T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE MADRİD PROTOKOLÜ VE TÜRKİYE UYGULAMASININ İNCELENMESİ UZMANLIK TEZİ MUTLU KARAMAN ANKARA-2011 T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE MADRİD PROTOKOLÜ VE TÜRKİYE UYGULAMASININ İNCELENMESİ UZMANLIK TEZİ MUTLU KARAMAN TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. MEHMET ÖZDAMAR ANKARA-2011 ÖNSÖZ Uluslararası Tescil Sisteminde Madrid Protokolü ve Türkiye Uygulamasının İncelenmesi konulu bu çalışma ile uluslararası sistemlerden Madrid Protokolü çeşitli yönleriyle etraflıca incelenmiştir. Sistem genellikle standart bir yapıya sahip olduğundan Türkiye uygulamaları bölümü nispeten sığ tutulmuştur. Madrid Protokolü etraflıca anlatıldıktan sonra sistemin genelinde ve Türkiye’de düzenlenmesinin uygun olduğu düşünülen konular tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu çalışmanın ülkemizde konu ile ilgili kişi ve kuruluşlara faydalı bir kaynak olmasını temenni eder, çalışma sırasında tez danışmanlığımı üstlenerek değerli katkılarını esirgemeyen hocam Sayın Doç. Dr. Mehmet ÖZDAMAR’a teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Mutlu KARAMAN Ankara 2011 I İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .........................................................................................................................I İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... II ÖZET.......................................................................................................................... V ABSTRACT ............................................................................................................ VII GİRİŞ .......................................................................................................................... 1 1 MARKAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER .................................................... 4 1.1 Marka Kavramı ............................................................................................ 4 1.1.1 Markanın Tanımı.................................................................................... 4 1.1.2 Markanın Unsurları ............................................................................... 5 1.1.2.1 İşaret................................................................................................ 5 1.1.2.2 Ayırt Edici Niteliğe Haiz Olmak .................................................... 6 1.1.3 Markanın İşlevleri .................................................................................. 6 1.1.3.1 Ayırt Edicilik Fonksiyonu .............................................................. 6 1.1.3.2 Kaynak Gösterme Fonksiyonu........................................................ 7 1.1.3.3 Garanti Etme İşlevi ......................................................................... 7 1.1.3.4 Reklam Fonksiyonu ........................................................................ 8 1.1.4 Marka Türleri ......................................................................................... 8 1.1.4.1 Ticaret Markası ............................................................................... 8 1.1.4.2 Hizmet Markası............................................................................... 8 1.1.4.3 Ortak Marka .................................................................................... 9 1.1.4.4 Garanti Markası ............................................................................ 10 1.2 Uluslararası Marka Kavramı ve Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Anlaşmalar ............................................................................................................. 10 1.2.1 Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair Paris Sözleşmesi ( Paris Konvansiyonu) (20 Mart 1883)....... 11 1.2.2 Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO: World Intellectual Property Organization) Kuruluş Sözleşmesi ..................................................................... 14 1.2.3 Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS: Agreement on Trade Related Aspects of Intellectual Propety Rights) ............... 14 1.2.4 Markaların Tescilinde Eşyaların ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Anlaşması ........................................................ 17 1.2.5 Markaların Figüratif Elemanlarının Sınıflandırılmasına İlişkin Viyana Anlaşması ........................................................................................................... 18 1.2.6 The Trademark Law Treaty (TLT Marka Kanunu Anlaşması) ............ 19 1.3 WIPO ve Uluslararası Büronun Sistemdeki Yeri....................................... 21 1.4 Uluslararası Tescil Sistemleri .................................................................... 21 1.4.1 Bölgesel Sistemler ................................................................................ 22 1.4.1.1 Benelüks Marka Tescil Sistemi .................................................... 22 1.4.1.2 Topluluk Marka Sistemi ............................................................... 22 1.4.1.3 Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü (OAPI) ......................................... 23 1.4.2 Uluslararası Sistemler ......................................................................... 23 II 2 MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİNE İLİŞKİN MADRİD SİSTEMİ ................................................................................................................... 24 2.1 Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması .................... 24 2.1.1 Madrid Anlaşması’nın Tarihçesi.......................................................... 24 2.1.2 Madrid Anlaşması’nın Özellikleri ........................................................ 25 2.1.3 Madrid Anlaşması’nın Avantajları ...................................................... 29 2.1.4 Madrid Anlaşması’nın Dezavantajları ................................................. 30 2.2 Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü (1989)......... 32 2.2.1 Madrid Protokolü’nün Tarihçesi ......................................................... 32 2.2.2 Madrid Protokolü’nün Getirdiği Yenilikler ......................................... 36 2.2.3 Madrid Protokolü’nün Temel Kavramları ........................................... 39 2.2.4 Madrid Anlaşması Ve Madrid Protokolü İlişkisi ................................. 41 2.2.5 Uygulanacak Sözleşme Uluslararası Başvuruya Etkisi ....................... 47 2.3 Uluslararası Tescille İlgili Genel Esaslar ................................................... 48 2.3.1 Uluslararası Büro İle Yazışma Usul Ve Esasları ................................. 48 2.3.1.1 Uluslararası Büroda Temsil .......................................................... 49 2.3.2 Uluslararası Sicilde Yer Alan Kayıtlara Erişim İmkânları ................. 50 2.3.2.1 WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi ......................................... 50 2.3.2.2 Elektronik Kaynaklar .................................................................... 51 2.3.2.2.1 Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanı (ROMARİN) .................. 51 2.3.2.2.2 Elektronik Veri Tabanı (Madrid Express Database) ................ 52 2.3.2.3 Yıllık İndeks ................................................................................. 52 2.3.3 Uluslararası Başvuru Ve Tescil Ücretleri............................................ 53 2.3.3.1 Ücretlerin Ödenme Usul ve Esasları ............................................. 55 2.3.3.2 Ücretten Muafiyet ......................................................................... 57 3 MADRİD PROTOKOLÜ KAPSAMINDA ULUSLARARASI TESCİL SÜRECİ..................................................................................................................... 58 3.1 Menşe Ofise Başvuru Yapılması................................................................ 58 3.2 Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla Yapılması Zorunluluğu .................... 60 3.3 Başvurunun Şekli ve İçeriği ....................................................................... 61 3.4 Rüçhan Hakkı ............................................................................................. 66 3.5 Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından İncelenmesi ............................ 67 3.5.1 Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Eksiklikler .................. 68 3.5.2 Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar .................... 69 3.5.3 Diğer Eksiklikler .................................................................................. 70 3.6 Uluslararası Sicile Kayıt ve Yayın ............................................................. 71 3.7 Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi ................................. 71 3.8 Red Bildirimin Şekli ve İçeriği .................................................................. 73 3.9 Bildirimin Tescil ve İlanı ........................................................................... 75 3.10 Reddin Tasdiki ve Geri Alınması............................................................... 76 3.11 Red Bildiriminin Usulüne Uygun Yapılmaması ........................................ 76 3.12 Koruma Talep Edilen Akit Tarafın Markaya Koruma Sağlandığına Yönelik Bildirimi ................................................................................................................. 78 3.13 Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü .................................... 79 4 ULUSLARARASI TESCİLLE İLGİLİ TESCİL SONRASI İŞLEMLER 81 III 4.1 Uluslararası Tescilin Esas Tescil/Tescil Başvurusuna Bağımlılığı Ve Uluslararası Tescilin Milli Tescile Dönüştürülmesi (Central Attack / Ceasing Of Effect- Transformation) ......................................................................................... 81 4.1.1 Uluslararası Tescilin Esas Tescile Bağımlılığı .................................... 81 4.1.2 Uluslararası Tescilin Milli\Bölgesel Tescile Dönüştürülmesi (Transformation) ................................................................................................ 84 4.2 Koruma Talep Edilen Tarafın Uluslararası Sicile Tescilden Sonra Belirlenmesi (Subsequent Designation) ................................................................. 85 4.2.1 Sonraki Belirleme Başvurusunun Yapılış Biçimi ve İçeriği ................. 87 4.2.2 Sonraki Belirleme Başvurusunun Eksik Yapılmasının Sonuçları ........ 88 4.2.3 Sonraki Belirleme Tarihi ...................................................................... 88 4.2.4 Sonraki Belirlemenin Tescili ................................................................ 89 4.3 Uluslararası Tescilin Koruma Süresi ......................................................... 89 4.4 Uluslararası Tescilin Yenilenmesi ............................................................. 90 5 ULUSLARARASI SİCİLDE DEĞİŞİKLİKLER ......................................... 92 5.1 Marka Sahibinin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması ................................... 92 5.2 Uluslararası Sicile İlişkin Değişiklik Ve Terkin Talepleri ......................... 92 5.2.1 Uluslararası Tescil Sahibinin Değişmesi ............................................. 93 5.2.2 Yeni Malik Olmanın Şartı .................................................................... 93 5.2.3 Malik Değişikliği Başvurusunun Kabulü veya Reddi........................... 94 5.3 Sınırlama, Vazgeçme ve Terkin ................................................................. 95 5.4 Marka Sahibi İle Vekilin Ad ve Adresinde Değişiklik .............................. 97 5.5 Uluslararası Sicilde Yer Alan Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi .................. 97 5.6 Lisans ......................................................................................................... 99 6 MADRİD SİSTEMİNE DAİR GENEL DEĞERLENDİRMELER VE TÜRKİYE UYGULAMALARI ............................................................................ 100 6.1 Madrid Protokolü’nün Avantajları ........................................................... 100 6.2 Madrid Protokolü’nün Dezavantajları...................................................... 102 6.3 Madrid Sistemi Hakkında Güncel Veriler, Türkiye Uygulamaları Ve Öneriler ................................................................................................................ 106 6.3.1 TPE’nin Menşe Ofis Olduğu Durum .................................................. 107 6.3.2 TPE’nin Belirlenen Akit Taraf Olduğu Durum .................................. 108 6.3.3 Madrid Protokolü Hakkında Güncel Veriler ..................................... 111 SONUÇ .................................................................................................................... 116 EK ............................................................................................................................ 119 KISALTMALAR CETVELİ ................................................................................ 120 TABLOLAR ........................................................................................................... 122 KAYNAKÇA .......................................................................................................... 123 IV ÖZET Uluslararası sınırların ortadan kalkması ve yeni pazar arayışları firmaları ürünlerini uluslararası piyasalarda pazarlamaya yöneltmektedir. Mal ve hizmetlerini uluslararası piyasalarda sunmak isteyen firmalar sunduğu mal ve hizmetleri kötü niyetli kişilere karşı korumak zorundadırlar. Onlarca ülkeye mal ve hizmet sunan bir firmanın bütün bu ülkelerde marka tescili yapmaları ve bu markaların kontrolü son derece güç olacaktır. İşte Madrid Protokolü bu firmalara büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Sistemin başlangıcı olarak görebileceğimiz Madrid Anlaşması 1892 yılından beri kullanılmaktadır. Anlaşma’nın bazı eksik yönlerini tamamlamak amacıyla Madrid Protokolü 1 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Protokole 1995 yılında taraf olmuştur ve Protokolü 1999 yılından itibaren uygulamaya başlamıştır. Protokol başvuru sahiplerine tek bir dil, tek bir ücret ve tek bir başvuru ile birden fazla ülkede marka tescili elde etme ve bu markaların yönetimi konusunda büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ayrıca tescil edilmiş bir marka üzerinden daha önce tescil edilmemiş ülkelerde sonraki belirleme yoluyla tescil işlemleri çok kolay bir şekilde ve düşük masrafla yapılabilmektedir. Koruma süresi olan on yılın dolmasından sonra yenileme işlemleri de tek bir form ile kolay bir şekilde ve düşük maliyetle yapılabilmektedir. Protokol ile uluslararası başvurular Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) adı verilen kuruluş ile merkezi bir şekilde yönetilmektedir. Protokole taraf ülkeler ülkelerindeki başvuruları şekil bakımından inceledikten sonra WIPO’ya göndermektedir. Başvurular WIPO tarafından yine şekilsel incelemeleri yapıldıktan sonra tescili için tercih edilen ülkelere gönderilmektedir. Esas inceleme bu ülkelerde yapılmaktadır. Anlaşma da diğer ülkelerde tescile başvurabilmek için menşe ülkede tescil zorunluluğu gerekiyordu ancak Protokol’de başvuru aşamasında bir markanın bulunması yeterli görülmektedir. Menşe ofiste koruma tarihinden itibaren beş yıl içinde marka başvurusu/tescili herhangi bir nedenle reddedilir, iptal olur veya hükümden düşerse marka tescili başvurulan diğer ülkelerde de aynı şekilde V reddedilir. Merkezi saldırı(central attack) olarak bilinen bu hüküm Anlaşmada da bulunuyordu ancak Protokolde bu hüküm dönüştürme(Transformation) hükmüyle bir nebze olsun yumuşatılmıştır. Ancak bu hüküm yumuşatılmış olsa bile uluslararası sistemde markaların tescilini kolaylaştırmak için oluşturulan Protokolün amacına ters düşmektedir. Zaten son zamanlarda WIPO nezdinde yapılan çalışmalarda bu husus önemli bir yer tutmaktadır. Dünya ticaretine hâkim ülkelerin birçoğu Madrid Protokolü’ne üyedir. Dolayısıyla markaların uluslararası tescili konusunda Madrid Protokolünün vazgeçilmez bir yeri vardır. 2008 yılında yapılan değişiklik ile Anlaşmanın sistemdeki yeri önemli oranda azaltılmıştır. Madrid Protokolü’nde standartlar mevcut olduğundan ülkeler bazında farklı uygulamalar olması çok fazla mümkün olmamaktadır. Ülkemiz sistemin uygulaması konusunda eksiklikleri bulunsa da iyi durumdadır. TPE nezdinde Madrid Uygulamaları ile ilgilenen uzman birimlerin mevcudiyeti büyük önem arz etmektedir. Madrid Protokolü sistem olarak çok verimli bir şekilde işlemektedir. Var olan aksaklıklar ve sistemi daha iyiye götürmek için çalışmalar devam etmektedir. Türkiye ekseninde baktığımızda da sistem düzenli bir şekilde işlemektedir. Marka vekilleri ve uzmanların bu konuda birikimleri arttıkça sistem daha verimli hale gelecektir. VI ABSTRACT Removal of international borders and new market seeking has led companies to market their products in international markets. Companies desiring to present their goods and services in international markets have to protect their goods and services against malignant people. It is quite difficult for a company exporting goods and services to tens of countries to register its brands in these countries and to control them. At this point, Madrid Protocol provides important facilities to these companies. Madrid Agreement which we can regard as the start of the system has been valid since 1892. With the aim of completing some missing aspects of the Agreement, Madrid Protocol went into effect on 1st of December in 1995. Turkey participated in the Protocol in 1995 and has implemented the protocol since 1999. The protocol provides significant facilities to the applicants to acquire trademark registration and to manage these trademarks in more than one country with a single language, a single fee and a single application. Morever, registration transactions from over a previously registered trademark in countries where no registration is performed by means of post determination can be carried out easily and with low costs. After ten years of protection period has finished, renewal transactions can be performed easily and with low costs by filling out a single form. International applications related with the protocol are managed centrally by means of the institution called WIPO. After the member countries of the protocol examine the applications in their countries schematically, they send them to WIPO. After schematically examination of these applications by WIPO, they are sent to the preferred countries for registration. The exact examination is performed in these countries. In the agreement, it was necessary to have a trademark registered in the origin country in order to apply for registration in other countries; however, one trademark will be enough at application stage in the Protocol. If application/registration of a trademark in the origin office is declined, cancelled or invalidated in five years from the protection date, it is declined in the same manner in other countries applied for trademark registration. This rule known as central VII attack was included in the agreement, too, but this rule has been moderated with the transformation provision in the protocol. Though it has been moderated, it contrasts with the aim of the protocol built for facilitating the registration of trademarks in an international system. Most of the countries which are dominant on world trade are members of Madrid Protocol. So Madrid Protocol has an inevitable position for registration of trademarks internationally. With the amendment made in 2008, effectiveness of the Agreement in the system has been reduced at a significant degree. As there exist standards in Madrid Protocol, it is not usually possible that there can be different applications on the basis of countries. In spite of its deficiencies, our country is in good condition regarding practice of the system. Presence of expert units pursuing Madrid Applications under the control of TPE has a great importance. Madrid Protocol functions quite effectively as a system. Works still continue to make up the current shortages and to take the system much further. When we look at the system on the basis of Turkey, it operates regularly. As the knowledge of brand representatives and experts on this subject accumulates, the system will be more productive. VIII GİRİŞ Günümüzde girişimcilerin gayri maddi unsurlarından en önemlilerinden biri, şüphesiz verilen hizmet veya malı tanımlamak suretiyle müteşebbisler ile müşteriler arasında bir köprü vazifesi gören markalarıdır. Bir malı veya hizmeti kaliteli bir şekilde üretmek yeterli olmayıp bu mal ve hizmetlerin adı olan ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme işlevi olan marka büyük önem arz etmektedir. Kalitesini kanıtlamış bir marka bir işletmenin en önemli mal varlıklarından biridir. Günümüzde birçok sektörde müşteriler belli bir tecrübe sonucunda markaları test eder ondan sonra tüketimlerini otomatik olarak gerçekleştirirler. Bundan sonraki tüketimleri tercih ettikleri markalar üzerinden gerçekleşir. Tabii ki bu markaların tescilli olması gerekmektedir. Tescilsiz bir marka sahibine ekonomik anlamda çok fazla bir şey katmamaktadır. Marka tescili bu anlamda büyük önem arz etmektedir. Küreselleşen dünyamızda işletmeler artık yalnızca kendi ülkelerinde mal ve hizmet üretmekle sınırlı kalmıyorlar. Uluslararası ticaretin en temel şekli olan ihracattan başlayıp en gelişmiş şekli olan doğrudan yatırıma kadar birçok firma yurt dışında faaliyet göstermektedir. Uluslararası sınırların ortadan kalkması ve yeni pazar arayışları firmaları ürünlerini uluslararası piyasalarda pazarlamaya yöneltmektedir. Yurtdışı faaliyette bulunmak firmaların markalarının yurtdışı tescilini zorunlu kılmaktadır. Nitekim Türkiye’de tescilli bir markayı taşıyan ürünün başka ülkelere ihraç edilmesi durumunda, markanın o ülkelerde tescilli olması gerekmektedir. Tescilsiz markaların dış piyasalara sunulması durumunda, mallar Türkiye gümrüğünde sorunsuz bir şekilde geçtiği halde, diğer gümrüklerde mallara el konulma ihtimali bulunmaktadır. Türk sanayisi son yıllarda büyük aşamalar göstermiş ve ürettiği kaliteli mallarla dünya pazarında yerini almıştır. Bu sebeple, ürünlerini uluslararası piyasalarda pazarlayan Türk firmaları için markalarını diğer ülkelerde de tescil ettirmek büyük önem taşımaktadır. Fakat onlarca ülkeye mal/hizmet satan firmaların markalarını bu ülkelerde ayrı ayrı tescil ettirebilmeleri ve bu markaların yıllar boyunca yönetimi 1 oldukça masraflı ve zahmetli bir süreçtir. Bu süreci kolaylaştırmak için çeşitli bölgesel ve uluslararası sistemler kurulmuştur. Uluslararası marka tescil sistemlerine bakıldığında en temel adım olarak 1883 tarihli Sınaî Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi (Paris Sözleşmesi) karşımıza çıkmaktadır. Paris Sözleşmesi’nden sonra atılan her adım, adeta bu Sözleşmeye dayanmış veya bir şekilde bu Sözleşme ile amaçlanan hedeflere ulaşmaya çalışmıştır. WIPO markaların uluslararası tescilinde merkezi bir kuruluştur. Sistemin kurulmasında gelişmesinde tek merkezli öncü bir rol oynamaktadır. Çalışmamızın konusu olan Madrid Protokolü Madrid Anlaşması ile Madrid Sistemini oluşturmaktadır. Madrid Protokolü, Madrid Anlaşmasının eksikliklerini ortadan kaldırmak amaçlı yapılmıştır ve birkaç defa revize edilmiştir. Madrid Protokolü ile dünya ticaretine hâkim olup Anlaşmaya üye olmayan ülkelerin çekinceleri bertaraf edilmek istenmiştir. Protokol amacına ulaşıp, bu ülkelerin sisteme dâhil olmalarını sağlamıştır. Bu çerçevede Türkiye Madrid Protokolü’nün 1 Ocak 1999 tarihinde yürürlüğe koyarak sisteme dâhil olmuştur. Protokole üye olunması uluslararası marka tescil sürecini kolaylaştırıp maliyetleri inanılmaz ölçüde azaltmıştır. Protokol, bir yandan Türk sanayicilerinin TPE aracılığıyla markalarının uluslararası tescilini kolay ve ekonomik bir şekilde yerine getirebilmesine olanak vermiş, diğer taraftan da Türkiye’nin AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 sayılı kararındaki yükümlülüğünün yerine getirilmesini sağlamıştır. Çalışmamız giriş ve sonuç bölümleri haricinde dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde markaya ilişkin genel bilgiler başlığı altında marka kavramı, uluslararası anlaşmalar, bölgesel sistemler, WIPO ve Uluslararası Büro’nun sistemdeki yeri konularına değinilecektir. 2 İkinci bölümde markaların uluslararası tesciline ilişkin Madrid Sistemi başlığı altında, Madrid Anlaşması Madrid Protokolü uluslararası tescille ilgili genel esaslar etraflıca anlatılacaktır. Üçüncü bölümde Madrid Protokolü Kapsamında Uluslararası Tescil Süreci başlığı altında, Menşe Ofise Başvuru Yapılması, Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla Yapılması Zorunluluğu, Başvurunun Şekli ve İçeriği, Mal Ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Eksiklikler, Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından İncelenmesi, Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar, Uluslararası Sicile Kayıt ve Yayın, Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi, Red Bildirimin Şekli Ve İçeriği gibi konular incelenecektir. Dördüncü ve son bölümümüzde uluslararası tescille İlgili Çeşitli Hususlar başlığı altında Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü, Marka Sahibinin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması, Lisans, Dönüştürme, Sonraki Belirleme, Madrid Protokolü’nün Avantajları, Dezavantajları, Madrid Sistemi Hakkında Güncel Veriler ve Türkiye Uygulamaları anlatılıp güncel veriler sunulduktan sonra çalışmamız sonlandırılacaktır. 3 MARKAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER 1 1.1 Marka Kavramı 1.1.1 Markanın Tanımı 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede(KHK) marka, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşulu ile kişi adları da dâhil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretler olarak tanımlanmaktadır. 556 Sayılı KHK açısından önemli olan işaretin piyasaya sunulan belli bir mal veya hizmetle ilgili olarak kullanılma yeterliliğine sahip olmasıdır. Bu itibarla markanın işletmenin iş evrakı ve reklamında kullanılabilecek olması yeterlidir. Böylelikle marka olarak kullanılacak işaretin mal ya da ambalaj üzerinde kullanılmasından hiç söz edilmemiştir.1 Ayırt edici olmak koşuluyla çizimle görüntülenebilen her türlü şekil marka olarak kabul edilebilmektedir. Burada önemli olan nokta çizimle görüntülenebilmesi ve ayırt edici bir niteliğe sahip olmasıdır. Çok eski zamanlardan itibaren kullanılmakta olan markanın sağladığı en temel fayda, mal ve hizmetin kim tarafından piyasaya arz edildiğini göstermesidir. Bugün ise markanın temel fonksiyonunun, belirli bir mal veya hizmetin başka işletmelerde üretilen benzer mal ve hizmetlerden ayırt edilebilmesini sağlamak olduğu kabul edilmektedir.2 1 2 Arkan, S., Marka Hukuku, C.I, Ankara, 1997, s.36. Arkan, S., 1997, s.1-2. 4 Farklı bir tanıma göre marka; aynı ya da farklı, çeşitli niteliklerde ve sektörlerdeki ürünlerin birbirlerinden kolayca ayrılmalarını sağlayan, yapılan ürün dizaynları ve tanıtım çalışmaları ile benzerlerinden farklılaştıran, ürün ile birlikte, onu piyasaya sunan kişileri ve işletmeleri de tanımlayan, geniş kitlelere duyuran, tanıtan, onları başkalarının taklit etmesini engelleyen ya da uluslararası hukuk kurallarının çerçevesinde koruyan, isim, sözcük grubu, harf, rakam, renk, şekil ve dizayn bileşimine denir.3 1.1.2 Markanın Unsurları 556 Sayılı Markalar Hakkındaki KHK’nın 5. maddesi incelendiğinde markanın unsurlarının şunlar olduğu görülmektedir. 1.1.2.1 İşaret Mevzuatta yapılan tanımlamadan anlaşılacağı üzere teşebbüsün varlığını da markanın unsurlarından saymışlardır. Ancak Arkan 5. maddedeki teşebbüs kavramının kullanılmasını, kanun koyucunun daha önceki tanımlamalarında teşebbüs yerine işletme tabirini kullandığından yerinde bulmamıştır. Esnaflarında marka sahibi olabileceğinden ticari işletme değil sadece işletme tabirinin kullanılmasının gerektiğini savunmuştur.4 Markanın tanımından anlaşılacağı üzere marka her şeyden önce bir işarettir. Ancak bu işaret çizimle görüntülenebilmeli veya benzer bir şekilde ifade edilebilmelidir. Baskı yoluyla çoğaltılabilmelidir. Bu koşullar markanın sadece iki boyutlu işaretlerden değil üç boyutlu işaretlerden, ses, koku, renk unsurlarından oluşan bir işaret olabilmektedir. Bu işaret sadece bir simgeyi veya şekli ifade etmez. İşaret, kişi adlarını, tasarımı, harfleri, logoları, sesleri, renkleri, üç boyutlu cisimleri vb. de kapsamaktadır. 3 4 Ak, M,. Marka Yönetimi, İstanbul, 2006, s.121. Arkan, S., 1997, s.35-36. 5 1.1.2.2 Ayırt Edici Niteliğe Haiz Olmak 556 sayılı KHK’nın 5. maddesinden anlaşılacağı üzere bir işletmenin mal veya hizmetini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmesi gerekir. Örneğin sandalyenin üzerinde yazılı olan “sandalye” ibaresi marka olarak ayırt edici bir niteliğe sahip değildir. Bunun bir istisnası 556 sayılı KHK’nın ikinci fıkrasıdır buna göre bir işaret tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar ve hizmetlerle ilgili olarak ayırt edici nitelik kazanmış ise bu işaretin marka olarak tesciline karar verilir. Ancak bu durumu başvuru sahibinin muteber nesnelerle ispat etmesi gerekmektedir. Altı çizilmesi gereken önemli bir diğer husus da, ayırt etme işleviyle köken gösterme işlevi arasında sıkı bir bağlantı olduğu hususudur.5 1.1.3 Markanın İşlevleri 1.1.3.1 Ayırt Edicilik Fonksiyonu Markanın ayırt etme işlevi, marka kavramına (tanımına) dahil olan, pazarda bir malı veya hizmeti diğerlerinden ayırt etmeye hizmet eden mal veya hizmete adeta kişilik (hüviyet) kazandıran, o mal veya hizmete bir ad veren temel unsuru ifade eder.6 Ancak zamanla gerek mal ve hizmetlerin üretim ve piyasaya sürüm metotlarında meydana gelen değişiklikler, bu arada lisansa dayalı üretim modelinin yaygınlaşması, gerek ortak markaların kabul edilmesi, markanın, mal ve hizmetleri üreten ya da piyasaya süren işletmeyi göstermekten çok malları benzer diğer mal ve hizmetlerden ayırt etme işlevini kazanmaya başladığını göstermiştir. Bu gelişim sonucunda, alıcıların marka aracılığıyla malları ve hizmetleri üreten ya da sunan işletmeyi öğrenmeleri zorlaşmış ve marka, belli bir işletmeye bağlılık kurmadan, mal ve hizmetleri benzerlerinden ayırt etmeye yönelmiştir.7 5 Doğan, B. F., Soyut Renklerin Marka Olarak Tescil Edilebilirliği, Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Yıl 6, C. 6, S. 3, 2005, s.18. 6 Tekinalp, Ü; Fikri Mülkiyet Hukuku, İkinci Bası, İstanbul, 2002 s. 322. 7 Arkan, S., 1997, s. 38. 6 1.1.3.2 Kaynak Gösterme Fonksiyonu Kaynak gösterme işlevi, markanın malların ya da hizmetlerin hangi işletme tarafından üretildiği ya da piyasaya sürüldüğünü göstermesi olarak açıklanabilir. Buna göre marka, üretici veya satıcı ile mal/hizmet arasında bağ kurar. 