PS*K*YATR*K AC*LLER

advertisement
PSİKİYATRİK ACİLLER
Dr. Elif USAL
• Acil psikiyatri genel psikiyatrinin, acil
terapotik girişimin sıklıkla gerekli olduğu
durumlarla başetmek için özel becerilerin
varlığını gerektiren bir alt dalı haline gelmiştir.
Epidemiyoloji
• Psikiyatrik acil servislerine başvuran kadın
erkek sayısı eşit
• Bekarlar evlilere göre daha fazla başvurmakta
• Hastaların yüzde 20 kadarı süisidal
• Yüzde 10 kadarı saldırgan
•
•
•
•
Sık konulan tanılar:
Duygu durum bozuklukları
Şizofreni
Alkol bağımlılığı
• Acile başvuran hastaların yaklaşık yüzde 40’ı
hospitalizasyon gerektirmekte
Acil psikiyatrik görüşme
• Standart psikiyatrik görüşmeye benzer
• Fark : ZAMAN ve RİSK
• Psikiyatristin kurduğu ilişki belirleyicidir
• Hasta farketmeden birşeyler saklıyor olabilir
• Dolambaçsız, dürüst, ılımlı, tehdikar olmayan
psikiyatrist
• Medikal hastalıkları atlama!!!
SAİD
• Stabilize – stabilizasyon
• Ask – muayene
• İdentify – tanımlama
• Disposition - çıkış
Hastaları değerlendirmede genel
strateji
• 1. KENDİNİ KORU
• 2.ZARAR GELMESİNİ ÖNLE
• 3.GENEL TIBBİ DURUMLARIN YOL AÇTIĞI
BİLİŞSEL BOZUKLUKLARI EKARTE ET
• 4.OLASI PSİKOZU EKARTE ET
Tıbbi değerlendirme şart!
• Bilinen altta yatan tıbbi hastalığı olanlar
• Anormal vital bulguları olanlar
• Yaşlı hastalar
• Yeni ortaya çıkmış psikiyatrik semptomları
olanlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Tıbbi ve psikiyatrik etiyolojileri ayırt
etmede yardımcı olabilecek
prediktörler
40 >yaş, <12 yaş
Ani başlangıç
İlk atak
Dalgalanan seyir
Algısal bozukluklar- görme, koku halusinasyonları gibi
Bilinen tıbbi hastalık ve nörolojik semptomlar (bilinç kaybı, nöbet, kafa yaralanması, baş
ağrısı paterninde değişiklik, görmede değişiklik)
Klasik mental durum belirtileri (azalmış uyanıklık, dezoryantasyon, bellek bozukluğu,
konsantrasyon ve dikkat bozukluğu, diskalkuli, somutlaştırma)
Konuşma bozukluğu
Diğer mental durum belirtileri (konuşma, hareket, yürüyüş bozuklukları)
Yapısal apraksi (saat çizmede güçlükler)
Anormal vital bulgular
İnkontinans
Komplike olmuş ilaç tedavisi
Alkol veya ilaç kullanımı
Psikiyatrik hikayenin olamaması
Laboratuvar testleri
• Biyokimya, tam kan sayımı, idrar toksikolojisi,
gebelik testleri, EKG, beyin görüntüleme,
serum alkol düzeyleri, serum toksikoloji
taraması, KCFT, TFT, pulse oksimetre, nefes
testi, INR, asetaminofen ve ASA serum
düzeyleri, terapötik ilaç düzeyleri (digoksin,
Li, VA, karbamazepin, teofilin gibi)
Tecavüz ve Cinsel Taciz
• Tecavüz ; bir kişiyi istemediği halde zorla
cinsel eyleme sokmaktır.
• Genel olarak cinsel birleşme olmakla beraber
anal ilişki ve oral seks de tecavüz eylemidir.
Tecavüz ve Cinsel Taciz
• Tecavüz edenlerin çoğu erkek, kurbanların
çoğu kadındır.
• Ancak erkek tecavüzleri erkeklerin
hapsedildiği kurumlarda da görülmektedir.
• 16-24 yaş arası kadınlar en yüksek risk
kategorisindedir ama 15 aylık kadar genç ve
82 yaşında kadar yaşlı kurbanlar da vardır.
