İLERLEYİCİ SENSORİNÖRAL İŞİTME KAYBI Dr. Ahmet Hamdi KEPEKÇİ (•) İlerleyici sensorinöral işitme kaybı, hem hastayı korkutan hem de KBB hekiminin gayretlerini boşa çıkartan bir tablodur. Hastanın yaşının büyümesiyle işitmesinin daha da bozulması huzursuzluğa neden olur. İlerleyici sensorinöral işitme kaybı ile uğraşan doktor zor bir durumla katşı karşıyadır. Hastanın işitmesinin düzeltilmesi veya korunması hususundaki aşın talebine karşılık hekimin elindeki olanaklar sınırlıdır. Genellikle yapılan tedaviye rağmen hastanın işitmesi az çok bozulmuş kalacak veya daha da kötüleşmeye devam edecektir. dır. 3. Karşılaştırma bakımından yapılan bütün odyometrik ölçümler American National Standart Institute (ANSI) tarafından kabul edilen standartlara uygun donatım kullanan tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır. DEGERLENDİRME İlerleyici sensorinöral işitme kaybı teşhisi konduktan sonra etyolojinin açığa çıkması için çalışılma­ lıdır. Rutin sorulara ek olarak şu sorulara da cevap aranmalıdır: İlerleyici ifadesi stabil olmayan bir durumu tanımlamak için kullanılır. İlerleyici sensorinöral işit­ me kaybı, zaman ile kötüleşen kaybı ile karakterizedir. ilerlemenin ciddiyetini 2 faktör belirler. Birincisi, işitme kaybının gittikçe artan seviyesi, ikincisi işitme kaybının anma hızıdır. Yavaş ilerleyen sensorinöral Bir yıl esnasınca Hızlı Birkaç ay 1. İlerleyici sensorinöral işitme kaybı ile birlikte görmede bulanıklık veya kayıp, parastezi, kas zayıflığı, yürümede değişme, dengesizlik veya nöromüsküler kontrol kaybı gibi herhangi bir semptom var mı? başağrısı, 2. Ailede işitme kaybı: kuzi işitme kaybının anması. ilerleyen sensorinöral işitme kaybı: 3. Hasta veya anne-babası, işitme kaybı ile ilgisi olabilen geçmişteki bir olayın farkındalar mı? Mesela kafa travması, (serebospinal sıvıdaki hızlı bir artışa sebep olabilen künt travma), vira! veya ciddi bakteriyel hastalık, ototoksik ilaçlarla tedavi sayılabi­ lir. esnasınca işitme kaybının anması. İlerleyici sensorinöral ·işitme kaybının teşhis gibi özetlenebilir: aşağıdaki 1. Birbirini takip eden 3 odyometrik dirmenin sonucu; Yapılan tam bir otonörolojik muayeneye ek olarak aşağıdaki noktalara özel dikkat edilmelidir: değerlen­ ı. Göz ve fundoskopik muayene: Görme kesinliğindeki anormallikler, irisin rengi ve retinanın pigment:ısyonu bilinen sendromları gösterebilir. Pür ton odyogramda tutulmuş frekanslarda 10 db'den daha büyük artış, diskriminasyon skorunda % IO'dan büyük bir defisit olmalıdır. 2. Testler arasındaki (•) Haseki Hastanesi KBB Kliniği süre en az 24 saat dışında işitme kaybı olan veya presbiaolan herhangi bir birey var mı? Ani ilerleyen sensorinöral işitme kaybı: Birkaç gün esnasınca onaya çıkan işitme kaybı olarak tanımlanır. kriterleri doğumsal sağırlığı 2. Deri sistemi: Prematür gri saç, gri saçlı olmalı- 4S K.B.B. POSTASI !ıklar daha çok ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ile birliktedir. Teşhis girişimleri dejeneratif sürecin olduğu orgarılara yönetilmelidir. lokalize kısımlar, derinin depigmente alanları ve kuru kepekli cild bilinen sendromlar için ipuçu verebilir. 3. YÜZ: Gözler arasındaki interkantal mesafe, burun kemerinin rölatif çıkıntısı, gözlere kıyasla kulakların pozisyonu, ağız şekli ve başın biçimine özel olarak bakılmalıdır. 