KADIN STRES TİP ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE GÜNCELLEME PELVİK ORGAN PROLAPSUSU VE İNKONTİNANSIN CİNSEL YAŞAM ÜZERİNE ETKİSİ Dr.Ömer BAYRAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD. Pelvik Taban Disfonksiyonları • PTD; kadınların %41-65’ de • Üriner inkontinans • POP • Defekasyon problemleri ve fekal inkontinans • Cinsel fonk. bozuklukları • AÜSS • Üİ prevelansı; Dünyada %17 - 58.4 Ülkemizde %25.8 - %68.8 • POP prevalansı: %2-%41 %34 sistosel, %19 rektosel, %14 uterin prolapsus • Kadınların hayatları boyunca POP veya Üİ ameliyatı ile karşılaşma riski %11 • POP olan kadınların: %20-90’ında Üİ, • Üİ olanların %30-70’inde POP • Üİ ve POP olan kadınlarda %31-44 oranında cinsel disfonksiyon • Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu erkekteki erektil disfonksiyona göre daha yüksek prevelansa sahip • beden imajlarının düşük olduğunu hissetmeleri • utanma duygularının fazla olması, • kendilerini fiziksel ve cinsel yönden feminen hissetmemeleri, • koku nedeniyle endişe duymaları, • sürekli ped/bez kullanmaları, • idrar kaçırma korkusu, • koitus sırasında idrar kaçırma, • eşin/ partnerin olumsuz reaksiyonları, • çekiciliğin azaldığını düşünme ve • buna bağlı oluşan depresyon kadınların cinsel yaşamını olumsuz etkileyerek farklı tiplerde cinsel disfonksiyona neden olmaktadır. •Üİ ve POP iki şekilde cinsel yaşamı etkileyebilmektedir; 1-Üİ ve POP’ nın cinsel fonksiyonlara etkisi 2-Üİ ve POP için yapılan cerrahi işlemlerin cinsel fonksiyonlara etkisi 1- Üİ VE POP’ NUN CİNSEL FONKSİYONA ETKİSİ • Azalmış cinsel arzu • Cinsel uyarılma bozukluğu ve vajinal lubrikasyonda azalma • Seksüel ağrı bozukluğu • İlişkiden kaçınma ve ilişki sıklığında azalma •Üİ şikayeti olan 19-66 yaş arası 216 kadın – %34’de cinsel istekte azalma, – %23’de seksüel uyarılma bozukluğu, – %11’de orgazm yetersizliği saptanmıştır. • Türkiye’de Üİ’ ı mevcut olan kadınların – %83.6’ sında cinsel ilişki sıklığında ve cinsel istekte azalma, – %78.1’i cinsel memnuniyette azalma, – %77.7 orgazm da güçlük, – %45.3’ü disparoni. • Kadınların %50’nin ilişkide idrar kaçırdıklarını eşlerinden sakladıkları ve eşlerine problem hakkında bilgi vermedikleri, • %28’nin partneriyle birlikte olmaktan kaçındıkları, • %25’nin yaşadıkları sorunun bir problem olmadığına kendilerini inandırdıkları, • %19’nun ilişki öncesi idrar yaptığı, • %19’nun ilişkiyi kısa kestikleri, ve • %6’sının anal seks yaptıkları bildirilmiştir. Koital inkontinans (Kİ) • Seksüel aktif, pelvik taban bozukluğu olan kadınların %1024’ünde olan bir patoloji • Yaşam kalitesini oldukça olumsuz yönde etkilemekte • 2 alt tipi mevcut: 1-Penetrasyon sırasında inkontinans. 2- Orgazm sırasında inkontinans. Penetrasyon sırasında idrar kaçırma; • mesane boynunun yer değiştirmesi • ön vaginal duvar ve mesane boynunun gerilmesi, • Üretral sfinkter yetmezlği • 132 hastalık bir çalışmada hastaların - %63’ünün penetreasyon sırasında, - %27’ sinin ise orgazm sırasında idrar kaçırdığı • 79 hastalık seride hastaların 2/3’ ü penetrasyon sırasında, 1/3’ ü ise orgazm sırasında inkontinans • Ürodinami sonucuna göre – penetrasyon sırasında idrar kaçıranlarda SUI, – orgazm sırasında idrar kaçıranlarda ise DAA • Cinsel ilişki sırasında idrar kaçırma sıklığı en fazla SUI olan hastalarda • ANCAK; cinsel ilişkiden kaçınma sıklığı en sık UUI’ı olan hastalar – Kaçırılan idrar volümünün