mutasyo adaptasyon evrim

advertisement
Çevre Etkenlerinin Kalıtımdaki
Rollerine Örnekler
 Bir canlıda karakterlerin oluşumunu
genetik yapı ve çevre koşulları etkiler.
Canlıda görülen özelliklerin bazıları
sadece kalıtsal olmasına rağmen,
bazıları kalıtım ve çevrenin karşılıklı
etkileşimiyle ortaya çıkabilir.
Çevre Etkenlerinin Kalıtımdaki
Rollerine Örnekler
 Farklı ortamlarda yetiştirilen tek yumurta
ikizlerinde boy, kilo, zekâ seviyesi gibi
özelliklerde farklılık olduğu gözlenmiştir.
 Yine Sirke sinekleri 16 C nin altında yaşarlarsa
normalde kıvrık kanatlı olmalarına rağmen düz
kanatlı olurlar.
 Ancak altı parmaklık,göz rengi,kan grubu gibi
kalıtımsal olaylar çevre etkisi ile değişmez
Karakterlerin oluşmasında etkili
olan faktörler
 Karakter : Kalıtım ve çevrenin etkisiyle canlıda ortaya
çıkan özelliklere denir.Göz rengi, boy uzunluğu, kan
grubu, deri rengi, dil yuvarlama vb.
 1-Kalıtım : Çevrenin etkisi olmadan DNA üzerinde
bulunan genlerin etkisiyle ortaya çıkan karakterlerdir.
 Kan grubu, göz rengi, renk körlüğü, kısa parmaklılık,
insanların hastalıklara karşı antikor üretmeleri vb.
 2-Kalıtım + Çevre : Bazı karakterlerin ortaya çıkması
genler ile çevre arasında etkileşim sonucu oluşur.
MUTASYON:
 Genlerde meydana gelen kalıtsal değişikliklere
mutasyon denir. Mutasyon, radyasyon ve bazı
kimyasal maddelerin etkisiyle de meydana
gelebilir.Vücut hücrelerindeki mutasyonlar
kalıtsal olmadıkları halde üreme hücrelerindeki
mutasyonlar kalıtsaldır. DNA hücre bölünmeden
önce kendini eşlerken bir hata yaparsa
üzerindeki genlerde hatalar oluşacağından
canlının özellikleri değişebilir.
MUTASYON:
 Mutasyonlar genellikle öldürücüdür. Çok
azı canlının daha iyi özellikler
kazanmasına sebep olur. Radyasyon
veya çeşitli kimyasal maddeler alan bir
kişinin kendiside bundan olumsuz
etkileneceği gibi genleriyle bu
olumsuzluk çocuklarına da geçebilir
MUTASYON:
 Mutasyonlar gen yapısında meydana
gelen değişmelerle oluşabileceği gibi
kromozom sayısı ve yapısında meydana
gelen değişmelerle de oluşabilir.
Mutasyona neden olan etkenlere
mutajen denir. X ışınları, kimyasal
maddeler, radyoaktif ışınlar, sigara
katranı gibi etkenler mutajendir.
MUTASYON:
 Faydalı mutasyonlar yeni kalıtsal
özelliklerin oluşmasına neden olur. Bu
durum çok uzun bir süreç sonunda bir
türden alt türlerin oluşmasına neden
olabilir. Bu şekilde canlıların çeşitliliği
artar. Mutasyonlar, bir canlının DNA sı
üzerinde yani genetik bilgileri üzerinde
meydana gelen değişikliklerdir.
MUTASYON:
 Mutasyonlar "nokta" mutasyonu ve
"kromozom" mutasyonu olmak üzere
ikiye ayrılır. "Nokta" mutasyonları, DNA
nın yalnızca çok kısıtlı bir bölümünde
meydana gelen mutasyonlardır. Bir veya
birkaç baz sırasının kopması veya
yerlerinin değişmesi nokta
mutasyonlarına örnek verilebilir.
Kromozom mutasyonları
 Kromozom parçalarının yer değiştirilmesi, parça
ayrılması, ters dönmesi, koptuğu yere
bağlanması şeklindedir. Çoğu öldürücüdür
 Mutasyonların günümüzdeki en iyi örneklerine
Down sendromu, Palindromi(altı parmaklılık),
Albinizm (Beyaz saç ve beyaz tenlilik) ve Kan
kanserini verebiliriz.
Kromozom mutasyonları
 Zaman zaman televizyonlarda
görmüşsünüzdür, 6 ayaklı koyun, iki
başlı sığır veya yapışık ikizler. Bu
canlıların hepsi mutasyonlar sonucunda
sakat kalmışlardır. Özellikle "Çernobil"
faciasından sonraki kuşaklarda korkunç
derecede sakatlıklar görülmüştür.