4. Ekstremiteler: Eller ve Takip Hasta ne kadar sıklıkla muayene olacak ve odyometrik ölçümlerini yaptıracak sorusuna cevap vermek gerekir. ayakların yokluğu, eller veya parmak biçimlerinin anormalliği, gevşek eklemlere dikkat edilmelidir. 1. Teşhisten sonraki 2 sene için her 4 ayda bir muayene, odiyogram, diskrimasyon testi tekrarlan- aşırı malıdır. TEŞHİS 2. Hasta işitmesinde bir değişiklik duyduğunda veya nörolojik hastalığa ait semptom ve işaretler belirdiğinde beklemeksizin muayene ve ölçümler İlerleyici sensorinöral işitme kaybı olan bütün hastalan değerlendirmede rutin olarak teşhise yönelik özel çalışmalar yoktur. Teşhise yönelik çalışma­ larda hastalığın teşhis edildiği yaş, örn~m arzeder. yaptırılmalıdır. Zaman Bebeklik çağı İşitme bozukluğunun izlenebilmesi için, zaman düzenli bir birim içinde ölçülmelidir. Bu yüzden, odiyometrik verileri anlamlı bir şekilde organize etmek için, zaman 30 gün kabul edilen aylık süreler içinde ölçülür. Ani işitme kaybı saatler veya gürıler içinde oluşabilirse de ilerleyici sersorinöral işitme kaybı sıklıkla daha uzun sürede oluşur ve bulgular birkaç yıl saklı kalabilir. 30 günlük izleme periyodları seçilmekle işitmedeki kısa dönem değişiklikleri (fluktuasyonlu sensorinöral işitme kaybı) ortaya konabilir. ~onjenital viral veya sifilitik infeksiyonlar için serolojik testler yapılır. TORCH titresi yapılmalıdır. (TO Toxoplazmosis. R Rubella, C Cytomegalovirus, H Herpes) Erken çocukluk çağı Serolojik çalışmalara ek olarak, birlikte ola.bilecek nefropatiyi gösterece~ olan idrarda protein kontrolü faydalıdır. Keza bir Bilgisayarlı tomografik tetkik (BT) Mondini displazisi veya patent koklear akuadukt gibi konjenital temporal kemik anomallerini göstermede kullanılır. İstatistiksel metodlar İstatistiksel metodların uygulanması ile doktor Gençlik çağı veya odiyolog Adolesan yılları hem emosyonel gelişme , hem de fizyolojik değişim açısından çalkantılıdır. Fluktuan veya ilerleyici sensorinöral işitme kaybı teşhis edildiğinde fonksiyonel, nonorganik hastalık­ lar açısından dikkatli olunmalıdır. bilgileri edinirler: 1. Grafiksel olarak, hastanın işitme kaybı hakkında fikir sahibi olunur. 2. Yeni test sonuçları, önceki test sonuçları ile karşılaştırılabilinir. Erken yetişkin çağı 3. Yeni bir işitme testinin, önceki test sonuçlarından önemli derecedeki farklılığı tespit edilir. Degeneratif hastalıklardan ziyade otoimmun, veya idiopatik hastalıklar daha muhtemeldir. Sedimentasyon hızı, antinüklear faktör ve bazı vakalarda, tiroid fonksiyon testleri yapılmalıdır. Aynca akustik nöroma veya intrakranyal neoplazmlar için Manyetik rezonanslı görüntüleme (MRI) veya (BT) yapılmalıdır. neopl;ıstik 4. İşitme kaybının hızı hesaplanabilir. Son zamanlarda, ilerleyici sensorinöral işitme olan hastayı izleyen bir doktor bu sonuçlara göre cerrahi veya medikal tedavi hakkında karar verebilir. Örneğin fluktuan veya yavaş ilerleyen sensorinöral işitme kaybı olan hastada aniden işitmede kötüleşme görülürse, nörotoksik hasar veya perilenfatik fistül gibi durumlar olabilir. Son yapılan odiyokaybı Geç yetişkin çağı Hayatın şu 5 döneminden sonra dejeneratif hasta- 46 metrik verilere dayalı istatistik analizlerle bu gibi durumlar ortaya çıkartılabilir. taşıyıcılarını saptamak imkansız olsa bile, bazı özel testlerle herediter hastalıklarda taşıyıcılar saptanabilmektedir. Gelecekte belki de, işitme bozukluğu genini resesif olarak taşıyanlar belirlenebilecektir. Taşıyıcı anne ve babadan işitme özürlü doğacak çocuğun oranı o/o 25'tir. Hastanın işitme kaybı hızını presbiakuzi için ile kıyaslanmalıdır. 