slayt 2 - Mehmet KARACA

advertisement
SLAYT 2
Küreselleşme sürecindeki dünyada iletişim en temel faktörlerden
biridir. Sevmenin yolu nasıl ki
anlamaktan geçiyor ise insanlar
arasındaki şüphe ve korku da her zaman bilgisizlik ve uzaklıktan
kaynaklanmıştır. Bu olumsuzluklardan kurtulmak çok iyi bir iletişimle
mümkündür.
Kısaca iletişim adını verdiğimiz bilgi alışverişi yaşamdaki önemli
olaylardan birisidir. Canlılar varlıklarını sürdürebilmek için iletişimde
bulunmak zorundadırlar. Bütün canlıların ihtiyaç duyduğu iletişimin insan
yaşamındaki yeri ise bambaşkadır. Çünkü insan diğer canlılardan farklı
olarak, sürdürmekte olduğu iletişimleri incelemek ve geliştirmek şansına
sahiptir. Şüphesiz diğer canlılarda birbirleriyle derin ve anlamlı iletişimler
kuruyor olabilirler. Ancak tüm canlılar içerisinde insanlar birbirlerinin
rolüne girip, empati kurma şansına sahiptir.
SLAYT 7
PSİKOLOJİK OLAYLAR DİNAMİKTİR.
Kişinin iç dünyası
Kişinin duyguları
Kişinin ruh hali
Dış etkenler
Bu faktörlerden birinin değişmesi ile insanlarda davranış değişikliği
görülür
SLAYT 8
Algı, uyaranların seçimi, düzenlenmesi ve yorumu aşamalarını kapsar
Algı duyu organlarımızdan beynimize ulaşan verilerin örgütlenmesi,
yorumlanması ve anlamlandırılmasına verilen addır. Duyu organlarımıza
ulaşan veriler, algılama olmaksızın tek başlarına fazlaca değer taşımazlar.
Duygusal verilerin algılanması yani anlamlandırılması gereklidir. Bize ulaşan
duyumlara ne tür tepki vereceğimize algılama sonrasında kararlaştırabiliriz.
Algı kişilerarası iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır. İletişim sırasında kendi
davranışlarımızı, karşımızdakinin davranışlarını ve karşımızdakinin bizi nasıl
algıladığını anlamaya çalışırız. Aynı şeyler karşı taraf içinde geçerlidir. Bu
yüzden birtakım yanlış anlamaların ortaya çıkması ve bunlarında çatışmaya yol
açması normaldir.
SLAYT 9
Algı, duyumların beyinde zihinsel işlemlere tabi tutulmasıyla ortaya çıkar.
Göz bakar, beyin görür.
Algı duyu organlarımızdan beynimize ulaşan verilerin örgütlenmesi,
yorumlanması ve anlamlandırılması olarak belirtmiştik.
SLAYT 10
Algı, duyumların bizim motivasyonumuza, beklentilerimize ve geçmiş
deneyimlerimize göre, zihnimizde yeniden canlandırılmasıdır.
Duyumların anlamlandırılması/ anlamlandırılması işlemine şöyle bir örnek
verebiliriz: oturmakta olan üç kişinin arkasında iki cismi birbirine çarparsanız,
üçünün kulağına da aynı duyusal veri ulaşır; fakat algılamaları farklı farklı
olabilir. Bu kişilerden birincisi bir kalemin tahtaya vurulduğunu, ikincisi iki
madeni paranın birbirine çarpıldığını, üçüncüsü ise bir anahtarın masaya
vurulduğunu söyleyebilir.
Duyusal verilerin farklı kişilerce farklı algılanması kişiler arasında sorun
yaratabilir. Söz gelimi belli bir kelime bir kişi tarafından “şaka” olarak kabul
edilirken, başka birisi tarafından “hakaret” sayılabilir. İnsanların neyi nasıl
algılayacakları büyük ölçüde içinde yaşadıklar kültür ve geçmiş yaşamları
belirler. Algılama sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişimde de önemli bir
işleme sahiptir. Örneğin bir kişi karşısındakinin sözlerini duymadan önce
yüzünde öfkeli bir ifade algılarsa bu algısına uygun davranmaya çalışacaktır.
Söz gelişi geri çekilip kendin emniyete alacak yada öfkeli kişiyi yumuşatmaya
çalışacaktır.
SLAYT 11
Varlıklar göründüğü gibi değildir.
Bizim algıladığımız, gerçekte orada olandan farklıdır.
Aslında duyu organlarımıza ulaşan veriler, bize çevre hakkında yeterli bilgi
sağlamaz; yani duyumlarımız eksiktir. Örneğin uzaktaki cisimleri ufak görürüz
fakat onlar bizim görmekte olduğumuzdan daha büyüktür. Duyumlarımızdaki
bu eksikliği algılama sistemimiz giderir. Uzaktaki bir insanı ufak görürüz, fakat
kedi boyumuza eşit olarak algılarız. Bu özelliğimizden dolayıdır ki;
duyumlarımızdaki eksikliği algılama sistemimiz giderebildiği içindir ki; fiziki ve
sosyal çevreye uyumumuz kolaylaşır. Çok uzakta ufacık bir yırtıcı hayvanı
gördüğümüzde, bu hayvanın aslında göründüğü kadar küçük olmadığını
algılarız. Bu algımız kaçmamızı ve hayatta kalmamızı sağlar.
SLAYT 15
Çevreden gelen uyaranları seçimimizi etkileyen bir çok faktör vardır.
Algıda seçicilik: dikkat etme
SLAYT 16
Algıda seçicilikte kişisel faktörler
Televizyonda Fenerbahçe-Galatasaray maçı seyreden Fenerbahçeli ve
Galatasaraylı iki arkadaşın kritik durumları yorumlayışları farklıdır.
SLAYT 17
Algıda seçicilik algılayıcının kişisel özelliklerine bağlıdır.
İnsan, görmek istediğini görmeye eğilimlidir.
SLAYT 23
Bir ignliiz üvnseritsinede ypalaın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi
srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brincii ve snonucnu hrfain
yrenide omlsaımyş. Ardakai hfraliren srısaı krıaşk oslada ouknyuorumş.
Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btün oalark oykuorumuşz.Bakın nasıl da
düzgün okudunuz..!
SLAYT 24
PSİKOLOJİK OLAYLAR BÜTÜNDÜR VE BELİRLİ BİR ALANDA GERÇEKLEŞİR.
İNSAN DAVRANIŞLARI KİŞİNİN İÇ DÜNYASINDAN VE
DIŞARIDAN GELEN ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN ETKİSİYLE OLUŞUR.
DAVRANIŞ KİŞİ VEYA KİŞİNİN YAŞADIĞI ÇEVRENİN BİR SONUCUDUR.
SLAYT 25
DAVRANIŞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER:
KİŞİNİN İÇ DÜNYASI
KİŞİNİN DUYGULARI
KİŞİNİN RUH HALİ
DIŞ ETKENLER
Bu faktörlerden sadece birinin değişmesi ile davranış değişikliği görülür.
SLAYT 26
BİR İNSANIN DAVRANIŞI,SADECE O KİŞİNİN ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN
BİLGİLERLE DEĞİL
AKSİNE DAİMA DIŞ ÇEVREDEN KAYNAKLANAN ETKİ FAKTÖRLERİ İLE
BİRLİKTE DÜŞÜNÜLMELİDİR.
SLAYT 27
İletişim Nedir?
(İng. communication) sözcüğünün Latince kökeni (comminical) paylaşmak
anlamına gelir.
Bir gülümseme, neşeyi paylaşır; “seni gördüğüm için mutluyum” mesajını
verir. Bu da bir iletişim türüdür.
İletişimi bilgi üretme aktarma ve anlamlandırma süreci olarak tanımlayabiliriz. Bu
durumda pek çok etkinlik iletişim sayılacaktır. Örneğin bu tanıma uyarak iki insanın
karşılıklı konuşmasını iletişim sayabileceğimiz gibi arıların bal bulunan yerleri
birbirlerine bildirmeleri de iletim kabul edebiliriz.
Genel anlamda iletişimin gerçekleşmesi için iki sistem gereklidir. Bu sistemler iki
insan, iki hayvan, iki makine ya da bir insan ile bir hayvan, bir insan ile bir makine
(bilgisayar) olabilir. Nitelikleri ne olursa olsun iki sistem arasındaki bilgi alışverişini
iletişim olarak kabul edebiliriz. İletişimde bilgi akışının iki yönlü olması belenir.
