açıkhava reklam ortamlarında görsel tasarım

advertisement
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
REKLAMCILIK ANABİLİM DALI
AÇIKHAVA REKLAM ORTAMLARINDA
GÖRSEL TASARIM
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Emine Özen (OKAT) ÖZDEM
DANIŞMAN
Doç. Dr. F. Belma GÜNERİ FIRLAR
İZMİR - 2006
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ .............................................................................................................. 1
BİRİNCİ BÖLÜM ............................................................................................ 5
REKLAM VE ORTAM..................................................................................... 5
I) REKLAM KAVRAMI............................................................................... 6
II) REKLAMIN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ ...........................................15
A. Dünyada Reklamın Tarihsel Gelişimi ...............................................16
B. Türkiye’de Reklamın Tarihsel Gelişimi.............................................24
III) REKLAM ORTAMLARI ve TÜRLERİ....................................................32
A.
Basılı Ortamlar ...............................................................................33
B.
Yayın Ortamları ...............................................................................38
C.
Diğer Ortamlar ................................................................................40
IV) AÇIKHAVA REKLAMCILIĞI VE YENİ TRENDLER..............................54
A.
Açıkhava Reklam Ortamları Türleri ve Özellikleri ........................57
B.
Açıkhava Reklam Ortamları Avantaj ve Dezavantajları ...............89
C.
Planlama Sürecinde Açıkhava Reklamlarının Konumu...............92
İKİNCİ BÖLÜM ..............................................................................................95
GÖRSEL TASARIM VE ANLAMLANDIRMA................................................95
I) GÖRSEL TASARIM NEDİR? ................................................................96
A.
Tasarım ve Tasarım Kipleri ............................................................97
B.
Grafikte Temel Tasarım Elemanları...............................................98
II) GÖRSEL TASARIMDA BELİRLEYİCİ UNSURLAR ...........................130
A.
Ölçü ...............................................................................................131
II
B.
Görsel Hiyerarşi , Orantı ve Mizanpaj (Sayfa Düzeni)................132
C.
Tipografi ........................................................................................135
D.
Devamlılık......................................................................................138
E.
Mesaj .............................................................................................139
III) REKLAM VE GÖRSEL TASARIM ......................................................140
A. Semiyoloji (Göstergebilim)..............................................................140
B.
Görsel Reklamlarda Tasarım .......................................................142
IV) GELECEK TRENDLERİ, GÖRSEL TASARIM VE AÇIKHAVA
REKLAM ORTAMLARI ............................................................................148
V) AÇIKHAVA REKLAMLARINDA GÖRSEL TASARIMIN ETKİNLİK
BELİRLEME ROLÜ ..................................................................................153
A. Dikkat ve Algı ...................................................................................153
B. Açıkhava Reklam Tasarımlarında Dikkat ve Algının Harekete
Geçirilmesi Yönünden Görsel Tasarım Etkisi ....................................161
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM .......................................................................................167
TÜRKİYE’DEKİ TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNCE GENEL KİTLEYİ
HEDEF ALARAK HAZIRLANMIŞ AÇIKHAVA REKLAMLARININ GÖRSEL
TASARIMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK BİR ANALİZ ....167
I) ANALİZİN AMACI .................................................................................169
II) ANALİZİN KAPSAMI............................................................................170
III) ANALİZİN YÖNTEMİ...........................................................................178
A) Veri Toplama Yöntemi .....................................................................179
B) Örneklem ve Uygulama ...................................................................179
C) Analizin Kısıtlayıcıları ......................................................................181
IV) VERİ VE BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ...............................181
III
A) TURKCELL MARKASINA İLİŞKİN VERİLERİN GÖRSEL ANALİZİ181
B) AVEA MARKASINA İLİŞKİN VERİLERİN GÖRSEL ANALİZİ .........199
V) VERİLERİN TABLOLAŞTIRILARAK YORUMLANMASI ....................213
VI) ARAŞTIRMANIN GENEL SONUCU ...................................................221
SONUÇ .....................................................................................................226
KAYNAKÇA .............................................................................................232
IV
GİRİŞ
Sanayi Devrimi, dünyada sosyal ve ekonomik alanda büyük
değişimlere yol açmıştır. Bu büyük değişimlerin sonuçları da pek çok alanı
etkileyen sonuçlar doğurmuştur. Ekonomik anlamda Sanayi Devrimi
öncesinde üretici ile tüketici arasındaki mesafe azdı. Üretici tüketiciye
kolaylıkla ulaşabiliyor ve hatta müşterisiyle tıpkı ailesinin bir bireyi gibi iletişim
kurabiliyordu. Dolayısıyla tüketici üretim süreci üzerinde de etkin rol
alabiliyordu. Ancak, Sanayi Devrimi sonrası artan üretim hacmi, iş bölümü ve
uzmanlaşma büyük işletmelerin doğmasına yol açmıştır. Bu durum
tüketicisiyle aile gibi olan üreticiyi, müşterisinden uzaklaştırmıştır. Araya
büyük işletme sahipleri girmiştir. Dolayısıyla üretilen ürünü hedef kitleye
ulaştırma sorunu gündeme gelmiş, bu durum, pazarlama kavramının
oluşumuna yol açmıştır.
Pazarlama kavramının oluşumuyla başlayan süreçte pek çok yaklaşım
ortaya atılmıştır. Bu yaklaşımlardan bazıları kabul görmüş, bazıları
uygulamaya
geçmeden
reddedilmiş,
bazılarıysa
uygulandıktan
sonra
geçerliliğini yitirmiştir. Üretim odaklı pazarlama ve kitlesel pazarlama
dönemlerini kapsayan, klasik pazarlama anlayışı olarak adlandırılan üretici
merkezli yaklaşımın, piyasadaki ürün çeşitliliğine bağlı olarak geçerliliğini
yitirmesiyle birlikte, tüketici odaklı, bütünleşik pazarlama iletişimine temel
olan, modern pazarlama kavramı pazarlama dünyasına yön vermiştir. Bu
noktada reklam kavramı büyük önem kazanmıştır. Ancak bir süre sonra
modern pazarlama karması içindeki klasik reklam anlayışı da geçerliğini
yitirmiştir. Bu süreçte e-pazarlama kavramı ortaya atılmıştır. Çünkü
teknolojinin,
engellenemez
bir
hızda
insan
hayatında
yerini
alması
dolayısıyla, internet ve multimedya araçları pazarlama dünyası için
vazgeçilmez bir noktaya erişmiştir. Hatta bugün gelinen nokta, bir ortam
olarak interneti televizyonun önüne geçirmektedir.
1
Pazarlama iletişiminin bir aracı olarak reklamcılığın ortaya çıkmasıyla
başlayan süreçte, reklamların hangi ortamda ne şekilde yer alacağı sorunu
sürekli olarak varlığını korumuştur. Kimi zaman akla ilk gelen reklam
ortamları seçilmiş, kimi zamansa yaratıcı arayışlarla farklı reklam ortamları
tercih edilmiştir. Ancak her zaman, tanıtımı yapılacak ürün, hizmet veya
kurumun niteliğine bağlı olarak en uygun ortam seçilmeye çalışılmıştır.
Globalleşme sürecinin bir sonucu olarak yer ve zaman kavramı
ortadan kalkmıştır. Herkesin, her şeye kolaylıkla erişebildiği bir ortamda farklı
olabilmek, benzerlerinin arasından sıyrılabilmek oldukça zordur. Dolayısıyla
reklam dünyası yaratıcılığın sınırlarını zorlayarak, fark edilmek, farklı
olabilmek adına çeşitli çabalara girişmişlerdir. Reklamcılar, yaratıcılıklarının
sınırlarını zorlamışlar, fark yaratmak için farklı ortamlar yaratmışlardır. Bu
çerçevede, gün geçtikçe çeşitlenen bir unsur olmuştur reklam ortamları.
Reklam ortamları;
-
Basılı reklam ortamları (Gazete, dergi, el ilanı, katalog, broşür)
-
Yayın yapan reklam ortamları (Radyo, televizyon)
-
Diğer reklam ortamları (Fuarlar, açık hava reklamları, doğrudan
postalama, sinema, satış yeri malzemeleri (POP, Point Of
Purchase),
Internet – Multimedya vb reklam ortamları) olarak
sınıflandırılabilir.
Bu üç ana ortam arasında çeşitliliğe en açık olanı “diğer reklam
ortamları”dır. Diğer reklam ortamları, her geçen gün yeni bir çalışmaya sahne
olmakta, dolayısıyla da her geçen gün yenilenmektedir. Bu anlamda “diğer
reklam ortamları” grubunda yer alan açıkhava reklamları kabuk değiştirmiş,
yerini “ev dışındaki her şey” kavramına bırakmıştır. Zira açıkhava reklamları
bugün öyle bir noktaya gelmiştir ki açıkhava reklamları grubuna giren bir
reklama “açıkhava reklamı” demek bile reklamın uğradığı değişim nedeniyle
oldukça zordur. Bu nedenle “out of home” kavramı ortaya atılmıştır. “Out of
2
home” bir başka deyişle “ev dışındaki her şey” tüketicinin evi ve işyeri dışında
gördüğü bütün reklamları kapsamaktadır.
Reklam kavramının doğuşuyla birlikte ortaya çıkan açıkhava reklam
ortamları, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte geçerliliğini
yitirmiştir. Ancak bireylerin yaşam tarzlarının, beklentilerinin değişmesi ve
teknolojinin gelişmesi “mobilite” kavramını ortaya çıkarmıştır. Bireyler artık
belirli bir yere bağlı kalmak istememektedirler. Bu bağlamda reklamcılar için
hedef kitleyi yakalama sorunu gündeme gelmiştir. Hedef kitleyi yakalayıp
mesajı hedef kitleye ulaştırmaksa eskisi kadar kolay değildir. Üstelik birbirine
benzer uyaranların çokluğu bir başka olumsuz etken olarak görülmektedir. Bu
noktada hedef kitleyi hareket halindeyken yakalamanın bir çözümü olarak
açıkhava reklamları yeniden gündeme gelmişlerdir.
Açıkhava reklamlarının, doğal yaşam ortamının doğal bir parçası gibi
algılanmamaları içinse benzerlerinin arasından fark yaratarak sıyrılmaları
gerekliliği söz konusudur. Bu anlamda açıkhava reklamlarının görsel tasarımı
son derece büyük önem taşımaktadır. Farklı, etkileyici ve dikkat çekici bir
şekilde tasarlanmış bir açıkhava reklamının hedef kitlesini yakalayamaması
gibi bir durum olası değildir.
Bu çalışmada, klasik pazarlama anlayışının terk edilmesi, tüketici
beklentilerinin, ihtiyaçlarının ve yaşam tarzının değişmesiyle birlikte önem
kazanan “Diğer Reklam Ortamları” arasında yer alan Açıkhava Reklam
Ortamlarının görsel tasarımın belirleyici unsurları yönünden analiz edilmesine
ve
açıkhava
reklamlarının,
görsel
tasarımları
yönünden
ne
şekilde
hazırlanması gerektiğini açıklamaya yönelik hazırlanan bir çalışmadır. Bu
çerçevede, çalışmamızın birinci bölümünde reklam kavramının çeşitli
açılardan tanımlarına yer verilecek, ardından ilk örnekleri açıkhava
ortamlarında görülen reklamın tarihsel gelişim süreci irdelenecektir. Açıkhava
reklam ortamının hangi ortamlar arasından sıyrıldığını ifade etmek amacıyla
reklam ortamları türlerine de açıklamalı olarak yer verilecek birinci bölüm,
açıkhava reklam ortamları türleri ve özellikleri, açıkhava reklam ortamları
3
avantaj ve dezavantajları ve planlama sürecinde açıkhava reklamlarının
konumu alt başlıklarını içeren “Reklam Sektöründe Yeni Trendler ve
Açıkhava Reklamcılığı” ile sona erecektir.
Açıkhava reklam ortamlarının ne olduğuna ilişkin ayrıntılı bilgi içeren
birinci bölümün ışığında, görsel tasarım ve görsel tasarımın belirleyici
unsurlarının ayrıntılı anlatımıyla başlayan ikinci bölümde ise reklam, görsel
tasarım
kavramı
ile
ilişkilendirilecek
ve
bu
ilişkilendirme
açıkhava
reklamlarına indirgenecektir. Açıkhava reklam ortamlarının nasıl, nerelerde,
ne şekilde tasarlanabileceği görsel tasarım yönünden incelenecek ve etkili bir
açıkhava reklam ortamı tasarımının nasıl olması gerektiği, açıkhava reklam
ortamları bazında tek tek ele alınacaktır. Tüm bu verilerin ışığında, görsel
tasarımın, açıkhava reklam ortamlarının etkinliği üzerinde nasıl bir etki
yaptığının anlatılacağı “Açıkhava Reklamlarında Görsel Tasarımın Etkinlik
Belirleme Rolü” çalışmamızın bir anlamda sonucunu oluşturacaktır.
Çalışmamızın üçüncü ve son bölümünde ise telekomünikasyon
sektöründen iki markaya ait açıkhava reklamları fotoğraflarıyla ele alınacak
ve bu reklamlar görsel tasarımları açısından incelenecektir. Bu bölüm ilgili
çalışmanın hangi amaçla gerçekleştiğine ışık tutacak ve sunulan verilerin
somutlaştırılmasına olanak sağlayacaktır.
4
BİRİNCİ BÖLÜM
REKLAM VE ORTAM
Reklam, pazarlama dünyasının vazgeçilmez bir aracı, reklam bazında
ortam ise reklamın olmazsa olmazıdır. Reklam, en basit haliyle tanımlanacak
olursa, üretilen mal ve hizmetlerin tüketiciye duyurulması, tanıtılması
faaliyetleridir. Pazarlama ise, mal ve hizmetin, üretiminin tamamlanmasından
tüketiciye ulaşmasına kadarki süreci kapsamaktadır. Bu anlamda reklam
pazarlama
dünyasının
vazgeçilmez
bir
aracıdır.
Çünkü
tüketiciye
duyurulmayan ve tanıtılmayan bir ürün veya hizmetin, tüketici tarafından
talep edilmesi ancak tesadüflere bağlıdır. Yüksek maliyetlere katlanılarak
üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanmasının da tesadüflere bırakılması akılcı
bir davranış olmayacaktır.
Pazarlama dünyası için böylesi bir öneme sahip olan reklamın da
vazgeçilmez bir aracı vardır: reklamın yer aldığı ortamlar. Ortam olmadan
reklamın varlığından söz etmemiz mümkün olamaz. Çünkü varlık ortamla
mümkündür. Bir örnekle açıklanacak olursa, elimizdeki kalemin ortamı
elimizdir.
Kalemi
elimizden
bıraktığımızda
ortamı
masa,
kalemliğe
koyduğumuzda ise kalemlik olur.
Bin bir emekle yarattığınız fikir, çeşitli prodüksiyon masraflarıyla
somutlaştırıldıktan sonra yayınlanacağı bir ortamın olmaması yapılan tüm
çalışmaların anlamını yitirmesine neden olur. Bu anlamda reklam dünyası
için reklamın yayınlanacağı ortam hayati öneme sahiptir. Tıpkı elimizdeki
kalemi havada bırakamamamız, mutlaka kalemin durması gereken bir yer
olması zorunluluğu gibi reklamın da varolacağı ortamların olması zorunludur.
Bu bölümde çalışmamızın ana fikrine temel oluşturması amacıyla
reklam tanımlarına yer verilecek, reklamın tarihsel gelişim süreci incelenecek
ve reklamın olmazsa olmaz aracı olan ortam türleri anlatılacaktır.
Çalışmamızın ana temasını oluşturan Açıkhava reklamlarının diğer ortamlara
göre biraz daha ayrıntılı olarak yeni trendler bazında ele alınacağı bölüm,
5
planlama sürecinde açıkhava reklamlarının konumunun ifade edilmesiyle son
bulacaktır.
I) REKLAM KAVRAMI
Buhar makinesinin keşfiyle başlayan sanayi devrimi insanoğlunun
yaşamını da büyük ölçüde etkilemiştir. Sanayi Devrimi’ne kadarki süreçte
insanlar kendi kendilerine yetmeye çalışıyorlar, yaşamlarını o şekilde
sürdürüyorlardı. Ürünü de hizmeti de kendi kendilerine sağlıyorlardı. Sanayi
Devrimi öncesi dönemde müşterileriyle neredeyse aile gibi olmuş küçük
esnaf piyasaya hakimdi. Esnaf,
müşterileri için gerekli ürün ve hizmeti
başından sonuna kendisi üretiyordu. Sanayi Devrimi, insanları, toplumdaki
diğer bireylerin de ihtiyaçlarını karşılamaya itti. Daha geniş kitlelere üretim
yapma ihtiyacı doğdu. Esnaf kendi kendine yetemez hale geldi. Bu nedenle iş
bölümü ve uzmanlaşma ortaya çıktı ve insanlar birlikte çalışmaya başladılar.
İnsanların o günlerde birlikte çalıştıkları ortamlar sonradan modern işletmeler
haline dönüştü. Çalışanlarla müşterilerin bağı koptu. Sanayi devriminden
önce müşterisiyle aile gibi olan üretici esnaf, bu büyük değişimle birlikte
ürettiği ürünün tüketicisine uzaklaştı. İşletmelerin çoğaldığı bu süreçte,
üretilen mal ve hizmetler de arttı. Dolayısıyla üretilen bu mal ve hizmetleri bir
şekilde topluma duyurma ve insanlara üretilen mal ve hizmetlere ilişkin bilgi
sunma ihtiyacı doğdu. Bunun bir nedeni de rekabetin gündeme gelmesiydi.
Üretici işletmeler, kendi ürettikleri mal ve hizmetlerin benzerlerinin arasından
sıyrılabilmesi için birtakım faaliyetlere gereksinim duydular. İşte bu noktada
pazarlama kavramı ortaya çıktı ve klasik pazarlama dönemi olarak
adlandırılan süreç başladı. Klasik pazarlama anlayışında piyasada ürün
çeşitliliği az ve mevcut ürünlere de talep çok olduğundan, işletmeler “çekme”
yöntemini kullanmaktaydılar. Bu yöntemde müşteri üreticinin ayağına
geliyordu. Zamanla pazarlama kavramı da gelişti ve değişti.
Pazarlamanın, Amerikan Pazarlama Derneği'nce 1984 yılındaki
toplantısında yapılan tanımı şöyledir: “Pazarlama, kişisel ve örgütsel
amaçlara ulaşmayı sağlayabilecek mübadeleleri gerçekleştirmek üzere
6
malların,
hizmetlerin
ve
fikirlerin
geliştirilmesi,
fiyatlandırılması,
tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin planlama ve uygulama sürecidir.”
Üreticinin
merkezde
olduğu
klasik
pazarlama
anlayışının
son
bulmasıyla birlikte tüketicinin merkeze alındığı modern pazarlama anlayışı
pazarlama dünyasına yön vermiştir. Bu çerçevede reklam kavramının
sanıldığından çok daha önemli olduğu görülmektedir. Çünkü modern
pazarlama anlayışı tüketiciyi ikna etmenin önemini ortaya koymuştur. Zira
aynı ürünü üreten çok sayıda kuruluş piyasaya girmiştir. Bu kuruluşların
arasından sıyrılarak daha fazla ürün satmak, daha fazla tüketiciyi ikna etmek
ise ancak reklam ile mümkün olacaktır.
Öyleyse bu aşamada, ülke ekonomisine böylesi büyük katkı yapan,
üretici kuruluşlar, dolayısıyla tüketiciler, için böylesi önemli bir araç olan
reklam nedir, ne anlama gelmektedir onu incelemeden önce, reklamın çıkış
noktası olan, reklam kavramını da içine alan pazarlama evrelerini ve
pazarlama karmasını tanımlayalım:
Geleneksel Anlayış İle Yeni Anlayışın Karşılaştırılması1
Pazarlamada Geleneksel Yaklaşım
Pazarlama işlevlerini pazarlama
bölümü yapar.
Pazarlamayla uğraşanlar, “kesmemüdahale etme (interruption) yoluyla
müşterinin ilgisini çekmeye çalışır.
Pazarlamada Yeni Yaklaşım
Pazarlama, bölümler arasında
müşteri değerini araştırma, yaratma
ve sunma faaliyetlerini örgütler.
Pazarlamayla uğraşanlar,
reklamlarını ve mesajlarını izin alarak
(permission marketing) müşteriye
ulaştırırlar.
Pazarlama, yeni müşterileri
Pazarlama müşteriyi elde tutma ve
kazanmayı hedefler.
müşteri bağlılığı oluşturmayı hedefler.
1
Philip KOTLER, Dipak JAIN, Suvit MAESINCEE, Marketing Moves, HBR, 2002.
7
Pazarlama günlük işlemlere ve satışa
Pazarlama yaşam boyu müşteri
odaklanır.
değerine ulaşmakla ilgilenir.
Pazarlama giderleri “harcama” olarak
Pazarlama harcamaları “yatırım”
görülür.
olarak algılanır.
Tablo 1 Kotler, Jain ve Maesincee “Marketing Moves” kitabında pazarlamayı kabaca 2 yaklaşımla
tanımlamış ve çeşitli yönlerden iki anlayışın farklarını bu tabloda ortaya koymuşlardır.
Geleneksel Pazarlama anlayışından bugüne, pazarlamanın 4 evresi
olduğundan sözedilebilmektedir:2
Bunlardan ilki, reklamın yönlendirdiği evredir. Bu evre 20. yy’ın
neredeyse tamamı boyunca sürmüş ve 15 yıl önce son bulmuştur. Bu
dönemin oluşmasını sağlayan 3 gelişme; yükselen tüketici refahı, düşen
üretim maliyetleri ve ürünlerdeki teknolojik gelişmelerdir. Paketli ürünlerin
yeni ortaya çıktığı 1950 öncesi dönemde, pazarlama ve iletişim yaklaşımı
bilimsel gerçeklere dayalı ve direkt pazarlamaya yakındır. 1950’den sonra,
Amerika’daki savaş sonrası büyüme ile bu evre başladı. Bu dönemde,
çamaşır makinesi, elektrikli süpürge gibi yeni “mucizevi ürünler” ortaya
çıkmıştır. Rosser Reeves “Benzersiz Satış Önermesi”ni bulmuştur. Böylece
“daha beyaz yıkar” pazarlamasının altın çağına girilmiştir. 1970’lere
gelindiğinde, ortamda fark edilir bir değişim gerçekleşmiştir. Reklamın
yönlendiriciliği daha az etkili olmaya başlamıştır. Savaş sonrası büyüme
dönemi sona ermiştir. Dünyada kapasite fazlası ve gereğinden fazla üretim
oluşmuştur. 1980’lerde çok fazla seçenek ortaya çıkmış, ancak ihtiyaçları
karşılayacak yenilik fırsatı oluşmamıştır. “İhtiyaçları karşılamak”, yerini
“istekleri tetiklemeye” bırakmıştır. Pazarlama ve iletişim, çok daha “imaj
odaklı” bir yaklaşımı benimsemiştir. 1990’ların ortalarında ürün yenilikleri
daha az kar getirmeye başlamıştır. 1990’ların ortalarında pazarlamanın 2.
evresine doğru hareket başlamıştır: “Tam hizmet: çizgi altı + çizgi üstü”.
2
MediaCat Aylık Pazarlama İletişimi Dergisi, Mediaedge:cia- Pazarlamanın 4. Evresine Giriş
Özel Eki; Rota Yayınları, 2005, s.1.
8
Genelde televizyon, basın, radyo, açıkhava, sinema gibi ortamlardaki
uygulamalar çizgi üstü; kurumsal kimlik, tanzim - teşhir, satış noktası
süslemeleri, halkla ilişkiler, etkinlikler, sponsorluklar v.b. uygulamalar ise çizgi
altı olarak ifade edilmektedir.
Bu evre çizgi üstü iletişimin, çizgi altı iletişim ile bütünleşmesinden
oluşmaktadır. Reklam modeli, slogan, semboller – çizgi altı da dahil olmak
üzere tüm pazarlama karmasında kullanılmak üzere genişletilmiştir. Bu
entegrasyon şekli reklamın önemini daha da artırmıştır. Ancak “tam hizmet”
evresinin en zayıf noktası farklı iletişim kanallarının farklı şekillerde işe
yarayabileceğini dikkate almaması ve reklam için kullanılmayan iletişim
noktalarının mevcut potansiyeli görememesi olmuştur. Son olarak “tam
hizmet” döneminin reklam yatırımının geri dönüşü ihtiyacını karşılayamadığı
durumlar da olmuş ve dönem hızla değişmiştir.
2000li yılların başında “İletişim kanallarına tarafsız yaklaşılan evre”
olarak adlandırılan döneme geçilmeye başlandığı görülür. Pazarlama
dünyası halen bu evrenin içindedir ve çoğu pazarlamacının temel hedefi
ortamlara tarafsız yaklaşmaktır.
Bu evrede tüm iletişim kanalları güçlü yönlerine göre değerlendirilip,
temel bir fikrin çevresinde değişik rollere sahip olmaktadır. Bu “tam hizmet”
evresini bir adım öteye taşımaktadır. Ancak halen 3. evrede üstüne gidilmesi
gereken iki konu daha bulunmaktadır. Bu evre, hangi iletişim kanallarının
kullanıldığına odaklanmakta ancak tüketicilerle iletişimde temelden değişik bir
yola ihtiyaç olup olmadığını irdelememektedir. Bununla birlikte iletişim
stratejisinde ana ortam olarak akla ilk gelen TV’nin iletişim hiyerarşisindeki en
tepede bulunan yeri yeterince sorgulanmamaktadır.
Söz konusu gelişim ve değişim çizgisi bugün itibariyle irdelendiğinde
ise pazarlamanın 4. evreye doğru bir geçiş gösterdiği izlenmektedir. Bunun
nedeni ise günümüzde izleyici kitlelerinin dikkatini çekmenin giderek
zorlaşıyor olmasıdır. Bu geçisi sağlayacak olan ise teknolojidir. Teknoloji
gücü tam anlamıyla tüketicilerin eline veriyor ve her şeyi değiştiriyor.
9
Tüketicilerin isterlerse kendilerini geleneksel iletişimden izole etmelerine
olanak tanımaktadır. Gelecekte tüketiciler kendi ortam tüketimi programlarını
kendileri yapabileceklerdir. Dolayısıyla gelecek 4. evre “Aktif İletişim Evresi”
olacaktır.
Antony E. Cassino’ya göre ise Modern Pazarlama3 “Hem felsefi hem
de örgütsel bir kavramdır. Bir felsefe olarak modern pazarlama, tüketicinin
kral olduğunu;
işletmenin var oluşunun tek amacının tüketiciye hizmet
olduğunu ve bütün ticari faaliyetin tüketicinin istek ve arzularının belirlenmesi
ile başlayıp en süratli ve etkili bir şekilde karşılanması ile bittiğini kabul eder.”
Malların üretim yerlerinden satış yerlerine hareketini sağlayan
faaliyetler
pazarlama
içinde
düşünülmektedir.
Üretim
ve
pazarlama
faaliyetlerini birlikte yürüten bir işletmede bu faaliyetler şöyle sıralanır;
1. Belirli mallar için potansiyel pazarı belirlemek.
2. İşletmenin üretim kapasitesinin verimli biçimde kullanılmasını sağlayacak
talebi yaratmak.
3. Elverişli bir dağıtım sistemi kurup uygulamak.
Pazarlamacılar gelişen ve değişen çevresel koşullar bağlamında
pazarlama anlayışları, kavramları ve pazarlamada kullanılacak unsurlarla ilgili
birtakım tezler öne sürmektedirler. Gelecekte pazarlamacıların kullanacakları
öne sürülen pazarlama tezleri kısaca şu şekilde özetlenebilir:4
-
Yakın ilişkiler pazarlaması: Uzun vadeli kar ettirici müşterilere
yönelmek.
-
Müşterinin hayat boyu değeri: Her satışta bir kar yapmaktan,
müşterinin hayat boyu değerinin sağlanmasına yönelmek.
3
http://istanbul.tbd.org.tr/mmdbfiles/TBD/seminerdokumanlari/hizmet_pazarlamasi.ppt#22,
07.06.2006.
4
Kotler, Philip; Kotler ve Pazarlama, çev. Ayşe Özyağcılar, Sistem Yay., İstanbul, Ekim, 2000,
s.:27-28, akt. Müge Elden, Özkan Ulukök, Sinem Yeygel, Şimdi Reklamlar, İletişim Yay., İstanbul,
2005, s.:38.
10
-
Müşteri Hissesi: Pazarda bir hisseye odaklanmaktan, müşteri
hissesi kazanmak için odaklanmaya yönelmek.
-
Hedef Pazarlaması: Herkese satış yapmaktan, iyi belirlenmiş hedef
pazarlarına en iyi hizmeti sağlayan bir firma haline gelmek için
çalışmaya yönelmek.
-
Ferdileştirme (Kişiselleştirme): Hedef olarak seçilen pazarda, aynı
teklifi aynı şekilde herkese satmaktan, mesajları ve teklifleri
kişiselleştirmeye ve ısmarlama olarak gerçekleştirmeye yönelmek.
-
Müşteri veritabanı: Satış verisi toplamaktan, ferdi müşterilerin satın
alışları, tercihleri, demografileri ve sağladıkları karlar hakkında
zengin bir enformasyon veri deposu oluşturmaya yönelmek.
-
Bütünleştirilmiş Pazarlama İletişimi: Şirketler reklam veya satış
gücü
gibi
bir
iletişim
unsuruna
fazlasıyla
dayanmaktansa,
müşterilerine temas oldukları her ortamda istikrarlı bir marka imajı
sunmak için var olan pazarlama unsurlarının karışımına yönelme
çabası içine girmeyi tercih ederler.
-
Kanalların, ortaklar olarak düşünülmesi: Aracıları müşteriler olarak
düşünmektense, onları nihai müşterilere değer sunmakta olan
ortaklar olarak kabul etmeye yönelmeyi bir pazarlama anlayışı
olarak kabul edebilirler.
-
Her eleman bir pazarlayıcıdır: Pazarlamanın, sadece pazarlama,
satış ve müşteri destek birimi tarafından yapıldığını düşünmekten
ziyade, her elemanın müşteri odaklı olması gerektiğinin anlaşılması
şirket genelinde bir pazarlama felsefesi olarak kabul edilebilir.
-
Model Tabanlı karar verme işlemi: İçe doğan (gerçek olmayan
sezgilerden) veya birkaç zayıf veri yerine, kararları pazaryerinin
nasıl çalıştığını ortaya koyan modeller ve gerçekler üzerinde
inceleyip vermek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
11
Pazarlamanın gelişim sürecindeki değişimler pazarlama iletişimi
çabalarında modern pazarlamanın bir sonucu olan bütünleşik pazarlama
iletişimi kavramının da ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bütünleşik
pazarlama anlayışı sahip olduğu özellikleriyle pazarlamada yeni bir
yaklaşımdır. Bütünleşik pazarlama iletişiminde, pazarlama karması ve
örgütün ürettiği bütün mesajların, tutarlı ve sinerji yaratacak bir şekilde
planlanması, uygulanması ve ölçümlenmesi süreci olarak tanımlamak
mümkündür5. Amerikan Reklam Ajansları Birliği’nin tanımına göre bütünleşik
pazarlama iletişimi, bir diğer adıyla entegre pazarlama iletişimi; “Genel
reklam, doğrudan posta, doğrudan pazarlama, satış promosyon ve halkla
ilişkiler gibi çeşitli iletişim disiplinlerinin stratejik rollerini hesaplayan ve açık,
birbirini tamamlayan ve maksimum düzeyde bir iletişim etkisi yaratmak için
bu disiplinleri birleştiren kapsamlı bir planın artı değerini tanıyan pazarlama
iletişimi planı konsepti”dir.
Yukarıdaki
tanımların
ışığında
pazarlamanın
beşeri
faaliyetleri
kapsadığını, ihtiyaç ve isteklerin doyurulmasına yönelik olduğunu ve değişim
yoluyla bu faaliyetlerin amacına ulaştığını söyleyebiliriz. Bu çerçevede yine
söyleyebiliriz ki ikinci maddedeki “İşletmenin üretim kapasitesinin verimli
biçimde kullanılmasını sağlayacak talebi yaratmak.” ifadesi doğrudan
doğruya reklam kavramını işaret etmektedir. İşte reklamın, pazarlama
karmasının önemli bir elemanı olduğu bu noktada kanıtlanmaktadır.
Pazarlama yaklaşımı ve değişimler perspektifinden irdeleyecek olursak;
Söz
konusu
açıklamalardan
ve
tarihsel
gelişim
sürecindeki
değişimlerin etki alanına girmesi nedeniyle farklılaşan konumundan da
anlaşılabileceği üzere reklam hemen her dönem yeni bir ivme kazanmıştır.
Bu bağlamda da reklamın özü aynı kalmakla birlikte değişimlerin gündeme
getirdiği farklı görev ve sorumluluklar nedeniyle tanımlar da farklılaşmıştır.
5
Bozkurt, İzzet; İletişim Odaklı Pazarlama – tüketiciden müşteri yaratmak - , Kapital Medya,
İstanbul, 2005, s.79.
12
Günümüze dek reklam kavramı farklı bakış açılarıyla tanımlanmıştır.
Bu tanımların başlıcası tüketicilerin ve işletmelerin bakış açısıyla ele
alınandır. Dünden bugüne tüketici ve reklamveren perspektifinden sunulan
tanımlamalar dikkate alındığında işletmeler açısından reklam;
“Üretilen mal ve hizmetlerin tüketiciye duyurulması, pazarda yer alan
aynı tür mal ve hizmetlerin çokluğu yüzünden tüketicinin, o işletmenin ürettiği
mal veya hizmeti tercih etmesi için ikna edilmesi, ürüne olan ihtiyacın ve
talebin canlı tutulması açısından reklamın inkar edilemeyecek katkıları vardır.
Yine işletmeler açısından reklam, en elverişli pazarları bulmak konusunda
destek olan ve onların sermayelerini
eden bir araçtır.”
verimli alanlara yatırmalarını teşvik
6
“Tüketici gözüyle reklam ise; pazarda kendi ihtiyaçlarına cevap veren
binlerce ürün arasından kendi yararına en uygun ve rasyonel bir seçim
yapmasına yarayan bir araç olduğu gibi, çeşitli mal ve hizmetleri tanıtan, bu
mal ve hizmetleri nereden, nasıl, ne fiyatla sağlanabileceğini ve ne şekilde
kullanacağını tanımlayan, günümüz yaşam biçiminde zaman açısından
tüketiciye yardımcı olan bir yapıdadır.”7
“Jules Beckman ise reklamcılık için; “Herhangi bir mamule olan talep
çeşitli faktörlerin etkisi altındadır. Bu faktörleri tüketicinin gelirindeki düzey ve
değişiklikler, fiyatlar, bu mamullerin yerini alabilecek diğer mamullerin varlığı
ve maliyetleri, nüfus değişikliği, coğrafi şartlar, zevkler, din ve adaletler ve
reklamcılık olarak sıralayabiliriz”8 açıklamasında bulunmuştur.
Reklamın iletişim süreci olduğunu vurgulayan tanıma göre de; “Bir
mala ya da hizmete ilişkin bir iletiyi, sözlü ya da görüntülü olarak pazar
birimlerine sunmak için yapılan eylemlere reklam”9 denir. Bir diğer tanıma
göre ise reklam; tam zamanında ve yerinde ikna edici ve bilgilendirici
6
Bir- Maviş, 1998, s.17, akt. Kocabaş Füsun, Elden Müge, Reklamcılık, Kavramlar, Kararlar,
Kurumlar, İletişim Yay., İstanbul, 2004, s.13-14.
7
Füsun Kocabaş, Müge Elden; Reklamcılık, Kavramlar, Kararlar, Kurumlar, İletişim Yay.,
İstanbul, 2004, s.14.
8
Jules Beckman, 1972, s.20, akt. a.g.e. s.14.
9
http://stu.inonu.edu.tr/~nozakdag/cal.html , 20.04.2006.
13
mesajların firmalar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve kamu kurumlarının
ürünleri, hizmetleri, organizasyonları ve fikirleri hakkında izleyicileri ya da
hedef pazar üyelerini ikna etmek ve / veya bilgilendirmek için kitle iletişim
araçlarının herhangi birinde yerleştirmelerin veya düzenlemelerin satın
alınmasıdır.10 “Ömer Aşıcı’ya göre ise; “Reklam ya satın almanın sürekliliğini
ya da tüketicinin diğer bir mala kaymasını sağlamak konusunda tüketicilere
etki etme amacını güden işletme etkinliklerinin ek gider unsuru” biçiminde
tanımlanmıştır. Bu tanımda, diğerlerinden farklı olarak kullanmakta olduğu bir
malın veya hizmetin zihinde sürekli taze tutulabileceği, ayrıca tüketicinin bir
başka markaya yöneliminin de reklam yoluyla gerçekleştirilebileceği üzerinde
durulmuştur. Reklam aynı zamanda talep yaratma sanatı olarak da
tanımlanmaktadır. Ele aldığı mal ya da hizmetleri hoşa giden tarafları ile
tanıtarak kişilerde yeni gereksinimler yaratmayı, var olan gereksinimleri
kuvvetlendirmeyi amaçlar. Amerikan Pazarlama Birliği’nin reklam tanımı ise
şöyledir; “Bir malın, bir hizmetin veya fikrin bedeli verilerek ve bedelin kimin
tarafından ödendiği anlaşılacak biçimde yapılan ve yüz yüze satış dışında
kalan tanıtım etkinlikleridir”.11
Tüm bu tanımlardan hareketle reklamı diğer iletişim formlarından
farklılaştıran özellikler sıralanacak olursa reklam, pazarlama iletişiminin bir
öğesidir, reklamverenin pazarlama faaliyetleri içinde yer alır ve tüketiciye
doğru akan bir iletiler bütünüdür. Dolayısıyla reklam mesajlarında mal,
hizmet, vaat, ödül ve sorun çözme vardır. Reklamın, ikna etme sanatı olarak
tanımlanması dolayısıyla hedef kitlesinin üzerinde tutum ve davranış
değişiklerine yol açacak önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Ancak bu etkiyle
birlikte tüketiciyi bilgilendirdiği de gerçektir. Buna dayanarak reklamın bir
işlevinin de bilgilendirmek suretiyle etkilemek olduğunu söyleyebiliriz.
Reklamın bilgilendirme özelliği ise reklamı yapılan ürünün nitelikleri, işlevi,
kullanım şekli, satış yeri ve şekli, fiyatı, faydaları, hatta bazen zararlarının
10
Dictionary of Marketing Terms; http://www.marketingpower.com.live/mg-dictionary , 07.07.2004,
akt. Tayfur, Gıyasettin; Reklamcılık, Nobel Yay., 2004, s.:5.
11
http://stu.inonu.edu.tr/~nozakdag/cal.html , 20.04.2006.
14
(mecazi kullanımlar - bağımlılık yaratması gibi)
reklamda anlatılmasıyla
ortaya çıkmaktadır. Ancak işletmeler reklama ait tüm bu özellikleri, reklam
faaliyetleri karşılığında belirli bir ücret ödeyerek elde etmektedirler.
II) REKLAMIN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ
Kaynağı ilkel çağlardaki duvar yazılarına dayanan reklam, aslında
çalışmamızın ana konusunu oluşturan Açıkhava reklamlarının da kaynağını
açıklamaktadır. Buna dayanarak, reklamcılığın asıl temellerinin Açıkhava
reklamcılığıyla atıldığını söylemek yanlış olmaz. Fakat bu türden yapıtları
gerçek anlamıyla “reklam” olarak adlandırabilmemiz, insanlar arasında
alışverişin başladığı döneme rastlamaktadır. Bu anlamda “duvar yazıları”nın
yazıldığı dönemde alışverişin varlığından emin olabilseydik, diyebilirdik ki;
“Reklam, yazının icadıyla başlar”. Ne var ki bu koşullarda böyle bir yargıda
bulunmak çok da doğru olmayacaktır.
Dünyada bilinen en eski reklam
örneğinin,
dünyanın
en
eski
uzmanlık alanına ait olduğu ve bu
mantığın büyük bir ironi olduğu
resmin bulunduğu kaynakta ifade
edilmektedir.
mermere
Resimdeki
oyulmak
reklam
suretiyle
oluşturulmuştur ve yaklaşık 2000 yıl
önce
Efes
Antik
Kenti’nde
bir
genelev önündeki kaldırımda yer
almaktadır.
Reklamda
bir
yönü
işaret eden bir ayak izi, etrafındaki
şekillerle birlikte “yukarı doğru adım
at” mesajı vermektedir.
Şekil 112 – Bilinen en eski reklam örneği
12
http://www.rigneygraphics.com/lunchmeat/archive/05-02/05-02.php, 23.04.2006.
15
Tüm bu düşünce sistemine dayanarak “insanlar arasında değiş
tokuşun (trampa)nın başlaması ve reklam anlayışının doğması aynı tarihsel
sürece rastlamaktadır.”13 biçiminde bir mantık yürütmede bulunulabilir.
Günümüze kadar gelen Eski Mısır, Babil, Yunan ve Roma
kalıntılarında bazı reklam araçlarına rastlanmaktadır. M.Ö. 3000'li yıllar,
Sondape ve Frybyiarper gibi yazarlarca reklamcılığın başlangıç tarihi olarak
kabul edilir.
A. Dünyada Reklamın Tarihsel Gelişimi
M.Ö. 3000 yıllarında Eski Mısır’da kaçan bir esiri bulup getirene
mükafat vaat eden bir papirüs, esirlerin fiyat ve özellikleri kazınmış duvarlar,
Roma ve Yunan şehirlerinde meydan ve köşe başlarındaki taşlar üzerine
çeşitli
malların,
sirklerin,
gladyatör
yarışmalarının
ilanları
bunlardan
birkaçıdır.14 Ancak yine de bu örneklere gerçek anlamda reklam demek pek
de yerinde bir niteleme olmayacaktır. Ortaçağda ilkel örneklerini görmeye
başladığımız reklam, ticari reklam hatta ilan diyebileceğimiz bir yapıdadır.
Eski Roma’da ortaçağda gezici satıcılar sokaklarda, dükkan sahipleri de
dükkanlarının önlerinde mallarına müşteri bulabilmek amacıyla bağırırlardı.15
Böylece sesli spotlarla başlayan reklamcılık, marka ve amblemlerin
gelişmesi ile değişik ortamlara yönelmiştir: özellikle Ortaçağ esnaf loncaları
kalite kontrolü esasını benimseyince markalaşma şart olmuştur. Osnabrück
dokuma
imalatçısı
kalite
kontrolü
sayesinde
diğer
Westphalia
dokumacılarından % 20 yüksek fiyatla satış yapabiliyordu. Tabii ki malın ayırt
edilebilmesi için de bir işaret koymak zorunda idi. İmalatın merkezileşmesi ve
nakliyecilikte
gelişme
sayesinde
çeşitli
malların
çok
uzaklardan
getirilebilmesi, farklılaştırmayı sonraki dönemlerde bariz biçimde öne
çıkarmıştır. Eskiçağ ve Ortaçağ Avrupası’nda işaretler sembolikti. Romalı bir
13
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.17.
Ünsal, 1984, s.20, akt. Kocabaş, Elden; a.g.e., s.17.
15
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.17.
14
16
sütçünün işareti keçi, fırıncınınki ise değirmeni hatırlatması nedeni ile katır
idi. Dayak yiyen bir çocuk okulu temsil ediyordu. Ortaçağ İngilteresi’nde han
kapılarına armalar asılı idi, Londra gemi üreticileri, direklerine amblem olarak
çubuk içen Hintli figürünü işliyorlardı.16 Yine Eski Mısır’da cadde üzerinde
aynı reklama rastlanması, bugün de kullanılan tekrarlama sisteminin o
zamanlardan düşünüldüğünün göstergesidir.
Ancak matbaanın 1450 yılında Johannes Gutenberg tarafından icat
edilmesiyle reklam, bugün algıladığımız biçimde, kitle iletişimiyle birlikte
varolmuştur. Matbaanın bulunuşundan 30 yıl sonra İngiltere’de bir matbaacı
bastığı kitapların pazarlanması sorunuyla karşılaşınca, 1480’de ilk duvar afişi
Londra’da bir kilise kapısına asıldı ve sonrasında bu afiş, William Caxlon’un
rahipler için hazırladığı “The Pyes of Salisbury Use” adlı kitabının tanıtımı için
kullanılmıştır.17 Bu uygulama reklamcılık tarihinin ilk basılı reklam ortamı
örneği olarak kabul edilmiş ve böylece sonraki yıllarda diğer Avrupa
ülkelerinde de yayınlanmaya başlayan gazeteler birer reklam ortamı olarak
gelişmeye başlamıştır.
Derebeylikler döneminde, İngiltere’de de ilk olarak oteller kendilerini
tanıtmak amacıyla duvarlarına
ilgi çekici ve herkesçe algılanabilecek
resimler ve işaretler yapmış ve bu yolla da daha çok müşteri çekmeye
çalışmışlardır. Reklamcılığı düzenleyen yasalara ise yine ilk kez İngiltere’de
rastlanmaktadır. 1614 tarihinde reklamcılığı düzenleyen kurallar hazırlanmış
ve başta otellerin bu uygulamaları ile birçok reklamcılık uygulamasına
sınırlamalar getirilmiştir. İlk yasa ise tabelaların, binalardan en fazla iki buçuk
metre taşması ve ata binen insanların rahatlıkla görebileceği yükseklikte
olmasıdır. İlk gazete ilanı olarak kabul edilen “gizemli ilacın faydaları” reklamı
ise, 1925 yılında Almanya’da bir haber broşüründe basılmıştır.
1600’lü yılların başlarında İngiltere’de reklamcılık yeni yeni baş
göstermekteydi. Nicholas Bourne ve Thomas Archer, ilki 1622’de yayınlanan
16
17
http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=4353 01.05.2006.
http://grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=224, 23.04.2006.
17
The New gazetesinin kurucularıdır. Reklam tarihçisi Henry Sampsen’e göre;
ilk gazete ilanları 1650 yılında görülmüştür. Bu ilan, çalınan atların geri
getirilmesi durumunda ödül vaat eden bir ilandır. Bir diğer tarihçi Frank
Pressberry ise ilk ilanın Mercurius Britannicus’ta 1625’te görülen kitap
reklamı olduğunu iddia etmektedir. Thomas Russel ve W Ronald Lane ise
1996 yılında yayınladıkları kitapta ilk ilanın bir İngiliz gazetesindeki kahve
reklamı olduğunu ileri sürmektedirler. 1650 yılında ise İngiliz gazetelerinde
çay, kahve ve çikolata reklamları en üst seviyeye ulaşmıştır. 1652’de kahve,
1657’de çikolata, 1658’de ise çay reklamları dikkati çekmektedir. 19. yüzyıla
ait bir İngiliz reklamcılık başvuru kitabında
o dönemin özellikleri şöyle
anlatılmıştır18:
“Londra’nın çarşı bölgesinde pek çok tüccar tabelaların yanı sıra,
ticarethanelerin bakır ya da pirinçten simgeleştirilmiş armalarını taşıyan
semboller de belirmişti. Bu semboller, eşyalarla değiştirilebilir, para değerinde
biletleri temsil ediyorlardı. Özellikle taverna sembolleri en çok rastlananlardı.
Tam bir reklam aracı oluşturmaktaydılar ve daha sonra girişken firmalar ya
da gazete sahipleri tarafından örnek alındılar. Bunlar şirketlerinin ya da
yayınlarının isimlerini yarım ya da bir penilik sikkelerin üzerine kazıtıyorlardı.
Bu uygulama krallığın paraları üzerindeki damgaları sildiği
için yasalara
aykırıydı.
Doğal olarak reklamın ilk şekli “zil çalan” ya da “tellal” tarafından icra
edilen biçimiydi. Bunlar, çarşılarda ve halkın toplu olduğu alanlarda bazı
kişilerin nadir ya da yeni gelmiş mallarını ilan ederlerdi. Bu bilgiler geniş tek
yaprak ya da küçük dört sayfalık yayınlarda yer almaya başladıklarında
metinler aynen tellalların sözlerine benziyordu.”
Her halükarda 17. yy’ın, yeni bir medya olan basının doğuşu ile
modern reklamcılığa ilk adımın atıldığı devir olduğu söylenebilir19.
Ancak
18
Koloğlu, Orhan; Reklamcılığımızın İlk Yüzyılı 1840 – 1940, Reklamcılar Derneği, 1999, İstanbul,
s.: 6.
19
http://grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=224, 23.04.2006.
18
reklam ortamı olarak gazetelerin kullanılmaya başlaması diğer reklam
ortamlarının giderek saf dışı kalmasına yol açmıştır.
“Montague dükü, halkın reklam vasıtasıyla her şeye inandırabileceğini
savunan İngiliz asillerinden biridir. Dük, arkadaşı Lord Chesterfield ile bu
konuda bahse tutuşur. "Tiyatroda bir adam. Yalnız bastonu ile bir orkestranın
çalabileceği bir parça çalacak ve alelade bir şarap şişesine girerek şarkı
söyleyecektir." şeklinde bir ilan ile halkı kandırabileceğini iddia eder. Lord
Chesterfield tam tersini düşünmektedir. 1849 da bu ilan birkaç Londra
gazetesinde yayınlanmıştır. Montague dükü haklı çıkmıştır, bina kalabalıktan
sıkışmıştır, hayal kırıklığına uğrayıp bu şakadan hoşlanmayan halk tiyatroyu
yerle bir etmiştir. Aynı yıllarda Amerika'da bir reklamcı faaliyetteydi:
Paratoneri icat eden ve fizik tarihine adını yazdıran Benjamin Franklin,
reklamcılık ve halkla ilişkilerde gerekli bütün özelliklere yaradılıştan sahip bir
kişiydi. 1729 da Pennsylvania Gazette'in ilk sayısında baş makalenin üstünde
ilk sabun ilanını yerleştirmiştir. 1864'de bir biografist, Franklin için şunları
yazmaktadır; "Franklin reklamcılığın ana prensiplerini vaazeden, ilancılığı bir
lokomotif
olarak
kullanan
adamdır.
Biz
şimdi
onun
sistemlerini
kullanıyoruz."20
Amerika’da, Amerikan iç savaşı sonrasında iş hayatındaki gelişmeler,
el işçiliğinden makine çağına geçisi sağlarken, pazarlama, haberleşme ve
reklamcılık da kendilerine geniş bir uygulama alanı bulmuştur. 1875 – 1905
yılları arasında büyük kentlerin doğuşu, demiryolunun Amerika’yı baştan
başa sarması, reklamcılığın hızla gelişmesine yol açmıştır.21 1890larda
reklam ajansları örgütlenmeye başlamıştır.
Açıkhava reklamcılığının popüler olması ise 1789 Fransız İhtilali'nden
sonraki dönemlere rastlar. Posterlerin, reklam aracından çok bir propaganda
aracına dönüşmesinin bu popülaritede katkısı çok fazladır. Aynı dönemde
Fransız ressamları Manet ve Toulouse-Lautrec açıkhava reklamcılığı için
20
http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=4353 01.05.2006.
Akbulut, Nesrin Tan - Balkaş, Elif Eda; Adım Adım Reklam Üretimi, Beta Yay., İstanbul, 2006,
s.: 23.
21
19
tablolar yapmışlardır.22 Fransa
açıkhava reklamcılığı alanında önemli bir
adım atmıştır. Bugün açıkhava reklamcılığında son derece büyük bir öneme
sahip olan otobüs duraklarına reklam verilmesi fikri Fransa’da ortaya atılmış
ve uygulanmıştır. C. Mitchell’in bir sanat olarak ilan ettiği reklamcılık, 19.
yüzyılın ilk yarısında özellikle resmin kullanılmasıyla yeni bir aşama
kaydetmiştir.23
Reklamcılığın anavatanı olarak kabul edilen ABD’de ise, reklamcılığın
ilk
örnekleri,
taverna
ve
otellerin
çevrelerine
yerleştirilen
açıkhava
reklamlarıdır. Avrupa’da olduğu gibi ABD’de reklamcılığın gelişimi, bir medya
olarak gazetelerin yaygınlaştırılmasıyla paralellik göstermektedir. 1704’te
yayınlanmaya başlanan Boston News Letter’da yer alan bir emlakçı ile ilgili
ilan, bu ülkede yayınlanan ilk basılı reklamdır.24 ABD’de aynı zamanda
açıkhava reklamcılığının gelişimi ve kurumsallaşması bağlamında dünyadaki
en aktif ülkedir. Bu çerçevede ABD’nin açıkhava reklamcılığı konusunda
tarihi bir öneme sahip olduğu görülmektedir ve ABD’de açıkhava reklamcılığı
ile ilgili olarak yapılan çalışmalar şöyledir:25
Amerikan İç Savaşı yıllarında açıkhava posterleri yaygın olarak
kullanılmış ve en etkili propaganda aracı olmuştur. 1835 yılında Amerika’da
yaklaşık 5 m2 boyutunda tasarlanan açıkhava posteri, bir sirk reklamı için
kullanılmıştır. 1850 yılında ilk Açıkhava reklamları demiryolu çevrelerinde
kullanılmıştır. 1872 yılında Kuzey Amerika’da St. Louis’de “Uluslararası İlan
Yasaları Kurumu” (International Bill Posters Association of North America)
kurulmuştur. Sonradan adı Amerika Açıkhava Reklamcılığı Kurumu (Outdoor
Advertising Association of America) olarak değiştirilen Amerika ve Kanada
İlan Yasaları Kurumu ise 1891 yılında Chicago’da kurulmuştur. Kurumun
amaçları: 26
22
http://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=1497 , 04.07.2005.
Koloğlu; a.g.e., s.:11.
24
Acıman, Eli; Reklamcılığın Tarihsel Gelişimi ve Reklamcılık Mesleği, AÜAÖF Yay., 1998,
s:.10, akt. Akbulut, Balkaş; a.g.e., s.21.
25
http://www.oaaa.org/outdoor/sales/history.asp, 23.04.2006.
26
http://www.oaaa.org/outdoor/sales/history.asp, 23.04.2006.
23
20
- Açıkhava ilanlarının hedef kitlesi tarafından daha iyi algılanmasını
sağlamak.
- Yurt çapında genişleyerek üye kuruluşların koordinasyonunu sağlamak.
- Kökleşmiş endüstri devlerinin etik sorunlarını çözümlemeyi sürdürmek.
İlk
Eyalet
İlan
Yasası
Kurumu
1871
yılında
Michigan’da
oluşturulmuştur ve ardından 1891 yılında Indiana, New York, Minnesota,
Ohio ve Wisconsin eyaletlerinde de Eyalet İlan Yasası Kurumları
yapılanmıştır. 1900lerde Amerika’da Billboard Yapı Standardı tasarlanmıştır.
1913 yılında da endüstri bağışlarıyla yerel hizmet reklamcılığını teşvik etmek
amacıyla bir eğitim kurumu kurmuştur. 1915 yılında açıkhava reklamcılığının,
reklam ajanslarının, ajans müşterilerinin açıkhava reklamcılığıyla ilgili
ihtiyaçlarına cevap vermek ve düzenli olarak açıkhava reklamlarının
sektördeki sonuçlarını izlemek amacıyla Ulusal Açıkhava Reklamcılık Dairesi
(The National Outdoor Advertising Bureau - NOAB) kurulmuştur.
Modern anlamda açıkhava reklamcılığı ise 1930'lu yıllarda, otomobilin,
nüfusun büyük bir bölümü için standart ulaşım aracı olmasıyla ortaya
çıkmıştır. Bunun yanı sıra basım tekniklerindeki ilerlemeler ve reklam
endüstrisinin gelişmesi de açıkhava reklamcılığı açısından çok büyük bir
kazanç olmuştur. Amerika'da kurulan "Outdoor Advertising Association of
America" (OAAA) bu konuda belirli formatların ve standartların ortaya
çıkmasında katkıda bulunan ilk kuruluştur. 1931 yılında ise Açıkhava
Reklamcılık Kurumu (Outdoor Advertising, Inc.) (OAI) açıkhava reklamcılığını
benimsetmek
amacıyla
oluşturulmuştur.
(Kurum
sonraları
Outdoor
Advertising Association of America (OAAA) ile birleşmiştir.) 1925 yılında İlan
Reklamcılığı Kurumu ve Resimli Açıkhava (Poster) Reklamları Kurumu ilan
ve posterlere ilişkin her şeyi tek bir noktada toplamak amacıyla birleşerek
Amerika Açıkhava Reklamcılığı Kurumuna dönüşmüştür. 20. yy ortalarında
Açıkhava Reklamcılığı Endüstrisi, Bankalar Birliği’nce kabul görmüştür.
Böylece New York Açıkhava Reklamcılığı Kurumu New York Borsası’nda
işlem görmeye başlamıştır.
21
1925 yılında açıkhava reklam firmaları ilk büyük birleşimi oluşturarak
piyasada yer aldı. Falton Grup ve Cusack Co. birleşerek Genel Açıkhava
Reklamcıları Birliği’ni (General Outdoor Advertising Company - GOA)
kurmuştur. Yine Amerika'da kurulan ve insanların yolda arabalarıyla
ilerlerken gördükleri açıkhava reklamlarına ne kadar ilgi gösterdiklerini takip
eden bir kuruluş olan "Traffic Audit Bureau for Media Measurement" (TAB)
1934 yılında kurulan ve bu konuda önde gelen kuruluşlardandır.
1958 yılında A.B.D. Meclisi’nden geçen ilk federal yasayla birlikte, her
eyalet kendi sınırları içindeki yollar boyunca yer alan billboardlarda iradi
kontrol yetkisi elde etmiştir. Eyaletlere sınırları içindeki ilanlarını kontrol
yetkisi verilmesi, eyaletler için büyük bir kazanımdır. Bu nedenle yasa “Bonus
Act” (Ödül Yasası) olarak adlandırılmaktadır.
1962 yılında Fransız Açıkhava Kurumu (French Outdoor Company JCDecaux) otobüs duraklarına reklam verilmesi fikrini ilk kez ortaya atan
kurumdur. Bu sayede belediyelere herhangi bir maliyet getirmeksizin insanlar
tarafından en çok kullanılan yerlerde duraklar inşa edilmiştir. Böylece
durakların bakımının da bedelsiz yapılması sağlanmıştır.
22 Ekim 1965 tarihinde Başkan Johnson tarafından Highway
Beautification Act (Karayolları Güzelleştirmesi Yasası) imzalanmıştır. Yasa,
eyalet içi açıkhava reklamlarının kontrol edilmesine, sanayi ve endüstriyel
alanlarda karayollarına açıkhava reklamları bazında sınırlamalar (reklamların
şekli, boyutu, ışıklandırılması, boşluk standardı, yasalara uygun yerlere
konması v.s.) getirmiştir. 1972 yılında radyo ve televizyon yayınlarında tütün
reklamları yasaklanmıştır. Bu nedenle bu tür ürünler için açıkhava ortamları
oldukça önemli bir ortam haline gelmiştir.