yüksek olması, – Sürekli idrar gelecek ve kaçacak endişesi, – Tuvalete yetişememe korkusu • Üİ’a POP eşlik ediyorsa cinsel fonksiyon daha da bozulabilmektedir. • Üİ olan 47 kadın ile Üİ + POP olan 69 kadın • Üİ ve POP olan kadınlarda – cinsel istek azlığı (%53) – cinsel uyarılmada azalma (%46) ve – orgazmın olmaması ya da nadiren olması (%30) Üİ olan gruba oranla daha fazla • Özellikle II. ve III. derecede POP olan kadınlar daha sık cinsel istek bozukluğu, orgazm problemi ve uyarılma bozukluğu • II. ve III. derecede POP olan kadınlarla (n=30) normal kadınların (n=30) cinsel yaşamlarının karşılaştırıldığı prospektif çalışmada; – ilişkide inkontinans (%57), ve feçes kaçırma (%13) – utanma nedeniyle daha fazla ilişkiden kaçındıkları (%70), – İlişki sıklığında azalma (%33) olduğu belirtilmiş – orgazm olamadıkları (cinsel ilişki + masturbasyon) ve ilişkiden daha az tatmin oldukları HİPOTEZ: Genital prolapsus nedeniyle pelvik sinirlerde deformasyon 2) Üİ VE POP CERRAHiLERiNiN CİNSEL FONKSİYONA ETKİSİ • • • • çoğunluğu kohort, randomize çalışmaları içeren toplam 21 çalışmayı inceleyen bir meta-analiz inkontinansı olan kadınlarda cinsel fonksiyonu değerlendirmek için – ya spesifik seksüel semptomları sorgulanmış – ya da sorgulama formlarından yararlanmıştır • Başlıca kullanılan formlar; 1-PISQ 31 and 12 (Prolapse and Incontinence Sexual Function Questionnaire), 2-FSFI (Female Sexual Function Index), 3-Lemack 4-BFLUTS (Bristol Female Lower Urinary Tract Symptoms Questionnaire), 5-ePAQ (the electronic—Pelvic Floor Assessment Questionnaire) • 18 çalışma ve 1578 hastayı içeren değerlendirme • hastaların yarısından fazlasında (%55.5) inkontinans cerrahisi sonrası genel cinsel semptomların değişmediği, • %31.9’unda cinsel semptomlarda düzelme olduğu, • %13.1 hastada ise kötüleşme olduğu rapor edilmiştir • 16 çalışma ve 1252 hastayı içeren midüretral bant cerrahileri (TVT, TOT) cinsel fonsiyona etkisine bakıldığında, – %56.7 oranında cinsel fonksiyonun değişmediği, – %33.9 oranında düzelme ve – %9.4 oranında ise cinsel fonksiyonda kötüleşme olduğu belirtilmiştir. BU METAANALİZDE İNKONTİNANS CERRAHİSİNİN CİNSEL FONKSİYONU İYİLEŞTİRMESİNİN, KÖTÜLEŞTİRMESİNE GÖRE 3 KAT DAHA FAZLA ORANDA SAPTANDIĞININ ALTI ÇİZİLMİŞTİR • Kİ ‘ın değerlendirildiği 7 çalışma da; – 1271 hasta cerrahi öncesi ve sonrası seksüel açıdan değerlendirilmiş, – Kİ’ ın cerrahi sonrası anlamlı derecede azaldığı tespit edilmiştir • Başarılı cerrahi sonrası SUI düzeldiği halde cinsel fonksiyonun değişmemesi ya da kötüleşmesi 1-Vajinal anatomide oluşan değişiklik -Mukozal hasar -Vajinal duvarın elevasyonu ve daralması, 2- Azalmış sensasyon 3-Libido kaybı 4-Disparoni 5-Anorgazmi 6-Yüksek miktarlardaki rezidüel idrar miktarı varlığı 7-Cerrahi sonrası yeni oluşan acil işeme hissi (denovo urgency) POP cerrahileri • Klitorisin dorsal sinirine intraoperatif hasar verme (ön kompartman onarımlarında) orgazmik disfonksiyonu • Özellikle posterior tamir sonrasında vaginal daralma ve kısalmaya bağlı cinsel disfonksiyon, • ön tamir sonrası disparonide %20 oranında artış • arka tamir sonrası disparonide %60’dan fazla artış • POP cerrahisi sonrası vajende kısalma: – 7 cm ve altındaki uzunlukta cinsel fonksiyon sıklığı artmakta – Preoperatif vajen uzunluğu değerlendirilmeli – Vajen uzunluğuna göre seçilecek yönteme karar verilmeli (abdominal-transvajinal) • Disparoni – Meş kullanımına