Sibernetikte bir bilgi kaynağından tek yönlü bilgi akışına enformasyon, karşılıklı bilgi
alışverişine komünikasyon adı verilir. Yani iki sistem arasındaki karşılıklı bilgi
alışverişini iletişim sayma eğilimi vardır.
Bu ayrımı dikkate aldığımızda insanlar arasındaki bütün konuşmaları iletişim kabul
edemeyeceğimizi düşünebiliriz. Örneğin ana babalar ya da amirler çocuklarına /
memurlarına sadece birtakım emirler verip, oların bu emirler karşısındaki tepkileriyle
ilgilenmezlerse, bu tavırlarını “iletişim” değil, “enformasyon” yani tek yönlü bilgi iletimi
kabul etmek pek de yanlış olmasa gerek. Enformasyonlar bazen iletişime dönüşür,
bazen de dönüşmez. Örneğin bir evin penceresindeki kiralık oda ilanını yalnızca
okuyup geçerseniz, bu uyarıcı sizin bir enformasyon olmakla kalır. Ev sahibiyle yüz
yüze ya da telefonla konuşmanız durumunda ise iletişim ortaya çıkar.
SLAYT 28
İletişim Nedir?
Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına
aktarılmasıdır.
AMAÇ => ALAŞILMAK
SLAYT 29
İletişim Nedir?
İletişim Bizim başkalarını,başkalarının da bizi anlamasına yarayan bir
SÜREÇTİR.
İletişim Düşünme ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir.
İletişim Sözcüklerin,resimlerin figürlerin grafiklerin,vb.sembollerin
Kullanılarak bilgi,düşünce,duygu ve becerileri aktarılması sürecidir.
Fringes iletişimi
Organizmanın bir uyarana verdiği ayrımcı bir tepki olarak;
Nevcomb ise iletişimi
Gücün gösterilmesine yarayan bir mekanizma olarak görmektedir.
SLAYT 30
Miller iletişimin
Bir kaynağın davranışlarını kasıtlı bir biçimde etkilemek üzere bir alıcıya
mesajlar iletmesi,
Gode iletişimin
Bir kişinin ya da grubun tekelindeki bilgi ve becerilerin başka Bir kişi ya da
gruplarla ortak kullanmasını sağlayan bir süreç olduğunu belirtmektedir.
iletişim
Bir zihnin diğer zihinleri etkileme yollarının tümüdür.
Sadece,yazılı ve sözlü konuşmaları değil müzik,resim,heykel,
Tiyatro,bale,dans gibi bütün insan davranışlarının içine alır.
SLAYT 32
En uzak mesafe
ne Afrika’dır ne Çin,
Ne gezegenler, ne de yıldızlar
geceleri ışıldayan
En uzak mesafe
İki kafa arasındaki mesafedir
BİRBİRİNİ ANLAMAYAN
SLAYT 33
İletişimin Zorluğu:
Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı.......
Arasında farklar vardır.
Dolayısıyla, insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 neden var.
Söylenen
Duyulan
Anlaşılan
Kabul edilen
Uygulanan
her şey
her şey
her şey
her şey
her şey
duyulacak
anlaşılacak
kabul edilecek
uygulanacak
benimsenecek
DEMEK DEĞİLDİR
SLAYT 34
İletişim Özellikleri
İletişim bir bütündür
İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır
İletişim de ilk dakika önemlidir
İletişim sadece bilgi alışverişi değildir.
SLAYT 35
İletişim, söylenen sözlerden çok daha fazlasını içerir.
Beden Dili…..%55
Ses Tonu……%38
Sözler………..% 7
Mehrabian iletişimde sözlü kapsamın %7, Dil ötesi öğelerin %38, duygusal yüz
ifadelerinin ise %55 oranında paya sahip olduğunu söylemektedir.
SLAYT 36
NİÇİN İLETİŞİM KURARIZ
• Varolmak
• Haberleşmek
• Paylaşmak
• Etkilemek ve yönlendirmek
• Eğlenmek ve mutlu olmak için
SLAYT 37
İLETİŞİM SÜRECİ
Kaynak=> Mesaj => Kanal => Alıcı
GERİ BİLDİRİM
SLAYT 38
İLETİŞİM SÜRECİ
• KİM/ KİME/ NEYİ/ SÖYLÜYOR
SLAYT 39
İLETİŞİM SÜRECİNİN ÖĞELERİ
• Kaynak
• Mesaj - İleti
• Alıcı
• Geri bildirim
SLAYT 42
GÖNDERİCİ-KAYNAK
İletişim sürecini başlatan kişi , bilgi veya düşüncenin geldiği yer.
• BİLGİLİ OLMALI
• KODLAMA ÖZELLİĞİ OLMALI
• ROLÜNE UYMALI
• TANINMALI
• ALICI İLE İLETİŞİME İSTEKLİ OLMALI
• ALICI OLMALI
Merkezdeki içeriği sözlü ya da sözsüz işaretler haline dönüştürerek kanala
bırakır. Bedenin hareketleri ve duruşu mesaj niteliği taşıdığından tüm beden bir
gönderici olarak çalışır. Gönderici kötü ise mesaj alıcı tarafından iyi anlaşılmayabilir.
Yeterince bilgiyle donatılmamış alıcıya iyi bir kaynaktan anlaşılır bir mesaj iletilse de
tam etkili olmayabilir.
SLAYT 43
MESAJ
İleti (mesaj), kaynak ile alıcı arasındaki ilişkiyi sağlayan ögedir(Gökçe 1993:52).
Harf rakam, ses, ses tonu, yüz anlatımı, her çeşit görsel, işitsel anlatımlar, bu
arada dokunma, kaynağın alıcıya gönderdiği duygu, düşünce ve davranışların
kodlanmış halidir.
Alıcı tarafından anlaşılmayan mesaj “gürültü” dür. Mesajın mutlaka alıcı
tarafından anlaşılması sağlanmalıdır. Gönderici, mesajın anlaşılır olduğuna özen
göstermenin yanında alıcıya iyi bir kaynak olmalı, ayrıca mevcut bilgileri iyi bir
anlatımla mesaja dönüştürülmelidir. İletişimde mesajları gönderen kişinin yapacağı
konuşmaların ve yazacağı metinlerin anlaşılır olması ve böylece konuşmaların
karşıdaki tarafından dinlenmesi, yazıların okunması için anlaşılırlığın aşağıda verilen
dört temel kuralına dikkat edilmelidir.
1.Basitlik: Kısa ve basit cümleler kurulmalı, bilinen kelimeler seçilmeli, teknik
terimler varsa açıklanmalı, somut ifadeler kullanılmalı, canlı ve akıcı konuşulmalıdır.
Böylece karmaşık, anlaşılması zor teknik konuların anlaşılması kolaylaşır.
2.Sıralama ve Düzen: Verilen bilgiler kesin bir şekilde sıralanmış ve metnin ya da
konuşmanın iç düzeni sağlanmış olmalıdır. Bunun için de; verdiğimiz mesajları
bölümlere ayırmalı, birbirleriyle bağlantılarını kurmalı, derli toplu bir şekilde alıcıya
göndermeliyiz. Mesajımızda ana temanın ne olduğu anlaşılabilmelidir.
3.Kısa ve Özlü Olma: Bu kural verilen bilginin yoğunluğu ile ilgilidir. Burada temel
ölçü mümkün olduğunca az kelime ile çok bilgi vermektir. Mesajımız kısa,
önemlilerle sınırlı, amaca odaklanmış ve gerektiği kadar bilgi içermelidir.
4.Rahatlatma ve İlgi Çekme: Bir metin ya da konuşma bazı “çeşnileri” de
içermelidir. Bunlar somut bilgi aktarma işlemi için mutlaka zorunlu olan şeyler
değildir, ancak metni ya da konuşmayı ilgi çekici kılarlar ve alıcıları dinlemeyi ve
okumayı sürdürmeleri için teşvik ederler. Mesaj; rahatlatıcı, heyecanlı, ilginç,
değişen tonlama, anlatım, kişiye hitap eden bir tarzda olmalıdır.
SLAYT 45
MESAJ
TEMEL KURALLARI
İletişimde mesajları gönderen kişinin yapacağı konuşmaların ve yazacağı
metinlerin anlaşılır olması ve böylece konuşmaların karşıdaki tarafından dinlenmesi,
yazıların okunması için anlaşılırlığın aşağıda verilen dört temel kuralına dikkat
edilmelidir.
1.Basitlik: Kısa ve basit cümleler kurulmalı, bilinen kelimeler seçilmeli, teknik
terimler varsa açıklanmalı, somut ifadeler kullanılmalı, canlı ve akıcı konuşulmalıdır.