8 Tarihsel gelişim içinde markanın ilkin malın menşeini gösterme fonksiyonu, başka bir deyişle, malın hangi işletme tarafından üretildiği veya piyasaya sürüldüğünü göstermesi üzerine durulmuştur. Bu anlayış çerçevesinde, mallarda kullanılan markanın aynı olması alıcılara bu malların aynı işletme tarafından üretildiği hususunda bir garanti sağlar. Ancak zamanla gerek mal ve hizmetlerin üretim ve piyasaya sürüm metotlarında meydana gelen değişiklikler, bu arada lisansa dayalı üretim modelinin yaygınlaşması, gerek ortak markaların kabul edilmesi, markanın, mal ve hizmetleri üreten ya da piyasaya süren işletmeyi göstermekten çok malları benzer diğer mal ve hizmetlerden ayırt etme işlevini kazanmaya başladığını göstermiştir. Bu gelişim sonucunda, alıcıların marka aracılığıyla malları ve hizmetleri üreten ya da sunan işletmeyi öğrenmeleri zorlaşmış ve marka, belli bir işletmeye bağlılık kurmadan, mal ve hizmetleri benzerlerinden ayırt etmeye yönelmiştir.9 1.1.3.3 Garanti Etme İşlevi Markanın, malın kalitesini garanti etme fonksiyonunun ekonomik açıdan büyük önemi vardır; zira alıcıların belirli bir markayı taşıyan mala rağbet etmeleri, bu malın kalitesini korumasından kaynaklanır. Ancak hukuk düzeni, marka sahibine, aynı marka altında üretilen malların hep aynı kalitede olmasını, kalitenin bozulmamasını sağlama yükümünü yüklememiştir. Dolayısıyla hukuki açıdan markanın, malın belli niteliklere sahip olduğunu ve daima aynı kaliteyi koruyacak şekilde üretildiğini garanti etme fonksiyonu yoktur. 10 8 Camcı, Ö. ; Haksız Rekabet Davaları, İstanbul 2001, s. 122; Cornish, W. R.; Intellectual Property: Patents, Copyrights, Trade Marks and Allied Rights, Third Edition, London 1996, s. 527. 9 Arkan, S., 1997, s. 38. Arkan, S., 1997, s. 39. 10 7 1.1.3.4 Reklam Fonksiyonu Ekonomik açıdan markanın bir diğer önemli işlevi de reklam işlevidir. Bir markayı taşıyan mal veya hizmetin iyi bir şekilde tanıtılması, müşteri çevresinin genişlemesi açısından çok önemlidir. Zira bir marka iyi bir şekilde tanıtıldıktan sonra, alıcılar artık söz konusu malı veya hizmeti markası için almaya başlarlar. Bu şekilde marka ile müşteri çevresi arasında güçlü bir bağ oluşur. Belli bir süre sonra müşteri çevresi sırf markayı taşıması dolayısıyla belli bir mal veya hizmeti almaya başlar. Müşteri refleks olarak markaya yönelmeye başlar. Markanın kendisi reklam etkisi oluşturur ve markalı ürünlerin satışını artırır.11 1.1.4 Marka Türleri Ticaret markası veya hizmet markası olmak üzere iki tür marka vardır. Bir ticaret veya hizmet markası ortak marka veya garanti markası niteliğinde olabilir. Yürürlükteki 556 Sayılı KHK; ticaret markası, hizmet markası, ortak marka ve garanti markası olmak üzere dört marka türünü kabul ettiği sonucunu ortaya koyabiliriz.12 1.1.4.1 Ticaret Markası Ticaret markası, KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin(Marka Yönetmeliği) 8. maddesinde; bir işletmenin imalatını, ticaretini yaptığı malları başka işletmelerin mallarından ayırmaya yarayan işaret şeklinde tarif edilmiştir. Ticaret markası; üretilen veya satışa çıkarılan her türlü malın diğer kişilerin ürettiği veya pazarladığı ürünlerle karıştırılmaması için kullanılır.13 1.1.4.2 Hizmet Markası 11 Yasaman, H., Yusufoğlu, F., Marka Hukuku, C. I, İstanbul, 2004, s. 20. Noyan E. ,Marka Hukuku, Ankara, 2004, s.130. 13 Noyan E., 2004, s.130. 12 8 Hizmet markası bir işletmenin hizmetini diğer işletmelerin ürettiği hizmetlerden ayıran işaretlerdir. Hizmet sektörünün büyüyen hacmi ve giderek artan önemi ile birlikte, işletmeler arasında yaşanan rekabet de yoğunluk kazanmıştır. Bu durum işletmelerin sundukları hizmetleri birbirinden ayırt etmek amacıyla, marka kullanmalarını zorunu hale getirmiştir.14 Eğitim, sağlık, bankacılık, turizm işletmelerinin sundukları hizmetleri diğerlerinden ayırt edebilmek için marka kullanmak zorundadırlar. Hizmet sektöründe verilen hizmetin işletmeden işletmeye büyük oranda değişebileceğinden hizmet sektöründe markanın değeri çok daha belirgindir. 1.1.4.3 Ortak Marka Ortak marka, üretim veya ticaret veya hizmet işletmelerinden oluşan bir grup tarafından kullanılan işarettir. Ortak marka, gruptaki işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarar (KHK m.55). Ortak markalar; gerçek veya tüzel kişilerin yeni bir tüzel kişilik meydana getirmeden, aralarında akdettikleri sözleşme esasları dâhilinde, aynı veya benzeri emtia yahut hizmet için, birden çok işletmenin adına kayıtlı, ayrı ayrı kullandıkları markalardır. Ortak marka, ortaklarına sadece kullanma hakkı değil, marka hukukundan doğan bütün hak ve yetkileri, diğer ortakların haklarıyla sınırlandırılmış olarak sağlar.15 Ortak markalarda, tescil başvurusu sırasında markanın kullanım usul ve şeklini gösteren bir teknik yönetmeliğin ibrazı zorunludur.16 KHK m. 56/3 uyarınca; bir ortak marka tescili için ortak marka sahiplerinin birlikte hareket etmeleri gerekir. Ancak m. 56/4’e göre, ortak markanın yenilenmesi için tek bir marka sahibinin talebi 14 Arkan, S., 1997, s. 43. Ayhan, R., Özdamar, M., Çağlar, H., Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 3. Bası, Ankara, 2010, s.177. 16 KHK m.60. 15 9 yeterlidir. Dolayısıyla ortak markayı kullanan işletmelerin oluşturduğu grup bir tüzel kişiliğe sahip değildir.17 1.1.4.4 Garanti Markası Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından, o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan işarettir.18 Sahibi dışındaki kişi veya kişilerce kullanılan garanti markası; mal veya hizmetlerinin üretildiği bölgeyi, mal veya hizmetlerin üretimlerinde kullanılan malzemeyi, mal veya hizmetlerin üretim usulünü ve mal ve hizmetin kalitesini göstermek için yararlanılan marka türüdür.19 Garanti markaları çoğu kez bir meslek mensupları derneği, bir meslek odası ya da bir gerçek veya tüzel kişi adına tescil edilmiş olarak ortaya çıkar.20 Arkan’a göre, garanti markası, lisans sözleşmesine konu oluşturamaz, zira bu markayı kullanma hakkı teknik yönetmelikte gösterilen özellik ve niteliklere mal ve hizmetleri üreten herkese tanınmıştır.21 Garanti markasına örnek olarak TSE, Woolmark gibi markalar örnek olarak gösterilebilir. 1.2 Uluslararası Marka Kavramı ve Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Anlaşmalar Günümüzde haberleşme, ulaşım ve teknolojinin diğer alanlarında meydana yenilikler dünya üzerindeki herhangi bir ülkeyi, şehri hatta köyleri uzak olmaktan çıkarmıştır. Çok uluslu şirketlerin varlığı ve dış ticaretin önündeki engellerin büyük oranda kalkması sonucu dünya ekonomisi hızla küreselleşmiştir. Dünyanın en ücra köşesinde üretilen bir malın veya hizmetin markasının dünya genelinde yaygınlık 17 Pekdinçer, R.T., Marka Hakkı ve Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2001, s 65. KHK m.54/1. 19 Camcı Ö. , Marka Davaları, İstanbul, 1999, s.23. 20 Tekinalp, Ü., 2002, s. 353. 21 Arkan, S., 1997, s. 48. 18 10 kazanması ve tanınmış olması an meselesidir. Sınaî mülkiyet alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Yaşanan bu gelişmeler rekabet ve aynı oranda haksız rekabet olanaklarını da aynı hızda artırmıştır. Küresel işletmeler, kalitesi ve reklam olanakları ile kendi ülkesinin ekonomisinde yoğun bir şekilde yer almakla birlikte dünyanın birçok ülkesinde pazar olanakları bulma imkânı elde etmiştir. Bu olanaklar sınaî hakları yerel korunmasının yeterli olmadığını uluslararası düzeyde de korunması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Böylelikle küresel işletmelerin faaliyette bulunduğu her ülkede ayrı ayrı marka, patent ve tasarımlarını koruma zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Bu durum başvuruları her ülkenin diline ayrı ayrı çevirmek, ayrı ayrı tescil ve yenileme ücretleri yatırmak gibi ağır külfetleri de beraberinde getirmiştir. Ayrıca her ülkenin mevzuatının farklılıklar göstermesi yerel profesyonel vekillerle çalışmak zorunluluğunu getirmiştir. Bu çerçevede sınaî mülkiyetin uluslararası korunması konusunda çeşitli anlaşmalar düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti de yerel bazda yapılan tescillerin yeterli olmadığını düşünüp bu uluslararası anlaşmaların birçoğuna taraf olmuştur. 556 Sayılı KHK’ nın 4. maddesi bu konuya atıf yaparak “Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşma hükümlerinin bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinden daha elverişli olması halinde, üçüncü madde de belirtilen kişiler, elverişli hükümlerin uygulamasını talep etme hakkına sahiptir” şeklinde yer alan ve kaynağını anayasadan alan düzenleme uluslararası anlaşmaların öncelikli olarak kullanılmasına imkân sağlamaktadır. 1.2.1 Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair Paris Anlaşması (20 Mart 1883) Paris Anlaşması 20 Mart 1883 tarihinde imzalanmıştır. 14 Aralık 1900 yılında Brüksel’de, 2 Haziran 1911’de Washington’da, 6 Kasım 1925’de La Haye’de, 2 Haziran 1934 tarihinde Londra’da, 31 Ekim 1958 tarihinde Lizbon’da, 14 Temmuz 1967 tarihinde Stockholm’de değişikliğe uğramıştır. Ayrıca 2 Ekim 1979’da 11 Stockholm metninde bir değişiklik daha yapılmıştır.22 Türkiye bu Anlaşmaya Lozan Barış Antlaşması’na bağlı Ticaret Mukavelenamesi’nin 14. Maddesi ile 1911 değişikliği ile kabul edilen şekline katılmayı taahhüt etmiş olup 1925 yılında bu taahhüdünü yerine getirmiştir. Paris Anlaşması sınaî hakların uluslararası korunması konusunda yapılan ilk düzenleme olma hususiyetini göstermektedir. Paris Anlaşması, yalnızca markaların değil, diğer sınaî hakların da uluslararası düzeyde korunmasını amaçlamaktadır. Bu çerçevede; sözleşmede sınaî hakların korunmasının yanında; ticaret ve hizmet markalarından başka patentler, endüstriyel tasarımlar, faydalı modeller, menşe adları, mahreç işaretleri, haksız rekabetin önlenmesi gibi hususlar düzenlenmiştir.23 Paris Sözleşmesiyle sınaî mülkiyet haklarının standardizasyonu ve basitleştirilmesi amaçlanmıştır. Paris Sözleşmesi marka ve patent korumasını düzenlemek ve kolaylaştırmak, haksız rekabet fiillerini asgariye indirmek için “milli muamele” prensibini esas almıştır. Milli ya da ulusal muamele prensibi Paris Sözleşmesi’ne taraf bir ülkenin kendi vatandaşlarına sağladığı sınaî mülkiyetle ilgili hakları anlaşmaya taraf diğer ülke vatandaşlarına da sağlaması anlamına gelmektedir. Paris Sözleşmesi, fikri mülkiyet hakları konusunda en fazla devletin taraf olduğu anlaşmadır. Paris Sözleşmesi esas olarak sınaî mülkiyet haklarının uyumlaştırılması ile ilgilidir ve üye ülkelerin birbirlerinin vatandaşları arasında ayrım yapmayacağı esasını içermektedir. Dolayısıyla, üye ülkelerin vatandaşları Paris Sözleşmesi’ne taraf olan tüm üye ülkelerde aynı haklara, avantajlara ve korumaya sahip olacaklardır.24 Sözleşme'nin tüm sınaî haklar açısından "Karşılıklılık" ve "Rüçhan Hakkı İlkesi" olmak üzeri iki önemli temel ilkesi bulunmaktadır. Karşılıklılık İlkesi: Her üye ülke, "Paris Birliği"ne dahil diğer ülke vatandaşlarına, kendi vatandaşlarına sağladığı sınai hak korumasının aynısını sağlamak zorundadır. Paris Sözleşmesine üye olmayan ülke vatandaşları ise, üye ülkelerden birinde ikamet 22 Arkan, S., 1997, s. 30. Dirikkan H. , Tanınmış markaların Korunması, Ankara, 2003, s.7. 24 Bayram E., Uluslararası Marka Tescil Sistemleri Madrid Protokolü ile Topluluk Marka Sisteminin Karşılaştırmalı İncelenmesi, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001. s.10. 23 12 etmekte ya da bu ülkelerden birinde ciddi/gerçek ya da fiili bir işletmesi/faaliyeti olması halinde bu haklardan yararlanabileceklerdir. Rüçhan Hakkı İlkesi: Buluşlar, markalar ve endüstriyel tasarımlar açısından geçerli olan bu ilke gereğince; herhangi bir üye ülkede yukarıdaki konulardan biri için başvuru yapan kişi, patentler ve faydalı modeller başvurularında on iki ay, markalar ve endüstriyel tasarımlarda altı ay için rüçhan hakkı kazanmaktadır. Bu süreler içinde rüçhan hakkının kullanılması halinde, ilk başvuru ile diğer üye ülkelerde yapılan ikinci başvuru tarihleri arasında, üçüncü kişiler tarafından yapılacak başvurular hükümsüz sayılır. Bu ilke, anılan süreler içinde üçüncü kişiler tarafından yapılan başvuruların, değerlendirme açısından rüçhan hakkı sahibinin önüne geçmesine engel olmaktadır. Altı ve on iki aylık bu süreler içinde hak sahibine, koruma isteyeceği uygun ülkelerde güvenli bir biçimde başvuru yapma olanağı getirilmiş olmaktadır. Bu ilke ile korumanın diğer üye ülkelere genişletilmesi olanağı da sağlanmaktadır.25 Paris Sözleşmesi’nin diğer bir önemli hükmü “tanınmış marka” korumasına ilişkindir. Sözleşme’nin birinci mükerrer 6 ncı maddesinde “tescilli olsun ya da olmasın üye ülke tanınmış markalarının korunacağı” hükmü yer almaktadır.26 Paris Sözleşmesi’nin uluslararası anlaşmalar ilgili 19 uncu maddesi üye ülkeler için önemli açılımlar yaratacak bir hüküm içermektedir. Bu madde; “Birlik üyeleri Sınaî Mülkiyetin himayesi için kendi aralarında ayrı ayrı, özel Antlaşmalar yapmak hakkını saklı tuttuklarında mutabıktırlar. Ancak bu anlaşmalar bu konvansiyon hükümlerine aykırı olamayacaktır.” hükmünü içermektedir. Bu hükümle birlikte Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkeler için yeni uluslararası anlaşmalar yapma imkânları doğmuştur. Bu çerçevede, Paris Sözleşmesi’nin 19 uncu maddesi birçok uluslararası anlaşmanın dayanağı olmuştur. 27 25 Adalı G. İşletmeler Açısından Marka Tescilinin Önemi ve Bir Araştırma Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008, s. 76. 26 Bayram, E. B., 2001, s. 10 27 Bayram, E. B., 2001, s. 11. 13 1.2.2 Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO: World Intellectual Property Organization) Kuruluş Sözleşmesi Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 14 Haziran 1967 tarihinde Stockholm’de imzalanan bir anlaşmayla kurulmuştur. 1974 Aralık ayında Birleşmiş Milletlerin uzman kuruluşlarından biri olmuştur.28 Türkiye bu anlaşmaya 14.08.1975 tarih ve 7/10540 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmıştır. Sözleşme 21 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin girişinde tarafların yenilikçi faaliyetleri teşvik etmek ve fikri mülkiyetin himayesini bütün dünyada geliştirmek arzusunda birleştikleri belirtilmiştir. Teşkilatın merkezi Cenevre’dedir. Teşkilatın görevleri sözleşmenin dördüncü maddesinde tespit edilmiş olup bazıları şunlardır. 1) Fikri mülkiyetin bütün dünyada korunması için gereken tedbirlerin alınmasını ve bu sahadaki milli mevzuatların birleştirilmesini sağlamak, 2) Fikri mülkiyet sahasında teknik ve hukuki yardım isteyen devletlere yardımda bulunmak, 3) Fikri mülkiyetin uluslararası korunması için gerekli hizmetleri görmek, bu konuda tesciller yapmak ve tescillerle ilgili bilgileri yayınlamak,29 1.2.3 Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS: Agreement on Trade Related Aspects of Intellectual Propety Rights) Dünya Ticaret Örgütü Üyeleri uluslararası ticaretteki engelleri ve bozuklukları azaltmak isteğiyle fikri mülkiyet haklarının korunmasında yeterliliği ve etkinliği artırma ihtiyacını göz önüne alarak, fikri mülkiyet haklarının uygulanmasına ilişkin usul ve önlemlerin bizzat yasal ticaret için bir engel oluşturmamasını sağlamak amacıyla ‘Ticaret Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşmasını (TRIPS) 1994 yılında hazırlanmış ve 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe koymuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti de uluslararası ticarette ortaya çıkacak yeni yapılanmada hak ettiği yerini alabilmek amacıyla 4067 sayılı Kanunla onaylanmış bulunan “Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması’na ve eklerine 31.12.1994 tarihinden geçerli olmak üzere 28 29 Adalı, G., 2008, s. 76. Noyan, E., 2004, s.76. 14 03.02.1995 tarih ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla katılmıştır.30 Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması 72 maddeden ibaret olup, bu anlaşmanın 15-21. maddeleri marka ile 22-24. maddeleri ise coğrafi işaretler ile ilgilidir. TRIPS, Dünya Ticaret Örgütünü (WTO) kuran bu anlaşmanın eklerinden biridir (Ek 1C). TRIPS’in 2.1 maddesinde, TRIPS ile Paris Sözleşmesi arasındaki ilişkiler düzenlenmiştir. Buna göre, tüm üye devletler Paris Sözleşmesi’nin (1967 metninin) 1-12. maddeleri ile 19. maddesine uymakla yükümlüdürler. Bunun yanında 2.2. maddede TRIPS’de yer alan hükümlerin, üye devletlerin Paris Sözleşmesi ile üstlendikleri yükümlülükleri ihlal etmeyeceği gösterilmiştir. Böylece, TRIPS Paris Sözleşmesi hükümlerini, bu Sözleşmeye taraf olmamış devletler bakımından da bağlayıcı hale getirmektedir.31 TRIPS Anlaşması’nın 15. madde de “Korunabilir Marka Konusu” başlığı altında markanın tanımını “bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayıran herhangi bir işaret veya işaret kombinasyonu bir marka oluşturabilecektir. Bu tür işaretleri, özellikle kişisel adlar, harfler, sayılar, mecazi unsurlar içeren sözcükler, renk kombinasyonları ve bu tür işaret kombinasyonları, marka olarak tescil edilmek için uygun addedilecektir” şeklinde yapıldıktan sonra “İşaretler ilgili mal ve hizmetleri ayırt edici kılacak özellikte olmadıkları takdirde üyeler tescil edilebilirliği kullanım aracılığıyla kazanılan ayırt edici özelliğe bağlı kılabilirler” diyerek ayırt edici olmayan ibarelerin kullanım sonucu ayırt edici hususiyet kazandığını ispat etmesi koşuluyla marka olabilmesine imkân sağlamaktadır. TRIPS’in dünya çapında marka kanunları üzerinde dikkate değer bir etkisi vardır. TRIPS Anlaşması ile temel marka kanunlarının uyumlaştırılmasının yanı sıra, marka uygulamalarını güçleştiren idari ve prosedüre ilişkin işlemlerin ve teknik 30 Noyan, E., 2004, s.77. 31 Şener, O.H., Eroğlu, S., Ticari işletme Hukuku Uygulamaları, Ankara 2005 s. 134. 15 gereksinimlerin de azaltılması amaçlanmaktadır. Bu uyumlaştırma eğilimi ise, marka kanunları konusunda bölgeselliğin ortadan kalkmasına yol açmaktadır.32 TRIPS Anlaşması bir yandan Paris Sözleşmesi ile tanınan tanınmış marka korumasını hizmet markalarına da uygulanmak üzere genişletirken, öte yandan bu korumanın sınırlarını farklı mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde genişletmektedir. Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi tanınmışlık korumasını sadece aynı mal ve hizmetler için öngörmekte iken, TRIPS 16 (3) hükmü ‘Paris Sözleşmesinin 1. Mükerrer 6. maddesi uygun düştüğü ölçüde benzer olmayan mal ve hizmetlere de uygulanacaktır” demek suretiyle koruma kapsamına ‘farklı mal ve hizmetleri’ de almıştır.33 TRİPS Anlaşması’nın 15. maddesinde de “Korunabilir Marka Konusu” başlığı altında markanın tanımını “bir isletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayıran herhangi bir işaret veya işaret kombinasyonu bir marka oluşturabilecektir. Bu tür işaretleri, özellikle kişisel adlar, harfler, sayılar, mecazi unsurlar içeren sözcükler, renk kombinasyonları ve bu tür işaret kombinasyonları, marka olarak tescil edilmek için uygun addedilecektir” şeklinde yapıldıktan sonra “İşaretler ilgili mal ve hizmetleri ayırt edici kılacak özellikte olmadıkları takdirde üyeler tescil edilebilirliği kullanım aracılığıyla kazanılan ayırt edici özelliğe bağlı kılabilirler” diyerek ayırt edici olmayan ibarelerin kullanım sonucu ayırt edici hususiyet kazandığını ispat etmesi koşuluyla marka olabilmesine imkân sağlamaktadır. Bir üçüncü kişi yasal olarak korunan bir markayı devir veya lisans yoluyla marka sahibinden onay alarak kullanabilir. TRIPS bu iki yolu göstermekle beraber markanın lisansa konu olması veya devri ile ilgili bütün kuralları düzenlememiş, üye ülkelere nispeten sınırlama olmadan devir veya lisansa konu olma ile ilgili kuralları belirleme yetkisini vermiştir. Lisans verme ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken 21. Madde, markanın zorunlu olarak lisans vermeye tabi 32 33 Bayram, E. B., 2001, s. 7. Sadettin Akın, Tanınmış Markalar, Türk Patent Enstitüsü Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001, s. 48. 16 tutulamayacağını öngörmüştür. Bununla beraber üye ülkeler TRIPS’in koyduğu genel hükümlere (md. 1-8) uymak zorundadırlar.34 TRIPS Anlaşması 19. madde bir ve ikinci bentlerinde “Tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri sürülmedikçe, tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık bir süre geçtikten sonra idame ettirilebilir. Marka ile korunan mal ve hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi, markanın kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul edilecektir. Bir markanın sahibinin kontrolüne tabi olarak bir başka şahıs tarafından kullanılması, markanın tescili idame ettirmek amacıyla kullanımı olarak kabul edilecektir.” diyerek markayı kullanma koşulunu belirtmiştir. TRIPS 20. maddesi ulusal hukukların, markanın kullanılması için ek yükümlülükler getirip getirilemeyeceği hususunu düzenlemektedir. Kural olarak bu tür ek yükümlülükler, markanın kullanılmasına haksız bir yük getirmediği müddetçe istenebilecektir. Bundan dolayı TRIPS’e üye ülkeler markanın kullanılmasında ek yükümlülüklere uyulmasını isteme konusunda özgürdürler. Bu ek şartlar lisans alan tarafından üretilen ürünlerin üzerinde bu hususu belirtilen ibarelere yer verilmesi ya da bazı ürünlerde (örneğin tütün mamulleri) markanın kullanılmasını kısıtlama şeklinde olabilir.35 1.2.4 Markaların Tescilinde Eşyaların ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Anlaşması Markaların tescili amacıyla Eşyalar ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılması ile ilgili Nice Anlaşması 15 Haziran 1957’de imzalanarak, 8 Nisan 1961’de yürürlüğe girmiştir. Ülkelerin marka tescili yapılan eşyaların sınıflandırılmasına duydukları 34 Szalewski J. S., The International Protection of Trademarks After the TRIPS Agreement, 2006, s. 198. 35 Szalewski, J. S., 2006, s. 198. 17 ihtiyaç 19. yüzyıl ortalarına kadar gitmektedir. Karışıklıkları gidermek, tıkanıklığa yol açmamak ve tescilli markaları kontrol altında tutabilme ihtiyacı o günlerde ortaya çıkmıştır. Değişik ülkeler kendi sınıflandırma sistemlerini geliştirerek sorunun çözüm yoluna gitmişlerdir. Her ülkenin ayrı sınıflandırma sistemine gitmesi, zamanla değişik ülkelerde tescil almak isteyen başvuru sahiplerini ve ofisleri zor duruma sokmuş, zaman kaybına neden olmuş ve uluslararası bir sisteme geçilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple oluşturulan Nice Anlaşması 14 Haziran 1967’de Stokholm’de ve 13 Mayıs 1977’de Cenevre’de revize edilerek son şeklini almıştır. Ülkemizin bu Anlaşmaya katılımı 12.07.1995 tarih ve 95/7094 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiştir. Anlaşma Türkiye için 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir36 Anlaşma 14 maddeden oluşup, Anlaşmaya göre marka tesciline esas oluşturacak mal ve hizmetler 45 sınıfa ayrılmaktadır; bunlardan ilk 34 sınıfta mallar, kalan 11 sınıfta hizmetler yer almıştır. Her bir sınıf da kendi aralarında alt sınıflara ayrılmaktadır. Bu sınıflandırma her yıl üye ülkelerden katılan uzmanlarca gözden geçirilmektedir. Günümüzde mal ve hizmetlerde meydana gelen hızlı değişikliklerden dolayı sınıflandırma gözden geçirmelerinin her yıl yapılması planlanmaktadır. Nice Anlaşması, her ülkeyi kendisine uygun hukuki çerçevede bu anlaşmayı uygulamakta serbest bırakmıştır. Özellikle halen tescil edilmiş markaları sınıflandırma hususunda ve hizmet markalarını uygulamaya koyma konusunda ülkeleri zorlamamaktadır.37 1.2.5 Markaların Figüratif Elemanlarının Sınıflandırılmasına İlişkin Viyana Anlaşması Viyana Anlaşması 12 Haziran 1973 tarihinde Viyana’da hazırlanmış ve 1 Ekim 1985’te değişiklik yapılmıştır. Türkiye’nin, Viyana Anlaşmasına katılımı 12.7.1995 tarih ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiş olup, Türkiye 36 TPE, “Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar ve Türkiye’nin Bu Anlaşmalarla İlgili Durumu”, Eylül 2004, (Uluslararası Anlaşmalar), s. 16. 37 Adalı, G., 2008, s.88. 18 açısından 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girmiş olup38 Anlaşma 17 maddeden ibarettir. Uluslararası sınıflandırma yapılmadığı taktirde, her ofisin kendi sistemini geliştirmek zorunda kalacağı düşünülerek, başvuruların sınıflandırılması ve araştırılması için ortak kullanım amacıyla bu sistem oluşturulmuştur. Uluslararası başvuru değişimleri esnasında bu sınıflandırmayı kullanan ülkeler çok sayıda tekrar sınıflandırma yapma ve zaman kaybından kurtarılmıştır. Viyana sınıflandırması, hiyerarşik bir sistemle şekilleri genelden özele doğru, kategori, bölüm ve sınıflara ayırarak hazırlanmıştır. Gerektiği yerlerde açıklayıcı notlarla, sınıfların kapsamı belirtilmiştir. Örnek verilecek olursa; Sınıf (2) İnsanlar Sınıf (2.1) Erkekler Sınıf (2.3) Kadınlar Sınıf (2.5) Çocuklar gibi.39 1.2.6 The Trademark Law Treaty (TLT, Marka Kanunu Anlaşması) Anlaşma 27 Ekim 1994 tarihinde Cenevre’de kabul edilmiştir. Bu anlaşmayla ulaşılmak istenen amaç, marka tescil prosedürlerini basitleştirip harmonize etmektedir. Bu amaç doğrultusunda marka tescili prosedürü; tescil başvurusu, tescil ve tescil sonrası işlemler olarak üçe ayrılmıştır. Her bir aşama için ulusal ofislerce yürütülecek işlemlerin ve talep edilecek belgelerin tek tip olması hedeflenmiştir.40 Bu anlaşma ile hem ofislerin belge sayısı azaltılarak, dosya yükü hafifletilmekte, hem de başvuru sahipleri için belge tamamlama süreci ve yapacağı masraflar azaltılmaktadır.41 38 (www.tpe.gov.tr). Adalı, G., 2008, s. 89. 40 Üzer M. B. , Marka Hakkına Tecavüz ve Tecavüzden Kaynaklanan hukuk Davaları, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, 2008, s.15. 41 Noyan, E., 2004, s.80. 39 19 Bu amaçlara ulaşabilmek için; ilk olarak başvuru aşamasında, TLT marka tescil ofislerinin başvuru ya da marka sahibinden neleri isteyip neleri isteyemeyeceğini belirlemiştir. Bir marka ofisinin ad, adres, marka ile ilgili diğer belgeleri, mal ve hizmetlerin ait olduğu sınıf bilgilerini ve markanın kullanılacağına dair beyanın bildirilmesini talep edebileceğini öngörerek istenebilecek bilgileri sınırlamıştır. TLT tescil aşamasından sonra, isim ve adres değişikliklerinde, devir ve yenilemelerde ofislerin isteyebileceği en fazla evrak sayısı belirtilmiş olup tescil için ilk başvuru aşaması ile 10 yıllık süreden sonraki yenileme sürecini aynı standarda bağlamıştır. Birden fazla tescil veya başvurularda isim, adres ve unvan değişikliği gerektiği hallerde tek bir başvurunun yeterli olması öngörülmüştür. Başvurular için vekâletname, adres, isim ve unvan değişiklikleri için standart formlar hazırlanmış, marka tescilinden feragat etme talebi dışındaki imzalarda, imza tasdiki veya noter tasdiki gibi talepler kaldırılmış ve bunlar dışında üye ülkelerin ek formaliteler koymaları kesinlikle yasaklanarak marka tescil aşamasındaki masrafların azaltılması sağlanmış olup eşyalar ve hizmetler için uluslararası sınıflandırma kullanılması esası getirilerek, hizmet markaları için Paris Sözleşmesi hükümlerine başvurulabileceği belirtilmiştir. Ayrıca birden fazla sınıfa giren mal ve/veya hizmetler için tek bir marka başvurusu yapma imkânı sağlamış bulunmaktadır.42 TLT marka hakları için uluslararası tescil ya da başvuru sistemi sağlayan bir anlaşma olmak yerine markaların korunması için, tescil prosedürlerinin gerçek bir harmanizasyonun (uyumlaştırılmasının) ana hatlarını belirlemeye çalışmıştır. Türkiye’nin Anlaşma’ya katılmasını uygun bulan 5118 sayılı Kanun 14.04.2004 tarih ve 25433 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Anlaşma metni ise 23.09.2004 tarih ve 25592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 42 Taş, İ. , Uluslararası Marka Tescili, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007, s.18-19. 20 1.3 WIPO ve Uluslararası Büronun Sistemdeki Yeri Bütün dünyada fikri mülkiyetin korunmasının geliştirilmesine yönelik tedbirlerin alınmasını gerçekleştirmeye ve bu sahada milli mevzuatların birleştirilmesine hizmet eden WIPO konuyla ilgili diğer görevlerinin yanında, Paris Birliği ve bu Birlik ile irtibatlı kurulmuş özel Birliklerin idari hizmetlerini yürüten bir kuruluştur (WIPO Kuruluş Sözleşmesi md. 4). Anlaşma ve Protokol’ün 11. maddesi ve Paris Anlaşmasının 15(1) maddesi uyarınca Birliğe ait idari görevlerin “Uluslararası Büro” (International Bureau) sağlanacağı hükmü mevcuttur. tarafından Birliğin muhtelif organlarının sekretaryasını oluşturan bu Büro sınaî mülkiyetin korunması için hizmetlerde bulunur ve aylık bir mecmuada yayınlar. WIPO Kuruluş Sözleşmesi’nin 9. Maddesinde, Uluslararası Büronun Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatının sekretaryasından oluştuğu ve genel müdür ile iki yardımcısı tarafından idare edildiği belirtilmiştir. Uluslararası Büro; uluslararası tescil ve buna bağlı görevler, Birliğe ait olan diğer işlerin yerine getirilmesinden sorumludur. Büro Birliğin talimatları doğrultusunda Protokolün revizyonu konusundaki konferansların ve diğer çalışmaların hazırlıklarını yapar. Büro söz konusu bu revizyon konferanslarının hazırlıkları için uluslararası resmi ve resmi olmayan kuruluşlarla istişarelerde bulunur ve protokol gereğince kendilerine verilen diğer işleri yapar. 1.4 Uluslararası Tescil Sistemleri Paris Sözleşmesinin imzalanmasından sonra sınaî mülkiyet haklarıyla ilgili birçok uluslararası anlaşma imzalanmış ve markalar, patentler ve endüstriyel tasarımlarla ilgili çeşitli uluslararası tescil sistemleri oluşturulmuştur. 21 Bu kapsamda, markaların uluslararası tesciline ilişkin iki çeşit sistemin varlığından söz edilebilir. Birincisi, sadece belirli bir bölgede yer alan ülkeler kapsamında koruma sağlayan bölgesel sistemlerdir. İkincisi ise bir Anlaşma çerçevesinde düzenlenen ve belli bir coğrafi kapsam gözetmeksizin koruma kapsamının anlaşmaya taraf olan ülke ya da örgütlerin tamamı ya da bir kısmı için geçerli olduğu uluslararası sistemlerdir. 1.4.1 Bölgesel Sistemler Başvuru sahibinin markasını birden fazla ülkede tescil ettirebilmesine olanak sağlayan üç bölgesel sistem mevcuttur. Bunlar; Topluluk Marka Sistemi, Benelüks Marka Tescil Sistemi ve Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü(OAPI)’dür. 1.4.1.1 Benelüks Marka Tescil Sistemi Benelüks Marka Tescil Sistemi 1971 yılında Belçika, Hollanda ve Lüksemburg tarafından oluşturulan Bölgesel bir Marka Koruma Sistemidir. Benelüks Marka Tescil Sisteminde mezkûr ülkeler tarafından ortak bir marka kanunu oluşturulmuş ve bütün işlemler tek bir ofis vasıtasıyla yürütülmektedir. Benelüks Marka Kanunu Avrupa’nın en kapsamlı ve en modern marka kanunlarından biri olarak değerlendirilir. Topluluk Marka Direktifinin oluşturulmasında önemli bir konuma sahiptir. Benelüks Marka Ofisine yapılan başvurular tescil edilmeye hak kazanırsa söz konusu her ülkede ayrı ayrı marka korumasına hak kazanır.43 1.4.1.2 Topluluk Marka Sistemi Bölgesel sistemlerden Topluluk Marka Tescil Sistemi ise Avrupa Birliği üyesi 27 ülke kapsamında koruma sağlamaktadır. Diğer iki bölgesel sisteme göre çok daha kapsamlı ve tercih edilen bir sistemdir. Ayrıca Benelüks Sistemi’ni oluşturan üye 43 Gielen Charles, Likelihood of Association: What does it mean?Trademark World 84, 1996, s.20 22 ülkelerin hepsi Avrupa Birliği üyesi olduğu için koruma kapsamı bu ülkeleri de içermektedir.44 1.4.1.3 Afrika Sınaî Mülkiyet Örgütü (OAPI) OAPI, Orta ve Batı Afrika ülkelerinden Benin, Burkina-Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Gabon, Gine, Gine-Bissau, Fildişi Sahilleri, Mali, Mauritania, Nijerya, Senegal, Togo’nun üyesi olduğu bir sınaî mülkiyet örgütüdür. Bu örgütün faaliyetleri kapsamında marka tescil işlemleri de yer almaktadır. Örgütün resmi dilleri İngilizce ve Fransızcadır.45 1.4.2 Uluslararası Sistemler Bu kapsamda, uluslararası sistemler arasında Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve bu anlaşmaya ilişkin Protokolden oluşan Madrid Sistemi sayılabilir. Bu sistemin kapsamı gayet geniştir ve başvuru sahiplerine hızlı, ucuz ve etkin bir uluslararası marka başvurusu yapma ve uluslararası düzeyde korumadan yararlanma olanağı sunmaktadır. Bu tezin esas kapsamını uluslararası tescil sistemlerinden Madrid Protokolü olduğu için ilerleyen bölümlerde bu sistem detaylı bir şekilde incelenecektir. 