“komsomolskaya pravda” ve “izvestiya”nın 2008 yılındaki rus

advertisement
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
GAZETECİLİK ANABİLİM DALI
GENEL GAZETECİLİK BİLİM DALI
SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE
“KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008
YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI
Yüksek Lisans Tezi
MARIAM MINDIBAEVA
İstanbul, 2015
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
GAZETECİLİK ANABİLİM DALI
GENEL GAZETECİLİK BİLİM DALI
SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE
“KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008
YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI
Yüksek Lisans Tezi
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Seçil ÖZAY
İstanbul, 2015
Özet
GENEL BİLGİLER
İsim ve Soyadı
Anabilim Dalı
Programı
Tez Danışmanı
Tez Türü ve Tarihi
Anahtar Kelimeler
:Mariam Mindibaeva
:Gazetecilik
:Genel Gazetecilik
:Yrd. Doç. Dr. Seçil Özay
:Yüksek Lisans – Mart 2015
:Rusya Basını,“Ağustos Savaşı”, Söylem Analizi
ÖZET
SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE RUS GAZETELERE “KOMSOMOLSKAYA
PRAVDA” VE “İZVESTİYA”NIN 2008 YILINDAKİ RUS – GÜRCÜ SAVAŞINA
YAKLAŞIMI
Günümüzde, XX Yüzyıla göre, savaş pek çok rastlanan olay değildir. Geçen asırda insanlık iki
Dünya savaşı ve sonrası Soğuk savaşı yaşamıştı. Fakat bugün de kısa süreli, küçük çaplı
çatışmalar çıkıyor. Savaş haberlerin ana kaynağı basın olduğu söyleyebiliriz. Bildiğimiz gibi,
basın, yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak benimsenmektedir. Basın,
kamuoyu oluşturan araçlarından biridir. Medya sahipleri kontrol eden kitle iletişim
araçlarının çoğunluğun yönelimi belirtmektedir. Bu çalışmada“Savaş haberleri propaganda
içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik
normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımını sınamak
amacıyla Rusya’da en çok tanınan ve büyük tirajlı olan “Komsomolskaya Pravda” ve
“İzvestiya” gazetelerin 2008 yılındaki Rus – Gürcü “Ağustos Savaşı” haberleri incelenmiştir.
Araştırmada yöntem olarak Teun Van Dijk’in söylem analizi kullanılmıştır.
i
Abstract
GENERAL KNOWLEDGE
Name and Surname
Field
Programme
Supervisor
Degree Awarded and Date
Keywords
:Mariam Mindibaeva
:Journalism
:General Journalism
:Assistant Professor Seçil Özay
:Master – March 2015
:Russian Press, “August War”, Discourse Analysis
ABSTRACT
UNDER ANALYSE OF DİSCOURSE THE RUSSİAN NEWSPAPERS
“KOMSOMOLSKAYA PRAVDA” AND “İZVESTİYA” AND THEIR APPROCH TO
THE WAR BETWEEN RUSSIA AND GEORGIA IN THE YEAR 2008
Nowadays compared with XX century, the war is not frequent happening. In the previous
century humanity has survived two World War and Cold War. But today, short-term and
small-scale conflicts are occur. The press we ıs called as main source of the war news. As is
known, the press is the fourth power after the legislative, executive and judicial powers. The
press is one of the means of forming public opinion. Owners of the press are determinating
their orientation. In this study the hypothesis that “News about the war contain propaganda,
newspapers use violence and elite are focused on using language, presented news do not
correspond with the professional and ethical norms, facts are concealed”. In Russian famous
and the high replicated newspaper “Komsomolskaya Pravda” and “İzvestiya published news
about 2008 Geogian Russian War” have been examined. In the study as a method of research,
Teun van Dijk’s discourse analysis was used.
ii
ONSÖZ
Bu çalışmada, Rusya basınında 2008 yılındaki Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşı” yaklaşımı
incelenmiştir. Araştırdığım gazetelerde, egemenlerin söylemleri içerdiği ve meşrulaştırdığını,
şiddet, propaganda ve elit odaklı bir dil kullandığını, mesleki ve elit normları ihlal ettiğini
görülmektedir.
Tezimi yazarken yardım ettiği için Hocama Yrd.Doç.Dr. Seçil Özay’ya teşekkürlerimi
bildirmek istiyorum. Ailem ve arkadaşlarıma büyük destek verdiği için de teşekkür ediyorum.
İstanbul, 2015
Mariam MİNDİBAEVA
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
TABLO LİSTESİ ……………………………………………………………….......
vıı
ŞEKİLLER………………………………………………………………………......
vııı
KISALTMALAR……………………………………………………………………
ıx
GİRİŞ…………………………………………………………………………...........
1
1. RUSYA VE GÜRCİSTAN BASINLARI………………………………….
4
1.1.Rusya Basını………………………………………………………………
4
1.1.1. İlk Basın Yayınları………………………………………………...
4
1.1.2. XIX Yüzyılda Basını………………………………………………
6
1.1.3. XX Yüzyılın Başında Basın…………………………………….....
13
1.1.4. SSCB Dönemin Basını…………………………………………….
15
1.1.5. Post-Sovyet ve Bugünkü Durum………………………………….
20
1.1.6. “Komsomolskaya Pravda” Gazetesi………………………………
24
1.1.7. “İzvestiya” Gazetesi………………………………………………
28
1.2.Gürcistan Basını…………………………………………………………..
32
1.2.1. Gürcistan Basının Bugünkü Durumu …………………………….
32
2. RUS-GÜRCÜ 2008 “AĞUSTOS SAVAŞI”………………………………..
35
2.1.Rus-Gürcü İlişkilerin Tarihi………………………………………………
35
2.1.1. Gürcistan Coğrafyası……………………………………………..
35
2.1.2. Georgiyevsk Antlaşması………………………………………….
36
2.1.3. XIX Yüzyılda Rus Hâkimiyeti…………………………………...
41
2.1.4. 1917 Rus Devrimi, Gürcistan’ın SSCB’ne Girişi…………………
44
2.1.5. Sovyet Dönemi (Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti)……….
45
2.1.6. Gürcistan’ın Bağımsızlık Tanıması, Zviad
Gamsahurdia’nın Yönetimi………………………………………………… 47
iv
2.1.7. Eduard Şevarnadze Dönemi……………………………………...
50
2.1.8. Gül Devrimi ve Mihail Saakaşvili
Dönemi………………………………………............................................
54
2.2.Gürcistan’ın Etnik Sorunları………………………………………………
60
2.2.1. Acaristan Sorunu…………………………………………………..
61
2.2.2. Güney Osetya Sorunu……………………………………………..
62
2.2.3. Abhazya Sorunu…………………………………………………..
68
2.3.Rusya – Gürcistan Ağustos Savaşı……………………………………….
72
2.3.1. Savaşın Kronolojisi……………………………………………….
74
2.3.1.1.Savaş Öncesi……………………………………………….....
74
2.3.1.2.Savaş Dönemi…………………………………………………
77
2.3.1.3.Savaş Sonrası………………………………………………….
82
2.3.2. Savaşı Hızlandıran Unsurlar………………………………………
88
2.3.3. Savaşta Tarafların Politikaları…………………………………….
89
2.3.3.1.Rusya’nın Savaştaki Politikası………………………………..
90
2.3.3.2.Gürcistan’ın Savaştaki Politikası……………………………..
92
2.3.3.3.ABD’nin Savaştaki Politikası…………………………………
95
2.3.3.4.Avrupa Birliği’nin Savaştaki Politikası ve Savaş Raporu…….
97
3. SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE “KOMSOMOLSKAYA
PRAVDA” VE “İZVESTİYA” RUS GAZETELERİN RUS-GÜRCÜ
SAVAŞINA YAKLAŞIMI…………………………………………………… 101
3.1.Çalışmanın Yöntemsel Açıklaması…………………………………………. 101
3.2.Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların (Gürcistan,
Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları İlgili Haberler…………………. 111
3.3.Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı…………….
115
3.4.Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu………………………………………
118
3.5.Mültecilere Yardım………………………………………………………
121
v
3.6.Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu……………………………………………
124
3.7.“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri ………………………………...
127
3.8.Saakaşvili Portresi…………………………………………………………
130
3.9.Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar…………………………………….
132
3.10. Enformasyon Savaşı……………………………………………………
135
3.11. Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması,
Tanınmasının Sonuçları ……………………………………………………….
139
3.12. Gürcistan’a ABD, NATO Blok Ülkelerden ve Ukrayna’dan
Askeri Destek……………………………………………………………..
142
SONUÇ………………………………………………………………………………..
147
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………
159
vi
TABLO LİSTESİ
Sayfa No.
Tablo 1: Barış Gazeteciliği – Savaş Gazeteciliği (Galtung’a göre)……………….
108
Tablo 2: Tablo 2. İncelenen Kategorilere Göre Haberlerin Sayıları……………..
153
Tablo 3. İncelenen Kategorilere Göre Haberler…………………………………...
158
vii
ŞEKİLLER
Sayfa No.
Şekil 1: Vedomosti gazetesinin ana listesi (1704)………………………………….
5
Şekil 2: Komsomolskaya Pravda gazetesinin İlk Sayısı (24 Mayıs 1925)………..
24
Şekil 3: İzvestiya Gazetenin İlk Sayı (28 Şubat 1917)…………………………….
29
viii
KISILTMALAR
AB
Avrupa Birliği
ABD
Amerika Birleşik Devletler
AGİT
Avrua Güvenlik ve İşbirliği Konferansı
BDT
Birleşik Devletler Topluluğu
BM
Birleşik Milletler
BTC
Bakü – Tiflis –Ceyhan
CRRC
Caucasus Research Resource Centers (Kafkasya Araştırma Merkezi)
GRU
Главное разведывательное управление (Rus Askeri Gizli Servisi)
GUAM
Gürcistan – Ukrayna – Azerbaycan – Moldova
ICCN
International Center of Conflict and Negotiation (Çatışma ve Müzakere
Uluslar arası Merkezi)
KGB
Комитет Государственной Безопасности (Rus Devlet Güvenlik
Komitesi)
KİA
Kitle İletişim Araçları
KP
Комсомольская Правда (Komsomolskaya Pravda)
MK
Московский Комсомолец (Moskovski Komsomolets)
NATO
North Atlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü)
PACE
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
RF
Rusya Federasyonu
ROSTA
Российское Телеграфное Агентство (Rusya Telgraf Ajansı)
SB
Sovyetler Birliği
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
USAK
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu
ix
GİRİŞ
Günümüzde, XX Yüzyıla göre, savaş pek çok rastlanan olay değildir. XX Yüzyıl
savaşlar yüzyılıydı. Geçen asırda insanlık iki Dünya savaşı ve sonrası Soğuk savaşı
yaşamıştı. Fakat bugün de kısa süreli, küçük çaplı çatışmalar çıkıyor. Savaş haberlerin
ana kaynağı basın olduğunu söyleyebiliriz. Bildiğimiz gibi, basın, yasama, yürütme ve
yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak benimsenmektedir. Medya, özellikle basın,
kamu bilincini etkileyen araçlarından biridir. Medya söyleminin iki ana fonksiyonu –
yönlendirici ve manipülatif – vardır. Medya, “filtre” gibi, kültürü kendisinden geçirip,
bir unsurlara önem vererek, diğerleri ise küçümseyerek,
aslında kültürü kontrol
etmektedir. Kitle iletişim kanallarına geçmeyen, bugünkü dünyada neredeyse toplumun
gelişmesine hiçbir etki etmemektedir. Bu medya söylemin yönlendirici fonksiyonunu
temsil etmektedir. Basında her hangi konunun ortaya çıkması egemenlerin çıkarlarına
bağlıdır. Egemen çevreler kamuoyunun ve kamu bilincinin yönünü belirtmektedir. Bu
da medya söyleminin manipülatif fonksiyonudur.
Medya söylemi insanların dünya, ilişkiler, ideoloji hakkında ana bilgi kaynağı
olmaktadır. Medya sahipleri kontrol eden kitle iletişim araçlarının çoğunluğun yönelimi
belirtmektedir. Savaş haberlerinde medyanın rolünü incelerken buna önem vermek
gerekmektedir:
1) Çoğu okuyucu savaşı yaşamamış, onların savaş deneyimi yok, o yüzden sunan
haberlerin doğru olup olmadığını hakkında değerlendirme yapamaz.
2) Çoğu okuyucu savaş hakkında alternatif bilgi kaynaklarına sahip değil.
3) Pek az okuyucuların sunulan bilgiyi analiz etmek için isteği ve zamanı vardır. O
yüzden önerilen görüş ve yönelim doğru olarak algılanmaktadır.
4) Savaş söylemi basında “Biz” ve “Onlar” ayırma ilkesine oluşturmaktadır.
Böylece, savaş haberciliği yaparken gazeteciler bu tür haberlerin sunumunda her zaman
problemler yaşıyorlar. Bu problemler iki şekilde özetlenebilir: Birincisi, gazetecilik
pratiği sırasında, mesleki ve etik kodların ihlal edilerek savaşçı bir söylemin bilinçsizce
yaygınlaştırılması, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunun çözümlenebilecek bir problem
konusunda yanlış yönlendirilmesidir. İkincisi ise, savaş veya çatışma durumunda
gazetecinin kendisini otomatikman ülkesinin, bağlı olduğu topluluğun, ırkın, dinin veya
etnik grubun bir neferi olarak gördüğü ve dengeli, onurlu, adil habercilik yerine, taraflı,
propagandist habercilik yaptığı durumlardır.
Çalışmada, medyada savaş haberlerinin nasıl çerçevelendiği ve medyada savaşın hangi
yönlerinin ön plana çıkartıldığı soruları üzerinde durulmuştur. Bu soruları yanıtlamak
için Van Dijk’in söylem çözümlemesi yapılmıştır. “Savaş haberleri propaganda içerikli,
gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik
normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının
doğruluğunu sınamaktadır. Çalışmada, 2008 yılındaki Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı”yla
ilgili ana yayın haber medyasındaki yansımaları araştırılmıştır. Ana yayını temsil eden
Komsomolskaya Pravda (KP) ve İzvestiya gazetelerinin üç aylık haberleri (Temmuz
2008 – Eylül 2008) incelenmiştir. Gazetelerin yüksek tirajlı olması, en okunan ulusal
gazeteler olması, yayınların zengin tarihe sahip olması gibi faktörler, gazeteler arasında
seçim yaptığımda belirleyici rol oynamıştır.
Çalışmanın birinci bölümünde Rusya basın tarihi incelenmekte ve Gürcistan basınları
hakkında bilgi verilmektedir. XVII yüzyıldan bugüne kadar, Rus gazeteciliğin tarihi,
Rus basının oluşumu ve gelişimi incelenmiştir. Ayrıca, “Komsomolskaya Pravda” ve
“İzvestiya” isimli gazeteler tanımlanmış olup, Gürcü basınıyla ilgili bulduğum ifadeler
burada yer almaktadır. Rusya basını hakkında kullandığım ana kaynaklar bunlardır:
Esin B., “Rus Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917)”; Kuznetsov İ., “Yerel Gazeteciliğinin
Tarihi (1917-2000)” (Rus kaynaklar).
İkinci bölümünde Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” incelenmiştir. Rus-Gürcü ilişkilerinin
tarihi, Gürcistan’ın etnik sorunları, “Ağustos Savaşının” nedenleri, savaşın kroniği,
sonuçları hakkında bilgi verilmektedir. Bu bölümde incelediğim kaynaklar: Elnur
Cemili, “Güney Kafkasya Politikası”; Kamil Ağacan, “Gürcistan: Çok Milletli Yapıda
Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”; Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)
Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu v.b.
Üçüncü bölümde ise Rusya medyasının savaş haberleri incelenmiştir. Komsomolskaya
Pravda ve İzvestiya gazetesinin üç aylık – Temmuz 2008 – Eylül 2008 - “Ağustos
2
Savaş”yla ilgili haberler analiz edilmiştir. Analiz edebilmek için incelediğim haberleri
temalara bölmeye karar verdim: “Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa
Hazırlıkları”, “Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı”, “Osetler
Soykırımı, Mülteci Sorunu”, “Mültecilere Yardım”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”,
“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri”, “Saakaşvili Portresi”, “Savaşın Bitmesi,
Rusya İçin Sonuçları”, “Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın
Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları”; “Gürcistan’a ABD, NATO
Ülkelerinden ve Ukrayna’dan Askeri Destek”. Ayırdığım kategorilere üzerinde Rusya
ana basını incelenmiştir.
3
1. RUSYA VE GÜRCİSTAN BASINLARI
1.1.
RUSYA BASINI
1.1.1. İlk Basın Yayınları
Rusya’da gazeteciliğin ortaya çıkması Çar I.Petro ile ilişkilendirilir. I.Petro döneminde
Rusya Çarlık rejimi İmparatorluk unvanı kazanmıştır. İmparator I. Petro'nun Büyük
Kuzey Savaşı (1700-1721) sonunda Letonya ve Estonya gibi iki bölge İsveç'ten
alınarak, Rus gücü Baltık'a tam anlamıyla yerleşmiştir. I. Petro'nun öldüğü 1725 tarihine
gelindiğinde, Rusya önemli bir Avrupa devleti olmuştur. İmparatoriçe II. Ekaterina'nın
Osmanlılara karşı giriştiği 1768-1774 ve 1787-1792 savaşları sonunda, Rusya
Karadeniz'in kuzeyine yerleşmiştir. Böylece XVIII yüzyılın sonunda, Baltık'tan
Karadeniz'e ve oradan da Pasifik Okyanusu'na kadar geniş Avrasya bölgesi üzerinde,
XX yüzyılın ikinci yarısının "süper gücü" Rusya'nın çerçevesi kurulmuş oldu. Rusya
tarihinin bu parlak döneminde ilk gazete çıkmıştır. Ancak ondan önce XVII yüzyılında
“Kurantı” (“Çanlar”) isimli gazete çıkıyordu. Gazete elle yazılmış, ayda 2-4 kere rulo
şeklinde sınırlı sayıda kişiler - Çar ve çevresindekiler - için çıkarılmıştır. Yabancı
basından özetlenen savaş, saray, diplomatik ve ticaret konularıyla ilgili haberler
gazetenin içeriğini oluşturmuştur.1
Söylediğimiz gibi ilk basılı gazete I.Petro döneminde çıkmıştır. 1701 yılında Çar
Petro’nun şahsen katılımıyla ve emri üzerine “Vedomosti” (“Haber”) adlı tipo baskı
yöntemiyle ilk basılı gazete yayınlanmaya başlamıştır. Gazete, hükümdarın izlediği
politikanın ve yeniliklerin özünü açıklamak için görev yapmıştır. Rus gazetesi baştan
beri belli bir politika yürütmenin ve bazen devletin reformları, ulusal bağımsızlığın ve
egemenliğin savunması lehine kamuoyunu oluşturmak amaçlı yayınlanmıştır. Gazetenin
bu amacı ilk Avrupa gazetelerden ayırıcı özellik taşımıştır. İlk Avrupa gazeteler ticari
yayın olmuşken, ilk Rus gazete iktidar politikanın yürütücüsü idi. 2 Metin gazetesi tek
sütunlu olup, küçük ebatlı birçok sayfada yayınlamıştır. Gazetenin ilk baskıları Eski
Kiril alfabesinde basılıp, 1708'da Slavonca basitleştirilmiştir. Vedomosti düzensiz
1
Есин Б., История Русской Журналистики (1703-1917), 4-е изд. – М.:Флинта: Наука, 2009, с.7 (Esin B., Rus
Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917), Moskova, IV Baskı, Flinta: Nauka, 2009, s.7)
2
Рохленко Д., “Первая Русская Печатная Газета”, Наука и Жизнь, 2007, №3, с. 112-116, (Rohlenko D., “İlk
Rus Basılı Gazete”, Bilim ve Hayat, 2007, №3, s.112-116) Gazete”, Bilim ve Hayat, 2007, №3, s.112-116)
4
olarak yayımlanmış, bu yüzden, 1705'de 46 sayı görülmüş ve 1718 yılında sırf bir sayı
görülmüştür. Vedomosti, 1711 yılına kadar, Moskova’daki matbaada basılmış, daha
sonra bazen Moskova'da, bazen de Sankt Petersburg'da basılmıştır. Gazete, Rusya’da
gazeteciliğin hızlı gelişmesine yol açmış ve ülkenin kültürel gelişmesine yardımcı
olmuştur.3
Şekil 1: Vedomosti gazetesinin ana listesi (1704)
1755 yılında Moskova Devlet Üniversite’nin kurucusu ve Rus bilim adamı
M.Lomonosov tarafından “Moskovskie Vedomosti” (“Moskova Haberleri”) isimli
Rusya’da ikinci gazete yayınlanmaya başlamıştır. Gazete resmi karakter taşımış ve
kazandığı gelirler Bilimler Akademisi’ne ya da üniversitenin bütçesine aktırılmıştır.
Böylece, ilk Rus gazetelerin – “Vedomosti” ve “Moskovskie Vedomosti” resmi yayınlar
olup, içeriğinde ilk önce hanedan ve saraydaki yaşamın sonra tayin ve ödül haberleri ve
ancak bundan sonra ilginç haberler ve kültürel bilgiler bulunmaktadır.4
3
4
Rohlenko, s.112-116
Esin, s.9
5
XVIII yüzyılın ortasında özel girişim hakkıyla özel dergiler çıkmaya başlamıştır. Bu tür
yayınların birincisi “Trudolyubivaya Pchela” (Çalışkan Arı) isimli Sumarokov’un
dergisi olmuştur.
Aynı zamanda satirik dergiler yayınlanmaya başlamıştır. Yayımcılar edebiyat
formasında toprak köleliği, toprak sahiplerin zalimliği, asalaktığı, soyluların Fransız
düşkünlüğünü eleştirerek, gazetelerde acı sosyal sorunları ortaya koymuşlar.
Novikov’un “Truten” (Arı), Fonvizn’in “Zhivopisets” (Ressam), Krylov’un “Zritel”
(İzleyici) dergileri satirik dergilerden örneklerdir.5
Monarşi yönelimli yayınlar yanında muhalif, anti-monarşi yayınlar da çıkmıştır. Anti
monarşi düşünceleriyle tanınmış Radişev, Rus edebiyatında ve basınında özel yer
almaktadır. Kendi evinde kurulmuş matbaada bastığı “Puteşestvie iz Peterburga v
Moskvu” (Petersburg'dan Moskova'ya Seyahat; 1790) adlı en önemli yapıtında düşünsel
bir seyahat çerçevesinde toplumsal adaletsizlik, sefillik ve vahşet örneklerini
yansıtmaya çalışmıştır. Radişev iktidarın küvet yoluyla indirme gerektiğini kanısına
varmıştır.
XVIII yüzyılda Rus basın içeriğinin sınırlı ve halkın okur-yazarlık seviyesinin düşük
olmasından dolayı okur kitlesinin dar olmasına rağmen gazetecilik o devirlerde önemli
bir rol oynamış: sosyal haberlerin tek kaynağı olmuş ve edebiyatın gelişmesine katkıda
bulunmuştur. Basında iki tane ana çizgi belirtilmiş: monarşi ve anti-monarşi yönelimli
yayınlar.6
1.1.2.
XIX Yüzyılda Basın
XIX yüzyılın başında I.Alexandr iktidara geldiğinde hayatın birçok alanında, gazetecilik
de dahil, liberalleştirme belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştır: yurtdışından gelen basına
ithalat izni verilmiş (1801 Kararnamesi), hapishaneden çoğu özgür düşünceler çıkmıştır.
Fakat 1804 yılında ödün verme politikası sonuna gelmiş, ön sansür kabul edilmiş ve
sosyo-politik konulara tartışma hakkını sınırlayıcı sansür tüzüğü koyulmuştur. 1818
yılında basında toprak köleliğinden söz etmek yasaklanmıştır. XIX yüzyılın ilk yarısının
5
6
Esin, s.11
Esin, s.12
6
önemli özelliği de, gazeteciliğin meslek olarak değil, hala soyluların bir hobisi olarak
kabul edilmiş olmasıdır.
1826 ve 1829 yıllarında basının kontrolünü daha da güçlendiren yeni sansür tüzükleri
koyulmuştur. Sansürcü tek başına eseri tehlikeli sayabilirdi ve işini kaybetmekten ve
yönetimin hiddetini üstüne çekmekten korktuğundan, zararsız olan eserleri bile
yasaklıyordu. Yeni gazete çıkartmak için imparatorun şahsen ruhsatı gerekiyordu.
XIX yüzyılın yarısında Rusya’da yayınlanan gazeteler bunlar:
-
“Vestnik Evropı”, (“Avrupa Bülleteni”), yayınlanma tarihleri: 1802 – 1830,
Karamzin redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Derginin “Politik” bölümü
olması,
yani derginin edebi-politik niteliği taşıması, Rus basına önemli bir
yenilik katmıştır.
-
“Sın Oteçestva” (“Vatan Oğlu”), 1812–1832, Greç redaktörlüğü altında
yayınlanmıştır. Dergi 1812 Savaşı döneminde vatanseverliğini artırmak
amacıyla yayımlanmaya başlamış olup, dergide Napolyon’u alay eden siyasi
karikatürler ilk illüstrasyon olarak çıkmıştır.
-
“Polyarnaya Zvezda” (“Kuzey Yıldızı”), 1823–1825, Ryleev ve Bestuzhev
redaktörlüğü altında yayınlanmıştır. Gazete Aralıkçıların7 Manifestosu olarak
değerlendirebiliriz.
-
“Moskovskii Telegraf” (“Moskova Telgrafı”), 1825- 1834, Polevoy redaktörlüğü
altında yayınlanmıştır. Söz gelimi, Polevoy Rus dilinde “gazetecilik” kelimesini
ilk kullanmış ve Rus gazeteciliğinin tarihini yazıya dökmeye çalışmıştır.
Moskovskii Telegraf, Karamzin’in Vestnik dergisinden sonra en ünlü ve başarılı
yayın olmuştur. Gazete içeriğine göre ansiklopedi karakter taşımıştır. Edebiyat
haberleri dışında gazetede politik, ticaret, ekonomi, tarım sorunları yer almıştır.8
7
Aralıkçılar İsyanı - Rusya'da Çar 1. Nikola'nin iktidar döneminde Fransız devriminin düşüncelerinden etkilenerek
Çar'ın otoritesini bir anayasa ile sınırlandırmak isteyen subay ve aydınların 14 Aralık 1825'te başarısızlıkla
sonuçlanan darbe girişimidir. Bu harekete destek verenlerin bir kısmı asılarak idam edilmiş, geri kalanlar Sibirya'ya
sürülmüştür
8
Esin, s.18-22,24
7
-
“Severnaya Pçela” (Kuzey Arısı”), 1825–1864, I.Nikola’nın politikasını
destekleyen muhafazakar yayındı. Gazetede moda, sansasyon ve özel ilanlar yer
almıştır.
-
“Sovremennik”
(“Çağdaş”),
1836
-…,
Puşkin
redaktörlüğü
altında
yayınlanmıştır. Sansür şartlarına göre dergi sırf edebiyat niteliği taşımalıydı.
Puşkin sosyo-politik dergi yayımlanmak istemişse de ona izin vermemişler.
Dergide Gogol N. gibi ünlü Rus yazarlar makaleler yazmışlardı.
Gördüğümüz gibi, XIX yy. ilk yarısının Rusya gazeteciliği iki akıma – monarşi ve
liberal olarak ayrılmaya devam etmiştir.
1840 yılların gazeteciliği ileriye büyük bir adım atmıştı ve bu öncellikle Belinsky’nin
aktif katılımıyla ilişkilendirilir. Belinskyi V., Rus edebiyatında batılılaşma eğiliminin
eleştirmeni idi. “Oteçestvennie Zapiski” (Vatan Notları) ve “Sovremennik” (Çağdaş)
gibi popüler gazetelerde Belinski’nin yazıları yayımlanmıştır. Belinski, sansür ve
sürgün tehdidi altında sürdürdüğü hayatı boyunca, yazdıklarıyla Rus düşünce ve
edebiyat tarihinin köşe taşlarından birisi olmuştur. Yazarın her yazdığı dergide dergi
sahipleri zenginleşirken, o, veremin tehdit ettiği yoksul bir yaşam sürdürürdü. “Gogol'e
Mektup”, Belinski'nin en iyi yazılarından biridir, en devrimci düşüncelerini içermiştir.
Mektubunda yazar, toprak köleliğinin derhal ortadan kaldırılması için çağrıda
bulunarak, monarşiyi, Ortodoks Kilisesi'ni eleştirmiştir. 1848’de Belinski’nin ölmesi, bu
yazıdan dolayı hakkında verilmesi olası zindan ya da Sibirya’ya sürgün cezasından da
kurtulur.9
Sıkı sansür politiği ve gazetelere yönelik baskılar, gizli yayınların artmasına sebep
olmuştur. İlkten yurtdışında (Gertsen ve Ogarev tarafından çıkarılan “Kolokol” (Çan)
dergisi), sonradan ise ülke içinde yayınlanmaya başlayan yayınlar, Rus devrimine
götüren etkenler arasında önemli yer almıştır. Sansürün uygulanmadığı yayınlar, Rus
basınında ilk kez söz özgürlüğü için mücadelesini başlatmıştır.10 Gertsen ve Ogarev
tarafından Londra’da yayınlanan “Kolokol” dergisi bu yayınlarından birisidir.
9
Çamur Ali Ziya, Belinski ve Aydın Sorumluluğu, 2008, http://emeginsanati.blogcu.com/belinski-ve-aydinsorumlulugu-ali-ziya-camur/3002421 (15.02.2008)
10
Ramin Abdullayev, “Rusya’da Gençlere ve Çocuklara Yönelik Basın Hareketleri”, Marmara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İletişim Anabilim Dalı Genel Gazetecilik Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2002, s.10
8
Tolstoy’un, “parlaklık ve derinlikle ışıldamanın nadir bir birleşmesi” olarak nitelediği,
yaşamı hep mücadele içinde ve hep gerçeğin peşinde koşturmakla geçen devrimci
demokrat, materyalist filozof, yazar ve yayıncı olan Aleksandr İvanoviç Gertsen,
Rusya’da sosyalist Narodnik – Halkçı -
hareketinin kurucularındandır. Moskova
üniversitesinde okuduktan sonra (orda sosyalist ve şair olan Nikolay Platinovic Ogarev
ile tanıştı), “Rusya’daki yönetime zarar verici” fikirler yaydığı gerekçesiyle 1834’te
hapse atılmış, sonra Viatka’ya (1835) ve Vladimir’e (1838-1839) sürülmüştür.
Moskova’ya dönünce yabancı ülkelere sığınmaya karar vermiştir. Londra’da 1853’te
bağımsız bir basım evi kurmuştur. Bu basım evinde eski sınıf arkadaşıyla – Ogarev ile,
“Kolokol” (Çan) dergisini yayınlamıştır. Çarlık rejimin bozukluklarını ortaya çıkaran bu
dergi, Rusya toplumu içinde siyasal bilincin yerleşmesinde önemli etkilerde
bulunmuştur. Bilindiği gibi, Çar II Aleksandr, ülkede olup bitenleri öğrenmek için, bu
gazeteyi okurdu. Gertsen başlangıçta Hegel’den etkilenmiş maddeci bir filozof olup,
daha sonra ütopyacı sosyalizme yönelmiştir. Yazara göre Rusya, kapitalizm
aşamasından geçmeden, köylü komünotelerine (Obşçini) dayanarak doğrudan özgü bir
sosyalizm sistemine ulaşabilirdi.
Böylece, XIX Yüzyılın ilk yarısında Rus gazeteciliğinin büyük sosyal durumu
sağlanmıştır. Basında önde gelen edebi-sosyal dergi tipi belirlenmiştir. Gazetecilikte
kişi faktörü, lider otoritesi çok yer almıştır. Basının ana figürü edebiyat eleştirmen
olmuştur. Yayının yönelimi, önemi ve otoritesini yayımcı ve redaktör değil, eleştirmen
tespit etmiştir.11
Rusya’nın Kırım Savaşı’nda (1853 – 1856) yenilgisi ve sonraki devrimci hareketinin
artışı, egemenlerin toprak köleliğinin reform yoluyla kaldırılması düşüncelerine
götürmüştür. 1850’lerde kurulan ilk halkçı dernekleri 1860-80’li bütün Rusya’yı
etkilemiştir. Halkçılar, kamuoyunu büyük ölçüde yönlendirerek, gazete ve dergiler
aracılığıyla köylü sınıfının sorunlarını duyurmaya çalışmıştır.12 Fakat sonraki yıllarda
Halkçılar arasında güç ve reform yanlıları olmak üzere iki farklı akım ortaya çıkmıştır.
Liberal yazarlar (Saltıkov-Şedrin ve Blagosvetov gibi), Rusya’da yürütülen reform
aşamasının sona eremeyeceğini ve ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan
11
12
Esin, s.35
Abdullayev, s.6
9
köylülere vaatte bulunan hiçbir kolaylığın sağlanmayacağını belirterek, tek çözümün
devrim olduğunu iddia etmiştir. Halkçıların geri kalanları ise, Çar politiğine destek
verilmesi gerektiğini ve reformlar yüzünden halkın refahını artıracağını bildirerek,
Halkçı Hareketinin ayrılmasına sebep olmuştur.13
Katkov’un “Russkii Vestnik” (Rus Habercisi) dergisi, liberal yönelimin örneğidir.
Dergi, toprak köleliğin kaldırılmasını, ama aynı zamanda otokrasi ve toprak beylerin
egemenliğinin korunmasını ilan etmiştir.
Fakat en önemli ve topluma etki yapan yayınlardan Nekrasov’un “Sovremennik” dergisi
olmuştur. 1854 yılında dergiye, önce edebiyat eleştirmeni olarak, sonra sosyo-politik
konuları işleyen yazar, politikacı ve ülkenin tüm devrimci güçlerinin organizatörü –
Çernışevski - gelmiştir. Çernışevski, Belinski’nin edebiyat eleştirisi ve gazeteciliğinin
ilkelerini
yeniden
canlandırıp,
çalışmaya
başlamıştır.
Nekrasov’un
desteğiyle
Çernışevski derginin demokratikleştirmesi için mücadele başlamış, dergide çalışan
soyluların temsilcilerine, liberal yazarlarına karşı savaş vermiştir. Böylece, liberal
yazarlar yavaş yavaş, arka arkaya dergiden çıkmışlardır. 1860’ların başında Rusya’da
devrimci durum meydana gelmişti, toprak köleliğe karşı köylü ayaklanmasının olasılığı
daha gerçek olmaya başlamıştır. Bu durumda “Çağdaş”, ileri ideolojinin merkezi,
kurtuluş hareketinin karargâhı olarak, önemli bir rol oynamıştır. Çernışevski köylü
ayaklanması ideolojik hazırlığı başlayıp, yazar okurları devrimin kaçınılmazlığına,
liberallerin izole etme gerekliğine ikna etmiştir.
Buna ek olarak, devrimci dergilere Blagosvetlov’un “Russkoe Slovo” (Rus Sözü)
(derginin en seçkin yazar Pisarev D., kendi yazılarında açıkça otokrasi rejiminin
devirmesine çağırıyordu), Dostoevski kardeşlerinin “Vremya” (Zaman) (dergide
Dostoevski’nin eserleri yayınlanıyordu, eleştirmen Strahov N. Rus halkın özgünlüğünü
savunuyordu), ve Kuroçkin’in “İskra”sını (Şimşek) (satirik dergi) ekleyebiliriz.14
Böylece, toprak köleliği sorununun yüzünden liberal ve devrimci demokrat düşünürler
arasında gazetelerde ve dergilerde mücadele yaşanmıştır.
13
14
Abdullayev, s.7
Esin, s.38-47
10
1861
yılında
Çar
tarafından
Toprak
Köleliği’nin
Kaldırılması
Fermanı
yayınlanmasından dolayı hızlı değişimler başlamıştır.15 Bu değişimler basını da
etkilemiştir.
Rus basınına yenilikler getiren “Basına Yönelik Geçici Kuralar” (1865) eski basın
yasalarını kökünden değiştirmiştir. Aslında basın reformu liberal niteliği taşımıştır. Yeni
kanuna göre, eskiden beri varolan baskı öncesi sansürün, başkent Sankt Petersburg’da
yayınlanan günlük gazete ve dergiler ile 10 sayfayı geçen tüm kitaplar için kaldırıldığı
belirtilmiştir. Ön sansüre sadece mizah ve karikatür yayınları ile taşra basını bağlı
kalmıştır. Fakat ön sansürün uygulanmadığı bir gazete veya derginin, “Basına Yönelik
Geçici Kuralar” yasasının herhangi hükümlerini veya başka bir kanunu ihlal etmesi
durumunda, İçişleri Bakanı yayın sahiplerini ihtar etme hakkına sahipti. Eğer yayın
sahipleri üçüncü kez ikazda bulunursa, o zaman yayın 6 aya kadar yayınlanmayı
yasaklayabilirdi. Ayrıca, İçişleri Bakanı istediği gazete hakkında mahkemede dava
açabilirdi. Yasaya göre, süreli yayınlar sadece mahkeme kararıyla kapatabilirdi. Ancak
bu
düzenleme
“Sovremennik”
ve
“Russkoe
Slovo”
yayınlarının
hükümetçe
kapatılmasına engel olamamıştır. Yayınların kapatılmasının sebebi – 1866’da devrimci
Karakozov tarafından Çar II.Alexandr’a başarısız suikast girişimidir. Bundan sonra Rus
hükümeti basına karşı sert bir tutum almıştır.
1862 yılında gazetelerde reklam ve ilanların basılmasına ruhsat verilmiştir. Rusya
Telgraf Ajansı’nın kurulması (1866) ve yeni politik enformasyon tüm ülkede alım satım
konusu olmuştur. Bu olaylar hızlı gazete sayısının artışına sebep olmuştur.16
1860 – 1870’de hükümet tarafından basına sınırlama yaratan çok sayıdaki kararname ve
yasalar çıkartılmıştır. 1882’de çıkarılan yeni Basın Yasası - yürütülen siyasetin doğal
sonucudur. Yasaya göre, bir yayının kapatılması ya da gazeteci ve redaktörlerin
çalışmalarının durdurulması için bakanlardan dördünün imzası yeterliydi.
Rus basının sistemi üç ana akımdan - monarşi-konservatif (Russkii Vestnik,
Moskovskie Vedomosti, Grazhdanin), liberal-burjuva (Vestnik Evropı, Golos) ve
demokratik (Oteçestvennıe Zapiski, İskra) yayınlardan oluşturulmuştur.
15
16
Abdullayev, s.5
Abdullayev, s.12
11
XIX Yüzyılın ikinci yarısında “Peterburgskii Listok” (Peterburg Kağıdı), “Razvleçenie”
(Eğlence) gibi halka yönelik ucuz yayınlar çıkmaya başlamıştır. Kitle okuyucular farklı
(mizah, resimli, sportif, tiyatro) haftalık yayınların doğmasına neden olmuştur.
1890 yıllar Rusya’da sanayinin kalkınma zamanıdır. Basının sayısı artmaya devam
etmiş, periyodik yayınların yeni çeşitleri oluşturulmuştur. Taşralı mülk sahibi
gazetelerin yükselişi, farklı haftalık dergiler sayısının (resimli dâhil) daha fazla artması
gözlemlenmiştir. “Kalın” Rus dergileri arasında farklı ilgi alanlarına dayalı dergiler
çıkmaya başlamıştır. Örneğin, gençlik ve kendini yetiştirme dergiler – “Mir Bozhii”
(Allahın Dünyası), aile okuması için – “Semya” (Aile), bilimsel – “Nauka i Zhizn”
(Bilim ve Hayat), bilim-felsefi – “Nauchnoe Obozrenie” (Bilim Yorumu), pedagojik –
“Obrazovanie” (Eğitim), sanat – “İskusstvo i Hudozhestvennaya Promışlennost” (Sanat
ve Sanatsal Sanayi) vb. Dinsel ve ticari yayınlar açılmıştır. Gazetelerin ekleri çıkmaya
başlamıştır.17 Böylece kapitalizasyon, sanayileşme yeni sorular ortaya çıkartmış, yeni
siyasi akımlar oluşturmaya başlamıştır. İnsanların Marksizm’e, tarihsel materyalizmin
fikirlerine ilgi artmıştır.
Rusya’dan yurtdışına kaçan ve orada birçok dernek kuran Rus aydınlarından bazıları,
Marksist ideolojisinden etkilenerek Halkçıların sol yanasını oluşturmuş ve memlekete
dönmeye başlamıştır. Bu geri dönen bazıları Marksist düşüncelerini özümseyerek
(örneğin, Plehanov) Rusya’ya dönerek faaliyetlerini işçi sınıfında sürdürmüştür.
Aynı zamanda Rus gazeteciliğine Çehov A. ve Korolenko V. gibi dünyaca ünlü yazarlar
da katılmıştır. 1890’larda Gorki M. gazeteciliğe atılıyor, 1885’de Blagosvetlov’un
Marksist derneği “İşçi” isimli gazeteyi çıkarmıştır. Ancak çoğu devrimci Marksistler
için Rusya’da yayın açmak mümkün değildi ve bu yüzden ana faaliyetlerini yurtdışında
geliştirmek zorunda kalmışlardır.
XIX. yüzyılın sonunda basına kapitalizm anlayışının girişi Rus basınında önemli
değişimlere sebep olmuştur. 1860 – 1870 dönemi Rusya basını ile 1880 – 1900 basını
arasında fark, özellikle ahlak ve etik sahasında, oldukça büyüktü.181860’larda
gazetecilik yapanlar, 1880’lerde yeni kapitalist düzene uygun olmayarak mesleğini
17
18
Esin, s. 61
Abdullayev, s.18
12
bırakmak zorunda kalmıştır. Bu dönem gazetelerde rüşvetçilik, şantaj, yalancılık ve
sansasyonel habercilik, olağan ve hatta alışılagelmiş olgu olarak görülmekteydi.
Böylece Rusya gazeteciliğinde yeni redaktör tipi ortaya çıkmıştır. Bu redaktörler, kendi
yayınlarında eğlenceli ve sansasyonel haberciliği ön plana çıkararak, eskiden var olan
etik kurallarını tamamen ortadan kaldırmıştır.
Aynı zamanda Rusya basınında sadece redaktör anlayışı değil, gazeteci anlayışı da
değişti. Yeni tip gazeteci sansasyonel ve doğaüstü olaylar peşinde koşarak, haberlerin
merkeze ulaştırılması dışında hiçbir şey hakkında düşünmüyordu. Yazdıkları için alacak
para yeni gazetecileri ilgilendiren tek şey idi.
Bu dönem kapitalizm anlayışının basına girişinin olumsuz etkileriyle birlikte olumlu
etkileri de olduğunu söyleyebiliriz. Yeni redaktör ve gazeteciler arasında fikirlerine
sadık kalan, eleştiri ve toplumun ihtiyaçlarını yakalayabilen, az sayıda olsa da,
gazeteciler kalmıştır.19
XIX Yüzyıl yeterince zengin, dallanmış basın sistemi yaratmıştır. Ama yine de basın
özgürlüğü sorunu çözülmemiştir. Oluşmuş partilerin (sosyal-demokrat, sosyal-devrimci,
anayasacı-demokrat ve hatta monarşist) yasal yayınları yoktu. İlk parti organları
sürgünde oluşturulmuştur.
1.1.3.
XX Yüzyılın Başında Basın
XX Yüzyılında gazetecilik sahasında özel girişimcilik genişlemiş ve güçlenmiştir.
Önemli ölçüde yayımcının, yani gazete ve dergilerin sahibinin ve redaktörün görevleri
ayrılmıştır. Redaktörler ve gazeteciler salt sansüre bağımlı değil, aynı zamanda yayının
sahibine bağımlı, ücretli işçi olmuşlardır. Zamanla kaliteli ve popüler basın
biçimlenmiştir. Eski akımlar – konservatif, liberal ve demokratik (sosyalist) bununla
birlikte, bağımsızlığını ilan eden, parti yöneliminden uzak duran, örneğin “Russkoe
Slovo” (Rus Kelime) gibi yayınlar, ortaya çıkmışlardır.20
19
20
Abdullayev, s.18
Esin, s.67-68
13
XX Yüzyılın başında ulusal basın için en önemlisi ilk Rus Devrimi (1905 yıl) ve 17
Ekim Çar Manifestosu olaylarıdır. Siyasal haklar ve özgürlükler tanıyan Ekim
Manifestosu, çok partili ve legal basının gelişimini öngörmüştür.
24 Kasım 1905’de özel bir kararnameyle basın işlerine idari karışma getirilmesi, basın
suçları için mahkeme sorumluluk düzeninin iadesi ilan edilmiştir.21 Suçlu basın
çalışanlarına para cezası, üç aylık kadar tutuklama, iki aydan bir buçuk yıla kadar hapis
cezası, sürgüne gönderme gibi cezalar uygulanmıştır. Dergileri toplama, istenmeyen
yayınları durdurma, basımevlerin kapatılma hakları basın işleri genel müdüriyetin ve
polisin yönetimi altında kalmıştır. Aynı zamanda hükümetin yanlı yayınlarına
sübvansiyon sağlanmıştır.
Ekim Manifestosu’ndan sonra çok partili ve legal basın gelişmiştir. 1905 yılında
monarşi taraflı “Moskovskie Vedomosti” (Moskova Haberleri), “Russkoe Znamya”
(Rus Bayrağı), “Slovo” (Söz), “Narodnaya Svoboda” (Ulusal Özgürlük) gibi dergiler
yayımlanmışlardır. Bu tür yayınlarda meşruti monarşi ve halk temsilciliğinin (Duma)
birlik fikri verilip, devrimin reddedilmesi, siyasal savaşta salt barış anayasal metotların
kullanılması belirtilmiştir. Ancak resmi basın, eski yada yeni dergiler de olsa, rağbetli
olmamıştır.
Sosyal-devrimcilerin yayınları sağlam pozisyonda durmuşlardır. Parti önderliği altında
“Sın Oteçestva” (Vatan Oğlu), “Golos” (Ses) isimli dergiler yayımlanmıştır. Köylülerin
çıkarlarını yansıtarak, yayınlar toprak sorununu ortaya çıkartmışlardı, köylülere
toprağın
karşılıksız
verilmesini
istemişlerdi.
Sosyal-devrimciler
devrimden
vazgeçmemişlerdi ve hatta devrim terörünün kullanmasının yanlıları idi.
Sosyal-demokratik basın çok devrimci basın olmuştur. Sosyal-demokrat partisi,
Bolşevikler - “Novaya Zhizn” (Yeni Hayat), “Borba” (Savaş), Menşevikler - “Naçalo”
(Başlangıç), “Moskovskaya Gazeta” (Moskova Gazetesi) isimli yayınlar çıkartmıştı.
Proletarya ihtilâl fikri Bolşevik gazeteciliğinin ana konusu idi.
Anarşistler “Anarhiya” (Anarşi) isimli yayını çıkartmıştır.22
21
22
Abdullayev, s.20
Esin, s. 69-72
14
1905 yılının özelliği çok sayıda resimli satirik yayınların oluşmasıdır (“Pulemet”/Tüfek,