Tecavüz ve Cinsel Taciz
• Tecavüzlerin üçte birinden fazlası kurbanların
bildiği kişiler tarafından gerçekleştirilir.
• Yüzde 7si yakın akrabalardır.
• Beşte birinde birden fazla tecavüz eden vardır
(çete tecavüzü).
Tecavüz ve Cinsel Taciz
• Tecavüz kurbanın sıklıkla fiziksel bir zararla
(genellikle bir silahla) tehdit edildiği hayatı
tehdit eden bir deneyimdir.
• Tecavüze ek olarak cinsel tacizin diğer
formları yabancı cisimlerle genital
manipulasyon, acı çektirmek ve cinsel
aktiviteye zorlamadır.
Eşlik Eden Durumlar
•
•
•
•
Şiddete Maruz kalma
Ölüm Korkusu
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık Korkusu
Hamile Kalma Korkusu
Yaklaşım
• Tecavüz acil ve doğru girişimi gerektirir.
• Tecavüz kurbanları ömür boyu süren
psikolojik ve cinsel bir sekelle yaşamak
zorunda kalabilirler.
Yaklaşım
• Çok boyutlu müdahale
– Medikal
– Psikiyatrik
– Hukuki
Yaklaşım
• İlk yapılması gereken psikolojik güvenliğin
yeniden sağlanmasıdır.
– Teropatik ilişki
• güven verici, saygılı
• Şefkatli ve destekleyici
• yargılayıcı olmaktan uzak ve duyarlı olmalıdır.
– Yanlış atıfların düzeltilmesi
– Etkin Başetmenin Yeniden Yapılanması ve
desteklenmesi
– Sosyal Destekten Emin Olma
– Bilgi Sağlama
– Delil Toplama
Yaklaşım
• Mümkünse eğer hastayı daha rahat
konuşabilmesi açısından kadın klinisyen
değerlendirmelidir.
• Değerlendirme gizli, özel olarak yapılmalıdır.
Yaklaşım
• Psikolojik Güvenliğin yeniden Yapılanması
– Hastanede olduğunu anlaması ve algılamasına izin
verin.
– Güvendesiniz.
– Güç ve kontrol konularında duyarlı olabilirler.
Güven hissi ve saygı gösterildiğini hissettiren bir
ilişki bu duyarlılığı güven hissine dönüştürebilir.
Yaklaşım
• Tecavüz ve cinsel tacize tipik tepkiler utanç,
aşağılanma, anksiyete, konfüzyon ile nefret ve
öfkedir.
• Birçok kurban kısmen sorumlu olup
olmadığını ve saldırıyı bir şekilde davet edip
etmediğini merak eder.
• Hastaların katastrofik korkuları vardır.
Karanlıkta kalamaz, aşırı korkar, dışarı yalnız
başına gitmenin tehlikeli olduğunu düşünür.
Yaklaşım
• Tecavüz sonrası inançların katostrofik doğasını
anlamasına, tanımasına yardımcı olunmalıdır.
• Anksiyete, suçluluk ve öfkeyi azaltmaya
çalışmak gerekir.
Yaklaşım
• Tecavüzü presipite etmekte kurbanın davranışı,
homisid veya bir hırsızlığı presipite
etmektekinden daha az önemlidir.
• Tecavüz ve cinsel taciz kurbanları saldırıdan
sonra sıklıkla konfüzedir.
Yaklaşım
• Tecavüz ya da cinsel taciz açıkça kabul
edilmediyse, hastaların saldırıyı tartışmadaki
duraksaması ve konudan kaçınması karşımıza
çıkabilir.
– Stigma
– Tabu
– Yeniden saldırgan tarafından şiddete maruz kalma
veya öldürülme korkusu
Yaklaşım
• Hasta sorulardan kaçınırsa bu kaçınma kabul
görmelidir.
• Tecavüz kurbanının beklenmeyen, hayatı
tehdit edici strese maruz kaldığı
hatırlanmalıdır.
• Disosiyatif belirtiler de sakinlik veya başına
gelenlere kayıtsızlık olarak karşımıza çıkabilir.
• Bu bireyler TSSB gelişimi için riskli
bireylerdir.
