o kadar çok çekiniyor ki maalesef ileri dönemde bu kanseri fark edebiliyorlar. Erkeklerin bedenlerine dikkatsizliği, yüksek sigara içme oranları, kontrol yaptırmaması kanseri daha ölümcül kılıyor" diye konuştu. Kanseri önlemek amacıyla gazete ve televizyonlarda eğitici yayınların yapıldığını, ancak erkeklerin spor programlarını tercih ettiğini anlatan Ayfer Haydaroğlu, "Erkeklere kanser konusunda ulaşmakta zorluk çekiyoruz" dedi. "KADINLAR BEDENLERİYLE DAHA İLGİLİ" Haydaroğlu, kadınların bedenleriyle daha fazla ilgilendiğini ve en küçük şikayette doktora başvurduğunu kaydeden Haydaroğlu, şöyle konuştu: "Kadınlar kanseri daha erken evrede yakalıyor bu da kurtulma şansını yükseltiyor. Kadınlara yönelik çok sayıda sağlık programı yapılıyor. Kadınlar ve erkeklerin hastalığı fark etme evresi konusunda yapılan istatistiksel çalışmalar bize anlamlı sonuçlar sunuyor. Meme kanserinde erken teşhis, yüzde 90 oranında sağ kalım elde etmemizi sağlıyor. İlerleyen evlerde sağ kalım oranları da düşüyor. Kadınlar jinelokojik testlerini de yaptırıyor." Ayfer Haydaroğlu, erkeklerin sıklıkla yakalandığı kanser türlerinin de daha kötü ilerlediğini, ilgisizliğin de ölüm oranlarını yükselttiğini, sağ kalım oranlarına ilişkin istatistik çalışması başlattıklarını sözlerine ekledi. Sizin seçtiğimiz haberler böyle bu hafta için. şimdi ikinci müzik aramızı verelim, sonrasında çok özel bir paylaşıma yer vereceğiz. Çok etkileyici bir meme kanseri öyküsü dinleyeceksiniz. Şimdi sizin için seçtiğimiz ikinci şarkı geliyor. MÜZİK Sevgili Radio Shema dinleyicileri, ikinci müzik arasının ardından Umut Engel Tanımaz PRogramı bir dinleyici mektubu ile bir meme kanseri öyküsü ile devam ediyor. Marla Crockett Steenbock kendi ağzından yaşadıklarını anlatıyor. 29 Haziran 2012'de , 46 yaşımdayken sol göğsümde ender rastlanan bir türle kanser tanısı kondu. Çok büyük bir sürprizle karşı karşıyaydım ki bir hafta sonrasında yine sol göğsümde ikinci bir tür kanser daha saptandı. Bir göğsümde iki kanser türü tanısı almıştım. Önce iki göğsümü birden aldırıp sonrasında estetik ameliyat yaptırmaya karar verdim. Biliyordum ki kurtarıcım benimle birlikteydi ve O kanserden de benim korkularımdan da daha güçlüydü. Aynı zamanda Tanrı'nın zamanlamasının da harika olduğundan emindim. Daha yeni kendi ülkeme yani Amerika'ya dönmüştüm, ameliyatımı ailemin yanındayken yaptırma şansına sahiptim. İyi de bir sağlık sigortasına sahiptim. Böylece, ameliyatla göğüslerim alınırken ve sonrasında ailemin yanında olmak büyük bir bereket oldu. Aynı zamanda Tanrı beni iki harika fizyoterapist ve inanılmaz hastane personelleriyle de bereketledi. İnsanlardan benimle birlikte Tanrı'ya şükretmelerini istiyordum çünkü böyle bir süreçten geçerken Tanrı beni güçlendiriyor ve ihtiyacım olan her şeyi sağlıyordu. Böylelikle de Tanrı'ya olan imanım güçleniyordu. Benim için bu sürecin en zor yanı eşimden ve 16 yaşındaki oğlumdan uzakta olmakta olmaktı. İlk ameliyatımdan 3 gün sonra onlar Almanya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. 