40 ile 75 yaşın üzerindeki normal işiten şahıslarda yılda 2 dB'lık kayıp olur. 40 yaşın altındakilerde işitme kaybı hızı önemsenmez. düşünülen işitme kaybı hızı Resesif erken başlangıçlı ilerleyici sensorinöral işitme kaybı, 1-6 yaşlar arasında hızla gelişir ve 6 yaş civarında ileri işitme kaybı seviyesine ulaşır. Hasta 10 aile üzerinde yapılan odiyogramlar, 60-100 dB'lerde tüm frekanslarda ileri sensorinöral işitme İLERLEYİCİ SENSORİNÖRAL İŞİTME KAYBI- NA NEDEN OLAN GENETİK FAK.TÖRLER Erken dönemde saptanan ilerleyici sensorinöral olan hastaların önemli bir kısmında işit­ me bozukluğu etyolojisinde genetik faktörler vardır. Çocukluk çağındaki sağırlık olgularının yaklaşık o/o 50'si herediterdir. Eğer ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ile birlikte ilerlemiş dismorfik görünümler veya diğer sendromlarla ilgili lekeler varsa klinisyen ilerleyici işitme kaybının kolayca herediter olduğunu söyleyebilir. Bu bulgular yoksa ocliyogramın dikkatli analizi, işitme kaybının başlangıç yaşı ve işitme kaybının ilerleme hızı , soy ağacının analizi ilerleyici sensorinöral işitme kaybındaki irsiyet faktörünü ortaya koyabilir. Sıklıkla ilerleyici sensorinöral işitme kaybı olan hastalar, anne - babaları, büyükannebüyükbabaları ve diğer akrabalarının işitmeleri hakkında doğru bilgiler vermemektedirler. Ayrıca odiyolojik testler son 10-20 yıldır yaygınlaştığından eski he rediter faktörleri saptamak da güçtür. Önceleri kü çük çocuklarda ve genç çocuklarda i ş itm e değişimlerini tespit güçtü. Ayrıca büyüklerde de tüm frekanslarda ölçüm yapma~ zordu. Son yıllardaki gelişmelerle bu sorunlar ortadan kalkmıştır. İleride işitme bozukluklarını erken dönemde saptamak ve kayıt etmek mümkün olacak ve ilerleyici sensorinöral işitme kaybı olan şahıs larda genetik faktörleri saptamak da daha kolaylaşacaktır. işitme kaybı Bazı kaybı göstermiştir. Otozomal dominant kalıtım Kalıtsal sağırlık olgularının mal dominant o/o 20-25'ini otozo- kalıtım olu ş turnr. Dominant geçen işitme kaybından etkilenen birey için mutlaka etkileyen bir ebeveyn gereklidir. Etkilenmiş ebeveynlerin, etkilenmiş bir çocuk oluşturmaları şansı 1/ 2'dir. Defektli genin varyasyonları nedeniyle etkilenmiş ebeveynde, hastalığın tanınmasını sağlayan , stigmatlar görülmeyebilir. Örneğin, Wanderburg sendromunda işitme bozukluğu olan bir çocuğun ebeveyninin işitmesi normal olabilir. Bununla beraber ebeveyindeki çalışmalarda sendromun bazı belirtileri tespit edilebilir, işitme bozuklukları dikkatlice yapı­ lan işitme testleriyle gösterilebilir. Sensorinöral iş itme kaybı olan birçok çocuk, prematur gri saç veya bir cid hastalığının diğer stigmatlarını gösteren ebeveyn veya akrabalara sahiptir. Otozomal dominant ilerleyici sorinöral işitme kayıpları kalıtsal sen- Hastalığın başlangıcı 5-15 yaş arasındadır. 15 kadar işitme kaybı gelişmeyen aile üyelerinde ileride işitme bozuklukları gelişmeyecektir. İşitme kaybı simetriktir. 