Yaklaşım
• Hasta TSSB belirtileri açısından eğitilmeli,
gerektiğinde normalizasyon yapılmalıdır.
Yaklaşım
• Saldırının detaylı ve tam öyküsünü almak
terapötik açıdan ve yasal açıdan önemlidir.
Yaklaşım
• Güvenlik duygusu oluştuğunda hastaya
medikal durumuyla ilgili bilgi verilmeli ve
ilerideki tıbbi sorunlarla ilgili konuşulmalı.
– Gebelik
– Cinsel yolla bulaşabilir hastalıklar
– HIV
• Bu bilgilendirmede gerekli önlemlerin
alınabileceği ve takiplerin yapılabileceğine
ilişkin bilgiler içermeli, ümit kırıcı olmamalı.
Yaklaşım
• Dokunulmak, vajinal veya rektal muayene
olmak hastada girici düşünceleri ve
flashbackleri tetikleyebilir. Bunun farkında
olunmalı ve hasta desteklenmelidir.
• Aileden ya da arkadaşlardan birinin varlığı bu
esnada-muayenede- yardımcıdır.
Yaklaşım
• Bilgilendirme
– Yasal süreç
– Polisin sorumluluğu
– Delil toplama
Son aşama
• Hastanın yazılı rızasıyla semen ve pubik kıl
gibi tecavüzcüyü belirleyecek kanıt
toplanmalıdır.
• Kanıtların fotoğrafları mümkünse çekilmelidir.
• Kriminal işlemlerde tıbbi kayıtlar kanıt
olabileceğinden değerlendirmenin titiz ve
objektif bir şekilde dökümantasyonu
gereklidir.
• Tüm tecavüz madurlarına mutlaka psikiyatrik
destek önerilir.
TRAVMA
• Travma ruhsal yapı üzerinde uzun süreli ve kronik
değisiklikler yapma kapasitesinde olan önemli bir patolojik
etkendir.
• Bir travmadan sonra ortaya çıkan psikiyatrik bozukluklarından
en sık görülenleri travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve
depresyondur.
• Bunlar dısında travmaya bağlı olarak çesitli anksiyete ve
somatizasyon bozuklukları ortaya çıkabilmektedir.
• Dolayısıyla travma sonrasında yapılacak yardım daha sonra
kronik bir tablonun gelisme riskini azaltabileceğinden
önemlidir.
Epidemiyoloji
• ABD’de 8090 kisilik bir örneklem üzerinde yapılmıs bir
arastırmada, erkeklerin %60.3’ü, kadınların %50.3’ü
yasamları boyunca TSSB’nin A ölçütünü karsılayan en az
bir travma geçirdikleri gösterilmistir.
• Bu örneklem grubunda TSSB gelismesinin yaygın
nedenleri erkeklerde çarpısma, ağır yaralanma ya da ağır
yaralanmaya veya ölüme tanıklık etme iken; kadınlarda
tecavüz ve cinsel taciz olarak bulunmustur.
• Kadınlarda, kaza geçirme %13.8, tecavüze uğrama %9.2
oranında görülürken, erkeklerde bu oranlar sırasıyla %25 ve
%0.7’dir.
• Kadınlarda TSSB gelisme riskinin erkeklere göre iki kat
daha yüksek olduğu bildirilmektedir.
Etiyoloji
• Çok sayıda arastırma, travmayı takiben
otonom sinir sisteminin harekete geçtiğini
göstermistir.
• Sempatik aktiviteye bağlı olarak kalp atısı ve
kan basıncında artıs olurken daha sonra
travmayı hatırlatan durumlarda da aynı
fizyolojik tepkiler gelismektedir.
• Travmayı doğrudan anımsatmayan yüksek ses
gibi çesitli uyaranlar da hem otonomik
uyarılmaya hem de travma anılarının
canlanmasına neden olmaktadır.
• Arastırmalara göre travmatik stres beyinde
nörohormonlar ve transmiterler düzeyinde bir
çok değisiklik olusturmaktadır.
• Serotonin, asetilkolin, dopamin, GABA,
opiyatlar, oksitosin ve vazopresin
• Travmayı takiben ilk görülen tablo, akut stres
bozukluğudur.
• Travmayı takiben ilk bir ay içinde ortaya çıkar
ve en az iki gün, en çok 4 hafta sürer.
