Tijen Şengezer

advertisement
ÜROLOJİK MALİGNİTELERDE
YAŞAM KALİTESİ
ULUSAL BİLİNÇLE GÜNCEL ÜROLOJİ
BÖLGESEL TOPLANTISI
18 EKİM 2009 İSTANBUL
Tijen Şengezer
SUNUM PLANI
Yaşam Kalitesi
Üroonkolojide yaşam kalitesi
Biz neler yapabiliriz?
(Biyopsikososyal Yaklaşım)
Genel bir kavram olarak yaşam kalitesi:
hastanın hem içinde yaşadığı kültürel yapı ve
değerler sistemi bağlamında, hem de kendi
amaçları, beklentileri, standartları ve
endişeleri açısından,
yaşamdaki durumu
ile ilgili kişisel algısı
olarak tanımlanmaktadır.
Sağlık alanında yaşam kalitesi:
hastalıkların ve tedavi yöntemlerinin
hasta üzerindeki etkilerinin yine hasta
tarafından değerlendirilmesidir.
Yaşam kalitesi hastanın beklentileri ile
erişebildiklerinin arasındaki uçurumun
olabildiğince az olmasıdır.
Calman, J Med Ethics, 1984
‘Sağlık yalnız hastalık ve sakatlığın
olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal
yönde tam bir iyilik halidir’
(WHO,1958)
Kişilerin hastalıklardan sosyal, fiziksel ve
ruhsal olarak etkilenme durumuna göre
yaşam kalitesi bozulmakta veya daha az
etkilenmektedir. Hastalıkların ve hastaların
tedavisinde bu kalitenin ölçülmesi ve
gelecekteki tedavi planlarının buna göre
yapılması mümkündür.
Aynı hastalıklarda; her hastaya
aynı tedavi şekli değil, kişiye özel
ve kişinin hastalıktan etkilenme
durumuna göre tedaviler
düzenlenmesi uygundur.
Ölüm bambaşka olabilir, insanca ve onurlu…..
Cicely Saunders
Kanser tanısı almış hasta, hastalığı ile
savaşma çabasındayken zorunlu olarak
birçok aşamadan geçer (Kübler-Ross, 1995).
Bu aşamalar: İnkar
Öfke
Pazarlık
Depresyon
Kabullenme
Kanser Tanısı Karşısında Tutum:
:
İnkar
İlk tepki budur. Tedavi sürecini engellemedikçe
başlangıçta ortaya
çıkan yüksek düzeydeki anksiyete ile başa çıkmakta
yararlı sayılabilir.
İnkarda hasta bir yanlışlık olduğunu ümit eder. Kişi zihinsel olarak
yaşananları farketse de duygusal olarak reddetmektedir.Sosyal
destekleri arttırılmalı, zaman tanınmalı,tedavi süreci ile ilgili
bilgilendirme, inkarın sözel olarak desteklenmesi gerekir.
Kanser Tanısı Karşısında Tutum:
Öfke
“Neden ben?” İnkar dönemi sona erdiğinde
isyan süreci başlar.
Bu dönemde hastalar kolay irrite olmakta,
sürekli birşeyler talep etmekte, eleştirmekte,
kendilerine, bakıcılarına, ailelerine,
arkadaşlarına veya Tanrıya karşı öfke
göstermektedir.
Daha yapacak çok şey varken ölmesini haksızlık
olarak görür. Bazen öfkeyi kendine yönelterek
bunun bir ceza olarak verildiğini düşünür.
Ele alınmayan öfke depresyona yaklaştırır
Kanser Tanısı Karşısında Tutum:
Pazarlık
“Tamam ben, ama...” Öfke dönemi aşıldıktan sonra
hastalar
hastalığı kabul ederler ama bu kez süreyi uzatmak için
pazarlık davranışlarına
geçerler. Daha uzun süre ve iyi yaşayabilmek için etrafa
sözler verirler, iyilikler
yapmaya başlarlar, organ bağışında bulunurlar.
Böylece Tanrının kendilerine
daha uzun bir ömür vereceğine inanırlar.
Pazarlık aşamasında çaresizlik ve umutsuzluk duygularına
karşı çocukca bir güçlülük duygusu vardır. Gerçeği
değiştirebileceklerini, erteleyebileceklerini düşünürler.
