CyberKnife Yöntemi - Medicana Sağlık Grubu

advertisement
HASTALIKTA VE SAĞLIKTA
SAYI 26 KIŞ 2013
Düzenli spor öncesi
KONTROL ŞART
Kanser tedavisinde
hassas ve isabetli çözüm;
CyberKnife Yöntemi
EDİTÖR
KIŞ 2013
3
HASTA
ODAKLI
Bir sağlık kurumu olmanın önemi
H
astalandığınızda tedavi için tercih ettiğiniz
sağlık kuruluşunu neye göre seçersiniz?
Sağlığınızı emanet ettiğiniz kurumun
zihninizdeki algısı nasıl? O kurumun sağlık
çalışanlarının hangi davranışı sizde güven
uyandırıyor? Şirket değeri hakkında ne
biliyorsunuz? Profesyonelliği, çalışanlarının
akademik bilgileri hayatınızı kolaylaştırıyor
mu? Marka değeri, sağlığınızı emanet ederken içinizi rahatlatıyor mu? Hastaneden içeri
adımınızı attığınızda tanıdığınız bir yere
gelmiş olmanın rahatlığını hissediyor musunuz? Çalışanlar kurumlarını seviyor mu?
Değerli okurlar, bir kurumdan hizmet alırken
doğrudan bu soruları kendimize sormayız.
Ancak, tüm bu soruların sorulduğu ve bu
sorgulama süzgeci sonucunda biçimlenerek
sunulan hizmeti aldıktan sonra oluşan,
zihinsel art bilgi ile satın alma kararını
veririz.
Yıllardır sağlığınızı emanet ettiğiniz Medicana Sağlık Grubu bu soruları, en az ayda iki
kez tüm yönetici ve çalışanlarıyla kendisine
soruyor. Hasta ve hasta yakınları, çalışanları
ve çözüm ortaklarının zihninde Medicana
Sağlık Grubu'nun vazgeçilmez tercihleri
olması için iş ve hizmet süreçlerini nasıl
iyileştireceğine dair aralıksız çalışıyor.
Medicana Sağlık Grubu; hasta, hasta
yakınları ve sağlık çalışanların gereksinim
ve beklentileri doğrultusunda, hizmet ve iş
süreçlerini inceliyor, düzeltici ve önleyici
tedbirler konusunda çalışıyor ve geleceğin
sağlık hizmeti sunumuna şekil verecek
vizyonlar belirliyor.
Bu vizyon doğrultusunda hedefimiz; otelcilik hizmetlerinden hasta ilişkilerine, tıbbi
süreçlerden sağlıklı iletişime, uluslararası
ilişkilerden bilgi sistemlerine, hemşirelik
hizmetlerinden finans yönetimine kadar
her alanda 'Hasta Odaklı Yönetim' modeline
uygun iş modellerini üretmek ve uygulamak.
Hastalar ve sorunlarının, tıp mesleğinin
ve sağlık kuruluşlarının varoluş nedenleri
olduğuna inanıyoruz. Biz; sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın, sevdiklerinizin yıllar
boyunca yanında olacak sağlık kuruluşu
olmak için çalışıyoruz. Gelişerek, büyüyerek,
daha iyiyi hedefleyerek, kendinizi güvende
ve ait hissettiğiniz bir sağlık grubu olmak
vizyonumuzun en önemli parçası.
Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir yaşam dileğiyle.
MEDICANA AVCILAR
MEDICANA BAHÇELİEVLER
MEDICANA ÇAMLICA
MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL
MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA
MEDICANA DİŞ
MEDICANA SAMSUN
MEDICANA KONYA
MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR
NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ
İÇİNDEKİLER
4
KIŞ 2013
KIŞ 2013
52
Düzenli spor öncesi
kontrol şart!
Sağlık Grubu Dergi Danışma Kurulu
DR. YUSUF SAHiP
MEDİKAL DİREKTÖR
PROF.DR. CENGIZ ÇOKLUK BEYiN VE SiNiR CERRAHiSi
PROF. DR. KADİR VEHBİ BAYKAL ÜROLOJİ UZMANI
PROF.DR. İSMET DINDAR KARDiYOLOJi UZMANI
PROF. DR. ALİ CEM YORGANCIOĞLU KALP-DAMAR CERRAHİSİ
PROF. DR. AYŞIN BAKKALOĞLU ÇOCUK NEFROLOJiSi
PROF. DR. BARIŞ DİREN RADYOLOJİ UZMANI
PROF. DR. CAZIP ÜSTÜN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
PROF. DR. FULYA TEZOK İÇ HASTALIKLARI
PROF. DR. GÜVEN ERDOĞ KALP DAMAR CERRAHİSİ
PROF. DR. HASAN TAŞÇI GENEL CERRAHI
PROF. DR. HİDAYET AKDEMİR BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
PROF. DR. KAYA KANBEROĞLU RADYOLOJİ
PROF. DR. LEVENT ALIMGIL GÖZ HASTALIKLARI
PROF. DR. MAHMUT BAŞOĞLU GENEL CERRAHi
PROF. DR. MARIF MUTLU CIHANGIROĞLU
RADYOLOJi
PROF. DR. MEHMET SALİH BİLAL
KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
PROF. DR. MERAL KOZAKÇIOĞLU ÖZEKICI FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
PROF. DR. M. İRFAN SABAH KARDİYOLOJİ
PROF. DR. MUZAFFER SARIYAR GENEL CERRAHİ
UZMANI (TRANSPLANTASYON)
PROF. DR. NAZLIHAN GÜNAL PEDİATRİK KARDİYOLOJİ
PROF. DR. OSMAN UĞUR ÇALPUR ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
PROF. DR. ÖMER IŞIK KALP DAMAR CERRAHISI
PROF. DR. SADIK ERSÖZ GENEL CERRAHI UZMANI
(TRANSPLANTASYON)
PROF. DR. SEBAHATTİN ATEŞAL KARDİYOLOJİ
PROF. DR. SELİM AKSÖYEK ÇOCUK CERRAHISI
PROF. DR. SUMRU ŞEKERCİ ANESTEZİ
PROF. DR. TAMER TÜRK AĞIZ VE DIŞ SAĞlığı
PROF. DR. TANFER KUNT KULAK BURUN BOĞAZ
PROF. DR. TEOMAN ŞEŞEN KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI
PROF. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ
PROF. DR. YILMAZ TOMAK ORTOPEDi VE TRAVMATOLOJi
PROF. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ
PROF. DR. SÜLEYMAN BÜLENT ARMAN GÖĞÜS CERRAHiSi
PROF.DR.OSMAN KÜÇÜKOSMANOĞLU ÇOCUK KARDİYOLOJİ
PROF.DR.NECMETTİN KUTLU PLASTİK VE
REKONSTRUKTİF CERRAHİ
PROF. DR. SABRI ACAR (ÇOCUK SAĞLIĞI VE
HASTALIKLARI)
PROF. DR. METİN ÇAPAR KADIN DOĞUM UZMANI
PROF. DR. ÖMER REFİK ÇAYLAN KBB UZMANI
PROF. DR. TUNÇ CEVAT ÖĞÜN ORTOPEDİ UZMANI
PROF. DR. İSMAİL REİSLİ ÇOCUK ALLERJİ İMMÜNOLOJİ UZMANI
PROF. DR. FARUK AKSOY GENEL CERRAHİ UZMANI
Ani Kardiyak ölümlerden
kaçınmanın yolu, düzenli
spora başlamadan önce
kontrolden geçmekte
yatıyor.
PROF. DR. CELALETTİN VATANSEV GENEL CERRAHİ
UZMANI
PROF. DR. CEMİLE ÖZTİN ÖĞÜN ANESTEZİ UZMANI
PROF DR. ALAATTİN YILDIZ NEFROLOJİ
DOÇ. DR. KERAMETTİN AYDIN BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
3 Önsöz
6 Kısa kısa
10 Tümör tedavisinde CyberKnife yöntemi
14
Meme kanseri
tedavisinde son nokta
Bu yöntemle hasta, bir saatlik operasyon sonrası tekrar
günlük hayatına dönebiliyor.
16 Erken teşhis meme kanserinden koruyor
Hastalar, 20 dakikalık
radyoterapi ile yaklaşık
6-7 hafta süren radyasyon
tedavilerinden kurtuluyor.
Meme kanseri vakaları giderek artıyor. Ama erken
teşhis edilen 7 hastadan 6’sı tedavi edilebiliyor.
18 Başarının sırrı düzenli takip ve tarama
DOÇ. DR. AHMET ERDİL GASTROENTEROLOJİ
Kalın bağırsak kanseri, tarama programlarıyla, erken
saptanabiliyor ve tedavi edilebiliyor.
22 Kolonoskopi kanserin önünü alıyor
DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA BEYIN VE SiNiR CERRAHISI
DOÇ. DR. ALİ OSMAN KAYA ONKOLOJİ
58
DOÇ. DR. BARIŞ AKIN GENEL CERRAHİ UZMANI
(TRANSPLANTASYON)
DOÇ. DR. CENGIZ KAYAHAN GENEL CERRAHİ
DOÇ. DR. FÜSUN TOKATLI RADYASYON ONKOLOJİSİ
DOÇ. DR. H. GÜRDAL İNAL ÜROLOJİ
DOÇ. DR. H. İBRAHİM UÇAR KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
DOÇ. DR. H. NEDİM ARDA DOÇ. DR. KERİM ORTAKOĞLU AĞIZ VE ÇENE CERRAHİ UZMANI
DOÇ. DR. MERYEM KAYA NÜKLEER TIP
DOÇ. DR. MESUT Y.ATLI GENEL CERRAHİ
Beyin pili uygulaması kontrol edilebiliyor. Ayrıca
ayarlanabilir bir tedavi yöntemi.
26 Hem ruh, hem beden hafifliyor
Antibiyotik kullanımı mutlaka doktor kontrolünde ve
düzenli olmalı. Aksi halde
ciddi oranda antibiyotik
direnci gelişebiliyor.
KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI
DOÇ. DR. İBRAHİM TEK MEDİKAL ONKOLOJİ
Zamanında ve düzenli yürütülen tarama programları
ile hastalık engellenebiliyor.
24 Parkinsona karşı beyin pili
Antibiyotik direnç
oranları her yıl
artıyor
DOÇ. DR. G. FAİK HOBİKOĞLU KARDİYOLOJİ
FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON
DOÇ. DR. SELMAN LAÇİN KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
DOÇ. DR. SÜHA SÖNMEZ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF)
56
DOÇ. DR. ŞADAN AY ORTOPEDİ VE TRAVMOTOLOJİ
DOÇ. DR. YUSUF ÜSTÜN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
46
DOÇ. DR. TAHIR KARADENIZ ÜROLOJi
DOÇ.DR.FATMA LAİKA KARABULUT
GASTROENTEROLOJİ UZMANI
DOÇ.DR.İSMAİL ÖZDEMİR KADIN HASTALIKLARI,
DOĞUM VE PERİNATOLOJİ UZMANI
DOÇ. DR. GÖKHAN ÇAKIROĞLU PATOLOJİ
DOÇ. DR. DEVRİM BEKTAŞ KBB UZMANI
DOÇ. DR. AHMET SOYLU KARDİYOLOJİ UZMANI
DOÇ. DR. FARUK UĞUZ PSİKİATRİ UZMANI
Böbrek yetmezliği
önlenebilir
Yürüme yeniden
öğretiliyor
Düzenli poliklinik kontrolleri ya
da yılda bir yapılacak CheckUp ile böbrek yetmezliği sorunlarının önüne geçilebiliyor.
Yaşlılarda koruma
programları çok önemli.
Nitekim kimilerine yeniden
yürüme bile öğretiliyor.
DOÇ. DR. HAYRETTİN TEKÜMİT KVC UZMANI
DOÇ.DR. AHMET KIRBAŞ KALP VE DAMAR CERRAHI
DOÇ. DR. TEVFİK FİKRET İLGENLİ KARDİYOLOJİ UZMANI
YRD. DOÇ. DR. HACI AKAR KALP VE DAMAR CERRAHISI
YRD. DOÇ. DR. KENAN DURNA KARDIYOLOJI
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA YAZICI KARDiYOLOJi
YRD. DOÇ. DR. HAKAN AKBAYRAK KVC UZMANI
Sorumlu Yazı İşleri Md.
Kurtuluş Okutan MEDICANA Kurumsal İletişim Direktörü
Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo Dergisi tarafından
Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan
yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi
alıntı yapılamaz.
Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş.
Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul info@MEDICANA.com.tr
Tempo Dergisi
Trump Towers, Kule 2, Kat:21-24, 34387, Şişli, İstanbul tempo@doganburda.com
Baskı: APA / Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. +90 212 798 28 40 – 10 Hat
Ehil olmayan kurumlarda bilinçsizce uygulanması
kalıcı yanık izlerine neden olabiliyor.
34 Teknoloji kozmetiğin hizmetinde
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF)
DOÇ. DR. SERDAR AKGÜN DOÇ.DR. MURAT BAŞKURT KARDİYOLOJİ
İzlerin tedavisinde kullanılan dermaroller yöntemi ile
artık daha başarılı sonuçlar alınıyor.
32 Lazer epilasyon için doğru merkez seçin
DOÇ. DR. SABİRE AKIN UZMANI
Meme küçültme operasyonu sonucu, estetik kaygılar
bir yana, hastalar fiziksel ve psikolojik açıdan da
rahatlıyor.
30 Akne izi tedavisinde altın yöntem
DOÇ. DR. NİHAT AKBAYIR GASTROENTEROLOJİ
DOÇ. DR. MEHMET ÖZERK OKUTAN BEYİN CERRAHİ
5
28
Hedef, fonksiyonel
ve doğal burun
Operasyonlar titizlikle
yapılmalı. Peki, yeni
teknikler neler?
38
Doktor kontrolünde gerçekleştirilen yeni yöntemlerle
artık sağlıktan ödün vermeden güzelleşmek mümkün.
36 Kısırlık nedir, çözüm var mı?
Kısırlık, biyolojik olduğu kadar psikolojik bir süreci de
kapsıyor.
40 İlk fotoğraf anne karnından
Üçüncü ve dördüncü boyutun eklendiği Ultrasonografiden bebeğin fotoğrafını çekmek mümkün.
42 Medicana Çamlıca’da bir ilk
Çoğul gebeliklerde seyrek görülen bir komplikasyon,
ilk defa uygulanan bir yöntemle tedavi edildi.
44 Her taşın hikâyesi farklı
Tekrarlayan gebelik
kayıpları
Düşük doz Aspirin ve
düşük molekül ağırlıklı Heparinin kullanımı, gebelik
kaybı oranlarını azaltıyor.
Taşlar çok çeşitlidir ve her birinin oluşma mekanizması
farklıdır. Bu bilinçle tedavi edilmeli.
48 Çocuklukta geçirilen ateşe dikkat
Kalp kapak hastalıklarının oluşmasında, çocuklukta
geçirilen akut romatizmal ateş başrolde oynuyor.
60 Akut Sinüzite yakalanmayın!
Basit soğuk algınlığı, gerekli tedavi edilmezse akut
sinüzite dönüşebiliyor.
62 Katarakt ameliyatlarıyla gözlüklere veda
Katarakt hastalığı, tek operasyonla kesin olarak tedavi
edilebiliyor.
64 Yoksa depresyonda mıyım?
Kendinizi çökmüş, isteksiz, mutsuz, karamsar ve enerjisiz mi hissediyorsunuz? Depresyonda olabilirsiniz.
KISA KISA
6
KIŞ 2013
KIŞ 2013
ÇOCUKLAR İÇİN ‘BİZ DE VARIZ’
7
M
edicana International Ankara Hastanesi olarak, Angora
Lions Kulübün kanser hastası çocuklar için düzenlediği
Ayşe Taş Korosu Konseri'e destek verdik. 4 Şubat Dünya
Kanser Günü'nde, kanser teşhis ve tedavisinde ileri teknolojiyle hizmet veren bir kuruluş olmanın sorumluluğuyla
kanserli çocuklar için “biz de varız “dedik. Sağlık sorunları
yaşayan tüm çocukların en kısa zamanda sağlıklarına
kavuşmalarını diliyoruz.
SPORA DESTEK
SAMSUNLU SAĞLIK
ÇALIŞANLARI İLE
BULUŞTUK
A
M
edicana International Ankara
Hastanesi olarak Yıldırım
Okçuluk İhtisas Spor Kulübü'nün
düzenlediği Basın Mensupları
Salon Okçuluk Turnuvası'nn sağlık
sponsoruyduk. Basın mensuplarının yoğun katılımı ve kıyasıya
mücadeleyle geçen turnuvada
spora ve sporcuya destek vermekten büyük mutluluk duyduk. Tüm
sporculara başarılar diler, sağlıklı
nesiller için spor yapmanın bir
gereklilik olduğunu hatırlatırız.
nkara'da yaşayan Samsunlu sağlık çalışanları
ile Medicana International Ankara Hastanesi
Dr. Oğuzhan Sarıyüce konferans salonunda
bir araya geldik. Toplantıda, sağlık sektörünün
bugünü, insana ve teknolojiye yapılan yatırımlar
ile sektörün geleceği hakkında fikir alışverişinde
bulunuldu.
Bel ve boyun fıtığı
semineri verildi
B
ahçelievler Belediyesi ve Medicana Bahçelievler Hastanesi iş birliği ile 6 Ocak 2013
tarihinde, bel ve boyun fıtığı konusunda halka
açık seminer düzenlendi. Beyin ve sinir cerrahi
uzmanı Op. Dr. Soner Büyükkınacı ve Fizik
tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Yaşar Sezen
Oral başkanlığında düzenlenen seminere halkın
ilgisi büyüktü.
‘YENİ YIL KERMESİ’NDEYDİK
1
6 Aralık 2012 Pazar günü Maçka Rotary Kulübü’nün düzenlediği yeni yıl
kermesi, Büyük Kulüp’te geniş katılımlı bir etkinlikle gerçekleşti. Kermeste
stant kuran Medicana Çamlıca Hastanesi katılımcıların yoğun ilgilisiyle karşılaştıBirçok markanın yer aldığı yeni yıl kermesinde kurduğu stantta, tansiyon ve
şeker ölçümü yapan Medicana Çamlıca Hastanesi, yapılan çekilişte 1 kişiye de
Check-Up hediye etti.
SEVGİLİLER GÜNÜ HEDİYESİ:
OBEZİTE AMELİYATI
B
MEDICANA AVCILAR HASTANESİ
YEREL BASINLA BULUŞTU
T
ürkiye’de özel hastaneciliğin öncülerinden olan Medicana Sağlık Grubu’nun
Medicana Avcılar Hastanesi, 8 Aralık 2012 Cumartesi günü, Avcılar bölgesine
sunduğu sağlık hizmetleri hakkında, Avcılar halkının, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını konuşmak ve yerel basınla tanışmak amacıyla bir basın buluşması gerçekleştirdi. Grubun Avcılar Hastanesi’nin 6’ıncı katındaki toplantı salonunda gerçekleşen
buluşma; Avcılar Genel Müdürü ve Başhekimi Erdal Ercan, Genel Müdür Yardımcısı
Ali Emre Kodan ve Medicana Sağlık Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Kurtuluş
Okutan’ın ev sahipliğinde gerçekleşti.
Merve Çocuk
Yuvası öğrencileri
ziyaretimize geldi
3
-6 yaş arasındaki çocuklar tarafından gerçekleşen ziyarette, öğrenciler hastanenin işleyişini ve yapısını daha
yakından görme fırsatı yakaladılar. Çocuk Bölümü’nden
başlayarak tüm poliklinikleri gezen ve doktorları ziyaret eden
öğrenciler, hastane ile ilgili soruların cevaplarını hekimlerden aldılar. Ziyaretten çok memnun kaldıklarını belirten
Merve Çocuk Yuvası öğretmenleri, çocukların hastane ve
doktor fobilerini yenmeleri adına çok önemli bir etkinlik
olduğunu belirterek tüm hastane yönetimi ve doktorlara
teşekkür ettiler.
irçok çift 14 Şubat Sevgililer Günü'nü yemek gibi etkinliklerle geçirirken Tülay ve Çağdaş Atalay birbirlerine
çok farklı bir hediye verdi. Medicana International İstanbul
Hastanesi'nde ameliyat masasına yatan çift, obezite ameliyatı
olarak yıllardır veremedikleri kilolardan kurtulmayı hedefliyor.
Çağdaş Atalay'ın hedefi 85'e, eşinin ise 55 kiloya düşmek.