• Eğer semptomlar 4 haftadan daha uzun sürerse
tanı “travma sonrası stres bozukluğu” olarak
değistirilir.
Klinik
• Akut stres bozukluğu, dissosiyatif
semptomlar(B ölçütü);
• travmanın çesitli biçimlerde tekrarı ya da
travmayı anımsatan durumlarda sıkıntı duyma
(C ölçütü);
• travmayı anımsatan durumlardan kaçınma (D
ölçütü) ve
• artmıs uyarılmıslık (E ölçütü) belirtileri ile
seyreder.
• Travmaya doğal yanıt ise akut stres
bozukluğunu doldurmayacak ölçüde travmaya
bağlı kimi semptomların bulunmasıdır.
• Bunlar tanı için yeterli düzeyde olmayan
dissosiyatif, intruzif, kaçınma ya da
uyarılmıslık belirtileri olabilir.
• Örneğin sadece ilgisizlik ve yabancılık hissi
ve/veya uykusuzluk bulunabilir.
Tedavi
• Travmaya yönelik koruma, birincil, ikincil ve
üçüncül koruma olarak ayrılabilir.
• Birincil koruma travmanın önlenmesi ya da olaydan
önce hazırlık çalısmalarını içerir.
• Birincil korunmadan amaç olası travmatik
durumlarda zararların en az indirgenmesidir.
• İkincil korunma için olayın hemen ardından
yapılacak koruma, yani olayın etkilerinin
giderilmeye çalısılması,
• Üçüncül koruma da ortaya çıkan psikiyatrik
sorunların tedavisi anlamına gelir.
• Travmatik stresi önlemede yapılabilecek müdahaleler söyle
sıralanabilir.
1. Eğitim
2. Deneyim
3. Grup ve örgüt liderliği
4. Olayın anlamlandırılmasının yönetilmesi
5. Maruz kalmayla bas etme
6. Yorgunluk, uykusuzluk ve tükenmislikle bas etme
7. Dayanısma
8. Doğal, toplumsal destekler ve bakıcılar
9. Felaket stresi ve gerginliği konusunda eğitim
10.Sağlık personelinin eğitimi
11.Bunların isleyisinin kontrol edilmesi
• İkincil Koruma: Acil Tedavi
• Bir travmadan sonra ilk hafta içinde yüksek
düzeyde intruzyon ve kaçınma gösterenler,
• Travma sırasında ölüm tehlikesi atlatanlar ya
da ölümle sonuçlanmıs olaylara yakın olanlar ,
• Düsük düzeyde sosyal destek görenlerde
travmadan sonra bir psikiyatrik bozukluk
gelisme riski yüksektir.
• Akut dönemde uygulanacak yardımlar
kroniklesebilecek psikiyatrik tabloları önleyebilir.
• Ancak gene de akut tedavi, semptomları geçirse de
daha sonra TSSB gelisme riskini tamamen ortadan
kaldırmaz.
• Travmanın gerçek anlamda hissedilmesi toplumsal
desteğin sönmeye basladığı zamanlarda açığa çıkar.
• Bu rüyadan uyanma hali negativizm,
dezorganizasyon, travma ve kaybın bütünüyle
algılanması biçiminde karakterizedir.
• Motorlu araç kazaları, tecavüz ve saldırı gibi
bir veya iki kisiyi ilgilendiren durumlarda
maruz kalınan travmalar genellikle yaygın bir
ilgi olusturmazlar.
• Bu tip olaylara maruz kalanların sayısı, büyük
felaketlerde zarar gören insan sayısından fazla
olmasına rağmen bu tip deneyimler daha çok
izole edici olabilir.
• Bu nedenlerle kisisel travmalar toplumsal
sağlığı felaketlerden daha fazla etkilerler.
• Akut Değerlendirme Önceliklerin
Değerlendirilmesi ve İlk Yardım
• Güven verme
• Tehlikeleri bertaraf etme
• Akut bozukluk biyolojik, psikolojik ve sosyal
boyutları olan bir kombinasyon olarak
algılanmalıdır.