1975 yılında Açıkhava Reklamcılık Enstitüsü (IOA – sonradan OAAA
adını almıştır) açıkhava reklamlarının etkinliğini ölçmeye yönelik bir
kampanya başlatmıştır. O yıl “Miss America” seçilen Shirley Cochran bütün
ülkede billboardlarda ismiyle yer almıştır ve kampanya sonrasında Cochran
isminin bilinirliği %94 düzeyine ulaşmıştır.
22
Dahası 1970’lerde bir grup billboard şirketi komisyonunun teknolojik
çalışmaları sonucunda, ilanların bilgisayar ortamında hazırlanması gündeme
gelmiştir. Vinil üzerine bilgisayar baskısı Metromedia Technologies ve
Computer Image Systems tarafından geliştirilmiştir. 1990’lara kadar genellikle
elde boyamayla hazırlanan açıkhava reklamları 1990’lardan bugüne büyük
oranda bilgisayar ortamında hazırlanmaya başlamıştır.
1990 yılında California Eyaleti açıkhava ortamlarını, eyaleti sınırları
içindeki tütün karşıtı kampanyalar için kullanmıştır. OAAA 18 yaşın altındaki
çocuklara satılamayan ürün ve hizmetlerin
sınırlandırmalar
getirmiştir.
1999
yılında
mesajlarının yerleşimlerine
tütün
reklamları
açıkhava
ortamlarında tamamen yasaklanmıştır.
Tüm bu verilere dayanarak Amerika’nın reklamcılık tarihinde son
derece önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Amerika’daki
açıkhava reklamcılığı çalışmalarının büyük oranda prosedüre yönelik olduğu
ve açıkhava reklamlarının denetimlerinin sağlanmasında ABD’de önemli
adımlar atıldığı görülmektedir. Açıkhava reklamcılığıyla ilgili olarak ABD’de
kurulan kuruluşlar, reklamlarının etkinliğini artırmadan, denetimini sağlamaya
kadar pek çok görev üstlenmişlerdir. Bir diğer yandan ABD’nin teknolojik
anlamda reklamcılık dünyasına büyük kolaylıklar sağlayacak gelişmeler
gösterdiği de gerçektir. Bunların başında bilgisayar mucizesini reklam
dünyasına kazandırması gelmektedir. Halen ülkede, reklamın etkinliğinin
artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir.
Pazarlama dünyasındaki
gelişmelere bağlı olarak reklamcılığın
dünyadaki gelişimi elbette ülkemizde de bir takım gelişme ve değişmelere yol
açmıştır. Ancak Türkiye’de reklamcılığın tarihi, gelişmiş dünya ülkelerine göre
biraz daha geç oluşmaya başlamıştır.
23
B. Türkiye’de Reklamın Tarihsel Gelişimi
Türkiye’de de reklamcılık,
tıpkı diğer ülkelerdeki gibi ülkedeki
ekonomik ve siyasi gelişmelere paralel olarak ilerlemiştir. İlk basın reklamı
1864 yılında Tercüman’ı Ahval’de bir ilan şeklinde yayınlanmıştır.
İlk reklam çalışmaları bu bağlamda, Balkan Savaşı’ndan önce
İstanbul’da David Samanon tarafından başlatılmıştır. Türkiye’nin ilk reklam
ajansı olan İlancılık Reklam Ajansı’nın ortağı ve yönetim kurulu başkan
yardımcısı olan Yakup Barouh, İlancılık’ın kuruluş öyküsünü anlatırken,
reklamcılığın geçmiş yüzyılına ve geleceğine dair izlenimlerine de yer
vermektedir:27
"Türkiye’nin ilk reklam ajansı olan İlancılık’ın temelleri 1909 yılında
atıldı. Fikirlerin oluşması ve Türkiye’de ilk kez bir reklam ajansı kurma
hayalinin gerçeğe dönüşmesi bu yıla rastlasa da, savaşlar, krizler derken
ajansın tam faaliyetlerini yoğunlaştırması 1919’u buldu. Kahire’deki ajans
müdürlüğünü
bırakıp
İstanbul’a
gelen
Ernest
Hoffer,
İlancılık’ın
kurucularından David Samanon ve sektörde tecrübeli Jak Hulli bir araya
gelip, savaştan yara almış İlancılık’ı yeniden canlandırdılar. Böylelikle üç
ortaklı bir ajans kuruldu. İlancılık’ın bugünkü Yönetim Kurulu Başkanı İzidor
Barouh’un ajansa katılması ise 1932 yılında oldu. “
Barouh’un sözünü ettiği savaş 1914 yılı l. Dünya Savaşıdır ve
Kahire’de sözü edilen ajans ise ünlü Havas Ajansı’dır. 1919’da Jak Hulli’nin
katılmasıyla Ankara Caddesi Kahramanzade Hanı’nda Hoffer Samanon ve
Hulli İlanat Acentesi adını alarak faaliyet devam eder. Türkiye’nin ilk
telefonlarından 94 ve 95 numaralarına sahip olan bu ajans, şirketin reklam
sloganını da bu telefonlara bağlı olarak türetmiştir. Hoffer, Samamon ve Hulli
îlanat Acentesi ilk olarak sütun-santim kavramını Türk reklam sektörüne
getirmiştir.” 28
27
28
http://www.insankaynaklari.com/CN/ContentBody004.asp?BodyID=1489, 12.05.2006.
Hazar Volga EKİZ, http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=4353, 01.05.2006.
24
Bu ajans daha sonra Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Kemal
Sahir Sel’in de ortak olmasıyla 1950 yılına kadar faaliyetini sürdürmüştür.
Musevi kökenli Türk vatandaşı olan Eli Acıman ve Şen Şapka (bugünkü
Vakko) şirketinin sahibi Vitali Hakko ve Ermeni asıllı Mario Began’ın 1944
yılında kurduğu “Faal Reklam Ajansı” sektör içinde hızla büyümüş ve Türk
Reklamcılık sektörünün bugünkü dev şirketi “Manajans”ı oluşturmuştur.29
Okur - yazarlığı henüz yüzde beşten az, üretim ve tüketimin minimum
düzeyde olduğu bir toplumda reklamcılar, Avrupa’nın oldukça gelişmiş
reklamcılık yöntemlerini hemen kullanarak işe başlamamışlardır. Eğer öyle
yapsalardı, bu çok büyük bir hata olurdu.
"İlk resimli ilan" da 1842’de Avrupa malı bir nasır ilacı için çıkmıştır.
1860’da ilk özel fikir gazetesi olan Tercüman-ı Ahval ile yeni bir dönem
başlamıştır. Bundan bir yıl sonra da Şinasi’nin Tasvir-i Efkar’ı ikinci gazete
olarak yayın hayatına girmiştir. Tercüman-ı Ahval 1860-1866’yı kapsayan 6
yıl süresince, yılda ortalama 130’dan 790 sayı yayınlanmıştır. İlan basıma
alınacak bedeli gazete başlığının altında açıklamak gelenekleşmiştir. Ancak
1880’e kadar, bu tür gazeteler daha çok kitap ilanlarına yer vermişlerdir.
Ticari nitelikte gazetelerde ise dikiş makinesi, türlü ilaç ve doktor ilanlarının
arttığı görülmektedir.
1865-1875 yılları arasında sayısız gazete çıkmış ve batmıştır.
Gazeteler hiç bir teknik gelişim kaydetmedikleri gibi, rekabet nedeniyle
fiyatlarını
düşürmek
zorunda
kalmışlar,
buna
rağmen
tirajlarını
artıramamışlardı. Romanları ve halk dilinde kaleme aldığı yazılarıyla büyük
sempati toplayan Ahmet Mithat Efendi 1878’de Tercüman-ı Hakikat’i
yayınlamaya başladı. Böylece bir Gazete Okuyucusu sınıf teşekkülünde ilk
adım atılmış oldu. 1891 de Servet-i Fünün, 1896 da İkdam’ın yayına girişiyle
gözle görülür bir gelişim başlamıştır. Servet-i Fünün 5 yıl içinde tirajını
700’den 1700’e çıkarmayı başarmıştır. O sıralarda yayınlanmakta olan
29
Çetinkaya, Yalçın; Reklamcılık, Ağaç Yay., İstanbul, 1992, s.:43.
25
İkdam, Tarik, Tercüman, Sabah ve Saadet adlı 5 gazetenin toplam tirajları
8.000 civarında idi. Servet-i Fünun dergisinde 1896’ya kadar ilan görülmez.
1800lü yılların sonlarına kadar yayınlanan ilanlar hep Avrupa
kökenlidir. Henüz yerli üretim için kampanya yoktur. Ama sayıları giderek
artan Avrupa ilaçlarına karşı ilk yerli ilacın tanıtımına da rastlanmaktadır.
Böylece yavaş yavaş yerli ürünlerin kendilerini gösterme çabasına giriştiğini
görülmektedir. Bu arada ilanların alınışının daha sistemleştirildiği de fark
edilmektedir. Basiret Gazetesi, ilan kaç defa tekrarlanacaksa altına o sayıyı
koymakta ve her kullanışta sayıyı azaltarak bire kadar indirmekteydi.
Gerçek ilerleme ise, Abdülhamit’in saltanatı sırasında 1880’de
başlamıştır. O yıl Rafael Cervati’nin fikri ile gerçekleştirilen Osmanlı Ticaret
ve Sanayi Rehberi, hem Avrupa’dan hem de ülke içinden ilanlar toplayarak
yepyeni bir girişim başlatmıştır. Fransızca olan kitabın yayıncısı Cervati
Biraderler ve Fatzea firması "komisyonculuk, temsilcilik, ticari istihbarat"ın
yanı sıra "yerli ve yabancı ilancılık" işlerini de üstlendiğini açıklamakla, ülkede
reklam acenteliği mesleğinde ilk sistemli çalışan kurum olmuştur. İşin ilginç
yanı, her yıl olmasa da sık sık zenginleştirilerek yayınlanan bu rehberde,
Sultan’ın tuğrasını taşıyan ilanların bolca yer almasıdır. Saraya eşya ya da
hizmet sağlayan kişi ya da kurumlara ait bu ilanlar, saltanatın itibarına çok
düşkün olan Sultan’ın ismi ve armasının ilanlarda kullanılmasına karşı
çıkmadığını göstermektedir. Bu destek sayesinde olmalı ki, 1907’de bir
Fransız yayını İstanbul’da yayıncılığın Avrupa düzeyine erişmiş olduğunu ileri
sürecektir. Mali kazanç açısından bu iddia abartılı da olsa, sunuş ve resim
kullanma açısından hayli ilerleme kaydedildiği bir gerçektir. 1904’te yeni bir
reklam şirketi belirmiştir: "İstanbul İlan Acentesi ve Komisyon îdaresi".30
Bugün promosyon adıyla andığımız girişim, ilk kez 1870’de Hadika
(Bahçe) Dergisi’nin abonelerine çiçek tohumu ve fidan dağıtmasıyla
başlamıştır, ama gerçek gelişmesine bu yıllarda ulaşır. Nitekim en çok tüketilen mallardan sigara kağıdı tüccarları da promosyonlu rekabete
30
Ekiz, a.g.m
26
başlamıştır. Böylece Abdülhamit dönemi, reklamcılığın meslekleşmesi
yönünde ileri adımlar atılırken, ilan-reklam farkının da anlaşılmaya başlandığı
yıllar olmuştur. Bu dönemde ilk kez el ve duvar ilanları da belirmeye
başlamıştır. Yazılar kısalmış, başlıklar ve resim kullanımı artmıştır. Elbiseli ya
da başı açık Avrupalı kadın resimleri -elle çizim- rahatça kullanılmıştır. İlk kez
fotoğraf kullanımına da bu sürede rastlanmıştır. Çerçeve kullanarak başlığı
yan koyarak dikkat çekme çabaları da belirmiştir. Hedef kitleyi ikna
açısından, eskiden hep Avrupalı tanık göstermek adet iken, yerli tanık ve
övgücü kullanmak da bu dönemde başlamıştır.
1908 Meşrutiyeti ile gelen basın özgürlüğü gazete reklamcılığının
yaygınlaşmasına neden olmuş, 1909 yılında ilancılık Kolektif Şirketi
kurulmuştur. Dönemin mesleki açıdan yenilikleri şunlardır:31
- Başlıklar için hattat kullanımının artması, dikkat çekmek için ilanı yan
yerleştirmeye çok başvurulması kurumların daha çok ilan kampanyasına
başvurması.
- En önemli yenilikler ise, duvar ilanı uygulamasının yaygınlaşmaya
başlaması olmuştur.
- İlancılık mesleği konusunda gazetelerde en çok haber ve makaleye
rastlanan 1880-1908 yıllarında Amerikan türü sansasyona dayalı ilanlara bol
bol övgü vardır. Ama asıl önemlisi, eskinin aksine yerli üretim ve hizmet
ilanlarında büyük bir artışın görülmesidir.
“1840 yılında ilk sayısında "İlanat" başlıklı sütunuyla Ceride-i Havadis
Gazetesi yepyeni bir mesleği başlatmış olmuştur, ama tellallar aracılığıyla
sürdürülen hem ticari hem de siyasi amaçlı "sözlü ilan" geleneği, 20. yüzyılın
ilk çeyreğinde de halen sürmektedir. 21 Ekim 1860’da yayın hayatına
başlayan, Tercüman-ı Ahval’da da ilanlar büyük yer tutmuştur. Bu
gazetelerde yer alan ilk reklamlar, duyuru niteliğindedir. Ya satılık bir arsa
31
Ekiz, a.g.m.
27
veya ev, ya da bir kitabın çıktığına ilişkin duyurulardı.”32 Türk Basınında ilk
resimli ilan 1864 de Tercüman-ı Ahval’de iki gün üst üste yayımlanan Loton
Ciznel müessesesine ait demir eşya ve makine reklamı olmuştur.
“Cumhuriyet’in ilanıyla özellikle 1924 yılından sonra gazetecilikle
birlikte reklamcılık sektörü de gelişmeye başlamıştır. Bunda, Ford ve Bayer
firmlarının giriştikleri sürekli ve programlı reklam faaliyetleri etkili olmuştur.
Yerli firmalar da basına reklam vermeye başlamışlardır. 1928 Harf Devrimi
sırasında reklamcılık kısa bir dönem durgunluğa girdiyse de bu dönem uzun
sürmemiştir. 1930lu yıllarda gazete tirajlarında ve aldıkları reklamlarda hızlı
bir artış olmuştur.”33
“1940’lardan sonra, okuma yazma oranının artmasıyla gazete satışları
artmış, bu da reklamcılığın canlanmasına yol açmıştır. 1950li yıllara kadar
sanayi girişimlerinin büyük bir bölümünün devletin tekelinde bulunması,
reklama duyulan ihtiyacın sınırlı kalmasına yol açmıştır. Reklamcılığın
Türkiye’de ekonomik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi haline gelişi, çok partili
yönetimle
başlayan
(1950)
ekonomide
yaygınlaşmasından sonra olmuştur.”34
liberalizmin
etkilerinin
“Bu devre, 1957 ile 1961 arası,
reklamcılar için en karanlık yıllar olarak anılmaktadır. 27.11.1957 tarihli
Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gazete ve Dergilere ilan verme hakkı
sadece
Resmi
İlanlar
Şirketi’ne
tanınmakta,
böylece
ajanslar
ve
prodüktörlerin yayın organlarıyla doğrudan doğruya temas imkanı kalkmış
olmaktaydı. Bunda, o günkü hükümetin, düştüğü politik buhran içinde, özgür
basını maddi zorlamalarla kontrolüne alma amacı açıkça görülmektedir.
Neyse ki bu durum uzun sürmemiştir. 1960 devrimi ertesinde 7.1.1961
tarihinde yürürlüğe giren 195 sayılı kanunla Basın ilan Kurumu teşkil edilmiştir ve sadece ‘Resmi ilanlar ve yabancı menşe’li reklamlar bu kurum
32
Tayfur; Reklamcılık, a.g.e., s.:8.
Akbulut, Balkaş; a.g.e, s.: 27.
34
Tayfur, a.g.e., s.: 8.
33
28
kanalıyla yayınlanabilir.’ kararı ile bütün ilan ve reklamlar serbest
bırakılmıştır.”35
Türkiye’de 1971 yılında reklamcılar sektördeki ilk örgütlenmeyi
başlatarak Türkiye Reklam Ajansları Birliği’ni kurmuşlardır. Reklamcılık
alanındaki en önemli gelişme, televizyonda reklam yayınlarının başlamasıdır.
Televizyon reklamcılığı 1973 yılında reklamsız yayın yaparak hayatımıza
giren TRT televizyonunun ani bir kararla 2 Mart 1972 tarihinden itibaren
reklam kabul etmeye başlamasıyla gelişmiştir.36 Bu anlamda Aydın Ziya
Özgür’ün belirttiği gibi37; “Türkiye’de televizyonun reklam medyası olarak
kullanımı 3 Mart 1972’dir.” 1980’li yıllarda televizyon hızla hemen hemen her
eve girmeye başlamıştır ve Batı bölgelerinde bu oran %90’lara ulaşmıştır.
1983 yılında renkli televizyon teknolojisine geçilmesiyle birlikte ise televizyon
daha da büyük bir önem kazanmıştır.
Türkiye’de reklamcılığın gelişim sürecini tamamlamaya başlaması ise
1985
yılına
rastlamaktadır.
Bu
dönemde
yabancı
reklam
şirketleri,
Türkiye’deki reklam ajanslarıyla ortaklık kurarak, pazara girmek istemişlerdir.
1974 yılında Pars Reklam Ajansı yabancı reklamcılarla ilk işbirliğini başlatmış
ve daha sonra da ortaklığa gitmiştir.38
1990lı yıllardan itibaren ise dijital teknolojilerin ortaya çıkmaya
başlamasıyla birlikte, reklamcılık farklı bir yöne girmiş, internet, e-posta gibi
farklı reklam ortamları gündeme gelmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde ise
internetin, reklam dünyasında ana ortam olma yolunda hızla ilerlediği
görülmektedir.
Türkiye’nin açıkhava reklamcılığı ile tanışması ise 2. Meşrutiyet
Dönemi’nde duvar afişleri ile olmuştur. Afişler, zamanla yerini reklamın daha
derli toplu bir şekilde sunulduğu billboardlara bırakmıştır. Başlarda ilgi çekici
çalışmalar olarak görülen billboardlar da daha sonra işin iyice abartılıp boş
35
Ekiz, a.g.m.
Akbulut, Balkaş; a.g.e., s.:28.
37
Özgür, Aydın Ziya, Televizyon Reklamcılığı, Der Yay., İstanbul, 1994, s.:6.
38
Akbulut, Balkaş; a.g.e., s.:28.
36
29
bulunan her noktaya dikilmeleri nedeniyle etkinliklerini kaybetmişlerdir.
Günümüzde ise açıkhava reklam araçları arasında dev raketler, bina dışı
uygulamalar, sinema salonları, alışveriş merkezleri, market içi, kasa önleri,
metro istasyonları, kaldırımların üstü, tuvaletler, dev ekranlar ve hatta
otoyollar bulunmaktadır.
“Türkiye’de açıkhava reklam sektöründe faaliyet gösteren firma
temsilcilerini bir çatı altında toplamak, üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak,
sektörün sorunlarına çözümler bulmak, açıkhava reklam sektörünü resmi ve
kamu dairelerinde, yurt dışında temsil etmek, Türkiye açıkhava reklam
sektörünü daha iyi yerlere taşımak amacıyla 2000 yılında İstanbul'da 29
Kurucu Üye tarafından “Açıkhava Reklamcıları Derneği” kurulmuştur. ARED
kurulduğu günden itibaren yurt genelinde temsilcilikler açmak ve sektördeki
tüm
firmalara
ulaşmak
amacıyla,
bölgelerde
oluşum
toplantıları
düzenlemektedir. Bu toplantılar aracılığıyla sektördeki firma temsilcileri bir
araya gelerek tanışma, sektör sorunlarını tartışma, birlikte çözüm yolları
üretme olanağı da bulmaktadırlar. ARED'in Misyonu, Türkiye’de Açıkhava
reklamcılığını bilinçlendirilmiş ve mesleki standartları belirlenmiş saygın bir
sektör haline getirmek; vizyonu ise Uluslararası standartlarda kaliteli ve
güvenilir hizmet veren, üyeleri arasında iletişimi ve dayanışmayı sağlamış,
sektörel temsilcilik ünvanını ve kurumsal kimliği kazanmış bir organizasyon
olmaktır.”39
Dünden
bugüne,
reklam
sektörünün
izlediği
gelişim
çizgisi
incelendiğinde de ilgili süreçte çeşitli faktörlerin etkili olduğu görülmektedir.
Özetlenecek olursa bunlar;40
- İş başına verimliliğin arması,
- Teknolojik gelişmeler,
- Gelirdeki artış,
39
ARED, Açıkhava Reklamcıları Derneği,
http://www.ared.org.tr/ared.cfm?fuseaction=genel.detay&B=1 , 12.06.2006.
40
Kurtuluş, Kemal; Reklam Harcamaları, İstanbul Matbaası, İstanbul, 1982, s.:27.
30
- Orta sınıfın gelişmesi,
- Eğitimde gelişme,
- Kişisel satış kullanımının azalması,
- Reklam ajanslarındaki gelişme,
- Araştırmada gelişme,
- Ambalajda gelişme,
- Üretim ve serviste gelişme,
- Üreticinin tüketiciden uzaklaşması,
- Pazarlama anlayışında gelişme,
- Self-servis satışlarının doğuşu.
Bugün ise, artan rekabet reklam piyasasının hareketlenmesinin
başlıca etmeni olarak dikkate alınmaktadır. Yaratıcılık faktörüne bağlı olarak
hemen her şey reklam ortamına dönüştürülmekte ve dolayısıyla ortamlar her
geçen gün çeşitlenmektedir. Sektör büyümüş, gelişmiş ve gelişmeye devam
etmektedir. Bütün dünyada yaygınlaşan globalleşme akımı ile artık reklamlar
da global ölçütlere göre şekillenmektedir. Küreselleşme kavramının geçerliliği
ile kitle iletişim araçları yer kavramını ortadan kaldırıp zamanı minimuma
indirerek her türlü mesajı her uzaklığa anında taşıyabilirken, bu bilgi
bombardımanında her reklamın diğerinden farklı olması, dikkat çekerek
sesini
duyurması
gerekmektedir.
Doğru
ortamlarla
doğru
tüketiciye
ulaşmanın, onu bilgilendirmenin ve satın almaya ikna etmenin yolunu bulmak
da her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.
31
III) REKLAM ORTAMLARI ve TÜRLERİ
Reklam, yayınlanacağı bir ortam (mecra) olmadan reklam olmaz.
Çünkü ortam olmadan hedef kitleye ulaşılamaz. Reklam ortamı olarak ifade
edilen ortam aslında “iletişim ortamı” kavramı içinde yer alır. İletişim ortamı
ise; “Bildirim, haberleşme veya komünikasyon imkanlarının sağlandığı ortam,
medya” tanımıyla Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde yer almaktadır. Bir araç
olarak ortam, reklamcılık için düşünüldüğünde olmazsa olmaz bir unsurdur.
Kaynak ve hedef kitle arasında kurulan iletişim sürecinde daima bir iletişim
ortamı vardır. Aksi takdirde “iletişim” gerçekleşemez. Telefonla kurulan
iletişimde, iletişim ortamı telefon, yüz yüze kurulan iletişimde iletişim ortamı,
iletişimin kurulduğu anda içinde bulunulan mekandır. Bu anlamda ortam,
iletişim sürecinin gerçekleşmesinde hayati öneme sahip bir araçtır. Araç, “bir
iş yapmakta, sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne.”41 tanımıyla
açıklandığında, reklamın bir araç olmadan hedef kitlesine ulaşamayacağını
kanıtlamaktadır. Bu araç ise “ortam”dır. Dolayısıyla reklam ortamın gücünden
yararlanır. Reklamın hedef kitlesine ulaşması için ortam bir araçtır. Zira
tüketiciye ulaşmanın yolu ortamlardan geçer. Bu çerçeveden bakıldığında
reklamcılık faaliyetleri içinde tüketiciye ulaşacak her yol (araç) ortamdır.
Amacını gerçekleştirmek için ortamın gücünden yararlanan reklam,
hedef kitlesine ulaşmada tek kaynağın gücünü tüketmemesi amacıyla farklı
araçları da kullanmalıdır. Tek ortam, tek güç ve tek hedef kitle demektir.
Farklı ve geniş hedef kitlelere ulaşmak farklı ortamları kullanmakla
gerçekleşir. Bu anlamda farklı ortamların araç olarak seçilmesi, reklam
etkinliği için son derece önemlidir.
Reklam kampanyalarında hedef kitlenin belirlenmesinin ardından
tüketiciye iletilecek mesaj ve reklam ortamı belirlenmektedir. Aktarılacak
mesajın ve bu mesajın hangi ortamlarda aktarılacağının belirlenmesi içinse,
hedef kitle farklı özelliklerine göre sınıflandırılır. Bu özellikler demografik,
coğrafik ve psikografik özelliklerdir;
41
Türk Dil Kurumu, http://www.tdk.gov.tr/tdksozluk/sozbul.asp?KELIME=ara%E7 , 23.05.06.
32
Demografik özellikler: Yaş, cinsiyet, sosyo – ekonomik düzey, meslek.
Coğrafi özellikler: Hedef kitlenin yaşadığı ülke, şehir, semt.
Psikografik
özellikler:
Hedef kitlenin istek, ihtiyaç, duygu, ve
endişelerini içermektedir. Bu özelliklerin belirlenmesi kalitatif araştırmaları
gerektirir.
Bu anlamda ortam seçilmeden önce seçilen hedef kitlenin bu ortam ile
uygunluğunun denetlenmesi esastır. Bir ortam teknik olarak ne kadar geniş
hedef
kitlelere
ulaşıyorsa,
o
kadar
etkili
demektir.
Bu
çerçevede
düşündüğümüzde televizyon ve radyo oldukça etkili birer ortamdır. Ancak
hedef kitle belirginleştikçe diğer ortamların da başarı oranı en az radyo ve
televizyon kadar yüksek olacaktır.
Açıkhava da, reklamın yayınladığı ortamlardan biri olduğuna göre,
çalışmamızın bu bölümünde diğer reklam ortamlarına da değinmek, açıkhava
ortamlarının özelliklerini ve farklı yönlerini ortaya koymak açısından oldukça
faydalı olacaktır. Bu mantık yürütme neticesinde bu kısımda inceleyeceğimiz
alt başlıklar; basılı reklam ortamları, yayın yapan reklam ortamları ve diğer
reklam ortamlarıdır. Bu bölümlemede yer alan kitle iletişim araçlarının
özellikleri ve reklamda kullanılan biçimleri42 ise hedef kitle seçimi yönünden,
mesaj taşıma ve mesaja bağlılık yönünden, taşınan mesajın kalıcılığı ve
etkisi yönünden, maliyet yönünden incelenebilmektedir. Reklamların hedef
kitle ile buluşma noktası olarak tanımlanabilen reklam ortamları bu
özellikleriyle sınıflandırılarak açıklanacak olursa;
A. Basılı Ortamlar
Basılı reklam ortamları, belirli formatlarda tasarlanarak, kağıt üzerine
baskı yoluyla çoğaltılmak suretiyle dağıtılan reklam araçlarının tümüne
verilen addır. Bu tür ortamların en büyük özelliği, diğer ortamlara oranla daha
kalıcı olmaları ve hedef kitleye gün boyu ulaşabilmeleridir. Bir diğer önemli
42
Akbulut, Balkaş; a.g.e., s.70
33
özelliği
ise,
bu
tür
reklamların
daha
düşük
maliyetlerle
tüketiciye
ulaşabilmeleridir.
Başlıca basılı reklam ortamları:
-
Gazeteler,
-
Dergiler,
-
El İlanları,
-
Kataloglar,
-
Broşürlerdir.
1) Gazeteler:
Gazeteler, her gün yüz binlerce insanın evine en kolay, en düşük
maliyetle ulaşan reklam ortamlarıdır. Gazetelerin, çeşitli ilgi alanlarına hitap
eden bölümleri nedeniyle özellikle spesifik hedef kitlelerine ulaşmada oldukça
verimli sonuçlar alındığı bilinmektedir. Gazeteler gün içinde defalarca ele
alındığından, bu ortamda yayınlanan reklamlar hedef kitleye etkin bir şekilde
erişmektedirler.
Ekonomik ve siyasi yönden çok hareketli geçen çağımızda, gazetenin
insan yaşantısında önemli bir yeri vardır. Gazete, günümüz insanının en
önemli enformasyon kaynaklarından biridir. Bugün çağdaş toplumlarda
gazete okumayan insan yok denecek kadar azdır. Okuma yazma bilmeyenler
bile okuyanlara sorup, gazetenin neler yazdığını öğrenmek istemektedirler.
Basılı kitle iletişim araçları arasında en etkili olanı ve en çok tüketileni de yine
gazetelerdir. Gazetelere verilen reklamların ölçüsü sütun santimdir.43
Gazeteler farklı niteliklerine göre incelenebilir:
43
-
Dağıtım alanı
-
Yayın sıklığı
Kocabaş, Elden;a.g.e., s.35-36.
34
-
İçerikleri
Gazeteler dağıtım alanları göz önüne alındığında üç bölüme ayrılırlar:
-
Uluslararası
-
Ulusal
-
Yerel
Yayın sıklığı açısından ise gazeteler günlük, haftalık ve aylık,
yayınladığı saate göre sabah ve akşam gazeteleri sınıflandırılabilmektedir.
Gazetelerin reklam ölçü birimi ise sütun santimdir.
Bir reklam ortamı olarak gazetelerin avantaj ve dezavantajları:
-
Diğer reklam ortamlarına göre kıyaslandığında gazeteler kalıcıdır.
Gazetelerdeki reklamlar okuyucu gazeteyi her eline aldığında
etkilidir. Bu unsur, gazete reklamlarının okuyucuya gün boyu hitap
etmesini sağlamaktadır.
-
Gazete reklamları saklanabilmekte ve arşivlenebilmektedir.
-
Geniş boyutlu mesaj verebilir, ürünün temel özelliklerini, tanımını
vurgulanacak yönlerini, örneklerle okuyucuya anlatabilir.44
-
Gazete
reklamları
hedef
kitleye
rahatlıkla
ulaşabilmektedir.
Özellikle spesifik bir gazete okuyucusunu hedef alan reklamların
hedef kitleye ulaşma şansı daha fazladır.
-
Okuma oranı düşük olan toplumlarda gazete reklamları etkili
olamamaktadır.
-
Kullanılan kağıdın kalitesi reklamın okunurluğuna kimi zaman
olumsuz etki etmektedir.
2) Dergiler:
Dergiler basılı reklam ortamlarının en önemli 2. grubudur. Belirli ilgi
alanlarına hitap ettiklerinden reklamverenlerin spesifik hedef kitlelere
44
Akbulut, Balkaş, a.g.e., s. 71
35
ulaşmalarında oldukça etkindirler. Dergilerin yayın frekansları 1 yıl ila 1 hafta
arasında değişmektedir. Bu nedenle okunma süreleri de diğer basılı yayın
ortamlarına oranla daha fazladır. Genellikle çeşitli ortamlarda bekleme
salonlarına da konan dergiler, o ortamda bulunan bireylere ulaşmaktadırlar.
Kağıt kaliteleri, sayfa sayıları bakımından gazetelerden farklıdırlar. Ülkemizde
çıkan dergileri şöyle sınıflandırmak mümkündür:45
İlk grupta genel konuları ele alan ve okuyucu kitlesi en fazla olan
dergiler vardır. Bunlara örnek olarak Nokta, Tempo, Aktüel gibi daha çok
haber ağırlıklı dergileri verebiliriz. İkinci grupta daha spesifik bir okuyucu
kitlesine hitap eden ve bu kitlenin ilgileri doğrultusundaki konuları işleyen
dergiler vardır. Bu dergilere örnek olarak Kadınca, Milliyet Çocuk, Mutfak
Rehberi, gibi dergiler sıralanabilir. Bir başka grup meslek dergileridir. Bu tip
dergiler özellikle bir mesleğin mensuplarına yöneliktir. Bunlara örnek olarak,
PC World, Otomasyon gibi dergiler sıralanabilir. Son grupta ise özel yayınlar
ve okul dergileri yer alır. İlk Hedef, Aşama gibi dergiler bu gruba örnek
oluştururlar. Dergiler, konuları açısından çok çeşitli olduklarından ve
genellikle ele aldıkları konuları gazetelere kıyasla daha derinlemesine
incelediklerinden, okuyucu kitleleri daha belirgindir.
Dergilere verilen reklam ölçü birimi çeyrek, yarım, tam sayfa üzerinden
değerlendirilmektedir. Dergiler de basılı reklam ortamlarındandır. Bu nedenle
avantaj
ve
dezavantajları
bakımından
gazetelerle
benzer
özellikler
göstermektedirler:
-
Diğer reklam ortamlarına göre hatta gazetelere göre bile
kıyaslandığında dergiler çok daha kalıcıdır. Çünkü dergilerin yayın
sıklığı daha enderdir. Dergiler, haftalık, 2 haftalık, aylık, 6 aylık ve
yıllık periyotlarla yayınlanmaktadır. Bu da derginin, an az bir
sonraki sayısı yayınlanana kadar okunması anlamına gelmektedir.
Dolayısıyla dergilerdeki reklamlar da iki basım arasındaki sürede
tekrar tekrar okunmaktadır.
45
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.33.
36
-
Dergi reklamları saklanabilmekte ve arşivlenebilmektedir.
-
Dergi reklamları, geniş boyutlu mesaj verebilmekte, ürünün temel
özelliklerini, tanımını vurgulanacak yönlerini, örneklerle okuyucuya
anlatabilmektedir.46
-
Hedef kitleye rahatlıkla ulaşabilmektedir. Özellikle spesifik bir dergi
okuyucusunu hedef alan reklamların hedef kitleye ulaşma şansı
daha fazladır.
-
Okuma oranı ve sosyo – kültürel düzeyi düşük olan toplumlarda
dergi reklamları etkili olamamaktadır.
-
Kullanılan kağıdın kalitesi reklamın okunurluğuna olumlu etki
etmektedir.
3) El İlanları:
El ilanları genellikle tek yapraktan oluşan, flyer olarak da adlandırılan,
bir yeniliği duyurmak, mevcut bir reklam kampanyasını desteklemek amacıyla
oluşturulmuş reklam ortamlarıdır.
El ilanları yerel anlamda faaliyet gösteren işletmelerin kullandıkları bir
reklam aracıdır. El ilanları tek yapraktan oluşmakta ve genelde kampanya
dönemlerinde kullanılmaktadırlar. İlanda kampanya ile ilgili açıklayıcı bilgiler
ve işletmenin adı, adresi ve telefon numaraları yer alır. İlanların dağıtımı
şehrin işlek caddelerinde ve insanların yoğun olarak bulunduğu kapalı
mekanlarda (istasyon, gar, terminal gibi) dağıtılır.47
4) Kataloglar:
Basılı reklam araçlarından biri olan kataloglar ürün ya da hizmet
hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanırlar. Belirli bir ürün ya da hizmetin
tanıtımı amacıyla hazırlanan, kağıt ve renk kalitesi oldukça yüksek, daha çok
potansiyel alıcı kitlelerine ulaştırılan, mal ve hizmete ilişkin pek çok bilgiyi
46
47
Akbulut, Balkaş, a.g.e., s. 71
Tayfur, a.g.e., s.:133.
37
barındıran kitapçıklardır. Tek sakıncası fiyat değişikliği nedeniyle sık sık
değiştirme durumunda kalınmasıdır.48
5) Broşürler:
Ürün ya da hizmet hakkında geniş kapsamlı bilgi vermek için kullanılır.
Ancak maliyeti çok yüksek olduğu için, satışa dönük tepki alınması yüksek
ihtimal olan kişilere gönderilmelidir. En önemli mesajları, gerçekten etkileyici
biçimde iletmek üzere tasarlanır. Broşürün baskı kalitesi ve hazırlanışındaki
özen muhtemel tüketici için üretici firmanın kurum ya da kuruluşun ciddiyeti
ve güvenirliği hakkında ön bilgiler verir.49
B. Yayın Ortamları
Yayın yapan reklam ortamları, basılı reklam ortamlarından farklı olarak
görüntülü ve seslidir. Özellikle okuma alışkanlığı olmayan, gelişmekte olan,
ülkelerde televizyon basılı ortamlara göre daha fazla tercih edilmektedir.
Yayın yapan reklam ortamları iki grupta toplanabilir: Radyo ve Televizyon.
1) Radyo:
Oldukça etkili bir yayın aracıdır. Çünkü maliyeti oldukça düşük, ulaşımı
kolay bir ortamdır. Geniş kitlelere hemen hemen her ortamda erişebilme
olanağına sahip ender yayın araçlarından biridir. Bir reklam aracı olarak
radyonun pek çok güçlü yönü vardır. Bunlardan bazıları;50
-
Müşteri grubu, cinsiyet, yaş, gelir düzeyi açısından tanındığı sürece
ve dinleyici profili, hedef grubuna uyan radyo istasyonu bulunduğu
sürece, radyo başarılı bir şekilde kullanılabilir.
-
Radyo dinlemek fazla bir çaba gerektirmediği için insanlar başka
işlerle uğraşırken de radyo dinlemektedirler.
-
Radyonun her yerde bulunabilmesi, transistorlu radyoların çok
daha küçük boyutlarının olması, taşınabilirliği güçlü bir özelliğidir.
48
Güllülü, Uğur; Reklamcılık ve Satış Politikası, Atatürk Üniversitesi İ.İ.B.F. Yayınları, Erzurum,
1996, s.:56.
49
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.38.
50
Tayfur; a.g.e., s.:111.
38
Radyo, evde, işyerinde, otomobilde ve hatta insanların üzerinde
bulunabilmektedir. Ölü saat olarak kabul edilen gece yarısında bile
radyo dinlenmektedir.
-
Radyo uzmanlaşmış bir araçtır. Radyonun sunduğu en önemli
avantajı, uzmanlaşmış programlarla ve istasyonlarla belirli bir
dinleyici kitlesine ulaşmasındaki başarısıdır.51
-
Radyo reklamları televizyon reklamlarına nazaran daha ucuzdur.
-
Radyo özel bir imaj yaratmada ve güçlendirmede mükemmeldir.
Radyo yayınlarında, radyo spikerlerince okunan reklamlar, müzikli ve
dramatik
yapılı
reklamlar,
programlı
reklamlar,
özel
tanıtıcı
reklam
programları türlerinde reklamlar kabul edilmektedir.
2) Televizyon:
Televizyon, hem göze hem kulağa seslenişi açısından en etkili kitle
iletişim aracıdır. Bugün hemen herkesin evinde bulunan televizyon, günümüz
Türkiye’sinde özellikle son derece önemli bir yere sahiptir. Sayıları her geçen
gün hızla artan yerli diziler sayesinde Türkiye, gün içinde en çok televizyon
izleyen toplum olma özelliğini dünya birinciliğiyle elinde tutmaktadır. Her ne
kadar bu durum çeşitli gruplarca tartışılsa da Türk toplumu, dizilerle yatıp
dizilerle kalkmaktadır. Öyle ki bu dizi çılgınlığı, televizyonun reklamverenler
açısından en etkili, en fazla tercih edilir ortam olması özelliğini de
güçlendirmektedir. Ancak televizyon ortamı, diğer ortamlara oranla oldukça
pahalı bir reklam ortamıdır. Bunun da en büyük sebebi, televizyonun hem
göze, hem kulağa hitap etmesi; hem de en fazla tercih edilen yayın organı
olmasıdır. Televizyonu reklamı türleri şu şekilde sınıflandırılabilmektedir:52
51
52
Altunbaş, Hüseyin; Radyo Reklamcılığı, Tablet Yayınları, 2003, Konya, s.:62.
Tayfur; a.g.e., s.:89.
39
-
Hareketsiz reklam: İçinde hareket unsuru olmayan, yalnız tek
görüntü bulunan ve televizyon spikeri tarafından seslendirilen
reklamlardır. Hareketsiz reklamın süresi 10 saniyedir.
-
Hareketli reklam: Müzik ve söz ya da yalnız söz eşliğinde çeşitli
görüntülerle düzenlenen reklamlardır. Hareketli reklam 15, 20, 30,
45, 60 saniye sürelerde hazırlanabilir.
-
Program görüntüsü üzerine reklam: Belli bir program yayınlanırken,
bu programı görüntülerini çerçeveleyerek ya da altyazı şeklinde
düzenlenmiş, söz unsuru olmayan reklamlardır.
-
Özel tanıtıcı reklam: Kültür, sanat, eğitim ve turizm gibi alanlarda
yerli yapım olarak hazırlanması gereken ve reklam mesajlarının
programın sadece başında ve sonunda yer aldığı reklam türüdür.
-
Programlı reklam: İçinde eğitici, eğlendirici, program bölümü ile
reklamın bulunduğu ve kuruluşların veya reklam ajanslarının
hazırladıkları programlardır.
C. Diğer Ortamlar
Bu reklam ortamları, basılı ve yayın yapan reklam ortamlarının dışında
kalan reklam ortamlarıdır. Değişen pazarlama anlayışı ile birlikte birçok yeni
reklam ortamı, reklam piyasasında yerini almıştır. Diğer reklam ortamları
daha çok, basılı ve yayın yapan reklam ortamlarına destek ortam olarak
kullanılırlar. Bu ortamlar:
•
Fuarlar
•
Açıkhava reklam araçları
•
Doğrudan postalama
•
Sinema
•
Satış yeri reklam malzemeleri
•
Telefon
40
•
İnteraktif ortamlar (CD – VCD - DVD, multimedya, internet v.b.
bilgisayar ortamları) olarak sınıflandırılabilir.
1) Fuarlar:
Fuarlar, hedef kitle ile birebir –yüz yüze- iletişime geçmek, doğrudan
satış, hedef kitleden etkin bir şekilde geri bildirim almak, birebir ürün veya
hizmet tanıtımı yapmak için oldukça verimli reklam ortamlarıdır. Fuarlar,
örgütlerin ürün ve hizmetlerini ziyaretçilere sundukları, alıcı ile satıcının
karşılaştıkları etkinliklerdir.53
Çeşitli genel ve/veya ihtisas konularında düzenlenen bölgesel, ülkesel
veya uluslararası fuarlar, bu fuarları gezmeye gelen binlerce, yüzbinlerce
kişiye
üzerinde
çalıştığımız
objeyi
tanıtabilmek
için
bulunmaz
bir
imkandır.(göksel, 1988, s.104) Gerek ihtisas fuarlarında gerekse genel
fuarlarda firmalar kendi ürünlerini veya hizmetlerini anlatan standlar
kurmalarının yanı sıra bazen multivizyon gösterilerinden bazen de ürün ya da
hizmetin reklamına yardımcı olacak katalog, broşür gibi malzemelerden
faydalanmaktadırlar.54 Genel fuarlar halka ve geniş kitlelere firma ya da
ürünlerin tanıtımı açısından yardımcı olurken, ihtisas fuarları özel ve sınırlı bir
konuda yani firmanın üretimini sürdürdüğü alandaki hedef kitlesine
seslenebilmesi açısından oldukça önemli birer reklam ortamıdırlar.55
2) Açıkhava Reklam Araçları:
Açıkhava reklamcılığı kapalı mekanlar dışında kalan reklamları
kapsamaktadır. Bu tür ortamlar, TV ve radyodan sonra erişim kapasitesi en
yüksek olan ortamlardır. İnsanların hareket halinde oldukları her an onları
yakalamayı hedefleyen açıkhava ortamlarının en büyük dezavantajı,
ölçümlenemeyişidir.
Ancak doğru yerlere konumlandırılan dikkat çekici
açıkhava reklamlarının, hedef kitle tarafından algılanamaması da oldukça
düşük bir olasılıktır.
53
Gürüz, Demet; Halkla İlişkiler Teknikleri, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları, İzmir,
1993, s.77.
54
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.:45.
55
Göksel, A. Bülend, Halkla İlişkiler, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1988, s.:105.
41
Açıkhava reklam araçları sokaktaki insanın her an görebileceği
şekillerde konumlandırıldığından, birey reklamı izlediğinin farkına varmadan,
reklamın etkisi altında kalabilmektedir; İnsan
çoğu zaman bakar ama
görmez. Bu demektir ki insanların, gözleriyle gördükleri ancak o anda farklı
bir
şey
düşündükleri
için
algılayamadıkları
imgeler
bilinç
altına
yerleşmektedir. Örneğin kişi gördüğü ancak algılamadığı bir bisküvi reklamı
sayesinde tercih durumunda kaldığında reklamını gördüğü bisküviyi tercih
edebilmektedir. Bu nedenle açıkhava reklam araçlarının hedef kitleye fark
ettirmeden etki etme gibi bir özelliği vardır. Oysa televizyon reklamlarında
birey reklam izlediğinin farkındadır ve izlediği yayını böldüğü için o ürünün
reklamına karşı antipati duyabilmekte fakat hiç kimse açıkhavadaki bir
reklamdan rahatsızlık duymamaktadır. Sadece bazen, belirli yerlerdeki
yoğunluk nedeniyle görüntü kirliliğine yol açtıkları düşünülebilmektedir ki bu
da önüne geçilebilecek bir durumdur. Bu durumun önüne geçilmesi görsel
tasarım çalışmalarıyla mümkün olabilmektedir. Açıkhava reklam ortamlarına
ve bu ortamların görsel tasarımlarına ilişkin ayrıntılı bilgi ilerleyen bölümlerde
yer alacaktır.
3) Doğrudan Postalama
Önceden, bir şekilde şirketlerin veri tabanına adresleri kaydedilen
hedef kitleye, pazarlanan ürün ve hizmet ile ilgili tanıtım malzemelerinin posta
yoluyla gönderilmesidir. Ancak adresler çok güncel ve belirgin değilse
avantajları dezavantaja da dönüşebilmektedir. Postalama, seçici bir araçtır.
Hedef kitleyi yerinde bulamama, adres değişiklikleri, adresin bulunamaması
bu ortamı pahalı ve zahmetli bir araç haline getirmektedir. Hedef kitleye
doğru şekilde ulaştığında ise kişide özel olduğu duygusunu uyandırması
nedeniyle etkili bir araç olabilmektedir.
Günümüzde ortaya çıkan bunca interaktif reklam ortamı arasında bile
doğrudan postalama yöntemi halen geçerliliğini korumaktadır. Bunun nedeni
bugün kullanılan pazarlama anlayışının temelinde müşteri odaklılığın yer
almasıdır. Her bir müşteriye, kişisel yaklaşımı gerekli kılan bu pazarlama
42
anlayışına iletişim boyutunda yaklaşıldığında da böylesi bir yakınlaşmaya
olanak tanıyan posta sistemi ve bu sistem aracılığıyla gerçekleştirilen,
gönderilen iletilerin özellikleri açığa çıkmaktadır. Farklı bir şekilde ifade
edilecek olursa, günün gereklilikleri doğrultusunda ve bireysel profillere göre
şekillendirilmiş mektup ve kitapçıkların kullanımına duyulan ihtiyaca paralel
olarak
posta
sisteminin
etkinliğinin
devamlılığının
gerekçeleri
belirginleşmektedir.56
4) Telefon
Oldukça eski bir iletişim aracı olan telefonun yeni yeni reklam
dünyasına girmesi ilginçtir. Graham Bell tarafından icat olunan telefon, son
yıllarda taşınabilir hale gelmesiyle cebimize kadar girmiştir ve bu noktadan
sonra bireysel hedef kitleleri kolaylıkla yakalayabilmenin bir yolu olarak
reklam dünyasının iştahını kabartan bir ortam haline gelmiştir. 19. yüzyıldan
bu yana hayatımızda yer alan telefonun bugüne dek bir reklam ortamı olarak
görülememiş olması ilginçtir. Cep telefonlarının varlığıyla gündeme gelen
telefonun bir reklam ortamı olarak kullanılması fikri , sabit telefonların da bir
reklam ortamı olarak kullanılabileceği fikrini akla getirmiş olmalı ki bugün
henüz çok yeni olan bir uygulamayı gündeme getirmiştir.
Bugün bu
uygulama, alternatif reklam ortamı olarak pazarlama dünyasında yerini
almıştır.
Sabit
telefonlar
yoluyla
uygulanan
rasgele
seçilen
telefon
numaralarının, operatörce aranarak reklamı yapılan ürün veya hizmetle ilgili
bilgi
veren
bir
bant
kaydının
aranan
kişiye
dinletilmesi
yoluyla
gerçekleştirilmektedir. Henüz oldukça yeni olduğu için, pek fazla kişinin
duymadığı bu reklam türünün, doğrudan doğruya özel hayata müdahalesi
nedeniyle, ileriki dönemlerde çok fazla tartışılması olasıdır.
Diğer yöntem olan cep telefonları aracılığıyla reklam ise; cep
telefonlarına kısa mesaj gönderilerek ürün veya hizmet hakkında hedef
tüketiciye bilgi verilmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir.
56
Fırlar, Belma Güneri; Yeygel, Sinem, Sanal Ortamda Bütünleşik Pazarlama İletişimi, Ege
Üniversitesi İletişim Fakültesi Yay., İzmir, 2004, s.5.
43
5) İnteraktif Ortamlar (CD – VCD – DVD , multimedya, internet
v.b. bilgisayar ortamları )
İnteraktif ortamlarda yer alan reklamlar, günden güne artan bir öneme
sahiptir. Hatta destek ortam olmaktan çıkıp, bireylerin günden güne
hayatlarını daha fazla bilgisayar başında geçirmeleri nedeniyle ana ortam
haline gelmektedir. Bu tür reklamlardan olan CD – VCD – DVD yoluyla
gerçekleştirilen reklamlar, CD – DVD – VCD formatında kaydedilip, hem göze
hem kulağa seslenen araçlardır. Firmalar bu araçları ya ürün veya
hizmetleriyle ilgili bilgi talep eden müşterilerine gönderir ya da dönem dönem
ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgilendirmek istediği portföyündeki müşterilerine
ulaştırır. Etkili bir reklam aracıdır ancak bu ortamlar kullanılırken hedef
kitlenin iyi seçilmesi gerekmektedir.
Günümüzde internet ortamı ise yeni bir ortam olarak reklam
dünyasında yerini almıştır57. Ancak ana ortam olma yolunda hızla
ilerlemektedir. Internetin bir pazarlama ve reklam ortamı olarak ne şekilde
kullanıldığı da önemlidir. İnternette kullanılan pazarlama ve reklam
araçlarının neler olduğuna kısaca değinilecek olursa:
5.a. Elektronik haberleşme (e-posta):
Elektronik posta (e-mail), internet ağı üzerindeki herhangi bir kişiyle
çok kısa bir zaman diliminde haberleşmeyi sağlayan bir araçtır. Bu hizmeti
kullanmak için gerekli olan tek şey bir e-posta adresidir. Bu adres internet
servis sağlayıcısından elde edilebileceği gibi, internetteki pek çok siteden de
sağlanabilmektedir. Bunların başlıcaları “hotmail.com” ve “yahoo.com”dur.
Günümüzde
şirketler
e-postayı
da
bir
pazarlama
aracına
dönüştürmüşlerdir. Bir kurumla ilgili sürekli güncel bilgi almak isteniyorsa
kurumun
e-posta
veri
tabanına
kaydolarak,
ilgili
bilgiler
bu
yolla
edinilebilmektedir. Bazen herhangi bir işlem yapılmadan da bu postalar
kişilere ulaşabilmektedir. O zaman da gelen postanın altında yer alan “Bu
57
Teker, Ulufer; Grafik Tasarım ve Reklam, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir, 2003, s.:240.
44
postayı bir daha
almak istemiyorsanız buraya tıklayın” v.b. türünden
ifadelerden yararlanılmaktadır. Bu noktada izinli pazarlama (permission
marketing) kavramı ortaya çıkmaktadır.
“Bunların yanı sıra elektronik postanın en büyük handikabı, informal
iletişim sistemi olmasıdır. Dostluklar kurulmasına ya da arkadaşlıklar
edinilmesine olanak tanıdığı gibi kitlesel iletişime de açıktır. Mesajlar,
oluşturulacak listeler yardımıyla, aynı anda yüzlerce hatta binlerce kişiye
gönderilebilmektedir. Ancak bu özellikleri aynı zamanda kullanıcıyı çeşitli
saldırılara da açık hale getirmektedir. Tüm bunlara engel olabilmek için son
dönemlerde özel güvenlik kitleleri oluşturulmaya çalışılmasının yanı sıra
sözlü ve görüntülü mesaj akışı tercih edilmektedir. Çeşitli güvenlik açıklarına
ve olumsuz özelliklerine rağmen kurumlar ve bireyler tarafından elektronik
posta sistemi çok hızlı bir şekilde kabul edilmiştir
ve günümüzde yaygın
olarak kullanılmaktadır. Bu kullanımların nedenleri;”58 elektronik posta
sisteminin modern bir imaj kazandırması, düşük maliyetli olması, tüketici
profilinin kalitesi, sunduğu geliştirilmiş ve ek hizmetleri, yeni pazarlara erişim
sağlaması, yeni ürün ve paradigmaları yaratımı, elektronik basın ve yayın
hizmetleri olarak sıralanabilir.
Bu çerçevede, e-posta sisteminin avantajları, düşük maliyetli hızlı,
kısa, samimi, kitlesel olmasıdır.
Dezavantajları ise, mesajın iletilmesi
esnasında bozulmalara uğrayabilmesi, görüntü ve metinlerde kaymalar
olabilmesi, mesaj eklerinin büyüklüğü nedeniyle mesajın iletilememesi,
mesajın
gönderildiği
posta
kutusunun
doluluğu
nedeniyle
mesajın
ulaşmaması, posta kutusuna gereğinden fazla gereksiz mesaj gelebilmesi,
yasal bir dayanağının olmaması,
gelen çok fazla iletinin arasında bazı
önemli iletilerin gözden kaçabilmesi, standart bir dağıtım sisteminin
olmaması, iletilerin eklerinde virüs taşıyabilmeleri ve bazı kullanıcıların eposta adreslerini nadiren kontrol etmeleri olarak sıralanabilmektedir.
58
Güneri Fırlar, Yeygel, a.g.e., s.25.
45
5. b. Web Sayfaları:
Web sayfaları, yazı, resim, video, ses gibi her türlü verinin etkileşimli
olarak sunulabildiği bir sistemdir59. Web istemcisinin (Netscape, lynx, msie
gibi), bir web servisine bağlandıktan sonra tek seferde transfer ettiği kompozit
tüm verilerden oluşan html sayfalarıdır. Bu sayfalardaki bilgiler kompozittir,
çünkü hem grafik/resim bilgileri, hem normal text, hem ses, hem başka
merkezlere ve başka dokümanlara linkler olabilir60.
Bir web sayfası hazırlarken yapılacak ilk iş, bir
alan adı (domain
name) alınması işlemidir. Alan adları internet üzerinde tanımlayıcı adlardır.
Her alan adı noktalarla ayrılan iki veya daha fazla bölümden oluşur. Son
bölümde ise üst seviye alanı (top level domain) yer alır. Bunlar, “.com”, “.net”,
“.org”, “.gov”, “.edu” v.b. olabilir. Eğer alan adı Amerika’daki genel merkezden
alınırsa,
sonuna
herhangi
bir
ülke
kodu
eklenmez.
Ancak
ülke
merkezlerinden alınırsa bu kod eklenir. Türkiye’de bu uzantı “.tr”dir. Alan adı
hizmeti ülkemizde ODTÜ tarafından verilmektedir. Alan adı seçildikten sonra
kayıt işlemi yapılır. Alan adlarının kayıtlarını tutan şirketler, firmaların alan
adıyla birlikte bilgilerini merkezi kayıt alanına yollarlar.
İkinci aşamada ise internet servis sağlayıcısının seçimi vardır. Bu
noktada servis sağlayıcının güvenirliği ve sağladığı hizmetler önemlidir.
Üçüncü ve son aşamada ise sayfa tasarımı gelmektedir. Sayfa tasarımı
istenirse profesyonel bir şirkete istenirse de şirket bünyesindeki web
tasarımcısına yaptırılabilir. Asıl önemli olan konu ziyaretçinin dikkatini daha
ana sayfadan çekecek, dikkati çekmeyi başardıktan sonra ilgiyi canlı tutacak
sade, fonksiyonel, hızlı ve görsel yönü güçlü bir sayfa tasarlanmasıdır.
Web sayfaları şirketlerin internetteki en önemli iletişim aracıdır.
Günümüz dünyasında internet kullanıcısı olan her birey bir şirket hakkında
bilgi edinmek için ilk aşamada şirketin web sayfasına göz gezdirir. Dolayısıyla
web sayfası, iletişimde çok önemli bir kavram olan “ilk izlenim”i müşteriye
59
Teker,a.g.e., s.:226.
Simge, Banu, http://www.bendevar.com/makale_oku.php?makale=150&editor=Banu+Simge ,
22.10.2004.
60
46
edindiren araçtır. Bu noktadan hareketle web sayfalarının şirketler için etkin
bir iletişim aracı olduğunu söylememiz mümkündür.
- Banner:
Sözlük anlamı “bayrak, pankart” olan banner, Internette yayınlanan
sayfaların herhangi bir yerinde üzerine tıklandığında başka bir sayfaya
götüren reklam linklerine verilen addır. Bannerlarin dikkat çekebilmesi için,
tercihen hareketli, renkli, tipografisi okunaklı olması ve sayfanın ilgi çekici bir
noktasında yer alması önemlidir. Bannerların metrik ölçüm birimi “pixel”dir.
Bannerın kaç defa tıklandığını ölçen yönteme ise “CTR” adı verilmektedir.
Bannerlar 4 farklı şekilde görülmektedirler. Bunlar; Floating banner (Web
sayfası üzerinde yaklaşık 10 saniye hareket eden ve daha sonra kaybolan
veya ufalarak sayfanın bir köşesine yerleşen reklamlar), Rollover banner
(standart bir reklam gibi gözüküp banner, fare işaretçisi ile üzerine gelmeniz
durumunda aşağıya doğru açılarak belli bir büyüklüğe ulaşan reklam),
Showcase banner (Yahoo, Hotmail, Mynet v.b. kullanıcılarının, e-posta
hesaplarını kontrol ederken karşılaştıkları reklamlar), Top-Roll banner (ufak
bir alanda yayınlanan reklamın üzerine tıklandığında mini bir pop-up
pencerenin açıldığı reklamlar) olarak sınıflandırılabilmektedir.
- Pop-up:
Bir web sayfasını açtığınızda sayfa ile birlikte otomatik olarak açılan
ikinci sayfaya verilen addır. Türkçe’ye “açılır pencere” olarak geçmiştir.
