ÇOCUK PSİKOLOJİSİ VE RUH SAĞLIĞI ü-2 DAVRANIŞIN OLUŞUM ZİNCİRİ İhtiyaç, bireyin fizyolojik ve sonradan kazanılan herhangi bir eksikliği ya da yetmezliği olarak da tanımlanabilir. İnsanoğlunun ihtiyaçları sonsuz ve sınırsızdır. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi insanın daha çok biyolojik gereksinimlerini doyurmak için, içsel itici güce dürtü adı verilir. İnsanlara özgü başarma isteği gibi yüksek dürtülere de gereksinme (ihtiyaç) denir. Güdüler; organizmayı uyarır ve faaliyete geçirir, organizmanın davranışını belirli bir amaca doğru yöneltir. UYARICI Çevrenin organizmayı etkilemesi; göz, kulak, burun ve dil gibi duyu organlarıaracılığıyla mümkün olmaktadır. Dış çevreden duyu organlarına gelen bütün uyarıcılara uyaran denir. Bunlar duyu organlarını etkileyen ışık, ses, koku ve tat gibi çeşitli fiziksel ve kimyasal değişikliklerdir. DÜRTÜ Dürtü, fizyolojik bir ihtiyacın psikolojik sonucudur. Dürtüler, en belirgin içsel güdüleyicilerdir. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere dürtü adı verilmektedir. Güdü: Bir davranışı başlatan ve bu davranışın yön ve sürekliliğini belirleyen içsel (bireye ait) bir güç olarak tanımlanmaktadır. Güdü denince aklımıza bireyi harekete geçiren, davranışta bulunmaya iten bir güç gelmelidir. Ancak, bir güdü ya da güdüsel davranıştan söz edebilmemiz için aynı zamanda davranışın bir hedef ya da hedeflere yönelmesi de gerekmektedir. Özendirici Uyarıcı Kuramı: . Biyolojik olmayan, bireye cazip gelen ve onu davranışa iten unsurlar özendirici uyarıcı olarak adlandırılmaktadır En uygun (Optimal) Düzeyde Uyarılma Kuramı: Organizma sürekli olarak belirli bir uyarılma düzeyinde kalmak ister. Belirli bir uyarılma düzeyinin altına düştüğünde organizma çevresinde daha çok uyarıcı arar. İçgüdü Kuramı: Belirli bir türün tümünü yansıtan karakteristik davranış yapıları içgüdü olarak tanımlanmaktadır. Leyleklerin mevsime göre göç etmesi, örümceklerin ağ örmeleri gibi davranışlar belli bir türe özgü davranış yapılarını ortaya koymaktadır. Bilinçdışı Güdüler: Çoğu zaman insan davranışlarının sebeplerinin bilinmediği ve anlaşılamadığı durumlar söz konusudur. Freud’a göre bireylerin çoğu davranışını, farkında olmadıkları güdüleri yönlendirmektedir. Bireyler hatırlamak istemedikleri rahatsız edici düşünce, istek ve güdülerini bilinçdışına iterler. Biyolojik Denge (Homeostazis) Kuramı: İlk kez 1856’da Claude Bernard tarafından açıklanan homeostazis, 1926’da W.B.Cannon tarafından “vücudun primer fizyolojik işlemlerinin organizma içinde devamlı ve düzenli şekilde devam etmesi” olarak tanımlanmıştır.Fizyolojide, iç ortamı statik olarak devam ettiren koşulları ifade eden homeostazis, insan hayatını tehdit eden durumlara karşı koyma, kendini dengede tutma yeteneği olarak açıklanabilir. Güdülerin Sınıflandırılması Güdüler öğrenilmiş ve öğrenilmemiş olmalarına göre ikiye ayrılır. Öğrenilmemiş güdülere birincil güdüler denir. Yani bu güdülerin hedefleri doğuştandır. Birincil güdüleri üç grupta toplamak mümkündür. ellik ve Analık: Fizyolojik bir kökeni olan, ancak bu kökenden bağımsız olarak sürebilen güdüler. Öğrenilmiş güdüler öğrenme yoluyla meydana gelirler ve davranışlarımızın önemli bir kısmını meydana getirirler. Bunlara sosyal güdüler de denir. Sosyal güdüler: Güdüler: Öğrenilmemiş (birincil) güdüler Öğrenilmiş (sosyal)Güdüler Açlık ve susuzluk Başarı gereksinimi Cinsellik ve anallık İlişki kurma ve bağlanma gereksinimi Araştırma ve merak Kontrol altında tutma gereksinimi Kurcalama Gereksinimler (İhtiyaçlar ) Hiyerarşisi Temel insan gereksinimlerini ilk kez Maslow “Motivasyon” kuramında ele almıştır. Maslow’a göre bireyin güdülenmesinin temelinde gereksinimler vardır ve birey bu gereksinimlerini karşılamak amacıyla harekete geçer. Maslow, insanların bu gereksinimlerini önem sırasına göre dizerek hiyerarşiyi oluşturmuştur. Maslow’un temel insan gereksinimleri üç temel özelliğe dayanmaktadır. etkileyen doyurulmamış gereksinimlerdir. ini önem sırasına göre dizerek gereksinimler hiyerarşisini oluşturmuştur. İnsanlar öncelikle gereksinimler hiyerarşisinin alt basamaklarında yer alan temel