yıldızların yaşam döngüsü

advertisement
Bir Yıldız Olarak Liderler ve Liderlik
-Yıldız Lider ModeliM. Şahin BÜLBÜL, sahin@metu.edu.tr
Özet
Bu çalışmada yıldızların özellikleri, yaşam evreleri ve diğer
astronomik sistemlerle etkileşme biçimleri liderlerin özellikleri,
gelişim basamakları ve toplumla olan etkileşme biçimleriyle
kıyaslanarak “yıldız-lider modeli (YLM)” oluşturulmuştur.
Giriş
Geceleyin gökyüzümüzü süsleyen yıldızlarla ekiplere ve toplumlara yol gösteren liderler
arasındaki işlevsel benzerlik, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Yıldızların yapı ve
çalışma mekanizmasını öğrenerek liderleri ve başarılı olma yöntemlerini öğrenebiliriz. Toplumsal
olaylara pozitif bilimlerin verileri ışığında bakıldığında, parça-bütün ilişkisi daha rahat kurulabilir.
Böylece evrene bakıp insanı, insana bakarak da evreni anlayabiliriz.
Bir Yıldız Olarak Güneş ve Güneş Sistemi
Dünyamız, bir yıldız olan Güneş etrafında dolanmakta ve onun çekim etkisiyle hareket
etmektedir. Güneş, içinde bulunduğumuz sistem ve Dünya’daki hayat için vazgeçilemez bir
unsurdur. Çünkü gerekli olan ısı ve ışık enerjisi Güneş’ten karşılanmaktadır.
Güneşi, diğer sekiz gezegenden farklı kılan dört temel özellik vardır. Bunlar; doğal nükleer
enerji üretebilme, en büyük kütleye sahip olma, diğer yıldızlara olan göreceli konumunun
sürekliliği ve iç mekanizmasındaki tutarlılıktır. Bu dört temel özellik ile Yıldızlar gezegen ve diğer
küçük göktaşlarından ayrılır.
Nükleer enerji üretebilme yeteneği
Modeli oluşturmaya bu küçük sistemden başlayabiliriz. Güneş, diğer sekiz gezegene
liderlik yaptığını kabul etmek, gezegenlerin Güneş’in etki alanında olduğunu söylemekten farkı
yoktur. Liderlerde kendisine tabi olanları etki altında tutarlar. Böylece biri lider olmak üzere dokuz
kişilik ufak bir ekip şekillenmiş olur.
Yıldızların en belirleyici özelliği; enerjilerini kendileri üretmeleridir. Dünya’nın uydusu
olan Ay, geceleyin Güneş’ten gelen ışınları yansıttığı için parlak bir görüntüye sahiptir. Benzer
biçimde Jüpiter, kendi ışığını yaymamakta, Güneş’ten gelen ışığı yansıtmaktadır.
Güneş’in enerjisi nükleer bir enerjidir. Dünya’nın merkezindeki hareketlilik ve yüksek
sıcaklık bizi şaşırtmasın. Çünkü Dünya’nın merkezindeki sıcaklık bile Güneş’teki nükleer
tepkimeleri gerçekleştirecek derecede güçlü değildir.
1
image from http://learn.arc.nasa.gov/planets/0/sunpartsfull.jpg
En büyük kütleye sahip olma özelliği
.
Bir diğer önemli özellik; sistemdeki en büyük kütle Güneş’e aittir. Diğer gezegenlerin kütlelerinin toplamı bile
Güneş’in kütlesinden küçüktür. Bu özellik liderlerin güçlü olma gerekliliğini ortaya koyar. Evrenin herhangi bir
yerinde bugüne kadar küçük kütleli bir göktaşının etrafında büyük kütleli yıldızların döndüğü gözlenmemiştir. Böyle
olmaması da beklenmektedir. Bir karadelik, hacim itibariyle süper devden daha küçük olmasına rağmen etkisi altına
alıp kendisine çekebilir ama bu durum küçük hacimde yoğun miktarda bulunan daha fazla kütlenin sonucudur.
Karadeliklerdeki kütle çok küçük bir hacme sıkışmıştır ve tüm kütlesi kendisine çektiği süper devin kütlesinden daima
büyüktür.
Büyük kütlenin daha küçük kütleli yapıları nasıl etkilediğini genel görelilik “uzay-zaman örgüsü” ile açıklar.