Konuşmaya teşvik edilmesi, dinsel destekler
Kanser Tanısı Karşısında Tutum:
Depresyon: “Tamam ben.” Hastalar pazarlık
aşamasından sonra sonunda
neler olacağını ve olacakların kimin başına geleceğini
tamamıyle kabul
etmiş durumdadırlar.Yaşamın sonuna gelindiğine dair
kesin inanç sonucunda
hastalar depresyon hali yaşarlar.
Derin bir kayıp duygusu. Depresyonun iki yönü var. Ölüme
karşı hazırlığın yarattığı depresyon ve hastalığın aileye,
bireye getirdiği maddi zorlukların yaşattığı suçluluk
duygusu ve fonksiyonelliğin kaybına bağlı reaktif
depresyon. Duygularını ifade etmesine izin verilmeli, etkin
dinlenerek desteklenmeli. Kayıplarının yasını tutmasına izin
verilmeli, aile desteği sağlanmalı
Kanser Tanısı Karşısında Tutum:Kabullenme
Kabul: “Tamam ben ve artık hazırım.”
Bu dönemde herhangi bir depresyon
ya da pazarlık söz konusu değildir.
Gerçeği olduğu gibi kabul
etmektedir.
yarım kalan işlerini
düzene sokmaya,
ölümden sonra
yakınlarına neler
yapacaklarını anlatmaya başlar
UMUD
Tüm evrelerde umud sürekli ve önemli bir
etkendir. Yeni bir ilaç, yeni bir tedavi
yöntemi,bir çalışmadan elde edilen başarılı
sonuç gibi düşünceler hastanın son aylarına
kadar korudukları düşüncelerdir.
Bu umud sadece iyileşme umudu değil, aynı
zamanda ölümü kabul ederek ölme umududur.
Kanser Hastalarında Ruhsal Bozukluklar
Psikiyatrik Tanı
Alan Olgular
%53
Hastalığa Normal
Tepki Davranışı,
Günlük Krizler,
Stres
%47
Kanser Hastalarında Ruhsal Bozukluklar
Psikiyatrik Tanı Alan Hastaların Dağılımı
Major depresyon
13%
Organik ruhsal
8%
Anksiyete
4%
Kişilik
Bozukluğu
7%
Anksiyete ve
depresyon
belirtileri ile
seyreden
uyum
bozukluğu
68%
PROSTAT KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
Lokalize hastalıkta 5 yıllık yaşam beklentisi
%100
Ancak bu hastaları radikal prostatektomi,
primer radyoterapi ya da brakiterapi gibi
tedavi yöntemleri beklemektedir.
Bekle gör uygulansa da bu kez kanserle
yaşamanın verdiği korku ile YK
etkilenmektedir.
PROSTAT KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
Yapılan çalışmalarda klinik olarak
lokalize hastalıkta bekle-gör, cerrahi ve
radyoterapi arasında YK açısından
farklılık saptanmamıştır
Gerek cerrahi tedavi gerekse radyoterapi
cinsel fonksiyonlarda bozulma, işeme
problemleri (urge ya da stres
inkontinanas) ve bağırsak problemleri
nedeniyle YK’i etkilemektedir.
PROSTAT KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
Hasta eşlerinin de YK de paralel olarak
bozulma görülmektedir
PROSTAT KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
İleri evre ve metastatik kanserlerde palyatif olarak
hormonal ve antiandrojenik tedaviler kullanılmaktadır.
Cerrahi ile medikal kastrasyonun YK üzerine etkileri
benzer bulunmuştur.
Kemik metastazlarına bağlı fiziksel aktivite kısıtlılığı,
ağrı ve kullanılan kemoterapötik ajanların da sadece
yaşam süresi değil yaşam kalitesi açısından da
değerlendirilmesi gerekmektedir.
MESANE KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
Yüzeyel mesane kanserinde YK’de orta derecede
bir etkilenme olmaktadır:
Tanı sırasında yapılan sistoskopik incelemeler
Hem patolojik tanı hem de tedavi amacıyla
yapılan transüretral rezeksiyon, immün veya
kemoterapiler
Takip sırasında yapılan sistoskopik incelemeler
Yanıt alınamayan ya da ilerleyen olgularda
yapılan sistektomiler.
MESANE KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
Üç ayda bir tekrarlanan sistoskopi tekrarlanan
uygulamalarda azalmayan ağrıya yol
açmaktadır. Ağrılı koitus bildirilmektedir.