• Umut ve kontrol inancının yeniden kurulması
• Tehlikeyi reddetmesinin olası riskler ve
tehlikeye karşı yapabilcekleri anlatılmalı
• Suçluluk duyguları ve rahatsızlıkları ele
alınmalı
• Travmanın anlamlandırılması
• Affektif modülasyonun yeniden kurulması
• Hipervijilans ve aşırı uyarılma
• Travmadan kurtulmuş, başa çıkabilen, şimdiye
bakan, gelecek için amaçlar geliştiren hale
gelmek
• Kısa müdahalenin temel bileşenleri
(Symonds):
• Kontrol duygusu kazandırmak
• Yalnızlık duygularını gidermek
• Plan yapmasına yardım etmek
• Egemen bir davranışa maruz kalmadığını
hissettirmek
• Kisisel önem, bütünlük ve saygınlık
duygusunun yenilenmesi ve kontrol kazanma
• Özgürlük, rehberlik ve sorumluluk duygusuna
ihtiyaçları vardır.
• Akut Dönemde İlaç Kullanımı
• Travma sonrasındaki akut dönemde su
amaçlarla ilaç kullanılabilir:
• 1- İleri derecede ajitasyon ve dezorganizasyon
durumlarında sedasyon sağlamak amacıyla,
• 2- Travmatik anıların açığa çıkarılması ve
onlarla yüzlesilmesi amacıyla.
• Akut dönemde ilaç kullanma mantığı akut
yoğun stres ve kaygı reaksiyonlarını azaltmak
ve geriletmektir.
• İlaç tedavisi müdahaleleri genelde
semptomları hedefler ve nihayi bir çözüm
olmaya yönelik değildir.
• Semptomları azaltma, psikoterapötik
müdahaleye yanıtı kolaylaştırma
• Fluoksetin, peroksetin ve sertralinin içinde
bulunduğu SSRI grubu son yıllarda çok gözde
bir arastırma konusudur ama bu ilaçların akut
asamada yararları pek çalısılmamıstır.
İNTİHAR
• İntihar kisinin toplumsal ya da ruhsal
nedenlerle yasamına son vermesidir.
• İntihar girisimiyse kisinin kendini öldürme
amacıyla gerçeklestirdiği eylemdir.
• Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre
dünyada yılda 800.000 kisi intihar nedeniyle
ölmektedir.
• Son 45 yılda dünyada intihar hızlarının %60
oranında arttığı ve tüm dünyadaki intihar
hızının 16/100.000 olduğu bildirilmektedir.
Epidemiyoloji
• Ülkemizde 2002 yılı istatistiklerine göre intihar
hızı ortalama 3.3/100.000’dir
• Bu oran erkeklerde 4.05/100.000 kadınlarda
2.72/100.000
• 2002 yılında Türkiye’de toplam 2301 kisi intihar
etmistir.
• Bunların %55’i 15-34 yas grubundadır.
• 15-24 yas grubunda kadınlarda intihar oranı daha
yüksektir.
• Diğer yas gruplarında erkeklerde daha öndedir.
Etiyoloji
• Serotonerjik disfonksiyon
• Noradrenerjik sistem değişiklikleri
• Alfa 2 rsp artışı
• Lokus seruleusta norepinefrin nöron sayısında
azalma
İntiharda Klinik
• Psikiyatrik bozukluklar intihar eyleminde
oldukça önemli bir risk faktörüdür.
• İntihar girisiminde bulunan kisilerin %87’sinde
bir psikiyatrik bozukluk olduğu saptanmıstır.
• Duygu durum bozukluklarının %15’i intihar
edecektir.
• İntihar edenlerin %45-70’inde duygu durum
bozukluğu vardır.
• İntihar edenlerin %19-24’ünde daha
öncesinde süisid girişimi vardır.
• Süisid girişiminde bulunanların %10’u 10 yıl
içinde intihar edecektir.
Risk faktörleri
• 1) Sosyo-Demografik Özellikler
• · Cinsiyet: İntihar erkeklerde, intihar girisimiyse kadınlarda
daha sık görülmektedir.
• Yas: İntihar puberte öncesinde nadirdir.
• Erkeklerde intihar 45 yasından sonra artmakta, kadınlarda
ise intiharların çoğunluğu 55 yasından sonra olmaktadır.