Sayfaya güncel veya ek bilgi verme amaçlı olarak kullanılabildiği gibi,
genellikle reklam amaçlı olarak kullanılır. Çoğunlukla istem dışı açıldığı için
rahatsız edici olabilmektedir ve açılan bu ikinci pencereyi kapatmak
ziyaretçiye ek bir yük getirmektedir. Bunları engellemek adına bir takım
yazılımlar geliştirilmiştir.
5. c. Mobil (Cep) TV – Smart Phone:
Hayatımızda çok önemli bir yer tutan cep telefonları, sadece
haberleşme
unsuru
olmaktan
çıkmıştır.
Cep
telefonları
günümüzde
47
pazarlama amaçlı olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bu noktada mobil
ticaret (m-ticaret) ortaya çıkmıştır.
Gelişen teknolojinin bir sonucu olarak cep telefonları artık pek çok
işlevi bir arada sunabilmektedir. Bu işlevler, haberleşme, oyun, internet,
eğlence, reklam, ticaret olarak sıralanabilmektedir. Cep telefonlarının internet
bağlantı hızlarının artmasıyla farklı servisler de mümkün hale gelmektedir.
Bunun en belirgin örneklerinden biri Mobil TV’dir. Mobil TV, cihazın yüksek
hızlı bağlantı özelliklerinden faydalanmakta ve bu sayede operatörler
tarafından mobil cihazlara özel olarak hazırlanmış televizyon içeriğine cep
telefonundan ulaşmak mümkün olmaktadır. Böylece kullanıcı nerede olursa
olsun cep telefonundan istediği kanalı kesintisiz olarak seyredebileceği gibi,
kaçırılan programları da satın alarak seyredebilecektir.
Cep telefonu ve diğer mobil araçların kullanım oranlarının artması, bu
araçların fiyatlarındaki düşüşler, mobil araçların teknik olarak diğer interaktif
araçlara göre kullanım kolaylığı ve araçların kolay taşınabilme özellikleri
nedeniyle, mobil araçların kullanıcı sayısı arttırmakta ve dolayısıyla mobil
ticaret de daha yaygın olarak kullanılmaktadır.61
5. d. Fakslar:
Bilinen en eski iletişim araçlarından biridir. Ticari iletişimde çığır
açmıştır. Oldukça hızlı ve işlevseldir. Telefon hızında basılı evrak
gönderebilen, bugün de geçerliliğini koruyan bir teknoloji unsurudur.
Özellikle bilgisayarın etkin bir şekilde kullanılmadığı, internetin olmadığı veya
güvenilir olmadığı durumlarda tercih edilmektedir. İnternete oranla oldukça
güvenilir bir iletişim yöntemidir ve günümüz ofis anlayışında yoğun olarak
kullanılmaktadır. Faksın en önemli özelliği diğer interaktif ortamlarla
bütünleşebilmesidir.
Örneğin
gelişen
bilgisayar
teknolojisiyle
artık
bilgisayardan da faks çekilebilmektedir.
61
Güneri Fırlar, Yeygel, a.g.e., s.20.
48
5. e. CD – Rom ( Compact Disc- Read Only Memory), DVD (Digital
Video (Versatile) Disc), Disket:
Bu ortamlar lazer tarafından okunan optik ortamlardır. Bilgisayarın
pazarlama dünyasında yerini almasıyla birlikte oldukça yoğun olarak
kullanılmaya başlanmıştır.
“CD – Rom ve diskler; video, grafik diagramlar, ses özelliklerinin
kullanımı ile sunumu etkili hale gelmekte ve aynı zamanda eğitim de
vermektedir. Düşünülmüş, beklenen, sorular için kullanıcıya hazır yanıtlar
vererek bilgilendirmeyi hızlandırmaktadır. Bu sayede kurumsal kaynakların
online iletişime harcanmasını engelleyerek tasarruf sağlamaktadır. Öte
yandan ürün ya da hizmet ile ilgili belli bir düzeyde bilgi edinmiş olan
tüketicinin telefonla kısa bir sürede sipariş vermesini sağlayarak, ürün
satışlarını desteklemektedir.” 62
Bu ortamların hangi mantıkla çalıştığı açıklandığında;
- CD: “CD (compact disc), küçük, taşınabilir, yuvarlak boyutlarda ,
elektronik kayıt, yedekleme, ses video saklamak ve bilgisayar verilerini
sayısal bir formatta saklayabilen, optik medyadır. Günümüzde müzik
sektöründe
kasetler
ve
CD'ler
fonografik
kayıtların
(plak
vb.)
yerini almıştır. Aynı şekilde bilgisayar alanında verilerin dağıtımı disketler
yerine CD'ler ile yapılmaktadır. CD'ler ilk olarak sadece okunabilir olarak
üretilirlerdi. Ancak yeni teknolojiler kullanıcıların CD'ler üzerine kayıt
yapabilmelerine artık olanak sağlıyor. Hatta tekrar yazılabilen CD'lerin
üretilmesi ile artık optik medyaların geçici yedekleme birimleri haline
gelmeleri de sağlanmıştır. CD'lerin müzik dünyasındaki popülerliğinin devam
etmesi tahmin edilebilecek bir gerçek. Ayrıca, henüz yeni sayılabilecek
olan DVD (djital çok yönlü disk) teknolojisi de filmlerin CD'ler üzerinde kaliteli
olarak saklanabilmesini sağlamaktadır.”63
62
63
Güneri Fırlar, Yeygel, a.g.e., s.9.
http://www.cclub.metu.edu.tr/nenediroku.php?id=28 , 09.06.2006.
49
Yaygın olan CD çeşitleri, CD-ROM, CD-i, CD-RW, CD-ROM XA, CDW, Photo CD, Audio CD, Video CD’dir. Bu tür CD’ler 700 / 800 MB veri
saklama kapasitesine sahiptirler:
- DVD: “DVD, Digital Video Disc yada Digital Versatile Disc olarak
adlandırılan yeni teknoloji bir optik disk teknolojisidir. Esasında içinde büyük
data depolanan, hızlı, içinde video, ses, bilgisayar datası, çeşitli bilgiler
bilgiler içeren CD büyüklüğünde yeni bir formattır. Bu özellikleri ile ses CD
leri, video teyp, laserdisk, CD-ROM ve oyun kartuşlarının yerini almaktadır.
Bu noktada DVD-Video ve DVD ROM arasındaki farkı anlamak gerekir. DVDVideo (DVD olarak adlandırılır) içinde video filmler içerir, içindekiler TV ye
bağlı bir DVD çalıcısı tarafından gösterilir. DVD-ROM bir bilgisayara bağlıdır,
hem DVD filmler hem de DVD üzerindeki program/data oyun vs için
kullanılır. Basit olarak Audio CD ile
CD-ROM arasındaki fark olarak
görebiliriz. DVD-Audio formatı henüz tamamlanmış olup, disk üreticileri
tarafından kullanılmaya (özellikle DTS kodlaması ile) başlanmıştır.” 64
- Disket: Disket, üzerine bilgi yazılabilen, yazılı bilgi okunabilen manyetik
ortamdır. Bilgisayardaki küçük boyutlu verilerin bir başka bilgisayara
taşınması ya da yedeğinin alınması için disket kullanılır. Disketlerin bilgi
depolama kapasitesi sınırlıdır. Bir disket en çok 1,44
MB veri
depolayabilmektedir ki bu özelliği CD ve DVD’lere oranla çok düşüktür.
Günümüzde artık disketler bu sebeple geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Öyle
ki artık piyasada satılan bilgisayar konfigürasyonlarında bile disket sürücü yer
almamaktadır.
5. f. Kiosk (Net Büfeleri):
Kiosk sistemleri, kabin içine gizlenmiş bir bilgisayar, dokunmatik bir
ekrandan oluşan,
tanıtım, reklam, bilgilendirme, yönlendirme amaçlı
kullanılan gelişmiş interaktif tanıtım araçlarıdır. Kiosklarda sistem tamamen
64
http://www.antrak.org.tr/gazete/101999/sahin1.htm , 09.06.2006.
50
dokunmatik olarak çalışmakta, ekranda beliren butonlara dokunularak
istenilen bilgilere ulaşılabilmektedir.65
Bilgisayar kullanım bilgisine ihtiyaç olmaması nedeni ile herkes
tarafından kolaylıkla kullanabilmekte, bu yönüyle de özellikle kamuya açık
mekanlarda, kalabalık bölgelerde ve bilgi akışının eksik ve yetersiz kaldığı
mekanlarda 7 gün 24 saat açık ve ücretsiz bir kullanım alanına sahip
olmaktadır.
Printer, kart okuyucu, barkod okuyucu, money acceptor, coin box,
ticket printer, webcam gibi her tür çevre ünitesinin eklenmesine uygun yapısı
ile bilet satış ve rezervasyon, video konferans erişimi, e-ticaret, kredi kartı ile
ödeme yapma, fatura ve borç sorgulama, internet bankacılığı gibi işlemler
kiosk üzerinden rahatlıkla yapılabilmektedir. Kiosk sistemleri en çok şehir
merkezleri, otobüs durakları, metro, tren istasyonları, fuar, seminer ve kongre
merkezleri, showroomlar, sinema, tiyatro, stad gişe ve fuayeleri, alışveriş
merkezleri, hipermarketler, internet cafeler, belediye, konsolosluk, elçilik
binaları, havaalanları, otogar ve marinalar, saray, milli park, tarihi ve turistik
yöreler, üniversite ve diğer öğretim kurumları, hastaneler, restoranlarda
kullanılmaktadır.
Kiosklarla web tabanlı bilgi akışı sağlanabilir, smart card (akıllı kart)
üzerine sayısız kullanıcı kimliği ve hesabı, e-cüzdan, frequent – buyer gibi
uygulamalar gerçekleştirilebilir, e-ticaret yapılabilir, internet Bankacılığı
işlemleri
gerçekleştirilebilir,
müşteri
sadakati
sağlamak
ve
müşteri
memnuniyetini artırmak amacıyla sık alışveriş yapan müşterilere hediye çeki
gibi avantajlar hakkında bilgiler verebilir, müşteri servisi görevi görür,
müşteriye yol gösterir, en çok reklam / promosyon ve pazarlama alanında
kullanılır, bilet işlemleri kiosklar üzerinden yapılabilir, sürekli görüntü akışı ile
ürün ve hizmet tanıtımı sağlayabilir, kiosklar birbirlerine bağlanarak gerçek
65
http://www.bentas.com.tr/tr/main.php3?cozumler*cozumler_menu.html*cozumler.gif*kiosk.gif*kio
sk.html , 09.06.2006.
51
zamanlı ve online oyunlarda kullanılabilir, "kullandıkça öde " mantığı ile ürün
ve hizmet alımı ücretlendirilip ticari amaçla kullanılabilir.
5.g. Pagers ve Avuçiçi Bilgisayarlar (PDA’s – Personal Digital
Assistants):
Pagers, kısa veya uzun ancak fazla detay içermeyen mesajların
aktarımını sağlayan, diğer ortamlara kıyasla daha basit teknoloji ürünleridir.
9000 karakterlik metin işleme yeteneğine sahip bu araçlar hem bilgisayarlara
hem de GSM telefonlarına doğrudan bağlanabilmektedir. PDA’lar ise, hem
faks göndermemize, hem internet ile bağlantı kurmamıza hem de kişisel
verilerimizi depolamamıza yardımcı olan avuç içi bilgisayarlardır. Farklı bir
biçimde PDA’lar elektronik adres defteri özelliği olan, taşınabilir mini
bilgisayarlar olarak da tanımlanabilir.66
5. h. İnteraktif Televizyonlar:
İnteraktif televizyonlar, üzerinde çip taşıyan, telefon hattına bağlı bir
alıcı (receiver – akıllı setüstü kutu – set top box) ve çanak anten veya kablo
aracılığıyla taraflar arasında iletişimi sağlarlar.
Türkiye’deki ilk örneği Digiturk tarafından uygulanan bu sistemde,
genel televizyon yayınlarının yanı sıra bankacılık işlemleri ve istenilen filmin
satın alınıp izlenmesi gibi pek çok işlem gerçekleştirilebilmektedir. I–TV’ler
Gereğinden fazla zamanını alacak işlerden mümkün olduğunca uzak durmak
isteyen günümüz insanının gün geçtikçe daha sık kullandığı bir sistemdir. Bu
durum I-TV’leri, bütünleşik pazarlama iletişimi çalışmaları kapsamında
şirketlerin daha fazla yöneldiği bir ortam haline getirmektedir.
5. i. Web TV:
Web
TV,
interaktif
bağlantı
yoluyla
televizyon
kanallarının
izlenebilmesini sağlarken, internette gezinmeyi de olanaklı kılan bir sistemdir.
Web TV ile ilgili olarak ilk ciddi girişim 1995'te Microsoft, MSN TV kod adıyla
66
Güneri Fırlar, Yeygel, a.g.e., s.15.
52
başlatılmıştır. Kayda geçen ilk web TV yayınıysa 1999 yılında fakir ülkelerde
interneti yaygınlaştırmayı amaçlayan NetAid kampanyasıyla olmuştur.
Netaid.org adresinden yayımlanan yardım konserini o tarihte 2.4 milyon
internet kullanıcısı izlemiştir.
Ne var ki bağlantı hızının ve altyapı kapasitesinin yetersizliği
yüzünden web televizyonu yakın zamana kadar bilgisayar ekranına gelecek
pul kadar bir görüntünün saatlerce yüklenmesini beklemek anlamına
gelmekteydi. Oysa bugün kimi ülkelerde internet hattı üstünden DVD
kalitesine yakın yüzlerce televizyon kanalı ve isteğe bağlı filmi bilgisayar;
hatta televizyon ekranından izlemek mümkün hale gelmiştir. 67
Zamanla internet hattı üzerinden TV izleme mantığı geliştirilmiş ve
web box kavramı ortaya çıkmıştır. Bir web TV türevi olan web box, her marka
televizyon alıcısına bağlanarak internet erişimini mümkün kılan, bilgisayara
gerek kalmadan televizyondan internete bağlanmayı sağlayan bir sistemdir.
Web box ile birlikte verilen kablosuz klavye sayesinde koltuktan kalkmadan
internette birçok işlemi halletmek mümkün hale gelmektedir. Web Box’ta
bulunan PIP (Picture in Picture) özelliği ile internette gezinti yaparken
ekranda açılan ufak bir pencere ile TV izlenebilmektedir. Web boxların yapısı
ve çalışma mantığı her ne kadar interaktif televizyon sistemine benzese de;
proses ünitesi, modem ve telefon bağlantısından oluşan yapısı ile i-tv’den
farklılaşmaktadır.68 Web box kullanılarak şu işlemler yapılabilmektedir69:
•
E-mail okuma, e-mail gönderme
•
Sanal market düzenlemelerine uygun olarak elektronik alışveriş
sitelerine bağlanma
•
İnteraktif yarışma, anket ve oylamalara katılma
67
http://www.milliyet.com.tr/content/teknoloji/tek015/tekno92.html , 01.03.2006.
Güneri Fırlar, Yeygel, a.g.e., s.22.
69
Furni, İnci, “Televizyonda İnternet Keyfi : WEB BOX”
http://www.bendevar.com/v3/makale_oku.php?id=268 , 09.06.2006.
68
53
•
Elektronik bankacılık sitelerine erişim
•
İnternette sörf
•
E-mail’lere sesli mesaj ve TV görüntüleri ekleyebilme
IV) AÇIKHAVA REKLAMCILIĞI VE YENİ TRENDLER
Dünya üzerinde, sosyal ve ekonomik gelişim düzeni içinde toplumlar;
ilkelden tarıma, tarımdan sanayiye bugün ise sanayiden bilgiye doğru akış
gösteren bir yapı içinde ilerlemişlerdir. İlkelden tarıma geçiş, insanlık için
büyük bir değişimi, yerleşik düzeni ifade etmektedir. Toplumlar bu aşamayla
birlikte gerçek anlamda medeniyet ile tanışmış oldular. Verimli arazilerin
çevresinde yerleşik yaşamlar kurmaya, dolayısıyla üretmeye, inşa etmeye
başladılar. Trampa denilen değiş – tokuşun başlamasına kadarki süreçte
sadece kendi ihtiyaçları için üreten toplumlar, bu noktadan sonra başkaları
için de üretmenin bilincine vardılar ve pazarlama bilincinin tohumları atılmaya
başlanmış oldu. Bu duruma bağlı olarak gereksinim duyulan ilk reklam
çalışmaları ise duvarlara kazınan açıkhava örnekleriyle oluştu.
Ürettikçe gelişen toplumlar her zaman daha iyisini, daha güzelini
aramışlardır. Bu bilinç, buhar makinesinin icadıyla birlikte Sanayi Devrimi’ni
doğurmuş ve teknoloji hızla gelişmeye başlamıştır. Üretim hacmi artmış;
kendisi, eşi - dostu için üreten küçük esnaf yerini büyük işletmelere
bırakmıştır. Bu durum üretici ile tüketicinin arasının açılmasına, bağların
kopmasına yol açmış ve üretilen ürünün pazarlanması sorunu gündeme
gelmiştir. Böylece klasik pazarlama anlayışı doğmuştur.
Klasik
pazarlama
anlayışının
doğurduğu
bir
sonuç
olarak
tanımlayabileceğimiz reklamlar bu dönemde önem kazanmaya başlamıştır.
Bu süreç içinde reklamlar açıkhava ortamlarında yer almıştır ve açıkhava
reklamları popülerlik kazanmıştır. Ancak önce gazeteciliğin yaygınlaşması
sonra da radyonun ve ardından televizyonun icadıyla açıkhava popülaritesini
yitirmiştir.
Açıkhavanın
gazete,
radyo
ve
televizyonun
kitleselliğine
54
erişememesi, bu ortamların çok yeni ve teknolojik olmaları nedeniyle tüm
ilgiyi kendi üzerlerine çekmeleri bunun sebepleri olarak gösterilebilir.
Ancak “Tarih tekerrürden ibarettir.” atasözünü doğrularcasına bu
durum
sanıldığı
kadar
büyük
bir
zaman
dilimini
kapsamayacaktır.
İnsanoğlunun sürekli daha iyisini, daha fazlasını istemesi kaçınılmazdır.
Televizyonun da icadından sonra teknoloji olduğu yerde kalmamış, çok daha
büyük gelişmeler kaydetmiştir. Dolayısıyla televizyonu icat eden insanoğlu,
bilgisayarın da icadına imza atmıştır. Teknolojinin bu denli hızlı gelişmesi,
bilgisayarın icadı ve ardından internetin bulunması neredeyse sanayi devrimi
kadar etkili olmuş ve bilgi toplumunun oluşmasına yol açmıştır. Bu noktadan
sonra bilgiye ulaşmak son derece kolaylaşmıştır. Küçük bir çocuk bile sadece
birkaç tıklamayla dünyanın diğer ucundaki bir veriye ulaşabilmektedir.
Sohbet, haberleşme, bilgi alma, eğlence ve hatta alışveriş amaçlı kullanılan
internet çok kısa sürede büyük kitleleri etkisi altına almaya başlamış,
zamanının büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçiren insan sayısının
gün geçtikçe artmasına yol açmıştır. Bu durum e-ticaret kavramını, e-ticaret
de e-pazarlama kavramını doğurmuştur. Böylece internet, hızla büyüyen bir
reklam ortamı haline gelmiştir.
Bu zamana kadar bir reklam ortamı olarak ilk sırada tercih edilen
televizyonun ana mecra olma özelliği de bu dönemle birlikte sorgulanmaya
başlamıştır. Bireyler severek izledikleri yayınların bölünerek araya günde
onlarca defa izledikleri reklamların uzun sürelerle yerleştirilmesinden
hoşlanmamaya başlamışlardır. Hedef kitle, bunca yoğun mesaj ve ürün
bombardımanı arasında bilinçlenmiş, klasik segmentlere ayrılamaz, meraklı
ve zor beğenen bir hale gelmiştir. Bunun yanı sıra internet başında
televizyondan çok daha fazla zaman harcayan insan sayısı artmıştır. Böylesi
bir
arenada
tüketici;
hak
ettiğini
almak
istemekte
ve
bunun
için
savaşmaktadır. Şirketlerin amacıysa sonuca giden en kısa, en etkili yolu
bulmak, bilinçlenen tüketiciye bilinçli bir şekilde ulaşmaktır. Bu durum
reklamverenlerin ve ajansların daha fazla destekleyici mecra aramasına
55
neden olmuştur.
Onlar, altı kaygan, sürekli değişen bir zeminde; doğru
zamanda, doğru insana, doğru mesajı, doğru yöntemle ulaştırmaya
çalışmaktadırlar. Onlar yalnızca televizyon gibi klasik medya mecralarını
değil,hayal gücünün alabileceği hemen her yeri, markalarını pazarlamak için
kullanmaktadırlar. Görünen o ki geleneksel reklam mecraları büyük bir hızla
değişmektedir.70
Bu anlamda ilk sırayı internet almıştır. Öyle ki, günden
güne artan önemiyle internetin ana mecra haline gelmesine kaçınılmaz
gözüyle bakılmaktadır. Tüm bunların üzerine cep telefonunun, taşınabilir
bilgisayarın icat edilmesi, bireylerin belirli bir mekana bağlı kalma
zorunluluğunu da ortadan kaldırmıştır. Bireylerin hareketliliğinin büyük oranda
artması, belirli bir yere bağlı kalmamaları nedeniyle, reklamverenler ve
ajanslar daha farklı ortamların arayışı içine girmişlerdir. Bu ortam da, belki en
eski ama yaratıcılığa da aynı oranda açık olan açıkhavadır. Teknolojik
gelişme ve değişimlere de bağlı olarak yenilenen açıkhava ortamları,
neredeyse akla mantığa sığmayacak gelişmelere sahne olmuşlardır. Bu
çerçevede, önünden geçtiğiniz reklam panosunun, bluetooth vasıtasıyla cep
telefonunuza mesaj göndermesi gibi ilginç buluşlar ortaya çıkmıştır.
Aynı türden veya birbirine benzer pek çok ürünün piyasada çokça yer
alması nedeniyle markanın ve marka bilinirliğinin önemi artmıştır. Geniş halk
yığınlarının oluştuğu ortamlarda açıkhava reklamları marka bilinirliğini
artırmada oldukça etkilidir. Anlık bir bakış ile tüketicinin bilinç altına inerek
markanın yer etmesi sağlanabilmektedir. Günümüzde yeniden önem
kazanan ve yükselen bir trend haline gelen açıkhava reklam ortamları bu
anlamda oldukça elverişlidir ve çağdaş pazarlama karması içinde büyük
çeşitlilik kazanmıştır.
Reklam ajansı McCann Erickson’ın belirttiği gibi; yeni mecralar,
özellikle internet, daha geleneksel mecraları öldürmemekte ama değişmeye,
yaratıcı olmaya zorlamaktadır. Tüketici, maruz kaldığı mesaj ve reklam
bombardımanı karşısında bir şekilde bağışıklık kazanmakta, dolayısıyla
70
İndeks İçerik – İletişim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti., VS Dergisi,
http://www.indeksiletisim.com/hizmet_goster.asp?ID=249&hizmet_id=2 , 14.06.2006.
56
tüketiciyi etkilemek giderek zorlaşmaktadır. Birbirine benzeyen ürünlerle,
teknoloji sayesinde kalite olarak da birbirini yakalayan markalarla, benzer
reklamlarla, tekrar edilen fikirlerle bu karmaşık ortamda başarılı olmak
imkansızdır. Küçük nüansların önemi giderek artmaktadır. Bu nüansı
sağlamak içinse yaratıcılık gerekmektedir ve bugünün reklam sektöründe
yaratıcılık dendiğinde, köklü bir geçmişe sahip olmasına rağmen etkinlik
bağlamında yeniden keşfedilen bir ortam olarak açıkhava karşımıza
çıkmaktadır.
A. Açıkhava Reklam Ortamları Türleri ve Özellikleri
Açıkhava reklamcılığı adından da anlaşılacağı gibi kapalı mekanlar
dışında kalan reklamları kapsar. Bugüne dek “outdoor” adıyla anılan
açıkhava reklam ortamı bugün “out of home” adıyla anılmaya başlamıştır. Bu
terim, “ev dışındaki her şey”i kapsamaktadır.
Başta Kuzey Amerika ve Avrupa olmak üzere bütün dünyada toplam
reklam harcamaları pastasındaki payını da hızla artırarak, reklam dünyasının
üvey evlatlığından kurtulup hatırı sayılır kanallarından biri olmaya doğru emin
adımlar atan bir ortam “outdoor”. Dilimize önce “outdoor” olarak giren,
şimdilerde, ürün çeşitliliğinin de artışıyla beraber “out of home” ismiyle
anılmaya başlayan ortamın geçmişi, aslında 18. yy’a kadar dayanmaktadır. O
dönemde bugünkü gibi billboardlar, raketler, tuvaletler, restoranlar, barlar,
kafeler reklam alanları olarak kullanılamıyor, sadece afişlerle yetiniliyordu.
Ancak bugün bu ortamda büyük değişiklikler olmuştur.
Açıkhava, reklamcılığın en eski araçlarından biridir. “Dağlara taşlara
yazılan yazılar, küçük bir esnafın dükkanının üzerine adını yazan tabela
koyup gelip geçenin dükkanına gelmesini sağlaması gibi bir başlangıçta
başlayarak açıkhava reklamcılığı; gelişmiş ülkelerde gördüğümüz büyük boy
duvar panoları, gökdelenlerin üzerinde yükselen ışıklı dönen kürelere kadar
gelişen teknolojiye paralel olarak hızla gelişmiştir.”71
71
İnuğur, 1987, s.44, akt. Kocabaş, Elden; a.g.e., s.:46.
57
Bugün geldiği nokta itibariyle açıkhava reklam ortamları açıkhava
reklamları ve transit açıkhava reklamları olarak ikiye ayrılabilir. Bu anlamda
açıkhava reklamları, sabit olarak konumlandırılan dış mekan reklamları;
transit reklamlar ise, otobüs, taksi, tramvay, metro gibi hareketli araçlar
üzerine konumlandırılan reklamlar olarak tanımlanabilir. Gıyasettin Tayfur72’a
göre açıkhava reklamları; “Trafiğin yoğun olduğu insanların çok sık geçtiği
cadde, sokak ve kullandıkları istasyon durak ve iskelelere konan afiş, pano,
billboard, döviz – pankart şeklinde hazırlanan reklam mesajlarıdır.” Mehmet
Oluç73
tarafından
tanımlanan
transit
reklamlar
ise
“Otobüslerde,
tramvaylarda, banliyö trenlerinde, kartlar ve posterlerle yapılan reklamlardır.”
Ancak bu çalışmada daha farklı bir sınıflandırmadan hareketle dış mekan
reklam ortamları tanımlanacaktır. Bu çerçevede başlıca Açıkhava (out of
home – dış mekan) reklam ortamları şu şekilde sınıflandırılabilir:
i.
Açıkhava vitrinleri
ii.
Taksiler
iii.
Restoran ve kafeler
iv.
Sinema salonları
v.
Havaalanları
vi.
Uçak içleri
vii.
Satış yeri reklam araçları (POP)
viii.
Otobüs üzeri reklam uygulamaları
ix.
Spor Sahaları
x.
Maskot
xi.
Maket
xii.
Balon
72
Tayfur, a.g.e., s.127.
Oluç, Mehmet, “Reklam Metninin Hazırlanması, Yayımlanması ve Etkinlik ile ilgili bazı
Kavramlar” Pazarlama Dünyası Dergisi, Sayı 22, Temmuz / Ağustos, 1990. s.16.
73
58
i. Açıkhava Vitrinleri:
Açıkhava vitrinleri, çeşitli ölçülerdeki reklam posterlerinin büyük
boyutlarda tasarlanarak, camlı ya da camsız; ışıklı ya da ışıksız olarak farklı
şekillerde, şehrin belirli noktalarına yerleştirilmeleridir. Açıkhava vitrinleri çok
farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Bu biçimler:
•
Billboard
Billboardlar, belirli merkezlerde, belirli noktalara (yol kenarı, bina
dışları v.b.), o noktadan gelip geçen herkesin görebileceği şekilde
yerleştirilen, büyük boyutlardaki reklam araçlarıdır. Kelime anlamıyla tam
Türkçe karşılığı ise “ilan tahtası”dır.
Açıkhava
reklam
sektörünün
en
eski
vitrinlerindendir.
Klasik
sınıflandırılmaktadır. Afiş baskıları ofset tekniğiyle ve paftalı basılmaktadır.
Görselin vitrine uygulanması “kostik” veya “su bazlı” yapıştırma usulüyle
gerçekleştirilmektedir. Klasik
Bilboard ebadı 350x200 cm’dir. Işıklı
Bilboard ebadı 320x220 cm’dir. Klasik Bilboard afişleri 6 yada 10 parçalı,
Işıklı Billboard afişleri ise 4 parçalıdır.74 Işıklı ve klasik billboard olarak iki
farklı çeşidi vardır.
1980’li yıllarda, ekonomik ve etkin bir şekilde reklam mesajlarını hedef
kitleye ileten bir reklam aracı olarak ülkemizde reklamverenin hizmetine giren
billboardlar, renkli içerikleri ile şehirlere bir farklılık, güzellik ve sık sık
değişmesi ile de tüketiciler arasında bir merak konusu durumuna gelmiştir.
Billboardlar çarpıcı ve göze batan reklam araçlarıdır. Mesajların, resim,
fotoğraf
ve
grafikler
ile
uyumlu
ve
anlamı
tamamlayacak
şekilde
bütünleşmesiyle hedef kitle üzerinde son derece etkili olmaktadırlar.75
74
http://www.basimevi.net/abb/terim/billboard.html , 01.09.2006.
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Araştırma - Onlar
billboardu nasıl kullandılar?, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/1, s. 52 - 53.
75
59
•
Raket -CLP (City Light Poster)- ve Otobüs Durakları
Raketlerin yeni adıyla CLP (City Light Poster)lerin en çok kullanıldığı
alanlar, otobüs durakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir haftalık periyotlar
ile kiralanan bu alanlar kent mobilyaları olarak da adlandırılır.
76
Şekil 2 – Coca – Cola markasının yılbaşı reklam kampanyası için hazırlanan otobüs
durağı uygulaması.
Şekil 377 – Otobüs durağına uygulanan yaratıcı bir çalışma örneği; bu örnekte bir
atletin, durağın bir camını kırıp diğer camından çıktığı izlenimi verilmek istenmiştir.
Reklam “Faster than you – senden daha hızlı” sloganıyla, Nike spor ayakkabı
firmasına aittir.
76
http://www.clearchannel.com.tr/Portals/57ad7180-c5e7-49f5-b282c6475cdb7ee7/1204_du_ist_cocacola_02z_.gif, 22.05.2006.
77
http://blog.philippfleck.de/resserver.php?blogId=1&resource=04nike_nikes56770a3036.jpg&mode=
preview , 02.04.2006.
60
Şekil 478 – Doğadan meyve çayları için hazırlanmış klasik bir raket örneği.
•
Megaboard, Megalight, Pisa ve Superpisa
Süper
Billboard
ve
City
Light
Board
olarak
da
adlandırılan
açıkhavadaki büyük ebatlı reklam vitrinleridir. Standart ve Afiş Değiştiricili
olarak sınıflandırılmaktadır. Afiş Değiştiricili Megalight’ta her yüze 3 görsel
asılmakta, görseller zaman ayarlı bir mekanizma ile ortalama 15-30 saniye
aralıklarla periyodik olarak sergilenmektir. Standart Megalight’ta ise her yüze
1 görsel asılabilmektedir. Megalight uygulamalarında standart ebat 360x260
cm. olmakla birlikte, 320x220 cm. ebadında uygulamalar da bulunmaktadır.
Megalight vitrinleri içten aydınlatmalı olup, genellikle 1 aylık periyodlarla
network olarak kiralanmaktadır.79
Şehir profili ile uyumlu görüntüsü sayesinde gece ve gündüz mesajları
taşıyabilen modern reklam türleridir. Kentlerde önemli noktalara, görüşün
açık olduğu noktalara konan megabord, megalight, pisa ve superpisalar
hedef kitleye ulaşmada 8 m2lik bir reklam alanıyla etkili bir araçtır.
78
79
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=42 , 22.05.2006.
http://www.basimevi.net/abb/terim/megalight.html , 01.09.2006.
61
Şekil 580 – Megaboard örneği.
Şekil 681 – Megaboard örneği.
Şekil 782 - Pisa örneği.
•
Kuleboard (Silindir Kule)
Şehir merkezlerine giriş noktalarında bulunan yüksek , iki veya üç
yüzüne reklam alınabilen reklam üniteleridir. Silindir kuleler tek veya çift katlı
olarak dizayn edilebilmektedir.
80
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=45 , 03.05.2006.
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=45 , 03.05.2006.
82
http://www.wirespring.com/images/solutions/billboard.jpg , 12.04.06.
81
62
Şekil 883 – Kuleboard örneği.
•
Superboard
Genellikle binaların çatılarının üzerine konulan, devasa boyutlu,
konulduğu bölgede hemen hemen her yerden görülebilen reklam üniteleridir.
Bu tür reklamların kurulumu zor olduğu için uzun süreli bulundukları yerde
kalırlar. Çatılara yerleştirilen superboardlar için reklamveren bina sakinlerine
belirli bir miktar kira ödemektedir. Bazen de bina reklamverene ait olabilir. Bu
durumda yerleştirilen superboard aynı zamanda tabela işlevi de görmektedir.
Şekil 984 – Superboard örneği.
83
84
http://www.basimevi.net/urunler/network_sil_tekkatli.html , 01.09.2006.
http://www.duotribe.com/design/portfolio/ph-billboard.jpg , 12.05.2006.
63
•
Trivision
Çok sayıda yan yana dizilmiş sütunlardan oluşan, sütunların her birinin
üçgen prizma şeklinde olduğu ve her prizmanın üç yüzeyinin de farklı olduğu,
hareketli pano türüdür. Bu panodaki sütunlardan her biri periyodik olarak aynı
anda dönerek, yan yana geldiklerinde bütünsel bir anlama sahip resimler
haline gelmektedirler. Diğer billboardlarla kıyaslandığında, ortalama bir
maliyete sahiptir. Ancak 3 farklı reklamın aynı anda yerleştirilebileceği bu tür
çalışmalarda 3 farklı ürünün tanıtımı yapılabileceği gibi, aynı ürün ile ilgili
olarak 3 farklı mesaj da verilebilmektedir. Bu durum reklamın maliyetini
düşürmektedir.
Şekil 1085 – Çok sayıda üçgen prizma şeklinde, her yüzünde farklı bir imgenin
bulunduğu “Trivision” örneği.
•
Posterler
Outdoor reklamcılığının en önemli aracı olan posterler (billboardlar) farklı
biçimlerde üretilmektedir. Posterler 4 farklı büyüklükte üretilirler:
85
http://www.aef.com/images/museum/obie_2005/retail/Merits/Trivision_Backbend.jpeg ,
12.05.2006.
64
24 Tabaklık Posterler ( 24 Sheet Posters)
24 tabaklık posterler; 19 feet, 6 inches & 8 feet, 8 inches boyutlarındadırlar.
Günümüzde 10 ya da daha az sayıda tabakaya basılmakta olan bu posterler,
24 tabakalık olarak bilinmektedir.
30 Tabakalık Posterler ( 30 Sheet Posters )
30 tabakalık posterler; 21 feet, 7 inches & 9 feet, 7 inches olarak basılır . 24
tabakalık posterler gibi baskı teknolojisi sayesinde 10-14 tabaka arasında
basılır . Bu posterler panoda 24 tabakalık posterlerden % 25 daha fazla alan
kaplarlar.
Panoyu Kaplayan Posterler (BLEED)
Poster kategorisinin en geniş üyesi olarak bilinen bleedler; 22 feet, 8 inches
& 10 feet, 5 inches olarak basılır ve bu posterler panoda 24 tabakalıklardan
%40 daha fazla yer kaplarlar.
8 Tabakalık Poster ( 8 Sheet Posters )
Açıkhava reklamcılığının en hızlı gelişen ve en çok kullanılan poster biçimi
olarak karşımıza çıkan 8 tabakalık posterler küçük boy posterler olarak da
adlandırılırlar. 11 feet, 17 inches & 3 feet, 17 inches boyutlarındadırlar. 8
tabakalık posterler, küçük işletmelere iyi hizmet için geliştirilmiştir. 8 tabakalık
posterlerin bazı ayırıcı avantajları vardır. Bunları kısaca ele alacak olursak;
- Bu reklamlar yola yakın yerlere konuldukları için daha yüksek görülebilirlik
oranına sahiptirler.
- Maliyetleri daha düşüktür. Kiraları, basım ücretleri bakımından düşük
maliyetlidirler.
- Özellikle yüksek trafik yoğunluğunun yaşandığı bölgesel alanlarda daha az
yer kapladıkları için tercih sebebidirler.
65
Şekil 1186 – Posterler şekilde görüldüğü gibi kağıtlara basılarak çeşitli boyut ve formlardaki
panolara yapıştırılır.
Şekil 1287 – Şehir merkezlerindeki poster örnekleri.
Şekil 1388- Şehir merkezlerindeki poster örnekleri.
86
http://www.signvalue.com/images/8-sheet.jpg , 15.03.2006.
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=143 , 10.03.2006.
88
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=143 , 10.03.2006.
87
66
•
Boyalı Bültenler
Adından da anlaşılacağı gibi boyalı bültenler kağıda basılmamakta,
direkt olarak çizim ve boyama yoluyla oluşturulmaktadırlar, bu nedenle
maliyetleri çok yüksek olur. Boyalı bültenler posterlerden üç-dört kat daha
büyük olurlar ve boyalı bültenlerin hazırlanmasındaki temel amaç da
büyüklüktür. Standart bir boyalı bülten 14 feet x 48 feet boyutlarındadır.
Açıkhava bültenlerinin maliyetlerinin yüksek olmasının iki ana sebebi vardır;
- Yüksek Üretim Maliyetleri: Açıkhava bültenleri çizim ve boyama metodları
ile yapıldığı için bunun maliyeti yüksek olmaktadır.
- Boyalı bültenlerinin yerleştirildiği yerler trafik yoğunluğunun en fazla olduğu
yerlerdir. Reklamcılar bu nedenle yüksek bedeller ile bu bölgelerde reklam
verebilmektedirler.
Boyalı bültenlerin iki farklı türü vardır;
Sürekli Bültenler (PERMANENT): Bu bültenler oldukları yerde sabit olan
hareket etmeyen bültenlerdir .
Şekil 1489 – Bir binanın duvarına boyama suretiyle oluşturulmuş sürekli bülten örneği.
89
http://photo.blog.lemonde.fr/photos/uncategorized/alechinsky_400_1.jpg , 03.05.2006.
67
Dönen Bültenler (ROTARY): Bu bültenlerden en çok kullanılan boyalı
bültenlerdir ve standart bir posterden 3 kat daha büyük olurlar. Dönen
bültenler, bir yıllığına kiralanırlar ve 60 günde bir değiştirilmesi gereklidir.
Şekil 1590 – Şekilde görüldüğü üzere dönen bültenler sabit bir ayak üzerine döner
mekanizmayla yerleştirilmiş oldukça büyük boyutlu açıkhava reklam araçlarıdır.
•
Postermatikler
Teknolojinin en son örneklerinden olan postermatikler; birden fazla
firmanın, ürünün veya hizmetin reklamının tek bir ünite vasıtasıyla kitlelere
aktarılabildiği reklam üniteleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak
spektakülerlere benzemektedirler. Bu üniteler ile ışıklı olarak belirlenebilen
periyotlarla
ve
sürelerle,
yatay
hareketler
sayesinde
tanıtımlar
yapılabilmektedir.
90
http://www.signvalue.com/images/rotary-bullentin.jpg , 06.05.2006.
68
Şekil 1691- Görüntünün periyodik olarak farklı bir posterle otomatik olarak
değiştirildiği açıkhava reklam ortamı.
Şekil 1792 - Görüntünün periyodik olarak farklı bir posterle otomatik olarak
değiştirildiği açıkhava reklam ortamı.
•
Spektakülerler
Günümüzde yeni sayılabilecek olan spektakülerler ilk kez 1976 yılında
açıkhava reklamcılığında yerini almıştır. Bunun en önemli nedeni ise
bilgisayar teknolojisinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler ve bunun
ışıklandırma ile sağladığı uyumdur. Bu sayede binlerce küçük ışıktan oluşan
91
92
http://www.postermatic.ch/landscape2.jpg , 05.05.2006.
http://www.artillus.com/Poster1.jpg , 05.05.2006.
69
tabelalar uyum içinde reklamcılığa hizmet vermektedir , bunun en çok
karşımıza çıkan örneği ise scoreboardlardır.
Spectakülerler uzmanlarca büyük oranda çelik malzeme kullanılarak
yapılmaktadırlar. Yüksek bir görünürlüğe sahiptirler ve diğer açıkhava reklamı
türlerinden
daha
fazla
maliyetleri
vardır.
Genellikle
şehirlerde
işlek
caddelerde yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu yerlerde kurulurlar.
Spectakülerlerin çekici olmasının başlıca nedeni ışıklandırılmaları ve göz
almalarıdır; özellikle akşamın yoğun saatlerinde insanların oldukça dikkatini
çekmektedirler.
Şekil 1893 – Açıkhava reklamları bakımından, dünyada en fazla yoğunluğa sahip A.B.D.
New York Times Square’daki reklam örneklerinden bazıları. Şekil 18’de mavi renkli görülen
spektaküler, şekil 19’da turuncu renge bürünmüştür. Binanın dışındaki görüntü tıpkı bir
televizyon ekranı gibi sürekli olarak değişmektedir.
93
http://www.emediawire.com/prfiles/2004/10/04/164498/100_2004.JPG , 20.04.2006.
70
Şekil 19 – New York Times Square, spektaküler örneği.
•
Mobil TV’ler, Dijital Ekranlar:
Hedef kitlenin yoğun olarak bulunduğu merkezlere yerleştirilen plazma
TV’lerden oluşmaktadır. Amaç ekranlardan markanın reklamlarını tüketiciye
izlettirmektir. Ama bu yapılırken tüketicinin uzun reklam kuşaklarıyla
sıkılmaması
da
düşünülerek
reklam
kuşakları
çeşitli
içeriklerle
süslenmektedir. Dijital platformların bir diğer özelliğinin de hareketli mesajları
barındırıyor oluşlarıdır. Dijital ekranlarda sabit bir panoda veya baskılı bir
ilanda yapılamayacak anlık değişimler
güncellenebilmektedir. Dijital
ortamlarda mesajlar sürekli değişmekte ve ışıklı renklerle görüntülenmekte,
böylece dijital ortamlar farkındalık yaratan ve okuma oranı yüksek bir ortam
haline gelmektedir. Dijital billboardlar güneş ışığında bile görünebildiği,
hareketli görüntülerle reklam verenin de ilgisini çekebildiği için önemli bir
teknolojik platformdur. Dijital panolar taksi ve otobüslerin üzerinde de
uygulanabilmekte, araçların bulunduğu semte ve günün saatine göre değişik
reklam yayını yapabilmektedir.
71
Dijital Billboardların Avantajları:
-
Görüş açısı problemi yoktur. Hemen hemen 180 derecelik görüş
açısı verimliliği alınmaktadır.
-
Parlaklık her ortama göre ayarlanabilmektedir. Çok karanlık ve
kapalı yerler için ayarlanabilen parlaklık, maksimum ayarlamalarda
aynı performansın elde edilmesini sağlamaktadır.
-
Boyutlar istenilen ölçülerde hazırlanabilmektedir.
-
Birden çok reklamın sergilenebildiği ürünler, reklamda görüntü
kirliliğine de engel olacaktır.
Dijital Billboardların Dezavantajları:
-
Küçük boyutlar için fiyat problemi söz konusudur.
-
Büyük boyutlarda dış mekanda aynı işlevi görecek rakibi
olamamaktadır.
-
Küçük boyutlar için, özellikle bir metrekare ve altı için rezolasyon
problemi yaşanabilmektedir.
-
Dijital ekranların dikeyde 40 dot olan çözünürlük ölçüsü, daha
yüksek çözünürlüklü billboardların iç mekan versiyonları için üç
milimetre çapının atında üretilmesi gerekecektir. Bu da oldukça
büyük maliyet getirmektedir.
Dünyada Dijital Billboard Kullanımı94
-
Amerika, İngiltere, Kanada, Çin ve Fransa dijital ortamı sıklıkla
kullanan ülkeler arasında yer almaktadır.
-
Tüketici algısı sektör bazında değişmektedir.
94
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kapak Konusu –
Açıkhavada yükselen trend: Dijital Mecra, Rota Yayınları, İstanbul, 2006/3, s. 17.
72
-
Perakende sektöründe satın alma anında tüketici davranışlarına
direkt
etki
özellikle
promosyon
destekli
olduğunda
satış
yüzdelerinde ciddi yükselişler sağlanmaktadır.
-
Dijital ortam 2005 yılında açıkhava ortamlarının %0.3lük bir
bölümünü oluşturmuştur.
Şekil 20 – Bir stadyumdaki dijital pano.
•
Metro içi ve dışı
Metro istasyonu içi veya girişlerinde karşımıza çıkan reklam
panolarıdır.
Genellikle
klasik
billboard
görünümündedirler.
Rayların
hizasındaki duvarlarda ve turnikelerin olduğu bölümdeki duvarlarda karşımıza
çıkmaktadırlar.
Şekil 2195 – Şekilde bir metro istasyonun girişindeki rekla panoları görülmektedir.
95
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=134 , 02.06.2006.
73
•
Alışveriş merkezleri
Alışveriş merkezleri içinde yapılan reklam çalışmaları tüketicilerin
merkeze geliş amaçları çerçevesinde kararlarının oluşması ve tercihlerini
yapmaları noktasında etkin rol oynar. Buralarda verilen mesaj hedef kitleyi
yönlendirici etki yapmaktadır. Satış merkezleri çevresine yerleştirilen
Açıkhava reklamları alışverişe çıkmış ya da bir yerden başa bir yere giden
tüketiciyi bir malı satın alması için ikna edebilir ve malın satış şansını
artırabilir. Ancak Açıkhava reklamlarının yerleri ve sunuş biçimi bunların
etkisini artırmada büyük rol oynar.96
Şekil 2297 – İstanbul Akmerkez’den bir reklam panosu.
Şekil 2398 - İstanbul Akmerkez’den bir reklam panosu.
96
97
Topsümer, 1989, s.86-87, akt. Kocabaş, Elden; a.g.e., s.46.
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=44 , 02.04.2006.
74
Şekil 2499 - İstanbul Akmerkez’den bir reklam panosu.
•
Otoparklar
Genellikle büyük alışveriş merkezlerinin otoparklarına yerleştirilen bu
tür açıkhava reklamları bir anlamda satış yeri reklam malzemesi görevi de
görmektedirler. Gün içinde genellikle alım gücü yüksek çok fazla kişinin
uğradığı büyük alışveriş merkezleri, aktif hedef kitleyi yakalamak için oldukça
işlevseldir. Bu tür mekanlarda bulunan insanlar alışverişe hazırdır. Bu
anlamda çevredeki uyaranlara algısı açıktır. Bu nedenle bü tür reklamlar
hedef kitlelerine ulaşmada oldukça başarılı olabilmektedir.
Şekil 25100 – İstanbul Akmerkez otoparkında BMW markasına ait bir reklam panosu.
98
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=44 , 02.04.2006.
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=44., 02.04.2006.
100
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=44 , 01.04.2006.
99
75
Şekil 26101 – İstanbul Carrefour otoparkında Garanti Bankası reklamının görüldüğü bir
megaboard.
•
Networkler
Açıkhava'da network terimi, Otobüs Durağı, CLP ve Silindir reklam
vitrinlerinin
ya
da
Megalight
gibi
özel
ebatlı
ünitelerin
bir
araya
getirilmesinden oluşan paketler için kullanılmaktadır. Her bir network
hazırlanırken
şehrin
ve
hedef
kitlenin
tamamına
ulaşılabilirlik
baz
alınmaktadır. 118,5 x 175 cm ebatlarında olan network vitrinleri içten
aydınlatmalıdır. Görseller backlight kağıda basılmaktadır. Türkiye'de büyük
kentlerde
yaklaşık
3-4
diğer
kentlerde
1-2
açıkhava
network
ağı
bulunmaktadır.102
ii.
Taksiler
Taksilerde yolcu ile şoförü birbirinden ayıran bölüme reklam
alınabildiği
gibi,
araçların
üzeri
de
bir
reklam
ortamı
olarak
kullanılabilmektedir.
Taksi üzerine dijital panolar da uygulanabilmekte, araçların bulunduğu
semte ve günün saatine göre değişik reklam yayını yapılabilmektedir.
101
102
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=133 , 03.05.2006.
http://www.basimevi.net/abb/terim/network.html , 01.09.2006.
76
103
Şekil 27
iii.
View Sonicmarkasının taksi üzerine uygulanmış reklam örneği.
Restoran ve kafeler
Restoran
ve
kafelerde
(şemsiyeler, buzdolapları,
promosyon
bardaklar,
amaçlı yerleştirilen
bardak
altları v.b.)
bu
ürünler
guruba
girmektedir. Bazen tamamıyla belirli bir markanın ismini taşıyan ürünlerle
donatılan restoran ve kafeler görülebildiği gibi, çeşitli markaların ürünlerinin
yer aldığı restoran ve kafeleri de görmek mümkündür. Kimi zamansa işlek
bölgelerde doğrudan doğruya işletmesine reklam
panoları yoluyla reklam
alan işletmeciler de görülmektedir. Ayrıca belirli bir markanın (örneğin Efes
Pilsen) amblem, isim ve renkleriyle birlikte, restoran veya kafenin ismini de
taşıyan tabelalar da bu gruba girmektedir.
Şekil 28104 – Pilsener Urquell markasının sponsor olduğu bir cafedeki çalışma.
103
http://www.viewsonic.com.sg/event/archives/images/2003/0805taxiads.jpg , 02.04.2006.
77
iv.
Sinema salonları
Sinemalarda, film başlamadan önce yayınlanan reklamlar dizisi ve
sinema salonu girişlerinde yer alan film afişleri bu gruba dahildir. Bunların
haricinde, filmin içine gizli ya da açık olarak yerleştirilmiş olan reklamların da
bu gruba girdiğini söylenebilmektedir.
Şekil 29105- Bir sinema kapısındaki film afişi örneği.
v.
Havaalanları
Şekil 30106 – Havaalanı bagaj bantındaki bir reklam. Hyundai Getz otomobilinin bagajının
genişliğini vurgulamaya yönelik yaratıcı bir çalışma.
104
http://www.gs-windscreen.nl/images/pilsener-urquell-1.jpg , 03.05.2006.
http://www.cityofwhiteplains.com/news/projects/Cinema%20doors1.JPG , 27.05.2006.
106
canimgrubum@yahoogroups.com mail grubu üyelerine gönderilmiş, kaynağı bilinmeyen resim,
21.12.2005.
105
78
Şekil 31107 – Havaalanı bekleme salonundaki bir reklam panosu.
Şekil 32108 – Havaalanına gelen yolcuları isimleriyle karşılayan dijital reklam panosu.
107
http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=136, 25.03.2006.
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Medya Planlama –
Photoshopta düzeltip yer satıyorlar, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/1, s. 30.
108
79
vi.
Uçak içleri
Uçak içlerinde yolcuların en iyi görebilecekleri şekilde yerleştirilmiş
reklam araçları, yolculuk boyunca bilinçüstü ve bilinçaltı etkilere sahiptir ve
tüketiciyi “hava”da da yakalamak isteyen bir anlayışın ürünüdür.
Şekil 33109 – Uçak içine yolcuların yol boyunca görebileceği şekilde yerleştirilmiş bir reklam
panosu.
Şekil 34110 – Uçak içinde koltuk arkasına yerleştirilmiş reklam örneği.
109
http://www.ulusoyreklam.com/onair/uçak%20panoları%201.jpg , 01.06.2006.
80
vii.
Satış yeri reklam araçları (P.O.P. – Point of Purchase)
Pazarlama zincirinin son halkası olan tüketiciye ulaşılan noktalara,
tüketicinin karar verme aşamasında belirli ürünlere tüketiciyi yöneltmek,
yönlendirmek adına yapılan reklam çalışmalarıdır. Alışveriş merkezlerinde
kasa önlerine konulan reklam araçları, mağazalarda tavandan sarkan reklam
uygulamaları, belirli bir ürünün tanıtım araçlarıyla bezenmiş market rafları bu
gruba girmektedir.
Şekil 35111 – Nestle firmasına ait, içinde firmanın ürünleri bulunan raf örneği.
viii.
Otobüs üzeri reklam uygulamaları
Açıkhava Reklamcılık ortamlarından olan otobüsler, büyük reklam
alanlarıyla, sürekli hareket halinde olmalarıyla ve günde yüzlerce, binlerce
yolcu taşımalarıyla oldukça önemli bir reklam alanı oluşturmaktadırlar.
Otobüsler yoğun iletişim yerleridir ve transit reklamcılıkla geniş bir topluluğa
hitap edilebilmektedir. Bu geniş topluluk kapsamında yoğun şehir hayatında,
alışveriş alanlarındaki sürücüler, yayalar, toplu taşıma araçlarını kullananlar
sayılabilmektedir.
110
111
reklamyazilari@yahoogroups.com mail grubundan gelen bir fotoğraf, 10.07.2006.
http://www.packexpo.com/companyfiles/36948/BUG__S_LIFE.jpg , 01.06.2006.
81
Reklamveren için en önemli konulardan biri de markanın boyutu ve
konumudur. Çünkü amaç sadece dışarıda bulunan insanların göz zevkine
hitap etmek değil, aynı zamanda markanın görünürlüğünü, hatırlanabilirliğini
arttırmaktır.
Açıkhava reklamlarında kullanılacak malzemenin ve mesajların diğer
reklamlar arasında kaybolmayacak özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Açıkhava reklamlarında kullanılan malzemenin kendisi kalıcı olmakla birlikte
tüketiciler reklamı geçiş süresi içinde gördüklerinden genellikle akılda kalıcı
değillerdir. Ancak çok çarpıcı, kısa mesaj ve sloganların kullanımı ve bu
kullanımın yoğun olması ile mesajların kalıcılığı ve etkisi artırılabilir. 112
Şekil 36113 İstanbul’daki bir belediye otobüsünün üzerinde yer alan Vatan Gazetesi reklamı.
ix.
Spor Sahaları
Stadyumlarda ve spor salonlarında, saha içlerine yerleştirilen reklam
panoları bu gruba girmektedir. Bu panolar genellikle saha etrafını çepeçevre
sarmaktadır ve her maçta değişmektedir.
112
113
Kocabaş, Elden; a.g.e., s.46,47.
http://www.adkritik.com/foto/TekKatli.gif , 02.04.2006.
82
Şekil 37114 Bir futbol sahasının kenarında yer alan reklam panoları.
x.
Maskot
Maskotlar, bir kurumun veya hizmetin reklamını yapmak üzere
oluşturulmuş
hayali
yaratıklardır.
Bu
yaratıklar
çeşitli
formlarda
somutlaştırılarak hedef kitlenin beğenisine sunulmaktadırlar. “Maskot ne
kadar sevimli olursa o kadar sevilir, kabul görür, dolayısıyla da markayı
sevdirir” görüşü, genel kabul görmüş bir düşüncedir. Bir maskotun hayata
geçiriliş süreci “Maskot” firması tarafından şöyle anlatılmaktadır:115
“Bir maskotun hayata geçmesinde ilk
adim karakter tasarım
aşamasıdır. Karakter üzerine alternatif eskiz, çizim, illüstrasyon, ya da 3D
modeller hazırlanarak form, renk, doku gibi tüm detaylar üzerine karar
verildiğinde son seklini alan karakter, 3 boyutlu ve işlevsel bir maskota
dönüştürülmeye hazırdır. Maskot karakterin en ayırt edici, belirleyici kısmı
kafasıdır. Kağıt üstünde tasarlanmış olan iki boyutlu çözümleme esas
alınarak üç boyutlu çamur model hazırlanır. Modelin dijital fotoğrafları internet
ortamında paylaşılarak detay değişiklikler yapılır son seklini alır ve onaylanır.
Model üzerinden polyester kalıp alınır, bu kalıp kullanılarak modelin
114
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Mecra Satanlar –
Saha içinde 24 saat reklam, Rota Yayınları, İstanbul, 2006/2, s.:54.
115
http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , Bir Maskotun Öyküsü, 12.07.2006.
83
alüminyum
kopyası
elde
edilir.
Alüminyum
kalıplar
kullanılarak 2mm ‘lik vakum baskı kabuklar üretilir. Bu kabuklar monte
edilerek hafif bir kafa strüktürü elde edilir. Kafanın iç kısmına animatörün
kafasının oturacağı poliüretan taşıyıcı bir kask yerleştirilir. Kafanın üst arka
kısmına fanlar yerleştirilir ve havalandırma yuvaları açılır. Kafanın ön
kısmında görüş penceresi açılır. Görüş penceresi ızgara mesle kapatılarak
görünümü bozmayacak şekilde renklendirilir.
Her maskotun gövdesi farklı form ve esnekliktedir. Gövde üretiminde
çoğunlukla geniş cepleri granül strafor dolu içlikler kullanılır. Kafa kısmının
gövdeye sabitlendiği durumlarda ve ürün/ambalaj maskotlarında yüksek
yoğunluklu poliüretan ve sünger malzeme kullanılarak taşıyıcı strüktür
hazırlanır. Kafa ve gövde ile ilgili model/kalıp çalışması, sert kabuk ve kumaş
kısımların kalıplarının çıkartılması zaman alan ve yoğun emek gerektiren bir
süreçtir. Her maskot için yüksek olan bu prototip maliyeti nedeniyle sipariş
adedi arttıkça birim fiyat düşmektedir. Kafa ve gövdenin monte edilmesinden
sonra havalandırma sisteminin kabloları, fanlar, batarya yuvası monte edilir
ve tüm yüzey polar, pelüş ve benzeri malzemelerle kaplanır. Ayaklar için özel
model hazırlanır alınan kalıba fabrikada poliüretan döküm yapılır alt kısmı
kalın eva ile üst kısmı polar, pelüş ve benzeri malzemelerle kaplanır.
Eldivenler tok durması için elyaf katmanlı içliklerle dikilir. Maskotumuz artık
basın toplantısı, alışveriş merkezleri, road show’larda boy gösterecektir. Bir
düşünce, bir tasarım artık hayata geçmiş, yasayan gerçek bir karakter
olmuştur. Gazete, dergi televizyon ve medyada sayısız fotoğrafı, görüntüsü
yer alacak temsil ettiği ürünü ve markayı başarıyla yansıtacaktır.”
84
Şekil 38116 – Algida firmasının Aslan Max adlı dondurması için hazırlanmış bir maskot
kostümü.
xi.