Mutasyona uğramış bir domuz
Mutasyona uğramış bir çocuk
MUTASYON:
 Yüksek ısı, radyasyon, kimyasal maddeler, U.V,
mor ötesi, kızıl ötesi ışınlar X ışınları, α , β
ışınları. vb. etkilerle oluşur.
 Genlerin yapısı değişir.
 Mutasyon vücut hücrelerinde meydana gelirse
kalıtsal değildir. Kalıtsal olabilmesi için eşey
hücrelerinde olması gerekir.
 Mutasyona uğrayan gene mutant gen denir.
MODİFİKASYON
 Canlılarda çevre etkisiyle meydana
gelen kalıtsal olmayan değişikliklere
Modifikasyon denir.
 Kalıtsal değildir.
 Genlerin yapısı değil, işleyişi değişir.
 Isı, ışık, besin, nem, basınç, yer vb.
etkilerle fenotipte değişiklikler olur.
Modifikasyona neden olan
faktörler
 ISI : Himalaya tavşanlarında
kürk rengi beyazdır. Eğer
tüyler kesilip buraya buz
parçası konursa çıkan tüyler
siyah olur.
 Çuha çiçeği 30-35ºC
sıcaklıkta beyaz çiçek açar.
15-20ºC sıcaklıkta kırmızı
renkli çiçekler oluşur.
Modifikasyona neden olan
faktörler
 BESİN : Dişi arılar arı sütü ile beslenirse kraliçe arı ,
 çiçek tozu (polen) ile beslenirse işçi arılar oluşur.

 IŞIK: Işık olmadığı zaman bitkilerde klorofil oluşmaz. Bitki
beyaz renkli (Albino )olur.








SICAKLIK: İnsan derisinin yazın bronzlaşması.
TOPRAK: Ortanca çiçekleri asitli toprakta kırmızı.
bazik toprakta mavi çiçek açar.
BASINÇ: Karahindiba bitkisi dağda yetişirse kısa boylu,
ovada yetişirse uzun boylu olur.
ADAPTASYON:
 Canlıların sahip olduğu karakterleri ile
ortama uyum sağlamalarıdır.
 Kalıtsaldır.
 Çevre şartlarına bağlı olarak yeni
karakterler oluşmaz ve karakterlerinde
değişme olmaz.
 Develerin su ve besin depo etme özelliği.
ADAPTASYON:
 Kaktüsün su depo etme özelliği ve sıcağa
dayanma özelliği çölde yaşama imkanı
verir.Nemli yerlerde bu özellik değişmez.
 Göz bebeğinin ışıkta küçülmesi, az ışıkta
büyümesi.
 Bukalemun’un bulunduğu ortama göre renk
değiştirmesi.
 Adaptasyon gende var olan karakterlerin açığa
çıkmasıdır.
VARYASYON:
 Canlılar arasında görülen çeşitliliğe
denir.
 Varyasyona neden olan faktörler:
 1) Modifikasyon
 2) Mutasyon
 3) Eşeyli üreme : Mayoz bölünmedeki
krossing-over, ayrılmama, döllenme
Canlıların Çeşitliliği (Türler)
 Canlılar, hayvanlar ve bitkiler olmak
üzere 2 gruba ayrılır. Bunlarda kendi
aralarında benzerlik ve farklılıklar dikkate
alınarak tekrar sınıflandırılır.
 Canlı türleri arasında farklılıklar olduğu
gibi bir türün bireyleri arasında da
farklılıklar görülebilir.
Canlıların Çeşitliliği (Türler)
 Bu çeşitliliğin nedeni eşeyli üremedir.
Çünkü üreme hücrelerinin
oluşturulmasında anne ve babadan
gelen kromozom çiftleri arasındaki bilgi
alış verişi üreme hücrelerindeki çeşitliliği
arttırır.
 Bu durum aynı türün bireyleri arasında
çok değişik karakterlerin ortaya
çıkmasına neden olur.
Canlıların Çeşitliliği (Türler)
 Yeryüzünde yaşayan milyonlarca canlı türü
vardır.
 Ortak atadan gelen, benzer yapı ve özelliklere
sahip, kısır olmayan canlılar oluşturan canlı
topluluğuna tür denir. Örneğin; insanlar, aslan,
kutup ayısı, leylek birer türdür. Bu canlı
türlerinin hepsi yaşadığı ortamla uyum
içerisindedir. Örneğin bir çöl faresi çöl ortamına,
bir penguen kutup şartlarına göre donatılmıştır.