40 yaş üzerinde düşük frekans kayıpları, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. yaşa genetik bilgiler Herediter ilerleyici sensorinöral işitme kaybı koyabilmek için doktorun genetik hakkında bilgili olması gerekir. Dominant, erken sorinöral işitme kaybı teşhisini başlangıçlı ilerleyici sen- Çocuklukta veya erken yetişkinlikte ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ile karakterize olan sağırlık tipi birçok ailede tanımlanmıştır. (Konigsmark ve Gorlin 1976). Genelde etkilenen bireylerde 1. ve 2. dekatta yüksek frekansta sensorinöral işitme kaybı gelişmektedir. Halbuki 2000 Hz altındajd işitme eşik­ leri normaldir. Yaşlılıkta ileri işitme kaybı olana Otozomal resesif kalıtım Genetik olarak iş itme bozukluğunun o/o 7580'inin geçişi otozomal resesiftir. Otozomol resesif hastalar, işitme bozukluğu olmayan ama i ş itme bozukluğunun tek bir gen olarak taşıyan kiş ilerin çocuklarıdır. Günümüzde çoğu resesif hasta lıkların 47 oluşumuyla kadar tedricen orta frekanslar etkilenmektedir. Mikst tipi Başlangıç çocuklukta olabilmektedir. İşitme kaybının bu formu, sadece yüksek frekansları etkilediği zaman hayatın erken dönemlerinde tanınmaya­ bilir. Yaşın ilerlemesiyle işitme kaybı, orta ve alçak frekansları etkiler. Crowe ve arkadaşları 0934). etkilenen. bireylerde, corti organının basa! kıvrımı üzerinde farklı bir atrofi alanı ile beraber basa! kıvrıma giden 8. kranial sinirde atrofi göstermiştir. bağlı olarak geçen bircok ilerleyici sensorinöral işitme kaybı şekli vardır. X'e bağlı defektler hemen hemen her zaman .erkeklerde görülür ve taşıyıcı annelerden erkek çocuklarına geçerler. bağlı İLERLEYİCİ SENSORİNÖRAL İŞİTME KAYBI OIAN HASTAIARDA GÖRÜLEN DİGER HASTALIKLAR Tanınabilir kalıtsal hastalıklar erken başlangıçlı ilerleyici senso- rinöral işitme kaybı Tanınabilir bir kalıtsal hastalığın teşhisinde doktor, diğer bulgularla birlikte olabilen veya olmayabilen ilerleyici sensorinöral işitme kaybının şeklini tanımalıdır. Anamnez işitme bozukluğu ve muayene baş ve boyun bölgesi üzerinde odaklansa bile doktorun ilerleyici sensorinöral işitme kaybı tanınabilir tipleri, bu hastalıklar üzerinde bilgi ve çalışması varsa; bulgular anlaşılacaktır. Örneğin ilerleyici sensorinöral işitme kaybı kalıtımının ailevi şekli başlan­ gıçta tespit edilebilir. İdrar sonuçlarında proteinüri gösterilince hastalık, sensorinöral işitme kaybı ile giden bir herediter nefrit olduğu tanınabilmelidir. X'e bağlı bu tür işitme kaybı 1960'da Mahr ve Mageroy tarafından tarif edildi. Bu kişiler, ailedeki tüm etkilenmiş kişilerde erken çocuklukta az bir işit­ menin olduğuna inanıyorlardı. Çünkü her birey biraz konuşma becerisi kazanmaktaydı (Konigsmark ve Gorlin 1976). Bununla beraber, konuşma yeteneği 3 yaş civarında azalmakta ve bundan sonra kötüleşerek devam etmektedir. Doğumsal ve sensorinöral sağırlık, stapesin d<;>ğumsal fiksasyonu ve bir perilenf fistülü 1971'de ilk olarak Nance işitme kaybı Bu nedenle cerrahi için olgu seçimi son derece önemlidir. Cerrah için en güvenilmez olgu, çocukluk ve erken erişkinlikte fluktasyonla ilerleme gösteren mikst tipi işitme kaybı gelişen hastalardır. Sıklıkla her iki kulağın durumu asimetriktir ve bazen anlamlı X'e bağlı kalıtımla geçen türde sensorinöral işitme azlığına ait aile anemnezi olabilir. X'e bağlı kalıtım X'e işitme kaybı gelişebilir. olan ilerleyici sensorinöral işitme kayıplı hastalar ve X'e bağımlı olarak kalı­ tım tipi olan diğer aile üyeleri için, cerrahi müdahalelerde riskler yüksektir ve işitme cihazı ile tedavi daha güvenilir ve uygun bir alternatiftir. Dominant yüksek frekans ilerleyici sensorinöral işitme kaybı X'e total tarafından tarif edildi. Otozomal dominant geçişli herediter kokIeosakküler dejenerasyon