Maket
Maketler, hedef kitlenin dikkatini çekecek şekilde belirli renk, şekil ve
boyutlarda hazırlanarak sabit noktalara yerleştirilen reklam araçlarıdır.
Çoğunlukla temsil ettikleri nesneden çok daha büyük veya küçük boyutlu
olarak hazırlanırlar. Bu durum maketlerin dikkat çekiciliklerini artırmaktadır.
Örneğin şehrin kalabalık bir noktasına yerleştirilen dev bir kola kapağı, bira
kutusu benzeri uygulamalar maket olarak ifade edilmektedirler. Maketler
çoğu zaman spektaküler olarak adlandırılan reklam araçlarıyla da bütünleşik
olarak kullanılabilmektedir.
116
http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , 12.07.2006.
85
Şekil 39117 – Kola kapağı maketi.
Şekil 40118 – Bira kutusu maketi.
117
118
http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , 12.07.2006.
http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , 12.07.2006.
86
Şekil 41119 – Maket ile hazırlanmış gerilla örneği.
xii.
Balon
Çoğu
zaman
gökyüzünde
veya
televizyonda
belirli
ürünlerin
reklamlarını yapan balonlar görülmektedir. Özelikle “Sana” margarin
reklamlarında
lezzet
testi
de
yapan
reklam
televizyonlarında uzun dönem yer almıştır.
amaçlı
balonlar
Türk
Yoğun insan gruplarının
toplandığı kutlama, fuar benzeri açıkhava alanlarının üzerinde dolaştırılan bu
tür reklam araçları oldukça dikkat çekici bir özelliğe sahiptir.
119
reklamyazilari@yahoogroups.com , mail grubundan gelen bir posta eki, 12.07.2006.
87
Şekil 42120 – Petrol Ofisi firması için hazırlanmış uçurulmayı hazır bir reklam balonu.
Görüldüğü üzere, açıkhava reklam araçları ve alternatif bazı ortamlar,
öylesine iç içe geçmiş ki bu nedenle açıkhava reklamları “outdoor” olmaktan
çıkıp birer “out of home” ortam haline gelmişlerdir ve gitgide her yanı
sarmaktadırlar. Bunun sebebi, modern yaşamda artan mobilitenin, insanların
bir yere bağımlı kalmadan yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağlamasıdır.
Sabit olmayan insanı yakalamak da ancak her gün geçtiği, bir şekilde
gördüğü noktalara reklam araçları yerleştirmekle mümkün olacaktır. Bu
anlamda “out of home” (ev dışındaki her şey) araçları günden güne artan bir
önem ile destek ortamdan, ana ortam olma yolunda hızla ilerlemektedir.
120
http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , 12.07.2006.
88
B. Açıkhava Reklam Ortamları Avantaj ve Dezavantajları
Açıkhava reklam ortamları pek çok yönden avantaj sağlayan
destekleyici bir mecra olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak tıpkı hayatımızın
her alanında olduğu gibi açıkhava reklam ortamlarının da avantajları olduğu
kadar dezavantajları vardır. Bu avantaj ve dezavantajları inceleyecek
olursak121:
1) Açıkhava Reklamlarının Avantajları
Yüzyıllardan beri hayatımızda varolan açıkhava reklam ortamları, her
ne kadar televizyon ve radyonun hayatımıza girmesiyle uzun dönem reklam
dünyasında fazlaca yer alamamış olsa da bugün teknolojinin gelişmesi ve
bireylerin hareketliliğinin artmasıyla farklı bir noktaya erişmiştir. Bu anlamda
açıkhava reklam ortamları, reklamcılara, bugün birçok bakımdan avantajlar
sağlamaktadır. Bu avantajlar şu şekilde sıralanabilir:
- Ulaşılabilirlik ve Sıklık: Açıkhava reklamlarının en önemli özelliği hemen
hemen her yerde büyük kitlelere kolayca ulaşabilmesidir, bu nedenle
reddedilme olasılığı yok denecek kadar azdır. Reklamlar kendilerini otomatik
olarak kitlelere sunmaktadırlar. İnsanlar bu reklamlar için bir bedel ödemek
zorunda değildirler. Açıkhava reklamlarının bu özelliği onlar vasıtasıyla
reklamı yapılan, tanıtılan ürünlerin kalıcı olarak akıllara yerleşmesini
kolaylaştırmakta; böylece doğrudan akılda olmayan ihtiyaçların giderilmesi
için çağrışımlar yaratılmış olmaktadır.
- Kişi Başına Maliyetin Düşük Olması: Reklamların hedef kitlelere
ulaştırılma maliyeti açısından açıkhava reklamları en avantajlı ortam olarak
karşımıza çıkmaktadır. Örneğin 100$ maliyeti olan bir reklam tahminen 40
gazete okuruna, 243 TV seyircisine, 305 radyo dinleyenine ve 1136 açıkhava
reklamı gören kişiye ulaştırılmaktadır.
- Yaratıcılık: Uygun mekanlarda yer alan açıkhava reklamları hedeflediği
kitleye ulaşacaktır; bunun için reklamcının bu reklama; renklerle, şekillerle
121
http://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=1499 04.07.2005.
89
katacağı yaratıcı boyut, reklamın istenen amaçlara kolayca ulaşmasına
yardımcı olacaktır. Boyutların seçimindeki geniş yelpaze sayesinde açık hava
tabelalarıyla istenen her türlü mesaj verilebilir. Birbiriyle ilişkili geniş ürün
dizileri, ulusal yerel kampanyalar, ürün kimliğinin pekiştirilmesi açıkhavadaki
geniş seçenek yelpazesinin sunduğu bir avantajdır.
- Farklı Mekanlara Kolay Yerleşim: Farklı yerlerde, farklı büyüklüklerdeki
reklamların kolayca yerleştirilebilmesi ile yol kenarlarına, dağlara, yüksek
tepelere, köprülere yerleştirilebilen açıkhava reklamları adeta dış mekanları
tamamlayıcı birer aksesuar görünümünde hedef kitlelere ulaşmada avantaj
sağlayacaktır.
- Esneklik: Açıkhava reklamcılığı gider ve içerik bakımından da çok esnektir.
Reklamveren bütçesine göre birçok farklı açıkhava reklam türünden, istediği
ebatlarda, istediği sayılarda satın alabilmekte veya kiralayabilmektedir.
- Kapsam: Pazarı, bir günde toplam hedef kitlenin tümüyle veya daha da
fazlasıyla kuşatabilmek ancak açıkhava reklamcılığı ile mümkündür. Bir
araştırmaya göre, 30 günlük bir sürede 100 adet tabela, ortalama bir
pazardaki her 10 kişiden 9 tanesinin gözüne çarpmaktadır. Bu süre içerisinde
reklam mesajı bu sayının 31 katı kadar olası alıcıya ulaşmış olmaktadır.
- Pekiştirme: Dünkü gazete veya TV reklam olgusunun tersine açıkhava
reklamı gün boyu insanların aklında kalmakta, bu potansiyel alıcılara ürünleri
hatırlatma ve satma işlevini kolaylaştırmaktadır. Reklamların boyutları
gözden kaçmayan bir pekiştirmeyi sağlamaktadır.
2) Açıkhava Reklamlarının Dezavantajları
Bugün ulaştığı nokta itibariyle açıkhava, sıklıkla kullanılan bir ortam
olarak reklam dünyasında varlığını sürdürmektedir. Ancak kullanılan meta
her ne olursa olsun “her şeyin fazlası zarar” düşüncesinden hareketle,
açıkhava reklamlarında gözlenen sayı artışı beraberinde bir takım sorunları
da getirmektedir. Bu sorunlar, reklamcılar için, reklam ortamı bazında, birer
dezavantaj
olarak
algılanmaktadır.
Bu
anlamda
sıralayabileceğimiz
dezavantajlar şöyledir:
90
- Yaratıcılığın Sınırlı Olması ve Düşük İlgi: Açıkhava reklamlarında, bir
anlık görüşten, bir anda reklamın göze çarpmasından ve etkisinin kısa
olmasından kaynaklanan ilgi kaybı söz konusu olabilmektedir. Reklamdaki
birçok simge, resim vb. 3 saniye kadar kısa bir süre göze çarpmakta ve
etkisini kaybetmektedir.
- Görüntü Kirliliği: Açıkhava reklamlarının, görülme olasılıkları yüksek
olduğundan insanların yoğun olduğu yerlerde bulunması tercih edilmektedir;
bu da reklamların belirli bölgelerde aşırı yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Reklamların belirli alanlarda, bölgelerde yoğunlaşması, algıda seçiciliği
azaltmış ve ilginin azalmasına neden olmuştur. Bu gibi talep düşüklüklerinin
önlenmesi için reklam şirketleri yeni alanlara yönelmişler ve görüntü kirliliği
yaşanmasına, verilmek istenen etkinin de tam tersine dönmesine neden
olmuşlardır. Aslında açıkhava reklamlarının yoğunlukta olduğu bölgelerde
mutlaka görüntü kirliliği olacak diye bir kural da yoktur. Bunun en iyi örneği
NewYork Times Meydanıdır. Times Meydanı, açıkhava reklamlarıyla turist
çeken bir merkezdir.
- Değişken Maliyetler: Açıkhava reklamcılığında gelişen yeni teknikler ve
bunların uygulanması, yeni trendler ile birlikte ileri teknoloji ürünü reklam
araçlarının kullanılması reklam maliyetlerini yükseltmiştir. Örneğin bir mobil
TV'nin bugünkü fiyatı 1 milyon $ civarındadır.
- Pazar Segmentlerindeki Değişim: Günümüzde pazarların kendi içerisinde
küçük segmentlere ayrıldığı gözönüne alınırsa, açıkhava reklamları bu
segmentlere değil kitle hedeflerine yönelmektedir.
- Hedef kitle gözünde imaj kaybetme riski: Doğrudan pazarın kaymak
tabakasına hitap eden firmalar, açıkhava reklamcılığına yöneldiklerinde farklı
pazar dilimlerine hitap eden firmalarla yan yana geleceklerinden, bu bir imaj
kaybına neden olacak ve potansiyel olarak öngörülen noktasal pazarlar
kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya olacaktır.
91
- Ölçme ve Değerlendirmenin Zorluğu: Reklam ortamları içinde ölçüm
yapmanın en zor olduğu alan açıkhavadır. Bunun en önemli nedeni ise hedef
kitlenin hareketli olmasıdır. Televizyon veya gazetede olduğu gibi belli bir
noktaya, belli bir süre dikkat verilememektedir.
C. Planlama Sürecinde Açıkhava Reklamlarının Konumu
Reklam kampanyaları ve medya planlama süreci bağlamında ele
alındığında açıkhava ortamlarının “destek sağlama” işlevine sahip olduğu
görülür.
Oysa
genel
olarak
değerlendirildiğinde
ve
“ürün
çeşitliliği,
yaratıcılıkta sınır tanımayan uygulamalar ve teknolojik gelişmeler” gibi
belirleyiciler dikkate alındığında “ana ortam” olma özelliklerini birebir taşıdığı
belirlenir.
Yine
de
açıkhava
kendinden
bekleneni
uzun
yıllar
gerçekleştirememiştir. Açıkhava reklam ortamlarının bugün algıladığımız
biçimiyle ilk örneğinin 1400lü yıllara dayandığını düşündüğümüzde, bu
ivmenin gerçekleştirilememesinin altında yatan çok daha farklı sebepler
olduğu akla gelmektedir. Peki nedir bu sebepler?
Açıkhavanın destek sağlayıcı kimliğinden kurtulamamasının sebebi
olarak, fiyatları artan panolar, vergi artışları, panoların kiralanması sırasında
işe “fesat karıştırma”lar gösterilmektedir. Çoğu kez o kadar ileri gidilmektedir
ki, müşteriye satılacak panonun önündeki nesneler, photoshop ile silinip,
sanki panonun önü açıkmış gibi gösterilmektedir.122
Zenithmedia Yönetim Kurulu Başkanı Mete Soğuksu, açıkhavanın
stratejik planlama sürecinde 3 farklı kullanıma bağlı olarak 3 temel görevi
olduğundan bahsetmektedir. Bunlardan ilki taktiksel kullanımlardır. Bunlar
daha çok kısa vadeli kampanyalarda tercih edilmektedir ( Billboardlar). Bir
kampanyaya
başlandığında
ilk
veya
ikinci
hafta
taktiksel
yerler
kullanılmaktadır. Buradaki amaç, kampanyanın çok hızlı bir şekilde
görünürlüğünü en az bir defa artırmaktır. Bir başka deyişle, kampanya
açıkhavada TV, radyo, basın kampanyalarına destek olarak kullanılmaktadır.
122
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Medya Planlama –
Açıkhavada yeni trend: Out of Home, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/2, s. 28.
92
İkincisi ise imaja yönelik, daha uzun vadeli açıkhava kullanımlarıdır. Duvarlar,
çatılar, yol panoları, megaboardlar, mobil kaplamaları bu alana dahil
edilebilmektedir. Bunların görevi uzun vadeli bir şekilde tüketicinin gözü
önünde markayı bir şekilde görmelerini sağlamaktır. Açıkhava ortamının
üçüncü görevi de yaratıcı kullanımlardır. Amaçları farklı olduğundan yaratıcı
açıkhava kullanımlarını da ikiye ayırmak mümkündür.
Birinci yöntem,
gerçekten farklılık yaratmaktır. Türkiye’de hemen hemen hiç kullanım alanı
bulamamıştır. Bunlar “Gerilla” açıkhava reklam kampanyaları olarak da
adlandırılmaktadır. İkinci yöntem ise daha maliyetli ama çok yaratıcı,
herkesin dikkatini çekecek kullanımlardır. Bunların Türkiye’de birkaç tane
kullanımı bulunmaktadır. (Bkz.Şekil 44)
Şekil 43123Mercedes markasının “M” serisinin tanıtımı amacıyla, bir binanın duvarına
monte edilen otomobil maketi uygulaması.
123
canimgrubum@yahoogroups.com mail grubunda dolaşan bir fotoğraf.
93
Şekil 44 – İstanbul Nişantaşı’nda Renault otomobil markasının “boy gösterisi”
konseptiyle Megane modeli için gerçekleştirilmiş “gerilla” uygulaması.
Açıkhava
mekan
seçiminde
kaç
kişiye
ulaşılacağı,
yapılan
kampanyanın ne derece geri döneceği ve seçilen mekanların önünden geçen
insan trafiği önemlidir. Açıkhavanın ana ortam olarak kullanılabilmesi için,
geniş bir perspektif, yayılım gerekmektedir. Türkiye’de ise kısa vadede böyle
bir yayılım görülmemektedir.
94
İKİNCİ BÖLÜM
GÖRSEL TASARIM VE ANLAMLANDIRMA
Tasarım, üzerimizdeki giysilerden, evimizdeki eşyaların yerleştiriliş
düzenine kadar günlük hayatımızın tam ortasında yer alan bir kavramdır.
Aslında evrenin yaratılışı bile bir nevi tasarım ürünü olarak dikkate alınabilir.
Bu çerçeveden bakıldığında tasarımın, “yaratıcılık” kavramını da içinde
barındırdığını söyleyebiliriz.
Bu yaklaşımın temelinde ise tasarımı salt görsel bir öğe olarak
düşünmeme gerekliliği bulunur. Açıklanacak olursa tasarımda kullanılan her
bir öğenin bir anlamı vardır. Bilerek de bilmeyerek de kullanılsa, tasarımda
yer alan her bir öğe belirgin anlamlar yüklüdür ve çoğu zaman izleyenin
bilinçaltına etki etmektedir.
İçinde yaratıcılık olan, izleyenin üzerinde bilinçaltı ya da bilinçüstü etki
bırakan, diğer yandan da estetik olan her öğe, sanatsal bir ürün olarak
düşünülebilir. Bu anlamda her tasarımın sanatsal bir yönü olduğu da
söylenebilir.
Tasarımın
da
pek
çok
farklı
alanda
kullanılabildiği
düşünüldüğünde tasarım; kullanıldığı alanlara sanatsal bir boyut katmaktadır
ve tasarımın kullanıldığı bu alanlardan biri de reklamdır. Reklam dünyası için
tasarımın vazgeçilmezliğinin temelinde ise etkinlik belirleyici faktörlerden biri
olarak dikkate alınması ve kaliteli bir şekilde tasarlanmamış reklamın
tüketicinin dikkatini çekmekte yetersiz kalacağı ve tüm emeklerin boşa
gideceği düşüncesi bulunur.
Çalışmamızın bu bölümünde, reklam kavramıyla görsel tasarım öğeleri
ilişkilendirilmeden önce, görsel tasarım kavramı, görsel tasarım öğeleri ve
görsel tasarımda belirleyici unsurlar irdelenecektir. Görsel tasarım ve
açıkhava ortamları, gelecek trendleri bazında çerçeveye oturtulduktan sonra
95
ise açıkhava reklamlarında görsel tasarımın etkinlik belirleme rolüne, başka
bir deyişle önemine, değinilecektir.
I) GÖRSEL TASARIM NEDİR?
Görsel tasarım dendiğinde ilk olarak akla, görülebilen ve izlenebilen
her unsurun görsel olarak ifade ediliş şekli gelmektedir. Bu ifade şekli çok
farklı biçimlerde olabilmektedir. Dolayısıyla görsel tasarım belirli alanlarla
sınırlandırılamamaktadır.
Görsel kültür içinde görsel olan, insanlar tarafından üretilmiş,
yorumlanmış ya da meydana getirilmiş işlevsel, iletişimsel ve / veya estetik
amacı olan her şey olarak yorumlanabilir.124 Ancak bu tanımda bir unsur
eksiktir. “Görülebilir olmak”.
Görsel kültür içinde, insanlar tarafından
üretilmiş, yorumlanmış ya da meydana getirilmiş işlevsel, iletişimsel ve / veya
estetik amacı olan her şeyin görsel olarak yorumlanabilmesi için her şeyden
önce görülebilir olması gerekmektedir. “Görsel olan” için kullanılan bu tanım
aynı zamanda tasarım için de kullanabilir. Çünkü tanım içinde, görsel olma,
insanlar tarafından üretilme, yorumlanma, işlevsel, iletişimsel ve / veya
estetik amaç yer almaktadır. Tüm bu nitelikler, tasarımın tanımı olarak
kullanıldığında da herhangi bir olumsuz durum oluşturmamaktadır.
Görsel kültür içinde görsel olan ile tasarımın tanımları birbirine bu
kadar iç içe geçtiğine
göre, görsel ve tasarım kavramları birlikte
kullanıldığında oldukça anlamlı bir bütün oluşturmaktadırlar. Ancak görsel
olanın tanımını tasarım için kullanabildiğimiz halde tasarımın tanımını görsel
olan için kullanamayız. Çünkü tasarımın içinde “biçim vermek” de vardır ve
her zaman iletişimsel ve/veya estetik anlamda kullanılır diyemeyiz. Öyle ki,
bir makinede, makinenin her bir parçasının bir araya getirilişi de bir tasarım
ürünüdür ancak her zaman estetik ve iletişimsel bir anlam taşımamaktadır. O
halde “Görsel Tasarım”
124
dendiğinde, insanlar tarafından oluşturulmuş,
Bernard, Malcolm; Sanat, Tasarım ve Görsel Kültür, Ütopya Yay., Ankara, 2002, s.:34.
96
yorumlanmış, görülebilen ve aynı zamanda işlevsel, iletişimsel ve estetik bir
amaç taşıyan her şey anlaşılmaktadır.
A. Tasarım ve Tasarım Kipleri
Tasarım insanoğlunun varlığından çok önce, evrenin yaratılışından
itibaren vardır. Bu yargının ileri boyutu ise evrenin yaratılışının da bir tasarım
öğesi
olduğudur.
Ancak
evrenin
yaratılışı
için
“insanlar
tarafından
oluşturulmuş” diyemeyeceğimizden, tasarımın, insanoğlunun varlığıyla ortaya
çıktığını söyleyebiliriz.
Bu anlamda insanoğlunun zihninde tasarlayarak
ortaya koyduğu her şeye tasarım diyoruz.
Tüm Batı dillerinde, tasarım karşılığı kullanılan dizayn sözcüğünün
anlam analizi, tasarım sözcüğünün içeriğini daha iyi açıklamaktadır. Design
(Tasarım) kelimesi Latince; biçim vermek, temsil etmek demek olan
“Designare” sözcüğünden gelmektedir.
Tasarım tanım olarak; hayalde canlandırılan bir olayı, projesi, çizimi
veya üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konan eserlerin
tümüne verilen isimdir. Bu tanıma göre tasarlama zihinde hazırlanan bir
düşünceyi ve bir eylemi gerçekleştirmektir. Tasarım ise, zihinde tasarlanan
bir düşüncenin, bir eserin ilk biçimi sayılabilir. Tasarı, çizilen ilk biçim
anlamına gelmektedir. Tasarımın tam olarak ifade edilebilmesi için, zihinde
tasarı halindeyken olgunlaşıp geliştirilmesi gerekmektedir. Tasarım sadece
grafik sanatlar için ele alınan bir kavram değildir ve her alanda tasarım söz
konusudur.125 Öyleyse, çalıştığımız bilgisayar, elimizde tuttuğumuz kalem,
üzerimizdeki giysi gibi, günlük hayatta kullandığımız her şey birer tasarım
ürünüdür.
Türkçe karşılığıyla tasarım nedir? Böyle bir soruya verilecek genel bir
yanıt: “Tasarım, bir sorunun çözümü için bir plandır, bir ide (düşünce)dir. “126
“Buna göre tasarım, ilkin bir ide olarak düşüncede varolan bir tasavvurdur,
125
126
Tepecik , Adnan; Grafik Sanatlar, Detay Yay., Ankara, 2002, s.: 27.
Löbach, Bernd; Industrial Design, München, 1976, s.: 14.
97
ama bu ide, bu tasavvur bir biçim (form) verme dinamiğini içerir ve bu oluşum
süreci içinde biçim kazanmış bir ide olarak dışlaşır, somutlaşır. Buna göre
her dizayn, her tasarım olgusunda, bir ide ve bir de dizayn edilmiş,
tasarımlanmış bir nesne bulunur. Bunu başka türlü söylersek, her
tasarımlamada, tasarımlayan bir süje (özne) ve bir de tasarımlanan bir obje
vardır. Tasarımlayan süje duyum, algı, düşünme, duygu ve hayal gücü gibi
bilgi yetileriyle kendisine verilmiş olan bir nesneyi üç boyutlu doğal düzen
içinden çıkarır ve onu tasarımsal bir dünya içine yerleştirir. Bu nedenle daha
en yalın bir bilgi olayı bile burada duyularla algılanan bir nesnenin bir obje
haline getirilmesi söz konusu olduğuna göre bir tasarımı ifade eder. Buna
göre tasarım, insanın nesnelerle kurduğu en temel iletişim kipidir (modus). Bu
kip, bilgi, etik, estetik ve teknik kategorileri içinde kendini gösterir. Bilgisel
tasarımlar bilimde ve felsefede en üst düzeyde varlık kazanırlar. Bu
tasarımlar bilimde model teorileri felsefede düşünce sistemleri olarak
somutlaşırlar.” 127
B. Grafikte Temel Tasarım Elemanları
Görsel tasarım çalışmaları, bir bütün olarak ele alındığında çeşitli
anlamlar yüklü olduğu görülmektedir. Ancak her şeyde olduğu gibi bu bütünü
de oluşturan birtakım temel elemanlar vardır. Bu elemanlar tek tek ele
alındığında ya da ancak bu bütünün parçası olduğunda anlam ifade
edebilmektedirler. Ne var ki bu elemanlar olmadan da görsel tasarım
çalışması
hayata
geçirilememektedir.
Bu
elemanlara
görsel
tasarım
çalışmasının ön yapı öğeleri de denilebilmektedir.
Grafik tasarım çalışmaları, arka yapı ve ön yapının birleşiminden
oluşmaktadır. Bu anlamda arka yapı öğeleri, eseri tasarlayan kişinin
psikolojik, ekonomik, endüstriyel ve sosyo-kültürel etkenlere bağlı olarak
şekillenen birikimiyle ortaya çıkan bilinçaltı ve bilinçüstü mesajlarından
127
Tunalı, İsmail, Tasarım Felsefesine Giriş, İstanbul, 2004 , s.:12.
98
meydana gelmektedir. Bu özellikler eseri izleyenlerin derinlemesine inceleme
ve yorumuyla açığa çıkmaktadır.
Ön yapı öğeleri ise eseri izleyen herkesin bir bakışta görebileceği
öğelerdir. Bu öğeler ise nokta, çizgi, şekil, biçim, form, doku, leke, renk olarak
sınıflandırılabilmektedir.
1) Nokta
Günlük hayatımızda “nokta” kavramı hiç eksik olmaz. Sözlü ve yazılı
anlatımlarda hep belirli “nokta”lara değiniriz. Nokta olmadan cümleleri
bitiremeyiz. Üç noktayı yan yana dizer, “bitmedi” deriz. Mecazi bir ifadeyle
ilişkilerimizi “nokta”larız. Hedeflediğimiz “nokta”ya ulaşırız.
Kendini bir nokta olarak tanımlayan insanoğlu aynı zamanda kendini
tüm evrenin merkezinde hissetmiş, kendi bakış açısını sembollerle
bütünleştirmiştir. Nokta, en küçük yazı birimidir ve görsel anlatımın da temel
öğelerinden biridir. Yazılı her imge ve simge noktayla başlayıp, noktayla son
bulmaktadır. Ressam Klee “Her çizgi başlangıçta bir noktaydı.” demiştir.128
Bilgisayar sistemlerinde ekranda gördüğümüz her şey “piksel” adı
verilen minik noktacıklardan oluşmaktadır. Bu minik noktacıklar bir araya
geldiğinde ekrandaki imgeler ortaya çıkmaktadır. Kısacası hayatımız
noktalarla kuşatılmıştır. Ancak buradaki anlatımda nokta, grafiksel yönüyle
ele alınacaktır.
“Objektif tanımı ile yer belirleyici bir işarettir. Görsel olarak nokta;
bulunduğu yere göre küçük, merkezsel benektir. Bir nokta mekan içindeki
(uzaydaki) bir pozisyonu (durumu) gösterir. İki çizginin birleştiği ya da
kesiştiği yeri gösterebilir, bir düzlemin köşesini, bir işareti, bir yeri belirler.
Nokta düzensizliğin içinde ilk düzen elemanıdır. Nokta, geometrik olarak
128
Uçar, a.g.e., s.:36.
99
görselliğin anlatımında çeşitli büyüklüklerde, boş ya da dolu yuvarlaklar
olarak değerlendirilir.”129
Nokta bulunduğu alanda sayıca çoğaldıkça etkileri de değişmektedir.
Tek bir nokta durağanlığın, birçok nokta dinamikliğin göstergesidir.
Noktaların bir araya gelişleriyle bütünsel bir düzen oluşmaktadır. Bu düzen,
bazen çizgi bazen herhangi bir şekil biçiminde kendini göstermektedir.
Nokta, 19. yüzyılda sanatsal bir akımın en temel öğesi olarak da
kullanılmıştır. Puantilizm (pointillism), Yeni-İzlenimci akımın bünyesindeki bir
eğilim ve teknik için kullanılmıştır. Bu eğilimdeki ressamlar amaçladıkları
resimsel etkiyi, renkleri küçük noktacıklar biçiminde gruplayarak elde
etmişlerdir. En ünlü pointilist sanatçı G. Seurat’tır. (1859-91). Pointilizm
akımıyla da bağlantılı olarak görsel anlatımda nokta ve nokta düzenek
çeşitleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilmektedir.130
- Farklı büyüklükte noktalar
- Eş büyüklükte tek düze noktalar
- Farklı ışık değerlerinde noktalar
- Eş ışık değerinde noktalar
- Farklı renklerde olan noktalar
- Aynı renkte olan noktalar
- Eş aralıklı, eş büyüklükte noktasal düzen
- Giderek sıklaşan-seyrekleşen eş büyüklükte noktaların oluşturduğu düzen
- Eş büyüklükte noktaların toplanıp dağılarak (sıklaşan-seyrekleşen)
oluşturduğu serbest düzen
- Eş büyüklükte, ışık değerleri belli aralıklarla değişen sistemli noktasal düzen
- Büyüyen, küçülen noktaların oluşturduğu sistemli düzen
- Büyük-küçük noktaların oluşturduğu serbest düzen
- Büyüyen küçülen noktaların, sıklaşması, seyrekleşmesi ile oluşan serbest
ve ritimsel düzen
129
Çellek, Tülay, Görsel Tasarım Öğeleri: Nokta, http://www.fotografya.gen.tr/issue10/temel_tasarim.html , 21.06.2006.
130
Çellek; a.g.m., 21.06.2006.
100
- Eş büyüklükte noktalarla farklı renkler kullanılarak oluşturulan serbest ve
ritmik düzen
- Değişik renklerde ve büyüklüklerde noktaların oluşturduğu ritmik ve serbest
noktaların oluşturduğu düzen
- Farklı büyüklükte sıklaşan - seyrekleşen noktalar
- Belli bir sistemle büyüyen - küçülen noktalar
- Serbest bir düzen içinde toplanan - dağılan noktalar
- Değişik büyüklüklerde ve değerlerdeki noktaların oluşturdukları serbest ya
da geometrik düzen
- Üçten fazla noktanın düzeni
- İki boyutlu noktalar düzenlemeleri
- İki boyutlu farklı değerdeki noktalarla çeşitlemeler
- Eşit değerdeki noktaların düzenlemeleri
- Aynı ve farklı renklerdeki renkli noktalarla düzenlemeler
Şekil 45131 Nokta ile Atatürk Portresi çalışması
131
Aslan Odabaşı, Hatice; Grafikte Temel Tasarım, Yorum Sanat Yay., İstanbul, 2002, s.36.
101
2) Çizgi:
Çizgi, görsel bir öğe olarak son derece önemlidir. Başlangıçtır, çıkış
noktasıdır. Çocuklar yazı yazmaya başlamadan önce çizgi çizerler.
Dolayısıyla bu durum insan hayatına kağıdın ve kalemin girmesiyle birlikte
çizgilerle tanışıklığın göstergesidir.
Bir noktanın verilen doğrultudaki uzantısı
çizgidir. Genişlik ve
uzunluğu ne olursa olsun, eğer biçimi bir çizgi etkisi yaratıyorsa, ona çizgi
diyebiliriz.
Çizgi,
noktanın
aralıksız
hareketinden
doğan
kavramdır.
Mesafenin derinlik ve genişliğine gitmeden, uzunluk yönünde giden noktalar
bütünlüğüdür. Bir sınır belirleyici olarak da değerlendirilir.132 İnsanoğlu ister
istemez doğadaki her objenin etrafına hayali bir çizgi çeker, her nesneyi
çizgilerle sınırlandırır. Bu nedenle de resim yaparken ana hatlar çizgilerle
belirlenir.
Çizgi, kendi başına bağımsız bir temel tasarım öğesi değildir. Çünkü
çizginin,
noktaların
yan
yana
dizilerek
birleşiminden
oluştuğu
varsayılmaktadır. Buna karşılık çizgi görsel bir anlatımda ilk anlatım
unsurudur. Ünlü Fransız ressam Ingres; “Çizmeyi öğrenmek otuz seneden
fazla zamanımı aldı, boyamak ise sadece üç günümü”, diyerek çizginin
önemini vurgulamıştır.
Çizgi,
yüzeylerin
kesişmesi
veya
noktanın
hareketi
olarak
tanımlanabilir.133 “Birbiriyle bağıntıları, ilişkileri, çoğalan gerilim noktalarının
birleştirilmesinden çizgi doğmaktadır. Belirli aralıklarla dizilmiş, tek tek
noktalara bağlanan çizgi yeni bir görünüm yaratmaktadır. Bu görüntü yüzey
değildir, fakat çizgiden de farklıdır. Çizgi yapılarıyla oluşturulmuş ve kapalı form
meydana getirmiş bir yüzey parçası etkisi yaratmaktadır. Kısaca diyebiliriz ki;
132
Çellek, Tülay, Temel Tasarım: Çizgi, http://www.fotografya.gen.tr/issue11/ttasarim/temel_tasarim.html , 21.06.2006.
133
Tepecik; a.g.e., s.:32.
102
çizgi, grafik olarak hareket halindeki bir noktanın belirli bir yönde eğiliminden
doğmaktadır.”134
Grafik tasarımda birlik ve dengenin temel unsuru çizgidir. Çizgi
tasarımın dengesini ya bozar ya da yeniden kurar. Çizginin karakteri iki
yönde betimlenebilmektedir:135
* Çizginin biçimi yönünden,
* Çizginin konumu yönünden.
Çizginin biçimi yönünden karakterine bakıldığında düz çizginin sürekli
ve kesintisiz algılandığı, dalgalı eğrinin ise hareketli ve sürekli, ancak tekdüze
olmadığı görülmektedir. Kırık çizgide ise algılama göz için daha yorucu ve
uzundur. Tasarımlarda kullanıldığında ise; düz çizgiler psikolojik olarak
izleyende sağlamlık, sakinlik ve süreklilikİ; dikey doğru çizgiler canlılık,
hareketlilik; eğri – helezonik çizgiler ise dinamizm, enerji etkisi uyandırır.
Tasarımlarda kırık çizgiler sert; dalgalı, eğri çizgiler yumuşak olarak
karakterize edilmektedirler. Seyrek, sık, kısa, uzun formlarda bir arada
kullanılan çizgiler görsel anlatımda nüans yaratırlar. Çizgilerin yatay veya
dikey kullanımı izleyen üzerinde farklı etkilere sebep olabilmektedir. Yatay
doğrular hareketsiz ve durağan, düşey doğrular dinamiktir. Eğik doğrular,
eğim derecesine göre durağanlık ve dinamizm arasındadır. Dalgalı eğriler,
düzgün ve yatay ise durağan, düzensiz ve yatay ise dinamiktir. Düzgün ve
düzensiz eğri, dikey durduğu sürece dinamiktir, ancak yataylaştıkça
durağanlaşır. Kırık çizgiler de tıpkı dalgalı eğrilerdeki özellikleri gösterirler.
Özetle çizgiler, görsel tasarımlarda hareketi, dengeyi, dokuyu, zıtlığı
ve bütünlüğü oluşturmakta, farklı biçimlerde bir araya geldiklerinde
sistemleşmektedirler. Bu anlamda çizgisel anlatımlarda kullanılan bazı çizgi
sistemleri incelendiğinde:
134
135
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.:37.
Çellek; a.g.m , 21.06.2006.
103
Çizgisel anlatımda çıkış getirebilecek bazı prensipler:136
- Çizgi öncesi: Bir sis perdesi arkasındaki ışığın belirsiz görünümü,
- Çizgisel aralıktan sızan ışığın belirgin bir doğrular demeti halinde yayılması,
- Işık demeti: Bir kaynaktan çıkan güneş ışınlarının belirsiz yayılışı,
- Başlama ve bitim noktaları belli doğrular (doğru parçaları),
- Çıkış noktasında kesinlik taşıyan ışınların karanlıkta uzaklaştıkça
belirsizleşmesi ve dağılmaları,
- İki ya da daha çok bağımsız çizgilerin kesişmeleri,
- En az bir noktaya bağımlı çizgi,
- Bağımlı çizgiler (formları kuşatan çizgiler),
- Bağımlı çizgiler (formların iç yapılarını belirleyen çizgiler),
- Dolaylı çizgiler,
- Bir doğrunun taşıdığı sapmalarla sağlanan yön tesirleriyle kesişme, değme,
kopma noktaları ile oluşan çizgisel yapı,
- Çizgisel uzunluk değerleri: Eşit aralıklı farklı paralel çizgilerin oluşturduğu
yapı,
- Çizgisel uzunluk çeşitlemeleri: Bir ana doğru üzerinde farklı boylu eşit
aralıklı paralel çizgilerin oluşturduğu yapı,
- Eğri yönlü paralel doğrular üzerindeki serbest uzunluk çeşitlemeleri
(aralıklar farklı),
- Paralel çizgilerin büyüyen aralıklarla oluşturdukları düzen,
- Formun yapısını izleyen belirleyici kısa çizgi parçalarının oluşturduğu
düzen,
- Kısa, düz ve eş değerdeki çizgilerin serbest yönde oluşturdukları düzen,
- Bir objenin yüzeysel görünümünü ifadelendiren küçük çizgiler,
- Çizgisel kalınlık dizileri,
- Çeşitli uzunluk, kalınlık ve aralıklı çizgi çeşitlemeleri,
- Bir yönlü çizginin diğer yönlü çizgi ile kesilerek durdurulması,
- Çizgisel form: Eğriler, yaylar, kırılmalar ve bunların oluşturduğu gerilim,
136
Çellek; a.g.m , 21.06.2006.
104
- Dikey ve yatay çizgiler, spiral çizgiler vs.
- Serbest,
- Belli bir çizgiyle doldurma ve tarama,
- Çizgiyle boşluk ve derinlik,
- Çizgi - doku,
- Çizgiyle ton,
- Değişik nitelikteki çizgilerle aynı fon üzerinde serbest çalışma,
- Eş aralıklı, aynı kalınlıkta paralel çizgiler,
- Değişik aralıklı ve farklı kalınlıkta düz çizgiler,
- Yuvarlak çizgiler,
- Kesişen çizgiler (doğru, eğri),
- Kesişen dairesel çizgiler,
- Birbirini kesen kalın-ince, sık-seyrek çizgiler,
- Birbirini kesen kısa çizgi demetleri,
- Formları kuşatan çizgiler,
- Formların iç yapılarını belirleyen çizgiler,
- Farklı boy ve kalınlıktaki çizgilerin oluşturduğu düzen,
- Çeşitli uzunluk, kalınlık ve aralıkta çizgi çeşitlemeleri,
- Devamlı bir çizgi üzerinde doğru ve eğrilerin oluşturduğu zıtlıklar ile
meydana gelen düzen,
- Paralel ve düz çizgilerin kırılarak yön değiştirmesi ile oluşan düzen,
- Merkezkaç ve merkezcil çizgiler,
- Bir ana çizgiyi destekleyen çizgiler,
- Spiral çizgiler.
Bu sayılan sistemlere daha pek çok sistem eklenebilir.
105
Şekil 46137 Çeşitli çizgi örnekleri.
Şekil 47138 Paralel çizgilerle Atatürk portresi çalışması
137
138
Tepecik; a.g.e., s.33.
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.53.
106
3) Şekil / Biçim / Form
Birbirine çok yakın bu üç kavram, anlamsal yönden o kadar iç içe
geçmiştir ki, tanımları da birbirinden ayrılamamaktadır. Örneğin herhangi bir
şeyin şekli, o cismin dış görünüşünü anlatabiliyorsa, o şeyin formu ve biçimi
de aynı cismin dış görünüşünü anlatabilir. Buradan anlıyoruz ki bir şeyin ana
hatlarını belirleyen unsurlar şekil, biçim ve formdur. Tüm bu nedenlerle bu üç
kavramın bir arada irdelenmesi, benzer yönlerini ve farklılıklarını ortaya
koymak açısından daha sağlıklı olacaktır.
3.a. Şekil:
Etrafımıza baktığımızda şekilsiz hiçbir şey göremeyiz. Çünkü bir şeyin
doğada varolması, bir şeklinin de olduğunun kanıtıdır. Her bir şekil değişik bir
amaca hizmet eder.
Sanat eserlerinde her zaman bir biçimlendirme, şekil verme endişesi
söz konusudur. Öyle ki, konu veya tema olmasa bile şekil vardır. Şekil tanınan
veya tanımlanabilen cisimlerin genel adıdır.139 Görsel iletişim bağlamında
düşünüldüğünde örnek olarak her bir sembol aynı zamanda birer şekildir. Bu
anlamda doğadaki tanınan veya tanımlanabilen her bir unsurun kağıt gibi bir
nesne üzerine aktarılmış hali “o unsurun şekli” olarak ifade edilmektedir. Bu
açıdan bakıldığında şekiller 2 boyutludur. Bir nesne, 3 boyutlu olarak
modellendiğinde ise,
ortaya çıkan şey şekil değil modellenen nesnenin
formudur. Bu demektir ki şekil ile form arasındaki fark boyutsaldır.
3.b. Biçim:
Biçim, form ve şekil birbirleriyle son derece yakın anlamlara sahip olup,
aralarındaki çok küçük farklarla birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Bu anlamda
doğadaki anlamlandırılabilir herhangi bir nesnenin 2 boyutlu olarak ifadesi
şeklini; 3 boyutlu olarak ifade edilmesi formun; nesnenin ifade ediliş yöntemi
ise biçimin tanımıdır.
139
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.57.
107
Biçim; çizgi, renk, açık ve koyudan oluşmuş yüzeydir. Biçim sadece
çizgilerden veya sadece renkten oluşabilir. Lekelerle biçim oluşturulabildiği
gibi, kolaj tekniğiyle de biçimler oluşturulabilir veya tüm bu elemanlar bir arada
kullanılabilir.140 Dikkatli izlenildiğinde biçimler arasında büyük farklar olduğu
gözlenebilmektedir. Bir kısmı geometrik düzen içinde oldukları halde, diğer
kısmı serbest halde olabilir. Sonuç olarak grafik tasarımda kullanılan
tekniklere bağlı olarak biçimlendirme olanakları artmaktadır. 141
3.c. Form:
Doğada varolan her şeyin kapladığı bir hacim vardır. Hacmin herhangi
bir şekilde ifadesi ise formdur. Daha öznel bir bakış açısıyla ise hacim; resim
sanatında ya da plastik sanatlarda “form” ile ifade edilebilmektedir. Bu
anlamda, 3 boyutlu çizimler, heykeller her zaman bir forma sahiptir.
Form nesnenin varlığını ifade eden bir terimdir. Hacimli ve lekesel olan
bütün biçimler form kapsamı içindedir. Biçim çeşitleri sınırsızdır. Simetrik veya
asimetrik; organik veya inorganik; doğal veya yapay; dinamik veya durgun
görünüşler gösterirler. Form düzenlemesinde gözetilecek temel ilkeler
şunlardır142:
-
Işık – gölge
-
Renk
-
Biçimlerdeki yön.
4) Doku (Tekstür)
Doğada dokusu olmayan herhangi bir yüzey yoktur. Bütün yüzeyler
dokunduğumuzda bizde çeşitli hisler bırakır. Pürüzlü, pürüzsüz, girintili
çıkıntılı, dalgalı, düz v.b. Bu anlamda yüzeylerin bir takım dokunsal değerleri
vardır. Dokunsal değerler objenin yüzey kalitesini göstermektedirler. Bu
duygularımıza hitap eden dokulara gerçek dokular diyoruz. Parmaklarla
140
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.60.
Tepecik; a.g.e., s.37.
142
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.63-65.
141
108
algılanan gerçek dokular, yumuşak, sert, kaba, rahat, soğuk gibi duygular
uyandırırlar.143
Tüm görsel nesnelerin karakteristik birer dış yapıları vardır. Nesne ve
varlıkların dış yapı özellikleri ve bunların objektif etkileri dokuyu ( tekstür )
oluşturur. Diğer bir değişle, doğadaki tüm nesnelerin iç yapılarının işlevsel
özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilere “doku” denir.
144
Bir cismin yüzeyi
dokunulduğunda sert ya da yumuşak pürüzler içerir. Bu pürüzler, o cismin
dokusudur. Temelde 2 tür doku vardır:
Görsel doku ; yüzeylere dokunmakla elde edilmeyip, görme yoluyla elde
edilen doku etkilerine denir. Örneğin bir resmin üzerinde çizim ya da boyama
yoluyla verilen etkidir. Bu tür bir etki dokunulduğunda görme yoluyla yaratılan
etkiyi vermez.
Dokunsal doku ; yüzeylere dokunularak elde edilen doku etkilerine denir.
Sert ve yumuşak doku diye ayrılır.
Ayrıca dokular yapılarına göre ayrılmaktadırlar145:
- Doğal doku, işlevsellikle ilgilidir ve dış yapıyla iç yapı arasında uyum vardır.
Doğal dokular, ağaç, yaprak gibi cisimlerin dokularıdır. Bu tür dokular
organik, kimyasal, dinamik olarak sınıflandırılmaktadırlar.
- Yapay Doku oluşturmada birim eleman sistemleri ile matematiksel
düzenler oluşturma söz konusudur. Tuğla, beton, demir, kağıt, kumaş, cam
gibi örnekler bu gruba girmektedir.
143
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.69-70.
Çellek, Tülay, Temel Tasarım: Doku, http://www.fotografya.gen.tr/issue12/temeltasarim/doku.html , 3.07.2006.
145
Çellek; a.g.m., 3.07.2006.
144
109
- Derin doku
- Yüzeysel doku
- İnce doku
- Kaba doku
- Düzenli doku
- Düzensiz doku
- Sert doku (yakın-insanda dinamik duygular uyandırır, heyecan verirler.)
- Yumuşak doku (uzak-insanda sessizlik ve rahatlık duyguları oluşturur.)
Dokuların bir takım psikolojik etkileri de vardır. Yapısal olarak yumuşak
dokulu cisimler bireyler üzerinde sakinlik, rahatlık, uzaklık; sert dokulu
cisimler ise dinamiklik ve uzaklık etkisi uyandırmaktadır. Parlak, sıcak renkli
ve ayrıntılı işlenmiş dokular yakınlık; mat yüzeyli, dağınık, ayrıntısız ve
belirsiz işlenmiş dokular ise uzaklık etkisi vermektedir.
5) Leke
Leke günümüzde çok sık kullandığımız bir terimdir. Üzerimize çay
dökülür bluzumuz “leke”lendi deriz, yağmur yağar evimizin camları “leke”lendi
deriz. Öyle ki, leke namus için bile olumsuz olarak kullanılan mecazi bir
anlama da sahiptir. Ne var ki, görsel tasarım bağlamında kullanılan leke
kavramı bunlardan biraz daha farklıdır.
Hatice Aslan Odabaşı’na göre leke146; “Bir yüzey üzerinde; yüzeyin
renginden ve tonundan daha farklı renk ve tonda fark edilen daha küçük bir
yüzey olarak tanımlanabilir.”
Tülay Çellek’e göre ise leke147; “Bir sıvının damlamasından yada
dökülmesinden sonra yüzey üzerinde kalan, sınırları belli renk değişikliği.
146
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.76.
110
Belli renkteki bir yüzey üzerinde başka renkteki kısım”dır. Leke, görsel
tasarım çalışmalarında açık – koyu, siyah – beyaz zıtlığı olarak görülebilir.
Çevresinden farklı renk ve tonlarla ayrılan bu yüzey iç yapısında açık-koyu
küçük farklı renk değerleri ile hareket kazanır.148
Leke aynı zamanda bir sanat akımı olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Lekecilik (Taşizm- Tachisme) olarak adlandırılan bu akım sanatçının
düşünmeden ve rahat bir şekilde attığı boyaların tuval yüzünde meydana
getirdiği lekelerin etkisine dayanan anlayıştır. Lekecilik (Taşizm) Fransızca
“Tache” sözcüğünden türemiştir. Leke sözcüğü ise ilk kez 1950’de Fr. Sanat
yazarı Michel Seughor tarafından kullanılmıştır.
6) Renk
Buraya kadar incelediğimiz “Grafikte Temel Tasarım Elemanları”,
görsel tasarımın temel yapı taşlarını oluşturmaktaydı. Yine grafikte temel
tasarım elemanlarından biri olan renk ise görsel tasarımda dikkati en fazla
çeken, etkileyiciliği en fazla olan, insan psikolojisi üzerinde oldukça büyük
etki bırakan ve bir o kadar da geniş kapsamlı olarak ele alınması gereken bir
unsurdur. Dolayısıyla, bu noktada renk unsuruna diğer temel tasarım
elemanlarına oranla daha fazla yer verilecektir.
Renkler, hayatımızın her alanında, her an karşımıza çıkan, bizleri
etkileyen, yönlendiren unsurlardır. “Yaşam koşulları içinde gördüğümüz her
şey siyah – beyaz olsaydı hayat nasıl olurdu?” diye düşünürsek, çok
renkliliğin aslında hayatımızda ne kadar büyük bir rol oynadığını çok daha iyi
anlarız. Renklerin yönlendirici ve motive edici özelliklerini de göz önünde
bulundurduğumuzda bu unsurun, görsel tasarım ürünlerinin vazgeçilmez bir
parçası olduğu gerçeği açıkça ortaya çıkacaktır.
Görme yetisine sahip her insan dış dünyaya ilişkin pek çok bilgiyi
görerek edinir. Bu nedenle görsel algılar insan hayatında oldukça önemli bir
yere sahiptir. Görme olgusu, biyolojik olarak göz içi sinir uçlarının ışık
147
148
Çellek, Tülay, Leke, http://amatorceedebiyat.com/eser.asp?id=4110 , 5.9.2003.
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.76.
111
tarafından uyarılması ile gerçekleşmektedir. Cisimlerin ışığı emme ve
yansıtma
durumlarına
göre
renkler
birbirlerinden
farklı
olarak
algılanabilmektedir. Ancak, bu süreç içerisinde renklerin nasıl farklı
algılandıklarını tam olarak açıklamak mümkün değildir. Bu konu ile ilgili en
yaygın ve geçerli olan açıklama, göz ve sinir uçlarının bir elektromanyetik
dalga olan ışığın değişik dalga uzunluklarında renkleri algıladığı, değişik ışık
güçlerinde de açıklık – koyuluk farklarını algıladığı şeklindedir.
Biyolojik olarak ışık olmadan göz görme işlevini yerine getiremez. Işık,
cisimleri görülebilir hale getirir. Ayrıca cisimlere farklı açılardan yansımasıyla
renkler algılanır. Johann Wolfgang Von Goethe’nin söylediği gibi; “Renkler,
ışığın hareketi ve kaderidir.” Bu çerçevede, renkleri anlamlandırmak
bağlamında, renklerin çıkış noktası olan ışığı irdelemek yararlı olacaktır.
Işık, şekli ve rengi oluşturan bir tür elektromanyetik enerjidir. Güneş
tarafından çeşitli dalga boylarında üretilen bu enerji, cisimlerden yansıyıp,
gözümüz tarafından algılandığında, ışığı görmüş oluruz. Fiziksel olarak her
renk, ışığın belirli bir elektromanyetik dalga uzunluğunda ortaya çıkmaktadır.
(Fizik biliminde elektromanyetik dalga uzunluğunun ölçeği nanometre olup
“nm” olarak tanımlanır. 1 nm=10-9m’dir.)
İnsan gözü yaklaşık 400 nm ile 800 nm arası dalga boyu
uzunluğundaki ışığı ve bu dalga boyları arasındaki renkleri, açıklık ve
koyulukları algılayabilmektedir. Buna karşın mor ötesi (ultraviole) ışınlar göz
tarafından algılanamamakla beraber, varlığı beden üzerinde yarattığı
kahverengileştirici özelliği nedeniyle bilinmekte olup, fotokimyasal olarak
belirlenebilmektedir.149 Çevrede bulunan ve görülebilen her şey, ışığın
yansımasıdır. Işık bir cisme çarpmazsa, o cismi görmek mümkün değildir.
Renk ise ışığın ayrılmaz bir parçasıdır. Işık, değişik dalga boylarına
dönüştüğünde, emildiğinde veya kırıldığında çeşitli renkler ortaya çıkar. Bu,
bir kristali güneş ışığına tutmak gibidir. Ancak ışığın kırılması sırasında
görülebilen renkler renk tayfında renklerin tümünü göstermemektedir. Her
rengin farklı bir emme ve yansıtma özelliği vardır. Dolayısıyla cisimler, güneş
149
Teker; a.g.e., s.77.
112
ışığını oluşturan renkleri kendi özelliklerine bağlı olarak emer ve yansıtırlar.
Örneğin mavi bir gömlek bütün ışığı emer, sadece mavi rengi yansıtır.
Herhangi bir renk, bir ışık frekansının belli oranda yoğunlaşması
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Renkler birey tarafından bir tayf (spectrum)
olarak algılanmaktadır.150 Renkler üç temel gruba ayrılmaktadır. Birincisi;
kırmızı, sarı ve mavinin bulunduğu ana renkler grubudur. Bu renkler aynı
zamanda ışık tayfındaki üç temel renktir. İkincisi; bu üç rengin çeşitli
kombinasyonlarda biraraya getirilmesi sonucunda oluşan gruptur. Örneğin;
sarı+mavi=yeşil, kırmızı+sarı=turuncu, kırmızı+mavi=mor gibi. İlk gruptaki
renklerle ikinci gruptaki renklerin karıştırılması sonucunda ise üçüncü grup
renkler oluşmaktadır.151
Şekil 48152 – Toplamsal renk metodu ve çıkarımsal renk metodu ile rengin oluşumu.
“Bir renkli yüzeye baktığımız zaman fiziki yönden etkileniriz. Açık ve
sıcak renkler daha kuvvetli etkileyicidirler. Koyu kırmızı dikkati çeker ve tahrik
eder, parlak limon sarısına uzun süre bakamayız. Uzun süre baktığımızda
huzursuz olur ve dinlenmek için mavi yada yeşili ararız. Buna karşılık
renklerin duyular üzerindeki etkileri uzun süre aynı şiddette devam etmezler.
150
Teker; a.g.e., s.76.
Bilgin, Fatih; Alternatif Tıp: Renklerle Tedavi, http://www.minidev.com/atip/tip_shakra.asp ,
09.08.2004.
152
Teker, a.g.e., s.70.
151
113
En çarpıcı renk dahi bir süre sonra gözü bıktırır, alıştırır. Ancak bu alışkanlık
sonunda bilinçaltına nüfus eder ve psişik etki yapar. Renk psikolojisi fizik renk
dünyasından çok daha karışık bir sisteme sahiptir.”153
Şekil 49 – Renk Diski
Görsel tasarım çalışmalarında, bireyleri etkilemenin ve bir amaca
doğru yönlendirmenin önemi yadsınamaz bir gerçektir. Renklerin de bireyler
üzerinde gerek fizyolojik gerekse psikolojik etkiler bıraktığı düşünüldüğünde,
renklerin
etkileri,
görsel
tasarımcılar
için
özellikle
anlaşılması
ve
anlamlandırılması gereken bir metodoloji haline gelmektedir. Bu çerçevede
öncelikle sıcak renklerden soğuk renklere doğru yapılan bir sıralamayla, bu
sıralamanın ardından böylesi bir sınıflandırmaya tabi tutulamayan renklerin
fizyolojik ve psikolojik anlamlarını irdelemek oldukça yararlı olacaktır:
6.a. Kırmızı
Kırmızı, 3 ana renkten biri ve renk tayfında bilinen en sıcak renktir.
Aynı zamanda dalga boyunun yüksek olması nedeniyle gözün ilk algıladığı
renktir. Kırmızı olan her cisim bireylere etrafındaki diğer renklerdeki
153
Aslan Odabaşı; a.g.e. s.87.
114
cisimlerden her zaman daha yakınmış izlenimi vermektedir. Ne kadar parlak
olursa olsun hiçbir renk kırmızı kadar dikkat çekmektedir.
Kırmızı, Arapça “al-kirmiz” denilen bir böceğin dişisinin kurutulup
ufalandığında aldığı parlak kırmızıdan türemiştir.154 Fiziksel anlamda güç,
yaşam, enerji, cinsellik, erotizm, dinamizm, ateş, sağlık, kuvvet, ataklık ve
canlılığı temsil ettiği gibi duygusal anlamda azim, kararlılık, hayat, tutku, aşk,
mutluluk, heyecan, intikam, irade gücü, cesaret, kin, ihtiras ve hırsı ifade
etmektedir. Kırmızı, pembe ile karışıksa aşk, parlaksa hareket halindeki öfke,
koyu renkteyse bastırılmış öfke, turuncu ile karışımı ise cinsel tutkuyu işaret
etmektedir. Toplumsal anlamda ise kırmızı, kendine güveni, erkeksiliği,
saldırganlığı, bedensel gücü, küstahlığı ve kabalığı simgelemektedir.
Hindistan’da gelinler kırmızı giyer, Çin’de şans ve üretkenlik ifadesi
taşır. İlkel kabilelerde kutsal varlıklarla ve en üst sosyal sınıflarla bağlantılı
kutsal bir renktir. Japonya’da kırmızı (aka) hemen hemen sadece kadınlar
tarafından giyilir. Gönülden, içten olmanın ve iyi şansın sembolüdür. Bazı
Shinto mezheplerinde kırmızının armoni ve lüksü ifade ettiği öğretilmektedir.
Japon askerlerinin alaya kabul edildiklerinde, imparatorluğa sadakatin bir
işareti olarak kırmızı kuşak bağladıkları bilinmektedir. Japonya’da doğum
gününde veya bir sınav sonrası elde edilen bir başarıdan sonra kırmızıya
boyanmış pirinç gönderme geleneği vardır. 155
Kırmızı renk yüklendiği alt mesajlar itibariyle de kullanılmaktadır. Bu
çerçevede; Harekete geçirmek için kırmızı renk kullanılmalıdır. Kırmızı bir
anlamda “Harekete geç!”, “Canlan!” mesajı taşımaktadır. Bunun yanı sıra
kırmızı tehlikenin, olumsuzluğun ve dikkatin rengidir. Bu nedenledir ki kırmızı,
işaret levhalarında sıkça kullanılır. Kırmızının çekiciliği pazarlama ve
reklamcılık alanındaki araştırmalarla da kanıtlanmıştır. Raftaki görünürlüğü
ve ilgi çekiciliği, kırmızı ambalajların diğerlerine göre daha etkin olabildiğini
göstermiştir. Amerika’da kırmızı arabalar diğer renklere göre daha fazla
154
155
Necmettin Ersoy, Semboller ve Yorumları, Dönence Yayınları, İstanbul, 2000, s.13.
Chevalier-Gherbrant, a.g.e., s.1105.
115
çalınma oranlarına sahiptir.156 Sporculara ve gençlere yönelik üretim yapan
firmaların logolarında da genellikle kırmızı renk tercih edilir. Kırmızı, aynı
zamanda çocukların en çok dikkatini çeken renklerden biridir. En uyarıcı,
dinamik, tutkulu, dikkat çekici ve iştah uyandırıcı renk olan kırmızı, satış
noktalarında ve gıda sektöründe kullanılmaktadır.157
Ateşin rengi olan kırmızı, cehennemin, şeytan ve şeytanlığın rengi
olarak da sembolize edilmiştir. Kırmızı aynı zamanda baştan çıkarıcı, tahrik
edici bir yapı taşır. Kırmızı bayrak başkaldırıdır ve devrimin rengidir. Rus, Çin
ve Fransız Devrimi sırasında hep ön saflarda kırmızı bayraklar yer almıştır.