Canlıların Çeşitliliği (Türler)
 Farklı türler arasında hem görünüm hem
de genetik bakımından farklılıklar
olmakla birlikte aynı türe ait birey
arasında da önemli farklılıklar bulunur.
 Çöl tilkileri ile soğuk bölgelerde yaşayan
tilkiler arasında, kulak, kuyruk ve ayak
uzunlukları, vücut hacmi ve kürk yapıları
bakımından farklılık vardır.
Canlı Çeşitlerinin Farklılık, Benzerlik ve
Değişmelerine Örnekler
 Belli bir çevrede yaşayan bir türün
bireyleri arasında, ortak atadan gelmiş
olmaktan kaynaklanan pek çok benzerlik
vardır. Ancak bu topluluğa dışarıdan yeni
bireyler gelmesi veya mutasyon gibi
faktörlerle benzerlikler azalabilir
Canlı Çeşitlerinin Farklılık, Benzerlik ve
Değişmelerine Örnekler
 1850’li yıllara kadar Manchester
bölgesinde güve kelebekleri açık
renkliydi. Bu kelebekler açık renkli ağaç
gövdelerinde kuşlar tarafından fark
edilmiyordu.1850’li yıllardan sonra
sanayi devrimiyle, kirliliğe duyarlı
likenlerin yok olması, ağaç gövdelerinin
is ve kurumla kaplanması sonucu beyaz
güve kelebekleri kolayca fark edilmeye
başlandı.
Canlı Çeşitlerinin Farklılık, Benzerlik ve
Değişmelerine Örnekler
 Ortama uygun rengi olan siyah güve
kelebekleri kuşlar tarafından fark
edilmediği için çoğalmaya devam
ederken beyaz güve kelebeklerinin
sayısı sürekli azalmıştır.
doğal seleksiyon
 Çevre şartlarına uyum sağlayamayan canlıların
yok olmasına doğal seleksiyon denir. Doğal
çevrede güçlü canlıların zayıfları yok ederek
yaşamaya devam etmelerine denir. Fakat bu
her zaman mümkün olmaz. Örneğin insanların
hala bakteri türü canlıları yok edememesi gibi.
Bukelamunlar çok yavaş canlı olmalarına
rağmen renk değiştirme özellikleri sayesinde
yaşamda kalmışlardır.
yapay seleksiyon
 İnsanların, daha verimli bitki ve hayvan ırkları
elde edebilmesi için yaptığı seçime yapay
seleksiyon denir. İnsanlar tarafından bir canlı
türünün üstün özelliklerin ortaya çıkarmak için
yaptıkları üretimdir.
 Yapay seleksiyonla daha çok ziraatçılar
uğraşmaktadır. Hayvanlarda daha yeni
denenmeye başlamıştır.
EVRİM
 Canlıların uzun zaman içinde geçirdiği
ve geçirmekte olduğu değişikliklere
evrim denir.
 Evrimcilere göre bugünkü canlı türü çok
ilkel bir veya birkaç canlıdan türemiştir.
 Evrim teorisi ilk kez Charles Darwin
tarafından ortaya atılmıştır.
EVRİM
 Evrim teorisine göre, ilkel tek hücreli
canlılar çok hücrelilere dönüşmüştür. Bu
canlılar milyonlarca yıllık bir süreçte balık
sırtı kemiği bulunan hayvanları
oluşturmuşlardır. Bazı türler milyonlarca
yıl boyunca çok büyük değişmelere
uğrarken, kimileri çok az değişmiştir.
Balıklar gelişerek hem kara, hem de
suda yaşayabilen canlıları oluşturmuştur.
 Lamarck’a Göre Evrim : Lamarka göre bir organ
çok kullanılırsa gelişir. Bu özellikte kalıtsaldır
demiştir. Ancak haltercinin kaslarının genişliği
bebeğine aktarılamaz. Burada doğru olan sadece
KULLANIM sonucu organın gelişmesidir. Ayrıca
kör bağırsağımızı hiç kullanmadığımız halde
kaybolmamıştır.
 Ayrıca AUGUST WEİSMAN (OGUST VAYSMAN)
yirmi döl boyunca farelerinin kuyruklarını kesmiş
ama yinede fareler kuyruklu doğmuştur.
 Çinliler yüzyıllardır çocuklarına dar demir ayakkabı
giydirmelerine rağmen ayak boyları küçülmemiştir
 Darwin’e Göre Evrim : Darwin’e göre
evrimin asıl nedeni mutasyondur.