gereksinimlerini karşılamaya güdülenirler daha sonra, bir üst basamaktaki gereksinimlerin doyurulabilmesine yönelik davranışlara güdülenirler. bireysel farklılıklar görülebilir. Maslow’un orijinal gereksinimler hiyerarşisi beş düzeyden oluşmuştur. .Düzey: Fizyolojik Gereksinimler Teoriye, 1970 yılında yapılan değişiklik ile “bilişsel ve estetik gereksinimler”, 1990 yılında yapılan değişiklikle de üstün olma (transcendence) gereksinimler eklenmiştir. DUYGU Sözlük anlamı “belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim” olan duygu, Psikolog Dr. Daniel Goleman tarafından “bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik hâller ve bir dizi hareket eğilimi” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, duyularla algılama his, belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik olarak da tanımlanmıştır. Duygunun altı tane bileşeni vardır; ış kalıplarına yol açma Duyguları sınıflandırma ile ilgili en önemli isimlerden biri Robert Plutchik'tir. Plutchik, 1980 yılında duyguları belirli bir sıralamaya göre dizerek bir duygu çemberi oluşturmuştur. Duyguların sekiz temel kategoride ele alındığı duygu çemberinde; di içinde endişe-korku-dehşet, huzur-neşe-coşkunluk olarak derecelendirilir; n duygular birbirine diğerlerine göre daha çok benzemektedir. -üzüntü, beklenti-şaşırma olarak birbirinin tersi bir duruma işaret eder; ibi daha farklı ve geniş çapta duygular elde edilir. Duygu Kuramları Duyguların meydana geliş şekli ve vücuttaki fizyolojik değişimlerle ilgisi üzerine farklı kuramlar bulunmaktadır. Bu kuramlar; -Lange Kuramı James-Lange Kuramı: William James ve Carl Lange tarafından ortaya konulan kurama göre beden çevre uyumların özelliklerine göre tepkide bulunur. Bu tepkinin farkına varılması ile fizyolojik değişmelerle birlikte duygu durumu meydana gelir. Vücutta gözlerin büyümesi, tüylerin diken diken olması beraberindeki duygu durumunu ifade etmektedir. Cannon Bard Kuramı: James-Lange kuramının eksiklerini gidermeyi amaçlayan bu kurama göre duygular ve bedensel davranışlar aynı anda ortaya çıkar. Çevrede birey için herhangi bir uyarıcı durum olduğunda Hipotalamus devreye girer. Hipotalamus fizyolojik değişimleri yapmak için sinir sistemini uyarırken beyin kabuğuna da sinyal yollayarak duygu ile ilgili yaşantının farkına varılmasını gerçekleştirir. Bilişsel Kuram: Bu alanda çalışan Stanley Schachter’a göre, bilişsel süreçler duyguların tanımlanması ve anlamlandırılmasında önemli rol oynar. Bu süreçte, bedendeki fizyolojik değişikliklerin şekillenmesinde bireyin algıları ve anlayışı etkilidir. Uyarılan birey bu durumu çevredeki ipuçları sayesinde yorumlar. Birey bu uyarılmayı ve duygu durumunu nasıl tanımlayacağını belirler. Sosyobiyolojik Kuram: Toplumsal bir varlık olan insan toplumsal davranışlar gösterir. Bu davranışlar doğal bir süreçten geçerek bugünkü hâline gelmiştir. Bazı davranışlar ortadan kalkarken bazı yeni davranışlar kazanılmıştır. İLETİŞİM İFADESİ OLARAK DUYGULARI KULLANMA Güdülenmeler (açlık, susuzluk, cinsellik, yalnızlık…) ulaşmak için çabaladığımız hedefleri, duygular ise (mutluluk, hayal kırıklığı, üzüntü…) bu yolda yaşadığımız duygusal durumları yansıtmaktadır. Duygular eylemlerimizi düzenlerler. Ne istediğimizi (işini iyi yapmak, sınavda başarılı olmak, arkadaşının dostluğunu kazanmak gibi) ve ne istemediğimizi (arkadaşımızın dostluğunu kaybetmek, sınavda başarısız olmak gibi) bize söylerler. Belirli bir şekilde hareket etme eğilimini de birlikte getirirler. Duygular güdü olarak işlev görebilirler. Sıkıntısı olan ya da korkmuş bir çocuk rahatlık ve güven arar ya da yardım istemek için ağlar. Yalnızlık hisseden bir genç, bir arkadaş ve dost arar. Kısacası, güdülenme ve duygular psikolojik yaşantılarımızı harekete geçirici ve onun işleyişini yönlendirici etkenlerdir. 2. “Vücudun primer fizyolojik işlemlerinin organizma içinde devamlı ve düzenli şekilde devam etmesi” olarak tanımlanan güdülenme kuramı aşağıdakilerden hangisidir? c) Biyolojik denge (homeostazis) kuramı 6. “Bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi” aşağıdakilerden hangisini tanımlamaktadır? a) Duygu