ve ilerleyici katarakt tabanının anüler halkasının yokluğu gösterilmiştir. Tüm frekanslarda iletim ve sensorinöral komponentli bir işitme kaybı görülmüştür. Birçok olguda kayıp ilerleyici olmamasına rağmen birkaç ?iguda ilerleme saptanAnormallik olarak sadece stapes Burges (1982) tarafından tarif edilen hasta sağ gözünde doğumsal katarakt ile doğmuştu. Müteakiben sol gözünde de katarakt gelişmişti. İşitme kaybı ilk olarak 26 yaşında bulunmuştu. Sağ kulak çok ileri derecede olarak etkilenmişti. Denge mıştır. Genelde önemli iletim tipi ton işitme kaybı vardır. kayıpla birlikte bariz bozukluğu gelişmişti. düşük Histopatolojik analize göre, hasta normaı iç kulak mikroanatomisiyle doğar ve sonra iç kulağın bazı anatomik elemanlarında dejenerasyon oluşur. Bu kendi kendini imha etme mekanizması ilerleyici sen sorinöral işitme kaybının diğer şekillerinde de sorumlu olabilir. Bununla beraber birçok histopatolojik çalışma, patolojik maddeleri ve etyolojiyi daha iyi anlamak için gerekli olacaktır. Hastalığın belki de en önemli tarafı, işitme kaybının iletim kompanentini için yapılan çalışmalarda stapesin kaldırılması veya manipülasyonu perilenf fistülü için potansiyel risk taşımasıdır. Bu hastalarda sıklıkla odiyolojik bulgular, doktoru işitme kaybının iletim kompone ntini azaltmak veya kaldırmaya yöneltebilir. Maalesef intraoperatif perilenf fistülü 48 mesini durdurabilir. Herediter makrotrombositopeni ve nefrit Yazarlar bu çalışmaların kısa süreli olduğunu ve cerrahi müdahalenini işitme kaybının uzun süreli önlenmesinde gerçekten etkili olup olmadığının belirlenmesinde daha uzun süreli hasat takiplerinin yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Bu sendrom makrotrombositopatiktrombositopeni episodları, kanama eğilimi, sağırlık ve renal bozukluk ile karakterizedir. İşitme kaybı ilerleyicidir ve böbrek lezyonunun ciddiliğiyle ilişkisizdir. İşitme kaybı 3 yaş civarında tespit edilir. Başlangıçta kayıp yüksek frekanslardayken sonra orta alçak frekansları da tutar. Kalıtım tipi kesin olarak belirlenememiştir. Otoimmün bozukluklar Otoimmün bozukluklar iç kulağı etkileyerek ilerleyici sensorinöral işitme kaybı yapabilirler. Klirıik olarak genellikle bilateral ilerleyici sensorinöral işitme kaybı, bilateral vestibüler cevaplarda azalma, basınç hissi ve tinnitus görülür. Otoimmün orta kulak hastalığının primer tedavisi streoidlerin verilmesidir. Mc Cabe Cl979'cla) siklofasfamid ile yüksek dozda steroicllerin kombine olarak verilmesini tavsiye etmiştir. Dexametazon günde 16 mg eşit dozlara bölünerek oral olarak 2 ay verilir. Sonra gittikçe azaltılarak 2-4 mg'a geçilir. Semptomlara göre steroid tedavisi 6-24 aya kadar uzatılabilir. Diğer bir tedavi şekli de, seçilmiş bazı otoimmün hastalarda plasmoferezis uygulanmasıdır. Otoimmün iç kulak hastalığı vaskülit sonucunda olaştuğundan (cogan sendr.), steroide yanıt vermeyen hastalarda plazmoforezisin endikasyonu genişlemiştir. Her tedavide yaklaşık 2 litre kan filtre edilir ve % 5 alumin replesman sıvısı şeklinde verilir. Mordibite önemsizdir. Bakteriyel menenjit Geçmişte birçok doktor menenjit sonucu olan stabil işitme bozukluğu olduğunu düşünürlerdi. Son zamanlardaki bulgular ise bakteriyel menenjit atağından yıllar sonra işitmenin kötüleşebildiğini göstermiştir (Berlow ve ark. 1980, Siles ve Chobat 1985). işitme bozukluklarının Bakteriyel menenjit geçiren çocukların