44 45 Bayram, E. B., 2001, s.12. Bayram, E. B., 2001, s.12. 23 MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİNE İLİŞKİN 2 MADRİD SİSTEMİ 2.1 2.1.1 Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması Madrid Anlaşması’nın Tarihçesi Paris Sözleşmesi sınaî mülkiyet haklarına dair birbirinden farklı birçok konuyu içeren özel anlaşmaları düzenlemektedir. Bu anlaşmalar daha sonra uyumlaştırılmakta ve uluslararası sisteme entegre olmaktadır. Paris Sözleşmesi kapsamında düzenlenen bir özel birliğe katılabilmek için öncelikle Paris Sözleşmesi’ne üye olmak gerekmektedir. Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması da böyle bir düzenlemedir. Madrid Anlaşması, Paris Sözleşmesi’nin üye ülkelerin kendi aralarında anlaşmalar yapabileceği 46 düzenlenmiştir. hükmünü içeren 19 uncu maddesi kapsamında Markaların tesciline ilişkin Madrid Sistemi Madrid Anlaşması ve Madrid Protokolü’nden oluşmaktadır. Paris Anlaşması’na göre başvuru sahipleri her ülkede ayrı ayrı tescil başvurusu yapma hakkına sahipti ancak bu süreci pahalı ve zaman alıcı bir sistem haline getirmişti. Bu duruma çözüm maksadıyla uluslararası bir tescil sistemi oluşturma ihtiyacı birçok ülke tarafından hissedilmişti. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda Madrid Anlaşması Paris Sözleşmesinin Madrid’deki gözden geçirme toplantısında tamamlanmış ve Paris Sözleşmesine taraf 14 ülkeden 8’inin imzalamasıyla 14 Nisan 1891 tarihinde imzalanmıştır. Anlaşma’nın yürürlüğe giriş tarihi 13 Haziran 1892’dir. Madrid Anlaşması ile marka sahiplerine uluslararası büroda yapılacak tek bir tescil başvurusu işlemiyle anlaşmaya taraf olan ülkelerin hepsinde markalarının korunması imkânı getirilmiştir. Böylelikle tekbir dilde tekbir başvuru yaparak sisteme taraf birçok ülkede marka tescili elde etme imkânı sağlanmıştır. Ayrıca tescil işleminden 46 Bayram, E. B., 2001, s.14. 24 sonra adres, unvan, sahip değişikliği veya mal/hizmet kısıtlamaları gibi işlemler daha önce başvuru yapılmış ülkelerde tek bir başvuru ile yapılma imkânı elde edilmiştir. Bu Anlaşma daha sonra 1892’de Belçika, Fransa, İspanya ve İsviçre’nin, 1893 yılında Hollanda ve Portekiz, 1894 yılında İtalya’nın katılımı ile daha da işlerlik kazanmıştır. Madrid Anlaşması 1900 yılında Brüksel’de, 1911 yılında Washington’da, 1925 yılında Lahey’de, 1934 yılında Londra’da, 1957 yılında Nis’te 1967 ve son olarak da 1979 yılında Stockholm’de revize edilerek geliştirilmiştir. 2.1.2 Madrid Anlaşması’nın Özellikleri Her bir üye ülkedeki işaretin marka olarak tescil edilmesi ve koruma altına alınması hususunda aranan şartlar ve bu konuda izlenen sürece ilişkin olarak üye ülkeler arasında farklılıkların mevcudiyeti gibi mülkilik ilkesinden kaynaklanan sakıncalar, Madrid Anlaşmasıyla büyük ölçüde aşılabilmiştir. Getirilen sistemle, bir işarete marka korunması sağlanmasına yönelik formaliteler, esaslı surette azaltılmış ve bu konuda marka sahiplerine büyük bir kolaylık getirilmiştir. Kolaylıklardan en önemlisi, bir işaretin üye ülkelerde marka olarak tescil ettirilmek istenmesi halinde, her bir ülkede ayrı ayrı başvuru yapılması yerine tek bir dil kullanmak suretiyle yapılan tek bir uluslararası başvurunun yeterli görülmesidir. Bu anlaşma uyarınca, menşe ofisi vasıtasıyla yapılan uluslararası tescil başvurusunun,(Cenevre’de bulunan) WIPO nezdindeki Uluslararası Büro tarafından tescil edilmesi, uluslararası başvuruda belirtilen (koruma talep edilen) akit taraflara doğrudan başvuru yapılmasının sonucunu doğurur. Başka bir ifadeyle, uluslararası tescil, markanın korumanın talep olunduğu akit devletin marka ofisine doğrudan tevdi olunması anlamına gelmektedir(md. 4).47 47 Kırca İ. , Markaların Milletlerarası Tescili, Ankara, 2005, s.7 25 Madrid Anlaşması kapsamında uluslararası başvuru yapabilmek için; Anlaşma’ya taraf bir ülkenin vatandaşı olmak veya Anlaşma’ya taraf olan bir ülkede yerleşik olmak ya da Anlaşma’ya taraf bir ülkede gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari işletmeye sahip olmak gerekmektedir(Anlaşma md:1-2). Anlaşma’ya taraf bir ülkede gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari isletmeye sahip olmaktan kasıt başvuranın işletme merkezi olup şube veya bağlı ortaklıklarının bulunması bu kapsamda sayılmamaktadır.48 Ancak söz konusu kişinin Madrid Birliğine üye ülkelerin hiç birinde gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari işletmesi bulunmuyor ise uluslararası başvuru bu kişinin yerleşim yerinin (ikametgâhının) bulunduğu Madrid Birliğine üye ülkenin ofisi vasıtasıyla da yapılabilir. Bu koşul da gerçekleşmiyorsa, kişinin vatandaşı olduğu Madrid Birliğine üye ülke esas alınır (Anlaşma md. 1.3). Anlaşma’nın bu özelliği, “kademe (the cascade/kaskade)” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca markanın anlaşma şartları dâhilinde başka bir ülkede tescil başvurusunda bulunabilmesi için kendi ülkesinde tescilli bir markaya sahip olması gerekmektedir. Bu tescilli markaya “esas tescil” adı verilir. Başvuru sahibi ulusal ofise bu “esas tescili” temel alarak başvuruda bulunur. Başvuru sahibi ulusal başvurusunda tescilini talep ettiği ülkeleri belirtir. Uluslararası marka tescili için yapılacak başvurular, esas tescilin yapıldığı ulusal ofis tarafından şekli açıdan inceledikten sonra Cenevre’de bulunan Uluslararası Büro’ya(WIPO) gönderir (Anlaşma md.1.2). WIPO başvuruyu şekli olarak inceler ve uygun bulursa bir tescil numarası verip “WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi”nde yayınlar. Daha sonra başvuru, koruma talep edilen üye ülkelere (belirlenen akit taraflar), o ülkelerin ulusal mevzuatları çerçevesinde incelenmek üzere gönderilir. Belirlenen akit taraf marka başvurusuna ilişkin olarak bir yıl içerisinde bir red cevabı göndermezse, marka o ülkede tescil edilmiş sayılır.49 48 Annand, R. E., Norman, H. E., Blackstone’s Guide to the Trademarks Act, London, 1994. s. 263; WIPO, “Guide to the International Registration of Marks”, Cenova, WIPO Publication, 1975 s. 16. 49 Bayram, E. B., 2001, s.16. 26 Bir uluslararası tescil sahibi, markasının tescilinden sonraki herhangi bir zamanda, talepte bulunarak korumanın Madrid Anlaşması’na taraf diğer ülkelere genişletilmesini sağlayabilir. Tescil sahiplerinin böyle bir talepte bulunma nedenleri çok çeşitli olabilir. Şöyle ki marka sahibinin uluslararası tescil başvurusu esnasında öngöremeyeceği şekilde ticari faaliyetlerinin sonradan belirlediği bu ülkelere yayılması, sonradan belirlenen bu ülkelerin tescil başvurusu esnasında Anlaşma’ya taraf olmayıp daha sonradan katılmış olmaları gibi sebeplerle başvuru esnasında koruma talep edilmeyen ülkeler sonraki belirlemelerin konusu olabilmektedir. Bu şekilde oluşan ülkesel genişlemeler uluslararası tescil ile aynı statüde kabul edilir.50 Uluslararası marka başvurusunun sahibi ulusal ofisteki başvuru tarihinden itibaren altı ay içerisinde rüçhan talep etme hakkına sahiptir. Anlaşmanın önemli hükümlerinden biri de “merkezi saldırı” (central attack) hükmüdür. Bu hüküm gereğince uluslararası tescil beş yıl boyunca ana ülkede tescile bağımlıdır. Eğer bu beş yıllık süre boyunca uluslararası tescile konu bir marka, ulusal ofisinde esas tescilin iptali, hükümsüz kılınması ya da geri çekilmesi gibi sebeplerle mal ve hizmetlerin tümü veya bir kısmı bakımından korumasını kaybederse, söz konusu mal ve hizmetlerin uluslararası tescilinden kaynaklanan koruma artık koruma talep olunan ülkelerin hiçbirinde geçerli olmayacaktır. Aynı şekilde uluslararası tescilden itibaren beş yıllık süre zarfında esas tescile karşı kanun yollarına başvurulması durumunda da aynı hüküm uygulanır (Anlaşma md. 6.3). Bu beş yıllık sürenin geçmesinde sonra her ülkedeki başvuru merkez ülkedeki başvurudan etkilenmeyerek bağımsız bir hal alır. Uluslararası tescile, menşe ülke ulusal ofisinde markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için başvurulabilir, esas tescilin kapsamadığı mal ve hizmetler uluslararası tescile konu edilemez. Buna karşılık esas tescile konu mal ve hizmetlerden sadece bir 50 Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 265. 27 kısmı uluslararası tescile konu edilebilir ya da esas tescile konu mal ve hizmetler birden fazla başvuru yapılarak uluslararası tescil elde edilebilir.51 Madrid Anlaşması’na taraf olmayan bir ülkenin girişimcileri, Anlaşma’ya taraf ülkelerden birinde yerleşik ise ya da ticari bir işletmeye sahip ise Anlaşma kapsamında başvuruda bulunabilmektedir. Madrid Anlaşması’nın yürürlüğe girişinden itibaren üye ülke sayısı artmış olsa da 1979 yılına kadar toplam üye ülke sayısı 25’i geçmemiştir. Anlaşma, aslen global ve kapsamlı bir uluslararası tescil sistemi olarak ortaya çıkmış, ancak geniş kapsamda uluslararası kabul görmediği için amacına ulaşamamıştır. Güney ve Orta Amerika ülkeleri, Asya ülkelerinin birçoğu ile Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Japonya gibi dünyadaki pek çok ülke Anlaşma’ya taraf olmayı kabul etmemişlerdir. Ancak yine de Madrid Anlaşması popüler bir sistem olduğunu kanıtlamıştır. 1997 yılının sonunda 333.000 uluslararası tescilin yürürlükte olduğu belirlenmiştir.52 Anlaşmanın dezavantajlarının yanında o zamanın şartlarına göre büyük avantajlar sağlaması anlaşmanın imzalanmasından sonraki her yılda tescil ve yenileme sayıları hızla artmıştır. Uluslararası Büro’da bir markanın tescili yirmi yıllık bir süre için mümkün olup yirmi yıllık sürelerle tescilin yenilenmesi mümkündür (Anlaşma md. 6). Eğer başvuru sahibi tarafından ilk on yıllık süre için başvuru ücretleri ödenmiş ise koruma bu on yıl için geçerli olacaktır. Üzerinde durulması gereken asıl husus Anlaşma’nın Madrid Birliği’ne üye ülkelerin çoğunda on yıl olan koruma süresini yirmi yıl gibi uzun bir süre olarak düzenlemiş bulunmasıdır.53 Uluslararası Büro bu sürenin bitiminden altı ay önceden resmi olmayan bir yazıyla tescilin süresinin biteceğini yenileme işlemi yapılması gerektiğini marka sahibine ve marka vekiline bildirir. Gerekli yenileme ücretlerini yatırmak ve mal/hizmet listesinde değişiklikler yapmamak koşuluyla tescil süresi sonsuz olarak uzatılabilmektedir(md 7.) 51 Guide to the International Registration of Marks, 1975, s.17. 52 Terril, L., Towards Implementation of The Madrid Protocol inThe United States, The Trademark Reporter, No:89, 1999, s.923 53 Becker, P. Trademarks: Legal and Business Aspects Netherlands, 1994, s.15. 28 Yönetmelik madde 7.2’de “Özellikle, uluslararası tescil için başvurularda, değişikliklerin kaydedilmesi için yapılacak taleplerde, başvuru ve taleplerle ilgili yazışmalarda, korumanın reddedilmesinde, itirazı takip eden nihai kararda, Uluslararası Büro tarafından uluslararası tescil sahibinin bulunduğu ülkeye yapılacak hükümsüzlüğe ilişkin bildirim ve bilgi aktarımlarında tescilden gelen özetler Fransızca olmalıdır" denilerek resmi dilin Fransızca olduğu belirtilmiştir. 2.1.3 Madrid Anlaşması’nın Avantajları Madrid Anlaşması uluslararası tescil sistemlerinin temeli olmuş ve başlangıcından bu yana marka sahipleri için önemli kolaylıklar getirmiştir. Sınaî mülkiyet haklarının önemli bir alt dalı olan marka kavramı Madrid Anlaşması ile birlikte yeni bir bakış açısı kazanmış ve bu Anlaşma ile birlikte markaların uluslararası tescili konusundaki boşluklar da önemli oranda doldurulmuştur.54 Madrid Anlaşmasının en önemli avantajlarından birisi, marka menşe ülkede tescil edildikten sonra marka sahibi korumanın sağlanmasını istediği akit tarafların ofislerine ayrı ücret ödemek ve farklı dillerde başvuru formu doldurmak yerine tek bir ücret ödeyerek ve tek bir form doldurarak belirlediği ülkelerde marka koruması sağlamasını isteme hakkına sahiptir. Sistemin diğer bir avantajı da benzer şekilde yenilemelerin ve markada yer alan adres, nevi değişikliği, devir, feragat gibi değişikliklerin tek bir taleple tüm ülkelere iletilmesi ve tek bir başvuruyla birden fazla ülkede işlem yapılabilmesidir. Ayrıca başvuru esnasında tescil için seçilmeyen ülkelere sonradan tescilin genişletilebilme imkânı bulunmaktadır. Marka sahibi koruma istediği akit taraf ofislerinden markanın tesciline ilişkin olumlu bir kararın gelmesini beklemek zorunda değildir. Eğer bir yıl içerisinde başvurulan ofis tarafından herhangi bir red bildiriminde bulunulmaz ise markanın ilgili Akit Taraf ofislerince korunduğu anlaşılır. Bu da sistemi hızlı ve pratik kılan önemli bir etkendir. 54 Bayram, E. B., 2001, s.17. 29 Mal ve hizmet sınıflandırmasında geniş tescil imkânı sağlayan uluslararası tescil sistemini kullanma imkânı bulunmaktadır. Tescil koruma süresi olarak birçok ülkede on yıl olan koruma süresi Madrid Anlaşmasında yirmi yıldır. Madrid Anlaşması ulusal ofisler için de birtakım avantajlar taşımaktadır. Örneğin, ulusal ofislerin Uluslararası Büro tarafından gönderilen başvuruları sınıflandırmak ya da yayınlamak gibi zorunlulukları yoktur. Bu da ulusal ofisler için iş yükünün azalmasına yol açacak ve uluslararası tescil sisteminin daha etkin bir şekilde yürütülmesine yardımcı olacaktır.55 2.1.4 Madrid Anlaşması’nın Dezavantajları Anlaşmanın birçok avantajı olmasına ve üye ülkelerin marka sahipleri tarafından yoğun bir şekilde kullanılmasına rağmen, Anlaşmaya üye ülke sayısı göreceli olarak düşük ve coğrafi olarak da sınırlı kalmıştır. Bu durum, Anlaşmanın birçok özelliğinin ülkelerin katılımını engeller nitelikte olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkelerin Madrid Anlaşması’na geniş katılımını engelleyen başlıca özellikler beş ana başlıkta toplanabilir.56 1) Bir yıllık inceleme süresi: Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkenin Madrid Anlaşması’na girmeme nedenlerinden en önemlisi red bildirim süresinin bir yıl ile sınırlı tutulmasıdır. Çoğu ülkede başvuru ve incelenmesi bir yıldan uzun bir süreyi kapsamaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler için sisteme dâhil olmanın çok fazla önemi kalmamaktaydı. Birçok ülke için Madrid Anlaşmasının en önemli dezavantajlarından biri bu süre kısıtlamasıdır. 2) Esas tescil zorunluluğu: Anlaşma gereğince Uluslararası bir başvuruda bulunabilmek için markanın ilk olarak ulusal ofisince tescili gerekmektedir. Birçok ülkede marka başvurularının incelenmesinin uzun bir zaman aldığı göz önüne alındığında uluslararası marka tescili kolay ve hızlı bir şekilde 55 Bayram, E. B., 2001, s.18. Dr. Ludwig Baeumer, “The Madrid Protocol: the view from the WIPO”, Hugh C. Hansen (Ed.), International Intellectual Property Law & Policy içinde (279-288), London, 1996, s. 282; Taş İ., 2007, s.35. 56 30 olamamaktadır. Anlaşmadan istenilen verimi almada bir eksiklik oluşturmaktadır. 3) Merkezi saldırı: Menşe ofisteki bir tescil uluslararası başvurudan itibaren 5 yıllık süre içinde iptal edilir, hükümsüz kılınır ya da geçersiz sayılırsa belirlenen akit tarafların tümünde elde edilen tesciller de geçersiz sayılacaktır. Bu hüküm daha sonraki hak sahiplerini uluslararası marka tescil sahipleri karşısında avantajlı bir konuma getirmektedir. Şöyle ki, markanın geçersizliğini ileri süren, eğer menşe ülkede güçlü haklara sahipse marka tescilinin genişletildiği diğer ülkelerde bu geçersizlik güçlü bir hak olmamasına hatta geçersizlik sebebi sayılmamasına rağmen uluslararası marka tescilini hükümsüz kılabilmektedir. İtiraz eden ulusal ofiste yapacağı tek bir itiraz ile marka tescilinin genişletildiği bir dizi tescili ortadan kaldırabilmektedir.57 4) Ücretler: Anlaşma başvurular için “uluslararası ücret” olarak adlandırılan; esas ücret, ek ücret ve tamamlayıcı ücretler için bir ücret cetveli öngörmektedir. Uluslararası ücret, menşe ofis tarafından uluslararası başvurunun dosyalandığı an alınır ve WIPO’ya gönderilir. Esas ücretin menşe ofislere dönüsü, yıllık olarak üye ülkeler arasında eşit paylaşım seklindedir. Ek ve tamamlayıcı ücretler ise yıl boyunca her birinde yapılan marka başvuru sayısı oranına göre üye ülkeler arasında paylaşılır. 58 Anlaşmanın öngördüğü bu ücret sistemi üye ülkelerin karşılıklı aynı yükü yüklenmelerini öngörmektedir. Bu durumda taraf ülkelerin hepsi uluslararası tescil işlemlerini bir yıllık süre içinde tamamlamak zorundadır. Özellikle Amerika, onbinlerce Amerika vatandaşı olmayan kişiden gelecek başvurular nedeni ile bu yükü yüklenme konusunda gönülsüz davranmıştır. Birçok küçük ve orta ölçekli Amerikalı şirket de bu hükmü kendileri için rekabeti engeller bir blok olarak görmüştür. Ulusal ofislerin artan masrafları karşılamak için ek ücretler koyamamaları da ulusal ofisleri zor durumda bırakmaktadır. Genelde ulusal ofisler, uluslararası bir tescilin kendi ülkelerine genişletilmesinden, kendi 57 Tatham, “Central Attack’ and the Madrid Agreement”, s. 92; Taş, İ., 2007, s. 35-36. Lewıs, T.I. “Towards Implementation of the Madrid Protocol in the United States”, The Trademark Reporter, Vol. 89, 1999, s. 926. 58 31 vatandaşları tarafından yapılan yerel tescillerden daha az ücret almakla karşı karşıya kalmışlardır. Bu nedenle çoğu ülke Madrid Anlaşmasını kabul edilemez bulmuş ve Anlaşmaya katılmamıştır.59 5) Resmi başvuru dili: Yönetmelik madde 7’de Uluslararası başvuruların yapılması ve Uluslararası Büro ile yazışmaların Fransızca olarak yapılmasını öngörmektedir. Bu durum birçok ülkenin ulusal ofislerinde idari zorluklara yol açmaktadır. Ulusal ofisler WIPO ile iletişimini sağlayabilmek için elde olan tüm dokümanları Fransızcaya çevirmek zorundadır. Bu durum zaman kaybı ile birlikte ekstra masrafları beraberinde getirmektedir ve Bazı ülkelerin anlaşmaya girmeme nedenlerinden birini oluşturmaktadır. 1955 yılında İcra Vekilleri Heyeti, 1618 sayılı Kanunun 1. Maddesine istinaden, 21.5.1955 tarih ve 4/5215 sayılı Kararname ile Türkiye’nin, Madrid Anlaşması’ndan çekilmesine karar vermiştir. 10.9.1956 tarihine kadar Madrid Anlaşması hükümlerine göre tescil edilen uluslararası markaların, menşe ülkede korumasının devamı şartıyla, uluslararası tescil süresi sonuna kadar Türkiye’de korunmalarına devam edileceği belirtilmiştir. Madrid Anlaşmasından çekilmemize gerekçe olarak Türkiye’nin uluslararası tescil sisteminden, iktisadi açıdan faydadan çok zarar görmesi gösterilmiştir. Merkezi sicile kayıtlı çok sayıda yabancı markanın Türkiye’de korunmasına karşılık, aynı imkândan yararlanarak uluslararası düzeyde korunan Türk markalarının sayısının azlığı ve yabancı markaların Türkiye’de korunabilmesi için ayrıca tescil edilmelerine gerek kalmamasının sebep olduğu döviz kayıpları gösterilmiştir.60 2.2 2.2.1 Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü (1989) Madrid Protokolü’nün Tarihçesi 1970'li yıllara gelindiğinde, Madrid anlaşmasının imzalanmasından beri yaklaşık bir asır geçmesine rağmen ve anlaşma metninde birçok kez değişiklik 59 Lamoureux, G. G.,“Importance of the Paris Convention for the Protection of Industrial Property”, 1994.s. 54; Taş, İ., 2007, s.37. 60 Kırca, İ., 2005, s.10-11. 32 yapılmasına rağmen üye ülke sayısı dünya ülkelerine kıyaslandığında yeterli sayıya ulaşmamıştı. Ayrıca ABD, Japonya, İngiltere gibi büyük sanayileşmiş ülkelerin Madrid Anlaşmasına katılmamaları ve katılma konusunda da istekli olmamaları markaların uluslararası tescilli konusunda yeni çözüm önerileri aranmasına yol açtı. Bu ülkelerin anlaşmaya taraf olmamalarında çeşitli sebepler mevcuttu bunlardan birisi; bir markanın uluslararası tecil başvurusunda bulunabilmesi için menşe ülkede marka başvurusu yapması yetmemekte markanın tescilli olması gerekmekteydi. Oysaki ön inceleme sistemine sahip bazı ülkelerde markanın marka menşe ofis tarafından tescili için uzun ve yoğun bir süreçten geçmesi gerekiyorken, ön inceleme yapmayan ülkelerde ise tescil işlemi daha kısa sürmekteydi. Olası red bildirim süresinin bir yılla sınırlı olması ön inceleme yapan ülke ofislerini zor duruma düşürebilmekteydi. Bu sistem süre kısıtı yüzünden ön incelemeli ülkelerdeki başvuru sahiplerinin rüçhan hakkından yararlanmalarına da mani oluyordu. Bu da haksız rekabetin yaşanmasına neden olabiliyordu. Bu ve bunun gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi için ve üye sayısının artırılabilmesi için yeni arayışlar başlamıştı. Bu konuda ilk somut adım, 1973 yılında atılmıştır. Gerekli ön hazırlıkların yapılmasından sonra, 17.5.1973-12.6.1973 tarihlerinde Viyana'da gerçekleştirilen bir diplomatik konferans sonucunda 12.6.1973'de "Trademark Registration Treaty" (TRT) isimli anlaşma, ABD, İngiltere, (Batı) Almanya, Macaristan, İtalya, Portekiz, Monako ve San Marino'dan oluşan sekiz devlet tarafından imzalanmıştır. Bu imzalara, 1973'ün sonlarına doğru Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Avusturya ve Romanya'nın imzaları eklenmiştir. 1975'de Gabun, Burkina Fasso ve Togo, 1977'de Kongo ve 1980 yılında Sovyetler Birliği'nin katılımıyla TRT, 7.9.1980'de yürürlüğe girmiştir.61 Ancak uluslararası tescil için markanın daha önce kullanılmış olma şartının aranmaması ve tescil tarihinden itibaren üç yılı aşmayan kullanılmamasının iptal 61 Kırca, İ., 2005, s.13. 33 sebebi olarak sayılmaması ABD’yi bu sistemden uzak tutmuştur. Özellikle Batı Avrupa Ülkeleri gibi bazı ülkelerde üyeliklerini ABD’nin üyeliğine bağlamalarından dolayı TRT anlaşmasını başarısızlığa götürmüştür. TRT’de yaşanan başarısızlıktan sonra 1980’li yıllarda WIPO yeni arayışlara girdi ve “Trademark Cooperation Treaty” (TCT) isimli yeni bir girişimde bulundu. Bu amaçla Uzmanlar Komitesi 1985 ve 1986 yıllarında üç toplantı yapmıştır. Yapılan bu toplantılarda Madrid Anlaşmasına üye ülkeleri hükümet temsilcileri ile bu ülkelerdeki ilgili çevreler, prensip itibariyle Madrid Anlaşması'nın muhafaza edilmesi gerektiğini ve yapılacak değişikliklerin de Avrupa Topluluğu üyesi olup da Madrid Anlaşması'nı onaylamayan altı ülkenin sisteme katılmasını sağlayacak hususlarla sınırlı tutulması gerektiğini vurgulamışlardır. Ancak toplantılarda yaşanan tartışmalar istenilen amacın TCT Anlaşması ile elde edilemeyeceği ve bu aşamada en doğru çözümün Madrid Anlaşması’nın revizyona tabi tutulması sonucuna varılmıştır. Böylelikle TCT girişimi akamete uğramıştır.62 1986 yılında WIPO tarafından Madrid Anlaşması’na taraf ülkelerin ve Madrid Anlaşması’na taraf olmayan Avrupa Birliği üyesi dört ülkenin (İngiltere, İrlanda, Yunanistan ve Danimarka) marka uzmanlarından oluşan bir grup oluşturuldu ve Madrid Anlaşması’nın dezavantajlarını ortadan kaldıracak yeni bir uluslararası tescil sistemi oluşturma çalışmaları başlandı. Bu grubun iki temel görevi vardı: 63 1) Madrid Anlaşması’na taraf olmayan ülkelerin kabul edebileceği yeni bir uluslararası marka tescil sistemi oluşturmak, 2) 1996 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Topluluk Marka Sistemi ile yeni sistem arasında bir bağ oluşturmak. 62 Kunze, Gerd F. Kunze Die Neueren Entwicklungen (1992). s.394-395.; Kırca, İ., 2005, s.15-16. Campbell, D. Trademarks : Legal and Business Aspects, Kluwer, Law and Taxation Publishers, Boston,1994.; s. 56-57; Bayram, E. B., 2001, s. 20. 63 34 Tartışmalar sırasında uzmanlar Madrid Anlaşması’nın etkin bir biçimde işlediğini ve Madrid Anlaşması’nda dezavantaj oluşturan hususların ortadan kaldırılması halinde yeni bir anlaşma oluşturulabileceğine karar verdiler. Bu toplantı sonrasında WIPO 1986 tartışmaları sonucu ortaya çıkan önerileri taslak haline getirecek bir hazırlık komitesi oluşturdu. Söz konusu Uzmanlar Komitesi, Protokol (A) ve Protokol (B) isimli iki ayrı tasarı hazırlamıştır. Protokol (A), İngiltere, Danimarka İrlanda ve Yunanistan'ın sisteme katılmalarına imkân sağlayan; Protokol (B) ise, Topluluk markasıyla bağlantı kurulmasına yönelik hükümle içermekteydi. Bunun üzerine Madrid Anlaşması'nın 1.1. maddesind e sözü edilen Madrid Birliği, Haziran 1987'de gerçekleştirdiği oturumda 1989 yılı için bir diplomatik konferans çağrısı ile bu konferans için bir hazırlık komitesi kurulması kararlarını almıştır. Aralık 1988'de toplanan Hazırlık Komitesi, 1989'da yapılacak konferans için, iki ayrı protokol metni yerine, anılan iki sorunun da çözümüne ilişkin hükümler içeren tek bir protokol metni hazırlanması yönünde karar vermiştir.64 Hazırlanan bu metin üzerinde çalışmalar yapmak üzere 3 Mayıs 1989’da diplomatik konferans toplanmıştır. Bu konferansta WIPO Madrid Anlaşması’na yapılan atıfları ortadan kaldıran, kendi kendine yeter yeni bir metin hazırlamıştır. Nihayet Diplomatik Konferans, 28 Haziran 1989'da "Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması İle İlgili Protokol’ü kabul etmiştir. Bu Protokol, İngiltere, İsveç, İspanya ve Çin'in onay ve katılım belgelerini tevdi etmeleri suretiyle, (1 Nisan 1996'dan itibaren uygulanmak üzere) 1 Aralık 1995'de yürürlüğe girmiştir (bu hususta bkz. Protokol, md. 14.4.a). 65 Aralarında birçok benzerlik olmasına karşın Madrid Anlaşması ve Madrid Protokolü iki farklı anlaşmadır. Ancak benzerlikleri dolayısıyla ve bir ortak yönetmelikle düzenlenmiş ortak kuralları içerdikleri için birbiriyle ilişkilidirler. Bu sebeple, bu iki sistem “Madrid Sistemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu iki anlaşmanın bir sistem içinde birleştirilmesi, bir dizi düzenleyici hükümle kolaylaştırılmıştır. 64 65 Kunze, G. F., 1992, s394, 395; Kırca İ., 2005, s.16. Kırca, İ., 2005, s.17 35 Her iki sisteme ilişkin ortak ücret listesi (bireysel ücretler hariç) ve resmi formlar vardır. Bu ortak formlara getirilen bir istisna ise üç versiyon şeklinde tasarlanmış bulunan uluslararası başvuru formudur. Formların bir tanesi Anlaşma tarafları, diğer Protokol tarafları, diğeri de hem Anlaşma hem de Protokol tarafları içindir.66 Madrid Protokolü 2006 ve 2007 yılında değişikliklere uğramıştır.67 2.2.2 Madrid Protokolü’nün Getirdiği Yenilikler Protokol, Anlaşma'dan bazı noktalarda ayrılmakta ve bu hususlarda yeni hükümler içermektedir. Esas itibariyle, bu (yeni) hükümler, Madrid Anlaşması'na katılmayarak sistemden uzak kalan önemli bazı Avrupa devletleri (İngiltere, İrlanda, Yunanistan, Danimarka) ile ABD ve Japonya'nın sisteme dahil edilmelerini sağlamaya ve Topluluk markası ile sistem arasında bir bağlantı tesis etmeye yönelik hükümlerdir. Bu yenilikler şunlardır. 68 1) Öncelikle, Protokol'de, uluslararası tescilin, markanın ilkin milli makam/ofis nezdinde tescili şartına bağlanmasından vazgeçilerek, yetkili millî makama marka tescil başvurusunda bulunulması yeterli sayılmıştır. (md. 2). Böylece, uluslararası tescil vasıtasıyla kullanılan- rüçhan hakkından (Paris Anlaşması md. 4) yararlanma konusunda ön inceleme sistemini kabul eden ülkeler ile tevdi sistemini kabul eden ülkeler arasındaki (Madrid Anlaşması ile oluşturulan) dengesizlik ortadan kaldırılmıştır. 2) Redde ilişkin bildirim süresi, üye ülkenin yaptığı seçime göre 12 veya 18 aydır. Türkiye bu konudaki seçimini 2000’de yapmış ve 08.11.2000 tarihinden itibaren 18 aylık süreden yararlanmaya başlamıştır. Bu suretle, Madrid Anlaşmasındaki bir yıllık süre, üye ülkenin seçmesi kaydıyla 18 aya çıkarılmıştır. Hatta bazı durumlarda red bildiriminin 18. ayın bitiminden sonra da yapılabilmesi imkânı getirilmiştir(md 5.2 c). 66 Bayram, E. B., 2001, s.21 http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf 68 Kırca, İ., 2005, s.17-20 67 36 3) Diğer bir yenilik ücretlere ilişkindir. Buna göre, üye ülkeler, arzu ettikleri takdirde (Madrid Anlaşmasındaki ücret sisteminin yerine) millî tescil için öngörülen miktarı aşmamak kaydıyla uluslararası tescil için bireysel ücret talep edebilirler (md. 8). Bununla uluslararası tescile konu bir marka için ödenen ücretin, millî başvuru sahibinin ödediği ücrete nazaran daha düşük olması sebebiyle, milli başvuru sahipleri aleyhine oluşturulan haksız durum ortadan kaldırılmıştır. 4) Madrid Anlaşmasında olduğu gibi uluslararası tescil, beş yıllık süre boyunca esas tescile bağımlıdır (md. 6.2). Beş yıllık süre içine esas başvuru geri alınır, reddedilir veya bu başvuru sonucunda yapılan tescil ya da uluslararası tescile konu esas tescil, vazgeçme, iptal veya hükümsüzlük gibi nedenlerle menşe ofisi tarafından terkin edilirse, uluslararası tescil ve bundan doğan koruma da etkisini kaybeder (m 6.3). İşte, Madrid Anlaşması’ndan farklı olarak, bu katı düzenleme yumuşatmak amacıyla, Protokol'de marka sahibi lehine bir hüküm sevk olunmuştur. Buna göre, menşe ofisi ülkesinde marka hakkı son bulan kişi, uluslararası tescilin etkisini kaybettiği tarihten itibaren üç ay içinde, uluslararası tescile istinaden markasının korunduğu ülkeye marka tescili başvurusunda bulunmak suretiyle, herhangi bir hak kaybına uğramaksızın uluslararası tescili millî tescile dönüştürebilir ve böylece markasının ülkede korunmasını sağlayabilir (md. 9-4. mükerrer). 5) Madrid Protokolü’nün başvuru sahipleri açısından en önemli yeniliklerinden biri de devletlerin yanı sıra hükümetlerarası örgütlerin de uluslararası tescil sistemine taraf olabilmesidir. Protokol'ün 14.1.a maddesinde, Paris Anlaşması'na taraf olan her devletin işbu Protokol'e taraf olabileceği belirtildikten sonra; 14.1.b'de, şu iki şartı yerine getirmek kaydıyla, devletlerarası kuruluşların/organizasyonların da Protokol'e taraf olabileceği hükme bağlanmıştır: (i) Bu kuruluşun en az bir üye devletinin, (sınaî mülkiyetin himayesine ilişkin) Paris Anlaşması'na taraf olması; (ii) Bu kuruluşun, kuruluş 37 bölgesinde geçerli olacak biçimde markaların tesciline yönelik bir bölgesel ofisinin bulunması. Ancak bu bölgesel ofis, Protokol'ün 9-3. mükerrer maddesi kapsamına girmemelidir. 6) Bunlardan başka, uluslararası tescile konu marka için Madrid Anlaşması'nda öngörülen 20 yıllık koruma süresi, günün ihtiyaçları uygun biçimde 10 yıla indirilmiştir (md. 6.1). 69 7) Protokolle birlikte Uluslararası başvuru yalnızca Protokol çerçevesinde düzenlenmiş ise, İngilizce, Fransızca veya İspanyolca olabilir. Bununla beraber menşe ofis başvuru sahibinin yukarıda belirtilen dillere ilişkin seçimini sınırlayabilir. Türk Patent Enstitüsü kendisine yapılacak uluslararası başvuruların sadece İngilizce yapılabileceğini belirterek, dile ilişkin sınırlama getirmiştir.70 Protokol'ün 14.l.b hükmünde anılan şartlara sahip Avrupa Birliği, 1.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmek üzere, 21.6.2004'de Protokol'e üye olmuştur. Böylece, Topluluk markası sahipleri ve Topluluk markası için başvuranlar, Topluluk Marka Ofisi (The Office Harmonizatin in the Internal Market - OHIM) kanalıyla uluslararası tescil talebinde bulunmak suretiyle, Protokol üyesi olup da AB üyesi olmayan ülkelerde markalarına koruma sağlayabileceklerdir. A ynı şekilde, uluslararası tescil sahipleri de, markalarının Topluluk markası olarak korunmasını OHIM'den isteyebilecekler ve markalarına AB çapında korunma elde edebileceklerdir. 