Böylece karmaşık, anlaşılması zor teknik konuların anlaşılması kolaylaşır.
2.Sıralama ve Düzen: Verilen bilgiler kesin bir şekilde sıralanmış ve metnin ya da
konuşmanın iç düzeni sağlanmış olmalıdır. Bunun için de; verdiğimiz mesajları
bölümlere ayırmalı, birbirleriyle bağlantılarını kurmalı, derli toplu bir şekilde alıcıya
göndermeliyiz. Mesajımızda ana temanın ne olduğu anlaşılabilmelidir.
3.Kısa ve Özlü Olma: Bu kural verilen bilginin yoğunluğu ile ilgilidir. Burada temel
ölçü mümkün olduğunca az kelime ile çok bilgi vermektir. Mesajımız kısa,
önemlilerle sınırlı, amaca odaklanmış ve gerektiği kadar bilgi içermelidir.
4.Rahatlatma ve İlgi Çekme: Bir metin ya da konuşma bazı “çeşnileri” de
içermelidir. Bunlar somut bilgi aktarma işlemi için mutlaka zorunlu olan şeyler
değildir, ancak metni ya da konuşmayı ilgi çekici kılarlar ve alıcıları dinlemeyi ve
okumayı sürdürmeleri için teşvik ederler. Mesaj; rahatlatıcı, heyecanlı, ilginç,
değişen tonlama, anlatım, kişiye hitap eden bir tarzda olmalıdır.
SLAYT 44
Mesajın anlaşılırlığına aşağıdaki kilit sorular yardımcı olur.
1. Ne aktaracağım? (Mesajım ne ile ilgili?)
2. Mesajımı aktaracağım kişi kim? (yaşı, cinsiyeti, fiziği, genel psikolojik
özellikleri)
3. Mesajımı aktarmak için doğru bir zaman mı?
4. Beni anlaması için mesajıma ilgi ve ihtiyaç duymasını nasıl sağlayabilirim?
5. Konu ilgi alanına giriyor mu ?
6. Konu hakkında bilgisi var mı? Ne düzeydedir?
7. Mesajımdaki sözcük, kavram ve terimlerin anlamlarını biliyor mu?
8. Bilmediği anlamları nasıl tanımlayabilirim?
9. Mesajımı ne zaman göndermeliyim, ne kadar sürmeli?
10. Mesajımda mantık zinciri nasıl olmalı?
11. Ne şekilde anlatırsam mesajım zihninde canlanır?
12. Mesajıma nasıl bir tepki gösterebilir?
13. Mesajımı doğru anladığını nasıl anlamalıyım?
Bu özelliklere dikkat edilerek oluşturulan mesajın anlaşılırlığı daha etkili olacaktır.
o
o
o
o
Örneğin;
Anladın mı, yerine aktarabildim mi?
Anladınız mı, yerine anlatabildim mi?
“Anladın mı, anladınız mı?” derken karşındakini sorguluyorsun.
“Anlatabildim mi, aktarabildim mi” derken kendini sorguluyorsun.
SLAYT 46
KANAL
Kanal, kaynakla alıcı arasındaki iletinin aktarılmasını sağlayan yoldur.
İletişimde kullanılan kanal sayısı arttıkça iletişimin etkisi de o derecede artar.
İletişimde mesajlar (ifade, bilgi, düşünce) bir aracın kullanılmasıyla aktarılır. Bu
araçlar; söz (konuşma), yazı resim ve nesnelerdir.
SÖZ
Kaynak tarafından aktarılmak istenen mesajlar belirliTerimler ve kavramlar
şekline dönüştürülür. Alıcı bu kavramları bir düşünme sürecinden geçirerek
anlayacağı şekle dönüştürür. İki defa yapılan bu dönüştürme nedeniyle yanlış
anlama tehlikesi her zaman mevcuttur. Göndericiler ve alıcılar bir terimi/kavramı
farklı anlamlarda kullanabilirler veya da yorumlayabilirler. Sözlü iletişimde mesajların
doğru anlaşılabilmesi yoğun bir çabayı gerektirir. Bu çaba alıcının gönderici
tarafından sunulan mesajların konusuna yabancılık derecesine göre artar. Sözlü
iletişimde mesajın içeriğinin alıcı tarafından doğru anlaşılabilmesi için mesajın çok
net olması, mümkün olduğunca basit kelimelerle ve somut ifade edilmesi ve yabancı
kelimelerle mesleki/teknik terimlerin az kullanılması veya da bunların açıklanması
gereklidir.
DEVAMI VAR
SLAYT 46- 2
YAZI
Mesajlar önceden hazırlanmış şekildedir. Sözlü iletişimin tersine yazılı iletişimde
mesajlar önceden hazırlanmış şekildedir. Bu durum, alıcıya mesajın alınması
zamanının kendisinin seçmesi avantajı sağlar. Böylece zor anlaşılır şeyleri tekrar
okuma ya da bildiklerini atlama olanağı doğar. Yazılı iletişimin bir diğer avantajı da,
bilgilerin (özellikle sayısal veriler, tavsiyeler vb.) alıcıya aktarma kaybı olmaksızın
ulaşmasıdır. Dezavantajları ise, kişisel temas olanağının azlığı, anlaşılmayan
konuların açıkta kalmasıdır. Ayrıca bir çok kişi için kolay anlaşılır ve düzenli yazı
yazmak çok zordur ve bu nedenle de yazılı iletişim araçlarının alıcılarda istenen
etkiyi sağlaması güçleşir.
Resim
Mesajlar görsel hale getirilerek aktarılır. Böylece de terim ve kavramların yanlış
anlaşılması önlenmiş olur. Ayrıca bir resimle bir çok kelimenin anlattığından daha
fazlası anlatılabilir. İletişimde resimlerin kullanılmasıyla mesajlar sadece hızlı
algılanmaz aynı zamanda sözlerle zor ifade edilebilecek terimler de anlaşılır hale
getirilir. Ancak resimler hiçbir zaman yazılı ve sözlü iletişimin yerine tamamen ikame
edilemezler. Çünkü özellikle soyut kavramların resimlerle ifade edilmesi çok zordur.
İletişimde resimlerin kullanılmasının sağladığı avantajların yanı sıra bu iletişim
şeklinin belirli teknik donanımları gerektirdiği göz önünde bulundurulmalıdır.
SLAYT 46- 3
Nesneler ( Obje ) İletişimde nesnelerin kullanılması söz konusu olduğunda doğal
objeler ve modeller karşımıza çıkar.
*Doğal Objeler İletişimde doğal objelerin kullanılması çok etkili bir mesaj aktarma
yoludur. Zira bunlar alıcıda yüksek inanılırlık ve ikna etkisi yaratır. Ayrıca mesajın
alınmasına aynı anda bir çok duyu organı katkıda bulunur. Ancak doğal objelerin
kullanılmasını sınırlayan en büyük etmen, bunların mekana ve zamana bağlı
olmasıyla kullanımlarının ancak küçük gruplarda mümkün olmasıdır.
*Modeller : Modeller, doğal objelerin şematize edilmiş, genellikle büyütülmüş (bazen
de küçültülmüş) kopyalarıdır. Modellerin kullanılması ile karmaşık, anlaşılması zor
şeyler basitleştirilerek görselleştirilir ve görülmesi mümkün olmayan teknik süreçler
görülebilir hale getirilir. Modellerin dezavantajları, pahalı olmaları ve taşınmalarındaki
güçlüklerdir.
SLAYT 47
KANAL
• Sunumsal araçlar
• Temsili araçlar
• Teknolojik araç ve ortamlar
SLAYT 48
SUNUMSAL ARAÇLAR
• Ses, yüz, beden, jest ve mimikler
• Kaydedilebilir bir metin oluşturup kaynaktan bağımsızlaşabilirler
SLAYT 49
TEMSİLİ ARAÇLAR
• Kitaplar, resimler, fotoğraflar,yazılar, heykel, iç mimari, peyzaj vb.
• Bu araçlar iletişim ürünleri (ileti) üretebilir.
SLAYT 50
TEKNOLOJİK ARAÇ VE ORTAMLAR
• Telefon, radyo, televizyon, teletex, internet vb.
• Sunumsal ve temsili araçların iletilmesini sağlar.
SLAYT 51
ALICI
Kaynağın iletisini ulaştırmak istediği kişi, kitle, varlık vs.
