KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU MESLEK MENSUPLARI İÇİN FİNANSAL YÖNETİM İÇERİK • 1. BÖLÜM FİNANS VE FİNANSAL YÖNETİM • 2. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) PİYASALAR • 3. BÖLÜM FİNANSAL HESAPLAMALAR ve PARANIN ZAMAN DEĞERİ • 4. BÖLÜM RİSK-GETİRİ İLİŞKİSİ • 5. BÖLÜM FİNANSAL TABLOLAR • 6. BÖLÜM PROFORMA FİNANSAL TABLOLAR • 7. BÖLÜM FİNANSAL ANALİZ • 8. BÖLÜM FİNANSAL PLANLAMA • 9. BÖLÜM SERMAYE MALİYETİNİN BELİRLENMESİ • 10. BÖLÜM SERMAYE BÜTÇELEMESİ • 11. BÖLÜM ÇALIŞMA SERMAYESİ • 12. BÖLÜM KAR DAĞITIM POLİTİKASI • 13. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) ARAÇLAR VE DEĞERLEME • 14. BÖLÜM FİRMA DEĞERİ VE FİRMA DEĞERİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER 1. BÖLÜM FİNANS VE FİNANSAL YÖNETİM • • • • • • • Finansal Yönetim, Amaçlar, Finans Teorisinin Temel Kavramları, Finansal Kararlarda Risk –Getiri Dengelemesi, İşletmelerin Hukuki Yapıları, Vergiler, Amortismanlar FİNANSAL YÖNETİM Finans kavramı, işletmenin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için bir yandan gereksinim duyduğu fonların sağlanmasını, öte yandan bulunan bu fonların uygun varlıkları yatırılmasını ifade eder. Diğer bir ifade ile kaynak-kullanım alanlarının yönetimidir. Firmanın fon ihtiyacının sağlanması, finansal planlama, satış politikalarının belirlenmesi, büyük harcamaların ve yatırım kararlarının değerlendirilmesi, firmanın işletme sermayesi politikalarının belirlenmesi, büyük harcamaların ve yatırım kararlarının değerlendirilmesi, firmanın işletme sermayesi politikalarının belirlenmesi, firmaların birleşmesi ve devralmalar finansal riskin yönetimi ve diğer finansal olaylarla ilgili birçok işlem kararını finansal yönetici alır ve bu işlemleri koordine eder. AMAÇLAR Modern finansal yönetim teorisi, firmanın amacının; hissedarların refahını maksimize etmek varsayımı üzerine kurulduğunu kabul eder. Bu amaç, şirketin hisse senetlerinin piyasa fiyatının maksimizasyonunun gerçekleştirilmesi şeklinde ifade edilir. Yukarıda sayılan diğer amaçlar ise tali amaçlar olarak kabul edilebilir. Finans yöneticisi aşağıdaki faktörleri yöneterek ortakların refahının maksimizasyonunu sağlayabilir: • Firmanın bugünkü ve gelecekteki hisse başına gelir durumu, • Bu gelirlerin (karların) zaman içerisindeki akışı ve risk derecesi, • Kar payı (temettü) politikası. FİNANS TEORİSİNİN TEMEL KAVRAMLARI Finans teorisinin temel konuları on temel başlık altında sınıflandırılabilir. Bunlar, • Risk – getiri ilişkisi, • Paranın zaman değeri, • Nakit, • İlave nakit akımları, • Rekabetçi piyasalar, • Etkin sermaye piyasaları, • Temsil (acente) problemi, • Vergiler, • Risk farklılığı • Etiktir FİNANSAL KARARLARDA RİSK –GETİRİ DENGELEMESİ Finans teorisinin en önemli konusu fonların risk-getiri dengesinin ortaya konulmasıdır. Firmalarda risk ve beklenen getiri oranı arasında pozitif bir korelasyon vardır. Bütün finansal kararlar bir çeşit risk-getiri dengesini içerir. Bir finansal kararda risk arttıkça bundan beklenen getiri oranı da artar, azaldıkça düşer. Risk-getiri olayının etkin değerlendirilmesi, refah maksimizasyonu planının önemli bir bölümüdür. Bu nedenle, birçok yatırımcı belirli bir risk-getiri alt ve üst sınırı içerisinde hareket ederek yatırım portföyünü kurar. Yatırımcının yüksek riske sahip bir menkul değeri (hisse senedi, tahvil vb) kabul edebilmesi için, kendisini tatmin edecek bir risk priminin risksiz getiri oranına eklenerek, riski de içeren bir getiri oranı olarak sunulması gerekir. İŞLETMELERİN HUKUKİ YAPILARI İşletmeler hukuki yapılarına göre; • Tek kişi işletmeleri, • Şirketler (ortaklıklar) a) Adi ortaklık b) Ticari ortaklık olarak ayrılırlar. Tek kişi işletmelerinde, işletmenin sahibi bir kişidir ve sonuç sorumluluğu (kar-zarar) bu kişiye aittir Adi ortaklıklar, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olarak herhangi bir amaç için iki veya daha fazla kişi tarafından kurulan işletmelerdir. Kuruluşu tek kişi işletmeleri gibidir. Ortaklar yazılı (açık) ya da sözlü (zimmi) anlaşma yapabilirler. Ticari ortaklıklar, Türk Ticaret Kanunu’na tabi olarak kurulan şirketlerdir. Bunlar; şahıs (kişi) şirketleri ve sermaye şirketleri olarak ayrılırlar. • Şahıs şirketleri, kolektif ve adi komandit, • Sermaye şirketleri ise limited, anonim ve hisseli komandit şirketler olarak ayrılır. VERGİLER Finansal yönetici firmada doğru bir finansal karar ve yatırım kararı alabilmek için firmanın vergi yapısını ve vergiyle ilgili olarak yasal teşvik ve indirimleri bilmesi gerekir. Diğer bir ifade ile finansal yönetici şu konular üzerinde durmalıdır: • Firması gelir veya kurumlar vergisinden hangisine tabidir? • Vergi matrahını bulabilmek için yasaya göre ticari kara ilave edilecek giderler ve kardan düşülecek gelirler nelerdir? • Vergi ile başka fonlar da ödenecek midir? • Faiz ve temettü gelirleri ve giderleri var mıdır? • Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar ile olağan gider ve zararlar nelerdir? • Olağan dışı gelir ve karlar ile olağan dışı gider ve zararlar nelerdir? • Vergi teşvikleri ve vergi muafiyetleri var mıdır? • İstihdam teşvikleri, örneğin SGP istisnaları var mıdır? • Yeni veya tevsi yatırımları için Kalkınma Ajansı veya AB Hibe fonlarından yararlanma imkanı var mıdır? Hangi konulardadır? • Hangi tip amortisman uygulanmaktadır? • Geçmiş yıl firma zararları var mıdır ve varsa ileriye taşınacak mıdır? AMORTİSMANLAR Amortisman bozulmaya kırılmaya eskimeye, tükenmeye demode olmaya maruz bulunan duran varlıkların mal oluş (edinme) bedellerinin amortisman ömrü içerisinde, paylara ayrılarak gider yazılmasıdır. Amortisman Ayırma yöntemleri Normal amortisman yöntemi, duran varlık, amortisman ömrü içerisinde eşit taksitler halinde amortismana tabi tutularak gider yazılır ve yok edilir. Amortisman ömrü varlığın ekonomik ömrü değildir; yasalarla belirlenen ömrüdür. Şöyle hesaplanır: • Amortisman gideri = (Maliyet- Hurda değer)/ Amortisman süresi Hızlandırılmış amortisman yöntemi, amortisman ömrü normal amortismanın aynısıdır. Amortisman oranı ise, normal amortisman oranının 2 katıdır ve her yıl kalan varlığın net değeri üzerinden ayrılır. Olağanüstü amortisman yöntemi, duran varlıkların yangın, heyelan, sel, su basması, varlığın teknolojisinin ve modasının geçmesi gibi durumlarda firmanın başvurusu üzerine Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından zarar durumuna göre yeniden belirlenen oranlarda amortisman ayrılmasıdır. 2. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) PİYASALAR • • • • • • • • • • • • Finansal Piyasalar, Finansal Araçlar, Para ve Sermaye Piyasaları, Repo, Banka Kredileri, Menkul Kıymet Borsaları, Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları, Varant Piyasası, Döviz-Altın Piyasaları, Futures ve Forward Sözleşmelerinde Fiyatlama, Opsiyon ve Swap Sözleşmelerinde Fiyatlama, Auction (Mezat) Piyasası, Euro Piyasalar) Finansal Piyasalar • Geleneksel ifadesiyle piyasa kavramı, herhangi bir malın veya hizmetin alıcı ve satıcısının, yani arz ve talebinin karşılaştığı ve fiyatının belirlendiği yerler, mekânlar olarak adlandırılır. • Ekonomik literatürde finansal piyasa kavramı çoğu kez finansal sistem, finansal kesim, finansal sektör ya da finansal kurum kavramlarıyla eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Hâlbuki, örneğin bir finansal kurum bir ekonomide finansal sistemi oluşturan unsurlardan biridir. Finansal piyasa ise finansal sistemin içindeki bir bölümdür. Piyasa sistemden daha dar bir anlam taşır. • Bir ekonomideki farklı finansal piyasalar beraberce o ekonomideki finansal sistemi ya da organizasyonu oluştur. Ancak her finans piyasası içerisinde, finansal sistemin unsurları; fon sunucu ve kullanıcıları, kendine özgü finansal araçları, kurallar ve kurumlar yer alır. Finansal sistem farklı işlevlere sahip bu piyasaların bir bütünüdür. Finansal Araçlar • Finansal piyasalar oluşum biçimlerine, kullanılan belgelerin özelliklerine ve fon transferinin içerdiği vadeye göre gruplandırılabilirler. • Piyasaların bu ayırımında çoğu kez kesin çizgiler yoktur. Bir piyasa bir diğer piyasanın alt piyasası veya diğer bir piyasanın paraleli olabilir. Bir piyasanın tipik bir kurumu çoğu kez diğer bir piyasa içerisinde de yer alabilir, faaliyette bulunabilir. Burada yapılacak ayırım teorik tabanlı ve fonksiyonel içerikli bir ayırım olacaktır Para Piyasaları • Para piyasaları (money markets) kısa süreli fon transferinin yapıldığı piyasalardır. Bu piyasada vade teorik olarak bir günden bir yıla kadar, uygulamada genel olarak l -91 gün (3 ay) arasında değişir. Piyasanın temel kurumları Merkez bankası, Hazine, mevduat ve ticaret bankaları, banka yatırım fonları, özel finans kurumları ile bazı durumlarda menkul kıymet borsası aracıları ile döviz büfeleridir. • Para piyasalarının finansal araçları ticari senetler (bono, poliçe, çek) banka mevduat hesapları, mevduat sertifikaları, hazine bonoları, finansman bonoları, katılma belgeleri, kredi kartları dahil olmak üzere çeşitli kısa süreli kredi sözleşmeleridir. Son yılların en yaygın para piyasası tekniği ise repo’dur. Bankalararası para transferinin gerçekleştiği ve gecelik (over-night) faizlerin oluştuğu merkez bankası interbank’ı Türkiye’de para piyasasının önemli bir alt piyasasıdır. • Para piyasası enstrümanları ticari senetler (bono, poliçe, çek), kısa süreli banka kredileri, hazine bonoları, finansman bonoları, çeşitli dövizler gibi kısa vadeli işlem araçlarını sayabiliriz. Repo Bu teknikte, taraflardan biri elindeki menkul değerlerini belli bir fiyattan geri satın alma koşuluyla satar. Karşı taraf ise, bu varlığı ileride geri satmak amacıyla satın alır. Menkul kıymeti satın alan taraf, repo süresi sonunda yatırdığı parasını faiziyle birlikte geri alırken, bu koşulla aldığı finansal aracı geri verir. Repo işlemlerinde vade 1–30 gün arasında değişir Repo işlemleri aşağıdaki menkul kıymetler üzerine yapılabilir. • Devlet tahvilleri ve Hazine bonoları • Kamu Ortaklığı İdaresi senetleri ve Toplu konut İdaresi tarafından ihraç edilmiş borçlanma senetleri ile yerel yönetimlerin SPK çerçevesinde çıkardıkları borçlanma senetleri • Bunlar dışında kalan, ancak, İMKB’de işlem gören borçlanma senetleri İşlemin teknik formaliteleri şöyle sıralanabilir: • Taraflar arasında repo işlemini belirten bir sözleşmenin düzenlenmesi, • Bu sözleşme çerçevesinde işleme konu edilen menkul değerlerin ya teslim edilmesi ya da repoyu yapan banka tarafından düzenlenecek saklama makbuzu karşılığı emanete alınması, • Vade sonunda saklama makbuzu veya menkul değerin karşı tarafa iade edilmesi karşılığında repo bedelinin faiziyle geri ödenmesi. Banka Kredileri Kredi bir paranın veya itibarın (güvenin) belli bir süre için tekrar geri verilmek koşuluyla belli bir bedelle karşı tarafa ödünç verilmesidir. Nakit olarak verilen kredilerin bedeli faizdir. Nakit dışı kredilerin yani itibarın transferinin karşılığı belli bir komisyondur. 1. Nakit krediler • İskonto ve iştira kredileri • Spot kredi • Borçlu cari hesaplar (B C/H) B C/H’lar bankaca kabul edilen teminatının özelliğine göre aşağıdaki türlere ayrılırlar • Açık kredi • Kefalet mukabili kredi • Teminatlı kredi 2. Nakit dışı (Gayrınakdi) krediler • Akreditifler • Kabul-Aval kredileri • Prefinansman kredisi • Teminat mektupları Teminat mektupları, süresine ve konusuna göre aşağıdaki türleri ayrılır • Geçici teminat mektupları • Kesin (Kat’i) teminat mektupları • Avans teminat mektupları • Özel konulu teminat mektupları Sermaye Piyasaları • Sermaye piyasaları (capital markets) orta (1–3 yıl) ve uzun (3–40 yıl) vadeli fon transferlerinin gerçekleştiği belirsizliği fazla ve riski yüksek piyasalardır. Piyasaların temel finans kurumları kalkınma ve yatırım bankaları, menkul kıymet borsaları, bu organizasyon içersinde broker ve dealer olarak işlem yapan borsa aracılık şirketleri, çeşitli sigorta şirketleri, emeklilik fonları, yatırım ortaklıkları, tasarruf sandıkları, ipotek (mortgage) bankaları, leasing şirketleri, orta ve uzun vadeli fon sunumunda yatırım bankacılığı hizmetleri veren mevduat ve kalkınma bankaları, bireysel emeklilik şirketleri ve benzerleridir. • Sermaye piyasasının temel finansal araçları kamu ve özel kesim anonim şirketlerine ait tahvil ve hisse senetleri, Hazine tahvilleri, orta ve uzun vadeli sigorta poliçeleri, işletme ve yatırım kredileri sözleşmeleri ve benzeri finansal araçlardır. Menkul Kıymet Borsaları • Bu borsalarda daha önce ihraç edilmiş menkul kıymetler belirli bir düzen ve prosedür içerisinde arz ve talep koşulları altında alınır ve satılırlar. Bu nedenle borsalar belli bir birikime sahip tasarruf sahiplerinin işletmelere katılması kolaylaştırarak ekonomideki tasarruf hacminin yükseltilmesinde önemli roller oynarlar • Borsa işlemleri belli zaman dilimleri içerisinde, belli kurallar altında ve belli standartlara göre yürür. Menkul kıymetlerin alım satım İşlemleri yetkilendirilmiş aracılar (broker) tarafından yapılır. Brokerlerin kendi nam ve hesabına işlem yapanına dealer denilir. Brokerler işlem karşılığında kurtaj adı verilen bir komisyon alırlar. Borsada belli bir ya da birkaç menkul kıymetin fiyatına istikrar kazandırmak isteyen dealera piyasa yapıcısı (market-maker) adı verilmektedir. Menkul kıymet borsalarının ekonomik işlevleri şunlardır: • Tasarruf sahiplerine likidite sağlama, • Menkul kıymetle sağlıklı fiyat oluşturma, • Güvenli bir yatırım ortamını oluşturma, • Ekonomi ve menkul kıymeti yayınlayan şirket hakkında barometre görevi yapma, • Mülkiyeti tabana yayma, • Sermayeye hareket kazandırma. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. VOP, fiyat dışındaki şartları standartlaştırılmış bir vadeli sözleşmenin işlem gördüğü piyasalardır. Bu piyasalarda sözleşmeye konu teşkil eden ürün kontrat şartlarına uygun olarak ileri bir teslimat tarihinden alınıp satılmaktadır. Kısa (short) ve Uzun (Long) Pozisyonlar Bir vadeli işlem sözleşmesini alan taraf uzun (long), satan taraf ise kısa (short) olarak adlandırılır. Uzun pozisyondaki kişi açığa alış yapmış gibidir ve fiyatların yükselmesini umar. Kısa pozisyondaki ise açığa satmış gibidir ve fiyatların düşmesini bekler. Alan taraf (long) sözleşmenin fiyat artışından kar ederken, kısa taraf zarar eder. Benzer şekilde, sözleşmenin fiyat düşüşünde long pozisyon zarar, short pozisyon kar eder. Likidite faktörü Piyasada işlem yapan yatırımcıların bilmesi gereken en önemli noktalardan biri, bazı sözleşmeler ve bazı vadelerin diğerlerine göre daha aktif olarak alınıp satıldığı, dolayısıyla daha likit olduğudur VOB Sözleşme türleri • Vadeli işlemler sözleşmeleri döviz (TL/Dolar, TL/Euro), • Faiz (DİBS 91 ve 365 gün), • Endeks (İMKB 30) ve • Emtialar (pamuk, buğday) üzerinde yapılmaktadır. Varant Piyasası Elinde bulunduran kişiye dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteliğinde sermaye piyasası aracıdır. 1. İşlem aşamasına göre finansal piyasalar Finansal piyasaları, bünyesinde işlem gören finansal araçların (belgelerin) ihracından itibaren geçirdiği işlem aşamaları ve işlemin yapıldığı kurumlar esas alınarak farklı alt bölümlere ayrılabilir. Birincil piyasa (ihraç piyasası) menkul kıymetlerin ilk çıkarımında oluşan piyasaya verilen isimdir. Çıkarımda halka arz, blok satış bu piyasanın temel yöntemleridir. İkincil piyasa (borsa) daha önce ihracı yapılmış olan menkul kıymetlerin tedavül ettiği organize piyasalardır. Menkul kıymet borsaları aynı zamanda ikincil piyasalar olarak da adlandırılırlar. Üçüncül piyasa hisse senetleri borsaya kote edilmiş anonim şirketlerin daha önce ihracını yaptığı hisse senetlerinin ve yine daha önce ihracı yapılmış Hazine tahvil ve bonolarının borsa dışında bankalar, borsa aracıları (dealer) vb kurumların ofislerinde alınıp satılmalarıyla oluşan piyasadır. Piyasa, tezgâh üstü piyasa olarak da adlandırılmaktadır. Dördüncül piyasa, yayınlanan menkul kıymetlerin yatırımcısıyla çıkarımı yapan şirket veya kurum arasında el değiştirmesiyle oluşan piyasadır. Yatırım fonları katılma belgeleri ile açık uçlu yatırım ortaklıklarının hisse senetleri tasarruf sahibi ile şirket veya fon yönetimi arasında direkt olarak el değiştirdiğinden bu tür piyasalardandır. 2. Finansal aracın türüne göre piyasalar Bir piyasada sadece belli bir tür finansal araç ticareti yapılıyorsa ya da piyasa belli bir finansal aracın işlemi üzerinde ihtisaslaşmışsa genellikle o finansal aracın adıyla anılır. Örneğin tahvil piyasası, bono piyasası, hisse senedi piyasası, rüçhan hakkı piyasası, kamu kâğıtları piyasası, repo piyasası gibi… Döviz ve Altın piyasaları Döviz ve efektif diğer mallar gibi arz ve talebi ile fiyatı olan finansal varlıklardır. Bir dövizin ya da efektifin ulusal para cinsinden fiyatına döviz ya da efektif kur adı verilmektedir. Bir ekonomide dövizin fiyatını tıpkı diğer mal ve hizmetlerin fiyatında olduğu gibi arz ve talep belirler. Bu değişkenlerin belli başlılarını şöyle sıralayabiliriz: - Ülkedeki reel faiz oranları düzeyi, - Dış ticaret (ihracat-ithalat) dengesi, - Ödemeler dengesinin pozisyonu, - Ülkenin satın alma gücü ve paritesi, - Başta para politikası olmak üzere uygulanmakta olan ekonomi politikaları. Döviz piyasaları, spot ve vadeli döviz piyasaları olarak iki kısma ayrılır: • Spot döviz piyasası over-the counter biçiminde; alışverişlerin elektronik ortamda veya karşılıklı ikili anlaşmalarla, teslim ve ödemenin hemen yapılması esasına göre çalışır. Bu piyasada oluşan kur “spot döviz kuru” denir. • İkinci piyasa olan vadeli döviz piyasasında ise anlaşma şimdi, teslim ve ödemeler daha sonraki bir tarihte yapılır. Bu piyasada geleceği yöneliktir. Fiyatlar, “futures kur” veya “forward kur” olarak adlandırılır. Döviz ve Altın piyasaları 1. Kurallarına göre finansal piyasalar Piyasayı düzenleyen yerleşik kurallarına göre finans piyasaları organize ve organize olmamış finans piyasaları biçiminde bir ayırıma tabi tutulabilir. Organize piyasalar, devletin sıkı gözetim ve denetimi altında çalışan piyasalardır. 