Operasyonu gerçekleştiren Medicana International İstanbul
Hastanesi'nden Genel Cerrah Murat Üstün laporoskopik yöntemle gerçekleştirilen tüp mide ameliyatının diğerlerine göre
avantajlı bir seçenek olduğunu belirtiyor: "Yaşı genç ve ağır
hastalıkları olmayan hastalar için genellikle hacim kısıtlayıcı
ameliyatlar uyguluyoruz. Bunların başında da mide bandı ve
tüp mide ameliyatları var. Mide bandını bazı sorunlara neden
olduğu için çok fazla uygulamıyoruz. En çok uyguladığımız
ameliyat tüp mide ameliyatları. Bu ameliyatta midenin depo
görevi gören kısmı alınıyor ve hasta çok daha az yiyerek
doyabiliyor. Diyette ne yazık ki çoğu zaman verilen kilolar geri
alınıyor ama bu yöntemde mide küçüldüğü için daha avantajlı
oluyor hastalar. Açık ameliyatlarda iyileşme süresi daha çok
ama biz laparoskopik yöntem tercih edeceğiz. Bu yöntemle
hem hastalar daha çabuk toparlıyor, hem enfeksiyon riski
daha az, hem de ağrı sızı aynı şekilde daha az oluyor."
KISA KISA
8
KIŞ 2013
KIŞ 2013
MALATYALI İŞADAMLARI 51. KEZ TOPLANDI
9
M
alatyalı İşadamları Derneği 51. Aylık Toplantısı, Yeşilköy`deki Polat Renaissance Otel`de düzenlendi. Medicana Sağlık Grubu’nun sponsor olduğu toplantıya;. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz`ın yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni
Mutlu, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Malatyalı İşadamları Derneği
Başkanı Yunus Aktaş, yönetim kurulu üyeleri ve Malatyalı işadamları da katıldı.
Bir açılış konuşması yapan MİAD Başkanı Yunus Aktaş`ın ardından kürsüye Vali
Mutlu geldi ve şunları söyledi: "Geleneksel hale gelen bu toplantılarınızda sizlerle olmaktan mutluyum. Gerçekten her ay bir arada olmanız, aranızdaki bağın ne
kadar güçlü olduğunun göstergesidir. Kalkınmanın başı üretim ve eğitimdir. Bu
manada Malatyalıları da gerek İstanbul, gerekse dünyada birçok alanda üretici
olarak görüyoruz. Eğitime yaptıkları büyük destekler içinde hepsine teşekkür
ederken, bu vesileyle de Malatya`nın gururu rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut
Özal`ı bu özel günde anmak istiyorum. Bu güzel güne iştirak edenleri bir kez
daha sevgiyle selamlıyor, hürmetlerimi arz ediyorum."
ÖĞRENCİLERE
DENGELİ BESLENME
SEMİNERİ İ
deal Koleji’nde öğrencilerle bir araya gelen Beslenme ve Diyet Uzmanı
Aslı Cemile Özatan, obeziteye karşı
yeterli ve dengeli beslenmenin nasıl
olması gerektiğini anlattı. Özatan,
bilinçsiz beslenmenin obeziteye davetiye çıkardığını ifade ederek, “Sizler
belki sağlıklı beslenmeye yönelik bir
takım şeyler yapabiliyorsunuz ama
diyelim ki, annenizin evde mutfakta
her yemeği tereyağı ile yapıyor ya
da yemeklere çok aşırı tuz atıyor ya
da sofraya akşam yemeğinde salata,
yoğurt ikramında bulunmuyorsa
bunlarda bilinçsiz bir beslenmenin
örneğidir” diye konuştu.
KONYA'DA GENÇ
MÜSİAD ÜYELERİ
CHECK-UP’TAN GEÇTİ
M
üstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)
Gençlik Kurulu Konya Şubesi üyeleri Medicana
Konya Hastanesi’nde genel sağlık taramasından geçti.
Genç MÜSİAD üyelerine; hastanede Dahiliye, EKG, AKŞ,
Akciğer Grafisi, Hemegrom, Kolesterol gibi tetkikler
uygulandı. Yaklaşık 3 saat süren sağlık taramasının
sonunda Genç MÜSİAD üyelerine hastane tarafından
kahvaltı ikram edildi.
ÜSİAD Konya Şubesi 20. Olağan Genel Kurulu’nda
4 yıldır MÜSİAD Konya Şubesi Başkanlığı'nı yürüten
Aslan Korkmaz, başkanlık bayrağını Medicana Konya
Hastanesi Genel Müdürü görevini de yürüten Lütfi
Şimşek'e devretti. Lütfi Şimşek, MÜSİAD Konya’da yeni
bir dönemin başladığını söyledi. 2023 hedeflerini
gerçekleştirebilmek için Konya’nın kendi yatırımlarının
yetersiz geleceğini ve hedeflerinin Konya’yı güvenli bir
liman haline getirerek yabancı sermayeyi Konya’ya çekmek olduğunu savunan Şimşek, Türkiye’deki ekonomik
kalkınmada Konya’ya büyük görevler düştüğünü belirtti.
L
ÖSAM Samsun Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği ile Medicana Samsun Hastanesi katkılarıyla hastanemiz lobi katında Lösemi
hastası çocukların yaptığı resimlerden oluşan bir
sergi açıldı. 18-25 Şubat tarihleri arasında Medicana Samsun Hastanesi Lobisi’nde sergilenen
resim sergisine sivil toplum kuruluşları, hasta ve
hasta yakınları oldukça ilgi gösterdi.
edicana Samsun Hastanesi’nin Sağlık
Eğitimi Seminerlerinden biri de BAT
(British American Tobocco) Samsun Sigara
Fabrikası’nda göz sağlığı ve göz kuruluğu
konusunda seminer düzenlendi.
Yaklaşık 100 BAT çalışanının katıldığı seminere konuşmacı olarak Medicana Hastanesi
Göz Sağlığı Uzmanlarından Op. Dr. Nurcan
Gürkaynak katıldı. Slayt sunumu eşliğinde
sunulan seminerde Op. Dr. Nurcan Gürkaynak ofis ve fabrika ortamlarının göz sağlığını
olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtti.
MEDICANA KONYA HASTANESİ’NE
YATIRIM ÖDÜLÜ VERİLDİ
Ankastre, Ekonomist, Capital, Maison FranMÜSİAD'da 6’ncı dönem Silverline
çaise ve hurriyetemlak.com’un işbirliği ile bu yıl
gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Başarılı Emlak
Başkanı Lütfi Şimşek ikincisi
Yatırımları Araştırması 2012’nin sonuçları, 30 Ocak
M
CANİK’TE
SAĞLIKLI
BAT ÇALIŞANLARINA GÖZ SAĞLIĞI SEMİNERİ
GÜNLER
M
LÖSEMİLİ ÇOCUKLARIN ESERLERİ SERGİLENDİ
2013'te, Grand Hyatt İstanbul Otel’de düzenlenen tören
ile açıklandı. Medicana Konya Hastanesi yatırım ödülü
kazandı. Bu yıl ikincisi düzenlenen yarışmanın ödül
gecesinde Türkiye’nin en başarılı üç emlak yatırımı ve
12 farklı kategoride yatırımlar ödüllendirildi. Araştırmada, ‘Sağlık Kompleksleri Kategorisi’nde kamu yatırımları içerisinde bulunan Erzurum Sağlık Kompleksi
birinciliğe, özel sektördeki yatırımlar içerisinde de Medicana Sağlık Grubu’nun 10'uncu hastanesi Medicana
Konya ikinciliğe layık görüldü. Ödülü, Medicana Konya
Hastanesi Genel Müdürü Dr. Lütfi Şimşek teslim aldı.
C
anik İlçe Sağlık Müdürlüğü, Canik Belediyesi ve Medicana Hastanesi işbirliği ile
ortak projelendirilen ‘Canik’te Sağlıklı Günler’
’konulu seminer programlarının ilki; Canik
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Canik Belediye Başkanı Sayın Osman Genç’in de katıldığı
programda; Medicana Hastanesi Beslenme
ve Diyet Uzmanı Demet Sayar; kilo vermede
yapılan hatalar konusunda katılımcılara
bilgiler aktardı.
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞININ
ÖNEMİNİ ANLATTIK
C
anik İlçe Sağlık Müdürlüğü, Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakfı Ateşböceği ekibi ve
Medicana Hastanesi işbirliği ile Canik Yavuz
Selim İlköğretim Okulu 4. Sınıflarında 150
öğrencinin katılımıyla Ağız ve Diş Sağlığının
Önemi konulu bir seminer düzenlendi. 4. sınıf
öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla
gerçekleşen seminerde Okul Müdürü Mustafa
Uzunlar’ın açılış konuşmasının ardından;
Medicana Hastanesi’nden Diş Hekimi Burçin
Çevik tarafından ağız ve diş sağlığının önemi
konulu bir sunum gerçekleştirildi. Öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen sunumun ardından
katılımcılara diş macunu hediye edildi.
CYBERKNIFE
10
kış 2013
kış 2013
Tümör tedavisinde
CyberKnife
yöntemi!
"CyberKnife da hastaneye
yatma, anestezi ihtiyacı
yok. Hasta güle oynaya
gelip tedavi oluyor ve aynı
gün taburcu olabiliyor."
MedIcana InternatIonal Ankara Hastanesi’nde Mart 2013’ten itibaren
uygulanmaya başlanan yöntemle hasta, bir saatlik operasyon
sonrasında tekrar günlük hayatına dönebiliyor. Beyin ve Sinir
Cerrahisi Birimi'nden Prof. Dr. Sait Şirin ve Radyasyon Onkolojisi
Birimi’nden Prof. Dr. Kaan Oysul, 2004 yılından itibaren Türkiye’de
uygulanan CyberKnıfe’la ilgili bilgiler verdi.
11
CYBERKNIFE
12
kış 2013
kış 2013
• Eşsiz doğruluk tümörü çevreleyen sağlam
doku ve organları korur.
• Nekahat süreci yoktur.
• Hastalar rutin yaşamına hemen dönebilir.
• Kafa veya vücut için invaziv bir çerçeveye
ihtiyaç yoktur.
• Herhangi bir şekilde nefes tutmak ya da
nefesin belli aralıklarında ışınlama gibi bir
durum yoktur.
■ Türkiye’de ne zamandır uygulanıyor?
Hastanenizin farkı ne olacak?
Cyberknife, 2004’den beri Türkiye’de uygulanıyor. Sadece belli merkezlerde var. Medicana
International Ankara, Ankara’da bu teknolojiye
sahip ilk özel merkez olacak. Ayrıca beyin cerrahisi ve radyasyon onkolojisinde uzmanlaşmış
iki isim olarak biz görev yapıyoruz.
■ Bu yöntemin en önemli avantajı nedir?
Hastalıklı dokuya yüksek doz radyasyon
verirken çevredeki dokuya zarar vermemesi.
Avantajlardan biri de birçok olguda cerrahiye
gerek kalmaması.
Cerrahi yöntemlerde bir miktar tümör bırakabilirsiniz ya da ilerlerken dokulara zarar
verebilirsiniz. CyberKnife da hastaneye yatma,
anestezi ihtiyacı yok. Hasta güle oynaya gelip
tedavi oluyor ve aynı gün taburcu olabiliyor.
Cerrahi yöntemlere alternatif, bazı durumlarda
da cerrahiden daha öncelikle düşünülmesi
gerekiyor.
■ Tedavi sonrası süreçte hasta kontrolleri
hangi sıklıklarla yapılıyor?
Hastalığına bağlı olarak 2, 3 ya da 6 aylık aralıklarla hastaları takip ediyoruz. Uzun vadede
nüksederse tekrar radyocerrahi yapmamız
mümkün oluyor.
prof. Dr. Sait Şirin, Prof. Dr. Kaan Oysul
C
yberKnife nedir?
Adı neşter ve cerrahi görüntüleri hatırlatsa da, CyberKnife Robotik Radyocerrahi Sistemi’nde kesme işlemi yoktur. Birçok
hasta için CyberKnife tedavisi iyi ve kötü huylu
tümörlerin tedavisi için cerrahiye bir alternatif
sunabilir.
■ Cyberknife tedavisi nasıl uygulanır?
CyberKnife Sistemi, robot kol üzerine monte
edilmiş lineer hızlandırıcı adı verilen radyasyon
cihazından oluşmaktadır. Robot kolun esnekliği
sayesinde CyberKnife Sistemi beyin, baş ve
boyun, omurga, akciğer, prostat, karaciğer,
pankreas, meme ve diğer yumuşak dokular
dâhil olmak üzere, vücudun herhangi bir yerinde yerleşmiş tümörlere radyasyon uygulanabilir.
CyberKnife Sistemi tümör ile hasta hareketlerini
izlemek ve yüksek doğruluk derecesiyle tedavi
etme amacıyla, radyasyon demetlerini ayarlamak için geliştirilmiş yazılım ve ileri görüntüleme teknikleri kullanır.
Yalnızca CyberKnife Sisteminde kullanılan bu
takip sistemi diğer radyocerrahi cihazlarında
hastaların kıpırdamaması için bir zorunluluk
olan hastaların kafasına bir çerçevenin vidalanması veya tümör hareketlerini en aza indirmek
için nefes alıp vermeyi sınırlandırma gibi hasta
konforunu olumsuz etkileyebilecek tekniklerin
kullanılma ihtiyacını ortadan kaldırır.
1-5 günde tedavi olunabiliyor
■ Tedavi ne kadar sürüyor ve kimlere uygulanabilir?
CyberKnife Sistemi ile hastalar 5-7 hafta süren
konvansiyonel radyasyon tedavisi yerine 1 ila 5
günde tüm tedavinizi tamamlayabilirsiniz. Buna
ek olarak, operasyona uygun olmayan, cerrahi
olarak komplex veya cerrahiye alternatif bir
tedavi arayan hastalar için bir tedavi seçeneği
sağlar. Yaştan dolayı bir sınır yok. Hiçbir mevcut sağlık problemi bu tedaviyi engellemez.
9 yıldır Türkiye’de uygulanıyor
■ Cyberknife’ı farklı kılan nedir?
Radyoterapi esnasında hastaların organları
hareket ettiğinden doktorların tüm çabalarına
rağmen hastaları radyasyondan korumak neredeyse imkânsızdır.
Konvansiyonel radyoterapi ve radyocerrahide
hastalara invaziv ve konforsuz metotlar uygulanarak organ hareketlerini mümkün olduğunca
en aza indirilmeye çalışılır. Bunlar; hastanın
kafasına metal bir çerçevenin vidalanması, tedavi esnasında vücut hareketlerini ve nefes alıp
vermeyi sınırlayacak şekilde karın bölgesine
basınç uygulanması, termoplastik maske ile
sabitleme, rektal balon kullanımı gibi metotları
içerir.
Bütün bu metotların amacı, hedefe yüksek
doz radyasyon uygulanırken hedefi çevreleyen
sağlam dokuyu korumaktır. Bu hedefe ulaşmak
için CyberKnife Sistemi sahip olduğu son teknolojiye sahip eşsiz özelliği sayesinde tümörün
hareketini kısıtlamak yerine tümör hareketini
takip etmektedir.
■ CyberKnife tedavilerinin faydalarını sıralayabilir misiniz?
• Ağrısız bir tedavi.
• İnvaziv değil.
• Anesteziye gereksinim yok.
• Hastanın ayakta tedavi olma imkânı
bulunuyor.
13
CyberKnife Sistemi ile
hastalar 5-7 hafta süren
konvansiyonel radyasyon
tedavisi yerine 1 ila 5
CyberKnife sisteminde, hedefe
yüksek doz radyasyon uygulanırken,
hedefi çevreleyen doku korunuyor.
günde tüm tedavinizi
tamamlayabilirsiniz.
ONKOLOJİ
14
kış 2013
Meme kanseri
tedavisinde
son nokta
Meme kanseri, kadınlar için en önemli sağlık sorunlarının başında
geliyor. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü'ne göre meme kanseri görülme
sıklığı yüzde 12. Başka bir deyişle her 8 kadından biri meme kanseri
oluyor. Medıcana Internatıonal Ankara Hastanesi Radyasyon Onkolojisi
doktorlarından Prof. Dr. Kaan Oysul, hastaların 20 dakikalık bir
radyoterapi ile yaklaşık 6-7 hafta süren radyasyon tedavilerinden
kurtulduğunu anlatıyor.
M
eme kanseri tedavisindeki değişikliklerden bahsedebilir
misiniz?
Geçtiğimiz 30 yılda meme kanseri cerrahisinde çok önemli
değişiklikler oldu. Geçmişte mastektomi (kanserli memenin tamamen çıkarılması) primer tedavi yöntemiydi. Son yıllarda tüm memeyi
almak yerine yalnızca hastalıklı dokunun çıkarıldığı daha basit bir
operasyon, bu radikal cerrahi yaklaşımın yerini aldı. Meme koruyucu
cerrahide memenin tamamı alınmadığından cerrahi sonrası 6-7 hafta
süren radyoterapi eklenmesi gerekli. Meme koruyucu tedavi denilen
bu yaklaşımda meme koruyucu cerrahi sonrası radyoterapinin
eklenmesi sayesinde hastalığın lokal kontrolü ve sağkalım açısından
radikal yaklaşımlar kadar başarılı olduğu bir çok bilimsel çalışma ile
ispatlandı.
prof. Dr. kaan oysul
En önemli parça radyoterapi
■ Meme koruyucu cerrahi sonrası radyoterapi uygulamaları
hakkında bilgi verir misiniz?
Radyoterapi meme koruyucu tedavinin önemli bir parçasıdır. Meme
koruyucu cerrahi sonrası radyoterapi uygulanmasının nedeni geride
kış 2013
15
Meme kanseri tedavisinde son yıllarda uygulanan Intraoperatif
Radyoterapi ile hasta, cerrahi operasyon esnasında
radyoterapi görüyor ve ameliyat sonrası
uygulanan radyasyon tedavisinden kurtuluyor.
kalan memede muhtemel hastalıklı hücreleri öldürerek
hastalığın tekrarlama olasılığını engellemektir. Radyoterapi vücudun dışındaki bir makineden uygulandığında
dışarıdan (eksternal), çıkarılan tümör boşluğunda uygulandığında içeriden (internal) ya da operasyon esnasında
uygulandığında da (intraoperatif) olarak adlandırılır.
Eksternal (dışarıdan) Radyoterapi: Eksternal radyoterapi
hastalığın bulunduğu memenin tümüne vücudun dışından tedavi uygulamaktır. Bu teknikte lineer akseleratör
adı verilen bir cihaz kullanılıyor. Ülkemizde % 99 hasta
eksternal radyoterapi ile tedavi ediliyor. Eksternal radyoterapi Cumartesi-Pazar hariç haftanın 5 günü olmak üzere
toplam 6-7 hafta sürüyor.
Internal (içeriden) Radyoterapi: Bu tedavide cerrahi
esnasında tümör yatağına bir balon yerleştiriliyor. Ameliyattan sonra 5 gün, günde iki kez bu balon içerisine bir
radyoaktif kaynak gönderiliyor ve 10 fraksiyonda radyoterapi uygulanıyor. Radyoterapi sonrasında balon ikinci bir
cerrahi işlem ile çıkarılıyor.
Intraoperatif Radyoterapi (IORT): Intraoperatif radyoterapi
(IORT) operasyon esnasında tümor yatağına bir seferde
yüksek doz radyasyonun uygulanması. Bu yöntemde
küresel bir aplikatörün tümor boşluğuna yerleştirilmesi
ile radyasyon uygulanır. Bu sayede radyasyon olması
gerektiği yere uygulanırken sağlam meme dokusu ve cilt,
göğüs duvarı ve akciğer gibi memeyi çevreleyen sağlam
dokular radyasyona maruz kalmaz ve korunurlar.
■ Intraoperatif radyoterapinin avantajları neler?
Meme koruyucu cerrahi sonrası gerekli olan radyoterapiyi
ameliyat esnasında yapılmasına olanak sağlıyor. 6-7 haftalık eksternal radyoterapi süresini ortadan kaldırıyor ve
bu süreyi hastaya kazandırıyor. Radyasyon tümör yatağına
içeriden uygulandığından cilt, akciğer, göğüs duvarı radyasyona maruz kalmıyor. Daha az yan etki gözleniyor ve
estetik başarı diğer tedavi yöntemlerine göre daha üstün.
■ Bütün meme kanseri vakalarında uygulanabiliyor
mu?
Bu yöntemin uygulanabilmesi için erken evre meme
kanseri olması gerekmekle birlikte her hastanın durumu
farklı. Ben hastalara tüm tedavi seçeneklerini doktorlarıyla
tartışmalarını öneriyorum.
GENEL CERRAHİ
16
kış 2013
Erken
teşhis meme
kanserinden
koruyor
Meme kanseri vakaları giderek artıyor. Ama erken
teşhis edilen 7 vakadan 6’sı tedavi edilebiliyor.
Medıcana Internatıonal Ankara Hastanesi Genel
Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Jehat Kutlay, erken teşhis için
yapılabilecekleri ve risk faktörlerini anlattı.
M
Op. Dr. JEHAT KUTLAY
eme Kanseri sıklığı ne
kadar?
ABD'de her yıl 212 binden fazla yeni vaka tespit edilmektedir.
İngiltere'de yılda 41bin yeni meme kanseri
vakası saptanmaktadır. Her dokuz hanımdan
biri hayatının herhangi bir döneminde meme
kanseri hastalığına yakalanıyor.