BCG tedavisi de işeme yakınmalarına, hem
kanser hem de bakteri kontaminasyonu
şüphesine bağlı korku ve sonuçta cinsel
fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır.
MESANE KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
İnvaziv mesane kanserinde hem hastalık
hem de uygulanan tedavi yöntemleri
YK’i daha fazla etkilemektedir
Sistektomi sonrasında uygulanan
rekonstrüksiyonlar arasında çok önemli
farklılıklar gözlenmemiştir (ileal konduit,
kontinan diversiyonlar ve ortotopik
mesane)
MESANE KANSERİNDE
YAŞAM KALİTESİ
İşeme yakınmaları (inkontinans), CFB,
özellikle kadınlarda emosyonel fonksiyon
bozuklukları en önemli problemlerdir.
Radyoterapi ve sistektomi YK açısından
karşılaştırıldığında kısa dönemde
radyoterapi iyi, ancak uzun dönemde eşit
bulunmuştur
BÖBREK KANSERLERİNDE YAŞAM
KALİTESİ
Tümör büyüklüğü, komorbid hastalıklar ve
operasyon tipinin YK’ni belirleyen en önemli
faktör olduğu bulunmuştur.
Nefron koruyucu cerrahinin radikal cerrahiye
üstün olduğu gösterilmiş. (Ağrı ve yorgunluk)
Cinsel yaşamın depresyon olmayan olgularda
devam ettiği ancak depresyonun sık olduğu
saptanmış.
TESTİS KANSERLERİNDE YAŞAM
KALİTESİ
Testis tümörlü hastaların YK’sinde
azalma testisin cerrahi olarak alınmasına
bağlı gelişen emosyonel fonksiyon
bozukluğu ile başlamaktadır.
Nüks ve ölüm korkusu YK’ni etkileyen
en önemli psikolojik sorunlardır.
İş yaşamı, cinsel yaşam,fertilite,endokrin
fonksiyonlarda tedavi yöntemine bağlı
olarak gelişen değişiklikler de YK’ni kötü
yönde etkilemektedir.
Bir hekim olarak duygu ve
düşüncelerimiz?
Farkında mıyız?
Kanser bu anksiyete, depresyon bulguları
olmayacakta ne olacak?
Durum belli, konuşsam ne olacak? Neyi
değiştireceğim ki?
Hastayı ne kadar dinlersem o kadar soru
sorar, nasıl cevaplarım? Ölecek miyim?,
ne zaman?
Psikososyal Değerlendirme
Hastaya, hastalığının belirtileri, gidişi ve tedavisi ile
ilgili bilgi veriniz, akılcı açıklamalar sağlayınız.
Geribildirim olanağı tanıyınız.
Hastaya kişiler arası ilişkiler, iş ev ortamı ve diğer tıbbi
sorunları konusunda yardımcı ve destek olan bir ortam
oluşturunuz.
Hastaya işi ve diğer sorumluluklarıyla ilgili olarak
hastalığından kaynaklanan aksamaları gidermede
yardımcı olunuz.
bütüncül psikiyatrik yaklaşım
Genel olarak ürolojik kanseri olan erkek hastalar
eğitim,destekleyici, bilişsel davranışçı ve içgörü odaklı
kısa psikoterapilerden fayda görmektedir.
Bazı erkekler terapiye katılmak konusunda
gönülsüzdür.
Prostat kanseri olan erkeklere özgü destek grupları da
mevcuttur.
bütüncül psikiyatrik yaklaşım
Tedaviye eşin katılımı çok önemlidir. Hastalık sırasında
aslında çiftin iletişiminin en iyi durumda olması
gerekirken; tam da bu durumda, ilişki olabileceği en
kötü haldedir.
Çift danışmanlığı çiftin birlikte kanserle mücadele
etmesine yardımcı olabilir.
Yaşlı erkekler de duygularını paylaşmaktan rahatsızlık
duyabilirler. Sıklıkla ailenin koruyucusu ve geçimini
sağlayan kişi olarak görülmek isterler.
Kanser olan hastanın eşinin de önemli boyutlarda
distres yaşadığı fark edilmiştir.
bütüncül psikiyatrik yaklaşım
Ailenin üyeleri hastanın sıkıntı çektiğini ve hareket
ederken ağrı duyduğunu gördükçe olayların gidişini
değiştiremedikleri için güçsüz hissedebilirler.