“Zhalo”/İğne, “Topor”/Balta, “Zritel”/Seyrici). Bu tür yayınların ana hedefi – çarlık
rejimi, 17 Ekim Manifestosu, Çar Nikola II, başkanlar Vitte, Durnovo. Dergilerin
çoğunluğu kısa ömürlü idi.
Tüm sosyal-demokrat, sosyal-devrimci ve bazen anayasacı-demokrat basınlar hükümet
ve sansür taraflarından takip edilmiştir. Bu yüzden yasaklanmışların yerine yeni isimli
yayınların çıkartılması şaşırtıcı değildir.
İlk Rus Devrimi Rusya’da oturan milletlerin (Tatar, Çuvaş, Özbek vs.) ulusal dilde
gazetelerinin yayımlanmasına yol açmıştır.
Böylece İlk Rus Devrimi ve bundan sonraki Ekim Manifestosu, hükümet tarafından
kontrol edilen, çok partili (monarşist, sosyal-devrimci, sosyal-demokrat, anarşist) ve
legal basının gelişmesine yol açmıştır.
1914 Savaşı Rus basınında esaslı düzeltmeler yapmıştır. Askeri harekâtların başından
beri tüm cephe ve cephe yanındaki alanlarda hükümet tarafından askeri sansür
koyulmuştur. Askeri muhabirlerin faaliyeti sıkı biçimde denetlenmiştir. Hükümet, askeri
yönetimce orduda monarşi yanlı gazetelerin yoğun yayımlanması için önlemler almıştır.
Savaş üzerinde şiddetlendirilmiş sosyal çelişkiler 1917 yılın baharında burjuvademokratik devrime ve II Nikola’nın feragat etmesine neden olmuştur. İktidar Geçici
Hükümet’in eline geçmiştir.23 Ülkede ikili iktidar durumu, bir taraftan Geçici Hükümet
(liberal burjuvalardan ve monarşi yanlısı olanlardan oluşmuş), öbür tarafta – Petrograd
Sovyet (sosyalist işçilerden oluşmuş), meydana geldi. Çarlık rejimin devrilmesinden
sonra Rus gazetecilik tarihinde yeni dönem başlamış: monarşi gazeteler ve dergiler
kapatılmış; aynı zamanda Geçici Hükümet tarafından “Basın Hakkında” isimli kararıyla
periyodik yayınların hızlı artışı, sosyalistik yönelim olanlar dâhil, gözlemlendi.24 İki
iktidar arasındaki savaşın sonucu 1917 Ekim Devrimi ve Bolşeviklerin iktidara gelmesi
olmuştur.
1.1.4.
SSCB Dönemi
23
Esin, s.73, 76-78
Кузнецов И., История Отечественной Журналистики (1917-2000), 4-е изд. – М.: Флинта: Наука, 2008,
с.19, 46 (Kuznetsov İ., Gazeteciliğinin Tarihi (1917-2000), Moskova, IV Baskı, Flinta:Nauka, 2008, s.19,46)
24
15
Ekim Devrimi’nden sonra, bir yıl içerisinde, tüm eski Rus periyodik yayınları
kapatılmıştır. Bolşevikler iktidara geldikten hemen sonra ilk Sovyet gazeteleri
yayımlanmaya başlamıştır. Gazeteler “Gudok” (“Düdük”), “Golos Trudovogo
Krestyanstva” (“Emekçi Köylülerin Sesi”) gibi isimler taşımıştır. Ayrıca resmi
makamlar tarafından kurulan bu gazetelerde yaşamın çeşitli alanlarında yeni hükümetin
faaliyeti hakkında halka bilgi verilmiştir.
Tek partili (Bolşevikler) sistem koşulları altında, sosyalizmin propagandasını yapmak
medyanın görevi olmuştur. Komünist lider Lenin’in çok sayıda yazdığı belgeler,
makaleler, sosyalizmin kurulmasında araç olarak kullanmıştır.
1918 yılında Rusya Telgraf Ajansı (ROSTA) adıyla ilk Sovyet haber ajansı
kurulmuştur. Ayrıca bu kurum, gazetecilik mesleğine yeni gelenlere eğitim veriyordu ve
eğitim kitapları bastırıyordu.
İç Savaş döneminde25 basın gelişmeye devam etmiştir. Bu zamanda pek çok Kızıl
Ordu’nun (“Pravda”/Gerçek, “Krasnyi Strelok”/Kırmızı Avcı, “Revolyucionnaya
Armiya”/Devrimci Ordu) ve Beyaz Ordu’nun (“Pravitelstvennyi Vestnik”/Hükümet
Haberci, “Severnoe Utro”/Kuzey Sabahı) yayınları çıkıyordu. Beyaz Ordu gazeteleri,
Amerikan Basın Büro yardımıyla anti-Sovyet propagandasını yapıyordu. Aynı zamanda
anti-Sovyet yayınlarına karşı yabancı dillerde çıkan Sovyet yanlı basın oluşmuştur.26
Ayrıca o devirlerde ulusal basın çok kötü durumdaydı. Ülkenin dağıtılması, kadro
yetersizliği, gazetelerin birkaçının tek bir kişiyle yayın yapmasına neden olmuştur. Aynı
sebeplerden dolayı bazı cumhuriyetlerde hiçbir gazete veya dergi çıkmamıştır.
Fakat bu krize rağmen tam bu yıllarda (1920’lleri) Sovyet gazetecilik sistemi
oluşturulmuş
ve
basının
çeşitleri
biçimlenmiştir.
Önde
gelen
gazetelerden
“Pravda”(Gerçek), “İzvestiya” (Haberler), “Trud” (Emek), “Komsomolskaya Pravda”
(Komsomol Gerçeği), “Raboçaya Gazeta” (İşçi Gazetesi), “Krasnaya Zvezda” (Kızıl
Yıldız) gibi gazeteleri sıralayabiliriz.
25
Rus İç Savaşı, 1917 ve 1922 yılları arası Ekim Devrimi ile başa geçen Bolşeviklere karşı çok sayıda muhalif Rus
siyasi parti örgütleri arasında yaşanan savaştı. Ana muharebe Sovyet Rusya'ya bağlı Bolşevik Kızıl Ordusuyla
komünizm karşıtlarının Çarlık Rusyası'na bağlı Beyaz Ordusu arasında geçti. Savaşı Sovyet Rusya'sının
kazanmasıyla tarihteki ilk sosyalist yönetim iş başına gelmiştir.
26
Kuznetsov, s. 81-82, 86-89
16
Önde gelen gazetelerden birisi “Pravda” gazetesi idi. Ekim 1908’den 1912 tarihine
kadar, Bolşevik siyasetçi Troçki tarafından Viyana’da basılan ve ülkeye gizli sokulan
“Pravda” (Gerçek), 22 Nisan 1912 tarihinde Petrograd’da Bolşevikler tarafından
yayınlanmaya başlamıştır. Sovyetler Birliğinin kurulmasıyla birlikte, Sovyetler
Komünist Partisinin yayın organı olarak 1991 yılına kadar gazete hayatını sürdürmüştür.
SSCB'nin dağılmasına kadar ülkenin en önemli resmi gazetesi, haber ve eğitim organı
olan Pravda, bilim, ekonomi, kültür ve edebiyat konularında ideolojik yorumlar ve
makaleler yayımlamıştır. Gazetede, okur mektuplarına ve onları komünist teori ve
programlar konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan yazılara yer verilmiştir. Sovyet dış
politikasının sesi İzvestiya gazetesi olduğundan, Pravda'da yayınlanan dış haberler
genelde yabancı ülkelerdeki iç gelişmelerle sınırlıydı. Gazetede az sayıda fotoğraf
kullanılıyordu. Pravda'da yayımlanan başyazılardan çoğu, rejimin ve komünist partinin
resmi söylemleri olduğundan öteki Sovyet gazetelerinde de yayımlanmıştır.27 Böylece,
haber ilk önce Pravda’da çıkardı, sonra başka gazetelerde yayınlanırdı.
XX Yüzyılın başında, Rus basınında öykü ve yermeli fıkra gibi yazınsal türler
gelişmiştir. Bu yeni edebiyat türlerinin temsilcileri arasında Serafimoviç A., Furmanov
D., Zoşenko M. gibi ünlü Rus yazarlar bulunmuştur.
Sovyet iktidarın ilk on yılında radyo yayınları, kitle iletişim aracı olarak, önem
kazanmaya başlamıştır. 1921 yılında ilk radyo tesisleri hizmete girmiştir, 1924 yılında
Radyo Dost Derneği kurulmuştur.
1920’li yılların başında Sovyet gazeteciliğinin ana konuları - Novaya Ekonomiçeskaya
Politika (Yeni Ekonomik Politiği28), 1921–1922 yıllarında açlık sorunu, parti içi yaşam
olmuştur. Böylece gazeteler, parti içinde gerçekleşen tüm olaylara büyük önem
veriyordu.
27
Proletaryanın Sesi Pravda 102 Yaşında, http://halkinkurtulusu.net/?p=3218 (21.04.2014)
Yeni Ekonomi Politikası (Rusça: Новая экономическая политика, Novaya Ekonomiçeskaya Politika, NEP),
1921-1927, Rus ekonomisini çöküşten kurtarmak amacıyla Lenin tarafından ortaya konan ekonomik politikadır. Bazı
özel işletmelere izin verilerek NEP sayesinde küçük işletmelerin kapitalizmde olduğu gibi kâr mantığıyla devam
etmesini içeren politikada sosyalist devlet, bankaları, büyük sanayi kuruluşlarını ve dış ticareti tekel olarak kontrol
etmeye devam etmiştir. NEP, Sovyetler Birliği Komünist Partisi 10. Kongresinde kararlaştırılmış ve resmi olarak 21
Mart 1921 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kararla köylülerden zorla alınan fazla tarımsal ürün alımı durdurulmuş,
bunun yerine ürün üzerinden vergi alınmaya başlanmıştır. Sanayi kuruluşlarıyla ilgili ek kararlarla politika
netleştirilmiştir.
28
17
1920’lerin sonu ve 1930’larda basın üzerinde parti kontrolü sıklaştırılmıştır. Parti
beğenilmeyen ve “tarafsız” olarak karakterize edilen bütün yayınları kapatmıştır.
1930’larda diktatör Stalin tarafından gerçekleştirilen “toplumsal temizleme” yılları
başlamıştır. İlk önce merkezi, sonra yerel yayınlarda “vatan hainleri” arayışı sonucu,
basın mensuplarının yaklaşık % 70’i tutuklanmış veya Sibirya’ya sürgüne
gönderilmiştir.29 Bu “toplumsal temizleme” tek basını etkilememiş, Sovyet aydınları,
Ordu ileri gelenlerinin de arasında “temizleme”, “vatan hainleri” arayışı cereyan
etmiştir.
İkinci Dünya Savaşı Sovyet basınını büyük ölçüde etkilemiştir. İki katından daha fazla
merkezi gazetelerin tirajı azalmıştır. Savaşın başlamasıyla Stalin bütün basın
organlarının, halkla birlikte Komünist Parti yönetimi altında toplanması gerektiği
çağrısında bulunmuştur. “Komünist Tanktan Güçlüdür!”, “Düşmanı Mayınla Yok Et!”,
“Düşman Uçaklarına Ateş!” gibi manşetleri, bütün vatandaşlar “Her Şey Ordu İçin. Her
Şey Zafer İçin” sloganıyla faaliyette bulunmuştur. Bu arada, Rus medya tarihinde ilk
kez, gazete idarehanelerine, radyo ve haber ajanslarına yüzlerce Sovyet yazarlar
gönderilmiştir. Yazarlar çatışmaların en hassas bölgelerinden röportaj yazmışlardır. Bu
yüzden savaş ve savaş sonrası dönem gazeteciliğinde büyük kısmı öyküler ve hikayeler
yer almıştır.
Savaş sırasında yurtsever duyguların artmasıyla birlikte, eskiden Sovyet gazetelerinde
çalışan birileri işgalciler tarafına geçerek çalışmışlardır. “Raboçii Put” (İşçi Yolu)
gazetesinin eski redaktörünün karşı tarafa “Novyi Put” (Yeni Yol) gazetesine geçmesi,
Rus gazetecilerin savaş zamanında Alman’larla ittifaka girmesine örnek olarak
söyleyebiliriz.30
Savaş sonrası yıllarda medya her gün Sovyet halkın başarılarını bildirmiş: gaz boru
hattının yapımı, ilk yaptığı uydunun uzaya atılması, ilk insanın uzay uçuşu, ulusal
ekonomi sergilerin açılışı, parti kongre raporlarının açıklaması v.b. haberler gazetelerde
yer almıştır.
29
30
Abdullayev, s.58
Kuznetsov, s.90
18
1970-1980’lerde entelektüel temsilciler, Sovyet muhalifleri tarafından yeraltı gazeteler
(“Günlük
Hadiselerin
Hroniği”)
yayımlanmıştır.
Sovyet
muhaliflerin
parlak
temsilcilerden Aleksandr Soljenitsin yazarı söyleyebiliriz. 1918’de Kuzey Kafkasya'da
doğan yazar, üniversite eğitiminden sonra Sovyet ordusunda görev almıştır. Yüzbaşı
rütbesiyle katıldığı İkinci Dünya Savaşında Stalin'le ters düşünce hapis cezası almıştır.
Hapis cezası 1953'de sona erince Kazakistan'da siyasi tutuklulara özel bir kampa
gönderilmiştir. Takip eden yıllarda ise sürgünde geçirmiştir. Sürgünde öğretmenlik
yapan Soljenitsin Hruşev döneminde kısmi bir aftan yararlanmış ve Ryazan'da
çalışmaya başlamıştır. "İvan Denisoviç'in Bir Günü" isimli eseriyle başarı sağlayan
Soljenitsin bir yıl içinde Sovyet Yazarlar Birliği'ne girebilmiştir. Fakat, kısa bir süre
içinde tekrar "istenmeyen adam" ilan edilen yazara 1966’da yurt dışına çıkma yasağı
konulmuştur. Çalışma kampları hakkındaki kitabı Gulag Takımadaları ile Sovyet
sistemin karşıtı olan Soljenitsin, 1970’de Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır. Fakat
ödülünü yazar 1974'de vatandaşlıktan çıkarılarak sınır dışı edildikten sonra almıştır. İki
yıl yazar İsviçre'de kalmış, sonra 1976'da ABD'ye yerleşmiştir. 1990'da Rusya lider
Gorbaçov'un sayesinde vatandaşlık hakları geri verilen Soljenitsin 1994'de ülkesine
dönmüştür. 1994'te yazar parlamento önünde yaptığı konuşmada Rusya'nın kendisine
göre hatalarla dolu demokrasiye geçişini eleştirmiştir. 3 Ağustos 2008 tarihinde yazar
Moskova'daki evinde kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
1985’de iktidara gelen Gorbaçov tarafından başlatılan Perestroyka31 (Yeniden
Düzenleme) süreci nedeniyle başlayan krizin 1989–1990 yıllarında Rus basınını da
etkilemiştir. Komünist yayınların sayısı azalınca yeni çıkarılan liberal yayınların tirajları
hızla yükselmiştir. Bu değişimlerle beraber devletlerde milli basın enstitülerinin
oluşumu ve Rus dilinin değerini kaybetmesi sonucu, 70 yıl sürecinde oluşturulan tüm
bağlar kesilmiştir.
Perestroyka döneminde farklı sosyal örgütlerin, biçimsel yasak olmasına rağmen, çok
sayıda muhalif yayınları çıkmaya başlamıştır.32 Bu tür yayınlar alternatif basın ismi
31
Perestroyka (Yeniden Yapılanma), SSCB'de 1980'li yıllardan itibaren gerçekleştirilen ekonomik ve siyasi sistemi
yeniden yapılandırma ve reform hareketleri.
32
Kuznetsov, s.95
19
taşıyordu. 1988 yılında çıkmaya başlamış “Svobodnoe Slovo” (Özgür Söz) isimli
radikal anti-Sovyet gazetesi - tipik örnektir.33
Böylece, Sovyet döneminde basının ana görevi – komünizm ideolojisinin propaganda
yapması olmuştur. Komünizm ideolojisine aykırı düşünceler içeren gazeteler
yasaklanmıştır. Partiye karşı çıkanları “vatan haini” olarak beyan edip tutuklamış veya
Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir. Sovyet sistemin dağılmasıyla partinin önder rolü
azalmış, ülkede liberal, anti-komünist yayınlar da çıkmaya başlamıştır.
1.1.5.
Post-Sovyet Dönemi ve Bugünkü Durumu
Post-Sovyet döneminde Rus gazetecilikte önemli değişikler olmuştur: monoton parti
yayınlar yerine kaliteli ve kitlesel, devlet bütçesi tarafından ödenekli, iktidar görüşünü
yansıtan resmi yayınlar ve mevcut rejimi eleştiren özel yayınlar çıkmaya başlamıştır.
Yerli basında da köklü değişimler yer almıştır. Otonom cumhuriyetlerin başkentlerinde,
eyalet, bölge, ilçe merkezlerinde sosyo-politik yayınların yanı sıra ekonomik, ticari
bildiri, hukuk, dinsel, edebi, sportif vs gazeteler ve dergiler yayınlanmaya
başlanmıştır.34
1990’larda “bayağı basın” denilen büyük tirajlı gazeteler yayınlanmaya başlanmıştır.
UFO, doğaüstü olaylar hakkında röportajlar; ünlü sanatçılar, pop yıldızların skandal
içeren
özel
hayatlarının
açıklamaları
bu
tür
gazetelerin
içerdiği
konuları
oluşturmaktadır. Örnek olarak “Megapolis Ekspress” (Megapolis Ekspres) ve “Ekspress
Gazeta” (Ekspres Gazetesi) gazetelerini söyleyebiliriz.
Aynı zamanda Rusya’da “Kommersant” (Tüccar) isimli günlük ekonomi gazetesi
yayımlanmaya başlamış, onun üzerine sonra büyük yayınevi kurulmuştur. Moskova’da
“Nezavisimaya Gazeta” (Bağımsız Gazete) isimli günlük özel gazete çıkmaya
başlamıştır. Büyük iş adamları kendilerine gazeteler alıyordu, örneğin “Segodnya”
(Bugün) gazetesinin sahibi - bankacı ve büyük iş adamı Gusinski V. Büyük iş
adamlarının kontrolü altına bazı televizyon kanalları da geçmiştir.
33
34
Kuznetsov, s.95
Kuznetsov, s.104
20
Post-Sovyet döneminde Rus gazetecilik tarihinde önemli olan olay İnternet’in hızlı
gelişmesidir. İnternetin hızlı gelişmesi ve haberin internet sayesinde kolay ulaşmasından
dolayı okuyucuların günlük gazetelere ilgisi azalmış ve tiraj sayısında düşme
görülmüştür. Bu tüm dünyada basılı gazetecilik sorunlarından biridir.
2006 yılının Basın ve Kitle İletişim Federal Ajans (FMPAK)’ın verilerine göre yazılı
gazetecilik alanında Rusya’da 140–150.000’den fazla insan çalışıyor. Onlardan en az %
50’si mesleki eğitim almış gazeteciler, ötekiler ise yüksek eğitim görmüş olanlardır.35
Yani gazetecilik alanında çalışanların hepsi eğitimli insanlardır.
Bugün Rusya’da gazetecilik eğitimi veren yüzden fazla üniversiteler bulunmaktadır.
Ancak NTV Kanalının gazetecisi Aleksey Pivovarov’a göre bugünkü Rusya’da
profesyonel gazeteciliğin eğitim durumu çok kötüdür: “Çoğu zaman umut verici,
yetenekli, ama deneyimsiz gençlerle karşılaşıyoruz ve onlara eğitim verebilecek hiçbir
sistem ve okul yoktur. Bu nedenle gazetecinin kariyeri özel girişime ve şansa
bağlıdır.”36
Günümüzde Rus medyasında, özelikle gazetelerde ve internet yayınlarında, gazetecinin
kendi röportajı yerine haber bültenlerinden kopya yapması ve sonra kendi adı altında
yayınlaması, sıkça rastlanan bir olay durumundadır. Bu da mesleki etiğin bugüne kadar
çözülmemiş sorunlarından biridir.
2013’te Rusya ve Türkiye aynı sırada basını en çok kısıtlanan ülkeler arasında
yer almıştır. Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (STG) 2013 Basın Özgürlüğü
Raporu’na göre dünya genelinde 71 gazeteci hayatını kaybetmiştir ve 178 gazeteci de
hapishanede bulunmaktadır. Rusya’da Vladimir Putin’in başkanlığına dönmesi ile
başlayan baskıcı tavırlar ardı ardına bir sürü protesto gösterisine yol açmıştır. Yine,
Rusya halen Anna Politovskaya, Natalia Estemirova, Abdulmalik Akhmedilov ve
Khadzimurad Kamalov gibi gazetecilere saldırmak suretiyle öldürenleri yargılamayı da
başaramamıştır. New York merkezli, Gazetecileri Koruma Birliği (GKB) Raporuna
göre, Rusya’nın halen çözülmemiş gazeteciler cinayetlerinde dokuzuncu sırada
35
“Кто
Научит
Журналиста?”
(Gazeteciyi
Kim
Öğretecek?)
Media
Guide,
www.mediaguide.ru/?p=news&id=44d2e8aa (04.08.2006)
36
“Что Происходит с Российской Тележурналистикой?” (Rus TV Gazeteciliğiyle Neler Oluyor), Lenta.Ru,
http://lenta.ru/conf/pivovarov/ (26.06.2009)
21
olduğunu belirtmektedir.37 Rusya basınının en çok kısıtlanan ülkeler arasında yer
alması, Rusya’da gazetecilik mesleğinin tehlikeli ve zor olduğunu göstermektedir.
Seray Öney Doğanyığıt’a38 göre Rusya, Putin döneminde önemli bir ekonomik
büyüme göstermiştir. Fakat ekonomik büyüme demokratik reformları getirmemiştir.
Rusya ifade ve medya özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Yazar,
Rusya’nın bugünkü genel sosyo-ekonomik ve kültürel durumuna “Putinizm” denilen
özel bir isim vermektedir. Putinizm, Doğanyığıt’a göre, “baskıcı, tek iktidarla yönetilen,
mali ve politik gücü merkezileştiren, parlamentonun gücünü azaltan, medyayı kontrol
altında tutan ve Rus milliyetçiliği söylemine dayalı eski siyaset anlayışına dönüşü
kapsayan politik prensipler dizisidir”.39 Yazar Rusya basınının haberleri kendisinin
yazmadığını, diğer ajanslardan alıntı yaptığını ve bundan dolayı eleştirel bir bakış
sergilenmeksizin sadece haber verdiğini eleştirmektedir. Sonuçta yazar, Rusya
devletinin bütün ideolojik aygıtlarının Putin hükümetine hizmet ettiğini açıklıyor.
Bugün yazılı yayınlar Rus medyasının en yaygın çeşididir. KİA denetleme Kurulu’nun
(Roskomnadzor) verilerine göre 2012 yılının başında toplam 65 596 yazılı yayın kayıtlı
olması ile birlikte 2011 yılında Rusya’da 4 193 gazete çıkıyordu.
Rusya’da bugün popüler olan gazeteler:
-
Komsomolskaya
Pravda/Komsomol
Gerçeği
(1925),
günlük
gazetedir,
V.Sungorkin redaktörlüğü altında yayınlanıyor. Tirajı - 1.500.000. Tipi –
tabloid, siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir.
-
Kommersant/Tüccar, günlük ekonomi gazetesidir. Redaktör: M. Mihailin. Tirajı
- 250.000. Siyasi yönelimi – hükümete karşı gazetedir. İlk sayısı 1909 tarihinde
yayınlanmış, 1917’de Bolşevik devrimini takiben, sansürcülük tanımıyla
kapatılmıştır. 1989 yılında sahibi olan gazeteci ve iş adamı Vladimir Yakovlev
tarafından tekrar yayımlanmaya başlamıştır. Gazetenin Sovyet rejiminden daha
37
Mutlu Merve Melek, “Rusya ve Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Konusunda Yaşadığı Kısıtlamalar”
http://www.yenidenergenekon.com/358-rusya-ve-turkiyenin-basin-ozgurlugu-konusunda-yasadigi-kisitlamalar/
(01.01.2014)
38
Seray Öney Doğanyığt, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Öğretim Görevlisi
39
Doğanyiğit Seray Öney, “Rus Yazılı Basın’ında Haber Alma ve Verme Anlayışı”, Galatasaray Üniversitesi İletişim
Fakültesi,
Uluslararası
Medya,
https://www.academia.edu/1883856/RUSYADA_YAZILI_BASINDA_HABER_ALMA-VERME_ANLAYISI
22
fazla dayandığına dikkat çekmek için modern Rus alfabesinde sert bir sessiz
olan ama cümle sonunda sessizce okunan bir harf olan (miyagki znak) harfi,
‟kommersant”ın sonuna bir imza şeklinde konmuştur. 2009 yılından itibaren
gazete İngiltere’de de basılmaktadır.
-
Moskovskii Komsomolec/Moskova Komsomolcusu (1919), günlük gazetedir.
Redaktör: P.Gusev. Tirajı – 95.000. Tipi – tabloid. Siyasi yönelimi- hükümete
karşı, bağımsız yayın.
-
İzvestiya/Haberler (1917), günlük gazetedir. Redaktör: A.Potapov. Tirajı –
250.000. Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir.
-
Rossiyskaya Gazeta/Rus Gazetesi (1990), günlük gazete, Rusya hükümetinin
resmi basını. Redaktör: V.Fronin. Tirajı – 400.000
-
Nezavisimaya Gazeta/Bağımsız Gazete (1990), günlük gazetedir. 21 Aralık 1990
tarihinde yayınlanmaya başlamıştır. Merkezi Moskova'da bulunan gazetenin
ortalama sirkülasyonu 40.000 okuyucudur. Sahibi Konstantin Remchukov'dur.
Siyasi yönelimi – hükümete karşı gazetedir.40
-
Trud/Emek (1921), günlük gazetedir, redaktör: V.Simonov. Tirajı – 150.000.
Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir.
-
Argumenty i Fakty/Argümanlar ve Gerçekler (1978), haftalık gazetedir,
redaktör: N.Zyatkov. Tipi – tabloid. Siyasi yönelimi – hükümet yanlı gazetedir.
Sovyet lideri Mihail Gorbaçov döneminde gazetenin 34 milyon tiraja ulaşarak
Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmeyi başarmıştır. 2013 yılında Cihan Haber
Ajansı Argumenti i Fakti (AiF) ile ortak hazırladığı Rusça gazete AiF-Türkiye
yayın hayatına başlamıştır. Tamamı Rusça, renkli ve kuşe kâğıda baskı 32
sayfalık gazete Türkiye ve Rusya’da Rus okurla buluşmaktadır.41
Gördüğümüz gibi, bugün Rusya basınında hükümete yanlı ve iktidara karşı yayınlar
bulunmaktadır. Bazı TV kanalları ve gazeteler büyük iş adamlarının kontrolüne
40
41
Kuznetsov, s.110
Kuznetsov, s.112
23
geçmişlerdir.42
Sovyet sisteminin dağılmasıyla basında okurları eğlendirmeyi
amaçlayan yeni çeşit gazeteler çıkmaya başlamıştır. Eskiden ciddi olan yayınlar
(Komsomolskaya Pravda gibi) yeni piyasa koşullarında hayatta kalmak için gazetelerini
tabloid durumuna çevirmek zorunda kalmışlardır.
Tezimde Rus-Gürcü Savaşını söylem analizi yöntemiyle iki gazete inceledim. Bunlar:
Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya. Bu gazeteleri seçmemdeki amaçlar, yayınların
yüksek tirajı olması (KP gazetesinin günlük tirajı – 650.000, İzvestiya’nın – 250.000:
Media Guide verilerine göre); Rus gazetelerden KP ve İzvestiya en çok okunan
gazetelerdir. KP ve İzvestiya gazetelerinin çok zengin ve ilginç geçmişi vardır. KP
gazetesi Komsomol, gençlik örgütünün yayın organı olarak, İzvestiya ise Komünist
Partisinin yayın organı olarak kurulmuştur. Gazetelerin nasıl tür yayın olduklarını daha
iyi anlamak için, gazetelerin tarihine bakmak mantıklıdır.
1.1.6.
“Komsomolskaya Pravda” ( “Komsomol Gerçeği”)
“Komsomolskaya Pravda” Rusya’nın en eski ve en ünlü gazetelerinden biridir.
Şekil 2: Komsomolskaya Pravda Gazetesinin İlk Sayısı (24 Mayıs 1925)
42
Kuznetsov, s.127
24
Gazetenin tarihi, 1924 yılında Komünist Partisi’nin XIII Kongresi’nde gençlik
örgütünün (Komsomol) yeni gazete oluşturma kararıyla başlıyor. 13 Mart 1925’de
gazete kurulmuş, yayına ismi koyulmuş, yazı kurulu kadrosu oluşturulmuştur.
24
Mayıs 1925 tarihinde 31 bin tirajıyla gazetenin ilk sayısı yayımlanmıştır.
Söz edilen dönem için yeni gazetenin çıkması önemli bir olaydı.43
KP gazetesi,
Bolşevik ideolojisinin propaganda aracı olarak kurulurken, Komünist partinin tamamen
kontrolü altına geçmiştir. Kesin olarak bu gerçek 14 Ağustos 1925’de tespit edilmiş, o
tarihte Komünist Parti tarafından “Basın Alanında Komsomol’un Çalışması Hakkında”
karar alınmış, bu karara göre KP gazetesinin amacı - Komsomol hareketinin yayın
organı olmasıdır.
Gazete, gençliğe yönelik bir yayın olup, ülkede ve dünyada politik olaylarla ilgili resmi
bilgiler, Komsomol’un tarihi ve Komsomol örgütlerinin faaliyeti, uluslararası gençlik ve
çocuk hareketi hakkında haberler yayınlıyor; gençliğin eylem ve yarışmalarının
organizatörü oluyor; ayrıca bilimsel makaleler ve doğa hikâyelerine de önem
veriyordu.44
Gazetede başından beri aktif olarak ünlü yazarlar ve şairler çalışmışlardı: Vladimir
Mayakovskii, Arkadii Gaydar, Aleksandr Fadeev ve başkalar. Onlar gazetede kendi
şiirleri, romanlarının parçalarını yayınlıyorlardı.
23 Mayıs 1930’da KP gazetesine birinci Lenin Nişanı verilmişti. Toplam gazetenin
buna benzeri ödülleri beş tane olmuş: Lenin Nişanı, Birinci Dereceli Vatan Savaşı
Nişanı, Ekim Devrimi Nişanı ve iki tane Kızıl Bayrak İşçi Nişanı. Bir gazetenin beş
tane Nişan sahibi olması gazetenin önemli yayın olduğunun göstergesidir.
İkinci Dünya Savaşı’nın başından beri gazetenin sayfalarında askeri bildiriler, cephede
bulunanlardan gelen mektuplar yayınlanmıştır. Cephenin önemli alanlarında gazetenin
toplam 38 gezici yazı kurulları organize edilmiştir. 1945 yılında, savaş sırasında
gösterilen hizmeti için KP gazetesine Birinci Dereceli Vatan Savaşı Nişanı verilmiştir.
43
Kuznetsov, s.145
Новая Российская Энциклопедия, Том 8(2), - М., Инфра-М, 2011, с.191 (Yeni Rus Ansiklopedisi, Cilt 8(2),
Moskova, İnfra-M, 2011, s.191)
44
25
Savaş bitince KP gazetesi, yıkılmış ülkenin toparlanması için gençliği motive etmeye
çalışmıştır. Gezici yazı kurulları artık inşaat yerlerinde görev yapıyorlardı.
1925'te yayına başlayan Komsomolskaya Pravda 1953'ten sonra daha canlı bir sayfa
düzeni kullanmaya, daha renkli ve çeşitli konulara yer vermeye başlamıştır. Gazetenin o
yıllardaki yayın yönetmeni olan Nikita S. Kruşçev'in damadı Aleksey Adjubey
propaganda amaçlı resmi haberlerin oranını azaltarak daha çok spor haberleriyle kısa
öyküler ve gezi izlenimlerini anlatan makaleler yayımlama politikasını benimsemiştir.
1961 yılında KP gazetesinin girişimiyle Sovyet Birliği’nde ilk Halkoyu Araştırma
Enstitüsü kurulmuştur.
Perestroyka (yeniden düzenleme) dönemin başından itibaren KP gazetesinin makaleleri
sosyo-eleştirel nitelik taşımaya başlamış, gazete Gorbaçov reformlarını aktif olarak
desteklemiştir. 1984’de KP gazetesinin “Sobesednik” (Muhatab) isimli renkli eki
çıkartmıştır. Bu Sovyet Birliği’nde ilk renkli gazete olmuştur.45
1990’lardan beri gazetede politik haberlerin oranı azaltılmış, daha çok tarihi, sosyal,
ekonomik, hukuksal ve gündelik yaşam sorunları, bilim ve kültürel gelişim, spor ve
müzik haberleri, o zamanın en güncel sorunların sosyal tartışmaları, sosyete haberleri,
yerli ve yabancı ünlülerin hayatları, reklamları yer almaya başlamıştır.46 Böylece,
gazete, gençlik yayından okurların farklı yaş gruplarına yönelik, günlük tabloid haline
dönüşmüştür.
1980'lerin sonlarında gazetenin günlük tirajı 17,5 milyona, 1990'da 22 milyona
ulaşmıştır. Bu yüksek tiraj rakamı dünya rekoru olmuş ve gazete Guinness Rekorlar
Kitabı’na girmiştir.
1990 – 2000 yılları arasında gazete sosyo-politik konulardan sosyete haberlerine,
ünlülerin yaşamına ve okuyucunun eğlenmesine dikkat çekmeye başlamıştır. Gazetede
siyaset konuları yine olmuştur, ama az yer kaplamaktadır.
45
46
Yeni Rus Ansiklopedisi, s.190
Yeni Rus Ansiklopedisi, s.191
26
Günümüzde 700 bin ile 3 milyon arasında değişen günlük tirajıyla KP gazetesi
Rusya'daki en çok satan gazetelerden biridir. Halen enerji şirketi ECN Group
bünyesindeki Media Partner'a aittir. Haftada her gün yayımlanıyor, Perşembe günü
“tolstuşka” (“kalıncık”) isimli haftalık yayın çıkarıyor. A3 formatındadır. Media Guide
verilerine göre, okuyucuların sayısı 900.000, çoğunluğunu % 63 oranında kadınlar
oluşturmaktadır. Genel olarak gazeteyi % 64 oranında lise mezunlu, evli, 45–54 yaş
arasında olan insanlar okumaktadır. Sosyo-ekonomik açıdan “KP” gazetesinin
okuyucuları orta gelirli emeklilerdir.
Bugün gazete Rusya’nın 44 şehrinde, eski SSCB cumhuriyetlerinin çoğunda
yayımlanıyor, BDT, Batı, ABD ve İsrail’de de çıkıyor. Ayrıca eski Sovyet Birliği
ülkelerinde ve yurtdışında özel muhabir ağını kurmayı başarmıştır.47 KP aktif olarak
Japonya, Almanya, ABD gibi ülkelerin önde gelen mass-medya şirketler ile işbirliği
yapmaktadır. Yerli ve yabancı medyada Rus gazetelerden KP gazetesi en çok alıntı
yapılan gazetedir.
Siyaset, ekonomi, kültür, spor, sosyete hayatı vb. haberler gazetenin içeriğini
oluşturmaktadır.48 Sürekli yayınlanan konular: “Günün Görünümü”, “Sağlık”,
“Otomobiller”, “KP-Spor”, “Tüketici Kulübü”, “Eğlence”, “Sosyete Haberleri”,
“Öğrenci Kampusu”, “Eviniz” v.b.
Gazetede Valerii Agranovskii, Yurii Rost, Vasilii Peskov, Yaroslav Golovanov, Yurii
Şekoçihin, İnna Rudenko, Darya Aslamova gibi ünlü gazeteciler çalışmış ve çalışmaya
devam etmektedir.
Bugünkü KP gazetesini önyargılı ve taraflı haber verdiği için kınıyorlar. Eleştiriciler
gazeteyi magazin tipine benzeterek, yabancı yayınlar ise gazetenin sayfalarında hiçbir
zaman hükümeti eleştirmediğinden dolayı gazeteyi “bulvar propaganda aracı” olarak
adlandırmaktadır. Örneğin, Radikal gazetesinde bulduğum eleştirel makalede KP
gazetesinin şimdiki durumunu böyle anlatılmaktadır. “Rusya’da Vladimir Putin’in
yeniden dünya gücü inşa etme operasyonuna ifade özgürlüğünün kurban gitmesine halk
47
“Комсомольская Правда – История и Нынешний День Газеты” (“Komsomolskaya Pravda- Tarihi ve
Gazetenin Şimdiki Hali”), http://ria.ru/spravka/20100524/236957896.html (24.05.2010)
48
Yeni Rus Ansiklopedisi, s.190
27
sesini çıkarmazken, gazeteler çareyi tabloid bulvar kulvarına geçmekte aramaktadır”
yazıyor Radikal gazetesi. Sovyet Birliği döneminde tüm cumhuriyetlerde yayımlanan ve
Komsomol’un resmi yayın organı olan Komsomolskaya Pravda da bu “kervana”
katıldığını, Sovyet döneminden “sadece adını koruyan” ve artık politika analizini
yapmak yerine “New York ya da Londra’da yayımlanan tabloidlerden farkı kalmayan”
bulvar gazetesi haline geldiğini yazıyor Türk gazetesi. Sonra Radikal, KP’nin genel
yayın yönetmeninin söylediklerini aktarıyor: “İyimser yayım yapmaya çalışıyoruz.
İnsanların yaşamasına yardım etmeliyiz. Tolstoy’la yarışmıyoruz”49 Böylece, KP
gazetesini hükümete yanlı, tabloid formatında yayınlanan, Rusya gazetelerin içindeki en
yüksek tirajlı gazete olarak niteleyebiliriz.
1.1.7. “İzvestiya” (“Haberler”)
Şekil 3: İzvestiya Gazetesinin İlk Sayısı (28 Şubat 1917)
49
Magazini
Komsomolskaya
Pravda’da
Ara,
Radikal,
http://www.radikal.com.tr/yorum/magazini_komsomolskaya_pravdada_ara-890599 (28.07.2008)
28
2008,
“İzvestiya”, 1917 yılında kurulmuş, Rusya'da günlük yayınlanan konusu toplum,
politika ve ekonomi olan gazetedir. İlk önce, gazete Petrograd Sovyet’inin50 yayın
organı olarak “Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti’nin Haberleri” ismini almış,
sonra iktidar organın ismi değişince gazetenin de resmi ismi değişmiştir. 1917 yılında
Petrograd şehrinde, 1918 yılından beri Moskova’da yayımlanıyordu. Tiraj: 35 bin
gazete (1917), 441,5 bin (1927), 1,6 milyon (1937), 457 bin (1945), 1,6 milyon (1959),
6 milyon (1964), 8,5 milyon (1967), 10,1 milyon (1990), 611,5 bin (1997); 253 bin
(2006).51
1917 yılında gazete Bolşevik ve Menşevik52 arası mücadelenin yarışma sahası olmuştur.
Ekim Devrimi’nden sonra gazete yeni gelen iktidarın yasalarını yayımlamış (Toprak
Kararnamesi, Barış Kararnamesi ve saire), sanayinin devletleştirme süreçlerini
yansıtmış, Lenin’in yazdıklarını basmıştır. 1920 – 1930’larda endüstrileşme ve
kollektivizasyon53 alanlarında gazete Komünist partinin politik yürütülmesine destek
vermiştir. Gazetede kahramanlık olaylara, örneğin Arktika’nin fethi (“Georgii Sedov”
buzkıranın kurtarması, Samoylovich’in sefer heyeti); Chkalov, Gromov pilotların
uçuşlarına özel bir önem verilmiştir. İzvestiya, Komünist Parti’nin yayın organı olunca,
muhalif akımları ile aktif olarak mücadele etmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nın başında gazetede ilk kez Lebedev-Kumach’ın “Kutsal Savaş”
isimli şiiri yayımlanmıştır (24.06.1941). Besteci Aleksandrov A. bu şiiri şarkıya
çevirmiş; sonuçta “Kutsal Savaş” şarkısı savaşın müzik simgesi olmuştur. Savaş
sürecinde gazete idarehanesi Kuybyshevo’ya göç etmiş, Moskova’da 10 çalışan kişi
kalmıştır. Gazetenin savaş muhabirleri, cephenin hassas bölgelerinin tam içinden,
Stalingrad, Kursk çatışmaları hakkında, Kiev şehrinin kurtarılmasıyla ilgili haberleri
redaksiyona gönderiyorlardı. Bunun dışında gazetede sanayi, tarım, edebiyat ve kültür
50
Petrograd Sovyeti veya tam adıyla Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti (Rusçası:Петроградский Совет
рабочих и солдатских депутатов), Petrograd şehrinde 1917 Şubat Devrimi ile Çarlık Rusyasının dağılmasından
sonra şehirde işçi ve cephedeki askerler tarafından kurulan temsil organı. Geçici Hükümet ile sürekli rekabet halinde
olmuş, Temmuz Günlerinden sonra bastırılmış, Ekim Devrimi ile birlikte iktidar organı haline gelmiştir.
51
Большая Российская Энциклопедия, Том 10, Большая Российская Энциклопедия, - М., 2008, с.93,
(Büyük Rus Ansiklopedisi, Cilt 10, Moskova, Büyük Rus Ansiklopedisi, 2008, s.93)
52
Bolşevik ve Menşevik: 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin İkinci Kongresi'nde Lenin
yanlıları çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevik olarak, azınlıktaki Martov yanlıları da
Menşevik olarak adlandırılacaktır. Kongreden sonra iki taraf arasında birleşme girişimleri olsa da birleşme
gerçekleşmeyecek ve 1912 yılında kesin ayrım yaşanacaktır.
53
Kollektivizasyon - 1929 ve 1935 yılları arasında kollektif çiftliklerde ve devlet çiftliklerinde toprak ve emeği
güçlendirmek için yapılan çalışmalardır.
29
konuları yer almıştır. O dönemde gazetenin sayfalarında çoğu ünlü şairler ve yazarlar
yayınlamıştır (Simonov K., Tvardovskii A., Tolstoy A., Erenburg İ.). 1942 yılında
gazetenin mensupları “İzvestiya” isimli tank inşaatı için para (116 bin ruble)
toplamışlardı.54
1960’ların başında Adjubey A.’nın redaktörlük girişimiyle (1959–1964) gazete acı
sorulara ve basit insan sorunlarına yer vermeye başlamıştır. Gazete kendi görüşünü
dayatmadan insanların konuştuklarına ve tartışmalarına çözüm bulmaya çalışmıştır.
1961 yılında gazetede, Sovyet basın tarihinde ilk kez, Amerikan cumhurbaşkanı
Kennedi ile yapılan demeç yayımlanmıştır. 1960 yılından beri, okuyucuların büyük
ilgisini çeken, ailece okunması için “Hafta” Pazar eki çıkmaya başlamıştır. 1980’lerin
ikinci yarısında gazete, çok sayıda ilke ve kritik konuşmaları yayımlanarak, Sovyet
toplumunun yeniden düzenlemesini (Perestroyka) sağlamıştır.
Farklı zamanlarda gazetede Rus ünlü yazarlar: Gorkii M., Mayakovskii V., İvanov V.,
Kassil L., Şaginyan M., Leonov L., Paustovskii K., Gamzatov R., Aytmatov Ç.,
Evtuşenko E., Rozhdestvenskii R., Voznesenskii A. vs kendi eserlerinı yayınlamışlardı.
Gazetede Tess T., Kriger E., Morozov S., Agranovskii A., Aleksandrova N., İvanova
L., Latsis O., Bovin A., Yakovlev E., Vasinskii A. gibi yetenekli gazeteciler
çalışmışlardı. 1967 yılında gazeteye Lenin Nişanı verilmiştir.55
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra gazete özelleştirilmiştir. Sovyet döneminde
resmi yönetim organı olarak işlev görmüş olup, 1991 yılından beri de bağımsızdır, 1996
yılından sonra da farklı büyük şirketler bu gazeteye sahip çıkmıştır. Şimdiki sahibi:
“National Media Group” holding ortaklığıdır. Gazete Rusya, BDT ülkeleri, Avrupa ve
İsrail’de yayımlanmaktadır. 2005’de Şubat ayında “The New York Times” gazetesi
Rusya’da partner olarak “İzvestiya”yı seçmiş ve bundan sonra Rusya’da orijinal dilinde
el koyulmadan “The New York Times in İzvestiya” eki yayımlanmaya başlamaştır.
İzvestiya’nın içerdiği konular: Rusya içindeki ve yurtdışındaki politik haberler, analiz
ve yorumlama, ekonomi ve işletme, kültür ve spor haberleridir. Gazetede reklam az yer
54
55
Büyük Rus Ansiklopedisi, s.93
Büyük Rus Ansiklopedisi, s.94
30
almaktadır. Genelde orta ve yüksek gelirli insanlar için ciddi şirketler ve trendlerin
reklamları bulunmaktadır. Örneğin “Sogaz” sigorta grubunun, Alitalia havayollarının ve
“Rosneft” petrol şirketinin reklamlarıdır.56
Gazete haftada 5 kez, Pazartesi-Cuma günleri, A2 formatında yayınlanıyor olup,
günümüzde (Media Guide verilerine göre) 250000 tirajla dağıtılmaktadır. Okuyucuların
sayısı 125 000 kişi olup, çoğunluğun % 52’sini erkekler oluşturmaktadır. Genelde
gazeteyi üniversite mezunları (% 51), evli, 65 yaş ve üstü insanlar okumaktadır. Sosyoekonomik açıdan “İzvestiya” gazetesinin okuyucularını orta gelirli emekliler
oluşturmaktadır.
2009 yılının Mayıs ayında «TNS Media Intelligence» (medya izleme alanında lider
olan şirket), Rus yayınlarından televizyon ve radyo yayınlarına alıntı yapma konusuyla
alakalı rapor hazırlamıştır. Rapora göre, “İzvestiya” ,“Kommersant” ve “Rossiiskaya
Gazeta” gazeteleri Rus medyası alanında ekonomi ve politik haberlerinin ana kaynakları
olarak belirtilmiştir. Aynı raporun açıklanmasına göre yabancı basında Rusya ile ilgili
haberler verirken daha çok İzvestiya gazetesinden alıntı yapılmaktadır.
İzvestiya gazetesi hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır. Örneğin, 2007’de Kültürel
Bilimler Bilim Adayı E.Andreev “İzvestiya” gazetesini şu şekilde nitelendirdi:
“İzvestiya gazetesi, ülke ve dünyadaki toplumsal hayatta yer alan (siyaset, ekonomi,
kültür, spor, bilgi teknolojisi) olaylar hakkında ayrıntılı bilgi veren gazetedir. Makale
yazanlar sadece gazetecilik alanında değil, aynı zamanda geniş kitlelerce tanınmış
kişilerdir (Volsky, Lifşits, Khakamada ve diğerleri). Yazarların belli konularda uzman
olmasından dolayı onların yazdıklarına aşırı ilgi duyulmaktadır.” Andreev’a göre
“İzvestiya” gazetesi yüksek öğrenim gören, aydın kitleye yönelik gazetedir. “Gazetede
yayınlanan haberlerin tarafsız ve objektif olması okuyucular için ilgi çekicidir.”
Ancak, Ocak 2010’da “Gazeta.ru” isimli Rus internet yayını “İzvestiya” ile ilgili değişik
yorum yapmıştır. “İzvestiya” ve “Komsomolskaya Pravda” gazeteleri “gerilemiş ve
ilerleme yapamamış, eski Sovyet markaları” olarak nitelendirilmiştir.57 Böylece,
56
Büyük Rus Ansiklopedisi, s.94
“Печать Регресса” (Gerilemiş Yayın), Gazeta.Ru, http://www.gazeta.ru/comments/2010/01/13_e_3311125.shtml
57
31
İzvestiya gazetesini hükümet yanlısı, KP gazetesinden daha ciddi yayın olarak
tanımlayabiliriz.
Söylem analiz yapmadan önce tezimde Rusya basının tarihi izlenmekte, incelediğim
gazeteler hakkında gerekli bilgiler alınmaktadır. Gürcistan basını hakkında genel
bilgiler de sonraki bölümde verilmektedir.
1.2.
GÜRCİSTAN BASINI
Bugünkü Gürcistan’ın medyası; televizyon, yazılı basın ve elektronik (İnternet)
yayınlardan oluşturmaktadır. Gürcistan’da politik olaylara etki yapan yayınların
sıralamasını yaparsak önce televizyon yayını, ardından yazılı basın ve İnternet takip
etmektedir.
1.2.1. Gürcistan Basınının Bugünkü Durumu
2012 yılında Kafkasya Araştırma Merkezi (CRRC) tarafından yapılan araştırmaya göre,
Gürcistan nüfusunun yarısından fazlası (% 53) gazete okumamaktadır.58 Basın
dağıtımcıları bakımından, Gürcü hükümeti gazete bayilerini kapatma politikası
güderken, yazılı yayınlar için yapay engeller yaratmıştır. Bunun nedeni – muhalif
yayınların yok edilmesi.