2. İşlemin özelliğine göre finansal piyasalar Menkul kıymet, döviz, altın, endeks gibi varlıklar ve değerler üzerinde uygulanabilen farklı ve yeni finansal teknikler sonucunda ortaya çıkan ve finans literatürüne giren bu piyasaları daha önce de vurgulandığı üzere bazen kesin çizgilerle birbirinden ayırabilmek zordur. Bununla birlikte piyasa türlerini gösterebilmek amacıyla piyasanın özelliği ve tekniği dikkate alınarak aşağıdaki gibi bir ayırıma gidilmiştir. Spot Piyasa: Bir şeyin peşin para karşılığı hemen teslim koşuluyla alışverişinin yapıldığı piyasaların genel adıdır. Nakit piyasa adı da verilen bu piyasada bir yanda elinde nakit parası olan ve istediği şeyi almak isteyen alıcılar, diğer yanda hazır malını peşin olarak satmak isteyen satıcılar yer alır. Günlük hayatımızda genellikle karşılaştığımız piyasalar bu piyasalardır. Sözleşme piyasaları:Spot piyasaların alternatifi vadeli işlemler piyasalarıdır. Bu piyasalarda alıcı ve satıcı alım-satım sözleşmesini şimdi yapar, ancak, teslim ve ödemeler gelecekteki bir tarihe kaydırılır. Burada gelecek (futures) genellikle bir haftadan başlayarak daha uzun bir vadeyi içermektedir. Vadeli piyasa spot piyasanın alternatifi olduğundan piyasalarda oluşan fiyatlar birbirinin etkisi altındadır. Vadeli işlem piyasaları futures, forward, opsiyon ve swap piyasaları olarak gruplandırılabilir. Bu piyasalar geleceğe yönelik işlemleri içerdiğinden, işlemlerde belirsizlik koşulları altında fiyatlama ve risk yönetimi uygulanır. Finansal futures piyasaları Futures piyasası, vadeli işlemlerin bir borsa içersinde sözleşmeler (kontratlar) aracılığıyla yapıldığı bir gelecek piyasasıdır. İşlemler hem piyasa koşullarının gelecek için içerdiği risklerin başkası üzerine devredilmesi (hedging) yani riskin devredilmesi, hem de spekülasyon geliri sağlama amacı taşıyabilir. Futures sözleşmeleri emtia, döviz, endeks ve finansal futures sözleşmeleri olmak üzere dört grupta toplanabilir. • Emtia (mal) sözleşmeleri altın, buğday, şeker, kahve, mısır, soya, ham petrol, dondurulmuş tavuk, pamuk gibi mallar üzerine çekilebilirler. • Döviz sözleşmeleri, çeşitli konvertible dövizlerin geleceği yönelik alım satımını düzenleyen kontratlardır. Gelecekteki döviz kurları tahmin edilerek düzenlenen bu sözleşmeler forward kontratı olarak da adlandırılır. • Endeks sözleşmeleri, çeşitli borsa endeksleri üzerine düzenlenirler. • Finansal futures sözleşmeleri, hazine bonoları (T-Bill), devlete tahvilleri (T-Bond), birinci kalitede ticari senetler, mevduat sertifikaları, ipotekli borç senetleri (GNMA), belediye tahvilleri üzerine düzenlenen sözleşmelerdir. Finansal futures piyasaları Finansal futures sözleşmelerinde fiyatlama Bir futures sözleşmesinin teorik fiyatı, işleme konu ürünün spot fiyatı ile bu fiyatı sözleşme vadesine taşımanın maliyeti ve işlem giderlerinin toplamından oluşur. Teorik futures fiyatı(Ff) = Spot fiyat + taşıma maliyetleri + işlem giderleri Arbitraj, bir ürünün mekansal veya zamansal açılardan birbirinden farklı olan iki piyasa arasında transfer edilmesi yoluyla kar sağlamaya yönelik işlem ya da işlemlerdir. Bu işlemle ürün, fiyatının ucuz olduğu piyasadan satın alınarak pahalı olduğu piyasada satılır. Finansal piyasalarda kolaylık getirisi şu durumda gerçekleşebilir. Eğer bir tahvilin kupon getirisi para piyasası faiz oranı (repo) altında kalmışsa, basis pozitiftir; tersi durumda ise negatiftir. Basis durumu Spot piyasa Futures piyasa Düşen basi →Yüksek fiyat- SATIŞ → Düşük fiyat- ALIŞ Yükselen basis →Düşük fiyat- ALIŞ → Yüksek fiyat- SATIŞ Finansal futures piyasaları Forward sözleşmelerinde fiyatlama Forward sözleşmesi, borsa dışında serbest piyasada bankalarla bankalar veya bankalarla müşterileri arasında döviz üzerine yapılan bir gelecek işlemidir. Forward sözleşmelerini bankalar düzenler. Bu yüzden borsa içersinde işlem gören döviz futuresleri kadar güvenilir sayılırlar. Forward işlemleri döviz ve faiz üzerine düzenlenebilirler. Forward işlemleri vadeli satış yapan dış ticaret firmaları açısından kur riskinin düşürülmesi yönünde önemli bir finansal tekniktir. Faiz forwardları’nda sözleşme tutarı üzerinden kayıp ve kazançlar BBA (The British Bankers Association) tarafından belirlenen şekilde hesaplanmaktadır. Kazanç ya da kayıp, forward faizi ile vade içersinde gerçekleşen LİBOR arasındaki farka dayanır. Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama Finansal açıdan opsiyon, bir tarafa, belli bir değeri, önceden belirlenmiş bir tarihte, belli bir fiyattan satma (put option) veya satınalma (call option) hakkını veren bir sözleşmedir. Opsiyon sözleşmeleri gelecekte muhtemel ters fiyat değişimlerinin oluşturacağı risklerden korunmak amacıyla satın alınırlar. Opsiyon sözleşmelerinde futures sözleşmelerinde olduğu gibi temel olarak iki amaç taşırlar: •Riskten korunmak (hedging) •Spekülasyon yoluyla kazanç sağlamak Bir opsiyon sözleşmesinin fiyatı genel olarak üç faktöre bağlıdır: •Sözleşmeye konu olan ürünün cari piyasa fiyatı ile opsiyon kullanma fiyatı arasındaki fark (strike price) Mevcut ürünlerin volatilitesi Opsiyon sözleşmesinin vadesi Opsiyon sözleşmesinde fiyatlama • Swap sözleşmelerinde fiyatlama Swap işleminde, genellikle bir spot piyasa işlemi ile bir vadeli piyasa işlem birleştirilerek tek işlem haline getirilir. Bununla birlikte işlem “spot-vadeli” dışında, “vadeli-vadeli” biçiminde de yapılabilir. • Faiz swapı’nda sabit faizle alınmış bir kredinin vadesi içerisinde cari faiz oranlarının düşmesi karşısında oluşabilecek zararın önlenmesi düşüncesi vardır. • Döviz swapı’nda ise belli bir döviz cinsinden alınmış borcun, vade içerisinde kur artışlarının getireceği zarardan korunma düşüncesi vardır. • Swap sözleşmeleri ikincil piyasalarda gün geçtikçe önemini artıran, likidite gücü yüksek finansal araçlar haline gelmektedir. Auction (mezat) piyasası Mezat piyasası, belirli menkul değerlerin ticaretinin bağımsız hareket eden bir üçüncü (aracı) kişi tarafından yürütüldüğü, borsa içinde oluşan özel bir piyasadır. Piyasanın dört temel unsuru vardır. • Fiziksel bir mekân (borsa) ve merkezi ticaret • Benzer karakterde, homojen finansal araçlar • Alım-satış işlemlerinde önceden belirlenmiş limitler • Mezat işlemini yürüten bir kişi ya da kurum Over-the counter (Tezgâhüstü) piyasa Daha önce çıkarımı yapılmış menkul değerlerin bankalarda ve borsa aracılarının ofislerinde alınıp satılmasıyla veya tahvillerin ilk ihracının yapılmasıyla oluşan piyasalar “Tezgah üstü” piyasa olarak adlandırılmaktadır. Negotiated (muvazaalı) piyasa Bu piyasada bir finansal varlığın alıcı ve satıcısı fiyat ve miktar açısından genellikle kendi aralarında direkt olarak anlaşırlar. Bazen de işlemlerde bir broker veya dealer’dan yararlanılır ve alıcılarla satıcılar birbirlerini tanımazlar. Euro piyasalar Euro piyasalar uluslararası finans piyasalarıdır. Bu piyasalar genellikle hükümet kontrollerinin az olduğu veya hiç bulunmadığı, yerel kuralların finansal yatırımcılar açısından uygun olduğu ülkelerin piyasalarıdır. İsviçre, Hollanda, İngiltere, Lüksemburg, Fransa, Bahamalar, Cayman Adaları, Singapur, Hong-Kong, Bahreyn, Güney Kıbrıs gibi off-shore bankacılık merkezlerinin bulunduğu ülkelerin finans piyasaları bu piyasalara örnek olarak gösterilebilir. Euro piyasalar kendi içerisinde finansal aracın türüne ve yoğunluğuna göre, - Euro para piyasası - Euro bono-tahvil piyasası - Euro hisse senedi piyasası şeklinde gruplandırılabilir. 3. BÖLÜM FİNANSAL HESAPLAMALAR ve PARANIN ZAMAN DEĞERİ • • • • • Finansal Araç Kavramı, Özellikleri, Faiz-Iskonto-Maliyet-Getiri Kavramları, Hesaplama Yöntemleri, Reel Getiri Kavramı Finansal Araç Kavramı • Finansal araç, para ve sermaye piyasalarında fon transferi için tarafların düzenlediği ve kullandığı belgelerdir. Dolaysız ve dolaylı finansal araçlar, para piyasası araçları, sermaye piyasası araçları gibi temel ayırım biçimleri yanında banka kartı, kredi kartı, hazine bonosu, hazine tahvili, hisse senedi, mevduat hesap cüzdanı ve benzeri adlandırmalar yapılabilir. • Dolaysız finansal araçlar (direkt securities), bir ekonomide fonu bizzat kullanan nihai yatırımcıyı temsil eder. Bu belgelerin en yaygın olanları tahviller, hisse senetleri ile finansman bonolarıdır. • Dolaylı finansal araçlar (indirekt securities) ise, ekonomide fonu bizzat kullanan nihai yatımcıyı değil, fon transferinde zincirin Bu belgelerin başlıcaları banknotlar, mevduat hesap cüzdanları ile sertifikaları, fona katılma belgeleri, sigorta poliçeleri, banka kartları, kredi kartları, kredi sözleşmeleri, banka opsiyonları, forward sözleşmeleri ve bizzat aracılarca yayınlanmış devredilebilir veya devredilemez nitelik taşıyan benzeri belgelerdir bir halkası olarak yer alan finansal aracıyı temsil eder. Finansal Araçların Özellikleri Finansal araçları birbirinden ayıran başlıca özellikler söyle sıralanabilir: Aracın adı: Finansal araçlar yayınlayıcısı kişi veya kurumun kimliği, vadesi, içerdiği hak ve teminat, kupon ödeme dönemi, pazarlanabilir nitelikte olup olmadığı gibi çeşitli kıstaslara göre farklı adlar altında toplanabilirler. Finansal aracın vadesi :Aracın içerdiği vade, satın alınan finansal aracın bugünden başlayarak yayınlayıcısı tarafından geri ödenecek olduğu tarihe kadar beklenmesi gereken süredir. Finansal aracın taşıdığı hak: Finansal araçların bir bölümü elinde bulunduran finansal yatırımcıya sahiplilik (ortaklık), bir bölümü alacaklılık, bir bölümü belli bir şeyi kullanım (intifa), bir bölümü ise bir şeyden yararlanma hakkı verir. Finansal aracın teminatı: Finansal araçlara bağlı bulunan teminat, araçların kalite göstergesidir. Tüm finansal araçların ana teminatı fon kullanan ekonomik birimin gelir yaratma kapasitesidir. Kupon ödeme aralığı: Faize dayalı enstrümanlarda, faiz ödemesi aracın türüne göre ya vade sonunda (bono) veya vade içersinde belli aralıklarla (tahvil) yapılır. Tahvillerde faiz ödemeleri, vade boyunca standart dönemlere bağlanmıştır. Finansal aracın pazarlanabilme yeteneği: Bir finansal aracın pazarlanabilme yeteneği, geri ödeme tarihinden önce ikinci piyasada (borsada) oluşabilecek alış-satış maliyetleri arasındaki marja bağlıdır. Finansal aracın faiz ödeme şekli: Finansal araçların faiz ödemeleri, örneğin tahvillerde faiz kuponlarının kesilmesi şeklinde veya bonolarda bono bedelinin vadeye göre ıskontosu biçiminde yapılabilir. İşlem vergisi: Tahviller ile bonoların faiz gelirleri işlem vergisi (muamele-gider vergisi) finansal yatırımcısına değil, ihraç eden şirketi ilgilendirir. Faiz hesaplama yöntemi: Faiz işlemleri çoğu kez finansal aracın türü ve vadesine göre farklı biçimlerde hesaplanır. Faiz-Iskonto Kavramları Faiz, geçici bir süre için devralınan fonun bu süre için kullanım fiyatı veya bedelidir. Bu fiyat, fonun kullanılma süresine bağlı olarak genellikle bir yıl üzerinden oran biçiminde ifade edilir. Faiz tutarının hesabında, kullanılan fon tutarı vade dikkate alınarak belirlenmiş bu oranla çarpılır. İskonto, gelecekte ele geçecek bir değerin bugünkü fiyatını hesaplamak için yapılan ters kapitalizasyon işlemidir. . Burada, değerin indirgenmesinde kullanılacak oran, piyasa kazanma oranı, firmanın ortalama sermaye maliyeti oranı, piyasa faiz oranı ya da yatırım projelerinin değerlendirmesinde özsermaye maliyeti olabilir. İskonto işlemi, bir yatırımın gelecekte sağlayacağı nakit akışlarını “paranın zaman değeri”ne uyarlamak için kullanılmaktadır. Faiz Hesaplama Yöntemleri Basit faiz yönteminde, borç veya alacağa esas olan bedele yani sadece anaparaya faiz yürütülür. Bu yöntemde faiz tutarının hesaplanmasında kullanılan geleneksel formül, basit faiz formülü olarak bilir. F = a x n x i / 360 veya 365 F: Vadeye kadar hesaplanan faiz tutarı A: Anapara i: Yıllık faiz oranı n: Vade (gün olarak) Bileşik faiz yöntemiyle hesaplamada, dönemsel faiz hesaplamaları dikkate alınır ve elde edilen faiz gelirine tekrar faiz yürütülür. Türkiye’de bankalar, ÖPVİK’ ya göre dönemleri üç aydan az olmamak koşuluyla kısa süreli kredilerine bileşik faiz hesabıyla faiz işlemi yapabilirler. Adi işlemlere bileşik faiz yöntemi uygulanmaz. Bileşik faiz tutarı (f) = 𝑎 (1 + 𝑖)𝑛 - 1 a: anapara m: yıl içerisindeki dönem sayısı n: vadeye kadar dönem sayısı F: vadeye kadar faiz tutarı Reel Getiri Kavramı Getiri, yatırım sahibinin belirli bir dönem içerisinde yatırımından sağladığı net nakit girişidir. Maliyet ise, kullanılan kaynak karşılığında aynı dönem içerisinde katlanılan net nakit çıkışını ifade eder. Getiri ve maliyet kavramlarında zaman dilimi bir yıl olarak kabul edilerek sonuç yüzde veya tutar olarak ifade edilir. Nominal getiri, yatırımın sahibinin belli bir dönem içerisinde enflasyondan arındırılmamış net kazancı veya kaybının oransal ya da tutarsal ifadesidir. Reel getiri ise, bu kazanç veya kaybın o dönemi içeren enflasyondan arındırılmış şeklidir. Nominal getiri hesaplanırken yatırımı ilgilendiren cari vergilerle, diğer kesintiler (fonlar ve benzeri) dikkate alınır. 4. BÖLÜM RİSK-GETİRİ İLİŞKİSİ • RİSK VE GETİRİ, • RİSKİN ÖLÇÜLMESİ RİSK VE GETİRİ Risk: Finansal açıdan risk, beklenen getirinin gerçekleşen getiriden sapma olasılığıdır. Yatırımcının yapmış olduğu yatırımdan sağlayacağı verimin, beklenen verimin altına düşme veya üstüne çıkma olasılığı söz konusudur. İşte bu olasılık, yatırımcı açısından yapmış olduğu yatırımın riskini oluşturur. Örneğin, bir menkul kıymetin gerçekleşen getirisi, beklenen, tahmin edilen getiriden ne kadar büyük farklılık veya sapma gösteriyorsa, söz konusu menkul kıymetin riskinin o kadar yüksek olduğu söylenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta kişilere göre risk nedir? Bu soruya verilen cevapların hemen hepsinde bazı ortak noktaların bazı dikkat çekmesidir: Birincisi riskin geleceğe ilişkin “belirsizlik” çağrıştıran bir kavram olmasıdır. İkinci ortak nokta olarak risk belirsizliğin içinde “olumsuz” bir şeyin ortaya çıkma ihtimalini akla getirmektedir. Bir başka ifade ile beklentilere “ters” bir şeyin ortaya çıkma ihtimalidir Bu çerçevede “risk yönetimini” en basit şekilde; “geleceğe ilişkin belirsizlikten aleyhimize bir sonuç çıkması ihtimalini azaltmak veya lehimize bir sonuç çıkma ihtimalini güçlendirmek” biçiminde tanımlayabiliriz. Risk yönetim süreci risklerin tanımlanması, risklerin ölçülmesi, uygulama ve takip – değerlendirme olmak üzere dört temel bileşenden oluşmaktadır. RİSK VE GETİRİ Getiri: Bir yatırımdan belirli bir dönem içinde yapılan yatırıma karşılık elde edilen gelirdir. Getiri çoğunlukla başlangıçtaki menkul değerin pazar fiyatının yüzde oranı olarak tanımlanmaktadır Beklenen Getiri: Beklenen getiri, belli bir dönem getirileri ile bu getirilerin gerçekleşme olasılıklarının çarpımının toplamıdır. Başka bir deyişle, beklenen getiri, risk veya belirsizlik ortamında beklenen değer sonuçlarının ortalama değerini ölçmeye yarayan bir ölçüttür. Risk ve Getiri ile ilgili bazı temel kavramlar İstenen Getiri Oranı: Bir yatırımcıyı yatırım yapmaya razı eden en az getiri oranıdır. Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli: herhangi bir menkul kıymetin beklenen risk primi, menkul kıymetin betası ile piyasa risk priminin çarpımına eşittir Riskten Kaçınma: Tüm koşullar eşitken, yatırımcıların riskli varlıklar arasında en az riske sahip olanı seçeceği yönündeki varsayımdır. Volatilite: Bir menkul kıymetin riskinin bir ölçüsüdür Çeşitlendirme: “Tüm yumurtaları aynı sepete koymayın” ifadesi ile aynı anlama gelmektedir. Açığa Satış: Sahip olunmayan bir menkul kıymetin satılması işlemidir. RİSK VE GETİRİ Hedging: Beklenmeyen fiyat değişimlerinin karlar üzerindeki olumsuz etkisini elimine etmeyi amaçlayan bir finansal işlemdir Portföy: Menkul kıymet sepetidir. Kovaryans: Kovaryans iki değişkenin zaman içindeki değişmelerinin birlikteliğinin ölçüsüdür. Korelasyon Katsayısı: İki değişken arasındaki zaman içindeki değişmelerin birlikteliğinin sayısal bir ölçütüdür. Yatırım Danışmanlığı: Sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık veya kuruluşlar hakkında ve benzeri konularda yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım önerilerinde bulunma faaliyetidir. Piyasa Kapitalizasyonu: Borsaya kayıtlı şirketlerin hisse senetlerinin piyasa değerinin dolaşımdaki hisse senetleri sayısı ile çarpılarak bulunan şirket piyasa değerlerinin toplamıdır. İmtiyazlı Hisse Senedi: Kar payları bakımından adi hisse senedine göre önceliği olan hisse senetleridir. Devlet Tahvili: devlet tarafından uzun vadeli finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla ihraç edilen bir menkul kıymet türüdür. Hazine Bonosu: Üzerinde faiz kuponu taşımayan ve bir yıldan kısa vadeli devlet borçlanma senetleridir. RİSK VE GETİRİ Halka Arz:Bir anonim şirketinin ilk kez hisse ihracına birincil halka arz adı verilir. Sermaye Artırımı: Sermaye artırımı iki şekilde yapılır. Birincisi, sermaye artırımı gereksinimi ortaya çıktığında, sermaye artırımı şirketin özkaynakları kullanılarak yapılır. İkincisi ise, şirkete yeni ortaklar alınması şeklinde olur. Takasbank, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) gerçekleştirilen alım/satım işlemlerinin menkul kıymet ve nakit takasının yerine getirilmesinden sorumlu merkezi takas kurumudur. İMKB – 100 endeksi: Kurumsal Ürünler Pazarı’nda işlem gören gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları arasından seçilen 100 hisse senedinden oluşmaktadır. VOB: Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş., Türkiye'nin ilk özel borsa kuruluşudur Dayanak Varlık: Türev ürünlerinin fiyatını belirleyen ve spot piyasada alınıp satılabilen varlıklara “dayanak varlık” denir. Spekülasyon: Bilgiye dayalı olarak yatırım varlıklarının fiyat hareketlerinden kazanç elde etmeye çalışma işlemidir. Arbitraj:Arbitraj piyasalar arasındaki fiyat dengesizliklerinden yararlanarak risksiz kar elde edilmesi sürecidir. Dealar: Dearlarlar hem kendi adlarına hem de başkalarının adlarına işlem yapma yetkisine sahiptir. Spekülator:Spekülasyon yapan kişilere spekülatör denir. Hedger: Üstlendiği riski elimine edecek karşıt bir işlem yapan yatırımcıdır. Hedging:Hedging finans literatüründe üstlenilen riski elimine edecek karşıt bir işlem yapma faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Sigorta, belirli bir prim karşılığında bir kimsenin para ile ölçülebilir, yasa ile korumaya değer bir sigortalanabilir menfaatine zarar veren bir rizikonun gerçekleşmesi halinde bu zararı karşılayacak tutarda sigortalının tazminata hak kazanmasını sağlayan çift taraflı bir sözleşmedir. Aktüer ve AktüeryaAktüer yalnızca bugünü değil yarınları da düşünerek finansal belirsizlikleri değerlendirir. Aktüerya, matematiksel ve istatistiksel altyapı gerektiren, sigorta, uzun vadeli yatırımlar ve emeklilik ile ilgili fiyatlandırma ve risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalıdır. Risk-Getiri İlişkisi ve Portföy Teorisi Yatırımcı risk-getiri ilişkisini, risk getiriyle ilgili olan etkin Pazar teorisini fortföy ve arbitraj teorilerini bilmek zorundadır. Buradaki temel çıkış noktası, yatırımcılar açısından riskli bir yatırımın kabul edilebilmesi için getiri oranının risksiz yatırımın getiri oranının üzerinde ve rıza gösterilebilecek bir oran olmasıdır. Portföy açısından bakıldığında yatırımın riski iki ana kısma ayrılır: Piyasanın veya pazarın oluşturduğu; firmanın kendi dışında oluşan ve kontrol edilemeyen risk (market risk) yani sistematik risk, Sistematik risk kaynakları • Ekonomik risk • Enflasyon riski • Politik risk • Sosyal risk • Doğal risk • Sektör riski • Küresel ve uluslararası risk Firmanın riski yani sistematik olmayan risk, kontrol edilebilir risktir. Bu iki riskin toplamı bize yatırımın toplam riskini vermektedir. Firma ya da sistematik olmayan risk kaynakları • İşletme riski • Finansal risk • Yönetim riski RİSKİN ÖLÇÜLMESİ Bir varlığa ait riskin ölçülmesi :Risk, duyarlılık analizi veya olasılık dağılımı kullanarak iki şekilde ölçülebilir. Duyarlılık Analizi İle Riskin Ölçülmesi: Bir varlığın muhtemel getirileriyle ilgili olarak belirli bir mantık çerçevesinde sonuç veya sonuçlar setinin belirlenmesidir. Olasılık Dağılımına Göre Riskin Ölçülmesi : Olasılık dağılımında bir yatırımın sonucunun meydana gelme şansını dikkate alır. Olasılık dağılımının iki parametresi vardır. Bunlar beklenen değer ve standart sapmadır. Riskteki aralığın büyüklüğünü ölçmek için ise değişim katsayısı kullanılır. • Beklenen Değer:Bir yatırımın nakit akımları geleceğe yönelik olarak tahmin edilir. Tahmin belirsizlik koşulları altında yapılır. Nakit akışlarının tahmininde belirli olasılıklar (ihtimaller) kullanılır. • Değişim katsayısı, ilgili varlığın standart sapmasının beklenen getiri oranına bölünmesi yoluyla hesaplanır • Değişim katsayısı (dk)= Standart sapma/ beklenen getiri oranı RİSKİN ÖLÇÜLMESİ Portföy riskinin ölçülmesi: Portföy olasılık dağılımını hesaplayabilmek için, portföy getiri oranı, portföy varyansı ile korelasyon katsayısını hesaplamak gerekir. Portföyün riski:Portföyü oluşturan varlıkların her birinin kendine özgü bir riski ve portföy içerisinde bu risklerin bir ağırlığı vardır. Portföyün toplam riski, bu varlıkların ağırlıklı ortalamasıdır Portföyü oluşturan her menkul değerin kendisine ait bir varyansı olduğu gibi bir kovaryansı da vardır. Kovaryans menkul değerlerin birlikte nasıl değiştiğini ölçer. Beta Katsayısı: Yatırımcılar için sistematik riskin düzeyini ölçebilmek için kullanılan yöntem beta β katsayısıdır. Bu katsayı, varlığın getirisinin, Pazar getiri oranının değişikliğine karşı göstermiş olduğu tepkilerin bir göstergesi yani endeksidir. 5. BÖLÜM FİNANSAL TABLOLAR • • • • Finansal Durum Tablosu (Bilanço) Gelir Tablosu Nakit Akım Tablosu Öz Sermaye Değişim Tablosu FİNANSAL TABLOLARIN AMACI •finansal bilgi talep edebilme imkanına sahip olmayan – geniş bir kullanıcı kitlesine, •genel olarak işletmenin finansal durumu, faaliyet sonuçları ve nakit akışları hakkında –faydalı bilgi sağlamak; •ayrıca, işletme yöneticilerinin, yönettikleri kaynaklar ile ilgili – hesap verebilirliklerini göstermektir. Finansal Raporlamada Temel Varsayımlar - Tahakkuk Esası • İşlemlerin ve diğer olayların etkisi gerçekleştiğinde tanınır, ödeme yapıldığında veya tahsil edildiğinde değil • İlgili oldukları dönemlerde kaydedilirler - İşletmenin Sürekliliği İşletmenin faaliyetlerine öngörülebilir gelecekte devam edeceği varsayımına göre hazırlanır • Amaç işletmenin tasfiyesi veya sınırlanması ise, bir başka yaklaşım daha doğru olur Finansal Tabloların Niteliksel Özellikler • • • • • • • • • • • Anlaşılabilirlik Karşılaştırılabilirlik İhtiyaca Uygunluk Önemlilik Güvenilirlik Gerçeğe Uygun Sunum Özün önceliği Tarafsızlık İhtiyatlılık ve Tamlık (bütünlük) ZAMANINDA SUNUM FAYDA/MALİYET DENGESİ FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -VARLIK- –Varlığın gelecekte işletmeye ekonomik yarar girişine neden olacağı olası ise, –Varlığın maliyeti ya da değeri güvenilir biçimde ölçülebiliyor ise. FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -YÜKÜMLÜLÜK (BORÇ)- –İşletmenin dönem sonunda geçmiş bir olaydan kaynaklanan bir yükümlülüğü varsa, –İşletmenin ödeme için ekonomik faydaları içeren kaynakları transfer etmesi olası (genellikle nakit çıkışı muhtemel ise) ise –Yükümlülük tutarı güvenilir biçimde ölçülebiliyor ise. FİNANSAL TABLOLARDA TANIMA -GELİRİN /GİDERİN TANINMASI- •Teoride Kar Yaklaşımları –Birincisi; Varlık /Yükümlülük yaklaşımı –İkincisi ise; Hasılat/Gider yaklaşımı FİNANSAL DURUM TABLOSU (BİLANÇO) DÖNEN VARLIKLAR Nakit ve Nakit Benzerleri Alacaklar Finansal Varlıklar Stoklar DURAN VARLIKLAR Maddi Duran Varlıklar Maddi Olmayan Duran Varlıklar Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller Calı Varlıklar Müşterek Kontrol Edilen Yatırımlar İştiraklerdeki Yatırımlar Ertelenmiş Vergi Varlıkları YÜKÜMLÜLÜKLER Borçlar Finansal Borçlar Vergi Karşılıkları Ertelenmiş Vergi Yükümlülükleri Karşılıklar ÖZKAYNAKLAR Ana Ortaklık Sahiplerinin Özkaynakları Ana Ortaklık Dışı Paylar FİNANSAL PERFORMANS TABLOSU –GELİR TABLOSU SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER Esas Faaliyet Gelirleri (Satışların Maliyeti) Brüt Satış Karı (Zararı) Diğer Faaliyet Gelirleri (Diğer Faaliyet Giderleri) (Finansman Giderleri) DURDURULAN FAALİYETLER Durdurulan Faaliyet Gelirleri (Durdurulan Faaliyet Giderleri) KAR (ZARAR) Vergi Öncesi Kar (Zarar) (Vergi Giderleri) Vergi Sonrası Kar (Zarar) DİĞER KAPSAMLI GELİR Yabancı Para Çevrim Kazanç (Kayıp) Aktüeryal Kazanç (Kayıp) Riskten Korunma Kazanç (Kayıp) KARIN DAĞILIMI Dönem Kar/Zararının Dağılımı Ana Ortaklık Dışı payları Ana ortaklık payları Toplam Kapsamlı Gelirin Dağılımı Ana Ortaklık Dışı payları Ana ortaklık payları FİNANSAL PERFORMANS TABLOSU –GELİR TABLOSU SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER Esas Faaliyet Gelirleri (Satışların Maliyeti) Brüt Satış Karı (Zararı) Diğer Faaliyet Gelirleri (Diğer Faaliyet Giderleri) (Finansman Giderleri) DURDURULAN FAALİYETLER Durdurulan Faaliyet Gelirleri (Durdurulan Faaliyet Giderleri) KAR (ZARAR) Vergi Öncesi Kar (Zarar) (Vergi Giderleri) Vergi Sonrası Kar (Zarar) 1. Tablo Vergi Sonrası Kar (Zarar) DİĞER KAPSAMLI GELİR KARIN DAĞILIMI Yabancı Para Çevrim Kazanç (Kayıp) Aktüeryal Kazanç (Kayıp) Riskten Korunma Kazanç (Kayıp) Dönem Kar/Zararının Dağılımı Ana Ortaklık Dışı payları Ana ortaklık payları Toplam Kapsamlı Gelirin Dağılımı Ana Ortaklık Dışı payları Ana ortaklık payları 2. Tablo ÖZKAYNAKLAR DEĞİŞİM TABLOSU Ödenmiş Sermaye 1 Ocak 2011 itibariyle bakiyeler Transferler Sermaye artırımları Dağıtılan temettüler İşletme birleşmeleri Azınlık ile gerçekleştirilen işlemler Toplam kapsamlı gelir 30 Eylül 2011 itibariyle bakiyeler 1 Ocak 2012 itibariyle bakiyeler Transferler Sermaye artırımları Dağıtılan temettüler (Not 18) Azınlık ile gerçekleştirilen işlemler Toplam kapsamlı gelir 30 Eylül 2012 itibariyle bakiyeler Sermaye Düzeltme Farkları Hisse Senedi İhraç Primleri Esas Faaliyet Gelirleri (Satışların Maliyeti) Brüt Satış Karı (Zararı) Diğer Faaliyet Gelirleri (Diğer Faaliyet Giderleri) (Finansman Giderleri) DURDURULAN FAALİYETLER Durdurulan Faaliyet Gelirleri (Durdurulan Faaliyet Giderleri) KAR (ZARAR) Vergi Öncesi Kar (Zarar) (Vergi Giderleri) Vergi Sonrası Kar (Zarar) KAR DAĞITIMI VE DAĞITILMAMIŞ KARLAR DÖNEM BAŞI DAĞITILMAMIŞ KARLAR (KAR DAĞITIMLARI) + (-) MUHASEBE POLİTİKASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER + (-) GEÇMİŞ DÖNEM HATALARININ DÜZELTİLMESİ = DÖNEM SONU DAĞITILMAMIŞ KARLAR DAĞITILMAMIŞ KARLAR SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER FİNANSAL PERFORMANS GELİR VE DAĞITILMAMIŞ KARLAR TABLOSU NAKİT AKIM TABLOSU İŞLEMLER VE OLAYLAR MUHASEBE SİSTEMİ •İşletme Faaliyetleri DİREKT YÖNTEM •Yatırım Faaliyetleri ENDİREKT YÖNTEM •Finansman Faaliyetleri •Kur Farklarının Nakit ve Nakit Benzerlerine etkileri • Nakit ve Nakit Benzerlerinde Meydana Gelen (+) (-) •Dönem Başı Nakit ve Nakit Benzerleri Mevcudu •Dönem Sonu Nakit ve Nakit Benzerleri Mevcudu NAKİT AKIM TABLOSU -İŞLETME FAALİYETLERİNDEN NAKİT AKIŞI-1 DİREKT (DOĞRUDAN) YÖNTEM İŞLETME FAALİYETLERİNDEN NAKİT AKIŞI: + Satışlardan elde edilen nakit + Alınan kar payları = İşletme faaliyetlerinden elde edilen nakit girişi -Tedarikçilere ödenen nakit -Faaliyet giderleri için ödenen nakit -Vergi için ödenen nakit = İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit çıkışı(-) NAKİT AKIM TABLOSU -İŞLETME FAALİYETLERİNDEN NAKİT AKIMI-2 ENDİREKT (DOLAYLI) YÖNTEM + Dönem karı (Vergi öncesi kar) + Düzeltmeler: Amortismanlar Gerçekleşmemiş kambiyo zararları Faiz giderleri + Çalışma sermayesi değişiminden önceki faaliyet karı -Ticari alacaklardaki artışlar (-) +Stoklardaki azalışlar +Ticari borçlardaki artışlar +Faaliyetlerden elde edilen nakit -Ödenen faizler (-) -Ödenen vergi (-) İŞLETME FAALİYETLERİNDEN KAYNAKLANAN NET NAKİT AKIMI 6. BÖLÜM PROFORMA FİNANSAL TABLOLAR • Proforma Finansal Tablolar • Finansal Planlama Türleri • Finansal Planlama ve Tahmin • Finansal Planlama ve Bütçeler Proforma Finansal Tablolar • Finansal planlama aracı olarak, tahminlere dayanan proforma mali tablolardan yararlanırken, kısa süreli planlama aracı olarak işletme bütçelerinden, özellikle nakit bütçesinden yararlanılır. • Her finansal planın bir modeli, girdileri ve çıktıları vardır. Örneğin girdiler; satışlar, alacaklar, faiz oranları, stoklar ve borç durumları olabilir. Çıktılar ise proforma bilanço, gelir tablosu ve diğer tablolar ile işletme bütçeleridir. Finansal Planlama Türleri Finansal planlar kapsadıkları döneme göre ikiye ayrılırlar. • Kısa Süreli Finansal Planlar: İşletmelerin, günlük, haftalık, aylık işlemlerden doğacak nakit giriş ve çıkışlarını önceden belirlemek amacıyla yapılan planlardır. • Orta ve Uzun Süreli Finansal Planlar: İşletmenin piyasa değerini artırmaya yönelik olarak izleyeceği stratejiler doğrultusunda yapılan finansal planlardır. Finansal Planlama Türleri Finansal planlar işletmenin amacına göre üçe ayrılırlar. • Olağan Finansal Planlar: İşletme faaliyetleri ilgili gerek miktar, gerekse zaman bakımından birbirini tamamlaması gereken bütün gelir ve giderleri kapsayan planlardır. Olağan finansal planlar, nakit planı, kredi planı ve ödeme araçları planı olmak üzere birbirini tamamlayan üç ayrı plandan oluşurlar. • Özel Finansal Planlar: İşletmelerin kurulmaları, genişletilmeleri, birleşmeleri ve tasfiye edilmeleri durumunda yapılan finansal planlardır. • Olağanüstü Finansal Planlar: Genellikle yatırım ve uzun süreli sermaye ihtiyacını kapsayan finansal planlardır. Sermaye ihtiyacının hesaplanması finansal planlamanın ağırlık noktasıdır. Bir başka deyişle olağanüstü finansal planlar, yatırımlar için gerekli olan fonların sağlanmasında bu fonlarla ilgili ayrıntılı bilgileri gösterir. Finansal Planlama ve Tahmin Başta satışlar olmak üzere para akımlarına ilişkin yapılacak tahminler şunları içermelidir; • Belirli bir dönem boyunca firmanın ne miktarda paraya ihtiyaç duyacağı, • Aynı dönemde işletme faaliyetlerinden yaratılacak kaynakların ne miktarda olacağı, • Toplam kaynak ihtiyacı ile işletme faaliyetlerinden yaratılacak kaynaklar arasındaki fark anlamında dış kaynak ihtiyacının ne miktarda olacağı. Gelecek dönemlerde ortaya çıkacak para akımlarının tahmininde kullanılan yöntemler şunlardır; • Satışların Yüzdesi Yöntemi • Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi • Regresyon Yöntemi • Oranlar Yöntemi • Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması Satışların Yüzdesi Yöntemi • Yöntemde gelir tablosunda yer alan çeşitli kalemlerle satışlar arasında yüzdesel bir ilişkinin olduğu varsayılır. • Yöntemin esası, geçmişteki satışlarla çeşitli kalemler arasındaki ilişkinin gelecekte de aynen devam edeceğine dayalı olmasıdır. • Yöntemin uygulanmasında satışlarla oranlanacak kalemlerin, en son yıla ait olanlarının mı, yoksa birkaç yılın ortalama değerlerinin mi alınacağı sorunuyla karşılaşılır. Koşullara bağlı olarak ya bir yılın ya da birkaç yılın ortalama değerleri alınabilmektedir. Satışların Yüzdesi Yöntemi Bu yöntem satışlar ile bilanço kalemleri arasındaki ilişkilerden hareket eder. Satışlar ile bilanço kalemleri arasındaki ilişkiler saptanırken, işletmenin geçmişteki satışları ile bilanço kalemleri arasında ilişki kurulur. Satışlarla ilişkili olarak doğrudan artan ya da azalan bilanço kalemlerinin belirlenmesi önemlidir. Örnek: (X) İşletmesinin 2011 yılına ilişkin özet bilanço ve gelir tablosu aşağıda verilmiştir. Bu işletmenin 2011 yılı satışları 90.000 TL iken, 2012 yılında satışların %25 arttırılarak 112.500 TL’ye çıkması hedeflenmektedir. Hedeflenen satış düzeyine ulaşılması için işletmenin varlık yapısı ne olmalıdır? Bu varlık yapısının oluşturulabilmesi için işletme hangi kaynaklardan fon sağlayacak ve ne kadar fona ihtiyaç duyacaktır? Satışların Yüzdesi Yöntemi (X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Aktif Pasif Kasa ve Banka 3.000 Kısa Vadeli Borçlar 9.000 Alacaklar 12.000 Orta Vadeli borçlar 3.000 Stoklar 24.000 Uzun Vadeli borçlar 6.000 Dönen Varlık Toplamı 39.000 Dağıtılmayan Karlar 3.000 Duran Varlıklar 6.000 Sermaye Toplam Varlıklar 45.000 Toplam Kaynaklar 24.000 45.000 (X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Gelir Tablosu Satışlar Satışların Maliyeti (Vergi ve Faiz dâhil) Net Kar Kâr Payı Ödemeleri Dağıtılmayan Karlar 90.000 85.500 4.500 1.500 3.000 Satışların Yüzdesi Yöntemi Satışların %25 arttığı durumda, satışlarla ilgili bilanço kalemleri de aynı oranda artırılarak aşağıdaki gibi hesaplanır: • • Kasa ve Banka : 3.000x1,25= 3.750 • Alacaklar : 12.000x1,25 =1 5.000 • Stoklar : 24.000x1,25 = 30.000 • Duran Varlıklar : 6.000x1,25= 7.500 • Kısa Vadeli Borçlar : 9.000x1,25= 11.250 • Orta Vadeli borçlar : 3.000x1,25= 3.750 • Uzun Vadeli borçlar : 6.000x1,25= 7.500 • Dağıtılmayan Karlar : 3.000x1,25= 3.750 Satışların Yüzdesi Yöntemi Hesaplanan değerlere bağlı olarak, satışların %25 arttığı durumda işletmenin tahmini (proforma) bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır; (X) İşletmesi 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Aktif Pasif Kasa ve Banka 3.750 Kısa VadeliBorçlar 11.250 Alacaklar 15.000 Orta Vadeli borçlar 3.750 Stoklar 30.000 Uzun Vadeli borçlar 7.500 Dönen Varlık Toplamı 48.750 Dağıtılmayan Karlar 3.750 Duran Varlıklar 7.500 Sermaye 24.000 Ek Fon İhtiyacı Toplam Varlıklar 56.250 Toplam Kaynaklar 6.000 45.000 Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi Bu yöntemde ilk olarak, bilanço kalemlerinin kaç günlük satışa eşit oldukları bulunur. Daha sonra, tahmini satış tutarına bağlı olarak her bir bilanço kaleminin değeri hesaplanır. Örnek: Ece Ticaret A.Ş.’nin 2011 yılı bilançosu aşağıdaki gibidir; Ece Ticaret A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Aktif Kasa ve Banka Alacaklar Pasif 1.500 Kısa VadeliBorçlar 900 Uzun Vadeli borçlar Stoklar 1.500 Sermaye Dönen Varlık Toplamı 3.900 Duran Varlıklar 7.500 Toplam Varlıklar 11.400 Toplam Kaynaklar 1.200 3.600 6.600 11.400 Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi İşletmenin 2011 yılı satışları 108.000 TL olup 2012 satışlarının 126.000 TL olacağı tahmin edilmektedir. Günlük satış tutarı esasına göre işletmenin 31.12.2012 tarihli proforma bilançosunu düzenlemek için yapılacak işlemler aşamalar halinde aşağıdaki gibi olacaktır: 1. Adım: 2011 yılı toplam satışları üzerinden günlük satış tutarı bulunur. 𝑆𝑎𝑡ış𝑙𝑎𝑟 108.000 2011 𝑌ı𝑙ı𝑛ı𝑛 𝑔ü𝑛𝑙ü𝑘 𝑠𝑎𝑡ış 𝑡𝑢𝑡𝑎𝑟ı = = = 300 360 360 2. Adım: 2011 yılında her bir bilanço kaleminin kaç günlük satışa karşılık olduğu bulunur. Bu aşamada her bir bilanço kalemi günlük satış tutarına bölünerek, günlük satış cinsinden değerleri bulunmaktadır. • • • • • • Kasa ve Banka Alacaklar Stoklar Duran Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Uzun Vadeli Borçlar : 1.500/300= 5 günlük satış : 900/300= 3 günlük satış : 1.500/300= 5 günlük satış : 7.500/300=25 günlük satış : 1.200/300= 4 günlük satış : 3.600/300= 12 günlük satış 3. Adım: 2012 yılı satış tahmini üzerinden 2012 yılı tahmini günlük satış tutarı bulunur. Tahmini Satışlar 126.000 2012 yılının tahmini günlük satış tutarı = = = 350 360 360 4. Adım: 2012 yılı tahmini günlük satış tutarı ve 2011 yılı için 2.adımda hesapladığımız değerlere bağlı olarak 2012 yılı proforma bilançosu hazırlanır. Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi Kasa ve banka mevcudunun 5 günlük satışa eşdeğer olduğunu ve 2012 yılı tahmini günlük satış tutarının 350 olduğu bilindiğine göre 2012 yılı kasa mevcudu: 350x5=1.750 TL • • • • • Aynı işlemleri diğer kalemler için yaptığımızda; Alacaklar : 350x3 = 1.050 TL Stoklar : 350x5 = 1.750 TL Duran Varlıklar : 350x25 = 8.750 TL Kısa Vadeli Borçlar : 350x4 = 1.400 TL Uzun Vadeli Borçlar : 350x12 = 4.200 TL olur. Bulunan sonuçları bilançoda yerine koyduğumuzda, işletmenin ek fon gereksiniminin 1.100 olduğu görülmektedir. Satış hacminin 108.000TL’den 126.000 TL’ye yükselebilmesi için ihtiyaç duyulan varlıkların finansmanına yönelik olarak 1.100 ilave kaynak gereksinimi olan işletmenin, bu kaynağı hangi oranda öz kaynaklarla hangi oranda yabancı kaynaklarla karşılayacağı kararı ise sermaye yapısının oluşumuna ilişkin tercihine bağlı olarak şekillenecektir. Bilanço Kalemlerinin Günlük Satış Tutarına Oranı Yöntemi Ece Ticaret A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Aktif Pasif Kasa ve Banka 1.750 Kısa VadeliBorçlar 1.400 Alacaklar 1.050 Uzun Vadeli borçlar 4.200 Stoklar 1.750 Sermaye 6.600 Dönen Varlık Toplamı 4.550 Gerek Duyulan Fon 1.100 Duran Varlıklar 8.750 Toplam Varlıklar 13.300 Toplam Kaynaklar 13.300 Regresyon Yöntemi Bu yöntemde bilanço kalemleri, satışların bir fonksiyonu olarak ele alınır. Bilanço kalemlerinin bağımlı değişken satışların bağımsız değişken olarak ele alındığı bu yöntemde, tahmin edilecek bilanço kalemleriyle satışlar arasında geçmiş yıllarda görülen ilişki saptanır ve bu ilişkiye en uygun düşen regresyon denklemi bulunur. Bulunan regresyon denklemi yardımıyla, gelecek yıllara ilişkin tahmini satış tutarlarına bağlı olarak işletmenin proforma bilançosu oluşturulur. Örnek: (A) İşletmesinin yıllar itibarıyla satış ve stok tutarları aşağıda verildiği gibidir. İşletmenin satışları ile stokları arasında bir ilişki olup olmadığını regresyon analizi yöntemi ile belirleyiniz. Regresyon Yöntemi Yıllar 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Satışlar 60 72 75 80 86 90 120 Stoklar 15 16 20 24 28 30 40 Satışlar ve stok seviyesi arasındaki ilişkiyi aşağıdaki denklem yardımıyla gösterebiliriz; y= a + b*x denkleminde, y; Yıllar itibarıyla stok miktarı x; Yıllar itibarıyla satış seviyesi b; Satışlardaki bir değişikliğin stoklarda yol açacağı değişmeyi ifade eden regresyon katsayısı a; Denklem sabiti Öncelikle satışlar ve stok seviyesi arasında bir ilişki olup olmadığına bakalım. Örneğimizdeki gibi, iki değişken arasındaki ilişkinin yönünün ve derecesinin göstergesine Korelasyon Katsayısı denilmektedir. Korelasyon katsayısı (r) aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır: 𝑁 𝑥𝑦 − ( 𝑦)( 𝑥) 𝑟= [ 𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2 ] 𝑁 𝑦 2 − ( 𝑦) 2 Yıllar itibarıyla satışlar (x) ve stoklar (y) için denklem değişkenlerini aşağıdaki gibi hesaplayabiliriz. Yıllar 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Toplam Satışlar(x) Stoklar (y) 𝒙𝟐 𝒚𝟐 xy 60 72 75 80 86 90 120 583 15 16 20 24 28 30 40 173 3.600 5.184 5.62 6.400 7.396 8.100 14.400 50.705 225 256 5 400 576 784 900 1.600 4.741 900 1.152 1.500 1.920 2.408 2.700 4.800 15.380 𝑟= 7 ∗ 15.380 − (173 ∗ 583) 7 ∗ 50.705 − 583 2 7 ∗ 4.741 − (173) 2 𝑟 = 0,9713 Elde edilen korelasyon katsayısı (r=0,9713) satışlar ile stoklar arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermektedir. Stoklar ve satış seviyesi arasında ilişkinin varlığı tespit edildikten sonra, iki değişken arasındaki ilişkiyi ifade eden y= a + bx doğru denklemi için, (a) ve (b) parametrelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Denklem sabiti olan (a) değeri aşağıdaki gibi hesaplanır: ( 𝑥 2 ) 𝑦 − 𝑥 𝑥𝑦 𝑎= 𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2 𝑎= 50.705 − 173 − (583 ∗ 15.380) 7 ∗ 50.705 − (583) 2 𝑎 = 12,93 Denklemdeki regresyon katsayısı(b) ise; 𝑏= ( 𝑥𝑦) 𝑦 − 𝑥 𝑥𝑦 𝑁 𝑥 2 − ( 𝑥) 2 7 ∗ 15.380 − (583)(173) 7 ∗ 50.705 − (583) 2 𝑏 = 0,452 Hesaplanan (a) ve (b) değerlerine bağlı olarak, satışlar ve stok seviyesi arasındaki ilişkinin denklemi aşağıdaki gibi olacaktır; y= a + bx idi, y= -12,93 + 0,45x 𝑏= Eğer işletmenin 2012 yılına ait tahmin edilen satışlarının 140 olduğu varsayılırsa, oluşturduğumuz denklem yardımıyla tahmini stok tutarını hesaplayabiliriz; y= -12,93 + 0,45*140 y= 50,07 140TL’lik satış tahminine bağlı olarak, 2012 yılına ait proforma (tahmini) bilançoda stokların değeri 50,07 TL olacaktır. Diğer bilanço kalemleri de benzer şekilde belirlenerek, işletmenin tahmini bilançosu düzenlenir. Oranlar Yöntemi Geçmiş verilere sahip işletmelerde uygulanma olanağı vardır. Yeni faaliyete geçecek işletmelerde bu yöntemlerin uygulanma olanağı yoktur. Yeni kurulacak işletmeler için finansman planlaması, satış tahminlerinden hareketle o endüstri kolundaki oranlardan faydalanılarak Yapılabilir Örnek: (Y) imalat işletmesinin 2012 yılı için satış tutarının 50.000 TL olacağı tahmin edilmektedir. İşletmenin faaliyette bulunduğu sektöre ilişkin temel oranlar aşağıdaki gibidir: • Satışlar/Öz sermaye :2 • Kısa Vadeli Borçlar/Özsermaye : 0,4 • Toplam Borçlar/Öz sermaye : 0,6 • Cari Oran :2 • Satışlar/ Stoklar : 10 • Alacaklar/ Satışlar : 0,20 • Duran Varlıklar/ öz sermaye : 0,8 Bu veriler ışığında işletmenin 2012 yılı proforma bilançosunun düzenlemesi için bilanço kalemlerini belirlemeye dönük aşağıdaki işlemler yapılacaktır; Öz sermaye için: Satışlar/Özsermaye= 2 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda 50.000/Özsermaye= 2 ve Öz sermaye=25.000 TL olur. Stoklar için: Satışlar/ Stoklar= 10 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda 50.000/Stoklar = 10 ve Stoklar= 5.000 TL olur. Alacaklar için: Alacaklar/ Satışlar= 0,20 idi, tahmin edilen satışları yerine koyduğumuzda Alacaklar/50.000= 0.20 ve Alacaklar= 10.000 TL olur. Duran Varlıklar için: Duran Varlıklar/Özsermaye= 0,8 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine koyduğumuzda Duran Varlıklar/ 25.000= 0,8 ve Duran Varlıklar= 20.000 TL olur. Kısa Vadeli Borçlar için: Kısa Vadeli Borçlar/Özsermaye= 0,4 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine koyduğumuzda Kısa Vadeli Borçlar/25.000= 0,4 ve Kısa Vadeli Borçlar = 10.000 TL olur. Dönen Varlıklar için: Cari Oran=Dönen Varlıklar/Kısa Vadeli Borçlar olup, kısa vadeli borçların değerini yerine koyduğumuzda Dönen Varlıklar/10.000= 2 ve Dönen Varlıklar= 20.000 TL olur. Kasa ve Banka için: Dönen varlık toplamı, stoklar ve alacaklara ilişkin bulduğumuz değerlerden hareketle Kasa ve Bankalardaki tutarı aşağıdaki gibi hesaplarız, Dönen Varlıklar-(Stoklar+ Alacaklar)= 20.000-(5.000+10.000)= 5.000 TL olur. Toplam Borç için: Toplam Borçlar/Öz sermaye= 0,6 idi, bulduğumuz öz sermaye değerini yerine koyduğumuzda Toplam Borçlar/25.000= 0,6 ve Toplam Borç= 15.000 TL olur. Uzun vadeli borçlar: Toplam borç ve kısa vadeli borçlardan hareketle uzun vadeli borçları hesaplarız,Uzun Vadeli Borçlar=Toplam Borçlar-Kısa Vadeli Borçlar= 15.000-10.000= 5.000 TL olur. Bulduğumuz değerleri bilanço formunda düzenlediğimizde, işletmenin 31.12.2012 tarihli proforma(tahmini) bilançosu aşağıdaki gibi olacaktır. Aktif Kasa ve Banka Alacaklar Stoklar Dönen Varlık Toplamı Duran Varlıklar Toplam Varlıklar (Y) İşletmesinin 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Pasif 5.000 Kısa VadeliBorçlar 10.000 Uzun Vadeli borçlar 5.000 Sermaye 20.000 20.000 40.000 Toplam Kaynaklar 10.000 5.000 25.000 40.000 Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması - - Fon kavramı en dar anlamıyla “nakit” karşılığı olarak ele alınmaktadır. Ancak işletmelerde amortisman ve itfa payları gibi gerçekte nakit çıkışı gerektirmeyen fon hareketleri de olduğundan fon kavramının geniş olarak ele alınması daha uygundur. Tüm fon hareketleri bilançonun aktif ve pasif hesaplarındaki değişikliklerle . Fon Kaynakları ve Fon Kullanımı görülebilmektedir Proforma Fon Akım Tablosu Hazırlanması Fonların Kaynakları • Faaliyetlerle yaratılan kaynaklar • Aktif değerlerdeki azalışlar • Borçlardaki artışlar • Sermayedeki artışlar Fonların Kullanımı • Faaliyetler sonucu oluşan zarar, • Aktif değerlerdeki artışlar, • Borçlardaki azalışlar, • Öz sermayede azalışlar Örnek: Mavi A.Ş.’nin 2011 yılı bilançosu ve 2012 yılına ait proforma bilançosu ile 2012 yılına ilişkin beklentileri aşağıda verildiği gibidir. İşletmenin 2012 yılı proforma fon akım tablosunu hazırlayınız. Mavi A:Ş 31 Aralık 2011 Tarihli Bilançosu Varlıklar Kaynaklar Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Mavi A:Ş 31 Aralık 2012 Tarihli proforma Bilançosu Varlıklar Kaynaklar Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Borçlar Hazır Değerler 8.000 Satıcı Kredileri Hazır Değerler Alacaklar 24.00 0 72.00 0 104.0 00 24.00 0 Banka Kredileri 20.00 0 Diğer Kısa Süreli 12.00 Borçlar 0 Kısa Vadeli Borç 56.00 Toplamı 0 Uzun Vadeli Borçlar Uzun Vadeli Banka 60.00 Kredileri 0 Tahviller -- Alacaklar Uzun Vadeli Toplamı Özsermaye Maddi Duran Varlık (Brüt) Birikmiş Amortisman Stoklar Dönen Varlık Toplamı Duran Varlıklar Finansal Duran Var. Ve 16.00 İştirak 0 Uzun Süreli Alacaklar 14.00 0 Maddi Duran Varlık 90.00 (Brüt) 0 Birikmiş Amortisman 40.00 0 Maddi Duran Varlık 50.00 (Net) 0 Duran Varlık Toplamı 80.00 0 Ödenmiş Sermaye Yedek Akçe Dönem Karı Toplam Varlıklar Borç 60.00 0 184.0 Toplam Kaynaklar 00 36.00 0 22.00 0 10.00 0 184.0 00 Stoklar Dönen Varlık Toplamı Duran Varlıklar Finansal Duran Var. Ve İştira Uzun Süreli Alacaklar Maddi Duran Varlık (Net) Duran Varlık Toplamı Fon Fazlası Toplam Varlıklar 60.0 00 60.0 00 40.0 00 160. 000 Satıcı Kredileri Banka Kredileri Diğer Kısa Süreli Borçlar Kısa Vadeli Borç Toplamı Uzun Vadeli Borçlar 16.0 Uzun Vadeli Banka 00 Kredileri 14.0 Tahviller 00 110. Uzun Vadeli Borç 000 Toplamı 52.0 Özsermaye 00 50.0 Ödenmiş Sermaye 00 88.0 Yedek Akçe 00 90.0 Dönem Karı 00 338. Toplam Kaynaklar 000 48.0 00 70.0 00 20.0 00 138. 000 40.0 00 30.0 00 70.0 00 36.0 00 54.0 00 40.0 00 338. 000 2012 yılına ilişkin beklentiler aşağıdaki gibidir; • Tahmini satış tutarı 400.000 TL’dir. • 2012 yılında 110.000 TL tutarında olacağı beklenen maddi duran varlıklar için ortalama 12.000 TL amortisman ayrılacaktır. • İşletmenin 2012 yılına ilişkin 40.000TL tutarındaki beklenen dönem kârı üzerinden %20 oranından 8.000 TL vergi ödenecektir Mavi A.Ş’nin verilen 2011 yılı bilançosu, 2012 yılı proforma bilançosu ve ek bilgilere bağlı olarak 2012 yılı proforma fon akım tablosu aşağıdaki gibi olacaktır. Mavi A.Ş. 2012 Yılı Proforma Fon Akım Tablosu Kaynaklar Kullanımlar Faaliyet Sonucu Yaratılan Kaynaklar Ödenecek Vergi Kâr 40.000 Varlıklarda Artış Amortisman 12.000 Dönen Varlıklarda Artış Varlıklarda Azalış - Duran Varlıklarda Artış (Brüt) Yabancı Kaynaklarda Artış Yabancı Kaynaklarda Azalış Kısa Vadeli Borçlarda Artış 82.000 Kısa Vadeli Borçlarda Azalış Uzun Vadeli Borçlarda Artış 30.000 Uzun Vadeli Borçlarda Azalış Sermaye Artışı 56.000 20.000 20.000 - Sermayede Azalış Kaynak Fazlası Kaynak Toplamı 8.000 164.000 Kullanım Toplamı 60.000 164.000 Finansal Planlama ve Bütçeler • Finansal planlama faaliyeti çerçevesinde, para akımlarına ilişkin bütçeler yapılır. Bir işletmede nakit giriş ve çıkışları anlamında para akımlarına yol açan işlemler başlıca üç grupta toplanır; Satışlardan doğan nakit akımları, faaliyetlerden doğan nakit akımları, finansmandan doğan nakit akımları. Finansal Planlama ve Bütçeleme Süreci İşletmenin Temel Amaçları İşletmenin Uzun Vadeli Planı Uzun Vadeli Satış Tahminleri Üretim Bileşim Stratejisi Kısa Vadeli Satış Tahmini Üretim Politikasına İlişkin Bütçeler Pazarlama Politikasına İlişkin Bütçeler Bütçeleştirilmiş Mali Tablolar 1) Nakit Bütçesi 2) Proforma Gelir Tablosu 3) Proforma Bilanço 4) Proforma Kaynak ve Kullanım Tablosu Araştırma ve Genel Yönetim Politikasına İlişkin Bütçeler Finansal Kontrol Politikasına İlişkin Bütçeler Nakit Bütçesi • Nakit bütçesi, bir işletmenin gelecekteki bir zaman dönemi içindeki nakit giriş ve çıkışları tahmin edilerek gerekli düzenlemelerin yapıldığı bir planlama faaliyetidir. • Nakit bütçesinin esas olarak iki bölümü bulunur: ilki nakit girişlerini, ikincisi nakit çıkışlarını gösterir. • Nakit bütçesinin hangi zaman dilimi için hazırlanacağı belirlendikten sonra nakit girişlerinin ve nakit çıkışlarının tahmini yapılır. • İşletmelerin en önemli nakit girişleri faaliyet konusuyla ilgili nakit girişleridir. Aşağıdaki verilerden yararlanarak X işletmesinin 2012 yılının Nisan, Mayıs, Haziran aylarına ait üç aylık dönemi için nakit bütçesini düzenleyiniz. • • • • • • • • • • • • • Şirketin Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen ve gelecek üç ay için planlanan satışları aşağıdaki gibidir: Şubat 180.000 TL, Mart 220.000 TL, Nisan 160.000 TL, Mayıs 240.000 TL, Haziran 200.000 TL Şirket satışlarının %20’sini peşin yapmakta, %50’sini 1 ay, %30’unu da 2 ay sonra tahsil etmektedir. Şirketin her ay 16.000 TL’lik diğer gelirleri vardır. Şirketin Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen ve gelecek üç ay için planlanan hammadde alışları şöyledir: Şubat 100.000 TL, Mart 160.000 TL, Nisan 200.000 TL, Mayıs 220.000 TL Haziran 180.000 TL Hammadde alışlarının %40’ı peşin, %10’u 1 ay, %50’si de 2 ay sonra ödenmektedir. Her aya ait ücretler, bir ay önceki satışların %10’u kadardır. Her ay 4.000 TL kira ödenmektedir. Mayıs ayında 6.000 TL kar payı ödenecektir. Nisan ayında 10.000 TL vergi ödenecektir. Haziran ayında 15.000 TL’lik borç faizi ödenecektir. Haziran ayında 12.000 TL’lik büro malzemesinin peşin olarak satın alınması planlanmıştır. Nisan ayı başında şirketin kasasında 100.000 TL nakit bulunmaktadır. (Bin TL) Satışlar Hammadde Alışları Nakit Girişleri Peşin(%20) 1 Ay vade(%50) 2 Ay vade(%30) Toplam satış tahsilatı Diğer gelirler Dönem başı nakit mevcudu Toplam Nakit Girişi Nakit Çıkışları Hammadde Peşin (%40) 1 Ay vade(%10) 2 Ay vade(%50) Toplam Ödeme Ücretler Kira Kar payı Vergi Borç Faizi Büro malzemesi Şubat Mart M ayıs Nisan Haziran 240 200 220 180 180 100 220 160 160 200 36 44 90 32 110 54 196 16 100 48 80 66 194 16 40 120 48 208 16 312 210 224 80 16 50 146 22 4 88 20 80 188 16 4 6 72 22 100 194 24 4 40 64 10 10 15 12 Toplam Nakit Çıkışı Nakit açığı veya fazlası 182 214 249 130 -4 -25 Kümülatif 130 126 101 7. BÖLÜM FİNANSAL ANALİZ Finansal Analiz Türleri Finansal Analiz Yöntemleri FİNANSAL ANALİZİN KAPSAMI • İşletme karar vericilerinin finansal kaynakların belirlenmesi ve kullanılması ile ilgili olarak finansal analiz sürecini etkin bir şekilde yönetmeleri gerekmektedir. • Finansman ihtiyacının yanı sıra finansman olanakları içinde en uygun (en düşük maliyetli) kaynağın belirlenmesi de işletmenin maliyet minimizasyonu amacı için gereklidir. İşletmenin bu aşamada yapması gereken ise yeterli ve doğru bir finansal analiz ve planlama yapmaktır. • Finansal analizin yapılmasındaki temel amaç işletmenin en düşük maliyetle ve en uygun koşullarda finansman ihtiyacının giderilmesidir. FİNANSAL ANALİZ TÜRLERİ Amacına göre finansal analiz, 1. Yönetim Analizi 2. Yatırım Analizi 3. Kredi Analizi Kapsamına ve yapılış biçimine göre finansal analiz, 1. Statik (Durağan) Analiz 2. Dinamik Analiz Analizi yapana ve kullanılacak dokümana göre finansal analiz, 1. İç Analiz 2. Dış Analiz FİNANSAL ANALİZ YÖNTEMLERİ İşletmelerin finansal analiz yaparken kullanabilecekleri çeşitli yöntemler vardır. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir: 1. Oran Yöntemiyle Finansal Analiz (Rasyo Analizi) 2. Eğilim Oranları Yöntemiyle Finansal Analiz (Trend Analizi) 3. Yüzde Yöntemiyle Finansal Analiz (Dikey Analiz) 4. Karşılaştırmalı Finansal Analiz (Yatay Analiz) Oran Yöntemiyle Finansal Analiz (Rasyo Analizi) Oran yöntemiyle finansal analizde oran kavramı, finansal tablolarda yer alan iki değer arasındaki ilişkinin matematiksel olarak belirlenmesini ifade etmektedir. Bu işlemde finansal tablolar içinde amaca yönelik olarak belirlenen iki değer birbirine oranlanmak suretiyle bir oran elde edilmektedir Bu kapsamda oran yöntemiyle finansal analiz üç evrede gerçekleştirilebilecektir: 1. Analize tabi tutulan süreç içerisindeki işletmenin ve⁄veya benzer işletmelerin finansal yapısını ortaya koyan verilerin toplanması 2. Toplanan veriler kullanılarak söz konusu işletmeye ve⁄veya diğer işletmelere ait oranların belirlenmesi 3. Belirlenen bu oranların yorumlanması Oran yöntemiyle finansal analizde kullanılan tablolar beş başlık altında toplanmaktadır: 1. Likidite Oranları 2. Mali Oranlar 3. Faaliyet Oranları 4. Karlılık Oranları 5. Piyasa Performans Oranları A İşletmesinin Bilançoları (1.000TL) VARLIKLAR Hazır Değerler Menkul Kıymetler Ticari Alacaklar (Net) Stoklar Toplam Dönen Varlıklar Duran Varlıklar Sabit Varlıklar (-) Birikmiş Amortismanlar Toplam Duran Varlıklar TOPLAM VARLIKLAR KAYNAKLAR Mali Borçlar Ticari Borçlar Ödenecek Vergiler Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Kısa Vadeli Yab. Kyn. Toplamı Uzun Vadeli Yab. Kyn.Top Toplam Yabancı Kaynaklar Ödenmiş Sermaye Sermaye Yedekleri Geçmiş Yıl Kârları Toplam Öz Kaynaklar TOPLAM KAYNAKLAR A İşletmesinin 31Aralık 2012 Tarihli Gelir Tablosu 2011 2.540 1.800 l8.320 27.530 50.190 2012 2.750 1.625 16.850 26.470 47.695 43.100 11.400 31.700 81.890 39.500 9.500 30.000 77.695 9.721 8.500 3.200 4.102 25.523 22.000 47.523 13.000 10.000 11.367 34.367 81.890 8.340 5.635 3.150 3.750 20.875 24.000 44.875 13.000 10.000 9.810 32.820 77.695 (1.000 TL) Net Satışlar 112.760 Satışların Maliyeti 85.300 Brüt Satış Kârı 27.460 Faaliyet Giderleri 15.940 Satış ve Dağıtım Giderleri 6.540 Genel Yönetim Giderleri 9.400 Faaliyet Kârı 11.520 Finansman Giderleri 3.160 Vergi Öncesi Kâr 8.360 Vergi %25 4.013 Dönem Net Kârı 4.347 Likidite Oranları Likidite rasyoları, işletmenin kısa süreli borçlarını ödeme gücünü ölçmek, net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını saptayabilmek için kullanılır. Likidite oranları şu oranlardan oluşmaktadır: 1. Cari Oran: İşletmenin dönen varlıklarının, kısa vadeli yabancı kaynaklarına (kısa vadeli borçlarına) bölünmesiyle bulunan orandır. Cari Oran’ın 2 olması esastır.. 