COĞRAFYA 10 ETKİNLİKLERİ Sayfa 14 İnceleme Çalışması Kitabınızda verilen Bakırçay Vadisi yüzey şekillerini gösteren uydu fotoğrafı ile jeoloji haritasının karşılaştırılması. Yukarıdaki haritada Madra dağının hemen altındaki bölge Çandarlı körfezine kadar inen yeşil alan Bakırçay vadisidir.Altındaki kahverengi bölgede Yunt dağlarıdır. 1-Bakırçay vadisi Ege bölgesinde yer alır ve oluşum olarak kırık dağlar arasında kalmış bir graben özelliği göstermektedir.Yani vadinin olduğu bölgenin kuzeyinde madra güneyinde Yunt dağları yer alır vadi bu iki dağın arasında kalan çöküntü alanıdır.Bu olay kitabınızdaki 1. haritada vadinin yeri gösterilerek belirtilmiş kuzey ve güney de ise renklerde koyulaşma yükseltinin artığının bir göstergesidir. 2-Alt resimdeki değerlendirme ise dağlık alanlara yani Madra ve Yunt dağları yamaçları geçmiş zamandaki volkanizmanında etkileriyle Mağmatik(a) kayaçlarla kaplanmış.Yamaçların bittiği noktalarda yer yer yüksek sıcaklık ve basınca maruz kalarak başkalaşmış Metamorfik (P)Vadi boyunca ise çukurda kalması tortulanma alanı olması ve birikmelerden dolayı dönemine göre Yeni ve eski Tortul Kayaçlar görülmektedir.Bu noktada dirençli kayaçlar üzerinde dağlık alanlar dirençsiz kayaçlar üzerinde aşınmaya birikmeye daha müsayit tortul kayaçlar yer alır sonucuna varılır. Sayfa 15 Topoğrafya ve Kayaçlar ÖlçmeDeğerlendirme TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME (SAYFA 15) Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz. 1. Tor topoğrafyası ...... granit...bloklarından oluşur. 2. Tortul kayaçlar .....sıcaklık... ve ...basınç...etkisi ile metamorfik kayaçlara dönüşür. 3. Mağma ...soğuma... ve ...katılaşma... sonucu püskürük kayaçlara dönüşür. 4. Sıcaklık ve basınç altında formasyona uğrayarak oluşan kayaçlara ....başkalaşım kayaçları...adı verilir. 5. Pamukkale travertenleri oluşum bakımından ....kimyasal tortul...kayaçlar grubuna girer. Aşağıdaki ifadelerin doğru veya yanlışlığını belirtiniz. 1. Kalkerli arazide peri bacaları oluşur (Y) 2. Kireç taşlarının çözülmesi ile karstik mağaralar oluşmuştur. (D) 3. Kömürün metamorfizmaya uğraması sonucu elmas oluşur. (D) 4. Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar alçak ve belirgin olmayan yer şekilleri meydana getirir.(D) Sayfa 22 Volkanizma ve Depremler Etkinlik Çalışması LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 22 VOLKANİZMA VE DEPREMLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI Tabloda belirtilen ülkelerdeki sıcak su kaynaklarının oluşumunda etkili olan faktörü dünya deprem ve volkan haritalarından faydalanarak bulunuz.? Fay ve volkanizma Deprem Volkanizma HAWAİİ: JAPONYA: TÜRKİYE: İTALYA: YENİ ZELENDA: İZLANDA: FAS: X X X X X X X Konu ile ilgili açıklama: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır. Ancak volkanik kökenli olan Hawaii adaları ve çevresinde levha sınırlarına çok uzak volkanik sahalarda oluşabilir.Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük noktalardan yerkebuğu dışına kadar yükselen mağma etkisiyle oluşur.Levhalar hareketli ancak sıcak noktalar sabit olduğu için yer yer yanardağlar yada yanardağ adaları ortaya çıkar. Birbirin den uzaklaşan levhaların olduğu noktalarda (İZLANDA) ise okyanus sırtları oluşur bu noktalarda yeteri kadar enerji açığa çıkmayacağı için volkanizma ön plana çıkar deprem faaliyetleri biraz daha geri planda kalır.Yeni Zelanda ise eski kara kütlesi özelliği gösterir. Sorunun köküne dikkat edilmeli soruda sıcak su oluşumunda etkii olan faktör sorulmuş yoksa belirtilen yerlerde voknanizma ve deprem olup olmadığı değil.Cevaplamaları bu noktada değerledirmek lazım. ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI LİSE 2. SINIF SAYFA (24-25) VOLKANLARIN DEPREM ve SICAKSU KAYN. DAĞILIŞ HART. Dünya Deprem Haritası Dünya Volkan haritası Sıcak Su Haritası AŞAĞIDAKİ SORULARI CEVAPLAYINIZ. SORU-1-Yeryüzünde depremler ve volkanik olaylar neden levha sınırlarında yoğunlaşmıştır. Cevap-1 Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında yoğunlaştığı görülmektedir. Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik alanlarda genel olarak aynı dağılışa uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip etmektedir. Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır. Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve kırıklarla parçalanmıştır. SORU-2-Dünyada deprem riskinin az olduğu alanlar nerelerdir.Nedenini açıklayınız. Cevap-2-Deprem riskinin az olduğu alanlar levha karşılaşma alanlarından uzakta kalan oluşumunu tamamlamış eski kara kütlelerinin olduğu noktalardır. Buralar artık tam olarak oturmuş noktalardır tektonik hareketlere çok fazla uygunluk göstermez.Kitabınızdaki haritalardan yararlanarak bu alanları yazabilirsiniz. Örnek:Amerika kıtasının doğusu,Afrika’nın batısı Asya kıtasının kuzey kesimleri örnek verilebilir. SORU-3-Endonezya depreminde etkili olan levhalar hangileridir. Cevap-3-HinT,Avustralya,Filipin,Avrasya levhaları etkilidir. SORU-4-İzlanda’nın kutba yakın olmasına rağmen sıcak su kaynaklarına sahip olmasının sebebini açıklayınız. Cevap-4-İzlandanın bulunduğu noktadan sayfa 18-19 daki haritalarda levha hareketleri görülür bu nedenle bölgede volkanik faaliyetler görülür. Volkanizma faaliyetleri sıcak su kaynaklarını destekleyici bir etkiye sahiptir.Burası birbirinden uzaklaşan levha özelliği gösterir okyanus sırtı oluşturur volkanizma ön plana çıkar. SORU-5-Sıcak su kaynakları dünyanın neresinde yoğunlaşmıştır. Cevap-5-Sayfa 21 deki haritadan ve atlaslarınızdan faydalanarak cevaplayabilirsiniz. AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE BOŞ BIRAKILAN YERLERİ UYGUN KELİMELERLE DOLDURUNUZ. 1-Depremsellik 2-Levha sınırlarının karşılaşma alanları 3-Yükselti ve derinlik AŞAĞIDAKİ İFADELERİN DOĞRU VEYA YANLIŞLIĞINI YANLARINDAKİ KUTUCUKLARA İŞARETLEYİNİZ. 1-Y 2-D 3-Y 4-D 5-Y 1-A 2-C 6-D 7-Y 8-Y 3-E 4-E 5-D 6-A 7-B Dünya'da Önemli GÖLLER ve AKARSULAR-Etkinlik (Sayfa 32-34) AKARSULAR GÖLLER 10. SINIF SAYFA 38 -39 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Soru-1- Yeryüzünde farklı renkte toprak bulunmasının nedenlerini yazınız? Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır. Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır. Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır. Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır. Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir. SORU-2- 1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir? Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir. SAYFA 39 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Soru-1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden? Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar. Soru-2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir? Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir. Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir. Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir. Soru-3-Resim 16 da hangi parçalanma etkili olmuştur.Bu parçalanmada iklimin hangi özellikleri etkilidir? Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık farklarının fazla olması nem azlığı aşırı ısınma ve soğuma bu tür çözülmeye yol açmaktadır. Soru-4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi hangi olaya örnek verilebilir. Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.Ancak konu ile ilgili kimyasal çözünme olduğuna dair çeşitli yorumlar yapılmaktadır.Ancak maddenin kimyasal çözünmeye uğraması halinde kimyasal formülünün yapısının değişmesi gerektiğini söyledi.Böyle bir olay olmamaktadır bu nedenle Fiziksel çözünme cevabı doğrudur. 10. SINIF SAYFA 46 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Kitabınızdaki harita ve fotoğrafları inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız. SORU-1-Akdeniz kıyılarında görülen maki Avustralya'nın güneyinde ve Güney Afrika’nın kap bölgesinde görülmesinin nedenini açıklayınız. Bu bölgelerde de Akdeniz ikliminin özelliklerinin görülmesidir.Ürünler benzerse iklimlerde aynıdır. SORU-2- Dönenceler çevresinde bitki örtüsünün seyrek olmasının sebebi nedir. Dönence çölleri Dönenceler bölgesi dünyanın günlük hareketinden dolayı şıkışarak alçalan hava kütlelerinin oluşturduğu dinamik yüksek basınç alanlarıdır.Burda alçalan hava ile birlikte havanın ısınması ve nem açığının artması buraları çöl özellikte bir yapıya getirir.Çöl özellik göstermesi de bitki örtüsünün seyrelmesine neden olur. SORU-3-Bitki topluluklarının dağılış alanlarına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerleri belirleyiniz. En çok yağış alan yerler ekvator bölgesi,Batı Avrupa kıyıları,Muson Asyası denilebilir… 10.SINIF SAYFA 48 ETKİNLİK ÇALIŞMASI DÜNYAYI KAPLAYAN ÖRTÜ: BİTKİLER Dünya Bitki Örtüsü Haritası Dünya üzerindeki iklim tiplerine bağlı olarak bitki örtüsü ekvatordan kutuplara doğru; Geniş yapraklı ormanlar Savanlar Kaktüs Bozkır Maki Orman-çayır İğne yapraklı ormanlar Tayga ormanları Tundra Şeklinde sıralanır. Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür.(kutup iklimi hariç) Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar. Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin de kısa mesafeler dâhilinde değişmesini sağlar. Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar. Enlem farkı arttıkça ve farklı enlemlerden oluştukça bitki örtüsüde çeşitlenir. Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur. BİTKİ TOPLULUKLARININ COĞRAFİ DAĞILIŞI Ekvatoral yağmur ormanları Amazon Havzası, Senegal’den Gine körfezine kadar olan saha Kongo Havzası, Güneydoğu Asya adaları Muson Ormanları Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin, Kore, Avustralya’nın kuzeybatısı, Filipinler, Güneydoğu Afrika MUSON ORMANLARI VE PİRİNÇ TARLALARI Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı). Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir Tayga Ormanları Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür. Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür. Maki Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı, G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi, Şili’nin orta kesimleri Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir. En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyıları Savan Güney ve Orta Afrika, Sudan,Güney Amerika‘da Brezilya’daVenezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir. Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında (10-20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür) Bozkır(Step) Sıcak ve ılıman kuşak kara içlerinde görülür. Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Ergene Bölümünde görülen karasal iklim buna örnektir. Çayır Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı). Alpin çayırlar dağların yüksek kesimlerinde görülür Tundra Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde, Kanada’nın kuzeyinde, Grönland adasının kıyı kesimleri.Yaklaşık olarak 70-80 enlemleri çevresinde görülür.Güney yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan kaplamasıdır. Çöl Bitkileri Kızılkum (Özbekistan), Karakum (Türkmenistan), Gobi (Moğolistan), Taklamakan (Çin) , Arizona (A.B.D) çölleri,Kuzey AfrikaArap yarımadası Avustralya’nın iç kesimleri 10.SINIF SAYFA 50-51 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Şekildeki iklim grafiklerini inceleyerek hangi iklim bölgesine ait oldukları ve bitki örtülerini yazınız. 1.GRAFİK: Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin grafiğidir. Bitki örtüsü makiler olup yükseklerde ormanlar görülür. 2.GRAFİK: Yazları yağışlı, kışları kurak olan ancak yıl boyu sıcak olan tropikal iklimin grafiğidir. Buralarda savan bitkileri yer alır. Ayrıca akarsu boylarında Galeri ormanları görülür. 3.GRAFİK: Yazları sıcak kurak kışları soğuk karlı yağışa sahip karasal iklim ( Step) grafiğidir. Bu iklimde azami yağışlar ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu iklimin bitki örtüsü bozkırlardır. (step) 4.GRAFİK: Bu grafik yıl boyu sıcak ve yağışlı olan ekvatoral iklimin grafiği olup, bu iklimin bitki örtüsü ekvatoral ormanlardır. 10.SINIF SAYFA 51 ETKİNLİK ÇALIŞMASI SORU-1-Ormanların Ekvatordan Kutuplara doğru farklı kuşaklar oluşturmasının nedenleri nelerdir? Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık ve yağış şartları birbirinden farklı iklim kuşakları bulunmaktadır. Her bitkinin kendine has bir iklim isteği özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. Bu nedenle bitkiler kuşaklaşma gösterir. SORU-2- Yükseltinin artmasıyla bitki örtüsü kuşaklarında görülen değişimin nedenleri nelerdir? Atmosferde alçaklardan yukarı doğru çıkıldıkça sıcaklık azalmaktadır. Bundan dolayı yukarılara doğru sıcaklık isteği az ve soğuğa dayanıklı bitkiler, ayrıca yukarı doğru yağış arttığı için suyu nemi seven bitkiler yukarılara doğru sıralanacaktır. Bu nedenle aşağıda sıcaklık isteği fazla ve su isteği az bitkiler bulunurken, yukarıda soğuğu seven ve dayanıklı ve su isteği bitkiler kümeleşir. Bulmaca etkinlik soruları: 1-Göl 2-Tuzlu 3-Amazon 4-Kar 5-Kimyasal 6-Laterit 7-Podzol 8-Tundra 10.SINIF SAYFA 52-53 ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME SORULARI 10.SINIFLAR SAYFA 52-53 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI Kitabınızdaki kavramları şemadaki kutulara yerleştiriniz. Yer kabuğundaki büyük çanaklar OKYANUS Kara içinde çukur alanlarda oluşur GÖL Yeryüzündeki vadi içlerinde akar AKARSU Yer altındaki tabakaların içinde oluşur YER ALTI SUYU Aşağıdaki soruları cevaplayınız… SORU-1-Yeryüzündeki sular hangi kaynaklardan beslenir. Su döngüsü ile oluşan yağışlar la beslenir.Kar ve buz erimeleriyle beslenir. SORU-2-Yer altı suyu bakımından zengin alanlar hangileridir.Bu alanları yer şekilleri ve iklim özellikleri bakımından değerlendiriniz. Bol yağışlı ve zemini geçirimli taşlardan oluşan alanlarda yer altı suyu fazladır. Az yağış alan, eğimi fazla ve geçirimsiz zeminlerde ise, yer altı suyunun oluşumu zordur. Kum, çakıl, kumtaşı konglomera, kalker, volkanik tüfler, alüvyonlar, geçirimli zeminleri oluşturur. Bu nedenle alüvyal ovalar ve karstik yöreler yer altı suyu bakımından zengin alanlardır. Kil, marn, şist, granit gibi taşlar ise geçirimsizdir. Yer altı suyu oluşumunu engeller SORU-3-Göl sularının farklı kimyasal özelliklere sahip olmasının sebeblerini yazınız. İklim,beslenme kaynakları,gölün bulunduğu arazi yapısı,gölün büyüklüğü,derinliği,ve gideğeninin olup olmamasıyla ilgilidir. SORU-4-Toprak oluşumunda etkili olan faktörleri yazınız… İklim,ana kaya,zaman,yer şekilleri,canlılar ve bitki örtüsü etkili olur. SORU-5-Canlıların toprak oluşumuna etkilerini yazınız. Toprak yüzeyine düşen dal,yaprak ,meyve gibi bitki kalıntıları ,canlı organizmaların artıkları ve leşleri toprak için önemli bir karışım malzemesi olarak toprağı humus bakımından zenginleştirir.Yine canlılar toprakdaki humus dağılımını ve toprağın havalanmasını sağlar. SORU-6-Ekvatordan kutuplara gidildikçe bitki örtüsünün kuşaklar şeklinde değişmesinin nedenlerini yazınız. Ekvatordan kutuplara gidildikçe sıcaklık ,yağış şartlarının değişiklik göstermesi bitki örtüsü kuşaklarının değişiklik göstermesine sebeb olur. SORU-7-Bitki örtüsü benzer olan bir bölgede başka hangi koşullar benzer olabilir. Bitki örtüsü benzer olan bölgelerin iklimleri de benzerlik gösterir.Bununla bağlantılı olarak ekonomik faaliyetlerde benzerlikler göürlebilir. SORU-8-Kuzey yarım kürede dağların güneye bakan yamaçlarında orman üst sınırı daha yüksektir nedenini belirtiniz… Kuzey Yarım Küre’de güneye bakan yamaçlar kuzeye bakan yamaçlara oranla güneşi daha fazla görür ve sıcaklık şartları daha elverişli olduğundan ormanlar daha yüksek bölgelere kadar yetişme koşulu bulur.Buda orman üst sınırını yükseklere çeker. SORU-9-Çöllerin bazı kesimlerinde hurma palmiye gibi ağaçların yetişmesi ,vaha denilen yerlerin bulunması nasıl açıklanır. Çöllerde Suyun bulunduğu, Bitkilerin yetişebildiği, insanların yerleşip barındığı yerdir. Vahalar akarsu boylarında, kuyuların açıldığı yerlerde, büyük su kaynakları yanında gelişmiştir. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz. 1-Düzenli 2-Yer Altı Suları ve Yer Üstü Suları 3-Boğazlardır 5-Su 6-Erozyon 7-Sıcak ve Nemli 8-Yıl boyu Tundra 11-Geniş ve iğne 12-Savan 4-Tatlı 9-Sıcaklık,yağış,nem 10- Aşağıdaki ifadelerden doğru ve yanlışlığını yanlarındaki kutucuklara yazınız. 1-D 2-Y 3-D Acı ,tatlı,tuzlu,ve sodalıdır. 11-D 12-D 13-Y 14-Y 15-D 4-D 5-D 6-D 7-Y 8-Y 9-D 10-Y Aşağıdaki çoktan seçme soruları cevaplayınız. 1-D 2-D 10.SINIF SAYFA 56-57 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Aşağıdaki tablodan faydalanarak verilen soruları cevaplayınız… Nüfus Kategorilerine göre Nüfus miktarı Nüfus Kategorileri Erkek nüfus Kadın nüfus Kent nüfusu Kır nüfusu Çalışan nüfus Çalışmayan nüfus Okuma yazma bilen nüfus Nüfus Miktarı 22.200.000 21.800.000 24.000.000 20.000.000 15.000.000 29.000.000 39.600.000 SORU-1-Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı: 22.200.000+21.800.000: 44.000.000 toplam nüfus – 39.600.000 (Okuma yazma bilen nüfus) :4.400.000 okuma yazma bilmeyen nüfus Soru-2-Toplam nüfus 44.000.000 çalışan 15.000.000 yani 1/3 ü kadar.İşsizlik oranı yaklaşık %60-65 arasındadır. Soru-3-Kır ve kent nüfusundan faydalanarak bu ülkedeki ekonomik etkinlikler hakkında bilgi veriniz. Bu ülkede nüfusun yaklaşık %48 i kırsal kesimde yaşamaktadır. Nüfusun bu oranda kırsal alanda yaşadığı ülkelerde hayvancılık ve tarım etkinlikleri hala önemini korumaktadır. Ancak kır nüfusu ile kent nüfusu arasındaki farkın fazla olmaması bu ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ortaya koyar. Bu ülkelerde tarım ve hayvancılık ana geçim kaynağı olmakla birlikte şehir merkezleri için sanayi ve hizmet sektörlerinin de gelişmekte olduğu ve nüfusun yavaş yavaş bu sektörlere kaymaya başladığı da söylenebilir. SAYFA 57 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Kitabınızda 2. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçlarına örnekler verilmiştir. 20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları Modern nüfus sayımlarının amaçları Asker sayısını belirlemek, Vergi yükümlülerini belirlemek Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla, Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması, Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma seferberliğine başlanması, İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması, Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması, Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek, Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması, Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması, Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak, Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi, 10.SINIF SAYFA 59-60 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI SORU-1-Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır? 2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir. 2006- 6.644.000.000(Kasım) SORU-2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir? Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar 2- Ölümler Açıklamak gerekirse geri kalmışlıktan dolayı yeterli nüfus planlamasının yapılamaması özellikle Afrika kıtasında ,mevcut savaşlar sonrası ölümler,gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartları sonrası doğum oranlarının düşmesi,Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler sonrası doğan bebek ölüm oranlarının azalması etkili faktörlerden biridir. Burada dikkat edilmelidir ki göçler ve ülke sınırlarının değişmesi sadece ülke yada bu olayların gerçekleştiği bölgeleri etkiler artan nüfus mevcut dünyadaki nüfustur değişmez yani A yada B ülkesine göç dünya nüfusunu değil o bölge nüfusunu değiştirir. SAYFA 60 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Dünya nüfusunu gösteren tablo 1 ve kitabınızdaki grafik 2 yi inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız. Yıllar Dünya nüfusu 1000 310 milyon 1250 400 milyon 1650 500 milyon 1700 610 milyon 1750 790 milyon 1800 980 milyon 1850 1.260 milyar 1900 1.650 milyar 1910 1.750 milyar 1920 1.860 milyar 1930 2.070 milyar 1940 2.300 milyar 1950 2.520 milyar 1960 3.020 milyar 1970 3.700 milyar 1980 4.440 milyar 1990 5.270 milyar 2000 6.060 milyar SORU-1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir? 1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı olmuştur. Tablo incelendiğinde en çok artış 1950 den sonrasında görülmüş ancak başlangıç noktası olarak 1850 den sonra sanayi devrimi sonrası dünyamız kısmen hızlı bir nüfus artışına girmiştir. SORU-2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen yavaşlamanın nedenleri nelerdir? Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun öncesinde 19141918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın 1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II. Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâh altında oluğu evlilikler azalmış ve savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır. SORU-3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine girmesinin nedenleri nelerdir? 1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması, Beslenme düzeyinin artması) 2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması), 3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder. 4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması, 10.SINIF SAYFA 63 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI DÜNYADA NÜFUSUN ALANSAL DAĞILIŞI Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur. Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal dağılışını iyi bilmek gereklidir. Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar Nüfusu fazla olan yerler için- Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu) Nüfusu fazla olmayan yerler için - Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta) Nüfusu az olan yerler için - Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha) Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır. Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup, İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya karaları da %85 ini barındırmaktadır. Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara göre aynı olmamıştır. NÜFUS DAĞILIŞINI ETKİLEYEN ETMENLER Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır: A) Yer şekilleri (Topografik özellikler): 1 -Yükselti: Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir. Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır. 2 -Eğim ve Bakı: Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır. 3-Dağların Uzanış doğrultusu: Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken, içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur. B-)İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının insan yaşamına uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur. C)Bitki örtüsü: Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır. D)Toprak verimliliği: Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar, tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı için seyrek nüfusludur. E)-Su kaynakları: İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları çevresinde yoğunlaşmıştır. F)- Enlem: Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan yaşamına uygun olmadığı seyrek nüfusludur. Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az, ılıman kuşağın sık nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir. Nüfus Dağılışını Etkileyen Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları şunlardır: A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler: Dünyada eskiden beri yerleşme alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir. Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır. B-Ekonomik faktörler: Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik, tarım, turizm, ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir, deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş ve yoğun nüfuslanmıştır. Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri: 1- Arazisi düz ve verimli alanlardır. 2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır. 3- Endüstrinin geliştiği alanlardır. 4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır. 5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır. 6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar. Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri: 1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar. 2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler. 3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler. 4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar. 5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir. 6- Kurak karakterli çöl alanları, 7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri. Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri: A-Sık Nüfuslanmış Yerler: resim kaynak: www.cografyatutkudur.com Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır. Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır. Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yoğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur. Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır. Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı. B-Seyrek Nüfuslanmış Yerler İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir. Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır. Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar) Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır. C-Nüfuslanmamış Yerler İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir. Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır. Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır. Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür 10.SINIF SAYFA 64-65 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI Aşağıdaki soruları dünya iklim,fiziki,ve nüfus dağılışı haritalarından yararlanarak cevaplayınız. SORU-1- Kitabınızdaki haritada nüfusun en yoğun ve en seyrek olduğu yerlerden bazıları oklarla gösterilmiştir.Amazon ormanlarının seyrek Batı Avrupa’nın sık nüfuslu olmasının nedenlerini açıklayınız… A-Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler. B-Batı Avrupa: Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve tarıma elverişlidir.Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir. SORU-2-Diğer dört alandaki nüfus dağılımını inceleyerek yoğun yada seyrek nüfuslu olmalarının nedenlerini açıklayınız. Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. www.resimadasi.com/img2017.search.htm Güneydoğu Asya: Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. Kutup Bölgesi- Antarktika: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur. Sahra Çölü:Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür. SORU-3- Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler etkili olmuştur. Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika, SORU-4-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir? Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler sınırlıdır. Denizden uzaklaştıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç kesimlerde nüfus daha seyrektir. SORU-5-Okyanusya kıtası diğer kıtalara oranla az nüfusludur nedenlerini yazınız. Avustralya kıtası mevcut yaşam bölgelerine uzakta ana karalara bağlantısı olmaması iç kesimleri dönence çölleri ile kaplı bir özellik gösterir.Nüfus daha çok kıyı kesimlerdeki noktalarda uygun iklim koşullarına bağlı olarak yoğunluk kazanmıştır. SORU-6-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur: Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur.Yüksek sıcaklık ve nem yaşam şartlarını zorlaştırır.Bu bölgede şehirler daha çok 2000 m yükseltide kurulmuştur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler. Nil Havzası: Amazon bölgesine oranla daha elverişli iklim koşullarına sahiptir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil hayat verir. Bu yüzden çok sık nüfusludur. KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri: Sık Nüfuslanmış Yerler: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır. Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır. Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yoğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur. Güney ve batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır. Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı. Seyrek Nüfuslanmış Yerler İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir. Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır. Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar9 Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır. Nüfuslanmamış Yerler İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir. Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır. Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır. Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızılkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür 10.SINIF SAYFA 67 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI 10.SINIF SAYFA 67 ETKİNLİK ÇALIŞMASI SORU-1-Kitabınızda verilen grafikte gördüğünüz gibi dünya nüfusu kıtalara göre farklı dağılış göstermiştir. Bunun nedenleri nelerdir. Kıtaların genel iklim koşulları,konum özellikleri,yer altı kaynakları bakımından farklılıklar göstermesi nüfus dağılımının farklı olmasında etkili faktörlerdir. Eskiden beri yerleşme sahası olan ayrıca doğum oranları yüksek olan ve insan ömrünün de uzamasıyla Asya, Afrika, Güney Amerika’da hızlı bir artma yönünde değişim yaşanırken, buna karşılık Avrupa, Kuzey Amerika’da ise doğum oranları düşme eğiliminden dolayı farlılıklar yol açmaktadır. Karaların geniş yer tutması nedeniyle Dünya nüfusunun yarıdan fazlası Kuzey Yarımkürede yaşar. SORU-2-Dünya siyasi haritasından yararlanarak harita 3 teki yoğun nüfuslu alanlardaki ülkeleri söyleyiniz. Asya’da; Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Tayvan, Güney Kore, Kuzey Kore, Japonya, Filipinler, Pakistan, Vietnam, Tayland, Birmanya( Burma), Laos, Kamboçya, Nepal, Bhutan Avrupa’da; İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ( Gröndland hariç), İtalya, Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Portekiz, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Çek Cum. Slovakya, Polonya vb. Afrika’da; Güney Afrika, Sierra Leone, Liberya, Fildişi Sahili, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Senegal, Gine, Zambiya vb. Amerika’da; A.B.D. doğu kıyıları ve batı kıyıları, Meksika, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Kostarika, Panama, Kolombiya, Venezuela, Brezilya doğu kıyıları, Avustralya’nın güneydoğu kıyıları, SORU-3-Nüfus artışının olumlu olumsuz sonuçlarını araştırıp bir metin haline getiriniz. Nüfus artışı hızının az olması; A-Nüfus sayısı azalır. B-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir. C-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar. D-Ülkenin geleceği tehlikeye girer. Nüfus artışı (artış hızının yüksek olması) olumlu etkilere de yol açabilmektedir. AMal ve hizmetlere talep artar. B-Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar. C-İşçi ücretleri düşer D-Vergi gelirleri artar. E-Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır. F-Askeri açıdan savunmada önemlidir. Nüfusun aşırı artması birtakım sıkıntılara neden olur. 1. Milli gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar. ( Milli gelirin azalması, demografik yatırımların artması) 2.İşsizliği arttırır. 3.Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırıp çalışanların yükünü artırır. 4.Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır. 5.Gelir dağılımındaki dengesizliği arttırır. ( Düşük gelirli ailelerde çocuk sayısı daha fazladır) 6-Kişi başına düşen milli gelir payı azalır. 7-Dengeli beslenmeyi zorlaştırır. 8-Eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerini aksatır, yetersiz kalmasına neden olur. Belediye hizmetleri zorlaşır. 9-Konut yetersizliği; çarpık kentleşme ve çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar. 10-Doğal kaynakların aşırı kullanımı ile doğal kaynaklar tez tükenir. 11-Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır. 10.SINIF SAYFA 68 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 68 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Dünya nüfus artış oranları Yıllar Artış Oranları (%) 1950 1,47 1955 1,89 1960 1,33 1965 2,07 1970 2,07 1975 1,73 1980 1,69 1985 1,70 1990 1,58 1995 1,38 2000 1,22 2005 1,15 Soru-1- Nüfus arştı Hangi yıllar arasında daha yüksektir? 1965- 1970 yılları arasında daha etkilidir. SORU-2-Nüfus artış oranları hangi yıllardan itibaren düşmeye başlamıştır? 197o den sonraki yıllardan sonra düzenli bir şekilde düşmeye başlamıştır. SORU-3-En az artışlar hangi yıllar arasında olmuştur? 2000- 2005 yıllarda en az olmuştur. 10.SINIF SAYFA 69 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI LİSE 2 SAYFA 69 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Ülke Çin Hindistan Fransa Japonya Kenya Meksika İngiltere ABD Türkiye 2004 Doğum Oranı %0 21 31 13 12 47 17 14 14 19,1 Ölüm Oranı %0 7 10 10 8 10 6 12 9 6,2 Doğal artış 14 21 3 4 37 11 2 5 12.9 SORU-1-Boşlukları doğal artış oranları ile doldurunuz. SORU-2-Doğal artış oranı en yüksek ülke hangisidir. ( Kenya) SORU-3-Doğal artış oranı en az olan ülke hangisidir? ( İngiltere) SORU-4-En dengeli nüfus hangi ülkeye aittir? ( İngiltere) Gelişmiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler. Rusya’da Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), İsveç’te kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.53 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), Çin’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.82 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), ABD’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), İngiltere’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), Japonya’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.41 çocuk/1 kadın (2001 tahmini), Gelişmemiş ülkelerde bu oranlar ileri ülkelere göre yüksek olmakla beraber son yılarda önemli düşüşler olmaktadır. Bu ülkelerde doğurganlık oranı 1970 lerde 6,7 den, 2,6 ya kadar düşmüştür. Gelişmemiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler: Zimbabwe’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı 3.28 çocuk (2001 tahmini) , Uganda’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı 6.88 çocuk (2001 tahmini), Sudan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 5.35 çocuk Somali’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk Suudi Arabistan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 6.25 çocuk, Honduras’ta kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 4.15 çocuk/1 kadın (2001 tahmini) Türkiye’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek (2002 tahminleri), 2004 yılı için 2,21 10.SINIF SAYFA 70 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI LİSE 2 SAYFA 70 ETKİNLİK ÇALIŞMASI -1SORU-1-Doğurganlık oranlarında düşüşün nedenleri nelerdir? 1- Eğitim seviyesinin artması, 2- Nüfus planlamasının yapılmaya başlanması, 3- Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması, 4- Sanayileşme ve kentleşmenin etkileri, 5- Kişi başına düşen milli gelir miktarının artması ve yaşam şartlarının iyileşmesi, 6- Erken evlenmelerin önlenmesi Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Doğurganlık oranları kadınların yaşı ve eğitimi, çalışma hayatındaki yerine göre değişir. Kadınların eğitimi yükseldikçe, yaşı arttıkça, çalışma hayatında yer aldıkça doğum oranları düşmektedir. SORU-2-Nüfusun değişiminde etkin olan faktörler nelerdir? 1- Doğumlar. 2- Ölümler. 3- Göçler. 4- Ülke sınırlarında meydana gelen değişmeler. SORU-3-Ülkelerin hayat standartlarının yükselmesi doğum ve ölüm oranlarını nasıl etkilemektedir? Ülkelerde hayat standardı yükseldikçe sanayileşme ve kentleşme arttıkça sağlık ve beslenme şartları iyileşmeye, eğitim seviyeleri artmaya ve kadınlar çalış hayatına girmeye başlayacaktır. Bu özellikler doğum oranlarının azalmasına neden olacaktır. Yine mevcut şartların iyileşmesi insan ömrünü uzatacak insan ölümlerini azaltıcı etkide bulunacaktır. Etkinlik Çalışması:-2Ülkelerin nüfus artışları sadece doğum ve ölümlere bağlı değildir. Jamaika Doğum oranı %0 27 Ölüm oranı %0 6 Doğal artış %021 Hong-Kong Doğum oranı %0 18 Ölüm oranı %0 5 Doğal artış %0 13 Gerçek yıllık nüfus artışı %0 12 Gerçek yıllık nüfus artışı %0 33 Jamaika iş imkanlarının yetersiz olduğu daha çevre bölgelere işçi göçü veren bir özellik gösterirken,Hong-Kong ise daha çok mevcut gelişimi ile çevre bölgelerden göç alma özelliği göstermiştir. Burada Jamaika’da doğal artış %0 21 iken Gerçek artışın %0 12 olması bu ülkenin dışarı göç verdiğini gösterir. (% 09 nüfus göç vermiştir); Buna karşılık Hong- Kong ta ise doğal artış % 013 iken, gerçek artışın % 33 olması burada ülkenin dışarıdan göç aldığını gösterir. 10.SINIF SAYFA 71 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI 10.SINIFLAR ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 71 Aşağıdaki soruları harita 11 ve dünya siyasi haritasından faydalanarak cevaplandırınız. Dünya nüfus dağılım haritası SORU-1- Dünyanın her tarafında nüfus artış oranları aynımıdır? Her yerde nüfus artış oranları aynı değildir.Dünya ülkelerinin gelişmişlik yapıları birbirinden farklı olduğu için nüfus artış oranları da birbirinden farklıdır. SORU-2-Nüfus artışının yüksek olduğu ülkeler veya alanlar nerelerdir? Afrika ülkeleri, Orta doğu ülkeleri, Güney ve güney doğu Asya ülkeleri, Latin ve Orta Amerika ülkeleri ( Arabistan, Kenya, Kuveyt, Nijerya, Andora, Libya, Suriye vb.) Bu ülkelerde en önemli artış nedeni doğum oralarının çok yüksek olması,gelişmişlik durumlarının çok iyi olmaması ,eğitim seviyesinin düşük olması etkili olmuştur.Ayrıca bu ülkelerde de hayat şartlarının iyileşerek ömrün uzaması da son yıllarda artış etkili olmaktadır. SORU-3-Nüfus artış oranlarının düşük olduğu ülkeler hangileri ve nedenleri? ABD, Rusya, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, Yeni Zelanda vb. Bu ülkelerde artışın düşük olmasın en büyük doğum oranlarının düşük olmasıdır.Gelişmişlik durumları iyidir,kadının iş hayatındaki rolü fazladır.Yaşam standartları yüksektir aileye bakış açısı daha çok bireysel yaşam değerlerine dayanır.Erken yaşata evlenmeler söz konusu değildir şeklinde açıklanabilir. SORU-4- Nüfus artışları gelecekte nasıl bir seyir izleyecektir? Dünyada nüfus artışlarının çoğunun gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması beklenmektedir. Dünya nüfusunu 2 milyardan 5 milyara çıkaran ilk büyüme dalgasından sonra, Dünyada önümüzdeki otuz yılda hızlı atış devam edecektir.( 1995’den 2025’e kadar) Bu da 5,7 milyar insandan 8,3 milyar nüfusa ulaşması demektir. Dünya nüfusunun çoğunun bulunduğu merkez üssü Asya olan kuzey( Asya, Avrupa ) nüfus ağırlığı, gelecek yıllarda yön değiştirip; güneye ( Afrika ve güney Amerika) kayacaktır. Bu kadar eşitsiz bir dağılım 30 yıl içerisinde yeryüzünün şeklini bir hayli değiştirecektir. Afrika nüfusu 1950 de 221 milyondan önündeki 70 yılda yani 2020 lerde1,6 milyara çıkarak tam 7 kat artması beklenmektedir. Latin Amerika’nın nüfusun da 4,5 kat artış göstermesi, Bu iki kıta 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 28’ini barındırıyor olması beklenmektedir. Oysa 1950 yılında iki kıtada dünya nüfusunun sadece yüzde 15’i yaşıyordu. Avrupa’ya gelince kıta 1950 yılında dünya nüfusunun yüzde 16’sına sahipti. Kıtada nüfus artışının yavaşlaması hatta bazı ülkelerde durağan veya eksilen yapıda olmasından dolayı dünya nüfusu içindeki payı azalarak 2025 yılında de sadece yüzde 6’sına sahip olacaktır. Güney ülkeleri ( Afrika Ve güney Amerika) bir taraftan nüfuslarının büyük oranda arttığını görülürken, öte yandan, doğurganlığın hızlı düşüş göstermesi ve ortalama ömrün uzamasından dolayı nüfus yapılarında yaşlıların oranının yükseldiğini de göreceklerdir. Çin’de 1957–1990 arsı 15 yaşından küçük olanların toplam nüfus içindeki payı yüzde 40’dan yüzde 26’ya düşmüş, 2020 yılında da yüzde 12’ye düşecektir. 