• İntiharların %25’i ileri yaslarda olmaktayken, intihar
girisimleri genç yaslarda daha sıktır.
• Yetmis bes yasın üzerinde intihar oranı üç kat artmaktadır.
• Türkiye’de intihar oranları 15-24 yaslar arasında zirve
yapmaktadır ve ilerleyen yasla birlikte bu oranlar kadınlarda
daha belirgin olmak üzere azalmaktadır.
• Medeni durum: Bosanmıs ya da dul olmak,
yalnız yasamak intihar için risk faktörüdür.
• İntihar, evlilere oranla bekarlarda iki kat,
bosanmıs ya da ayrı yasayanlarda dört-bes kat
daha sık görülmektedir.
• Irk: ABD’de beyazlarda siyahlara göre 2-3 kat
daha fazladır.
• Eğitim, meslek ve ekonomik durum: İssiz
olmak intihar için bir risk faktörüdür.
• Seçilen yöntem: Erkekler silah, ası, yüksekten atlama gibi daha
öldürücü yöntemleri seçerken,
• Kadınlar daha çok ilaç alma gibi yöntemleri tercih etmektedir.
• Türkiye’de intihar yöntemleri ve yüzdeleri su sekilde
sıralanmaktadır:
• Yönteme Göre İntihar Yüzdesi
•Kendini asarak: %46.08
•Atesli silah kullanarak: %22.91
•Kimyevi madde kullanarak: %14.93
•Kendini yüksekten atarak: %10.65
•Kendini suya atarak: %2.16
•Diğer: %3.27
• Yasam olayları
• İliski problemleri, bir yakının kaybı, sosyal hayatla ilgili zorluklar,
ekonomik problemler intihar için önemli risk faktörleridir.
• Ülkemizde yasam olaylarına göre intihar nedenleri sıklıkları su
sekildedir.
•Hastalık: %38.9
•Aile geçimsizliği: %21.43
•Geçim zorluğu: %14.21
•Hissi iliski ve istediği ile evlenememe:
%10.39
•Ticari basarısızlık: %3.95
•Öğrenim basarısızlığı: %3.82
•Diğer: %7.3
• Tıbbi Hastalık Varlığı
• Fiziksel hastalık varlığı, intihar için bağımsız bir
risk faktörüdür.
• Tüm intiharların %25-75’i fiziksel hastalığı olan
kisilerden olusmaktadır.
• Aile öyküsü
• İntihar Girisimi Öyküsünün Varlığı
• Çalısmalar intihar girisiminden sonraki 3-6 aylık sürede
intihar riskinin yüksek olduğunu göstermektedir
• ikinci girisimlerin mortalitesi daha yüksektir.
• Tüm intiharların %19-24’ünde daha önce yapılmıs
intihar girisimleri bulunmakta
• Girisimlerin %10’u 10 yıl içinde ölümle
sonuçlanmaktadır.
• İntihar girisiminde bulunanların %50’sinin son 1 hafta
içerisinde bir hekime basvurmus olduğu çalısmalarla
gösterilmistir.
İntihar Girisimi ya da Düsüncesi
Olan Hastaya Yaklasımda Temel
İlkeler
• Tıbbi müdahalenin ardından hemen
psikiyatrist görmeli
• Aksi halde tekrarlama olasılığı var
• Bu dönemde hasta yardıma açıktır
• Görüşmecinin tutumu:
• Empatik, koruyucu, destekleyici, cesaret verici, iyi
bir dinleyici
• Çatışmaya girmemek gerekir
• Açık net soru sormalı
• Hissettiği duyguları ifade etmesi sağlanmalı
• Bilgi toplama: HASTAYI SORGULAMA!
• Kimlik bilgileri, eğitim, meslek, yaşadığı çevre,
aile bireyleri
A-1- İsim
• 2- Yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi
• 3- Mesleği
• 4- Ailesiyle ilgili genel bilgiler
• 5- Şu anda kimlerle birlikte yaşadığı
• B- Gözlem: Görünüş, davranış ve tutumlar
•
•
•
•
Girişimin ayrıntılı anamnezi ve nedenleri
Yakınmaları
Yakınmalarının gelişim hikayesi
Sorunun başlangıcını araştırma: Ne zaman başladığını
sorarak o sırada önemli olaylar olup olmadığını,
hastanın sorunu neye bağladığını araştırma. Sorunla
ilgili örnekler isteyerek sorun iyice anlaşılmaya çalışılır.