Bu kurama göre uzay ve zaman boyutları bir çarşaf gibi düzdür, cisimler kütleleri miktarınca bu örgüde eğrilikler
oluşturur ve bu eğrilikler çekim etkisinin kaynağıdır. Kısacası kütle uzay-zaman örgüsünü büker, büküntü kütleleri
birbirine yaklaştırır. Gerçekten de bir çarşafa bir top ve bir bilye koysanız küçük çukur oluşturan bilye büyük çukura
doğru hareket eder. Benzer durum Dünya’nın yörüngesinde dolanan uydular içinde geçerlidir. Onlarda daha büyük
kütleli Dünya’nın etrafında dolanırlar.
2
image from http://www.nasa.gov/images/content/172129main_gpb-earth-300dpi%20copy.jpg
Göreceli konumdaki tutarlılık
Yıldızların birbirlerine göre konumları tutarlıdır. Bilinen yıldızların birbirlerine göre konumları ilk
keşfedildikleri zamankine benzer. Ancak gezegenlerin birbirlerine göre konumları sürekli değişir.
Yıldızların birbirlerine göre kararlı konumları onların hareket etmediği anlamına gelmez. Örneğin; Güneş’te
etrafındaki gezegenlerle birlikte Samanyolu gökadası etrafında dönmektedir. Bu dönüş civarındaki yıldız komşularıyla
birlikte olmakta dolayısıyla göreceli konum korunmaktadır.
Gezegenler Kepler yasaları uyarınca eliptik bir yörüngede dolanırlar. Elipsin iki odağı bulunur, Güneş bu
odaklardan birindedir. Eliptik yörüngenin diğer odağı boştur, yıldız yoktur. Her iki odağın gezegenin dolandığı
yörüngeye uzaklıkları toplamı sürekli aynıdır. Yani gezegen, eliptik yörüngenin bir odağına yaklaşırken diğer
odağından uzaklaşmaktadır. Bu durum bize gezegenlerin neden Güneş’e bazen yaklaştığını ve bazen uzaklaştığını
daha iyi açıklar.
3
image from http://www.mat.usach.cl/Memorias/LEMC/Diccionario/Image66.gif
image from http://oceanservice.noaa.gov/education/kits/tides/media/tide06b_480.gif
İç tutarlılık
Yıldızları tüm yüzeyinde nükleer tepkimeler gerçekleşir dolayısıyla gezegenlerdeki ışığın düştüğü kısımla
düşmediği kısım arasındaki sıcaklık farkı görülmez. Gezegenlerde Dünyamızdaki gibi bir atmosfer yoksa gece ile
gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksek olur. Atmosfer ısıyı sakladığından Dünyada gece ve gündüz arasındaki
sıcaklık farkı yüksek değildir.
4
Gezegenlerdeki bu sıcaklık farkının nedeni Güneş’ten gelen ışınlardır. Işınların düştüğü kısım o an için
aydınlık bir yön oluştururken ışın düşmeyen taraf karanlık olan diğer yönü ortaya çıkarır. Böylece gezegenlerde sürekli
biçimde ışığın düştüğü ve düşmediği “çift yönlülük” vardır. Güneş gibi tüm yıldızlar ise kendi kendilerini
ısıttıklarından ve nükleer enerji üretimi tüm bölgelerinde gerçekleştiğinden yapılarında “çift yönlülük” yoktur, “tek
yönlülük” vardır.
Tablo 1. Yıldızların gezenlerden farklı olan özelliklerinin liderlerin özelliklerine dönüşümünü gösterir
Yıldızları Özellikleri
Bu
özellikleri
karşılıkları
liderlerdeki
Nükleer enerji üretebilme yeteneği
Gücünü kendinden alma
En büyük kütleye sahip olma özelliği
Güçlü bir kişisel gelişmişliğe sahip
olma
Göreceli konumdaki tutarlılık
Fikirsel konularda tutarlılık
İç tutarlılık
Dürüstlük
Bu dört özellik yıldızların gezegenlerden farkını ortaya koymak için önemlidir. Bunun
dışında Güneş’in özelliklerinden yola çıkarak yıldızların diğer özelliklerini de belirtmekte fayda