2. Likidite Oranı (Asit – Test Oranı): İşletmenin stokları ve gelecek aylara ait giderleri dışındaki likit dönen varlıklarının kısa vadeli yabancı kaynaklarına (kısa vadeli borçlarına) bölünmesiyle bulunan orandır. Likitide (Asit - Asit) Test Oranı= 𝐷ö𝑛𝑒𝑛 𝑉𝑎𝑟𝑙ı𝑘𝑙𝑎𝑟−𝑆𝑡𝑜𝑘𝑙𝑎𝑟+𝐺𝑒𝑙𝑒𝑐𝑒𝑘 𝐴𝑦𝑙𝑎𝑟𝑎 𝐴𝑖𝑡 𝐺𝑖𝑑𝑒𝑟𝑙𝑒𝑟 𝐾ı𝑠𝑎 𝑉𝑎𝑑𝑒𝑙𝑖 𝑌𝑎𝑏𝑎𝑛𝑐ı 𝐾𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟 Bu oran cari orana göre daha hassas ve üstün bir orandır. Likidite Oranının 1 olması esastır. 3. Nakit Oranı: Nakit oranının 0,20’nin altına düşmemesi esastır. 4. Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı: İşletmenin stoklarının net çalışma sermayesine bölünmesiyle belirlenen orandır. Oran, net çalışma sermayesinin ne kadarının stoklardan oluştuğunu gösterir. x100 Bu oranın yüksek olması aynı zamanda kısa vadeli yabancı kaynakların ödenmesinde sıkıntılar olabileceğini de göstermektedir. Mali Oranlar Mali oranlarla işletmenin yükümlülüklerini yerine getirebilme yeteneğinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla çok sayıda oran belirlenebilir ve hesaplanabilir. Finansal analizde mali oranlar kapsamında kullanılan oranlar şöyle sıralanabilir: 1. 1. Bu oranın 1 olması idealdir 2 Bu oranın 0,6 düzeyinde olması da kabul edilebilir 3. Bu oranın 0,5 olması ideal olarak görülmektedir. 4. Bu oranın 0,35 olması idealdir 5. Bu oran yükseldikçe işletmenin her yıl ödemek zorunda olduğu faiz miktarının artmasına neden olacaktır, 6. Bu oranın 0,65 olması ideal olarak görülür 7. Hesaplama yapılırken bu oranda da maddi duran varlıkların formüle uygulanacak değerinin amortismanlar düşüldükten sonra hesaplanan değer olması gereklidir. Oranın 1’den büyük olması işletmenin her 1 birim uzun vadeli borcuna karşılık daha fazla duran varlığının olduğunu gösterir 8. İç 𝑲𝒂𝒚𝒏𝒂𝒌𝒍𝒂𝒓 𝑶𝒓𝒂𝒏ı = Ö𝒅𝒆𝒏𝒎𝒊ş 𝑺𝒆𝒓𝒎𝒂𝒚𝒆 𝒀𝒆𝒅𝒆𝒌𝒍𝒆𝒓+𝑫𝒂ğı𝒕ı𝒍𝒎𝒂𝒎ış 𝒌𝒂𝒓𝒍𝒂𝒓 Oran ne kadar yüksek çıkarsa, işletmenin karlılığının ve özsermayesini artırma gücünün yüksek olduğu düşünülür. Faaliyet Oranları 1. Stok devir Hızı 2. 3. 4 5 6. 7. 8. 9. Karlılık Oranları 1. 2. 3. Menkul Piyasası Oranları (Menkul Piyasa Performans Oranları) 1. 2. 3. Diğer Piyasa Oranları Eğilim Oranları Yöntemiyle Finansal Analiz (Trend Analizi) Eğilim Oranları (Trend) Analizi’nde belli bir yılın verileri baz alınır ve analiz süreci içerisinde bu verilerde diğer yıllarda meydana gelen değişmelerle ilişkilendirilerek belirlenen oransal (yüzdesel) eğilim yorumlanır. x100 Eğilim (trend) oranları (yüzdeleri) yöntemiyle finansal analiz dahilinde, finansal tablolardaki şu kalemlerin ilişkisi belirlenmekte ve karşılaştırılmaktadır: • Ticari Alacaklar – Net Satışlar İlişkisi • Net Satışlar – Satışların Maliyeti İlişkisi • Net Satışlar – Net Kar İlişkisi • Stoklar – Net Satışlar İlişkisi • Stoklar – Ticari Borçlar İlişkisi • Maddi Duran Varlıklar – Net Satışlar İlişkisi • Maddi Duran Varlıklar - Özsermaye İlişkisi • Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Borçlar İlişkisi • Dönen Varlıklar – Net Satışlar İlişkis • Yabancı Kaynaklar –Özsermaye İlişkisi • Brüt Satış Karı – Faaliyet Giderleri İlişkisi Yüzde Yöntemiyle Finansal Analiz (Dikey Analiz) İşletme Bilançosu ve Yüzde Analiz Değerleri (31.12.2011) BİLANÇO KALEMLERİ AKTİF DÖNEN VARLIKLAR Hazır Değerler Menkul Kıymetler Ticari Alacaklar Diğer Alacaklar Stoklar Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları Diğer Dönen Varlıklar Dönen Varlıklar Toplamı DURAN VARLIKLAR Maddi Duran Varlıklar Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları Duran Varlıklar Toplamı AKTİF TOPLAMI PASİF KISA VADELİ YABANCI K. Mali Borçlar Ticari Borçlar Diğer Borçlar Kısa Vade. Yabancı K. Toplamı ÖZ KAYNAKLAR Ödenmiş Sermaye Kar Yedekleri Geçmiş Yıllar Karları Dönem Net Zararı(-) Öz Kaynaklar Toplamı PASİF TOPLAMI Grup % Genel % 15.550 1.200 12.000 750 1.500 500 490 31.990 49 4 38 2 5 2 2 37 3 28 2 4 1 1 76 9.550 750 10.300 42.290 93 7 23 2 24 10.500 8.500 355 19.355 54 44 2 21 17 1 39 20.500 650 18.655 -9.575 30.230 49.585 68 2 62 32 41 1 38 19 61 Değer Karşılaştırmalı Finansal Analiz (Yatay Analiz) Bu analiz kapsamında bir tablo kaleminin iki dönem değerinin karşılaştırılmasında uygulanan hesaplama yöntemi şu şekildedir: Karşılaştırmalı tablo analizinde dikkat edilmesi gereken kriterler genel olarak şöyle sıralanabilir: • Karşılaştırmaları yapılacak tabloların dönem uzunlukları aynı olmalı, • Uygulanan kayıt ve değerleme yöntemleri aynı olmalı, • Karşılaştırma yapılırken dönemler itibarı ile işletmenin faaliyetlerini etkileyebilecek enflasyon, işletme içi ve dışı krizler gibi durumlarda dikkate alınmalı, • Gerektiğinde başka finansal tablolar da analize dahil edilmelidir. 2011 2012 Değişim (+ ya da – ) Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar 160.000 200.000 + % 25 Duran Varlıklar 150.000 195.000 + % 30 Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere 2011’den 2012’ye işletmenin kısa vadeli yabancı kaynakları %25 oranında artmıştır 8. BÖLÜM FİNANSAL PLANLAMA • FİNANSAL PLANLAMA KAVRAMI VE KAPSAMI, • FİNANSAL PLANLAMA SÜRECİ, • BÜTÇELEME, • TAHMİNLEME FİNANSAL PLANLAMA Finansal Planlama, girişimcinin ya da işletme karar vericisinin amaçları doğrultusunda, girişim ya da işletme ile ilgili faaliyetler ve olası sorunların öngörülmesi suretiyle planlanması ve buna bağlı olarak oluşacak maliyet ve yapılması gereken harcamaların miktarının ve nasıl finanse edileceğinin belirlenmesidir İşletmenin planladığı faaliyetlerinin finansal planlanmasında şu dört ana konu önemlidir; • Duran varlıkların miktarının hangi düzeyde olacağı, • İhtiyaç duyulabilecek likidite ve işletme sermayesi miktarının ne olacağı, • Tüm varlıkların finansmanı için öz ve yabancı kaynak oranının ne olacağı, • Elde edilecek karın kullanımı Finansal planlama, şu üç durum göz önünde bulundurularak yapılmalıdır: • En Kötü Durum:, girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevrenin içindeki durum ile ilgili en kötü senaryoyu göz önünde bulundurarak, her şeyin işletmenin ya da girişimin aleyhine gelişeceği düşünülerek, kararlarını bu en kötü duruma göre oluşturmalı, böyle durumlardaki davranışlarını belirlemelidir. • Normal Durum: girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevrenin durumunun normal koşullarda nasıl olacağını, geçmiş dönem tecrübelerini de göz önünde bulundurarak belirlemelidir. • En İyi Durum:, girişim veya işletme faaliyetleri ve faaliyette bulunacağı çevre için her şeyin girişimin veya işletmenin lehine en mükemmel ekonomik şartlar ve gelişmelerin olacağı düşünülerek, böyle bir sürecin yaşanması durumundaki kararları belirlemelidirler. Finansal planlama sürecinde yapılan faaliyetler şu şekilde özetlenebilir: İşletmelerin faaliyetlerinin finansmanı için farklı alternatifler belirleme ve bunları analiz etme, İşletme faaliyetleri için belirlenen finansal seçeneklerin bugünkü ve gelecekteki (tahmin) sonuçlarının belirlenmesi, İşletme faaliyetleri için hedef performans ölçütleri belirleme. • • • FİNANSAL PLANLAMA SÜRECİ Finansal Strateji ve Hedefleri Belirleme Yatırım ve girişim faaliyetine dair beklentilerin, hedeflerin ve tehditlerin ortaya konulduğu yatırım ve girişim stratejisi kapsamında finansman stratejisinin belirlenmesi Finansal Verilerin Toplanması Bu stratejiler doğrultusunda finansal analizler yapılmak üzere verilerin toplanması Finansal Analizlerin Yapılması Finansal planın oluşturulmasında temel teşkil edecek finansal analizlerin yapılması Proforma Finansal Tabloların Üretim sürecine dair harcama kalemleri ile ilgili likit bütçesinin ve proforma finansal tabloların (bilanço, gelir tablosu) hazırlanarak finansal planların oluşturulması Oluşturulması Finansal Planın Oluşturulması Satış tahminine bağlı olarak üretim sürecinde gerekli sabit (tesis, satış yeri, makine – teçhizat) ve değişken girdi (işçilik, hammadde, enerji gibi…) gereksiniminin belirlenmesi (Tahminler) Finansal Planın Test Edilmesi Belirlenen stratejik hedeflerle finansal plan arasındaki uyumun belirlenmesi amacıyla finansal planın test edilmesi Finansal Planın Revize Edilmesi Finansal planın test sürecinden sonra ortaya çıkması muhtemel sorunların ve uyumsuzlukların giderilmesi Yatırım ve Girişim Faaliyetinin Uygulanması Yatırım ve girişim stratejisi ve bunlara bağlı olarak oluşturulan finansal planlar doğrultusunda yatırım ve girişim faaliyetinin uygulanması BÜTÇELEME Bütçe Kavramı Bütçe, belli bir dönem içinde finansal faaliyetlerin rakamlarla özetlenmiş halidir. Bütçe ile işletme yönetimi belli bir süreç içeresinde yapacakları faaliyetleri kontrol etme ve yönetme olanağı elde etmektedir Temel özellikleri • Bütçe basit ve anlaşılır olmalıdır. • Tüm üretim faaliyetlerini kapsayacak yeterlilikte olmalıdır. • Belirlenen strateji ve hedeflere uygun ve gerçekleştirilebilir olmalıdır. • Kolaylıkla revize edilebilir, dinamik ve esnek bir yapıya sahip olmalıdır. Bütçe Sisteminin Amaçları • İşletme faaliyetlerinin planlanmasında bütçenin yerinin belirlenmesi, bütçenin amaçlarının ortaya konmasıyla ortaya çıkacaktır. Bu kapsamda bütçe sisteminin amaçları şu şekilde sıralanabilir: • İşletme faaliyetlerinin planlanmasında rehber olmak, • Gelecekteki finansman ihtiyacını ortaya koymak, • İşletmenin maliyetlerini kontrol altına almak ve aşırı ve gereksiz harcamaların önüne geçmek, • İşletmenin faaliyetleri için hedefler ve standartlar belirleyerek bir disiplin oluşturmak • Kriz, piyasa daralması, finansal sıkışıklık gibi beklenmedik durumlarda yöneticilere yol göstermek, • İşletme içindeki alt kademeler için performans hedefleri belirlemek, • İşletmenin ulaştığı performans ve başarı düzeyini belirlemesi için bilgi vermek. BÜTÇELEME 1. 2. 3. 4. 5. 1. 2. 3. 4. Bütçe Türleri Konularına Göre Bütçeler: Bütçeler içerdikleri konulara göre Gider ve Gelir Bütçeleri Amaçlarına Göre Bütçeler: Bütçeler amaçlarına göre Faaliyet ve Program Bütçeleri Özelliklerine Göre Bütçeler: Bütçeler özelliklerine göre Dinamik ve Statik Bütçeler Kapsamına Göre Bütçeler: Bütçeler kapsamlarına göre Kısmi ve Genel Bütçeler Dönemlerine Göre Bütçeler: Bütçeler dönemlerine göre Kısa ve Uzun Dönem Bütçeleri Bütçenin Hazırlanması Bütçenin Amacının Belirlenmesi Varsayımlar ve Ön planlama Bütçe Taslaklarının Hazırlanması Bütçenin Onaylanması TAHMİNLEME Finansal tahminleme, işletme planları dahilinde gerçekleştirilecek olan girişim, yatırım ve üretim faaliyetleri için yapılacak harcamaların miktarı ve nasıl karşılanacağını içerir. Finansal tahminleme sürecinde gerçekleştirilen analizler sonucunda belirlenmeye çalışılan unsurlar şunlardır: • Talep analizi sonucunda belirlenen üretim miktarını üretecek tesisin, makine – teçhizatın niceliği (sabit girdiler), finansman ihtiyacının ve nasıl finanse edileceğinin belirlenmesi, • Planlanan üretimi sağlamak için gerekli olan hammadde, yarı mamul madde, işçilik, enerji gibi değişken girdilerin niceliğinin, finansman ihtiyacının ve nasıl finanse edileceğinin belirlenmesi, • Ürünlerin satış maliyeti ve hasılatın belirlenmesi. Kar Planlaması Faaliyetin karlı olup olmadığına ise yapacakları analizlerle karar vereceklerdir. Bu kapsamda girişimci ve işletme yönetimlerinin temel olarak kullandıkları iki yöntem vardır: • Başabaş Analizi • Faaliyet Kaldıracı Kar, ticari faaliyet sonucu gelirlerin giderleri (maliyetleri) aşan kısmı olarak tanımlanabilir. Üretim sürecinde iki tür gider vardır: fabrika binası, makine – teçhizat, kira, idari personel giderleri, amortismanlar, faiz giderleri gibi kısa dönemde miktarı değiştirilemeyen girdilerin maliyetlerini ifade eden “Sabit Giderler” (FC) ve işçilik, enerji, hammadde, yarı mamul madde gibi üretimle birlikte oluşan ve kısa dönemde miktarı değiştirilebilen girdilerin maliyetlerini ifade eden “Değişken Giderler” (VC). TAHMİNLEME Başabaş Analizi Finans yöneticisi başabaş analizi ile faaliyet giderlerini karşılayacak satış seviyesinin ne olduğunu ve belirli satış seviyelerinde ortaya çıkacak kâr miktarının ne olacağını belirlemeye çalışır Başabaş analizinin dayandığı varsayımlar şunlardır: • Değişkenler arasındaki ilişki kısa dönemlidir. • Değişken giderler belirli bir süre üretim miktarı ile orantılı olarak değişir. Yani birim başına değişken gider sabit kalmaktadır. Buna karşılık birim başına sabit giderler ise değişkendir. • Birim satış fiyatı, kabul edilen dönem içinde değişmemektedir. • Analizi kapsayan dönem için belirlenen faaliyet hacmi değişmemektedir. • Üretilen miktarın tamamı satılmaktadır. Diğer bir ifadeyle stoklama yoktur. • İlgili dönemde girdi maliyetlerinde bir değişme söz konusu değildir. • Analizin yapıldığı dönem içinde üretim faktörlerinin verimliliği değişmemektedir Bu durumda kârı sıfır yapan üretim ve satış miktarı (Q) diğer bir ifadeyle başabaş noktası şu şekilde hesaplanacaktır: 𝑸= 𝑺𝒂𝒃𝒊𝒕 𝑮𝒊𝒅𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓 𝑩𝒊𝒓𝒊𝒎 𝑺𝒂𝒕ış 𝑭𝒊𝒚𝒂𝒕ı−𝑩𝒊𝒓𝒊𝒎 𝑫𝒆ğ𝒊ş𝒌𝒆𝒏 𝑮𝒊𝒅𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓 Örnek: Yıllık Üretim kapasitesi 50.000 birim olan (A) işletmesi, üretimde birim başına 100 TL değişken maliyete katlanmaktadır. Ürünün birim satış fiyatı 190 TL olup, sabit maliyetler toplamı 1.440.000TL’dir. İşletmenin başabaş noktası üretim düzeyini hesaplayınız. 𝑭 𝑸= = 𝑷−𝑽 olacaktır. 𝟏.𝟒𝟒𝟎.𝟎𝟎𝟎 (𝟏𝟗𝟎−𝟏𝟎𝟎) = 𝟏𝟔. 𝟎𝟎𝟎 𝒃𝒊𝒓𝒊𝒎 İşletme, 16.000 birim üretip sattığında başabaş noktasında TAHMİNLEME • • • • • • • • • • • • • Başabaş Analizinin Kullanım Alanları Finans yöneticileri için kısa vadeli planlamalarda kullanabilecekleri bir araç olarak başabaş analizinin başlıca kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir: Firmanın, zarara uğramaması için ulaşılması gerekli iş hacmi düzeyinin saptanması, Çeşitli üretim düzeylerinde birim maliyetlerinin hesaplanması, Çeşitli çalışma düzeyleri için firmanın işletme sermayesi gereksiniminin tahmini, Değişken giderler, sabit giderler ve/veya birim satış fiyatlarındaki değişikliklerin, firmanın kâra geçiş noktası ve toplam kârına olabilecek etkilerinin incelenmesi, En kârlı ürün türlerinin seçilmesi, üretim bileşiminin değiştirilmesi, Asgari satış fiyatının belirlenmesi, Kâr hedeflerine ulaşılması için gerekli iş hacminin saptanması, Firmanın üretim kapasitesinin artırılması halinde, böyle bir büyümeyi haklı kılacak satış hacminin belirlenmesi, İşletmenin tevsii yatırımına ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesi, Yeni yapılacak yatırımlarda, risk derecesini veya emniyet marjını dikkate alarak, asgari üretim kapasitesinin ne olması gerektiğinin saptanması, Firmanın izleyeceği üretim, fiyat, yatırım politikaları konusunda alınacak kararlara yardımcı olması, Kâra geçiş için önceden tahmin edilen iş hacmi ile firmanın kâra geçiş noktasına fiilen ulaştığı iş hacmi arasında karşılaştırmalar yapılarak, faaliyetlerin kontrol edilmesi, firmanın izlediği politikaların ve yönetiminin değerlendirilmesi. TAHMİNLEME Faaliyet Kaldıracı üretim ve satış sürecinde kullanılan sabit girdilerin miktarına bağlı olarak satışlardaki değişmenin kara olan etkisini ifade eder ve faiz ve vergi öncesi kardaki yüzdesel değişmenin) hasılattaki yüzdesel değişmeye (%ΔH) oranlanmasıyla hesaplanan katsayı ile ifade edilir. FVK 2 FVK1 FVK1 f= olacaktır H 2 H1 H1 f : Faaliyet Kaldıracı Katsayısı FVK : Faiz ve Vergi Öncesi Kar H : Hasılat Örnek: A işletmesinin hasılatı 150.500TL ’den 195.500 TL’ye çıktığında faiz ve vergi öncesi karı 65.250TL’den 90.250 TL ’ye yükselmiştir. Bu durum için faaliyet kaldıracı hesaplanacak olursa: = 1,28 f =%ΔFVK / %ΔH =90.250 – 65.250/65.250/195.500 – 150.500/150.500= 1,28 Faaliyet kaldıraca katsayısı (f) 1,28 olarak hesaplanmıştır. Buna göre hasılattaki %1’lik artış faiz ve vergi öncesi karı %1,28 artırmaktadır. Bu katsayı; f>1 ise katsayı yüksektir ve işletmenin riski azdır ve bu katsayı daha da büyüdükçe risk azalacaktır. f<1 ise katsayı düşüktür ve işletmenin riski yüksektir ve bu katsayı sıfıra (0) yaklaştıkça risk artacaktır, çünkü elde edilen karın giderleri, özellikle de sabit giderleri karşılama gücü azalmaktadır. 9. BÖLÜM SERMAYE MALİYETİNİN BELİRLENMESİ • • • • • • ÖZKAYNAK MALİYETİ, YABANCI KAYNAK MALİYETİ, AĞIRLIKLI ORTALAMA SERMAYE MALİYETİ, SERMAYENİN MARJİNAL MALİYETİ, SERMAYE YAPISINA KURAMSAL YAKLAŞIM, SERMAYE YAPISI KARARINDA FVÖK-HBK ANALİZİ, • UYGULAMADA SERMAYE YAPISI KARARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER, • OPTİMAL SERMAYE YAPISININ BOZULMASI ÖZKAYNAK MALİYETİ Sermaye Maliyeti: Kullanılan veya kullanılması planlanan özsermaye ve diğer tüm kaynakların maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır. • İşletmenin piyasa değerini maksimize etmek, • Sermayi bütçeleri kararlarını verebilmek, • Çalışma sermayesi politikasını belirlemek, • Satınalmaya karşı kiralama olanaklarını kullanmak • …..vb. gibi konularda sağlıklı finansal kararlarını alabilmek için çok önemli bir kavramdır. Özkaynak maliyeti: özkaynaklarının oluşumunda içinde yer alan her türlü hisse senetleri ve dağıtılmayan karların maliyetinin ağırlıklı ortalamasıdır. - Adi Hisse Senedinin Maliyeti - İmtiyazlı Hisse Senedi Maliyeti - Dağıtılmayan kar Paylarının Maliyeti - Amortisman Fonlarının Maliyeti YABANCI KAYNAK MALİYETİ Kısa Vadeli Kredi Maliyeti Kısa vadeli yabancı kaynak, ticari ve banka kredilerden oluşur ve bunlar sermayenin bir parçası olmuşsa (sürekli yenileniyorsa) maliyetlerinin hesaplanması gerekir. Maliyet şöyle hesaplanabilir. K5 = r(1-v) K5=Kısa vadeli kredi maliyeti, r=kredi faiz oranı, v=vergi oranıdır. Örnek : İşletme % 90 faizli kradi aldığında bu kredinin maliyetinedir. (vergi oranı %40) K5 = r(1-v) = 0,9 (1-0,4) = 0,3 = %30 Orta Vadeli Kredi Maliyeti Orta vadeli kredi maliyetlerinin hesaplanmasında kredi ile ilgili olarak yapılan tüm giderlerde dikkate alınır. Tahvil Çıkarma Yoluyla Sağlanan Fonların Maliyeti Tahvilin gerçek maliyeti aşağıdaki formülle hesaplanır. k7 r (P F) / n PF 2 Burada; k7 = Tahvil çıkarma yoluyla sağlanan fonların maliyeti r = Tahvilin yıllık faiz tutarı P = Tahvilin nominal değeri F = Tahvilin piyasa fiyatı N = tahvil yoluyla sağlanan sermayenin süresidir. Örnek : İşletme %95 faizli 50 milyon nominal değerli tahvili 5 milyon gider yaparak satmıştır. k7 r (P F) / n PF 2 = 40.000.000 (50.000.000 44.000.000) / 3 0,89 50.000.000 44.000.000 2 AĞIRLIKLI ORTALAMA SERMAYE MALİYETİ İşletmenin pasifini oluşturan kaynak unsurlarının ayrı ayrı olarak toplam pasifinin içindeki oranı bulunur ve her kaynağın maliyetleri bu oranla çarpımlarının toplamı alınırsa çıkan sonuç sermayenin ağırlıklı ortalama maliyeti bulunur. Sm=(W1.k1)+(W2.k2)+ ……..