bağımsızlık savaşı

advertisement
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 1. Dünya Savaşı sırasında Doğu sorunu yani Osmanlı topraklarının
nasıl paylaşılacağı konusu; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya
arasındaki gizli antlaşmalarla çözülmüştür.
- Yenik Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes
Antlaşması’nı imzaladı. 8 Şubat 1919’da Fransız birlikleri İstanbul’a,
15 Mayıs’ta da İngiltere ve Fransa tarafından desteklenen Yunan
birlikleri İzmir’e çıktılar. 1. Dünya Savaşı’nı kazanan ülkelerle
padişah hükümeti arasında 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr
Antlaşması Türklere Orta Anadolu’da küçük bir toprak parçası
bırakıyordu. Sevr esas olarak Türkleri Anadolu’dan sürmeye ve
Boğazları uluslararası denetime vermeye yönelikti.
- Fakat bunu kabul etmeyen Türkler de vardı. Nitekim 19 Mayıs
1919’da Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi
başlattı.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 1881 Selanik doğumlu olan Mustafa Kemal 1893’te askeri
ortaokula, 1899’da Harbiye’ye girdi. II. Abdülhamit istibdadının
hüküm sürdüğü bu yıllarda genç Mustafa Kemal kendini felsefe ve
siyaset alanında geliştirdi (özellikle çete savaşı konusunda özgün
çalışmaları vardı) ve Abdülhamit karşıtı bazı siyasal örgütlenmelere
katıldı. Harbiye’den sonra kurmay subay olmak için eğitimini
akademide sürdürdü. O dönemki birçok subay gibi genç Mustafa
Kemal de çökmekte olan devleti kurtarma ve ülkesine hizmet etme
arzusundaydı.
- Orduya katıldıktan sonra da gizli siyasal etkinliklerini sürdüren
Mustafa Kemal, Abdülhamit’in polisi tarafından yakalandı ve ceza
olarak Suriye’ye sürüldü. Suriye’de Vatan Hürriyet Cemiyeti’ni
kurdu. Bütün devrimci örgütlerin toplandığı Selanik’te de bu
cemiyetin bir şubesi açıldı. Sonraları bu örgüt İttihat ve Terakki
Cemiyeti ile birleştirildi.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 1907 yılında kıdemli yüzbaşı oldu. 1908’de Genç Türk devrimi
gerçekleşince Mustafa Kemal anayasanın toplumsal yeniliklerle
desteklenmesini ve ordunun politize edilmesinin engellenmesi
bekledi. Ancak İTC önderleri de bu genç bu yetenekli subaydan
çekiniyorlardı. Özellikle o dönemin büyük kahramanı Enver Paşa ile
Mustafa Kemal arasında ciddi bir rekabet söz konusuydu. Bu
nedenle siyasetin dışında kaldı ve kendini askerlik mesleğine adadı.
- 13 Nisan 1909’da 31 Mar Olayı patlak verdiğinde ayaklanmayı
bastırmak için İstanbul’a gönderilen ordunun kurmay başkanlığına
atandı. Hareket Ordusu adı verilen bu ordu Yeşilköy’de iken yetişen
Enver Paşa, kurmay başkanlığı Mustafa Kemal’den aldı.
- Bu dönemde Arnavutluk’ta bir isyanı da bastıran Mustafa Kemal
bir süre Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı savaştı. Ancak Balkan
Savaşı’nın başlamasıyla yurda geri döndü ve Gelibolu’ya atandı.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- Bu dönemde Gelibolu’yu tanıması ileride Mustafa Kemal’e
Çanakkale Savaşı’nda çok yardım edecekti. Balkan Savaşı’ndan sonra
1913 yılında Sofya’ya askeri ataşe olarak gönderildi. 2 yıl Batı
medeniyeti ile yakın temas içerisinde yaşadı ve ileride yapacağı
kültürel atılımların ilham kaynağını bu dönemde aldı.