vardır. Bunlar; Güneş ışığının ulaşma süresi, Güneş’in kendi etrafında dönmesi, Güneş lekeleri ve
Güneşin zararlı etkileridir.
Işığın ulaşma süresi
Güneş’ten yayılan ışınlar Dünyamıza 8 dakika 19 saniyede ulaşır. Böylece Güneş aniden
yok olsa biz bunu 8 dakika 19 saniye sonra fark ederiz(Esin, 1996; sf:10). Güneş’e yakın
gezegenlerde bu süre daha kısa, daha uzak olan gezegenlerde ise daha uzundur. Dolayısıyla
gezegenlerin Güneşe olan uzaklıklarıyla Güneş ışığının ulaşma süresi arasında doğru bir orantı
vardır.
Lekeler
Güneş üzerinde bazı lekeler gözlenmektedir. Bu gözlemler, çok yoğun ve büyük leke
gruplarının Güneş bir bulutun ardından göründüğünde yada batarken yapılabileceğinden Güneş
lekeleri dürbünün keşfinden beri bilinir. Bu lekeler 10’a yıllık periyotlarla artıp azalmaktadır(Esin,
1996; sf:81-90).
Kendi etrafında dönme hareketi
Güneş’in gezegenlerin merkezinde olması ve gezegenlerin etrafında dolanıyor olması
Güneş’in kendi etrafında dönmediği anlamına gelmez. Güneş’te Dünyamız gibi kendi etrafında
dönmektedir.Güneş lekelerinin bir tam dolanım sonrası tekrar gözlemlenmeleri kaydedilmiş ve
istatiksel incelemesi yapıldıktan sonra Güneş’in kendi çevresindeki dönme hareketini 27 günde
tamamladığı bulunmuştur(Esin,1996; sf:27-28).
5
image from http://www.suntrek.org/images/sunspot-rotation.jpg
Zararlı etkileri
Radyo haberleşmesi, iyonosferden yansıyan dalgaların alıcılara ulaşmasının bir sonucudur.
İyonosfer sinyalleri tutmasaydı iletim mümkün olmayacaktı. Uzun dalga boylu yayınları gün
içerisinde bir süreliğine kesilme nedeni Güneş’teki aktivitelerdir(Esin,1996; sf:170-171). Gece
daha net bir radyo yayını dinliyor olmanızın nedenlerinden birisi de yine Güneş’tir.
Tablo 2. Güneş’teki bazı özelliklerin liderlik kavramı açısından anlamlarını gösterir
Güneş’in Özellikleri
Bu
özellikleri
karşılıkları
liderlerdeki
Işığın ulaşma süresi
Yakınlık ölçüsünde faydalanma
Kendi etrafında dönme hareketi
Başkalarından istediğini kendisinin
uygulaması
Lekeler
Mutlak kusursuz olamama
Zararlı Etkileri
Mutlak hatasız olamama
Yıldızları gezegenlerden ayıran özellikler derlendiğinde bir liderde bulunması gereken
özellikler şöyle sıralanabilir:
1. Gücünü kendinden almalı, dayandığı başka kişi ya da kurumlar olmamalıdır. Zira kendisi
dışındaki yapılanmalara güvenen liderlerin liderliği o güvendikleri yapılanmanın ömrüne bağlıdır.
Bu durum kendisine tabi olanlar tarafından rahatlıkla anlaşılır. Güvendiği kişi ya da kurumları
anlatan lider güçlü olduğunu vurgulamaya çalışsa da bu güçlülük yargısı uzun süreli olamaz.
6
“Liderlik, yetki kullanarak, karar alabilmektir”. R. Dubin (1968)
2. Lider’in güçlü birikime ihtiyacı vardır. Bu birikim yıllar neticesinde oluşmuş soy ya da
mal-mülk olabileceği gibi etik değerler de birikim olarak değerlendirilir. Dolayısıyla babasının
şirketine lider olan oğul ile Babası ölünce Kral olacak olan Prens aynı ilke doğrultusunda lider
olur. Sınıfın lideri en çalışkanı ya da en güvenilir olanıdır. Eğer bu ve benzer özellikler farklı
kişilerde yoğunlaşıyorsa ya lider olma savaşı ya da liderlik paylaşımı görünür. Bu durum yıldız
lider modelinde ya daha büyük bir lider oluşumu ya da çift yıldızlar gibi liderlik paylaşımı olarak