Kırmızı, bir statü sembolü olarak da karşımıza çıkar. Porche ve Ferrari
gibi spor arabalarda da kırmızı renk sıklıkla kullanılmaktadır. Resmi
törenlerde kurulan ve altında oturulan protokol yerinin brandaları, yere serilen
halılar hep kırmızı renkli olur. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde de misafirlerin
kabul edildiği bölümde kullanılan renklerin çoğu kırmızıdır. Bunun amacı
daha sıcak bir ortam yaratmak ve Cumhurbaşkanlığının son derece resmi
olan havasını biraz olsun yumuşatmaktır.
Kırmızı renk aynı zamanda cinselliği çağrıştırır. Kırmızı çok parlak ise
karşı tarafı tahrik edici özelliği de vardır. Genellikle kadınların dudaklarına
kırmızı ruj sürmesi, yanaklara allık sürülmesi, gece kulübü, bar ve pubların
kırmızı ve tonları ile boyanması, neon ışıklarının kırmızı olması, hem
cinselliğin
uyarılmasını
hem
de
zaman
kavramının
kaybedilmesini,
kaybettirilmesini de beraberinde getirir. Kırmızının göze hoş gözükmesinden
ve
albenili
olmasından
yararlanan
Hürriyet,
Sabah,
Milliyet,
Posta,
Cumhuriyet gibi günlük gazetelerin logolarında da kırmızı renk hakimdir. Yine
Nokta, Aktüel, Tempo, Aksiyon gibi haftalık dergilerde de logolar kırmızıdır.
İlgi çektiği ve dikkatleri üzerine topladığı için parti amblemlerinin çoğu da
kırmızıdır.
156
Uçar, a.g.e., s.51.
Başarı Yolu, Renklerin Satışa Etkisi,
http://www.basariyolu.com/tr/genel.asp?durum=acik&id=876 , 17.11.2004.
157
116
6.b. Turuncu
Turuncu, sarı ile kırmızı rengin karışımından meydana gelen bir
renktir. Dolayısıyla bir ara renktir ve sıcak renklerden biridir. Ateşi ve sıcaklığı
çağrıştırdığı
varsayılmaktadır.
Fiziksel
anlamda
dinamizm,
gençlik,
hareketlilik, sağlık, canlılık, yaratıcılık, güven, cesaret, teşvik, cazibe, uyum
yeteneği, dikkat çekme, konsantre olma kabiliyetini güçlendirme ve iletişim
sembolüdür. Toplumsal anlamda bilgelik ve dinsellik simgesidir. Sosyalleşme
duygularına etki eder. Psikolojik anlamda ise neşenin ve bilgeliğin
sembolüdür. Mutluluk verici bir renktir. Dikkat çeker ve kalabalık görünür.
Kırmızı gibi dışa dönük ve heyecan vericidir ancak ondan daha yapıcıdır.
Parlak, canlı, cana yakın, dışa dönük, mutlu ve çocuksu bir karaktere sahiptir.
Olumsuz özelliği ezici olma, üstün gelme isteği şeklinde ortaya çıkar.
Gösteriş meraklısı bir karakter şeklinde kendini göstermektedir. Sinir
sistemini olumsuz etkileyebilmektedir. Tamamlayıcı rengi mavidir. Dolayısıyla
yeşil ve mavinin tonlarıyla birlikte kullanılması tavsiye edilmektedir.
Pazarlama karması içinde, eğer bir üründe turuncu renk kullanılıyorsa
“bu ürün herkes içindir” mesajı verilmektedir. İnsanlar bu rengin kullanıldığı
ortamlara
kolaylıkla
girebileceklerini
düşünebilmektedirler.
“Bu
renk,
bulunduğu grubu sayıca olduğundan büyük, çok ve daha canayakın gösteren
bir özellik taşımaktadır. Pazaryerlerinde portakal, mandalina ve havuç satılan
tezgahların diğer meyve ve sebzelerin satıldığı yerlere göre daha fazla ve
daha
çok
olduğu
inancını
insanlarda
uyandırmaktadır.
Yine
AKUT
çalışanlarının Adapazarı, İzmit, Gölcük‘de olan depremler sırasında,
üzerlerine giydikleri tulumları da hep turuncuydu ki bu renk elbiseleri ile
Akutçular çevredekilerce kolaylıkla görülmekte ve büyük bir kalabalığın içinde
bulunsalar bile kolaylıkla fark edilmekteydiler.”158 Oyuncaklarda, ucuz plastik
malzemelerde ve gençlere hitap eden yeni ürünlerde kullanılmaktadır. Canlı
turuncu tonlar, kırmızı gibi dikkat çektiği için satış noktalarında, iştah açıcı
158
Aytaç, a.g.m., 22.10.2004.
117
olduğu
için
kullanılmaktadır.
fast
food
mekanlarında
ve
buradaki
işaretlerde
159
6.c. Sarı
Sarı, renk tayfındaki 3 ana renkten biridir. Sıcak renkler grubunda yer
alır. Güneşin rengidir. Dolayısıyla aydınlık ve sıcak bir renktir. Fiziksel
anlamda çekicilik, hareket, bilgi, neşe, konfor simgesidir. Psikolojik anlamda
açık sarı, neşe, rahatlık, iyimserlik, kendine güven, zeka, arzular, ruhsal
gelişim ve temiz duyguları çağrıştırmaktadır. Sevecenlik, neşe ve umut
aşıladığı, alçakgönüllülüğü, bilgiyi ve bilgeliği simgelediğine inanılmaktadır.
İlham veren bir renk olarak bilinmektedir. Parlak sarı tonlarının dikkat çekici,
neşeli
ve
enerjik
çağrıştırmaktadır.
bir
çağrışımı
Bu
vardır.
nedenle
Koyu
dinlenme
sarı
ise
amaçlı
çöküntüyü
ortamlarda
kullanılmamaktadır. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtmaktadır.
Aynı zamanda umudun, ilginin, iyimserliğin, evrensel aşkın rengi olduğu
kabul edilmektedir.
Sarı aynı zamanda geçiciliğin göstergesidir. Ateş sarıdır, geçicidir,
sararan yapraklar düşer. Güneşin sarı ışıkları da geçicidir. Buradan hareketle
düşünüldüğünde, aslında beynimizin doğduğumuz günden itibaren doğa
tarafından
renklere
karşı
geliştireceğimiz
tepkilerle
programlandığını
söylemek mümkündür. Örneğin her gün batan güneş geçicidir, ışıkları sarıdır
ve biz sarı olan her şeye karşı geçici olduğu önyargısını daha doğduğumuz
günlerden itibaren yüklenmişizdir. Araba kiralama firmaları da sarı rengi
sıklıkla kurumsal renk olarak seçer çünkü vermek istedikleri mesaj şudur:
“Kullandığın araç sana belirli bir süreliğine verildi. Kullan ve geri getir!”
Taksilerin
renklerinin
sarı
olmasının
sebebi
de
budur.
Fast-food
restoranlarında da bu nedenle sarı renk kırmızı ile birlikte sıklıkla
kullanılmaktadır. Burada kırmızı renk ile “Çok ye!” , sarı renk ile ise “Çabuk
ye ve git!” mesajı verilir. Arabayla giderken verdiğimiz sinyal de sarıdır.
Turistlerin gidecekleri yerlerle ilgili trafik levhaları genellikle hep sarı renklidir.
159
http://www.sinerjidernegi.org/home/renkler1.htm , 17.11.2004.
118
“Dünyada hiçbir banka geçiciliğin simgesi olan sarı rengi logolarında
kullanmamaktadır. Çünkü bankalar yurttaşa verdikleri mesaj ile bankaya
yatırılan paranın geçici olmadığını, kalıcı olduğunu sürekli vurgulamaktadırlar
ve vurgulamaları gerekmektedir. Sarıyı logosunda baskın biçimde kullanan
tek banka ise Ahmet Şerif İzgören’in ifadesi ile Türk Vakıfbanktır. ”160 Trafik
lambalarında sarı ışık “hazır ol” mesajı vermektedir ve yine burada geçici bir
renk olması özelliği ile kendini göstermektedir. Yollardaki trafik lambalarının
bulunduğu kutular, bütünüyle sarı renklidir.
Açık sarı ışık, açık sarı sayfalar göz sağlığı için yararlıdır. Sarı zihinsel
faaliyetleri harekete geçirmekte, moral çöküntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Mantıksal gücü ve muhakemeyi güçlendirmektedir. Sarının kahverengine
bakan tonu aynı zamanda hüzün ve özlemi çağrıştırmaktadır.
Satış noktasında kullanmak için çok uygundur. Otopark duvarları gibi
dikkat çekilmesi istenen noktalarda sarı ve siyah kombinasyonu uygundur.
Ayrıca yemek servis alanlarında ve ürünlerinde kullanılmaktadır.
“İlkel toplumlarda sarı renk sonsuza dek yaşamı simgeliyordu. Sarı
renk ışınlarının, göğün özgür mavisini delip geçerek öbür dünyanın tanrısal
güçlerini açığa vurduğuna inanılıyordu. Aztek tanrıları onuruna yapılmış olan
tapınaklarda güneş tanrısı tüm tanrıların onuruna sarı ve mavi ile boyanmıştı.
Sarı, farklı toplumlarda tanrısallıktan kaynaklanan fiziki bir gücün simgesi
olarak
karşımıza
çıkmaktadır.
Tanrı
ve
tanrıçalar
sarışın
olarak
resmedilmiştir. Hıristiyan ikonografisinde altın yıldız tonlu şelale onun göğe
çıkışından sonra yeryüzündeki boşluğunu dolduran bir simge olarak
karşımıza çıkmaktadır. Çin’de sarının krallık ve saltanat rengi olmasının
nedeni, Çin hükümdarının, cennetin merkezindeki güneş gibi evrenin
merkezinde oturduğuna inanmasıyla ilişkilidir.”161
160
161
Aytaç, a.g.m., 22.10.2004.
Uçar, a.g.e., s.53.
119
6.d. Yeşil
Yeşil, mavi ve sarının birleşiminden oluşan bir ara renktir. Her iki
rengin özelliklerinin ahenkli bir birlikteliğini bünyesinde barındırmaktadır.
Mavide olduğu gibi huzur verici ve dinlendirici bir etkiye sahipken, sarının
canlılığını taşımaktadır. Mavisi fazla bir yeşil soğuk bir etkiye sahipken
içindeki sarı değeri fazla bir yeşil canlı, sıcak bir görünüm kazanmaktadır.
Yeşil renk, paylaşım, işbirliği, uyum, cömertlik, başarı, bereketlilik,
hasat ve özgürlüğün doğal enerjisini temsil etmektedir. Psikolojik anlamda
huzur, mutluluk, şans, tutku, hırs, kıskançlık; fiziksel anlamda ise hayat,
büyüme, para ve vejetaryenlik göstergesidir. Aynı zamanda dikkat ve
konsantrasyonun rengidir. Güven ve rahatlık veren bir renktir. Şefkat
duygusunu artırır.
Yeşil toprak elementinin rengidir ve bereket ve verimliliğinin yanı sıra
hayatın kendisini temsil etmektedir. Yenilenmenin ve evrimin rengidir.
Kalıplardan kurtulmayı ve gelenekleri yenilemenin gereğini ifade etmektedir.
Dolayısıyla her türlü büyümeyi hızlandırdığı düşünülmektedir.
Tabiatta bol miktarda yeşil ve yeşilin tonları görülür. Yeşil dinlendirir,
psikolojik durumu dengeler ve gevşetir, rahat hareket etmeyi sağlar. Derin ve
yavaş nefes almayı kolaylaştırır. Yeşil bir ortamda insanlar kendilerini daha
enerjik ve canlı hissederler. Bu rengin hakim olduğu mekanlar daha geniş
görünür. Trafik işaretlerinde otoyolu ifade eden yeşil tabelalar genişlik ve
rahatlık mesajı verir. Yeşil renk güveni simgeler. Bu nedenle dünyadaki pek
çok bankanın logosunda kullanılmaktadır.
Yeşil renk yaratıcılığın da rengi olarak bilinmektedir. Bu anlamda
batıda aşçıların yeni lezzetler yaratabilmesi için büyük otellerin mutfaklarında
yeşil rengin yaratıcılığı körüklemesi nedeniyle hep yeşil renk kullanılmaktadır.
Yeşil renk dinsel açıdan da İslamiyet’te kutsal alan ve mekanların
vazgeçilmez rengi olarak kabul görmüştür. Başta cennet yemyeşil bir mekan
olarak hayal edilmiştir. Eskiden kılıçların ve kalkanların sap ve kınlarının yeşil
zümrütlerle
süslenmesinin
temel
nedeni
yeşilin
uğur
getiriciliğine,
koruyuculuğuna ve dinsel niteliğine olan inançtır. Yeşil, İslamiyet’te aile
120
kavramının, maddi ve manevi zenginliklerin kökleşmiş bir sembolü olarak da
karşımıza çıkmaktadır. İslamiyet’te kutsal bir renk olan yeşil, Hıristiyanlıkta
baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesini sembolize etmektedir. Anadolu halı ve
kilim motiflerinde yeşil cenneti, kırmızı zenginliği, mutluluk ve sevinci, sarı
kötülüklerden arınmayı, siyah ise dünyevi sıkıntılardan arınmak anlamına
gelecek şekilde sembolleştirilerek kullanılmıştır.
Yeşil kırmızının karşıtı olarak düğme ve kumanda masalarında açık,
hatta enerji var anlamında kullanılmaktadır. Trafik işaretlerinde yeşil geç
anlamındadır.162 Baharın, canlılığın, olumlu dinginliğin ve huzurun rengidir.
Uluslararası sembolik yapı içinde yeşil, kırmızının karşıtı olumlu bir
sembolizmaya sahiptir. Kırmızı ışıkta durur, yeşil ışıkta hareket ederiz.
Toplumsal renk sisteminde, yani ışıkların bileşimi ile oluşan sistemde ve
ekran-televizyon teknolojisinde üç ana renkten biri olarak kullanılmaktadır.
Doğal ve sağlıklı bir etki kazandırılması hedeflenen gıda veya gıda yan
ürünlerinde de (örneğin bahçe malzemeleri, bahçe ilaçları, gübreler v.s.) hep
yeşil ağırlıklı ambalajlarla piyasaya sunulmuştur.
6.e. Mavi
Üç ana renkten biridir ve soğuk bir renktir. Ma-i Arapça’da su rengi
demektir. Mavi renk, yeşilimsi turkuvazdan koyu laciverte kadar uzanan
skalasında derinlik etkisine sahiptir. Mavi aynı zamanda açık ve camgöbeği
tonunda bir mavi olan “cyan”, basımevi mürekkeplerindeki dört temek renkten
(CMYK) biridir.
Mavi, uçsuz bucaksız gökyüzünün, engin denizlerin rengidir. Şeffaflıkla
yakından ilişkilidir. Saydam olan nesneler ışığın kırılması ile gökyüzünün
rengini yansıtır ve mavi görünürler. Denizlerin, kristal camın veya elmasın bu
rengi
almasındaki
temel
sebep
saflık
duygusunun
da
yansıtıldığı,
gökyüzünün yansımasıdır.
Mavi, barış, sabır, onur, sadakat, akıl, gerçek, mutluluk rengidir.
Genellikle yıldızları, geceyi, gökyüzünü, geniş ufukları, denizi, okyanusu,
162
Uçar, a.g.e., s.56
121
uykuyu, alacakaranlık, insan sıcaklığı, kalıcı ve derin duyguları, sınırsızlığı,
sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği, uzak bakışlılığı, huzuru, düşünceyi ve
dinlenmeyi simgelemektedir. Yaratıcılık, hayalcilik, zeka, ciddiyet, güvenilirlik
ve idealizmi çağrıştırmaktadır. Genellikle açık mavi anlayış, sağlık, barış,
mutluluk, ruhani uyanıklılık ve sabrı temsil ederken, koyu mavi depresyon,
aksilik, talihsizlik ve düşüncesizce hareketi temsil etmektedir.
Ruhsal dünyanın ve derin tutkuların ifadesidir. Sakinliği, güveni, barışı,
yetenekliliği, güzelliği ve sadakati temsil etmektedir. Mavi rengi izleyene bu
renk umut, inanç ve özgürlük duyguları aşılamaktadır. Sanatsal duyguları
harekete geçirmekte ve sanatçılara ilham gelmesinde fayda sağlamaktadır.
Mavi rengin en büyük ve bilinen özelliği sakinleştirici olmasıdır. Yaşam
görevimiz düzeyinde hassasiyetimizi ve öğretici yönümüzü temsil etmektedir.
Konuşma kabiliyetinin yani insanın özellikle iletişim yeteneğinin güç aldığı
renktir. Sinir sistemini ve bedenin hararetini azaltıcı, algılama yeteneğini
geliştirici özelliği vardır.
Mavinin derin bir etkisi olduğundan olsa gerek, eski Roma’da
felsefecilerin akademik cübbelerinin rengi olarak kullanılmıştır.Hıristiyanlıkta
mavi umut ve dindarlığın rengidir. İbraniler için mavi tanrısal bir renktir. Hint
Krisnası seçkin bir renk olan mavi ile resmedilmiştir. Mavi Çin kültüründe
cennetin ve ölümsüzlüğün gücünü sembolize etmektedir.163 Eski Mısır’da kral
lahitlerinde zemin rengi olarak kullanılan mavi renk, gökyüzünü, ölümsüzlüğü
ve sonsuzluğu ifade etmesinin yanı sıra; ölümün ve dolayısıyla mutlak
gerçeğin rengidir. Mavi insanoğlunu kendinden, gelecek ve kaderden
ayırmaktadır.164 Asya kültürlerinde, Moğol ve Türk boylarındaki efsanelerde
mavi kurt ve aslan önemli bir yer tutar. Moğol-Türk mitolojisinde mavi aslan
ve kaplanlar, Altay boyunun atası sayılan Tangri’nin (Tangri Altaylar’da
dağların üzerindeki mavi göklerin, mutlak hakimiyetin sembolüydü, Türklerin
İslamiyeti kabulünden sonra Tangri sözcüğü “Tanrı” (Allah) sözcüğü ile
163
Mahnke, Frank H., Color, Environment, and Human Response, John Wiley&Sons Yayınevi,
New York, 1996, s.62.
164
Chevalier, Jean, Gherbrant, Alain; Çeviren: John Buchanan - Brown, Dictionary of Symbols,
Penguen Yayınları, İngiltere, 1996, s.707-708.
122
eşdeğer olarak kullanılmaya başlanmıştır.) gücünü sembolize etmektedir.165
Mavi kubbeli Rus kiliseleri altın yıldızlarla süslüdür. Altın yıldızlar evreni
sembolize etmektedirler. Doğu’da Mısır, İran, Hindistan, Arap Yarımadası ve
Anadolu’da kötülükleri uzaklaştıran bir renk olduğuna inanılmaktadır. Araplar
mavinin kanın akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir.
Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyamaktadırlar.
Duvarları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık
yaptığı
saptanmıştır. Mavi kullanıldığı ortamı daha geniş göstermektedir. Mavide
genellikle bir derinlik söz konusudur. Mavi pigment olarak da ışığa en çok
dayanan, en geç solan renklerdendir. Sokaklardaki afişler solduğunda diğer
renklerin kaybolarak mavi-beyaz bir ton aldığı gözlenmiştir.
Temizlik ve saflık imajı yaratmak için genellikle pek çok su
ambalajında mavi renk esastır. Ambalaj tasarımında mavi ve lacivert
tonlarının kullanıldığını görürüz.
Arabayı sürerken, kısa farı uzun fara çevirdiğimizde gösterge
panosunda mavi bir ışık yanmaktadır. Otobana (paralı yol) çıkışı gösteren
trafik levhaları hep mavi renk ile ifade edilmektedir. Polis araçlarının üzerinde
bulunan siren şeklindeki lambaların yarısı kırmızı, diğer yarısı ise mavidir.
(Burada mavi ile polis arabasının uzaktan, kırmızı ile de yakından
görülmesinin sağlanması söz konusudur.) Yine çok katlı gökdelenlerin
üzerinde de uçakların uzak mesafelerden dikkatini çekmeleri amacıyla mavi
ışıklandırmalar yapılmaktadır.
Siyasi bir partinin kurumsal renk olarak maviyi tercih etmesi, o partinin,
derinlik, dinginlik, güven ve umut unsurlarını taşıdığı mesajını vermektedir.
Özellikle ülke yönetiminde söz sahibi olacak bir partinin güven ve umut imajı
çizmesi oldukça önemli bir unsurdur. Parti renginin, partinin iktidara
taşınmasında bu anlamda rolü olduğu söylenebilmektedir.
Bankalar ise mavi rengi logolarında kullanarak kendi derinliklerine
büyüklüklerine vurgu yapmakta, yeşil renkle ise güvenilir olduklarını anlatmak
istemektedirler. ABD Başkanı George W. Bush da kıyafetlerinde en çok
165
Chevalier, Gherbrant; a.g.e., s.103.
123
maviyi tercih etmektedir. Bu, bilinçli bir seçimdir. Çünkü mavi; güç, güven,
inanç ve sadakat göstergesidir. Bush, kıyafetlerinde bu rengi tercih ederek,
topluma, “Ben güçlüyüm ve güvenilirim!” mesajı vermektedir.
Mavi kırmızının aksine yeme içgüdüsünü engelleyen bir renk
olduğundan yemek firmaları maviyi pek tercih etmemektedirler. Hatta batılı
diyetisyenler az yemek için mavi tabakta yemeyi önermektedirler.
Mavinin bir diğer özelliği de uzaktan çok net algılanabilmesidir. Bu
nedenle uzaktan bile olsa net algılanması istenen objelerde mavi renk
kullanılmalıdır. Yakından kırmızı çok daha dikkat çekicidir ancak uzaktan o
kadar fark edilememektedir. Bu nedenle uzak cisimleri yakın ve net
göstermek için mavi renk tercih edilmelidir.
6.f. Mor
Renk skalasındaki en soğuk renk mordur. İnsan bedeni soğuktan
donmaya başlayınca dudakları mor bir renk alır. Mor soğukluğun zirve
noktasıdır. Bununla birlikte mor çok farklı alanlarda, farklı amaçlarla tercih
edilen stratejik bir renktir.
Mor rengin başlıca özelliği asaleti, itibarı, kendine güveni temsil
etmesidir. Ruhsal enerji ve sezgilerin rengidir. Yaratıcılık, hoşgörü ve
düşünce gücü mor ile ilişkilidir. Konsantrasyon sağlamak için mordan daha
etkili bir renk yoktur. Erotizmin sonu anlamını da taşıyan bir renktir. Sanatçı
ruhlu insanların, meraklarını fantezileriyle yaşayanların tutkun oldukları bu
rengin,
eskiden
beri
ihtişam
ve
lüksün
son
basamağı
olduğu
düşünülmektedir. Tarih, yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima mora
bezendiklerini kaydetmektedir. Mor, dengenin rengidir. Ruhsal ve fiziksel
anlamda
enerji
dengesizliği
söz
konusu
olduğunda
mor
devreye
sokulmaktadır. Mor imparatorlukların, dinlerin, ölümün, cazibenin ve sevginin
sembol rengi olarak yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Mor rengi mistikler, büyük
sanatçılar, düşünürler, toplumları düşünce ve ideallerle yönlendirenler
tarafından seçilir ve kullanılır.
124
Ruhsal çalışmalar, özellikle meditasyon odalarında, dini tören ve
seremonilerde; morun açık tonları olan lavanta, leylak ve orkide yatak odaları
ve çalışma odalarında kullanılmaktadır.
6.g. Beyaz
Beyaz renk tüm ışık tayfını bünyesinde toplamıştır. Tüm renklerin
sentezidir. Enerji sistemini dengelediği ve temizlediği düşünülmektedir.
Yaratıcılık duygularını açığa çıkardığı ve geliştirdiği de varsayılmaktadır.
Temizlik, beyazlık, saflık, bekaret, masumiyet, hijyen, arılık, zafer,
barış, neşe, teslimiyet, merhamet, adaleti temsil eden bir renktir. Yeniden
diriliş ve ölümsüzlüğü de sembolize etmektedir. Bu, dünyanın hemen her
yerinde böyledir. Gizem dilindeki temel anlamı saflık ve deneyimsizliğin yanı
sıra içinde bilgeliği ve sonsuzluğu bulundurması beyazın en büyük
çelişkisidir.
Olumluluk, saflık, barışçıl olmak ve kabul edici olma ifadesinin bir
yansıması olarak beyaz, ışık, bilgi, aydınlık, nur gibi olumlu ve erdemli
değerlerle örtüştürülmüştür. Siyahın aksine tanrısal bir niteliği de bünyesinde
barındırır. Bazen yokluk ve hiçliği ifade ederken, bazen de tüm renkleri
bünyesinde barındırma niteliğinin de yardımıyla bir olumluluk belirtisidir.
Birlikte kullanıldığı diğer renklerin güçlerini artırır. Beyaz rengin açığı koyusu
olmaz. Titan beyazı, kar beyazı gibi farklı pigment yapıları vurgulansa da
beyaz beyazı ifade etmektedir.
“Beyaz ve siyah renkler birlikte kullanıldığında derin sembolik
anlamlara, sahip olabilir. Evren siyah bir boşluğa sahipken, büyük patlama ve
dünyanın oluşum süreci ile birlikte ışık, dolayısıyla beyaz oluşmuştur. Bu
ilişkiler zincirinde tüm evren ve onun diyalektik oluşumu siyah ve beyaz ile
özetlenebilir. Doğu felsefesindeki yin ve yang buna benzer bir bütünlüğü
taşır. Yin ve yang evrendeki zıtlık ve karşı çekimin uyum ve armonisini ve bu
125
armoninin
sonsuza
dek
sağlayacağının sembolüdür.”
sarmal
bir
yapıda
evrenin
devamlılığını
166
“Beyaz Latince’de “candidus” olarak adlandırılır. Bunun sebebi seçim
öncesi adayların (candidate) beyaz giymesiyle ilişkilidir. Eski Roma’dan beri
Avrupa’da resmi kurumlar için aday olanlar beyaz giyerlerdi. Güneş her gün
doğudan doğar ve batıdan batar; bu düşünce modeli beyaz rengin dünyanın
her iki ucundaki ufuk çizgisine ait limit bir değere sahip olduğu yargısını
doğurmaktadır. Sonuçta beyaz, kimi din ve kültürlerde bir geçiş rengi olarak
kabul edilmekte ve bu amaçla düzenlenen dinsel törenlerde beyaz giymeleri
zorunlu kılınmaktaydı.”167
Bütün toplumların kutsal rengidir. Bazılarında ölümü simgeleyen
beyaz, aynı zamanda “öteki hayat”ın başlangıcı sayılmaktadır. Savaşta
beyaz bayrak teslimiyeti simgeler. Saflık çağrışımı nedeniyle batıda gelinlikler
genellikle beyazdır. Oysa beyaz Asya’daki bazı toplumlarda matem ve yas
rengidir.
Özdemir Asaf, “Renkler” adlı şiirinde; “Bütün renkler aynı hızla
kirleniyordu / Birinciliği beyaza verdiler.” dizeleriyle hem gerçek hem de
mecazi anlamıyla beyazın en temiz, dolayısıyla da en kolay kirlenen/kir
gösteren renk olduğunu vurgulamaktadır.
6.h. Siyah
Siyah, tüm renkleri doğuran bir fiziksel yapıya sahiptir. Işığı yok ettiği
için dikkati dağıtacak unsurların algıyı dağıtmasını en aza indiren ve
dolayısıyla konsantrasyon sağlamakta kolaylığıyla da bilinen bir renktir. Bazı
ünlü düşünürlerin veya sanatçıların, ışıksız, karanlık bir odaya girerek
konsantre oldukları söylenmektedir.
Siyah, asaletin, yalnızlığın, varolmanın ve gençlik başkaldırısının
rengidir. Renk biliminde siyah gücü ve tutkuyu temsil etmektedir. Şaşkınlık,
karışıklık, üzüntü, kayıp ve yas tutma anlamları taşıyabilmektedir. Bu nedenle
166
167
Uçar, a.g.e., s.49
Chevalier, Gherbrant; a.g.e., s.1105.
126
tüm makam arabaları veya güç simgesi olan araçlar siyahtır. Aynı zamanda
hırsın da ifadesidir. Güçlü ve hırslı birçok duygunun temsilcisi siyahtır.
Dengenin, hazır olmanın, kendine hakim olmanın, bilgeliğin ve yıkıp yeniden
yaratmanın rengidir. Siyah renk aşkta aldanmayı da simgelemektedir. Fonda
kullanıldığında karamsarlığı ifade etmektedir. Batı kültürlerinde siyah ölümü
ve matemi sembolize etmektedir. Bu nedenle karamsarlığın yanı sıra
üzüntüyü çağrıştırmaktadır. Gizli, gizemli, dışa kapalı, bilinmeyen bir yapıyı
imlemektedir. Siyah evren ve uzay boşluğunu da temsil etmektedir. Renklerin
yokluğudur. Siyah şeytani bir renk değildir .
Siyah, gri ve kahverengi renkleri gökkuşağında ve renk çarkında
bulunmazlar.
Son
derece
yoğun
enerjileri
vardır.
Doğru
zamanda
kullanıldıklarında etkileri olumludur. Siyahın aşırılıkları dengeleyici özelliği
vardır, ancak tek renk olarak kullanılmaması önerilmektedir.
Bizde ve Batıda matemi temsil etmektedir, buna karşılık Japonya’da
siyah mutluluktur. Çin’de kışın ve kuzeyin sembolüdür. Eski Mısır ve Kuzey
Afrika ülkelerinde siyah, verimli toprağın ve yağmurla şişmiş bulutların
rengine benzediği için bereketin simgesel rengi olarak kullanılmıştır. Bazı
kültürlerde ise bilgeliği temsil etmektedir.
Siyah tüm renkler gibi farklı yer ve coğrafyalarda anlam ve sembolik
açılımlara karşılık gelebilir. Hıristiyanlıkta olduğu gibi, Müslümanlıkta da siyah
fanilik, son ve sonluluk gibi sembolik açılımlarla yüklüdür. Mevlevi dervişleri
salona girip dönmeye başlamadan önce, üzerlerindeki siyah pelerinleri
çıkarıp atarak, bu tür eğilimlerden kendilerini arındırdıklarını söylemek ister
ve gerçeği, yeniden doğuşu da simgeleyen beyaz roblarıyla görünür, semaya
başlarlar.168
Siyah,
Hint,
Japon
ve
Çin
sembolizmasında
zamanın
başlangıcındaki kaosun ve şekilsizliğin evrensel maddesinin, özün (prakrit)
rengidir. Tüm kültürlerde siyahın karşıtı beyaz olmadığı durumlar da vardır.
Örneğin Çin’de bu zıtlık sarı ve kırmızıyla ifade edilir.
Siyah baskı teknolojisinde koyu değerleri ve tonu belirleyen anahtar
renktir, bu yüzden K (Key) kısaltması ile de belirtilir. Beyazın siyah ile güçlü
168
Necmettin Ersoy, Semboller ve Yorumları, Dönence Yayınları, İstanbul, 2000, s.13.
127
kontrastlığı dolayısıyla sayfa üzerinde tipografik elemanlar genelde siyahla
oluşturulur. Diğer renklere nazaran ışığın soldurucu etkisine en fazla karşı
koyabilen renk siyahtır.
6.i. Gri
Gri, siyah ile beyazın birleşiminden oluşmaktadır. Ağırbaşlılığın,
sadakatin ve sessizliğin simgesidir. Göz griyi oldukça kolay ayırır ve algılar.
Gri, diplomatik ve ağır bir renk olmasına karşın hareketsizliği, yavaşlığı ve
ciddiyeti temsil etmektedir. Bu nedenle askeriyenin tüm binalarında gri renk
hakimdir. Ne gerilimi, ne de sükûneti simgelemektedir. Ancak kaçışı
simgeleyebilmektedir. İçe kapanıklık ve acıya katlanmak hatta acıdan zevk
almak bu rengin etkileri içindedir. Gri, durağan ve kısıtlayıcıdır. Kuralcılık ve
gelenekçiliği simgeleyen bir renktir.
6.j. Kahverengi
Yoğunlaşma, telepati, büyü, şüphe ve hayvanların simgesidir.
Yeryüzü, toprak ve bir anlamda da dünyanın bereketliliğini temsil etmektedir.
Sıradanlığın ve mütevazılığın rengidir. Sosyal dengeyi ve toplum içinde
rahatlığı sağlar. Zihin üzerinde etkilidir. Gerçekçiliğin, plan ve sistemin
rengidir.
Kahverengi insanı hızlandırır. Bu nedenle fast-food restoranları iç
mekanda kahverengi rengi sıkça kullanmaktadırlar. Kahverengi rengin
bireyler üzerinde hızlandırıcı etki yaptığı bir deneyle de kanıtlanmıştır:
“Amerikan Kansas Üniversitesi Sanat Müzesi’nde halının altına
elektrotlar yerleştirilir. Müzede yer alan resim ve heykellerin yerleri hiç
değiştirilmeksizin yalnızca duvarın rengini değiştirecek biçimde raylı bir perde
sistemi yapılır. Arka fonda duvarın rengi olarak beyaz kullanıldığında; ilk
1000 deneğin müzede daha yavaş hareket ettikleri ve müzeyi oldukça uzun
bir sürede dolaştıkları gözlemlenir. Resim ve heykellerin aynen kaldığı ve
yalnızca arka fonun değiştirilerek (beyaz renk yerine) kahverengi renk
128
kullanılması durumda ise, müzeye alınan ikinci 1000 kişilik denek grubu,
müzeye ilk gelen deneklere göre çok daha hızlı hareket etmekte ve müzeyi
çabucak dolaşıp, bu mekanı daha çabuk terk etmektedirler.”169
Kahverengi toprak rengidir. Kıyafetlerde pek tercih edilmez, çünkü
kahverengi giyen insanlar kalabalıkta dikkat çekmezler. Özden Arslan 40’lı
yıllardan bu yana Avustralya’da kahverengi üç parça takım elbise
üretilmediğini söylemiştir. Batılılar “you blend in people” (insanların arasına
karışırsınız) demektedirler170.
İçinde bulunulan ortamı sıcak gösteren bu renk, oturma odası ve salon
dekorasyonunda sıkça kullanılmaktadır. Aynı zamanda karşıdaki insanın
kendisini rahat, resmiyetten uzak hissetmesini sağlar. Tüm ünlüleri rahatlıkla
konuşturmasıyla tanınan ünlü televizyoncu Larry King programında her
seferinde kahverengi ceket ve kravat giymektedir. “Yine Show TV’deki Ceviz
Kabuğu programının yapımcısı Hulki Cevizoğlu ile STV’daki Haber Kritik
programını sunan Haluk Örgün de; canlı yayına çıkardıkları konuklarını
serbestçe ve bol bol konuşturdukları zamanlara dikkat edilecek olursa
kendilerinin üzerlerinde kahverengi ve tonlarında takım elbiselerinin olduğunu
gözlemlediğimizi söyleyebiliriz.”171
İyi bir sorgulama uzmanı olan emniyetçi Sami Teymur: “..sorgu
sırasında sorguyu yapan kişinin özellikle kahverengi takım elbise giymesi
gerekliliğini” salık vermektedir. Bu sayede sorgulananın kendini rahat
hissederek sorgulayana gerekli bilgiyi vermesi sağlanacaktır.
6.k. Pembe
Aşk, dostluk, uzlaşma, uyum, rahatlama, acıma, hassas duyguları ve
duygu karışımlarını; dişilik, ahlak, şeref duygularını ve genel başarıyı temsil
etmektedir. Neşe, sevecenlik, şirinliğin, mutluluğun, canlılığın ve sevginin
169
Aytaç, Önder; http://www.basariyolu.com/tr/yazarlar.asp?id=131, 22.10.2004.
Bingöl, Rodin Alper; Hayatımızda Renklerin Önemi,
http://www.grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=168 , 7.7.2006.
171
Aytaç, Önder; http://www.basariyolu.com/tr/yazarlar.asp?id=131, 22.10.2004.
170
129
simgesidir. Yeniliği, özellikle duygusal anlamda temizliği sembolize eder.
Kırmızının yoğunluğunun hafifletilmiş halidir. Ancak kırmızının aksine iştah
azalttığı bilinmektedir. Cinselliği ve düşsel eğilimleri belirleyen bir renktir.
Agresiflik ve gerginlik giderici, uyum sağlayıcı bir özelliğe sahiptir. Pembe
özellikle bebeklerin ve kız çocuklarının rengidir. Pembe aynı zamanda yeni
açmış çiçeklerin kokusunu çağrıştırmaktadır.
İnsanları rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden bazı
büyük mağazalar iç dekorda pembe rengi kullanırlar ve pembe üniformalarla
dikkati çekerler. Pembe giyen bir kişiye daha rahat ödeme yapıldığının tespiti
üzerine
İngiltere’de
Boots
ve
Marks&Spencer
mağazalarında
tüm
tezgahtarların pembe gömlek giydiği bilinmektedir.
Sonuç
tarafından
olarak
renklere
doğduğumuz
karşı
yaşam
günden
boyu
itibaren
beynimizin
geliştireceğimiz
doğa
tepkilerle
programlanmış olduğunu söylemek mümkündür. Örneğin her gün batan
güneş geçicidir, ışıkları sarıdır ve biz sarı olan her şeye karşı geçici olduğu
önyargısını daha doğduğumuz günlerden itibaren yüklenmişizdir. Dolayısıyla
böylesi bir açıklama renklerin yüklendiği anlamların gerçekliği, “bireyler
üzerinde psikolojik etki yaptıkları” konusunda yazılanları ve söylenenleri
doğru daha somut bir temele dayandırmaktadır.
II) GÖRSEL TASARIMDA BELİRLEYİCİ UNSURLAR
Görsel tasarım çalışmalarında, tasarımın kaderini belirleyen bazı
unsurlar vardır. Bu unsurlar bir tasarımda mutlaka yer alırlar. Zira bu
unsurlardan birinin bile eksik olması düşünülemez. Örneğin sayfa düzeni
olmadan tasarım olmaz, ölçüsü olmayan hiçbir unsur yoktur ve mesajı
olmayan bir tasarım çalışması yoktur. Tasarımda eğer yazı varsa tipografi
unsuru da eksik olamamaktadır.
130
Bu unsurlar tasarımın amacına uygun olarak tasarımın temelini
oluştururlar ve temel tasarım elemanlarıyla desteklendiklerinde etkileyici ve
harekete geçirici şekle gelerek tamamlanırlar. Bu anlamda tasarımın kaderini
belirleyen unsurların önemi, ölçü/ölçek, mizanpaj, tipografi ve mesaj
kavramlarının irdelenmesi ile daha net ortaya konmuş olacaktır.
A. Ölçü
Yeryüzüne şöyle bir baktığımızda görülebilir ancak boyutu ve ölçüsü
olmayan hiçbir şey olmadığını daha net anlayabiliriz. Herhangi bir varlığın
kısa mı uzun mu, büyük mü küçük mü, kaç metre kaç santim olduğunun
soruları daima ölçü kavramının konusuna girmektedir.
Görsel tasarım bağlamında ele aldığımızda ise ölçü iki farklı açıdan
ele alınabilir. Bunlar, tasarımın üzerine oturduğu malzemenin ve tasarımda
yer alan görsel öğelerin ölçüsüdür. Bir grafik tasarım ürünü, daima değişik ve
belirli ölçülere sahip görsel unsurların biraraya gelmesiyle oluşmaktadır.
Ölçüler büyüdükçe tasarımın etkileyiciliği ve algılanırlığı artmaktadır.172 Bu
çerçevede masaüstü yayıncılıkta ofset baskı tekniğiyle basılan tasarımlarda
kullanılan kağıt çeşit ve ölçüleri şu şekilde sınıflandırılabilir:
Birinci hamur kağıtlar: 57x82 cm, 68x100 cm, 70x100 cm.
İkinci hamur kağıtlar: 57x82 cm, 68x100 cm.
Üçüncü hamur kağıtlar: 57x82 cm, 68x100 cm.
Kuşe kağıtlar: 57x82 cm, 70x100 cm.
Bristol ve Kromolüks kartonlar: 70x100 cm.
Pelur kağıtlar: 59x92 cm.
Çıkartma kağıtları: 70x100 cm.
172
Becer, Emre; İletişim ve Grafik Tasarım, Dost Yayınları, İstanbul, 2002, s.62.
131
B. Görsel Hiyerarşi , Orantı ve Mizanpaj (Sayfa Düzeni)
Mizanpaj (Mizanpaj kelimesi Fransızca sayfa düzeni anlamına gelen
“mise en page“ dan türemiştir. Bu anlamda mizanpaj, görsel tasarım üzerinde
yer alacak öğelerin -punto, başlık, şekil, resim, yazı v.b.- belirli bir görsel
düzen ve denge oluşturacak şekilde yerleştirilmesine verilen addır.) terimi
daha çok gazetecilikte gazete ve dergi tasarım sürecinde kullanılan bir
terimdir. Fakat sayfa düzeni kavramı görsel düzen – hiyerarşi mantığıyla ele
alındığında sayfa düzenlemesinin tasarım sürecinin de bir parçası hatta
temel bir parçası olduğu açıkça görülecektir. Bununla birlikte tasarımlar bir
anlamda görsel düzenleme çalışmalarıdır.
İki ya da daha fazla sayıda görsel unsur tasarım yüzeyinde biraraya
getirildiğinde bir orantı sorunu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Tasarımcı
açısından orantı, boyutlararası ilişkilerdir. Tasarım yüzeyinin eni ile boyu,
görsel unsurların genişlikleri ve yükseklikleri ile birarada oluşturdukları
kitlelerin boyutları arasında daima orantıya dayalı ilişkileri vardır. Bir görsel
unsurun tasarım içindeki diğer unsurlarla kurduğu orantısal ilişkiler, algı ve
iletişimi doğrudan etkilemektedir. Parçaları arasında uyumlu orantılar
bulunan, insan yapısı örneklerden en önemlisi; Yunanistan’daki Parthenon
tapınağıdır. Bu tapınaktaki mimari elemanların ölçülendirilmesinde gözönüne
alınan “Altın Oran” günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bu anlamda bir
sayfa düzenlemesinde en önemli unsur dengedir. Tasarımda denge unsuru
eksik olduğunda ise tasarım, izleyiciye sanki başka öğeler de eksikmiş
izlenimi verebilir. Bir tasarımda denge unsuru varsa o tasarım kendisiyle
“barışık” demektir. Tasarımın konusu ve içeriği, tasarımın asimetrik veya
simetrik oluşunu belirlemektedir. Bir tasarım iki farklı denge sistemi içinde
düzenlenebilir:173
173
Becer, a.g.e., s.65 - 68.
132
1. Simetrik Denge:
Simetri, dengeli ve orantılı olarak karşılıklı düzenlenmiş bir yapı olarak
düşünülebilmektedir. Diğer taraftan, hayali çizgi ya da düzlemle ayrılmış iki
yönlü biçim benzerliği de simetri olarak tanımlanmaktadır. Geleneğin,
resmiyetin, otoritenin vurgulanacağı tasarımlarda simetrik denge tercih edilir.
Diğer yandan simetri, dürüstlük ve saygınlığın psikolojik simgesidir. Simetrik
dengeye dayalı kompozisyonlar, daha güvenilir olmaları nedeniyle amatör
tasarımcılar tarafından daha çok kullanılırlar.174
Doğada pek çok simetrik öğe karşımıza çıkmaktadır. Örneğin insan
gövdesi ve yüzü en belirgin simetrik öğedir.
Bununla birlikte simetrinin
değişik türleri de vardır. Merkezi (radial) simetride görsel unsurlar merkezi bir
nokta ya da eksende güneş ışınlarına benzer biçimde 360 derecelik bir
yayılma gösterirler. Dönel (rotational) simetride ise görsel unsurların bir nokta
etrafında dönerek eşit aralıklar halinde sıralanmalarıdır.
Şekil 50175 – Simetrik denge örnekleri.
174
175
Becer, a.g.e., s.:65.
Teker, a.g.e., s.: 66.
133
2. Asimetrik Denge:
Asimetrik denge adından da anlaşılacağı gibi simetrik dengenin tam
tersi bir yapıyı tanımlamaktadır. Asimetrik dengede denge vardır ancak
simetrideki gibi karşılıklı eşitliği ve orantıyı çağrıştırmamaktadır.
“20. yy başlarında ortaya çıkan modern sanat ve tasarım akımları
simetrik dengeyi reddederek; geleneksel olarak simetri noksanlığı ya da
bütünün parçaları arasında orantıya dayalı bir eksiklik anlamına gelen
asimetriyi
benimsemişlerdir.
Modernist
akımlar
asimetriyi,
birbirine
benzemeyen ya da eşdeğer olmayan görsel unsurlar arasında dinamik bir
denge ya da düzen sağlayan bir kavram olarak ele alıp kullanmışlardır.
Simetrik dengede olduğu gibi asimetrik dengede de bir optik ağırlık merkezi
vardır. Ama bu merkez, geometrik merkezlerden farklı bir konumdadır.
Asimetrik düzenlemenin başarısı, cesur ve sorgulayıcı olmasına bağlıdır.
Asimetrik denge duygu yüklü ve dışavurumcudur.“176
Şekil 51177 – Asimetrik denge. Optik merkez büyük kitleye daha yakın konumdadır.
Tasarımda önemi çok büyük olan bir diğer unsur ise hiyerarşidir. Bu bir
anlamda “devamlılık” kavramının da konusuna girmektedir. Ancak sayfa
düzenlemesinin kapsamında ele alınmaktadır. Hiyerarşi, bir tasarımda
kullanılan öğelerin en önemliden en önemsize doğru sıralanmasını ifade
176
177
Becer, a.g.e., s.: 66.
Becer, a.g.e.,s.: 67.
134
etmektedir. Tasarım içindeki elemanlar, vurgulanmak istenen mesaja göre
ölçülendirildiğinde, ki bu renkle, uzaklık yakınlık veya beyaz boşlukla da
yapılabilmektedir, o zaman hiyerarşi denen koşul yakalanmış olmaktadır.178
C. Tipografi
Okuma ve yazmayı öğrendiğimiz günden itibaren tipografi kavramıyla
tanışıklığımız başlar. İlkokulda gördüğümüz güzel yazı dersi temelde
tipografik beceri dersidir ancak bizler o zamanlar yaptığımız işin ne anlama
geldiğini bilemeyiz. Güzel yazı defterine yazdığımız her harf, çok daha basit
şekliyle de olsa, tipografik bir karakterdir. Bu mantık çerçevesinde
tipografinin, yazı dilinde iletişimin görsel unsurlarının tanımlanma şeklini ifade
eden bir kavram olduğu ifade edilebilmektedir. Bir diğer anlamda tipografi
yazının karakterize ediliş şeklidir.
“Tipografi (Yunanca τύπος (typos)="form" ve γραφία (graphia)=
"yazmak" sözcüklerinden) yazıyı bir forma sokma sanatı ve tekniğidir. Font
(yazı tipi), font büyüklüğü, satır uzunluğu, satır arası boşluk ve benzeri
unsurların kombinasyonları ile yapılır. Yayımlanacak yazınsal içeriğin bir
forma sokulması veya tasarımı olarak da tanımlanabilir. Türkçe tipografya
olarak da çevrilmiştir. Terim Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiştir.”179
Tipografi
terimi
ilk
kez
Johann
Gutenberg’in
metal
harflerini
tanımlamakta kullanılmıştır. Bugün ise; bütün baskı yazıları ve noktalama
işaretlerinin sanatsal ve tasarıma dayalı özelliklerini ve üretim teknolojilerini
konu alan bir uzmanlık alanı olarak kabul edilmektedir. Önceden tasarlanan,
kalıbı hazırlanarak dökülen ve genel olarak yazılı iletişimin bütün alanlarında
kullanılan harf, sayı, sembol, çizgi ve noktalama işaretleri tipografik
karakterler olarak anılmaktadırlar.180 Tipografi, dilin, insanlığın, form ve
biçimlere yansımış varlık yansımasıdır.181
178
İstek, Ragıp; Görsel İletişimde Tipografi ve Sayfa Düzeni, Pusula Yay., İstanbul, 2004, s.: 91.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tipografi , 07.08.2006.
180
Becer, a.g.e., s.:176.
181
Uçar, a.g.e., s.:95.
179
135
Tipografinin en asli görevleri okunması ve okunabilir olmasıdır.
Okunmayan bir yazı karakteri hiçbir anlam ifade etmez. Tasarımla uğraşan
bireyler tipografi hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdırlar. Kullanılacak
tipografik karakterin yazının içeriğini en iyi şekilde yansıtması gereklidir. Aksi
taktirde okunan yazı içeriksel etkisini okuyucuya yeterince
yansıtamaz.
Tipografinin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun ise harflerin kapalı ve açık
alanları arasındaki dengedir. Bunun yanlış uygulaması, resim ve yazıyı daha
karmaşık hale getirmektedir. Yazı ve resim uyum içinde olmalıdır.182
Günümüzün tipografik karakterleri el yazısıyla başlayıp evrimleşerek
oluşmuşlardır. Bu çerçevede bugün bütün tipografik karakterlerin, optik
olarak hayali bir çizgi üzerine dizildikleri düşünülmektedir. Harfleri oluşturan
ana hatların alt ve üst bitim yerlerinde bulunan tırnak biçimindeki küçük
uzantılara “serif” olarak adı verilmektedir. Tipografik terminolojide “Kapital”,
“Majiskül” ve “Uppercase” büyük harfler için kullanılmaktadır. Küçük harflerse
“Miniskül” ya da “Lowercase” olarak adlandırılmaktadır. Tipografik karakterler
et kalınlıklarına göre beş ayrı kategoriye ayrılabilmektedir: Tam beyaz
(Extralight), Beyaz (Light), Yarım siyah (Medium), Siyah (Bold), Tam siyah
(Extra Bold).
Şekil 52 – Gotik stilindeki Old English
Şekil 53 – Palace Script Yazı karakteri
182
R. Baeyens, Martin; Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Reklam Atölyesi,
http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=86 , 0708.2006.
136
Bir tipografik karakterin harfler, sayılar, noktalama işaretleri ve diğer
sembollerden oluşan dizisine “font” adı verilmektedir. Tipografik karakterler
yedi ayrı grupta incelenebilmektedirler. Bunlar;
- Geleneksel yazılar,
- Geçiş dönemi yazıları,
- Modern yazılar,
- Kare serifli yazılar,
- Serifsiz yazılar,
- Gotik yazılar,
- El yazılarıdır.
Fransız yazı tasarımcısı Pierre SimonFournier de Jeune, 1737 yılında
“Punto” birimini temel alan bir ölçü sistemi geliştirerek tipografik ölçülerin
standardizasyonunu
başlatmıştır.183
Punto,
günümüzde
uluslararası
geçerliliği olan tipografik bir ölçü birimidir. 1 punto 0.37583 milimetredir. Daha
çok satır uzunluğu ve metin derinliği ölçmede birim olarak kullanılan “Kadrat”
(Amerika’da Pica, Almanya’da da Cicero) ise 12 puntoya eşittir. Tipografik
elemanlar arasında kullanılan boşluklar “espas” dizgi teknolojisine bağlı
olarak değişen birimlerle ölçülmektedir.
Metin düzenleme biçimleri de tipografinin konusuna girmektedir. Bu
anlamda soldan blok, sağdan blok, ortadan blok ve her iki taraftan
bloklamayla metinlerde belirli bir görsel düzen yaratılmaktadır. Metin
düzenlemelerinde en çok başvurulan yöntem soldan ve her iki taraftan
bloklamadır.184
Bütünleşik pazarlama iletişimi çabaları içerisindeki bütün yazılı iletişim
şekilleri özellikle kurumsal imaj yönünden önemlilik arz etmektedir. Bu
çerçevede düşünüldüğünde tipografinin önemi son derece büyüktür. Daha
183
184
Becer, a.g.e., s.: 181
Uçar, a.g.e., s.: 128.
137
okunaklı bir yazı daima tercih sebebidir ve kurumsal bir göstergedir. Pek çok
yerde kullanılacak aynı türden font aynı zamanda kurum kültürünü
yansıtacaktır.
D. Devamlılık
Devamlılık izlenir olmanın esas şartlarından biridir. Tasarımlarda birbiri
ardı sıralanan görsel öğelerin, aralıksız ve dikkatle izlenebilmeleri için
tasarımda kullanılan her bir öğenin bir sonrakini işaret etmesi gerekmektedir.
Örneğin, sayfanın en sağına yerleştirilen bir insan resminin yüzünün sayfanın
içine doğru bakması, sayfa içerisindeki öğeleri okuyucuya işaret etmesi
açısında oldukça önemlidir.
Okuyucunun gözü tasarım yüzeyinde bazen bir çizgi ya da kıvrım
boyunca hareket eder. Göz, bir unsurdan diğerine doğru kesintisiz geçişler
yapabiliyorsa devamlılık sağlanmış demektir. Devamlılığı sağlamada şu
yöntemlerden yararlanılabilmektedir:185
-
Görsel unsurlar gözün normal hareketlerine uyacak bir yönde
yerleştirilmelidir.
-
Algılama yönü, okuyucunun dikkatini dağıtmayacak biçimde
düzenlenmelidir.
-
Göz, alışkanlık gereği, soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru bir
yön izler. Gözün yatay hareketleri ise dikey hareketlerine göre
daha kıvrak ve hızlıdır. Ayrıca göz; büyükten küçüğe, koyu tondan
açık tona, renkliden renksize, alışılmamış olandan alışılmış olana
doğru bir algılama sırası izlemektedir.
Göz hareketlerinin ustaca denetlendiği bir tasarım, daima hedefine
ulaşır. Görsel unsurların biçimleri ve boyutları arasında oluşturulan
benzerlikler, tekrarlamalar ve görsel hiyerarşi, devamlılığı sağlamada etkili
araçlardır.
185
Becer, a.g.e., s.70.
138
E. Mesaj
Görsel
tasarım
çalışmalarının
tümü
belirli
bir
amaca
hizmet
etmektedir. Bu amaç çerçevesinde oluşturulan tüm unsurlar belirli anlamlarla
yüklüdür.
Bu
anlamlar,
tasarımı
izleyene
“mesajlar”
dizisi
şeklinde
ulaşmaktadır. Tasarımlarda daima alt yapı üst yapıyı belirlemektedir. Mesaj
bir diğer anlatımıyla “alt yapı” anlamına gelmektedir.
Grafik tasarım ürünleri iki yönlü bir iletişim diline sahiptirler.
Tasarımcılar, sözel ve görsel mesajlar aktarmak
üzere sözcüklerle
görüntüleri bir araya getirirken, tasarım probleminin organizasyonu ve mesaj
oluşturma problemlerine yanıt vermek durumundadırlar.186
Görsel
organizasyon,
tasarım
elemanlarının
algılanabilir
hale
getirilerek, düzenlenmesidir. Mesaj ise düşünceye dayalı olup, sözcük ya da
kavramın egemenliğindedir. 20. yy öncesi dönemlerde, görsel tasarımda
etkin rol oynayan başlıca unsurlar, sözcük ve kavramlardı. Ancak 20. yy ile
birlikte bu durum değişmiştir ve sözcük ve kavramların yerini görsel imgeler
almıştır. Bu durumda sözcük ve kavramlar görsel imgeleri destekleyici yönde
rol oynamaktadırlar. Dolayısıyla sözcük ve kavramların her biri birer mesaj
olarak tasarımlarda yerlerini almaktadırlar. Görsel unsurlar ise birer gösterge
olarak alt yapının bilinçaltı mesajlarıyla yüklüdür.
Tasarımlarda mesajlar iletilirken sözel ve görsel unsurların yüklendiği
anlamlar iki farklı şekilde oluşabilmektedir. Bu çerçevede anlamlar düz anlam
(denotation) ve yan anlam (connotation) olarak sınıflandırılmaktadırlar. Düz
anlam, bir sözcük, işaret, ya da imgenin doğrudan anlamıdır. Yan anlam ise
anlamın ikinci aşamasıdır. Yan anlam, ancak düz anlamın bulunduğu yerde
değer kazanır, etkili olur ya da önerilir.187 Örneğin, “yüzünden” ve “sayesinde”
kelimelerinin her ikisinde de düz anlamıyla “sebep olma” kavramı söz
konusudur. Ancak “yüzünden” kelimesinde olumsuzluk söz konusuyken;
“sayesinde” kelimesinde olumlu bir yan anlam düşünülmektedir. Tıpkı
186
187
Becer, a.g.e., s.38.
Becer; a.g.e., s.:39.
139
sözcükler
gibi
görsel
imgeler
de
bu
gibi
yan
anlamlara
sahip
olabilmektedirler.
III) REKLAM VE GÖRSEL TASARIM
Reklam ve görsel tasarım kavramları birileriyle iç içe geçmiş
kavramlardır. Çoğunlukla reklamın olduğu yerde görsel tasarımı, görsel
tasarımın olduğu yerde de reklamı görürüz.
Ancak görsel tasarım kavramı reklam dünyası için vazgeçilmez bir
unsurdur. Her gün etkisi altında kaldığımız yüzlerce reklamın, bu denli etkili
olmalarının nedeni, içerdikleri her bilgi unsurunu görsel açıdan izleyiciye
bilinçli bir şekilde aktarıyor olmalarındandır. Bu anlamda, görsel tasarım
reklamın bilgi verme işlevini de pekiştirmektedir. Reklamın verdiği bilginin
yönünü belirlemektedir ve doğru hedef kitleye ulaşmasında etkin rol
oynamaktadır.
Reklamlarda kullanılan çeşitli göstergeler belirli bir düzen içinde
izleyiciye sunulurlar. Kullanılan her bir gösterge reklamı izleyenler için birer
anlam ifade etmektedirler. İşte reklamlarda kullanılan bu göstergelerin
düzenleniş biçimi reklamda görsel tasarımı ifade etmektedir.
A. Semiyoloji (Göstergebilim)
Hayatımız göstergelerle sarılmış bir haldedir. Çünkü çevremizdeki
diğer bireyler ve toplumlarla aramızdaki bağı göstergeler kurar, göstergeler
sayesinde iletişim kurarız.
“Toplumsal yaşamdaki çeşitli anlamlı bütünleri ele alarak, insanların
birbirleri ile iletişim kurmalarını sağlayan gösterge sistemlerini inceleyen,
anlamlandıran ve sınıflandıran bilim dalına, semiyotik ya da semiyoloji adı
verilmektedir. Göstergebilimin amacı, konusuna giren gösterge sistemlerini
çözümlemek, o gösterge sistemi içinde kullanılan göstergelerin ilişkilerini
kavramak ve toplumsal yaşamdaki kullanım alanlarını sınıflandırmaya
çalışmaktır. Bu bağlamda semiyolojinin inceleme alanına sadece, görsel
140
göstergeler değil, aynı zamanda insan topluluklarının birbirleri ile iletişim
kurmalarını sağlayan doğal diller de girmektedir.”188
Göstergebilim,
reklamların
temel
anlamlarının
çıkarımlara
dökülebilmesinde en verimli eleştirel yaklaşım olarak kabul edilmektedir.