65 yaşından büyük olanların Çin nüfusundaki oranı 1990’da yüzde 6 iken, 2025 yılında iki misline çıkacak yüzde 13 oranıyla Avrupa seviyesine ulaşacaktır. Bu gelişim Avrupa’da yüz yıl sürerken Çin ve diğer bazı güney ülkelerinde aynı gelişim sadece 25 yılda gerçekleşecektir. SORU-5-Gelişmişlik düzeyi ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır. Gelişmiş ülkeler ekonomik yapılarını sağlamlaştırmış yaşam koşullarının yüksek olduğu iş imkanları bakımından avantajlı ülkelerdir.Bu bölgeler mevcut yapılarından dolayı göç almaya müsayit bölgeler yada insanların yerleşme için tercih ettiği alanlardır.Ancak bu ülkelerde mevcut standartların yüksek olması eğitim seviyesinin iyi olması kadının iş hayatındaki rolünün fazla olmasından dolayı doğum oranları düşüktür.Nüfusu fazla ancak nüfus artış hızı düşük hatta eksilere doğru giden bir yapıdadır. Geri kalmış ülkeler de ise mevcut ekonomik yapının yetersiz olması sağlık şartlarının iyi olmaması kadının iş hayatındaki rolünün az olması aile planlaması konusunda yeterli alt yapıya sahip olmadıklarından dolayı ciddi bir nüfus ve nüfus artış oranını vardır. SORU-6-Sağlık koşulları dünya nüfus artış oranlarını nasıl etkilemiştir. Sağlık şartlarının iyileşmesi bulaşıcı hastalık ve benzeri sebeplerden dolayı ölen bebek sayısını azaltır.İnsan ömrüne uzatıcı etkide bulunur buda dünyada nüfus artış oranını artırcı etkide bulunmasına sebep olur. 10.SINIF SAYFA 74 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI 10.SINIF SAYFA 74 ETKİNLİK ÇALIŞMASI SORU-1- Bu bilgileri kullanarak 1.ci için geri kalmış 2.için gelişmiş ülke piramiti çizilebilir. SORU-2-Tablodaki veriler ve bu piramide bakarak bu ülkelerin nüfusları ile ilgili hangi özellikleri belirleyebiliriz. Nüfus piramitlerinden neler elde edilir: 1. 2. Ülkelerin toplam nüfusu, Kadın erkek sayıları ve toplam nüfusa oranları, 3. Nüfus basamakları ( Çocuk, yetişkin, yaşlı) ve bunların birbirlerine oranları 4. Ülkedeki doğum ve ölüm oranları, 5. Çalışma çağındaki nüfus miktarı ve tüketici nüfusa oranı, 6. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, 7. Ülkelerin farklı yıllarda ki grafikleri karşılaştırılarak nüfus yapısında meydana gelen gelişmeler gözlenebilir. 8. Ülkelere göre nüfus hareketleri gözlenebilir. SORU-3- Belirlenen özelliklerden bu ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ilgili neler söyleyebiliriz. I. Ülkenin nüfus piramidi düzgün üçgene benzemektedir. Bu piramitte, doğum ve ölüm oranlarının yüksek olduğu, geri kalmış ülkelerin nüfus yapısını göstermektedir. II: Ülkenin nüfus piramidi Arı kovanına benzer şekildedir. Bu piramit doğum ve ölüm oranlarının düşük olduğu, endüstrisi gelişmiş ülkelerin nüfus yapısını göstermektedir. SORU4- Bu tür piramitlere benzer özellikteki ülkeler belirleyiniz. 1. piramide örnek olarak, İran, Irak, Somali, Uganda, Libya, Arabistan, Kenya, Bangladeş vb 2. Piramide benzer, İngiltere, Fransa, ABD, Kanada, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, Norveç, İsviçre vb. 10.SINIF SAYFA 76-77 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 76-77 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI Aşağıdaki soruları kitabınızdaki dünya ortalama yaşam süresi dağılış haritasını inceleyerek cevaplandırınız. SORU-1- Ortalama yaşam süresinin en yüksek olduğu kıta ve ülkeleri bulunuz, Haritada verilen lejant anahtarındaki renkler yorumlandığında karşımıza aşağıdaki yorumlar çıkar.Bu çalışmadan faydalanırken atlas kullanarak bu ülkelerin yerlerini bulmanız sizin menfaatinize olacaktır. Avusturalya, Yeni Zelanda, Kuzey Amerika ( Kanada, ABD) Meksika, Güney Amerika’da Şili, Arjantin, Uruguay, Paraguay, Kolombiya, Ekvator, Kostarika, Venezuela, Panama, Fransız Guyana’sı. Avrupa’da: Kuzey Avrupa ülkeleri ( Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka) Batı Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avusturya, İsviçre, Güneyde İtalya, Yunanistan, Asya’da Çin, Japonya, Güney Kore, Malezya, Filipinler Neden:Bu ülkeler gelişme şartlarını tamamlamış sağlık şarlarının ve beslenme şartlarının çok iyi durumda olduğu insanların yaşam standartlarının yüksek olduğu ,bundan dolayı ölüm oranlarının düşük olduğu ülkelerdir. SORU-2- Ortalama yaşam süresinin en düşük olduğu kıta ve ülkeleri bulunuz, Afrika Kıtası, ( Kuzey Afrika Dışında tamamı), Asya’da Hindistan, Yemen, Irak, Kazakistan, Papua Yeni Gine, Nepal, Bangladeş, Kamboçya, Laos, Vietnam Neden:Bu ülkelerde sağlık ve beslenme şartlarının iyi olmaması, önemli bir kısmının açlık çekmesi, salgın hastalıklara maruz kalmaları ve bir kısmı da sürekli savaşların içinde olması. SORU-3- Ülkemizin ortalama ömür yönünden durumu ve diğer ülkeler arasındaki yeri nedir. Ülkemiz 65- 69 yıl olan ortalama ömür grubuna girmektedir. Ülkemiz hayat seviyesi çok iyi olan ülkelere göre az olmakla beraber, gelişmemiş ülkelerden daha iyi durumdadır. DİE verilerine göre 2004 yılı itibari ile Erkeklerde 68,8yıl, kadınlarda 73,6, toplam ortalamada 71,1 yıl olarak tahmin edilmektedir. LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 77 ETKİNLİK ÇALIŞMASI: SORU-1-Bir ülkenin kalkınmasında nüfus nasıl bir etkiye sahiptir? Nüfus artışı ekonomiye yaptığı olumlu katkılar: 1.Mal ve hizmetlere talep artar. 2.Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar, 3.İşçi ücretleri düşer, 4.Vergi gelirleri artar. 5.Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır, 6.Askeri savunmada önemlidir Nüfus artış hızı düşük olursa ne gibi sonuçlara yol açar: 1-Nüfus sayısı azalır. 2-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir. 3-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar. 4-Ülkenin geleceği tehlikeye girer. Nüfusun fazla olması: 1.İşsizlik sorununu oluşmasına, 2.milli gelirden alınan payın azalması, 3-Ülke kalkınma hızının düşmesine, 4-Nüfus hareketlerinin (Göç hareketleri)artmasına, 5.Konut yetersizliği ve gecekondulaşma ve çarpık kentleşme sorunlarının oluşmasına, 6-Çevre sorunlarının artmasına, 7-Eğitim ve sağlık hizmetlerinde aksamalar vb sorunları oluşturur. Ülke kaynakları mevcut nüfus potansiyelini kaldırabilecek potansiyele sahip ve bu potansiyel doğru kullanılırsa nüfus bir avantajdır.Ancak ülke kaynaklarının daha önünde bir nüfus potansiyeline sahip ülkeler mevcut imkanları da iyi kullanamazsa bu ülke içerisinde çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlara yol açar.Bazı gelişmiş ülkelerde nüfus potansiyelinin gittikçe yaşlanması doğrum oranlarının düşmesi nüfusun yaşlanması ülke için ileriki dönemlerde ciddi sıkıntılar oluşturur.Ülke gelişmeye müsayit bir alt yapıya sahipse genç nüfus dinamiği o ülkenin kalkınmasında olumlu rol oynar. SORU-2-Doğal kaynakların kullanımı ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır? Doğal kaynakların kullanımı nüfus ile doğrudan bağlantılıdır.Nüfus potansiyelinin yüksek olması mevcut kaynakların daha fazla kullanılmasına ve daha erken tüketilmesine yol açar.Dış ülkelerden ithalatı arttırır buda ülke ekonomisi için olumsuz bir etkidir. Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır. SORU-3- Savaşların ülke nüfusları ve cinsiyetlere dağılımında etkisi nedir? Savaşlarda genel olarak erkek nüfusun cepheler gitmesi ve buralarda kayıplar vermesinden dolayı nüfusun içinde payı düşer ve savaş yıllarında ve kadın nüfusun fazla olduğu görülür. Ayrıca savaş yıllarında evlenmeler ve doğumlar azalır. Bu yüzden genel nüfus artışı ve doğurganlık oranları düşer. Savaşlarda özellikle yıkım çok olmakta ölü oranları artarak nüfus azalmasına da neden olmaktadır. SORU-4- Aşağıdaki tabloda boş olan kutucukları uygun bilgilerle doldurunuz. Ekonomik gelişmişlik düzeyi Gelişmekte olan ülkeler Nüfus artış oranları %0 20- den yukarıda Gelişmiş ülkeler 10 - dan daha az Artış nedeni Kalkınma durumu Doğum oranlarının yüksek olması Hayat standardı yüksek ve sağlık iyi ölümlerin düşük olması Kalkınma hızları düşüktür. Çünkü nüfus artı oranları yüksek olmasından dolayı kaynaklarının demografik yatırımlara harcalar. Kalkınma hızları yüksektir. Çünkü demografik yatırım az, çalışan nüfus fazla üretim fazladır. 10.SINIF SAYFA 78-79 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI Aşağıdaki soruları cevaplandırınız. SORU-1-Nüfus artışının olumlu ve olumsuz sonuçlarını yazınız. Nüfus artışının olumlu sonuçları 1. 2. 3. 4. 5. 6. Üretim artar. Vergi gelirleri artar. Mal ve hizmetlere talep artar. Yeni endüstri dalları doğar. İşçi ücretleri ucuzlar. İhracatta rekabet kolaylaşır. Nüfus artışının olumsuz sonuçları 1. İşsizlik artar. 2. Kalkınma hızı düşer. 3. Kişi başına düşen milli gelir azalır. 4. Tasarruflar azalır. 5. Tüketim artar. 6. İç ve dış göçler artar. 7. İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılanması zorlaşır. 8. İhracat azalır. 9. Demoğrafik (nüfusa bağlı) yatırımlar artar. 10. Çevre kirlenmesi artar. 11. Belediye hizmetleri zorlaşır. SORU-2-Coğrafi konum ve iklim koşullarının nüfus dağılışı üzerinde nasıl bir etki sahiptir. Coğrafi konum ve iklim özellikleri elverişli olan bölgeler dünya üzerinde sanayi ticaret tarım faaliyetlerinin geliştiği noktalardır.Bu nedenle bu alanlar yoğun nüfus çeker. Konum özellikleri olarak orta kuşak ve kutup kuşağı civarında iki ülkeyi karşılaştırdığımızda orta kuşak ülkesi daha uygun yaşam koşullarına sahiptir bu nedenle daha yoğun nüfusludur. İklim şartları bakımından aşırı sıcak ve nemli tropikal bölge ile çöl,ve kutup ikliminin görüldüğü alanlar farklı bir sebep yoksa seyrek nüfusludur.İklim koşulları elverişli olan ılıman iklimler daha fazla nüfus çeker. SORU-3-Nüfus sayımlarında hangi bilgileri öğrenebiliriz. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Nüfusun sayısı, Artış hızı, Kır – kent nüfus özelliği, Yaş gruplarına göre dağılım, Cinsiyet durumuna göre dağılım, Nüfusun eğitim durumu, Nüfus hareketleri (İç ve dış göçler), Aktif nüfus özelliği,( Üretici- tüketici nüfus) Nüfusun meslek gruplarına dağılımı yani sosyo ekonomik yapısı öğrenilir SORU-4-Kuzey yarım kürede nüfusun Güney Yarım küreye oranla fazla olmasının nedenlerini açıklayınız. Kuzey yarım kürde karaların oranı güney yarım küreden fazladır.İnsanlar için en doğal yaşam ortamı karalar üzerindedir.Bu noktadan yola çıkarak yerleşmelerin çoğu kuzey yarım kürde yer alır nüfus da bu noktalarda artmaktadır. SORU-5-Nüfus artış hızını düşüren sebebler nelerdir. Nüfus artış hızını düşüren etkenler 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Doğumların azalması Sanayileşme,Şehirleşme Evliliklerin ve erken evliliklerin azalması Kitle iletişim araçları aracılığıyla eğitimin artması Yaşam standartlarının yükselmesi Savaşlar,Bulaşıcı hastalıklar,afetler Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması SORU-6-Bağımlı nüfus oranını belirleyen temel etken nedir. Doğum oranlarıdır.Doğum oranları yüksek olan ülkelerde çocuk ve genç nüfus oranı bağımlı nüfusun fazlalığını belirler bu durum doğumlarla ilgilidir. SORU-7-Gelişmiş bir ülkenin nüfus yapısını açıklayınız. 1. Gelişmiş ülkelerde, nüfusun büyük bölümü sanayi sektöründe ve hizmet sektöründe çalışır. 2. Tarımda çalışan nüfus ortalama olarak % 2 - % 5 oranındadır. Tarımsal üretim fazladır. 3. Eğitim, sağlık, altyapı, barınma hizmetleri oldukça gelişmiştir. 4. Kent nüfus oranı % 95 civarındayken, kır nüfusu % 5 civarındadır. 5. Ülke içi nüfus hareketleri, yani iç göç çok düşük oranlardadır. 6. Dış göç alımı, ülke dışına göç verme oranından çok daha fazladır. 7. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer 8. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır. Ortalama yaşam süresi fazladır. 9. Doğal nüfus artış hızı düşüktür. 10. Zengin ülkelerdir. 11. Nüfusun yaşlanması söz konusudur. 12. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur. 13. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidinde 80’li, 90’lı yaş grupları önemli bir yer tutar. 14. Gelişmiş bir ülkede piramidin tabanı ile önceki dönemler arasında pek bir değişim yoktur. Ülkenin özel şartlarına göre, doğumlarda önemsiz miktarlarda artış yada azalış görülebilir. (Belçika, 2000) 15. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır. 16. Ortalama yaşam süresi fazladır. 17. Nüfusun doğal artış hızı düşüktür. 18. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur. 19. Gelişmiş bir ülkede piramidin yaşlı nüfusu gösteren üst kısımları geniş sayılabilecek bir biçimdedir. 20. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz. 1-Azdır 2-Okyanusya,Antartika 6-Yaşlı 7-Genç 3-Asya ve Avrupa 4-Kentlerde 5-Doğum Ve Ölüm Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D ,yanlış olanların yanına Y harfini yazınız. 