Mutasyon sonucu ortaya çıkan
canlılardan güçlü olanlar kalmış,zayıf
olanlar yok olmuştur. Örneğin uzun boylu
zürafalar yaşarken,kısa boylu zürafalar
yok olmuştur. Halbuki mutasyonların
sonucu meydana gelen canlıların çoğu
ölür veya kısırdır. O halde bu olayda
yeni türün oluşmasına engeldir.
 Ayrıca canlılar arasında geçit tür denilen
örneğin insan ve maymun arasında
böyle bir geçit canlıya rastlanmamıştır.
 Lamarck'a göre;
 1-) Türler gereksinmelerine göre biçim
değiştirir.
2-) Çevreye uygun olan nitelikler türlere
kalıtım yoluyla geçer.
3-) Kullanılan organlar gelişir,
kullanılmayanlar körelir.
 Lamarck vücut hücrelerinde meydana
gelen değişimlerin kalıtsal olduğunu
söyler.
 Darwin ise modifikasyonların
(sonradan kazanılan, kalıtsal
olmayan değişiklikler) gelecek
nesillere aktarılamayacağını,
sadece mutasyonların
aktarılabileceğini savunmuştur.
 Darwin'de Lamarck gibi evrimin
doğal seleksiyon(ayıklama) yoluyla
gerçekleşir.
 Ortam güçsüzleri yok etme yoluyla
ayıklar
 Örneğin:Darwin'e göre soğuk
ülkelerdeki kürksüz türler elenmeye,
yok olmaya mahkumdur.
Lamarck'a göre ise bu hayvanlar
elenmez, kendilerine kürk edinirler.
Çevre Etkenlerinin Kalıtımdaki
Rollerine Örnekler
 Yapılan araştırmalar, bireylerin sahip
oldukları özelliklerin birçoğunun kalıtım
ve çevrenin ortak ürünü olduğunu
belirlemiştir.
 Canlılar, ana ve babalarından aldığı
kalıtsal karakterlerin (özelliklerin) çoğunu
değiştiremez.
 Canlılarda, değişmeden kalan ve
nesilden nesile devam eden bu
karakterlere kalıtsal karakterler denir.
Canlıların yaşadıkları ve nesillerini
devam ettirebildikleri doğal ortama çevre
denir. Çevre, kalıtımın şekillenmesini ve
kalıtsal özelliklerin ortaya çıkmasını
sağlar.
 Ancak yeni bir kalıtsal özellik
oluşturamaz. Çevreyle elde edilen
özellikler kalıtsal değildir.
Adaptasyon (Uyum)
 Canlılar yaşama şanslarını artırabilmek
için çevreye uygun kalıtsal özellikler
kazanmışlardır. Bu duruma adaptasyon
(uyum) denir.
 Soğuk iklimlerde yaşayan memeliler ve
kuşların üyeleri, sıcak iklimlerde yaşayan
akrabalarına göre daha küçüktür.
 Kutup tavşanları ve tilkileri, güneyde
yaşayan akrabalarına göre daha küçük
kulak kepçesine sahiptir. Sıcak
bölgelerde kulağın büyük olması sıcaklık
kaybını önlemek içindir. Soğuk
bölgelerde kulağın küçük oluşu, ısının
dağılmasını önler.
 Kulak uzunluğu, türün yaşadığı
ortamdaki sıcaklık değişimine göre
yapısal farklılık gösterir.
 Penguenlerin Güney Amerika'dan
Antartika kıtasının içlerine doğru gittikçe
daha büyük vücutlu türleri meydana gelir.
Çevreye uygun kalıtsal özellikler
kazanırlar.
 Canlılar, yaşama şanslarını artırmak için
mutlaka çevreye uygun kalıtsal özellikler
kazanmalıdır.
Modifikasyon
 Canlıların kalıtıma bağlı olmaksızın
çevrenin etkisiyle ortaya çıkan özellikleri
de vardır. Çevrenin etkileri ortadan
kalktığında canlıdaki değişikliğin de
ortadan kalktığı görülür.
 Örneğin; yazın tarlalarda çalışan ya da
güneş banyosu yapan insanların tenleri
bronzlaşır, kış aylarında ise bronzlaşma
ortadan kalkar.
 Bal arılarında, döllenmiş yumurtalardan
çıkan larvaların arı sütü ile beslenenleri,
iri yapılı ve kısır olmayan kraliçe arıları
meydana getirir. Aynı arı topluluğunda,
çiçek tozuyla beslenen larvalardan küçük
yapılı kısır işçi arılar gelişir.