Gönderilen mesaja hedef olan kişi, mesajın hedef aldığı kişidir. “İletişim
sürecinde alıcı az veya çok pasiftir, mesajın etkisi sadece kullanılan vasıtaya
bağlıdır, aynı araçların kullanılması ile bütün alıcılarda aynı etkilere ulaşılır”
şeklindeki düşünce yanlıştır. Çünkü kişilerin algıları seçicidir. İletişim sürecinde
alıcılar pasif değildir aksine kendisine gönderilen mesajlar arasından
gereksinimlerine, beklentilerine ve amaçlarına uygun olanları seçerler.
SLAYT 52
ALICI
•
•
•
•
•
ALGILAMAYA HAZIR OLMALI
BİLGİLİ OLMALI VEYA BİLGİYİ ALMAYA ARZULU OLMALI
SEÇİCİ OLMAMALI
KAYNAK OLMAYA İSTEKLİ OLMALI
KAYNAK İLE İLETİŞİME ARZULU OLMALI
SLAYT 53
GERİ BİLDİRİM
Geri bildirim iletişim sürecinin son aşamasıdır. Alıcının iletiye (mesaja) verdiği
yanıt olarak tanımlayabiliriz.
Geri bildirim yolu ile verilmek istenen iletinin anlaşılıp, anlaşılmadığı
değerlendirilir.
Görüşme sürecinde özellikle yanlış anlamaların ve uyuşmazlıkların
ortaya çıktığı durumlarda geri besleme daha büyük önem taşır. Geri
besleme ile karşı tarafa, ifadelerin nasıl anlaşıldığı ve kabul edildiği,
kendisinden neler istendiği bildirilir. Bu nedenle de, geri besleme
yapabilmek belirli becerileri gerektirir ve karşı taraftan gelen geri
besleme mesajlarını da her hangi bir savunma davranışına girmeden
almayı ve yorumlamayı zorunlu kılar.
Geri beslemeyi daha iyi gerçekleştirebilmek için:
 Konuları ve içinde bulunulan durumları değerlendirmeyin sadece tanımlayın.
 Geri besleme mesajınızı somut, çok gecikmeden ve uygun bir şekilde formüle
edin.
 Kesin ifadelerden kaçının.
 Karşı taraf üzerinde baskı kurmayın.
 Duygularınızı dolaylı değil direkt ifade edin.
 Mesajlarınızı genelleme yerine “ben formunda” formüle edin.
 Karşınızdakinden olan kişisel isteklerinizi söylemekten kaçınmayın
 Karşılıklı olarak doğru anlamaya çalıştığınızı açıklayın.
SLAYT 54
İletişim Türleri
1.Kişi-İçi İletişim
• Bir kimsenin çevresi ile kuracağı iletişim, kendi içinde başlar. İnsanın
düşünmesini duygulanmasını, kişisel ihtiyaçlarının farkına varmasını, iç
gözlem yapmasını, rüya görerek kendi içinden mesaj almasını ya da
kendine sorular sorarak bunlara cevaplar üretmesini bir iç iletişim
sayabiliriz.
Karşı karşıya gelen iki insan arasında gerçekleşen iletişimin benzeri, tekbir insanın
içinde de gerçekleşmektedir. İnsanlar, kendi içlerinde bir takım mesajlar üreterek ve
bunları yorumlayarak kişi içi iletişimde bulunurlar.
İnsanın çevresi ile kuracağı iletişim kendi içinde başlar. Kişiler arası iletişim
sürecindeki bir insan kısa sürelerle hem bilgi kaynağı, hem de alıcı olmaktadır. Bilgi
kaynağı olduğunda bilgi üretmeye hedef olduğunda ise gelen bilgileri yorumlamaya
çalışan bu kişi her iki durumda da iç iletişim gerçekleştirmek zorundadır.
SLAYT 55
Kişi-İçi İletişim
• Kişiler kendi içlerindeki iletişimlerin yanı sıra iç çatışmalar da yaşarlar.
Bilinçaltındaki ya da bilinçlerindeki birtakım etkenler iç çatışmalara yol
açabilir. Sahip olduğu bilgiye/tutuma aykırı bir davranışta bulunan kişi,
bilişsel çelişkiye düşer (rahatsız olur).
SLAYT 56
Bu çelişkiden kurtulabilmek için şu üç yoldan birisine yönelir.
1.Davranışını değiştirir,
2.Tutumunu değiştirir ya da yeni bilgiler edinerek, o konudaki mevcut bilgisini
değiştirir,
3.Psikolojik savunma mekanizmalarından birisini kullanarak, örneğin mantığını
kullanarak çelişkisinin yarattığı rahatsızlıktan kurtulmaya çalışır.
SLAYT 57
Örneğin sigaranın kanserle ilişkisini bilen birisi günde bir paket sigara
içiyorsa, bilişsel çelişkiye düşecektir. Bu çelişkinin vereceği rahatsızlıktan
kurtulabilmek için mantığa bürüme mekanizmasını seçerek “Sigara stresimi
azaltıyor.”, “Atın ölümü arpadan olsun.” ya da “acı patlıcanı kırağı çalmaz”
türünden ifadeler kullanarak savunma mekanizmasını harekete geçirecektir.
Bu tür esprileri yapanlar kendi espirilerine herkesten fazla gülerler. Bu doğaldır;
çünkü rahatlamaya herkesten fazla onların ihtiyacı vardır.
1986 yılında Çernobil nükleer kazasından sonra ülkemizde radyasyonlu olduğu ileri
sürülen çayları içenlerin bilişsel çelişkiye düşünce “acı patlıcanı kırağı çalmaz”
türünden ifadelerle savunma mekanizmalarına başvurdukları gözlenmiştir.
Kişiler söz konusu savunma mekanizmalarını çay içerken yaşadıkları iç çatışmayla
baş edebilmek için kullanıyor olabilirler.
SLAYT 58
Hayat değişimdir. Hiçbir şey durağan değildir. Hareket etmeyen bir şeyin
ilerlemesi imkânsızdır. Yaşamak hareket demektir. Yaşamak gelişmektir. Ve
yaşamak iletişimdir. Yalnızlık yaşamak değildir. Yaşamak bir başkasıyla ilişki
halinde olmaktır. Yaşamak, diğer insanlarla etkileşim halinde olmaktır.
Yaşamak iletişim kurmaktır (Guilane-Nachez 2003: 7).
SLAYT 59
2.Kişilerarası İletişim
Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişim türüne “kişilerarası
iletişim” denir
(Dökmen 1994: 23). Tubbs ve Moss (1974),
SLAYT 60
Bir iletişimin “kişilerarası iletişim” sayılabilmesi için şu üç ölçütün gerekli
olduğunu belirtmişlerdir:
☺.Kişilerarası iletişime katılanlar, belli bir yakınlık içinde yüz-yüze
olmalıdır. (bu arada mektupla yada telefonla yapılan haberleşmelerde buna dahil
edilmelidir.)
☺.Katılımcılar arasında tek yönlü değil, karşılıklı ileti (mesaj) alışverişi
olmalıdır.
☺.Söz konusu iletiler (mesajlar) sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır
(Dökmen 1994: 24).
Bu iki tür mesaj dışındaki mesajların kullanıldığı iletişimler, örneğin yazışmalar,
kişiler arası iletişim sayılmaz.
SLAYT 62
• Sözlü İletişimde Dil ve Dil-Ötesi
Dille iletişimde kişiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine ileterek
anlamlandırırlar. İnsanların karşılıklı konuşmalarını hatta mektuplaşmalarını dille
iletişim kabul edebiliriz.
Dil-ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; ses tonu, sesin hızı, şiddeti,
hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri özellikler, dil ötesi
iletişim sayılır.
Dille iletişimde kişilerin “ne söyledikleri”, dil-ötesi iletişimde ise “nasıl
söyledikleri” önemlidir. Araştırmalar, insanların günlük yaşamda birbirlerinin
ne söylediklerinden çok, nasıl söylediklerine dikkat ettiklerini göstermektedir
(Mehrabian 1968).
SLAYT 63
Karşımızdakinin sözlerinin kapsamı kadar – hatta daha da fazla – ses tonundaki
canlılık da bizi ilgilendirir.
Yüksek sesle halimizi hatırımızı soran birisi, daha sonra sesini kısarak
“Akşama bize buyur.” derse, bu sözden, “gelmeni pek istemiyorum” anlamını
çıkarırız. Bu tür, alçak sesle çabucak söylenivermiş davetlere “yarım ağızla
yapıldı” deriz. Bir davetin yürekten mi, yoksa yarım ağızla mı yapıldığını
anlamaya çalışırken, başvurduğumuz önemli ölçütlerden birisi, işte bu dil-ötesi
öğelerdir (Dökmen 1994: 27).