Göstergebilimsel eleştiri, seyircinin, salt izleyen değil aynı zamanda anlayan
ve anlamlandıran bir yapıya sahip olduğu fikrinin gelişmesine temel olmuştur.
Reklamı yapanlar nasıl üretmek durumundaysa, göstergebilimsel açıdan
düşünüldüğünde seyirci de anlamlar üretmektedir.
Göstergebilimsel tanımlama içinde, gösterge, gösteren (signifier) ile
gösterilenin (signified) birleşiminden oluşan temel anlamlama birimidir.
Anlamlama süreci içinde gösterge, bir nesneyi, kavramı, düşünceyi, duyguyu
vb simgeleyen bir göstergeye dönüşmektedir.189
Bu çerçevede göstergebilim kapsamına giren bazı tanımlar şu
şekildedir:190
Gösteren: Gösterilen simgeyi açıklayan fiziksel nesne.
Gösterilen: Gösterilen fiziksel nesnelerin ifade ettiği kavram, düşünce
veya duygudur. Gösterilen, gösterenin zihinde oluşturduğu anlamdır.
Gösterge: Gösteren ve gösterileni bağlayan ortak bağlamdır. Bir diğer
anlatımla gösterge fiziksel nesne ve zihinsel ürün arasındaki bağ ve ilişkidir.
Düz anlam: Bir göstergenin düz anlamı, gösterilenin nesnel olarak
olduğu gibi kavranmasıyla oluşmaktadır. Düz anlam, temel anlamdır.
Yan anlam: Göstergenin temel anlamı üzerine eklenen psikolojik,
kültürel, sosyal ve sembolik anlamlardır. Her göstergenin mutlaka bir yan
anlamı vardır.
“Her göstergenin, o göstergenin alıcısı üzerinde düz ve yan anlam
etkisi olduğu gibi, verilen mesajın nasıl verildiği de mesajın anlamını etkiler.
188
Teker; a.g.e., s.: 95.
Karpat, Işıl; Reklamcılık Ders Notları, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2002.
190
İmançer, Ahmet; Reklam Fotoğrafçılığı Ders Notları, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2002.
189
141
Bir düşüncenin ifade edilme şekline retorik denir. İfade edilen şeyin
anlamından çok, düşüncenin ifade edilme şekli, o iletinin ikna edebilme
gücünü artırır.”191 Bu çerçeveden bakıldığında görsel iletişim bağlamında
tasarımın ne denli önemli olduğu görülmektedir. Çünkü tasarım, bir tür ifade
ediş şeklidir ve retoriktir.
B. Görsel Reklamlarda Tasarım
İnsan, algıladığı sürece öğrenir ve kendini geliştirir. Her gün insanların
algılaması
amacıyla hazırlanan yüzlerce reklamı bilinçli veya bilinç dışı
olarak inceliyoruz. Reklamı yapılan ürün veya hizmetler hakkında bilgi sahibi
oluyoruz. Ancak bu bilgileri yüklenirken etkilendiğimiz çok önemli bir retorik
var: Tasarım.
Reklamcılar ve reklamverenler için tüketici beğenisine sundukları
reklamların tasarımları son derece büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla
piyasaya sunulan her görsel reklamın tasarım sürecinde ince elenir sık
dokunur. Çünkü yapılacak küçük bir tasarım hatası izleyicide yanlış
algılamalara yol açabilecek ve büyük emeklerle hazırlanmış bir çalışmayı
yerle bir edebilecektir. Bu çerçevede reklamda tasarım sürecini ve bir görsel
reklam tasarımında olması gereken unsurları incelemekte yarar vardır.
Bir reklam içeriği görselleştirilirken öncelikle verilmek istenen mesaj
belirlenir. Ardından kullanılacak slogan seçilir ve görselleştirme stili hazırlanır.
Görsel düzenleme sırasında ise kullanılacak resim, sembol ve figürler seçilir,
temel renk ve bileşenleri belirlenir ve tipografik düzenleme yapılır. Tüm bu
düzenlemelerin ardından reklam baskı yoluyla veya benzer bir yol ile
somutlaştırılır.
Böylesi bir süreçte oluşan görsel tasarımın, ağırlıklı olarak kullanıldığı
reklam araçlarının başında basılı reklam araçları gelmektedir. Yayın yapan
reklam araçlarından olan televizyonda da görselleştirme aşamasında
191
Teker; a.g.e., s.: 99.
142
tasarımdan yararlanılmaktadır. Bugün reklam araçları arasında önemli bir
pay alan internet, web sayfası, CD-Rom, multimedya, gibi elektronik reklam
araçlarında da tasarımın önemi son derece büyüktür. Son dönemde yeniden
canlanan ve önem kazanan açıkhava reklam ortamlarında ise tasarımın
önemi üzerinde özellikle durulmaktadır. Çünkü açıkhava reklamlarının
görülebilirliği özellikle tasarım sayesinde olmaktadır. Dikkat çekici ve etkileyici
olmayan tasarım açıkhava reklamının fark edilememesine; dolayısıyla da
okunmamasına
neden
olmaktadır.
Bu
çerçevede
açıkhava
reklam
araçlarında dikkat edilmesi gereken unsurlar şu şekilde açıklanabilir:
- Dikkat çekicilik: Açıkhava reklamlarının dikkat çekici olması farklı
yollarla sağlanabilmektedir. Bu unsur renk ile sağlanabileceği gibi, farklılık,
boyut ya da şekilsellikle de sağlanabilmektedir. Örneğin gerilla türündeki
açıkhava reklamlarının dikkat çekiciliği farklılık yaratmalarından ve 3 boyutlu
olarak tasarlanmalarından ileri gelmektedir. Bir diğer dikkat çekme şekli ise
hedef kitleye uygun olarak reklam içeriğinde kullanılan öğelerle olmaktadır.
Örneğin uzun ve ince bir yazı ile yapılan tasarım kadınların ilgisini çekecek
ve yazıyı kendi görünüşleriyle psikolojik olarak bütünleştireceklerdir.192 Bu
anlamda hedef kitlenin beklentileri de reklamın dikkat çekiciliğini oldukça
etkilemektedir.
Bir açıkhava reklamı dikkat çekici değilse okunma olasılığı da çok
düşüktür. Diğer tüm reklam türlerinde dikkat çekici olma gerekliliği söz
konusuysa da açıkhava reklamlarında bu durum çok daha yüksek orandadır.
Çünkü açıkhava reklamlarının bulunduğu mekanlar insanların farklı işlerle
meşgul olduğu mekanlardır. Bu nedenle de hedef kitlenin reklamı görebilmesi
için önce dikkatini
çekmesi gerekmektedir. Ardından ilgi uyandırmalı ve
kendini okutmalıdır.
- Sadelik ve Biçim: Açıkhava reklam tasarımlarında mesajın, hedef
kitlenin algılayabileceği ve anlayabileceği biçimde verilmesine tasarımda
sadelik adı verilmektedir. Bu nitelik reklamdaki renk, çizgi ve kompozisyon
192
Tepecik, a.g.e., s.:75.
143
öğeleriyle belirlenebilmektedir. Çizgi, renk ve tipografik öğelerin tasarımda
birlik içinde ve uyumlu bir şekilde kullanılması, tasarımın etkileyiciliğini
artıracak ve amacına ulaşmasını sağlayacaktır. Sadelik sağlandığında
reklamın ana fikri izleyiciye kesintisiz bir şekilde ulaşacaktır. Reklamın
tasarımında kullanılacak gereksiz her yazı ve resim öğesi reklamı sadelikten
uzaklaştıracaktır.
- Boyut ve Biçim: Açıkhava reklamlarının tasarımında reklamın
boyutu ve biçimi oldukça önemlidir. Çünkü reklamın dikkat çekiciliği,
etkileyiciliği büyük oranda biçime bağlıdır. Bu öneme rağmen çoğu zaman
maliyet nedeniyle gereğinden küçük boyutlu reklamlar tasarlanabilir. Bu
durum harcanan bütün emeğin boşa gitmesine neden olmaktadır.
Genelde billboard türündeki açıkhava reklamlarında biçim belirlidir.
Çünkü genelde hali hazırda bulunan reklam panolarından kiralanır ve
tasarımlar buna göre oluşturulur. Oysa afişlerde durum farklıdır. Afişler
tasarlanır ve belirli yerlere asılıverir. Bu nedenle de istenilen boyut ve
biçimlerde tasarlanabilmektedirler. Bu anlamda incelendiğinde kare biçiminde
ya da çok dar, dikdörtgen biçiminde tasarlanan afişler izleyiciyi rahatsız
edebilir. Dar biçimde tasarlanan afişler izleyicide sıkışıklık hissi uyandırabilir.
Ancak alışılagelmiş tarzın dışına çıkarak farklı biçimlerde tasarlanan afişler
de (örneğin üçgen biçimli bir afiş) izleyicide ilgi uyandırabilmektedir.
Bunlardan farklı olarak tasarlanan, biçimsel bakımdan farklı olan
açıkhava reklam araçlarında ise reklam biçimin üzerine oturtulmaktadır. Bu,
reklamın dikkat çekiciliğinin ve anlaşılırlığının büyük oranda biçime ve şekle
bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Bunlara örnek olarak gerillalar ve
maskotlar gösterilebilmektedir. Bu tür reklam araçlarında boyutun büyüklüğü
reklamın etkisini de artıracaktır.
- Endüstriyel ve Ekonomiklik: Tasarlanan bir açıkhava reklamının
endüstriyel olması üretilebilir olması anlamına gelmektedir. Zira üretilebilir
olmayan bir tasarım, hayal ürünü olmaktan öteye geçemeyecektir. Bu
anlamda reklamın endüstriyellik kavramı içine ekonomiklik kavramı da
144
girmektedir. Çünkü reklamın üretilebilir olması aynı zamanda reklam
kampanyasının bütçesine bağlıdır.
Bir açıkhava reklamının ekonomik olabilmesi için kullanılacak renkler
dahi önemlidir. Reklam boyutu eğer 70x100 ölçülerinden büyük değilse ve bu
nedenle ofset baskı tekniği ile çoğaltılacaksa, reklam hazırlanırken kullanılan
renk sayısı maliyeti artırıcı ya da azaltıcı etki yapacaktır. Ofset baskı
tekniğinde kullanılan 4 ana renk vardır. CMYK adı verilen bu renk grubu
Cyan (mavi), Magenta (Pembe), Yellow (Sarı), Black (Siyah) renklerini
içermektedir. Ofset baskıda 4 renk olarak basılacak bir iş için 4 ayrı baskı
kalıbı çıkartılacaktır. Bu baskı kalıplarının her biri dört renkten birini
içermektedir. 4 renk olarak basılacak iş için önce mavi kalıp, sonra pembe,
ardından sarı ve son olarak örtücülüğü en yüksek olan siyah renk baskıya
girecektir.
Bu
renklerin
üst
üste
gelerek
birbirleriyle
oluşturduğu
kombinasyonlar yaldız renkler haricindeki diğer tüm renkleri oluşturacaktır.
Yaldız renk (gümüş veya altın) kullanılmak istendiğinde ek bir kalıp, boya ve
işçilik maliyeti oluşacaktır. Örneğin tek renk olarak hazırlanan bir tasarım
kağıdın baskı makinesine bir defa girmesine neden olacak, bu durum baskı
sürecinde, kalıp, boya ve işçilik ücretinin aşağı çekilmesini sağlayacaktır.
70x100 ölçülerinden daha büyük ve bu nedenle dijital baskı tekniğiyle
çoğaltılacak açıkhava reklamlarında ise kullanılacak malzemenin, boyanın
kalitesi maliyeti artırıcı ya da azaltıcı; bununla birlikte kaliteyi de artırıcı ya da
azaltıcı
etki
yapacaktır.
Dijital
baskı
tekniğiyle
çoğaltılan
açıkhava
reklamlarında santimetrekare bazında fiyatlandırma yapıldığından, enine
veya boyuna materyal büyüdükçe maliyet de artacaktır. Bununla birlikte dijital
baskılarda miktar arttıkça birim başına maliyet azalmazken, ofset baskılarda
baskı sayısı arttıkça birim başına düşen maliyet azalmaktadır.
- Estetik Özellikler: Tasarımcı, reklamı tasarlarken estetik birtakım
kaygılar gözetmelidir. Tasarımcı, reklam tasarımında estetiği tekniğiyle
birleştirip, duyguları izleyiciyle paylaşabilmelidir. “Çünkü sanat karşıda
bulunan
kişiyle
konuşmaktır.
Bu
konuşma
imgeler,
semboller
ve
145
metamorfozlarla (biçimlere yeni anlam yükleme) anlam kazanabilir.”193
Tasarımı yapan kişi tasarımda estetik öğeleri belirlerken grafik tasarımın
temel unsurlarından yararlanır. Bunlar, nokta, çizgi, yön, biçim, doku, aralık,
renk, ton, ışık, gölge, uygunluk, zıtlık, benzerlik ve tekrardır. Ulufer Teker,
“Grafik Tasarım ve Reklam” adlı çalışmasında açıkhava reklam araçlarından
olan afiş tasarımında dikkat edilmesi gereken unsurları şöyle açıklamıştır:
-
Afiş, insanları uyarıcı, duygusal mesajlar içermelidir.
-
Afiş, izleyende çarpıcı şekilde hızlı ve etki yaratıcı mesaj
taşımalıdır.
-
Afiş, vereceği mesajı, doğrudan, kısa ve öz olarak vermelidir.
-
Afişin görsel düzenlemesi sade ve basit olmalıdır.
-
Afişte imgelere ağırlıklı mesaj iletme görevi yüklenerek, sözcüklerin
sayısı azaltılmalıdır.
-
Afiş, kendine özgü olmalı ve benzer kuruluşların afişlerinden ayırt
edilebilmelidir.
-
Afişin grafik tasarımı düzgün olmalı, alışılmışın dışında dikkat
çekici unsurlar içermelidir.
-
Afişte kullanılacak imge (resim) tek olmalı, birden çok imge
kullanılmamalıdır.
-
Afişte görüntü karmaşası yaratacak kadar çok resim ve yazıya yer
verilmemeli, yazı imgenin can sıkıcı bir şekilde tekrarı olmamalıdır.
-
Afiş en az 30 metre uzaklıktan okunabilecek büyüklükte ve
okunaklı bir yazı karakteri ile yazılmalı, süslü fakat okunması zor
yazı karakterleri kullanılmamalıdır.
-
Afişin etkisinin artmasında grafik tasarım önem taşıyacağından,
seçilen fotoğraflar yeterince kontrasta, büyüklüğe ve renkliliğe
sahip olmalıdır.
193
Tepecik, a.g.e., s.: 77.
146
-
Afişte kullanılacak renkler geniş yüzeyler şeklinde, parlak, canlı ve
kontrast olmalıdır.
-
Afişte kullanılan renk, okumayı kolaylaştırmalıdır. Bu amaçla
okunmayı kolaylaştıran, siyah ve sarı gibi kontrast renkler tercih
edilmelidir. Buna karşın, okumayı zorlaştıran negatif karakterler
kullanılmamalıdır.
Aynı
şekilde
bakış
yakalama
açısından
üstünlüğe sahip olan fosforlu renklerin aralarında yapabileceği
titreşim dikkate alınmalıdır.
-
Afişlerin asılacakları yerlerde yaratacakları etki dikkate alınmalıdır.
-
Afiş tasarımında, afişlerin açıkhava ortamlarında yan yana toplu
halde asıldıklarında yaratacakları görüntü dikkate alınmalıdır.
-
Hazırlanacak afişler, TV ve diğer basın ilanları ile birlikte bütünlük
sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır.
-
Afiş, etrafındaki diğer afişlerden mümkün olduğunca az etkilenecek
şekilde tasarlanmalıdır.
-
Afiş, günün her saatinde ve her mevsim koşulunda (kar, yağmur,sis
gibi) etkilenmeyecek şekilde tasarlanmalıdır.
Milton Glaser, İsviçre’de yayınlanan “Graphic Posters 82” yıllığının
sunuş yazısıda bir afişte olması gereken ve gerekmeyen ayrımını şu şekilde
yapmıştır:194
Afişte Olması Gerekenler:
-
Afiş dikkat çekmelidir.
-
İzleyiciyi bilgilendirmeli ya/ya da istek uyandırmalıdır.
-
Harekete geçirici ve eyleme itici olmalıdır.
-
Hedef kitleye göre düzenlenmeli, anlaşılır bir dil bütünlüğüne sahip
olmalıdır.
194
Becer, a.g.e., s.: 204.
147
Afişte Olması Gerekmeyenler:
-
Afiş, izleyenin dünya görüşünü değiştirmek durumunda değildir.
-
Güzel ya da dekoratif olmak durumunda değildir.
-
Afişi tasarlayanın bakış açısını yansıtmak zorunda değildir.
-
Mesaj iletme işlevinin dışında, sanatsal bir değere sahip olmak
zorunda değildir.
Bütünsel olarak açıkhava reklam ortamları, olması gerekenler ve
olması gerekmeyenler yönünden düşünüldüğünde ise afiştekilere çok yakın
bir sonuç çıkacaktır. Bunun nedeni, açıkhava reklam ortamlarının tümünün
benzer bir mantık çerçevesinde hazırlanmasıdır. Açıkhava reklam ortamları,
reklamın bilgi verme işlevini pekiştirmekle birlikte diğer ortamları destekleyici
bir ortam olarak düşünülmektedir. Dolayısıyla açıkhava reklam ortamının
biçim
değiştirmesi
içeriksel
anlamda
açmamaktadır. Afiş, en fazla 70x100
fazla
da
bir
değişikliğe
yol
boyutlarında tasarlanmaktadır. Afiş
billboard haline geldiğinde ise sadece boyutu büyümekte, konumlandırıldığı
bölgeler değişmektedir. Bunun haricinde her ikisi de açıkhava reklam ortamı
olarak algılanmaktadır. Dolayısıyla olması gerekenler ve gerekmeyenler
bağlamında afiş için neler söyleniyorsa diğer açıkhava reklam araçları için de
aynı şeyler söylenebilmektedir.
IV) GELECEK
TRENDLERİ,
GÖRSEL
TASARIM
VE
AÇIKHAVA
REKLAM ORTAMLARI
Dünya her geçen gün büyük bir hızla değişiyor ve gelişiyor. Dolayısıyla
da dünya üzerinde varolan canlı veya cansız her şey bu büyük değişimden
etkileniyor. Bu değişimi yaratan en büyük etken ise teknoloji. Teknolojiyi
yaratanlarsa insanlar. Bu anlamda insanlar kendi yarattıkları bu oluşumun
148
etkilerine maruz kalıyorlar ancak bu etkiler olumlu ya da olumsuz olabiliyor.
Bu durumda da bir önceki gün hiçbir zaman sonrakine benzemiyor.
Elbette bu büyük değişimden pazarlama ve reklam dünyası da
fazlasıyla nasibini almaktadır. Collaboratemarketing’den James Cherkoff
modern pazarlamanın yeni gerçeklerini şöyle sıralamaktadır:195
-
Kontrol müşterilerde,
-
Müşteriler çok şüpheci ve reklamlara gitgide daha fazla direnç
göstermekteler,
-
Medya giderek daha çok parçalanmakta,
-
Kitle pazarları niş pazarlarla yer değiştirmekte,
-
Şirket yöneticileri ağır bir denetim altında,
-
İnternet kültürünü en iyi anlayan şirketlere yeni dönemden en çok
kârlı çıkacak şirketler gözüyle bakılmakta,
-
Müşteriler yeni ve güçlü yollarla daha da mobilleşmekte,
-
Kitlesel yayıncılık modeli işlememekte,
-
Genişband yeni mass (kitle) haline gelmekte,
-
Müşterilerin
yarattığı
içerik
insanlar
üzerindeki
etkisini
artırmaktadır.
Bu yoruma dayanarak gelişen teknoloji ürünlerinin ve kişiye özel
reklamcılığın öneminin günden güne arttığını söylemek mümkündür. Bu
çerçevede geleceğin yeni trendinin, gelişen teknolojiyi yoğun biçimde
kullanarak
bireylere
yönelik
özel
reklamlar
yapılması
olduğu
düşünülmektedir. Bunun birincil yolunun internet teknolojisinden geçtiği, bir
reklam ortamı olarak internetin bugün geldiği nokta itibariyle, son derece
açıktır. Artan bilgisayar ve internet kullanımı bilgisayarsız yaşayamayan bir
kitle oluşmasına yol açmıştır. Bankacılık işlemlerinden, alışverişe kadar
195
Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye Dergisi, Kapak Konusu, Markaların Yarışma Yarışı,
Rota Yayınları, İstanbul, 2005, yıl:4, sayı: 99, s.:38.
149
interneti haftanın en az beş günü kullanan bu kitle, reklam verenler açısından
ölçümlenmesi ve belirlenmesi en kolay ve belirgin hedef kitledir. Dolayısıyla
internet, bugün ana mecra olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Yaratıcılık kavramı, reklam dünyasının vazgeçilmez unsuru olarak
kendine yer edinmiştir. Günümüzde de her alanda “yaratıcı” yönü öne çıkan
işler ilgi görmektedir. Bu durum reklam çalışmalarında yaratıcılık kavramının
daha da ön plana çıkmasına neden olmaktadır ve yaratıcılığa açık alanlara
yönelim görülmektedir. Bu anlamda yaratıcılığa ve yeni teknoloji ürünlerinin
kullanımına en açık ortamlardan biri olan reklam ortamları, açıkhava reklam
ortamlarıdır. Açıkhava reklam ortamlarının yaratıcılığa bu denli açık oluşu,
açıkhava reklam ortamlarına doğru yoğun bir yöneliş hareketinin tetikleyicisi
olarak kendini göstermektedir. Zira bu denli yoğun reklam mesajının
arasından sıyrılıp kendini göstermenin tek yolu farklı olmaktan geçmektedir.
Çünkü yaratıcı çalışmalar daima farklılığı doğurmaktadır.
Açıkhava reklam ortamlarına yönelimin bir diğer sebebi ise bireylerin
yaşam tarzlarında görülen büyük değişimdir. Artan teknoloji kullanımı
dolayısıyla mobilitenin artması; bireylerin belirli bir yere bağımlı kalmadan
çalışıp yaşamlarını sürdürebilmeleri sonucunu doğurmaktadır. Böylesi bir
yaşam tarzı, zamanının çoğunu ev veya ofis dışındaki alanlarda geçiren
birey modelinin oluşumuna yol açmaktadır. Öyleyse bu türden yaşam tarzını
benimsemiş böylesi bireyleri yakalamanın yolu “ev dışı (out of home)”
mecralara yönelmekten geçmektedir.
Ancak bu bireyleri ev dışı ortamlar
aracılığıyla yakalamak da çok kolay değildir. Alışılagelmiş reklam oyunları
kullanılarak uygulanacak reklamlar böylesi bir yaşam tarzını benimsemiş
bireyler üzerinde büyük etkilere yol açmayacaktır. Çünkü teknolojiyi etkin
kullanan, her gün binlerce reklam mesajına maruz kalan bu bireylerin,
açıkhava reklamlarının farkına varabilmeleri için yaratıcılıkla yoğrulmuş sıra
dışı reklamlar üretmek gerekmektedir. Bu çerçevede geleceğin açıkhava
reklam araçları dijitalleşmiş ya da somutlaşmış bir formda yaratıldığında etkili
olacaktır. Bu demek oluyor ki ya tam anlamıyla gerçek ve somut; ya da tam
150
anlamıyla soyut reklamlar geleceğin yükselen trendi olacaktır. Zira uçlarda
yaşayan birey modelini etkilemenin tek yolu uç noktalarda tasarlanmış
reklamlardan
geçmektedir
ki
bu
karmaşık
dünyada
farklı
olmayı
başaramayan her öğe kaybolup gitmeye mahkumdur.
Geleceğin birey modelinde görülen bir diğer özellik ise aktif rol oynama
arzusudur. Gelişen teknoloji sayesinde hemen hemen her şeyi parmağının
ucunda gören birey, karşısına çıkan her durumda yönetici pozisyonuna
geçmek ya da kendini özel hissetmek istemektedir. Yapılacak reklamın bile
şahsına özel olmasını arzulamaktadır. Bu anlayışla gelecekte daha da geniş
çapta şekillenecek veri tabanları sayesinde şahsa özel reklam yapılması
mümkün hale gelecektir. Buna örnek olarak açıkhavada bireyin cep
telefonuna önünden geçtiği billboard tarafından bireyin kendi ismine hitaben
reklam mesajı gönderilmesi gösterilebilir. Bunun daha öncesinde ise dijital
mecralar yaygınlaşacaktır. Bireyler dijital reklam panoları sayesinde ihtiyacı
olan bilgileri, reklamları, haberleri, ekonomi bilgilerini güncel olarak
edinebilme avantajına sahip olacaklardır. Dijital açıkhava reklam ortamlarının
avantajları şöyle sıralanabilmektedir:196
-
Görüş açısı problemi olmayacak.
-
Neredeyse 180 dereceye varan görüş açısı verimliliği alınacak.
-
Parlaklık her ortama göre ayarlanabilecek.
-
Çok karanlık ve kapalı yerler için ayarlanabilen parlaklık,
maksimum ayarlamalarda aynı performansın elde edilmesini
sağlayacak.
-
Boyutlar istenilen ölçülerde hazırlanabilecek.
-
Birden çok reklamın sergilendiği ürünler, reklamda görüntü
kirliliğine de engel olacak.
Dijital açıkhava reklam ortamlarının dezavantajları ise;
196
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kapak Konusu –
Açıkhavada yükselen trend: Dijital Mecra, Rota Yayınları, İstanbul, 2006/3, s.:14.
151
-
Küçük boyutlar için fiyat problemi yaşanacak. Büyük boyutlarda dış
mekanda aynı işlevi görecek rakibi olmayacak.
-
Küçük boyutlar için özellikle bir metrekare ve altı için rezolasyon
problemi yaşanacak.
-
Dijital ekranların dikeyde 40 dot olan çözünürlük ölçüsü, daha
yüksek çözünürlüklü billboardların iç mekan versiyonları için 3 mm
çapının altında üretilmesi gerekecek. Bu da oldukça maliyetli bir
bütçe gerektirecektir.
Sapna Budev, Amerikan Endüstrisinde büyüyen iki önemli trendden
bahsediyor.197 Bunlardan ilki, çok sayıda billboard tasarımının büyük
formatlarda, büyük dijital çıktılar aracılığıyla yapılıyor olması. Bu dev
makineler çok geniş ölçülerde çıktı kapasitesine sahipler. İkinci büyük trend
ise, geliştirilen baskı formatlarının, billboard olan bölgelere hareketli
elektronik mesajların yerleştirilmesini sağlayacak teknoloji. Bu teknolojinin,
tanıtımın verdiği imkanlarla, açıkhavanın televizyonda görülen eğlenceli
reklamlar gibi algılanacağına işaret ediliyor.
Bugün medya devleri geleceğin trendlerini tartışırken iki temel sorudan
yola çıkmaktadırlar:198 Bunlardan birincisi, yaşam tarzı eğilimleri. Nasıl daha
iyi yaşam oluştururuz? İkincisi de yeni teknolojik değişikliklerden nasıl
faydalanırız? Açıkhava reklam ortamlarının gelecek trendleri bağlamında
görsel
tasarımlarını
tartışırken
de
sorulacak
temel
soru
teknolojik
değişiklerden nasıl faydalanılacağı ve hedef kitlenin değişimine nasıl ayak
uydurulacağıdır. Öyle görülüyor ki gelinen nokta itibariyle yakın gelecekte
açıkhava reklam ortamlarında şu aşamada çok da büyük bir değişim
yaşanmayacaktır. Çünkü bugün açıkhava reklam ortamlarının çeşitliliğinde
tam anlamıyla bir patlama yaşanmaktadır ve en genel kullanımıyla açıkhava
reklam ortamları günden güne dijitalleşmekte ve hareketlenmektedirler.
197
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Güncel – Dünya
Gözüyle Türk Sign’ı, Rota Yayınları, İstanbul, 2006/4, s.:23.
198
Yalçındağ Mehmet Ali, Doğan Yayın Holding Buluşma 2006 Toplantısı, İstanbul, 2006,
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=176299 .
152
Aslında bu durum evlerimizde büyük ilgi gören televizyonun yavaş yavaş
açıkhavaya taşındığının bir göstergesi.
V) AÇIKHAVA
REKLAMLARINDA
GÖRSEL
TASARIMIN
ETKİNLİK
BELİRLEME ROLÜ
Tasarım konusu, insanoğlu varolduğu andan itibaren gündemdedir.
İnsan, hayat standardını yükseltmek adına sürekli bir tasarlama çabasına
girmiştir. Bu yönüyle işlevsel bir unsur olan tasarım, insanoğlunun daima
güzele ve güzel olana ilgi duyması özelliğinin ortaya çıkması nedeniyle
estetik kaygılarla harmanlanmıştır. Bu noktadan sonra tasarım ürünlerinde,
sadece işlevsel değil aynı zamanda estetik öğeler de aranmaya başlanmıştır.
İşte bu estetik öğelerin oluşturulması, görsel tasarımın konusuna girmektedir.
Pazarlama çalışmaları kapsamında da görsel tasarım önemli yer
tutmaktadır. Çünkü bireyleri ve toplulukları etkilemenin ve reklamın bilgi
verme işlevini pekiştirmenin akılcı yolu görsel tasarım unsurunu kullanmaktır.
Bilinçli bir şekilde hazırlanmış, doğru bilgiyle donatılmış ve görsel tasarım
yönü güçlü bir reklamın hedefine ulaşamaması kaçınılmazdır.
Reklam mesajlarının amacı, bireylerin algılama, inanma, hissetme,
anımsama ve düşünme gibi çeşitli bilişsel (kognitif) süreçlerini etkileyerek,
satınalma
kararlarını
belirlemeye
yöneliktir.
Bu
nedenle
satınalma
karalarında, bireyin bilgi işleme, algılama ve karar verme yeteneğinin nasıl
çalıştığının bir reklam yöneticisi ya da reklam tasarımcısı tarafından
bilinmesi, başarılı bir reklam iletişiminin vazgeçilmez ön koşuludur.199 Bu
bilgilere dayanarak reklam iletişiminde birincil unsurun “algı” olduğu
söylenebilmektedir.
A. Dikkat ve Algı
İnsan doğduğu andan itibaren gözlem süreci başlamaktadır. Çünkü
öğrenme, gözlem sürecinin tamamlanmasıyla meydana gelmektedir. Başka
199
Teker, a.g.e., s.: 73.
153
bir deyişle, gözlemlemeden öğrenmek mümkün değildir. Gözlemde önce
dikkat sonra da algı olmak üzere iki evre söz konusudur.
1) Dikkat:
Dikkat, psikofizik enerjinin bir nokta üzerinde toplanması demektir. Bu
da gözlerin bir noktaya dikilmesi, bazı kasların büzülüp gevşemesi gibi bir
olayı ya da nesneyi iyice kavramak üzere organizmanın hazır bir duruma
girmesidir.200 Dikkate ilişkin 2 kavram vardır. Bunlardan birincisi “dikkatin
seçiciliği”dir. Diğeri ise “dikkatte kayma”dır.
- Dikkatin Seçiciliği: Herhangi bir anda gerek çevreden, gerekse
organizmanın içinden gelen çeşitli etkiler ve uyarıcılar kafamızda bulunan
binlerce anılar, istekler ve fikirler bilinç alanına girmek üzere birbiriyle yarış
halindedir. İnsan bütün bu iç ve dış uyarıcılardan çok az bir kısmını
kavrayabilmekte, geri kalan kısmın belli belirsiz farkında olmaktadır. O halde
dikkat halinde en açık ve bilinçli olarak kavranan şey, üzerinde dikkatin
toplandığı fikir, nesne ya da olaydır. Ama bu sırada birey, etraftaki başka olay
ve nesnelerin de çok az farkında olur; bazı olayların ise hiç farkına varmaz.201
- Dikkatte Kayma: Dikkat sık sık bir konudan başka bir konuya atlar.
Buna “dikkatte kayma olayı” denir.
“Sürekli Dikkat” denilen durum ise
dikkatin belirli bir konunun içinde bir yerden diğer tarafa kaymasına denir.
Örneğin, bir film izlerken etrafta olup bitenlerin farkına varmayız. Dikkatimizi
izlediğimiz film ile sınırlandırmışızdır. Bu nedenle dikkatimiz, izlediğimiz film
içinde bir noktadan diğer noktaya sürekli kayar. Dolayısıyla dikkati uyaran
etmenler söz konusudur ve bu etmenler iç ve dış etmenler olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Dış etmenler; Çevreden gelen etmenlere verilen addır. Bunlar
arasında dikkati uyaran şartlar, uyaranların baskınlığı ve büyüklüğü, tekrar,
değişiklik, hareket olarak sıralanabilmektedir.
İç etmenler açıklandığında ise şöyle bir tanım ortaya çıkmaktadır; Her
bireyin kendine özgü birtakım özellikleri vardır. İstekler, arzular, ilgi alanları
200
201
Baymur, Feriha; Genel Psikoloji, İnkılap ve Aka Basımevi, İstanbul, 1973, s.:120.
Baymur; a.g.e., s.:121.
154
bireyden bireye değişmektedir. Birey bazı şeylere ilgi duyarken; bazı şeylere
duymamaktadır. Dikkat, bu kişisel ilgilere, bunlarda temel ihtiyaçlara bağlıdır.
Dikkati uyaran iç etmenler sürekli kişilik özellikleri, geçici iç etmenler şeklinde
iki kategoriye ayrılmaktadır
2) Algı:
Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde (Cognitive Sciences) duyusal
bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına
gelmektedir. Algı konusunun araştırılması biyoloji ve fizyoloji yönündeki
yaklaşımlardan, psikolojik ve hatta felsefi yaklaşımlara kadar geniş bir alanda
yürütülmektedir.202 Bir diğer tanımıyla algı, nesne ya da olayların,
özellikleriyle ve çevrelerindeki diğer nesne ve olaylarla olan ilişkileriyle birlikte
kavranması sürecidir.203
İnsanlar, bir çok şeye, gerçeklere göre değil, algıladıklarına göre karar
vermektedirler.204 Buna iyi bir örnek olan aşağıdaki resme bakıldığında
algının ne kadar önemli olduğu daha açık görülecektir:
Şekil 54205 – Şekle bakıldığında silindirin yarattığı gölgeyle birlikte düşünüldüğünde A ve B
kareleri arasında renk farkı varmış gibi algılanmaktadır. Oysa silindirin gölgesi, beyaz olan B
202
Vikipedi Özgür Ansiklopedi, Algı, http://tr.wikipedia.org/wiki/Alg%C4%B1 , 07.08.2006.
http://www.supermp3.org/showthread.php?t=56340 , 07.08.2006.
204
Farketing, Algı ile gerçek farklıdır,
http://www.farketing.com/fikirler/2004/08/alg_ile_gerek_f.html , 07.08.2006.
203
155
karesini A karesiyle aynı renge dönüştürmüştür. Fakat etrafındaki koyu renk karelerin gölgeyle
birlikte daha koyu görünmesi sebebiyle B karesi beyaz renkte algılanmaktadır. Photoshop
benzeri bir program aracılığıyla renk değerlerine bakıldığında A ve B karesi arasında renk
farkı görülememektedir.
Şekil 55 – Photoshop programında B karesi, üzerinde hiçbir renk oynaması yapılmadan A
karesinin yanına taşındığında gerçekte aynı renk oldukları daha net görülmektedir.
Aslında bu örnek bir anlamda “Önemli olan bir şeyin nasıl göründüğü
değil, nasıl algılandığıdır.” yargısının da kanıtıdır. İnsanoğlu gördüğü her şeyi
aklıyla, beyniyle belirli bir süzgeçten geçirir, yorumlar ve kendince
anlamlandırır. Herkesin olay, durum ve nesnelere bakış açısı farklıdır. Bakış
açısı da aslında algılama sürecinin sonucunda oluşan bir durumdur.
Algılamada iki olgu dikkati çekmektedir. Algılamada beyne iletilen
uyarımlar gruplar halinde örgütlenir ve aynı zamanda bir anlam kazanır.206
Açıklanacak olursa algıda örgütlenme, duyumları oluşturan nesne ya da
olayların, zihin tarafından bir düzene konulup biçimlendirilmesi olarak
tanımlanabilir.207 Bireyler uyaranları tek tek değil anlamlı bütünler halinde
algılayıp, ona göre tepkilerde bulunmaktadırlar. Oysa, çevreden gelen
205
http://www.farketing.com/fikirler/2004/08/alg_ile_gerek_f.html , 07.08.2006.
Baymur; a.g.e., s.:124.
207
http://www.supermp3.org/showthread.php?t=56340 , 07.08.2006.
206
156
uyarıcılar duyu organlarını bütünsel olarak değil, tek tek uyarmaktadırlar.
Ancak insanoğlu algısının örgütleme özelliği nedeniyle daima bir bütüne
tamamlama çabası söz konusudur. Algılamamızın bu özelliği değişik
şekillerde kendini göstermektedir:
-
Şekil – zemin algısı: Nesne ya da olaylar, üzerinde bulundukları
zemine göre farklılaşarak algılanmaktadırlar. Burada algılanan
nesne şekil, nesnenin içinde bulunduğu ortamsa zemin olarak
adlandırılmaktadır.
-
Gruplama ve Bütünleme: Algılamada, etraftan gelen uyarıcılar
anlamlı bütünler halinde kavranmakta, zihin daima bir toplama ve
yorumlama yapmaktadır. Ne var ki algılama sürecinde bu gruplama
gelişigüzel değil, belirli ilkeler doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bu
ilkeler, yakınlık, süreklilik ve benzerliktir.208
Şekil 56209 – Algıda gruplama.
-
Tamamlama: Bu özellik duyu organlarımızın, parçaları eksik olan
nesne ya da olayları tamamlayarak algılamasıdır. Bu şekilde
anlamsız uyaran parçaları yerine anlamlı bir bütünü olan şekil,
nesne veya olay algılarız.
208
209
Teker; a.g.e., s.: 88.
Teker; a.g.e., s.: 67.
157
Görsel derinlik algısı ise sadece üç boyutlu nesnelere bakıldığında
oluşmaz. Kağıt üzerindeki 2 boyutlu bir imgeyi bile 3 boyutlu olarak
algılayabiliriz. Bunun nedeni geçmiş yaşam etkisiyle öğrenilmiş birtakım
kurallardır. Görsel derinlik algılamasını etkileyen iki tür etmen vardır. Bunlar
çevresel ve organik etmenlerdir:
- Çevresel Etmenler:
Binişim: Gördüğümüz
nesneler, günlük yaşantımız içerisinde, birbirlerin
önüne geçebilirler. Bize daha yakın olan nesne uzak olanı kapatabilir.
Böylece hangi nesne uzak, hangisi yakın algılayabiliriz.
Şekil 57210 – Resimdeki palmiye görüntüsü tepenin önünde algılanmaktadır. Çünkü palmiye,
dağ imgesinin bir kısmını kapatmaktadır.
Işık ve Gölge: Nesnelerin üzerine düşen ışık ve gölgelerin yansımaları da
derinlik algısına yol açmaktadır. Genelde bir nesneye yakın oluşumuz, onu
daha aydınlık, parlak ve ayrıntılı olarak algılamamıza neden olmaktadır.
210
http://www.fikiryazilari.net/hikmetler/res/MANZARA-44.jpg , 07.08.2006.
158
Şekil 58211 – Resimdeki dağlardan koyu renk olanı uzakta, üzerine ışık vuranı ise daha yakında
algılanmaktadır.
Çizgisel Perspektif: Birbirine paralel olan çizgiler bizden uzaklaştıkça
gözümüze birbirine yaklaşıyormuş gibi görünür. Bunun için de uzayıp giden
yollar bu şekilde resmedilmektedir.
Şekil 59212 – Resimde görüldüğü üzere yol kenarındaki her iki beyaz çizgi birbirine
yaklaşıyormuş gibi görünmektedir.
Orantılı Büyüklük: Nesneler bizden uzaklaştıkça görme alanında ve
dolayısıyla gözün ağ tabakasında kapladıkları yer küçülür.213 Bu nedenle
uzak olan nesneler daima daha küçük olarak algılanırlar.
211
http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.sevgidunyam.com/wallpaper/manzara ,
07.08.2006.
212
http://www.midnightsun.uwaterloo.ca/images , 07.08.2006.
213
Baymur; a.g.e., s.: 133.
159
Şekil 60214 – Resimde uzaktaki evler yakındakilerden daha küçük algılanmaktadır.
- Organik etmenler:
Göz Uyumu: Uzağa veya yakına baktığımızda göz merceği yassılaşıp
şişkinleşerek odak uzaklığını ayarlar. Böylece görüntü net olarak retinaya (ağ
tabaka) düşer. Buna göz uyumu denir. Cismin görüntüsü sarı lekeye ters ve
cisimden küçük olarak düşer. Görme sinirleri uyartıyı beyne gönderir.
Beyinde görüntü düz ve cisme eşit olarak algılanır.215 Bu uyarılmalar
sayesinde insan, cisimlerin kendisine uzaklığı ve yakınlığı hakkında bir fikir
edinmiş olur. Göz uyumu yoluyla insanın ancak gözden bir buçuk metre
mesafedeki uzaklık ya da yakınlık duyumlarını alabilmekte olduğu tahmin
edilmektedir. Çünkü bir buçuk metreden daha uzakta olan nesnelere
bakılırken
gözün
gelmemektedir.
merceğinde
daha
fazla
bir
yassılaşma
meydana
216
Göz Hareketleri: Uzak cisimlere bakarken göz bebekleri birbirine paralel
durumdadır. On beş metre mesafeden itibaren gittikçe yakın olan cisimlere
bakarken gözbebekleri birbirine yakınlaşmaya başlar. Gözün bu hareketini
sağlayan iskelet kaslarıdır. Bu kaslar içindeki duyarlı cisimler bu göz
hareketlerinden uyarılır. Bu uyarılmaların beyne ulaşması da yakınlık ya da
uzaklık algılamaları için ipuçları vazifesini görür. Bununla birlikte göz
214
http://www.erbaa-bld.gov.tr/manzara.jpg , 07.08.2006.
http://www.medibul.com/files.php?p=dct2&catid=6&cid=156 , 07.08.2006.
216
Baymur; a.g.e., s.: 135.
215
160
bebekleri birbirine yaklaştıkça göz kasları yorulur ve göz kasları ne kadar
yorulursa cisim o kadar yakınlaşmış olarak algılanır.
İki gözün varlığı: İnsanda çift gözün bulunmasının başlı başına derinliği ve
üçüncü boyutu algılamada önemli rol oynadığı bilinmektedir. Göz merceğine
gelen görüntülerin boyutları ve iki gözün aynı anda iki farklı görüntü görmesi
derinlik ve mesafe hissini oluşturur. Bizim her bir gözümüze düşen görüntü,
diğer göze gelen görüntüden açı, ışık gibi unsurlar açısından farklıdır. Beyin
bu iki farklı görüntüyü tek bir resim haline getirerek derinlik ve mesafe hissini
oluşturur.217
B. Açıkhava Reklam Tasarımlarında Dikkat ve Algının Harekete
Geçirilmesi Yönünden Görsel Tasarım Etkisi
İnsan dış dünyayı görerek tanımakta, dış dünyanın farkına görerek
varmaktadır. Bir nesnenin, bir objenin, bir insanın, bir olayın kısaca
görülebilen bir şeyin ise dikkat çekmesi ve fark edilebilmesi için, o şeyin
öncelikle görsel yönünün güçlü olması gerekmektedir.
Reklam, sunumunu yaptığı mal, ürün veya hizmet hakkında bilgi veren
bir oluşumdur. Bu bilginin izleyiciye doğru ve etkin bir şekilde aktarılması bazı
koşullara bağlıdır. Bunlarda ilki reklam mesajının içeriksel anlamda doğru
hedef kitle tarafından doğru bir şekilde anlaşılacak şekilde hazırlanmasıdır.
İkinci koşul ise reklamın, vermek istediği bilgi ve mesajların hedef kitle
tarafından fiziksel anlamda doğru bir şekilde anlaşılacak ve hedef kitlenin
dikkatini çekecek şekilde hazırlanmasıdır. İkinci koşul bir anlamda ilk koşulun
pekiştirilmesini sağlayan bir araçtır ve ikinci koşulun sağlanması görsel
tasarım çabalarıyla gerçekleşmektedir. Bu anlamda reklamda görsel tasarım
çalışmaları mevcut reklam mesajlarının hedef kitleye sunumunda mesajları
pekiştirici bir rol oynayacaktır.
İnsanoğlu yaratılışından itibaren daima iyiye ve güzele ilgi duymuştur.
Güzel ve iyi kavramlarını ise öncelikle görerek edinmiştir. İnsanoğlunun bu
217
http://www.maddeninardindakisir.com/algilar/algilardunyasi.htm , 07.08.2006.
161
özelliği, reklam çabaları kapsamında da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Güzelin ve iyinin peşinden koşan insanoğlunun reklam çalışmalarında
gördüğü güzelliklerin de peşinden koşacağına dair olan inanış, bu tür
çalışmaların
etkinlik
sonuçlarına
bakıldığında
doğrulanmıştır.
Reklam
çalışmalarında dikkat çekiciliğin sağlanması; güzel ve iyi olanın oluşturulması
da belirli kriterlere bağlıdır. Bu kriterler görsel tasarım çabaları sonucunda
sağlanmaktadır.
Görsel tasarımın reklama dikkat çekicilik özelliğini kazandırması
dışında reklamlarda görsel tasarımların önemini tetikleyen bir diğer unsur da
insanın algılama süresidir. Özellikle açıkhava reklamlarının mümkün olan en
kısa sürede algılanabilme özelliğini taşıması gerekmektedir. Bunun nedeni bir
açıkhava reklamının yeterli derecede anlaşılabilmesinin ön koşulunun 3
saniyelik bir zaman diliminde algılanabiliyor olmasıdır. Seyir halindeki
araçlarda bulunan bireylerin, önünden geçtikleri bir açıkhava reklamına
ortalama 3 saniyelik bir süre için bakabilmeleri, reklamı o 3 saniyelik süreçte
algılamaya çalışmalarıdır.
Reklamın işlevsel pekiştireci olan görsel tasarımları yönünden
açıkhava reklamlarını incelediğimizde ise, bu tür reklamların etkinliğinin
artırılmasında rol oynayan görsel tasarımın temel öğeleri ve belirleyici
unsurları
karşımıza
çıkmaktadır.
Bu
öğeler
ve
unsurların,
tasarım
çalışmalarında en fazla öne çıkanları, hatta tasarımlarda etkinlik ve başarının
belirleyicileri olarak adlandırabileceğimiz; renk, tipografi, görsel hiyerarşi ve
dengedir.
1) Renklerin Reklam Uygulamalarında Kullanımı:
Geçmişten günümüze gelinceye dek renk olgusu ve renksel algılama
daima ilgi çekici konular olmuştur. Aslında renkleri anlamlandırma, renklere
çeşitli anlamlar yükleme insanların kendilerince oluşturduğu bir durum
değildir. Renklere yüklediğimiz anlamlar, doğanın, doğuştan itibaren
bilinçaltımıza yüklediği anlamlardır. Bu nedenle renklerin üzerimizde bıraktığı
etkiler konusunda da genel geçer bir açıklama bulunmamaktadır. Ne var ki
162
yapılan deneyler ve araştırmalar gün geçtikçe renklerin anlamları hakkında
daha net fikir sahibi olmamıza olanak tanımaktadır.
Renklerin anlamları ve etkileri çalışmamızın “Görsel Tasarım Nedir?”
kısmında ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Burada ise renkler, reklam
uygulamalarındaki kullanımları bağlamında irdelenecektir. Renklerin reklam
uygulamaları
açısından
etkilerini
incelediğimizde
aşağıdaki
yargılara
varılmaktadır:
- Renkler, reklamın fark edilmesini sağlar:
Dikkat çekici renkli imgeler kullanmak reklamın ilgi çekiciliğini
artırmaktadır. Ancak bunu yaparken öncelikle kullanılan renklerin reklamı
yapılan
ürün
veya
hizmetin
karakteristik
özelliğiyle
uyumlu
olması
gerekliliğine dikkat edilmelidir. Örneğin; iştah açıcı bir görüntü yakalanmak
istendiğinde mavi rengin kullanılmaması gibi.
Ayrıca bir renk cümbüşü yaratarak hazırlanan çalışmalar da yeterince
ilgi çekici olmayacaktır. Kullanılan renklerde uyum yakalanmalı, az renk
kullanılmalı ve belirli baskın renkler tasarımda kendini göstermelidir.
-
Okunaklılığın artırılmasını sağlar:
Renkler,
kelimelerin,
harflerin
daha
net
okunmasında
ya
da
okunamamasında etkilidir. Bu anlamda kullanılacak yazı ve zemin renginin
birbiriyle mümkün olduğunca kontrast oluşturması önemli bir unsur olarak
kendini göstermektedir. Okunaklı yazılarsa dikkati reklama çeker, verilmek
istenen mesajın daha rahat algılanmasını sağlar.
-
Reklamı yapılan ürününün kişilik kazanmasında etkilidir:
Açıkhava reklamlarında kullanılan renkler, reklamı yapılan ürünün
renklerinin hedef kitleye benimsetilmesinde etkin rol oynamaktadır. Ürünü her
yerde o renkler ile gören hedef kitle bir süre sonra zihninde ürünü kullanılan
renkle, dolayısıyla o rengin anlamıyla bütünleştirecektir.
163
-
Reklamın ikna gücünü artırır:
Renkler uyandırdıkları psikolojik etkiler nedeniyle, bir ürünün daha
taze, daha canlı, görünmesini, ya da hoşa gitmesini sağlayabilir. Örneğin
yeşil zemin üzerinde bir parça et daha kırmızı ve iştah açıcı görünür.218
2) Tipografinin Reklam Uygulamalarında Kullanımı:
Reklam çalışmalarında tipografinin önemi büyüktür. Açıkhava reklam
uygulamalarında tipografinin önemi diğer reklam araçlarına göre daha da
büyüktür. Bunun nedeni açıkhava reklamlarının genellikle uzak mesafelerden
okunma zorunluluğudur. Bu durum açıkhava reklamlarında oldukça büyük
puntolu tipografik karakterlerin kullanılmasına neden olmaktadır. Tipografinin
açıkhava reklam uygulamaları bakımından etkilerini incelediğimizde:
- Tipografi reklamın okunmasını sağlar:
Olması gerektiği şekilde dizilmiş tipografik unsurlar reklamdaki
yazıların okunarak verilmek istenen mesajın daha iyi algılanmasını
sağlamaktadır.
- Tipografi reklama kişilik kazandırır:
Kullanılacak yazı karakterleri ile reklama kazandırılması hedeflenen
duygusal ve fiziksel etki sağlanmış olur. Örneğin çocuklara yönelik bir
reklamda “Comic Sans” benzeri yuvarlak hatlı bir yazı stili uygunken,
kadınlara yönelik bir reklamda “Amazon” gibi el yazısı stilinde karakterin
kullanımı uygun olacaktır. Eğer bu kuralın tam tersi uygulanırsa hedeflenen
kitlede sapmalar meydana gelecektir.
-
Tipografi dikkat çeker:
Kimi
zaman
tipografi
reklamın
dikkat
çekmesi
amacıyla
da
kullanılabilmektedir. Bir açıkhava reklamında çok büyük boyutlarda kullanılan
belirgin bir harf ya da kelime, kendini okutacak ve izleyicinin dikkatini
doğrudan reklama çekecektir.
218
Teker; a.g.e., s.: 81.
164
- Reklamın bütününü oluşturur:
Bazen de bir açıkhava reklamının tamamı sadece tipografik öğelerden
oluşabilmektedir. Tipografik düzen kurallarına uygun olarak küçüklü büyüklü
kullanılacak harf düzeneği sayesinde reklam dikkati çekecek, merak
uyandıracaktır.
3) Görsel Hiyerarşi ve Dengenin Reklam Uygulamalarında
Kullanımı:
Tüm reklam ortamlarında, reklamın sunumunda görsel hiyerarşi ve
denge sorunu gündeme gelmektedir. Çünkü insanoğlu, varolduğu günden
itibaren denge unsurlarına kendi fizyolojik yapısı ve içinde bulunduğu fizik
kuralları gereği önem vermiştir.
Ancak görsel tasarımda denge, eşitlik olarak algılanmamalıdır. Çünkü
tamamen simetri içindeki, adeta aynadan yansımışçasına oluşturulmuş
denge, sıkıcı, sığ ve statik bir dengedir. Bu hemen hiçbir görsel tasarımda
tercih edilmez ve sıkıcı bir etki yaratır.219
Bununla birlikte görsel hiyerarşi unsuru da tasarımlarda oldukça
önemli bir yere sahiptir. Bunun başlıca nedeni, tasarımlarda en önemli öğenin
en fazla öne çıkan öğe olması gerekliliğidir. Bu durumda görsel olarak en
fazla öne çıkan öğe, izleyici tarafından en önemli öğe olarak algılanacaktır.
Tasarımcı görsel hiyerarşiyi amacına uygun olarak uyguladığı takdirde
mesajını etkin şekilde kurgular ve okuruna iletir.220 Görsel hiyerarşi ve
dengenin açıkhava reklam uygulamaları bakımından etkileri incelendiğinde:
- Dengeli bir tasarım bilinçaltına etki eder:
İnsan, doğa tarafından fizyolojik ve psikolojik olarak denge unsurlarıyla
donatılmış olduğundan sürekli bir denge arayışı içindedir. Bu nedenle
219
220
Uçar, a.g.e., s.: 154.
Uçar, a.g.e., s.: 153.
165
reklamlarda da görsel öğeler dengeli bir şekilde tasarlandığında etkisi de o
denli büyük olacaktır. İzleyici dengeli bir tasarımda kendini bulacaktır.
- Doğru görsel hiyerarşi, iletilmek istenen mesajın doğru
iletilmesini sağlar:
Hiyerarşik yapının tasarımı aşamasında sayısız seçenekler ortaya
çıkabilir. Örneğin büyük olan her zaman en önce algılanan eleman olmak
zorunda değildir. Büyük pastel bir fotoğrafın yanındaki parlak renklere sahip
dinamik
ve
etkin
bir
görsel
imaj,
tasarımın
kurgusunu
tamamen
değiştirebilir.221 Bu anlamda etkisi artırılmak istenen, öncelikli olarak izleyiciye
aktarılmak istenen öğe, tasarımdaki diğer öğelerden daha fazla ön plana
çıkacak şekilde kurgulandığında doğru görsel hiyerarşi uygulanmış olacaktır.
- Okuyucunun tasarımı belirli bir sırada izlemesine olanak tanır:
Dengeli ve görsel hiyerarşi bakımından sıralı ve düzenli bir tasarım
izleyenin öğeleri belirli bir sırada izlemesini sağlar. Böylece öncelikli olarak
verilmesi istenen mesajlar, izleyici tarafından doğru algılanır.
221
Uçar, a.g.e., 154.
166
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DEKİ TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNCE
GENEL KİTLEYİ HEDEF ALARAK HAZIRLANMIŞ
AÇIKHAVA REKLAMLARININ GÖRSEL
TASARIMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK
BİR ANALİZ
İnsanoğlu, iletişim olmadan yaşayamaz. İnsan, varolduğu günden
itibaren çevresindeki her şeyden haberdar olmak istemektedir. Bu çerçevede
gelişen, kişilerarası iletişimi kolaylaştırmaya yarayan teknoloji ürünleri
hayatımızı çepeçevre sarmıştır. Bu teknoloji ürünlerinin bir yansıması olarak
sabah gözünü açar açmaz eli cep telefonuna giden, hatta cep telefonun
alarm sesiyle uyanan; cep telefonu olmadan buluşacağı kişiyle buluşması
imkansız hale gelen bir insan modeli ortaya çıkmıştır. İletişim sektöründe
meydana gelen teknolojik değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu
durum iletişim sektörünün durumu daha da ileriye götürme çabalarına neden
olmuştur. Tıpkı bir sarmal gibi birbirini tetikleyen, dolayısıyla da çığ gibi
büyüyen bu gelişim ve değişimler, telekomünikasyon sektörü bağlamında
artan bir rekabet ortamına sahne olmuştur. Artan rekabet ortamı da, sanayi
devriminden beri, pazarlama sektöründe gelişmelere yol açmaktadır. İletişim
sektöründeki bu değişim ile birlikte pazarlama sektöründe yaşanan
gelişmelerin kesişim noktasında, halkla ilişkiler, kişisel satış, promosyon ve
reklam çabaları yer almaktadır. Ancak tüm bu çabaların içinde çok kısa
sürede çok daha geniş hedef kitlelerine kolaylıkla ulaşabilmesi nedeniyle
reklam ön plana çıkmıştır.
167
Diğer iletişim formlarından sanatsal yönü bakımından, yaratıcılık
yönünün olması açısından ve ticari amaç gütmesi nedeniyle farklılaşan,
dolayısıyla teknolojik gelişmeler doğrultusunda gündeme gelen kitle iletişim
araçlarını farklı kullanım formuna sokan reklam sektöründe hedef kitlenin ilgi
alanları değişmiştir. Bu anlamda farklı ve yaratıcı çalışmaların dikkat
çekiciliği; dolayısıyla açıkhava reklamlarının görsel tasarım bağlamında
yaratıcılığa en açık alan oluşu ilk reklam ortamlarından biri olarak kabul
gören
açıkhava
sektörünün,
reklam
ortamlarını
yeniden
canlandırmıştır.
Reklam
teknolojinin olanaklarından faydalanarak sınırlarını kolaylıkla
zorlayabildiği tek ortam açıkhavadır. Tercih edilen reklam ortamı bağlamında
kitle iletişim araçları zamanla birbirine benzer reklam çözümlerinin ortaya
çıkmasına neden olmaktadır. Oysa açıkhava reklam ortamları bu anlamda
yaratıcılığa son derece açıktır. Çünkü açıkhavadaki her unsur reklam ortamı
olarak kullanılabilmektedir. Teknolojinin de sunduğu olanaklarla açıkhavada
reklam dünyasının tek sınırı yaratıcılıktır ve yaratıcılık görsel tasarımın
belirleyicisidir.
İşte tüm bu dikkat çekici değişimlerden hareketle belirlenen tez
çalışmasının ana konusunu teşkil eden reklam, açıkhava reklam ortamları ve
görsel tasarım değişkenlerinin netleştirilmesi ve tanımlanabilir bir nedene
bağlanarak bugünün değerlendirilebilmesi amacıyla da analiz yapılması
öngörülmüştür.
168
I) ANALİZİN AMACI
Açıkhava reklam ortamlarındaki çeşitlilik, gelişen teknoloji ile birlikte
şaşırtıcı boyutlara ulaşmaktadır ve yaratıcılıkta sınır tanımayan uygulamalara
yer verilmektedir. Bu çerçevede günümüz açıkhava reklam ortamları
destekleyici
ve
hedef
kitle
tarafından
ilgi
duyulan
ortamlar
haline
dönüşmektedir.