■ Meme Kanseri konusunda kimler en
büyük risk altında?
Meme Kanseri büyük çoğunlukla bayanların
bir hastalığı olup meme kanseri vakalarının
yalnızca yüzde 1'ini erkek hastalar oluşturmaktadır. Vakaların yüzde 80'inden fazlası 50
yaş üzeri bayan hastalardır.
■ Meme kanseri riskini artıran faktörler
neler?
kış 2013
17
"Fizik muayene, ultrasonografi ve
mammografik tetkikler sonucu gerek
duyulduğunda meme biopsisi yapılır.
Meme kanseri tanısının konulmasındaki
en önemli yöntem meme biyopsidir."
Birinci derece akrabalarında (anne – kızkardeş) meme kanseri olan bayanlarda meme
kanseri riski 2 kat artmaktadır. BRCA gen
mutasyonu olanlarda meme Ca riski yüzde 50
ila yüzde 80 civarındadır. Uzun süreli ( > 10
Yıl) Oral kontraseptif (doğum kontrol hapı)
kullanımı, 5 yıldan fazla hormon replasman
tedavisi (menapoz ilaçları), hiç Doğum yapmamış bayanlar ya da ilk doğum yaşı 30'dan
büyük olan bayanlar, ilk âdetini 12 yaşından
önce görenler, menapoz dönemine 55 yaşından sonra giren bayanlar, obezite (şişmanlık)
özellikle menopoz sonrası gövdesel obezite.
■ Meme Kanserinin belirtileri neler?
Memede ele gelen sertlik, memenin şekil
ve boyutunda değişiklik, meme derisinde
içe doğru çekinti oluşması, meme başının
içe çökmesi, meme derisinde ödem, şişlik
oluşması.
meme muayenesi yapmaları önerilmektedir; çünkü memede kitle şikâyeti ile hekime başvuran
hastaların yüzde 70'i kitleyi ilk önce kendileri tespit etmektedirler. Dünya Sağlık Örgütü 40 yaş
ve üstünde tüm bayanlarda yıllık mammografi taraması yapılmasını önermektedir. Bunun iki
önemli faydası mevcuttur: Henüz elle fark edilemeyecek kadar küçük kanserlerin erken tanısı
mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla meme kanserinin tedavisinde başarı olasılığı artmakta,
hatta bu hastalıktan tamamen kurtulma olasılığı oluşabilmektedir.
■ Meme kanseri tanısı nasıl konuluyor?
Fizik muayene, ultrasonografi ve mammografik tetkikler sonucu gerek duyulduğunda meme
biopsisi yapılır. Meme kanseri tanısının konulmasındaki en önemli yöntem meme biyopsidir.
Meme biopsisi; İnce iğne biopsisi, Tru-cut biopsi, Cerrahi (açık) biopsi yöntemlerinden biriyle
memedeki kuşkulu lezyondan doku örneği alınarak mikroskop yardımıyla patolojik inceleme
yapılmasıdır.
İlk evrede tedavi şansı artıyor
En etkili yöntem cerrahi
■ Meme kanserinde erken tanının önemi
nedir?
Erken evrede saptanabilen her 7 meme
kanseri hastasından 6'sı tedavi edilebilirken, ileri evrede saptanan meme kanseri
hastalarında tedavi edilebilme oranı 7 vakada
1'e düşmektedir. Dolayısıyla meme kanserinin
tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Bayanların ayda en az bir defa kendi kendilerine
■ Meme kanseri nasıl tedavi ediliyor?
Meme kanserinin tedavisindeki en önemli yöntem cerrahi tedavi; yani ameliyat ile kanserli
bölgenin vücuttan uzaklaştırılmasıdır. Meme kanserinin erken tanısının giderek daha sık
konulmasına bağlı olarak memenin sadece hastalıklı kısmının alınması ile tedavisi mümkün
olabilmektedir.
Daha ileri evre meme kanserlerinde ise memenin tümünün alınması ve aynı taraf koltukaltı lenf
bezlerinin de örneklenmesi veya çıkarılması gerekebilir. Bu vakalarda hastanın istemesi halinde
aynı ameliyat esnasında Estetik ve Plastik Cerrahi ile birlikte memenin yeniden oluşturulması
mümkün olabilmektedir. Ameliyat sonrası hastalığın tekrarını önlemek amacıyla radyoterapi
Dünya Sağlık Örgütü
40 yaş ve üstünde
tüm bayanlarda
yıllık mammografi
taraması yapılmasını
önermektedir.
(ışın tedavisi) ve / veya kemoterapi (kanser ilaçları
ile tedavi) gerekebilir.
■ Meme kanseri riskini azaltmak için neler
yapılmalı?
Sigara içmemeli / bırakılmalı.
Egzersiz / spor yapmalı ( Haftada 5 gün en az 40
dakika); östrojen düzeyi azalır ve dolayısıyla memede hücre çoğalmasına yönelik uyaran azalır.
Kilo vermeli; şişman / kilolu bayanlarda menapoz
sonrası meme kanseri riski daha yüksektir.
Az yağlı beslenmeli; hayvansal yağ ve kırmızı et az
tüketilmeli, Akdeniz mutfağı önerilir.
GASTROENTEROLOJİ
18
kış 2013
kış 2013
19
Başarının sırrı
düzenli takip
ve tarama
Medıcana Internatıonal Ankara Hastanesi
Gastroenteroloji doktorlarından Prof. Dr. Kubilay
Çınar, kalın bağırsak kanseri tedavisinde tarama
programlarının zamanı geldiğinde yapılmasıyla
kanserin erken saptanabildiğini ve tedavinin
mümkün olduğunu söyledi.
prof. Dr. kubilay çınar
"Kalın bağırsak kanserleri çoğu
zaman var olan bir polipin
zaman içerisinde kanserleşmesi
sonucunda gelişmektedir."
GASTROENTEROLOJİ
20
kış 2013
kış 2013
"Endoskop ve görüntüleme
teknolojilerindeki gelişmeler tarama
sırasında erken kalın bağırsak kanseri
saptama şansını artırmaktadır."
Kalın bağırsak kanserleri 40 yaşından önce nadir
gözlenirler. Yapılan geniş çalışmalarda
B
u kadar önemli bir sağlık sorunu
karşısında aslında elimiz kolumuz bağlı
değildir. Bireylere düşen ödev zamanı
geldiğinde düzenli tarama programına dâhil
olmaktır. çünkü zamanında böyle bir tarama ve
endoskopik takip başlatılıp devam edildiğinde
kalın bağırsak kanserinden ölümleri yüzde
50’den fazla azaltmak mümkündür. Hatta bu
endoskopik tarama programlarının bir diğer
avantajı da erken saptanan kalın bağırsak
kanserinde tamamen iyileşmenin mümkün olmasıdır. Böyle bir takip yapılmadığında kanser
çoğu zaman ileri bir aşamada saptanmakta ve
tüm tedavi çabalarına rağmen ölüm kaçınılmaz
olmaktadır.
Kalın bağırsak kanserleri çoğu zaman var olan
bir polipin zaman içerisinde kanserleşmesi
sonucunda gelişmektedir. Taramanın amacı
bu polipleri erken aşamada saptamak kanser
evresine geçmeden endoskopik metodlar ile bu
polipleri çıkarmaktır. Tarama sırasında kanser
öncülü bir lezyon tespit edildiğinde bunun
ameliyat olmaksızın tedavisi mümkündür.
Beş yılda bir takip yapılmalı
Peki, tarama bu kadar etkili bir metod ise bunu
nasıl yapalım? Genelde arzu edilen bireylerin
45-50 yaşında tüm kalın bağırsağın değerlendirildiği endoskopik bir işlem olan kolonoskopilerini yaptırmalarıdır. Kolonoskopik takiplerin 10
yılda bir yapılması önerilirken, kalın bağırsağın
son 50-60 cm’lik kısmının tarandığı sigmodoskopinin 5 yılda bir yaptırılması önerilmektedir.
Ancak günümüzde kalın bağırsağın ince
bağırsağa yakın kısmında yerleşmiş kanserlerin oranındaki artış nedeniyle kolonoskopik
takipler öne çıkmaktadır çünkü bu lezyonlara
sigmoidoskopi metodu ile ulaşmak mümkün
değildir. Bu nedenle 5 yılda bir kolonoskopik
takipler daha etkili olacaktır. Bu takip 75-80
yaşına kadar her 5 yılda bir yapılmalıdır.
Buna ilave olarak kalın bağırsak kanserleri
dışkıda gözle görülemeyecek oranda kanamaya
neden olduğundan, senede 1 kez immünokimyasal yöntemle dışkıda gizli kan testi(FIT)
yaptırılmalıdır. Eğer dışkıda gizli kan testi pozitif
olarak çıkarsa kolonoskopi için 5 yıllık süreyi
beklemeden kolonoskopi yapılmalıdır.
gösterildiği şekilde vakaların yüzde 90’ı
50 yaşından sonra gözlenmektedir.
Ancak bu tarama takvimi ailesinde kalın bağırsak kanseri olmayan bireyler için tanımlanmıştır. Birinci derece yakınlarında(anne, baba,
kardeşler) 60 yaşından önce kalın bağırsak
kanseri saptanan kişilerde tarama programına
40 yaşında veya en genç kanser tanısı alan
yakının kanser tanısı aldığı yaştan 10 yıl önce
başlanmalıdır.
Endoskop ve görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler tarama sırasında erken kalın
bağırsak kanseri saptama şansını artırmaktadır.
Medicana International Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Ünitesinde yakın zamanda kullanmaya başlamış olduğumuz günümüzün en son
görüntüleme sistemi olan High Definition (HD)
ve Narrow Band Imaging (NBI) özelliği olan
endoskoplar ile standart endoskoplar ile saptanamayacak olan lezyonların erken belirlenmesi
ve tedavisi mümkündür.
Bilinçlenmenin gerekliliği
Toplumun bu anlamda bilgilendirilmesine
duyulan ihtiyaç aşikârdır. Şifanın otlardan
arandığı yıllar çok gerilerde kalmış olmasına
rağmen hala ülkemizde bu tarz bir eğilim
dikkati çekmektedir.
Medya ve sağlık çalışanlarına toplumun bilgilendirilmesi anlamında büyük görevler düşmektedir. Hastaları dağda bayırda ot toplatıp umut
tacirliği yapmak ve bu ne olduğu ve standardı
belli olmayan tedavilerin yaratabileceği
olumsuzluklar ile karşı karşıya bırakmak yerine
etkisi kanıtlanmış tüm gelişmiş ülkelerde kabul
görmüş ve halen faal olarak uygulanmakta olan
kanser tarama programlarına yönlendirmek
temel yaklaşım olmalıdır.
Çünkü her insan, en üst düzey sağlık hizmetini
hak eder. Unutulmamalıdır ki kanseri gelişmeden önlemek, geliştikten sonra tedavi etmeye
çalışmaktan hem daha ucuz, hem de daha
kolaydır.
21
GASTROENTEROLOJİ
22
KIŞ 2013
KIŞ 2013
Kolonoskopi
kanserin önünü alıyor
Kolon kanseri yaygın olmasına karşın genetik
açıdan iyi tanımlanmış bir kanser türüdür.
Zamanında ve düzenli yürütülen tarama
programları ile hastalığın engellenebildiğini
anlatan Medıcana Internatıonal İstanbul
Hastanesi’nden İç Hastalıkları ve
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika
Karabulut, “Kolonoskopi hayat kurtarır” diyor.
DOÇ. Dr. LAİKA KARABULUT
K
olonoskopi nedir?
Kalınbağırsağın endoskopik
olarak incelenmesine denir.
1-1.5 metre uzunluğundaki kalın
bağırsak; kolonoskop denen, yumuşak, kıvrılabilir, ortalama 9-10
mm çapında beyaz ışık kullanılan
fiberoptik bir sistemle görüntülenerek incelenir.
■ Hangi durumlarda gerekli?
Kalınbağırsağın tüm hastalıkları
için direkt tanı yöntemidir. O
nedenle, çeşitli bağırsak şikâyetleri
olan hastalarda, örneğin, kanlı,
müküslü dışkılama, bağırsaktan
kan gelmesinin tespiti, karın
şişkinliği ile birlikte büyük abdest
alışkanlığında değişimlerin olması
ve karın ağrıları kolonoskopi indikasyonlarını gerektiren durumlardır. Bir gastroenteroloji uzmanına
görünüp karar verilmesi gerekir.
Bunların dışında toplumu kolon
kanserinden koruma amaçlı, önleyici tarama programları uygulanır.
■ Tarama programlarına ne
kadar etkili?
Kolon kanseri, dünyada genetik
geçişi en iyi tanımlanmış kanser
türdür. Tarama programı da bu
doğrultuda başarılıdır. 50 yaşından
sonra bu kanserin görülme olasılığı önceki yaşlara göre artar.
Mutlaka kolonoskopi uygulanmalı
■ Hangi yöntemler uygulanıyor?
İki türlü tarama önerilir. Risk faktörü taşımayan 50 yaşın üzerindeki
herkesin ya bir kez kolonoskopi ya
da bir yıl içinde farklı zamanlarda
toplam üç kez dışkıda gizli kan
tetkiki yaptırması. Fakat bu gaitada
gizli kan tetkikinde yalancı pozitif
ya da negatif çıkma olasılığı bulunur. Ayrıca kanserin habercisi olan
kolon polipe dair de bir gösterge
sunmaz. Daha doğru sonuç ve
erken müdahale için biz mutlaka
kolonoskopi uygulanmasının
öneriyoruz.
Bundan sonraki program, kolonoskopi yapan hekim tarafından belirlenir. Var olan poliplerin boyutu,
durumu, sayısına göre 3-5 ya da
10 yıl aralıklarla takip edilecek bir
program oluşturulur. Bağırsağın
ve hastanın durumuna göre bazen
buna hiç ihtiyaç duyulmaz.
Kişinin kendi yaşam öyküsü ve
aile öyküsüne göre taşıdığı riskler
değişir. Ailesinde hiç rastlanmadığı
halde kolonoskopide polip belirlenirse, kromozom kırığı o kişide
başlamış demektir ve ailenin diğer
fertleri kanser riski taşır. Primer bir
vaka kabul edilir.
■ 50 yaşın altında kolonoskopi
gerekir mi?
Birinci derece ailesinde genç yaşta
kolon kanseri saptanmışsa, evet,
gerekir. Taramanın, ailede kanserin
ilk tanılandığı yaştan 10 yıl önce
yaptırılması önerilir. Örneğin,
babası 52 yaşında bu hastalığa
yakalanan kişi, 42 yaşında kolonoskopi yaptırmalı.
■ Neden?
23
kolonoskopik tarama yaşı 12’ye
kadar düşer. Bunun için bir gastroenteroloji uzmanına danışılmalıdır.
Hem kolonoskopi hem
polipektomi
■ Kolonoskopi nasıl yapılır?
Öncelikle kolonoskopi hayat
kurtaran ve kesinlikle korkulmayacak bir işlemdir. Hasta uyutularak,
Bizim de çabamız tıbben önüne
geçebildiğimiz, engellediğimiz bu
hastalığa dair farkındalık
yaratarak hayat kurtarmaktır.
Çünkü bu tür kanserler, mantar
tarzındaki poliplerden oluşur.
Kanserleşmesi 3-5-10 yılı bulabilir. Diğer kanserlerden farkı da
buradadır. Bu süre içinde yapılan
tetkiklerle erken teşhis ve kesin
tedavi uygulanır.
■ 50 yaşından önceki başka
kimler tarama yaptırmalı?
Ülseratif kolit gibi bazı kalınbağırsak hastalıkları olanlar ile ailede
özellikle meme, jinekolojik tümör
ve kolon kanseri yaygın olan
hastaların mutlaka yaptırmasını
istiyoruz. Bazı çok özel durumlarda
ağrı, sancı hissettirmeden en
fazla yarım saate uygulanır. Her
kolonoskopi yapılacak hasta
polipektomi yapılacakmış gibi
hazır alınır. Poliplere elektrokoterle
yakarak müdahale edilir. Bunun
için hastanın bir kaç gün önceden
kan sulandırıcı, ağrı kesici benzeri
ilaçları bırakması gerekir. Uygulamadan bir gün önce bağırsağını
dışkıdan temizleyen bir program
uygular ve bol sıvı tüketir. Yan etki
olarak delinme ancak komplikasyon olursa, 10-15 binde bir olarak
çok nadirdir.
NÖROLOJİ
24
KIŞ 2013
KIŞ 2013
25
Parkinsona karşı beyin pili
Toplumda görülme
sıklığı giderek
artan parkinsonun
önlenmesi henüz
mümkün değil.
Ancak iyi haber,
yeni yaklaşımlarla
belirtilerin kontrol
altına alınabilmesi. Bu
yöntemlerden beyin
pili uygulamasına dair
bilgi veren Medıcana
Samsun Hastanesi
Nöroloji Uzmanı
Dr. Adem Akkurt,
doğru yere doğru
müdahalenin önemini
vurguluyor.
Beyin pilinin
avantajı; kontrol
edilebilir,
programlanır ve
ayarlanılır bir tedavi
yöntemi olması.
Yani bir yan etki
gördüğümüzde,
başka bir ayara
alınabilir.
P
arkinson nedir?
Beyinde bulunan bazı hücrelerde yavaş ve
ilerleyici şekilde giden kayıp ve bunun sonucunda hastanın hareket kabiliyetinde yavaşlamaya
ve istemsiz titreme hareketlerine sebep olan bir
hastalıktır. Yavaş ilerleyici bir kayıp olması nedeniyle
teşhis konduktan sonra hastalar 20 yıl veya daha
fazla süre bu hastalıkla yaşamlarını sürdürürler. sürekli ilerlediğinden zaman içerisinde parkinsona ait
bulgularda kötüleşme olacaktır. Hastalığın ortadan
kaldırılmasına veya önlenmesine yönelik bir tedavi
henüz olmadığından, belirtilerini kontrol altına
almaya yönelik tedavi düzenlemeleri uygulanır.
■ Belirtileri neler?
Dört ana motor belirtisi vardır. Bunlar, titreme veya
tremor olarak adlandırılan hareketlerde yavaşlama,
kollar, bacaklar veya gövdede katılık veya rijidite
ile postural instabilite olarak adlandırılan denge
sorunları ve muhtemel düşmelerdir.
■ Tanı koymak kolay mı?
Esasında değildir. Çünkü parkinsona benzeyen ama
olmayan hastalıklar da sık olmamak la birlikte gözlenir. Teşhisi doğrulayacak bir test yoktur. Parkinson
hastalığı klinik bir tanıdır ve çoğu zaman nöroloji
uzmanı, benzer belirtileri olan diğer tıbbi durumları
dışlamak amacıyla beyin filmleri, kan testleri detaylı
nörolojik muayene ve ilaca verilecek cevap ile tanıya
ulaşmaya çalışır.
■ Tedavi yöntemleri neler?
Prensip, beyinde eksilen dopamini yerine koyma
veya reseptörlerini uyarmaya yöneliktir. Bazı durumlarda ileri evre hastalarda medikal tedavi yetersiz
kalır veya istenmeyen yan etkiler oluşur. Son yıllarda
tedavi alternatifi olarak hastanemizde de uygulanan
parkinson cerrahisi (beyin pili) öne çıkmaktadır.
Birçok belirti düzeliyor
"Son yıllarda tedavi alternatifi olarak
hastanemizde de uygulanan parkinson
cerrahisi (beyin pili) öne çıkmaktadır."
■ Cerrahi tedavi nasıl işler?
Bu hastalıkta gereğinden fazla çalışan beyin hücresi
toplulukları (çekirdekler) bulunur. Bunun engellenmesi ile hastalığın birçok belirtisi düzelir. Çekirdeklerin fazla çalışması, beyin pili ile devamlı elektrik
verilerek engellenir.
■ Hangi hastalara uygulanır?
İlaçlara bağlı tedavi düzenlenmesi ile engellenemeyen istemsiz hareketleri olan hastalar, titremeler
ve ilaç etkinliğinin erken bitmesi nedeniyle zor
durumda olan hastalara uygulanır. Ayrıca kullandığı
Dr. adem akkurt
ilaçların yan etkisine, günlük aktivitesini bozacak
kadar maruz kalan hastalar da beyin pili için uygun
adaylardır.
Ayarlanabilir tedavi
■ Hastaya sağladığı kolaylıklar neler?
Beyin pilinin avantajı; kontrol edilebilir, programlanır ve ayarlanılır bir tedavi yöntemi olması. Yani bir
yan etki gördüğümüzde, başka bir ayara alınabilir.
Hasta memnun değilse ya da problem yaşarsa, kapatmamız ya da istemezse çıkartmamız söz konusu
olabilir.
■ Riski var mı?