- 1. Dünya Savaşı başlayıp Osmanlı Almanya ile birlikte savaşa girince
Mustafa Kemal Alman ittifakına karşı çıkmasına karşın, cephede
önemli roller almak istedi. 18 Mart 1915’te İngilizlerin Çanakkale’ye
saldırısı başladı. Anafartalar Grup Komutanı olarak savaşta büyük
başarılar elde eden Mustafa Kemal, Çanakkale zaferinin mimarı oldu.
1916’da Kafkas cephesine gönderildi. Burada da büyük başarılar
gösterdi ve Suriye’ye gönderildi. Strateji bakımından General
Falkenhein ile anlaşamayarak İstanbul’a geri döndü. İstanbul’da
Vahdettin tarafından yaverliğe atandı. Onunla bir Almanya gezisine de
katıldı. Hastalığı nedeniyle bir dönem Viyana’da tedavi gördü.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 1918’de Filistin’deki 7. Ordu Komutanlığına atandı. Burada
İngilizlerle savaşırken, Bulgaristan Selanik ateşkesini imzalayarak
savaştan çekildi. Böylece Osmanlı’nın Avusturya ve Almanya ile kara
ulaşımı kesildi. Savaşın sonu artık belli olmuştu. 30 Ekim 1918’de
Osmanlılar ile Dünya Savaşı’nı kazanmış olan ülkeler arasında
Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Böylece Mustafa Kemal
güney cephesindeki Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına atandı.
- Ateşkesten bir süre sonra Mustafa Kemal’e birliklerini dağıtması
buyruldu. Orduyu dağıtmak zorunda kalınca İstanbul’a döndü ve
ülkeyi kurtarmak için yollar aramaya başladı. Ülkeyi kurtarmak için
etkili bir konuma geçmek ve Harbiye Bakanı olmak istedi ama izin
verilmedi. Yakın arkadaşlarıyla temaslar yaparak Milli Mücadele’nin
fikri temellerini oluşturdu. Kendini bu kutsal göreve hazırlamıştı ve
görevin kendisine geleceği anı bekliyordu. Üçüncü Ordu Müfettişi
olarak atandığında görevinin başladığını düşünüyordu.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlatan
Mustafa Kemal, manda önerilerine sıcak bakmamış ve çöken
imparatorluğun küllerinden yeni ve çağdaş bir Türk devletinin
kurulması gerektiğine kanaat getirmiştir.
- Mustafa Kemal’in eylem yaklaşımı 2 temel düşünce üzerine
kurulmuştu; ilk olarak işgalci yabancı güçlere karşı bir halk direnişi
örgütlemek, ikinci olarak da Türk milliyetçiliğini canlandırmaktı. Zira
tüm etnik unsurlarda milliyetçilik 1800’lerde ortaya çıkmışken,
imparatorluğun kurucusu olan Türklerde milli bilinç ancak 19. yüzyıl
sonları ve 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmaya başlamıştı. Fakat ulusdevletler çağı olan 20. yüzyılda Türklerin de kendi devletlerini
kurabilmeleri için milli bir bilinç ve kimlik geliştirmeleri gerekiyordu.
- Mustafa Kemal Samsun’a ayak basar basmaz hiç zaman harcamadan
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurmaya başladı. Bu örgütler, onun
ulusal direnme eyleminin başına geçmesini istiyordu. Çanakkale
kahramanlığı nedeniyle tanınan ve sevilen bir isimdi.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- Samsun’a varışından bir hafta sonra daha özgürce eylem yapabilmek
için küçük bir kasaba olan Havza’ya geçti. Bir iki gün sonra da,
Anadolu’daki askeri ve sivil görevlilere gizli bir yazı yollayarak (Havza
genelgesi) düşmana karşı her yerde gösteriler düzenlenmesini istedi.