Fakat Gürcistan halkı aktif olarak televizyon izlemektedir. 2011 Ekim ayında Amerikan
Ulusal Demokratik Enstitüsü tarafından yapılan ankete göre popülerlik açısından ilk
sırada özel ellerde bulunan, ama hükümete koşulsuz destek veren “İmedi” ve “Rustavi2” televizyon kanalları gelmektedir. Ankete katılanlardan % 69’u Poti’nin “Dokuzuncu
Kanalı”, % 62’si Batumi’nin “TV25”, % 55’i “Gürcistan’ın Devlet TV” kanallarını
izliyor. Hükümete karşı olan “Kafkasya” ve “Maestro” televizyon kanalları % 36 ve
%34 oranında katılanlar tarafından izleniyor.59 Yani insanlar arasında en izlenen TV
kanalları hükümete yanlı olan kanallardır.
58
“Больше Половины Жителей Грузии не Читает Газет – Опрос” (Gürcistan’ın nüfusun yarısından fazlası
gazete okumuyor – anket), http://www.apsny.ge/2012/soc/1327540759.php (21.01.2012)
59
“ПИК Несбывшихся Надежд” (Boşa Çıkmış Umutlar), http://www.georgiatimes.info/articles/65675.html
(12.10.2011)
32
2010 yılının Mart ayında Gürcistan’da hükümet yanlısı - İmedi TV kanalının Rus
ordusunun saldırıya geçtiği ve Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin öldürüldüğüne dair
senaryo haberi halk arasında panik yaratmıştır. Imedi TV'de haftalık olarak yayınlanan
Özel Rapor programında yaklaşık yarım saat boyunca 2008 Gürcü-Rus Ağustos
savaşının görüntüleri kullanılarak verilen haber yüzünden halk sokaklara dökülmüştür.
Programa, "İhtimal dahilindeki olayların simülasyonu" ifadesiyle başlayan ama
programın devamında bunun bir simülasyon olduğunu hiç hatırlatmayan programın
sunucusu Natia Koberidze, daha sonra Cumhurbaşkanı Saakaşvili'nin öldürüldüğü ve
Tiflis dışında çatışmaların çıktığını söylemiştir. Yaklaşık yarım saat süren uydurma
haberlerin ardından halkın telefonları ve panik haberleri üzerine haberin gerçek
olmadığı söylenmiştir. İmedi kanalının gerçek olmayan haberini sunan spikeri, haberin
yol açtığı panikten dolayı özür dilemiştir. Sunucu, uydurma haberin verilmesinin
nedeni, sadece Gürcistan tarihindeki en kötü günün nasıl olabileceğini göstermek
istediklerini söylemiştir. Savaş haberinin gerçek olmadığının öğrenince kızgın Gürcüler
İmedi kanalının binasına yürümüştür. Muhalefet liderlerinden Victor Dolidze, "İnsanlar
korktu, Gürcistan'da hükümet sorumlu bir hükümet değil. Bu bizim için en büyük sorun.
Bu yüzden ülkenin sorumluluğunu birileri almalı" demiştir. Bu skandal haber üzerine
Saakaşvili'nin Basın Sözcüsü, cumhurbaşkanın olaydan ötürü çok üzgün, endişeli ve
telaşlı olduğunu söylemiştir.60 Böylece, medya Gürcistan’da propaganda aracı olarak
kullanılmaktadır.
Gürcistan basınının arasında hükümete muhalif olan pek çok gazeteler vardır. Bunlar:
“Alia”, “Kronik” (“Alia” gazetesi ile birlikte “Alia-Holding” şirketine ait), “Georgian
Times”, “Ahali Taoba”, “Asaval-Dasavali” gazeteleridir. Aynı zamanda “Georgia
Today” ve “24 Saat” gibi hükümete yanlı olan gazeteler de bulunmaktadır. Siyasi bilgi
veren
“Rezonansı”
analitik
gazetesi,
ılımlı
ve
bağımsız
yayın
olarak
nitelendirilmektedir. Yazılı basının durumu finansal kaynakların düşük olmasıyla
tanımlanır. Bunun sebebi
büyük iş yapılarının ilgi odağını yazılı basına değil,
televizyona vermesi ile açıklanır. Buna ilaveten, 2003 yılında iktidara gelen Gürcü
yetkililerinin basını vergi imtiyazından mahrum etmesi ve devlet kurumlarından
gazeteye abone olma zorunluluğunun kaldırılması da neden olmuştur.
60
“Gürcistan’da Savaş Çıktı”, 15 Mart 2010, http://haberciniz.biz/gurcistanda-savas-cikti-790323h.htm (15.03.2010)
33
2009 yılına göre en popüler gazetelerin rakamları bunlar: haftalık “Kviris Palitra”
gazetesi – 50 000, haftalık “Kronik” gazetesi – 25 000, haftalık “Asaval-Dasavali”
gazetesi – 22 000–25 000, haftada üç kez yayınlanan “Alia” gazetesi – 14 000–15 000,
günlük “Rezonansı” gazetesi – 8 000 nüshadır. Gürcü dergileri ufak tirajla çıkmakta ve
eğlence haberleri sunmaktadır. Ulusal yayınlar dışında Gürcistan’da bölgesel ve yerel
basın da yayınlanmaktadır. Gürcistan Basın Birliği, ülkenin en etkili olan “Rezonansı”,
“Kviris Palitra”, “Versiya”, “Ahali Taoba”, “Asaval Dasavali” gibi gazeteleri bir araya
getirmektedir. Birlik basın üreticilerinin çıkarlarını savunmakta ve çıkan olaylara dikkat
etmektedir.
2010 Nisan ayında Gürcistan’da “Özgür Medya Destek Vakfı” Tiflis’te açılmıştı. Vakıf,
öldürülen işadamı ve muhalif biri olan Badri Patarkacişvili’nin ailesi tarafından
kurulmuştur. Vakfın başkanı, Gürcistan’ın eski İngiliz Büyükelçisi olan Donald
MacLaren
vakfın
amaçları
olarak
“özgür,
kaliteli,
tarafsız
gazeteciliğin
desteklenmesini”, televizyon yayınına öncelik verileceğini belirtmiştir.
2014 yılında her sene “Freedom House” örgütü tarafından dünya basın özgülüğü ile
ilgili yapılan araştırmaya göre Gürcistan’ın reytingi biraz düzeltilmiş, fakat ülke
“kısmen özgür” statüsünde devam ediyor olarak belirtilmiştir. Rapora göre, Gürcü
basının gelişmesi yasa düzenlemesinden ve gazetecilere karşı saldırının azalmasından
kaynaklanmaktadır.61
2010 Haziran ayında Tiflis’te Rus dilinde yayın yapan gazetecilerin toplantısı yapılırken
tartışma çıkmıştır.62 Yayımcılar güncel sorunlarından bahsederken, Rus dilinin kullanım
alanının azalması, devlet desteğinin eksikliği, reklam gelirinin ufak olması,
okuyucuların satın alma gücünün düşük olması gibi sorunlardan söz etmişlerdir. Onların
kendi yaptığı araştırmalara göre Rus dilinde yayınlanan gazete ve dergileri 50 000 – 70
000’den fazla olmayan Gürcü halkı okumaktadır. Okuyucuların çoğunluğu az gelirli
yaşlı insanlar olup bir gazeteyi ortalama olarak 14 kişi okumaktadır. Yayıncılar için
yayınların Gürcüceye çevrilmesinın zor olmadığı belirtilmiş, ancak bu konuda acele
61
“Рейтинг Грузии в Индексе Свободы Прессы Улучшился” (Basın Özgürlüğü Endeksinde Gürcistan’ın Reytingi
Düzeltilmiş), http://www.civil.ge/rus/article.php?id=25925 (02.05.2014)
62
“Русскоязычная Пресса Грузии Ищет Выход” (Gürcistan’daki Rus Yayınlar Çare Aramaktadır),
http://www.newsgeorgia.ru/actual/20100605/213244634.html (05.06.2010)
34
edilmesi ve devletten destek alınmasına karar verilmiştir. Onlara göre Rusça yayınlanan
basının korunması kendi başına bir amaç değil, ancak Gürcistan’ın etnik azınlıklarının
ve çatışma bölgelerinin (Abhazya ve Güney Osetya) nüfusunun Gürcistan’ın birleşik
bilgi alanına çekilmesi için bir araç oluşturur.
Böylece, Gürcistan’da gazete yerine insanlar daha çok TV izlemektedir. TV
kanallarının da çoğu hükümete yanlı ve destek vermektedir.
Birinci bölümde Rus basınının tarihi, analiz yaptığım gazetelerin ve Gürcistan basını
hakkında bilgi verilmektedir. Sonraki bölümde ise analiz yaptığım konu üzerine–
Rusya-Gürcistan 2008 yılındaki “Ağustos Savaşı”- incelenmektedir. Özellikle, RusyaGürcistan ilişkilerinin tarihi, savaşa getiren faktörler, savaşın kronolojisi, sonuçları
araştırılmaktadır.
2. RUS-CÜRCÜ 2008 “AGUSTOS SAVAŞI”
2.1.
RUS-GÜRCÜ İLİŞKİLERİNİN TARİHİ
2.1.1. Gürcistan Coğrafyası
Kafkas Dağlarının güneyinde yer alan Gürcistan; kuzeyinde Rusya Federasyonu,
güneyinde Ermenistan ve Türkiye, güneydoğu ve doğusunda Azerbaycan ve batısında
Karadeniz’le sınırlı bir devlettir.63 69 700 kilometre karelik bir yüz ölçüme sahip olan
Gürcistan’ın yaklaşık %80’lik bölümü dağlıktır. Gürcistan 4 452 800 (2010) nüfusa
sahip bir ülkedir. 2001’de yapılan nüfus sayımının gayri resmi sonuçlarına göre,
yaklaşık yüz farklı etnik gruba mensup insan bu ülkede yaşamaktadır.64 Bunların:
%70’e yakını Gürcüler, %11’i Ermeniler, %10’u Ruslar ve geri kalanı da Acarlar,
Abhazlar, Osetler ve diğer bazı küçük gruplardır. Kafkas Halklarının güney koluna
mensup olan Gürcüler, kendilerini efsanevi ataları Kartlos’tan dolayı Kartveli şeklinde
adlandırırlar ve dillerine Kartuli, ülkelerine de Sakartvelo derler. Nüfusun %60’tan
fazlası şehirde, kalanı köylerde yaşamaktadır. En büyük şehir aynı zamanda başkent
63
Nihat Kaşıkçı – Hasan Yılmaz, Aras’tan Volga’ya Kafkaslar (Ülkeler-Şehirler-İz Bırakanlar), İkinci baskı,
TÜRKAR (Türk Metal Sendikası Araştırma Bürosu), Ağustos 2000, s.98
64
Kerem Karabulut, Alper Yalçın, “Türkiye’nin Güney Kafkasya Ülkeleri ve İran İle Ekonomik – Siyasi İlişkileri”,
167-192, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012, s.175
35
olan Tiflis; diğer önemli şehirler Batum, Kutaisi, Gori, Sohumi, Rustavi, Kaheti ve
Poti’dir.
65
İdari bölünmeye baktığımızda 9 bölge, 9 şehir, 2 özerk cumhuriyet ile
karşılamaşktayız.66 İki özerk cumhuriyetler – Abhazya ve Acaristan.
Nüfusun %83,9’u Hıristiyan Ortodoks, %9,9’u Müslüman, %3,9’u Gregoryen-Ermeni,
%3,9’u Katolik ve %0,8’i de diğer dinlere mensuptur. Ülkede konuşulan diller Gürcüce
- %71 (resmi), Rusça - %9, Ermenice - %7, Azerice - %6, diğer %7’dir.
Gürcistan’ın coğrafi konumu büyük bir öneme sahiptir. Transkafkasya ülkeleri
(Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan) içinde Gürcistan açık denize (Karadeniz) kıyısı
olan tek devlettir. Bu bakımdan jeopolitik açıdan avantaj sağlamaktadır. Doğu-Batı
hattında transit geçiş özelliği taşımaktadır. Ayrıca Gürcistan’ın Bakü-Tiflis-Ceyhan,
Bakü-Tiflis-Erzurum, Bakü-Supsa gibi doğalgaz ve petrol boru hatlarında geçiş ülkesi
konumunda olması Batı’nın ilgisini arttırmaktadır. Ama diğer bakımdan coğrafi
konumunun Gürcistan’a sağladığı dezavantajlar da bulunmaktadır. Coğrafi olarak etnik
azınlıklara çevrili olan Gürcistan, Azerbaycan gibi zengin doğalgaz ve petrol
kaynaklarına da sahip olan ülke değildir. Etnik bölgelerin hepsinin sınır bölgelerinde
olması ve sınır ötesi ülke halklarıyla veya etnik gruplara akrabalık bağlarının olması,
Gürcistan’ın coğrafi konumu için dezavantaj sağlamaktadır.67 Böylece Gürcistan’ın
coğrafi konumunu bir taraftan avantaj - doğalgaz ve boru hatlarının transit ülkesi
olması, diğer taraftan dezavantaj – etnik sorunlar – belirlemektedir.
2.1.2. Georgiyevsk Antlaşması
Rusya – Gürcistan ilişkilerinin tarihine geçmeden önce Gürcistan’ın tarihini tanımamız
gerekmektedir.
Tarih boyunca Kafkasya’nın Anadolu geçidı ve İran gibi bir “geçit” yeri olması, Balkan
Yarımadası ve Hindistan gibi göçlerin “hedefi” olan bir ülke konumunda olması
Gürcistan’da çok zengin bir tarih, kültür ve etnik birikimin oluşmasını sağlamıştır.68
65
Okan Mert, Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan, 1.Baskı, İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2004,
s.106
66
DEİK/Türk – Gürcü İş Konseyi. Gürcistan Ülke Bülteni 2012, s.2
67
Güner Özkan, “Gürcistan’da Yeni Yönetim, Etnik Ayrılıkçı Bölgeler Ve Güvenlik”, 211-243, Orta Asya Ve
Kafkasya Güç Politikası, 1.Baskı, Ankara, USAK Yayınları, 2008, s.211-212
68
Mert, s.111
36
Çok eski zamanlardan beri insan yerleşimine sahne olan Gürcistan, eski devirlerde
Kafkasya’nın önemli metal işleme merkezi sayılmaktaydı. M.Ö. 7’inci yüzyılda
Anadolu’nun Kimmerler tarafından işgal edilmesiyle bölgeden kaçan kabilelerin Kura
Vadisi’ndeki yerli halklarla kaynaşmasından sonra, bölgede İberia Krallığı kurulmuştur.
Ancak, en eski destanî Gürcü tarihi olarak bilinen Kartlis Tshovreba’ya göre; Gürcü
kavmini oluşturan temel unsurlardan birini teşkil eden ve Tanrı Dağları civarında çıkan
karışıklık üzerine bölgeyi terk eden Türkler, Gürcistan’a bu tarihlerden daha önce
yerleşmiştir.
M.Ö. 65’de Gürcistan kıyıları Roma İmparatorluğu hâkimiyetine girmiştir. 337’de
Hıristiyanlığı kabul eden Gürcistan, uzun yıllar Bizans ve Pers imparatorlukları
arasındaki savaşlara sahne olmuştur. Karadeniz kıyısındaki Lazika Bizans’ın, İberia da
Perslerin hâkimiyetine geçmiştir.
654’te Müslüman Arap orduları Tiflis’i fethederek, bölgede bir emirlik kurmuşlardır.
Bununla birlikte, başta Hazarlar olmak üzere, muhtelif Türk boylarının Gürcistan
üzerindeki hâkimiyetleri aralıklarla devam etmiştir. Nitekim Arap kaynakları,
Gürcistan’ın da içinde bulunduğu bölge ülkelerinin tamamını “Hazarların memleketi”
diye kaydetmişlerdir. Bagratlı soyundan I. Aşot, Abbasilerin ve Bizans’ın bölgedeki
zayıflığından faydalanarak, 886’da İberia Krallığı olduğunu ilan etmiştir. 975’te iktidara
gelen III. Bagrat, doğuda ve batıda bulunan prenslikleri tek bir devlet altında
toplamıştır. II. David de Tiflis’i Araplardan geri almıştır.69 Böylece Gürcistan bağımsız
devlet olmuştur.
Kraliçe Tamara (1184–1213) devrinde Gürcistan en kuvvetli dönemini yaşamıştır. O
dönemde Gürcistan’ın sınırları Azerbaycan’dan Kuzey Kafkasya’ya, Erzurum’dan
Gence’ye kadar genişlemiştir. Bu dönem gerçekten Gürcistan’ın “altın devri” diye
anılmayı hak etmektedir. Tamara’nın saltanatı sırasında bilim ve teknik, edebiyat ve
sanat fevkalade gelişmiştir.70 Böylece, Kraliçe Tamara, Gürcü krallığı gücün doruğuna
ulaştırmış ve onun döneminde Gürcistan en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
69
70
Kaşıkçı, Yılmaz, s.98
Met Çünatıko Yusuf İzzet, Kafkas Tarihi, 2.Baskı, Ankara, Kafdav Yayınları, 2009, s.42
37
Gürcüler ile Moğollar arasında kurulan ilk ilişkiler 1220’li yıllara denk gelmiştir.71
Moğolların 1220’den itibaren bütün Kafkasları istilasından sonra Doğu Gürcistan,
İlhanlılara bağlanmıştır. Ülkenin, Suram Dağları’nın batısında kalan kısmı ise
bağımsızlığını korumuştur. Timur Han’ın 1386–1403 tarihleri arasında Gürcistan’a
uyguladığı ekonomik ve kültürel tedbirler, Krallığın bir daha toparlanmasına imkân
vermemiştir. Ülke, bir süre sonra da birbiriyle savaşan prensliklere bölünmüştür.
İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinin ardından, batı Hıristiyan dünyasıyla
bağlantısı kopan Gürcistan, Osmanlı ve İran ordularının arkası kesilmeyen seferlerine
maruz kalmıştır. Osmanlı orduları 1510’da İmereti’ye giderek, başkent Kutaisi’yi ele
geçirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520–1566) Gürcistan’ın güney ve
güneybatı bölgeleri Osmanlı’ya ilhak edilmiştir. Kanuni, 1549’daki II. İran Seferi’nin
ardından, Ahmet Paşa’yı Gürcistan üzerine göndermiştir. Altı hafta içinde, bölgedeki 20
kale ele geçirilmiştir. Ancak, bölgedeki hâkimiyet, Osmanlılar ile İran arasında zaman
zaman el değiştirmiştir.72
Gürcistan, birbirine saldırmaktan çekinen iki güç merkezi arasında bulunmakta ve
kendini korumak için sürekli Osmanlılar ve İran arasında belli bir manevra yapmayı
zorundaydı. Bu anda Rusya’dan yardım gelecek umuduyla Gürcistan Rusya ile
yakınlaşma yollarını aramaya başlamıştır. Birbirine yakınlaşmanın ilk girişimler XVII
yüzyılda
gerçekleşmiş
ama
ciddi
sonuçlar
olmamıştır.
Rus-Gürcü
ittifakın
kurabilmesinin imkanı Rus İmparator I. Petro döneminde (1689 – 1725) yer almıştır.
İran politik kriz dönemi yaşamış ve I. Petro İran’a askeri sefer hazırlamıştır. Gürcistan
ve Rusya ortak harekât yapmayı planlamış ve Gürcü Çar VI. Vahhtang (1711 – 1724)
Rus tarafını tercih edip İran ile ilişkileri kesmiştir. Fakat son anda Rus birlikleri geri
çekilmiştir. Sonuçta Vahhtang tahtını kaybetmiş, Kartli Krallığı Osmanlılar tarafından
işgal edilmiştir.73 Böylece Rusya ve Gürcistan arasındaki ilişki kurma girişimi başarısız
geçmiştir.
71
Mert, s.115
Kaşıkçı, Yılmaz, s.100
73
Кулаков В.О., “Грузинский Царь Вахтанг VI в Астрахани: Страницы Истории Тайной Дипломатии
России”, Новый Исторический Вестник, 2009, № 20, с.1-7, (Kulakov V.O., “Gürcü Çar Vahtang VI
Astrahan’da: Rusya’nın Gizli Diplomasinin Tarihi”, Yeni Tarihi Belleteni, 2009, № 20, s.1-7)
72
38
Sonraki Rus Gürcü yakınlaşması Çar II. İrakli (1762 – 1798) döneminde
gerçekleşmiştir. İrakli oldukça otoriter bir yönetim sergilemiştir. Yönetimi döneminde
çevresindeki küçük derebeylikleri kaldırmıştır. Hepsini kendi yönetimi almış ki bu, en
büyük icraatlarından biri sayılacak kadar önemlidir. İrakli 1762’de Birleşik Karteli ile
Kahhati’nin hükümdarı olduğunda, aynı yıl Rusya tahtına da ünlü II. Ekaterina
geçmiştir. Bir taraftan Ekaterina’nın tahta geçmesiyle Rusya’nın Kafkasya yönündeki
fetih hareketlerinde etkili bir dönem başlamıştır. Bu çerçevede Ekaterina, daha 1765’de
Kuzey Kafkasya’da Khabardey ülkesinde Mozdok (Mezdegu-Sağır Orman) kalesini
yaptırdığı gibi 1769’da da Mezdegu ve Graben kentleri arasına Volga Kazaklarını
yerleştirmiştir. Öte yandan Osmanlılarla İranlıların birbirini izleyen ve ardı arkası
kesilmeyen saldırıları, Gürcistan’ı viraneye çeviriyordu.74
İrakli bunca çabasına ve başarılarına karşın, yine de belirtilen nedenlerle ülkesinin
varlığından ve geleceğinden ciddi biçimde kaygı duyuyordu. Bu yüzden Gürcistan’ın
varlığını korumak ve sürdürmek için bir önlem düşünmüştür. İrakli’nin bulduğu önlem,
Rusya himayesini kabul etmekti. Kendisinin Hıristiyan olması ve Gürcistan’da
Hıristiyanlığın egemen olması, kuşkusuz Osmanlılara karşı Rusya’yı tercih etmesine
neden olmuştur.75
Tiflis Kralı İrakli, Osmanlı, İran ve Dağıstanlıların baskılarından bunalınca 1783
Haziranında Gori kalesinde bir toplantı düzenlemiş, burada Rusya himayesine girmeyi
müzakereye açmıştır. Sonuçta İrakli ve onun neslinden gelenler Gürcistan Krallığında
sonsuza uyulması şartıyla Rus himayesine girilmesini kabul etmişlerdir. İrakli’nin
gönderdiği Prens Garseven Çavçavadze, Gori kalesindeki toplantıda alınan karar
üzerine 24 Temmuz 1783 tarihinde Rus General Potemkin ile Georgiyevsk
Antlaşmasını imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre: Kartli ve Kakheti memleketlerinin
Kralı II. İrakli ve onun torunları yapılan talep üzerine İran ve diğer devletlerinin
himayelerinden feragat ederek Rusya’nın himayesine girecek ve Rusya’ya yardım
edecektir. Gürcistan böylece kendisini hem Kafkasyalarının saldırılarından hem de
siyasal bütünlüğünü tehdit eden saldırılardan koruyacağını düşünmektedir. Rusya
taahhüt ettiği himaye ve korumayı ifa edebilmek için Gürcistan’da bir askeri güç
74
75
Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.49
Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.50
39
bulundurma sözünü yerine getirmek istiyordu. 3 Kasım 1783 tarihinde iki Rus nişancı
taburu Gürcülerin alkışları arasında Tiflis’e girmiştir.76 Böylece Gürcistan Rusya’nın
himayesi altına girmiştir.
Ancak Gürcistan sadece siyasal anlamda himaye altına girmemiş aynı zamanda dini
bakımdan da Rus himayesini kabul etmiştir. Bu antlaşmaya göre, Rusya’nın
muvafakatiyle Kartli ve Kakheti memleketlerinin başpiskoposu Rusya kralının 8.
derecede olan metropolitleriyle aynı kıdemde olup bunların yaptıklarını yapmakla
gerekli yetkiye sahip olması da kabul edilmiştir.
Gürcülerin Rusya koruması altına girmeleri ve özellikle bir Rus askeri gücünün Tiflis’e
girmesi çevredeki İslam devletlerini ve özellikle de Osmanlılarla Müslüman Kafkasya
halklarını çok kızdırmış ve kaygılandırmıştır.77 Bir yandan Lezgiler (Dağıstanlılar)
büyük bir kitle halinde dağlardan inerek Gürcistan sınırında, Alazan vadisinde ortalığı
yakıp yıkmaya koyulmuşlar ve ancak 1784 yılı Ekimin 11. günü Gürcistan’daki Rus
askeri komutanı General Samoylov komutasındaki askeri güçle Lezgiler arasında
Musaköy’de meydana gelen kanlı bir çarpışma sonunda çekilmişlerdir. Öte yandan
Osmanlılar 1785 yılı Nisanında İmereti yönünden Burcum Boğazı yoluyla Gürcistan’a
saldırılarda bulundukları gibi Lezgiler dahi Avar Hakimi Ömer Han komutasında tekrar
Karteli çevresine saldırarak yıkımlar gerçekleştirmiştir. Ruslar ise Kuzey Kafkasya’da
baş gösteren ve kahredici Kafkas savaşlarına başlangıç oluşturan Şeyh Mansur
ayaklanmasını bastırmak ve dindirmek üzere yoğun bir çaba içinde bulunduğundan
Gürcistan’ı gereği gibi koruyamaması yanında Kizlyar adındaki Rus kalesi de Birleşik
Khabardey ve Çeçen savaşçı birliğinin saldırısına uğramış bulunuyordu. Böylece,
Rusya, Georgiyevsk antlaşmasına rağmen, Gürcistan’a zamanında yardım edemiyordu.
Gürcistan ile Rusya ilişkilerinde ilk askeri nitelikte olmayan çatışma, 1799 yılında
Rusya’nın Karthli-Kaheti hanedan krizine müdahalesiyle meydana gelmiştir. 1798
yılının Ocak ayında II. İrakli öldükten sonra, kraliyet tahtına XII. Giorgi’nin çıktığı
bilinmektedir. Prensler (İulon, Vahhtang, Mirian, Parnaoz, Aleksander ve Davit)
tarafından XII. Giorgi’den sonra tahtın yeni varisi olmak hakkı kazanmak için başlatılan
76
Abdullah Tem Zkan, “Rusya ve Osmanlı Devleti’nin Kafkas-Ötesinde Nüfuz Mücadelesi”, Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World Studies, Cilt: VI, Sayı 2, s.447-462, İzmir, 2006
77
Met Çünatiko Yusuf İzzet, s.51
40
mücadeleyle Rus İmparatoru I. Pavel karışıp, Davit Batonişvili’yi tahtın varisi olarak
onaylamış ve Kartli-Kakheti’de çok ciddi bir karmaşa ve siyasi istikrarsızlık yaratmıştır.
Aynı yılın 26 Kasım’da Rus ordusu Tiflis’e girmiş, 23 Eylül 1800’de ise mevcut iki
alay, ilave kontenjanla arttırılmıştır.78 Rusya’nın Kartli-Kakheti Krallığının iç işlerine
açık bir şekilde karışmacı sonucu, hanedanlık krizi kötüleşmiş ve en sonunda krallığın
iptal edilmesiyle süreç sona ermiştir. 18 Aralık 1800 tarihinde I. Pavel imzaladığı bir
manifestosuyla Kartli-Kakheti Krallığını iptal edip, bölgeyi Rus İmparatorluğu’nun bir
eyaleti olarak ilan etmiştir.79 Kartli-Kakheti’yi işgal eden ve bölgeyi askeri valileri
marifetiyle yönetmeye başlayan Ruslar, 1810’da İmereti’yi, ardından da diğer küçük
Gürcü prensliklerini hâkimiyetleri altına almışlardır.80 Poti ve Batum limanları ile
Gürcistan’ın güneybatısı kesimi bir süre daha Osmanlı yönetimi altında kalmıştır.
Ancak 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar bu bölgeleri de ele geçirmişlerdir.
Bu savaş sonrasında Gürcistan, tamamen Çarlık Rusya’nın bir parçası durumuna
gelmiştir. Böylece, XIX Yüzyılın sonunda Rusya, Gürcistan’ı tamamen kendi kontrol
altına almıştır.
2.1.3. XIX Yüzyılda Rus Hâkimiyeti
1801 yılında Gürcistan’ın Rus imparatorluğa katıldığının ilan edilmesinden hemen
sonra, Ruslar idari reformları başlamışlardır. Gürcistan’ın idaresi için, Tiflis’te
“Gürcistan Yüksek Meclis Hükümeti” kurulmuştur. Meclisin başkanı, aynı zamanda,
tüm Kafkasya bölgesinden sorumlu Genel Vali statüsünde ve Rusya’nın Kafkasya
Orduları Başkomutanı idi. Gürcistan’da yapılan idari reformlara baktığımızda, sivil ve
askeri yönetim Kafkasya’daki Rus ordusunun idaresi altına geçmiştir. Rus hükümeti,
hem askeri kontrolü sağlamak, hem de gerekli idari reformları hızla gerçekleştirmek
için üst makamlara Rus subaylardan atamalar yapmıştır.
XIX yüzyılın ilk yarısında Gürcistan’ın başkenti Tiflis, Kafkasya’da kurulan Rus
idaresinin genel merkezi olmuştur. Gürcistan’ın Rus idari yapısının Kafkasya’da
78
AKAK (Акты, собранные Кавказской Археографической Комиссии (в 12-ти т.), под общ.ред. А.Д..Берже,
1866-1904), том I, Тифлис, 1866, с.108 (AKAK (A.Berger Editörlüğüyle Kafkasya Arkeoloji Komisyonu
Tarafından Derlenen Tutanaklar), Cilt I, Tiflis, 1866, s.108)
79
Бутков П., Материалы для Новой Истории Кавказа, 1722-1803 гг.,часть вторая, Санкт-Петербург, 1869,
с.427, (Butkov P., Kafkasya’nın Yeni Tarihi İçin Kaynaklar, 1722-1803 yy., II.Bölüm, Sankt Petersburg, 1869,
s.427)
80
Kaşıkçı, Yılmaz, s.102
41
yerleşmesinin özel bir önemi vardır. Gürcistan’da yapılan reformlar, Rusya’nın Güney
Kafkasya’da ilhak edeceği diğer bölgelerde yapılacak idari ve kültürel reformların
kısmen de olsa bir pratiğidir, tecrübesidir.
Gürcistan’ın bölgelerindeki idari reformlara bakıldığında, Ruslar sadece bölgeyi
yöneten üst düzey yöneticileri değil, aynı zamanda devlet kademesinde görev yapan
diğer görevlileri de değiştirmişler veya yanlarına Rus yardımcı atamışlardır. Böylece,
Ruslar, Gürcü devletinin her kademesine girmeyi başarabildikleri gibi, sıradan halka da
doğrudan temasa geçme imkanı bulmuşlardır. Ancak bu durum, Rus yöneticilerin, yerli
halkın dilini bilmediklerinden ve yerel kültürü tam dikkate almadıklarından dolayı,
Rusya’nın aleyhine bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bölge halkının Rus güdümündeki yeni
yönetimden memnuniyetsizliğini doğurmuştur. Bu nedenle, Rus idari yapısı ve
kanunlarının bölgede yerleşmesi ve istikrarlı bir yapının kurulması uzun zaman
almıştır.81 Bu zaman içerisinde idari reformlarından dışında Rusya Gürcü Kilisesi’nde
de değişikler işlemiştir.
1811 yılında Rusya tarafından Gürcü Kilisesi’nde reform yapılmıştır: Gürcistan
Kilisesi’nin bağımsızlığını (1811 yılında Mtsheta Katolikos Tahtı’nın, 1814 yılında ise
Abhazya-İmereti Katolikos Tahtı’nın) iptal ederek aynı yerde Piskoposluk ve Sinod
Kurulu kurulmuştur. Aynı zamanda Ruslar Gürcü dilini ortadan kaldırmaya çalışarak,
Gürcü okullarını ve kiliseleri kapatmışlardı. Bu yürütülen yönetim Gürcü halklın
ayaklanmasına yol açmıştır.82 Tüm isyanlar Rus askerlerle bastırılmıştır.
XIX yüzyılın ikinci yarısı, toprak köleliğin kaldırıldığını (1861) ve giderek artan Gürcü
toplumunun
her
görünümüne
dokunan
Ruslaştırma
politikasını
gösterir.
Bir tepki olarak, içlerinde şair Alexander Çauçavadze (1786-1846) ve Grigol
Orbeliani’ninde (1800-1883) bulunduğu bir grup Gürcü özgür kalmayı planlamışlardır.
1832’nin komplosu onların tutuklanmasıyla sona ermiştir.83 Rus iktidarına karşı her
türlü protesto hemen bastırılıyordu.
81
Hayri Çarpaz, “Gürcistan’da Rus İdaresinin Yerleşmesi (1800-1850)”, USAK, Cilt 1, No: 1, s.67-80, 2006
Вачнадзе М., Гурули В., Вахтадзе М., История Грузии (с Древнейших Времен и до Наших Дней),
Тбилисский Государственный Универститет, Тбилиси, 1993, (Vaçnadze M., Guruli V., Bahtadze M.,
Gürcistan’ın Tarihi (Eski Çağlardan Bugüne Kadar), Tiflis Devlet Üniversitesi, Tiflis, 1993)
83
Гозалишвили Г.К., Заговор 1832 года и Либеральное Движение в России, т. III, 1970, с.9, 16-24,
(Gozalişvili G.K., 1832 Yılında Komplo ve Rusya’da Liberal Hareketi, Cilt III, 1970, s.9, 16-24)
82
42
XIX yüzyılın ikinci yarısının Gürcistan’daki önemli politik olaylarından biri
“Altmışlılar” hareketi idi.84 “Altmışlılar” Rusya - Gürcistan ilişkilerinde sivil mücadele
yoluyla 50 yıllık bir dönem başlatmış ve Rus taraftarı hareketine karşı mücadele
etmişlerdir. “Altmışlar”, liberal – entelektüel yöntemiyle kültürel mücadele taktiğini
seçmişlerdir. Mücadele dönemin en ünlü yazarlarından, İlia Çavçavade’nin önderliğinde
başlanmıştır. Yazara göre, Gürcistan’ın bağımsızlığı ilk önce milli güçlerle, Gürcü
kültürel –politik mirasına ve sadece bundan sonra Batı Liberalizmi’nin politik ve yasal
normlarına dayanmalıdır. “Altmışlar” hareketi Gürcü kültürüne ve Gürcü ulusal
bilincine önemli etki sağlamıştır.
Gürcistan tarihinde XIX yüzyılın önemli hareketlerinden biri muhacirliktir. ”Muhacir
Gürcü” deyimi Gürcüceye XIX yüzyılın son çeyreğinde Türkiye’ye göç eden Gürcüleri
tanımlamak üzere girmiştir.85 Muhacir Gürcüler ise kendilerini “Çveneburi” (bizden,
bizim gibi) olarak adlandırmıştır. Muhacirliğin karışık bir tarihi vardır. İlk muhacirlik
1828–1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda Mesheti’nin Gürcüstan’a katılmasından
sonra başlamıştır. 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra ise muhacirlik yaygın bir
hal almıştır. Bilindiği gibi Berlin Kongresi kararıyla daha önce Osmanlı hâkimiyet
altında yaşayan nüfusa Rusya hâkimiyetini kabul etme ya da Osmanlı İmparatorluğu’na
göç etme hakkı tanınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında 27 Ocak 1879’da
İstanbul’da imzalanan anlaşmaya göre, göç etmek isteyenlere resmi bir süre verilmiştir.
3 Şubat 1879–3 Şubat 1882 arasını kapsayan süre daha sonra 1884 yılına kadar
uzatılmıştır. Bu süre sonraki yıllarda da sürmüş ve gerçekte göç kendiliğinden bir
biçimde 1921 yılına kadar devam etmiştir.
Muhacirlik döneminde göç edenlerin sayısı hakkında kesin bilgi günümüze
ulaşmamıştır. Tanınmış toplum adamı Z. Çiçinadze topraklarını terk edenlerin sayısı
hakkında veri toplamıştır. Z. Çiçinadze’nin topladığı bilgilere göre Osmanlı
İmparatorluğu’na toplam 1 milyon insan göç etmiştir. Müslüman Gürcülerin büyük bir
kısmı İstanbul ve Marmara Denizi’nin kıyısına yerleşmiştir. Başka verilere göre ise
Gürcüler Samsun ve Tokat ilçeleri dahil 64 köy veya kent kurmuşlardır. Gürcülerin
84
Tamar Parulava, “Rusya’nın Gürcistan’a Askeri Müdahalesi – 2008 Ağustos Savaşı”, İstanbul Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2012, s.9
85
Şuşana Putkaradze, “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev. Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi,
1998, Sayı:27
43
toplam sayısı tahmini olarak 140000’e kadar çıkarılmaktadır güneydoğusunda İzmit ve
Adapazarı bölgesi ile güneydeki Bursa’da yaşamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, Batum
ve Kars bölgelerinden en az yarım milyon göçmen kabul etmiştir.
Rusya
İmparatorluğu, ilerici güçlerin baskıları sonucu 1879 yılı sonlarında göçmenlerin geri
dönmelerine izin veren bir genelge yayımlamıştır. Geri dönüş yıllarca sürmüş, ama tek
tük aileler ancak dönmeyi başarabilmiştir. Dönmeyi isteyenlerin çoğu maddi sıkıntılar
nedeniyle yerlerinde kalmıştır. Resmi kayıtlara göre 15 bin Abhaz geri dönmeyi
başarmıştır.
Geri
dönen
Gürcüler
hakkında
ise
benzer
bir
resmi
kayıt
bulunmamaktadır.86 Böylece, XIX yüzyılda yürütülen Rusya’nın Gürcistan’da
hâkimiyetini, idari pozisyonlarda kendi Rus subaylarını ataması, Ruslaştırma, istila
politikası gibi eylemler ile niteleyebiliriz.
2.1.4. 1917 Rus Devrimi, Gürcistan’ın SSCB’ne Girişi
XX yüzyılın başında Rusya’da gelişen milliyetçi hareketler Gürcü milliyetçiliğini de
etkilemiş ve Rusya’da yaşanan meşrutiyet sürecinde Gürcü yöneticileri ve milleti
önemli politik deneyim kazanmışlardır.
XX yüzyılın başında Gürcü siyaset sahnesine Menşevik yanlısı olan, Gürcistan SosyalDemokrat İşçi Partisi’nin başkanı, Rusya Duma üyesi, Noe Jordania çıkmıştır.
Gürcistan’da Jordania birinci cumhurbaşkanı sayılmaktadır.
1917 Rus Devrimi sonrası kurulan geçici hükümetçe seçilecek meclis, Rusya
İmparatorluğu’nun tüm yabancı ülkelerinin statüsünü yeniden belirtecekti. Fakat Kasım
1917’de Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile durum tamamen değişmiştir. 22 Kasım
1917’de Gürcistan, Bolşeviklere karşı çıkarak Jordania önderliğinde Gürcistan Ulusal
Konseyi’ni kurmuştur. Sonradan Jordania Transkafkasya Federasyonu’nun (Gürcistan,
Azerbaycan, Ermenistan) oluşturulmasını savunmuştur.87
Fakat bu birlik kısa sürmüş ve Gürcüler, 26 Mayıs 1918’de bağımsız bir devlet kurarak
Almanya korumasını kabul etmişlerdir. Devletlerarasında imzalanan antlaşmaya göre;
Almanya Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumasına karşılık olarak,
86
Şuşana Putkaradze, “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev. Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi,
1998, Sayı:27
87
Parulava, s.11
44
Gürcistan demiryolu sisteminin serbest ve sınırsız kullanımını, Gürcistan limanlarındaki
bütün gemilerin tedarikini, stratejik noktalarının Alman askerleri tarafından işgalini,
Alman-Gürcü madencilik anonim şirketinin kurulmasını, Gürcistan’da Alman parasının
serbest tedavülünü, diplomatik ve konsolosluk temsilcilerinin karşılıklı değişimini
sağlayan imtiyazları elde etmiştir.88 Böylece, Almanlar, Gürcistan’ı Kafkasya ve Yakın
doğudaki planlarını gerçekleştirmek için kullanma fırsatını ele geçirmişlerdir.
Sovyet kuvvetlerinin Rusya’daki iç savaş nedeniyle fazlasıyla meşgulken ve bölgeyi
ilhak edemeyeceği belliyken, Rusya, Gürcistan bağımsızlığını tanımaya zorlanmıştır.
Almanların Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi üzerine Gürcistan İngilizlerin işgaline
uğramıştır. Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Ocak tarihli Paris Konferansı’nda
Gürcistan 22 Batılı ülke tarafından bağımsız olarak tanınmıştır.
Fakat Şubat 1921’de Sovyet kuvvetleri, Azerbaycan’dan Gürcistan’a bir saldırı
başlatmış ve cumhuriyeti bir ay içinde işgal etmişlerdir. Bolşevik bir hükümet atayarak,
25 Şubat 1921’de Gürcistan’ı bir “Sovyet cumhuriyeti” haline getirmişlerdir.
Bolşevikler, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı bir araya getirerek, Rus
İmparatorluğu’nun Transkafkasya yönetim birimini yeniden oluşturmuşlardır. 12 Mart
1922’de Sovyet Transkafkasya Federasyonu ilan edilmiş ve ardından 30 Aralık’ta
Sovyetler Birliği’ne katılmıştır.89 Böylece Gürcistan bu 20 yıl içerisinde iki Rus
Devrimi, Alman ve İngiliz işgalini yaşamış, bağımsızlığını kazanınca yeni Rusya Sovyet Birliği – hâkimiyetine girmiştir.
2.1.5. Sovyet Dönemi (Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti)
1922–1936 yıllarda Gürcistan, “Transkafkasya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri
Federasyonu”nun bir parçası olarak Sovyetler Birliği’nde kalmıştır. Federasyonun
amacı, özellikle Gürcistan’da bulunan milliyetçi muhaliflerin bastırılmasıydı. Yapılan
baskılar tepkiyle karşılanmış ve bu durum yeni cumhuriyete karşı çıkan tüm Gürcü
yönetmenlerin tasfiyesine neden olmuştur. Bu durumun sonucu, 1924 yılında büyük bir
isyan çıkmasıydı. İsyanın sonucunda yaklaşık 20.000 Gürcü Sibirya’ya sürgün
edilmiştir.
88
89
1936’da
Transkafkasya
Federasyonun
dağıtılması
Serpil Sürmeli, Türk-Gürcü İlişkileri, (1918-1921), Ankara, Divan Yayıncılık, 2001, s.142
Kaşıkçı, Yılmaz, s.102
45
ile
Ermenistan,
Azerbaycan ve Gürcistan, 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına kadar, Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetleri’nde yer almışlardır.90
1920’ların sonlarında Komünist partinin iç mücadeleden, asılı Gürcü olan, Josef Stalin
galip çıkmıştır. Stalin’in tüm Sovyet Rusya’da gerçekleştirmeye çalıştığı devletçi
ekonomik sistem ve bunun ürünü olan Kolhozlar, Gürcistan’da geleneksel bireysellikle
çatışmıştır. Bu yüzden Gürcistan 1931’de isyan noktasına gelmiştir. Fakat, Stalin kendi
beceriksizliğini
Gürcistan’daki
yerel
yöneticilere
yüklemiş,
hepsini
sürgüne
göndermiştir. Bu arada, tüm Sovyet Rusya’sında halkın yıllarca adeta köle gibi
çalıştırılması, 1934’ten sonra ekonomideki düzelmelerle kendini göstermiştir.91 Sovyet
Birliği, ekonomi gelişmesi için kendi vatandaşlarının hayatlarıyla bedeli ödemiştir.
Birinci Dünya Savaşı döneminde Gürcistan Almanların desteğini almış, İkinci Dünya
Savaşı’nda Sovyet Cumhuriyeti olarak, Almanlara karşı savaşmıştır. İkinci Dünya
Savaşı başlamadan önce Gürcistan’ın nüfusu 3,5 milyon olup, savaş sırasında bu
nüfusun, kadınlar da dahil, 700 bini savaşmaya gitmiş ve gidenlerin yarısı dönmemiştir.
Savaş döneminde Gürcistan, Sovyet Birliği’nin savunmasına büyük çapta katkıda
bulunmuştur.
Gürcistan,
Alman
ordusunun
Kuzey
Kafkasya’dan
Gürcistan’a
girmelerine engel yaratarak büyük bir savunma rolü taşımıştır.
Savaş yıllarında ve savaş sonrası döneminde Stalin’in faaliyeti Gürcü milliyetçiliğini
zayıflatmıştır. 1943’de Moskova’dan bağlantısını kestirip Gürcü Ortodoks kilisesine
özerklik verilmiştir. Kiliseye özerklik tanınması milliyetçiliğinin zayıflamasının önemli
işaretidir. Fakat 1953 yılında Stalin’in öldükten sonra Gürcü milliyetçiliği yeniden
ortaya çıkmış ve Moskova yönetimiyle mücadele yeniden başlamıştır. Cumhuriyetteki
politik durum Stalin’in etnik azınlıkları Kafkasya’dan sürdüğü 1930’lu ve 1940’lı
yıllarda göre huzuru korumuşsa da, Gürcistan yeni Sovyet lideri Nikita Hruşev’in
1956’daki gizli konuşmasına çarpıcı bir yanıt vermiştir. Hruşev, Şubat 1956'da XX.
Komünist Parti Kongresinde iktidarın tek kişide toplanmasını tenkid ederek, Stalin'i
acımasızlık, hoşgörüsüzlük ve iktidarı kötüye kullanmakla suçlamıştır. Gürcüler
Stalin’e yöneltilen eleştirileri, bunların aslında tüm Gürcü halkının küçümsenmesi
90
91
Kaşıkçı, Yılmaz, s.102
Mert, s.159
46
olduğu gerekçesiyle protesto etmişlerdir. Cumhuriyetteki
gösteriler Sovyetler
Birliği’nden bağımsızlık taleplerine dönüşmüştür. Protestolar Sovyet birliklerince sert
bir biçimde bastırılmıştır.
Leonid Brejnev (1964–1982) döneminde, Gürcistan’da Stalin dönemine göre bir
yumuşama gözlemlenmiş, 1985’te Sovyet iktidarına Mihail Gorbaçov’un gelmesiyle bu
yumuşama dönemi daha da hızını arttırmıştır.92 Böylece, Gürcistan, Sovyet Döneminde
ekonomi gelişme, Gürcü milliyetçiliğinin zayıflanmasıyla aynı sırada kollektivizasyon,
İkinci Dünya savaşı yaşamıştır.
2.1.6. Gürcistan’ın Bağımsızlığının Tanınması, Zviad Gamsahurdia’nın
Yönetimi
Sovyet Birliği’nde 1989’da başlayan reform hareketleri, Gürcistan’da da köklü
değişikliklere neden olmuştur. İlk çok partili seçimler yapılarak, ülke yeni bir siyasi ve
ekonomik döneme girmiştir.93 Gorbaçov’un başlatmış olduğu “perestroyka” (“Yeniden
Yapılanma”) dönemi, Gürcistan’da kısa sürede milli bağımsızlık mücadelesine
dönüşmüştür. Göreli özgürlük ortamı daha sonra siyasi partilere temel teşkil edecek
toplulukların/fikir platformlarının oluşmasına yol açmıştır. Amaçlarını çoğu kez
perestroykayı desteklemek olarak açıklayan bu topluluklarının faaliyetlerinin ana
eksenini, tarih, dil ve edebiyat gibi etnik milliyetçiliği besleyen konular oluşturmuştur.
Gürcistan vatandaşlığı anlayışının gelişmediği bir ortamda çıkan ve genişleyen Gürcü
etnik milliyetçiliği, başlangıç itibariyle Ruslaşmaya karşı olmakla beraber, kısa sürede
ülkedeki Gürcü olmayan diğer etnik grupları da dışlayıcı bir söylem edinmiştir. Bunda
perestroyka ortamında, Gürcü milliyetçiliği ile aynı zamanda ortaya çıkan diğer etnik
milliyetçilerin de rolü olmuştur. Özellikle, Abhazya ve Güney Osetya’da ortaya çıkan
özerkliklerin genişletilmesi ve Gürcistan’dan ayrılma talepleri giderek radikalleşen ve
uzlaşmaz bir hal alan etnik Gürcü milliyetçiliğini tırmandırmış ve popülerleşmesine güç
kazandırmıştır. Sonuçta, aydın çevrelerde gelişen Gürcü milliyetçiliği sokaklara taşmış
92
Tuğba Çelebioğlu, 1990 Sonrası Türkiye-Gürcistan İlişkileri, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü, Türk Tarihi Anabilim Dalı, Cumhuriyet Tarihi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2005, s.25
93
Kaşıkçı, Yılmaz, s.104
47
ve yüz binlerin katıldığı miting ve gösterilerle desteklenmeye başlamıştır. Abhaz ve
Osetlerle yaşanan etnik gerilim tırmanarak ileride etnik çatışmalara yol açmıştır.94
18 Mart 1989’da Abhazya’nın Lıhnı köyünde Komünist Partisi Abhazya Bölge
Komitesi Bürosu’nun ve Abhazya Bakanlar Kurulu üyelerinin de katıldığı bir toplantıda
kabul edilen Deklarasyon’da, Abhaz Özerk Cumhuriyeti’nin statüsü değiştirilerek
