Word`e Aktar

advertisement
Kerahat ve İstihsan-Her Müslüman İçin Öğretme ve Öğrenmenin Gerekliliği
Açıklama: Kerahat ve İstihsan-Her Müslüman İçin Öğretme ve Öğrenmenin Gerekliliği
Kategori: Büyük İslam İlmihali-Ömer Nasuhi Bilmen
Eklenme Tarihi: 11.Haziran.2009
Geçerli Tarih: 18.Temmuz.2017, 18:46
Site: Tefsir Oku
URL: http://www.tefsiroku.com/haber_detay.asp?haberID=421
Her Müslüman İçin Öğretme ve Öğrenmenin Gerekliliği
9- İlim elde etmek, her müslüman erkek ve kadın için bir görevdir. Şöyle ki: Her müslümanın
yapmakla yükümlü bulunduğu din görevlerini yerine getirmek, hak ile batılı, helal ile haramı
ayırmak için yeterince bilgi sahibi olması üzerine farzdır. Bir hadis-i şerifte buyurulmuştur:
"Her müslüman erkek ve kadına ilim öğrenmek bir farzdır."
Başkalarına muhtaç oldukları şeyleri öğretmek için ilim öğrenmek de sünnettir, bir ibadettir.
Bundan fazlasını bir kemal ve bir şeref olmak üzere öğrenmek de mubahtır. Başkalarına karşı
öğünmek, mücadele edip büyüklenmek için ilim elde etmek ise mekruhtur.
10- İlim öğrenmek aslında hem ferdler için, hem de cemiyet için gereklidir. Bu bir zarurettir.
Böyle zaruret mikdarı ilim öğrenmek, bir İslam toplumunun bütün ferdlerine yönelen bir farzdır.
Ancak ilimlerin bir kısmı, her kişi için gerekli olduğundan bu kısmın öğrenilmesi bir farz-ı
ayndır. Herkesin öğrenip bilmesi ve onu yapması gerekir.
İlimlerin bir kısmı da, her ferd için değil, cemiyet hayatı için gerekli olduğundan bunun
öğrenilmesi de bir farz-ı kifayedir. Tıb, hesab, harb ve teknik ilimleri gibi... Bu ilimleri herkes
elde edemez. Bunlarla toplumun bazı kişileri meşgul olabilirler. Bunları bir kısım şahıslar
öğrenirse, bu farz yerine getirilmiş olur. Fakat bu ilimlerle, İslam toplumunu meydana getiren
şahısların hiç biri meşgul olmazsa, o toplumun bütün ferdleri Allah yanında sorumlu olurlar.
11- İslam dininde ilmin kıymeti pek büyüktür. İlim bir nurdur, bir hayattır, bir cemiyetin
yaşamasına ve yükselmesine sebebdir. Cahillik ise, bir karanılıktır, bir ölüm, bir felakettir.
Resûlü Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Lokman Hekîm'in oğluna şöyle bir
öğüt vermiş olduğunu buyurmuştur: "Yavrum! Alimlerin meclisine devam et, hekimlerin
sözlerini dinle. Çünkü Yüce Allah yeryüzünü çisinti ile dirilttiği gibi, ölü bir kalbi de şübhesiz
hikmet nuru ile diriltir."
12- İslamda her meslek sahibi için, o meslekle ilgili dinî meseleleri bilmek bir farzdır, önemli
bir görevdir. Ticaretle uğraşacak kimselerin ticaretle ilgili helal ve haram gibi işleri önce
öğrenmeleri gerekir. Böylece yapacakları işlemlerde dine aykırı bir şey bulunmamış olur.
13- İslam kadınları, abdest, namaz ve oruç gibi dinle ilgili bir kısım meseleleri ya kocaları ve
mahremleri aracılığı ile öğrenir veya kocalarının izni ile ara sıra bir ilim meclisine giderek
öğrenmeye çalışırlar. Fakat kocalarının rızası olmadıkça bir ilim meclisine çıkıp gidemezler.
Ancak bir kadına dinle ilgili bir meseleyi öğretmek gereği yüz gösterirse, bakılır: Eğer kocası bu
meseleyi çözer veya ehlinden öğrenip kendisine bildirirse maksad elde edilmiş olur. Fakat kocası
bunu çözemez ve sorup öğrenmekten çekinirse, kadın o meseleyi gidip ehlinden öğrenmek
yetkisine sahibdir. Yeter ki o kadın, İslam adabına uygun hareket etmiş olsun.
14- İlim alanında hakka yardım için, bir hakkın açıklanmasını ortaya çıkarmak için, ilim
üzerinde bilgilerin artmasını sağlamak için yapılan karşılıklı görüşmeler ve münazaralar caizdir.
Bunlar ibadetten sayılır. Fakat bir müslümanı aşağı düşürmek ve mahcub etmek için, bir mala
veya bir rütbeye kavuşmak için yapılacak etkili ve fazla konuşmalar ve tenkidler haramdır, İslam
ahlakına aykırıdır.
15- İlim alanında "Mira Mücadele" denilen söz söyleme şekli asla caiz değildir. "Mira"
başkasının sözlerinde veya anlamında görülen bir noksandan dolayı hemen ona itiraz
edivermektir. Bu itiraz, kendini büyük görmekten ve göstermekten ileri gelir. Onun için
söylenilen bir sözü hemen düzeltmeye kalkışmamalıdır. Ancak din yönünden bir yarar varsa, o
zaman yumuşaklıkla ve kibarca hareket etmelidir.
Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Kul, haklı olduğu halde bile mirâyı (yersiz mücadeleyi) terk etmedikçe, imanın hakîkatını
tamamlamış olmaz."
Hak olan şeyde ısrarla direnmek ve büyüklük taslamak asla caiz değildir. Böyle bir durum,
gösterişten, kinden, çekememezlikten ve hırsdan ileri gelir. Bu, insan için pek büyük bir
noksanlıktır.
"Kabul edilmeğe en layık olan hakdır."
viagra pas cher kamagra pas cher viagra achat kamagra 100mg kamagra 100 viagra generique cialis en ligne cialis pas cher
kamagra 100mg cialis pas cher viagra femme viagra sans ordonnance cialis 20mg kamagra now kamagra 100 kamagra gel
levitra generique levitra en ligne
Download