- Bu sırada İstanbul hükümetinin başkanı Damat Ferit Paşa haber
ajanslarına Osmanlı’nın büyük devletlerden birinin mandası altına
konmasına karar alındığını bildirdi. Mustafa Kemal bu karara karşı
çıktı. Bunun üzerine İstanbul hükümeti tarafından geri çağrıldı ancak
bu buyruğa uymayarak Sivas’ta ulusal bir kurultay toplama kararı aldı.
- Bu gelişmeler üzerine 23 Haziran 1919’da İstanbul hükümeti
tarafından görevden alındı. 8 Temmuz’da bütün askeri görevlerinde
ayrıldı ve bir sivil olarak Doğu illeri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin
Erzurum Yürütme Komitesi’nin sorumluluğunu yüklendi. Erzurum
Kongresi’nde başkan seçildi ve kongrede alınan önemli kararlar bir
bildiri şeklinde yayınlandı.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- Erzurum’dan sonra Sivas Kongresi’nin toplanması Mustafa Kemal’in
dikkatle hazırlanmış planında önemli bir aşamaydı. Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri Sivas Kongresi’nde birleştirildi.
Osmanlı hükümetinin ülkeye hıyanet ettiği vurgulanarak bu kongrede
Mustafa Kemal başkanlığa seçildi. Sırada milleti temsil eden gerçek
bir meclisin kurulması vardı.
- 23 Nisan 1920’da küçük bir Orta Anadolu kenti olan Ankara’da yeni
bir ulusal meclis Anadolu’dan gelen delegelerle açıldı. Meclis’in
başkanı seçildi ve vatanseverleri karizmatik kişiliği altında tek bir
yapıda birleştirdi. Oysa Meclis’in açılmasını izleyen olaylar hiç umut
verici değildi. Padişah ve İstanbul hükümeti tarafından ölüme
mahkum edilmişti. Aynı hükümet Sevr Antlaşması’nı imzalamıştı.
- Meclis’ten istedikleri anayasal desteği sağladıktan sonra, Mustafa
Kemal ve arkadaşları düzenli ordu kurulması çalışmalarına giriştiler. O
güne kadar dağınık ve zayıf bir ordu bulunmaktaydı. Böyle bir ordu ile
düşmanı yenme şansı yok denecek kadar azdı.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- Bu sayede Kuvayi Milliye ordusu kurulmaya başlandı. Ancak aynı
dönemde 1915 tehcirinin intikamını almak isteyen Ermeniler doğu
illerinden saldırıya geçtiler. Birbirini izleyen çatışmalar sonrası Ankara
hükümeti düşmana karşı ilk zaferini kazandı. Ermenilerin isteğiyle 2-3
Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın önemi
Ankara hükümetinin ilk kez uluslararası bir antlaşma ile tanınıyor
olması ve Rusya’ya kaybedilmiş toprakların bir bölümünün geri
kazanılmasıydı. Bu antlaşmanın gerçekleşmesinde Çanakkale Savaşı
sonrası kurulmuş SSCB ile Ankara hükümetinin geliştirdiği iyi ilişkilerin
etkisi vardı.
- Aynı yıllarda Çerkes Etem olayı da yaşandı. Düzenli ordu kurulmasına
sıcak bakmayan çete reisi Çerkes Etem Miralay İsmet İnönü ile karşı
karşıya geldi ve çatışmalar sonrası Yunanlıların safına geçti. Miralay
İsmet Bey Yunan ordusunu İnönü’de yendi ve 1. İnönü Zaferi’ni
kazanmış oldu. Artık yabancı ülkeler de Anadolu devrimcilerinin zafer
kazanma şansı olduğunu düşünmeye başlamıştı.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 1921’de Milli Mücadele döneminde yürürlükte kalan geçici anayasa
ilan edildi. Böylelikle kurulacak yeni devletin hukuksal temelleri de
atılıyordu. Milli Ant yani Misak-ı Milli’nin gerçekleştirilmesi Meclis’in
öncelikli görevi kabul edildi.