71 Türkiye 22 Aralık 1995 tarihinde Madrid Protokolüne taraf olmayı taahhüt etmiştir. Bakanlar Kurulunun 05.08.1997 tarih ve 97/9731 sayılı kararıyla Madrid Protokolü’ne katılmamız kararlaştırılmış olup 1.1.1999 tarihinden itibaren Protokol Türkiye’de yürürlüğe girmiştir. 69 Kırca, İ., 2005, s.17-20. TPE, Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2004, s. 9. 71 Kırca, İ., 2005, s.20. 70 38 18/03/2011 tarihi itibariyle Protokole üye sayısı 83’dür.72 Bu sayı protokolü hazırlamaktaki amacın büyük oranda gerçekleştiğini göstermektedir. Ayrıca her geçen gün üye sayısı artmaktadır. 2.2.3 Madrid Protokolü’nün Temel Kavramları Madrid Protokolü’nün özelliklerine geçmeden önce Madrid Anlaşması ve Madrid protokolünden oluşan Madrid Sistemini daha iyi anlayabilmek için Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşma’ya ilişkin Protokol’ün Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde de tanımlanmış bulunan bazı kavram ve terimlerin bilinmesi konunun anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Akit Taraf (Contracting Party): Anlaşmaya taraf olan devlet veya Protokole taraf olan devlet veya hükümetlerarası teşkilatı, Uluslararası Tescil (International Registration): Anlaşma veya Protokol veya her ikisi uyarınca bir markanın tescilini, Başvuru Sahibi (Holder): Uluslararası başvurunun adına işleme konduğu gerçek kişi veya tüzel kişiyi, Esas Başvuru (Basic Application): Bir akit tarafın ofisi tarafından işleme konan ve bir markanın tescili için uluslararası başvuruya esas oluşturan, o markanın tesciline yönelik başvuruyu, Esas Tescil (Basic Registration) : Bir akit tarafın ofisi tarafından gerçekleştirilen ve bir markanın tescili için uluslararası başvuruya esas oluşturan o markanın tescilini, Belirleme (Designation): Protokolün 3 üncü maddesinin (B) bendinin birinci fıkrası73 uyarınca korumanın genişletilmesi (bölgesel genişletme) talebini, 72 http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf 39 Sonraki Belirleme (Subsequent Designation) : Protokolün 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası74 Uluslararası tescili müteakip korumanın genişletilmesi amacıyla bir ya da birden fazla ülke için yapılan talep, Belirlenen Akit Taraf (Designated Contracting Party): Korumanın genişletilmesi talebinin yapıldığı veya uluslararası sicile böyle bir genişletmenin kaydedildiği akit taraf, Red (Refusal): Anlaşmanın 5 inci maddesinin birinci fıkrası veya Protokolün 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca; belirlenen bir akit taraf ofisi tarafından yapılan, korunmanın söz konusu akit tarafta korunmayacağına ilişkin bildirimi, Gazete (Newspaper): Altıncı kısmın birinci bölümünde belirtilen süreli gazeteyi, Marka Sahibi (Trademark Owner): Uluslararası tescilin kendisi adına Uluslararası Sicile kaydedildiği gerçek veya tüzel kişiyi, Uluslararası Sicil (International Register): Anlaşma, Protokol veya Yönetmeliğin kaydedilmesini gerekli kıldığı veya kaydedilmesine izin verdiği uluslararası tescillere ilişkin olarak Uluslararası Büro tarafından tutulan verilerin, saklanma araçlarına bakılmaksızın biriktirilen resmi sicili, Menşe Ofis (Office of Origin) : Uluslararası tescil başvurusunun dosyalandığı ya da duruma göre esas tescilin yapıldığı Ofis75 Resmi Form (Officional Form): Uluslararası Büro tarafından hazırlanan formu veya aynı içerik ve biçime sahip herhangi bir formu, 73 Madrid Protokolü madde 3/B-1) Uluslararası tescilden doğan korumanın herhangi bir Akit Tarafı da kapsaması talebi uluslararası başvuruda özel olarak belirtilir. 74 Madrid Protokolü madde 3/B- 2) Ülkenin kapsama alınması talebi uluslararası tescilden sonrada yapılabilir. Böyle bir talebin yönetmelikte belirtilen formda sunulması gereklidir. Bu uluslararası büro tarafından derhal kaydedilir ve orada vakit geçirmeksizin ilgili ofis veya ofislere tebliği edilir. Böyle bir kayıt Uluslararası Büronun gazetesinde yayınlanır. Bu ülke kapsamına alınması, onun uluslararası sicilde kaydı tarihinden itibaren yürürlüğe girer. Bağlı olduğu uluslararası tescilin sona ermesi ile birlikte geçerliliğini yitirir. 75 Protokol madde 2/2 40 Belirlenen Ücret (Designated Fee): Ücret çizelgesinde belirtilen uygulanabilir ücreti Uluslararası Büro (International Bureau) : Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatının Uluslararası Bürosu'nu, Uluslararası Başvuru (International Application ): Anlaşma veya Protokol veya her ikisi uyarınca işleme konan uluslararası tescil başvurusunu, 2.2.4 Madrid Anlaşması Ve Madrid Protokolü İlişkisi Daha önce belirttiğimiz üzere, Madrid Protokolü, Madrid Anlaşması'nı tamamlayıcı nitelik taşısa ve bu yüzden protokol olarak isimlendirilse de, bunlar birbirinden bağımsızdırlar. Her iki metin de, aynı anda yan yana yürürlüktedir. Ayrıca, bunlardan sadece birine üyelik mümkün olduğu gibi, ikisine birlikte de üyelik mümkündür. Düzenleme alanlarının aynı olması ve aynı sisteme dahil bulunmaları, bunlar arasındaki ilişkinin belirlenmesini, buna yönelik düzenlemelere değinilmesini zorunlu kılmaktadır. 76 Madrid Anlaşması md. 1.1 uyarınca, Anlaşma'nın uygulandığı devletler, markaların uluslararası tescili için, "Madrid Marka Birliği” olarak adlandırılan özel bir Birlik oluştururlar. Protokol'ün 1. Maddesi, Madrid Anlaşması'na taraf olmasa bile Protokol'e taraf olanların, Madrid Anlaşması'na taraf olanların üyesi bulundukları (özel) Birliğin üyesi olduklarını hüküm altına almıştır. Bu suretle markaların uluslararası tescilinde tek bir sistemin varlığı, Madrid Birliği'nin tekliği teyit edilmiştir. Protokol'ün bu hükmünden, markaların uluslararası tescili konusunda evrensel bir sistem tesisine yönelik iradenin varlığını çıkarmak da mümkündür. 76 Kırca, İ., 2005, s.22 41 Söz konusu Birliğin en yüksek organı, Kuruldur (Assembly). Her akit taraf, bu Kurul'da, bir delege ile temsil edilir. Bu delege, Kurul'da, vekil (yedek) delegelerin (alternate delegates), danışmanların ve uzmanların yardımından yararlanabilir. 77 Birliğin muhafazası, gelişimi ve Anlaşma ve Protokol'ün uygulanması ile ilgili bütün konularda karar almak; Anlaşma ve Protokol'ün revizyonuna ilişkin konferansların hazırlığı konusunda Uluslararası Büro'ya talimatlar vermek; Anlaşma ve Protokol'ün uygulanması ile ilgili Yönetmelik çıkarmak ve Yönetmelikte değişiklik yapmak; Uluslararası Büro'ya ödenecek tescil ücretlerini tespit etmek; Birliğin en yüksek memuru ve temsilcisi olan Genel Müdür'ün rapor ve faaliyetlerini denetlemek, onaylamak ve ona Birliğin görev alanına giren hususlarda talimatlar vermek; Birliğin programını belirlemek, Birliğin bütçesini kararlaştırmak, hesaplarını onaylamak vs. Kurul'un başlıca görev ve yetkilerindendir. 78 Kurul, olağan toplantılarını iki yılda bir yapar ayrıca üyelerin dörtte birinin talep etmesi durumunda Genel Müdür'ün çağrısıyla olağanüstü toplantı yapılır. Toplantıların gündemini Genel Müdür belirler. Kurulda her üye ülkenin bir oy hakkı mevcuttur. Ancak sadece protokolü ilgilendiren durumlarda sadece anlaşmaya üye ülkelerin oy hakkı yoktur. Aynı şekilde sadece anlaşmayı ilgilendiren durumlarda sadece protokole üye ülkelerin oy hakkı yoktur. Birliğin idari görevleri ve uluslararası tescile ilişkin görevleri WIPO bünyesinde merkezi Cenevre’de bulunan Uluslararası Büro tarafından yerine getirilir. Hem Anlaşma hem de Protokol’ün uygulanma seklini düzenleyen sistemin ortak metni olan Yönetmelik (Common Regulations under the Madrid Agreement Concerning the International Registration of Marks and the Protocol Relating to that Agreement Common Regulations) bu iki sözleşme arasında gerekli ayrımı sağlamaktadır. 77 78 Kırca, İ., 2005, s.22-23 Kırca, İ., 2005, s.23 42 Anlaşma ve protokol iki farklı metin olduğundan ikisi de aynı anda yürürlüktedir. Ülkeler ister protokole ister anlaşmaya üye olabilirler. Ayrıca ülkeler hem anlaşmaya hem de protokole aynı anda üye olabilirler. Durum böyle olunca menşe ofisin bulunduğu ülke ile markanın tescili talep edilen ülkenin anlaşma ve/veya protokole üye olmasına göre farklı durumlar ortaya çıkmaktadır. İki taraf da sadece anlaşmaya veya sadece protokole üye olduğu durumlarda hangi metne katılım var ise metnin hükümleri uygulanır. Bir taraf sadece anlaşmaya üye diğer taraf sadece protokole üye ise veya bunun tersi gerçekleşirse ortak bir metin mevcut olmadığından dolayı bu ülkelere mensup kişiler birbirlerinden koruma talep edemeyeceklerdir. Bir ülke hem anlaşmaya hem de protokole taraf diğer ülke ise sadece protokole veya sadece anlaşmaya taraf ise ortak metin hangisi ise ortak olan bu metin uygulanır; diğer metin devre dışı kalır. Son seçenek ise her iki tarafın da hem protokole hem anlaşmaya üye olma durumudur. Madrid Birliğinin 85 üyesinin 56’sının hem anlaşmaya hem de protokole üye olduğu 79 göz önüne alındığında bu durum oldukça önemlidir. 8 Mayıs 2008’den önce Madrid Protokolü 5. Mükerrer 9. Maddesinde yer alan “güvence kaydı(safeguard clause)” düzenlemesine göre protokol hükümleri devreden çıkarılıp sadece anlaşma hükümleri uygulanmaktaydı. Ancak bu tarihte Cenevre’de yapılan oturumla bu düzenleme kaldırılmıştır. Yeni düzenleme 1 Eylül 2008 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmaya başlanmıştır. Buna göre iki tarafın da hem Anlaşmaya hem de Protokole üye olduğu durumlarda artık kaydı(Safeguard clause) Protokol hükümleri uygulanacaktır. Güvence düzenlemesinin kaldırılması, hem Protokole hem de Anlaşmaya üye ülkelerin kendi sistemlerini yapılan bu yeniliğe uyumlu hale getirebilmesi için birtakım yeni düzenlemeler yapmasını gerektirmiştir. 79 William O‘Reilly Eylül 2010 Madrid System: International Trademark Registration - An Overview 9/138. , http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf, http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1. 43 Diğer yandan Protokol hükümlerinin uygulanmasına geçiş sağlayan bu düzenleme, Madrid Sistemi’ne üye 85 ülkeden 83’ünün Protokole üye olduğu düşünüldüğünde yerinde bir düzenleme olarak görülebilir. Ayrıca, halen Protokole üye olmayıp sadece Anlaşmaya üye olan Cezayir ve Tacikistan da Protokole taraf olmak için çalışmalarda bulunmaktadırlar. 8 Mayıs 2008 tarihinde Cenevre yapılan oturumda güvence kaydının kaldırılması başlığı altında aşağıdaki hususlar düzenlenmiştir. 80 TABLO 1 Menşe ülke ve belirlenmiş taraf olarak seçilmiş ülkelerin Anlaşma ve Protokol’e aynı anda taraf olması durumunu göstermektedir. 31 Ağustos 2008’e Kadar Anlaşma Hükümleri Uygulanır 1 Eylül 2008’den İtibaren Protokol Hükümleri Uygulanır Uluslararası Başvurular Cascade Form Marka hakkının gerekçesi Uygulanır MM181 Tescil Uygulanmaz MM282 Başvuru/Tescil Dil Fransızca Ücretler Tamamlayıcı ve Ek Ücretler İngilizce, Fransızca, İspanyolca Tamamlayıcı ve Ek Ücretler83 Protokolün 8(7) hükümleri üzerinde anlaşan akit taraflar bireysel ücret ödemezler. Kaynak Ofis 80 http://www.wipo.int/export/sites/www/madrid/en/contracting_parties/pdf/safeguard_clause.pdf Veya, Uluslararası başvuru ayrıca, özellikle Protokolle sınırlı bir akit taraf içeriyorsa MM3 formu 82 Veya, Uluslararası başvuru ayrıca, özellikle Anlaşmayla sınırlı bir akit taraf içeriyorsa MM3 formu 83 1 Eylül 2008’den başlayarak Tamamlayıcı Ücret 73 İsviçre Frankından 100 İsviçre Frankına çıkacaktır. 81 44 TABLO.1 (Devam) 31 Ağustos 2008’e kadar Anlaşma uygulanır 1 Eylül 2008’den itibaren Protokol uygulanır. Sonraki Belirleme Marka hakkının Gerekçesi Tescil Başvuru/Tescil Dil Fransızca Ücretler Tamamlayıcı Ücretler Talebin İletilmesi Menşe Ofis vasıtasıyla iletim zorunluluğu İngilizce, Fansızca, İspanyolca84 Tamamlayıcı Ücretler 85 Protokolün 8(7) hükümleri üzerinde anlaşan akit taraflar bireysel ücret ödemezler. Ofis vasıtasıyla veya doğrudan Uluslararası Büroya Menşe Ofis/Akit taraf ofisi Feragat ve iptal kaydı talebinin iletilmesi Talebin iletilmesi Menşe Ofis vasıtasıyla iletim zorunluluğu Ofis vasıtasıyla veya doğrudan Uluslararası Büroya TABLO.1 (Devam) 31 Ağustos 20082e kadar Anlaşma uygulanır. Uluslararası Tesciller ve Sonraki Belirlemeler Ücretler Tamamlayıcı ve Ek Ücretler 86 Tayin Edilmiş Ofis Geçici reddi bildirmek için süre sınırı 12 Ay 1 Eylül 2008’den itibaren Protokol Uygulanır Tamamlayıcı ve Ek Ücretler Protokolün 8(7) hükümleri üzerinde anlaşan akit taraflar bireysel ücret ödemezler. 12 ay, ayrıca akit tarafların bildirim 84 Eğer Uluslararası başvuru başlangıçta Anlaşma hükümlerince yapılmışsa(dolayısıyla Fransızcada) Üç dilli rejim sadece 1eylül 2008'den sonra, anlaşma veya protokol kapsamında ilk sonradan belirleme; Uluslararası sicile kaydedildiğinde yararlanılmaya başlanacaktır 85 1 Eylül 2008’den başlayarak Tamamlayıcı ve Ek Ücretler 73 İsviçre Frankından 100 İsviçre Frankına çıkacaktır. 86 Sonraki belirleme durumunda ek ücretlere başvurulmaz 45 Korumayı bildirme süresi 12 Ay Olası itirazlara karşı bilgilendirme (Kural 16) Kural 16 uygulanmaz Dönüştürme (Protokol md 9) Dönüştürme İsteyebilme Mümkün değil Düzeltmenin Bildirimi (Kural 28(3)) Geçici reddin Bildirimi için süre 12 Ay sınırı Yenileme Ücretler Tamamlayıcı ve Ek Ücretler Geçici retlerin ve diğer iletişim durumlarının tebligatı Dil Fransızca yapma koşuluyla Protokolün 5(2)(b) ve (c) madde hükümleri 12 ay, ayrıca akit tarafların bildirim yapma koşuluyla Protokolün 5(2)(b) ve (c) madde hükümleri Kural 16 uygulanmaz ayrıca akit tarafların bildirim yapma koşuluyla Protokolün 5(2)(b) ve (c) madde hükümleri Mümkün 12 ay, ayrıca akit tarafların bildirim yapma koşuluyla Protokolün 5(2)(b) ve (c) madde hükümleri Tamamlayıcı ve Ek Ücretler Protokolün 8(7) hükümleri üzerinde anlaşan akit taraflar bireysel ücret ödemezler. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Anlaşma ve Protokol ile ilgili ve her ikisi için ortak olan iki metin bulunmaktadır. Bunlardan ilki, “Markaların Uluslararası Tesciline ilişkin Madrid Anlaşması ve bu Anlaşma ile ilgili Protokol’e Dair Ortak Yönetmelik (Common Regulations under the Madrid Agreement Concerning the International Registration of Marks and the Protocol Relating to that Agreement)’dir. Yönetmelik, Madrid Birliği’nin en yüksek organı olan Kurul tarafından 18.01.1996’da kabul edilmiş ve 01.04.1996 tarihinde 46 yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten sonra Kurul sırasıyla 1997, 2000, 2001 yıllarında ve son olarak da (01.04.2004’de yürürlüğe girmek üzere) 22.09.2003 -03.10.2003 tarihlerinde yaptığı toplantılarda Yönetmelikte birtakım değişiklikler yapmıştır. İkinci ortak metin ise, “Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşma İle İlgili Protokol Uyarınca Yapılacak Başvurulara Dair Tüzüktür (Administrative Instructions for the Application of the Madrid Agreement Concerning the International Registration of Marks and the Protocol Relating Thereto)”. Tüzük, Birliğin 26.09.2001 tarihli kararıyla Yönetmeliğe ilave ettiği 41. maddesine dayanılarak, Genel Müdür tarafından çıkarılmış ve Yönetmeliğin açıkça kendisine atıfta bulunduğu hususlar ile Yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili ayrıntıları düzenlemektedir. 26.09.2001 tarihinde çıkarılan ve 01.03.2002’de yürürlüğe giren Tüzük’te sonradan 01.10.2003 ve 13.12.2004 tarihlerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Tüzük hükümleri ile Anlaşma, Protokol ve Yönetmelik hükümleri arasında bir çelişkinin bulunması halinde, sonuncular önceliğe sahiptir (Yönetmelik md. 41.4). Dolayısıyla, bu metinler arasında hukuki etkileri itibariyle (hiyerarşik) bir sıralama yapıldığında, Anlaşma ve Protokol aynı (eşit) seviyede olup, bunları sırasıyla Yönetmelik ve Tüzük takip etmektedir.87 2.2.5 Uygulanacak Sözleşme Uluslararası Başvuruya Etkisi Yalnızca Anlaşma Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası Başvuru: Menşe ofisi; Protokol ile değil de, Anlaşma ile bağlı bulunan bir devletin ofisi olan veya uluslararası başvuruda belirlenen tüm devletlerin Anlaşma ile bağlı olduğu durumlarda (bu devletlerin aynı zamanda Protokol ile bağlı olmasına bakılmaksızın) hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı olan bir devletin ofisi olan bir uluslararası başvuruyu ifade eder. 87 Kırca, İ., 2005, s.29-31. 47 Yalnızca Protokol Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası Başvuru: Menşe ofisi; Anlaşma ile değil de, Protokol ile bağlı bulunan bir devletin veya bir akit teşkilatın ofisi olan veya uluslararası başvurunun, Anlaşma ile bağlı bulunan bir devleti içermediği durumlarda hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı bulunan bir devletin ofisi olan bir uluslararası başvuruyu ifade eder. Hem Anlaşma Hem de Protokol Çerçevesinde Düzenlenen Uluslararası Başvuru: Menşe ofisi; hem Anlaşma hem de Protokol ile bağlı bulunan bir devletin ofisi olan, Anlaşma ile bağlı bulunan en az bir devletin (bu devletin aynı zamanda Protokol ile de bağlı bulunduğuna bakılmaksızın) ve Anlaşma ile değil de, Protokol ile bağlı bulunan en az bir devletin veya bir akit teşkilatın tesciline dayanan ve belirlenmesini içeren bir uluslararası başvuruyu ifade eder. 2.3 2.3.1 Uluslararası Tescille İlgili Genel Esaslar Uluslararası Büro İle Yazışma Usul Ve Esasları Uluslararası Büro’ya yapılacak başvuru ve gönderilecek bildirimler yönetmelikte düzenlenmiştir. Büro yönetmelikte matbu form hazırlanması zorunluluğu varsa matbu form hazırlamak zorundadır diğer durumlarda isteğe bağlıdır. Her iki tür form da gazetede yayımlanır. Bu formlar Büro’nun internet sitesinde mevcuttur. 19 adet matb u form mevcuttur. Başvurunun yapılmasından sahip değişikliğine kadar talep edilen hususlar bu matbu formların düzenlenmesiyle gerçekleşmektedir. Büroyla yapılan yazışmalarda daktilo ve bilgisayar gibi araçlarla yazılm ış olma şartı aranmaktadır. Gönderilen zarf içinde birden fazla evrak mevcut ise her bir evrakı açıklayacak bir liste eklenmelidir (Yönetmelik md. 6.b). Başvuruda birden fazla adres mevcut ise yazışma için bir tane adres gösterilir. Böyle bir durum yoksa isim sıralamasında ilk sırada yer alan kişinin adresi yazışma adresi olarak alınır (Yönetmelik md.13). 48 Büro ile yazışmalarda her belgenin fax ile gönderilmesi mümkündür. Menşe ofis başvuruyu fax ile gönderdikten sonra ilgili formu imzalayarak bir ay içerisinde Büro’ya gönderir. Bir aylık süre sonunda belge Büro’ya ulaşmazsa belge bu bir aylık sürenin sonunda incelemeye başlanır (Yönetmelik md. 9.a.i-ii). Büro fax ile gönderilen belgenin kendisine ulaştığını ve varsa sorunları gönderene bildirir. Ayrıca bir ofisin talep etmesi durumunda yazışmalar birlikte belirlenen bir elektronik araçla yapılır (Yönetmelik md. 11.a). 2.3.1.1 Uluslararası Büroda Temsil Uluslararası marka sahibinin Büro nezdinde bir vekil vasıtasıyla temsili mümkündür. Sadece protokolün uygulandığı hallerde vekilin ikametgâhı protokole taraf bir ülke veya kuruluşun sınırları içinde olmalıdır. Marka sahibi yalnızca bir tane vekil atayabilir. Vekil başvuru, sonraki belirlemeyle veya 25. maddede belirtilen şekliyle de atanabilir. Ayrıca vekilin aynı kişiye ait bir ya da daha fazla sayıda uluslararası başvuru/tescili kapsayacak şekilde ayrı bir yazıyla atanması mümkündür. Büro atama işlemini vekilin ad ve adresiyle birlikte sicile tescil eder. Vekil tarafından gönderilen yazılar aksi açıkça belirtilmedikçe marka sahibini bağlar. Büro tarafından gönderilen yazılar başvuru tarafına da gönderileceği belirtilmedikçe vekile gönderilir. Vekil veya marka sahibinin imzalı talebi üzerine vekil sicilden silinebilir. Yeni vekil atanması ile ve marka sahibinin değişip yeni vekil atanmadığı durumlarda vekile ilişkin kayıt re’sen silinir (md. 3.6.a). Marka sahibi tarafından yapılan vekil azil işlemleri talep yazısının Büro’ya ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğurur. Vekil terkin talebinde bulunan vekil ise Büro’nun yeni bir vekil atanmasına ilişkin yazıyı aldığı tarih ile başvurunun alındığı tarihten itibaren iki aylık süre bitiminden daha eski olanı terkinin hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başladığı tarih olarak kabul edilir. Terkinin hüküm ve 49 sonuçlarını doğurmaya başladığı tarihe kadar belgeler hem başvuru sahibine hem de vekile gönderilir. 2.3.2 Uluslararası Sicilde Yer Alan Kayıtlara Erişim İmkânları 2.3.2.1 WIPO Uluslararası Markalar Gazetesi Büro, uluslararası sicile yapılan tescil, tadil, terkin gibi kayıtlar ve bunların içerikleri ile genel olarak uluslararası tescil sisteminin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere, çeşitli imkânlar sunmaktadır. Bunlardan birisi haftada bir çıkarılan Gazete’dir(WIPO Gazette of hususların yayımlanacağı Internatonal Marks). 88Gazete’de hangi Yönetmeliğin 32.1-2 maddelerinde belirtilmiştir. Gazete’de yenileme, terkin, değişiklik gibi uluslararası marka tescilleri ile ilgili hususlar ile akit taraflarca yapılan özel bildirim ve açıklamalar yer almaktadır. Gazete’ye hem basılı olarak hem de elektronik ortamda (CD-ROM) ulaşmak mümkündür. CD-ROM baskısı her dört haftada bir kümülâtif olarak yayınlanmaktadır yani her yılın ilk diski, her yılın basılı yayının ilk dört baskısındaki tüm bilgileri, ikinci diski her yılın ilk sekiz baskısındaki tüm bilgileri içermekte olup sistem bu şekilde işlemeye devam etmektedir. Büro akit taraflardan her birisinin ofisine Gazete nüshalarını gönderir (Yönetmelik md. 32.1-4). Her ofisin ücretsiz olarak iki nüsha, belirli bir takvim yılında söz konusu akit tarafla ilgili olarak iki nüsha, belirli bir takvim yılında söz konusu akit tarafla ilgili olarak kaydedilen belirlemelerin sayısının 2000’i geçmesi durumunda gelecek yıl için ek bir nüsha ve sonradan 2000’nin üzerindeki her 1000 belirleme için ek nüsha alma hakkı vardır. Akit taraflardan her biri her yıl abone fiyatının yarısına, ücretsiz olarak alma hakkına sahip olduğu nüsha sayısınca Gazete satın alabilir (Yönetmelik md. 32.4). 88 Gazete ve Gazete’ye elektronik ulaşım imkânları için bkz. http://www.wipo.int/madrid/en/gazette/. 50 2.3.2.2 Elektronik Kaynaklar 2.3.2.2.1 Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanı (ROMARİN) Uluslararası tescil hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere elektronik veri tabanı oluşturma ve bu verileri ilgililere sunma şeklinde de yardımcı olunmaktadır. Bunun için hem Gazete’de yayınlanan hem de uluslararası sicile kaydedilen veriler elektronik bir veri tabanına kaydedilir (Yönetmelik 33.1). Büro konuyla ilgili olarak iki ayrı kaynağa sahiptir. Bunlardan birincisi ROMARIN89 (Read- Only- Memory of Madrid Active Registry Information) olarak adlandırılan Uluslararası Marka Bilgi Veri Tabanıdır (International Trademark Information Database. Bu veri tabanı CD-ROM’da yayımlanır ve geçerli bütün tescillerin mevcut hâli ile uluslararası sicilde mevcut verilerin neredeyse tamamını içermekte ve özellikle marka ön araştırmalarında önemli bir işleve sahip bulunmaktadır. Bu elektronik yayın iki ayrı diskten oluşmaktadır. Güncel bütün uluslararası tescillerin bibliyografik bilgileri ile güncel o yıl içinde tescil edilen özel karaktere veya tasviri işaretlere sahip markaların seklini içerir. “Biblio (Bibliyografya)” olarak adlandırılan birinci disk her dört haftada bir eşzamanlı ya da bir kaç gün farkla beraber her ikinci Gazete’nin yayımlanmasından sonra yayımlanır. Uluslararası Sicilde kayıtlı olan içinde bulunulan yıldan bir önceki yıla kadar kayıtlı olan tüm markaların özel karakter veya tasviri işaretleri de dahil olmak üzere şekillerinin yayımlandığı ikinci disk ise “Images (Şekiller)” olarak adlandırılmış olup, yılda bir defa, ilk Bibliyografya diski ile aynı zamanda yayımlanır.90 ROMARIN uluslararası başvuru sahipleri, vekilleri ve tescil işlemini gerçekleştiren acentelere çok güçlü bir araştırma yapma olanağı sağlamaktadır. Buna rağmen ROMARIN’in Uluslararası Sicil’de kayıtlı olan verileri tam olarak içermesini temin 89 90 ROMARIN sistemi hakkında daha fazla bilgi için bkz. http://www.wipo.int/madrid/en/romarin/. Taş, İ., 2207, s.46. 51 etmek için her türlü çaba gösterilse de, resmi yayın olarak sadece Gazete ve resmi beyanname (tasdikname) olarak Uluslararası Büro tarafından talep üzerine verilen uluslararası tescil bilgilerini havi tasdikli alıntılar (belgeler) dikkate alınmaktadır.91 2.3.2.2.2 Elektronik Veri Tabanı (Madrid Express Database)92 Bu sistemde hem Uluslararası Sicil’e kaydedilen hem de Yönetmeliğin 32. maddesi uyarınca Gazete’de yayımlanan veriler elektronik bir veri tabanına girilir (Yönetmelik md. 33.1). Bir uluslararası başvurunun veya sonraki belirlemenin Uluslararası Büro tarafından alınmasından sonraki üç iş günü içerisinde Uluslararası Sicile kaydedilmemesi halinde, Uluslararası Büro alınan uluslararası başvuru veya belirlemede bulunabilecek bir uygunsuzluğa rağmen, uluslararası başvuru veya belirlemede bulunan tüm verileri elektronik veri tabanına girer (Yönetmelik md. 33.2). Elektronik veri tabanı, akit tarafların ofislerine ve ihtiyacın hasıl olduğu durumlarda, belirlenen ücret karşılığında kamuya on-line olarak veya Uluslararası Büro tarafından belirlenen diğer uygun araçlarla erişilebilir hale getirilir (Yönetmelik md. 33.4). Bu verilerde başvuru veya uluslararası belirleme hakkında henüz karar verilip verilmediğine ilişkin bilgiler verilir. 2.3.2.3 Yıllık İndeks Uluslararası Büro her yıl alfabetik sıra ile yıl içinde Gazete’de bir veya daha fazla sayıda kaydı yayımlanan uluslararası tescillerin sahiplerinin isimlerini belirten bir indeks yayımlar. Bu indeks; marka sahibinin ismini, uluslararası tescilin numarasını, uluslararası tescili etkileyen kaydın yayımlandığı gazete sayısını, sayfa numarasını ve kaydın niteliğinin belirtimini (tescil, yenileme, red, hükümsüzlük, iptal veya değişikliği) içerir (Yönetmelik md. 32.3). 91 WIPO, “Guide to the International Registration of Marks”, s. A.15; WIPO, WIPO Magazine/MarchApril 2005, Geneva, s. 7. 92 Madrid Express Database için bkz. http://www.wipo.int/madrid/en/services/madrid_express.htm. 52 Son olarak Büro, belli bir marka ile ilgili olarak uluslararası sicilde mevcut kayıtların tasdikli suretini, Yönetmelik'de öngörülen bir ücret karşılığında, talep eden herkese verir. Bu tür suretler, bir akit tarafın mahkemesinde görülen davada kullanılabilir ve akit taraf, böyle bir suretin resmî makamlarca tasdikini talep edemez. Yani, Büro'dan alınan suretler, her tür tasdikten muaftır [(Protokol md. (2. mükerrer) 5.1-3]. 2.3.3 Uluslararası Başvuru Ve Tescil Ücretleri Uluslararası başvuru ve ondan sonraki süreçte çeşitli ücretler ödenir. Bu ücretlerle ilgili esaslar Protokol’ün 8. Maddesinde düzenlenmiştir. Bir markanın uluslararası sicile tescilinden önce uluslararası ücretin de ödenmesi gerekmektedir. Bu ücret üç bileşenden oluşmaktadır. Bunlar; esas ücret, mal/hizmetlerle ilgili olarak üç sınıftan fazla olan her sınıf için ek ücret ve koruma talep edilen her bir akit taraf için talep edilen tamamlayıcı ücretten oluşmaktadır (Protokol md. 8.2i-iii). Her yıl esas, ek ve tamamlayıcı ücretlerin toplamı belirlenen akit taraflar arasında bölüştürülmektedir. Ek ve tamamlayıcı ücretler her yılın sonunda akit taraflar arasında talebe konu marka sayısıyla orantılı bir şekilde paylaştırılır. Buna karşılık ek ve tamamlayıcı ücret haricinde kalan muhtelif gelirlerden Protokolün uygulanması için yapılan toplam masraf ve harcamalar çıkarıldıktan sonra kalan meblağ akit taraflar arasında eşit olarak paylaştırılır (Protokol 8.6). Ek ücret ile tamamlayıcı ücretlerin ödenmesi kuralı mutlak değildir. Protokol’ün ücretler konusunda getirdiği yenilik; akit taraflara tamamlama ya da ek ücretleri paylaşmak yerine bireysel ücret belirleyebilme imkânı tanımıştır. Her halükarda bireysel ücret belirlenen akit tarafların ulusal ofisinde uygulanacak bu ücret, 10 yıllık bir tescil için Uluslararası Büro tarafından talep edilen ücretten yüksek olamayacaktır93 93 The Trademark Handbook, Chartered Instıtute of Patent Agents Instıtute of Trade Mark Agents, Sweet & Maxwell, London, 1998, s. 129/15. 53 Protokole taraf herhangi bir akit devlet bireysel ücret talep edeceğine ilişkin bir bildirim yapmak suretiyle uluslararası başvuru, sonradan belirleme, yenileme gibi işlemler için bireysel ücret talep94 edebilecektir. Akit tarafın yapacağı bu tarzdaki bildirim Protokolü onay/tasdik veya Protokole taraf olma prosedürüne tabi olup aynı şekilde yapılmalı ve WIPO Uluslararası Markalar Gazetesinde yayınlanmalıdır. Yapılacak bu tarz bildirim taraf olma anında yapılabileceği gibi sonradan da yapılabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus yapılacak böyle bir bildirimin, bildirimin Genel Müdürlük tarafından alındığı tarihten itibaren üç aylık sürenin sonunda veya yapılan bildirimde daha sonraki bir tarih belirlenmişse belirlenen bu tarihte yürürlüğe girecek olmasıdır. Bireysel ücret talep edecek taraf devlet, bildiriminde eğer bu ücretin biri başvuru ya da sonraki belirleme esnasında ve diğerinin kendi ulusal hukukuna göre daha sonraki bir tarihte ödenecek şekilde iki taksitte yapılmasını istiyorsa bu hususun da bireysel ücret talebi ile birlikte Genel Müdürlüğe iletilmesi gerekmektedir.95 83 Protokol ülkesinden 35’i bireysel ücret talep etmektedir. Uluslararası markanın tescili için gerekli yukarıda belirttiğimiz ücretlere ek olarak devir, marka sahibinin ad veya adresinin değişmesi, yenileme, lisans vs. için de diğer ücretlerin ödenmesi gerekir. Bireysel ücret dışında kalan esas ücret, ek ücret ve tamamlayıcı ücret ile uluslararası tescil bağlamında ödenmesi gereken diğer ücretlerin miktarları Birliğin en yüksek organı olan Genel Kurul tarafından tayin edilir (Anlaşma md. 10.2.a.iii; Protokol md. 10.2). Protokol uyarınca ödenmesi gerekli bu ücretler, 94 Anlaşma’nın 8. maddesinin besinci ve altıncı fıkrası ile Protokol’ün besinci ve altıncı fıkrasında ücretlerin dağıtılmasında uygulanacak katsayıdan bahsedilmektedir. Belirtilen katsayı; Bir uluslararası tescil için yapılan başvuruyu, yalnızca mutlak red nedenleri açısından inceleyen akit taraflar için “2”, önceki hakları da inceleyen akit taraflar için; a)Üçüncü tarafların itirazı üzerine: “3”, b) Re’sen: “4” olarak uygulanır (Yönetmelik md. 37.1). “4” olan katsayı, aynı zamanda en önemli önceki hakların belirtilmesiyle birlikte önceki haklar için re’sen araştırma yapan akit taraflar için de uygulanır (Yönetmelik md. 37.2.).,Taş, İ., 2007, s.71. 95 WIPO, International Treaties and Conventions on Intellectual Property, s. 289; WIPO, Guide to the International Registration of Marks, s. A.9, A.10., Taş İ.,2007, s.71. 