MAĞDUR HAKLARI DAİRE BAŞKANLIĞI SEVAL GALİP SOSYAL HİZMET UZMANI ÜLKEMİZDE AİLE MAHKEMELERİ UYGULAMALARI Kanunda Öngörülen Mevcut Her ilde 64 il Her ilçe (Merkez Nüfus +100.000) 93 ağır ceza merkezi TOPLAM: 157 aile mahkemesi hizmet sunmaktadır. Türkiye’deki aile mahkemeleri 4787 sayılı “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun”la kurulmuş ve 9 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aile mahkemeleri Adalet Bakanlığınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Kimler Görev Yapar? Hakim Kalem Personeli Uzmanlar (Psikolog, Pedagog ve SHU) Adlî yargıda görevli, Evli ve çocuk sahibi, Otuz yaşını doldurmuş Ve tercihen aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış Her aile mahkemesine; tercihen; Evli ve çocuk sahibi, Otuz yaşını doldurmuş Aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır. Mahkemece davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında, istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek, Mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak, istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek, Hâkim tarafından alınmış koruyucu, eğitici ve sosyal önlemlerin yerine getirilmesini ve takibini sağlamak, Mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak. PEDAGOG PSİKOLOG AİLE MAHKEMELERİ TOPLAM = 407 126 148 SOSYAL HİZMET UZMANI 133 Eşlerin, psikolojik olarak doyum sağlayamadıkları, beklenti ve gereksinmelerini karşılayamadıkları evlilik yaşantılarına yasal olarak son vermeleridir( Özşen, 2006:77). BOŞANMA NEDENLERİ Türk Medeni Kanununa (2001) göre boşanmanın sebepleri; Zina, Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Terk, Özel Boşanma Nedenleri Akıl hastalığı, Şiddetli geçimsizlik Genel Boşanma Nedenleri BOŞANMA SONUCU ORTAYA ÇIKAN KONULAR 1. VELAYET 2. NAFAKA Tedbir Nafakası Yoksulluk Nafakası İştirak Nafakası Yardım Nafakası 2. KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI KARARI (ÇOCUK TESLİMİ) Medeni Kanunun 335 - 351.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Çocuğun doğması ile velayet hakkı kazanılır. Türk Hukuk sisteminde çocukluğun başlangıcı kişiliğin kazanılmasına bağlanmıştır. Çocuğun tam ve sağ doğması ile ana babanın velayet hakkı başlar. Velayet sorunu Aile Mahkemesine mutlaka boşanma davası ile gelmez. Velayet davası mahkemeye velayetin kaldırılması (Velayetin Nez’i) veya değiştirilmesi davası şeklinde de gelebilir. Bu durumda taraflar daha önce boşanmış olmakla bir eşe velayet bırakılmış, ancak velayetin iyi ifa edilmediği iddia edilmiştir. Bu tür bir davada hâkim uzman araştırmasını mutlaka yaptırmalı ve mümkün mertebe velayete konu çocuğu da dinlemelidir. Ortak Velayet Kavramı Nedir? Türk Medeni Kanununun önemli bir eksikliği olan ”Ortak Velayet Kavramı” sözlük anlamında velâyet; sevmek, sahip çıkmak, yardım ve idare etmektir. Hukuk alanında velâyet ise; bir başkasına sözünü geçirmek onun üzerinde egemenlik ve otorite kurmak yetkisidir. Geniş anlamda velâyet; küçüklerin, bazı durumlarda da ergin kısıtlı çocukların kişiliklerinin ve mallarının korumasıyla, onların temsili konusunda ana babanın sahip oldukları hak ve yükümlülüklerin tümünü ifade etmektedir. Türk Medeni Kanunun Velayet Konusundaki Eksikliği Ana babanın boşanmasından sonra evlilik içi ortak çocukları üzerindeki velâyeti birlikte kullanabilmelerinin mümkün olup olmadığı 1980’li yıllarda tartışılmaya başlanmıştır. Daha önceleri annenin ev işi ve çocukla ilgilenmesi, babanın maddi gelir temin etmesi yeterli görülmekte iken zaman ilerledikçe babaların da velayet konusunda talepte bulunmaları velayet konusunda uzlaşmayı gerektirmiştir. Nafaka, tanım olarak bir kimsenin geçindirmekle yükümlü olduğu kişilere mahkeme tarafından bağlanan aylık olup ailenin ve dolayısıyla toplumun korunması amacına yönelik olarak konulmuş bir önlemdir. Nafaka, eşler lehine boşanma davası ile birlikte, boşanma davasından bağımsız olarak, boşanma davasından sonra talep edilebileceği gibi; müşterek çocuklar, altsoy, üstsoy ve kardeşler için de talep edilebilir. Boşanma davasının açılmasıyla dosya önüne gelen hakim bazı konularda re’sen karar almak zorundadır. Bu konulardan bir tanesi de eşlerin geçiminin nasıl sürdürüleceğidir. Boşanma davasının açılmasından sonra, boşanma davası süresince geçimi için ihtiyaç duyacak eşe diğer eşin ödemesine mahkemece karar verilen nafaka çeşidine tedbir nafakası adı verilir. Tedbir nafakası, boşanma