 Bitkilerde, ışık etkisiyle değişiklikler
meydana gelir. Işıksız ortamda
yetiştirilen bitkinin yaprakları sarıya çalan
açık yeşildir. Aynı bitki ışıklı ortamda
yetiştirilirse, yaprakları koyu yeşile döner.
 Çuha çiçeğinin kırmızı çiçekli türü çok
nemli bir ortamda yetiştirilirse beyaz
çiçekli olur. Aynı bitki 15°-20°C‘ de ve
nemsiz bir ortamda yetiştirilirse çiçekleri
kırmızı açar.
 Bu tip sıcaklık değişimleri gibi çevre
faktörleri bitkinin sadece fenotipini
(görünümü) değiştirmiş, fakat bitkinin
genotipinde bir değişme yapmadığı
görülmüştür.
 Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, canlıların
bulundukları ortama uyum sağlamak amacıyla
geliştirdikleri kalıtsal olmayan geçici değişikliğe
modifikasyon denir.
 Tek ve ayrı yumurta ikizleri de insanda
modifikasyona örnek olarak verilebilir.
 Modifikasyonlar dölden döle geçmez. Çünkü
meydana gelen değişiklikler yalnızca vücut
hücrelerinde olur. Halbuki, değişikliğin kalıtsal
olabilmesi için, üreme hücrelerinde olması
gerekir.
 Modifikasyonlar, sıcaklık, ışık, nem ve besin gibi
faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar.
Mutasyon
 Canlıların gen yapısında meydana gelen
ve kalıtsal olan değişikliklere mutasyon
denir.
 Mutasyonlar üreme hücrelerinde
olabildiği gibi, vücut hücrelerinde de
olabilir. Üreme hücrelerinde görülen
mutasyonlar, dölden döle aktarıldığı
hâlde, vücut hücrelerindeki mutasyonlar
ise sadece o bireyde kalır.
 Mutasyonlar, gen yapısında meydana
gelen değişmelerle oluşabileceği gibi,
kromozom sayısı ve yapısında meydana
gelen değişmelerle de oluşabilir.
 Mutasyona neden olan etkenlere
mutajen denir. Sıcaklık, X ışınları,
kimyasal maddeler, radyoaktif ışınlar ve
sigara katranı gibi etkenler mutajendir.
 Bazı mutasyonlar hücreye yararlı,
bazıları da zararlıdır. Çekirdeksiz üzüm,
çekirdeksiz portakal gen mutasyonu ile
oluşturulmuşlardır. Bunlar faydalı
mutasyona örnektir.
 Bitkilerde görülen albinoluk (klorofilsizlik)
zararlı mutasyon örneklerindendir. Bitki
fotosentez yapamayınca gelişemez ve
kısa sürede ölür.
 Mutasyon, insanlarda kromozom
sayısının az veya çok olmasına,
gelişmemiş veya geri zekâlı bireylerin
oluşmasına neden olabilir.
 Canlılarda görülen mutasyonlar fenotipte
hemen görülebildiği gibi, sonraki döllerde
de görülebilir.
 İnsanda altıparmaklılık, albinoluk, sarılık
ve hemofili, çekinik; tavuklarda kısa
bacaklılık gibi mutasyonlar, baskın
özellikte mutasyonlardır. Çekinik
özellikteki mutasyonlar, hemen ortaya
çıkmaz. Sonraki döllerde görülür.
 Mutasyonların canlıların çeşitliliğinde
rolleri vardır. Faydalı gen mutasyonları
ile oluşan yeni alt türler canlılarda
çeşitliliği artırır.
 Örnek olarak boynuzsuz sığırlar, kısa
bacaklı koyunlar mutasyonla oluşmuş
farklı özellikteki çeşitlerdir.
 Bu koyunların bakımı ve ağılda
muhafazası kolay olduğundan
yetiştiriciler tarafından tercih edilir.
 Canlıların Çeşitliliği (Türler)
 Çevremizde değişik özellikte birçok bitki
ve hayvan görmekteyiz. Bunların karada,
denizde, tatlı sularda yaşayanları vardır.
Her biri, yaşama ortamlarına uygun
özellikler (karakterler) kazanmışlardır.
 Örneğin; Balıklar suda yaşar. Yüzgeçleri
hareket eder, solungaçlarıyla solunum
yapar.
 Kuşlar havada uçar, ön üyeleri olan
kanatları sayesinde uçar.
 Köstebek ise toprağın altında yaşar.
 Sonuç olarak canlılar, beslenme ve
yaşama şekillerine göre, değişik
özelliklere sahiptir. Balık kuşa, kuş
kediye, kedi koyuna benzemez.