54 bireysel ücretler dışında, Yönetmeliğin ekinde yer alan "Ücret Çizelgesi"ne göre belirlenir (Yönetmelik m 34.1). WIPO’nun internet sitesinde başvuru bilgileri girildiğinde ödenmesi gereken ücreti ücretsiz olarak hesaplayan bir hesap makinesi bulunmaktadır96 Uluslararası başvuru ücretini etkileyen faktörlerden ilki esas ücrettir. Bu ücret, mutlaka ödenmektedir. Tamamlayıcı ücret ile ek ücret ise, koruma talep edilen akit taraflardan en az biri bireysel ücret talep etmediği takdirde ödenmek zorundadır. Bunlardan tamamlayıcı ücret, Ücret Çizelgesi'nde öngörülen rakamı, belirlenen akit taraflardan bireysel ücret talep etmeyenlerin sayısıyla çarpımından oluşur. Buna karşılık ek ücretin tutarı, mal/hizmetlerin sınıf sayısıyla yakından ilgilidir. İlk üç sınıf için ek ücretin ödenmesi gerekmemektedir; bu sayının aşılması hâlinde aşılan her bir sınıf için ek ücretin ödenmesi zorunludur. Bireysel ücretin ödenmesi ise, ilgili akit tarafların bu ücreti talep edip etmediklerine bağlı bulunmaktadır. Bireysel ücretin miktarı, akit taraflara göre değişkenlik göstermektedir. Bu değişkenliğin mal/hizmetlerin sınıf sayısıyla da yakın ilgisi vardır. Örneğin, İngiltere ve ABD, sadece bir sınıf için bireysel ücret aldıktan sonra, bunu aşan her sınıf için ayrıca (ek) tamamlayıcı ücret almaktadır 97. Buna karşılık, örneğin AB, Benelüks, Ukrayna, Norveç üç; İsviçre ise iki sınıfı aşan her sınıf için fazladan tamamlayıcı ücret almaktadır.98 2.3.3.1 Ücretlerin Ödenme Usul ve Esasları Ücret Çizelgesinde belirtilen ücretler başvuru sahibi veya marka sahibi tarafından Uluslararası Büro’ya ödenebilir veya menşe ofisin veya ilgili diğer bir ofisin bu 96 http://www.wipo.int/madrid/en/fees/calculator.jsp. Türkiye de bu gruba dahil ülkelerden olup,31 Aralık 2010 itibariyle ilk sınıf için 353, bunu aşan her bir sınıf için 69 İsviçre Frankı talep etmektedir. Bkz. http://www.wipo.int/export/sites/www/madridgazette/en/remarks/ind_taxes.html . 98 Kırca İ., 2005, s.45. 97 55 ücretleri toplamayı ve göndermeyi kabul ettiği ve başvuru sahibinin veya marka sahibinin de bunu istediği durumlarda, o ofis tarafından ödenebilir. Ofisi ücretleri toplamayı ve göndermeyi kabul eden akit taraf bu durumu Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı Genel Müdürü’ne bildirir (Yönetmelik md. 34.2.a-b.). Bireysel ücret Protokol’ün 8.7. maddesi uyarınca isteyen akit tarafından Genel Müdüre bildirilmek koşuluyla iki taksit halinde ödenebilir. Ücretler Yönetmelik md. 34.4’de belirtildiği üzere Tüzüğün 19. maddesine göre Büro’ya, a) Nakden b) Banka çekiyle c) Büro nezdinde tutulan cari hesaba borç olarak kaydedilmesi suretiyle d) İsviçre posta çeki hesabına veya Büro’nun belirlenen banka hesaplarına ödeme yoluyla ödenebilir. Herhangi bir ücretin Büro’ya ödenmesi sırasında uluslararası ödemelerde, başvuru/tescil sahibinin adı, ilgili marka ve ödeme sebebi belirtilir (Yönetmelik md. 34.5). Her ücret, kural olarak ödenmesi gerekli miktarın Büro'ca alındığı günde ödenmiş sayılır (Yönetmelik md. 34.6.a). Protokol’ün 8. maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendine göre beyanda bulunan akit taraflardan biri için Uluslararası Büro’ya yatırılacak herhangi bir bireysel ücret; ücreti ödenmiş olan uluslararası tescilin, sonraki belirlemenin veya yenilemenin kaydedildiği ayı izleyen ay içerisinde, o akit tarafın Uluslararası Büro’yla olan hesabına yatırılır (Yönetmelik md. 38). Madrid Sisteminde ödenen bütün ücretler İsviçre Frankı üzerinden yapılmak zorundadır.99 Bir akit tarafın, Protokol’ün 8.maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendi çerçevesinde bireysel ücret almak istediğine ilişkin bir beyanda bulunması durumunda Uluslararası 99 Ödeme koşulları ve ücretlerle bkz.http://www.wipo.int/madrid/en/fees/about_fees.html. ilgili diğer bilgiler için 56 Büro’ya bildirilen bireysel ücret miktarı, o ofis tarafından kullanılan para biriminden ifade edilir (Yönetmelik md. 35.2.a). Belirtilen bu beyanda ücretin İsviçre para biriminden başka bir para biriminde belirtilmesi durumunda, Genel Müdür, ilgili akit tarafın ofisiyle müzakerede bulunduktan sonra, bireysel ücretin miktarını Birleşmiş Ulusların resmi döviz kurunu esas alarak İsviçre para birimine çevirir (Yönetmelik md. 35.2.b). 2.3.3.2 Ücretten Muafiyet Yönetmeliğin 36. maddesi uyarınca aşağıdaki hususların kaydı ücretten muaftır: i) Vekil atanması, vekille ilgili herhangi bir değişiklik ya da vekil ait kaydın silinmesi, ii) marka sahibinin telefon ve faks numarasıyla ilgili herhangi bir değişiklik, iiî) uluslararası tescilin terkini, iv) Yönetmeliğin 25.1 .a.iii maddesi uyarınca, bütün mal hizmetlere ilişkin olarak bazı akit taraflardaki korumadan vazgeçme, vj Yönetmeliğin 9.4.a.xiii çerçevesinde uluslararası başvuruya ya da 24.3.a.iv uyarınca sonraki belirlemeye yönelik herhangi bir sınırlama, vi) Protokol'ün 6.4. maddesinin birinci cümlesi çerçevesinde bir ofisin (Büro'ya) yapacağı bildirim, vii) esas başvuruyu, bu başvurudan kaynaklanan tescili veya esas tescili etkileyen bir yargı sürecinin veya kesin hükmün varlığı, viii) Yönetmeliğin 17, 24.9 veya 28.3. maddeleri çerçevesinde herhangi bir red; 17.5 ve 6 ya da 1. mükerrer 20.5 yahut 27.4 veya i hükümleri çerçevesinde herhangi bir bildirim, ix) uluslararası tescilin hükümsüzlüğü, x) Yönetmeliğin 20. Maddesi uyarınca iletilen bilgiler, xi) Yönetmeliğin 20 ve 23. Maddeleri çerçevesinde bulunulan her bildirim, xii) Uluslararası sicilde yapılacak herhangi bir düzeltme. 57 MADRİD PROTOKOLÜ KAPSAMINDA ULUSLARARASI 3 TESCİL SÜRECİ 3.1 Menşe Ofise Başvuru Yapılması Bir markanın, Protokol hükümleri çerçevesinde uluslararası tescile konu olabilmesi için, bu markanın bir akit tarafın yani Protokol’e üye bir devletin veya Protokol’e üye bir hükümetler arası kuruluşun ofisinde tescil edilmiş veya bu marka için menşe ofisine tescil başvurusunda bulunulmuş olması gerekmektedir (Protokol md. 2.1.). Bu şartlardan birinin varlığı halinde, Protokol’de belirtilen nitelikleri haiz esas tescil veya esas başvuru sahibi, menşe ofisi vasıtasıyla uluslararası tescil başvurusunda bulunabilecektir (Protokol md. 2.2).100 Ayrıca daha önce Madrid Anlaşması’nı anlatırken belirttiğimiz “Kademeli Dizi”(Cascade) Prensibi terk edilmiştir. Kademeli dizi prensibinde; menşe ofis birinci değil ise ikincidir, ikinci değil ise üçüncüdür ve eğer üçüncü de değilse başvuru yapılabilmesi mümkün değildir. Madrid Protokolü’nde “kademeli dizi” durumu söz konusu değildir. Yalnızca Madrid Protokolü kapsamında yapılacak bir uluslararası başvuruda, başvuru sahibi başvurusunu milliyet, ikametgâh ya da kuruluş bağlarından herhangi birini sağlayan akit taraf ofislerinden dilediğinde yapabilir.101 Protokolün 2.1.i maddesinden hareketle TPE vasıtasıyla uluslararası tescil başvurusunda bulunabilecekler şunlardır. - Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişiler. - Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgâhı olan kişiler. - Türkiye cumhuriyeti sınırları içinde “gerçek ve etkin” bir sınaî veya ticari müessese sahibi gerçek ve tüzel kişiler de uluslararası tescil başvurusuna 100 Böylece Anlaşmanın bir eksikliği olarak görülen tescil şartı kaldırılıp tescil başvurusu şartı yeterli görülmüştür. 101 Bayram, E., 2001, s. 26. 58 sahiptirler. Burada “gerçek ve ciddi” ibaresinin eklenmesiyle hayali işletmelerin önüne geçilmiştir. Bu suretle işletmenin merkezi olma şartı aranmaksızın niteliği gereği belirli bir sınaî veya ticari faaliyetin yürütüldüğü bir şubenin, bir iş yerinin varlığı zorunlu görülmüştür.102 Protokol, esas başvuru ve esas tescilden neyin anlaşılması gerektiği konusunda ve bunlar için aranan şartlar hakkında herhangi bir hüküm içermemektedir. Başvuru şartları ile tescil sürecinin ülkeden ülkeye değişiklik göstermesinden dolayı Protokol’ün bu tavrı doğal olup, bu hususlarda milli hukuk düzenleri yetkilidir. Esas başvurunun TPE’ye yapılması halinde başvurunun usulüne uygun olup olmadığı “Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” (KHK) ile “556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulanmasına Dair Yönetmelik (KHK Yönetmelik)” hükümlerine göre 103 belirlenecektir. TPE’ye marka tescil başvurusu yapıldığında TPE başvuruyu şekli olarak inceler ve KHK 23’de belirtilen şartlara uygunluğunu kontrol eder. Herhangi bir eksiklik olmadığına karar verirse başvuru TPE’ye teslim edildiği tarih, saat ve dakika itibariyle kesinleşir. TPE 23. Maddenin birinci fıkrasının a bendinde belirtilen başvuru dilekçesinde başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgilerin bulunmaması veya eksik bulunması ve b, c, d bentlerinde bulunan; markanın üzerinde kullanılacağı mal\hizmet listesi, başvuru ücretinin ödendiğini gösterir belge aslı veya beş adet marka örneği teslim edilmemesi durumunda başvuru reddedilir. Ancak, madde 23 e, f, g ve h bentlerinde bulunan sınıf veya sınıfların ödendiğini gösterir belge aslı, marka vekili tayin edilmiş ise vekâletname, başvuru sahibi tüzel kişi ise imza sirküleri ve başvuru sahibinin ticaretle uğraştığını gösterir belge eksik ise iki aylık süre verilir. Süre içerisinde bu eksiklikler tamamlanırsa başvuru ilk yapıldığı tarih itibariyle kesinleşir. TPE’nin şekli eksiklik nedeniyle reddettiği başvurulara itiraz mümkündür. 102 103 Kırca, İ., 2005, s.55-56. Kırca, İ., 2005, s.51. 59 Protokolün 2.1 maddesinde sözü edilen ve uluslararası başvuruya dayanak teşkil eden esas başvuru kesinleşmiş başvurudur. Uluslararası tescil başvurusun kapsamı da bu kesinleşmiş başvurunun kapsamına göre tayin edilir. 3.2 Başvurunun Menşe Ofis Vasıtasıyla Yapılması Zorunluluğu Uluslararası tescil başvurusu esas başvuruda bulunulan veya esas tescili yapan menşe ofisi vasıtasıyla Büro’ya sunulur (Protokol md. 2.2; Yönetmelik md. 9.1). Dolayısıyla, esas başvuru/esas tescil sahibinin, Büro’ya doğrudan uluslararası tescil başvurusunda bulunması mümkün değildir. Başvuru sahibi tarafından doğrudan Büro’ya sunulan böyle bir başvuru, uluslararası başvuru olarak kabul edilemez ve bu durumun tespiti üzerine hiçbir inceleme yapılmaksızın gönderene iade edilir.104 Protokol hükümleri gereğince menşe ofis olarak TPE’nin seçildiği başvurularda başvuru sahibinin talebinin değerlendirilmeye alınabilmesi için aşağıdaki belgelerin temin edilmesi zorunludur. Bu belgelerden herhangi birinin eksik olması durumunda TPE başvuru sahibine veya vekiline tespit edilen eksiklik veya uygunsuzlukların düzeltilmesi için iki aylık ek süre verir. Bu süre içerisinde düzeltmelerin yapılmaması ve eksikliklerin giderilmemesi durumunda talep usulen reddedilir. Menşe ofis uluslararası marka tescil başvurusunun esas başvuruyla veya esas tescille aynı olduğunu tasdik etmelidir. Bu şekilde uluslararası başvurunun dayandırıldığı esas tescil veya esas başvurunun içeriğiyle uluslararası tescilin içeriğinin aynı olduğu anlaşılır. Uluslararası başvuruda yer alan tüm unsurların, esas başvuru veya tescilde yer alan unsurlarla aynı olması gereklidir. (Marka örneği, marka örneğini oluşturan renkler, yazım biçimi, mallar veya hizmetler-sınırlama yapmak mümkündür-, sınıflandırma vb.) Uluslararası başvuru mal veya hizmet listesinin kapsamı, esas başvuru veya tescilin mal veya hizmet listesinden farklı olarak genişletilemez.105 104 Kırca, İ., 2005, s.56-57 TPE, “Markaların Uluslararası Tescili ile ilgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ocak 2005 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2005),s. 10. 105 60 3.3 Başvurunun Şekli ve İçeriği106 Protokol md. 3.1’e göre uluslararası başvuru yönetmelikte öngörülen biçimde sunulur. Yönetmelik md. 9.2.a uyarınca başvurunun tek nüsha halinde düzenlenen resmi bir formda sunulması gerekmektedir. Türkiye sadece Protokole taraf olduğu için TPE vasıtasıyla yapılacak başvurularda yalnızca Protokol hükümleri uygulanacaktır. Bu başvurularda MM2107 formu kullanılır. Protokole göre yapılan uluslararası başvurular İngilizce, Fransızca veya İspanyolca dillerinden birisi ile yapılabilmektedir. Bu dillerin dışında bir dille yapılan başvurular başkaca bir inceleme yapılmaksızın gönderene iade edilecektir. MM2 formunun bu dillerden birisiyle doldurulması şarttır. Ancak Menşe Ofis başvuruların bu dillerden herhangi birisiyle yapılmasını zorunlu tutabilmektedir. Nitekim TPE kendisine uluslararası başvuruların sadece İngilizce olması zorunluluğunu getirip başvuru dilini sınırlamıştır(Yönetmelik 33/1-b). MM2 formunun İngilizce yerine Fransızca veya İspanyolca yapılması durumunda TPE başvuru sahibine başvurunun İngilizce doldurulması gerektiğini bildirip iki aylık süre verir. Başvuru İngilizce olarak tekrar yapılmazsa başvuru reddedilir (Yönetmelik 33/1-b). Uluslararası başvurunun, menşe ofis tarafından ve menşe ofisin şart koşması durumunda, ayrıca başvuru sahibi (veya atanmışsa temsilcisi) tarafından imzalanması gerekir. Menşe ofisin, başvuru sahibinin uluslararası başvuruyu imzalamasını şart koşmaması, ama imzalamasına izin vermesi durumunda, başvuru sahibi uluslararası başvuruyu imzalayabilir (Yönetmelik md. 9.2.b). Başvuru formunda herhangi bir şekilde başvuru sahibi veya vekilinin imzasının bulunmaması başvurunun geçerliliğini etkilemez.108 Uluslararası başvurunun aşağıdaki hususları içermesi gerekir: 106 Madrid Sisteminde kullanılan resmi formlar ek 1’de sunulmuştur. Uluslararası Tescil Sisteminde Kullanılan Formlar İçin Bkz. EK. 108 WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 18.01. 107 61 a) Başvuru sahibinin adı (Yönetmelik md. 9.4.a.I). Gerçek kişilerin ad ve soyadları tüzel kişilerin ise unvanları eksiksiz biçimde belirtilmelidir. Ad Latin harfleriyle yazılmamış ise hangi dille başvuruluyor ise o dilin fonetiği esas alınarak Latin harflerindeki karşılığı yazılır. Tüzel kişi başvurularında ise ticaret unvanının başvuru yapılan dildeki tercümesi yazılabilir (Tüzük md 12/c). b) Başvuru Sahibinin adresi (Yönetmelik md. 9.4.a.ii) Yazışmalarda kullanılan adres posta yoluyla yapılan tebligatın hızlı biçimde yapılmasını sağlamaya elverişli ve yeterince açık olmalıdır. Adrese ek olarak telefon ve/veya telefaks numaraları ile tebligatın yapılabileceği ikinci bir adres de verilebilir (Yönetmelik md. 12.d). Başvuru birden fazla kişi tarafından yapılır veya markanın yeni sahipleri ya da lisans alanlar birden fazla olur ve bunların adresleri farklı olursa tebligat için bu adreslerden biri gösterilir. Böyle bir belirleme yoksa isim sıralamasında ismi ilk sırada yer alanın adresi tebligat adresi olarak kabul edilir (Yönetmelik md 13). Başvuru sahibi Büro’nun kendisine yapacağı bildirimlerin hangi dilde yapılmasını istiyorsa bu kısımda tercih eder (İngilizce, Fransızca, İspanyolca). c) Başvuru sahibi bir gerçek kişi ise onun tabiiyeti (Yönetmelik 9.4.b.i). Buna karşılık başvuruyu yapan bir tüzel kişi ise bu tüzel kişinin hukuki niteliğine ve söz konusu tüzel kişinin, kanunları uyarınca kurulduğu devlete ve icabı halinde bu bölgesel/mülki birime ilişkin açıklamalar (Yönetmelik 9.4.b.ii). d) Atanması halinde vekilin adı ve adresi (Yönetmelik md. 9.4.a.iii). Sırf Protokol’ün uygulandığı hallerde vekilin ikametgâhı, Protokole üye bir ülke veya bir uluslararası kuruluşun sınırları içinde bulunmalıdır (md. 3.1.b.ii). Vekil uluslararası başvuru veya sonraki belirlemeyle atanabilir. e) Başvuru sahibi menşe ofisi devletin vatandaşı olması durumunda bu husus, eğer menşe ofis ülkesinde ikametgâhı bulunuyor veya gerçek ve etkin bir sınaî veya ticari işletmeye sahipse bu husus belirtilir. Eğer başvuru sahibinin adresi menşe ofisin bulunduğu ülkede bulunmuyor ise yerleşim yeri veya işletmesinin adresi uluslararası başvuruda belirtilmelidir. 62 f) Uluslararası başvuru bir esas başvuruya dayanmakta ise esas başvurunun tarihi ve numarası (Protokol md. 3.1.I). Buna karşılık başvuru esas tescile dayanılarak yapılıyor ise esas tescilin tarihi ve numarası ile bu tescile dayanak oluşturan başvurunun tarih ve numarası (Protokol md. 3.1.ii). g) MM2 resmi formu üzerindeki kutuya uyacak şekilde net bir marka örneği yer alır. Bu marka örneği esas başvuru veya esas tescildeki örneğin siyah beyaz veya renkli olmasına göre siyah beyaz veya renkli olmalıdır. h) Mal ve hizmetlerin uluslararası sınıflandırılmasındaki uygun sınıflara göre gruplanmış ve her grubun önünde sınıf numarası olacak biçimde ve bu sınıflandırmanın sınıflarına göre markanın uluslararası tescilinin istendiği mal ve hizmetlerin adları, (Mal ve hizmetler, tercihen söz konusu sınıflandırmanın alfabetik listesindeki sözcükler kullanılmak suretiyle, açık terimlerle belirtilecektir. Uluslararası başvuru, bir veya daha çok sayıdaki belirlenmiş akit taraf açısından mal ve hizmetlerin listesinin sınırlandırılmasını içerebilir; her bir akit taraf açısından bu sınırlandırma farklı olabilir (Yönetmelik md. 9.4.a.xiii) i) Ödenmekte olan ücretlerin miktarı ve ödeme şekli veya gerekli ücret miktarının Uluslararası Büro tarafından açılan bir hesaba geçirilebilmesine ilişkin talimatlar ve ödemeyi yapan veya talimatı veren tarafın belirtilmesi (Yönetmelik md. 9.4.a.xiv), Uluslararası başvuru ayrıca, başvurunun içeriğine bağlı olarak şu bilgileri de içermelidir: a) Sınaî Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi uyarınca başvuru sahibinin, daha önce yapılan bir başvurunun önceliğinden yararlanmayı istemesi durumunda, daha önce yapılan bu başvurunun önceliğini iddia eden bir beyan, bu başvurunun yapıldığı ofisin adı, bu başvurunun tarihi ve mümkün olduğu durumlarda, sayısı ve rüçhan talebinin, uluslararası başvuruda belirtilen tüm mal ve hizmetlere ilişkin olmaması durumunda, rüçhan talebinin ilgili olduğu mal ve hizmetlerin belirtilmesi gereklidir (Yönetmelik md. 9.4.a.iv). 63 b) Başvuru sahibi, markanın standart karakterde bir marka, yani standart karakterde harflere, yazı biçimine sahip bir marka olarak göz önüne alınmasını isterse, bu yöndeki bir beyanı (Yönetmelik 9.4.vi). Düz daktilo ve bilgisayar karakterleri dışındaki tüm karakterler, figüratif unsur olarak değerlendirilmektedir.109 c) Uluslararası başvurularda başvuru sahibi marka başvurusundaki renklerin ayırt edici olmasını istiyorsa başvuru sahibi bu yönde açık bir beyanı ve söz konusu rengin veya renk bileşimlerinin neden ibaret olduğunun yazıyla ifade edilmesi ve markanın renkli kopyası da gerekmektedir (Yönetmelik md. 9.4.a.vii). d) Esas başvuru ya da tescilin bir ses markasına ilişkin olması durumunda, bu belirtilmesi gerekir (Yönetmelik 9.4.a.IX). e) Esas başvuru ya da tescilin üç boyutlu bir markaya ilişkin olması halinde, bu hususun belirtilmesi gerekir (Yönetmelik 4.a.VIII). f) Esas başvuru ya da tescilin bir ortak marka ya da bir sertifika markası ya da garanti markasına ilişkin olması durumunda, buna dair belirtilmesi gerekir (4.a.X). Garanti markalarında teknik şartnamenin isteneceğine dair bir hüküm bulunmamakla birlikte tescili talep edilen ülkede şartnameler talep ediliyor ise başvuru sahibi bu şartnameleri şartnameyi talep eden ülkeye direkt olarak göndermesi bu konudan kaynaklanan olası bir ret kararını önleyecektir. Koku markasıyla ilgili yönetmelikte bir hüküm bulunmadığından dolayı uluslararası başvuruda bulunulamayacağını söyleyebiliriz.110 g) Esas başvurunun veya esas tescilin, markanın sözcüklerle tanımını içermesi durumunda, bu tanımı, (Söz konusu tanımın, uluslararası başvurunun dilinden farklı bir dilde olması durumunda bu tanım, uluslararası başvurunun dilinde verilecektir (Yönetmelik md. 9.4.a.XI). h) Markanın, Latin harfleri dışındaki harflerden oluşan veya Arap veya Roma rakamları dışında rakamlardan oluşan bir içeriği varsa, bu içeriğin Latin 109 TPE, Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ekim 2004 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2004) s. 14. 110 Kırca, İ., 2005, s.65. 64 harfleri veya Arap rakamlarına çevirisi, (Latin harflerine çeviri, uluslararası başvurunun dilinin fonetiğini izleyecektir (Yönetmelik md. 9.4.a.xii). i) Ödenmekte olan ücretlerin miktarı ve ödeme şekli veya gerekli ücret miktarının Uluslararası Büro tarafından açılan bir hesaba geçirilebilmesine ilişkin talimatlar ve ödemeyi yapan veya talimatı veren tarafın belirtilmesi gereklidir (Yönetmelik md. 9.4.a.xiv). Uluslararası tescile konu markanın kullanılacağı mal/hizmetlerin adları ait oldukları sınıf numaraları ile birlikte ve aynı sınıfa dahil bir mal/hizmet grubu oluşturacak şekilde sınıflandırılır. Uluslararası başvuruda koruma talep edilen akit taraf veya taraflar belirtilmelidir. Bu akit tarafların birinde kendi ülkesinde veya bölgesinde korunma talep edildiği durumlarda başvuru sahibinden markayı kullanma niyetine ilişkin bir beyanda bulunmasını isteyebilir. Bu durumda markanın bu akit taraf/bölgesinde kullanma niyetine yönelik bir beyanı da içermelidir. Bu beyan bizzat başvuru sahibi tarafından imzalanan uluslararası başvuruya ekli bir resmi formda sunulur. Ancak söz konusu bu beyan dolayısıyla bizzat kullanmak zorunda olmayıp üçüncü kişi tarafından kullanılması mümkündür. Resmi form, Topluluk Tüzüğü’nde belirtilmiş olan zorunlu ve ihtiyari ayrıntıların her ikisi ile ilgili unsurları da içermektedir. Başvuru formundaki mevcut alanların, yeterli olmaması durumunda (örneğin, başvuranların birkaç kişi olması veya malların ve/veya hizmet listesinin çok uzun olması ) bir devam kâğıdı kullanılabilir. Bu devam kâğıdı, gönderme yapılan madde numarasını göstermeli ve formdaki sırasına göre maddeleri belirtmelidir111 Uluslararası başvuruda en son olarak menşe ofisin onay beyanı gereklidir. Bu beyanda şu hususların bulunması gereklidir. 111 Dufty - Lahore, s.71,211 vd. 65 - Uluslararası başvuru talebine ilişkin başvuru formunun menşe ofis tarafından alındığı tarih, - Uluslararası başvuru sahibiyle esas tescil sahibinin aynı kişi olduğu, - Esas başvuru veya tescilde rengin markanın ayırt edici özelliği olduğu belirtilmiş ve bu husus uluslararası başvuruda da yer almışsa veya esas başvuruda/tescilde belirilmemekle birlikte renk uluslararası tescilde ayırt edici olarak belirtilmişse markanın uluslararası başvuruda belirtildiği şekilde esas başvurudaki/tescildeki renge veya renk bileşenlerine sahip olduğu, - Uluslararası başvuruya konu markanın, esas başvuru/tescile konu marka ile aynı olduğu, - Yönetmeliğin 9.4.a.1 vii-xi bentlerinde sözü edilen ve uluslararası başvuruda belirtilen hususların esas başvuru/tescilde yer aldığı, - Esas başvurudaki/esas tescildeki mal/hizmet listesinin uluslararası başvuruda belirtilen mal/hizmetleri kapsadığı - Uluslararası tescile konu markanın esas başvuru veya tescile konu marka ile aynı olduğu belirtilir112 Menşe ofis yukarıda belirtilen özelliklere sahip başvuruyu şekli açıdan uygun bulursa ve yukarıda yazılı hususların doğruluğunu teyit ederse başvuruyu imzalar ve WIPO’ya gönderir. Menşe ofisin başvuruyu aldığı tarih uluslararası başvuru tarihidir. Başvuru tarihinden itibaren menşe ofisin, uluslararası başvuruyu iki ay içerisinde Uluslararası Büro’ya eksiksiz olarak iletmesi gerekmektedir.113 Bu gönderim posta, fax veya elektronik araçla yapılabilir. 3.4 Rüçhan Hakkı Paris Anlaşması'nın 4. maddesi uyarınca rüçhan hakkı, Paris Anlaşması'na dahil devletlerden birinde markanın tescili için başvuru yapılması hâlinde marka sahibi, bu başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde markasını diğer üye devletlerde tescil ettirmek hususunda rüçhan hakkından yararlanır. Diğer bir 112 113 Kırca, İ., 2005, s.71-72. Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları Ocak 2007, s. 10. 66 ifadeyle marka, bu altı aylık süre zarfında diğer bir üye devlette başkası adına tescil olunamaz. Yönetmelik 9.4.a.iv hükmü uyarınca Paris Anlaşması'na istinaden daha önce yaptığı bir tescil başvurusundan doğan rüçhan hakkından yararlanmak istemesi hâlinde, bu başvurunun tarihi uluslararası tescil tarihinden geriye doğru altı aydan daha önceki bir tarihi taşımakta ise, rüçhan hakkı uluslararası sicile kaydedilmez. Bir uluslararası başvurudan kaynaklanan uluslararası tescil ise, kural olarak söz konusu başvurunun menşe ofisince alındığı tarihi taşır. Ancak bunun için, başvurunun bu tarihten itibaren iki ay içinde Büro'ya varması gerekmektedir. Başvuru bu süreden sonra Büro'ya ulaşmışsa, uluslararası tescil tarihi, başvurunun Büro'ya fiilen vardığı tarihtir. TPE'ye yapılan başvuru i l k başvuru ve bu başvurudan kaynaklanan rüçhan hakkından yararlanılmak isteniliyorsa, ilk başvuru tarihi ile uluslararası başvurunun Büro'ya ulaştığı tarih arasındaki süre altı ayı aşmamalıd ır. Buna karşılık, Paris Anlaşması'na dahil (Türkiye dışındaki) devletlerden birinde markanın tescili için ilk başvurunun yapılmasından sonra TPE'ye (ikinci) başvuru yapılmış ve TPE'ye yapılan başvuruya istinaden uluslararası tescil talebinde bulunulmuşsa, bu hâlde Paris Anlaşması'na dahil (Türkiye dışındaki) devlete yapılan ilk başvurudan doğan rüçhan hakkından yararlanılmak isteniliyorsa, bu i l k başvuru tarihi ile uluslararası başvurunun Büro'ya vardığı tarih arasındaki süre altı ayı geçmemelidir.114 3.5 Başvurunun Uluslararası Büro Tarafından İncelenmesi Uluslararası başvuru menşe ofiste kontrol edildikten sonra, ikinci aşama olarak Uluslararası Büro tarafından olarak incelenir. Uluslararası Büro’nun başvuruyu ayırt 114 Kırca, İ., 2005, s.60-61 67 edicilik veya önceki hakların varlığı gibi mutlak ya da nispi ret nedenleri açısından incelemesi söz konusu değildir. Başvurunun nispi veya mutlak ret nedenleri bakımından incelenmesi belirlenen akit tarafların yasal mevzuatları çerçevesinde yapılacaktır. Uluslararası Büro, başvurunun şekli incelemesi sırasında mal veya hizmet listesinin uygunluğunu ve başvuru formunun doldurulmasına dair şekli şartlara uyulup uyulmadığını kontrol eder. Başvuruda koruması talep edilen mal ve hizmetler açık ve kesin olarak ifade edilmiş ve Nis Sınıflandırmasına uygun olarak sınıflandırılmış olmalıdır. Uluslararası Büro başvuruyu şekli açıdan uygun bulmazsa, buna ilişkin olarak menşe ofise ve başvuru sahibine bir “uygunsuzluk mektubu” gönderir.115 Büro uygunsuzlukları hem menşe ofise hem başvuru sahibine bildirir.116 Bir uluslararası üç tür eksiklik söz konusu olabilir. Bunlar; 3.5.1 Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Eksiklikler Uluslararası Büro mal ve hizmetlerin uygun sınıf ya da sınıflarda yer almadığını ya da sınıf numaralarının belirtilmediğini ya da belirtilen sınıf numaralarının yanlış olduğunu tespit ederse, sınıflandırmaya ilişkin öneride bulunur. Bu iki durumda büro kendi önerisini menşe ofise ve başvuru sahibine bildirir. Bu bildirimde eğer gerekiyorsa yeni sınıflandırılma ve gruplandırılma sonucu ortaya çıkan ücret miktarı da bildirilir (Yönetmelik 12.1.b). Uluslararası Büronu önerisini alan menşe ofisi Büro’ya önerinin bildirim tarihinden itibaren üç ay içerisinde kendi önerisini bildirir (Yönetmelik 12.2). Başvuru sahibi Büroyla doğrudan yazışma imkanına sahip olmadığı için Büro’nun başvuru sahibine yazı göndermesi bilgilendirme amaçlıdır. Başvuru sahibi yazışmalarını menşe ofisle yapar. Menşe ofis Büro’nun önerisine görüş bildirmekle yükümlü değildir.117 Menşe ofis kendi görüşü yerine başvuru sahibinin görüşünü iletmekle de yetinebilir. 115 Bayram, E. B., 2001, s.28. 116 Kırca, İ., 2005, s.73. 117 WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 23.05; Teil B III, Nr. 12.03. 68 Menşe ofis tarafından Büro'ya herhangi bir görüş bildirilmezse ortaya çıkan fazla ücretin, bildirimin yapılmasından itibaren dört ay içerisinde ödenmesi gerekir; aksi hâlde uluslararası başvuru geri çekilmiş kabul edilir.118 Büro bu durumu menşe ofise bildirir ve başvuru sahibini haberdar eder (Yönetmelik md. 12.7). Yaptığı öneri hakkında menşe ofisin görüşünü alan Büro’nun önünde üç seçenek bulunmaktadır. Birincisinde Büro önerisini geri çeker. Bu durumda menşe ofise ve başvuru sahibine bildirimde bulunur. Dolayısıyla önerdiği ücret farkı ödenmez. İkinci olarak büro önerisini değiştirse yeni bir ücretlendirme çıkarır ve menşe ofise ve başvuru sahibine gönderir. Üçüncü olarak Büro kendi görüşünde ısrar edebilir. Bu son iki durumda Büro’nun önerdiği sınıflandırma ve gruplandırmanın sonucu olarak ortaya çıkan fazla ücret Büronun değişiklik yaptığını veya kararında ısrar etiğini menşe ofise bildirdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenmelidir; aksi halde uluslararası başvuru geri çekilmiş sayılır ve bu durum menşe ofise bildirilir ve başvuru sahibi haberdar edilir. (Yönetmelik md. 12.7.b) Bu durumda Büro ödenen ücretten esas ücretin yarısını mahsup ettikten sonra ödeyene iade eder. 3.5.2 Mal veya Hizmetin Belirtilmesiyle İlgili Uygunsuzluklar Eğer Uluslararası Büro mal ve hizmet listesinde yer alan bir ifadenin çok belirsiz, anlaşılmaz ya da dilbilgisi açısından yanlış olduğunu tespit ederse, söz konusu ifadenin ya da ifadelerin düzeltilmesi konusunda bir öneride bulunabilir veya açıklama talep edebilir (Yönetmelik md. 13.1). Menşe ofis bildirim tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde eksikliğin giderilmesine ilişkin bir öneride bulunabilir (Yönetmelik 13.2.a). Bu aşamada menşe ofisle başvuru sahibi görüş alışverişinde bulunur. Menşe ofisinin önerisi Büro tarafından kabul edilir veya menşe ofisi Büro'nun önerisini kabul ettiğini bildirirse, belirsiz olan veya anlaşılır olmayan yahut dil 118 Başvuru sahibi bu fazla ücreti ödemek yerine duruma göre bir ya da daha fazla sayıdaki mal/hizmet sınıfının başvurudan çıkartılmasını talep edebilmelidir ayrıca menşe ofiste kendiliğinden böyle bir talepte bulunabilir.(WIPO-Leitfaden, Teil B II, Nr. 23.08-09) 69 bakımından yanlış olan tabirin yerine menşe ofisinin ya da Büro'nun önerdiği tabir yazılır. Buna karşılık üç aylık süre zarfında menşe ofisi tarafından gönderilen öneriyi kabul edilebilir bulmayan Büro, söz konusu tabiri, menşe ofisinin tabirin yer alacağı sınıfı belirtmiş olması şartıyla, uluslararası başvurudaki şekliyle sicile kaydeder; ancak sicilde, sınıflandırma açısından tabirin belirsiz veya anlaşılamaz olduğu yahut dil bakımından doğru olmadığı belirtilir (Yönetmelik md. 13.2.b). Eğer menşe ofisi tabirin yer alacağı sınıfı belirtmemişse, Büro, ilgili tabiri siler ve bu durumu menşe ofisine bildirir ve aynı zamanda başvuru sahibini durumdan haberdar eder (Yönetmelik md. 13.2.b). 3.5.3 Diğer Eksiklikler Uluslararası başvurunun resmi formda(MM2) yapılmaması, başvuru sahibinin başvuru yetkisinin bulunmaması, menşe ofis beyan ve imza eksikliği, esas başvuru veya tescilin tarih ve numarasının belirtilmemesi durumlarında Büro menşe ofisten eksikliklerin üç aylık süre içerisinde giderilmesini ister. Büro tespit edilen ücret eksikliklerini menşe ofise ve başvuru sahibine iletir. Bu eksiklik menşe ofis tarafından veya başvuru sahibince giderilebilir. Bunlardan başka başvuru sahibinin veya vekilinin teşhisi mümkün olup ancak bazı bilgilerinin eksik olması durumunda, rengin markanın ayırt edici olduğunu belirtmesine rağmen renkli örneğin bulunmaması, rüçhan talebine yönelik bilgilerin eksik olması gibi eksiklikleri Büro başvuru sahibine bildirip eksikliklerin tamamlanmasını ister. Aynı zamanda menşe ofisi bilgilendirir. Başvuruya ilişkin olarak tespit edilen uygunsuzluklar bildirim tarihinden itibaren 3 ay içerisinde düzeltilmelidir. Aksi taktirde, başvuru sahibi başvurudan kısmen ya da tamamen feragat edilmiş sayılır. Belirtilen tarih içerisinde uygunsuzluklar giderildiği takdirde uluslararası tescil tarihi başvuru tarihi, giderilmediği halde ise uygunsuzluğun giderildiği tarih olacaktır. 