SLAYT 64
SÖZSÜZ İLETİŞİM
Sözsüz iletişimde, konuşma ya da yazı
olmaksızın insanlar birbirlerine birtakım
mesajlar (iletiler) iletirler.
Bu iletişim şeklinde, insanların
ne söyledikleri değil, ne yaptıkları
ön plana çıkar.
SLAYT 65
Sözsüz İletişimde Yüz ve Beden:
Yüzümüzdeki ifade, el ve vücut hareketlerimiz, vücudumuzun duruşu ve
göz temasımız, sözsüz iletişimde önemli yer tutar.
Sözlü iletişimde vokal sistemimiz (ses telleri, dil, dişler vb.) gönderici olarak görev
yapmaktaydı; sözsüz iletişimde ise yüzümüzü ve bedenimizi gönderici olarak
kullanırız.
İnsan vücudunun en dikkati çeken yeri yüzüdür. Yüz ile neşe, hüzün, kırgınlık,
kızgınlık, şaşkınlık, hoşnutluk, hoşnutsuzluk gibi birçok anlatım
gerçekleştirilebilmektedir. Yüzde dikkat çeken bir diğer nokta gözlerdir.
Dinleme sırasında karşıdaki kişinin gözlerine bakmak veya bakışı kaçırmak
farklı anlamlara gelebilir. Göz teması, iletişimin etkisini arttırmaktadır.
Örnek olarak başı evet hayır anlamında sallamak, kaşları kaldırarak hayır, dudakları
bükerek belki demek yada omuzları kaldırarak umursamazlık belirtmek sözsüz
ifadelere örnektir.
SLAYT 66
Yüz ve beden ifadeleri, niyet edilerek ya da niyet edilmeyerek yapılır. Başı evethayır anlamında sallamak, kaşları yukarıya kaldırmak, dudak büzmek, omuz
silkmek gibi. Bu davranışlar niyet edilmiş iletişim örnekleridir ve bunlar,
kültürden kültüre değişir (Dökmen 1994: 28)
Örneğin bizim ülkemizde başı önden arkaya kaldırmak hayır anlamı taşır; batı
ülkelerinde ise hayır demek isteyenler başlarını iki yana sallarlar.
SLAYT 67
Sözsüz İletişimde Bedensel Temas:
Sözsüz iletişim yollarından biri de bedensel temastır. Farklı bedensel
temaslar kurarak karşımızdakine çeşitli mesajlar vermeye çalışırız. Eller,
kişinin kendini anlatmasında en etkili ve en duyarlı organıdır. El hareketleri,
konuşmaya ritim ve vurgu katarak düşüncenin duygusal yönünü ortaya koyar
(Yatkın 2003: 55).
El öpmek, karşımızdakine bizden büyük olduğunu, el sıkışmak aynı
düzeyde-eşit kabul ettiğimizi göstermektir. Karşımızdakinin dostluğunun bizim
için önemli olduğunu göstermek istediğimizde ise, elini avuçlarımızın arasına
alarak sıkarız.
SLAYT 68
Sözlü iletişim sırasında ortaya çıkan çatışmalar gibi, bedensel temastan
kaynaklanan birtakım çatışmalar da gözlenebilir. Özellikle mevcut toplumsal
kurallara aykırı olan bedensel temaslar, kişilerarası çatışmalara yol açabilir.
Örneğin kültürümüzdeki gelenekselleşmiş el öpme şekli, büyüğün elinin
dudağa götürülmesidir. El öpen kişiler, büyüklerin ellerini dudaklarına
götürmek yerine çenelerine değdirirlerse, bu davranış çevredekiler tarafından
“samimiyetsizlik” olarak yorumlanabilir (Dökmen 1994: 29).
SLAYT 69
• Sözsüz İletişimde Mekân Kullanımı: İnsanlar, kendi çevrelerinde
oluşturdukları boş mekânlar yoluyla da iletişimde bulunurlar. Başka
insanlara olan uzaklığımızı ayarlayarak, onlara uzak ya da yakın durarak,
birtakım mesajlar iletiriz. Sevdiğimiz insanlara yakın durmayı tercih
ederken, daha az sevdiklerimizle aramızda biraz daha fazla mesafe
bulunmasına dikkat eder, hiç tanımadığımız insanlara ise daha da uzak
dururuz.
• Sokakta tanımadığımız birisi, 5 cm kadar yanımıza yaklaşıp bize adres
sormak isterse, pek çoğumuz en az bir adım uzaklaşmak isteriz. Bu
davranışımızla o kişiye, “seni tanımıyorum, bu kadar fazla yaklaşma”
mesajını vermiş oluruz.
Mekanların kullanılış şekli dostluğun bir göstergesi olabileceği gibi, statünün de
göstergesi olmaktadır. Genelde, önde olmak, sağda oturmak yüksek statü anlamına
gelir. Krallar, sultanlar, yüksek rütbeli yöneticiler, din adamları, bilginler ve zenginler
önde yürürler; yargıçlar, profesörler yüksek kürsülerde otururlar.
Nasrettin hocanın eşeğe ters binmesi fıkrası
SLAYT 70
Sözsüz İletişimde Araçlar: Kişilerarası iletişimde mesaj iletmek için
başvurduğumuz yollardan birisi de, birtakım araçlar kullanmaktır. Rozetler ya
da takılar takarak, kokular sürerek, belirli kıyafetler giyerek, çevremize çeşitli
mesajlar iletebiliriz (Duncan 1969). Örneğin giyindiği siyah elbiseleriyle bize
matemde olduğu mesajını veren bir kişinin yanında kahkaha atmamaya özen
gösteririz. Araç ve mekân kullanımıyla statü belirlemek de mümkündür.
Genelde, insanların statüleri yükseldikçe masaları da büyür (Davitz 1964; Duck
1986). Büyük adamlara fazla yaklaşılmaz, çünkü büyük adamların unvanları
gibi kişisel mekânları da büyüktür. Büyük adamlar kişisel mekânlarını, bazen
masalarla, bazen de protokol kurallarıyla korumaya çalışırlar (Dökmen 1994:
33).
Araç ve mekan kullanımıyla güç gösterme yöntemlerinden biride mimari
düzenlemeler yapmaktır. Örnek Dolmabahçe sarayında elçi kabul odası
SLAYT 71
SÖZSÜZ İLETİŞİMİN İŞLEVİ
• Bir Takım anlamlar iletmek örneğin yakamıza taktığımız rozetle mesleğimizi
başımızı sallayarak bir görüşü onayladığımı ifade edebiliriz
•
Sözlü iletişimi desteklemek ve onun akıcılığına katkıda bulunmasıdır.
Konuşan kişi yüzünü ve bedenini kullanarak sözlü anlatımı destekler.
Dinleyen ise sergilediği yüz ve beden ifadeleri ile konuşana geri bildirim verir.
Bu sırada ise konuşan kişi karşısındakinin söylediklerini anlayıp anlamadığını
ya da sıkılıp sıkılmadığını onun davranışlarına bakarak tahmin etmeye çalışır.
SLAYT 74
BAŞARILI İLETİŞİM KURALLARI
1.
Prezantabl olmak(güzel, yakışıklı, boylu poslu. çekici. konuşmasıyla, hal,
tavır, hareketleriyle karşısındaki üzerinde üstünlük sağlayabilen)
• Giyim / Model
• Renk seçimi
• Bakımlı olmak (saç, makyaj vs.)
2.
Konuşma dilini iyi kullanmak
• Etkili ses tonu
• Etkili konuşma
3.
Beden dilini iyi kullanmak
• Bakışlar
• Mimikler, jestler
• El, kol hareketleri
• Beden hareketleri
SLAYT 75
4.Bilgili olmak
5.Psikolojik olarak hazır olmak (özgüven)
7.Pozitif enerji dolu olmak
8.Dinlemek
9.Coşkulu olmak
10.Marjinal / sıra dışı olmak
11.Zamanlama (zaman yönetimi)
12.Uygun ortam
Psikolojik gözlem
SLAYT 76
İLETİŞİM SÜRECİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
• Kaynaktan kaynaklanan faktörler.
• Alıcıdan kaynaklanan faktörler.
• Ortamdan kaynaklanan faktörler.
• Mesajdan veya kanaldan kaynaklan faktörler.