Sorunlar özetlenerek daha belirgin hale getirilir.
• Sorunun önemli boyutları araştırılır: Hastaya sorunun
sıklığı, süresi, düzelmesi vb. boyutlarla ilgili sorular
sorulur.
• Aktif intihar düşüncesi var mı
• İlk görüşme sırasında terapist intihar riskine
karşı uyanık olmalıdır.
• A) hikayede intihar girişimi varsa, b) Endojen
depresyon tanısı söz konusu ise (tekrarlayan
ataklar, erken uyanma, istek kaybı,
fonksiyonlarda yavaşlama, enerji ve cinsel
dürtülerde azalma,...) c) İlaç bağımlılığı, d) Alkol
bağımlılığı, e) Yakında dul kalış, boşanmış,
ayrılmış olma, f) Yaşlı yalnız hasta, söz konusu
ise intihar riski yüksektir.
• Önceki girişim ya da planları
• Hastanın daha önce intihar girişimlerinin olup
olmadığı araştırılır varsa ne zaman, nasıl olmuş?
•
O zaman ki presipitan faktörler nelerdi?
•
İntihar girişiminden sonra hayat nasıl devam etmiş.
•
Yaşamındaki olumlu ve olumsuz olaylar nelerdir?
•
Problemleriyle nasıl başa çıkmış?
• Şimdi ne olmuş da problemleriyle başa çıkamamış ve
tekrar intihar girişiminde bulunmuş?
•
•
•
•
•
•
•
Hastanın daha önceki tedavileri ayrıntılı araştırılır:
Daha önce tedavi nerede ve kimlerle görüşmüş?
Ne çeşit bir tedavi almış?
Kullandığı ilaçlar ve dozları neler?
ilaç kullanması ne zaman bırakmış, neden?
Tedaviden yarar görmüş mü?
Tedavi olma ve ilaç kullanma hakkındaki
düşünceleri neler?
• Hastanın ilgileri, uğraşları, kuvvetli ve zayıf
yönleri araştırılır.
• Hastanın çocukluğu ve gelişmesi araştırılır
(gerekli görülürse)
• İçgörü ve motivasyonu değerlendirilir
• Ön tanı konulur
Genel olarak hastayı değerlendirirken şunlara
dikkat etmeliyiz:
•
•
•
•
•
•
•
Semptomları neye karşı geliştirdi?
Semptomların fonksiyonu ne?
Semptomların olumlu tarafları ne?
Semptomların zayıf tarafları ne?
Semptomlar nelere tepki olarak çıktı?
Semptomlar hangi zayıf tarafa tepki olarak çıktı?
Semptom neyi sergiliyor? Fonksiyonu ne?
•
•
•
•
•
•
Self-estemi, ego gücünü değerlendir.
(Yetersizlikler ve patoloji değil geçmişteki
başvuruları, sorunlarla başedebilme gücü
önemlidir.)
Öfke kiminle ilgili, neye öfke?
Terapideki savunmaları neler?
Neyi baskıladı da semptom çıktı?
Neyle başa çıkamadı da sistemi bozuldu,
uyumsuz düşünce oldu? Bilişsel ve davranışsal
açıdan ele alınmalı.
İnsan ilişkileri nasıl etkilendi?
• Aile veya yakın çevrede intihar/ girişimi
• Yaşam olayları
• Ayrıntılı psikiyatrik muayene
• Destek sistemleri
• Ölümcül araçlara ulaşabilirliği
• Bilişsel çarpıtmalar
•
•
•
Bazen krize müdahale yeterli olurken bazen
de hastanın daha ileri bir tedaviye
gereksinimi olabilir.
Krize müdahalede aşırı anksiyete ve kişilik
çözülmesi belirtileri varsa bir süre için
sedatifler kullanılır. Bu durum kısa dönemde
kontrol edilmezse hasta hospitalize edilebilir.
Depresyon tanısı olan hasta hemen tedaviye
alınmalıdır.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Tedaviyi planlama:
Ayaktan takip mi yatırılarak tedavi mi?
