......................................................................................... 2. Dünya Savafl›’nda Me¤er Bunlar da Olmufl… Elsie Mitchell adl› bir ö¤retmen ve befl ö¤rencisi 5 Mayıs 1945’te, Gearhart Dağı’na geziye çıkmışlardı. Öğrencilerden biri, dağın yamacında görüp merak ettiği bir demir parçasına dokundu. O anda büyük bir patlama oldu, öğretmen ve beş öğrencisi yaşamlarını yitirdiler. Olayın nedeni çok sonra anlaşılabildi: Öğrencinin dokunduğu demir parçası, Japonların Amerika’ya gönderdiği en az 6.000 “bomba yüklü balon” dan biriydi. Bu kaza, Amerikan tarihinde düşman saldırısı nedeniyle Amerika kıtasında sonu ölümle biten ilk ve tek olaydır. Derleyen: Prof. Dr. YÜRÜK ‹YR‹BOZ Amerikal› komutan George Patton, Sicilya’da savaş bunalımı yaşayan bir askeri hastanede tokatlamış ve bu davranışı nedeniyle Amerika’da, özellikle asker anne ve babalar arasında büyük bir tepki yaratmıştı. Patton o günlerde daha büyük bir savaş suçu daha işlemiş, fakat onun bu suçu “üzeri örtülerek kamuoyundan gizlenmişti.” Sicilya çatışmasından önce Patton birliklerine, kendi birlikleriyle aralarında 180-200 metre kalmasına karşın geri çekilmeyip, savaşmaya devam eden düşman askerlerini esir almamalarını, teslim olsalar bile öldürülme- General George Patton lerini emretmişti. Onun, büyük bir savaş suçu olan bu emri nedeniyle Sicilya’da binlerce asker ve uluslar arası hukuk, sözcüğün tam anlamıyla bir cinayete kurban gitmişlerdi. ‹ngiliz Mareflal Bernard Montgomery, ülkesinin Başbakanı Winston Churchill ile savaş süresince 67 BD A⁄USTOS 2009 BD A⁄USTOS 2009 birçok konuda tartıştığını, bu tartışmaların en şiddetlisini, iki adet dişçi koltuğu nedeniyle yaptıklarını söylemişti.Normandiya Çıkartması’ndan hemen sonra Mareşal Montgomery, iki adet dişçi koltuğunu gönderilmesini Mareşal Montgomery i s t e m i ş , B a ş b a k a n Churchill ise savaş sırasında bunun gereksiz bir lüks olduğunu ileri sürmüştü. Tartışmayı kazanan Montgomery, “Diş ağrısı çeken bir askerin iyi savaşamayacağı” görüşünü “bir asker olarak savunmuş”, bu taktiği sonunda savaşta ülkesinin başbakanına karşı da bir zafer kazanmıştı. Alman iflgalciler Paris’ten ç›kar›ld›ktan sonra, F r a n s ı z yetkililer ünlü modacı Coco Chanel’i, kendisinden yaşça küçük bir Alman askeriyle olan ilişkisi nedeniyle gözaltına almışlardı. Yaşı 60’ın biraz üstündeki Chanel, sorgusu sırasında olayı kabul ettiğini söylemiş, savunmasını” şu tek Coco Chanel tümceyle yapmıştı: “Benim yaşımdaki bir kadın, kendisine aşık olan bir erkekle karşılaşırsa, onun pasaportuna bakmayı aklına getirmez.” Bu savunmasından sonra yargıç, Chanel’in serbest bırakılmasına karar vermişti. 