davasında verilecek boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Tedbir Nafakası Nedir? Yoksulluk Nafakası Nedir? Yoksulluk nafakası, boşanma kararı ile birlikte ihtiyaç duyan eş lehine diğer eşin ödemesine hükmedilen ödemedir. Bu nafakanın eş lehine hükmedilmesi için nafaka bağlanacak eşin kusurunun diğer eşten daha ağır olmaması gerekir. İştirak nafakası, boşanma davasında verilen boşanma kararı ile müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin, velayet bırakılan eşe, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi vb. giderleri için ödemesi gereken para olarak tarif edilmektedir. Öğretide iştirak nafakasına çocuk bakım nafakası adı da verilmektedir. İştirak nafakası, açılan davada hâkimin tedbiren karar vermesi ile başlar çocuğun ergin olmasına yani 18 yaşına kadar sürer. İştirak Nafakası Nedir? Yardım Nafakası Nedir? Yardım nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 364 ve devamı maddelerine göre yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek yakın akrabaların geçinmesi için gerekli yardım talebidir. 18 yaşını doldurmuş üniversite eğitimine devam eden ergin çocuk da yardım nafakası adı verilen bu nafakayı alabilir. Çocuk teslimi: Çocuğun velâyet-vesayet değişimi ya da başka bir sebeple hali hazırda bulunduğu yerden alınmasına hükmeden bir mahkeme kararına dayanılarak, bir kimseden alınıp, başka bir kimse ya da kuruma teslim edilmesi Çocukla kişisel ilişki kurma: Çocuğun velâyetinin kendisine bırakılmayan taraf veya üçüncü kişi ile çocuk arasında kurulan, onlarla görüşme, belirli yer ve zamanda onunla birlikte olma, sevgi bağı kurma ve bu bağı devam ettirmeye yönelik bir ilişki Kişisel ilişki kurma hakkı Türk Medeni Kanununun 323, 324, 325 ve 326. Maddelerince düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanununun 323. maddesi hükmüne göre, “Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.” Türk Medeni Kanununun 182/II hükmüne göre “Velâyetin kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur.”. Türk Medeni Kanununun 325. maddesinde yer alan “Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir” hükmü ile üçüncü kişilerin kişisel ilişki hakkı düzenlenmiştir. Ana baba ile çocuk arasındaki ilişki hukuken önemlidir. Bu ilişkinin kurulmasına ve bu ilişkiye, bir takım hukukî sonuçlar bağlanmıştır. Bununla birlikte, ana baba ile çocuk ilişkisi salt hukukî bir ilişki değil, aynı zamanda duygusal bir ilişkidir. Anne/baba ve çocuk arasında yabancılaşma oluşmaması için ana baba ile çocuk arasındaki olumlu olumsuz deneyimlerin, duygusal paylaşımın devam etmesi gerekir. Bu ise, hukuken ana baba ile çocuğun kişisel ilişki kurma hakkına sahip olması ile gerçekleşebilir. Bu nedenle, kişisel ilişki hakkı; çocuktan ayrı olan ana ve babanın, yetişmesine katkıda bulunmuş olduğu çocuğun gelişimi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak, hısımlık ilişkilerini sürdürmek, yabancılaşmayı önlemek ve nihayet her iki tarafın da sevgi gereksinimlerini tatmin amacını güder. Kişisel ilişki hakkı, hak sahibine çocuğun yaşamına müdahale hakkı vermediği, ancak özlem giderme hakkı verdiği için velâyet hakkının eş değeri değildir. Bu nedenle, kişisel ilişki kurma hakkı, velâyetin eksiğidir. Kişisel ilişki kurma hakkı, ana/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, yetkisi veren bir haktır. Ana-Babalar Çocuklar Avukatlar Uzmanlar İcra Müdürlüğü Personeli Diğer Kişiler MEVZUAT VE UYGULAMADAN KAYNAKLANAN SORUNLAR Velayet ile ilgili Uygulamada Yaşanan Sorunlar -Velayet hakkının kötüye kullanılması -Velayet hakkının çocuğu kullanarak verilecek na-fakadan kaçmak veya karşı tarafa acı çektirmek amacıyla istenmesi, -Velayet hakkını kullanmak amacıyla isteyen tarafın müşterek çocuk ile yeterince ilgilenmemesi ve onun ihtiyaçlarını ihmal etmesi, • Uzman desteği • Ortak velayet kurumunun değerlendirilmesi Nafaka Uygulamasında Yaşanan Sorunlar -Kayıt dışı gelir nedeniyle gerçek gelirin tespit edilememesi -Nafaka tahsilinin icra yerine kaynaktan kesilmesi, Aksi halde icra takibi yapılması -Ömür boyu Nafaka uygulamasının yeniden değer-lendirilmesi (Nafaka yerine Sosyal yardım) -Nafaka Borcunu Ödememe suçunun yeniden düzenlenmesi Çocuk Tesliminde Yaşanan Sorunlar -Çocuk teslimlerinin icra vasıtasıyla yapılması -Çocuğun kişisel ilişki kurmayı reddetmesi hali -Çocuk teslimine muhalefet suçunun yeniden düzenlenmesi (Tebligat şartı gibi şekil şartlarının kaldırılması)