Çevremizdeki bitkilere bakarsak ne
kadar çok çeşitte bitki bulunduğunu
görürüz.
 Dünyamız üzerinde on milyondan fazla
canlı türü vardır. Dış yapıları farklı olan
bu canlıların ortak birtakım özellikleri
vardır. Bunlar;
 Bütün canlıların vücudu hücrelerden
yapılmıştır.
 Canlı vücudu, büyür, yıpranır, yıprananı
onarır.
 Canlılar yıprananı onarmak ve yaşamak
için beslenir.
 Her canlı üreme özelliğine sahiptir.
 Canlıların bir kısmı tek hücreli, bir kısmı
çok hücrelidir. Bir hücreli bitki ve
hayvanlar arasında farklılıklar azdır.
 Çok hücreli canlılar arasında daha fazla
farklılıklar vardır.
 Ana yapıları aynı olan canlılar, doğada
büyük bir çeşitlilik gösterir. Canlıları en
ince ayrıntılarına kadar tek tek incelemek
ve onları yakından tanımak çok zordur.
Onun için bilim adamları bazı özellikleri
birbirine benzeyen canlıları belirli
gruplarda toplayarak, sınıflandırma
yapmışlardır. Sınıflandırmanın temel
birimi türdür.
 Tür, ana-babalarına benzeyen ve
birbirleri arasında çiftleşerek verimli
döller meydana getirebilen bireylerden
oluşur. İnsanlar tek bir türün bireyleridir.
 Sınıflandırmanın amacı, canlıları bir
sisteme göre düzenlemek ve böylelikle
onları daha iyi incelemek, tanımak ve
doğayı daha kolay anlaşılabilir hâle
getirmektir.
 Canlı türleri hep birbirinin benzeri
olsaydı ne olurdu?
 Canlılarda çeşitliliğin nedeni nedir?
 Canlı Çeşitlerinin Farklılık, Benzerlik
ve Değişmelerine Örnekler
 Çeşitliliğin Kalıtsal Nedenleri
 Dünyada on milyondan fazla canlı türü
bulunduğu gibi, bir türün bireyleri
arasında da görünüş bakımından
farklılıklar vardır. En yakın örneği insan
türüdür. Aynı ana-babadan olan
kardeşler birbirine benzemediği gibi anababaya da %100 benzemez.
 Bu diğer canlı türleri için de geçerlidir. Aynı
doğumda olan kediler bile birbirinden
farklıdır. Tür içi olan bu çeşitliliğin sebebi,
eşeyli üremedir.
 Yavru döllere aktarılan genlerin farklı
dizilişleri homolog (eş) kromozomlar
arasında karşılıklı gen alışverişi kalıtsal
yapıyı değiştirir.
 Bu oluşumlar çeşitliliğin kalıtsal sebebidir.
 Her canlı ancak kendinden önceki bir
canlıdan meydana gelir. Bitki, böcek,
insan ya da herhangi bir canlı organizma
tekbir hücreden (zigot) gelişir. Anne ve
babadan alınan genetik özellikler bu
yolla bireylere geçer.
 Saç rengi, göz rengi, yüz özellikleri (kalın
dudaklar, ayrık kulak memesi) boy, kan
grupları, dil yuvarlayabilme,
 insanlara özgü kalıtsal özelliktir.
 Karakterlerin zigottaki
kromozomlardan kaynaklandığını tek
yumurta ikizleriyle açıklayabiliriz.
 Tek yumurta ikizlerinde zigot döl
yatağında ikiye ayrılarak farklı yerlere
tutunur. Gelişimlerini tutundukları yerde
sürdürür. Tek yumurta ikizlerinde genler
aynı olduğundan tüm karakterler (saç
rengi, göz rengi, kan grubu vs.)
bakımından aynıdır. Cinsiyetleri de
aynıdır. Her ikisi de ya kız, ya da erkektir.
 Ayrı yumurta ikizleri, farklı zamanlarda
doğan kardeşler kadar birbirlerine
benzer.İki ayrı yumurtanın, iki ayrı
spermle döllenmesi sonucu meydana
gelmiştir.
 Bunlara yalancı ikiz de denir.
Kromozomlardaki genler farklı
olduğundan karakterleri de birbirinden
farklıdır. Cinsiyetleri de değişik olabilir.
 Kalıtsal özellikler insandan insana farklılık
gösterir. Çünkü her canlı ana ve babasından
farklı genler almıştır. Bu yüzden insanlar
arasında yapılan deri nakilleri tutmaz (eş
yumurta ikizleri hariç). Kardeşler bile farklı
özellikler gösterir.