1-D 2-D 3-D 4-D 5-D 6-Y 7-D Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız. 1-B 2-D 3-D 4-E 5-C 6-D 7-B 8-C Kaynak: http://geograpy.blogcu.com 10.SINIF SAYFA 82-87 YARDIMCI BİLGİLER GÖÇLERİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI SAYFA 82-87 ARASI ETKİNLİKLER İÇİN YARDIMCI BİLGİLER GÖÇ: İnsanların doğal, ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı sürekli yaşadığı yerlerden başka yerlere tolu olarak veya bireysel olarak yerleşmeleri olayına Göç denir. Göç olayının temelindeki faktör insanların geçimlerini sağlamak için tarım, hayvancılık, açısından elverişli yerleri elde etme isteğidir. İnsanların nüfusları artınca doğal kaynaklar artan nüfusu beslemekte yetersiz olduğu yerlerden, tarım hayvancılık potansiyeli fazla olan yerlere doğru gitmektedirler. Göçler bireysel veya toplu olabilir. Bu olay sürekli veya geçici olabilir. Göç olayları bazen gönüllü, bazen de zorunlu olabilir. Göçler bazen kısa mesafeli olduğu gibi, bazen de uzun mesafelerde gerçekleşebilir. Göç İle ilgili kavramlar: İç göç: Ülke sınırları içindeki belirli alanlar (il, bölge v.b.) arasındaki nüfus hareketliliği iç göç olarak tanımlanmaktadır. Mevsimlik Göç: Kırsal kesimdeki bazı ailelerin büyük şehirlere, tarımın yoğun olarak yapıldığı yerlere, yaz turizminin geliştiği yerlere bir müddet çalışmak üzere göç etmeleri ile gerçekleşir. Dış Göç: Bir ülkeden diğer bir ülkeye yapılan göçlere dış göç denir.Göçlerin coğrafya açısından önemi: 1-Nüfusu artırma ve azaltma etkisi vardır. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır. 2- Nüfusun dağılışını etkileyerek coğrafyayı değiştirmektedir. Bu yüzden de coğrafyanın konusunu oluşturur. 1-Türklerin Anayurdu Orta Asya’dan Göçü: Türklerin ilk yurdu: Türklerin ilk ve anayurdu Orta Asya’dır. Orta Asya’nın sınırları şöyledir: Doğuda Kingan ( Kadırgan ) Dağları, Güneyde Hindikuş, Karanlık dağları, Batıda Hazar Gölü, Kuzeyde Sibirya ovaları ile çevrili toprak parçasıdır. Türklerin burada yaşayışları Türklerin Orta Asya‘da ki yaşayışlarının, bulundukları yerin iklimi, bitki örtüsü ve yeryüzü şekilleri belirlemişti. Bu nedenle Türkler, ana yurtta, tarım ticaret ve daha çok hayvancılıkla geçinirlerdi. Türklerin Yerleştikleri Bölgeler Orta Asya ‘da yaşayan Türkler çeşitli nedenlerle ana yurtlarından göç ettiler. Tarihte buna Büyük Göçler diyoruz. Göçlerin en büyük nedeni ekonomik nedenlerdir. Dünyada iklim şarlarının değişmeye başlaması ile Buzulların kuzeye ekilmesi ile Orta Asya da sıcaklığın artması kuraklık ve çölleşmeye yol açmıştır. Yurtlarında iklim değişikliği sonucu oluşan kuraklık, toprakları verimsizleştirdi. Ortaya çıkan geçim sıkıntısı ve artan nüfusa toprakların yetmemesi göçe neden olmuştur. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu insan grupları çeşitli yönlere doğru göç etmişlerdir. Türk Göçlerinin nedenlerini; 1-İklim koşulları ve ekonomik güçlükler, 2-Türk boyları arasındaki mücadeleler ve dış baskılar şeklinde özetleyebiliriz. 3-Atın evcilleştirilmiş olması, araba ve tekerleğin bilinmesi göçleri kolaylaştırmıştır. www.karalahana.net/resimler/turkler%20harita.jpg Göç Yolları: 1. Göç eden Türklerin bir kısmı Maveraünnehir'e ( Seyhun – Ceyhun arası ), 2. Bir kısmı Ural dağları ile Volga ( İtil ) ırmağı boylarına gittiler. 3. Doğuya gidenler ise Altay dağları taraflarına, başkaları da Çin’de Kansu bölgesine ve 4. Uzak doğu ülkelerine, 5. Güneye gidenler ise Hindistan, Afganistan ve Çin’e yerleştiler. 6. Kuzeye gidenler Sibirya’ya, 7. Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar denizi’nin kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyi ve Avrupa’ya, Bir kısmı da Hazar Denizi’nin Güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır, Anadolu’ya doğru oldu. 8. Göçler uygarlıkların yayılmasına yeni kültürlerin doğmasına neden oldu. Göç etmeyen Türk boyları yurtta kaldılar, burada devletler kurdular. 9. Göç eden kavimler ise gittikleri bölgelerdeki kavimleri sıkıştırarak onları da göçe zorladılar. Kavimler Göçü: Asya Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra Hunlar dağıldı. Hunlar’ın bir bölümü Balkaş gölü ile Aral gölü arasındaki topraklarda yaşamaya devam etti. Aral gölü civarında 200 sene kadar hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya başladı. Başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında Volga (İtil) nehrini aşarak Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar. Bu yıllarda, Karpat Dağlarının kuzeyinde Lombardlar, Güney Rusya`da Ostrogotlar ve Vizigotlar, Macaristan’da Vandallar Ren ve Elbe arasında Angıllar ve Saksonlar Yukarı Ren boylannda Franklar Tuna ve Ren nehrinin kesiştiği mıntıkada ise Almanlar yaşamakta idiler. Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi birçok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya başladılar. Hun baskısı karşısında bu saydığımız gruplar Roma topraklarına girdiler. Romalılar kendilerinden olmayan bu insanlara barbar diyorlardı. Barbar akınları Roma’da büyük bir yıkıma yol açtı. Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu Avrupa’nın siyasi haritasının değişmesine neden olan ve toplumları etkileyen bu olaya tarihte Kavimler Göçü denir ( 375 ). Bu arada Angıllar ve Saksonlar Büyük Britanya adasına, Franklar Fransa`ya, Gotlar İspanya' ya, diğer kavimler de uygun yerlere giderek batının bugünkü etnik ve siyasal yapışını oluşturmaya başladılar. Yurt bulmak isteyen büyük nüfus hareketlerinin yarattığı siyasal istikrarsızlık ve terör uzun yıllar etkinliğini sürdürdü. İnsanlığın en uzun dönemi olan ilk çağ, bu karmaşa içinde sessizce kapanırken tüm Orta Çağ boyunca etkinliğini sürdürecek olan Feodalizm kökleşmeye başladı. Haritanın büyük hali için tıklayınız: Kavimler göçü sonunda: 1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı. 2)- Avrupa'nın etnik yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması sonucu yeni milletler ortaya çıktı.) 3)- Bu göçlerin sonunda Tuna nehri boylarına kadar gelen Türkler Avrupa'da Batı Hun Devleti’ni (Avrupa Hun) kurdular. 4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı. 5)- Avrupa'da Feodalite ( Derebeylik) rejimi ortaya çıktı. 6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı. YENİDÜNYAYA GÖÇLER: Coğrafi Keşifler: Coğrafi Keşifler, 15.yüzyıl ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni ticaret yollarının bulunması amacıyla başlattıkları ve yeni okyanusların ve kıtaların bulunmasıyla gerçekleşmiş olan keşifleri ifade eder. Bu keşifler özellikle 15.yüzyıldan itibaren açık bir şekilde ekonomik nedenlerden kaynaklanmıştır. http://s.azbuz.com/uploads/ Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan pek çok insan göç etti. Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu. İşte bu keşifler sonunda bulunan yeni kıtalara veya kara parçalarına başta Amerika olmak üzere Avrupa’dan göçler başladı. Yaklaşık 60 milyon insan bu nedenle yer değiştirdi. Avrupalılar keşifler sonucunda yeni kıtalara yayılma ve onların zenginlik kaynaklarını ele geçirme olanağı elde etmiştir. Avrupa düşüncesi ve kültürü, evrensel bir değer olarak bu süreçten itibaren yayılmaya ve egemen kılınmaya başlanmıştır. Bunu yaparken Avrupalılar, yerli halkları ve yerel yaşamı dağıtmış ve hatta yok etmiş, Avrupa kültürünü egemen kılma sürecini şekillendirmiştir.Klasik Sömürgecilik olarak bilinen sömürgecilik süreci bu dönemle başlamıştır. Avrupalılar keşfedilen kıtalarda koloniler kurmuşlardır. Özellikle İngiliz ve Fransızlar kuzey Amerika’da, İspanyollar ise Güney Amerika’da koloniler kurdular. Bu göçlerle Amerika’da yeni devletlerin kurulması dünya tarihinde önemli değişmelere neden oldu. Özellikle sanayi inkılâbı sonucu gelişen teknoloji ile bu kıtaya göçler yoğunlaştı. Avrupa’dan Amerika’ya insanların gitme nedenleri; 1- Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak, 2- Dini inançlarını özgürce yaşayabilmek 3- Yenidünyanın yeni ortamını tanımak ve maceraya atılmak, 4-Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal imkânları yakalayabilmek için gitmişlerdir. MÜBADELE GÖÇLERİ: ( Yer Değiştirme) : Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değişmesi ile oluşan göçlerdir. Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır. www.mustafakemalinaskerleri.com/.../10.jpg Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi protokolü imzalanmıştır. Bu göçler Romanya ile Bulgaristan arasında da olmuştur. Bu protokol ile İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkleri kapsamıştır. Bu protokol ile Yunanistan’dan 400.000 Türk Türkiye’ye, Buna karşılık Türkiye’den 150.000 Rum Yunanistan’a gitmiştir. Bu göçler insanların gönüllü olarak yaptıkları göç hareketleri olmayıp, zorunlu göçlerdir. BEYIN GÖÇÜ: Bilim ve tekniğin gelişmesine katkıda bulunabilecek nitelikteki elemanları çalışmak üzere başka ülkelere göç emesi olayına Beyin Göçü denir. İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir. Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin nitelikli kişilerinin sanayileşmiş ülkelere gitmesidir. Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir. Göç veren ülkeler açısından en büyük kayıp olarak değerlendiren göçtür. Ekonomisi gelişmemiş ülkelerin yüksek paralar harcayarak yetiştirdiği elemanlar ellerinden kaçmaktadır. Ülkeler arasında gelişmişlik farkının artmasına neden olmaktadır. Zor şartlarda yetiştirdikleri kaliteli elemanları kaybeden gelişmekte olan ülkelerin kalkınmaları yavaşlamaktadır. Özellikle beyin göçü 1960 yıllardan itibaren artmaya başlamıştır. Doktor, mühendis, ekonomist, sanatçı v.b. alanında iyi yetişmiş insanların göç etmesi, ülkemizde de önemli bir sorundur. En çok Beyin göçü veren ülkeler: Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Nijerya, orta Asya devletleridir. En Çok Beyin Göçü alan ülkeler: A.B.D. Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç, vb. Bazı ülkeler beyin göçü alırken aynı zamanda beyin göçü verebilir. Kanada bunun en iyi örneğidir. Ülkemize de son yıllarda bazı Orta Asya devletlerinden az sayıda yetişmiş insan gelmektedir. Avrupa ve ABD’de çok sayıda Türk uzman başka ülkeler için çalışmaktadır bu da ülkemiz için bir kayıptır. Beyin göçünün başlıca nedenler: 1.Sanayileşmiş ülkelerin ödedikleri yüksek ücretler 2.Çalışma şartlarının kolaylığı, teknoloji ve gelişmelerden en iyi şekilde yararlanma imkânı 3.Göç gönderen ülkede iyi yetişmiş kişilerin kendi alanı ile ilgili uygun iş bulmakta zorlanmaları veya kariyer yapmakta imkân bulamamaları. İŞÇI GÖÇLERI: Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu ülkelerde iş olanaklarının az olması, bu imkânların geliştiği ülkelere ve bölgelere doğru göçlere neden olmaktadır. İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işgücü göçü denir. İşgücü göçleri mevsimlik, kısa süreli veya uzun süreli olabilir. Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür. II. Dünya Savaşından sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak için 1952- 1954 yılları arasında Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda gibi ülkeler kalkınma hamlesi başlatmış, bu hamle sonucu yetersiz gelen işgücünü karşılamak için dış ülkelerden işçi talebinde bulunmak zorunda kalmışlardır. 1952 de Federal Almanya yabancı işçi çalıştırmaya başlamıştır. Avrupa’da yukarıda sayılan gelişme hamlesi başlatan ülkelerde Almanya’yı takip ederek yabancı işçi çalıştırmaya başlamışlardır. Bunlara karşılık ise gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yaşanan işsizlik sonucu birçok ülke de dış ülkelere işgücü göçü vermeye başlamışlardır. Avrupa’da Yunanistan, İspanya, Portekiz, Yugoslavya, İtalya vb, Afrika’da Cezayir, Fas, Tunus, gibi sömürge devletleri de Avrupa ülkelerine işgücü vermişledir. Bu gün ise dünyada başta Asya, Afrika, Güney Amerikanın gelişmekte olan ve geri Kalmış ülkeleri başta Avrupa, Kuzey Amerika, ( ABD, Kanada) ve Avustralya’ya işgücü vermektedir. Özellikle bu gelişen ülkeler artık vasıfsız işçileri pek almamakta yetişmiş, kaliteli eğitimli insanları almaktadır. Artık bu olay daha çok beyin göçüne doğru dönmüştür. Türkiye’de yurt dışına işgücü veren ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde iş gücü göçleri 1960’tan sonra başlamıştır. Türkiye göç veren bir ülke olmaya başladı. Bu yıllarda başta batı Avrupa ülkelerine olmak üzere Avrupa’nın diğer ülkelerine de işgücü göçü meydana gelmiştir. 1958–1986 arasında başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda, Avusturya, İsviçre, Danimarka, İngiltere ve İsveç 1,3 milyon işçi göç etti. 1980 lerden sonra göç olayları hem sayısal hem de mekânsal açıdan değişme göstermiştir. Batı Avrupa ülkelerinin işçi alımın bırakmasıyla göçlerin yönü değişti. 1980lerden sonra altyapı ve inşaat hizmetleri için Orta doğudaki S.Arabistan, Libya, Ürdün, Kuveyt gibi Arap ülkelerine göçler yönelmiştir. 