yer alır. Sınıfın lideri ile sorumlusu ya da yönetici de aynı kişi olmayabilir. Bu durum ise YLM
içerisinde yıldızların çeşitliliği başlığında incelenecektir. Neticede güçlü birikime sahip olanlar
daima o alandaki daha az birikime sahip olanları etkiler.
“Liderlik, insanları zihinsel, fikirsel, duygusal olarak etkileyebilme sanatıdır”. N Copelan
(1942)
3. Liderler sabit fikirli olmamakla birlikte bazı konularda kararlı davranmak zorundadırlar.
Sürekli değişken yapıya ve uygulamaya sahip liderler kendisine uyanların gözündeki değerini
kaybeder. Fikri hareketlilik “dönekliği” değil, yenilenme ve değişmeyi gerektirir.
Ayrıca kendisine uyanlar ile sürekli aynı mesafede olmak YLM’ne göre mümkün değildir.
Gezegenlerin Güneş’e yaklaşıp uzaklaştığı gibi insanlar lidere yaklaşıp uzaklaşabilir. Lider
kendisine uyanlarla olan mesafesini sürekli ayarlamalıdır. Bir kişiyle sürekli yakın olmak
diğerlerinden uzak olmayı gerektirir ki bu yıldızlarla gezegenler arasındaki ilişkiye terstir.
4. Liderler, iç tutarlılığa sahip olmalıdır. Bunun anlamı ise dürüst olabilmektir. Dürüst
olmayan, farklı yüz ve yönleri bulunan liderlerin liderlikleri uzun sürmez.
Güneş’in bazı özellikleri değerlendirildiğinde lidere bağlı kişilerin bilmesi gereken dört
temel özellik ise şunlardır:
1. Lider’e yaklaştıkça daha çok etkilenilir, uzaklaştıkça daha az etkilenilir. Yaşamın
Dünya’da oluştuğu ve Dünya’nın dengeli bir uzaklıkta olduğu düşünülürse lider’e dengeli
mesafelerde olmanın faydalı olacağı söylenebilir.
2. Liderin etkili olabilmesi için başkalarından istediğini kendisinin de yapması gerekir.
Tıpkı Güneş’in diğer gezegenler gibi kendi etrafında dönmesi gibi. Ancak burada unutmamak
gereken konu aynı miktarda olmayabileceği gerçeğidir. Dünya bir dönüşünü 24 saatte tamamlarken
Güneş bu dönüşü 24 x 27 saatte tamamlamaktadır. Nicel farklılıklar olasının zorundalığı
unutulmamalıdır. Örneğin; liderin işe 15 dk sonra gelmesi değil gelmesi önemlidir.
3. Mutlak kusursuz lider olmayacağını unutmamak gerekir. Lider, kendini kusursuz
göstermeye yanaşmamalıdır. Liderler kel olmaz diye bir şart yoktur. Ancak kelliğini gizleyen ve
öyle bir kusurun olmadığını savunanın da lider kalması da mümkün değildir. Lidere uyanlar ise
liderlerin küçük kusurlarını abartmamalıdır.
4. Mutlak hatasız lider olmayacağını da unutmamak gerekir. Lider, hatalarını fark ettiği
ölçüde taze kalır ve etkisini korur. Lider’e tabi olanlar ise liderleri hata yapmayacağını
düşünmemelidir.
7
Yıldızların Yaşam Döngüsü
Yıldızların yaşamlarını oluşum, gelişim ve çöküş olarak üçe ayırabiliriz. Oluşum kısmında
yıldızın meydana gelmesi, gelişim aşamasında hacim ve kütlece artışı, çöküş ise içe kapanış ve
daha yoğun bir hal alma evrelerini içerir.
A. OLUŞUM-ÇOCUKLUK VE GENÇLİK
Yıldızların oluşumu genellikle patlamış bir süpernovadan kalan uzay kırıntıları (meteorlar,
gaz ve toz bulutları) ile gerçekleşir. Bir yıldızın ne kadar büyük olacağı oluşmaya başladığı
ortamdaki madde miktarının çokluğuyla orantılıdır. Önce kütle merkezi etrafında bu gaz ve toz
bulutları toparlanır. Çekim kuvvetinin etkisiyle yaklaşan bu maddeler çarpışır ve sürtünür. Böylece
hem içe doğru birleşme hem de dışa doğru ışıma gerçekleşir.