 Örneğin; saç rengi, göz rengi herkeste aynı
değildir. Bu karakterleri kromozomlarda bulunan
genler belirler.
 Tek yumurta ikizleri, döllenmiş bir yumurtanın
bölünüp ayrılması ile meydana geldikleri için
daima aynı eşeyli olurlar.
 Milyonlarca Yıldan Bu Yana Türlerde
Değişmeler Oldu mu?
 Bir türdeki canlıların sayısı, üreme ile
sayıca artma eğilimi gösterdiği hâlde,
doğadaki birey sayıları sabit kalır.
 Bunun sebebi, çevre ve kalıtımdır.
Yaşam için gerekli olan besin, barınak,
su, ışık gibi çevre faktörleri canlılar
arasında "yaşama savaşına" neden olur.
Bu savaşta başarılı olanlar yaşamlarına
devam eder. Başarılı olamayanlar ise
ölür.
 Canlılar hayatta kalmak için, değişen
çevre şartlarına da uyum göstermek
zorundadır. Yaşanılan ortama en iyi
uyum sağlayan canlılar o ortamda
yaşayabilir.
 Örneğin; Menchester bölgesindeki güve
kelebeklerinin, değişen çevre şartlarına
bağlı olarak nasıl bir değişim
geçirdiklerine bakalım:
 1800'lü yılların ortalarına kadar,
ortamdaki güve kelebekleri açık renkli
idi. Bunların yaşama ortamları olan ağaç
gövdeleri de açık renkliydi ve likenlerle
kaplıydı. Böyle bir ortamda düşmanları
olan kuşlar tarafından fark edilip,
avlanmaları zordu. Fakat sanayi
devrimlerinden sonra, ağaç gövdeleri is
ve kurumla kararmıştı.
 Güve kelebeklerinin ilk siyah renkte
kelebeği, 1848 yılında yakalanmıştı.
1899 yılına gelindiğinde ise bu bölgedeki
güve kelebeklerinin %98'i siyah renkliydi.
 Kelebeklerdeki bu renk değişiminin
nedeni, sanayi devriminin yapılmasıyla
ortamdaki ağaçların kurumla kaplanması
ve siyah renk olmasıydı. Bu siyah
a¤açlara konan beyaz kelebekler, kuşlar
tarafından kolayca fark edilip sürekli
avlanıyordu.
 Böyle bir ortamda siyah renkli kelebekler
ise a¤açta fark edilmiyordu. Böylece
çevre şartlarına en iyi uyum yapan siyah
kelebekler çoğalmış, diğerleri ise iyice
azalmıştı.
 Her türün bireyleri arasıda mutasyonlarla
bir takım değişiklikler olur. Mutasyonlar
ile değişime uğrayan canlılardan ortam
koşullarına uyanların yaşama şansı
artar.
 Örneğin, DDT adlı ziraat ilacı ilk
kullanıldığı anlarda hemen hemen bütün
böcekleri öldürdü. Ancak bu böceklerin
çok az bir kısmı kalıtsal özelliklerinden
dolayı zarar görmedi. Bu özellikteki
böceklerin sayısı zamanla arttı.
 Bu durum uzun yıllar sonra DDT'ye
dayanıklı böceklerin ortaya çıkmasına
neden oldu. Örneğin; karasinekler
DDT'ye karşı doğal bağışıklık
kazanmıştır.
 Canlıların yaşama şansını çevre belirler.
Yaşanılan ortama uyum sağlayabilen
canlılar o ortamda yaşayabilir. Uyum
sağlayamayanlar ise yok olur. Bu olaya
"doğal seleksiyon" (doğal seçilim)
denir.
 Koyu zeminde beyaz renkli fareler kolaylıkla
avlanarak doğal seleksiyona uğrar.
 Bitkiler de yetiştikleri ortama uygun özellikler
taşır. Kurak ortamdaki bitkilerin kökleri kazık
gibidir. Toprağın
 derinliklerine iner. Yaprakları sert, kalındır.
Nemli toprakta yetişen bitkilerin kökleri saçak
gibidir. Yaprakları parçalıdır.
 Yunus, memeli bir hayvandır. Onun vücut biçimi
ve organları, suda yaşamasını mümkün kılar.
Akciğer solunumu yapar, yavrusunu sütle
besler.
 Çeşitli yöntemlerle, insanların yararı için daha
verimli bitki ve hayvan ırklarının elde
edilmesinde uygulanan seçime"yapay
seleksiyon" denir. Örneğin; et verimi fazla inek
ırkları ile, süt verimi fazla inek ırkları
çiftleştirilerek, et ve süt verimi fazla inekler elde
edilir.