hastane sonra 1O yıllık odiyogramlar ile izlenmesi uygundur. çıkışından Neoplazmalar Schwannom ilerleyici s~nsorinöral sebep olabilir. işitme kaybı Viral bozukluklar ilerleyici sensorinöral işitme kaybını gözle görülür bir etyoloji olmayınca, etyolojik faktör olarak vira! infeksiyonlar akla gelir. İşitme kaybı hızlı ve ani ol:ırak gelişirse ve diğer etyoloji ajanlar bulunamıyorsa, vira! etyolojik faktörler rol oynuyor olabilir. Son yıllarda sitomegalovirüs (CMV)ün, konjenital-viral işitme bozukluklarının en sık nedeni olduğu bildirilmiştir. Sıklıkla, açıklayan Hughes ve ri bu konudaki tespitle- şunlardır: 1. Otoimmün iç kulak hastalığı sistemik veya lokalize bir otolojik immün hastalık olarak meydana gelebilir. Konjenital CMV infeksiyonlu çocuklar 5-6 yaşı­ na kadar odiyolojik olarak incelenmelidir. Çünkü CMV endolabirintitis sonucunda ilerleyici ve de sık­ lıkla geç ve aniden işitme kaybı oluşabilir. 2. İşitme kaybı herhangi bir yaşta, bilateral veya ünilateral, ani başlangıçlı, fluktuan veya progresif dizzinesle birlikte veya olmaksızın başlayabilir. 3. Otoimmün iç kulak hastalığının patogenezi muhtemelen multifaktöriyel (sellüler ve humoral)dır. Mondini displazisi Yazarlara göre endolenfatik subaraknoid şant, fluktasyonun ve bu çocuklardaki işitme kaybının ilerlemesine engel olur. Tahminlerine göre de, silialardaki ilerleyici hasar endo.lenfatikhidrops sonucu oluşan membran rüptürüyle oluşmaktadır. Mondini displazili hastalar mümkün erken dönemde tanımlanmalıdır. arkadaşlarının 4. Çok sayıda farklı hassasiyet ve spesifiklikte test vardır, fakat en hassas test bile yanlışlıkla normal çıkabilir(Semptomlar akut değil ve hasta immünosupresör ilaç alıyorsa). 5. Murad tedavisi steroidlerdir, bununla birlikte sitotoksik ilaçlar steroide cevap yoksa tavsiye edilir. Bazı hastalarda agresif tedaviye rağmen ilerleyici olduğunca Endolenfatik subaraknoid şant, hastanın fluksuprese ederek işitme kaybının ilerle- işitme kaybı gelişebilir. tuasyonlarını 49 ekstrapiramidal edilebilir. Atipik cogen sendromu Nonsifılitik interstisyel keratit+ilerleyici ve fluktuan işitme kaybı, cogen sendromu olarak bilinir. Cogen sendromuna benzer, otoimmun olduğu sanı­ lan bir hastalık da atipik cogen sendromu olarak adlandırılır. Hastalık gastrointestinal şikayetler, sklerokeratitit ve bilateral ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ile karakterizedir. bozukluğun fiziksel bulguları fark Görme kaybı, DM ve birlikteki anoroaHJer (DIDMOAD sendromu) Sendromun adı olan DIDMOAD; karakteristik bulgularının (Diabetes Insipitus, Diabetes Mellitus, Optic Atrofi ve Deafness (sağırlık) baş harflerinden oluşur. Ülseratif kolitte, semptomları iyi bilinen birçok otoimmün hastalıkta , ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ortaya çıkabilir. Romatoid artrit, Sjögren's sendromu Wegener gramülomatozisi ve polyarteritis nodoza da iletim tipi veya ilerleyici sensorinöral işit­ me kaybı olabilir. İlerleyici sensorinöral işitme kaybı intralabirenter damarların otoimmün bir vaskülitine sekonder olabilir. Dental anomaliler Cook ve arkadaşları (1981) nın bir raporu ilerleyici sensorinöral işitme kaybı içeren çapraşık ve yeni tanımlanmış bir bozukluğu örneklemektedir. Bu bozukluk anormal dental kuron morfolojisi ve ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ile karakterizedir. Bu bozukluk otozom~l dominant geçişli bir sendromdur. Perllenf