68 Stalingrad’da Ruslar taraf›ndan çevrilen Alman 6. Ordusu, 194243 kışında açlıktan ve soğuktan ölmek üzereydi. Yiyecek yoktu, yeterli giysiler yoktu ve yakıt yoktu. Berlin’den, gereksinim duyulan yardım malzemelerinin yola çıkarıldığı haberi gelince bitkin orduda bir umut rüzgarı esti. Birkaç gün sonra beklenen yardım sandıkları geldi. Sandıklar büyük bir sevinçle açıldı ama içinden çıkanları görünce tüm askerler donup kaldılar. Yanlış bir düzenleme sonuncu hazırlandığı anlaşılan yardım sandıklarından, sol çiftleri olmayan binlerce ayakkabı, dört ton baharat ve milyonlarca prezervatif çıkmıştı. 2. Dünya Savafl› s›ras›nda taraflar gaz kullanmama konusunda birbirlerine güvenmediklerinden, ellerinde zehirli gaz bulundurmaya karar vermişlerdi. Aralık 1943’de Almanlar İtalya’daki Bari limanına saldırarak, 100 ton hardal gazı yüklü bir bağlaşık gemiyi vurmuş, bu olay sonunda çok sayıda bağlaşık kuvvetler askeri, ölümcül biçimde zehirlenmişti. Gaz kurbanlarını tedavi eden doktorlar, gazın akyuvarlarda özel bir etkisi olduğunun ayırdına vardılar ve bunun kanser tedavisinde etkili olabileceğini saptadılar. Doktorlar,savaştan sonra, başta Chicago Üniversitesi olmak üzere Amerika’nın üç üniversitesinde hardal gazı bulgularıyla ilk kanser kemoterapisini oluşturdular. Alan Magee, 3 Ocak 1943’te Fransa göklerinde vurulan ve kontrolden çıkan Amerikan B-17 bombardıman uçağında kule topçusuydu. Paraşütü kullanılamaz durumda olmasına karşın, o yine de atladı. Yaklaşık 6000 metre yükseklikten St. Nazaire tren istasyonunun camlı tepesine düşen Alan Magee, ağır yaralandı ve bilincini yitirdi. İyileştikten sonra 84 yaşına değin yaşayan Magee’nin 6 kilometrelik düşüşüyle ilgili ayrıntılı bilgiler saptandı ama, bu yükseklikten düşen bir kişinin sağ kalmasındaki giz, bir türlü anlaşılamadı. Kimi uzmanlar, Magee’nin istasyonun tepesinin açısına uygun bir açıda düşmüş olabileceğini varsayıyor ve onun, ancak bu nedenle ölümden kurtulmuş olabileceğini ileri sürüyorlar. Tarihe Mitsuo Fuchida gibi tan›kl›k eden kifli çok yoktur. Japon komutan Fuchida, Pearl Harbor’da ilk dalganın başındaydı ve karşı tarafta büyük şaşkınlık yaratan “Tora! Tora! Tora!” kodunu pilotlarına o iletmişti. Fuchida, altı ay sonra Midway savaşı öncesi, Akagi yük gemisinde ani bir apandisit ameliyatı geçirdi. Uçuşa katılamadığından, Amerikan uçaklarının saldırısına hedef olmamıştı. Sonraları Hiroşima’yı ziyaret eden Fuchida atom Japon komutan bombası saldırısından Fuchida bir gün önce, bir rastlantı sonucu kenti terk etmiş, bu kez atom bombasından kurtulmuştu. Savaştan sonra, tavuk yetiştirmeyi yeğleyen Fuchida, Japonya’yı işgal eden Amerikan ordusuyla bir anlaşma yaptı ve Amerikalıların topçu birliğinin yumurta gereksinimini karşılamaya başladı. Amerikan ve Kanada askeri birlikleri, Japon iflgalcilerin kökünü kaz›mak için 1943 yılında Aleut Adaları’ndaki Kiska’ya saldırdılar. Çarpışmada en az 28 Amerikan ve Kanada askeri öldü, 50 asker de yaralandı. Bu kadar kayıp verdikten sonra Amerikan ve Kanada birlikleri, Japonlar’ın adayı haftalar önce terk ettiklerini öğrendiler ve… Günlerdir düşmana değil, birbirlerine ateş etmiş olduklarının, birbirlerini öldürdüklerinin ve yaraladıklarının ayırdına vardılar.• 69