CMK, TCK 103 VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK TASARISI HAKKINDA AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici maddenin geri çekilmesiyle alakalı olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum, bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. Öncelikle bugün Öğretmenler Günü, geleceğimizin mimarları öğretmenlerimizin, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü tebrik ediyorum. Ben de bir öğretmen çocuğuyum, başta babam olmak üzere, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun. Aynı zamanda bir öğretmen lisesi mezunu olarak bunu söylüyorum. Gerçekten öğretmenlik mesleği kutsal bir meslek, onlar fedakârca çalışıyorlar ve çocuklarımızı geleceğe hazırlıyorlar, onlara ne kadar teşekkür etsek, sadece 24 Kasımda teşekkür etmek yetmez. Bugün üzücü haberler aldık Suriye'den. Suriye'de şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, milletimize ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yine, bugün Adana'da meydana gelen patlamada vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Şimdi değerli milletvekilleri, tabii uzun süredir tartıştık Türk Ceza Kanunu'nun 103'üncü maddesini ve bu bağlamda geçici madde önergesini yaklaşık bir haftadır kamuoyunun gündeminde tartışıyoruz, Genel Kurulda ve komisyonlarda da ifade ettiğimiz hususlar oldu. Geçici madde önergesinin hangi maksatla verildiğini aslında hepimiz biliyoruz. Yani bunu farklı yönlere çekmenin hiçbir anlamı yok. Geçici madde önergesi şuydu: Henüz evlilik yaşına ulaşmamış akranlar arasında yaşları birbirine yakın -genelde şu anda bu sorunla baş başa kalanlar bu gençler- gençler arasındaki fiilî birliktelik daha sonra kamu davasına dönüşmüş, kamu davası devam ederken yasal evlilik yaşına ulaşılmış, yasal evlilik yaşına ulaşıldıktan sonra da resmî nikâh kıyılmış, aile kurumu kurulmuş, çoluk çocuk sahibi olunmuş, birden fazla çocuğu olanlar var ve daha sonra, yıllar sonra, belki beş altı yıl süren bir yargılamanın neticesinde sekiz yıl, on yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalınan bir durum söz konusu. Tabii, bu durumda aslında yargılamanın uzun sürmesi buradaki mağduriyetin en önemli sebeplerinden bir tanesi. Şimdi, iki görüş var: Komisyonda arkadaşlarımız gerek CHP'li gerek HDP'li arkadaşlarımızdan söyleyenler oldu hatta Lanzarote Sözleşmesi Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Dair Sözleşme, 2007'de Türkiye'nin imzaladığı sözleşme. Bu sözleşme de aslında bu gençleri sözleşme dışı bırakıyor; yani bu gençlerle alakalı da -o sözleşmeyi okuyan arkadaşlarımız varsa- sözleşme dışı bırakıyor. Yani, bu konu da, sözleşme dışı bırakması, akranlar arası ilişkinin, işte, çocuklar arası cinsel birlikteliğin serbest olup olmaması, o konu da tartışılabilir. Ancak bazı arkadaşlarımız, muhalefete mensup arkadaşlarımız: "Eğer gençler arası bir birliktelik olmuşsa, bunların yaşları tutmuyorsa evlilik yaşına, evlilikle ilgili bir problem yok zaten.", onların söylediğine göre. "Eğer bu gençler kendi rızalarıyla cinsel birliktelik yaşamışlarsa ve aralarında yaş farkı da yoksa, kızın, mağdurun yaşı 15'ten küçük de olsa burada bir cezalandırma olmaması gerekir." diyen arkadaşlarımız oldu, bu bir. AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Hocam, hiç girmeyelim buna artık, yeter! Onu savunmuyoruz. (MHP sıralarından gürültüler) YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bunu biz söylemiyoruz, bunu diyen muhalefete mensup arkadaşlarımız. AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Alt komisyon çalışacak. RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Çocuğun rızası olur mu? ERKAN AKÇAY (Manisa) - Komisyon raporunu okudun mu Yılmaz Bey? Komisyon raporunu oku! YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Biz de diyoruz ki: "Bu fiilî birliktelik, eğer yaşlar büyümüş, resmî evlilik yaşına ulaşılmışsa ve aile kurumu kurulmuş, çocuk doğmuş, bir zorlama yok, kendi istekleriyle evlenmişlerse, bu durumda, bu toplumsal sorunu çözelim." diyoruz. AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ayıp ya! AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - O zaman niye Komisyona çekip kaldırdınız? YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Şimdi, bakın, iki görüş var: Bir: "Fiili birliktelik resmî nikah olmasa da cezalandırılmasın." diyen var... FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Siz bunu geri almamışsınız. YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...ama "Resmî nikah olmuşsa bu sorun geçici de olsa çözülmelidir." diyen bir görüş var. Şimdi biz, milletvekilleri olarak Adalet Komisyonunda da konuştuk. Adalet Komisyonu üyeleri olarak, hukukçular olarak... ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yılmaz Bey, raporu okumamışsın, Komisyon raporunu oku! AYTUĞ ATICI (Mersin) - Nasıl bir beyine sahipsiniz? YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...bu iki görüşü bir araya getirip Anayasa Mahkemesinin de gerekçesini göz önünde bulundurarak eğer çözemiyorsak o zaman toplum bize "Görevinizi yapmıyorsunuz." der. Bakın, Anayasa Mahkemesi 103'üncü maddeyi... FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Toplum size "50 yaşındaki, 60 yaşındaki adamların tecavüzüne maruz bırakın." demiyor. Yapmayın bunu, Çocuk Hakları Komisyonu Başkanısınız! YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...ilgili fıkralarını iptal ederken... FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Filiz Hanım, dinleyin. FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Dinlemiyorum ya, vallahi dinlemiyorum, isyan ediyorum artık yani. YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bakın, 103'üncü maddenin ilgili fıkralarını iptal ederken ne dedi? "Failin yaşına bakın." dedi. Yani "Faalin yaşının küçük olmasına dikkat edin, mağdurun yaşına dikkat edin, bunların yaş farklarının olup olmadığına dikkat edin." dedi. Bir de "Bu fiilî birlikteliğin resmî evliliğe dönüşüp dönüşmediğine bakın." dedi. Şimdi, biz iktidar olarak, Adalet Bakanlığı, Adalet Komisyonu, Anayasa Mahkemesinin fiilî birlikteliğin resmî evliliğe dönüşmesiyle ilgili görüşüne katılıp kalıcı bir düzenleme yapabilirdik ama yapmadık. Niye? "Küçük yaşta evliliklere sıcak bakmadığımızı" söyledik. Çocuklarımızı korumamız lazım. 18 yaşından önce evlenmesinler; çocuklarımız gelişsin, okusunlar, belli bir meslek sahibi olsunlar. Çocuklarımız bizim geleceğimiz onları koruyalım. Onları korumayı sadece anne babalara değil, sadece anne babalara bırakmayalım. Evet, onların birinci görevi ama devlet olarak da çocukları koruyucu tedbirler alalım. Bu anlamda Anayasa Mahkemesinin o görüşüne katılmadık. Nedir? Şu anda toplumsal bir problem hâline gelmiş mi? Bunu bir geçici madde önergesiyle çözmeye çalıştık. Bu madde farklı şekilde, yine tartışılarak bu sorunu çözecek noktaya gelinebilirdi, burada mağdurun yaşıyla ilgili bir kriter getirilebilirdi. 60 yaşındaki kişiyle 12 yaşındaki kişi örneği verildi burada. Ona yol açılmaması için faalin yaşıyla ilgili bir kriter getirilebilirdi, bir gençlik çağı getirilebilirdi ve yine burada mahkemelere bir takdir yetkisi bırakan bir sosyal inceleme raporu; bu aile kurumu gerçekten zoraki mi kurulmuş, kadının rızası var mı yok mu, bir tecavüzle mi başlamış bu noktada bir sosyal inceleme raporu zorunluluğu getirip yine de hâkime hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla alakalı takdir yetkisi verilebilirdi. AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Çocuğun rızası olmaz! YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bakın, yani bu sorunu birlikte çözmemiz gerekirdi. Bu sorun yine karşımıza gelecek. Çocuk haklarıyla alakalı en son suçlayacağız parti AK PARTİ'dir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çocuk hakları, değerli milletvekilleri, Anayasa'mızda yoktu, Anayasa'mızda çocuk hakları yoktu. Anayasa'mıza çocuk hakları ne zaman girdi? 2010 Anayasa değişikliğiyle girdi. Pozitif ayrımcılıkla ilgili, çocukları Anayasa 10'uncu maddeye koyduk. Aynı zamanda, Anayasa'mızın 41'inci maddesinde de "Ailenin Korunması" başlıklı bir madde vardı, o maddeyi de "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" olarak değiştirdik ve o maddeye devletin çocuklara yönelik her türlü istismarı önleme noktasında görevi olduğunu anayasal olarak hatırlattık. Bu, ilk kez AK PARTİ döneminde girdi. 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu AK PARTİ döneminde girdi. Çocuklarımızı koruyucu tedbirler, özellikle uluslararası sözleşmelerin imzalanması noktasında imzalamadığımız hiçbir çocuk hakları belgesi kalmadı. Bakın, çocuklara yönelik cinsel istismar suçları AK PARTİ'den önce beş yıldan başlıyordu; 2008'de sekiz yıldan başlattık; bununla yetinmedik, 2014'te on altı yıla çıkardık. Şimdi, bu görüştüğümüz kanunla, eğer mağdur 12 yaşın altındaysa, daha küçükse onun cezası on altı değil on sekizden başlasın diyoruz. Avrupa ülkelerine baktığımız zaman, ortalamanın bunun çok daha altında olduğun görüyoruz. Yani, bu konuda çok hassas olduğumuzu belirtiyoruz ve cezaları da artırdık. Şimdi, bu cezaların artışı elbette ki farklı sorunları da beraberinde getirdi. Onun için, çocuk haklarıyla ilgili geniş bir paketi hep beraber ele almamız lazım. Bir kere, Mecliste çocuk haklarıyla ilgili daimî bir komisyon kurulması lazım, yasama süreçlerinde çocuğun üstün yararını gözetecek bir mekanizmayı hep beraber bu Mecliste oluşturmamız lazım diyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)