+(Wn.kn) Örnek : İşletmenin 2000 yılı kaynak ile ilgili veriler aşağıdaki tabloda verilmiştir. Kaynak Türü Kısa vadeli borçlar Yabancı Kaynak Uzun Vadeli Borçlar Tahviller Adi Hisse Senetleri İmtiyazlı Hisse Senetleri Öz kaynak Dağıtılmamış Karlar Amortismanlar TOPLAM Tutarı Ağırlıklı (milyon) Oranı % Vergiden Sonraki Maliyet % Ağırlıklı Maliyet % 15 30 45 90 60 5 10 15 30 20 80 85 70 65 75 4,0 8,5 10,5 19,5 15,0 30 30 300 10 10 100 75 70 7,5 7,0 72,0 Görüldüğü gibi işletmenin ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti % 72 olarak hesaplanmıştır. SERMAYENİN MARJİNAL MALİYETİ • İşletmenin sağladığı en son ek sermayenin maliyeti, Sermayenin Marjinal Maliyeti olarak ifade edilir. Belirli bir noktadan sonra (borç/özkaynak oranı) kaynak yapısı bozulacağından bulunacak ek kaynak maliyeti yüksek olacağından sermayenin marjinal maliyeti yükselmektedir. Sermaye Yapısı Kararları • İşletme sermaye yapısını değişik kaynaklardan sağlar. Özkaynak maliyeti beklenen kar, yabancı kaynak maliyeti ise ödenecek faiz ile ölçülendirilir. Bunların bileşimi önemlidir. İşletmenin ortalama sermaye maliyetinin en düşük olduğu nokta optimal sermaye bileşimini göstermektedir. SERMAYE YAPISINA KURAMSAL YAKLAŞIM Sermaye Maliyeti Net Gelir Yaklaşımı Varlıklar borçla finanse edilirse borç maliyeti düşük olduğundan sermaye maliyeti giderek düşük borç maliyete yaklaşarak düşecektir. Bu görüşe karşı çıkanlar, borcu aşırı arttırarak işletmenin piyasa değeri düşmeyeceğidir. ke ka Ke = Özsermaye maliyeti Kd = Borç maliyeti kd Ka = Ortalama sarmaye 0 Borç/Toplam Varlıklar Sermaye Maliyeti Net faaliyet Geliri Yaklaşımı İşletmenin piyasa değerinin sermaye maliyeti üzerine etkisi olmadığını varsayan bu yaklaşım, borç arttırarak ortalama sermaye maliyetinin düşemeyeceğini ileri sürer. Bu yaklaşıma göre borç artarsa risk artacağından buna bağlı olarak ortalama sermaye maliyeti de artmaktadır. 0 ka ke kd Ke = Özsermaye maliyeti Kd = Borç maliyeti Ka = Ortalama sarmaye Borç/Toplam Varlıklar Sermaye Maliyeti Geleneksel Yaklaşım Bu yaklaşımda, borç maliyeti düşük olduğundan borcun arttırılması ortalama sermaye maliyetini giderek azaltacaktır. Borçlanmaya devam edildikçe belirli bir noktadan sonra borcun yaratacağı risk artacağından ortalama sermaye maliyeti artmaya başlayacktır. 0 Ke = Özsermaye maliyeti ke ka kd Kd = Borç maliyeti Ka = Ortalama sarmaye Özkaynak maliyeti hesaplayabiliriz (ka) yı Ka = E D ke kd DE DE Maliyeti Optimal Sermaye yapısı Modigliani – Miller Yaklaşımı Bu yaklaşım, net faaliyet geliri yaklaşımına daha yakın görüş ileri sürmektedir. ModiglianiMiller yaklaşımı, bir işletmenin borç maliyeti ve özsermaye maliyeti arasındaki etkileşim sonucu aynı düzeyde kalacağını ve sermayenin maliyeti değişmeyeceğini ileri sürer. Bu SERMAYE YAPISI KARARINDA FVÖK-HBK ANALİZİ • • FVÖK = Faiz ve Vergi Öncesi Kar HBK = Hisse Başına Kar Özkaynakla Finansman A İşletmesi Faaliyeti 1 FVÖK Faiz Vergi Öncesi Kar Vergi (%40) Vergi Sonrası Kar Ortak Sayısı HBK FVÖK % değişiklik HBK % değişiklik 100.000.000 -----------100.000.000 40.000.000 60.000.000 100 600.000 FVÖK Faiz Vergi Öncesi Kar Vergi (%40) Vergi Sonrası Kar Ortak Sayısı HBK FVÖK % değişiklik HBK % değişiklik 100.000.000 60.000.000 40.000.000 16.000.000 24.000.000 100 240.000 A İşletmesi Faaliyeti 2 200.000.000 ------------200.000.000 80.000.000 120.000.000 100 1.200.000 + %100 + %100 Tablodan da görüldüğü gibi, özkaynak ile finanse edildiğinde faaliyet 100 milyondan 200 milyona çıkarıldığı zaman FVÖK ve HBK aynı oranda değişme göstermektedir. Kısmen yabancı kaynakla finanse edildiğinde ise, faaliyet 100 milyondan 200 milyona çıkarıldığında FVÖK %100, HBK ise %250 artmaktadır. Bunu bir grafikle gösterirsek; Özkaynakla Finansmanı n Avantajı Kısmen Yabancı KaynaklardanFinansman HBK 200.000.000 60.000.000 140.000.000 56.000.000 84.000.000 100 840.000 + %100 + %250 Borçla Finansmanın Avantajı Özkaynakla Finansman Borçla Finansman 0 100 150 200 FVÖK Sermaye yapısının kararında işletme faaliyetlerinin önemli olduğunu belirtmiştik. Grafikten de anlaşılacağı üzere faaliyet 150 milyon kar ile sonuçlanması halinde borç ve özkaynak ile finansman olsun HBK eşit olmaktadır. Faaliyet 150 milyonun altında olması halinde HBK özkaynakta daha büyük, 150 milyonun üstünde olması halinde HBK yabancı kaynak da daha büyük olmaktadır. Bu da gösteriyor ki, faaliyetin sonuçları kaynak bileşimini etkilemektedir. UYGULAMADA SERMAYE YAPISI KARARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Sermaye yapısın etkileyen faktörlerin irdelenmelidir. Bunlar ; Genel Ekonomik Durum Ülkenin genel ekonomik durum olarak para ve sermaye piyasalarının gelişmişlik düzeyi kaynak alternatifleri alanında etkili olmaktadır. Bunun yanında ülkedeki gelecekte olası ekonomik değişimleri iyi tahmin etmesi gerekir. Dolayısıyla genel ekonomik durum işletmenin sermaye yapısının belirlenmesinde önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Endüstrinin (Sektörün) Özellikleri Sektörün içinde bulunduğu rekabet, bu sektördeki işletmenin finansman kaynakların seçimini etkiler. Bunun yanında doğal olarak endüstride standart oluşmuş olabilir. Borç/özsermaye oranı sektörün ortalamasına yakın olması çeşitli şekillerde aranabilir. Bütün bunlardan dolayı sektör sermaye yapısının kararını etkileyen etkendir. İşletmenin Özellikleri İşletmenin tek veya çok sahipli olmasına göre, hukuki yapılarına göre, büyüklüğüne göre vb. gibi işletmenin özellikleri sermaye yapısının kararını etkileyen etkendir. OPTİMAL SERMAYE YAPISININ BOZULMASI İşletmelerin optimal sermaye yapılarını bozan çeşitli sebepler vardır. Bunlar alt başlıklar şeklinde aşağıda verilmiştir. Kontrol Yeni hisse senedinin satılması ortak sayısını arttırmakta olduğundan istenmeyen bir durum olabilir, kar dağıtılmayıp işletmede alıkonulması veya tersi, borçlanmak ortakların menfaatı olduğundan risk artsa bile borçlanma arzusu olabilir vb. gibi durumlar sermaye yapılarını bozan sebepler olabilir. Borçlanma Eksikliği Borç alma kapasitesini tam olarak kullanmayarak çok özel durumda borçlanmaya gerek duyulabilir. Böyle bir durumda normalde borç/özsermaye oranının altında borçlanılır. Pazar Zamanlaması Para ve sermaye piyasalardaki olası olumlu veya olumsuz beklentiler, optimal sermaye yapısını bozucu özellik gösterir. 10. BÖLÜM SERMAYE BÜTÇELEMESİ • • • • • • • • YATIRIM AMAÇLARI YATIRIM TÜRLERİ, SERMAYE BÜTÇELEMESİNİN KAPSAMI, YATIRIM TEKLİFLERİNİN ÖNCELİKLERİNE GÖRE SIRALANMA, FİZİBİLİTE RAPORU KAVRAMI VE AMAÇLAR, FİZİBİLİTE RAPORU (YATIRIM PROJESİ) HAZIRLAMA SÜRECİ, YATIRIM PROJELERİNİ DEĞERLEME YÖNTEMLERİ, PROJE TEKLİFLERİNİN FİNANSMANI SERMAYE BÜTÇELEMESİ Sermaye Bütçelemesi, uygun ve verimli yatırım alanlarının araştırılmasını ve yatırım projelerinin değerlendirilmesini içeren faaliyetler bütünüdür. Sermaye bütçelemesi kavramında; sermaye terimi, üretim sürecinde şekil değiştirmeden ve bir yıldan uzun süreli kullanılan makine, taşıt, bina gibi duran varlıkları tanımlamaktadır. Bütçeleme terimi ise, bir yatırımdan belirli bir dönem boyunca beklenen nakit girişlerini ve çıkışlarını gösteren bir planı tanımlamaktadır Sermaye bütçesi, yapılacak yatırımları parasal olarak gösteren bir yatırım planıdır. • Fabrika, makine ve donatım satın alma planları sermaye bütçesi olarak bilinir ve rasyonel planlar yapmak için gerekli karar verme işlemine sermaye bütçelemesi denir. • Geniş anlamda yatırım tanımı içine işletmelerin üretimlerini, dağıtımlarını, satış sonrası hizmetleri genişletmek için yaptıkları harcamalar girer. Araştırma-geliştirme etkinlikleri ile iş görenlerin eğitimi, uzun devreli büyük reklam kampanyaları için yapılan harcamalar da yatırım sayılmalıdır. YATIRIM AMAÇLARI • • • • • • • • İşletmeler yatırımlarını aşağıdaki amaçlarını gerçekleştirmek için yapmaktadırlar. Yeni bir ürün veya yeni bir ürün dizisi eklemek için, Yeni bir üretim, dağıtım veya yeni bir ürün dizisi eklemek için, Mevcut, üretilmekte olan ürünlere artan talebi karşılamak için, Eskiyen ve modası geçen üretim, dağıtım ve hizmet tesislerini yenilemek için, Daha etkin tesisler kurarak, üretim, dağıtım ve hizmet tesislerini yenilemek için, Yeni ürünler, işlemler veya hizmetler için, araştırma ve geliştirme çalışmaları için, Çalışma koşullarını geliştirmek için, araştırma ve geliştirme çalışmaları için, Kamu örgütlerinin, halkın sağlığını ve refahını korumak amacıyla koyduğu kurallara uymak için (örneğin hava ve çevre kirliliğini önleyici yasaklara uymak için). YATIRIM TÜRLERİ • • • • • • • • • • Komple Yeni Yatırımlar : Bir işletmenin tesislerinin ilk kuruluşunda yapılan yatırımlardır. Yenileme Yatırımlar : Bu tür yatırımlar mal ve hizmet üretiminin sürekliliği amacıyla sermaye tahsisini içerir. Bu tür yatırımların kapsamı içine, teknik bakımından artık kullanılmaya elverişli olmayan, mevcut yöntem ve tesislerin yenilenmesi girer. Genellikle, faaliyette bulunan işletmeler eskiyen makinalarını yenilemek için, bu tür yatırımlarda bulunurlar. Tevsili Yatırımları : Mevcut üretim kapasitesini arttırmak ya da yeni bir üretim potansiyeli yaratmak suretiyle, üretim kapasitesini arttırarak mevcut talebi karşılamaktır. Tamamlama Yatırımları: Üretim faktörlerinin kıt olması ya da talep hacminin yeterli düzeyde olmaması nedeniyle, tesisin eksik kısımlarını tamamlamak amacıyla tamamlama yatırımlarını yaparlar. Modernizasyon Yatırımları : Rasyonelleştirme yatırımı olarak da isimlendirilen bu tür yatırımlar, daha yararlı mal ve hizmet üretimi amacıyla sermaye tahsisini içerir. Genellikle kaliteyi yükseltmek, maliyetleri azaltmak ya da üretimde daha faal teknikler kullanmak amacıyla bu tür yatırımlar gerçekleştirilir. Darboğaz Giderme Yatırımları : Üretime geçtikten sonra bazı olumsuz ve beklenmedik durumlar ile karşılaşılması üretimde darboğaza neden olur. Bunları giderme amacıyla bazı yatırımların yapılması söz konusu olabilmektedir. Bu amaçla yapılan yatırımlar da darboğaz giderme yatırımları olarak isimlendirilir. Kalite Düzeltme Yatırımları : Üretilen malların kalitesini yükselterek, Pazar payını muhafaza etmek ya da arttırmak için, mamulün kalitesini yükseltici etki yapacak yatırımlar, kalite düzeltme yatırımları kapsamı içinde sınıflandırılır. Entegrasyon Yatırımları : İşletmelerin üretim konusu olan mallarının hammaddelerini kendileri üretmek ya da ürettiği malları daha etkin olarak pazarlamak için yaptıkları yatırımlar yatay entegrasyon yatırımları içinde yer alır. İşletmelerin diğer işletmeler ile birleşmeleri sonucunda kapasite arttırıcı yatırımları ise dikey entegrasyon yatırımları olarak isimlendirilir. Finansal Kiralama Yatırımları : İşletmeler üretimde kullandıkları tesislerin mülkiyetlerini devralmadan kullanım hakkını belirli bir süre için alınmasıyla gerçekleşen yatırımlara finansal kiralama yatırımları denir. Nakil Yatırımları : Kuruluş dönemlerinde uygunluk arz ederken, işletmelerin organize sanayi bölgelerindeki uygun yerlere teknoloji ile birlikte taşınması nakil yatırımlarını gerektirir. SERMAYE BÜTÇELEMESİNİN KAPSAMI • Önerilerin Hazırlanması Önerilerin hazırlanması işletme için çekici olabilecek yatırım fırsatlarını araştırmaktır. • Maliyet ve Sağlanacak Yararların Tahmini Sermaye bütçelemesinin bu aşamasında her önerinin nakit çıkış ve girişleri hesaplanır. • Riskin Değerlenmesi Sermaye bütçelemesinin bu aşamasında planlama grubu yatırım önerilerini, her önerinin riskine göre sınıflar. • Öneriler Arasında Seçimin yapılması Öneriler hazırlandıktan ve nakit akışları tahmin ve değerlendikten sonra bazı projelerin seçimi, diğerlerinin ise reddedilmesi gerekir. • Yeniden Değerleme Getirilen önerilerin sayısı yeterli midir? Nakit akışı ile ilgili riskleri yeterli ölçüde değerledik mi? Hayır ise neden hayır? Yatırım önerileri arasındaki seçimle ilgili prosedür, işletmenin değerini en yükseğe çıkarmaya yardım edecek midir? Bu yeniden değerleme aşaması önerinin öz eleştirisidir. • Son Denetim Proje tamamlandıktan ve uygulamaya konulduktan sonra, bütçeleme prosedürü, uygulama sonuçlarının projeden beklenenleri karşılayıp karşılamadığının araştırılmasını gerektirir. Bu noktada “projeden beklenenler neden gerçekleşmedi?” sorusunun cevapları araştırılmalıdır. FİZİBİLİTE RAPORU KAVRAMI VE AMAÇLAR • • • • • Proje, bir konu etrafında ayrıntılı ve sistematik düşünce olgusu olduğu kadar, mevcut bilgi ve ek araştırmalar ile bir senteze ulaşma davranışıdır. Yatırım projesi, belirli bir üretim işini en az maliyetle gerçekleştirmek ve en yüksek ekonomik ve teknik etkinliğe ulaşmak için, hangi malın hangi kapasitede ve nerede üretileceğinin, mevcut bilgi ve verilerin sistematik kullanımı ile kararlaştırılarak, uygulamaya konulması davranışıdır. Fizibilite etüdü genel olarak üç temel amaç için hazırlanır. Birincisi, makro ve mikro bazda yatırım kararını alacak olanların, optimal kaynak kullanımı sağlamak amacı ile bir yatırım projesini hazırlama ve değerlendirme çalışmasına ihtiyaç duymalarıdır. Bu açıdan fizibilite etüdü, doğru yatırım alanının kapısını açan ve yol gösteren bir rehberdir. İkinci olarak, hükümetler özel sektör yatırımlarını teşvik etmek ve desteklemek amacı ile işletmelere yatırım teşvikleri ve krediler verirler. Hükümetlerin değerlendirme uzmanları, verilen bu teşvik ve kredilerin doğru yatırımlara aktarıldığından emin olmak ve zamanı geldiğinde verilen kredileri geri ödeyebilecek niteliğe sahip yatırım önerileri olduğu yargısına varmak için talep sahiplerinden, yatırım önerilerine ilişkin bir fizibilite etüdü isterler. Son olarak, yatırımda bulunacak işletmeler, arzuladıkları yatırımlarını gerçekleştirmek için eğer bir finansman kuruluşundan dış finansman (kredi) talebinde bulunuyorlarsa, akılcı finansman kuruluşları, yatırım önerisinin talep edilen borcu ve faizini zamanı geldiğinde ödeyebilecek nitelikte olduğunu önceden görmek ve emin olmak için bir fizibilite etüdü (raporu) isterler. FİZİBİLİTE RAPORU (YATIRIM PROJESİ) HAZIRLAMA SÜRECİ Projeler, genel bir planın parçalarıdır. Plan ve projeler arasında organik bir bağlantı mevcuttur. Planlama çalışması uygulanacak projelerin, başarı şanslarını önceden nesnel ölçülere göre değerlendirip, aralarında bir öncelik sıralaması yapılmak durumundadır. Bu sıralamada kullanılacak nesnel kriterlere yatırım ölçütleri adı verilir. Planlamada, ekonominin ve/veya işletmenin belirli bir zaman sürecindeki tüm faaliyetlerine ve amaçlarına bütünleşik olarak bakılır. Projede ise söz konusu ekonomik faaliyetleri yürütecek, bu faaliyetlerden sorumlu olacak ve bu faaliyetlere katkıda bulunacak birimler ölçütünde değerlendirmeler söz konusudur. Planlama bir çeşit projeksiyon işlemidir. Yatırım projelerinin süreci incelendiğinde, üç temel aşamadan söz etmek gerekir. • Proje fikri aşaması; bir mal veya hizmetin üretilmesi ile ilgili çeşitli alternatiflerin geliştirilmesi, her alternatif ile ilgili gelirlerin ve harcamaların hesaplanması ve mevcut alternatiflerin incelenerek, daha önceden belirlenmiş bazı ölçütlere göre bir ön elemenin yapılmasından oluşur. • Mevcut proje fikirleri ön elemeye tabi tutulduktan sonra, kalan proje fikri ya da fikirleri için bir veya bir kaç projenin hazırlanması aşamasına geçilir • Sürecin son aşamasında ise işletme yönetimi yatırım kararı alır FİZİBİLİTE RAPORU İÇERİĞİ • 1. Projenin tanımı • 2. Projenin yapılacağı ülkenin genel tanıtımı • 3. Yatırımın niteliğinin açıklanması • 4. Projelerin inceleme ve irdeleme raporu • 5. İş programı • 6. Firma profili • 7. Finansal analiz • 8. Sonuç • 9. Ekler YATIRIM PROJELERİNİ DEĞERLEME YÖNTEMLERİ • Belirli bir sistematik düzen içerisinde hazırlanan fizibilite raporlarında öngörülen nakit akımlarının, finansal karlılık açısından değerlendirilmesi gerekir • En çok kabul gören sınıflandırma biçimi, yöntemlerin paranın zaman değerini dikkate alıp almamasına göre yapılan sınıflandırmadır. Bu sınıflandırmaya göre değerleme yöntemleri statik ve dinamik yöntemler olarak ikiye ayrılabilir. Statik Yöntemler 1. Toplam net nakit girişinin yatırım tutarına oranı yöntemi, 2. Yıllık ortalama net nakit girişinin yatırım tutarına oranı yöntemi, 3. Ortalama yıllık gelirin ortalama yatırım tutarına oranı yöntemi ve 4. Geri ödeme süresi yöntemidir. Dinamik Yöntemler 1. Net bugünkü değer yöntemi, 2. İç karlılık oranı yöntemi, 3. Karlılık endeksi yöntemi 4. Yıllık eşdeğer gider yöntemidir PROJE TEKLİFLERİNİN FİNANSMANI İş fikirleri ya da yatırım projeleri uzun vadeli yatırımlardır. Bu neden ile yatırımların finansman kaynaklarının da uzun vadeli finansman alternatifleri arasından seçilmesi gerekir. Bununla birlikte, yatırımların tamamlanma süreleri ile finansman kaynaklarının geri ödeme dönemlerinin başlama tarihi arasında da zaman açısından uyumun sağlanması gerekir. İşletmelerin projelerin finansmanında kullanabilecekleri orta ve uzun vadeli başlıca finansman alternatifleri şu şekilde sıralanabilir: • Öz kaynaklar (hisse senetleri, dağıtılmayan karlar, amortisman fonları vb.) • Orta vadeli banka kredileri • Orta vadeli yatırım malları kredileri • Forfaiting • Leasing • Tahvil çıkarma • Rotatif krediler 11. BÖLÜM ÇALIŞMA SERMAYESİ • • • • • • • ÇALIŞMA SERMAYESİ KAVRAMI, ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI, ÇALIŞMA SERMAYESİ DÖNGÜSÜ, ÇALIŞMA SERMAYESİNİN FİNANSMANI, NAKİT YÖNETİMİ, ALACAK YÖNETİMİ, STOK YÖNETİMİ ÇALIŞMA SERMAYESİ KAVRAMI Cari varlıklar olarak da bilinen çalışma sermayesi (işletme sermayesi) işletme bilançosundaki dönen varlıklar toplamıdır. Net çalışma sermayesi (net işletme sermayesi) ise dönen varlıklar toplamından kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamının çıkarılması ile bulunan tutardır. Çalışma Sermayesi Yönetiminin İşletmeler Açısından Önemi • Çalışma sermayesi yönetimine ayrılan süre: İşletmelerde yapılan çalışmalar, finans yöneticisinin zamanının büyük bölümünü paranın günlük akışı ile ilgilenerek geçirdiğini ortaya koymaktadır • Dönen varlıklara yapılan yatırım tutarı: İşletmelerin faaliyet konularına göre değişmekle birlikte, dönen varlıkların işletme toplam varlıkları içerisindeki payı önemli tutarlara ulaşmaktadır. • İşletmenin iş hacmi ile çalışma sermayesi arasındaki ilişki: Satışların büyümesi işletmenin hammadde alışlarında, stoklarında, alacaklarında, nakit ve benzerlerinde de büyümeye neden olacaktır. • Çalışma sermayesi ile işletmenin karlılığı arasındaki ilişki: • Çalışma sermayesinin küçük işletmeler açısından önemi: Çalışma Sermayesi Türleri - Sürekli çalışma sermayesi, - Geçici çalışma sermayesi - Yarı değişken çalışma sermayesi olmak üzere üç bileşenden oluşmaktadır. ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI Çalışma sermayesi aşağıda sıralanan işletme gereksinimlerini gidermek için gereklidir. • Üretim gerçekleştirebilmek ya da işletme faaliyetlerini devam ettirebilmek için gereksinim duyulan hammadde ve işletme malzemesini satın alabilmek, çalışanların ücretleri, Elektrik, su, doğalgaz gibi günlük giderleri, Borçların anapara ve faizlerinin zamanında ödenebilmesi için çalışma sermayesine gereksinim duyulmaktadır Çalışma sermayesinin gereğinden fazla olmasının etkileri şunlardır: • Gereğinden fazla hammadde ve işletme malzemesi bulundurulması, Alacakların fazla olması, alacak tahsilinde yaşanan güçlükler çalışma sermayesini arttırdığı gibi, artan çalışma sermayesi işletmenin borçlarının artmasına da yol açar, Gereksiz harcamalar yapılması, Spekülatif yatırımlar çalışma sermayesinin artmasına , Karlılığın düşmesine yol açar Çalışma sermayesinin yetersiz olmasının etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz: • İşletmenin gereksinim duyduğu hammadde ve işletme malzemesinin zamanında ve istendiği kadar elde edilememesine neden olur, Çalışanların ücretlerinin zamanında ödenememesi çalışma düzeninin bozulmasına yol açar, Duran varlıkların tam kapasite ile kullanılması olanaksız duruma gelir, Yatırımların getiri oranını düşürür, İşletme faaliyetlerinin yavaşlamasına neden olur. ÇALIŞMA SERMAYESİ İHTİYACI Çalışma sermayesinin yetersizliği aşağıdaki gelişmelerden anlaşılabilir: • Net işletme sermayesinin negatif olması, • Borçların zamanında ödenememesi, • Stokların siparişleri karşılamada yetersiz kalması, • Müşterilerin vadeli satış taleplerinin karşılanamaması, • Üretimde gerekli girdilerin zamanında, uygun koşullarda ve miktarda temin edilememesi, • Artan talebe karşılık, bu talebi karşılayacak iş hacmini geliştirici araçların sağlanması, • İşletmenin çevre şartlarındaki değişimlere ve dış gelişmelere ayak uyduramaması. Çalışma Sermayesi İhtiyacını Belirleyen Faktörler • İşin doğası: Çalışma sermayesi gereksinimi işin doğasına göre değişebilmektedir. • Üretim döngüsü: Çalışma sermayesi miktarı, üretim döngüsünün uzunluğu ile doğru orantılıdır. • Üretim politikası: İşletme durağan bir üretim politikasına sahip ise çalışma sermayesi düzeyi çok fazla değişiklik göstermeyecek • Kredi politikası: İşletme satışlarında uzun vade tanıyorsa, çalışma sermayesi gereksinimi artacaktır. • Büyüme ve gelişme, Hammadde gereksinimi, Kredi bulma olanakları, Üretim kapasitesi ve birim üretim maliyeti, Rekabet düzeyi ÇALIŞMA SERMAYESİ DÖNGÜSÜ • İşletmelerde çalışma sermayesine yatırımı etkileyen yatırım döngüsü hammaddelerin satın alınmasıyla başlar. Hammadde alımları için yapılacak ödemeler için geçen süre “ticari borçların ödenme süresi” dir. Hammaddeler kullanılarak mamul haline dönüştürülür. Stoklara ilk yatırımla satış tarihi arasında geçen süreye “stokta geçen süre”; satış tarihi ile işletmeye yapılan ödemelerin tarihi arasında geçen süreye de “ticari alacakların tahsil süresi” denir. • İşletmenin hammaddelerine yaptığı ödemeler ile müşterilerden tahsil ettiği ödemeler arasındaki zaman uzunluğuna “nakde dönüşüm süresi” denir. Nakde dönüşme süresi uzadıkça işletmelerin çalışma sermayesine olan ihtiyacı artacaktır. • Nakit Dönüşüm Süresi = (Stokta geçen süre + Alacakların tahsil süresi Borçları ödeme süresi) • Çalışma sermayesi döngüsü hammaddenin sağlanması, müşterilere yönelik taahhütlerin verilmesi, üretimin yapılması, mal ve hizmetlerin satılması ve müşterilerden paranın tahsil edilmesine kadarki tüm dönemi kapsar. Bu açıdan bakıldığında çalışma sermayesi döngüsü nakit dönüşüm döngüsünden farklıdır. Nakit dönüşüm döngüsü ise tahakkuk etmiş borçların ödenmesi ile alacakların tahsil edilmesi arasındaki geçen süreyi gösterir ÇALIŞMA SERMAYESİNİN FİNANSMANI • Finansmanın temel ilkesi gereği, dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklarla, duran varlıkların ise uzun vadeli yabancı kaynaklar ve özkaynaklarla fonlanması gerekir. • Çalışma sermayesinin finansmanı üç temel politika ile belirlenebilmektedir. 1. Dengeli Finansman Stratejisi Dengeli finansman stratejisinde, duran varlıklar ve çalışma sermayesinin sürekli kısmı uzun vadeli kaynaklarla, çalışma sermayesinin dalgalanma gösteren kısmı ise kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmektedir 2. İhtiyatlı Finansman Stratejisi İhtiyatlı finansman stratejisinde finans yöneticileri, riski en düşük düzeyde tutmayı amaçlar. Stratejiye göre işletmenin sahip olduğu tüm varlıklar, yani duran ve dönen varlıkların tamamı uzun vadeli kaynaklarla finanse edilir. 3 Atılgan Finansman Stratejisi Atılgan finansman stratejisinde duran varlıklar uzun vadeli kaynaklarla finanse edilirken, çalışma sermayesinin hem sürekli kısmı, hem de dalgalanma gösteren kısmı kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmektedir Çalışma Sermayesi Finansmanında Karlılık ve Risk Değişimi Risk ve karlılık arasında doğru yönlü bir ilişki vardır. Risk arttıkça karlılık artar, risk düştükçe karlılık da düşer. Burada finans yöneticisi, kar ile risk arasında bir değişim yapacaktır. NAKİT YÖNETİMİ İşletmelerde nakit yönetiminin temel amacı likidite ile işletmenin uzun vadeli kârlılığı arasında denge kurmaktır. • İşletmenin; doğru, kesin ve zamanında yapılmış tahmin ve raporlama sistemine, nakit toplama ve harcama yöntemlerinin belirlenmesine ihtiyaç vardır. • İşletmenin; nakit gereksinimini en aza indirmek, paranın nereden ve nasıl sağlanacağını belirlemek, yatırılan fonlardan riski de göz önüne alarak en yüksek getiri sağlamak gerekmektedir. Nakit yönetimi ile nakit giriş ve çıkışları kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. • Nakit girişleri, nakit çıkışlarından fazla ise bir fazlalık oluşacaktır. Bu fazlalık ya borçların ödenmesinde ya da çeşitli varlıklara yatırım yapılmasında kullanılır. • Nakit çıkışları, nakit girişlerinden fazla ise bir açık söz konusudur. Bu açık ya borçlanarak ya da daha önce yatırım amacıyla alınmış olan finansal varlıkların satımıyla kapatılabilir. Nakit yönetimini gerçekleştirecek olan finans yöneticileri, ayrıca aşağıdaki sorunlara da cevap bulmaya çalışmalıdır: • Nakit girişi nasıl hızlandırılabilir ya da nakit çıkışları nasıl yavaşlatılabilir? • Oluşturulacak menkul kıymet portföyünün bileşimi nasıl olmalıdır? • Nakit değerlere ve menkul değerlere yapılacak yatırımın düzeyi ne olmalıdır? ALACAK YÖNETİMİ İşletmeler satışlarını artırmak, rekabet ortamı gereği vadeli satış yapmak zorunda kalabilirler. Başka bir deyişle alacaklarını tahsil edene kadar müşterilerini finanse ederler. Alacaklar, bilançoda satış fiyatı üzerinden, stoklar ise maliyet bedeli üzerinden kaydedilir. Kredili satışların artış göstermesi, alacakları artırırken stokları azaltır. Aradaki fark, işletmeye kâr olarak yansır. Alacaklar tahsil edildiği sürece bu durum işletmenin piyasa değerini artırırken; alacakların tahsilinde yaşanan sorunlar, işletmenin piyasa değerini olumsuz etkiler. İşletmelerin kredi politikasını esnek tutarak alacaklarını artırmasının işletmeye getirdiği yükler bulunmaktadır. Bu yükleri şu şekilde sıralayabiliriz; • Tahsilat Maliyeti • Sermaye Maliyeti • Tahsil Edememe Maliyeti Alacakların Düzeyini Etkileyen Faktörler • Kredili satışların toplam satışlara oranı • Satışların hacmi • İşletmenin kredi ve tahsilat politikası • işletmenin büyüklüğü Alacakların Düzeyinin Belirlenmesi • Kredili satışların hacmi • Katışların yapıldığı zaman ile tahsilatın yapıldığı zaman arasında geçen süre Alacakların Düzeyi = Günlük Kredili Satışlar X Tahsilat Süresi • Nakit iskontosu STOK YÖNETİMİ • Stok yönetiminde ne alınacak, nasıl alınacak, kaça alınacak, nereden alınacak, nerede stoklanacak, nerede kullanılacak gibi sorulara cevap bulmaya çalışılır. • Toplam varlıklar içinde stokların payı işletmenin türüne bağlı olarak farklılık gösterir. Bu nedenle stok yönetiminin ve kontrolünün önemi işletmeden işletmeye farklılık göstermektedir. Stok Türleri • Hammadde Stokları • Yarı Mamul Stokları • Mamul Stokları Stok Maliyetleri • Stok Fiyatları • Stok Tedarik Maliyeti • Stok Bulundurma Maliyeti • Stok Bulundurmama Maliyeti Stok Maliyetlerinin Hesaplanması • Stok Tutma Maliyeti = Ortalama Stok x Birim Tutma Maliyeti • Sipariş Maliyeti = Sipariş Sayısı x Her Siparişin Maliyeti • Toplam Stok Maliyeti = Stok Tutma Maliyeti + Sipariş Maliyeti Stok Değerleme Yöntemleri Stok Kontrol Yöntemleri Stok Yönetiminde Etkinlik İlkeleri 12. BÖLÜM KAR DAĞITIM POLİTİKASI • • • • • KAR DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ, KAR DAĞITIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER, KAR DAĞITIM POLİTİKASI ÇEŞİTLERİ, KAR PAYI ÖDEMELERİ, KAR DAĞITIM POLİTİKASININ İŞLETMENİN PİYASA DEĞERİNE ETKİSİ KAR DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ • İşletmelerin elde ettiği net karın; ortaklar, dağıtılmamış kar kalemi ve yedek akçeler arasındaki dağılımını belirleyen politikalara Kar Dağtım Politikası denir. • Kar dağıtımı, işletmelerin büyüme hızını, piyasa değerini ve ortakların gelirini etkileyen özellik taşımaktadır. Bu nedenle kar dağıtım politikası yönetimin önemli kararlarından biri olmaktadır. KAR DAĞITIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER • • • • • • • • İşletmelerin Likidite Durumu Borçların Ödenmesi Zorunluluğu Yatırımlar için Duyulan Fon Gereksinimi Karların İstikrarı Sermaye Piyasasına Girme Olanağı Ortakların Vergilendirme Durumu Benzer İşletmelerin Kar payı Dağıtım Politikası Yasalar ve Şirket Sözleşmesinde Yer Alan Hükümler Kanunlar kar dağıtım ile ilgili olarak üç ilke benimsemiştir 1. Net Kar İlkesi : Dönem ve geçmiş yıl net karlarından ve ayrılan yedek akçelerden kar dağıtımı yapılabilir. 2. Esas Sermayenin Korunması İlkesi : Kar elde edilmedikçe, geçmiş yıllardan ayrılan yedek akçeler tamamlanmadıkça çeşitli ad altında kar dağıtılamaz. 3. Şirketin Borçlarını Ödeme Gücüne Sahip Olma İlkesi: İşletmenin borç tutarı net aktifin üstünde olması halinde kar dağıtılamaz. KAR DAĞITIM POLİTİKASI ÇEŞİTLERİ Karın Dağıtımı işletmenin piyasa değerinin arttırılmasında önemli faktör olmaktadır. Ülkemizde yasalar karın dağıtımını öngörmektedirler. Bunun yanında, kar dağıtımı aşağıdaki üç şekilde yapılması önerilmektedir. • Sabit Miktarda Kar Payı Dağıtımı : Yıllara göre elde edilen kar farklı olmasına rağmen dağıtılan kar hep aynı tutarda olmasıdır. Bu yöntemi benimseyen işletmelerin gelecek dönemde dağıtacağı kar payı bilindiğinden hisse senetlerinin talebi yüksek olur. • Sabit Oranda Kar Payı Dağıtımı : Her yıl oran sabit olduğundan elde edilen kara göre dağıtacağı kar payı değişiklik gösterir. • Sabit Miktarda Kar Payı Dağıtıp, Bazen Bunun Üzerine İlave Kar Payı Dağıtımı: Bu yöntemde asgari dağıtılacak kar payı önceden belirli olmakta, karın yüksek olduğu dönemlerde bunun üzerine ilave kar payı dağıtılmaktadır. KAR PAYI ÖDEMELERİ İşletmeler genelde beş tür kaynak ile kar payı ödemelerini yaparlar. Bunlar; • Nakit Olarak Kar Payı Ödeme : İşletmenin likiditesi uygunsa kar paylarını nakit olarak öderler • Hisse senedi Olarak Kar Payı Ödeme : İşletmeler gelir elde etme amaçlı aldıkları hisse senetleri veya kendi hisse senetlerini bedelsiz olarak vererek kar paylarını öderler • Hisse Senetlerin Geri Alınması : Hisse senetlerini geri satın alarak hisse adeti azaltmakta ve dolayısıyla hisse başına karı arttırarak işletmenin piyasa değerini arttırmaktır. Ancak Türk Hukuk sistemine göre bu mümkün değildir. • Mal Olarak Kar Payı Ödeme : Ürünlerine talep olan mal üreten işletmeler ortaklarına para yerine kar payı olarak mal verilir. • Kar Payı Olarak İntifa Senedi : Uygulamada görülmeyen ancak SPK da var olan bu yöntem oy hakkı olmayan hisse senetlerinin kar payı olarak dağıtımıdır. KAR DAĞITIM POLİTİKASININ İŞLETMENİN PİYASA DEĞERİNE ETKİSİ İki çalışma ve görüş mevcuttur. Bunlar; Modigliani-Miller Görüşü : Bu görüşe Göre kar dağıtımı işletmenin piyasa değerine etkisi olmadığıdır. Bu görüşün kaynağı aşağıdaki varsayımlardır. • Sermaye piyasasında tam rekabet koşulları geçerli ve bütün yatırımcılar rasyonel davranırlar • İletişim sistemi çok gelişmiş olduğundan yatırımcılar ücretsiz her türlü bilgiye ulaşmaktadırlar • Alım satımda komisyon yoktur • İşletmenin yatırım politikası sabittir • Piyasada tam bir belirlilik vardır İşletme karı dağıttığında piyasa değeri yükselecek, dağıtacağı karı öz veya yabancı kaynaktan dağıtacağından değeri tekrar düşecek ve kar dağıtımı piyasa değerine etki etmemektedir. John Linter ve Myron Gordon'ün Görüşü : Bu görüş, Modigliani-Miller görüşünün tersine dağıtılan kar işletmenin piyasa değerini etkilemektedir. Dağıtılan kar yatırımcının (hisse senetleri alanın) riskini azalttığından daha fazla talep ederek işletmenin piyasa değerinin artacağı ile sürülmektedir İşletmenin piyasa değeri gelecekte elde edilecek karları toplamının şimdiki değere indirgenmesi ile hesaplanabileceğidir 13. BÖLÜM FİNANSAL (MALİ) ARAÇLAR VE DEĞERLEME • • • • • • • • • • • • BANKNOT, TİCARİ SENETLER, HAZİNE BONOSU, TAHVİL, FİNANSMAN BONOLARI, VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLER, GELİR ORTAKLIĞI SENETLERİ, KAR VE ZARAR ORTAKLIĞI BELGELERİ, KONUT SERTİFİKALARI, HİSSE SENETLERİ, HİSSE SENEDİ GETİRİSİ (VERİMİ), KATILMA İNTİFA SENETLERİ BANKNOT • Banknot, devletçe yetkilendirilen bir banka tarafından çıkarılan ve en yüksek likidite gücüne sahip olan bir finansal araçtır. Temsili para olan banknot bir emisyon kurumunca basılarak tedavüle çıkarılır ve çıkaran kurumun topluma olan borcunu gösterir. Bir ülkenin resmi parası sayılan banknot, finansal sistemin temel kredi aracıdır. Bu yüzden, banknot aynı zamanda kıymetli evrak hüviyeti taşır. • Banknot zaman zaman kâğıt para ile de eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak, kâğıt para devlet hazinesi tarafından basılır ve karşılığı zayıf olduğundan güvenilirliği banknot’a kıyasla düşüktür. TİCARİ SENETLER Ticari senet, kısa süreli ticari işlemlerde kullanılan bono, poliçe, çek olarak adlandırılmış kıymetli evrakların genel adıdır Ticari senetlerin başlıca özellikleri şunlardır: • Belirli şekil (düzenlenme) şartları vardır. • Senet üzerinde imzası bulunan kişiler müteselsilen (zincirleme) sorumludurlar. • Senetlerin tahsilinde özel takip usulleri (İcra ve İflas Kanunu hükümleri) uygulanır. • Senet üzerindeki her imza ya da açıklama bağımsızdır. • Senetler teslim veya ciro yoluyla el değiştirebilirler. Hukuk dilinde kıymetli evraktan farklı olarak kullanılan bir kavram da menkul kavramıdır. Menkul kıymet, bir sermayeyi (borç veya özsermaye) temsil eden ve sahibine uzun süreli olarak gelir sağlayan kıymetli evrak veya senet olarak tanımlanmıştır. TTK’ da ve Medeni Kanun’da gerekse SPK’ da şu belgeler kıymetli evrak olarak adlandırılmışlardır. • Banknotlar • Ticari senetler: Bono, poliçe, çek • Hisse senetleri • Tahviller • Emtia senetleri: Makbuz senedi ve Varant, Konşimento, Taşıma senedi, Deniz ödünç senedi • İpotekli borç senedi • Finansal sözleşmeler: Örneğin, futures, forward, opsiyon ve swap sözleşmeleri HAZİNE BONOSU • Hazine tarafından yayınlanan kısa süreli iç borçlanma araçlarıdır. Bonoların süreleri 1 yıldan az olup, iskontolu olarak ihracı yapılır. Üzerlerinde tahviller gibi ayrı faiz kuponları yoktur. Faiz, bonoların nominal değerleri (vade sonu değeri) ile satış fiyatı arasındaki farktır. Satıştan (ihraç) itibaren vade işledikçe İskonto tutarı amortize edilir. • Ekonomideki kısa süreli faiz oranlarının oluşmasında gösterge niteliği taşımaları, finansal kurumlar ve bireysel yatırımcılarca kısa süreli güvenilir bir yatırım aracı kabul edilmeleri, finansal kurumların ve özellikle bankaların disponibl değerleri arasında kabul edilmeleri, çeşitli finansal işlemlerde teminat olarak kabul görmeleri, repo işlemlerinin kaynağı olmaları yüzünden hazine bonoları birincil ve ikincil piyasada (tezgah üstü piyasa) hakim önemli bir enstrümandır. Devletin hazine bonosu ihraç etmesinde temel nedenler şöyle sıralanabilir: • Bütçe açıklarının kapatılması • Finansal piyasalarına müdahale etme • Para ve sermaye piyasalarının