bağlı artmakta – Posterior onarım yapılmayanlarda anlamlı olarak düşük Ürojinekoloji Hastalarında Cinsel Fonksiyon Değerlendirmesi • Ürojinekolojik sorunlar ve buna bağlı yaşanan semptomlar genelde kadınlar tarafından tabu olarak algılanıp gizlenmekte • idrar kaçırmaya cinsel disfonksiyon da eşlik ediyorsa – bilgisizlik, – mahcubiyet, – utanma duygusu – hekimin yardım edemeyeceği düşüncesiyle kadınlar Üİ ve cinsel disfonksiyon gibi sorunlarına çözüm aramayıp yIllarca bu sorunlarla yaşamak zorunda kalabilmektedirler. Dünyada çoğu kadın üriner inkontinansın yarattığı tüm bu sorunlara rağmen, ya üriner inkontinans bulguları görüldükten yaklaşık 5 yıl sonra herhangi bir sağlık kurumuna başvurmakta ya da hiç başvurmamaktadır • Ürojinekolojik sorunların cinsel sağlık üzerine etkileri – klinik öykü, – Buna ek olarak geçerlilik/güvenirlik çalışması yapılmış sorgulama formları sayesinde en iyi şekilde değerlendirilebilir. • POP/Üİ ilişkisine özgün soru formları son 10 yıl içinde oluşturulmuştur. • Uluslararası Kontinans Birliği, yaygın olarak kullanılan cinsellik soru formlarını, uygulanabilirlik durumuna göre; – kategori A (en çok uygulanması önerilen), – kategori B (uygulanması önerilen) ve – kategori C (olası/potansiyel uygulanabilir) olmak üzere üç şekilde kategorize etmiştir. GOLOMBOK-RUST CİNSEL DOYUM ÖLÇEĞİ • Hem cinsel ilişkinin kalitesini hem de her bir partnerin ilişkideki cinsel fonksiyon düzeyini değerlendirmek amaçlanır • 5 alan yalnızca kadını ve erkeği, 2 alan da ortak kadına ve erkeğe ait alanları içerir. • Anorgazmia, vaginismus, ilişkiden kaçınma, tensel temas kurmama, memnunsuzluk/hoşnutsuzluk • Her iki cins için ortak alanlar: cinsel ilişki sıklığı ve iletişim kurmama The Pelvic Organ Prolapse/Urinary Incontinence Sexual Questionnaire (PISQ) Özellikle Üİ ve/veya POP olan kadınlarda cinsel fonksiyonu değerlendirmek Hem tıbbi hem de cerrahi PTD tedavisini takiben cinsel fonksiyondaki değişimi değerlendirmek için de kullanılmaktadır Female Sexual Function Index (FSFI) Cinsel disfonksiyonu olan 128 kadın ve cinsel disfonksiyonu olmayan 131 kadın üzerinde uygulanarak geliştirilmiştir. Cerrahi öncesi ve sonrası dönemde PTD’u olan kadınlarda cinsel fonksiyonu değerlendirmek için kullanılmaktadır. Cinsel fonksiyonu 6 alanda (cinsel istek, uyarılma, lubrikasyon, orgazm, cinsel doyum) değerlendirir. EVE GÖTÜRÜLECEK MESAJLAR-1 • PTD cinsel yaşam ya da cinsel fonksiyon üzerine negatif etki yapmaktadır. • İnkontinansa cinsel disfonksiyon da eşlik ediyorsa bilgisizlik, mahcubiyet, utanma duygusu nedeniyle kadınlar sorunlarına çözüm aramayıp, yıllarca bu sorunlarla yaşamak zorunda kalabilmektedirler • Bu nedenle ürojinekolojik sorun yaşayan ve kliniğe başvuran kadınlar mutlaka cinsel fonksiyon açısından değerlendirilmelidir. • Ürojinekolojik sorunların cinsel sağlık üzerine etkileri tedavi öncesi ve sonrasında geçerlilik/güvenirlik çalışması yapılmış soru formları sayesinde değerlendirilebilir. EVE GÖTÜRÜLECEK MESAJLAR-2 • Kİ’ ın – birinci basamak tedavisi pelvik taban egzersizi, – orgazm sırasında kaçırma varsa antimuskarinik tedavi, – penetrasyon sırasında kaçırma varsa SUI cerrahi tedavisi etkin olacaktır. • Kİ tedavisinden sonra cinsel fonksiyon sorgulamasındaki tüm domainler, yaşam kalitesi düzelmektedir. • Genel kanı, inkontinans ve POP cerrahisinin cinsel semptomları iyileştirdiği yönündedir. TEŞEKKÜRLER…