Bu analizin amacı, belirli bir sektör paralelindeki belirli açıkhava
reklamlarının karşılaştırmalı fiziksel analizinin yapılması ve toplanan
açıkhava reklam verilerinin görsel tasarım bağlamında uygunluğunun ve
işlerliğinin denetlenmesidir.
Tablo 2222 – Billboard Sektör sıralaması Nisan – Mayıs 2006
Analiz kapsamında tercih edilen sektör ise telekomünikasyon sektörü
olmuştur: “Telekomünikasyon sektörü, bireysel haberleşmeyi sağlamasının
yanı sıra, bilgi toplumunun temel altyapısını oluşturan ve kendi başına
ekonomik değeri olan stratejik bir sektördür. Küresel düzeydeki teknolojik,
222
Adexplorer 2006; Bileşimedya; Outdoor&Sign Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi; Yıl 2;
Sayı 7; İstanbul; Haziran 2006; s.: 66.
169
ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu ortaya çıkmakta olan yeni
uluslararası telekomünikasyon düzeni, hizmetlerin özel sektörün katılımıyla
rekabetçi bir ortamda verilmesini hedeflemektedir. Böyle bir ortamda, bu
sektörleri güçlü olan ülkelerin ekonomik gelişmelerini hızlandırmaları ve
maksimum sosyo-ekonomik faydayı sağlamaları mümkün olabilmektedir. Bu
nedenle tüm dünyada geleneksel tekelci ve devletçi yapıdan çıkılarak özel
girişimcilerin de faaliyet gösterebilecekleri rekabetçi bir serbest piyasa
yapısına ulaşmak için planlı bir gelişme izlenmektedir. Teknolojik gelişmeler;
ülkeleri, kurumları ve kuruluşları değişime zorlamaktadır.”223
Bu durum, telekomünikasyon sektörünün gelişen teknolojiye bağlı
olarak hızla büyüyen bir sektör olduğu anlamına gelmektedir. Bu rekabet
ortamı ve hızlı değişim, telekomünikasyon şirketlerinin pazarlama ve reklam
harcamalarına ayırdıkları payın büyümesine ve son dönemlerde açıkhava
reklamlarında niceliksel olarak diğer sektörlere oranla açık ara farkla önde
yer almasına neden olmaktadır. Böylesi bir sektörel tablo açıkhava
reklamlarının
görsel
tasarımları
yönünden
analizinde,
neden
telekomünikasyon sektörünün seçildiğinin yanıtı olacaktır.
II) ANALİZİN KAPSAMI
Bu analiz, Türkiye’deki telekomünikasyon sektörüne ait açıkhava
reklam
çalışmalarından
alınan
örnekleri
kapsamaktadır.
Örnekleri
incelenecek şirketler ise Turkcell ve Avea olarak belirlenmiştir. Telsim şirketi
de Türkiye’deki telekomünikasyon kuruluşlarından biridir ancak Telsim
firmasının yurtdışı kökenli bir kurum olan Vodafone tarafından satın alınması
nedeniyle geçirmekte olduğu yeniden yapılanma süreci, firmanın diğer
firmalara oranla geri planda kalmasına neden olmuştur. Bu nedenle olsa
gerek Nisan – Mayıs 2006 tarihlerinde billboard firma ve marka
sıralamalarında ilk 10 arasında yer alamamıştır. Buna karşılık aynı
sıralamada Turkcell birinci, Avea ise 3. konumda yer almıştır. Böylesi bir
223
http://www.tk.gov.tr/Kurum_Hakkinda/Kurulus.htm , 08.08.2006.
170
sıralama ve son dönemde Telsim firmasına ait açıkhava vitrinlerinin yok
denecek kadar az olması çalışmamızı sadece Turkcell ve Avea firmalarının
açıkhava reklam çalışmalarıyla sınırlı tutmamıza neden olmuştur.
Tablo 3224 – Billboard firma sıralaması – Nisan –Mayıs 2006.
Tablo 4225 - Billboard marka sıralaması – Nisan –Mayıs 2006.
224
Adexplorer 2006; Bileşimedya; Outdoor&Sign Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi; Yıl 2;
Sayı 7; İstanbul; Haziran 2006; s.: 66.
225
Adexplorer 2006; Bileşimedya; Outdoor&Sign Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi; Yıl 2;
Sayı 7; İstanbul; Haziran 2006; s.: 66.
171
Açıkhava reklamlarının görsel tasarım yönünden analizinin yapılacağı
bu iki firmanın kurumsal gelişimi ve faaliyetleri incelendiğinde de karşımıza
oldukça ilginç bir tablo çıkmıştır. Turkcell firmasının internet sitesinden226
ulaşılmış olan verilere göre;
Türkiye'de GSM temelli mobil iletişim, Şubat 1994'te Turkcell'in
hizmete girmesiyle başlamıştır. 27 Nisan 1998'de T.C. Ulaştırma Bakanlığı ile
25 yıllık GSM lisans anlaşması imzalayan Turkcell, kurulduğu günden bu
yana, lisans bedeli de dahil olmak üzere, 31 Mart 2006 itibarıyla, yaklaşık 8,0
milyar Amerikan Doları (*) yatırım yapmış, 31 Mart 2006 itibarıyla 28,7 milyon
abone sayısına ulaşmıştır.
Turkcell, Türkiye'nin ve bölgenin lider operatörü konumuyla 2003 yılı
başında GSM Association Yönetim Kurulu'na girmiştir. 210 ülkeden 700'e
yakın üyesi ve bu üyelerin temsil ettiği 1,6 milyarın üzerinde abone ile, dünya
mobil iletişim piyasasının yüzde 78'sini temsil eden GSMA'nın 21 kişilik
yönetim kurulunda Turkcell ile birlikte Vodafone, Orange, NTT DoCoMo,
AT&T Wireless gibi dünyanın dev GSM operatörleri de bulunmaktadır.
Turkcell, uluslararası GSM sektörünü yönlendiren, koordine eden ve
operatörlerle
cep
telefonu
içerik/servis
sağlayıcılarını
üreticilerini,
aynı
uygulama
platformda
geliştiricilerini
buluşturan
ve
GSMA'deki
konumuyla, küresel gelişmeleri çok yakından takip etme ve yeni küresel
stratejilerin belirlenmesinde aktif rol alma olanağı bulmaktadır.
Turkcell, 31 Mart 2006 itibarı ile Türkiye coğrafyasının %78,48'ini
kapsayarak toplam nüfusun %96,58'ini, nüfusu 5.000 ve üzerinde olan
yerleşim merkezlerinin %100'ünü, bu merkezlerde yaşayan nüfusun da
%99,97'si kapsama alanı altına almış bulunmaktadır.
Vizyonunu, hayatı kolaylaştırmak ve zenginleştirmek; misyonunu ise
“Değer yaratan iletişim çözümleriyle müşterilerimizi hayata bağlarız.” olarak
belirleyen Turkcell, stratejik iş önceliklerini şöyle belirlemiştir:
226
www.turkcell.com.tr , 08.08.2006.
172
•
Farklı müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik farklılaştırılmış hizmetler
sunmak,
•
Karar süreçlerine hissedar beklentilerini yansıtmak, girişimciliği
özendirmek,
•
Hedeflenen alanlarda pro-aktif davranarak pazara yön vermek,
•
Topluma duyarlı davranışlar sergileyerek kitlelerin güven ve
desteğini sürekli kılmak,
•
Verimli, maliyet duyarlı, hızlı operasyonlar yürütmek,
•
İnsan kaynağımızı yüksek performanslı bir takım haline
dönüştürmek.
Turkcell, kişilerin GSM kullanım alışkanlıklarına ve yaşam tarzlarına
özel faydalar sağlayan programların yanı sıra kurumsal abonelerine de iş
süreçlerinde verimliliği ve rekabet gücünü artıran ürün ve hizmetler
sunmaktadır.
Teknoloji alanında yaşanan değişimler ve hızlı veri aktarımı sağlayan
teknolojilerin
"TurkcellEDGE",
yaygınlaşmasıyla
"Turkcell
doğru
BlackBerry",
orantılı
olarak
"TurkcellConnect",
Turkcell,
"TurkcellE-
Postacı" gibi servisleri müşterilerine sunmuştur. TurkcellEDGE ile hareket
halindeyken internete, e-maillere ulaşılıyor ve hızlı veri aktarımı sağlayan cep
telefonları online iletişimde çok daha etkin ve verimli kullanılabiliyor. Ayrıca,
"TurkcellConnect" kartları, taşınabilir bilgisayarların GPRS, EDGE ve
Wireless üzerinden kablosuz veri iletişimi yapmasını sağlıyor. "Research in
Motion" (RIM) ile işbirliği içinde geliştirilen "BlackBerry" servisi ise e-posta
hesaplarına erişim, internet tarayıcı, entegre bir platform üzerinden veri
uygulamaları, takvim gibi işlevler sunuyor. Turkcell abonelerinin e-posta
hesaplarını cep telefonlarından kolayca yönetebilmesini sağlayan bir diğer
servis ise "Turkcell e-Postacı".
173
Turkcell'in, müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak vizyonuyla sunduğu
diğer servisler arasında ise yapılan alışveriş ve ödemelerde kredi kartlarının,
Turkcell'in altyapısı kullanılarak cep telefonuyla da kullanılabilmesini
sağlayan "Turkcell MobilÖdeme" ve kısa mesaj ile gönderilen sorulara cevap
alınmasını sağlayan "CepteCevap" yer almaktadır.
Turkcell mobil iletişimle hayatı eğlenceli kılan katma değerli servisleri
de
müşterilerine
sunmaktadır.
Kullanıcıların
kontak
listelerindeki
arkadaşlarına mesaj, fotoğraf, ses, video göndermesini sağlayan, hareket
halindeyken de kolay, hızlı ve etkileşimli iletişim kurmalarına olanak veren
"TurkcellMessenger";
müşterilerin
kendilerini
arayan
herkese
ya
da
belirledikleri kişilere, beklerken kişisel melodiler dinletebilmesine imkan
sağlayan "ÇalarkenDinlet"; video kliplerle spor görüntülerinden komik film
sahnelerine, popüler şarkılardan ilginç ses kayıtlarına kadar pek çok video ve
ses
dosyasının
kolayca
cep
telefonlarına
indirilmesini
sağlayan
"TurkcellMobilVideo" ve "TurkcellMobilMüzik" Turkcell'in son dönemlerde
müşterilerine sunduğu servisler arasında yer almaktadır.
Mobil iletişim çözümleriyle kurumların verimliliğini artırmayı hedefleyen
Turkcell, ayrıca GSM altyapısının sağladığı yeni tasarım olanaklarıyla
kurumsal müşterilerine yönelik olarak da yenilikçi ürün ve hizmetler
sunmaktadır. M-devlet ve m-belediye projelerinde oynadığı öncü rolle kamu
kesimi uygulamalarında mobil iletişim teknolojilerinin kullanılmasına öncülük
eden
Turkcell,
yeni
projelerle
bu
kurumlara
yönelik
çalışmalarını
sürdürmektedir.
Gençlerin yaşam tarzı ve ihtiyaçları dikkate alınarak 1 Nisan 2005
tarihinde "Turkcell'in gençlik kulübü" olarak lansmanı yapılan "gnctrkcll", GSM
ve GSM dışı faydalar sunarken aynı zamanda yaşam tarzı ve ihtiyaçları
benzeyen aboneleri de bir araya getirmektedir. 7 milyon üyeye ulaşan
"gnctrkcll"de amaç abonelere bir servis, bir kampanya, bir indirim kartı
sunmak değil, uzun vadeli faydalar sağlayarak ünlü markaların da içinde
bulunduğu bir "kulüp" oluşturmak ve fırsatlar dünyası yaratmaktır.
174
Turkcell
bugüne
kadar
ticari
faaliyetlerinin
yanı
sıra,
sosyal
sorumluluğunun bilinciyle, topluma değer katacağına inandığı eğitimden
teknolojiye, kültür-sanattan spora çeşitli etkinliklere de destek vermektedir.
Turkcell'in bu faaliyetlerdeki amacı, ülkemizdeki nitelikli insan kaynağının
geliştirilmesine katkıda bulunmaktır.
Turkcell, bu alanda, dünyanın en büyük toplumsal sorumluluk
projelerinden biri olan "Kardelenler" projesini 2000 yılından beri Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte yürütmektedir. Projeyle her yıl maddi
imkansızlıklar sebebiyle eğitimini sürdürmekte zorlanan kız öğrenciler eğitim
bursuyla desteklenmektedir. Her yıl çeşitli alt projelerin eklenmesiyle
zenginleşerek gelişen Kardelenler projesi kapsamında bugüne kadar 10 bin
öğrenciye burs verildi, 6.300 Kardelen liseden mezun olurken, 550'si
üniversiteyi kazandı ve 67 öğrenci de üniversiteden başarıyla mezun oldu.
Proje çerçevesinde ayrıca, sınavla belirlenen 26 Kardelen'in İstanbul TED
Koleji'nde burslu ve yatılı okuması sağlanmaktadır. Üniversiteyi kazanan
öğrencilere ise yeni hayatlarına uyum sağlamalarını kolaylaştırmak amacıyla,
yine proje kapsamında, Yönderlik Programı desteği sunulmaktadır. 2004
yılında Ayşe Kulin'in projenin kızların hayatlarındaki değişimi kaleme aldığı
Kardelenler kitabı ve 2005 yılında Sezen Aksu'nun "Kızlarımızı okutalım,
kızlarımız geleceğimizdir" çağrısı yaptığı Kardelen albümü ve konserler serisi
projenin geniş kitlelere ulaşmasına vesile olmuştur. "Kardelenler" projesi
Turkcell'e, IPR Excellence Awards, Foundation of Women Executives'in
Public Relations (WEPR) "Crystal Obelisk" ve PR News CSR Awards olmak
üzere uluslararası paltformlarda ödüller getirmiştir.
Turkcell sporun insanları bir araya getiren etkisinin bilinciyle bu alanda
da pek çok proje ve sponsorluk gerçekleştirmektedir. Türk Milli Futbol
Takımı'nın Ana Sponsoru ve Türk Milli Basketbol Takımı'nın İletişim
Sponsoru olan Turkcell 2005-2006 sezonundan itibaren 5 sezon boyunca
Türkiye Süper Ligi'nin de isim sponsorluğunu üstlenmiştir. Türk sporcularının
son yıllarda elde ettiği başarıların kalıcı olabilmesi için sağlanan desteğin
175
önemine inanan Turkcell, Türkiye Turkcell Süper Ligi'ndeki 12 takımın da
sponsorluğunu yaparak Türk futboluna vermiş olduğu desteği artırarak
devam ettirmektedir.
Olimpiyat Komitesi Bayanlar Komisyonu işbirliği ile yürütülen ve
bugüne kadar yaklaşık 20 bin gence eğitmenler eşliğinde spor yapma imkânı
sağlayan "Ücretsiz Spor Okulları" projesi, Turkcell'in sosyal sorumluluk
anlayışıyla desteklediği projelerden bir başkasıdır.
Turkcell'in kültür-sanat alanında yaptığı önemli çalışmalardan biri ise,
Ericsson Türkiye ile birlikte gerçekleştirilen Bodrum Antik Tiyatro projesidir.
1998 yılında toplumsal değerlerimizi geliştirme, kültür ve sanat mirasımızı
koruyup ülkemize geri kazandırma amacıyla Myndos Kapı restorasyonu ile
başlatılan proje, limandaki Osmanlı Kalesi'nin onarımıyla sürdürülmüştür.
Projenin üçüncü ayağı olarak Haziran 2002'de başlatılan Bodrum Antik
Tiyatro restorasyonu ise 2003 yılında tamamlanmıştır. Antik Tiyatro'da 2003
yılından
beri
"Yıldızlı
Turkcell
Geceleri"
adı
altında
konserler
düzenlenmektedir.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul Film
Festivali'ne 6 yıldır, Jazz Festivali'ne 9 yıldır sponsor olarak destek veren
Turkcell, 2005 yılından itibaren İKSV'nin Resmi İletişim Sponsorluğu'nu
üstlenmektedir.
Turkcell teknoloji alanında ise CeBIT Bilişim Eurasia'ya verdiği
destekle ülkemizdeki bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinin gelişimine
katkı sağlamaktadır. Dokuz yıldır Turkcell'in ana sponsorluğunu üstlendiği bu
dev organizasyon, sektör temsilcilerini uluslararası ölçekte bir araya
getirmenin yanı sıra ülkemizde teknoloji bilincinin yaygınlaşması bakımından
da önemli bir rol oynamaktadır.
Avea firmasının internet sitesinden227 elde edilen verilere göre ise;
227
www.avea.com.tr , 07.08.2006.
176
TT&TİM İletişim Hizmetleri A.Ş., Türk Telekom'un GSM Operatörü
Aycell'in, %51 İş Bankası Grubu ve %49 TİM ortaklığı ile kurulmuş olan İşTİM ile birleşmesi sonucu, 19 Şubat 2004 tarihinde resmen kurulmuştur.
Birleşmeden sonra Aria ve Aycell markalarının TT&TİM çatısı altında
devam ettiği kısa bir süreç yaşanmıştır. 23 Haziran 2004 tarihi itibariyle ise
birleşmeden doğan sinerjinin ifade edildiği yepyeni "Avea" markası, bu iki
markayı temsilen piyasaya sunulmuştur. 15 Ekim 2004 tarihi itibariyle
"TT&TİM İletişim Hizmetleri A.Ş" ticari ünvanı "Avea İletişim Hizmetleri A.Ş."
olarak değişmiştir.
Türk Telekom'un yüzde 55 hissesinin özelleştirme süreci Kasım
2005'te tamamlanmıştır. Bu doğrultuda, Oger Telecom, Türk Telekom'daki
yüzde 55'lik payı yoluyla TIM ile birlikte Avea'da ortak kontrole sahip
olmuştur.
Toplumsal sorumluluk anlayışıyla hareket eden Avea, Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'yle ortaklaşa
hazırladıkları "Erken Uyarı ve Acil Müdahale Projesi" ile bir "ilk"e imza
atmıştır. Bu proje kapsamında gerekli olan veri iletişimi, Avea'nın altyapısı
kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Avea'nın katkılarıyla hazırlanan proje
sayesinde, ilk yardım ve acil müdahale konularında önemli gelişmeler
sağlanacaktır.
Bu
şekilde
can
ve
mal
kaybını
en
aza
indirmek
hedeflenmektedir.
Avea, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma
Enstitüsü'yle ortaklaşa hazırladığı deprem projesi ile, GSM Association'ın her
yıl düzenlediği Dünya GSM Kongresi bağlamında Fransa'nın Cannes
şehrinde 2003 yılında yapılan yarışmada "Acil Durumlarda En İyi GSM
Teknolojisi Kullanımı" kategorisinde, dünyanın en iyi dört operatöründen biri
seçilmiştir.
Avea, IFC (International Finance Corporation) ile birlikte bilançosunun
yeniden yapılandırılması, işletme sermayesi finansmanı ve toplam GSM
177
ağının entegrasyonu, genişletilmesi ve bakımı amacıyla bir proje başlatmıştır.
Avea ve IFC bu projenin çevresel ve sosyal konulardaki muhtemel etkilerini
gözden geçirmiştir. Yapılan incelemeler sonrası IFC, projenin IFC ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin çevre ve sosyal politikaları ve çevre, sağlık ve
güvenlik koşulları ile uyumlu olduğu sonucuna varmıştır.
Türkiye'nin geleceğine yatırım vizyonu ile hareket eden Avea, Milli
Eğitim Bakanlığı işbirliği ile "Avea Bilişim Teknolojisi Sınıfları" adıyla çok
önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmiştir.
Avea , bu proje kapsamında iki yıl içinde Anadolu'da 100 adet
bilgisayar sınıfı kuracak. Bu sınıflarda toplam 2100 adet bilgisayar yer alacak
ve "Avea Bilişim Teknolojisi Sınıfları", ilkokul öğrencilerinin kullanımına tahsis
edilecektir. İlk "Avea Bilişim Teknolojisi Sınıfı"nın açılışı 12 Eylül 2005
tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği Kütahya Linyit İlköğretim
Okulu'nda gerçekleştirilmiştir.
III) ANALİZİN YÖNTEMİ
Analiz
çerçevesinde
toplanan
veriler
belirli
kriterlere
göre
değerlendirilecek ve her iki firmanın herhangi bir ulaşım aracı kullanan hedef
kitleye
yönelik
hazırlanan
açıkhava
reklamları
karşılaştırmalı
olarak
yorumlanacaktır. Söz konusu kriterler görsel tasarımın temel ve belirleyici
unsurlarına göre belirlenmiştir. Belirlenen bu kriterler, renk, tipografi, görsel
imge ve simgeler, görsel hiyerarşi ve dengedir. Seçilen bu kriterlerin
açıklanması, reklamın ve görsel tasarımının anlamlandırılmasının başlıca
yöntemidir. Bu kriterlere ilişkin sorulacak sorular, reklamın temel mesajına,
hedef kitlesine dair reklam hakkında tanımlayıcı bilgiler sunacaktır ve
reklamın vermek istediği mesaj ile verdiği mesaj arasında tutarlılık olup
olmadığını denetlemede tanımlayıcı bir rol oynayacaktır.
Bu çalışma kapsamında belirlenecek kriterlere göre oluşturulacak
sorulara yanıt aranacak, bu sayede tasarımların belirlenen kriterlere
178
uygunluğu denetlenmiş olacaktır. Daha sonra tablolaştırılarak iki marka
bazında karşılaştırmaları yapılacak veriler yorumlanacaktır.
A) Veri Toplama Yöntemi
Telekomünikasyon sektöründen iki markanın herhangi bir ulaşım
aracını kullanan hedef kitleye yönelik açıkhava reklamlarının görsel
tasarımlarına ilişkin yapılan analizde kabul edilmiş belirli bir metodoloji yoktur.
Bu nedenle, analiz boyunca Turkcell ve Avea markalarına ait herhangi bir
ulaşım aracını kullanan bireyleri hedef alan açıkhava reklamlarının çeşitli
açılardan karsılaştırılması ve görsel tasarım analizi yapılırken, zaman zaman
diğer araştırmalarda kullanılmış yöntemlerden yararlanıldığı gibi bazı
durumlarda, amaca hizmet edecek metodoloji yaratılmıştır. Sözgelimi,
Turkcell ve Avea markalarına ait açıkhava reklamlarının görsellerinin
toplanmasına yönelik olarak araçlı gözlem yöntemine başvurulurken; aynı
markalara ait açıkhava reklamlarının renklerinin incelenmesinde, amaca
uygun analiz yöntemi geliştirilmiştir.
İki
markanın
güncel
verileri
için
Ströer
Kentvizyon
firmasına
başvurulurken, diğer verilerin elde edilmesinde geçmiş verilere ulaşmanın
güçlüğü nedeniyle Marketing Türkiye Outdoor Sign Dergisinin geçmiş
sayılarından ve internet ortamından yararlanılmıştır.
B) Örneklem ve Uygulama
Analizimize ışık tutacak verilerin elde edilmesinde “Rasgele Örneklem
Yöntemi” tercih edilmiştir. Bunun nedeni Turkcell ve Avea markalarının belirli
dönemlerde uyguladığı herhangi bir ulaşım aracını kullanan hedef kitleye
yönelik açıkhava reklamlarının hemen hemen tüm Türkiye’de aynı şekilde
olmasından kaynaklanmaktadır. Buna örnek olarak Turkcell markasının
Temmuz – Ağustos 2006 döneminde tüm Türkiye’de 2006 yılı süper ligine
sponsor oluşunu anlatan “Turkcell Superlig” temalı aynı CLP ve durak
reklamını yayınlaması, Avea’nın ise aynı dönemde daha ucuza konuşma
179
imkanı tanıyan “Şimdi konuşma zamanı” temalı CLP ve durak reklamını yine
tüm ülkede yayınlaması verilebilir.
Analiz kapsamında karşılaştırmalı olarak inceleyeceğimiz bu iki
örneğin dışında, aynı markaların farklı dönemlere ait rasgele seçilmiş
örnekleri de irdelenecektir. Örnekler, ağırlıklı olarak, CLP (City Light Poster),
durak, otobüs üzeri ve havaalanı uygulamalarından seçilmiştir. Bunun nedeni
her iki markanın, özellikle ulaşım araçlarını kullanan hedef kitlenin dikkatini
çekmesi amacıyla tasarladığı reklamların, açıkhava dendiğinde ilk akla gelen
ortamlar olmaları nedeniyle incelenmek istenmesidir.
Reklamların görsel tasarımları ve görsel algıya etkileri yönünden
analizinin yapılmasında belirli amaçlara yönelik sorulardan yararlanılacaktır.
Bu sorular:
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha baskındır?
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve işaret
ettikleri noktalar nelerdir?
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
6. Kullanılan tipografik unsurlar hangi amaca yönelik kullanılmıştır?
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği bakımından
reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları açısından
izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu denge
simetrik midir, asimetrik midir?
180
C) Analizin Kısıtlayıcıları
Bu analiz kapsamında ele alınan verilerin sınırlı sayıda olması,
zamanın kısıtlı oluşu, elde edilen verilerin sadece görsel tasarımın
belirleyicileri bağlamında analiz edilmesidir. Tüm bunlarla birlikte daha önce
gerçekleştirilmiş örnek bir analiz çalışmasının varolmaması, analizin yöntem
ve kapsamını belirlemede, bu kapsamda bir çalışmanın ilk örneğini
gerçekleştirmenin güçlükleriyle karşılaşılmasına neden olmuştur.
IV) VERİ VE BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Araştırmanın bu aşamasında, elde edilen veriler çerçevesinde
hazırlanan sorular tek tek örnek bazında sorulacaktır. Daha sonra iki
markanın benzer nitelikteki verileri karşılaştırmalı olarak incelenecektir.
A) TURKCELL MARKASINA İLİŞKİN VERİLERİN GÖRSEL ANALİZİ
Turkcell Örnek 1 (Şekil 61)
Şekil 61 – Temmuz – Ağustos 2006 döneminde İzmir’de Ströer-Era firmasına ait otobüs
durağından alınan görüntü.
181
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda zemin rengi olarak tercih edilen renk Turkcell‘in kurumsal
rengi olan laciverttir. Bu temel rengin üzerinde ise reklamın konusuna bağlı
olarak Türkiye Süper Ligi’nde oynayan takımların bayraklarının renkleri yer
almaktadır. Tüm bu renklerin dışında yazılarda beyaz renk tercih edilmiştir.
Tasarımda baskın öğe olarak yer alan renkler ise, baskın öğe olması
sebebiyle de, orta kısımda yer alan takım bayraklarının renkleridir.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Zeminde kullanılan lacivert renk Turkcell’in ciddi kurumsal yapısına
vurgu yapmak amacıyla kullanılmıştır. Diğer renkler ise Turkcell’in sponsor
olduğu Türkiye Süper Ligi’nde oynayan takımların renkleridir. Burada amaç
sponsorluğa vurgu yapmaktır. Çünkü taraftarlar kendi takımlarının renklerine
sempati duymaktadırlar. Onca bayrağın içinde kendi takımının renklerini
gören taraftar reklama sempati duyacaktır.
Bayrakların, Turkcell SüperLig logosunun yer aldığı dairenin etrafına
sıralanışında
da
belirli
bir
düzen
gözetilmiştir.
Öyle
ki;
bayraklar
yerleştirilirken renklerinin izleyici tarafından belirli bir dengede görülmesine
dikkat edilmiş, birbirinin benzeri renkler karşılıklı yerleştirilmeye çalışılmıştır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklama bakıldığında ilk olarak göze çarpan unsur, reklamın çok
renkliliğini oluşturan takım bayraklarıdır. Bayrakların tam ortasında yer alan
beyaz yuvarlak zemin içindeki Turkcell SüperLig logosu da bir diğer görsel
öğedir. Tasarımın dört köşesine yerleştirilen futbol topları da tamamlayıcı
öğelerdir. Tasarımın orta üst noktasında Türkiye Futbol Federasyonu
Logosu, alt orta bölümde ise bir kupa imgesi yer almaktadır.
182
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Kullanılan bayraklar, Türk futbol taraftarlarının dikkatini çekmeye
yöneliktir. Bayrakların orta kısmına yerleştirilen daire içindeki Turkcell
SüperLig logosu “Tukcell SüperLig Türk takımlarının kalbinde” mesajı
verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca karşıdan bakıldığında logo güneş, çevresindeki
bayraklar da güneşin ışıkları gibi görünmektedir. Bu da izleyicinin bilinçaltına
“Türk futbolunun enerji kaynağı Turkcell” mesajını yüklemektedir. Reklamın
dört köşesine de yerleştirilen futbol topu görselleri ise hem reklamı duvara
tutturmak için kullanılan “raptiye” izlenimi vermekte, hem de futbolseverlerin
futbol topuna yönelik algıda seçicilik özelliğini hedef almaktadır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsurlar kullanılmıştır. Bu unsurların en baskın
olanı “Turkcell SüperLig Hiç Bitmesin” önermesidir. Bu cümle reklamda en
büyük puntoyla yazılan en belirgin tipografik öğedir. “Turkcell SüperLig”
yazısına aşağı doğru kıvrılan hafif bir ovallik verilirken, altta kalan “Hiç
Bitmesin” yazısına da yukarı doğru kıvrılan hafif bir ovallik verilmiştir. İkinci
düzeyde kullanılan “Tüm takımlarımıza başarılar dileriz” cümlesi ise reklamın
en altında çok daha küçük puntolar ile yazılmıştır.
En üst kısımda da
“Türkiye Futbol Federasyonu” ibaresi logonun altında yer almaktadır ve
reklamda en küçük puntoda yazılmaktadır.
Reklamda kullanılan tüm
tipografik öğeler “Arial” yazı karakteriyle yazılmıştır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tipografik unsurlar oldukça düz bir karakter olan Arial
karakteriyle yazılmıştır. Bu karakterin hatları, etrafına verilen gölge
efektleriyle yumuşatılmıştır. Reklamdaki diğer tipografik öğelere oranla
oldukça büyük yazılan “Turkcell SüperLig Hiç Bitmesin” cümlesi, hedef kitleye
183
verilmek istenen ilk mesajdır ve reklamın ana mesajıdır. Diğer tipografik
öğeler ise ana mesajın yanı sıra verilmek istenen ek bilgiler şeklinde
kullanılmaktadır.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklamın hedef kitlesi Türk futbol izleyicisidir. Bu anlamda reklamda
kullanılan tipografik öğelere, reklamın hedef kitlesi açısından bakıldığında
doğru bir yazı karakterinin seçildiği görülmektedir. Çünkü Türk futbol izleyicisi
geniş bir yelpazede her yaştan ve cinsiyetten oluşmaktadır. Bununla birlikte
büyük çoğunluğunu genç erkeklerin oluşturduğu bir kitledir. Bu anlamda
kullanılacak yazı karakterinin düz hatlı, biraz erkeksi ancak hatları
yumuşatılmış bir karakter olması, reklam mesajının amacına ulaşacağının bir
göstergesidir. Spesifik bir yazı karakteri seçilmiş olsaydı kullanılan metin
amacına ulaşamayabilirdi.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda belirgin bir hiyerarşik sıralama yoktur ancak belirgin öğeler
söz konusudur. Bu anlamda en önde yer alan öğe “Turkcell SüperLig Hiç
Bitmesin” cümlesi ile birlikte ortada yer alan Turkcell SüperLig logosudur.
Karşıdan bakıldığında ise dikkat çekici öğe olarak takım bayrakları
görülmektedir ve köşelerdeki futbol topu öğeleri dikkati çekmektedir. Tüm
bunların dışında yer alan öğeler ise birbirleriyle hemen hemen eşit düzeyde
bir hiyerarşik sıralamayla yerleştirilmiştir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda tamamıyla denge unsuru hakimdir ve tam anlamıyla
simetrik bir denge kullanılmıştır. Bayrakların yerleştirilişi ve futbol topların dört
köşede de eşit biçimde yer alması bunun en büyük göstergesidir. Reklamdaki
diğer unsurlar ise orta bölümde dengeli olarak yerleştirilmiştir.
184
Turkcell Örnek 2 (Şekil 62)
Şekil 62228 – İstanbul’da bir belediye otobüsünden alınan görüntü.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklam bir otobüsün üzerine giydirme yoluyla uygulanan bir reklamdır.
Hakim olan renk ise çimen yeşilidir. Bunun haricinde reklamın üzerinde yer
alan diğer öğeler ve yazılarda sarı ve beyaz renkleri kullanılmıştır. Yeşil renk
üzerine kullanılan sarı ve beyaz renkler kullanılan zemin ile uyum
göstermektedir.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Reklamda temel renk olarak kullanılan çimen dokulu yeşil, reklamın
ana mesajı olan “Çık dışarıya oynayalım!”
mesajına vurgu yapmaktadır.
Çünkü çimen park ve bahçelerde bulunan bir bitki türüdür ve burada “dışarı”
kelimesini tanımlamaktadır. Yeşil rengiyle ise enerjik olma durumuna
çağrışım yapmaktadır.
Zıplayan kız imajında ve “üye ol mutlu ol” önermesinde kullanılan sarı
renk gençlik, enerji anlamlarını yüklenmesi nedeniyle kullanılmaktadır. Bu
228
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Teknoloji –
Yaratıcılıkta sınır hayal gücünüz, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/1, s. 59.
185
öğelerde sarı rengin kullanılmasının nedeni gençlere ve kendini genç
hissedenlere seslenen bir proje olmasıdır.
“Çık dışarıya oynayalım” ve Genç Turkcell logosunda beyaz rengin
kullanılmasının sebebi ise yeşil ve sarı renklerle olan uyumudur. Bununla
birlikte bu rengin kullanılmasındaki amaç reklamın sadelik özelliğini
bozmamaktır. Çünkü kullanılacak herhangi farklı bir renk reklamı karmaşık
hale getirecektir.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda görsel öğe olarak temelde çimen dokusu vardır. Reklamda
çimen öğesi haricindeki tüm öğeler sprey boyayla boyanmış izlenimini
vermektedir. Çim dokusu dışındaki öğeler ise; zıplayan kız imajı, kızın
etrafındaki yıldız imajları, Genç
Turkcell logosu, Hazırkart ve Turkcell
logolarıdır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Kullanılan görsel imgelerden Genç Turkcell logosu, doğrudan doğruya
reklamı yapılan hizmeti işaret etmekte; zıplayan kız imajı gençlik ve enerjiklik
mesajı vermektedir. Zemindeki çimen dokusu ise “dışarı”yı (sokak – bahçe)
temsil etmektedir.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsurlar kullanılmaktadır. Bunlardan ilki Genç
Turkcell logosundaki “gnctrkcll” sessiz harfleridir. Logoda kullanılan yazı
karakteri yine “Arial”dir. “Üye ol mutlu ol” önermesi logoyla bütünleşik olarak
kullanılmıştır ancak rengi logodan farklıdır. “Çık dışarıya oynayalım” yazısı
ise aşağıya doğru hafif eğimli bir şekilde yine “Arial” karakteriyle yazılmıştır.
186
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tipografik unsurlar, genç ve kendini genç hisseden bir hedef
kitleye yönelik olarak kullanılmıştır. Harekete geçirme, Turkcell kullanıcılarını
Genç Turkcell projesine katılmaya davet etmektedir.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklam her yaştan geniş bir kitleye seslendiği için genele seslenebilen
bir yazı karakteri tercih edilmiştir. Bu anlamda kullanılan yazı karakteri hem
düz , hem ciddi, hem de esnek yapısıyla hedef kitleye doğru bir şekilde
seslenebilmektedir.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda öncelikli olarak dikkati çeken öğe Genç Turkcell logosudur.
Logonun hemen altında yer alan “üye ol mutlu ol” önermesi ise reklamda
dikkati çeken ikinci unsurdur. Üçüncü sırada ise “çık dışarıya oynayalım” ve
zıplayan kız öğeleri dikkati çekmektedir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan görsel öğeler belirli bir denge içinde kullanılmıştır
ancak bu denge asimetrik bir dengedir. Bunun en büyük nedeni uygulamanın
yapıldığı reklam mecrasının “otobüs üzeri” olmasıdır.
187
Turkcell Örnek 3 (Şekil 63)
Şekil 63229 – İstanbul havalimanından alınan bir görüntü.
229
Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye – Alternatif Mecralar Eki, Rota Yayınları, İstanbul,
Mayıs, 2005, s. 34.
188
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda zemin rengi olarak Turkcell laciverti kullanılmıştır. Ancak
reklamın uygulandığı mecranın dijital mecra olması rengin açılmasına yol
açmıştır. İkinci baskın renk ise Cell-O karakterinin etrafındaki turuncu renktir.
Kullanılan 3. renk ise beyazdır ve yazılarda tercih edilmiştir.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan zemin rengi Turkcell markasının kurumsal rengidir.
Dolayısıyla ilk bakışta Turkcell’i anımsatması amacıyla tercih edilmiştir.
Turuncu renk ise reklamın herkes için olduğu mesajını vermek, kurumun
genç ve enerjik yapısına vurgu yapmak; aynı zamanda firmanın hazır kart
ürününe de gönderme yapmak amacıyla tercih edilmiştir. Yazılarda kullanılan
beyaz rengin nedeni ise, lacivert rengin üzerinde en rahat okunabilen
renklerden biri olmasıdır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda ortada bir daire yer almaktadır. Bu dairenin içinde
Turkcell’in maskotu olan Cell-O kullanılmıştır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Ortada bir dairenin yer almasının sebebi, reklamın ana mesajına vurgu
yapmaktır. Turkcell Extra bir Turkcell noktasıdır ve o nokta işaret
edilmektedir. Noktanın ortasına oturtulan Cell-O karakteri ise “Turkcell Extra
Havalimanında da Hizmetinizde” mesajını izleyiciye veren karakter olarak
reklamda yer almaktadır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsurlar kullanılmıştır. İlk göze çarpan unsur
Turkcell Extra yazısıdır. İkinci olarak göze çarpan tipografik unsur ise
189
“Havalimanında da Hizmetinizde” mesajıdır. Diğer tipografik öğelere oranla
oldukça küçük puntolarla yazılan “Her şey burada” yazısı ise üçüncü sırada
dikkati çeken tipografik unsurdur.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tiporafik unsurlar havalimanında da Turkcell Extra açıldığına
dair hedef kitleyi bilgilendirmek amacıyla kullanılmıştır.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Burada da yazı karakteri olarak Turkcell’in kurumsal yazı karakteri
tercih edilmiştir. Yine seslendiği hedef kitle Turkcell kullanıcıları olduğu için
amacına uygun bir yazı karakteri kullanıldığı söylenebilmektedir.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda kullanılan görsel öğeler ilk olarak orta üstte yer alan daireye
ve Cell-O imgesine dikkati çekmektedir. İkinci sırada dikkati çeken Turkcell
Extra tipografik öğesi, üçüncü sırada dikkati çeken öğe ise “Havalimanında
da hizmetinizde” öğesidir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli bir şekilde kullanılmıştır ve
reklamda simetrik bir denge hakimdir.
190
Turkcell Örnek 4 (Şekil 64)
Şekil 64230 - Bolu’da bir raketten alınan görüntü.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda
Turkcell
laciverti
ve
beyaz
baskın
renkler
olarak
kullanılmıştır. Yazılarda ise sarı ve beyaz renkler kullanılmıştır.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Reklamda kullanılan renklerden lacivert, Turkcell’in kurumsal rengini
vurgulamaktadır. Lacivert, formal bir renktir. Beyaz ise kurumsal renge
230
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kapak Konusu –
Anadolu’daki açıkhava ne alemde?, Rota Yayınları, İstanbul, Mart, 2006, s. 10.
191
kontrastlık oluşturmak amacıyla zeminde kullanılmıştır. Yazılarda ise baskın
renk olarak sarı, ikincil renk olarak beyaz, üçüncül renk olarak ise lacivert
kullanılmıştır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda kabartma efekti verilmiş iki adet daire ana öğe olarak
kullanılmaktadır. Yan öğe olarak ise bu iki daireden oldukça küçük sarı bir
daire kullanılmıştır. Büyük dairelerden daha yukarıda yer alanın içinde ise
Turkcell’in maskotu Cell-O yer almaktadır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Her iki dairenin yerleştirilişi reklamın temel mesajı olan %50 indirime
vurgu yapmaktadır. Çünkü daireler % işaretinin dairelerine benzer biçimde
yerleştirilmiştir. Bununla birlikte 2 ayrı eşit
dairenin kullanılması, 1 defa
konuşulacak fiyata 2 defa konuşulabileceğini de ifade etmektedir. Bu
anlamda bu dairelerin birer konuşma balonu gibi algılanabilmesi de olasıdır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsurlar kullanılmıştır. Kullanılan tipografik öğeler
büyük oranda kullanılan dairelerin içine yerleştirilmiştir. Bu daireler birer
konuşma balonu gibi düşünüldüğünde içindeki tipografik öğeler de ayrı birer
anlam kazanmaktadır. Bunlardan en belirgin olanları ise “Cepten ilk alo
şerefine” ve “%50si Turkcell’den” cümleleridir. İkinci düzeyde göze çarpan
tipografik öğeler ise ikinci balondaki “Mart ayı boyunca Turkcell’den Turkcell’e
yaptığınız her aramada 1 dakikadan sonra” cümlesidir. Alttaki balonun
hemen altına ise balonu çevreleyecek şekilde yuvarlatılmış “23.4 milyon
Turkcellli’ye teşekkürlerimizle” cümlesi dipnot şeklinde yazılmıştır. Reklamın
en altında solda kullanılan sarı balonun içinde ise “Kayıt yok, başvuru yok”
uyarısı yer almaktadır. Kullanılan tüm yazı karakterleri, Turkcell’in kurumsal
yazı karakteri olan “Arial”dir.
192
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tipografik unsurlar hedef kitleyi bilgilendirme ve bunun
sonucunda Turkcell hatlarıyla daha fazla konuşmaları için harekete geçirme
amacı taşımaktadır. Bu anlamda indirim vurgulanmakta ancak indirimin 1.
dakikadan sonra başladığı mesajı ikinci plana atılmaktadır.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Kullanılan “Arial” yazı karakteri yine Turkcell markasının her
reklamında olduğu gibi hedef kitlesine uygundur.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda kullanılan görsel öğeler izleyicide eşitlik düşüncesini
uyandırmaktadır. Bununla birlikte alt kısımdaki balon perspektif açısından
diğerinin önünde görülmektedir. Ancak tipografik öğeler bağlamında
düşünüldüğünde izleyicinin aklında kalması planlanan ana mesaj en belirgin
şekilde büyük ve farklı renkte verilmektedir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan öğeler dengeli kullanılmıştır ancak bu denge
asimetrik bir dengedir.
193
Turkcell Örnek 5 (Şekil 65)
Şekil 65231 - İstanbul’da bir raketten alınan görüntü.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda kullanılan renkler Turkcell laciverti ve güneş kırmızısı ve
sarısı tonlarıdır.
231
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kapak Konusu –
Anadolu’daki açıkhava ne alemde?, Rota Yayınları, İstanbul, Mart 2006, s. 13.
194
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan Turkcell laciverti, Turkcell’in kurumsal yapısını vurgulamak;
sarı ve kırmızı renkler ise güneşin sıcaklığını yansıtmak için kullanılmıştır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda bir fotoğraf kullanılmıştır. Bu fotoğraf Galata Kulesi’nin
fotoğrafıdır ve güneş batmakta iken çekilmiş bir fotoğraftır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Reklam,
kurumsal
bir
reklamdır
ve
temel
mesajı
“Turkcell
yanınızda…”dır. Bu anlamda güneşin kızıllığıyla boyanmış bir Galata Kulesi
İstanbullulara tanıdık, sıcak ve samimi gelecektir. Böylece hedef kitle
Turkcell’i kendine tıpkı Galata Kulesi gibi yakın ve kendindenmiş gibi
hissedecektir.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda çok az tipografik unsur kullanılmıştır. Bunlardan en belirgin
olanı, reklamda ana mesaj unsuru olarak kullanılan “Turkcell yanınızda…”
cümlesidir. En altta sağ köşede ise lacivert zemin üzerine yazılmış beyaz
renkte bir Turkcell logosu görülmektedir. En alt sol tarafta ise, yine lacivert
zemin üzerine beyaz yazı ile yazılmış Galata Kulesi – İstanbul ve fotoğrafı
çeken sanatçının adı yazılıdır. Tüm yazılar yine Turkcell’in kurumsal yazı
karakteri olan “Arial” ile yazılmıştır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
En belirgin olarak yazılmış olan “Turkcell yanınızda…” cümlesi,
reklamın ana mesajını hedef kitleye iletmek amacıyla kullanılmıştır. Galata
Kulesi’nin tepe noktasında isabet eden cümle, Galata Kulesi’nin İstanbul’da
bulunması ve İstanbul’da yaşayanlara yakınlığını işaret etmektedir. Alttaki
195
Turkcell yazısı reklamın kurumsal bir reklam olduğunun göstergesidir.
Soldaki yazılar ise reklamdaki fotoğrafa ilişkin bilgi vermektedir.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklamda kullanılan tipografik unsurlar Turkcell’in hemen hemen tüm
reklamlarında olduğu gibi kurumsal yazı karakteri “Arial” ile yazıldığından
amacına uygundur.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklama bakıldığında ilk etapta algılanan görsel unsur “Turkcell
yanınızda…” cümlesidir. Bunun nedeni, tıpkı bir ok gibi duran Galata
Kulesi’nin tepe noktasının bu cümleyi işaret etmesidir. Daha sonra reklam
incelenmeye devam edildiğinde sırasıyla Galata Kulesi, arkadaki diğer
binalar, fotoğraf açıklamaları ve Turkcell yazısı görülmektedir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmıştır. Oluşturulan denge
asimetrik bir dengedir.
Turkcell Örnek 6 (Şekil 66)
Turkcell’in, genellikle tek seslilikle belirli bir kurumsal kimlik üzerinde
konumlandırdığı çalışmalarını görsel tasarımın temel ve belirleyici unsurları
açısından başarıyla uyguladığı görülmektedir. Bu anlamda Turkcell’in her
açıkhava çalışmasında gözlemlenebilen kurumsal rengi, kurumsal yazı
karakteri, doğru yerleştirilmiş görsel hiyerarşisi, dengeli yerleştirilmiş görsel
imgeleri standart bir hale getirilmiştir. Bugün tekrar Turkcell’in çalışmalarına
bakıldığında bir adım daha öne geçmek istediği görülmektedir. Bu amaçla
Temmuz – Ağustos 2006 döneminde farklı bir açıkhava reklam çalışması
uygulamıştır. Bu çalışma Turkcell SuperLig projesi kapsamında kullanılan
futbol kaleleridir. İstanbul’da toplam 20 adet kale kullanacak olan Turkcell, 2
196
haftalık dönemin ardından kaleleri Anadolu’daki duraklara taşıyacağını ifade
etmiştir.232
Şekil 66233 – İstanbul Cemil Topuzlu Caddesi Kalamış Durağı görüntüsü.
Bu reklam, Turkcell SuperLig için ortam olarak özel tasarlanmış bir
reklamdır. Şekil 60 adı altında bu bölümün başında incelenen Turkcell
SuperLig çalışması burada da kullanılmıştır. Bu nedenle bu noktada aynı
inceleme sorularına yer verilmeyecek, bu örnek bazında bir inceleme
yapılacaktır. Buradaki farklılık, reklamın orijinal bir formda tasarlanmış
232
http://www.milliyet.com.tr/2006/08/08/son/sonspo29.asp , 08.08.2006.
http://www.bigumigu.com/bigu/haber.asp?hid=838 , 12.08.2006.
233
197
olmasıdır. Mevcut standart durak üzerine oturtulmuş “futbol kalesi” durağın
içinde oturanlara kaleci hissini vermektedir.
Reklamda en belirgin ve dikkat çekici öğe olarak kullanılan unsur
gerçeğe çok yakın olarak tasarlanmış futbol kalesidir. Kalelerin duraklara
giydirilmesindeki temel amaç, hedef kitleyi şaşırtarak hedef kitlenin dikkatini
çekmektir. Ancak benzer bir uygulamanın daha önceleri Meksika’da Coca
Cola tarafından yapıldığı da görülmektedir (Bknz. Şekil 74)
Şekil 67234 – Meksika’da Coca Cola için yapılan bir çalışma.
234
http://www.bigumigu.com/bigu/haber.asp?hid=838 , 16.08.2006.
198
B) AVEA MARKASINA İLİŞKİN VERİLERİN GÖRSEL ANALİZİ
Avea Örnek 1 (Şekil 68)
Şekil 68 - Temmuz – Ağustos 2006 döneminde İzmir’de Ströer-Era firmasına ait otobüs
durağından alınan görüntü.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda zemin rengi olan kırmızı, baskın renk olarak kullanılmıştır.
İkinci düzeyde ise beyaz, koyu gri ve sarı renk görülmektedir.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Bu reklam Türkiye’deki cep telefonu kullanıcılarını hedef almaktadır.
Bu nedenle Türk tüketicisinin dikkatini çekmek adına kırmızı renk tercih
199
edilmiştir. Kırmızı ve beyaz Türk Bayrağı’nın renkleridir. Kırmızının bu
özelliğine ek olarak enerji ve sıcaklık duygularını yansıttığı düşünülerek
tüketiciye yakın olmak hedeflenmiştir.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda tabela şeklinde bir figür, karikatürize edilmiş insan figürleri
ve Avea logosu kullanılmıştır. Kullanılan bu insan figürleri çok çeşitli
toplumsal kesimleri temsil eden, farklı yaş ve meslek gruplarından Türkiye'nin
aynası insan tiplemelerinin çizgi karakter şeklidir.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Bu çizgi karakterlerle Avea
tüm Türkiye'yi kapsama, kucaklama
vaadini vurgulamaktadır. Kullanılan bu insan figürlerinden birinin tuttuğu
izlenimini veren tabela imgesi yeni tarifenin adını işaret etmektedir ki hedef
kitle bu insan figürleriyle kendini bütünleştirdiğinde tarifenin adını da
benimsemesi beklenmektedir.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsurlar yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu
anlamda reklamdaki yazıların içinde en büyük puntolarla yazılanı “İndirim
değil gerçek fiyat:” önermesidir. Hemen altındaki kutuda ise “10 dk 2 kontör”
yazmaktadır. Karikatürize edilen karakterlerin arasından çıkan tabela
görünümlü şeklin üzerinde ise “Aramızda” kelimesi yazmaktadır. Karikatürize
karakterlerin etrafında ise onların söylediği izlenimini veren “Oh be” ünlemleri
yer almaktadır. Kullanılan tüm tipografik öğeler düz ve okunaklı bir yazı
karakteriyle yazılmıştır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tipografik unsurların tamamı, tanıtımı yapılmak istenen
mobil tarifenin özelliklerini anlatmaktadır.
200
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklamda kullanılan tipografik öğeler düz ve okunaklı yazı karakterleri
“Arial” ve “Times New Roman” karışımı bir yazı karakteriyle yazılmıştır.
Türkiye genelini hedef alan böylesi bir reklam için, okunaklı ve düz bir yazı
karakteri isabetli bir seçimdir.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda kullanılan görsel öğelerden ilk anda dikkati çekeni çizgi
karakterlerdir. Daha sonra “Aramızda”, ardından “10 dk 2 kontör” ve en son
olarak da “İndirim değil gerçek fiyat:” önermesi okunmaktadır. Bu anlamda
reklam, aşağıdan yukarıya doğru okutan bir görsel hiyerarşide izlenmektedir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan görsel öğelerde belirgin bir denge yoktur. Öğeler
genel olarak sağ tarafa toplanmış ve reklamın sağ bölümünü ağırlaştırmış
izlenimi vermektedir.
Avea Örnek 2 (Şekil 69)
Şekil 69235 - İstanbul’da belediye otobüsünden alınan görüntü.
235
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Söyleşi – Ared,
Pastadaki payımızı artıracağız, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/1, s.: 43.
201
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Otobüs üzeri giydirme yöntemiyle hazırlanan bu reklamda baskın renk
olarak siyah, kırmızı, turuncu, sarı renkler kullanılmıştır. Bu renkler arasında
siyah ve kırmızı renkler baskındır.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan siyah zemin rengi reklama gizemli bir ifade katmak için
tercih edilmiştir. Reklam “aşk” teması üzerine kurulduğu için kullanılan
ünlünün arkasında “ateş” izlenimi veren renk karması kullanılmıştır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda görsel imge olarak bir ünlü kullanılmıştır. Bu ünlü
“Tarkan”dır. İkinci görsel öğe ise “ateş”tir.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Tarkan, aşk şarkılarıyla ünlenmiş bir Türk sanatçısıdır. Dinleyici kitlesi
oldukça fazladır. Bu anlamda Tarkan sempatisi Avea’ya da dolaylı yoldan
sempati duyulmasını sağlayacaktır.
Tarkan’ın arkasında yer alan “ateş” izlenimi veren renk karması ile ise
“aşkın ateşi” ifade edilmek istenmiştir. Bu renklerin Tarkan’ın arkasında yer
alması ise Tarkan’ın aşk ateşiyle yandığı hissini vermek ve dikkati Tarkan’a
çekmektir. Avea, “Aşk sesini duyurmak ister” mesajını, aşkın ateşiyle yanan,
aşk şarkıları söyleyen Tarkan aracılığıyla vermektedir.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda
tipografik
öğeler
kullanılmaktadır.
Bunlar
reklam
kampanyasının temel sloganı ve Avea logosundaki tipografik öğelerdir.
Temel slogan Tarkan’ın solunda, Avea logosu ise sağında yer almaktadır.
202
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
“Aşk sesini duyurmak ister.” Sloganı Tarkan’ın bu reklamdaki
misyonunu ifade etmektedir. Aşk iki şekilde sesini duyurur: Biri Tarkan’ın
şarkıları, diğeri de Avea.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Tipografi okunabilirlik açısından doğru kullanılmakta. Ancak reklamın
teması açısından düşünüldüğünde (duygulara seslenen bir reklam olması
nedeniyle) italik bir tipografik karakter daha yerinde bir seçim olabilirdi.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda baskın öğe olarak Tarkan kullanılmıştır. İkinci sırada
algılanan ise, Tarkan’ın arkasında yer alan ateş öğesi ve son olarak Avea
logosudur.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamdaki öğeler simetrik bir dengede yerleştirilmiştir.
Avea Örnek 3 (Şekil 70)
Şekil 70236 - İstanbul’da belediye otobüsünden alınan görüntü.
236
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Avea mobil mecrada,
Rota Yayınları, İstanbul, Temmuz 2006, s.:7.
203
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Bu reklam otobüs üzeri giydirme şeklinde çalışılmıştır. Bu çerçevede
tüm otobüs kırmızıdır. Reklamda zemin rengi olan kırmızı, baskın renk olarak
kullanılmıştır. İkinci düzeyde ise beyaz renk kullanılmıştır.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kırmızı ve beyaz Türk Bayrağının renkleridir. Bu reklam Türkiye’deki
cep telefonu kullanıcılarını hedef almaktadır. Bu nedenle Türk tüketicisinin
dikkatini çekmek adına kırmızı renk tercih edilmiştir. Kırmızının bu özelliğine
ek olarak enerji ve sıcaklık duygularını yansıttığı düşünülerek tüketiciye yakın
olmak hedeflenmiştir.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda çok çeşitli toplumsal kesimleri temsil eden, farklı yaş ve
meslek gruplarından Türkiye'nin aynası insan tiplemelerinin çizgi karakter
şekilleri kullanılmıştır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Bu çizgi karakterlerle Avea
tüm Türkiye'yi kapsama, kucaklama
vaadini vurgulamaktadır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
“Herkes OH BE! desin diye gerçek fiyata kaliteli iletişim” cümlesi,
reklamda tipografik unsur olarak yer almaktadır. Bu cümle karikatürize insan
figürlerinin hemen üzerinde yer almaktadır.
204
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Kullanılan tipografik unsurlar “Avea”nın sunduğu hizmetin özelliklerini
vurgulamaktadır.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklamda kullanılan tipografik öğeler düz ve okunaklı yazı karakterleri
“Arial” ve “Times New Roman” karışımı bir yazı karakteriyle yazılmıştır.
Türkiye genelini hedef alan böylesi bir reklam için, okunaklı ve düz bir yazı
karakteri isabetli bir seçimdir.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda kullanılan görsel öğelerden ilk anda dikkati çekeni çizgi
karakterlerdir. Daha sonra çizgi karakterlerin hemen üzerinde yer alan
“Herkes OH BE! desin diye gerçek fiyata kaliteli iletişim” cümlesi
okunmaktadır. Son olarak ise en sağda yer alan AVEA logosu okunmaktadır.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli bir yerleşime sahiptir. Bu
denge, simetrik bir dengedir.
205
Avea Örnek 4 (Şekil 71)
Şekil 71237 - İstanbul’da bir binaya asılan Avea reklamı.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Bu reklamda, kırmızı, beyaz ve siyah renkler hemen hemen eşit
oranda kullanılmaktadır. Kırmızının ön plana geçme özelliği nedeniyle bu
renk daha baskınmış izlenimi vermektedir.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan renklerden kırmızı, Avea’nın kurumsal rengidir. Beyaz
kırmızı renk ile bir araya geldiğinde Türk bayrağını anımsatması; siyah renk
ise reklama gizemlilik katmak amacıyla kullanılmaktadır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda başlıca görsel öğe olarak Tarkan kullanılmıştır. Arkada
tramvay görüntüsü ve altta Avea logosu görülmektedir.
237
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kurumsal Kimlik,
Kırmızı+GSM=Avea, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/2, s.:64.
206
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Tarkan, aşk şarkılarıyla ünlenmiş bir Türk sanatçısıdır. Dinleyici kitlesi
oldukça fazladır. Bu anlamda Tarkan sempatisi Avea’ya da dolaylı yoldan
sempati duyulmasını sağlayacaktır.
Arkadaki tramvay görüntüsü Tarkan’ın İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde
yürüdüğünü düşündürtmektedir. Burada izleyenin algılayacağı mesaj “Tarkan
da tıpkı bizim gibi İstiklal Caddesi’nde yürüyor” olacaktır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda reklamın temel sloganı “Aşk sesini duyurmak ister”,
Avea’nın temel sloganı “Şimdi konuşma zamanı” ve Avea logosu tipografik
öğeler olarak yer almaktadır. “Aşk sesini duyurmak ister” cümlesi sol üstte
Tarkan’ın telefonla konuştuğu hizada, şimdi konuşma zamanı ise altta Avea
logosunun sağında yer almaktadır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Avea logosu ve “Şimdi konuşma zamanı” sloganı Avea’nın kurumsal
kimliğini vurgulamak için reklamda yer almaktadır. “Aşk sesini duyurmak
ister” cümlesi ise tam telefonun elde tutulduğu noktada belirmesiyle “Aşk
sesini Avea ile duyurur” alt mesajını vermektedir.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Tipografi okunabilirlik açısından doğru kullanılmakta. Ancak reklamın
teması açısından düşünüldüğünde italik bir tipografik karakter seçimi daha
doğru olabilirdi.