1990 yılarda ise Bağımsız Devletler topluluğuna işçi göçleri olmuştur. Bugün yurtdışındaki nüfusumuzun %88,7 i Batı Avrupa ülkelerinde ( 1.500.000),%8,5 u Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde,%0,5i Türk cumhuriyetlerinde,%2,3 ü diğer ülkelerde yaşamaktadır. Avustralya’da 30bin, ABD’de 130 bin Türk yaşamaktadır. Ancak işçilerimizde kesin dönüş eğilimi giderek artmaktadır. Farklı kültüre sahip Avrupa toplumuna uyum sağlayamamaları, maruz kaldıkları baskılar, yabancılar için zorlaşan hayat şartları ve ekonomik doyumvatandaşlarımız kesin göçe zorlamaktadır. Yaklaşık 250.000 kadarı ülkemize geri dönüş yapmıştır. Yurt dışındaki Türk işçilerinin ülke ekonomisine büyük katkıları vardır. Biriktirdikleri paraları ülkemize göndermeleri döviz açısından ülkemizin en önemli gelir kaynaklarındandır. İşçilerimizin ailelerinin ve çocuklarının eğitim, dil, din vb. meselelerdeki sıkıntılarını gidermek için devletimiz oralara gerekli uzmanları gönderiyor. DOĞAL AFETLERİN NEDEN OLDUĞU GÖÇLER: Deprem, heyelan, kuraklık ve çölleşme, taşkın, sel, çığ, volkanik püskürmeler gibi doğal yıkımlar birçok sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra göçlere de neden olmaktadır. Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler. Örneğin: IV. Ve V. Yüzyılda Hunların ve Moğolların Orta Asya’dan başka yerlere göç etmelerinde kuraklık ve çölleşme etkili olmuştur. ABD Deprem Kırgızistan Toprak Kayması Adana Deprem ABD’ de Kaliforniya’daki deprem olayı binlerce insanın göç etmesine neden olmuştur. 1994 de Kırgızistan’daki heyelan olayları 270.000 insanın göç etmesine yol açmıştır. Ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.1999 depremi ile de birçok insanımız başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır. Aral Gölü: Dünyanın dördüncü büyük gölü Aral gölü giderek Asya’nın ortasında bataklık ve çöle dönüşmektedir. Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle iki göle dönüşmüş durumdadır. Gölün su seviyesi düşerek göl sürekli içeri doğru çekilmektedir. Bir zamanların liman ve tersaneleri gemi mezarlığına dönüşmektedir. Bunun nedenleri bu gölü besleyen Pamir dağlarından inen Amu derya ve Siri derya nehirlerinin sularının azalmasıdır. Bu nehirlerin suyu sulama faaliyetleri ile azalmıştır.Gölün kuruması ile göl tabanındaki tuzlu toprakların rüzgârlar tarafından verimli topraklar üzerine taşınacağı ve çevre topraklarının veriminin de düşeceğini söyleyen uzmanlar; bunun da yeni bir göçe sebep olacağını belirtmektedirler. 10.SINIF SAYFA 92-93 ÖLÇME-DEĞERLENDİRME 10.SINIF SAYFA 92-93 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI Aşağıdaki soruları cevaplandırınız. SORU-1-Türklerin Orta Asya’dan göç nedenleri nelerdir. Kitabınızda sayfa 82 de 2. paragrafta sebepler belirtilmiştir. SORU-2-Sanayi devrimi ve savaşların göçe etkilerini söyleyiniz. Sanayi devrimi’yle gelişen teknoloji ve seyahat imkanları göç hareketlerinin hızlanmasında en önemli etkenlerden biridir.Savaşlardan bunalan insanlar göç hareketlerini hızlandırmıştır. SORU-3-Köyden kente göçün nedenleri nelerdir. 1. Hızlı nüfus artışı, 2. Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması, 3. Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması (bu genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir.). 4. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği, 5. Kan davaları ve terör. 6. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri. 7. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili). 8. İş imkanlarının sınırlı olması. 9. Kentlerde sanayinin gelişmiş olması. SORU-4-Göç veren bölgede ne gibi sorunlar ortaya çıkar. 1. Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır. 2. Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur. 3. Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir. 4. Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar bakımsızlıktan bozulmaktadır. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz. 1. Göç vermesidir. 2. 3. 4. 5. 6. Mübadele göçü Doğal afet göçü Beyin göçü Erkek nüfus Azalma Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D yanlış olanların yanına Y harfini yazınız. 1-Y 2-Y 3-D ancak ülke imkanları ve gelişmişlik,bilimsel çalışmalara verilen önemde önemlidir. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız. 1-Alt yapı sorunu yaşanır D 2-Erozyon B 3-İşçi ihtiyacı C 4-Ülke eğitim görmüş insanını kaybeder.D 5-Avrupa’dan Amerika’ya Göç E 6-Çarpık kentleşme görülmez D 7-Madencilik D 8-Ürün çeşidinin fazlalığı 9-Köyden kente göç B 10.SINIF SAYFA 96-97-99 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM TARZLARI Etkinlik Çalışması: (Sayfa96) Resimlere bakıldığında avcılık ve toplayıcılıkla geçinen sürekli yer değiştiren bir yaşam tarzına sahiptir. Yerleşik hayata henüz geçmemiş ve mağara kovuklarının barınma yeri olarak kulanıldığı bir yaşam şeklidir. Hazırlık Çalışmaları: 1-Günümüzde başlıca geçim kaynakları nelerdir? 1.Tarım: Tarla ve bahçe kültürleri, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık. 2.Sanayi: İmalat sanayi ve madencilik. 3.Hizmetler: Elektrik, su, gaz, ticaret, ulaşım, haberleşme, inşaat, mali kurumlar, toplum hizmetleri ( eğitim, sağlık vb. 2-Ülkeler arasında geçim tarzları yönünden ne gibi farklılıklar vardır? Ülkelerin bulunduğu, iklim, yer şekilleri, gelişmişlik durumu ve kültürel özellikleri yönünden farklı özelliklerine göre; yetiştirdikleri ürünler, toprağa bağımlılık durumları, sanayileşme durumlarına göre geçim tarzları farklıdır. Gelişen sanayi ülkelerinde insanlar sanayi ve hizmetler sektörü ağırlıklı geçim sürdürürken, gelişmemiş ülkelerde insanların çoğu tarım sektörünün meslekleri olan çiftçilik, hayvancılık, avcılık vb. geçim kaynakları ile geçim sağlamaktadırlar. Dünyada farklı hayat tarzlarının nedenleri nelerdir? 1-Coğrafya şartları A-Bulunulan alanın konumu B-Yer şekilleri özellikleri C-İklim şartları D-Bitki örtüsü şartları Dünyada konumu iyi olan ülkeler kolay gelişebilmektedir. Bunun yanında konumun önemi zamanla değişebilir. Örnek ilk Çağda İngiltere ve batı Avrupa ücra köşeler iken Kıtaların bulunması ile önemleri artmıştır. Buda gelişmelerine olumlu etki etmiştir. İklim ve bitki örtüsü hayat tarzının kolay veya zor olması yönünden etki eder. Ekvatoral bölge, çöller ve kutup bölgeleri insanları göçebeliğe zorlamıştır. Orta kuşak veya ılıman bölgenin coğrafi şartları yerleşik hayatı kolaylaştırmıştır. 2- Tarihi ve sosyal Sebepler: Örneğin Japonya ve İskandinav ülkeleri bundan 100- 200 yıl öncede aynı tabiat şartları altında geri kalmış ve uygar dünya ile fazla ilgisi olmayan toplumları iken, coğrafi şartlar aynı kalmasına rağmen tarihi, sosyal ve ekonomik etkenler neticesinde dünyanın en ileri ülkeleri haline gelmişlerdir. Etkinlik çalışması: (Sayfa 97) Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili olmuş mudur? Ekonomik faaliyetlerdeki çeşitlilik insanları arası etkileşimi arttırmıştır. Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili olmuştur. Çünkü farklı geçim kaynakları farklı mesleklerin ve meslek gruplarının doğmasına neden olmuştur. Farklı meslek grupları farklı ekonomik yapıları ve bu da farklı toplumsal yapıları doğurmuştur. Etkinlik: çalışması: (Sayfa 99) Buharlı tren Buharlı gemi Buharlı traktör 1-Buhar makinesinin bulunması tarım dışındaki diğer ekonomik etkinlikleri nasıl etkiledi? Sanayinin gelişmesi bu makine ile olmuş, insan ve hayvanlardan faydalanılarak yapılan üretim makine gücü ile yapılır olmuş, güçlü makineler seri üretimi getirmiştir. Sanayinin gelişmesi ile gereken hammaddeyi sağlamak ihtiyacı ve üretilen mamul maddelerin satılması için böyle kaynaklar arayışına itti. Bu ülkeler arası ticaretin gelişmesine yol açtı. İlk zamanlarda bu Avrupa’nın sömürgecilik anlayışını doğurmuştur. Üretilen malların götürülüp satılması, gereken hammaddenin uzak ülkelerden getirilmesi, fabrikalarda çalışacak işçilerin taşınması için güçlü ulaşım araçları gerekli idi. Bunun sonucu olarak başta buharla çalışan gemiler ve trenlerle başlayan güçlü ulaşım araçlarının yapılması ile de ulaşım gelişti.Ulaşımın gelişmesi haberleşme ve iletişimi kolaylaştırdı. Toplumlar arası etkileşim çoğaldı.Ulaşımın iletişimin gelişmesi ile turizm faaliyetleri de gelişmiştir. 2-Buharlı gemi ve buharlı trenin gelişmesi sanayi ve ticaret üzerine nasıl etki etmiştir? Bu araçlar büyük yüklerin kısa zamanda ve daha ucuz maliyetle taşınmasına dolayısıyla hammadde sağlayarak sanayi üretimini kolalaştırma, üretilen malların pazarlara götürülmesi ve tüketimini sağlayarak da yine üretimi ve sanayinin gelişmesini teşvik edip kolaylaştırmıştır.Yeni kıtaların keşfine imkan sağlamış keşfedilen bölgeler ile ticaret faaliyetlerini olumlu etkilemiştir. 3-Buharlı çekme traktörü tarıma nasıl etki etmiştir? Buharlı traktör, toprağın daha kolay, daha hızlı ve daha iyi işlenmesini sağlamıştır. Böylece tarım alanları genişlemiş, üretim artmıştır.Buharlı traktör tarımda kullanılması arazilerin daha kısa sürede kaliteli şekilde işlenmesine tarım ürünlerinin de kısa sürede ürün kaybına uğramadan hasat edilmesine imkân vermiştir. Bu daha fazla araziden yararlanmayı, daha fazla ürün veriminin gerçekleşmesine, hasatta ürün kaybının azalması yönünden katkı yapmıştır. Kırdan kente göçe neden olmuştur. 10.SINIF SAYFA 103-104 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI Etkinlik :103 Balıkçı, polis, demirci, çiftçi, bankacı, mobilyacı, Otobüs şoförü, Fırıncı, İtfaiyeci, Doktor, Muhasebeci, Satış elemanı, öğretmen, Overlokçu, Mobilyacı, Demir-çelik işçisi, Demirci, Çiftçi, Maden iççisi vb kavramlarını sınıflayınız. Birincil faaliyetler Balıkçı Çiftçi Maden iççisi Tarım Hayvancılık İkincil faaliyetler Mobilyacı Demir-çelik işçisi Demirci Tekstil Üçüncül Faaliyetler Polis Bankacı, Overlokçu Otobüs şoförü, Fırıncı İtfaiyeci, Doktor, Muhasebeci Satış elemanı, öğretmen İnşaat ustası, Çoban Etkinlik:104 Ulaşım, Ticaret, Balıkçılık, Ormancılık, Tekstil, Eğitim, Enerji, Sağlık, Tarım, Hayvancılık, inşaat ve bayındırlık, Sigortacılık, Haberleşme kavramlarından oluşan ekonomik faaliyetler şeması yapınız. EKONOMİK FAALİYETLER Birincil İkincil Üçüncül faaliyetler faaliyetler faaliyetler Ormancılık Tekstil Ticaret Tarım Enerji Eğitim Hayvancılık Mobilyacı Sağlık Balıkçılık Demir çelik İnşaat işçisi bayındırlık Tekstil Sigorta Ulaşım Genel açıklama bu faaliyetlerin belirlenmesinde tarımla ilgili toprakla bağlantılı olanlar 1.faaliyet,hammaddenin işlenmesi yeni bir ürüne dönüşüm 2.faaliyet ,hayatımızı kolaylaştırıcı hizmet amaçlı yapılan faaliyetlerde 3.faaliyet gurubuna girer. 10.SINIF SAYFA 106 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Etkinlik çalışması: İngiltere’nin nüfusun ekonomik faaliyetlere dağılımının değişimi Yıllar 1790 1890 1990 Birincil faaliyetler % 75 4 3 İkincil Faaliyetler % 15 56 32 Üçüncül Faaliyetler % 10 40 65 1-En çok değişim birincil Faaliyetlerde olmuştur.%75 den %4 e düşmüştür. 2-Bu ülke tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş yaşamıştır. 3-Ülkede sanayi devrimi sonrasında başlayan sanayileşme hareketleri bunun sonucu kırsal alandaki işsizlik sonucu kentlere göç, büyüyen kentlerde gelişen sanayide çalışma olanağı ile kentlerde artan nüfus ve bu nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması için artan üçüncül ekonomik faaliyetler değişime neden olmuştur. 10.SINIF SAYFA 107 ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME SORULARI SORU-1-Biyoteknolojinin ileride hangi gereksinimleri karşılayacağı beklenmektedir. Bitki, hayvan veya mikroorganizmaların tamamı yada bir barçası kullanılarak yeni bir organizma (bitki, hayvan yada mikroorganizma) elde etmek veya var olan bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler meydana getirmek amacı ile kullanılan yöntemlerin tamamına “Biyoteknoloji“ denmektedir. Kanser, AIDS gibi bir çok hastalığın tedavisi ve önlenmesinde kullanılacak genetik ürünler elde edilmesi Büyüme geriliği gibi sorunlara çare olacak ya da bulaşıcı hastalıklara karşı koyacak proteinlerin üretimi Rekombinant ilaç ve aşıları sentezleyecek transgenik bitkilerin geliştirilmesi Hasar görmüş beyin hücrelerinin ve omuriliğin onarımı Organik atıkları metabolize edecek bakterilerin elde edilmesi biyoteknoloji uygulamalarına verilebilecek örneklerdir. Kitabınızda 100.sayfada 2.paragraftan itibaren açıklamalar devam etmektedir. SORU-2-Selçuklular zamanında Kervansarayların yaygınlaşması hangi ekonomik faaliyetin ön planda olduğunu gösterir. Ticaret faaliyetlerinin ön plana çıktığının bir göstergesidir. SORU-3-Sanayi devrimi tarımı nasıl etkilemiştir. Tarımda makineleşme faaliyetleri ön plan çıkmış daha fazla arazinin işlenmesi ve üretimin artmasına sebep olmuştur. SORU-4-Bilgisayar insanların ekonomik faaliyetlerini nasıl etkilemiştir. Ekonomik faaliyetlerde pazar payı büyümüş insanlar daha geniş kitlelere ulaşma imkanı bulmuşlardır.İşlerini daha kolay idare etmeleri konusunda büyük bir avantaj sağlamıştır.Pazarlama ve reklâm kolaylıkları olmuştur. SORU-5-Paleolitik ve Neolitik dönemini birbirinden ayıran ekonomik faaliyet hangisidir. Neolitik zamanda tarıma geçilmesidir. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz. 1-Birincil faaliyet 2-İkincil faaliyet 3-Üçüncül faaliyet Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D yanlış olanların yanına Y yazınız. 