- Bu dönemde Sakarya nehri boylarında Yunan orduları mağlup edildi.
Sakarya Savaşı kaybedilse Sovyetler Anadolu’ya Enver Paşa ve Yeşil
Ordu’yu gönderecekti. Ancak artık kudret Mustafa Kemal’deydi.
Sakarya başarısı sonrası Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı. Bu
antlaşma ile Fransa Misak-ı Milli’yi kabul etti ve Anadolu’dan çekildi.
- Son askeri eylemin hazırlıkları büyük bir gizlilik içinde tamamlandı ve
saldırı 26 Ağustos 1922 tarihinde başladı. 9 Eylül’de Türk orduları
İzmir’i kurtardı. Büyük Zafer’den sonra 10 Ekim’de Mudanya Ateşkesi
imzalandı. Bu ateşkes, Anadolu ile birlikte Trakya’yı Türk ordularına
bırakıyordu. Avrupalı devletler Lozan’da yapılması planlanan barış
görüşmelerine İstanbul hükümetinin de katılmasını istediler ancak bu
istek Ankara hükümetince geri çevrildi.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- Bu gelişmeler olurken Mustafa Kemal önceden beri planladığı
saltanatın kaldırılmasının zamanının geldiğine kararını verdi. 1 Kasım
1922’de bazı tepkilere rağmen saltanat kaldırıldı ve kurulacak rejimin
cumhuriyet olması konusunda önemli bir adım atıldı.
- Bu sırada Lozan toplantısı başlamıştı. Lord Curzon’un küstah ve
kabul edilemez tavır ve önerileri sonrası toplantı kesildi. Curzon
yerine Horace Humboldt getirilince tartışmalar yeniden başladı. İsmet
Paşa’nın büyük mücadelesi sonucu Lozan Barış Antlaşması 24
Temmuz 1923’te imzalandı. Sonuç önemli bir zaferdi zira Misak-ı Milli
sınırları kurtarılmıştı.
- Lozan’da görüşmeler sürerken Mustafa Kemal halkçılık ana
düşüncesi çerçevesinde yeni devletin ideolojisinin biçimlendirileceği
bir siyasal parti kurma çalışmaları yürütüyordu. Yeni Meclis’in 11
Ağustos 1923’te kurulması sonrası 9 Eylül’de Müdafaa-i Hukuk
Cemiyetleri kadrolarından oluşan Halk Fırkası (CHP) kuruldu.
BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
- 29 Ekim 1923 tarihinde beklenen oldu ve Cumhuriyet ilan edildi.
Artık sıra yeni ve çağdaş bir devlet ve toplumun kurulması için gerekli
devrimlere gelmişti.
- Sonuç olarak Kongar’a göre Ulusal Bağımsızlık Savaşı, yönetici
seçkinler ile güçsüz ara sınıfların gerçekleştirmekte olduğu birliğin ilk
adımlarını oluşturuyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun asker ve sivil
bürokratlarının Mustafa Kemal safına katılan kimi kesimler, eylem
içinde ana güç durumuna gelmiş ve bu arada ayan, eşraf ve ulema ile
yakın bir işbirliği gerçekleştirmişlerdi. Mustafa Kemal de bu grupların
desteğiyle Milli Mücadele’yi sağlam temellere dayandırmak istemişti.
Merkezi iktidar ile yüzyıllar boyu çatışma içinde olan çevresel güçler
böylelikle ilk defa merkezle entegre olmaya başladı. Ancak çevresel
güçlerin bir kısmı zaman içerisinde Çerkes Etem örneğinde olduğu
gibi Mustafa Kemal’le ters düştü.
- Sonuçta ortada büyük bir liderlik başarısı ve büyük bir askeri ve
siyasi zafer vardı. Ve başarı en çok Mustafa Kemal’indi…
Download