Bu durumu bir çarşafın üzerine küçük bilyeleri koyarak açıklayabiliriz. Bilyeler bir noktada
birleşir ve birleşirken etrafa çarpışma sesleri yayarlar.
Birleşme ve büyümenin ne kadar süreceğine etrafındaki madde potansiyeli karar verir.
B. GELİŞİM-OLGUNLUK
Atıkların bir yıldız oluşturabilmesi için gökcisminde nükleer tepkimeler oluşabilmelidir.
Örneğin tek protonlu iki hidrojen birleşip iki protonlu helyum oluşabiliyorsa incelediğimiz
gökcismi artık bir yıldızdır. Nükleer enerji iki türlüdür:
Kaynaştırma: Atomlar birleştirilerek enerji elde edilir.
Ayrıştırma: Atom çekirdeği parçalanarak enerji açığa çıkarılır.
Bir lider ise bir olguyu analiz(ayrıştırma) yapıp sonra kendine göre sentez(kaynaştırma)
yapabilince liderlik vasfına ulaşmıştır, olgunluk dönemindedir diyebiliriz(bu benzetime göre).
Olgunluk dönemleri de kaynaştırabildiği en son proton sayılı atoma göredir. Örneğin;
1. H
2. H+H = He = 2H
3. He+He = Be = 4H
4. Be+He = C = 6H
5. C+He = O = 8H
Bu kaynaşma demirin oluşumuna kadar gider. Daha sonra oluşan demir (öğreti) bir patlama
ile (çöküşün başlangıcı, ölüm) evrenin dört bir tarafına dağılır(Öğretinin yayılması).
Büyük liderler öldükten sonra daha bir ölümsüz olur. Bu yönüyle benzerlik vardır.
C. ÇÖKÜŞ-YAŞLILIK VE ÖLÜM
Liderin ölümünden sonra nasıl bir biçimde varlığını sürdüreceği yakıtı bitmezden önce ne
kadar madde topladığı ile ilişkilidir.
Şöyle bir benzetim yapabiliriz; ölünce arkasında cenazesine katılan insanların çoklu…
Bunun bazı sakıncaları olabilir örneğin hiç katılanı olmayan ya da mecburi katılım sağlanan
cenazeler bu benzetimi tehlikeye düşürür. O halde bir liderin aktif halden pasif hale geçtikten
sonra ki etkisi denilebilir.
8
Yıldızların Çeşitliliği
Yıldızlar aşağıdaki H-R diyagramına göre dört biçimde karşımıza çıkmıştır.
Bu grafikte yüzey sıcaklığı (potansiyel, birikim) ve parlaklık (etki alanı) dikkate alınmıştır.
Eşleştirme karizmatik, otoriter ve demokratik liderler ve yöneticiler için gösterilmiştir.
KARİZMATİK LİDERLER
1. Süper devler (Supergiants)
En büyük yıldız çeşidi olduğu için parlak olmakla birlikte “devler” kadar sıcak
olmayabilirler.
OTORİTER LİDERLER
2. Devler (Giants)
Ana kol yıldızlarından büyük olup yüksek sıcaklıktaki yıldızlardır.
DEMOKRATİK LİDERLER
3. Beyaz cüceler (Whit dwarts)
Küçük yıldızlardır. Dolayısıyla çok parlak değillerdir.
YÖNETİCİLER
4. Ana kol (Main Sequence)
Güneş’in dahil olduğu “orta direk” yıldız kümesidir.
Eğer sıcaklığı kişisel gelişim(ya da liderlik potansiyeli) olarak ve parlaklığı da etki edilen
insan sayısı olarak kabul edersek benzer bir grafikte “liderler” için çıkacaktır(tahmin). Eğer bu
grafik benzer çıkmazsa alternatif olarak kişilere liderlik potansiyelini 1 den 10 a kadar
değerlendirmesi istenir ve etrafındakilere de o kişinin liderlik potansiyelini 1den 10a kadar
değerlendirmesi istenip ortalama değeri bulunur. Bu çalışma yöneticiler ve öğretmenler olarak
yapılsa ve alınan ortalama ile kendi verdikleri notlar bir koordinat sisteminde işaretlense tüm
yöneticilerin dağılımı benzer bir grafik verebilir(tahmin).
9
Taranan diyagram : Michael A. Seeds, “Stars and Galaxies”, Thomson-Brooks/Cole Press, 2007
10
UZAY-İNSAN ANOLOJİSİ
EVREN-İNSANLIK
GÖKADALAR(GALAXIES)-MİLLETLER
YILDIZLAR-LİDERLER