1- Y 2- Y 3- Y 4- D 5- D Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız. 1-Tarım başlamıştır C şıkkı 2-Baskı hatası doğru cevap Ticari ilişkilerin geliştiğini olacak D şıkkı 10.SINIF SAYFA 110 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI 10.SINIF SAYFA 110 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Kitabınızdaki Türkiye Toprak Haritası’nı inceleyerek soruları cevaplandırınız. SORU-1-Kahverengi Orman topraklarının Karadeniz kıyılarında yaygın olmasının sebepleri: Kahverengi orman toprakları orman örtüsü altında oluştuğu için Karadeniz kıyılarında daha yaygındır. Karadeniz kıyılarında ılıman nemli ve yağışlı iklim ve buna bağlı gür ormanların varlığı kahverengi orman topraklarının çok yaygın olmasını sağlamıştır. SORU-2-Terra-Rossa topraklarının Akdeniz ve Ege kıyılarında yaygın olmasının sebepleri: Bölgede etkili olan iklim şartları ile bağlantılıdır. Yine içinde demir oksitlerin yer aldığı kireç taşlarının erimesinden sonra kalan killi malzemelerin çok olması.Ayrıca bu bölgelerde oksitlenme için gerekli yüksek sıcaklıkların olmasıdır. SORU-3- Kahverengi ve Kestane renkli bozkır topraklarının iç bölgelerde yaygın olma sebepleri: Karasal iklim ve buna bağlı bozkırların varlığı iç bölgelerde bu toprakların yaygın olmasının temel sebebidir.Yağış azlığı ve cılız bitki örtüsü kahverengi ve kestane bozkır topraklarını oluşturmaktadır. SORU-4-Kolüviyal ve Litosol toprakların iç bölgelerde yaygın olma sebepleri: Kolüviyal ve litosol topraklar bitki örtüsünden yoksun eğimli yüzeylerin bulunduğu arazilerde oluşmaktadır. İç bölgelerimizde bitki örtüsü bakımından fakir olduğu için yüzeysel aşınma çok olur. Böylece eğimli yamaçlarda litosoller, dağların eteklerinde de kolüviyal topraklar oluşmaktadır. Ayrıca bu bölgelerde yağışların düzensiz olması ve sağanak yağışlar sonucu oluşan sellerin çok olması. SORU-5-Alüviyal toprakların dağılışında belirleyici faktör: Alüviyal topraklar akarsular tarafından oluşturulmaktadır, dolayısı ile dağılışları akarsuların dağılışına bağlıdır. SORU-6-Toprak tiplerinin dağılışı ile yağış-bitki örtüsü ilişkisi: Toprak oluşumunda en etkili faktör iklimdir. Çünkü fiziksel ve kimyasal ayrışma olayları, bitkilerin yetişmesi, toprağın yıkanması, topraktaki organik maddelerin parçalanması, topraktaki organizma faaliyetleri iklime bağlıdır. Yağış miktarı değiştikçe bitki örtüsü ve toprak tipleri de değişir. Örneğin yağışın bol olduğu Karadeniz bölgesinde bol ormanlar ve kahverengi orman toprakları oluşurken, iç bölgelerde yağışın az olduğu yerlerde bozkır ve kestane ve kahverengi bozkır toprakları oluşmaktadır. Nerede hangi toprak tipi var Karadeniz İklim bölgesinde: a)Ilıman-Nemli yerlerde: Kahverengi orman toprakları b)Soğuk-Nemli yerlerde: Podzol Akdeniz İklim bölgesinde: Terra-Rossa Karasal İklim bölgesinde: a)Ilıman karasal iklim olan yerlerde: Kestane ve Kahverengi Bozkır toprakları b)Soğuk karasal iklim olan yerlerde: Çernezyom Akarsuların kıyılarında ve denize döküldüğü yerlerde: Alüviyal Eğimli yüzeylerin bulunduğu yerlerde: Litosol ve Kolüviyal Volkanik arazilerde: Regosel Kapalı havzalarda ve eski göl tabanlarında: Tuzlu topraklar 10.SINIF SAYFA 112 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI 10.SINIF SAYFA 112 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Toprak Tipi Etkili olan Faktör Kolüvyal topraklar Litosoller Arazi yapısı, Yağmur ve sel suları Arazi, bitki örtüsü, akarsu aşındırması Volkanizma, akarsu biriktirmesi, yer şekilleri Akarsuların biriktirmesi, iklim, bitki örtüsü Regosoller Alüvyal topraklar Terra- Rosa Kahverengi orman toprakları Kireçli orman İklim, Karstik arazi yapısı İklim, Bitki örtüsü, Yer şekilleri İklim, Bitki örtüsü, Ana toprakları kaya Kahverengi ve kestane rengi bozkır toprakları İklim, Bitki örtüsü Çernezyom İklim, Bitki örtüsü, Yer şekilleri ( Yükselti) İklim, arazi ve ana kaya Tuzlu Topraklar Kaynak: http://geograpy.blogcu.com 10.SINIF SAYFA 113-114-116 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI Kitabınızdaki resimlerde ülkemizde toprak kullanım alanlarından bazıları verilmiştir. ETKİNLİK SAYFA 113 SORU-1-Çevrenizde hangi ekonomik faaliyetler yürütülmektedir? Bunun nedenleri nelerdir? Sorusu sorularak; Resimlerden de faydalanarak çevremizdeki ekonomik faaliyetleri düşünelim ve bu faaliyetlerin toprakla bağlantısını anlamaya çalışalım.Bur da toprakla birlikte iklim şartları da kendisini gösterebilir;çeşitli farklılıklara yol açabilir. Yaşadığımız çevrede, Tarım çalışmaları( sebze, endüstri bitkileri, baklagiller, tahıl, çiçek yetiştiriciliği), Ormancılık, Bağ ve bahçe bitkileri yetiştiriciliği, toprağa bağlı sanayiler (çimento, seramik, çinicilik) yapılmaktadır. Çünkü yaşadığımız çevrede düz arazilerde tarla bitkileri, eğimli arazilerde zeytin, bağcılık, yüksek dağlık alanlarda ormancılık yapılması için yer şekilleri, iklim şartları uygundur. SORU-2-Kitabımızdaki resimlerde görülen faaliyetler dışında ülkemiz topraklarından nasıl yararlanılır. Resim dışında ülkemiz topraklarından dikili araziler (meyve bahçeleri ve bağlar)Çayırlık ve mera alanları,Sanayi tesislerine hammadde sağlanması,yerleşim alanları,kara ve demir yolları şeklinde yorumlanabilir.Çevrenizde gördüğünüz ekonomik faaliyetleri toprakla ilişkilendirip örnekleri arttırabilirsiniz. ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 114 Kitabınızdaki Türkiye arazi kullanım haritasından faydalanarak; Büyük hali için haritaya tıklayınız... SORU-1-Yaşadığınız yeri bularak burada topraklardan hangi alanlarda faydalanıldığını bulunuz? Bu soruyu cevaplandırırken harita üzerinde yaşadığınız bölgeyi bulunuz harita lejant bölümünden o bölgede yapılan faaliyetleri yazabilirsiniz. Endüstri bitkileri alanında, Bağ ve bahçe kültürlerinde, Tarım alanları, Ormancılık alanında faydalanılmaktadır. SORU-2-Kuzeydoğu Anadolu’da toprak daha çok hangi amaçlar için kullanılmaktadır? Otlak çayır alanları yaygın olup buralarda büyükbaş hayvancılık faaliyetleri yaygın olarak yapılmaktadır. Buranın yükseltisi fazla iklim tarıma çok uygun değil, yaz yağışları uzun boylu çayırları oluşturmuştur. Arazide dağlık ve engebeli olması buralarda hayvancılığı geliştirmiştir. Ayrıca buralarda çöküntü ovalarında tarım faaliyetler, yüksek alanlarda ormancılık faaliyetleri yapılmaktadır. SORU-3-İç kesimlerde toprak en çok hangi amaçlar için kullanılmaktadır? İç kesimlerde arazi daha çok tarım ( tarla)alanlarından oluşmuştur. Ayrıca otlak ve çayır alanları mevcuttur. Az olarak ta bağ ve bahçe alanları vardır. Çünkü bu bölgelerde arazi düz tarıma uygundur. Ancak iklimin karasal olması bağ ve bahçe alanlarını kısıtlamış, bölgelerde var olan bozkırlar ise mera alanlarını oluşturarak özellikle küçükbaş hayvancılığın gelişmesine imkân vermiştir. SORU-4-Topraklardan faydalanma açısından kıyı ile iç kesimler arasında ne gibi farklılıklar vardır? PAMUK ZEYTİN MISIR Ülkemizde kıyı kesimlerde arazinin çoğu endüstri bitkileri, orman, bahçe ve bağ bitkileri gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu bitkiler hem daha fazla yağış isteyen, hem de birçoğu kış soğuğuna dayanamayan bitkilerdir. İç kesimlerde ise daha çok tarla bitkileri çayır ve mera alanları ağırlıktadır. BUĞDAY NOHUT YULAF Buralarda su isteği az olan kuraklığa dayanıklı (tahıllar, baklagiller) ve bozkırlar ise mera alanlarını oluşturarak özellikle küçükbaş hayvancılığın gelişmesine imkân vermiştir. Buralarda endüstri bitkileri yetiştiriciliği ve ormanlar azdır. Bağ ve bahçe bitkileri de az yer tutar. SORU-5-Tarım alanları nerelere daha çok yoğunlaşmıştır? Daha çok iç kesimlerde yoğunluk kazanmıştır.Harita incelendiğinde bu bölgede özellikle iklim şartları çok elverişli olmaması su problemi bölgede tarla tarımını desteklemiştir.Kıyı kesimlerde tarımsal faaliyetler daha çok bağ bahçe ,endüstriyel bitki ağırlıklıdır.Arazi yapısı da tarım alanları bakımından son derece geniş düzlükleri barındır. ETKİNLİK SAYFA 116 SORU-1-Ormanlarımızın kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmasının nedenleri: Kıyı bölgelerin nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesine daha uygun olması ve ormanlar tahrip edilse bile kendini yenileyebilme özelliğini taşıması. İç bölgelerde nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesini kısıtlamıştır ve önceleri var olan ormanlar tahriplerle yok edilmiştir.tahrip edilen yerlerde orman kendini yenileyemediği için iç bölgeler orman bakımından fakirleşmiştir. Yani iç bölgeler günümüzde fakir, geçmiş dönemlerde iç bölgelerde zengin orman alanları vardı. SORU-2-Ormanların asıl ve yan ürünleri: Asıl ürünler: Tomruk, Tel Direği, Maden Direği, Parke, Mobilya, Sunta, Kontrplak Yan ürünler: Reçine, Sığla Yağı, Kozalak, Keçi Boynuzu, Defne Yaprağı, Ihlamur, Çıra SORU-3-Orman ürünleri sanayisinin geliştiği yerler: Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kıyı Ege ve Adana Bölümleri orman ürünleri sanayisinin en fazla geliştiği yerlerdir. Orman Ürünleri Sanayisi: Ağaç malzemeden üretilen tüm malzemeler orman ürünleri endüstrisine girer. Karadeniz Bölgesi’nde hammadde fazla bulunduğundan burada gelişmiştir. Başlıca kereste fabrikaları Düzce, Bartın, Ayancık, Rize, Ordu, Ardeşen, Burdur, Antalya ve Isparta’da bulunur. Mobilya Sanayii: Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir ve Kayseri’de gelişmiştir. Türkiye mobilya ürünlerini ihraç edebilmektedir. Kâğıt fabrikaları: İzmit, Balıkesir, Giresun, Zonguldak, Taşucu, Dalaman, Bolvadin, Bartın ve Denizli çevresinde bulunur. SAYFA 116 PERFORMANS ÖDEVİ Türkiye de ham maddesi toprağa dayalı fabrikların nerelerde kurulduğunu ,bu fabrikalarda nelerin üretildiğini araştırınız. Çimento fabrikaları: Hammaddesi kolay temin edilir. Her bölgede inşaat sanayiinde kullanılır. Ayrıca ulaşım masrafları maliyeti artırır. Bu nedenle çimento fabrikaları Türkiye’nin her bölgesine dağılmıştır. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Elazığ, Mersin, Yozgat, Denizli, Adıyaman, Ordu gibi merkezler bunlardan bazılarıdır. Cam fabrikaları: İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli ve Sinop’ta cam fabrikaları bulunmaktadır. Ülkemiz cam ürünleri üretiminde ve ihracatında Dünya’da sayılı ülkeler arasındadır. Seramik fabrikaları: Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul ve İzmir’de bulunmaktadır. Üretimin bir kısmı yurt dışına ihraç edilir. Kiremit fabrikaları; İzmir-Salihli arası, Manisa, Uşak, Afyon ve Kütahya’dadır. Tuğla fabrikaları Bolu, Eskişehir ve Bartın’dadır. TÜRKİYEDE ÇİMENTO FABRİKALARI ADANA ADIYAMAN AFYON ANKARA ANTALYA AYDIN BARTIN BOLU BURDUR BURSA ÇANAKKALE ÇORUM DENİZLİ DİYARBAKIR EDİRNE ELAZIĞ ERZURUM ESKİŞEHİR GAZİANTEP HATAY ISPARTA İSTANBUL İZMİR KARABÜK KARS KAYSERİ KIRKLARELİ KOCAELİ KONYA MARDİN MERSİN NEVŞEHİR NİĞDE SAMSUN SİİRT SİVAS ŞANLIURFA TRABZON VAN YOZGAT ZONGULDAK 10.SINIF SAYFA 117 ETKİNLİK ÇALIŞMASI SORU-1- Çevremizde bulunan bitki türleri adları nelerdir? Bu soruyu Marmara bölgesi için cevaplıyorum sizde kendi bölgenizin iklim özelliklerine göre yazabilirsiniz.Diğer bölgeler için aşağıdaki linke tıklayıp araştırma yapabilirsiniz. Marmara kıyılarında 250–300 m yükseltiye kadar maki görülür. Karadeniz kıyıları ile Uludağ’da ormanlar yer alır.Yıldız Dağları Bölümü ise ormanların en geniş alan kapladığı yerdir.Orman bakımından 4. sırada yer alan bölgede iç kesimlere doğru gidildikçe antropojen bozkırlar görülür. Mersin, defne, kocayemiş, zeytin, süpürge çalısı, tesbih, sandal, zakkum, Delice Zeytin, Zeytin, kızılçam, sarıçam, karaçam, kayın, kestane, meşe, ıhlamur, kavak, ladin, köknar, böğürtlen, çınar, gürgen, incir, mazı, nergis, nilüfer, servi, Uludağ göknarı, dağ çayırları, SORU-2- Bu bitkiler hangi özellikleri ile birbirinden ayrılır? 1-Büyüklükleri yönünden, kimi ağaç, kimi çalı, ot gibi 2-Yaprak özellikleri yönünden geniş ve iğne yapraklı olanlar gibi, 3-Yağış ve sıcaklık istekleri yönünden farklıdır. 4-Bitkilerin bazıları çok yıllık ve uzun ömürlü, bazıları ise tek yıllıktır. 5-Bazıları yıl boyu yeşil kalır, bazıları yaprak dökerler. 6-Bitkilerin bazıları ağaçsı gövdeye, bazıları ise otsu gövdeye sahiptir. SORU-3- İklim ile bitki örtüsü arasındaki ilişki: Konu ile ilgili genel bilgiler 1. Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. 2. Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar. 3. Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesini sağlar.Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.Ancak, genel olarak Ekvator'dan kutuplara doğru, geniş yapraklı ormanlar, karışık ormanlar ve iğne yapraklı ormanlar, şeklinde kuşaklar meydana gelmiştir. 4. Kuzey güney yönünde mesafe arttıkça ve enlem farkı arttıkça oluştukça bitki örtüsü de çeşitlenir. 5. Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur. Örneğin; Maki bitki örtüsü Akdeniz ikliminin bir göstergesidir. Maki bitki örtüsü Akdeniz ikliminin oluşmasına sebep değil bu iklimin sonucudur. Maki bitki örtüsüne bakılarak Akdeniz iklimi hakkında tahminlerde bulunulabilir. ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 117 Ülke Yüzölçümü Türkiye İran İtalya İspanya Yunanistan Fransa 814.000 1.648.000 301.000 504.000 131.000 551.000 Bitki tür. 12.000 8000 5600 5000 5000 4650 Endemik b. 3778 1880 712 500 745 135 Tabloda yer alan ülkeler Türkiye, İran, İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa Dünyadaki konumları itibarı ile aynı iklim kuşağında yer almaktadırlar. Tabloda görüldüğü gibi ülkelerin kapladığı alan ile sahip olduğu bitki ve endemik bitki türü yoğunlukları doğru orantılı dağılmamıştır. Tablodaki ülkeler içinde kapladığı alana göre bitki türü ve endemik bitki türü açısından en zengin ülke TÜRKİYE iken, bitki türünde İran Endemik bitki türünde ise Fransa en fakir ülkedir. Türkiye’nin bitki zenginliği aynı iklim kuşağında yer almalarına rağmen çeşitlilik bakımından Türkiye de iklim çeşitliliği daha fazladır..Endemik bitkiler için geçmiş dönemlerde farklı iklim şartları yaşanmış olmasıdır. 