 Uzun yıllar önce yaşamış olan canlılardan,
mutasyonlar ve doğal seleksiyonlar sonunda
değişerek, bugün yaşayan canlıların
oluşmasına evrimleşme denir. Evrim teorisine
göre, türler uzun bir zaman süreci içerisinde
kalıtsal yönden farklılaşmışlar ve ortam
koşullarına uyum sağlayan yeni türleri
oluşturmuşlardır.
 Evrimle ilgili çeşitli teoriler
 Lamarck; sonradan kazanılmış kalıtsal
olmayan karakterlerin gelecek kuşaklara
aktarılması yoluyla evrimleşmenin
olduğunu düşünmüştür. Örneğin;
Lamarck'a göre halter çalışan birinin
kasları iyi gelişir. Güçlü, kuvvetli olur.
Lamarck, bu bireyin çocuklarının da
güçlü, kuvvetli kaslara sahip olacağını
savunmuştur.
 Charles Darwin; modern
 Lamarck'a göre eskiden
evrim teorisini ortaya
atmıştır. Evrimleşme
olayının doğal seçilim
yoluyla gerçekleştiğini
savunur. Darwin'e göre,
mutasyonlar sonucunda
yeni karakterler kazanmış
olan canlılardan çevre
koşullarına uyum
gösterenler yaşarken,
uyum gösteremeyenler
yaşamlardı
sürdüremeyerek ortadan
kalkar.
zürafaların boyları
kısaydı. Ağaçların
yapraklarına uzanmak
için sık sık uzanıyorlardı,
böylelikle boyları gittikçe
uzadı. Bunların
yavrularının boyları daha
da uzundu. Bunlar da
besin sağlamak için
boyunlarını sık sık
uzatıyorlardı. Boynun sık
sık uzanması, bugün
yaşayan zürafaların
boyunlarının uzun olması
ile sonuçlandı.
 Darwin'e göre ise eskiden zürafaların
boyunları farklı uzunluktaydı. Bu farklılık
kalıtsal yapılarından kaynaklanıyordu. Doğal
seçilim sonunda uzun boyunlu olanlar hayatta
kaldı. Kısa boyunlu olanlar yaşayamadı.
 En sonunda yalnızca uzun boylu zürafalar
hayatta kalabildi ve bunlar çoğalarak gelecek
kuşaklarda, uzun boyunlu zürafaların ortamda
yaygınlaşmasına neden oldular. Evrimi
kanıtlayan en önemli deliller fosillerdir.
 Herhangi bir canlıyı hayat mücadelesinde
diğerlerine üstün yapan özellik nedir?
 Kalıtımla ilgili Yeni Bilgilerin 21. Yüzyıla
Açtığı Ufuk
 21. yüzyılın en popüler bilimlerinden biri olan
Genetik'e bütün gelişmiş ülkeler büyük yatırımlar
yapmaktadır. Bu bilime önem veren yatırım
yapan ülkelerin hayat standardı ve ekonomisinin
iyileşmesi kaçınılmazdır.
 Doğa insanlar tarafından bilinçsiz olarak
tahrip edilirken, bir taraftan doğal
kaynaklar tüketilmekte, bir taraftan da
çevre kirliliği oluşmaktadır. Hem üretimi
artırmak, hem de canlılardaki kalıtsal
bozuklukları ortadan kaldırmak için,
biyolojik çalışmalar yapılmaktadır. Bu
çalışmaların tamam "biyoteknoloji" adı
altında toplanabilir.
 İnsanlar canlıları inceleyip, onların
özelliklerini tespit ederek, kendilerine
en faydalı hâle getirmeye çalışmaktadır.
 Bugün tükettiğimiz sebze ve meyvelerin
büyük bir kısmı biyolojik çalışmalar
sonucu bugünkü yapılarını kazanmıştır.
Bitki ve hayvanların ıslahı mümkündür.
 Günümüzde daha çok süt, yumurta, et
ve daha iyi meyve elde etmek için
onların sayıları özel biyolojik yöntemler
kullanarak iyileştirilmektedir. Birçok tıbbî
bitkinin üretimi, hayvanların
yetiştirilmesi, antibiyotik ve aşıların
geliştirilmesi gibi birçok biyoteknolojik
yöntemlerden faydalanılmaktadır.
 Bu sayede 50 kg portakal veren bir
ağaçtan 250 kg portakal alınması
sağlanabilecek, tavuktan alınan et ve
yumurta miktarı artırılabilecektir. Kısacası
canlının, neyi üretmesi isteniyorsa onu
üretmesi sağlanabilecektir.
Download