70 3.6 Uluslararası Sicile Kayıt ve Yayın Uluslararası başvuruda herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmezse ve başvuru Protokol ile Ortak Yönetmeliğin şartlarını yerine getiriyorsa Büro, başvuruyu uluslararası sicile tescil eder. Bunun üzerine Büro, uluslararası tescili belirlenmiş akit tarafların ofislerine bildirir, durumdan menşe ofisini haberdar eder (Protokol md. 3.4) Bir uluslararası başvurudan kaynaklanan uluslararası tescil söz konusu başvurunun menşe ofisince alındığı tarihi taşır. Ancak bunun için, başvurunun bu tarihten itibaren iki ay içinde Büro’ya varması gerekmektedir. Başvuru bu süreden sonra Büro’ya varmışsa uluslararası tescil tarihi başvurunun Büro’ya vardığı tarihtir (Protokol md. 3.4). Aynı prosedürler, -ilk aşama hariç- aksi belirtilmediği takdirde, sonraki belirlemeler ve uluslararası tescildeki değişiklikler (başvuru sahibinin unvan ve adresinin değişmesi, mal ve ya hizmetlerin belirlenen bazı akit tarafların tümü ya da bazıları için sınırlandırılması, uluslararası tescilden belirlenen akit tarafların bir kısmı için feragat vs.) için de geçerlidir. Uluslararası başvuru sicile kayıt edildikten sonra WIPO Uluslararası Markalar gazetesinde, eğer başvuru sadece Anlaşma kapsamında yapılmışsa Fransızca, diğer durumlarda ise Fransızca, İngilizce veya İspanyolca olarak yayınlanır.119 3.7 Başvurunun Belirlenen Akit Taraflarda İncelenmesi Uluslararası tescil, belirlenen bütün akit taraflar için hüküm ve sonuç doğurur. İlgili marka, uluslararası tescil tarihinden itibaren, belirlenen her bir akit tarafta, sanki doğrudan o akit tarafa tescil başvurusunda bulunulmuş gibi işlem görür. Bunun sonucu olarak, Büro'nun uluslararası tescili belirlenmiş akit tarafların ofislerine bildirmesi üzerine ilgili akit taraf ofisi, süresi içinde Büro'ya red bildiriminde bulunmazsa veya red bildirimini usulüne uygun yapmazsa yahut red bildirimini sonradan geri alırsa, marka, uluslararası tescil tarihinden itibaren ilgili akit tarafta tescil edilmiş gibi korunur (Protokol md. 4.1). 119 Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 268. 71 Madrid Sistemi kapsamında bir uluslararası başvuru belirlenen her akit tarafta, uluslararası tescil tarihinden itibaren koruma kapsamına alınır. Eğer belirlenen akit taraflarda uluslararası başvurunun incelenmesi sonucunda, başvurunun tescili kesinleşirse uluslararası tescil tarihi ulusal ofisteki başvuru tarihi olacaktır. Protokol'ün 5.1. maddesi uyarınca, bir marka red bildiriminde bulunan ofise doğrudan tevdi edilseydi Paris Anlaşması'na göre hangi nedenlere dayanılarak reddedilebilecek idiyse, red bildirimi de ancak o nedenlere dayanabilir. Protokol'ün 5.1. maddesinin atıfta bulunduğu Paris Anlaşması'nın konuyla ilgili 6. maddesinin 4. mükerrer şekline göre, menşe devlette usulüne uygun şekilde tescil edilmiş olan marka, diğer üye devletlerde de aynen tevdie kabul edilecek ve korunacaktır. Bu markaların tescili, ancak işaretin, korumanın talep edildiği devlette üçüncü kişilerin kazanılmış haklarına zarar vermesi, ayırım gücünden yoksun olması(korumanın talep edildiği duruma göre), ahlâka ve kamu düzenine aykırı olması ve halkı aldatıcı nitelikte olması şartıyla reddolunabilir. Üye devletler, herkesçe bilindiği mütalâa edilen/tanınmış markaların, bir başkası adına tescilini önlemeyi de kabul etmişlerdir. Görüldüğü üzere söz konusu nedenler, KHK md. 7 ve 8'de düzenlenen mutlak ve nispî red nedenlerinden başka bir şey değildir. O hâlde, red bildirimi, bildirimde bulunan ofisin re'sen incelemesi gereken bir nedene (mutlak red nedeni) veya itiraza dayalı bir nedene (nispî red nedeni) yahut bunların her ikisine ilişkin olabilir (Yönetmelik md. 17.1.a). Koruma talep edilen akit tarafın ofisinin red nedenleri şekle ilişkin olmayıp maddi hukuka ilişkindir. Büro, koruma talep edilen ilgili akit tarafa uluslararası tescil konusunda bildirimde bulunmadan önce, uluslararası başvuruyu Protokol ve Yönetmelikte öngörülen şeklî hükümlere uygunluk açısından denetler. Bu yüzden koruma talep edilen akit tarafın ofisi, red bildirimini şeklî nedenlere dayandıramaz.120 120 Kırca, İ., 2005, s.86. 72 Madrid Protokolünde redde ilişkin bildirim süresi akit tarafın yaptığı seçime göre 12 veya 18 aydır. Türkiye WIPO’ya bildirimde bulunarak bu sürelerden 18 aylık olan süreyi tercih ettiğini bildirmiştir. 18 aylık sürenin tercihine ilişkin olarak WIPO’ya yapılan bildirimde, reddin üçüncü kişinin itirazından kaynaklandığı durumlarda, red bildirimin 18 ayın bitiminden sonrada yapılacağı belirtilebilir (Protokol md. 5.3.c). Böyle bir durumda, belirlenen akit taraf ofisinin, somut bir uluslararası tescille ilgili olarak 18 aylık sürenin sonunda red bildiriminde bulunabilmesi iki şarta bağlanmıştır. - 18 ayın dolmasından önce, markanın tesciline yönelik itirazların 18 ayın bitiminden sonra yapılabileceği ihtimalinin varlığından Büro'yu haberdar etmeye yönelik bildirimde bulunulmalı (Protokol md. 5.2.c.i). - Üçüncü kişinin itirazına dayalı red bildirimi, ilgili ofisin hukukuna göre belirlenen itiraz süresinin başladığı tarihten itibaren yedi ayı aşmayacak bir süre zarfında yapılmalıdır; ancak itiraz süresinin anılan yedi aylık süreden önce sona ermesi durumunda, red bildirimi, itiraz süresinin dolmasından itibaren bir ay içinde yapılmalıdır (Protokol md. 5.2.c.i). Bir uluslararası tescile ilişkin olarak Büro’ya öngörülen süre içerisinde red bildiriminde bulunmayan akit taraf ofisleri bu haklarını kaybederler ve bu süre Büro’nun uluslararası tescili belirlenen akit taraf ofisine bildirdiği tarihten itibaren işlemeye başlar (Protokol md. 5.2.a- 5.2.5). 3.8 Red Bildirimin Şekli ve İçeriği Uluslararası başvurunun red bildirimi tek bir uluslararası tescile ilişkin olmalıdır(Yönetmelik md.17.1.b). Bu bildirimin yapılmasına ilişkin herhangi bir şekil ve özel bir form öngörülmemiştir. Red bildirimleri bildirimi yapan ofis tarafından tarih de düşülerek imzalanır. Benzer markalara ilişkin olarak aynı kişiye ait ve aynı tarihi 73 taşıyan birden fazla uluslararası tescilin varlığı hâlinde, bunların hepsinde red nedenleri ortak olsa bile, her bir uluslararası tescil için ayrı red bildiriminde bulunulacaktır.121 Yönetmeliğin 17. maddesinde red bildirimlerinde hangi hususların bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre red bildirimleri şu hususları içermelidir: 1) Bildirimde bulunan ofisin hangi akit tarafın ofisi olduğu belirtilmelidir. Ayrıca red bildirimi, tarihi de belirtilmek suretiyle, bildirimi yapan ofis tarafından imzalanır (Yönetmelik md. 17.1.b). 2) Markanın sözcükten oluşan unsurları veya esas başvuru/tescil numarası gibi uluslararası tescilin tanınmasını mümkün kılan bilgilerle birlikte tescil numarasını içermelidir. 3) Redde mesnet gösterilen düzenlemenin adı, maddesi gibi hususlar gösterilmek suretiyle red kararının kanuni dayanağı gösterilmelidir. Ürünün veya hizmetin tanımlayıcı veya yanıltıcı olduğu gibi red nedenleri açıkça belirtilmelidir. 4) Reddin nedeni olarak başvurulan akit tarafta daha eski bir başvuru veya tescilli bir marka gösteriliyor ise bu markanın başvuru tarihi ve numarası, tecilli ise tescil tarihi ve numarası, sahibinin adı ve adresi, benzetilen marka örneği, markayla ilgili tüm mal ve hizmetlerin listesi ve gerektiği hallerde rüçhan bilgileri bulunmalıdır. Red nedeni olarak gösterilen marka itiraz sonucunda benzetilen bir marka ise yukarıdaki bilgilere ek olarak itirazın dayandırıldığı mal/hizmet listesini ayrıca göndermek zorundadır (Yönetmelik md. 17.3). 5) Reddin mal/hizmetlerin tamamını kapsaması durumunda bu husus, kısmi olarak reddedilmesi durumunda isteğe göre ya redde konu mal veya hizmetler veya red ile ilgisi bulunmayan mal/hizmetler belirtilmelidir (Yönetmelik md 17.2 VI). 121 WIPO-Leitfaden, B. III. Nr. 44.02-06 74 6) Re'sen incelemeye tâbi veya bir itiraza dayalı reddin yeniden incelenmesine veya buna itiraz edilmesine ilişkin başvurunun yapılması ve gerekirse itiraza cevap verilmesi hususunda durumun gereklerine uygun süre; tercihen söz konusu sürenin sona erdiği tarih ve yeniden incelemeyi yapacak veya itirazı inceleyecek veya itiraza cevabın sunulacağı makam da red bildiriminde yer alması gereken önemli hususlardandır. Ayrıca, yeniden inceleme ve itiraz talebinin, red bildiriminde bulunan ofisin tâbi olduğu akit tarafın ülkesinde/bölgesinde adresi bulunan bir vekil vasıtasıyla yapılması veya itiraza cevabın böyle bir vekil aracılığı ile sunulması zorunluysa, bildirimde bu hususa da işaret olunmalıdır (Yönetmelik md. 17.2.VII). Red Bildiriminin içeriği yukarıda belirtilenlerle sınırlı olup bildirime herhangi bir yazı veya belge eklenemez (Yönetmelik md 15.a).122 3.9 Bildirimin Tescil ve İlanı Uluslararası Büro, red bildirimini gönderildiği tarih itibariyle, içeriğinde yer alan bilgilerle birlikte uluslararası sicile tescil eder. Büro ayrıca, bildirimin suretini, uluslararası başvuru sahibine ve bu yöndeki talebini önceden Büro'ya iletmiş olması kaydıyla menşe ofisine gönderir(Protokol md. 5.3; Yönetmelik md. 17.4). Ayrıca, söz konusu bildirim, Gazete'de ilân edilir. Bu ilânda, reddin bütün mal ve hizmetleri mi kapsadığı yoksa kısmî mi olduğu belirtilir (Yönetmelik md. 33.1.a.iii). Büro'nun red bildirimini uluslararası başvuru sahibine göndermesinden sonraki süreç, başvurunun red bildiriminde bulunan ofise doğrudan yapılmış olması hâlinde cereyan edecek süreçle aynıdır (Protokol md. 5.3). Bu aşamada Büro devreden çıkar ve başvuru sahibi, doğrudan ilgili ofise başvurarak, red kararının yeniden incelenmesini ister veya bu karara karşı itirazda bulunur. 122 Kırca, İ., 2005, s.93. 75 3.10 Reddin Tasdiki ve Geri Alınması Büro'ya red bildiriminde bulunan ofis, kendi nezdinde markanın korunmasıyla ilgili sürecin tamamıyla son bulmasından sonra Uluslararası Büro’ya; Markaya ilişkin koruma talebi tamamen reddedildiyse bütün mal/hizmetler bakımından reddedildiğini, Başvuru tamamen yayınlandıysa markaya ilişkin koruma, bütün mal/hizmetleri kapsadığını. Kısmî olarak reddedildi ise, red dışında kalan/koruma bahşedilen mal ve hizmetlerin listesini, göndermekle yükümlüdür (Yönetmelik 17.5.a). Burada önemli olan husus ilgili menşe ofisin kendi bünyesindeki işlemlerinin tamamlanmasından sonra söz konusu bildirimin Büro’ya gönderimidir. Ofisin kendi dışındaki mahkeme gibi sürecin sonucunu beklemez. Ofis başvuru sahibinin dava açıp açmayacağını ve kararın kesinleşip kesinleşmeyeceğini bilemez. Sözü edilen bildirimin Büro'ya gönderilmesinden sonra, bildirimde bulunan ofis, kendi ülkesinde/bölgesinde bildirime konu markanın korunmasıyla ilgili bir karar verildiği takdirde, bu kararı öğrenir öğrenmez koruma sağlanan mal ve hizmetleri belirten ikinci bir bildirimi Büro'ya göndermek zorundadır (Yönetmelik md. 17.5.b). Büro bu yapılan bildirimleri uluslararası sicile kaydeder ve bunların bir suretini başvuru sahibine gönderir (Yönetmelik md. 17.5.c). 3.11 Red Bildiriminin Usulüne Uygun Yapılmaması Belirlenmiş akit taraf ofisince Büro’ya gönderilen şu bildirimler usulüne uygun olarak yapılmamış sayılır. 1) Uluslararası tescil numarasının belirtilmediği bildirimler; meğer ki, bildirimde yer alan bilgiler redde konu uluslararası başvurunun teşhisine imkân versin (Yönetmelik md. 18.l.a.i; 18.2.a). 76 2) Hiçbir red nedeninin zikredilmediği bildirimler (Yönetmelik md. 18.1.a.ii). 3) Red bildirim süresinin dolmasından sonra gönderilen 199 bildirimler (Yönetmelik md. 18.l.a.iii; 18.2.a). Bu üç durumda Büro, başvuru sahibine bildirimin bir nüshasını gönderir ve aynı zamanda başvuru sahibi ile bildirimde bulunan ofisi, sebeplerini de belirtmek suretiyle, ilgili red bildirimini usulüne uygun bulmadığı/bildirimin geçersiz olduğu hususundan haberdar eder (Yönetmelik md. 18.1 .b). Geçersiz sayılan bir red bildirimi uluslararası sicile kaydedilmez ve böyle bir red bildirimi hiç yapılmamış gibi işlem görür. 123 Buna karşılık, Yönetmelik md. 18.1.C uyarınca, red bildirimi; i) gönderen ofis tarafından imzalanmamış Yönetmelik’deki şartlara ya da uygun dile ilişkin değilse şartları (Yönetmelik taşımıyor veya md 18.1-c.i), ii) gerektiği takdirde, (Yönetmelik md. 17.2.v ve 17.3'de sözü edilen) uluslararası tescile konu markayla çatışan marka ile ilgili bilgileri içermiyorsa (Yönetmelik md. 18.1.c.ii), iii) Yönetmelik md. 17.2.vi'deki şartları taşımıyorsa (Yönetmelik md. 18.1.c.iii), iv) Yönetmelik md. 17.2.vii'deki şartları taşımıyorsa (Yönetmelik md. 18.Lc.iv) veyahut v) gerektiği takdirde, Yönetmelik md. 17.3 uyarınca itirazda bulunanın adını ve adresini ve itirazın dayandırıldığı mal ve hizmetlere ilişkin bilgileri içermiyorsa (Yönetmelik,md. 18.1.evi), uluslararası sicile kaydedilir. Bunun üzerine Büro, red bildirimini gönderen ofise, talep tarihinden itibaren iki ay içinde usulüne uygun bir bildirimi göndermesini talep eder ve usulüne uygun olmayan bildirim ile il gi li ofise yönelik talep yazısının suretlerini uluslararası başvuru sahibine gönderir. Uygulanan hukukun izin vermesi kaydıyla, eksikliği giderilmek suretiyle usulüne uygun hâle getirilen/düzeltilen her red bildirimi, bildirimde bulunan ofisin re'sen incelemesi veya üçüncü bir kişi tarafından yapılan itirazı neticesinde 123 WIPO-Leitfaden, B. III, Nr. 48.08. 77 gerçekleşen bir redde karşı yeniden inceleme ya da itiraz talebinde bulunmak ve gerekirse itiraza cevap verilmesi için hâlin gereklerine uygun ve tercihen sona erdiği tarihi de belirten yeni bir süreye ilişkin bir beyanı da içermelidir (Yönetmelik md. 1 8 1 ) Büro, eksikliği giderilen/düzeltilen her bildirimin bir suretini uluslararası başvuru sahibine gönderir (Yönetmelik md. 18.l.f). 124 3.12 Koruma Talep Edilen Akit Tarafın Markaya Koruma Sağlandığına Yönelik Bildirimi Belirlenen akit tarafın ofisi, yaptığı inceleme neticesinde red nedeni tespit edemediği takdirde, Büro'ya buna yönelik bir bildirimde bulunmakla yükümlü değildir. Daha önce ifade edildiği üzere, ilgili akit taraf ofisi, süresi içinde Büro'ya red bildiriminde bulunmadıkça marka, uluslararası tescil tarihinden itibaren o akit tarafta tescil edilmiş gibi korunur (Protokol md. 4.1). Bununla birlikte yönetmelikte re'sen incelemesini tamamlayan ve bir red nedeni tespit edemeyen ofisin, Büro'ya, ilgili markaya koruma sağlandığına yönelik bir bildirimde bulunabileceği öngörülmüştür. Ülkelerin tescil sistemine göre Uluslararası Büro’ya şu iki hususu içeren bildirim gönderilebilir. - Kendi nezdindeki bütün süreçlerin tamamlandığı ve kendisince uluslararası tescile konu markaya koruma sağlanacağı yönünde karar verildiği (Yönetmelik md. 17.6.a.i) - Re'sen inceleme aşamasının sona erdiği ve bu aşamada herhangi bir red nedeni bulunamadığı, ancak üçüncü bir kişi tarafından marka korumasına itiraz edilebileceği ve/veya görüş bildirilebileceği. Bu hâlde bildirimde, itiraz ve görüş bildirme süresinin son bulma tarihi de belirtilir (Yönetmelik md. 17.6.a.ii). Türkiye’de uygulama bu yöndedir. Sürecin en sonunda markaya koruma sağlanacağına ilişkin ikinci bir bildirim de, istenildiği takdirde Büro'ya gönderilebilir. (Yönetmelik md. 17.6.a.iii). 124 Kırca, İ., 2005, s.98-99. 78 - Markaya koruma sağlanmasına ilişkin bildirim uluslararası sicile tescil ve ilân edilir ve bildirimin bir sureti başvuru sahibine gönderilir (Yönetmelik md. 17.6.b; 32.1.a.iii). - Markaya koruma sağlanmasına ilişkin bildirimin uluslararası sicile tescil edilmesinden sonra artık red bildiriminde bulunulamaz ve bulunulsa bile böyle bir red bildirimi uluslararası sicile tescil edilemez.125 3.13 Markanın Belirlenen Akit Tarafta Hükümsüzlüğü Uluslararası tescil, markanın tesciline engel olan mutlak\nispi red nedenlerince hükümsüz sayılmasının yanında sonradan ortaya çıkan nedenlerle marka hakkının iptal edilmesi ile de akit tarafta etkisini kaybeder. Bu kararın adli veya idari makamlarca verilmesi önemli değildir. Ancak bunun için uluslararası tescil sahibine haklarını savunmak için uygun bir sürede haklarını savunma olanağı verilmesi gerekmektedir aksi halde resmiyet kazanmaz (Protokol md. 5.6). İlgili ofis hükümsüzlük sürecinin başladığını bildirmek zorunda değildir. Ofisin bildirim zorunluluğu ilgili kararın verilmesiyle birlikte başlar. (Protokol m 5.6) Büronun göndermesi gereken bu hükümsüzlük kararı başvuru yollarının tüketildiği kesin karardır. Söz konusu bildirim şu hususları içermelidir (Yönetmelik md 19.1). - Marka sahibinin adı, - Uluslararası tescilin numarası, - Hükümsüzlük kararını veren makam, - Hükümsüz kılınan mal ve\veya hizmetleri, - Hükümsüzlük kararının verildiği tarih ve mümkün olduğu durumda hükümsüzlüğün hüküm ve sonuçlarını doğurduğu tarih, 125 WIPO-Leitfaden, B. III, Nr. 46.05.; Kırca, İ., 2005, s. 99-100. 79 - Hükümsüzlük kararına karşı artık bir başvuru yolunun kalmadığı hususunu içermelidir. Bildirimi alan Büro, hükümsüzlük kararını, hükümsüzlük bildiriminde yer alan bilgiler ile birlikte uluslararası sicile kaydeder ve Gazete'de ilân eder ve marka sahibini haberdar eder (Yönetmelik md. 19.2). 80 ULUSLARARASI TESCİLLE İLGİLİ TESCİL SONRASI 4 İŞLEMLER 4.1 Uluslararası Tescilin Esas Tescil/Tescil Başvurusuna Bağımlılığı Ve Uluslararası Tescilin Milli Tescile Dönüştürülmesi (Central Attack / Ceasing Of Effect- Transformation) 4.1.1 Uluslararası Tescilin Esas Tescile Bağımlılığı Anlaşmada olduğu gibi Protokolün 6. maddesi gereğince uluslararası marka; menşe ofiste başvuru halinde bulunan veya tescil edilen esas markaya uluslararası tescil tarihinden itibaren beş yıl süreyle bağımlı kalır. Bu hüküm merkezi saldırı(central attack) hükmü olarak adlandırılır. Uluslararası tescil, tarihinden itibaren beş yılın dolmasıyla esas başvurudan veya esas başvuru sonucu gerçekleşen tescilden yahut esas tescilden bağımsız hâle gelir (Protokol md. 6.2). Herhangi bir devir işlemine konu olsun veya olmasın uluslararası tescilden doğan koruma, uluslararası tescil tarihinden itibaren beş yıllık süre dolmadan önce uluslararası tescilde listelenen mal ve hizmetlerin tümü veya bir kısmı ile ilgili, esas başvuru veya ona dayanan tescil ya da esas tescil, hangisi söz konusu ise geri alındığı, hükmü kalmadığı, feragat edildiği veya red, fesih, iptal veya geçersizl ik konusunda kesin bir karar alındığı takdirde uluslararası tescil son bulur (Protokol md. 6.3). Beş yıllık süre uluslararası tescil tarihinden itibaren işlemeye başlar.126 Esas başvuru/esas tescil için son bulma nedenlerinin gerçekleşmesi hâlinde uluslararası tescilin de sona ermesi ve bunun sonucunda belirlenen akit taraflarda markaya ilişkin korumaya da son verilmesi, merkezî saldırı olarak adlandırılmaktadır. Bu durum, ilk bakışta uluslararası tescil sisteminin zayıf tarafı gibi gözükmekle birlikte, her bir ülkeye ayrı ayrı başvuruya nazaran daha ucuz ve 126 WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 77.06. 81 birçok bürokratik süreçten kurtulmaya yol açan tek bir uluslararası başvuru ile birçok ülkede bir marka üzerinde şeklî hak sahipliği kazanan esas başvuru/esas tescil sahibi, korunmaya değer bir menfaati yoksa ve uluslararası başvuruyla çok sayıda daha eski tarihli hak sahiplerinin menfaatlerini ihlâl ediyorsa, korunmamalıdır. 127 Ancak bu hususun çok fazla geniş tutulmayıp istisnai bir yetki olması daha makul gözükmektedir. Esas başvurunun reddi için bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmayıp, ilgili ofis mutlak red nedenlerine veya üçüncü kişilerin yapacakları itiraz sonucunda nispî red nedenlerine dayanarak başvuruyu reddedebilmektedir. Dolayısıyla, uluslararası tescilin akıbeti bakımından, tescilin dayanağının esas başvuru yerine esas tescil olması, daha güvencelidir.128 Protokol'ün 6. maddesinin 3. fıkrasında, beş yıllık süre konusunda üç istisna getirilmiştir. Buna göre, beş yıllık süre zarfında, a) Esas başvurunun reddine ilişkin bir karara karşı kanun yoluna başvurulması (Protokol md. 6.3.i), b) Esas başvurunun geri alınması veya esas başvuru sonucunda gerçekleşen tescil yahut esas tescilin iptal, terkin veya hükümsüzlüğü için dava ikamesi (Protokol md. 6.3.ii) veya c) Esas başvuruya itirazda bulunulması(Protokol md. 6.3.iii) kaydıyla, esas başvuru veya esas başvuru sonucunda gerçekleşen tescil yahut esas tescil hakkında, duruma göre red, iptal, terkin veya hükümsüzlüğe ilişkin nihaî kararın beş yılın dolmasından sonra verilmesi hâllerinde de, uluslararası tescil son bulur.129 Yukarıda açıklandığı üzere takibatın 5 yıllık sürenin bitiminden önce başlaması, ancak son kararın veya geri alınma veya vazgeçmenin 5 yıllık süre içinde bitmemesi durumunda, menşe ofis durumdan haberdar olur olmaz ve belirtilen sürenin geçmesinden hemen sonra, mümkün olan en kısa sürede durumu Uluslararası 127 Schlei: s. 83, 84; Kırca, İ., 2005, s. 112. Tilmann: Der "zentrale Angriff", s. 361, 369; Kunze: Die neueren Entwicklungen, s. 398; Kunze: Die internationale Registrierung, s. 192; Schleı: s. 85; WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 77.03. Kırca, İ., 2005, s. 113. 129 Kırca, İ., 2005, s.113-114. 128 82 Büro’ya bildirir. Geri alınma veya vazgeçme ile sonuçlanması durumunda, menşe ofis haberdar olur olmaz bu durumu derhal Uluslararası Büroya bildirir (Yönetmelik md. 22). Esas başvurunun, bu başvuruya dayalı tescilin veya esas tescilin son bulduğu hususu Uluslararası Büro’ya bildirilirken - Markanın sahibinin adını, - Uluslararası tescilin numarasını, - Esas tescili etkileyen hususlar ve kararlar veya tescille sonuçlanmayan bir esas başvuruyu etkileyen hususlar ve kararlar veya tescille sonuçlanan bir esas başvuruya dayanan bir uluslararası tescil durumunda, bu tescili etkileyen hususlar ve kararlar ve bu husus ve kararların geçerlilik tarihlerini, - Söz konusu bu husus ve kararların uluslararası tescili sadece bazı mal/hizmetler için etkilediği durumlarda seçime göre bu husus ve kararlardan etkilenen veya etkilenmeyen mal/ hizmetleri, içermelidir (Protokol md 6.4, Yönetmelik 22.1). Büro gerekli şartları taşıyan bir bildirimde uluslararası tescilin terkini talep ediliyorsa, markanın sicildeki kaydını tamamen veya kısmen terkin eder (Yönetmelik md. 22.2.b). Bunun üzerine kaydın uluslararası sicilden terkin edildiği tarihi, duruma göre tamamen terkin edildiği veya terkin edilen yahut marka sahibinin elinde kalan mal/hizmetler belirtilir (Yönetmelik 22.c). Bu husus akit taraf ofislerine ve marka sahibine bildirilir. Milli\bölgesel hukukların başvuru veya tescillerin bölünebilmesine imkân verdiği durumlarda esas başvuru birden fazla başvuruya bölündüğünde veya birkaç başvuru bir başvuruda birleşirse Büro bundan haberdar edilir. Bu 83 bilgilendirme esas başvurunun hukuki durumu hakkında üçüncü kişileri bilgilendirme amaçlıdır. 4.1.2 Uluslararası Tescilin Milli\Bölgesel Tescile Dönüştürülmesi (Transformation) Madrid Protokolü’nde Madrid Anlaşmasından farklı olarak esas tescil değil esas başvuruya dayanarak da uluslararası tescil talebinde bulunulabilmesi bir avantaj olarak gözükse de bir mahkeme kararına gerek duyulmadan tescil olmamış bir markanın mutlak veya nispi red nedenlerinden birisi ile reddolunabilmesi daha basittir. Anlaşmaya taraf olmaktan çekinen birçok devletin çekincesi bu noktadan olmuştu. Bu soruna çözüm bulmak amacıyla Protokolde 4. Mükerrer 9. madde öngörülmüştür. Bu madde ile menşe ofisin yapacağı talep üzerine terkin edilen bir uluslararası marka başvurusu marka sahibinin talebi üzerine belirlenen akit taraflarda tescil için doğrudan başvuruda bulunabilir. Bu başvuruyu yapabilmesi için şu şartların yerine gelmesi gerekir. 1) Söz konusu başvuru, uluslararası tescilin terkini tarihinden itibaren üç ay içinde yapılmalı, 2) Terkin olunan uluslararası tescil, sözü edilen başvuruda yer alan mal/hizmetleri kapsamalı 3) Başvuru, ücretlerle ilgili hükümler de dahil olmak üzere o ülkenin/akit kuruluşun konuyla ilgili bütün hükümlerine uygun olmalıdır. Bu üç şart yerine getirilirse duruma göre uluslararası tescil tarihini veya sonradan belirleme tarihini taşır ve uluslararası tescil bir rüçhandan yararlanmakta ise bu rüçhandan yararlanır.( Protokol md. 3.2-4) Bu hususlar dışında başvurunun o ofise yapılan diğer başvurulardan bir farkı yoktur. Protokol, yönetmelik, tüzük hükümleri uygulanmaz. Bu hususta yetkili hukuk baş vuru yapılan ülkenin hukukudur.Ancak ülkeler kendi mevzuatlarında bu durumdaki marka başvurularının mutlak ve nispi red nedenlerince tekrar in celenmeyebilir 84 ve\veya ücretler konusunda indirimler uygulayabilir. Ülkemizde başvuru sahiplerinin zarar görmeyeceği bir sistem uygulanmaktadır. 130 Anlaşma kapsamında dönüştürme yoluna başvurmanın mümkün olmadığını belirtmiştik. Protokol’de de eğer uluslararası tescil, tescil sahibinin başvurusu sonucu Uluslararası Büro tarafından iptal edilmiş ise dönüştürme yoluna başvurup iptal edilen bu tescile dayanarak ulusal tesciller elde etmek mümkün değildir.131 Merkezi saldırı sonucu marka iptalinin tartışıldığı bir ortamda en azından bu durumun sonuçlarının yumuşatılması kanımızca yerinde olacaktır. Tescil sürecinin baştan başlatılması ve/veya süreç için yeniden yüksek ücretlerin alınması marka sahiplerini zor durumda bırakacak ve markaların uluslararası korunmasını zorlaştıracaktır. Bunun sonucunda da uluslararası ticaret olumsuz olarak etkilenecektir. Bu konuda ortak ve kolaylaştırıcı uygulamaların sağlanması için yapılan çalışmaların biran önce tamamlanması gerekmektedir. Transformasyon masraflı bir iş olsa da hak kayıplarını ortadan kaldırmak için önemli bir yoldur. Çünkü tescil tarihi transformasyonun yapıldığı tarih değil ilk başvuru tarihi olacaktır. Uygulamada merkezi saldırı dolayısıyla iptal edilen marka sayısı tescilli markaların yüzde birinden daha az bir orandadır. Sayının az olması merkezi saldırının haklı olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Madrid Protokolü’nün en çok eleştirilen yönlerinden birisi merkezi saldırı hükmüdür. Bu konuda daha önce belirtilen çalışmaların önemli bir kısmı merkezi saldırı (central attack) üzerine yoğunlaşmaktadır. 4.2 Koruma Talep Edilen Tarafın Uluslararası Sicile Tescilden Sonra Belirlenmesi (Subsequent Designation) Mevcut belirleme, belirlenmiş bir ülkede veya bölgede yer alan mal ve/veya hizmetleri kapsamıyorsa bu noktada belirlenmiş bir ülkedeki koruma alanını 130 Protokol’ün dezavantajları kısmında bu husus incelenmiştir. 131 Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 273. 85 genişletmek için, uluslararası tescil başvurusu sahibi, ek ülkelerin de dâhil edilmesi için, uluslararası tescilin koruma alanının genişletilmesini isteyebilir.Bir ülkenin başvuru sırasında henüz Protokol'ün üyesi olmaması, başvuru sırasında akit taraflardan birisinde markanın hükümsüzlük tehlikesiyle karşılaşacak olması, başvuru sahibinin o sırada üye ülkelerin birinde mal/hizmetlerini piyasaya sunma düşüncesinin bulunmaması, başvuru sırasında akit tarafların birinde uluslararası sicile kaydedilecek mal/hizmetlerin tamamı değil de sadece bir kısmı için koruma talep edilmiş bulunması gibi sebeplerle bazı akit ülkelerde tescil yapılmamış olabilir. Kısacası sonraki belirlemenin amacı; uluslararası tescilin etkilerini uluslararası başvuruda yer almayan akit taraflara genişletmektir. Bu işlem, esas uluslararası tescil başvurusu elde edildikten sonra, sonraki belirleme prosedürüne göre yapılır (Protokol md. 3 (2. mükerrer); Yönetmelik md. 24).132 Marka sahibinin mensubu bulunduğu akit tarafın sadece Protokol ile bağlı olduğu durumlarda, ayrıca Anlaşma ile bağlı olup olmaması farketmeksizin sonradan belirleme sırasında Protokol'e üye her akit taraf, sonradan belirlenebilir (Yönetmelik md. 24.1.c). Uluslararası tescil başvurusu sırasında veya sonradan belirlenmekle birlikte koruma talebinin reddi, markanın hükümsüz olması, yenilememe gibi sebeplerle artık markaya korumanın sağlanmadığı akit taraflarda sonradan belirlenebilir. Bu husus özellikle anılan türden akit taraflarda markanın korunmasını gerektiren yeni ve haklı sebeplerin ortaya çıkması durumunda önem taşımaktadır.133 Günümüz dünyasında ticaretin hızla geliştiği ve sürekli yeni pazarların açıldığı düşünülürse başvuru sahiplerinin ürünlerini ve dolayısıyla da markalarını yeni ülkelere taşımak isteyeceği açıktır. Bir ülkede güvenli ve etkin ticaret yapabilmenin şartlarından biri de marka korumasıdır. Dolayısıyla sürekli genişleyen bir sistemde başvuru sahipleri, markalarının koruma kapsamını genişletmek amacıyla Madrid Sistemi’nin bu özelliğinden kolayca yararlanabileceklerdir.134 132 Dufty - Lahore, s. 71,096 vd.; Annand R. E. – Norman H. E., 1994, s. 270; Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları Ocak 2007, s. 11. 133 134 Kırca, İ., 2005, s.122. Bayram, E. B., 2001, s. 35. 86 4.2.1 Sonraki Belirleme Başvurusunun Yapılış Biçimi ve İçeriği Sonraki belirleme talebi, başvuru sahibi tarafından doğrudan veya onun menşe ofisi aracılığıyla tek nüsha olarak düzenlenen MM4 formu ile Uluslararası Büro’ya sunulur (Yönetmelik 24.2.a-b). Anlaşma kapsamında yapılacak sonraki belirlemeler menşe ofisler vasıtasıyla yapılacaktır135. Uluslararası tescil başvurusunun hangi dilde yapıldığı fark etmeksizin sonraki belirleme İngilizce Fransızca veya İspanyolca dillerinden biriyle yapılır (Yönetmelik 6.2.b.i). Ancak sonraki belirlemenin menşe ofisi vasıtasıyla yapıldığı durumlarda menşe ofisi dil konusunda sınırlama getirebilir. Bunun dışında Yönetmeliğin 24. maddesi uyarınca, formda aşağıdaki bilgilerin de yer alması gerekir; - İlgili uluslararası tescillin numarası, - Marka sahibinin adı ve adresi, - Belirlenen akit tarafı, - İlk kez vekil seçiliyorsa veya vekil değiştiriliyorsa vekil bilgileri, - Eğer sonraki belirleme ilgili uluslararası tescilde listelenen mal ve hizmetlerin tümüne ilişkin ise tüm mal ve hizmetleri, eğer sonraki belirleme mal ve hizmetlerin bir kısmına ilişkin ise bu mal ve hizmetleri, - Ödenen ücretlerin miktarı ve ödeme yöntemi veya Uluslararası Büro adına açılan hesaba gereken miktardaki ücreti kaydetmek için talimatları veren veya ödemeyi yapan tarafın kimliğini, - Eğer sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuş ise bu belirlemenin bu ofis tarafından alındığı tarihi içermeli ve ofis tarafından imzalanmalıdır. Ofis şart koşarsa marka sahibi de imzalar. Şart koşulmayıp marka sahibine bu konuda izin veriliyorsa marka sahibi imzalayabilir. - Belirlenmiş olan akit taraf ülkece talep ediliyorsa, kullanma niyetine ilişkin beyanname doldurulması (ABD) veya formda ilgili akit tarafın işaretlenmesi bu yönde bir beyanda bulunduğu anlamına gelir (İngiltere). 135 Guide to the International Registration of Marks, A.10.; Taş, İ., 2007 s. 85. 87 Uluslararası başvuru formunda, daha önce belirtildiği gibi belirli sözleşme tarafı ülkelerde kabul edilen şartları yerine getirme fırsatını elde etme amacı ile başvuru sahibi istediği takdirde bazı ek bilgiler de formda belirtilebilir.136 4.2.2 Sonraki Belirleme Başvurusunun Eksik Yapılmasının Sonuçları Yapılan işlem Yönetmelik 24.2.a’daki şartlara uygun değilse sonraki belirleme olarak kabul edilmez ve Büro durumu gönderene bildirir. Sonraki belirleme marka sahibi tarafından doğrudan veya onun menşe ofisi vasıtasıyla yahut bazı durumlarda sadece bir ofis vasıtasıyla Büro’ya sunulmasını öngörmektedir. Belirtilen bu durum dışında, gerekli şartları taşımayan bir sonradan belirleme başvurusunu alan Büro durumu marka sahibine ve sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuşsa o ofise bildirilir (Yönetmelik 24.5.a).137 Eksiklik üç ay içerisinde tamamlanmak zorundadır. Eğer tamamlanmazsa sonraki belirleme geri çekilmiş sayılır. Büro bu durumu başvuru sahibine ve başvuru ofis vasıtasıyla yapılmışsa ofise de bildirilir. Esas ücretin yarısı ile ödenen tamamlayıcı ücret veya bireysel ücret iade edilir (Yönetmelik 24.5.b). 4.2.3 Sonraki Belirleme Tarihi Gerekli şartları taşıyan bir sonraki belirleme, - Başvuru sahibi tarafından doğrudan Uluslararası Büro’ya gönderilirse, Uluslararası Büro tarafından kabul edildiği tarih dikkate alınacak, - Sonraki belirlemenin bir ofis aracılığı ile yapılması durumunda ise, bu ofis tarafından kabul edildiği tarih dikkate alınacak ancak söz konusu belirlemenin ofis tarafından alındığı bu tarihten itibaren 2 ay içerisinde Uluslararası Büro’ya gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık eğer 2 ay içinde Uluslararası Büroya gönderilmezse, Uluslararası Büro tarafından alınma tarihi sonraki belirleme tarihi olacaktır. 