10.SINIF SAYFA 118 PERFORMANS ÖDEVİ Relik ve Endemik Bitki Türleri Endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılır. Ülkemizdeki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı; Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi (Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan Sığla veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndaki Kral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunan Datça hurması (Phoneix theophrasti)dır. ülkemiz, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönünden de çok zengindir. Türkiye’de yetişen endemik türler tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm,ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Kaz dağı göknarı: Türkiye’de yalnızca Kazdağı’nda yetişen endemik bir göknar alt türü. 30 metreye kadar boylanabilir. Tomurcukları bol reçinelidir. tıklayınız. İğne yapraklı uzun sürgünler üzerinde tek tek ışığa yönelik olarak tarak biçiminde dizilmişlerdi.Yaprağın üst yüzü hafif olukludur, alt yüzünde ise iki tane belirgini gümüşi renkte beyaz stoma bandı bulunur. İğne yapraklar sürgünler üzerinde uzun süre, 7-10 yıl kalır Kasnak meşesi 25-30 m boya ulaşabilen geniş ve yaygın tepeli bir meşe türü. Genç sürgünler sarımtrak veya kırmızımtrak olup, önceleri tüylü daha sonraları çıplaktır. Tomurcuklar büyük yumurta biçiminde kahverengi kırmızı, tüysüzdür. Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir. tıklayınız. Yapraklar sürgünler üzerinde oldukça aralıklı dizilmiştir. Yaprak ayası ters yumurta veya eliptik biçimli, dip tarafı çarpıktır. Yaprakların alt yüzü basık ve yıldız tüylüdür. Üst yüzü çıplak ve koyu yeşildir. Kadeh çok belirgin ve yarımküre şeklindedir. Endemik bir türdür.Kütahya, Konya, Afyon, Isparta, Eğirdir yörelerinde bulunur. 1300-1800 m yükseltilere kadar çıkabilir. Datça hurması Datça Hurması, Datça Yarımadasında batı-doğu yönünde uzanan sıradağların kuzey ve güney aklanlarında olmak üzere, iki ayrı yörede bulunmaktadır. Datça Hurması bu aklanda küme ve guruplar halinde veya tekil olarak da geniş bir alanda yayılış yapmakta ve yayılış sahilden 300-350 m yükseltiye kadar ulaşabilmektedir. tıklayınız Kuzeyi kapalı, sıcak, deniz etkisi altındaki vadi tabanlarının uygun kısımları ile deniz kenarındaki kum ve çakıl üzerinde yer almaktadır. yaklaşık 10 m boyunda olup Datça’da 10-15 m. boylara ulaşabilmektedir. Sığla ağacı 25-40 m’ye kadar boylanan yaprak döken kalın dallı ve geniş tepeli bir ağaçtır. İlk bakışta çınara benzer. Yaşlandıkça, kabuğu koyulaşır ve derin çatlaklı bir görünüm alır. tıklayınız. Çiçekler küçüktür. Çiçek kurulu 1-2 cm çapında olup küre şeklinde çok sayıda çiçek kümesini bulundurur. Meyve 2-4 cm çapında çok sayıda kapsülden oluşur Istranca meşesi: 25 m’ye kadar boylanabilen düzgün gövdeli dar tepeli bir meşe türüdür. Gövde kabuğu düzenli aralıklarla çataklıdır. Yapraklar ters yumurta biçimindedir. 7-10 civarında yaprak damarı bulunur. Damarlar birbirine paraleldir. tıklayınız. Her iki yüzüde çıplaktır. Alt yüzünde basit ya da yıldız tüyler bulunur. Meyve sapı 2-7 cm uzunluğundadır. Bir sapta 34 tane meyve bulunur. RELİK (RELİKT) BİTKİ: (Relikt Plant): Kalıntı, eskiden kalma, günümüze gelme…Paleoklimatik koşullarda yetişerek yaygın bir durum alan, fakat iklim koşullarının değişmesi üzerine günümüzde zorlukla yaşamını sürdüren bitki toplulukları ve bunların üyeleri Örneğin, Karadeniz Bölgesinde yer yer kıyı kuşağında ve ve ardındaki oluklarda bulunan Akdeniz bitki toplulukları, daha önce bu bölgeye Akdeniz iklim koşulları egemen iken yerleşmişler; ancak, günümüz koşulları altında da yetişmelerini sınırlı olarak sürdürme olanağı bulmuşlardır. Güneybatı Anadolu’da Köyceğiz, Marmaris dolaylarında küçük ormanlar oluşturan Sığla (Günlük) ağacı (Liquidambar Orientalis) de relik bitki özelliği göstermektedir. Ihlamur Boyları 20-30 m’ye kadar ulaşabilir. Büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. tıklayınız. Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç açan bu çiçekler (HaziranTemmuz) kurutularak çay gibi içilir. Kestane Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yayılış gösterir. Türkiye’de doğal olarak yetişen tek kestane türü olan “Anadolu kestanesi” 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir ağaçtır. Ülkemizde 25.278 hektar koru, 3.614 hektar baltalık kestane ormanı bulunmaktadır. tıklayınız. Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı bir görünüm alır. Mızraksı yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir. Ladin Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ladinin 40 değişik türü ve bu türlere ait varyete ve formları vardır. Uzaktan bakıldığında göknara benzese de piramide benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu 40-50 m’ye kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa, sivri uçlu ve kesitli dört köşedir. tıklayınız. Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz. Ülkemizde Doğu Karadeniz dağlarının denize bakan yüksek kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kuran türü Doğu ladinidir (P. Orientalis, Y). Ülkemizde 146.300 hektar saf Ladin ormanı bulunmaktadır. Kızılağaç Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz’de saf ve karışık olarak yayılış gösteren kızılağaç, boyu 20 m’yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek dallı bir ağaçtır. Daha çok serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu yerlerde görülür. tıklayınız. Ülkemizde 66.357 hektar koru, 297 hektar baltalık kızılağaç ormanı bulunmaktadır. Uzunluğu 4-9 cm genişliği 3-7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere dişli yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir. ardıç Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. tıklayınız. Bazıları servi gibi pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir. Göknar 40m’ye kadar boylanabilen göknarlar, kendine özgü formu, gövde kabuğu iğne yaprakları ve hatta kokusu ile Çamgiller familyasının diğer türlerinden ayırt edilebilir. tıklayınız. Yapraklarının alt yüzeyinde beyaz çizgiler vardır.Kozalaklar sonbaharda olgunlaşınca pulları dökülür. Ülkemizde 213.652 hektar saf göknar ormanı bulunmaktadır. Karaçam Bütün kıyı bölgelerimizin dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta stebe kadar sokulur.Ülkemizde 2.527.685 hektar saf karaçam ormanı bulunmaktadır. tıklayınız. Gövdesinin ve dallarının kalınlığı, gri ve derin çatlaklı kabuğu, iğne yapraklarının koyu yeşil rengi ile diğer çam türlerinden ayrılır.30-35 m’ye kadar boylanabilir. Türkiye'de Topraklardan Yararlanma-Etkinlik TOPRAĞIN TARIMDA KULLANILMASI ETKİNLİK Kuzeydoğu Anadolu’da Toprak Kullanımı ve Nedeni: Kullanım şekli: Otlak ve Çayır Alanları Nedeni: Kuzeydoğu Anadolu’da yaz kuraklığı olmadığı için her zaman yeşil ve bol otlaklar hayvancılık faaliyetleri için uygundur. Kuzeydoğu Anadolu’nun yüksek olması, yaz sıcaklıklarının yetersizliği tarım yapmayı engellemektedir. Bu nedenle kuzeydoğu Anadolu’da topraklardan tarım yerine hayvancılıkta daha çok yararlanılmaktadır. İç Bölgelerde Toprağın En çok kullanım alanı: Kullanım şekli: Tarla Tarımı Nedeni: iç bölgelerde düzlüklerin geniş yer kaplaması ve yağış azlığı tarla tarımını ön plana çıkarmıştır. İç bölgelerde yağış azlığı ve sulama imkânlarının yetersizliği nedeniyle bağlık, bahçelik ve endüstri bitkileri üretim alanları oldukça azdır. Toprak kullanımında kıyı ile iç bölgelerin karşılaştırılması: Kıyı bölgelerde daha çok endüstri bitkileri ön planda iken, iç bölgelerde tarla tarımı ön plandadır Kıyı bölgelerin iklim şartları özellikle sıcaklık ve yağış uygunluğu nedeniyle tarım alanlarında daha çok gelir getiren endüstri bitkileri üretilir. İç bölgelerde ise fazla yağış istemeyen tarla tarımı ürünleri; tahıllar, baklagiller gibi ürünler üretilir. Tarım alanları nerelerde yoğunlaşmıştır? Tarla tarımı alanları daha çok iç bölgelerde yoğunlaşmıştır. İç bölgelerde yağış azlığı, kuraklık ve su kaynaklarının yetersizliği tarla tarımını zorunlu kılmaktadır. İç bölgelerdeki tarım alanlarında daha çok tahıl tarımı ön plana çıkmıştır. TOPRAĞIN ORMANCILIKTA KULLANIMI DERS DIŞI ETKINLIK Ormanlarımızın kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmasının nedenleri: Kıyı bölgelerin nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesine daha uygun olması ve ormanlar tahrip edilse bile kendini yenileyebilme özelliğini taşıması. İç bölgelerde nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesini kısıtlamıştır ve önceleri var olan ormanlar tahriplerle yok edilmiştir.tahrip edilen yerlerde orman kendini yenileyemediği için iç bölgeler orman bakımından fakirleşmiştir. Yani iç bölgeler günümüzde fakir, geçmiş dönemlerde iç bölgelerde zengin orman alanları vardı. Ormanların asıl ve yan ürünleri: Asıl ürünler: Tomruk, Tel Direği, Maden Direği, Parke, Mobilya, Sunta, Kontrplak Yan ürünler: Reçine, Sığla Yağı, Kozalak, Keçi Boynuzu, Defne Yaprağı, Ihlamur, Çıra Orman ürünleri sanayisinin geliştiği yerler: Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kıya Ege ve Adana Bölümleri orman ürünleri sanayisinin en fazla geliştiği yerlerdir. Orman Ürünleri Sanayisi: Ağaç malzemeden üretilen tüm malzemeler orman ürünleri endüstrisine girer. Karadeniz Bölgesi’nde hammadde fazla bulunduğundan burada gelişmiştir. Başlıca kereste fabrikaları Düzce, Bartın, Ayancık, Rize, Ordu, Ardeşen, Burdur, Antalya ve Isparta’da bulunur. Mobilya Sanayii: Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir ve Kayseri’de gelişmiştir. Türkiye mobilya ürünlerini ihraç edebilmektedir. Kâğıt fabrikaları: İzmit, Balıkesir, Giresun, Zonguldak, Taşucu, Dalaman, Bolvadin, Bartın ve Denizli çevresinde bulunur. HAMMADDESİ TOPRAĞA DAYANAN SANAYİ KOLU Çimento fabrikaları: Hammaddesi kolay temin edilir. Her bölgede inşaat sanayiinde kullanılır. Ayrıca ulaşım masrafları maliyeti artırır. Bu nedenle çimento fabrikaları Türkiye’nin her bölgesine dağılmıştır. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Elazığ, Mersin, Yozgat, Denizli, Adıyaman, Ordu gibi merkezler bunlardan bazılarıdır. Cam fabrikaları: İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli ve Sinop’ta cam fabrikaları bulunmaktadır. Ülkemiz cam ürünleri üretiminde ve ihracatında Dünya’da sayılı ülkeler arasındadır. Seramik fabrikaları: Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul ve İzmir’de bulunmaktadır. Üretimin bir kısmı yurt dışına ihraç edilir. Kiremit fabrikaları; İzmir-Salihli arası, Manisa, Uşak, Afyon ve Kütahya’dadır. Tuğla fabrikaları ise, Bolu, Eskişehir ve Bartın’dadır. TÜRKİYE'NİN BİTKİ VARLIĞI ETKİNLİK-2 ETKİNLİK MAKİ BİTKİSİNİN KIYI BÖLGELERİMİZDE ÜST SINIRININ FARKLI OLMASININ SEBEBİ: Maki yetişme sınırı için enleme bağlı olarak sıcaklıkların kuzeye doğru azalması buna bağlı olarak ta nemlilik ve kuraklık şartlarındaki değişme. MAKİ BİTKİSİNİN AKDENİZ İKLİMİNE UYUM SAĞLADIĞININ GÖSTERGELERİ: Maki yaz sıcaklığına ve kuraklığına karşı; yaprak yapısı, kaygan, tüylü kadifemsi yüzeyi ile buharlaşmayı azaltmış olması nedeniyle dayanıklıdır. Kurak ortama uyum sağlayabilmek için derinlerdeki sulardan yararlanmak için çok uzun kök sistemlerine sahiptir. Kısaca YAPRAK ve KÖK yapısı sıcak ve kurak ortama dayanıklı özelliklere sahiptir. ETKİNLİK Çayır; karasal iklimin soğuk ve nemli yaz yağışı alan, yak kuraklığının olmadığı yerlerinde, Bozkır ise; karasal iklimin az yağışlı kurak özellikle yaz kuraklığının belirli olduğu alanlarda yetişir. ETKİNLİK GİRESUN-MERSİN ARASI BİTKİ FARKLILIĞININ SEBEPLERİ: Nemlilik ve Yağış ile Sıcaklık şartlarıdır. Bitki örtüsünün ağaç, çalı ve ot olması bir yerin nem ve yağış miktarına bağlıdır. Ağaçların iğne yapraklı ya da geniş yapraklı olması ise sıcaklık şartlarının soncudur. Sıcaklığın düşük olduğu yerler ile sıcaklığın çok yüksek olduğu kuraklığın belirginleştiği yerlerde iğne yapraklı ağaçlar yetişirken, ılıman sıcaklıkların olduğu ortamlarda geniş yapraklı ağaçlar yetişmektedir. KASTAMONU-ANTALYA ARASI BİTKİ YAPISI: Harita aşağıda verilmiş Sinop’tan hareketle öncelikle1000 m ye kadar geniş1000-1500 metre arası karışık 1500- 2000 arası iğne yapraklı ağaçlar 2000 metre üstü çayır.Taşköprüye doğru İnerken iğne yapraklı ağaçlar. Taşköprü’den Devrez’e doğru çıkarken 1000-2000 arası karışık 2000 üstü iğne ve çayır Devrez çayına inerken iğne yapraklı güneye baktığından pek çayır olmaz. Tekrar Devrez den iç Anadolu’ya doğru çıkarken karışık ve iğne yapralı ağaçlar. Devrez’den Emir dağı arası bozkır. Emire çıkarken karışık. Akşehir oluğu ve Beyşehir olukları bozkır. Beyşehirden Toroslara çıkarken karışık ormanlar 2ooo den sonra çayır. Toraslardan Antalya’ya doğru iniş çayır, iğne yapraklı, 700 metreden aşağılar maki olur. TÜRKİYE HARİTASINDA BOYANMIŞ BAZI İLLERİMİZİN DOĞAL BİTKİ ÖRTÜLERİ: İZMİR: Maki Bolu: Orman Bartın: Orman Aksaray: Bozkır Antalya: Maki Erzurum:Çayır Ağrı:Çayır