SLAYT 77
KAYNAKTAN KAYNAKLANAN FAKTÖRLER
• Kapalı konuşma
• Teknik ve anlaşılmaz sözcükler
• Fiziki ve psikolojik bozukluklar
• Hızlı konuşma
• Alıcıya karşı önyargı
• Anlatım tarzı
SLAYT 79
ALICIDAN KAYNAKLANAN FAKTÖRLER
• Meşguliyet
• Dinleme pozisyonu
• Fiziki ve psikolojik bozukluk
• Kaynağa karşı önyargı
SLAYT 80
ORTAMDAN KAYNAKLANAN FAKTÖRLER
• Soğuk/sıcak mekan
• Gürültü
• Oturma grupların özellikleri
SLAYT 81
MESAJDAN VEYA KANALDAN KAYNAKLAN FAKTÖRLER
• Kesintiler
• Teknik sorunlar
• Yanlış kanal seçimi
SLAYT 87
İLETİŞİMİ GELİŞTİREN ÖGELER
• Etkin geri bildirim
• Etkin dinleme
• Empati
• Probleme yönelme
• Açıklık
SLAYT 88
İLETİŞİMİN SORUNLARI
• Amaçların belirsizliği-sapma
• Hedefle alıcının değişik oluşları
• Rol ve statü ilişkilerinin tanımındaki ayrımlar
• İleti düzenlenmesi ile ilgili temel ilkelerin göz ardı edilmesi
• İleti içeriğinin bozulması
• Yargısal ifadelerin kullanılması
• Dinleme problemi
• Savunucu iletişim
• Empati de başarısızlık
SLAYT 91
1- EMRETME, YÖNETME
• “yapman gerekir…”, “yapmak zorundasın”
- Korku yada direnç
- Söylenenin tersini “denemeye” davet edebilir
- İsyankar davranış yada misillemeye yol açabilir.
SLAYT 92
2- UYARMA, TEHDİT ETME(GÖZDAĞI VERME)
• “…yapmazsan iyi olur.”, “ya yaparsın, yoksa…”
• Korku, boyun eğme yaratabilir.
• Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip gelmeyeceğini
“denemeye” yol açar.
• Gücenme, kızgınlık, isyankarlığa yol açar.
SLAYT 93
3- AHLAK DERSİ, VAAZ VERME
• “…yapmalıydın”, “…senin sorumluluğunda”, “…şöyle yapmak
gerekir…”
• Zorunluluk Yada Suçluluk Yaratır.
• Karşısındaki kişinin durumunu daha şiddetli savunmasına yol açabilir.
• Karşıdaki kişinin duygusuna güvenmediği izlenimi verir.
SLAYT 94
4- ÖĞÜT VERME, ÇÖZÜM GETİRME
• “Ben olsam…”, “Neden…yapmıyorsun?”, Bence…”, “Sana şunu
önereyim…”
- Karşısındaki kişinin sorunlarını çözmekten aciz olduğunu ima eder.
- Karşısındaki kişinin bütünüyle düşünüp, değişik seçenekler getirip
bunları denemesine engel olur
- Bağımlılıkta direnme yaratabilir
SLAYT 95
5- MANTIK YOLUYLA İNANDIRMA, TARTIŞMA
• “İşte şu nedenle hatalısın…”, “Olaylar gösterdi ki…”, “Evet ama…”,
“Gerçek şu ki…”
- Savunucu durumları ve karşı koymayı kışkırtır.
- Çoğunlukla karşıdaki kişinin iletişimini kesmesine yol açar.
- Karşıdaki kişinin beceriksiz veya yetersiz olduğu hissine kapılmasına
neden olabilir.
SLAYT 96
6- YARGILAMA, ELEŞTİRME, SUÇLAMA
• “Olgunca düşünmüyorsun…”, “Sen zaten tembelsin.”
- Yetersizlik, aptallık, yanlış değerlendirme anlamı taşır
SLAYT 97
7- ÖVME, GÖRÜŞÜNE KATILMA, TEŞHİS KOYMA
• “Çok güzel…”, “haklısın, o berbat birine benziyor…”, “bence harika…”
SLAYT 98
8-AD TAKMA GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞÜRME:
“Koca bebek”
“Hadi bakalım Süperman”
“Sivri zekalı.”
Bu iletileri alan insan; kendisini değersiz görebilir ve sevilmediği
kanısına kapılabilir. Genellikle karşılık verme davranışında bulunur.
SLAYT 99
9-YORUMLAMA,TANI KOYMA:
“Senin derdin ne biliyor musun?”
“Herhalde çok yorgunsun.”
“Aslında sen öyle demek istemiyorsun.”
Bu gibi iletiler ise; insan için tedirgin edici
olabilir ve başarısızlık duygusu uyandırabilir.
SLAYT 100
10- GÜVEN VERME, TESKİN ETME, TESELLİ ETME
• “Aldırma…, boş ver…, düzelir…”, “hadi biraz neşelen…”, “zamanla
kendini daha iyi hissedersin…”
SLAYT 101
11-İNCELEMEK,ARAŞTIRMAK,SORUŞTURMAK:
“Neden?” “Kim?” “Sen ne yaptın?” “Nasıl?”
gibi iletiler; “Hayır” deme, kaçamak yanıtlar
verme ve yalan söyleme eğilimi oluşturabilir;
çünkü bu soruların yanıtları, kişinin başkalarına anlatmak istemediği durumları
içerebilir.
SLAYT 102
12-KONUYU SAPTIRMAK, OYALAMAK:
“......Oturacağına........yapsana.....”
Böyle iletiler, kişinin asıl sorunundan uzaklaşmasına yol açabilir,
kendisinin ciddiye alınmadığını, reddedildiğini ya da ona saygı duyulmadığını
düşünmesine yol açabilir.
SLAYT 103
13- KONU DEĞİŞTİRME, İŞİ ALAYA VURMA
• “Daha güzel şeylerden konuşalım…”, “Sen neden bu ülkeyi
yönetmiyorsun…”
SLAYT 104
SAĞLIKLI İLETİŞİMİN ÖZELLİKLERİ
*BİREYSEL AYRILIKLAR VARDIR.
*İLİŞKİLERDE GÖNÜLLÜLÜK ESASTIR.
*HER BİREY KARAR VEREBİLME GÜCÜ VE HAKKINA
SAHİPTİR.
*TÜM İNSANLAR SAYGIDEĞERDİR.ONLARI
SEVMEYEBİLİRİZ AMA SAYGI GÖSTERMEMİZ GEREKİR.
*GİZLİLİK,KİŞİ KENDİNE VE YA BAŞKASINA ZARAR
VERMEDİĞİ SÜRECE KORUNMALIDIR.
SLAYT 109
Etkili İletişimde 3 Adım
 Hedef belirleyin..
 Karşı tarafın sizi tam olarak anladığından emin olun..
 Yöntem değiştirmek için esnek olun..
SLAYT 110
Etkili İletişimin Özellikleri
1- Açık olmalı
2- Anlaşılır olmalı
3- Kesintisiz olmalı
SLAYT 116
Empati
Annem üç yıldır huzurevinde kalıyor. Her cumartesi kendisini ziyarete gitmek bana
çok zor geliyordu. Bütün yaptığı her şeyden şikayet etmekti. Oda arkadaşından
şikayet ediyordu. Kendisini kimsenin görmeye gelmediğinden şikayet ediyordu. Ağrı
ve sızılarından şikayet ediyordu.
Sonra kendime şunu sordum:”Haftanın yedi günü günde 18 saat yatakta yatıyor
olsam, ben ne hissederdim? Bir metre ötemde televizyonu kendi düşüncelerimi bile
duyamayacağım kadar çok açan hiç hoşlanmadığım biriyle yaşasam kendimi nasıl
hissederdim? Günler gelip geçse ve çocuklarımın hiçbiri beni görmeye gelmese
neler hissederdim? Her sabah uyandığımda içim acı dolsa ve bu durumun hep böyle
devam edeceğini düşünsem, ben ne hissederdim?”
“ben olsam ne hissederdim?” sorusu bencil sıkıntımdan kurtulmama yardımcı oldu.
Annemin günlerinin neye benzediğini gözden geçirmeye zaman ayırdığımda ve bir
an için durup onun benim için bütün yapmış olduklarını düşündüğümde, onunla
birkaç saat geçirmenin ve ona destek olmanın yapabileceğim en az şey olduğunu
anladım.
SLAYT 118
SÖZCÜK SEÇİMİ
EĞER
*DENEMEK
*AMA Ama yerine yapıcı ve sözcüğünü kullanın bu sözcüğün güzelliği bir önce
söylenen sözü bloke etmek yerine onun üzerine inşa etmesidir. İnsanlar amadan
önce söylenen sözleri dikkate almazlar
*ŞÖYLE YAPSANA insanlara yapmalıydın etmeliydin demeye son verin
*…………
Ama yerine yapıcı ve sözcüğünü kullanın bu sözcüğün güzelliği bir önce söylenen
sözü bloke etmek yerine onun üzerine inşa etmesidir. İnsanlar amadan önce
söylenen sözleri dikkate almazlar
 Emretmeyin rica edin
Örnek “Cuma günü eğitim toplantısına gelmeniz gerekiyor. Bütün yeni başlayanlar
için zorunludur.” Yerine “Çalışma planınızı lütfen Cuma günkü eğitim toplantısına
katılacak şekilde düzenler misiniz? Yeni başlayan bütün arkadaşlar hazır
bulunacaklar.”