136 Dufty - Lahore, s. 71,592. 137 Kırca, İ., 2005, s.128. 88 Her iki durumda da, eğer başvuru formunda özel bir bilgi eksikse sonraki belirleme tarihi ileriki bir tarih olarak değişebilecektir.138 4.2.4 Sonraki Belirlemenin Tescili Aranan şartları taşıdığı kanaatine varan Büro, sonraki belirlemeyi uluslararası sicile kaydeder ve gazetede ilan eder. Bunun üzerine Büro, sonradan belirlenen akit taraf ofislerini bu tescilden haberdar eder ve aynı zamanda bunu marka sahibine ve eğer sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuş ise o ofise bildirir (Yönetmelik md. 24.8). Sonraki belirlemenin süresi on yıldır ancak bu süre uluslararası tescil başvurusu sonunda gerçekleşen uluslararası tescil için öngörülen tarihten itibaren işler. 139 Sonraki belirlemeler ile ilgili olarak esas başvuru veya esas tescilde bir bağlılık süresi bulunmamaktadır. Bu nedenle, sonraki belirleme, esas başvuru veya esas tescile bağlı olarak kalan uluslararası tescil süresi dışında yapılmışsa, bundan başka bir bağlılık süresi olmayacaktır. Diğer bir taraftan, eğer sonraki belirleme tarihi bağlılık süresi içinde kalıyorsa bu belirlemeler, o sürenin geri kalanında esas markaya bağlı olarak yapılacaktır.140 4.3 Uluslararası Tescilin Koruma Süresi Uluslararası tescil, marka sahibi veya vekilinin talebi üzerine yenilenen yılın yenileme ücretinin ödenmesi koşuluyla on yıllık süre için yenilenebilir (Protokol md. 7.1). Anlaşma’da 20 yıl olarak düzenlenen koruma süresinin 10 yıla düşürülmesi yenileme ücretleri ve prosedürsel işlemlerin varlığı nedeniyle marka sahipleri açısından olumsuz görülebilir. Ancak ticari hayatta kullanılmayan markaların yirmi yıl yerine nispeten daha makul bir süre olan 10 yıl boyunca korunması piyasada bu konuda oluşan tıkanıklıkları açma konusunda paydalı olmuştur. 138 Taş, İ., 2007, s.87. WIPO-Leitfaden, B.II, Nr. 48.01. 140 Dufty - Lahore, s. 71,591 vd.; P. Jay Hines and Jordan S. Weinstein, “Using the Madrid Protocol After U.S. Accession, The Trademark Reporter”, Vol. 93, (2003), s. 1023. 139 89 Protokol md. 7.2. uyarınca uluslararası tescil akit tarafların tamamında veya bir kısmında yenilenebilir. Tescil edilmiş mal ve hizmetlerin bir kısmı için yenileme yapılamaz. Bazı mal ve hizmetlerin çıkarılması isteniyorsa bunun için ayrıca iptal talebi yapılması gerekmektedir.141 4.4 Uluslararası Tescilin Yenilenmesi Bir marka uluslararası sicile on yıllık bir süre için tescil edilir. Ancak gerekli ücretlerin yatırılması kaydıyla uluslararası tescilin onar yıllık dönemler halinde yenilenmesi mümkündür. Yenileme işlemiyle markanın unsurlarından hiçbirinde değişiklik yapılmaz sadece markanın yaşam süresi on yıl daha uzatılır. Uluslararası tescilin belirlenen tüm akit taraflar için değil sadece istenilen bazı akit taraflar için yenilenebilmesi mümkündür (Yönetmelik md. 30.2.d). Uluslararası markanın tescil tarihinden itibaren başlayan on yıllık sürenin son altı aylık döneminde Büro marka sahibine ve icabı halinde vekiline on yıllık sürenin son gününü hatırlatır. Bu bildirimin yapılmaması süreye uyulmaması konusunda marka sahibine bir mazeret hakkı bahşetmez. Yenime için MM11 formu düzenlenir. Tescilde kayıtlı olsa bile yenilenilmek istenilen akit taraflar formda belirtilmelidir. Aksi halde bu formda belirtilmeyen akit taraflar koruma kapsamı dışında tutulmaktadır. Uluslararası tescil hükümsüzlük bildiriminde bulunan akit taraf açısından ve vazgeçmeye, sınırlamaya ve terkine konu olan mal/hizmetler açısından yenilemeye tabi değildir (Yönetmelik md. 30.2.c). Yenileme için ödenmesi gereken ücretler, uluslararası başvuru ücretleriyle aynıdır. Tescil Ücret Çizelgesi Numara 6’da gösterilen ücretlerin ödenmesi kaydıyla yenilenir. Buna göre uluslararası tescil, esas ücret ve buna ilave olarak bireysel ücret talep etmeyen akit taraflar için; tamamlayıcı ücret ile ilk üç sınıfı aşan her bir sınıf için ek ücretin ödenmesiyle yapılır. Protokol hükümlerine göre 141 Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları, Ocak 2007, s. 12. 90 bireysel ücret talep eden akit taraflar için ayrıca bireysel ücretin ödenmesi gerekmektedir. Yenilemenin süresi içerisinde yapılmaması durumunda yenileme ücretine ek olarak belirlenen bir ücretin ödenmesi koşuluyla takip eden altı aylık süre zarfında da yenileme yapılabilmektedir. Süresi içinde gerekli ücretlerin ödenmesi üzerine Büro, yenilemeyi uluslararası sicile tescil eder ve Gazete’de ilan eder. Yenileme için gerekli olan ücret yenileme/koruma süresinin dolduğu tarihi takip eden altı aylık ek süre zarfında ödenmiş olsa bile, yenileme, uluslararası sicile yenileme süresinin dolduğu tarih itibariyle tescil edilir (Yönetmelik md. 31.1). Tescil üzerine Büro, yenilemenin yapıldığı belirlenen tüm akit taraf ofislerine yenilemeyi bildirir ve marka sahibine bir yenileme belgesi gönderir (Yönetmelik md. 31.3). Büro yenilemenin yapılmadığı tarafları da akit taraf ofislerine bildirir (Yönetmelik md. 34.b). Yenileme ücretlerinin en geç yenilemenin yapılması gereken son gün olan koruma süresinin dolduğu günde ödenmesi gerekmektedir. Bu tarih, uluslararası tescil tarihinden islemeye başlayan on yıllık sürenin sona erdiği tarihe tekabül etmektedir. Hemen belirtelim ki, anılan tarihe kadar yenileme ücretlerinin ödenmemesi durumunda, ücret çizelgesinde belirtilen ek bir ücretin ödenmesi kaydıyla, bu tarihi takip eden altı ay içinde de uluslararası tescilin yenilenmesi mümkündür (Protokol md. 7.4).142 142 Kırca, İ., 2005, s.157. 91 ULUSLARARASI SİCİLDE DEĞİŞİKLİKLER 5 5.1 Marka Sahibinin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Herhangi bir akit tarafın ofisi, marka sahibinin tasarruf hakkının iflas veya bir ayni hakkın tesisi gibi nedenlerle uluslararası tescil açısından sınırlandığını Uluslararası Büro’ya bildirir. Bu tür bir bilginin, kısıtlamanın ana gerekçelerinin özetini içermesi gerekir. Kısıtlama sınırlı ise, kısıtlamanın hangi ülkelerde geçerli olduğu belirtilmelidir. Uluslararası Büro’ya bu şekilde marka sahibinin tasarruf hakkının kısıtlandığı bildirildiği durumda, bu bilgiyi ileten akit tarafın ofisi, sonradan Uluslararası Büroya kısıtlamanın tamamen veya kısmen kaldırıldığını da bildirir. Uluslararası Büro bu kapsamda kendisine bildirilen bilgileri Uluslararası Sicile kaydeder ve marka sahibini durumdan haberdar eder (Yönetmelik md. 20). 5.2 Uluslararası Sicile İlişkin Değişiklik Ve Terkin Talepleri Bir hususun uluslararası sicile tescili, uluslararası sicilde yer alan bir kayıtta değişiklik yapılması ve böyle bir kaydın terkini için, Protokol, Anlaşma veya Yönetmelikte buna ilişkin açık bir hükmün bulunması gerekmektedir. Uluslararası sicilde yer alan mal/hizmetlerin kapsamı genişletilemez(esas başvuru/tescilin kapsamında olsa bile). Aynı şekilde uluslararası sicile tescilli markada, menşe ofisi mevzuatının izin verip vermemesi farketmeksizin, markanın ayırt edici unsurunu değiştirmeyen ufak bir değişikliğin yapılması mümkün değildir.143 Ancak bu durum uluslararası sicile tescil edilen markanın, ayırt edici karakteri değiştirilmeksizin farklı unsurlarla kullanılmasına engel değildir(Paris Anlaşması md. 5.c.2).144 143 WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 69.03-02 144 Kırca, İ., 2005, s.133. 92 5.2.1 Uluslararası Tescil Sahibinin Değişmesi Adına uluslararası tescil yapılan kişinin başvurusu yahut ilgili bir ofisin re'sen veya bir ilgilinin talebi sonucundaki başvurusu üzerine Büro, mal/hizmetlerin tümü veya bir kısmı ile belirlenen akit tarafların tümü veya bir kısmı açısından uluslararası tescilin sahibindeki her değişikliği uluslararası sicile tescil eder. Ancak bunun için, yeni malik, Protokol'ün 2.1 maddesi uyarınca uluslararası başvuruda bulunmak hakkını haiz olmalıdır (Protokol md. 9). Uluslararası marka sahibi değişikliğin sebebi miras, cebri icra, satım gibi sebeplerden kaynaklanabilir. Ancak bu konuda marka sahipliğindeki değişikliğin hangi nedenden kaynaklandığı Protokol ve Yönetmelik hükümlerinin uygulanması bakımından önem taşımaz, marka sahipliğinde meydana gelen her tür değişiklik, aynı hükümlere tâbi tutulmuştur. Malik değişikliğinin/markanın devrinin geçerliliği ve bunun için hangi şartların arandığı hususu, değişikliğin/devrin gerçekleştiği akit tarafın millî hukukuna göre tayin edilir. Geçersiz bir malik değişikliğinin/devrin uluslararası sicile tescili, onu geçerli hâle getirmez. Çünkü uluslararası sicilin sakatlığı giderici (ıslah edici) etkisi yoktur.145 Uluslararası tescilin esas başvuruya/ esas tescile bağlı olduğu süre zarfında, markanın devrinin uluslararası tescili de kapsadığını kabul etmek gerekir. Bu sürenin dolmasından sonra marka, uluslararası tescilden bağımsız, yani menşe ofisinin bulunduğu ülkeyle sınırlı olacak biçimde devredilebilir.146 5.2.2 Yeni Malik Olmanın Şartı Uluslarararası tescilin yeni malik adına yapılabilmesi için, mevcut tescilin bu yönde değiştirilmesine ilişkin olarak Büro'ya başvuruda bulunulduğu sırada, yeni malik; bir akit devlet/kuruluş ofisine esas başvuruda bulunulduğu ya da bu ofis tarafından esas tescilin yapıldığı sırada, adına başvuru veya tescil yapılan kişi, bu akit devletin/kuruluşun vatandaşı olmalı veya bu akit devlette ikamet etmeli 145 146 Fezer: Mma, Art. 9bis Nr. 1.; Kırca, İ., 2005, s.134. Baumbach/Hefermehl: Mma, Art. 9bis Nr. 2; Fezer: Mma, Art. 9bis Nr. 2.; Kırca, İ., 2005, s.134. 93 yahut bu akit devlette gerçek ve etkin bir sınaî veya ticarî müessese sahibi olmalıdır (Protokol 2.1). Yeni malik uluslararası tescil başvurusunda bulunmuş olsaydı, mevcut uluslararası tescille belirlenen akit tarafları belirleyebilecek idiyse, yeni malik olmak bir anlam taşıyacaktır. Zira bu hâlde malik değişikliği, belirlenen akit tarafların tümü açısından uluslararası sicile tescil edilebilmektedir.147 Yeni malikin gerekli şartları taşımaması sebebiyle malik değişikliğinin belirlenen akit tarafların tümü için uluslararası sicile tescil edilemediği durumlarda, uluslararası tescil, malik değişikliğinin gerçekleşmediği akit taraflar açısından mevcut malik adına kayıtlı olmaya devam eder. Aynı durum malik değişikliğinin mal/hizmetlerin bir kısmını ve/veya belirlenen akit tarafların bir kısmını kapsaması hâlinde karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu durumlarda kısmî malik değişikliğinden söz edilir.148 Malik değiştiği zaman menşe ofis değişmez ve yeni malik Büroya doğrudan başvuramaz. 5.2.3 Malik Değişikliği Başvurusunun Kabulü veya Reddi Başvuru için MM5 formu doldurulur. Başvuru usulüne uygunsa Büro malik değişikliğini uluslararası sicile kaydeder ve Gazete’de ilan edilir. Tescil tarihi usulüne uygun başvurunun Büro tarafından alındığı tarihtir (Yönetmelik 7.1.b). Büro tescilin yapıldığı hususunu değişikliğin etkili olduğu akit taraf ofislerine ve başvuru ofis tarafından sunulmuş ise bu ofise bildirir. Ayrıca mülkiyet tamamıyla el değiştirdi ise yeni malik yanında eski malike ve mülkiyetteki değişiklik kısmen olmuşsa her iki malike de bildirimde bulunur (Yönetmelik md. 27.1.a). Malik değişikliğinin kapsamına dâhil olan belirlenen bir akit tarafın ofisi, malik değişikliğinin uluslararası sicile tescil edildiği hususunun Büro tarafından kendisine bildirilmesi üzerine, malik değişikliğinin kendi ülkesi/bölgesi için hüküm ifade etmediğini ileri sürebilir. Bu takdirde, ilgili 147 2011 yılı itibariyle sadece Anlaşmaya üye sayısı yalnızca 2 olduğundan Protokole üye bir ülkede Protokol 2.1 şartlarını taşıyan kişiler hemen hemen bütün ülkelerde yeni malik olabilmektedir. 148 WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 60.06, 65.01.; Kırca, İ., 2005, s.137. 94 uluslararası tescil, söz konusu akit taraf açısından, eski malik adına kayıtlı kalmaya devam eder (Yönetmelik 27.4.a). Bu hüküm bir markaya koruma verilebilme hususlarının ilgili akit tarafın hukukuna göre belirlenmesinden kaynaklanır. Usulüne uygun bir red bildirimini alan Büro bunu uluslararası sicile kaydeder ve ilgilileri bilgilendirir (Yönetmelik 27.4.d). Red ile ilgili idarî veya adlî makamlarca verilen her nihaî karar Büro'ya bildirilir. Büro böyle bir kararı uluslararası sicile kaydeder ve gerektiğinde karara uygun biçimde uluslararası sicilde değişiklik yapar (Yönetmelik md. 27.4.e). 149 5.3 Sınırlama, Vazgeçme ve Terkin Daha önce değinildiği üzere uluslararası sicildeki değişiklik ve terkin talebine konu olabilecek hususlar sayılmış bulunmaktadır. Buna göre, şu hususlar değişiklik ve terkin talebine konu olabilir: 1. Belirlenen akit tarafların tümü veya bir kısmı açısından mal ve hizmet listesine ilişkin bir sınırlama (Protokol md. (1. mükerrer) 9; Yönetmelik md. 25.1 .a.ii). 2. Belirlenen akit tarafların bazılarından mal ve hizmetlerin tümünü kapsayacak biçimde vazgeçme (Protokol md. (1. mükerrer 9); Yönetmelik md. 25.1.a.iii). 3. Mal ve hizmetlerin tümüne veya bir kısmına ilişkin olmak üzere, uluslararası tescilin, belirlenen tüm akit taraflar açısından/tüm akit tarafları kapsayacak biçimde terkini (Protokol md. (1. mükerrer) 9; Yönetmelik md. 25.1.a.v).150 Görüldüğü üzere sınırlamada, ilgili marka, akit tarafların tamamında veya bir kısmında sınırlamaya konu mal/hizmetler bakımından artık korunmamaktadır. Ancak sınırlama neticesinde, sınırlamanın kapsamına giren mal/hizmetler, 149 150 Kırca, İ., 2005, s.143. Kırca, İ., 2005, s.144. 95 uluslararası sicilden terkin edilmez. Bu yüzden bu mal/hizmetler, hem belirlenmiş hem belirlenecek yeni akit taraflar için sonradan belirlemeye konu olabilir. Yine söz konusu mal/hizmetler, uluslararası tescilin yenilenmesinde ek ücretlerin hesaplanmasında da dikkate alınır. Sınırlamaya paralel biçimde vazgeçmede de, vazgeçmeye konu belirlenen akit tarafların her zaman yeniden belirlenmesi mümkündür.151 Buna karşılık terkinde sınırlama ve vazgeçmeden farklı olarak, mal/hizmetler sürekli biçimde uluslararası sicilden terkin olunur. Sınırlama, vazgeçme ve terkin marka sahibinin başvurusu sonucunda gerçekleşmişse uluslararası tescilin milli/bölgesel tescile dönüştürülmesi imkânından yararlanamaz. Sınırlama işlemi ücretlidir ancak vazgeçme ve terkin başvuruları için ücret ödenmez ve her biri için ayrı bir resmi form kullanılır. Bu formlarda herhangi bir eksikliğin olması durumunda Büro durumu başvuru sahibine ve eğer başvuru bir ofis tarafından yapılmışsa ofise bildirir ve üç aylık bir süre bu süre sonunda eksiklikler tamamlanmazsa başvuru geri çekilmiş sayılır. Usulüne uygun yapılmışsa Büro başvuruyu uluslararası sicile tescil eder ve Gazete de ilan edilir. Büro, tescilin yapıldığı hususunu sınırlama veya terkinin kapsamına dâhil belirlenen akit taraf ofislerine, terkinde işin niteliği gereği belirlenen bütün akit tarafların ofislerine ve başvuru bir ofis tarafından sunulmuş ise bu ofise bildirir. Ayrıca sınırlama, vazgeçme veya terkin hususunda marka sahibine de bildirimde bulunulur (Yönetmelik md. 27.1.a). Sınırlamanın kapsamına dahil olan belirlenen bir akit tarafın ofisi, sınırlamanın uluslararası sicile tescil edildiği hususunun Büro tarafından kendisine bildirilmesi üzerine, bunun kendi ülkesi/bölgesi için hüküm ifade etmediğini ileri sürebilir. Bu takdirde, mal/hizmet listesine getirilen sınırlama, ilgili akit tarafta uygulanmaz (Yönetmelik md. 27.5.a). Ancak belirlenen akit taraflara vazgeçme ve terkinde böyle bir hak tanınmamıştır.152 151 WIPO-Leitfaden, B. II, Nr. 54.01; Kunze: Die internationale Registrier-ung, s. 199.; Kırca, İ., 2005, s. 144. 152 Kırca, İ., 2005, s.148. 96 5.4 Marka Sahibi İle Vekilin Ad ve Adresinde Değişiklik Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin uluslararası sicile tesciline yönelik başvuru için, tek nüsha olarak düzenlenen resmî bir form olan MM9 formu kullanılır. (Yönetmelik md. 25.1.a.iv). Bu form markanın mülkiyetinin değişmesi sonucunda meydana gelen ad değişiklikleri için kullanılmaz. Bu hâlde mevcut malikin adı değişmemekte, markanın maliki değişmektedir. Bu tür bir başvuru için, MM5 formu kullanılacağını daha önce belirtmiştik. Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin tesciline ilişkin başvuru, marka sahibi tarafından doğrudan veya onun ofisi vasıtasıyla Büro'ya sunulur (Yönetmelik md. 25.1.b) Başvuruda istenilen hususlar uyun şekilde doldurulur ve ücreti ödenir. Başvurunun usulüne uygun olmamasına bağlanan sonuçlar ile başvurunun tescili; sınırlama, vazgeçme ve terkin başvurusunda olduğu gibidir (Yönetmelik md. 26.1-2, 27.1.a-b, 32.1.a.vii). Marka sahibinin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliğin tescili başvurusu fırsatından, vekil tayini için de yaralanılabilir. V ekil tayini veya hâlihazırdaki vekilin değiştirilmesi istenmiyorsa, formun bu hanesi boş bırakılır. Buna karşılık sırf vekilin ad ve/veya adresindeki değişikliğin tescili için başvuruda bulunulacaksa bu başvuru için MM10 formu kullanılır. Bu form yeni bir vekilin tayini için kullanılamaz. Vekilin ad ve/veya adresindeki değişikliklerin tescili amacıyla yapılan başvurular ücretten muaftır (Yönetmelik md. 36.i). 5.5 Uluslararası Sicilde Yer Alan Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi Uluslararası sicilde yer alan bir kaydın yanlış olduğu kanaatine varan Büro, marka sahibi veya bir ofisin talebi üzerine yahut re'sen sicildeki bu yanlışı düzeltir (Yönetmelik md. 28.1). Sicil kaydının düzeltmesi için, sicil kaydının yanlış olduğu hususunda Büro'nun ikna edilmesi gerekmektedir. Sunulan belgelerle 97 Büro’nun sicildeki kaydında hata yapıldığı bariz şekilde ortaya konulursa Büro başka bir şey yapılmasına gerek kalmaksızın sicildeki kaydı düzeltir. Kaydın yanlışlığı objektif olarak anlaşıldığı takdirde de, esas itibariyle yanlışlık düzeltilir. Zira esas tescille ilgili belgelerden, bu tür yanlışlığın tespiti kolaydır. Söz konusu yanlışlık, Büro'ya ibraz olunan belgeler ile marka sahibinin ofisindeki sicil kayıtları arasındaki farklılıklardan kaynaklanmaktaysa, düzeltme başvurusunun anılan ofis tarafından yapılması gerekmektedir. Uluslararası sicilde yer alan kayıtlar ile marka sahibi veya onun vekili tarafından Büro'ya gönderilmek üzere ilgili ofise sunulan belgelerde yer alan bilgiler arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktaysa, artık hiçbir şekilde kaydın yanlışlığından söz edilemez. Bunun bir istisnası yanlışlığın, yanlış bilgileri içeren belgeyi Büro'ya sunan ilgili ofisin hatasından kaynaklanmasıdır. (Bu durumda, böyle bir yanlışlığın düzeltilmesi başvurusu, anılan ofis tarafından yapılmalıdır). Dolayısıyla, bizzat marka sahibi veya vekilinin belirlenen akit taraflara veya mal/hizmet listesine ilişkin yaptığı yanlışlıkların düzeltilmesi olanaksızdır153. Bir ofise isnat olunabilecek ve düzeltilmesinin uluslararası tescilden doğan hakları etkileyeceği bir yanlışlık, düzeltme başvurusunun düzeltmeye konu uluslararası sicildeki kaydın ilânı tarihinden itibaren dokuz ay içinde Büro'ya varması kaydıyla, düzeltilebilir (Yönetmelik md. 28.4). 154 Diğer hallerde düzeltme başvurularında bir süre sınırı yoktur. Sicilde düzeltme yapıldığı takdirde etkilenen kişilere bu husus bildirilir ve Gazete’de yayınlanır. 153 Türk marka sicilindeki yanlışlıkların düzeltilmesiyle ilgili hüküm Yönetmeliğin 24. maddesinde yer almaktadır. Esas itibariyle bu hüküm, sicildeki yanlışlıklar dışında, belge ve yazışmalardaki yanlışlıkları da düzenlemektedir. Bu hükme göre, marka sahibi veya başvuru sahibi yahut bunların vekili, marka siciline, belgelere, yazışmalara, Bülten'e veya Gazete'ye yansımış olan, başvuru sahibinin adı ve adresindeki hatalar ile ifade ya da kopyalama hatalarının(!) ve aşikâr hataların düzeltilmesini talep edebilir (md. 24/1). Başvuru dilekçesi veya tescil kapsamında yer almayan mal/hizmetleri ekleme sonucunu doğuracak düzeltme talepleri ile marka örneği üzerinde değişiklik sonucunu doğuracak düzeltme talepleri kabul edilmez (md. 24/111).; Kırca, İ., 2005, s.152. 154 Yönetmelikte ise, düzeltme talebinin, yanlışlığın yer aldığı belgenin veya yazışmanın TPE tarafından gönderildiği veya Gazetede/Bültende yayımlandığı tarihten itibaren iki ay içinde yapılması aranmaktadır (md. 24/1). Kırca, İ., 2005, s.152. 98 5.6 Lisans Çoğu ülkede, marka lisansının marka siciline tescili mümkündür. Esas itibariyle bu tescil mecburî olmasa bile, lisansın sicile tescil edilmemesi durumunda iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Durumun önemine binaen 1 Nisan 2002'den itibaren marka lisanslarının uluslararası sicile tescili mümkün hâle gelmiştir. Ancak bazı ülkelerin mevzuatları lisansın sicile tesciline izin vermemektedir. Mevzuatında olmaması veya lisans kaydının tescilini istemeyen akit taraf ofisi bunu Büro’ya bildirebilir. İkinci durumdaki bildirim her an için geri alınabilir. Lisans başvuruları için MM13 resmi formu kullanılır. Marka sahibinin adı, lisans alanın adı ve adresi, ilgili uluslararası tescilin numarası, lisansın geçerli olduğu akit taraflar, mal ve hizmetlerin uluslararası sınıflandırılmasına ilişkin esaslara göre sınıflandırılmış lisansa konu mal/hizmetler, bu formda bulunması gereken ve eksikliği başvurunun usulsüz olması sonucunu doğuran hususlardandır (Yönetmelik 1. Mükerrer 20.1.b). İlgili resmî formda sunulan ve marka sahibi ile duruma göre aracılığından yararlanılan ofis tarafından imzalanan ve yukarıdaki hususları içeren bir başvuruyu alan Büro, başvuruda yer alan bilgilerle birlikte lisansı uluslararası sicile tescil eder ve bu tescili lisansın geçerli olduğu (belirlenmiş) akit tarafların ofislerine bildirir. Büro ayrıca, bu tescilden marka sahibini ve lisans tescil başvurusu bir ofis vasıtasıyla yapılmışsa bu ofisi haberdar eder (Yönetmelik md. (1. mükerrer) 20.31.) Lisans tescil başvurusunda eksiklikler varsa Büro üç aylı k süre verir, bu süre içerisinde eksiklikler tamamlanmazsa başvuru geri çekilmiş sayılır (Yönetmelik 1. Mükerrer 20.2.b). 99 6 MADRİD SİSTEMİNE DAİR GENEL DEĞERLENDİRMELER VE TÜRKİYE UYGULAMALARI 6.1 Madrid Protokolü’nün Avantajları Ürettiği ürünü veya icra ettiği hizmeti uluslararası olarak korumak isteyen kişiler, menşe ofiste tescilli veya başvuru halindeki markalarını tescil ettirmek istedikleri ülke ofislerine ayrı ayrı ücret ödemek, ayrı ayrı prosedürlere maruz kalmak ve başvurulan ülkelerdeki farklı dillerle başvuru yapmak yerine tek bir ücret, dil ve prosedür kullanarak başvurularını Madrid Protokolü vasıtasıyla yapabilmektedirler. Başvuru sahipleri tek bir form düzenleyerek istedikleri ülkeleri seçebilmekte ve ayrı ayrı mevzuatlara maruz kalmayıp birden fazla danışman kullanma ihtiyacından kurtulmaktadırlar. Ekonomik hayatın çok hızlı olduğu ve markaların kısa bir süre içerisinde bilinir hale geldiği günümüzde zaman daha çok önemli bir hale gelmiştir. Madrid Protokolü’nde yer alan 12 veya 18 aylık süre içerisinde olumsuz bir yanıtın gelmediği durumlarda markanın akit taraflarca korumaya alındığının varsayıldığı şartı piyasadaki hızlı işleyişe ayak uydurmak için çok faydalıdır. Marka başvurusu yapıldıktan sonraki adres, unvan, sahip değişikliği gibi değişiklikler tek bir ücretin ödenmesi ve tek bir formun düzenlenmesi ile markanın başvurulduğu veya tescil edildiği bütün ülkelerde basit bir şekilde yapılır. Sistemin önemli avantajlarından biri de sonraki belirleme(subsequent designation) yolu ile istenilen (sisteme üye) ülkeler de tescilin genişletilebilme imkânıdır. Ayrıca başvurulan ülkelerden birisinde reddi marka başvurusunun diğer ülkelerde reddini gerektirmemektedir. 100 Uluslararası tescil aynı zamanda ulusal marka ofisleri içinde avantajlı bir sistemdir. Şöyle ki ulusal ofisler başvurunun şekli prosedürlere uygunluğunu incelemek zorunda olmadıkları gibi, mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasını ve tescilin yayınlanması işlemlerini de yapmak zorunda değillerdir. Ayrıca uluslararası tescil sürecinde yerine getirdikleri görev nedeniyle; Uluslararası Büro tarafından toplanan ödenmesi gereken bireysel ücretlerin taraf devletlere ödenmesi, bireysel ücret talep etmeyenlere de ek ve tamamlayıcı ücretlerin yıllık olarak belirlenen ülke olma sayılarına göre orantılı olarak dağıtılması suretiyle yeterli oranda tazmin edilmektedirler. Belirtmek gerekir ki eğer uluslararası tescil servisi yıllık hesap dönemini kar ile kapatırsa fazla olan bu kazancı taraf devletlere dağıtmaktadır.155 Tek bir uluslararası başvuru ulusal ofislerde ayrı ayrı yapılan başvurularla aynı yasal etkiye sahiptir. Başvuruların ayrı ayrı yapılması durumunda yapılacak masraflar büyük oranda düşmesine rağmen elde edilen getiri büyük oranda artmaktadır. 2003 yılına kadar İspanyolca resmi diller arasında yoktu özellikle İspanyolcanın yoğun olarak kullanıldığı Güney Amerika ülkelerinin Protokole taraf olmalarını sağlamak amacıyla yönetmelikte( md 6.2.i) yapılan değişiklikle İspanyolca resmi diller arasına girmiştir. Bu durum bazı ülkelerin anadilleri ile başvuru yapabilmesi, süreci kolaylaştırması ve maliyetleri azaltması bakımından olumlu bir gelişmedir. Madrid Sistemi yüz yılı aşkın bir süredir kullanılmakta ve kendisinden beklenilenleri büyük oranda vermektedir. Sistemin yönetiminden sorumlu olan WIPO gerek sistemin işleyişi gerekse ilgili kişilere gerekli bilgilendirmeleri yapma konusunda üzerine düşen vazifeleri yeterince yerine getirmektedir. WIPO sistemin üye ülkelerce en iyi şekilde anlaşılabilmesi gerek Cenevre’de gerekse üye ülkelerde eğitim faaliyetlerine yer vermektedir. WIPO sistemde var olan sorunların çözümü ve ayrıca sistemin geleceğini değerlendirmek üzere çalışmalar yapmaktadır. 155 Todd, s. 93. ;Taş İ. s.93. 101 6.2 Madrid Protokolü’nün Dezavantajları Uygulama ve teoride Madrid Protokolü’nün uluslararası marka başvurularının yapılması için tek bir ücret yatırmakla tek bir dil kullanarak ve tek bir usul ile marka başvurularının yapılması gibi birçok avantajının olduğu ve başvuru sahiplerine kolaylıklar sağladığı kesindir. Ancak Madrid Protokolü’nün de dezavantaj diyebileceğimiz tarafları mevcuttur. Bu hususları şöyle sıralayabiliriz: Sistemin dezavantajı olarak sayabileceğimiz hususlardan en önemlisi merkezi saldırı hükmüdür (central attack)/(ceasing of effect) Buna göre; uluslararası tescil beş yıl boyunca ana ülkedeki tescile bağımlıdır. Eğer bu beş yıllık süre boyunca uluslararası tescile konu bir marka, ulusal ofisinde esas tescilin iptali, hükümsüz kılınması ya da geri çekilmesi gibi sebeplerle mal ve hizmetlerin tümü veya bir kısmı bakımından korumasını kaybederse, söz konusu mal ve hizmetlerin uluslararası tescilinden kaynaklanan koruması artık koruma talep olunan ülkelerin hiçbirinde geçerli olmayacaktır. Aynı şekilde uluslararası tescilden itibaren beş yıllık süre zarfında esas tescile karşı kanun yollarına başvurulması durumunda da aynı hüküm uygulanır. Bu beş yıllık sürenin geçmesinden sonra her ülkedeki başvuru merkez ülkedeki başvurudan etkilenmeyerek bağımsız bir hal alır. Yukarıda belirtilen hüküm Anlaşma’da da mevcut idi ancak bu hüküm dönüştürme (transformation) dediğimiz hüküm ile bir nebze olsun yumuşatıldı. Buna göre Protokol hükümlerine dayanarak başvuru yapılan bir marka başvurusu/tescili herhangi bir nedenle menşe ofiste reddolur, terkin edilir veya iptal edilirse marka sahibi üç ay içerisinde belirlenen taraf ülkelerin ofislerine yapılmak zorundadır. Mal ve hizmetler uluslararası başvurudaki mal ve hizmetlerle sınırlı olmak zorundadır. Dönüştürme (Transformation) yapıldıktan sonra marka başvurusu/tescilinin Madrid Sistemiyle ilişkisi kesilir. Bundan sonraki süreçte yenileme ve bunun gibi işlemler merkezi bir şekilde yapılmaz. Merkezi saldırı hükmü davacı veya davalı olma 102 durumuna göre avantajlı veya dezavantajlı olarak değerlendirilebilir. Dönüştürme hükmünün olması dezavantajlarının bir kısmını ortadan kaldırsa da bu süreç uzun zaman alan ve pahalı bir süreçtir. Merkezi saldırı sonucu marka başvurularının/tescillerin başvurulan ülkelerde takibi için başvuruların/tescillerin ayrı ayrı takip edilmesi gerekliliği Madrid Protokolünün getirdiği avantajları önemli ölçüde azaltmaktadır. Her ülkede ayrı bir prosedürün izlenmesi profesyonel kişilerle çalışma zorunluluğu getirmektedir. Bu da masrafları önemli ölçüde arttırmaktadır. Merkezi saldırı sonucu menşe ülkede terkin edilen ve diğer ülkelerde bireysel olarak başvuru yapılması gereken durumlarda hangi prosedürün yapılacağı konusunda ortak bir uygulama yoktur. Türkiye’de merkezi saldırı sonucu menşe ülkede terkin edilmiş bir marka gerekli dönüştürme (transformasyon) ücretini 156 yatırmak koşuluyla kaldığı yerden işlemlerine devam edebilmektedir. 2011 yılı itibariyle bu ücret 150 Tl’dir. Dönüştürme hükmü olsa da merkezi saldırı hükmü 5 yıl gibi uzun bir zaman süreci boyunca markanın reddolunma ihtimalinin olması ve bazı ülkelerde sürecin baştan başlaması Protokolün avantajlarını önemli oranda azaltmaktadır. Son dönemde bu konuda yapılan çalışmaların önemli bir kısmı bu konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Uluslararası tescil başvurusu esas tescil ya da başvuru ile aynı mal/hizmetleri içermelidir. Başvuruya ilişkin olarak mal ve hizmetlerin kapsamı daraltılabilir ancak genişletilemez. Başvuru sahibi, esas tescilde yer almayan ilave mal ya da hizmetler için uluslararası tescil başvurusu yapmak istediğinde, yeni ulusal başvurular yapması gerekmektedir. Böylece, başvuru sahibinin iştigal alanı genişledikçe yeni ulusal başvurular ve bunlara dayalı uluslararası başvurular yapması gerekecektir. Dezavantaj olarak değerlendireceğimiz diğer bir husus da Nis sınıflandırmasında çoğu ülkelerde kapsamlı bir şekilde sınıfın tamamındaki mal/hizmetleri talep 156 Ücretler için bkz. http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=261 103 edilebilir olmakla birlikte bazı ülkeler genel tabirleri kabul etmemektedir. Bu durumda yeni ve mal/hizmet listesi kısıtlı bir ulusal başvuru yapmak gerekmektedir. Madrid Protokolü’ne göre başvurunun bir ulusal tescile ya da başvuruya dayalı olma zorunluluğu, başvuru sahibinin diğer ülkeler için yapacağı koruma talebini sınırlamaktadır. Çünkü başvuru sahibi farklı ülkelerde farklı markalar ve farklı mal/hizmetler için tescil talebinde bulunmak isteyebilir. Bu durumda da Madrid Protokolü’nün çok pratik bir yöntem olmadığı açıktır.157 Protokole getirilen eleştirilerden biri de 18 aylık red bildirimi süresidir. Gerekli bildirimlerin yapılması şartıyla itiraz, dava vb. durumlarda bu süre daha da uzayabilmektedir. Günümüz ticari hayatında işler çok hızlı gelişmektedir. Bilişim, teknoloji ve ulaşımda meydana gelen gelişmeler markaların tanınmasını çok hızlı gelişmesine imkân vermektedir. Bir ay gibi kısa bir sürede bir marka tanınmış hale gelebilmektedir. Hal böyle olunca 18 aylık bir red süresi uzun bir süre olarak değerlendirilebilir. Piyasaya yeni giren bir marka bu süre boyunca geleceğini net olarak göremeden tescilsiz bir şekilde faaliyet gösterecektir. Bu durumun Protokol’ün olumsuz olarak değerlendireceğimiz bir hükmüdür. Ancak bir de madalyonun diğer yüzüne baktığımızda sistemini tamamen oturtmayan ofislerde veya bazı markalara mahsus oluşan durumlar için bu sürenin varlığı olumlu olarak da görülebilir. Yönetmelikte 2000 yılında yapılan bir değişiklikle (Yönetmelik md. 17.6.a)158, re’sen incelemesini tamamlayan ve bir 157 Bayram, E. B., 2001, s.42 Büro’ya red bildirimi göndermeyen bir ofis, Protokol 5.2 (a) veya (b)’de öngörülen süre (bir yıl veya 18 ay) zarfında takip edilen sayılacak hususlardan birini içeren bir bildirimi Uluslararası Büro’ya gönderebilir. Red bildiriminde bulunmayan ofis; i) Kendisi tarafından, gerekli bütün prosedürlerin tamamlandığı ve uluslararası tescile konu markanın kendi ofisinde tescil edilmesi yönünde karar verildiğine dair bir bildirimde ii) Re’sen inceleme sürecinin tamamlandığı ve ofisin red için herhangi bir neden bulamadığı fakat markaya sağlanan bu korumanın hala üçüncü şahıslardan tarafından yapılabilecek itiraz ve görüş bildirmelere konu olabileceğini, itiraz ve görüş bildirme süresinin sona ereceği tarihi de kapsar şekilde yapılacak bir bildirimde ve iii)Eğer ii’deki bildirimin yapılması tercih edilirse buna bağlı olarak ofisin belirttiği süre içinde üçüncü şahıslar tarafından herhangi bir itiraz veya görüş bildiriminde bulunulmamış ve ofis uluslararası tescile konu markayı tescil etme kararı vermişse bu karara ilişkin bir bildirimde bulunabilir. Uluslararası Büro tarafından yukarıda sayılan bildirimlerden herhangi birisi alındığında, bu bildirim Uluslararası Sicil’de kaydedilip, ilan edilir ve bildirimin bir sureti başvuru sahibine gönderilir (Yönetmelik md. 17.6.a). 