Yatrılarak takip ve tedavi:
Israrlı düşüncesi varsa,
Dürtüsünü kontrol etme zorluğu varsa,
Öyküde ciddi intihar girişimi varsa,
Ciddi psik. hastalık varsa,
Destek sistemleri yetersizse,
Detaylı tanı- tedavi kaynağı gerekiyorsa
• Psikotrop ilaç kullanımı:
• Major depresyon ya da anksiyete nedeniyle
yapmışsa ugun antidepresan tedaviyi başla
• TCA , MAOI, BZD !!!!!!!
• Psikotik hastada hospitalizasyon uygun
olacaktır.
• EKT
• Lİ
• Klozapin
• Antipsikotikler (dürtüsellik varlığında)
• Psikoterapi:
• Problem çözmeye odaklı, kriz müdahalesi
• Alternatif ve uygulanabilir çözüm yolları bulma
konusunda yardım
• Zorlayıcı ve direktif olmadan!!
Hastayla İlişki
•
•
•
•
•
•
Otorite ilişkisi değil
Bilgilendirme değil
Dertleşme değil
Öğüt vermek değil
Onun yerine karar verme değil
İkna değil
• Görüşmelerde hastanın duygularını ifade
edebilmesi için ortam hazırlamak çok
önemlidir.
• Tedavi süreci içinde hastanın kendini ifade
etmesi, sorunlarını dile getirmesi için
destekleme ve cesaretlendirme önemlidir.
• Temelde destekleyici, çok yönlü bir yaklaşım
esas alınır.
• Her koşulda yaşam değerlidir, inancı içinde
yaklaşılır.
• Kriz gelişmek için bir şanstır. Birey daha az
savunucu ve yardım almaya daha açıktır.
• Kişiler arası ilişkiler yeniden düzeltilmeli
• Yakın bir aile bireyi ya da arkadaşı bu süreçte
yardım edebilir
Tedavide Genel Amaçlar
• Davranış değişikliğine işlerlik kazandırmak
• Başa çıkma becerilerini artırmak
• Karar verme becerisini artırmak
• İç ve dış kaynakları bulma, kullanma
• Düşük benlik imge ve saygısını normale
getirme
• İç ve dış çevre üzerinde kontrol etkinliği (iç ve
dış etkenlerle baş etme)
•
Şimdiki yakınmalar, daha önceki dekompanzasyon
dönemleri ve süre giden kişilik örüntüleri arasında
bağlantı kurulmaya çalışılır.
•
Hastaya yaşadığı güçlüklerle ilgili, hastanın
anlayabileceği biçimde açıklama yapılır.
•
Hastanın korkuları ve direnci ortaya çıkarılmalıdır.
•
Geçmişe yönelik çok fazla müdahalede bulunmaktan
kaçınılmalıdır.
• Gereksinim duyduğunda yine yardım
alabileceği güvencesi verilerek, mutlak gerekli
ise bireysel veya grup psikoterapisi önerilerek
tedavi sonlandırılmalıdır.
• KDT: Altta yatan anksiyete bozuklukları ve
depresyon gibi psikiyatrik tabloların tedavisi
• Psikanalitik psikoterapiler
• Aile terapileri
Teşekkürler
• Comment: One could argue that these researchers were
studying treatment of evolving PTSD, not prevention of
PTSD in an at-risk group. Still, a moderate antidepressant
dose seems to not alter the risk for full-blown PTSD and to
produce worse outcomes at 9 months than prolonged
exposure and cognitive therapy. PE and CT seem very
effective for short-term PTSD symptoms, but people with
few PTSD symptoms seem not to need these interventions.
Soon after catastrophic events that affect a large number of
people, those with PTSD symptoms should be offered PE or
CT. If resources are limited, treatment can be deferred for
some (e.g., those who do not yet want it), with the
understanding that later treatment works but delays the
start of recovery.
Tecavüz kurbanları
Uzamış exposure V EMDR
ve Bekleme Listesi (BL)
…
Her iki yöntem de BL den daha etkili, ama her
ikisi arasında fark yok…
1980-2005 arası yapılmış 23 klinik araştırmanın
meta analizi
BDT V Diğer tedaviler
BDT de EMDR ye göre daha iyi düzelme
Download