“bağımsız Abhaz Cumhuriyeti statüsünün kabul edilmesi” talep edilmiştir. Bunun
üzerine 24 Mart 1989’dan itibaren Tiflis’te protesto gösterileri başlamıştır. Giderek
şiddetlenen gösteriler, Gürcistan Komünist Partisi’nin Lıhnı Deklarasyonu’nu
reddettiğini açıklamasına rağmen, Nisan başlarında Tiflis yönetiminin kontrol
edemediği bir mecraya sürüklenmiştir.
Gürcistan’ın bağımsızlığı ve Abhazya konusunda daha etkili adımlar atılması talebiyle 4
Nisan 1989’da, Gürcistan milli bağımsızlık hareketinin önde gelenlerinin başlattığı açlık
grevi, iki gün sonra Tiflis’in ana caddelerine dolan yaklaşık 100 bin kişi tarafından
desteklenmeye başlamıştır. Tepki olarak gelişen ve gece gündüz devam eden gösteriler
karşısında çaresizlik durumuna düşen Gürcistan Komünist Partisi, Kızıl Ordu’nun
göstericilere müdahalesine izin vermiştir. 9 Nisan’da zırhlı araçlarla donanmış Sovyet
silahlı birliklerince yapılan müdahale sırasında açılan ateş ve kullanılan zehirli gazlar
sonucunda çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 20 kişi hayatını kaybetmiştir.
“9 Nisan Olayları”, Gürcistan milli bağımsızlık hareketinin radikalleşmesi, bağımsızlık
sürecinin Rus ve komünist karşıtı niteliğinin pekişmesi ve devlet-toplum ilişkisinin
kırılması açısından bir dönüm noktası olmuştur. Yönetimin aciz ve sivil halka karşı
silah kullanılmasına izin vermesi, olayların dışında duran halk kitlesini de muhalefet
partilerine yöneltmiştir.95 Bu gelişmelerin sonucunda Gürcistan’da ikili bir iktidar yapısı
ortaya çıkmıştır: SSCB’nin yanlısı Gürcistan Komünist Partisi’nin iktidarı ile halkın
kendiliğinden bütünleşmesinden doğan “muhalif” iktidar. Bunlardan birincisi fiili olarak
iktidar olmaktan çıkmış; kararları Tiflis’te ve il merkezlerinde bulunan Komünist Partisi
binalarının dışında geçerliliğini kaybetmiştir. Muhalif iktidar ise fiili iktidar olmuştur.
94
Kamil Ağacan, “Gürcistan:Çok Milletli Yapıda Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”, 57-104, Güney Kafkasya;
Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.57
95
Ağacan, s.59
48
Halk sorunlarının çözümünü artık Komünist Parti yönetimden değil, muhalefet
temsilcilerinden bekler hale gelmiştir.
28 Ekim 1990’da ülkede yapılan parlamento seçimleri sonucu Gürcistan’da Komünist
Hükümet devrilmiş, devletin başına Zviad Gamsahurdia’nın milli bloğu geçmiştir.
Gamsahurdia
siyasi
görüşleri
bakımından
aşırı
bir
Gürcü
milliyetçisiydi.
Gamsahurdia’nın etnik milliyetçilik politikası ülkedeki Gürcü olmayan azınlıkların
vatandaşlık haklarının tanınmaması şeklinde gelişmiştir. Yani Gamsahurdia’ya göre
Gürcistan’da sadece Gürcülerin yaşama hakkı vardı: “Gürcistan Gürcülerindir!”.
Rusya’nın Gürcistan’da olan tüm başlarını koparmak için milliyetçi bir politika
izlemekte olan Gamsahurdia 31 Mart 1991’de Gürcistan’ın SSCB’den ayrılması ve
bağımsızlığın halk tarafından kabul edilmesinin onaylatmak için referandum yapmıştır.
Seçmenlerin % 97’si bağımsızlık ve SSCB’den ayrıldığı yönünde oy kullanmıştır.
Bağımsızlık ardından Zviad Gamsahurdia 26 Mayıs 1991’de Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde büyük oy çokluğuyla Gürcistan’ın ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Gamsahurdia’nın iktidarı devrinde ülkede hızla yayılan etnik çatışmalar ve muhalif grup
taraftarlarının
artışı
Gürcistan’ı
bir
anarşi
devleti
konumuna
getirmiştir.
Gamsahurdia’nın iktidarda olduğu devirde Abhazya, Güney Osetya, Acaristan olayları
artmış ve bunun üzerine Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin aktifleşmesi de eklenmiştir.
Rusya’yla olan olumsuz ilişkiler nedeniyle Rusya Gürcistan’a ambargo uygulanmıştır.
Gamsahurdia’nın dış politikada yaşadığı sorunları iç politikaya da yansımış ve ülkede
ona karşı muhalif grupların aktifleşmesine neden olmuştur.96 Gamsahurdia iktidarı ile
muhalefet arasında yaşanan gerginlik, özellikle 19 Ağustos 1991’de Moskova’da
yapılan başarısız darbe girişimi sonrasında zirve noktasına ulaşmıştır. Ulusal
Demokratik Parti Başkanı Giorgi Çanturiya ve Ulusal Bağımsızlık Partisi Başkanı
Erekle Tsereteli’nin başını çektiği muhalefetin, Gamsahurdia’nın devlet başkanlığından
istifa etmesi ve erken genel seçimler yapılması talebiyle başlatmış oldukları gösteriler
giderek şiddetlenmiş ve Gamsahurdia’nın yandaşlarının da muhalefet cephesine
geçmesiyle derinleşmiştir. Ülkede bulunan silahlı örgüt Mhedrioni’nin97 (Süvariler) de
vermiş olduğu destekle muhalif cephe önlenemez bir güce dönüşmüştür. Ekim 1991’de
96
97
Elnur Cemili, Güney Kafkasya Politikası, I. Baskı, İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2007, s.104
Mhedrioni, 1989 yılında Jaba İoseliani tarafından kurulmuş Gürcü silahlı milliyetçi örgüttür.
49
muhaliflerin TV binasının işgal etmesi üzerine Gamsahurdia’nın, kendi yandaşlarını
destek için gösterilere davet etmesi Tiflis’in bir barikatlar şehri haline gelmesine yol
açmıştır. Gamsahurdia ve muhalefet yanlıları arasında Tiflis’in caddelerinde yaşanan
çatışmalar, 6 Ocak 1992’de Gamsahurdia’nın Tiflis’i terk etmesine kadar sürmüştür.
Böylece yönetime el koyan Ulusal Muhafızların Komutanı Kitovani, Mhedrioni’nin
Komutanı Jaba İoseliani ve eski Başbakan Sigua’dan oluşan Askeri Konsey, Gürcistan
Komünist Partisi’nin eski Birinci Sekreteri ve SSCB eski Dışişleri Bakanı Eduard
Şevarnadze’yi Gürcistan’a dönerek oluşturulan Devlet Konseyi’nin başına geçmeye
davet etmiştir. Şevarnadze, 7 Mart 1992’de Tiflis’e gelerek bu görevi üstlenmiştir.98 Bu
görevi Şevarnadze Gül Devrimi’ne kadar (2003) taşımıştır.
Genel olarak ele aldığımızda Gamsahurdia’nın 10 aylık iktidarını Gürcistan için verimli
olarak kabul edemeyiz. Çünkü bu devirde Gürcistan, iç savaşları ve dışarıdan Rusya
tehditleriyle yaşamıştır. Bunun da iki esas nedeni vardır. Birincisi Gamsahurdia
yönetimin yürüttüğü aşırı milliyetçi politika ve bu nedenle içerideki etnik grupların
yönetime karşı ayaklanması. Bu ayaklanmalara Rusya tarafından da açık ve ciddi
desteğin verilmesi sonucu ülkede anarşinin oluşmasına sebep olmuştur. İkinci nedense
halen SSCB çökmüş olsa da varlığını sürdürmesi ve bu yüzden Gürcistan yönetiminin
Avrupa ve ABD’den hiçbir destek alamaması olmuştur.99 Gamsahurdia’nın yürüttüğü
aşırı milliyetçi politika yüzünden yönetimi kısa sürmüştür.
2.1.7. Eduard Şevarnadze Dönemi
Zviad Gamsahurdia’nın 10 aylık kısa iktidarının ardından Gürcistan’da iş başına,
önceleri Gürcistan “KGB” başkanı olmuş ve buradan da yükselerek SSCB’nin son
Dışişleri Bakanı olmuş olan Eduard Şevarnadze gelmiştir. Şevarnadze 1992’de
Moskova’dan döndüğünde Gürcistan tam kaos ortamındaydı. Abhazya ve Güney
Osetya Gürcistan’dan ayrılma yönünde karar almış; Gamsahurdia yanlıları Megrelya
bölgesine çekilerek bölgenin kontrolünü ele geçirmiş; Acaristan ve Cavahetya fiili
durum sebebiyle merkezi otorite dışına çıkmıştır. Bunun yanında, ülkede merkezi
otorite kalmadığı gibi, hemen hemen eşit güçteki siyasi örgütler arasında yönetimin
98
99
Ağacan, s.63
Cemili, s.106
50
geleceği konusunda da uzlaşı sağlanamamıştır. Duruma hakim olacak bir siyasi gücün
olmadığı bir ortamda Şevarnadze adeta bir kurtarıcı olarak karşılanmıştır.
Şevarnadze’nin bu “kurtarıcı” konumu uzun sürmemiştir. Toprak bütünlüğünün ve
kamu düzeninin sağlanması gibi temel meselelerde gözle görülür bir değişikliğin
gerçekleşmemesi nedeniyle Şevarnadze’ye olan mutlak inanç zayıflamaya başlamıştır.
Haziran 1992’de Güney Osetya’da bir ilerleme sağlanamadan Rusya’nın sert tepkisi
karşısında ateşkes yapılmıştır. Ağustos 1992’de Abhazya’da başlayan savaş da Ağustos
1993’e kadar şiddetli bir şekilde sürmüş ve Gürcistan’ın yenilgisi ile sonuçlanmıştır.100
Böylece, etnik çatışma sorunlarını Şevranadze çözememiştir.
3 Şubat 1994’de Rusya Cumhurbaşkanı B.Yeltsin Tiflis’i ziyaret etmiş ve bu ziyaret
sırasında birkaç anlaşma imzalanmıştır. Bunlardan biri RF sınır birliklerinin
Gürcistan’da kalmasını içeren anlaşma, diğeriyse dostluk ve işbirliği anlaşması
olmuştur. Bu anlaşmaya göre BDT güvenliğinin korunması amacıyla Tiflis yakınlarında
üç askeri üs oluşturulması kararlaştırılmıştır. Ayrıca anlaşma çerçevesinde Rusya
Gürcistan topraklarının savunmasına yardım edecek ve Rusya Gürcistan ordusunun
oluşturulmasına ve eğitime yardımcı olacaktı.101 Bunun ardından Rusya Gürcistan’ı
1995 yılının Mart ayında bu ülkede kendisine ait 4 askeri üs hakkı veren bir anlaşma
imzalamaya mecbur etmiştir. Rusya’nın baskıları sonucu Şevarnadze’ye imzalattığı bu
anlaşmalar ülke dahilinde olumsuz karşılanmış muhalif grupların tepkisine neden
olmuştur. Bu olaylar sonucunda Şevarnadze Rusya’yla olan ilişkilerine yeniden bakmak
zorunda kalmıştır. Şevarnadze’nin bu harekâtı Rusya tarafından olumlu karşılanmamış
ve Rusya’nın desteğiyle 29 Ağustos 1995’de kendisinin güvenlik başkanı tarafından
kendisine suikast girişimi yapılmıştır. Ama bu suikast girişimi başarısız olmuştur.
Bundan sonra Şevarnadze’nin Rusya’ya karşı politikasında sertleşmenin ortaya çıktığını
görüyoruz. Şevarnadze 4 Ekim 1996’da aldığı bir kararla 3 Şubat 1994’de imzaladığı
Gürcistan sınırlarını Rus Birlikleriyle beraber koruma anlaşmasından imtina etmiş ve
Gürcü askerlerinin korumasının gerekli olduğu ileri sürmüştür. Böylece Gürcistan
Rusya’nın etkisinden dışlanmak istemiştir.
100
101
Ağacan, s.64
Cemili, s.108
51
Bu devirde, ABD başta olmak üzere Batı, Hazar petrollerini çıkarmak için
Azerbaycan’a büyük yatırımlar yapmış ve bu yatırımların güvenliğini sağlamak için
Gürcistan’ı Rusya etki alanından uzaklaştırarak kendi etki alanına sokmaya çalışmıştır.
Gürcistan’ın Hazar petrollerini taşıyacak Bakü – Ceyhan petrol boru hattının geçeceği
bölge olması da ona Batı’nın desteğinin artacağının habercisiydi. Diğer yandan
BDT’nin verimsizlik problemi de BDT içerisinde Anti Rusya bloğunun olması
Gürcistan’ı da büyük ölçüde etkilemiştir. 1997 yılında Gürcistan’ın katılmasıyla
Azerbaycan, Ukrayna, Moldova ve Özbekistan (1999 yılında katılmıştır) ortak işbirliği
olan GUUAM oluşturulmuştur. Rusya’yla olan bu tür siyasi gelişmeler önceleri
imzalanmış askeri anlaşmaları da etkilemiştir. Gürcistan kendi arazisinde olan Rus
üslerinin kapatılması ve Rus ordusunun ülkesinden çıkmasını istese de Rusya buna
olumlu yanaşmamış ve durum AGİT’in İstanbul zirvesine kadar devam etmiştir.102
Ekim 1999’da İstanbul’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)
Zirvesinde ise taraflar ilgili konuda anlaşmışlardır. Buna göre Rusya, 31 Aralık 2000
tarihine kadar Gürcistan’daki askeri varlığını 241 zırhlı araç ve 140 topa indirmeyi,
Tiflis yakınındaki Vaziani ile Abhazya’daki Gudauta üslerini kapatmayı ve 2000 yılı
içerisinde Ahılkelek ve Batum’daki iki askeri üsle ilgili olarak da Gürcistan Hükümeti
ile görüşerek bir çekilme planı hazırlanmasını kabul etmiştir.103 Böylece Gürcistan ve
Rusya bu konuda ortak bir karar almışlardır.
Şevarnadze’nin yönetimi sürecinde ABD ile ekonomik, politik ilişkileri kurmaya
başlamıştır. Gürcistan’ın ABD’ye yönelik politika izlemesinin esas üç nedeni vardır.
Birincisi ülke içerisinde oluşan etnik çatışmaları çözmek için Rusya’dan istediğini
alamadığından çözümün diğer yolunu ABD’de görmesi. İkincisi RF’nun Gürcistan’a
karşı tutumu ve onu kendi “arka bahçesinin” bir tarafı olarak görmesi. Üçüncüsü Hazar
enerji kaynaklarının başta ABD olmak üzere Batılı şirketlerce işletilmesinden dışarıda
kalmamak ve ortaya çıkmış projelere katılmakla kendi devletinin güvenliğini sağlamak
olmuştur. Ayrıca 1996 yılından itibariyle ABD, Gürcistan’da ekonomik yardımların
dışında iç politikaya da etkili olduğunu görebiliriz. ABD’nin Güney Kafkasya
ülkelerine ayırdığı yardımlar kapsamında en çok askeri yardımı da Gürcistan’ın alması
102
Cemili, s.108-109
A.Sait Sönmez, “Putin Yönetimi’nin Güney Kafkasya Politikası”, 95-116, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Cilt:15, Sayı 2, Erzurum, 2011, s.99
103
52
iki yorumun ortaya çıkışını sağlıyor. Birincisi Rusya’nın siyasi ve askeri baskısı
karşısında Gürcistan ordusunun direnişini sağlamak, ikinciyse gelecekte NATO
üyeliğine alınması planlanan Gürcistan ordusunun modernizasyonunu sağlamak ve
Gürcü ordusu ile NATO ordusunu uzlaştırmak. ABD Gürcistan’ın ihtiyaç duyduğu
toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına yönelik tehdit olarak algıladığı Rusya baskılarına
karşı desteğini her fırsatta dile getirmiştir. Böylece ağırlıklı olarak 1996’da başlayan
Gürcistan – ABD ilişkileri, Gürcistan’ın jeopolitik konumu ve Batıyla bütünleşme
stratejisi sebebiyle müttefiklik düzeyine ulaşmıştır.104 Gürcistan politikasının ABD’ye
yönelimi Şevarnadze döneminde başlamış ve sonraki Saakaşvili döneminde
yoğunlaşmıştır.
Rusya, Gürcistan’da askeri üslerini kaybetmeye başladığından bu ülkeyi ekonomik
şartlar altında kendi kontrolünde tutmaya çalışmıştır. Rusya bu amaçta Gürcistan
vatandaşlarına 5 Aralık 2000’den itibaren vize uygulaması yapmıştır.105 Gürcü
nüfusunun önemli bir kısmı (yaklaşık % 10’u) Rusya’da geçici işçi olarak
çalışmaktadır. Bu işçiler her yıl Gürcistan ekonomisine yaklaşık 600 milyon dolar
katkıda bulunmaktadır. Rusya, vize uygulamasının nedenini Gürcistan’dan Rusya’ya
geniş çaplı ve yasadışı yollarla insan göçünü önlemek olduğunu açıklamıştır. Ancak
Abhazya ve Güney Osetya bu uygulamanın dışında kalmış, her iki bölgenin halkına
Rusya Federasyonu pasaportu verilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda toplanan Gürcistan
Parlamentosu, Moskova’nın bu vize rejimi ile Gürcistan’a karşı açıkça yayılmacı ve
emperyalist politikalar izlediğini, sonunda Abhazya ve Güney Osetya’nın ilhak
edileceğini iddia etmiştir.
Vize rejimine geçildikten sonra ilişkileri olumsuz etkileyen bir başka gelişme ise
Rusya’nın 31 Mayıs 2002’de çıkardığı yeni vatandaşlık kanunu olmuştur. 10 yıldır
yürürlükte olan vatandaşlık kanunu eski Sovyet cumhuriyetlerinde yaşayan ve Rus
vatandaşlığına geçmek isteyenlere zorluk çıkarmadan vatandaşlık imkanı sağlamıştır.
Yeni vatandaşlık yasası Rus vatandaşlarına ikinci bir vatandaşlık imkanı tanımış ancak
Rus vatandaşlığına geçenlerin eski vatandaşlığını terk etmesini öngörmüştür. Gürcistan,
Rusya Federasyonu’na yeni vatandaşlık kanunundan dolayı, kendi egemenliğini ve
104
105
Cemili, s.116
Sönmez, s.111
53
toprak bütünlüğünü hedef aldığı gerekçesiyle nota göndermiştir. Güney Osetya’da
nüfusun % 40’ı Rus, Abhazya’da yaşayanların üçte biri Rus pasaportuna sahipti.
Gürcistan, yeni kanunun bu iki bölgenin kendisinden koparılmaya yönelik çıkarıldığını
ve egemenliğine dolaylı bir saldırı olarak nitelendirmiştir.106 Vize rejimine geçildikten
sonra Rusya’nın yeni vatandaşlık kanunu Rus-Gürcü ilişkilerine olumsuz etki eden bir
başka unsur olmuştur.
Eduard Şevarnadze’nin devlet başkanı olması sonucunda Gürcistan’da siyasi iktidar
sağlanmaya
başlamıştır.
Fakat
Şevarnadze
iktidarı
pekiştikçe,
ülkedeki
demokratikleşme yönündeki dinamizm de kaybolmuştur. Sonuçta, muhalif siyasi
partiler ve basın gibi demokrasinin gerektirdiği unsurları içeren, komünizmi ideolojik
olarak reddeden fakat özü itibariyle otoriter Sovyet yönetim tarzından çok da farklı
olmayan karmaşık bir rejim oluşturulmuştur.107
Böylece, 1995’den beri Gürcistan’da yeni bir gelişmelerin olduğunu görüyoruz. ABD
ilişkilerinin geliştirilmesindeki önemli nedenler, RF’nin Gürcistan’daki ayrılıkçı
grupları desteklemesi ve RF’den beklediği yardımı görememesi karşısında ABD’yi
sorunların çözümünde alternatif olarak görmesi, RF’nin Gürcistan’ı SSCB döneminde
olduğu gibi arka bahçesi olarak görmesi ve Hazar enerji kaynaklarının ABD ile batılı
şirketlerde işletilmesi ve Gürcistan’ın da bunun dışında kalmak istememesidir.
2.1.8. Gül Devrimi ve Mihail Saakaşvili Dönemi
Gürcistan’da iktidar partisi içinde (GYB - Gürcistan Yurttaşlar Birliği, 1993 yılında
Şevarnadze tarafından kurulmuş) kamuoyuna pek yansımayan bir mücadele
yaşanmıştır. Bu mücadele sürecinde parti içi gruplar başlıca iki kanatta pekişmiştir:
1) “Reformist” kanadı, göreli olarak genç ve entelektüel üyelere sahip olan ve
liberal reformların hızla yapılanmasını talep eden kanattır.
2) “Muhafazakâr” kanadı, Komünist Parti döneminde parti ve bürokrasinin değişik
kademelerinde görev almış kişilerinden oluşan bir kanattır.
106
Fırat Karabayram, Güney Kafkasya Jeopolitiğinde Rusya Gerçeği, 1.Baskı, İstanbul, İQ Kültür Sanat
Yayıncılık, 2011, s.195
107
Ağacan, s.67
54
Şevarnadze bu iki kanat arasında dengeyi, Reformistleri ağırlıklı olarak parlamentoda,
Muhafazakârları ise kabinede tutarak başarılı bir şekilde sürdürmüştür. Şevarnadze’nin
ikinci kez devlet başkanlığında seçilmesinin ardından parti içi mücadele giderek
şiddetlenmiş ve açık bir şekilde yürütülmeye başlamıştır.
Reformistlerin kabineye yönelik yolsuzluklarla ilgili eleştirilerinin Şevarnadze
tarafından göz ardı edilmesi, bir süre sonra Şevarnadze’yi hedef haline getirmiştir.
Nitekim 2001 yılının Eylül ayında Reformist kanadın ağır toplarından Mihail
Saakaşvili, bir yıl önce atanmış olduğu Adalet Balkanlığı’ndan istifa etmiş ve istifasını,
bu hükümetle birlikte yolsuzluklarla mücadele edilemeyeceği fikrine dayandırmıştır.
Yolsuzlukların arkasında Şevarnadze’nin olduğuna işaret eden Saakaşvili bununla da
yetinmeyerek GYB’den ayrılmış ve Ulusal Hareket Partisi’ni kurarak iktidara karşı
muhalefete geçmiştir.108
GYB’da ayrılmaların sonucunda Şevarnadze meclisteki salt desteğini yitirmiş,
Anayasayı değiştirebilecek çoğunluktan yoksun kalmış, istediği kanunları ve
değişiklikleri parlamentodan geçirmekte zorlanmıştır. Ülke, böyle bir ortamda genel
seçim sürecine girmiştir.
2 Kasım 2003’de ülkede genel seçimler yapılmıştır. Yerli ve uluslararası gözlemcilerin
seçimlerde geniş çaplı usulsüzlük yapıldığını açıklaması üzerine, sandık çıkışı kamuoyu
araştırmasında seçimlerin galibi olarak gözüken Saakaşvili’nin Ulusal Hareket Partisi
itiraz gösterilerine başlamıştır. GYB Genel Sekreteri Zurab Jvaniya ve Parlamento
Başkanı Nino Burcanadze’nin de destek verdiği gösteriler kısa sürede ülkenin tamamına
yayılmış ve Şevarnadze karşıtı gösterilere dönüşmüştür. Ülkede oluşan siyasi buhran,
23 Kasım 2003’te Devlet Başkanı Şevarnadze’nin istifasıyla sonuçlanmıştır. Şiddet
kullanılmadan gerçekleşen bu “kadife devrim” göstericilerin parlamento baskısını
sırasında ellerinde taşıdıklara güllere atfen “Gül Devrimi” olarak adlandırılmıştır.109
Böylece Gürcistan’da barış yoluyla iktidar değişmiştir.
Şevarnadze’den boşalan devlet başkanlığı için 4 Ocak 2004’te olağanüstü seçimler
yapılmıştır. Seçimlerde, oyların % 96’sını alarak devrimin lideri, 36 yaşındaki Mihail
108
109
Karabayram, s.196
Ağacan, s.69
55
Saakaşvili zaferle çıkmıştır. Ardından da, Şubat 2004’te Anayasa’da değişiklik
yapılarak
yürütmenin
yapısı
değiştirilmiştir.
Yeni
düzenlemede
hükümetin
parlamentodan güvenoyu alması gerekmekle birlikte, üç defa güvensizlik oyu verilmesi
halinde devlet başkanına parlamentoyu feshetme yetkisi tanınmıştır. İlk bakışta,
başkanlık sisteminden yarı-başkanlık sistemine geçiş görünümü veren bu düzenleme
özünde devlet başkanının parlamento ve yargı karşısında daha da güçlenmesini ihtiva
eden hükümler içermiştir. Yeni düzenlemeyle devlet başkanına parlamentoyu dağıtma
yetkisi verilmesi, muhalefet tarafından Saakaşvili’nin otoriter yönetim arayışı içerisinde
olduğunun delili olarak görülmüştür.
Devlet başkanı ve yürütmenin yapısı düzenlendikten sonra sıra parlamentoya
gelmiştir.110 28 Mart 2004’de yeni parlamento seçimleri yapılmıştır. Bu süreçte
Jvaniya’nın Demokratlar Partisi’nin birleşmesi ile “Birleşik Ulusal Hareket” adını alan
ve seçimlere daha güçlü bir şekilde katılan ulusal Hareket Partisi oyların % 67’sini
alarak seçimleri kazanmıştır. Sonuç olarak Birleşik Ulusal Hareketi 235 sandalyeden
152’sini kazanarak mecliste güçlü bir konum edinmiştir. Böylece devrim şeklen
tamamlanmıştır.
İktidarını şekillendiren Saakaşvili’nin önünde çözüm bekleyen üç ana sorun kümesi
vardı. Birincisi toprak bütünlüğünün sağlanması, ikinci zayıf devlet olgusunun
giderilmesi, üçüncüsü ise ekonomik sorunlar ve geçim sıkıntısı idi. Saakaşvili, iktidara
geldikten kısa süre sonra Mayıs 2004’te Acaristan sorununu çözerek ülkesinin toprak
bütünlüğünün sağlanmasını yönünde ilk başarısını kazanmıştır.111 Acaristan’daki
zaferinden aldığı ilhamla, Mihail Saakaşvili, Mayıs 2004 sonundan itibaren Güney
Osetya sorununa, yoğunlaşmıştır. Saakaşvili, “insani yardım” adlandıran girişimde
bulunarak, Güney Osetya’nın merkezi Tshinvali ile demiryolu bağlantısını yeniden
açacaklarını ve Tshinvali’de kurulacak merkezlerde halka emekli maaşlarının
dağıtılacağını, Oset çiftçilere ücretsiz gübre verileceğini ifade etmiştir. Bu demeçlerin
ekonomik açıdan oldukça zor koşullarda yaşayan Oset halkını ayaklandırmayı
hedeflediği açıktır. Saakaşvili’nin bu girişimi, Rusya ve fiili Güney Osetya yönetiminin
şiddetli direnişi ile karşılanmıştır. Gelişmeler üzerine Saakaşvili yönetimi geri adım
110
111
Ağacan, s.69
Ağacan, s.70
56
atmış, Eylül 2004 itibariyle Güney Osetya’ya yönelik operasyonları durdurmuştur.
Toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik çalışmalar bu tarihten itibaren Ağustos
2008’de patlak veren savaşa kadar diplomasi alanına geçmiştir.
Saakaşvili, diğer sorun yumağı olan zayıf devlet olgusunun ortadan kaldırılmasına
yönelik iki temel yol izlemiştir.112 Bunlardan birincisi, rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık ve
vergi kaçakçılığına karşı savaş açmasıdır. Yolsuzlukla mücadele ve kaçakçılığın
önlenmesi çerçevesinde geniş çaplı operasyonlar düzenlenmiş ve çok sayıda kişi
tutuklanarak mahkeme önüne çıkarılmıştır. Bu konuda önemli başarılar elde edilmiştir.
İkincisi de, eğitim, ekonomi, yargı, kolluk güçleri, savunma ve güvenlik alanlarında
önemli reformlar başlatmasıdır. Bu reformlar ve yolsuzlukla mücadele ülkede gözle
görülür ilerleme sağlamış ve ülkenin işlevsel bir devlete dönüştüğü izlenimi
uyandırmıştır. Yürütülen geniş çaplı özelleştirme programı, vergi reformu, yolsuzlukla
ve kaçakçılıkla mücadele, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması çabaları ve
çözülen Acaristan sorunu ekonominin büyümesine; doğrudan yabancı yatırımlarda,
bütçe ve vergi gelirlerinde önemli artışa yol açmıştır.113 Saakaşvili’nın bu tür
girişimlerinin olumlu sonuçları verdiğini niteleyebiliriz.
Ekonomik alanda içeride yapılan bu çalışmalar dış destekle de pekiştirilmiştir. Batılı
ülke ve kurumlarca Saakaşvili yönetimine ekonomik alanda yoğun destek verilmiştir.
Saakaşvili’nin iktidara gelmesiyle Gürcistan’da yeniden çalışmalara başlayan IMF, 144
milyon Dolar tutarında üç yıllık yeni kredi sağlamış, Paris Kulübü de Gürcistan’ın
borçlarını yeniden yapılandırmıştır.
Zamanla Saakaşvili iktidarında üç önemli gelişme gözlenmeye başlamıştır. Birincisi,
“iktidar sarhoşluğudur”. Uluslararası alanda “demokrasi feneri” övgüleri, yoğun dış
destek, içeride Saakaşvili’nin popüler kişiliği ve muhalefetin zayıf konumu Saakaşvili
iktidarında “iktidar sarhoşluğuna” yol açmıştır. İkincisi, bir ölçüde bu “iktidar
sarhoşluğunun” uzantısı olarak otoriterleşme eğilimidir. Yargının bağımsız olmadığı ve
siyasallaştığı eski Sovyet Cumhuriyetlerinde anayasa ve kanunlar dahi siyasal iktidarı
sınırlandırıcı işlev yapmamaktadır. Dolayısıyla bu ülkelerde siyasi sistemin temel
gerçeği bütün siyasal gücün tek bir kişinin elinde toplandığı monokrasidir. Saakaşvili
112
Ağacan, s.71
Ağacan, s.72
113
57
iktidarı da bütün demokrasi söylemine rağmen bu genel yapının dışına çıkamamıştır.
Kendisini dengeleyecek bir gücün yokluğu karşısında bütün devlet kurumları
Saakaşvili’nin Birleşik Ulusal Hareketi tarafından ele geçirilmiştir. Giderek muhalefetin
eleştirilerine tahammül edemeyen iktidar bağımsız basın üzerinde baskı kurmuş,
kendisini eleştirenleri dış güçlerle satılmakla itham etmeye başlamıştır. Saakaşvili
iktidarında gözlemlenen üçüncü gelişme hükümetteki revizyonların sıklığı ve
hükümetten ayrılmalardır. Hükümetin ilk yıllında yapılan iki geniş ölçekli revizyonu,
sonraki süreçte bakanların istifaları izlemiştir. Kabineye alınmayan veya istifa eden
bakanlar muhalefet saflarına katılmıştır. Eylül 2007’de 10 muhalefet partisi bir araya
gelerek Birleşik Halk Hareketi Milli Konseyini oluşturmuştur.
Milli Konsey, hükümetten ayrılan eski bakanların Saakaşvili’ye yönelik yolsuzluk,
cinayet vs. ithamlarından ve İmedi TV kanalının yayınlarından faydalanarak gündemi
belirlemeye ve gayri-memnunları seferber etmeye fırsat bulmuş ve 2 Kasım 2007’den
itibaren Tiflis’te yoğun katılımlı gösteriler başlamıştır.114 Kesintisiz devam eden
gösteriler 7 Kasım’da orantısız güç kullanılarak hükümet tarafından dağıtılmış ve
olağanüstü hal ilan edilmiş, İmedi TV yayınları durdurulmuştur. Hükümetin bu adımı
yurtiçinde ve yurtdışında şaşkınlıkla karşılanmış ve büyük tepki almıştır. Tepkiler
karşısında geri adım atan Saakaşvili, 5 Ocak 2008’de erken devlet başkanlığı seçimleri
yapılmasına ve genel seçimlerin tarihine ilişkin halkoylaması düzenlemesine karar
vermiştir. 5 Ocak 2008’de yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde, her ne kadar 2004
seçimlerine kıyasla oylarında ciddi düşüş yaşansa da, Saakaşvili oyların % 53,47’sini
alarak yeniden devlet başkanı seçilmiştir. Devlet başkanlığı seçimlerinin ardından halk
oylamasının sonucuna uygun olarak 21 Mayıs 2008’de genel seçimler yapılmıştır.
İktidar partisi oyların % 59,18’ini alarak seçimleri kazanmıştır.
Ülkedeki ekonomik sorunlar, toprak bütünlüğünün sağlanamaması, muhalefetin
toparlanması birer meydan okuyucu olmakla birlikte, Saakaşvili iktidarını en çok
meşgul eden ve zorlayan Rusya ile ilişkiler olmuştur.115 Saakaşvili’nin iktidara gelmesi
Rus-Gürcü ilişkileri açısından bir kırılma noktası olmuştur.
114
115
Ağacan, s.75
Ağacan, s.76
58
2005 yılından itibaren Moskova – Tiflis hattında yaşanan bazı sorunlar ilişkilerin daha
da gerginleşmesine sebep olmuştur. Bu dönemde Gürcistan’daki Rus askeri üsleri
yeniden gündeme getirilmiştir. Temmuz 2006’da “Gürcistan’daki ayrılıkçı bölgelerde
Barış Harekatı” isimli bir tasarıyı onaylamıştır. İlgili tasarı Gürcistan hükümetinin
acilen Abhazya ve Güney Osetya bölgelerindeki mevcut Barış Güçleri’ni çıkarmasını ve
uluslararası bir güçle değiştirmesi için gerekli girişimleri başlatmasını öngörmekteydi.
Bu gelişmeler üzerine Abhazya ve Güney Osetya liderleri Gürcistan ile yürütülen barış
görüşmelerini durduracaklarını açıklamışlardır. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise, Barış
Güçlerinin bölgedeki istikrarın temel güvencesi olduğunu ve bu iki bölgedeki
vatandaşlarını savunmak için her şeyi yapacaklarını belirtmiştir. Gürcistan’ın bölgeye
askeri yığınak yapmaya başlaması ve Güney Osetya’da bombalı saldırıların
gerçekleşmesiyle birlikte, Rusya Gürcistan’a yönelik daha sert politikalar izlemeye
başlamıştır.
28 Eylül 2006’da iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerinin bozulmasına yol açan yeni
bir olay yaşanmıştır. Ondan fazla Gürcü vatandaşıyla birlikte Rus gizli servisi GRU
adına çalıştığı iddia edilen dört Rus subayı Rusya adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla
Tiflis’te tutuklanmıştır. Putin yönetimi bir sonraki gün Gürcistan’daki diplomatik
temsilcilerini güvenlik nedeniyle geri çağırmış, ayrıca Rusya’nın artık Gürcistan
vatandaşlarına vize vermeyeceğini belirtmiştir.116
Tiflis yönetiminin tutuklu Rus
vatandaşlarını 2 Ekim 2006 tarihinde AGİT yetkililerine teslim etmesine rağmen Rusya
Ulaştırma Bakanlığı, Gürcistan ile hava, kara veya deniz ve demiryolu ulaşımını kesmiş
ve bu ülkeye yapılan posta hizmetlerini durdurmuştur.
Rusya’da Putin yönetimi ekonomik araçları, özellikle enerji kaynaklarını, Gürcistan’a
karşı bir baskı unsuru olarak kullanmıştır. 22 Ocak 2006’da Rusya’dan Gürcistan’a
doğalgaz ulaştıran boru hattında meydana gelen patlama sonucunda Gürcistan ve
Ermenistan enerji arzı açısından sıkıntılı duruma düşmüşlerdir. Rusya ayrıca koyduğu
yeni enerji politikası doğrultusunda fiyat ayarlaması yaparak, Gürcistan’a sattığı
doğalgazın fiyatını 63 dolardan 110 dolara çıkarmıştır.117 Doğalgazdaki fiyat artışına ek
olarak, bazı tarım ürünleri, şarap ve soda ihracatına kısıtlamalar getirilmesi ve sınırın
116
117
Sönmez, s.103
Sönmez, s.104
59
kapatılmasından dolayı Gürcistan’ın gayri safı yurt içi hasılası % 1.5 oranında
gerilemiş, ihracatta ise % 17 oranında pazarını kaybetmiştir. Böylece Gürcistan ve
Rusya arasındaki ilişkileri her geçen gün daha da bozulmuştur.118
Saakaşvili döneminde, RF ile ilişkilerinin gerilmesi, Rusya’nın Gürcistan’a vize
uygulaması, Güney Osetya ve Abhazya’yı bu uygulamanın dışında tutarak, Acaristan’a
daha ayrıcalıklı davranması ile başlamıştır. Ayrıca Güney Osetya ve Abhazya
bölgelerinde oluşan sorunlar, Saakaşvili için öncelik taşımaktaydı ve Gürcistan’ın bu
sorunların çözümlenmesindeki en büyük engeli RF’nin bu sorunlara yönelik tutumu
oluşturmaktaydı. Bu sorunların yanı sıra, Gürcistan ile RF arasındaki ilişkileri çıkmazsa
sokan bir diğer konu ise, Saakaşvili’nin yaptığı, Rusya karşıtı, ABD yanlısı açıklamalar
ve Gürcistan’ın NATO ve ABD üyeliği yönündeki hedefleri olmuştur.
GÜRCİSTAN’DAKİ ETNİK SORUNLARI (ACARİSTAN, GÜNEY
2.2.
OSETYA, ABHAZYA)
Gürcistan’da çok sayıda etnik grup yaşamaktadır. Bağımsızlığını kazandığında, 1989
nüfus sayım sonuçlarına göre ülke nüfusunun % 29,9’u Gürcü olmayan etnik gruplardan
müteşekkildi. Bu durum ülkenin siyasi ve idari yapılanmasını da etkilemiş, Sovyet
Birliği döneminde iki özerk cumhuriyet (Abhazya Özerk Cumhuriyeti, Acaristan Özerk
Cumhuriyeti) ve bir özerk bölge (Güney Osetya Özerk Vilayeti) oluşturulmuştur.119
Hem Gürcü, hem de diğer grupların milli kimliği uzun tarihi süreçte etnik temelde
şekillenmiştir. Sovyet sistemi içinde etnik temelli milli kimliklerin varlığı ve gelişmesi
ülke bütünlüğü açısından sorun etmemiş, komünizm ideolojisi bu etnik temelli milli
kimlikleri bir arada ve yan yana tutmuştur. Bu sebeple de Gürcistan, Sovyet döneminde
“çok milletli” bir toplum olmakla övünmüştür.
Komünizmin çöküşü ve bağımsızlık süreci ile birlikte insan unsuru yepyeni ve karmaşık
bir sorun olarak doğmuştur. Gürcistan, bağımsızlıktan sonraki süreçte, Acaristan’daki
idari ve ekonomik sorunlarla, Güney Osetya ve Abhazya’daki milliyetçi hareketler ve
bağımsızlık talepleriyle uğraşmıştır.
118
119
Sönmez, s.104
Ağacan, s.80
60
2.2.1.
Acaristan Sorunu
Acaristan, Gürcistan’la Türkiye arasında, Karadeniz sahili boyunca yer alan bir özerk
cumhuriyettir. Acaristan Özerk Cumhuriyeti 16 Temmuz 1921 yılında kurulmuştur.
Acaristan toplam nüfusu 400.000, yüzölçümü 2900 km²’dır. Bunun 350.000’i Acarlar,
20.000’i Ruslar, 15.000’i Ermeniler geride kalanını diğer halklar oluşturmaktadırlar.
Nüfusun % 70’i Müslümanlardır. Başkenti Batum şehridir.
Acaristan’ın özerkliğine ilişkin ilk resmi vesika 13 Ekim 1921 tarihli Kars
antlaşmasıdır. Söz konusu anlaşmanın 6. ncı maddesinde, Türkiye Batum Livasına
ilişkin topraklar ile Batum kenti ve limanı üzerindeki egemenlik haklarını, her
topluluğun kültürel ve dinsel haklarını sağlayacak ve bu halkın yaşadığı yerlerde
isteklerine uygun bir tarım topraklarını rejimi kurma imkanına sahip olacak şekilde
geniş bir yönetimsel özerkliğe kavuşması şartıyla Gürcistan’a devretmeyi kabul
etmiştir. Kızıl Ordu’nun 1921’de Gürcistan’ı işgal etmesi ve Gürcistan’ın Rusya
egemenliğine girmesine müteakip, Eski SSCB de 1937 yılında, Acaristan’ın, Gürcistan
Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı Acaristan Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyet
olarak hukuki statüsünü tanımıştır.120
Sovyet Birliği’nin dağılmasından sonra Gürcistan’ın bağımsızlığıyla birlikte Abhazya
ve Güney Osetya’da çatışmalar yaşanırken, Acaristan bu çatışmaların dışında kalmış,
Acaristan
Özerk
Cumhuriyeti
Yüksek
Konseyi
Başkanı
Aslan
Abaşidze
Gamsahurdiya’yı desteklemiştir. Acaristan’da büyük ölçüde merkezden bağımsız
hareket edebilen Abaşidze’nin gerek Sarp Sınır kapısından, gerekse Batum Limanından
elde edilen gelirlerden merkezi yönetime pay vermek istememesi merkezi yönetimle
gerilime sebep olmuştur. Asıl sorunlar ise Şevarnadze döneminde başlamıştır.121 1995
yılındaki
seçimlerinde
Abaşidze’nin
partisi
31
milletvekilliği
kazanmış
ve
Şevarnadze’nin partisiyle birlikte koalisyon yapmıştır. Ancak Şevarnadze’nin partisi
Batum’un serbest bölge olmasına karşı çıkması üzerine koalisyonu bozulmuştur.
Gürcistan Batum’daki Rus askeri üssünün boşaltmasını isterken Acaristan buna karşı
çıkmıştır. Abaşidze’nin merkezi hükümetten oldukça bağımsız hareket etmesi Gürcistan
yönetiminde sürekli rahatsızlığa neden olmuştur.
120
121
Mert, s.58
Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara, USAK Yayınları, 2009, s.73
61
Gürcistan’daki “Gül Devrimi” ile birlikte Şevarnadze’nin devrilmesi ve ardından 4
Ocak 2004 tarihinde yapılan seçimlere Saakaşvili’nin Devlet başkanı seçilmesiyle
birlikte Acaristan konusu yeniden gündeme gelmiştir. Saakaşvili’nin kendisini devirmek
istediğini açıklayan Abaşidze için bazı tedbirler almıştır. Saakaşvili’nin Batum’a
sokulmaması ve Gürcistan kuvvetlerinin askeri yığınak yapmasıyla artan gerginlik,
Batum’da gerçekleşen Abaşidze-Saakaşvili görüşmesiyle 17 Mart 2004’de bir ölçüde
yumuşamıştır. Nisan 2004’te ise yine gerginlik başlamış ve Mayıs ayında Acaristan ve
Gürcistan arasında ulaşımı sağlayan köprülerin milisler tarafından yıkılması üzerine,
Saakaşvili milislerin silahsızlandırılması için Acaristan’a 10 günlük bir süre vermiştir.
Batum’da gösteriler başlamış, Rusya Güvenlik Konseyi sekreteri Sergey İvanov,
Batum’a gelip Abaşidze ile görüşmesinden sonra Moskova’ya giderek, Abaşidze’yi
Rusya’ya sığdırmıştır. Abaşidze’nin gitmesinden sonra Gürcü ordusu Acaristan’a
girmiştir.122 Böylece Acaristan tamamen Gürcistan kontrolüne girmiştir.
Saakaşvili açısından, Gürcistan merkezi yönetiminin Acaristan’a hakim olması önemli
bir başarıydı. Saakaşvili’nin Acaristan sorununa yönelik müdahalesinden elde ettiği
sonuç, Abhazya ve Güney Osetya’ya yönelik de benzer bir yönetimin işe yarayabileceği
kanısına neden olmuştur. Rusya açısından, Acaristan’a Gürcistan merkezi yönetiminin
tam olarak hakim olması bir gerilim olarak algılanmıştır. Saakaşvili yönetimini
destekleyen ABD’de ise merkezi yönetimin Acaristan’a hakim olması olumlu
karşılanmıştır. Böylece Gürcü yönetimi diğer sorunlu bölgelere müdahale etmekte
cesaret bulmuştur. Sırada Güney Osetya ve Abhazya bulunmuştur.
2.2.2.
Güney Osetya Sorunu
Orta Kafkaslarda, Kafkas dağlarının kuzey ve güney yamaçlarında yaşamakta olan
Osetler, Hint-Avrupa ırkına mensup İran kökenli bir Kafkas halkıdır. Osetler ikiye
bölünmüş bir halktır. Bir kısmı Büyük Kafkas sıradağlarının kuzeyinde RF’ye bağlı
Kuzey Osetya Cumhuriyeti’nde, diğer kısmı ise güney yamaçlarının orta kısımlarında,
Gürcistan’a bağlı Güney Osetya’da yaşamaktadırlar.123 Gürcistan’daki Osetler, XIII –
XIV yüzyıllarında Moğol ordularının Kafkasya’yı işgali esnasında Kafkas dağlarının
aşarak Gürcistan’a gelmişlerdir. Ancak Gürcü tarihçiler, Güney Osetya bölgesinin
122
123
Kasım, s.74
Kamil Ağacan, “Saakaşvili’nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin Testi”, TÜRKSAM, 2005
62
tarihin her döneminde Gürcistan’ın bir parçası olduğunu, Osetlerin bu topraklara son iki
yüzyıl içinde kuzeyden göç ettiklerini ileri sürmektedirler.124 Böylece Güney Osetlerin
köken sorunu bugün de tartışılmaktadır.
Yüzölçümü 3.900 km kare. Başkenti – Tshinvali. Toplam nüfusu 70.000 kişi. Nüfusun
yaklaşık % 68’i Oset. Osetlerden başka Ruslar, Gürcüler, Ermeniler ve Yahudiler
yaşamaktadır.
Gürcistan’ın Güney Osetya sorununu ve buna bağlı olarak Rusya-Gürcistan
ilişkilerindeki son gelişmeleri açıklayabilmek için olayların arka planını en azından
1917 yılına kadar götürmek doğru olur. Bu tarihte Güney Osetyalılar, Bolşevikleri
destekleyip Moskova’ya bağlı kalırken, bağımsızlığını ilan eden Gürcistan ise
Menşevikleri desteklemiştir. 1920’lerin başında Osetler Rusların desteğiyle Menşevik
Gürcistan’a karşı savaşa girmiş, 1921’de Kızıl Ordu’nun Gürcistan’a girişinden aldığı
destekle de Nisan 1922’de otonom bir bölge haline gelmiştir. Yalnız daha sonra
Moskova’nın bölgedeki siyasal dengeleri dikkate alması nedeniyle Osetler, Kızıl
Ordunun bölgeye girmesinden sonra 1922’de kurulan ve bölgedeki üç ülkenin yer aldığı
(Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) Transkafkasya Sovyet Cumhuriyeti’nin içinde
kalarak siyasal egemenlik beklentileri ve çabalarını ertelemek zorunda kalmışlardır.
Transkafkasya Sovyet Cumhuriyeti’nin 1936’da dağılmasıyla Azerbaycan, Gürcistan ve
Ermenistan ayrı birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olurken, bu kez de Osetya’nın
Kuzeyi Rusya’ya, Güney’i de Gürcistan’a bağlı olarak kalmıştır. 125 Böylece Osetya iki
nüfuz alanlara (Rusya ve Gürcistan) bölünmüştür.
SSCB döneminde Güney Osetya’da ayrılıkçı hareketlerinin görülmediği durgun bir
dönem başlamıştır. Bunda hiç şüphesiz SSCB’nin oluşturduğu korku ve sindirme
politikasının büyük etkisi vardı.126 Bu durgun dönem SSCB’nin dağılma sürecine
girmesiyle değişmeye başlamıştır. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması ile
Kafkasya’da da, diğer eski Sovyet topraklarında olduğu gibi, uzun süre gündemde
olmayan siyasal sorunlar yeniden çıkmaya başlamıştır. Bunun önemli nedenlerinden
124
Merve İrem Yapıcı, “Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya”, s.71-104, USAK, Cilt:2, Sayı 3,2007, s.73
Ahmet Öztürk, “Rusya-Gürcistan Krizi: Yerel Bir Çatışma, Küresel Yansımalar”, s.1-27, USAK, Cilt:4, Sayı 7,
2009, s.5
126
Fatih Özbay, “Tarihsel Süreç İçerisinde Güney Osetya Sorunu”, 2008, s.3, http://www.bilgesam.org/incele/999/tarihsel-surec-icerisinde-guney-osetya-sorunu/ (25.06.2008)
125
63
biri, önceleri engellenen, ertelenen bağımsızlık hareketleri ve ayrılıkçılık akımları gibi