3 ay boyunca aramızda binlerce kilometrelik mesafelerde yaşamak zorunda kalmamıza rağmen hep biliyordum ki Tanrı'nın bir planı vardı. Amerika'dayken yıllar boyunca finans danışmanı olarak görev yapmıştım. Böylece evimizin geçimine katkı sağlıyordum. Fakat Almanya'da yaşadığımız süre içinde çalışma fırsatım olmadı. Öyle olunca da aileme katkıda bulunamadığım için üzülüyordum. Ama ayrı kaldığımız süre içerisinde Tanrı bu düşüncemi değiştirdi, artık fark ettim ki bir anne ve bir eş olarak ailem için önemli bir rol ve sorumluluğa zaten sahiptim. Bu rol Tanrı'dan bana bir armağandı. Ve bu halihazırda çok önemli ve değerli bir işti. Ameliyat sonrası iyileşme sürecimde, Tanrı'nın sağladığı tüm bereketleri ve O'nda sahip olduğum sonsuz yaşam umudumu bir çok kişiyle paylaşmak fırsatı buldum. Yaşamı veren Tanrı'ydı bununla kalmayıp sonsuz yaşam umudu veriyordu bana ve bizlere. Tanrı'nın beni ya bu yaşamda iyileştireceğinden ya da kendisiyle birlikte olacağım sonsuz yaşamla bana şifa vereceğinden hiç şüphem yoktu. Ameliyat sonrasında mucizevi bir şekilde hiç kemoterapi ya da radyoterapi almak zorunda kalmadım, Tanrı ne kadar merhametli. İsa'nın birçok mucize yaptığını okuyoruz Kutsal Kitap'ta, işte benim de ameliyat sonrası bu denli şaşılacak derce hızlı bir şekilde iyileşmem bu mucizelerden farklı değildi. Biliyordum ki tüm dünya çapında o kadar çok imanlı benim için dua ediyordu ki. Tümüyle onurlandırılmış hissediyordum. Mezmur 103: 2-4 de 2 RAB'be övgüler sun, ey canım! İyiliklerinin hiçbirini unutma! 3 Bütün suçlarını bağışlayan, Bütün hastalıklarını iyileştiren, 4 Canını ölüm çukurundan kurtaran, Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren, 5 Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran O'dur, diye yazıldığını okuruz. Bu yaz tekrar kontrollerim yapıldı, ve hiç kansere rastlanmadı. Rabbe şükrediyorum ve yaşadığım tüm bu deneyimleri diğerleriyle paylaşmaya devam ediyorum. Tanrı'nın elini bu süreçten geçerken görmek ve bunu anlatmak bana büyük sevinç veriyor. Dinleyicilerinizle de paylaşmama fırsat tanıdığınız için size çok teşekkür ederim. Tanrı hepinizle birlikte olsun emeklerinizi bereketlesin. Sizler için ve dinleyicileriniz için dua ediyorum. Belki bir gün bir dinleyici birebir benimle iletişime geçmek isterse sevinç duyarım. Esenlikle... Marla Steenbock Sevgili Radio Shema dinleyicileri ne kadar etkileyici değil mi! Dinleyicimize teşekkür ediyoruz. Sağlıklı ve esenlik dolu günlerinin devamını diliyoruz. Sevgili UET dinleyicileri, eğer sizler de programlarımızla ilgili olarak bizlere ulaşmak isterseniz, belki dinleyicimiz Marla ile iletişime geçmek isterseniz işletişim bilgilerimizi hatırlatayım: Bizlere; Soru@radioshema.com adresinden veya Umut Engel Tanımaz isimli FB sayfasından da bize ulaşabilirsiniz. telefonla ulaşmak isterseniz 0 312 230 77 34 telefon numaramız. Haftaya tekrar buluşmak dileğiyle esen kalın umutla kalın umutlarınız engel tanımasın.