158 104 red nedeni tespit edemeyen ofisin, Büro’ya ilgili markaya koruma sağlandığına ilişkin bir bildirimde bulunabileceği öngörülerek bu olumsuzluğun bir ölçüde giderilmesine çalışılmıştır.159 Protokolün 3. maddesinin birinci fıkrası gereğince uluslararası başvuru, koruma istenilen mal veya hizmetleri ve eğer mümkünse mal ve hizmetlerin bulunduğu sınıf veya sınıfları kapsayan bir esas tescil veya başvuruya dayanmalıdır. Esas tescil ya da başvuru ile aynı mal ve hizmetleri içermeyen uluslararası başvurular kabul edilemez. Başvuruya ilişkin mal ve hizmetlerin kapsamı daraltılabilir ancak genişletilemez. Uluslararası başvuru sahibi esas tescilde yer vermediği fakat aynı sınıfa dahil ilave mal ve hizmetler için uluslararası başvuru yapmak istediğinde öncelikle bu mal ve hizmetler için bir esas tescil elde etmeli ya da bir esas başvuru da bulunmalıdır. Bu da tescil sahibinin markasını, markanın ilgili olduğu ilave mal ve hizmetler için kullanmaya karar vermesi durumunda, aynı marka için aynı sınıflarda farklı mal ve hizmetleri kapsayan birden fazla uluslararası marka tescili elde etmesi gibi bir ihtimali ortaya çıkarmaktadır.160 Ayrıca, bazı ülkelerin mevzuatları markanın koruma kapsamının yalnızca ticarette fiilen kullanılan mal/hizmetleri içermesine izin vermekte ve mal/hizmetlere ilişkin genel tabirler kullanılamamaktadır. Örneğin A.B.D.’de marka başvurusundan önce markanın, koruma talep edilen mal/hizmetler üzerinde fiilen kullanılıyor olması gerekmektedir. Dolayısıyla marka sahipleri yalnızca ticari alanda fiilen kullandıkları mal/hizmetler için başvuru yapabilmektedir. Oysa birçok ülkede markanın kapsamındaki mal/hizmetlerin üzerinde kullanılması şartını aranmaz. Bu sebeple, örneğin Amerikan başvuru sahipleri kendi ülkelerinde sınırlı kapsamda başvuru yapabilirken, diğer ülkelerde markanın kapsadığı mal/hizmetleri genişletebilmektedirler. Madrid Protokolü ile başvuru yolu ise bu kapsamda kısıtlayıcı bir yöntem olacaktır.161 159 Bayram, E. B., 2001, s. 44; Kırca, İ., 2005, s.99.; Taş, İ., 2007, s.96. 160 Barreda J., The Madrid Protocol: Does it require a revision? Trademark World 118,1999, s.30.; Taş İ., 2007, s.97. 161 Barreda J., 1999, s.30-31. 105 6.3 Madrid Sistemi Hakkında Güncel Veriler, Türkiye Uygulamaları Ve Öneriler Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre, usulüne göre onaylanmış ve yürürlüğe girmiş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olduğundan, markaların uluslararası tescilli konusunda bir düzenleme getiren Madrid Protokolü, düzenlediği konular bakımından kanun hükmünde sayılacak ve öncelikle uygulanacaktır. Madrid Protokolü’nün Madrid Anlaşması’na göre önemli avantajları vardır. Anlaşma Protokole nazaran 100 yıl daha önce imzalanmasına rağmen sisteme kayıtlı 85 ülkenin 83’ünün Protokol’e 56’sının Anlaşmaya üye olması Protokol’ün daha avantajlı olduğunun bir delilidir. Madrid Protokolü bir standartlar sistemi olduğundan ülkeler bazında çok fazla farklılıklar mevcut değildir. Sistemin düzenli bir şekilde işleyebilmesi için bu gereklidir. Ancak gerek sistemin tam olarak oturmamasından gerekse ülkesel bazdaki değişikliklerden dolayı bazı farklılıklar olabilmektedir. Bu yüzden Türkiye uygulamaları bölümü hacim olarak çok fazla bir alana sahip olmayacaktır. Madrid Protokolü dünya çapında birçok ülkede marka korumasını çok etkili ve ucuz bir şekilde yapılabilmesi konusunda başvuru sahiplerine büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Madrid sistemi vasıtasıyla başvuru sahiplerinin başvuruları tek tek ülke bazında yaptığında altından kalkmakta zorlanacağı maliyetler önemli ölçüde azaltıldı ve birden fazla markanın global düzeyde yönetimi konusunda firmalara müthiş kolaylıklar sağlandı. Onlarca ülkede faaliyet gösterip onlarca ülkede marka tescili bulunan ve her yıl yeni marka tescilleri gerçekleştiren Procter&Gamble, Unilever, Nestle, Danone gibi çokuluslu şirketlere marka yönetimi konusunda büyük kolaylıklar getirmektedir. Madrid Protokolü’nün ülkeler bazında tamamen yerleşmesi ile ilerleyen zamanlarda menşe ofisler aradan çıkartılıp başvuru ve diğer işlemlerin direkt olarak WIPO ile yapılması gerçekleştirilebilir. Bu durumu kolaylaştıracak bir husus; vekillerin bu 106 konuda iyi bir eğitime tabi tutulması ve başvuru ve diğer işlemlerin vekiller vasıtasıyla yapılması zorunluluğu olabilir. Bu durumun artıları ve eksileri olabilecektir. Ancak bu uygulamanın kısa vadede gerçekleşmesi pek kolay gözükmemektedir. Madrid Protokolü’nde meydana gelen önemli gelişmelerden biri 2 Kasım 2003 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin ve 1 Ekim 2004 tarihinde Avrupa Birliğinin Protokole üye olmasıdır. Dünya ticaret hacminin önemli bir kısmını elinde tutan bu ülkelerin Sisteme dâhil olması Sistemin işlevini önemli ölçüde artırmıştır. 162 6.3.1 TPE’nin Menşe Ofis Olduğu Durum Türkiye’nin menşe ofis olduğu durumda daha önce anlatıldığı gibi Türkiye’de yerleşik olan, Türk vatandaşı olan ya da Türkiye’de etkin bir ticari işletmeye sahip olan kişi ya da kuruluşlar, TPE nezdinde tescil başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş olan markaları için uluslararası tescil talebinde bulunabilmektedir. Bu talep Uluslararası Büro’ya TPE vasıtasıyla iletilmektedir. TPE başvuruyu WIPO’ya iletmeden önce şekli yönden ve başvurunun esas tescil ya da başvuru ile aynılığı açısından kontrol etmektedir. Esas başvuru/tescilden daha fazla mal/hizmet içeren başvurular geri çevrilmektedir. Türkiye’nin menşe ofis olduğu durumda, genel olarak Türkiye iyi bir konumda bulunmaktadır. Bazı marka sahiplerinin ve vekillerin uluslararası sistem konusundaki bilgisizliği sebebiyle tescil başvuruları önemli hatalar içermektedir. Vekillerin ve başvuru sahiplerinin özellikle Nis Sınıflandırma Sistemi’ni yanlış yorumlamaları ve İngilizce bilgilerinin yetersizliği sebebiyle, menşe ofis başvurularının incelenmesi uzmanlar için emek ve zaman kaybına yol açabilmektedir. Son dönemde üzerinde çalışılan Türkçe Nis programı bu konudaki eksiklikleri önemli oranda düzeltecektir. Ancak spesifik mal/hizmetlerin tescilinde sorunlar devam etmesi kaçınılmazdır. 162 http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1 107 Ayrıca Protokol aracılığıyla iletilen başvurularda uluslararası sınıflandırma ile çıkan sorunlar bazen ülke içinde kullanılan sınıflandırma sisteminin yenilenmesine olanak sağlamaktadır. Madrid Protokolü ve Nis Sınıflandırması konusunda vekiller ve başvuru sahipleri için eğitim programlarının ve seminerlerin düzenlenmesi oldukça faydalı olacaktır. Nitekim bu konuda TPE nezdinde vekillere yönelik eğitim çalışmaları yapılmaktadır. 6.3.2 TPE’nin Belirlenen Akit Taraf Olduğu Durum Türkiye’nin Madrid Protokolü’ne katılımı çerçevesinde önemli bir yükümlülüğü de Protokol’e taraf diğer ülkelerden gelen ve Türkiye için koruma talebi yapılan başvuruların incelenmesidir. TPE’nin Madrid Protokolü uygulamaları konusunda iş yükünün önemli bir bölümünü bu başvurular oluşturmaktadır. Bu başvurular incelenmesi sırasında çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunlardan en önemlisi, Uluslararası Büro tarafından Türkiye’ye gönderilen uluslararası tescil başvurularının başvuru tarihi itibariyle, TPE kayıtlarına daha önce giren ulusal başvuruların önüne geçtiği durumudur. Uluslararası Büro’nun TPE’ye göndermiş olduğu bir başvurunun başvuru tarihi, çeşitli nedenlerle bir yıl öncesine kadar gidebilmektedir. Örneğin Protokole taraf bir ülkede başvurusu yapılmış bir tescil başvurusunda şekli eksikliklerin bulunması durumunda bu eksikliklerin giderilmesi dört ayı bulabilmektedir. Böyle bir başvurunun WIPO tarafından TPE’ye iletilmesi yedi ay sonra olabilecektir. TPE nezdinde dosyanın uzman önüne gelmesine kadarki süre ilk başvuru tarihinden itibaren on ayı bulabilmektedir. TPE uzmanlarının iş yükü düşünüldüğünde uzmanın dosyayı incelemesi bir ayı bulabilmektedir. Söz konusu başvurunun rüçhan hakkını haiz olması durumunda ise bu süreye bir altı ay daha eklemek gerekir. Bu durumda bu uluslararası başvuru 11 ay önce yapılmış bir ulusal başvurunun önüne geçmektedir. 108 Bu süre zarfında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka yayınlanır ve tescil alırsa mükerrer kayıtlar ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Kaçınılmaz bir şekilde gerçekleşebilecek bu durumun önüne geçebilmek için TPE’ye re’sen iptal yetkisinin verilmesi gerekmektedir. Uluslararası başvurulara ilişkin TPE uygulamalarında yaşanılan önemli bir sorun ise ünvan değişikliği işlemlerine ilişkindir. Ünvan değişikliği talepleri özellikle Türk Patent Enstitüsü’nün belirlenen akit taraf olduğu durumlarda ulusal mevzuatımızla çelişmektedir. Çünkü 556 Sayılı Markaların Korunmasına Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 20’nci maddesinde “marka sahibinin unvanının veya şirket nevinin değişmesi halinde bu değişikliklerin markalar sicilinde adına kayıtlı bulunan markalarının ve başvurularının tamamı üzerinde bu değişikliklerin yapılması istenir” hükmü yer almaktadır. Oysa sisteme taraf olan diğer hiçbir üye ülkede böyle bir zorunluluk yoktur. Başvuru sahibi istediği markası için unvan değişikliği talebinde bulunabilmektedir. Ayrıca, uluslararası tescil sistemi prosedürleri kapsamında unvan değişikliğinin reddi gibi bir kavram olmadığı için, bu durum Enstitümüz için önemli sorunlar oluşturmaktadır. 163 Aslında farklı ülkelerde firmaları, markaları olan holdinglerin tabii ki farklı adresleri olacaktır ve marka bazında farklı adreslerde bulunmaları kaçınılmazdır. Bu konu hakkında düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Madrid Protokolü’nün ülkemizde yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye için sınai mülkiyet alanında yeni bir sayfanın açıldığı söylenebilir. Protokol, Türk sanayicilerinin TPE aracılığıyla markalarının uluslararası tescilini kolay ve ekonomik bir şekilde yerine getirebilmesine imkân vermiş ayrıca Türkiye’nin AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 sayılı kararındaki yükümlülüğünün yerine getirilmesini sağlamıştır. Madrid Sistemi farklı ülkelerde marka tescillerini merkezi bir yerden kontrol etmek oluşturulmuş bir birliktir. Madrid Sisteminde Avrupa Topluluk Marka Sistemi’nde(European CTM System) olduğu gibi uluslararası bir tescil yoktur. 163 Bayram, E. B., 2001, s.48. 109 Sistem merkezi olarak yönetilen ve ulusal düzeyde geçerli olan çeşitli haklar sunar. Protokol sadece büyük çok uluslu şirketlere kolaylıklar sağlamamaktadır. Belli bölgelerde temsilcilikler açan veya sadece ihracat yapan firmalara da marka tescilleri ve yönetimi konusunda büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Madrid Protokolü olmasaydı bazı firmalar uluslararası marka tescili konusunda şu anki kadar cesaretli olamayabilirlerdi çünkü her ülkenin ayrı bir dili, ayrı bir tescil süreci ve ayrı para birimleri olduğundan büyük zorluklar ortaya çıkacaktı. Bu uzun yolculukta her ülkede ayrı bir danışman tutmak gerekecekti. Ama Madrid Sistemi bütün bunların üstesinden çok kolay bir şekilde gelinebilmesine imkân sağlamaktadır. 30 Kasım 2010 itibariyle sadece Madrid Anlaşması’na üye ülke Cezayir ve Tacikistan kalmıştır. Bu ülkeler de Protokole geçme konusunda çalışmalar yürütmektedirler. Anlaşmaya üye ülkelerin ayrıca Protokole de üye olduğundan Türkiye’nin sadece Protokole üye olması hak kaybı oluşturmamaktadır. Kaldı ki 2008 yılından itibaren hem Anlaşmaya hem Protokole üye ülkelerin işlemlerinde Protokol hükümleri uygulanacaktır. Bu husus Anlaşma’nın varlığının gerekli olup olmadığı tartışmalarına neden olmaktadır. Son dönemde gelişen Türkiye ekonomisi ile ihracat oranları görülmedik şekilde artmaktadır. Her ne kadar Türkiye’nin yaptığı ihracat belli ülkelere yoğunlaşsa da gelişen ekonomi ve ihracat ile birlikte markaların uluslararası korunması büyük önem kazanmıştır. Faaliyet gösterildiği veya ilerde faaliyet gösterme ihtimalinin yüksek olduğu ülkelerde marka haklarının korunması büyük önem arz etmektedir. Yakın zamanda uluslararası tescil konusunda gerekli hassasiyeti göstermeyip geç kalan büyük firmaların kötü niyetli başka kişiler tarafından marka hakkının yabancı ülkelerde tescil edilmesi ile önemli pazarlara girme konusunda büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu sorunlarla 110 karşılaşmamak için markaların uluslararası düzeyde korunması hayati bir öneme sahiptir. İşte bu korumanın elde edilebilmesi için Madrid Sistemi büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Türkiye’nin dış ticaretteki en büyük partneri Avrupa Birliği olmaya devam etmekle birlikte son dönemde Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleriyle uluslararası ticaret gün geçtikçe artmaktadır. Böylelikle bu ülkelerde de marka koruması yapılması zorunluluğu gerekmektedir. Bu konuda en iyi yöntemin Madrid Sistemi olduğu düşünüldüğünde Madrid Sistemi vasıtasıyla yapılan başvuruların daha da artacağını öngörmek doğru olacaktır. Madrid Protokolüne üye yeni ülkeler kazandırmak ve üye ülkelere kolaylıklar sağlamak amacıyla Türkçe, Rusça, Arapça ve Çince gibi geniş alanlarda kullanılan bazı diller de resmi diller arasına alınabilir. Ancak bu husus bazı ülkelere kolaylıklar getirdiği gibi WIPO’ya ekstra masraf ve ekstra iş yükü getirecektir. Ayrıca son zamanlarda Nis sınıflandırmasında Türkçe ve farklı diller için programlar geliştirilmektedir. Bu çalışmaların verimli bir şekilde uygulanmasından sonra geriye kalan süreçte sistemin tamamen Türkçe veya farklı dillerde olması getireceği ekstra zorluklar göz önüne alındığında gereksiz görülebilir. 6.3.3 Madrid Protokolü Hakkında Güncel Veriler Dünya genelinde her yıl ülkede yerleşik olmayanların yaptığı marka başvurusu bir milyonu geçmektedir ve bu başvuruların 400 000’i aşan kısmının Madrid Sistemi marifetiyle yapıldığı tahmin edilmektedir. 31 Aralık 2009 itibariyle 515,562 uluslararası tescil yürürlükte ve 5.6 milyonun üzerinde ulusal/bölgesel aktif tescil ve 169,939 tane marka sahibi bulunmaktadır.164 164 Marka Dünyasında Madrid Sistemi (William O‘Reilly) 111 2009 YILININ GENEL PROFİLİ TABLO:2 TABLO:3 2009 YILINDA EN ÇOK BAŞVURU YAPAN ÜLKELER Kaynak Başvuru Sayısı Oran (%) Almanya 4,793 13.6% AB 3,710 10.5% Fransa 3,523 10.0% USA 3,201 9.1% İsviçre 2,671 7.6% Benelux Ülkeleri 1,968 5.6% Italya 1,872 5.3% Çin 1,358 3.9% Japonya 1,312 3.7% Rusya Federasyonu 1,068 3.0% 112 TABLO:4 EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN ÜLKELER Kaynak 2008 2009 Oran % Çin 17,829 14,766 4.9 Rusya Federasyonu 16,768 14,150 4.7 USA 15,715 13,406 4.4 İsviçre 14,907 13,161 4.3 AB 14,502 12,564 4.1 Japonya 12,748 10,386 3.4 Avustralya 10,529 8,575 2.8 Ukrayna 10,635 8,539 2.8 Türkiye 9,844 7,942 2.6 Kore Cumhuriyeti 9,539 7,755 2.6 Norveç 9,787 7,627 2.5 Hırvatistan 7,482 5,967 2.0 Singapur 7,607 5,957 2.0 Almanya 6,955 5,593 1.8 Beyaz Rusya 6,724 9,380 1.8 113 TABLO :5 ULUSLARARASI TESCİLLER VE SONRAKİ BELİRLEMELER Uluslararası Tesciller ve Sonraki Belirlemeler -1996 - 2009 54.000 44.000 34.000 24.000 14.000 4.000 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 -6.000 Tesciller Sonraki Belirlemeler Uluslararası tesciller ve sonraki belirlemelerde genel olarak yıllar itibariyle bir artış söz konusu ancak 2009 yılında önceki yıla göre nispi bir düşüş gözlenmektedir bu düşüş 2009 yılında küresel bazda meydana gelen krizden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de de krizin etkileri gözükmektedir ancak bu etkiden kurtulma konusunda diğer devletlerden daha hızlı bir yükseliş göstermektedir. Türkiye 2009 yılı itibariyle en çok başvuru yapılan 9. Ülke konumundadır. Bu durum hızla büyüyen bir ekonomiye sahip Türkiye’de faaliyet göstermek isteyen firmaların markalarını tescil ettirmek istemelerinden kaynaklandığı düşünüldüğünde gelişen Türkiye ekonomisinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. 114 2008 yılına göre başvuru sayıları o yıllarda yaşanan ve halen etkisi sürmekte olan küresel kriz dolayısıyla %19 azalarak 9844’den 7942’ye düşmüştür. Ancak bu düşüş sadece ülkemizde değil tüm dünyada görülmüştür. Krizin ülkemizdeki etkisinin azalmasıyla birlikte hem menşe ofis başvuruları hem de Türkiye’de koruma talep edilen başvurular artmaktadır. 115 SONUÇ Günümüzde ulusal düzeydeki ekonomiler, kendini uluslararası ekonomilere terk etmiştir. Firmalar en küçüğünden en büyüğüne kadar yurt dışı faaliyetlerinde bulunmaktadır. Bu faaliyetler uluslararası marka tescilini zorunlu kılmaktadır. Bu tescilleri kolaylaştırmak amacıyla çeşitli uluslararası tescil sistemleri oluşturulma gereği duyulmuş olup Birleşmiş Milletlerin uzman bir yapılanması olan WIPO tarafından oluşturulan Madrid Sistemi bu sistemlerin en geniş sahalara ulaşanı ve en etkinidir. Tezimizin konusu Madrid Sistemi ile markalarını birden fazla ülkede koruma altına almak isteyen marka sahipleri bu korumayı elde edebilmek için her bir ülkede ayrı ayrı tescil etme işleminden kurtulmuştur. Madrid Sistemi markalarını uluslararası düzeyde tescil ettirmek isteyen başvuru sahiplerine tescili talep edilen her ülkede ayrı ayrı formlar doldurup, ayrı ücretler yatırıp, farklı yabancı dillerle uğraşma ve her ülkede yerel vekillerle çalışmak yerine bir formla, bir başvuru ücretiyle ve resmi olarak seçilen bir dil ile Protokole taraf istenildiği kadar ülkede kolay bir şekilde tescil imkanı sunmaktadır. Ayrıca tescilden sonraki adres değişikliği yenileme gibi işlemlerde yine bir başvuru formu ile gerçekleştirilebilmektedir. Aksi halde bu işlemleri yapmak hem uluslararası markalaşma isteğini kıracak hem de firmalara inanılmaz maliyetler getirecekti. İşte Madrid Sistemi, markaların çeşitli ülkelerde tesciline yönelik birbirinden farklı marka tescil prosedürlerinin birleştirilerek, tüm dünya ülkelerinin katılımına açık bir uluslararası tescil sistemi oluşturabilmek amacıyla ortaya çıkmış ve yüz yılı aşkın bir süredir başarılı bir şekilde uygulanarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Madrid Sistemi hızlı, ekonomik, esnek ve bürokrasinin az olmasından dolayı kullanımı her geçen gün artmaktadır. Dünya genelinde yerleşik olmayanların yaptığı marka başvuruların yüzde kırkından fazlası Madrid Sistemi vasıtasıyla yapılmaktadır. Madrid Sistemi kullanılarak yapılacak tek bir uluslararası başvuru belirlenen akit taraf ülkesinde ayrı ayrı yapılan ulusal başvurularla aynı yasal etkiye 116 sahiptir. Madrid Anlaşması’nın hükmünü iyiden iyiye yitirmesiyle Madrid Sistemi denilince aklımıza aslında Madrid Protokolü gelmelidir. WIPO çeşitli bilgilendirme seminerleri, marka gazetesi, web sitesi ve doğrudan iletişim vasıtalarıyla Sistem’in kullanıcılarına ve ulusal ofislere geniş ve detaylı bilgi sağlamaktadır. Uluslararası Sicil’de kayıtlı tescil bilgilerine elektronik ortamda ücretsiz giriş ortamı sağlanmakta ve ROMARIN sistemi ile daha geniş ve kapsamlı abone olunabilecek düzenli bir bilgilendirme sistemi vermektedir. Madrid Sistemi Madrid Anlaşması ile yüz yılı aşkın süredir faaliyet göstermektedir. Sistemin eksik yönlerini ortadan kaldırmak için getirilen ve dünya ticaretinde etkili birçok ülkeyi sisteme dahil eden Madrid Protokolü halen gelişmektedir. Eksik olarak görülebilecek hususlarda çalışmalar devam etmektedir. Her ne kadar üye sayısı yüksek olsa da üye sayısı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Türkiye de Protokole dahil olduğu 1999 yılından itibaren sistemi kullanmaktadır. Ekonomimizin hızlı büyüdüğü ve ihracatın görülmedik bir hızla arttığı şu zamanlarda uluslararası marka tescilinin önemi dolayısıyla Madrid Protokolü’nün önemi artmıştır. Başvuru sahipleri Madrid Protokolü’nün kolaylıklarından istifade etmektedirler. Sonuç olarak Madrid Protokolü Türk sınai mülkiyet sistemi için yeni bir açılımdır. Protokol ile birlikte uluslararası piyasalarda rekabet etmek ve mal ve hizmetlerini Türkiye sınırları dışına taşımak isteyen Türk girişimcilere yeni bir dünyanın kapıları açılmıştır. Bu sayede Türk sanayinin gelişmesi ve uluslararası piyasalarda etkisini sürdürmesi mümkün olacaktır. Diğer taraftan, Türkiye’de yatırım yapmak veya mallarını Türk piyasalarında pazarlamak isteyen girişimcilerin markalarını Türkiye’de tescil ettirmeleri kolaylaşacak ve bu da yabancı yatırımcıların taklit korkusu olmadan daha güvenle Türkiye pazarlarına girmesine yol açacaktır. Böylece, Madrid Protokolü Türk ekonomisinin iki yönlü gelişimine yardımcı olacaktır. Sistem yüz yılı aşkın süredir devam ettiği gibi bundan sonrada yoluna yenilenerek ve daha 117 da büyüyerek devam edecektir. Çünkü ikame edilecek başka bir sistem gözükmemektedir. 118 EK ULUSLARARASI TESCİL SİSTEMİNDE KULLANILAN FORMLAR MM1: Madrid Anlaşması ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır. MM2: Madrid Protokolü ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır. MM3: Hem Protokol hem de Anlaşma ile düzenlenmiş başvurular için kullanılır. MM4: Sonraki belirlemeler için kullanılan form. MM5: Sahipte meydana gelen değişikliklerin bildirimi için kullanılan form. MM6: Mal ve/veya hizmetlerin sınırlanması için kullanılan form. MM7: Feragat işlemleri için kullanılan form. MM8: İptal için kullanılan form. MM9:Sahibin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişikliklerin bildiriminde kullanılır. MM10: Vekilin ad ve/veya adresinde meydana gelen değişiklik için kullanılır. MM11: Uluslararası başvurunun yenilenmesi için kullanılır. MM12: Vekilin atanması için kullanılan formdur. MM13: Lisansı kaydetmek için kullanılan formdur. MM14: Lisansta meydana gelen değişiklikleri bildirmek için kullanılan formdur. MM15: Kayıtlı tescilin iptali için kullanılan formdur. MM16:Dönüştürmeden kaynaklanan(Avrupa Birliği) sonraki belirleme için kullanılan formdur. MM17: Rüçhan hakkı isteği için kullanılan form(Avrupa Birliği) MM18:Markayı kullanmayı niyetini bildirir bir beyan için kullanılır(Amerika Birleşik Devletleri) MM19: Sahibin tasarruf yetkisini sınırlamak için kullanılır. 119 KISALTMALAR CETVELİ ABD :Amerika Birleşik Devletleri Anlaşma :Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması bkz. :Bakınız C. :Cilt çev. :Çeviren dn :dipnot drl. :Derleyen KHK :Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname md. :Madde Nu. :Numara OAPI :African Intellectual Property Organisation OHIM :Office for Harmonization İn The İnternal Market Paris Sözleşmesi :Sınai Mülkiyetin Korunmasına Dair Paris Sözleşmesi Protokol :Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması İle İlgili Protokol R.G. :Resmi Gazete s. :sayfa S. :Sayı T.C. :Türkiye Cumhuriyeti TCT :Trademark Cooperation Treaty TLT :The Trademark Law Treaty TPE :Türk Patent Enstitüsü TRIPS :Ticaret Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması TRT :Trademark Registry System vd :ve devamı Vol :Volume WIPO :World Intellectual Property Organisation Yönetmelik :Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşma İle İlgili Protokol’e Dair Ortak Yönetmelik 120 Tüzük :Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşma İle İlgili Protokol Uyarınca Yapılacak Başvurulara Dair Tüzük 121 TABLOLAR TABLO:1 Menşe Ülke Ve Belirlenmiş Taraf Olarak Seçilmiş Ülkelerin Anlaşma ve Protokol’e Aynı Anda Taraf Olması Durumunu Gösterir Tablo…………...............44 TABLO:2 2009 Yılının Genel Profili……………………………………………..112 TABLO:3 2009 Yılında En Çok Başvuru Yapan Ülkeler…………………………112 TABLO:4 En Çok Başvuru Yapılan Ülkeler…………………………………........113 TABLO:5 Uluslararası Tesciller Ve Sonraki Belirlemeler………………………...114 122 KAYNAKÇA Adalı, G., İşletmeler Açısından Marka Tescilinin Önemi ve Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008. Ak, M., Marka Yönetimi, İstanbul, 2006. Akın, S., Tanınmış Markalar, Türk Patent Enstitüsü Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001. Annand, R. E. ve Norman, H. E., Blackstone’s Guide to the Trademarks Act, London, 1994. Arkan, S., Marka Hukuku, C.I, Ankara, 1997. Ayhan, R., Özdamar, M., Çağlar, H., Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 3. Bası, Ankara, 2010. BAUMBACH, A. ve HEFERMEHL, W., Warenzeichenrect, 12. Aufl., München 1986. Baeumer. L, “The Madrid Protocol: the view from the WIPO”, Hugh C. Hansen (Ed.). International Intellectual Property Law & Policy içinde (279-288), London, 1996. Becker, P., Trademarks: Legal and Business Aspects, Netherlands, 1994. Bayram, E. B., Uluslararası Marka Tescil Sistemleri Madrid Protokolü ile Topluluk Marka Sisteminin Karşılaştırmalı İncelenmesi, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Türk Patent Enstitüsü, Ankara, 2001. Camcı, Ö.; Haksız Rekabet Davaları, İstanbul, 2001. 123 Camcı, Ö., Marka Davaları, İstanbul, 1999. CAMPBELL, D. et al; Trademarks : Legal and Business Aspects, Kluwer Law and Taxation Publishers Boston,1994. Cornish, W. R.; Intellectual Property: Patents, Copyrights, Trade Marks and Allied Rights, Third Edition, London, 1996. Dirikkan, H., Tanınmış Markaların Korunması, Ankara, 2003. Doğan, B. F., Soyut Renklerin Marka Olarak Tescil Edilebilirliği, Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Yıl 6, C. 6, S. 3, 2005. Gielen Charles, Likelihood of Association: What does it mean?, Trademark World 84, 1996, s.20. DUFTY, Ann – LAHORE, James. Lahore Patents - Trade Marks & Related Rights, Australia, LexisNexis, 2006. Fezer, K., Markenrecht, 3. Aufl. München, 2001. Hınes, P. Jay - Weınsteın, Jordan S. “Using the Madrid Protocol After U.S. Accession, The Trademark Reporter”, Vol. 93, (2003). Kırca, İ., Markaların Milletlerarası Tescili, Ankara, 2005. Kunze, Gerd F. Die neueren Entwicklungen auf dem Gebiete des internationalen Markenschutzes, insbesondere: Das Protokoll betreffend das Madrider Abkommen für die internationale Eintragung von Marken vom.27. Juni 1989, Marke und Marketing, Bern 1990, S. 387 VD., İsmail Kırca (çev.). Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 2005 (Die neueren Entwicklungen). 124 Kunze, Gerd F. “The Protocol Relating to the Madrid Agreement Concerning the International of Marks”, The Trademark Reporter, Vol. 82, (1992). Lamoureux, Gerard G. - Lamoureux, Cabinet. “Importance of the Paris Convention for the Protection of Industrial Property”, Denis Camphell, Hubert J. Harmeling ve Eric P.A. Keyzer (Ed.) Trademarks: Legal and Business Aspects içinde (41-45), Netherlands, Kluwer Law and Taxation Publishers, 1994. Lewıs, T.i “Towards Implementation of the Madrid Protocol in the United States”, The Trademark Reporter, Vol. 89, 1999. Noyan E.,Marka Hukuku, Ankara, 2004. O’Reilly W., Madrid System: International Trademark Registration - An Overview, Eylül 2010. Pekdinçer, R.T. , Marka Hakkı ve Korunması, Doktora Tezi, İstanbul, 2001. Schlei, D. C., Das Protokoll beteffend das Madrider Abkommen über die internationale Registrierung Marken, GRUR 1996, s.105 vd. Sweet & Maxwell, The Trademark Handbook, Chartered Instıtute of Patent Agents Instıtute of Trade Mark Agents, London, 1998. Szalewski J. S., The International Protection of Trademarks After the TRIPS Agreement, 2006. Şener, O.H. ve Eroğlu, S., Ticari İşletme Hukuku Uygulamaları, Ankara, 2005. Taş, İ., Uluslararası Marka Tescili, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007. 125 Tatham D., “‘Central Attack’ and the Madrid Agreement”, European Intellectual Property Review, Vol. 7, Nu. 4, (a monthly review 1985). Tekinalp, Ü., Fikri Mülkiyet Hukuku, İkinci Bası, İstanbul, 2002. Terril, L., Towards Implementation of The Madrid Protocol inThe United States, The Trademark Reporter, No:89, 1999. Tılmann, W., Der "zentrale Angriff" auf die international registrierte Marke, Ein Beitrag zur Diskussion über eine Reform des Madrider Markenabkommens, Neue Entwicklungen im Wettbewrbs - und Warenzeichenrect: Festschrift für Wolfgang Hefermehl zum 65. Geburtstag am 18. September 1971, Heidelberg, 1971 s. 361 vd. Todd, M., “The Madrid Protocol; Objectives, Main Features, Advantages”, TPE Marka Koruması Uluslararası Sempozyumu Bildiriler, İstanbul, 24-25 Haziran 1998. TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ekim 2004 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2004). TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ocak 2005 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2005). TPE, “Markaların Uluslararası Tescili İle İlgili Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları”, Ankara, Ocak 2007 (Madrid Protokolü’nün Amaçları, Temel Özellikleri, Avantajları 2007). TPE, “Sınai Mülkiyet ile İlgili Uluslararası Anlaşmalar ve Türkiye’nin Bu Anlaşmalarla İlgili Durumu”, Eylül 2004 (Uluslararası Anlaşmalar). 126 Üzer, M. B., Marka Hakkına Tecavüz ve Tecavüzden Kaynaklanan Hukuk Davaları, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, 2008. WIPO, Guide to the International Registration of Marks, Cenova, WIPO Publication, 1975. WIPO, Leitfaden für die internationale Registrierung von Marken unter dem Madreider Abkommen und dem Madrider Protokol, 2 Auf., Köln-Berlin-BonnMüncen, 2002, İsmail Kırca (çev.), Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 2005 (WIPO- Leitfaden). WIPO, WIPO Magazine/March-April 2005, Geneva, Yasaman, H. ve Yusufoğlu, F., Marka Hukuku, C. I, İstanbul, 2004. WIPO, International Treaties and Conventions on Intellectual Property. İnternet Kaynakları: http://en.wikipedia.org/wiki/Madrid_system#cite_note-1 http://www.wipo.int/export/sites/www/madrid/en/contracting_parties/pdf/safeguard_ clause.pdf http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=261 http://www.wipo.int/about-ip/en/iprm/pdf/ch5.pdf#madrid_marks (29.05.2007). http://www.wipo.int/export/sites/www/madridgazette/en/remarks/ind_taxe s.html http://www.wipo.int/export/sites/www/treaties/en/documents/pdf/madrid_marks.pdf 127 http://www.wipo.int/madrid/en/fees/about_fees.html http://www.wipo.int/madrid/en/fees/calculator.jsp http://www.wipo.int/madrid/en/services/madrid_express.htm www.tpe.gov.tr 128