siyasal gündemler, Sovyet sonrası geçiş döneminde yeniden patlak vermiş ve birçok
bölgesel çatışmayı beraberinde getirmiştir. Bir başka neden ise, bölgede doğal
kaynaklara sahip olan ve olmayan ülkeler arasındaki geriliminin kaçınılmazlığıdır.
Özellikle petrol ve doğalgaz sahibi ülkeler ile bu doğal kaynaklarla sahip olmayan
ancak bu kaynakların bölge dışı pazarlara ulaşım yolu üzerinde olan ülkeler arasında
önemli ekonomik çıkar çatışmaları ortaya çıkmıştır. Petrol ve doğalgaz gibi ülkeye
yabancı yatırım çekebilen ve doğrudan ekonomik gelir getirici doğal kaynakları da
olmayan Gürcistan’da ekonomik sorunların siyasal yansımaları diğer ülkelere göre daha
şiddetli ve etkili olmuştur. Böyle bir ortamda, Sovyet sonrası dönemde Güney
Osetyalılar
ile
Gürcistan
arasındaki
ilk
çatışma
hemen
1990’ların
başında
yaşanmıştır.127 90’larda başlayan Güney Osetya – Gürcistan çatışması “Ağustos
savaşına” getirmiştir.
Güney Osetya bölgesinin nüfusunun çoğunluğunu Osetlerinin oluşturması ve Rusya
Federasyonu’na bağlı Kuzey Osetya ile güçlü bağlarının bulunması sonucunda, Güney
Osetya Gürcistan’da merkezi yönetimden ayrılma talebinde bulunan ilk bölge olmuştur.
Oset milliyetçiliğinin temel hedefi olan, güneyde ve kuzeyde yaşayan Osetleri bir çatı
altında toplamaya yönelik “Birleşik Osetya Projesi”, bu ayrımcı hareketin altında yatan
temel amacı oluşturmaktadır.128 Bu amacıyı ulaşmak için Güney Osetya adımlar atmaya
başlamıştır.
1989 yılında Güney Osetya Halk Cephesi, Gürcistan Yüksek Konseyi’nden bölgeye
otonom bir cumhuriyet statüsü verilmesini istemiştir. Buna karşılık Konsey, 1990’da
ülkedeki etnik ve bölgesel partileri tamamen yasaklamıştır. Bu hareketi kendisine
yönelik bir adım olarak değerlendiren Güney Osetya Halk Cephesi, 20 Eylül 1990’da
Güney Osetya’yı henüz dağılmamış olan Sovyetler Birliği içinde Güney Osetya
Demokratik Cumhuriyeti adıyla ve egemen bir cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Ancak,
Gürcistan’da milliyetçi politikalarıyla bilinen Gamsahurdia yönetimi Güney Osetya’nın
otonom statüsünü iptal etmiştir. İki kesim arasında 1991 yılında da benzer gerilimler
geçerken, yılın son günlerde kriz sıcak çatışmaya dönüşmüştür. 1992 yılı da genel
127
128
Öztürk, s.6
Yapıcı, s.74
64
olarak sıcak çatışmalarla geçmiş ve yılsonuna doğru tarafların ateşkesi kabul
etmeleriyle bölgeye Rus, Gürcü ve Osetlerden oluşan ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı’nın gözetiminde bir barış gücü yerleştirilmiştir. Çatışmalar yüzünden 39.000
Oset ve 11.000 Gürcü yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmışlardır.
1992 ile 1995 yılları arasında Güney Osetya ile Gürcü tarafı arasındaki ilişkiler bir
anlamda donmuş gibidir. Bu dönemde yapılan ateşkes ve barış anlaşmasının etkisiyle,
ayrıca AGİT’in bölgedeki gözlemci misyonu ile tansiyon düşmüş, taraflar arasında
gerginlik azaltmıştır.129
1995 yılında Gürcistan anayasa değişikliğine giderek, Güney Osetya sorunuyla ilintili
olarak Gürcistan’ın toprak ve yönetim yapısına ilişkin sorunu tekrar gündeme getiren
bir anayasa kabul etmiştir. Eski anayasada Güney Osetya olarak geçen bölgenin ismi,
bu anayasada Tshinvali bölgesi olarak değiştirilmiştir. Bu yeni anayasa Güney
Osetya’ya sadece kültürel özerklikler tanımıştır.
10 Kasım 1996 tarihinde Güney Osetya’da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri
düzenlemiş, cumhurbaşkanlığına Ludvig Cibirov getirilmiştir.130 Ludvig Cibirov
Gürcistan ile ilişkiler konusunda pragmatist ve dengeli politika izlemiştir. Aynı
zamanda Güney Osetya sorununu diplomatik yolla çözmek konusunda başarısız olan
Gamsahurdia yönetiminden sonra iş başına gelen Şevarnadze de, taraflar arasında
çatışma ve şiddette dayalı bir çözümü çok büyük bir hata olarak görmüş; kendisinden
önceki yönetimi bu konuda suçlamıştır. İki tarafta da ılımlı yöneticilerin işbaşında
olması, bu dönemde taraflar arasında ilişkileri yumuşatmış ve görüşme kanalları açık
tutulmuştur. 4 – 5 Mart 1997’de taraflar arasında sorunun barışçıl bir çözüme
kavuşturulması amacıyla geniş çaplı görüşmeler başlamıştır. Dönem itibariyle taraflar
arasında oluşturulan ortak komite toplantılarında göçmenlerin evlerine dönebilmeleri ve
Güney Osetya’nın ekonomik durumunun iyileştirmesi konularının yanı sıra, soruna
siyasi bir çözüm bulunması konuları da ele alınmıştır. Görüldüğü gibi, bu dönemde
çatışma bölgesinin ekonomik ve sosyal restorasyonu için girişimlerde bulunulmuş;
ancak bölgenin siyasi statüsü ile ilgili Mart 1997’de bazı girişimler olsa bile bu
129
130
Öztürk, s.7
Yapıcı, s.80
65
girişimlerden bir sonuca varılamamış ve sorun çözülmemiş olarak kalmıştır.131 Güney
Osetya bağımsızlığını tanımak isterken, Gürcistan Güney Osetya’yi kendi arazisinde
görüyordu.
2003 yılındaki Gül Devrimi sonucunda Gürcistan’da Cumhurbaşkanı olan Saakaşvili,
Gürcistan’ı üniter bir yapıya taşımak için hemen çalışmalara koyulmuştur.132 Ayrılıkçı
bölgelerle yeniden birleşmeyi ve toprak bütünlüğünü sağlamayı önüne birinci hedef
olarak koyan Saakaşvili, Mayıs 2004’de de Acaristan sorununu ilginç bir şekilde bir gün
içinde çözerek ülkesinin toprak bütünlüğünün sağlanması yönünde ilk adımı atmıştır.
Acaristan’da sağlanan başarıdan kuvvet alarak, Gürcistan yönetimi, güney Osetya ve
ardından Abhazya’da da başarı sağlanabileceğini düşünmüş ve ilk olarak, çözümü
Abhazya sorunundan daha kolay olan Güney Osetya sorununa eğilmiştir.
Gürcü egemenler, Acaristan’da olduğu gibi, Güney Osetya’daki siyasi lideri
koltuğundan indirerek bölgenin kontrolünü tekrar ele geçirmeyi düşünmüşlerdir. Bunun
için de Saakaşvili iki parçalı bir yaklaşım izlemiştir: öncelikle yerli otoritelerin kazanç
sağladığı yasadışı ticarete karşı geniş bir kaçakçılık karşıtı kampanya yürütmek,
sonrasında ise Oset halkının kalbini kazanacak “insani yardım” sağlamaktır. Saakaşvili,
Güney Osetya’ya yönelik operasyon başlatırken, iki temel hipotezle hareket etmiştir.
Birincisi, pragmatist Putin’in Çeçen ayrılıkçılığıyla mücadele ettiği bir dönemde diğer
ayrılıkçıları destekleyemeyeceği hipotezi olmuştur. İkinci hipotezi ise, Güney Osetya
fiili yönetiminin başkanlığına seçilen Eduard Kokoity’e halk desteğinin zayıf
olmasıdır.133 Ancak bu hipotezin bir yanılgı olduğu operasyon başladıktan sonra
anlaşılmıştır.
Taraflar arasında gerginliğe yol açan Haziran 2004’teki gelişmelerin altında yatan en
önemli nedenlerin başında Tiflis yönetiminin “Ergneti Pazarı” operasyonu olmuştur.134
Gürcistan ile Güney Osetya bölgeleri arasında yer alan kaçak ürünlerin satıldığı Ergneti
pazarı, Güney Osetya’da ekonomik gelirin ana kaynağını oluşturulmuştur. 100 milyon
dolar değerindeki sigara, şeker, un gibi ürünler, Ergneti pazarından Tiflis’e dağıtılmıştır.
131
Yapıcı, s.81
Öztürk, s.7
133
Yapıcı, s.82
134
Şenol Kantarcı, “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Güney Osetya” Sorunu”, s.229-285, Güney
Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.264
132
66
Kaçaklık nedeniyle gümrük gelirlerinden önemli bir bölümünü kaybeden Gürcistan’ın
yasal, politik ve ekonomik çevresi için olumsuz bir etkisi olan pazarın, üç noktada
faydası olduğunu söylemek de mümkündür. İlk olarak, Güney Osetya’da hüküm süren
zayıf ekonomi ve işsizlik nedeniyle, pek çok Oset buradaki ticaretten gelir elde etmiştir.
İkincisi, ekmek gibi temel malların fiyatları, vergi olmadığı için oldukça düşüktü. Son
olarak da, bu Pazar, Gürcü ve Osetlerin buluşması, iletişim kurması ve ortak çıkarların
tanımlayabilmesi için bir araç olarak işlev görmüştür. Ergneti pazarın Haziran ayında
Gürcistan tarafından kapatılması ve kaçaklılığa karşı operasyon altında Gürcistan’ın
İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel güçlerin bölgede kontrol noktaları oluşturmaları ve
giderek daha fazla bölgeye yerleşmeleri, Osetler tarafından Tshinvali’ye karşı askeri bir
eylem olarak algılanmış ve taraflar arasındaki tansiyonu yükseltmiştir.135
Bölgedeki istikrarsızlığın temel nedeni olarak kaçaklığı gösteren Saakaşvili’nin bölgeye
yönelik ikinci stratejisi Oset halkının gönlünü kazanmak olmuş ve bunu da Oset
çiftçilere bedelsiz gübre vererek, halka emekli maaşları dağıtarak, ücretsiz tıbbı yardım
sağlayarak, Güney Osetya ile Gürcistan’ın geri kalanı arasında otobüs ve tren ulaşım
hizmetlerini yeniden canlandırarak uygulamak istemiştir.136 Fakat Tiflis’ten gelen insani
yardımı, Osetler derin bir şüphe ve güvensizlikle karşılamıştır.
Bu arada 23 Mayıs 2004’de Güney Osetya’da yapılan parlamento seçimlerini kazanan
Yedinstvo Partisi’nin başkanı Kokoytı’nın Güney Osetya’da yönetimi ele geçirmesi de
artan çatışmada etkili olmuştur. Sert politikalar güden Kokoytı Güney Osetya’nın aynı
kültürü ve tarihi paylaşan Kuzey Osetya ile birlikte Rusya Federasyonu içinde yer
alması gerektiğini; Gürcistan hükümetinin bugüne kadar sorunun çözülmesi yönünde
ciddi bir adım atmadığını, kendilerine karşı sert bir tavır sergilendiğini ve davalarının
hiçbir şekilde parayla satın almayacağını belirtmiştir. 11 Haziran 2004 tarihinde yapılan
açıklamada Güney Osetya, Tiflis yönetimi ile ilişkilerini tamamen kopardığı beyan
etmiştir. Sonuçta sanılanın tersine Saakaşvili’nin stratejisi ters bir etki yaratmış ve
Osetlerin Kokoytı’ye olan desteğini ve Gürcülere olan tepkisini artmıştır. Ağustos
ayında Gürcistan ve Güney Osetya arasında çatışmalar başlamış, 11–12 Ağustos gecesi
ilk kez sivil kayıplar gerçekleşmiştir. 13 Ağustos’ta taraflar arasında ateşkes ilan
135
136
Kantarcı, s.265
Yapıcı, s.84
67
edilmiştir fakat görüşmelerin hemen sonrasında çatışmalar yeniden başlamıştır.
Temmuz-Ağustos döneminde çıkan çatışmalarda toplam 17 Gürcü ve 5 Oset hayatını
kaybetmiştir. 17 Ağustos’ta tekrar ateşkesin sağlanmasıyla birlikte taraflar arasında
tampon bölge kurulması konusunda anlaşmışlar; bunların Rus barış gücü tarafından
kontrol edilmesi ve AGİT tarafından gözlenmesi konusunda karara varmışlardır. 18
Ağustos’ta Ortak Kontrol Komisyonu tarafından bir araya getirilen taraflar arasında
ateşkes anlaşması imzalanmış, Komisyonun dört katılımcısı çatışma bölgesinin
askersizleştirmesi konusunda anlaşmışlardır.137 Böylece Güney Osetya – Gürcistan
çatışması bir süre durmuştur.
Bu arada Saakaşvili, 2004’ün Aralık ayında yaptığı açıklama ile, Gürcü hükümetinin
Güney Osetya ve Abhazya sorunlarının çözümü için Şubat 2005’ten itibaren
uygulamaya geçecek bir barış planı hazırlaması gerektiğini belirtmiştir. Ocak 2005’te,
Strazburg’daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) toplantısında konuşan
Saakaşvili, Güney Osetya ile ilgili barış adımlarını açıklamıştır. Bu konuşmada
Saakaşvili, Güney Osetya’ya Gürcistan’a bağlı açık otonomluk teklif etmiştir.138 Güney
Osetya yönetiminin bu önerilere pek olumlu yaklaşmadığı söylenebilir. Çünkü Osetlerin
geçmişten bu yana en büyük amaçları, Gürcistan’a bağlı bir Cumhuriyet olmaktan
ziyade, Oset birliğini gerçekleştirmek ve Kuzey Osetya ile birleşmek olmuştur.
Taraflar arasında ateşkes sonrası sürecinde ufak çatışmalar devam etmiştir. 2008 yılın
başında Güney Osetya – Gürcistan ilişkileri yeniden bozulmaya başlamıştır. 7 Ağustos
2008’de Gürcü ordusunun Tshinvali’ye girdiğini ve şehri Gürcistan’ın kontrol altına
aldığını açıklamasıyla, Gürcistan ve Güney Osetya arasında savaş resmi olarak
başlamıştır.
2.2.3.
Abhazya Sorunu
Abhazya, Karadeniz’in doğu kıyısında, yüzölçümü yaklaşık 8.600 km² olan bir
bölgedir.139 Bu, Gürcistan’ın 69.700 km²’lik toplam yüzölçümünün yaklaşık olarak %
12,5’ine denk gelmektedir. Bölge kuzeyden Rusya, Batı’dan Karadeniz, güneyden ve
137
Yapıcı, s.87
Kantarcı, s.268
139
Sinan Oğan, “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Abhazya” Sorunu”, s.193-228, Güney Kafkasya;
Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.195
138
68
doğudan ise Gürcistan’ın diğer bölgeleri ile çevrilidir. Kafkas dağlarının eteklerinde yer
alan bölgenin başkenti Sohum (Suhumi) kentidir. Bölgede 220.000'i aşkın kişi
yaşamaktadır (2003 sayımı) Abhazya’daki dini yapıya baktığımızda, toplam nüfusun
yaklaşık % 25’ni Sünni Müslümanlarının, geri kalanını ise Ortodoks Hıristiyanların
oluşturduğu görülmektedir.
Tarihi çok eski dönemlere kadar giden Abhazya, Roma, Bizans, Osmanlı gibi
imparatorlukların yönetimi altında bulunmuştur.140 Bölge, sadece, VII yüzyılın sonu ve
VIII yüzyıl boyunca bölgede yaşanan gelişmelerin dışında kalmış ve bu süreçte
bağımsız Abhazya krallığı oluşmuştur. XIX yüzyıldan itibaren Rusya’nın kontrolüne
girmiştir. Bu yüzyılın sonlarına doğru yapılan bir idari düzenleme ile Rusya Abhazya’yı
Gürcistan "üzerinden (Kutaisi Guberniyası’na bağlayarak) yönetmeye başlamıştır.141
Böylece Abhazya Gürcistan içerisine girmiştir.
Çarlık Rusya’nın Abhazya’yı işgal ve ilhak etmesinden sonra büyük bir kesimi 1864’de,
kalanların da önemli bir kesimi 1877-1878’de anayurtlarını terke zorlanarak dönemin
Osmanlı topraklarına sürgün edilmiştir. Bu iki büyük sürgün sonucu Abhaz nüfusunun
% 70’inden fazlası anayurtlarını terk etmek zorunda bırakılmış, boşaltılan topraklara
Ruslar, Kazaklar ve Gürcüler yerleştirmeye başlanmıştır. Çarlık Rusya’nın uyguladığı
sürgün politikası sonucu Abhazların çok büyük bir kesiminin Abhazya’dan ayrılmak
zorunda kalması, günümüzdeki Abhaz(ya) sorununun birinci temel noktasını teşkil
etmektedir. Rusya’nın izlemiş olduğu bu sömürgeci politikalarla Abhazların gelişiminin
engellenmesi ve giderek Abhazya’da azınlık durumuna düşürülmesi de bu sorunun
ikinci temel toplumsal ve tarihsel nedenini oluşturmaktadır.142
1917’de Rusya’da gerçekleşen Sovyet Devrimi, Kafkasya’yı da etkisi altına almış ve
Abhazya’ya yeniden egemen devlet olma şansı getirmiş ve 1921’de “Abhazya Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti” kurulmuştur. 1922’de ise Abhazya ile Gürcistan, iki ayrı
egemen devlet olarak “Anlaşmalı Sosyalist Federal Cumhuriyeti” oluşturmuşlardır.
1931’de SSCB’nin başına Stalin’in geçmesi ile birlikte Abhazya’nın 10 yıllık
140
Araz Aslanlı, “Bölgesel Ve Küresel Dengeler Açısından Abhazya Sorunu”, s.116-136, Karadeniz Araştırmaları,
Sayı 5 (Bahar 2005), s.117-119
141
Oğan, s.197
142
Filiz Cicioğlu, “Abhazya Cumhuriyeti’nin Yasal Statüsünün Uluslararası Hukuk Açısından
Değerlendirilmesi”,s.448-455, Bildiriler Kitabı, Uluslararası Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz
2012, s.449
69
“cumhuriyet” statüsü “özerk cumhuriyet” statüsüne dönüştürülerek Gürcistan’a
bağlamıştır. Bu tarihten sonra Abhaz halkının aslında var olmadığı veya Gürcü halkının
bir kolu olduğu şeklindeki iddialarla Abhaz halkının varlığını da inkâr eden politikalar
izlenmiştir. Abhazya’daki bütün halkların Gürcüleştirilmesine yönelik politikalar
sorunun üçüncü temel noktasını oluşturmaktadır.143 Stalin sonrası dönemde Abhazların
bazı hakları geri verilse de Gürcülerle olan gergin ilişkiler devam etmiştir. 1978 yılında
Abhazya’da Gürcü yönetimine karşı protestolar düzenlenmiş ve Rusya Federasyonu’na
bağlanma talepleri gündeme getirilmiştir.144 Abhazların içinde bulunduğu duruma
ilişkin
iyileştirmeler
yapılsa
da
Rusya
Federasyonu’na
bağlanma
talepleri
reddedilmiştir.
Abhazya sorunu 1991’den günümüze kadar iki önemli aşama geçirmiştir. 1991–1995
yılları arasındaki ilk aşamada Abhazya sorunu tırmanmış ve yoğun silahlı çatışmalar
yaşanmıştır. Abhazya parlamentosunun 23 Temmuz 1992’de özerk cumhuriyetin
bağımsızlığını ilan etmesi Tiflis’le olan diyalogu tamamen koparmıştır.145 Gürcistan
yönetimi Abhazya’nın bu adımına silahla tepki vermiştir. Bu direniş kısa sürede
yaygınlaşmış, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinden, Rusya’dan ve başta Türkiye olmak
üzere Kafkas diasporası olan pek çok ülkeden gönüllülerin katılımıyla büyük bir
çatışmaya dönüşmüştür. Savaş sonunda, 30 Eylül 1993’de, Abhazya tarafı Gürcistan
birliklerini yenilgiye uğratmış ve işgal kuvvetlerini sınır dışa sürmüştür.
Savaştan sonra Abhazya ve Gürcistan arasında, Birleşmiş Milletler, AGİT ve Rusya
Federasyonu’nun gözetiminde diploması maratonu başlamıştır. Savaşın bittiği 30 Eylül
1993’ten 2001 yılının ortalarına kadar Abhazya-Gürcistan anlaşmazlığı ile ilgili
350’den fazla toplantı yapılmış ve 400’e yakın belge imzalanmıştır. Bu görüşmelere
rağmen sorunun siyasi çözümüne ilişkin somut bir ilerleme sağlanamamıştır.
Nisan 1995’teki toplantısında Abhazya Halk Kongresi Moskova’ya çağrıda bulunarak
Abhazya’nın Rusya’nın koruması altına girmek istediğini belirtmiştir. Ancak 1995
yılından itibaren Moskova’nın Tiflis’e yaklaşmasıyla bölgedeki dengeler değişmeye
başlamıştır. Rusya’nın bu tutum değişikliğinde çeşitli faktörler rol oynamıştır. Öncelikle
143
Cicioğlu, s.449
Kasım, s.66
145
Giray Saynur Bozkurt, “Gürcistan’daki Etnik Çatışmalar Karşısında Türkiye ve Rusya’nın Tutumu”, s.1-30,
Karadeniz Araştırmaları, Sayı:19, Güz 2008, s.8
144
70
Çeçenistan’daki çatışmalarda zor durumda kalan Rusya, 1995’in sonlarından itibaren
Abhaz limanlarını ablukaya almış ve Abhazya pasaportunu tanımamaya başlamıştır.
Abhazya’daki çatışmalarda Çeçenler Gürcülere karşı savaşmıştır. Bu yüzden Moskova
Abhazların Çeçenlere yardım etmesinden çekiniyordu. Ayrıca Çeçenistan’ın Rusya ve
Gürcistan dışında Karadeniz’e açılan tek kapısı Abhazya idi. Buna ek olarak, Moskova
Abhazya’nın bölgeyle etnik ve kültürel bağları olan Türkiye tarafından desteklenmeye
başladığını düşünerek, Tiflis’e daha yakın bir politika izlemeye başlamıştır.146 Böylece
Gürcistan ile yaklaşınca, Rusya Abhazya’dan uzaklaşmıştır.
1997’de Abhazya Gürcistan’a siyasi bir proje sunmuştur. Taraflar ilişkisini federatif bir
yapıya oturtan ve karşılıklı statüleri belirleyen bu projeye Gürcistan olumlu ya da
olumsuz hiçbir cevap vermemiştir. Abhazya Gürcistan’dan cevabı almayınca projesini
geri çekmiş ve bağımsızlığa hedef almıştır.
2000’li yılların başına kadar Abhazya’nın dünyadan izole durumu devam etmiştir. Bu
yıllarda Rusya ile Gürcistan arasındaki işbirliği havası 2003 yılında Gürcistan’daki
iktidar değişikliğiyle birlikte bozulmaya başlamıştır. Gürcistan’daki yeni iktidarın
yüzünü tamamen Batı’ya çevirmesi ve Abhazya sorununu Batılı ülkeler üzerinden
çözme girişimleri Rusya-Gürcistan ilişkilerini daha da kötüleştirmiştir. Gürcistan’la
ilişkileri bozulan Rusya, Abhazlar için bir fırsat doğurmuş ve Abhazya Rusya üzerinden
dünyaya açılmaya başlamıştır. 2004 -2005 sonrası dönemde Rusya’nın baskısıyla
ambargo kalkınca ekonomisi canlanan Abhazya, 2005 – 2008 arası dönemde de dünya
ile iletişimi hızlandırmış, diaspora ile ilişkilerini arttırmış ve küresel ekonomik düzenin
parçası olma yolunda çaba göstermiştir. Bu süre içinde Abhazya’da siyasal partiler
kurulmuş, seçimler yapılmış ve toplum normalleşen bir hayatta doğru adım adım
ilerlemiştir.
Abhazya’da 2004 yılının sonu ile 2005 yılının başında devlet başkanlığı seçimleri
yapılmıştır.147 3 Ekim 2004’de seçimlerinde Abhazya’nın ilk Devlet Başkanı Vladislav
Ardzinba ve Rusya Federasyonu’nun desteklediği aday Raul Hacimba seçimi
kaybetmiş, buna karşın Abhaz halkının desteklediği aday olan Sergey Bagapş seçimi
kazanmıştır. Rusya Federasyonu’nun arzu etmediği bir biçimde Bagapş lehine
146
147
Bozkurt, s.10
Oğan, s.218
71
sonuçlanmasından sonra Rusçu Abhazlar ile Abhaz milliyetçileri arasında ortaya çıkan
iç savaşı tehlikesi, Abhaz halkının devlet başkanlarını seçmek için 12 Ocak 2005’de
tekrar sandık başına gitmesine yol açmıştır. 12 Ocak seçimlerinden sonra Bagapş devlet
başkanlığına, Hacimba ise devlet başkanı yardımcılığına aday olmuş ve söz konusu
ortaklık seçimi kazanmıştır. Abhazya’da parlamento seçimleri de Mart 2007’de
yapılmıştır. Parlamentodaki sonuçlar sürpriz olmamış ve milletvekillikleri Devlet
Başkanı Sergey Bagapş ile Devlet Başkanı Yardımcısı Raul Hacimba’ya yakın adaylar
arasında
bölüşülmüştür.148
Böylece
Abhazya’da
Rusya’ya
yanlı
hükümet
oluşturulmuştur. .
2005’ten sonra yaşanmaya başlayan bu süreç 2008 Ağustos ayında yaşanan “5 gün
savaşı” ile farklı bir zemin kazanmıştır.149 Ağustos 2008 yılında ortaya çıkan Rusya –
Gürcistan savaşı sonunda, Rusya Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını
tanımıştır.
2.3.
RUSYA – GÜRCİSTAN “AĞUSTOS SAVAŞI”
Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşı”na geçmemiz için önce Kafkasya’nın, özellikle
Gürcistan’ın önemini öğrenmemiz gerekmektedir. Kafkasya, Ruslar ve Batı
Avrupalıların jeopolitik çıkarlarının geleneksel olarak çatıştığı bir alandır. Kafkasya ve
Güney Kafkasya üzerinde denetim kurmak için Avrasya (Moskova) ve Atlantik (Batı
Avrupa, bilhassa İngiltere) kutupları arasında son üç yüzyıl boyunca savaşlar
yapılmıştır.150 Bu bölgenin merkezi önemini kavrayan Çarlık ve sonra Sovyet Rusyası
genellikle jeopolitik durumu kendi lehine çözmeyi başarabilmiş ve orta düzeyde
stratejik bir zafer kazanmıştır.
XX Yüzyılda endüstri medeniyetinin itici gücü niteliğindeki petrol faktörü özel bir
önem kazanmıştır. Bu perspektifte, Kafkas bölgesinin geleneksel ehemmiyeti Hazar
sayesinde daha da merkezi bir hal almıştır. XX yüzyılın ortalarında Rusya ve Batı
arasındaki yüzyıllar süren düalizm – ki bu jeopolitik biliminde “AvrasyacılıkAtlantikçilik” olarak bilinir – iki süper devletin, SSCB ve ABD’nin karşıtlığı şeklinde
148
Hasan Kanbolat, “Abhazya Örneğinde Kosova’nın Güney Kafkasya Yansımaları”, s.50-56, Stratejik Analiz,
Nisan, 2008, s.53
149
Cicioğlu, s.450
150
Aleksandr Dugin, Rus Jeopolitiği Avrasya Yaklaşım (tercüme Vügar İmamov), Beşinci Basım, İstanbul, Küre
Yayınları, 11. Kitap, Strateji 2, 2005, s.365
72
somutlaşmıştır. Avrasya’nın hedefi, merkezcil eğilimlerin tahkim edilmesi, tüm bu
alanın Moskova’nın stratejik denetimi altında tutulması, esnek kontrol sistemi ve çok
faktörlü metodolojisi sayesinde daima kendi nüfuzunu ve stratejik varlığını koruma ve
kuvvetlendirme imkanı bulan Çarlık Rusya’nın ve Sovyet Rusya’sının jeopolitik
geleneklerini sürdüren sağlam bir yapının kurulmasıdır. Atlantikçilerin menfaatleri,
bunun tam aksi istikamette yoğunlaşmaktadır. ABD’nin jeopolitik çıkarları, tüm bölgeyi
Moskova’nın etkisinden çıkarmak, yerleşik jeopolitik sistemi bozmak, Kafkasya
topraklarını Batının azami menfaati yönünde yeniden biçimlendirmekten ibarettir.151
Böylece Kafkasya eskiden iki güç arasında (Rusya ve ABD) mücadele sahası
olmaktadır.
SSCB’nin yıkılmasıyla sonra eren Soğuk Savaş’ın ardından uluslararası sistem yeniden
yapılanma sürecine girmiştir. Bir yandan Batı’yla uyumlu politikalarını sürdürürken, öte
yandan diğer seçeneklere de (Çin, İran gibi) açık olan ve yakın çevresinde denetimi
elinde tutmaya çalışan RF 2000’lere geldiğinde yeni bir başkanla (Putin) ve elindeki
nükleer silahların da etkisiyle hala uluslararası sistemde önemli bir aktör olmaya devam
etmiştir.152 2000 yılında Rusya Federasyonu’nda Devlet Başkanlığı’na seçilen Putin’in
“Yeni Güvenlik Doktrinini” açıklayarak Kafkasya’nın kendi nüfuz alanı olduğunu
tekrardan vurgulaması, Kafkasya’daki ABD-RF rekabetini açıkça ortaya çıkarmıştır.
Rusya’nın Kafkasların ve dolayısıyla Gürcistan’ın kontrolünü yeniden ele geçirmesi
girişimlerine karşılık, ABD, bunun önlenmesini ve Rusya’nın tek başına bölgeye hakim
olmamasını öncelikli olarak ele almıştır. ABD’nin Gürcistan’a olan desteği,
Gürcistan’da meydana gelen yönetim değişikliğiyle Cumhurbaşkanı olan Mihail
Saakaşvili’ye de Bush yönetimi sürecinde de devam etmektedir.
2008 yılında Kosova’nın bağımsızlığının tanıması hem Güney Osetya’nın bağımsızlık
çağrısında bulunması hem de Gürcistan’ın da asker sayısını yükseltmesi Güney
Kafkasya’da gerilimin iyice arttığını göstermektedir. 7 Ağustos akşamı Gürcistan yer ve
hava birliklerinin Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’ye yaptığı geniş kapsamlı
saldırısıyla Rusya-Gürcistan “Ağustos Savaşı” başlamıştır. 7-16 Ağustos 2008 tarihleri
arasında yaşanan çatışmalara Güney Osetya ve Rusya’nın yanında Abhazyalılar da
151
152
Dugin, s.366
Mert, s.168
73
katılmış, Rusya’nın kara, deniz ve hava güçleriyle Gürcistan’ın önemli şehir ve
limanlarını bombalaması üzerine Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’dan bütün
güçlerini geri çekmiştir. Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa’nın arabuluculuğunda
sunulan Sarkozy Planı’nın 16 Ağustos’ta imzalanmasıyla savaş sona ermiştir. Savaş
sonrasında Gürcistan’ın BDT’den ayrılacağını açıklaması üzerine, Rusya 26 Ağustos
2008’de Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız devletler olarak tanımıştır.153 Yukarıda
kısa tanıtımdan sonra “Ağustos Savaşının” önemli noktalarına geçebiliriz.
2.3.1. Savaş Kronolojisi
2.3.1.1.
Savaş Öncesi
ABD yanlısı olan Saakaşvili’nin iktidara gelmesi Rusya ile Gürcistan arasındaki
ilişkilerin gerilimini arttırmıştır.154 Saakaşvili’nin Rusya ile bağları güçlü olan ayrılıkçı
bölgeleri Tiflis’in kontrolüne alarak daha büyük ve güçlü bir Gürcistan kurmak istemesi
ilerde gerçekleşecek olan krizin de tetikleyici nedeni olmuştur. Bu hedefine ulaşmak ve
bölgede Gürcistan’ın güvenliğini tesis etmek için, NATO’ya üyelik yeni yönetimin en
önemli güvenlik ve dış politika önceliği haline gelmiştir.
Siyasi bütünlüğü sağlamak isteyen Saakaşvili, Acar’a operasyonu ile Abaşidze’yi
devirip kendine bağlı bir yönetimi iş başına getirdikten sonra yönünü diğer ayrılıkçı
bölgelere çevirmiştir. Saakaşvili yönetiminin Acaristan’daki Abaşidze’yi iktidarına son
vermesine Rusya’daki Putin yönetimi itiraz etmemiştir. Ancak Saakaşvili’nin Batılı
güçlerden aldığı moral desteği ile Abhazya ve Güney Osetya gibi bölgelere yönelmesi
üzerine Putin yönetiminin tutumu değişmiştir. Krizin ve çatışmaların seyri içinde 2004
yazındaki savaş Rusya için aslında bir dönüm noktası olmuş ve Rusya bu tarihten
itibaren bölgede statüko yanlısı bir politika izlemekten vazgeçerek, artık bu çatışmada
açıkça bir taraf olmaya karar vermiştir. Bu politika değişikliğinde iki önemli faktörler
olmuştur. İlk olarak, yeni yönetim öncekine göre, Gürcistan’da Rus çıkarlarına karşı
daha açık ve sert tavırlar almaya ve Kafkasya’daki siyasal dengeyi Rusya aleyhine
bozacak faaliyetlerde bulunmaya başlamıştır. İkinci olarak, Rusya artık tam olarak
engelleyemediği Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki güç kaybını Güney Kafkasya’da telafi
153
154
Sönmez, s.104
Mert, s.169
74
etmeye çalışmıştır. Özellikle Kosova’nın bağımsızlık çabalarına Avrupa ve ABD’nin
verdiği destek Rusya’yı Kafkasya bölgesinde daha erken ve sert tedbirler almaya
zorlamıştır.155 Bu sebeplerden dolayı Rusya’nın Gürcistan’a tutumu tarafsızlıktan aktif
eylemlere geçmiştir.
Kosova’nın bağımsızlığı önemli tartışmalara neden olmuştur. 17 Şubat 2008’de Kosova
Parlamentosu Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Mart ayında ise
Kosova’nın bağımsızlığı 25’ten fazla devlet tarafından tanınmıştır (bugün 108 tanıyan
ülke vardır). Fakat Rusya tanımamakla kalmamış ve kararı yasadışı ilan etmiştir. Putin
Batı’nın Kosova’ya desteğini “ahlakdışı ve yasadışı” saymıştır.156 Halen bu tartışmalar
sürse de ve özellikle de Slav dünyası bu bağımsızlığı resmen tanımasa da, artık
Kosova’nın bağımsızlığı büyük ölçüde tescil edilmiş durumdadır.
2008’de Rusya ve Gürcistan ilişkiler arasında gerginlik artış göstermiş ve aslında
yaşanacak olan savaşın sinyallerini de vermiştir. Kosova’nın bağımsız devlet olarak
tanınmasının ardından Abhazya ve Güney Osetya’nın da Rusya tarafından
tanınabileceği korkusuna kapılan Gürcistan, Abhazya’ya ve Güney Osetya’ya saldırı
hazırlığı yapmaya başlamıştır. 19 Mart 2008’de Saakaşvili Washington’da ABD
Başkanı Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice ile görüşmüştür. Görüşmede Rice,
Gürcistan’ın NATO üyesi olacağı konusunda oldukça ümitlendirmiştir. Saakaşvili
ABD’de yaptığı görüşmeler ve İsrail’in NATO, BM, AB nezdinde lobicilik konusunda
verdiği ümitlere bağlı olarak Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan ayrılmayı, ama önce
yarı yarıya kontrolü dışına çıkmış Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’a tam
bağlamayı düşünüyordu. Artık Saakaşvili Rusya’dan ricacı olmayı bırakmış, talepkar
olmuştur. Önce Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasını onaylayan protokolden
imzasını çekmiş, sonra Meclisten Abhazya ve Güney Osetya’daki Rus barış gücü
askerlerin görevlerini sona erdiren bir yasa çıkarmıştır. Ancak Rusya yönetimi güney
komşusuna karşı yumuşama niyetlisi değildi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov
kesin bir dille Rus barış gücü askerlerinin yerlerinde kalacaklarını belirtmiştir.
155
Sönmez, s.102
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Gürcistan Krizi Değerlendirme Raporu, Ağustos,
2008, s.24
156
75
3–4 Nisan tarihlerinde NATO Bükreş Zirvesi düzenlenmiştir. Gürcistan’ın gelecekte bir
gün mutlaka NATO’ya tam üye olacağı sözü verilirken, Rusya’nın baskısı altında
üyelik mümkün olmamıştır. Böylece, Gürcistan, Batılı dostlarının tam güvencesini bu
şekilde alamayacağını, NATO üyesi olmak için “başka girişimlerde” bulunmak zorunda
olduğunu anlamıştır.
Bükreş Zirvesinden sonra Rusya, çatışma bölgelerindeki askeri gücünü daha çok
arttırmıştır. Tiflis yönetimi Rusya’yı kendisini provoke etmek ve bu sayede her iki
bölgede kontrolü ele geçirmekle suçlamıştır. Gürcistan’a göre Rusya’nın bu iki ülkede
gücünü arttırması fiili bir ilhak anlamına geliyordu.
Mayıs ayında Rusya 300 silahsız askeri Abhazya’ya bozulan demiryollarını tamir
etmesi için göndermiştir. 40 km’den fazla demiryolu Ağustos ayına kadar tamir
edilirken Gürcistan bu girişimi Abhazya’yı Rusya’ya bağlama politikasının bir ayağı
olarak değerlendirmiştir.157 Gürcistan Rusya’nın Abhazya’da demiryolları tamir
etmesini savaşa hazırlamakla suçlamıştır.
21 Nisan’da Gürcistan Rusya’yı Gürcistan’a ait bir insansız uçağı Abhazya üzerinde
vurmakla suçlamıştır. Benzeri suçlamalar takip eden günlerde devam etmiştir. 29
Haziran’da Abhazya’nın bir tatil beldesinde iki ayrı bomba patlamıştır. Temmuz ayında
yeni bombalar takip etmiştir. Rusya ve ayrılıkçı güçlere göre sorumlu Gürcistan’dı.
İki ülke arasındaki bu kriz ortamında Saakaşvili ile Rusya Devlet Başkanı Medvedev 6
Haziran’da bir araya gelmişlerdir. Gürcistan ayrılıkçı bölgelere Rus askerleri yerine
Uluslararası barış gücünün konumlanmasını istemiştir.158 Gürcü hükümetinin talepleri
arasında, Rusya'nın Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi ve bu doğrultuda
ayrılıkçı bölgeler Abhazya ve Güney Osetya ile ilişkilerin geliştirilmesi kararından
vazgeçilmesi de yer almıştır.
Haziran ayında Abhazya yönetimi Gürcistan’ı saldırıların arkasında olmakla suçlayarak
Tiflis’le tüm ilişkisini kestiğini açıklamıştır.
157
158
USAK, s.7
Kasım, s.212
76
Temmuz ayında sadece Abhazya değil, Güney Osetya’da da gerilim yükseltmiştir.
Sınırda başlayan çatışma sonucunda Gürcü güçleri Osetya’nın sınır bölgesini ateşe
tutmuştur. Rusya’nın cevabı gecikmemiş ve 8 Temmuz’da Rus jetleri ABD Dışişleri
Bakanı Condoleezza Rice’in Tiflis ziyareti esnasında Gürcü hava sahasını 40 dakika
boyunca ihlal etmiştir. Hem Gürcistan, hem ABD bu ihlali kınamışlardır. Gürcistan,
Rus jetlerinin bu tür tecavüzü yine yapacaklarsa, jetleri vuracağını açıklamıştır. Bu
açıklamanın Rice Gürcistan’da iken yapılması, Gürcistan’ın nasıl bir tepkiyi göze
aldığını ve tek başına hareket etmediğini de göstermektedir.
15 Temmuz’da Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD ile bir Sovyet üssünde 1.000
kadar Amerikan deniz piyadesinin katılacağı ortak askeri eğitim programı ve tatbikatı
ilan etmiştir. Programın adı “Acil Karşılık” idi.159 Buna karşılık Rusya’nın yanıtı aynı
gün gelmiş ve Rusya da kendi askeri tatbikatlarını yapmaya başlamıştır. Askeri tatbikat
“Kafkasya – 2008” ismini taşımıştır.
Ağustos ayına gelindiğinde Gürcüler ve Osetler arasında çatışmalar başlamış, birçok
kişi hayatını kaybetmiştir. 7 Ağustos’ta Gürcistan “anayasal düzeni sağlamak” için
Güney Osetya’nın başkenti Tshinvali’ye girdiğini ve şehri kontrolü altına aldığını
açıklamıştır. Saldırı havadan ve yerden olmuştur. Böylece “Ağustos Savaşı” başlamıştır.
2.3.1.2.
Savaş Dönemi
Gürcü askeri birlikleri, 7 Ağustos’ta Gürcistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan
eden Güney Osetya’nın başkenti Tshinvali’ye girmiştir. Tiflis, amaçlarının “ayrılıkçı
güçlerin sivillere saldırısını önlemek” olduğunu iddia etmiştir. Aynı gün, Abhazya,
Güney Osetya ile Gürcistan arasında savaş çıkması halinde bu savaşta Gürcistan’a karşı
yer alacağını açıklamıştır.
Rusya, Güney Osetya’ya karşı operasyon başlatan Gürcistan’a sert tepki vermiştir. 8
Ağustos’ta Rus askeri güçleri Kuzey Osetya’yı Güney Osetya’ya bağlayan tek karayolu
bağlantısı olan Roden Geçidi’nden Güney Osetya’ya girmiştir.160 Rusya, 150 kadar tank
ve zırhlı aracın bulunduğu güçlü bir birlikle Güney Osetya'ya girmiş ve Gürcü
birlikleriyle savaşmaya başlamış, bunun üzerine Gürcistan'da seferberlik ilan edilmiştir.
159
160
USAK, s.8
USAK, s.10
77
Rus tarafı 21 askerini kaybettiğini açıklarken Gürcüler kayıplarını 30 olarak
açıklamıştır. Binlerce insan Güney Osetya’da zor durumda kalmışlardır. Çok sayıda
Oset Kuzey Osetya’ya kaçarken Gürcüler de Gürcistan’a yönelmişlerdir. Oset
kaynaklarına göre 2 bin, Rus kaynaklarına göre 1600 kişi hayatını kaybetmiştir.
9 Ağustos’ta Rusya güçleri Tshinvali’yi Gürcü güçlerinden “temizlediğini”
açıklamıştır. Gürcistan Meclisi “savaş durumu” ilan etmiştir. Gürcistan ateşkes istemiş,
fakat Rus Genelkurmayı Gürcistan’a savaş ilan etmediklerini, sadece Rus “barış gücü”
askerlerine destek için orada olduklarını açıklamıştır. Aynı günde, Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ABD Başkanı George W. Bush ile bir telefon
görüşmesi yaparken, Güney Osetya krizinin tek çözümünün Gürcistan askerlerinin
çatışma bölgesinden tamamen ayrılması olduğunu belirtmiştir.161
10 Ağustos’ta Gürcistan, askerlerine ateşkes emri verdiğini açıklamıştır. Gürcü güçleri
Osetya’dan geri çekilirken Rus güçleri Tshinvali’de kontrolü tam olarak ele geçirmiştir.
Rusya, Gürcistan'ın Karadeniz kıyılarını donanmayla abluka altına almaya başlamış, bu
ablukanın nedeni olarak da bir Rus yetkilinin yaptığı açıklamaya göre:“Gürcistan'a silah
ve askeri donanım girmesini engellemek olduğunu” ve buna bağlı olarak Rusya, Batı
ülkeleri ve Ukrayna'yı, Gürcistan'a silah sağlamakla suçlamıştır. Abhazya’da ise
yönetim 1.000 kişilik bir askeri gücü Gürcistan güçlerinin üzerine sürdüğünü
açıklamıştır. Gürcü güçleri Abhazya’nın güney sınırında Kodori bölgesini elinde
tutuyordu.
Abhazya lideri Sergey Bağapş, "Yukarı Kodori Deresi'nden Gürcü
birliklerinin çıkmasını" istemiştir. Aynı gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,
Medvedev'in acil çağrısı üzerine toplanmıştır. ABD ve birçok konsey üyesi ülke de
Rusya'ya toplantıda ateşkesi kabul etmesi yönünde baskı yapmasına rağmen Rusya
bunu reddetmiştir. ABD gelişmeleri kaygı ile izlediğini açıklarken Rusya’yı suçlamış ve
ABD-Rusya ilişkilerinin bu durumdan kaçınılmaz olarak etkileneceğini uyarmıştır.
11 Ağustos’ta Rusya Federasyonu, Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden
Abhazya'daki Gürcü askerlerine Abhazya'dan çekilmeleri ve silahsızlanmaları için
ültimatom vermiştir. Rusya Genelkurmayı Abhazya sahillerini havadan, denizden ya da
161
USAK, s.11
78
deniz altından geçmeye çalışan her türlü gücün yok edileceğini duyurmuştur. Aynı gün,
Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner başkanlığında Gürcistan’a gelen Avrupalı
diplomatlar Saakaşvili ile Tiflis’te görüşmüş ve ona taslak bir ateşkes anlaşması metni
sunmuşlardır. Saakaşvili, AB temsilcilerinin önerdiği ateşkesi imzalamıştır. Diplomatlar
daha
yola
(Moskova’ya)
çıkmadan
Rusya
herhangi
bir
ateşkes
anlaşması
imzalamayacağını, çünkü Gürcü güçlerinin Güney Osetya’daki saldırılarının devam
ettiğini açıklamıştır.162 Gürcistan tarafı ise Rus güçlerini Osetya’dan güneye doğru
hareket ettiğini ve hedefte Gori kentinin olduğunu açıklamıştır. Moskova iddiaları
yalanlamıştır.
12 Ağustos’ta Medvedev operasyonları durdurma kararı almış ve ilk olarak Rus
askerleri, Senaki'deki Gürcü askeri üssünden çekilmeye başlamıştır. Abhazya’da
Kodori’de Rus güçlerince desteklenen Abhazların Gürcü birliklerine saldırısı
başlamıştır. Akşam saatlerinde Abhazları Kodori Vadisi’ni ele geçirdiklerini
açıklamıştır. Böylece Gürcistan Abhazya’da tek kontrol ettiği bölgeyi de kaybetmiştir.
Bu arada AB Dönem Başkanı Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin yaptığı
görüşmeler sonuç veriyor. Sarkozy ve Medevedev’in ortak toplantısında 6 maddelik bir
ateşkes anlaşmasından bahsedilmiştir. Anlaşmaya göre, her iki de askeri güce
başvurmayacak ve tüm güçler çatışma öncesi pozisyonlarına geri dönecek. Sarkozy
Moskova’dan Tiflis’e geçmiştir. Gürcistan’da Saakaşvili şartları kabul ettiğini
açıklamıştır.
Aynı günde, Tiflis’te 100.000’i aşkın göstericiye hitap eden Saakaşvili Rusya’yı işgalci
olmakla suçlamış ve tüm dünyadan yardım istemiştir.163 Saakaşvili’yi desteklemek
amacıyla Polonya, Ukrayna ve Baltik ülkelerinin (Estonya, Litvanya) liderleri
Gürcistan'a gelmişler ve Sakaaşvili ile birlikte Gürcistan parlamentosu önüne gelerek
halkı selamlamışlardır. Yapılan konuşmalarda gelenler Gürcistan'ın yanında olduklarını
belirtmişlerdir.
Aynı zamanda Gürcistan, Rusya’nın petrol boru hatlarına saldırdığını açıklamıştır.
Fakat, Rusya, Gürcistan’ın yalan söylediğini açıklamıştır. BP (British Petroleum) günde
162
163
USAK, s.12
USAK, s.14
79
90.000 varil ham petrol taşıyan Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarını güvenlik
gerekçesiyle kapattığını açıklamıştır. Çatışmalar durursa hattın tekrar açılacağı
belirtilmiştir. BP hatlarda herhangi bir saldırı tespit etmediklerini de duyurmuştur.
13 Ağustos’ta Sarkozy'nin Medvedev ile imzaladığı ateşkes anlaşmasını belirleyecek
altı maddeden biri Saakaşvili'nin itirazı üzerine çıkartılırken, diğer beş madde üzerinde
Rusya ve Gürcistan anlaşmaya varmıştır.164 Kabul edilen beş madde;