fistülü Çoğu otolaringolojist, baş ve boyun cerrahi normal dental kuron morfolojisine aşina olmadıkları için, belki de etyolojisi bilinmeyen ilerleyici sensorinöral işitme kayıplı bazı hastalarda, otodental displasi ile ilişkili olan ilerleyici sensorinöral işitme kaybı Klasik olarak, perilenf fistüllü hastalarda ani başlangıçlı fluktuan işitme kaybı gelişir. Konjenital işitme kaybı olan çocuklarda fistüller predispozan olabilir ve işitme kaybı gelişen fistüllere bağlı olabilir. Fistüllerin onarımı normal işitmeyi restore etmekten ziyade ilerleyemeyi stabilize eder. vardır. Koklear oıoskleroz Kanzohi (1986) 24 vakada, başlangıç muayenesinden sonra işitme bozukluğunun odiogram doğru­ landığı, idyopatik ani ilerleyici sensorinöral işitme kaybı rapor ettiler. Eksploratris timpanotomide % 40 perilenf fistülü bulunmuştur. Geri kalan kısmında ise fistül görülmemiştir. Hastalarda yaşla orantısız bir sensorinöral işit­ me kaybı bulgusu varsa, koklear otoskleroz olabilir. Son yıllarda yapılan temporal kemik çalışmalarında otosklerozisli hastalarda sensoryal işitme kaybının kokleadaki anormal değişikliklerle ilişkili olabileceğine dair kanıtlar elde edilmiştir. Diğer hastalıklar İşitme cihazları kullanımı sonucu gelişen İlerleyici sensorinöral işitme kaybı kalıtsal tiplerine ek olarak ve bir komponent olarak ilerleyici sensorinöral işitme kaybı içeren birçok hastalık vardır. Her ne kadar burada ilerleyici sensorinöral işit­ me kaybı içeren tüm hastalıkları özetlemek mümkün değilse de bir kısmından bahsedilecektir. işitme kaybı Yıllardan mekanizmaları beri yükseltilmiş seslerin koklear hasara uğratabileceği düşünülmüş ve tartışılmıştır. Genelde odyolojistler uygun işitme ayarlı amplifıye seviyeli işitme cihazlarının hastanın işitmesini ters olarak etkilemediğini kabul etmişlerdir Ataksi içeren hastahklar Kokleovestibular dejenerasyona bağlı herediter anomalilerle birliktedir. Tabi hastaya aşırı yükselme sağlayan bir işitme zaman veya uygun olmayan fonksiyonlu cihaz kullanıldığı zaman gürültüye bağlı geçici veya kalıcı akustik travma gelişebilir. ataksi,sıklıkla diğer verildiği Dejeneratif nörolojik bozulduk Nörolojik bozukluğa bir örnek, ilerleyici sensorinöral işitme kaybı içerebilen ilerleyici myoklonik epilepsidir. Başlangıcı genellikle hayatın birinci ya da ikinci 10 yılındadır. Serebellar, piramidal ya da Barr ve Wedenburg herediter işitme kayıplı vakaların yarısından çoğunun işitme cihazına bağlı olmayan spontan ilerleme so gösterdiğini araştırmala- nyla ortaya ortalamasında koymuşlardır. 10 dB'den daha büyük değişim var- dır. Çalışmaların yeterli olmamasına rağmen otörler ilerleyici işitme kaybının işitme cihazıyla ilgi olmadı­ ğını öne sürmektedirler. fluktuan sensorinöral işitme ilerleyici sensorinöral işitme kayıplı hastalardan ayırtetmek zor olabilir. Bu iki hastalığın etyolojileri farklı olabileceği gibi tedavi yaklaşımları da önemli farklar gösterebilir. 2. Başlangıçta, kayıplı hastaları ÖZET 1İerleyici sensorinöral işitme kaybı teşhis ve tedavisi hastalığın zaman ile ilgili yönü nedeniyle zordur. Ayırıcı tanı iki noktada yapılır. 