Burada önemli olan, beynin içinde 2-3 milimetre
çapındaki bir anatomik oluşumu bulmak ve oraya
müdahale etmek. Milimetrik yanılgılar hastanın felç
ya da kör olma riskini doğurur. Sonuçları son derece
yüz güldürücü ve riskleri azaltan, yani doğru yere
doğru müdahale edilmesini sağlayan en güvenli
yöntem ise ‘Mikroelektrot Kayıt ve Stimülasyon’ tekniğidir. Bu sayede beynin fizyolojik haritası çıkartılır,
hastalıktan sorumlu hücrelerin doğru yerini bulunup
beyin pili takılır.
■ Ne kadar süreyle etkili?
Takılan beyin pilin ömrü 7-8 yıldır, ancak hastadan
hastaya bu süre değişebilir. Hasta eğer yüksek
seviyede kullanıyorsa daha erken de bitebilir. Şarj
edilmez, ömrü bittiğinde ise yarım saatlik bir ameliyatla değiştirilebilir.
ESTETİK CERRAHİ
26
KIŞ 2013
KIŞ 2013
27
Hem ruh, hem
beden hafifliyor
gerçekleşemiyor. Uygulanacak teknik çok önemlidir.
Meme estetiği, plastik cerrahiye başvuru
Hastaya uygun operasyon
nedenleri arasında ikinci sırayı alıyor. ■ Hangi teknikler uygulanıyor?
alttan ya da üstten içine girildiği gibi, etrafından, çevreAncak meme küçültme, bu yaygın Memenin
sinde uygulanarak içine girilmeyebiliyor. Kalan izlere göre ters T, L
operasyonlar arasında en hassas olanı. ya da I tekniği de uygulanabilir. Ancak önemli olan hastaya uygun
operasyonun yapılması. Bunda da memenin çapı, kişinin boyu,
Medıcana Çamlıca Hastanesi Plastik ve kilosu, meme başının yeri belirleyici oluyor. Ayrıca karar verirken
yaşı, sosyal şartları, isteği gibi etmenler de göz önünde
Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. kişinin
olmalı. Cerrahın sabrı ve özeni bu operasyonlarda başarı oranını
Defne Erkara, estetik kaygılar bir yana, arttırır. Hastaya düşen doğru cerrahı bulmasıdır.
■ Hasta doğru cerrahı nasıl bulur?
hastaların fiziksel ve psikolojik açıdan da Doktorun hem ameliyat süreci hem de sonrasına dair düzgün
bilgi vermesi gerekir. Hastaya dikiş izlerine dair yeterli
rahatladığına dikkat çekiyor. vebilgitamveriyor
mu, hangi yöntemi neden kullanacağını anlatıyor
H
Ameliyat sonrası durum
• Öncelikle yük azalır, böylece postür, ayakta duruş değişir.
• Omuz, boyun, sırt ağrıları ortadan kalkar.
• Kronik yaralara neden olan pişikler engellenir.
• Hasta uygun iç çamaşırı, giysi bulabilir, böylece özgüveni tazelenir.
• Hafiflemeyle birlikte daha aktif bir hayatı olur.
• Yaşam kalitesi iyileşir.
astalar hangi sorunlarla geliyor?
İlk sırayı, omuz, boyun ve sırtta oluşan ağrılar
alıyor. Postür bozuluyor. Hele de ilerleyen
yaşlarda yükü taşımak zorlaşıyor ve çok fena omurga
deformitelerine tanık oluyoruz. Omuzlarda çöküklükler, oyuklar oluşuyor. Meme altında kimi zaman
kronikleşen, geçmeyen yaralara neden olan pişikler
ciddi sıkıntı yaratıyor. Ağırlıktan dolayı kadınlar iş güç
yapamıyor, erken yoruluyorlar. Ne kadar kilo verilse de
hantal görünümden kurtulamadıklarından yakınıyorlar
ki özellikle genç hastalar kötü etkileniyor. Uygun iç
çamaşırı ve giysi bulamamak da hastaların psikolojilerini olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca meme çok ağır olduğu için meme başı düzleşiyor. Bu durum da bebek
emzirmeyi çok güç, bazen imkânsız hale getiriyor.
■ Süt kanalları zarar görüyor mu?
Hastanın ihtiyacına göre belirlenecek yöntem bu riski
artırabildiği gibi azaltabiliyor da. Operasyon öncesi
net teşhis koyamadığımız bir gerçek. Ama meme
başının düz olduğu hastalarda o risk alınıyor, çünkü
zaten meme dokusu yoğun olduğu halde emzirme
Başarılı sonuç için, hastanın kilosunun
mümkün olduğu kadar ideale,
normale yakın olması gerekir.
mu, kendi yapısına benzer hastaların fotoğraflarını paylaşarak
tatmin ediyor mu gibi
soruların cevapları
aranmalıdır.
■ Başarılı bir sonuç
için nelere dikkat
edilmeli?
İlk olarak hastanın
kilosunun mümkün olduğu kadar
ideale, normale yakın
olması gerekir. Sigara
alışkanlığı, deride kan
dolaşımını bozacağı
ve yaraların iyileşmesini geciktireceği için
Op. Dr. Defne Erkara mutlaka bırakılmalı,
olmuyorsa asgariye indirilmeli. Metabolik bir hastalığın olmaması
ya da iyi takip ediliyor olması da önemlidir. Bir de hastanın yaşı,
sonucun başarısında etkilidir.
■ Operasyon sonrası süreç nasıldır?
Operasyon, hasta hazırlığı ve uyanma sonrası bekletilmesi de
dahil 3-4 saat arası sürer. Bir gece hastanede kalınır ve ertesi gün
direni çıkarılır. Sporcu sütyeni giyilir, iz bölgelerine özel bantlar
uygulanır, pansuman yapılmaz. Hasta yeni memelerini anında görür. Taburcu olur. 4. gün bantlarla banyo yapabilir, bir hafta içinde
de gündelik hayata döner. Yaklaşık bir ay birer hafta ara ile kontrole gelir. Bu arada bantlar değiştirilir vememe başından başlanarak
aşağı doğru dikişler alınması ile işlem tamamlanmış olur.
BURUN ESTETİĞİ
28
KIŞ 2013
H
"İlk takip ettiğimiz, kaşburun hattıdır ve dümdüz
aşağı inmesi gerekir. Bir
diğeri, burun profilindeki
kavisin doğru ölçülmesidir."
“Fonksiyonel ve
doğal burun yapmak
tek hedefimiz”
Burun cerrahisi dünya genelinde estetik operasyonlar arasında ilk sırayı
alıyor. Operasyonların titizlikle yapılması gerektiğine dikkat çeken MedIcana
Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi ve Burun
Estetiği Uzmanı Opr. Dr. Volkan Kahya, yeni tekniklere dair bilgi verdi.
Cinsel hayatınızı
etkileyebilir!
“Burnun nefes alma, havanın temizlenmesi,
ısıtılması, koku alma gibi hayati
fonksiyonlarının yanı sıra henüz tam olarak
ispatlanmamış olmasına rağmen başka
bir işlevi daha var. Cinsel yaklaşımda etkili
olan feromonların algılandığı vomeronasal
organ burunda bulunur. Operasyonlarda
gereken itina gösterilmezse bu bölge zarar
görebilir ve cinsel hayatı olumsuz yönde
etkileyebilir.” Ayrıca düzgün olmayan ve
doğal görünmeyen bir burun karşı cinse olan
çekiciliği de etkilemektedir.
astalar hangi şikâyetlerle size başvuruyor?
Genelde gerekçe burun tıkanıklığı
oluyor. Nedenleri de burun kemik-kıkırdak
eğrilikleri, burun eti büyümesi denen konka
hipertrofileri, kronik sinüzit ve alerjik nezleler
olarak sayılabilir. Daha önce ameliyat olmuş ve
memnun kalmamış ya da sadece estetik kaygılarla başvuran hastalarımız da oluyor.
■ Tedavi süreci nasıl işliyor?
Öncelikle burun içi bir hastalık varsa ilaç
tedavisini yapıyoruz. Sonrasında rahat nefes
alabilmesi için cerrahi müdahale edilecek
bir şey varsa, burun eti küçültülmesi, kemik
eğriliğinin düzeltilmesi gibi, bu operasyonların
gerekliliğini anlatıyoruz. Ayrıca hasta estetik
kaygılarını paylaşırsa ameliyatımızı buna göre
de planlıyabiliyoruz. Burada bizim için amaç,
hastanın rahat nefes alabilmesi, bunun yanında
da güzel, estetik ve doğal bir görünümü olması.
■ Hastayı operasyon sürecine nasıl hazırlıyorsunuz?
2-3 vizite almadan son kararı vermiyoruz. Çünkü
sonuç, dış görünüşteki kalıcı ve önemli bir
değişim. İlk görüşmemizde hastanın fotoğraflarını çekiyor ve bilgisayar ortamında imajlama
çalışması yapıyoruz. Böylece, operasyon sonrası
için kurguladığımız yaklaşık sonucu paylaşıyoruz. Bu arada hastanın aklına takılan tüm
soruları listelemesini istiyoruz. İkinci viziteye
kadar geçen yaklaşık bir haftalık süreçte
mutlaka hastanın kendini dinleyip, beklentileri
ve isteklerini gözden geçirip, kararını öyle
vermesini bekliyoruz.
■ Ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken
hususlar neler?
Ciddi cilt sorunları, yoğun sivilce, akne, uçuk
ya da iyileşmemiş yarası varsa bunların tedavisi
için bir süre veriyoruz. İyileşme sürecini ve operasyon başarısını etkilediği için iyi bir cilt bakımı yaptırmaları gerekiyor. Bunun dışında sigara
ve alkol kullanıyorsa en az bir hafta öncesinde
bırakmalarını, operasyonu takip eden on günde
de başlamamalarını öğütlüyoruz. Ayrıca düzenli
kullandıkları ilaçları da takip ediyoruz. Eğer
başka hastalıkları varsa konu ile ilgili dahili ve
cerrahi uzman hekimlerden görüş alıyoruz.
■ Ameliyat ne kadar sürüyor?
En az 2-2.5 saat sürer. Burun operasyonları
aslında illüzyondur. Işık ve yansımalar kullanılarak, gölge oyunları ile dikkat başka bölgeye
çekilir. Bir taraftaki çöküklük diğer tarafın
oranlanmasıyla görünmez olur. Ameliyathanede
hastayı ışığın her koşulunda incelemek için aydınlatmaları açar kapar, farklı açılardan gözlem
yaparız. Son şekli ona göre veririz.
KIŞ 2013
29
Opr. Dr. Volkan Kahya
■ Ameliyat sonrası hastayı neler bekler?
Olabildiğince kanamasız ve ağrısız oluyor.
Ayrıca önceden olduğu gibi büyük, yapışkanlı
alçı maskeler yerine ısıtıldığında burnun şeklini
alan çok daha hafif termal alçılar kullanıyoruz.
Burnun içine de düz durması için olabildiğince
ince silikon levhalar yerleştiriyoruz. Tampon
uygulanmaz ve ilk 6 saat ödem oluşmaması için
de soğuk uygulama yapılır. Asıl, cerrahın kullandığı teknik, aletlerinin kalitesi, el becerisi ve
tecrübesi hastanın operasyon sonrası konforunu sağlar. Normal şartlar altında 4 saatte hasta
taburcu edilir. 2 gün sonra yapılan kontrolde silikonlar çıkarılır ve rahat nefes almaya başlanır,
1 hafta sonra da gündelik hayata dönülür.
“Her müdahalenin ölçüsü var”
■ Burun şekillendirilirken hangi hususlara
dikkat edilir?
İlk takip ettiğimiz, kaş-burun hattıdır ve
dümdüz aşağı inmesi gerekir. Burun yan
profilindeki, yani burun sırtındaki kavisin doğru
ölçülmesidir. Bu burun sırtı kavisi hem kadın
hem erkekte düz olmalıdır. Fakat kadınlar; hafif
burun ucuna doğru bir kavisin olmasını yani
kalkık burun olmasını tercih etmektedirler.
Bir diğeri burun profilindeki kavisin doğru
ölçülmesidir. Bu, kadınlarda burnun üstünde ve
sırtında değil de ucuna doğru çok hafif konumlandırılır. Erkeklerde ise tercih etmeyiz. Tabii
çevresel faktörler de burun şekillendirilirken
göz önünde bulundurulur. Burunda büyütme,
küçültme vb. her türlü müdahalenin bir ölçüsü,
oranı vardır ve karar tamamen hastaya bırakılamaz. Burnun çok küçük, çok kalkık olmasına
dair istekler gerçekçi değildir.
DERMATOLOJİ
30
KIŞ 2013
KIŞ 2013
31
Akne izi
tedavisinde
altın yöntem
Akne ve sivilceler, kimi zaman ciltte kalıcı izler
bırakabiliyor. Bu izlerin tedavisinde kullanılan
dermaroller yöntemi ile artık daha başarılı
sonuçlar alınıyor. Medıcana Bahçelievler Hastanesi
Dermotoloji Uzmanı Dr. Meryem Seydi Moghaddam,
temel cilt bakımının da önemine dikkat çekiyor.
E
rgenlikte sivilceler neden artar?
Cildimiz her yaş döneminde yağ ve ölü deri üretir. Fakat
bu dönemde hormonal değişimle birlikte sebum ve
yağlanmada artış gözlenir. Bedenimizde normalde bulunan
bakteriler bu sebumdan beslenir. Gerekli ve uygun temizliğin
yapılması gerekir. Aksi halde çevre kirliliğinin de etkisiyle bu
yağlar iltihaplı sivilcelere dönüşür.
■ Engellemek için ne yapmak gerekir?
Cilt temizliği her yaşta ama özellikle bu dönemde çok önemlidir. Bakım yapılmazsa siyah noktalar, beyaz kabarıklar, açık
ve kapalı komedonlar dediğimiz unsurlarda artış olur. Bunlar
aknenin ilk, en hafif şeklidir. Yüzün günde iki defa ılık su ve
ph değeri 5.5 olan uygun bir temizleme jeliyle temizlenmesi
bile yeterli olur. Aksi halde sivilce ikinci basamak dediğimiz,
orta ve şiddetli seviyeye ulaşır. Siyah noktalara da bir hekim
tarafından müdahale edilmesi gerekir.
“Temizlikte aşırıya kaçılmamalı”
■ Cilt bakımında nelere dikkat etmek gerekir?
Temel bakım, yüzün yıkanmasının yanı sıra günde iki defa
tonik ve yağsız, non komedojenik nemlendirici uygulanmasıdır. Ama bunda da aşırıya kaçmamalı. Sivilcelerin yüzdeki kir
nedeniyle oluştuğu zannıyla günde 5-6 defa ve sert yöntemlerle temizlik yapılırsa ters etki oluşur. Cilt tahriş olur. Minik
iltihaplar dağılabilir ve iz bırakabilir.
■ Medikal müdahale hakkında bilgi verir misiniz?
Hafif vakalarda lokal antibiyotik kremler ve soyucu ilaçlar
veriyoruz. Sebum salgısını azaltması için temizleyici losyonlar
Temel bakım, yüzün
yıkanmasının yanı sıra günde
iki defa tonik ve yağsız, non
komedojenik nemlendirici
uygulanmasıdır. Ama bunda
da aşırıya kaçmamalı.
Dr. Meryem Seydi Moghaddam
uygulanır. Daha şiddetli aknelerde ağızdan antibiyotik gerekebiliyor. Biraz da genetik yatkınlığı olan ileri vakalarda sistemik150 tretinoin tabletleri veriyoruz. Başarılı bir tedavidir, ama
doktor kontrolünde kullanılması gerekir, çok ciddi yan etkileri
vardır. Karaciğer enzimleri ve kan yağları kontrol edilmeden
reçete edilmez, çünkü düzensiz ve fazla kullanımı karaciğere
zarar verir. En hafifi dudak kuruluğu, kas ve eklem ağrısı yapar.
■ İz kalmaması için ne yapılmalı?
Öncelikle ev ortamında kurcalanmaması, oynanmaması lazım.
Biz, “O akne ve sivilceleri temizleriz” diyoruz, ama hangisine
müdahale edilip edilmemesi gerektiğine, tiplerine göre biz
karar veriyoruz.
“Birkaç seansta cilt yenilenir”
■ İzlerden kurtulmak mümkün mü?
Elbette. Medicana bünyesinde de bulunan dermaroller tedavisi ile çok iyi sonuçlar alınıyor. 190 adet altın iğne ucu olan
bu aletle ciltte 20 dakikada kapanan mikroskopik kanallar açıyoruz. İzlerin yapısına göre iğnelerin uzunluğunu ayarlıyoruz
ve cilde kurutucu, tedavi edici ilaçlar enjekte ediyoruz. Zaten
işlem sırasında kolajen sentezi aktive oluyor ve bağ dokusunda da artış sağlanıyor. Ancak aknenin aktif döneminde
kullanılmıyor. Bu nedenle
öncesinde cildi kimyaGüneşe dikkat
sal peeling yöntemiyle
“Sık yapılan bir yanlışı da düzeltmek
kurutuyoruz.
gerekir. Halk arasında güneş ve
■ Ne kadar zamanda
solaryumun sivilce ve akneye iyi
sonuç alınır?
geldiği, kuruttuğu inanışı yaygındır.
Seanslar 3-4 haftada bir
Hâlbuki durum tam tersi. Ciltte hafif
uygulanır. Bir kaç seansolan izler, kontrolsüz güneş banyosu
tan sonra cilt yenilenve solaryum ile kalıcı olur, lekeler de
koyulaşabilir. Güneş elbette genel
mesi ortaya çıkar. Cildin
anlamda yararlıdır, fakat korumasız
yapısına göre yaklaşık 2-3
ve uzun süreli maruz kalmak kanser
ayda izlerden kaybolur.
riskini ciddi oranda artırır. Aynı risk
Uygulama öncesi lokal
solaryum için de geçerli. Mutlaka
anestezik losyon sürülür,
yağsız koruyucu ürünler kullanılmalı.
pek bir ağrı da hissedilYağlı olanlar da sivilceleri artırabilir.”
mez.
DERMATOLOJİ
32
kış 2013
kış 2013
“Lazer epilasyon için
doğru merkez seçin”
Lazer epilasyon, istenmeyen tüylerden
kalıcı olarak kurtulmanın en hızlı ve
en sağlıklı yolu olarak gösteriliyor.
Ancak ehil olmayan kurumlarda
bilinçsizce uygulanması kalıcı yanık
izlerine neden olabiliyor. MedIcana
Samsun Hastanesi’nden Dermatoloji
Uzmanı Dr. Melek Küçük, doğru merkez
seçiminin önemine dikkat çekiyor.
L
azer epilasyon kıllara nasıl etki eder?
Lazer ışığının dalga boyu melanin
pigmenti tarafından emilme özelliğine sahiptir. Soğutma sistemli teknikle lazer,
cilde zarar vermeden hedef seçici olarak
ısıtma yapar ve kıl köklerindeki hücreleri yakarak hasara uğratır, tekrar büyüyemeyecek
şekilde tahrip eder. Işının uygulama süreleri
ve dozları kişinin cilt tonu ve yapısal özelliklerine göre değişiklik gösterir.
■ Kimlere uygulanmaz?
Gri ve beyaz saçlı hastalar, güneşlenmiş
hastalar, yakın dönemde başka türden lazer
tedavisi görenler, hiperpigmentasyon (ciltteki koyu renkli leke) ve hipopigmentasyon
(ciltteki açık renkli leke) eğilimi olanlar,
tetracycline veya retinoidler gibi ışığa karşı
hassaslaştıran ilaç alanlar olarak sıralanabilir. Bu ilaçların lazer epilasyon tedavisinden
üç veya dört hafta önce kesilmesi gerekir.
■ Her seansın süresi ne kadar?
Bu süre lazer epilasyonda kullanılan
cihazların özelliklerine göre değişmekle
beraber çok hızlı çalışma özelliklerine sahip
cihazlarla yüz 10-15 dakikada, bıyık 3-4 dakikada, bacaklar 1 saatlik sürede yapılabilir.
Seansların aralıkları da bölgeye göre 4 ila 8
hafta arasında değişir.
Geçici kızarıklık olabilir
Lazer epilasyon tedavisi sonrasında ciltte
farklı bir görüntü ortaya çıkar mı?
Bazen
5 - 10 dakika bazen yarım saat kadar süren
kızarıklık olabilir. Bu geçicidir. Soğutma
sistemi olmayan eski model lazer epilasyon
cihazlarında ise ışığın cildin üst tabakası
olan epidermistekimelanin pigmentleri
tarafından tutulmasından dolayı yanık
ve sonrasında leke izi kalma ihtimali her
zaman mevcuttur. Soğutma sistemli lazerde
cildin ısınmasına fırsat verilmediğinden
yanık riski azalır.
■ Tek bir seans lazer epilasyon ile tüylerden kurtulmak mümkün mü?
Hayır, mümkün değildir. Çünkü kıl kökleri-
Dr. melek küçük
33
nin hepsi uygulama anında aynı büyüme
devresinde olmaz. Uygulama anında olgun
fazda (anogen) olan kılların kökleri etkilenir.
