Şefik Ergönül sefik@utided.org 25.10.2011 Dünya Gazetesi için Deprem Zorunlu Neden midir? Yurdumuz yine bir doğal afet yaşadı. Van ve çevresinde oluşan 7,2 büyüklüğündeki deprem, bizleri yine acılara boğdu. Kaybettiklerimiz için yas tutmak, yaralananlara elden gelen yardımı yapmak ve maddi manevi destek olmak kuşkusuz ve tartışmasız birinci görevimiz. Yakınlarını kaybedenlerin acısını anlamaya çalışsak da ateş düştüğü yeri yakar derler ki o ateş bizi ne kadar yakar düşünmek gerek. Burada, her türlü olumsuzlukta karşımıza her zaman çıkan, ihmalkârlık ve idare edercilik tablosunu üzüntü ile kızgınlıkla ve esefle maalesef yine seyretmek zorunda bırakılıyoruz. İbret abidesi gibi duran 10 katlı binanın yıkıntısı, kuralsız uygulama ve bu kuralsızlığı görmeme sonucu nelerin olabileceğini bizlere bir kere daha ve ne yazık ki yine can kayıpları, yaralılar ve maddi kayıplarla gösterdi. Her ne kadar üzüntümüz derin ise de konumuz ihracat olduğu için, bu durumda kalan ihracatçı ne yapabilir, ne yapmalıdır sorularını sorarak bazı cevaplar aramak istiyoruz. Her alanda olduğu gibi, genel geçer uygulamanın ihracat piyasasında da kuralsızlığın egemen olduğu bir biçimde ortaya çıktığını yadsıyamayız. Satış bağlantıları gelecek paranın heyecanı ile yapılır ve olumsuzlukların yaşanması halinde, elimizdeki en büyük destek olacak olan ve adına anlaşma denilen belgeyi hazırlamakta ve imzalatmakta yine ihmal virüsü ortaya çıkar. İhracat bağlantılarında olumsuzluk yaşanması ve hele deprem ve benzeri doğal afetlerin oluşması halinde yaşanabilecek sonuçları tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu nedenle, Bu tür olaylar başımıza gelmeden neler yapılabilir, ihracatçının ve ithalatçının hak ve sorumlulukları nelerdir gibi detayları, bilgi dağarcığımıza katmamız gerekir. Böylece kötü bir olayla karşılaştığımızda panik yaşamadan ve her iki tarafın da zararını en aza indirgeyecek şekilde davranabiliriz. Öncelikle, eski deyimle “ Mücbir Sebep,“ günümüz Türkçesinde “ Zorunlu Neden “ İngilizcede “Act of God “ve Fransızcada da “Force Majeure“ denilen olayı bir tanımlayalım. Zorunlu nedenlerin, kendi kontrolümüzün dışında nedenler olması gerekir. Başka bir deyişle bunların meydana gelmesinde bizim bir katkımızın olmaması gereklidir. Öte yandan, bu nedenleri ve bunların işimiz üzerindeki etkilerini makul olarak tahmin edemememiz gerektir. Tüm bunlara ek olarak da bu sebeplerden kaçınmamızın veya bunların etkilerini ortadan kaldırmamızın makul çerçevelerde mümkün olmaması şarttır. Genel olarak zorunlu nedenleri sayacak olursak; Doğal afetler, (deprem, sel, toprak kayması, kasırga, volkan patlaması v.b) Kanuni grev, Genel Salgın Hastalık, Kısmî veya Genel seferberlik İlânı, Savaş, Genel isyan v.b. ve tarafların üzerinde anlaşmaya varabilecekleri bazı diğer nedenler, (ağır kaza, ağır hastalık v.b) şeklinde bir genelleme yapabiliriz. Bunların herhangi birisinin sonucunda süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshedilmesi, ihracatçının yükümlülüklerinden serbest bırakılması gibi tedbirlerin alınabilmesi için, bu sayılan nedenlerin ihracatçıdan kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması şarttır. Ayrıca bu durumun ihracatçının taahhüdünü yerine getirmesine engel nitelikte olması, ihracatçının bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması koşulu aranır. Bu gibi durumlarda mücbir sebebin meydana gelmesini izleyen günlerde, makul bir süre içerisinde ve geç kalmadan, ihracatçı durumu yazılı olarak ithalatçısına bildirmek ve bu zorunlu nedenlerin yetkili merciler tarafından belgelendirilmesini sağlamak zorundadır. Bu zorunlu nedenlerin oluşması halinde ihracatçı, elinde bir anlaşma olmasa bile, yükümlülüklerini bu nedenlerden dolayı yerine getiremediğini kanıtlayarak, olası zararlarını en aza indirgeyebilir. Ancak elinde anlaşması ve anlaşmasının içerisinde zorunlu nedenlerle ilgili bir maddesi bulunan ihracatçı, bu tür olayların olabileceğini aklında tutacağı için, alınması gereken tedbirleri (sigorta v.b.) önceden alarak işini sağlama bağlayacaktır.