207
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Hiyerarşik açıdan Tarkan ve Avea logosu reklamda baskın öğe olarak
yer almaktadır. Daha sonra tramvay ve son olarak “Aşk sesini duyurmak
ister” sloganı görülmektedir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan öğeler asimetrik bir dengede yerleştirilmiştir.
Avea Örnek 5 (Şekil 72)
Şekil 72238 - İstanbul’da stadyum çevresine yerleştirilen AVEA reklamları.
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda sadece Avea logosu vardır. Dolayısıyla da logonun renkleri
hakimdir. Bu renkler, kırmızı, beyaz ve laciverttir. Kırmızı zeminde baskın
renk olarak yer almaktadır.
238
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Mecra Satanlar, Saha
içinde 24 saat reklam, Rota Yayınları, İstanbul, Mart 2006, s.:55.
208
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan renklerden kırmızı, Avea’nın kurumsal rengidir. Beyaz
kırmızı renk ile bir araya geldiğinde Türk bayrağını anımsatması; lacivert renk
ise Türk insanın toplumsal inanışı olan nazara karşı kullanılan nazar boncuğu
görüntüsü vermek amacıyla kullanılmaktadır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda görsel imge ve simge olarak tamamen Avea logosu
hakimdir.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Bu görsel imgenin kullanım amacı Avea’nın marka bilinirliğini
artırmaktır.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda tipografik unsur olarak “Avea” logotype’ı vardır. Yuvarlak
hatlı düz bir yazı karakteriyle yazılan Avea 3 boyutlu olarak tasarlanmıştır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Açıkhava reklamlarında kullanılan tipografik unsurun 3 boyutlu olarak
tasarlanması, daha kuvvetli, hedef kitleye daha sıcak gelmesi nedeniyle
tercih edilmektedir.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Düz ve yuvarlak hatlı yazı karakteri Avea’nın her yaştan ve her
meslekten oluşan geniş hedef kitlesine uygundur.
209
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda belirli bir hiyerarşik sıralama yoktur. Çünkü reklam
tamamıyla yan yana sıralanmış Avea logolarından ibarettir.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda
kullanılan görsel öğeler tek sıra halinde bir denge ile
yerleştirilmiştir.
Avea Örnek 6 (Şekil 73)
Şekil 73239 - AVEA yönetim binasından bir açıkhava reklam örneği.
239
Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama Dergisi, Kurumsal Kimlik,
Kırmızı+GSM=Avea, Rota Yayınları, İstanbul, 2005/2, s. 60.
210
1. Reklamda hangi renkler kullanılmıştır, hangi renk daha
baskındır?
Reklamda beyaz zemin üzerine üç ayrı takımın forması asılmıştır. Bu
takımların renkleri, sarı-kırmızı, sarı-lacivert, bordo-mavidir. En yoğun olarak
kullanılan renk - zemin rengi olması nedeniyle – beyazdır.
2. Kullanılan renkler reklamda hangi anlama gelmektedir?
Kullanılan renkler Avea’nın sponsor olduğu takımların renklerini temsil
etmektedir. Avea’nın kurumsal renklerinin kırmızı-beyaz oluşu, zeminde
beyaz renk kullanılmasının en temel nedenidir. Ağırlığını kırmızı renge veren
Avea bu reklamda kırmızı rengi kullanmamıştır; çünkü zemin üzerindeki
takım renklerinin çokluğu karmaşa yaratacaktır.
3. Reklamda kullanılan görsel imge ve simgeler nelerdir?
Reklamda Avea’nın sponsor olduğu 3 takımın formaları yer almaktadır.
Alt sağ köşede ise futbol sahası imgesi üzerine oturtulmuş bir Avea logosu
yer almaktadır.
4. Kullanılan bu görsel imge ve simgelerin kullanım amacı ve
işaret ettikleri noktalar nelerdir?
Kullanılan takım formaları Avea’nın ana sponsoru olduğu 3 takımı
temsil etmektedir. Takımlardan en yüksek askıya asılanı ise şampiyon olan
takımı simgelemektedir. Alt sağda yer alan futbol sahası içindeki Avea logosu
ise Avea’nın futbolun içinde olduğunu ifade eden bir görseldir.
5. Reklamda tipografik unsurlar kullanılmış mıdır? Eğer tipografik
unsurlar kullanılmışsa ne şekilde kullanılmaktadır?
Reklamda 2 farklı cümle kullanılmıştır. Bu cümlelerden ilki en üstte
büyükçe kullanılan “Ligi zirvede tamamladık” cümlesidir. İkincisi ise altta yer
üsttekinden daha küçük puntolarla yer alan “Ana sponsorunuz olmaktan
211
mutluyuz, gururluyuz.” cümlesidir. Her iki cümle de düz bir yazı karakteriyle
yazılmıştır.
6.
Kullanılan
tipografik
unsurlar
hangi
amaca
yönelik
kullanılmıştır?
Üstte yer alan “Ligi zirvede tamamladık” cümlesiyle Avea, sponsor
olduğu takımların başarısından kendine pay çıkarmaktadır. Aynı zamanda
görsel öğeleri de bu cümle ile desteklenmektedir. Alttaki “Ana sponsorunuz
olmaktan mutluyuz, gururluyuz.” cümlesi ise sponsoru olduğu takımlara kendi takımlarıyla birlikte Avea’yı da zirveye taşımış oldukları için- bir
anlamda teşekkür etmek amacıyla yazılmıştır.
7. Reklamda kullanılan tipografik öğeler yazı karakteristiği
bakımından reklamın hedef kitlesine sesleniyor mu, amaca uygun mu?
Reklamdaki tipografik öğeler düz ve okunaklı bir yazı karakteriyle
yazılmıştır. Bu anlamda yine Avea her yaştan ve meslek gurubundan oluşan
hedef kitlesine ulaşmada başarılıdır.
8. Reklamda kullanılan görsel öğeler hiyerarşik sıralamaları
açısından izleyicinin nasıl bir sırada algılaması amacıyla tasarlanmıştır?
Reklamda yer alan görsel öğelerden en belirgin olanları soyunma
odasında askıya asılı olduğu izlenimi veren takım formalarıdır. Bu formaların
en fazla göze çarpanı, orta ve en üstteki askıya asılması nedeniyle, 2004 –
2005 süper ligini birincilikle tamamlayan Fenerbahçe formasıdır. İkinci sırada
algılananlar ise Galatasaray ve Trabzonspor formalarıdır. Son olarak
algılanan görsel öğe ise sağ alt köşede yer alan futbol sahası imajı içindeki
Avea logosudur.
9. Reklamda kullanılan görsel öğeler dengeli kullanılmış mı? Bu
denge simetrik midir, asimetrik midir?
Reklamda kullanılan görsel öğelerde simetrik bir denge hakimdir.
Sadece alt sağda yer alan Avea logosu bu dengenin dışında kalmaktadır.
212
V) VERİLERİN TABLOLAŞTIRILARAK YORUMLANMASI
Araştırmamızın bu aşamasında elde edilen veri ve bulguların öncelikle
görsel tasarımın temel ve belirleyici başlıca unsurları açısından tek tek
tablolaştırılarak karşılaştırılması yapılacaktır. Ardından tablolaştırılan bu
veriler yorumlanacaktır.
Verilerin Renk Yönünden Karşılaştırılması ve Yorumlanması
Veri Adı
Marka
Kullanılan Baskın Renk
Kullanılan Diğer
Renkler
Şekil 60
Turkcell Lacivert
Türkiye Süper Ligi
Futbol Takımı Renkleri,
Beyaz
Şekil 61
Turkcell Yeşil
Sarı, beyaz
Şekil 62
Turkcell Lacivert
Turuncu, beyaz
Şekil 63
Turkcell Lacivert, beyaz
Sarı
Şekil 64
Turkcell Lacivert
Kızıl, sarı
Şekil 65
Turkcell Lacivert
Türkiye Süper Ligi
Futbol Takımı Renkleri,
Beyaz
Şekil 66
Avea
Kırmızı
Beyaz, koyu gri, sarı
Şekil 67
Avea
Siyah
Kırmızı, turuncu, sarı
Şekil 68
Avea
Kırmızı
Beyaz
Şekil 69
Avea
Kırmızı
Beyaz, siyah
Şekil 70
Avea
Kırmızı
Beyaz, lacivert
Şekil 71
Avea
Beyaz
Sarı, lacivert, bordo,
kırmızı, mavi, yeşil.
Tablo 5 – Verilerin renk yönünden karşılaştırılması.
213
Verilerin renk analizlerine genel olarak bakıldığında Turkcell’in
kurumsal renk olarak benimsediği lacivert rengi,hemen hemen tüm açıkhava
reklamlarında baskın renk olarak kullandığı görülmektedir. Buna karşılık
Avea da Turkcell markası ile karşılaştırıldığında kurumsal renk olarak
belirlediği kırmızı rengi biraz daha azalan bir oranda kullanmaktadır. Turkcell
örneklem grubundaki 6 reklamının 5’inde lacivert rengi baskın olarak
kullanmışken, Avea, 6 reklamın 4’ünde baskın renk olarak kurumsal rengini
kullanmayı tercih etmiştir.
Lacivert, ciddiyet yönü ağır basan bir renktir. Genellikle iş hayatında
tercih edilir. Dolayısıyla bu rengin ciddi, oturaklı ve güvenilir bir imajı vardır.
Turkcell kurum olarak lacivert rengi tercih etmiş ve açıkhava reklamlarında da
baskın olarak bu rengi kullanmıştır. Bu anlamda Turkcell, açıkhava
reklamlarıyla imajını hedef kitlesinin zihninde yerleştirirken, ciddiyet ve güven
özelliklerinin ön plana çıkmasına önem vermiştir.
Kırmızı ise, hareketi, dinamizmi, canlılığı, aşkı çağrıştıran bir renktir.
Avea kurumsal renk olarak kendine kırmızı rengi seçmiş ve açıkhava
reklamlarının tasarımlarında da büyük oranda kırmızı rengi tercih etmiştir. Bu
demektir ki Avea, açıkhava reklamlarıyla imajını hedef kitlesinin zihnine
yerleştirirken hareket, dinamizm ve canlılık özelliklerinin ön plana çıkmasına
önem vermiştir. Bununla birlikte hedef kitlesi Türk insanı olduğu için kırmızı
rengin yanına beyaz rengi de ekleyerek Türk insanın milliyetçi duygularına
seslenmeyi hedeflemiştir.
İki markayı bu yönden karşılaştırdığımızda ise Turkcell’in imajının ciddi
ve oturaklı, Avea’nın ise daha eğlenceye dönük ve canlı olduğu
görülmektedir.
Bu
anlamda
sadece
kullandıkları
renkler
açısından
değerlendirildiğinde; Turkcell “büyüklerin”, Avea ise “gençlerin” markası
olmayı hedeflemektedir.
214
Verilerin, Kullanılan Görsel İmge ve Simgeler Yönünden
Karşılaştırılması ve Yorumlanması
Veri Adı
Marka
Kullanılan Baskın Öğe
Kullanılan Diğer
Öğeler
Şekil 60
Turkcell Türkiye Süper Ligi Futbol
Futbol topları
takımlarının bayrakları
Türkiye Futbol
Turkcell SuperLig logosu
Federasyonu Logosu
Kupa
Şekil 61
Turkcell Çimen dokusu
Zıplayan kız imgesi
Yıldızlar
Zıplayan erkek imgesi
Şekil 62
Turkcell Cell-o maskotu
Şekil 63
Turkcell Kabartma efekti verilmiş
Cell-o, Düz daire
daireler
Şekil 64
Turkcell Galata Kulesi fotoğrafı
Şekil 65
Turkcell Futbol kalesi
Şekil 66
Avea
Çeşitli kesimlerden
Bina fotoğrafı
Tabela imgesi
karikatürize insan figürleri
Şekil 67
Avea
Ünlü sanatçı (Tarkan)
Şekil 68
Avea
Çeşitli kesimlerden
Alevler
karikatürize insan figürleri
Şekil 69
Avea
Ünlü sanatçı (Tarkan)
Şekil 70
Avea
Avea logosu
Şekil 71
Avea
Takım formaları
Tramvay
Avea logosu
Tablo 6 – Verilerin kullanılan görsel imge ve simgeler yönünden karşılaştırılması.
215
Avea’nın açıkhava reklamları incelendiğinde, insancıl ve insanı
anımsatan
öğeler
görülmektedir.
Oysa
Turkcell’in
açıkhava
reklam
örneklerinde insana özgü öğelere pek fazla yer verilmediği görülmektedir.
Avea, ünlü bir sanatçı olan Tarkan’ı, Türkiye’nin çeşitli kesimlerinden
farklı meslek gruplarına ait insanları temsil eden karikatürize karakterleri ve
takım formalarını görsel unsur olarak kullanmıştır. Bunlar insan ve insanı
anımsatan unsurlardır. Bu çerçevede Avea’nın açıkhavada, daha kolay
anlaşılır ve algılanır, insana özgü karakterleri kullanarak topluma daha yakın
ve sıcak durmaya çalıştığı söylenebilmektedir.
Oysa Turkcell, çizgi halindeki zıplayan kız imajı haricinde insanı
anımsatan unsur kullanmamıştır. Bu reklam da Turkcell’in kurumsal
reklamlarından biri değil, projelerinden biri olan Genç Turkcell’in reklamıdır.
Turkcell insana özgü, insanı anımsatan öğeler kullanmaktansa geliştirdiği
cell-o maskotunu pek çok reklamında kullanmayı tercih etmiştir.
Verilerin, Kullanılan Tipografik Unsurlar Yönünden
Karşılaştırılması ve Yorumlanması
Veri Adı
Marka
Kullanılan Ana Tipografik
Kullanılan tipografik
Öğe
öğenin fiziksel
özellikleri
Şekil 60
Turkcell Turkcell SuperLig hiç
bitmesin
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial ile
yazıya ovallik verilerek
yazılmıştır.
Şekil 61
Turkcell Çık dışarıya oynayalım
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial
kullanılmıştır.
216
Şekil 62
Turkcell Turkcel Extra havalimanında
da hizmetinizde
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial
kullanılmıştır.
Şekil 63
Turkcell Cepten ilk alo şerefine %50si
Turkcell’den.
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial
kullanılmıştır.
Şekil 64
Turkcell Turkcell yanınızda…
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial
kullanılmıştır.
Şekil 65
Turkcell Turkcell SuperLig hiç
bitmesin
Düz ve okunaklı bir yazı
karakteri olan Arial ile
yazıya ovallik verilerek
yazılmıştır.
Şekil 66
Avea
İndirim değil gerçek fiyat:
Arial ile Times New
10 dk 2 kontör
Roman karışımı Düz ve
Aramızda
Şekil 67
Avea
Aşk sesini duyurmak ister.
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
Arial ile Times New
Roman karışımı Düz ve
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
Şekil 68
Avea
Herkes OH BE! Desin diye
Arial ile Times New
gerçek fiyata kaliteli iletişim.
Roman karışımı Düz ve
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
217
Şekil 69
Avea
Aşk sesini duyurmak ister.
Arial ile Times New
Roman karışımı Düz ve
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
Şekil 70
Avea
Avea
Arial ile Times New
Roman karışımı Düz ve
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
Şekil 71
Avea
Ligi zirvede tamamladık.
Arial ile Times New
Roman karışımı Düz ve
okunaklı bir yazı
karakteri ile yazılmıştır
Tablo 7 – Verilerin kullanılan tipografik öğeler yönünden karşılaştırılması.
Açıkhava reklamlarında yazı karakteri ve puntosu oldukça önemlidir.
Açıkhava reklamlarının maksimum 3 saniyelik bir sürede okunabilir olma
zorunluluğu göz önüne alındığında tipografik unsurların mümkün olduğunca
okunaklı ve iri puntolarla yazılması gerekmektedir. Bu çerçevede Turkcell
tüm açıkhava reklamlarında her yerden ve her kesimden insan tarafından
rahatlıkla okunabilen Arial yazı karakterini tercih etmiştir. Bu yazı karakteri
tırnaksız ve oldukça düz bir karakterdir. Aynı zamanda Turkcell’in ciddi ve
ağırbaşlı imajını desteklemektedir.
Avea’nın da her yaştan ve her gelir düzeyinden insanı hedef alması
nedeniyle, açıkhava reklamlarında tercih ettiği yazı karakteri yine düz ancak
Turkcell’in yazı karakterine oranla biraz daha kıvrımlıdır. Bunun sebebi,
Avea’nın daha samimi bir iletişim stratejisi belirlemesidir.
218
Verilerin Hiyerarşik Sıralamaları Yönünden
Karşılaştırılması ve Yorumlanması
Veri Adı
Marka
Algılamada en önde yer
Bu öğe tipografik mi?
alan öğe
Şekil 60
Turkcell Futbol takımı bayrakları
Hayır
Şekil 61
Turkcell Genç Turkcell logosu
Tipografik
Şekil 62
Turkcell Cell-o
Hayır
Şekil 63
Turkcell Daireler
Hayır
Şekil 64
Turkcell Galata Kulesi
Hayır
Şekil 65
Turkcell Futbol Kalesi
Hayır
Şekil 66
Avea
Çizgi karakterler
Hayır
Şekil 67
Avea
Ünlü sanatçı Tarkan
Hayır
Şekil 68
Avea
Çizgi karakterler
Hayır
Şekil 69
Avea
Ünlü sanatçı Tarkan
Hayır
Şekil 70
Avea
Avea
Tipografik
Şekil 71
Avea
Takım formaları
Hayır
Tablo 8 – Verilerin hiyerarşik sıralamaları yönünden karşılaştırılması
Görsel
hiyerarşik
sıralamaları
yönünden
veriler
incelendiğinde,
Turkcell ve Avea markaları açıkhava reklamlarının %83’ünde, ön planda
tipografik öğeler yerine şekilsel öğelere yer vermektedirler. Bunun nedeni
seslendikleri hedef kitlenin genel kitle olarak dikkate alınmış olmasıdır. Çünkü
şekiller ve resimler daha çok dikkat çeker ve daha hızlı algılanır. Bu anlamda
bir açıkhava reklam tasarımında tipografik öğelerden çok şekilsel öğelere yer
219
verilmesi, Türk toplumunun okumayı sevmeyen bir yapıya sahip olduğu da
göz önüne alındığında, reklamın dikkat çekme olasılığını artıracaktır.
Verilerdeki Görsel Unsurların Yerleşiminin Denge Yönünden
Karşılaştırılması ve Yorumlanması
Veri Adı
Marka
Görsel Unsurlar Dengeli
Bu denge simetrik
Yerleştirilmiş midir?
midir, asimetrik midir?
Şekil 60
Turkcell Dengeli
Simetrik
Şekil 61
Turkcell Dengeli
Asimetrik
Şekil 62
Turkcell Dengeli
Simetrik
Şekil 63
Turkcell Dengeli
Asimetrik
Şekil 64
Turkcell Dengeli
Asimetrik
Şekil 65
Turkcell Dengeli
Simetrik
Şekil 66
Avea
Denge yok
-
Şekil 67
Avea
Dengeli
Simetrik
Şekil 68
Avea
Dengeli
Simetrik
Şekil 69
Avea
Dengeli
Asimetrik
Şekil 70
Avea
Dengeli
Simetrik
Şekil 71
Avea
Dengeli
Simetrik
Tablo 9 – Verilerdeki görsel unsurların yerleşiminin denge yönünden karşılaştırılması.
Görsel unsurların dengeli bir şekilde yerleştirilmesi tasarımların
izleyicide olumlu bir etki bırakmasını sağlayacaktır. Eğer tasarımda denge
unsuru eksik olursa, başka şeyler de eksik izlenimi izleyicide oluşacaktır.
220
Örneklem
grubunda
incelenen
verilerde
kullanılan
görsel
unsurların
yerleştirilişine bakıldığında ise görsel öğelerin büyük çoğunluğunun belirli bir
denge üzerine oturtulduğu görülmektedir. Bu çerçevede Turkcell reklamlarına
bakıldığında tüm verilerdeki görsel öğelerin dengeli kullanıldığı görülmektedir.
Bu denge 3 veride simetrik, 3 veride ise asimetrik olarak kullanılmıştır.
Avea reklamlarına bakıldığında ise 6 reklamın 5’inde denge unsurunun
kullanıldığı görülmektedir. Denge unsurunun kullanıldığı reklamların 4’ünde
simetrik, 1’inde ise asimetrik denge hakimdir. Avea’nın bir reklamında ise
denge unsuru yoktur ve reklamın bir tarafı aşağı çökmüş, ağır gelmiş gibi
yoğun algılanmaktadır.
VI) ARAŞTIRMANIN GENEL SONUCU
Son
dönemdeki
açıkhava
reklamlarının
büyük
çoğunluğunun
telekomünikasyon sektörüne ait olduğu görülmektedir. Bugün gelinen nokta
itibariyle telekomünikasyonun gelişen teknolojinin bir sonucu olarak öneminin
arttığı tartışılmaz bir gerçektir. Bu durum telekomünikasyon sektörüne ait bu
denli
yoğun
açıkhava
mesajının
nedenlerini
açıklamaya
yeterlidir.
Telekomünikasyon sektörünün, reklam mesajlarını destekleyici mecra olarak
açıkhava araçlarını seçmesinin bir diğer nedeni de “sokaktaki insan”ı
yakalamaktır. Günün yoğun trafiği içerisinde televizyon izleyemeyen, gazete
okuyamayan ya da interneti kullanmayan hedef kitleye ulaşmanın en akıllıca
yolunun açıkhava olduğu varsayılmaktadır. Bu anlamda telekomünikasyon
sektörüne ait iki marka açıkhava mecrasını son dönemde belirgin bir şekilde
kullanmaktadır. Bu iki marka Turkcell ve Avea’dır.
Tamamlanan analiz, telekomünikasyon sektörüne ait bu iki markanın
açıkhava
reklamlarından
belirli
örneklerin
değerlendirilerek,
önceki
bölümlerde tanımlanan reklam ve tasarım belirleyicileri çerçevesinde
karşılaştırılmasına yöneliktir. Bu karşılaştırma belirli kriterler göz önünde
bulundurularak yapılmıştır. Bu kriterler, renk, tipografi, görsel imge ve
221
simgeler, görsel hiyerarşi ve dengedir. Belirlenen kriterler baz alınarak
oluşturulan sorular listesi, tek tek seçilen açıkhava reklam örnekleri göz
önüne alınarak cevaplandırılmıştır. Sadece görsel tasarım kriterleri göz
önüne alınarak, neyin ne için kullanıldığı açıkhava reklamları bağlamında
incelendiğinde, reklamları incelenen markaya ilişkin pek çok veri ortaya
çıkmaktadır:
Bu çerçevede Turkcell, bu bölümün başında da belirtildiği gibi
Türkiye’deki ilk GSM operatörüdür. Telekomünikasyon sektörüne ilişkin pek
çok
ilki
Türk
insanıyla
tanıştıran
bir
kurumdur.
Vizyonunu
hayatı
kolaylaştırmak ve zenginleştirmek; misyonunu ise, “değer yaratan iletişim
çözümleriyle müşterilerini hayata bağlamak” olarak belirlemiştir. Stratejik iş
önceliklerinin başındaysa “farklı müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik farklılaşmış
hizmetler sunmak” gelmektedir. Turkcell’in bir diğer iş önceliği ise “topluma
duyarlı davranışlar sergileyerek kitlelerin güven desteğini sürekli kılmak”tır.
Tüm bunlara bağlı olarak Turkcell misyon, vizyon ve stratejik iş öncelikleriyle
paralel, planlı reklam kampanyaları yürütmektedir. Bu kampanyaların
destekleyici ortamları olarak karşımıza çıkan açıkhava reklamlarındaysa,
incelenen sonuçlara dayanarak, Turkcell’in belirlemiş olduğu misyon, vizyon
ve stratejik iş önceliklerine bağlı kaldığı söylenebilmektedir. Turkcell’in
açıkhava reklamları renk, tipografi, kullanılan görsel imge ve simgeler, görsel
hiyerarşi ve kurulan denge bağlamında incelendiğinde ortaya birtakım veriler
çıkmıştır. Bu verilere dayanarak aşağıdaki sonuçlara varılabilmektedir:
-
Kurumsal rengini lacivert
olarak belirleyen marka, açıkhava
reklamlarının büyük çoğunluğunda da bu rengi ana renk olarak
kullanmayı tercih etmiştir. Turkcell’in kurumsal rengi olan lacivert,
ciddiyet ve güvenilirlik imajı ağır basan bir renktir. Dolayısıyla
Turkcell, reklamlarında ciddi ve güvenilir bir kurum olduğunu
vurgulamaktadır.
-
Tipografik açıdan Turkcell’in açıkhava reklamları incelendiğinde ise
keskin ve düz hatlı bir yazı karakteri kullandığı görülmektedir. Bu
222
türden
bir
yazı
karakteri
yine
kurumun
ciddiyet
öğesini
vurgulamaktadır.
-
Turkcell’in açıkhava reklamları, kullanılan imge ve simgesel öğeler
bağlamında incelendiğinde yine belirgin bir ciddiyet halimdir. İnsan
ve insanı anımsatan öğelere açıkhava reklamlarında çok fazla yer
vermeyen kurum bunun yerine daha farklı göstergeler kullanmayı
tercih etmiştir. Turkcell’in pek çok kurumsal reklamında yer alan
cell-o maskotu daima kravatlı olarak hedef kitlenin karşısına
çıkmaktadır. Bu noktada cell-o, sevimli olduğu kadar ciddiyetini de
koruyan bir maskot olarak sembolize edilmektedir.
-
Turkcell’in açıkhava reklamlarının tümünde belirgin bir denge
unsuru hakimdir. Bu durum Turkcell’in istikrarlı imajının bir
uzantısıdır.
TURKCELL VE AVEA MARKALARININ GENEL KIYASLAMASI
MARKALAR
KRİTERLER
TURKCELL
AVEA
RENK
Lacivert
Kırmızı
GÖRSEL İMGE VE
Şekilsel öğeler
İnsanı anımsatan öğeler
TİPOGRAFİ
Düz ve keskin hatlı
Düz ve yuvarlak hatlı
GÖRSEL HİYERARŞİ
Ön planda şekil ve resim
Ön planda şekil ve resim
DENGE
Dengeli
Dengeli
SİMGELER
Tablo 10 – Turkcell ve Avea markalarının açıkhava reklamlarına ilişkin görsel tasarım
analizinin genel sonucu.
223
Tüm bu verilerden hareketle Turkcell’in hedefinin ciddi ve güvenilir
imajıyla akıllarda yer edinerek, belirgin iletişim stratejileriyle hedef kitle ile
iletişime geçmek olduğu söylenebilmektedir. İletişim stratejilerini belirlerken
ise farklı müşterilerin, farklı ihtiyaçlarına yönelik farklılaştırılmış hizmetler
sunarak spesifik hedef kitlelerine ulaşmayı hedeflemektedir. Buna en belirgin
örnek olarak ise Genç Turkcell verilebilmektedir.
Açıkhava reklamları incelenen iki telekomünikasyon şirketinden ikincisi
Avea ise iki GSM operatörünün birleşiminden doğmuştur. Avea’nın başlıca
hedefi Türkiye’de 2. sırada tercih edilen GSM operatörü haline gelmektir. Bu
hedef doğrultusunda reklam kampanyalarını yürüten Avea’nın hedef kitlesi
Turkcell’den biraz daha farklı tanımlanmaktadır. Turkcell belirli bir gelir
grubunun üzerini hedef almışken, Avea daha alt gelir gruplarına seslenen bir
marka olarak kendini konumlandırmaktadır. Dolayısıyla bu durum Avea’nın
iletişim stratejisi ve reklam kampanyalarında da açıkça görülmektedir. Bu
çerçevede Avea’nın açıkhava reklamları incelendiğinde ortaya çıkan tablo şu
şekildedir:
-
Avea kurumsal rengini kırmızı olarak belirlemiştir. Açıkhava
reklamlarının büyük çoğunluğunda da bu rengi baskın olarak
kullanmıştır. Kırmızı dikkat çekici, sıcaklığı ve dinamizmi temsil
eden bir renk olarak kabul edilmektedir. Avea da bu mantık
çerçevesinden hareketle, dikkat çekerek bilinirliği yüksek bir GSM
operatörü konumuna erişebilmek için kırmızıyı, Türk insanına
seslenmesi ve Türk Bayrağı’nı anımsatması nedeniyle de kırmızı
ile birlikte beyaz rengi reklam çalışmalarında kullanmaktadır.
-
Avea’nın açıkhava reklamları tipografik açıdan incelendiğinde ise,
düz, okunaklı ancak yuvarlak hatlı bir yazı karakterini benimsediği
görülmektedir. Böylesi bir yazı karakteriyle hedef kitlesi ile arasında
daha sıcak ve samimi bir bağ kurmak Avea’nın hedefleri
arasındadır.
224
-
Avea reklamları kullanılan görsel imge ve simgeler bağlamında
incelendiğinde ise Avea’nın insan ve insana özgü unsurlar
kullandığı görülmektedir. Avea’nın, reklamlarında, Tarkan’ı ve
karikatürize karakterleri reklamlarında kullanması yine hedef kitleye
sıcak ve samimi olduğu imajını vermeye çalıştığının göstergesidir.
-
Avea etkili bir tasarımın temel unsurlarından olan denge unsurunu
açıkhava reklamlarının büyük çoğunluğunda uygulamıştır. Bu
durum hedef kitle üzerinde “reklamda eksik kalan öğeler” olduğuna
dair; dolayısıyla markada da bir şeylerin eksik olduğuna ilişkin
herhangi bir izlenim oluşmasını önleyecektir.
Tüm
bu
verilerden
hareketle
Avea’nın
izleyiciye
sıcak
gelen
tasarımlarla hedef kitlesiyle daha samimi ve yakın bir iletişim stratejisi
geliştirdiği
söylenebilmektedir.
Avea,
sokaktaki
insana,
öğrenciye
seslenmektedir. Avea’nın, bu anlamda hedef kitlesi bağlamında doğru bir
strateji geliştirdiği söylenebilmektedir. Çünkü seslendiği hedef kitle, iletişime
geçtiği her kaynakta samimiyet aramaktadır.
Turkcell ise iş adamlarına, iş kadınlarına, üniversite gençliğine kısaca
belirli bir kültür ve gelir düzeyinin üzerindeki topluluklara seslenmektedir. Bu
anlamda açıkhava reklamları bağlamında ciddi, oturaklı ve mesafeli bir
çerçeveye
oturttuğu
iletişim
stratejisinin
doğru
bir
strateji
olduğu
söylenebilmektedir.
225
SONUÇ
Literatür taraması sonucunda ulaşılan ve olması gerekenlere ilişkin bir
reçete sunan verilerle uygulamadaki uyumluluk ve zıtlıklar, görsel tasarım
öğeleri açısından irdelenebilir. Bu irdeleme sonucunda da elde edilen
verilerin getirdiği noktada görsel tasarım bağlamında açıkhava reklam
ortamının olmazsa olmazlarına ilişkin bir liste hazırlanabilir. Açıkhava
reklamlarında etkinlik ve başarının belirleyicileri olarak da adlandırılabilen bu
olmazsa olmaz unsurlar renk, görsel imge ve simgeler, tipografi, görsel
hiyerarşi ve dengedir.
Mesaj, bir reklamın hedef kitlesine aktarmak istediği tek unsur, bir
diğer anlamıyla reklamın gerekliliğidir. Mesajın hedef kitleye aktarımı
sırasında etkili olan bazı belirleyiciler vardır. Bu belirleyicilerin tümü mesajın
aktarılış biçiminin göstergeleridir. Bu göstergeler, aktarılmak istenen mesajı
etkin kılabildiği gibi, geri plana da atabilmektedir. Bu durum, açıkhava
reklamlarında kullanılan göstergelerin neden açıkhava reklamlarında etkinlik
ve başarının belirleyicileri olarak adlandırıldığının cevabıdır.
Bu göstergelerin en belirgin olanı ise renktir. Renk, bir açıkhava
reklamında, reklamın yönünü belirleyen en önemli unsurdur. Reklamın dikkati
çekip çekmemesi rengine bağlıdır. Reklamda ağırlıklı olarak dikkat çekici bir
renk unsuru kullanıldığında reklam da dikkati çekecektir. Renk unsurunun bir
diğer belirleyiciliği reklamın hedef kitlesi bağlamında ortaya çıkmaktadır. Bu
bağlamda belirli hedef kitle profilinin belirli renklere ilgi duyduğu ifade
edilebilmektedir. Bu durum bir örnekle açıklanacak olursa, kadınlara yönelik
hazırlanan bir reklamda pembe ve mor renklerinin ağırlıklı olarak
kullanılması, reklamın daha çok kadınlardan oluşan bir hedef kitlenin dikkatini
çekmesini sağlamaktadır. Bu çerçevede irdelendiğinde kullanılan renk, aynı
zamanda reklamı yapılan kuruluşa kurum kimliği kazandırması itibariyle de
reklamda etkin rol oynamaktadır.
Görsel tasarımları bağlamında açıkhava reklamlarında belirleyici
olarak kullanılan göstergelerin ikincisi ise görsel imge ve simgelerdir.
226
Kullanılan görsel imge ve simgelerin şekli, boyutu ve yapısı hedef kitlenin
reklamı anlamlandırması yönünden etkin rol oynamaktadır. Ulaşılmak istenen
hedef kitlenin belirlenmesinde de kullanılan görsel imge ve simgelerin etkisi
büyüktür. Örneğin, çocuklara yönelik olarak uygulanan bir reklamda çizgi
karakterler veya çocuk unsurunun kullanılması, reklamı erişilmek istenen
hedef kitle bağlamında etkin kılacaktır.
Bir diğer belirleyici unsur olan tipografi için de benzer yaklaşımlar
geçerlidir. Bu bağlamda bir reklamda, farklı tipografik unsurlarla farklı etkiler
yakalanabilmektedir. Reklamdaki tipografik unsurlar reklamın içeriksel
mesajını fiziksel olarak da yansıtmalıdır. Örneğin yine çocuklara yönelik
olarak hazırlanan bir reklamda italik ve düz hatlı karakterlerin kullanımı yanlış
bir seçim olacaktır. Oysa yuvarlak hatlı ve okunaklı bir karakter seçimi
reklamı hedef kitleye okutacaktır. Tipografinin reklamda kullanımına ilişkin bir
diğer unsur ise reklamdaki tipografik öğelerin sayıca çokluğudur. Kullanılan
tipografik öğelerin mümkün olduğu kadar az kullanımı yine reklamın daha net
algılanmasını sağlamada etkili olacaktır.
Görsel hiyerarşi bağlamında reklamlar incelendiğinde, önem derecesi
en yüksek öğenin en önde yer alma, en önemsiz öğenin ise en arka planda
kalma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Gözün klasik okuma sırasıyla birlikte,
dikkati en fazla çeken öğeden en az çekene doğru bir sırada gerçekleşen
okuma; öğelerin büyüklük ve küçüklük; uzaklık ve yakınlık; beyaz boşluk
dereceleriyle de yakından ilişkilidir. Görsel hiyerarşinin kurulmasında renk
unsuru da etkili olmaktadır. Rengi en fazla dikkat çeken öğe algılamadaki
hiyerarşik sıralamada da öne geçecektir.
Açıkhava reklamlarında etkinlik ve başarının belirleyici unsurlarından
olan denge unsuru tasarımda eksik olduğunda, izleyici üzerinde “reklamda
sanki bir şeyler eksik” şeklinde bir izlenim oluşmaktadır. Reklamdaki görsel
unsurların dengeli bir şekilde yerleştirilmesi, reklamdaki öğelerin net bir
şekilde algılanmasını sağlayacaktır.
227
Bu belirleyici unsurlar bağlamında Turkcell ve Avea markalarına ilişkin
toplu taşıma araçlarını kullanan hedef kitlelere yönelik oluşturulmuş açıkhava
reklamları incelendiğinde ise, ortaya çıkan sonuçlar, açıkhava reklamlarında
etkinlik ve başarının belirleyicileri olarak, bu unsurların tasarımlarda
gözetilmesinin kaçınılmaz olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır. Turkcell ve
Avea’nın hedef kitle profillerini ortaya çıkaran renk seçimleri, bu profili
destekleyen tipografik unsurları, yine hedef kitle profillerinin belirleyicileri
olarak kullandıkları görsel imge ve simgeler, her iki markanın kurumsal
kültürleri çerçevesinde tanımlayıcı bir rol oynamaktadır. Turkcell ve Avea
firmalarının kurumsal gelişim çizgileri ve faaliyetleri incelendiğinde, açıkhava
reklamlarından çıkarılan sonuç isabetli çalışmalar yapıldığına dair bir tablo
ortaya çıkarmaktadır.
Bu bağlamda Turkcell’in lacivert rengi, düz ve keskin hatlı tipografik
karakteri, kullandığı görsel imge ve simgelerin yapısal bütünlüğü belirli bir
gelir ve kültür düzeyinin üzerindeki hedef kitleye seslendiğinin kanıtıdır.
Turkcell’in kurumsal yapısı ve gelişim çizgisi incelendiğinde ise bu durumun
bir tesadüf olmadığı görülmektedir. Avea’nın ise kırmızı – beyaz rengi, düz
ancak yuvarlak hatlı tipografik karakteri, kullandığı görsel imge ve simgelerin
doğrudan doğruya her tip insanı çağrıştırması Turkcell’den daha farklı bir
hedef kitle profilini yakalamak istediğinin göstergesidir.
Literatür
taraması
ve
analizler
dikkate
alındığında,
açıkhava
reklamlarının görsel tasarımında etkinlik ve başarının belirleyicileri
göz
önünde bulundurularak hedef kitlenin yapısına uygun bir strateji geliştirmenin,
reklamın etkinliği ve amacına ulaşması yönünden gerekliliği ortaya
çıkmaktadır. Aksi halde amacına ulaşmayan açıkhava reklam tasarımları
ortaya çıkarmak kaçınılmazdır ve bu durum, bir dizi emeğin, maddi kaynağın
boşa gitmesine neden olacaktır.
Böylesi
bir
israfı
önleyebilmek
hedeflendiğinde
de
açıkhava
reklamlarının etkinliği açısından ve görsel tasarım boyutunda dikkate
alınması gerekenler aşağıdaki gibi belirlenmektedir;
228
-
Reklamın
tasarımı,
kullanılan
görsel
unsurlar
ve
renkler
bağlamında mümkün olan en sade biçimde oluşturulmalıdır.
-
Kullanılan renkler reklamın mesajını yansıtmalı ve izleyiciye
yansıttığı
anlamlar
yönünden
reklamın
içeriğiyle
bağlantılı
olmalıdır.
-
Tasarımda kullanılan her bir renk bir diğeriyle uyum göstermeli,
mümkünse birbirinin tamamlayıcısı olan renkler tercih edilmelidir.
-
Tipografik açıdan tasarımın içeriğiyle uyumlu yazı karakterleri
tercih edilmelidir.
-
Kullanılan tipografik öğeler renk bakımından üzerinde kullanıldığı
zemin ile kontrast oluşturmalıdır.
-
Kullanılan
tüm
yazı karakterleri
birbiriyle
uyumlu
bir
yapı
sergilemelidir.
-
Reklamda kullanılan önemi en yüksek olan metnin yazı karakteri
en az 30 metre uzaklıktan okunabilecek şekilde tasarlanmalıdır.
-
Reklamın tasarımında kullanılan tüm öğeler belirli bir denge içinde
düzenlenmelidir.
-
Tasarımda mümkün olabilen en az sayıda görsel imge ve
simgelere yer verilmelidir.
-
Reklamda kullanılan imge ve simgeler algılama koşullarına uygun
olarak önemliden önemsize doğru bir sıralama ölçütü içerisinde
yerleştirilmelidir.
-
Kullanılacak görsel imge ve simgeler yeterli kontrast, renklilik ve
büyüklük unsurlarını taşımalıdır.
-
Tasarımın ilgi çekici bir yapıya sahip olabilmesi için, tasarımda
alışılmışın dışında unsurlara yer verilmelidir.
229
Bu çerçevede oluşturulan tasarımın etkin ve başarılı olmaması için
hiçbir neden yoktur. Tüm bu özelliklere sahip bir reklam çalışması somut
olarak ifade edilecek olursa, Amerikan Açıkhava Reklamcılık Derneği
tarafından her yıl düzenli olarak en başarılı açıkhava reklam çalışmalarına
verilen Obie Ödülleri kapsamında 2006 yılında ödül kazanan bir çalışma
örnek gösterilebilir.
Şekil 74240 – Amerikan Açıkhava Reklamcılık Derneği 2006 Obie Ödüllü Reklamı
Şekil 75241- Amerikan Açıkhava Reklamcılık Derneği 2006 Obie Ödüllü Reklamı
240
http://www.oaaa.org/OBIEawards/ , 05.08.2006.
http://www.oaaa.org/OBIEawards/ , 05.07.2006.
241
230
Köpek maması sektöründe faaliyet gösteren bir markaya ait olan bu
çalışmada başarılı bir açıkhava reklamında olması gereken tüm unsurlar
gözetilmiştir. Benzer formatlarda hazırlanan aynı markaya ve kampanyaya ait
her iki çalışmada da öğeler dengeli kullanılmıştır. Kullanılan öğelerin niceliği
bakımından sade bir şekilde tasarlanan reklamda iki kelimelik tek bir
tipografik öğe kullanılmıştır. Kullanılan bu tipografik öğe 30 metre uzaklıktan
okunabilecek şekilde tasarlanmıştır. Kullanılan köpek öğelerinin yerleşim ve
kullanım biçimi açısından alışılmışın dışında bir yaklaşım sergilenmiştir.
Köpek öğeleri reklamdan fırlamış izlenimi yaratmakta ve dikkati çekmektedir.
Reklamın hedef kitlesi bağlamında bu durum irdelendiğinde, böylesi bir
reklamın “köpek sahibi” olan bir bireyin dikkatini çekmemesi olanaksızdır.
Reklam kullanılan renkler bağlamında da öğeler arasında olması gereken
uyumu ve yeterli kontrast oranını sağlamaktadır. Siyah zemin üzerine
kullanılan sarı yazı ve ürün paketi, açık renk köpek öğesi kullanılan her bir
öğenin net bir şekilde algılanmasını sağlamaktadır.
Bu çerçevede varılan sonuç; olması gerekenler bağlamında sıralanan
her bir unsurun, uluslararası reklam arenasında saygın bir kuruluş olarak
kabul gören Amerikan Açıkhava Reklamcılık Derneği’nin ödüllendirdiği bir
reklamda var olması, reklam sektöründe yer alan her bir açıkhava reklamının
bu özellikleri taşıması gerektiğinin kanıtı olmaktadır.
231
KAYNAKÇA
I. KİTAPLAR
A. TÜRKÇE KİTAPLAR
¾ Acıman, Eli; Reklamcılığın Tarihsel Gelişimi ve Reklamcılık Mesleği,
AÜAÖF Yay., 1998.
¾ Akbulut, Nesrin Tan - Balkaş, Elif Eda; Adım Adım Reklam Üretimi,
Beta Yay., İstanbul, 2006.
¾ Altunbaş, Hüseyin; Radyo Reklamcılığı, Tablet Yayınları, Konya, 2003.
¾ Aslan Odabaşı, Hatice; Grafikte Temel Tasarım, Yorum Sanat Yay.,
İstanbul, 2002.
¾ Baymur, Feriha; Genel Psikoloji, İnkılap ve Aka Basımevi, İstanbul,
1973.
¾ Becer, Emre; İletişim ve Grafik Tasarım, Dost Yayınları, İstanbul,
2002.
¾ Bernard, Malcolm; Sanat, Tasarım ve Görsel Kültür, Ütopya Yay.,
Ankara, 2002.
¾ Bozkurt, İzzet; İletişim Odaklı Pazarlama – tüketiciden müşteri
yaratmak - , Kapital Medya, İstanbul, 2005.
¾ Çetinkaya, Yalçın; Reklamcılık, Ağaç Yay., İstanbul, 1992.
¾ Fırlar, Belma Güneri; Yeygel, Sinem, Sanal Ortamda Bütünleşik
Pazarlama İletişimi, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yay., İzmir, 2004.
¾ Füsun Kocabaş, Müge Elden; Reklamcılık, Kavramlar, Kararlar,
Kurumlar, İletişim Yay., İstanbul, 2004.
¾ Göksel, A. Bülend, Halkla İlişkiler, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1988.
232
¾ Güllülü, Uğur; Reklamcılık ve Satış Politikası, Atatürk Üniversitesi
İ.İ.B.F. Yayınları, Erzurum, 1996.
¾ Gürüz, Demet; Halkla İlişkiler Teknikleri, Ege Üniversitesi İletişim
Fakültesi Yayınları, İzmir, 1993.
¾ İstek, Ragıp; Görsel İletişimde Tipografi ve Sayfa Düzeni, Pusula Yay.,
İstanbul, 2004.
¾ Koloğlu,
Orhan;
Reklamcılığımızın
İlk
Yüzyılı
1840
–
1940,
Reklamcılar Derneği, İstanbul, 1999.
¾ Kotler, Philip; Kotler ve Pazarlama, çev. Ayşe Özyağcılar, Sistem Yay.,
İstanbul, Ekim, 2000.
¾ Kurtuluş, Kemal; Reklam Harcamaları, İstanbul Matbaası, İstanbul,
1982.
¾ Necmettin Ersoy, Semboller ve Yorumları, Dönence Yayınları,
İstanbul, 2000.
¾ Özgür, Aydın Ziya, Televizyon Reklamcılığı, Der Yay., İstanbul, 1994.
¾ Tayfur, Gıyasettin; Reklamcılık, Nobel Yay., 2004.
¾ Teker, Ulufer; Grafik Tasarım ve Reklam, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir,
2003.
¾ Tepecik , Adnan; Grafik Sanatlar, Detay Yay., Ankara, 2002.
¾ Tunalı, İsmail, Tasarım Felsefesine Giriş, İstanbul, 2004.
B. YABANCI KİTAPLAR
¾ Chevalier, Jean, Gherbrant, Alain; Çeviren: John Buchanan - Brown,
Dictionary of Symbols, Penguen Yayınları, İngiltere, 1996.
¾ Löbach, Bernd; Industrial Design, München, 1976.
233
¾ Mahnke, Frank H., Color, Environment, and Human Response, John
Wiley&Sons Yayınevi, New York, 1996.
¾ Philip KOTLER, Dipak JAIN, Suvit MAESINCEE, Marketing Moves,
HBR, 2002.
II. MAKALELER
¾ Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye – Alternatif Mecralar Eki,
Rota Yayınları, İstanbul, Mayıs, 2005.
¾ Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye Dergisi, Kapak Konusu,
Markaların Yarışma Yarışı, Rota Yayınları, İstanbul, 2005, yıl:4, sayı: 99.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Araştırma - Onlar billboardu nasıl kullandılar?, Rota Yayınları,
İstanbul, 2005/1.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Kapak Konusu – Açıkhavada yükselen trend: Dijital Mecra, Rota
Yayınları, İstanbul, 2006/3.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Medya Planlama – Photoshopta düzeltip yer satıyorlar, Rota
Yayınları, İstanbul, 2005/1.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Mecra Satanlar – Saha içinde 24 saat reklam, Rota Yayınları,
İstanbul, 2006/2.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Medya Planlama – Açıkhavada yeni trend: Out of Home, Rota
Yayınları, İstanbul, 2005/2.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Kapak Konusu – Açıkhavada yükselen trend: Dijital Mecra, Rota
Yayınları, İstanbul, 2006/3.
234
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Güncel – Dünya Gözüyle Türk Sign’ı, Rota Yayınları, İstanbul,
2006/4.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Teknoloji – Yaratıcılıkta sınır hayal gücünüz, Rota Yayınları,
İstanbul, 2005/1.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Kapak Konusu – Anadolu’daki açıkhava ne alemde?,
Rota
Yayınları, İstanbul, Mart, 2006.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Söyleşi – Ared, Pastadaki payımızı artıracağız, Rota Yayınları,
İstanbul, 2005/1.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Avea mobil mecrada, Rota Yayınları, İstanbul, Temmuz 2006.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Kurumsal Kimlik, Kırmızı+GSM=Avea, Rota Yayınları, İstanbul,
2005/2.
¾ Marketing Türkiye Outdoor – Sign, Tasarım Üretim ve Pazarlama
Dergisi, Mecra Satanlar, Saha içinde 24 saat reklam, Rota Yayınları,
İstanbul, Mart 2006.
¾ MediaCat
Aylık
Pazarlama
İletişimi
Dergisi,
Mediaedge:cia-
Pazarlamanın 4. Evresine Giriş Özel Eki.
¾ Oluç, Mehmet, “Reklam Metninin Hazırlanması, Yayımlanması ve
Etkinlik ile ilgili bazı Kavramlar” Pazarlama Dünyası Dergisi, Sayı 22,
Temmuz / Ağustos, 1990.
¾ Yıl 13; Sayı 128; İstanbul; Eylül 2005; ss:2-3/15-27. Mediaedge:cia, ,
Mediacat, 2005, s.1.
235
III. İNTERNET KAYNAKLARI
¾ ARED,
Açıkhava
Reklamcıları
Derneği,
http://www.ared.org.tr/ared.cfm?fuseaction=genel.detay&B=1,
12.06.2006.
¾ Aytaç,
Önder;
http://www.basariyolu.com/tr/yazarlar.asp?id=131,
22.10.2004.
¾ Başarı
Yolu,
Renklerin
Satışa
Etkisi,
http://www.basariyolu.
com/tr/genel.asp?durum=acik&id=876, 17.11.2004.
¾ Bilgin,
Fatih;
Alternatif
Tıp:
Renklerle
Tedavi,
http://www.minidev.com/atip/tip_shakra.asp , 09.08.2004.
¾ Bingöl,
Rodin
Alper;
Hayatımızda
Renklerin
Önemi,
http://www.grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=168
, 7.7.2006.
¾ canimgrubum@yahoogroups.com mail grubu
¾ Çellek,
Tülay,
Görsel
Tasarım
Öğeleri:
Nokta,
http://www.fotografya.gen.tr/issue-10/temel_tasarim.html , 21.06.2006.
¾ Çellek, Tülay, Leke, http://amatorceedebiyat.com/eser.asp?id=4110,
5.9.2003.
¾ Çellek, Tülay, Temel Tasarım: Çizgi, http://www.fotografya.gen
.tr/issue-11/ttasarim/temel_tasarim.html, 21.06.2006.
¾ Çellek, Tülay, Temel Tasarım: Doku,
http://www.fotografya.gen.tr/
issue-12/temeltasarim/doku.html , 3.07.2006.
¾ Dictionary
of
Marketing
Terms;
http://www.marketingpower
.com.live/mg-dictionary , 07.07.2004,
¾ Farketing,
Algı
ile
gerçek
farklıdır,
http://www.farketing.com/
fikirler/2004/08/alg_ile_gerek_f.html , 07.08.2006.
236
¾ Furni,
İnci,
“Televizyonda
İnternet
Keyfi
:
WEB
BOX”
http://www.bendevar.com/v3/makale_oku.php?id=268 , 09.06.2006.
¾ Hazar Volga EKİZ, http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=4353,
01.05.2006.
¾ http://blog.philippfleck.de/resserver.php?blogId=1&resource=04nike_ni
kes56770a3036.jpg&mode=preview , 02.04.2006.
¾ http://grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=224,
23.04.2006.
¾ http://grafiturk.com/modules.php?name=News&file=article&sid=224,
23.04.2006.
¾ http://ilef.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=4353 01.05.2006.
¾ http://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=1497 , 04.07.2005.
¾ http://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=1499 04.07.2005.
¾ http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.sevgidunyam.c
om/wallpaper/manzara , 07.08.2006.
¾ http://photo.blog.lemonde.fr/photos/uncategorized/alechinsky_400_1.j
pg , 03.05.2006.
¾ http://stu.inonu.edu.tr/~nozakdag/cal.html , 20.04.2006.
¾ http://tr.wikipedia.org/wiki/Tipografi , 07.08.2006.
¾ http://www.adkritik.com/foto/TekKatli.gif , 02.04.2006.
¾ http://www.aef.com/images/museum/obie_2005/retail/Merits/Trivision_
Backbend.jpeg , 12.05.2006.
¾ http://www.antrak.org.tr/gazete/101999/sahin1.htm , 09.06.2006.
¾ http://www.artillus.com/Poster1.jpg , 05.05.2006.
¾ http://www.basimevi.net/abb/terim/megalight.html, 01.09.2006.
237
¾ http://www.bentas.com.tr/tr/main.php3?cozumler*cozumler_menu.html
*cozumler.gif*kiosk.gif*kiosk.html , 09.06.2006.
¾ http://www.bigumigu.com/bigu/haber.asp?hid=838 , 12.08.2006.
¾ http://www.cclub.metu.edu.tr/nenediroku.php?id=28 , 09.06.2006.
¾ http://www.cityofwhiteplains.com/news/projects/Cinema%20doors1.JP
G , 27.05.2006.
¾ http://www.clearchannel.com.tr/DesktopDefault.aspx?tabid=133,
03.05.2006.
¾ http://www.duotribe.com/design/portfolio/ph-billboard.jpg , 12.05.2006.
¾ http://www.emediawire.com/prfiles/2004/10/04/164498/100_2004.JPG
, 20.04.2006.
¾ http://www.erbaa-bld.gov.tr/manzara.jpg , 07.08.2006.
¾ http://www.farketing.com/fikirler/2004/08/alg_ile_gerek_f.html,
07.08.2006.
¾ http://www.fikiryazilari.net/hikmetler/res/MANZARA-44.jpg,
07.08.2006.
¾ http://www.gs-windscreen.nl/images/pilsener-urquell-1.jpg,
03.05.2006.
¾ http://www.insankaynaklari.com/CN/ContentBody004.asp?BodyID=14
89, 12.05.2006.
¾ http://www.journal-topics.com/photos/2004/RO-Billboard.jpg,
16.03.2006.
¾ http://www.maddeninardindakisir.com/algilar/algilardunyasi.htm,
07.08.2006.
¾ http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm , 12.07.2006.
¾ http://www.maskot.com.tr/ny/ny.htm
,
Bir
Maskotun
Öyküsü,
12.07.2006.
238
¾ http://www.medibul.com/files.php?p=dct2&catid=6&cid=156,
07.08.2006.
¾ http://www.midnightsun.uwaterloo.ca/images , 07.08.2006.
¾ http://www.milliyet.com.tr/2006/08/08/son/sonspo29.asp , 08.08.2006.
¾ http://www.milliyet.com.tr/content/teknoloji/tek015/tekno92.html,
01.03.2006.
¾ http://www.oaaa.org/outdoor/sales/history.asp, 23.04.2006.
¾ http://www.oaaa.org/outdoor/sales/history.asp, 23.04.2006.
¾ http://www.packexpo.com/companyfiles/36948/BUG__S_LIFE.jpg,
01.06.2006.
¾ http://www.postermatic.ch/landscape2.jpg , 05.05.2006.
¾ http://www.rigneygraphics.com/lunchmeat/archive/05-02/05-02.php,
23.04.2006.
¾ http://www.signvalue.com/images/8-sheet.jpg , 15.03.2006.
¾ http://www.signvalue.com/images/rotary-bullentin.jpg , 06.05.2006.
¾ http://www.sinerjidernegi.org/home/renkler1.htm , 17.11.2004.
¾ http://www.supermp3.org/showthread.php?t=56340 , 07.08.2006.
¾ http://www.supermp3.org/showthread.php?t=56340 , 07.08.2006.
¾ http://www.tk.gov.tr/Kurum_Hakkinda/Kurulus.htm , 08.08.2006.
¾ http://www.ulusoyreklam.com/onair/uçak%20panoları%201.jpg,
01.06.2006.
¾ http://www.viewsonic.com.sg/event/archives/images/2003/0805taxiads
.jpg , 02.04.2006.
¾ http://www.wirespring.com/images/solutions/billboard.jpg , 12.04.06.
239
¾ İndeks İçerik – İletişim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti., VS Dergisi,
http://www.indeksiletisim.com/hizmet_goster.asp?ID=249&hizmet_id=2,
14.06.2006.
¾ reklamyazilari@yahoogroups.com mail grubu.
¾ Simge, Banu, http://www.bendevar.com/makale_oku.php?makale=150
&editor=Banu+Simge , 22.10.2004.
¾ Türk
Dil
Kurumu,
http://www.tdk.gov.tr/tdksozluk/sozbul.
asp?KELIME=ara%E7 , 23.05.06.
¾ Vikipedi
Özgür
Ansiklopedi,
Algı,
http://tr.wikipedia
.org/wiki/Alg%C4%B1 , 07.08.2006.
¾ www.avea.com.tr , 07.08.2006.
¾ www.turkcell.com.tr , 08.08.2006.
¾ Yalçındağ Mehmet Ali, Doğan Yayın Holding Buluşma 2006
Toplantısı,
İstanbul,
2006,
http://www.radikal.com.tr
/haber.php?haberno=176299 .
IV. DİĞER KAYNAKLAR
¾ Adexplorer 2006; Bileşimedya; Outdoor&Sign Tasarım Üretim ve
Pazarlama Dergisi; Yıl 2; Sayı 7; İstanbul; Haziran 2006; s.: 66.
¾ İmançer, Ahmet; Reklam Fotoğrafçılığı Ders Notları, Ege Üniversitesi
İletişim Fakültesi, 2002.
¾ Karpat, Işıl; Reklamcılık Ders Notları, Ege Üniversitesi İletişim
Fakültesi, 2002.
240
ÖZGEÇMİŞ
18 Kasım 1980 tarihinde İzmir’de doğan Emine Özen OKAT ÖZDEM,
ilköğrenimini Karşıyaka Türkbirliği İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi ise Özel
Çakabey Koleji’nde tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi
Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimine başlamıştır. Eğitimi sırasında
katıldığı 13. Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’nda bir dalda birincilik,
bir dalda da ikincilik ödülü kazanmıştır. Bu ödül üzerine Ege Üniversitesi
Rektörlüğü Üniversitem Programı Koordinatörlüğü’nde yarı zamanlı öğrenci
statüsünde çalışmaya başlamıştır. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Ege
Üniversitesi Rektörlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde Grafik
Tasarım Sorumlusu olarak görev yapmaya başlayan E. Özen OKAT ÖZDEM,
2004 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Reklamcılık Anabilim
Dalında başladığı yüksek lisans eğitimini, 2006 yılında “Açıkhava Reklam
Ortamlarında Görsel Tasarım” adlı tez çalışmasıyla tamamlamıştır.
241
Download