İstirahatte (katogen) ve gerileme (telogen)
fazlardaki kıl kökleri etkilenmez. Bunlar için
ek lazer epilasyon seanslarının uygulanması
gerekir. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan değişikliklerden ötürü seans
sayısı kişiye göre hatta aynı kişide vücudun
farklı bölgelerine göre değişir.
■ Lazer epilasyon isteyenlerin ne yapması
gerekir?
Öncelikle kişinin görülüp değerlendirilmesi,
dermatoloji uzmanı tarafından tüylenmenin
nedeninin araştırılması, tahlil ve tetkiklerin
yapılması gerekir. Uygulamaya geçmeden
evvel tüylerin sarartılmamış olması, cımbız
veya ip gibi köke yönelik müdahalenin
lazer epilasyondan önceki son 3 haftada
yapılmaması şarttır.
Bilimsel olarak kanıtlandı
■ Lazer epilasyonun sonuçları kalıcı mı?
Evet. Kökleri tahrip olan kıllar tekrar çıkmaz.
ABD’de FDA’nın da onayladığı bu durum
uzun süreli klinik çalışmalar sonucunda
bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
■ Hormon sorunu yaşayanlarda da etkili
midir?
Gayet etkilidir fakat daha fazla sayıda seans
uygulanması gerekebilir. Önce hormon
testleri ile sorun tanımlanır, ihtiyaç varsa
ilaç tedavisine ve birlikte lazer seanslarına
da başlanabilir.
■ Uygulama yapacak kurum nasıl seçilmeli?
Mutlaka çok deneyimli bir merkez seçilmeli.
Doktor olmayan kişilerce kalıcı zararlara
yol açabilecek uygulamalar bilinçsiz olarak
yapılabiliyor. Bu durumda kılları sadece
incelip azalmayan hatta artan kişilerde, lazer epilasyon sonrası kalıcı yanık izleri riski
de artar. Hatta bu nedenle açılan davaların
artması sonucu Sağlık Bakanlığı lazer epilasyonun sadece doktor kontrolünde yapılmasını sağlayacak ciddi önlemler almıştır.
Doktor olmayan kişilerce, kalıcı zararlara yol
açabilecek uygulamalar bilinçsiz
olarak yapılabiliyor.
KOZMETİK UYGULAMLAR
34
kış 2013
kış 2013
35
Gelişen teknoloji
kozmetiğin
hizmetinde
Doktor kontrolünde gerçekleştirilen yeni yöntemlerle
artık sağlıktan ödün vermeden güzelleşmek mümkün.
Dermatokozmetik uygulamalar olarak özetlenen bu
metotlardan ikisi, bölgesel yağlarda etkili olan Excilis
ile yüz ve bacaklarda oluşan kılcal damarların lazer ile
tedavisi. MedIcana Samsun Hastanesi’nden Dermatoloji
Uzmanı Dr. Gül Fındık, yöntemleri ve ayrıntılarını anlattı.
Dr. gül fındık
E
xcilis nasıl etki eder?
Excilis uygulama sisteminde, ultrasonun mekanik
enerjisi ile dual radyofrekans enerjisi aynı anda ve birlikte
yağ dokusuna gönderilir. Böylece
yağ dokusunun hacminde azalma
ve cilt sıkılığı sağlanır.
■ Hangi alanlarda kullanılır?
Bölgesel zayıflama, selülit, çatlak
görünümünün düzeltilmesi, cilt
sıkılığı ve anti aging amaçlı
uygulanır. Yüz ve vücut için ayrı
başlıklar kullanılır. Uygulama 4-6
seans arasında tamamlanmış olur.
Ultrason ve radyofrekans dalgaları
kullanılan Excilis ile bölgesel
yağlardan ve vücuttaki
kırışıklık ve sarkmalardan
kurtulmak mümkün.
7-14 günlük periyodlarla tedaviye
yıllık olarak devam edilir.
■ Excilis kimlere uygun değil?
Excilis uygulaması acısız ve
ağrısız bir yöntemdir. Uygulama
hamilelere ve emzirme döneminde
yapılmamalıdır. Damar tıkanıklığı,
epilepsi, kalp pili olan hastalar ve
kanser tedavisi gören hastalara
excilis uygulaması önerilmez.
Uygulama yaptırmayı düşünen kişilerin 3-4 gün öncesinden günde
2,5-3 litre su tüketmeleri gerekir.
Silgiyle silinmiş gibi
■ Kılcal damar lazer uygulamalarına dair bilgi verir misiniz?
Yüz ve bacak bölgesindeki kılcal
damarlar, oldukça yaygın olan
ve kozmetik olarak da görüntü
bozukluğuna yol açan sorunlardır.
Damarsal hastalıkların tedavisinde
kullanılan lazer ışığı, kana rengini
veren oksinemoglobini hedef alır.
Hemoglobin taşıyan eritrositlerde
damar endoteline taşınan ısı, damar duvarında hasara neden olur.
Damarlarda aniden silgiyle silinmiş
gibi kaybolma meydana gelir.
■ Hangi bölgelere uygulanıyor?
Lazerle bacaklardaki ince vasküler
lezyonlar (varisler), yüzde kızarıklık
ve kılcal damarlarla seyreden kozalar, güneş hasarları veya genetik
yatkınlıktan oluşan telenjektazilerden 1-3 seansta kurtulmak
mümkündür.
■ Tedavide nelere dikkat etmek
gerekir?
Yüzde görülen kılcal damarlar
sıcak, soğuk ortamlarda, strese
ve yiyeceklere bağlı olarak artar.
Tedavi sırasında kişiye göre
değişen oranda hafif ağrı duyulabilir. Ağrı eşiği düşük hastalarda
topikal anestezi uygulanmaktadır.
Tedavi sonrası etkili güneş koruma
uygulanması gerekir. Bu yüzden
vasküler lezyonların tedavisi için
en uygun mevsim kış aylarıdır.
"Tedavi sonrası etkili güneş koruma
uygulanması gerekir. Bu yüzden
vasküler lezyonların tedavisi için en
uygun mevsim kış aylarıdır."
KADIN DOĞUM
36
KIŞ 2013
KIŞ 2013
37
KISIRLIK NEDİR? ÇÖZÜM VAR MI?
K
TÜM DÜNYADA KISIRLIK GİDEREK ARTIYOR, PEKİ NEDEN?
TEDAVİSİ VAR MI? BU SORULARIN YANITLARINI MEDICANA
KONYA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
UZMANI op. DR. SEÇİL KAHVECİ ELSÜRER VERDİ.
Op. Dr. SEÇİL KAHVECİ Elsürer
ısırlık, çiftlerin 1 yıllık korunmaksızın düzenli bir birlikteliğe rağmen
gebelik elde edememesidir. Dünya
genelinde tüm çiftlerin yaklaşık
yüzde 15’ini etkilediği düşünülmekle birlikte bu
oranlarda sürekli bir artış gözlenmektedir. Peki,
bu artışın nedenleri ne olabilir?
En büyük suçu modern hayata atabiliriz. İş
hayatı ve akademik kariyer isteği kadınların
gebe kalma yaşını geciktirmektedir. Doğurganlığı azaltan en önemli neden bu diyebiliriz.
20-25 yaşlarında en üst düzeyde olan gebelik
şansı yaşın 35’i geçmesiyle ciddi düşüşe geçmektedir. Gebeliği erteleyecek olan kadınlara
önerimiz, daha önce bir kadın doğum uzmanı
ile görüşüp yumurtalık yaşlarıyla ilgili bilgi
almaları. Çünkü her zaman bunlar birbirleriyle
uyumlu olmayabilir ve eğer tehlike çanları
çalıyorsa ona göre davranmak gerekebilir. Yine
hayat tarzıyla ilgili bir diğer faktör beslenme
alışkanlıkları ve kilo.
Modern hayatla birlikte bizlere dayatılan
hazır gıdalar, sedanter yaşama tarzı obeziteyi
de yanında getiriyor. Obezite yumurtlamayı
baskıladığı için gebelik şansında azalmaya yol
açmaktadır. Yine gelişen teknoloji ve maruz
kaldığımız elektromagnetik dalgalar üreme
fonksiyonlarına olumsuz etki yapabilmektedir.
Bu sıralamada sigaranın da büyük bir yeri
olduğunu söylemeliyiz. Sigara içinde binlerce
sağlığa zararlı madde bulunmasına karşın toplumda hala çok tüketilen bir türlü zehir. Yapılan
çalışmalar sigara içen çiftlerde içmeyenlere
oranla düşük gebelik şansları ve artmış düşük
oranları göstermektedir. Yani teknolojinin
ilerlemesi hayatı kolaylaştırdığı gibi pek çok
sorunu da yanında getirilmektedir.
Psikolojik destek alınabilir
Modern hayatla birlikte
bizlere dayatılan hazır
gıdalar, sedanter yaşama tarzı
obeziteyi de yanında getiriyor.
Kısırlık, fizyolojik olduğu kadar psikolojik bir
süreci de içinde barındırmaktadır. Toplumumuzda evli çiftlerin karşılaştığı en büyük
sorunlarda biri çocuk sahibi olamamaktır. Bazı
evliliklerin sona ermesine sebep olabilecek
kadar kabul edilmesi ve yönetilmesi zor bir
süreçtir. Sosyal ve kültürel nedenlerden dolayı
çiftleri yalnızlığa ve iletişim bozukluğuna
itebilir ve bu durum kişisel başarısızlık olarak
algılanabilir. Çiftler bu durumla karşı karşıya
kalınca farklı tepkiler verebilir. Bu yüzden psikolojik destek almak tanı ve tedavi aşamasında
oldukça yararlıdır.
Kısırlık kadına ve erkeğe bağlı nedenlerden dolayı gözlenebilir. Kadına ait nedenlerin başında
yumurtlama problemi gelir. Biliriz ki sağlıklı
yetişkin bir kadında her ay bir yumurtalıktan
olgun bir yumurtlama gerçekleşir. Bunun hiç
olmaması ve seyrek olması kısırlığa yol açar.
Genellikle bu kadınlarda adet düzensizliği
vardır. Kendiliğinden adet görememe ya da
uzun aralıklarla adet görme şeklinde gözlenebileceği gibi çok normal düzende adet
gören kadınlarda da bu probleme rastlanabilir.
Kadınlarda tüplerin tamamen ya da kısmen
tıkalı olması yumurta ve spermin karşılaşmasını
engelleyerek gebeliği imkansız kılar. Geçirilmiş
enfeksiyonlar, endometriozis, ameliyatlara
bağlı olarak oluşan yapışıklıklar tüplerde hasara
yol açabilmektedir. Son zamanlarda adını sıkça
duyduğumuz endometriozis denilen hastalıkta
kadınlarda kısırlığa yol açmaktadır. Özellikte
yumurtalıklarda olan şekliyle endometrioma
(çikolata kisti) gebelik isteyen kadınlarda zorlu
bir süreci yanında getirmektedir. Yine kadınlarda rahime ait polip, myom gibi hastalıklar
gebelik oluşmasını etkilemektedir.
Erkekte tanı daha kolay
Erkeğe bağlı nedenler ise sperm sayı ve kalitesini etkileyen üretim bozuklukları ve spermi
dışarı taşıyan kanallarda tıkanıklık olarak özetlenebilir. Doğuştan olan veya sonradan gelişen
bazı hastalıklar, geçirilen enfeksiyonlar ve
ameliyatlar, hormonal bozukluklar, kullanılan
ilaçlar ve çevresel problemler spermi etkileyerek erkek kısırlığına yol açmaktadır. Erkek
kısırlığında tanı koymak daha kolaydır. Basit bir
semen analizi ile problem netleşebilir. Erkekte
sperm üretimi 70 günde tekrarladığı için tek bir
testle karar vermemek gerekir. Belirli aralıkta
3-5 gün cinsel perhiz sonrası bakılan 3 sperm
analizinin değerlendirilmesi gerekir.
Kısırlık tanısı koymak için öncelikle çiftlerle
ayrıntılı görüşme yapmak gerekir. Her iki eşin
Kısırlık tedavisinde en önemli basamak doğru tanı
olup, bu sizleri zaman ve para kaybından korur.
detaylı hikâyesinde genellikle bazı ipuçlarına
ulaşılır. Bunu takiben yapılan muayenelerde
genellikle sorun anlaşılır. Kadınlar için hormon
testleri, rahim filmi ve yumurtalıkların kapasitesini gösteren ultrasonografi gerekirken erkeklerde genelde sperm analizi yeterli olmaktadır.
Tüm bu incelemelere rağmen çiftlerin yüzde
15 inde bir neden bulunamamaktadır. Aslında
bu bir sorun yok anlamına gelmez. Tıbbın ve
teknolojinin sınırını gösterir bize.
Kısırlıkta tedavi genellikle tanıya göre değişir.
Çok küçük bir hastalık grubu dışında genellikle
mutlu sona ulaşılır. Yumurtlama tedavileri,
aşılamalar ve tüp bebek bu hastalar için umut
ışığı olmuştur. Özellikle mikroenjeksiyon yöntemi erkek kısırlığında çığır açmıştır. Semene
hiç spermi olmayan ya da çok az miktarda olup
da testislerden sperm elde edilen erkeklerde
gebeliğe izin vermiştir.
Kısırlık tedavisinde en önemli basamak doğru
tanı olup bu sizleri zaman ve para kaybından
korur. Bu nedenle bu konunun uzmanı bir
doktora başvurarak doğru adım atabilirsiniz.
Annelik, isteyen her kadının tatması gereken
en güzel duygudur ve bazen sabır ve çaba
gerektirebilir.
KADIN DOĞUM
38
KIŞ 2013
KIŞ 2013
TEKRARLAYAN GEBELİK KAYIPLARI
D
üşüklerin sebepleri çok çeşitlidir.
Tekrarlayan gebelik
Tekrarlayan gebelik kayıplarının etyolojisini açıklamak için bir çok neden
kaybı; ardışık olarak
öne sürülmüştür. Bunlar; genetik
anatomik,
endokrinolojik faktörler, plasental
üç veya daha fazla
anomaliler,enfeksiyon ,sigara ve alkol tüketimi
gebeliğin 20’nci haftadan ,çevresel faktörler ( iyonize radyasyon, stres
olarak sıralanabilir. Özellikle endokrinolojik neönce sonlanması veya
denler arasında Luteal Faz Yetmezliği, Polikistik
Over Sendromu, Diabetes Mellitus, Hiperprolak500 gram ağırlığın
tinemi, Tiroit hastalıkları sayılabilir.
altında fetusun doğması Anatomik nedenler arasında Uterşn Anomalileri (rahimde perde ‘uterus septus’ gibi rahim
olarak tanımlanıyor.
anomalileri, myomlar, servikal yetmezlik, rahim
ağzı yetmezliği, uterin sineşi (rahim duvarında
Tüm gebeliklerin yüzde
yapışıklık) gibi durumlar görülebilir.
0.5-1’inde görülüyor.
Son yıllarda tekrarlayan gebelik kayıplarının
nedenleri arasında ‘Trombofili’ dediğimiz kanın
Tekrarlayan gebelik
pıhtılaşma sistemi ile ilgili bozukluklar giderek
önem kazanmıştır. Trombofililer; toplardamarkayıpları hakkında
larda tıkanma riskinin arttığı durumlar olup,
Medıcana Samsun
kalıtsal ve sonradan kazanılmış olarak 2 ana
gruba ayrılmaktadır.
Hastanesi Kadın
Trombofilin önemli yere sahip
Hastalıkları ve Doğum
Trombofilili hastalarda; gebelikte rahimde
Uzmanı Op. Dr. Hatice
oluşan damarlarda (desidual damarlarda)
(tıkanmayı) izleyen plasental infartlar
Yağmurkaya Balkay yazdı. trombozu
(bebeğin eşinde kanlanması bozulmuş alanlar)
gelişmesi sonucu uteroplasental yetersizlik
ve sonucunda fetal kayıplar (bebek kayıpları)
gibi komplikasyonlar daha sık görüldüğü için
Trombofilinin tekrarlayan gebelik kayıplarında
önemli bir yere sahip olduğu anlaşılmıştır.
Sonradan kazanılmış Trombofilinin tipik örneği
de Antifosfofilit Antikor sendromudur. Antifosfofilit antikorlar trombositlerin bir araya gelerek
yapışmasına neden olur. Bu da plasental damar
duvarını bozar, tromboza (plasental damarlarda
tıkanmaya yol açarak) fetusun beslenmesini
bozmaktadır.
Trombofili (pıhtılaşma bozukluğu) olan
hastalarda ve Antifosfolipit antikor sendromu
olan hastalarda düşük doz aspirin veya Heparin
önerilmektedir.
Her ikisi de plasenta damarlarındaki pıhtılaşma
bozukluğunu engellemekte ve gebelik kayıplarını azaltmaktadır.
Tekrarlayan gebelik kayıplarında genetik
faktörler de önemli bir yere sahiptir. Spontan
(kendiliğinden) düşüklerin yüzde 50-70’inde
kromozom anormalliği saptanmıştır.
Tekrarlayan gebelik kayıplarında çiftlere
karyotip tayini (kromozom analizi) seçeneğinin
sunulması ve bir anomali tespiti halinde klinik
genetik uzmanından danışmanlık alınması en
doğru yaklaşımdır.
Preimplantasyon genetik tarama PGT ile; kromo-
Düşük doz Aspirinin ve düşük molekül ağırlıklı Heparinin
kullanımı, tekrarlayan gebelik kaybı oranlarını
azaltmakta, canlı gebelik oranlarını
arttırmaktadır.
Op. Dr. HATİCE YAĞMURKAYA
zom analizi; normal embriyoların seçilerek implantasyon (fetusun rahim duvarına yuvalanması) oranlarının arttırılması ve düşük oranlarının
azaltılabileceği düşünülmüştür. PGT’nin en
tecrübeli ellerde bile hatasız yapılması mümkün
değildir. Bilimsel kanıtlardaki yetersizlik ve beraberinde tedavinin maliyeti ve riskleri düşünüldüğü takdirde tekrarlayan gebelik kayıplarında
Preimplantasyon genetik tanının rutin olarak
önerilmemesi gerekmektedir.
Tekrarlayan gebelik kayıplarında kadının
rahmindeki anatomik bozukluklar da önemli bir
nedendir. Örneğin en sık rastlanan doğumsal
anomali (uterus septus) rahim içinde perde
olması ve rahim boşluğunu ikiye bölmesidir.
Rahim içindeki perdenin kanlanamaması nedeniyle embriyonun rahim içine yuvalanamaması
ve plasenta gelişiminin zor olması nedeniyle
düşükler ortaya çıkacaktır. Yine rahim boşluğunu dolduran ‘myomlar’da rahim boşluğunu
deforme ederek aynı nedenle gebelik kaybına
neden olmaktadır.
İstirahat kaybı azaltmıyor
Rahim anomalileri tekrarlayan gebelik kaybı
olgularında en iyi tedavi edilebilen grup olarak
kabul edilir. Histeroskopi ile rahim içindeki
perde ve myom çok rahat tedavi edilebilir.
Hekimlerin birçoğu tarafından düşük tehlikesi
geçiren hastalar için yatak istirahati
önerilse de bilimsel çalışmalar yatak
istirahati ile gebelik kaybı sıklığının
azalmadığını göstermektedir.
Nedeni açıklanamayan tekrarlayan
gebelik kaybı olgularında psikolojik
destek verilmesi ve haftalık ultrasonlarla yakın izlem gibi moral destek
tedavileri ile gebelik kaybının 2-4 kez
daha azalmış olduğu bildirilmiştir.
Sonuç olarak, tekrarlayan gebelik kayıplarının nedeni henüz tam olarak belli
olmasa da; Trombofili dediğimiz (bebeğin
plasentasındaki damarlarda pıhtılaşma
sistemi ile ilgili bozuklukta) olgularda
düşük doz Aspirinin ve düşük molekül
ağırlıklı Heparinin kullanımı tekrarlayan gebelik kaybı oranlarını
azaltmakta, canlı gebelik oranlarını arttırmaktadır.
39
PERİNATOLOJİ
40
KIŞ 2013
KIŞ 2013
Bebeğinizin ilk albümlük
fotoğrafı anne karnından
U
ltrasonografide üç boyutlu görüntüleme nedir?
Normalde anne karnındaki bebeği ultrason ile incelerken en
ve boy olmak üzere iki boyut kullanılır. Üç boyutluda (3B) ise
görüntü hacim olarak elde edilir. Diğer bir deyişle bulgulara
derinlik eklenir, iki boyutlu görüntü, volüme dönüştürülür.
■ 3B ultrasonun sağladığı kolaylıklar neler?