Tüm taraflar şiddeti bırakacaktır.

Askeri eylemler duracaktır.

İnsani yardıma sorunsuz erişim sağlanacaktır.

Gürcü güçleri, kalıcı konumlarına dönecektir.

Rus güçleri çatışma çıkmadan önceki konumlarına dönecek ve Rusya, Güney
Osetya sınırları içinde ilave güvenlik tedbirleri alacaktır. şeklindedir.
Bu arada, ABD, Rusya’yı
eleştirilerini sertleştiriyor ve Gürcistan’a destek
konuşmalarını sıklaştırıyor. Moskova ise ABD’nin sert eleştirilerine aynı sertlikte
karşılık vermiş ve “ABD Tiflis ile Moskova arasında seçim yapmak zorundadır”
demiştir.165 Aynı gün AB Dışişleri Bakanları Brüksel’de acil toplantı yapmıştır.
Taraflara götürülen anlaşma metnine tam destek verilirken, AB’nin bölgede barışı
gözleme çabalarının da sürdürülmesi kararlaştırılmıştır.
Ateşkesi kabul etmesine rağmen, Rusların askeri eylemleri hem Abhaz, hem de Oset
sınırlarında sürüyor. Özellikle Gori ve Senaki çevresindeki sivillerin hayatını korumak
gerekçesiyle Rus askeri operasyonlarını Lavrov kabul etmiştir.
Aynı günde, Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan savaşın ardından Türkiye’nin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Putin’le görüşmek üzere Rusya’ya gitmiştir. Türkiye
Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu önermiştir.
Kafkasya’da yaşanan çatışma için devreye giren Erdoğan, Moskova ardından 14
Ağustos’ta Tiflis’e gitmiştir. Erdoğan, Türkiye olarak Gürcistan’ın bağımsızlığının,
164
165
Karabayram, s.210
USAK, s.15
80
egemenliğinin ve uluslararası hukuk ile BM Güvenlik Konseyi kararlarınca tanınan
toprak
bütünlüğünün
muhafaza
edilmesinden
yana
olduklarını
söylemiştir.
Çatışmalardan etkilenen sivil halkın özellikle acılarının hafifletilmesi için Erdoğan Türk
Kızılay’ının ilk insani yardım malzemesini Gürcistan’a ulaştırdıktan sonra Gürcistan
halkının acil ihtiyaçlarını tespit ederek bu desteğini vermeye devam edeceğini
bildirmiştir. Kafkasya’da barış, güvenlik ve istikrarın tam anlamıyla tesis edilerek
sürdürülebilmesi için bir istikrar ve işbirliği platformu oluşturulması yönünde bir
düşüncesinin olduğunu belirten Erdoğan, bu düşüncesini Saakaşvili’yle paylaşmıştır.
Saakaşvili, Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplasında, Rusya’nın BTC hattını hedef
almasının asıl nedeninin, Gürcistan’ın ekonomik bağını koparmak ve ekonomik gücünü
zayıflatmak olduğunu ifade etmiştir.166 Rusya ise bu iddiayı yalanlamıştır.
Aynı günde, Gürcistan’a ilk Amerikan yardım gemisi gelmiştir. Yardımların devamlı
olacağı sözü verilirken Gürcistan’ın yanında olunduğu ısrarla vurgulanmıştır. AB
Gürcistan’a 1 milyon Euro, Almanya 1 milyon Euro, Avustralya 1 milyon Avustralya
Doları, Hollanda 500.000 Euro yardım yapacağını açıklamıştır. Böylece, Avrupa
ülkelerin çoğunluğu ve ABD Gürcistan’a maddi alanda aktif olarak destek sağlamıştır.
Bu arada Abhazya ve Güney Osetya liderleri Moskova’da Medvedev ile
görüşmüşlerdir. İki ayrılıkçı lider bağımsızlık hedeflediklerini açıklarken Medvedev
“sizlerin kararınıza saygı duyacağız” demiştir.
15 Ağustos’ta Condoleeza Rice Tiflis’te Saakaşvili ile görüşmüştür.167 Ardından
Saakaşvili AB önderliğinde ulaşılan ateşkes metnini imzalamıştır. Aynı gün Almanya
Başbakanı Angela Merkel ise Soçi’de Medvedev ile görüşmüştür. Merkel Rusya’nın
Gürcistan’daki bazı hareketlerinin “orantısız” olduğunu söylemiştir. Medvedev ise
bundan sonra Güney Osetya ve Abhazya halklarının Gürcistan’ın parçası olmayı kabul
edeceklerini sanmadığını ifade etmiştir. Rusya Cumhurbaşkanı kendilerinin bölgelerde
uluslararası bir barış gücüne karşı olmadıklarını, ancak bölge halklarının sadece Rus
askerine güvendiğini iddia etmiştir.
166
167
Can, s.9
USAK, s.16
81
16 Ağustos’ta Rusya, Gürcistan’ın ardından, barış anlaşmasını imzalamıştır. Ancak
askeri güçlerini ek önlemler aldıktan sonra tam olarak geri çekeceğini açıklamıştır.168
Aynı günde ABD’nin Gürcistan’a göndermek istediği iki dev hastane gemisi Montrö
Boğazlar Sözleşmesine takılmıştır. Montrö’ye göre, Karadeniz kıyısı olmayan ülkelerin
Karadeniz’de aynı anda bulundurduğu donanma gemilerinin toplam ağırlığı en fazla 45
bin ton olabilir. İki AB hastane gemisinden herhangi birinin tek başına tonajı bile 69 bin
tonu aşıyordu. Gemilerin tonajları Boğazları geçmeye uygun değildi ve ABD’nin
gemiler için en az 8 gün önceden Türkiye’ye bildirimde bulunması gerekiyordu. Bu
sebeplerden dolayı ABD’nin gemileri Karadeniz’den geçemiyordu.169 Böylece 16
Ağustos’ta Rus – Gürcü “Ağustos Savaşı” resmi olarak ateşkes imzasıyla bitmiş, ama
Rus güçleri Gürcistan toprağında daha duruyordu.
2.3.1.3.
Savaş Sonrası Dönem
17 Ağustos’ta Medvedev Sarkozy ile yaptığı telefon konuşmasında Rus güçlerinin
Pazartesi günü Gürcistan’dan çekilmeye başlayacağını açıklamıştır. Sarkozy Rusya’nın
imzaladığı ateşkese uymaması halinde “ciddi sonuçlar” ile karşılaşacağı konusunda
uyarmıştır. Bu arada Saakaşvili Gürcistan’da Rusya tarafından Gürcülere karşı bir etnik
temizlik yapıldığını söylemiştir. Yaşanan çatışmayla ilgili İngiltere’den - İngiliz
Muhafazakar Parti lideri David Cameron’dan - yorum gelmiştir. Cameron, hükümete
Ruslara İngiltere’ye giriş vizesi vermemesi, Rusların G-8’den çıkarılması çağrısında
bulunmuştur.
18 Ağustos’ta ateşkes anlaşmasına rağmen Rus güçlerinin çekildiğini gösterir ciddi bir
belirti yoktu. Tahminlere göre, Rusya’nın Gürcistan içlerinde 10.000 askeri ve 150 tankı
bulunmaktadır. Aynı gün Condoleeza Rice: “NATO Rusya’nın Gürcistan işgalinden bir
tek stratejik zafer kazanmasına dahi izin vermeyecektir”, diye açıklama yapmıştır. Öte
yandan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Rusya’ya karşı düşünmeden
ve ani tepkiler verilmemesi konusunda uyarmıştır. “NATO-Rusya Konseyi’ndeki
görüşmeler esastır. İletişim kanallarını açık tutmamız lazım” diyen bakanın uyarları
168
169
USAK, s.18
Can, s.10
82
Almanya’nın Rusya konusundaki çekincelerini ortaya koymuştur.170 Almanya Dışişleri
Bakanının böyle bir uyarıda bulunması, NATO üyelerinin Rusya hakkında görüşleri
müttehit olmadıkları anlamına gelmektedir.
19 Ağustos’ta Brüksel’de düzenlenen NATO toplantısında, 26 NATO ülkesinin
dışişleri bakanları NATO ile Rusya arasındaki ilişkilerin Rus güçleri Gürcistan’dan
çıkıncaya kadar normalleşemeyeceğini açıklamışlardır. Rusya ise bu kararı ciddiye
almamıştır.
20 Ağustos’ta Polonya ve ABD füze savunma sistemini Polonya topraklarına
yerleştirmek için anlaşma imzalamışlardır. Rice, sistemin savunma amaçlı olduğunu ve
kimseyi hedef almadığını iddia etmiştir. Rusya ise füzelerin kendisine karşı
düşünüldüğüne inanmıştır. Aynı günde Rusya Parlamentosundan Abhazya’nın ve
Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıyabileceğine dair açıklama gelmiştir.
21 Ağustos’ta Türkiye, Gürcistan’a yardım taşıyan iki ABD gemisinin Karadeniz’e
geçmesine izin vermiştir.171
22 Ağustos’ta Güney Osetya lideri Eduard Kokoytı Rus haber ajansı Regnum’a verdiği
demeçte bölgede bir tek Gürcü yerleşim sahasının dahi kalmadığını açıklamıştır. Aynı
gün Moskova’ya gelen Türkiye Başbakanı Erdoğan, Kafkas İşbirliği ve İstikrar
Platformu’nun kurulmasını istemiştir. Toplantıda Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile Türk
Dışişleri Bakanı Babacan’ın platformun kuruluş çalışmalarını yürütmesi kararı
alınmıştır.172
23 Ağustos’ta Rus güçleri hala birçok kilit noktayı tutmaya devam etmesine rağmen
geri çekilme işleminin tamamlandığını iddia etmiştir. Ayrıca Karadeniz’den Amerikan
savaş gemilerinin geçişi krize yol açmıştır. Rusya, gemilerin geçişini NATO’nun
Karadeniz’deki askeri gücünü arttırması olarak değerlendirmiştir.
170
USAK, s.20
Can, s.11
172
Can, s.13
171
83
24 Ağustos’ta Saakaşvili, ordularını yeniden inşa etmekte kararlı olduğunu söylemiştir.
Gürcü lider ayrıca Güney Osetya ve Abhazya da dahil olmak üzere Gürcistan’ın toprak
bütünlüğünü tek bayrak altında sağlayacaklarını iddia etmiştir. ABD Başkanı Bush,
Medvedev’i Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgelerini tanımama hususunda uyarmıştır. Buna
Rus lideri Medvedev’in verdiği cevabı: “Rusya’nın NATO’ya ihtiyacından çok daha
fazla NATO’nun Rusya’ya ihtiyacı var. Eğer Batı ittifakı tüm bağları zedeleyecekse
bunda korkacak hiç birşey yok” demiştir.173 Medvedev gelen uyarılara fazla önem
vermemiştir.
25 Ağustos’ta Gürcü lider Saakaşvili bakanları ile birlikte Gori’ye gitmiştir. Aynı gün
Almanya Başbakanı Merkel, Medvedev’e Rus Senatosu’nun ve alt meclis Duma’nın
Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıma tavsiyesi kararına uymaması çağrısında
bulunmuştur.
26 Ağustos’ta Medvedev, Rus Senatosu ve alt meclis Duma’nın aldığı tavsiye karar
doğrultusunda Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımıştır.174 Medvedev,
"Bu sorunun çözülmesi için bir karar almamız gerekiyordu. İlgili bütün uluslararası
hukuku göz önünde bulundurarak bu cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını tanıyoruz"
demiştir.175 Güney Osetya Cumhuriyeti devlet başkanı Eduard Kokoytı: "Rusya bizi
soykırımdan kurtarmış. Kendi topraklarımızda yaşamamız ve kalkınmamız için bize
imkân sunmuş. Biz yüzyıllardır Rusya ile birlikteyiz." derken Abhazya Cumhuriyeti
devlet başkanı Sergey Bagapş ise "Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması yönünde
atılan bu adımdan dolayı Rusya yönetimi ve Rus halkına minnettarım. Biz uzun
zamandır bağımsızlık yolunda ilerliyoruz. Biz her zaman Rusya ile beraberiz." diye
konuşmuştur. Gürcistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Giga Bokeria, "Rusya,
bu davranışı ile Gürcistan'ın topraklarının ilhak ettiğini ifade etti. Bu, Gürcistan'ın
parçası olan bölgelerin açık bir şekilde ilhakıdır." demiştir.
27 Ağustos’ta Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’yı tanımasına tepkiler gelmeye
başlamıştır. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı John McCain, Rusya
173
USAK, s.25
USAK, s.27
175
Fatih Atan, Güney Osetya Katliamı, Dönence Tarih Kitapları: 2, İstanbul, Ağustos, 2011, s.132
174
84
Federasyonu'nun Güney Osetya ve Abhazya'yı tanımasından sonra: “Batı ülkeleri,
Rusya tarafından kanlı şiddete maruz kalan Kuzey Kafkasya ve Çeçenistan'ın
bağımsızlığını düşünmeli. Rusya Batı'yı ikiyüzlülükle suçluyor. Bu suçlamayı Kremlin'e
iade ediyoruz ve Çeçenya ile Kuzey Kafkasya konusundaki ikiyüzlülüğüne işaret
ediyoruz.” demiştir.
Rusya Federasyonu'nun tanımasına olumlu yaklaşan ilk ülkelerden olan Beyaz
Rusya'nın Liberal Demokrat Parti lideri Sergey Gaydukeviç, "Beyaz Rusya’nın da
Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıması gerekmektedir." diye konuşmuş,
ama Beyaz Rusya Birleşik Vatandaşlık Partisi lideri Anatoli Lebedko başta olmak üzere
birçok siyasi lider "Post-Sovyet coğrafyada olduğu gibi dünyanın diğer yerlerinde de
egemenlik geçidine iyi gözle bakmıyorum." diyerek tanımaya olumlu yaklaşmamıştır.
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, “Rusya’nın
Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız ülke olarak tanıması, Rusya’nın başta BM
Güvenlik
Konseyi
kararlarındaki
imzalarının
ihlalidir”
demiş
ve
Rusya
Federasyonu'ndan tanımayı geri çekmesini istemiştir. Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, “Bu adım egemen bir komşu ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal
etmektedir. Bu bizim için kabul edilemez bir durum” diyerek Rusya'ya sert kınamıştır..
Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin, Gürcistan’ın bağımsızlığına, egemenliğine ve
toprak bütünlüğüne önem atfettiğini belirterek, mevcut sorunun barışçı yollarla
çözümlenmesinden yana olduğunu bildirmiştir.176 Ukrayna’nın Devlet Başkanı Viktor
Yushenko Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma kararına katılmayacağını belirtmiştir.
Ancak eski Ukrayna Başbakanı Viktor Yanukovich “Ukrayna, Abhazya ve Güney
Osetya halklarının istemlerine bağlı olarak bu ülkelerin bağımsızlığını tanımalıdır”
demiştir.177 Güney Osetya ve Abhazya’yı tanımasına ilk tepkilerin çoğu olumsuz olmuş,
tanıyan ülkelerden tek Rusya olmuştur.
28 Ağustos’ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü
toplantısında Rusya Federasyonu, Güney Osetya ve Abhazya'nın tanınması konusunda
destek alamamıştır. Avrupa Birliği ülkelerinden Rusya’nın tanıma kararına karşı
176
177
Can, s.13
Atan, s.135
85
tepkiler devam etmiştir. Fransa'nın Dışişleri Bakanı Kouchner, Rusya'ya yaptırım
uygulamayı değerlendirdiklerini duyurmuştur.
Gürcistan Parlamentosu 29 Ağustos’ta Rusya ile diplomatik ilişkilerin kesilmesine
yönelik karar tasarısını 106 milletvekilinin onayıyla kabul etmiştir. Saakaşvili, Rus
güçlerinin Gürcistan'da bulunmalarının yasadışı olduğunu, Abhazya ile Güney
Osetya'nın işgal edildiğini beyan etmesi çağrısında bulunmuştur.
30 Ağustos’ta Venezüella Devlet Başkanı Hugo Çavez; başkent Karakaş’ta yapmış
olduğu açıklamada: “Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıma
kararının tamamen yanında duruyoruz… Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ABD’nin
kuklası gibi davranmıştı” demiştir.
5 Eylül’de Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega Abhazya ve Güney Osetya’nın
bağımsızlıklarını tanıdığını açıklamıştır.178 Böylece Abhazya ve Güney Osetya’nın
bağımsızlıklarını tanıyan ülkeler arasında anti-Amerikan tutumunda olan ülkeler –
Venezüella ve Nikaragua – bulunmuştur.
Savaş sonrasında Gürcistan, beklendiği gibi ciddi bir istikrarsızlık dönemine girmemiş,
ancak başta ekonomik problemler olmak üzere birçok ciddi sorun ile karşı karşıya
kalmıştır. Ülkedeki iç politik gelişmeler, ekonomik kriz, Rusya ve Batı ile ilişkilerde
yaşanacak gelişmeler savaş sonrası dönemde hem Gürcistan hem de devlet bölgeleri
açısından kritik öneme sahiptir.179 Saakaşvili’ye savaş sonrasında iktidar desteği giderek
azalmıştır. Gürcistan’da en güçlü muhalif lider adaylardan biri de, Saakaşvili’nin
Abhazya Sorunu Danışmanı ve Başkan Yardımcısı İrakli Alasania olarak görülmüştür.
İrakli Alasania müzakerelerde hem Gürcistan kamuoyu nezdinde popülaritesini
arttırmış, hem de Abhazya’daki muhataplarının saygısını kazanmış, böylece diyalogun
sağlanması konusunda çok büyük ilerleme kat edilmiştir. Alasania hem uluslararası
alanda hem de Gürcistan kamuoyunda Saakaşvili’nin en büyük rakibi olarak
görülmüştür. Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisine Sonbahar 2013’de yaptığı
konuşmada Alasania Gürcistan Savunma Bakanı olarak bunları söylemiş: “Avrupa
178
179
Atan, s.151
Aslan Yavuz Şir, “Savaş Sonrası Dönemde Gürcistan”, OrtaDoğu Analiz, Ocak, 2009, Cilt.1, Sayı:1, s.64
86
ailesinin veya Atlantik topluluğunun bir parçası olabilmek için, Rusya ile ilişkilerimizi
normalleştirmeli, en azından söylemlerimize dikkat etmeli ve politik tansiyonu
düşürmeliyiz. Abhazlara ve Osetlere değiştiğimizi gösterebilmek için, Gürcistan’ın
öncelikle istikrarlı bir yapıya kavuşması şart. Abhaz ve Tshinvali bölgelerindeki
insanlara, onların meşru çekincelerini dikkate alan, yeni Gürcistan’ı tanıtmak istiyoruz.
Rusya ile çatışma atmosferi içindeyken bunu yapamayız.”180 (İrakli Alasania ile
Söyleşi).
Bir başka önemli siyasi figür ise Nino Burdcanadze olmuştur.181 Burdcanadze,
Saakaşvili ile beraber 2003’deki Gül Devrimi’nde siyasete girmiştir. Burdcanadze ile
Saakaşvili’nin yolları 2008 yılı Mayıs ayında yapılan parlamento seçimlerinde, parti
listeleri konusunda yaşanan anlaşmazlık yüzünden ayrılmıştır. Temmuz ayında
Burdcanadze Birleşik Gürcistan Demokratik Hareketi adını alacak muhalif bir düşünce
hareketi başlatmıştır. Böylece, Gürcistan’ın Saakaşvili sayesinde “Ağustos Savaş”ında
yenilgiye uğraması, halk arasında Saakaşvili’nin prestijini düşürmüştür. Ancak buna
rağmen, Saakaşvili 2013 yılında yapılan seçimden sonra cumhurbaşkanı görevinden
alınmıştır.
Bugün Rusya ve Gürcistan arasında diplomatik ilişkiler bulunmamaktadır. Gürcistan
Rusya için vize uygulamasını kaldırmış, Rusya ise Gürcüler için vize uygulamasını
kaldırmamıştır. Ancak, ticari ilişkilerde olumlu gelişmeler vardır. Gürcü şarap, maden
suyu ve diğer Gürcü menşeli ürünler Rus pazarına yeni girmiştir. “Ağustos Savaş”ından
sonra, Kasım 2008’den beri, Tiflis Çatışma ve Müzakereler Enstitüsü Müdürü Georgi
Hutsişvili (2013 yılında ölmüş) önderliğinde, Gürcü ve Rus bağımsız uzmanlar arası
diyalog işlemeye başlamıştır. İlk (ve sonraki) görüşme nötr yerde - İstanbul’da olmuş, o
yüzden uzman diyalog “İstanbul Proses” ismini almıştır. Bugüne kadar toplam 15
toplantı gerçekleşmiş, bu toplantılarda Rusya ve Gürcistan’ın ekonomik, güvenlik,
kültür, tarih ve medeniyet ilişkileri alanlarında ünlü Rus ve Gürcü uzmanlar katkıda
bulunmuştur. Bunlar; Georgi Hutsişvili – Profesör, Tiflis Çatışma ve Müzakereler
Enstitüsü Müdürü, Zurab Abaşidze – diplomat, Gürcistan’ın Rusya özel temsilcisi,
Mamuka Areşidze – Kafkasya uzmanı, “Rusya – Gürcistan Diyalogunu Destekleme”
180
181
İrakli Alasania ile Söyleşi, Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisi, Sonbahar 2013
Şir, s.65
87
projesinin koordinatörü, Alla Yazkova - Rusya Bilimler Akademisi Üyesi ve Karadeniz
ve Akdeniz Bölgesi Araştırmalar Enstitüsü Direktörü, Markedonov Sergey – siyasal
analizci, İnsani Bilimler Rusya Devlet Üniversitesi’nin Yabancı Bölge Çalışmalar ve
Dış Politika Bölümünün Doçenti, ve diğerler bilimciler. Kurumun ana amacı krizden
çıkış yolunu bulması, ortak işbirliği kurması ve kendi önerilerini hükümetlerinin
dikkatine sunmuştur. Bugün İstanbul Proses’in 4 tane kitabı basılmış: “Rusya ve
Gürcistan: krizden çıkış yolları” (2010)182; çalışma kitabı “Rusya – Gürcistan ilişkileri:
gelişmenin yeni arayışları” (2014)183, “Rusya – Gürcistan: ilişkilerinin kilit alanları”
(2014)184 ve “Rusya – Gürcistan: sorunlar ve perspektifler ekonomik alanında”
(2014)185. Son görüşme 21-22 Ocak 2015’de İstanbul’da gerçekleşmiştir.
Yukarıdaki bölümde “Ağustos Savaşının” kronolojisine baktıktan sonra, Rusya –
Gürcistan savaşını hızlandıran unsurlar, savaştaki tarafların politikalarına geçebiliriz.
2.3.2. Savaşı Hızlandıran Unsurlar
Rusya ve Gürcistan arasındaki savaşa getiren bir sürü faktörler vardır.186 Rusya
açısından savaş noktasına getiren en önemli unsurlar şunlardır:
-
NATO
Genişlemesi:
Rusya’nın
NATO’nun
genişlemesinden
ve
füze
programlarından rahatsız olmasıdır. 2008 Nisan ayında gerçekleşen Bükreş
Zirvesi’nde Gürcistan ve Ukrayna’nın üyeliklerinin gündeme gelmesi bardağı
182
Россия и Грузия: Пути Выхода из Кризиса, Под ред. Георгия Хуцишвили и Тины Гогелиани, Тбилиси,
2010, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам ( Rusya ve Gürcistan: Krizden Çıkış Yolları,
Düzenleyen Georgi Hutsişvili ve Tina Gogeliani, Tiflis, 2010, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi
(International Center of Conflict and Negotiation)
183
Российско-Грузинские Отношения: В Поисках Новых Путей Развития: Рабочая Тетрадь, И. Л.
Хаиндрава, А. А. Сушенцов, Н. Ю. Силаев, Москва, 2014, Российский Совет по Международным Делам,
Международный Центр по Конфликтам и Переговорам (Rusya – Gürcistan İlişkileri: Gelişmenin Yeni
Yolların Arayışı, Çalışma Kitabı, İ.Haindrava, A.Suşentsov, N.Silayev, Moskova, 2014,Uluslararası İlişkiler Rusya
Konseyi (Russian International Affairs Council) ve Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center
of Conflict and Negotiation)
184
Россия – Грузия: Ключевые Направления Взаимоотношений, Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева,
Тбилиси, 2014, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по
Международным Делам, (Rusya – Gürcistan: İlişkilerin Kilit Alanları, Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan
Timofeev, Tiflis, 2014, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and
Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council)
185
Россия – Грузия: Вызовы и Перспективы в Области Экономики, Под ред. М.Арешидзе и
И.Тимофеева, Тбилиси, 2014, Международный Центр по Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по
Международным Делам, (Rusya – Gürcistan: Sorunlar ve Perspektifler Ekonomik Alanında, Düzenleyen
Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev, Tiflis, 2014, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi (International Center
of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council)
186
USAK, s.24
88
taşıran damla olmuştur. Eğer bu iki ülke NATO üyesi olursa Karadeniz’de
NATO toprağı olmayan sadece Rusya kıyıları kalacaktır.
-
Gürcistan’da Artan ABD Asker Varlığı: ABD’nin her geçen gün daha fazla silah
ve eğitmen ile Gürcistan’a destek vermesi Rusya’yı rahatsız ediyordu.
-
Kosova’nın Bağımsızlığı: Rusya’nın müttefiki saydığı Sırbistan’ın itirazlarına
rağmen Kosova, ABD ve AB’nin teşvikleriyle tek taraflı olarak Şubat 2008
yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Rusya Kosova’yı tanımamış ve tanıma kararı
yasadışı ilan etmiştir. Kosova’nın bağımsızlığı Rusya’ya çok ciddi bir prestij
kaybına yol açmıştır.
Gürcistan açısından krizi tırmandıran unsurlar şunlardır:
-
NATO Üyeliğinin Gecikmesi: Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’ın NATO’ya üye
olarak alınmaması, Tiflis’i endişelendirmiştir. Gürcistan NATO’ya üyelik
sürecini hızlandırmak için gerilimin artmasında yarar görmüş, ancak Rusya’nın
tepkisinin sert olacağını beklememiştir.
-
İç Siyasi Dengeler: Saakaşvili’nin seçimleri kazanmasında etkili olan “Güney
Osetya ve Abhazya’nın yeniden egemenlikleri altına gireceği” ifadesini sıkça
tekrarlaması Gürcü lideri bu yönde ilerlemeye zorlamıştır.
-
Gürcü Askeri Varlığı ve ABD Desteği: ABD’nin verdiği maddi destek ve teknik
yardımlarla Gürcü ordusu ekipman ve eğitim açısından önemli bir aşama
kaydetmiş, bu durum Tiflis yönetiminin Güney Osetya ve Abhazya’nın geri
alınması konusunda özgüvenini arttırmıştır.187 Tüm bu unsurlar toplam olarak
“Ağustos Savaşın” a getirmişlerdir.
2.3.3.
Savaşta Tarafların Politikaları
Ağustos ayının 7’inde patlak veren savaşı değerlendirdiğimizde 3 hafta öncesinde
Condoleezza Rice’ın Tiflis’e yaptığı ziyaret dikkat çekmektedir.188 Gürcistan’ın Güney
Osetya’ya saldırı kararının bu ziyaret sırasında alındığı net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Zaten bütün dünya bu savaşı Gürcülerle Osetler arasında değil, Ruslarla Amerikalılar
187
188
Karabayram, s.213
Mehmet Perinçek, “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”, Teori, Eylül 2008
89
arasında görmektedir. Savaştaki kamplaşma da bunu açık bir şekilde ortaya
koymaktadır. Amerikan güdümündeki Ukrayna, Kosova, Polonya, Baltık cumhuriyetleri
gibi ülkeler Gürcülere destek verirken, Latin Amerikası’nın da dahil olduğu bağımsız
dış politika yürüten Avrasya ülkeleri ABD güdümlü Gürcü saldırganlığına net tavır
almaktadır.189 Böylece, Rusya – Gürcistan “Ağustos Savaşının” asıl savaşan tarafları
Rusya ve Gürcistan değil, Rusya ve ABD olmuştur.
2.3.3.1.
Rusya’nın Savaştaki Politikası
Gürcistan – Rusya ilişkileri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sonrasında
büyük sorunlar yaşamıştır. Rusya jeopolitik açıdan stratejik bir konumda bulunan
Gürcistan’ı kontrol altına almaya çalışırken, Tiflis ise Rusya’dan kurtuluşun yollarını
aramıştır. Tiflis bu çerçevede, AB ile iyi komşuluk ilişkiler kapsamında birçok ortak
projeye girmiş, ABD ve NATO ile işbirliğine giderek ülkenin askeri yapısının
modernizasyonuna hız vermiştir. Rusya, ABD ve NATO’nun kendi nüfuz alanına
sokulmasından rahatsız olmuş ve Gürcistan’a karşı baskıyı başlatmıştır. Bir yandan
Tiflis’e karşı ekonomik yaptırımlar uygularken, diğer yandan siyasi baskı yoluyla Gürcü
yönetimini Rus isteklerini kabule zorlamıştır. Ancak, Rusya’nın Gürcistan üzerindeki en
büyük etkisi ayrılıkçı bölgeler sorununda olmuştur.190 Ayrılıkçı bölgeler- Abhazya ve
Güney Osetya ile Rusya ekonomik ilişkiye girmiş, bölge halkına serbest ticaret hakkı
vermiştir. Ama en önemlisi, Rusya’nın ayrılıkçı bölge halkına Rus vatandaşlığı
verilmesidir. Rusya’nın bu girişimi bölgelerin Gürcistan’dan ayrıldıkları, Rusya’nın bir
parçası haline geldikleri anlamını vermiştir. Diğer yandan, Gürcistan’ın bölgeye
müdahalesini önlemek için BDT aracılığıyla bölgede barış gücü adı altında askeri
birlikler yerleştirmiştir.
Rusya’nın Gürcistan topraklarına yönelik askeri hareketinin amacının ne olduğu
konusu, savaşın nasıl ortaya çıktığı tartışmalarıyla birlikte ortaya konulmuştur. Bir
taraftan Gürcistan’ın Güney Osetya’da kontrolü sağlamak amacıyla harekete geçtiği
görüşü vardır. Gürcistan Güney Osetya’yı tam olarak kendine bağlamak ya da Güney
189
Mehmet Perinçek, “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”, Teori, Eylül 2008
Reha Yılmaz,
“Bağımsızlık Sonrası Dönemde Rus-Gürcü İlişkileri”, 16 Eylül
http://www.bilgesam.org/incele/171/-bagimsizlik-sonrasi-donemde-rus-gurcu-iliskileri/#.VMVoH3bV3Mw
(16.09.2011)
190
90
2011,
Osetya’nın statüsü ile ilgili müzakerelerde avantaj sağlamak istemiştir. Böylece aynı
zamanda Abhazya’ya da gözdağı verilmiş olacaktır. Diğer bakış açısına göre ise; Rusya,
Gürcistan topraklarına yaptığı bu hareketi çok önceden planlamış ve kapsamlı bir
operasyon ile Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’dan tamamen kopararak Batı’nın
Kosova’yı Sırbistan’dan ayırmasının intikamını almak istemiştir.191 Böylece, Rus-Gürcü
ilişkilerinin kötüleşmesinin perde arkasında Batı ile Rusya’nın hesaplaşmasının
bulunduğunu söylemek mümkündür. ABD’nin NATO aracılığıyla Rusya’nın nüfuz
bölgelerine doğru ilerlemesi, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya füze sistemlerinin
yerleştirilmesi, Kosova’nın tanınması, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üyelik için
müracaat etmesi Rusya’yı Batı ile hesaplaşma noktasına getirmiştir. Gürcistan bu
hesaplaşmanın açık alanlarından birisi olmuştur.
Rusya’nın savaştaki politikasını inceliğimizde enerji konusuna da bakmamız
gerekiyor.192 Enerji konusunda, Rusya ve ABD, Hazar bölgesi enerji kaynaklarının
işletilmesinden bu kaynakların bölge dışına taşınması için kullanılacak boru hatları ve
diğer ulaşım güzergahları konularına kadar bütün aşamalarda birbirlerine rakip
politikalar izlemişlerdir. Rusya, bir yandan bölgedeki enerji ulaştırma güzergahları
üzerinde bulunan toprakları ve limanların kullanımını maksimize ederek bölge ülkeleri
üzerinde var olan ekonomik ve siyasal nüfuzunu artırarak devam ettirmek amacını
güderken, diğer yandan da başta Lukoil, Rosneft ve Gazprom gibi Rus enerji şirketlerini
kullanarak üretim ve dağıtım alanında da oyunun önemli bir bölgesel aktörü olduğunu
göstermek istemiştir. Bu amaçla Rusya, teknik, mali, siyasal bütün zorluklara rağmen,
Sovyet döneminden kalma boru hatları ve diğer enerji taşıma yollarının kullanımı başta
olmak üzere yeni inşa edilecek Doğu-Batı boru hatları konusunda da bu hatların Rus
toprakları üzerinden geçerek Rusya’nın Karadeniz limanlarına bağlanması politikaları
ile Avrasya enerji politikalarında 1990’larda başlayan etkinlikle ABD’yi sınırlamak gibi
zor bir görevle karşı karşıya kalmıştır.
Buna karşılık, ABD’nin bölgeye ilişkin temel politikası, Avrasya ve Hazar enerji
kaynakları bağlamında, ulusal enerji politikası olarak öteden beri izlediği enerji arz
kaynaklarının çeşitlendirilmesi politikası dahilinde Avrasya ve Hazar enerji
191
192
Kasım, s.216
Öztürk, s.12
91
kaynaklarının herhangi bir kesintiye uğramadan Batı’ya aktarılmasıdır. Bölgeye ilişkin
dış politika bağlamında ise eski Sovyet cumhuriyetlerinin ellerindeki enerji kartını
kullanarak Batılı ve kapitalist ekonomik sisteme entegre olmalarına yardımcı olunması
ve bu yolla bu ülkelerin mümkün olduğunca Rusya’nın etkisinden uzaklaşması amacı
üzerine inşa edilmiştir.193 Her iki ülkenin tek amacı Hazar bölgesinde karşı tarafın
güçlenmemesi ve kendi nüfuzunu arttırmasıdır.
Son yıllarda hızla yakınlaşan Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan üçlü hattını kırmanın
en iyi yolu olarak Gürcistan görülmüştür. Gürcistan zincirin zayıf halkasıydı. Eğer
Gürcistan işgal edilebilir ya da Batı yanlısı yönetim düşürülebilirse bu durumda
Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan hattı (Baku-Tiflis-Ceyhan) kırılmış ve yerine RusyaGürcistan-Ermenistan hattı kurulmuş olacak, Batı etkisi de bölgede kırılmış olacaktı.
İran ile nispeten iyi ilişkiler düşünüldüğünde Kafkasya ve hatta Orta Asya’da Rus etkisi
tekrar tesis edilmiş olacaktı.
Gürcistan üzerinde Rus etkisinin artışı enerji hatları üzerinde de Rus etkisinin artışı
anlamına gelecektir. Gürcistan’ın taraf değiştirmesi ile birlikte tüm Hazar Havzası’nın
enerji hatları yeni Rus bölgesinden geçecektir ve Avrupa’ya alternatif hat fikri
(Nabucco Projesi) daha baştan boşa çıkarılmış olacaktır. Bunun yanı sıra gerçek
anlamda bağımsız olabilmek için enerjilerini Rusya dışı hatlarla dünyaya pazarlamaya
çalışan Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’ın hayallerinin de gerçekleşmesi
imkansız hale gelecektir.194 Bu Rusya’nın savaştaki bakış açısıdır.
2.3.3.2.
Gürcistan’nın Savaştaki Politikası
Uluslararası sistemde bir devletin varlığını sürdürebilmesi ve çıkarlarını maksimize
etmesi, karşılaştığı krizleri en iyi şekilde yönetmesi ile mümkündür. Gürcistan’ın Rusya
karşısında uğradığı bu hezimetin sebebi Şaakaşvili önderliğindeki Gürcü karar
alıcılarının, krizi iyi yönetememesinden kaynaklanmıştır. Şaakaşvili’yi yanlış kararlar
almaya sevk eden faktörler aşağıdaki gibidir:
193
194
Öztürk, s.13
USAK, s.29
92
1. Gül Devrimi ile iktidara gelen Şaakaşvili, Rusya aleyhtarı politika izleyerek
yönünü ABD özelinde Batı’ya dönmüştür. Bu, hiç şüphesiz ki bölgeye girmeye
çalışan ABD’yi memnun etmiş ve ABD’nin Gürcistan’a maddi ve teknik
desteğinin artmasına sebep olmuştur. Şaakaşvili, bu desteğe olması gerekenden
fazla güvenmiş ve fiillerini gerçekleştirmiştir. Gürcü karar alıcıları arkalarında
ABD’nin olduğu düşüncesine fazla kapılarak hareket etmişlerdir.195 2008 yılının
Temmuz ayında Rus jetlerinin ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Tiflis ziyareti
esnasında Gürcistan topraklarını ihlal etmesi ve Saakaşvili’nin oldukça sert
açıklamaları Gürcistan’ın ABD’nin desteğini yanında hissettiğinin en açık
işaretidir.196
2. Gürcistan’ın NATO macerası: NATO Konseyi, Gürcistan’ın NATO’ya üye
olacağını bildirmiştir. Fakat Rusya’nın buna şiddetle karşı çıkması ile NATO
geri adım atmış ve 2008 Bükreş Zirvesi’nde Gürcistan’a üyeliğe alınacağı
bildirilmekle birlikte ucu açık bir süreç vermiştir. Bu durum Gürcistan’ın
telaşlanmasına neden olmuş ve Gürcü karar alıcılarını bölgede gerilimin
artmasının NATO üyeliğini kolaylaştıracağı düşüncesine sevk etmiştir.
Gürcistan’ı NATO’ya dahil edebilmek için Rusya ile savaş, ABD’ye ve
Gürcistan’a iyi bir gerekçe sunmuştur. Bundan sonraki süreçte Almanya ve
Fransa’yı ikna etmek daha kolay olabilir. Fakat karar alıcıların bu hesabı
tutmamış ve Gürcistan savaşta yenildiği gibi NATO’ya da girememiştir.
3. Gürcü yönetiminin modernize edilen askeri kuvvetlerine gereğinden fazla
güvenmesi: Türk ve Amerikan uzmanlarınca eğitilen Gürcü ordusuna duyulan
güven en üst noktaya çıkmıştır. Hatta Şaakaşvili 15 Temmuz 2008 günü
“Kafkasya’nın bu stratejik dağlık bölgesinde Gürcistan en iyi eğitimi almış ve en
iyi donatılmış orduya sahip olduğunu kanıtlamıştır” açıklaması ordusuna
duyduğu güveni ortaya koymaktadır. Bu güvenle Gürcü yönetimi Güney
Osetya’ya müdahale kararı almış fakat sonuç tam bir hezimet olmuştur.
4. Gürcü karar alıcılarının Rusya’dan gelen sinyalleri doğru algılayamaması:
Şaakaşvili, yaklaşan seçimler sebebiyle seçmenlerine Güney Osetya ve
195
Emre Kurt, “Dış Politikada Kriz Yönetimi: 2008 Rusya – Gürcistan Savaşı Örneği”,
http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-kriz-yonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/
(15.02.2012)
196
USAK, s.27
93
Abhazya’yı Gürcistan’a bağlayacağı vaadlerini sık sık dile getirmesine karşılık
Rusya, bu girişimin sonucunun kötü olacağını ve ‘kan dökülebileceği’
uyarısında bulunmuştur. Fakat Gürcü yönetiminin, Rusya’nın bu caydırıcı
söylemlerine rağmen Güney Osetya’ya girmesi, karar alıcıların yaptığı büyük bir
hata olmuştur.
5. Saakaşvili’nin tabi tek hesabı Amerikan yardımları değildi, ayrıca Rusya’nın
şimdiye kadar milli çıkarlarını savunmakta gösterdiği kararsızlıktan da
faydalanmaktı. Rusya, gerek turuncu devrimlerle, gerek ayrılıkçı terör
eylemleriyle ve bir çok ABD operasyonuyla saldırıya uğramış olsa da şimdiye
kadar sesini yeteri kadar çıkarmamıştı, ciddi somut cevaplar vermekten
çekinmiştir. Hatta Güney Osetya’yi bile tanıma cesaretini gösterememiştir.
Diğer
taraftan
Gürcistan’da
işler
istendiği
gibi
yolunda
gitmiyordu.
Saakaşvili’nin toplumsal desteği gitgide azalıyordu. Muhalefet ise önemli
gelişme kaydetmekteydi. Saakaşvili’nin tekrardan popülerliğini artıracak ve
ekonomik sıkıntıları unutturacak bir “başarıya” ihtiyacı vardı. Böyle bir savaş,
Saakaşvili’nin içine girdiği sıkıntılı durumdan çıkmak için de rol oynayacaktı.
6. Rusya’nın hesap edilenden daha ileriye gitmesi: Gürcistan adına bir diğer
hesaplama hatası da Rusya müdahale ederse bile askeri harekatının sadece
Güney Osetya ile sınırlı kalacağı zannı olmuştur. Fakat Kremlin, Güney
Osetya’nın yanı sıra Gürcü şehirlerini de işgal etmiştir. Rusya’nın aşırı güç
kullanımı istenen bir durum olamamasına rağmen Rusya’yı zor durumda
bırakmış Gürcistan’ın uluslararası kamuoyundan beklentilerini sağlanmasını
kolaylaştırmıştır. Eğer süreç Gürcistan’ın NATO üyeliği ile sonuçlanırsa bunun
en önemli nedeni Rusya’nın aşırı güç kullanımı olacaktır.197
Buna rağmen, medya açısından Saakaşvili’nin bu krizi iyi yönettiği söylenebilir.198
Saakaşvili
uluslararası
duyurulmasını
medyayı
sağlayabilmiştir.
kullanarak
Verdiği
problemin
beyanatlarda,
kendi
söylemleriyle
demokrasinin
bölgedeki
koruyucusu rolünü üstlenmiş ve sürekli olarak Rusları işgalci, demokrasi düşmanı
olarak suçlayarak, Rusya’nın ulusal ve uluslararası kamuoyunda suçlu olarak hüküm
197
Kurt,
“Dış
Politikada
Kriz
Yönetimi:
2008
Rusya
–
Gürcistan
Savaşı
Örneği”,
http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-kriz-yonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/
198
Yılmaz, s.6
94
giymesini başarmıştır. Bu durum, hem Batı’nın ilgisini kazanmayı, hem de uluslararası
güç odaklarının dikkatinin Gürcistan’a yönelmesini sağlamıştır. Ancak diğer taraftan
Saakaşvili’nin üslubu Rus yöneticilerin intikam düşüncesiyle aşırı güç tatbikine
yönelmesine yol açmıştır.199 Rusya’nın aşırı güç kullanımı Gürcistan’ın Güney
Osetya’daki hatalarının da üstünü kapatmıştır. Oysa Gürcistan savaş öncesinde
görüşmeler sürerken herkesi kandırarak ani bir saldırı düzenlemiş, böylece sözünde
durmamıştır. Ayrıca Osetya’da çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açmış,
şiddet temelli bir yöntem ile sorunları çözmeye çalışmıştır. Ancak Rusya’nın karşı atağı
ve hukuk ihlalleri Gürcistan’ın hatalarının görünmemesine neden olmuştur.
2.3.3.3.
ABD’nin Savaştaki Politikası
ABD çok önemli jeostratejik konuma sahip Kafkasya bölgesine çok uzak bir mesafeden
de olsa müdahale etmekte ve Soğuk Savaşın bitmesine rağmen Rusya ile bu bölgeyi
paylaşamamaktadır.200 Bugün Kafkasya’daki gelişmeleri, bu rekabet bağlamında, tek bir
cümle ile özetlemek gerekirse, Kafkasya’nın giderek daha fazla Amerikan nüfuz alanı
haline gelmekte olduğu söylenebilir.
Kafkasya’nın jeostratejik önemi, Büyük İpek Yolunun merkez noktasında bulunması,
Uzak Doğu, Orta Asya’yı Avrupa’yla birleştirecek ticari yolların geçtiği arazide olması
ve doğal enerji kaynaklarına sahip olması, ABD’nin bölgeye girişiminin esas
nedenleriydi. Özellikle de Hazar denizi petrollerinin dünya pazarına sürülmesi yolunda
ABD, Almanya ve Rusya arasında ciddi bir rekabet yaşanmaktadır. Washington
bölgede etkinliğini artırmak için bu bölgede devam eden etnik çatışmalara Rusya’dan
farklı olarak çözüm arayışı içindedir.
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasından
sonra
bağımsızlığını
kazanan
Kafkasya
Cumhuriyetleri arasında Gürcistan doğal kaynakları bakımından zengin olamaması ve
bağımsızlığından itibaren iç istikrarsızlık içerisinde ABD’nin dış politikasında özellikle
doğu-batı enerji koridorunda transit ülke olarak ön plana çıkmıştır. 1994 yılında
Abhazya sorununda ateşkesin sağlanmasından itibaren sürekli toprak bütünlüğü ile ilgili
199
Yılmaz, s.6
Elnur Hasan Mikail, “ABD’nin Kafkasya Politikası”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, s.87-95, Cilt 4, No 2,
2012, s.87
200
95
sorun yaşayan Gürcistan süreç içerisinde Batı ile yakın ilişkiler kurma politikası izlemiş
hatta NATO üyeliğini talep eden bir noktaya gelmiştir. ABD’nin Gürcistan ile olan
ilişkilerinin bu noktaya gelmesi ise Rusya’da rahatsızlığa neden olmuştur.201
Gürcistan’ın NATO’nun bir parçası olması, Rusya için Kafkasya’da nüfuzunu
kaybetmesi anlamına gelmektedir.
ABD açısından Gürcistan bölgenin hem petrol hem de doğal gazın taşınmasında en
önemli transit ülkesi konumundadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve BaküTiflis-Erzurum doğal gaz enerji hatlarının yanında Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye
arasında yapımına başlanan demiryolu projesi Gürcistan’ın doğu-batı hattında önemini
artırmaktadır. Gürcistan ABD için Karadeniz politikası ve Karadeniz’de güvenlik
bakımından da önemlidir. Bu nedenle ABD’nin dış yardım programlarında Gürcistan’a
verilen yardımlar 2,5 milyar Doları bulmuştur. ABD’nin dış politikasında Gürcistan’ın
istikrarı ve demokratikleşmesine vurgu da yapılmaktadır. ABD açısından Gürcistan’ın
demokratikleşmesi iç istikrarı açısından ve Rusya’nın bu ülkeye müdahaleleri karşısında
tüm Batı dünyasının Gürcistan’a destek vermesi bakımından önemlidir.202 Böylece
Gürcistan ABD’den her taraftan destek görmüştür.
2008 yılı Gürcistan’ın Güney Osetya sorununu “askeri yöntemle çözme girişimi”nin
başarısızlığa uğraması, Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını
tanıyarak Gürcistan’dan fiilen ayırması bölgede yaşanan en önemli gelişme olarak
görülebilir. ABD bu gelişmelere sert bir şekilde karşı çıkmıştır.203 Ayrıca Rusya’nın G8’den dışlanması ve Dünya Ticaret Örgütü’nün dışında tutulması opsiyonları da
gündeme getirilmiştir. Fakat Gürcistan’ı savunabilecek her hangi somut bir adım da
atılamamıştır. Sonuç itibariyle ABD Güney Kafkasya’da önemli bir prestij kaybı
yaşamıştır. Gürcistan’da halk arasında ABD’nin itibarı önemli oranda düşmüştür. ABD,
Gürcistan’da prestij kaybına uğramış olsa da Gürcistan’daki çatışmalar bir Rusya-ABD
savaşı için yeterli gerekçeleri sunmamaktadır. ABD böyle bir çatışmaya normal
şartlarda tek başına girmez. Irak’a dahi 50’den fazla ülkenin desteği ile giren ABD’nin,
201
Kasım, s.188
Kasım, s.191
203
Ali Asker, “Gürcistan ABD ve Rusya’nın Kafkaslar Politikasındaki Önemini Korumaktadır”,
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/gurcistan/2009/09/26/3018/gurcistan-abd-ve-rusyanin-kafkaslar-politikasindakionemini-korumaktadir (26.09.2009)
202
96
sıcak çatışmaya ani bir kararla girmesi beklenemezdi.204 Bu yüzden ABD Rusya ile
Gürcistan yüzünden savaşmamıştır.
Bu gelişmelerin ardından Gürcistan’da muhalefetin, “ülkenin parçalanmasına neden
olan” Saakaşvili yönetimini istifaya zorlama girişimi de başarısız olmuştur. Bu
gelişmeler karşısında, Gürcistan’ın izlediği politika ise değişmemiştir. BDT’den
ayrılmış olan Gürcistan, ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde izlediği politikaları
daha da yoğunlaştırmıştır. Böylece Gürcistan, Güney Kafkasya’da ABD ve Rusya
çıkarları arasında çatışma unsuru olma özelliğini sürdürmeye devam etmiştir.
Rusya-Gürcistan “Ağustos Savaşı” ABD’nin bölgeye bakışı ve Rusya ile ilişkileri
bakımından da sonuçlar doğurmuştur. Savaş sırasında ve hemen sonrasında ABD
yönetiminin Rusya’ya karşı kullandığı sert üslup ve Rusya’nın ilişkileri umursamaz
şekilde Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıyıp, bu yapılara ilişkilerini
sıkılaştırması “yeni bir Soğuk Savaş mi?” sorusunu beraberinde getirmiştir.205 Ama yeni
bir Soğuk Savaş’ın başladığını söylemek doğru olmaz, çünkü Soğuk Savaş özel bir
dönemin koşullarında ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Soğuk Savaş temelinde her ne
kadar güç mücadelesini barındırsa da ideolojilerin çatıştığı bir dönem olmuştur. Bugün
itibariyle
Rusya’nın
geçmişte
olduğu
gibi
savunduğu
bir
değerler
bütünü
bulunmamaktadır.
Rusya’nın Gürcistan topraklarını işgalinin sonuçlarından biri ABD içerisinde Rusya’ya
bakışı ve Gürcistan yönetimi üzerinde tartışmaların başlamış olmasıdır. Rusya’nın
potansiyel bir partner değil bir rakip olduğu düşüncesi hem ABD’de hem de Avrupa’da
yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu durumun ilk sonucu Rusya’ya olan doğal gazda
Avrupa’nın bağımlılığın azaltılması için çabalara hız verilmesidir. Nabucco
Hükümetlerarası Antlaşmanın imzalanması sürecinin Avrupa tarafından hızlandırılmak
istenmesi bunun bir sonucudur.
2.3.3.4.
204
205
Avrupa Birliği’nin Savaştaki Politikası ve Savaş Raporu
USAK, s.32
Kasım, s.226
97
Güney Kafkasya uzun bir dönem AB’nin öncelikli alanlarından biri olmamıştır. AB’nin
bu yaklaşımı, 2001 yılından itibaren değişmeye başlamış, bugün gelinen noktada da
AB, artık, Güney Kafkasya’nın ihmal edilmemesi gereken bir bölge olduğu gerçeğini
kabul etmiştir. AB, 2007 yılında üyeliğinden sonra Karadeniz ve Kafkasya ile yakın
komşu olacak Bulgaristan ve Romanya’nın bölgeye ait sorunlarından doğrudan etkilenir
hale gelecektir.206
Yumuşak güç olarak nitelenen AB, Kafkasya’nın jeopolitik denklemine ancak 2000’li
yıllarda, ekonomik ve ticari aktör olma söylemiyle ve çekim gücünü kullanmak
suretiyle girmeye çalışmıştır. AB üyesi ülkelerin Kafkasya ülkeleriyle tek tek kurdukları
ikili ilişkilerin 2000’li yıllarda daha genel ve koordineli bir biçimde AB’nin genel
Kafkasya politikasına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu türde bir politik manevranın
ardında, en büyük enerji tüketicilerden biri olan AB’nin enerji ve dış politikasını
şekillendirmek ve RF’ye olan bağımlılığının önüne geçecek alternatif hatların inşası
sağlayacak bir ilişkiler ağı kurabilmek düşüncesi yatmaktadır. Kafkasya’ya özel bir
temsilci atanması, bölgesel sorunların çözümü konusunda rol oynamaya çalışması, 2004
Renkli Devrimleriyle tırmanan gerginliği yumuşak güç söylemiyle ve demokrasi-piyasa
ekonomisi-evrensel insan hakları önerileriyle telafi etmeye çalışmak, Rus-Gürcü
“Ağustos Savaşı” sonrası Fransa dönem başkanlığında yürütülen arabuluculuk
çabalarıyla görünür olmaya çalışmak bu yeni yaklaşımın birer ürünü olarak ele
alınabilir. Fakat tüm bu çabalara rağmen AB’nin kurumsal kimliğiyle ve nispeten hantal
karar alma mekanizmasıyla bölgenin dinamik dönüşümlerine cevap vermede aksadığı
ve Kafkasya jeopolitiğinde ancak ikincil bir aktör konumu edinebildiği söylenebilir.207
Avrupa Birliği’nin dış politika konusunda bir bütün olarak tek sesli hareket edemeyişi
bugüne kadar pek çok olayda ortaya çıkmıştır. Esasında uluslararası arenadaki hemen
her kriz AB’nin gerçekten bir birlik olup olmadığının sorgulanmasına yol açmaktadır.
Zira hemen her uluslararası krizde AB içinde farklı gruplar oluşmakta ve çoğu zaman
birbiri ile çatışan tepkiler ortaya çıkmaktadır. 7 Ağustos’ta başlayan ve altı gün süren
son Gürcistan- Rusya “Ağustos Savaş”ı da AB’nin dış politikasının ne kadar parçalı
206
Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, s.19-30, Değişen Dünya Düzeninde
Kafkasya, İstanbul, Kitabevi, 2005, s.30
207
Mitat Çelikpala, “Güney Kafkasya’da Yeni Jeopolitik Denge”, s.289-312, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü,
Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji, Ankara, Berikan Yayınevi, 2011, s.300
98
olduğunu ve gerçek anlamı ile Birlik olmasının önünde esaslı bir engel oluşturduğunu
net olarak gözler önüne sermiş bulunmaktadır. Zira son savaşa AB cephesinden gelen
tepkilere bakıldığında bir değil, en az iki AB’den bahsetmek mümkün gözükmektedir.
Birinci grup devletler Rusya’nın son yaptıkları ile sınırı aştığını iddia etmiş ve AB’nin
bir an önce sert yaptırımlar ile Rusya’nın saldırgan davranışlarına set çekmesini
istemiştir.208 Bu devletler grubu başta Doğu Avrupa ve Baltık Devletleri (Polonya,
Letonya, Estonya, Litvanya) olmak üzere İsveç ve İngiltere’den oluşmaktadır. Savaşın
ilk çıktığı günden bu yana sürekli Rusya’ya karşı tedbir alınmasını isteyen Polonya,
Estonya, Litvanya ve Letonya savaş patlak verdikten hemen sonra bir açıklama yapmış
ve Rusya’yı ağır bir dille eleştirerek “AB ve NATO mutlaka inisiyatif almalı ve
Rusya’nın AB’nin doğusuna doğru yönelen emperyalist yayılma güdüsüne karşı
çıkmalıdır. Rusya Federasyonu kırmızı çizgileri aşmıştır” demişlerdir. AB ve NATO
üyeliğine rağmen Doğu Avrupa’da Rusya karşısında güvenlik arayışları sona ermiş
değil. Bu durumda söz konusu ülkeler uluslararası liderlik konusunda Berlin, Paris veya
Brüksel’den çok Washington’a güveniyorlar.209 İngiltere Başbakanı Gordon Brown da
Rusya’nın sürdürdüğü agresif ve tek taraflı politikasını suçlamıştır. Temelde birinci
gruptaki devletler, Rusya’nın amacının ‘etki alanları’ yaratmak suretiyle AB’nin ‘arka
bahçesinde’ hakim bir güç haline gelmesine engel olmak olduğunu düşünmektedir.
Birinci grup devletlerin bu sert çıkışına mukabil ikinci grup olarak adlandırılabilecek
devletler Rusya’nın esasında AB’ye değil, ABD’ye karşı tepkili davrandığını ve asıl
hedefinin ABD’nin hâkimiyetini kırmak olduğunu iddia etmektedirler. Özetle, AB
içindeki birinci grup ile ikinci grup arasında Rusya’nın niyetine ve hedefine dair ciddi
görüş farkları mevcuttur. Bu bağlamda, Almanya ve Fransa Rusya’ya karşı daha ılımlı
bir tavır takınmış, Rusya’ya yaptırım konusunda uzunca bir süre ayak diremişlerdir.
İtalya ise daha da ileri giderek açıktan Gürcistan’ı suçlamıştır. Almanya’nın Rusya ile
olan ‘özel enerji ilişkisi’ ve iç politikanın şu sıralar Almanya’nın politik ufkunu
kaplamış olması Şansölye Merkel’in Rusya’ya karşı ‘ılımlı’ yaklaşmasının temelini
oluşturmuştur. İtalyan’ın dev enerji şirketi ENI’nin Rus enerji devi Gazprom ile olan
208
Mustafa Kutlay, “Gürcistan-Rusya Krizi ve Avrupa Birliği’nin Dış
http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM (01.01.2008)
209
USAK, s.36
99
Politika
Sınavı”,
ortaklıklarının ve enerji projelerinin zarar görmemesi yani ulusal çıkarların ağır basması
bu iki kurucu AB üyesini bu yönde tavır takınmaya iterken AB’nin tüm çıplaklığı ile
halen daha yaşadığı ulus devlet-ulusüstü yapılanma ikilemini de gözler önüne
sermiştir.210 Görüldüğü gibi son olaylarda AB’nin verdiği tepki analiz edildiğinde en az
iki ayrı kanadın ortaya çıktığı söylenebilir. Ancak, AB yine de dış politikada sonuna
kadar başarısız sayılmamalıdır. Zira 1 Eylül’de yapılan liderler zirvesinde Rusya’ya
karşı ortak bir karar çerçevesinde birleşmeyi başarabilmiş, Rusya ile yürütülmekte olan
Stratejik Ortaklık Görüşmeleri Rus askerleri işgal ettiği topraklardan çekilene kadar
askıya alınmıştır. AB’nin bu kararı almasındaki temel neden ise Rusya Devlet Başkanı
Medvedev’in Sarkozy’e söz verdiği halde askerlerini geri çekmemesi ve üstüne üstlük
Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması olmuştur. Bu iki davranış
karşısında Rusya’ya ılımlı yaklaşan devletler bile yapılanın uluslararası hukukun açık
ihlali olduğunu ilan etmişler ve yaptırım konusunda mutabakata varmışlardır. Birçok
AB üyesi ülke açısından bu yaptırım tatmin edici bulunmasa da AB açısından bir başarı
sayılmalıdır.
Ekim 2009’da Avrupa Birliği Konseyi tarafından 2008 Ağustos’unda yaşanan RusGürcü savaşı hakkında bir rapor hazırlanmıştır.211 İsviçreli diplomat Heidi Tagliavini
önderliğinde hazırlanan raporun en dikkat çeken yanını savaşı başlatan tarafın Gürcistan
olduğu vurgusu oluşturuyor. Raporda, Gürcistan tarafından atılan bu ilk adımın
uluslararası hukuk açısından meşru görülebilecek bir tarafı bulunmadığının altı
çiziliyor. Savaşın başlamasında Rusya tarafından yaratılan gerilimin ve provokasyonun
da etkili olduğunun altının çizildiği belgede, Gürcü makamlarının Güney Osetya’ya
yönelik saldırıyla ilgili meşrulaştırma amaçlı açıklamalarının yetersiz kaldığı
vurgulanıyor. Gürcü lider Saakashvili, Gürcistan’ın saldırıyla işgal girişiminde bulunan
Rus güçlerine karşılık verdiğini söylemiştir. Rapor ise bu açıklamayla ilgili kanıta
ulaşılamadığını ortaya koyuyor. Her ne kadar raporun tonu daha çok Gürcistan’ın
aleyhine olsa da Rusya da eleştirilerden payını alıyor. Raporda, Rusya’nın başlattığı
karşı saldırının başlangıç itibariyle meşru olduğunun altı çiziliyor ancak Gürcistan’ın
210
Mustafa
Kutlay,
“Gürcistan-Rusya
Krizi
ve
Avrupa
Birliği’nin
Dış
Politika
Sınavı”,
http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM (01.01.2008)
211
“AB Raporu: Savaşı Gürcistan Başlattı”, Amerika’nın Sesi, http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-200909-30-voa14-88132777/870339.html (30.09.2009)
100
içlerine kadar giren askeri harekatın uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiği ifade
ediliyor.
Çizginin nerede çekilmesi
gerektiğini belirlemenin zor olduğunun
kaydedildiği belgede, “Bununla birlikte Rusya’nın askeri operasyonunun büyük bölümü
makul savunma limitlerinin ötesine geçti” deniliyor. Görüldüğü gibi raporda her iki
tarafa yönelik ciddi eleştiriler var. İşin ilginç olan yanı ise her iki tarafın da raporun
kendilerini haklı çıkardığını savunması. Rusya, raporun savaşı ilk başlatanı ve
sorumluluğun kime ait olduğunu gösterdiği görüşünü savunuyor. Rusya’nın Avrupa
Birliği Nezdindeki Büyükelçisi Vladimir Chizhov, Saakashvili’yi desteklemede öncü
rolü oynayan bazı liderlerin şimdi iki kez düşüneceğini umduğunu söylemiştir.
Gürcistan ise Rusya’nın bu savaş için uzun süredir hazırlık yaptığının rapor tarafından
ortaya konduğu görüşünü dile getirmiştir.212 Böylece rapora göre iki taraf haklı
çıkmıştır.
Bu bölümde Rusya – Gürcistan 2008 “Ağustos Savaşı”na götüren faktörler, savaşın
kronolojisi, sonuçları, tarafların savaştaki politikaları izlenmiştir. 2008 “Ağustos
Savaşı” – Rusya ve ABD’nin Kafkasya bölgesinde nüfuz sahası için mücadelesidir. Bu
savaşı Rusya kazanmıştır, ama Rusya ve Amerika arasında mücadelesı eski Sovyet
Birliği ülkelerinde devam etmektedir. Sonraki son bölümde ise “Ağustos Savaşının”
söylem analizi verilmektedir.
3. SÖYLEM ANALİZİ ÇERÇEVESİNDE “KOMSOMOLSKAYA
PRAVDA” VE “İZVESTİYA” RUS GAZETELERİNİN RUSGÜRCÜ SAVAŞINA YAKLAŞIMI
3.1.
ÇALIŞMANIN YÖNTEMSEL AÇIKLAMASI
Problemin sunumu: Günümüzde milliyetçilik, ırkçılık, etnik köken ve din gibi konular
nedeniyle yaşanan savaş ve çatışmalarla ilgili haberlere her gün gazete ve
televizyonlarda rastlamak mümkün. Gazeteciler, bu tür haberlerin sunumunda her
zaman problemlerle karşılaşmaktadır.213 Bu problemler iki şekilde özetlenebilir:
Birincisi, gazetecilik pratiği sırasında, mesleki ve etik normları ihlal edilerek savaşçı bir
söylemin
bilinçsizce
yaygınlaştırılması,
212
yalan/yanlış
bilgilerle
kamuoyunun
“AB Raporu: Savaşı Gürcistan Başlattı”, Amerika’nın Sesi, http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-200909-30-voa14-88132777/870339.html (30.09.2009)
213
Esra Arsan, Çatışma ve Savaş Dönemlerinde Gazetecilik, Gazetecilik ve Habercilik, s.119-132 Sevda Alankuş
(der) içinde; İstanbul ,2005, IPS İletişim Vakıf Yayınları, s.120
101
çözümlenebilecek bir problem konusunda yanlış yönlendirilmesidir. İkincisi ise, savaş
veya çatışma durumunda gazetecinin kendisini otomatik olarak ülkesinin, bağlı olduğu
topluluğun, ırkın, dinin veya etnik grubun bir neferi olarak gördüğü ve dengeli, onurlu,
adil habercilik yerine, taraflı, propagandist habercilik yaptığı durumlardır.
Savaş dönemlerinde gazeteci haberi yaparken, karşı karşıya bulunduğu şiddet içeren
çatışmalı durumda kendisine öncelikle, “bu problemin çözümünde, şiddet dışında
alternatifler olamaz mı?” diye sormalıdır. Gazetecinin savaştan yana olmaması
gerekmektedir. Bu gazetecileri, savaşçı gazetecilik yerine, barışçı gazetecilik yapılması
gerektiği konusuna götürmektedir.214 Savaş dönemlerinde yapılan gazeteciliğin tipleri
birbirinden çok farklıdır.
Savaş gazeteciliği, gazetecilik meslek etik ilkelerine aykırı, çünkü etik ilkelere göre
gazeteci şiddet, zorbalık, savaş kışkırtıcılığına araç olmaz. Şimdi ihtiyaç duyulan şey
barış gazeteciliğidir.215 "Barış Gazeteciliği" terimini ilk kez 1970'lerde kullanan
Profesör Johan Galtung, "Savaş Gazeteciliği"nin çoğunun Spor Gazeteciliği'yle aynı
varsayımlara dayandığını görmüştür. İki tarafın toplamdaki sonucu sıfıra denk gelen,
"elde var sıfır" diye çevirebileceğimiz oyununda "kazanmanın yegâne şey olmasına"
odaklanılıyordu.
Galtung barış gazeteciliğinin sağlık gazeteciliği gibi olmasını önermiştir. İyi bir sağlık
muhabiri hastanın vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle mücadelesini anlatacaktır.
Ama aynı zamanda kanserin nedenlerinin -yaşam tarzı, çevre, genetik yapı gibi - yanı
sıra olası çarelerin tamamını ve koruyucu önlemleri de anlatacaktır.
Aşağıda barış gazetecisinin yaklaşımıyla savaş gazeteciliğini karşılaştıran Galtung'un
özgün tablosu, 1998 tarihli "Barış Gazeteciliği Seçeneği" yayınında yer almıştır.
Galtung, "gazeteciliğin içine barış katmanın" yollarını ararken dört odaktan söz
214
215
Arsan, s. 123, 124
Defne Özonur, Ekilen Nefret Depremle Yeşerdi, Radikal, 2011
102
etmektedir: "Barış odaklı, gerçek odaklı, halk odaklı, çözüm odaklı bir gazetecilik
yapmak."216
Tablo 1. Barış Gazeteciliği – Savaş Gazeteciliği (Galtung’a göre)
BARIŞ/UZLAŞMAZLIK
SAVAŞ/ŞİDDET
GAZETECİLİĞİ
GAZETECİLİĞİ
I. BARIŞ/UZLAŞMAZLIK ODAKLI
I. SAVAŞ/ŞİDDET ODAKLI

Uzlaşmazlığın
oluşumunu

Uzlaşmazlık
alanına
keşfeder: x taraf, y hedef, z
odaklanır: 2 taraf, 1
sorun
hedef

Genel "kazan-kazan" yönelimi
savaş

Açık
uzam,
açık
uzlaşmazlıkları
zaman;
saydamlaştıran
herhangi bir yerdeki nedenler ve


sıfır yönelimi

Kapalı
uzam,
kapalı
Bütün
sesini
alanının nedenleri ve
duygudaşlık,
çıkışları, ilk taşı kim attı
olarak
tarafların
görüp
bir
sorun

anlamak,
uzlaşmazlıkla ilgili yaratıcılığa

tarafların
insanlaştırılması; bütün silahları
"Onlar-biz" gazeteciliği,
"bizimkilerin" sesi

olumsuzlaştırır
savaş/şiddeti
Savaşları saydamsız/sır
propaganda,
Bütün
Proaktif:
uzlaşmazlık
kılmak
odaklanmak
"Onlar"ı sorun olarak
görmek, savaşta kimin
Herhangi
önde
bir
gerçekleşmeden
önce önlemek

var
zaman;
uzlaşmazlığı/savaşı

elde
çıktılar, tarih ve kültür dahil
duyurmak;

Genel
(kazanmak),
odaklanmak

Şiddetin görünmeyen etkilerine
216
gittiğine
Reaktif: Haber yapmak
için
şiddetin
Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007,
http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar
103
odaklanmak (travma ve zafer,
gerçeklemesini
yapıya/kültüre zarar)
beklemek

"Onların"
insanlıktan
çıkarılması; bir tarafın
silahını olumsuzlaştırır

Şiddetin
etkilerine
görünür
odaklanmak
(öldürülen, yaralananlar
ve maddi hasar)
II. GERÇEK ODAKLI

Bütün
taraflardaki
II. PROPAGANDA ODAKLI
gerçek

"Onların"
gerçek
dışılıkları ifşa etmek / bütün
dışılıklarını ifşa etmek /
üstünü örtmelerin üstünü açmak
"bizim"
üstünü
örtmelerimize/yalanları
mıza yardımcı olmak217
III. SEÇKİN ODAKLI
III. HALK ODAKLI

Bütün
acılara odaklanmak;

kadınlara, yaşlılara, çocuklara,
odaklanmak;
bütün
kuvvetli
sesi
duyulmayanların
sesini duyurmak

"Bizim"
Bütün
haksızlık
acılarımıza
güçlü
seçkin
erkeklere odaklanmak,
yapanları
adlandırmak
onların borazanı olmak

217
"Onların"
haksızlık
Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007,
http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar
104

Halkın içindeki barıştırıcılarına
yapanlarını adlandırmak

odaklanmak
Seçkinlerin
barıştırıcılarına
odaklanmak218
IV. ÇÖZÜM ODAKLI
IV. ZAFER ODAKLI

Barış=şiddetsizlik+yaratıcılık

Barış=zafer+ateşkes

Barış

Zafer elde edilmedikçe


girişimlerine
dikkat
çekmek, aynı zamanda daha
barış
fazla savaşı önlemek
örtbas etmek
Yapıya, kültüre, barışçıl topluma

girişimlerini
Antlaşmaya,
yerleşik
odaklanmak
kurumlara, dizginlenen
Sonuç: Çözüm, yeniden inşaa,
topluma odaklanmak
uzlaşma