3. ilerleyici sensorinöral işitme kaybı olan hasta edilir edilmez uzun süreli takibe alınmalıdır. Sık periyodlarla yapılan odiyolojik değerlendirmeler hatırlatılır. Bütün odiyolojik testler, aynı veya benzer test şartlarında yapılmalıdır. İlerleyici sensorinöral işitme kayıplı hastanın yılda bir işitmesi değerlendi­ rilmelidir ve işitme cihazı kullanıyorsa cihaz en az 6 ayda bir kontrol edilmelidir. Hasta işitmesinde bir değişiklik hisseniğinde hekimine kolay ulaşabilmeli ve odiyometrik değerlendirilmesi yapılabilmelidir. Fluktan ilerleyici sensorinöral işitme kaybı ayırt edilmesi önemlidir. teşhis Birincisi, ilerleyici sensorinöral işitme kaybı etyolojisinin tespiti; ikincisi, zaman içerisindeki işit­ me kaybının ilerleme hızı. ilerleyici sensorinöral işitme kaybı hastaların önemli bir bölümünde kalıtım faktörleri vardır. Diğer bir kısmında ise otoimmün veya nörodegeneratif hastalıklarla birliktedir. Tedavi, işitme restorasyonundaki etkili metodların eksikliğinden dolayı zordur. Wegener granulomatosis, ülseratif kolit veya perilenf fistülü gibi hastalıklarla beraber olduğu zaman medikal veya cerrahi tedavi etkili olabilir. Bununla beraber tedavi türlerinin etkisini değerlen­ dirmede, sensorinöral işitme kaybı ilerleyici karakterinin yapılan tedaviyle durdurulup durdurulamayacağı veya işitme stabilizasyonun doğal bir fenomen sonucu ortaya çıkıp çıkamayacağı soruları vardır. Tedavjnin gayesi işitmeyi normale getirmekten ziyade daha kötüleşmesini enfellemek olduğu zaman tedavinin etkisini tespine bazı subjektiflikler vardır. 4. ilerleyici sensorinöral işitme kaybının irsi tiplerinin klasik kavranılan tekrar gözden geçirilmelidir. Başlangıçta ilerleyici sensorinöral işitme kaybının irsi tipleri irsiyet şekli ve birlikte olan durumlara göre katagorize ediliyordu. Şimdi farklı bir tablo ortaya çıkmaktadır. İlerleyici sensorinöral işitme kaybı bazan mikrofistüller veya perilenf fistülleri tarafından meydana geldiğinde inananlar erken eksploratris timpanotomi ve fistül tamirini önermektedir. Aynca, norölojik dejenerasyonun irsi tipleri hakkında bilgiler arttıkça ilerleyici sensorinöral işitme kaybına sebep olan bu tabloyu iyileştirme fırsatı da olabilecektir. Bu konudaki bilgiler daha çok artana kadar cerrahi yaklaşım teklif etmeden dikkatli ve cerrahisinin potansiyel faydasını tanımlamada çok titiz olunmalıdır. Şayet ilerleyici sensorinöral işitme kaybı etkili tedavisinin kriteri olarak işitmenin normal seviyeye çıkması kabıl edilirse, günümüze kadar uygulanan hiçbir tedavi metoda etkili ~bul edilemez. Böylece sensorinöral işitme kaybının günümüzde başarılı tedavi kriteri, ginikçe kötüleşen işitmenin makul bir azalma veya durdurulması kabul edilir. Gelecekteki ihtimal ilerleyici sensorinöral işit­ me kaybı ile ilgili olan birçok hastalığın daha iyi araştırılacağı ve daha iyi anlaşılması sonucu, tedavi gayesinin ilerleyici işitme kaybını durdurmaktan ziyade normal işitme seviyesini hedeflemek olacak- 5. ilerleyici sensorinöral işitme kaybı teşhisinde irsi bir zorunluluk vardır. İlerleyici ifadesi hastalığın devam ederek kötüleşeceği anlamına gelir. Belki de gelecek zamanda ilerleyici sensorinöral işitme kaybı hakkında daha fazla bilgi sahibi olunduğunda; ilerleyici sensorinöral işitme kaybının karakteristik bir tipi haline gelecektir. Genetik mühendislik, henüz keşfe­ dilmeyen medikal ajanlarla tedavi ve mikrocerrahi yaklaşımı tedavi girişimleri arasına girebilecektir. tır. SONUÇLU 1. İlerleyici sensorinöral işitme kaybına değişik zamanlarda yapılan 3 odiyolojik testle karar verilir. Tutulmuş herbir frekansta 10 dB veya daha fazla kötüleşme vardır veya tutulmuş 3 frekansın aritmetik sı