Elde edilen ultrasonik hacim, farklı şekillerde görselleştirilebilir, tekrar
biçimlendirilebilir ve analiz edilebilir. Yüz, damak veya iskelet sistemi
gibi yüzeysel bazı görüntüler ya da kafa içinin (intrakraniyal) seçilmiş
bazı anomalilerinde üç boyutlu görüntüler yararlı ek bilgiler sağlayabilir. Örneğin, spina bifida (bebek omurgasında açıklık) tanısı konduysa,
bu defektin anatomik seviyesinin tespiti ile doğumdan sonraki hareket
kısıtlılığı ya da bağırsak veya mesane fonksiyonları hakkında bilgi
verebilir.
■ Gebelikte her gelişmeyi 3B ultrasonla takip mümkün mü?
Hayır, 3B sonografinin de bazı kısıtlılıkları vardır. Bebeğin incelenecek
kısmının etrafında, örneğin yüzünün üç boyutlu olarak yeterli görüntülenebilmesi için, amniyon sıvısı olmalı. Eğer yeterli sıvı olmaz ise
görüntü kalitesi bozulur.
En, boy, derinlik, zaman
"Albümlük diyebileceğimiz
fotoğraf ile ailelerin
bebeğe daha çok
bağlandığı iddia ediliyor."
Ultrasonografi artık gebelik takibinin vazgeçilmez bir parçası. Gelişen
teknoloji ile üçüncü ve dördüncü boyutun eklendiği bu görüntüleme yöntemi
ile bebeklerin anne karnında ilk ‘albümlük’ fotoğraflarını çekmek mümkün.
Medıcana Internatıonal İstanbul Hastanesi’nden Doç. Dr. İsmail Özdemir,
“Ebeveynlerin bebeklerine bu ilk görüntüyle bağlılıklarının arttığı söylüyor.
Dört boyutlu görüntü ile bu
fotoğraf mümkün.
■ Ultrasonda dördüncü boyut nedir?
Hareketsiz üç boyutlu görüntülere zaman fonksiyonu eklenerek dört
boyutlu (4B) görüntü elde edilir. Yani, 4B ultrason ‘en’, ‘boy’, ‘derinlik’
ve ‘zaman’ olmak üzere dört öğeden oluşur.
■ 4B ultrasonun kullanım alanları neler?
Son zamanlarda kalp anatomisinin incelenmesinde iyileşme sağlamak
için 4B görüntüleme de kullanılmaya başlandı. Böylece kompleks
kardiyak anatomi ve fonksiyonlar değerlendirilebiliyor. Aynı şekilde 4B
görüntüde, ışık kaynağı ve yönü, farklı açılardan yaklaştırılarak incelenecek bebek kısımlarının daha net görülmesi sağlanabiliyor. İki boyutta
görülemeyen bazı zor pozisyonların incelenmesinde, bazı yüzeysel anomalilerin aileye daha net gösterilmesinde ve hacim hesaplamalarında
kullanılıyor. Fakat daha çok, bebeğe ait resim verilmesi için kullanılıyor.
■ Bunun amacı nedir?
Gebeliğin aileler için sağlığın yanında duygusal boyutu da var. Anne
karnından alınan “Albümlük” diyebileceğimiz netlik ve gerçeklikteki
fotoğraf ile ebeveynlerin bebeğe daha çok bağlandığı iddia ediliyor. Bu
etkileşim sayesinde çoğu klinisyen gebelikte sürdürülen ilaç, sigara ve
alkol kullanımı gibi kötü alışkanlıkların azalabileceğini ön görüyorlar.
DOÇ. Dr. İSMAİL ÖZDEMİR
Ebeveynler daha
hazırlıklı oluyorlar
Ultrasonografi ile anatomik yapılar erken
dönemde değerlendirilebiliyor. Böylece,
major anomalilerin ekarte edilmesi ile
ebeveynlerin rahatlamasını sağlanıyor. Kimi
zaman anomalilerin erken tanınması ile
gebelik opsiyonlarını gözden geçirilebiliyor.
Ayrıca gebelik süresince bakım ve izlem,
doğum planları ve prognozun erken
belirlenmesi sağlanıyor.
41
KADIN DOĞUM
42
KIŞ 2013
KIŞ 2013
43
MedIcana Çamlıca
Hastanesi’nde bir ilk
Çoğul gebeliklerde çok seyrek görülen bir komplikasyon, Medıcana Çamlıca
Hastanesi’nde çok nadir ve ilk defa bir arada uygulanan farklı yöntemlerle
tedavi edildi. Böylece hem annenin hem bebeğin hayatı kurtarıldı hem de
anne adayının gelecekteki olası gebelikleri güvence altına alındı. Uygulamayı
gerçekleştiren hastanenin Tüp Bebek/Endoskopik cerrahi ünitesi ve Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Vanlıoğlu, ayrıntıları paylaştı.
"H
astamız bize, 6,5-7 haftalık gebe olarak çok yoğun,
durdurulamayan bir kanama nedeniyle başvurdu.
Tetkiklerimizde gördük ki, çoğul gebeliklerde literatürde
on binde bir olarak çok seyrek rastlanan bir durumla karşı
karşıyayız. Bebeklerden birinin rahim içinde normal yerleşmesi gereken
yerde, diğerinin ise yerleşmemesi gereken serviks dediğimiz,damarlanması
bol olan rahmin ağzında olduğunu tespit ettik.
Servikal gebelikte fetüs büyüdükçe buradaki damarları tahriş ediyor ve
çok yoğun, durdurulamayan, ani ve ağrısız kanamaya yol açıyor. Tekli
gebeliklerde görülmekle birlikte çoğul gebelikte ilk kez denk geldiğimiz bir
komplikasyon.
Rahmin tamamının alınması gerekebilirdi…
Op. Dr. Ömer Faruk Vanlıoğlu
Müdahale ederken temel mantığımız, kanamayı ve kaynağı olan gebeliği
sonlandırarak hem sağlıklı bebeği hem anneyi kurtarabilir miyiz? Ayrıca,
kanamanın durdurulamaması halinde anneyi kurtarmak için rahmin tamamının alınması gerekebiliyordu.
Tüm bu koşullar göz önünde bulundurularak çok seyrek uygulanan farklı
yöntemleri ilk kez bir araya getirdik.
Ultrasonografik rehberlik eşliğinde vajinal yoldan özel bir iğne ile girilerek
servikal gebelik aspire edildi. Minimal invaziv cerrahi, yani asgari müdahale
ile kanamaya neden olan bu gebelik sonlandırıldı, böylece sağlıklı olan
bebek kurtarıldı.
Vücudun kendini toparlamasına izin verildi
"Hasta, 24 saat gözlem altında tutularak
kanama kontrol edildi. Ultrasonografi ile
süregiden gebelik kontrol edildi ve sağlıklı
kalp atışları izlendi. Ve hasta taburcu edildi."
Fakat yoğun kanamanın devam etmesi ile burada 12 numaralı foley dediğimiz, balon konarak şişirildi. Dolayısıyla buradaki damarlara bası yapılmış
oldu. Böylece vücudun kendini toparlaması için izin verildi, zaman yaratıldı. Orada akan musluğu bası yolu ile kapatmış olduk ve bekledik. Yaklaşık
4-5 saat sonra balonun basıncı yavaş ve kontrollü olarak azaltıldı. İndirilip
de hastanın aktif kanaması olmadığı anlaşıldığında da rahim ağzından
çıkartıldı. Hasta, 24 saat gözlem altında tutularak kanama kontrol edildi.
Ultrasonografi ile süregiden gebelik kontrol edildi ve sağlıklı kalp atışları
izlendi. Ve hasta taburcu edildi. Böylece hem annenin hayatı hem sağlıklı
bebek hem de ileriki gebelikler korundu.”
ÜROLOJİ
44
KIŞ 2013
Her taşın
hikâyesi
farklı!
“Taşlar çok çeşitlidir ve her birinin oluşma
mekanizması farklıdır” diyen Medıcana Avcılar
Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Vahit Güzelburç,
böbrek taşlarının düşürüldükten sonra
mutlaka analiz edilmesi gerektiğini vurguladı.
B
öbrek taşı nasıl oluşur?
İdrardaki atık maddelerin yoğunlaşması ile böbreklerde mikro
düzeyde kristaller oluşur. Çoğu insanda doğal yolla atılan bu
kristaller zamanla çökmeye başlar, birikerek böbrek taşını oluşturur.
■ Ne zaman rahatsızlık vermeye başlar?
Hastalar, idrar yolunu tıkamadığı sürece taşı hissedemezler. Kanama
ya da enfeksiyon nedeniyle bir hekime başvurulduğunda şans eseri
bulunur. Öte yandan böbreğin hissiyatını sağlayan sinirler, mide ve
bağırsak sinirleriyle birleşir. Bu da bağırsakların yavaşlamasına ve aynı
zamanda bulantı ve kusmaya yol açar. Taş düşüren bir hasta önce yan
tarafından giderek aşağı, kasıklara doğru dayanılmaz bir ağrı, sonra
bulantı, kusma gibi ileri düzeyde sıkıntılarla hekime başvurur.
■ Teşhis sürecini anlatır mısınız?
Öncelikle ağrı kesici ve spazm önleyici ilaç desteği ile hastanın acil
semptomlarını rahatlatılır. Ardından taşın yerini ve boyutunu belirleriz. Gelişen görüntüleme teknikleri ile kişinin anatomik yapısı da
gözlenir. Böylece taşın kendiliğinden doğal yollarla düşüp düşmeyeceği ortaya çıkar.
Her taşın mekanizması farklı
"Ağrı kesici ve spazm önleyici
ilaç desteği ile hastanın acil
semptomlarını rahatlatılır. Ardından
taşın yerini ve boyutunu belirleriz."
■ Tedavi kolay mı?
Evet, artık büyük cilt kesileriyle uygulanan operasyonların yerini endoskopik müdahaleler aldı. Bunlardan ilki cilde hiçbir kesi yapılmayan
RIRC (Retrograd Intrarenal Cerrahi) yöntemidir. İdrar yolundan girilip
böbreğin içindeki taşlar holmium lazer eşliğinde kırılır ve basket
kateterler yardımı ile vücut dışına çıkartılır. Bir diğer yöntem ise, özel-
KIŞ 2013
45
Dr. VAHİT GÜZELBURÇ
likle 2 santimden büyük taşlarda tercih edilen PCNL
(Perkütan Nefrolitotomi) uygulamasıdır ve sırtta
yaklaşık 1,5 santimlik kesi yapılır. Kamera eşliğinde
böbreğe ulaşılır, büyük taş parçaları çok daha hızlı
bir şekilde bu küçük cilt kesisinden çıkartılır. Estetik
olarak ciltte hemen hemen hiç iz bırakmaz. Geleneksel vücut dışından şok dalgası ile (ESWL) taş kırma
yöntemlerinde kimi zaman taş kırıntısı kalırken, yeni
yöntemlerde böbreğin her odacığı kameralı esnek
cihazlarla taranır ve kalıntılar gözden kaçırılmaz.
Çıkarılan taş da analize gönderilir.
■ Analize neden ihtiyaç duyuluyor?
Taşlar çeşitlidir ve her birinin oluşma mekanizması
farklıdır. Böbrekte koruyucu maddelerin azalması ya
da endokrinolojik, metabolik sebeplerle bazı kristallerin fazla atılması sebebi ile oluşabilir. Taşın cinsine
göre yeniden oluşmasını engelleyen, geciktiren
tedaviler öneririz. Bazen de doğumsal anomaliler,
örneğin idrar yolundaki kanalların darlığı ve burada
oluşan baraj benzeri tıkanmalar, kristallerin atılımını
engeller ve taşa neden olur. Bu yapının düzeltilmesi
ile taş nüksetmez. Bu nedenle mutlaka önce taşın
kaynağının ne olduğu ve cinsi belirlenmeli diyoruz.
Ayrıca hastanın önceden haberinin olmadığı metabolik sorunlar, dahiliye, endokrin ve nefroloji uzmanlarının ortak çalışması ile erken teşhis edilebilir.
■ Koruyucu önlemler neler?
Su tüketimini gündelik yaşama göre ayarlanmalı.
Önemli olan böbreklerin günde yaklaşık 2 litre idrarı
süzmesidir. Tuzu günde 4-5 gramdan fazla almamak
gerekli. Hayvansal proteini günlük 70’er gram olacak
şekilde kısıtlamak gerekiyor. Başta kemik erimesi
gibi ciddi hastalıklara sebebiyet vermemek için eskisi
gibi kalsiyumdan fakir çok sıkı diyetler önermiyoruz.
Ancak bazı durumlarda uzman doktor kontrolünde
bu diyetler uygulanabilir.
NEFROLOJİ
46
kış 2013
kış 2013
47
MedIcana InternatIonal Ankara Hastanesi Nefroloji ve
Hipertansiyon Kliniği doktorlarından Uzm. Dr. Kadir
Gökhan Atılgan, başta böbrek yetmezliği olmak üzere
böbrek sorunlarına değindi. Atılgan, düzenli poliklinik
kontrolleri ya da yılda birde olsa yaptıracağımız checkup takiplerimizde kanda birkaç parametre ve idrar
tahlilimizle ne böbrek yetmezliği ile ne de nakil için
koşuşturmamıza gerek kalacağını söyledi.
B
BÖBREK
YETMEZLİĞİ
Yönünden kontrol olmalı (mıyım?)
"Her hastalıkta olduğu gibi
erken tanı böbrek yetmezliği
hastalıkları içinde en etkin ve en
ucuz tedavi yöntemidir."
UZM. Dr. KADİR GÖKHAN ATILGAN
öbrek yetmezliği ile ilgili genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Böbrek yetmezliği; günlük hayatta kanda
üre ve kreatinin değerlerinin yüksek seyretmesi
olarak bilinir. Polikliniğimize gelen hastalarla
konuştuğumuzda hep dile getirdikleri, bol su içerek
çözebilecekleriydi. Bu durumun doğru olduğu fakat
birde doğru olmadığı, süreci zorlaştırdığı durumlar
söz konusudur. Böbrek yetmezliği denildiğinde
süreç sadece üre kreatinin yükselmesi demek değil,
eş zamanlı ya da yalnız idrarda protein atılımı
fazlalığıdır. Bir diğer durum ise özellikle diyabetik
hasta grubunda karşılaştığımız klinik olarak stabil,
fakat laboratuvar değerlerinde ön planda sodyum ve
potasyum gibi vücut dengesinde önemli rolü olan
minerallerimizin dengesizliği ile seyreden tablolar
vardır. Bunlar göz önüne alındığında böbrek yetmezliğine geniş bir çerçeveden bakılması gerektiği
görülecektir.
■ Böbrek yetmezliğinde erken tanının öneminden bahsedebilir misiniz?
Günümüz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında da yaşam
süresi uzamaktadır. Hastalıkların tanı alması da
daha kolaylaşmıştır. Çok değil bundan en fazla
20-30 sene önce insanlara eceli ile vefat ettiği belirtilirdi. Bunların bugünün tanı imkânları ve genel
durumları göz önüne alındığında büyük çoğunluğunun böbrek yetmezliği nedeni ile kaybedildiğini
belirtebiliriz. Bugün ise tüm hastalık tanıları konulabilmekte ve yaşam süreleri ve tedaviler hastalığa ait
komplikasyon olarak belirttiğimiz ek rahatsızlıkları
beraberinde getirmektedir. Bunların başında diyabet, hipertansiyon, romatizmal hastalıklar (Sistemik
Lupus Eritematozus, Romatoid Artrit, Ankilozan
Spondilit gibi) sistemik rahatsızlıklar gelmektedir.
Bu hastalıkların bir komplikasyonuda böbrek tutulumudur. İlgili hekime kontrollerini aksatmadıkları
gibi nefroloji poliklinik kontrollerini de belli periyotlarda yaptırmaları gerekmektedir. Her hastalıkta
olduğu gibi erken tanı böbrek yetmezliği hastalıkları
içinde en etkin ve en ucuz tedavi yöntemidir. Erken
tanı; sonuçları açısından da yüz güldürücüdür.
Hasta sayısı çığ gibi büyüyor
■ Ülkemizde hemodiyaliz ve böbrek nakli oranları
ilgi ilgili bilgi verebilir misiniz?
Ülkemizde sadece hemodiyaliz alan hasta sayısı
yıllar içinde çığ gibi artıyor. 2011 verilerine göre
bu rakam 49 bin 309 iken bugün için 60 bin civarı
bir rakama gelindiği tahmin ediliyor. Bir diğer
tablomuz olan yine Sağlık Bakanlığı verileri ile
düzeltilmiş Türk Nefroloji Derneği verilerinde böbrek
nakli olan hasta sayısı 2011'e gelindiğinde 2 bin
933'e ulaştı. Böbrek nakli; kronik böbrek yetmezliği
olan hastalarımız için en iyi tedavi seçimidir. Fakat
düzenli poliklinik kontrolleri ya da yılda birde olsa
yaptıracağımız check-up takiplerimizde kanda
birkaç parametre ve idrar tahlilimizle ne böbrek
yetmezliği ile ne de nakil için koşuşturmamıza
gerek kalacak.
■ Böbrek sorunlarını tetikleyen faktörler neler?
Yeni düzenlenen kronik böbrek yetmezliği kılavuzlarında evre -1'de hastanın özgeçmişinde ya da soygeçmişinde taş hastalığı, proteinin idrardan kaybı,
böbrek yetmezliği öyküsü, diyabet, hipertansiyon
gibi böbrek yetmezliği komplikasyonu oluşturabilecek hastalıkların varlığı ilave edilmiştir. Yani bu
hastalık ve bulguları olanlarda artık böbrek hastası
olarak kabul ediliyor.
Bunun haricinde günlük hayatta kullandığımız
tüm ilaçlar başta ağrı kesiciler, antibiyotikler olmak
üzere hepsi böbrek işlevini etkileme potansiyeline
sahip. Akut dediğimiz geçici ya da kronik (kalıcı)
böbrek yetmezliği sürecine neden olabilirler.
KARDİYOLOJİ
48
kış 2013
Çocuklukta geçirilen
ateşe dikkat!
Kalp kapak hastalıklarının oluşmasında çocuklukta geçirilen ‘akut
romatizmal ateş’ başrolde oynuyor. Koruyucu ve önleyici tedavilerin
yaşamsal önemini vurgulayan Medıcana Avcılar Hastanesi Kardiyoloji
Uzmanı Dr. Deniz Güzel, “Hastalık bir kez oluştuktan ve kapağa
dokunduktan sonra bilinen kesin bir tedavisi yok” diye uyarıyor.
kış 2013
49
KARDİYOLOJİ
50
kış 2013
kış 2013
51
Teşhisi konduktan sonra önceliğimiz kapak hastalığının
kalbe vereceği zararları engellemek.
K
alp kapak hastalıkları yaygın mı?
Dünya genelindeki ölümlerin yüzde
1-2’si bu hastalıklardan kaynaklanır.
İki gruba ayırabiliriz. Genç dönemde, 30-40’lı yaşlarda başlayan hastalıklar ve
ilerleyen yaşla birlikte görülenler. Türkiye
gibi yaşam süresinin uzadığı ülkelerde, yaşlı
çağda gözlenen kalp kapak hastalıkları artıyor.
Fakat toplum refahını artması ile şimdilerde
doktora ulaşım ve tedavi oranları düzeldiği için
çocuklukta geçirilen romatizmal ateşe bağlı
kapak hastalığının görülme ve ileri yaşlardaki
komplikasyon yaratma oranları azaldı.
■ Neden oluşuyor?
Takibi yapılmayan ve 5-15 yaş arası dönemde
geçirilen akut romatizmal ateş, erken yaştaki
kalp kapak hastalığına neden olabiliyor. Solunum yolu enfeksiyonundan birkaç hafta sonra
görülen eklem iltihabı hastalarının yaklaşık
UZM. Dr. DENİZ GÜZEL yarısında kalpte de bulgular ortaya çıkıyor.
Özellikle 60-70’lerde takibi maalesef genelde
atlanıyordu. Şimdilerde tamamen bitmiş değil
tabi. Tedaviye çabuk başlanması, birkaç hafta
sonra başlayacak komplikasyonları önlüyor.
Ancak, hastalık bir kez oluştuktan ve kapağa
dokunduktan sonra bilinen kesin bir tedavisi
yok. Sadece hastalığın tekrarını önlemeye
yönelik girişimler var.
■ Nelerdir bunlar?
Koruyucu olarak aylık penisilin uygulamaları ve
yılda bir kere ekokardiyografi çekilmesi ile takip
öneriyoruz.
■ Yaşlılıkta neden oluşur?
Kapaklarda dejenerasyon, kireçlenmeler ve
geçirilmiş kalp ve damar hastalıkları kapakların
fonksiyonunu bozabiliyor.
Çarpıntıyı geçiştirmemek lazım
■ Kapak hastalıkları nasıl teşhis edilir, bulgular neler?