Başka bir savaş için
ayrılmak, eski alevler
yükseldiğinde
geri
dönmek
Barış gazeteciliği, hiç kuşkusuz, savaş gazeteciliğine göre daha olumlu bir hava yaratan
kavramdır.
Barış
gazeteciliği,
her
taraftan
baktığımızda,
iyi
niyetle
gerçekleştirilebilecek bir gazetecilik türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Barış
gazeteciliği, savaş gazeteciliğine hiç benzememektedir. Aynı zamanda, barış
gazeteciliği, savaş gazeteciliği uygulamalarından sonra, toplumlara ve insanlara iyi
niyetle yaklaşılmasını amaçlamaktadır.219 Barış gazeteciliğinin uygulaması savaş
gazeteciliğinin uygulamasından daha zor, gazetecinin tarafsız olması gerekmektedir.
Çalışmanın amacı: Bu çalışmanın amacı, ulusal günlük iki Rusya gazetesinin 2008
yılındaki Rus-Gürcü “Ağustos Savaşı” ile ilgili savaş haberlerini nasıl sundukları,
savaşın hangi yönlerinin ön plana çıkartıldığını ve bu sunumun yaratılan etkisinin
218
Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar?, İstanbul, BİA Haber Merkezi, 2007,
http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yapar-savas-gazetecisi-ne-yapar
219
Oya Tokgöz, Temel Gazetecilik, Ankara, 9. Baskı, 2012,İmge Yayınları, s. 75, 76
105
araştırmasıdır. “Savaş haberleri propaganda içerikli, gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir
dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik normlarına uygun değil, gerçeklerin
gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının doğruluğunu sınamaktadır.
Hipotezi: Bu araştırmada:
1) Savaş haberleri propaganda ve elit odaklıdır;
2) Savaş haberleri şiddete, savaşa odaklı dil kullanmaktadır;
3) Savaş haberleri mesleki ve etik normlarını ihlal etmektedir.
Çalışmanın yöntemi: Bu çalışmada Rus-Gürcü
“Ağustos Savaşı” ile ilgili iki Rus
ulusal günlük gazetelerinin - Komsomolskaya Pravda (KP) ve İzvestiya’nın - üç aylık
haberleri (Temmuz 2008 – Eylül 2008) incelenmiştir. Bu çalışmada, savaş dilini
çözümlemek
amacıyla
Van
Dijk’in
eleştirel
söylem
çözümlemesi
yöntemi
kullanılmıştır.
Söylem sözcüğü 1970’lerden sonra Batılı akademik çevrelerde yaygın olarak
kullanılmaya başlanmıştır. Bunda büyük ölçüde Foucault’un çağdaşlarından farklı
olarak “ideoloji” sözcüğü yerine söylem sözcüğünü tercih etmesi rol oynamıştır. En
tanınan eleştirel söylem analizcilerinden Van Dijk ve Fairchlough’un eserleri de aynı
dönemde ilgi görmeye başlamıştır.
Van Dijk’in önemle vurguladığı şey: Eleştrirel Söylem Çözümlemesi’nin “sosyal ve
politik bir tutum” olması nedeniyle, bir araştırma yöntemi değil, bir disiplin
olmasıdır.220 Dijk’in, genelde “Söylem Çalışmaları”, özelde “Eleştirel Söylem
Çalışmaları” adını verdiği bu akademik etkinliğinin kendine özgü kullandığı bir yöntem
yoktur; söylem çözümlemesi, dilbilimi, psikoloji ve sosyal bilimlerde kullanılan farklı
yöntemleri kullanır. Sosyal sorunlara eleştirel bir tutum sergileyebilme, sosyal eşitsizlik
ve adaletsizlik konularına hassasiyet gösterme nasıl ki öğretilecek şeyler değilseler,
Eleştirel Söylem Çözümlemesi de öğrenilecek veya öğretilecek bir şey değildir.
220
Yasemin G. İnceoğlu, Nebahat A. Çomak, Metin Çözümlemeleri, İstanbul , Birinci Basım, 2009, Ayrıntı
Yayınları, s.30-31
106
Eleştirel Söylem Çözümlemesi dilin rölü, dilin kulanımı ve eşitsizliğin yeniden
üretimindeki iletişimsel olaylar veya söylem hesaba katıldığında eleştirel, sosyal ve
politik çözümlemelere belirli bir katkıda bulunabilir.221 Egemenler, “ötekilerin”
iletişimsel haklarını, iletişimsel olaylar, söylem türleri, katılımcılar, konu, stil, konuşma
eylemlerine özgürce ulaşmalarını önleyerek veya kendi çıkarları doğrultusunda onların
kamu söylemine erişimlerini denetleyebilirler. Bunu yaparken de kamu zihinlerini
(tutum, ideoloji, norm ve değerlerini) kendi çıkarları doğrultusunda manipule
edebilirler. Van Dijk söylemsel manipülasyonun “bizim iyi şeylerimiz”in ve “onların
kötü şeyleri”nin vurgulanmasında olduğu gibi genellikle ideolojik söyleminin her
zamanki yapılarını ve formlarını içerdiğini belirtir. Diğer yandan Dijk manipülasyonda,
ideolojik kutuplaşma (biz-onlar kutuplaşması), karşıt grubu itham etme, argümanı
duygusallıştırma, kendi gücünü vurgulama gibi unsurların varlığından söz eder.
Teun A. Van Dijk çalışmalarında, Tematik ve Şematik yapılarından bahseder. Tematik
anlayışta ya da kavramada macro “macrostructure” ve mikro “microstructure” yapılar
önemlidir. Tematik çözümlemede en önemli unsur olan hiyerarşik “hierarchical
structure” yapılar ön plandadır. Bu yapıda başlık, alt başlık, spot ve haber girişleri yer
almaktadır. Van Dijk, Şematik çözümlemede daha çok durumsallığa ve yorumlara yer
vermektedir. Ayrıca, arka planı bilgisi, bağlam ve tarih bilgisi, sonuçlar, haber
kaynakları ve alıntılar da önemlidir. Şematik çözümlemede, hikaye/olay örgüsü
incelenmektedir. Van Dijk micro yapı çözümlemelerinde ise, haberin cümle yapıları
üzerinde durmaktadır. Cümle yapılarında, basit cümleler ve karmaşık cümleler, çatısı
bakımından etken çatılı/edilgen çatılı cümleler, haberin kip ve zaman olarak
incelenmesinde (-di’li geçmiş zaman ya da –miş’li geçmiş zaman gibi) cümlelerin uzun
ya da kısa yapıları, sözcük ve sözcük öbeklerinin seçimi, retorik (resim, fotoğraf,
rakamsal veriler, alıntılar gibi) sistematik ve hiyerarşik olarak yapılandırılır.222
Teun A. Van Dijk’in, haber şemasının varsayımsal “hipotetik” yapısına bir göz atmak
istersek:
Haber Raporu “News Report” (ikiye ayrılır)
221
222
İnceoğlu, Çomak, s.30-31
İnceoğlu, s.31-32
107
1. Özet “Summary”
2. Hikaye “Story”
Özet “Summary” (ikiye ayrılır)
1. Üst Başlık “Headline”
2. Başlık “Lead”
Hikaye “Story” (ikiye ayrılır)
1. Durumsallık “Situation”
2. Yorumsallık “Comments”
Durumsallık “Situation” (ikiye ayrılır)
1. Bölüm veya Olay “Episode”
2. Art Plan Bilgisi “Background”
Art Alan Bilgisi “Background” (ikiye ayrılır)
1. Bağlam “Context”
2. Tarih “History”
Bağlam “Context” (ikiye ayrılır)
1. Şartlar ya da Koşullar “Circumstances”
2. Önceki Olaylar – Hadiseler “Previous Events”223
Yorumsallık “Comments” (ikiye ayrılır)
1. Sözsel Tepkiler “Verbal Reactions”
2. Son Kanaat/Kanı “Conclusions”
Son Kanaat/Kanı “Conclusions” (ikiye ayrılır)
223
İnceoğlu, s.33
108
1. Beklentiler “Expectations”
2. Değerlendirmeler “Evaluations”224
Evren ve Örneklem: Çalışmanın yapılabilmesi için iki tane Rus gazetesi Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya’nın – “Ağustos Savaşı” ile ilgili yayınlanan
haberleri incelenmiştir. Bu iki gazete Rus medyasının ana yayınları olarak
tanınmaktadır. Gazetelerin yüksek tiraj ve en okunan gazeteler olması, yayınların
zengin tarihe sahip olması gibi faktörler, gazeteler arasında seçim yaptığımda belirleyici
rol oynamıştır.
İncelenen Dönem: Temmuz – Eylül 2008, savaşın bir ay öncesi, savaş olduğu ay ve
savaştan sonraki ayın haberleri incelenmiştir.
Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi: ‘’Ağustos Savaşı’’ ile ilgili haberleri
incelediğim Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya gazeteleri, Başkort Devlet
Üniversitesi’nin Kütüphanesinden taranmıştır. Rus ve Gürcü basınlarıyla ilgili
bulduğum kaynaklar da aynı kütüphanede taranmıştır. Rus-Gürcü İlişkileri, Rus-Gürcü
Savaşıyla ilgili bulduğum kaynaklar, tezler Marmara Üniversitesi ve İstanbul
Üniversitesi’nin kütüphanelerine aittir.
Analiz edebilmek için incelediğim haberleri temalara bölmeye karar verdim:
“Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların (Gürcistan, Güney
Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili Haberler”, “Savaşın Başlaması,
Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı”, “Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu”,
“Mültecilere Yardım”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”, “Ağustos Savaşı”nın Başlama
Nedenleri”,
“Saakaşvili
Portresi”,
“Savaşın
Bitmesi,
Rusya
İçin
Sonuçlar”,
“Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması,
Tanınmasının
Sonuçları”;
“Gürcistan’a
ABD, NATO
Blok
Ülkelerinden ve
Ukrayna’dan Askeri Destek”.
Her temada incelenen iki gazeteden birer haber oluşturan kategoriler çerçevesinde
tanımlanmıştır. Bu tanımlama başlıklar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir: “Başlık”,
“Spot”, “Tarih”, “Haberin Menşei”, “Haberin Türü”, “Haberin Tekniği”, “Haberin
224
İnceoğlu, s.33
109
Kategorisi”, “Fotoğraf Kullanımı”, “Ara Başlıklar”, “Haberin Kaynağı”, “YerellikUlusallık ve Uluslararasılık Çerçevesi”, “Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi”.
İncelenen dönemde gazetelerde rastlanan yazı türleri, haber (basit, karmaşık), röportaj,
söyleşi, portre, demeç, resmi bildiri, yorum yer almaktadır.
Haber, güncel ve ilginç bir olayın olduğunca nesnel ve gerçeğe uygun bir biçimde
sunulmasıdır. Haber metninde her türlü taraflı değerlendirmelerden ve söz oyunlarından
uzak durulmaktadır.225
Karmaşık haber, basit haberden, uzun oluşu ve olayı ayrıntılı bir biçimde ele alışıyla
ayrılmakta; olaylar ve gerçekler geniş çapta aktarılmaktadır.
Röportaj haber iletmekte, atmosfer yaratmaktadır. Röportaj, gerçekleri özel yaşantılara
harmanlamaktadır. Yalın biçimde kaleme alınmış basit haberden, yine gerçekleri
yansıtan karmaşık haberden daha ayrıntılı, daha canlı bir anlatım biçimine sahiptir.
Ancak, anlatımın renkliliği, bir dizi niteleme sıfatının kullanımıyla değil, daha çok
içerikle sağlanmalıdır.
Söyleşi (mülakat), gerçekler hakkında bilgi toplamak ve bu konudaki görüşlerini
öğrenmek için tanınmış bir kişiye sorular yönelmektir. Araştırmalardaki vazgeçilmez
yöntemdir. Bu nedenle de her türlü gazetecilik etkinliklerinde söyleşi vardır.226
Gazetecilik dilinde portre, bir kişiyi karakteristik özellikleriyle tanıtmaya ve anlamaya
çalışmaktadır. Portre, betimlenen kişinin karakteri, düşünce ve duygu dünyası hakkında
bazı ipuçları vermelidir – tipik özelliklerin ön plana çıkarılması. Portrenin farklı türleri
vardır. Kariyer ve kişilik portresi diye bir ayrım yapabilmemiz mümkündür. Kariyer
portresi, adayın kariyer durumunu, o zamana kadar yaptığı hizmetleri, güncel ve önemli
sorunlara ilgili siyasal görüşünü, hedeflerini ve üstün niteliklerini açığa çıkarmaktadır.
Kişilik portresi, bir kişiyi, yalnızca kendisinin ispatlayabileceği belli yetenekleri
doğrultusuna değil, tüm özellikleriyle tanıtmaya çalışmaktadır.
225
Herman Schalpp, Gazeteciliğe Giriş, Mesleğe Yönelik Ders Kitabı, Çeviren: Işık Aygün, 5. Baskı, İstanbul,
Vestfalya Eyaletler Yayımevi, 2002, s. 17
226
Schalpp, ss. 28, 36, 40
110
Demeç, bir kişinin kompleks ve genelde tartışmalı bir soruna yönelik görüşünü sözlü
olarak kısa ve öz ifade etmesidir. Söyleşiden farkı, arada sorulan sorulara
bölünmemesidir.
Resmi bildiri, bir yönetim, bir parti, bir kurum ya da bir kişi tarafından medyaya yazılı
olarak iletilen bir duyuru ya da bir görüştür.
Yorum kesin olarak metni kaleme alan kişinin görüşünü yansıtmaktadır. Bir olayı
yazarın gözüyle değerlendirir, onu açıklar ve/veya eleştirel gözle inceler. Bir yorum
özellikle hızlı haber akışı içinde bir yönelim desteğidir.227 Bölümün ileriki kısmında
kategorilere göre ayrılan söylem analizi bulunmaktadır.
Komsomolskaya Pravda ve İzvestiya Gazetelerinde Tarafların
3.2.
(Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaş Hazırlıkları ile İlgili Haberler
Komsomolskaya Pravda Gazetesi
Başlık: Güney Osetya genel seferberlik ilan etti
227
Shalpp, s. 54, 55, 60,61
111
Spot: Gürcistan’la sınırdaki köylere ve tanınmayan cumhuriyetin başkentine,
Tshinvali’ye, mayınlar düştüler
Tarih: 05.07.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Andrey Lvov
Haberin Türü: Dış haber, çatışma
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları
ile İlgili Haberler
Fotoğraf Kullanımı: Var, renkli. Alt Yazı: Osetya, düzenli olarak gönüllülerin
tatbikatını düzenliyordu. Gene de Osetya’nın huzursuz komşusu var, o - Gürcistan.
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Tanınmayan Güney Osetya Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Eduard
Kokoytı
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Gürcistan sınırında durumun
gerginleşmesi nedeniyle (sınır bölgenin ve Tshinvali’nin Gürcistan tarafından ateşe
tutulması), tanınmayan Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı genel seferbirlik
ilan etti.
Başlık: Gürcistan “Yanıt-2008” hazırlıyor
Spot: Gürcistan ABD ile birlikte ortak tatbikat düzenledi
Tarih: 16.07.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Nikita Krasnikov
Haberin Türü: Diş haberi, çatışma
Haberin Tekniği: Basit haber
112
Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları
ile İlgili Haberler
Fotoğraf Kullanımı: Yok
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Belirtilmemiş
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Abhazya sorunları nedeniyle,
Gürcistan ABD ile birlikte “Yanıt-2008” isimli ortak askeri tatbikat düzenledi.
İzvestiya
Başlık: Rusya vatandaşlarını koruyacak
Spot: Rus ve Gürcü resmi yetkililerinin son yapılan açıklamalarına göre, Moskova ve
Tiflis savaşın eşiğindedir. Ne sözlü, ne diplomasi savaş, savaş kelimenin gerçek
anlamıyla.
Tarih: 14.07.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandr İaşvili (Tiflis), Maksim Yusin
Haberin Türü: Dış politika, diplomasi
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları
ile İlgili Haberler
Fotoğraf Kullanımı: var, 3 tane resim. Alt yazıları: 1)Gönüllüler, son haftalarda
Tshinvali’de ateş sonrasında defalarca silah başı edildiler; 2)Gürcü askerler Tshinvali
yanında mevzilendiler; 3)Abhazya’yı Gürcistan’dan ayıran İnguri nehri. Siviller, Rus
barış güçleri kontrol altında sınırı geçiyorlar. Savaşın belirtileri daha yok.
Ara Başlık: Yok
113
Haberin Kaynağı: Gürcistan Dış İşleri Bakanın Yardımcısı Grigol Vaşadze, Rusya Dış
İşleri Bakanı Sergey Lavrov
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Güney Osetya ve Abhazya nüfusunun çoğunluğu
Rus vatandaşlardır. Gürcistan bu toprakları ele geçirmeye çalışırsa, Rusya kendi
vatandaşlarını koruma hakkı kullanarak, Gürcistan’a karşı çıkabilir. Bu argümanın
desteği beklenmektedir.
Başlık: Ne için Saakaşvili’ye yeni askerler?
Spot: yok
Tarih: 16.07.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandr İaşvili (Tiflis)
Haberin Türü: Dış haberi, komşular
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları
ile İlgili Haberler
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Gürcistan, ABD ve Ermenistan’ın silahlı kuvvetler
katılımıyla, uluslararası tatbikatta Gürcü askerler. Tatbikat, Vaziani askeri üssünde dün
başladı.
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Gürcistan Savunma Bakanı Yardımcısı Batu Kuteliya, Gürcistan
Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Tiflis gazeteleri, Tiflis uzmanları
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan son zamanda orduya büyük yatırımlar
yaptı, ordunun mevcudu artırdı. Ama Gürcü uzmanlara göre, Gürcistan savaşı
başlatmayacak, çünkü Tshinvali’ye ve Suhumi’ye girecekse, Rusya’nın Gürcistan’a
114
karşı çıkabilecek imkânı çok yüksek. Ordunun mevcudu bakımından, Rus birliği Gürcü
birliğinden üstündür.
Değerlendirme
KP gazetesine göre, çatışmaya katılmış tarafların – Güney Osetya, Gürcistan, Rusya –
savaşa hazır olduklarını söyleyebiliriz ve her taraf kendi askeri kuvvet gösterisi
amacıyla tatbikatlar yürütmüştür. Gürcistan NATO ile birlikte ortak “Yanıt – 2008”
tatbikatı yürütmüşken, Rusya, Güney Osetya sınırında tatbikatı yürütmüş, Güney
Osetya ise genel seferberlik ilan etmiştir. Rusya tarafı, eğer Gürcistan Suhumi ve
Tshinvali’yi “geri almaya çalışırsa”, o zaman Rus ordusu Gürcistan’a karşı çıkacağını
açıkça söylüyor. İzvestiya gazetesinin Rus hükümetine destek verdiğini görülüyor.
“Rusya kendi vatandaşlarını koruyacak” makalesinde, Gürcistan, eğer, tanınmayan
cumhuriyetlere şiddet eylemi yaparsa, Moskova savunma hareketi yapacağını yazıyor.
Gerekçe – Güney Osetya ve Abhazya’da binlerce Rus vatandaşların yaşamasıdır.
“ABD diğer ülkelere kendi askerlerini gönderirken, “vatandaşların koruması
gerekçesiyle” argümanını hep kullanırdı. Bizim neyimiz eksik onlardan?”. Makale
tehdit edici nitelik taşımaktadır. Gazeteler, çatışan tarafların barış uzlaşma yolunu
arama yerine, askeri gücü kullanımının doğru olduğu inancını arttırıyor. Böylece,
tarafların savaşa hazır olması haberleri uzlaşma odaklı değil, savaş odaklı olduğunu
söyleyebiliriz. Bu savaş gazeteciliğinin temel unsurlarından biridir.
3.3.
Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Barışa Zorlama
115
Spot: Şiddetli mücadeleden sonra Güney Osetya’da ölen ve yaralananların sayısı
binlere, mültecilerin sayısı on binlere ulaştı.
Tarih: 11.08.2008
Haberin Menşei: Belirtilmemiş
Haberin Türü: Savaş kroniği
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı
Fotoğraf Kullanımı: Yok
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, ABD Dış İşleri Bakanı
Condoleezza Rice, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Rusya Silahlı Kuvvetler
Genelkurmayı
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan Cumhurbaşkanı “barış demeci” yaptıktan
sonra, 7 Ağustos gecesi Thinvali’ye saldırdı. Metinde, üç gün için (8.08.2008 –
10.08.2008) saatlik olarak savaş kroniği verilmiş. Tshinvali’de kurban sayısı 1400.
İzvestiya
Başlık: Katılmazsa, yok etmek
Spot: Gürcü topçular, Güney Osetya köylerini görerek ateş ediyor. Bizim özel muhabir
Yurii Snegirev ilan edilmemiş savaştan haber veriyor.
Tarih: 8, 9, 10 Ağustos 2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Yurii Snegirev
Haberin Türü: Savaş haberi
116
Haberin Tekniği: Röportaj
Haberin Kategorisi: Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı
Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane resim. Alt Yazıları: 1)Gürcü askerler Güney Osetya’ya
silahla girmeye hazırlar. Amerikan silahla. 2)Tshinvali’de ateşten yaralanan, Güney
Osetya Silahlı Kuvvetlerin 3. taburunun askeri
Ara Başlık: 1) “Şehrin müdahale tehdidi gerçektir”, 2)12 dakika sustuk. Ama atış
devam ediyor, 3) Kendilerine atış, 4) Tılsım
Haberin Kaynağı: Güney Osetya Güvenlik Konseyi Bakanı General Anatolii
Barankeviç, Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı, Tshinvali’den giden
mülteciler, Devlet Hastanesi Başhekimin Yardımcısı Lyudmila Kelehsaeva, hemşire,
yaralanan hasta – 88 yaşındaki nine
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Muhabir, çatışma bölgesinden - Tshinvali’den röportaj yaparken, okurlara savaş durumunu anlatmaya çalışıyor: Gürcülerin Güney
Osetya’yı durmadan ateşe tutması, mülteciler sorunu, ölen ve yaralanan sayısının
yüksek olması (tam rakam vermiyor, çünkü şehirlerarası bağlantı kesilmiş), devlet
hastanesine 14 yaralanan gelmesi.
Değerlendirme
Her iki yayın, saldırıyı Gürcistan tarafının başlattığını, yani, Olimpiyat başladığı gün
(bildiğimiz gibi Olimpiyat sürecinde savaş olamaz), Güney Osetya başkenti
Tshinavli’nin bombardımanı, savaşın başlamasını yazıyor. KP, 8 – 10 Ağustos’taki
olayları kronolojik şekilde sunmaktadır. Gazete, kurbanların tam sayısı vermekte – 1400
insan, Tshinvali’deki olayları “insan faciası” olarak adlandırmaktadır. Rus birliklerin
harekatı “barışa zorlama” olarak tanımlanmaktadır.
İzvestiya gazetesindeki makale - özel muhabirin röportajı şeklinde verilmektedir. KP
gazetesinin aksine, İzvestiya kurbanların tam sayısın vermemekte, sadece hastanede
bulunan yaralanan sayısını 14 kişi olarak belirtmektedir. 10 kişi siviller, küçük kız
117
çocüğü dâhil, yaralılar çevresını oluşturmaktadır. Ayrıca yazar, 88 yaşındaki hastanede
yatan ninenin söylediklerini aktarmakta: “Ben 1920’lerin Oset soykırımını, İkinci
Dünya Savaşını yaşamış birisiyim, ama böyle bir vahşetliği hiç hatırlamıyorum!”.
Böylece, yayınlar, savaşı başlatan tarafın ne kadar dehşetli, acımasız olduğunu
vurgulumakla birlikte okurlara düşmanlığı dayatmaktadır. Esra Arsan’a göre, savaşçı
gazeteci dar alanlar ve dar zamanlarla ilgilenir: İlk taşı kim attı? Canlı bombayı hangi
taraf patlattı? Taraflara “biz” ve “onlar” diye bakar. Propaganda gazeteciliği yapar. Bir
tarafın sesi olur.228
3.4.
Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Dmitrii Medvedev: “Suçlular cezalandıracaklar”
Spot: Mülteciler, Güney Osetya’da silahsız yaşlılar ve çocukların nasıl öldürüldüğünü
anlattılar
Tarih: 11.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin muhabiri Larisa Kaftan
Haberin Türü: Savaş haberi
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Osetler soykırımı, mülteci sorunu
228
Arsan, s.121
118
Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane. Alt yazıları: 1) Medvedev, Cumhurbaşkanı ve
Başkomutanı olarak, Güney Osetya’da barış uygulaması sağlayacak karalar vermesi için
tatilini iptal etti; 2)Putin planları değiştirdi ve Beijing’ten Vladikavkaz’a gitti.
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Rusya Başbakanı
Vladimir Putin, Güney Osetya mülteciler
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metnin yazarı Rusya resmi yetkililerinin
(Cumhurbaşkanı,
Başbakan)
savaş
başladıktan
sonra
yapılan
açıklamalarını
sunmaktadır. Putin, Cüney Osetyalı insanlara Gürcistan tarafından gerçekleştirilen
saldırıyı “soykırım” olarak nitelendiriyor.
İzvestiya
Başlık: Mülteci Zamira Aristaeva: “Tshinvali şimdi Hatyn229 gibi. Hatta daha da
kötüsüdür”.
Spot: Siviller, Güney Osetya’nın başkentinde ve köylerinde Gürcü askerlerin şiddet
eylemleri hakkında söyledikleri
Tarih: 11.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Anna Gubaeva, Nikolay Gritçin (Kuzey
Osetya)
Haberin Türü: Savaş haberi
Haberin Tekniği: Röportaj
Haberin Kategorisi: Osetlerin soykırımı, mülteci sorunu
Fotoğraf Kullanımı: var, 3 tane resim var. Alt yazıları: 1) Güney Osetyalı mültecilerin
söyledikleri Vladimir Putin’i şoke etti; 2) Barış güçlerinin ölen sayısı hala belli değil.
229
Hatyn, Beyaz Rusya’da 1943 yılında (İkinci Dünya Savaşı döneminde) faşistlerin tarafından yok edilmiş köy.
Köyün 149 kişisini köy ambarına kapatıp, yangına verdiler.
119
Ama, ölen sayısının çok olduğu belli; 3)10 Ağustos. Kuzey Osetya. Gönüllüler, milis
kuvvetlerine yazılıyorlar.
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Thinvali’den Kuzey Osetya’ya gelen mülteciler, Stavropol bölgesinin
Başkanın Yardımcısı Sergey Uşakov, Vladikavkaz Devlet Hastanesinin Doktoru Larisa
Temesova, gönüller, gönüllü milis kuvvetleri oluşturma Vladikavkaz Kurmayı
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Makalede mültecilerin hikâyeleri yer almaktadır.
Gürcüler tarafından ateş altında kaldığından, insanlar birkaç gün, hayatlarını korumak
için, gazsız, ışıksız ve elektriksiz bodrumda kalmaya mecbür bırakılmış. Tshinvalili
mülteciler, Gürcü askerlerinin sivilleri nasıl öldürdüklerini anlatıyorlar. Metin, okurun
mültecilere acıma duygusunu,
Gürcülere karşı nefret
duygusunu
uyandırma
niyetindedir.
Değerlendirme
KP gazetesin makalesinin spotu ve haberin içeriği tamamen birbirine uymuyor: spota
göre, makalede mültecilerin hikayeleri verilmekte, ama haberin içeriğine baktığımızda
genellikle Cumhurbaşkanı Medevedev’in ve Başbakan Putin’in eylemleri yer
almaktadır. İkisi de, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırı yaptığında, iş yerinde değildi,
Medvedev tatilde, Putin Olimpiyat’ta olmuştu, “bunun üzerine herhalde Tiflis’te plan
kurdular”. Gürcistan’ın yaptıkları haberi alınırken, Cumhurbaşkan ve Başbakan hemen
sorunu çözmeye başlamışlar: “Rus ordu, barış güçlerin ve sivillerin yardımına koştular”.
Putin mültecileriyle görüşürken, Gürcülerin Osetlere yönelik tecavüzünü öğrenmiştir.
Bu tür şiddet eylemleri Putin “soykırım” olarak adlandırmıştır. “Soykırım” sözlük
anlamıyla bir toplumun tamamının yok edilmesidir. Birleşmiş Milletler’e göre, yarım
milyondan fazla insanın öldürülmesi soykırım sayılmaktadır. Böylece, bu durumda
soykırım kelimenin kullanması biraz abartılıdır.
İzvestiya gazetesindeki makalede, Kuzey Osetya’da barınmış mültecilerin hikayeleri yer
almaktadır. Mülteciler, Gürcüler tarafından kullanınan şiddet hakkında anlatıyorlar:
120
“Tshinvali şimdi Hatyn gibi oldu. Hatta daha kötüdür. Bu faşizmdir”. Gazete, böyle
kıyaslama yapınca, Gürcüler faşistlerle aynı çizgiye konmaktadır. Faşizm, siyasal
şiddeti, savaşı ve emperyalizmi; ulusal ihyaya ulaşmak için bir araç olarak görür ve
güçlü ulusların, daha güçsüz ulusların yerine geçerek topraklarını genişletmeye hakkı
olduğunu ileri sürer.
Böylece, Gürcistan’ın saldırı yaptığı ve sonraki Osetlerin
“soykırımını” içeren haberler, Gürcü ordusunun Güney Osetya’yı kendi egemenliğine
tabi kılmak hevesiyle ne kadar vahşet yaptığını göstermek amaçlanmaktadır. Bunun
sonucu, Gürcülere karşı düşmanlık ve intikam alma duygularının doğmasıdır. “Onları”
yani ötekini insan değilmiş gibi göstermesi, bu silah kullanmaktan daha tehlikelidir.230
Gazetenin tek bir tarafın sesi olması mesleki ve etik normlarına uyumlu olmadığını
göstermektedir. Gazeteci, tüm tarafların acılarını, korkularını ve üzüntülerinı eşit
derecede haber yapmalıdır.
3.5.
Mültecilere Yardım
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Başkortostan Güney Osetya kurbanlarına yardım gönderiyor
Spot: Gıda ve ilaçların ilk partisi dün gitmiş
Tarih: 13.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Aleksandra Kozhevnikova, Albina
Valiahmetova, Stanislav Şahov
Haberin Türü: Savaş haberi, insani yardım
Haberin Tekniği: Basit haber
230
Arsan, s.125
121
Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım
Fotoğraf Kullanımı: var, renkli. Alt yazı: İlk insani yardımı gelmiş – 9 bin litre içme
suyu
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Başkortostan Cumhuriyeti’nin Güney Osetya’ya yardım etmek
isteyen sivilleri, Başkortostan hükümetin basın bürosu, Cumhuriyeti’nin Başbakanı Rail
Sarbaev, Acil Durumlar Bakanlığı Başkortostan Cumhuriyeti’nin Başkanı Yurii
Alekseev, Kızıl Haç Cemiyetin Başkortostan Sübe’nin Başkanı Yurii Simonov
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel ve uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Güney Osetya savaşı yüzünden mağdur
kalan insanlara nasıl yardım edilebileğine dair bilgi verilmektedir.
İzvestiya
Başlık: Güney Osetya yardımı bütçeye uygun geldi
Spot: yok
Tarih: 14.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Elena Şişkunova
Haberin Türü: Ekonomi haber, bütçe
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım
Fotoğraf Kullanımı: yok
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Rusya Maliye Bakanı
Aleksey Kudrin
122
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Rusya Cumhurbaşkanı bütçe üzerinde toplantı
yaptı. Bu toplantının ana konusu – Güney Osetya’ya yardım etmesi. Toplantının sonucu
– Güney Osetya’nın onarımı için 10 mlrd ruble verilecektir, Kuzey Osetya’ya gelen
mültecilerin beslenmesi için 500 mln ruble verilecektir. Maliye Bakanlığı’na göre, tüm
bu harcamalar bütçeye sıkıntı yaratmayacaktır.
Başlık: Gürcüler Mağdur Kalan Osetlere Para ve Eşya Getiriyorlar
Spot: yok
Tarih: 14.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Nikolay Gritçin
Haberin Türü: Toplumsal – iç haber
Haberin Tekniği: Röportaj
Haberin Kategorisi: Mültecilere yardım
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Doğum belgesi – Güney Osetya’dan gelen 13
yaşındaki mülteciye Aleksandr’a ait olan tek belgedir. Buna rağmen, Rusya’da bulunan
tek Gürcü okuluna çocuğu aldılar.
Ara Başlık: 1) Komşular savunma teklif ettiler; 2) Hepsi Saakaşvili değiller; 3)İlk zil
burada 120 yıl önce çaldı; 4) Savaş okul sınıflarını arttırıyor.
Haberin Kaynağı: Kuzey Osetya Ulusal Gürcü Kültür Dernek “Ertoba” (Birlik) Başkanı
Robert Tsindeliani, Kuzey Osetya Ulusal Hareketi “Bizim Osetya” Başkanı Vyaçeslav
Lakuev, Kuzey Osetya Gençlik Parlamentosunun Başkan Yardımcısı Oslan Hadikov,
Kuzey Osetya’nın başkentinde Vladikavkaz’da bulunan tek Gürcü Okulun Direktör
Yardimcısı Nana Gabataeva, okulun öğretmenleri Nino Veşaguri ve Lyudmila Bibilova,
Vladikavkaz’da oturan sivil Nadezhda Gudieva
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel
123
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Kuzey Osetya – Rusya’da çogü Gürcülerin yaşadığı
bölgedir (11 bin Gürcü). Ancak, metine göre, savaş başlamasına ve Gürcü ordusunca
kovulan Güney Oset mültecilerine rağmen, Kuzey Osetya Gürcülerinin durumu iyidir.
Yerel otoriteler Gürcülere karşı provokasyonlara izin vermiyorlar. Aynı zamanda yerel
Gürcüler gelen mültecilere yardım etmek istiyorlar, para, eşya gönderiyorlar, hatta
kendi evlerini paylaşmaya hazırlarmış. Yerel Gürcüler Saakaşvili’nin yaptıklarını
kınıyorlar, “Hepsi Saakaşvili değiller”, “Gürcü otoritesi – bir türlü, Gürcü halk – başka
türlüdür”.
Değerlendirme:
KP gazeteye göre, tüm Rusya, Güney Osetya’da mağdur kalan mültecilere yardım
etmek için ayağa kalkmıştır. Çatışma yerinden uzakta bulunan Başkortostan gibi bölge
bile, “soydaşların” acılarına ilgisiz kalmamış ve onlara insani yardım göndermiştir.
Ayrıca makalede, mültecilere maddi yardım yapmak isteyenler için hesap bilgileri
veriliyor.
İzvestiya gazetesin 14.08.2008 tarihli makalesinde, Güney Osetya onarımı için Rusya
bütçesinden 10 milyar ruble göndereceğine karar kılındığından bahsediliyor.
Cumhurbaşkan konuşurken, Güney Osetya’da çok sayıda “bizim vatandaşlarımızın”
öldürdüğünü “trajedi” olarak adlandırmıştır. Trajedi bir dram biçimdir. Özgün Yunanca
anlamıyla bir kişinin mahvolma nedeninin onun kusuru ya da zayıflığı olduğunu anlatır.
“Gürcüler mağdur kalan Osetlere para ve eşya getiriyorlar” makalesinin içeriğine göre,
Gürcüler Saakaşvili’nin yaptıklarından memnun değil ve mağdur kalan Osetlere yardım
etmeye çalışıyorlar. Böylece, yazar, halkların birbirine düşman olmaması gerektiğini
aktarmaya çalışıyor.
Yayınların mülteci sorununa başvurması, sıradan insanların suçlu olmadığı fikrine yol
açmakta, çatışan tarafları birleştirme girişiminde bulunmaktadır. Savaşı başlatan taraf
Gürcistan hükümeti, daha doğrusu Gürcistan Cumhurbaşkanı – Mihail Saakaşvili. Halk
odaklanması barış gazeteciliğinin niteliğidir.
3.6.
Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu
124
Komsomolskaya Pravda
Başlık:
Vladimir Putin: “Rusya kendi barıştırıcı misyonu sonuna kadar
ulaştıracak”
Spot: Batı politikacıların sinizme ve direncine rağmen Rusya barıştırıcı misyonun
sonuna kadar ulaştıracak
Tarih: 12.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Larisa Kaftan
Haberin Türü: Savaş – güncel
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Rusya’nın barıştırıcı misyonu
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Bu günlerde Dmitrii Medvedev ve Vladimir Putin’in
tek kaygısı, Güney Osetya’ya nasıl yardım edilmesidir.
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Sağlık Bakanı Golikova, İletişim
ve Bilgi Bakanı Şegolev, Ulaştırma Bakanı Levitin, Bölgesel Kalkınma Bakanı Kozak
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Yerel
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gerçekleşen bakanların toplantısında Güney Osetya
savaşı gündeme alınmıştı. Metinde Rusya’nın Gürcistan’a yanıtı “barıştırıcı misyonu”
olarak nitelenmektedir.
125
İzvestiya
Başlık: Neden Osetya’ya Rus Ordusu Girdi?
Spot: “Rusya ve Gürcistan arasında savaş yok” diyerek, Rusya Genelkurmayı Başkan
Yardımcısı Anatolii Nagovitsyn, Güney Osetya’da çatışma ile ilgili yorum yaptı.
General’ın söylediklerine göre, Rus barış güçleri sadece kendi görevini yapıyor:
“çatışma taraflarından birisini barışa zorluyor”. Bu hak BM verdiği yetkiyle sağlanır.
Demek, Rus askerler bu sorunu çözmek için istediği yöntemleri ve araçları kullanabilir.
Tarih: 11.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Litovkin
Haberin Türü: Dış politika, savaş haberi
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Rusya’nın barıştırıcı misyonu
Fotoğraf Kullanımı: yok
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Rusya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmayı Başkan Yardımcısı Anatolii
Nagovitsyn
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Rusya’nın Gürcistan’a verdiği yanıtı
“barışa zorlama” olarak tanımlanmaktadır.
Değerlendirme
KP gazetesin makalesinde, Güney Osetya konuyla ilgili bakanların toplantısı yer
almaktadır. Toplantının ana figürü Putin olup makalenin içeriği Başbakanın ifadeleriyle
doludur. Rusya’nin harekatı, sonuna kadar yürütülecek “barıştırıcı misyon” olarak
tanımlanmaktadır.
Putin,
Batılı
polikacılarının
engel
yarattıklarını
söylüyor:
“Amerikalılar yardım etmiyorlar, neredeyse engelliyorlar”, “Sinizmin boyutu, karayı ak
126
göstermesi, saldırgandan kurban yapması şaşırtıyor”. Başbakanın böyle ifadelerini
aktarması, gazetenin hükümüte yan olduğunu göstermektedir. Gazeteci “saldırgan” gibi
sıfat kullandığında taraf haline gelir ve şiddetin tırmanışını haklılaştırmaya yardım
etmiş olur.
İzvestiya makalesinde, Rusya Gürcistan’la savaşmadığını, kendi barıştırıcı görevini
yaptığını – “çatışan taraflarından birisini barışa zorlamasından” söz edilmektedir.
Metinde, yaralanan ve ölen barıştırıcı güçlerin sayısı verilmekte (15 ölen, 150
yaralanan) ve Rus ordusunun karşılıklı harekâtı – Gürcü askeri birliklerini imha etmesi
– hakkında bahsetmektedir. Böylece, yayınlar, Rusya’nın yürütülen tedbirlerini haklı
kılmaktadır. Yayınların hükümetin yaptıklarına destek vermesi gazetelerin elit,
propaganda odaklı olduğunu ifade etmektedir.
3.7.
“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Tarih Doktoru Natalya Naroçnitskaya: “Gürcistan, Abhazya ve Güney
Osetya’sız Batı’da kimseye lazım değil”
Spot: Demokrasi ve İşbirliği Rus Enstitüsü Paris Bölümü Başkanı, KP gazetesine,
Güney Osetya kâbusunun sebepleri hakkında söyledi
Tarih: 13.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Evgenii Çernyh
Haberin Türü: - Güncel, dış politika
127
Haberin Tekniği: Söyleşi
Haberin Kategorisi: “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Yabancılar durumu böyle görüyorlar
Ara Başlık: 1) “Biz bu halka ihanet edemeyiz”; 2) Saakaşvili’nin hatası; 3) “Bu bizi
boğmaya çalışan jeopolitik yay”; 4) “Saakaşvili’nin soykırım yapacağı belli olunca, biz
müdahale ettik”; 5) “Eğer biz geri çekileceksek – o zaman bu bizim son 200 yüzyıldaki
en büyük yenilgimiz olacaktır”
Haberin Kaynağı: Tarih Doktoru Natalya Naroçnitskaya
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal ve uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Tarihçiye göre, Saakaşvili NATO’ya girmek için
Güney Osetya’ya saldırmıştı. Ancak, sadece toprak sorunları olmayan devlet NATO
üyesi olabilir. Bu sorunu çözmek için Saakaşvili Güney Osetya’yı yıldırım savaşıyla
almaya planlamıştı, ama Rusya’nın böyle sert tepki vereceğini düşünmemişti. Tarihçi
Rusya hükümetin yaptıkları destekliyor: “Biz kesinlikle Gürcistan’ın NATO’ya girmeye
izin vermemeliyiz. Bana göre, Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’sız Batı’da kimseye
gerekmiyor. Eğer biz çekileceksek, bu Rusya pozisyonunun son 200 yılındaki en büyük
jeopolitik ve askeri-stratejik güç kaybı olacaktır”.
İzvestiya
Başlık: Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe planını suya düşürdü
Spot: Gürcistan bu planın gerçekleşmesi için kendi toprağını verip, her şey
yapabileceğini sandı mı?
Tarih: 22, 23, 24 Ağustos 2008
Haberin Menşei: Gazetenin dış haber departmanı
Haberin Türü: Jeopolitik – güncel
Haberin Tekniği: Yorum
128
Haberin Kategorisi: “Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri
Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane resim. Alt yazıları: 1)Amerikan öğretmeni ve onun
Gürcü öğrencileri; 2) 18 Temmuz 2008 yıl. Tiflis’in yanındaki askeri üssünde
Amerikan-Gürcü ortak tatbikatı. Resmi verilerine göre, Irak’ta olabilecek harekâtı
idman ediyorlar. Yoksa İran’da mı?
Ara Başlık: 1)Gürcistan’ı kiraya verdiler; 2) Tahran her şeyi doğru “okumuş”; 3) Geri
çekileceksek ne olacak?
Haberin Kaynağı: Gazetede çalışanlar: gazeteciler ve uzmanlar
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gazete, “Güney Osetya’da neden savaş çıktı?”
sorusuna, farklı argümanlara dayanarak, kendi cevabını veriyor. Gazetenin versiyonuna
göre, ABD İran’a darbe planlamıştı ve bu darbe Gürcistan toprağından olacaktı.
Gürcistan dışında, diğer ülkeler İran’a darbe yapmak için topraklarını vermezdi
(Azerbaycan: İran’da çok sayıda Azerbaycanların yaşaması nedeniyle; Türkiye: dindaş
devletiyle büyük sorunlar çıkabilir ve layık iktidarı devirmek isteyen İslamcılar hemen
tepki verebilirler; Ermenistan’a bakmıyoruz; İsrail uzakta bulunuyor). Saakaşvili
Amerika’ya kendi toprağını kiraya verip, Güney Osetya sorununu çözmeye karar
vermiş, ama Rusya’nın o kadar hızlı ve etkin tepki vereceğine hazır olmamıştı.
Böylece, ABD’nin İran’a planladığı darbe ertelendi.
Değerlendirme
KP gazetesinde tarihçi Natalya Naroçnitskaya’nın Güney Osetya çatışması ile ilgili
yorumu bulunmaktadır. Metin büyük ölçekli, iki sayfalık yer kapsamaktadır. Tarihçi,
Rusya’nın her şeyi doğru yaptığını - “Gürcistan’ı barışa zorlaması, insani faciayı ve
soykırımı önlediğini” -
söylerken, Rus iktidarının yürütüğü politikayı destekliyor.
Böylece, gazetenin itibar sahibinin yorumunun verilmesiyle Rus hükümetinin eylemleri
yasal olduğunu ispatlamaktadır.
İzvestiya gazetesinin makalesinde, gazetenin kendi çalışanlarının (gazeteceler,
uzmanlar), savaş neden başladığı açıklayan hipotezi yer almaktadır. Bu hipoteze göre,
129
Amerika İran’a darbe planlamıştı, ama Saakaşvili, Abhazya ve Güney Osetya’ya saldırı
yapınca, Amerika’nın bu planı suya düşmüştür. Varsayıma göre, Amerika “bizim
ülkemizin çevresinde dünyayı yeniden düzenlemek istiyor”. Bu hipotez okurlar arasında
büyük tepki görmüş ve gazete birkaç kez daha bu konuya başvurmuştur.
3.8.
Saakaşvili Portresi
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Saakaşvili’yi çocukluğundan beri gücendiriyorlar
Spot: Ve şimdi Saakaşvili kendinin güçsüz olmadığını göstermeye çalışıyor.
Tarih: 14 – 21 Ağustos 2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri Boris Andreev
Haberin Türü: Dış haberi
Haberin Tekniği: Kariyer portresi
Haberin Kategorisi: Saakaşvili’nin Portresi
Fotoğraf Kullanımı: var, renkli 2 tane resim. Alt Yazıları: O’nun kadınları: 1) aile idil
olabilirdi: eşi Sandra, oğlu Eduardla; 2) Alina Gagloeva kürtaj yapmak zorunda kaldı.
Ara Başlık: 1)Kırbaçlanan çocuk; 2) Pornoda yakalandı; 3) Ama Komsomol’dan
çıkmadı; 4) Batı tramplini
Haberin Kaynağı: Belirtilmemiş
130
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazar Saakaşvili’nin doğumundan Cumhurbaşkanı
oluşuna kadar yaşamını özetlemiştir.
İzvestiya
Başlık: Mihail Saakaşvili: Savaşa Uzun Yol
Spot: Gürcistan Cumhurbaşkanı, “Gül Devrimi”yle 2004’de iktidara geldikten sonra,
yavaş yavaş kendi devletini eski özerk cumhuriyetlerini geri almak için savaşa
dürtükledi.
Tarih: 11.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Aleksey Vasilevetskii
Haberin Türü: Dış haberi
Haberin Tekniği: Kariyer portresi
Haberin Kategorisi: Saakaşvili portresi
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Gürcü lideri Pandora kutusunu açtı
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Saakaşvili’nin iktidara geldikten sonra,
Güney Osetya savaşı başlamasına kadar yaptıkları hakkında kronik şekilde bilgi
verilmiştir.
Değerlendirme
KP gazetesinin makalesinde Saakaşvili’nin çocukluğundan Cumhurbaşkanı olduğuna
kadar yaşamının özeti verilmektedir. Gazete, Cumhurbaşkanın yaşamından skandal
haberleri kullanırken (porno filmleri çekmiş) , Saakaşvili’yi “savaşa getiren, derdimizin
131
asıl nedeni” olarak bildirmektedir. Ayrıca makalede Cumhurbaşkanının kadınları
hakkında yazılmaktadır. Özel hayat ayrıntılarını açıklaması, okurların ilgi çekmesi için
skandal içeren haberler kullanması, gazetenin bulvar yayını olduğunu göstermektedir.
Ayrıca,
Saakaşvili’nin
resimlere
dayanan
Cumhurbaşkanı
psikolojik
portresi
verilmektedir. Sonraki sayılarında gazete Saakaşvili’nın şahsiatına daha başvuracak:
Hollandalı eşinin biyografi kitabından parçalar, savaş döneminde Ukrayna’ya götüren
çocukları hakkında haberler.
İzvestiya gazetesinde, Saakaşvili’nin Cumhurbaşkan mevkinde bulunurken yaptıklarıyla
ilgili haberler yer almaktadır. Dört yıl süresince Saakaşvili her türlü yöntemleriyle
(özerklik verme önerisi, askeri harekat) Güney Osetya ve Abhazya sorunları çözmeye
çalışmıştı, ama çözemedi. Yayınlar Saakaşvili şahsiyetine başvurmakta, ancak KP
Cumhurbaşkanın yaşamından skandal içeren haberleri sunmakta, İzvestiya ise
Saakaşvili’nin politik eylemleri hakkında yazmaktadır. Bu KP’nin bulvar gazetesi
olduğunu, İzvestiya’nın ise daha ciddi bir yayın olduğunu göstermektedir.
3.9.
Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Kafkasya’da Savaş ABD İsteğiyle Başladı Mı?
Spot: Gürcü askeri kuvvetlerinin Güney Osetya’yı bombalamaya başladığı 8 Ağustos’un
berbat gecesi, bitmeyen Gürcü-Oset çatışmasının bir sayfasıydı.
Tarih: 14 – 21 Ağustos 2008
132
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Nigina Beroeva, Vladimir Vorsobin,
Abdrey Lavrov
Haberin Türü: Savaş – güncel
Haberin Tekniği: Yorum
Haberin Kategorisi: Savaşın bitmesi, Rusya için sonuçlar
Fotoğraf Kullanımı: var, 2 tane renkli resim. Altı yazıları: 1)Tshinvali: Ruslara son
umut oldu; 2) Tshinvali’deki mültecilerin beklenen barış güçleri geldiler
Ara Başlık: 1) Stalin, babası için Osetlerden intikamı aldı; 2) Bu çatışma kimin
yararınadır? 3) Ortalıkta Üçüncü Dünya Savaşı kokusu yok! 4) Rus – Gürcü ilişkilerinin
geleceği
Haberin Kaynağı: Moskova Siyasi Araştırmalar Enstitüsü’nün Başkanı Sergey Markov,
siyaset uzmanı Aleksandr Dugin
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinin içeriğine göre, Gürcistan savaşı ABD
yönetim altında başlattı. Amerika Kafkasya bölgesinde tek süper güç olmak
istediğinden, Gürcistan’ı kullanarak Rusya’ya karşı çıktı. Rusya bu savaşı kazandı, ama
ABD, Gürcistan yüzünden Üçüncü Dünya savaşı başlatamayacak. Batı Rusya’yı
cezalandırmaz, çünkü kendileri bizim petrol ve gazımıza bağımlıdır. Rus – Gürcü
ilişkileri gelecekte düşmanlık içinde uzun zaman sürecektir.
İzvestiya
Başlık: Zaferden Sonra Rusya’yı Gelecekte Neler Bekliyor?
Spot: Güney Osetya’da muzaffer barıştırıcı operasyonu artık tarih oldu. Ama zaferden
sonra neler bizi bekliyor? Ve geçtiğimiz olaylardan hangi dersler almalıyız?
Tarih: 15.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Vladimir Demçenko, İgor Yavlyanskii
133
Haberin Türü: Dış politika, savaş
Haberin Tekniği: Yorum
Haberin Kategorisi: Savaşın bitmesi, Rusya için sonuçlar
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Gürcü topçu tek Tshinvali’nin çehresini değiştirmedi.
Son hafta içinde dünya değişti.
Ara Başlık: 1)Saakaşvili işine inancı sadece karşılıksız bombalamaya yetti; 2) Sorun
çıkarsa, gazı kesecek miyiz? 3) Ya NATO, yada Abhazya ve Güney Osetya
Haberin Kaynağı: Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Cumhurbaşkanı
George Bush, Fransız Akademisi Üyesi Hélène Carrère d'Encausse, Gürcistan
Reintegrasyon Bakanı Temuri Yakobaşvili
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazarlar, Rusya’nın Gürcistan’a karşı verdiği
tepkiyi destekliyorlar: “biz vatandaşlarımızın yaşamını, onurumuzu koruduk”. Rusya’yı
cezalandırabilecek alanlar: Dünya Ticaret Örgütü’ne giriş yasaklaması; “G-8”den
atması. Ama Rusya bu tehditlerden korkmuyor. Rusya için zaferin ciddi olumsuz
sonucu – Gürcistan’ın NATO’ya girebilmesi.
Değerlendirme
KP gazetesinin makalesinde, Sergey Markov231 ve Aleksandr Dugin232 gibi Rusya’nın
önde gelen siyasi uzmanlarının, Güney Osetya çatışması ile ilgili verilen yorumları yer
almaktadır. Rusya Gürcistan’ın yaptıklarına yanıt vermeseydi, “kendi ününe ciddi darbe
vururdu”. Uzmanlara göre, Batı tarafından uygulanabilecek cezalar Rusya için tehlikeli
değil, çünkü Batı bu cezalardan bizden daha çok kaybedecek. Ancak, gelecekteki Rus231
Sergey Markov, Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma eski milletvekili ve Rusya Siyasi Araştırmalar Enstitüsü
Başkanı, Putin’in sözcüsü, Rusya’nın en ünlü medya uzmanlarından biridir. Son 20 yıl içeresinde gazetecilere günde
ortalama olarak 10 tane mülakat yapıyor ve uzmanın söylediklerinden günlük alıntı endeksi 100’den fazla referans
oluşturmaktadır.
232
Aleksandr Dugin, Rus dış politika danışmanı ve Neo-Avrasyacı akımının günümüzdeki önde gelen
temsilcilerinden biridir. Neo-Avrasyacı akımın ana fikri: Rusya’nın ve eski Sovyet Birliği cumhuriyetlerinin
entegrasyon yoluyla Avrasya İmparatorluğunu oluşturması, çok kutuplu dünyanın bir kutbunu oluşturacak bir
birliktir.
134
Gürcü ilişkileri ile ilgili yorum hiç de memnuniyet verici değil: “Şimdi dostluk
hakkında konuşmak saçmalıktır. Yeni savaş çıkmasın artık..”
İzvestiya’daki makale “Rusya önderliğinde zaferle sona eren barıştırıcı misyon” uğruna
gurur içinde yazıldığını belli etmektedir. Gazete, Gürcü orduyu “Güney Osetya’yı
dünya haritasından silmeye çalışan Saakaşvili’nin haydutları” olarak adlandırmaktadır.
Ancak Rusya yanıt verebildi, “soydaşların hayatını, onurunu savundu”, “Gürcü askerler,
tankları ve mühimmatları bırakıp, kapağı attılar”. Gazete, Saakaşvili için “siyasi mevta”
diyerek, Amerika’nın, onun yerine geçecek Amerika ile “diyalog kurabilecek” birini
aradığını belirtmektedir. Böylece, savaşın bitmesi ile ilgili haberlerin içeriği Rusya bu
savaşı kazandığını, Gürcistan ise yenildiği anlamına gelmektedir. Bu haberlerin zafer
odaklı olması savaş gazeteciliğinin niteliğidir.
3.10.
Enformasyon Savaşı
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Osetler ABD’de: “Saakaşvili – saldırgan, ama bunu duymak istemiyorlar!”
Spot: Amerikan televizyon kanalında olay
Tarih: 16.08.2008
Haberin Menşei: Canlı Dergideki hikâye, Amerikan Fox News TV kanalındaki yayının
parçası
Haberin Türü: Dış politika, enformasyon savaşı
Haberin Tekniği: Basit haber
135
Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı
Fotoğraf Kullanımı: yok
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Fox News TV kanalın sunucu ve savaş başladığı günlerde
Tshinvali’de olmuş ABD’de oturan Osetler: 12 yaşındaki Amanda Kokoeva ve onun
teyzesi Lora Tedeeva-Koreviski.
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Amerikan Fox News TV kanalında
skandal çıkarttıran yayının parçası sunulmaktadır. Bu yayında sunucu, ABD’de oturan,
savaşın başladığı günü Tshinvali’de olan Osetlerden (12 yaşındaki kız Amanda
Kokoeva ve onun teyzesi) interview alıyor. Sunucu savaş tanıklarına söz verirken, kız
Tshinvali’yi asıl bombalayan Rusya değil Gürcistan olduğunu, Rusya’yı, Osetya’nın
halkını ölümden kurtardığı için teşekkür ederken, sunucu kızın sözlerini kesti ve yayını
bitirmeye çalıştı.
Başlık: Nasıl Saakaşvili Rusya’yı nefret ettiriyor?
Spot: Tiflis’te büyük kuzey komşuya karşı yeni savaş çıktı – televizyon savaşıdır.
Tarih: 19.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Nikolay Vorsobin
Haberin Türü: Dış politika, enformasyon savaş
Haberin Tekniği: Röportaj
Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı
Fotoğraf Kullanımı: var, iki tane resim. Alt yazıları: 1)Mihail Saakaşvili’nin, Rusya’nın
nasıl kötü olduğu Gürcülere anlatmak için, artık gücü ve siniri kalmadı; 2) Tiflis’in Rus
Büyükelçiliğinin duvarında böyle yazdığı öfkeli methiyeler, galiba, Gürcülerin
yurtseverliğinin artmasını sağlar.
136
Ara Başlık: 1)Ben kendimi sanki “Moskova’da 1941’de Alman muhabiriymişim gibi”
hissetim; 2)Yüzburuşturma ve küfür; 3)Rusların evleri öfkeli yazılarla işaretlenmeye
başladı.
Haberin Kaynağı: Muhabirin meslektaşları, Tiflis siviller, muhabirin Gürcü meslektaşı
Soso, Tiflis’te yaşayanlar Osetler
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Muhabir, Gürcistan’da Rusya’ya karşı yürütülen
propaganda hakkında yazıyor. Gazeteci Tiflis’e giderken, herkesin televizyon izlediğini
yazıyor: “Tüm Tiflis büyülenmiş gibi televizyon önündedir – restoranlarda,
marketlerde, otellerde… İzleyicilerin gerilmiş ve hatta gözleri öfke doludur... Ekranda
Gürcü ölenler, çığlık atan mülteciler, alev içinde yıkıntılar, vahşi Rus askerleri”.
Gazeteci Gürcü arkadaşıyla konuşurken hem Gürcü hem de Rus tarafından
enformasyon savaşı sürdüğünü itiraf ediyor: “Rusya, çapulcularını göstermiyor,
Gürcistan – Gürcülerce harap edilmiş Tshinvali’yi. Siz, Rus internetsiz, Saakaşvili’nin
nasıl kravatını yediğini ve bombalardan kaçtığını görmediniz. Bize Güney Osetya’dan
gelen Gürcü mültecileri göstermiyorlar… Aramızdaki savaş, bu yüzden bilgi yerine –
nefrettir!”
İzvestiya
Başlık: Cevapsız Kalan Sorular
Spot: İzvestiya’nin yazarı, İrina Petrovskaya, Güney Osetya’daki olaylar üzerinde
televizyon tepkisi hakkında
Tarih: 15, 16, 17 Ağustos 2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi yazarı, İrina Petrovskaya
Haberin Türü: Enformasyon savaşı
Haberin Tekniği: Köşe yazı, yorum
Haberin Kategorisi: Enformasyon savaşı
137
Fotoğraf Kullanımı: yok
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Rus medya mensupları
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Ulusal
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Yazar, savaş günlerinde Rus televizyon kanallarının
verdiği haberleri inceliyor. “Kanallarının çoğu, o günlerde sunan haberlerinde aşırı
çelişki niteliği taşıyorlardı. Bir kanal, Rus ordusu Tshinvali’yı tam kontrol altına aldığı