Cinsel işlev yönünden öncelikle etkilenmiş olan
erkekler cinsel terapiden fayda görebilirler. Bu yolla
cinsel birlikteliği paylaşmak için alternatif yollar
öğrenebilirler.
Psikososyal Tedavide Seçenekler
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Destekleyici psikoterapi
Psikodinamik psikoterapi
Kısa süreli psikoterapi
Kişiler arası ilişkiler terapisi
Davranış terapisi
Bilişsel davranışçı terapi
Evlilik terapisi-aile terapisi
Grup terapisi
1.Bireysel Psikoterapiler :Terapilerde amaç,
hastanın zedelenmiş olan benlik değerini yeniden
kazanmasına yardım etmek, yanlış anlamaları
düzeltip, yeni bir yaşam dengesi kurmasını
desteklemektir. Ayrıca stresin başa çıkılır düzeye
indirilmesi, kendilik imajını korumak bu yolla
mümkün olabilmektedir. Sonuçta hastanın
kontrol algısı yükselmekte ve anksiyetesi
azalmaktadır
Hastanın en temel meseleleri yaşam süresinin
azalmış olduğu ve yaklaşan ölüm gerçekleridir .
Kayıpları kabullenmeye ve yeni bir yaşam planı
oluşturmaya yardım edilir. Hastanın, güçlü
yönlerini fark etmesi ve krizle mücadelede
kendine özgü başa çıkma yollarını geliştirmesi
desteklenir.
Ailenin birlikte zaman geçirmesi ve
konuşmalarının
yüreklendirilmesinin yanı sıra bazı
seanslara aile bireylerini dahil etme aile
içi ilgi ve yakınlaşmayı, destek alma ve
vermeyi arttırır.
Bazen hastanın iyileşmiş bir hasta ile
görüşmesini sağlamak yardımcı olabilir.
2.Grup Terapisi:
Grup tartışmaları sıklıkla öfkenin dışa vurumu
şeklindedir. Kızgınlık , kanser olma, doktor,
kemoterapilerin yan etkileri sağlıklı insanların
davranış ve tutumları diğer insanlar tarafından
anlaşılmamak ile ilgili olabilir. Grup bu tür
duyguların açığa vurulması için uygun bir
ortamdır.
Grup bunları saygı ve empatiyle kabul eder.
Peki gruba katılmanın negatif yönleri
nelerdir?
Sizden daha iyi durumda olan birini
görmek zor gelebilir, belki daha kötü
durumda olan birini görmek çok daha
zor olabilir.
Grupta bir arkadaşın kaybı doğal olarak
üzüntü yaratır.
Hasta yakınları,
ailede meydana gelen rol değişiklikleri, hastanın
işlevlerini üstlenme,
çalışamayan kişi ile azalan gelir kaynakları ve
hastalıkla artan giderleri karşılama çabaları
içinde yorgun ve depresif olabilirler.
Sevdiklerinin acıları karşısında çaresizlik sık
yaşanan bir duygudur.
Hastaya bakım veren kişi kendine vakit
ayıramaz, suçluluk duymadan
dinlenebilmesi, kısa süreli de olsa evden
uzaklaşabilmesi güçleşir. Böyle bir
durumda mümkün olduğunca diğer aile
bireylerinden yardım alınması
tükenmeye karşı iyi bir önlemdir. Yakın
ve sıcak ilişkileri olan ailelerde genellikle
bilgiler açıktır. Tanı, endişeler konuşulur.
Hastayı koruma isteği, ne söyleyeceğini bilememe
ya da hastanın tepkisi ile yüzleşmekten korkma
ailenin tanıyı hastadan gizlemesine neden olabilir.
Oysa çoğunlukla hasta tanıyı bilmekte, bilmediği
kısımlar içinse en kötü yorumları yapmaktadır.
Konuşmama, karşılıklı yabancılaşma ve
uzaklaşma duygusunu arttırır.
Hem hastalar, hem de eşleri iyimser ve
güvenli gözükmek için endişelerini,
ümitsizlik duygularını gizleyebilirler.
Duyguların açıkça konuşulması, sağaltım
kararlarının paylaşılması uyumu arttırır.
Bu boyutları ile
kanser, bir aile hastalığı olarak
tanımlanabilir
Tebessüm yüzünüzden hiç eksik
olmasın
TEŞEKKÜR EDERİM
tijensengezer@hotmail.com
Download