En sık görülen belirti çarpıntıdır ve özellikle
genç yaşta ve hastalığın erken evrelerin-
"Ekokardiyografi, doğru ve özenli
yapıldığında yüzde yüz sonuç ve
teşhise olanak veriyor."
de bizim için en önemli göstergedir. Diğer
bulgular, nefes darlığı ve halsizlik, bazen de
kalp yetersizliği ile birlikte ilerlemiş tablolarda
bacaklarda şişliklerdir. Dolaşım bozukluğuna
bağlı, özellikle sağ kalp yetersizliğinde bu
şişlikler karında da görülebiliyor. Bu şikâyetlerle
gelen hastalarda hemen kapak hastalıklarına
dair tetkiklere başlıyoruz.
■ Tetkikler neler?
Elimizde çok verimli bir yöntem olan ekokardiyografi var. Doğru ve özenli yapıldığında yüzde
yüz sonuç ve teşhise olanak veriyor. Doğuştan
gelenler de dâhil kapak hastalığının türünü,
derecesini ortaya koyup, sonra ki yaşlarda
izlenecek takibi belirliyoruz.
■ Kapak hastalıklarını türlerini anlatır
mısınız?
Kalp kapak hastalıklarının daralma ya da
yetersizlik kapakta kaçırma tabir edilen iki türü
vardır. Mitral kapak sıklıkla etkileniyor. Burada
daralma ve/veya yetersizlik ortaya çıkabiliyor.
Yetişkin çağda iki grup var. Onlardan damar
tıkanıklığı olanlarda da mitral kapak, dejeneratif
durumda ise daha çok aort kapak etkileniyor.
Bunlar herhangi bir kardiyoloji muayenesi
durumunda yaşa da göre değerlendirilir.
Bunların dışında doğumsal kapak hastalıkları
daha erken yaşlarda çocuk kardiyologlarınca
değerlendirilir.
İlerlemesini engelliyoruz
■ Tedavisi nedir?
Herhangi bir ilaç verip kalp kapak hastalıklarını tedavi etme şansımız maalesef yok. Bizim
yaptığımız ilerlemesini engellemek, özellikle
kalp yetersizlikleri ve ritim bozukluğu gibi
komplikasyonların önüne geçmek. Çocukluk
çağında aylık penisilin tedavisinin takibi çok
önemli. Aynı kapağa bir daha akut romatizmal
ateş dokunursa ileri yaşlardaki ciddi sorunlara
neden oluyor.
■ Takip nasıl yapılır?
İlerlediği zaman kesin tedavi ameliyatla yapay
kapak takılması veya daha yeni bir yöntem
olarak anjiyografi, kataterizasyon yolu ile
mümkün. Teknolojinin gelişmesiyle önceden
genelde damar hastalıklarını tedavi için
yapılan Angiografi yöntemi, artık kapaklarda da
uygulanıyor. Özellikle mitral kapakta yetersizlik
ve ileri derecede aort darlığı olan ve farklı nedenlerden dolayı ameliyat olamayan hastalarda
iyi sonuç veriyor.
■ Kullanılan yapay kapaklara dair bilgi verir
misiniz?
Biyoprotez dediğimiz organik maddeyi içeren
kapaklar olduğu gibi metal yapay kapaklar da
takılabiliyor. İlk grup daha erken yıpranabiliyor
ama kan sulandırıcı ilaçlara ihtiyaç azalıyor.
Metal kapaklarda ise daha sağlam fakat dozajı
çok hassas belirlenmesi gereken bu kan sulandırıcı ilacı kullanmak gerekiyor.
Ameliyatın zamanlaması çok önemli. Geciktirildiğinde geri dönüşsüz kalp yetmezliğine neden
olabiliyor. Erken yapılmasına ise bir hastalığın
diğeri ile değiştirilmesi diye bakılabilir. Çünkü
metal kapaklarla bedene yapay bir müdahale
olduğu gibi beraberinde kullanılan ilaçların
dozaj hassasiyeti de çok önemlidir. Doğru
ve zamanında müdahale ile, hasta hayatını
istediği gibi, hatta nefes darlığı gibi belirtiler
olmadan ve daha yüksek yaşam kalitesiyle
geçirebiliyor.
KARDİYOLOJİ
52
KIŞ 2013
KIŞ 2013
53
Düzenli
spor öncesi
kontrol şart!
Sağlık için aktif bir hayattan vazgeçilmemeli, ancak
sahalarda yığılıp kalan gençlere dair haberler de
ebeveynleri endişelendiriyor. Bu trajedinin nedeni olan ‘ani
kardiyak ölüm’lerden kaçınmanın yolu ise spora katılımdan
önce özenli ve ayrıntılı tetkik yaptırmaktan geçiyor. Detayını
Medıcana Internatıonal İstanbul Hastanesi’nden Çocuk
Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu anlattı.
"Doğuştan kalp duvarında
kalınlaşma ile seyreden hipertrofi
kardiyomiyopati kalp kası hastası
kişilere sporu yasaklarız."
KARDİYOLOJİ
54
KIŞ 2013
KIŞ 2013
A
Tetkikler sonrası sorun belirlediğimiz çocukların bir
kısmına sporu tamamen yasaklayabiliyoruz, bir
"Sporcu adayı tüm çocukların kalp
elektrolarının (EKG) çekilmesi gerekir."
kısmına sınırlı izin veriyoruz, bir kısmına
ise tedavi öneriyoruz.
ni kardiyak ölüm nedir?
Daha önceden bilinmeyen bir kalp
hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan ölümdür. Nedenleri arasında bazı ritim
bozukluklarını, kalp kası hastalıklarının ve
doğuştan gelen kalp rahatsızlıklarının bir
kısmını gösterebiliriz.
■ Spor yapan çocukları bu riskten nasıl
korumalı?
Spora başlayacak çocuklar çeşitli kontrollerden geçmeli. Birinci basamakta
aile hekimlerinin kayıtları bilgi verebilir.
Ancak bunun yanında özellikle lisanslı
spor için detaylı değerlendirme gerekir.
Öncelikle aile öyküsünün alınması çok
önemli. Daha önce kalp hastalığına bağlı
ya da genç yaşta açıklanamayan ani ölüm
var mı sorularının cevabı bizim için işaret
olabilir. Çocuğun kendi geçmişi, öyküsü
taranır. Spor yaparken çabuk yoruluyor mu,
göğsünde ağrı hissediyor mu, morarması
oluyor mu, kondisyonu arkadaşlarından
düşük mü; sorgulanır.
Sonra tepeden tırnağa ayrıntılı bir fizik
muayene yapılır. Çocuklarda ihmal edilen
bir uygulama olan tansiyon ölçümü yapılır.
Bu arada ayrıntılı kalp muayenesinde kalp
sesleri dinlenir, burada tespit edilen bir
anormallik bize bilgi verebilir. Sonra tetkik
kısmına geçilir.
■ Bu tetkikler neleri kapsar?
Herkese yapılması gereken bir takım
rutin tetkikler, çocuğun geçmişinde bizi
endişelendiren bir durum saptanırsa genişletilebilir. Sporcu adayı tüm çocukların
kalp elektrolarının (EKG) çekilmesi gerekir.
Ritim ve iletim bozuklukları EKG ile anlarız.
Ekokardiyorafi incelemeleri de mutlaka yapılmalı. Kalp kapakları, duvarları,
kaslarında bir hastalık ya da kalpten çıkan
damarlarda bir bozukluk var mı, belirleyebiliriz.
■ İleri tetkikler ne zaman yapılır?
Şikâyet beyan edilen ya da muayenede bir
gösterge bulunan durumlarda eforlu EKG
çektirebiliriz. Efor sırasında kan basıncı ve
kalp ritmindeki değişiklikleri izleriz. Rutin
olmayan, daha ileri tetkiklerde kalbin
kardiyak MR, bilgisayarlı tomografi ve
anjiyografi ile görüntülenmesini isteyebiliriz. Bunlar çocukların ancak yüzde 1’inden
daha azında ihtiyaç duyulur.
Bu tetkiklerle hastalıklar çok büyük oranda
yakalanır ve ani kardiyak ölümlerin önüne
geçilebilir. Profesyonel sporcularda ise
belli aralıklarla gerekli tetkiklerin takibi
kesinlikle ihmal edilmemeli.
PROF. Dr. OSMAN KÜÇÜKOSMANOĞLU
Ne zaman, hangi spor?
■ Hangi durumlarda spor yapılmaz?
Tetkikler sonrası sorun belirlediğimiz
çocukların bir kısmına sporu tamamen
yasaklayabiliyoruz, bir kısmına sınırlı izin
veriyoruz, bir kısmına ise tedaviden sonra
öneriyoruz.
Bazı ritim bozukluklarında (örneğin, kalp
kas hücrelerindeki iyon kanalında bozukla
seyreden uzun QT sendromu) radikal (hastalığı yok eden) tedavi mümkün değildir,
bir takım tedavilerle hastalık kontrol altına
alınabilir. Bu hastalarda rekabete dayalı
profesyonel sporu engeller, uzak durmasını
isteriz.
Doğuştan kalp duvarında kalınlaşma ile
seyreden hipertrofi kardiyomiyopati kalp
kası hastası kişilere sporu yasaklarız. Hayati
tehlikesi vardır.
Aort kapağında hafif bir darlık olan ya da
damar çıkışında darlık olan hastalarda
ameliyatla düzeltilmişse, sonrasında izin
verebiliriz. Bazı kişilere de bazı tip sporları,
mesela aort çapının genişlediği marfan
sendromunda ağırlık kaldırmaya dayalı
türleri özellikle yasaklarız.
Her üfürüm patolojik değildir
“Kalp muayenesi sırasında duyduğumuz üfürümlerin büyük çoğunluğu, yüzde 95’in
üzerinde bir oranla masumdur, zararsızdır. Normalde duyulmaması gereken ve kalp
hastalığının göstergesi olan sesi kardiyologlar ayırt eder. Ancak yine de bir kere
ekokardiyografi ile çocukların değerlendirilmesini uygun görüyoruz. Kesin teşhiste
eko altın standarttır. Patolojik olan üfürümler doğuştan veya sonradan edinilmiş
olabilir. Bir kısmı tedavi gerektirirken bir kısmının takip edilmesi yeterli olur.”
55
FİZİK TEDAVİ
56
KIŞ 2013
KIŞ 2013
“Yürümeyi yeniden
öğretiyoruz”
UZ. Dr. yaşar sezen oral
Hastalara düşmelerden
korunmayı öğretiyor ve eğitim
süresince gözlem
altında tutuyoruz.
Türkiye’nin yaş ortalaması
yükseliyor. Buna bağlı
artan hastalıklar da yeni
yeni hem sağlık sorunu hem
sosyal olarak ele alınmaya
başlandı. Yaşlılarda koruma
programlarının önemine
dikkat çeken Medıcana
Bahçelievler Hastanesi Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon
Uzmanı Dr. Yaşar Sezen Oral,
yürüme eğitiminin bile gerekli
olabildiğini anlattı.
Y
aşlılarda fizik tedavi ve rehabilitasyon ne işe yarıyor?
Rehabilitasyonun temel amacı
hastanın yaşamını bağımsız olarak
sürdürmeye devam edebilmesidir. Kişinin
toplum içinde üretici olması, çevresine
yük olmadan gündelik hayatını yürütebilmesini çok önemsiyoruz. Ayrıca kas,
kemik ve eklemlerle ilgili hastalıkların
tedavisinde ilaçlara bağımlılıkları da
azaltıp ve iyileşme süreçlerine katkıda
bulunuyoruz.
■ Rehabilitasyon programı neye göre
belirleniyor?
Klasik uygulamalardan pek de farklı değildir. Hastanın fonksiyonel durumunun
yanı sıra nörolojik durumuna, eklemlerinin hareket yeteneğine, kas gücü ve
aerobik kapasitesine göre düzenlenir.
Hemipleji, artrit gibi fiziksel engeli olanlar
ile kalp ve akciğer gibi kronik hastalıkları olan yaşlılarda öncelikle sakatlık
nedeni olan patolojiler rehabilite edilir.
Belirgin hastalığı olmayan fakat fiziksel
olarak genel aktivite kaybı olan yaşlıların
programında korumayı ön plana alıyoruz.
Bu hastalarımıza kültür-fizik, aerobik
gibi egzersizler öneriyoruz. Böylece kas
atrofileri, yumuşak doku kökenli ağrıların
önüne geçtiğimiz gibi, denge ve çeviklik
gibi bağımsızlığın devamı için gerekli
fonksiyonları da korumuş oluyoruz. Ağır
demans, terminal dönem malignite gibi
hastalıklardan muzdarip, tam bağımlı
ve rehabilitasyon potansiyeli olmayan
yaşlılar ise genelde aile yanında veya
bir bakım evinde bulunurlar. Onlara da
başkası tarafından yardımlı egzersizler
uygulanır.
■ Fizik tedavi yöntemleri neler?
Bunlar çok çeşitlidir ve birkaç başlıkta
toplanabilir. Sıcak uygulamalar, analjezi
ve sedasyonun yanı sıra kas spazmlarını
azaltmada ve eklem kasılmalarını açmada
kullanılır. Soğuk uygulamalarsa buz
masajı, sprey ve banyolarla post travmatik
ödemi, kas spazmı ve spastisitesi olan
hastalar için uygundur. Elektroterapi-Tens
yöntemi ile elektrik akımının ağrı kesici
özelliklerinden faydalanırız. Tedavi edici
nitelikleri için kullanılan ultrason ve kısa
dalga derin ısıtıcıların yanı sıra kas, iskelet ağrıları ve gerginliklerinin azaltılması
amacıyla da masaj öneririz.
57
■ Hangi egzersizler yaşlılar için
uygundur?
En uygun tip submaksimal aerobik
egzersizlerdir. Kan basıncını artırmayan
ve kardiyovasküler sisteme ek olmayan
izotonik ve izokinetik türler de seçilebilir.
Aralıklı çalışmayı esas alan kısa egzersiz
ve uygun dinlenme dönemlerinden
oluşan fizik kondüsyon programları
uygundur. Bu aktiviteler sırasında tüm
kas gruplarının çalışması ve kompleks
egzersizlerden kaçınılması gerekir. Ayrıca
gevşeme ve ısınma bölümlerinin atlanmamasını istiyoruz.
Amaç, güvenli yürüyüş
■ Bu programların riskleri var mı?
Hasta bir yaşlıya yönelik tüm rehabilitasyon programlarının riski vardır. Bunların
başında düşmeleri, kırıklar ve kardiyovasküler zorlanmaları sayabiliriz. Ama egzersiz yapılmazsa da hareketsizliğe bağlı pek
çok hastalık oluşuyor. Osteoporoz, atrofi,
dekübit ülserler veya depresyonun önüne
geçmek için mutlaka egzersiz yapılmalı. Bu riskler yakın gözlemle asgariye
indirilebilir.
■ Yaşlılarda yürüme eğitimini anlatır
mısınız?
Rehabilitasyonda düşmelerin en
büyük nedenleri olan denge ve yürüyüş
bozukluklarına ayrıca önem veriyoruz.
Amacımız maksimum güvenli yürüyüşün
sağlanması. Hastalara düşmelerden
korunmayı öğretiyor ve eğitim süresince
gözlem altında tutuyoruz. Bu amaçla paralel barlar, ortezler, protezler, ambulasyon için çeşitli koltuk değnekleri, baston
ve yürüteçler kullanıyoruz.
Evde uygulanacak
önlemler
Yaşlıların günlük yaşam aktivitelerinde
bağımsızlığını sağlayacak aşağıdaki
değişiklikler yapılmalı:
• Mutfak dolapları ve lavabolar tekerlekli
iskemle seviyesine göre ayarlanmalı
• Tuvalet, banyoya ve koridorlara sağlam
tutunma yerlerinin konmalı
• Kaygan olmayan iyi aydınlatılmış zeminler
sağlanmalı
• Yol üstünden parça halılar kaldırılmalı
• Terlik yerine ev ayakkabısı kullanılmalı
GÖĞÜS HASTALIKLARI
58
KIŞ 2013
Antibiyotik direnç
oranları her yıl artıyor
Solunum yolu enfeksiyonu tedavisinde her zaman antibiyotik
kullanmak gerekli değildir. Çünkü bu enfeksiyonların büyük bir
bölümü viral enfeksiyonlardır. Antibiyotik kullanım endikasyonu varsa
mutlaka doktor kontrolünde ve düzenli kullanılması gerekmektedir.
Medıcana Çamlıca Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı
Dr. Gamze Türker bilinçiz antibiyotik kullanımı sonrası uzun vadeli
ciddi antibiyotik direnci gelişebileceği konusunda hastaları uyarıyor.
S
olunum yolu enfeksiyonları
nedir?
Son derece heterojen bir
hastalık grubudur. Erişkinlerin
yanı sıra sıkça çocuklarda da rastlanan ve
hastaya, etkene, geçirildiği ortama göre
değişebilen enfeksiyonlardır.
Gırtlağın üstündeki bölüm üst solunum
yolu olarak tarif edilir. Bu bölgedeki
enfeksiyonun yüzde 80-90’ı virüsler
nedeniyle oluşur. Halk arasında grip,
nezle dediğimiz bu hastalıkların çoğu
antibiyotik gerektirmeden semptomatik
ve destekleyici tedavilerle kendiliğinden
geçer.
Alt solunum yolları ise gırtlak ve
altındaki bölge olarak tarif edilir ve akla
ilk olarak akciğer enfeksiyonları gelir.
Bunlar arasında en sık akut bronşit,
erişkinlerde halk arasında zatürre olarak
bilinen pnömoni ve çocuklarda bronşiolit
ile karşılaşırız. Bir de sıklıkla sigara
içenlerde görülen, KOAH'ın bir alt grubu
olan, kronik bronşitin akut alevlenmeleri
gözlenir. Bunların da çoğunun nedeni
viraldir. Ancak etken bakteriler olduğunda antibiyotik tedavisi gerekir. Bunun
için hastaların mutlaka bir doktora
başvurması gerekir.
■ Bu sıkça yapılan bir uyarıdır, neden?
Tedavide kullanılacak doğru antibiyotiğin
seçilebilmesi için hastalık etkeninin
saptanması gerekir. Ne yazık ki hastaların
ancak yarısında balgam incelemesi ile
etken saptanabiliyor. Ülkemizde Aile
Hekimliği Merkezlerinde bu tür mikrobiyolojik tetkikleri yaptırmak pek mümkün
değildir. Bu nedenle aile hekimleri
daha çok ampirik antibiyotik tedavileri
vermektedir.
■ Bu etkenler neler?
Toplum kökenli pnömonilerde bakteriyel
etken %50 oranında streptokokus pnömonidir.Bu hastalara ayaktan ampirik
antibiyotik tedavisi verilir. Ama bazı hasta
grupları hastanede yatarak bir uzman
tarafından tedavi edilmelidir. Bu kararı
alırken hastanın yaşı 65 üzerinde mi,
ek kronik bir hastalığı var mı, immün
sistemi etkileyen tdavi alıyor mu gibi
sorular sorarız.
■ Hasta ne zaman doktora gelmeli?
Öksürük, ateş, nefes darlığı, renkli
balgam çıkarma, balgamdan kan gelmesi, göğüs ağrısı, halsizlik, iştahsızlık,
gibi şikâyetleri varsa hastanın zaman
kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurması önerilir.. Üç dört günde
iyileşmesi beklenen nezle, grip gibi
hastalıklar bir haftaya uzarsa kişi yine
doktora başvurmalıdır,
Hastadan alınan öykü tanı koymada çok
önemlidir. Genel fizik muayene yapılır,
Akciğer sesleri dinlenir. Akc. Grafisi, kan
sayımı ve enfeksiyon markerları bakıllır.
Tüm bu bilgilerin ışığında teşhis ve
tedaviyi belirlenir..
Belli bir grup hastada atipik pnömoniye rastlanır. Tipik pnömonide görülen
öksürük, balgam, nefes darlığı, ateş gibi
semptomlar olmayabilir. Akciğer grafisinde infiltrasyon görülmez, normaldir.
Muayenede akciğer dinleme bulgularıspesfik değildir. Belirtiler kendini yaygın
bir halsizlik, miyalji dediğimiz kas ağrıları ile gösterir. Bu hastalığın etkenleri
de farklıdır. Hem atipik pnömoniyi hem
de etkenleri tespit etmek her zaman çok
kolay değildir.
KIŞ 2013
59
Kişi risk grubunda ise kalp yetmezliği,
böbrek yetmezliği, yüksek tansiyonu,
şeker hastalığı, astımı, kronik bonşiti
varsa organ nakli vb. Nedenlerle bağışıklığı bastıran bir ilaç alıyorsa, kanserse
pnömoniyi tipik kliniği ile görmüyoruz.
Çünkü bu hastalar enfeksiyonlara yeterli
immün yanıtı veremezler. Bu hasta grupları uzman doktorlar tarafından takip ve
tedavi edilmelidir.
Aşı yaptırmak önemli
Mevcut hastalığı tedavi etmekten çok
önleyici aşıların yapılması toplum sağlığı
açısından çok daha önemli bir yer tutar.
■ Kimler aşı yaptırmalı?