haberini verirken, diğer kanal ise, Gürcü topçunun şehrini bombalamaya devam ettiğini
iddia ediyordu”. TV kanallarında, Saakaşvili’nin üzerine psikolojik portre oluşturma
gibi haberler, yazara göre gereksizdir. Gazetecileri ilgilendiren sorular bunlardır:
“Neden Gürcistan savaşı başlattı? Rusya’nın diğer ülkenin toprağına müdahale etmes
hakkı var mıydı? Rusya Gori’yi bombaladı mı? Rusya’nın Gori’ye girmek için hakkı
var mıydı?.. Bu sorulura hiçbir yayın cevap vermedi bana”
Değerlendirme
KP gazetesinin 16.08.2008 tarihli makalesinde, Amerikan Fox News TV kanalında
skandal çıkartan yayının parçası yer almaktadır. Ama makalede, Amerikan Fox News
TV’de yayınlanan orijinal video değil, Rus kanalında “Haberler” isimli televizyon
yayınında montaj edilen video verilmektedir. Videoyu Rusça’ya çevirirken, kızın
söylediklerine, sunucuya ait gibi gösteren, ama gerçekte olmayan, yüksek sesli öksürlük
ve diğer küçük değişiklikler eklenmiş. Böylece, gazetede, Rusya’ya karşı Amerika
tarafından enformasyon savaşı yürüttüğünden bahsedilmektedir. KP’nin 19.08.2008
tarihli makalesi, Gürcistan’ın Tiflis’e gitmiş özel muhabirinin röportajını teşkil
etmektedir. Gazeteci, Gürcistan’da Rusya’ya karşı geniş televizyon enformasyon savaşı
açtığını belirtmektedir. Gürcü halkı televizyona inanıp, Ruslar “işgalci” olarak
benimsiyorlar.
İzvestiya gazetesin yazarı, Rusya’nın TV yayınında Rus-Gürcü çatışmasını tek taraflı
yansıttığını, birçok sorulara cevap vermediğini eleştirmektedir: “Savaş makul sorulara
cevap vermeyince, insanın kafasında karışıklık doğuruyor”. Böylece, haberlerin
138
içeriğine göre, çatışan her taraf birbirine karşı enformasyon savaşı yürüttüğü
açıklanmaktadır. Her iki çatışan taraf mesleki ve etik normlarını ihlal ederek, insanlara
doğru haber vermemekte, gerçekliği gizlemektedir.
3.11.
Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması,
Tanınmasının Sonuçları
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Tanımın Değeri
Spot: Dün Rusya parlamentosu Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı. Bu
Rusya’ya pahalıya mal olabilir.
Tarih: 26.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Vladimir Vorsobin, Evgenii Belikov
Haberin Türü: İç ve dış politika – güncel
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının
sonuçları
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Bu günü Güney Osetya Cumhurbaşkanı Kokoytı ve
Abhazya Cumhurbaşkanı Bagapş 15 yıldır beklediler. Sonunda beklenen gün geldi…
139
Ara Başlık: Tanımadan sonra ne olacağı hakkında üç naif soru: 1) Abhazya ve Güney
Osetya’nın tanınması neyi değiştirecek? 2) Rusya’ya bu ne için lazım? 3) Moskova bu
kararını nasıl ödeyecek?
Haberin
Kaynağı:
Abhazya
Cumhurbaşkanı
Sergey Bagapş,
Güney Osetya
Cumhurbaşkanı Eduard Kokoytı, Parlamentonun milletvekilleri Sergey Mironov, Boris
Gryzlov, Dış İşlerı Bakanlığı Bilgi ve Basın Departmanın Başkan Yardımcısı İgor
Lyapin-Frolov
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Abhazya ve Güney Osetya’nın
tanınmasından sonra olabilecek sonuçlarından bahsediliyor: “İsyancı cumhuriyetlerin
tanınması Rus ordusunun ve Rus iş adamların yararına olacaktır.
Birincisi,
Gürcistan’ın NATO’ya girmesine engel olacak, Tshinvali ve Suhumi’de Rus askeri
üslerini yerleştirme fırsatları doğacak. İkincisi, yatırımların güvenliği garanti altına
alınacak”. Fakat, tanınması olumsuz sonuçlar da çıkarabilir: “Rusya gelecekte
ekonomik olmasa da, politik izolasyon durumuna düşebilir”.
Başlık: Natalya Naroçnitskaya: “Biz yararımıza davrandık”
Spot: Dün, Rusya Cumhurbaşkanı, Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıma
kararı imzaladıktan sonra, KP hemen Demokrasi ve İşbirliği Rus Enstitüsü Paris
Bölümü Başkanına – Natalya Naroçnitskaya’ya – üç güncel sorularla başvurdu
Tarih: 27.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Steşin
Haberin Türü: Dış politika
Haberin Tekniği: Söyleşi
Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının
sonuçları
140
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt Yazı: Siyaset uzmanı Naroçnitskaya, Rusya’nın başka
çaresi olmadığına emindir
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Tarihçi Natalya Naroçnitskaya
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Tarihçi Rusya kararını destekliyor: “Biz çok doğru
davrandık… Ruslar, tüm dünyaya piyon olmadığını, ciddi bir figür olduğunu ispatladı..
Eğer biz tepki vermeseydik, tüm Kafkasya yanardı. Ukrayna ve Gürcistan NATO’ya
girerdi. Rusya dağılacaktı”. Rusya’nın cezalandırılma tehlikesi konusunda tarihcinin
verdiği cevabı: Batı Rusya’ya göre, bize daha bağımlıdır ve Batı bunu çok iyi anlıyor.
İzvestiya
Başlık: Gürcistan’a bağlı olmadan
Spot: Rusya, bağımsızlığını tanıyan cumhuriyetleri - Güney Osetya ve Abhazya’yı,
kendi sorumluluğu altına aldı.
Tarih: 27.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabirleri, Ekaterina Grigoryeva, Aleksandr
Latyşev
Haberin Türü: İç ve dış politika
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın tanınması, tanınmasının
sonuçları
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Tshinvali için Salı Günü Bağımsızlık Günü oldu
Ara Başlık: yok
141
Haberin Kaynağı: Rusya Cumhurbaşkanı Dmitrii Medvedev, Dış İşleri Bakanı Sergey
Lavrov
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde Rusya Cumhurbaşkanı Medvedev’in
Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma kararı aldığı yer almaktadır. “Tabi, tanıma
kararından sonra Rusya için olumsuz sonuçlar çıkacak: eleştiri, ceza tehditleri, toprak
sorunları olan ülkelerin hoşnutsuzluğu, Çin’in mesela.. Ama Rusya son günlerde, karşı
çıkan tehditleri hiçbir sonuca getirmeyeceğini kanıtladı. İzolyasyon anlamsızdır, çünkü
kim kime daha gerekli, belli değil”
Değerlendirme
KP gazetesinin 26.08.2008 tarihli makalesinde Rus Parlametosunun Güney Osetya ve
Abhazya’nın
bağımsızlığını
tanıdığı
hakkında
yazılmaktadır.
Sonraki
gün
cumhuriyetlerin tanınma kararını Rusya Cumhurbaşkanı da imzaladı. Gazete, Güney
Osetya ve Abhazya için bu tanımın önemini vurgulamaktadır: “Abhaz ve Osetlerin
uzun yıllardır beklediği, Amerika ve Gürcüstan’ın korktuğu nihayet gerçekleşti”. KP
gazetesinin 27.08.2008 tarihli makalesinde tarihçi Natalya Naroçnitskaya’nın yorumu
yer almaktadır. Tarihçi, Rusya hükümetinin Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıma
kararını tamamen destekliyor.
İzvestiya gazetesinde, Rusya bu kararı “kolayca almadığını”, ancak “insanlarını
koruması için tek çare” olduğunu vurgulamaktadır. Böylece, iki yayın hükümeti bu
soruda desteklemekte ve cumhuriyetleri tanıdığını mantıklı, tutarlı ve doğru karar olarak
tanımlamaktadır. Hükümetin aldığı kararların desteklenmesi gazeteciliğin elit ve
propaganda odaklı olduğunu ifade etmektedir.
3.12.
Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok Ülkelerinden Askeri
Destek
142
Komsomolskaya Pravda
Başlık: Savaşın en Kızgın Günlerinde Mişa Amerika’dan Uçak Göndermesini
İstemişti
Spot: yok
Tarih: 22.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Vladimir Vorsobin
Haberin Türü: Dış politika – güncel
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker
desteği
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Mihail Saakaşvili Rus tanklardan korktu
Ara Başlık: yok
Haberin Kaynağı: Gürcü Siyaset Uzmanı Ramaz Klimiaşvili
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcü Siyasetçi, Ramaz Klimiaşvili, Gürcistan’daki
Rusça
yayınlanan
“Tiflis
Akşamı”
gazetesine
interview
verdi.
Siyasetçinin
söylediklerine göre, Saakaşvili, ABD’ nin desteği olmadan, savaşı başlatmaya cesaret
edemezdi.
Başlık: Güney Osetya’da Ukrayna İzi Bırakılmış Mı?
143
Spot: Ukrayna’dan askeri uzmanlar, Gürcü Hava Savunmasını yönettiler
Tarih: 10.09.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Evgenii Belikov
Haberin Türü: Dış politika - güncel
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO blok ülkelerinden asker
desteği
Fotoğraf Kullanımı: Var. Alt yazı: Gürcü askerinin telefonununun videosunda –
öldürülmüş Rus pilotu
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Moskova’daki Oset gençlik örgütünün aktivisti Alan Koçiev,
Gürcistan tarafında savaşan askerler
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: İnternette şok edici, telefona çekilen video
yayınlandı. Videoda, Ukraynca aksanla Rusça konuşan askerin ve Gürcüce konuşan
askerlerin sesleri vardır. Onlar videoda, Gürcü Hava Savunması tarafından düşürülen
uçağın öldürülmüş Rus pilotunun üzerinde arama yapıyorlar. Eğer bu video montaj
değilse, o zaman bu görüntü Ukrayna’nın Gürcistan tarafında savaştığını ıspatlıyor.
İzvestiya
Başlık: Gürcistan Nasıl Savaşa Hazırlandı ve Onu Kim Silahlandırdı?
Spot: yok
Tarih: 08.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi özel muhabiri, Yurii Snegirev
Haberin Türü: Dış politika – çatışma
144
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker
desteği
Fotoğraf Kullanımı: var. Alt yazı: Batılı silah şimdi sivilleri öldürüyor
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Belirtmemiş
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Gürcistan ordusunun askeri harekete nasıl
hazırlandığı konusuna değinen gazete, Gürcü ordusunun eski SSCB ülkeleri arasında
savaşa en hazır orduya sahip olduğunu, bu başarıyı da Batılı dostlarına yanı NATO
ülkelerine borçlu olduğunu belirtti. Gürcistan'ın askeri harcamalarının son dört yıl
içeresinde 30 kat arttığının ve yıllık 1 milyar dolara ulaştığının altını çizen İzvestiya,
aralarında Türkiye, ABD, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, İsrail, Bosna Hersek, Sirbistan
ve Ukrayna’nın Gürcistan’a karşılıksız askeri yardım yaptığını yazdı. Türkiye,
Gürcistan’ın savunma harcamaları için 45 milyon dolar yardımda bulunmuş, ABD de
40.6 milyon dolar hibe etmiştir. Türkiye çok sayıda gelişmiş silah ve mühimmat
sağladı: “100 araç, 50 adet PZRK tipi füze rampası, Kılıç 2 ve Doğan savaş gemileri,
SkyWatcher hava erken uyarı sistemi, 80 adet MP5 otomatik silah, 1800 M72 el
bombası, 10 milyon adet mermi, 160 MP5A3 silahı”; Çek Cumhuriyeti tarafından
verilen silahlar: “10 adet L-159 Alca uçağı, 620 ton askeri malzeme”, Bulgaristan: “250
adet mini-tank roketi”. Böylece gazete, savaşın sorumluları ABD, NATO ülkeleri ve
Ukrayna olduğunu iddia etmektedir.
Başlık: Made in Odessa..
Spot: Rusya’ya Ukrayna menşeli Amerikan gizli teknikler düştü
Tarih: 27.08.2008
Haberin Menşei: Gazetenin kendi muhabiri, Dmitrii Litovkin
145
Haberin Türü: Çatışma – güncel
Haberin Tekniği: Basit haber
Haberin Kategorisi: Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok ülkelerinden asker
desteği
Fotoğraf Kullanımı: Var. Alt yazı: Gürcü askerler gizli Amerikan tekniğini bıraktılar
Ara Başlık: Yok
Haberin Kaynağı: Rusya Genelkurmayı Başkan Yardımcısı Anatolii Nagovitsyn
Yerellik-ulusallık ve uluslararasılık çerçevesi: Uluslararası
Haberin Duygu ve Niyet Çerçevesi: Metinde, Rus ordusundan kaçan Gürcüler
tarafından bırakılmış Amerikan gizli askeri tekniği hakkında yazılıyor. Bu gizli
Amerikan tekniği (tanklar) Ukrayna Odessa’da üretiliyormuş.
Değerlendirme
KP gazetesinin 22.08.2008 tarihli makalesinde, savaşın tam kızgın günlerinde
Saakaşvili’nin ABD’ye kaçma planından bahsedilmektedir. Bu haber, Gürcistan’daki
Rus gazetesinde Gürcü siyasetçi tarafından yapılan açıklamadan sonra ortaya çıkmıştır.
Gürcistan’da Saakaşvili yaptıklarından memnun olmayan insanlar çıkmaya başlamıştır:
“resmi propaganda ülke içine darbe indirmiştir”. 10.09.2008 tarihli makalesinde,
Ukrayna’nın Gürcistan’a asker yardım ettiğini kanıtlayan video hakkında yazılmaktadır.
Bu iki haberin skandal içerikli olması, KP gazetesinin ciddi yayın olmadığını
belirtmektedir.
İzvestiya gazetesinin makalesinde, Gürcistan’a ABD, NATO ülkeleri ve Ukrayna
askerinin yardım ettiği hakkında bahsedilmektedir. Gürcü ordusu, Rus birliklerden
kaçarken, “sırf değerli donanımı bırakmamış, aslında ABD’nin savunma sistemini
ortaya çıkarttı”. Ve şimdi Amerika, onu tüm dünyaya aşağılattığı için Gürcülere kızgın
olmuştur. Rusya ise, “bu bizim savaş ganimetimiz” diyerek, bırakılmış silahı geri
vermek istememiştir. İzvestiya, KP gazetesin aksine skandal içeren haberlere önem
vermemektedir. Daha çok uzmanların yorumlarına odaklanmaktadır. Her iki yayın,
146
savaşın sorumluluğunda Gürcistanla aynı çizgide Amerika’yi, Türkiye’yi, Ukrayna’yı
koymaktadır. Yani savaşta kimin suçlu olduğu sorusuna cevap bulmaya çalışıyor, bu da
savaş gazeteciliği unsurlarından biridir.
SONUÇ
Çalışmanın ilk bölümünde Rusya basınının tarihi incelenmekte ve Gürcistan basını
hakkında bilgi verilmektedir. Rus basınının tarihi ХVIII yüzyılda “Vedomosti” isimli
gazeteyle başlamaktadır. İlk başlarda gazeteler hükümdarın izlediği politikanın ve
yeniliklerin özünü açıklamak için görev yapmıştır. Sonra Rus basınında edebi-eleştirel
dergiler yaygınlık kazanmıştır. Bu dergilerde, Belinskii, Dobrolübov gibi Rusya’nın
ünlü edebi eleştirmenlerinin yazıları
yayınlamıştır. Sovyet döneminde basın
komünizmin yürütücüsü idi. Post Sovyet döneminde Rus gazeteciliğinde önemli
değişiklikler olmuştur: monoton parti yayınları yerine kaliteli ve kitlesel, devlet bütçesi
tarafından ödenekli, iktidar görüşünü yansıtan resmi yayınlar (“Rossiysskaya Gazeta”,
“İzvestiya”) ve mevcut rejimi eleştiren özel yayınlar (“Moskovskii Komsomolec”,
“Nezavisimaya Gazeta”) çıkmaya başlamıştır. Bugün Rusya’da 65 596 yazılı yayın
kayıtlıdır. Gürcistan basınına bakarsak, basın arasında hükümete muhalif olan pek çok
gazeteler olmasına rağmen, (örneğin, “Alia”, “Kronik”, “Rezonansı”, “Georgian
Times”, “Ahali Taoba”), “Freedom House” örgütü tarafından dünya basın özgülüğü ile
ilgili yapılan araştırmaya göre Gürcistan “kısmen özgür” statüsünde olarak
belirtilmiştir.
Çalışmanın
ikinci
bölümde
2008
yılındaki
Rus-Gürcü
“Ağustos
Savaşı”
incelenmektedir. Rus-Gürcü ilişkilerinin tarihi, Gürcistan’ın etnik sorunları, “Ağustos
Savaşının” nedenleri, savaşın kroniği, sonuçları hakkında bilgi verilmektedir. RusGürcü ilişkileri tarihsel açısından Georgiyevsk Antlaşmasından (1789) 2008 yılındaki
“Ağustos Savaşına” kadar incelenmektedir. “Ağustos Savaşına” götüren unsurlar Rusya
ve Gürcistan bakımından verilmektedir. Rusya bakımından savaş noktasına getiren en
önemli unsurlar arasında NATO gelişmesi, Gürcistan’da artan ABD asker varlığı ve
Kosova’nın bağımsızlığı; Gürcistan bakımından ise: NATO üyeliğin gecikmesi, iç
siyasi dengeler, Gürcü askeri varlığı ve ABD desteği bulunmaktadır. Savaş kroniği
147
günlük şeklinde sunulmaktadır. 7 Ağustos akşamı Gürcistan yer ve hava birliklerinin
Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’ye yaptığı geniş kapsamlı saldırısıyla RusyaGürcistan “Ağustos Savaşı” başlamıştır. 7-16 Ağustos 2008 tarihleri arasında yaşanan
çatışmalara Güney Osetya ve Rusya’nın yanında Abhazyalılar da katılmış, Rusya’nın
kara, deniz ve hava güçleriyle Gürcistan’ın önemli şehir ve limanlarını bombalaması
üzerine Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya’dan bütün güçlerini geri çekmiştir. Avrupa
Birliği dönem başkanı Fransa’nın arabuluculuğunda sunulan Sarkozy Planı’nın 16
Ağustos’ta imzalanmasıyla savaş sona ermiştir. Savaş sonrasında Gürcistan’ın BDT’den
ayrılacağını açıklaması üzerine, Rusya 26 Ağustos 2008’de Güney Osetya ve
Abhazya’yı bağımsız devletler olarak tanımıştır. 2008 “Ağustos Savaşı” – Rusya ve
ABD’nin Kafkasya bölgesinde nüfuz sahası için mücadelesidir. Bu savaşı Rusya
kazanmıştır, ama Rusya ve Amerika arasında mücadele eski Sovyet Birliği ülkelerinde
devam etmektedir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde ise Rusya’nın ana yayın medyasının savaş haberleri
incelenmiştir. Ana yayın medyasını temsil eden Komsomolskaya Pravda (KP) ve
İzvestiya gazetelerinin üç aylık haberleri (Temmuz 2008 – Eylül 2008) analiz edilmiştir.
Çalışmada, medyada savaş haberlerinin nasıl çerçevelendiği ve medyada savaşın hangi
yönlerinin ön plana çıkartıldığı soruları üzerinde durulmuştur. Bu soruları yanıtlamak
için Van Dijk’in söylem çözümlemesi yapılmıştır. “Savaş haberleri propaganda içerikli,
gazetelerde şiddet ve elit odaklı bir dil kullanılıyor, sunulan haberler mesleki ve etik
normlarına uygun değil, gerçeklerin gizlenmesi karşımıza çıkıyor” varsayımının
doğruluğunu sınamaktadır. Analiz edebilmek için incelediğim haberleri temalara
bölmeye karar verdim: “Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa
Hazırlıkları ile İlgili Haberler”, “Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya
Saldırısı”, “Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu”, “Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu”,
“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri”, “Saakaşvili Portresi”, “Savaşın Bitmesi,
Rusya İçin Sonuçlar”, “Enformasyon Savaşı”, “Güney Osetya ve Abhazya’nın
Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının Sonuçları”; “Gürcistan’a ABD, NATO
Ülkelerinden ve Ukrayna’dan Askeri Destek”.
Tablo 2. İncelenen Kategorilere Göre Haberlerin Sayıları
148
Komsomolskaya Pravda
(KP)
İzvestiya
Tarafların (Gürcistan,
Güney Osetya, Rusya)
Savaşa Hazırlıkları ile İlgili
Haberler
8
5
Savaşın Başlaması,
Gürcistan’ın Güney
Osetya’ya Saldırısı
3
2
Osetler Soykırımı, Mülteci
Sorunu
4
10
Mültecilere Yardım
3
8
Rusya’nın Barıştırıcı
Misyonu
2
2
“Ağustos Savaşı”nın
Başlama Nedenleri
2
6
Saakaşvili Portresi
4
3
Savaşın Bitmesi, Rusya İçin
Sonuçlar
7
19
Enformasyon Savaşı
6
8
Güney Osetya ve
Abhazya’nın
Bağımsızlıklarının
Tanınması, Tanınmasının
Sonuçları
10
16
Gürcistan’a ABD, Ukrayna
ve NATO Blok
Ülkelerinden Askeri Destek
3
6
İncelenen kategorilere göre gazetelerin en çok önem verdikleri haber – Savaşın bitmesi,
Rusya için sonuçları. Gazetelerde savaş bitmesi, Rusya için sonuçları konuyla ilgili
politikacılarının, uzmanların yorumlarıyla verilmektedir. Söylem analizinin sonuçlarına
149
göre, “Ağustos Savaşı” hakkında İzvestiya gazetesi, KP gazetesinden daha çok
yazmaktadır. KP eğlenceli yayın olup, daha çok skandal, sansasyon içeren haberleri
sunmaktadır. KP’de yayınlanan haberler arasında Saakaşvili’nin portresi, Gürcistan
Cumhurbaşkanının özel hayatının ayrıntıları, ayrıca, kahinlerden kim Kafkasya’da
savaşı önceden kestirdiği gibi haberler yer almaktadır. Ancak, KP gazetesinin tabloid
gazete olmasına rağmen, gazetede güncel sorulara, savaştan sonra iki milletler – Ruslar
ve Gürcülüler -
nasıl birbiriyle ilişki kuracağıyla ilgili sorulara cevap bulmaya
çalışmaktadır. 11.09.2008 tarihli “Devletler kavga ederken, insanlara ne oluyor?” adlı
makalesinde (yazarı Galina Sapozhnikova) Gürcülerin Ruslar ile pek çok ortak yanı
olduğunu yazıyor, örneğin, 9 Mayıs Zafer Bayramı Kutlaması.
İzvestiya gazetesi KP gazetesine nazaran ciddi yönelimli yayındır. Gazetenin her
sayısında uzmanların yorumları bulunmaktadır. Gazete, “Ağustos Savaş” ile ilgili,
özellikle Rusya’yı bu savaştan sonra neler bekleyecek gibi sorulara önem vermektedir.
Bu soruya gazetenin tüm makaleleri, yorumları aynı cevabı vermekte: Rusya her şeyi
doğru yaptı, Rusya’yı herhangi yaptırım (örneğin, Dünya Ticaret Örgütü’ne girişinin
yasaklanması, “G-8”den atılması) tehdit edemez. Makaleler vatansever niteliği
taşımakta: Rusya, büyük bir devlet olup, kendi vatandaşlarının haklarını koruyabilmiş,
kendi itibarını saklamayı başarabilmiştir. Böylece, gazete, okurların moralini
güçlendirmeye, kendi ülkesi için gurur duygusunu yükseltemeyi amaçlanmaktadır. Bu
egemen güçler yöneten medya propagandası yöntemidir. Ayrıca, İzvestiya gazetesinde
Güney Osetya ve Abhazya cumhuriyetlerini tanıma konusuna ilişkin haberler de az yer
almamıştır. Makalelerin içeriğine göre, Rusya cumhuriyetlerini tanıyarak doğruyu
yaptığını ve bu kararı “kolayca almadığını”, ancak “insanların koruması için tek çare”
olduğunu belirtmektedir. İzvestiya gazetesi KP gazetesinin aksine Güney Osetya’da
savaş yüzünden mağdur kalanlara, mülteciler konusuna daha çok önem vermektedir.
Mülteciler konusuyla ilgili makalelerde, mültecilerin Gürcü ordusundan neler çektiğini
anlatan hikâyeler bulunmaktadır. Her iki yayın – KP ve İzvestiya – Tshinvali’deki
Gürcü ordusunun eylemlerini “soykırım” olarak tanımlamakta: “Tshinvali şimdi Hatyn
gibi oldu, hatta daha kötüsüdür. Bu faşizmdir”. Böylece, karşı taraf için “düşman”,
“katil”, “faşist” imajı oluşturmaktadır. Tarafların “caniler” ve “kurbanlar” şeklinde
ayırması çözümün canileri cezalandırmak gerektiğini ima etmektedir. Ama her iki
150
yayın, Gürcü halkını değil, Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili’yi savaşı başlatmasıyla
suçlamaktadır. Saakaşvili, gazetelerde “kaprisli kukla”, “küçük Hitler” (KP), “yaşlılar
ve çocukların katili” olarak gösterilmektedir. Gazetelere göre, enformasyon ablukasında
kalmış Gürcü halkı Saakaşvili tarafından hipnotize edilmiş, anti-Rus propagandası etkili
olup insanların kafalarını çok karıştırmıştır. Gürcüler, kendi Cumhurbaşkanıyla
kandırılmış, ama gelecekte mutlaka adaleti isteyecek halk olarak tanımlamaktadır.
Ayrıca, İzvestiya gazetesi “Ağustos Savaşının” başlamasının nedenlerini açıklayan
hipotezi sunmaktadır (“Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe planını suya düşürdü” (22,
23, 24 Ağustos 2008). Bu hipoteze göre, ABD İran’a darbe planlamıştı ve bu darbeyi
Gürcistan toprağından indirecekti. Saakaşvili, NATO’ya gireceği umuduyla Amerika’ya
kendi toprağını kiraya verip, Güney Osetya sorununu çözmeye karar vermiş, ama
Rusya’nın o kadar hızlı ve etkin tepki vereceğine hazır olmamıştı. Böylece, ABD’nin
İran’a planladığı darbe ertelendi. Gazetenin hipotezi okurlar arasında tepki görmüş ve
gazete birkaç kez daha bu konuya başvurmuştur (“Kim, nereden ve ne zaman İran’a
vuracak?” (27.08.2008), “Kim ve nereden İran’a vurabilir?” (28.08.2008).
Enformasyon savaşı konusuna gelince sadece İzvestiya gazetesinde Rusya medyasını
eleştiren bir tane makale vardır. İzvestiya gazetesinin yazarı İrina Petrovskaya, Rusya
TV yayında Rus-Gürcü çatışmanın tek taraflı yansıtıldığını, birçok sorulara cevap
verilmediğini eleştirmektedir: “Savaş makul sorulara cevap vermeyince, insanın
kafasında karışıklık doğuruyor”. Gazetelerde bu konuyla ilişkin başka yazılarda
Gürcistan ve Batı medyasının savaşı tek taraflı (Gürcistan yanı) yansıttığına dair eleştiri
bulunmaktadır. Böylece, her yayının, hükümete yanlı olduğunu, Rusya Cumhurbaşkanı
Medvedev ve Başbakan Putin’in eylemlerine destek verdiğini söyleyebiliriz. Bu da
savaş gazeteciliğinin elit ve propaganda odaklı olduğunu belirtmektedir.
KP ve İzvetiya gazetelerinin “Ağustos Savaşı” haberlerine göre savaşın böyle bir imajı
oluşmakta: Gürcistan, Güney Osetya’ya saldırdı, Osetlere “soykırımı” yaptı, Rusya ise
kendi vatandaşlarını korumak amacıyla Gürcistan’ı “barışa zorladı”. Yani Rusya’nın
eylemleri meşru karakter taşımaktadır. Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırmasının
nedeni, toprak bütünlüğü sorununu çözümlemesidir. Ancak bu sorunu çözüldükten
sonra Gürcistan NATO’ya girebilecekti. Gürcistan’a ABD, Türkiye, Ukrayna ve diğer
NATO Blok ülkeleri askeri yardım ettiler. Rusya bu savaşı kazandı. Güney Osetya ve
Abhazya’nın tanınması mantıklı ve doğru karardır. Batı’dan gelen tehditler Rusya için
151
korkunç değil, Batının kendisi Rusya’nın enerji kaynaklarından bağımlıdır. Gazetelerle
oluşturan imaj – Rusya bu savaşı istemedi, sadece kendi vatandaşlarını korumaya çalıştı
– yayınların hükümetin resmi açıklamasının yanlısı olduğunu ifade etmektedir. Yani KP
ve İzvestiya gazeteleri resmi görüşü temsil etmektedir.
“Ağustos Savaşı” haberleri resimler de içermekte, bunlar: Tshinvali’de yıkım resimleri,
mülteciler, askerler, politikacıların (Medvedev, Putin, Saakaşvili, Lavrov, Kokoytı,
Bagapş) resimleri. Savaş teması, genellikle Tshinvali’de yıkım resimleri, mülteciler,
askerler, Saakaşvili resimleri, gazetelerin bazı sayılarında ön sayfada yer almaktadır.
Saakaşvili resimlerine gazetelerde özel önem verilmekte, Gürcistan Cumhurbaşkanının
birkaç tane resmi üzerine onun psikolojik portresi düzenlenmektedir. Saakaşvili’nin
dengesiz birisi olduğunu doğrulamak için gazetelerde Cumhurbaşkanının Rus
helikopterden kaçtığı, kendi kravatını yediği resimleri sunulmaktadır. Ayrıca,
gazetelerde, Güney Osetya çocukları savaşı yaşarken, Saakaşvili’nin çocukları Kırım’da
tatil ettiği haberleri bulunmaktadır (“Kendi çocuklarını götürdü ve başkalarına vurma
emri verdi” 15.08.2008, KP). Böylece, “Biz” ve “Onlar” ayrımı yapılmaktadır. “Biz” ve
“Onlar” ayrımını propaganda gazeteciliği yapar, bir tarafın sesi olur. “Onları” yani
ötekini insan değilmiş gibi göstermesi, silah kullanmaktan daha tehlikelidir.
“Ağustos Savaşı” haberleri genelde sadece bir tarafın (Güney Osetya, Rusya) acılarına,
korkularına ve üzüntülerine odaklıdır. Gazetelerde, Rusya’nın Gürcistan’ın Gori şehrine
girmesi hakkında az bilgi verilmesi, mesleki ve etik normlarını ihlal ettiğinin işaretidir.
İzvestiya gazetesinde Rus birliklerinin Gori’ye girme sebebi Gürcüleri çapulculardan
koruması olarak açıklanmaktadır. KP gazetesinin “Kim ve ne için “Gürcü şehirleri
bombaladı” (13.08.2008) makalesinde gazeteci Viktor Baranets yazıyor: Rus ordusunca
bombalanan tüm şehirler (Vaziani, Poti, Honi, Gori, Senaki) “siviller için yerleşim yeri,
ama askerler için stratejik hedeftir ve askerlik taktiğin ve stratejisinin kurallarına göre
ilk sırada imha edilmelidir. Bu her savaşın temelidir”.
Her iki yayının egemenlerin – Cumhurbaşkanının, Başbakanın, bakanların - savaşla
ilgili açıklamalarını vermesi, gazetelerin hükümetin sözccüsü olduğunu gözler önüne
sermektedir. Gazetelerde bulunan yorumlar aynı zamanda mevcut rejimi destekleyen
uzmanlara, politikacılara aittir (Sergey Markov, Aleksandr Dugin, Sergey Dorenko,
152
Natalya Naroçnitskaya). Uzmanlar, “Ağustos Savaşını” yorumlarken Rusya hükümetini
eleştirmemekte, hükümetin eylemlerine destek vermektedir.
Böylece, yayınların egemen söylemler içerdiği ve meşrulaştırdığı, şiddet, propaganda ve
elit odaklı bir dil kullandığı, mesleki ve elit normlarını ihlal ettiği varsayımımız
doğrulanmıştır. Söylem analizinin sonuçlarına göre, KP ve İzvestiya’daki haberler
savaş/şiddet, propaganda ve elit odaklı olduğu ve haber dilinin barış gazeteciliği
içermediği görülmektedir. Medyanın “Ağustos Savaşıyla” ilgili haberleri verirken
eleştirel görüşleri dışladığını, gerçekleri gizlediğini ve Rusya’nın Gürcistan’ı “barışa
zorlamasının” haklı gerekçelerini ürettiğini söylemek mümkündür. Böylece, KP ve
İzvestiya gazeteler egemenleri propaganda eden yayınlardır.
Tablo 3. İncelenen Kategorilere Göre Haberler
Komsomolskaya Pravda (KP)
İzvestiya
Tarafların (Gürcistan, Güney Osetya, Rusya) Savaşa Hazırlıkları ile İlgili
Haberler
1) Güney Osetya genel seferberlik
Rusya
vatandaşlarını
koruyacak
ilan etti (05.07.2008)
(14.08.2008)
2) Gürcüler siperler kazıyorlar
(15.07.2008)
Ne için Saakaşvili’ye yeni askerler?
(16.07.2008)
3) Osetler ateşin açmasını istiyorlar
(16.07.2008)
“Eğer yarın savaşsa. Biz kendimizi
koruyacağız!” (04.08.2008)
4) Gürcistan “Yanıt-2008” hazırlıyor
(16.07.2008)
Gürcü sniperler Oset çocukları tüfekle
vuruyorlar (06.08.2008)
5) “Eğer savaş başlayacaksa, buradan
başlayacak” (19.07.2008)
Tshinvali’ye gönüllüler Moskova’dan bile
geliyorlar (07.08.2008)
6) Kafkasya’da savaş başlamasına
çeyrek mi kalıyor? (4.08.2008)
7) Güney Osetya’yı savaş için
hazırlıyorlar mı? (5.08.2008)
8) Gönüllü askerler Tshinvali’ye
geliyorlar (8.08.2008)
Toplam: 8
Toplam: 5
Savaşın Başlaması, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya Saldırısı
153
1) Barışa Zorlama (11.08.2008)
Katılmazsa, yok etmek
(8, 9, 10 Ağustos 2008)
Bizim tanklarımız çelik akışıyla
geliyorlardı (11.08.2008)
2) Ben bu savaşta sadece 24 saat
oldum (22.08.2008)
3) Barış güçleri korkutuyorlardı:
burada tırpan atacağız!
(23.08.2008)
Toplam: 3
Toplam: 2
Osetler Soykırımı, Mülteci Sorunu
1) Dmitrii Medvedev: “Suçlular
cezalandırılacaklar” (11.08.2008)
Mülteci Zamira Aristaeva: “Tshinvali
şimdi Hatyn gibi. Hatta daha da
kötüsüdür” (11.08.2008)
2) Savaş durdu. Ama tanklar akın akın Vladimir Putin: “Bu Osetlerin soykırımı”
geliyorlar (13.08.2008)
(11.08.2008)
3) Güney Osetya’da kaç insan ölmüş? “Sinizmin boyutu şaşırtıyor..”
(16.08.2008)
(12.08.2008)
4) Avrupa Konseyi Parlamenterler
Tanklar doğru evlere vurdular
Meclisi Gürcistan’ın Güney
(13.08.2008)
Osetya’da etnik temizleme
yaptığını itiraf etmiştir
(27.09.2008)
Cehennemden kurtaranlar (15.08.2008)
“Bu suikast idi” (18.08.2008)
Çocuklar ve yaralananları nişana aldılar
(18.08.2008)
“Sarhoş askeri “Hadi, evi yıkalım. Yavaş
yavaş gebersinler” dedi” (19.08.2008)
“Saakaşvili Hitler’den daha kötü!”
(12.08.2008)
Toplam: 4
Toplam: 10
Mültecilere Yardım
1) Başkortostan Güney Osetya
kurbanlarına yardım gönderiyor
(13.08.2008)
Çocuklar
2) Başkortostan Osetya mültecilerin
basitleştirilmiş sistemiyle kabul
etmeye hazırdır (15.08.2008)
3) Başkortostan Güney Osetya’ya ilk
insani yardımı gönderdi
(15.08.2008)
Başkortostan Güney Osetya’ya ilk insani
yardımı gönderdi (13.08.2008)
Moskova’da
barınacaklar
(11.08.2008)
Güney Osetya yardımı bütçeye uygun
geldi (14.08.2008)
Gürcüler Mağdur Kalan Osetlere Para ve
Eşya Getiriyorlar (14.08.2008)
Güney Osetya emeklerine daha çok
ödeyecekler (15.08.2008)
154
Toplam: 3
Yardım eli Kafkasya’ya kadar uzandı
(15.08.2008)
Yeni Tshinvali için (21.08.2008)
Sıkışık olsa da, belada değil (01.09.2008)
Toplam: 8
Rusya’nın Barıştırıcı Misyonu
1) Vladimir Putin: “Rusya kendi Neden Osetya’ya Rus Ordusu Girdi?
barıştırıcı misyonu sonuna kadar (11.08.2008)
ulaştıracak” (12.08.2008)
2) “Saldırgan cezalandırıldı!”
(13.08.2008)
Toplam: 2
Rusya Cumhurbaşkanı Medvedev:
“Saldırgan cezalandırılmış ve büyük ziyata
uğramış” (13.08.2008)
Toplam: 2
“Ağustos Savaşı”nın Başlama Nedenleri
1) Kafkasya’daki savaş hakkında
sekiz tane naif sorular (12.08.2008)
2) Tarih Doktoru Natalya
Naroçnitskaya: “Gürcistan,
Abhazya ve Güney Osetya’sız
Batı’da kimseye lazım değil”
(13.08.2008)
Toplam: 2
Can kaybıyla gambit (11.08.2008)
Saakaşvili, Amerikan’ın İran’a darbe
planını suya düşürdü (22, 23, 24 Ağustos
2008)
Kim, nereden ve ne zaman İran’a vuracak?
(27.08.2008)
Kim ve nereden İran’a vurabilir?
(28.08.2008)
Saakaşvili’yi desteklerken ABD
Avrupa’yı kaybediyor (8.09.2008)
Neden Tshinvali’yi yazın hücum ettiler?
(08.09.2008)
Toplam: 6
Saakaşvili Portresi
1) Saakaşvili’yi çocukluğundan beri
gücendiriyorlar (14-21 Ağustos
2008)
2) Kaprisli kukla yoksa küçük Führer?
(14-21 Ağustos 2008)
3) Gürcistan Cumhurbaşkanının
oğullarını Yuşenko yazlığında
sakladı (15.08.2008)
4) Saakaşvili kendi kravatını yemiş
Mihail Saakaşvili: Savaşa Uzun Yol
(11.08.2008)
Yaşlılar ve çocukların çıldırmış katili
hayatı çok seviyor. Kendi hayatını
(13.08.2008)
“Nasıl böyle üstün kültür sahibi olan
ülkede, Saakaşvili Cumhurbaşkanı oldu?”
(14.08.2008)
155
(18.08.2008)
Toplam: 4
1)
2)
3)
4)
5)
Toplam: 3
Savaşın Bitmesi, Rusya İçin Sonuçlar
Kafkasya’da savaş ABD isteğiyle
Zaferden Sonra Neler Olacak?
başlandı mı? (14-21 Ağustos 2008) (13.08.2008)
“Soğuk savaş” gerilim filmi
Kafkasya’da savaş daha ileride
(15.08.2008)
(14.08.2008)
Sergey Dorenko: “Gürcistan bize
Zaferden Sonra Rusya’yı Gelecekte Neler
hediyelik poşetinde verilecek”
Bekliyor? (15.08.2008)
(01.09.2008)
Kafkasya savaşının sonuçları
Altı tane ilkiler ve üç tane soru
hakkında 6 tane naif sorular (4-11
(18.08.2008)
Eylül 2008)
Rusya dizlerinden kalktı. Sonra Bizi korkutuyorlar. Biz korkuyor muyuz?
nereye gidecek? (4-11 Eylül 2008) (19.08.2008)
6) “Amerika sakinleşmez. Bizim buna
hazır olmamız lazım” (9.09.2008)
7) BM Rusya Temsilcisi Vitali
Çurkin: “Bizi kimse izole
edemez!”;
Toplam: 7
“Eğer kimlerin hayalleri vardıysa, onlarla
vazgeçmek zorunda kaldı” (19.08.2008)
Tüm tehditler – “frostbitten” (19.08.2008)
Savaş ve barış (20.08.2008)
Rusya döndü (25.08.2008)
NATO’ya ihtiyacımız yok (26.08.2008)
Rusya döndü (devamı) (26.08.2008)
Rusya Batı’yı nelerden izole edebilir?
(26.08.2008)
Gürcistan’ın Rusya’ya karşı muzaffer
olmayan savaşının başlaması ve bitmesi
ilgili düşünceler (28.08.2008)
Rusya 33 milyar insanı besleyecek
(29.08.2008)
Başbakan Putin: “Kimseyi korkutmaya
gerek yok. Hiç de korkunç değil”
Kafkasya’da savaş: Batı neyi anlamak
istemiyor?
Cumhurbaşkanı Medvedev: “Rusya için 8
Ağustos – bu adeta ABD için” 11 Eylül
2001
Başbakan: “Amerika ilişkileri bozdular –
kendileri düzeltsinler”
Galibin ahlaki avantajı
Toplam: 19
156
Enformasyon Savaşı
1) Osetler ABD’de: “Saakaşvili –
Savaş yaşanıyor…ideolojik savaşı
saldırgan, ama bunu duymak
(11.08.2008)
istemiyorlar!” (16.08.2008)
2) Amanda Kokoev’unu internetten Yalanın bakanlığı (12.08.2008)
kovuyorlar mu? (18.08.2008)
3) Saakaşvili Rusya’yı nasıl nefret Biz gösteriş için savaşmıyoruz
(13.08.2008)
ettiriyor? (19.08.2008)
4) KP’nin gazetecisi Olga İvanova:
“Eğer basın özgürlüğü böyle ise, o
zaman artık ona inanmak
istemiyorum” (19.08.2008)
5) Gürcistan’da son Rus kanalını
kapattılar (20.08.2008)
6) “Gürcülere Rusya’nın saldırgan
olduğunu telkin ettiler. Onlar
inanıyorlar!” (20.08.2008)
Cevapsız Kalan Sorular (15.08.2008)
Enformasyon savaşları: kazanmayı
öğrenmek (18.08.2008)
Batı’da Georgiev’in konserini nasıl
yansıttılar? (25.08.2008)
Tshinvali’den fotolara yer
almamışlar(28.08.2008)
“Büyük Georgia” ne yaşıyor? (12, 13, 14
Eylül)
Toplam: 6
Toplam: 8
Güney Osetya ve Abhazya’nın Bağımsızlıklarının Tanınması, Tanınmasının
Sonuçları
1) Güney Osetya’yı aldık. Şimdi Güney Osetya ve Abhazya’nın statüsünü
Onunla ne yapacağız? (23.08.2008) yasa ve BM belirtecek (15, 16, 17 Ağustos
2008)
2) Tanımın değeri (26.08.2008)
Neden bizim Abhazya ve Güney Osetya’yi
bugün tanımamız lazım?
3) Karar alınmış. Rusya Kafkasya’dan Kendi ayrılma hakkı (26.08.2008)
gitmiyor (27.08.2008)
4) Natalya Naroçnitskaya: “Biz
Abhazya ve Güney Osetya’nın örneği kimi
yararımıza davrandık”
esinlendirebilir? (26.08.2008)
(27.08.2008)
5) Batı Moskova için baskı bulmaya
Gürcistan’a bağlı olmadan (27.08.2008)
çalışıyor (27.08.2008)
6) Rusya dünya haritasında yeni iki
Rusya Cumhurbaşkanı: “Bu kolay bir
ülke işaretledi. Sonrası nedir?
seçim değildi, ama bu insanların
(28.08.2008)
korunması için tek çaredir” (27.08.2008)
7) Suhumi ve Tshivali’nin açık
Ne için bana Güney Osetya? (28.08.2008)
tanınması Cuma’ya ertelendi
(03.09.2008)
8) Daniel Ortega Güney Osetya ve
Sözsüz destekleme (29.08.2008)
Abhazya’nın bağımsızlığını
157
destekledi (05.09.2008)
9) Moskova Suhumu ve Tshinvali ile
ilişkileri yasallaştıracak
(09.09.2008)
10) Eduard
Kokoytı:
“Ben
çift
dipsizim” (29.09.2008)
Abhazya ve Güney Osetya’yı sessiz mi
tanıyacaklar? (03.09.2008)
Toplar daha ateş edecekler. Ama kışın
(04.09.2008)
Güney Osetya ve Abhazya: Nikaragua
onları tanıdı, Burkina-Faso BM’e çağırdı
(5, 6, 7 Eylül 2008)
Suhumi ve Tshinvali Managua’dan
görünüyor (05.09.2008)
Cepheleşme – bizim seçimimiz değildir
(08.09.2008)
Başbakan Putin: “Bu küstahlığın son
perdesidir” (12, 13, 14 Eylül 2008)
ABD önleyici darbe indirdi. Vizeli
(17.09.2008)
Tarihçi Natalya Naroçnitskaya: “Bizim
için en tehlikeli değişiklikler Baltık ve
Karadeniz’dedir” (22.09.2008)
Toplam: 10
Toplam: 16
Gürcistan’a ABD, Ukrayna ve NATO Blok Ülkelerinden Askeri Destek
1) Rus pilotu Amerikan
Gürcistan Nasıl Savaşa Hazırlandı ve Onu
öğretmenlerinin öğle yemeğini
Kim Silahlandırdı? (08.08.2008)
bozdu (14-21 Ağustos 2008)
2) Savaşın en Kızgın Günlerinde Mişa Gürcistan Neyle savaşıyor? (11.08.2008)
Amerika’dan Uçak Göndermesini
İstemişti (22.08.2008)
3) Güney Osetya’da Ukrayna İzi
Tiflis’te dostların derintisi (14.08.2008)
Bırakılmış Mı? (10.09.2008)
Made in Odessa… (27.08.2008)
Saakaşvili’yi desteklerken, ABD
Avrupa’yı kaybediyor (08.09.2008)
Ukrayna, Rusya ile savaş için Gürcistan’ı
silahlandırdı (10.09.2008)
Toplam: 3
Toplam: 6
158
KAYNAKÇA
Kitaplar:
-
Esin, B. Rus Gazeteciliğinin Tarihi (1703-1917). IV Baskı. Moskova: Flinta
Nauka, 2009 (Есин Б., История Русской Журналистики (1703-1917), 4-е
изд. Москва :Флинта: Наука, 2009).
-
Kuznetsov, İ. Ulusal Gazeteciliğin Tarihi (1917-2000). IV Baskı. Moskova:
Flinta Nauka, 2008, (Кузнецов И., История Отечественной
Журналистики (1917-2000), 4-е изд. Москва: Флинта Наука, 2008).
-
Yeni Rus Ansiklopedisi, Cilt 8(2), Moskova, İnfra-M, 2011. (Новая
Российская Энциклопедия, Том 8(2), - М., Инфра-М, 2011).
-
Büyük Rus Ansiklopedisi, Cilt 10, Moskova, Büyük Rus Ansiklopedisi, 2008.
(Большая Российская Энциклопедия, Том 10, Большая Российская
Энциклопедия, - М., 2008)
-
Kaşıkçı, Nihat, Yılmaz, Hasan. Aras’tan Volga’ya Kafkaslar (ÜlkelerŞehirler-İz Bırakanlar). İkinci Baskı. TÜRKAR (Türk Metal Sendikası
Araştırma Bürosu), Ağustos 2000
-
Karabulut, Kerem, Yalçın, Alper. “Türkiye’nin Güney Kafkasya Ülkeleri ve İran
İle Ekonomik – Siyasi İlişkileri”, 167-192, Bildiriler Kitabı, Uluslararası
Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012.
-
Mert, Okan. Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan. 1.Baskı. İstanbul,
IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2004.
-
DEİK/Türk –Gürcü İş Konseyi. Gürcistan Ülke Bülteni 2012. 2012.
-
Özkan, Güner. “Gürcistan’da Yeni Yönetim, Etnik Ayrılıkçı Bölgeler Ve
Güvenlik”, 211-243, Orta Asya Ve Kafkasya Güç Politikası. 1.Baskı. Ankara,
USAK Yayınları, 2008.
-
Met Çinatiko, Yusuf İzzet. Kafkas Tarihi. 2.Baskı. Ankara, Kafdav Yayınları,
2009.
-
AKAK (A.Berger Editörlüğüyle Kafkasya Arkeoloji Komisyonu Tarafından
Derlenen Tutanaklar). Cilt I, Tiflis, 1866. (AKAK (Акты, собранные
Кавказской Археографической Комиссии. Под общ.ред. А.Д..Берже). Том
I, Тифлис, 1866).
159
-
Butkov, P. Kafkasya’nın Yeni Tarihi İçin Kaynaklar, 1722-1803 yy.
II.Bölüm, Sankt Petersburg, 1869. (Бутков, П. Материалы для Новой
Истории Кавказа, 1722-1803 гг. Часть Вторая, Санкт-Петербург, 1869).
-
Vaçnadze, M, Guruli, V, Bahtadze, M. Gürcistan’ın Tarihi (Eski Çağlardan
Bugüne Kadar). Tiflis Devlet Üniversitesi, Tiflis, 1993. (Вачнадзе М., Гурули
В., Вахтадзе М., История Грузии (с Древнейших Времен и до Наших
Дней), Тбилисский Государственный Универститет, Тбилиси, 1993).
-
Gozalişvili, G. 1832 Yılındaki Komplo ve Rusya’da Liberal Hareketi. Cilt
III, 1970. (Гозалишвили Г.К., Заговор 1832 года и Либеральное
Движение в России, т. III, 1970).
-
Sürmeli, Serpil. Türk-Gürcü İlişkileri, (1918-1921). Ankara, Divan Yayıncılık,
2001.
-
Ağacan, Kamil. “Gürcistan: Çok Milletli Yapıda Devlet İnşa Sürecinin Öyküsü”,
ss.57-104. Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve
Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011.
-
Cemili, Elnur. Güney Kafkasya Politikası. I. Baskı. İstanbul, İQ Kültür Sanat
Yayıncılık, 2007.
-
Karabayram, Fırat. Güney Kafkasya Jeopolitiğinde Rusya Gerçeği. 1.Baskı.
İstanbul, İQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2011.
-
Kamer, Kasım. Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya. Ankara, USAK Yayınları,
2009.
-
Kantarcı, Şenol. “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Güney Osetya”
Sorunu”, ss.229-285, Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik
Mücadeleler ve Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011.
-
Oğan, Sinan. “Kafkasya’da Etnik Çatışmalar Ekseninde “Abhazya” Sorunu”,
ss.193-228. Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve
Enerji. Ankara, Berikan Yayınevi, 2011.
-
Cicioğlu, Filiz. “Abhazya Cumhuriyeti’nin Yasal Statüsünün Uluslararası Hukuk
Açısından Değerlendirilmesi”, ss.448-455, Bildiriler Kitabı, Uluslararası
Kafkasya Kongresi 26 – 27 Nisan, Kocaeli, Temmuz 2012.
-
Dugin, Aleksandr. Rus Jeopolitiği: Avrasyacı Yaklaşım. 5. Baskı. İstanbul,
Küre Yayınları, 2005.
-
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), Gürcistan Krizi
Değerlendirme Raporu, Ed. Laçiner, S, Özertem H. Ankara, 2008.
160
-
Atan, Fatih. Güney Osetya Katliamı. İstanbul, Dönence Tarih Kitapları: 2,
Ağustos, 2011.
-
Hatipoğlu, Filiz. “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”,
ss.19-30, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya. İstanbul, Kitabevi, 2005.
-
Çelikpala, Mitat. “Güney Kafkasya’da Yeni Jeopolitik Denge”, ss.289-312.
Güney Kafkasya; Toprak Bütünlüğü, Jeopolitik Mücadeleler ve Enerji.
Ankara, Berikan Yayınevi, 2011.
-
Rusya ve Gürcistan: Krizden Çıkış Yolları, Düzenleyen Georgi Hutsişvili ve
Tina Gogeliani. Tiflis, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi
(International Center of Conflict and Negotiation) 2010. (Россия и Грузия:
Пути Выхода из Кризиса, Под ред. Георгия Хуцишвили и Тины
Гогелиани. Тбилиси, Международный Центр по Конфликтам и
Переговорам, 2010).
-
Rusya – Gürcistan İlişkileri: Gelişmenin Yeni Yolları Arayışı, Çalışma
Kitabı, İ.Haindrava, A.Suşentsov, N.Silayev, Moskova, Uluslararası İlişkiler
Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council) ve Çatışma ve Müzakere
Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation), 2014.
(Российско-Грузинские Отношения: В Поисках Новых Путей
Развития: Рабочая Тетрадь, И. Л. Хаиндрава, А. А. Сушенцов, Н. Ю.
Силаев, Москва, Российский Совет по Международным Делам,
Международный Центр по Конфликтам и Переговорам, 2014).
-
Rusya – Gürcistan: İlişkilerin Kilit Alanları, Düzenleyen Mamuka Areşidze
ve Ivan Timofeev. Tiflis, Çatışma ve Müzakere Uluslar arası Merkezi
(International Center of Conflict and Negotiation) ve Uluslar arası İlişkiler
Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council), 2014. (Россия –
Грузия: Ключевые Направления Взаимоотношений, Под ред.
М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, Международный Центр по
Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным
Делам, 2014).
-
Rusya – Gürcistan: Ekonomi Alanında Sorunlar ve Perspektifler.
Düzenleyen Mamuka Areşidze ve Ivan Timofeev. Tiflis, Çatışma ve Müzakere
Uluslar arası Merkezi (International Center of Conflict and Negotiation) ve
Uluslar arası İlişkiler Rusya Konseyi (Russian International Affairs Council),
2014. (Россия – Грузия: Вызовы и Перспективы в Области Экономики,
Под ред. М.Арешидзе и И.Тимофеева, Тбилиси, Международный Центр по
Конфликтам и Переговорам и Российский Совет по Международным
Делам, 2014).
161
-
Arsan, Esra. “Çatışma ve Savaş Dönemlerinde Gazetecilik”, ss.119-132.
Gazetecilik ve Habercilik, Sevda Alankuş (der) içinde. İstanbul, IPS İletişim
Vakıf Yayınları, 2005.
-
Tokgöz, Oya. Temel Gazetecilik. 9. Baskı. Ankara, İmge Yayınları, 2012.
-
İnceoğlu, Yasemin, Çomak, Nebahat. Metin Çözümlemeler. Birinci Basım,
İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 2009.
-
Schalpp, Hermann. Gazeteciliğe Giriş, Mesleğe Yönelik Ders Kitabı, Çeviren:
Işık Aygün. 5. Baskı. İstanbul, Vestfalya Eyaletler Yayımevi, 2002.
Süreli Yayınlar
-
İzvestiya Gazetesi, Temmuz – Eylül 2008 Sayıları
-
Komsomolskaya Pravda Gazetesi, Temmuz – Eylül 2008 Sayıları
-
Rohlenko, D. “İlk Rus Basılı Gazete”, Bilim ve Hayat. №3, 2007, ss. 112-116.
(Рохленко Д., “Первая Русская Печатная Газета”, Наука и Жизнь, 2007,
№3, с. 112-116)
-
Kulakov, V. “Gürcü Çar Vahtang VI Astrahan’da: Rusya’nın Gizli Diplomasinin
Tarihi”, Yeni Tarihi Belleteni. , № 20, 2009, ss.1-7. (Кулаков В.О.,
“Грузинский Царь Вахтанг VI в Астрахани: Страницы Истории Тайной
Дипломатии России”, Новый Исторический Вестник. № 20, 2009, cc.1-7).
-
Tem Zkan, Abdullah. “Rusya ve Osmanlı Devleti’nin Kafkas-Ötesinde Nüfuz
Mücadelesi”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World
Studies. Cilt: VI, Sayı 2, İzmir, 2006, ss.447-462.
-
Çarpaz, Hayri. “Gürcistan’da Rus İdaresinin Yerleşmesi (1800-1850)”. USAK.
Cilt 1, No: 1, 2006, ss.67-80.
-
Putkaradze, Şuşana. “Çveneburebis Kartuli”, 1998 (Muhacire Kartvelebi, çev.
Fevzi Çelebi), Çveneburi Dergisi, 1998, Sayı:27.
-
Sönmez, A. Sait. “Putin Yönetimi’nin Güney Kafkasya Politikası”, ss.95-116,
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt:15, Sayı 2,
Erzurum, 2011.
-
Ağacan, Kamil. “Saakaşvili’nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin
Testi”, TÜRKSAM, 2005.
162
-
Yapıcı, Merve İrem. “Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya”, ss.71-104.
USAK. Cilt:2, Sayı 3,2007.
-
Öztürk, Ahmet. “Rusya-Gürcistan Krizi: Yerel Bir Çatışma, Küresel
Yansımalar”, ss.1-27, USAK, Cilt:4, Sayı 7, 2009.
-
Aslanlı, Araz. “Bölgesel ve Küresel Dengeler Açısından Abhazya Sorunu”,
ss.116-136. Karadeniz Araştırmaları, Sayı 5 (Bahar 2005).
-
Bozkurt, Giray Saynur. “Gürcistan’daki etnik Çatışmalar Karşısında Türkiye ve
Rusya’nın Tutumu”, ss.1-30. Karadeniz Araştırmaları, Sayı: 19, Güz 2008.
-
Kanbolat, Hasan. “Abhazya Örneğinde Kosova’nın
Yansımaları”, ss.50-56. Stratejik Analiz, Nisan 2008.
-
Şir, Aslan Yavuz. “Savaş Sonrası Dönemde Gürcistan”. OrtaDoğu Analiz,
Cilt.1, Sayı:1, Ocak, 2009.
-
İrakli Alasania ile Söyleşi. Turkish Policy Quarterly (TPQ) Dergisi, Sonbahar
2013.
-
Perinçek, Mehmet. “Rusya’nın KKTC’si Güney Osetya’da Savaş ve Sonuçları”,
Teori, Eylül 2008.
-
Mikail, Elnur Hasan. “ABD’nin Kafkasya Politikası”, ss.87-95. Sosyal ve
Beşeri Bilimler Dergisi, Cilt 4, No 2, 2012.
Güney
Kafkasya
Tezler
-
Abdullayev, Ramin. “Rusya’da Gençlere ve Çocuklara Yönelik Basın
Hareketleri”. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2002.
-
Parulava, Tamara. “Rusya’nın Gürcistan’a Askeri Müdahalesi – 2008 Ağustos
Savaşı”. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul, 2012.
-
Çelebioğlu, Tuğba. “1990 Sonrası Türkiye – Gürcistan İlişkileri”. Yüksek
Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul,
2005.
İnternet Kaynakça
-
Çamur,
Ali
Ziya.
Belinski
ve
Aydın
Sorumluluğu.
2008.
http://emeginsanati.blogcu.com/belinski-ve-aydin-sorumlulugu-ali-ziyacamur/3002421 (15.02.2008)
163
-
Proletaryanın
Sesi
Pravda
102
http://halkinkurtulusu.net/?p=3218 (21.04.2014)
-
Gazeteciyi Kim Öğretecek? Media Guide. (Кто Научит Журналиста? Media
Guide). www.mediaguide.ru/?p=news&id=44d2e8aa (04.08.2006)
-
Rus TV Gazeteciliğiyle Neler Oluyor. Lenta.Ru. (Что Происходит с
Российской
Тележурналистикой?)
http://lenta.ru/conf/pivovarov/
(26.06.2009)
-
Mutlu, Merve Melek, Rusya ve Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Konusunda
Yaşadığı
Kısıtlamalar
http://www.yenidenergenekon.com/358-rusya-veturkiyenin-basin-ozgurlugu-konusunda-yasadigi-kisitlamalar/ (01.01.2014)
-
Doğanyiğit Seray Öney. Rus Yazılı Basın’ında Haber Alma ve Verme Anlayışı.
Galatasaray
Üniversitesi
İletişim
Fakültesi,
Uluslararası
Medya,
https://www.academia.edu/1883856/RUSYADA_YAZILI_BASINDA_HABER_ALM
A-VERME_ANLAYISI
-
Magazini
Komsomolskaya
Pravda’da
Ara,
Radikal,
2008,
http://www.radikal.com.tr/yorum/magazini_komsomolskaya_pravdada_ara890599 (28.07.2008)
-
Komsomolskaya Pravda - Tarihi ve Gazetenin Şimdiki Hali”. (Комсомольская
Правда
–
История
и
Нынешний
День
Газеты)
http://ria.ru/spravka/20100524/236957896.html (24.05.2010)
-
Gerilemiş
Yayın.
Gazeta.Ru.
(Печать
Регресса)
http://www.gazeta.ru/comments/2010/01/13_e_3311125.shtml (13.01.2010)
-
Gürcistan’ın nüfusun yarısından fazlası gazete okumuyor – anket. (Больше
Половины Жителей Грузии не Читает Газет
– Опрос).
http://www.apsny.ge/2012/soc/1327540759.php (21.01.2012)
-
Boşa Çıkmış Umutlar. Georgia Times. (ПИК Несбывшихся Надежд),
http://www.georgiatimes.info/articles/65675.html (12.10.2011)
-
Gürcistan’da Savaş Çıktı. 15 Mart 2010, http://haberciniz.biz/gurcistanda-savascikti-790323h.htm (15.03.2010)
-
Basın Özgürlüğü Endeksinde Gürcistan’ın Reytingi Düzeltilmiş. (Рейтинг
Грузии
в
Индексе
Свободы
Прессы
Улучшился).
http://www.civil.ge/rus/article.php?id=25925 (02.05.2014)
164
Yaşında.
2014.
-
Gürcistan’daki Rus Yayınlar Çare Aramaktadır. (Русскоязычная Пресса
Грузии
Ищет
Выход).
http://www.newsgeorgia.ru/actual/20100605/213244634.html (05.06.2010)
-
Özbay, Fatih. Tarihsel Süreç İçerisinde Güney Osetya Sorunu. 2008.
http://www.bilgesam.org/incele/999/-tarihsel-surec-icerisinde-guney-osetyasorunu/ (25.06.2008)
-
Can, Mehmet. Türkiye Dış Politikasının Gürcistan-Rusya Savaşı İle Sınavı. s.2,
http://www.ius.edu.ba/mcan/CPAPERS/CPDF/T%C3%BCrkiye%20Politikasi.pdf
-
Yılmaz, Reha. Bağımsızlık Sonrası Dönemde Rus-Gürcü İlişkileri. 16 Eylül
2011, http://www.bilgesam.org/incele/171/-bagimsizlik-sonrasi-donemde-rusgurcu-iliskileri/#.VMVoH3bV3Mw (16.09.2011)
-
Kurt, Emre. Dış Politikada Kriz Yönetimi: 2008 Rusya – Gürcistan Savaşı
Örneği.http://akademikperspektif.com/2012/02/15/dis-politikada-krizyonetimi-2008-rusya-gurcistan-savasi-ornegi/ (15.02.2012)
-
Asker, Ali. Gürcistan ABD ve Rusya’nın Kafkaslar Politikasındaki Önemini
Korumaktadır.
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/gurcistan/2009/09/26/3018/gurcistanabd-ve-rusyanin-kafkaslar-politikasindaki-onemini-korumaktadir (26.09.2009)
-
Kutlay, Mustafa. Gürcistan-Rusya Krizi ve Avrupa Birliği’nin Dış Politika
Sınavı.
http://www.usak.org.tr/kose_yazilari_det.php?id=1018&cat=405#.VJv_3sAJM
(01.01.2008)
-
AB
Raporu:
Savaşı
Gürcistan
Başlattı.
Amerika’nın
http://www.amerikaninsesi.com/content/a-17-2009-09-30-voa1488132777/870339.html (30.09.2009)
-
Barış Gazetecisi ne Yapar, Savaş Gazetecisi ne Yapar? İstanbul, BİA Haber
Merkezi, 2007. http://bianet.org/bianet/medya/102482-baris-gazetecisi-ne-yaparsavas-gazetecisi-ne-yapar
165
Sesi,
Download