gelişmesine ve derinleşmesine yardımcı olmak TAHVİL • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Sermaye piyasasının temel finansal aracı olan tahvil, yayınlayıcısı tarafından orta ve uzun vadede geri ödenme koşuluyla düzenlenmiş bir sözleşmedir. TTK tahvili; “Anonim şirketlerin ödünç para bulmak için itibari (nominal) değerleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleri” biçiminde tanımlamıştır. Tahviller devletin, belediyelerin ve şirketlerin orta ve uzun vadeli yatırımlarını finanse etmek amacıyla çıkarılır. Elinde bulunduran yatırımcısına genellikle 2-7 yıl arasındaki bir dönem için hesaplanmış periyodik bir akıma bağlı faizi ve yatırılan anaparayı geri alma hakkı verir. Üzerinde yazılı nominal değeri bazen vade sonunda, bazen belirli bir itfa planına bağlı olarak, bazen de zaman zaman yapılan çekilişlerle (kura) geri ödenir. Bir tahvilin yatırımcısı açısından sağlayacağı getiri aşağıdaki faktörlere bağlıdır. Tahvilin vadedeki değeri Kupon ödemelerinin süresi, sıklığı ve büyüklüğü Vadeye kadar olan süresi Risk derecesi Yatırılan paranın zaman değeri Dönemler itibariyle nakit akışı Geri ödeme dönemlerinde diğer yatırım araçlarının durumu. Yatırımcılarına sağladığı haklara göre tahviller şöyle gruplandırılabilir: Normal tahviller Değişken faizli tahviller Primli tahviller İkramiyeli tahviller Kara katılmalı tahviller Hisse senedine dönüştürülebilir tahviller Kuponsuz tahviller Çift para birimli tahviller Opsiyonlu tahviller Euro tahviller • • • • • • • • FİNANSMAN BONOLARI Piyasa kredibilitesi yüksek anonim şirketlerin kısa vadeli borçlanmalarda kullandıkları bir tür finansal araçlardır. Yaygın kullanım alanı nedeniyle finansman bonoları dünya para piyasalarının likidite düzeyi yüksek finansal araçları arasındadır. Finansman bonoları içerdiği garantilere göre şu türlere ayrılırlar: A tipi finansman bonosu: İhraç eden firma veya kurum dışında herhangi bir garantisi yoktur. B tipi finansman bonosu: Yayınlayıcı firmanın veya kurumun teklifine ve SPK onayına bağlı olarak bir bankanın garantisinin öngörüldüğü durumlar dışında, bonoların bir bölümü veya tamamı üzerinde bir bankanın destek kredi garantisinin bulunduğu finansman bonolarıdır. C tipi finansman bonosu: Bir bankanın garantisinin bulunduğu bonolardır. D tipi finansman bonosu: SPK tarafından kabul edilen bir garanti fona bağlı olarak çıkarılan bonolardır. E tipi finansman bonosu: Hazine garantisine sahip finansman bonolarıdır. F tipi finansman bonosu: Başka bir şirketin garantisi altındaki finansman bonolarıdır. Banka Garantili Bonolar ve Banka Bonoları Banka garantili bonolar anonim şirketlerin bir bankanın garantisini alarak ihraç ettiği menkul kıymetlerdir. Banka garantili bonoların süresi 90 gün ile 720 gün arasında değişir. Türkiye’de banka garantili bono çıkarma yetkisi sadece kalkınma ve yatırım bankalarına verilmiştir. VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLER Firmaların ve bankaların likidite düzeyi yüksek aktifleri karşılığı çıkardıkları borç senetleridir. VDMK, varlıkların menkul kıymetleştirilmesidir. Türkiye’de VDMK ihraç yetkisi verilen kurumlar şunlardır: • Bankalar • Finansal kiralama şirketleri • Finansman şirketleri • Genel finans ortaklıkları, • Gayrimenkul yatırım ortaklıkları SPK Tebliğine göre, bankalar tüketici ve konut kredileri karşılığında, finansal kiralama şirketleri kiralama sözleşmelerinden doğan alacakları karşılığında, ihracatçı şirketler ihracatları karşılığında, gayrimenkul yatırım ortaklıkları gayrimenkul satış sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları karşılığında VDMK ihraç edebilirler. Tebliğe göre bu alacak kalemleri şöyle sıralanmıştır: • Tüketici kredileri, • Konut kredileri, • Finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar, • İhracat işlemlerinden doğan alacaklar, • Anonim şirketler ile KİT statüsündeki kuruluşların müşterilerine yaptıkları taksitli satışlardan doğan senetli alacakları, • Gayrımenkul yatırım ortaklıklarının portföylerindeki satış ve satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan senetli alacakları, • TC Ziraat Bankasınca Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığında kullandırılan kredilerden senede bağlanmış olanları ile • T.Halk Bankasınca küçük esnaf ve sanatkârlara açılan ihtisas kredileri. GELİR ORTAKLIĞI SENETLERİ Gelir ortaklığı senedi (GOS), tahviller ve bonolar gibi belli bir faiz geliri sağlamayan, öte yandan hisse senetlerinde olduğu gibi ortaklık hakkını vermeyen melez nitelikte bir menkul kıymettir. Senedi elinde bulunduran yatırımcı, senedin bağlanmış olduğu kuruluşun yönetimine de katılamaz, sadece elde edilecek gelirinden pay alır. Türkiye’ye özgü sayılabilecek bu senetlere İstanbul Boğaz Köprüsü, Keban Barajı, Oymapınar Barajı gelir ortaklığı senetleri örnek olarak gösterilebilir. Gelir ortaklığı senetleri, 17.3.1984 tarih ve 2983 sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkındaki Kanun gereğince Kamu Ortaklığı İdaresi (KOİ) tarafından ihraç edilirler. Kanunun çıkarılmasının temel amacı, kamunun sabit sermaye yatırımlarına finansman sağlamak ve sermaye piyasasının gelişmesine yardım etmektir. 1986 yılından itibaren 6 aylık dönemler itibariyle gelir ödemeli olarak ve 3 yıl vadeli olarak çıkarılmaya başlanmışlardır. Senetlerin anaparaları vade sonunda devletçe geri ödenmektedir. GOS devlet ihalelerinde teminat olarak gösterilebilmektedir. İkincil piyasada işlenmiş geliriyle işlem görebilmeleri yüzünden yatırım sahiplerince likidite düzeyi yüksek finansal araçlar olarak kabul edilirler. Türkiye’de GOS’lar vergiden muaf tutulmuşlardır. KAR VE ZARAR ORTAKLIĞI BELGELERİ Kar ve zarar ortaklığı belgesi (KOB), GOS gibi 1984 yılından itibaren Türk finans sistemine girmiş, melez bir menkul kıymet türüdür. KOB’un finansal sisteme katılmasındaki temel amaç, faizsiz işleme arzusundaki fonları ekonomiye kazandırmaktır. KOB çıkarım esasları 13 12. 1984 tarih ve 18605 sayılı SPK Tebliğiyle düzenlenmiştir. Çıkarım SPK’nın iznine bağlanmıştır. Adı geçen tebliğe göre KOB ihracının temel koşulları şunlardır: • Anonim şirketlerce ada veya nama yazılı olarak çıkarılabilirler, • Halka arz edilebilirler, • Çıkarım SPK’ nın iznine bağlıdır, • Üzerlerinde “kar ve zarar ortaklığı” ibaresi yer alır ve sadece kar garantisi taşımazlar (zarar da olabilir), • Asgari 250.000.-TL ve katları biçiminde düzenlenebilirler, • Vadeleri en az 3 ay, en fazla 7 yıl olabilir, • Üzerlerinde yazılı belli bir faiz gelirleri yoktur. Şirketin sadece kar ve zararına katılma hakkı tanıyan KOB’ ların Türk finans sisteminde iki temel işlevi vardır: 1) 1980 sonrası yükselen enflasyon, şirketlerin sermaye gereksinmelerini artırmıştır. Enflasyona paralel olarak yükselen kredi faiz oranlarının borç sermaye maliyetlerini olumsuz etkilemesi, şirketlerin finansal yapılarını tahrip etmiş, finansal açıklar büyümüştür. KOB, bir şirket açısından yüksek faiz maliyetiyle borçlanma yoluna gitmeksizin, fon derleyebilmesinde yeni bir olanaktır. 2) Türk finans sistemi mevduat ve ticaret bankaları grubunun hâkimiyeti altındadır. Bu bankalar faiz üzerinde çalışan kurumlardır. Türkiye’de bir kesim tasarruf sahibi açısından faiz, dini inançlar gereği haram olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden tasarrufların bir bölümü bankacılık hatta finans sistemi dışına kaymaktadır ki zaten Türkiye gibi ülkelerde yatırım fonları yetersizdir. Bu açıdan KOB, inançları gereği tasarruflarını finans sistemi dışında tutmak zorunda kalan bu önemli kesimi sisteme dahil etmede önemli bir rol üstlenmiştir. KONUT SERTİFİKALARI • Konut sertifikaları belli gayrı menkuller karşılık gösterilerek çıkarılan menkul kıymetlerdir. Daha çok bu gayrı menkullerin değer artışlarından yararlanmak isteyen yatırımcılar tarafından tercih edilen, ikincil piyasada işlem görme olanağına sahip bir finansal araç türüdür. Her sertifika birim olarak ve bir birim 1 m2 karşılığı olmak üzere ihraç edilir. Belli miktarda sertifikaya sahip olunduğunda ve proje tamamladığında istenilirse gayrı menkule dönüştürülebilir. • Türkiye’de konut sertifikaları Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ilk olarak İstanbul Halkalı uydu kenti için metrekare karşılığı çıkarılmışlardır. Konut sertifikalarının vadesi 5 yıldır. • Konut sertifikalarına benzer diğer bir finansal araç ise gayrı menkul sertifikalarıdır. Gayrı menkul sertifikaları inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan gayrı menkullerin finansmanı için anonim şirketlerin ihraç ettikleri finansal araçlardır. Sertifikalar hamiline yazılı olarak düzenlendiklerinden ikinci el piyasada işlem görme olanağına sahiplerdir. • Gerek konut sertifikaları ve gerekse gayrı menkul sertifikalarının temel amacı yatırımcıları konut sahibi yapabilmektir. İkinci amaç ise, ülkedeki gayrı menkul sektörünün geliştirilmesi, gayrı menkul fonlarının para ve sermaye piyasalarıyla entegrasyonudur. HİSSE SENETLERİ • Anonim şirketlerde pay sahiplerinin (ortakların) şirket sermayesi üzerinde tasarruf hakkını temsil eden kıymetli evrak niteliğindeki belgedir. • TTK’ndaki son değişiklikle (2012) bir hisse senedinin nominal değeri 1 kuruş olarak belirlenmiştir. Buna göre 1 lot hisse senedi de 1 TL nominal değerlidir. • Hisse senetleri diğer finansal araçlar gibi hem ihraç piyasalarının hem de menkul kıymet borsaları ile üçüncül ve dördüncül piyasaların temel finansal araçlarıdır. • Hisse senetleri taşıdıkları haklara göre normal (adi) ve ayrıcalıklı olmak üzere iki gruba ayrılır. 1. Normal (Adi) Hisse Senetleri • Bu senetler, bir varlığa sahip olmanın sağladığı temel hakları içerirler. • Yönetime ve denetime katılma hakkı • Kardan pay alma hakkı • Tasfiyeden pay alma hakkı • Rüçhan hakkı 2. Ayrıcalıklı (İmtiyazlı) Hisse Senetleri Ayrıcalıklı hisse senetleri normal hisse senetlerinden farklı olarak birtakım ek haklar içeren hisse senedi türleridir • Öncelikli kar payı hakkı • Ek kar payı hakkı • Birikim Hakkı • Oy hakkı • Normal hisse senedine dönüşebilme hakkı • Geri çağrılabilme hakkı HİSSE SENEDİ GETİRİSİ (VERİMİ) • Bir şirketin hisse senedini satın alan bir yatırımcı doğal olarak bu yatırımından bir getiri bekler. • Hisse senedi yatırımı, mevduat, tahvil, bono gibi sabit veya nominal anlamda pozitif faiz getirisine sahip yatırım araçlarından farklı olarak getirisi belli olmayan riskli bir yatırım türüdür. • Bu yüzden finansal yatırımcılar üstlendikleri bu yüksek risk nedeniyle çoğu kez ürkek hareket ederler ve haklı olarak bu yatırımlarından faize dayalı yatırım alternatiflerine göre daha yüksek düzeyde kazançlar beklerler. 1. Hisse senetlerinde nominal getiri Bir hisse senedi yatırımının belli bir döneme ait getirisi iki unsurdan oluşur: • Hisse senedi alış fiyatı ile getiriye esas olan dönem sonunda ortaya çıkan fiyat arasındaki fark, • Şirketin varsa bu dönem içersinde dağıttığı temettü tutarı. 2. Hisse senetlerinde reel getiri 3. Hisse senetlerinde beklenen getiri KATILMA İNTİFA SENETLERİ Katılma intifa senetleri (participation dividend), hisse senetlerinde olduğu gibi ortaklık hakkı vermeyen ancak şirketin; Karından pay alma, tasfiyesi halinde tasfiye gelirine iştirak etme, sermaye artırımlarında yeni çıkarılacak hisse senetlerinden satın alma haklarını taşıyan nama yazılı menkul kıymetlerdir. İntifa senetleri kurucu hisse senetleri olarak da adlandırılmaktadır. Bu senetler daha çok şirketin kuruluşunda emeği geçenleri bir vefa borcu olarak verilirler. • • • • TTK’ ya göre aşağıdaki gruplar için intifa senedi çıkarılabilir. Bedeli itfa olunmuş hisse senetleri sahiplerine Kurucu ortaklara Alacaklılara Bu maddelerdekilere benzer şekillerde şirketle ilişkisi olan kişilere intifa senetleri, şirketlerde genel kurul kararıyla dağıtılabilir 14. BÖLÜM FİRMA DEĞERİ VE FİRMA DEĞERİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER • • • • FİRMA DEĞERİ KAVRAMI GELİR YAKLAŞIMI, MALİYET YAKLAŞIMI, PİYASA FİYATI YAKLAŞIMI FİRMA DEĞERİ KAVRAMI Firma değeri, bir firmanın maddi ve gayrı maddi varlıkları ile geçmişi ve geleceği de dahil olmak üzere piyasadaki konumunun bir bütün alarak cari piyasa fiyatı ile ederidir. Yönetim, nakit akışı yaratma kapasitesi, rekabet avantajları firma değerinin belirlenmesine önemli konulardır. Firma değerinin bilinmesi, hem para ve sermaye piyasalarında firma hakkında bilgi sahibi olarak işlem yapabilmek, hem de birleşme ve satın almalarda işlem yapılacak varlık değerinin bilinmesi açısından önemlidir. Mevcut firmaların halka arzında hisse senedi fiyatının ne olacağı veya ne olması gerektiği, çıkarılan borçlanma senetlerini (finansman bonosu, tahvil) alma veya borsada hisse senetlerine yatırım yapma düşüncesinde olanlar veya kredi kurumları (bankalar) açısından risk analizi, risk primi ve portföy yönetimi konularında hayati öneme sahiptir. Firma Değerlemesinde Kullanılan Yöntemler Firma değerlemesinde dikkat edilmesi gerekin konu; gerçeğe yakın, adil bir değerin ortaya konulmasıdır. Konu üzerine 3 temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar; Gelir, Maliyet ve Piyasa fiyatını baz alan yaklaşımlardır. GELİR YAKLAŞIMI Firma değerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan bu yaklaşımda temel argüman, bir varlığın gelecekte yaratabileceği net gelir kadar bir değerinin olabileceğidir. Bu yaklaşımda, varlığın (firmanın veya yatırımın) gelecekte sağlayacağı nakit girişlerinin bugünkü değeri bulunur. a)Iskonto Edilmiş Nakit Akışlarının Bugünkü Değeri Yöntemi Bu yöntemde (Irving Fisher-1930) firmanın proforma bilanço ve gelir tabloları kullanılarak gelecekte yaratabileceği nakit akışlarının bir projeksiyonu çıkarılır. Bu değerler, bir ıskonto oranı ile bugünkü değere indirgenir. Burada kullanılan nakit girişleri yıllara göre (en az 5 yıl alınmalıdır) Net Kar + Amortisman tutarlarıdır. İskonto oranı ise firmanın sermaye maliyeti ya da hisse senedi yatırımcılarının firmadan beklediği getiri oranıdır. b)İskonto Edilmiş Pay Başına Gelir (PBG) Yöntemi Bu yöntemde hisse senetleri sahipleri açısından pay başına gelir veya dağıtılacak hisse başına gelir (temettü) kullanılabilir. Gerek PBG ve gerekse PBT yıllar itibariyle tahmin edilerek yine belirli bir iskonto oranıyla bugünkü değere indirgenir. Burada bulunacak bir hisse senedi fiyat tahmini hisse senedi sayısıyla çarpılarak, firmanın toplam değerine ulaşılır. Gelir tahminleri kullanılarak firma değerine ulaşma yönteminde, nakit akışlarının tahmini önemlidir. Bu değerlemede, firmanın stratejik planı, çeşitli senaryolar ve yıllık büyüme tahminleri ile dağıtılacak karlar miktarı önemlidir. MALİYET YAKLAŞIMI Firma değerlendirmesinde bu yaklaşım 3 değer kavramıyla açıklanabilir. Bunlar defter değeri, tasfiye değeri ve cari piyasa değeridir. a)Firmanın Defter Değeri Yöntemi Firmanın defter değeri muhasebe kayıtlarıyla bilançoya yansıyan varlıklarından borçlar düşüldükten sonra kalan değeri (özsermaye)’dir. Finansal tablolar analizi bölümünde hesaplanan hisse senedi defter değerinin toplam hisse senedi sayısıyla çarpımıyla da bulunur. Burada paranın zaman değeri dikkate alınmaz, firmanın tarihi maliyetleri dikkate alınır. Hisse Senedi Defter Değeri (DD) = (Özsermaye/Nominal Sermaye) x Hisse senedi nominal değeri Firma Değeri (Pt) = Hisse senedi DD x Hisse senedi sayısı b)Firmanın Tasfiye Değeri Yöntemi Tasfiye değeri yönteminde, firma tasfiye edilirse; yani tüm varlıkları o gün itibariyle paraya çevrilerek, borçlar ödenirse kalan tutar olacaktır. Tasfiye Değeri = Varlıkların satışından sağlanacak nakit girişi - Borçlar Tasfiye değeri yaklaşımında sıkıntı, firmanın varlıklarının tasfiye halinde gerçek değerinin altında bir fiyattan nakde dönüşebilecek olmasıdır. c)Firma Net Aktif Değeri Yöntemi Bu yaklaşım firmanın tasfiye değeri yaklaşımında karşılaştığı sorunu bir ölçüde ortadan kaldırır. Burada firma varlıkları günlük (cari) değerleriyle değerlendirilir, borçlar düşüldükten sonra öz sermaye tutarına ulaşılır. Bu yöntem kullanıldığında öz sermayenin düzeltilmiş bir değerine ulaşılmaktadır. Net Aktif Değeri = Varlıkların cari piyasa fiyatı- Borçlar PİYASA FİYATI YAKLAŞIMI Firmanın hisse senetlerinin arz ve talebe göre oluşmuş piyasa fiyatları dikkate alınarak yapılan değerlendirmedir. Bunun için temel koşul; hisse senetlerinin etkin bir piyasada yani normal piyasa koşullar altında alım satımıyla oluşacak fiyat olmalıdır. Aşırı iyimser, ya da aşırı kötümser ortamlarda oluşan fiyata göre değerleme yapmak yanlış sonuçlar verecektir. Konu üzerindeki en uygun gösterge daha önce üzerinde durulan F/K oranıdır. a)Fiyat/Kazanç Oranı Yöntemi F/K oranı özellikle, Türkiye’de özelleştirmelerde, ilk halka arzlarda önemli firma piyasa fiyatı hesaplama yöntemidir. Burada en değerli veri, firmanın içinde bulunduğu işkolu veya sektörün ulusal ya da uluslararası F/K oranının bilinmesidir. Sektörde yer alan benzer firmaların o dönemdeki F/K oranlarını bilmek, tahmini kolaylaştırır. b)Piyasa Değeri/Defter Değeri Oranı Yöntemi Piyasa değeri/defter değeri yaklaşımı, sermaye piyasalarında hisse senetlerinin değerlendirmesinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde, eğer firmanın sermaye piyasalarında günlük arz ve talep koşullarında fiyat oluşumu sağlanıyorsa kullanılabilir. Henüz halka açılmamış, borsada fiyatı oluşmamış firmaların değerlendirilmesinde, piyasa fiyatı, sektördeki benzer şirketlerin piyasa değerleri mukayese edilerek bulunabilir. c)Fiyat/NA Yaklaşımı Firma değerinin tespitinde F/K veya PD/DD oranları yanında, yıllık ortalama nakit akışı dikkate alan bir yol izlenebilir. Burada pay başına gelir yerine hisse başına net kar+amortisman verisinin kullanılması tercih edilebilir. Keza, piyasa tahmincileri arasında firmanın hisse başına nakit akışı tutarı olarak hisse başına FVÖK ya da FAVÖK sıklıkla kullanılmaktadır