65 yaş üstü kişiler, çocuklar, gebeler.
sağlık personelleri, ek hastalıkları olanlar
risk grubunda kabul edilir. Bu kişilerde
üst solunum yolu enfeksiyonları, akciğerlere ulaşarak hayatı tehdit edici bir
noktaya gidebilir. Bu nedenle önleyici
olarak her yıl grip aşısı öneriyoruz. Yine
bu gruptaki hastalar için çok önemli olan
pnömokok (zatürre) aşısını öneriyoruz.
Bu aşı ilk yapıldığında 5 yıl koruyuculuk
sağlar, 5 yıl sonra 2. kez yapıldığında ise
ömür boyu koruyuculuk sağlar.
■ Antibiyotik kullanımı nasıl yapılmalı?
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda
her yıl ilaç direnç oranları değişmektedir. Hekimler bu direnç oranlarına göre
Dr. gamze türker
tedaviyi belirleyip ilaçları reçete ederler.
Gereksiz antibiyotik kullanımı, ilaçların
öngörülen zamanlar dışında düzensiz
alınması ve tedavinin yarıda kesilmesi
gibi nedenler bakterilerin antibiyotiklere direnç geliştirmesini kolaylaştırır.
Hekimin ilaç tercihinde ilaç direnci
dışında hastaya özel durumlar da vardır.
Karaciğer, böbrek gibi organ yetmezliği
durumları, ilaç etkileşimleri vs. Yani
uzun vadede ciddi riskler almamak için
antibiyotik tedavisinin mutlaka doktor
kontrolünde yapılması gerekir.
"Uzun vadede ciddi riskler almamak için
antibiyotik tedavisinin mutlaka doktor
kontrolünde yapılması gerekir."
KBB
60
kış 2013
kış 2013
61
Basit soğuk algınlığı
akut sinüzite dönüşmesin
Nedenleri kadar tedavi yaklaşımları da çeşitlilik gösteren sinüzit, oldukça
yaygın bir hastalık. Basit soğuk algınlığı, gereken tedavi yapılmazsa akut
sinüzite yol açıyor. Medıcana Çamlıca Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. Rahmi Özcelep,
özellikle alerji ile seyreden kronik sinüzit ve nazal poliplere karşı uyarıyor.
S
inüs ve sinüzit nedir?
Sinüsler, kafamızda, gözümüzün etrafında ve dişlerimizin üst kısmında bulunan,
etrafı kemikle çevrili boşluklardır. Sinüslerin
vücuttaki asıl görevi kafanın ağırlığını azaltmak,
sesin tınısını sağlamak ve çok şiddetli travmalarda beyni korumaktır. Sinüzit enfeksiyonu
ise, burnun etrafına yerleşmiş sinüslerin içinde
mukoza dediğiniz derinin üst solunum yolları
enfeksiyonu (üsye), alerji vb. sebeplerle enfekte olmasıdır.
■ Farklı türleri var mı?
Sinüzit, akut dediğimiz basit türleri olduğu gibi
kronik zeminli, alerjik, hatta sinüslerin içinde
olmaması gereken polip dediğimiz etlerin
oluştuğu ve cerrahi gerektirecek duruma kadar
giden bir yelpazedir.
■ Bulguları neler?
Oldukça çeşitlidir. Hastalar dişe, göze vuran
ağrılar, şiddetli baş ağrısından tutun da geçmeyen geniz akıntısına kadar çeşitli bulgularla
başvururlar. Akut sinüzit genelde şiddetli burun
tıkanıklığı, baş ağrısı ve sarı burun akıntısı ile
seyreder. Ağırlıklı olarak gribal enfeksiyonlar
sonrası gelişir ve tedavisi medikaldir. Antibiyotik, burun açıcılar ile sinüslerdeki drenajın
temizlenmesi ile 7-10 günlük bir tedavi uygulanır. Bu türünü hemen herkes tecrübe etmiştir.
Özellikle öğrenci ve çalışan kesimin ilaçlarını
düzenli kullanmaması, istirahat etmemesi ile
üsye uzar. Sinüslerin içinde biriken burun içi
sıvısı mikropların üremesi için oldukça uygun
bir ortamdır. Dışarıdan mikrop almaya bile
gerek kalmayabilir. İnsan vücut florasında bulunan bakteriler de direnç de azaldığında orada
çoğalıp enfeksiyon başlatabilir.
lenir. Ancak iyi karar vermek ve her mukozayı
temizlememek lazım.
Bir de daha yeni, son 1-2 yıldır uygulanan
balon sinüsoplasti yöntemi vardır. Aynı anjiyo
uygulamalarına benzer bu yöntemle kanallar,
içlerine yerleştirilen balonun şişirilmesi ve
oluşturduğu basınç etkisi ile açılır. Eski yöntemlerdeki gibi doku çıkarılmasına gerek kalmaz ve
uygulanması daha kısa sürer. Ancak sonuçlarını
5-10 yıllık uzun dönemde izlenmesi gerekir.
Nüksetmemesi gibi sonuçları bakımından
başarısı ancak böyle ölçülebilir.
“İyileşme 10 gün sürer”
Op. Dr. rahmi özcelep
“Medikal tedavi denenmeli”
■ Kronik sinüzit nasıl gelişir?
Burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, sarı-yeşil,
kokulu ifrazat ve zaman zaman görülen baş
ağrıları ile seyreder. Teşhisi mutlaka sinüzit
tomografisi ve endoskopik muayene ile konur.
Sinüs kanallarında tıkanıklıklar, sinüs içi
mukozasında kalınlaşmalar ya da alerjiye giden
vakalarda nazal polip oluşumu da gözlenir.
■ Tedavi süreci nedir?
Öncelikle mutlaka medikal tedavi denenmelidir.
Kortizonlu spreyler de kullanılır. 3 haftalık bu
sürenin sonunda görüntüleme yöntemleriyle
kontrolü yapılır. Faydalı olmayan durumlarda
operasyona yönlendirilir. Bizim de kullandığımız endoskopik sinüs cerrahisi (FESC) yöntemi
iki şekilde uygulanır. İlkinde endoskopla girilip
tıkalı kanallar açılır, içerideki bozulmuş ve tedavi edilemeyecek durumda olan mukozatemiz-
■ Operasyon sonrası…
Dikkatli yapılması durumunda herhangi bir
şişlik, morluk, kanama görülmez. 3-4 günde iş
başı yapılabilir. Ancak gerçek iyileşme 10 gün
sürer. Bu sürede de burun içinin havalanması
amacıyla temiz tutulması çok önemlidir.
■ Nazal polip nedir?
Burun içinde olmaması gereken etlerin
oluşumudur. Alerjik nezle temellidir. Burun
cerrahisinde hastaların da hekimlerin de en
büyük derdidir. Cerrahisi ne kadar iyi yapılsa da
hasta ne kadar özen gösterse de tekrarlayabilir.
Bunun için cerrahi uygulamaya almadan önce
mutlaka farklı tetkikler önerilir.
■ Nedir bu tetkikler?
İyi bir araştırma ve alerji tedavisinin sıkı takip
edilmesi gerekir. Yaygın bir alerjisi varsa
immünoterapi, değilse çok iyi bir alerjik rinittedavisi uygulanır. Spreylere, antihistaminiklere,
enfeksiyon oluşumu da varsa antibiyotikler eşlik
eder. Çok büyümemiş polipler, ilaç tedavisine
iyi yanıt verir. Aksi durumda cerrahi yöntemle
temizlenmeli.
"Kronik sinüzit, burun tıkanıklığı,
geniz akıntısı, sarı-yeşil, kokulu
ifrazat ve zaman zaman görülen
baş ağrıları ile seyreder."
GÖZ
62
kış 2013
kış 2013
Katarakt
ameliyatı ile
gözlüklere veda
Genelde ilerleyen yaşla birlikte görülen katarakt
hastalığı, tek operasyonla kesin olarak tedavi
edilebiliyor. Medıcana Bahçelievler Hastanesi Göz
Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Özgür Yaşar ile katarakt,
tedavisi ve lens teknolojisini konuştuk.
K
atarakt nedir?
Göz lensinin saydamlığını yitirmesiyle karakterize ve hastanın
genelde net görememe şikâyetiyle bizlere
başvurduğu bir göz rahatsızlığıdır. Lens
şeffaflığını yitirir ve sararır. Bulanık görmenin
yanı sıra ışıklarda kamaşma, saçılma ve sarı
görme gibi belirtileri de vardır.
■ Bu bir yaşlılık hastalığı mıdır?
Büyük bir yüzdesi öyledir. Ancak yaşa
bağlı olmayan çok farklı türleri de bulunur.
Travmatik ve doğuştan olanların yanı sıra,
çeşitli ilaç kullanımına, zehirlenmelere bağlı
toksik kataraktlar sayılabilir. Bununla birlikte
atopik dermatit, myastenia gravis vs. gibi bazı
hastalıklarla birlikte görülen katarakt tipleri
de bulunur.
Kataraktı meslek de etkiliyor
■ Ne kadar sürede oluşur?
Kataraktın olgunlaşma süresi kişiden
kişiye değişir. Ama biz genelde rahatsızlığın
başlangıcında gördüğümüz hastaları 3 ile
6 ay arasında kontrole çağırırız. Bu süreçte
hastanın yaşam kalitesi ve aktif iş hayatı etkilidir.Şikayetlerin ortaya çıkış süresi kişilere ve
meslek gruplarına göre değişkenlik gösterir.
Görme kalitesinin vazgeçilmez olduğu meslek
gruplarında örneğin, pilot, ressam, şoförlerde
şikayetler daha erken oluşuyor. Dolayısıyla
müdahale de erken dönemde başlıyor.
■ Tedavisi nedir?
Kesin tedavisi ultrasonik ses dalgaları kullanılarak kataraktlı merceğin temizlenmesi ve
yeni bir mercekle değiştirilmesidir. Eskiden
yapılan dikişli ameliyatların yerini artık, fako
metodu dediğimiz bu güncel uygulama aldı.
Herhangi bir şişlik ya da ağrıya neden olmayan bu işlem çok da kısa sürüyor. İlaçlarını
verdiğimiz ve gözünü bir bandajla kapadığımız hasta hemen o gün tabucu oluyor.
Görüşü de ertesi güne bile kalmadan düzeliyor. Ertesi gün yapılan kontrolün ardından
bir sorun gözlenmezse birkaç gün sonra da
ihtiyacı varsa diğer gözüne aynı operasyonu
uyguluyoruz. Hastanın ilk hafta biraz dikkat
etmesi ve gözüne suyla temastan kaçınması,
Op. Dr. özgür yaşar
gözüne dokunmaması ve tozlu ortamlarda
bulunmaması gerekiyor. Yaklaşık bir ay kadar
da koruyucu damla kullanılır.
Tek operasyonla kesin çözüm
■ Katarakt nükseder mi?
Hastalığın tekrar edeceği yanlış bilgisi halk
arasında yaygındır. Halbuki bir kerede kesin
çözüm sağlanır ve nüksetmez.
■ Gelişen teknoloji hastalara başka ne tür
kolaylıklar sağlıyor?
Evet, göz içi mercek teknolojisi ilerledi.
Buna bağlı olarak, hem uzak hem yakın
görüşü iyileştiren lensler üretildi. Katarakt
ameliyatı sırasında hastamız tercih ederse
bu mercekleri kullanarak hem yakın hem
uzak gözlüğünden kurtulabiliyor. Multifokal
merceklerin haricinde standart merceklerin
seçiminde bile hastanın göz numaraları müsaitse uzak görme bozukluğunu gidermeye,
yakını da mümkün olabildiğince düşürmeye
çalışıyoruz.
Eskiden yapılan dikişli ameliyatların
yerini artık, fako metodu dediğimiz
bu güncel uygulama aldı.
63
PSİKİYATRİ
64
KIŞ 2013
KIŞ 2013
Yoksa
depresyonda mıyım?
Antidepresan ilaçların seçimi, tedavi sürecinin yönetimi,
süresinin belirlenmesi, tedavinin sonlandırılması
hastaya özel yapılmalıdır.
Kendinizi çökmüş, isteksiz, keyifsiz, mutsuz, karamsar ve enerjisiz mi
hissediyorsunuz? Sık sık gözleriniz doluyor ve hayatı yaşamaya değer
bulmuyorsanız ‘depresyon’da olabilirsiniz. Depresyonun en kısıtlayıcı
hastalıklardan biri olduğunu hatırlatan Medıcana Samsun Hastanesi
Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşe Gül Aydın uyarıyor: “Mutlaka tanı konulup
tedavi edilmesi gerekir.”
süzlük, yerinde duramama, el ovuşturma gibi psikomotor
aktivitelerde artış ya da tam tersi, hareketlerde, düşünce
hızında ve konuşmada yavaşlamaya neden olabilir.
Unutkanlık ve kararsızlığa dikkat
O
Kendi kendine tanı
olmaz
"Hastanın durumuna göre
düzenli takiplerinin psikiyatr
tarafından belirlenen aralıklarla
sürdürülmesi gerekir."
65
Gerek görsel, gerekse yazılı
medyada depresyon sıkça işlenmeye
başlandığından beri hastalar
psikiyatriye gelmeden kendilerine
tanı koyuyor. Hatta çevrelerinden
önerilen ilaçları başlayıp ancak
yan etki gördüklerinde ya da
etki görmediklerinde psikiyatriye
başvuruyorlar. Bu yaklaşım tedavinin
gecikmesine sebep olmanın yanında,
yanlış ilaç kullanımından doğabilecek
yan etkilere maruz kalmayı
arttırmaktadır.
UZM. Dr. Ayşe Gül Aydın
epresyon, toplumda sık görülmesi
(hayat boyu yaygınlık yüzde 1719), uzun sürmesi, yüksek oranda
kronikleşme (yüzde 10) ve tekrar
etme özelliklerinin olması, hem fiziksel hem de
psikososyal işlev kaybına sebep olması, intihar
(öz kıyım) riskini arttırması (yüzde 15) gibi
nedenlerden dolayı mutlaka tanı konulup tedavi
edilmesi gereken bir hastalıktır. WHO (Dünya
Sağlık Örgütü) depresyonu en kısıtlayıcı hastalıklardan biri olarak nitelendirmektedir.
■ Belirtileri neler?
Hastalar kendilerini çökkün, üzgün, mutsuz,
çaresiz, umutsuz, boşlukta, ezilmiş, yenilmiş
olarak tarif ederler. Buradaki üzüntü ve çökkünlük, hüzün ve yastan farklıdır. “İçimden sürekli
ağlamak geliyor, dünya yıkılmış ben altında
kalmışım” sık söylenen cümlelerdir. Depresif
duygudurumu olarak nitelendirilen bu duygular,
ara ara herkesin hissedebileceği şeyler gibi
görünse de depresyonda, gün boyu sürmesi ve
en az iki hafta boyunca değişmemesi bakımından ciddidir. Bu hastalar daha önce yapmaktan
hoşlandıkları her şeyden uzaklaştıklarını, hiçbir
şeyin kendilerine keyif vermediğini anlatırlar.
Mesleki ilgiler, hobiler, cinsel istek ve davranışlar azalır.
Depresyon kişide ya huzursuzluk, tahammül-
Hastaların bir kısmı az önce bahsi geçen belirtilerin
haricinde sadece unutkanlık ve dikkat dağınıklığı ile
başvurabilirler. Konsantre olamama, düşüncelerini tam
olarak toparlayamama, konuşurken kelime bulamama, karar
vermede güçlük, verilen karardan emin olamama gibi belirtiler, özellikle işyerinde bu kişilere zorluk yaratmaktadır.
Hastalarda kendini küçümseme, suçluluk hatta günahkarlık
düşünceleri olabilir. Bazı vakalarda sevdiklerinin ve kendinin başına gelen ve gelecek olan her türlü kötü olaydan
kendini sorumlu tutma, “Benim yüzümden oluyor, herkesi
mutsuz ediyorum, yük oluyorum, ben yok olursam herkes
rahat eder” gibi ifadeler görülebilir. Bu düşünceleri takiben
“Ölsem de kurtulsam” ve intihar planları gelebilir.
■ Ruhsal yakınmaların yanında fiziksel belirtiler de olur
mu?
Fiziksel yakınmalar, örneğin vücutta yaygın ağrı, halsizlik,
çabuk yorulma, enerjisizlik, uyku hali ya da uykusuzluk,
iştah artışı ya da iştahsızlık, mide rahatsızlıkları, dışkılama problemleri, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma,
baş-boyun ağrıları görülebilir. Bu hastalar psikiyatriye başvurmadan önce dahiliye, fizik tedavi, nöroloji gibi branşlara
yönelirler. Bu belirtilerin depresyondan kaynaklanabileceği
akla gelmez. Fakat psikiyatrik tedavi haricinde kullanılacak
diğer ilaçlar bu belirtiler için geçici çözümdür.
■ Tedavide izlenecek yol ne olmalı?
Antidepresan ilaçların seçimi, tedavi sürecinin yönetimi,
süresinin belirlenmesi, tedavinin sonlandırılması hastaya
özel yapılmalıdır. Bu nedenle aynı belirtileri gösteren iki
hastaya aynı ilaç iyi gelmeyebilir ya da yan etkileri açısından farklılık gösterebilir. Depresyonun şiddeti, niteliği,
ailevi yatkınlık, ek fiziksel hastalığının olup olmaması,
başka hastalıklar için sürekli kullandığı ilaçlarla etkileşim,
sosyal durumu, çalışma şartları (dikkat gerektiren işler,
gece vardiyası vs) ilaç seçiminde göz önünde bulundurulması gereken özelliklerin sadece birkaçıdır. Hastanın
durumuna göre düzenli takiplerinin psikiyatr tarafından belirlenen aralıklarla sürdürülmesi gerekir. Hastadan hastaya
değişmekle birlikte, ilaç tedavisine ek olarak hastaya uygun
psikoterapi seanslarının eklenmesi gündeme gelebilir. Yani
tedavinin gidişini hastaya göre psikiyatr belirlemelidir.
ANKET
66
KIŞ 2013
MEDICANA Sağlık Grubu
MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ
İletişim Bilgileri
ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ
MEDICANA Hospitals
Avcılar
Aşağıdaki bilgileri doldurun, ‘Hastalıkta Sağlıkta’ Dergisine ÜCRETSİZ abone olun.
Dergimiz hiçbir ücret ödemeden adresinize ulaştırılsın.
www.medicana.com.tr
Tel: 0212 695 48 30
Fax: 0212 695 48 30
Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak No:
32 34310 Avcılar / İstanbul
MEDICANA Hospitals
Bahçelİevler
Tel: 0212 449 14 49
Fax: 0212 555 80 09
Adres: Eski Londra Asfaltı No: 2
34180 Bahçelievler / İstanbul
n ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DOĞUM TARİHİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DOĞUM YERİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n SEMT: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
MEDICANA Hospitals
Çamlıca
Tel: 0216 522 60 00
Fax: 0216 335 86 36
Adres: Alemdağ Cad. No: 85 34764
Üsküdar / İstanbul
MEDICANA Hospitals
SAMSUN
Tel : 0362 311 05 05
Fax : 0362 240 20 42
Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut
1.Caddesi No: 85 Canik /Samsun
EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ HASTANEMİZ
MEDICANA DİŞ
SAMSUN
MEDICANA DİŞ
ÇİFTEHAVUZLAR
Tel: 0212 506 00 00
Fax: 0212 506 06 20
Adres: İzzettin Çalışlar Cad. Nurettin
Paşa Sok. No: 2 / 34310
Bahçelievler / İstanbul
MEDICANA
INTERNATIONAL
ANKARA
MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR
ÇAMLICA
BAHÇELİEVLER
Tel: 0216 363 41 41 pbx
Fax: 0216 363 42 07
Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56
Caddebostan / Kadıköy / İstanbul
MEDICANA
INTERNATIONAL
İSTANBUL
MEDICANA KONYA
Tel : 0 332 221 80 80
Fax : 0 332 221 65 56
Adres: Ferihpaşa Mah. Gürz Sokak
No:1 Selçuklu/ KONYA
AVCILAR
BAHÇELİEVLER
DİŞ
MEDICANA Nörolojik
Bilimler Merkezi
NÖROLOJİK
BİLİMLER VE
OMURGA MERKEZİ
Tel: 0212 449 14 49
Adres: Bağcılar Cad. No:1
Bahçelievler - İstanbul
MEDICANA INTERNATIONAL
İSTANBUL
Tel: 0212 867 75 00
Fax: 0212 872 12 36
Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3
Beylikdüzü / İstanbul
KONYA
MEDICANA INTERNATIONAL
ANKARA
Tel: 0 312 292 92 92
Fax: 0 312 285 69 62
Söğütözü Caddesi 2165 Sokak,
No:6 Söğütözü Ankara (ATO yanı)
İstanbul İçi Kod Çevirmeden
444 63 34 Alo MEDICANA
Tüm hastaneleri için
e-mail: info@MEDICANA.com.tr
✂
n HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.............................................................................................
n EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Download