KARADELİKLER

NÖTRON YILDIZLARI
 ATARCA (PULSAR)

BEYAZ CÜCELER


DEVLER
SÜPERDEVLER

KUASARLAR- BÜYÜK LİDERLER

YILDIZ ÇİFTLERİ – DÖNÜŞÜMLÜ LİDERLİK

KUYRUKLU YILDIZLAR- GEZGİN LİDERLER

YILDIZLAR(Anakol yıldızları-yönetici)
GEZEGENLER- LİDERE TABİİ OLANLAR
UYDULAR
ASTROİDLER
METEORLAR

Burada milletler arası etkileşim için iki galaksinin birbiri içinden geçmesi durumunu örnek
verebiliriz.

Her galaksinin merkezindeki güçlü merkezi karadelik ise ulus olma düşüncesini sağlayan
liderleri temsil edebilir.

Ayrıca yukarıda bahsetmediğim “karanlık madde” evrenin ışıma yapmayan ama büyük
etkisi olan bir yapıyı ifade eder ki bu “derin devlet” kavramıyla ilişkilendirilebilir.

Kuasarlar evrenin uçlarında olduğu düşünülen ve çok uzakta olmasına rağmen çok güçlü
ışık veren yıldızlardır. Eğer karadeliklerde tünelleme olayı varsa yani aldıklarını başka
evrenlere fırlatıyorlarsa kuasarlar bu fırlatma yerleri yani akdeliklerdir.(yani bir milleti
11
birleştiren bir lider başka Miletleri ayrıştırabilir, bir milleti çekimiyle toparlayan lider başka
bir yönüyle başka milletleri ayrıştırabilir).

Çift yıldızlar birbirleri etrafında dönerek ilerleyen yıldızlar için kullanılır. Burada liderlerin
eşleri olarak da incelenebilir. Çöküşü önce başlayan yıldız diğer çiftini yutmaktadır.