Yapamam engelini kaldırın: Müdür gelmediği için işleme başlatamayız yerine müdür
gelir gelmez işleme başlayacağız denilmeli
İtici değil sevimli sözcükler kullanın: mümkün değil ya da yapacak bir şey yok yerine
umarım ve dilerim sözlerini günlük konuşma dilinizde kullanın
?Problem yada sorun sözcüğünü lügatınızdan çıkarın: çünkü diğer kişiler öyle
olmasa bile bir şeylerin yanlış gittiğini düşünebilirler. Örneğin beni aramışsınız sorun
neydi yerine benimle hangi konuda konuşmak istiyorsunuz diyebiliriz
SLAYT 119
İletişimde Amaca Ulaşmak İçin;
• Ne söylemek istiyorum?
• Ne zaman söylersem, karşımdaki kişinin iletişim kaynakları açık olur?
• Nerede (hangi ortamda) iletişimi başlatmam yerinde olur?
Sorularını yanıtlandırınız!
SLAYT 120
İletişimi Nasıl Geliştirebiliriz?
Mesajın Dikkatli Biçimde Hazırlanması;
• Amacınızı ve alıcınızı göz önünde bulundurun,
• Somut, belirgin bir dil kullanın,
• Konuya bağlı kalın,
• Var olan fikirlerle yeni bilgiler arasında bağ kurun,
• Kilit noktaları tekrarlayın ve vurgulayın,
• Gürültüyü en aza indirin,
• Geri bildirimden yararlanın,
SLAYT 121
GÜNÜMÜZÜN
% 9 yazarak,
% 16 okuyarak,
% 30 konuşarak,
% 45 dinleyerek
123
İLETİŞİMDE AKTİF DİNLEMENİN ÖNEMİ
Aktif DİNLEME görüşmenin başarısı için yayımcının sahip olması gereken
“düşünceleri” ve buna uygun “davranışları” ifade eder.
124
NEDEN DİNLERİZ?
•
•
•
•
•
•
BİLGİ ALMAK İÇİN
ZEVK İÇİN
GERİ BİLDİRİM VERMEK İÇİN
ANLAMAK İÇİN
KİŞİSEL ÇIKAR İÇİN
GÜÇ ELDE ETMEK İÇİN
125
Etkili İletişim ve Dinleme
Sağlıklı ve etkili bir iletişimin; iyi dinleyiciler ile kendi duygularını samimi ve
dürüst ifade eden kişilere ihtiyacı vardır.
127
Aktif dinleme sırasında kişiye şu düşünceler mutlaka hissettirilmelidir.
•
•
•
Ben senin için buradayım.
Seni olduğun gibi kabul ediyorum.
Ben iyi niyetli ve samimiyim.
128
İYİ BİR DİNLEYİCİNİN ÖZELLİKLERİ
• SÖZ KESMEZ
• YARGILAMAZ
• KARŞILIK VERMEDEN ÖNCE DÜŞÜNÜR
• YÜZÜ KONUŞANA DÖNÜKTÜR
• KONUŞANI İŞİTEBİLECEĞİ UZAKLIKTA DURUR
• SÖZEL OLMAYAN MESAJLARI GÖZLER
• NE DENDİĞİNE ODAKLAŞIR
• DİNLERKEN NE DİYECEĞİNİN PROVASINI YAPMAZ
• SON SÖZÜ SÖYLEME ÇABASINA GİRMEZ.
129
Kötü Dinleyicinin Özellikleri
• Konuşmacının sözünü keser.
• Konuşan kişi ile göz teması kurmaz.
• Konuşmacı ve söylediklerini umursamaz bir tavır içindedir.
• Cevapları yargılayıcı bir tarzdadır.
• Dinlemek yerine konuşmayı tercih eder.
• Sürekli tavsiye vererek karşıdaki kişiyi rahatsız eder.
130
FİZİKSEL DİNLEMENİN ÖZELLİKLERİ
• KONUŞANIN YÜZÜNE DOĞRU BAKMAK,
• BEDEN OLARAK ONA YÖNELMEK,
• GÖZLE İYİ BİR İLİŞKİ KURMAK,
• KONUŞANA DOĞRU EĞİK DURMAK,
• DİNLERKEN RAHAT OLMAK GEREKİR.
139
ETKİN DİNLEMENİN FAYDALARI
KİŞİ KENDİNİ DİNLEYEN KİŞİYE YAKIN HİSSEDER,
*SORUNUNU İLK BAŞTAKİ KADAR ÖNEMLİ GÖRMEYEBİLİR,
*SORUNUNU RAHATLIKLA DİLE GETİRDİĞİ İÇİN,ÇÖZÜM
YOLLARINI DA DAHA RAHAT DÜŞÜNEBİLİR.
140
DİNLERKEN KONUŞANIN TEŞVİK EDİLMESİ
• KONUŞAN KİŞİNİN ANLATTIKLARINDA YER ALAN ANAHTAR
SÖZCÜKLERİN TEKRARLANMASI İLE,
• TEK SÖZCÜKLÜ TEKRAR ETTİRİCİLER İLE, (HIHI,EEE,SONRA,BAŞKA)
• KONUŞMANIN SÜRMESİNE YARAYACAK KISA SORULARIN
SORULMASI İLE GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR.(NASIL OLDU?)
141
BİR İLETİŞİM BECERİSİ OLAN İYİ SORU SORMANIN ÖZELLİKLERİ
• SORU SORMANIN FARKLI AMAÇLARI OLABİLİR.
• İLİŞKİYİ ZENGİNLEŞTİRMESİ İÇİN NASIL SORU SORULMALIDIR?
• AÇIK UÇLU SORULAR
• KAPALI UÇLU SORULAR
142
HANGİ AMAÇLA SORU SORULUR
• BİLGİ ALMAK AMACIYLA,
• BİLGİ VERMEK AMACIYLA,
• ANLAYIP ANLAMADIĞINI SINAMAK İÇİN,
• KARARA ULAŞMAK İÇİN,
• KONUYA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN
143
İLİŞKİYİ ZENGİNLEŞTİRMEYE YÖNELİK SORU NASIL SORULMALIDIR?
• ÇOK ÖZENLE,
• FAZLA OLMAYACAK BİÇİMDE,
• YARGILAYICI,HESAP SORUCU İZLENİM BIRAKTIĞI İÇİN
”NEDEN,NİÇİN,NİYE” SORU SÖZCÜKLERİNDEN KAÇINARAK ;
BUNLARIN YERİNE “NE,NASIL”SÖZCÜKLERİNİ KULLANARAK,
• KONUŞMAYI SÜRDÜRECEK AÇIK UÇLU SORULAR SORULMALIDIR.
144
KONUŞMAYI SÜRDÜRMEYE YÖNELİK AÇIK UÇLU SORULAR
• DAHA FAZLA BİLGİ ALMAYI SAĞLAR,
• KONUŞANIN KEŞİF YAPMASINI SAĞLAR,
• DİNLEYENİN DİKKATLİ DİNLEDİĞİNİ GÖSTERİR,
• KONUŞANIN UZUN AÇIKLAMALAR YAPMASINI SAĞLAR.
145
KAPALI UÇLU SORULAR
• EVET YADA HAYIR GİBİ KISA YANITLANIR,
• YANITLAYICI AZ DÜŞÜNÜR,
• BELLİ GERÇEKLERİN ELDE EDİLMESİNDE YARARLIDIR,
• İSTENİLEN ALANLA İLGİLİ KONUŞMAYI YÖNLENDİRİR,
• OLUMLU İFADELERİ PEKİŞTİRMEK İÇİN KULLANILIR.
146
İLETİŞİMDE GÜVEN OLUŞTURMA
• TEPKİSİZ DEĞİL,SESSİZCE DİKKATLE DİNLEME
• KARŞIMIZDAKİNİN SÖYLEDİKLERİNİ ANLAYIP ANLAMADIĞINI
SINAMAK
• DAHA İYİ ANLAMAK İÇİN EK BİLGİ İSTEYEN UYGUN SORULAR
SORMAK
• DUYGULARI DOĞRUDAN İFADE ETMEK GİBİ DAVRANIŞLARLA
GERÇEKLEŞİR.