Bu analoji büyükten küçüğe doğru yapılmıştır.
12
İNSAN-YILDIZ BENZETİMİ DENEMESİ:
YILDIZLAR GÖRÜNDÜKLERİ KADAR SAKİN DEĞİLLERDİR.
Geceleyin gökyüzünü süsleyen ve bugüne kadar bir çok şaire ilham kaynağı olmuş yıldızlar,
aslında bünyesinde nükleer tepkimelerin çok kısa bir süre için dahi durmadığı, kaynayan dev
kazanlar gibidirler.
Oluşumlarından sönme evrelerine kadar geçen süre içerisinde sürekli nükleer tepkimeler geçiren
yıldızlar, tepkimeler neticesinde etraflarına; ısı, ışık ve başka elektromanyetik ışınım türleri
yayarlar. Ve bu yayılan ışınlar, milyonlarca ışık yılı (ışığın bir yılda aldığı yol) mesafeyi geçerek,
masumane bir tavırla bize göz kırparlar.
Bize en yakın yıldız olan Güneş'e bile çıplak gözle bakamamamız gösterir ki;
YILDIZLAR İÇLERİNDEKİ FIRTINALARIN BÜYÜKLÜĞÜ İLE YILDIZ , BİZLERE YAKINLIK
DERECELERİYLE DE FAYDALIDIRLAR.
YILDIZ OLMAK İÇİN
Yıldızların oluşumu "gaz ve toz bulutları" gibi son derece basit maddelerin bulunduğu
ortamlarda gerçekleşir. Böyle basit ortamlardan görkemli yıldızların meydana gelmesi çok uzun
zaman alır.
Yıldızların basitten karmaşığa doğru giden oluşum maratonunun çok uzun soluklu olması,
bünyelerine katacakları maddelerin daha fazla olmasını sağlar.
Oluşumları esnasında bünyelerine kattıkları madde miktarının çokluğu da "çökme
esnasındaki" evreleri belirler. Birikimi fazla olan yıldızın çekim gücü daha fazla olur.Mesela;
Güneşten yaklaşık üç misli madde miktarına sahip yıldızlar çok güçlü çekim gücüne sahip birer
"kara delik" haline gelir.
Yıldızlar, basit ortamlarda filizlenip yetişen ve sonra birikimleriyle dev çınarlara dönen
tohumlar gibidirler.
Ya yeryüzündeki yıldızlar?...
13
YILDIZLARIN OLUŞUMUNDA DENGE HAKİMDİR.
Gaz ve toz bulutlarının kütle çekimleri etrafında dönerek toplanmaya başlamalarının hemen
ardından bu çekim gücüne zıt yönde termodinamik güç oluşur. Sürtünerek ısınan tanecikler,
oluşturdukları hararetin etkisiyle dışarı doğru saçılmak ister. İşte yıldızların oluşumu esnasındaki
bu iki temel etkinin dengesi, hidrojen atomunun ağır metallere kadar değişmesine sebebiyet
verecek tepkimeler zincirinin omurgasını oluşturur.
Hidrojen yıldızların yakacaklarıdır. Çekim artıp kütle büyüdükçe ısı da artar. Böylece yıldız
hidrojeni harcayarak etrafına enerji saçar.
Yıldızın mekanizmasında bulunan bu dengenin ortadan kalkması demek, yıldızın ömrünün
sonuna yaklaştığı anlamına gelir. Çekim gücüne yenilen yıldız çökmeye başlar.
YILDIZ İÇİN DENGE;"OLUŞUM,ETRAFINA ISI VE IŞIK YAYMAK"DEMEKKEN,
DENGESİZLİK;"ÖLÜM VE ÇÖKÜŞ" DEMEKTİR.
EVRENDE GÖRÜNENDEN DAHA FAZLA YILDIZ VARDIR.
Gündüzleri Güneşin ışınları diğer yıldızların ışınlarını bastırdığından yıldızları sadece,
güneşin ışınlarının ufukta kaybolmasıyla görebiliriz.
Dünya'nın küremsi oluşu ve Güneş'in etrafında dönme hareketi ve kendi etrafımızda da
dönüşümüzü dikkate alırsak görüş alanımızın sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu da görüş
alanımızın dışında da yıldızların olduğu anlamına gelir.
Işın yaymayan yıldızları (kara delikler) ve tek bir yıldızmış gibi görünen takım yıldızları
dikkate aldığımızda yıldız sayısı daha da artmaktadır.
YILDIZ İSENİZ BİRİLERİNİN SİZİ GÖRMESİNİ BEKLEMEYİN!
ONLAR SİZİ GÖRMESELERDE SİZ PARLAYABİLİRSİNİZ.
14
KAYNAKÇA
J. SILK, “Evrenin Kısa Tarihi”, Çeviri: M. ALEV, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1997
J. BALLY ve B. REIPURTH, “The Birth of Stars and Planets”, Cambridge University Pres, 2006
M. E. ÖZEL ve T. SAYGAÇ, “Gökyüzünü Tanıyalım”, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1997
Ş.Ş. ERÇETİN, “Yönetimde Yeni Yaklaşımlar”, Nobel Yayıncılık, 2001
M. A. SEEDS, “Stars and Galaxies”, Thomson-Brooks/Cole, 2007
F. GOLDEN, “Quasars, Pulsars and Black Holes”, Charles Scribner’s Sons, 1976
P. L. BROWN, “Comets, Meteorites and Men”, Taplinger Publishing Company, 1973
Ş.Ş. ERÇETİN, “Lider Sarmalında Vizyon”, Nobel Yayıncılık, 2000
F. ESİN, “Yaşamımızın Kaynağı Bir Cüce Yıldız; Güneş”, Sarmal Yayınevi, 1996
Ş.Ş. ERÇETİN, “Örgütsel Zeka ve Örgütsel Aptallık”, Asil Yayın Dağıtım, 2004
A. LIGHTMAM, “Yıldızların Zamanı”, Çeviri: M. ALEV, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1992
K. FERGUSON, “Uzay Zamanda Karadelikler”, Çeviri: B. TOKSÖZ, M. GÜMÜŞ”, Sarmal
Yayınevi, 1996
P. MOORE, “Gezegenler Kılavuzu”, Çeviri: Ö. ÖZBAL, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1993
M.ROWAN –ROBINSON, “Yıldızların Altında Evrenimiz İçin Bir Kılavuz”, Çeviri: M. ALEV,
2005
15
Download