147
İLETİŞİMDE GÜVEN AZALTMAK
• KONUYU HİÇBİR AÇIKLAMA YAPMADAN DEĞİŞTİRMEK
• DEĞİŞTİRİLEMEYECEK TÜRDEN KONULARA ODAKLAŞMAK
• GEREKSİZ VE YIKICI ELEŞTİRİLERDE BULUNMAK
• ÖĞÜT VERMEK VE İKNA ETMEYE ÇALIŞMAK
• ŞİDDETLE KARŞI ÇIKMAK
• BELİRSİZ ŞEKİLDE HEMFİKİRMİŞ GİBİ GÖRÜNME
• YORUM YAPMA
148
ETKİLİ BİR İLETİŞİM BECERİSİ;BEN DİLİ
BEN DİLİ
SEN DİLİ
*BEN DİLİNİN YARARLARI
149
ETKİN DİNLEMEDE SEN- BEN İLETİLERİ
“BEN DİLİ:
Kişinin o anda karşılaştığı durum ve davranış karşısında kişisel tepkisini
duygu ve düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır yani duygu ve
düşüncelerimizi içtenlikle ifade eden sözcüklerdir. (NAVARO)
”Bana kırıldığını şimdi anladım.”
“Seni bu denli kızdırdığımı bilmiyordum.”
150
Ben dili cümleleri:
*Suçlayıcı ve yargılayıcı yorumlar içermediği için kendinizi rahat hissetmenize
yardımcı olur.
*Gençlerin kendilerine güvenlerinin gelişmesine yardımcı olur.
*Gençlerin kendilerini değerlendirme becerileri kazanmalarına yardımcı olur.
*Beklentileri ifade etmede en etkili yoldur.
*Davranışını değiştirme sorumluluğunu kazandırır.
*Gençler sevildiğini düşünür.
151
*Ben dili cümlelerinde istenmeyen davranışı tanımlayıp, davranışla ilgili
yargıları değil istenmeyen davranışın sizin üzerinizdeki etkilerini ifade edip,
sizde uyandırdığı duyguyu tanımlamak daha etkili iletişimin kurulmasını
sağlar.
152
BEN DİLİ
• ÖZELLİKLE OLUMSUZ DUYGULARIN YAŞANDIĞI DURUMLARDA,
• OLUMSUZ DUYGULARIN YAŞANDIĞI KİŞİYE ÖNCE DAVRANIŞ YADA
DURUM TANIMLANARAK,
• BU DAVRANIŞ VEYA DURUMDAN NASIL ETKİLENDİĞİ
BELİRTİLDİKTEN SONRA,
• NE HİSSEDİLDİĞİNİN SÖYLENMESİNE DAYALIDIR.
153
BEN DİLİNİN YARARLARI
• SEN DİLİNDEKİ GİBİ KİŞİLER SAVUNMAYA GEÇMEZLER,
• BİREY KARŞISINDAKİNİ SUÇLU HİSSETTİRMEZ,
• DİLİ KULLANAN KİŞİNİN NEDEN O DUYGUYU YAŞADIĞI ANLAŞILDIĞI
İÇİN İLETİŞİM SAĞLIKLI OLUR.
• BEN MESAJI ALAN KİŞİ BAŞKALARINI DÜŞÜNMEYİDE ÖĞRENİR.
• YAKINLIĞI ARTIRICIDIR,
• ANLAŞMAZLIKLARI AZALTIR,
• KONUŞAN KİŞİYİ DUYGULARINI BİRİKTİRMEDİĞİ, ETKİLİ OLARAK DİLE
GETİRDİĞİ İÇİN RAHATLATIR.
154
SEN İLETİLERİ
SEN İLETİLERİ
Sen iletilerini kullanmak, iletişimi engeller.
“Yapma şunu.”
“Neden böyle yapmıyorsun?”
“Bunu yapmamalısın.”
“Kötüsün”
“Çocuk gibi davranıyorsun.”
“Daha çok çalışmalısın.”
“Daha çok sınava girmelisin.”
155
Sen iletileri alan genç:
*Davranışını değiştirmeye karşı direnir.
*“Bana yardım edecek bir yol bulacaklarına inanmıyorum.”diye düşünür.
*Sevilmediğini düşünür.
*”Sen de kötüsün.” “Sen de dır dır ediyorsun.” gibi tepkiler verir.
156
*Sen mesajları yaşadığımız gerçek duyguyu iletmez.
*Yorgun olduğu için çocuğuyla oynamak istemeyen anne, baba:
-“Başımın belasısın.”
Derse, SEN MESAJI göndermiş
olur. Bu iletide ,anne ya da babanın
yaşadığı duygu yoktur.
157
SEN DİLİ
• KİŞİYİ SUÇLAYICIDIR,
• DAVRANIŞTAN ÇOK KİŞİLİĞE YÖNELİKTİR,
• YENİDEN KONUŞMA İSTEĞİNİ ENGELLEYİCİDİR,
• KİŞİ KENDİNİ SUÇLANMIŞ VE ANLAŞILMAMIŞ HİSSEDER,
• NEYE KIZILDIĞININ ANLAŞILMAMASINA NEDEN OLUR,
• KİŞİYİ GÜCENDİRİR ,KIRAR,
• KİŞİNİN DİRENMESİNE NEDEN OLUR.
158
KISACA ÖZETLERSEK
Başarılı bir iletişimin temel koşulları şunlardır:
1. Karşımızdaki kişilere saygı duymak; onların varlığını kabul etmek, önemli ve
değerli olduklarını duyumsatmak, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır.
2. Gerçekçi ve doğal davranmak; abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır.
3. İletişimin belki de en önemli öğesi empatidir. Bir kişinin, kendisini
karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısı ile bakması, o kişinin
duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona
iletmesi sürecine ''empati '' adı verilir .
Empati kavramını, dış dünyayı karşımızdakinin penceresinden görmeye
çalışmak olarak tanımlayabiliriz. Kurulan bu duygu ortaklığı, iletişimin gücünü
arttırır, karşılıklı anlaşılma ve iletilerin doğru aktarılmasına olanak sağlar.
159
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İletişim Sadece Konuşma Değildir
İletişim aynı zamanda;
Ne söyleyeceğimizi bilmek,
Bunu ne zaman söylemenin daha uygun olacağına,
Nerede söylemenin doğru olduğuna karar vermek,
En iyi nasıl söyleneceğini düşünmek,
Olayları basitçe anlatabilmek,
Akıcı bir dille ve karşımızdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmek,
Dikkati yoğunlaştırmak ve verdiğimiz iletilerin alınıp alınmadığını ayırt
edebilmektir.
160
SONUÇ OLARAK:
1-Karşınızdakini suçlamak yerine, duygularınızı anlatın:
“Nerede kaldın? Saatin kaç olduğunun farkında mısın?”
YERİNE
“Nerede kaldın seni çok merak ettim.”
2-Cezalandıracağınıza o davranışı benimseyin ve ona yol gösterin:
“Bir kez daha geç kalırsan, asla arkadaşlarına gidemezsin!...”
YERİNE
“Bir kez daha geç kalırsan telefon edip haber verebilirsin.”
161
3-Suçlayacağınıza o davranışı tanımlayın:
“Sivri zekalı ,tembel!”
YERİNE
“Derslerine çalışmadığın zaman endişeleniyorum ve üzülüyorum.”
4-Tehdit edeceğinize duygularınızı açıklayın:
“Bıktım artık, seni geberteceğim!”
YERİNE
“Çok sinirleniyorum, çok içerliyorum, kızıyorum.”
162
İletişimde temel ilke kabul etmedir. Başkasını olduğu gibi kabul etmek, onu
gerçekten sevmektir. Kabul edildiğini duyumsamak, sevildiğini de
duyumsamaktır. Ancak "kabul etme" kavramı, karşımızdakinin söylediği her
şeyi onaylama, ileri sürdüğü düşüncelere katılma veya tüm yorumlarını
kabullenmeyle karıştırılmamalıdır. Burada sözü edilen; düşünce ya da
yorumlarda tümüyle karşıt düşüncelerde yer alsak bile, karşımızdakinin
duygularını anlama ve saygı gösterme çabasıdır.
163
“KAPI ARALAYICILAR”
“anlıyorum”
“oh”
“ilginç”
“öyle mi?”
“doğru mu?”
“ya”
164
KONUŞMAYA DAVET CÜMLELERİ
“bu konuda konuşmak ister misin?”
“bunu tartışalım”
“dinliyorum”
“bu senin için önemli gibi görünüyor”
Download